TİMDER Dergisi 89.Sayı

172

description

Önalanlar İnş. - Orhan Önalan, Seranit Grup - Hamdi Altunalan, İntema - Eser Ersoy, Sanica - Ali Fatinoğlu, EVS Eren Vana - Talip Özcan, Delta Granit Mermer - Hüseyin Şehitoğlu, Formina - Erkan Üzümcü, Lojimax - Nusret Ademoğulları, İdevit - Besim Alişan, Polifit - Bahadır Yıldırım, Ressam Semra Çelik röportajları, UNICERA özel bölümü, ürün tanıtımları, yapı malzemecileri haberleri, Akademisyen ve Uzmanlardan makaleler yer almaktadır. (Ocak - Mart 2016)

Transcript of TİMDER Dergisi 89.Sayı

Page 1: TİMDER Dergisi 89.Sayı
Page 2: TİMDER Dergisi 89.Sayı
Page 3: TİMDER Dergisi 89.Sayı
Page 4: TİMDER Dergisi 89.Sayı

2

Kün

yeTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır.Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.

Ocak - M

art 201689

89Ocak - Mart ‘16

DUAYENLERİMİZ: Önalanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Önalan

SÖYLEŞİ: Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan

SÖYLEŞİ: Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu İntema Genel Müdürü Eser Ersoy

FİRMALAR İNSANLAR: Sanica Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Fatinoğlu

ÜRETİCİ: EVS Eren Vana Genel Müdürü Talip Özcan

ÜRETİCİ: Delta Granit Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şehitoğlu

ÜRETİCİ: Ece Seramik Genel Koordinatörü Erkan Üzümcü

ÜRETİCİ: Lojimaks Bölge Müdürü Nusret Ademoğulları

SATIŞ HATTI: İdevit Seramik İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü Besim Alişan

İÇİMİZDEN BİRİ: Polifit Yapı Malz. Genel Müdürü Bahadır Yıldırım

Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi

İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Ertan Sapankaya ([email protected])Ayazağa Yolu, Cendere Cd. No:9 Maslak / İstanbul

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan ([email protected])Kayışdağı Mh. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy / İstanbul

Hukuk Danışmanı:Av. Fırat Barış Kavlak ([email protected])

Yayın & Tasarım Yönetmeni:Orhan Hopa ([email protected])

Kurumsal İletişim Sorumlusu:Yeliz Kılıçaslan ([email protected])

Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk.No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul

Basım Yeri Adresi Telefonu: Teknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.Y. Dudullu Mh. Necip Fazıl Bulvarı Cd. No: 44Keyap Çarşısı F1 Blok 93 Ümraniye / İstanbul(0216) 508 2020

Basım Tarihi: Yayın Türü: Şubat 2016 Yaygın Süreli

Yayın Yürütme Kurulu: Mehmet Arslan, Aydın Eşer, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa,Yeliz Kılıçaslan.

İletişim Bilgileri:Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk.No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbulT: (0216) 629 [email protected]

Kapak Fotoğrafı:Orhan Hopa

Mekan:Fatih İnşaatEvani Showroom

TİMDER Yönetim Kurulu:Ertan Sapankaya, Aydın Eşer, Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez,Bahadır Yıldırım, Cemal Kır, Harudyun Biberyan, Kemal Çelik,M. Ali Yedek, Mehmet Arslan, Süleyman Karahan

Ön Kapak İçi: Seranova - UmpaşArka Kapak İçi: Yüksel SeramikArka Kapak: Seramiksan

01 Kale03 Teska05 E.C.A.07 VitrA - Eczacıbaşı Yapı Grubu09 Penta12 - 13 Aquanit - Seranit Grup17 Lojimax21 Lider - Özlider23 Damla Banyo25 Delta Mermer27 Dekor Banyo29 Lucco31 Petek Banyo34 - 35 Bora Çelik37 Franke21 Fırat41 Pera Seramik43 Formina - Ece Seramik45 Venezia47 SRC Yapı49 Saremica51 FYM Bagno56 - 57 EVDEMA63 Foma - Falcıoğlu67 Mesa Teknik71 Sanica75 - 157 EVS Eren Vana79 Aknur Endüstri Malzemeleri83 Ege Seramik87 Isvea91 Ge-Ti95 NG Kütahya Seramik97 Güral Vit99 UNICERA111 Orka Banyo115 Norm Bağlantı & Tesbit Elmanları117 NPlus Banyo119 Yedekler İnş. Malz.121 Euroser - Sarıbaşlar Seramik125 ParexGroup135 Tocher - Tufan Armatür137 EKPAŞ139 Schlüter Systems141 Ege Vitrifiye143 Turavit145 Pimtaş149 Sanacryl151 Lena - Eva Banyo153 Visam155 Pakduş159 LÖSEV

Page 5: TİMDER Dergisi 89.Sayı

2

Kün

yeTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır.Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.

Ocak - M

art 201689

89Ocak - Mart ‘16

DUAYENLERİMİZ: Önalanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Önalan

SÖYLEŞİ: Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan

SÖYLEŞİ: Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu İntema Genel Müdürü Eser Ersoy

FİRMALAR İNSANLAR: Sanica Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Fatinoğlu

ÜRETİCİ: EVS Eren Vana Genel Müdürü Talip Özcan

ÜRETİCİ: Delta Granit Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şehitoğlu

ÜRETİCİ: Ece Seramik Genel Koordinatörü Erkan Üzümcü

ÜRETİCİ: Lojimaks Bölge Müdürü Nusret Ademoğulları

SATIŞ HATTI: İdevit Seramik İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü Besim Alişan

İÇİMİZDEN BİRİ: Polifit Yapı Malz. Genel Müdürü Bahadır Yıldırım

Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi

İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Ertan Sapankaya ([email protected])Ayazağa Yolu, Cendere Cd. No:9 Maslak / İstanbul

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan ([email protected])Kayışdağı Mh. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy / İstanbul

Hukuk Danışmanı:Av. Fırat Barış Kavlak ([email protected])

Yayın & Tasarım Yönetmeni:Orhan Hopa ([email protected])

Kurumsal İletişim Sorumlusu:Yeliz Kılıçaslan ([email protected])

Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk.No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul

Basım Yeri Adresi Telefonu: Teknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.Y. Dudullu Mh. Necip Fazıl Bulvarı Cd. No: 44Keyap Çarşısı F1 Blok 93 Ümraniye / İstanbul(0216) 508 2020

Basım Tarihi: Yayın Türü: Şubat 2016 Yaygın Süreli

Yayın Yürütme Kurulu: Mehmet Arslan, Aydın Eşer, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa,Yeliz Kılıçaslan.

İletişim Bilgileri:Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk.No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbulT: (0216) 629 [email protected]

Kapak Fotoğrafı:Orhan Hopa

Mekan:Fatih İnşaatEvani Showroom

TİMDER Yönetim Kurulu:Ertan Sapankaya, Aydın Eşer, Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez,Bahadır Yıldırım, Cemal Kır, Harudyun Biberyan, Kemal Çelik,M. Ali Yedek, Mehmet Arslan, Süleyman Karahan

Ön Kapak İçi: Seranova - UmpaşArka Kapak İçi: Yüksel SeramikArka Kapak: Seramiksan

01 Kale03 Teska05 E.C.A.07 VitrA - Eczacıbaşı Yapı Grubu09 Penta12 - 13 Aquanit - Seranit Grup17 Lojimax21 Lider - Özlider23 Damla Banyo25 Delta Mermer27 Dekor Banyo29 Lucco31 Petek Banyo34 - 35 Bora Çelik37 Franke21 Fırat41 Pera Seramik43 Formina - Ece Seramik45 Venezia47 SRC Yapı49 Saremica51 FYM Bagno56 - 57 EVDEMA63 Foma - Falcıoğlu67 Mesa Teknik71 Sanica75 - 157 EVS Eren Vana79 Aknur Endüstri Malzemeleri83 Ege Seramik87 Isvea91 Ge-Ti95 NG Kütahya Seramik97 Güral Vit99 UNICERA111 Orka Banyo115 Norm Bağlantı & Tesbit Elmanları117 NPlus Banyo119 Yedekler İnş. Malz.121 Euroser - Sarıbaşlar Seramik125 ParexGroup135 Tocher - Tufan Armatür137 EKPAŞ139 Schlüter Systems141 Ege Vitrifiye143 Turavit145 Pimtaş149 Sanacryl151 Lena - Eva Banyo153 Visam155 Pakduş159 LÖSEV

C M Y CM MY CY CMY K

Page 6: TİMDER Dergisi 89.Sayı

4

İçin

deki

ler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Haberler 18

Yönetimden 06Ertan Sapankaya

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı

Ekonominin Nabzı 10Prof. Dr. Kerem Alkin

Ekonomi Profesörü

Görüş 08B. Nurhan Tanyeli

TİMDER Genel Koordinatörü

TİMDER’den 14

Etkin Yönetim 116 End. Y. Müh. Sait Sağlam

Organik İns. Kay. D. Hizm. Yönetici Ortak

Hukuken 112Av. Fırat Barış Kavlak

TİMDER Hukuk Danışmanı

Mali İşler 114Saim Arıcan

Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir

UNICERA 98

Verilerle Ekonomi 126 Aramıza Katılanlar 168Ürünler 134

İletişimde İletişim 120Almila Dalkılıç

Kişisel Gelişim Uzmanı

Afet Bilinci 122Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel

AKUT Eğitmeni

İş Hukuku 118Seyfullah Beysülen

İş Hukuku Uzmanı

Duayenlerimiz 52

Mak. Y. Müh. Orhan ÖnalanÖnalanlar İnşaat

Yönetim Kurulu Başkanı

ÜreticiFirmalar İnsanlar Üretici72 7668

Talip ÖzcanEVS Eren VanaGenel Müdürü

Ali FatinoğluSanica Yönetim Kurulu

Başkan Vekili

Hüseyin ŞehitoğluDelta Granit Mermer

Yönetim Kurulu Başkanı

Üretici 80

Erkan ÜzümcüEce Seramik - Formina

Genel Koordinatörü

Aktüel 96

Semra ÇelikRessam

Satış Hattı 88

Besim Alişanİdevit Seramik

İhr. Satış ve Pazarlama Müdürü

Üretici 84

Nusret AdemoğullarıLojimaks

Bölge Müdürü

İçimizden Biri 92

Mak. Müh. Bahadır YıldırımPolifit Yapı Malz.Genel Müdürü

Söyleşi 58

Hamdi AltunalanSeranit Grup

Başkanı

Söyleşi 64

Eser Ersoy Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu

İntema Genel Müdürü

Page 7: TİMDER Dergisi 89.Sayı

4

İçin

deki

ler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Haberler 18

Yönetimden 06Ertan Sapankaya

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı

Ekonominin Nabzı 10Prof. Dr. Kerem Alkin

Ekonomi Profesörü

Görüş 08B. Nurhan Tanyeli

TİMDER Genel Koordinatörü

TİMDER’den 14

Etkin Yönetim 116 End. Y. Müh. Sait Sağlam

Organik İns. Kay. D. Hizm. Yönetici Ortak

Hukuken 112Av. Fırat Barış Kavlak

TİMDER Hukuk Danışmanı

Mali İşler 114Saim Arıcan

Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir

UNICERA 98

Verilerle Ekonomi 126 Aramıza Katılanlar 168Ürünler 134

İletişimde İletişim 120Almila Dalkılıç

Kişisel Gelişim Uzmanı

Afet Bilinci 122Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel

AKUT Eğitmeni

İş Hukuku 118Seyfullah Beysülen

İş Hukuku Uzmanı

Duayenlerimiz 52

Mak. Y. Müh. Orhan ÖnalanÖnalanlar İnşaat

Yönetim Kurulu Başkanı

ÜreticiFirmalar İnsanlar Üretici72 7668

Talip ÖzcanEVS Eren VanaGenel Müdürü

Ali FatinoğluSanica Yönetim Kurulu

Başkan Vekili

Hüseyin ŞehitoğluDelta Granit Mermer

Yönetim Kurulu Başkanı

Üretici 80

Erkan ÜzümcüEce Seramik - Formina

Genel Koordinatörü

Aktüel 96

Semra ÇelikRessam

Satış Hattı 88

Besim Alişanİdevit Seramik

İhr. Satış ve Pazarlama Müdürü

Üretici 84

Nusret AdemoğullarıLojimaks

Bölge Müdürü

İçimizden Biri 92

Mak. Müh. Bahadır YıldırımPolifit Yapı Malz.Genel Müdürü

Söyleşi 58

Hamdi AltunalanSeranit Grup

Başkanı

Söyleşi 64

Eser Ersoy Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu

İntema Genel Müdürü

Page 8: TİMDER Dergisi 89.Sayı

6

Yöne

timde

nTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

“Fuarlar katılımcıların satış grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile

yükselmesine aracılık ediyor.”

Ülkeler arasındaki ticari duvarların kalk-ması, son dönemde dünya ticaretinde büyük rekabet yarattı. Ülkelerin birbiri ile olan alışveriş hacmi önemli ölçüde artttı. Ticaretin serbestleşmesi, ülkele-rin önüne, dünyanın en uzak bölgeleri-ne dahi mal ve hizmet ihraç ederek eko-nomik büyüme sağlama gibi bir imkan sundu. Bu kapsamda baktığımızda fuar-lar, serbest ticaretin dünyamıza kazan-dırdığı en önemli pazarlama ve tanıtım ortamlarından biri haline geldi. Fuarları, 20. yüzyılın son çeyreğinde yaygın ola-rak kullanılmaya başlamış olmamıza rağmen, fuarcılığın kökeni çok eski ta-rihlere dayanıyor.

Tarihte bilinen ilk fuar, Kral Dagobert ta-rafından Paris yakınlarındaki St. Denis banliyösünde 629 yılında kurulan “Foire de Saint Denis” olarak bilinse de; mo-dern anlamda fuarcılığın başlangıcı yani günümüzdeki şekliyle düzenlenen ilk büyük fuar 1851 yılında Londra’da Hyde Park’ta gerçekleştirildi.

Fuarların Türkiye’deki başlangıcı da Avrupa ile benzerlik taşısa da gelişimi çok daha yavaş oldu. Türkiye tarihine bakıldığında bilinen ilk uluslararası fuar “Sergi-i Osman”dı. İstanbul’da 1863 yı-lında düzenlenen fuarda Avrupa ülke-lerine ait sanayi ürünleri ile birlikte yerli ve yabancı toprak ürünler sergilendi. Ülkemizin 1920’li yıllarda sanayi ile ta-nışmaya başlamasıyla birlikte panayır alanlarında küçük çaplı bölgesel ser-giler kurulmaya başladı. 1940’lı yıllara doğru sanayinin gelişmesine paralel olarak bu panayırların yerini daha geniş kitlelere hitap eden fuarlar aldı. 80 yıllık geleneğimiz İzmir Enternasyonal Fua-rı, bu geçişin en önemli tanığı ve aktö-rü. Türkiye’nin ilk fuarı olan ve özellikle 1970 ve 80’li yıllarda ülke ihracatına ve tanıtımına büyük katkılar sağlayan İzmir Enternasyonal Fuarı’na, bu gelişimin lo-komotifi demek yanlış olmaz.

Bugün baktığımızda fuarlar, teknolo-jideki hızlı ilerlemeye rağmen satış ve pazarlamanın en dinamik ve efektif un-surlarından biri olarak günümüzde hızla gelişmeye devam ediyor.

1970’li yıllarla beraber bölgesel fuarlar dışında özellikle büyük kentlerde ihtisas fuarları niteliğinde birçok fuar açılma-ya başladı ve uzmanlık alanlarına giren malların tanıtım ve pazarlaması yapıldı. Doğrudan sektörle ilgili alıcı ve satıcıları bir araya getirdiği için de dünya genelin-de ihtisas fuarlarına ciddi bir yönelme olduğu gözleniyor.

1980’li yıllara gelindiğinde ise fuarcılık konusunda bir adım daha ileri gidildi ve fuarlar ithalat-ihracat ilişkilerinin ol-mazsa olmaz bir parçası haline geldi. Fuarcılık sektörü ülkemizde özellikle 1990’larda ilerleme kaydederek düzen-lenen fuarların ve organizatör firmaların sayısı arttı.

21’inci yüzyıla geldiğimizde ise tüm pa-zarlarda oldukça yoğun bir rekabet ya-şanıyor. Bu tip gelişim ve değişimlerin yaşandığı bir dönemde artık tüketicile-rin zihninde farklı bir konum ve değer yaratabilen işletmeler pazardaki payla-rını koruyabiliyor.

Firmalar açısından, yürütülen pazar-lama ve tanıtım aktiviteleri önemli bir rol üstleniyor. Fuarlar ise mevcut pazar ortamında firmalara oldukça önem-li avantajlar sunuyor, hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlıyor. Ticari ih-tisas fuarları üreticilerin ve tüketicilerin belli zaman ve mekan dilimi içerisinde buluştukları bir pazar niteliği taşıyor ve fuarların belirli bir konuya yönelik olma-sı katılımcı firmalara “ilgili talebi” doğ-rudan, kısa sürede ve en etkili biçimde yakalama imkanı veriyor. Bu sayede hem satış hem tanıtım açısından önemli

Ertan SapankayaTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı

[email protected]

kazanımlar elde ediliyor. Fuarlar katılım-cıların satış grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile yükselmesine aracılık ediyor.

Fuarların sektörlerin gelişimine de kat-kı sağladığı yadsınamaz bir gerçek. Yenilikleri takip etmek, kendinizi ge-liştirmek, ileriye dönük adımlar için bir öngörüye sahip olmak anlamında fuar-lar; müşterileriyle üreticileri buluşturan bir köprü görevi görüyor. Fuar organi-zasyonları, sektördeki pek çok firmayı buluşturarak rakiplerini izleme olanağı da sunuyor. Aynı zamanda farklı kül-türleri buluşturarak bir yandan da ülke tanıtımı açısından katkı sağlıyor. Fuar-cılık konusunda ülke ekonomisine katkı anlamında en başarılı örnek sanırsam Almanya’dır, fuarcılığı bacasız sanayi haline getirebildiler. Farklı sektörlerdeki fuarların neredeyse tamamını Almanya organize ediyor. Ülkelerini kalkındıracak gelir elde ediyorlar.

Bu kapsamda ülkemizin sayılı uluslara-rası fuarları arasında yer alan UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nın, bir parçası olduğumuz loko-motif sektörümüz olan inşaat sektörüne katkısı ölçülemez bir boyuttadır.

Sektöre düzenlendiği 5 gün boyunca bayram coşkusu yaşatan UNICERA’nın hızla gelişen ve değişen teknoloji ve moda trendlerinin sergilenmesi açı-sından bir vitrin görevi görüyor olması, sektörün bir parçası olarak bizlere son-suz mutluluk veriyor.

Ülke ekonomisine ciddi bir katkı suna-bilecek olan fuarcılığın devlet politikası haline getirilmesinin öneminin altını çiz-mek ve bu alanda yaratıcısı olduğumuz UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’yla bu alanda üzerimize düşen ne ise seve seve yerine getirmek için hazır olduğumuzu tüm kamuoyuna bildirmek isterim.

Page 9: TİMDER Dergisi 89.Sayı

6

Yöne

timde

nTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

“Fuarlar katılımcıların satış grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile

yükselmesine aracılık ediyor.”

Ülkeler arasındaki ticari duvarların kalk-ması, son dönemde dünya ticaretinde büyük rekabet yarattı. Ülkelerin birbiri ile olan alışveriş hacmi önemli ölçüde artttı. Ticaretin serbestleşmesi, ülkele-rin önüne, dünyanın en uzak bölgeleri-ne dahi mal ve hizmet ihraç ederek eko-nomik büyüme sağlama gibi bir imkan sundu. Bu kapsamda baktığımızda fuar-lar, serbest ticaretin dünyamıza kazan-dırdığı en önemli pazarlama ve tanıtım ortamlarından biri haline geldi. Fuarları, 20. yüzyılın son çeyreğinde yaygın ola-rak kullanılmaya başlamış olmamıza rağmen, fuarcılığın kökeni çok eski ta-rihlere dayanıyor.

Tarihte bilinen ilk fuar, Kral Dagobert ta-rafından Paris yakınlarındaki St. Denis banliyösünde 629 yılında kurulan “Foire de Saint Denis” olarak bilinse de; mo-dern anlamda fuarcılığın başlangıcı yani günümüzdeki şekliyle düzenlenen ilk büyük fuar 1851 yılında Londra’da Hyde Park’ta gerçekleştirildi.

Fuarların Türkiye’deki başlangıcı da Avrupa ile benzerlik taşısa da gelişimi çok daha yavaş oldu. Türkiye tarihine bakıldığında bilinen ilk uluslararası fuar “Sergi-i Osman”dı. İstanbul’da 1863 yı-lında düzenlenen fuarda Avrupa ülke-lerine ait sanayi ürünleri ile birlikte yerli ve yabancı toprak ürünler sergilendi. Ülkemizin 1920’li yıllarda sanayi ile ta-nışmaya başlamasıyla birlikte panayır alanlarında küçük çaplı bölgesel ser-giler kurulmaya başladı. 1940’lı yıllara doğru sanayinin gelişmesine paralel olarak bu panayırların yerini daha geniş kitlelere hitap eden fuarlar aldı. 80 yıllık geleneğimiz İzmir Enternasyonal Fua-rı, bu geçişin en önemli tanığı ve aktö-rü. Türkiye’nin ilk fuarı olan ve özellikle 1970 ve 80’li yıllarda ülke ihracatına ve tanıtımına büyük katkılar sağlayan İzmir Enternasyonal Fuarı’na, bu gelişimin lo-komotifi demek yanlış olmaz.

Bugün baktığımızda fuarlar, teknolo-jideki hızlı ilerlemeye rağmen satış ve pazarlamanın en dinamik ve efektif un-surlarından biri olarak günümüzde hızla gelişmeye devam ediyor.

1970’li yıllarla beraber bölgesel fuarlar dışında özellikle büyük kentlerde ihtisas fuarları niteliğinde birçok fuar açılma-ya başladı ve uzmanlık alanlarına giren malların tanıtım ve pazarlaması yapıldı. Doğrudan sektörle ilgili alıcı ve satıcıları bir araya getirdiği için de dünya genelin-de ihtisas fuarlarına ciddi bir yönelme olduğu gözleniyor.

1980’li yıllara gelindiğinde ise fuarcılık konusunda bir adım daha ileri gidildi ve fuarlar ithalat-ihracat ilişkilerinin ol-mazsa olmaz bir parçası haline geldi. Fuarcılık sektörü ülkemizde özellikle 1990’larda ilerleme kaydederek düzen-lenen fuarların ve organizatör firmaların sayısı arttı.

21’inci yüzyıla geldiğimizde ise tüm pa-zarlarda oldukça yoğun bir rekabet ya-şanıyor. Bu tip gelişim ve değişimlerin yaşandığı bir dönemde artık tüketicile-rin zihninde farklı bir konum ve değer yaratabilen işletmeler pazardaki payla-rını koruyabiliyor.

Firmalar açısından, yürütülen pazar-lama ve tanıtım aktiviteleri önemli bir rol üstleniyor. Fuarlar ise mevcut pazar ortamında firmalara oldukça önem-li avantajlar sunuyor, hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlıyor. Ticari ih-tisas fuarları üreticilerin ve tüketicilerin belli zaman ve mekan dilimi içerisinde buluştukları bir pazar niteliği taşıyor ve fuarların belirli bir konuya yönelik olma-sı katılımcı firmalara “ilgili talebi” doğ-rudan, kısa sürede ve en etkili biçimde yakalama imkanı veriyor. Bu sayede hem satış hem tanıtım açısından önemli

Ertan SapankayaTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı

[email protected]

kazanımlar elde ediliyor. Fuarlar katılım-cıların satış grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile yükselmesine aracılık ediyor.

Fuarların sektörlerin gelişimine de kat-kı sağladığı yadsınamaz bir gerçek. Yenilikleri takip etmek, kendinizi ge-liştirmek, ileriye dönük adımlar için bir öngörüye sahip olmak anlamında fuar-lar; müşterileriyle üreticileri buluşturan bir köprü görevi görüyor. Fuar organi-zasyonları, sektördeki pek çok firmayı buluşturarak rakiplerini izleme olanağı da sunuyor. Aynı zamanda farklı kül-türleri buluşturarak bir yandan da ülke tanıtımı açısından katkı sağlıyor. Fuar-cılık konusunda ülke ekonomisine katkı anlamında en başarılı örnek sanırsam Almanya’dır, fuarcılığı bacasız sanayi haline getirebildiler. Farklı sektörlerdeki fuarların neredeyse tamamını Almanya organize ediyor. Ülkelerini kalkındıracak gelir elde ediyorlar.

Bu kapsamda ülkemizin sayılı uluslara-rası fuarları arasında yer alan UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nın, bir parçası olduğumuz loko-motif sektörümüz olan inşaat sektörüne katkısı ölçülemez bir boyuttadır.

Sektöre düzenlendiği 5 gün boyunca bayram coşkusu yaşatan UNICERA’nın hızla gelişen ve değişen teknoloji ve moda trendlerinin sergilenmesi açı-sından bir vitrin görevi görüyor olması, sektörün bir parçası olarak bizlere son-suz mutluluk veriyor.

Ülke ekonomisine ciddi bir katkı suna-bilecek olan fuarcılığın devlet politikası haline getirilmesinin öneminin altını çiz-mek ve bu alanda yaratıcısı olduğumuz UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’yla bu alanda üzerimize düşen ne ise seve seve yerine getirmek için hazır olduğumuzu tüm kamuoyuna bildirmek isterim.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

pro_ilan_TEK SAYFA 230X330_CP.pdf 1 4.11.2015 17:29

Page 10: TİMDER Dergisi 89.Sayı

8

Gör

üşTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

“STK’larda Kaynak Oluşumu”Günümüz örgütlerinin küreselleşme ve bilişim teknolojilerinin de etkisiyle artan rekabet koşullarında ayakta kalabilme-leri ve gelecekte istedikleri noktaya ula-şabilmeleri katılımcı bir şekilde, misyon, vizyon ve değerlerini yaratmaları ile mümkün olmaktadır. Örgütün kısa ve uzun dönemli amaçlarını gerçekleştire-bilmeleri ancak bu şekilde mümkün ola-bilmektedir. Bunun temel nedeni olarak misyonun örgütün varlık nedenini ve ör-gütün diğerlerinden farklılıklarını ortaya koymasından, vizyonun o misyon kap-samında gelecekte varılmak istenilen nokta olmasından bunun yanı sıra tüm süreçlerde inanç ve değerlerden vazge-çilmemesi gerekliliği gösterilebilir.

STK’lar ise kar amacı gütmeyen yapı-larıyla diğer sektörlere göre misyon, vizyon ve değerlerine daha fazla önem veren örgütlenmelerdir. STK’lar harca-malarını hizmet mantığı çerçevesinde gerçekleştirirler ve dolayısıyla STK’ların varlık nedeni misyonlarını gerçekleştir-mek olarak gösterilebilir. STK’lar katı-lımcı demokrasiyi geliştirme, sürdürüle-bilir kalkınmayı teşvik etme, siyasal erki etkileme, çevreyi koruma, topluma yön verme ve insan haklarını geliştirme gibi makro misyonların yanı sıra sağlık, eği-tim, yardım, kültür ve sanat, rehberlik, bilim, toplu pazarlık yapma, mesleki gibi mikro misyonları da gerçekleştirmekte-dirler.

STK’ların istedikleri düzeyde misyon-larını gerçekleştirebilmeleri ve vizyon-larına ulaşabilmeleri doğal olarak kısa, orta ve uzun dönemli faaliyetleriyle de ilişkili bir kavramdır. Bu açıdan STK’lar genellikle çeşitli ölçeklerde proje bazlı faaliyetlerde bulunurlar. Doğal olarak da proje bazlı faaliyet süreçlerinde kaynak-lara yeterli düzeyde ve zamanında ulaş-maları onların performansını doğrudan etkileyen bir durum olarak ortaya çıkar.

STK’ların misyonlarını gerçekleştirmek ve vizyonlarına ulaşabilmek adına rutin ve rutin olmayan faaliyetlerinde ihtiyaç duydukları kaynaklar insan kaynağı, fi-nansman, fiziksel varlıklar ve fonksiyo-nel bilgi şeklinde belirtilebilir. Aşağıda sözü edilen kaynaklar ve kaynaklara ulaşım şekilleri örneklendirilerek açık-lanmıştır:

İnsan kaynağı: STK’larda insan kaynağı iki temel boyutta incelenebilir. Bunlar profesyonel insan kaynağı ve gönüllü insan kaynağıdır. Ancak STK’larda ge-rek profesyonel çalışan gerekse gönüllü personel olsun STK’ların doğası gereği gönüllülük mantığı çerçevesinde faa-liyet gösterilmektedir. Yönetim kade-melerinde ve/veya organlarda başkan, başkan yardımcısı, genel sekreter, mü-dür, koordinatör, grup başkanı ve yar-dımcıları gibi unvanlara sahip bireyler yer almaktadır. Örneğin yasal olarak bir derneğin zorunlu organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.

STK’larda insan kaynağının kendisi yeni insan kaynağının çekilmesini sağlayan önemli bir unsurdur. Pek çok gönüllü STK’yı yakın arkadaş, dost ya da akraba çevresi sayesinde tanımakta ve STK’ya üye olarak faaliyetlerde yer alabilmek-tedir. Ancak hem gönüllülerin STK’ya çekilmesi ve hem de kalıcı olmaları on-ların STK faaliyetleri içinde sosyalleşe-bilmesi ile yakından ilintilidir. Gönüllüler çoğunlukla sosyalleşememe endişesi ve ürkeklik nedeniyle STK’da devir hızı-nı artırabilmektedir.

Finansman: STK’lar her ne kadar kar amacı gütmeyen ve gönüllü mantığı ile hareket eden örgütlenmeler olsalar da misyonlarını gerçekleştirebilmeleri ve gelişebilmeleri için gerekli kaynakları yeterince elde edememekte ve bun-dan şikayetçi olabilmektedirler. STK’lar son derece mütevazi finansman kay-nakları ile son derece büyük faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu çerçevede finansman sağlama konusu STK’ların en büyük sorunu olarak ifade edilebilir. STK’lar için insan kaynağı aynı zamanda temel bir finansman kaynağı-dır. Bunun temel nedeni üyelik sistemi-ne göre işlev gören STK’ların üye aidat-larıdır.

Diğer taraftan bağış kampanyaları, ker-mesler ve açık artırma STK’ya önemli katkılar saylayabilen etkinliklerdir. Ko-nuya pozitif yönde yaklaşıldığında kar amacı güden işletmelerin sosyal sorum-luluk çerçevesinde STK’lara finansman, teknoloji, araç, gereç mesai saatinde eleman tahsis ettikleri de görülmekte-dir. Özellikle nakit olarak yapılan yar-

B. Nurhan TanyeliTİMDER Genel Koordinatörü

[email protected]

dımların STK için hayati önem taşıdığı da gerçektir.

Diğer taraftan devlet STK süreçlerine yasal düzenlemeler çerçevesinde bir takım katkı yapmakla birlikte dolaylı katkılar sağlayabilmektedir. Örneğin özel sektörün sosyal sorumluluk çer-çevesinde STK’lara aktardığı özellikle finansal olanakları vergiden muaf tutma şeklinde değerlendirebilmektedir.

Günümüzde bölgesel yapılanmaların da STK’lara finansal katkı bakımından fayda sağladığı görülmektedir. Örneğin Avrupa Birliği fonları özellikle bu konu-da destekleyici olmaktadır. Bu fonlar iyi projeler sayesinde hibe olarak STK’ya aktarılabilmektedir.

Fiziksel varlıklar: STK’ların yasal olarak kurulabilmeleri için bir mekan sahibi ol-maları gerekmektedir. Bunun yanı sıra mekanda kullanılacak teknoloji, araç ve gereçler de STK için sahip olunması gereken fiziksel varlıklar arasında sayı-labilir. Özellikle STK’ya gönüllü olarak aktarılan teknoloji, alet, araç gereç, ara-ba, bina gibi katkılar STK’lar için büyük önem arz etmektedir. Ayrıca vakıf ör-gütlenmesi şeklinde hayır amaçlı olarak servet sahibi bireyler mülklerinin bir kısmını ve gelirini vakıf kurarak toplum hizmetine sunabilmektedir.

Fonksiyonel bilgi: Günümüz örgütleri bilgi teknolojilerinin gelişme ve yay-gınlaşması ile veri elde etme, veriyi enformasyona dönüştürme ve onu da faaliyet süreçlerinde kullanılabilir bilgi haline getirme işlemini stratejik bir konu olarak ele almaktadırlar. Doğru kaynak-lardan, doğru, eksiksiz ve zamanında elde edilen bilgi diğer kaynakların da rasyonel kullanımını sağlamaktadır. Bu açıdan zaten son derece kısıtlı kaynak-lara sahip olan STK’lar için doğru bilgi-leri elde etme büyük önem taşıyacaktır. Bilgi iletişim sayesinde elde edilen bir kaynaktır. Günümüz örgütlerinde başa-rının %85’i etkin iletişimden ve hataların %70’inin hatalı iletişimden kaynaklandı-ğı ifade edilebilir.

Page 11: TİMDER Dergisi 89.Sayı

8

Gör

üşTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

“STK’larda Kaynak Oluşumu”Günümüz örgütlerinin küreselleşme ve bilişim teknolojilerinin de etkisiyle artan rekabet koşullarında ayakta kalabilme-leri ve gelecekte istedikleri noktaya ula-şabilmeleri katılımcı bir şekilde, misyon, vizyon ve değerlerini yaratmaları ile mümkün olmaktadır. Örgütün kısa ve uzun dönemli amaçlarını gerçekleştire-bilmeleri ancak bu şekilde mümkün ola-bilmektedir. Bunun temel nedeni olarak misyonun örgütün varlık nedenini ve ör-gütün diğerlerinden farklılıklarını ortaya koymasından, vizyonun o misyon kap-samında gelecekte varılmak istenilen nokta olmasından bunun yanı sıra tüm süreçlerde inanç ve değerlerden vazge-çilmemesi gerekliliği gösterilebilir.

STK’lar ise kar amacı gütmeyen yapı-larıyla diğer sektörlere göre misyon, vizyon ve değerlerine daha fazla önem veren örgütlenmelerdir. STK’lar harca-malarını hizmet mantığı çerçevesinde gerçekleştirirler ve dolayısıyla STK’ların varlık nedeni misyonlarını gerçekleştir-mek olarak gösterilebilir. STK’lar katı-lımcı demokrasiyi geliştirme, sürdürüle-bilir kalkınmayı teşvik etme, siyasal erki etkileme, çevreyi koruma, topluma yön verme ve insan haklarını geliştirme gibi makro misyonların yanı sıra sağlık, eği-tim, yardım, kültür ve sanat, rehberlik, bilim, toplu pazarlık yapma, mesleki gibi mikro misyonları da gerçekleştirmekte-dirler.

STK’ların istedikleri düzeyde misyon-larını gerçekleştirebilmeleri ve vizyon-larına ulaşabilmeleri doğal olarak kısa, orta ve uzun dönemli faaliyetleriyle de ilişkili bir kavramdır. Bu açıdan STK’lar genellikle çeşitli ölçeklerde proje bazlı faaliyetlerde bulunurlar. Doğal olarak da proje bazlı faaliyet süreçlerinde kaynak-lara yeterli düzeyde ve zamanında ulaş-maları onların performansını doğrudan etkileyen bir durum olarak ortaya çıkar.

STK’ların misyonlarını gerçekleştirmek ve vizyonlarına ulaşabilmek adına rutin ve rutin olmayan faaliyetlerinde ihtiyaç duydukları kaynaklar insan kaynağı, fi-nansman, fiziksel varlıklar ve fonksiyo-nel bilgi şeklinde belirtilebilir. Aşağıda sözü edilen kaynaklar ve kaynaklara ulaşım şekilleri örneklendirilerek açık-lanmıştır:

İnsan kaynağı: STK’larda insan kaynağı iki temel boyutta incelenebilir. Bunlar profesyonel insan kaynağı ve gönüllü insan kaynağıdır. Ancak STK’larda ge-rek profesyonel çalışan gerekse gönüllü personel olsun STK’ların doğası gereği gönüllülük mantığı çerçevesinde faa-liyet gösterilmektedir. Yönetim kade-melerinde ve/veya organlarda başkan, başkan yardımcısı, genel sekreter, mü-dür, koordinatör, grup başkanı ve yar-dımcıları gibi unvanlara sahip bireyler yer almaktadır. Örneğin yasal olarak bir derneğin zorunlu organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.

STK’larda insan kaynağının kendisi yeni insan kaynağının çekilmesini sağlayan önemli bir unsurdur. Pek çok gönüllü STK’yı yakın arkadaş, dost ya da akraba çevresi sayesinde tanımakta ve STK’ya üye olarak faaliyetlerde yer alabilmek-tedir. Ancak hem gönüllülerin STK’ya çekilmesi ve hem de kalıcı olmaları on-ların STK faaliyetleri içinde sosyalleşe-bilmesi ile yakından ilintilidir. Gönüllüler çoğunlukla sosyalleşememe endişesi ve ürkeklik nedeniyle STK’da devir hızı-nı artırabilmektedir.

Finansman: STK’lar her ne kadar kar amacı gütmeyen ve gönüllü mantığı ile hareket eden örgütlenmeler olsalar da misyonlarını gerçekleştirebilmeleri ve gelişebilmeleri için gerekli kaynakları yeterince elde edememekte ve bun-dan şikayetçi olabilmektedirler. STK’lar son derece mütevazi finansman kay-nakları ile son derece büyük faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu çerçevede finansman sağlama konusu STK’ların en büyük sorunu olarak ifade edilebilir. STK’lar için insan kaynağı aynı zamanda temel bir finansman kaynağı-dır. Bunun temel nedeni üyelik sistemi-ne göre işlev gören STK’ların üye aidat-larıdır.

Diğer taraftan bağış kampanyaları, ker-mesler ve açık artırma STK’ya önemli katkılar saylayabilen etkinliklerdir. Ko-nuya pozitif yönde yaklaşıldığında kar amacı güden işletmelerin sosyal sorum-luluk çerçevesinde STK’lara finansman, teknoloji, araç, gereç mesai saatinde eleman tahsis ettikleri de görülmekte-dir. Özellikle nakit olarak yapılan yar-

B. Nurhan TanyeliTİMDER Genel Koordinatörü

[email protected]

dımların STK için hayati önem taşıdığı da gerçektir.

Diğer taraftan devlet STK süreçlerine yasal düzenlemeler çerçevesinde bir takım katkı yapmakla birlikte dolaylı katkılar sağlayabilmektedir. Örneğin özel sektörün sosyal sorumluluk çer-çevesinde STK’lara aktardığı özellikle finansal olanakları vergiden muaf tutma şeklinde değerlendirebilmektedir.

Günümüzde bölgesel yapılanmaların da STK’lara finansal katkı bakımından fayda sağladığı görülmektedir. Örneğin Avrupa Birliği fonları özellikle bu konu-da destekleyici olmaktadır. Bu fonlar iyi projeler sayesinde hibe olarak STK’ya aktarılabilmektedir.

Fiziksel varlıklar: STK’ların yasal olarak kurulabilmeleri için bir mekan sahibi ol-maları gerekmektedir. Bunun yanı sıra mekanda kullanılacak teknoloji, araç ve gereçler de STK için sahip olunması gereken fiziksel varlıklar arasında sayı-labilir. Özellikle STK’ya gönüllü olarak aktarılan teknoloji, alet, araç gereç, ara-ba, bina gibi katkılar STK’lar için büyük önem arz etmektedir. Ayrıca vakıf ör-gütlenmesi şeklinde hayır amaçlı olarak servet sahibi bireyler mülklerinin bir kısmını ve gelirini vakıf kurarak toplum hizmetine sunabilmektedir.

Fonksiyonel bilgi: Günümüz örgütleri bilgi teknolojilerinin gelişme ve yay-gınlaşması ile veri elde etme, veriyi enformasyona dönüştürme ve onu da faaliyet süreçlerinde kullanılabilir bilgi haline getirme işlemini stratejik bir konu olarak ele almaktadırlar. Doğru kaynak-lardan, doğru, eksiksiz ve zamanında elde edilen bilgi diğer kaynakların da rasyonel kullanımını sağlamaktadır. Bu açıdan zaten son derece kısıtlı kaynak-lara sahip olan STK’lar için doğru bilgi-leri elde etme büyük önem taşıyacaktır. Bilgi iletişim sayesinde elde edilen bir kaynaktır. Günümüz örgütlerinde başa-rının %85’i etkin iletişimden ve hataların %70’inin hatalı iletişimden kaynaklandı-ğı ifade edilebilir.

Page 12: TİMDER Dergisi 89.Sayı

10

Ekon

omin

in N

abzı

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Prof. Dr. Kerem AlkinEkonomi Profesörü

[email protected]

Dünya ekonomisi, 2008 sonbaharında patlak veren küresel finans krizinden bu yana 7 yıl geride kalmış olmasına rağmen, krizi atlatacak bir sürece gire-ceğine, küresel, bölgesel ve yerel sorun-ların üst üste bindiği, üst üste katlandığı bir sürece girmiş durumda. Dünyanın gelişmiş ekonomilerindeki orta sınıf, 1950’lerden bu yana ki en kötü dönemi-ni yaşamakta ve söz konusu ‘demokrasi beşiği’ oldukları hep dillendirilen bu eko-nomilerde, gelir dağılımındaki bozulma, orta direkteki erime, en zengin ile en fa-kir arasında katlanan uçurum, ülkelerin sosyo-ekonomik hayatını da etkilemeye başladı. Bu durum, orta üstü zengin ve en zengin kesimde, pek çok gerekçeye bağlı olarak, bir ayrışma, bir gettolaşma güdüsünü de beraberinde getirmekte. ABD’deki ‘faşistleşme’, Amerikalı ente-lektüellerin endişeleri ve Cumhuriyetçi Parti’den başkan adayı Donald Trump’ın, söylemi ile, esas Amerikan toplumunun ‘beyaz anglo-sakson protestan’ bu elitist kesimine seçmen olarak oynadığı, sü-rekli konuşulmakta.

Tıkanan kapitalizm radikalleştiriyorG20 Grubu’ndaki belirli bir ülke gru-bu ve liderlerinin pek çok uluslarara-sı toplantıda dile getirdiği gibi, ‘Piyasa Kapitalizmi’nin bugün tıkandığı noktanın, sistemdeki çürüme ve içeri doğru çökü-şün, büzüşmenin, küresel yoksullukla mücadeledeki başarısızlığın, ‘insan’ı odağa koyamayan, koymayan bir ekono-mik sistem anlayışının, artık dünya eko-nomisinin bugün ve geleceği için, küre-sel sistemin sürdürülebilirliği açısından büyük bir tehlike arz ettiğini belirtmekte-ler. Üretilen katma değer eşit bir şekilde paylaşılmasa da, milli gelir büyümeye devam ettiğinden ve piyasa kapitalizmin tüm ‘algı mekanizmaları’, tüm pazarlama imkanları devrede olduğundan, insanlar tüketerek, para harcayarak mutlu olma-ya çalışıyorlardı.

Bugün, tıkanan sistem ile, insanlar artık geleceğe dönük korku içindeler ve ge-lişmiş ekonomilerde ilk kez çok yüksek oranlı bir ‘tasarruf’ eğilimi söz konusu.

Bu noktada, Çin ve Güney Kore’nin ‘dev-let kapitalizmi’ odaklı kalkınma modeli ve geldikleri nokta da irdeleniyor. Dünya ekonomisi, kamunun ekonomilerdeki rolünün yeniden yükseleceği bir sürece mi sürükleniyor; önemli bir tartışma dö-nemi başlıyor. Avrupa, sosyo-ekonomik sistemdeki tıkanmayı ve orta sınıftaki mutsuzluğu, siyasetin sağ cephesinde bir radikalleşmeye dönüştürüyor ve radi-kal sağ partilerin oylarında ciddi bir artış söz konusu. Orta sınıf, Avrupa’ya gelen göçmenlerin işlerini ellerinden aldıkları-nı düşünmekte ve ‘yabancı düşmanlığı’, ‘islamofobi’ çok tehlikeli bir boyut kazan-mış durumda. Trump’un Cumhuriyetçi Parti başkan aday adayı olarak, radikal bir söylemle götürdüğü seçim kampan-yasına cevap alması da, eğitimli Ameri-kalıları endişelendiriyor.

‘Kötü haber, kötü haberdir’Küresel piyasalarda, 2009-2014 döne-mi, dünya ekonomisinin büyümesi ve uluslararası ticarete yönelik kötü haber-ler, önde gelen merkez bankalarının pa-rasal desteklerinin devam edeceği anla-mına da geldiğinden, piyasalarca olumlu karşılanmış ve hisse senedi piyasalarına ‘bol paradan nasipleneceğiz’ anlamında, aşırı iyimserlikle gelen alımlarla, his-se senedi fiyatlarına yükselişler olarak yansımıştı. Bugün ise, Avrupa’nın önde gelen bankaları için batma risklerinden söz edilirken, artık ‘kötü haberler’ ‘kötü haber’ olarak algılanıyor. Çünkü, önde gelen merkez bankalarının küresel eko-nomide var olan bu sıkıntılı tabloyu des-teklemek adına yapabilecekleri parasal genişleme adımlarında artık limitlere da-yanılmış durumda.

Finans piyasaları, yatırımcıların politika yapıcıların küresel ekonomiye destek sağlayabileceklerine yönelik güvenlerini kaybettiğini işaret ediyor. Bu nedenle, küresel ekonomik sıkıntılar ve bu sıkıntı-ların ABD ekonomisi üzerindeki olası et-kilerine bağlı olarak, faiz artırımında hem aceleci olmayacaklarını , hem de çok kademeli bir artış öngördüklerini açıkla-ması sonrasında, FED Başkanı Yellen’ın

sözleri hem ABD, hem de Avrupa hisse senetlerine satış getirmiş durumda.

Altın puslu havayı severPuslu havaları seven ve artan küresel ve siyasi belirsizlikten nemalanan Altın ons başına 1,250 ile 1,225 Dolar ara-lığındaki hareketini sürdürürken, ABD petrolü de varil başına 27 Doların altına inmiş durumda. Bugün artık; Avrupa’dan Japonya’ya, merkez bankalarının ilave teşvikler için hazır olduklarını işaret et-meleri, yatırımcıların küresel büyümeye ilişkin endişelerinin yatışmasını sağlaya-mıyor. Ham petroldeki satış dalgası ve zayıflayan kredi piyasaları sorunu daha da derinleştiriyor.

Yellen, merkez bankasının, finans piyasa-larındaki son kargaşaya bir tepki olarak planlanan faiz artırımlarını erteleyebile-ceğini, ancak bundan vazgeçmeyecekle-rini işaret etmiş olsa da, piyasadaki moral-sizlik önemli bir risk ve Türkiye’nin dikkatli olması gerekiyor. Merkez Bankalarının sorunları çözmede giderek daha yetersiz kalmakta olduklarına dair görüş daha da güçlenir ise, gelişmekte olan ekonomiler-den sermaye çıkışı hızlanabilir. Bu neden-le, Türk Ekonomi Yönetimi’nin Türkiye’yi, başarabildiği kadar, pozitif ayrıştıracak tedbir almasında yarar var.

Şimdi sıra ‘negatif faiz’ tartışmasındaJapon Merkez Bankası’nın (BoJ) Ocak ayı sonundan bu yana küresel piyasala-ra damgasını vuran, bir çok önde gelen merkez bankasının nasıl tavır alacağı ko-nusunu bir anda öncelikli kılan ‘negatif faiz’ adımı sonrasında, tabir caiz ise, ‘çar-şı karıştı’. Küresel piyasa profesyonelleri, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Ame-rikan Merkez Bankası’nın (FED) bir karşı atağı olup olmayacağını konuşmaktalar; ama pek çok uzman, ECB ve FED’in para politikasında artık hareket edebilecekleri bir alan kalmadığını düşürmekteler; ay-rıca, iki merkez bankasının daha da ‘ge-nişletici’ para politikası adımları atmaları halinde, itibarlarının iyice törpüleneceği konuşuluyor. İlginçtir, 2016’ya o kadar sert, ağır bir küresel ekonomi gündemi ile

“2016 için ‘emniyet kemerlerinizi’ takın.”

Page 13: TİMDER Dergisi 89.Sayı

10

Ekon

omin

in N

abzı

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Prof. Dr. Kerem AlkinEkonomi Profesörü

[email protected]

Dünya ekonomisi, 2008 sonbaharında patlak veren küresel finans krizinden bu yana 7 yıl geride kalmış olmasına rağmen, krizi atlatacak bir sürece gire-ceğine, küresel, bölgesel ve yerel sorun-ların üst üste bindiği, üst üste katlandığı bir sürece girmiş durumda. Dünyanın gelişmiş ekonomilerindeki orta sınıf, 1950’lerden bu yana ki en kötü dönemi-ni yaşamakta ve söz konusu ‘demokrasi beşiği’ oldukları hep dillendirilen bu eko-nomilerde, gelir dağılımındaki bozulma, orta direkteki erime, en zengin ile en fa-kir arasında katlanan uçurum, ülkelerin sosyo-ekonomik hayatını da etkilemeye başladı. Bu durum, orta üstü zengin ve en zengin kesimde, pek çok gerekçeye bağlı olarak, bir ayrışma, bir gettolaşma güdüsünü de beraberinde getirmekte. ABD’deki ‘faşistleşme’, Amerikalı ente-lektüellerin endişeleri ve Cumhuriyetçi Parti’den başkan adayı Donald Trump’ın, söylemi ile, esas Amerikan toplumunun ‘beyaz anglo-sakson protestan’ bu elitist kesimine seçmen olarak oynadığı, sü-rekli konuşulmakta.

Tıkanan kapitalizm radikalleştiriyorG20 Grubu’ndaki belirli bir ülke gru-bu ve liderlerinin pek çok uluslarara-sı toplantıda dile getirdiği gibi, ‘Piyasa Kapitalizmi’nin bugün tıkandığı noktanın, sistemdeki çürüme ve içeri doğru çökü-şün, büzüşmenin, küresel yoksullukla mücadeledeki başarısızlığın, ‘insan’ı odağa koyamayan, koymayan bir ekono-mik sistem anlayışının, artık dünya eko-nomisinin bugün ve geleceği için, küre-sel sistemin sürdürülebilirliği açısından büyük bir tehlike arz ettiğini belirtmekte-ler. Üretilen katma değer eşit bir şekilde paylaşılmasa da, milli gelir büyümeye devam ettiğinden ve piyasa kapitalizmin tüm ‘algı mekanizmaları’, tüm pazarlama imkanları devrede olduğundan, insanlar tüketerek, para harcayarak mutlu olma-ya çalışıyorlardı.

Bugün, tıkanan sistem ile, insanlar artık geleceğe dönük korku içindeler ve ge-lişmiş ekonomilerde ilk kez çok yüksek oranlı bir ‘tasarruf’ eğilimi söz konusu.

Bu noktada, Çin ve Güney Kore’nin ‘dev-let kapitalizmi’ odaklı kalkınma modeli ve geldikleri nokta da irdeleniyor. Dünya ekonomisi, kamunun ekonomilerdeki rolünün yeniden yükseleceği bir sürece mi sürükleniyor; önemli bir tartışma dö-nemi başlıyor. Avrupa, sosyo-ekonomik sistemdeki tıkanmayı ve orta sınıftaki mutsuzluğu, siyasetin sağ cephesinde bir radikalleşmeye dönüştürüyor ve radi-kal sağ partilerin oylarında ciddi bir artış söz konusu. Orta sınıf, Avrupa’ya gelen göçmenlerin işlerini ellerinden aldıkları-nı düşünmekte ve ‘yabancı düşmanlığı’, ‘islamofobi’ çok tehlikeli bir boyut kazan-mış durumda. Trump’un Cumhuriyetçi Parti başkan aday adayı olarak, radikal bir söylemle götürdüğü seçim kampan-yasına cevap alması da, eğitimli Ameri-kalıları endişelendiriyor.

‘Kötü haber, kötü haberdir’Küresel piyasalarda, 2009-2014 döne-mi, dünya ekonomisinin büyümesi ve uluslararası ticarete yönelik kötü haber-ler, önde gelen merkez bankalarının pa-rasal desteklerinin devam edeceği anla-mına da geldiğinden, piyasalarca olumlu karşılanmış ve hisse senedi piyasalarına ‘bol paradan nasipleneceğiz’ anlamında, aşırı iyimserlikle gelen alımlarla, his-se senedi fiyatlarına yükselişler olarak yansımıştı. Bugün ise, Avrupa’nın önde gelen bankaları için batma risklerinden söz edilirken, artık ‘kötü haberler’ ‘kötü haber’ olarak algılanıyor. Çünkü, önde gelen merkez bankalarının küresel eko-nomide var olan bu sıkıntılı tabloyu des-teklemek adına yapabilecekleri parasal genişleme adımlarında artık limitlere da-yanılmış durumda.

Finans piyasaları, yatırımcıların politika yapıcıların küresel ekonomiye destek sağlayabileceklerine yönelik güvenlerini kaybettiğini işaret ediyor. Bu nedenle, küresel ekonomik sıkıntılar ve bu sıkıntı-ların ABD ekonomisi üzerindeki olası et-kilerine bağlı olarak, faiz artırımında hem aceleci olmayacaklarını , hem de çok kademeli bir artış öngördüklerini açıkla-ması sonrasında, FED Başkanı Yellen’ın

sözleri hem ABD, hem de Avrupa hisse senetlerine satış getirmiş durumda.

Altın puslu havayı severPuslu havaları seven ve artan küresel ve siyasi belirsizlikten nemalanan Altın ons başına 1,250 ile 1,225 Dolar ara-lığındaki hareketini sürdürürken, ABD petrolü de varil başına 27 Doların altına inmiş durumda. Bugün artık; Avrupa’dan Japonya’ya, merkez bankalarının ilave teşvikler için hazır olduklarını işaret et-meleri, yatırımcıların küresel büyümeye ilişkin endişelerinin yatışmasını sağlaya-mıyor. Ham petroldeki satış dalgası ve zayıflayan kredi piyasaları sorunu daha da derinleştiriyor.

Yellen, merkez bankasının, finans piyasa-larındaki son kargaşaya bir tepki olarak planlanan faiz artırımlarını erteleyebile-ceğini, ancak bundan vazgeçmeyecekle-rini işaret etmiş olsa da, piyasadaki moral-sizlik önemli bir risk ve Türkiye’nin dikkatli olması gerekiyor. Merkez Bankalarının sorunları çözmede giderek daha yetersiz kalmakta olduklarına dair görüş daha da güçlenir ise, gelişmekte olan ekonomiler-den sermaye çıkışı hızlanabilir. Bu neden-le, Türk Ekonomi Yönetimi’nin Türkiye’yi, başarabildiği kadar, pozitif ayrıştıracak tedbir almasında yarar var.

Şimdi sıra ‘negatif faiz’ tartışmasındaJapon Merkez Bankası’nın (BoJ) Ocak ayı sonundan bu yana küresel piyasala-ra damgasını vuran, bir çok önde gelen merkez bankasının nasıl tavır alacağı ko-nusunu bir anda öncelikli kılan ‘negatif faiz’ adımı sonrasında, tabir caiz ise, ‘çar-şı karıştı’. Küresel piyasa profesyonelleri, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Ame-rikan Merkez Bankası’nın (FED) bir karşı atağı olup olmayacağını konuşmaktalar; ama pek çok uzman, ECB ve FED’in para politikasında artık hareket edebilecekleri bir alan kalmadığını düşürmekteler; ay-rıca, iki merkez bankasının daha da ‘ge-nişletici’ para politikası adımları atmaları halinde, itibarlarının iyice törpüleneceği konuşuluyor. İlginçtir, 2016’ya o kadar sert, ağır bir küresel ekonomi gündemi ile

“2016 için ‘emniyet kemerlerinizi’ takın.”

11

Ekon

omin

in N

abzı

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

başladık ki, profesyoneller, bugün FED’in Aralık ayında faiz artırımı konusunda ‘er-ken’ davranmış olması nedeniyle, başını belaya soktuklarını düşünmekteler. Bu nedenle, merkez bankalarının, küresel piyasalar üzerindeki moralsizliği dağıt-maları gerektiği konuşulmakta.

Türkiye, küresel piyasalardaki bu ‘ağır’ atmosfer içerisinde, en kısa zamanda açıklanmasını umut ettiğimiz mikro re-formlar, yüzde 3,5-4 civarındaki büyüme kararlılığı ve devam ettirdiği mega proje-ler ile, uluslararası piyasa profesyonelle-rine, ‘pozitif yönde’ ayrıcalıklı davranıl-masını hak ettiğini göstermeye çalışıyor. Ama uluslararası derecelendirme kuru-luşlarının Türk bankalarına yönelik ‘risk-ler artıyor’ yönündeki değerlendirmeleri, kafaları karıştırmaya yetmekte. Bu tür negatif raporlar, terör ve bölgesel siyasi belirsizliklere rağmen, Türk Lirası’nda-ki değerlenme dikkat çekici. Dolar kuru 3,04-3,00 TL bandından, 3,00-2,96 TL; hatta, 2,96-2,92 TL bandına geçmeye çalışıyor. Türk Lirası’na yönelik hareket-leri iyi takip etmemiz gerekiyor.

‘Finansal açgözlülüğün’siyasi sonuçlarıKüresel emtia, hammadde piyasaların-daki fiyatlar, 2000’li yılların başlarına kadar, ağırlıklı olarak bu hammaddelere gösterilen fiziki talep ve ülkelerin fiziki hammadde arzının piyasada dengelen-mesiyle şekillenirdi. Bu nedenle, pet-rol fiyatlarının 15 ile 20 Dolar arasında seyrettiğine şahit olurduk. Ne yazık ki, gemi azıya alan ‘liberal iktisatçılar’, fi-nans piyasaları üzerindeki düzenleyici ve denetleyici yasaları yumuşattılar; hatta kaldırttılar ve 2003’den itibaren, adeta tırmanan bir ‘risk iştahı’ ile, türev piyasa-larda bireysel ve kurumsal yatırımcılara, ‘finansal kaldıraç’larla, ellerindeki imka-nın çok üzerinde hammadde alım-satım kontratı işlemi yapma imkanı verildi. Ve bir anda, küresel piyasalarda, tarım, me-tal, maden, enerji türevlerinin fiyatlandır-ma alışkanlıkları değişti.

Emtia fiyatlarında rekor tırmanışlar göz-lemledik. Önde gelen merkez bankala-rının sebep olduğu parasal genişleme-nin de tetiklediği bir konjonktürde, pek çok emtia ihracatçısı ülkenin, Rusya ve Brezilya gibi ülkelerin gelirlerinde öyle artışlar oldu ki, ülkeler bir ‘ekonomik şı-marıklığın’ içine sürüklendiler. Rusya, Körfez Ülkeleri, Latin Amerika Ülkeleri, petrol, doğalgaz, altın ve pek çok maden ve metalin ihracatından kazandıkları ge-lirin ‘büyüsü’ ile, giderek bu yer altı kay-naklarının ‘esiri’ olmaya başladılar ve bu ülkeler bir için çok tehlikeli bir ‘kaynak laneti’ oluştu. Prof. Dr. Gülden Ayman’a bu tabiri hatırlatmış olması nedeniyle te-şekkür ederim. 2003 yılına kadar, dünya ile entegre olmak için çaba sarf eden, ekonomik ve demokratik standartlarını, yolsuzluklarla mücadeleyi iyileştirme gayreti içinde olan söz konusu ülkeler,

emtia ihracatından kazandıkları para sayesinde döviz rezervlerini doldurma-ya ve ‘devlet yatırım fonları’ kurmaya başlayınca; ‘aşırı güven ve kibir’ send-romuna girdiler.

Ve hem kendi coğrafyalarında hem de dünya coğrafyasında, siyasi ve askeri manevralara eğilim göstermeye başla-dılar. Bu nedenle, küresel ekonomi-po-litik sistemin daha fazla barışa ihtiyaç duyduğu, ‘sürdürülebilirlik’ adına daha fazla küresel işbirliği için çaba sarf etti-ği bir dönemde; tersine, emtia ihracat-çısı kimi ülkelerin ‘siyasi ve askeri’ şov-ları tırmanışa geçti; bölgesel ve küresel dengeler bozulmaya başladı. 2000’li yılların başlarında, bir virüs gibi dünyayı saran ‘finansal açgözlülük’ ve sebep ol-duğu emtia, hisse senedi ve gayrimen-kul fiyat balonunun ‘yoldan çıkardığı’ ülkelerin sebep oldukları siyasi karga-şanın bugün bedelini ödemekteyiz.

Türkiye ‘okyanuslar’a açılmalıPetrol fiyatları uzunca bir süre topar-lanamayacak. Ve bir kaç yıl öncesine kadar ekonomilerini petrol ve doğalgaz ihracatına bağımlı olmaktan kurtarabi-lecek durumdayken, kazandıkları ‘Do-lar’ların büyüsüne kapılmış ülkeler ve yöneticileri; bugün kendi vatandaşları-na da bir bedel ödettirmekteler. Türki-ye bu tablodan ders çıkarmalı ve mut-laka ihracata konu olan mal çeşitliliğini, 6000 farklı maldan, 10 bin ve ötesine taşımalı. Türkiye’nin dış politika ve dış ticaret alanında son 5 yıldır yürütmek-te olduğu ‘okyanus kıyısı ülkeler’e açı-lım politikası her anlamda stratejik bir öneme sahip. Küresel ticarette iddialı olan ülkelerin her yıl mallarını satmak adına kat ettikleri ortalama mesafe 4 bin 800 km’yi bulurken, Türkiye kabaca bunun yarısı bir ortalama km mesafe-de dış ticaret yapıyor. Ancak, Türkiye bir istisna değil. Avrupa, Yakın Asya ve Afrika arasında yer almakta olan ülkelerin bütününde, karasal alanda o kadar çok sayıda ülke var ki, yakın coğ-rafyayla dış ticaret yapmanın avantajı ortalama km’yi doğal olarak düşürü-yor. Türkiye’nin ortalama 2 bin 500 km olan ihracat mesafesini ortalama 5000 km’ye taşıyıp, iki katına çıkarması, hiç şüphesiz küresel ekonomideki dalga-lanmalara karşı Türkiye’nin dayanıklılı-ğını daha da artıracaktır.

Ucuz emtiayı katma değeredönüştürelimNitekim, dünya ekonomisinin ve küre-sel ticaretin içinden geçtiği hayli zorlu dönem ve yaşanan zorlukların bir müd-det daha kalıcı olacaklarına dair analiz-ler, Türkiye’nin ihracat alanında, iddialı ülkeler gibi ortalama km’yi, daha uzak coğrafyalara ihracatı mutlaka günde-mine almasını ve bir an önce Atlantik ve Pasifik okyanusuna kıyısı olan ül-kelere de ağırlık vermeye başlamasını gerektirmekte. Bu noktada Türkiye,

emtia fiyatlarındaki gerilemeyi mutlaka katma değere dönüştürmeli. Enerji Ba-kanı Berat Albayrak’ın doğalgaz fiyatına yönelik müjdesi kritik önemde. Gerileyen enerji fiyatlarından dolayı sıkışan komşu ülkeler bugün, önceki yıllardan çok daha fazla Türkiye’den ithalat yapmaya muh-taçlar. Bu süreci iyi değerlendirelim. Ve, İran’ın kısa sürede Avrupa şirketleriyle 23 Milyar Dolar anlaşma nasıl yapabildi-ğini de bir kez daha sorgulayalım.

ABD’nin bulunduğumuz coğrafyadaki en kritik önemdeki iki stratejik ortağı olan İsrail ve Suudi Arabistan’ı resmen çiğne-yerek, İran’la ‘nükleer’ konusunda anlaş-maya varıp, Avrupa Birliği ile birlikte İran üzerindeki ambargoları kaldırması, ulus-lararası diplomasinin halen gerekçelerini anlamaya çalıştığı bir gelişme. İsrail Baş-bakanı Netanyahu’nun, Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos’ta devam eden yıllık zirvesinin ilk gününde ‘Daeş’i İran’a ter-cih ederiz’ açıklaması, Suudi Arabistan’ın bir ay öncesinden başlayarak attığı adım-lar, ambargoların kalkması ile bölgede çok daha ciddi ölçülerde siyasi inisiyatif alması beklenen İran’a yönelik her türlü tedbirin alınacağına işaret ediyor ki, İran açısından yapabileceği en kritik hata, Türkiye’ye yönelik terörü desteklemek dahil şımararak Türkiye’ye karşı hasma-ne tutum sergilemek olacaktır.

İran bir fırsat mı, bir risk mi?Suudi Arabistan’ın göstereceği yakınlığın yanı sıra, İsrail ve Mısır’ın uzatacağı zey-tin dalı ile bölgedeki diplomatik gerginlik başlıklarının bir kısmını geride bırakan Türkiye’yi rencide etmek, İran için yeni riskleri de beraberinde getirebilir. Türk iş dünyasına da bir uyarım olacak. İran üze-rindeki ambargoların kalkması, ekonomi medyasında sıklıkla ‘fırsat’ başlığı altın-da değerlendirilmekte. Ancak, konunun ‘risk’ kısmı daha ağır basıyor. Çünkü İran, son 40 yıldır var olan ambargolara rağ-men, imalat sanayinde var olma çabasını sürdürdü. Bu nedenle, uzun zamandır bakir kalan pazar olma özelliği ve nüfus gücü ile başta Avrupa Birliği olmak üze-re, batılı ülkelerin yeni yatırım alanı olma yolunda hızla ilerleyebilir.

Bilhassa Türkiye’nin, dünyanın önemli otomotiv üretim merkezlerinden birisi olmuş iken, dünya şirketlerinin yeni yatı-rım arayışlarını İran’a kaptırması şansızlık olacaktır. Bu nedenle, Türk şirketlerinin müteahhitlik projeleri, yazılım, peraken-de derken İran’ın yeniden dünya ekono-misine açılımı esnasında ortaya çıkan fır-satları değerlendirmek adına atacakları adımlar bir 10 yıl sonra Türkiye açısından hayli ‘zorlayıcı’ bir rakibin doğmasına da yol açabilir. Bu nedenle Fars bürokrasisi-nin, zorlu dönemlerinde Türkiye’nin gös-terdiği onca yakınlığı görmemezlikten gelen tutumları dahil, İran’ın Türkiye’yi bir hasım gibi görmek yerine, ilişkileri ge-liştirecek bir tutum içinde olması, bizden önce İran’ın lehine olacaktır.

Page 14: TİMDER Dergisi 89.Sayı

seranitgrupseranitgrup.com.tr

135 134 133 132 131 130 129 128 127 126 125 124 123 122 121 120 119

90

89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

enboy

90 89 88 87 86 85 84 83 82 81 80 79 78 77 76 75 74

90

89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

enboy

Ölçü Tablosu (cm)

AQUANIT_ILAN_46X33_BASKI_CONVERT.indd 2-3 2/1/16 4:49 PM

Page 15: TİMDER Dergisi 89.Sayı

seranitgrupseranitgrup.com.tr

135 134 133 132 131 130 129 128 127 126 125 124 123 122 121 120 119

90

89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

enboy

90 89 88 87 86 85 84 83 82 81 80 79 78 77 76 75 74

90

89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

enboy

Ölçü Tablosu (cm)

AQUANIT_ILAN_46X33_BASKI_CONVERT.indd 2-3 2/1/16 4:49 PM

seranitgrupseranitgrup.com.tr

135 134 133 132 131 130 129 128 127 126 125 124 123 122 121 120 119

90

89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

enboy

90 89 88 87 86 85 84 83 82 81 80 79 78 77 76 75 74

90

89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

enboy

Ölçü Tablosu (cm)

AQUANIT_ILAN_46X33_BASKI_CONVERT.indd 2-3 2/1/16 4:49 PM

Page 16: TİMDER Dergisi 89.Sayı

14

TİM

DER

’den

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

TİMDER Yönetim Kurulu,Geçmiş Dönem Başkanlarıyla Buluştu

TİMDER Yönetim Kurulu 03 Şubat Çarşamba günü TİMDER’e gönül vermiş geçmiş dönem başkanlarıyla Baltalimanı Angel Blue Restaurant’ında biraraya geldi.

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya’nın hoşgeldiniz konuşması ile başlayan gece, TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez’in TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermesi ve TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in federasyonun geldiği son nokta hakkında bilgilendirmesi ile devam etti.

Page 17: TİMDER Dergisi 89.Sayı

14

TİM

DER

’den

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

TİMDER Yönetim Kurulu,Geçmiş Dönem Başkanlarıyla Buluştu

TİMDER Yönetim Kurulu 03 Şubat Çarşamba günü TİMDER’e gönül vermiş geçmiş dönem başkanlarıyla Baltalimanı Angel Blue Restaurant’ında biraraya geldi.

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya’nın hoşgeldiniz konuşması ile başlayan gece, TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez’in TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermesi ve TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in federasyonun geldiği son nokta hakkında bilgilendirmesi ile devam etti.

15

TİM

DER

’den

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

TİMDER’de yaşanan geçmiş dönem anılarının yad edildiği gecede aynı zamanda TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında geçmiş dönem başkanlarından görüşleri alındı.

Gecenin sonunda TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, TİMDER’e gönül vermiş geçmiş dönem başkanlarına tüm emekleri için teşekkür etti.

Sapankaya, sonrasında Geçmiş Dönem Başkanları Ali Ergenç, Ferhan Özkalp, Turan Tuncel, Bekir Zabcı, Can Şakarer, Nural Tuncel ve Y. Ali Tung’a plaketlerini takdim etti.

Plaketlerini alan Geçmiş Dönem Başkanları böyle keyifli bir organizasyona imza attıkları için TİMDER Yönetim Kurulu’na teşekkürlerini sundu.

1989 - 1991 Dönemi Başkanı Ali Ergenç

1991 - 1993 Dönemi Başkanı M. Ferhan Özkalp

1997 - 1998 Dönemi Başkanı Bekir Zabcı

2003 - 2005 Dönemi Başkanı Nural Tuncer

1993 - 1995 Dönemi Başkanı Turan Tuncel

2001 - 2003 Dönemi Başkanı Can Şakarer

2011 - 2013 Dönemi Başkanı Y. Ali Tung

Page 18: TİMDER Dergisi 89.Sayı

16

TİM

DER

’den

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

TİMDER Yönetim KuruluSeranit Grup Showroom’u Ziyaret Etti

TİMDER Yönetim Kurulu Seranit Grup’un geçtiğimiz aylarda hizmete açılan showroom’unu ziyaret etti. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya’nın yanı sıra TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Kemal Yıldırım, Aydın Eşer, Serdar Dönmez ve TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Arslan, Bahadır Yıldırım, Süleyman Karahan, Cemal Kır ve Baki Kartalkaya’nın katılımı ile gerçekleştirilen ziyarete Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba ev sahipliği yaptı.

Kahvaltı ile başlayan etkinlikte konuşan TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Seranit Grup’un yapı sektörünün önemli oyuncularından biri olduğuna dikkat çekerek, “Ar-Ge faaliyetlerine özen gösteren firmalarımız sektörün her zaman birkaç adım önünde yer alır. Seranit Grup da bu alanda sektöre öncülük eden firmalarımızdan biridir. Seranit Grup Başkan’ı Hamdi Altunalan ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba olmak üzere, TİMDER yönetim kurulu olarak bütün Seranit Grup ekibini kutluyoruz” dedi. Kahvaltı etkinliği sonrasında TİMDER Yönetim Kurulu Üyelerine Seranit Grup Showroom’da sergilenen ürünler tanıtıldı.

İlk kez UNICERA Fuarı’nda görücüye çıkacak olan dünyanın ilk porselen duş karosu Aquanit’in tanıtımını yapan Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan, “2 yıl süren Ar-Ge çalışması neticesinde dünyanın ilk porselen duş karosu Aquanit’i geliştirdik. Duş teknelerinde yaşanan sıkıntıları teker teker inceledik ve ürünümüzde bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Bildiğiniz üzere duş teknelerini silikon ile yapıştırıyoruz. Zamanla bu alan siyahlaşarak küfleniyor ve bakteri üretir hale dönüşüyor. Yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendimiz silikonu değiştirmek zorunda kalıyoruz. Aquanit’te biz, özel derzler kullanarak, bu sorunu ortadan kaldırıyoruz. Dışarıya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil.” dedi.

Page 19: TİMDER Dergisi 89.Sayı

16

TİM

DER

’den

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

TİMDER Yönetim KuruluSeranit Grup Showroom’u Ziyaret Etti

TİMDER Yönetim Kurulu Seranit Grup’un geçtiğimiz aylarda hizmete açılan showroom’unu ziyaret etti. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya’nın yanı sıra TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Kemal Yıldırım, Aydın Eşer, Serdar Dönmez ve TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Arslan, Bahadır Yıldırım, Süleyman Karahan, Cemal Kır ve Baki Kartalkaya’nın katılımı ile gerçekleştirilen ziyarete Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba ev sahipliği yaptı.

Kahvaltı ile başlayan etkinlikte konuşan TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Seranit Grup’un yapı sektörünün önemli oyuncularından biri olduğuna dikkat çekerek, “Ar-Ge faaliyetlerine özen gösteren firmalarımız sektörün her zaman birkaç adım önünde yer alır. Seranit Grup da bu alanda sektöre öncülük eden firmalarımızdan biridir. Seranit Grup Başkan’ı Hamdi Altunalan ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba olmak üzere, TİMDER yönetim kurulu olarak bütün Seranit Grup ekibini kutluyoruz” dedi. Kahvaltı etkinliği sonrasında TİMDER Yönetim Kurulu Üyelerine Seranit Grup Showroom’da sergilenen ürünler tanıtıldı.

İlk kez UNICERA Fuarı’nda görücüye çıkacak olan dünyanın ilk porselen duş karosu Aquanit’in tanıtımını yapan Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan, “2 yıl süren Ar-Ge çalışması neticesinde dünyanın ilk porselen duş karosu Aquanit’i geliştirdik. Duş teknelerinde yaşanan sıkıntıları teker teker inceledik ve ürünümüzde bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Bildiğiniz üzere duş teknelerini silikon ile yapıştırıyoruz. Zamanla bu alan siyahlaşarak küfleniyor ve bakteri üretir hale dönüşüyor. Yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendimiz silikonu değiştirmek zorunda kalıyoruz. Aquanit’te biz, özel derzler kullanarak, bu sorunu ortadan kaldırıyoruz. Dışarıya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil.” dedi.

lojimax.com.tr

GENEL MÜDÜRLÜK | SALESGüzelyalı Mah. Erdil Sok.No:28 Kat:2 Pendik / İSTANBUL / TÜRKİYEPhone: +90 (216) 688 63 45Fax : +90 (216) 688 63 [email protected]

FABRİKA | FACTORYNilüfer Organize Sanayi BölgesiDokumacılar Sitesi 105. Sok. No:16Nilüfer 16140 BURSA / TÜRKİYE

A L Ü M I N Y U M R A D YA T Ö R V E H A V L U PA N L A R

FARKLI BEKLENTILERE FARKLI ÇÖZÜMLER .

Page 20: TİMDER Dergisi 89.Sayı

18

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Ares Ada Yapı Saremica & Bocchi Mağazası İzmir’de Açıldı

Ares - Ada Yapı İnş. Malz. Turz. Tic. Ltd. Şti. 2. mağazasını 5 Şubat 2016 tarihinde İzmir’de açtı. İlk mağazası Aydın - Kuşadası’nda olan Ares - Ada Yapı İzmir mağazası ile tüm Ege bölgesine hizmet sunmayı amaçlıyor.

2013 yılında Bertan Özyer ve Ahmet Üvez tarafından kurulan firmanın, Ege bölgesi genelinde yaygın satış ağı ve bayileri bulunuyor. Modern organizasyonu ve profesyonel ekibi ile seri tedarik sağlayan firmanın İzmir merkez üssü de kurulmuş oldu.

Akın Kazançoğlu, Selçuk Sarı, Şevket Özyer, Şadi Burat, Esra Alpaslan

Page 21: TİMDER Dergisi 89.Sayı

18

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Ares Ada Yapı Saremica & Bocchi Mağazası İzmir’de Açıldı

Ares - Ada Yapı İnş. Malz. Turz. Tic. Ltd. Şti. 2. mağazasını 5 Şubat 2016 tarihinde İzmir’de açtı. İlk mağazası Aydın - Kuşadası’nda olan Ares - Ada Yapı İzmir mağazası ile tüm Ege bölgesine hizmet sunmayı amaçlıyor.

2013 yılında Bertan Özyer ve Ahmet Üvez tarafından kurulan firmanın, Ege bölgesi genelinde yaygın satış ağı ve bayileri bulunuyor. Modern organizasyonu ve profesyonel ekibi ile seri tedarik sağlayan firmanın İzmir merkez üssü de kurulmuş oldu.

Akın Kazançoğlu, Selçuk Sarı, Şevket Özyer, Şadi Burat, Esra Alpaslan

19

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Bocchi ve Saremica ürünlerinin birlikte sergilendiği Ares - Ada Yapı showroom, İçmimar Filiz Üvez ve İçmimar Naciye Bektaş tarafından yenilikçi ve modern ürünler göz önüne alınarak davetkar, sıcak ve samimi bir ortam şeklinde tasarlandı.

Dinamik ve yenilikçi firmalar olan Saremica ve Bocchi’nin özel kalite ve benzersiz tasarımlarına güvenerek yola çıkan Ares - Ada Yapı; Ege bölgesine ve inşaat sektörüne renk katmayı hedefliyor.

Açılış sonrası açıklama yapan Şirket Ortakları Bertan Özyer ve Ahmet Üvez; “Bir İtalyan - Türk ortaklığı olan Bocchi, bataryada yeni özel tasarımlar ve 17 renkli vitrifiye alternatifi ile özellikle mimar, içmimar ve dekoratörlere yeni mekan tasarım olanakları yaratmamıza imkan veriyor. Dünyanın üretim devi Çin’de İtalyan teknolojisi ve tasarımları ile üretilmiş özel ürünlere sahip Saremica ise granit seramik ürünleri ile ticari hayatımıza önemli bir güç katıyor. Bu iki inovatif markanın ürünlerini geniş bir alanda teşhir ettiğimiz showroomumuzda Ege Bögesi’nde özellikle de kalite ve tasarıma önem veren tüketici ve profesyonellerin öncelikli tercihi olmayı hedefliyoruz.” dediler.

Berna Türker, Ahmet Üvez, Şahika Özyer, Şevket Özyer, Aslı Özyer, Bertan Özyer

Filiz Ultav Üvez, Ahmet Üvez, Nazik Oruz, Esra Alparslan, Mübeccel Özyağcı

Akın Kazançoğlu ve Durmuş Arıcan

Page 22: TİMDER Dergisi 89.Sayı

20

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Buğra Kavuncu,BASF Türk’ün Yeni CEO’su Oldu

BASF,İş Ortakları ile Birlikte Büyüyecek

2006 yılından bu yana BASF bünyesinde çeşitli pozisyonlarda görev alan Buğra Kavuncu, Ocak 2016 itibarıyla BASF Türk Kimya CEO’su olarak sürdüreceği yeni görevine atandı.

1997-2006 yılları arasında ortağı ve yönetici olduğu USTA LLP isimli firmasını Orta Asya’da yapı kimyasalları alanında yaptığı yatırımlarla büyüten Kavuncu, 2006 - 2008 arasında BASF Const-ruction Chemicals Central Asia LLP’de, 2008 - 2010 yılları arasında ise BASF Central Asia’da Genel Müdür olarak çalıştı. 2010 - 2012 yılları arasında BASF Yapı Kimyasalları BDT Ülkeleri Pazar Yöneticisi olarak İsviç-

BASF, Antalya Ela Quality Resort Otel’de düzenlediği “Birlikte Büyüyelim” etkinliğinde iş ortakları ile bir araya geldi. 2016 strateji ve hedeflerinin paylaşıldığı toplantısında yeni süreçler ele alındı.

BASF Yapı Kimyasalları Bölümü’nün iş ortaklarıyla bağlarını güçlendirmeyi hedeflediği toplantıda sektöre yön veren dinamikler hakkında bilgi verilirken, BASF’nin 150. yılını kutladığı 2015 yılı değerlendirmesi de yapıldı.

re’de görev almasının ardından, 2012 - 2014 yılları arasında BDT Ülkeleri Pazar Yöneticisi olarak görev yapmasının yanı sıra, BASF Yapı Kimyasalları Türkiye Genel Müdürü olarak çalışmalarını sürdürdü.Buğra Kavuncu, 1997 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden mezuniyetinin ardından Kazakistan’ın Almatı şehrinde yapı kimyasalları alanında iş hayatına atıldı. Satış, pazarlama ve yatırım alanında edindiği deneyim ile başarılı çalışmalara imza atan Buğra Kavuncu, ileri derecede Rusça, İngilizce ve Kazakça biliyor. Kavuncu evli ve 3 çocuk babası.

“Birlikte Büyüyelim” toplantısı BASF Yapı Kimyasalları Bölümü Türkiye ve Orta Asya Pazar Yönetimi Direktörü Emrah Ertin’in açılış konuşmasıyla başladı. Ertin, açılış konuşmasında 2015 yılına dair sektörel değerlendirmelerde bulunurken BASF Yapı Kimyasalları Bölümü olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini ifade etti. 2016 yılının rekabet açısından zor bir sene olacağının altını çizerken, “Güçlü iş ortaklarımızın desteği, sunduğumuz ürün gamı ve yüksek müşteri memnuniyeti, kalite ve sorumluluk gibi değerlerimizle 2016 yılında da başarılarımızı devam ettireceğimize inanıyorum” dedi.

Page 23: TİMDER Dergisi 89.Sayı

20

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Buğra Kavuncu,BASF Türk’ün Yeni CEO’su Oldu

BASF,İş Ortakları ile Birlikte Büyüyecek

2006 yılından bu yana BASF bünyesinde çeşitli pozisyonlarda görev alan Buğra Kavuncu, Ocak 2016 itibarıyla BASF Türk Kimya CEO’su olarak sürdüreceği yeni görevine atandı.

1997-2006 yılları arasında ortağı ve yönetici olduğu USTA LLP isimli firmasını Orta Asya’da yapı kimyasalları alanında yaptığı yatırımlarla büyüten Kavuncu, 2006 - 2008 arasında BASF Const-ruction Chemicals Central Asia LLP’de, 2008 - 2010 yılları arasında ise BASF Central Asia’da Genel Müdür olarak çalıştı. 2010 - 2012 yılları arasında BASF Yapı Kimyasalları BDT Ülkeleri Pazar Yöneticisi olarak İsviç-

BASF, Antalya Ela Quality Resort Otel’de düzenlediği “Birlikte Büyüyelim” etkinliğinde iş ortakları ile bir araya geldi. 2016 strateji ve hedeflerinin paylaşıldığı toplantısında yeni süreçler ele alındı.

BASF Yapı Kimyasalları Bölümü’nün iş ortaklarıyla bağlarını güçlendirmeyi hedeflediği toplantıda sektöre yön veren dinamikler hakkında bilgi verilirken, BASF’nin 150. yılını kutladığı 2015 yılı değerlendirmesi de yapıldı.

re’de görev almasının ardından, 2012 - 2014 yılları arasında BDT Ülkeleri Pazar Yöneticisi olarak görev yapmasının yanı sıra, BASF Yapı Kimyasalları Türkiye Genel Müdürü olarak çalışmalarını sürdürdü.Buğra Kavuncu, 1997 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden mezuniyetinin ardından Kazakistan’ın Almatı şehrinde yapı kimyasalları alanında iş hayatına atıldı. Satış, pazarlama ve yatırım alanında edindiği deneyim ile başarılı çalışmalara imza atan Buğra Kavuncu, ileri derecede Rusça, İngilizce ve Kazakça biliyor. Kavuncu evli ve 3 çocuk babası.

“Birlikte Büyüyelim” toplantısı BASF Yapı Kimyasalları Bölümü Türkiye ve Orta Asya Pazar Yönetimi Direktörü Emrah Ertin’in açılış konuşmasıyla başladı. Ertin, açılış konuşmasında 2015 yılına dair sektörel değerlendirmelerde bulunurken BASF Yapı Kimyasalları Bölümü olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini ifade etti. 2016 yılının rekabet açısından zor bir sene olacağının altını çizerken, “Güçlü iş ortaklarımızın desteği, sunduğumuz ürün gamı ve yüksek müşteri memnuniyeti, kalite ve sorumluluk gibi değerlerimizle 2016 yılında da başarılarımızı devam ettireceğimize inanıyorum” dedi.

Page 24: TİMDER Dergisi 89.Sayı

22

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Baymak Orange Store Ailesi Büyüyor

Bien Rize’de Rataş Yapı Bayisini Açtı

Baymak’ın sektöründe en önemli ilkle-rinden biri olan Orange Store konsep-ti Türkiye genelinde yeni noktalar ile yaygınlaşmaya devam ediyor. Hizmet kalitesini 4 ana unsur altında bir araya getiren Orange Store’lar modern ma-ğaza tasarımı ve ürün teşhiri, eğitimli montaj ve uygulama ekipleri, tüketicile-re gerekli teknik bilgiyi sağlayan makine mühendisleri ve sadece yüksek enerji verimli ve yenilenebilir enerjiye yoğun-laşan ürün gamı ile hizmet veriyor.

Yeni mağazalar konusunda görüşleri-ni dile getiren Baymak Genel Müdürü Ender Çolak; “Orange Store konsepti tüketiciler için en yüksek hizmet ve ürün kalitesini vadettiği kadar bayiler için de hem sunulan satın alma ve taahhüt avantajları ile kolaylık sağlıyor hem de geniş ürün gamı ile 12 ay boyunca satış yapabilme imkanı sunuyor. Yeni Oran-ge Store’lar hizmete girdikçe, Türkiye genelinde birçok talep alıyor ve hemen

Yenilikçi ve çevre dostu marka olan Bien Seramik Tür-kiye genelinde günden güne büyüyor. Rize’de Bien ai-lesine yeni bir mağaza eklendi. Sahibi Zafer Karakaş olan mağazanın açılış töreni 27 Ocak 2016’da gerçek-leşti. Mağaza açılışını Derepazarı Belediye Başkanı Ya-kup Samangül ve Derepazarı Kaymakamı Adem Can yaptı. İlginin yoğun olduğu törene Derepazarı Emniyet Amiri Hikmet Demir ve Rize Emniyet Müdür Yardımcısı Nahit Karakaş ve birçok Bien çalışanı katıldı.

Açılışı Rize’de yapılan Rataş Yapı’nın ikinci mağaza-sı tek katlı ve 156 m2’den oluşuyor. Bayide Marmol, Weawing, Taurus, Naturawood, Portoro, Homey Bien Seramik’in öne çıkan ürünleri oldu. Bien’in ödüllü vit-rifiye ürünü Organic’in yanı sıra Harmony ve Neptün vitrifiyeleri de mağazada mevcut. Ayrıca bayide 9 canlı mekan da bulunuyor.

değerlendirmeye sokuyoruz. Hedefimiz Türkiye’de ısıtma soğutma sektörü-ne yeni bir anlayış kazandıran Orange Store’ları yeni yılda 25 ilde 100 noktaya ulaşmak” şeklinde konuştu.

Baymak Orange Store Ankara’daAnkara’da faaliyet gösteren Aleyna Mü-hendislik Baymak Bayisi tüm konseptini Baymak Orange Store olarak yeniledi.

Orange Store Çorlu’daBaymak’ın yepyeni konsept mağazala-rı Trakya bölgesinde de hizmete girdi. Baymak bayisi Tez Mühendislik yeni konsepti mağazasına taşıyarak Brötje Orange Store Mağazasını hizmete açtı.

Elazığ’da Brötje OrangeStoreElazığ’da da Baymak bayisi Furkan Mü-hendislik tüm konseptini Brötje Orange Store olarak değiştirdi.

Page 25: TİMDER Dergisi 89.Sayı

22

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Baymak Orange Store Ailesi Büyüyor

Bien Rize’de Rataş Yapı Bayisini Açtı

Baymak’ın sektöründe en önemli ilkle-rinden biri olan Orange Store konsep-ti Türkiye genelinde yeni noktalar ile yaygınlaşmaya devam ediyor. Hizmet kalitesini 4 ana unsur altında bir araya getiren Orange Store’lar modern ma-ğaza tasarımı ve ürün teşhiri, eğitimli montaj ve uygulama ekipleri, tüketicile-re gerekli teknik bilgiyi sağlayan makine mühendisleri ve sadece yüksek enerji verimli ve yenilenebilir enerjiye yoğun-laşan ürün gamı ile hizmet veriyor.

Yeni mağazalar konusunda görüşleri-ni dile getiren Baymak Genel Müdürü Ender Çolak; “Orange Store konsepti tüketiciler için en yüksek hizmet ve ürün kalitesini vadettiği kadar bayiler için de hem sunulan satın alma ve taahhüt avantajları ile kolaylık sağlıyor hem de geniş ürün gamı ile 12 ay boyunca satış yapabilme imkanı sunuyor. Yeni Oran-ge Store’lar hizmete girdikçe, Türkiye genelinde birçok talep alıyor ve hemen

Yenilikçi ve çevre dostu marka olan Bien Seramik Tür-kiye genelinde günden güne büyüyor. Rize’de Bien ai-lesine yeni bir mağaza eklendi. Sahibi Zafer Karakaş olan mağazanın açılış töreni 27 Ocak 2016’da gerçek-leşti. Mağaza açılışını Derepazarı Belediye Başkanı Ya-kup Samangül ve Derepazarı Kaymakamı Adem Can yaptı. İlginin yoğun olduğu törene Derepazarı Emniyet Amiri Hikmet Demir ve Rize Emniyet Müdür Yardımcısı Nahit Karakaş ve birçok Bien çalışanı katıldı.

Açılışı Rize’de yapılan Rataş Yapı’nın ikinci mağaza-sı tek katlı ve 156 m2’den oluşuyor. Bayide Marmol, Weawing, Taurus, Naturawood, Portoro, Homey Bien Seramik’in öne çıkan ürünleri oldu. Bien’in ödüllü vit-rifiye ürünü Organic’in yanı sıra Harmony ve Neptün vitrifiyeleri de mağazada mevcut. Ayrıca bayide 9 canlı mekan da bulunuyor.

değerlendirmeye sokuyoruz. Hedefimiz Türkiye’de ısıtma soğutma sektörü-ne yeni bir anlayış kazandıran Orange Store’ları yeni yılda 25 ilde 100 noktaya ulaşmak” şeklinde konuştu.

Baymak Orange Store Ankara’daAnkara’da faaliyet gösteren Aleyna Mü-hendislik Baymak Bayisi tüm konseptini Baymak Orange Store olarak yeniledi.

Orange Store Çorlu’daBaymak’ın yepyeni konsept mağazala-rı Trakya bölgesinde de hizmete girdi. Baymak bayisi Tez Mühendislik yeni konsepti mağazasına taşıyarak Brötje Orange Store Mağazasını hizmete açtı.

Elazığ’da Brötje OrangeStoreElazığ’da da Baymak bayisi Furkan Mü-hendislik tüm konseptini Brötje Orange Store olarak değiştirdi.

Page 26: TİMDER Dergisi 89.Sayı

24

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Buderus,Başarılı İş Ortaklarını İngiltere’de Ağırladı

Ideal Standard,70. Satış Noktasını Gaziantep’te Açtı

Buderus’un düzenlediği ‘Kaskad Sistem Satışında En Başarılı İş Ortakları Buluşması 2015’ etkinliği İngiltere’de gerçekleşti. Buderus üretim tesis-lerini gezen iş ortakları, Birmingham ve Londra’da hem teknik eğitim aldı hem de keyifli vakit geçirdi.

Buderus’un en başarılı iş ortaklarını buluşturduğu gezinin ilk durağı Bir-mingham oldu. Bosch’un Worcester’da bulunan fabrikasını ziyaret eden grup, burada bir teknik eğitime katıldıktan sonra Londra’ya hareket etti. Avrupa’nın en yüksek dönme dolabı olan ve yılda üç milyona yakın turist ağırlayan London Eye’ı deneyimledikten sonra Londra’nın coğrafi, kültü-rel ve tarihi bilgilerinin aktarıldığı şehir turuna katıldılar.

Ideal Standard, yurt içindeki satış noktalarına bir yenisini daha ekledi. Ideal Standard, Güneydoğu Anado-lu Bölgesi’nin en gözde şehirlerinden Gaziantep’te açtığı yeni satış noktasıyla Türkiye’de 70 noktaya ulaştı.

İnovatif yaklaşımı ve geliştirdiği son tek-nolojilerle sektörde adından sıkça söz ettiren Ideal Standard, banyo ve mut-fak armatürlerinden vitrifiye seramik ürünlerine, duş sistemlerinden gömme rezervuar sistemlerine, banyo mobilya-sından akrilik ürünlere varıncaya kadar tüm tasarımlarını Gaziantepli tüketici-lerle buluşturuyor.

Davetliler, yoğun iş temposuyla geçen bir yılın yorgunluğunu keyifli bir geziyle atarken, aynı zamanda Buderus’un üretim alanındaki yetkinliklerini ve sektördeki son trendleri de yerinde görme fırsatı buldu.

Gaziantep’in en gözde yer-leşim merkezi Şehitkamil’de yer alan ve 250 metrekarelik teşhir alanına sahip Alfa Yapı mağazasında, tüm Ideal Stan-dard ürünlerinin yanı sıra Ideal Standard’ın Grand luxury pa-zarındaki markası JADO’nun da tasarımları tüketicilerin be-ğenisine sunulacak.

Page 27: TİMDER Dergisi 89.Sayı

24

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Buderus,Başarılı İş Ortaklarını İngiltere’de Ağırladı

Ideal Standard,70. Satış Noktasını Gaziantep’te Açtı

Buderus’un düzenlediği ‘Kaskad Sistem Satışında En Başarılı İş Ortakları Buluşması 2015’ etkinliği İngiltere’de gerçekleşti. Buderus üretim tesis-lerini gezen iş ortakları, Birmingham ve Londra’da hem teknik eğitim aldı hem de keyifli vakit geçirdi.

Buderus’un en başarılı iş ortaklarını buluşturduğu gezinin ilk durağı Bir-mingham oldu. Bosch’un Worcester’da bulunan fabrikasını ziyaret eden grup, burada bir teknik eğitime katıldıktan sonra Londra’ya hareket etti. Avrupa’nın en yüksek dönme dolabı olan ve yılda üç milyona yakın turist ağırlayan London Eye’ı deneyimledikten sonra Londra’nın coğrafi, kültü-rel ve tarihi bilgilerinin aktarıldığı şehir turuna katıldılar.

Ideal Standard, yurt içindeki satış noktalarına bir yenisini daha ekledi. Ideal Standard, Güneydoğu Anado-lu Bölgesi’nin en gözde şehirlerinden Gaziantep’te açtığı yeni satış noktasıyla Türkiye’de 70 noktaya ulaştı.

İnovatif yaklaşımı ve geliştirdiği son tek-nolojilerle sektörde adından sıkça söz ettiren Ideal Standard, banyo ve mut-fak armatürlerinden vitrifiye seramik ürünlerine, duş sistemlerinden gömme rezervuar sistemlerine, banyo mobilya-sından akrilik ürünlere varıncaya kadar tüm tasarımlarını Gaziantepli tüketici-lerle buluşturuyor.

Davetliler, yoğun iş temposuyla geçen bir yılın yorgunluğunu keyifli bir geziyle atarken, aynı zamanda Buderus’un üretim alanındaki yetkinliklerini ve sektördeki son trendleri de yerinde görme fırsatı buldu.

Gaziantep’in en gözde yer-leşim merkezi Şehitkamil’de yer alan ve 250 metrekarelik teşhir alanına sahip Alfa Yapı mağazasında, tüm Ideal Stan-dard ürünlerinin yanı sıra Ideal Standard’ın Grand luxury pa-zarındaki markası JADO’nun da tasarımları tüketicilerin be-ğenisine sunulacak.

Page 28: TİMDER Dergisi 89.Sayı

26

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Canpa ile Flexobit’inAsya ve Afrika’da Küresel Üssü Türkiye Oluyor

Yalıtım işinde 30 yıllık tecrübesi ve uzman-lığı ile Türkiye’de inşaat sektörü devlerinin çözüm ortağı Canpa, Flexobit membran-daki başarıları sayesinde Bitufa’nın Asya ve Afrika ülkelerine dağıtımını yapmaya başladı.

Flexobit membran malzemesinin dünyada oldukça yaygın bir kullanım alanı olduğu-nu belirten Canpa Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özcan, özellikle su yalıtımının çok kritik olduğu deniz bölgelerinde yapılan yalıtım uygulamalarında bu ürünün tercih edildiğini belirtti. Özcan, ‘’98 yılından beri Türkiye’de Bitufa’nın distribütörlüğünü Canpa olarak biz yapıyoruz. Türkiye’de önemli projelere attığımız Flexobit imza-sıyla bizi Asya ve Afrika ülkelerinin dağı-tım merkezi haline getirdiler’’ dedi.

Kendi kendini onarma özelliğiyle su yalıtımında mucize ürün olarak ad-landırılan Flexobit’in dağıtımında Dubai’nin uzun zamandır daha başa-rılı olduğunu söyleyen Özcan;

“Yüzde bin esneme kabiliyeti olan ve kopmayan yapıdaki bu malzeme, de-linme durumunda kendi kendini tamir edebiliyor. Dubai deniz üzerine kurulu bir şehir ve suyun çözümü de Flexobit. Dünyanın en yüksek yapılarında kul-lanıldıktan sonra artık oradaki yapı-laşma Türkiye’nin hızına yetişemiyor. Türkiye de artık bu uluslar arası stan-dartlardaki ürünü kullanılır hale geldi. Başarılarımız sayesinde Flexobit’in Afrika ve Asya pazarlarının sorumlu-luğunu almaktan gurur duyduk.” dedi

Danfoss’taİki Büyük Atama!

Isıtma, soğutma ve motor kontrol sis-temleri alanında dünya devlerinden Danfoss’un Türkiye organizasyonunda iki büyük atama gerçekleştirildi. Kısa süre önce Türkiye Genel Müdürlük gö-revini yürüten Levent Taşkın’ın Orta-doğu, Afrika ve Türkiye (TMA Bölgesi) Bölge Başkanlığı görevine getirilmesi-nin ardından organizasyonel yapıda de-ğişikliğe gidildi.

2014’ten bu yana Danfoss bünyesinde Motor Kontrol Sistemleri Segmenti Sa-tış Direktörlüğü görevini yürüten Emre Gören, Danfoss Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. Emre Gören, yeni gö-revinin yanı sıra Danfoss Türkiye Mo-tor Kontrol Sistemleri Segmenti Satış Direktörlüğünü de yürütmeye devam edecek.

Levent Taşkın’ın Genel Müdürlük ile bir-likte yürüttüğü Isıtma Segmenti Satış Direktörlüğü görevine, Taşkın’ın TMA Bölgesi Başkanı olmasından ardından Danfoss içerisinden bir atama yapıldı. 2006’da beri Danfoss Isıtma Segmenti

Satış Müdürü olan Serhan Günel, Dan-foss Türkiye Isıtma Segmenti Satış Di-rektörü olarak atandı.

Danfoss yeni atamalarla birlikte sektör-de fark yaratmaya devam edecek.

yan Gören, 2006-2014 yılları arasında Siemens’te Satış Müdürü olarak görev almıştır. 2014 yılında bir Danfoss firması olan Vacon’un Türkiye organizasyonu-nu kuran Gören, 2015 yılından itibaren Danfoss Türkiye Motor Kontrol Sistem-leri Satış Direktörlüğünü yürütmektey-di.

Serhan Günel1977 Adana doğumlu Serhan Günel Makine Mühendisliği lisans eğitimini Gaziantep Üniversitesi’nde tamamlamıştır.

İş hayatına Bakü - Tiflis - Ceyhan Petrol Boru Hattı’nda saha mühendisi olarak başlayan Günel, Danfoss’ta 2006 yılın-da Isıtma Servis Müdürü olarak göreve başlamıştır. Günel, Danfoss Türkiye Isıt-ma Segmenti Satış Müdürü olarak gö-rev almaktaydı.

Emre Gören1979 İstanbul doğumlu Emre Gö-ren, Y.T.Ü. Elektrik Mühendisliği bö-lümü mezunudur. 2011 yılında Koç Üniversitesi’nde İşletme alanında yük-sek lisansını tamamlamıştır. Kariyerine elektrik ve otomasyon alanında başla-

Page 29: TİMDER Dergisi 89.Sayı

26

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Canpa ile Flexobit’inAsya ve Afrika’da Küresel Üssü Türkiye Oluyor

Yalıtım işinde 30 yıllık tecrübesi ve uzman-lığı ile Türkiye’de inşaat sektörü devlerinin çözüm ortağı Canpa, Flexobit membran-daki başarıları sayesinde Bitufa’nın Asya ve Afrika ülkelerine dağıtımını yapmaya başladı.

Flexobit membran malzemesinin dünyada oldukça yaygın bir kullanım alanı olduğu-nu belirten Canpa Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özcan, özellikle su yalıtımının çok kritik olduğu deniz bölgelerinde yapılan yalıtım uygulamalarında bu ürünün tercih edildiğini belirtti. Özcan, ‘’98 yılından beri Türkiye’de Bitufa’nın distribütörlüğünü Canpa olarak biz yapıyoruz. Türkiye’de önemli projelere attığımız Flexobit imza-sıyla bizi Asya ve Afrika ülkelerinin dağı-tım merkezi haline getirdiler’’ dedi.

Kendi kendini onarma özelliğiyle su yalıtımında mucize ürün olarak ad-landırılan Flexobit’in dağıtımında Dubai’nin uzun zamandır daha başa-rılı olduğunu söyleyen Özcan;

“Yüzde bin esneme kabiliyeti olan ve kopmayan yapıdaki bu malzeme, de-linme durumunda kendi kendini tamir edebiliyor. Dubai deniz üzerine kurulu bir şehir ve suyun çözümü de Flexobit. Dünyanın en yüksek yapılarında kul-lanıldıktan sonra artık oradaki yapı-laşma Türkiye’nin hızına yetişemiyor. Türkiye de artık bu uluslar arası stan-dartlardaki ürünü kullanılır hale geldi. Başarılarımız sayesinde Flexobit’in Afrika ve Asya pazarlarının sorumlu-luğunu almaktan gurur duyduk.” dedi

Danfoss’taİki Büyük Atama!

Isıtma, soğutma ve motor kontrol sis-temleri alanında dünya devlerinden Danfoss’un Türkiye organizasyonunda iki büyük atama gerçekleştirildi. Kısa süre önce Türkiye Genel Müdürlük gö-revini yürüten Levent Taşkın’ın Orta-doğu, Afrika ve Türkiye (TMA Bölgesi) Bölge Başkanlığı görevine getirilmesi-nin ardından organizasyonel yapıda de-ğişikliğe gidildi.

2014’ten bu yana Danfoss bünyesinde Motor Kontrol Sistemleri Segmenti Sa-tış Direktörlüğü görevini yürüten Emre Gören, Danfoss Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. Emre Gören, yeni gö-revinin yanı sıra Danfoss Türkiye Mo-tor Kontrol Sistemleri Segmenti Satış Direktörlüğünü de yürütmeye devam edecek.

Levent Taşkın’ın Genel Müdürlük ile bir-likte yürüttüğü Isıtma Segmenti Satış Direktörlüğü görevine, Taşkın’ın TMA Bölgesi Başkanı olmasından ardından Danfoss içerisinden bir atama yapıldı. 2006’da beri Danfoss Isıtma Segmenti

Satış Müdürü olan Serhan Günel, Dan-foss Türkiye Isıtma Segmenti Satış Di-rektörü olarak atandı.

Danfoss yeni atamalarla birlikte sektör-de fark yaratmaya devam edecek.

yan Gören, 2006-2014 yılları arasında Siemens’te Satış Müdürü olarak görev almıştır. 2014 yılında bir Danfoss firması olan Vacon’un Türkiye organizasyonu-nu kuran Gören, 2015 yılından itibaren Danfoss Türkiye Motor Kontrol Sistem-leri Satış Direktörlüğünü yürütmektey-di.

Serhan Günel1977 Adana doğumlu Serhan Günel Makine Mühendisliği lisans eğitimini Gaziantep Üniversitesi’nde tamamlamıştır.

İş hayatına Bakü - Tiflis - Ceyhan Petrol Boru Hattı’nda saha mühendisi olarak başlayan Günel, Danfoss’ta 2006 yılın-da Isıtma Servis Müdürü olarak göreve başlamıştır. Günel, Danfoss Türkiye Isıt-ma Segmenti Satış Müdürü olarak gö-rev almaktaydı.

Emre Gören1979 İstanbul doğumlu Emre Gö-ren, Y.T.Ü. Elektrik Mühendisliği bö-lümü mezunudur. 2011 yılında Koç Üniversitesi’nde İşletme alanında yük-sek lisansını tamamlamıştır. Kariyerine elektrik ve otomasyon alanında başla-

5

Page 30: TİMDER Dergisi 89.Sayı

28

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Daikin Solution Plaza fuha İstanbul İklimlendirme Sektörünün Buluşma Noktası Oldu

Yenilikçi ürünleri ve uygulamalarıyla iklimlendirme sektörünün öncü şirket-lerinden Daikin’in, İstanbul’da açılışını yaptığı, Avrupa’nın ilk, dünyanın ise en büyük ve kapsamlı iklimlendirme de-neyimleme merkezi Daikin Solution Plaza fuha İstanbul, ziyaretçilerine eş-siz bir deneyim sunmaya devam ediyor. Bireysel çözümlerden ticari sistemlere kadar her türlü iklimlendirme teknoloji-sini deneyimleme imkanı sunan fuha İs-tanbul, aynı zamanda sektör profesyo-nellerinin buluşma noktası haline geldi.

Açılışını yaptığı günden beri bireysel kullanıcılardan ticari yatırımcılara, öğ-rencilerden akademisyenlere kadar yüzlerce ziyaretçiyi fuha İstanbul’da ağırlayan Daikin, şu ana kadar 500’e yakın öğrenciye sektörle ilgili büyük bir deneyim yaşattı. Ayrıca İSİB (İklim-lendirme Sektörü İhracatçılar Birliği) toplantılarına da ev sahipliği yaparak iklimlendirme sektörünün yeni merke-zi olma yolunda ilerleyen fuha İstanbul, Mekanik Tesisat Müteahhitleri Derneği (MTMD) aylık yönetim kurulu toplantı-sına da ev sahipliği yaptı.

Öğrenciler İşin Pratiğini fuha’da ÖğreniyorFuha İstanbul açıldığından bugüne ka-dar 500’e yakın öğrencinin iklimlen-dirme sektörüyle ilgili olarak merak ettikleri her sorunun cevabını vermeyi başardı. Merkezi ziyaret eden gençler fuha İstanbul’da ısıtma, soğutma, ha-valandırma, enerji verimliliği ve yeni ik-limlendirme teknolojilerine yönelik tüm uygulamaları bizzat deneyimleyerek tanıma fırsatı buldu.

Üniversitelerin Makine Mühendisliği bölümü öğrencilerinden İnşaat Mü-hendisliği bölümü öğrencilerine kadar pek çok öğrenciyi merkezde ağırlayan

Daikin, ayrıca liselerin iklim-lendirme ve soğutma tekno-lojileri bölümü öğrencilerinin de teori derslerini merkezde pratiğe taşımalarını sağladı.

İSİB Üyeleri TasarımYarışması İçin Fuha’daİklimlendirme Sektörü İhra-catçılar Birliği’nin (İSİB) her yıl düzen-lediği “İklimlendirme Sanayi Ürün ve Mühendislik Tasarımı Yarışması”nın jüri ön değerlendirme toplantısı için sektö-rün önde gelen isimleri fuha İstanbul’da bir araya geldi. Toplantı öncesi merkezi gezen İSİB üyeleri, fuha İstanbul’un özel-likle öğrenciler için yol gösterici ve ilham verici olabileceği değerlendirmelerinde bulundu.

Olağan Toplantılar fuha’ya TaşınıyorGeçtiğimiz aylarda olağan genel kurul toplantılarını fuha’da gerçekleştiren İk-limlendirme Soğutma Klima İmalatçı-ları Derneği’den (İSKİD) sonra İSİB de, Ocak ayında yönetim kurulu toplantısını Daikin’in eşsiz deneyim merkezine taşı-dı. Toplantı sonrası düzenlenen fuha turu ile yönetim kurulu üyelerine iklimlendir-me teknolojileri tanıtılarak inovatif bir deneyim sunuldu.

Fuha İstanbul’un sadece Türkiye için değil Avrupa için de bir merkez olacağı-nı belirten Daikin CEO’su Hasan Önder fuha İstanbul ile ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi: “Daikin Solution Plaza fuha İstanbul ile birlikte, hem bir hayalimizi gerçekleştirdik hem de Türkiye adına pek çok açıdan gurur duyabileceğimiz bir merkezi de hizmete açmış olduk. Bu merkezimiz Türkiye’nin yanı sıra böl-gemize ve Avrupa’ya da hizmet vere-cek. Bu yıldan itibaren fuha İstanbul’da Avrupa’dan şirketler ve yöneticilerini de ağırlamaya başlayacağız.”

İSKİD Komisyon Toplatıları Fuha’da YapıldıİSKİD MİSK (Merkezi İklimlendirme Sis-temleri Komisyonu), İSKİD ÜSİB (Üniver-site Sanayi İşbirliği ve Burs Komisyonu) ve İSKİD, Split ve Değişken Soğutkan Debili Klimalar Komisyonu (SDDK) aylık toplantıları fuha İstanbul’da yapıldı. İS-KİD, SDDK (Split ve Değişken Soğutkan Debili Klimalar Komisyonu) aylık top-lantısına Arçelik, Arçelik-LG, Samsung, Alarko-Carrier, İSKİD, Mitsubishi Elect-ric, BSH, Abkay Grup (Fujitsu), Form (Mitsubishi Heavy), Baymak, Viessmann, Kuruluk Mühendislik, Bosh TT, JCI (John-son Control), ELDAY, Panasonic ve Dai-kin temsilcileri (Andaç Yakut, Serkan Öz-kan) katıldı. Her komisyon toplantısının ardından katılıcımlar iklimlendirme sek-törünün inovatif merkezini gezdi.

İklimlendirme temelli bütün bilgilerin en yalın ve en detaylı bir biçimde ziyaretçile-re ulaştırıldığını söyleyen Daikin Solution Plaza fuha İstanbul Müdürü Uğur Sertan ayrıca şu bilgileri verdi: “Uzman rehberler eşliğinde yapılan Daikin Solution Plaza fuha İstanbul turlarında inverter teknolo-jisinden yenilenebilir enerji sistemlerine, ses seviyesinden akıllı göz teknolojisine iklimlendirme cihazlarının inovatif çö-zümleri aktarılıyor. İklimlendirme ko-nusunda merak edilen her türlü soruya deneyler ile cevap veren Daikin Solution Plaza fuha İstanbul’u internet sitesi üze-rinden randevu alarak gezmek mümkün.”

Page 31: TİMDER Dergisi 89.Sayı

28

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Daikin Solution Plaza fuha İstanbul İklimlendirme Sektörünün Buluşma Noktası Oldu

Yenilikçi ürünleri ve uygulamalarıyla iklimlendirme sektörünün öncü şirket-lerinden Daikin’in, İstanbul’da açılışını yaptığı, Avrupa’nın ilk, dünyanın ise en büyük ve kapsamlı iklimlendirme de-neyimleme merkezi Daikin Solution Plaza fuha İstanbul, ziyaretçilerine eş-siz bir deneyim sunmaya devam ediyor. Bireysel çözümlerden ticari sistemlere kadar her türlü iklimlendirme teknoloji-sini deneyimleme imkanı sunan fuha İs-tanbul, aynı zamanda sektör profesyo-nellerinin buluşma noktası haline geldi.

Açılışını yaptığı günden beri bireysel kullanıcılardan ticari yatırımcılara, öğ-rencilerden akademisyenlere kadar yüzlerce ziyaretçiyi fuha İstanbul’da ağırlayan Daikin, şu ana kadar 500’e yakın öğrenciye sektörle ilgili büyük bir deneyim yaşattı. Ayrıca İSİB (İklim-lendirme Sektörü İhracatçılar Birliği) toplantılarına da ev sahipliği yaparak iklimlendirme sektörünün yeni merke-zi olma yolunda ilerleyen fuha İstanbul, Mekanik Tesisat Müteahhitleri Derneği (MTMD) aylık yönetim kurulu toplantı-sına da ev sahipliği yaptı.

Öğrenciler İşin Pratiğini fuha’da ÖğreniyorFuha İstanbul açıldığından bugüne ka-dar 500’e yakın öğrencinin iklimlen-dirme sektörüyle ilgili olarak merak ettikleri her sorunun cevabını vermeyi başardı. Merkezi ziyaret eden gençler fuha İstanbul’da ısıtma, soğutma, ha-valandırma, enerji verimliliği ve yeni ik-limlendirme teknolojilerine yönelik tüm uygulamaları bizzat deneyimleyerek tanıma fırsatı buldu.

Üniversitelerin Makine Mühendisliği bölümü öğrencilerinden İnşaat Mü-hendisliği bölümü öğrencilerine kadar pek çok öğrenciyi merkezde ağırlayan

Daikin, ayrıca liselerin iklim-lendirme ve soğutma tekno-lojileri bölümü öğrencilerinin de teori derslerini merkezde pratiğe taşımalarını sağladı.

İSİB Üyeleri TasarımYarışması İçin Fuha’daİklimlendirme Sektörü İhra-catçılar Birliği’nin (İSİB) her yıl düzen-lediği “İklimlendirme Sanayi Ürün ve Mühendislik Tasarımı Yarışması”nın jüri ön değerlendirme toplantısı için sektö-rün önde gelen isimleri fuha İstanbul’da bir araya geldi. Toplantı öncesi merkezi gezen İSİB üyeleri, fuha İstanbul’un özel-likle öğrenciler için yol gösterici ve ilham verici olabileceği değerlendirmelerinde bulundu.

Olağan Toplantılar fuha’ya TaşınıyorGeçtiğimiz aylarda olağan genel kurul toplantılarını fuha’da gerçekleştiren İk-limlendirme Soğutma Klima İmalatçı-ları Derneği’den (İSKİD) sonra İSİB de, Ocak ayında yönetim kurulu toplantısını Daikin’in eşsiz deneyim merkezine taşı-dı. Toplantı sonrası düzenlenen fuha turu ile yönetim kurulu üyelerine iklimlendir-me teknolojileri tanıtılarak inovatif bir deneyim sunuldu.

Fuha İstanbul’un sadece Türkiye için değil Avrupa için de bir merkez olacağı-nı belirten Daikin CEO’su Hasan Önder fuha İstanbul ile ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi: “Daikin Solution Plaza fuha İstanbul ile birlikte, hem bir hayalimizi gerçekleştirdik hem de Türkiye adına pek çok açıdan gurur duyabileceğimiz bir merkezi de hizmete açmış olduk. Bu merkezimiz Türkiye’nin yanı sıra böl-gemize ve Avrupa’ya da hizmet vere-cek. Bu yıldan itibaren fuha İstanbul’da Avrupa’dan şirketler ve yöneticilerini de ağırlamaya başlayacağız.”

İSKİD Komisyon Toplatıları Fuha’da YapıldıİSKİD MİSK (Merkezi İklimlendirme Sis-temleri Komisyonu), İSKİD ÜSİB (Üniver-site Sanayi İşbirliği ve Burs Komisyonu) ve İSKİD, Split ve Değişken Soğutkan Debili Klimalar Komisyonu (SDDK) aylık toplantıları fuha İstanbul’da yapıldı. İS-KİD, SDDK (Split ve Değişken Soğutkan Debili Klimalar Komisyonu) aylık top-lantısına Arçelik, Arçelik-LG, Samsung, Alarko-Carrier, İSKİD, Mitsubishi Elect-ric, BSH, Abkay Grup (Fujitsu), Form (Mitsubishi Heavy), Baymak, Viessmann, Kuruluk Mühendislik, Bosh TT, JCI (John-son Control), ELDAY, Panasonic ve Dai-kin temsilcileri (Andaç Yakut, Serkan Öz-kan) katıldı. Her komisyon toplantısının ardından katılıcımlar iklimlendirme sek-törünün inovatif merkezini gezdi.

İklimlendirme temelli bütün bilgilerin en yalın ve en detaylı bir biçimde ziyaretçile-re ulaştırıldığını söyleyen Daikin Solution Plaza fuha İstanbul Müdürü Uğur Sertan ayrıca şu bilgileri verdi: “Uzman rehberler eşliğinde yapılan Daikin Solution Plaza fuha İstanbul turlarında inverter teknolo-jisinden yenilenebilir enerji sistemlerine, ses seviyesinden akıllı göz teknolojisine iklimlendirme cihazlarının inovatif çö-zümleri aktarılıyor. İklimlendirme ko-nusunda merak edilen her türlü soruya deneyler ile cevap veren Daikin Solution Plaza fuha İstanbul’u internet sitesi üze-rinden randevu alarak gezmek mümkün.”

Page 32: TİMDER Dergisi 89.Sayı

30

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

DemirDöküm, Yetkili SatıcılarlaSinerjiyi Artırmak için Özel Sosyal Ağ Kurdu

İş ortaklarıyla ortak kazanımlar yarat-mak üzere 2010 yılında hayata geçirdiği Demir Club sadakat programını günü-müz iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap vermek üzere yatırımlarını sürdüren DemirDöküm, projenin dijital ayağı olan DemirClub.com’u tam donanımlı bir sosyal ağ platformuna dönüştürdü.

Üstün hizmet politikası ile müşteri memnuniyetinde örnek projelere imza atan DemirDöküm, yetkili satıcılarını bir araya getiren bu yatırımla, kurumsal tek-nolojik dönüşümün yanı sıra, daha önce farklı kanallarda sunulan hizmetlerini ve iletişimi, tek bir çatı altında topladı.

Yeni nesil tasarımın, işletmeler arası (B2B) ve Müşteri İlişkileri Yönetimi iş-letim sistemiyle entegre çalışacak şe-kilde geliştirilen yeni platform ile firma, sadakat programı kapsamında kullanıcı deneyimini geliştirirken, iş ortaklarının memnuniyetini de artırmayı hedefliyor. Yetkili satıcı iletişiminde yeni bir dö-nemin kapılarını aralayan DemirClub.com’un ön plana çıkan özellikleri ise şöyle;

Dizüstü, akıllı telefon veya tabletten

formuna göre ulaşılabilen yeni plat-formda mesleki bilgi ve içeriklerin yanı sıra gündeme ait gelişmeler takip edi-lebilecek.

DemirClub.com üyeleri sistem üze-rinden müşteri temsilcisi iletişim bilgi-lerine kolayca ulaşıp, dilediklerinde ile-tişime geçerek hem zamandan kazanıp, hem operasyonel giderleri azaltabilecek.

DemirDöküm tarafından sunulan eğitim ve etkinliklerin yer aldığı ağda, ürünler, hizmetlere ait görseller, bro-şürler, sirküler, pazarlama araçları ile güncel sertifika bilgilerine ulaşılabile-cek.

Yenilenen ağ sayesinde yetkili satıcı-lar sistem üzerinden montajını gerçek-leştirdikleri cihazlar için ilk çalıştırma bildiriminde bulunup, önceden gerçek-leştirilen bildirimleri takip edebilecek.

Yetkili satıcıların puan kazanabildik-leri yeni platformda, kazanılan puanlarla DemirClub hediye kataloğunda yer alan binlerce üründen biri birkaç tık ile sipa-riş verebilecek.

DemirDöküm iş ortaklarının, iş sü-reçlerinde yeni bir dönemi müjdeleyen ağda yer alan ‘Bil Kazan’ uygulamasıyla üyeler aldıkları mesleki eğitimleri plat-formda test edip, doğru cevaplarıyla ekstra puan kazanabilecek.

Ege SeramikSanayide Su Verimliliğini Anlattı

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi ortaklığı ile Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nde dü-zenlenen “Sürdürülebilir Üretim Sem-pozyumu 2015” sempozyuma T.C. Bi-lim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Ender Yor-gancılar, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Alpaslan katıldı.

Sanayide su verimliliğinin tartışıldığı sempozyumda Ege Seramik Çevre Arıt-

ma Tesisi ve İş Güvenliği Uzmanı Erkan Petekal, Ege Seramik’te Su Verimliliği Uygulamaları sunumu ile fabrikada kul-lanılan teknolojiler ve örneklerini katı-lımcılar ile paylaştı.

Uzman Petekal “Ege Seramik’te arıtma su tesisi yılın 365 günü 24 saat çalışa-rak, her gün 450 m3 atık su arıtılıp bunun 350 m3’ünü geri kullanıyoruz. Böylelikle yeraltı su kuyularından yıllık 127.750 m3 daha az su çekmiş oluyoruz.” dedi.

15 yıldır arıtılmış su teknolojisini Kemal-paşa tesislerinde kullandıklarını belirten Uzman Petekal, bu çalışmalar ile birlikte Ege Seramik 2011 yılında Ege Bölgesi

Sanayi Odası tarafından “Çevre Altın Ödülü’ne” layık görüldüğünün de altını çizdi.

Page 33: TİMDER Dergisi 89.Sayı

30

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

DemirDöküm, Yetkili SatıcılarlaSinerjiyi Artırmak için Özel Sosyal Ağ Kurdu

İş ortaklarıyla ortak kazanımlar yarat-mak üzere 2010 yılında hayata geçirdiği Demir Club sadakat programını günü-müz iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap vermek üzere yatırımlarını sürdüren DemirDöküm, projenin dijital ayağı olan DemirClub.com’u tam donanımlı bir sosyal ağ platformuna dönüştürdü.

Üstün hizmet politikası ile müşteri memnuniyetinde örnek projelere imza atan DemirDöküm, yetkili satıcılarını bir araya getiren bu yatırımla, kurumsal tek-nolojik dönüşümün yanı sıra, daha önce farklı kanallarda sunulan hizmetlerini ve iletişimi, tek bir çatı altında topladı.

Yeni nesil tasarımın, işletmeler arası (B2B) ve Müşteri İlişkileri Yönetimi iş-letim sistemiyle entegre çalışacak şe-kilde geliştirilen yeni platform ile firma, sadakat programı kapsamında kullanıcı deneyimini geliştirirken, iş ortaklarının memnuniyetini de artırmayı hedefliyor. Yetkili satıcı iletişiminde yeni bir dö-nemin kapılarını aralayan DemirClub.com’un ön plana çıkan özellikleri ise şöyle;

Dizüstü, akıllı telefon veya tabletten

formuna göre ulaşılabilen yeni plat-formda mesleki bilgi ve içeriklerin yanı sıra gündeme ait gelişmeler takip edi-lebilecek.

DemirClub.com üyeleri sistem üze-rinden müşteri temsilcisi iletişim bilgi-lerine kolayca ulaşıp, dilediklerinde ile-tişime geçerek hem zamandan kazanıp, hem operasyonel giderleri azaltabilecek.

DemirDöküm tarafından sunulan eğitim ve etkinliklerin yer aldığı ağda, ürünler, hizmetlere ait görseller, bro-şürler, sirküler, pazarlama araçları ile güncel sertifika bilgilerine ulaşılabile-cek.

Yenilenen ağ sayesinde yetkili satıcı-lar sistem üzerinden montajını gerçek-leştirdikleri cihazlar için ilk çalıştırma bildiriminde bulunup, önceden gerçek-leştirilen bildirimleri takip edebilecek.

Yetkili satıcıların puan kazanabildik-leri yeni platformda, kazanılan puanlarla DemirClub hediye kataloğunda yer alan binlerce üründen biri birkaç tık ile sipa-riş verebilecek.

DemirDöküm iş ortaklarının, iş sü-reçlerinde yeni bir dönemi müjdeleyen ağda yer alan ‘Bil Kazan’ uygulamasıyla üyeler aldıkları mesleki eğitimleri plat-formda test edip, doğru cevaplarıyla ekstra puan kazanabilecek.

Ege SeramikSanayide Su Verimliliğini Anlattı

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi ortaklığı ile Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nde dü-zenlenen “Sürdürülebilir Üretim Sem-pozyumu 2015” sempozyuma T.C. Bi-lim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Ender Yor-gancılar, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Alpaslan katıldı.

Sanayide su verimliliğinin tartışıldığı sempozyumda Ege Seramik Çevre Arıt-

ma Tesisi ve İş Güvenliği Uzmanı Erkan Petekal, Ege Seramik’te Su Verimliliği Uygulamaları sunumu ile fabrikada kul-lanılan teknolojiler ve örneklerini katı-lımcılar ile paylaştı.

Uzman Petekal “Ege Seramik’te arıtma su tesisi yılın 365 günü 24 saat çalışa-rak, her gün 450 m3 atık su arıtılıp bunun 350 m3’ünü geri kullanıyoruz. Böylelikle yeraltı su kuyularından yıllık 127.750 m3 daha az su çekmiş oluyoruz.” dedi.

15 yıldır arıtılmış su teknolojisini Kemal-paşa tesislerinde kullandıklarını belirten Uzman Petekal, bu çalışmalar ile birlikte Ege Seramik 2011 yılında Ege Bölgesi

Sanayi Odası tarafından “Çevre Altın Ödülü’ne” layık görüldüğünün de altını çizdi.

Page 34: TİMDER Dergisi 89.Sayı

32

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

E.C.A., Türkiye’de İlk KezScot Teknolojisi ile Yerli Kombi Üretti

Ezinç, Güneş Enerjisi Alanında ErP Etiketlemesi Yapan Türkiye’nin İlk Laboratuvarını Kurdu

Elginkan Topluluğu çatısı altında 30 yılı aşkın süredir ısıtma sistemleri sektörü-ne hizmet veren E.C.A., Türkiye’nin ilk yerli Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT - Safety COmbustion Technology) özel-liğine sahip tam yoğuşmalı kombi ürün gamını piyasaya sundu.

Elginkan Topluluğu bünyesinde E.C.A. markalı ısı sistemlerini üreten Emas Makina, ilk yerli üretim özelliğini taşıyan SCOT kombi serisinin yanı sıra 2016’da soğutma sektörüne de geniş bir ürün gamıyla giriş yapıyor.

İlk Yerli SCOT TeknolojisiE.C.A.’nın yeni tam yoğuşmalı premiks kombisi Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT) ile farklı gaz tiplerine kendiliğin-den adapte olma özelliği ile öne çıkıyor. Soft start ile sessiz yanma özelliğine sahip olan; Apple ve Android telefon-lar ile de kumanda edilebilen E.C.A.’nın yeni kombisinde 24 kW, 30 kW, 35 kW

Ezinç Grup, Türkiye’de bir ilke imza attı. Beyaz eşyada uygulanan A-B-C sınıfı gibi etiketleme sisteminin 26 Eylül’den itibaren Avrupa’da güneş enerjisi ürün-lerinde de zorunlu hale gelmesi sebe-biyle, Ezinç daha önce yurtdışı labo-ratuvarlarda yaptırdığı ErP sertifikası etiketleme laboratuvarını, hem zaman-dan, hem maliyetten kazanmak amacıy-la Türkiye’de kurdu.

“Türkiye’de ilk defakendi laboratuvarını kurdu”Bu laboratuvarın Türkiye’de bir ilk ol-duğunu söyleyen Ezinç Grup CEO’su Mahmut Ezinç, Türkiye’de böyle bir la-boratuvar olmadığı için firmaların bu etiketlemeyi yurt dışında yaptırdıklarını söyledi. Ezinç Grup’un da bu ihtiyaçtan hareketle yurt dışından bu alanda uz-man bir laboratuvardan destek alarak Türkiye’de ilk defa kendi laboratuvarını kurduğunu belirten Ezinç, “ErP sertifi-kasyonu olmadan hiçbir firma ihracat yapamaz. Bu etiketleme sistemi Şubat ayından itibaren boyler ve güneş enerji depolarında Türkiye’de de zorunlu ola-cak. Ezinç’in şu an mevcut 33 çeşit boy-

kapasite seçenekleri bulunu-yor. Doğalgaz ve LPG kullanma olanağı, kalorifer devresi için ECO modu ve kullanım suyu temininde tüketici alışkanlıkla-rını kaydeden COMFORT modu gibi kolaylıklar sunuyor. E.C.A. kombilerde, yatayda 7 metreye kadar Ø60/100 konsantrik baca kullanım olanağı bulunuyor. Ge-lişmiş parametre menüsüne sa-hip kombilerde, bu menü ile fan hızını değiştirerek baca boyunu arttırma imkanı yer alıyor.

Emas Makina Sanayi Genel Müdürü Mehmet Özokumuşoğlu, “E.C.A. mar-kamızla 2016’ya güçlü bir giriş yapıyo-ruz. Yeni tam yoğuşmalı premiks kombi-miz Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT) ile farklı gaz tiplerine ve basınçlarına kendiliğinden adapte olma özelliğine sahip. Bu teknolojiyi Türkiye’de ilk yerli üretim olarak hayata geçirmenin guru-

runu yaşıyoruz. Klima pazarı yer alma-dığımız bir pazardı. Duvar, kaset ve VRF olmak üzere bireysel ve ticari soğutma çözümleri ile tüketicinin beklentilerine birebir karşılık vereceğine inandığımız yeni bir ürün gamı hazırladık. 2016 yeni pazar ve yeni ürünlerimizle markamızın başarılarını sürdüreceğimize inanıyo-ruz” dedi.

leri, 12 çeşit güneş enerji deposu olmak üzere 45 çeşit ürünü var. Tüm bu ürün ve sistemlerimiz için harcayacağımız zaman ve emeği düşününce, liderliği-mizin de getirdiği sorumlulukla bizim bu laboratauvarı kurmamız gerektiği sonu-cuna vardık. Bunu sadece kendimiz için değil sektördeki diğer firmalarımız ile birlikte yurtdışında bizimle çalışan dist-ribütörlerimizin de kullanımına açmaya hazırız” dedi.

“Amacımız tüm sektörehizmet vermek”Laboratuvar için Türkiye Akreditasyon Kurumu’na da başvurduklarını ifade eden Ezinç, kendi ürünlerini etiketleme-nin dışında, tüm sektöre de hizmet ver-meyi hedeflediklerini kaydetti. Mahmut Ezinç, “Şu anda bildiğiniz gibi, Avrupa birliğinde ErP (Energy Related Product) yönergesi, enerji etkinliğini iyileştirmeyi ve çevreyi korumayı hedeflemektedir. Dolayısıyla, CE işaretlemesi çerçeve-sinde, ErP, hammaddelerin üretiminden kullanımlarına ve yaşam süreleri sonu-na kadar, yaşam çevrimleri boyunca etkilerini azaltmak üzere enerji tüketen

ürünlere uygulanmaktadır. Şu anda bu konuda da bir öncülük yaparak ErP sertifikasyonu için bir test laboratuvarı kurduk ve burada kendi ürünlerimiz ile birlikte sektöre de hizmet verebilmek-teyiz. Amacımız, kanun çıkmadan tüm ürünlerimizde bu etiketlemeyi başlat-mak ve diğer sektör paydaşlarımıza ör-nek olmak” diye konuştu.

Ezinç Grup CEO’su Mahmut Ezinç

Page 35: TİMDER Dergisi 89.Sayı

32

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

E.C.A., Türkiye’de İlk KezScot Teknolojisi ile Yerli Kombi Üretti

Ezinç, Güneş Enerjisi Alanında ErP Etiketlemesi Yapan Türkiye’nin İlk Laboratuvarını Kurdu

Elginkan Topluluğu çatısı altında 30 yılı aşkın süredir ısıtma sistemleri sektörü-ne hizmet veren E.C.A., Türkiye’nin ilk yerli Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT - Safety COmbustion Technology) özel-liğine sahip tam yoğuşmalı kombi ürün gamını piyasaya sundu.

Elginkan Topluluğu bünyesinde E.C.A. markalı ısı sistemlerini üreten Emas Makina, ilk yerli üretim özelliğini taşıyan SCOT kombi serisinin yanı sıra 2016’da soğutma sektörüne de geniş bir ürün gamıyla giriş yapıyor.

İlk Yerli SCOT TeknolojisiE.C.A.’nın yeni tam yoğuşmalı premiks kombisi Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT) ile farklı gaz tiplerine kendiliğin-den adapte olma özelliği ile öne çıkıyor. Soft start ile sessiz yanma özelliğine sahip olan; Apple ve Android telefon-lar ile de kumanda edilebilen E.C.A.’nın yeni kombisinde 24 kW, 30 kW, 35 kW

Ezinç Grup, Türkiye’de bir ilke imza attı. Beyaz eşyada uygulanan A-B-C sınıfı gibi etiketleme sisteminin 26 Eylül’den itibaren Avrupa’da güneş enerjisi ürün-lerinde de zorunlu hale gelmesi sebe-biyle, Ezinç daha önce yurtdışı labo-ratuvarlarda yaptırdığı ErP sertifikası etiketleme laboratuvarını, hem zaman-dan, hem maliyetten kazanmak amacıy-la Türkiye’de kurdu.

“Türkiye’de ilk defakendi laboratuvarını kurdu”Bu laboratuvarın Türkiye’de bir ilk ol-duğunu söyleyen Ezinç Grup CEO’su Mahmut Ezinç, Türkiye’de böyle bir la-boratuvar olmadığı için firmaların bu etiketlemeyi yurt dışında yaptırdıklarını söyledi. Ezinç Grup’un da bu ihtiyaçtan hareketle yurt dışından bu alanda uz-man bir laboratuvardan destek alarak Türkiye’de ilk defa kendi laboratuvarını kurduğunu belirten Ezinç, “ErP sertifi-kasyonu olmadan hiçbir firma ihracat yapamaz. Bu etiketleme sistemi Şubat ayından itibaren boyler ve güneş enerji depolarında Türkiye’de de zorunlu ola-cak. Ezinç’in şu an mevcut 33 çeşit boy-

kapasite seçenekleri bulunu-yor. Doğalgaz ve LPG kullanma olanağı, kalorifer devresi için ECO modu ve kullanım suyu temininde tüketici alışkanlıkla-rını kaydeden COMFORT modu gibi kolaylıklar sunuyor. E.C.A. kombilerde, yatayda 7 metreye kadar Ø60/100 konsantrik baca kullanım olanağı bulunuyor. Ge-lişmiş parametre menüsüne sa-hip kombilerde, bu menü ile fan hızını değiştirerek baca boyunu arttırma imkanı yer alıyor.

Emas Makina Sanayi Genel Müdürü Mehmet Özokumuşoğlu, “E.C.A. mar-kamızla 2016’ya güçlü bir giriş yapıyo-ruz. Yeni tam yoğuşmalı premiks kombi-miz Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT) ile farklı gaz tiplerine ve basınçlarına kendiliğinden adapte olma özelliğine sahip. Bu teknolojiyi Türkiye’de ilk yerli üretim olarak hayata geçirmenin guru-

runu yaşıyoruz. Klima pazarı yer alma-dığımız bir pazardı. Duvar, kaset ve VRF olmak üzere bireysel ve ticari soğutma çözümleri ile tüketicinin beklentilerine birebir karşılık vereceğine inandığımız yeni bir ürün gamı hazırladık. 2016 yeni pazar ve yeni ürünlerimizle markamızın başarılarını sürdüreceğimize inanıyo-ruz” dedi.

leri, 12 çeşit güneş enerji deposu olmak üzere 45 çeşit ürünü var. Tüm bu ürün ve sistemlerimiz için harcayacağımız zaman ve emeği düşününce, liderliği-mizin de getirdiği sorumlulukla bizim bu laboratauvarı kurmamız gerektiği sonu-cuna vardık. Bunu sadece kendimiz için değil sektördeki diğer firmalarımız ile birlikte yurtdışında bizimle çalışan dist-ribütörlerimizin de kullanımına açmaya hazırız” dedi.

“Amacımız tüm sektörehizmet vermek”Laboratuvar için Türkiye Akreditasyon Kurumu’na da başvurduklarını ifade eden Ezinç, kendi ürünlerini etiketleme-nin dışında, tüm sektöre de hizmet ver-meyi hedeflediklerini kaydetti. Mahmut Ezinç, “Şu anda bildiğiniz gibi, Avrupa birliğinde ErP (Energy Related Product) yönergesi, enerji etkinliğini iyileştirmeyi ve çevreyi korumayı hedeflemektedir. Dolayısıyla, CE işaretlemesi çerçeve-sinde, ErP, hammaddelerin üretiminden kullanımlarına ve yaşam süreleri sonu-na kadar, yaşam çevrimleri boyunca etkilerini azaltmak üzere enerji tüketen

ürünlere uygulanmaktadır. Şu anda bu konuda da bir öncülük yaparak ErP sertifikasyonu için bir test laboratuvarı kurduk ve burada kendi ürünlerimiz ile birlikte sektöre de hizmet verebilmek-teyiz. Amacımız, kanun çıkmadan tüm ürünlerimizde bu etiketlemeyi başlat-mak ve diğer sektör paydaşlarımıza ör-nek olmak” diye konuştu.

Ezinç Grup CEO’su Mahmut Ezinç

Milletimiz, tek bir vücut gibi gösterdiği birlik ve gayret sayesinde başarıya ulaşmıştır.

Page 36: TİMDER Dergisi 89.Sayı
Page 37: TİMDER Dergisi 89.Sayı
Page 38: TİMDER Dergisi 89.Sayı

36

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

İtalyan ISVEAŞimdi de Uşak’ta

İtalyan ISVEA, Türkiye genelindeki 37. satış noktası ile hızlı büyümesini sürdürüyor. Geniş ürün yelpazesi, kalitesi ve farklı fonksiyonel yaklaşımları ile banyoları keyifli bir yaşam alanına dönüştüren ISVEA, uluslararası ödüllere sahip İtalyan tasarım gücünü yansıttığı koleksiyonlarını Uşak’taki ilk satış noktasında tüketicilerle buluşturuyor.

İç Ege Bölgesinde Batı ve Orta Anadolu’yu birbirine bağlayan Uşak ilinin merkezinde yer alan ve 330 metrekarelik showroom ile büyük bir teşhir alanına sahip olan Özbilgin Ticaret’in

açılışına Uşak ili üst düzey protokolü; vali, belediye başkanı, il genel meclis başkan ve üyeleri, belediye meclis üyeleri, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan ve mağaza sahiplerinden Serkan Yaman’ın açılış konuşmalarını yaptığı törenin ardından showroom’da sergilenecek ISVEA markalı banyo mobilyaları ve vitrifiyeler ile gömme rezervuar ürün grupları tüm konuklara tek tek tanıtıldı.

İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut Yapı Sektörünün “En İyi Performans Gösteren CEO”su seçildi

Harvard Business Review tarafından Türkiye’de INSEAD Business School işbirliği ile gerçekleştirilen araştırmada İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut “Yapı Sektörü” kategorisinde “En İyi Performans Gösteren CEO” seçildi. Araştırmada listeye girmeyi başaran yöneticiler, 20 Ocak Çarşamba akşamı, Wyndham Grand Levent’te düzenlenen özel bir gecede açıklandı. Gecenin açılış konuşmasını Koç Sistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu ile Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan yaparken, Principal at Eight Inc.’den Matt Judge da “Performans Dizayn Edilebilir mi?” konulu bir konuşma gerçekleştirdi.

“En İyi Performans Gösteren CEO”lara ödüllerinin verildiği törende İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut adına ödülü, İzocam Mali ve İdari İşlerden Sorumlu

Genel Müdür Yardımcısı Doruk Özcan aldı. İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, yapı sektöründe En İyi Performans Gösteren CEO olmaya layık görülmekten onur duyduğunu belirterek, “50. yılımızda ve onu takip eden yeni yılda kurumumuzu daha ilerilere taşıyan çok sayıda başarıya ard arda kavuştuk. Bu da gösteriyor ki şartlar ne kadar zor olursa olsun İzocam çalışanları yılmadan, büyük bir istikrarla çalışmalarını sürdürüyor. Bu, sadece benim için değil, tüm İzocam ailesi için kıymetli olduğuna inandığım bir ödüldür. Dolayısıyla bu ödülü özveri ve gayretleriyle katkılarını esirgemeyen, her zaman yüksek disiplin ve istikrarlı çalışmalarını sürdüren tüm İzocam çalışanlarına verilmiş bir ödül olarak kabul ediyorum. Başarılarımızın devamının geleceğine olan inancım sonsuzdur” dedi.

İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut

Page 39: TİMDER Dergisi 89.Sayı

36

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

İtalyan ISVEAŞimdi de Uşak’ta

İtalyan ISVEA, Türkiye genelindeki 37. satış noktası ile hızlı büyümesini sürdürüyor. Geniş ürün yelpazesi, kalitesi ve farklı fonksiyonel yaklaşımları ile banyoları keyifli bir yaşam alanına dönüştüren ISVEA, uluslararası ödüllere sahip İtalyan tasarım gücünü yansıttığı koleksiyonlarını Uşak’taki ilk satış noktasında tüketicilerle buluşturuyor.

İç Ege Bölgesinde Batı ve Orta Anadolu’yu birbirine bağlayan Uşak ilinin merkezinde yer alan ve 330 metrekarelik showroom ile büyük bir teşhir alanına sahip olan Özbilgin Ticaret’in

açılışına Uşak ili üst düzey protokolü; vali, belediye başkanı, il genel meclis başkan ve üyeleri, belediye meclis üyeleri, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan ve mağaza sahiplerinden Serkan Yaman’ın açılış konuşmalarını yaptığı törenin ardından showroom’da sergilenecek ISVEA markalı banyo mobilyaları ve vitrifiyeler ile gömme rezervuar ürün grupları tüm konuklara tek tek tanıtıldı.

İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut Yapı Sektörünün “En İyi Performans Gösteren CEO”su seçildi

Harvard Business Review tarafından Türkiye’de INSEAD Business School işbirliği ile gerçekleştirilen araştırmada İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut “Yapı Sektörü” kategorisinde “En İyi Performans Gösteren CEO” seçildi. Araştırmada listeye girmeyi başaran yöneticiler, 20 Ocak Çarşamba akşamı, Wyndham Grand Levent’te düzenlenen özel bir gecede açıklandı. Gecenin açılış konuşmasını Koç Sistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu ile Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan yaparken, Principal at Eight Inc.’den Matt Judge da “Performans Dizayn Edilebilir mi?” konulu bir konuşma gerçekleştirdi.

“En İyi Performans Gösteren CEO”lara ödüllerinin verildiği törende İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut adına ödülü, İzocam Mali ve İdari İşlerden Sorumlu

Genel Müdür Yardımcısı Doruk Özcan aldı. İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, yapı sektöründe En İyi Performans Gösteren CEO olmaya layık görülmekten onur duyduğunu belirterek, “50. yılımızda ve onu takip eden yeni yılda kurumumuzu daha ilerilere taşıyan çok sayıda başarıya ard arda kavuştuk. Bu da gösteriyor ki şartlar ne kadar zor olursa olsun İzocam çalışanları yılmadan, büyük bir istikrarla çalışmalarını sürdürüyor. Bu, sadece benim için değil, tüm İzocam ailesi için kıymetli olduğuna inandığım bir ödüldür. Dolayısıyla bu ödülü özveri ve gayretleriyle katkılarını esirgemeyen, her zaman yüksek disiplin ve istikrarlı çalışmalarını sürdüren tüm İzocam çalışanlarına verilmiş bir ödül olarak kabul ediyorum. Başarılarımızın devamının geleceğine olan inancım sonsuzdur” dedi.

İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut

28. ULUSLARARASI UNICERASERAMİK BANYO MUTFAK FUARINDAYIZ23-27 Şubat 2016

www.franke.com/watersystems

Online davetiye için www.unicera.com.trweb sayfasını ziyaret edebilir veya QR kodunu kullanabilirsiniz.

Standımıza davetlisiniz. Hall 8 / Stand 804

Franke, Paslanmaz Çelik Banyo Sistemlerinde dayanıklı, hijyenik ve anti-vandalist tasarımları ile kamu ve kişisel kul-lanım alanlarına özel çözümler sunar.

Paslanmaz Çelik Banyo Sistemlerinde bir Dünya Lideri

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ws2016ilan23x33.pdf 1 10.02.2016 15:50

Page 40: TİMDER Dergisi 89.Sayı

38

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Kale, Teknolojik Uygulamalarıyla Dijital Mağazacılığı Başlatıyor

Bu yıl hayata geçirdikleri yenilikçi ürün-lerle mekanlara yeni bir soluk getirdik-lerini vurgulayan Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı H. Derya Ercan, “İleri tekno-loji ile ürettiğimiz farklı renk, malzeme, grafik, tarz ve ebatlardaki karolarımızla birlikte; vitrifiye ürün ailesi, banyo mo-bilyaları, armatür ve duş sistemlerine kadar geniş bir ürün grubunu, kullanıcı tercihlerine göre geliştirmeye odaklan-dık. Geleneksel ile moderni incelikle bir-leştiren çizgileriyle estetik ve stil sahibi mekanlar yaratan Çanakkale Seramik, mimari tasarımlara yeni bir bakış açısı kazandırarak mimarların yaratıcılığına hitap eden Kalebodur, bütünsel banyo yaklaşımı ile değişik mekan ve çözüm önerileri sunan Kale, gerçeğinden ayırt edilemeyen doğal taş görünümlü sera-miklerinde İtalyan dokunuşunu yansı-tan prestijli markalarımız Edilcuoghi ve Edilgres’in en yeni ürünleriyle, bu yıl da sektörde fark yaratacağız” dedi.

‘Sanal gerçeklik’ teknolojisiyle ger-çek banyo mekanı deneyimini tüke-ticinin ayağına götürüyoruzKale’nin sektöre sunduğu en önemli yeniliklerden birinin ‘sanal gerçeklik’ uygulaması olduğuna dikkat çeken H. Derya Ercan, “Günümüzde dünya bam-başka bir yöne gidiyor ve her şey dijital uygulamalarla zenginleşiyor. Biz de her

zaman tüketiciyi dinleyen ve onların beklentilerini dikkate alan bir firma ola-rak, bu değişimin sıkı takipçisi ve uy-gulayıcısız. Tüketicinin banyosunu de-ğiştirmek istediğini ama nasıl bir sonuç elde edeceğine dair belirsizliklerle dolu bir süreçten korktuğunu görüyoruz. Bu dijital dönüşümü aslında, müşterilerimi-zin bu süreci daha eğlenceli, daha keyif-li ve banyolarının neye dönüşeceğinden emin olmaları için gerçekleştiriyoruz. 1000 metrekarelik alanı 2 metrekareye sığdırarak mağazalarımızı tüketicinin ayağına götürdüğümüz ‘Oculus’ tekno-lojisiyle, kullanıcının son derece etkili olduğu bir alan yaratıyoruz. Müşterile-

rimize, ‘Bir karar vermeden önce gelin sanal gerçeklik gözlüğünden bakın’ diyoruz çünkü beğendiği ürünleri, ken-di banyosundaki yerleşimiyle, gerçek mekan derinliğinde ve canlılığında gö-rebilen tüketici, ar-tık nasıl bir banyoya sahip olacağından emin oluyor. Tüketi-cinin, gözlüğü taktı-ğında, adeta içinde dolaştığı, mekanların her yerini rahatlıkla görüp inceleyebildiği ‘Oculus’ uygulama-sını, Mart ayı içinde tüm Kale mağazala-

rında kullanıma sunacağız. Kullanıcıya benzersiz bir deneyim sunduğumuz, ‘Kale 360’ ile entegre olan bu uygula-mayla, dijital mağazacılık devrinin kapı-sını aralıyoruz” diye konuştu.

Oculus

Kale 360

H. Derya Ercan

Page 41: TİMDER Dergisi 89.Sayı

38

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Kale, Teknolojik Uygulamalarıyla Dijital Mağazacılığı Başlatıyor

Bu yıl hayata geçirdikleri yenilikçi ürün-lerle mekanlara yeni bir soluk getirdik-lerini vurgulayan Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı H. Derya Ercan, “İleri tekno-loji ile ürettiğimiz farklı renk, malzeme, grafik, tarz ve ebatlardaki karolarımızla birlikte; vitrifiye ürün ailesi, banyo mo-bilyaları, armatür ve duş sistemlerine kadar geniş bir ürün grubunu, kullanıcı tercihlerine göre geliştirmeye odaklan-dık. Geleneksel ile moderni incelikle bir-leştiren çizgileriyle estetik ve stil sahibi mekanlar yaratan Çanakkale Seramik, mimari tasarımlara yeni bir bakış açısı kazandırarak mimarların yaratıcılığına hitap eden Kalebodur, bütünsel banyo yaklaşımı ile değişik mekan ve çözüm önerileri sunan Kale, gerçeğinden ayırt edilemeyen doğal taş görünümlü sera-miklerinde İtalyan dokunuşunu yansı-tan prestijli markalarımız Edilcuoghi ve Edilgres’in en yeni ürünleriyle, bu yıl da sektörde fark yaratacağız” dedi.

‘Sanal gerçeklik’ teknolojisiyle ger-çek banyo mekanı deneyimini tüke-ticinin ayağına götürüyoruzKale’nin sektöre sunduğu en önemli yeniliklerden birinin ‘sanal gerçeklik’ uygulaması olduğuna dikkat çeken H. Derya Ercan, “Günümüzde dünya bam-başka bir yöne gidiyor ve her şey dijital uygulamalarla zenginleşiyor. Biz de her

zaman tüketiciyi dinleyen ve onların beklentilerini dikkate alan bir firma ola-rak, bu değişimin sıkı takipçisi ve uy-gulayıcısız. Tüketicinin banyosunu de-ğiştirmek istediğini ama nasıl bir sonuç elde edeceğine dair belirsizliklerle dolu bir süreçten korktuğunu görüyoruz. Bu dijital dönüşümü aslında, müşterilerimi-zin bu süreci daha eğlenceli, daha keyif-li ve banyolarının neye dönüşeceğinden emin olmaları için gerçekleştiriyoruz. 1000 metrekarelik alanı 2 metrekareye sığdırarak mağazalarımızı tüketicinin ayağına götürdüğümüz ‘Oculus’ tekno-lojisiyle, kullanıcının son derece etkili olduğu bir alan yaratıyoruz. Müşterile-

rimize, ‘Bir karar vermeden önce gelin sanal gerçeklik gözlüğünden bakın’ diyoruz çünkü beğendiği ürünleri, ken-di banyosundaki yerleşimiyle, gerçek mekan derinliğinde ve canlılığında gö-rebilen tüketici, ar-tık nasıl bir banyoya sahip olacağından emin oluyor. Tüketi-cinin, gözlüğü taktı-ğında, adeta içinde dolaştığı, mekanların her yerini rahatlıkla görüp inceleyebildiği ‘Oculus’ uygulama-sını, Mart ayı içinde tüm Kale mağazala-

rında kullanıma sunacağız. Kullanıcıya benzersiz bir deneyim sunduğumuz, ‘Kale 360’ ile entegre olan bu uygula-mayla, dijital mağazacılık devrinin kapı-sını aralıyoruz” diye konuştu.

Oculus

Kale 360

H. Derya Ercan

Page 42: TİMDER Dergisi 89.Sayı

40

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

GameChangers Türkiye’den Kalekim’in ‘Garantili Usta Sistemi’ne Ödül

Türkiye’nin en yenilikçi ve fark yara-tan şirketlerinin seçildiği ‘GameChan-gers (Oyunu Değiştirenler) Türkiye Ödülleri’nde, ‘Garantili Usta Sistemi’ ile finale kalan Kalekim, ‘Etki’ kategorisin-de birinci oldu. Dünyada bir ilke imza atarak hayata geçirdiği ‘Garantili Usta Sistemi’ ile tüketici ve ustalar için yep-yeni bir dönem başlatan Kalekim’in pro-jesi, iki aşamalı değerlendirmeden geç-ti. İlk etapta jürinin kararıyla finale kalan Kalekim, halk oylamasıyla ödül almaya hak kazandı.

Hem bireysel hem de finansal anlamda olumlu etki yaratan ve bu etkiyi sürdürü-lebilir kılan projelerin seçildiği ‘GameC-hangers Türkiye’nin ‘Etki’ kategorisinde ödül alan Garantili Usta Sistemi ‘doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygula-ma’ prensibiyle hayata geçirildi. Usta-larla müşterilerini ortak bir platformda buluşturan Garantili Usta Sistemi, hiz-metin her aşamasında mükemmel bir müşteri deneyimini hedefliyor.

‘Garantili Usta Sistemi’ nasıl çalışıyor?Kalekim’in düzenlediği kurslardan me-zun olan ustaların, Kalekim ürünlerini kullanarak yaptıkları çalışmalar; 2 yıl uy-gulama, 10 yıl ürün garantisi ile güvence altına alınıyor.

4 adımda garantili hizmetTüketicilerin hayatını büyük ölçüde ko-laylaştıran sistemin odağında müşteri memnuniyeti var.1) Müşteri, internetten veya Çağrı Merkezi’nden sisteme kolayca ulaşıyorMüşteri, 0850 222 8782 numaralı Çağrı Merkezi’nden veya www.garantiliusta.com’dan, ihtiyaç duyduğu konuyu ak-tarıyor ve uygulama yapılacak mekan hakkında bilgi veriyor. 2) Sistem, 3 sertifikalı ustayı öneriyor.Müşterinin adresine en yakın, iş duru-mu müsait olan ve en yüksek müşteri memnuniyeti puanına sahip 3 Garantili Usta, sistem tarafından otomatik olarak öneriliyor. 3) Önerilen 3 usta ücretsiz keşif için

müşteriyi 24 saat içinde arıyor. Müşte-ri SMS ve e-posta aracılığıyla iletişim sağladıktan sonra ustalarımız 24 saat içinde müşteriyi arıyor ve müşterinin uy-gun olduğu günde ücretsiz keşfe gidip, Kalekim’in ‘doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygulama’sını sunuyor. 4) Müşteri en uygun ustayı seçip garan-tili uygulamayı başlatıyor.

Tüm teklifler içinden müşteri en uy-gun ustamızı seçerek garantili seramik uygulamasını yaptırabiliyor. Garanti Sözleşmesi, usta ve müşteri tarafından imzalanarak Kalekim’e gönderildikten sonra seramik uygulamasına başlanıyor.

Page 43: TİMDER Dergisi 89.Sayı

40

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

GameChangers Türkiye’den Kalekim’in ‘Garantili Usta Sistemi’ne Ödül

Türkiye’nin en yenilikçi ve fark yara-tan şirketlerinin seçildiği ‘GameChan-gers (Oyunu Değiştirenler) Türkiye Ödülleri’nde, ‘Garantili Usta Sistemi’ ile finale kalan Kalekim, ‘Etki’ kategorisin-de birinci oldu. Dünyada bir ilke imza atarak hayata geçirdiği ‘Garantili Usta Sistemi’ ile tüketici ve ustalar için yep-yeni bir dönem başlatan Kalekim’in pro-jesi, iki aşamalı değerlendirmeden geç-ti. İlk etapta jürinin kararıyla finale kalan Kalekim, halk oylamasıyla ödül almaya hak kazandı.

Hem bireysel hem de finansal anlamda olumlu etki yaratan ve bu etkiyi sürdürü-lebilir kılan projelerin seçildiği ‘GameC-hangers Türkiye’nin ‘Etki’ kategorisinde ödül alan Garantili Usta Sistemi ‘doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygula-ma’ prensibiyle hayata geçirildi. Usta-larla müşterilerini ortak bir platformda buluşturan Garantili Usta Sistemi, hiz-metin her aşamasında mükemmel bir müşteri deneyimini hedefliyor.

‘Garantili Usta Sistemi’ nasıl çalışıyor?Kalekim’in düzenlediği kurslardan me-zun olan ustaların, Kalekim ürünlerini kullanarak yaptıkları çalışmalar; 2 yıl uy-gulama, 10 yıl ürün garantisi ile güvence altına alınıyor.

4 adımda garantili hizmetTüketicilerin hayatını büyük ölçüde ko-laylaştıran sistemin odağında müşteri memnuniyeti var.1) Müşteri, internetten veya Çağrı Merkezi’nden sisteme kolayca ulaşıyorMüşteri, 0850 222 8782 numaralı Çağrı Merkezi’nden veya www.garantiliusta.com’dan, ihtiyaç duyduğu konuyu ak-tarıyor ve uygulama yapılacak mekan hakkında bilgi veriyor. 2) Sistem, 3 sertifikalı ustayı öneriyor.Müşterinin adresine en yakın, iş duru-mu müsait olan ve en yüksek müşteri memnuniyeti puanına sahip 3 Garantili Usta, sistem tarafından otomatik olarak öneriliyor. 3) Önerilen 3 usta ücretsiz keşif için

müşteriyi 24 saat içinde arıyor. Müşte-ri SMS ve e-posta aracılığıyla iletişim sağladıktan sonra ustalarımız 24 saat içinde müşteriyi arıyor ve müşterinin uy-gun olduğu günde ücretsiz keşfe gidip, Kalekim’in ‘doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygulama’sını sunuyor. 4) Müşteri en uygun ustayı seçip garan-tili uygulamayı başlatıyor.

Tüm teklifler içinden müşteri en uy-gun ustamızı seçerek garantili seramik uygulamasını yaptırabiliyor. Garanti Sözleşmesi, usta ve müşteri tarafından imzalanarak Kalekim’e gönderildikten sonra seramik uygulamasına başlanıyor.

“Değişen tasarımlar, değişmeyen kalite”

Merkez / Head Ofce:

Güzelyurt Mah. Yıldırım Beyazıt Cad. Mor Menekşe Sitesi A1 Blok D:5 Esenyurt / İstanbul

+90 (212) 854 10 42 (pbx)

+90 (212) 854 10 45

Fabrika / Factory:

Etili Köyü 17420 Çan / Çanakkale

+90 (286) 423 26 00 (pbx)

+90 (286) 423 26 06

www.peraseramik.com

[email protected]

Page 44: TİMDER Dergisi 89.Sayı

42

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

KYK, MEB İşbirliği ile Gerçekleştirdiği Eğitimlerde 1000’inci Ustaya Ulaştı

KYK Yapı Kimyasalları, uzun yıllardır yürüttüğü sosyal sorumluluk proje-si olan Usta Eğitimleri’nde büyük bir başarıya ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği sonucunda gerçekleştirilen eğitimlerde bugüne kadar toplamda bin oniki ustaya sertifika verildi.

KYK Yapı Kimyasalları, Milli Eğitim Mü-dürlüğü ve Baksan Mesleki Eğitim Mer-kezi ile ortaklaşa düzenlenen eğitimler sonucunda başarılı olan ustalara, ulusal ve uluslar arası geçerliliği olan seramik uygulama ve dış/iç cephe kaplama ve yalıtım yeterlilik belgesi veriyor.

Bu kapsamda gerçekleştirilen “Sera-mik Uygulama MEB Onaylı Sertifika Programına” Aksaray, Hatay, Konya, Şanlıurfa, Adana, Gaziantep, Kastamo-nu, Karabük, Kocaeli, Niğde, İstanbul, Tekirdağ, İzmir, Samsun, Antalya ve Kütahya’dan gelen 38 ustanın eğitim-lerini tamamladı.

Eğitimler sonucunda sertifika almaya hak kazanan 1000’inci usta olan Rez-zan Akcan’a günün anısına hediye ve-rildi.

Katma Değer Yarattığınızı Unut-mayınSertifika töreninde bir konuşma yapan Prof. Dr. Fevzi Sürmeli, eğitimin önemi-ne dikkat çekti. Prof. Dr. Sürmeli, “El bir yere kadar gidiyor, iki metreye ulaşma-sı için ikinci el gerekiyor. İşte siz bizim

ikinci biz sizin ikinci eliniziz. Bu ülkeye katma değer ya-rattığınızı hiç unutmayın. Hepinizin tabir ettiği bir ifade var, ‘Allah razı olsun’, sizden de Allah razı olsun. Karşılıklı bu güveni birbiri-mize her zaman duyacağız. Sertifikalı ustamız bin oniki oldu. Gelecek yılda da he-yecanla devam edeceğiz. Bir yerde karşılaştığımızda ‘Biz sizin eğitimlerinize ka-tılmıştık, hocam’ derseniz bu bizim için en büyük mut-luluk. Onun için ihmal etme-yin” dedi.

Su Yalıtımı Konusunda Açık VarSertifika töreninde konuşan KYK Yapı Kimyasal-ları Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arda Sürmeli ise ustalara önerilerde bulundu. Dr. Sürmeli “Artık binalarda su yalıtımı çok çok önemli. Banyo, tu-valet, teras gibi ıslak mekânlarda su yalıtımı çok çok önemli. Su yalıtımını Türkiye daha yeni yeni tanıyor. Su yalıtımı konusunda çok büyük bir açık var Türkiye’de. Erken kalkan yol alır. Biz yurtdı-şındaki fuarlara gidiyoruz. Her sene 3-4 fuara gidiyoruz. Tecrübelerimiz o yönde. Buraya gelen ustalarımızla da paylaşıyoruz” diye konuştu.

KYK Yapı Kimyasalları Eğitim Merkezi Sorum-lusu Yıldırım Ertürkan ise 1000’inci ustanın ka-yıt ve alfabetik sıraya göre belirlendiğin belirtti. Törende ayrıca eğitimlere katılan eğitmenlere teşekkür belgesi verildi.

Ali Ulaş ve Fevzi Sürmeli

Page 45: TİMDER Dergisi 89.Sayı

42

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

KYK, MEB İşbirliği ile Gerçekleştirdiği Eğitimlerde 1000’inci Ustaya Ulaştı

KYK Yapı Kimyasalları, uzun yıllardır yürüttüğü sosyal sorumluluk proje-si olan Usta Eğitimleri’nde büyük bir başarıya ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği sonucunda gerçekleştirilen eğitimlerde bugüne kadar toplamda bin oniki ustaya sertifika verildi.

KYK Yapı Kimyasalları, Milli Eğitim Mü-dürlüğü ve Baksan Mesleki Eğitim Mer-kezi ile ortaklaşa düzenlenen eğitimler sonucunda başarılı olan ustalara, ulusal ve uluslar arası geçerliliği olan seramik uygulama ve dış/iç cephe kaplama ve yalıtım yeterlilik belgesi veriyor.

Bu kapsamda gerçekleştirilen “Sera-mik Uygulama MEB Onaylı Sertifika Programına” Aksaray, Hatay, Konya, Şanlıurfa, Adana, Gaziantep, Kastamo-nu, Karabük, Kocaeli, Niğde, İstanbul, Tekirdağ, İzmir, Samsun, Antalya ve Kütahya’dan gelen 38 ustanın eğitim-lerini tamamladı.

Eğitimler sonucunda sertifika almaya hak kazanan 1000’inci usta olan Rez-zan Akcan’a günün anısına hediye ve-rildi.

Katma Değer Yarattığınızı Unut-mayınSertifika töreninde bir konuşma yapan Prof. Dr. Fevzi Sürmeli, eğitimin önemi-ne dikkat çekti. Prof. Dr. Sürmeli, “El bir yere kadar gidiyor, iki metreye ulaşma-sı için ikinci el gerekiyor. İşte siz bizim

ikinci biz sizin ikinci eliniziz. Bu ülkeye katma değer ya-rattığınızı hiç unutmayın. Hepinizin tabir ettiği bir ifade var, ‘Allah razı olsun’, sizden de Allah razı olsun. Karşılıklı bu güveni birbiri-mize her zaman duyacağız. Sertifikalı ustamız bin oniki oldu. Gelecek yılda da he-yecanla devam edeceğiz. Bir yerde karşılaştığımızda ‘Biz sizin eğitimlerinize ka-tılmıştık, hocam’ derseniz bu bizim için en büyük mut-luluk. Onun için ihmal etme-yin” dedi.

Su Yalıtımı Konusunda Açık VarSertifika töreninde konuşan KYK Yapı Kimyasal-ları Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arda Sürmeli ise ustalara önerilerde bulundu. Dr. Sürmeli “Artık binalarda su yalıtımı çok çok önemli. Banyo, tu-valet, teras gibi ıslak mekânlarda su yalıtımı çok çok önemli. Su yalıtımını Türkiye daha yeni yeni tanıyor. Su yalıtımı konusunda çok büyük bir açık var Türkiye’de. Erken kalkan yol alır. Biz yurtdı-şındaki fuarlara gidiyoruz. Her sene 3-4 fuara gidiyoruz. Tecrübelerimiz o yönde. Buraya gelen ustalarımızla da paylaşıyoruz” diye konuştu.

KYK Yapı Kimyasalları Eğitim Merkezi Sorum-lusu Yıldırım Ertürkan ise 1000’inci ustanın ka-yıt ve alfabetik sıraya göre belirlendiğin belirtti. Törende ayrıca eğitimlere katılan eğitmenlere teşekkür belgesi verildi.

Ali Ulaş ve Fevzi Sürmeli

Page 46: TİMDER Dergisi 89.Sayı

44

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

NG Kütahya Seramik ve KYK Satış Ekipleri Antalya’da Buluştu

NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları ta-rafından düzenlenen ‘’6.Bi-zim Ekip Toplantısı’’ Antalya Titanic Otel’de 28-31 Ocak tarihlerinde 650 kişinin katı-lımı ile gerçekleşti.

NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları iş ortaklarının çalışanlarını bir araya getiren büyük buluş-ma 29 Ocak Cuma sabahı NG Kütahya Seramik Yö-netim Kurulu Başkanı Erkan Güral ve KYK Yapı Kimya-salları Yönetim Kurulu Baş-kanı Onur Sürmeli’nin katıl-dığı toplantı ile başladı.

Eğitimler, Aktiviteler,Eğlence ve Ödül Töreni…Bizim Ekip toplantısı süre-since gerçekleşen NG Kü-tahya Seramik teknik sera-mik, dış cephe, KYK Yapı Kimyasalları ürün eğitimleri ve yeni seramik lansman-larının yapıldığı showroom gezisinde katılımcılar sektö-rel yenilikler ve uygulamalar hakkında bilgiler edindi.

Bu sene altıncısı düzenlenen Bizim Ekip Toplantısı’nda tavla, bowling ve futbol tur-nuvaları çekişmeli ve heye-can dolu anlara sahne oldu. Katılımcılar takım ruhu ile yarışarak dostça mücadele ettiler.

Programın son günü gerçekleşen gala gecesinde; turnuva şampiyonları, NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları 2015 yılı başarı ödülleri sahiplerini buldu.

Gecenin sonunda konuklar, Bülent Serttaş’ın muhteşem sahne performansı eşliğinde gönüllerince eğlendiler.

Page 47: TİMDER Dergisi 89.Sayı

44

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

NG Kütahya Seramik ve KYK Satış Ekipleri Antalya’da Buluştu

NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları ta-rafından düzenlenen ‘’6.Bi-zim Ekip Toplantısı’’ Antalya Titanic Otel’de 28-31 Ocak tarihlerinde 650 kişinin katı-lımı ile gerçekleşti.

NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları iş ortaklarının çalışanlarını bir araya getiren büyük buluş-ma 29 Ocak Cuma sabahı NG Kütahya Seramik Yö-netim Kurulu Başkanı Erkan Güral ve KYK Yapı Kimya-salları Yönetim Kurulu Baş-kanı Onur Sürmeli’nin katıl-dığı toplantı ile başladı.

Eğitimler, Aktiviteler,Eğlence ve Ödül Töreni…Bizim Ekip toplantısı süre-since gerçekleşen NG Kü-tahya Seramik teknik sera-mik, dış cephe, KYK Yapı Kimyasalları ürün eğitimleri ve yeni seramik lansman-larının yapıldığı showroom gezisinde katılımcılar sektö-rel yenilikler ve uygulamalar hakkında bilgiler edindi.

Bu sene altıncısı düzenlenen Bizim Ekip Toplantısı’nda tavla, bowling ve futbol tur-nuvaları çekişmeli ve heye-can dolu anlara sahne oldu. Katılımcılar takım ruhu ile yarışarak dostça mücadele ettiler.

Programın son günü gerçekleşen gala gecesinde; turnuva şampiyonları, NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları 2015 yılı başarı ödülleri sahiplerini buldu.

Gecenin sonunda konuklar, Bülent Serttaş’ın muhteşem sahne performansı eşliğinde gönüllerince eğlendiler.

Page 48: TİMDER Dergisi 89.Sayı

46

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

VitrA,Good Design 2015 Ödülünün Sahibi Oldu

Yenilikçi trendleri ve özgün çizgileri se-ramiklere yansıtan VitrA’nın tasarımdaki yetkinliği,  dünyanın saygın tasarım ya-rışmaları arasında yer alan “Good De-sign” tarafından bir kez daha onaylandı. VitrA; Terra Nova, Fango Mix, Deja Vu, Versus seramik serileri ve Memoria Black banyo serisiyle, “Good Design 2015” ödülünü almaya hak kazandı.

Temel yapı malzemelerinin, modern ve doğal renk paletiyle bir araya getirildiği porselen karo serisi Fango Mix, çağdaş binaların yaratılmasına yardımcı oluyor. Farklı boyutlarda sunulan koyu gri, be-yaz ve Noce renklerine sahip seri, dış ve iç mekânlarda kullanılabiliyor.

El yapımı cotto görünümlü seramik se-risi Terra Nova; vanilya, taba, siyah ve mokadan oluşan dört renk seçeneği ve büyük ebatlarıyla dikkat çekiyor. Doğal fonlara entegre edilmiş “patchwork” de-korlarıyla ise farkını ortaya koyuyor.

Damask ve geometrik desenlerin günü-müzün teknolojileriyle yeniden yorum-landığı Deja Vu seramik serisi, doğal taş efektli fonla kullanılabiliyor. Altın baskılı dekor ve bordürleriyle, rafine ve şık bir alternatif sunuyor.

Silver Fantasy mermerini doğala en ya-kın tonlarıyla mekânlara yansıtan karo serisi Versus, döşendiği her ortamda minimal ve modern bir algı yaratıyor. Duvar karolarının yanı sıra porselen ka-rolara da sahip seri zıtlıklardan besleni-yor, büyük ebatlarıyla mekânlara ferah-lık katıyor.

Memoria Black; değişik renkleri, parlak ve mat sır seçenekleriyle, ban-yosunda farklı bir stil arayanlara hitap ediyor. Seride bulunan ince ke-narlı, dikdörtgen, oval ve yuvarlak formdaki lava-bolar, mobilyalarla mü-kemmel bir uyum yaka-lıyor. Farklı ürünlerin bir araya getirilmesiyle olu-şan ve mekana zaman-sızlık algısı katan Me-moria Black tasarımları, doğal, estetik ve şık bir banyo isteyenlere hitap ediyor. Siyahın cazibe-siyle ahşabın sıcaklığını harmanlayan seri, keskin hatlarıyla dikkat çekiyor.

Page 49: TİMDER Dergisi 89.Sayı

46

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

VitrA,Good Design 2015 Ödülünün Sahibi Oldu

Yenilikçi trendleri ve özgün çizgileri se-ramiklere yansıtan VitrA’nın tasarımdaki yetkinliği,  dünyanın saygın tasarım ya-rışmaları arasında yer alan “Good De-sign” tarafından bir kez daha onaylandı. VitrA; Terra Nova, Fango Mix, Deja Vu, Versus seramik serileri ve Memoria Black banyo serisiyle, “Good Design 2015” ödülünü almaya hak kazandı.

Temel yapı malzemelerinin, modern ve doğal renk paletiyle bir araya getirildiği porselen karo serisi Fango Mix, çağdaş binaların yaratılmasına yardımcı oluyor. Farklı boyutlarda sunulan koyu gri, be-yaz ve Noce renklerine sahip seri, dış ve iç mekânlarda kullanılabiliyor.

El yapımı cotto görünümlü seramik se-risi Terra Nova; vanilya, taba, siyah ve mokadan oluşan dört renk seçeneği ve büyük ebatlarıyla dikkat çekiyor. Doğal fonlara entegre edilmiş “patchwork” de-korlarıyla ise farkını ortaya koyuyor.

Damask ve geometrik desenlerin günü-müzün teknolojileriyle yeniden yorum-landığı Deja Vu seramik serisi, doğal taş efektli fonla kullanılabiliyor. Altın baskılı dekor ve bordürleriyle, rafine ve şık bir alternatif sunuyor.

Silver Fantasy mermerini doğala en ya-kın tonlarıyla mekânlara yansıtan karo serisi Versus, döşendiği her ortamda minimal ve modern bir algı yaratıyor. Duvar karolarının yanı sıra porselen ka-rolara da sahip seri zıtlıklardan besleni-yor, büyük ebatlarıyla mekânlara ferah-lık katıyor.

Memoria Black; değişik renkleri, parlak ve mat sır seçenekleriyle, ban-yosunda farklı bir stil arayanlara hitap ediyor. Seride bulunan ince ke-narlı, dikdörtgen, oval ve yuvarlak formdaki lava-bolar, mobilyalarla mü-kemmel bir uyum yaka-lıyor. Farklı ürünlerin bir araya getirilmesiyle olu-şan ve mekana zaman-sızlık algısı katan Me-moria Black tasarımları, doğal, estetik ve şık bir banyo isteyenlere hitap ediyor. Siyahın cazibe-siyle ahşabın sıcaklığını harmanlayan seri, keskin hatlarıyla dikkat çekiyor.

srcyapi.com

Fabrika MerkezFactory CenterAkpınar San. 1. Merkez Mah. Belde Sk No: 23Hadımköy / ARNAVUTKÖY/ İSTANBUL/ TÜRKİYETel : +90 212 444 12 04Fax : +90 212 780 11 35 Salon/Hall: 7 Stand/No: 737-738

Page 50: TİMDER Dergisi 89.Sayı

48

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Türk Ytong Ekibi:Birlikte Güçlüyüz

Türk Ytong, Yetkili Satıcıları ile KKTC’de düzenlenen 45. Ytong Yetkili Satıcılar Toplantısı’nda bir araya geldi. “1’likte Güçlüyüz” sloganıyla gerçekleştirilen toplantıda Türk Ytong Yetkili Satıcıları ve Ytong Satış Ekibi yeni yıla güzel ve enerjik bir başlangıç yaptı.

Türk Ytong Yönetim Kurulu Üyeleri ve Yöneticileri, Yetkili Satıcıları ve tüm satış ekibinin katıldığı 45. Ytong Yetkili Satıcı-lar Toplantısı’nda 2015 yılı değerlendir-mesinin yanı sıra Türk Ytong’un 2016 yılı hedefleri paylaşıldı.

Liderlik bayrağı, ikinci 50 yılda da Ytong’un elinde olacak

Açılış konuşmasını yapan Yönetim Ku-rulu Başkanı Fethi Hinginar, 52 yıllık köklü kültürü ile liderlik bayrağını el-den bırakmadan yürümüş olan Türk Ytong’un, ikinci 50 yıl stratejisi çerçe-vesinde geleceğe aynı emin adımlarla ilerlediğini ifade etti. Hinginar, “2015 yılında Türkiye’de bütün olumsuz ge-lişmelere, belirsizliklere rağmen hedef-lerimizi adım adım gerçekleştirdik. İki seçim yaşayan, bölgedeki tüm istikrar-sızlık ve tehlikelerle mücadele etmek zorunda kalan, büyüme oranı azalan ül-kemizde, 2015 yılında da tüm yılların en yüksek üretim ve satış rakamına ulaştık. Dünyanın ilk Yeşil Ytong tesisinin yatırı-mını tamamladık.” dedi.

Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından 2015 yılının kısa bir değerlen-dirmesini yapan ve 2016 için beklentile-rini paylaşan Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, “Türkiye ekonomisi 2015 yılında beklentilerin altında bir büyüme kaydetti. İnşaat sektöründe de bir belir-sizlik ve yavaşlama yaşandı. Buna kar-

şın Türk Ytong olarak ciromuzu artırarak 2015 yılı için koyduğumuz hedeflerin üze-rinde bir büyümeye imza attık. 2016 ve sonrası; Kentsel Dönüşüm ve Enerji Verimliği gibi politikalarla desteklenen daha istikrarlı ve büyüyen bir pazara işaret ediyor” dedi.

Ytong 2016 yılı satış hedefleri için bir değerlendirme yapan Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak yeni ürünler ve gelişmeler hakkında da bilgi verdi. Toplantının ardın-dan sahne alan ASPAVA ekibi, eğlenceli performansları ile izleyenlere zevkli dakikalar yaşattı. Akşam düzenlenen gala yemeğinde Ytong ile uzun yıllar işbirliği yapan Yetkili Satıcılara Kıdem plaketleri verilirken, 2015 yılının başarılı Yetkili Satıcıları da kupalarını aldılar.

Page 51: TİMDER Dergisi 89.Sayı

48

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Türk Ytong Ekibi:Birlikte Güçlüyüz

Türk Ytong, Yetkili Satıcıları ile KKTC’de düzenlenen 45. Ytong Yetkili Satıcılar Toplantısı’nda bir araya geldi. “1’likte Güçlüyüz” sloganıyla gerçekleştirilen toplantıda Türk Ytong Yetkili Satıcıları ve Ytong Satış Ekibi yeni yıla güzel ve enerjik bir başlangıç yaptı.

Türk Ytong Yönetim Kurulu Üyeleri ve Yöneticileri, Yetkili Satıcıları ve tüm satış ekibinin katıldığı 45. Ytong Yetkili Satıcı-lar Toplantısı’nda 2015 yılı değerlendir-mesinin yanı sıra Türk Ytong’un 2016 yılı hedefleri paylaşıldı.

Liderlik bayrağı, ikinci 50 yılda da Ytong’un elinde olacak

Açılış konuşmasını yapan Yönetim Ku-rulu Başkanı Fethi Hinginar, 52 yıllık köklü kültürü ile liderlik bayrağını el-den bırakmadan yürümüş olan Türk Ytong’un, ikinci 50 yıl stratejisi çerçe-vesinde geleceğe aynı emin adımlarla ilerlediğini ifade etti. Hinginar, “2015 yılında Türkiye’de bütün olumsuz ge-lişmelere, belirsizliklere rağmen hedef-lerimizi adım adım gerçekleştirdik. İki seçim yaşayan, bölgedeki tüm istikrar-sızlık ve tehlikelerle mücadele etmek zorunda kalan, büyüme oranı azalan ül-kemizde, 2015 yılında da tüm yılların en yüksek üretim ve satış rakamına ulaştık. Dünyanın ilk Yeşil Ytong tesisinin yatırı-mını tamamladık.” dedi.

Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından 2015 yılının kısa bir değerlen-dirmesini yapan ve 2016 için beklentile-rini paylaşan Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, “Türkiye ekonomisi 2015 yılında beklentilerin altında bir büyüme kaydetti. İnşaat sektöründe de bir belir-sizlik ve yavaşlama yaşandı. Buna kar-

şın Türk Ytong olarak ciromuzu artırarak 2015 yılı için koyduğumuz hedeflerin üze-rinde bir büyümeye imza attık. 2016 ve sonrası; Kentsel Dönüşüm ve Enerji Verimliği gibi politikalarla desteklenen daha istikrarlı ve büyüyen bir pazara işaret ediyor” dedi.

Ytong 2016 yılı satış hedefleri için bir değerlendirme yapan Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak yeni ürünler ve gelişmeler hakkında da bilgi verdi. Toplantının ardın-dan sahne alan ASPAVA ekibi, eğlenceli performansları ile izleyenlere zevkli dakikalar yaşattı. Akşam düzenlenen gala yemeğinde Ytong ile uzun yıllar işbirliği yapan Yetkili Satıcılara Kıdem plaketleri verilirken, 2015 yılının başarılı Yetkili Satıcıları da kupalarını aldılar.

Page 52: TİMDER Dergisi 89.Sayı

50

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Yurtbay Seramik Bayi Toplantısı Antalya’da Gerçekleşti

“Birlikten Biz Doğar” konseptiyle ger-çekleştirilen toplantıda, Yurtbay ba-yilerini üç günlük verimli bir program karşıladı. Toplantının açılış konuşmasını Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Baş-kan Yardımcısı İlter Yurtbay yaptı. Top-lantıya konuk konuşmacı olarak Pazar-lama ve Satış Okulum Kurucusu Sinan Ergin ve CNNTürk Ekonomi Müdürü Emin Çapa katıldı.

Yurtbay Seramik, her yıl geleneksel olarak düzenlediği bayi toplantısının üçüncüsünü 17-20 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirdi. Bu yıl Yurtbay Seramik’in 20. yılı kutlamaları çerçe-vesinde Voyage Belek Hotel’de düzen-lenen bayi toplantısına yurtiçinden ve yurtdışından bayiler katılım sağladı.

Yurtbay Seramik’in 2015 yılı iş sonuç-larının ve 20 yıllık geçmişin değerlen-dirildiği, 2016 hedeflerinin anlatıldığı toplantının açılışını Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlter Yurtbay gerçekleştirdi. Değişim, sür-dürülebilir büyüme, rekabet ve müşteri odaklılık konularına değinen Yurtbay’ın açılış konuşmasının ardından Yö-netim Kurulu Üyesi Mustafa Girgin, “Yurtbay’ın Geçmişi Bugünü ve Sera-miğin Geleceği” başlıklı konuşmasında; dördüncü fabrika yatırımının tamam-lanmak üzere olduğundan, bu sayede yaşanacak kapasite artışından, büyük ebat seramik üretimine geçileceğinden söz etti. Fabrikaya ilişkin beklentilerinin oldukça yüksek olduğuna dikkat çekti.

İkinci Fabrika Üretim Müdürü Cengiz Alan Türk Seramik Sektörü’nü değer-

lendirdi, teknolojik gelişmelere, çevre bilinci ve kalitenin önemine değindi, bu çerçevede alınacak yeni belgeleri açık-ladı. Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı ise YYK tara-fındaki yeniliklere ve usta kulübü çalış-malarına yönelik bilgiler verdi.

Satış Müdür Yardımcısı Serdar Başaran ise 2016 yılı iç satış ciro, metrekare ve bayi hedeflerini açıkladı.

Toplantıda 3. Zeki Yurtbay Tasarım ya-rışması ödül töreni gerçekleştirildi. Do-kuz eser sahibine sertifikaları ve ödülleri takdim edildi.

Sinan Ergin ve Emin Çapa’nın konuş-macı olarak katılım sağladığı toplantıda Türkiye ve bölgeler ciro sıralamasında ilk üçe giren bayilere plaketleri takdim edildi. Yurtbay Seramik Pazarlama A.Ş. Satış Müdürü Kemal Saygı’nın kapanış ve teşekkür konuşması ile toplantı son buldu. Gala yemeğinde ise Bülent Sert-taş sahne aldı.

Emin Çapa

Türkiye Ciro Birincisi

3. Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması Ödül Sahipleri

Page 53: TİMDER Dergisi 89.Sayı

50

Hab

erle

rTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Yurtbay Seramik Bayi Toplantısı Antalya’da Gerçekleşti

“Birlikten Biz Doğar” konseptiyle ger-çekleştirilen toplantıda, Yurtbay ba-yilerini üç günlük verimli bir program karşıladı. Toplantının açılış konuşmasını Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Baş-kan Yardımcısı İlter Yurtbay yaptı. Top-lantıya konuk konuşmacı olarak Pazar-lama ve Satış Okulum Kurucusu Sinan Ergin ve CNNTürk Ekonomi Müdürü Emin Çapa katıldı.

Yurtbay Seramik, her yıl geleneksel olarak düzenlediği bayi toplantısının üçüncüsünü 17-20 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirdi. Bu yıl Yurtbay Seramik’in 20. yılı kutlamaları çerçe-vesinde Voyage Belek Hotel’de düzen-lenen bayi toplantısına yurtiçinden ve yurtdışından bayiler katılım sağladı.

Yurtbay Seramik’in 2015 yılı iş sonuç-larının ve 20 yıllık geçmişin değerlen-dirildiği, 2016 hedeflerinin anlatıldığı toplantının açılışını Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlter Yurtbay gerçekleştirdi. Değişim, sür-dürülebilir büyüme, rekabet ve müşteri odaklılık konularına değinen Yurtbay’ın açılış konuşmasının ardından Yö-netim Kurulu Üyesi Mustafa Girgin, “Yurtbay’ın Geçmişi Bugünü ve Sera-miğin Geleceği” başlıklı konuşmasında; dördüncü fabrika yatırımının tamam-lanmak üzere olduğundan, bu sayede yaşanacak kapasite artışından, büyük ebat seramik üretimine geçileceğinden söz etti. Fabrikaya ilişkin beklentilerinin oldukça yüksek olduğuna dikkat çekti.

İkinci Fabrika Üretim Müdürü Cengiz Alan Türk Seramik Sektörü’nü değer-

lendirdi, teknolojik gelişmelere, çevre bilinci ve kalitenin önemine değindi, bu çerçevede alınacak yeni belgeleri açık-ladı. Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı ise YYK tara-fındaki yeniliklere ve usta kulübü çalış-malarına yönelik bilgiler verdi.

Satış Müdür Yardımcısı Serdar Başaran ise 2016 yılı iç satış ciro, metrekare ve bayi hedeflerini açıkladı.

Toplantıda 3. Zeki Yurtbay Tasarım ya-rışması ödül töreni gerçekleştirildi. Do-kuz eser sahibine sertifikaları ve ödülleri takdim edildi.

Sinan Ergin ve Emin Çapa’nın konuş-macı olarak katılım sağladığı toplantıda Türkiye ve bölgeler ciro sıralamasında ilk üçe giren bayilere plaketleri takdim edildi. Yurtbay Seramik Pazarlama A.Ş. Satış Müdürü Kemal Saygı’nın kapanış ve teşekkür konuşması ile toplantı son buldu. Gala yemeğinde ise Bülent Sert-taş sahne aldı.

Emin Çapa

Türkiye Ciro Birincisi

3. Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması Ödül Sahipleri

Page 54: TİMDER Dergisi 89.Sayı

52

Dua

yenl

erim

izTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Mak. Y. Müh. Orhan ÖnalanÖnalanlar İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Yönetim Kurulu Başkanı

1947 yılında Erzurum’un kırsal kesimin-de bir köyde doğdum. 8 çocuklu çiftçi bir ailenin ikinci jenerasyonunun ilk ço-cuğuyum. İlkokulu köyde, orta öğretimi Erzurum’da okuduktan sonra İstanbul’a geldik. 1971 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Makine Mühendisi olarak mezun oldum. Sonra master yap-tım ve 1973 yılında Makine Yüksek Mü-hendisi olarak okulu bitirdim. İş hayatına serbest ticaret ile başladım ancak başa-rısızlıkla sonuçlanmasının ardından dev-let memuru olarak Gebze TÜBİTAK Mar-mara Araştırma Enstitüsü’nde Makine Mühendisi olarak çalışmaya başladım. İki yıl çalıştıktan sonra da 1975 yılında as-kerlik görevi nedeniyle ayrıldım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra serbest ticarete inşaat sektöründe başladım. Ge-lişmeler doğrultusunda kendimizi 1982 yılında yapı malzemeleri ticaretinin için-de bulduk. Zaman içinde Gebze Organi-ze Sanayi Bölgesi’nde Artemis küvet, ka-bin sistemleri yatırımını yaptık. O günden bugüne ithalat, ihracat, imalat ve pazarla-ma derken bugünlere geldik.

Mecidiyeköy’de Amerika’dan, İtalya’dan üst segment ithalat ürünlerimizin tica-retini yaptığımız bir mağazamız var. Su-adiye mağazamızda ise özellikle İntema ürünleri yer alıyor. 1982’den beri Ecza-cıbaşı Yapı Grubu’nun en uzun sürekliliği sağlayan bayisiyiz. Sektörde çok badire-ler atlattık, çok sıkıntılar çektik, indik çık-tık ama bugün ki duruma geldik. Bugün dünyaya bir daha gelsem, bugüne kadar yaptığım işlerin aynısını yaparım ama hata yapmadan yaparım. Tecrübe kazan-mış olarak yaparım. Bir kırgınlığım yada yapamadığım için içimde kalan bir şey yok. Üzüldük mü çok üzüldük, halen daha üzülüyorum. Böyle de devam edecek.

“Benim amacım okuldan beri hep siyaset yapmaktı ama dünya gö-rüşümüz nedeniyle başaramadık, olmadı. Ticaretle devam ettik ve bugüne kadar geldik.”Türkiye, tarihinin her döneminde gerek siyasi gerek ekonomik olarak sancılı süreçler yaşadı. Siyasi olarak baktığı-mızda 1960-1970-1980 yıllarını yaşa-dık. Bugün hala da dalgalı bir siyaseti olan, demokrasisi henüz yerleşmemiş bir ülkede yaşıyoruz. Ticaret hayatımız-da çeşitli ekonomik krizler de yaşadık. İlk krizi 1981’de Banker Kastelli olayı ile gördük. Ondan sonra ki krizi 1995 Tansu Çiller’in 28 Şubat’ı ile yaşadık.

“Üretim yapıyoruz ama marka oluşturamıyoruz. Marka

oluşturamazsanız katma değerelde edemezsiniz.”

Page 55: TİMDER Dergisi 89.Sayı

52

Dua

yenl

erim

izTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Mak. Y. Müh. Orhan ÖnalanÖnalanlar İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Yönetim Kurulu Başkanı

1947 yılında Erzurum’un kırsal kesimin-de bir köyde doğdum. 8 çocuklu çiftçi bir ailenin ikinci jenerasyonunun ilk ço-cuğuyum. İlkokulu köyde, orta öğretimi Erzurum’da okuduktan sonra İstanbul’a geldik. 1971 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Makine Mühendisi olarak mezun oldum. Sonra master yap-tım ve 1973 yılında Makine Yüksek Mü-hendisi olarak okulu bitirdim. İş hayatına serbest ticaret ile başladım ancak başa-rısızlıkla sonuçlanmasının ardından dev-let memuru olarak Gebze TÜBİTAK Mar-mara Araştırma Enstitüsü’nde Makine Mühendisi olarak çalışmaya başladım. İki yıl çalıştıktan sonra da 1975 yılında as-kerlik görevi nedeniyle ayrıldım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra serbest ticarete inşaat sektöründe başladım. Ge-lişmeler doğrultusunda kendimizi 1982 yılında yapı malzemeleri ticaretinin için-de bulduk. Zaman içinde Gebze Organi-ze Sanayi Bölgesi’nde Artemis küvet, ka-bin sistemleri yatırımını yaptık. O günden bugüne ithalat, ihracat, imalat ve pazarla-ma derken bugünlere geldik.

Mecidiyeköy’de Amerika’dan, İtalya’dan üst segment ithalat ürünlerimizin tica-retini yaptığımız bir mağazamız var. Su-adiye mağazamızda ise özellikle İntema ürünleri yer alıyor. 1982’den beri Ecza-cıbaşı Yapı Grubu’nun en uzun sürekliliği sağlayan bayisiyiz. Sektörde çok badire-ler atlattık, çok sıkıntılar çektik, indik çık-tık ama bugün ki duruma geldik. Bugün dünyaya bir daha gelsem, bugüne kadar yaptığım işlerin aynısını yaparım ama hata yapmadan yaparım. Tecrübe kazan-mış olarak yaparım. Bir kırgınlığım yada yapamadığım için içimde kalan bir şey yok. Üzüldük mü çok üzüldük, halen daha üzülüyorum. Böyle de devam edecek.

“Benim amacım okuldan beri hep siyaset yapmaktı ama dünya gö-rüşümüz nedeniyle başaramadık, olmadı. Ticaretle devam ettik ve bugüne kadar geldik.”Türkiye, tarihinin her döneminde gerek siyasi gerek ekonomik olarak sancılı süreçler yaşadı. Siyasi olarak baktığı-mızda 1960-1970-1980 yıllarını yaşa-dık. Bugün hala da dalgalı bir siyaseti olan, demokrasisi henüz yerleşmemiş bir ülkede yaşıyoruz. Ticaret hayatımız-da çeşitli ekonomik krizler de yaşadık. İlk krizi 1981’de Banker Kastelli olayı ile gördük. Ondan sonra ki krizi 1995 Tansu Çiller’in 28 Şubat’ı ile yaşadık.

“Üretim yapıyoruz ama marka oluşturamıyoruz. Marka

oluşturamazsanız katma değerelde edemezsiniz.”

53

Dua

yenl

erim

izTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Daha sonra 2001’de ve 2008’de de cid-di krizler yaşadık. Bizim jenerasyonun hiç yüzü gülmedi, 1960-70’li yılların je-nerasyonunu Türkiye iyi kullanamadı. Bizde küstük ticarete atladık. Aslında benim amacım okuldan beri hep siyaset yapmaktı ama dünya görüşümüz ne-deniyle başaramadık, olmadı. Ticaretle devam ettik ve bugüne kadar geldik.

Türkiye’de en büyük sektör inşaat sek-törü ve o sektöre bağlı olarak da yapı malzemeciliği sektörüdür. Fakat Türki-ye bu sektörü bir türlü değerlendireme-di. Yani üretimimiz bir volümümüz var ama gerektiği kadar katma değer ya-ratamıyoruz. Dışardan bakıldığı zaman hep fasoncu üretimci olarak görünü-yoruz. Çünkü yetişkin elemanımız yok. Bu durum da tabi ki ticarete yansıyor. Üretim yapıyoruz ama marka oluştura-mıyoruz. Marka oluşturamazsanız kat-ma değer elde edemezsiniz. Spesifik olarak söylersek Türkiye’de 600 Milyon m2 seramik üretimi var. Neredeyse İtalya’yla İspanya’yla Avrupa’da aynı se-viyeye geldik ama İtalya’nın İspanya’nın 10 Euro’ya sattığı malı biz 4 Euro’ya satı-yoruz. Bu nedenle de ülkemiz gerektiği kadar katma değer elde edemiyor. Eski-ye oranla çok daha iyiyiz ama bence bu bir meziyet değil. Dünyanın gelişimine Japonya, Kore, Çin’e baktığımız zaman gelişimi gerektiği ölçüde yapamadığı-mızı görüyoruz. Bir Güney Kore, Japon-ya gibi olamadık. Tarihimiz onlardan çok daha eski, bir Osmanlı mirasımız var. Fakat biz gelişme, sanayi dönemini kaçırmışız. Osmanlı zamanında başlan-saydı, bugüne kadar çok yol kat etmiştik

ve dünya markalarını bugün içimizde barındırırdık. Villeroy & Boch 300 yıllık bir firma, yani Amerika’nın tarihine eşit bir geçmişi var. 90 yıllık cumhuriyet tari-hinde ne yapılabilir, yine de yapabilirdik ama kendi içimizdeki bölgesel problem-ler, anlayış ve kültürlü insan olmayışı bizi engelledi. Kurtuluş savaşından sonra Türkiye’nin okuma yazma oranı %5, o da gayri müslimler. Okuma yazması olmayan bir millet gelişimi ve üretimi doğal olarak sağlayamaz. Dünyaya bak-tığınız zaman gelişmiş ülkelerin bir tek ortak paydaları var; eğitim, fakat kültür-lü eğitim. Bunu başaran ülkelerin hepsi-nin gelişim ivmesi yukarıya doğru gitti. Almanya, İtalya, Amerika bu ülkelerde insan kalitesi var; bunu bilgi birikimi açısından söylüyorum yoksa insan her yerde insan, Afrika’da da insan burada

da insan. Kısacası eğitimsiz bir toplum olmamız nedeniyle diğer sektörleri-mizde olduğu gibi bizim sektörümüz de gerektiği katma değeri üretemedi ve gerektiği yere de gelemedi.

Sektöre 1982 yılında girdim. O günden bugüne baktığımda çok fazla bir geliş-me olmadı. Üretim arttı ama çok bü-yük bir gelişme yok. Türkiye’de herkes inşaatçı oldu. Özellikle son 10 senede başka şehirlerden parayı cebine koyan, İstanbul’un taşı toprağı altın diye bu-rada inşaat yapmaya başladı. Sonuç; bütün inşaatlar dökülüyor. Sektörde bir standart yok, kalitesiz, niteliksiz herkes kafasına göre iş yapıyor. Geçmişe göre tabi ki daha iyi yapılıyor ama değişim doğanın kanunu, olmak zorunda. İn-şaat alanında hiç bir standardı oluştu-ramadık. Kabin ihracatı yapıyoruz, Av-rupalı müşteri 90*92 kabin istiyor. Tek şartı bu ölçüde bir kabin olması, bizde ise bu boy olmadı 10 cm daha büyü-telim diye her banyo için ayrı bir istek geliyor. Maliyeti arttıran herkesi yoran bir sistemimiz var. Fakat hayat devam ettiği sürece, dünyada çoğalma yeni-lenme olduğu müddetçe inşaat sek-törü de devam edecek. Hep değişim olacak, hep tüketim olacak. Tüketim ol-madan ekonomi olmaz. Birisi üretecek, birisi satacak birisi de alacak. Onun için Türkiye’de inşaat sektörü bitmez. Sek-törün 5 sene daha önünün açık oldu-ğunu görüyorum. Sonra Amerika’daki gibi bir mortgage krizi olur ve bir daha yeniden başlarız.

“Türkiye’de herkes inşaatçı oldu.Sonuç; bütün inşaatlar dökülüyor.”

TİMDER Yönetim Kurulu Elmor A.Ş. Ziyaretinde (Şubat 1996)

Page 56: TİMDER Dergisi 89.Sayı

54

Dua

yenl

erim

izTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Türkiye seramik konusunda Avrupa’da üçüncü, dünyada da 6. sırada yer alı-yor. Bugün sektörde çok kaliteli ürün üretiyoruz. İtalya ve İspanya’yı kalite konusunda yakaladık. Gerek vitrifiyede gerek seramikte iyiyiz, biraz armatür-de eksiğimiz var çünkü armatür yap-mak çok zahmetli bir iş. Yaptığımız bu değerli üretimleri dünyaya nasıl lanse edeceğimiz konusunda çalışmalar ya-pılması gerekiyor. Bizim bir çok değerli üreticimiz var ama dünya klasmanında olması gerektiği yerlerde göremiyoruz. İspanya yavaş yavaş bu işi bırakıyor. Bir sürü fabrika kapandı, satıldı. Onlar ka-panıyor biz ne yapalım diye düşünürsek olmaz. Bizim başka bir sektörümüz yok, başka bir alanımız yok. Bu sektörü ge-liştirmemiz lazım. Bunun da yolu insan kaynaklı inovasyon, Ar-Ge, yatırım, para adı her ne ise o konuda yoğunlaşmamız lazım. Konut ihtiyacı olduğu müddetçe dünyada inşaat sektörü bitmez. Keşke bizim de sadece marka değerine para ödediğimiz dünya markalarımız olsaydı.Ünlü markaları satın almak bir atlama taşıdır. Bugün bir marka alırsınız onun yanında bir markayı sürüklersiniz. Her iki markayı da piyasaya sürersiniz. Bu bana göre doğru bir stratejidir. Eğer temelden bir marka yaratamıyorsanız yanına bir marka koyacaksınız. Sıfırdan bir marka yaratmanın çok yüksek mali-yetleri var. Dünya artık o kadar boş de-ğil. Herkes her şeyi üretmeye başladı. Bugün Türkiye’de baktığınız da alınan markalar çok büyük paralarla alınmadı. Sektörden Avrupa’nın uzaklaşmasıyla bu tarz markalar bize doğru kaydı. Av-

rupa artık çok meşakkatli işleri yapmak istemiyor. Amerika Kıtası’nda Brezilya var, burada Çin var yarın Rusya geliyor. Rusya üretimsiz kalmayacak. Yarın bir bakacağız bizi geçmiş olacaklar. Çünkü 170 Milyon nüfusu var ve bizim iki katı-mız. Bir de eski Sovyetler Birliği’ni düşü-nürsek en azından dil birliği var.

İnşaat sektörü ülkemizin lokomotif sek-törü, her yerde şantiye var ama satılıyor mu ondan endişeliyim. İstanbul’da sa-dece satışta 500.000 daire var. Fiyatla-ra bakıyorsunuz 400.000 Lira’dan, 2.5 Milyon Dolar’a değişiyor. Bu fiyatları gö-rünce bu ülkenin alım gücü yüksek mi diye düşüyorum. Bu kadar lüks konut nasıl satılıyor hayret ediyorum. Alım gü-cümüz bu kadar yüksekse, bu sefer milli gelirimiz neden 9.000 Dolar’da sayıyor diye soruyorum.

Konut tabi ki de doğal bir haktır, insan-ların barınacak bir yerinin olması gere-kiyor. Devletin de konut yapması yada konut alımda vatandaşına yardımcı olması lazım. Birçok ülkede devlet va-tandaşına yardım ediyor. Devletin katkı sağlaması lazım ama benim anlamadı-ğım bu fiyatlarda daireleri kimler, nasıl alıyor, bu para nereden geliyor? Bu para ekonominin içinde ise neden ekonomi-miz halen böyle devam ediyor. Birçokla-rına göre ekonomimiz çok iyi durumda bunu da dış borç milli hasılanın %40’nın altında ise ekonomi iyidir şeklinde açık-lıyorlar. Fakat o zaman Amerika’nın bire bir borcu var, ama orası Amerika ve üretim yapıyor. Bugün bir iPhone üre-tiyor 3.000 Lira diyor ve herkes almak için kuyruk oluyor. Bu noktada bakmak lazım, biz ne üretiyoruz? Böyle dünyayı sürükleyen bir markamız var mı? Borç

“Ülkemizde doğru dürüst bir ihracat kalemimiz yok. O yüzden ülkemizde ekonomi hiç bir zaman

düzgün gitmiyor, bir çıkıyor bir iniyor.”

Uluslararası Habitat II Ticaret Fuarı (02.12.1996)

Page 57: TİMDER Dergisi 89.Sayı

54

Dua

yenl

erim

izTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Türkiye seramik konusunda Avrupa’da üçüncü, dünyada da 6. sırada yer alı-yor. Bugün sektörde çok kaliteli ürün üretiyoruz. İtalya ve İspanya’yı kalite konusunda yakaladık. Gerek vitrifiyede gerek seramikte iyiyiz, biraz armatür-de eksiğimiz var çünkü armatür yap-mak çok zahmetli bir iş. Yaptığımız bu değerli üretimleri dünyaya nasıl lanse edeceğimiz konusunda çalışmalar ya-pılması gerekiyor. Bizim bir çok değerli üreticimiz var ama dünya klasmanında olması gerektiği yerlerde göremiyoruz. İspanya yavaş yavaş bu işi bırakıyor. Bir sürü fabrika kapandı, satıldı. Onlar ka-panıyor biz ne yapalım diye düşünürsek olmaz. Bizim başka bir sektörümüz yok, başka bir alanımız yok. Bu sektörü ge-liştirmemiz lazım. Bunun da yolu insan kaynaklı inovasyon, Ar-Ge, yatırım, para adı her ne ise o konuda yoğunlaşmamız lazım. Konut ihtiyacı olduğu müddetçe dünyada inşaat sektörü bitmez. Keşke bizim de sadece marka değerine para ödediğimiz dünya markalarımız olsaydı.Ünlü markaları satın almak bir atlama taşıdır. Bugün bir marka alırsınız onun yanında bir markayı sürüklersiniz. Her iki markayı da piyasaya sürersiniz. Bu bana göre doğru bir stratejidir. Eğer temelden bir marka yaratamıyorsanız yanına bir marka koyacaksınız. Sıfırdan bir marka yaratmanın çok yüksek mali-yetleri var. Dünya artık o kadar boş de-ğil. Herkes her şeyi üretmeye başladı. Bugün Türkiye’de baktığınız da alınan markalar çok büyük paralarla alınmadı. Sektörden Avrupa’nın uzaklaşmasıyla bu tarz markalar bize doğru kaydı. Av-

rupa artık çok meşakkatli işleri yapmak istemiyor. Amerika Kıtası’nda Brezilya var, burada Çin var yarın Rusya geliyor. Rusya üretimsiz kalmayacak. Yarın bir bakacağız bizi geçmiş olacaklar. Çünkü 170 Milyon nüfusu var ve bizim iki katı-mız. Bir de eski Sovyetler Birliği’ni düşü-nürsek en azından dil birliği var.

İnşaat sektörü ülkemizin lokomotif sek-törü, her yerde şantiye var ama satılıyor mu ondan endişeliyim. İstanbul’da sa-dece satışta 500.000 daire var. Fiyatla-ra bakıyorsunuz 400.000 Lira’dan, 2.5 Milyon Dolar’a değişiyor. Bu fiyatları gö-rünce bu ülkenin alım gücü yüksek mi diye düşüyorum. Bu kadar lüks konut nasıl satılıyor hayret ediyorum. Alım gü-cümüz bu kadar yüksekse, bu sefer milli gelirimiz neden 9.000 Dolar’da sayıyor diye soruyorum.

Konut tabi ki de doğal bir haktır, insan-ların barınacak bir yerinin olması gere-kiyor. Devletin de konut yapması yada konut alımda vatandaşına yardımcı olması lazım. Birçok ülkede devlet va-tandaşına yardım ediyor. Devletin katkı sağlaması lazım ama benim anlamadı-ğım bu fiyatlarda daireleri kimler, nasıl alıyor, bu para nereden geliyor? Bu para ekonominin içinde ise neden ekonomi-miz halen böyle devam ediyor. Birçokla-rına göre ekonomimiz çok iyi durumda bunu da dış borç milli hasılanın %40’nın altında ise ekonomi iyidir şeklinde açık-lıyorlar. Fakat o zaman Amerika’nın bire bir borcu var, ama orası Amerika ve üretim yapıyor. Bugün bir iPhone üre-tiyor 3.000 Lira diyor ve herkes almak için kuyruk oluyor. Bu noktada bakmak lazım, biz ne üretiyoruz? Böyle dünyayı sürükleyen bir markamız var mı? Borç

“Ülkemizde doğru dürüst bir ihracat kalemimiz yok. O yüzden ülkemizde ekonomi hiç bir zaman

düzgün gitmiyor, bir çıkıyor bir iniyor.”

Uluslararası Habitat II Ticaret Fuarı (02.12.1996)

55

Dua

yenl

erim

izTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

ve ülke kıyaslarken kaynaklar ve ihraca-tı değerlendirmek gerekiyor. Ülkemizde doğru dürüst bir ihracat kalemimiz yok. Bir tek borumuz var, o da senede 1 Mil-yar Dolar getiriyor. Fındık desek onunda getirdiği ne kadar olur tartışılır. Bir de borsası da bizim elimizde değil. O yüz-den ülkemizde ekonomi hiç bir zaman düzgün gitmiyor, bir çıkıyor bir iniyor.

“Markaya yatırım günü

kurtarmak değil, yarına sahip olmak için yapılıyor.”

TİMDER Başkanıyken üreticilere tefeci misiniz diye sormuştum. Bir kutu be-yaz fayansı 10 Dolar’dan satıyorlardı. Bugün hala daha o fiyata gelemedik. O zaman sanayici para kazandı, biri-kim açısından tabi ki kazanması, yatırım yapması lazım. Türkiye’nin ve dünyanın gelişmesi için bunlar lazım. 1996 yılında TİMDER’de Başkan olduğumda sera-mik üretimimiz 300-400 Milyon m2’ydi. O zaman dedim ki gelin dünyada bir se-pet oluşturalım. Bu sepette bizim üretti-ğimiz malları dünyada lanse edelim. Bu ürünleri çeşitli ülkelerde, gelişmemiş ülkelerde, Almanya’da değil belki ama o zaman Rusya gündemdeydi buralarda mallarımızı tanıtalım ve marka yaratalım dediğimde, sen uçuyorsun dediler.

Biz Albatros diye bir markanın distribü-törüyüz. Şirket yöneticileri bir gün tele-fon açıp, İtalya’ya bizi ziyarete gelmez-sen ürünlere size özel olarak %10 zam yapacağız dediler. Biz kaç kere geldik, siz bizim fabrikamızı görmediniz dediler. O zaman gittim fabrikayı gezdim ve ben bu üretimi Türkiye’de de yapabilirim dedim. Onun üzerine geldim ve küvet fabrikasını kurdum. Onlar fabrikalarını gidip görmem, onları daha iyi tanıyabil-mem için tüm masraf v.s. ne gerekirse yaparız diyor. Bizde ise üreticilerden ka-talog almak bile bir zulüm.

Yine benzeri bir örnek; o dönem distri-bütörlüğünü yaptığımız Villeroy&Boch Almanya’dan palet palet katalog gön-derdi. Bu kadar çok kataloğu neden gönderiyorsunuz çöpe atacağız dedi-ğimiz zaman atın, birisi orada da görür

okur dediler. O zaman Villeroy&Boch ile 2 Milyon Mark ciro yapıyorduk. Markanın Türkiye’ye tanıtım için har-cadığı para ise 500 Bin Mark’tı. Çünkü markaya yatırım günü kurtarmak değil, yarına sahip olmak için yapılıyor. Düne kadar bizde de ne inovasyon ne Ar-Ge çalışması vardı ama bugün devasa ino-vasyon merkezleri kuruluyor. Çünkü bu çağın bir gereği ve değişimi yakalama-nız gerekiyor.

TİMDER’e 1995 yılında geldim, 1996 yılında Başkan oldum. O dönem TİMDER’in en yüksek rağbet gördü-ğü dönemi yakaladık. Gerek bayiler açısından gerek üreticiler açısından çekişmelerin yaşandığı bir dönemdi ve TİMDER’in o dönem 30 tane üyesi vardı. Sonrasında 100 tane üyeye kadar ulaştık. O dönem yönetimi devir aldığı-mızda kasada 5 kuruş yoktu. Toplantı yapardık yemek paralarını cebimizden öderdik. Biz 2-3 sene içerisinde kasa-da belli bir parayla yönetimi devir ettik. O dönem Ferhan Özkalp, Ali Ergenç, Aydın Eşer bir fuar oluşturduk. Fuardan çok büyük başarı elde ettik. Dergiye değer kazandırdık. Bunlar da bizden sonraki dönemlerin elini rahatlatan ça-lışmalarımız oldu.

Sektörde üreticiler nezdinde kabul gör-

mek için arkanızda bir gücünüz olması gerekiyor. Ya sayısal çoğunluk olacak-sınız yada ekonomik gücünüz olacak. Başka türlü yaptırım gücü yada diyalog kurma şansınız yok. Bir gün rahmetli Mustafa Koç’u ziyarete gittik. Biz git-meden önce TİMDER kaç kişi, kaç üyesi var diye sormuş. 5 kişi deseydik bizimle görüşmezdi. Biz yüz 100 kişi dediğimiz zaman bizi kabul etti ve dinledi. Çok da güzel bir diyaloğumuz oldu. TİMDER hem çoğulculuk adına hem de ekono-mik anlamda şuanda iyi konumda ve şahıslara ihtiyacı yok.

Bizim ülkemizde sivil toplum örgütleri-nin sadece bizim sektörde değil hiçbir sektörde etkinliği yok. Hem sayısal ola-rak hem de ekonomik olarak zayıflar. Bir ülkede sivil toplum örgütlerinin var olabilmesi için o ülkenin kültürlü, duyar-lılık sahibi olması lazım. Eğer bir ülkede kültür yoksa duyarlılık da yoktur. Sivil toplum örgütü hareketi organizedir. İs-tediğini bilen, yıkıp dökmeden topluma mesaj veren faaliyetler geliştirir. Geliş-miş toplumlarda sivil toplum örgütleri-nin çok büyük etkisi vardır ve aynı za-manda ülkeyi yönlendiren kurumlardır. Sivil toplum örgütü demek alttaki taba-nın sesini yukarıya doğru iletebilmektir. Sivil toplum örgütlerinin etkin olmadığı ülkelerde yaşamak çok zordur.

“Ya sayısal çoğunluk olacaksınız yada ekonomik gücünüz olacak.

Başka türlü yaptırım gücü yada diyalog kurma şansınız yok.”

TİMDER Türkiye Kuruluyor Toplantısı (İzmir / 14.09.1996)

Page 58: TİMDER Dergisi 89.Sayı
Page 59: TİMDER Dergisi 89.Sayı
Page 60: TİMDER Dergisi 89.Sayı

58

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Hamdi AltunalanSeranit Grup

Başkanı

Aktif iş hayatıma 1980 yılında başladım. Ardından 1987–1995 yılları arasında yapı malzemeleri konusunda kişisel ti-caret şirketimi işlettim. 1995 yılında ise Sinpaş Grubu’nda görev almaya başla-dım. 1998-2001 yılları arasında Kentsel Hizmet A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü gö-revini yürüttükten sonra, 2001 yılındaSeranit markasının Genel Müdürü ol-dum. 2012 yılından itibaren de Seranit Grup Başkanı olarak görev yapıyorum.

“Dünya Ekonomik Forumu’nun “Kü-resel Büyüme Şirketleri” platformu-na seçilen ilk Türk sanayi şirketi olan Grup, daha sonra TSE’den ala-nında ilk “Çift Yıldız” belgesini alma başarısını gösterdi.”Seranit 22 yıl önce porselen karo fab-rikası ile faaliyetlerine başladı. 2001 yılında Sinpaş Holding tarafından satın alınmasından sonra çok güçlü bir büyü-me ivmesi kazanarak, 2011 yılında gru-ba dönüşen Seranit Grup’un büyümesi iki boyutlu oldu. Öncelikle hacimsel bir büyüme yaşadı. 2001 yılında 1,5 milyon

metrekare olan üretim kapasitesi 18,5 milyon metrekareye çıkartıldı. Ancak hacimsel büyüme kadar önem verilen bir konu da üretim kalitesine, tasarıma ve yenilikçiliğe odaklanarak tasarımda lider olmak. Geride kalan yıllarda daha niş ve daha butik üst segment ürün-lerine ağırlık verildi, böylece sektörde fark yaratan yenilikçi ürünleri ile Seranit Grup güçlü bir konuma sahip oldu.

Bunların yanı sıra Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Büyüme Şirket-leri” platformuna seçilen ilk Türk sanayi şirketi olan Grup, daha sonra TSE’den

alanında ilk “Çift Yıldız” belgesini alma başarısını gösterdi. Seranit Grup bu yıl ise tüm porselen ve seramik ürünlerine Tip III EPD Çevre Etiketi alarak, çevreye duyarlılığını kanıtladı. Grup başarıları-nı 2015’te iki önemli ve saygın ulusla-rarası organizasyon olan iFAwards ve RedDotAwards’dan kazandığı tasarım ödülleriyle perçinledi. Yenilikçi ve kali-teli ürünleriyle sektöre damgasını vur-maya devam eden Seranit Grup, son olarak yapı gereçlerinde geliştirdiği koku önleyici özelliği olan Oxicoat Eko-lojik Sıva ürünü ile Ulusal Teknik Onay (UTO) Belgesi’nin sahibi oldu.

“Ar-Ge ve yenilikçilikbizim işimizin kalbinde yer alıyor. Biz

üstün kalitemizin yanında,fark yaratan yenilikçi

tasarımlarımızla büyüyoruz.”

Page 61: TİMDER Dergisi 89.Sayı

58

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Hamdi AltunalanSeranit Grup

Başkanı

Aktif iş hayatıma 1980 yılında başladım. Ardından 1987–1995 yılları arasında yapı malzemeleri konusunda kişisel ti-caret şirketimi işlettim. 1995 yılında ise Sinpaş Grubu’nda görev almaya başla-dım. 1998-2001 yılları arasında Kentsel Hizmet A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü gö-revini yürüttükten sonra, 2001 yılındaSeranit markasının Genel Müdürü ol-dum. 2012 yılından itibaren de Seranit Grup Başkanı olarak görev yapıyorum.

“Dünya Ekonomik Forumu’nun “Kü-resel Büyüme Şirketleri” platformu-na seçilen ilk Türk sanayi şirketi olan Grup, daha sonra TSE’den ala-nında ilk “Çift Yıldız” belgesini alma başarısını gösterdi.”Seranit 22 yıl önce porselen karo fab-rikası ile faaliyetlerine başladı. 2001 yılında Sinpaş Holding tarafından satın alınmasından sonra çok güçlü bir büyü-me ivmesi kazanarak, 2011 yılında gru-ba dönüşen Seranit Grup’un büyümesi iki boyutlu oldu. Öncelikle hacimsel bir büyüme yaşadı. 2001 yılında 1,5 milyon

metrekare olan üretim kapasitesi 18,5 milyon metrekareye çıkartıldı. Ancak hacimsel büyüme kadar önem verilen bir konu da üretim kalitesine, tasarıma ve yenilikçiliğe odaklanarak tasarımda lider olmak. Geride kalan yıllarda daha niş ve daha butik üst segment ürün-lerine ağırlık verildi, böylece sektörde fark yaratan yenilikçi ürünleri ile Seranit Grup güçlü bir konuma sahip oldu.

Bunların yanı sıra Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Büyüme Şirket-leri” platformuna seçilen ilk Türk sanayi şirketi olan Grup, daha sonra TSE’den

alanında ilk “Çift Yıldız” belgesini alma başarısını gösterdi. Seranit Grup bu yıl ise tüm porselen ve seramik ürünlerine Tip III EPD Çevre Etiketi alarak, çevreye duyarlılığını kanıtladı. Grup başarıları-nı 2015’te iki önemli ve saygın ulusla-rarası organizasyon olan iFAwards ve RedDotAwards’dan kazandığı tasarım ödülleriyle perçinledi. Yenilikçi ve kali-teli ürünleriyle sektöre damgasını vur-maya devam eden Seranit Grup, son olarak yapı gereçlerinde geliştirdiği koku önleyici özelliği olan Oxicoat Eko-lojik Sıva ürünü ile Ulusal Teknik Onay (UTO) Belgesi’nin sahibi oldu.

“Ar-Ge ve yenilikçilikbizim işimizin kalbinde yer alıyor. Biz

üstün kalitemizin yanında,fark yaratan yenilikçi

tasarımlarımızla büyüyoruz.”

59

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Seranit Grup ürün yelpazesinde SeranitPorselen, Serra Seramik, VanucciMutfak & Banyo ve Seranit Yapı Gereçleri’nin ürünleri yer alıyor.Seranit Yapı Gereçleri de kendi içinde 2 ürün grubu bulunduruyor. Seranit YapıKimyasalları ve Ekolojik Ürünler grup-ları. Ekolojik Ürünler Grubu’nda ise ta-mamen inovatif ve pazarda muadili bu-lunmayan Oxicoat ekolojik sıva grubu, Oxipaint ekolojik boya grubu, Ecomont yalıtım sıva grubu ürünleri yer alıyor.Ar–Ge ve yenilikçilik bizim işimizin kal-binde yer alıyor. Biz üstün kalitemizin yanında, fark yaratan yenilikçi tasarım-larımızla büyüyoruz. Önceliğimiz her zaman yenilikçi ve pazarda henüz bu-lunmayan ürünler geliştirerek sunmak. Bu nedenle Ar–Ge’ye ciddi kaynaklar ayırıyoruz. Bunun yanı sıra Oxicoat ve Oxipaint ile küf ve bakteri oluşumunu engelleyen, kokuları tamamen absor-be eden, yaşam kalitesini yükselten bir formül geliştirdik. Ayrıca bunu kim-yasal içerikle değil, tamamen yüzde 100 doğal malzemelerden üretiyoruz.

“Türkiye’de sektörümüzde Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan şirketler grubuyuz. İnovasyon ve tasarıma çok önem veriyoruz. 2013 yılın-da Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) yaptığımız 11 patent başvurusu ile Türkiye’de en çok patent başvurusu yapan ilk 100 firma arasında 26’ncı sırada yerimizi aldık.”İnovatif ürünler hazırlayarak pazara sunmak bizim öncelikli hedefimiz. İkin-ci önceliğimiz de pazarda hiç olmayan ürünleri geliştirmek. Biz her zaman inovatif ürünler geliştirerek hem sektö-rümüze değer katmak, hem de sektör büyümesinin önünü açma yaklaşımı ile faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Uzman-lardan ve bilim insanlarından oluşan bir Ar-Ge departmanımız var. Üretim tesis-lerimizi de güncel tutuyor ve yeni tek-nolojileri hızla uygulamaya koyuyoruz. Türkiye’de sektörümüzde Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan şirketler grubu-yuz. İnovasyon ve tasarıma çok önem veriyoruz. Fizibiliteleri yapıp, ürünleri tescil ettirdikten sonra uygun koşullar-da pazara sunuyoruz. Bunun yanı sıra 2013 yılında Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) yaptığımız 11 patent başvurusu ile Türkiye’de en çok patent başvurusu yapan ilk 100 firma arasında 26’ncı sı-

rada yerimizi aldık. Seranit Grup’un bu başarısındaki en temel nokta, Ar-Ge ve Ür-Ge’ye verdiği önem ile yenilikçi ürünlerle sektöre katma değer yaratma vizyonunda yatıyor.

“Bayilerimiz ile birlikte inşaat fir-malarına, çözüm ortağı gibi yaklaşı-yoruz. Öyle ürün üretiyoruz ki, bizi tedarikçileri gibi değil iş ortağı gibi görüyorlar.”Ürünlerimizi bayi kanalı ile tüketicile-re ulaştırıyoruz. Gurubumuz içerisin-de Serra Seramik, Seranit Porselen,Vanucci Mutfak & Banyo ve Seranit Yapı Gereçleri yer alıyor. Bu bağlamda Serra Seramik’te 70, Seranit Porselen’de 65, Vanuci’de 40 ve Yapı Gereçlerinde de 30 olmak üzere Türkiye genelinde 205 ana bayimiz bulunuyor. Bayilerimiz ile birlikte inşaat firmalarına, çözüm ortağı gibi yaklaşıyoruz. Öyle ürün üretiyoruz ki, bizi tedarikçileri gibi değil iş ortağı gibi görüyorlar. Aradan yıllar geçse de bizimle bir kez iş yapmışlarsa, yine bize dönüyorlar ve bizlere referans oluyorlar. Biz onların her zaman dostları oluyoruz. Fiyata, hizmete, satış sonrası hizmete ve müşteri memnuniyetine çok önem veri-yoruz. Hiçbir müşterimizi memnuniyet-siz bırakmıyoruz.

Biz bayilerimizi öncelikle iş ortağımız olarak görüyoruz. Onların büyümesi bizim de büyümemiz ve birlikte kazan-mamız anlamına geliyor. O nedenle sürekli bayilerimize yatırım yapıyoruz. Bayilerimizin büyümelerini kontrol al-tında tutmaktan ziyade, onların büyü-melerini teşvik ediyoruz. Diyarbakır böl-gesinde yeni bir bayi sistemi kurmayı

planlıyoruz. Çünkü o bölgede karışıklık var diye, sırt çevirmekten ziyade, orada ülkeye hizmet etmek lazım. Ticari ola-rak bu bölgede gelişmeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin her bölgesi bizim için aynı derecede önemli. Her alana yatırım yapmak ve gereken önemi vermekle yükümlü sayıyoruz kendimizi. Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Batman… Bu bölgeler-de Seranit olarak oldukça güçlüyüz. Bu bölgelerde özellikle TOKİ, Emlak Konut ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın cid-di yatırımları var.

“Bizim için ihracat anlamında 2016 yılı, İngiltere yılı olacak. İngilte-re bizim için hem stratejik hem de pazarlama anlamında ayrı bir öne-me sahip. Çünkü mimarlık dün-yasının kalbi Londra’da atıyor ve İngiltere’ye yaptığımız ihracat bizim oradaki mimarlar nezdindeki bilinir-liliğimizi artırıyor.”Hacimsel açıdan sağlıklı ve sürdürülebi-lir bir büyümeyi hayata geçirirken; yeni-likçi, yüksek kaliteli ve fark yaratan üst segment ürünleri ile de piyasaya dam-gamızı vurmak istiyoruz. Hedefimiz sa-dece ürün kalitesinde ve satış hacminde değil, tasarımda ve yenilikçilikte de lider olmak. İhracat pazarlarımız her yıl hızla artıyor. Sektörün kalbinin attığı İtalya ve İspanya’da aktif bir şekilde çalışıyoruz. Danimarka, İsveç, Norveç, Hollanda ve Almanya ülkeleri de bizim için çok önemli… Bunların yanı sıra 2015 yılın-dan bu yana İngiltere’yi hedefledik ve şu an bu pazara girmiş bulunuyoruz. 2016 geçen yıl yaptığımız bağlantıların fiili ti-carete dönüştüğü bir yıl olacak. Bizim

“Türkiye’de en çok patent başvurusu yapanilk 100 firma arasında 26’ncı sırada yerimizi aldık.”

Page 62: TİMDER Dergisi 89.Sayı

60

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

için ihracat anlamında 2016 yılı, İngilte-re yılı olacak. Bağlantılarımız güçlü. Or-talama 1 milyon metrekarenin üzerinde bağlantı gerçekleştirdik. Şu anda bu bağlantılarımız üretim bandında. Yakın-da sevkiyata başlayacağız. İngiltere bi-zim için hem stratejik hem de pazarlama anlamında ayrı bir öneme sahip. Çünkü mimarlık dünyasının kalbi Londra’da atıyor ve İngiltere’ye yaptığımız ihracat bizim oradaki mimarlar nezdindeki bili-nirliliğimizi artırıyor. Bu nedenle de bu pazar bizim için çok önemli. Bunun yanı sıra Kuzey Avrupa ve Körfez ülkeleri de yine 2016 yılında üzerine titreyeceğimiz pazarlar olacak.

“2015 yılı inşaat sektörü için bek-lentilerin tam anlamıyla karşılana-bildiği bir yıl olamadı. 2016 yılı için çok daha olumlu bir hava mevcut. Yıla net bir başlangıç yapıyoruz. En azından birçok alanda ileriyi görebi-liyoruz.”İnşaat sektörü 2015 yılına heyecanla başlamıştı. Ancak sonra hem Türkiye

hem de dünya konjonktüründeki genel dalgalanmalar, beklenmeyen hareket-leri de beraberinde getirerek sektörün ciddi anlamda bir bekleme sürecini yaşamasına neden oldu. Bu bekleme süreçleri belirli periyodlar halinde oldu. Dövizde ciddi hareketlenmeler oldu. Dövizdeki hareketlenmeler yine piya-sayı bir parça tedirgin etti. Sektörümü-zün bazı noktalarda firene basmasına neden oldu. İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörüdür. Ekonominin çok ciddi çark ettiği bir sektöre sahibiz. O nedenle inşaat sektöründeki duraklama veya inişli çıkışlı dönemler otomatik ola-rak bütün sektörleri bir şekilde etkiliyor. Bu durumdan ilk etkilenen de haliyle yapı malzemeleri sektörüdür. Bu ne-denle 2015 yılı inşaat sektörü için bek-lentilerin tam anlamıyla karşılanabildiği bir yıl olamadı. 2016 yılı için çok daha

yüme öngörüsü %3,7’di. Bu büyümeyi yakalamış bulunuyoruz. Ama bunun karşılaştırması ya da sahadaki karşı-lığı ancak satış rakamlarına bakılarak bulunabilir. İnşaat sektörünün 2014 yılı büyüme rakamı %4,2’di. Bu rakam sek-törümüzün için büyük bir sıçrama olarak değerlendirilebilir. 2016 yılında ise sek-törümüzün %4’ün üzerinde bir büyüme sergilemesini öngörüyoruz.

Türkiye halen seramik sektöründe ilk 3 ülke arasında yer alıyor. Pazarın ilk 2 sırasında bulunan İspanya ve İtalya’daki üreticiler tesislerini kapatmaya ve daral-maya başladılar. Bu nedenle gözler ta-mamen Türkiye’ye çevrildi. Türkiye’nin seramik sektöründeki başarısı ile “Türk Malı” damgası dünyada giderek daha fazla kabul ve talep görecek. Ancak bu hedefe ulaşabilmek için Ar-Ge ve

“Niş ve butik bir markayız. Çok büyük hacimlerle ve üretim kapasitesiyle var olmak ve fiyatla

rekabet etmek yerine, daha kaliteli ve fiyat odaklı olmayan rekabeti

tercih ediyoruz.”olumlu bir hava mevcut. Yıla net bir başlangıç yapıyoruz. En azından birçok alanda ileriyi görebiliyoruz. Uluslarara-sı dengeleri bilemeyiz elbette. Bununla ilgili de yöneticilere inanıp 2016 yılı ile ilgili beklentilerimizi biz de yüksek tu-tuyoruz. Belirsizlik dönemi sektörü hızla etkilemiyor. Bu tür hareketlenmelerin ardından satışları hemen etkileyebilir, ama inşaat yapım sürecini hızlı etkilemi-yor. Satışlardaki düşüşü görebilirsiniz… 2015 yılına ilişkin inşaat sektörünün bü-

üretim yatırımlarına hız verilmesi bü-yük önem taşıyor. Bu süreçte tesislerin yenilenmesi, modern teknolojiye ayak uydurulması, en önemli kaynağın ‘insan’ olduğunun unutulmaması ve çok üret-mek yerine kaliteli üretme vurgusunun yapılması gerekiyor. Bunların yanı sıra sektörümüzün ortalama 155 milyon metrekarelik bir üretim kapasitesi var. Fiili kapasite daha yüksek. Bizim yıllık kapasitemiz ise 18 milyon metrekare… Fiili olarak ise 14 milyon metrekarede-

Page 63: TİMDER Dergisi 89.Sayı

60

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

için ihracat anlamında 2016 yılı, İngilte-re yılı olacak. Bağlantılarımız güçlü. Or-talama 1 milyon metrekarenin üzerinde bağlantı gerçekleştirdik. Şu anda bu bağlantılarımız üretim bandında. Yakın-da sevkiyata başlayacağız. İngiltere bi-zim için hem stratejik hem de pazarlama anlamında ayrı bir öneme sahip. Çünkü mimarlık dünyasının kalbi Londra’da atıyor ve İngiltere’ye yaptığımız ihracat bizim oradaki mimarlar nezdindeki bili-nirliliğimizi artırıyor. Bu nedenle de bu pazar bizim için çok önemli. Bunun yanı sıra Kuzey Avrupa ve Körfez ülkeleri de yine 2016 yılında üzerine titreyeceğimiz pazarlar olacak.

“2015 yılı inşaat sektörü için bek-lentilerin tam anlamıyla karşılana-bildiği bir yıl olamadı. 2016 yılı için çok daha olumlu bir hava mevcut. Yıla net bir başlangıç yapıyoruz. En azından birçok alanda ileriyi görebi-liyoruz.”İnşaat sektörü 2015 yılına heyecanla başlamıştı. Ancak sonra hem Türkiye

hem de dünya konjonktüründeki genel dalgalanmalar, beklenmeyen hareket-leri de beraberinde getirerek sektörün ciddi anlamda bir bekleme sürecini yaşamasına neden oldu. Bu bekleme süreçleri belirli periyodlar halinde oldu. Dövizde ciddi hareketlenmeler oldu. Dövizdeki hareketlenmeler yine piya-sayı bir parça tedirgin etti. Sektörümü-zün bazı noktalarda firene basmasına neden oldu. İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörüdür. Ekonominin çok ciddi çark ettiği bir sektöre sahibiz. O nedenle inşaat sektöründeki duraklama veya inişli çıkışlı dönemler otomatik ola-rak bütün sektörleri bir şekilde etkiliyor. Bu durumdan ilk etkilenen de haliyle yapı malzemeleri sektörüdür. Bu ne-denle 2015 yılı inşaat sektörü için bek-lentilerin tam anlamıyla karşılanabildiği bir yıl olamadı. 2016 yılı için çok daha

yüme öngörüsü %3,7’di. Bu büyümeyi yakalamış bulunuyoruz. Ama bunun karşılaştırması ya da sahadaki karşı-lığı ancak satış rakamlarına bakılarak bulunabilir. İnşaat sektörünün 2014 yılı büyüme rakamı %4,2’di. Bu rakam sek-törümüzün için büyük bir sıçrama olarak değerlendirilebilir. 2016 yılında ise sek-törümüzün %4’ün üzerinde bir büyüme sergilemesini öngörüyoruz.

Türkiye halen seramik sektöründe ilk 3 ülke arasında yer alıyor. Pazarın ilk 2 sırasında bulunan İspanya ve İtalya’daki üreticiler tesislerini kapatmaya ve daral-maya başladılar. Bu nedenle gözler ta-mamen Türkiye’ye çevrildi. Türkiye’nin seramik sektöründeki başarısı ile “Türk Malı” damgası dünyada giderek daha fazla kabul ve talep görecek. Ancak bu hedefe ulaşabilmek için Ar-Ge ve

“Niş ve butik bir markayız. Çok büyük hacimlerle ve üretim kapasitesiyle var olmak ve fiyatla

rekabet etmek yerine, daha kaliteli ve fiyat odaklı olmayan rekabeti

tercih ediyoruz.”olumlu bir hava mevcut. Yıla net bir başlangıç yapıyoruz. En azından birçok alanda ileriyi görebiliyoruz. Uluslarara-sı dengeleri bilemeyiz elbette. Bununla ilgili de yöneticilere inanıp 2016 yılı ile ilgili beklentilerimizi biz de yüksek tu-tuyoruz. Belirsizlik dönemi sektörü hızla etkilemiyor. Bu tür hareketlenmelerin ardından satışları hemen etkileyebilir, ama inşaat yapım sürecini hızlı etkilemi-yor. Satışlardaki düşüşü görebilirsiniz… 2015 yılına ilişkin inşaat sektörünün bü-

üretim yatırımlarına hız verilmesi bü-yük önem taşıyor. Bu süreçte tesislerin yenilenmesi, modern teknolojiye ayak uydurulması, en önemli kaynağın ‘insan’ olduğunun unutulmaması ve çok üret-mek yerine kaliteli üretme vurgusunun yapılması gerekiyor. Bunların yanı sıra sektörümüzün ortalama 155 milyon metrekarelik bir üretim kapasitesi var. Fiili kapasite daha yüksek. Bizim yıllık kapasitemiz ise 18 milyon metrekare… Fiili olarak ise 14 milyon metrekarede-

61

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

yiz… Pazarın %15’lik kısmındayız, ama sektörde trendi belirliyoruz. Niş ve bu-tik bir markayız. Bunun altını çizmeliyiz. Çok büyük hacimlerle ve üretim kapasi-tesiyle var olmak ve fiyatla rekabet et-mek yerine, daha kaliteli ve fiyat odaklı olmayan rekabeti tercih ediyoruz.

“Tasarımcının ve üreticinin hakla-rını maksimum seviyede koruyup, daha iyisini üretmek adına sektör-de dertlenmemiz lazım. Türk Patent Enstitüsü (TPE) ve TSE’nin öncülü-ğünde tescil yasaları çok iyi işlen-meli. Türkiye’de bu anlamda hukuki düzenlemeleri yönetenlere de çok iş düşüyor.”Bence sektör olarak öncelikle bizim yapmamız gereken bir şey var. Bir an önce kopyalamayı durdurmalıyız. Ta-sarımcının ve üreticinin haklarını mak-simum seviyede koruyup, daha iyisini üretmek adına sektörde dertlenmemiz lazım. Tasarım anlamında rekabet yurt-dışında algımızı yukarı taşıyabileceği-miz tek unsurdur. Ne yazık ki; ürün ta-sarımlarımızda İtalyanlardan destek alıyoruz. Çünkü onlar tasarımlarını çok iyi koruyor. Korumadığınız ve taklit et-tiğiniz zaman pazarda fiyatla rekabet etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu he-pimize zarar veriyor ve sektörümüzü aşağıya çekiyor. Tam tersi, daha iyisini nasıl yaparız, bunu hedeflemeliyiz. Bu-rada Türk Patent Enstitüsü (TPE) ve TSE’nin öncülüğünde tescil yasaları çok iyi işlenmeli. Türkiye’de bu anlamda hu-kuki düzenlemeleri yönetenlere de çok iş düşüyor. Seramik sektörünü eskiden İspanya ve İtalya yönetirken, artık hem know-how hem de insan gücü açısın-dan yakın coğrafya ön planda bulunu-yor. Artık seramik daha lokalize üretim-lerle tedarik edilmeye başlandı ve bu devam edecek. Şu anda yakın coğraf-yamızdaki ülkelerde seramik üretimle-ri, daha alt kalitede olmasına rağmen, hacimsel olarak gelişecek. Bu da her ülke için, özellikle Türkiye için bir tehdit unsuru. Örneğin Azerbaycan ciddi bir seramik üreticisi. Ürün gamı olarak he-nüz rakibimiz değil, ama olacaktır. Ben-zer durum Türkmenistan ve Kazakistan için de geçerli. Tercih edilebilirler ya da kendi iç pazarlarını kendileri doyurabi-lirler. Bu da bizim için bir risk. Çıtayı yu-

karı çıkaracak daha üst segment ve üst kalite ürün üretebilirsek bizimle rekabet edemezler. Ama hacime odaklanıp ve fiyat odaklı gidersek, rekabet ortamına biz de gireriz ve elimine oluruz. 5 yıl içe-risinde bir risk görünüyor. Türk seramik üreticilerinin böyle bir sorunu olacak.

“2015 UNICERA Fuarı’nın geçmiş yıllara oranla daha büyük önem kazandığı ortada. Geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak komşu ülkelerden ziyaretçiler gelirken, son iki yıldır farklı ve uzak ülkelerden daha fazla sayıda ziyaretçi ağırlıyoruz.”Fuarlar sektöre önemli katkılarıyla her firmaya ayrı bir değer katıyor. UNICERA da bu fuarlardan birisi. 2008 yılında ya-şanan global küresel krizde ciddi sıkıntı-lar yaşayan İspanyol ve İtalyan firmala-rın kapasite kaybına uğraması ve oluşan bu boşluğu Türk seramik üreticilerinin doldurması, UNICERA Fuarı’nda da gözlemlediğimiz en önemli unsur oldu. Dolayısıyla 2015 UNICERA Fuarı’nın geçmiş yıllara oranla daha büyük önem kazandığı ortada. Geçmiş yıllarda ağır-lıklı olarak komşu ülkelerden ziyaretçi-ler gelirken, son iki yıldır farklı ve uzak ülkelerden daha fazla sayıda ziyaretçi ağırlıyoruz. Kuzey ve Batı Avrupa, Or-tadoğu, Kuzey Afrika ülkeleri, Pakistan, Hindistan ve Kanada’dan katılımların ol-duğunu gözledik.

Sektörümüzün en büyük sorunu haksız rekabeti de içinde barındıran taklitçilik. Özellikle markalı firmalarda bunu çok yaşıyoruz. Mesela bir fuara katılıyorsu-nuz, stant açıyorsunuz. Fuarların amacı firmaların uzun çabaları sonucunda orta-ya çıkardıkları yeni ürünlerini tüketiciye sunmak ve tanıtmaktır. Ama henüz fuar-da tanıtılan ve henüz pazara dahi çıkma-yan ürünler hemen kopyalanabiliyor. Bu sayede 2 yıllık emeğiniz de uçup gidiyor. Tasarımcı arkadaşlarımız önce bir ürünü hayal ediyorlar, sonra da bu hayali kâğıda döküyorlar. Ardından ise çizimler porse-lene uygun hale getiriliyor. Renk ayrım-ları vs. derken zaten 1 yılınız geçiyor. Üretim aşaması, uygun makine ve ekip-manların alınması, kalıpların yapılması, deneme aşaması derken bir yılınız da bu şekilde geçiyor. Üretime başladığınızda bir karonun maliyeti 10 lira ise, üretim aşamasında size maliyeti 1 milyon lirayı buluyor. Ama siz bunu kopya ederseniz, hiç para harcamıyorsunuz. Bunun ne an-lama geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.

Avrupa’da ise firmaların yüzde 99’u tasa-rımcılarla çalışıyor. Bizde maalesef öyle değil. Avrupa’da firmalar, kopyalamak yerine kendi özgün tasarımlarını yapma-yı tercih ediyorlar. Kopya ürünleri sun-mayı kendilerine yakıştırmıyorlar. Bu ne-denle de Avrupa tasarımı markalar Türk markasından daha kıymetli.

“Avrupa’da firmalar, kopyalamak yerine kendi özgün tasarımlarını yapmayı tercih ediyorlar. Kopya ürünleri

sunmayı kendilerine yakıştırmıyorlar.”

Page 64: TİMDER Dergisi 89.Sayı

62

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

“Türkiye’de bir ilke daha imza ata-rak, Aquanit ismini verdiğimiz por-selen duş teknesini 1 Şubat 2016 itibariyle piyasaya sunduk. UNICE-RA Fuarı’nda da bu ürünümüzün ta-nıtımını yapacağız.”Türkiye’de bir ilke daha imza atarak, Aquanit ismini verdiğimiz porselen duş teknesini 1 Şubat 2016 itibariyle piya-saya sunduk. UNICERA Fuarı’nda da bu ürünümüzün tanıtımını yapacağız. Bu ürünümüzü zadece Serra Seramik veya Seranit Porselen bayilerinde değil, bütün inşaat malzemesi satan firmalar üzerinden daha geniş kitlelere ulaştı-racağız. Bu ürünümüzün Ar-Ge’si çok pahalı. Bunun yanı sıra çok emek har-canmış zahmetli bir ürün. Her kalıbın maliyeti 40 Bin Euro. Bir kalıbın bitmesi ise 90 gün sürüyor. Tüm aşamaları ile 2 yılda hazır hale gelen bir ürün.

Ürünümüzü pazarda farklı kılmak için, araştırmalar yaptık. Duş teknelerinde yaşanan sıkıntıları teker teker inceledik ve ürünümüzde bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Mesela, duş teknelerini silikon ile yapıştırıyo-ruz. Sabit ve hafif esnek olan iki ürünü yapıştırmak için buna ihtiyacınız var. Fakat zamanla bu alan siyahlaşarak küflenmeye başlıyor. Bakteri üretir hale dönüşüyor. Zamanla da bu bölgeden su kaçırmaya başlıyor. Ve siz yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendiniz silikonu değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Bi-zim ürünümüzde ise bütün bu sorunları ortadan kaldırıyoruz. Özel derzler kulla-narak silikonu ortadan kaldırıyoruz. Bu-nun yanı sıra duş tekneleri ortalama 18 cm’ye kadar çıkabiliyor. Haliyle kaygan bir yüzeyi var. Her duş alışınızda, kayma korkusu yaşıyorsunuz. Bizim ürünümüz yer ile sıfır olduğu için, kayma riskiniz vs. de ortadan kalkmış oluyor. Ayrıca duş teknesi ile zemin rengi aynı olduğu için bir bütünlük hissi veriyor. Farklı bir obje yok. Sanki birbirini tamamlayıcı bir unsurmuş gibi görünüyor. Bunların yanı sıra dışarıya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil. Özel derzlerimizin ta-mamı paslanmaz özellikli. Ayrıca özel bir sifon da ürettik. Normal 6 cm’lik bir duş teknesinin sifonları dakikada 24 litre suyu tahliye ederken, bizim ürünümüz-de dakikada 39 litre suyu tahliye ediyor. Bu arada duş teknesini yerine koyarken illa ki ustalar bir iki cm kayma yapıyor. Bunu önlemek için biz yeni ürünümüzde eksantrik bir kafa yaptık. 2 cm sağa, sola ve ileriye hareket ediyor. Dolayısıyla us-tanın hata payını ortadan kaldırıyoruz. Bu ürünümüzü de kopya etmeye çalışa-

caklar. Ama, buradan ilan ediyorum. Her kim ki, bu ürünümüzü taklit ederse, hem hukuki yönden hakkımızı sonuna kadar arayacağız hem de taklidimizi yapan fir-mayı deşifre edeceğiz.

“Biz de hem rekabetten kurtulmak hem de farklı bir algı yaratmak ama-cıyla dünyada dahi olmayan bir stan-dart olan 70’e 70 ebat karoyu geliş-tirdik. Biraz ölçüleri farklılaştıralım ve büyütelim, bu sayede de tüketici-lerin ilgisini çekelim istedik.”60’a 60 veya 60’a 120 ebat pazarı çok re-kabetçi bir pazar. Biz de hem rekabetten kurtulmak hem de farklı bir algı yaratmak amacıyla dünyada dahi olmayan bir stan-dart olan 70’e 70 ebat karoyu geliştirdik. Biraz ölçüleri farklılaştıralım ve büyüte-lim, bu sayede de tüketicilerin ilgisini çe-kelim istedik. Başarılı da olduk. Bakıldığı zaman 60’a 60 sanılıyor, ama daha zen-gin ve tok duruyor. Yan yana koyduğu-nuzda farkı anlıyorsunuz. Asıl ilginç olan, büyük firmalardan birisi de 70’e 70 ebatlı karo üretimine başlıyormuş. Yani 65’e 65, 75’e 75 veya 80’e 80 farklı bir ebat yapmak varken onlar da 70’e 70 yaparak hem kendisine hem de bize zarar vere-cek. Bu beraberinde haksız rekabeti de getirecek. Biz 70’e 70 ebat için 1 milyon Euro’ya yakın makine yatırımı yapmışız. Bir pazar oluşturmuşuz. Birileri geliyor buna konuyor. Emeklerimiz boşa gidiyor. Sektörü daha da yukarılara taşıması ge-reken firmalardan böyle şeyler gördüğü-müzde çok üzülüyoruz.

Bu durumda, ben para kazanamayınca inşaat malzemeleri sektörüne de para kazandıramıyorum. Bayi karlılığından kırpmak zorunda kalıyorum. Biz sana-yicilerle rekabet ediyoruz. Bayilerimiz de kendi aralarında rekabet içindeler. Bu sayede para kazanıp da kendini ye-nileyecek kimse kalmıyor. Bu durumu doğru yönetemeyen basiretsiz yöneti-ciler yüzünden hem Türkiye ekonomisi hem de Türkiye markası negatif yönde etkileniyor. Bugüne kadar birçok ürü-nümüz taklit edilmişti, ancak 70’e 70 ebatlı karo ürünümüzün taklit edildiğini duyunca, o firma adına çok üzüldüm.

Biz patent konusunda dersimizi çok iyi çalışıyoruz. Ancak Türk Patent Enstitüsü‘nün (TPE) kuralında bir mal-zemenin ne adını ne de ebadını yazabi-liyorsunuz… Sıfırdan bir yenilik olması gerekiyor. Malzeme ve ebat yazama-dığınız için de sizi pazarda korumuyor. Başka bir hammadde ve başka bir mal-zeme üretirseniz patentini veriyor. Ta-sarım tescili de yapıyoruz, ancak 4 fark-lılık yapabildiğiniz anda direkt olarak bilirkişi, bunlar aynı değil diyor. Baktık ki taklitten kurtuluşumuz olamıyor, biz de ürünü ürettiğimiz makineleri kendi-miz geliştirmeye başladık. Bu sayede, bizden görüp de aynısını yapabilmek için makineler sipariş eden firmalar, makineler bizim tasarımımız olduğu için, ürünlerimizin kopyasını üretemi-yorlar. Oldukça maliyetli bir durum ama başka çaremiz kalmadı.

Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan, TİMDER Genel Koordinatörü Nurhan Tanyeli ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba

Page 65: TİMDER Dergisi 89.Sayı

62

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

“Türkiye’de bir ilke daha imza ata-rak, Aquanit ismini verdiğimiz por-selen duş teknesini 1 Şubat 2016 itibariyle piyasaya sunduk. UNICE-RA Fuarı’nda da bu ürünümüzün ta-nıtımını yapacağız.”Türkiye’de bir ilke daha imza atarak, Aquanit ismini verdiğimiz porselen duş teknesini 1 Şubat 2016 itibariyle piya-saya sunduk. UNICERA Fuarı’nda da bu ürünümüzün tanıtımını yapacağız. Bu ürünümüzü zadece Serra Seramik veya Seranit Porselen bayilerinde değil, bütün inşaat malzemesi satan firmalar üzerinden daha geniş kitlelere ulaştı-racağız. Bu ürünümüzün Ar-Ge’si çok pahalı. Bunun yanı sıra çok emek har-canmış zahmetli bir ürün. Her kalıbın maliyeti 40 Bin Euro. Bir kalıbın bitmesi ise 90 gün sürüyor. Tüm aşamaları ile 2 yılda hazır hale gelen bir ürün.

Ürünümüzü pazarda farklı kılmak için, araştırmalar yaptık. Duş teknelerinde yaşanan sıkıntıları teker teker inceledik ve ürünümüzde bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Mesela, duş teknelerini silikon ile yapıştırıyo-ruz. Sabit ve hafif esnek olan iki ürünü yapıştırmak için buna ihtiyacınız var. Fakat zamanla bu alan siyahlaşarak küflenmeye başlıyor. Bakteri üretir hale dönüşüyor. Zamanla da bu bölgeden su kaçırmaya başlıyor. Ve siz yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendiniz silikonu değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Bi-zim ürünümüzde ise bütün bu sorunları ortadan kaldırıyoruz. Özel derzler kulla-narak silikonu ortadan kaldırıyoruz. Bu-nun yanı sıra duş tekneleri ortalama 18 cm’ye kadar çıkabiliyor. Haliyle kaygan bir yüzeyi var. Her duş alışınızda, kayma korkusu yaşıyorsunuz. Bizim ürünümüz yer ile sıfır olduğu için, kayma riskiniz vs. de ortadan kalkmış oluyor. Ayrıca duş teknesi ile zemin rengi aynı olduğu için bir bütünlük hissi veriyor. Farklı bir obje yok. Sanki birbirini tamamlayıcı bir unsurmuş gibi görünüyor. Bunların yanı sıra dışarıya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil. Özel derzlerimizin ta-mamı paslanmaz özellikli. Ayrıca özel bir sifon da ürettik. Normal 6 cm’lik bir duş teknesinin sifonları dakikada 24 litre suyu tahliye ederken, bizim ürünümüz-de dakikada 39 litre suyu tahliye ediyor. Bu arada duş teknesini yerine koyarken illa ki ustalar bir iki cm kayma yapıyor. Bunu önlemek için biz yeni ürünümüzde eksantrik bir kafa yaptık. 2 cm sağa, sola ve ileriye hareket ediyor. Dolayısıyla us-tanın hata payını ortadan kaldırıyoruz. Bu ürünümüzü de kopya etmeye çalışa-

caklar. Ama, buradan ilan ediyorum. Her kim ki, bu ürünümüzü taklit ederse, hem hukuki yönden hakkımızı sonuna kadar arayacağız hem de taklidimizi yapan fir-mayı deşifre edeceğiz.

“Biz de hem rekabetten kurtulmak hem de farklı bir algı yaratmak ama-cıyla dünyada dahi olmayan bir stan-dart olan 70’e 70 ebat karoyu geliş-tirdik. Biraz ölçüleri farklılaştıralım ve büyütelim, bu sayede de tüketici-lerin ilgisini çekelim istedik.”60’a 60 veya 60’a 120 ebat pazarı çok re-kabetçi bir pazar. Biz de hem rekabetten kurtulmak hem de farklı bir algı yaratmak amacıyla dünyada dahi olmayan bir stan-dart olan 70’e 70 ebat karoyu geliştirdik. Biraz ölçüleri farklılaştıralım ve büyüte-lim, bu sayede de tüketicilerin ilgisini çe-kelim istedik. Başarılı da olduk. Bakıldığı zaman 60’a 60 sanılıyor, ama daha zen-gin ve tok duruyor. Yan yana koyduğu-nuzda farkı anlıyorsunuz. Asıl ilginç olan, büyük firmalardan birisi de 70’e 70 ebatlı karo üretimine başlıyormuş. Yani 65’e 65, 75’e 75 veya 80’e 80 farklı bir ebat yapmak varken onlar da 70’e 70 yaparak hem kendisine hem de bize zarar vere-cek. Bu beraberinde haksız rekabeti de getirecek. Biz 70’e 70 ebat için 1 milyon Euro’ya yakın makine yatırımı yapmışız. Bir pazar oluşturmuşuz. Birileri geliyor buna konuyor. Emeklerimiz boşa gidiyor. Sektörü daha da yukarılara taşıması ge-reken firmalardan böyle şeyler gördüğü-müzde çok üzülüyoruz.

Bu durumda, ben para kazanamayınca inşaat malzemeleri sektörüne de para kazandıramıyorum. Bayi karlılığından kırpmak zorunda kalıyorum. Biz sana-yicilerle rekabet ediyoruz. Bayilerimiz de kendi aralarında rekabet içindeler. Bu sayede para kazanıp da kendini ye-nileyecek kimse kalmıyor. Bu durumu doğru yönetemeyen basiretsiz yöneti-ciler yüzünden hem Türkiye ekonomisi hem de Türkiye markası negatif yönde etkileniyor. Bugüne kadar birçok ürü-nümüz taklit edilmişti, ancak 70’e 70 ebatlı karo ürünümüzün taklit edildiğini duyunca, o firma adına çok üzüldüm.

Biz patent konusunda dersimizi çok iyi çalışıyoruz. Ancak Türk Patent Enstitüsü‘nün (TPE) kuralında bir mal-zemenin ne adını ne de ebadını yazabi-liyorsunuz… Sıfırdan bir yenilik olması gerekiyor. Malzeme ve ebat yazama-dığınız için de sizi pazarda korumuyor. Başka bir hammadde ve başka bir mal-zeme üretirseniz patentini veriyor. Ta-sarım tescili de yapıyoruz, ancak 4 fark-lılık yapabildiğiniz anda direkt olarak bilirkişi, bunlar aynı değil diyor. Baktık ki taklitten kurtuluşumuz olamıyor, biz de ürünü ürettiğimiz makineleri kendi-miz geliştirmeye başladık. Bu sayede, bizden görüp de aynısını yapabilmek için makineler sipariş eden firmalar, makineler bizim tasarımımız olduğu için, ürünlerimizin kopyasını üretemi-yorlar. Oldukça maliyetli bir durum ama başka çaremiz kalmadı.

Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan, TİMDER Genel Koordinatörü Nurhan Tanyeli ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba

Page 66: TİMDER Dergisi 89.Sayı

64

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Eser Ersoy Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu

İntema Genel Müdürü

1975 doğumluyum. Lisans eğitimimi 1997 yılında Orta Doğu Teknik Üniver-sitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimimi ise 1999 yılında ODTÜ İşletme Bölümü’nde tamamla-dım.

İş yaşamına 2000 yılında Eczacıbaşı İntema’da Satış Operasyonları Uzman Yardımcısı olarak başladım. 2002-2012 yılları arasında aynı kuruluşta sırasıyla, Satış Operasyonları Uzmanı, Satış Ope-rasyonları Sorumlu Uzmanı, Kategori Yöneticisi, Marmara Bölge Yöneticisi, Toplu İşler Satış Müdürü, Yetkili Satıcı Kanalı Satış Müdürü ve Gelişen Pazar-lar Satış Direktörü olarak görev yap-tım. 2012 yılından itibaren, Eczacıbaşı İntema’da “Türkiye ve Gelişen Pazarlar Satış Direktörü” olarak göreve baş-ladım. 1 Mart 2013 tarihinden geçerli olmak üzere, aynı kuruluşta Genel Mü-dürlük görevine atandım.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun Vit-rA ve Artema markalı ürünlerinin pazar-lama faaliyetlerini yürütmek amacıyla kurulan İntema, “mutfak ve banyoları yenileme” düşüncesinin yerleşmesi-ne öncülük yaparak, çağdaş mutfak ve banyo tasarımlarının Türkiye’deki en önemli adresi oldu.

İntema mağazalarıyla oluşturulmaya başlanan “uzman satış noktası” yapı-

lanması yetkili satıcı kanalına yayılarak, kurum ve marka imajının doğru temsili, vitrin ve hizmet kalitesinde standart-laşma sağlıyor. İntema organizasyonu altında faaliyetlerini yürüten ve sek-töründeki ilk düzenli servis teşkilatı olan VitrA-Artema yetkili servisleri ise bugün Türkiye çapında 100’den fazla noktada Yapı Ürünleri Grubu ürünleri-ne yönelik satış sonrası hizmet deste-ğini veriyor.

“VitrA - Artema yetkili servisleri bugün Türkiye çapında 100’den

fazla noktada Yapı Ürünleri Grubu ürünlerine yönelik satış sonrası

hizmet desteğini veriyor.”

Page 67: TİMDER Dergisi 89.Sayı

64

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Eser Ersoy Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu

İntema Genel Müdürü

1975 doğumluyum. Lisans eğitimimi 1997 yılında Orta Doğu Teknik Üniver-sitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimimi ise 1999 yılında ODTÜ İşletme Bölümü’nde tamamla-dım.

İş yaşamına 2000 yılında Eczacıbaşı İntema’da Satış Operasyonları Uzman Yardımcısı olarak başladım. 2002-2012 yılları arasında aynı kuruluşta sırasıyla, Satış Operasyonları Uzmanı, Satış Ope-rasyonları Sorumlu Uzmanı, Kategori Yöneticisi, Marmara Bölge Yöneticisi, Toplu İşler Satış Müdürü, Yetkili Satıcı Kanalı Satış Müdürü ve Gelişen Pazar-lar Satış Direktörü olarak görev yap-tım. 2012 yılından itibaren, Eczacıbaşı İntema’da “Türkiye ve Gelişen Pazarlar Satış Direktörü” olarak göreve baş-ladım. 1 Mart 2013 tarihinden geçerli olmak üzere, aynı kuruluşta Genel Mü-dürlük görevine atandım.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun Vit-rA ve Artema markalı ürünlerinin pazar-lama faaliyetlerini yürütmek amacıyla kurulan İntema, “mutfak ve banyoları yenileme” düşüncesinin yerleşmesi-ne öncülük yaparak, çağdaş mutfak ve banyo tasarımlarının Türkiye’deki en önemli adresi oldu.

İntema mağazalarıyla oluşturulmaya başlanan “uzman satış noktası” yapı-

lanması yetkili satıcı kanalına yayılarak, kurum ve marka imajının doğru temsili, vitrin ve hizmet kalitesinde standart-laşma sağlıyor. İntema organizasyonu altında faaliyetlerini yürüten ve sek-töründeki ilk düzenli servis teşkilatı olan VitrA-Artema yetkili servisleri ise bugün Türkiye çapında 100’den fazla noktada Yapı Ürünleri Grubu ürünleri-ne yönelik satış sonrası hizmet deste-ğini veriyor.

“VitrA - Artema yetkili servisleri bugün Türkiye çapında 100’den

fazla noktada Yapı Ürünleri Grubu ürünlerine yönelik satış sonrası

hizmet desteğini veriyor.”

65

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

2005 yılından beri ideal mutfak yaşamı-nı tasarlayan İntema Mutfak markamız, Türkiye genelinde 4000’in üzerinde satış noktasında, 72 yetkili satıcı, 14 mağaza, ve 111 yetkili servisle; uzman kadrolarıyla satış öncesi yönlendirme, danışmanlık, projelendirme ve mimari hizmetin yanı sıra, satış sonrası montaj ve servis hizmetlerini de sunuyor.

Tüketicilerimize, üründen ziyade ideal bir yaşam tarzı sunmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle ürüne değil tüketicilerin duygularına dokunan bütüncül bir üre-tim ve iletişim anlayışını benimsiyoruz. Aynı zamanda tüketicimize formu ve tasarımıyla farklılaşan alternatifler sun-maya; malzeme ve fonksiyon detayla-rındaki çeşitliliği desteklemek amacıyla moda ürün gamını zenginleştiren ürün-ler geliştirmeye odaklanıyoruz.

Dünya markası olma yolunda emin adımlar atıyor; kullanıcı davranışını, ih-tiyacını ve isteğini anlamanın, bunlara cevap veren yaratıcı fikirler oluşturma-nın önemine inanıyoruz. Kullanım alış-kanlıklarını daha iyi anlamak için uzun soluklu araştırmalar gerçekleştiriyor, insan için fayda yaratan, yaşamı kolay-laştıran ulaşılabilir ürünler geliştiriyoruz.

“Amacımız, her zaman en iyiyi ve en kaliteliyi sunmanın yanı sıra, sektö-rün gelişimine de destek vermek…”VitrA olarak, tasarımdan üretime, teş-hirden müşteri hizmetlerine kadar her aşamada, farklı ve yaratıcı çözümler su-nuyoruz. Amacımız, her zaman en iyiyi ve en kaliteliyi sunmanın yanı sıra, sek-

törün gelişimine de destek vermek… Bunu yaparken, iş ortağımız yetkili satıcılarla gücümüzü birleştiriyor, aynı hedef doğrultusunda çalışıyoruz. Müş-terilerimizi dinlemeyi, istek ve taleple-rini iyi anlamayı, ürün ve hizmetlerimizi en iyi şekilde sunmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, yetkili satıcılarımızın bilgi ve becerisi bizim için büyük değer taşıyor.

Yetkili satıcılarımız, temel hedef olan müşteri memnuniyetini sağlayabilmek için, yetişmiş satış personeline ve ge-rekli donanıma sahip. Satış dağılımların-da önemli yer tutan, tali (alt bayi) kanala, yetkili satıcılar tarafından hizmet verili-yor. Bu anlamda, İntema yetkili satıcıla-rının çalışanlarına yönelik satış teknikle-ri ve ürün eğitimleri düzenleniyor.

Yapı sektöründe bir “ilk”e imza atarak 1998 yılında başlattığımız CRM Projesi,

PartnersClub ile çalışmalarına devam eden İntema, sektördeki profesyonel-lerle çokyönlü ortaklık, sürekli ve etkin iletişim anlayışını geliştiriyor. Mağaza ve yetkili servis çalışanlarının, ürünle-rin özelliklerine ve teknik ayrıntılarına hakim olmasını sağlayacak düzenli eği-timler yapıyoruz. Artema bünyesinde, tesisatçılara ulaşmak ve bilgi alışverişi yapmak için, İstanbul Doğalgaz, Sıhhi Tesisatçılar ve Kaloriferciler Teknisyen-leri Odası’yla yapılan işbirliği kapsamın-da, “Tesisatçılar Takımı” projesini 2013 sonunda hayata geçirdik. Eğitimler bu yıl da devam edecek.

Dünyada kendine önemli bir yer edinen Türk seramik sektörünün, değerli reka-bet avantajları var. Yetişmiş insan kay-nağı, uzun yıllara dayanan uzmanlık ve birikimin yanı sıra, hammadde ve ürün çeşitliliğine sahibiz. Son yıllarda başla-yan kümelenme çalışmaları ve Turqua-lity gibi devlet destekli programlar, sek-törümüzün büyümesini destekliyor.

“Rusya krizinin etkileri, bu yıl da gö-rülebilir.”Sektördeki üretimin, Türkiye ekonomi-sine paralel, iç pazar destekli geliştiğini görüyoruz. Örneğin, kaplama seramik-lerinde 300 milyon m2 üretim mevcut ve bunun 215 milyon m2’si iç pazarda tüketiliyor. İnşaat sanayisindeki hare-ketlilik devam ettiği sürece, bu açıdan sorun çıkmaz. Sektörün yıllık büyümesi tahminimiz %7 civarında. Seramik sağ-lık gereçleri üretimi de yıllık 23 milyon adet kadar ve bunun büyük kısmı iç tü-ketime gidiyor. Ayrıca, yoğun üretim ya-

“Ürüne değil tüketicilerin duygularına dokunan bütüncül bir üretim ve iletişim anlayışını benimsiyoruz.”

Page 68: TİMDER Dergisi 89.Sayı

66

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

pan sektörümüz doğalgaz başta olmak üzere, enerji temininden ve fiyatından etkileniyor. Bu nedenle 2015 sonlarına doğru yaşanan Rusya krizinin etkileri, bu yıl da görülebilir.

“Önümüzdeki 10 yıllık süreçte, re-kabet öncesi işbirliklerinde kayda değer bir artış öngörüyoruz.”Ekonomi genişlerken yapı malzemeleri sektörü daha fazla gelişir, ekonomi du-rurken de daha fazla daralır. İnşaat sek-törü, ekonominin büyümesine oranla hep fazla tepki gösterir. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte, rekabet öncesi işbirlikle-rinde kayda değer bir artış öngörüyoruz. Türk şirketlerinin, yurtdışında organik ve inorganik büyüme faaliyetlerini sür-dürmesini bekliyoruz. Spesifik olarak, sektörümüzde porselen karo kullanımı-nın giderek daha yaygın hale geleceğini söylemek mümkün.

“UNICERA, her yıl özenle hazırlan-dığımız, prestijli bir fuar olması açı-sından önem arz ediyor.”Fuarlar, özellikle yabancı yatırımcı ve sa-tın alma gruplarıyla tanışmak, yeni an-laşmalar imzalamak ve projeler üzerine detaylı konuşmak için büyük bir fırsat. Aynı şekilde diğer markaları incelemek veya yatırımcılarla fikir alışverişinde bu-lunmak, gelecek planlarımızı ciddi an-lamda şekillendiriyor. UNICERA, her yıl özenle hazırlandığımız, prestijli bir fuar olması açısından önem arz ediyor.

Ülkemizdeki enerji maliyetlerinin yük-sek oluşu, özellikle Avrupalı rakiple-rimize karşı bir dezavantaj. Bizim için önemli bir ihracat potansiyeline sahip Euro bölgelerindeki dalgalanmalardan etkilenebiliyoruz. Bunlar, sektörümüzün önemli sorunları olarak sıralanabilir.

“Riskleri farklı pazarlara dağıtarak büyüme hedeflerine odaklandığımız için, bu tip dalgalanmalardan mini-mum düzeyde etkileniyoruz.”Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, ulusal ve uluslararası sektörü çok iyi gözlem ve değerlendirme yeteneğiyle, yatırım-larını uzun soluklu analizler sonucunda gerçekleştiriyor ve ekonomik sistem-deki değişimlere ayak uyduruyor. Risk-leri farklı pazarlara dağıtarak büyüme hedeflerine odaklandığımız için, bu tip dalgalanmalardan minimum düzeyde etkileniyoruz.

Türkiye pazarındaysa kentsel dönüşüm sebebiyle inşaat sektöründe canlılık söz konusu. İnşaat ve yapı sektörü birbirle-rini direkt olarak etkiliyor. Gün geçtikçe artan şehir nüfusu ve kentsel dönüşüm, yaşam alanlarındaki değişimi de bera-berinde getiriyor. Yoğun şehir hayatında evlerden beklentileri artan insanların yaşam standartlarına uyum sağlamak, değişen ihtiyaçlarına cevap vermek ve kullanım amaçlarına uygun performans sunmak için, ürünlerimizde fonksiyonel tasarımlara yöneliyoruz.

“Global rekabet avantajını artırmak üzere, marka ve üretim tesisi satın alma, ortaklık kurma gibi fırsatları, geçmişte olduğu gibi değerlendir-meye devam ediyoruz.”Türkiye’de sektörün en geniş ürün yel-pazesine ve üretim kapasitesine sahip Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, pazar stratejisini çok markalı, çok üretim mer-kezli, çok pazarlı bir yapıda geliştiriyor. Faaliyet gösterdiğimiz stratejik pazar-lardaki lojistik gücümüzü artıracak, ka-nal hakimiyetini güçlendirecek, büyüme potansiyeline sahip, teknoloji ve insan kaynakları açısından katma değer yara-tacak şirketleri yakından takip ediyoruz. Global rekabet avantajını artırmak üzere, marka ve üretim tesisi satın alma, ortak-lık kurma gibi fırsatları, geçmişte olduğu gibi değerlendirmeye devam ediyoruz.

Hedef kitle bazında yaptığımız özelleşti-rilmiş iletişimlerimizde ürünlerimizi ön-celikle mimarlar ve bayilere tanıtıyoruz. Fuarlar ve lansman toplantıları bu kitleye ulaşmak için tercih ettiğimiz ana etkin-likler. Bulunduğumuz kategori nedeniy-le, ürünlerimizin fuarlardaki ve mağaza-lardaki teşhirleri, iletişim çalışmaları ve çalışanlarımızın yeni ürünler hakkında eğitilmesi ve yeni ürünlerin satışında et-kili oluyor.

Son kullanıcılara ulaşmak içinse önemli mecralar televizyon ve satış noktaların-daki ürün bilgilendirmeleri. Yeni ürünü-nüzü ne kadar iyi ve detaylı anlatırsanız tüketiciler yeniliklere o kadar çabuk adapte oluyor ve yeni ürünün cirodaki payı o kadar hızlı artıyor. Bu anlamda, marka olarak ürünlerimizi anlatmak üzere hazırladığımız katalogları da çok önemsiyoruz. Özellikle son kullanıcıya ilham vermek üzere hazırladığımız basılı malzemeler, yeniliklerin detaylarını an-latmak için en önemli mecralarımızdan biri.

Page 69: TİMDER Dergisi 89.Sayı

66

Söyl

eşi

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

pan sektörümüz doğalgaz başta olmak üzere, enerji temininden ve fiyatından etkileniyor. Bu nedenle 2015 sonlarına doğru yaşanan Rusya krizinin etkileri, bu yıl da görülebilir.

“Önümüzdeki 10 yıllık süreçte, re-kabet öncesi işbirliklerinde kayda değer bir artış öngörüyoruz.”Ekonomi genişlerken yapı malzemeleri sektörü daha fazla gelişir, ekonomi du-rurken de daha fazla daralır. İnşaat sek-törü, ekonominin büyümesine oranla hep fazla tepki gösterir. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte, rekabet öncesi işbirlikle-rinde kayda değer bir artış öngörüyoruz. Türk şirketlerinin, yurtdışında organik ve inorganik büyüme faaliyetlerini sür-dürmesini bekliyoruz. Spesifik olarak, sektörümüzde porselen karo kullanımı-nın giderek daha yaygın hale geleceğini söylemek mümkün.

“UNICERA, her yıl özenle hazırlan-dığımız, prestijli bir fuar olması açı-sından önem arz ediyor.”Fuarlar, özellikle yabancı yatırımcı ve sa-tın alma gruplarıyla tanışmak, yeni an-laşmalar imzalamak ve projeler üzerine detaylı konuşmak için büyük bir fırsat. Aynı şekilde diğer markaları incelemek veya yatırımcılarla fikir alışverişinde bu-lunmak, gelecek planlarımızı ciddi an-lamda şekillendiriyor. UNICERA, her yıl özenle hazırlandığımız, prestijli bir fuar olması açısından önem arz ediyor.

Ülkemizdeki enerji maliyetlerinin yük-sek oluşu, özellikle Avrupalı rakiple-rimize karşı bir dezavantaj. Bizim için önemli bir ihracat potansiyeline sahip Euro bölgelerindeki dalgalanmalardan etkilenebiliyoruz. Bunlar, sektörümüzün önemli sorunları olarak sıralanabilir.

“Riskleri farklı pazarlara dağıtarak büyüme hedeflerine odaklandığımız için, bu tip dalgalanmalardan mini-mum düzeyde etkileniyoruz.”Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, ulusal ve uluslararası sektörü çok iyi gözlem ve değerlendirme yeteneğiyle, yatırım-larını uzun soluklu analizler sonucunda gerçekleştiriyor ve ekonomik sistem-deki değişimlere ayak uyduruyor. Risk-leri farklı pazarlara dağıtarak büyüme hedeflerine odaklandığımız için, bu tip dalgalanmalardan minimum düzeyde etkileniyoruz.

Türkiye pazarındaysa kentsel dönüşüm sebebiyle inşaat sektöründe canlılık söz konusu. İnşaat ve yapı sektörü birbirle-rini direkt olarak etkiliyor. Gün geçtikçe artan şehir nüfusu ve kentsel dönüşüm, yaşam alanlarındaki değişimi de bera-berinde getiriyor. Yoğun şehir hayatında evlerden beklentileri artan insanların yaşam standartlarına uyum sağlamak, değişen ihtiyaçlarına cevap vermek ve kullanım amaçlarına uygun performans sunmak için, ürünlerimizde fonksiyonel tasarımlara yöneliyoruz.

“Global rekabet avantajını artırmak üzere, marka ve üretim tesisi satın alma, ortaklık kurma gibi fırsatları, geçmişte olduğu gibi değerlendir-meye devam ediyoruz.”Türkiye’de sektörün en geniş ürün yel-pazesine ve üretim kapasitesine sahip Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, pazar stratejisini çok markalı, çok üretim mer-kezli, çok pazarlı bir yapıda geliştiriyor. Faaliyet gösterdiğimiz stratejik pazar-lardaki lojistik gücümüzü artıracak, ka-nal hakimiyetini güçlendirecek, büyüme potansiyeline sahip, teknoloji ve insan kaynakları açısından katma değer yara-tacak şirketleri yakından takip ediyoruz. Global rekabet avantajını artırmak üzere, marka ve üretim tesisi satın alma, ortak-lık kurma gibi fırsatları, geçmişte olduğu gibi değerlendirmeye devam ediyoruz.

Hedef kitle bazında yaptığımız özelleşti-rilmiş iletişimlerimizde ürünlerimizi ön-celikle mimarlar ve bayilere tanıtıyoruz. Fuarlar ve lansman toplantıları bu kitleye ulaşmak için tercih ettiğimiz ana etkin-likler. Bulunduğumuz kategori nedeniy-le, ürünlerimizin fuarlardaki ve mağaza-lardaki teşhirleri, iletişim çalışmaları ve çalışanlarımızın yeni ürünler hakkında eğitilmesi ve yeni ürünlerin satışında et-kili oluyor.

Son kullanıcılara ulaşmak içinse önemli mecralar televizyon ve satış noktaların-daki ürün bilgilendirmeleri. Yeni ürünü-nüzü ne kadar iyi ve detaylı anlatırsanız tüketiciler yeniliklere o kadar çabuk adapte oluyor ve yeni ürünün cirodaki payı o kadar hızlı artıyor. Bu anlamda, marka olarak ürünlerimizi anlatmak üzere hazırladığımız katalogları da çok önemsiyoruz. Özellikle son kullanıcıya ilham vermek üzere hazırladığımız basılı malzemeler, yeniliklerin detaylarını an-latmak için en önemli mecralarımızdan biri.

Page 70: TİMDER Dergisi 89.Sayı

68

Firm

alar

İnsa

nlar

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Ali FatinoğluSanica Isı San. A.Ş.

Yönetim Kurulu Başkan Vekili

1987 yılında Pano Seramik adını verdi-ğimiz işletmemizi, mimarlık eğitimi alan ağabeyim Nesimi Fatinoğlu ile İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Yük-sek Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra kurduk. İşe başladığımızda beyaz seramik üzerine meyve sepetleri, şe-laleler, kuğular ve insan portreleri çizi-yorduk. Sonrasında bir bayimizde tah-silat için beklerken elyaflı küvet için iki ay sıra beklendiğine şahit olduk. Rakip ürünlerin pik döküm ve emaye olduğu bir alanda pano küveti kurduk. Piyasa-da dört boy 105 - 130 - 154 - 170cm ve enide 70cm ebat vardı. Biz bu ebatlara ilave oturmalı ve 160 - 70cm gibi yeni bir modelle piyasaya çıktık. O dönem-de yaşanılan maddi sıkıntılar nedeniyle küvetin nerdeyse %85 maliyetini oluş-

turan elyafı, haftalık alıyorduk. O gün-lerde çalışmayı çok arzu ettiğimiz Tatarlı firmasından ertesi güne 170’lik kahve-rengi küvet siparişi geldi. Müşteriyi ka-çırmamak adına gece mesai ile üretime aldık. Fakat elimizde elyaf kalmamıştı ve bizde formülle oynayıp elyafsız olarak üretime başladık. 2 saat sonra yaklaşık 8 saat sonra çıkması gereken kalıptan küvetin çıktığı haberini aldık. Çıkan kü-vet harika bir üretim oldu. Bir mesaide bir küvet alırken üç adet almaya başla-dık. O dönem 10 adet kalıbımız vardı. Bu gelişme elyafsız küvetin maliyetini düşürünce, bizde satış fiyatımızı yarıya indirip kampanya yaptık. Aynı zamanda uzun vade de yaptık. Piyasada hesap bilmediğimize dair görüşler ortaya çıktı. Bu görüşlere kulak tıkayan bayilerle çok

keyifli işler yaptık. Sonrasında hemen kalıp adetimizi yükseltip sevkiyat yapar-ken, aynı zamanda hükümet ithalatta gümrük vergisini indirdi. Polyester ma-liyetimizde böylece %35 düştü.

“Üretime başladıktan bir ay sonra İstanbul’da su sıkıntısı başladı. So-nuç olarak günde 400 adet Pano su deposu, 100 adet de Pano küvet üretip satar hale geldik.”O dönemde küvet üreticileri aynı anda su deposu da üretiyordu. Bir gün yine bir bayimizdeyken mecburen küvet alı-yoruz. Yoksa su deposu vermiyorlar gibi bir bilgi aldık. Sonrasında hemen su de-posu işine başladık. Bizim için çok basit bir üretimdi. Artık satışlarımız daha da gelişmişti. Üretime başladıktan bir ay

Sanica Boru İstanbul Beylikdüzü TesisleriSanica Boru İstanbul Beylikdüzü Tesisleri

“29. yılımızda78 ülkeyeihracat yaparak3 ana sektörde dedünya liderliğine ilerliyoruz.”

Page 71: TİMDER Dergisi 89.Sayı

68

Firm

alar

İnsa

nlar

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Ali FatinoğluSanica Isı San. A.Ş.

Yönetim Kurulu Başkan Vekili

1987 yılında Pano Seramik adını verdi-ğimiz işletmemizi, mimarlık eğitimi alan ağabeyim Nesimi Fatinoğlu ile İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Yük-sek Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra kurduk. İşe başladığımızda beyaz seramik üzerine meyve sepetleri, şe-laleler, kuğular ve insan portreleri çizi-yorduk. Sonrasında bir bayimizde tah-silat için beklerken elyaflı küvet için iki ay sıra beklendiğine şahit olduk. Rakip ürünlerin pik döküm ve emaye olduğu bir alanda pano küveti kurduk. Piyasa-da dört boy 105 - 130 - 154 - 170cm ve enide 70cm ebat vardı. Biz bu ebatlara ilave oturmalı ve 160 - 70cm gibi yeni bir modelle piyasaya çıktık. O dönem-de yaşanılan maddi sıkıntılar nedeniyle küvetin nerdeyse %85 maliyetini oluş-

turan elyafı, haftalık alıyorduk. O gün-lerde çalışmayı çok arzu ettiğimiz Tatarlı firmasından ertesi güne 170’lik kahve-rengi küvet siparişi geldi. Müşteriyi ka-çırmamak adına gece mesai ile üretime aldık. Fakat elimizde elyaf kalmamıştı ve bizde formülle oynayıp elyafsız olarak üretime başladık. 2 saat sonra yaklaşık 8 saat sonra çıkması gereken kalıptan küvetin çıktığı haberini aldık. Çıkan kü-vet harika bir üretim oldu. Bir mesaide bir küvet alırken üç adet almaya başla-dık. O dönem 10 adet kalıbımız vardı. Bu gelişme elyafsız küvetin maliyetini düşürünce, bizde satış fiyatımızı yarıya indirip kampanya yaptık. Aynı zamanda uzun vade de yaptık. Piyasada hesap bilmediğimize dair görüşler ortaya çıktı. Bu görüşlere kulak tıkayan bayilerle çok

keyifli işler yaptık. Sonrasında hemen kalıp adetimizi yükseltip sevkiyat yapar-ken, aynı zamanda hükümet ithalatta gümrük vergisini indirdi. Polyester ma-liyetimizde böylece %35 düştü.

“Üretime başladıktan bir ay sonra İstanbul’da su sıkıntısı başladı. So-nuç olarak günde 400 adet Pano su deposu, 100 adet de Pano küvet üretip satar hale geldik.”O dönemde küvet üreticileri aynı anda su deposu da üretiyordu. Bir gün yine bir bayimizdeyken mecburen küvet alı-yoruz. Yoksa su deposu vermiyorlar gibi bir bilgi aldık. Sonrasında hemen su de-posu işine başladık. Bizim için çok basit bir üretimdi. Artık satışlarımız daha da gelişmişti. Üretime başladıktan bir ay

Sanica Boru İstanbul Beylikdüzü TesisleriSanica Boru İstanbul Beylikdüzü Tesisleri

“29. yılımızda78 ülkeyeihracat yaparak3 ana sektörde dedünya liderliğine ilerliyoruz.”

69

Firm

alar

İnsa

nlar

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

sonra İstanbul’da su sıkıntısı başladı. Sonuç olarak günde 400 adet Pano su deposu, 100 adet de Pano küvet üretip satar hale geldik ve sonrasında fiber küvet ve hidromasajlı küvet üretmeye başladık.

Lake banyo dolaplarının çok talebinin olduğunu ama lavabo üreticilerinin, dört takımı bozmadığını, yeterli lavoba olmadığından da satışın kaçtığı bilgi-sini öğrenince küvet malzemesinden yani Pano mermerit lavoboyu yaptık ve Pano lake dolap işine girdik. Sektör-de Mata ve Denge’den sonra üçüncü üretici olduk. Yüksek talep sonrasında lake üretimini yetiştiremez hale geldik ve bu bizi laminant üretimine yönlen-dirdi. Yaptığımız Pano laminant banyo dolapları piyasada büyük ilgi gördü. Bunun üzerine mermerit lavaboyu tek de satmaya başladık. Aynı malzemeden mermerit mutfak tezgahı da üretmeye başladık. Zaten tezgah üretimi yaptığı-mız için bu sefer Pano mutfak dolabı da ürettik. Ancak mutfak dolabı montajın-da yaşanan sıkıntılardan dolayı mutfak dolabı üretimini durdurduk.

General Electric firması çöp öğütme sa-tış portföyümüze girdi. Satışlarımızı se-netle gerçekleştiriyorduk. 1990’lı yılların başındaki meşhur krizde nakit parayla hammadde alıp vadeli senetle satmanın bize zarar verdiğini gördük. Senet tahsi-latının güvencesi yoktu. Vadenin sonun-da parayı tahsil etsek bile aynı miktarda hammaddeyi alamıyorduk ve para eri-yordu. Bu gelişmeler sonrasında senet yerine çek ile çalışmaya ve artık döviz ile mal satmaya karar verdik. Aynı za-manda sabit giderlerimizi indirmek için de kiralardan çıkıp kendimize ait binalar yapmamız gerektiğini gördük. Ürünleri-mize bakınca hiç birinin tek tük satışın dışında ihracat şansı yoktu. O an tüm üretimlerimizi bırakmamız gerektiğini, bu krizlerin artık belli yıllarda hep tek-rar edeceğini anladık. Bizde elimizdeki

evrakla geceden sabaha alım gücümü-zün bir kısmını kaybedecektik. Çözüm dövizli satış yani ihracattı, hemen hare-kete geçtik. Bu gelişmeler çerçevesinde Beylikdüzü’nde kendi binamızı yaptık. Ağabeyim Nesimi Fatinoğlu yurt dışın-da bir süre kalıp üretim ve makine tek-nolojileri hakkında eğitim aldı ve sonra akrilik küvet üretimine başladık. Pano markamız yabancı dillere uygun değildi bu nedenle yeni markamızın adı Sanica oldu. Akrilik duş ve küvetler lüks pazar-da hemen tuttu. Ayrıca SPA üretimine de başladık. Yaklaşık üç ay sonra bavul turizmi patladı ve Moskova Merkez ban-kası lojmanlarının hidromasajlı küvet işi sayesinde, tek katlı bir bina yapacakken dört katlı yaptık. Camkabin, gömme rezervuar, iç takım üretim yelpazemize girdi ve ihracat kalemimiz oldu. Ameri-ka Orlando’daki ünlü bir SPA üreticisi

mortgage krizinden etkilenince, onu satın aldık. Makine ve kalıplarını alınca üretim teknolojisini ülkemize getirdik. Şu an ciddi bir ihracat ürünümüz oldu.

“Beylikdüzü fabrikamızda boşyer kalmadığı, ihracat bölümümüzün sürekli mal yetişmiyor serzenişleri-ni dikkate alarak kademeli bir bü-yüme grafiği ile bugün dünyanın en yüksek kapasiteli tesisi olmak üze-reyiz.”Ürün çeşitleme düşüncemiz bizi metal ve plastik boru sektörüne yatırım yaptır-dı. 2002 yılında başladığımız panel rad-yatör ürünümüz, pazarda çok beğenildi. Bizi sürekli kapasite artırmaya sevketti. Beylikdüzü fabrikamızda boşyer kalma-dığı, ihracat bölümümüzün sürekli mal yetişmiyor serzenişlerini dikkate alarak kademeli bir büyüme grafiği ile bugün

Ali Fatinoğlu ve H. Nesimi Fatinoğlu

“Elimizdeki evrakla geceden sabaha alım gücümüzün bir kısmını kaybedecektik. Çözüm dövizli satış yani

ihracattı, hemen harekete geçtik.”

Sanica Boru İstanbul Avcılar Tesisleri

Sanica Boru Elazığ Tesisleri

Sanica Banyo İstanbul Beylikdüzü Tesisleri

Page 72: TİMDER Dergisi 89.Sayı

70

Firm

alar

İnsa

nlar

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

en yüksek kapasiteli tesisi olmak üzere-yiz. Akhisar Organize Sanayi bölgesinde 85.000m2 açık, 35.000m2 kapalı alanlı tesisimizi inşa ettik ve taşındık. Artık üretim ve sevkiyatlarımız Akhisar’dan yapılıyor. Panel Radyatör’de bir başka yatırımımızı da İran Tahran’da yaptık. İran’daki Sanica Panel Radyatör satış-larımızı Tahran fabrikasından sevk edi-yoruz.

2010 yılında başladığımız plastik boru sektöründe üç ayrı yerde üretim yapıyo-ruz. Elazığ Organize Sanayi’de yaklaşık 170.000m2 açık alan, 28.000m2 kapalı alanda üç ayrı tesisimiz de hem alt yapı hem de üst yapı plastik boru gruplarının tamamını üretiyoruz. İstanbul Beylikdü-zü ve Avcılar’daki iki ayrı fabrikada da alt yapı ve üst yapı tüm plastik boru grup-larını üretiyoruz. Üretim yelpazemizde PPRC boru ve ek parçaları, PVC ve PP atık su boruları, Koruge, PE 100, basınçlı PVC, çoklayıcı boru, sessiz boru, yerden ısıtma grupları ve filitreli drenaj borula-

rını da artık Sanica markası ile üretiyo-ruz. Özellikle drenaj boruları çok önemli bir grupta yer alıyor. Barajların zaman içinde toprak kayarak yaşam ömrü biter, karayollarının kenarındaki yükseltiler de kaydığı için ciddi tehlike yaratır, futbol maçlarında yağmur yağdığında ki saha-ların göl haline gelmesi gibi sorunların hepsinin çözümü, üzeri özel bir tekstille sarılı drenaj borularıdır. Bu borular ma-kine üretimidir. Ülkemizde elle sararak yapmaya çalışılır ama standart kaliteyi tutturamaması ve üretim miktarının ye-tersiz olması sorunu vardır.

29 yılda 78 ülkeye ihracat yaparak 3 ana sektörde de dünya liderliğine ilerliyoruz. Yurt dışında İran’ın dışında, Macaristan Budapeşte’de satış firmamız ve depo-muz, Kanada Toronto ve Çin Şangay’da da satış ofislerimiz var. Sürekli ciro ve üretim miktarı ile büyüyen holdingimizin geleceğe hazırlığı için ağabeyimle ben yaşarken ve hala çalışırken, ikinci kuşa-ğın bizim birlikte çalışma kültürümüzü ve ahlakımızı alarak sisteme katılması bizim için en önemli konudur. Bu konu-da da çok başarılı gittiğimizi düşünüyo-ruz. Ağabeyimin Uğur ve Emre adında iki oğlu, benimse Didem ve Alp adında iki çocuğum var. Dördünün arasındaki yaş farkı da 6-7’dir. Yani bir çatışma ya-şanmadan sıralı olarak sisteme katılabi-

Word Business Assembly’denGolden European Award for Quality and

Business Prestige ödülünü alırken

Emre Fatinoğlu, Ali Fatinoğlu,H. Nesimi Fatinoğlu, Uğur Fatinoğlu

lecekler. Benim çocuklarım henüz öğ-renci. Büyük yeğenim Uğur Fatinoğlu mimar oldu ve önce ihracat bölümünü üstlendi. Yurt dışındaki distribütörleri-mizi sürekli ziyaret ile hedef satış kota-larını belirledi. Beklenti kotanın altındaki firmaların yerine, yenilerini monte etti. Sıra üretimle bütünleşmesindeydi. Kali-te, kapasite, tasarım konularına da artık tam hakim. Küçük yeğenim Emre Fati-noğlu ise Amerika Drexel Univercity’de Uluslararası İşletme okudu. Önce satın alma grubunu yönetti. Daha sonra ban-yo grubunun sorumluluğunu aldı. Yeni model çalışmalarını yapıyor.

Boru ve panel radyatörde yatırımlarımız şimdilik sona erdi. Sıra ilk göz ağrımız banyo küveti ve camkabin üretim gru-bumuzda. Her iki üretim için de gerekli yatırımlara başladık. Yaklaşık 10.000m2 kapalı yeni tesisimiz Akhisar’da bitmek üzere. Cam fabrikası ile yeni ekonomik küvet makine parkımızın, 2016’nın ikinci yarısında hazır olmasını bekliyoruz. Sa-nica ve Atlantis’ten sonra, üçüncü mar-kamıza Orbit adını verdik. Orbit markası ile ekonomik pazarda dünyanın en yük-sek kapasiteli tesisini hazırlıyoruz. Lans-manını UNICERA fuarında yapacağımız Orbit ürünlerimizin satış organizasyonu ise aynı boru ve radyatör gruplarımız gibi şehir distribütörlükleri ile olacaktır.

“İkinci kuşağın bizim birlikte çalışma kültürümüzü ve ahlakımızı alarak sisteme katılması bizim için

en önemli konudur. “

Sanica Gömme Rezervuar İstanbul Beylikdüzü Tesisleri

Sanica Radyatör Akhisar Tesisleri

Page 73: TİMDER Dergisi 89.Sayı

23-27 Şubat 2016SALON: 03STAND: 315-316-317

Page 74: TİMDER Dergisi 89.Sayı

72

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

İş hayatına 12 yaşında babamın yanında ticaret yaparak başladım. 1967 yılların-da babamla birlikte hırdavat sektöründe iştirak gösteriyorduk. 1984 yılına geldi-ğimizde ise kapı kolu imalatına başladık ve 2007 yılına kadar bu alanda devam ettik. Bayrampaşa’da küçük bir atölye de faaliyet gösteren Eren Vana firması-nı 2007 yılında satın alınarak Özcanlar Kapı Kolu şirketimizin bünyesine dahil ettik. Şuanda faaliyetlerimize devam et-tiğimiz binamızın 2005 yılında temelini attık ve 2007 yılı Nisan ayından beri EVS Eren Vana olarak burada üretimimize devam ediyoruz. Başladığımızda 1 mü-hendis ve 4 kalifiyeli ustabaşı ile çıkmış olduğumuz yola bugün; 6 mühendis, 4 teknisyen ve 16 ustabaşıdan oluşan 250 kişilik kadro ile devam ediyoruz.

Talip ÖzcanEVS Eren Vana San. ve Tic. Şti.

Genel Müdürü

Ben masa başında oturan bir yönetici değilim, hiç bir zaman da olmadım. Tüm Türkiye’yi gezdim, gezmeye de devam ediyorum. Her zaman sahayı dolaşır, gözlem yaparım. Bunun bir şirketin geli-şimi açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Faaliyetlerimize başladığımız zaman 1 pres, 1 transfer tezgahı ve 1 CNC torna tezgahı ile çok az sayıda makine parku-runa sahiptik. Günümüze geldiğimizde 3 adet otomatik pres, 8 adet manuel pres, 2-3 adet transfer tezgahı 7 adet CNC torna, 2 adet işleme merkezi, 10 adet altı milli otomat tezgahı, otomatik kaplama tesisi, arıtma tesisi, çok sayıda özel ve standart tezgahtan oluşan ma-kine parkuruna sahibiz. Makine tekno-

lojisi açısından genç bir sisteme sahibiz. Makine parkurumuz için sürekli yatırım yapıyoruz.

Faaliyete başladığımız ilk dönemlerde elimizde mevcut olan kalıplar ile üretime hemen başlamıştık. 1/2” den 2” e kadar küresel ve gaz vanaları, köşe ve düz rad-yatör vanaları ilk ürettiğimiz ürünlerdi. Daha sonrasında çeşitliliğimiz artarak devam etti. Bunun yanı sıra 2011 yılında PPRC üretimine başladıktan sonra, 1 yıl içinde tüm ürün gruplarında kalıplar yap-tırarak üretim çeşitliliğini daha da arttır-dık. 2013 yılında ondüleli metal hortum (flex) üretimine başladık ve ürün yelpa-zesini daha da genişlettik. İlk dönemle-rimizde 1 sayfa olan ürün kataloğumuz bugün 60’dan fazla sayfaya sahip.

“Ürün yelpazesini hep genişlettik.İlk dönemlerimizde 1 sayfa olan ürün kataloğumuz

bugün 60’dan fazla sayfaya sahip.”

Page 75: TİMDER Dergisi 89.Sayı

72

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

İş hayatına 12 yaşında babamın yanında ticaret yaparak başladım. 1967 yılların-da babamla birlikte hırdavat sektöründe iştirak gösteriyorduk. 1984 yılına geldi-ğimizde ise kapı kolu imalatına başladık ve 2007 yılına kadar bu alanda devam ettik. Bayrampaşa’da küçük bir atölye de faaliyet gösteren Eren Vana firması-nı 2007 yılında satın alınarak Özcanlar Kapı Kolu şirketimizin bünyesine dahil ettik. Şuanda faaliyetlerimize devam et-tiğimiz binamızın 2005 yılında temelini attık ve 2007 yılı Nisan ayından beri EVS Eren Vana olarak burada üretimimize devam ediyoruz. Başladığımızda 1 mü-hendis ve 4 kalifiyeli ustabaşı ile çıkmış olduğumuz yola bugün; 6 mühendis, 4 teknisyen ve 16 ustabaşıdan oluşan 250 kişilik kadro ile devam ediyoruz.

Talip ÖzcanEVS Eren Vana San. ve Tic. Şti.

Genel Müdürü

Ben masa başında oturan bir yönetici değilim, hiç bir zaman da olmadım. Tüm Türkiye’yi gezdim, gezmeye de devam ediyorum. Her zaman sahayı dolaşır, gözlem yaparım. Bunun bir şirketin geli-şimi açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Faaliyetlerimize başladığımız zaman 1 pres, 1 transfer tezgahı ve 1 CNC torna tezgahı ile çok az sayıda makine parku-runa sahiptik. Günümüze geldiğimizde 3 adet otomatik pres, 8 adet manuel pres, 2-3 adet transfer tezgahı 7 adet CNC torna, 2 adet işleme merkezi, 10 adet altı milli otomat tezgahı, otomatik kaplama tesisi, arıtma tesisi, çok sayıda özel ve standart tezgahtan oluşan ma-kine parkuruna sahibiz. Makine tekno-

lojisi açısından genç bir sisteme sahibiz. Makine parkurumuz için sürekli yatırım yapıyoruz.

Faaliyete başladığımız ilk dönemlerde elimizde mevcut olan kalıplar ile üretime hemen başlamıştık. 1/2” den 2” e kadar küresel ve gaz vanaları, köşe ve düz rad-yatör vanaları ilk ürettiğimiz ürünlerdi. Daha sonrasında çeşitliliğimiz artarak devam etti. Bunun yanı sıra 2011 yılında PPRC üretimine başladıktan sonra, 1 yıl içinde tüm ürün gruplarında kalıplar yap-tırarak üretim çeşitliliğini daha da arttır-dık. 2013 yılında ondüleli metal hortum (flex) üretimine başladık ve ürün yelpa-zesini daha da genişlettik. İlk dönemle-rimizde 1 sayfa olan ürün kataloğumuz bugün 60’dan fazla sayfaya sahip.

“Ürün yelpazesini hep genişlettik.İlk dönemlerimizde 1 sayfa olan ürün kataloğumuz

bugün 60’dan fazla sayfaya sahip.”

73

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

“Ürünlerin tamamını kendi tesisle-rimiz de üretiyoruz. 200 m2 olarak devraldığımız üretimi sektörde bu-gün 12.000 m2 kapalı alanda faali-yetlerimizi sürdürüyoruz.”Küresel gaz ve su vanaları köşe ve düz radyatör vanaları ile başlayan üretimi-mizi, ilerleyen dönemlerde pislik tutucu, çekvalf, şiber vana, stop vana gibi ürün-lerde genişlettik. Tesisat sektöründe pirinç ürün anlamında hemen hemen tüm grupları üretiyoruz. Bu ürünlerin tamamını kendi tesislerimiz de üretiyo-ruz. 200 m2 olarak devraldığımız üretimi sektörde bugün 12.000m2 kapalı alan-da üretim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 2011 yılında piyasada oluşan beklentiler neticesinde PPRC boru ve ek parçaları üretimine de başladık. Orijinal ham-madde kullanılarak en iyi kaliteyi he-defliyoruz. 2013 yılına geldiğimizde yine piyasada oluşan beklentiler sonucunda ondüleli metal hortum (flex) üretimine de başladık. Bu üretimler çerçevesinde standartlara uygun üretim yapıyor ve bununla ilgili gerekli tüm belgeleri aldık. Üretimini yaptığımız ürün gamlarında tüm TSE belgelerini alırken bir yandan da farklı ülkelerin de standart belgelerini alıyoruz.

En son yeniliğimiz 6 ay kadar önce kilit üretimine başlamak oldu. Kapı kilidi, si-lindir ve barel şuanda seri üretimini yap-tığımız ürün grupları arasında yer almak-tadır. Piyasa şartları el verdiği ölçüde ürün gamımızı geliştirmek için çalışma-ya devam edeceğiz. AR-GE faaliyetle-rimizi müşterilerden gelen beklentiler ve piyasa şartlarını göz önüne alarak, mühendis kadromuzca gerçekleştiriyo-ruz. Tesisimizde yer alan test cihazları

ile ürünlerimizi deniyor aynı zamanda TSE ve KOSGEB laboratuvarlarında da testler yaptırıyoruz. Yine mühendis kad-romuzla, üretim alanında ki gelişmeleri takip ediyor işletmede uygulamalar ya-pıyoruz. Bu tip çalışmaları yapmamızın nedeni makinalarda ki verimliliği artır-maktır. Ar-Ge ekibimizin sadece yeni ürün geliştirmek değil, geliştirilen ürünü faydalı şekilde kullanabilmek gibi bir so-rumluluğu var. Bu anlamda kullanıcıya eğitim vermek ve doğru kullanım şeklini göstermek adına çok ciddi çabalar har-cıyoruz.

“Dağıtım kanallarımızı seçerken dikkat ettiğimiz en önemli konuların başında referanslarımızı arttıracak ve bizimle aynı hızda büyüyecek iş-letmeleri tercih ediyoruz. Çalışma ortaklarının orantılı büyümesi bizler açısından oldukça önem taşıyor.”

Pazarlama ve satış faaliyetleri olarak ısıtma, yerden ısıtma, soğutma, tesisat ve sulama guruplarında üretim yapı-yoruz. Bu gurupların kullanıldığı her noktaya ulaşmaya çalışıyoruz. Biz bu ürünleri dört gurupta topluyoruz. Çünkü her gurubun satıcısı, ulaştırıcısı ve kul-lanıcısı ayrı. Türkiye pazarının tamamına homojen olarak dağılmış durumdayız. Bu homojenliği lokal dağıtım kanalları sayesinde maksimum seviyeye çıkar-maya çalışıyoruz. Dağıtım kanallarımızı seçerken dikkat ettiğimiz en önemli ko-nuların başında referanslarımızı arttı-racak ve bizimle aynı hızda büyüyecek işletmeleri tercih ediyoruz. Çalışma or-taklarının orantılı büyümesi bizler açı-sından oldukça önem taşıyor. İş birliği gerçekleştiğimiz firmalarla hedeflerimiz ve projelerimiz aynı ortak özellikleri ta-şımalı. Bu konu bizlerin sağlıklı hizmet verebilmesi ve faydalı ürünler üretebil-

“Ar-Ge ekibimizin sadece yeni ürün geliştirmek değil, geliştirilen ürünü faydalı şekilde kullandırabilmek

gibi bir sorumluluğu da var.”

Page 76: TİMDER Dergisi 89.Sayı

74

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

mesi için oldukça hassas bir konu. Sek-törümüz hassas dönemler geçiriyor. EVS Eren Vana olarak, firmamızı doğru ifade edebilme adına bu geçiş dönem-lerindeki fırsatları iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Isı gurubun-daki dağıtım kanallarımız, tesisat guru-bundaki dağıtım kanallarımız, sulama gurubundaki dağıtım ağımız kendi böl-gelerindeki her firma için referans sayı-lacak nitelikte.

Her kullanıcının rahatlıkla ulaşabildiği ve ürün teminini rahatlıkla yapabildiği bir dağıtım ağına sahibiz. Bu konu satıcı ve kullanıcı hassasiyeti açısından oldukça önemli. Bizi diğer üretici firmalarından ayıran en belirgin özelliğimiz, ürün çe-şitliliğimiz, ürün kalitemiz, uygun fiyat-larımız ve güvenilir dağıtım ağına sahip olmamız. Ekonomik açıdan bakıldığında ise kendi öz sermayesini kullanan bir fir-ma oluşumuz pazardaki güven duygu-sunu daha da arttırıyor. Üretim miktarı, kapasitesi ve çeşitliliği satıcı ve kullanıcı firmaların bize duyduğu güvenin dışa yansıması diye düşünüyoruz.

Dağıtım kanallarımıza pazarlama konu-sunda sürekli destek veriyoruz. Eksik bölgelerde ki ortak çalışmalarımız, ba-yii ve satıcı firmaların marka sadakatini arttırıyor. Fiyat odaklı satışların her ge-çen gün değişerek marka bilincine dö-nüşmesi bizleri bu rekabetçi ortamda oldukça umutlandırıyor.

“Bir ürünün satılabilmesi için ge-çerli nedenlerden sadece bir tanesi fiyattır. Ancak Türkiye’de konuşu-lan tek bir şey var o da fiyat. Diğer sebepler hiç konuşulmuyor. Biz re-kabetçi firmalar olarak kaliteyi dü-şürmekten yana değil, tam aksine yükseltmekten yanayız.”Rekabette öne çıkmak için her zaman

kaliteyi ön plana çıkarıyoruz. Sektörde gramaj kalitesi düşük firmalar var. Biz her zaman kaliteli ürün üretirsek ayakta ka-lacağımıza inanıyoruz. Günümüzde artık müşteri çok bilinçli, bu nedenle kimse müşteriyi kandıramaz. Sektörümüzde bu kalitesiz ürün sorunu standartların belli kriterler çerçevesinde kontrol altı-na alınmasıyla rahatlıkla ortadan kalkar. Mesela biz toplu konut işlerine fazla gire-miyoruz. Çünkü toplu işlerde genellikle alıcıyı yormayacak kalitede ürünler ter-cih ediliyor. Toplu konut işlerinde aslında sıfırdan yapılan bir iş olması nedeniyle daha kaliteli ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor ama bu yapılmıyor. Aslında bu tür işler de kalitesiz ürün kullanılması her şeyden önce ülke ekonomisine zarardır. Ancak taahhüt firmaları kaliteden önce fiyat diyor. Bu işlerde de denetim olduğu zaman bu tarz sıkıntılar ortadan kalkar. Rekabet çerçevesinde firmalar kaliteyi düşürüp fiyat rekabetine giriyorlar. Bir ürünün satılabilmesi için geçerli neden-lerden sadece bir tanesi fiyattır. Ancak Türkiye’de konuşulan tek bir şey var o da fiyat. Diğer sebepler hiç konuşulmu-yor. Biz rekabetçi firmalar olarak kalite-yi düşürmekten yana değil, tam aksine yükseltmekten yanayız. Diğer kaliteyi düşüren firmalar ayakta kalabilmek için bizlerle rekabet edebilmek için aynı ka-liteye ulaşmak zorunda kalacak. Burada kontrol mekanizmasının çalışması gere-kiyor. Bu mekanizma çalışmadığı sürece bu sorunlar hep yaşanacaktır.

“Eski dönemde insanlar söz verdiği zaman gerisini ötesini kimse sorgu-lamazdı. Bugün ise karşılıksız çek sorunu yüzünden batan o kadar çok firma var ki. Ticaret Kanunu’nda bu konuyla ilgili bir yaptırım yok.”Sektöre il başladığım yıllardaki piyasa şartlarıyla bugün ki şartlar çok farklı. 12 yaşında ticaret yaparken ki koşullar bu-güne kıyasla çok daha iyiydi. Şuan ki pi-yasada inanılmaz bir güvensizlik söz ko-nusu. Çok sağlam duran, dürüst ticaret yapan firmalarda var ama bir o kadar da tam tersi iş yapan firma var. Günümüz-de özellikle karşılıksız çek sorunu çok fazla yaşanıyor. Eski dönemde insanlar söz verdiği zaman gerisini ötesini kim-se sorgulamazdı. Bugün ise karşılıksız çek sorunu yüzünden batan o kadar çok firma var ki. Ticaret Kanunu’nda bu konuyla ilgili bir yaptırım yok. Yaptırım gücü olmayınca herkes bu konuyla ilgili sıkıntı yaşıyor. Bu dönemde ekonomi-de de çok daralma var. Bu şartlar altın-da öz sermaye ile yola devam ederken daralmaktan başka çare yok. Günümüz şartlarında ki savaş, siyasi gerginlikler biterse sektörümüze üretim için 24 saat bile yetmeyecek diye düşünüyorum.

“Bölgedeki daralmadan dolayı daha önce gidilmemiş pazarlara gitmeyi kendimize hedef edindik.”Sektörümüzün bugün ki durumuna baktığımız zaman ise yakın coğrafya-mızda yaşanan savaşlar, ciddi siyasi gerginlikler bizleri yakından etkiledi. Tüm sektörde olduğu gibi bizlerde de durgun bir dönem yaşanmasına sebe-biyet verdi. Ancak biz bölgedeki savaş, siyasi gerginliklerden dolayı hiç bir za-man pes etmedik. Hiç geri adım atma-dık. Savaş olsa bile ticaret bir şekilde devam ediyor. Bölgedeki daralmadan dolayı daha önce gidilmemiş pazarla-ra gitmeyi kendimize hedef edindik. Avrupa’nın çeşitli bölgelerine, Kuzey ül-kelerine yöneldik. Suriye’ye son bir se-neye kadar çok yoğun ticaret yaptık an-cak şuanda ki şartlardan ötürü Afrika’ya yöneldik, bir gün oradaki potansiyel bi-terse de Güney Amerika’ya gideriz. Ti-caret her zaman her şartta devam eder.

Page 77: TİMDER Dergisi 89.Sayı

74

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

mesi için oldukça hassas bir konu. Sek-törümüz hassas dönemler geçiriyor. EVS Eren Vana olarak, firmamızı doğru ifade edebilme adına bu geçiş dönem-lerindeki fırsatları iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Isı gurubun-daki dağıtım kanallarımız, tesisat guru-bundaki dağıtım kanallarımız, sulama gurubundaki dağıtım ağımız kendi böl-gelerindeki her firma için referans sayı-lacak nitelikte.

Her kullanıcının rahatlıkla ulaşabildiği ve ürün teminini rahatlıkla yapabildiği bir dağıtım ağına sahibiz. Bu konu satıcı ve kullanıcı hassasiyeti açısından oldukça önemli. Bizi diğer üretici firmalarından ayıran en belirgin özelliğimiz, ürün çe-şitliliğimiz, ürün kalitemiz, uygun fiyat-larımız ve güvenilir dağıtım ağına sahip olmamız. Ekonomik açıdan bakıldığında ise kendi öz sermayesini kullanan bir fir-ma oluşumuz pazardaki güven duygu-sunu daha da arttırıyor. Üretim miktarı, kapasitesi ve çeşitliliği satıcı ve kullanıcı firmaların bize duyduğu güvenin dışa yansıması diye düşünüyoruz.

Dağıtım kanallarımıza pazarlama konu-sunda sürekli destek veriyoruz. Eksik bölgelerde ki ortak çalışmalarımız, ba-yii ve satıcı firmaların marka sadakatini arttırıyor. Fiyat odaklı satışların her ge-çen gün değişerek marka bilincine dö-nüşmesi bizleri bu rekabetçi ortamda oldukça umutlandırıyor.

“Bir ürünün satılabilmesi için ge-çerli nedenlerden sadece bir tanesi fiyattır. Ancak Türkiye’de konuşu-lan tek bir şey var o da fiyat. Diğer sebepler hiç konuşulmuyor. Biz re-kabetçi firmalar olarak kaliteyi dü-şürmekten yana değil, tam aksine yükseltmekten yanayız.”Rekabette öne çıkmak için her zaman

kaliteyi ön plana çıkarıyoruz. Sektörde gramaj kalitesi düşük firmalar var. Biz her zaman kaliteli ürün üretirsek ayakta ka-lacağımıza inanıyoruz. Günümüzde artık müşteri çok bilinçli, bu nedenle kimse müşteriyi kandıramaz. Sektörümüzde bu kalitesiz ürün sorunu standartların belli kriterler çerçevesinde kontrol altı-na alınmasıyla rahatlıkla ortadan kalkar. Mesela biz toplu konut işlerine fazla gire-miyoruz. Çünkü toplu işlerde genellikle alıcıyı yormayacak kalitede ürünler ter-cih ediliyor. Toplu konut işlerinde aslında sıfırdan yapılan bir iş olması nedeniyle daha kaliteli ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor ama bu yapılmıyor. Aslında bu tür işler de kalitesiz ürün kullanılması her şeyden önce ülke ekonomisine zarardır. Ancak taahhüt firmaları kaliteden önce fiyat diyor. Bu işlerde de denetim olduğu zaman bu tarz sıkıntılar ortadan kalkar. Rekabet çerçevesinde firmalar kaliteyi düşürüp fiyat rekabetine giriyorlar. Bir ürünün satılabilmesi için geçerli neden-lerden sadece bir tanesi fiyattır. Ancak Türkiye’de konuşulan tek bir şey var o da fiyat. Diğer sebepler hiç konuşulmu-yor. Biz rekabetçi firmalar olarak kalite-yi düşürmekten yana değil, tam aksine yükseltmekten yanayız. Diğer kaliteyi düşüren firmalar ayakta kalabilmek için bizlerle rekabet edebilmek için aynı ka-liteye ulaşmak zorunda kalacak. Burada kontrol mekanizmasının çalışması gere-kiyor. Bu mekanizma çalışmadığı sürece bu sorunlar hep yaşanacaktır.

“Eski dönemde insanlar söz verdiği zaman gerisini ötesini kimse sorgu-lamazdı. Bugün ise karşılıksız çek sorunu yüzünden batan o kadar çok firma var ki. Ticaret Kanunu’nda bu konuyla ilgili bir yaptırım yok.”Sektöre il başladığım yıllardaki piyasa şartlarıyla bugün ki şartlar çok farklı. 12 yaşında ticaret yaparken ki koşullar bu-güne kıyasla çok daha iyiydi. Şuan ki pi-yasada inanılmaz bir güvensizlik söz ko-nusu. Çok sağlam duran, dürüst ticaret yapan firmalarda var ama bir o kadar da tam tersi iş yapan firma var. Günümüz-de özellikle karşılıksız çek sorunu çok fazla yaşanıyor. Eski dönemde insanlar söz verdiği zaman gerisini ötesini kim-se sorgulamazdı. Bugün ise karşılıksız çek sorunu yüzünden batan o kadar çok firma var ki. Ticaret Kanunu’nda bu konuyla ilgili bir yaptırım yok. Yaptırım gücü olmayınca herkes bu konuyla ilgili sıkıntı yaşıyor. Bu dönemde ekonomi-de de çok daralma var. Bu şartlar altın-da öz sermaye ile yola devam ederken daralmaktan başka çare yok. Günümüz şartlarında ki savaş, siyasi gerginlikler biterse sektörümüze üretim için 24 saat bile yetmeyecek diye düşünüyorum.

“Bölgedeki daralmadan dolayı daha önce gidilmemiş pazarlara gitmeyi kendimize hedef edindik.”Sektörümüzün bugün ki durumuna baktığımız zaman ise yakın coğrafya-mızda yaşanan savaşlar, ciddi siyasi gerginlikler bizleri yakından etkiledi. Tüm sektörde olduğu gibi bizlerde de durgun bir dönem yaşanmasına sebe-biyet verdi. Ancak biz bölgedeki savaş, siyasi gerginliklerden dolayı hiç bir za-man pes etmedik. Hiç geri adım atma-dık. Savaş olsa bile ticaret bir şekilde devam ediyor. Bölgedeki daralmadan dolayı daha önce gidilmemiş pazarla-ra gitmeyi kendimize hedef edindik. Avrupa’nın çeşitli bölgelerine, Kuzey ül-kelerine yöneldik. Suriye’ye son bir se-neye kadar çok yoğun ticaret yaptık an-cak şuanda ki şartlardan ötürü Afrika’ya yöneldik, bir gün oradaki potansiyel bi-terse de Güney Amerika’ya gideriz. Ti-caret her zaman her şartta devam eder.

Page 78: TİMDER Dergisi 89.Sayı

76

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Hüseyin ŞehitoğluDelta Granit Mermer İnş. Dış Tic. Ltd. Şti.

Yönetim Kurulu Başkanı

Afyonkarahisar Mermer ve doğal-taş üzerine güçlü bir alt yapısı olan bir ilimiz. O yıllarda sektörde boşluk olduğunu gözlemledik. 1997 yılında Afyonkarahisar’da mermer ve doğal-taş ihracatı ve imalatı yapan küçük bir işletme ile iş hayatına başlayan Delta, 19 yıl içinde organize sanayi bölgesin-de 3 fabrika, 6 ayrı hammadde çeşidi ile mermer ocakları ve tüm dünyada 43 ülkeye ihracat yapan sektöründe önem-li firmalarından birisi haline geldi. Tabi bu süreçte çok ciddi zorluklar yaşadık ancak ileri teknolojiyi kullanarak sek-törde kesintisiz hizmet ile yurt içinde ve yurtdışında faaliyet göstermeye devam ediyoruz. “Sektörü takip eden, mimari anla-yışların ve renk modası ile birlikte tasarımın ön plana çıktığı bir işlet-me olma yolunda adım adım ilerli-yoruz.”19 yıl önce kurulan şirketimizin daha önceki yıllarda edindiği bilgi ve ihracat tecrübesiyle birlikte, gelişimimiz daha da ivme kazandı. Almanya’da bir depo

deneyimi ile Avrupa’ya satış yapmaya başladık ve aynı zamanda iç piyasada-ki temalı projelere de hizmet verdik. Bu nitelikli işler kalite anlayışımızı pekiştir-di. Böyle olunca da nitelikli işler almaya başladık ve bu durum makine ekipman anlamında da kendimizi geliştirmemi-ze olanak sağladı. Bu çerçevede hem teknolojiye hem de yetişmiş insan gü-cüne ağırlık vererek markamızın adını duyurmaya başladık. Alt yapımız oluştu, belli bir koleksiyon anlayışı ile müşteri-lerimize hizmet vermeye başladık. Sür-

dürebilirlik ve belli bir kalite anlayışı da beraberinde gelmiş oldu. Sektörü takip eden, mimari anlayışların ve renk mo-dası ile birlikte tasarımın ön plana çık-tığı bir işletme olma yolunda adım adım ilerliyoruz.

600’den fazla ürün çeşitliliği ile bel-li standartlarda ambalaj ve kasalama mantığı güden, Onyx, traverten, lmysto-ne, mermer, bej ve exculisive doğal taş-ları bünyesinde barındıran bir işletme-yiz.

“Hizmeti almaya değil, hizmeti ayağa götürmeye yönelik bir pazarlama stratejimiz oluştu. Deneyimli ve etkin pazarlama

grubumuz var, hem şantiye hem de bayilerimizi sürekli dinamik tutuyoruz.”

Page 79: TİMDER Dergisi 89.Sayı

76

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Hüseyin ŞehitoğluDelta Granit Mermer İnş. Dış Tic. Ltd. Şti.

Yönetim Kurulu Başkanı

Afyonkarahisar Mermer ve doğal-taş üzerine güçlü bir alt yapısı olan bir ilimiz. O yıllarda sektörde boşluk olduğunu gözlemledik. 1997 yılında Afyonkarahisar’da mermer ve doğal-taş ihracatı ve imalatı yapan küçük bir işletme ile iş hayatına başlayan Delta, 19 yıl içinde organize sanayi bölgesin-de 3 fabrika, 6 ayrı hammadde çeşidi ile mermer ocakları ve tüm dünyada 43 ülkeye ihracat yapan sektöründe önem-li firmalarından birisi haline geldi. Tabi bu süreçte çok ciddi zorluklar yaşadık ancak ileri teknolojiyi kullanarak sek-törde kesintisiz hizmet ile yurt içinde ve yurtdışında faaliyet göstermeye devam ediyoruz. “Sektörü takip eden, mimari anla-yışların ve renk modası ile birlikte tasarımın ön plana çıktığı bir işlet-me olma yolunda adım adım ilerli-yoruz.”19 yıl önce kurulan şirketimizin daha önceki yıllarda edindiği bilgi ve ihracat tecrübesiyle birlikte, gelişimimiz daha da ivme kazandı. Almanya’da bir depo

deneyimi ile Avrupa’ya satış yapmaya başladık ve aynı zamanda iç piyasada-ki temalı projelere de hizmet verdik. Bu nitelikli işler kalite anlayışımızı pekiştir-di. Böyle olunca da nitelikli işler almaya başladık ve bu durum makine ekipman anlamında da kendimizi geliştirmemi-ze olanak sağladı. Bu çerçevede hem teknolojiye hem de yetişmiş insan gü-cüne ağırlık vererek markamızın adını duyurmaya başladık. Alt yapımız oluştu, belli bir koleksiyon anlayışı ile müşteri-lerimize hizmet vermeye başladık. Sür-

dürebilirlik ve belli bir kalite anlayışı da beraberinde gelmiş oldu. Sektörü takip eden, mimari anlayışların ve renk mo-dası ile birlikte tasarımın ön plana çık-tığı bir işletme olma yolunda adım adım ilerliyoruz.

600’den fazla ürün çeşitliliği ile bel-li standartlarda ambalaj ve kasalama mantığı güden, Onyx, traverten, lmysto-ne, mermer, bej ve exculisive doğal taş-ları bünyesinde barındıran bir işletme-yiz.

“Hizmeti almaya değil, hizmeti ayağa götürmeye yönelik bir pazarlama stratejimiz oluştu. Deneyimli ve etkin pazarlama

grubumuz var, hem şantiye hem de bayilerimizi sürekli dinamik tutuyoruz.”

77

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Dünya pazarında kabul gören doğal-taşlar ile doğaltaş koleksiyonu oluştur-duk. Katalog çalışmaları, fuarlar, kongre ve sempozyum faaliyetleri ile sektörü çok yakından takip etmeye ve kendi-mizi yenilemeye gayret ediyoruz. Ürün geliştirme olarak yüzey şekilleri, güç-lendirme gibi teknolojik imkanları da yakından izliyor ve uyguluyoruz. Ayrıca nihai müşterilerin eğilimlerini de göz-lemleyerek sektör dışında ama inşaat yapı malzemeleri anlamında birbiri ile uyumlu olan diğer sektörlerin de geliş-tirdikleri ürünleri “acaba biz nasıl kendi ürünlerimize uyaralayabiliriz” anlayışı ile farklı bir bakış açısı geliştirmeye çalışı-yoruz. Ürünlerimizin her türlü yapılarda kullanılması için sürekli araştırma geliş-tirme içerisindeyiz.

Ürünlerimizi sektörel fuarlar, sergiler ile pazara tanıtıyor, ayrıca internet ve sos-yal medyayı mümkün olduğunca etkin kullanmaya özen gösteriyoruz. İç piya-sada bilhassa İstanbul’da depo, mağa-zalarımız ile hem profesyonel hem de nihai müşetirlerimize ulaşmaya gayret ediyoruz. Hizmeti almaya değil hizmeti ayağa götürmeye yönelik bir pazarlama stratejimiz oluştu. Deneyimli ve etkin pazarlama grubumuz var, hem şanti-ye hem de bayilerimizi sürekli dinamik tutuyoruz. Yenilikler ve geliştirilmiş ürünler anında pazara duyurulsun diye çabalıyoruz. Belli standartlarda ürün kataloglarımız ile hizmeti yerine kadar götürmeyi hedefliyoruz. Bazı aksaklık veya sorunlara anında çözüm bulmaya gayret ediyoruz. Bu da bizi farklı kılıyor diye düşünüyorum.

“Bayilerimiz ile ilişkilerimizde en çok ciddiye aldığımız konu sami-miyettir. Bayilerimiz, pazarlama fa-aliyetlerinde ne tür sorunlar olursa olsun göğüslemeye gayret eden bir stratejimiz olduğunu bilirler.”Dünya pazarında vazgeçilmez olan en önemli satış noktası bayiliklerdir, biz buna inanıyoruz. Ne üretirseniz üretin şayet iyi reklam ve bilinirlik anlamında faal olamazsanız tanıtımınız eksik ka-lırsa satışınız da eksik kalır. İşte bayile-rimiz bu manada çok önemli bir eksiği tamamlıyor. Bizim ürünlerimizi nihai tü-keticinin beğenisine sunuyor, ürünleri-mizi tüketiciye en güçlü şekilde sunuyor. Bizim için bayilerimizin teşhir alanları çok önemlidir. Teşhir alanlarında ürün-lerimizin direkt nihai müşterilerimize ulaşıyor olması, bizi sektördeki diğer fir-

malardan ayrıcalıklı kılıyor. Bayilerimizin her biri samimi bir duygu ile söylüyo-rum bizim ortağımız hatta taşın altında eli olan işletmelerimizdir. Biz de onların ortağıyız aynı zamanda onun için bayi-lerimizi pazarın alışagelmiş klasik satış pazarlama oyunlarına alet ettirmemeye azami özeni gösteriyoruz. Mesela bayi-mizin fiyatları ile bizim fiyatlarımız aynı değildir. Bayimiz özel proje işlerinde ça-lışacaksa biz bunu biliyorsak bayimiz ile koordineliysek asla o projeye ayrıca biz-den de fiyat verilmez. Bayi kendisini gü-vende hissettiği tedarikçi ile daha rahat çalışır. Bayi teşhir edecek, pazarlama faaliyetlerinde gayret edecek ki ürün satışı rahat olacak, ayrıca koşulsuz iade garantimiz, stoklarımızın her daim bayi-lerimize hizmet verebilmek adına hazır halde olması da ayrıcalıklarımız arasın-

“Türkiye’de yapı sektöründe kişiye özgü tasarımlar ön plana çıkıyor. Dolayısı ile yapı malzemeleri üreticilerinin,

insanoğlunun bu vazgeçilmez gelişim isteklerine uygun sanatsal, tasarım gücü ön planda yeniliklerle donatılmış

ürünler geliştirmesi ve pazara sunması lazım.”

Afyonkarahisar Üretim Tesisleri

Afyonkarahisar Üretim Tesisleri

Page 80: TİMDER Dergisi 89.Sayı

78

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

da diye düşünüyorum. Bayilerimiz ile ilişkilerimizde en çok ciddiye aldığımız konu samimiyettir. Bayilerimiz, pazarla-ma faaliyetlerinde ne tür sorunlar olur-sa olsun göğüslemeye gayret eden bir stratejimiz olduğunu bilirler.

Türkiye’de inşaat sektörünün her geçen gün kendini geliştirmesi gerekiyor. Geli-şen dünyanın bir aktörüyüz diyeceksek inşaat sektörünün günün gelişiminine ayak uydurması kaçınılmazdır. İnsanoğ-lu doğası gereği en konforlu ve en rahat yaşamı arzu ediyor. Mekanlarında este-tik, konfor ve kendi zevkine uygun de-korasyon arzu ediyor. Artık Türkiye’de yapı sektöründe kişiye özgü tasarımlar ön plana çıkıyor. Dolayısı ile yapı mal-zemeleri üreticilerinin, insanoğlunun bu vazgeçilmez gelişim isteklerine uygun sanatsal, tasarım gücü ön planda yeni-liklerle donatılmış ürünler geliştirmesi ve pazara sunması lazım. Bunun için dünyanın her anlamda değişen, geli-şen kurallarına ayak uydurmak gereki-yor. Dinamik, gelişime açık yeni ürünler pazara sunmak, kalite, renk, tasarım ve insanoğlunun isteklerine cevap verecek ürünler imal etmek lazım.

“UNICERA’da tasarım ve mimari anlayışların daha da ön plana çıka-rılmasında fayda görüyorum.”Önümüzdeki yıllarda kişiye özel tasa-rımların ön plana çıkacağını düşünüyo-rum, onun için ürün geliştimeye ve he-def kitlemizin hangi tarz ürünleri tercih ettiğini doğru tesbit etmek mikro hede-fimiz olarak düşünülebilir. Makro hedef-lerimiz arasında ise Türkiye’de başardı-ğımıza inandığımız bayilik alt yapımızı dünya ülkelerinde de oluşturmak için bir takım çalışmalar yapacağız.

Fuarlar profesyonel yaşamın vazgeçil-mez bir parçasıdır. Ancak güçlü yapıda organize edilen fuarlar profesyonellerin ilgisini çekiyor. Mevsimsel ve coğrafi faktörleri de göz önünde bulundurarak fuarlara ilgi oluyor ya da olmuyor. UNI-CERA fuar organizasyonu bu anlamda bence doğru adrestir. İnşaat sezonunun dünyanın büyük kısmında Avrupa, Uzak Doğu’da önümüzdeki aylarda başlıyor olması bu fuarın dönemsel gücünü or-taya koyuyor. İstanbul’un bir dünya şehri olması da başlı başına büyük bir kitlenin dikkatini çekiyor. Ayrıca fuarlar konu-suna göre sektörü de buluşturabilen ve yön verebilen bir gücü temsil etmeli. İşte bu anlamda da UNICERA etkin ve önemli bir organizasyon diye düşünü-yorum. Ayrıca dünya genelinde büyük bazı fuar organizasyonları kalitesinde bir fuar olduğunu gözlemliyorum. Sade-ce tasarım ve mimari anlayışların daha da ön plana çıkarılmasında fayda görü-

yorum. Neticede önümüzdeki yıllarda kişiye özel ürünlerin kullanımının daha da artacağını düşünürsek bu tür organi-zasyonlarda dünya klasmanındaki diğer fuar organizasyonlarının da yaptığı gibi iç mimari ögelerinin vurgusu yapılması gerekiyor.

“Türkiye yapı malzemelerinde çok ciddi yol katetti ancak uygulayıcı konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Yetişmiş ara eleman konusuna eğilmek lazım, geç kalı-yoruz.”Türkiye’de yapı sektörünün en önemli dar boğazı bana göre nitelikli eleman yetiştirilmesi konusudur. Kalifiyeli usta bulmakta çok zorluk çekiyoruz. Yapı malzemesi ne kadar kaliteli olursa ol-sun bunun uygulanması çok daha önem arzediyor. Türkiye yapı malzemelerinde çok ciddi yol katetti ancak uygulayı-cı konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Yetişmiş ara eleman konusuna eğilmek lazım, geç kalıyo-ruz. Ayrıca tasarım, dizayn, dekorasyon konularında da yetişmiş teknik eleman sıkıntısı var. Şayet bu tamamlayıcı esas unsurları görmezlikten gelirsek sektö-rün gelişmesi çok yavaşlar. Onun için yapı sektörünü özendirici faaliyetler ve bu sektörün dinamikliğini gözler önüne serecek bir takım programlar yapılmalı-dır. Türkiye gelişmekte olan ülkeler için-de genç nüfus oranı yüksek olan bir ülke olduğu için iş gücünde sıkıntımız olma-yacaktır ancak nitelikli eleman, kalifiye eleman konularında da geri kalmamak lazım. Bu konuyu çözüme kavuştur-malıyız. Üniversitelerin ilgili bölümleri, teknik okullar ve sektörün temsilcileri ile uygulamalı bir dönem yaşanmalı ve bu sektör iş dünyası tarafından özendi-rilmelidir.

İstanbul Dudullu Showroom

İstanbul Dudullu Showroom

Page 81: TİMDER Dergisi 89.Sayı

78

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

da diye düşünüyorum. Bayilerimiz ile ilişkilerimizde en çok ciddiye aldığımız konu samimiyettir. Bayilerimiz, pazarla-ma faaliyetlerinde ne tür sorunlar olur-sa olsun göğüslemeye gayret eden bir stratejimiz olduğunu bilirler.

Türkiye’de inşaat sektörünün her geçen gün kendini geliştirmesi gerekiyor. Geli-şen dünyanın bir aktörüyüz diyeceksek inşaat sektörünün günün gelişiminine ayak uydurması kaçınılmazdır. İnsanoğ-lu doğası gereği en konforlu ve en rahat yaşamı arzu ediyor. Mekanlarında este-tik, konfor ve kendi zevkine uygun de-korasyon arzu ediyor. Artık Türkiye’de yapı sektöründe kişiye özgü tasarımlar ön plana çıkıyor. Dolayısı ile yapı mal-zemeleri üreticilerinin, insanoğlunun bu vazgeçilmez gelişim isteklerine uygun sanatsal, tasarım gücü ön planda yeni-liklerle donatılmış ürünler geliştirmesi ve pazara sunması lazım. Bunun için dünyanın her anlamda değişen, geli-şen kurallarına ayak uydurmak gereki-yor. Dinamik, gelişime açık yeni ürünler pazara sunmak, kalite, renk, tasarım ve insanoğlunun isteklerine cevap verecek ürünler imal etmek lazım.

“UNICERA’da tasarım ve mimari anlayışların daha da ön plana çıka-rılmasında fayda görüyorum.”Önümüzdeki yıllarda kişiye özel tasa-rımların ön plana çıkacağını düşünüyo-rum, onun için ürün geliştimeye ve he-def kitlemizin hangi tarz ürünleri tercih ettiğini doğru tesbit etmek mikro hede-fimiz olarak düşünülebilir. Makro hedef-lerimiz arasında ise Türkiye’de başardı-ğımıza inandığımız bayilik alt yapımızı dünya ülkelerinde de oluşturmak için bir takım çalışmalar yapacağız.

Fuarlar profesyonel yaşamın vazgeçil-mez bir parçasıdır. Ancak güçlü yapıda organize edilen fuarlar profesyonellerin ilgisini çekiyor. Mevsimsel ve coğrafi faktörleri de göz önünde bulundurarak fuarlara ilgi oluyor ya da olmuyor. UNI-CERA fuar organizasyonu bu anlamda bence doğru adrestir. İnşaat sezonunun dünyanın büyük kısmında Avrupa, Uzak Doğu’da önümüzdeki aylarda başlıyor olması bu fuarın dönemsel gücünü or-taya koyuyor. İstanbul’un bir dünya şehri olması da başlı başına büyük bir kitlenin dikkatini çekiyor. Ayrıca fuarlar konu-suna göre sektörü de buluşturabilen ve yön verebilen bir gücü temsil etmeli. İşte bu anlamda da UNICERA etkin ve önemli bir organizasyon diye düşünü-yorum. Ayrıca dünya genelinde büyük bazı fuar organizasyonları kalitesinde bir fuar olduğunu gözlemliyorum. Sade-ce tasarım ve mimari anlayışların daha da ön plana çıkarılmasında fayda görü-

yorum. Neticede önümüzdeki yıllarda kişiye özel ürünlerin kullanımının daha da artacağını düşünürsek bu tür organi-zasyonlarda dünya klasmanındaki diğer fuar organizasyonlarının da yaptığı gibi iç mimari ögelerinin vurgusu yapılması gerekiyor.

“Türkiye yapı malzemelerinde çok ciddi yol katetti ancak uygulayıcı konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Yetişmiş ara eleman konusuna eğilmek lazım, geç kalı-yoruz.”Türkiye’de yapı sektörünün en önemli dar boğazı bana göre nitelikli eleman yetiştirilmesi konusudur. Kalifiyeli usta bulmakta çok zorluk çekiyoruz. Yapı malzemesi ne kadar kaliteli olursa ol-sun bunun uygulanması çok daha önem arzediyor. Türkiye yapı malzemelerinde çok ciddi yol katetti ancak uygulayı-cı konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Yetişmiş ara eleman konusuna eğilmek lazım, geç kalıyo-ruz. Ayrıca tasarım, dizayn, dekorasyon konularında da yetişmiş teknik eleman sıkıntısı var. Şayet bu tamamlayıcı esas unsurları görmezlikten gelirsek sektö-rün gelişmesi çok yavaşlar. Onun için yapı sektörünü özendirici faaliyetler ve bu sektörün dinamikliğini gözler önüne serecek bir takım programlar yapılmalı-dır. Türkiye gelişmekte olan ülkeler için-de genç nüfus oranı yüksek olan bir ülke olduğu için iş gücünde sıkıntımız olma-yacaktır ancak nitelikli eleman, kalifiye eleman konularında da geri kalmamak lazım. Bu konuyu çözüme kavuştur-malıyız. Üniversitelerin ilgili bölümleri, teknik okullar ve sektörün temsilcileri ile uygulamalı bir dönem yaşanmalı ve bu sektör iş dünyası tarafından özendi-rilmelidir.

İstanbul Dudullu Showroom

İstanbul Dudullu Showroom

Page 82: TİMDER Dergisi 89.Sayı

80

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Erkan ÜzümcüEce Seramik Akrilik Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti.

Genel Koordinatörü

1970 İstanbul doğumluyum. Doğu Ak-deniz Üniversitesi İşletme Fakültesin-den mezun olduktan sonra; askerlik görevimi tamamlayıp, iş hayatıma 1995 yılında Eczacıbaşı VitrA’da başladım. 1998 yılında Çanakcılar Seramik şirke-tine geçtim ve yaklaşık 16 yıl satış kad-rosunun her kademesinde bulunduktan sonra son 2 yıl genel müdür olarak gö-rev yaptım. Formina Banyo ailesine ise 2013 yılında katıldım. Yaklaşık 21 yıllık tecrübemle edinmiş olduğum bilgi ve becerilerle şirketimize katkıda bulun-maya çalışıyorum.

Formina Banyo ticari hayatına 1966 yılında gıda satışı ile başlayıp, 1978 yı-lında inşaat malzemeleri satışı ile ticari hayatını devam ettirdi. 1998 yılında sa-nayi hayatımıza Dekoratif Seramik ve Bordür üretimi ile Ece Seramik Akrilik Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak Çağla Bordür markasıyla piyasaya giriş yaptık. Çağla Bordür’ün uluslararası arenada telaffuz edilmesinin zor olmasından do-layı zaman içerisinde markamızı Formi-na Banyo olarak değiştirdik.

2003 yılında Akrilik Küvet yatırımına başlayıp, 2004 yılında üretime başlamış olduğumuz değişik model ve ebatlarda Akrilik Küvet ve Hidromasaj Sistemli Kü-vetler, Compact Sistemler, Spa Havuzlar, Saunalar ile yapı sektörüne hizmet ver-meye başladık. 2005-2006 yılında pa-zardan gelen talepler doğrultusunda ka-bin imalatına başlayarak sektörde büyük bir boşluğu doldurup ticari atılımımıza devam ettik.

Dekoratif seramik bordür fabrikamız 5.000 metrekare kapalı alan, akrilik küvet fabrikamız 12.750 metrekare kapalı alan, kabin fabrikamız 3.574 metrekare kapa-lı alan olmak üzere fabrikamız 43.000 metrekare arsa üzerinde kuruludur.

Günlük 50.000 adet bordür üretim ka-pasitesine sahip olurken, çeşitli ebat-larda olmak üzere günlük küvet kapa-sitemiz 600 adet civarındadır. Günlük kabin imalatımızın kapasitesi ise çeşitli ebatlarda ortalama 150 adeti buluyor. Ülkemizin en büyük bordür üretim ka-pasitesine sahip üreticilerinden olarak bizi diğer firmalardan ayırt eden değişik ürünlerimiz bulunuyor. Osmanlı saray-larının ihtişamı olan otantik çiniler de bunlardan bir tanesi. Bunların yanında İstanbul ve Ankara’da bulunan bölge müdürlükleri ve showroomlarımız bayi-lerimize hizmet ederken, İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde bulunan ihracat depart-manımız dünyanın çeşitli ülkelerinde ürünlerimizi alıp satan ihracat müşte-

“Ülkemizin en büyük bordür üretim kapasitesine sahip üreticilerinden biri olarak bizi diğer firmalardan ayırt

eden değişik ürünlerimiz bulunuyor.”

Page 83: TİMDER Dergisi 89.Sayı

80

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Erkan ÜzümcüEce Seramik Akrilik Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti.

Genel Koordinatörü

1970 İstanbul doğumluyum. Doğu Ak-deniz Üniversitesi İşletme Fakültesin-den mezun olduktan sonra; askerlik görevimi tamamlayıp, iş hayatıma 1995 yılında Eczacıbaşı VitrA’da başladım. 1998 yılında Çanakcılar Seramik şirke-tine geçtim ve yaklaşık 16 yıl satış kad-rosunun her kademesinde bulunduktan sonra son 2 yıl genel müdür olarak gö-rev yaptım. Formina Banyo ailesine ise 2013 yılında katıldım. Yaklaşık 21 yıllık tecrübemle edinmiş olduğum bilgi ve becerilerle şirketimize katkıda bulun-maya çalışıyorum.

Formina Banyo ticari hayatına 1966 yılında gıda satışı ile başlayıp, 1978 yı-lında inşaat malzemeleri satışı ile ticari hayatını devam ettirdi. 1998 yılında sa-nayi hayatımıza Dekoratif Seramik ve Bordür üretimi ile Ece Seramik Akrilik Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak Çağla Bordür markasıyla piyasaya giriş yaptık. Çağla Bordür’ün uluslararası arenada telaffuz edilmesinin zor olmasından do-layı zaman içerisinde markamızı Formi-na Banyo olarak değiştirdik.

2003 yılında Akrilik Küvet yatırımına başlayıp, 2004 yılında üretime başlamış olduğumuz değişik model ve ebatlarda Akrilik Küvet ve Hidromasaj Sistemli Kü-vetler, Compact Sistemler, Spa Havuzlar, Saunalar ile yapı sektörüne hizmet ver-meye başladık. 2005-2006 yılında pa-zardan gelen talepler doğrultusunda ka-bin imalatına başlayarak sektörde büyük bir boşluğu doldurup ticari atılımımıza devam ettik.

Dekoratif seramik bordür fabrikamız 5.000 metrekare kapalı alan, akrilik küvet fabrikamız 12.750 metrekare kapalı alan, kabin fabrikamız 3.574 metrekare kapa-lı alan olmak üzere fabrikamız 43.000 metrekare arsa üzerinde kuruludur.

Günlük 50.000 adet bordür üretim ka-pasitesine sahip olurken, çeşitli ebat-larda olmak üzere günlük küvet kapa-sitemiz 600 adet civarındadır. Günlük kabin imalatımızın kapasitesi ise çeşitli ebatlarda ortalama 150 adeti buluyor. Ülkemizin en büyük bordür üretim ka-pasitesine sahip üreticilerinden olarak bizi diğer firmalardan ayırt eden değişik ürünlerimiz bulunuyor. Osmanlı saray-larının ihtişamı olan otantik çiniler de bunlardan bir tanesi. Bunların yanında İstanbul ve Ankara’da bulunan bölge müdürlükleri ve showroomlarımız bayi-lerimize hizmet ederken, İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde bulunan ihracat depart-manımız dünyanın çeşitli ülkelerinde ürünlerimizi alıp satan ihracat müşte-

“Ülkemizin en büyük bordür üretim kapasitesine sahip üreticilerinden biri olarak bizi diğer firmalardan ayırt

eden değişik ürünlerimiz bulunuyor.”

81

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

rilerimize hizmet veriyor. Ülke geneli-ne gelişmiş montaj hizmet sağlıyoruz. Ürünün sadece üretilmesi günümüz şartlarında tek başına bir anlam ifade etmediğinden üretim öncesi ve sonrası ürünün lojistiğinden montajına ve ser-visine kadar tüm süreçleri üstleniyoruz. Klasikleşmiş ürünler yerine insanların dikkatini çekebilecek farklı, göze hitap eden ürünler üretmekten zevk alıyoruz ve özellikle bu tarz ürünlerimiz ihracat müşterilerimiz tarafından talep ediliyor. Katma değeri yüksek olan ürünlerin talep edilmesi hem şirketimizin hem ülkemizin tanınması ve ihracatımızın artması bakımından faydalı olurken, bizim de doğru yolda olduğumuzu gös-teriyor. Ürettiğimiz her yeni ürün dünya trendlerinin yakından takip edilmesi ve Ar-Ge’ye verdiğimiz önemin bir sonucu olarak oluşuyor.

Ürünlerimizi iç piyasada bayilerimiz ara-cılığı ile tüketiciye ulaştırırken, ihracatı-mızı da İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde bulunan ihracat departmanız gerçek-leştiriyor. Dekoratif Bordür imalatı ve satışıyla birlikte 25 yılı aşkın zamandır pazarlama ve satış faaliyetlerini sundu-ğumuz ülke genelinde hatırı sayılır bayi ağına sahip olurken, yurtdışında da 20 farklı ülkeye düzenli bir şekilde satışla-rımız devam ediyor.

İhracat satış yüzdemizi önümüzdeki yıl-larda arttırarak farklı piyasalara ürünle-rimizi sunmak gelecekteki planlarımız arasında olup, iç piyasada da mevcut müşterilerimizin memnuniyetini en üst seviyede tutarak iş birlikteliklerimizi güçlendirmeyi istiyoruz. Girdiğimiz yeni pazarlarda kalıcı olmak için gelip geçici işlerden ziyade devamlılık ve süreklilik sağlayacak iş ortaklarını hedefliyoruz. Amacımız her noktaya ürün satmak ye-rine doğru noktayla ürünlerimizi buluş-turmak.

Yapı sektörüne Formina Banyo mar-kamız ile ürettiğimiz akrilik küvet, ka-bin çeşitleri ve bordürlerimizle katma değer yaratırken bir yandan da hiçbir

firmada olmayan ürün çeşitliliğimiz ve ergonomik ürünlerle banyolarda ara-nan bir marka olarak yolumuza devam ediyoruz. Yapılan araştırmalar, pazarla-ma kavramını iyi bilen bir firma imajı ile satış öncesi ve sonrası verdiğimiz kali-teli hizmet ile banyo sektöründe herkes tarafından bilinen markalar arasında ön sıralarda olduğumuzu gösteriyor.

“Banyo ve su kültürü toplumumuz-da çok önemli bir unsur. Türk ha-mamı tarihin gizemli geçmişinden gelen sağlık açısından çok önem-li geleneksel mirasımız. Bizim de ürettiğimiz ürünlerde bu ilhamın et-kisi var.”Rekabetin gerektirdiği şartlarda, ticaret yapmanın güçleştiği günümüz koşulla-rında kalıcı olmak için firmalar çok yönlü düşünmeye mecbur. Biz de çok yönlü düşünme felsefesi ile estetik farklı tasa-rımlarımıza fonksiyonel özellikler yükle-yip bayilerimizin beğenisine sunuyoruz.

Marka bilincinin dünyada ve ülkemizde zor rekabet koşullarıyla başa çıkabil-mek ve farklı bir yerde olmak için ne derece bir öneme sahip olduğunu bili-yoruz. Marka değerine önem veren ve marka değerini düşürmeyen firmalarla çalışmayı tercih ederken, bayilerimiz-de ürünlerimizin en iyi şekilde teşhir

edilmesine önem veriyoruz. Banyo ve su kültürü toplumumuzda çok önemli bir unsur. Türk hamamı tarihin gizemli geçmişinden gelen sağlık açısından çok önemli geleneksel mirasımız. Bizim de ürettiğimiz ürünlerde bu ilhamın etkisi var. Suyun, insanların rahatlamasında günün stresini, yorgunluğunu atmasın-da büyük etkileri var. Hidromasaj sis-temli ürünlerimizle, spa havuzlarımızla, compact sistemlerimizle, saunalarımız-la modern banyolarda insanların rahat hissedeceği ortamlara uygun ürünler üretip, bayilerimizin teşhirlerinde sergi-liyoruz.

Sektörde, devamlı bayisini koruyan kol-layan, onunla birlikte ticari hayatta ba-şarıyı hedeflemiş bir firma olarak bilin-mekteyiz ve bu bakış açısını bozmadan devam edeceğiz.

“Kendi alanında ürün çeşitliliği en geniş firmalardan biri olarak katma değeri yüksek ürünler üreterek hem yurtiçinde bulunduğumuz yeri sağ-lamlaştırmak hem de yurtdışında yeni pazarlara açılmayı ön görüyo-ruz.”Formina Banyo olarak her geçen sene yükselen başarı ivmemizi pazardan gelen talepler doğrultusunda fonksiyo-nellik bakımından ve ergonomik açıdan

“Yapılan araştırmalar, pazarlama kavramını iyi bilen bir firma imajı ile satış öncesi ve sonrası verdiğimiz kaliteli

hizmet ile banyo sektöründe herkes tarafından bilinen markalar arasında ön sıralarda

olduğumuzu gösteriyor.”

Page 84: TİMDER Dergisi 89.Sayı

82

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

tasarlanmış yeni ürünlerimizle yukarıya çıkarmayı hedefliyoruz. Kendi alanın-da ürün çeşitliliği en geniş firmalardan biri olarak katma değeri yüksek ürünler üreterek hem yurtiçinde bulunduğumuz yeri sağlamlaştırmak hem de yurtdışın-da yeni pazarlara açılmayı ön görüyo-ruz. Günümüzde artan üretim kapasi-teleri ile yoğunlaşan rekabet koşulları, sektörümüzde karlılıkların düşmesine sebep olurken üretici firmaları da yeni yatırımlar konusunda beklemeye itiyor. Formina Banyo ailesi olarak ürün yelpa-zemizi genişletecek yeni ürün grupları-na yer verip, bu ürün gruplarının pazar-lamasına yakın zamanda başlayacağız.

Fuarlar yurtiçinde ve yurtdışında tüm sektörü bir araya getiren, firmaların marka kimliğini ön plana çıkarmak ve farklı pazarlara açılmak için düzenlen-miş organizasyonlardır. Üretici firmalar emeklerinin sonucu ortaya çıkan ürün-lerini en güzel ve dikkat çekici şekilde fuarlarda bayram havası atmosferinde müşterilerine sunarlar. UNICERA Fuarı yeni ürünlerimizi tanıtmak, yurtiçinden ve yurtdışından gelen yeni müşteri ağı-na ulaşmak, mevcut bayilerimizle bir araya gelmek açısından önemli rol oy-nuyor. Sektöründe Avrupa’nın en büyük fuarlarından biri olan ve 28. kez düzen-lenen UNICERA’ya şirket olarak önem veriyor, 2016 yılında fuar alanımızı 260 metrekareden 400 metrekareye çıkart-mış bulunuyoruz. Yurtdışından katılımın fazla olacağını ümit ederek yeni müşte-rilerle tanışmayı ve yeni pazarlara açıl-mayı hedefliyoruz.

“2016 yılı ile birlikte çevre ülkelerde yaşanan problemlerin çözülmesiy-le, ülkemizdeki siyasi gelişmelerin bir zemine oturmasıyla, konut kre-dilerinde faizlerin düşerek konuta yönelik talebin artmasıyla, kentsel dönüşüm projelerinin hızlanmasıyla pazarın hareketleneceğini ümit edi-yoruz.”

2014 ve 2015 yıllarında yaşanan se-çimlerle ülkemizde siyaset, gündemin birinci sırasında yer aldı. Özellikle 2015 senesinin Haziran ve Kasım aylarında yapılan genel seçimler tüketicileri bekle gör psikolojisine sokup pazarda işlerin yavaşlamasına sebep oldu. İnşaat sek-törü son yıllarda ülkemizin lokomotif sektörü olma özelliğini kazanırken ülke genelinde ve çevremizde yaşanan olay-lardan olumsuz etkilendi ve beklenen gelişimi gösteremedi. Konut kredi faiz oranlarının artması konut alıcısına ma-liyeti yükseltirken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan rejim deği-şiklikleri ve içinde bulunduğumuz coğ-rafyada yaşanan sıkıntılar talepte azal-malara sebep oldu. 2016 yılı ile birlikte çevre ülkelerde yaşanan problemlerin çözülmesiyle, ülkemizdeki siyasi geliş-melerin bir zemine oturmasıyla, konut kredilerinde faizlerin düşerek konuta yönelik talebin artmasıyla, kentsel dö-nüşüm projelerinin hızlanmasıyla paza-rın hareketleneceğini ümit ediyoruz.

Barınmak; yemek-içmek ve giyinmek gibi insanın temel ihtiyacı olduğundan dolayı, inşaat sektöründe işler hiçbir zaman durma noktasına gelmedi ve gelmeyecektir. Zaman zaman sektör hareketlendi, zaman zaman hareket-lenme hız kaybetti. Dünya bankasının raporlarına göre 28 yaş ortalamasıyla ülke nüfusumuzun yaş ortalamasının genç olarak anılması, ilk öğretim çağın-daki öğrencilerimizin 18.000.000 kişiyi geçmesi, ülkemizdeki demografik da-ğılıma göre kadın erkek oranın hemen hemen eşit olması, önümüzdeki on yıl içersinde bu grubun evlilik çağına gel-mesiyle birlikte ortaya çıkacak konut ih-tiyacı herkes tarafından hesaplanabilir durumdadır. Yeni evlenenler eskisi gibi anne-babasının yanında oturmayı ter-cih etmemekte ya kiraya çıkmakta yada imkanları dahilinde ev almaktadırlar. Bu gibi sebeplerden dolayı mevsimsel zor-lukların aşılmasıyla birlikte önümüzdeki süreçte sektörde işlerin hareketlenece-ğini tahmin etmekteyim.

“UNICERA Fuarı yeni ürünlerimizi

tanıtmak, yurtiçinden ve yurtdışından

gelen yeni müşteri ağına

ulaşmak, mevcut bayilerimizle bir

araya gelmek açısından önemli rol oynuyor.”

Page 85: TİMDER Dergisi 89.Sayı

82

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

tasarlanmış yeni ürünlerimizle yukarıya çıkarmayı hedefliyoruz. Kendi alanın-da ürün çeşitliliği en geniş firmalardan biri olarak katma değeri yüksek ürünler üreterek hem yurtiçinde bulunduğumuz yeri sağlamlaştırmak hem de yurtdışın-da yeni pazarlara açılmayı ön görüyo-ruz. Günümüzde artan üretim kapasi-teleri ile yoğunlaşan rekabet koşulları, sektörümüzde karlılıkların düşmesine sebep olurken üretici firmaları da yeni yatırımlar konusunda beklemeye itiyor. Formina Banyo ailesi olarak ürün yelpa-zemizi genişletecek yeni ürün grupları-na yer verip, bu ürün gruplarının pazar-lamasına yakın zamanda başlayacağız.

Fuarlar yurtiçinde ve yurtdışında tüm sektörü bir araya getiren, firmaların marka kimliğini ön plana çıkarmak ve farklı pazarlara açılmak için düzenlen-miş organizasyonlardır. Üretici firmalar emeklerinin sonucu ortaya çıkan ürün-lerini en güzel ve dikkat çekici şekilde fuarlarda bayram havası atmosferinde müşterilerine sunarlar. UNICERA Fuarı yeni ürünlerimizi tanıtmak, yurtiçinden ve yurtdışından gelen yeni müşteri ağı-na ulaşmak, mevcut bayilerimizle bir araya gelmek açısından önemli rol oy-nuyor. Sektöründe Avrupa’nın en büyük fuarlarından biri olan ve 28. kez düzen-lenen UNICERA’ya şirket olarak önem veriyor, 2016 yılında fuar alanımızı 260 metrekareden 400 metrekareye çıkart-mış bulunuyoruz. Yurtdışından katılımın fazla olacağını ümit ederek yeni müşte-rilerle tanışmayı ve yeni pazarlara açıl-mayı hedefliyoruz.

“2016 yılı ile birlikte çevre ülkelerde yaşanan problemlerin çözülmesiy-le, ülkemizdeki siyasi gelişmelerin bir zemine oturmasıyla, konut kre-dilerinde faizlerin düşerek konuta yönelik talebin artmasıyla, kentsel dönüşüm projelerinin hızlanmasıyla pazarın hareketleneceğini ümit edi-yoruz.”

2014 ve 2015 yıllarında yaşanan se-çimlerle ülkemizde siyaset, gündemin birinci sırasında yer aldı. Özellikle 2015 senesinin Haziran ve Kasım aylarında yapılan genel seçimler tüketicileri bekle gör psikolojisine sokup pazarda işlerin yavaşlamasına sebep oldu. İnşaat sek-törü son yıllarda ülkemizin lokomotif sektörü olma özelliğini kazanırken ülke genelinde ve çevremizde yaşanan olay-lardan olumsuz etkilendi ve beklenen gelişimi gösteremedi. Konut kredi faiz oranlarının artması konut alıcısına ma-liyeti yükseltirken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan rejim deği-şiklikleri ve içinde bulunduğumuz coğ-rafyada yaşanan sıkıntılar talepte azal-malara sebep oldu. 2016 yılı ile birlikte çevre ülkelerde yaşanan problemlerin çözülmesiyle, ülkemizdeki siyasi geliş-melerin bir zemine oturmasıyla, konut kredilerinde faizlerin düşerek konuta yönelik talebin artmasıyla, kentsel dö-nüşüm projelerinin hızlanmasıyla paza-rın hareketleneceğini ümit ediyoruz.

Barınmak; yemek-içmek ve giyinmek gibi insanın temel ihtiyacı olduğundan dolayı, inşaat sektöründe işler hiçbir zaman durma noktasına gelmedi ve gelmeyecektir. Zaman zaman sektör hareketlendi, zaman zaman hareket-lenme hız kaybetti. Dünya bankasının raporlarına göre 28 yaş ortalamasıyla ülke nüfusumuzun yaş ortalamasının genç olarak anılması, ilk öğretim çağın-daki öğrencilerimizin 18.000.000 kişiyi geçmesi, ülkemizdeki demografik da-ğılıma göre kadın erkek oranın hemen hemen eşit olması, önümüzdeki on yıl içersinde bu grubun evlilik çağına gel-mesiyle birlikte ortaya çıkacak konut ih-tiyacı herkes tarafından hesaplanabilir durumdadır. Yeni evlenenler eskisi gibi anne-babasının yanında oturmayı ter-cih etmemekte ya kiraya çıkmakta yada imkanları dahilinde ev almaktadırlar. Bu gibi sebeplerden dolayı mevsimsel zor-lukların aşılmasıyla birlikte önümüzdeki süreçte sektörde işlerin hareketlenece-ğini tahmin etmekteyim.

“UNICERA Fuarı yeni ürünlerimizi

tanıtmak, yurtiçinden ve yurtdışından

gelen yeni müşteri ağına

ulaşmak, mevcut bayilerimizle bir

araya gelmek açısından önemli rol oynuyor.”

Page 86: TİMDER Dergisi 89.Sayı

84

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

İş hayatına 1995 yılında ısı sektöründe bir firmanın satış kadrosunda başladım. 12 yıl kadar çalıştığım bu firmadan bölge müdürü olarak ayrıldım. Bugüne kadar meslek hayatımı hep ısı sektöründe pa-zarlama ve satış ağırlıklı görevlerde ça-lışarak devam ettirdim. Sonrasında Loji-max Alüminyum Radyatörleri ile yolum 2,5 ay önce kesişti. Lojimax’ı nasıl daha iyi yerlere taşıyabileceğimiz,marka hali-ne getirebileceğimiz konusunda yoğun bir şekilde çalışıyoruz.

“Yapıloji ısıtma sektöründe pazar-lama ve dağıtım kanallarıyla Bursa bölgesine ve civar illere yaptığı ça-lışmalarla ciddi başarılara ulaştı ve bu başarısıyla üretici firmaların da dikkatini çekti.”Sektörde 20 yıllık tecrübesi olan Lojimax’ın ortağı Fethi Resuloğlu, 2008 yılında Yapıloji’yi kurarak şu an ki orga-nizasyonun temellerini attı. Yapıloji ısıt-ma sektöründe pazarlama ve dağıtım kanallarıyla Bursa bölgesine ve civar illere yaptığı çalışmalarla ciddi başarı-lara ulaştı ve bu başarısıyla üretici fir-

Nusret AdemoğullarıLojimaks Radyatör Isı. Soğ. Sist. San. Tic. A.Ş.

Bölge Müdürü

maların da dikkatini çekti. Bu başarıda sektörü iyi tanıması, iyi analiz etmesi, satıcı firmaların çektiği sıkıntıları iyi gözlemlemesi ve bu doğrultuda kendini geliştirmesi etkili olurken aynı zamanda bu faktörler sektörde bölgesine hakim konuma gelmiş bir firma olmasına ola-nak sağladı. Yapıloji olarak bölge bayi-liği anlamında yaklaşık 12 ilde distribü-törlük anlaşmalarımız bulunuyor. Copa, Borusan, Bosch, Ariston gibi markaların bayiliğini yaparken, son 6 aylık dönem-de de Wavin Pilsa’nın bölge bayiliğini aldık. Halen Yapıloji’nin Bursa, Eskişehir ve Düzce’de şubeleri bulunmaktadır.

Lojimax olarak alüminyum radyatör pazarını ve pazardaki oyuncuların dur-gunluğunu iyi analiz ettik, iyi tespitlerde

bulunduk. Sektördeki oyunculardan bir kaçının da çekilmesiyle oluşan boşlu-ğun doldurulması gerektiğini gözlemle-dik. Bu tespitler sonrasında da Lojimax doğdu. Lojimax için her zaman iyi bir ürünle doğru zamanda, doğru yerlere ulaşma hedefinde ilerledik. İyi bir ürü-nü nasıl üretebileceğimiz konusunda derin araştırmalar yaptık. Bu araştırma-lar çerçevesinde Tübitak’la çalışmaya başladık. Tübitak’ın araştırmalarıyla il-gili çalışmalar yaptık ve bugüne kadar sektörde kimsenin Tübitak’la işbirliği yapmadığını gördük. Öte yandan Ulu-dağ Üniversitesi’yle de ciddi çalışmalar yapıyoruz. Alüminyum radyatöre şimdi-ye kadar verilmemiş değeri aslında biz vermeye başladık. Gözlemlerimiz doğ-rultusunda rakiplerin olağan pazara hi-

“2014 yılının başında piyasaya3 modelle çıkış yaptık, şuanda ise

12 tane modelimiz var.”

Page 87: TİMDER Dergisi 89.Sayı

84

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

İş hayatına 1995 yılında ısı sektöründe bir firmanın satış kadrosunda başladım. 12 yıl kadar çalıştığım bu firmadan bölge müdürü olarak ayrıldım. Bugüne kadar meslek hayatımı hep ısı sektöründe pa-zarlama ve satış ağırlıklı görevlerde ça-lışarak devam ettirdim. Sonrasında Loji-max Alüminyum Radyatörleri ile yolum 2,5 ay önce kesişti. Lojimax’ı nasıl daha iyi yerlere taşıyabileceğimiz,marka hali-ne getirebileceğimiz konusunda yoğun bir şekilde çalışıyoruz.

“Yapıloji ısıtma sektöründe pazar-lama ve dağıtım kanallarıyla Bursa bölgesine ve civar illere yaptığı ça-lışmalarla ciddi başarılara ulaştı ve bu başarısıyla üretici firmaların da dikkatini çekti.”Sektörde 20 yıllık tecrübesi olan Lojimax’ın ortağı Fethi Resuloğlu, 2008 yılında Yapıloji’yi kurarak şu an ki orga-nizasyonun temellerini attı. Yapıloji ısıt-ma sektöründe pazarlama ve dağıtım kanallarıyla Bursa bölgesine ve civar illere yaptığı çalışmalarla ciddi başarı-lara ulaştı ve bu başarısıyla üretici fir-

Nusret AdemoğullarıLojimaks Radyatör Isı. Soğ. Sist. San. Tic. A.Ş.

Bölge Müdürü

maların da dikkatini çekti. Bu başarıda sektörü iyi tanıması, iyi analiz etmesi, satıcı firmaların çektiği sıkıntıları iyi gözlemlemesi ve bu doğrultuda kendini geliştirmesi etkili olurken aynı zamanda bu faktörler sektörde bölgesine hakim konuma gelmiş bir firma olmasına ola-nak sağladı. Yapıloji olarak bölge bayi-liği anlamında yaklaşık 12 ilde distribü-törlük anlaşmalarımız bulunuyor. Copa, Borusan, Bosch, Ariston gibi markaların bayiliğini yaparken, son 6 aylık dönem-de de Wavin Pilsa’nın bölge bayiliğini aldık. Halen Yapıloji’nin Bursa, Eskişehir ve Düzce’de şubeleri bulunmaktadır.

Lojimax olarak alüminyum radyatör pazarını ve pazardaki oyuncuların dur-gunluğunu iyi analiz ettik, iyi tespitlerde

bulunduk. Sektördeki oyunculardan bir kaçının da çekilmesiyle oluşan boşlu-ğun doldurulması gerektiğini gözlemle-dik. Bu tespitler sonrasında da Lojimax doğdu. Lojimax için her zaman iyi bir ürünle doğru zamanda, doğru yerlere ulaşma hedefinde ilerledik. İyi bir ürü-nü nasıl üretebileceğimiz konusunda derin araştırmalar yaptık. Bu araştırma-lar çerçevesinde Tübitak’la çalışmaya başladık. Tübitak’ın araştırmalarıyla il-gili çalışmalar yaptık ve bugüne kadar sektörde kimsenin Tübitak’la işbirliği yapmadığını gördük. Öte yandan Ulu-dağ Üniversitesi’yle de ciddi çalışmalar yapıyoruz. Alüminyum radyatöre şimdi-ye kadar verilmemiş değeri aslında biz vermeye başladık. Gözlemlerimiz doğ-rultusunda rakiplerin olağan pazara hi-

“2014 yılının başında piyasaya3 modelle çıkış yaptık, şuanda ise

12 tane modelimiz var.”

85

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

tap etmeyi yeterli gördüklerini ve pazarı büyütmek için herhangi bir faaliyette bulunmadıklarını algıladık.

Biz Lojimax olarak pazarı büyütmeyi önemsiyor ve bunun için neler yapıl-ması gerektiği konusunda devamlı ça-lışıyoruz. Rakamsal olarak baktığımızda radyatör piyasasının %10’u alüminyum. Lojimax olarak pazardaki talebi arttırıcı nasıl hareket edilebileceği konusunda çalışmalar yapıyoruz. Tabi bunları ya-parken de bir yandan da ürünlerimizi geliştiriyoruz. 2014 yılının başında piya-saya 3 modelle çıkış yaptık, şuanda ise 12 tane modelimiz var. Rakiplerimizden 15-20 yıllık firmalara bugün baktığımız-da en fazla 6-7 modelle piyasada hizmet verdiklerini görüyoruz. Bizim hedefimiz model sayımızı arttırarak mevcut alü-minyum radyatör pazarına hizmet et-menin yanı sıra pazarı arttırmak. Bu he-def doğrultusunda da yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu çalışmalar kapsamında başarılı olacağımıza inanıyoruz, zaten pazardan da çok olumlu tepkiler alıyo-ruz. Ayrıca havlupanda çok dekoratif 20 modelimizi sektöre sunduk. Seramik mağazaları ve mimarlık ofislerinden çok güzel dönüşler aldık. Şimdi de ısı sektörü için özel modellerimizi Şubat ayında sahaya sunmuş olacağız. Krom havlupana alternatif olarak , aynı görün-tüyü alüminyum havlupanda sunacağız. Avantajımız banyolarda kromajların be-lirli sürede yüzeyden kalkması gibi so-runlar alüminyumda yaşanmadığından, pazarda bir değişim başlayacaktır.

“Sektörümüzdeki sıkıntıları iyi bil-diğimiz için yaptığımız Ar-Ge çalış-malarında da bu sıkıntılar üzerine odaklanıyoruz. Standart renklerde bir radyatörün teslim süresini 36 saat gibi bir süreye çekeceğiz. 1-2 günde teslim edilen ve bu nedenle insanların tercih ettiği panel radya-törle yarışır hale geleceğiz.”Sektörümüzdeki sıkıntıları iyi bildiğimiz için yaptığımız Ar-Ge çalışmalarında da bu sıkıntılar üzerine odaklanıyoruz. Sek-törümüzün en büyük sorunu terminler. 30-40 günü bulan terminler alıcının yanı sıra satıcının dahi siparişini unut-tuğu bir süreç oluyor. Bu terminlerden dolayı satıcılar alüminyum radyatörden uzak duruyor, satmak istemiyor. Alıcı da haliyle böyle termine sahip bir ürünü al-

mak istemiyor. Bu terminler sektöre za-rar veriyor, pazar payının genişlemesine engel oluyor. İnsanlar bu şartlar altında panel radyatöre eğilim gösteriyor. Bu eğilimlerini değiştirmek için bir Ar-Ge çalışması yaptık. Bu çalışmanın lansma-nını Sodex Fuarı’nda yapacağız. Stan-dart renklerde bir radyatörün teslim sü-resini 36 saat gibi bir süreye çekeceğiz. 1-2 günde teslim edilen ve bu nedenle insanların tercih ettiği panel radyatörle yarışır hale geleceğiz. Bu çalışmanın Ar-Ge’si 1.5 yıldır devam ediyor. Son aşamaya gelmek üzereyiz, kalıplar ba-sıldı, gerekli patentler alındı. Bu çalışma bugüne kadar sektörde kimsenin yap-madığı hatta düşünmediği bile bir ça-lışmadır. Biz sektörde bu boşlukları iyi gözlemliyor ve doldurmak için çalışıyo-ruz. Eforumuzun ve karımızın %50’sini Ar-Ge’ye ayırıyor, ciddi yatırımlarda bulunuyoruz. Üretim tarafımıza baktığı-mızda da rakiplerin 10 kişiyle yaptığı bir birim işi, biz 6 kişiyle yapıyoruz. Bu ne-denle teknolojik olarak da rakiplerimiz-den daha üstün konumdayız. Hedefimiz sektörde 2017 yılında ilk iki içerisinde olmak. Yapılanma açısından eksikleri-miz vardı. Bunun da üzerine düşerek İstanbul yapılanmamıza ağırlık verdik. 2016 ilk çeyreğinde tüm yapılanmanın tamamlamasını hedefliyoruz. Sektörde yine bir ilke imza atarak, hiç olmayan bir çalışma yaparak showroom mağazalar açtık. Şuanda İzmir’de faaliyete başladı. Antep’te açılmak üzere, teşhirleri hazır-lanıyor. Bu çalışmalar hiçbir rakip fir-mada yok. Bunlar bizim sektörde örnek teşkil edecek çalışmalarımız olacak.

“Lüks segmentte konut üretimi var ve bu da paralel ölçüde alüminyum radyatör satışı demektir. Biz olaya bu açıdan bakıp sadece belli illere odaklanmıyor bütün Türkiye çapın-da bir çalışma yürütüyoruz.”Bayi kanalı açısından Türkiye’nin her yerinde pazarlama ağına sahibiz. Eski-şehir, Düzce, İstanbul Bölge Müdürlü-ğümüz var. Merkezimiz Bursa’da ancak Ankara, Mersin, Adana, Diyarbakır gibi ulaşmadığımız il yok. Çünkü Van’da alü-minyum radyatör satılır mı gibi bir algı var ve bu çok yanlış bir düşünce, elbette satılır. 15 sene önceki Türkiye’de yaşa-mıyoruz artık, sektör tamamen ilerledi ve lüks segmente yoğunlaşma var. Bu yoğunlaşma sadece İstanbul, Ankara,

İzmir’de değil, Türkiye’nin her yerinde var, ve bu da alüminyum radyatör paza-rının artışı demektir. Biz olaya bu açıdan bakıp sadece belli illere odaklanmıyor bütün Türkiye çapında bir çalışma yü-rütüyoruz. 2015 yılında bu çalışmalara başladık, 2016’da da aynı hızla ilerleye-ceğiz. Üretim kapasitemizde aynı şekil-de artarak ilerleyecek. Şuanda üretimi-miz bir vardiya çalışıyor ve kapasitemiz yetiyor. Çarpı üç vardiya dersek çok rahatlıkla pazar liderliğine oynayabiliriz. Model sayımızı arttırmak ve pazarda hiç kimsede olmayan model sayısına ulaş-mak gibi de bir hedefimiz var. Bu hedef doğrultusunda model sayımızı 46’ya çıkartıyoruz. Bu da bize ciddi bir ivme sağlayacak. İnsanların da sektörümüze duyduğu korkuyu bu şekilde yenmiş olacağız. Müşterilere sadece 3-4 mo-dele bağımlı kalmayarak, 46 model de seçim şansı sunacağız. Renk, model, kalınlık gibi bir çok alternatifin olduğu seçenekler sunmaya hazırlanıyoruz. İn-sanlara aynı zamanda alüminyum rad-yatörün avantajlarını; su hacmi, görüntü ve öncelikle dekoratif olması gibi özel-liklerini anlatmayı hedefliyoruz.

İhracat çalışmalarımız da ayrı koldan çok yoğun devam etmekte olup, İngil-tere, Almanya, Fransa, İspanya, Mısır, Azerbaycan, İran, Cezayir gibi ülkelerde distribitörlük görüşmeleri hızla devam etmekte. İngiltere pazarına ilk ürünleri-mizi gönderdik ve çok iyi dönüşler aldık. 2016 ve 2017 yılları ihracatla ilgili yoğun çalışacağımız dönemler olacak.

Mayıs ayında Sodex fuarında da yeni modellerimizin lansmanını yapmış ola-cağız.

“Müteahhitler nasıl artık her daire-ye ankastre ürün koyuyorsa, panel radyatör yerine de alüminyum rad-yatör takması gerekiyor. Hem de-koratif açıdan hem de tasarruf anla-mında alüminyum radyatörün daha avantajlı bir ürün olduğunu anlat-mamız gerekiyor.”Türkiye’deki inşaat sektörünün gelişi-mine baktığımızda 10 sene önce satılan dairelerde ankastre takılmıyordu şimdi ise ankastresiz satılan daire yok. Sek-törümüzün gelişmesi açısından da ön-celikle müteahhitleri bilgilendirmemiz gerekiyor. Müteahhitler geçmişte panel

“Standart renklerde bir radyatörün teslim süresini36 saat gibi bir süreye çekeceğiz.”

Page 88: TİMDER Dergisi 89.Sayı

86

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

radyatör taktıkları bir daireyi 10 liraya satarken, şimdi 100 liraya sattıkları bir daireye de panel radyatör takıyorlar. Müteahhitler nasıl artık her daireye an-kastre ürün koyuyorsa, panel radyatör yerine de alüminyum radyatör takması gerekiyor. Hem dekoratif açıdan hem de tasarruf anlamında alüminyum rad-yatörün daha avantajlı bir ürün olduğu-nu anlatmamız gerekiyor. Yapı malze-mecileriyle de ciddi sıcak ilişkimiz var ve onlara da bunu anlatıyoruz. Ancak yapı malzemecileri ısı sektörüne uzak duru-yor. Isı sektörüne ısınamamalarından kaynaklanan bu durumu değiştirmek ve bu alandan da çalışma yapmalarını sağlamamız gerekiyor. Özellikle sektör-de eski olan firmalar alüminyum radya-törde yaşanan problemlerden dolayı bu pazardan uzak duruyor ve haliyle uzak-laştıkça hep kısır döngü içinde kalınıyor. Böyle olunca sektörün büyümesi söz konusu olmuyor. Son 20 yılın yaklaşık rakamlarına bakıyoruz hep aynı şekilde %10 pazar payına sahip. Asıl olması ge-rektiği pay %30 diye düşünüyoruz. Pa-zar payını %30’a çektiğimizde pazarın ciddi yerlere geleceğini düşünüyor ve bu neden olmasın diyoruz. Bu oranlar Avrupa’da %35 , Rusya’da %50 civarın-dadır. İnşaat üretimi olarak bakıyoruz, lüks segment üretimine bakıyoruz ve olabilecek rakamlar olduğunu görüyo-ruz. Bazı problemlerden dolayı olama-dığını görüyor ancak bu problemleri ortadan kaldırdığımızda bu hedeflerin rahatlıkla gerçekleşeceğini düşünüyo-ruz.

“Yapı malzemecilerinde farklılık oluşturmak adına bazı çalışmala-rımız var. Stanttan öte canlı teşhir yapmayı tercih ediyoruz. Bir show-roomda müşteri bizim havlupanımı-zı görerek nasıl durduğunu banyo-nun konseptini nasıl tamamladığını canlı görüyor.”Bayilik yapılanmamızı 4 kanalda ilerleti-yoruz. Öncelikle ısı sektöründeki ısıtma taahütçüleri dediğimiz direkt tüketiciye ulaşan alıp montajını yapan firmalarla stand, numune, görseller gibi ciddi ça-lışmalar yapıyoruz. Isı sektöründe top-tancı bazında sektörde olan firmalarla da bayilik anlaşmaları yapıyoruz. Sek-törde olan bir çok ‘’Toptancı’’firmayla da bayilik anlaşması yaptık, arttırmak için de çalışmaya devam ediyoruz. Onun için yapı malzemecileri kanadında ciddi çalışmalarımız var. Yapı malzemeciler-le bu işin çok daha hızlı ilerleyeceğine inanıyoruz. Çünkü yapı malzemecileri direk müteahhitlerle çok yakın temasta olan bir alan ve bu nedenle onlara önem

veriyoruz. Yapı malzemecilerinde farklılık oluşturma adına bazı çalışma-larımız var. Stant-tan öte canlı teşhir yapmayı tercih edi-yoruz. Bir showro-omda müşteri bi-zim havlupanımızı görerek nasıl dur-duğunu banyonun konseptini nasıl ta-mamladığını canlı görüyor. Müşteri bu şekilde konsep-ti görünce bizlerde ürünümüzü daha albenili hale getiri-yoruz. Aynı zaman-da normal alışıla-gelmiş beyaz veya krom havlupanla-rın dışında konsep-tini tamamlayan bir havlupan görünce müşteride böyle bir şey de varmış düşüncesi hakim oluyor. Bu durum sa-tışlarımızı da arttırdı ve biz havlupanda iddialı bir konumda olduğumuzu düşü-nüyoruz. Yapı malzemecileri kanadının sadece korkularını yenmeleri biraz za-man alacak. Onun dışında biz yapı mal-zemecileriyle güzel işler yapacağımıza inanıyoruz.

“Yeni tescilini yaptığımız markamız ALRAD ile 2016’da hızla yapı mar-ketlere gireceğiz. Bu markayı sek-törde açıkları kapatacak bir marka olarak düşünüyoruz.”Onun dışında mimarlara ürünlerimi-zi birebir anlatıyoruz. Çünkü mimarlar alıştığı, ölçüsünü, rengini, görüntüsünü bildiği ürünü tercih ediyor. Mimarlara biz ürünlerimizi anlatırsak, görürlerse teknik olarak ve görüntü olarak tercih ederler diye düşünüyoruz. Biz ürünleri-mize güveniyoruz, kataloğumuzu verdi-ğimiz hiçbir mimardan da bugüne kadar beğenmediğine dair bir yorum almadık. Sadece bir alışma süreci var. Alışma sürecini aşabilmek için biraz zamana ihtiyacımız var. Bunun içinde gerekli tüm reklam, promosyon çalışmalarını yapıyoruz. Bir tek eksiğimiz olan yapı marketler kanadımızı da çok yakın-da gidereceğiz. Yapı marketlerle ilgili süreç biraz zaman alıyor. Görüşmeler başladı ama sonuca ulaşmak hem ticari anlamda hem kendi yapılarından dola-yı uzun sürüyor. Yapı marketlere Loji-max ile girme taraftarı değiliz. Lojimax

bizim A segment ana markamız. Yeni tescilini aldığımız markamız ALRAD ile 2016’da hızla yapı marketlere gireceğiz. Bu markayı sektörde açıkları kapatacak bir marka olarak düşünüyoruz. Daha ekonomik, yapı market tarzı yerlerde satılabilecek ürünlerin olduğu bir marka olacak. Bununla ilgili model çalışmala-rı süreci devam ediyor. Fiyatlar hemen hemen oluşturuldu. Marka oluşturmak değil, markayı büyütmek önemli. Bir markayla pazara girdiğinizde o marka-yı da bir yerlere getirmeniz gerekiyor. Sektördeki diğer alt segmentteki oyun-cularla çarpışacağımız bir marka oluş-turuyoruz.

Sektörün önümüzdeki 5 yıl yükselen bir ivme ile devam edeceğini düşünü-yoruz. 5 yıllık süreçte her sene %10’luk bir artış öngörüyoruz. Bu artış da devam edecek diye düşünüyoruz. Biz 20 yıldan beri hep analiz ediyoruz, her yılın ba-şında bu sene durdu, bu sene duracak gibi öngörüler yapılıyor ama inşaat sek-törünün hiç durduğunu görmedik. Hep aynı şekilde devam ediyoruz. %10 ile 15 arasında büyüme ile devam ediyor. Sadece dönemsel olarak durgunluklar yaşanıyor. Bizde karamsarlık hiç yok. Karamsarlığımız olmadığı için inana-rak, hedefe kitlenerek devam ediyoruz. Özellikle 2016’dan çok ümitliyiz. 2016 bizim için de sektör için de önemli bir yıl ve güzel gelişmelerin yaşanacağı bir yıl olduğuna inanıyoruz.

Page 89: TİMDER Dergisi 89.Sayı

86

Üre

tici

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

radyatör taktıkları bir daireyi 10 liraya satarken, şimdi 100 liraya sattıkları bir daireye de panel radyatör takıyorlar. Müteahhitler nasıl artık her daireye an-kastre ürün koyuyorsa, panel radyatör yerine de alüminyum radyatör takması gerekiyor. Hem dekoratif açıdan hem de tasarruf anlamında alüminyum rad-yatörün daha avantajlı bir ürün olduğu-nu anlatmamız gerekiyor. Yapı malze-mecileriyle de ciddi sıcak ilişkimiz var ve onlara da bunu anlatıyoruz. Ancak yapı malzemecileri ısı sektörüne uzak duru-yor. Isı sektörüne ısınamamalarından kaynaklanan bu durumu değiştirmek ve bu alandan da çalışma yapmalarını sağlamamız gerekiyor. Özellikle sektör-de eski olan firmalar alüminyum radya-törde yaşanan problemlerden dolayı bu pazardan uzak duruyor ve haliyle uzak-laştıkça hep kısır döngü içinde kalınıyor. Böyle olunca sektörün büyümesi söz konusu olmuyor. Son 20 yılın yaklaşık rakamlarına bakıyoruz hep aynı şekilde %10 pazar payına sahip. Asıl olması ge-rektiği pay %30 diye düşünüyoruz. Pa-zar payını %30’a çektiğimizde pazarın ciddi yerlere geleceğini düşünüyor ve bu neden olmasın diyoruz. Bu oranlar Avrupa’da %35 , Rusya’da %50 civarın-dadır. İnşaat üretimi olarak bakıyoruz, lüks segment üretimine bakıyoruz ve olabilecek rakamlar olduğunu görüyo-ruz. Bazı problemlerden dolayı olama-dığını görüyor ancak bu problemleri ortadan kaldırdığımızda bu hedeflerin rahatlıkla gerçekleşeceğini düşünüyo-ruz.

“Yapı malzemecilerinde farklılık oluşturmak adına bazı çalışmala-rımız var. Stanttan öte canlı teşhir yapmayı tercih ediyoruz. Bir show-roomda müşteri bizim havlupanımı-zı görerek nasıl durduğunu banyo-nun konseptini nasıl tamamladığını canlı görüyor.”Bayilik yapılanmamızı 4 kanalda ilerleti-yoruz. Öncelikle ısı sektöründeki ısıtma taahütçüleri dediğimiz direkt tüketiciye ulaşan alıp montajını yapan firmalarla stand, numune, görseller gibi ciddi ça-lışmalar yapıyoruz. Isı sektöründe top-tancı bazında sektörde olan firmalarla da bayilik anlaşmaları yapıyoruz. Sek-törde olan bir çok ‘’Toptancı’’firmayla da bayilik anlaşması yaptık, arttırmak için de çalışmaya devam ediyoruz. Onun için yapı malzemecileri kanadında ciddi çalışmalarımız var. Yapı malzemeciler-le bu işin çok daha hızlı ilerleyeceğine inanıyoruz. Çünkü yapı malzemecileri direk müteahhitlerle çok yakın temasta olan bir alan ve bu nedenle onlara önem

veriyoruz. Yapı malzemecilerinde farklılık oluşturma adına bazı çalışma-larımız var. Stant-tan öte canlı teşhir yapmayı tercih edi-yoruz. Bir showro-omda müşteri bi-zim havlupanımızı görerek nasıl dur-duğunu banyonun konseptini nasıl ta-mamladığını canlı görüyor. Müşteri bu şekilde konsep-ti görünce bizlerde ürünümüzü daha albenili hale getiri-yoruz. Aynı zaman-da normal alışıla-gelmiş beyaz veya krom havlupanla-rın dışında konsep-tini tamamlayan bir havlupan görünce müşteride böyle bir şey de varmış düşüncesi hakim oluyor. Bu durum sa-tışlarımızı da arttırdı ve biz havlupanda iddialı bir konumda olduğumuzu düşü-nüyoruz. Yapı malzemecileri kanadının sadece korkularını yenmeleri biraz za-man alacak. Onun dışında biz yapı mal-zemecileriyle güzel işler yapacağımıza inanıyoruz.

“Yeni tescilini yaptığımız markamız ALRAD ile 2016’da hızla yapı mar-ketlere gireceğiz. Bu markayı sek-törde açıkları kapatacak bir marka olarak düşünüyoruz.”Onun dışında mimarlara ürünlerimi-zi birebir anlatıyoruz. Çünkü mimarlar alıştığı, ölçüsünü, rengini, görüntüsünü bildiği ürünü tercih ediyor. Mimarlara biz ürünlerimizi anlatırsak, görürlerse teknik olarak ve görüntü olarak tercih ederler diye düşünüyoruz. Biz ürünleri-mize güveniyoruz, kataloğumuzu verdi-ğimiz hiçbir mimardan da bugüne kadar beğenmediğine dair bir yorum almadık. Sadece bir alışma süreci var. Alışma sürecini aşabilmek için biraz zamana ihtiyacımız var. Bunun içinde gerekli tüm reklam, promosyon çalışmalarını yapıyoruz. Bir tek eksiğimiz olan yapı marketler kanadımızı da çok yakın-da gidereceğiz. Yapı marketlerle ilgili süreç biraz zaman alıyor. Görüşmeler başladı ama sonuca ulaşmak hem ticari anlamda hem kendi yapılarından dola-yı uzun sürüyor. Yapı marketlere Loji-max ile girme taraftarı değiliz. Lojimax

bizim A segment ana markamız. Yeni tescilini aldığımız markamız ALRAD ile 2016’da hızla yapı marketlere gireceğiz. Bu markayı sektörde açıkları kapatacak bir marka olarak düşünüyoruz. Daha ekonomik, yapı market tarzı yerlerde satılabilecek ürünlerin olduğu bir marka olacak. Bununla ilgili model çalışmala-rı süreci devam ediyor. Fiyatlar hemen hemen oluşturuldu. Marka oluşturmak değil, markayı büyütmek önemli. Bir markayla pazara girdiğinizde o marka-yı da bir yerlere getirmeniz gerekiyor. Sektördeki diğer alt segmentteki oyun-cularla çarpışacağımız bir marka oluş-turuyoruz.

Sektörün önümüzdeki 5 yıl yükselen bir ivme ile devam edeceğini düşünü-yoruz. 5 yıllık süreçte her sene %10’luk bir artış öngörüyoruz. Bu artış da devam edecek diye düşünüyoruz. Biz 20 yıldan beri hep analiz ediyoruz, her yılın ba-şında bu sene durdu, bu sene duracak gibi öngörüler yapılıyor ama inşaat sek-törünün hiç durduğunu görmedik. Hep aynı şekilde devam ediyoruz. %10 ile 15 arasında büyüme ile devam ediyor. Sadece dönemsel olarak durgunluklar yaşanıyor. Bizde karamsarlık hiç yok. Karamsarlığımız olmadığı için inana-rak, hedefe kitlenerek devam ediyoruz. Özellikle 2016’dan çok ümitliyiz. 2016 bizim için de sektör için de önemli bir yıl ve güzel gelişmelerin yaşanacağı bir yıl olduğuna inanıyoruz.

isvea_23x33cm_timder.indd 1 30/01/16 10:59

Page 90: TİMDER Dergisi 89.Sayı

88

Satış

Hat

tıTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Besim Alişanİdevit Seramik San. ve Tic. A.Ş.

İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü

1973 yılında Almanya’da doğdum. Ha-cettepe Üniversitesi’nde Alman Dili okudum. Profesyonel iş hayatına, 2000 yılında Eczacıbaşı Karo Seramik’te başlayarak yurtiçi ve yurtdışında çe-şitli görevler alarak sonrasında Silkar Madencilik’e geçiş yaptım. Yaklaşık 10 aydır İhracat Satış ve Pazarlama Müdü-rü olarak İdevit bünyesinde çalışıyorum.

“İdevit; kurulu kapasitesi 1 mil-yon, yaklaşık 4 kıtada 60 ülkede, Türkiye’de ise 7 bölgede koşulsuz müşteri memnuniyeti sunan ve sağ-layan bir şirket.”İdevit, İdeal Seramik olarak 1993 yılında kuruldu ama üretim tecrübesi 1977 yılı-na kadar uzanıyor. Onursal Başkanımız Nuri Gönenç, Onur Porselen ile sana-yiye atılıp üretime başlıyor ve sırasıyla Anadolu Porselen ve Seranit ile Türk sanayisinin bilinen ve sayılan işadamları arasında yerini alıyor. Geçen süre içeri-sinde; teknolojiye ve insan kaynaklarına yatırım yapılması, tünel fırın / basınçlı döküm ve kalite yönetim sistemine ge-çilmesi, ürünlerimize 25 yıl garanti veril-mesi, enerji yönetim sistemine geçilme-

si, GOST-R Hijven ve uygunluk ve EPD uygunluk belgelerinin alınması, robotic sırlamaya geçiş, TSE Çift Yıldız ile taç-landırılmamız bugünlere gelmemizde mihenk taşlarımız arasında yer alıyor. Bugün itibariyle İdevit; kurulu kapasite-si 1 milyon, yaklaşık 4 kıtada 60 ülkede, Türkiye’de ise 7 bölgede koşulsuz müş-teri memnuniyeti sunan ve sağlayan bir şirket. Mevcut taleplerin karşılanması ve gelecekteki İdevit’in konumlanma-sı için şirket bünyesinde 2005 yılından itibaren kalite yönetim müdürlüğü ve tasarım müdürlüğü oluşturuldu.

Yurt içinde 7 coğrafi bölgemizde mü-dürlüğümüz var. Onun dışında 200’e yakın bayimiz kanalıyla yurt içi pazarı-

nın ihtiyaçlarını gideriyor ve nihai tüke-ticiye hizmetimizi ulaştırıyoruz. Proje satış kanalını da aktif olarak kullanıyor, projelere ürün tedarik ediyoruz. Şuanda üçüncü havaalanı ile ilgili çalışmalara başlayıp, görüşmelerini sürdürüyoruz. Yurt dışında da geleneksel bayi ağını kullanan ama bunun yanısıra projelerde de yer alan bir şirketiz. Bazı ülkelerde ise banyo dolabı üreticileri ile işbirliğine giderek onlara lavabo temin ediyoruz. Genel satış kanallarımızı zincir mağaza-lar, toptancılar, projeleri koordine eden şirketler ve banyo dolabı üreticileri ol-mak üzere 4 şekilde kurguladık.

Rekabetin çok yoğun yaşandığı bir sek-tördeyiz. Bu rekabetin beraberinde bize

“Bizim ana sloganımız koşulsuz müşteri memnuniyeti, dolayısıyla

bunu sağlayıcı bütün tedbirleri bünyemizde barındırıyoruz.”

Page 91: TİMDER Dergisi 89.Sayı

88

Satış

Hat

tıTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Besim Alişanİdevit Seramik San. ve Tic. A.Ş.

İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü

1973 yılında Almanya’da doğdum. Ha-cettepe Üniversitesi’nde Alman Dili okudum. Profesyonel iş hayatına, 2000 yılında Eczacıbaşı Karo Seramik’te başlayarak yurtiçi ve yurtdışında çe-şitli görevler alarak sonrasında Silkar Madencilik’e geçiş yaptım. Yaklaşık 10 aydır İhracat Satış ve Pazarlama Müdü-rü olarak İdevit bünyesinde çalışıyorum.

“İdevit; kurulu kapasitesi 1 mil-yon, yaklaşık 4 kıtada 60 ülkede, Türkiye’de ise 7 bölgede koşulsuz müşteri memnuniyeti sunan ve sağ-layan bir şirket.”İdevit, İdeal Seramik olarak 1993 yılında kuruldu ama üretim tecrübesi 1977 yılı-na kadar uzanıyor. Onursal Başkanımız Nuri Gönenç, Onur Porselen ile sana-yiye atılıp üretime başlıyor ve sırasıyla Anadolu Porselen ve Seranit ile Türk sanayisinin bilinen ve sayılan işadamları arasında yerini alıyor. Geçen süre içeri-sinde; teknolojiye ve insan kaynaklarına yatırım yapılması, tünel fırın / basınçlı döküm ve kalite yönetim sistemine ge-çilmesi, ürünlerimize 25 yıl garanti veril-mesi, enerji yönetim sistemine geçilme-

si, GOST-R Hijven ve uygunluk ve EPD uygunluk belgelerinin alınması, robotic sırlamaya geçiş, TSE Çift Yıldız ile taç-landırılmamız bugünlere gelmemizde mihenk taşlarımız arasında yer alıyor. Bugün itibariyle İdevit; kurulu kapasite-si 1 milyon, yaklaşık 4 kıtada 60 ülkede, Türkiye’de ise 7 bölgede koşulsuz müş-teri memnuniyeti sunan ve sağlayan bir şirket. Mevcut taleplerin karşılanması ve gelecekteki İdevit’in konumlanma-sı için şirket bünyesinde 2005 yılından itibaren kalite yönetim müdürlüğü ve tasarım müdürlüğü oluşturuldu.

Yurt içinde 7 coğrafi bölgemizde mü-dürlüğümüz var. Onun dışında 200’e yakın bayimiz kanalıyla yurt içi pazarı-

nın ihtiyaçlarını gideriyor ve nihai tüke-ticiye hizmetimizi ulaştırıyoruz. Proje satış kanalını da aktif olarak kullanıyor, projelere ürün tedarik ediyoruz. Şuanda üçüncü havaalanı ile ilgili çalışmalara başlayıp, görüşmelerini sürdürüyoruz. Yurt dışında da geleneksel bayi ağını kullanan ama bunun yanısıra projelerde de yer alan bir şirketiz. Bazı ülkelerde ise banyo dolabı üreticileri ile işbirliğine giderek onlara lavabo temin ediyoruz. Genel satış kanallarımızı zincir mağaza-lar, toptancılar, projeleri koordine eden şirketler ve banyo dolabı üreticileri ol-mak üzere 4 şekilde kurguladık.

Rekabetin çok yoğun yaşandığı bir sek-tördeyiz. Bu rekabetin beraberinde bize

“Bizim ana sloganımız koşulsuz müşteri memnuniyeti, dolayısıyla

bunu sağlayıcı bütün tedbirleri bünyemizde barındırıyoruz.”

89

Satış

Hat

tıTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

sunduğu artılardan biri dinamizm. Bizler de bu dinamizmin etkisiyle ürün geliştir-meye yönelerek bayi kanalımız için fark yaratmak adına yurt içi ve yurt dışındaki fuarlara katılıyor, satış ekiplerini fabri-ka bünyemizde eğitiyor, promosyon ve reklam çalışmaları yaparak destek ol-maya çalışıyoruz. Teknik hizmeti sağla-yan bir yapıya da sahibiz. Özellikle yurt içinde bu kanalı yoğun olarak kullanıyo-ruz. Nihai tüketicilerin karşılaşabilecek-leri teknik sorunlara da çözüm üreten bir yapı sahibiyiz. Bizim ana sloganımız koşulsuz müşteri memnuniyeti, dola-yısıyla bunu sağlayıcı bütün tedbirleri bünyemizde barındırıyoruz.

İdevit’i global markalar arasına taşımak adına bugüne kadar yaptığımız tüm çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Geleceğe yönelik en büyük yatırım, bugün kullandığımız kaynakları geleceğe taşıyabilmek, bizden sonraki nesiller için de bu kaynakları kullanı-labilir kılmaktır. İdevit markası da bu bilinçten hareketle çevre dostu, insan sağlığına zararsız ve verimli enerji tek-nolojileri ile üretilen sürdürülebilir inşa-at malzemeleri alanında Avrupa’nın en önemli belgelerinden olan Environmen-tal Product Decleration ‘EPD’ (Çev-resel Ürün Beyanı) sertifikası ile ileri düzeydeki çevre bilincini belgelemiştir. Ürünlerimizin yaşam döngüsü boyunca Life Cycle Assessment ‘LCA’ çalışması sonucu tüm çevresel etki ve perfor-manslarını belirleyerek EPD belgesi almaya hak kazanmıştır. Ayrıca global pazarlarda geçerli EPD belgelerinin ka-yıt altına alındığı The International EPD System ağında, dünyada ve Türkiye’de Seramik Sağlık Gereçleri sektöründe deklerasyonda bulunan ilk firma olma ayrıcalığına sahip olmuştur. Robotik sırlama yatırımımız ise insan sağlığına gösterdiğimiz hassasiyetimizin ve insan kaynaklı fire oranını azaltarak yine çev-re duyarlılığımızın gereği yaptık. Bunla-rın ötesinde, TSE Çift Yıldız belgesi ile taçlandırıldık. Mevcut olan standartların ötesinde bir kaliteyi sağladığımız için bu belgeye layık görülerek haklı bir gurur yaşıyoruz. İdevit, kendine katma değer sağlayan ve sektöre yön vererek misyo-nunu ortaya koyan bu ve benzeri bir çok çalışma içinde yoluna devam ediyor.

İdevit bir dönem fiyat politikası olarak ekonomik segmentte yer aldı. Sonra-sında yatırımlarla ve tasarıma önem ve-

rerek ekonomik, orta ve üst segmentte de ürün gamı oluşturduk. Ancak ürün gamımızda yer alan segmentleri daha da yukarıya taşımak adına yeni bir mar-ka çalışmamız oldu. Nihai müşterileri-mizin ve bayilerimizin nezdinde sürekli kendini yenileyen şirket imajımızı sür-dürülebilir kılmak için çalışıyoruz. Bu noktada İdevit olarak doğru bir yol iz-lediğimizi düşünüyoruz. Bayilerimizin, nihayi tüketicilerimizin, profesyonelle-rin ve rakiplerimizin ‘İdevit bu yıl ne tür yeniliklere imza atacak?’ diye merakla beklenen bir şirketiz.

Mia Luce, tamamen farklı bir yapılan-manın içerisinde olacak. Satış kanalı, personeli, kutu tasarımı, logosu gibi tüm detayları İdevit’ten tamamen fark-lı bir marka oluşturuyoruz. Markamızın tüm tasarımlarını da kendi bünyemizde geliştiriyoruz. Bu çalışmalar büyük bir gizlilik içerisinde yürütülüyor. Bu uzun soluklu bir süreç, bunun çalışmalarına uzun bir zaman önce başladık ve yakla-şık bir yıl daha çalışmalara devam ede-ceğiz. Mia Luce’nin ilk sinyalini UNICE-RA Fuarı’nda vermeye hazırlanıyoruz. Dünya lansmanını ise inşallah 2017 ISH Almanya Fuarı’nda yapacağız. UNICE-RA’daki ilk sinyali bile birçok konuda tüketicilere ışık verecek. Herkese fuar standımızı ziyaret ederek ziyaret mar-kamızın doğuşuna tanıklık etmelerini tavsiye ediyoruz. Yeni markamızı 500 m2’lik standımız içinde özel tasarladığı-mız bir mücevher kutusu içinde sergile-yeceğiz ve bu yüzden çok heyecanlıyız. Bütün tüketicilerimize de bu heyecanı yansıtmak istiyoruz. Bizi sürprizlerle dolu bir fuar bekliyor.

“Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa seramik sağlık gereçlerinde en çok ihracat yaptığımız ilk dört ülke ara-sında yer alıyor.”Dünya pazarını çok geniş bir perspek-tifte değerlendirmek lazım. Birincisi Türkiye dünyanın neresinde önce oraya bakmak lazım. Seramik sektörü bünye-sinde bir seramik kaplama malzemeleri, bir de bizim gibi vitrifiye üreten seramik sağlık gereçleri var. Seramik kaplama malzemeleri ihracatı anlamında dün-yada dördüncü, bizim dahil olduğumuz vitrifiye ihracatında ise dünyada beşinci sırada yer alıyoruz. Bu aslında sektörün ne kadar önemli bir yerde durduğunu gösteriyor. Bizler bu sektörde daha iyi noktalara gelebilecek kapasite ve kabi-

liyette bir ülkeyiz. Türk seramik gücünü Avrupa’ya hissettirmemizde; coğrafik anlamda çok stratejik bir noktada olma-mız, tüketimin en fazla olduğu bölgeye coğrafi anlamda yakın olmamız, lojistik anlamda da çok flexible olmamız gibi önemli artılara sahibiz. Şuan Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa seramik sağlık gereçlerinde en çok ihracat yaptığımız ilk dört ülke arasında yer alıyor. Dola-yısıyla biz bu gücümüzü zaten hissetti-riyoruz ama ortada bir Çin gerçeği var. Çin hala dünyadaki en büyük üretici ve ihracatçı durumda ama kan kaybediyor. Devlet desteğinin azalması, kendi bün-yesinde devalüasyon yaşıyor olması, yavaş yavaş Çin’e kan kaybettiriyor ve bu durum Türk seramik sektörüne yara-yacak diye ön görüyoruz. Bunun sinyal-lerini de almaya başladık.

“Son beş yılın ortalamasına baktı-ğımızda adet anlamında ülke olarak ihracatta %4 azalmış, katma değer bakımından parça başına dediğimiz ortalamada %9 artmışız. Bu aslında Türkiye’nin inovasyona, tasarıma önem verdiğinin ve tasarımını da öne çıkardığının bir göstergesidir.”2016 yılı için aslında her ne kadar 2015 yılının yansımalarını yaşıyor olacaksak da aslında sektör olarak pozitif şeyle-rin yaşanacağı bir yıl olacağını düşü-nüyoruz. Bu konuda istatislikler de bu pozitif tabloyu gösteriyor. Son seramik çalıştayında yaptığımız değerlendirme-lerde; Türkiye seramik sağlık gereçleri konusunda dünyada beşinci sırada, son beş yılın ortalamasına baktığımızda ise adet anlamında ülke olarak ihracatta %4 azalmışız. Buna karşılık fiyat anla-mında katma değer bakımından parça başına dediğimiz ortalamada %9 artmı-şız. Bu aslında Türkiye’nin inovasyona, tasarıma önem verdiğinin ve tasarımını da öne çıkardığının bir göstergesidir. Sanayinin içinde şöyle bir realite var. Çin gibi mi, İtalyan gibi mi olmak? Çok üretip düşük kar marjlarıyla mı sektörü ayakta tutalım, yoksa az üretip katma değeri olan ve aranan ürünü mü üre-telim. Türkiye seramik sağlık gereçleri hızla İtalya olmaya doğru gidiyor ve bu bizi mutlu ediyor. Geçmiş yıllara baktı-ğımızda Red Doot ödülünü alan marka-larımız var ve Türkiye açısından bu haklı bir gurur kaynağı. Geçen yıl dünyanın 26 farklı ülkesine seyahat ettim ve gitti-ğim ülkelerde Türk markalarını görmek beni gururlandırdı.

“Mia Luce’nin ilk sinyaliniUNICERA Fuarı’nda vermeye hazırlanıyoruz.”

Page 92: TİMDER Dergisi 89.Sayı

90

Satış

Hat

tıTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Türkiye’nin hedefleriyle de örtüşen makro hedefler belirleyip, 2023’e ka-dar bir iş planı çıkardık. Yurt içinde ve yurt dışında nerelerde konumlanmamız gerektiğini oluşturduk. İdevit için be-lirlediğimiz hedefler çerçevesinde var olan kanallarımızın üzerine ilave olarak dünya genelinde en az 10 farklı ülke-de showroom açmayı hedefliyoruz ve bunun çalışmalarına da başladık. Çok kısa zaman içerisinde bunun haber-lerini de sektörle paylaşıyor olacağız. İlk showroom’larımızı Kıbrıs, Almanya, İngiltere ve Tunus gibi ülkelerde açıyor olacağız. Toplamda 60 civarında ülkeye hizmet verdik ve ihracat yaptık. Amacı-mız bu ülke sayısını daha da arttırmak. Türkiye ihracat rakamlarını baz alarak, İdevit olarak 2023’e kadar bunun en az %10’unu yakalamak gibi bir hedef koy-duk. Bu hedef doğrultusunda ihracat departmanını tamamen yeniledik. Bu vizyon ve misyonda bizlere katkı sağ-layabilecek İngilizce temel olmak üzere farklı yabancı dillere de vakıf arkadaşları bünyemize aldık ve ihracat departmanı-mızı yeniden kurguladık. Aynı şekilde yurt içinde de yapılanma çalışmalarımız devam ediyor. Eksiklerimizi belirlemiş-tik, süratli bir şekilde onları gideriyoruz. Yurt içinde de daha bilinir, aranan ve sektöre yön veren bir marka olma mis-yonumuzu sürdüreceğiz.

Biz var olan bir markayı satın almak yeri-ne kendi bünyemizden bir marka tasar-ladık. Bu nedenle burada hata yapma gibi bir lüksümüz yok. Burada strateji-mizi, planlarımızı ve kurgumuzu defalar-ca gözden geçirdik. Zamanlamayı çok iyi yapmak durumundayız. Sıfır hatayla ilerlemek zorundayız çünkü dünya kon-jektöründe marka oluşturmak çok zor. Çok ciddi bilgi birikimi ve aynı zamanda ekonomik güç gerektirir. Çalışmalarımı-zı adım adım hayata geçiriyoruz. İdevit’e yetişkin çocuğumuz gibi baktığımız za-man, Mia Luce ailemize katılan yeni bir evladımız, o yüzden şu anda fazla ilgiye ihtiyacı var.

Biz İdevit olarak yaptıklarını, yeniliklerini

çok duyuran bir şirket değil-dik. Mia Luce’nin doğuşu ile bu yönümüzü de değiştire-rek, global anlamda tanıtım ve pazarlamaya yöneleceğiz.

“UNICERA, CERSAI’nin kan kaybetmesi sonucun-da uluslararası anlamda değer kazanan bir fuar haline geldi.”UNICERA’nın kuruluşuna ve bugününe baktığınızda zamanlamasının artık yanlış olduğunu görüyoruz. UNICERA’nın bu tarihte ya-pılmasının nedeni eskiden lokal bir fuar olmasıydı. Türkiye şartları gereği, inşaat sektörü hızlanmaya yakın Şubat-Mart gibi fuar yapılır, Mayıs-Haziran havalar ısınır inşaat başlardı. Bu doğru bir yak-laşımdı. Artık UNICERA, CERSAI’nin kan kaybetmesi sonucunda uluslararası anlamda değer kazanan bir fuar haline geldi. Tam da bu noktada, bir değişim ihtiyacı belirdi. Bizler de katkı sunduk. UNICERA’nın iki yılda bir ama takvimi-nin de sonbahara çekilmesi yönünde bir çalışma yapıldı ve tamamlandı. Ümit ediyoruz ki bu yıl itibariyle şu anki takvi-mi için son yıl olacak. Bu konuda bütün seramik camiası belli bir görüş birliği içerisinde.

Dünyadaki trendleri de paralel olarak izlemek lazım. Almanya ISH iki yılda bir yapılıyor. Seramik sağlık gereçleri üreti-cileri için her yıl yeni bir model yapmak inanılmaz bir külfet. Bizim tasarım ve üretim sürecimiz 1 yılı buluyor. Tasarım, model, kalıp, döküm gibi birçok süreçle-re ihtiyacımız var. Bu nedenle her yıl yeni bir şeyler oluşturmak bu anlamda zor. Bir ürünün lansman süresi, beğenilip kabullenme süresi gibi süreçler de var. Bu detayların tamamına baktığınızda UNICERA’nın iki yılda bir olması bizim açımızdan çok daha doğru bir süreçtir.

Tüketici gözünden baktığınız zamanda bu olumlu bir gelişmedir. Çok severek alınan bir banyo takımını düşünün. Bu-gün dünya ortalamasında iki yılın altın-

da değiştirme ihtiyacı hiçbir yerde yok. Buna satın alması çok güçlü Avrupa da dahil. Türkiye’ye baktığımızda süre-ler 15-20 yılı bulur. Bazı bölgelerde bu hiç uygulanmaz ama bu ekonomiyle ve satın alma gücüyle doğru orantılıdır. Sektörümüz bazında konuyu ele aldı-ğımızda, iki yıl arayla düzenlenecek bir fuar, optimum bir süredir. Sektör üreti-cilerimiz açısından baktığımızda bir yıl Almanya ISH, sonraki yıl UNICERA…

“İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomo-tifi ve vazgeçilmez sektördür.”İnşaat sektörü açısından Türkiye’nin son iki yılına bakmak gerekir. Bu süre-de dört seçim geçirdik. Ekonomimize olan olumsuz yansımalarını yaşadık ve 2016’da da yaşıyor olacağız. İnşaat sek-törü Türkiye’nin lokomotifi ve vazgeçil-mez sektördür. Sektörde bir arz talep dengesi vardır. Hala talebin fazla olduğu kanaatindeyim. Türkiye’nin doğru bir hamleyle Mütekabiliyet Yasası çerçe-vesinde kapılarını yabancı yatırımcılara açması, sektörde daralma varken bir can suyu oldu. Can suyu ve bu geliş-meler sektörümüz açımızdan sevindiri-ci gelişmeler. Devletin de bu anlamda desteğinin ve ilgisinin azalma lüksünün olmadığı bir sektör. Bizler bu veriler ışı-ğında fırsatları optimum kullanabilirsek, sektör daha da iyi noktalara gelecektir. Öbür taraftan kentsel dönüşüm de hız-la devam ediyor. Sürecin bir limiti var, öngörü 20 yıl kadardı ama bu daha da uzayacak. Çok fazla dönüşüme tabi tu-tulması gereken konut var. Buna ek ola-rak artan bir nüfusumuz var.

“Dünya genelindeen az 10 farklı ülkede

showroom açmayı hedefliyoruz ve bunun

çalışmalarına da başladık.”

Page 93: TİMDER Dergisi 89.Sayı

90

Satış

Hat

tıTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Türkiye’nin hedefleriyle de örtüşen makro hedefler belirleyip, 2023’e ka-dar bir iş planı çıkardık. Yurt içinde ve yurt dışında nerelerde konumlanmamız gerektiğini oluşturduk. İdevit için be-lirlediğimiz hedefler çerçevesinde var olan kanallarımızın üzerine ilave olarak dünya genelinde en az 10 farklı ülke-de showroom açmayı hedefliyoruz ve bunun çalışmalarına da başladık. Çok kısa zaman içerisinde bunun haber-lerini de sektörle paylaşıyor olacağız. İlk showroom’larımızı Kıbrıs, Almanya, İngiltere ve Tunus gibi ülkelerde açıyor olacağız. Toplamda 60 civarında ülkeye hizmet verdik ve ihracat yaptık. Amacı-mız bu ülke sayısını daha da arttırmak. Türkiye ihracat rakamlarını baz alarak, İdevit olarak 2023’e kadar bunun en az %10’unu yakalamak gibi bir hedef koy-duk. Bu hedef doğrultusunda ihracat departmanını tamamen yeniledik. Bu vizyon ve misyonda bizlere katkı sağ-layabilecek İngilizce temel olmak üzere farklı yabancı dillere de vakıf arkadaşları bünyemize aldık ve ihracat departmanı-mızı yeniden kurguladık. Aynı şekilde yurt içinde de yapılanma çalışmalarımız devam ediyor. Eksiklerimizi belirlemiş-tik, süratli bir şekilde onları gideriyoruz. Yurt içinde de daha bilinir, aranan ve sektöre yön veren bir marka olma mis-yonumuzu sürdüreceğiz.

Biz var olan bir markayı satın almak yeri-ne kendi bünyemizden bir marka tasar-ladık. Bu nedenle burada hata yapma gibi bir lüksümüz yok. Burada strateji-mizi, planlarımızı ve kurgumuzu defalar-ca gözden geçirdik. Zamanlamayı çok iyi yapmak durumundayız. Sıfır hatayla ilerlemek zorundayız çünkü dünya kon-jektöründe marka oluşturmak çok zor. Çok ciddi bilgi birikimi ve aynı zamanda ekonomik güç gerektirir. Çalışmalarımı-zı adım adım hayata geçiriyoruz. İdevit’e yetişkin çocuğumuz gibi baktığımız za-man, Mia Luce ailemize katılan yeni bir evladımız, o yüzden şu anda fazla ilgiye ihtiyacı var.

Biz İdevit olarak yaptıklarını, yeniliklerini

çok duyuran bir şirket değil-dik. Mia Luce’nin doğuşu ile bu yönümüzü de değiştire-rek, global anlamda tanıtım ve pazarlamaya yöneleceğiz.

“UNICERA, CERSAI’nin kan kaybetmesi sonucun-da uluslararası anlamda değer kazanan bir fuar haline geldi.”UNICERA’nın kuruluşuna ve bugününe baktığınızda zamanlamasının artık yanlış olduğunu görüyoruz. UNICERA’nın bu tarihte ya-pılmasının nedeni eskiden lokal bir fuar olmasıydı. Türkiye şartları gereği, inşaat sektörü hızlanmaya yakın Şubat-Mart gibi fuar yapılır, Mayıs-Haziran havalar ısınır inşaat başlardı. Bu doğru bir yak-laşımdı. Artık UNICERA, CERSAI’nin kan kaybetmesi sonucunda uluslararası anlamda değer kazanan bir fuar haline geldi. Tam da bu noktada, bir değişim ihtiyacı belirdi. Bizler de katkı sunduk. UNICERA’nın iki yılda bir ama takvimi-nin de sonbahara çekilmesi yönünde bir çalışma yapıldı ve tamamlandı. Ümit ediyoruz ki bu yıl itibariyle şu anki takvi-mi için son yıl olacak. Bu konuda bütün seramik camiası belli bir görüş birliği içerisinde.

Dünyadaki trendleri de paralel olarak izlemek lazım. Almanya ISH iki yılda bir yapılıyor. Seramik sağlık gereçleri üreti-cileri için her yıl yeni bir model yapmak inanılmaz bir külfet. Bizim tasarım ve üretim sürecimiz 1 yılı buluyor. Tasarım, model, kalıp, döküm gibi birçok süreçle-re ihtiyacımız var. Bu nedenle her yıl yeni bir şeyler oluşturmak bu anlamda zor. Bir ürünün lansman süresi, beğenilip kabullenme süresi gibi süreçler de var. Bu detayların tamamına baktığınızda UNICERA’nın iki yılda bir olması bizim açımızdan çok daha doğru bir süreçtir.

Tüketici gözünden baktığınız zamanda bu olumlu bir gelişmedir. Çok severek alınan bir banyo takımını düşünün. Bu-gün dünya ortalamasında iki yılın altın-

da değiştirme ihtiyacı hiçbir yerde yok. Buna satın alması çok güçlü Avrupa da dahil. Türkiye’ye baktığımızda süre-ler 15-20 yılı bulur. Bazı bölgelerde bu hiç uygulanmaz ama bu ekonomiyle ve satın alma gücüyle doğru orantılıdır. Sektörümüz bazında konuyu ele aldı-ğımızda, iki yıl arayla düzenlenecek bir fuar, optimum bir süredir. Sektör üreti-cilerimiz açısından baktığımızda bir yıl Almanya ISH, sonraki yıl UNICERA…

“İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomo-tifi ve vazgeçilmez sektördür.”İnşaat sektörü açısından Türkiye’nin son iki yılına bakmak gerekir. Bu süre-de dört seçim geçirdik. Ekonomimize olan olumsuz yansımalarını yaşadık ve 2016’da da yaşıyor olacağız. İnşaat sek-törü Türkiye’nin lokomotifi ve vazgeçil-mez sektördür. Sektörde bir arz talep dengesi vardır. Hala talebin fazla olduğu kanaatindeyim. Türkiye’nin doğru bir hamleyle Mütekabiliyet Yasası çerçe-vesinde kapılarını yabancı yatırımcılara açması, sektörde daralma varken bir can suyu oldu. Can suyu ve bu geliş-meler sektörümüz açımızdan sevindiri-ci gelişmeler. Devletin de bu anlamda desteğinin ve ilgisinin azalma lüksünün olmadığı bir sektör. Bizler bu veriler ışı-ğında fırsatları optimum kullanabilirsek, sektör daha da iyi noktalara gelecektir. Öbür taraftan kentsel dönüşüm de hız-la devam ediyor. Sürecin bir limiti var, öngörü 20 yıl kadardı ama bu daha da uzayacak. Çok fazla dönüşüme tabi tu-tulması gereken konut var. Buna ek ola-rak artan bir nüfusumuz var.

“Dünya genelindeen az 10 farklı ülkede

showroom açmayı hedefliyoruz ve bunun

çalışmalarına da başladık.”

Page 94: TİMDER Dergisi 89.Sayı

92

İçim

izde

n B

iri

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Mak. Müh. Bahadır YıldırımPolifit Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Genel Müdürü

Orta ve lise öğrenimimi İstek Vakfı Bil-ge Kağan Koleji’nde, yüksek öğreni-mimi Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamladım. Amatör araç ekipmanları imalatları ve alım satımı üzerine ufak sayılabilecek ticari girişimlerimin yanı sıra üniversite yıllarında Doğuş Otomotiv bünyesinde 1 yıla yakın müşteri ilişkileri bölümünde çalışma fırsatım oldu. O dönemde yeni yapılanan ve müşteri ilişkileri alanında kendini geliştiren firma bünyesinde bir-çok eğitim alma ve kendimi geliştirme şansı buldum. Hem 20 yaşında bir öğ-renci hem de çalışma hayatının içinde olmama rağmen hep kendime ait mes-leğimle ilgili bir iş kurabilmenin yollarını aradım.

Hayatım boyunca bana her türlü imka-nını seferber eden bir ailem olmasına rağmen hayallerim ve isteklerimi kendi çabamla gerçekleştirmek arzusunda oldum. Derneğimizin Başkanı, sektö-

rümüzün duayenlerinden Sayın Ertan Sapankaya’nın destek ve cesaretlendir-mesiyle 2004 yılında Polifit’i kurduk.

Polifit, altyapı ürünleri ağırlıklı olmak üzere mekanik tesisat sektörünün ihti-yacı olan mekanik montaj malzemeleri satışı ve HDPE ek parça imalatı yapmak üzere kuruldu. Zaman içerisinde satışını gerçekleştirdiği ürünlere teknik destek sağlamanın yanında teknolojik tesisat ve altyapı uygulamaları konusunda ça-lıştığı firmalara projelendirme ve danış-manlık hizmeti vermeye başladı.

İlerleyen zamanlarda alanında dizayn ile uygulanmanın birbirini tamamlama-sı gerektiğini gören Polifit içme suyu, doğalgaz şebekeleri, arıtma sistemleri, deniz deşarj hatları ve endüstriyel tesis-lerde kullanılan tüm plastik esaslı boru sistemlerini ve altyapılarını tesis etme-ye başlası. Bununla beraber üst yapıda olduğu gibi altyapıda da rutin olarak yapılması gereken mevcut hatların mu-ayene edilmesi, gerektiği taktirde kazılı/kazısız yöntemlerle rehabilite edilmesi, her türlü plastik esaslı tank imalatı ve ömrünü tamamlamış çelik/betonarme

“Polifit yetkin mühendis kadrosu ve konusunda deneyimli uygulama

ekipleriyle Türkiye’de sağladığı memnuniyeti yurtdışına da taşımıştır.”

Page 95: TİMDER Dergisi 89.Sayı

92

İçim

izde

n B

iri

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Mak. Müh. Bahadır YıldırımPolifit Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Genel Müdürü

Orta ve lise öğrenimimi İstek Vakfı Bil-ge Kağan Koleji’nde, yüksek öğreni-mimi Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamladım. Amatör araç ekipmanları imalatları ve alım satımı üzerine ufak sayılabilecek ticari girişimlerimin yanı sıra üniversite yıllarında Doğuş Otomotiv bünyesinde 1 yıla yakın müşteri ilişkileri bölümünde çalışma fırsatım oldu. O dönemde yeni yapılanan ve müşteri ilişkileri alanında kendini geliştiren firma bünyesinde bir-çok eğitim alma ve kendimi geliştirme şansı buldum. Hem 20 yaşında bir öğ-renci hem de çalışma hayatının içinde olmama rağmen hep kendime ait mes-leğimle ilgili bir iş kurabilmenin yollarını aradım.

Hayatım boyunca bana her türlü imka-nını seferber eden bir ailem olmasına rağmen hayallerim ve isteklerimi kendi çabamla gerçekleştirmek arzusunda oldum. Derneğimizin Başkanı, sektö-

rümüzün duayenlerinden Sayın Ertan Sapankaya’nın destek ve cesaretlendir-mesiyle 2004 yılında Polifit’i kurduk.

Polifit, altyapı ürünleri ağırlıklı olmak üzere mekanik tesisat sektörünün ihti-yacı olan mekanik montaj malzemeleri satışı ve HDPE ek parça imalatı yapmak üzere kuruldu. Zaman içerisinde satışını gerçekleştirdiği ürünlere teknik destek sağlamanın yanında teknolojik tesisat ve altyapı uygulamaları konusunda ça-lıştığı firmalara projelendirme ve danış-manlık hizmeti vermeye başladı.

İlerleyen zamanlarda alanında dizayn ile uygulanmanın birbirini tamamlama-sı gerektiğini gören Polifit içme suyu, doğalgaz şebekeleri, arıtma sistemleri, deniz deşarj hatları ve endüstriyel tesis-lerde kullanılan tüm plastik esaslı boru sistemlerini ve altyapılarını tesis etme-ye başlası. Bununla beraber üst yapıda olduğu gibi altyapıda da rutin olarak yapılması gereken mevcut hatların mu-ayene edilmesi, gerektiği taktirde kazılı/kazısız yöntemlerle rehabilite edilmesi, her türlü plastik esaslı tank imalatı ve ömrünü tamamlamış çelik/betonarme

“Polifit yetkin mühendis kadrosu ve konusunda deneyimli uygulama

ekipleriyle Türkiye’de sağladığı memnuniyeti yurtdışına da taşımıştır.”

93

İçim

izde

n B

iri

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

depoların PE ile kaplanması Polifit’in uzmanlık alanları arasına girdi.

Gelişim ve yeniliklere açık olan bir firma olarak 2007 yılında Türkiye’de ilk kez mobil buz pisti imal eden Polifit, geçti-ğimiz 8 yıl içinde 6000 m2‘nin üzerinde toplamda 20 adet buz pisti kurdu.

Polifit yetkin mühendis kadrosu ve ko-nusunda deneyimli uygulama ekiple-riyle Türkiye’de sağladığı memnuniyeti yurtdışına da taşıdı. Yakın komşumuz olan Azerbaycan devletinin başarıyla organizasyonunu gerçekleştirdiği, 2015 Avrupa Olimpiyatları’na ev sahipliği ya-pan Bakü Olimpiyat Stadı projesinin alt-yapı projelendirme ve taahhüt hizmet-lerini gerçekleştirmek üzere Bakü’de bir şube kurduk. Bu sayede daha önce Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Gürcistan gibi geçici süreli işler üstle-nilen ülkelerdeki projelerin yakından ta-kip edilmesi için bir yapılanma sürecine girdik.

Üstlenilen projelerin büyüklüğüne göre çalışan sayısı değişkenlik göstermek-le beraber Polifit 15 kişilik bir çekirdek kadro ile faaliyet gösteriyor.

“Hem hatalı üretim hem de

hatalı uygulama ülkenin milli servetinden

çalıyor.”Sektörde 11 yılını geçiren biri olarak malzeme çeşitliliği ve üretim teknolo-jileri alanında her geçen gün gelişme kaydedildiğini söyleyebilirim. Eskiden boru ve ek parçaları konusunda ürün gamı son derece kısıtlıyken bugün Av-rupa menşeili markalarla yarışacak kali-tede ürünler Türkiye’de de üretilebiliyor. Bu konu içimdeki tek ukde bu üretim teknolojilerinin çoğunu yurtdışından it-hal ediyor olmamız. Bununla birlikte bu tip ürünlere olan talep ve ürünlerin ilk piyasaya sürüldüğü günlerdeki karlılık-larının iştah kabartması sektöre pek çok

oyuncunun dahil olmasına eden oldu. Özellikle plastik boru ve ek parçaları sektöründe pazara sonradan giren fir-malar ürün kalitelerini düşürerek reka-bet etmeye çalışıyorlar. Bu da ömür ve dayanım gibi özellikleriyle katma değer yaratması gereken ürünlerde sorunların çıkmasına neden oluyor. Buna ek olarak inşaat sektörünün son birkaç yılda çok hızlı büyümesi sebebiyle özel uygulama teknikleri olan malzemeleri uygulaya-cak yeterlilikte eleman bulunamaması daha da vahim tablolar ortaya çıkarabi-liyor. Sonuçta son kullanıcıya yansıyan sorun ürüne olan güveni zedeliyor. As-lında karlılık amacıyla yapılan hem hatalı üretim hem de hatalı uygulama ülkenin milli servetinden çalıyor.

Üretim kalitesi yurt içinde olduğu kadar yurtdışında da önem arz ediyor. İleride Türk malının Çin malı gibi kötü imajla anılmasını istemiyorsak malzeme üreti-mi konusunda coğrafyasında öncü olan Türk ürünlerinin üretim standartlarını denetlemek ve daha üst seviyelere çı-karılmasını sağlamak zorundayız.

Faaliyetlerimiz içinde bulunan her alan-da önce müşterimizi iyi anlamaya ve gizli ihtiyacını tespit etmeye çalışıyoruz. Hizmet ve üründe kalite arayışı içinde mi yoksa karlılık gibi çeşitli sebeplerle sadece fiyata odaklı bir satınalma ça-bası içinde mi bunu samimiyetle ifade etmesini istiyoruz. Çünkü karşılıklı dü-rüstlükle kurduğumuz ilişkilerin uzun yıllar devam ettiğine inanıyoruz. Bir-

çok müşterimizi daha önce çalıştığımız müşterilerimizin referanslarıyla edindik. Bu bize gurur veriyor. Çalışmaya başla-dıktan sonra malzeme satışı ya da uygu-lamada müşterimizin her türlü ihtiyacını doğru tespit edebilmek için projenin bir parçası oluyor birlikte çözümler üreti-yoruz. Sattığımız ürünleri ve parçası ol-duğumuz projeleri sahipleniyor garanti süresi geçmiş olsa dahi destek verme-ye devam ediyoruz. Her sorusunda her sorununda yanında olmak müşterinize emin ellerde olduğunu hissettiriyor.

“Ekonomistler her geçen yıl karlı-lıkların azalacağını söylüyor, biz de bunu yakından görüyoruz.”G20 zirvesinden çıkan sonucun da etki-siyle Ortadoğu ve Asya bölgelerinde fa-aliyet göstermek üzere kurulacak 2 yeni Kalkınma Bankasının bölgeye hareket getireceğini ve altyapı proje finansman-larının sağlanmasıyla bu bölgelerdeki ülkelerde özellikle kamu yatırımlarında hareketlilik yaşanacağını düşünüyo-rum. Bununla birlikte Türkiye’de de yapı sektörü büyümeye devam edecektir. Ekonomistler her geçen yıl karlılıkların azalacağını söylüyor, biz de bunu ya-kından görüyoruz. Sektörde herkesin yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyacağı kanısındayım. Bizim de 2016 yılının ilk aylarında şirketimizde iş akışlarımızın tekrar gözden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması şeklinde bir gündemi-miz var. Bu hem maliyetlerimizin yeni-den değerlendirilmesi hem de hizmet aksaklıklarının yaşanmaması için sis-

“Birçok müşterimizi daha önce çalıştığımızmüşterilerimizin referanslarıyla edindik.”

55ha alana kurulu Baku Olimpiyat Stadı Altyapı Projelendirme ve Uygulaması2014 - 2015’te tamamlanmıştır.

Page 96: TİMDER Dergisi 89.Sayı

94

İçim

izde

n B

iri

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

temimizi güncellememiz anlamına ge-liyor. Hizmet anlayışımıza uygun olarak katma değeri yüksek ürün ve teknoloji-leri yakından takip etmeye devam edi-yoruz. Sağlam adımlarla yurt içi ve yurt dışında iş hacmimizi arttırmaya devam edeceğiz.

TİMDER ülke ekonomisini sürükleyen yapı sektöründe ciddi görevler üstle-nen bir kuruluş. Başta uluslararası ca-miada kendisini ispatlamış UNICERA Fuarı’mız. Yurtiçi ve yurtdışından gelen ziyaretçi sayımız her geçen yıl artmakta ve üreticilerimizin yeni ürünleri her yıl il-giyle takip edilmekte. TİMDER’in sektör çalışanlarına verdiği eğitimler, İstanbul Üniversitesi Yüksekokul işbirliğiyle sek-töre faydalı öğrencilerin yetişmesi için müfredata katılan dersler ve bilgisayar laboratuvarı ile 100’ü aşkın öğrenciye verdiği burslar eğitimi ne kadar önem-sediğinin birer göstergesi. Dernek üye-leri, üreticiler ve sivil toplum kuruluşları ile sık sık bir araya gelerek sorunların değerlendirildiği toplantılar organize edilmesi şüphesiz birbirinden önemli faaliyetler.

TİMDER’de Eğitim Komitesi Başkanlığı’nı yürütmem istendiğinde aslında bunun büyük bir sorumluluk olduğunun farkındaydım. Ancak bu ko-nuda her gün karşılaştığımız ve keşke dediğimiz birçok soruna eğitim pence-resinden bakarak bir çözüm getirebilme imkanı bulmak beni bu konuda son de-rece heyecanlandırdı. Eğitim Komitesi olarak 12 yıldır bir gelenek haline gelmiş eğitimlerin organize edilmesinin yanı sıra sektör adına faydalı söyleşi ve du-ayen günleri tertip etmeyi planlıyoruz. Eğitim komitesinde görevi paylaştığım arkadaşlarımızla birlikte bu süre içinde Kişisel ve Yönetsel Gelişim alanındaki eğitimlerimizin yanına yönetim kurulu-muzun desteğiyle ürün uygulamalarına yönelik teknik eğitimleri de katmak isti-yoruz.

TİMDER’in sahip olduğu güçlü üye profili ile yapı sektöründe adil rekabet şartlarının sağlanması ve pazara sürü-len yapı ürünlerinin vaad edilen kalitede olmasının denetlenmesi gibi projeleri başarıya ulaştırması en büyük arzum.

“Şehir dönüşümü plansız yapılırsa 1970 yılında yaralanan şehir, geri dönüştürülemez şekilde katledile-cektir.”Bugünlerde inşaat sektöründe odak-lanmamız gereken konu aslında eski ve depremde tehlike arz eden binaların dö-nüştürülmesi olmalı. Türkiye’de yaklaşık 20 milyon bina stoku var. Bu binaların yaklaşık 12 milyonu 2000 yılı öncesinde yani geçerli mevzuat öncesi yapılmış. Başta İstanbul olmak üzere özellikle deprem bölgelerindekilerin dönüştürül-mesi gerekiyor. Şehirlerin yeşil alanları imara açılmadan önce bir master plan çerçevesinde hareket edilerek dönü-şümün iyi yönetilmesi gerekiyor. İstan-bul gibi bir şehirde gri alan 100.000 ha iken ormanlar hariç (yeşil) rekreasyonel alan 2000 ha.’dır. Bu rakam depremde İstanbul’da riskli görülen konut sayısının

“TİMDER Eğitim Komitesi olarak 12 yıldır bir gelenek haline gelmiş

eğitimlerin organize edilmesinin yanı sıra sektör adına faydalı söyleşi ve duayen günleri tertip etmeyi

planlıyoruz.”

1/3’ü yıkılması durumunda ihtiyaç olan 4000 ha’a cevap veremediğini gösteri-yor.

Türkiye’de özellikle inşaat sektöründe planlar, projeler imalatlardan sonra ta-mamlanıyor, altyapılar üst yapılardan sonra götürülüyor. Özellikle İstanbul’da başlayan şehir dönüşümü de benzer şekilde plansız yapılırsa 1970 yılında yaralanan şehir, geri dönüştürülemez şekilde katledilecektir. Yerel yönetim ve bakanlıklar bu konuyu çok iyi yönetmek durumundalar. Yanı sıra bu ekonominin parçası her bireyin bu durumu sadece gelir getirici unsur olarak görmekten vazgeçip gelecek nesiller için yaşanabi-lir şehirler bırakmak adına bir üst akıl ile hareket etmesi gerekiyor.

Marmara Forum AVM 800mm HDPE Kule Hatları ve toplam 12,500mt’likMekanik Altyapı işlerini Polifit tesis etmiştir.

Page 97: TİMDER Dergisi 89.Sayı

94

İçim

izde

n B

iri

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

temimizi güncellememiz anlamına ge-liyor. Hizmet anlayışımıza uygun olarak katma değeri yüksek ürün ve teknoloji-leri yakından takip etmeye devam edi-yoruz. Sağlam adımlarla yurt içi ve yurt dışında iş hacmimizi arttırmaya devam edeceğiz.

TİMDER ülke ekonomisini sürükleyen yapı sektöründe ciddi görevler üstle-nen bir kuruluş. Başta uluslararası ca-miada kendisini ispatlamış UNICERA Fuarı’mız. Yurtiçi ve yurtdışından gelen ziyaretçi sayımız her geçen yıl artmakta ve üreticilerimizin yeni ürünleri her yıl il-giyle takip edilmekte. TİMDER’in sektör çalışanlarına verdiği eğitimler, İstanbul Üniversitesi Yüksekokul işbirliğiyle sek-töre faydalı öğrencilerin yetişmesi için müfredata katılan dersler ve bilgisayar laboratuvarı ile 100’ü aşkın öğrenciye verdiği burslar eğitimi ne kadar önem-sediğinin birer göstergesi. Dernek üye-leri, üreticiler ve sivil toplum kuruluşları ile sık sık bir araya gelerek sorunların değerlendirildiği toplantılar organize edilmesi şüphesiz birbirinden önemli faaliyetler.

TİMDER’de Eğitim Komitesi Başkanlığı’nı yürütmem istendiğinde aslında bunun büyük bir sorumluluk olduğunun farkındaydım. Ancak bu ko-nuda her gün karşılaştığımız ve keşke dediğimiz birçok soruna eğitim pence-resinden bakarak bir çözüm getirebilme imkanı bulmak beni bu konuda son de-rece heyecanlandırdı. Eğitim Komitesi olarak 12 yıldır bir gelenek haline gelmiş eğitimlerin organize edilmesinin yanı sıra sektör adına faydalı söyleşi ve du-ayen günleri tertip etmeyi planlıyoruz. Eğitim komitesinde görevi paylaştığım arkadaşlarımızla birlikte bu süre içinde Kişisel ve Yönetsel Gelişim alanındaki eğitimlerimizin yanına yönetim kurulu-muzun desteğiyle ürün uygulamalarına yönelik teknik eğitimleri de katmak isti-yoruz.

TİMDER’in sahip olduğu güçlü üye profili ile yapı sektöründe adil rekabet şartlarının sağlanması ve pazara sürü-len yapı ürünlerinin vaad edilen kalitede olmasının denetlenmesi gibi projeleri başarıya ulaştırması en büyük arzum.

“Şehir dönüşümü plansız yapılırsa 1970 yılında yaralanan şehir, geri dönüştürülemez şekilde katledile-cektir.”Bugünlerde inşaat sektöründe odak-lanmamız gereken konu aslında eski ve depremde tehlike arz eden binaların dö-nüştürülmesi olmalı. Türkiye’de yaklaşık 20 milyon bina stoku var. Bu binaların yaklaşık 12 milyonu 2000 yılı öncesinde yani geçerli mevzuat öncesi yapılmış. Başta İstanbul olmak üzere özellikle deprem bölgelerindekilerin dönüştürül-mesi gerekiyor. Şehirlerin yeşil alanları imara açılmadan önce bir master plan çerçevesinde hareket edilerek dönü-şümün iyi yönetilmesi gerekiyor. İstan-bul gibi bir şehirde gri alan 100.000 ha iken ormanlar hariç (yeşil) rekreasyonel alan 2000 ha.’dır. Bu rakam depremde İstanbul’da riskli görülen konut sayısının

“TİMDER Eğitim Komitesi olarak 12 yıldır bir gelenek haline gelmiş

eğitimlerin organize edilmesinin yanı sıra sektör adına faydalı söyleşi ve duayen günleri tertip etmeyi

planlıyoruz.”

1/3’ü yıkılması durumunda ihtiyaç olan 4000 ha’a cevap veremediğini gösteri-yor.

Türkiye’de özellikle inşaat sektöründe planlar, projeler imalatlardan sonra ta-mamlanıyor, altyapılar üst yapılardan sonra götürülüyor. Özellikle İstanbul’da başlayan şehir dönüşümü de benzer şekilde plansız yapılırsa 1970 yılında yaralanan şehir, geri dönüştürülemez şekilde katledilecektir. Yerel yönetim ve bakanlıklar bu konuyu çok iyi yönetmek durumundalar. Yanı sıra bu ekonominin parçası her bireyin bu durumu sadece gelir getirici unsur olarak görmekten vazgeçip gelecek nesiller için yaşanabi-lir şehirler bırakmak adına bir üst akıl ile hareket etmesi gerekiyor.

Marmara Forum AVM 800mm HDPE Kule Hatları ve toplam 12,500mt’likMekanik Altyapı işlerini Polifit tesis etmiştir.

Page 98: TİMDER Dergisi 89.Sayı

96

Akt

üel

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Semra ÇelikRessam

Resim yapmaya ne zaman ve nasıl başladınız?Küçük yaşlardan beri resim yapıyordum ama bir çocukluk hevesiyle, ileride resmin benim bir parçam olacağını bilmeden.

Geçirdiğiniz kaza sonrasında sizi ha-yata bağlayan şey resim olmuş. Resim yapmak dediğimizde sizin için şuan ki anlamını, hayatınızdaki yerini nasıl ta-rif edersiniz?Resim hayatımın her anında her alanında var ve bunu tarif etmek benim için çok zor. Benim için bazen sanki resimler olmazsa ben de yok olacakmışım gibi geliyor. On-lar var oldukça ben de varım. Resimlerim benim dünyada bir izim ve umarım ben ol-madığım zaman da izim yüzyıllar boyunca kalır.

Nasıl resimler çizmeyi seviyorsunuz?Genelde İstanbul temalı resimler çizme-yi seviyorum. Hayatta yaşadığımız anlık olayları resmetmeyi severim ama bu ara-lar rüyalarımdan yola çıkarak yeni bir dün-yaya girmeye çalışıyorum ve sanırım bu yolda ilerleyeceğim çünkü böyle kendimi daha iyi ifade edebiliyorum.

İlk serginizi ne zaman açtınız?İlk sergimi 2008 yılında Taksim Metro Sergi Salonu’nda açtım. Sonra Moda Deniz Kulübü’nde, Büyük Kulüp’te ve İs-tanbul Kültür Üniversitesi ve öğretmenle-rimin desteğiyle okuldaki öğrencilerle bir-likte 2015 Artist Tüyap Fuar Merkezi’nde Sanat Fuarı’na katıldım.

Yurt dışında sergi açmak gibi bir ide-aliniz var mı?Yurt dışında sergi açmayı çok istiyorum ama bunun için daha fazla ve daha iyi ișler çıkarmalıyım ve daha iyi işler çıkaracağı-ma da inanıyorum. Zamanla bilinirliğim artınca yurtdışındaki galerilerle çalışmak isterim.

Örnek aldığınız ressamlar var mı?Salvador Dali Rembrandt ve Renzo Ves-pignani örnek aldığım ressamlar arasında yer alıyor. Aslında hepsinin tarzı farklı ama ben de onlardan aldığım örnek ile kendimi șekillendirmeye çalışıyorum.

Bir resmi tamamlamanız ne kadar za-man alıyor? Bir resmi tamamlamak bazen çok kısa bir

zamanımı alıyor, bazen aylar hatta yıllarımı bile alabiliyor. Bunun için bir şey söyleye-miyorum.

Sizi bugüne kadar en çok etkileyen resminizin hikayesini anlatabilir misi-niz?Beni en çok etkileyen resmim, çocuk-luğuma ait kaza geçirmeden önce çeki-len bir fotoğrafı resmettim ve kendimce ölümsüzleștirdim. Kendime sadece o res-mimi saklıyorum.

Yoğun emek verdiğiniz ve duygusal bir bağ kurduğunuz resimlerinizi satın alanlara vermek sizin için zor oluyor mu?Resimlerimi almak isteyen insanların se-verek aldıklarını düşünmek istiyorum ve resimlerimin başka bir yerde başka bir du-varda hep, asılı kalıp insanlar ona baktıkça kendinden bir şeyler bularak resimlerime anlam katacaklarına inanıyorum. Ancak böyle bir iz bırakabilirim, bunun dışında maddi anlamda da bir şekilde kendi ayak-larımın üstünde durmam gerekiyor ve bu-nun için benim tek yapabildiğim şey resim.

Ülkemizde engelli olmanın zorlukları-nı bir sanatçı olarak yaşıyor musunuz? Çok fazla yașadığımı söyleyemem, ben resimlerimi aklımla hayallerimle yapıyo-rum. El veya ayak sadece bir aracı ama gene de özel durumundan dolayı bazen ufakta olsa zorluklar yaşıyorum. Resimle-rimi almak isteyen insanların severek al-malarını isterim hep bunun dışında başka bir amaçla almaları hem benim ilerlememi engeller hemde resimlerime zarar verir.

Engelli vatandaşlarımız için vermek istediğiniz bir mesaj var mı?İnsanlara mesaj verebilmek için önce ken-di ayaklarımın üstünde durmam, örnek olabilecek daha iyi şeyler yapmam gere-kiyor. Amaçlarımı hayallerimi gerçekleş-tirmeden bir başka insana mesaj vermem kötü bir örnek olur ve bunu asla istemem.

İstanbul Kitap Fuarı’nda eserleriyle dikkatimizi çeken Res-sam Semra Çelik, küçükken geçirdiği trafik kazası sonu-cunda iki kolunu kaybetmiş. Erken yaşta yaşadığı bu büyük zorluğa karşı yılmayarak ayakta duran ve ayaklarıyla yaptığı eserleriyle başarılara imza atan Çelik’i sizlere de tanıtmak, sohbetimizi paylaşmak istedik.

Page 99: TİMDER Dergisi 89.Sayı

96

Akt

üel

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Semra ÇelikRessam

Resim yapmaya ne zaman ve nasıl başladınız?Küçük yaşlardan beri resim yapıyordum ama bir çocukluk hevesiyle, ileride resmin benim bir parçam olacağını bilmeden.

Geçirdiğiniz kaza sonrasında sizi ha-yata bağlayan şey resim olmuş. Resim yapmak dediğimizde sizin için şuan ki anlamını, hayatınızdaki yerini nasıl ta-rif edersiniz?Resim hayatımın her anında her alanında var ve bunu tarif etmek benim için çok zor. Benim için bazen sanki resimler olmazsa ben de yok olacakmışım gibi geliyor. On-lar var oldukça ben de varım. Resimlerim benim dünyada bir izim ve umarım ben ol-madığım zaman da izim yüzyıllar boyunca kalır.

Nasıl resimler çizmeyi seviyorsunuz?Genelde İstanbul temalı resimler çizme-yi seviyorum. Hayatta yaşadığımız anlık olayları resmetmeyi severim ama bu ara-lar rüyalarımdan yola çıkarak yeni bir dün-yaya girmeye çalışıyorum ve sanırım bu yolda ilerleyeceğim çünkü böyle kendimi daha iyi ifade edebiliyorum.

İlk serginizi ne zaman açtınız?İlk sergimi 2008 yılında Taksim Metro Sergi Salonu’nda açtım. Sonra Moda Deniz Kulübü’nde, Büyük Kulüp’te ve İs-tanbul Kültür Üniversitesi ve öğretmenle-rimin desteğiyle okuldaki öğrencilerle bir-likte 2015 Artist Tüyap Fuar Merkezi’nde Sanat Fuarı’na katıldım.

Yurt dışında sergi açmak gibi bir ide-aliniz var mı?Yurt dışında sergi açmayı çok istiyorum ama bunun için daha fazla ve daha iyi ișler çıkarmalıyım ve daha iyi işler çıkaracağı-ma da inanıyorum. Zamanla bilinirliğim artınca yurtdışındaki galerilerle çalışmak isterim.

Örnek aldığınız ressamlar var mı?Salvador Dali Rembrandt ve Renzo Ves-pignani örnek aldığım ressamlar arasında yer alıyor. Aslında hepsinin tarzı farklı ama ben de onlardan aldığım örnek ile kendimi șekillendirmeye çalışıyorum.

Bir resmi tamamlamanız ne kadar za-man alıyor? Bir resmi tamamlamak bazen çok kısa bir

zamanımı alıyor, bazen aylar hatta yıllarımı bile alabiliyor. Bunun için bir şey söyleye-miyorum.

Sizi bugüne kadar en çok etkileyen resminizin hikayesini anlatabilir misi-niz?Beni en çok etkileyen resmim, çocuk-luğuma ait kaza geçirmeden önce çeki-len bir fotoğrafı resmettim ve kendimce ölümsüzleștirdim. Kendime sadece o res-mimi saklıyorum.

Yoğun emek verdiğiniz ve duygusal bir bağ kurduğunuz resimlerinizi satın alanlara vermek sizin için zor oluyor mu?Resimlerimi almak isteyen insanların se-verek aldıklarını düşünmek istiyorum ve resimlerimin başka bir yerde başka bir du-varda hep, asılı kalıp insanlar ona baktıkça kendinden bir şeyler bularak resimlerime anlam katacaklarına inanıyorum. Ancak böyle bir iz bırakabilirim, bunun dışında maddi anlamda da bir şekilde kendi ayak-larımın üstünde durmam gerekiyor ve bu-nun için benim tek yapabildiğim şey resim.

Ülkemizde engelli olmanın zorlukları-nı bir sanatçı olarak yaşıyor musunuz? Çok fazla yașadığımı söyleyemem, ben resimlerimi aklımla hayallerimle yapıyo-rum. El veya ayak sadece bir aracı ama gene de özel durumundan dolayı bazen ufakta olsa zorluklar yaşıyorum. Resimle-rimi almak isteyen insanların severek al-malarını isterim hep bunun dışında başka bir amaçla almaları hem benim ilerlememi engeller hemde resimlerime zarar verir.

Engelli vatandaşlarımız için vermek istediğiniz bir mesaj var mı?İnsanlara mesaj verebilmek için önce ken-di ayaklarımın üstünde durmam, örnek olabilecek daha iyi şeyler yapmam gere-kiyor. Amaçlarımı hayallerimi gerçekleş-tirmeden bir başka insana mesaj vermem kötü bir örnek olur ve bunu asla istemem.

İstanbul Kitap Fuarı’nda eserleriyle dikkatimizi çeken Res-sam Semra Çelik, küçükken geçirdiği trafik kazası sonu-cunda iki kolunu kaybetmiş. Erken yaşta yaşadığı bu büyük zorluğa karşı yılmayarak ayakta duran ve ayaklarıyla yaptığı eserleriyle başarılara imza atan Çelik’i sizlere de tanıtmak, sohbetimizi paylaşmak istedik.

Page 100: TİMDER Dergisi 89.Sayı

98

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6U

NIC

ERA

Dünya PazarlarıUNICERA’da Buluşuyor

28 yıldır başarı çizgisini artırarak de-vam eden, sektör ekonomisinin önemli aktörü UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, tasarım, inovasyon ve fonksiyonelliği içerisinde barındıran ürünlerini ziyaretçileriyle buluşturuyor.

Sektöründe dünyanın vitrini konu-mundaki UNICERA, 28 yıldır ulusal ve uluslararası alanda artan ticaret gücü, tüketiciye sunduğu çözümleri, onlarca yeni serisi, lansman ürünleri ve her yıl yenilenen yüzü ile yolundan sapmadan büyüyor. Gelişen teknolojileri yakından takip eden ve sürekli yenilenen, ünlü tasarımcıların imzalarını taşıyan, hijyeni ve enerji tasarrufunu ön planda tutan ürün portföyü ile bu yılda başarısını kat-layarak sürdürmeye devam edecek.

UNICERA bu yıl Türkiye dışında; Al-manya, Amerika, Bulgaristan, Çin, Fran-sa, Hindistan, İngiltere, İspanya, İtalya, Portekiz ve Sırbistan’dan 370 firmayı, 11 salon 98.000 m2 kapalı sergileme alanında 70.000’in üzerindeki nitelikli ziyaretçisi ile tek çatı altında buluştura-rak sektörün en önemli ticaret ağı oldu-ğunu bir kez daha kanıtlayacak.

Türkiye’nin en büyük fuar ve kongre merkezi Tüyap’ta gerçekleşecek olan UNICERA; küresel pazarda gelişecek işbirliklerinin yanı sıra etkinlikleri ve ser-gileri ile bu yıla da damgasını vuracak.

UNICERAProfesyonellerin İlk Tercihi28 yıldır güçlü duruşuyla Türkiye’de tek olan ve dünyanın önemli fuarları arasın-da yer alan UNICERA; seçkin markaların, mimar, iç mimar, dekoratör ve inşaat mü-hendislerinin her zaman ilk tercihi…

Türkiye’nin ve dünyanın hemen hemen her yerinde yürütülen tanıtım çalışmaları ile hazırlıklara son hız devam eden fuar; yurtiçinde Trabzon, Rize, Kayseri, Konya gibi inşaat potansiyeli yüksek illerinde faaliyet gösteren mimar, içmimar, inşaat mühendisi ve proje firmaları gibi sektör profesyonellerinden oluşan alım heyet-lerini katılımcılarla buluşturmaya hazır.

Uluslararası arenada yapılan tanıtım ça-lışmaları ile ilk hedef; fuarın gelişmesine katkı sağlamak, katılımcıların ihracat ka-pasitelerini arttırmak ve yeni potansiyel-ler yaratmak. UNICERA, bu konuda da ABD, Almanya, Arnavutluk, BAE, Belçi-ka, Bosna Hersek, Danimarka, Estonya, Etiyopya, Fas, Finlandiya, Hırvatistan, Irak, İtalya, Kuveyt, Letonya, Litvanya, Mısır, Moldova, Özbekistan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Yunanistan gibi ülke-lerde yürütülen çalışmalar ile oluşturulan alım heyetlerini fuarda ağırlayarak yeni iş imkanları yaratmaya devam ediyor.

Kusursuz Bir İç Mekân DeneyimiUNICERA, kişisel zevklere ve tercihlere uygun yüzlerce renk ve desen seçeneği-ni, farklı formlardaki dokuları, modern ve minimal çizgileri ile iç mekanlarda tekno-lojinin kusursuzca kullanıldığı dekoras-yon önerileri, sezonun son trendi olan geometrik desenlerin retro tasarımlarla birleşeceği, geçmiş ve geleceğin har-manlandığı tek adres konumundaki ye-rini koruyacak. Duvara monte mobilyalı lavabo tasarımları, vintage görünümlü

fonksiyonel mutfaklar, mermerler ve soft renkler ile daha ferah daha dinamik ban-yo ve mutfaklar yaratılacak.

Bu yıl UNICERA’da mutfak sektörün-deki öncü firmaların artan katılımları ile mutfakların başrolü ankastre ürünlerin pratik, estetik ve teknolojik yapıları, pro-fesyonel sektör temsilcilerine yeni paza-ra açılma ve ürün gamını genişletme fır-satı sunmanın yanı sıra, evini yenilemek isteyenler için ise kusursuz bir banyo ve mutfak deneyimini yakından yaşatacak.

Dünya Pazarı Rotasını DeğiştirdiBu yıl Angola, Arnavutluk, Azerbaycan, BAE, Benelüks, Bosna Hersek, Dani-marka, Ermenistan, Etiyopya, Fas, Gana, Gürcistan, Hırvatistan, Irak, İran, İskan-dinavya, İsrail, İsveç, Kanada, Karadağ, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Kuveyt, Libya, Litvanya, Lübnan, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Nijerya, Öz-bekistan, Polonya, Romanya, Rusya, Su-dan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tunus, Ukrayna, Yunanistan, Portekiz, Türkme-nistan, Arabistan, Cezayir, Yemen, Avus-turya, Ürdün, Kosova, Finlandiya, Belçi-ka, Norveç, Kenya, Tanzanya, Dubai gibi ülkelerden beklenen ziyaretçiler ile fuara olan ilgi dünya genelinde artmaya devam edecek.

Zemin ve duvar kaplamaları; seramik, granit, mermer, mozaik, doğal taş, banyo ürünleri ve aksesuarları; vitrifiye ürünler, armatürler, havlupan ve dekoratif radya-törler, mutfak ürünleri ve aksesuarlarının yanı sıra CERAMICTECH Seramik İşle-me Teknolojileri özel bölümü ile seramik makineleri, makine yedek parçaları, yan sanayi ürünleri, hammaddeler ve kimya-sallarına yer verilerek 2016 yılı için sektö-rün trendlerinin belirlendiği uluslararası bir platform olma özelliğini sürdürecek.

Page 101: TİMDER Dergisi 89.Sayı

98

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6U

NIC

ERA

Dünya PazarlarıUNICERA’da Buluşuyor

28 yıldır başarı çizgisini artırarak de-vam eden, sektör ekonomisinin önemli aktörü UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, tasarım, inovasyon ve fonksiyonelliği içerisinde barındıran ürünlerini ziyaretçileriyle buluşturuyor.

Sektöründe dünyanın vitrini konu-mundaki UNICERA, 28 yıldır ulusal ve uluslararası alanda artan ticaret gücü, tüketiciye sunduğu çözümleri, onlarca yeni serisi, lansman ürünleri ve her yıl yenilenen yüzü ile yolundan sapmadan büyüyor. Gelişen teknolojileri yakından takip eden ve sürekli yenilenen, ünlü tasarımcıların imzalarını taşıyan, hijyeni ve enerji tasarrufunu ön planda tutan ürün portföyü ile bu yılda başarısını kat-layarak sürdürmeye devam edecek.

UNICERA bu yıl Türkiye dışında; Al-manya, Amerika, Bulgaristan, Çin, Fran-sa, Hindistan, İngiltere, İspanya, İtalya, Portekiz ve Sırbistan’dan 370 firmayı, 11 salon 98.000 m2 kapalı sergileme alanında 70.000’in üzerindeki nitelikli ziyaretçisi ile tek çatı altında buluştura-rak sektörün en önemli ticaret ağı oldu-ğunu bir kez daha kanıtlayacak.

Türkiye’nin en büyük fuar ve kongre merkezi Tüyap’ta gerçekleşecek olan UNICERA; küresel pazarda gelişecek işbirliklerinin yanı sıra etkinlikleri ve ser-gileri ile bu yıla da damgasını vuracak.

UNICERAProfesyonellerin İlk Tercihi28 yıldır güçlü duruşuyla Türkiye’de tek olan ve dünyanın önemli fuarları arasın-da yer alan UNICERA; seçkin markaların, mimar, iç mimar, dekoratör ve inşaat mü-hendislerinin her zaman ilk tercihi…

Türkiye’nin ve dünyanın hemen hemen her yerinde yürütülen tanıtım çalışmaları ile hazırlıklara son hız devam eden fuar; yurtiçinde Trabzon, Rize, Kayseri, Konya gibi inşaat potansiyeli yüksek illerinde faaliyet gösteren mimar, içmimar, inşaat mühendisi ve proje firmaları gibi sektör profesyonellerinden oluşan alım heyet-lerini katılımcılarla buluşturmaya hazır.

Uluslararası arenada yapılan tanıtım ça-lışmaları ile ilk hedef; fuarın gelişmesine katkı sağlamak, katılımcıların ihracat ka-pasitelerini arttırmak ve yeni potansiyel-ler yaratmak. UNICERA, bu konuda da ABD, Almanya, Arnavutluk, BAE, Belçi-ka, Bosna Hersek, Danimarka, Estonya, Etiyopya, Fas, Finlandiya, Hırvatistan, Irak, İtalya, Kuveyt, Letonya, Litvanya, Mısır, Moldova, Özbekistan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Yunanistan gibi ülke-lerde yürütülen çalışmalar ile oluşturulan alım heyetlerini fuarda ağırlayarak yeni iş imkanları yaratmaya devam ediyor.

Kusursuz Bir İç Mekân DeneyimiUNICERA, kişisel zevklere ve tercihlere uygun yüzlerce renk ve desen seçeneği-ni, farklı formlardaki dokuları, modern ve minimal çizgileri ile iç mekanlarda tekno-lojinin kusursuzca kullanıldığı dekoras-yon önerileri, sezonun son trendi olan geometrik desenlerin retro tasarımlarla birleşeceği, geçmiş ve geleceğin har-manlandığı tek adres konumundaki ye-rini koruyacak. Duvara monte mobilyalı lavabo tasarımları, vintage görünümlü

fonksiyonel mutfaklar, mermerler ve soft renkler ile daha ferah daha dinamik ban-yo ve mutfaklar yaratılacak.

Bu yıl UNICERA’da mutfak sektörün-deki öncü firmaların artan katılımları ile mutfakların başrolü ankastre ürünlerin pratik, estetik ve teknolojik yapıları, pro-fesyonel sektör temsilcilerine yeni paza-ra açılma ve ürün gamını genişletme fır-satı sunmanın yanı sıra, evini yenilemek isteyenler için ise kusursuz bir banyo ve mutfak deneyimini yakından yaşatacak.

Dünya Pazarı Rotasını DeğiştirdiBu yıl Angola, Arnavutluk, Azerbaycan, BAE, Benelüks, Bosna Hersek, Dani-marka, Ermenistan, Etiyopya, Fas, Gana, Gürcistan, Hırvatistan, Irak, İran, İskan-dinavya, İsrail, İsveç, Kanada, Karadağ, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Kuveyt, Libya, Litvanya, Lübnan, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Nijerya, Öz-bekistan, Polonya, Romanya, Rusya, Su-dan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tunus, Ukrayna, Yunanistan, Portekiz, Türkme-nistan, Arabistan, Cezayir, Yemen, Avus-turya, Ürdün, Kosova, Finlandiya, Belçi-ka, Norveç, Kenya, Tanzanya, Dubai gibi ülkelerden beklenen ziyaretçiler ile fuara olan ilgi dünya genelinde artmaya devam edecek.

Zemin ve duvar kaplamaları; seramik, granit, mermer, mozaik, doğal taş, banyo ürünleri ve aksesuarları; vitrifiye ürünler, armatürler, havlupan ve dekoratif radya-törler, mutfak ürünleri ve aksesuarlarının yanı sıra CERAMICTECH Seramik İşle-me Teknolojileri özel bölümü ile seramik makineleri, makine yedek parçaları, yan sanayi ürünleri, hammaddeler ve kimya-sallarına yer verilerek 2016 yılı için sektö-rün trendlerinin belirlendiği uluslararası bir platform olma özelliğini sürdürecek.

Page 102: TİMDER Dergisi 89.Sayı

100

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

AdellGenel MüdürüErgun Topçu

Akgün GroupYönetim Kurulu Başkanı

Erhan Akgün

UNICERA sektörün önemli ve özellikli bir buluşma platformu. Gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı ziyaretçilerimiz ile bir-likte işlerimizi ve işbirliklerimizi arttıra-cağımız bir süreç olmasını öngörüyoruz. Fuar etkinliğinin arttırılması adına yurt

Bu yıl 28.si düzenlenecek UNICERA Fuarı’nın her geçen yıl gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı pazarlarda önemini arttırdığını gözlemliyoruz. Fuar büyük ölçüde beklentilerimizi karşılamakla birlikte, özellikle sektörümüzün ihracat artışına daha yüksek katkı sağlaması beklentilerimiz arasındadır. Bu kap-samda özellikle Tanıtım Grubu’nun fua-rın yurt dışında tanıtımı için daha fazla bütçe ayırması gerektiğini düşünüyo-rum. Ayrıca, fuarın sektörümüzdeki üreticilerle birlikte teknik yönünün daha da arttırılması için yerli ve yabancı ma-

içi ve yurt dışı PR ve reklam çalışmala-rının etkin bir şekilde yürütülmesi, yurt içi-yurt dışı sektör sivil toplum kuruluş-larıyla, derneklerle, odalarla, yurt dışı ticari ataşeliklerimizle işbirliğinin arttı-rılmasını ve sinerji oluşturulmasını bek-liyoruz. Fuarın bir sonraki fuara kadar ki sürecimize ışık tutmasını bekliyoruz. Adell biz de fuara iyi hazırlanıyoruz. Do-layısıyla fuar kuruluşu, sektör kuruluşları da gayretlerini arttırırlarsa fuar inanıyo-ruz ki amacına ulaşacaktır.

UNICERA’nın sağlayacağı ivmeyle bir-likte 2016’da Adell, sektördeki lider ar-matür üreticilerden biri olarak sektörü-müzün gelişmesine katkı vererek devam edecektir. Yenilikçi uygulamalarımızla, müşteri dostu yaklaşımlarımızla çok daha güzel iş sonuçları üreteceğimize inancımız tamdır. Özellikle ticari yapılar-daki, otel ve benzeri mekânlardaki yo-ğun kullanım için temizlik şartlarına da-yanıklı ürünler geliştirdik. Fuar ile birlikte

kine, ekipman, hammadde ve yardımcı malzeme üreticilerinin de katılımını sağ-lamak yararlı olacaktır. Bir de ek olarak, günümüzde rekabette önemi olduk-ça artan ve ürünlerimize katma değer sağlayacak tasarım odaklı çalışmaların, ulusal ve uluslararası tasarımcıların katı-lımının sağlanması ve yarışmaların fuar-la eş zamanlı olarak yürütülmesinde ve fuara bu anlamda da katkı sunmasında yarar vardır.

Grubumuz seramik ve granit kaplama malzemeleri, vitrifiye sağlık gereçleri ve banyo mobilyaları, yapı kimyasalları konularında faaliyet gösteren 8 fabrika-mızın ürünlerini fuarda sergilemekteyiz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, yeni ürünler, yeni ebatlar ve tasarımda yeniliklerle fu-arda yer alacağız.

Bu yıl sunumda yeni markamız dura-stone20 ile 20mm kalınlığındaki yer karolarına ağırlık verdik, granit fabrika-mızda geçtiğimiz yıl yaptığımız yenileme yatırımlarımızda bu türdeki teknik ürün-lerin üretimini kolaylaştıracak düzenle-meleri esas aldık. Sadece durastone20 grubunda yaklaşık 29 yeni seri ve 90’a yakın renk alternatifi ile önemli bir ürün gamını müşteri ve ziyaretçilerimizin be-ğenisine sunacağız. Vitrifiye ve banyo

alacağımız ivme ile yeni bir heyecanla yolculuğumuza devam edeceğiz. Yeni-likçi ürünler, etkin, aktif satış/pazarlama politikaları, tedarikçi-müşteri diyalogları ile pazardaki varlığımızı hissettireceğiz. Biliyoruz ki, müşterisinin kalbinde yaşa-yanı hiç kimse oradan çıkaramaz. Orası en güzel mekândır. Fuarda armatür ve duş sistemlerimizdeki yeniliklerimizi bayilerimizle, kullanıcılarımızla ve sek-törümüzle paylaşacağız. Yeni trendlere, hedef kitle beklentilerine uygun olarak tasarlanan banyo ve mutfak armatürle-rimiz, yeni koleksiyonları ve yeni yüzey alternatifleri ile fuarda hedef kitlemiz ile buluşacak.

Hızla akan bir dünyada iki yıl biraz uzun bir süre gibi duruyor ancak fuarın iki yılda bir olmasının biraz daha uygun olacağı konusunda kanaatimiz var. Sek-törümüzde bu yönde bir mutabakat gelişirse Adell olarak bizde iki yılda bir olmasını tercih edebiliriz.

mobilyalarında da yeni tasarımlarımızın beğenileceğini umuyoruz.

Biz fuarın iki yılda bir düzenlenmesi fik-rine olumlu yaklaşmaktayız. İstesek de istemesek de zaman çok hızlı akıp ge-çiyor. Biz ve sektördeki diğer üretici şir-ketlerimiz oldukça zorlu geçen tasarım ve yeni ürün çalışmaları sonucunda çok sayıdaki yeniliği müşteri ve kullanıcıla-rımızla, mimarlarımızla buluşturuyoruz. Ancak, gerek fuarın hemen sezon ön-cesinde olması ve gerekse fuarın her yıl düzenlenmesi yeniliklerin sağlıklı olarak pazara yansıtılmasını zorlaştırıyor. Be-nim gözlemim neredeyse ürünlerin bir kısmını üretemeden ve pazara sunma-dan yeni fuar telaşı başlıyor.

Fuarın iki yılda bir düzenlenmesi hem daha sağlıklı bir ürün yapısının ve trend-lerin oluşumuna katkı sağlayacak hem de gerek bayi, müşterilerimizin ve bizle-rin sağlıklı ve daha doğru bir ürün gamı ve stok yönetimine imkan sağlayacak-tır. Ayrıca zamanlama olarak da Şubat ayından çok, hem hava şartları ve hem de sezon öncesi üretim, teşhir hazırlık-ları, yeni ürünlerin pazara sunumu gibi faktörleri dikkate aldığımızda Ekim – Kasım aylarının daha doğru bir zaman-lama olacağını düşünüyorum.

Page 103: TİMDER Dergisi 89.Sayı

100

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

AdellGenel MüdürüErgun Topçu

Akgün GroupYönetim Kurulu Başkanı

Erhan Akgün

UNICERA sektörün önemli ve özellikli bir buluşma platformu. Gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı ziyaretçilerimiz ile bir-likte işlerimizi ve işbirliklerimizi arttıra-cağımız bir süreç olmasını öngörüyoruz. Fuar etkinliğinin arttırılması adına yurt

Bu yıl 28.si düzenlenecek UNICERA Fuarı’nın her geçen yıl gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı pazarlarda önemini arttırdığını gözlemliyoruz. Fuar büyük ölçüde beklentilerimizi karşılamakla birlikte, özellikle sektörümüzün ihracat artışına daha yüksek katkı sağlaması beklentilerimiz arasındadır. Bu kap-samda özellikle Tanıtım Grubu’nun fua-rın yurt dışında tanıtımı için daha fazla bütçe ayırması gerektiğini düşünüyo-rum. Ayrıca, fuarın sektörümüzdeki üreticilerle birlikte teknik yönünün daha da arttırılması için yerli ve yabancı ma-

içi ve yurt dışı PR ve reklam çalışmala-rının etkin bir şekilde yürütülmesi, yurt içi-yurt dışı sektör sivil toplum kuruluş-larıyla, derneklerle, odalarla, yurt dışı ticari ataşeliklerimizle işbirliğinin arttı-rılmasını ve sinerji oluşturulmasını bek-liyoruz. Fuarın bir sonraki fuara kadar ki sürecimize ışık tutmasını bekliyoruz. Adell biz de fuara iyi hazırlanıyoruz. Do-layısıyla fuar kuruluşu, sektör kuruluşları da gayretlerini arttırırlarsa fuar inanıyo-ruz ki amacına ulaşacaktır.

UNICERA’nın sağlayacağı ivmeyle bir-likte 2016’da Adell, sektördeki lider ar-matür üreticilerden biri olarak sektörü-müzün gelişmesine katkı vererek devam edecektir. Yenilikçi uygulamalarımızla, müşteri dostu yaklaşımlarımızla çok daha güzel iş sonuçları üreteceğimize inancımız tamdır. Özellikle ticari yapılar-daki, otel ve benzeri mekânlardaki yo-ğun kullanım için temizlik şartlarına da-yanıklı ürünler geliştirdik. Fuar ile birlikte

kine, ekipman, hammadde ve yardımcı malzeme üreticilerinin de katılımını sağ-lamak yararlı olacaktır. Bir de ek olarak, günümüzde rekabette önemi olduk-ça artan ve ürünlerimize katma değer sağlayacak tasarım odaklı çalışmaların, ulusal ve uluslararası tasarımcıların katı-lımının sağlanması ve yarışmaların fuar-la eş zamanlı olarak yürütülmesinde ve fuara bu anlamda da katkı sunmasında yarar vardır.

Grubumuz seramik ve granit kaplama malzemeleri, vitrifiye sağlık gereçleri ve banyo mobilyaları, yapı kimyasalları konularında faaliyet gösteren 8 fabrika-mızın ürünlerini fuarda sergilemekteyiz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, yeni ürünler, yeni ebatlar ve tasarımda yeniliklerle fu-arda yer alacağız.

Bu yıl sunumda yeni markamız dura-stone20 ile 20mm kalınlığındaki yer karolarına ağırlık verdik, granit fabrika-mızda geçtiğimiz yıl yaptığımız yenileme yatırımlarımızda bu türdeki teknik ürün-lerin üretimini kolaylaştıracak düzenle-meleri esas aldık. Sadece durastone20 grubunda yaklaşık 29 yeni seri ve 90’a yakın renk alternatifi ile önemli bir ürün gamını müşteri ve ziyaretçilerimizin be-ğenisine sunacağız. Vitrifiye ve banyo

alacağımız ivme ile yeni bir heyecanla yolculuğumuza devam edeceğiz. Yeni-likçi ürünler, etkin, aktif satış/pazarlama politikaları, tedarikçi-müşteri diyalogları ile pazardaki varlığımızı hissettireceğiz. Biliyoruz ki, müşterisinin kalbinde yaşa-yanı hiç kimse oradan çıkaramaz. Orası en güzel mekândır. Fuarda armatür ve duş sistemlerimizdeki yeniliklerimizi bayilerimizle, kullanıcılarımızla ve sek-törümüzle paylaşacağız. Yeni trendlere, hedef kitle beklentilerine uygun olarak tasarlanan banyo ve mutfak armatürle-rimiz, yeni koleksiyonları ve yeni yüzey alternatifleri ile fuarda hedef kitlemiz ile buluşacak.

Hızla akan bir dünyada iki yıl biraz uzun bir süre gibi duruyor ancak fuarın iki yılda bir olmasının biraz daha uygun olacağı konusunda kanaatimiz var. Sek-törümüzde bu yönde bir mutabakat gelişirse Adell olarak bizde iki yılda bir olmasını tercih edebiliriz.

mobilyalarında da yeni tasarımlarımızın beğenileceğini umuyoruz.

Biz fuarın iki yılda bir düzenlenmesi fik-rine olumlu yaklaşmaktayız. İstesek de istemesek de zaman çok hızlı akıp ge-çiyor. Biz ve sektördeki diğer üretici şir-ketlerimiz oldukça zorlu geçen tasarım ve yeni ürün çalışmaları sonucunda çok sayıdaki yeniliği müşteri ve kullanıcıla-rımızla, mimarlarımızla buluşturuyoruz. Ancak, gerek fuarın hemen sezon ön-cesinde olması ve gerekse fuarın her yıl düzenlenmesi yeniliklerin sağlıklı olarak pazara yansıtılmasını zorlaştırıyor. Be-nim gözlemim neredeyse ürünlerin bir kısmını üretemeden ve pazara sunma-dan yeni fuar telaşı başlıyor.

Fuarın iki yılda bir düzenlenmesi hem daha sağlıklı bir ürün yapısının ve trend-lerin oluşumuna katkı sağlayacak hem de gerek bayi, müşterilerimizin ve bizle-rin sağlıklı ve daha doğru bir ürün gamı ve stok yönetimine imkan sağlayacak-tır. Ayrıca zamanlama olarak da Şubat ayından çok, hem hava şartları ve hem de sezon öncesi üretim, teşhir hazırlık-ları, yeni ürünlerin pazara sunumu gibi faktörleri dikkate aldığımızda Ekim – Kasım aylarının daha doğru bir zaman-lama olacağını düşünüyorum.

101

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Anka Seramik Yönetim Kurulu BaşkanıHalil İbrahim Aydın

UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, yaklaşık 80 yabancı ve 280 yerli firmanın katılımı ile seramik sektöründe, CERSAIE Fuarı’ndan sonra, Avrupa’nın ikinci büyük fuarıdır. 100’e yakın ülkeden gelen ziyaretçilerinin çok büyük bir kısmının profesyonel ve nite-likli kişilerden oluşması ve yüksek ziya-retçi yoğunluğu doğal olarak katılımcı firmaların beklentilerini de yükseliyor.

Her yıl fuar sonrası yaptığımız değer-lendirmelerde beklentimizin altında bir gerçekleşme olduğunu söyleyebilirim.

Ancak, global kriz ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal prob-lemler ile komşu ülkelerde ki karışıklık-lar göz önüne alındığında, ürün gamımı-za paralel olarak her yıl küçük adımlarla ama istikrarlı bir şekilde yeni kazanımlar elde etmemiz bizleri memnun etmekte-dir. İnanıyoruz ki, ülkemizin içinde bu-lunduğu bu sıkıntılı günlerde, bu küçük kazanımlar, gelecek için büyük yatırım-lara dönüşecektir.

Anka Seramik, bu yıl dokuzuncu yaşı-nı yaşıyor. Geçen yıllar içinde her fuar döneminde ürünlerimizi daha büyük ve farklı ebatlara taşıdık. 25x33 ve 33x33 ebatlarından, önce 25x40 ebadına çık-tık. UNICERA 2013’de 24x50 Duvar Ka-rosu, 2014’de Digital Baskıya geçerek 25x60 ve 30x60 Duvar Karosu, 40x40 Yer Karosu , 2015 UNICERA’da 28x56 ve 40x40 Sırlı Porselen üretimi ile üreti-mimizi çeşitlendirdik. 2016 fuar dönemi için de, üretim bantlarımızın tamamında Digital Baskı Teknolojisine geçtik ve bu yıl üretim gamımıza ayrıca 30x60 Sırlı Porselen ilave ettik.

UNICERA, uluslararası kimliği ile tanın-mışlığı yüksek olan fuarlar kategorisin-de yer alıyor. Tabi ki ilk bakışta böyle bir fuarın her yıl tekrarlanmasını düşünmek

normaldir. Ancak, inşaat sektörü mev-simsel olup, ülke genelinde ortalama olarak Nisan ayında hareketlenmeye başlıyor. Şubat ayındaki fuardan sonra, değerlendirme çalışmalarının yapılma-sı, katalog ve ürünlerin hazırlanması için belli bir süreye ihtiyaç var. Bu ha-zırlık döneminden sonra bayilerimize ve satış noktalarımıza, ürünlerimizin ve kataloglarımızın ulaşması en erken Nisan ayını bulunuyor. Oysa, bu gün-lerde yurt içinde ve yurt dışındaki tüm bayilerimiz, teşhirlerini yapmış, vitrin ve showroom çalışmalarını bitirmiş olu-yorlar.

Dolayısı ile fuarda sergilenen ürünle-rimizin teşhir ve tanıtımı maalesef çok gecikmeli olarak ve aylar sonra, inşaat sezonunun ortasındayken teşhirlerde yer alıyor. Seramik sektöründe, piya-saya arz edilen bir ürünün talep öm-rünün minimum 2-3 yıl olacağı da dü-şünülürse, bu durumda, UNICERA’nın iki yılda bir yapılması daha mantıklı ve yararlı olacak. Ancak, gelecek yıllarda UNICERA’nın Ekim veya Kasım ayın-da yapılacağı söz konusudur. Böyle bir takvim değişikliği olursa, bu durumda her yıl yapılıp yapılmayacağı konusu-nun tekrar gözden geçirilmesi isabetli olacaktır.

Ege SeramikGenel Müdürü

Göksen YedigüllerUNICERA bu yıl da, yabancı birçok müşteri, sektör temsilcisi ve profesyo-neli ağırlayacak. Biz de her yıl olduğu gibi, pazar beklentilerine uygun ve sek-tördeki trendleri belirleyen yenilikçi ça-lışmalarımızla, bizden bekleneni ortaya koymak için gerekli hazırlıkları yapıyo-ruz.

Bununla beraber, üretim süreçlerimizde yatırımlarımıza aralıksız devam ederek, son teknolojiyi kullanmaya, daima ye-nilikçi çalışmalar içinde olmaya gayret gösteriyoruz.

Bu yıl da birbirinden farklı ebat, doku, desen, yüzey seçeneklerini barındıran, onlarca yeni serimiz var. Seramik sektö-ründe dünyada trend olan her konsepti Ege Seramik standında, müşterilerimiz ve son kullanıcılarla buluşturacağız.

Bu fuarda pazara sunacağımız en önemli yenilikler, dijital dekor uygula-malarında gelinen son nokta, yani bir-çok malzemenin farklı seramik dokula-rında, farklı yüzey ve alışılmışın dışında renk uygulamaları ile zenginleştirildiği, dijital dekorlu ürün çalışmalarımız. Ge-niş bir yelpazeye yayılan seçenekleri ile farklı alanlara hitap eden güzel bir port-föy oluşturduk.

Ayrıca, yeni geliştirdiğimiz, kalıptan şe-killi 20x120 ebatlı ürünler de ilk defa

müşterilerimizle buluşuyor. Bu ebatta, gerçek ahşap görüntüsüne son derece yakın, ahşabın sıcaklığını yansıtacak ka-dar gerçek yüzey dokuları Ege Seramik ürünleri ile müşterilerin karşısında ola-cak. Her zaman olduğu gibi Ege Sera-mik ürünlerini son kullanıcımıza erişe-bileceği, makul fiyatlarla ama kaliteden ve estetikten asla ödün vermeyen bir strateji ile ulaştırmaya devam edeceğiz. Seramik sektöründe moda etkisinde ilerleyen, dinamik bir ürün geliştirme süreci var. Fuarlar, ürün geliştirme sü-reçleri dünya trendlerine paralel iler-leyen firmalar adına önemli mecralar. UNICERA Fuarı, yurtdışı müşterilerimi-zin de yoğun katılım sağladığı, en yeni ürünlerimizi görme şansına sahip ol-dukları ve satış bağlantılarımızı yaptığı-mız çok verimli bir fuar. Bu nedenle, Ege Seramik olarak her yıl düzenlenmesini tercih ediyoruz. Vitrifiye ürünlerinde daha uzun ürün geliştirme süreçleri ol-ması nedeni ile, vitrifiye üreticisi firma-ların 2 yılda bir katılım sağlamaları daha verimli olabilir.

Page 104: TİMDER Dergisi 89.Sayı

102

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

BienSatış Grup BaşkanıMetin Savcı

UNICERA, üretici firmaların o yılın yeni ürünlerini sektör profesyonellerine, mimarlara, müteahhitlere, nihai tüke-ticilere tanıttıkları önemli bir platform. UNICERA uluslararası nitelik kazanma-sı nedeni ile üretimlerin yurtdışı müşte-rilerine de tanıtıldığı, satışının yapıldığı bir fuar olarak önemini her geçen gün arttırıyor.

Damla BanyoSatış Destek Direktörü

Hacer Kara Üretici firma olarak UNICERA fuarın-dan beklentimiz, yurt dışından hedef ziyaretçi katılımının daha fazla olması, çeşitli ülkelerden katılım sağlanmasıdır.

UNICERA fuarının banyo & seramik ala-nında Türkiye’nin marka ve güvenilir fir-malarıyla tanışmak ve işbirliği yapabil-mek için en güvenilir platform olduğu, sektöründe en iyilerin bu fuarda olduk-ları lanse edilerek ziyaretçi katılımının arttırılması sağlanabilir. Ayrıca yurt içi çalışma ortaklarımız olan bayilerimize yeni ürünlerimizi tanıtıp, onları standı-mızda ağırlarken ziyaretleri esnasında fuarla ilgili genel olarak memnun kal-maları bizler için çok önemli.

Geçen sene başlanan fuar takviminin Salı başlayıp cumartesi bitmesini olum-lu karşıladık. Uygulamanın yeni olması sebebi ile geçtiğimiz yıl İstanbul’a yakın illerden Pazar günü fuarı ziyaret eden bayilerimizin programları etkilenmiş olabilir. Bu sene bu uygulamaya dikkat çekilmesi ile aynı sıkıntının yaşanmaya-cağını düşünüyoruz.

Bu sene UNICERA fuarına, on iki lüks, bir orta segment dolap ve dört seri do-lap olan yeni ürünlerimizle katılıyoruz. Avrupa’da olan ve iki senede bir yapılan önemli fuarla UNICERA fuar takviminin denk düştüğü senelerde yurt dışından olan ziyaretçi katılımında azalma göz-lemledik.

Ayrıca her sene fuardan sonra yeni ürünlerin üretime geçilmesi, bayilerde teşhire açılması neredeyse senenin ya-rısını buluyor ve aynı zamanda bir son-raki yıl için yeni ürünlerin tasarımı ve üretilmesi için bir efor sarf ediliyor.

Yeni ürünlerden henüz randıman alına-madan tekrar bir geçiş yaşanıyor. Bu da hızlı tüketime sebep oluyor. Bu bağ-lamda fuarın iki senede bir yapılmasının daha verimli olacağı kanaatindeyiz.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri GrubuBaşkan Yardımcısı - Pazarlama

Deniz Aktürk ErdemAvrupa’nın en büyük seramik, banyo ve mutfak fuarlarından biri olan UNICERA, geleneksel olarak tüm üreticilerin yeniliklerini iş ortaklarıyla ve sektörle paylaştığı bir platform. İlk yılından bu

yana katıldığımız UNICERA Fuarı, sektör için olduğu gibi bizler için de önemli bir fuar. Bu nedenle, her yıl yeni koleksiyonlarımızı Türk tüketicisiyle ilk kez UNICERA’da buluşturuyoruz.

UNICERA’nın, firmalara dünyayla reka-bet edebilmesi ve yeni pazarlar yarat-ması konusunda önemli fırsatlar yarat-tığına ve ulusal ve uluslararası alandaki en önemli pazarlama platformlarından biri olduğuna inanıyoruz. Yurtdışından birçok şirketle uzun dönemli anlaşmalar imzalama ve projeler üzerinde detaylı konuşma fırsatı yakalıyoruz. Bizim için UNICERA’nın en temel çıktısı bu…

Özellikle son yıllarda komşu ülkelerden gelen ziyaretçi sayısında yakaladığı artış ve kaliteyle, sektörde daha da önemli bir yer edindi. Bu yıl 28.si gerçekleştirilen UNICERA fuarı, dünyanın lider seramik üreticilerinden olmaya aday Türkiye için

büyük önem taşıyor. Tüm dünyadan se-ramik üreticilerini ağırlayan UNICERA, giderek artan katılımcı sayısıyla, yatı-rımcıların ilgisini çekerek sektöre büyük katkı sağlıyor. İnovatif ve geleceğe yön verecek yeni ürünlerin tanıtıldığı fuar, yanlızca ticari anlamda değil, kültür ve bilgi paylaşımı anlamında da çok yararlı oluyor.

Bu yıl UNICERA’da tamamen yeni 3 ürünümüzü tanıtacağız: D-Light, Co-sey ve Shake/Wake/Take. Öte yandan V-care, Metropole, Rim-ex, Roomy de özellikle öne çıkan ürünlerimiz arasında olmaya devam edecek. Profesyonellere de çözüm getiren VitrA ile, 1000 x 3000 cm ebadındaki Laminam ile 30x60, 40x80 ve 80x80 ebatlarındaki mermer veya ahşap görünümündeki, modern veya klasik görünüme sahip yeni porse-len koleksiyonlarını UNICERA’da ziya-retçilerin beğenisine sunacağız.

Teknik porselen karo ürün grubu-muzda 60x120cm ve 45x90cm büyük ebatlı ürünler ve 45x90x2cm kalınlık-ta ürünler bu yıl fuarda tanıtacağımız yeniliklerimiz arasında yer alıyor. Mer-mer ve ahşap desenli ürünlerimiz de yeni tasarımlarımızla fuarda yer alacak. Seramik Sağlık Gereçleri ürün grubu-muzda hem Ar-Ge çalışmalarımızın sonuçlarını hem de yeni ürünlerimizi sergileyeceğiz.

Henüz netlik kazanmasa da fuarın 2 yıl-da bir olmasını destekliyoruz.

Page 105: TİMDER Dergisi 89.Sayı

102

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

BienSatış Grup BaşkanıMetin Savcı

UNICERA, üretici firmaların o yılın yeni ürünlerini sektör profesyonellerine, mimarlara, müteahhitlere, nihai tüke-ticilere tanıttıkları önemli bir platform. UNICERA uluslararası nitelik kazanma-sı nedeni ile üretimlerin yurtdışı müşte-rilerine de tanıtıldığı, satışının yapıldığı bir fuar olarak önemini her geçen gün arttırıyor.

Damla BanyoSatış Destek Direktörü

Hacer Kara Üretici firma olarak UNICERA fuarın-dan beklentimiz, yurt dışından hedef ziyaretçi katılımının daha fazla olması, çeşitli ülkelerden katılım sağlanmasıdır.

UNICERA fuarının banyo & seramik ala-nında Türkiye’nin marka ve güvenilir fir-malarıyla tanışmak ve işbirliği yapabil-mek için en güvenilir platform olduğu, sektöründe en iyilerin bu fuarda olduk-ları lanse edilerek ziyaretçi katılımının arttırılması sağlanabilir. Ayrıca yurt içi çalışma ortaklarımız olan bayilerimize yeni ürünlerimizi tanıtıp, onları standı-mızda ağırlarken ziyaretleri esnasında fuarla ilgili genel olarak memnun kal-maları bizler için çok önemli.

Geçen sene başlanan fuar takviminin Salı başlayıp cumartesi bitmesini olum-lu karşıladık. Uygulamanın yeni olması sebebi ile geçtiğimiz yıl İstanbul’a yakın illerden Pazar günü fuarı ziyaret eden bayilerimizin programları etkilenmiş olabilir. Bu sene bu uygulamaya dikkat çekilmesi ile aynı sıkıntının yaşanmaya-cağını düşünüyoruz.

Bu sene UNICERA fuarına, on iki lüks, bir orta segment dolap ve dört seri do-lap olan yeni ürünlerimizle katılıyoruz. Avrupa’da olan ve iki senede bir yapılan önemli fuarla UNICERA fuar takviminin denk düştüğü senelerde yurt dışından olan ziyaretçi katılımında azalma göz-lemledik.

Ayrıca her sene fuardan sonra yeni ürünlerin üretime geçilmesi, bayilerde teşhire açılması neredeyse senenin ya-rısını buluyor ve aynı zamanda bir son-raki yıl için yeni ürünlerin tasarımı ve üretilmesi için bir efor sarf ediliyor.

Yeni ürünlerden henüz randıman alına-madan tekrar bir geçiş yaşanıyor. Bu da hızlı tüketime sebep oluyor. Bu bağ-lamda fuarın iki senede bir yapılmasının daha verimli olacağı kanaatindeyiz.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri GrubuBaşkan Yardımcısı - Pazarlama

Deniz Aktürk ErdemAvrupa’nın en büyük seramik, banyo ve mutfak fuarlarından biri olan UNICERA, geleneksel olarak tüm üreticilerin yeniliklerini iş ortaklarıyla ve sektörle paylaştığı bir platform. İlk yılından bu

yana katıldığımız UNICERA Fuarı, sektör için olduğu gibi bizler için de önemli bir fuar. Bu nedenle, her yıl yeni koleksiyonlarımızı Türk tüketicisiyle ilk kez UNICERA’da buluşturuyoruz.

UNICERA’nın, firmalara dünyayla reka-bet edebilmesi ve yeni pazarlar yarat-ması konusunda önemli fırsatlar yarat-tığına ve ulusal ve uluslararası alandaki en önemli pazarlama platformlarından biri olduğuna inanıyoruz. Yurtdışından birçok şirketle uzun dönemli anlaşmalar imzalama ve projeler üzerinde detaylı konuşma fırsatı yakalıyoruz. Bizim için UNICERA’nın en temel çıktısı bu…

Özellikle son yıllarda komşu ülkelerden gelen ziyaretçi sayısında yakaladığı artış ve kaliteyle, sektörde daha da önemli bir yer edindi. Bu yıl 28.si gerçekleştirilen UNICERA fuarı, dünyanın lider seramik üreticilerinden olmaya aday Türkiye için

büyük önem taşıyor. Tüm dünyadan se-ramik üreticilerini ağırlayan UNICERA, giderek artan katılımcı sayısıyla, yatı-rımcıların ilgisini çekerek sektöre büyük katkı sağlıyor. İnovatif ve geleceğe yön verecek yeni ürünlerin tanıtıldığı fuar, yanlızca ticari anlamda değil, kültür ve bilgi paylaşımı anlamında da çok yararlı oluyor.

Bu yıl UNICERA’da tamamen yeni 3 ürünümüzü tanıtacağız: D-Light, Co-sey ve Shake/Wake/Take. Öte yandan V-care, Metropole, Rim-ex, Roomy de özellikle öne çıkan ürünlerimiz arasında olmaya devam edecek. Profesyonellere de çözüm getiren VitrA ile, 1000 x 3000 cm ebadındaki Laminam ile 30x60, 40x80 ve 80x80 ebatlarındaki mermer veya ahşap görünümündeki, modern veya klasik görünüme sahip yeni porse-len koleksiyonlarını UNICERA’da ziya-retçilerin beğenisine sunacağız.

Teknik porselen karo ürün grubu-muzda 60x120cm ve 45x90cm büyük ebatlı ürünler ve 45x90x2cm kalınlık-ta ürünler bu yıl fuarda tanıtacağımız yeniliklerimiz arasında yer alıyor. Mer-mer ve ahşap desenli ürünlerimiz de yeni tasarımlarımızla fuarda yer alacak. Seramik Sağlık Gereçleri ürün grubu-muzda hem Ar-Ge çalışmalarımızın sonuçlarını hem de yeni ürünlerimizi sergileyeceğiz.

Henüz netlik kazanmasa da fuarın 2 yıl-da bir olmasını destekliyoruz.

103

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Ege VitrifyeGenel MüdürüMerter Savaş

Bu yıl 28.kez kapılarını yerli ve yaban-cı ziyaretçilere açacak olan UNICERA Fuarı’nın artık uluslararası düzeyde ses getiren bir fuar olması nedeniyle, yeni modellerimizi özenle belirleyerek, ürün geliştirme proseslerimizi tamamladık. Eylül ayı sonunda katılmış olduğumuz İtalya’daki CERSAIE Fuarı’nda ilk defa sergilediğimiz 4 serinin yanı sıra, bu fu-

arda ilk defa sergileyeceğimiz tek parça vitrifiye modellerimiz olacak.

İtalya’da müşterilerimizin beğenisine sunduğumuz Selge, Finikia, Zela ve Karina ürünleri büyük beğeni topladı. UNICERA Fuarı’nda ilave olarak sergi-leyeceğimiz bağımsız ürünlerle , port-föyümüzdeki boşlukları doldurmayı hedefliyoruz. Alia serisi ile kanalsız ürün grubuna ilk adımımızı atmıştık. Üst seg-ment kanalsız modelimiz Selge ile port-föyümüzü genişlettik. Orta segmente yönelik geliştirdiğimiz Dropia kanalsız asma klozet ile tüm segmentlere hitap etmiş olacağız. Fuar için geliştirdiğimiz diğer bağımsız modeller arasında ince kenarlı çanak lavabolarımız da mevcut. Bu modellerde oldukça fazla ebat ve renk seçeneği sunuyoruz. Ayrıca dile-yen kullanıcılar aynı modelin batarya delikli veya deliksiz versiyonunu da se-çebilecekler.

Sipariş üzerine hizmet vereceğimiz, pastel renklerdeki mat sır uygulaması-nı da bu yıl üretim gamımıza dahil ettik.

Örnek renk kartelasını hazırladığımız 10 farklı tonda mat sır uygulamasını çanak lavabolar, mobilya uyumlu lavabolar ve klozetlerde beğeniye sunuyoruz. Port-föyümüzdeki bir diğer yenilik ise cam re-zervuarlar. Gerek tek parça duvara tam dayalı, gerekse asma klozetlerle birlikte kullanılabilecek cam rezervuarlarımızı da siyah ve beyaz renklerde 1 Ocak tarihin-den itibaren satışa sunmaya başladık.

Fuarın iki yılda bir yapılmasını vitrifiye üreticileri açısından olumlu buluyorum. Sektörümüzde yeni ürün geliştirme sü-reçleri oldukça uzun, portföyün her sene yenilenmesi veya çok sayıda yeni mode-lin dahil edilmesi üreticileri zorluyor. Fu-arın iki senede bir yapılması vitrifiye üre-ticilerinin fuara daha iyi hazırlanmasını sağlayacaktır. Ayrıca UNICER Fuarı’ndan hemen sonra Mart ayında Almanya’da iki senede bir yapılan ISH fuarı var ki vitrifiye sektörü açısından son derece önemli bir fuardır. Bir sene UNICERA, diğer sene ISH fuarlarına katılım sağlamak, vitrifiye üreticileri açısından daha olumlu ve etkin sonuçlar ortaya çıkartacaktır.

BetaşYönetim Kurulu Üyesi

Halil AytenUNICERA gerek kurumsal sunum kon-septimiz gerekse ziyaretçi profili nok-tasında; şirketimizin marka algısı ve bi-linirliğini pekiştirme imkanı yaratması, pazardan gelen talep ve beklentilere uygun şekilde yanıt verebilecek son teknoloji ve yeni ürünlerimizi hedef kit-lemize sunum imkanı sağlaması, Türki-ye iç pazarı ve global pazarlardaki he-def müşteri kitlemizin ihtiyaç, beklenti, karar verme, karşılaştırma ve satınalma süreçlerini analiz edebilme imkanını bize sağlaması, bu yönde ürün geliştir-me, üretim ve satış dinamiklerimizi canlı tutması, ürünlerimizin ve pazardaki var-lığımızın hedef kitlemiz üzerindeki pres-tij algımızı yüksek tutması, mevcut ve

hedef satış kanalımızı nitelik ve hacim-sel bazda arttırma imkanı sağlaması, özellikle gerek yurtdışı gerekse yurtiçi nitelikli yapı projelerinin mimari muellif grupları, yapım firmaları, konsept ta-sarımcıları ile ve yeni jenerasyon tasa-rımcı ve mimarlarla, proje grupları ve müteahhitlerle, yapı ürünleri satıcıları ile buluşma ve sürdürülebilir iş yaratma imkanı sağlaması, hammaddeden üre-tim teknolojisine ve nihai ürüne kadar uygulamakta olduğumuz sürdürülebilir ve çevreci ürün teknolojimizi, kamu ve özel sektör yatırımcılarının projeleri-ne değer katma algımızı sağlaması ve yükseltmesi, UNICERA Fuarı’ndan te-mel beklentilerimiz olup, bunların genel çoğunluğunu (%75-80) bize sağlıyor. Son yıllarda özellikle yurtdışı ziyaretçi-lerden yoğun katılım olmakla birlikte, bu manada ziyaretçi profili olarak özellikle Kıta Avrupası, Birleşik Krallık, Ortadoğu ve Yakın Doğu ülkelerindeki global yapı projelerinin tasarımlarını yapan büyük mimari yapı tasarım grupları, yatırım-cılar, yapım firmalarının ve yapı sektö-ründe kriter belirleyen global şirketlerin de fuara farklı bir strateji ile çekilmesini arzu ediyor ve bekliyoruz. Aynı şekilde yurtiçi kamu sektörü yatırımcı ve proje kuruluşlarının da ülkemizin hızla geli-şen ve yüksek kalitede proje yaratan yapısına uyumlu şekilde son teknoloji ve ürünlerimizi inceleme, karar verebil-me ve uygulama sürecini hızlandıracak

şekilde ilgili makamlarla eşgüdümlü bir çalışma yapılarak fuara ziyaretçi nokta-sında yoğun katılımları sağlanmalıdır. Bu yıl ki fuarda lansmanını yapacağımız ürünlerimiz; son yıllarda trendlere ve kullanım alışkanlıklarına yeni bir boyut ve değer katan, uygulandığı mekan-larda sıradışı ambiyans yaratan klasik ve modern fon ve desenleri ile bir çok ebatlarda granit dekor koleksiyonumuz, bu dekorlarımızla uyumlu ve ayrıca ba-ğımsız olarak da kullanıldığında seçkin ve bütünsel bir konsept yaratan yeni ve zengin granit seramik koleksiyonumuz, granit bordür serilerimiz, klasik ve mo-dern çizgilere sahip yeni karo çinileri-miz, mutfak ve banyo mekanlarında üst seviyede hijyen, uzun ömür, dayanım, kullanışlılık, üretim teknolojisi ve kulla-nımı ile çevre ve tüketici dostu, nihai tü-ketici, proje tasarımcı ve yapımcılarının kendisinin dahi belirleyip veya desen tasarımını yaparak şirketimize ürettire-bileceği son derece dekoratif ve sıradı-şı tasarımlarda, sayısız desen, renk ve kombinasyona sahip hi-definition digi-tal cam baskı ürünlerimiz, yüzme ve sus havuzları için en üst kalitede, yeni cam mozaik ve havuz aksesuarları serimiz, son olarak müşteri ve hedef kitlemizin yine vazgeçilmez ürünleri cam mozaik ve doğaltaş mozaik koleksiyonumuzda sıradışı yeni ürünlerimizin lansmanını gururla yapacağız.

Page 106: TİMDER Dergisi 89.Sayı

104

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Elmor A.Ş .Genel Müdürü

Hakan Günderen

ISVEA Genel Müdür Yardımcısı

Yakup Fırat

Türk seramik sağlık sektörü her geçen yıl inovasyon ve tasarım anlamında dünya klasmanında önemli başarılara imza atıyor. Bu başarıların yerel ve glo-bal tüketiciyle buluşması için UNICERA tarzı fuarlara çok önem veriyoruz.

Bu yıl fuardan beklentimiz fuarın daha çok yabancı ziyaretçi ile uluslararası bir fuar tarzında geçmesidir. Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda UNICERA Fuarı son 2 yıldır uluslararası katılımcının daha çok ilgi gösterdiği bir fuar. Daha önce yerli katılımcı yoğunlukta geçen fuar zaman-larında artık uluslararası anlaşmalara da adım atabildiğimiz bir organizasyon

Global ve yerli tüm markaların ürün ve teknolojilerini sergilediği UNICERA, sektörümüz için çok önemli bir fuar. Biz de çok önem veriyor ve en yeni serilerimizi, teknolojilerimizi ilk kez UNICERA Fuarı’nda sunuyoruz. Bu yıl da ilk kez ziyaretçilerle buluşturaca-ğımız ürün ve teknolojilerimiz olacak. Geçtiğimiz yıl Avrupa ülkeleri ağırlıklı olmak üzere dünyanın 30 ülkesinden katılımcı ziyareti olmuştu standımıza. UNICERA ihracat, bayilik anlaşması ya da iş ortaklığı gibi bağlantıların ku-rulması adına önemli bir fuar.

haline geldi. Temennimiz bu yıl da katı-lımcı profilinin uluslararası anlamda da yoğunluk kazanmasıdır. İhracata yapa-cağımız katkılar anlamında fuarı bu yö-nüyle de çok önemsiyoruz.

E.C.A ve Serel markalarımızla katılaca-ğımız fuara, armatür ve seramik sağlık gereçleri sektöründe çevre dostu üreti-mi önemseyen, kullanıcı dostu olarak ta-sarruf ve kolay kullanımı bir arada sunan yani senkronize bir bütünlük arz eden ürünlerle katılıyoruz. Armatür grubunda özellikle fotoselli ve elektronik ürünler ile teknolojik, işlevsel; güvenlik ve ta-sarruf değeri olan ürünlerimizle fuarda yer alacağız. Bu ürünlerin ergonomik ve renkli tasarımları ile de renkli bir arma-tür standına sahip olacağımızın teyidi-ni şimdiden verebilirim. Örneğin, ECA olarak, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip, tamamen elektronik ilk yerli armatürü olan “Electra Serisi“nden örnekler stan-dımızda olacak. Bu seride armatürün üzerindeki dokunmatik tuşlar ile suyun sıcaklığı, debisi, açıp-kapanma özellik-leri tek bir noktada toplanıyor.

Ergonomik, soğukta açılan batarya ku-mandası ile sıcak sudan haşlanma ris-kinin önüne geçen ve kullanıcı dostu olma ilkesini devam ettiren, su ve enerji tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatörü ile fonksiyonellikteki iddiasını sürdüren

“Myra Serisi” ürünleri de yine standı-mızda olacak diğer iddialı ürünlerimiz-den. Üstelik armatür grubundaki renkli alternatiflerimizin de dikkat çekeceğini düşünüyorum.

Vitrifiye olarak da adlandırılan seramik sağlık gereçleri grubundaki SEREL markamızla ise leke tutmayan, hijye-nik; zaman, su ve deterjan tasarrufu sağlayan Hygiene+ ürün gamımızla yer alacağız. Bunun haricinde Türkiye’de klozetin yıkanmasına farklı bir bakış açısı getirecek yeni ve üstün bir ürü-nümüz var. SEREL temizleme suyuna tam hükmederek, klozetin iç yüzeyinin yıkanmasını sağlayan aynı zamanda ka-nal kısmının temizliği sorununu ortadan kaldıran ve sıçratma problemi yaratma-yan çözümü üretti. Bu ürünün de fuarda adından söz ettirecek bir ürün olacağı kanaatindeyim.

Fuarın iki yılda bir olması fikrini Elmor ailesi olarak olumlu buluyoruz. Birçok uluslararası fuar iki yılda bir yapılıyor. Bu sayede üreticiler fuara daha iyi hazır-lanma fırsatı bulabileceklerdir. Bir yıllık periyotlarda üreticiler, çıkacakları fuara bir önceki fuara göre yenilik getirmek-te zorlanabiliyorlar. Bu sebeple fuarın uluslararası diğer fuar tarihleriyle çakış-mayacak şekilde iki yılda bir olması sek-töre daha çok katkı sağlayacaktır.

İtalya’nın tasarım gücünü ortaya ko-yan iddialı ve farklı ürünlerimiz bu yıl da olacak. İlk kez görücüye çıkacak olan Cappitone, farklı bir tasarım ola-rak ihtişamlı renk alternatifleri ile ay-rıcalıklı ve özel olmak isteyenlerin be-ğenisine sunulmak üzere standımızda yerini alacak.

Bir diğer yeni serimiz Roll’s ise tasa-rımın sadelikte ulaştığı son nokta ola-rak karşımıza çıkacak. Bunun yanı sıra örneğin banyolardaki tasarım anlayı-şına yepyeni bir bakış açısı kazandıran Lunna Serisi ile yaratıcılıkta yepyeni ufuklar açacağız.

Ayrıca, modern mimariyi tamamla-yan yalın çizgisiyle banyolara değer katan Allegro Serisi de fuarın en göz-de tasarımları arasında yerini alacak. ISVEA’nın modern ve inovatif tasarım anlayışıyla hayata geçirdiği Allegro lavaboları ise yuvarlak ve dikdörtgen alternatifleriyle banyolarında farklı bir tarz yakalamak isteyenlerin beğe-nisine sunuyor olacağız. Ayrıca Sott Aqua’dan Eleganza’ya, Regina’dan

Flamma’ya, ColorIsvea’dan Viva’ya varıncaya kadar tüm tasarımlarımızı fuara özel olarak sergileyeceğiz.

Ve tabi ki teknoloji… Bu yıl UNICE-RA Fuarı’nda ilk kez geliştirdiğimiz ve Türkiye pazarına sunduğumuz tüm teknoloji sistemlerini ve ürünle-rini ayrı bir bölümde sergileyeceğiz. Sharp&Slim, Rimless, SmartPlus gibi teknolojileri tüketicilerimiz toplu ola-rak görebilecek ve inceleyebilecek-ler.

UNICERA Fuarı, Türk seramik sek-törünün gücünün sergilenmesi ve uluslararası pazarda bilinirliğinin ar-tırılmasında önemli rol oynayan bir organizasyondur.

Sektörümüz, ülkemiz için katma de-ğer yaratan ve rekabet ortamı geniş bir sektördür. Sektörün gelişmesi ve büyümesi için daha rekabetçi, ileri teknoloji kullanan ve yeniliğe önem veren bir vizyonla gerek sosyal bek-lentileri gerekse işgücü talebini kar-şılamış olmamız gerekiyor.

Page 107: TİMDER Dergisi 89.Sayı

104

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Elmor A.Ş .Genel Müdürü

Hakan Günderen

ISVEA Genel Müdür Yardımcısı

Yakup Fırat

Türk seramik sağlık sektörü her geçen yıl inovasyon ve tasarım anlamında dünya klasmanında önemli başarılara imza atıyor. Bu başarıların yerel ve glo-bal tüketiciyle buluşması için UNICERA tarzı fuarlara çok önem veriyoruz.

Bu yıl fuardan beklentimiz fuarın daha çok yabancı ziyaretçi ile uluslararası bir fuar tarzında geçmesidir. Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda UNICERA Fuarı son 2 yıldır uluslararası katılımcının daha çok ilgi gösterdiği bir fuar. Daha önce yerli katılımcı yoğunlukta geçen fuar zaman-larında artık uluslararası anlaşmalara da adım atabildiğimiz bir organizasyon

Global ve yerli tüm markaların ürün ve teknolojilerini sergilediği UNICERA, sektörümüz için çok önemli bir fuar. Biz de çok önem veriyor ve en yeni serilerimizi, teknolojilerimizi ilk kez UNICERA Fuarı’nda sunuyoruz. Bu yıl da ilk kez ziyaretçilerle buluşturaca-ğımız ürün ve teknolojilerimiz olacak. Geçtiğimiz yıl Avrupa ülkeleri ağırlıklı olmak üzere dünyanın 30 ülkesinden katılımcı ziyareti olmuştu standımıza. UNICERA ihracat, bayilik anlaşması ya da iş ortaklığı gibi bağlantıların ku-rulması adına önemli bir fuar.

haline geldi. Temennimiz bu yıl da katı-lımcı profilinin uluslararası anlamda da yoğunluk kazanmasıdır. İhracata yapa-cağımız katkılar anlamında fuarı bu yö-nüyle de çok önemsiyoruz.

E.C.A ve Serel markalarımızla katılaca-ğımız fuara, armatür ve seramik sağlık gereçleri sektöründe çevre dostu üreti-mi önemseyen, kullanıcı dostu olarak ta-sarruf ve kolay kullanımı bir arada sunan yani senkronize bir bütünlük arz eden ürünlerle katılıyoruz. Armatür grubunda özellikle fotoselli ve elektronik ürünler ile teknolojik, işlevsel; güvenlik ve ta-sarruf değeri olan ürünlerimizle fuarda yer alacağız. Bu ürünlerin ergonomik ve renkli tasarımları ile de renkli bir arma-tür standına sahip olacağımızın teyidi-ni şimdiden verebilirim. Örneğin, ECA olarak, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip, tamamen elektronik ilk yerli armatürü olan “Electra Serisi“nden örnekler stan-dımızda olacak. Bu seride armatürün üzerindeki dokunmatik tuşlar ile suyun sıcaklığı, debisi, açıp-kapanma özellik-leri tek bir noktada toplanıyor.

Ergonomik, soğukta açılan batarya ku-mandası ile sıcak sudan haşlanma ris-kinin önüne geçen ve kullanıcı dostu olma ilkesini devam ettiren, su ve enerji tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatörü ile fonksiyonellikteki iddiasını sürdüren

“Myra Serisi” ürünleri de yine standı-mızda olacak diğer iddialı ürünlerimiz-den. Üstelik armatür grubundaki renkli alternatiflerimizin de dikkat çekeceğini düşünüyorum.

Vitrifiye olarak da adlandırılan seramik sağlık gereçleri grubundaki SEREL markamızla ise leke tutmayan, hijye-nik; zaman, su ve deterjan tasarrufu sağlayan Hygiene+ ürün gamımızla yer alacağız. Bunun haricinde Türkiye’de klozetin yıkanmasına farklı bir bakış açısı getirecek yeni ve üstün bir ürü-nümüz var. SEREL temizleme suyuna tam hükmederek, klozetin iç yüzeyinin yıkanmasını sağlayan aynı zamanda ka-nal kısmının temizliği sorununu ortadan kaldıran ve sıçratma problemi yaratma-yan çözümü üretti. Bu ürünün de fuarda adından söz ettirecek bir ürün olacağı kanaatindeyim.

Fuarın iki yılda bir olması fikrini Elmor ailesi olarak olumlu buluyoruz. Birçok uluslararası fuar iki yılda bir yapılıyor. Bu sayede üreticiler fuara daha iyi hazır-lanma fırsatı bulabileceklerdir. Bir yıllık periyotlarda üreticiler, çıkacakları fuara bir önceki fuara göre yenilik getirmek-te zorlanabiliyorlar. Bu sebeple fuarın uluslararası diğer fuar tarihleriyle çakış-mayacak şekilde iki yılda bir olması sek-töre daha çok katkı sağlayacaktır.

İtalya’nın tasarım gücünü ortaya ko-yan iddialı ve farklı ürünlerimiz bu yıl da olacak. İlk kez görücüye çıkacak olan Cappitone, farklı bir tasarım ola-rak ihtişamlı renk alternatifleri ile ay-rıcalıklı ve özel olmak isteyenlerin be-ğenisine sunulmak üzere standımızda yerini alacak.

Bir diğer yeni serimiz Roll’s ise tasa-rımın sadelikte ulaştığı son nokta ola-rak karşımıza çıkacak. Bunun yanı sıra örneğin banyolardaki tasarım anlayı-şına yepyeni bir bakış açısı kazandıran Lunna Serisi ile yaratıcılıkta yepyeni ufuklar açacağız.

Ayrıca, modern mimariyi tamamla-yan yalın çizgisiyle banyolara değer katan Allegro Serisi de fuarın en göz-de tasarımları arasında yerini alacak. ISVEA’nın modern ve inovatif tasarım anlayışıyla hayata geçirdiği Allegro lavaboları ise yuvarlak ve dikdörtgen alternatifleriyle banyolarında farklı bir tarz yakalamak isteyenlerin beğe-nisine sunuyor olacağız. Ayrıca Sott Aqua’dan Eleganza’ya, Regina’dan

Flamma’ya, ColorIsvea’dan Viva’ya varıncaya kadar tüm tasarımlarımızı fuara özel olarak sergileyeceğiz.

Ve tabi ki teknoloji… Bu yıl UNICE-RA Fuarı’nda ilk kez geliştirdiğimiz ve Türkiye pazarına sunduğumuz tüm teknoloji sistemlerini ve ürünle-rini ayrı bir bölümde sergileyeceğiz. Sharp&Slim, Rimless, SmartPlus gibi teknolojileri tüketicilerimiz toplu ola-rak görebilecek ve inceleyebilecek-ler.

UNICERA Fuarı, Türk seramik sek-törünün gücünün sergilenmesi ve uluslararası pazarda bilinirliğinin ar-tırılmasında önemli rol oynayan bir organizasyondur.

Sektörümüz, ülkemiz için katma de-ğer yaratan ve rekabet ortamı geniş bir sektördür. Sektörün gelişmesi ve büyümesi için daha rekabetçi, ileri teknoloji kullanan ve yeniliğe önem veren bir vizyonla gerek sosyal bek-lentileri gerekse işgücü talebini kar-şılamış olmamız gerekiyor.

105

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Graniser Genel Müdür

Erol Hacıoğlu

EVDEMAYön. Kur. Başkan Yardımcısı

Ömer Çelik

UNICERA Fuarı profesyonel ve nihai müşterilerimizle birebir iletişim kurma şansı bulduğumuz bizim için önemli bir buluşma noktası. Son yıllarda iç pazar fuarı olmaktan çıkıp, komşu ülkelerin

Ece Seramik / ForminaDış Ticaret MüdürSedef Ece Gürçınar

Yeni pazarlara açılmak için fuarlar hala geçerliliğini devam ettirmektedir; UNI-CERA Fuarı’na katılımın her yıl bir ön-ceki yıldan daha fazla olması en büyük beklentimiz. Özellikle katılımın sektörel olması doğru hedef kitleye ulaşma-mız açısından çok önemli. Yurtiçinden ve yurtdışından gelen misafirlerimize kendimizi doğru ifade etmek için fuar öncesinde çok önemli çalışmalar yü-rütüyoruz. Bu doğrultuda beklentimiz maksimum düzeydedir.

Yeni oluşumlar, yaşadığımız gelişmeler ve pazarda meydana gelen rekabetin

yoğun bir şekilde yaşandığı bir ortam meydana geldi. Zamanımız koşullarında tüketiciler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekte ve ih-tiyacı olan mal ya da hizmetin değişik alternatifler arasından seçme şansına sahip olmaktadır. UNICERA Fuarı’nda da doğru kitleye ulaştığımızı ve onların da en iyi kaliteyi yakaladıklarını düşünü-yorum.

DU&KA kendi üretimimiz olan Türkiye’nin duvar kağıdı ve par-ke grubunda Vitale Parke ile birlikte Villeroy&Boch Parke’nin yanı sıra mut-fakta Bauformat ve İntema markalarının yeni serilerini 2016 koleksiyonu farklı renk ve model seçenekleriyle UNICE-RA Fuarı’nda tüketicilerle buluşturmaya hazırız.

Giderek zorlaşan rekabet koşulları içersinde bir yandan yeni ve kaliteli üretim teknolojileri geliştirmeye, bir yandan rakipleri izlemeye bir yandan da mevcut ve potansiyel müşterilere ulaşmaya, onların istek ve beklentile-rini belirlemeye çalışmaktayız ki bu bir hayli bizi zorluyor.

Fuarlar işletmeler ve tüketiciler ara-sındaki bu mesafeyi kapatıyor ve biz-leri bir araya getiriyor. Her sene dünya üzerinde yaşanan gelişmeler, pazar-lama iletişim araçları, reklam ve satış geliştirme yöntemleri her yıl ilerleye-rek büyüyor.

Bu nedenle de alıcılar ve satıcılar ara-sında daha yakın bir ilişki söz konusu olmalıdır diye düşünüyorum.

UNICERA Fuarı’nda ilk kez tanıtacağı-mız üç farklı tasarıma sahip duş kabini; klasik tarzı geçmişten günümüze taşı-yacağımız iki klasik küvetimiz ve beden-sel engellilere özel tasarlanan ergono-mik küvetimiz ile toplamda 6 farklı ürün standımızda yer alacak.

Ayrıca 2016 da ürün portföyümüze kattığımız duş kanal sistemlerimizi de ilk olarak UNICERA Fuarı’da tanıtıyor olmak, bizim için heyecan verici olacak.

Fuarın iki yılda bir olması katılım ora-nının artacağına ve fuarın uluslararası anlamda daha da prestij kazanacağı ön-görüşündeyiz.

hatta Avrupa’nın önemli bir seramik karo fuarı haline geldi. Önceki yıllara göre katılımcı ülke sayısında önemli bir artış söz konusu. UNICERA her geçen yıl gelişerek büyüyen sektör ve özellik-le bizim gibi ihracat odaklı firmalar için faydalı bir organizasyon.

Fuar sayesinde yeni serilerimizi sektör profesyonelleriyle buluşturmaktan ve dünyanın dört bir yanından gelen ziya-retçilerin beğenisini kazanmaktan ol-dukça mutluyuz. Yaptığımız görüşmeler bizler için ihracatta yeni pazarların açıl-masını sağlıyor.

Bu yıl 28.cisi gerçekleşecek olan UNI-CERA Fuarı’na, 2016 yılında trend olacak ve sektöre yön vereceğini dü-şündüğümüz yepyeni serilerimiz ile katılıyoruz. İtalya’nın önde gelen tasa-rım ofisleri ve tasarımcılarının yanı sıra bünyemizde bulunan deneyimli dizaynır

kadromuzun özenli çalışmaları sonra-sında hazırladığımız 14 yeni serimizi fu-arda ziyaretçilerimizin beğenisine suna-cağız. Digital baskı teknolojisinin verdiği özgürlük sayesinde; doğaltaş, mermer ve ahşap desenli yeni serilerimiz 2016 yılında da yaşam alanlarının fonu olma-ya devam edecek. Ayrıca bu yıl standı-mızda sergileyeceğimiz 20mm. kalınlı-ğındaki yeni ürünlerimiz ile tüm sosyal alanlar için sağlam, estetik ve pratik çözümler sunacağız. Graniser Seramik olarak, her geçen gün yükselen başarı çıtamızı yepyeni serilerimiz ile bir basa-mak daha arttırmak, ihracattaki başarı-larımıza paralel olarak, lokal pazarlara da katma değeri yüksek inovatif ürünler kazandırmak bu yılda temel hedefimiz.

İhracat odaklı çalışan bizim gibi firmalar açısından fuarın her yıl düzenli olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünü-yorum.

Page 108: TİMDER Dergisi 89.Sayı

106

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Kale Yapı Ürünleri GrubuPazarlamadan Sorumlu

Başkan Yardımcısı Derya Ercan

NG Kütahya Seramik Genel Müdür Yardımcısı

Celal Üstündağ

Bu yıl 28’incisi düzenlenen Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICE-RA İstanbul, bulunduğu bölgenin en kapsamlı ve değerli sektörel fuarıdır. Kaleseramik açısından 2016 yılına iyi bir başlangıç olan UNICERA’da, marka-larımız Çanakkale Seramik, Kalebodur, Kale, Edilcuoghi ve Edilgres ürünlerine yönelik yoğun ilgi ve beğeniyi bizzat görme ve değerlendirme imkanı bulu-

UNICERA Fuarı, sektörel anlamda CERSAI Fuarı’ndan sonra dünyanın ikinci büyük fuarı olma özelliğine sahip. Bu sene, 99 ülkeden yaklaşık 70.000 profesyonel ziyaretçinin bir araya gele-ceği bir fuar organizasyonu bekleniyor. UNICERA’nın, yerli ve yabancı profes-yonellerin buluştuğu, sektöre yön veren trendlerin sergilendiği geniş kapsamlı bir platform oluşu özellikleri ile marka-mız açısından verimli bir fuar etkinliği olacağına inanıyorum.

yoruz. Bayiler, mimarlar ve nihai tüke-ticilerin Kale standına gösterdikleri yo-ğun ilgiden dolayı çok mutlu oluyoruz. Fuar sonrasında da bu ilginin, bayileri-miz ve diğer iş ortaklarımız aracılığıyla Türkiye genelinde sürmesi amacıyla çalışıyoruz. UNICERA’da kazandığımız bu ivmeyi, iş potansiyelimiz, ürün ka-litemiz ve üstün hizmet anlayışımız ile birleştirip, hem Kale Yapı Ürünleri Gru-bumuz, hem iş ortaklarımız hem de ül-kemiz için artı değere dönüştürüyoruz.

Her yıl yeniliklerimizin yakından takip edilebildiği UNICERA’da bu yıl da ino-vasyon ile varız. Mart ayı içinde tüm Kale mağazalarında kullanıma suna-cağımız ‘Oculus’ teknolojimiz bu yeni-liklerimizden biri. Kullanıcıya benzersiz bir deneyim sunduğumuz, ‘Kale 360’ ile entegre olan bu uygulamayla, dijital mağazacılık devrini başlatıyoruz.

Bütünsel banyo çözümlerimizde; Ece Yalım Design Studio tarafından tasar-lanan Kale Icon koleksiyonu, A’Design ödüllü Spirit serimiz, klasik stilin dışın-da, ‘neoklasik’ bir seri olan ‘Zeus’ ile beğeni toplamaya devam edeceğiz.

Çanakkale Seramik markamız ile vinta-ge etkisinde nostaljik mekanlar yaratan Tribeca, lüks ürün segmentinin iddialı serilerinden biri olan Santorini, klasik stil akımından yola çıkılarak tasarlanan Etoile serisi fuarda sergileyeceğimiz ürünlerimiz arasında yer alıyor. Kalebodur markamız-da ise bu yıl 80x80 cm boyutundaki ‘full body porselen seramik’ serilerimize ek-lediğimiz yeni serilerimiz Stromboli, Ma-teria ve Malachite. ‘Seramik Parke’ ürün grubumuzda Çanakkale Seramik ve Ka-lebodur markalarımızın dijital teknolojiyle ürettiği doğal ahşap görünümlü seramik-lerimizlerimizi yeni 20x120 ebatdı ile bir-likte sektörün beğenisine sunacağız.

Türk seramik karo, vitrifiye sektörleri-nin imajını yükseltmek ve küresel pazar payını artırmak vizyonu çerçevesinde önemli bir uluslararası pazarlama platfor-muna dönüşen UNICERA’nın iki yılda bir düzenlenmesinin daha verimli olacağını düşünüyoruz. Yeni ürün geliştirme ve bu ürünlerin pazara sunumu açısından fuarın iki yılda bir yapılmasının niteliği artıraca-ğını, aynı zamanda yurtiçi ve yurtdışından fuara gelen ziyaretçilerin de ilgisini yük-selteceğini öngörüyoruz.

UNICERA Fuarı’nda bu yıl ilk defa pazara sunacağımız ürünler arasında dünyada ilk kez üretilen 9 mm kalın-lığında 60x160 cm ebatlarındaki yeni serilerimiz yer alıyor. Mimari tasarım-lara yeni bir boyut kazandıran bu se-rilerimiz, işlevsellik ve fonksiyonellik özellikleri ile öne çıkıyor.

Bu yıl 120x120 cm ebatlarında özel bir kreasyon oluşturduk. Seramik moda-sının en yeni trendleri arasında yerini alacak kreasyonumuz, ahşap, sedef, mermer, taş, cement gibi doğal doku-ların sıcaklığını ve canlılığını çok özel tasarımlarla seramik yüzeylere taşıya-cak.İddialı serilerimizden biri de mekanlar-da kusursuz bir bütünlük algısı oluştu-ran 120x240 cm ölçülerindeki koleksi-yonumuz.

UNICERA’da sergileyeceğimiz yeni tasarımlarımızda ebat ve desen yö-nünden farklılaşan ürünlerimizin yanı sıra doku ve yüzey seçeneklerinde de yeniliklere imza attık. Saten mat lap-pato yüzeyine sahip tasarımlarımız, seramik yüzeylerde sıra dışı yumuşak bir dokunuş kazandırıyor.

Teknoloji ve moda trendlerinin hızla gelişip değiştiği günümüz pazar koşullarında, yenilikçi ve inovatif ürünler bir adım öne geçiyor.

Çünkü artık hızlı kararlar alıp, değişen pazar koşullarına hızla ayak uydurabilen şirketler başarıyı yakalıyor.

Markamız da yenilikçi bir vizyonla stratejilerini bu yönde geliştiriyor. NG Kütahya Seramik olarak, hem ulusal hem de uluslararası arenada yaşanan değişimin hızına ayak uydurmak yerine değişim yaratan ve sektöre yön veren bir şirket olma amacı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Her sene farklı bir inovasyonla müşterilerimizin karşısına çıkıyoruz. Ürettiğimiz yeni ürünlerin tanıtılması ve yeni pazarlara sunulması açısından fuarlar büyük önem taşıyor.

Değişimin ve hızın bu kadar önem kazandığı bir dönemde fuarın süresinin iki yıla çıkarılması diğer seramik fuarlarını UNICERA’ya göre daha çok tercih edilir kılabilir.

Page 109: TİMDER Dergisi 89.Sayı

106

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Kale Yapı Ürünleri GrubuPazarlamadan Sorumlu

Başkan Yardımcısı Derya Ercan

NG Kütahya Seramik Genel Müdür Yardımcısı

Celal Üstündağ

Bu yıl 28’incisi düzenlenen Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICE-RA İstanbul, bulunduğu bölgenin en kapsamlı ve değerli sektörel fuarıdır. Kaleseramik açısından 2016 yılına iyi bir başlangıç olan UNICERA’da, marka-larımız Çanakkale Seramik, Kalebodur, Kale, Edilcuoghi ve Edilgres ürünlerine yönelik yoğun ilgi ve beğeniyi bizzat görme ve değerlendirme imkanı bulu-

UNICERA Fuarı, sektörel anlamda CERSAI Fuarı’ndan sonra dünyanın ikinci büyük fuarı olma özelliğine sahip. Bu sene, 99 ülkeden yaklaşık 70.000 profesyonel ziyaretçinin bir araya gele-ceği bir fuar organizasyonu bekleniyor. UNICERA’nın, yerli ve yabancı profes-yonellerin buluştuğu, sektöre yön veren trendlerin sergilendiği geniş kapsamlı bir platform oluşu özellikleri ile marka-mız açısından verimli bir fuar etkinliği olacağına inanıyorum.

yoruz. Bayiler, mimarlar ve nihai tüke-ticilerin Kale standına gösterdikleri yo-ğun ilgiden dolayı çok mutlu oluyoruz. Fuar sonrasında da bu ilginin, bayileri-miz ve diğer iş ortaklarımız aracılığıyla Türkiye genelinde sürmesi amacıyla çalışıyoruz. UNICERA’da kazandığımız bu ivmeyi, iş potansiyelimiz, ürün ka-litemiz ve üstün hizmet anlayışımız ile birleştirip, hem Kale Yapı Ürünleri Gru-bumuz, hem iş ortaklarımız hem de ül-kemiz için artı değere dönüştürüyoruz.

Her yıl yeniliklerimizin yakından takip edilebildiği UNICERA’da bu yıl da ino-vasyon ile varız. Mart ayı içinde tüm Kale mağazalarında kullanıma suna-cağımız ‘Oculus’ teknolojimiz bu yeni-liklerimizden biri. Kullanıcıya benzersiz bir deneyim sunduğumuz, ‘Kale 360’ ile entegre olan bu uygulamayla, dijital mağazacılık devrini başlatıyoruz.

Bütünsel banyo çözümlerimizde; Ece Yalım Design Studio tarafından tasar-lanan Kale Icon koleksiyonu, A’Design ödüllü Spirit serimiz, klasik stilin dışın-da, ‘neoklasik’ bir seri olan ‘Zeus’ ile beğeni toplamaya devam edeceğiz.

Çanakkale Seramik markamız ile vinta-ge etkisinde nostaljik mekanlar yaratan Tribeca, lüks ürün segmentinin iddialı serilerinden biri olan Santorini, klasik stil akımından yola çıkılarak tasarlanan Etoile serisi fuarda sergileyeceğimiz ürünlerimiz arasında yer alıyor. Kalebodur markamız-da ise bu yıl 80x80 cm boyutundaki ‘full body porselen seramik’ serilerimize ek-lediğimiz yeni serilerimiz Stromboli, Ma-teria ve Malachite. ‘Seramik Parke’ ürün grubumuzda Çanakkale Seramik ve Ka-lebodur markalarımızın dijital teknolojiyle ürettiği doğal ahşap görünümlü seramik-lerimizlerimizi yeni 20x120 ebatdı ile bir-likte sektörün beğenisine sunacağız.

Türk seramik karo, vitrifiye sektörleri-nin imajını yükseltmek ve küresel pazar payını artırmak vizyonu çerçevesinde önemli bir uluslararası pazarlama platfor-muna dönüşen UNICERA’nın iki yılda bir düzenlenmesinin daha verimli olacağını düşünüyoruz. Yeni ürün geliştirme ve bu ürünlerin pazara sunumu açısından fuarın iki yılda bir yapılmasının niteliği artıraca-ğını, aynı zamanda yurtiçi ve yurtdışından fuara gelen ziyaretçilerin de ilgisini yük-selteceğini öngörüyoruz.

UNICERA Fuarı’nda bu yıl ilk defa pazara sunacağımız ürünler arasında dünyada ilk kez üretilen 9 mm kalın-lığında 60x160 cm ebatlarındaki yeni serilerimiz yer alıyor. Mimari tasarım-lara yeni bir boyut kazandıran bu se-rilerimiz, işlevsellik ve fonksiyonellik özellikleri ile öne çıkıyor.

Bu yıl 120x120 cm ebatlarında özel bir kreasyon oluşturduk. Seramik moda-sının en yeni trendleri arasında yerini alacak kreasyonumuz, ahşap, sedef, mermer, taş, cement gibi doğal doku-ların sıcaklığını ve canlılığını çok özel tasarımlarla seramik yüzeylere taşıya-cak.İddialı serilerimizden biri de mekanlar-da kusursuz bir bütünlük algısı oluştu-ran 120x240 cm ölçülerindeki koleksi-yonumuz.

UNICERA’da sergileyeceğimiz yeni tasarımlarımızda ebat ve desen yö-nünden farklılaşan ürünlerimizin yanı sıra doku ve yüzey seçeneklerinde de yeniliklere imza attık. Saten mat lap-pato yüzeyine sahip tasarımlarımız, seramik yüzeylerde sıra dışı yumuşak bir dokunuş kazandırıyor.

Teknoloji ve moda trendlerinin hızla gelişip değiştiği günümüz pazar koşullarında, yenilikçi ve inovatif ürünler bir adım öne geçiyor.

Çünkü artık hızlı kararlar alıp, değişen pazar koşullarına hızla ayak uydurabilen şirketler başarıyı yakalıyor.

Markamız da yenilikçi bir vizyonla stratejilerini bu yönde geliştiriyor. NG Kütahya Seramik olarak, hem ulusal hem de uluslararası arenada yaşanan değişimin hızına ayak uydurmak yerine değişim yaratan ve sektöre yön veren bir şirket olma amacı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Her sene farklı bir inovasyonla müşterilerimizin karşısına çıkıyoruz. Ürettiğimiz yeni ürünlerin tanıtılması ve yeni pazarlara sunulması açısından fuarlar büyük önem taşıyor.

Değişimin ve hızın bu kadar önem kazandığı bir dönemde fuarın süresinin iki yıla çıkarılması diğer seramik fuarlarını UNICERA’ya göre daha çok tercih edilir kılabilir.

107

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

ORKA Banyo MobilyalarıYönetim Kurulu Başkanı

Ömer Yılmaz

Sektöründe dünyanın ikinci büyük fuarı konumunda olan ve bu yıl 28.cisi düzen-lecek olan UNICERA Fuarı’na ORKA® Banyo olarak 14 yıldır katılıyoruz. Bu yıl geçen yıla göre daha da yoğun bir ziya-retçi kitlesi ile karşılaşmayı ümit ediyo-ruz.

Son teknoloji ile ürettiğimiz ORKA® Ban-yo 2016 Koleksiyonu’nda yine mineral ve seramik lavabolar yer alırken doğal

mermer lavabolara da yer verdik. Ayrıca bu yıl profesyonel bir tasarımcı ile birlikte çalışarak çok özel bir seriye imza attık. Fuarda çok özel bir konseptte oluşturdu-ğumuz show ürünümüzü müşterilerimi-zin beğenisine sunacağız.

Bu yıl fuarda sergileyeceğimiz koleksiyo-numuzu biraz daha klasik ve altın-gümüş dokunuşunun olduğu parlak gösterişli ama bir o kadar da fonksiyonel ürünlerle çeşitlendirdiğimizi belirtebiliriz. Yine son trendler doğrultusunda ekolojik aynalar, lavabo altı LED aydınlatmalı dolaplar, bütünleşik ayna dolap kombinasyonları, geniş saklama üniteleri, fonksiyonel böl-meli çekmeceler, kendinden büyüteçli LED aydınlatmalı aynalar, mat ve parlak yüzeyler, canlı renkler, retro modeller ve klasikten moderne uzanan tasarımları-mıza da yer vererek banyolara farklı bir dokunuş getireceğiz. Özet olarak Ziya-retçiler UNICERA’da bu yıl da her bütçe-ye ve her mekana uygun tasarımlarımız ile geniş kitlelere hitap eden bir koleksi-yon ile karşılaşacak.

Fuar kesinlikle iki yılda bir olmalı. Yurt-dışındaki profesyonel fuarlar da iki yılda bir gerçekleştiriliyor. Bu durumun birçok

fonksiyonu var; satış açısından değer-lendirildiğinde, ürünün geliştirilmesi, teş-hirlere yerleştirilmesi, satış noktalarına kabul ettirilmesi, seri üretime alınması, reklamlarının yapılması, müşteri tarafın-dan benimsenmesi, ürünün tutunması ve benzeri satış - pazarlama faaliyetleri için bir süre gerekli. Bu süre genelde altı ay ile bir yıl arasında değişiyor. Tam bu zincir tamamlanıp ürün benimsendiğinde fuar için yeni bir ürün lanse ediliyor. Bu anlam-da verimlilik az oluyor. Ayrıca satış nok-talarının alanları sınırlı olduğu için her yıl fuar için yeni ürün geliştirip bunları teşhir etmek de sıkıntılara yol açabiliyor firmalar açısından.

Fuarın her yıl olmasının maddi açıdan da külfeti oluyor şirketler için. Her yıl stand yapımı ya da revizesi-bakımı, tüm ekibin fuar alanına beş gün boyunca kanali-ze olması, fuara ilgi çekmek için ve yeni ürünleri lanse etmek için reklam tanıtım çalışmalarının yapılması vb. konularda da maddi külfete katlanılıyor. Oysa her yıl bu fuara hazırlanmak yerine firmalar alterna-tif maliyet ile seyahat ederek var olmadık-ları pazarlarda uluslararası başka bir fuara katılabilir ya da yeni satış yapabilecekleri yepyeni ülkelere ve pazarlara gidebilirler.

PentaYönetim Kurulu Üyesiİsa Baş

Fuardan beklentimiz sektördeki öncü tasarımlarımızı ziyaretçilerle buluştur-mak ve beğenilerini toplamak olacak. Bunun yanı sıra iş ortaklıkları kurma an-lamında yeni beklentiler içerisindeyiz. UNICERA bu anlamda sektörün ihtiyaç ve beklentilerine ayna tutan bir fuar olma özelliği göstermektedir. Yatırım-cı ilişkilerinden hedef kitleyi tanımaya, marka ve sektörel konumlandırmaya

kadar pek çok anlamda UNICERA Fuarı etkin bir rol oynuyor.

UNICERA 2016 ile yılın ilk çeyreğine hızlı bir başlangıç yapmış olacağız. Bu sene UNICERA’da özellikle yer verece-ğimiz ürünlerimiz; aksesuar ve armatür odaklı yeni seriler, altın/beyaz, krom/beyaz, altın/siyah olacak. Böylece ban-yolarda; seramik, vitrifiye ve mobilya uyumuna eşlik edeceğiz.

Fuarın iki yılda bir olması ve mutfak-banyo olarak birleştirilerek hareket edil-mesi çok daha verimli olacaktır.

Sanovit olarak UNICERA bizim çok önem verdiğimiz bir fuar. Çevre ülke-lerden gelen yabancı ziyaretçi sayısında artış olduğunu izlemekteyiz ama bunun yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Tanıtım yapılan ülke sayısının daha fazla olma-sı gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemiz ve yurtdışı ziyaretçi profiline baktığımızda yapı sektörünün mimarlar ve diğer uz-man ziyaretçi kitlesi ile buluşmasında eksikliklerin olduğunun farkındayız. Yur-tiçi ve yurtdışı yapı sektörünün mimar, içmimar, tasarımcılar ve diğer uzman ziyaretçi kitlesine tam anlamıyla ulaşıla-madığını düşünüyoruz.

Bu yıl fuarda yeni teknolojilerle ürettiği-

miz 4 yeni seri tasarımı görücüye çıkarı-yoruz. Son yıllarda kullanılan ürünlerde fark yaratmaya yönelik olmaya başladı bizde bu talebi karşılayacak ürünler üret-meye ve fark yaratmak isteyen proje-lerde yer almaya başladık. Birçok farklı tarza ve beğeniye göre tasarımlar suna-cağız. Tüketici alışkanlıkları beklentileri ve tercihlerine uygun teknoloji ile üreti-len yeni tasarımlar fuarda sergilenecek.

Her yıl düzenlenen UNICERA Fuarı’nda uzun yıllardır katılımcı olarak yer alıyoruz. Fuarın iki yılda bir olmasının çok isabetli olacağını düşünüyoruz. Her yıl fuarda yer alıyor olmak ürün geliştirme konusunda ve ekonomik manada bizleri yoruyor.

SanovitGenel MüdürüBülent Ayva

Page 110: TİMDER Dergisi 89.Sayı

108

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

NPlus BanyoGenel Müdürü

Çetin Erol

Seramiksan Türkiye Satış Müdürü

Süreyya Çağlar

UNICERA Avrupa’nın en iyi düzenle-nen ihtisas fuarlarından birisi olmakla beraber yurt dışında da markalaşarak her geçen yıl büyümenin haklı gururunu yaşıyor ve yaşatıyor. Fuar ziyaretçi pro-fili genel anlamda söyleyecek olursak Banyo - Seramik ve Mutfak alanında

Türkiye, dünya seramik endüstrisinin önde gelen ülkelerinden bir tanesidir. Hem üretim kapasitesi hem mevcut iş gücü hem de uzun yıllara dayanan bil-gi birikimleriyle sektörde dikkat çeken en önemli üreticilerinden biri. Tüm bu sebeplerle UNICERA Uluslararası Se-ramik Banyo Mutfak Fuarı, sadece iç pazarın değil özellikle yakın coğrafya-daki ülkelerin çok fazla ilgi gösterdiği fuarlardan bir tanesidir.

Hemen hemen Türkiye’deki bütün üre-

ki yeni tasarımları, teknolojik ilerlemeyi merak eden, yeni iş fırsatlarını değer-lendirmeyi düşünen, katılımcı firmalarla yüz yüze tanışmak ve görüşmek isteyen bir kitleden oluşuyor. Konuya bu açıdan baktığımızda UNICERA gibi ihtisas fu-arlarının firmalar açısından önemi açık-ça ortaya çıkıyor. Çünkü ticari ihtisas fuarları, günümüz pazar koşullarında üretici ile tüketicileri, karşı karşıya geti-rebilen aktivitelerin en önemlisidir.

Firmalar rekabetin olduğu ortamda fu-arlara katılmalı ve fırsatları satışa çevi-recek yeni ilişkiler kurmalıdırlar.

Türkiye fuarcılık sektöründe ciddi an-lamda yol aldı. Fuarlar teknolojinin takip edildiği, yeni ürün ve hizmetlerin tanıtıl-dığı, yeni pazarların keşfedildiği, gele-ceğe yönelik ticari ilişkilerin kurulduğu farklı ve tarafsız bir arena. Seramik sek-törünün ülke ekonomisine katma değer ve istihdam sağladığını düşünürsek UNICERA; yeni ürünleri analiz etmek,

marka bilinirliğini arttırmak, yeni pazar-lar keşfetmek, kurumsal imajı güçlen-dirmek adına doğru bir fuar.

Ayrıca üreticilerin, tasarımcıların, ziya-retçilerin bir araya geldiği önemli bir ile-tişim platformu.

Yeni nesil banyoların yeni üreticisi ola-rak bu sene orta ve orta segment üstü modellere ağırlık vereceğiz. Yurt dışı hedef pazarında kabul görecek ürün-lerin, daha modern çizgilerin, renklerin, desenlerin ve malzemelerin uygula-nacağı yeni tasarımlarımızı UNICERA Fuarı’nda sergileyeceğiz.

Beklentilerin gerçekleştirilmesi, bir sonra ki fuarın ihtiyaçlarının belirlen-mesi, yeni ürünlerin geliştirilmesi, ma-liyetlerin düşürülmesi, bir önce ki fuar analizinin yapılması ve yeni hedeflerin belirlenmesi adına fuarın iki yılda bir ya-pılmasının daha sağlıklı olacağını düşü-nüyorum.

ticilerin çok büyük fedakarlıklarla ve çok ciddi bütçelerle de olsa katıldığı bu fuardan her firmanın, her şirketin beklentisi çok yüksek. Gösterilen yo-ğun ilgi de dikkate alındığında fuar, ka-tılımcıların büyük oranda beklentilerini karşılıyor.

Tüm dünyadaki ve özellikle İtalya CER-SAIE Fuarı’ndaki trendlerin yansımala-rını yine bu yıl ki UNICERA Fuarı’nda tüm katılımcılarda görmek mümkün olacak Biz Seramiksan olarak bu yıl başta ahşap görünümlü ürünler olmak üzere Cement effektli ürünlerimizi, bu-nun yanı sıra tuğla görünümlü ve metal efektli ürünlerimizi sergileyeceğiz.

Türkiye’de ilk defa Seramiksan tara-fından üretilen nano teknolojili leke tutmayan, bakteri barındırmayan parlak ve full lappato ürünler fuarda Seramiksan’ın en çok dikkat çeken ürünleri arasında yer alacak. 2015 yılı sonunda devreye giren Seramiksan’ın yeni granit fabrikasında üretmiş oldu-ğu 60x60, 60x90, 60x120 ve 120x120 ebatlarındaki parlak, mat, full lappa-to ürünler de bu yıl ilk defa UNICERA Fuarı’nda tüketicilerin ve sektör pro-fesyonellerinin beğenisine sunacağız.

Türkiye üretim kabiliyetleri ve hem iç pazar hem de 100’ün üzerinde ülkeye yapmış olduğu ihracat kapasitesiyle seramik ve vitrifiye sektöründe dina-mik bir yapıya sahip.

Çok hızlı bir şekilde değişen trendler hala artarak devam eden yatırımlar, Türkiye’nin özellikle vitrifiye üretimin-de Avrupa’nın en büyük kapasitesine sahip olması yeniliklerin, fuarın iki yılda bir yapılması halinde pazara yansıma-sını geciktirecektir.

Birçok firmanın sadece UNICERA Fuarı’na katılması sebebi ile fuarın iki yılda bir yapılması durumunda, bu fir-maların yeni çıkan ürünlerini sergile-mek için başka fuar arayışlarına girme-si gibi bir sonuçla karşılaşılacaktır.

Her ne kadar maliyetler açısından fu-arın iki yılda bir yapılması şirketler için avantajlar yaratsa da bu kadar dinamik bir sektörün ancak iki yılda bir yenilik-lerini sergileyebilecek olması uzun dö-nemde şirketlere zarar verecektir.

Tüm zorluklarına rağmen her yıl yapılan İtalya Bolonya’daki CERSAIE Fuarı gibi, yılda bir defa yapılması daha doğrudur.

Page 111: TİMDER Dergisi 89.Sayı

108

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

NPlus BanyoGenel Müdürü

Çetin Erol

Seramiksan Türkiye Satış Müdürü

Süreyya Çağlar

UNICERA Avrupa’nın en iyi düzenle-nen ihtisas fuarlarından birisi olmakla beraber yurt dışında da markalaşarak her geçen yıl büyümenin haklı gururunu yaşıyor ve yaşatıyor. Fuar ziyaretçi pro-fili genel anlamda söyleyecek olursak Banyo - Seramik ve Mutfak alanında

Türkiye, dünya seramik endüstrisinin önde gelen ülkelerinden bir tanesidir. Hem üretim kapasitesi hem mevcut iş gücü hem de uzun yıllara dayanan bil-gi birikimleriyle sektörde dikkat çeken en önemli üreticilerinden biri. Tüm bu sebeplerle UNICERA Uluslararası Se-ramik Banyo Mutfak Fuarı, sadece iç pazarın değil özellikle yakın coğrafya-daki ülkelerin çok fazla ilgi gösterdiği fuarlardan bir tanesidir.

Hemen hemen Türkiye’deki bütün üre-

ki yeni tasarımları, teknolojik ilerlemeyi merak eden, yeni iş fırsatlarını değer-lendirmeyi düşünen, katılımcı firmalarla yüz yüze tanışmak ve görüşmek isteyen bir kitleden oluşuyor. Konuya bu açıdan baktığımızda UNICERA gibi ihtisas fu-arlarının firmalar açısından önemi açık-ça ortaya çıkıyor. Çünkü ticari ihtisas fuarları, günümüz pazar koşullarında üretici ile tüketicileri, karşı karşıya geti-rebilen aktivitelerin en önemlisidir.

Firmalar rekabetin olduğu ortamda fu-arlara katılmalı ve fırsatları satışa çevi-recek yeni ilişkiler kurmalıdırlar.

Türkiye fuarcılık sektöründe ciddi an-lamda yol aldı. Fuarlar teknolojinin takip edildiği, yeni ürün ve hizmetlerin tanıtıl-dığı, yeni pazarların keşfedildiği, gele-ceğe yönelik ticari ilişkilerin kurulduğu farklı ve tarafsız bir arena. Seramik sek-törünün ülke ekonomisine katma değer ve istihdam sağladığını düşünürsek UNICERA; yeni ürünleri analiz etmek,

marka bilinirliğini arttırmak, yeni pazar-lar keşfetmek, kurumsal imajı güçlen-dirmek adına doğru bir fuar.

Ayrıca üreticilerin, tasarımcıların, ziya-retçilerin bir araya geldiği önemli bir ile-tişim platformu.

Yeni nesil banyoların yeni üreticisi ola-rak bu sene orta ve orta segment üstü modellere ağırlık vereceğiz. Yurt dışı hedef pazarında kabul görecek ürün-lerin, daha modern çizgilerin, renklerin, desenlerin ve malzemelerin uygula-nacağı yeni tasarımlarımızı UNICERA Fuarı’nda sergileyeceğiz.

Beklentilerin gerçekleştirilmesi, bir sonra ki fuarın ihtiyaçlarının belirlen-mesi, yeni ürünlerin geliştirilmesi, ma-liyetlerin düşürülmesi, bir önce ki fuar analizinin yapılması ve yeni hedeflerin belirlenmesi adına fuarın iki yılda bir ya-pılmasının daha sağlıklı olacağını düşü-nüyorum.

ticilerin çok büyük fedakarlıklarla ve çok ciddi bütçelerle de olsa katıldığı bu fuardan her firmanın, her şirketin beklentisi çok yüksek. Gösterilen yo-ğun ilgi de dikkate alındığında fuar, ka-tılımcıların büyük oranda beklentilerini karşılıyor.

Tüm dünyadaki ve özellikle İtalya CER-SAIE Fuarı’ndaki trendlerin yansımala-rını yine bu yıl ki UNICERA Fuarı’nda tüm katılımcılarda görmek mümkün olacak Biz Seramiksan olarak bu yıl başta ahşap görünümlü ürünler olmak üzere Cement effektli ürünlerimizi, bu-nun yanı sıra tuğla görünümlü ve metal efektli ürünlerimizi sergileyeceğiz.

Türkiye’de ilk defa Seramiksan tara-fından üretilen nano teknolojili leke tutmayan, bakteri barındırmayan parlak ve full lappato ürünler fuarda Seramiksan’ın en çok dikkat çeken ürünleri arasında yer alacak. 2015 yılı sonunda devreye giren Seramiksan’ın yeni granit fabrikasında üretmiş oldu-ğu 60x60, 60x90, 60x120 ve 120x120 ebatlarındaki parlak, mat, full lappa-to ürünler de bu yıl ilk defa UNICERA Fuarı’nda tüketicilerin ve sektör pro-fesyonellerinin beğenisine sunacağız.

Türkiye üretim kabiliyetleri ve hem iç pazar hem de 100’ün üzerinde ülkeye yapmış olduğu ihracat kapasitesiyle seramik ve vitrifiye sektöründe dina-mik bir yapıya sahip.

Çok hızlı bir şekilde değişen trendler hala artarak devam eden yatırımlar, Türkiye’nin özellikle vitrifiye üretimin-de Avrupa’nın en büyük kapasitesine sahip olması yeniliklerin, fuarın iki yılda bir yapılması halinde pazara yansıma-sını geciktirecektir.

Birçok firmanın sadece UNICERA Fuarı’na katılması sebebi ile fuarın iki yılda bir yapılması durumunda, bu fir-maların yeni çıkan ürünlerini sergile-mek için başka fuar arayışlarına girme-si gibi bir sonuçla karşılaşılacaktır.

Her ne kadar maliyetler açısından fu-arın iki yılda bir yapılması şirketler için avantajlar yaratsa da bu kadar dinamik bir sektörün ancak iki yılda bir yenilik-lerini sergileyebilecek olması uzun dö-nemde şirketlere zarar verecektir.

Tüm zorluklarına rağmen her yıl yapılan İtalya Bolonya’daki CERSAIE Fuarı gibi, yılda bir defa yapılması daha doğrudur.

109

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Seranit GrupBaşkan YardımcısıEce Ceylan Baba

Granito GirartoGenel Müdür Yardımcısı

Teoman Ankut

UNICERA her geçen gün ziyaretçi pro-filini yukarı çekiyor. Ziyaretçi sayısında artış sağlıyor. Biz nitelikli ziyaretçi sayı-sındaki artış ile ilgileniyoruz. Her geçen gün CERSAI Fuarı’na nitelik olarak bir

Türkiye’nin dünya seramik sektöründe-ki en önemli oyunculardan biri olma-sı ile beraber UNICERA’nın da Türkiye

adım daha yaklaşıyor. Ancak bunun yanı sıra dünya konjonktüründe şu da var. Fuarlara olan ilgide bir düşüş yaşanıyor. Çünkü her şey, özellikle de bilgi artık eli-mizin altında ve bilgiye hızlı erişebilme-miz için insanlar fuarlara gitmektense hizmet sektörünü kendileri davet edip hizmeti bire bir almayı tercih ediyor-lar. Özellikle profesyonel kanallar olan mimarlar, mühendisler ve yatırımcılar fuarları gezme kültürlerini yavaş ya-vaş terk ediyorlar. Dünyanın genelinde trend bu yönde, ama UNICERA yine de bunlara rağmen yükselişini sürdürüyor. Bu fuar hem sektördeki paydaşlarımızın yeniliklerini görebilme hem de nihai ve profesyonel tüketicileri bir arada göre-bilmemizi sağlıyor. Fuarda daha önce de olduğu gibi yine büyük metrekare ile yer alıyoruz. Tüm ürün gamlarımızı fuarda sergileyeceğiz. Özellikle yeni ve yenilikçi ürünlerimizi fuarda ön plana çı-karacağız. Fuarda Aquanit duş karosu,

40’a 120 duvar karosu, 70’e 70 ve yeni koleksiyonlarımızı tanıtacağız. Bunların yanı sıra Granilya uygulamalı ve Brick görünümlü iki yeni koleksiyonumuzu da yine fuarda sergileyeceğiz. Bu iki ürün hem CERSAI hem de dünyadaki diğer fuarlarda yakından takip ettiğimiz iki ürün. Brick tuğla desenlerinden oluşu-yor. Tuğlanın doğal dokunuşunun ka-roya taşınmış hali. Birçok farklı tasarım ve yorumu olabilir. Biz de bu alanda bir çalışma yürüttük. Granilya ise içerisinde parçacıkların göründüğü, daha zengin ve derinliği olan bir uygulama. Bu iki ürünümüzü de yine fuarda sergileyece-ğiz.

Fuarın yapı sektörüne katkıları elbette ki tartışılmaz, ancak neticede bu konu-daki kararı sektör bileşenleri verecek. Biz fuara her yıl katılım sağlayarak, ürünlerimizi en iyi şekilde tanıtmaya de-vam ediyoruz.

sınırlarını aşan uluslararası bir seramik fuarı olması sebebi ile yurtiçi ve yurtdışı beklentilerin yüksek olduğu bir fuardır. UNICERA, mevcut müşterilerimize yeni ürünlerimizi tanıtmak, ilişkilerimizi taze-lemek açısından çok önemli bir ortam oluşturuyor. Bu arada mevcut müşteri-lerimize yeni ürünlerimizi, firmamızdaki gelişmeleri ve yatırımları anlatırken yeni satış kanalları oluşturmak açısından da olanaklar sağlıyor. UNICERA, yurt dışın-dan gelen müşteriler için de kendimizi tanıtmak, yeni pazarlara açılmak içinde fırsat olarak karşımıza çıkıyor. UNICE-RA Fuarı’nın hiç kuşkusuz rakiplerimizi tanımak, sektördeki gelişimleri takip etmek açısından da önemli bir yeri var.

Firmamızın, Bilecik/Söğüt’te yer ve du-var karosu üreten fabrikamızın yanı sıra,

Çankırı / Kurşunlu’da porselen karo üre-ten bir diğer fabrikamız daha var. Yer ve duvar karosu üreten Söğüt fabrikamızın 26x60 ve 30x60 digital duvar karoları, 40x40 ve 45x45 yer karoları, porse-len karo üreten Kurşunlu fabrikamızın 60x60, 45x90, 45x45 teknik ve sırlı por-selen olarak, digital, mat, full lapato, par-lak ürünlerini fuarda sergileyeceğiz.

Sektördeki teknik ve teknolojik gelişme-ler firmalar ve ürünler arasındaki çizgiyi birbirine çok yakınlaştırdı. Yıllardır ürün çeşitliliği açısından çok büyük farklar ya-şanmamaktadır.

İki yılda bir yapılması belki daha fazla çeşitliliğe sebep olabilir. Ancak fuarın sektöre getirdiği hareketlilikte inkar edi-lemez bir gerçektir.

Yüksel SeramikYönetim Kurulu Başkanı

Hanifi Mutlu

Fuarımız UNICERA markası altında ya-pılmakta olan uluslararası tüm ziyaretçi-lerin beğenisini alan bir fuardır. 2016 yılı Türk Seramiği adına fuardan beklentile-rimiz ziyaretçilerimizin her sene bir sene önceki seneden daha fazla yoğunluk göstermesini temenni ediyoruz.

Yer ve duvar karosu, dekor olmak üzere her sene yeni ürün yelpazemizle fuara katılım göstereceğiz.

Sektörde biz bir aile olarak birbirimizi tamamlayan ürünler üretiyoruz. Se-ramik karo olmasa vitrifiyenin de tek başına bir rolü yoktur ve bu kapsam-

da doğru kararlar vermemiz gerekiyor. UNICERA Fuarı’nın iki yılda bir ve son baharda yapılacak olması halinde, 2016 fuarı ile aradan 20 ay gibi uzun bir süre geçecektir.

CERSAIE Fuarı’nın her yıl yapıldığını, fuarın yurt dışı temsilciler için düzenlen-diğini, dünya ile rekabet ederken böyle bir karar vermemizin doğru olmadığını, endişelerim olduğunu belirterek, bu ka-rarı almak için zamanımız olduğunu dü-şünüyorum. Bu zaman içinde karo üre-ticileri ile bilgi paylaşmamız gerekiyor. Yüksel Seramik Gurubu olarak UNICE-RA Fuarı’nın her yıl yapılmasını istiyoruz.

Page 112: TİMDER Dergisi 89.Sayı

110

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

SRC YapıYönetim Kurulu BaşkanıAbdurrahman Sürücü

Yurtbay Satış ve Pazarlama Müdürü

Kemal Saygı

Ünverdi Armatürİhracat Müdürü

Mehmet Ünverdi

28. UNICERA Fuarı bizler için birkaç nedenle bir çok önceki fuardan farklı bir anlam ifade ediyor. Özellikle yeni ve üst segment ürünlerimiz ile ürün gamını oluşturduğumuz ve üretimini yaptığımız yeni markamız olan ROXUQA markamızı ve bu markaya özel ürünlerimizin lans-manını yapacağımız ilk mecra bu sene-

Yurtbay Seramik olarak her yıl yenilikler-le trend belirleyici olmaya gayret ediyo-ruz. UNICERA, Türk seramik sektörünü yeni pazarlara ulaştırıyor. Hem iç pazarda hem de dış pazarda rekabet şansı olan

ki UNICERA Fuarı olacak. Hydrocabin markası pazarda zaten hakim konumda iken, yeni markamız duşakabin, kuvet ve jakuzi ürün gamında sektöre tamamen farklı çözümler ve teknolojileri sunarken, inanıyorum ki kısa sürede Avrupa pa-zarında da Türkiye’nin yenilikçi yüzü ve markası olacak. Fuarın bizim için diğer bir özelliği ise son iki senedir üzerinde hem üretim bantında oldukça fazlaca yatırım yaptığımız hem de mesai anlamında çok çalışma yaptı-ğımız ve pazarda gittikçe aktif hale ge-lecek olan HYDROMİX markalı el duşu, dikey masaj sistemleri ve batarya gru-bunda gelinen noktayı göstereceğimiz bir fuar olacak.

Tasarımdan üretimine, kalıp aşamasın-dan, makine parkuruna kadar tamamen yerli üretim yerli elduşu ve dikey masaj sistemleri ile yedek parçaları sergileye-ceğimiz bu fuarda, Türkiye’de bu ürün gamının nasıl kaliteli ve uygun fiyatlar ile üretilebildiğini de göstermiş olacağız.

Öncelikle ROXUQA markalı ürünlerimi-zin hem tasarım hem de üretim mantığı çok farklı olduğundan bu ürünlerimiz sektöre çok farklı gelecektir. Hydrocabin markalı ürünlerimizde geçen seneki gibi ahşap kullanımlı üst segment ürünlerimi-zin yanında yine profil ve malzeme tekno-lojilerine yapılan yatırımlarımıza paralel ortaya çıkan bir ürün gamını sergileyece-ğiz. Tabi ki tamamen yerli ve rengârenk dikey masaj sistemleri ve el duşlarını mi-safirlerimizin beğenisine sunacağız. Üre-tim hattı ve kaliteli insan kaynağı ile kısa sürede sektör liderliğine gelen ve her dönem gerek ürün gamı, gerek ürün ka-litesi, gerek vizyonu ile kendisi ile yarışan bir firmanın isteyeceği gibi bizler de her sene bu fuarı dört gözle beklemekteyiz. Bizler her sene ürünlerimizi ve marka-mıza değer katarken bu tip fuarlar ile bu gelişimi dostlarımız ile paylaşmak isteriz. Uzun sürelerdir İtalya CERSAIE Fuarı’na da katılan, her gün markasına değer ka-tan bir firma olarak bu fuarın iki yılda bir yapılması bizlerin bu dinamizminin sergi-lemesinin önüne geçecektir.

Fuardan ciddi beklentilerimiz var. UNI-CERA çok ciddi maliyetli bir fuar. Fakat bu meyanda ülke olarak siyasi istikra-rında getirisi olan Ortadoğu ve bazı Af-rika ülkelerinden ciddi manada müşteri portföyümüz bulunmaktadır. Dolayısıyla bu ülkelerin haricinde kesinlikle ziyaretçi profilinin daha geniş kitlelerden oluşma-sı için özellikle Batı Avrupa, Doğu Avru-pa, Rusya ve Orta Asya ülkelerinde ciddi tanıtım yapılarak ziyaretçi profilinin bu ülkelerle arttırılması gerekiyor. Bu ülke-lerden gelen oluyor fakat yeterli ölçüde değil.

Biz Ünverdi markası ile 1969 yılından bu yana armatür sektöründe üretim ve satış yapmaktayız. Tüketici profilinin yabancı

marka algısı bizi yeni bir marka arayışına zorladı ve uzun bir çalışmadan sonra Ve-nezia markamızı tescilledik. İlk olarak bu sene Venezia markası ve firmamızın yeni tasarlamış olduğu Emparador ve Kapa-dokya Color serisi yeni ürülerimizle fuara katılacağız.

Avrupa’da bu ölçekteki fuarlar iki yılda bir yapılmakta ve Avrupalı rakipler sektör ile alakalı bu fuarlara çok dolu ve donanımlı hazırlanıyor. Dolayısıyla diğer alanlarda olduğu gibi fuar anlamında da ciddi ni-telikli işlere imza atıyorlar. Bu nedenle fuarın iki yılda bir yapılması firmalar açı-sından tasarımsal ve teknolojik ürünler üretebilmeleri için yeterli zamanı kazan-dıracak diye düşünmekteyiz.

sektörün çok daha başarılı olmasına kat-kı sağlıyor. Yurtbay Seramik olarak bu yıl da fuardaki yerimizi alacak; ilgi görece-ğine inandığımız doğa temalı standımız-la farklı ebatlardaki karolarımızı, ahşap, mermer gibi daha doğal görünümlü tasa-rımlarımızı sergileme imkanı bulacağız. Standımızda kurgulayacağımız “doğa” temasının dikkat çekeceğine inanıyoruz. Türk seramik sektörünün dünyaya açılan kapısı UNICERA, ziyaretçi sayısıyla reko-ra imza atıyor. Her yıl bir önceki yıla göre artış görülüyor. Yabancı ziyaretçi sayısın-da görülen artıştan özellikle memnunuz. Yurtbay Seramik olarak fuarda gerek iç gerekse yurt dışıyla önemli anlaşmalar yapma imkanı buluyoruz. Beklentileri-mizi karşılayabiliyoruz.Eylül ayı sonunda katılmış olduğumuz İtalya’daki CERSAI Fuarı’nda ilk defa sergilediğimiz serilerin yanı sıra, bu fuarda ilk defa sergileyece-ğimiz ürünlerimiz olacak. Tekstil dokuları

karolara taşıdığımızı göreceksiniz. Do-ğadan ilham alan ahşap, taş, mermer gibi doğal dokular fuarda karşımıza çıkacak. Zaman zaman bizler de fuarın iki yılda bir yapılması olasılığına karşı duyumlar alıyoruz. Tüm sektörün bu konuda görüş bildirmesi önemli. Artıları, eksileri iyi de-ğerlendirilmeli. Yıl yıl fuar performansına bakılmalı. İki yılda bir yapılması halinde sektörel anlamda kayıplara yol açar mı bakılmalı. Neticede fuar hazırlıkları şir-ketler tarafında yoğun bir tempoyu ge-rektiriyor. Aylar öncesinden başlayan hazırlıklar yapılıyor. Yeni ürünler üzerine çalışılıyor. Daha etkili, verimli bir sonuç olacağına inanılıyorsa biz sektörün iki yılda bir yapılması kararına destek ve-rebiliriz. Ancak dediğim gibi; önce iyi bir analiz yapılmalı, sektörle paylaşılmalı. Biz bu analiz sonrası çıkan sonuçları görerek görüş beyan etmeyi, kesin görüşümüzü bildirmeyi daha uygun buluruz.

Page 113: TİMDER Dergisi 89.Sayı

110

Fuar

Gör

üşle

riTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

SRC YapıYönetim Kurulu BaşkanıAbdurrahman Sürücü

Yurtbay Satış ve Pazarlama Müdürü

Kemal Saygı

Ünverdi Armatürİhracat Müdürü

Mehmet Ünverdi

28. UNICERA Fuarı bizler için birkaç nedenle bir çok önceki fuardan farklı bir anlam ifade ediyor. Özellikle yeni ve üst segment ürünlerimiz ile ürün gamını oluşturduğumuz ve üretimini yaptığımız yeni markamız olan ROXUQA markamızı ve bu markaya özel ürünlerimizin lans-manını yapacağımız ilk mecra bu sene-

Yurtbay Seramik olarak her yıl yenilikler-le trend belirleyici olmaya gayret ediyo-ruz. UNICERA, Türk seramik sektörünü yeni pazarlara ulaştırıyor. Hem iç pazarda hem de dış pazarda rekabet şansı olan

ki UNICERA Fuarı olacak. Hydrocabin markası pazarda zaten hakim konumda iken, yeni markamız duşakabin, kuvet ve jakuzi ürün gamında sektöre tamamen farklı çözümler ve teknolojileri sunarken, inanıyorum ki kısa sürede Avrupa pa-zarında da Türkiye’nin yenilikçi yüzü ve markası olacak. Fuarın bizim için diğer bir özelliği ise son iki senedir üzerinde hem üretim bantında oldukça fazlaca yatırım yaptığımız hem de mesai anlamında çok çalışma yaptı-ğımız ve pazarda gittikçe aktif hale ge-lecek olan HYDROMİX markalı el duşu, dikey masaj sistemleri ve batarya gru-bunda gelinen noktayı göstereceğimiz bir fuar olacak.

Tasarımdan üretimine, kalıp aşamasın-dan, makine parkuruna kadar tamamen yerli üretim yerli elduşu ve dikey masaj sistemleri ile yedek parçaları sergileye-ceğimiz bu fuarda, Türkiye’de bu ürün gamının nasıl kaliteli ve uygun fiyatlar ile üretilebildiğini de göstermiş olacağız.

Öncelikle ROXUQA markalı ürünlerimi-zin hem tasarım hem de üretim mantığı çok farklı olduğundan bu ürünlerimiz sektöre çok farklı gelecektir. Hydrocabin markalı ürünlerimizde geçen seneki gibi ahşap kullanımlı üst segment ürünlerimi-zin yanında yine profil ve malzeme tekno-lojilerine yapılan yatırımlarımıza paralel ortaya çıkan bir ürün gamını sergileyece-ğiz. Tabi ki tamamen yerli ve rengârenk dikey masaj sistemleri ve el duşlarını mi-safirlerimizin beğenisine sunacağız. Üre-tim hattı ve kaliteli insan kaynağı ile kısa sürede sektör liderliğine gelen ve her dönem gerek ürün gamı, gerek ürün ka-litesi, gerek vizyonu ile kendisi ile yarışan bir firmanın isteyeceği gibi bizler de her sene bu fuarı dört gözle beklemekteyiz. Bizler her sene ürünlerimizi ve marka-mıza değer katarken bu tip fuarlar ile bu gelişimi dostlarımız ile paylaşmak isteriz. Uzun sürelerdir İtalya CERSAIE Fuarı’na da katılan, her gün markasına değer ka-tan bir firma olarak bu fuarın iki yılda bir yapılması bizlerin bu dinamizminin sergi-lemesinin önüne geçecektir.

Fuardan ciddi beklentilerimiz var. UNI-CERA çok ciddi maliyetli bir fuar. Fakat bu meyanda ülke olarak siyasi istikra-rında getirisi olan Ortadoğu ve bazı Af-rika ülkelerinden ciddi manada müşteri portföyümüz bulunmaktadır. Dolayısıyla bu ülkelerin haricinde kesinlikle ziyaretçi profilinin daha geniş kitlelerden oluşma-sı için özellikle Batı Avrupa, Doğu Avru-pa, Rusya ve Orta Asya ülkelerinde ciddi tanıtım yapılarak ziyaretçi profilinin bu ülkelerle arttırılması gerekiyor. Bu ülke-lerden gelen oluyor fakat yeterli ölçüde değil.

Biz Ünverdi markası ile 1969 yılından bu yana armatür sektöründe üretim ve satış yapmaktayız. Tüketici profilinin yabancı

marka algısı bizi yeni bir marka arayışına zorladı ve uzun bir çalışmadan sonra Ve-nezia markamızı tescilledik. İlk olarak bu sene Venezia markası ve firmamızın yeni tasarlamış olduğu Emparador ve Kapa-dokya Color serisi yeni ürülerimizle fuara katılacağız.

Avrupa’da bu ölçekteki fuarlar iki yılda bir yapılmakta ve Avrupalı rakipler sektör ile alakalı bu fuarlara çok dolu ve donanımlı hazırlanıyor. Dolayısıyla diğer alanlarda olduğu gibi fuar anlamında da ciddi ni-telikli işlere imza atıyorlar. Bu nedenle fuarın iki yılda bir yapılması firmalar açı-sından tasarımsal ve teknolojik ürünler üretebilmeleri için yeterli zamanı kazan-dıracak diye düşünmekteyiz.

sektörün çok daha başarılı olmasına kat-kı sağlıyor. Yurtbay Seramik olarak bu yıl da fuardaki yerimizi alacak; ilgi görece-ğine inandığımız doğa temalı standımız-la farklı ebatlardaki karolarımızı, ahşap, mermer gibi daha doğal görünümlü tasa-rımlarımızı sergileme imkanı bulacağız. Standımızda kurgulayacağımız “doğa” temasının dikkat çekeceğine inanıyoruz. Türk seramik sektörünün dünyaya açılan kapısı UNICERA, ziyaretçi sayısıyla reko-ra imza atıyor. Her yıl bir önceki yıla göre artış görülüyor. Yabancı ziyaretçi sayısın-da görülen artıştan özellikle memnunuz. Yurtbay Seramik olarak fuarda gerek iç gerekse yurt dışıyla önemli anlaşmalar yapma imkanı buluyoruz. Beklentileri-mizi karşılayabiliyoruz.Eylül ayı sonunda katılmış olduğumuz İtalya’daki CERSAI Fuarı’nda ilk defa sergilediğimiz serilerin yanı sıra, bu fuarda ilk defa sergileyece-ğimiz ürünlerimiz olacak. Tekstil dokuları

karolara taşıdığımızı göreceksiniz. Do-ğadan ilham alan ahşap, taş, mermer gibi doğal dokular fuarda karşımıza çıkacak. Zaman zaman bizler de fuarın iki yılda bir yapılması olasılığına karşı duyumlar alıyoruz. Tüm sektörün bu konuda görüş bildirmesi önemli. Artıları, eksileri iyi de-ğerlendirilmeli. Yıl yıl fuar performansına bakılmalı. İki yılda bir yapılması halinde sektörel anlamda kayıplara yol açar mı bakılmalı. Neticede fuar hazırlıkları şir-ketler tarafında yoğun bir tempoyu ge-rektiriyor. Aylar öncesinden başlayan hazırlıklar yapılıyor. Yeni ürünler üzerine çalışılıyor. Daha etkili, verimli bir sonuç olacağına inanılıyorsa biz sektörün iki yılda bir yapılması kararına destek ve-rebiliriz. Ancak dediğim gibi; önce iyi bir analiz yapılmalı, sektörle paylaşılmalı. Biz bu analiz sonrası çıkan sonuçları görerek görüş beyan etmeyi, kesin görüşümüzü bildirmeyi daha uygun buluruz.

Page 114: TİMDER Dergisi 89.Sayı

112

Huk

uken

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Av. Fırat Barış Kavlak1

TİMDER Hukuk Danışmanı[email protected]

Asıl İşveren veAlt İşveren İlişkisininKoşulları ve Sonuçları

Genel Olarak: İş hukukunda asıl işve-ren ve alt işveren ilişkisinin koşullarının incelenmesi ve neticesinde sorumlu-luklarının tespit edilmesi büyük öneme haizdir. Konuyu incelerken ilk bölümde “İşveren” ve “Alt işveren” kavramlarına yer vereceğiz, ikinci bölümde “Asıl İş-veren - Alt İşveren İlişkisinin Koşulları” incelenecek ve son olarak üçüncü bö-lümde de “Asıl İşveren - Alt İşveren İliş-kisinin Sonuçları” incelenecektir.

I. İşveren ve Alt İşveren Kavramları

a) İşveren:4857 sayılı İş Kanunu md.2 hükmüne göre bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye ya-hut tüzel kişiliği olmayan kurum ve ku-ruluşlara işveren denir. Bu tanıma göre işveren bir gerçek kişi olabileceği gibi bir tüzel kişi de olabilir hatta tüzel kişi-liği bulunmayan kurum ve kuruluşlar da işveren statüsünde bulunabilir. Bu-nun için bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştırması yeterlidir. Böylelikle İş Kanunu bakımından adi ortaklıklar ve Bakanlık da işveren sıfatına sahiptir ve bu iş ilişkisine de İş Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.2

İş Kanunu’nun md.8 hükmüne göre: iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı ola-rak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir. İş sözleşmesinin unsurları ise bir işin görülmesi, bağımlılık ve ücrettir.3

b) Alt İşveren:4857 sayılı İş Kanunu md.2/6 fıkrasına göre, bir işverenden, işyerinde yürüt-tüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölü-münde işletmenin ve işin gereği ile tek-nolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendir-diği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işverene alt işveren denir. Alt İşverenlik Yönetmeliği md.3/ç

fıkrasına göre asıl işveren: İşyerinde yü-rüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işleri veya asıl işin bir bölümün-de işletmenin ve işin gereği ile teknolo-jik nedenlerle uzmanlık gerektiren işleri diğer işverene veren, asıl işte kendisi de işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi ya-hut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuru-luşları, ifade eder.

Alt İşverenlik Yönetmeliği md.3/a fıkra-sına göre alt işveren: Bir işverenden, iş-yerinde yürütülen mal veya hizmet üreti-mine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık ge-rektiren işlerde iş alan, bu iş için görev-lendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları, ifade eder. Gerek mev-zuatta, gerekse öğreti ve yargı kararla-rında; alt işveren, taşeron, tali işveren, alt müteahhit, alt ısmarlanan vb. adlarla anılmaktadır.4

İşverenler ekonomik, teknik ya da baş-ka bir takım nedenlerle üretimin veya hizmetin her aşamasını kendi işçileri ile gerçekleştirememekte; özellikle te-mizlik, bakım ve onarım, yemek, servis, güvenlik gibi yardımcı işlerin görülmesi işlevini alt işverenlere bırakmaktadırlar. Bazı işverenlerin asıl işin bir bölümünü, bazen daha da ileri giderek tümünü alt işverene gördürdükleri az rastlanan bir olgu değildir.5 Asıl işveren ve alt işve-ren arasındaki hukuki ilişkinin kaynağı, iş sözleşmesi olmayıp, genellikle eser sözleşmesidir. Alt işverenin çalıştırdığı işçiler ise alt işverene iş sözleşmesi ile bağlı olarak çalışmaktadır. Asıl işveren kendi işçilerinin “asıl işvereni” olup, alt işverenin çalıştırdığı işçilerden işin ya-pılmasını isteme ve yönetim yetkisi salt işverene ait bulunmaktadır.6

II. Asıl İşveren - Alt İşverenİlişkisinin KoşullarıAlt İşverenlik Yönetmeliği md.4 hük-münde asıl işveren alt işveren ilişkisinin

kurulabilmesi için gerekli koşullar belir-lenmiştir. Buna göre asıl işveren alt işve-ren ilişkisinin kurulabilmesi için;a) Asıl işverenin işyerinde mal veya hiz-met üretimi işlerinde çalışan kendi işçi-leri de bulunmalıdır.b) Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerin-den olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt iş-verene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş ol-malıdır.c) Alt işveren, üstlendiği iş için görevlen-dirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır.d) Alt işverene verilen iş, işyerinde yü-rütülen mal veya hizmet üretimine iliş-kin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.e) Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi or-taklığın hissedarı olması, alt işveren iliş-kisi kurmasına engel teşkil etmez.

Yukarıda yer alan hükümlere daha da geniş olarak yer vermek gerekir. Aşağı-da başlık halinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için gerekli ko-şullar incelenmiştir.

a) İşyerinde Asıl İşverenin Kendi İşçi-lerinin VarlığıAsıl işverenin o işyerinde işçi çalıştıra-rak işveren sıfatını koruması, işin bütü-nün yapılmasını başka bir işverene dev-retmemesi gerekir. Bu nedenle, anahtar teslimi bir binanın yapımını üstlenen kişi alt işveren değil, işveren niteliği taşır. Aynı şekilde, örneğin Karayolları Ge-nel Müdürlüğü ihale suretiyle bir yolun bütününün yapımını bir şirkete verse, bu şirketle genel müdürlük arasında bir asıl işveren - alt işveren ilişkisi oluşmaz. Çünkü bu yol yapımında Karayolları Ge-nel Müdürlüğü’nün hiçbir işçisi çalışma-maktadır. Bu durumda genel müdürlük asıl işveren sayılmamakta ihale makamı

Page 115: TİMDER Dergisi 89.Sayı

112

Huk

uken

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Av. Fırat Barış Kavlak1

TİMDER Hukuk Danışmanı[email protected]

Asıl İşveren veAlt İşveren İlişkisininKoşulları ve Sonuçları

Genel Olarak: İş hukukunda asıl işve-ren ve alt işveren ilişkisinin koşullarının incelenmesi ve neticesinde sorumlu-luklarının tespit edilmesi büyük öneme haizdir. Konuyu incelerken ilk bölümde “İşveren” ve “Alt işveren” kavramlarına yer vereceğiz, ikinci bölümde “Asıl İş-veren - Alt İşveren İlişkisinin Koşulları” incelenecek ve son olarak üçüncü bö-lümde de “Asıl İşveren - Alt İşveren İliş-kisinin Sonuçları” incelenecektir.

I. İşveren ve Alt İşveren Kavramları

a) İşveren:4857 sayılı İş Kanunu md.2 hükmüne göre bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye ya-hut tüzel kişiliği olmayan kurum ve ku-ruluşlara işveren denir. Bu tanıma göre işveren bir gerçek kişi olabileceği gibi bir tüzel kişi de olabilir hatta tüzel kişi-liği bulunmayan kurum ve kuruluşlar da işveren statüsünde bulunabilir. Bu-nun için bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştırması yeterlidir. Böylelikle İş Kanunu bakımından adi ortaklıklar ve Bakanlık da işveren sıfatına sahiptir ve bu iş ilişkisine de İş Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.2

İş Kanunu’nun md.8 hükmüne göre: iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı ola-rak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir. İş sözleşmesinin unsurları ise bir işin görülmesi, bağımlılık ve ücrettir.3

b) Alt İşveren:4857 sayılı İş Kanunu md.2/6 fıkrasına göre, bir işverenden, işyerinde yürüt-tüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölü-münde işletmenin ve işin gereği ile tek-nolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendir-diği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işverene alt işveren denir. Alt İşverenlik Yönetmeliği md.3/ç

fıkrasına göre asıl işveren: İşyerinde yü-rüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işleri veya asıl işin bir bölümün-de işletmenin ve işin gereği ile teknolo-jik nedenlerle uzmanlık gerektiren işleri diğer işverene veren, asıl işte kendisi de işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi ya-hut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuru-luşları, ifade eder.

Alt İşverenlik Yönetmeliği md.3/a fıkra-sına göre alt işveren: Bir işverenden, iş-yerinde yürütülen mal veya hizmet üreti-mine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık ge-rektiren işlerde iş alan, bu iş için görev-lendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları, ifade eder. Gerek mev-zuatta, gerekse öğreti ve yargı kararla-rında; alt işveren, taşeron, tali işveren, alt müteahhit, alt ısmarlanan vb. adlarla anılmaktadır.4

İşverenler ekonomik, teknik ya da baş-ka bir takım nedenlerle üretimin veya hizmetin her aşamasını kendi işçileri ile gerçekleştirememekte; özellikle te-mizlik, bakım ve onarım, yemek, servis, güvenlik gibi yardımcı işlerin görülmesi işlevini alt işverenlere bırakmaktadırlar. Bazı işverenlerin asıl işin bir bölümünü, bazen daha da ileri giderek tümünü alt işverene gördürdükleri az rastlanan bir olgu değildir.5 Asıl işveren ve alt işve-ren arasındaki hukuki ilişkinin kaynağı, iş sözleşmesi olmayıp, genellikle eser sözleşmesidir. Alt işverenin çalıştırdığı işçiler ise alt işverene iş sözleşmesi ile bağlı olarak çalışmaktadır. Asıl işveren kendi işçilerinin “asıl işvereni” olup, alt işverenin çalıştırdığı işçilerden işin ya-pılmasını isteme ve yönetim yetkisi salt işverene ait bulunmaktadır.6

II. Asıl İşveren - Alt İşverenİlişkisinin KoşullarıAlt İşverenlik Yönetmeliği md.4 hük-münde asıl işveren alt işveren ilişkisinin

kurulabilmesi için gerekli koşullar belir-lenmiştir. Buna göre asıl işveren alt işve-ren ilişkisinin kurulabilmesi için;a) Asıl işverenin işyerinde mal veya hiz-met üretimi işlerinde çalışan kendi işçi-leri de bulunmalıdır.b) Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerin-den olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt iş-verene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş ol-malıdır.c) Alt işveren, üstlendiği iş için görevlen-dirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır.d) Alt işverene verilen iş, işyerinde yü-rütülen mal veya hizmet üretimine iliş-kin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.e) Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi or-taklığın hissedarı olması, alt işveren iliş-kisi kurmasına engel teşkil etmez.

Yukarıda yer alan hükümlere daha da geniş olarak yer vermek gerekir. Aşağı-da başlık halinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için gerekli ko-şullar incelenmiştir.

a) İşyerinde Asıl İşverenin Kendi İşçi-lerinin VarlığıAsıl işverenin o işyerinde işçi çalıştıra-rak işveren sıfatını koruması, işin bütü-nün yapılmasını başka bir işverene dev-retmemesi gerekir. Bu nedenle, anahtar teslimi bir binanın yapımını üstlenen kişi alt işveren değil, işveren niteliği taşır. Aynı şekilde, örneğin Karayolları Ge-nel Müdürlüğü ihale suretiyle bir yolun bütününün yapımını bir şirkete verse, bu şirketle genel müdürlük arasında bir asıl işveren - alt işveren ilişkisi oluşmaz. Çünkü bu yol yapımında Karayolları Ge-nel Müdürlüğü’nün hiçbir işçisi çalışma-maktadır. Bu durumda genel müdürlük asıl işveren sayılmamakta ihale makamı

113

Huk

uken

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

niteliği taşımaktadır. İşveren, yolun bü-tünün yapımını üstlenen yüklenici şir-kettir. Bu şirket yol üzerindeki örneğin köprü veya tünel yapımını başka işve-renlere verirse, bunlar alt işveren sıfatını taşırlar.7

b) İşin Asıl İşverene Ait İşyerinde Ya-pılmasıAsıl işveren alt işveren ilişkisinin kuru-labilmesi için gerekli bir diğer koşul ise işin asıl işverene ait işyerinde yapılma-sıdır. Öğretideki baskın görüşe göre iş-yerinde üretilen malların teslim yerine kadar nakledilmeleri, termik santrale kömür taşınması, işçilerin işyerine gö-türülüp getirilmesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi oluşmuştur.8 Bu nedenle “işverenin işyerinde yürütülen iş” ifadesi dar yorumlanmamalıdır.9

İşçilerin taşınma işini asıl işe yardımcı iş olarak kabul etmek gerekir. Böyle-likle servis firması sahibinin çalıştırdığı işçiler de, İş Kanunu’nun alt işveren iş-çileri için sağlanan birlikte sorumluluk güvencesi kapsamında yer alır. Ancak işverenden iş alan ve işi kendi işyerinde gören işveren firma (fason üretimi ya-pan) arasında aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi oluşmaz.10

c) İşin İşyerinde Yürütülen Mal veya Hizmet Üretimine İlişkin Olmasıİşveren işçilerini, asıl işverenin işyerin-de yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde ya da asıl işin bir bölümünde çalıştırmalıdır. Bu bakımdan işveren işçilerini, asıl işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin olmayan bir işte çalıştırıyorsa, bu tür bir ilişki doğmaz. Bir işverenin bir tekstil fabrikasının bahçesinde ek inşaat gerçekleştirmek üzere işçilerini getirip o yerde çalıştırması buna örnek olarak gösterilebilir.11

d) İşletmenin ve İşin Gereği İle Tekno-lojik Nedenlerle Uzmanlık Gerektiren Bir İş OlmasıAlt işverene yardımcı işin verilmesinde bir sınırlama olmasa da, asıl işin bir bö-lümünün verilmesinde verilen bölümün teknolojik uzmanlık gerektirmesi zorun-ludur.12

İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik

sebeplerle uzmanlık gerektiren iş kav-ramı Alt İşverenlik Yönetmeliği md.11/1 fırkasında, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerekti-ren mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iştir olarak ta-nımlanmıştır. Alt İşverenlik Yönetmeliği md.11 hükmüne göre: işverenin kendi işçileri ve yönetim organizasyonu ile mal veya hizmet üretimi yapması esastır. An-cak asıl iş; a) İşletmenin ve işin gereği, b) Teknolojik sebeplerle uzmanlık ge-rektirmesi, şartlarının birlikte gerçekleş-mesi hâlinde bölünerek alt işverene ve-rilebilir. Asıl işin bir bölümünde iş alan alt işveren, üstlendiği işi bölerek bir başka işverene veremez.

e) İşçilerin Sadece Asıl İşverenin İşye-rinde Çalıştırılmasıİşverenin asıl işverenden aldığı iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş-yerinde çalıştırması gerekir. İşçiler sa-dece işverene ait işyerinde değil de, brülör, asansör bakımında olduğu gibi farklı işverenlere ait işyerinde çalışıyor-larsa, asıl işveren - alt işveren ilişkisin-

den söz edilemez.13 İşçilerin sadece o işte görevlendirilmesi zorunluluğu aynı zamanda alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan işte çalıştırılma-sını ve onun diğer işlerinde çalıştırılma-masını da gerektirir.14

III. Asıl İşveren - Alt İşveren İlişkisi-nin Sonuçlarıİş Kanunu md.2/6 fıkrasına göre bu iliş-kide (asıl işveren-alt işveren) asıl işve-ren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleş-mesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yüküm-lülüklerinden alt işveren ile birlikte so-rumludur.

Alt işveren yanında çalışma ilişkisi yö-nünden herhangi bir zarara uğrayan işçi, alt veya asıl işverenden dilediğine başvurup zararın giderilmesini isteyebi-lir. Asıl işverenin alt işverene rücu hakkı olup olmadığı ve bunun ölçüsü hâkim tarafından ayrıca takdir olunacaktır. Asıl işverenin söz konusu sorumluluğu, işin alt işverene verildiği tarihten itibaren başlar.15 Asıl işveren bakımından so-rumluluk, alt işveren işçisinin o iş yerin-deki çalıştığı süre ile sınırlıdır.16

“Asıl işverenin o işyerinde işçi çalıştırarak işveren sıfatını koruması, işin bütününün yapılmasını başka bir

işverene devretmemesi gerekir. Bu nedenle, anahtar teslimi bir binanın yapımını üstlenen kişi alt işveren

değil, işveren niteliği taşır.”

“Alt işveren yanında çalışma ilişkisi yönünden

herhangi bir zarara uğrayan

işçi, alt veya asıl işverenden

dilediğine başvurup

zararın giderilmesini

isteyebilir.”

1) İstanbul Barosuna kayıtlı avukat.2) İş Hukuku Uygulamaları, Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer, Mimoza Yayıncılık, 2009 yılı basım, s.63) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.464) Yargıtay 10. Hukuk Dairesi E. 2014/18026 K. 2015/22798 T. 22.12.20155) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.356) İş Kanunu Uygulama Rehberi, Bekir Geçer-Dr. Cavit Evcil,Datassıst Yayıncılık, 2006 yılı basım, s.297) İş Hukuku, Prof. Dr. Sarper Süzek, Beta Yayıncılık, 2013 yılı basım, s.1458) İş Hukuku Uygulamaları, Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer, Mimoza Yayıncılık, 2009 yılı basım, s.279) İş Hukuku, Prof. Dr. Sarper Süzek, Beta Yayıncılık, 2013 yılı basım, s.14610) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.3611) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.3612) İşverenin El Kitabı, Ömer Kemal Evren, Seçkin Yayıncılık, 2015 yılı basım, s.3313) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.3614) İş Hukuku, Prof. Dr. Sarper Süzek, Beta Yayıncılık, 2013 yılı basım, s.15515) İş Hukuku Dersleri, Prof. Dr. Nuri Çelik, Beta Yayıncılık, 2005 yılı basımı, s.4716) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.38

Page 116: TİMDER Dergisi 89.Sayı

114

Mal

i İşl

erTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Saim ArıcanSerbest Muhasebeci, Mali Müşavir

Asgari Ücret01.01.2016 - 31.12.2106 tarihleri arasında uygulanacak asgari ücret ret tespit komisyo-nu kararı 31.12.2015 tarih ve 29579 sayılı T.C. Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlü-ğe girmiş bulunmaktadır. Yayınlanan komisyon kararına göre 01.01.2016 - 31.12.2016 tarihleri arasında tespit edilen 1 günlük brüt asgari ücret 54,9 (ellidört,dokuz) Türk Lirası’dır. Türkiye’de asgari ücret uygulaması 1987 yılından beri uygulanmaktadır. As-gari ücret tespiti ise 4857 sayılı İş Kanunu’na göre devlet, işçi ve işveren kesimlerin-den oluşan 15 kişilik temsilci tarafından yapılmaktadır.

Bu Destekten Faydalanma ŞartlarıBu destekten; işyerinde 2015 itibariyle 1.300 TL ücret düzeyinin altında çalışan tüm işçiler ile 2016 yılında asgari ücret-le yeni işe alınacak işçilerin yüzde 10’u yararlanacaktır.

İşçileri Destekten Genel Yararlan-ma Şartları

Asgari ücret alarak çalışmak.2015 yılında ücret, prim belgelerinde

net asgari ücretin 1.000 TL ile 1.300 TL arasında görülmesi gerekmekte olup 2015 yılında daha yüksek ücret alanlar bu destekten faydalanamayacaktır.

Destekten yararlandırmak için 2016 yılında, 2015 yılının aynı ayları esas alı-narak, işyerinde çalışan asgari ücretli sayısının %10 ilave artışı işçi kadar des-tek sağlanacaktır.

Yine 1-9 arasında sigortalı için ilave bir sigortalı daha çalıştırma avantajı ge-tirilmiştir.

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-lığı Çalışma Genel Müdürlüğü verilerine göre bu destekten 8,5 milyon sigortalı ile tahminen yeni işe alınacak %10’luk ilave işçi ve yeni açılacak işyerlerinde işe başlayacak asgari ücretli işçilerde yaralanmış olacaktır. Bakanlık asgari ücret artışından işverene gelecek olan ek maliyeti azaltmak için; SGK öde-mesinde işverence ödenecek sigorta priminin günlük 3,33 TL’sinin hazinece karşılanmasını kararlaştırmıştır.

Gerek asgari ücret artışı ve gerekse iş-verenlere sağlanan destekle ilgili uygu-lamaların nasıl olacağı, sigorta ödeme ve devlet destek mahsuplarının nasıl yapılacağına dair SGK duyuruları ise daha sonra yapılacaktır. Asgari ücretin artışı işverenlere azda olsa yük getire-ceğinden belki bazı küçük işletmeler işçi tasarrufuna gidebileceği gibi bunun aksine bazı işletmeler destek şartlarını kullanarak yeni işçi istihdamında bulu-nabilecektir. Netice olarak asgari üc-retle çalışan işçilerin refah seviyesi bir miktarda olsa artış gösterebilecektir.

ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESAPLANMASI VE İŞVERENE MALİYETİ(BEKAR İŞÇİ) (Bu uygulama %5 SGK işveren indirim hakkı olanlar içindir)

Asgari Ücret 1.647,00SGK Primi %14 (İşçiden Kesilen) 230,58İşsizlik Fonu %1 (İşçiden Kesilen) 16,7Gelir Vergisi %15 (İşçiden Kesilen) 86,46Asgari Geçimi İndirimi 123,53Damga Vergisi %7,59 12,5Kesilen Toplamı 346,01Net Asgari Ücret 1.300,99

İŞVERENE MALİYETİ

Asgari Ücret 1.647,00Teşvikli SGK İşveren Payı %15,5 255,2İşveren İşsizlik Fonu %2 32,94İşverene Toplam Maliyeti 1.935,23

İŞVERENE MALİYETİ

Asgari Ücret 1.647,00Teşvikli SGK İşveren Payı %15,5 255,2İşveren İşsizlik Fonu %2 32,94İşverene Toplam Maliyeti 2.017,58

ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESAPLANMASI VE İŞVERENE MALİYETİ(BEKAR İŞÇİ) (Bu uygulama %5’lik SGK indirim hakkı kullanamayan firmalar içindir.)

Asgari Ücret 1.647,00SGK Primi %14 (İşçiden Kesilen) 230,58İşsizlik Fonu %1 (İşçiden Kesilen) 16,47Gelir Vergisi %15 (İşçiden Kesilen) 86,46Asgari Geçimi İndirimi 123,53Damga Vergisi %7,59 12,50Kesilen Toplamı 346,01Net Asgari Ücret 1.300,99

BU UYGULAMA ESASLARINA GÖRE İŞÇİLERİNAİLEVİ DURUMUNA GÖRE NET ASGARİ ÜCRETLER

Net Asgari Ücret (Bekar) 1.300,99Net Asgari Ücret (Evli Eşi Çalışmayan) 1.325,69Net Asgari Ücret (1 Çocuklu) 1.344,22Net Asgari Ücret (2 Çocuklu) 1.362,75Net Asgari Ücret (3 Çocuklu) 1.387,45

Page 117: TİMDER Dergisi 89.Sayı

114

Mal

i İşl

erTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Saim ArıcanSerbest Muhasebeci, Mali Müşavir

Asgari Ücret01.01.2016 - 31.12.2106 tarihleri arasında uygulanacak asgari ücret ret tespit komisyo-nu kararı 31.12.2015 tarih ve 29579 sayılı T.C. Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlü-ğe girmiş bulunmaktadır. Yayınlanan komisyon kararına göre 01.01.2016 - 31.12.2016 tarihleri arasında tespit edilen 1 günlük brüt asgari ücret 54,9 (ellidört,dokuz) Türk Lirası’dır. Türkiye’de asgari ücret uygulaması 1987 yılından beri uygulanmaktadır. As-gari ücret tespiti ise 4857 sayılı İş Kanunu’na göre devlet, işçi ve işveren kesimlerin-den oluşan 15 kişilik temsilci tarafından yapılmaktadır.

Bu Destekten Faydalanma ŞartlarıBu destekten; işyerinde 2015 itibariyle 1.300 TL ücret düzeyinin altında çalışan tüm işçiler ile 2016 yılında asgari ücret-le yeni işe alınacak işçilerin yüzde 10’u yararlanacaktır.

İşçileri Destekten Genel Yararlan-ma Şartları

Asgari ücret alarak çalışmak.2015 yılında ücret, prim belgelerinde

net asgari ücretin 1.000 TL ile 1.300 TL arasında görülmesi gerekmekte olup 2015 yılında daha yüksek ücret alanlar bu destekten faydalanamayacaktır.

Destekten yararlandırmak için 2016 yılında, 2015 yılının aynı ayları esas alı-narak, işyerinde çalışan asgari ücretli sayısının %10 ilave artışı işçi kadar des-tek sağlanacaktır.

Yine 1-9 arasında sigortalı için ilave bir sigortalı daha çalıştırma avantajı ge-tirilmiştir.

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-lığı Çalışma Genel Müdürlüğü verilerine göre bu destekten 8,5 milyon sigortalı ile tahminen yeni işe alınacak %10’luk ilave işçi ve yeni açılacak işyerlerinde işe başlayacak asgari ücretli işçilerde yaralanmış olacaktır. Bakanlık asgari ücret artışından işverene gelecek olan ek maliyeti azaltmak için; SGK öde-mesinde işverence ödenecek sigorta priminin günlük 3,33 TL’sinin hazinece karşılanmasını kararlaştırmıştır.

Gerek asgari ücret artışı ve gerekse iş-verenlere sağlanan destekle ilgili uygu-lamaların nasıl olacağı, sigorta ödeme ve devlet destek mahsuplarının nasıl yapılacağına dair SGK duyuruları ise daha sonra yapılacaktır. Asgari ücretin artışı işverenlere azda olsa yük getire-ceğinden belki bazı küçük işletmeler işçi tasarrufuna gidebileceği gibi bunun aksine bazı işletmeler destek şartlarını kullanarak yeni işçi istihdamında bulu-nabilecektir. Netice olarak asgari üc-retle çalışan işçilerin refah seviyesi bir miktarda olsa artış gösterebilecektir.

ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESAPLANMASI VE İŞVERENE MALİYETİ(BEKAR İŞÇİ) (Bu uygulama %5 SGK işveren indirim hakkı olanlar içindir)

Asgari Ücret 1.647,00SGK Primi %14 (İşçiden Kesilen) 230,58İşsizlik Fonu %1 (İşçiden Kesilen) 16,7Gelir Vergisi %15 (İşçiden Kesilen) 86,46Asgari Geçimi İndirimi 123,53Damga Vergisi %7,59 12,5Kesilen Toplamı 346,01Net Asgari Ücret 1.300,99

İŞVERENE MALİYETİ

Asgari Ücret 1.647,00Teşvikli SGK İşveren Payı %15,5 255,2İşveren İşsizlik Fonu %2 32,94İşverene Toplam Maliyeti 1.935,23

İŞVERENE MALİYETİ

Asgari Ücret 1.647,00Teşvikli SGK İşveren Payı %15,5 255,2İşveren İşsizlik Fonu %2 32,94İşverene Toplam Maliyeti 2.017,58

ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESAPLANMASI VE İŞVERENE MALİYETİ(BEKAR İŞÇİ) (Bu uygulama %5’lik SGK indirim hakkı kullanamayan firmalar içindir.)

Asgari Ücret 1.647,00SGK Primi %14 (İşçiden Kesilen) 230,58İşsizlik Fonu %1 (İşçiden Kesilen) 16,47Gelir Vergisi %15 (İşçiden Kesilen) 86,46Asgari Geçimi İndirimi 123,53Damga Vergisi %7,59 12,50Kesilen Toplamı 346,01Net Asgari Ücret 1.300,99

BU UYGULAMA ESASLARINA GÖRE İŞÇİLERİNAİLEVİ DURUMUNA GÖRE NET ASGARİ ÜCRETLER

Net Asgari Ücret (Bekar) 1.300,99Net Asgari Ücret (Evli Eşi Çalışmayan) 1.325,69Net Asgari Ücret (1 Çocuklu) 1.344,22Net Asgari Ücret (2 Çocuklu) 1.362,75Net Asgari Ücret (3 Çocuklu) 1.387,45

Page 118: TİMDER Dergisi 89.Sayı

116

Etki

n Yö

netim

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

End. Y. Müh. Sait SağlamOrganik İnsan Kaynakları Danışmanlık Hizmetleri

Yönetici [email protected]

Şirketlerin ve İK yöneticilerinin son yıl-larda en çok üstüne düştüğü konuların başında yetenek yönetimi gelmekte. Son yılların da moda söylemi olan yetenek yö-netiminin gerçekten ne olduğunu bilen şirket sayısının oldukça az olduğu ifade edilmekte. Peki yetenek yönetimi tam olarak neyi ifade etmektedir?

İşletmeler, artık çalışanlarının strate-jik değere sahip olduğunu fark ederek en değerli varlıkları olduğunun bilincine varmaktadır. Yeni ürün geliştirme, satış, pazarlama, üretim, müşteri ilişkileri, iş ge-liştirme gibi işletmenin fonksiyonlarında fark yaratmak ve verimliliği artırmak için yeteneğin önemli bir yere sahip olduğu belirtilmektedir. Son yıllarda zanaatkar, mühendis, teknisyen, satış temsilcisi ve şoför gibi pozisyonlar dünyada en çok yetenek açığı olan ve zor kapatılan pozis-yonlar arasında yer almaktadır. Özellikle iş geliştirme yöneticisi, iş analisti, mü-hendis, saha mimarı, medikal danışman, sosyal sorumluluk yöneticisi, dijital pazar-lama yöneticisi, yönetim bilişim sistem-leri uzmanı ve enerji ticaret yöneticisi en fazla yetenek açığı bulunan pozisyonla-rın başında gelmektedir. Bununla birlikte birden fazla dil bilmeyi gerektiren pozis-yonlarda oldukça zorlanıldığı bilinmekte-dir. Yetenek açığının en büyük nedenleri arasında, açık pozisyona başvuran aday olmaması, teknik yetenek eksiklikleri ve deneyimsizlik gelmektedir. İhtiyaç olan açık pozisyonda, adaydan iş tanımı dışın-da birçok farklı görev ve sorumluluklar beklendiği için yetenekli çalışanlar bu tarz işletmelerde çalışmayı tercih etme-mektedir. Türkiye’de özellikle işe sıra dışı ve yenilikçi bakış açısı getirme konusun-da bir eksiklik olduğu ve bu durumun tüm sektörler ve pozisyonlar için geçerli olduğu görülmektedir. Yetenek açığının en büyük nedeninin Türkiye’de var olan eğitim sistemi olduğu ifade edilmektedir. Hızlı değişen iş dünyası ihtiyaçlarına ayak uyduramayan ve ezbere dayalı bir öğre-tim sistemi olması, iş dünyası açısından önemli bir zafiyet olmaktadır. İşletmelerin bu durumda yapması gereken ise akıl yü-rütebilen, öğrenmeye istekli adayları bu-lup şirket içi yetiştirmeye özel önem ver-mektir. Yetenek açığının olmasının başka nedenleri arasında, ilgili pozisyona yeteri kadar başvuru alınmaması, teknik işler

Yetenek YönetimiŞirketleri Bir Adım Öne Taşıyor!

için yetenek ve deneyim eksikliği ve maaş beklentisinin yüksek olması gibi nedenler bulunmaktadır. İşverenlerin yetenekli iş gücüne erişim konusunda klasik metotla-rı uygulamak yerine modern yaklaşımları kullanarak kendi stratejilerini belirleme-leri gerekmekte. İşe alım yöntemlerini ve ücret politikalarını yeniden tasarlamaları, yan haklar uygulamalarını düzenlemeleri, mevcut çalışanlar için ek eğitimler plan-lamaları, çalışanların kariyer gelişimleri için yol haritaları belirlemeleri, çalışanlara sunduğu imkanlarla yetenekli çalışanlar için cazibe merkezi oluşturmaları gerek-mektedir. Yetenek perspektifinin birçok işletmenin doğal özellikleri arasında yer almadığı belirtilmektedir. İşletmelerin kimlik anlayışı temel yeteneklerden çok, stratejik iş birimleri olarak adlandırılan pazar odaklı oluşumlar çevresinde belir-lenmektedir. İşletmelerin artık yalnızca bir ürün ya da hizmetler portföyü olarak de-ğil, aynı zamanda bir yetenekler portföyü olarak görülmesi gerekmektedir.

Yöneticisinden Memnun Olmayan Çalışan İşten AyrılıyorYetenek stratejisinde en önemli unsurun şirketin gelecek vizyonu konusunda bir netliğe sahip olması gerektiği vurgulan-maktadır. Şirketlerin ihtiyacı olan yete-neklerin neler olduğu gelecekte nerede olmak istediklerine bağlıdır. Performans değerlendirme ve ödüllendirme siste-minin bu yetkinlikleri içerecek şekilde düzenlenmesi, çalışanların neye önem vermesi gerektiği konusunda ışık tuta-bilmektedir. Çalışanların potansiyellerini açığa çıkarabilecekleri bir çalışma ortamı-nın hazırlanması yeteneklerin ortaya çık-masını sağlamaktadır. İnsanların işten ay-rılma nedenleri arasında en büyük oranın yöneticilerinden memnun olmamaları ol-duğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla yete-nek bulmak önemli olmakla birlikte onları elde tutmak ve gelişmelerini sağlamak da önemli yer tutmaktadır. Sektör uzmanları yeni gelişen iş alanları ve perakende sek-töründe yetenekli çalışanları bulma konu-sunda sıkıntı yaşandığını ifade etmektedir. Küreselleşme şirketlerin nitelikli eleman ihtiyacını giderek artırmaktadır. Kalifiye insan sıkıntısı, dünya çapında bir yetenek avı başlatılmasına neden olmaktadır. Öte yandan işletmelerin, çalışanlarını ortak vizyon etrafında toplayarak uzun vadeli iş

ilişkileri kurabilmek için daha fazla çaba sarf etmeleri gerekmektedir. Yetenek-li çalışanların ve stratejik İK yönetiminin öneminin günümüzde daha da arttığı gö-rülmektedir. İK uzmanlarına göre yetenek yönetiminde çok iyi bir ekip oluşturulması ve insani yaklaşımı olan, bilgili, proaktif ve yenilikçi çalışanlar bulunması gerek-mektedir. İşletmelerde çalışanlara birden fazla iş yüklenmesi uzmanlaşmanın önü-ne geçmektedir. Bu durum işletmeler için kısa ve uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Uzmanlaşmanın sağ-lanması, yetenekli çalışanların iş yükünü azaltmaktadır. Tek bir konu üzerinde yo-ğunlaşan çalışan, emeğini ve zamanını en ekonomik biçimde kullanmış olmaktadır. Bu şekilde işletmeler yetenek kullanımın-da kavrama ve hakimiyet gücünü daha iyi kullanabilmektedir.

Yetenek Yönetiminde Koçluk’un Öne-miYeteneklerin etkin bir şekilde yönetil-mesinde ve işletmeye bağlılıklarının art-masında “doğru yöneticilik” ve “koçluk” anahtar rol oynamaktadır. Yetenek yö-netiminin başarısı, o işletmedeki doğru yöneticilik ve yöneticilerin aynı zamanda birer koç gibi davranarak sürece katkı vermeleri ile orantılı olmaktadır. Doğru yöneticilik, doğru koçluk günümüzde-ki Y kuşağı, Z kuşağı gibi tartışmaların odağında, özellikle de yetenek yönetimi sürecinin, yeteneği geliştirme ve yetene-ği işletmeye bağlama ve yeteneği tutma noktasında önemli yer tutmaktadır. Bir-çok işletmede yeteneklerin o işletmeden ayrılmasının temel nedenlerinin başında bağlı çalıştıkları yöneticileri ile ilişkileri ve yöneticilerine duydukları güven ya da güvensizlik yer almaktadır. Bu nedenle o işletmedeki yöneticilik ve koçluk olgusu, önemli ve kritik bir yere sahiptir. Yetenek yönetimi konusunda başarılı olan işletme-lerin, yeteneği nasıl yöneteceğini bilen, çalışanlarına koçluk yapan, çalışanlarına gereken zamanı ayıran ve çalışanlarını motive eden lider ve yöneticileri olan, sa-hip olduğu yetenekli çalışanların farkına varabilen organizasyonlar olduğu görül-mektedir.

Page 119: TİMDER Dergisi 89.Sayı

23-27 Şubat 2016SALON: 12STAND: 1214

Page 120: TİMDER Dergisi 89.Sayı

118

İş H

ukuk

uTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Seyfullah Beysülenİş Hukuku Uzmanı

Sanayinin gelişmesi iş uyuşmazlıkla-rının sayısını artmıştır. Bu artışın temel nedenleri, mevzuat ve uygulamadaki sorunlardır. Uluslararası rekabetin gi-derek artan olumsuz etkileri, işsizlikteki artış ve kayıt dışına karşı önlemlerin ye-tersiz kalmasının sendikalaşma üzerin-deki olumsuz etkisi, toplu iş sözleşme-lerinin azalmasına yol açmış, bu burum bireysel iş uyuşmazlıklarının sayısında artışa yol açmıştır.

Sendika üye sayısında meydana gelen düşüşler, işçinin haklarını koruyacak bir kuruluşun bulunmamasına ve bu ne-denle örgütlü biçimde işveren karşısına çıkamamalarına yol açmaktadır. Böyle-ce işveren karşısında güçsüz konumda kalan ve çalışırken yasada öngörülen haklarını alamamış olan işçiler, işten çe-şitli nedenlerle ayrıldıktan sonra yargıya başvurmaktadırlar.

Bireysel İş Uyuşmazlıkları ve Sendikalaşma

Bugünkü tabloya bakarsak, iş uyuş-mazlıklarının artması ve bunların iş mahkemelerinde davalara dönüşmesi iş davalarına bakan mahkemelerin ve bu mahkemelerin denetim yeri olan Yargıtay’da bulunan dava dairelerinin sayısında artışlara yol açmıştır. Ancak bu gelişmeler yetersiz kalmaktadır. Yargılama süreci uzamakta ve bu uyuş-mazlıklar yasalarda yer alan sürelerde çözülememektedir. İşçilerin haklarına kavuşabilmeleri böylece çok uzun süre-ler almaktadır.

Bu sürelerin uzaması yargılama usulü ve esası bakımından kendi içinde so-runlara da neden olmaktadır. Aynı ko-nuda farklı yargı kararlarına artık sıkça rastlanmaktadır. Bu ise bir güven soru-nu oluşturmaktadır.

İş uyuşmazlıklarında süratin önemli ol-duğunu vurguladık. Bu mevcut birikimin ortadan kaldırılması bakımından önem-lidir.

İkinci olarak konuya çözüm getirebil-mek için bu uyuşmazlıklarda hakem veya hakem heyetlerinin arabulucu olarak sisteme dahil edilmesi üzerinde çalışmalar ve fikirler ileri sürülmektedir. Bizim çalışma yaşamı sistemimizde de bir zamanlar hakem heyeti uygulama-sı yapılmıştır ve iş mahkemelerinde de çözümü kısaltacak bazı düzenlemeler yapılmasına karşın bu sistem Anayasa Mahkemesinden dönmüştü.

On yıl içinde iş mahkemelerine yapılan başvuru sayısı yüzde yüzün üzerinde ar-tış göstermiştir. Bu durumda ortalama dava gününde de artış vardır.

Konuyu bu bağlamda çözmek için, yani mahkeme sayısında artış, arabulucu he-yetleri oluşturarak yarı yargısal düzenle-meler yapmak, mevcut yargı sisteminde ihtisaslaşmaya gitmek gibi düzenlemeler yapılabilir.

Ancak işin en önemli yanı sendikalaş-manın önündeki hukuksal ve psikolojik engellerin kaldırılmasıdır. Demokratik bir yapı isteniyorsa eğer örgütlenme bunun temel taşıdır. Örgütlenmenin can alıcı ke-simi ise sendikal örgütlenmedir. Önemli bir sosyal diyalog düzenidir. Ekonomik bakımdan da sosyal diyaloga açık bir dü-zenleme şekli toplu iş hukuku düzenle-meleridir. Bugünkü hali ile sendikalaşma topluma çok uzaktır. Bireysel iş hukuku toplu iş hukuku düzenlemelerine yar-dımcı bir unsur olamamaktadır. Yetersiz kalmaktadır.

Toplu iş hukukunun etkin şekilde işlemesi örgütlü bir yapıyı mümkün kılacağından bireysel iş uyuşmazlıkları da bu oranda ortadan kalkacak ve sorunların yarattığı her türlü toplumsal maliyet maddi ve ma-nevi olarak çok aza inecektir.

“İş uyuşmazlıklarında

erken çözüm konunun can

damarıdır.”Kişisel (bireysel) iş uyuşmazlıklarının sayısında her geçen gün artış olmakta-dır. Aslında iş uyuşmazlıklarında erken çözüm konunun can damarıdır. Hakları-na kısa sürede kavuşamayan işçi toplu-ma karşı da bir isyan içine girmektedir. Çalışma yaşamının sıkıntısız biçimde sürmesi haksızlıkların bir an önce sona erdirilmesiyle yakından ilgilidir. Bireysel iş uyuşmazlıklarının çözümü ve işçilerin haklarına kısa sürede kavuşabilmesi ça-lışma yaşamında en önemli sorunlardan biridir.

“On yıl içinde iş mahkemelerine yapılan başvuru sayısı yüzde yüzün üzerinde

artış göstermiştir.”

“Demokratik bir yapı

isteniyorsa eğer örgütlenme bunun temel

taşıdır.”

Page 121: TİMDER Dergisi 89.Sayı

118

İş H

ukuk

uTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Seyfullah Beysülenİş Hukuku Uzmanı

Sanayinin gelişmesi iş uyuşmazlıkla-rının sayısını artmıştır. Bu artışın temel nedenleri, mevzuat ve uygulamadaki sorunlardır. Uluslararası rekabetin gi-derek artan olumsuz etkileri, işsizlikteki artış ve kayıt dışına karşı önlemlerin ye-tersiz kalmasının sendikalaşma üzerin-deki olumsuz etkisi, toplu iş sözleşme-lerinin azalmasına yol açmış, bu burum bireysel iş uyuşmazlıklarının sayısında artışa yol açmıştır.

Sendika üye sayısında meydana gelen düşüşler, işçinin haklarını koruyacak bir kuruluşun bulunmamasına ve bu ne-denle örgütlü biçimde işveren karşısına çıkamamalarına yol açmaktadır. Böyle-ce işveren karşısında güçsüz konumda kalan ve çalışırken yasada öngörülen haklarını alamamış olan işçiler, işten çe-şitli nedenlerle ayrıldıktan sonra yargıya başvurmaktadırlar.

Bireysel İş Uyuşmazlıkları ve Sendikalaşma

Bugünkü tabloya bakarsak, iş uyuş-mazlıklarının artması ve bunların iş mahkemelerinde davalara dönüşmesi iş davalarına bakan mahkemelerin ve bu mahkemelerin denetim yeri olan Yargıtay’da bulunan dava dairelerinin sayısında artışlara yol açmıştır. Ancak bu gelişmeler yetersiz kalmaktadır. Yargılama süreci uzamakta ve bu uyuş-mazlıklar yasalarda yer alan sürelerde çözülememektedir. İşçilerin haklarına kavuşabilmeleri böylece çok uzun süre-ler almaktadır.

Bu sürelerin uzaması yargılama usulü ve esası bakımından kendi içinde so-runlara da neden olmaktadır. Aynı ko-nuda farklı yargı kararlarına artık sıkça rastlanmaktadır. Bu ise bir güven soru-nu oluşturmaktadır.

İş uyuşmazlıklarında süratin önemli ol-duğunu vurguladık. Bu mevcut birikimin ortadan kaldırılması bakımından önem-lidir.

İkinci olarak konuya çözüm getirebil-mek için bu uyuşmazlıklarda hakem veya hakem heyetlerinin arabulucu olarak sisteme dahil edilmesi üzerinde çalışmalar ve fikirler ileri sürülmektedir. Bizim çalışma yaşamı sistemimizde de bir zamanlar hakem heyeti uygulama-sı yapılmıştır ve iş mahkemelerinde de çözümü kısaltacak bazı düzenlemeler yapılmasına karşın bu sistem Anayasa Mahkemesinden dönmüştü.

On yıl içinde iş mahkemelerine yapılan başvuru sayısı yüzde yüzün üzerinde ar-tış göstermiştir. Bu durumda ortalama dava gününde de artış vardır.

Konuyu bu bağlamda çözmek için, yani mahkeme sayısında artış, arabulucu he-yetleri oluşturarak yarı yargısal düzenle-meler yapmak, mevcut yargı sisteminde ihtisaslaşmaya gitmek gibi düzenlemeler yapılabilir.

Ancak işin en önemli yanı sendikalaş-manın önündeki hukuksal ve psikolojik engellerin kaldırılmasıdır. Demokratik bir yapı isteniyorsa eğer örgütlenme bunun temel taşıdır. Örgütlenmenin can alıcı ke-simi ise sendikal örgütlenmedir. Önemli bir sosyal diyalog düzenidir. Ekonomik bakımdan da sosyal diyaloga açık bir dü-zenleme şekli toplu iş hukuku düzenle-meleridir. Bugünkü hali ile sendikalaşma topluma çok uzaktır. Bireysel iş hukuku toplu iş hukuku düzenlemelerine yar-dımcı bir unsur olamamaktadır. Yetersiz kalmaktadır.

Toplu iş hukukunun etkin şekilde işlemesi örgütlü bir yapıyı mümkün kılacağından bireysel iş uyuşmazlıkları da bu oranda ortadan kalkacak ve sorunların yarattığı her türlü toplumsal maliyet maddi ve ma-nevi olarak çok aza inecektir.

“İş uyuşmazlıklarında

erken çözüm konunun can

damarıdır.”Kişisel (bireysel) iş uyuşmazlıklarının sayısında her geçen gün artış olmakta-dır. Aslında iş uyuşmazlıklarında erken çözüm konunun can damarıdır. Hakları-na kısa sürede kavuşamayan işçi toplu-ma karşı da bir isyan içine girmektedir. Çalışma yaşamının sıkıntısız biçimde sürmesi haksızlıkların bir an önce sona erdirilmesiyle yakından ilgilidir. Bireysel iş uyuşmazlıklarının çözümü ve işçilerin haklarına kısa sürede kavuşabilmesi ça-lışma yaşamında en önemli sorunlardan biridir.

“On yıl içinde iş mahkemelerine yapılan başvuru sayısı yüzde yüzün üzerinde

artış göstermiştir.”

“Demokratik bir yapı

isteniyorsa eğer örgütlenme bunun temel

taşıdır.”

Page 122: TİMDER Dergisi 89.Sayı

120

İletiş

imde

İlet

işim

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Mükemmeliyetçilik‘perfeksiyonizm Fr. Perfectionisme’ mükemmeliyetçilik, yetkincilik, herhangi bir alanda mükemmel olma yolunda aşırı çaba sarf etme.

Çevremizde sayıları az olan ama her an her yerde karşılaşabileceğimiz kişilerdir.

Mükemmeliyetçilik; bir yaşam tarzı ve bir var oluş biçimidir. Ulaşılması hedef-lenen sabit bir durum değildir. Başkala-rının normal olarak değerlendirdiğinden daha fazla hayal kurarsanız. Başkalarının mümkün diye gördüğünden daha fazla beklentiye sahipseniz;MÜKEMMELİYETÇİSİNİZ!

Peki ama kim bumükemmeliyetçiler?Kaldırıma sıfırlamadan arabadan ineme-yen bunun için gerekirse tüm zamanını harcayan kişilerdir. Hatta öyle ki; araba-dan indikten sonra yine içleri rahat et-mez, iki ileri bir geri derken arabalarını başka bir park yerine bile alabilirler.

Hata ve kusurlarıyla kabul edilmeyecek-lerinden endişe ederler. Bu sebeple ken-di açıklarını espri yaparak geçiştirmeye çalışırlar ve bunda başarılı da olurlar. Sa-dece kendileri değil çevrelerindeki kişiler de kusursuz davranmalıdır. Onlara göre başarı ayrıntıdadır. Olaylara kuşbakışı bakmakta zorlanırlar. Her şeyi köşeli dü-şünürler ve kılı kırk yararlar. Ayrıntılardan başlarını kaldıramadıkları ve her şeyin kendi istedikleri gibi olma-sında ısrar ettikleri için hem kendilerini hem de çevrelerini yorarlar.Onlara hükmedenler için bir sorun yok-tur. Çünkü her patron dakik, işlerin uza-masından rahatsız olan ve işin zama-nında bitirilmesine çok özen gösteren mükemmeliyetçi bir çalışan ister. Ancak yine de zaman yönetiminde zorlanırlar.

Bu tarz insanlar için; her şey olabilir, olmamasının mutlaka bir nedeni vardır. Bunu bulup sorunu çözümlemesi gerekir.

Gerçekte olduğu gibi kabul edilmek onun için önemlidir.

Almila DalkılıçYönetim & Kişisel Gelişim Eğitmeni, Hitabet Koçu

[email protected]

KimBu Mükemmeliyetçiler?

Kendinde beğenmediği yönleri araş-tırır ve bir uzman gibi saptar, bunları de-ğiştirmeye çalışır. Bu nedenle en büyük sorunu kendisiyle yaşar, sürekli kafası doludur. Tek bir işle bu nedenle ilgilene-mez.

Sahip oldukları eşyaları daima saklar.Yaptıkları her işte başarılı olmaları

gerekir. Başarılı olamadıklarında yoğun üzüntü yaşarlar.

Birlikte yaşadıkları kişilerden, arka-daşlarından ve iş arkadaşlarından bir şey istemekte zorlanırlar. Diğer kişilerin işleri kendileri gibi yapamayacağını dü-şündükleri için kendileri yaparlar.

Bu kişilerle program yapmak çok zordur. Yapılan programı kendi planları-na uyana kadar değiştirirler. Karşıdaki kişinin kendilerine uymasını beklerler, daima geç kalırlar, mutlaka yapılacak bir şeyleri vardır.

Onlar sıkılmak kelimesini bilmezler!Hataya toleransları düşüktür.İlişkilerinde tez canlı ve tahammül-

süzdürler.Rahatsız olacakları ortama girmek

istemezler.Düşünceleri katıdır, esnemekte zor-

lanırlar. Keskin virajları vardır.Yapılan işler ortalama olamaz, en iyi-

si olmalıdır.Yeni ya da riskli bir durumla karşılaş-

tıklarında zorlanırlar.Daha çok ekip çalışmalarında değil,

bireysel olarak değerlendirilmeliler.Grileri yoktur. Var yok, siyah beyaz

yoktur. Ya hep ya hiç.Kusursuzluk için çok çabalarlar, çok

çalışırlar. Kendilerini ‘özel’ hisseder ve diğer

insanlar için de özel olmak isterler. ‘Özel’ olma istekleri yüzünden daima üstün performans göstermek zorunda kalır ve daha çok yorulurlar.

Tanısın tanımasın çevredeki herkesi eleştirir, herşeyin mükemmel olmasını ister, kurallar önemlidir ve uyulmalıdır. Yasak ortamda sigara içeni ilk o görür ve tespit eder, ilk uyaran da o olur.

Mükemmeliyetçiler kendilerinin farkın-dadırlar onlarla yaşamın zor olduğunu bilirler ve kendileri ile anlaşabilen, bir-

likte yaşayabilen kişiler onlar için çok önemli ve özeldir. Savaşları kendi içle-rindedir, kimseye bir zararları olmadığı için onları herkes sever çünkü onların anlatacakları ilginç ve keyifli hikayelerin hiç bitmeyeceğini bilirler. Renkli kişilik-lerdir.

Aşağıdakilerden 5 ve daha fazlası EVET ise eyvah ki ne eyvah. Mükem-meliyetçisiniz demektir.1) Asıl amacı unutturacak şekilde ayrın-tılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşıp durur. 2) İşin bitmesini zorlaştıracak derecede mükemmeliyetçilik gösterir. 3) Etkinliklerden ve arkadaşlarından yoksun kalacak şekilde kendini işe adar. 4) Ahlak, doğruluk, değerler gibi konu-larda esneklik göstermez. 5) Özel bir değeri olsa da olmasa da eski, değersiz şeyleri elden çıkaramaz. 6) Görev dağılımı yapmak ve başkaları ile birlikte çalışmak tercihi değildir.7) Para harcama konusunda hem ken-disine, hem de başkalarına karşı cimri davranır.8) Bir yere gidildiğinde oturulacak yeri onlar seçmelidir, menüye önce onlar bakmalıdır vb… Zira onların hata yap-ma lüksleri yoktur.9) Katı ve inatçıdır.10) Hedef hep en yüksek olarak belir-lenir.

B) Blinç: Negatif düşüncenizin bilincin-de olun.A) Ara vermek: Kendinize düşünce sü-recinizin kontrolü altında olduğunuzu söyleyin “pozitif ol vb…” plan arayın: B-C-D ve hatta E PlanıD) Düşünce seçimi: Negatif olan dü-şüncenizi daha olumlu olan bir düşün-ceyle değiştirin. Olumsuz deneyimleri tekrar tekrar düşünmek ortaya çıkan negatif etkiyi arttırır,inanış iyice yerleşir, buna izin vermeyin.Yardımcı Kaynak: Mükemmeliyetçi Kişi-lik ‘Zehra Erol’

Page 123: TİMDER Dergisi 89.Sayı

120

İletiş

imde

İlet

işim

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Mükemmeliyetçilik‘perfeksiyonizm Fr. Perfectionisme’ mükemmeliyetçilik, yetkincilik, herhangi bir alanda mükemmel olma yolunda aşırı çaba sarf etme.

Çevremizde sayıları az olan ama her an her yerde karşılaşabileceğimiz kişilerdir.

Mükemmeliyetçilik; bir yaşam tarzı ve bir var oluş biçimidir. Ulaşılması hedef-lenen sabit bir durum değildir. Başkala-rının normal olarak değerlendirdiğinden daha fazla hayal kurarsanız. Başkalarının mümkün diye gördüğünden daha fazla beklentiye sahipseniz;MÜKEMMELİYETÇİSİNİZ!

Peki ama kim bumükemmeliyetçiler?Kaldırıma sıfırlamadan arabadan ineme-yen bunun için gerekirse tüm zamanını harcayan kişilerdir. Hatta öyle ki; araba-dan indikten sonra yine içleri rahat et-mez, iki ileri bir geri derken arabalarını başka bir park yerine bile alabilirler.

Hata ve kusurlarıyla kabul edilmeyecek-lerinden endişe ederler. Bu sebeple ken-di açıklarını espri yaparak geçiştirmeye çalışırlar ve bunda başarılı da olurlar. Sa-dece kendileri değil çevrelerindeki kişiler de kusursuz davranmalıdır. Onlara göre başarı ayrıntıdadır. Olaylara kuşbakışı bakmakta zorlanırlar. Her şeyi köşeli dü-şünürler ve kılı kırk yararlar. Ayrıntılardan başlarını kaldıramadıkları ve her şeyin kendi istedikleri gibi olma-sında ısrar ettikleri için hem kendilerini hem de çevrelerini yorarlar.Onlara hükmedenler için bir sorun yok-tur. Çünkü her patron dakik, işlerin uza-masından rahatsız olan ve işin zama-nında bitirilmesine çok özen gösteren mükemmeliyetçi bir çalışan ister. Ancak yine de zaman yönetiminde zorlanırlar.

Bu tarz insanlar için; her şey olabilir, olmamasının mutlaka bir nedeni vardır. Bunu bulup sorunu çözümlemesi gerekir.

Gerçekte olduğu gibi kabul edilmek onun için önemlidir.

Almila DalkılıçYönetim & Kişisel Gelişim Eğitmeni, Hitabet Koçu

[email protected]

KimBu Mükemmeliyetçiler?

Kendinde beğenmediği yönleri araş-tırır ve bir uzman gibi saptar, bunları de-ğiştirmeye çalışır. Bu nedenle en büyük sorunu kendisiyle yaşar, sürekli kafası doludur. Tek bir işle bu nedenle ilgilene-mez.

Sahip oldukları eşyaları daima saklar.Yaptıkları her işte başarılı olmaları

gerekir. Başarılı olamadıklarında yoğun üzüntü yaşarlar.

Birlikte yaşadıkları kişilerden, arka-daşlarından ve iş arkadaşlarından bir şey istemekte zorlanırlar. Diğer kişilerin işleri kendileri gibi yapamayacağını dü-şündükleri için kendileri yaparlar.

Bu kişilerle program yapmak çok zordur. Yapılan programı kendi planları-na uyana kadar değiştirirler. Karşıdaki kişinin kendilerine uymasını beklerler, daima geç kalırlar, mutlaka yapılacak bir şeyleri vardır.

Onlar sıkılmak kelimesini bilmezler!Hataya toleransları düşüktür.İlişkilerinde tez canlı ve tahammül-

süzdürler.Rahatsız olacakları ortama girmek

istemezler.Düşünceleri katıdır, esnemekte zor-

lanırlar. Keskin virajları vardır.Yapılan işler ortalama olamaz, en iyi-

si olmalıdır.Yeni ya da riskli bir durumla karşılaş-

tıklarında zorlanırlar.Daha çok ekip çalışmalarında değil,

bireysel olarak değerlendirilmeliler.Grileri yoktur. Var yok, siyah beyaz

yoktur. Ya hep ya hiç.Kusursuzluk için çok çabalarlar, çok

çalışırlar. Kendilerini ‘özel’ hisseder ve diğer

insanlar için de özel olmak isterler. ‘Özel’ olma istekleri yüzünden daima üstün performans göstermek zorunda kalır ve daha çok yorulurlar.

Tanısın tanımasın çevredeki herkesi eleştirir, herşeyin mükemmel olmasını ister, kurallar önemlidir ve uyulmalıdır. Yasak ortamda sigara içeni ilk o görür ve tespit eder, ilk uyaran da o olur.

Mükemmeliyetçiler kendilerinin farkın-dadırlar onlarla yaşamın zor olduğunu bilirler ve kendileri ile anlaşabilen, bir-

likte yaşayabilen kişiler onlar için çok önemli ve özeldir. Savaşları kendi içle-rindedir, kimseye bir zararları olmadığı için onları herkes sever çünkü onların anlatacakları ilginç ve keyifli hikayelerin hiç bitmeyeceğini bilirler. Renkli kişilik-lerdir.

Aşağıdakilerden 5 ve daha fazlası EVET ise eyvah ki ne eyvah. Mükem-meliyetçisiniz demektir.1) Asıl amacı unutturacak şekilde ayrın-tılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşıp durur. 2) İşin bitmesini zorlaştıracak derecede mükemmeliyetçilik gösterir. 3) Etkinliklerden ve arkadaşlarından yoksun kalacak şekilde kendini işe adar. 4) Ahlak, doğruluk, değerler gibi konu-larda esneklik göstermez. 5) Özel bir değeri olsa da olmasa da eski, değersiz şeyleri elden çıkaramaz. 6) Görev dağılımı yapmak ve başkaları ile birlikte çalışmak tercihi değildir.7) Para harcama konusunda hem ken-disine, hem de başkalarına karşı cimri davranır.8) Bir yere gidildiğinde oturulacak yeri onlar seçmelidir, menüye önce onlar bakmalıdır vb… Zira onların hata yap-ma lüksleri yoktur.9) Katı ve inatçıdır.10) Hedef hep en yüksek olarak belir-lenir.

B) Blinç: Negatif düşüncenizin bilincin-de olun.A) Ara vermek: Kendinize düşünce sü-recinizin kontrolü altında olduğunuzu söyleyin “pozitif ol vb…” plan arayın: B-C-D ve hatta E PlanıD) Düşünce seçimi: Negatif olan dü-şüncenizi daha olumlu olan bir düşün-ceyle değiştirin. Olumsuz deneyimleri tekrar tekrar düşünmek ortaya çıkan negatif etkiyi arttırır,inanış iyice yerleşir, buna izin vermeyin.Yardımcı Kaynak: Mükemmeliyetçi Kişi-lik ‘Zehra Erol’

Page 124: TİMDER Dergisi 89.Sayı

122

Afe

t Bili

nci

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel Kemerburgaz Üniversitesi MYO Müdürü & AKUT Eğitmeni

Çığ nedir ve nasıl oluşur? Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan en-gebeli, dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve/veya dış kuv-vetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket sonucu yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanmaktadır.

Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakala-rının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hare-ketidir. Kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından; çığ, bazen diğer bir tabaka üzerinde kayan bir ta-baka veya tabakalar ile tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonu-cunda oluşur.

Kar Çığını Oluşturan Ana Etkenler Nelerdir?Bunun birkaç farklı nedeni var ve bu alt başlıkları kısaca açıklamak gerekir. Yamacın EğimiÇığ için bazı parametreler çok önemli-dir. Bunların başında yamaç eğimi gel-mektedir.

Yamaç eğimi 30 dereceden az olan bölgelerde çığ riski oldukça azdır. Çok büyük bir yük binmedikçe kayma olmaz, olsa da çok kısa mesafede bir kar otur-ması meydana gelir.

Yamaç eğimi 58 dereceden büyük bölgelerde de çığ riski oldukça azdır. Bu kesimlerde yağan kar dik eğimde fazla tutunamaz ve hemen iner. Böylece bü-yük çığlar için kar birikimi engellenmiş olur.

Yamaç eğimi 30 - 58 derece olan ke-simler çığ riskinin en fazla olduğu ke-simlerdir. Bu kesimlerden geçerken çığ geçişleri için gereken tedbirleri alıp geçmekte fayda vardır.

Yamacın YönüKuzey yamaçlar: Dağların kuzey ya-maçları kış aylarında uzun süre güneş alamayabilir. Bu durumda karın sert-leşmesi de daha uzun sürer. Bu olay, iki sert tabakanın arasında yumuşak bir tabakanın oluşmasına neden olur ki bu tabaka dizilimi çığ için idealdir. Kış ayla-rında kuzeye bakan yamaçlar potansiyel çığ riski taşır. Bahar aylarında ise tam tersi olur. Havaların ısınmasıyla birlik-

te tabakalar erimeye ve birbirine daha sıkı bağlanmaya başlar. Böylece bahar aylarında kuzey yamaçları çığ açısından daha az risk taşır.

Güney yamaçlar: Güney yamaçlarda ise ısı sürekli değiştiği için kar kristal-lerinin gündüz eriyip gece donmalarına neden olur. Kış aylarında bu yamaçlar çok riskli değildir. Sürekli güneş aldık-ları için kar tabakaları hızla birbirine kenetlenebilir. Hızlı donma, tabakalar

TİMDER olarak sosyal sorumluluğumuz kapsamında AKUT Arama Kurtarma Derneği ile birlikte hazırladığımız bilinçlendirme çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayımızda, AKUT’un uzman eğitmen kadrosundan Kemerburgaz Üniversitesi MYO Müdürü ve Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel ile “ÇIĞ” konusunu ele aldık. Keyifle okumanızı dileriz.

ağaç ve kaya diplerinde biriken kar yü-rüdüğünüz yönün tersine ise, yani siz yürürken biriken karları görüyorsanız rüzgâr sizin arkanızdan esmiş demektir ve çığ riski azdır. Ama kar yürüdüğünüz yönde birikmişse rüzgârın karşınızdan estiğini gösterir. Bu durumda yürüdü-ğünüz vadilerin size bakan yamaçların-da büyük kar birikimi olacaktır ve ciddi bir çığ riski vardır. Bu yamaçlarda kor-nişler ve sertleşmemiş bol kar, alttaki sert zemin üzerinde kaymaya hazırdır.

arasında zayıf tabaka oluşmasına engel olur. Güney yamaçlarda çığ, genellik-le ilk kar sonrası düşebilir. Yağan kara, rüzgârını taşıdığı karlar da eklenince çığ oluşabilir. Eğer bulunduğunuz bölgede güney yamaçlarından çığ düştüğünü görüyorsanız bu kuzey yamaçlarından birkaç gün sonra çığ düşebileceği anla-mına gelir. Kış aylarında güvenli olan bu yamaçlar tam tersine bahar aylarında çok risklidir. Ancak baharda en çok riski taşıyan yamaçlar bu yamaçlardır. Nede-ni ise baharda daha güçlü gelen güneş ışınlarının karı yumuşatmasıdır.

Rüzgârın YönüRüzgârın esme yönüne göre etkinlik düzenlenen bölgede çığ riskinin olup ol-mayacağı çok rahat bir şekilde anlaşılır.

Yağışlı bir havada rüzgâr arkanızdan geliyorsa kar yürüdüğünüz yamacın ar-kasına birikir. Kornişler ters tarafta kalır. Bu tür ortamlar çığ açısından daha gü-venlidir. Rüzgâr yoksa bile kaya, ağaç veya otların diplerine bakarak bölgede son zamanlarda esen rüzgârın hâkim yönünü ortaya çıkarabilirsiniz. Eğer

Yamacın Niteliği Kaçkar Dağları gibi yamaçları çimenler-le kaplı dağlarda, çığ düşmesi çok daha kolaydır. Kayalık zemin veya ağaçlarla kaplı zeminlerde çığ düşmesi daha zor olur. Çünkü bu objeler çığ düşmesini engellerler. Ancak kar çok yoğun yağar-sa kayalık kesim kısa sürede kapanır. Rekristalize olan kar kristalleri yüzün-den etrafındaki karlarla tek parça hâline gelir. Kayalık kesimler ancak böyle bir durumda üzerlerinden kar akmasına izin verebilirler.

Yağan kar kayalıkları kapattıktan son-ra buradan da çığ düşme riski olabilir. Ağaçlar çığ parkuru içinde çığ düşmesi-ni engelleyebilirler. Ancak yüksek dağ-ların yamaçlarından vadilere inen çığlar orman da dâhil önlerine ne çıkarsa tah-rip ederler.

Yamaç ProfiliÇığlar, genellikle V profile sahip vadiler-den akar. En ideal çığ parkurları bu tür vadilerdir. Ayrıca dış bükey yamaçlar iç bükey yamaçlara göre daha fazla po-tansiyel risk taşırlar. Geniş yamaçlardan

Page 125: TİMDER Dergisi 89.Sayı

122

Afe

t Bili

nci

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel Kemerburgaz Üniversitesi MYO Müdürü & AKUT Eğitmeni

Çığ nedir ve nasıl oluşur? Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan en-gebeli, dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve/veya dış kuv-vetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket sonucu yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanmaktadır.

Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakala-rının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hare-ketidir. Kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından; çığ, bazen diğer bir tabaka üzerinde kayan bir ta-baka veya tabakalar ile tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonu-cunda oluşur.

Kar Çığını Oluşturan Ana Etkenler Nelerdir?Bunun birkaç farklı nedeni var ve bu alt başlıkları kısaca açıklamak gerekir. Yamacın EğimiÇığ için bazı parametreler çok önemli-dir. Bunların başında yamaç eğimi gel-mektedir.

Yamaç eğimi 30 dereceden az olan bölgelerde çığ riski oldukça azdır. Çok büyük bir yük binmedikçe kayma olmaz, olsa da çok kısa mesafede bir kar otur-ması meydana gelir.

Yamaç eğimi 58 dereceden büyük bölgelerde de çığ riski oldukça azdır. Bu kesimlerde yağan kar dik eğimde fazla tutunamaz ve hemen iner. Böylece bü-yük çığlar için kar birikimi engellenmiş olur.

Yamaç eğimi 30 - 58 derece olan ke-simler çığ riskinin en fazla olduğu ke-simlerdir. Bu kesimlerden geçerken çığ geçişleri için gereken tedbirleri alıp geçmekte fayda vardır.

Yamacın YönüKuzey yamaçlar: Dağların kuzey ya-maçları kış aylarında uzun süre güneş alamayabilir. Bu durumda karın sert-leşmesi de daha uzun sürer. Bu olay, iki sert tabakanın arasında yumuşak bir tabakanın oluşmasına neden olur ki bu tabaka dizilimi çığ için idealdir. Kış ayla-rında kuzeye bakan yamaçlar potansiyel çığ riski taşır. Bahar aylarında ise tam tersi olur. Havaların ısınmasıyla birlik-

te tabakalar erimeye ve birbirine daha sıkı bağlanmaya başlar. Böylece bahar aylarında kuzey yamaçları çığ açısından daha az risk taşır.

Güney yamaçlar: Güney yamaçlarda ise ısı sürekli değiştiği için kar kristal-lerinin gündüz eriyip gece donmalarına neden olur. Kış aylarında bu yamaçlar çok riskli değildir. Sürekli güneş aldık-ları için kar tabakaları hızla birbirine kenetlenebilir. Hızlı donma, tabakalar

TİMDER olarak sosyal sorumluluğumuz kapsamında AKUT Arama Kurtarma Derneği ile birlikte hazırladığımız bilinçlendirme çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayımızda, AKUT’un uzman eğitmen kadrosundan Kemerburgaz Üniversitesi MYO Müdürü ve Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel ile “ÇIĞ” konusunu ele aldık. Keyifle okumanızı dileriz.

ağaç ve kaya diplerinde biriken kar yü-rüdüğünüz yönün tersine ise, yani siz yürürken biriken karları görüyorsanız rüzgâr sizin arkanızdan esmiş demektir ve çığ riski azdır. Ama kar yürüdüğünüz yönde birikmişse rüzgârın karşınızdan estiğini gösterir. Bu durumda yürüdü-ğünüz vadilerin size bakan yamaçların-da büyük kar birikimi olacaktır ve ciddi bir çığ riski vardır. Bu yamaçlarda kor-nişler ve sertleşmemiş bol kar, alttaki sert zemin üzerinde kaymaya hazırdır.

arasında zayıf tabaka oluşmasına engel olur. Güney yamaçlarda çığ, genellik-le ilk kar sonrası düşebilir. Yağan kara, rüzgârını taşıdığı karlar da eklenince çığ oluşabilir. Eğer bulunduğunuz bölgede güney yamaçlarından çığ düştüğünü görüyorsanız bu kuzey yamaçlarından birkaç gün sonra çığ düşebileceği anla-mına gelir. Kış aylarında güvenli olan bu yamaçlar tam tersine bahar aylarında çok risklidir. Ancak baharda en çok riski taşıyan yamaçlar bu yamaçlardır. Nede-ni ise baharda daha güçlü gelen güneş ışınlarının karı yumuşatmasıdır.

Rüzgârın YönüRüzgârın esme yönüne göre etkinlik düzenlenen bölgede çığ riskinin olup ol-mayacağı çok rahat bir şekilde anlaşılır.

Yağışlı bir havada rüzgâr arkanızdan geliyorsa kar yürüdüğünüz yamacın ar-kasına birikir. Kornişler ters tarafta kalır. Bu tür ortamlar çığ açısından daha gü-venlidir. Rüzgâr yoksa bile kaya, ağaç veya otların diplerine bakarak bölgede son zamanlarda esen rüzgârın hâkim yönünü ortaya çıkarabilirsiniz. Eğer

Yamacın Niteliği Kaçkar Dağları gibi yamaçları çimenler-le kaplı dağlarda, çığ düşmesi çok daha kolaydır. Kayalık zemin veya ağaçlarla kaplı zeminlerde çığ düşmesi daha zor olur. Çünkü bu objeler çığ düşmesini engellerler. Ancak kar çok yoğun yağar-sa kayalık kesim kısa sürede kapanır. Rekristalize olan kar kristalleri yüzün-den etrafındaki karlarla tek parça hâline gelir. Kayalık kesimler ancak böyle bir durumda üzerlerinden kar akmasına izin verebilirler.

Yağan kar kayalıkları kapattıktan son-ra buradan da çığ düşme riski olabilir. Ağaçlar çığ parkuru içinde çığ düşmesi-ni engelleyebilirler. Ancak yüksek dağ-ların yamaçlarından vadilere inen çığlar orman da dâhil önlerine ne çıkarsa tah-rip ederler.

Yamaç ProfiliÇığlar, genellikle V profile sahip vadiler-den akar. En ideal çığ parkurları bu tür vadilerdir. Ayrıca dış bükey yamaçlar iç bükey yamaçlara göre daha fazla po-tansiyel risk taşırlar. Geniş yamaçlardan

123

Afe

t Bili

nci

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

akarak vadilere biriken karlar en tehli-keli ve tahrip edici çığları oluştururlar.

Ülkemizde Çığ riski ve yol açtığı kayıp/zararlardan bahsedebilir mi-siniz? Ülkemiz coğrafi yapısı, iklim şartları ve yeryüzü şekilleri nedeniyle özellikle kış mevsimlerinde hemen her yıl çığ ile kar-şılaşmaktadır. Doğu Anadolu, Doğu Ka-radeniz ve Güneydoğu Anadolu bölge-leri gibi yoğun kar yağışına maruz kalan bölgelerimiz her kar yağışından sonra potansiyel birer çığ afet bölgesi haline gelmektedirler. Bingöl, Bitlis ve Tunceli en çok çığ olayının görüldüğü illerimiz arasında yer almaktadırlar.

Bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesis-leri ve diğer bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleşim yerlerine etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekonomik açıdan olmaktadır. Çığın sosyal etkisi sadece can kayıpları ile sınırlı değildir. Çığdan etkilenen alan-lardaki maddi kayıpları karşılayamayan insanların bölgeden göç etmesi de bir sosyal sonuçtur. Ekonomik açıdan ba-kıldığında ise, bölgede çığların verdiği hasarların kısa sürede telafi edileme-mesinin getirdiği zorluklar nedeni ile oluşan üretim ve iş gücü kayıpları gide-rek artmakta ve bazı bölgelerin turizm potansiyeli dahi dolaylı olarak etkilen-mektedir.

Çığ, can kaybı açısından depremden sonra ülkemizde ikinci sırayı almaktadır. Günümüze kadar meydana gelen 1129 çığ olayında, 1428 kişi hayatını kay-betmiştir. En çok çığ olayının meydana geldiği 1992 yılında; 157 çığ sonucu 477 kişinin hayatını kaybettiği kayıtlara geçmiştir.

Çığ kazası geçirmiş bir kazazedenin hayatta kalma şansı nedir?ABD, Kanada, İsviçre, Fransa, İtalya ve İsviçre gibi yoğun çığ olaylarının yaşan-dığı ülkelerdeki aşağıda yer verilen çığ istatistikleri belirlenmiştir.

Çığ sırasında yüzeyde kalmayı başa-rabilmiş bir kişinin hayatta kalma oranı: %80

Çığa yakalanmış ve vücudunun bir uzvu veya tümü kar altında kalmış bir kişinin hayatta kalma oranı: %40 - 45

Ağaçlar ve binalar tarafından koru-nan birinin hayatta kalma oranı: %50 - 55

Çığ sonucu ölümlerin %65’i boğul-ma, %25’i ağaç, kaya vb. objelerin çarp-ması %10’u ise hipotermi ve şok sonucu olmuştur.

ABD’de yapılan bir çalışmada ise aşa-ğıdaki ilginç bulgulara ulaşılmıştır. Bu

istatistikler, çığ kazasına erken müda-halenin ne kadar önemli olduğunun en büyük kanıtıdır:

Kazazedelerin %20’si kar altında 30 dakikadan fazla yaşamıştır.

Kazazedelerin %13’ü kar altında 1 saatten fazla yaşamıştır.

Kazazedelerin %7’si kar altında 2 sa-atten fazla yaşamıştır.

Kazazedelerin %4’ü kar altında 3 sa-atten fazla yaşamıştır.

Çığdan Nasıl Korunabiliriz?Yapılan çalışmalar, çığa yakalanıldığın-da sağ kalabilmek için dört farklı strateji uygulamak gerektiğini ortaya koymuş-tur:

Çığa yakalanmamaya, yakalanırsanız da gömülmemeye çalışınız.

Gömüldüyseniz hava almaya çalışı-nız.

Çığla sürüklenen ve size çarparak ölümünüze veya yaralanmanıza neden olacak olan kaya, ağaç vb. cisimlerden korunmaya çalışınız.

Bağırarak dikkat çekmeye çalışınız.

Tabii ki önceliğimiz çığa yakalanmamak olmalı.

Çığ durduktan sonra, betonumsu bir özellik kazanacak olan kar içinde, de-ğil kalkmak parmağımızı oynatmak bile imkansızdır!!!

Çığdan korunmanın ilk şartı, çığ riski-ni iyi öğrenmektir. Bu nedenle çığ po-tansiyeli olan bölgelerden öncelikle uzak durulmalı, ancak görev gereği bu tür bölgelerde bulunulması gerekiyor ise uygulamalı çığ eğitimi alınmalıdır.

Yine gittiğiniz bölgelerde hangi dö-nemlerde çığ düştüğünü, hangi bölge-lerin riskli olduğunu iyice öğrenilmelidir. Bol kar yağışlı dönemlerden sonraki 5 - 10 günlük dönemlerde dağa gitmeme-ye çalışınız. Güneş çıksın, tüm karlar otursun ve düşebilecek çığlar düşsün. Ondan sonra rahatlıkla dağa gidebilirsi-niz, ama bu yine de çığ düşmeyecek an-lamına gelmemektedir.

Çığ profili açmayı ve kar katmanlarını yorumlamayı iyice öğrenmeden kış tır-

manışları yapmayınız.Gittiğiniz bölgelerde çığ ile ilgili en

sağlıklı bilgiyi yerel halktan alınız. Yıllar-dır bölgede yaşayan insanlar çığ riski olan bölgeleri çok iyi bilirler.

Çığ riski olan yerlerden topluca geç-mek yerine tek tek geçiniz. Böylece ola-sı bir çığda hem grubun göreceği zararı minimuma indirebilirsiniz hem de çığ altında kalan tek kişiye hızlı müdahale etme şansınız olur.

Toz kar çığını görünce çığ size ulaş-madan yanlara doğru kaçmaya çalışınız. Çığ ilk aşamada çok hızlı olmadığı için birkaç saniye bile kurtulmanız için ye-terli bir süre olabilir.

Tabaka çığı blok olarak hareket ettiği için çığın kenarında iseniz çığla birlikte hareket etmeden önce ilk anlarda kaz-manızla zemine tutunarak çığ bloğun-dan ayrılmaya çalışınız. Hareket hızlan-dıktan sonra kaçmanız mümkün olmaz.

Çığdan kaçamıyorsanız arkasına sı-ğınacağınız iri bir kaya parçası veya tu-tunacağınız büyük bir ağaç bulmaya ça-lışınız. Çok fazla garantisi olmazsa bile boş bir alanda çığa yakalanmaktan daha iyidir. Çünkü çığlar, bazen büyük kaya bloklarını taşıyabilecek veya önüne çı-kan ağaçları sökebilecek büyük bir güce sahip olabilirler.

Çığa yakalandığınızda ise bağırarak dikkat çekmeye çalışınız. Çığla hareket etmeye başladığınızda ise yüzmeye

benzer hareketler yaparak yüzeyde kal-mak için çaba sarf ediniz.

Hareketiniz her zaman kenarlara doğru olmalıdır. Çünkü çığ, profilli vadi-lerin morfolojik yapısı gereği aşağılara doğru iyice kalınlaşarak iner. Kenar kı-sımlarda kalırsanız bulunmanız daha kolay olur. Eğer elinizde baston varsa en kısa zamanda atınız. Baston, hareket serbestliğinizi kısıtlar. Bir malzemeye bağlıyken daha zor mücadele edilir.

Bazı kaynaklar sırt çantasının yüzey-de kalmak için işe yarayabileceğini söy-ler. Ancak ağır sırt çantalarının manevra yeteneğini kısıtladığını da unutmamak gerekir. Ancak sırtta kalmasının hem omuriliği koruma hem de çığ sonrasın-da yedek giysi ve ilk yardım malzemesi

Page 126: TİMDER Dergisi 89.Sayı

124

Afe

t Bili

nci

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

bulma gibi avantajlarını da unutmamak gerekir.

Bu arada ağzınıza, burnunuza kar gir-mesini önlemeye çalışınız.

Eğer karda sürüklenirken bilincinizi kaybetmemişseniz nerede olduğunuzu takip etmeye ve kara ne kadar gömül-düğünüzü tahmin etmeye çalışınız. Çünkü çığda kalanlar için alt üst kavra-mı yok olur. Birkaç cm altta bile olsanız yön duygunuz yok olduğu için dışarı çı-kamayabilirsiniz.

Çığ altında iseniz karın hareketi tam olarak durmadan yani kar henüz tam donmaya başlamadan önce yüzeye çık-mak veya yaklaşmak için karı tekmele-meye çalışınız. Böylece etrafınızda az da olsa nefes alacak bir boşluk oluşturabi-lirsiniz. Karın hareketi durduktan sonra hızla bir donma reaksiyonu gerçekleşe-ceği için boşluk yaratmanız zor olabilir.

Bu hareketi yaparak bir hava boşluğu yaratabilirsiniz. Buradan da kolunuzu dışarı çıkarmayı başarabilirseniz bir hava boşluğu yaratmış olursunuz.

Eğer bir boşluk yarattıysanız oksijeni hızla tüketmeyin. Daha yavaş nefes alıp verin. Karanlık sizi paniğe sürükleyebilir.

Çığa Yakalanan Ekiptekilerden Çığ Altında Kalmayanların Davranış Tarzı Nasıl Olmalıdır?

Panik olmayınız. Güvende olduğunu-za inanıyorsanız yüzeyde olanları ilk aşamada kurtarınız.

Hemen yardım çağrısı yapınız.Bulunduğunuz noktanın güvenli olup

olmadığını kontrol ediniz. Düşebilecek ikinci veya üçüncü çığlara karşı dikkatli olunuz.

Hemen bir durum tespiti yapınız. Kaç kişi olduğunuzu, kaç kişinin kurtulduğu-nu ve kaç kişinin kar altında olduğunu tespit ediniz.

Kar altında kalan arkadaşlarınızın en son görüldükleri yeri işaretleyiniz.

Elektronik arama cihazınız varsa he-men devreye sokunuz.

Çığ sondanız varsa arama çizgisi oluşturarak arkadaşlarınızı en son gö-rüldükleri yerden itibaren aramaya baş-layınız.

Çığ düşen bir yerden ikinci bir çığ gelme olasılığı her zaman yüksektir. Bu nedenle çığ düştükten sonra artık çığ riski kalmadı diye yolunuza devam ederseniz hata yaparsınız. Geri dönmek dağda ayıplanacak bir şey değildir.

Sizin AKUT olarak gerçekleştirdiği-niz çığ operasyonu var mıdır?Çığ kazalarında kişinin hayatta kalma süresi çok kısıtlıdır. Bu nedenle ilk ve en etkili müdahale, kazazedenin yanındaki kişilerin derhal kurtarma çalışmasına başlamasıdır. Dışarıdan destek istenen durumlar için konuşmak gerekirse; tipi ya da fırtınanın olmadığı yani normal

şartlarda, çığın oluştuğu yere yürüyerek ulaşmak 5-6 saat alır. Bu zaman kay-bının önüne geçmek için helikopterin gelmesini beklemek en makul ulaşım biçimi. Biz de öye yaptık…

Öncelikle belirtmem gerekir ki AKUT, kurulduğu 1996 yılından beri çok çeşit-li afet ve kaza türlerinde %100 gönüllü kadrosuyla uluslararası standartlarda arama - kurtarma hizmeti vermiştir. 20. yılımızda da ihtiyacı olan her canlıya eli-mizi uzatmaya devam ediyoruz!

Şu ana dek direkt çığ nedeniyle mey-dana gelen kazalarla ilgili 3 operasyona çıktık. Bunlardan birini kısaca anlatmak isterim. Yıl 11 Şubat 2006 yer Aladağ-lar. Türkiye Dağcılık tarihinin en fazla can kaybına neden olan çığ kazasında ne yazık ki dört dağcımızı kaybettik. Hacettepe Dağcılık ve Doğa Sporları Kolu’nun yıllık faaliyet programı içeri-sinde yer alan İleri Kış Eğitim Faaliyeti 1-8 Şubat arasında Aladağlar Akşam-pınarı mevkiinde gerçekleşecekti. Yo-ğun kar yağışından dolayı 2 gün uzayan programa göre 11 Şubat’ta zirve yapı-lacaktı. Edindiğimiz bilgiye göre; eğitim kampı sonrasında eğitmenlik deneyimli tecrübeli dağcılar, ekibe sonradan dâhil olan bir grup H.Ü. mezunu ve bir grup diğer üniversiteli dağcılardan oluşan 14 kişilik karma bir ekip Emler Zirvesi-ne (3.723 m.) kış tırmanışı yapma kararı almışlardı. 04:30’de yola koyulan ekip 3 saat yürüyüşün ardından 2700 metre-ye ulaşmıştır. Saat 07:50’de Karayalak Vadisi tabanına parelel olarak yüksel-mekte olan ekip 2 metre kalınlığında ve 150 metre enindeki çığa kapılıp aşağıya doğru yaklaşık 40 metre sürüklenmiş-tir. 14 kişiden 12 kişi çığa maruz kal-mış, ikisi kendi imkânlarıyla çıkabilmiş, uzuvları dışarıda olan 5 arkadaşlarını daha kurtarabilmişlerdir. Bu 9 kişiden biri telefon çeken noktaya yönlendirilip saat 09:00’da ilgililere ihbarda buluna-bilmiştir. Kar altındaki bir arkadaşlarına da kendi imkânlarıyla ulaşan dağcılar, bilinci kapalı dağcıyı CPR (Temel Ya-şam Desteği-Kalp masajı) ile hayata döndürmeyi başarmıştır. Yine kazadan 50 dakika sonra kar altındaki iki kişiye daha ulaşan dağcı arkadaşları, 30 da-kikalık CPR’ye rağmen kazazedeleri hayata döndüremediklerini gördükleri zaman temel yaşam desteğini sonlandı-rıp kayıp son iki kişiyi aramaya yoğun-laşmışlardır. Kısa süre sonra ekip içinde hipotermiye maruz kalmalar başlamış ve kurtulanlar alanı işaretleyip kamp alanına dönmüştür. Ekibimiz ise Özel Kuvvetler’e ait helikopter ile 14:05’te bölgeye ulaşmıştır. 15:45 ve 16:30’da iki dağcının daha cansız bedenine ula-şılmış ve 17:25’te operasyon sonlandı-rılmıştır.

Bu operasyonun bizim için buruk bir yanı da var. Cenazesi bulunan son iki dağcımız, arama-kurtarmaya giden 10 kişilik kurtarma timimizin yakın arka-daşlarıdır ve gönüllülerimiz kimi ara-dıklarını bilmedikleri bu operasyonda arkadaşlarının cenazeleri ile karşılaş-tıklarında son derece büyük bir hüzün yaşanmıştır.

Bizim en çok yağış alan illerden Bingöl ve Erzurum’da ekibimiz mevcut. Ekip-lerimiz kapanan kar yollarından dolayı çıktıkları operasyonlarda da çığ ile kar-şılaşabilmekteler. Yazımı AKUT Bingöl Ekip Liderimiz Ahmet Buzrul’un bir ga-zeteye verdiği röportajdan alıntı yapa-rak noktalamak isterim:

“En zor operasyonumu sormuşsunuz… Çalıkağıl Operasyonu. Yer Bingöl Yay-ladere ilçesi, Çalıkağıl Köyü. 65-70 yaşlarındaki Hüseyin amca kısmi felç geçirmiş ve yine kardan dolayı yol ka-palı. İhbarı veren kişi dönemin Yaylade-re Kaymakamı. Tüm değerlendirmeleri yaptık, kar motorunu hazırladık ve 6 kişilik ekiple yola çıktık. Giderken yol çok kötü değildi ve 1,5 saat sonra da Yayladere’ye vardık. Ancak hava birden kapandı ve şiddetli tipi başladı. Gerek-li görüşmeler yapıldıktan sonra, Alay Komutanı bize bir tane telsiz ve uydu telefonu hazırladı. Köyden yöreyi çok iyi bilen bir kılavuz da bizimle birlikte ge-lecekti. Yalnız yerdeki karın kurumasını beklememiz, dolayısı ile gece yola çık-mamız gerekiyordu. Biz hazırlıklarımızı yaparken köydeki yetkililer operasyonu iptal etmemi, ekibimin de hayatını riske atacağımı söylediler. Ben hastayı bu şe-kilde bırakamayacağımızı söylediğimde ise gülüp geçtiler, sanırım kararlılığı-mı ciddiye almamışlardı. Civarda yaya olarak dolaşarak yolu test ettim. Yağan karın araç geçişini imkânsız kıldığı orta-daydı. Bir tarafı dağ, diğer tarafı uçurum olan ve buz tutmuş, bir aracın geçeme-yeceği kadar dar ve engebeli bir yol dü-şünün. Hava eksi yirmilerde ve gece… Saat sabah 5’te kar motorunun sol ya-nına bağladığımız kızakla yola çıktım. Yanıma sadece kılavuzluk edecek kişiyi ve amcayı almıştım. Bir motosikletin ge-çebileceği kadar dar ve buz tutmuş bir alanda, zaman zaman önümüzdeki kar-ları kırıp tünel kazarak, zaman zaman aracı halatlarla çekerek 14 km. boyunca ilerledim. Yol boyunca sadece uçuru-ma düşmekten değil 6 çığdan da kur-tulduk. Hayatımın en zor operasyonu ve en zor anıydı. Dönüşümüz toplamda 8 saat sürdü. Kaymakam kalabalığın en önünde bizi alkışlarken amca uyuyordu ve yüzünden zorlu bir gece geçirdiği an-cak o an mutlu olduğu anlaşılıyordu.”

Afetsiz günler diliyorum.

Page 127: TİMDER Dergisi 89.Sayı

124

Afe

t Bili

nci

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

bulma gibi avantajlarını da unutmamak gerekir.

Bu arada ağzınıza, burnunuza kar gir-mesini önlemeye çalışınız.

Eğer karda sürüklenirken bilincinizi kaybetmemişseniz nerede olduğunuzu takip etmeye ve kara ne kadar gömül-düğünüzü tahmin etmeye çalışınız. Çünkü çığda kalanlar için alt üst kavra-mı yok olur. Birkaç cm altta bile olsanız yön duygunuz yok olduğu için dışarı çı-kamayabilirsiniz.

Çığ altında iseniz karın hareketi tam olarak durmadan yani kar henüz tam donmaya başlamadan önce yüzeye çık-mak veya yaklaşmak için karı tekmele-meye çalışınız. Böylece etrafınızda az da olsa nefes alacak bir boşluk oluşturabi-lirsiniz. Karın hareketi durduktan sonra hızla bir donma reaksiyonu gerçekleşe-ceği için boşluk yaratmanız zor olabilir.

Bu hareketi yaparak bir hava boşluğu yaratabilirsiniz. Buradan da kolunuzu dışarı çıkarmayı başarabilirseniz bir hava boşluğu yaratmış olursunuz.

Eğer bir boşluk yarattıysanız oksijeni hızla tüketmeyin. Daha yavaş nefes alıp verin. Karanlık sizi paniğe sürükleyebilir.

Çığa Yakalanan Ekiptekilerden Çığ Altında Kalmayanların Davranış Tarzı Nasıl Olmalıdır?

Panik olmayınız. Güvende olduğunu-za inanıyorsanız yüzeyde olanları ilk aşamada kurtarınız.

Hemen yardım çağrısı yapınız.Bulunduğunuz noktanın güvenli olup

olmadığını kontrol ediniz. Düşebilecek ikinci veya üçüncü çığlara karşı dikkatli olunuz.

Hemen bir durum tespiti yapınız. Kaç kişi olduğunuzu, kaç kişinin kurtulduğu-nu ve kaç kişinin kar altında olduğunu tespit ediniz.

Kar altında kalan arkadaşlarınızın en son görüldükleri yeri işaretleyiniz.

Elektronik arama cihazınız varsa he-men devreye sokunuz.

Çığ sondanız varsa arama çizgisi oluşturarak arkadaşlarınızı en son gö-rüldükleri yerden itibaren aramaya baş-layınız.

Çığ düşen bir yerden ikinci bir çığ gelme olasılığı her zaman yüksektir. Bu nedenle çığ düştükten sonra artık çığ riski kalmadı diye yolunuza devam ederseniz hata yaparsınız. Geri dönmek dağda ayıplanacak bir şey değildir.

Sizin AKUT olarak gerçekleştirdiği-niz çığ operasyonu var mıdır?Çığ kazalarında kişinin hayatta kalma süresi çok kısıtlıdır. Bu nedenle ilk ve en etkili müdahale, kazazedenin yanındaki kişilerin derhal kurtarma çalışmasına başlamasıdır. Dışarıdan destek istenen durumlar için konuşmak gerekirse; tipi ya da fırtınanın olmadığı yani normal

şartlarda, çığın oluştuğu yere yürüyerek ulaşmak 5-6 saat alır. Bu zaman kay-bının önüne geçmek için helikopterin gelmesini beklemek en makul ulaşım biçimi. Biz de öye yaptık…

Öncelikle belirtmem gerekir ki AKUT, kurulduğu 1996 yılından beri çok çeşit-li afet ve kaza türlerinde %100 gönüllü kadrosuyla uluslararası standartlarda arama - kurtarma hizmeti vermiştir. 20. yılımızda da ihtiyacı olan her canlıya eli-mizi uzatmaya devam ediyoruz!

Şu ana dek direkt çığ nedeniyle mey-dana gelen kazalarla ilgili 3 operasyona çıktık. Bunlardan birini kısaca anlatmak isterim. Yıl 11 Şubat 2006 yer Aladağ-lar. Türkiye Dağcılık tarihinin en fazla can kaybına neden olan çığ kazasında ne yazık ki dört dağcımızı kaybettik. Hacettepe Dağcılık ve Doğa Sporları Kolu’nun yıllık faaliyet programı içeri-sinde yer alan İleri Kış Eğitim Faaliyeti 1-8 Şubat arasında Aladağlar Akşam-pınarı mevkiinde gerçekleşecekti. Yo-ğun kar yağışından dolayı 2 gün uzayan programa göre 11 Şubat’ta zirve yapı-lacaktı. Edindiğimiz bilgiye göre; eğitim kampı sonrasında eğitmenlik deneyimli tecrübeli dağcılar, ekibe sonradan dâhil olan bir grup H.Ü. mezunu ve bir grup diğer üniversiteli dağcılardan oluşan 14 kişilik karma bir ekip Emler Zirvesi-ne (3.723 m.) kış tırmanışı yapma kararı almışlardı. 04:30’de yola koyulan ekip 3 saat yürüyüşün ardından 2700 metre-ye ulaşmıştır. Saat 07:50’de Karayalak Vadisi tabanına parelel olarak yüksel-mekte olan ekip 2 metre kalınlığında ve 150 metre enindeki çığa kapılıp aşağıya doğru yaklaşık 40 metre sürüklenmiş-tir. 14 kişiden 12 kişi çığa maruz kal-mış, ikisi kendi imkânlarıyla çıkabilmiş, uzuvları dışarıda olan 5 arkadaşlarını daha kurtarabilmişlerdir. Bu 9 kişiden biri telefon çeken noktaya yönlendirilip saat 09:00’da ilgililere ihbarda buluna-bilmiştir. Kar altındaki bir arkadaşlarına da kendi imkânlarıyla ulaşan dağcılar, bilinci kapalı dağcıyı CPR (Temel Ya-şam Desteği-Kalp masajı) ile hayata döndürmeyi başarmıştır. Yine kazadan 50 dakika sonra kar altındaki iki kişiye daha ulaşan dağcı arkadaşları, 30 da-kikalık CPR’ye rağmen kazazedeleri hayata döndüremediklerini gördükleri zaman temel yaşam desteğini sonlandı-rıp kayıp son iki kişiyi aramaya yoğun-laşmışlardır. Kısa süre sonra ekip içinde hipotermiye maruz kalmalar başlamış ve kurtulanlar alanı işaretleyip kamp alanına dönmüştür. Ekibimiz ise Özel Kuvvetler’e ait helikopter ile 14:05’te bölgeye ulaşmıştır. 15:45 ve 16:30’da iki dağcının daha cansız bedenine ula-şılmış ve 17:25’te operasyon sonlandı-rılmıştır.

Bu operasyonun bizim için buruk bir yanı da var. Cenazesi bulunan son iki dağcımız, arama-kurtarmaya giden 10 kişilik kurtarma timimizin yakın arka-daşlarıdır ve gönüllülerimiz kimi ara-dıklarını bilmedikleri bu operasyonda arkadaşlarının cenazeleri ile karşılaş-tıklarında son derece büyük bir hüzün yaşanmıştır.

Bizim en çok yağış alan illerden Bingöl ve Erzurum’da ekibimiz mevcut. Ekip-lerimiz kapanan kar yollarından dolayı çıktıkları operasyonlarda da çığ ile kar-şılaşabilmekteler. Yazımı AKUT Bingöl Ekip Liderimiz Ahmet Buzrul’un bir ga-zeteye verdiği röportajdan alıntı yapa-rak noktalamak isterim:

“En zor operasyonumu sormuşsunuz… Çalıkağıl Operasyonu. Yer Bingöl Yay-ladere ilçesi, Çalıkağıl Köyü. 65-70 yaşlarındaki Hüseyin amca kısmi felç geçirmiş ve yine kardan dolayı yol ka-palı. İhbarı veren kişi dönemin Yaylade-re Kaymakamı. Tüm değerlendirmeleri yaptık, kar motorunu hazırladık ve 6 kişilik ekiple yola çıktık. Giderken yol çok kötü değildi ve 1,5 saat sonra da Yayladere’ye vardık. Ancak hava birden kapandı ve şiddetli tipi başladı. Gerek-li görüşmeler yapıldıktan sonra, Alay Komutanı bize bir tane telsiz ve uydu telefonu hazırladı. Köyden yöreyi çok iyi bilen bir kılavuz da bizimle birlikte ge-lecekti. Yalnız yerdeki karın kurumasını beklememiz, dolayısı ile gece yola çık-mamız gerekiyordu. Biz hazırlıklarımızı yaparken köydeki yetkililer operasyonu iptal etmemi, ekibimin de hayatını riske atacağımı söylediler. Ben hastayı bu şe-kilde bırakamayacağımızı söylediğimde ise gülüp geçtiler, sanırım kararlılığı-mı ciddiye almamışlardı. Civarda yaya olarak dolaşarak yolu test ettim. Yağan karın araç geçişini imkânsız kıldığı orta-daydı. Bir tarafı dağ, diğer tarafı uçurum olan ve buz tutmuş, bir aracın geçeme-yeceği kadar dar ve engebeli bir yol dü-şünün. Hava eksi yirmilerde ve gece… Saat sabah 5’te kar motorunun sol ya-nına bağladığımız kızakla yola çıktım. Yanıma sadece kılavuzluk edecek kişiyi ve amcayı almıştım. Bir motosikletin ge-çebileceği kadar dar ve buz tutmuş bir alanda, zaman zaman önümüzdeki kar-ları kırıp tünel kazarak, zaman zaman aracı halatlarla çekerek 14 km. boyunca ilerledim. Yol boyunca sadece uçuru-ma düşmekten değil 6 çığdan da kur-tulduk. Hayatımın en zor operasyonu ve en zor anıydı. Dönüşümüz toplamda 8 saat sürdü. Kaymakam kalabalığın en önünde bizi alkışlarken amca uyuyordu ve yüzünden zorlu bir gece geçirdiği an-cak o an mutlu olduğu anlaşılıyordu.”

Afetsiz günler diliyorum.

www.parexgroup.com.tr

Yüksek Performans

• Yüksek yapışma mukavemeti• Su bazlı, çevre dostu• Donma, çözünme döngüsüne dayanıklı• Alkali ve tuz çözeltilerine karşı dayanıklı• Son derece elastik

Modifiye Poliüretan Esaslı, Elastik Su Yalıtım Malzemesi

Page 128: TİMDER Dergisi 89.Sayı

126

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Ekonomik Göstergeler,Dünya (Bölgeler, Ülkeler), Türkiye Verileri

Sanayi ve İnşaat Sektörleri ÜzerindeKıyaslamalı Yorum

Daha önce Etiplan Endüstriyel Teknolojik Iktisadi Planlama ve Mühendislik Hizm. Ltd. Şti. Ortakları Yavuz Bayülken veCahit Kütükoğlu katkılarıyla hazırlanarak TİMFED Dergimizin 11. sayısında yayınlanmış olan ekonomik göstergeler,sanayi ve inşaat sektörleri, dünya ve Türkiye verileri güncellenerek ve revize edilerek yorumlanmıştır. Burada çeşitli

kaynaklara ve TÜİK istatistiklerine dönük bir veri tabanı kullanılmıştır.

TABLO 1’de seçilmiş ülke ve coğrafi bölgeler (kıtalar) itibarıyla ekonomik büyüme değerleri ve oranları verilmektedir.

TABLO 1: Seçilmiş Ülkelere Göre GSYH ve Kişi Başına Milli Gelir (Cari fiyatlarla)

Bölge ÜLKELERGSYH

(Milyar USD)Kişi Başına Milli Gelir

(USD)2013 2014 2015 (K) 2016 (T) 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)

ABD 16.663.2 17.348,1 17.968,2 18.697,9 52.608 54.370 55.904 57.766

Avru

pa Ü

lkel

eri

Almanya 3.746,5 3.874,4 3.371,0 3.472,5 46.386 47.774 41.267 42.388İngiltere 2.678,4 2.950,0 2.864,9 3.054,8 41.793 45.729 44.118 46.720Fransa 2.811,1 2.833,7 2.422,6 2.488,4 44.164 44.332 37.728 38.575İtalya 2.137,6 2.147,7 1.819,0 1.876,6 35.815 35.335 29.847 30.541İspanya 1.393,5 1.406,5 1.221,4 1.265,1 29.907 30.272 26.327 27.309Hollanda 864,4 880,7 750,8 782,9 51.442 52.225 44.333 46.028Portekiz 225,0 229,9 197,5 204,2 21.514 21.123 18.984 19.611

Gün

ey

Am

erik

a Brezilya 2.391,0 2.346,7 1.799,6 1.672,9 11.894 11.573 8.802 8.118

Meksika 1.261,9 1.291,1 1. 161,5 1.187,1 10.568 10.784 9.592 9.692

Arjantin 622,1 543,1 578,7 578,7 14.740 12.735 13.428 13.284

G. D

oğu

Asy

a

Hindistan 1.875,2 2.051,2 2.182,6 2.384,7 1.489 1.608 1.688 1.821Endonezya 912,5 888,6 872,6 875,8 3.667 3.524 3.416 3.384Malezya 323,3 338,1 313,5 351,0 10.797 11.049 10.073 11.090

Uza

k D

oğu Japonya 4.919,6 4.602,4 4.116,2 4.170,6 38.633 36.222 32.481 33.010

Çin H. C. 9.490,8 10.356,5 11.384,8 12.254,0 6.975 7.572 8.280 8.659Güney Kore 1.305,6 1.410,4 1.393,0 1.450,1 25.978 27.970 27.513 28.525

Afrik

a Cezayir 209,7 213,5 175,1 181,7 5.533 5.406 4.345 4.426Mısır 271,4 286,4 298,4 311,3 3.205 3.304 3.724 4.120G. Afrika C. 366,2 350,1 317,3 326,5 6.890 6.483 5.784 5.859

Diğ

er Ü

lkel

er

Rusya Fed. 2.079,0 1.860,6 1.235,9 1.178,9 14.468 12.718 8.447 8.058İsrail 292,4 305,7 298,9 312,4 36.297 37.222 35.702 36.663Avustralya 1.497,2 1.442,7 1.240,8 1.253,0 64.271 61.066 51.642 51.257Kanada 1.839,0 1.785,4 1.572,8 1.592,3 52.393 50.304 43.935 44.095Norveç 522,3 499,8 397,6 394,8 102.496 96.930 76.266 74.903

Türkiye 823,0 798,3 722,2 721,2 10.821 10.381 9.290 9.180AB Ülkeleri 17.990,9 18.527,1 16.265,6 16.893,9 34.072 34.916 35.115 35.390EURO Böl. 13.218,8 13.457,0 11.568,2 11.929,4Dünya 75.467,1 77.269,2 73.506,8 76.321,3 10.472 10.573 10.620 10.710

Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database, Ekim 2015 Güncellemesi(K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar,(T) Tahmini Tabloda bölgesel olarak ve ülke düzeyinde cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) (Milyar ABD Doları) ve kişi başına milli gelir (ABD Doları) değerleri sunulmaktadır. Ayrıca tablonun sonunda Türkiye, AB ülkeleri ve Dünya toplamı ayrıca verilmektedir. Tablo 2013-2016 dönemi için hazırlanmış ve kıyaslama yapılabilmesi açısından gelişmiş, gelişmekte olan ve tipik bölge ülkeleri de gösterilmiştir. Özellikle 2015 ve 2016 tahminlerinde Brezilya, İtalya, İspanya, Meksika, Avustralya, Kanada ve Norveç gibi ülkelerde GSYH ve kişi başına milli gelir rakamlarında önemli düşüşler göze çarpmaktadır.

Page 129: TİMDER Dergisi 89.Sayı

126

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Ekonomik Göstergeler,Dünya (Bölgeler, Ülkeler), Türkiye Verileri

Sanayi ve İnşaat Sektörleri ÜzerindeKıyaslamalı Yorum

Daha önce Etiplan Endüstriyel Teknolojik Iktisadi Planlama ve Mühendislik Hizm. Ltd. Şti. Ortakları Yavuz Bayülken veCahit Kütükoğlu katkılarıyla hazırlanarak TİMFED Dergimizin 11. sayısında yayınlanmış olan ekonomik göstergeler,sanayi ve inşaat sektörleri, dünya ve Türkiye verileri güncellenerek ve revize edilerek yorumlanmıştır. Burada çeşitli

kaynaklara ve TÜİK istatistiklerine dönük bir veri tabanı kullanılmıştır.

TABLO 1’de seçilmiş ülke ve coğrafi bölgeler (kıtalar) itibarıyla ekonomik büyüme değerleri ve oranları verilmektedir.

TABLO 1: Seçilmiş Ülkelere Göre GSYH ve Kişi Başına Milli Gelir (Cari fiyatlarla)

Bölge ÜLKELERGSYH

(Milyar USD)Kişi Başına Milli Gelir

(USD)2013 2014 2015 (K) 2016 (T) 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)

ABD 16.663.2 17.348,1 17.968,2 18.697,9 52.608 54.370 55.904 57.766

Avru

pa Ü

lkel

eri

Almanya 3.746,5 3.874,4 3.371,0 3.472,5 46.386 47.774 41.267 42.388İngiltere 2.678,4 2.950,0 2.864,9 3.054,8 41.793 45.729 44.118 46.720Fransa 2.811,1 2.833,7 2.422,6 2.488,4 44.164 44.332 37.728 38.575İtalya 2.137,6 2.147,7 1.819,0 1.876,6 35.815 35.335 29.847 30.541İspanya 1.393,5 1.406,5 1.221,4 1.265,1 29.907 30.272 26.327 27.309Hollanda 864,4 880,7 750,8 782,9 51.442 52.225 44.333 46.028Portekiz 225,0 229,9 197,5 204,2 21.514 21.123 18.984 19.611

Gün

ey

Am

erik

a Brezilya 2.391,0 2.346,7 1.799,6 1.672,9 11.894 11.573 8.802 8.118

Meksika 1.261,9 1.291,1 1. 161,5 1.187,1 10.568 10.784 9.592 9.692

Arjantin 622,1 543,1 578,7 578,7 14.740 12.735 13.428 13.284

G. D

oğu

Asy

a

Hindistan 1.875,2 2.051,2 2.182,6 2.384,7 1.489 1.608 1.688 1.821Endonezya 912,5 888,6 872,6 875,8 3.667 3.524 3.416 3.384Malezya 323,3 338,1 313,5 351,0 10.797 11.049 10.073 11.090

Uza

k D

oğu Japonya 4.919,6 4.602,4 4.116,2 4.170,6 38.633 36.222 32.481 33.010

Çin H. C. 9.490,8 10.356,5 11.384,8 12.254,0 6.975 7.572 8.280 8.659Güney Kore 1.305,6 1.410,4 1.393,0 1.450,1 25.978 27.970 27.513 28.525

Afrik

a Cezayir 209,7 213,5 175,1 181,7 5.533 5.406 4.345 4.426Mısır 271,4 286,4 298,4 311,3 3.205 3.304 3.724 4.120G. Afrika C. 366,2 350,1 317,3 326,5 6.890 6.483 5.784 5.859

Diğ

er Ü

lkel

er

Rusya Fed. 2.079,0 1.860,6 1.235,9 1.178,9 14.468 12.718 8.447 8.058İsrail 292,4 305,7 298,9 312,4 36.297 37.222 35.702 36.663Avustralya 1.497,2 1.442,7 1.240,8 1.253,0 64.271 61.066 51.642 51.257Kanada 1.839,0 1.785,4 1.572,8 1.592,3 52.393 50.304 43.935 44.095Norveç 522,3 499,8 397,6 394,8 102.496 96.930 76.266 74.903

Türkiye 823,0 798,3 722,2 721,2 10.821 10.381 9.290 9.180AB Ülkeleri 17.990,9 18.527,1 16.265,6 16.893,9 34.072 34.916 35.115 35.390EURO Böl. 13.218,8 13.457,0 11.568,2 11.929,4Dünya 75.467,1 77.269,2 73.506,8 76.321,3 10.472 10.573 10.620 10.710

Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database, Ekim 2015 Güncellemesi(K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar,(T) Tahmini Tabloda bölgesel olarak ve ülke düzeyinde cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) (Milyar ABD Doları) ve kişi başına milli gelir (ABD Doları) değerleri sunulmaktadır. Ayrıca tablonun sonunda Türkiye, AB ülkeleri ve Dünya toplamı ayrıca verilmektedir. Tablo 2013-2016 dönemi için hazırlanmış ve kıyaslama yapılabilmesi açısından gelişmiş, gelişmekte olan ve tipik bölge ülkeleri de gösterilmiştir. Özellikle 2015 ve 2016 tahminlerinde Brezilya, İtalya, İspanya, Meksika, Avustralya, Kanada ve Norveç gibi ülkelerde GSYH ve kişi başına milli gelir rakamlarında önemli düşüşler göze çarpmaktadır.

127

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

TABLO 2: Seçilmiş Ülkelere Göre Büyüme ve Enflasyon Oranları

Bölge ÜLKELERBüyüme

(%)Enflasyon

(%)2013 2014 2015(K) 2016(T) 2013 2014 2015(K) 2016(T)

ABD 1,5 2,4 2,5 2,6 1,5 1,6 0,1 1,1

Avru

pa Ü

lkel

eri

Almanya 0,4 1,6 1,5 1,7 1,5 0,9 0,2 1,2İngiltere 1,7 2,9 2,2 2,2 2,6 1,5 0,1 1,5Fransa 0,7 0,2 1,2 1,3 0,9 0,5 0,1 1,0İtalya - 1,7 - 0,4 0,8 1,3 1,2 0,2 0,2 0,7İspanya - 1,2 1,4 3,2 2,7 1,4 - 0,1 0,0 0,8Hollanda - 0,5 1,0 1,8 1,9 2,5 1,0 0,7 1,0Portekiz - 1,6 0,9 1,6 1,5 0,3 - 0,3 0,6 1,1

Gün

ey

Am

erik

a Brezilya 2,7 0,1 - 3,8 - 3,5 6,2 6,3 8,9 6,3

Meksika 1,4 2,3 2,5 2,6 3,8 4,0 2,8 3,0

Arjantin 2,9 0,5 0,4 - 0,7 10,6 13,7 16,8 25,6

Gün

ey

Doğ

u A

sya

Hindistan 6,9 7,3 7,3 7,5 10,0 6,4 5,4 5,5Endonezya 5,6 5,0 4,7 5,1 6,4 6,4 6,8 5,4Malezya 4,7 6,0 4,7 4,5 2,1 3,1 2,6 3,5

Uza

k D

oğu Japonya 1,6 0,0 0,6 1,0 0,4 2,7 0,7 0,4

Çin H. C. 7,7 7,3 6,9 6,3 2,6 2,0 1,5 1,8Güney Kore 2,9 3,3 2,7 3,2 1,3 1,3 0,8 1,8

Afrik

a Cezayir 2,8 3,8 3,0 3,9 3,3 2,9 3,0 3,6Mısır 2,1 2,2 4,2 4,3 9,5 10,1 10,2 9,0Güney Afrika C. 2,2 1,5 1,3 0,7 5,4 6,4 4,8 5,9

Diğ

er Ü

lkel

er

Rusya Fed. 1,3 0,6 - 3,7 - 1,0 6,8 7,8 15,8 8,6İsrail 3,3 2,6 2,5 3,3 1,5 0,5 - 0,5 - 1,1Avustralya 2,1 2,7 2,4 2,9 2,4 2,5 1,8 2,6Kanada 2,0 2,5 1,2 1,7 0,9 1,9 1,0 1,6Norveç 0,7 2,2 0,9 1,3 2,1 2,0 2,0 2,1

Türkiye 4,2 2,9 3,0 2,9 7,5 8,2 8,8 9,0AB Ülkeleri 0,2 1,5 1,9 1,9 1,5 0,5 0,1 1,1Euro Bölgesi - 0,3 0,9 1,5 1,7 1,3 0,4 0,2 1,0Dünya 3,3 3,4 3,1 3,4

Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database, Ekim 2015 Güncellemesi (Ocak 2016 tashihleri)(K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar(T)Tahmini

TABLO 1’i tamamlayan TABLO 2 yine aynı bölgeler ve ülkeler için GSYH büyüme oranlarını ve enflasyon değerlerini (%) göstermektedir. Burada önemli bir konu GSYH büyüme oranlarında ülkelerin kendi milli para birimi cinsinden hesaplanmış GSYH oranlarına dikkat çekilmektedir. Bu bulgulardan 2015 yılının bazı bölge ve ülkeler için kritik yıl olduğu söylenebilir.

Keza yine tablodan görüleceği gibi, Brezilya, Meksika, Hindistan ve Mısır gibi ülkelerde de büyüme oranları dalgalanmakta ve enflasyon artmaktadır. Gelişmekte olan ekonomiler için bu nedenle 2015 kritik bir yıl olmuştur.

Türkiye için ekonomik göstergelere ilişkin önemli bazı veriler de TABLO 3’de verilmektedir. Yine 2013 - 2016 yıları için verilen bu değerler toplam tüketim, sabit sermaye yatırımları yurtiçi tasarruflar ve toplam yurtiçi talep gibi önemli verilere yer verilmektedir. Özellikle enflasyon oranı, yurtiçi tasarruf ve taleplerle doğrudan ilgilidir.

“Brezilya, Meksika, Hindistan ve Mısır gibi ülkelerde de büyüme oranları dalgalanmakta ve enflasyon artmaktadır. Gelişmekte olan ekonomiler için

bu nedenle 2015 kritik bir yıl olmuştur.”

Page 130: TİMDER Dergisi 89.Sayı

128

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

TABLO 3:Türkiye’nin GSYH Değerleri, Toplam Tüketim, Sabit Sermaye Yatırımları, Yurtiçi Tasarruf ve Yurtiçi Talep Artış OranlarıAçıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)GSYH (Milyar USD) (Cari Fiyatlarla) 823,0 799,0 722,3 736,0GSYH (Milyar TL) (Cari Fiyatlarla) 1.567,3 1.747,4 1.963,0 2.207,0GSYH (Milyar TL) (Sabit Fiyatlarla) 122,5 126,1 131,1 135,3

GSYH Büyümesi (%) 4,2 2,9 4,0 4,5

Kişi Başına Gelir (GSYH) (USD) 10.822 10.390 9.286 9.364Toplam Tüketim Artış Oranları (%) (*) 4,1 1,9 4,5 3,7Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (%) 3,0 - 1,3 4,7 5,0· Kamu 17,8 - 6,5 - 6,0 - 6,1· Özel Sektör - 0,9 0,1 4,4 7,2

Toplam Yurtiçi Tasarruf / GSYH 12,5 14,6 16,1 16,3Toplam Yurtiçi Talep (*) 4,8 1,1 3,9 4,3

Kaynak: 1)TUİK Verileri 2) Orta Vadeli Program(*) 1998 sabit fiyatlarıyla % değişimi vermektedir(K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar(T)Tahmini

Toplam sabit sermaye yatırımları ise kamu ve özel sektör yatırımları olarak ayrı ayrı verilmiştir. 2014 yılında kamu sabit sermaye yatırımlarında önemli bir düşüş olmuş, özel sektör yatırımları ise bir önceki yıla göre %4,4 oranında artmıştır. 2015’de her iki kesimde de artış beklenmektedir. Kamu yatırımları inşaat, ulaştırma ve eğitim alanında, özel sektör yatırımları ise imalat, ulaştırma, inşaat, enerji ve finansman alanlarında yoğunlaşmaktadır. Bu durum Brezilya, Arjantin, Malezya gibi yükselen ekonomilerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin katma değeri düşük alanlarda yatırım yaptığı görülmektedir.

Türkiye’nin toplam yurtiçi tasarrufları OECD içindeki en düşük oranlar olarak görülmektedir. 2016 yılında GSYH’a oranı %16,6 tahmin edilmekte olup, AB ortalaması %27 olarak belirlenmiştir.

TABLO 4’te Türkiye’nin dış ticaret verileri sunulmuştur. Tabloda 2014 yılında ihracat bir miktar (%3,9) artmış olup, ancak katma değeri düşük ürünlerin yoğunluk kazandığı bilinmektedir. 2015 yılında ihracatın 143,9 Milyar Dolara düştüğü görülmektedir. 2016 yılında bir miktar artış beklenmektedir. Ancak bu artışın OVP’da beklenen düzeye ulaşamayacağı aşikardır. İhracatın ülkelere göre dağılımı TABLO 5’de gösterilmiştir. TABLO 4’de ithalat değerleri ve dış ticaret dengesi de yer almakta ve petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı cari açık da buna paralel olarak düşmektedir.

TABLO 4: Türkiye’nin Dış Ticaret Verileri

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)İhracat (Milyar USD) (FOB) 151.803 157.610 143.935 150.500İthalat (Milyar USD) (CIF) 251.661 242.177 207.203 210.700Dış Ticaret Dengesi (Milyar USD) - 99.858 - 84.567 - 63.268 - 60,200Dış Ticaret Hacmi (Milyar USD) 403.464 399.787 351.138 361.200Dış Ticaret Hacmi / GSYH 49,02 50,03 48,6 49,1İhracat / İthalat Oranı (%) 60,32 65,08 69,46 71,40Cari İşlemler Dengesi (Milyar USD) - 58.715 - 46.500 - 31.700 - 29.600Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%) - 7,1 - 5,8 - 4,4 - 4,0Ham Petrol Fiyatları, Brent (USD/varil) 109,1 97,5 52,5 31,7Enerji İthalatı (Milyar USD) 59,0 54,9 37,8 33,0

Kaynak: TUİK Verileri, Orta Vadeli Program (2012-2014)(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T)Tahmini

Cari işlemler dengesinde, cari açık 46,5 Milyar Dolar’a inmiş olup, bu düşüş takip eden yıllarda da görülecektir. Dolayısıyla GSYH’ya oranları da düşmektedir.

Önemli göstergelerden biri de ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. 2015 yılında bu oranın %69,46 olduğu öngörülmektedir. Tabloda ayrıca ham petrol fiyatlarının düşüş trendi ve enerji ithalatının değeri görülmektedir. Cari açıktaki düşüş de petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanmaktadır.

Page 131: TİMDER Dergisi 89.Sayı

128

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

TABLO 3:Türkiye’nin GSYH Değerleri, Toplam Tüketim, Sabit Sermaye Yatırımları, Yurtiçi Tasarruf ve Yurtiçi Talep Artış OranlarıAçıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)GSYH (Milyar USD) (Cari Fiyatlarla) 823,0 799,0 722,3 736,0GSYH (Milyar TL) (Cari Fiyatlarla) 1.567,3 1.747,4 1.963,0 2.207,0GSYH (Milyar TL) (Sabit Fiyatlarla) 122,5 126,1 131,1 135,3

GSYH Büyümesi (%) 4,2 2,9 4,0 4,5

Kişi Başına Gelir (GSYH) (USD) 10.822 10.390 9.286 9.364Toplam Tüketim Artış Oranları (%) (*) 4,1 1,9 4,5 3,7Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (%) 3,0 - 1,3 4,7 5,0· Kamu 17,8 - 6,5 - 6,0 - 6,1· Özel Sektör - 0,9 0,1 4,4 7,2

Toplam Yurtiçi Tasarruf / GSYH 12,5 14,6 16,1 16,3Toplam Yurtiçi Talep (*) 4,8 1,1 3,9 4,3

Kaynak: 1)TUİK Verileri 2) Orta Vadeli Program(*) 1998 sabit fiyatlarıyla % değişimi vermektedir(K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar(T)Tahmini

Toplam sabit sermaye yatırımları ise kamu ve özel sektör yatırımları olarak ayrı ayrı verilmiştir. 2014 yılında kamu sabit sermaye yatırımlarında önemli bir düşüş olmuş, özel sektör yatırımları ise bir önceki yıla göre %4,4 oranında artmıştır. 2015’de her iki kesimde de artış beklenmektedir. Kamu yatırımları inşaat, ulaştırma ve eğitim alanında, özel sektör yatırımları ise imalat, ulaştırma, inşaat, enerji ve finansman alanlarında yoğunlaşmaktadır. Bu durum Brezilya, Arjantin, Malezya gibi yükselen ekonomilerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin katma değeri düşük alanlarda yatırım yaptığı görülmektedir.

Türkiye’nin toplam yurtiçi tasarrufları OECD içindeki en düşük oranlar olarak görülmektedir. 2016 yılında GSYH’a oranı %16,6 tahmin edilmekte olup, AB ortalaması %27 olarak belirlenmiştir.

TABLO 4’te Türkiye’nin dış ticaret verileri sunulmuştur. Tabloda 2014 yılında ihracat bir miktar (%3,9) artmış olup, ancak katma değeri düşük ürünlerin yoğunluk kazandığı bilinmektedir. 2015 yılında ihracatın 143,9 Milyar Dolara düştüğü görülmektedir. 2016 yılında bir miktar artış beklenmektedir. Ancak bu artışın OVP’da beklenen düzeye ulaşamayacağı aşikardır. İhracatın ülkelere göre dağılımı TABLO 5’de gösterilmiştir. TABLO 4’de ithalat değerleri ve dış ticaret dengesi de yer almakta ve petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı cari açık da buna paralel olarak düşmektedir.

TABLO 4: Türkiye’nin Dış Ticaret Verileri

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)İhracat (Milyar USD) (FOB) 151.803 157.610 143.935 150.500İthalat (Milyar USD) (CIF) 251.661 242.177 207.203 210.700Dış Ticaret Dengesi (Milyar USD) - 99.858 - 84.567 - 63.268 - 60,200Dış Ticaret Hacmi (Milyar USD) 403.464 399.787 351.138 361.200Dış Ticaret Hacmi / GSYH 49,02 50,03 48,6 49,1İhracat / İthalat Oranı (%) 60,32 65,08 69,46 71,40Cari İşlemler Dengesi (Milyar USD) - 58.715 - 46.500 - 31.700 - 29.600Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%) - 7,1 - 5,8 - 4,4 - 4,0Ham Petrol Fiyatları, Brent (USD/varil) 109,1 97,5 52,5 31,7Enerji İthalatı (Milyar USD) 59,0 54,9 37,8 33,0

Kaynak: TUİK Verileri, Orta Vadeli Program (2012-2014)(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T)Tahmini

Cari işlemler dengesinde, cari açık 46,5 Milyar Dolar’a inmiş olup, bu düşüş takip eden yıllarda da görülecektir. Dolayısıyla GSYH’ya oranları da düşmektedir.

Önemli göstergelerden biri de ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. 2015 yılında bu oranın %69,46 olduğu öngörülmektedir. Tabloda ayrıca ham petrol fiyatlarının düşüş trendi ve enerji ithalatının değeri görülmektedir. Cari açıktaki düşüş de petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanmaktadır.

129

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

TABLO 5 ve TABLO 6’da Türkiye’nin ihracat ve ithalatlarının ülke ve coğrafi bölgelere dağılımı görülmektedir. Tablolardan görüldüğü gibi 2015 yılında toplam ihracatın %42,8’i Avrupa Birliğine (28 ülke) yapılmakta, ithalatın %36,6’si aynı bölgeden sağlanmaktadır. Bu durum AB ülkelerinin Türkiye için önemini vurgulamaktadır. Diğer ülke gruplarına yapılan ihracatlarda tabloda ayrı ayrı verilmiştir. Burada “yakın ve uzak doğu ülkeleri” de önemli pay almaktadır.

TABLO 7’de Türkiye nüfus, işgücü ve istihdam verileri sunulmaktadır. Tablodan görüleceği üzere işgücü sürekli artış göstermekte olup, kesinleşmemiş geçici verilere göre 2015 yılında 30 Milyon kişiye ulaşmıştır. İşgücüne katılma oranı ise 2014 yılında %50,5 iken 2015 yılında %51,6’ya erişmiştir. İstihdam edilenlerin sayısı yine geçici verilere göre 2015 yılında 26,8 Milyon kişi olmuştur. Giderek bu sayının 27,9 Milyon kişiye ulaşması beklenmektedir. Bu durumda ülkemizde çalışan her kişi ortalama olarak 3 kişiye geçim sağlamaktadır. İşsizlik ise 2015 yılında 3,1 Milyona çıkmış ve işsizlik oranı %10,5u olmuştur. Genç nüfusta işsizlik oranı %24’e yaklaşmaktadır. Kadın istihdamı çok düşük olup 85 ülkenin altında kalmaktadır. Tarım dışı işsizlik oranı 2015’te %12,6’e erişmiştir. Bu durum özellikle imalat sanayinde yapılması gereken yatırımların önceliğini vurgulamakta, zorunlu kılmaktadır.

TABLO 5: Türkiye İhracatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı

ÜLKELER2013 2014 2015 (K) 2016 (T)

Milyar USD % Milyar

USD % Milyar USD % Milyar

USD %

Toplam İhracat 151,8 100,0 157,6 100,0 143,9 100,0 150,5 100,0Avrupa Birliği 63,0 41,5 68,5 43,5 61,5 42,8 64,4 42,8Türkiye Serbest Bölgeleri 2,4 1,6 2,3 1,4 2,2 1,5 2,3 1,5Diğer Ülkeler 86,4 56,9 86,8 55,1 80,2 55,7 83,8 55,7- AB Harici Avrupa 14,2 9,4 15,2 9,6 13,7 9,5 14,3 9,5- Kuzey Afrika 10,0 6,6 9,8 6,2 8,8 6,1 9,2 6,1- Diğer Afrika Ülkeleri 4,2 2,7 4,0 2,5 4,6 3,2 4,8 3,2

- Kuzey Amerika 6,6 4,3 7,3 4,6 7,1 5,0 7,5 5,0

- Orta Amerika ve Karayipler 1,0 0,7 0,9 0,6 0,9 0,6 0,9 0,6

- Güney Amerika 2,1 1,4 1,9 1,2 1,9 1,3 1,9 1,3

- Yakın ve Uzak Doğu 35,6 23,4 35,4 22,5 31,9 22,2 33,4 22,2- Diğer Asya Ülkeleri 12,0 7,9 11,6 7,4 10,5 7,3 11,0 7,3- Avustralya ve Yeni Zelanda 0,6 0,4 0,6 0,4 0,6 0,4 0,6 0,4- Diğer Ülke ve Bölgeler 0,1 0,1 0,2 0,1 0,2 0,1 0,2 0,1

Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T)Tahmini

TABLO 6: Türkiye İthalatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı

ÜLKELER2013 2014 2015 (K) 2016 (T)

Milyar USD % Milyar

USD % Milyar USD % Milyar

USD %

Toplam İthalat 251,7 100,0 242,2 100,0 207,2 100,0 210,7 100,0Avrupa Birliği 92,5 36,7 88,8 36,7 75,8 36,6 77,1 36,6Türkiye Serbest Bölgeleri 1,3 0,5 1,3 0,5 1,0 0,5 1,0 0,5Diğer Ülkeler 157,9 62,8 152,1 62,8 130,4 62,9 132,6 62,9- AB Harici Avrupa 41,3 16,4 36,4 15,0 33,8 16,3 34,3 16,3- Kuzey Afrika 3,5 1,4 3,4 1,4 2,9 1,4 2,9 1,4- Diğer Afrika Ülkeleri 2,5 1,0 2,5 1,0 2,1 1,0 2,1 1,0

- Kuzey Amerika 14,0 5,5 13,8 5,7 11,8 5,7 12,0 5,7

- Orta Amerika ve Karayipler 1,4 0,5 1,1 0,5 1,0 0,5 1,0 0,5

- Güney Amerika 3,7 1,5 3,9 1,6 2,9 1,4 2,9 1,4

- Yakın ve Uzak Doğu 22,2 8,8 20,5 8,5 18,5 8,9 18,8 8,9- Diğer Asya Ülkeleri 54,6 21,7 56,2 23,2 45,4 21,9 46,1 21,9- Avustralya ve Yeni Zelanda 1,3 0,5 0,6 0,3 1,0 0,5 1,0 0,5- Diğer Ülke ve Bölgeler 13,4 5,3 13,7 5,6 11,0 5,3 11,2 5,3

Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T)Tahmini

Page 132: TİMDER Dergisi 89.Sayı

130

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

TABLO 7: Türkiye Nüfus, İşgücü, İstihdam ve İşsizlik Verileri

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)Nüfus (Yıl sonu, Bin kişi) 76.668 77.696 78.741 79,95015 Yaş Üstü Nüfus (Bin kişi) 55.982 56.986 58.134 59.920İşgücü (Bin kişi) 27.046 28.786 30.003 31.350İşgücüne Katılma Oranı (%) 48,3 50,5 51,6 52,3İstihdam edilenler (Bin kişi) 24.601 25.933 26.856 27.880İşsiz (Bin kişi) 2.445 2.853 3.147 3.470İşgücüne Dahil Olmayan Nüfus (Bin kişi) 28.936 28.200 28.131 28.570İstihdam Oranı (%) 43,9 45,5 46,2 46,5İşsizlik Oranı (%) 9,0 9,9 10,5 11,1Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%) 10,9 12,0 12,6 12,8

Kaynak: TUİK, Hanehalkı İşgücü Araştırması (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (Ekim 2015 itibarıyla, (T) Tahmini

TABLO 8’de 2011-2016 dönemi için yurtiçi üretici ve tüketici fiyat endeksleri ile bunların yıllık değişim oranları verilmektedir. Bu dönem içinde fiyatlarda artış trendi gözlenmektedir. Burada 2003=100 esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ayrıca GRAFİK 1’de TÜ-FE ve Yİ-ÜFE gösterilmiştir. 2014 ve 2015 yıllarında artışların hızlandığı ve bunun pek çok göstergeyi de tetiklediği açık olarak belirlenmiştir. İklim değişikliği olgularının, tarımda uygulanan yöntemlerin ve imalat sanayindeki gelişmelerin fiyat endekslerinde önemli etkileri ortaya çıkmıştır.

TABLO 8: Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri ve Değişim Oranları (2003=100)

Açıklama 2011 2012 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİEndeks (12 ayın ortalamaları) 192,11 203,82 212,95 234,78 247,19 259,35On iki aylık ortalamalara göre değişim % 11.09 6,09 4,48 10,25 5,28 7,8

TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİEndeks (12 ayın ortalamaları) 189,95 206,84 222,33 242,02 260,59 271,78On iki aylık ortalamalara göre değişim % 6,47 8,89 7,49 8,85 7,67 9,1

Kaynak: TUİK, Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

GRAFİK 1: Türkiye Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri (2013-2016)

271,78

259,35

247,19

234,78

212,95

203,82192,11

260,59

241,02

222,33

206,84

189,95

Temel ekonomik göstergelerin incelenmesinden sonra, imalat sanayi ve inşaat sektörlerinin analizine geçilmiştir. TABLO 9’da Türkiye imalat sanayinin üretim, istihdam ve verimlilik endeksleri sunulmaktadır. Burada 2015 değerleri kimi yerde kesin, kimi yerde son üç ayın tahminleri ile saptanmış kesine yakın değerlerdir. Bu endekslerde 2010=100 esas alınarak inceleme yapılmıştır.

TABLO 9: Türkiye Sanayinde Üretim, İstihdam ve Verimlilik Endeksleri (2010=100)

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)Üretim 116,1 119,7 124,0 128,0İstihdam 116,6 119,3 122,5 125,2Verimlilik 100,8 101,0 101,5 102,2Reel İşgücü Maliyeti 105,3 105,8 106,5 107,8

Kaynak: TUİK İmalat Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

Page 133: TİMDER Dergisi 89.Sayı

130

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

TABLO 7: Türkiye Nüfus, İşgücü, İstihdam ve İşsizlik Verileri

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)Nüfus (Yıl sonu, Bin kişi) 76.668 77.696 78.741 79,95015 Yaş Üstü Nüfus (Bin kişi) 55.982 56.986 58.134 59.920İşgücü (Bin kişi) 27.046 28.786 30.003 31.350İşgücüne Katılma Oranı (%) 48,3 50,5 51,6 52,3İstihdam edilenler (Bin kişi) 24.601 25.933 26.856 27.880İşsiz (Bin kişi) 2.445 2.853 3.147 3.470İşgücüne Dahil Olmayan Nüfus (Bin kişi) 28.936 28.200 28.131 28.570İstihdam Oranı (%) 43,9 45,5 46,2 46,5İşsizlik Oranı (%) 9,0 9,9 10,5 11,1Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%) 10,9 12,0 12,6 12,8

Kaynak: TUİK, Hanehalkı İşgücü Araştırması (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (Ekim 2015 itibarıyla, (T) Tahmini

TABLO 8’de 2011-2016 dönemi için yurtiçi üretici ve tüketici fiyat endeksleri ile bunların yıllık değişim oranları verilmektedir. Bu dönem içinde fiyatlarda artış trendi gözlenmektedir. Burada 2003=100 esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ayrıca GRAFİK 1’de TÜ-FE ve Yİ-ÜFE gösterilmiştir. 2014 ve 2015 yıllarında artışların hızlandığı ve bunun pek çok göstergeyi de tetiklediği açık olarak belirlenmiştir. İklim değişikliği olgularının, tarımda uygulanan yöntemlerin ve imalat sanayindeki gelişmelerin fiyat endekslerinde önemli etkileri ortaya çıkmıştır.

TABLO 8: Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri ve Değişim Oranları (2003=100)

Açıklama 2011 2012 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİEndeks (12 ayın ortalamaları) 192,11 203,82 212,95 234,78 247,19 259,35On iki aylık ortalamalara göre değişim % 11.09 6,09 4,48 10,25 5,28 7,8

TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİEndeks (12 ayın ortalamaları) 189,95 206,84 222,33 242,02 260,59 271,78On iki aylık ortalamalara göre değişim % 6,47 8,89 7,49 8,85 7,67 9,1

Kaynak: TUİK, Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

GRAFİK 1: Türkiye Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri (2013-2016)

271,78

259,35

247,19

234,78

212,95

203,82192,11

260,59

241,02

222,33

206,84

189,95

Temel ekonomik göstergelerin incelenmesinden sonra, imalat sanayi ve inşaat sektörlerinin analizine geçilmiştir. TABLO 9’da Türkiye imalat sanayinin üretim, istihdam ve verimlilik endeksleri sunulmaktadır. Burada 2015 değerleri kimi yerde kesin, kimi yerde son üç ayın tahminleri ile saptanmış kesine yakın değerlerdir. Bu endekslerde 2010=100 esas alınarak inceleme yapılmıştır.

TABLO 9: Türkiye Sanayinde Üretim, İstihdam ve Verimlilik Endeksleri (2010=100)

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)Üretim 116,1 119,7 124,0 128,0İstihdam 116,6 119,3 122,5 125,2Verimlilik 100,8 101,0 101,5 102,2Reel İşgücü Maliyeti 105,3 105,8 106,5 107,8

Kaynak: TUİK İmalat Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

131

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

TABLO 10’da sanayi mal gruplarına göre Üretim Endeksleri yıllık değişim oranları verilmiştir. En yüksek değişimler “dayanıklı tüketim malları” ve dayanıksız tüketim malları” gruplarında görülmektedir. 2015 için bu oranlar %7,8 ve %5,7 olarak gerçekleşmiştir. Yatırım malları imalatında 2014 yılında bir küçülme söz konusu olup, 2015 yılından itibaren artış görülmektedir. Bu da sanayide imalatın hangi sektörlerde daha hızlı geliştiğini göstermektedir. İnşaat tesisatlarında kullanılan pek çok malzemede (seramik, kazan, kombi, banyo-mutfak, boru, fittings ve aksesuarlar v.s.) hızlı bir fiyat artışı gerçekleşmiştir.

TABLO 10: Türkiye İmalat Sanayinde Üretim Endeksleri Değişim Oranları

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)Toplam Sanayi 6,1 3,3 4,5 4,9Dayanıklı Tüketim Malları 9,2 6,2 7,8 8,0Dayanıksız Tüketim Malları 8,7 3,1 5,7 5,9Ara mal İmalatı 3,5 2,8 3,4 3,5Yatırım Malı İmalatı 2,4 1,5 3,1 3,6

Kaynak: TUİK İmalat Sanayi İstatistiklerinden Analiz YapılmıştırNOT: Sabit fiyatlara göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T) Tahmini

TABLO 11’de imalat sanayi mal gruplarında yıllara göre göre üretici fiyatları değişim oranları gösterilmiştir. En yüksek artışlar “dayanıksız tüketim malları” grubundadır. “Yatırım malları” grubunda ise değişim oranı %5,1 ila %8,0 arasındadır.

TABLO 11: Türkiye İmalat Sanayi Ürünlerinde Üretici Fiyatları Değişim Oranları

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)Yİ-ÜFE 5,2 6,4 8,1 8,8Dayanıklı Tüketim Malları 9,1 13,8 15,0 17,1Dayanıksız Tüketim Malları 5,4 7,6 9,2 9,5Ara mal İmalatı 4,9 6,5 8,9 9,1Yatırım Malı İmalatı 5,1 6,0 7,8 8,0

Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T) Tahmini

TABLO 12’de Türkiye’de sabit ve cari fiyatlarla imalat sanayi üretim değerleri ile bunların GSYH içindeki oranları gösterilmiştir. Sabit fiyatlarla bu oran %22,9, cari fiyatlarla %15 civarındadır.

TABLO 12: Türkiye İmalat Sanayi Üretimi Katma Değeri ve GSYH’daki Oranları

Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)İmalat Sanayi Y.H – Sabit Fiyatlarla 29.426 30.407 31.608 32.007İmalat Sanayi Y.H – Cari Fiyatlarla 240,201 272,973 307,500 326.110İmalat Sanayi/GSYH – Sabit Fiyatlarla 24,0 24,1 22,9 22,7İmalat Sanayi/GSYH – Cari Fiyatlarla 15,3 15,7 15,0 15,0

Kaynak: TUİK, TUİK, Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T) Tahmini

TABLO 13’de Türkiye imalat sanayi üretim ve ihracatında teknoloji yoğunluğuna göre bir analiz yapılmaktadır. Tablodan görüldüğü gibi ileri teknoloji ürünlerinin toplam içindeki payı üretimde %4,1 – 4,5, ihracatta is %3,7 – 4,3 arasındadır. Ortanın altı ve düşük teknoloji ürünleri oldukça yüksek orandadır. İhracatta bu iki grubun toplamı %63,3’ü bulmaktadır. Bu durum sanayide yeni yöntem ve stratejilerin önemini ortaya koymaktadır.

TABLO 13: Türkiye İmalat Sanayi Üretim ve İhracatında Teknoloji Yoğunluğu Dağılımı

ÜLKELERÜretim (%) İhracat (%)

2014 2015 (K) 2016 (T) 2014 2015 (K) 2016 (T)Yüksek 4,1 4,3 4,5 3,7 4,0 4,3Ortanın Üstü 25,4 25,9 25,9 31,9 33,3 33,4Ortanın Altı 33,5 33,2 33,6 40,1 40,4 40,6Düşük 37,0 36,6 36,0 24,3 22,3 21,7Toplam 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0

Kaynak: 10. Beş Yıllık Plan, OECD Raporları (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T)Tahmini

Page 134: TİMDER Dergisi 89.Sayı

132

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Bir kıyaslama yapabilmek amacıyla seçilmiş ülkelerde imalat sanayi katma değerinin GSYH içindeki oranları TABLO 14’te verilmiştir. Bu tablodaki değerler Türkiye’deki imalat sanayi katma değeri ile kıyaslandığında bu ülkeler arasında Türkiye’nin yerinin çok aşağılarda kaldığı belirlenmektedir. Çin ve Güney Kore gibi bazı ülkelerde imalat sanayi katma değerinin oldukça büyük oranlarda olduğu görülmektedir.

TABLO 14: Seçilmiş Ülkelerde İmalat Sanayi Katma Değerinin GSYH İçindeki Payı (%)Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)Almanya 28,1 28,2 28,5 28,7Finlandiya 24,7 25,2 25,5 25,7Fransa 21,0 21,3 22,1 22,2İtalya 22,4 22,5 22,7 22,5Rusya 27,5 27,6 27,9 27,6ABD 19,2 19,4 19,6 19,8Çin H. C. 46,7 46,9 47,1 49,1Güney Kore 32,7 32,9 32,9 33,5Hindistan 18,9 19,6 19,8 19,9Türkiye 15,3 15,7 15,1 15,0

Kaynak: UNIDO Industrial Development Global Report (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

İmalat sanayi ciro endeksleri ve yıllık değişimleri TABLO 15’de sunulmuştur. Buradan sanayideki son üç yılın trendini izlemek mümkün olmaktadır. 2016 yılında tahminlere göre endeks 2013 ve değişim oranı ise %7,5 olarak öngörülmektedir.

TABLO 15: Son Üç Yılın Sanayi Ciro Endeksi ve Yıllık Değişim (2010=100)Yıllar Yıllık Ortalama Endeks Yıllık Ortalama Değişim (%)2013 153,7 9,92014 172,7 12,3

2015 (K) 187,2 8,4 2016 (T) 201,3 7,5

Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistikleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

İncelemenin son alanı inşaat sektörü olup, özellikle önemli eğilimleri ve göstergeleri ortaya koymaktadır. TABLO 16 coğrafi bölge ve ülke gruplarına göre 2013-2016 döneminde büyüme beklentilerini ve bunu tetikleyen faktörleri vermektedir. Tabloda dikkati çeken husus büyüme oranlarının Asya-Pasifik bölgesi ile Türkiye’de oldukça yüksek olmasıdır. Burada konut stokunun eskiliği, deprem olasılığı ve gelişme-kalkınma stratejileri önemli bir rol oynamaktadır. Bu durum inşaat tesisat malzemeleri yönünden dikkate değer bir gelişmedir.

TABLO 16: Ülke Gruplarına Göre 2013-2016 Döneminde İnşaat sektörü Büyüme Beklentileri ve Büyümeyi Tetikleyen Faktörler

Yıllar Büyüme Beklentisi (%) Büyümeyi Tetikleyen Etkenler

Asya-Pasifik 7,5 Kentleşme, nüfus artışı, yenilenme doğrultusunda altyapı ve konut inşaatlarıDoğu Avrupa 7,2 Sanayi yatırımları, ulaşım yatırımları ve yeni konut talebi doğrultusunda inşaat altyapısı ve konutlar

Güney ve Orta Amerika 6,4 Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda inşaat ve tesisat yatırımları

Kuzey Amerika 5,5 Nüfus artışına bağlı konut inşaatları, tesisatlar ve yenilenme pazarının iyileştirilmesiAfrika ve Orta Doğu Ülkeleri 5,0 Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda konut inşaatları

yenilenme ve tesisat altyapı iyileştirmeAB 1,3 Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, bölgesel iyileştirmeler, konut tesisatlarında yenileme

Türkiye 7,6 Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, kentsel dönüşüm konut yapımı, yeni imar alanları planına yönelik inşaat ve tesisat yatırımları

Kaynak: Global Construction2020, UNIDO Habitat Agency

Türkiye’de son üç yıl için inşaat sektörü yatırımlarının dağılımı GRAFİK 2‘de verilmektedir. Buradan görüldüğü gibi konut yatırımları %64 gibi önemli bir orana sahiptir.

GRAFİK 2: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Dağılımı (2013-2016)

21 21 20 20

17 16 17 16

62 63 63 64

Altyapı

Konut dışı

Konut

Page 135: TİMDER Dergisi 89.Sayı

132

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Bir kıyaslama yapabilmek amacıyla seçilmiş ülkelerde imalat sanayi katma değerinin GSYH içindeki oranları TABLO 14’te verilmiştir. Bu tablodaki değerler Türkiye’deki imalat sanayi katma değeri ile kıyaslandığında bu ülkeler arasında Türkiye’nin yerinin çok aşağılarda kaldığı belirlenmektedir. Çin ve Güney Kore gibi bazı ülkelerde imalat sanayi katma değerinin oldukça büyük oranlarda olduğu görülmektedir.

TABLO 14: Seçilmiş Ülkelerde İmalat Sanayi Katma Değerinin GSYH İçindeki Payı (%)Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)Almanya 28,1 28,2 28,5 28,7Finlandiya 24,7 25,2 25,5 25,7Fransa 21,0 21,3 22,1 22,2İtalya 22,4 22,5 22,7 22,5Rusya 27,5 27,6 27,9 27,6ABD 19,2 19,4 19,6 19,8Çin H. C. 46,7 46,9 47,1 49,1Güney Kore 32,7 32,9 32,9 33,5Hindistan 18,9 19,6 19,8 19,9Türkiye 15,3 15,7 15,1 15,0

Kaynak: UNIDO Industrial Development Global Report (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

İmalat sanayi ciro endeksleri ve yıllık değişimleri TABLO 15’de sunulmuştur. Buradan sanayideki son üç yılın trendini izlemek mümkün olmaktadır. 2016 yılında tahminlere göre endeks 2013 ve değişim oranı ise %7,5 olarak öngörülmektedir.

TABLO 15: Son Üç Yılın Sanayi Ciro Endeksi ve Yıllık Değişim (2010=100)Yıllar Yıllık Ortalama Endeks Yıllık Ortalama Değişim (%)2013 153,7 9,92014 172,7 12,3

2015 (K) 187,2 8,4 2016 (T) 201,3 7,5

Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistikleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

İncelemenin son alanı inşaat sektörü olup, özellikle önemli eğilimleri ve göstergeleri ortaya koymaktadır. TABLO 16 coğrafi bölge ve ülke gruplarına göre 2013-2016 döneminde büyüme beklentilerini ve bunu tetikleyen faktörleri vermektedir. Tabloda dikkati çeken husus büyüme oranlarının Asya-Pasifik bölgesi ile Türkiye’de oldukça yüksek olmasıdır. Burada konut stokunun eskiliği, deprem olasılığı ve gelişme-kalkınma stratejileri önemli bir rol oynamaktadır. Bu durum inşaat tesisat malzemeleri yönünden dikkate değer bir gelişmedir.

TABLO 16: Ülke Gruplarına Göre 2013-2016 Döneminde İnşaat sektörü Büyüme Beklentileri ve Büyümeyi Tetikleyen Faktörler

Yıllar Büyüme Beklentisi (%) Büyümeyi Tetikleyen Etkenler

Asya-Pasifik 7,5 Kentleşme, nüfus artışı, yenilenme doğrultusunda altyapı ve konut inşaatlarıDoğu Avrupa 7,2 Sanayi yatırımları, ulaşım yatırımları ve yeni konut talebi doğrultusunda inşaat altyapısı ve konutlar

Güney ve Orta Amerika 6,4 Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda inşaat ve tesisat yatırımları

Kuzey Amerika 5,5 Nüfus artışına bağlı konut inşaatları, tesisatlar ve yenilenme pazarının iyileştirilmesiAfrika ve Orta Doğu Ülkeleri 5,0 Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda konut inşaatları

yenilenme ve tesisat altyapı iyileştirmeAB 1,3 Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, bölgesel iyileştirmeler, konut tesisatlarında yenileme

Türkiye 7,6 Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, kentsel dönüşüm konut yapımı, yeni imar alanları planına yönelik inşaat ve tesisat yatırımları

Kaynak: Global Construction2020, UNIDO Habitat Agency

Türkiye’de son üç yıl için inşaat sektörü yatırımlarının dağılımı GRAFİK 2‘de verilmektedir. Buradan görüldüğü gibi konut yatırımları %64 gibi önemli bir orana sahiptir.

GRAFİK 2: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Dağılımı (2013-2016)

21 21 20 20

17 16 17 16

62 63 63 64

Altyapı

Konut dışı

Konut

133

Veri

lerl

e Ek

onom

iTİ

MD

ER

Der

gisi

89.

Say

ı / O

cak

- M

art 2

016

Türkiye inşaat sektörünün sabit fiyatlarla Milyar TL olarak katma değeri ve büyüme oranları GRAFİK 3’te görülmektedir.

GRAFİK 3: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Büyüme Oranları (2013-2016)

Kaynak: TUİK İnşaat İstatistikleri

Son üç yılda yeni konut fiyatlarındaki artışlar (% olarak) GRAFİK 4’te verilmiştir. Grafikte aynı zamanda sanayi üretici fiyatlarındaki (Yİ-ÜFE) de belirtilmiştir. Görüldüğü gibi yeni konut fiyatlarındaki artışlar %15’i bulmaktadır.

GRAFİK 4: Türkiye Konut ve Sanayide Üretici Fiyatları Artış Oranları (2013-2016)

Kaynak: TUİK İnşaat İstatistikleri

TABLO 17’de Türkiye’de konut talebi ve 2015 için öngörüleri yer almaktadır. Buna göre 2016 yılında toplam talebin 696.000 olacağı öngörülmektedir.

TABLO 17: Türkiye’de Konut Talebi Öngörüleri

Yıllar Nüfus Artışı, Kentleşme Kentsel Dönüşüm Eski Konut Yenileme Toplam2013 352 90 50 4922014 378 200 50 628

2015 (K) 401 200 50 651 2016 (T) 426 220 50 696

Kaynak: Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı Derneği(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

Son üç yıl için konut satışları, yapı ruhsatları ve yıllık yapı stokları TABLO – 18’de verilmiştir. Stokların fazlalığı özellikle dikkati çekmektedir.

TABLO 18: Türkiye’de Konut Satışları, Yapı Ruhsatı ve Yıllık Yapı Stoku

YıllarKonut Satışları Yapı

RuhsatıYapı

Stoku1. El 2. El Toplam2013 529.129 628.061 1.157.190 839.767 306.4712014 541.554 623.827 1.165.381 1.029.100 508.036

2015 (K) 598.667 690.653 1.289.320 629.544 814.507 2016 (T) 650.000 769.000 1.419.000 825.000 1.216.000

Kaynak: TUİK Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

Katma Değer (Milyar TL) Büyüme Oranı (%)

69,0 5,9

5,95

5,9

5,8

78,6

90,195,6

14,916,0

17,2

6,4 6,9 7,5

Page 136: TİMDER Dergisi 89.Sayı

134

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

8.S

ayı /

Eki

m -

Ara

lık 2

015

Bien Ahşap Görünümlü Yeni Seramik Koleksiyonlarını Farklı Bir Konseptle Sunuyor

Yenilikçi ve çevre dostu Bien Seramik, ahşap görünümlü seramik koleksiyon-larını doğadan aldığı ilhamla farklı bir konseptle tanıtıyor. Bien Seramik, do-ğadaki canlıların renklerinden esinlene-rek oluşturduğu yeni koleksiyonlarının tanıtımında hayvan figürlerini kullandı. Marka aynı zamanda bu yeni tanıtım kampanyasıyla, doğayı ve hayvanları koruma bilinci adına da bir misyon üst-lendi.

Ödüllü tasarımları ve kalitesiyle adından sıkça söz ettiren Bien, trendleri yakın-dan takip etmek isteyenler için vazge-çilmez bir yerde duruyor. Farklı birçok seçenek sunan koleksiyon mekanlara hem doğal hem şık bir konfor sağlıyor.

Ahşap görünümlü seramik koleksiyon-larından Naturawood Oak ile sıcak ve hareketli, Picasso Çıra ile özgün ve da-yanıklı, Teak Venge ile eşsiz ve gözalıcı, Atelier Valnut ile doğal ve zarif mekanlar yaratabilirsiniz.

Page 137: TİMDER Dergisi 89.Sayı

134

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

8.S

ayı /

Eki

m -

Ara

lık 2

015

Bien Ahşap Görünümlü Yeni Seramik Koleksiyonlarını Farklı Bir Konseptle Sunuyor

Yenilikçi ve çevre dostu Bien Seramik, ahşap görünümlü seramik koleksiyon-larını doğadan aldığı ilhamla farklı bir konseptle tanıtıyor. Bien Seramik, do-ğadaki canlıların renklerinden esinlene-rek oluşturduğu yeni koleksiyonlarının tanıtımında hayvan figürlerini kullandı. Marka aynı zamanda bu yeni tanıtım kampanyasıyla, doğayı ve hayvanları koruma bilinci adına da bir misyon üst-lendi.

Ödüllü tasarımları ve kalitesiyle adından sıkça söz ettiren Bien, trendleri yakın-dan takip etmek isteyenler için vazge-çilmez bir yerde duruyor. Farklı birçok seçenek sunan koleksiyon mekanlara hem doğal hem şık bir konfor sağlıyor.

Ahşap görünümlü seramik koleksiyon-larından Naturawood Oak ile sıcak ve hareketli, Picasso Çıra ile özgün ve da-yanıklı, Teak Venge ile eşsiz ve gözalıcı, Atelier Valnut ile doğal ve zarif mekanlar yaratabilirsiniz.

Page 138: TİMDER Dergisi 89.Sayı

136

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Modern Dünyanın Altınla Uyumu Bu Tarafta:Creavit Altın Serileri

Banyoları birer yaşam alanı olarak ta-sarlayan Creavit, banyosunda farklılık arayanlara keyif veren yenilikçi ürünler sunmaya devam ediyor. Altının yalnız-ca gösteriş ve ihtişamdan ibaret olma-dığını düşünenler için üretilen Creavit Altın Serileri, kalitenin estetikle dansı-nı kusursuz banyolarda canlandırıyor.

Creavit Altın Serileri, modern çizgilerin altın rengiyle bezendiği etkileyici gör-selliklerinin yanında, pratik ve konforlu tasarımlarıyla da kullanıcıların ayakla-rını yerden kesiyor. Su damlasından ilham alınarak tasarlanan, dış yüzey-de oldukça ince bir form yakalayarak banyolarda şıklığı tamamlayan Drop Altın Renkli Kumanda Paneli, sudan aldığı yaşam enerjisini banyolara ta-şıyor. Estetik görünümüyle banyoların havasını değiştiren, duvara montajıyla banyosunda yerden tasarruf etmek isteyenleri düşünen Altın Renkli Asma Klozet, işlevsel ve konforlu yapısıyla modern banyoların vazgeçilmezlerin-den oluyor. Her zevke uygun yenilikçi ve estetik bir dünya yaratmak için ça-lışan Creavit, ufak dokunuşlarla ban-yolarda harikalar yaratılmasına imkân tanıyan altın renkli Neo aksesuarları ve Avangart armatürüyle de şık ve mo-dern bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Sanatsız bir hayatın olamayacağı fik-rinden yola çıkan Creavit, ürettiği Art Banyo Mobilyası ile klasiğin moder-nize edilmiş halini sadelik ve şıklıkla yeniden yorumluyor. Tam açılır çek-mecesi, tabloyu andıran LED ışıklı aynası, geniş alt modülü ve aynası ile minimalist çizgilerin çekiciliğini banyo-lara taşıyor. Creavit, göz alıcı bir sanat eseri gibi banyoları güzelleştiren Art Banyo Mobilyası’nı, Creavit Altın Se-rileri ile kusursuz bir uyum içerisinde kombinleyerek gösterişten uzak bir mekân algısı içerisinde farklı tarzları buluşturuyor.

Banyosunda yeni bir bakış açısının su-nacağı kusursuz güzellikleri görmek isteyen, yenilikçi ve estetik bir dünya-da mükemmel uyumun peşinde olan Creavit kullanıcıları; ezber bozan, mo-dern, renkli bir dünyada estetiğin ve duyguların uyumunu keşfediyor.

Page 139: TİMDER Dergisi 89.Sayı

136

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Modern Dünyanın Altınla Uyumu Bu Tarafta:Creavit Altın Serileri

Banyoları birer yaşam alanı olarak ta-sarlayan Creavit, banyosunda farklılık arayanlara keyif veren yenilikçi ürünler sunmaya devam ediyor. Altının yalnız-ca gösteriş ve ihtişamdan ibaret olma-dığını düşünenler için üretilen Creavit Altın Serileri, kalitenin estetikle dansı-nı kusursuz banyolarda canlandırıyor.

Creavit Altın Serileri, modern çizgilerin altın rengiyle bezendiği etkileyici gör-selliklerinin yanında, pratik ve konforlu tasarımlarıyla da kullanıcıların ayakla-rını yerden kesiyor. Su damlasından ilham alınarak tasarlanan, dış yüzey-de oldukça ince bir form yakalayarak banyolarda şıklığı tamamlayan Drop Altın Renkli Kumanda Paneli, sudan aldığı yaşam enerjisini banyolara ta-şıyor. Estetik görünümüyle banyoların havasını değiştiren, duvara montajıyla banyosunda yerden tasarruf etmek isteyenleri düşünen Altın Renkli Asma Klozet, işlevsel ve konforlu yapısıyla modern banyoların vazgeçilmezlerin-den oluyor. Her zevke uygun yenilikçi ve estetik bir dünya yaratmak için ça-lışan Creavit, ufak dokunuşlarla ban-yolarda harikalar yaratılmasına imkân tanıyan altın renkli Neo aksesuarları ve Avangart armatürüyle de şık ve mo-dern bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Sanatsız bir hayatın olamayacağı fik-rinden yola çıkan Creavit, ürettiği Art Banyo Mobilyası ile klasiğin moder-nize edilmiş halini sadelik ve şıklıkla yeniden yorumluyor. Tam açılır çek-mecesi, tabloyu andıran LED ışıklı aynası, geniş alt modülü ve aynası ile minimalist çizgilerin çekiciliğini banyo-lara taşıyor. Creavit, göz alıcı bir sanat eseri gibi banyoları güzelleştiren Art Banyo Mobilyası’nı, Creavit Altın Se-rileri ile kusursuz bir uyum içerisinde kombinleyerek gösterişten uzak bir mekân algısı içerisinde farklı tarzları buluşturuyor.

Banyosunda yeni bir bakış açısının su-nacağı kusursuz güzellikleri görmek isteyen, yenilikçi ve estetik bir dünya-da mükemmel uyumun peşinde olan Creavit kullanıcıları; ezber bozan, mo-dern, renkli bir dünyada estetiğin ve duyguların uyumunu keşfediyor.

Page 140: TİMDER Dergisi 89.Sayı

138

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Çanakkale Seramik’tenŞıklık ve Görsel Zenginlik için Yeni Seriler

Tribeca evlere zamansızgüzellik getiriyorÇanakkale Seramik’in lüks ürün gru-bunda yer alan yenilikçi serisi Tribeca, kemik ve bakır renginde, 12,5x40 cm duvar karolarıyla vintage etkisinde nos-taljik mekanlar yaratıyor.

Klasik tarza, modern bir bakış açısıyla yaklaşan Tribeca serisi, doğal tonların sulu boya etkisindeki dekorlarla buluş-masıyla ortaya çıkıyor. Yaşam alanla-rında etkileyici bir görünüm kazandı-ran seri, 2 farklı renk ve 3 farklı desen alternatifi ile evlere zamansız güzellik getiriyor.

Santorini ile deniz kokulu ferah banyolar Lüks ürün segmentinin iddialı serilerinden biri olan Santorini; beyaz, kemik, antrasit, mavi, mürdüm ve nefti renkli duvar karoları ile mekanların havasını değiştiriyor. Seri, ilhamını aldığı Santorini Adası’na özgü renkleriyle, Ege sahilllerinin deniz kokulu ve ferah ha-vasını hissetmenizi sağlıyor. Banyo, mutfak gibi alanlar için ideal olan Santorini, zengin renk ve desen seçenekleriyle dikkat çekiyor. Çanakkale Seramik, Tribeca ve Santorini serileri ile ayrıca, tuğla trendini banyolara taşıyor.

Etoile, estetik ve stil sahibi mekanlar yaratıyorÇanakkale Seramik’in klasik stil akımın-dan yola çıkılarak tasarlanan Etoile seri-si, beyaz, bej, gri ve somon renklerindeki karolarıyla estetik ve stil sahibi mekan isteyenlerin yeni tercihi haline geliyor. Etoile, pastel tonların canlandırıcı etkisi ile duvarları sarmalıyor. Renkleri, fırça efektleri ve floral desenleri ile yaşam alanlarına baharın ferahlatıcı etkisini taşıyan Etoile, aydınlık ve şık mekanlar yaratıyor. Çanakkale Seramik’in üç özel serisi de, konut içi, banyo, mutfak, kafe ve otel kullanımı için farklı stil seçenek-leri sunuyor.

Page 141: TİMDER Dergisi 89.Sayı

138

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Çanakkale Seramik’tenŞıklık ve Görsel Zenginlik için Yeni Seriler

Tribeca evlere zamansızgüzellik getiriyorÇanakkale Seramik’in lüks ürün gru-bunda yer alan yenilikçi serisi Tribeca, kemik ve bakır renginde, 12,5x40 cm duvar karolarıyla vintage etkisinde nos-taljik mekanlar yaratıyor.

Klasik tarza, modern bir bakış açısıyla yaklaşan Tribeca serisi, doğal tonların sulu boya etkisindeki dekorlarla buluş-masıyla ortaya çıkıyor. Yaşam alanla-rında etkileyici bir görünüm kazandı-ran seri, 2 farklı renk ve 3 farklı desen alternatifi ile evlere zamansız güzellik getiriyor.

Santorini ile deniz kokulu ferah banyolar Lüks ürün segmentinin iddialı serilerinden biri olan Santorini; beyaz, kemik, antrasit, mavi, mürdüm ve nefti renkli duvar karoları ile mekanların havasını değiştiriyor. Seri, ilhamını aldığı Santorini Adası’na özgü renkleriyle, Ege sahilllerinin deniz kokulu ve ferah ha-vasını hissetmenizi sağlıyor. Banyo, mutfak gibi alanlar için ideal olan Santorini, zengin renk ve desen seçenekleriyle dikkat çekiyor. Çanakkale Seramik, Tribeca ve Santorini serileri ile ayrıca, tuğla trendini banyolara taşıyor.

Etoile, estetik ve stil sahibi mekanlar yaratıyorÇanakkale Seramik’in klasik stil akımın-dan yola çıkılarak tasarlanan Etoile seri-si, beyaz, bej, gri ve somon renklerindeki karolarıyla estetik ve stil sahibi mekan isteyenlerin yeni tercihi haline geliyor. Etoile, pastel tonların canlandırıcı etkisi ile duvarları sarmalıyor. Renkleri, fırça efektleri ve floral desenleri ile yaşam alanlarına baharın ferahlatıcı etkisini taşıyan Etoile, aydınlık ve şık mekanlar yaratıyor. Çanakkale Seramik’in üç özel serisi de, konut içi, banyo, mutfak, kafe ve otel kullanımı için farklı stil seçenek-leri sunuyor.

22x30 ilan 1/26/12 10:46 AM Page 2

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 142: TİMDER Dergisi 89.Sayı

140

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Daikin Ururu Sarara II ile 4 Mevsim ‘Çevreci’ İklimlendirme

Geliştirdiği düşük emisyonlu ve yüksek enerji tasarruflu ürünleriyle sektörüne öncülük eden Daikin, nem alıp verme özelliği bulunan Ururu Sarara ile klima alanında yeni bir dönem başlattı. Daikin şimdi Ururu Sarara II ile bu devrimi de-vam ettiriyor. Önceki gibi soğutma ala-nında olduğu kadar ısıtma alanında da iddialı olan Ururu Sarara II dört mevsim iklimlendirme özellikleriyle göze çarpı-yor.

Ururu Sarara II mevcut üstün özellikleri-nin yanı sıra en üst düzeye çıkan verim-lilik değerleri ile de benzerlerinden ay-rışıyor. Sahip olduğu SEER: A+++” ve “SCOP: A+++” dereceleriyle piyasada-ki en yüksek enerji verimliliğine ulaşan Ururu Sarara II, R32 soğutucu akışkanı sayesinde kullanıcılarına en düşük çev-resel etkiyi sunuyor. Yalnızca 19 desibel (dB) ile sınıfının en düşük ses düzeyine sahip olan Ururu Sarara’nın yanında fı-sıltıyla dahi konuşmak mümkün oluyor. Tasarımı ile de fark yaratan Ururu Sa-rara, aynı zamanda tasarım, kullanılan malzeme ve işçiliği sayesinde 2013 yılı “Red Dot Tasarım Ödülü”nün sahibi.

Nem verme, nem alma, soğutma, ısıt-ma, hava temizleme, yüzde 100 taze hava besleme özellikleriyle en komple iç ünite çözümü sunan Ururu Sarara II, Daikin’e özel “flash streamer” teknoloji-si ile otomatik filtre temizleme özelliğine sahip. Aynı zamanda “Coanda Etkisi” sayesinde gelişmiş hava üfleme özelli-ği bulunan Ururu Sarara II, alt ve üstten olmak üzere çift hava giriş sistemiyle, piyasada çift hava girişli tek ürün olarak öne çıkıyor. Bu sayede verimlilik artar-ken, ses seviyesi düşerek (çünkü daha geniş alandan hava emiliyor), homojen hava dağılımı sağlanıyor.

Sessizliği ve çevre dostu özellikleriyle salon ve yatak odalarında kullanım için ideal olan Ururu Sarara II, astım hasta-ları başta olmak üzere, dış ortam havası kuru olan yerlerde yaşayanlar ve fizyo-lojik yapısı kuru havaya uygun olmayan-lar için ekstra konfor sunuyor.

Çevreye olan bağlılığının bir parçası olarak daha düşük çevresel etkiye sa-hip sistemler geliştirmeyi amaçlayan

Daikin, bu yıl satışa sun-duğu yenilenmiş Ururu Sarara modeli ile hem sektör hem de klima kullanıcıları açısından yeni bir dönemi de baş-latmış oldu.

Daikin Türkiye CEO’su Ha-san Önder, sezonsal verimlilik kriterlerine geçiş sürecinde olduğu gibi bu konuda da sektöre öncülük yaptıklarına dikkat çekerek, şu bilgileri verdi: “Daikin hem Avrupa’da hem de Türkiye’de sezonsal verimliliğin öncülü-ğünü yaparak AB’nin 20/20/20 hedef-lerine büyük katkı sağladı. Şimdi de Da-ikin, cihazlarında düşük küresel ısınma potansiyeline sahip R32 soğutucu akış-kanını kullanarak AB’nin Yeni 40/27/27 hedeflerine ulaşılmasına büyük yararı olacaktır. Ururu Sarara ürünlerinde de kullanılmış olan R32 doğa soğutucu akışkanı, kullanıcı açısından önemli çok önemli faydalar sağlayacak. Daha çevre dostu bir soğutucu akışkan olan R32, diğer (şu an split klimalarda kullanı-lan R410A) soğutucu akışkanlara göre daha fazla enerji verimliliği sağlıyor. Bu da tüketicinin daha az elektrik faturası ödemesini sağlayacak.”

Ururu Sarara’nın ÖzellikleriÇevre dostu ve daha verimli soğutu-

cu akışkan gazı R32 ile çalışan dünya-nın ilk kliması

Piyasadaki en yüksek enerji verimli-liği. SEER: A+++, SCOP: A+++ (Bütün kapasiteler için)

En komple iç ünite çözümü. Nem verme, nem alma, soğutma, ısıtma, hava temizleme, havalandırma

Daikin’e özel Flash Streamer tekno-lojisi

Otomatik filtre temizleme. (Kendi kendini temizleyen filtre)

3 bölgeli akıllı göz.

Çift hava girişi. (Alttan ve üstten)

En düşük ses seviyesi. Fısıltıdan dü-şük ses seviyesi, 19 dB(A)’e kadar inebi-lir.

Uzun mesafeli hava üfleme (Coanda Etkisi)

2013 Red Dot Tasarım Ödülü’nün sa-hibi.

Ururu Sarara’da Kullanılan R32 Soğutucu Akışkanı’nın Özellikleri

Ozon tabakasına zarar vermez. ODP (Ozon Tüketme Potansiyeli) değeri 0.

GWP değeri (Küresel Isınma Potan-siyeli ) halen klimalarda kullanılan R410A’nın GWP değerinin yalnızca 3’te biri (GWP=675).

R410A’ya göre daha az soğutucu akışkan kullanımı mümkün.

R410A ile kıyaslandığında daha yük-sek enerji verimliliği.

Daha kompakt tasarım mümkün.

Tek bileşenli bir akışkan olduğu için geri dönüşümü ve yeniden kullanımı ko-lay.

Gelişmekte olan ülkeler için daha ekonomik.

Page 143: TİMDER Dergisi 89.Sayı

140

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Daikin Ururu Sarara II ile 4 Mevsim ‘Çevreci’ İklimlendirme

Geliştirdiği düşük emisyonlu ve yüksek enerji tasarruflu ürünleriyle sektörüne öncülük eden Daikin, nem alıp verme özelliği bulunan Ururu Sarara ile klima alanında yeni bir dönem başlattı. Daikin şimdi Ururu Sarara II ile bu devrimi de-vam ettiriyor. Önceki gibi soğutma ala-nında olduğu kadar ısıtma alanında da iddialı olan Ururu Sarara II dört mevsim iklimlendirme özellikleriyle göze çarpı-yor.

Ururu Sarara II mevcut üstün özellikleri-nin yanı sıra en üst düzeye çıkan verim-lilik değerleri ile de benzerlerinden ay-rışıyor. Sahip olduğu SEER: A+++” ve “SCOP: A+++” dereceleriyle piyasada-ki en yüksek enerji verimliliğine ulaşan Ururu Sarara II, R32 soğutucu akışkanı sayesinde kullanıcılarına en düşük çev-resel etkiyi sunuyor. Yalnızca 19 desibel (dB) ile sınıfının en düşük ses düzeyine sahip olan Ururu Sarara’nın yanında fı-sıltıyla dahi konuşmak mümkün oluyor. Tasarımı ile de fark yaratan Ururu Sa-rara, aynı zamanda tasarım, kullanılan malzeme ve işçiliği sayesinde 2013 yılı “Red Dot Tasarım Ödülü”nün sahibi.

Nem verme, nem alma, soğutma, ısıt-ma, hava temizleme, yüzde 100 taze hava besleme özellikleriyle en komple iç ünite çözümü sunan Ururu Sarara II, Daikin’e özel “flash streamer” teknoloji-si ile otomatik filtre temizleme özelliğine sahip. Aynı zamanda “Coanda Etkisi” sayesinde gelişmiş hava üfleme özelli-ği bulunan Ururu Sarara II, alt ve üstten olmak üzere çift hava giriş sistemiyle, piyasada çift hava girişli tek ürün olarak öne çıkıyor. Bu sayede verimlilik artar-ken, ses seviyesi düşerek (çünkü daha geniş alandan hava emiliyor), homojen hava dağılımı sağlanıyor.

Sessizliği ve çevre dostu özellikleriyle salon ve yatak odalarında kullanım için ideal olan Ururu Sarara II, astım hasta-ları başta olmak üzere, dış ortam havası kuru olan yerlerde yaşayanlar ve fizyo-lojik yapısı kuru havaya uygun olmayan-lar için ekstra konfor sunuyor.

Çevreye olan bağlılığının bir parçası olarak daha düşük çevresel etkiye sa-hip sistemler geliştirmeyi amaçlayan

Daikin, bu yıl satışa sun-duğu yenilenmiş Ururu Sarara modeli ile hem sektör hem de klima kullanıcıları açısından yeni bir dönemi de baş-latmış oldu.

Daikin Türkiye CEO’su Ha-san Önder, sezonsal verimlilik kriterlerine geçiş sürecinde olduğu gibi bu konuda da sektöre öncülük yaptıklarına dikkat çekerek, şu bilgileri verdi: “Daikin hem Avrupa’da hem de Türkiye’de sezonsal verimliliğin öncülü-ğünü yaparak AB’nin 20/20/20 hedef-lerine büyük katkı sağladı. Şimdi de Da-ikin, cihazlarında düşük küresel ısınma potansiyeline sahip R32 soğutucu akış-kanını kullanarak AB’nin Yeni 40/27/27 hedeflerine ulaşılmasına büyük yararı olacaktır. Ururu Sarara ürünlerinde de kullanılmış olan R32 doğa soğutucu akışkanı, kullanıcı açısından önemli çok önemli faydalar sağlayacak. Daha çevre dostu bir soğutucu akışkan olan R32, diğer (şu an split klimalarda kullanı-lan R410A) soğutucu akışkanlara göre daha fazla enerji verimliliği sağlıyor. Bu da tüketicinin daha az elektrik faturası ödemesini sağlayacak.”

Ururu Sarara’nın ÖzellikleriÇevre dostu ve daha verimli soğutu-

cu akışkan gazı R32 ile çalışan dünya-nın ilk kliması

Piyasadaki en yüksek enerji verimli-liği. SEER: A+++, SCOP: A+++ (Bütün kapasiteler için)

En komple iç ünite çözümü. Nem verme, nem alma, soğutma, ısıtma, hava temizleme, havalandırma

Daikin’e özel Flash Streamer tekno-lojisi

Otomatik filtre temizleme. (Kendi kendini temizleyen filtre)

3 bölgeli akıllı göz.

Çift hava girişi. (Alttan ve üstten)

En düşük ses seviyesi. Fısıltıdan dü-şük ses seviyesi, 19 dB(A)’e kadar inebi-lir.

Uzun mesafeli hava üfleme (Coanda Etkisi)

2013 Red Dot Tasarım Ödülü’nün sa-hibi.

Ururu Sarara’da Kullanılan R32 Soğutucu Akışkanı’nın Özellikleri

Ozon tabakasına zarar vermez. ODP (Ozon Tüketme Potansiyeli) değeri 0.

GWP değeri (Küresel Isınma Potan-siyeli ) halen klimalarda kullanılan R410A’nın GWP değerinin yalnızca 3’te biri (GWP=675).

R410A’ya göre daha az soğutucu akışkan kullanımı mümkün.

R410A ile kıyaslandığında daha yük-sek enerji verimliliği.

Daha kompakt tasarım mümkün.

Tek bileşenli bir akışkan olduğu için geri dönüşümü ve yeniden kullanımı ko-lay.

Gelişmekte olan ülkeler için daha ekonomik.

Page 144: TİMDER Dergisi 89.Sayı

142

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

PVD Kaplama ileDekor Banyo

Ürünlerine Uzun Ömür ve Yüksek Aşınma

Direnci Sağlıyor

Ege Yıldız’danYüksek Isıya

MeydanOkuyan Boru

DKR markası altın-da kullanışlı ve estetik çö-z ü m l e r i y l e Dekor Ban-yo, zengin ürün çeşitlili-ğini artırarak yenilenen ürünlerine geçtiğimiz yılarda ilave ettiği Golden Cristal serisiyle PVD (Physical Vapour Deposition - Fiziksel Buhar Teması) kapla-malı ürününü sunmuştu.

PVD kaplama nemlilik gibi atmosferik şartlara ve aşınmala-ra karşı koruma sağlayan ve uzun yıllar estetik güzelliklerini kaybetmeyecek öne çıkan özellikler sunuyor.

Çizilmez yüzey özelliği 10 yıl garantiye sahip 15 parçadan oluşan seride, orijinal swarovski taş kullanıldı.

Tamamen çevreci bir teknoloji olan seri, oluşturduğu yüzeyin çizilmemesi ve seramik benzeri bir inorganik yapı olması da bakterilerin tutunma ve üremesini de önleyeceğinden, hij-yen açısından da tamamen güven sağlıyor.

Yaşam alanları olan banyolarada bu yılda müşteri ihtiyaç ve beklentilerini daha iyi karşılayabilmeyi amaçlayan Dekor Banyo farklı stil ve zevke uygun prestijli yeni modeli Kuvars serisini pazara sundu. 8 parçadan oluşan bu özel tasarım, piyasada olan mevcut modellerin dışında tamamen farklı tasarıma sahip.

Ocak ayında satışa sunulan ve kısa sürede büyük beğeni gören Kuvars banyo-larda daha elit bir atmosfer ya-ratıyor.

Ege Yıldız PP atık su borularından sonra yangına karşı zor alevlenici özelliğine sahip PVC boru üretimini de gerçekleş-tirdi.

TSE’nin yapı mevzuatına uygun EN 13501- 2 standartının yapı malzemeleri için uygulanan zor alevlenici özelliğine sahip olduğunu belirten Ege Yıldız Genel Müdür Yardımcı-sı Salih Algun, “yüksek ısıya meydan okuyan boru” sloganı ile üretimini gerçekleştirdikleri PVC atık su boruların, Türk Akredidasyon Kurumunun Yapı Mamullerinin yangına kar-şı C sınıfı belgesine sahip olduğunu, bu yeni ürün ile Ege Yıldız’ın hizmet ve kalite anlayışında sektörün yenilikçi mar-kası olma özelliğini 2016 yılında da sürdüreceğini ifade etti.

Page 145: TİMDER Dergisi 89.Sayı

142

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

PVD Kaplama ileDekor Banyo

Ürünlerine Uzun Ömür ve Yüksek Aşınma

Direnci Sağlıyor

Ege Yıldız’danYüksek Isıya

MeydanOkuyan Boru

DKR markası altın-da kullanışlı ve estetik çö-z ü m l e r i y l e Dekor Ban-yo, zengin ürün çeşitlili-ğini artırarak yenilenen ürünlerine geçtiğimiz yılarda ilave ettiği Golden Cristal serisiyle PVD (Physical Vapour Deposition - Fiziksel Buhar Teması) kapla-malı ürününü sunmuştu.

PVD kaplama nemlilik gibi atmosferik şartlara ve aşınmala-ra karşı koruma sağlayan ve uzun yıllar estetik güzelliklerini kaybetmeyecek öne çıkan özellikler sunuyor.

Çizilmez yüzey özelliği 10 yıl garantiye sahip 15 parçadan oluşan seride, orijinal swarovski taş kullanıldı.

Tamamen çevreci bir teknoloji olan seri, oluşturduğu yüzeyin çizilmemesi ve seramik benzeri bir inorganik yapı olması da bakterilerin tutunma ve üremesini de önleyeceğinden, hij-yen açısından da tamamen güven sağlıyor.

Yaşam alanları olan banyolarada bu yılda müşteri ihtiyaç ve beklentilerini daha iyi karşılayabilmeyi amaçlayan Dekor Banyo farklı stil ve zevke uygun prestijli yeni modeli Kuvars serisini pazara sundu. 8 parçadan oluşan bu özel tasarım, piyasada olan mevcut modellerin dışında tamamen farklı tasarıma sahip.

Ocak ayında satışa sunulan ve kısa sürede büyük beğeni gören Kuvars banyo-larda daha elit bir atmosfer ya-ratıyor.

Ege Yıldız PP atık su borularından sonra yangına karşı zor alevlenici özelliğine sahip PVC boru üretimini de gerçekleş-tirdi.

TSE’nin yapı mevzuatına uygun EN 13501- 2 standartının yapı malzemeleri için uygulanan zor alevlenici özelliğine sahip olduğunu belirten Ege Yıldız Genel Müdür Yardımcı-sı Salih Algun, “yüksek ısıya meydan okuyan boru” sloganı ile üretimini gerçekleştirdikleri PVC atık su boruların, Türk Akredidasyon Kurumunun Yapı Mamullerinin yangına kar-şı C sınıfı belgesine sahip olduğunu, bu yeni ürün ile Ege Yıldız’ın hizmet ve kalite anlayışında sektörün yenilikçi mar-kası olma özelliğini 2016 yılında da sürdüreceğini ifade etti.

TURAN SERAMİK TİC. SAN. A.Ş.Organize Sanayi Bölgesi M.Tercan cad. No: 52 ORDU / TÜRKİYE

tel: + 90 452 234 88 21 (Pbx)fax: + 90 452 234 88 25

www.turavit.come-mail: [email protected]

Vitrifiye Seramik Sağlık Gereçleri

Salon / HallStand / Booth

101014

Page 146: TİMDER Dergisi 89.Sayı

144

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

E.C.A. ileBanyolarda 3 Boyut Devri

Serel,Hijyen Plus Teknolojisi Renklendi

E.C.A. yeni tasarımları ve teknoloji-leriyle banyo ve mutfaklarda yeni bir trendi Türkiye’de başlatmış oldu. Tüm dünyada armatür modellerini farklı öl-çeklerde ürettiren trend şimdi E.C.A’yla Türkiye’de…

Banyolara ve mutfaklara yeni bir zevk ve dekorasyon anlayışı getiren E.C.A., üç alternatif boyutta sunduğu batarya-larıyla tasarımda bütünlük arayanlara hitap ediyor. Yerli üretimde ilk defa 3 ayrı boyutta standart, orta ve yüksek tip olarak sunulan lavabo bataryaları Myra ve Tiera, tüketiciye hem fonksiyonel,

SEREL renkli yeni tasarımları ve tek-nolojileriyle banyolarda büyük bir dö-nüşüm başlatıyor. SEREL, Hijyen Plus özelliğini yeni renkli tasarımlarında ve tüm beyaz ürünlerinde standart olarak sunuyor.

SEREL, tasarım ve fonksiyon olarak senkronize şekilde hazırladığı vitrifiye ürünleriyle banyolara yeni bir zevk ve dekorasyon anlayışı getiriyor. Tasarım ve renklerin yanı sıra su tasarrufu sağ-layan teknolojileriyle de öne çıkan SE-REL, tüketici ve çevre dostu ürünleriyle trendleri belirlemeye devam ediyor.

Hijyen Değil, Hijyen PlusSEREL, tüm segmentlerdeki ürünlerin-de, gümüş iyonları teknolojisini kullanı-yor.Yani tüm segmentledeki SEREL’ler

hem de tasarım olarak geniş bir seçe-nek yelpazesi sunuyor.

Bataryalarda yeni bir trendTüm dünyada yeni bir akım olarak bü-yük ilgi gören farklı boyutlarda batarya-ları Türkiye’de ilk kez uygulayarak piya-saya sunan E.C.A., sektöründe trendleri belirlemeye devam ediyor.

Özgün, şık, bütünsel tasarımları ile dik-kat çeken Myra ve Tiera serileri, farklı lavabolarda alternatif boyut seçeneği uygulama imkanı sunuyor. Böylece tü-keticiler, tüm mekanlarda estetik görü-

nümü tamamlama imkanına kavuşu-yor.

Myra serisi, ergonomik yapısı ile so-ğukta açılan batarya kumandası sa-yesinde sıcak sudan yanma riskini ön-lüyor. Kullanıcı dostu olan bataryalar, özel su tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatör sayesinde büyük bir fonksiyo-nellik sunuyor.

İnce ve zarif çizgileriyle armatürde şık-lık ve sağlamlığı birleştiren Tiera serisi ise özel su tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatörü ile dikkat çekiyor.

Tiera Myra

Hijyen Plus özelliği sayesinde maksi-mum temizlik ve maksimum tasarrufu bir arada sunuyor. Hijyen Plus özelliği sayesinde yüzeyler kir tutmuyor; ban-yolar kolayca temizlenirken kullanıcılar da bakterilere karşı korunuyor. Hijyen Plus, bakteri oluşumunu minimize ettiği

için su ve detarjan kullanımını en aza in-diriyor. Böylelikle hem tasarruf sağlıyor, hem de kimyasal kullanımı azaldığından doğayı koruyor. Ayrıca bu teknoloji için SEREL fiyat farkı uygulamıyor. Üstelik kullanıcılar ömür boyu bu özellikten ya-rarlanabiliyor.

Page 147: TİMDER Dergisi 89.Sayı

144

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

E.C.A. ileBanyolarda 3 Boyut Devri

Serel,Hijyen Plus Teknolojisi Renklendi

E.C.A. yeni tasarımları ve teknoloji-leriyle banyo ve mutfaklarda yeni bir trendi Türkiye’de başlatmış oldu. Tüm dünyada armatür modellerini farklı öl-çeklerde ürettiren trend şimdi E.C.A’yla Türkiye’de…

Banyolara ve mutfaklara yeni bir zevk ve dekorasyon anlayışı getiren E.C.A., üç alternatif boyutta sunduğu batarya-larıyla tasarımda bütünlük arayanlara hitap ediyor. Yerli üretimde ilk defa 3 ayrı boyutta standart, orta ve yüksek tip olarak sunulan lavabo bataryaları Myra ve Tiera, tüketiciye hem fonksiyonel,

SEREL renkli yeni tasarımları ve tek-nolojileriyle banyolarda büyük bir dö-nüşüm başlatıyor. SEREL, Hijyen Plus özelliğini yeni renkli tasarımlarında ve tüm beyaz ürünlerinde standart olarak sunuyor.

SEREL, tasarım ve fonksiyon olarak senkronize şekilde hazırladığı vitrifiye ürünleriyle banyolara yeni bir zevk ve dekorasyon anlayışı getiriyor. Tasarım ve renklerin yanı sıra su tasarrufu sağ-layan teknolojileriyle de öne çıkan SE-REL, tüketici ve çevre dostu ürünleriyle trendleri belirlemeye devam ediyor.

Hijyen Değil, Hijyen PlusSEREL, tüm segmentlerdeki ürünlerin-de, gümüş iyonları teknolojisini kullanı-yor.Yani tüm segmentledeki SEREL’ler

hem de tasarım olarak geniş bir seçe-nek yelpazesi sunuyor.

Bataryalarda yeni bir trendTüm dünyada yeni bir akım olarak bü-yük ilgi gören farklı boyutlarda batarya-ları Türkiye’de ilk kez uygulayarak piya-saya sunan E.C.A., sektöründe trendleri belirlemeye devam ediyor.

Özgün, şık, bütünsel tasarımları ile dik-kat çeken Myra ve Tiera serileri, farklı lavabolarda alternatif boyut seçeneği uygulama imkanı sunuyor. Böylece tü-keticiler, tüm mekanlarda estetik görü-

nümü tamamlama imkanına kavuşu-yor.

Myra serisi, ergonomik yapısı ile so-ğukta açılan batarya kumandası sa-yesinde sıcak sudan yanma riskini ön-lüyor. Kullanıcı dostu olan bataryalar, özel su tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatör sayesinde büyük bir fonksiyo-nellik sunuyor.

İnce ve zarif çizgileriyle armatürde şık-lık ve sağlamlığı birleştiren Tiera serisi ise özel su tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatörü ile dikkat çekiyor.

Tiera Myra

Hijyen Plus özelliği sayesinde maksi-mum temizlik ve maksimum tasarrufu bir arada sunuyor. Hijyen Plus özelliği sayesinde yüzeyler kir tutmuyor; ban-yolar kolayca temizlenirken kullanıcılar da bakterilere karşı korunuyor. Hijyen Plus, bakteri oluşumunu minimize ettiği

için su ve detarjan kullanımını en aza in-diriyor. Böylelikle hem tasarruf sağlıyor, hem de kimyasal kullanımı azaldığından doğayı koruyor. Ayrıca bu teknoloji için SEREL fiyat farkı uygulamıyor. Üstelik kullanıcılar ömür boyu bu özellikten ya-rarlanabiliyor.

Page 148: TİMDER Dergisi 89.Sayı

146

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Doğayla Teknolojinin Kusursuz BirleşimiFranke Stone by Lapitec

Kalite ve özgünlüğün sürdürebilirliğin-den ödün vermeyen Franke, koleksiyo-nuna eklediği yeni ürünü Franke Stone by Lapitec ile dekorasyon ve mimaride yeni bir çağ başlatıyor. İnovasyon ve teknolojiyi birleştiren yüzde 100 doğal bir yüzey uygulama malzemesi olan Franke Stone by Lapitec, benzersiz tek-nik özellikleri ve geniş seçenekleriyle banyo, mutfak dışında kapı, yer döşe-mesi, havalandırmalı dış cephe, havuz, sauna, hamam merdiven ve şömineleri de kapsayan geniş bir kullanım alanına sahip.

Porselenin tüm potansiyelini doğaya özgü renkler ve yüzeyler ile birleştiren Franke Stone by Lapitec bulunduğu or-tamda kolayca göze çarpıyor ve doğal ortamlarla mükemmel bir uyum sağlı-yor. Gerek iç gerekse dış mekanda pek çok alanda çözümler sunan Franke Sto-ne by Lapitec, uzun ömürlü kullanımı ve hava koşullarından etkilenmeyen yapısı, fiziksel ve mekanik gücünü estetik ve inovasyon ile kusursuz bir şekilde bir-leştiriyor.

İç ve Dış MekanlardaKusursuz Yüzeyler Teknik özellikleri ve kolayca çalışma im-kanı sunan yapısı sayesinde Franke Sto-ne By Lapitec iç ve dış mekanda; mut-fak tezgahları, duvar kaplamaları, yer döşemeleri, merdivenler ve şömineler

için ideal çözümler sunuyor. Öte yandan hafif ve dayanıklı olması sebebi ile dış yüzey kaplamalarında, havalandırma-lı cephelerde ve birbirini tamamlayan alanlarda 12 farklı renge ait 7 farklı doku alternatifi ve 3 farklı mermer görünüm seçeneği ile kullanıcılarına alternatif su-nuyor.

Islak Zeminler İçinHijyen ve DayanıklılıkFranke Stone by Lapitec ıslak zeminler için de hijyenik ve kullanışlı bir alternatif olma özelliği taşıyor. Havuzları, yatları, kaplıcaları, saunaları ve hamamları süs-

leyecek tüm yüzeyler için son derece uygun olan Franke Stone by Lapitec’de bulunan zarif doku seçenekleri, özel ve güvenli yüzeyler için gerekli sertliği sağlarken plakalar buhara, tuza ve diğer maddelere karşı dayanıklıdır.

Tüm AlanlaraTarz ve Kişilik Kazandırırİç mekan kaplamaları, artık yaşam tar-zımızın bir yansıması haline geldi. Bu ortamların tasarlanması ve biçimlendi-rilmesinde Franke Stone by Lapitec ile buluşan yüzeyler, duvarlar, merdivenler, zeminler, kapılar ve pencereler başta olmak üzere tüm alanlar tarz ve kişiliğe kavuşuyor.

Tasarımcıya ÖzgürlükFranke Stone by Lapitec teknik özel-likleriyle de uygulayıcıya benzersiz avantajlar sunuyor. Pazardaki 20 mm kalınlıkta, en büyük ölçülere (XXL) sa-hip sinterlenmiş bir yüzey uygulama malzemesi özelliği taşıyan Franke Sto-ne by Lapitec, kolay çalışma imkanı ile uygulama özgürlüğü tanıyor. Tasarım-cıların ihtiyaç duyduğu ölçülere sahip olan Franke Stone by Lapitec solmayan renkleri ve çizilmelere karşı dayanıklılı-ğı ile yapı ve döşeme için en uygun çö-zümlere sahip. “Güçlü” yapısı sayesinde iç ve dış mekan kaplamalarından kal-dırımlara, mutfak tezgahlarından hava-landırmalı cephelere kadar çok sayıda alanda uygulanabiliyor.

Page 149: TİMDER Dergisi 89.Sayı

146

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Doğayla Teknolojinin Kusursuz BirleşimiFranke Stone by Lapitec

Kalite ve özgünlüğün sürdürebilirliğin-den ödün vermeyen Franke, koleksiyo-nuna eklediği yeni ürünü Franke Stone by Lapitec ile dekorasyon ve mimaride yeni bir çağ başlatıyor. İnovasyon ve teknolojiyi birleştiren yüzde 100 doğal bir yüzey uygulama malzemesi olan Franke Stone by Lapitec, benzersiz tek-nik özellikleri ve geniş seçenekleriyle banyo, mutfak dışında kapı, yer döşe-mesi, havalandırmalı dış cephe, havuz, sauna, hamam merdiven ve şömineleri de kapsayan geniş bir kullanım alanına sahip.

Porselenin tüm potansiyelini doğaya özgü renkler ve yüzeyler ile birleştiren Franke Stone by Lapitec bulunduğu or-tamda kolayca göze çarpıyor ve doğal ortamlarla mükemmel bir uyum sağlı-yor. Gerek iç gerekse dış mekanda pek çok alanda çözümler sunan Franke Sto-ne by Lapitec, uzun ömürlü kullanımı ve hava koşullarından etkilenmeyen yapısı, fiziksel ve mekanik gücünü estetik ve inovasyon ile kusursuz bir şekilde bir-leştiriyor.

İç ve Dış MekanlardaKusursuz Yüzeyler Teknik özellikleri ve kolayca çalışma im-kanı sunan yapısı sayesinde Franke Sto-ne By Lapitec iç ve dış mekanda; mut-fak tezgahları, duvar kaplamaları, yer döşemeleri, merdivenler ve şömineler

için ideal çözümler sunuyor. Öte yandan hafif ve dayanıklı olması sebebi ile dış yüzey kaplamalarında, havalandırma-lı cephelerde ve birbirini tamamlayan alanlarda 12 farklı renge ait 7 farklı doku alternatifi ve 3 farklı mermer görünüm seçeneği ile kullanıcılarına alternatif su-nuyor.

Islak Zeminler İçinHijyen ve DayanıklılıkFranke Stone by Lapitec ıslak zeminler için de hijyenik ve kullanışlı bir alternatif olma özelliği taşıyor. Havuzları, yatları, kaplıcaları, saunaları ve hamamları süs-

leyecek tüm yüzeyler için son derece uygun olan Franke Stone by Lapitec’de bulunan zarif doku seçenekleri, özel ve güvenli yüzeyler için gerekli sertliği sağlarken plakalar buhara, tuza ve diğer maddelere karşı dayanıklıdır.

Tüm AlanlaraTarz ve Kişilik Kazandırırİç mekan kaplamaları, artık yaşam tar-zımızın bir yansıması haline geldi. Bu ortamların tasarlanması ve biçimlendi-rilmesinde Franke Stone by Lapitec ile buluşan yüzeyler, duvarlar, merdivenler, zeminler, kapılar ve pencereler başta olmak üzere tüm alanlar tarz ve kişiliğe kavuşuyor.

Tasarımcıya ÖzgürlükFranke Stone by Lapitec teknik özel-likleriyle de uygulayıcıya benzersiz avantajlar sunuyor. Pazardaki 20 mm kalınlıkta, en büyük ölçülere (XXL) sa-hip sinterlenmiş bir yüzey uygulama malzemesi özelliği taşıyan Franke Sto-ne by Lapitec, kolay çalışma imkanı ile uygulama özgürlüğü tanıyor. Tasarım-cıların ihtiyaç duyduğu ölçülere sahip olan Franke Stone by Lapitec solmayan renkleri ve çizilmelere karşı dayanıklılı-ğı ile yapı ve döşeme için en uygun çö-zümlere sahip. “Güçlü” yapısı sayesinde iç ve dış mekan kaplamalarından kal-dırımlara, mutfak tezgahlarından hava-landırmalı cephelere kadar çok sayıda alanda uygulanabiliyor.

147

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Uzun Ömürlü ve HijyenikFranke Stone by Lapitec’in benzersiz tasarım özellikleri uygulayıcı ve kullanıcı için pek çok avantaja sahip. Gözeneksiz yapısı sayesinde lekelere, küfe ve bak-terilere dayanıklı olan Franke Stone by Lapitec, kolayca temizlenebiliyor. Ay-rıca Franke Stone by Lapitec Bio-Care teknolojisi ile yüzeylerde biriken bakteri etkisi yaratacak parçacıkları kendi ken-dine temizleme özelliğine sahip.

Uzun ömürlü ve suya dayanıklı bir ürün olan Franke Stone by Lapitec, asitlere, boyalara, alkaliye, derin aşınmaya, yan-gına, donmaya dayanıklı olup UV ışınla-rından etkilenmiyor. Çevreye ve insan sağlığına duyarlı olarak üretilen Franke Stone by Lapitec reçine ve petrol içer-miyor. Zamana meydan okuyan güçlü bir yapıya sahip olan bu benzersiz ürün, yıllar geçse dahi, aynı renk ürün talebin-de ton farklılıkların yaşanmayacağını garanti ediyor.

Farklı Kullanım Alanları İçin 7 Farklı Yüzey AlternatifiSürekli gelişen inovatif Franke Stone by Lapitec ürünleri, farklı çözümler, yenilik-çi fikirler ve fırsatlar sunmayı hedefliyor. Mimarların ve tasarımcıların hayallerini

gerçeğe dönüştürebilecek teknik açıdan uygulamaya yönelik renkler ve bu renk-lere ait 7 farklı yüzey alternatifi sunuyor.

FOSSIL: zamana meydan okurYüzeyi dokulu, pürüzlü yapısı bölünmüş veya yüzeyi yakılmış doğal taşa benze-yen “FOSSIL”, hem iç hem de dış mekan kaplamaları ile kaymayı önleyici zemin çözümleri için ideal seçimdir.

ARENA: İlgi odağı kum cazibesi“ARENA” tüm plakaya doğal bir hare-ketlilik kazandıran tanecikli yapıya sahip pürüzsüz ve kumu andıran bir yüzeydir. Sinterlenmiş yüzey uygulama malzeme-sinin bu şekilde işlenmesi renklerin daha açık görünmesini, renklerdeki canlılığın dikkat çekmesini sağlar. “ARENA” ken-disini en çok dış mekan uygulamalarında gösterir.

LITHOS:Parmak uçlarınızda kadife etkisiYumuşak ve doğal renklere sahip hafif kırışıklık hissi yaratan yüzeyi ile doku-nuşa yeni hisler katar. “LITHOS” çok yönlüdür, kadifemsi bir yapıya sahiptir ve zariftir: mutfak tezgahları, yatlardaki ve havuzlardaki dış yürüyüş alanları için mükemmel seçimdir.

DUNE:Yumuşak ve doğal renk titreşimleri“DUNE” rüzgarın çevreyi nazik bir şe-kilde biçimlendirdiği çöllerdeki kumları anımsatır. Yumuşaktır ve her ışık deme-tiyle yeni renk titreşimleri keşfedilebilir. Görsel açıdan doğal olarak kırılmış taşı anımsatır, kayrak taşına çok benzer: mutfak tezgahları ve duvar kaplamaları için modern ve şık çözümler sunar.

VESUVIO:Volkanik magmanın gücü ve canlılığıKayma önleyici özellikler taşıyan pü-rüzsüz ince dokulu bir yüzey olan “VE-SUVIO”, hem iç hem de dış mekan kaplamaları ile tüm yaşam alanlarındaki zeminler için ideal çözümdür.

SATIN: Yumuşak ipeksi ve zarifİpeksi parlaklığı sayesinde kolayca te-mizlenen “SATIN”, mutfak tezgahları, iç ve dış mekan kaplamaları ile tüm yaşam alanlarındaki zeminler için idealdir.

LUX: parlaklık yeniden tanımlandı“LUX” koleksiyonundaki plakalar, ışıltı yayan, güçlü yansıtma sağlayan parlak bir yüzeye sahiptir. “LUX” mutfak tez-gahları, iç ve dış mekan kaplamaları için ideal seçimdir.

Page 150: TİMDER Dergisi 89.Sayı

148

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Ideal Standard’tanSade Tasarım, Çevreci Yaklaşım: GIO

Ideal Standard, dünyaca ünlü Alman ta-sarım ofisi Artefakt Design Studio tara-fından tasarlanan GIO serisi armatürler ile banyolara sade bir şıklık sunuyor.

Kübik ve yuvarlak formlarda tasarlanan GIO, geometrik hatları ile banyolara modern bir hava getiriyor. Tasarımında-ki karekteristik net çizgiler ve yalın kon-septi ile dikkat çeken GIO, banyolarında sadeliği tercih edenler için vazgeçilmez olacak.

Geniş ürün yelpazesi ile de banyolar-da işlevsel kullanım alanları yaratan bu yeni seri armatürle tasarımın yanı sıra çevreci özelliği ile de dikkat çekiyor. Da-kikada 5 litre su sarfiyatı sağlayan GIO serisi lavabo bataryaları, kolay ve zaman kazandıran montaj EasyFix ve su tasar-rufu sağlayan gizli perlatör teknolojileri sayesinde inovatif tasarımın sınırlarını zorluyor.

Page 151: TİMDER Dergisi 89.Sayı

148

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Ideal Standard’tanSade Tasarım, Çevreci Yaklaşım: GIO

Ideal Standard, dünyaca ünlü Alman ta-sarım ofisi Artefakt Design Studio tara-fından tasarlanan GIO serisi armatürler ile banyolara sade bir şıklık sunuyor.

Kübik ve yuvarlak formlarda tasarlanan GIO, geometrik hatları ile banyolara modern bir hava getiriyor. Tasarımında-ki karekteristik net çizgiler ve yalın kon-septi ile dikkat çeken GIO, banyolarında sadeliği tercih edenler için vazgeçilmez olacak.

Geniş ürün yelpazesi ile de banyolar-da işlevsel kullanım alanları yaratan bu yeni seri armatürle tasarımın yanı sıra çevreci özelliği ile de dikkat çekiyor. Da-kikada 5 litre su sarfiyatı sağlayan GIO serisi lavabo bataryaları, kolay ve zaman kazandıran montaj EasyFix ve su tasar-rufu sağlayan gizli perlatör teknolojileri sayesinde inovatif tasarımın sınırlarını zorluyor.

23-27 Şubat 2016SALON: 07STAND: 739-740

KÜVETLER-JAKUZİLER-DUŞ TEKNELERİ-KABİNLER-LAVABOLAR

Suyun sabunla buluştuğu her alanda...

Page 152: TİMDER Dergisi 89.Sayı

150

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Jado’dan Banyolarda “Retro” Esintisi

Ideal Standard’ın lüks segment markası Jado’nun Retro Armatür Serisi, 1920’le-rin klasik görünümünü sanatsal bir yak-laşımla günümüz banyolarına taşıyor.

Geçmişin modern çağda yeniden ha-yat buluşu olarak tanımlanan retro tarzı artık günümüz banyolarının da vazge-çilmezi haline geldi. Banyolarınızda, geçmişten gelip çağımıza ayak uydu-ran bir retro dekorasyona sahip olmak istiyorsanız, dönemin popüler tarzının bugünün modernizmi ile şekillendiği Jado’nun Retro Serisi armatürlerini ter-cih edebilirsiniz.

Retro Serisi bu armatürler, zarif eğrisel çizgileri ve sadeliğin şıklıkla buluştuğu tasarımlarıyla yeni perspektifler suna-rak banyoları mükemmel bir uyumla ta-mamlıyor. Detaylara önem veren, iddi-alı tasarımları sevenler için tasarlanmış olan Retro, geçmiş yılların havasını ban-yolara taşıyan, şık ve ihtişamlı bir banyo dekorasyonu için özel olarak tasarlandı.

Altın, krom ve krom/altın renk seçenek-leri bulunan Retro Serisi, lavabo batar-yaları, duş ve küvet bataryaları, banyo bataryaları, bide bataryaları ve aksesu-arlarıyla geniş bir ürün gamına sahip.

Page 153: TİMDER Dergisi 89.Sayı

150

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Jado’dan Banyolarda “Retro” Esintisi

Ideal Standard’ın lüks segment markası Jado’nun Retro Armatür Serisi, 1920’le-rin klasik görünümünü sanatsal bir yak-laşımla günümüz banyolarına taşıyor.

Geçmişin modern çağda yeniden ha-yat buluşu olarak tanımlanan retro tarzı artık günümüz banyolarının da vazge-çilmezi haline geldi. Banyolarınızda, geçmişten gelip çağımıza ayak uydu-ran bir retro dekorasyona sahip olmak istiyorsanız, dönemin popüler tarzının bugünün modernizmi ile şekillendiği Jado’nun Retro Serisi armatürlerini ter-cih edebilirsiniz.

Retro Serisi bu armatürler, zarif eğrisel çizgileri ve sadeliğin şıklıkla buluştuğu tasarımlarıyla yeni perspektifler suna-rak banyoları mükemmel bir uyumla ta-mamlıyor. Detaylara önem veren, iddi-alı tasarımları sevenler için tasarlanmış olan Retro, geçmiş yılların havasını ban-yolara taşıyan, şık ve ihtişamlı bir banyo dekorasyonu için özel olarak tasarlandı.

Altın, krom ve krom/altın renk seçenek-leri bulunan Retro Serisi, lavabo batar-yaları, duş ve küvet bataryaları, banyo bataryaları, bide bataryaları ve aksesu-arlarıyla geniş bir ürün gamına sahip.

Page 154: TİMDER Dergisi 89.Sayı

152

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Kalebodur Materia;Üst Düzey Yüzey Kalitesine Büyük Ebatlar

Kale Icon ile Hem Küçük Hem Büyük Mekanlarda Yüksek Depolama Çözümleri

Kalebodur Materia metalik etkideki antrasit ve bronz renklerini zenginleştiren çağdaş dekorları ile estetik çözümler, tanımlı alanlar sunuyor. Modern yaşam alanlarının vazgeçilmezi olmaya aday Materia serisi, yarı parlak görünüme sahip 80x80 ve 40x80 cm ebatlarındaki porselen karolardan oluşuyor. Hem zemin hem de duvar uygulamalarında rahatlıkla kullanılacak ‘full body porselen seramikler’, doğal dokuları, üst düzey yüzey kalitesi ve büyük ebatlarının sağladığı minimum derz uygulaması ile banyolarda lüks bir görünüm elde etmenizi sağlıyor.

Doğru malzemeyi, trendlere uygun tasarım öge-lerinde kullanarak tüketiciyle buluşturan Kale, bu yıl sunduğu 4 farklı canlı mekanda, bütünsel dilini aktarmayı sürdürüyor. Bunların arasından, Ece Ya-lım Design Studio tarafından tasarlanan Kale Icon koleksiyonu, kendi içinde küçük hacimli alanlara ve büyük mekanlara yüksek depolamalı çözüm ile iki farklı alternatif oluşturmaktadır. Tasarım dili ortak-laştırılan her iki çözüm de, çağdaş ve postmodern bir izlenim sergilemektedir. Serinin en büyük özelli-ği 6 milimetre inceliğindeki, Kale Ar-Ge’nin mühen-disliğini yaptığı ve Ürün Tasarım Müdürlüğü’nün tasarladığı çanaklardır. Bu lavaboların yarattığı de-ğerler; ekolojik, hafif, estetik, daha az hammadde, daha az elektrik ve daha az iş gücü ile aynı ebat-lardaki normal lavabolara göre yüzde 40 daha hafif olmasıdır.

Page 155: TİMDER Dergisi 89.Sayı

152

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Kalebodur Materia;Üst Düzey Yüzey Kalitesine Büyük Ebatlar

Kale Icon ile Hem Küçük Hem Büyük Mekanlarda Yüksek Depolama Çözümleri

Kalebodur Materia metalik etkideki antrasit ve bronz renklerini zenginleştiren çağdaş dekorları ile estetik çözümler, tanımlı alanlar sunuyor. Modern yaşam alanlarının vazgeçilmezi olmaya aday Materia serisi, yarı parlak görünüme sahip 80x80 ve 40x80 cm ebatlarındaki porselen karolardan oluşuyor. Hem zemin hem de duvar uygulamalarında rahatlıkla kullanılacak ‘full body porselen seramikler’, doğal dokuları, üst düzey yüzey kalitesi ve büyük ebatlarının sağladığı minimum derz uygulaması ile banyolarda lüks bir görünüm elde etmenizi sağlıyor.

Doğru malzemeyi, trendlere uygun tasarım öge-lerinde kullanarak tüketiciyle buluşturan Kale, bu yıl sunduğu 4 farklı canlı mekanda, bütünsel dilini aktarmayı sürdürüyor. Bunların arasından, Ece Ya-lım Design Studio tarafından tasarlanan Kale Icon koleksiyonu, kendi içinde küçük hacimli alanlara ve büyük mekanlara yüksek depolamalı çözüm ile iki farklı alternatif oluşturmaktadır. Tasarım dili ortak-laştırılan her iki çözüm de, çağdaş ve postmodern bir izlenim sergilemektedir. Serinin en büyük özelli-ği 6 milimetre inceliğindeki, Kale Ar-Ge’nin mühen-disliğini yaptığı ve Ürün Tasarım Müdürlüğü’nün tasarladığı çanaklardır. Bu lavaboların yarattığı de-ğerler; ekolojik, hafif, estetik, daha az hammadde, daha az elektrik ve daha az iş gücü ile aynı ebat-lardaki normal lavabolara göre yüzde 40 daha hafif olmasıdır.

Page 156: TİMDER Dergisi 89.Sayı

154

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Islak Mekanların Su Yalıtımında Kesin SonuçKalekim ‘İzolatex Plus’

Ahşabın Benzersiz Yüzeyi Çanakkale Seramik ‘Chakra’ ile Seramikte

Hayat Buluyor

Kalekim, yapılarda en fazla suya maruz kalan alanlar için geliştirdiği ‘İzolatex Plus’ ile ideal bir su yalıtımı sağlıyor. ‘İzolatex Plus’, havuz, su deposu gibi daimi ıslak bölgelerin yanı sıra, teras, balkon, banyo gibi iç ve dış mekanlar-da mükemmel çözümler sunuyor. Eks-tra elastik, tuzlara karşı etkin bir engel oluşturan, çimento esaslı toz bileşen ve emülsiyon polimer esaslı sıvı bileşen-den oluşan İzolatex Plus, yüksek perfor-mansıyla su yalıtımı problemlerine son veriyor.

İçme suyu depolarında da kullanıma uygun olan İzolatex Plus, klor iyonlarına karşı yüksek dirence sahip olduğu gibi, betonda karbonatlaşmayı da engelliyor.

Çanakkale Seramik, doğanın dingin ruhunu yansıtan ‘Chakra’ serisi ile ahşabın sıcaklığını yaşam alanlarına taşı-yor. Herkes için özel seçenekler sunmak amacıyla seramik karoda bilinen kalıpların ötesine geçen Çanakkale Sera-mik, yaşam odaklı tasarımlarıyla mekanlara değer katıyor.

Tabiatın dingin ruhunu yansıtan Chakra serisi ile yaşam alanlarınızda natürel dokunuşlar ve pozitif duygular yarata-bilirsiniz.

Ahşabın benzersiz yüzeyinin seramikte hayat bulduğu Chakra serisi, 15x90 ebadı ve özel dokusuyla ahşabın do-ğallığını ve huzurunu evinizde yaşamanızı sağlıyor.

Doğayı yaşam alanınızın bir parçası haline getiren seri, me-kanlarda mükemmel bir atmosfer oluşturuyor.

Donma ve çözünmeye karşı dayanıklı yapısıyla öne çıkan İzolatex Plus, kal-siyum ve sodyum klorür gibi buz eritici tuzlara, deniz suyuna ve karbondioksit gazına karşı betonu koruyor.

Kalekim geliştirdiği su yalıtımı çözüm-

leri ile ayrıca, yapılara zarar veren, yapı-ların güvenliğini ve konforunu olumsuz etkileyen su ve nem unsurlarının önüne geçerek sağlıklı yaşam alanları sağlıyor. Su yalıtımı sayesinde taşıyıcı sistemleri korunan binalar, depreme dayanıklı hale geliyor.

Page 157: TİMDER Dergisi 89.Sayı

154

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Islak Mekanların Su Yalıtımında Kesin SonuçKalekim ‘İzolatex Plus’

Ahşabın Benzersiz Yüzeyi Çanakkale Seramik ‘Chakra’ ile Seramikte

Hayat Buluyor

Kalekim, yapılarda en fazla suya maruz kalan alanlar için geliştirdiği ‘İzolatex Plus’ ile ideal bir su yalıtımı sağlıyor. ‘İzolatex Plus’, havuz, su deposu gibi daimi ıslak bölgelerin yanı sıra, teras, balkon, banyo gibi iç ve dış mekanlar-da mükemmel çözümler sunuyor. Eks-tra elastik, tuzlara karşı etkin bir engel oluşturan, çimento esaslı toz bileşen ve emülsiyon polimer esaslı sıvı bileşen-den oluşan İzolatex Plus, yüksek perfor-mansıyla su yalıtımı problemlerine son veriyor.

İçme suyu depolarında da kullanıma uygun olan İzolatex Plus, klor iyonlarına karşı yüksek dirence sahip olduğu gibi, betonda karbonatlaşmayı da engelliyor.

Çanakkale Seramik, doğanın dingin ruhunu yansıtan ‘Chakra’ serisi ile ahşabın sıcaklığını yaşam alanlarına taşı-yor. Herkes için özel seçenekler sunmak amacıyla seramik karoda bilinen kalıpların ötesine geçen Çanakkale Sera-mik, yaşam odaklı tasarımlarıyla mekanlara değer katıyor.

Tabiatın dingin ruhunu yansıtan Chakra serisi ile yaşam alanlarınızda natürel dokunuşlar ve pozitif duygular yarata-bilirsiniz.

Ahşabın benzersiz yüzeyinin seramikte hayat bulduğu Chakra serisi, 15x90 ebadı ve özel dokusuyla ahşabın do-ğallığını ve huzurunu evinizde yaşamanızı sağlıyor.

Doğayı yaşam alanınızın bir parçası haline getiren seri, me-kanlarda mükemmel bir atmosfer oluşturuyor.

Donma ve çözünmeye karşı dayanıklı yapısıyla öne çıkan İzolatex Plus, kal-siyum ve sodyum klorür gibi buz eritici tuzlara, deniz suyuna ve karbondioksit gazına karşı betonu koruyor.

Kalekim geliştirdiği su yalıtımı çözüm-

leri ile ayrıca, yapılara zarar veren, yapı-ların güvenliğini ve konforunu olumsuz etkileyen su ve nem unsurlarının önüne geçerek sağlıklı yaşam alanları sağlıyor. Su yalıtımı sayesinde taşıyıcı sistemleri korunan binalar, depreme dayanıklı hale geliyor.

Page 158: TİMDER Dergisi 89.Sayı

156

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

NG Kütahya Seramik’tenLapis & Verso

NG Kütahya Seramik Lapis Koleksiyonu ile mer-merin görsel zenginliğini seramik yüzeylere taşı-yor. Parlak yüzeyinde yer alan damarlı deseni ile mekanlara değer kazandıran Lapis, kahve ve krem tonlarındaki renk seçenekleri ile tarzını konuştur-mak isteyenlerin beğenisine sunuluyor.

Travertenin doğasından esinlenerek tasarlanan Verso, kahvenin bütün tonlarını barındıran renkle-riyle mekanları hareketlendiriyor. 60x160cm eba-dında iç ve dış mekan kullanımına uygun olarak üretilen Verso, doğanın sunduğu uyumlu renkleri, yaşam alanlarında görsel bir şölene dönüştürüyor.

Page 159: TİMDER Dergisi 89.Sayı

156

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

NG Kütahya Seramik’tenLapis & Verso

NG Kütahya Seramik Lapis Koleksiyonu ile mer-merin görsel zenginliğini seramik yüzeylere taşı-yor. Parlak yüzeyinde yer alan damarlı deseni ile mekanlara değer kazandıran Lapis, kahve ve krem tonlarındaki renk seçenekleri ile tarzını konuştur-mak isteyenlerin beğenisine sunuluyor.

Travertenin doğasından esinlenerek tasarlanan Verso, kahvenin bütün tonlarını barındıran renkle-riyle mekanları hareketlendiriyor. 60x160cm eba-dında iç ve dış mekan kullanımına uygun olarak üretilen Verso, doğanın sunduğu uyumlu renkleri, yaşam alanlarında görsel bir şölene dönüştürüyor.

Page 160: TİMDER Dergisi 89.Sayı

158

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

NPlus DeluxBanyolar Daha Konforlu ve İhtişamlı

Düşlerinizdeki Banyo Keyfini Yaratmak için; Sanacryl

Günün omuzlarınıza yüklediği yorgunluğu atmak adına ba-zen tek ihtiyacınız olan içi su ve köpük dolu ılık bir banyodur. Yanına bir de eşlik etmek istediğiniz, sevdiğiniz bir müzik eklendi mi tüm stresinizin gittiğini, enerjinizin geri geldiğini hissedeceksinizdir. Hayalinizdeki bu keyfe ulaşmak için Sa-nacryl ürünlerini sizin için tasarlıyor.

“Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz, düş içinde bir düş.” der Poe. Düşlerinizdeki banyo keyfini yaratmak için Sanacryl aradı-ğınız ürünü sunar. Kompakt sistemlerden, istenilen ölçü ve renk-lerde küvet ve duş teknelerine kadar geniş ürün yelpazesi sunan marka, banyo keyfinize keyif katmak adına yıllardır inşaat sektörü-ne hizmet vermekte.

İhtişamı seviyorsanız banyonuzu Delux mo-deline teslim edin.  Alt modül cam tezgah üstü seramik lavabodan, üst modül ise altın rengi çerçeveli aynadan oluşuyor. Boy dolabı ile ta-mamlanmış modelin Altın - Siyah, Altın - Beyaz renk alternatiflerinden biri sizin banyonuz için.

Page 161: TİMDER Dergisi 89.Sayı

158

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

NPlus DeluxBanyolar Daha Konforlu ve İhtişamlı

Düşlerinizdeki Banyo Keyfini Yaratmak için; Sanacryl

Günün omuzlarınıza yüklediği yorgunluğu atmak adına ba-zen tek ihtiyacınız olan içi su ve köpük dolu ılık bir banyodur. Yanına bir de eşlik etmek istediğiniz, sevdiğiniz bir müzik eklendi mi tüm stresinizin gittiğini, enerjinizin geri geldiğini hissedeceksinizdir. Hayalinizdeki bu keyfe ulaşmak için Sa-nacryl ürünlerini sizin için tasarlıyor.

“Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz, düş içinde bir düş.” der Poe. Düşlerinizdeki banyo keyfini yaratmak için Sanacryl aradı-ğınız ürünü sunar. Kompakt sistemlerden, istenilen ölçü ve renk-lerde küvet ve duş teknelerine kadar geniş ürün yelpazesi sunan marka, banyo keyfinize keyif katmak adına yıllardır inşaat sektörü-ne hizmet vermekte.

İhtişamı seviyorsanız banyonuzu Delux mo-deline teslim edin.  Alt modül cam tezgah üstü seramik lavabodan, üst modül ise altın rengi çerçeveli aynadan oluşuyor. Boy dolabı ile ta-mamlanmış modelin Altın - Siyah, Altın - Beyaz renk alternatiflerinden biri sizin banyonuz için.

Page 162: TİMDER Dergisi 89.Sayı

160

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Banyoda Mükemmeli Arayanlar İçin...Her Zevke Göre Bir Orka® Dinar Var...

kibrID MATERIAL’dan Duvar ve Zeminlerde Dinamik Formlar: Apavisa Nanoessence

1 model ile 96 kombin mümkün müdür? DİNAR ile mümkün...

DİNAR yalın, doğal ve modern bir banyoya davetiye çıkarıyor... Seramik lavabosu ve doğal ahşap dokulu yonga levha yüzeyi ve gövdesi ile DİNAR tercihinize göre frenli tam açılır ya da çekmeceli kapakları ve boy dolabı ile sade ama şık bir tasarım sunuyor. Etajerli kurşun içermeyen ekolojik aynası ya da dolaplı aynası ile de şıklığını fonksiyonellik ile birleştiriyor.

Yenilikçi vizyonu ve beğeni toplayan ürünleriyle mekan tasarımlarında adından sıkça söz ettiren kibrID MATERIAL, iç mekanlara farklı dekorasyon çözümleri sunuyor. Temsilciliğini yaptığı İspanyol Apavisa markasının CERSAIE 2015 Fuarı’nda tanıttığı Nanoessence koleksiyonu, modern çizgileri, geometrik formları ve asimetrik tasarımlarıyla mekan tasarımlarına yeni boyutlar kazandırıyor.

Yüksek kalite malzemenin tasarımla birleştiği Nanoessence koleksiyonu, geometrik formları ve renk uygulamalarıyla yaratıcı perspektifler sunuyor. Minimalist tasarımın kusursuz sonucu olarak karşımıza çıkan Nanoessence serisi, zemin ve duvarlarda çarpıcı etkiler oluşturan detaylarıyla ön plana çıkıyor. Nanoessence,

İster çekmeceli, ister kapaklı dolaplı... İster ikili kapaklı, ister üçlü kapaklı...

İster etajerli ekolojik aynalı, ister dolaplı aynalı, isterse LED aydınlatmalı aynalı...

İster etajerli dar aynalı, ister etajerli geniş aynalı...

İster tek kapaklı, ister çift kapaklı dolaplı aynalı...

İster 100 cm, ister 80 cm, ister 65 cm, ister 55 cm ölçülerinde banyo dolabı...

İster beyaz, ister fogia, ister teak, ister livana...

Çeşit çeşit Dinar... Her eve göre bir Dinar...

kolay uygulanması ve dayanıklılığının yanı sıra yüksek kırılma mukavemeti ve kimyasallara karşı dirençli olmasıyla da uzun ömürlü ve pratik bir kullanım sağlıyor. Mağaza, restoran ve otel gibi kurumsal iç mekanlarda sıklıkla tercih edilen Nanoessence, konut dekorasyonlarında da mimar ve iç mimarların gözdesi… Çevreye verdiği önem sayesinde U.S. Green Building Council üyesi olmaya hak kazanan Apavisa, sadece üretim teknolojisiyle değil, tasarladığı özel koleksiyonlarla da farklı şekillerde doğaya hizmet ediyor.

Page 163: TİMDER Dergisi 89.Sayı

160

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Banyoda Mükemmeli Arayanlar İçin...Her Zevke Göre Bir Orka® Dinar Var...

kibrID MATERIAL’dan Duvar ve Zeminlerde Dinamik Formlar: Apavisa Nanoessence

1 model ile 96 kombin mümkün müdür? DİNAR ile mümkün...

DİNAR yalın, doğal ve modern bir banyoya davetiye çıkarıyor... Seramik lavabosu ve doğal ahşap dokulu yonga levha yüzeyi ve gövdesi ile DİNAR tercihinize göre frenli tam açılır ya da çekmeceli kapakları ve boy dolabı ile sade ama şık bir tasarım sunuyor. Etajerli kurşun içermeyen ekolojik aynası ya da dolaplı aynası ile de şıklığını fonksiyonellik ile birleştiriyor.

Yenilikçi vizyonu ve beğeni toplayan ürünleriyle mekan tasarımlarında adından sıkça söz ettiren kibrID MATERIAL, iç mekanlara farklı dekorasyon çözümleri sunuyor. Temsilciliğini yaptığı İspanyol Apavisa markasının CERSAIE 2015 Fuarı’nda tanıttığı Nanoessence koleksiyonu, modern çizgileri, geometrik formları ve asimetrik tasarımlarıyla mekan tasarımlarına yeni boyutlar kazandırıyor.

Yüksek kalite malzemenin tasarımla birleştiği Nanoessence koleksiyonu, geometrik formları ve renk uygulamalarıyla yaratıcı perspektifler sunuyor. Minimalist tasarımın kusursuz sonucu olarak karşımıza çıkan Nanoessence serisi, zemin ve duvarlarda çarpıcı etkiler oluşturan detaylarıyla ön plana çıkıyor. Nanoessence,

İster çekmeceli, ister kapaklı dolaplı... İster ikili kapaklı, ister üçlü kapaklı...

İster etajerli ekolojik aynalı, ister dolaplı aynalı, isterse LED aydınlatmalı aynalı...

İster etajerli dar aynalı, ister etajerli geniş aynalı...

İster tek kapaklı, ister çift kapaklı dolaplı aynalı...

İster 100 cm, ister 80 cm, ister 65 cm, ister 55 cm ölçülerinde banyo dolabı...

İster beyaz, ister fogia, ister teak, ister livana...

Çeşit çeşit Dinar... Her eve göre bir Dinar...

kolay uygulanması ve dayanıklılığının yanı sıra yüksek kırılma mukavemeti ve kimyasallara karşı dirençli olmasıyla da uzun ömürlü ve pratik bir kullanım sağlıyor. Mağaza, restoran ve otel gibi kurumsal iç mekanlarda sıklıkla tercih edilen Nanoessence, konut dekorasyonlarında da mimar ve iç mimarların gözdesi… Çevreye verdiği önem sayesinde U.S. Green Building Council üyesi olmaya hak kazanan Apavisa, sadece üretim teknolojisiyle değil, tasarladığı özel koleksiyonlarla da farklı şekillerde doğaya hizmet ediyor.

161

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Ev Dekorasyonunda Ahşap Hakimiyeti, Ahşapta Yurtbay Seramik Edra Zerafeti

‘Doğaya dönüş’ ve ‘doğal temalı’ iç dekorasyonun son zaman-larda oldukça popüler olmasından yola çıkan Yurtbay Seramik, şehir hayatı karmaşası ve yoğunluğundan uzak, özlenen doğal etkiyi Edra Serisi ile evlerde hissettiriyor. Minimalist ve ekolo-jik bir tarzı beraberinde getiren Edra, 60 x 60 ebatında mat bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. İç ve dış mekanda kullanılabilen Edra, zemin ve duvarda tercih edilebiliyor.

Edra ile oluşturulan mekânlarda daha doğal ve sade eşyalar tercih etmeniz ise dekorasyonda bütünlük yaratmanızı sağlıyor.

Page 164: TİMDER Dergisi 89.Sayı

162

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Yaşam Alanlarınızda Fark Yaratın;Seramiksan Pamukkale Serisi

Ürünleri ile sektörün dikkat çeken firması olmayı sürdüren Seramiksan, geniş ürün yelpazesinden Pamukkale Serisi ile doğadan aldığı ilhamı hayatınıza taşıyor.

Gözalıcı karolarla iç ve dış mekanlara uygun olarak üretilen Pamukkale Serisi mağaza, restaurant gibi yaya trafiğine daha fazla maruz kalan zeminler için kullanılabiliyor. Sırlı porselen ve mat olarak üretilen Pamukkale Serisi 60x60 cm ebatında beyaz ve dijital baskı teknolojisi ile motif desenli olarak üretiliyor.

Pamukkale Serisi ile birlikte Seramiksan’ın modern tasarımına sahip vitrifiye serilerini de birarada kullanarak banyolarda kusursuz bir görünüm sağlanıyor. Şıklığı ve rahat kullanımı arayanlar için lavaboda Aqua serisi, kare tasarımlı geometrisiyle klozet de Luna serisi ile bütünleşiyor.

Page 165: TİMDER Dergisi 89.Sayı

162

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Yaşam Alanlarınızda Fark Yaratın;Seramiksan Pamukkale Serisi

Ürünleri ile sektörün dikkat çeken firması olmayı sürdüren Seramiksan, geniş ürün yelpazesinden Pamukkale Serisi ile doğadan aldığı ilhamı hayatınıza taşıyor.

Gözalıcı karolarla iç ve dış mekanlara uygun olarak üretilen Pamukkale Serisi mağaza, restaurant gibi yaya trafiğine daha fazla maruz kalan zeminler için kullanılabiliyor. Sırlı porselen ve mat olarak üretilen Pamukkale Serisi 60x60 cm ebatında beyaz ve dijital baskı teknolojisi ile motif desenli olarak üretiliyor.

Pamukkale Serisi ile birlikte Seramiksan’ın modern tasarımına sahip vitrifiye serilerini de birarada kullanarak banyolarda kusursuz bir görünüm sağlanıyor. Şıklığı ve rahat kullanımı arayanlar için lavaboda Aqua serisi, kare tasarımlı geometrisiyle klozet de Luna serisi ile bütünleşiyor.

163

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Tema Yapı Malzemeleri’ndenFlexpex Hortum

Turkuaz Seramik Pinto Serisi ileBanyolara Zarif Bir Görünüm Kazandırıyor

ABD’den Avrupa’ya gelişmiş ülkelerde EN 13618 standardının zorunlu olduğunu ve bu belgeye sa-hip olmayan hortumların; suyla temas ettiğinde ortaya çıkan bakterilerin zehirli madde salınımı, suda rahatsız edici koku gibi çok sayıda olumsuz durumu da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Tema Yapı Malzemeleri yetkilileri, tüketicileri bu konuda duyarlı olmaya çağırdı. Yüzde 3 oranın-da zekâ geriliğine de yol açtığı bilinen kauçuk ve EPDM gibi maddelerin suya karışmasını ve bak-terilerin neden olduğu hastalıkları, suya karışan kimyasalları özelliğinde barındırmayan ‘Flexpex Hortum’ la önleyebilirsiniz.

Yapı malzemeleri sektörünün güçlü oyuncuların-dan Tema Yapı Malzemeleri’nin, yenilikçi ürün-leri arasına eklediği ‘Flexpex Hortum’un tüm yeterliliklere sahip olduğunu açıklayan yetkililer, “Türkiye’de bir ilk olan yenilikçi esnek bağlantı hortumu Flexpex, bakteri oluşumunu önleminin yanı sıra yüksek basınç ve sıcaklığa dayanıklılığı sayesinde patlamıyor ve evlerdeki su basması so-rununu da ortadan kalkıyor” dedi.

Doğanın sonsuz enerjisini tasarımlarına taşıyan Turkuaz Seramik, farklı tarzı ve özel koleksiyonları ile banyolara değer katmaya devam ediyor. Orijinal tasarım-ları özgür bir bakış açısı ile sunan marka sınırları aşan tasarımı Pinto ile banyola-ra sade ve saf bir güzellik sunuyor.

İnce ve modern görüntüsünün yanı sıra estetik ve formların dışındaki görüntüsü ile banyolara değer katıyor.

Sektörde TS EN 13618 standardına uygun esnek bağlantı hortumlarının kullanılmasının zorunlu hale gelmesinin önemini de vurgulayan yetkililer, “Eğer bu sağlanamazsa tüketiciler büyük zarar görecek. Bu belgeye sahip esnek bağlantı hortumları ile bu belgenin olmadığı hortumlar arasındaki fiyat farkı da sadece 1-2 TL. Tüketiciler bu konuda duyarlı olmalı” açıkla-masını yaptı.

Pinto serisi banyolara zarafet kazandırmasının yanı sıra kullanıldığı malzemelerle de tüketicilere temizlik ve hijyen kolaylığı sunuyor.

Page 166: TİMDER Dergisi 89.Sayı

164

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Seranit GrupDünyayı Aquanit ile tanıştırdı

İnovatif ürünleri ile dikkatleri üzerine çeken Seranit Grup, bir ilke daha imza atarak, bu kez dünyanın ilk porselen duş karosunu geliştirdi.

Yaptığı açıklamayla iki yıl süren Ar-Ge çalışması neticesinde dünyanın ilk por-selen duş karosu Aquanit’i geliştirdik-lerini ifade eden Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba, yeni ürünü pazarda farklı kılmak için araştırma sü-reci geçirdiklerini belirtti.

Baba, “Duş teknelerinde yaşanan sı-kıntıları teker teker inceledik ve ürünü-müzde bu sorunları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Bildiğiniz üzere duş teknelerini silikon ile yapıştırıyoruz. Za-manla bu alan siyahlaşarak küfleniyor ve bakteri üretir hale dönüşüyor. Yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendimiz silikonu değiştirmek zorunda kalıyoruz.

Aquanit’te biz, özel derzler kullanarak, bu sorunu ortadan kaldırıyoruz. Dışarı-ya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil” dedi. Duş karolarında ortalama kalınlık 18 cm’ye kadar çıkılabildiğini kaydeden Ece Ceylan Baba, “Haliyle kaygan bir yüzey var ve her duş alışı-nızda, kayma korkusu yaşıyorsunuz. Aquanit Porselen Duş Karosu zemin ile sıfır seviyede olduğu için kayma riskini de ortadan kaldırıyor. Ayrıca duş karosu ile zemin rengi aynı olduğu için kesinti-siz mekan hissi vermiş oluyoruz” dedi. Aquanit Porselen Duş Karosu için özel

bir sifon ürettiklerini de açıklayan Ece Ceylan Baba, “Normal 6 cm’lik bir duş teknesinin sifonları dakikada 24 litre suyu tahliye ederken, Aquanit Porse-len Duş Karosu dakikada minimum 36 litre suyu tahliye ediyor. Bu arada Aqu-anit Porselen duş karosunun montajı sırasında zeminden kaynaklanan bo-zukluklardan dolayı, giderin alt gövdeyi karşılamaması durumunda +/- 12 mm sağa, sola ve ileriye hareket edebilen eksantrik bir kafa ürettik. Ustalardan doğabilecek hata payını bu sayede or-tadan kaldırmış oluyoruz” dedi.

Page 167: TİMDER Dergisi 89.Sayı

164

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Seranit GrupDünyayı Aquanit ile tanıştırdı

İnovatif ürünleri ile dikkatleri üzerine çeken Seranit Grup, bir ilke daha imza atarak, bu kez dünyanın ilk porselen duş karosunu geliştirdi.

Yaptığı açıklamayla iki yıl süren Ar-Ge çalışması neticesinde dünyanın ilk por-selen duş karosu Aquanit’i geliştirdik-lerini ifade eden Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba, yeni ürünü pazarda farklı kılmak için araştırma sü-reci geçirdiklerini belirtti.

Baba, “Duş teknelerinde yaşanan sı-kıntıları teker teker inceledik ve ürünü-müzde bu sorunları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Bildiğiniz üzere duş teknelerini silikon ile yapıştırıyoruz. Za-manla bu alan siyahlaşarak küfleniyor ve bakteri üretir hale dönüşüyor. Yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendimiz silikonu değiştirmek zorunda kalıyoruz.

Aquanit’te biz, özel derzler kullanarak, bu sorunu ortadan kaldırıyoruz. Dışarı-ya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil” dedi. Duş karolarında ortalama kalınlık 18 cm’ye kadar çıkılabildiğini kaydeden Ece Ceylan Baba, “Haliyle kaygan bir yüzey var ve her duş alışı-nızda, kayma korkusu yaşıyorsunuz. Aquanit Porselen Duş Karosu zemin ile sıfır seviyede olduğu için kayma riskini de ortadan kaldırıyor. Ayrıca duş karosu ile zemin rengi aynı olduğu için kesinti-siz mekan hissi vermiş oluyoruz” dedi. Aquanit Porselen Duş Karosu için özel

bir sifon ürettiklerini de açıklayan Ece Ceylan Baba, “Normal 6 cm’lik bir duş teknesinin sifonları dakikada 24 litre suyu tahliye ederken, Aquanit Porse-len Duş Karosu dakikada minimum 36 litre suyu tahliye ediyor. Bu arada Aqu-anit Porselen duş karosunun montajı sırasında zeminden kaynaklanan bo-zukluklardan dolayı, giderin alt gövdeyi karşılamaması durumunda +/- 12 mm sağa, sola ve ileriye hareket edebilen eksantrik bir kafa ürettik. Ustalardan doğabilecek hata payını bu sayede or-tadan kaldırmış oluyoruz” dedi.

165

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Penta Banyo ileDuş Keyfi Terapiye Dönüşüyor

Penta Banyo, özel tasarım akıllı duş sis-temleriyle banyoda geçirilen zamanı te-rapiye ve keyfe dönüştürecek çözümler sunmaya devam ediyor… 2001  yılından günümüze kadar pek çok armatür serisiyle ve kişiye özel tasa-rımlarıyla sektörün öncüsü olan Penta Banyo,  akıllı duş sistemlerine kullanıcı-sını yansıtan yeni duş başlıkları ekleme-ye devam ediyor.

Led Işıklandırmalarla Banyolara Te-rapi Özelliği Geldi…Renklerin gücünü banyo keyfiyle bir-leştiren Penta Banyo, yeni duş sistem-leriyle banyoları terapi merkezi haline dönüştürüyor. Penta Colors serisinin duş başlıklarında özellikle dikkati çeken LEDli duş başlıkları. Bu seriyi özgün kı-lan özellik kullanıcının seçimine göre belirlediği ışıklandırmaları duş esnasın-da kullanarak banyoların daha keyifli ve dingin bir atmosfere sahip olabilmesini sağlaması…

Jetli Duş Başlıkları ile Masaj EtkisiKullanıcısına adeta masaj hissi veren Jetli Duş Başlıkları renkli ve fonksiyonel özellikleri ile göze çarpıyor. 3 kademeli su şiddeti  özelliği ile artık duşta  günün yorgunluğunu atabileceksiniz...

Altının İhtişamını Severlere Özel Al-tın ve Taş Kaplamalı…Penta Banyo, Altın ve kristalize taşlarla kaplı özel seri duş başlıklarıyla banyola-ra  saray ihtişamını getiriyor.

Özellikle Körfez ülkelerinin yoğun ilgi gösterdiği bu seri fonksiyonel kullanım kolaylığı ile de göz doldu-ruyor. Vintage se-verlerin de yoğun ilgi gösterdiği seri banyoları vazge-çilmeyecek yaşam alanına çeviriyor.

Page 168: TİMDER Dergisi 89.Sayı

166

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Villeroy & Boch’tanYeni Bir Hidromasaj Deneyimi

Kendi banyonuzda sizi mükemmel hissettirecek bir hidromasaj deneyi-minden daha rahatlatıcı bir şey düşü-nülemez… Bu deneyim, ılık su, masaj ve sadece size özel olması anlamında mükemmel bir kombinasyon sunuyor; ve bu mükemmel kombinasyonun tek amacı eşsiz bir rahatlama yaratmak! Villeroy&Boch’un sunduğu bu hidroma-sajlı küvet sistemi ruhunuzu ve bedeni-nizi iyileştiren bir deneyim… Her geçen gün insanların kendi hidromasaj özellikli küvetlerini tasarlamasının nedeni de bu.

Villeroy & Boch hidromasajlı küvet sis-temi kişisel ihtiyaçları birebir karşılayan bir sistem. Hidromasaj jetleri, zindelik veren hafif spa etkisinden, kuvvetli su masajına kadar uzanan ayarlar içeriyor. Villeroy & Boch hidromasajlı küvet sis-temi artık üç farklı çeşit sunuyor: Air-Pool, HydroPool ve CombiPool… Bu üç ana sistem Entry ve Comfort olmak üzere iki çeşit donanımla kombinlene-biliyor.

AirPool – Canlılık ve Zindelik Veren Masaj İçin Hava Sistemi AirPool sistemi ile canlılık ve zindelik veren bir masaj deneyimi elde edilir.

Küvetin tabanına entegre edilmiş olan jetlerden havanın suya pompalanması olarak tanımlanıyor.

HydroPool – Hedef Odaklı Masaj İçin Su SistemiHydroPool sistemi doğrudan kasları harekete geçiren bir masajdır. Suyun küvet içerisinde devirdaimi ile çalışıyor.

CombiPool – AirPool ve HydroPool Sistemlerinin KombinasyonuCombiPool sistemi, kapsamlı bir ma-saj deneyimi için AirPool ve HydroPool sistemlerinin kombinasyonundan olu-şuyor. Küvetin altındaki jetlerden hava; yanlardaki, arkadaki ve ayak alanındaki jetlerden de su pompalanmasıyla çalışı-yor.

Page 169: TİMDER Dergisi 89.Sayı

166

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Villeroy & Boch’tanYeni Bir Hidromasaj Deneyimi

Kendi banyonuzda sizi mükemmel hissettirecek bir hidromasaj deneyi-minden daha rahatlatıcı bir şey düşü-nülemez… Bu deneyim, ılık su, masaj ve sadece size özel olması anlamında mükemmel bir kombinasyon sunuyor; ve bu mükemmel kombinasyonun tek amacı eşsiz bir rahatlama yaratmak! Villeroy&Boch’un sunduğu bu hidroma-sajlı küvet sistemi ruhunuzu ve bedeni-nizi iyileştiren bir deneyim… Her geçen gün insanların kendi hidromasaj özellikli küvetlerini tasarlamasının nedeni de bu.

Villeroy & Boch hidromasajlı küvet sis-temi kişisel ihtiyaçları birebir karşılayan bir sistem. Hidromasaj jetleri, zindelik veren hafif spa etkisinden, kuvvetli su masajına kadar uzanan ayarlar içeriyor. Villeroy & Boch hidromasajlı küvet sis-temi artık üç farklı çeşit sunuyor: Air-Pool, HydroPool ve CombiPool… Bu üç ana sistem Entry ve Comfort olmak üzere iki çeşit donanımla kombinlene-biliyor.

AirPool – Canlılık ve Zindelik Veren Masaj İçin Hava Sistemi AirPool sistemi ile canlılık ve zindelik veren bir masaj deneyimi elde edilir.

Küvetin tabanına entegre edilmiş olan jetlerden havanın suya pompalanması olarak tanımlanıyor.

HydroPool – Hedef Odaklı Masaj İçin Su SistemiHydroPool sistemi doğrudan kasları harekete geçiren bir masajdır. Suyun küvet içerisinde devirdaimi ile çalışıyor.

CombiPool – AirPool ve HydroPool Sistemlerinin KombinasyonuCombiPool sistemi, kapsamlı bir ma-saj deneyimi için AirPool ve HydroPool sistemlerinin kombinasyonundan olu-şuyor. Küvetin altındaki jetlerden hava; yanlardaki, arkadaki ve ayak alanındaki jetlerden de su pompalanmasıyla çalışı-yor.

167

Ürü

nler

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

Mat Görünümle Yakalanan DoğallıkVitrA’nın Seramiklerinde

VitrA, kozmetikten dekorasyona, otomobilden tekstile son yılların trendi sadelik ve minimalizmi, seramikte mat görünümü öne çıkardı-ğı serileriyle yakalıyor. Dokunma hissini yoğunlaştıran ve rengi daha doygun gösteren mat yüzeyler, uygulandığı her alanda etkileyici ve modern bir görünüm yaratıyor. Özellikle ıslak zeminlerde kayma tehlikesine karşı güvenli bir döşeme çözümü sunan mat görünümlü seramik koleksiyonunda; Favorite, Ice&Smoke ve Provence dışında Solid, Futura, Milennium, British Stone, Skyline, Pietra Borgogna gibi seriler de bulunuyor.

FavoriteFransız stilinin tüm naifliği Favorite ile yeniden şekilleniyor. Klasik Fransız ev dekorasyon stilinden esinlenilerek tasarlanan seri; yatay ve dikey kullanıma olanak tanıyan tasarım özgürlüğüyle dikkat çekiyor.

Ice&SmokeKendine özgü doğal görünümüyle her alanı aydınlatan Ice&Smoke’da, temel yapı malzemeleri baskın olarak kullanılıyor. Yeni porselen seri-ye ismini veren buz ve duman renkleri, doğal görünümlü dokusu ve geometrik dekorlarıyla ferah mekânlar yaratıyor.

ProvencePudra tonlarının mat ve eskitilmiş doğal görünümü ve bu doğallıkla kontrast yaratan değerli taş ışıltılarının uyumu, sıra dışı bir atmosfer yaratıyor. Altın kaplamalı dekor alternatifleriyle modern mekânlara klasik bir atmosfer kazandırıyor.

Page 170: TİMDER Dergisi 89.Sayı

168

Ara

mız

a K

atıla

nlar

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

(Der

neği

mize

12

Oca

k 20

16 ta

rihin

de y

eni k

atıla

n üy

eler

imizd

ir.)

Kur

um A

dıA

dı S

oyad

ıA

dres

İlçe

Şehi

rTe

lefo

n

Aca

Cam

Moz

aik

ve İn

ş. Sa

n. T

ic. L

td. Ş

ti.C

umhu

r Sez

erFi

rüzk

öy M

h. A

ziz C

d. N

o:23

K:3

Av

cıla

rİs

tanb

ul(0

212)

423

300

0

Akse

suar

Gro

up İn

ş. Sa

n. ve

Tic

. A.Ş

.M

urat

Kan

bero

ğlu

Beşy

ol M

h. A

kasy

a Sk

. No:

29

Küçü

kçek

mec

eİs

tanb

ul(0

212)

598

559

8

Alba

şlar İ

nş. T

esisa

t Tek

nik

Yapı

Mal

z. Sa

n. ve

Tic

. Ltd

. Şti.

Dev

let C

an T

üysü

avuş

oğlu

Mh.

Spo

r Cd.

No:

66

Kart

al

İsta

nbul

(021

6) 3

87 3

500

Anad

olu

Yapı

Mlz.

PVC

Pla

s. Al

üm. v

e C

am S

an. İn

ş. N

ak. T

ic. L

td. Ş

ti.Se

dat U

stao

ğlu

Zuhu

ratb

aba

Mh.

Yüc

etar

la C

d. N

o:4/

1Ba

kırk

öyİs

tanb

ul(0

212)

542

576

1

Atıl İ

nş. G

ıda

ve T

ur. S

an. T

ic. L

td. Ş

ti.

Atilla

Çeb

iSa

fa M

h. S

aray

Sk.

No:

1, Y

enid

oğan

Sanc

akte

peİs

tanb

ul(0

216)

680

016

0

Cur

kuşla

r İnş

. Mal

z. Sa

n. T

ic. P

az. L

td. Ş

ti.Ab

dulla

h C

urku

şlar

Yaku

plu

Mer

kez M

h. B

eysa

n Sa

nayi

Site

si D

ereb

oyu

Cd.

No:

27Be

ylik

düzü

İs

tanb

ul(0

212)

422

722

7

Eski

hisa

r İnş

. Mal

z. Sa

n. ve

Tic

. A.Ş

. Ad

nan

Bayı

sküd

ar İç

eren

köy Y

olu

Cd.

No:

14-B

Ataş

ehir

İsta

nbul

(021

6) 4

15 0

535

EVS

Eren

Van

a Sa

n. ve

Tic

. Ltd

. Şti.

Gal

ip Ö

zcan

Kın

alı M

evki

i Çan

ta B

eld.

San

cakt

epe

Mh.

San

ayi C

d. K

las S

k. N

o:2/

BSi

livri

İsta

nbul

(021

2) 7

15 2

945

Gal

ata

Isıtm

a So

ğutm

a Si

stem

leri

San.

ve D

ış Ti

c. L

td. Ş

ti.Yu

suf K

aya

Bağl

arba

şı M

h. Ö

zfıra

t Sk.

No:

5/A

Mal

tepe

İs

tanb

ul(0

216)

383

867

6

MG

G İç

Dış

Tic.

Dan

. Rek

. İnşa

at ve

Yap

ı Ger

eçle

ri Sa

n. T

ic. A

.Ş.

Meh

met

Gök

çe G

ülba

y G

ülsu

yu M

h. E

sen

Sk. N

o:6

Mal

tepe

İs

tanb

ul(0

216)

376

756

6

Nov

apla

s Pla

stik

San

. ve

Tic.

A.Ş

.H

afize

Gül

şah

Dem

irel A

ltun

Def

terd

ar M

h. O

takç

ılar C

d. N

o:80

Eyüp

İs

tanb

ul(0

212)

467

773

0

Özk

arslı

gil İn

ş. Ta

ah. S

an. T

ic. L

td. Ş

ti.En

der Ö

zkar

slıgi

lO

rta

Mh.

Soğ

anlık

D-1

00 K

uzey

Yan

yol C

d. N

o:10

A/1

Kart

al

İsta

nbul

(021

6) 3

52 2

726-

27

Sem

izoğl

u Ya

pı M

alz.

ve T

es. S

is. D

ış Ti

c. L

td. Ş

ti.M

usta

fa S

emizo

ğlu

Tütü

ncü

Meh

met

Efe

ndi C

d. R

ıdva

n Pa

şa S

k. N

o:15

/C, G

özte

peKa

dıkö

yİs

tanb

ul(0

216)

478

566

7

Sera

jet S

eram

ik S

an. v

e Ti

c. L

td. Ş

ti Ab

dulla

h M

ahm

ut U

luça

yN

ecip

Faz

ıl Blv.

Kur

u Sk

. No:

29, E

senş

ehir

Üm

rani

ye

İsta

nbul

(021

6) 4

15 8

887

Term

otür

k Is

ı ve

Endü

stri

Ür.

San.

Tic

. Ltd

. Şti.

Abdu

llah

Baş

İçer

enkö

y Mh.

Nec

met

tin E

rbak

an C

d. N

o:62

/1

Ataş

ehir

İsta

nbul

(021

6) 5

74 7

800

Ünv

erdi

Met

al S

an. T

ic. A

.Ş.

Fatih

Ünv

erdi

Uğu

r Mum

cu M

h. 2

343

Sk. N

o:4

Sulta

ngaz

i İs

tanb

ul(0

212)

594

1144

Page 171: TİMDER Dergisi 89.Sayı

168

Ara

mız

a K

atıla

nlar

TİM

DE

R D

ergi

si 8

9.S

ayı /

Oca

k -

Mar

t 201

6

(Der

neği

mize

12

Oca

k 20

16 ta

rihin

de y

eni k

atıla

n üy

eler

imizd

ir.)

Kur

um A

dıA

dı S

oyad

ıA

dres

İlçe

Şehi

rTe

lefo

n

Aca

Cam

Moz

aik

ve İn

ş. Sa

n. T

ic. L

td. Ş

ti.C

umhu

r Sez

erFi

rüzk

öy M

h. A

ziz C

d. N

o:23

K:3

Av

cıla

rİs

tanb

ul(0

212)

423

300

0

Akse

suar

Gro

up İn

ş. Sa

n. ve

Tic

. A.Ş

.M

urat

Kan

bero

ğlu

Beşy

ol M

h. A

kasy

a Sk

. No:

29

Küçü

kçek

mec

eİs

tanb

ul(0

212)

598

559

8

Alba

şlar İ

nş. T

esisa

t Tek

nik

Yapı

Mal

z. Sa

n. ve

Tic

. Ltd

. Şti.

Dev

let C

an T

üysü

avuş

oğlu

Mh.

Spo

r Cd.

No:

66

Kart

al

İsta

nbul

(021

6) 3

87 3

500

Anad

olu

Yapı

Mlz.

PVC

Pla

s. Al

üm. v

e C

am S

an. İn

ş. N

ak. T

ic. L

td. Ş

ti.Se

dat U

stao

ğlu

Zuhu

ratb

aba

Mh.

Yüc

etar

la C

d. N

o:4/

1Ba

kırk

öyİs

tanb

ul(0

212)

542

576

1

Atıl İ

nş. G

ıda

ve T

ur. S

an. T

ic. L

td. Ş

ti.

Atilla

Çeb

iSa

fa M

h. S

aray

Sk.

No:

1, Y

enid

oğan

Sanc

akte

peİs

tanb

ul(0

216)

680

016

0

Cur

kuşla

r İnş

. Mal

z. Sa

n. T

ic. P

az. L

td. Ş

ti.Ab

dulla

h C

urku

şlar

Yaku

plu

Mer

kez M

h. B

eysa

n Sa

nayi

Site

si D

ereb

oyu

Cd.

No:

27Be

ylik

düzü

İs

tanb

ul(0

212)

422

722

7

Eski

hisa

r İnş

. Mal

z. Sa

n. ve

Tic

. A.Ş

. Ad

nan

Bayı

sküd

ar İç

eren

köy Y

olu

Cd.

No:

14-B

Ataş

ehir

İsta

nbul

(021

6) 4

15 0

535

EVS

Eren

Van

a Sa

n. ve

Tic

. Ltd

. Şti.

Gal

ip Ö

zcan

Kın

alı M

evki

i Çan

ta B

eld.

San

cakt

epe

Mh.

San

ayi C

d. K

las S

k. N

o:2/

BSi

livri

İsta

nbul

(021

2) 7

15 2

945

Gal

ata

Isıtm

a So

ğutm

a Si

stem

leri

San.

ve D

ış Ti

c. L

td. Ş

ti.Yu

suf K

aya

Bağl

arba

şı M

h. Ö

zfıra

t Sk.

No:

5/A

Mal

tepe

İs

tanb

ul(0

216)

383

867

6

MG

G İç

Dış

Tic.

Dan

. Rek

. İnşa

at ve

Yap

ı Ger

eçle

ri Sa

n. T

ic. A

.Ş.

Meh

met

Gök

çe G

ülba

y G

ülsu

yu M

h. E

sen

Sk. N

o:6

Mal

tepe

İs

tanb

ul(0

216)

376

756

6

Nov

apla

s Pla

stik

San

. ve

Tic.

A.Ş

.H

afize

Gül

şah

Dem

irel A

ltun

Def

terd

ar M

h. O

takç

ılar C

d. N

o:80

Eyüp

İs

tanb

ul(0

212)

467

773

0

Özk

arslı

gil İn

ş. Ta

ah. S

an. T

ic. L

td. Ş

ti.En

der Ö

zkar

slıgi

lO

rta

Mh.

Soğ

anlık

D-1

00 K

uzey

Yan

yol C

d. N

o:10

A/1

Kart

al

İsta

nbul

(021

6) 3

52 2

726-

27

Sem

izoğl

u Ya

pı M

alz.

ve T

es. S

is. D

ış Ti

c. L

td. Ş

ti.M

usta

fa S

emizo

ğlu

Tütü

ncü

Meh

met

Efe

ndi C

d. R

ıdva

n Pa

şa S

k. N

o:15

/C, G

özte

peKa

dıkö

yİs

tanb

ul(0

216)

478

566

7

Sera

jet S

eram

ik S

an. v

e Ti

c. L

td. Ş

ti Ab

dulla

h M

ahm

ut U

luça

yN

ecip

Faz

ıl Blv.

Kur

u Sk

. No:

29, E

senş

ehir

Üm

rani

ye

İsta

nbul

(021

6) 4

15 8

887

Term

otür

k Is

ı ve

Endü

stri

Ür.

San.

Tic

. Ltd

. Şti.

Abdu

llah

Baş

İçer

enkö

y Mh.

Nec

met

tin E

rbak

an C

d. N

o:62

/1

Ataş

ehir

İsta

nbul

(021

6) 5

74 7

800

Ünv

erdi

Met

al S

an. T

ic. A

.Ş.

Fatih

Ünv

erdi

Uğu

r Mum

cu M

h. 2

343

Sk. N

o:4

Sulta

ngaz

i İs

tanb

ul(0

212)

594

1144

Page 172: TİMDER Dergisi 89.Sayı