Canlilarda temel bileşikler
-
Upload
zeynep-yasemin-canbakan -
Category
Education
-
view
137 -
download
0
Transcript of Canlilarda temel bileşikler
Polimer (Büyük Molekül)
Monomer (Küçük Molekül)
Monomer (Yapıtaşı)
HidrolizYıkım
Dehidrasyon
Yapım
H2O
H2O
Polimer
H2O H2O H2O H2O
H2O H2O H2O H2O
• Hidroliz
• Dehidrasyon
• Yapım olayıdır. Küçük moleküllerin (yapıtaşı – monomer) birleşirken aralarında oluşan kimyasal bağlardan suyun çıkmasıyla büyük molekül (polimer) yapılmasıdır.
• Yıkım olayıdır. Büyük moleküllerin (polimer) yapısındaki kimyasal bağlara su vererek parçalanması ve küçük moleküllerin (yapıtaşı – monomer) açığa çıkmasıdır.
• Hidroliz
• Dehidrasyon
Pİ Pİ
Adenozin
Pİ
Adenozin monofosfat ( AMP )
Adenozin difosfat ( ADP )
Adenozin trifosfat ( ATP )
Riboz
Yüksek Enerjili Bağlar
Adenin
Organik baz (N)
(5C)
• ATP’ nin Yapısı
• ATP ve ATP’ nin Yapısı• Bir organik baz (N) olan adenin, riboz şekeri (5C) ve üç tane
organik fosfattan oluşur.• Önce adenin ile riboz birleşerek adenozini meydana getirir.• Adenozinde sırasıyla üç inorganik fosfatla birleşerek sonuçta
ATP oluşur.
ADP + Pİ ATP ATP ADP + Pİ
• ATP ‘den ADP oluşumu ATP nin yıkımını yani enerji tüketimini ifade eder. Defosforilasyonda organik fosfat inorganik fosfata dönüşür.
• ADP‘ den ATP oluşumu ATP nin yapımını yani enerji üretimini ifade eder. Fosforilasyonda inorganik fosfat organik fosfata dönüşür.
• Fosforilasyon
• Defosforilasyon
• Metabolizma canlılığı ifade eden bir terimdir.
• Genel anlamda bir canlının hücresinde geçen enerji üretim ve tüketim sürecidir.
• Metabolik süreç dış ortamdan bağımsız değildir.
• Bu süreç dış ortamdan bazı maddelerin hücreye girmesine ve çıkmasına bağlıdır.
• Örneğin ATP üretmek için hücreye enerji hammaddesi ve O2 gelmeli hücreden de dış ortama CO2 verilmelidir.
• Metabolizmada enerji üreten süreç Katabolizma enerji tüketen süreç Anabolizma olarak adlandırılır.
• Metabolizma
• Katabolizmada önce hücre solunumu (hidroliz) ile glukoz parçalanır.
• Glukozun yapısındaki kimyasal bağlarda saklı olan enerji açığa çıkar.
• Açığa çıkan bu enerjiyle ADP + Pİ ATP yapılır (dehidrasyon).
• Bir başka değişle enerji bağdan çıkar bağa girer.
• Anabolizma ise katabolizmada ATP şeklinde üretilen enerjinin madde yapımı ve birçok yaşamsal faaliyetlerde tüketilmesidir.
• O halde madde yapmak (dehidrasyon) için ATP ADP + Pİ yıkılır (hidroliz).
Katabolizma
Anabolizma
Fosforilasyon
Defosforilasyon
ADP + Pİ ATPATP ADP + Pİ
Monomer + ( n ) Polimer
(Madde yapımı)
(Madde yıkımı)
Glukoz
Hücre solunumu
(Hidroliz)Enerji
H2O(Dehidrasyon)
H2O
Metabolizma
H2O(Dehidrasyon)
H2O(Hidroliz)
H2O (Dehidrasyon)
Monomer + ( n )
Defosforilasyon
ATP
H2O(Hidroliz)
Polimer
ADP + Pİ
H2O H2O
• Anabolizma
H2ODehidrasyon (Yapım)
Hidroliz (Yıkım)
Hücre Solunumu
Bağdan çıkan enerji
Bağa girer.Glukoz
H2O
H2O
H2O
H2O
Kimyasal bağ
H2O +ADP
ATPPİ
H2O
• Katabolizma
ATP
ADP
Pİ
Pİ
Aktifleşme enerjisi
Madde yapımı
Hareketve kasılma
Sinirsel iletim
IsıOksijenli solunum
Oksijensizsolunum
FOSFORİLASYON
DEFOSFORİLASYON ADP + Pİ ATP ATP ADP + Pİ
Katabolizma
Anabolizma
• ATP’ in Yapımı Ve Yıkımı
• Fosforilasyon Çeşitleri
• Fotofosforilasyon: Işık enerjisi kullanarak ATP üretimi (fotosentez)
• Oksidatif fosforilasyon: Oksijen varlığında (oksijenli solunum) ATP üretimi.
• Substrat seviyesinde fosforilasyon: Enzimler yardımı ile ATP sentezi. (glikoliz ve krebs döngüsü)
• Kemosentetik fosforilasyon: İnorganik maddelerin ( NH3 - NO2 ) yükseltgenmesi (oksitlenmesi) ile açığa çıkan kimyasal enerji ile ATP sentezi.
• Organik
• Canlılarda Temel Bileşikler
• İnorganik
• Karbonhidratlar• Yağlar• Proteinler• Enzimler• ATP• Nükleik asitler• Vitaminler• Hormonlar
• Su• Asitler• Bazlar
• Yapılarında C – H – O içeren bileşiklerdir. Genel formülleri (CH2O) n dir.
• Unlu ve şekerli tüm besinler karbonhidratlara girer. • Hücrelerde ilk olarak tercih edilen enerji hammaddesidirler.
Çünkü yıkımları kısa sürer yani kısa sürede enerjiye dönüşürler.• Karbonhidratlar azda olsa hücrede yapı maddesi olarak
kullanılırlar.• Örneğin bitki hücrelerinde bulunan hücre çeperi bir
karbonhidrat olan selülozdan yapılmıştır. Yine hücre zarlarının yapısında da az miktarda bulunurlar.
• Karbonhidratlar
Karbonhidratlar üç grupta incelenir.
Monosakkaritler Disakkaritler Polisakkaritler
• Monosakkaritler Karbon sayılarına göre;
Heksoz (6C) Pentoz (5C) Trioz (3C)
RibozGlukoz Fruktoz Galaktoz
Bitkisel Hayvansal
Deoksiriboz-
RNA- ATP
- DNAPGA PGAL
- Fotosentez
- Hücre solunumu
süt şekeri
• Karbonhidratların hidrolizi sonucunda oluşan monomerleridir.
• Suda çözünürler.
• Monosakkaritler (tek şekerler)
• Üçünün de kimyasal formülü C6H12O6 dır. Ancak molekül dizilişleri farklı olduğundan (izomer) değişik adlar alırlar.
• Glukoz Başlıca kan şekeridir. Fazlalığı ve eksikliği hastalıklara yol açar. Kandaki düşük glukoz düzeyinden özellikle beyin etkilenir. Çünkü beyin hücreleri enerji kaynağı olarak sadece glukozu kullanır.
• Glukozun fazlası hayvanlarda glikojen şeklinde depo edilir. Glikojen karaciğer ve kaslarda depo edilir. Kan şekerinin düzenlenmesinde karaciğer glikojeni rol oynar. Kas glikojeni kasın kendi faaliyetleri için kullanılır.
• Bitki hücrelerinde ise glukozun fazlası nişasta şeklinde depo edilir.
• Heksozlar (6C) (Glukoz – Fruktoz – Galaktoz)
• Açlıkta kandaki glukoz azalır.
• Bu durumda karaciğerde glikojen yıkıma (hidroliz) uğrar ve oluşan glukozlar kana geçer.
• Karaciğer hücresinde su azalır.
• Toklukta ise kanda glukoz artar.
• Bu durumda glukozlar karaciğerde glikojene dönüşür. (dehidrasyon).
• Karaciğer hücresinde su artar.
• Bitki hücrelerinde ise glukozun fazlası nişasta şeklinde depo edilir.
• İki mol monosakkaritin dehidrasyonu ile oluşur.
Glukoz + Glukoz Maltoz
Bitkisel
Hayvansal
• Disakkaritler (ikili şekerler)
Dehidrasyon
H2O
• Üç çeşit disakkarit bulunur.
Dehidrasyon
Hidroliz Monosakkarit
Disakkarit
+ Monosakkarit
Glukoz + Galaktoz Laktoz
Glukoz + Fruktoz Sukroz
• Polisakkaritler (çoklu şekerler)
• (n) sayıda glukoz molekülünün dehidrasyonu ile oluşur. Üç çeşittir.
• Nişasta – Sellüloz – Glikojen • Üçünün de monomeri glukozdur. Glukozların dizilişlerindeki fark
moleküllerin farklı olmasına yol açar.
• Nişasta suda erimez.• Nişastanın ayracı İyottur. Nişasta + I Mavi – mor
renk verir. • Karbonhidratların arasındaki bağlar glikozid bağ adını alır.
Dehidrasyon Nişasta
Sellüloz Glikojen
Bitkisel
Hayvansal
Glukoz + (n)Glukoz + (n)Glukoz + (n)
• Yağlar (Lipid)
• Yapısında C – H – O içeren bileşiklerdir. Ayrıca N – P’ da içerebilirler. Ancak oksijen oranı karbonhidratlara göre daha düşük karbon oranı ise daha yüksektir. Bu nedenle bir mol yağ bir mol karbonhidrata göre iki kat enerji verir.
• Yağlar karbonhidratlardan sonra tercih edilen enerji hammaddesidir. Çünkü yağların yıkımı uzun sürer.
• Yağlar suda erimez ancak organik eriticilerde (alkol – eter – kloroform) erirler.
• Yağlar vücutta yapı maddesi olarak da görev yaparlar. Hücre zarlarının yapısında, iç organların etrafında (koruma), derinin altında (ısı kaybını engeller) bulunur.
• Göçmen kuşlarda ve kış uykusuna yatanlarda enerji ile su ihtiyacını karşılar.
Trigliserid (Nötr yağ)
3 H2O Dehidrasyon Hidroliz
+ 3 Yağ asidiGliserol
• Nötral yağlar (trigliseridler)• Vücutta depo edilen yağlardır. Enerji ve yapı maddesi olarak
kullanılırlar.
• Yağlar biyolojik önemlerine göre dört grupta incelenir.
3 ester bağı
Doymuş yağ asitleri
Doymamış yağ asitleri
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
CH2
• Karbon atomları arasında tek bağ bulunur. Katı hayvansal yağlar bu gruba girer. Tereyağı ve kuyruk yağı ..
• Karbon atomları arasında çift bağ bulunur. Sıvı bitkisel yağlar bu gruba girer. ayçiçek ve zeytinyağı ..
• Yağ asitleri
• Hücre zarlarının yapısına katılırlar.
• Fosfolipidler
• Steroid yağlar
• Organik eriticilerde çözünmelerinden dolayı yağ olarak kabul edilirler. Bazı hormonların (eşeysel) ve bazı vitaminlerin (D vitamini) yapısına katılırlar.
• Hayvan hücrelerinde hücre zarının yapısına katılan kollesterolde bu gruba girer.
• Yağlar karbonhidrat ve proteinlerle bileşik oluştururlar.• Glikolipid ve lipoprotein gibi..
• Yağların ayıracı Sudan III ‘dür.
• Yağ + Sudan III Kırmızı – kahverengi renk verir.
• Proteinler
• Et, tavuk, yumurta, balık, süt ve süt ürünleri başlıca protein kaynaklarıdır.
• Yapılarında C – H – O ve N içeren bileşiklerdir. • N proteinleri diğer organik bileşiklerden ayıran karakteristik
elemandır.• Proteinlerin hidrolizi ile oluşan monomeri amino asit adını alır. • Amino asitlerin dehidrasyonu ile protein sentezlenir.
Peptid bağı
H2O H2O H2O
+ (n) Protein (polipeptid)
aa
aa
aa
aa
aa
Dehidrasyon
Hidroliz
CNH2
• Amino Asitlerin Genel Formülü
Karboksil grubu
Amino grubu
COOH
Radikaller (değişken gruplar)
R2
R1
CNH2
R2
R1
COOH
CN
R2
R1
COOH
H
H
H2O
1. Amino asit
Peptid bağı
2. Amino asit
Dehidrasyon
• İki Amino Asitin Birleşmesi
• Canlılarda bulunan 20 çeşit aa’ den bazıları (12) vücut tarafından sentezlenir. Bunlara temel olmayan aa’ ler denir.
• Geri kalanı ise vücut tarafından sentezlenmez ve temel aa’ ler adını alır. Besinler yolu ile alınır.
• Canlılarda 20 çeşit aa olduğu halde protein çeşidi sonsuzdur.
• Protein Çeşitliliğinin Sebepleri
• Bir protein molekülünde yer alan aa sırası
• Bir protein molekülünde yer alan aa çeşidi
• Bir protein molekülünde yer alan aa sayısı
• Değişirse sentezlenen proteinde farklı olur.
aa1
aa3
aa5
aa4
aa6
aa1
aa1
aa1
aa1
aa2
aa2
aa2
aa2
aa2
aa3
aa3
aa3
aa3
aa3
aa4
aa4
aa4
aa5
aa5
aa5
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+ + + +
+
+
A Proteini
B Proteini
C Proteini
D Proteini
E Proteini
(Sırası)
(Çeşidi)
(Sayısı)
(Sayısı)
• Proteinler vücutta yapısal ve işlevsel olarak görev yapar. • Yapısal olarak;• Hücre zarlarının bileşiminde, DNA’ ın etrafında, birçok
organelin yapısında, kanın bileşiminde, kasların yapısında, derinin etrafında, saç tırnak gibi birçok yapıda ayrıca tüm antikorlar ve bazı hormonlarda proteindir. O halde proteinler canlıda en fazla bulunan organik bileşiklerdir.
• İşlevsel olarak ise metabolizmada rol oynayan işlevsel proteinler yani enzimlerdir.
• Enerji hammaddesi olarak proteinler en son tercih edilir. Çünkü vücutta hem yapısal hem de işlevsel olarak görev yaparlar. Proteinler enerji hammaddesi olarak ya vücuda fazla alındıklarında ya da uzun süren açlık hallerinde kullanılırlar.
• Protein + Millon Kırmızı renk verir.• Protein + Fehling Menekşe rengi
oluşur.
• Protein ayraçları
• Amino asitlerin amino (N) grupları karaciğerde amonyak üre ve ürik aside çevrilerek idrarla dışarı atılır. Geri kalan C-H-O bölümü ise karbonhidratlara dönüşerek enerji hammaddesi olarak kullanılır.
Bir amino asidin hücrede izlediği yol;• Protein sentezine girer.• Farklı bir amino aside
dönüşür.• Enerji hammaddesi olarak ve
protein olmayan azotlu bileşiklerin yapımında kullanılır. (özellikle fazla olan amino asitler için)
CNH2
R2
R1Karboksil grubu
Amino grubu
COOH
NH3
üre
ürik asit
İdrar
• Amino asitlerden azotlu bileşikler ve enerji üretimi
Enerji
• Metabolizmada gerçekleşen tüm reaksiyonlar kimyasaldır. Metabolizma canlı hücrede geçtiğine göre bu reaksiyonlar Biyokimyasal Reaksiyon adını alır.
• Enzimler
• Anabolizmada gerçekleşen biyokimyasal reaksiyonlara Anabolik reaksiyon denir.
• Katabolizmada gerçekleşen biyokimyasal reaksiyonlara ise Katabolik reaksiyon denir.
• Vücudun dışında kimyasal reaksiyonlar yüksek sıcaklıkta, kuvvetli asit veya bazik ortamlarda gerçekleşebilir.
• Ancak bu özelliklere sahip ortamlardan hücre zarar görür.
• O halde ister katabolik ister anabolik olsun tüm biyokimyasal reaksiyonlar canlı hücreye zarar vermeden gerçekleşmelidir.
• Bu da enzimler sayesinde olur.
• Enzimler reaksiyonların gerçekleşmesi için gerekli olan aktifleşme enerji sini azaltarak hücrenin zarar görmesini engellerler .
• Aktifleşme enerjisi bir molekülün diğer bir molekülle reaksiyona girmesi veya bir molekülün parçalanması için gerekli olan minumum enerji miktarıdır.
• Enzimlerin Aktifleşme Enerjisini Azaltması
H2O2 H2O +18000 cal
• Hücre İçinde:H2O2
Katalaz5500 cal
MnO2 (katalizör)
Katalaz (enzim)
• Hücre Dışında:MnO
2½ O2
H2O + ½ O2
• İki reaksiyon arasındaki farka bakıldığında aktifleşme enerjisinin enzim varlığında azalmasıdır.
• O halde enzimler aktifleşme enerjisini azaltarak biyokimyasal tepkimelerin hücreye zarar vermeden gerçekleşmesini sağlarlar.
• Örneğin ; H2O2 (hidrojen peroksit) hücrede metabolizma sonucu oluşan zehirli bir maddedir ve hemen parçalanması gerekir. Bu maddeyi cansız ortamda hücre dışında da parçalamak mümkündür.
Tepkimenin ilerlemesi
Enerji cal.
Enzim yok
Enzim varH 2O 2
18000
5500
H2O + ½ O2
Aktifleşme enerjisi
• Enzimlerin Aktifleşme Enerjisini Azaltması
• Bu reaksiyonlarda görülen diğer bir farkta, aktifleşme enerjisinin hücre dışında katalizörle hücre içinde ise enzimle sağlanmasıdır. • Katalizör nedir?
• Katalizörler;• Aktifleşme enerjisini azaltırlar.• Tepkimeleri başlatmaz ancak tepkimelerin süresini kısaltarak
tepkime hızını artırırlar. • Genellikle tepkimeleri çift yönlü katalizler.• Tepkime esnasında yapılarında değişme olmaz. Bu nedenle
tekrar tekrar kullanılırlar.• Enzimlerde katalizörlerle aynı özellikleri taşır. O halde enzimler
canlı hücrelerde sentezlenen doğal katalizörlerdir.
X maddesi herhangi bir katalizör olsun.
XA + B C + X
veyaC A + B + X
X
• Enzimlerin Yapısı
• Enzimler Basit ve Bileşik Enzim olarak ikiye ayrılır.• Basit enzimler sadece proteinden oluşur ve Apoenzim adını
alır. • Apoenzimler genellikle tek başlarına çalışmazlar. Yapılarına
yardımcı bir molekül ekleyerek aktif enzim (Holoenzim) yani bileşik enzim haline gelirler.
• Bileşik enzimlerde, yardımcı molekül iki türlü olur.• Koenzim (organik)• Kofaktör (inorganik)• Koenzimler protein olmayan bir organik maddedir.
Genellikle vitaminlerdir.• Kofaktörler ise Fe, Mn, Mg, Zn, Na, K gibi inorganik
maddelerdir.• Bir apoenzim ya koenzimle ya da kofaktörle çalışır.
(tam – aktif enzim)
Apoenzim (protein)
Bileşik enzim (Holoenzim)
+ Koenzim Kofaktör
Holoenzim (Bileşik enzim)
• Bir yardımcı molekül farklı apoenzimlerle çalışır.
• Bir apoenzim aynı yardımcı molekülle çalışır.
• Bu nedenle yardımcı molekül çeşidi apoenzim çeşidinden daha azdır.
(tam – aktif enzim)
Apoenzim
Ko -enzim
Ko -faktör
(veya)
+
+
Enzim
Aktif bölgeSubstrat
Enzim – Substrat
Kompleksi
Enzim Yeni Ürün
+
+ Substrat
Enzim
Enzim – Substrat Kompleksi
Enzim
+ Yeni Ürün
• Enzimin etki ettiği maddeye substrat denir. Enzimin substratı tanımladığı yer aktif bölge adını alır. Aktif bölge ile substrat arasında anahtar – kilit uyumu vardır. Substrat aktif bölgeye geçici olarak bağlanır. Enzim – substrat kompleksi oluşur. Tepkime gerçekleşir. Tepkime sonunda yeni ürün meydana gelir. Enzim serbest hale geçer.
• Enzimlerin Çalışması
• Enzim Özgüllüğü
• Hücrede bir çeşit enzim bulunmaz ve her enzim DNA’ da bulunan farklı genler tarafından üretilir. Bu durumda her enzimin etki ettiği substrat diğerinden farklıdır. Buna göre her enzim ayrı bir biyokimyasal tepkimeyi katalizler buna Enzim Özgüllüğü denir.
• Enzim özgüllüğü sayesinde biyokimyasal tepkimeler birbirine karışmadan düzenli bir şekilde gerçekleşir.
• 1 Gen = 1 Enzim
• Metabolik reaksiyonlar DNA ‘da yer alan genler tarafından üretilen enzimlerle (protein) kontrol edilir.
• O halde 1 gen = 1 enzimdir.
DNA
A B C D EG1 G2 G3 G4
E1 E2 E3 E4G1
G2
G3
E1
E2
E3
• Enzimler genellikle takım halinde çalışırlar.
• Bir tepkime sonucunda oluşan ürün diğer tepkimede etkili olan enzimin substratıdır.
• Bir enzimin yapısının bozulması tepkimenin durmasına yol açar.
• Örneğin E3 bozulursa tepkime C’ de durur. Yani ortamda C maddesi birikir, D maddesi oluşmaz.
• 1 Gen = 1 Enzim
Enzimler farklı çünkü enzimi üreten genler farklıdır.
• Enzimatik Reaksiyonların Hızını Etkileyen Faktörler
1. Enzim yoğunluğu2. Substrat yoğunluğu3. Sıcaklık4. Substrat yüzeyi5. pH6. Su7. Kimyasal maddeler (Aktivatör –
İnhibitör )
• Substrat sabit
Enzim yoğunluğu
Tepkime hızı
• Enzim Yoğunluğu
• Substrat miktarının sabit olduğu bir ortama enzim ilavesi yapılırsa tepkime hızı artarak devam eder.
• Çünkü substrat molekülleri boş kalmaz.
• Ortamda substrat bitince reaksiyon sonlanır.
Substrat yoğunluğu
Tepkime hızı
• Enzim sabit• Substrat Yoğunluğu
• Enzim miktarının sabit olduğu bir ortama substrat ilavesi yapılırsa tepkime hızı bir süre artar sonra sabit bir hızla devam eder.
• Çünkü her substrat molekülü için enzim bulunmaz.
oC
Tepkime hızı
Sıcaklık
Optimum sıcaklık
oC37
0 20 30 40 5010
• Enzim çalışmaz.
(yapısı bozulmaz)
• Enzim çalışmaz.
(yapısı bozulur)
• Sıcaklık
• Sıcaklık artışı bir dereceye kadar tepkime hızını artırır.
• Ancak yüksek sıcaklık enzimin protein yapısını bozar ve enzim çalışmaz. Buna Denaturasyon denir.
• Eğer enzimin yapısı bozulmadan sıcaklık normale getirilirse enzim çalışmaya devam eder. Buna da Renaturasyon denir.
• Düşük sıcaklıkta enzimler çalışmaz ancak yapıları bozulmaz.
• Enzim sabit
Substrat yüzeyi
Tepkime hızı
s s
s s
III
Substrat
• Enzimler etkilerini substrat yüzeyinden başlatırlar. O halde;
• Substrat yüzeyi arttıkça enzimin etki yüzeyi artar. Tepkime hızı artar.
• Substrat Yüzeyi
Enzim
pH71 14
Tepkime hızı
Pepsin Amilaz Tripsin
• Genellikle enzimler nötr ortamda etkili olurlar. Bazı enzimler asidik bazıları da bazik ortamda çalışırlar.
• pH
• Enzimlerin çalışması için mutlaka ortamda su bulunmalıdır. Ortamdaki su miktarı % 15 olursa enzim çalışmaz.
• Tohumlarda bu miktar % 5’ e kadar iner. Enzimler çalışmadığından tohumda uzun süre dayanır.
• Su
• Kimyasal Maddeler
• Kimyasal maddelerin bir kısmı reaksiyonları hızlandırır. Bunlara Aktivatör madde denir. (Ca, K, KCl)
• Bazıları ise durdurur ve İnhibitör madde adını alır. (Kurşun, civa, siyanür, bakır, alüminyum gibi..)
• Örneğin siyanür solunum enzimlerine bağlanır. Enzim çalışmaz.
• Enzimler hücre içinde ,hücre dışında ve uygun koşullar sağlandığında cansız ortamlarda da çalışabilir.
Bütün karaciğer
oC 60 35
Kıyılmış karaciğer
oC
Doğranmış karaciğer
0 oC
su su su
A B C
• Eşit miktarlarda karaciğerin bulunduğu bu üç sistemden hangisinde enzimatik reaksiyon meydana gelir? Neden.
• Hangi sistemde sıcaklık normale getirilirse tepkime devam eder?
• Karaciğerde bulunan Katalaz enzimi karaciğerde oluşan H2O2‘ i (hidrojen peroksit) etkisiz hale getirir.
• Yapısı
BŞ
Fosfat
Nükleozit
Nükleik asit(polinükleotid)
Nükleotid Dehidrasyo
n P
• Nükleik asitlerin yapısal birimleri Nükleotid adını alır.
• Bir nükleotid üç farklı maddeden oluşur.
Organik Baz + Şeker
+ (5C)
(N)
= +++++ (n) =
• Nükleik Asitler
BAZLAR (N)
PURİN(ÇİFT HALKA)
PİRİMİDİN(TEK HALKA)
ADENİN (DNA-RNA)
GUANİN (DNA-RNA)
CİTOZİN (DNA-RNA)
TİMİN (DNA)
URASİL (RNA)• Bir nükleotidin değişken grubu bazlardır. • Bu nedenle nükleotidler içerdikleri baz
çeşidine göre adlandırılır.
PURİN
PİRİMİDİN
RNA (Ribonükleik
asit)
DNA (Deoksiribonükleik asit)
Nükleik Asitler
Kalıtım maddesi
Protein sentezi
• mRNA (elçi - haberci) : DNA dan aldığı bir proteine ait bilgiyi ribozoma götürür.
Üç çeşit RNA bulunur.
• tRNA (taşıyıcı): Sitoplazmadan aldığı aminoasitleri protein sentezinde kullanılmak üzere ribozoma taşır.
• rRNA (ribozomal): Ribozomun yapısına katılır.
DNA Ve RNA Arasındaki Farklar
DNA RNA
BAZLAR(N)
PURİNÇİFT HALKA
ADENİN VAR VARGUANİN VAR VAR
PRİMİDİNTEK HALKA
CİTOZİN VAR VARTİMİN VAR YOKURASİL YOK VAR
ŞEKER (5C)
DEOKSİRİBOZ VAR YOK RİBOZ YOK VAR
FOSFAT (FOSFORİK ASİT) VAR VARİPLİK SAYISI (POLİNÜKLEOTİD) İKİ BİRREPLİKASYON VAR YOKGÖREVİ KALITIM
MADDESİPROTEİNSENTEZİ
HÜCREDE BULUNDUĞU YERÇEKİRDEKKLOROPLASTMİTOKONDRİ
ÇEKİRDEKKLOROPLASTMİTOKONDRİRİBOZOM
• DNA iki polinükleotid zincirinden oluşur. • İki zincir saat yönünde dönümler yaparak sarmal yapıyı
oluşturur. (Paketleme )• Her bir zincirin omurgasını Fosfat ve Şeker oluşturur. • P ve şeker arasında fosfodiester bağları bulunur. • Bir P iki ayrı nükleotidin şekeri ile bağ yapar.• Baz ile şeker arasındaki bağlarda glikozid bağ adını alır.• Bu şekilde nükleotidler alt alta bağlanarak zincir yapısı oluşur. • İki zincir birbirine bazlar arasındaki Hidrojen bağlarıyla
bağlanır. • Bir DNA molekülünde purin bazı pirimidin bazı ile• A bazı T bazı ile • G bazı C bazı ile birleşir. Sonuç olarak bir DNA molekülünde;• Purin = Pirimidin • A=T G=C olur.
• DNA Molekülünün Özellikleri I
• A – T arasında 2H bağı • G – C arasında 3H bağı
bulunur.
• DNA Molekülünün Özellikleri II
• DNA molekülünün çapı tüm zincir boyunca sabittir.
• (Çünkü iki halka tek halkayla bağ kurar.)
• DNA doğada kendini eşleme yeteneğine sahip tek moleküldür.• Bu sayede kalıtsal bilginin, dölden döle ve bir bireyde bir
hücreden diğer hücreye sabit bir şekilde geçmesi sağlanmış olur.• DNA’ nın iki zinciri birbirinin tamamlayıcısıdır.
• Replikasyon esnasında DNA nın iki ipliği birbirinden ayrılır. • Her bir iplik kendini eşler.
• Bölünme sonucu oluşan hücrelerde bir yeni bir eski iplikten oluşan DNA yer alır.
• Bu nedenle DNA eşlenmesi Yarı Korunumlu Eşleme şeklinde gerçekleşir.
• DNA Replikasyonu
———————
TCGTCGT
(Yarı korunumlu eşleme)
• DNA Replikasyonu
AGCAGCA
TCGTCGT
AGCAGCA
AGCAGCA
TCGTCGT
———————
TCGTCGT
AGCAGCA
———————
Eski iplikYeni iplik
• Vitaminler
• Vücutta düzenleyici olarak görev yaparlar. Genellikle enerji metaboliz - masında rol oynayan koenzimlerin yapısına girerler. İkiye ayrılırlar.
• Yağda Eriyen Vitaminler : ( A – D – E – K ) vitaminleri. Vücutta depo edilirler.
• Suda Eriyen Vitaminler: ( B grubu – C ) vitaminleri . Fazlası idrarla dışarıya atıldığı için günlük alınması gerekir. Depo edilmezler.
• Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Görme pigmentlerinin yapısına katılırlar.
• Eksikliğinde: Gece körlüğü ve enfeksiyonlarda vücut direncinde azalma görülür.
• Kaynakları: Balık yağı - tereyağı – havuç -yumurta sarısı ve karaciğerdir.
• A Vitamini
• D Vitamini
• Kalsiyum ve fosforun emilimi ve kemiklerde depo edilmesini sağlar.
• Eksikliğinde: Çocuklarda raşitizm büyüklerde osteomalazi oluşur.
• Kaynakları: Balık yağı – özellikle güneş ışığıdır.
• E Vitamini
• Üreme ve hücrelerin yenilenmesi için gereklidir. • Eksikliğinde; Kısırlık meydana gelir. • Kaynakları: Tahıllar - bitkisel yağlar ve yeşil bitkilerdir.
• K Vitamini
• Kanın pıhtılaşmasında etkilidir. Kalın bağırsaktaki bakteriler tarafındanda üretilir.
• Eksikliğinde; Kan pıhtılaşmaz.• Fazla antibiyotik kullanıldığında bakteriler ölür ve K vitamini
eksikliği meydana gelir.• Kaynakları: Balık - et - süt ve yeşil yapraklı sebzelerde
bulunur.• Suda Eriyen Vitaminler
• Genel olarak vücudun karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında görev alırlar.
• Bu vitaminler (B1 - B2 -B3 -B5 - B6 - B9 -B12)• Isıya karşı duyarlıdırlar.
• B1 (Tiamin)
• Kaynakları: Tahılların kepek kısmında ve bira mayasında bulunur.
• Eksikliğinde: Beriberi hastalığı oluşur. (Karbonhidrat metabolizması yavaşlar sinirsel faaliyetlerde bozulmalar.)
• B2 (Riboflavin)
• Besinlerden enerji elde edilmesinde görevlidir. Görme olayında etkilidir. Demirin emilmesini kolaylaştırır.
• Eksikliğinde; Kansızlık - ciltte beyazlıklar - yaralar ve sinirsel bozukluklar görülür.
• B3 (Niasin)
• Besinlerden enerji elde edilmesinden görevlidir.• Eksikliğinde; Pellegra hastalığı görülür.• Pellegra Hastalığı: Sinir sisteminde bozukluklar, davranış
anormallikleri, sindirim sistemi bozuklukları ve deride yaralar görülmesi durumudur.
• B5 (Pantotenik asit)
• Besinlerden enerji elde edilmesinden görevlidir.• Eksikliğinde; deride yaralar, saç renginin değişmesi, saç
dökülmesi ve sinirsel bozukluklar görülür.
• B6 (Piridoksin)
• Besinlerin enerji elde edilmesinden görevlidir. Hemoglobin• sentezi için gereklidir.• Eksikliğinde; Anemi - merkezi sinir sistemindeki düzensizlikler
sonucu havaleler ve ciltte yaralar görülür.
• B9 (Folik Asit)
• Kemik iliğinde kan hücrelerinin üretiminde görevlidir. Aminoasit ve protein metabolizması için gereklidir.
• Eksikliğinde; Kansızlık – yorgunluk ve baş ağrısı görülür.• Kaynakları: Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler.
• B12 (Siyanokobalamin)
• Kan yapımı için gereklidir.• Eksikliğinde; Kansızlık – yorgunluk ve çarpıntı
görülür.• Kaynakları: Karaciğer – et – süt – balık ve yumurta. • B grubu vitaminleri genel olarak;
• Tahılların kabuklarında et – süt – karaciğer – yumurta – fındık – dalak ve ıspanakta bol miktarda bulunur.
• C Vitamini
• Bağ dokunun kollogen liflerinde bulunan proteinlerin üretimi için gereklidir.
• Aminoasit metabolizması ve folik asidin etkin hale geçmesinde görevlidir.
• Eksikliğinde; iskorpit (diş eti kanaması) görülür.• Kaynakları: Kırmızı biber – yeşil biber – portakal – limon ve
domates gibi besinlerde C vitamini bol miktarda bulunur.
Vitamin
Eksikliğinde Oluşan Hastalıklar
A Gece körlüğü
B Beriberi, pellegra
C İskorpit, yaraların geç iyileşmesi
D Çocuklarda raşitizm, erginlerde osteomalazi
E Kısırlık
K Kanın pıhtılaşmaması
• Eritici özelliğe sahiptir.• Hidrolizde rol oynar.• Enzimlerin çalışması için gereklidir.• Madde taşınmasında ve vücutta oluşan zehirli maddelerin
seyreltilmesinde rol oynar.• Buharlaşma özelliği ile suyun gaz haline gelmesini yani
terleme ile vücut ısısının dengelenmesini sağlar.• Su zor şekil değiştirir (geç soğur, geç ısınır) Bu şekilde
ısının dengelenmesinde rol oynar.• Suyu oluşturan bağlar kovalent bağlardır.• Su iki kutupludur. H (+) O (-)
• Suyun Özellikleri
• Mineraller
• Hidrolize uğramazlar.• Enerji vermezler.• Yapıcı ve onarıcıdırlar.• Enzimlerin yapısına kofaktör olarak katılırlar. (Düzenleyici)• Kas kasılmasında ve sinirsel iletimde rol oynarlar.• Kanın ozmotik basıncının ve pH’ın dengelenmesinde etkili
olurlar.• Vücuttan çeşitli yollarla (idrar – ter – dışkı) atıldıklarından
devamlı olarak besinlerle alınmaları gerekir.
( Ca – I – Fe – Na – K – S – F – P – Cl)
• Suyun iyonlarına ayrılması ile H (+) ve OH (-) oluşur.• Çözeltilerde hangisi fazla olursa ortam asit veya bazik özellik
kazanır.• H fazla ise asidik. OH fazla ise bazik olur. Eşitse ortam nötr
olur.
• Canlılar belli pH değerinde yaşarlar. Çünkü enzimler belirli pH değerlerinde etkili olurlar.
• İnsanda pH 7.4 tür. 7 veya 7. 8 olması ölümle sonuçlanır.
• Asitler - Bazlar -Tuzlar
• Önemleri