GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI...

23
GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Atölye Çalışması Metinleri Allan N. Schore Psikoterapi Enstitüsü

Transcript of GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI...

Page 1: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve

BAĞLANMA KURAMI

Atölye Çalışması Metinleri

Allan N. Schore

Psikoterapi Enstitüsü

Page 2: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 65

Gelişimsel Nörobiyoloji ve Bağlanma Kuramı

Atölye Çalışması Metinleri

Allan N. Schore

ISBN 978-605-5548-65-0

Copyright Psikoterapi Enstitüsü

Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik

ortamlarda yayımlanamaz.

Birinci baskı: Temmuz 2012

Editör: Tahir Özakkaş

İçerik Editörü: Esin Çimen Yayıma hazırlayan: Sevgi Çorabatur

Baskı: İklim Ofset Nişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanbul

Tel: 0212 577 77 45 www.iklimmatbaa.com

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No285 Darıca-İZMİT

Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 6698

Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL Tel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

Page 3: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI

1 – 2 Ekim 2011

Allan N. SCHORE

Psikoterapi Enstitüsü

Page 4: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca
Page 5: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

v

SUNUŞ

Kısa bir zaman öncesine kadar birbirinden ayrık, bağımsız

birimler halinde her birinin kendi alanından tanımlamaya çal-

ıştığı ancak hepsi aslında aynı şey hakkında olan çalışmalar, ne

kadar sevindiricidir ki, son yıllarda multidisipliner bakış açısıyla

ele alınabiliyor, ortak sorulara ortak cevaplar aranabiliyor. İşte

tam bu noktada Dr. Schore’un çalışmaları bütün söylenenleri

bir arada toplamayı ve bir arada değerlendirmeyi mümkün kı-

lan, üstelik gösterilebilir ve ölçülebilir değerler üretilmesine

zemin oluşturuyor.

Yüzyıllardır süregelen zihin-beden ikileminin çözülmesine belki

de en çok yaklaşılan günümüzde, Dr. Allan Schore’un çalışma-

ları bu çözümün kavşak noktasında bulunmaktadır.

Bugüne kadar soyut ve sanal şekilde algılanan ve ele alınan

bilinç ve bilinçdışı kavramları, Dr. Schore’un çalışmalarında

somutlaştırılmış ve bilinçdışının localizasyonunun kanıta dayalı

yöntemlerle aydınlatılması yönünde ciddi adımlar atılmıştır.

Dr. Allan Schore’un bilimsel çalışmaları aynı zamanda psiko-

terapinin beyinde meydana getirdiği değişikliklerin nörobiyolo-

jik kanıtlarını ortaya koyması açısından da tarihsel öneme sa-

hiptir.

Psikoterapi alanında disiplinlerarası çalışmaların en önemli

isimlerinden olan saygıdeğer bilimadamı Dr. Allan N. Schore’un

birikim ve deneyimlerinden yararlanma fırsatını büyük bir şans

olarak görüyoruz.

Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü Başkanı

Page 6: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca
Page 7: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

vii

İÇİNDEKİLER

ATÖLYE ÇALIŞMASI PROGRAMI ..................................................... 1

1 Ekim 2011 1. Oturum .................................................................................. 5

2. Oturum ............................................................................... 23

3. Oturum ............................................................................... 51

4. Oturum ................................................................................ 71

2 Ekim 2011 1. Oturum ................................................................................ 89

2. Oturum .............................................................................. 106

3. Oturum .............................................................................. 130

4. Oturum .............................................................................. 149

Allan N. SCHORE Hakkında ........................................................ 177

Page 8: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca
Page 9: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

1

GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI

ATÖLYE ÇALIŞMASI PROGRAMI

1 Ekim

09:00 – 10:30 Paradigma değişimi Schore’un Düzenleme kuramı ve Uygulamaları

10:30 – 11:00 Kahve Arası

11:00 – 12:30 Sağ Yarımküre bağlanma iletişimleri Bağlanma ve kendilik düzenlemesi

12:30 – 14:00 Öğle Yemeği

14:00 – 15:30 Duygulanım düzensizliği İlişkisel Travma & Çözülme

15:30 – 16:00 Kahve Arası

16:00 – 17:30 İlişkisel travma ve BKB psikopatojenezi

2 Ekim

09:00 – 10:30 Duygulanım Düzenleme Kişilerarası bir psikoterapi modeli

10:30 – 11:00 Kahve Arası

11:00 – 12:30 Terapötik ittifakta öznelerarasılık Öznelerarası alanda örtük iletişim

12:30 – 14:00 Öğle Yemeği

14:00 – 15:30 Düzenleme kuramı ve bağlanma travmasının psikoterapisi - Aktarım & Karşı Aktarım

15:30 – 16:00 Kahve Arası

16:00 – 17:30 Terapötik İttifakta stres düzenlemesinin psikobiyolojisi

Page 10: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca
Page 11: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

Gelişimsel Nörobiyoloji ve Bağlanma Kuramı

Allan N. Schore

1 Ekim 2011

Page 12: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca
Page 13: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

1.

Oturum

Dr Allan Schore:

Çok teşekkür ederim nazik davetiniz için. Eşim ve ben burada

olmaktan gurur duyuyoruz. Belki biliyorsunuz, biz birlikte

yazıyoruz kitaplarımızı. Ve son birkaç yıldır birlikte çalışmaya

başladık. Makaleleri birlikte yazmaya başladık. 46 yıldır evliyiz ve

bu bizim için iyi bir deneyim oldu. Los Angeles’ten size selamlar

getiriyorum, güzel şehrinize. Son 4 gündür buradaydık. Daha

önce hiç Türkiye’ye gelmemiştik. Tüm arkadaşlarımız ülkenizin

ne kadar güzel olduğunu söylemişlerdi. Gerçekten çok şaşırdık ve

çok hoşumuza gitti. Sadece gördüklerimizle ilgili değil, aynı

zamanda, sadece burada değil, her yerde bize gösterilen

misafirperverlikten dolayı. 4 gündür tatildeyiz ama şimdi

çalışmaya başlayacağız ve iki gün boyunca yapmak istediğim bir

çalışma var, üstünde durmak istediğim sizlerle.

Kullanacağımız format; powerpoint slâytlar var. Ben genellikle

bir saat boyunca sunum yapacağım. Sonrada 15 dakika bir

diyalogumuz olur. Bunu iki kere sabah, iki de öğleden sonra

yapabiliriz. O yüzden 8 kez diyalog kurabiliriz diye

düşünüyorum iki gün boyunca. Ayrıca şunu da söylemek isterim.

Page 14: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI

Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40

yıl boyunca psikoterapi yaptım. Benim bilimsel olarak

yaklaştığım her şey ve hipotezler, bilim kaynaklı değil, klinik

çalışmalarımdan gelen şeyler. Bu konuda kaynak olarak her

zaman hastalarımı kullandım.

Bu sabah bir giriş yapmak istiyorum. Ve iki gün boyunca beynin

sağ yarımküresi ile ilgili konuşacağım. Ama bu sabah normal

gelişim, öğleden sonrada anormal gelişimle ilgili konuşmak

istiyorum. Yarında bu modellerin uygulaması ve

psikoterapisinden bahsetmek istiyorum. Sizi uyarmam lazım, 41

yıl California’da yaşadım ama bir yıl New York’ta yaşamıştım. O

yüzden bazen çok hızlı konuşurum. Özellikle zihnim koşmaya

başladığı zaman çok hızlı konuşursam üstüme bir şey fırlatın ve

beni yavaşlatın.

Masterson’dan bir alıntı ile başlamak istiyorum, son kitabından.

Masterson’un son kitabında sağ beynin nörobiyolojisi ile ilgili bir

bölüm var. “Nörobiyolojik beyin araştırmaları ile birlikte ortaya

çıkan bilgi patlamasının en iyi şekilde bütünleştiren ve ifade

eden kişi Allan Schore’dur.” dedi. “Ve burada sunulan görüşlerim

üzerinde çok derin etkileri olmuştur.” dedi.

Şunu söylemek isterim ki; 1998’de New York Üniversitesi’nde,

yansıtmalı özdeşim üzerine bir konuşma yaptım. Konuşmanın

sonunda bir meslektaşım geldi. Kendini tanıttı ve ismini

söylemeden evvel dedi ki: “Son 30 yılda duyduğum en iyi

konuşma buydu.” Ben de bunun çok büyük bir iltifat olduğunu

düşündüm. Adını söyledi bana. Masterson’dı. Ve o günden

beridir son 10 yılda Masterson ile çok ilişkimiz oldu. 1970’lerdeki

Kernberg ve Kohut’un çalışmalarıyla birlikte onun çalışmalarını

izledim. 2008 yılında Amerikan Psikoloji Birliği’nin ödülünü

Page 15: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

1.Gün / 1. Oturum 7

almaya layık görüldüm. Orada yaptığım konuşma ‘Paradigma

Değişimi, Sağ Beyin ve İlişkisel Bilinçdışı’ konuluydu. Daha

sonra, bir sonraki yıl Amerikan Psikoloji Birliği’nde tüm üyelerin

bulunduğu bir genel kurul konuşması yaptım.

Psikoloji şu an bir değişim içinde. Açık ve gözlemlenebilen,

belirgin, bilinçli, sözel, rasyonel, mantıksal sol yarımküreden

(SoY); üstü kapalı, entegratif (Bütünleştirici), bilinçdışı, sözsüz,

bedensel odaklı duygusal sağ yarımküreye (SaY) bir geçiş yapıyor.

Ve bu paradigma geçişi bütün bilimlerde aynı anda meydana

geliyor. Yani son 20 yılda çalışmalarım duyguların önemi üzerine

ve sağ beynin bilinçaltı farkındalık altında işlev gören süreçleri

üzerine oldu.

2003 yılında bu duygulanım süreçlerinin kendiliğin özünde

yattığını ve bu olayların içsel psiko-biyolojik niteliği nedeniyle

bedensel odaklı olayların bebeklikten başlayıp yaşam boyu süren

insan gelişimi modellerinin beyin, zihin, beden tanımlamalarına

dönüştüğünü söyledim. Bu değişim aynı zamanda sol beynin

bilişinden, sağ beynin bilinçdışılığına geçiştir.

Beynin sol tarafı bilinçli cevaplarla ilgilidir. Ama sağ yarımküre

bilinçdışı cevaplarda rol oynar. Sağ yarımküreyi ne kadar çok

anlarsak ve gelişmesi ile ilgili ne kadar bilgi edinirsek o zaman

bilinçaltımızın erken dönemde yaşadığımız ilişkilerimizden ne

kadar etkilendiğini de o kadar anlayabiliriz.

Psikosomatik araştırma dergisinde; “Sağ beyinde sözsüz,

bilinçdışı süreçler meydana gelirken sol beyinde sözlü ve bilinçli

süreçler meydana gelir.” denilmektedir. Açık, bilinçli olan sol

yarımküre, üstü kapalı, bilinçaltı olan ise sağ yarımküredir. Sol

yarımkürenin sağ yarımküreden daha fazla bilinçli işlevlerde

dominant olduğunu gördük. Yani burada beynin iki parçası değil,

Page 16: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

8 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI

kortikal ve alt kortikal sistemden bahsediyoruz. Her birinin

kendi işlevleri ve kendi sistemleri var. Sanki aynı beynin iki

parçasıymış gibi görünüyor olabilir ama aslında birbirinden çok

farklılar. Birine ‘rasyonel beyin’ öbürüne de ‘duygusal beyin’

denmiştir. Sözel beyine karşı sosyal beyin… Bilinçli zihin ve

bilinçdışı zihin… Açık ve kapalı kendilik sistemleri… Bu ikili

karşılaştırmalar birçok bilimde kullanılmıştır ve bu, iki sistemi

çok iyi, doğru bir şekilde tarif etmektedir.

İnsan beynindeki sağ yarımküre sol yarımküreden daha büyük ve

daha ağırdır. Paradigma değişimi; aynı zamanda bilişten

duyguya, düşünmeden hissetmeye doğru bir geçiştir. Motivasyon

ve Duygu Dergisi’nin editörü Ryan: “Bilişsel yaklaşımların 30

yıllık hakimiyetinden sonra motivasyon ve duygu süreçleri

yeniden ve güçlü bir şekilde ilgi odağı haline geliyor.” diye

yazmıştır. 1970’lerde, 1980’lerde bilişsel psikolojideydik. Şimdi ise

duygusal bio-psikolojik psikolojiye doğru ilerliyoruz. Jaak

Page 17: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

1.Gün / 1. Oturum 9

Panksepp (2008) “Radikal nöro-davranışcılık gibi, bilişsel devrim

de duyguları kasıtlı olarak gözden ve gönülden uzak tutmaya

çalıştı. Artık bilişsel bilimin yeniden öğrenmesi gereken şey,

eskiden gelen duygusal sistemlerin neokortikal bilişsel

süreçlerden oldukça bağımsız bir gücünün olduğudur.” demiştir.

Bazı kısa bilgiler vermek istiyorum. Duygu nedir? Ve neden biz

duyguların uyumlaşmacı niteliğine dikkat ediyoruz,

odaklanıyoruz? Ki bu da duyguların odak noktasıdır. Richard

Lane Psikosomatik Birliği’nin başkanıdır ve şöyle demiştir:

“Birincil duygusal tepkiler uyumlanmacı oldukları için türlerin

evrimi boyunca muhafaza edilebilmiştir. Amaç veya ihtiyaçların

karşılanma boyutuna dair çevre ile etkileşim halinde anında

değerlendirme sağlarlar. Değişen koşullara uyumlanmak için

organizmayı davranışsal, fizyolojik, bilişsel ve deneyimsel olarak

yeniden ayarlarlar.” Bu duygusal bir sistemin işlevidir, düşünen

sistemin değil. Bu duygular çok hızlı bilinçaltı değerlendirmeler

ile yapılır. Duygularımız bizim için kişisel olarak neyin önem

taşıdığını bize haber verirler. Ve bu duygular çok hızlı meydana

gelir. Bir düşüncenin bilincimize çıkması 250 milisaniye, yani bir

saniyenin 4’te 1’i kadar sürer. Ama 30 milisaniye içinde duygu

tepkisi veririz, çok çok hızlı. Doğa bizi bu şekilde yarattı. Bu

duygular aynı zamanda bizim için uyumlanmacı anlamlar taşıyan

olaylara verdiğimiz tepkileri, ilişkisel olaylarda vereceğimiz

tepkileri de bize bildirirler. Yani bir ilişkide neler olduğunu bize

haber verirler. Bowlby “Bir duygu, zihindeki temel ama çok güçlü

tutumların ve potansiyel eylemlerin sözsüz iletimidir.” demiştir.

Dorpat ise şöyle demiştir: “Yetişkinlerde ve çocuklarda, ama

özellikle çocuklarda, özellikle kişiler arası ilişkilerle ilgili hayati

bilgilerin iletildiği ve alındığı esas araç duygulardır.” Dorpat

bunu söylediğinde terapi modelleri üzerinde oldukça etkili oldu.

Page 18: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

10 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI

Duygusal beyin dediğimiz sağ beynin limbik sisteme bağlı olduğu

görülmüştür.

Limbik sistem duygusal süreçlerin sistemidir. Aynı zamanda

otonom sinir sistemlerine de bağlıdır. Sağ beyin duyguların

tanınmasında, ifade edilmesinde ve iletilmesinde çok büyük rol

oynar. Scientific American Dergisi’nde şöyle yazmaktadır: “Sağ

beyin sadece insan ve hayvanlar için değil tüm omurgalılar için

geçerlidir. Sol yarımküre bildik, aşina olunan koşullarda, yerleşik

davranış örüntülerinin denetiminde uzmandır. Sağ yarımküre ise

yeni şeylerin işlenmesinde rol oynar.”

İki kişi arasındaki yeni bir duygu veya yeni bir durum, her tür

yeni bir duygusal öğrenme şekilleri sağ beyinde meydana gelir.

Gözçukuru Yüzeyi

BEYİN SAPININ

BÖLÜMLERİ

Bulbus

Orta Beyin

Page 19: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

1.Gün / 1. Oturum 11

Sağ yarımküre tehlikeye ve acil durumlara hızlı cevap verebilen

bir ağa sahiptir. Bir tehlike varsa sağ yarımküre bunu anlar. Ve

öncelikli olarak çevremizden gelen zorlukları işler, işlemden

geçirir. Mesela, stres ve acı kendimizi korumamızı sağlayan

cevaplardır. Savunma mekanizmaları, kaçış gibi kendini koruma

tepkilerini yönetir. Sağ beyin hemen harekete geçer, beklemez.

Bir kişi hafif stresli bir zorluk karşısında olduğu zaman, hafif bir

narsisistik yaralanma gibi, başlangıçta gösterdiği başa çıkma

girişimi sol prefrontal korteksten gelir. Çünkü sol prefrontal

korteks daha az duygusal ve daha motor ağırlıklıdır. Hayatımızda

karşılaştığımız streslerin çoğu genellikle ılımlıdır ve başa

çıkılabilir şeylerdir. Ve sol yarımküre bu konularda dominanttır.

Ama bu stresle başa çıkılamadığı zaman veya stresin dozu

yükseldiğinde, orta düzeyde stres olup veya şiddetli bir stres

haline geldiği zaman sağ prefrontal korteks dominant hale gelir.

Bütün insanlarda sol yarımküre düşük seviyede stres içindir.

Fakat stres yükseldikçe otomatik olarak sağ yarımküreye geçiş

yaparız.

Sağ yarımküre uyarıcıları eşzamanlı olarak analiz edebilir. Sol

yarımküre bir defada sadece bir şey yapabilir. Ben şu an

konuşuyorum. Siz de dizisel olarak bunu değerlendiriyorsunuz.

Ama sağ yarımküre her şeyi bir araya getirir. Yani sağ yarımküre

herhangi bir uyarıcıya, konuşma uyarısına bile sol yarımküreden

daha hızlı, daha erken yanıt verir.

Sesin duygusal tonu, prozodisi vardır. Bir de sözel içeriği vardır.

Sözler hasta tarafından işlenmeye başlamadan önce ses tonunuz

onda bir etki yaratır. Sol yarımküre sağ yarımküreden sonra

etkinleşir. Her zaman önce sağ yarımküre etkinleşir, sonra sol.

Page 20: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

12 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI

Sol daha yavaştır, sözeldir. Bireysel bir sinyal önce bedenden sağ

yarımküreye, sonra sol yarımküreye gelir.

Toplum & Çevre

ToplulukAnlam & Maneviyat

Aile

Sol

YarımküreDil

Sağ

Yarımküreİmgelem

Limbik SistemMotivasyon & Duygu

Beyin SapıOtonomik işlev, uyarılma & acı

sistemlerinin düzenlenmesi

Örgütlenme Düzeyi

Bu tabloyu, şemayı bayağı kullanacağım. Beyin sapı duygusal

sisteme, limbik sisteme çıkar. Bu iki gün aslında bunların

üzerinde konuşulacak.

Bu paradigma değişiminin bir başka yönü de duyguların

bilinçdışı işlenmesidir. Sol her zaman bilinçli olarak işlem yapar,

Page 21: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

1.Gün / 1. Oturum 13

sağ taraf bilinçdışı olarak. Korku bilinçli olmayabilir. Kişi

korktuğunun tam olarak farkına varmadan bile korku tepkisi

uyanabilir. Duygularda olduğu gibi, artan duygusal deneyimlerin

anıları, kişi tam bunun farkında olmadan nispeten bilinçdışı bir

düzeyde gelişebilir. Stres hormonları yükselebilir. Denge durumu

bozulabilir. Kortizol düzeyleri yükselebilir ama kişi bunun

farkında olmayabilir. Çünkü o sırada bilinçdışı bir korku

yaşıyordur.

Peki, bu sırada korku nasıl bilinç yüzeyine çıkabilir? Buradaki

fark, sağ beyin ile sol beyin arasındaki farktır. Sağ amigdala

bilinçdışı olarak korkuyu işlemden geçirebilir ama beden, kaçma

veya savaşma cevabını vermeye hazır hale gelebilir, bilinçdışı olsa

bile.

Brain Cognition Dergisi’nden gelen bir bilgi; bilinçdışı negatif

duyguların işlenmesinde sağ yarımküre baskındır. Ve bunun

psikanaliz için çok büyük önemi vardır. Bilinçli duyguları tedavi

etmek için ki, davranışcı terapi bunu yapar, kişinin bilinçdışı

negatif durumlarına eğilmek lazımdır. Çünkü orada incelenmesi

gereken çok önemli şeyler vardır.

Duygusal uyaranların işlenmesi netice olarak soldan çok daha

fazla sağ yarımküre tarafından yapılır. Science Dergisi’nde klinik

olanla bilimsel olanın görüş birliğine vardığını, örtüştüğünü

görüyorum. Sosyal psikologlar insanların dünyayı hızla

tartmasına, kararlar vermesine, hedefler koymasına olanak

tanıyan uyumlanmacı bir bilinçdışı süreç keşfetmişlerdir. Üstelik

insanlar bunları zihinleri tamamen başka bir şeyle meşgul iken

yapmaktadır. Dünyayı anlama ve buna göre eyleme geçmeye

yönelik bu kadar etkin, güçlü ve hızlı bir araç olmasaydı hayatta

kalamazdık. Bağlanma ilişkisi ile oluşturulan bu güçlü bilinçdışı

Page 22: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

14 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI

işler bilinçli zihin tarafından yapılamaz. Yani bu döneme ve bu

çalışmalara bilinçdışının yeniden keşfedilmesi diyebiliriz.

Sağ beyin Freud tarafından tarif edilen, erken dönemde gelişen,

bilinçdışı sistemdir. Freud’un tarif ettiği bu sistem, insanın

duygu, biliş ve davranışını yönlendiren birincil güçlerin temel

kaynakları olduğudur. Tabi bizim bahsettiğimiz bilinçdışı ile

Freud’un tarif ettiği bilinçdışı arasında bayağı bir fark var.

Psikanalistler, özellikle son yüzyılda Masterson, Kohut,

Winnicott gibi gelişimsel psikanalistler, aslında sağ yarımküreyi

tanımlıyorlardı. Terapist olmayan meslektaşım Dan Tucker şöyle

diyor: “Sağ beynin sözel olmayan kanallar yoluyla, duygusal

iletişim üstüne uzman olması, güdüsel olarak yüklenmiş

psikanalitik bilinçdışına yakın bir zihin alanın var olduğunu

göstermektedir.”

Freud’un bilinçdışı günlük yaşam üzerine verdiği bilgiler hala

bugün bile şimdiye kadar modern, bilişsel veya sosyal psikolojide

yapılan tanımlardan çok daha spesifik ve ayrıntılıdır.

Bilinçdışı zihin hala birçok psikoloji bilim adamı tarafından

‘gerçek’ bilinçli zihnin gölgesi olarak görülmektedir. Ama şu

anda elimizde şunu gösteren veriler vardır ki, bilinçdışı zihin

bilinçli zihinden kesinlikle daha az ayrıntılı değildir. Bilinçaltı

sadece rüyalarda gelen bir şey değildir. Sürekli işler, bize günlük

hayatta ve bedenimizde neyin anlamlı olduğunu söyler. Statik bir

bellek deposundan farklı olarak araştırmacılar artık ilişkisel

bilinçaltına gönderme yapıyorlar. Bilinçdışı zihinlerin birbiriyle

ilişki kurmasından bahsediyoruz. Bilinçdışı zihinlerin birbiriyle

iletişim kurmasına bazıları yansıtmalı özdeşim diyorlar, bunun

nasıl olduğuna dair ayrıntılar nörobilimden geliyor.

Page 23: GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve - Psikoterapi...6 GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ ve BAĞLANMA KURAMI Ben klinisyen bir bilim adamıyım. Bu da şu anlama gelir. Ben 40 yıl boyunca

1.Gün / 1. Oturum 15

Duyguların düzenlemesi genelde bilinçli eğitim süreçleri olarak

tanımlanır. Bu süreçler yoluyla sahip olduğumuz bilinçli

duyguları deneyimleme, ifade etme biçimlerimizi bilinçli ve

gönüllü olarak etkilemiş oluyoruz.

Bilinç üzerine çok fazla çalışma yapılıyor olsa da, Nörobilimde

çalıştığımız duyguların düzenlemelerinin çoğu bilinçdışında işler

aslında. Ryan: “Hem araştırmacılar hem de uygulamacılar, insan

davranışının başlatılması ve düzenlemesinin anlaşılmasına

yönelik salt bilişsel yaklaşımların sınırlarını kavramaktadırlar.”

diye belirtmektedir. Ben de kendi çalışmamda, psikopatoloji ve

psikoterapide bilinçdışı duygulanım düzenlemenin bilinçli

duygulanım düzenlemeden daha önemli ve asli olduğunu

belirttim.

Duygulanımı düzenleme çabaları, hoşa gitmeyen hisleri azaltıp,

hoşa gidenleri arttırma çabası insan güdülenmesindeki itici

güçtür. Fonagy şöyle diyor: “Çocuk gelişiminin tamamını

kendilik düzenlemesinin genişlemesi ve artışı olarak

düşünebiliriz.”

Posner ve Rothbart “Kendilik düzenleme sistemlerinin gelişimi

belki de yetişkinlik hayatında değişime açık olabilir. Bu da

terapide yapılmaya çalışılan şeye temel oluşturur. Yani bu

düzenleme kapasiteleri tedavide merkezi bir rol oynar.” diyorlar.

2008’de eşim ve ben modern bağlanma kuramı üzerine bir

makale yazdık. Bowlby’nin insan gelişiminin biyolojik ve

psikolojik modellerini bütünleştirme yönündeki esas amacına

paralel olarak, mevcut kliniksel ve deneysel odağın, fiziksel

temelli duygulanım süreçlerinin bilinçli olmayan bir şekilde,

etkileşimli olarak nasıl düzenlendiğine yönelen bu odağın