Evrim - Evolution

81
BARAN ARSLAN 12A 21127 HAYATIN BAŞLANGICI VE EVRİM

Transcript of Evrim - Evolution

Page 1: Evrim - Evolution

BARAN ARSLAN 12A 21127

HAYATIN BAŞLANGICI VE EVRİM

Page 2: Evrim - Evolution
Page 3: Evrim - Evolution

HAYATIN BAŞLANGICI• ABİYOGENEZ• BİYOGENEZ• PANSPERMİA• OTOTROF• HETEROTROF• YARATILIŞ GÖRÜŞLERİ

Page 4: Evrim - Evolution

ABİYOGENEZ• Aristo doğanın basitten karmaşığa doğru değişim gösterdiği fikrini

savunan ve canlıların oluşumu hakkında ilk görüşü ortaya atan bilim adamıdır.• Abiyogenez görüşüne göre canlılar,cansız maddelerden kendiliğinden

oluşmuştur.• Cansız maddeler içinde aktif öz denen bir güç vardır.Bu aktif öz bir

canlıyı oluşturma yeteneğine sahptir.• Aristo,aktif özü bir madde gibi düşünmeyip iş yapabilme yeteneği

olarak kabul etmiştir.

Page 5: Evrim - Evolution

ABİYOGENEZİ SAVUNAN KİŞİLERİN DENEY VE GÖRÜŞLERİ• Aristo abiyogeneze yumurtadan civciv oluşumunu örnek vermiştir.• 17.yüzyılda yaşayan Van Helmont bir kutu içine koyduğu kirli bir

gömlek ve birkaç buğday başağını 21 gün bekletmiş ve 21 gün sonra kutuda farelerin bulunduğunu gözleyerek farelerin gömlekten oluştuğunu düşünmüştür.Kirli gömlekteki insan terini de aktif öz olarak düşünmüştür.• Van Helmont un deneyinin kontrol grubunun olmaması ve deney

ortamını sürekli gözleyememesi sonucu bu sonucun ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Page 6: Evrim - Evolution
Page 7: Evrim - Evolution

BİYOGENEZ• Canlıların kendisi gibi canlılarla üreme yoluyla oluştuğunu ifade eder.• Cansız ortamın canlı oluşturma potansiyeline sahip olmayıp sadece

canlılara yaşama ve üreme ortamı olarak hizmet ettiğini savunur.• Bu görüşü ispatlamak için Redi nin yaptığı deney aynı zamanda bilinen

en kontrollü deneydir.

Page 8: Evrim - Evolution

REDİ DENEYİ• Redi içinde çeşitli besin maddeleri bulunan kavanozların bazılarının

ağzını açık bırakmış bazılarının ağzını ise tel kafesle örtmüştür.Ağzı açık olanların içine sineklerin girdiğini kapalı olanlara ise girmediğini saptar.Sineklerin girdiği kavanozlardaki etlere bir süre sonra kurtçuklar oluşur,diğerlerinde oluşmaz.• REDİ NE İÇİN TEL KAFES KULLANMIŞTIR??-O zamanki abiyogenez savunucularının inanışına göre canlı oluşturma

potansiyeline sahip olan aktif öz deney ortamına serbestce girip çıkan havaydı.Bu nedenle etlerde sinek oluşmamasını havanın etlere temas etmemesine bağlıyorlardı.Tel kafes sayesinde hava serbestce iki kaba da girmiştir.

Page 9: Evrim - Evolution
Page 10: Evrim - Evolution

PANSPERMİA GÖRÜŞÜ• Bu görüşe göre hayat yeryüzünde başka gezegenlerden gelmiştir.• Bu görüşü savunanlar bilinmeyen bir zamanda uzaya dağılmış olan

spor veya tohumların daha sonra dünyamıza gelerek hayatı başlattığı kabul edilmektedir.Ancak başka gezegenlerden dünyamıza geldiği iddia edilen bu spor ve tohumların uzun yolculukları sırasında çok yüksek ve düşük sıcaklıklara,öldürücü radyasyonlara nasıl dayanabildiği açıklanamamıştır.• Bu görüşe görüşle yeryüzüne hayatın başka bir gezegenden geldiği

kabul edilse bile o gezegende hayatın nasıl başladığına yönelik bir açıklama getirilememiştir.

Page 11: Evrim - Evolution
Page 12: Evrim - Evolution

OTOTROF GÖRÜŞÜ• Bu görüşe göre:’’Mademki bir canlı yaşamak için besine muhtaçtır ve

bu nedenle canlılar besinlerini ya kendileri yapmakta yada dışarıdan almaktadır,ilk canlının yiyebileceği başka bir canlı olmadığına göre ilk canlı kendi besinini kendisi yapan ototrof bir canlı olmalıdır.’’der.• Ototrof görüşü canlının oluşumunu açıklamaktan ziyade ilk canlının

nasıl beslendiğini açıklayan bir görüştür.

Page 13: Evrim - Evolution

HETERETROF GÖRÜŞÜ• İlk canlının karmaşık ortam koşullarında ortaya çıkan basit yapılı bir

heteretrof olduğunu,canlılık başlamadan önce cansız ortamda kimyasal bir evrimin gerçekleştiğini,inorganik maddelerden oluşan organik moleküllerden bir kısmının ilk sulararda giderek biriktiğini,bu moleküllerden bir kısmının ilk canlının yapısına girdiğini,kalanların ise ilk canlıya besin teşkil ettiğini savunur.• Metan+Amonyak+Su Buharı+Hidrojen=>Amino

asit=>Proteinler=>Nükleoprotein=>Koaservat=>İlk Heteretrof Canlı

Page 14: Evrim - Evolution
Page 15: Evrim - Evolution
Page 16: Evrim - Evolution

ABİYOGENEZ GÖRÜŞÜ VE HETERETROF GÖRÜŞÜ ARASINDAKİ FARKLAR• OLAYIN GERÇEKLEŞME HIZI:Van Helmont un deneyi için 21 gün

gerekliydi heteretrof hipotezinde ilk canlının oluşumu için milyonlarca yıl sürmüştür.• OLUŞAN CANLI YAPISI:van Helmont un deneyinde elde edilen fareler

son derece karmaşık yapıdadır,heteretrof hipotezine göre oluşan ilk canlı son derece basit yapılıdır.

Page 17: Evrim - Evolution

YARATILIŞ GÖRÜŞÜ• Kutsal kitaplara göre evrendeki bütün canlı ve cansız varlıklar sonsuz

bir güç sahibi bir Yaratıcı tarafından varedilmiştir.

Page 18: Evrim - Evolution

EVRİM• Canlıların başlangıçtaki durumlarından günümüze kadar geçirdiği

değişimlerin tümü evrim olarak tanımlanır.• Paleontolojik çalışmalar sonucunda tabakalar arası arasında

birbirinden farklı fosiller bulunduğu ve tabakaların yaşı arttıkça bulunan fosillerinde günümüzdeki canlılara daha az benzediği görülmüştür.

Page 19: Evrim - Evolution
Page 20: Evrim - Evolution
Page 21: Evrim - Evolution

LAMARCK’IN GÖRÜŞLERİ• Lamarck 1809 yılında yayınladığı ‘Zoolojinin Felsefesi’ adlı kitabında

canlıların evrimleşmesi ile ilgili görüşlerini açıklamıştır.• Lamarck’a göre canlılar,ortam koşulları değiştiğinde içten gelen bir

istek ve değişim ihtiyacı ile değişirler.• Lamarck bu görüşlerini açıklamak için 2 görüş ortaya atmıştır.

Page 22: Evrim - Evolution
Page 23: Evrim - Evolution

KULLANMA-KULLANMAMA YASASI• Kullanılan organ zamana bağlı olarak gelişir.• Kullanılmayan organ ise körelir.• Lamarck bu ilkeyi,evrimin uyumsal düzeneğinin esası olarak

benimsedi.

Page 24: Evrim - Evolution

KAZANILAN KARAKTERLERİN KALITIMI • Bir canlının hayatı boyunca kazandığı karakterlerin tümü aynen oğul

döllere yeni nesillere aktarılır.

Page 25: Evrim - Evolution

LAMARCK’IN GÖRÜŞLERİNİ AÇIKLAMAK İÇİN VERDİĞİ ÖRNEKLER• Lamarck birinci görüşüne bağlı olarak ileri sürdüğü ikinci görüşüne örnek

olarak zürafaların boyunlarının uzun olmasını gösterdi.• Otçul olan zürafalar besinlerini çalı ve ağaçlardan sağlarlar.Lamarck,

ağaçlara ulaşmak için kendini zorlayan zürafaların ön bacak ve boyunlarının uzadığını,bu özelliğini yavrularına da geçirdiğini,her dölün bacak ve boyunlarının bu şekilde giderek uzayarak sonuçta bugünkü durumlarına ulaştıklarını savunmaktaydı.• Lamarck ayrıca köstebeklerinin atasının gören bir göze sahip olduğunu

ancak yer altında yaşadıkları için gözlerini kullanmadıklarından dolayı görme özelliklerinin giderek zayıfladığını ve köreldiğini • Karınca ayısının dişlerini kullanmadığı için köreldiğini • Su kuşlarının ise sürekli su diplerini karıştırmaları nedeniyle boyunlarının

uzadığını iddia etmiştir.

Page 26: Evrim - Evolution
Page 27: Evrim - Evolution

LAMARCK’IN GÖRÜŞLERİ• Lamarck’ın 1.görüşü günümüzde daha çok kabul görmüştür.Örneğin

kırık bir kol yada bacak bir süre alçıya alındığında eskiye oranla zayıflamış olarak alçıdan çıkar ancak 2. görüş kesinlikle reddedilmektedir.Çünkü kolu kopan birisinin daha sonra olan çocuğu kopuk kolla doğmamaktadır yada vücut çalışan birinin çocuğu daha kaslı doğmamaktadır.• Lamarck ın 2. görüşünün yanlış olduğunu ilk kez Weismann

ispatlamıştır.Farelerin kuyruklarını 21 döl boyunca kesmiş ama yavru fareler yine kuyruklu doğmaya devam etmiştir.

Page 28: Evrim - Evolution
Page 29: Evrim - Evolution

DARWİN’İN GÖRÜŞLERİ• Biyolojik ve jeolojik araştırma gezileri yapan bir gemi ile beş yıllık bir araştırma

turuna katılmıştır.• Bu gezi sırasında bir çok yer gören ve isponoz kuşları,kaplumbağaları gözlemiştir.• Sonuç olarak türlerin belirli sayıda ve değişmez olmayıp zaman içinde

farklılaşabildiği ve bu farklılaşmanın doğal seçilim yoluyla ortaya çıktığı görüşünü ileri sürmüştür.• Darwin,görüşünü desteklemek amacıyla katıldığı geziden bazı veriler elde

etmiştir.Bu verilere dayanarak bitki ve hayvan yetiştiricilerinin seçerek üretim (yapay seleksiyon) yaptıklarını ve bunun birkaç kuşak sonra evcil hayvan türlerinde önemli değişikliklere yol açtığını tespit etmiştir.• Darwin,tür içinde belirli özelliklere sahip bireylerin seçilerek çoğaltılmasını ve

diğer bireylerin popülasyondan ayıklanmasını evrimin temeli olarak görmüştür.

Page 30: Evrim - Evolution
Page 31: Evrim - Evolution

DARWİN’İN GÖZLEMLERİ VE ELDE ETTİĞİ SONUÇLAR-1• Her türün bireyleri ergin hale ulaştığında üreme döneme boyunca çok

sayıda gamet üretir.Örneğin bir deniz kurbağası yüzlerce yumurta yapar.Ancak hiçbir zaman yumurtadan çıkan yavruların tamamı hayatta kalmaz.Çünkü yiyecek,su ve barınma şartların sınırlı olduğu durumlarda ortaya çıkan rekabet,yırtıcıların varlığı,hastalıklar yavruların tamamının hayatta kalmasını engeller.Sonuç olarak populasyondaki bireyler sınırlı kaynaklar için rekabet eder.

Page 32: Evrim - Evolution

DARWİN’İN GÖZLEMLERİ VE ELDE ETTİĞİ SONUÇLAR-2• Aynı türe ait bireyler arasında çevresel şartlara bağlı olarak bir takım

değişiklikler meydana gelir.Böylece aynı popülasyonda bile bireylerin taşıdıkları karakterler birbirinden farklı olabilir.Bireyler arasındaki bu genetik farklılığa varyasyon (kalıtsal farklılık) denir.Varyasyonlar dölden döle aktarılır ve bireyin hayatta kalma şansını arttırır veya azaltır.Örneğin bazı karakterleri taşıyan bireyler yiyecek bulma,yırtıcılardan kurtulma,aşırı sıcak yada soğuğa dayanma gibi özellikleri sayesinde tür içindeki diğer bireylere göre üreme ve yaşama şansına daha fazla sahip olurlar.Bu özellikler canlıların çeşitli ortam şartlarına adaptasyon kazanmasını sağlar• ADAPTASYON:Bir bireyin bulunduğu ortam şartlarında yaşama ve

üreyebilme şansını arttıran kalıtsal özelliklere sahip olması.

Page 33: Evrim - Evolution
Page 34: Evrim - Evolution

DARWİN’E GÖRE EVRİMİN İŞLEYİŞ MEKANİZMASI• KALITSAL VARYASYONLAR• DOĞAL SELEKSİYON• ADAPTASYON

Page 35: Evrim - Evolution

1)KALITSAL VARYASYONLAR:• Evrimin hammaddesidir çünkü doğal seleksiyona olanak sağlar.• Darwin kalıtsal varyasyonların nasıl meydana geldiğini

açıklayamamıştır.• Bugün ise kalıtsal çeşitliliğin mutasyonlar ve eşeyli üreme sonucu

oluştuğunu biliyoruz.

Page 36: Evrim - Evolution
Page 37: Evrim - Evolution

2)DOĞAL SELEKSİYON• Evrimin temel mekanizmasıdır.• Aynı türün bireyleri arasında görülen kalıtsal varyasyonlar,değişik

çevrelerde farklı şekillerde seçilmelere neden olur,zamanla döller arasında farklar daha büyük hale gelir,sonunda eski türlerden yeni türler evrimleşir.• Sonuç olarak ortama uygun özelliklere sahip bireylerin kaldığını diğer

bireylerin ise elendiğini savunur.

Page 38: Evrim - Evolution
Page 39: Evrim - Evolution

3)ADAPTASYON• Bir türün bazı bireylerinin belli koşullara sahip bir bölgede yaşama ve

üreme şansını arttıran kalıtsal karakterlerin tümüne denir

Page 40: Evrim - Evolution
Page 41: Evrim - Evolution

ADAPTASYON ÖRNEKLERİ• Zürafaların boyunlarının uzun olmasını Lamarck,onların yüksek

ağaçlara uzana uzana boyunlarını uzatması ve bu özelliklerin oğul döllere aktarmaları şeklinde açıklıyordu.Darwin ise zürafaların arasında uzun ve kısa boylu bireylerin olduğunu(kalıtsal varyasyon),ortamın iklimi değişip sadece uzun boylu ağaçlar ayakta kalınca kısa boyunlu zürafaların beslenemeyip elendiğini(doğal seleksiyon),uzun boylu zürafaların kalıtsal olan bu özellikleri nedeniyle varlıklarını sürdürebildiğini(adaptasyon) savunur.

Page 42: Evrim - Evolution
Page 43: Evrim - Evolution

ADAPTASYON ÖRNEKLERİ• İngiltere’de sanayi devrimi öncesinde açık renk gövdeli ağaçların

üzerine sıklıkla konan BİSTON BETULARİA kelebeklerinin büyük bir kısmı açık renkliydi.Çünkü koyu renkli olanların kuşlar tarafından daha kolay fark edilebildikleri için yaşama ve üreme şansları daha azdı.Bu nedenle kendileri gibi döller oluşturmaları da olasılıkları da azdı.• Sanayi devrimine bağlı olarak fabrika bacalarından çıkan çıkan is ve

kumun artması ağaçların gövdelerinin giderek koyulaşması siyah karakterlerin avantaj kazanmasına neden oldu.Siyah renklilerin sayısı 20.yy ın ikici yarısına dek arttı.Çevreci akımların etkisiyle hava kirliliğinin azalması ve ağaç gövdelerinin yeniden eski rengine kavuşmasına bağlı olarak yeniden beyaz renkli kelebekler sayıca artmaya başladı.

Page 44: Evrim - Evolution
Page 45: Evrim - Evolution

BAZI EKOLOJİK VE EVRİMSEL GENELLEMELER• DOLLO KURALI• COPE KURALI• JORDAN KURALI

Page 46: Evrim - Evolution

DOLLA KURALI• Evrim,bazen bir organın kaybı ile sonuçlanabilecek geri mutasyonları

da içermesine rağmen temelde ileri doğru giden bir süreçtir.

Page 47: Evrim - Evolution

COPE KURALI• Evrimsel süreçte hayvanların hacimleri büyüme

eğilimindedir.Böylelikle hayvan daha fazla besin depo edebildiğinden çevreye bağımlılık azalır.

Page 48: Evrim - Evolution

JORDAN KURALI• Yakın türler ve alt türler aynı yerde bulunamazlar,birbirine benzeyen

ama genelde coğrafik bir engelle ayrılmış olan yakın yerlerde bulunurlar.Çünkü popülasyonun tüm üyeleri birbiriyle gen alışverişinde bulunuyorsa birinde meydana gelecek kalıtsal bir değişiklik ,mutlaka çiftleşme yoluyla diğer döllere de geçecektir.Ama populasyonun coğrafik bir engelle iki yada daha fazla alt birime ayrılmışsa bu alt birimler arasında gen aktarımı olmayacağından zamanla bu gruplar birbirinden farklılaşacak,önce alt türler,sonra da türler ortaya çıkacaktır.Bu yalıtımın türleşmede ne denli etkili olduğunu gösterir.

Page 49: Evrim - Evolution

EVRİMLEŞME TEORİLERİ• AÇILAN EVRİM• DARALAN EVRİM • PARALEL EVRİM• GAUS KURALI

Page 50: Evrim - Evolution

AÇILAN EVRİM• Atası kara hayvanı olan yunus,fok,balina gibi su memelilenin vücutları

kara hayvanlarından oldukça farklıdır.Karadaki akrabalarıyla arasındaki farklılık giderek artmıştır,yani bir açılma söz konusudur.Örneğin hepsi de memeli olmakla birlikte uçan yüzen veya kazan memelilerin özellikle ön üyeleri birbirinden çok farklılaşmıştır.

Page 51: Evrim - Evolution

DARALAN EVRİM• Su memelileri aslında yakın akraba olmadıkları balıklara görüntü

olarak benzerler.Aynı ortamda yaşadıklarından dolayı balıklarla su memelileri arasındaki görüntü farklılıkları giderek azalmıştır.

Page 52: Evrim - Evolution

PARALEL EVRİM• İki akraba tür,aynı çevresel seçilim baskısı nedeniyle uzun bir süre aynı

bölgede yaşadıklarında benzer yapısal özellikler geliştirirler.Örneğin, her ikiside su memelisi olan yunus ve balinanın vücut yapıları benzerdir.

Page 53: Evrim - Evolution

GAUS KURALI• Ekolojik gereksinimleri aynı olan 2 tür genellikle aynı habitatta aynı

nişleri işgal etmezler.Bunlardan biri diğerini ya yok eder yada dışarı atar.

Page 54: Evrim - Evolution

MODERN EVRİMİN İLKELERİ• Evrim,bireyler değil popülasyonlar aracılığıyla olur.• Evrim,farklı jeolojik devirlerde,farklı hızlarda gerçekleşmiştir.• Her türün evrim hızı değişiktir.• Yeni türler özelleşmiş formlardan çok basit ve özelleşmemiş

formlardan ortaya çıkarlar.• Bir tür ilk ortaya çıktığında evrim hızı da yüksektir.Tür yerleşip

kararlılık kazandıkça evrimi yavaşlar.• Evrim genelde basitten karmaşığa doğru olur ama eğer o türe yeni

yaşam olanakları sağlıyorsa bazen bir yapının kaybedilmesi şeklinde de evrim görülebilir.

Page 55: Evrim - Evolution

EVRİMİ DESTEKLEYEN KANITLAR• PALEONTOLOJİK KANITLAR• MORFOLOJİK KANITLAR• EMBRİYOLOJİK KANITLAR• SİTOLOJİK VE GENETİK KANITLAR• BİYOKİMYASAL KANITLAR• ENDOKRİNOLOJİK KANITLAR• BİYOCOĞRAFİK KANITLAR

Page 56: Evrim - Evolution

PALEONTOLOJİK KANITLAR• Eski devirlerde yaşayan canlıların kalıntılarının bulunması,

sınıflandırılması,dağılımı,yoğunluğu ve yaşantılarına ilişkin yorumlarla uğraşan bilim dalına paleontoloji denir.• Evrim teorisine göre oluşan yeni türler,eski türlerin zamanla değişmesi

sonucu ortaya çıkmışlardır.Köken oluşturan bu eski türlerde ya günümüze dek gelebilmişler yada soyları tükenmiştir.Soyu tükenen bazı canlıların bir kısmı bize fosil kalıntılarını bırakmışlardır.• Fosil kalıntılar,araştırmacılara hem akraba türler arasındaki geçiş

formlarına ilişkin bağlantı kanıtları sunar hemde tortul kayaçlarda derinde basit,üst katmanlarda karmaşık yapılı canlıların fosillerine rastlandığından canlıların,basitten karmaşığa doğru evrimleştiğini savunan evrim teorisine destek sağlar.

Page 57: Evrim - Evolution
Page 58: Evrim - Evolution

PALEONTOLOJİK KANITLAR• Fosiller buğünkü canlılar arasındaki akrabalık ilişkilerini ortaya

çıkarması,evrimsel gelişimin hangi yönde olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.Fosiller sadece canlıların sert kısımlarını değil aynı zamanda çeşitli organlarıve yaşantıları ile ilgili izler taşıyan kalıpları da içine alır.Genellikle bir hayvana ait bütün bir fosil bulmak olanasızdır.Vücut parçalarının şekline göre vücudu ve yaşayışı hakkında yorum yapılabilir.• Fosillerin en çok bulunduğu ortam killi ve çamurlu ortamdır.Lavlar da fosil

saklayıcı iyi bir kaynaktır.Ayrıca reçine,kehribar,amber gibi maddeler içine düşen mikroorganizmalar ve de özellikle böcekler çok iyi saklanmıştır.Buzul kümeleri içinde de fosillere rastlanır.• Karbon 14 metodu ile fosilin yaklaşık yaşı hesaplanabilmektedir.

Page 59: Evrim - Evolution
Page 60: Evrim - Evolution

MORFOLOJİK KANITLARA)HOMOLOG ORGANLARB)KÖRELMİŞ ORGANLAR

Page 61: Evrim - Evolution

A)HOMOLOG ORGANLAR• Sürüngen ve balıklardaki pullar,kuşlardaki tüyler,insandaki dişler

embriyonik olarak aynı kökenden gelmelerine rağmen gelişimleri tamamlandığında anatomik ve görevsel olarak farklılıklar gösterir.• Omurgalıların ön ve arka üyeleri,balıklardaki pelvik(karın yüzgeci) ve

pektoral yüzgeç (göğüs yüzgeci) homologdur.• Yer kabuğunun derinliğinden elde edilen fosiller,bugün tek ve çift

tırnaklı olarak bildiğimiz hayvaların atalarının 5 parmaklı olduğunu göstermektedir.

Page 62: Evrim - Evolution
Page 63: Evrim - Evolution

B)KÖRELMİŞ ORGANLAR• APENDİKS • KULAK KASI• DERİ-KAS BAĞLANTISI• YİRMİ YAŞ DİŞİ• ÜÇÜNCÜ GÖZ KAPAĞI• KUYRUK• VÜCUT KILLARI• KULAK ÇIKINTISI• ERKEKTE MEME KALINTISI-KADINDA FAZLA MEMELİLİK• PARMAK KÖRELMESİ

Page 64: Evrim - Evolution

a)APENDİKS• Bugün kuşlarda,papağanlarda bulunmamasına karşın

tavuklarda,kazlarda ve devekuşlarında bir çift ve oldukça büyük olup sindirimde rol oynar.Bununla beraber serçeler gibi evrimli kuşlarda küçülmüş ve bir lenf organına dönüşmüştür.

Page 65: Evrim - Evolution

b)KULAK KASI• İnsanlar da diğer memelilerde bulunan kulak kaslarının tümünü

bulundurur,fakat kulak kepçesini eğer özel olarak çalışmazsa oynatamazlar.Buna karşılık atlar,eşekler gibi bir çok memeli kulak kepçelerini oynatabilirler.Bu özellik sese yönelmeye ve sinek kovalamaya yarar.

Page 66: Evrim - Evolution

c)DERİ KAS BAĞLANTISI• İnsanlarda,alın kası hariç deriyi hareket ettiren deri-kas bağlantısı

yitirilmiştir.

Page 67: Evrim - Evolution

d)YİRMİ YAŞ DİŞİ • Bireylerin durumuna göre farklı zamanlarda,ergenliğin sonuna doğru

ortaya çıkar.Diğer azılara göre daha küçük yapıdadır.Eksikliği önemli değildir.

Page 68: Evrim - Evolution

e)ÜÇÜNCÜ GÖZ KAPAĞI• Tüm omurgalı gruplarında gözlenen bir yapıdır,balıklardan

memelilerin çeşitli gruplarına dek bu yapıya rastlanır.Üçüncü göz kapağı çoğunlukla şeffaf olup su hayvanlarında gözü,suyun çeşitli etkilerinden korurken,karasal hayvanlarda göze giren tozları siler.• İnsan gözünün göz pınarı tarafında bulunan yarım ay şeklindeki kas ve

zar kalıntısı,diğer omurgalıların üçüncü göz kapağına homolog olup körelmiş bir yapıdır

Page 69: Evrim - Evolution

f)KUYRUK• Kuyruk sokumundaki kemiklerin körelmesiyle ortadan kalkmıştır.

Page 70: Evrim - Evolution

g)VÜCUT KILLARI• Kıllar ısıyı korumaya yardımcı olurken,daha sonra yapay koruma

nedeniyle insanda giderek azalmıştır.

Page 71: Evrim - Evolution

h)KULAK ÇIKINTISI• Kulak kıkırdağının üst kısmındaki çıkıntı,uzun kulaklı memelilerin sivri

olan üst kısmının kalıntısıdır.

Page 72: Evrim - Evolution

ı)ERKEKTE MEME KALINTISI-KADINDA FAZLA MEMELİLİK• Tüm memeli erkeklerinde körelmiş halde meme kalıntısı bulunur.• Bazı kadınlarda ise ikiden fazla meme bulunabilir.

Page 73: Evrim - Evolution

i)PARMAK KÖRELMESİ• Atlar,tek bir tırnağın üzerinde durmasına karşın fosil kalıntılar onların

çok parmaklı atadan geldiğini gösterir.

Page 74: Evrim - Evolution

EMBİRİYONİK KANITLAR• Bu konuda çalışma yapan bilim adamlarından biri olan Ernest

Haeckel’dır.Heackel çeşitli embriyo örneklerini ve bunların gelişim süreçlerini incelemiştir.Bu embriyoların başlangıçtaki şekillerinin birbirine benzediğini ifade etmiştir.Heackel her canlının embriyolojik gelişimi sırasında,evrimsel olarak geçirdiği farklılaşma basamaklarını kısaltılmış şekilde tekrar ettiğini söylemektedir.Haeckel buna örnek olarak omurgalıların çoğunda görülen notokort ve solungaç yarıklarının ortak olduğunu ve bu yapıların ortak atayı gösterdiğini ileri sürmüştür.Heackel’e göre gelişimin sonraki aşamalarında benzerlikler azalır ve türe özgü özellikler ortaya çıkar

Page 75: Evrim - Evolution
Page 76: Evrim - Evolution

EMBRİYONİK KANITLAR• Michael Richardson da farklı türlere ait omurgalı embriyolarının

fotoğraflarını çekerek embriyoların ilk dönemde de birbirine benzemediğini tespit etmiştir.• Günümüzde de evrimsel akrabalıkların açıklanmasında farklı türlere

ait embriyonik gelişim basamaklarının karşılaştırılmasından yararlanılmaktadır.

Page 77: Evrim - Evolution

SİTOLOJİK VE GENETİK KANITLAR• Bütün hücrelerde enerji kaynağı olarak ATP kullanılır,ATP’nin yapısı ve

oluşma biçimi aynıdır.• Bütün canlılarda genetik bilgi DNA tarafından depo edilir ve gerek

DNA gerekse RNA’nın yapısı ve birimleri bütün canlılarda aynıdır.• Bütün canlılarda enzimler biyokatalizör olarak iş görür ve benzer

reaksiyonlarda kullanılan enzimlerin yapısı da benzerdir.• Prokaryot ve ökaryot hücreler benzer yapıdaki hücre zarı tarafınadan

çevrilidir.İçlerini benzer yapıdaki sitoplazma doldurur.• Bütün hücrelerin ribozomları vardır ve protein sentezi benzer bir

mekanizmayla yürür.

Page 78: Evrim - Evolution
Page 79: Evrim - Evolution

BİYOKİMYASAL KANITLAR• Canlılarda gerçekleşen DNA ve RNA oluşumu,protein sentezi gibi

olayların mekanizması birbirine benzer.• Ayrıca yakın akraba olan türlerin hatta tür içi akrabalıkların

saptanmasında DNA şifre dizilimi kullanılmaktadır.• Canlıların benzer kimyasal maddelerden oluşması bazı işlevler için

aynı enzim sisteminin kullanılması,canlıların ortak kökenden geldiğine kanıt olarak gösterilebilir.Her hayvan türünün kan serumu kendine özgü protein bileşimine sahiptir.

Page 80: Evrim - Evolution

ENDOKRİNOLOJİK KANITLAR• Yakın akraba olan türlerde aynı hormonlar benzer bileşime sahiptir ve

aynı olayları denetler.Halkalı solucanlarda,böceklerde,kabuklularda sinir dokusu yapısında olan salgı bezleri vardır.Omurgalılarda ise benzer yapıda olmalarına karşın örneğin,böcek büyüme hormonu memelilerde,memeli büyüme hormonu da böceklerde etkin değildir.• İnsan ve sığır büyüme hormonlarının ağırlıkları çok farklı olmasına

karşın aktif kısımları benzer olduğundan aynı etkiye sahiptir.

Page 81: Evrim - Evolution

BİYOCOĞRAFYADAN ELDE EDİLEN KANITLAR• Biyocoğrafya,canlıların yeryüzündeki dağılımını inceleyen bilim dalıdır.• Kıtalar bir aradayken o sırada yeryüzünde bulunan canlılar her tarafa

yayılmışlardı.Biz bunu ya o canlıları şimdi de her yerde görerek yada fosillerini bularak anlıyoruz.Kıtalar ayrıştıktan sonra oluşanlar oluştuğu yerde sınırlı kaldılar.