Gokyuzundeki Yollar

15
HAZIRLAYAN: KUfi ARAfiTIRMALARI DERNE⁄‹ (KAD) FOTO⁄RAFLAR: KAD ARfi‹V‹ MAYIS 2004 SAYISININ ÜCRETS‹Z EK‹D‹R GÖKYÜZÜNDEK‹ YOLLAR GÖKYÜZÜNDEK‹ YOLLAR

description

G G Ö Ö K K Y Y Ü Ü Z Z Ü Ü N N D D E E K K ‹ ‹ Y Y O O L L L L A A R R HHAAZZIIRRLLAAYYAANN:: KKUUfifi AARRAAfifiTTIIRRMMAALLAARRII DDEERRNNEE⁄⁄‹‹ ((KKAADD)) MM AA YY II SS 22 00 00 44 SS AA YY II SS II NN II NN ÜÜ CC RR EE TT SS ‹‹ ZZ EE KK ‹‹ DD ‹‹ RR FFOOTTOO⁄⁄RRAAFFLLAARR:: KKAADD AARRfifi‹‹VV‹‹

Transcript of Gokyuzundeki Yollar

HHAAZZIIRRLLAAYYAANN:: KKUUfifi AARRAAfifiTTIIRRMMAALLAARRII DDEERRNNEE⁄⁄‹‹ ((KKAADD))FFOOTTOO⁄⁄RRAAFFLLAARR:: KKAADD AARRfifi‹‹VV‹‹

MMAAYYIISS 22000044 SSAAYYIISSIINNIINN ÜÜCCRREETTSS‹‹ZZ EEKK‹‹DD‹‹RR

GGÖÖKKYYÜÜZZÜÜNNDDEEKK‹‹

YYOOLLLLAARR

GGÖÖKKYYÜÜZZÜÜNNDDEEKK‹‹

YYOOLLLLAARR

Önce umut geldibir rüzgar›n kanad›nday›kad› saçlar›n› gün›fl›¤›yla

Nefle Yaflin

Hangi yaflta olursa olsun uçan bir ku-fla bak›p “Ah, ben de onlar gibi olabil-sem” diye iç çekmeyen bir insan yoktursan›r›m. Bizleri yeryüzüne kelepçeleyenyerçekimine karfl› onlar›n kazand›¤› za-fer bu hayranl›¤›n yaln›z bir boyutudurtabii. Do¤a en güzel renkleri, en lirik me-lodileri onlara hediye etmifl. Bizlere dehayran hayran bak›p dinlemek kalm›fl.

‹nsan-kufl iliflkilerinin kültürel boyut-lar› çok eski zamanlara dayan›r. Mitolo-jiler, efsaneler kufllara övgülerle dolu-dur. fiamanizmden tutun tek tanr›l› din-lere kadar bir çok inançlarda kufllarönemli görevler üstlenir. Gelecekte ne-ler olup bitece¤ini bizlere ilk kez bildir-meleri bu görevlerin bafl›nda gelir. ‹ster-seniz bunu Aristophanes’in (M.S. 5 yy.)arac›l›¤› ile sizlere nakledelim: “‹lk ola-rak, ilkbahar, k›fl ve sonbahar›n geldi¤i-ni sizlere biz bildiririz: Turna Afrika’yado¤ru havaland›¤›nda tohum ekmek za-man›d›r ve bu anlar gemi sahibinin dedümeni art›k b›rak›p uykuya yatma za-man›d›r… Bulutlarda oturan kendini be-¤enmifl Zeus yerine bizleri tanr› olarakkabul ederseniz, yaln›z size de¤il, sizin

çocuklar›n›za, onlar›n çocuklar›na veonlar›n çocuklar›na s›hhat, zenginlik,mutluluk, yaflam, sulh, nefle, dans vekufl sütü da¤›taca¤›z.” (Kufllar›n bu is-teklerinin kabul edilmemelerinin belkide en önemli nedeni ‘fazla yüksektenuçarak’ süt vaadetmeleri!)

Aradan 1400 y›l geçmifl, flimdi çifçi-ler neyin ne zaman ekilip biçilece¤ini al-manaklardan ö¤reniyor, ama kalplerikufl sevgisiyle taflan do¤ac›lar için de¤i-flen bir fley yok. John Burroughs(19 yy.): “ Hindibalar›n açmas› k›rlang›-ç›n geldi¤ini söyler, menekfleler aç›ncaard›ç kuflunun gelmesini beklerim.” Ta-bii bilirsiniz, kufllar›n gelmesi yaln›z oçiçe¤in açmas›n› veya bu tohumun nezaman ekilece¤ini iflaret etmekle kalma-y›p ilkbahar›n tümünün geldi¤ini müj-deler. Frans›z flairi Raymond Radiguet:

Herkes bilir ki k›rlang›çBize güzel mevsimi (‹lkbahar) müjdelerO, her zaman do¤ruyu söylemezFakat biz yine ondan ümitleniriz.

Bu fliiri tercüme ederek dilimize ka-zand›ran Orhan Veli’nin de a¤z› san›-r›m bu konuda bir kaç kere yanm›fl:

‹nanma, kufllar bu yalan› Her bahar söyler‹nanma, ceketim, inanma

Günümüzde en h›zl› bilgisayarlararac›l›¤› ile yap›lan hava tahminleri bileher zaman tutmuyor. Belki de bu yüz-den Mecnuni’nin (17 yy.) tan›flt›¤› bül-bülün ne olur ne olmaz kabilinden ted-biri elden b›rakmayarak beklemeyi ter-cih etmesine flaflmamak gerek:

Bülbül ne yatars›n yaz bahar olduÇa¤r›fl›p yatman›n zaman› geldiSelviler yeflerdi çiçekler dolduCana can katman›n zaman› geldi

Karacao¤lan da flu dizelerde ayn› te-may› ifller:

Bülbül ne yatars›n, bahar erifltiUlu sular göl oldu¤u zamand›r,Kat kat oldu gül yapra¤a kar›flt›Bülbül güle kul oldu¤u zamand›r

Mehmet Akif, düflman iflgali alt›ndainleyen Anadolu halk›n›n feryad›na bül-bül arac›l›¤› ile tercüman olur:

Eflin var, âfliyan›n var, bahar›n var, ki beklerdinK›yâmetler koparmak neydi, ey bülbül,nedir derdin?

Ama ço¤umuz için uçan bir kuflunakla en çok getirdi¤i özgürlük kavra-m›d›r. Romal› flair Boethius’un (MS480) “Kafesteki kufla bal dahil, ihtiyac›olan her fley verildi¤i halde o yine or-

2 May›s 2004B‹L‹M veTEKN‹K

KANADINI

GÜN IfiI⁄IYLA

YIKAYANLAR...

man›m, orman›m diye inilder” ve atala-r›m›z›n “Bülbülü alt›n kafese koymufl-lar, yine de vatan›m diye inlemifl” ata-sözünde belirtildi¤i gibi. ‹ngiliz flairiShelley için bu duyguyu en güzel tarlakuflu simgeler:

Yükseklere, daha yükseklereBu dünyadan kopmuflsunSanki ateflten bir bulut gibi

Ve bizde Tevfik Fikret:Olal›m her beliyyeden salim Uçal›m âsmâna dönmeyelim(Her felaketten sa¤ kurtulal›m /Uçal›m göklere, dönmeyelim)

Kufllar›n neden göç etti¤i hakk›ndabaflta daha uyumlu bir yerde k›fl› geçir-mek olmak üzere bir düzine neden gös-terilir. Ama Kuzey Sumrusu, Sterna pa-radisaea kuzey kutbu yak›nlar›ndan ha-valan›r ve yolda o kadar uyumlu yergördü¤ü halde güney kutbuna kadaruçar ve tekrar bafllad›¤› yere döner. Ba-udelaire “Gerçek yolculuk, yaln›z yolcu-luk için yap›land›r demifl”. Ekologlar›bilmem ama Ülkü Tamer’in olay›n bilin-cinde oldu¤u flu nefis sat›rlar›ndan bellioluyor:

Avlunun ucundaki kay›s› a¤ac›ndankalkt›mPencereden havuza erik f›rlat›yordu flençocukEvin çat›s›na do¤ru yükseldi¤imi gördüGagam› ve tüylerimi tan›rd› amaGaliba yeniden dönece¤imi sand›.………………Neden istiyordum bu yolculu¤u, onubilmiyorumHem ben yolculuk etmeyi sevmemUykusuzluk beni yorarGökyüzü tünelleri beni korkuturAma bir fley vard› kay›s› a¤ac›nda beniitenVe ya¤mur kesilince gökkufla¤› beniçekiyordu.

Kufllar flairlerin akl›na çeflit çeflitimajlar ve benzetmeler getirir: “Eflinikaybetmifl bir kufl gibi karlar” (Cenapfiahabettin), “Ya¤an kar gibi kanatlar›-n› açm›fl güvercinler” (Emile Zola),“Sanki bir yar›fl teknesinde kürek çe-ker gibi uçan zarif pelikanlar” (GeorgeGarrett), “Bir avuç çak›l gibi saç›lanserçeler” (William H. Gass), “Leyleklerve pelikanlar havada sallanan kurdele-ler gibi uçtular” (Hans Christian An-dersen), “Beyaz kandiller gibi uçan ku-¤ukufllar›” (Lawrence Durrell) , “K›r›-

lan dalgalardan bir köpük gibi yükse-len deniz k›rlang›c›” (Robert Hass). Birçok toplumlarda baykufl bazen ak›ll›bir filozof bazen felaket habercisi ola-rak bilinir. Kartal kuvvetin, güvercinbar›fl›n bülbül hüznün simgesidir.

Aristoteles’ten günümüze kadar kufl-lar biliminsanlar›n›n da en çok ilgisiniçeken yarat›klar aras›ndad›r. CharlesDarwin’in Galapagos adalar›nda ispinozkufllar› ile ilgili yapt›¤› çal›flmalar evrimteorisinin temel tafl›n› oluflturan do¤alseçilim kavram›n› kan›tlam›fl, ekolojide“bölgesel egemenlik” dedi¤imiz bir can-l›n›n belirli bir araziye sahip ç›karakmüdafaa etmesi ilk kez kufl bilimci EliotHoward’›n akl›na kirazkufllar›n› seyre-derken gelmifl, etoloji (hayvan davran›-fl›) bilimin temelleri ise Konrad Lo-renz’in kazlar üzerinde yapt›¤› deney-lerle at›lm›flt›r.

Ah, diyeceksiniz bu sat›rlar› okurken,ben de kufllar› çok severim ama ne Tev-fik gibi fliir yazabilirim ne de bilimsel ça-l›flma yapabilecek kadar e¤itim gördüm.Bütün günüm masada evrak imzalamak-la geçiyor. Size bir müjdem var: Hemenbir kufl gözlem toplulu¤una üye olun,böylelikle hem estetik duyular›n›z› tat-min eder hem de ortaokul biyoloji der-sinde çakt›¤›n›z halde s›n›rl› da olsa bi-limsel çal›flmalara katk›n›z olabilir.

Kufl gözlemcili¤i çok kolay fakat okadar da keyifli do¤a sporlar›ndan biri.Tek ihtiyac›n›z ufak bir dürbün, bir reh-ber kitab› ve kalem ka¤›t. Geziler genel-likle hafta sonlar›nda gruplar halindeyap›l›yor. Mekan bir dere boyu olabile-ce¤i gibi bir orman köflesi de olabilir.Dirsek dirse¤e kufllar› izledi¤iniz ve za-man zaman bilgi al›fl veriflinde bulundu-¤unuz bay veya bayan bir astrofizikçiolabildi¤i gibi bir tiyatro oyuncusu ola-bilir.

Kufl gözlemcili¤i Bat› ülkelerinde okadar yayg›nd›r ki sadece ‹ngiltere’ninKraliyet Kufllar› Koruma Derne¤i’ninbir milyondan fazla üyesi var. ABD’dede milyonlarca insan bu tür derneklereüye. Gururla söylüyoruz ki son y›llardaülkemizde özellikle üniversitelerimizdefaaliyet gösteren kufl gözlem toplulu¤uvar. Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i baflkan›arkadafl›m kuflbilimci Dr. Can Bilgin’inbana söyledi¤ine göre özellikle kufl sa-y›mlar›nda amatör üyeler çok yard›mc›oluyormufl.

Belki flafl›racaks›n›z ama kufl gözlem-cili¤in geçmifli o kadar eski de¤ildir. Herne kadar insan kufl iliflkileri çok eski za-manlara dayansa da tarih boyunca özel-likle Bat› toplumlar›nda, kufllara etin-den tüyünden faydalan›lan herhangi birav hayvan› olarak bak›l›rd›. Kufl merakve sevgisinin halk aras›nda yay›lmas›n›en çok bir adama borçluyuz: GilbertWhite.

1720 y›l›nda ‹ngiltere’de do¤muflolan White, Oxford Üniversitesi'ndeokumas›na ra¤men bugün bile haritadazor bulabilece¤iniz Selborne kasabas›n-da rahiplik yapmay› tercih etmifltir. Do-¤aya çok merakl› olan White bir yandandini görevini yaparken bofl zamanlar›n-da da kufllar› inceleyip onlar›n ne yiyipne içtiklerini, nas›l bir yaflam sürdüklerihakk›nda toplad›¤› bilgileri bir not def-terine kaydedermifl. White’›n bu çal›fl-malar› zaman›n ünlü kufl bilimcilerin-den Thomas Pennant’›n kula¤›na git-mifl. Pennant, White’a bulufllar›n› kendi-sine mektup fleklinde yazmas›n› öner-mifl. Böylelikle iki adam aras›nda y›llarsüren bir fikir al›flverifli bafllam›fl. Bir sü-re sonra bu ikiliye mesle¤i avukatl›kolan Daines Barrington da kat›lm›fl. Bumektuplar›n bir kitap halinde bas›lmas›-n› da Barrington önermifl ve ortaya The

Natural History and Antiquities of Sel-borne (Selborne’nun Do¤al Tarihi veEski Zamanlar›) ç›km›fl. Kitap, White da-hil hiç kimsenin hayal edemeyece¤i birilgiyle karfl›laflm›fl. Kitab› okul ça¤lar›n-da okuyan Charles Darwin an›lar›nda‘Bu kitab› okuduktan sonra insan orni-tologdan (kufl bilimcisi) baflka ne olmakisteyebilir ki’ diye yazar. Zaman›n ünlüflairlerinden Coleridge ne kadar “hofl fli-rin bir kitap” diyerek White’a övgü ya¤-d›rm›fl. Gelmifl geçmifl en büyük ressam-lardan John Constable "Bu kitab› yara-tan akla her zaman imrendim” demifl.‹sterseniz gelin, laf› fazla uzatmadan,sizlere bir örnek sunal›m. ‹flte 8 Tem-muz, 1773 y›l›nda Daines Barrington’ayazd›¤› mektuptan bir al›nt›:

“Bildim bileli bizim kilisenin saçakla-r›n›n alt›nda yavrulayan iki beyaz bay-kufl vard›r. Bunlar›n özellikle ürememevsimlerinde davran›fllar›n› incele-dim… Güneflin batmas›ndan yar›m saatönce (ki o s›ralarda fareler de ortaya ç›-kar) hücuma geçerek dere boylar›ndave çal›lar aras›nda avlan›rlar… Bu kuflla-r› bir saat boyunca izledi¤im zaman iki-sinden birinin her 5 dakikada bir geriyedönerek yuvay› kontrol etti¤ini gördümve bu becerikli kufllar›n kendileri kadaryavrular›n› da düflünmeleri benim dik-katimi çekti.”

Biraz sonra yuvaya dönüfl en ince ay-r›nt›lar gözard› edilmeden anlat›l›r:

“Avlar›n› pençeleriyle tutarak yuvayakadar uçarlar ve önce kiremitlerin üze-rine konarlar, saçaklara inebilmek içinpençeleri gerekli oldu¤undan fareyi ga-galar›na al›p bofl kalan pençeleriyle sa-çaklarda yürüyebilirler. (Bundan eminde¤ilim ama) san›r›m beyaz baykufllarötmezler, bütün o ba¤›rma ça¤›rmalarkoruda yaflayan baykufllardan gelir…”White çok önemli bir keflif yapt›¤› za-man bile mütevaz›l›¤› elden b›rakmaz:“Baz› gençler Wolmer orman›n›n kena-r›ndaki gölette keklik palaz› veya yabanörde¤i avlamaya gittiler ve bir ço¤unucanl› olarak yakalad›lar… Bunlar›n ara-s›nda tüyleri yeni ç›km›fl yaban ördekle-

ri de gördüm ve biraz inceledikten son-ra bunlar›n çamurcun olduklar›n› anla-d›m: Bu beni çok mutlu etti. O zamanakadar ben ‹ngiltere’nin güneyinde bukufllar›n yaflad›¤›n› bilmiyordum ve beniçok mutlu eden bu bulufla do¤a tarihin-de önemli bir olay olarak bakabiliriz.”

Sonuç olarak do¤a tarihçileri kuflgözlemcili¤ini bu mektuplar›n bafllatt›-¤›nda hemfikir.

Kültür bir bütündür. Sevgi ve bilgi-nin bir arada yürümemesi için hiç birneden yoktur. Bugün hangi ekolo¤amesle¤ine en büyük katk›y› yapanlar›nkimler oldu¤unu sorsan›z akl›na ilk ge-len isimlerden birinin Aldo Leopold ola-ca¤›ndan hiç flüpheniz olmas›n. Bak›nbu büyük adam di¤er canl›larla olan ilifl-kimizin sadece bilimsel ve ekonomik bo-yutlarla k›s›nt›l› olmamas› gerekti¤inine güzel vurgulam›fl:

“Bu yüzy›l›n bafl›nda öten kufllar›nkaybolaca¤› korkusu ortaya ç›k›nca kufl-bilimciler hemen zay›f bir mazeret gös-tererek e¤er kufllar böcekleri yemezler-se böcekler bizi yiyecek dediler. Bu an-lay›fla göre mazeretin kabul edilebilme-si ekonomik olmas›na ba¤l›yd›…Ancakson y›llarda çok daha dürüst bir fikir or-taya ç›kt›, [kufllar da] toplumun bir par-ças›d›r ve hiç bir imtiyazl› grubun paraiçin, gerçek veya hayali menfaatler içinonlar› yok etmeye hakk› yoktur.” Bu sa-t›rlar neredeyse 60 y›l önce kaleme al›n-m›fl. Hala ak›llanmad›¤›z Malezya’l› flairUsman Awang’›n (d.1929) bir zamanlarbir kufl cenneti olan ülkesinin ne ac›kl›hallere düfltü¤ünü kufllar›n a¤z›ndananlatmas›ndan belli oluyor:

““KKuuflfl TToopplluummuunnddaann VVaalliiyyee MMeekkttuuppSay›n Vali,Biz kufllar parlak bir sabah terkedil-

mifl meclis binas›n›n çat›s›nda bir top-lant› yapt›k. Kelebeklerin de özel misa-fir olarak ça¤r›ld›¤› toplant›da, her nekadar senin için oy vermediysek te, biz-lere verdi¤iniz Yeflil Kent vaadini tutma-n›z› istiyoruz…Yaz›klar olsun, dolar›nyeflili u¤runa kentin yeflilini yok etti-niz.”

San›r›m bu mektubu hangi kent vali-sine postalarsan›z postalay›n bir çokla-r›ndan “yanl›fl adres” diye geri dönme-yece¤inden emin olabilirsiniz.

S a r g u n A . T o n t

Not: Bu yaz›n›n ufak bir bölümü Bilim ve Teknik dergisinin Ekim2000 say›s›nda yay›nlanm›flt›r.

4 May›s 2004B‹L‹M veTEKN‹K

Göç Rekorlar› Uzun mesafe göç etme konusunda rekor her

y›l 25.000 km. uçarak Kuzey Kutbu ile GüneyKutbu aras›nda mekik dokuyan Kutup Sumru-su'na (Sterna paradisaea) ait. Yine kutup çevre-sinde üreyen birçok k›y›kuflunun uzak GüneyAmerika k›y›lar›na yolculu¤u 13.000 km.yi bu-lur. Halkalanm›fl bir Küçük Sar›bacak'›n Massac-husetts k›y›s›ndan (ABD'nin kuzeydo¤usu) Kara-yip adalar›ndan Martinique'e hiç durmadan uça-rak 6 gün ya da daha az sürede vard›¤› saptan-m›fl. Durup dinlenmenin, beslenmenin olanaks›zoldu¤u okyanus veya çöller üstünde gerçekle-flen bu gibi yolculuklar, herfleye karfl›n ulafl›l-mak istenen yere en k›sa sürede ulaflt›rd›¤› içindaha uzun ve güvenli bir rotaya tercih edilebili-yor. ABD'nin kuzeydo¤u k›y›s›ndaki Morina Bur-nu (Cape Cod) üzerinden bazen tek bir gecede12 milyon kuflun denize do¤ru göç yolculuklar›-na bafllad›klar› biliniyor. Dalgalar halinde önceokyanusun içlerine güneydo¤u yönünde uçanküçük kufllar, Bermuda adas›n› geçtikten birsonra arkalar›na güçlü rüzgarlar› da alarak busefer güneydo¤uya, Güney Amerika'n›n k›y›lar›-na yönelirler. 80-90 saat süren bu epik yolculu-¤un sonunda hedefe ulaflan bireyler, hele havakoflullar› da iyi de¤ildiyse, tüm ya¤ depolar›n›tüketmifl, proteinlerinin ço¤unu metabolize et-

mifl, vücutlar›ndaki suyu son damlas›na kadarkullanm›fl, yani deyim yerindeyse "bir tüy birkemik" kalm›fllard›r. Ancak bu yolculuk, baflkahiçbir omurgal›n›n baflaramayaca¤› bir çaba veverimlilikle gerçekleflir: Bu, bir insan›n 80 saatboyunca Süreyya Ayhan'›n 1500 m. süratiylekoflmas›na denk geliyor. E¤er kufllar içya¤› ye-rine benzin yaksayd›, bir litre benzinle 250.000km. yapabilirlerdi. Bir baflka hesapla, e¤er ara-ban›z bu kufllar kadar verimli çal›flsayd›lar birbardak (150 ml.) benzinle dünyan›n çevresinidolanabilirdiniz!

5May›s 2004 B‹L‹M veTEKN‹K

Göç stratejisi ve rotalar› türler aras›n-da de¤ifliklik göstermesine ra¤men süzü-len göçmen kufllar›n göçü daha çok ilgiçekmekte. Leylek, kartal, flahin gibi ge-nifl, büyük kanatl› ve iri kufllar göç s›ra-s›nda sürekli kanat ç›rpma (aktif uçufl)yerine süzülerek uçuflu tercih ederler.Bu uçufl fleklinin aktif uçufla göre 23 katdaha az enerji gerektiriyor olmas› bu irikufllar›n niye süzülerek göç etti¤ini aç›k-l›yor.

Günefl ›fl›¤›n›n yeryüzünü ›s›tmas›ylabirlikte yerden yükselen s›cak havaak›mlar› (termaller) içine giren kufllar›h›zla yukar› kald›rabilmekte. Bu yüksel-me s›ras›nda dönerek s›cak hava sütunuiçinde kalmay› baflaran kufllar termalingücüne göre zaman zaman kilometreler-ce yüksekli¤e ulaflmaktalar. Bir sonrakitermale kadar göç rotas› üzerinde süzü-lerek ilerleyen kufllar çok az kanat ç›rpa-rak termallerin uygun oldu¤u zamanlar-da bir günde 400 kilometrelik mesafelerikatedebilirler. Termaller sadece gündüzsaatlerinde ve karalar üzerinde oluflur.Bu sebeple süzülen göçmen kufllar›n ro-talar› karalar üzerinde ve büyük su küt-lelerini en dar noktadan geçen güzergah-lardan olufluyor. Do¤u Avrupa ve Afrikaaras›ndaki en k›sa karasal ba¤lant› Türki-ye üzerinden geçer. Süzülen kufllar deni-zi geçmek zorunda olduklar› durumlardaBo¤aziçi, Çanakkale Bo¤az› gibi en darnoktalar› tercih ederler. Ayr›ca yüksekda¤lar› da aflarken Arhavi ve Borçka/Artvin ve Belen/Hatay gibi daha alçakolan geçitleri kullan›rlar.

‹lkbahar göçünde Afrika Rift Vadisiuzant›s› takip ederek Hatay’a ulaflan sü-zülen göçmen kufllar kuzeydo¤u ve ku-zeybat› yönlerine do¤ru göçe devam ede-rek, Bo¤aziçi’ni geçerek kuzey Trakya'ya

ve Balkanlar'a, di¤er kol da Artvin üzerin-den Kafkaslar'a ve daha kuzeydeki üremealanlar›na ulafl›rlar. Sonbahar göçündede ayn› güzergah üzerinden Afrika’ya ge-ri dönerler. Bu kufllar›n bir k›sm› Türkiyeüzerinden sadece geçit yaparken Leylek(Ciconia ciconia) gibi baz› türler de hemgeçit yapmakta, hem de üremek amac›yla

kalmakta. Küçük Orman Kartal›’n›n (Aqu-ila pomarina) bütün dünya populasyonuTürkiye üzerinden göç etmekte.

Bo¤aziçi, Belen Geçidi (Hatay) ve Ar-havi-Borçka’dan ilkbahar ve sonbahargöçünde yüzbinlerce süzülen kufl geçme-sine ra¤men bu noktalar göç izleme vekoruma çal›flmalar› aç›s›ndan uluslar ara-s› düzeyde yeterince tan›nm›yor. KuflAraflt›rmalar› Derne¤i taraf›ndan HatayBelen Geçidi’nde gerçeklefltirilen süzü-len kufl göçü çal›flmas›nda ilkbahar vesonbaharda toplam 150.000’den fazla sü-zülen göçmen kufl kayd› ile türlerin göçrotalar›, takvimleri ve göçün mevsimselve gün içerisindeki da¤›l›m› ortaya ç›kar-t›ld›.

O k a n C a nUzman Biyolog Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i

Kaynak: Can, O., 2001, Studies on Soaring Bird Migration at the BelenPass and Hatay Province, Y. Lisans Tezi,. ODTÜ. 104 sayfa

Süzülen Kufllar›n Göç Rotalar›

Gündüzleri yerden yükselen termalerin göçte kullan›m›

Hatay ili kufl göçrotalar›

Ortado¤u veTürkiye’de süzülengöçmen kufllar›ngöç rotalar›

‹lkbahar

‹lkbahar

Sonbahar

Sonbahar

Sonbahar gelince baz› kufllar›n or-tadan kaybolup, ilkbaharda yenidenortaya ç›kmalar›, onlar›n baflka bir yö-reye mi gittiklerini, yoksa k›fl uykusu-na m› yatt›klar›n› bilemeyen ilk do¤a-bilimcilerin hep akl›n› kar›flt›rm›flt›r.Her ne kadar ça¤dafl do¤a bilimin te-melini atan ünlü Aristo, turnalar›nAnadolu yaylalar›ndan Nil deltas› ba-takl›klar›na uçtuklar›n›n bilincinde ol-sa da k›rlang›ç, toygar, üveyik gibi kü-çük kufllar›n yerin alt›nda k›fl uykusu-na yatt›klar›n› düflünüyordu. Çok da-ha sonralar›, 1600'lerde bile Avrupal›-lar kuzeye özgü Yosun Kazlar›n›n(Branta bernicla) her ilkbahar bircins deniz kabuklusunun içinden ç›k-t›¤›n› san›yorlard›.

Bugün, her y›l milyarlarca kuflunilkbahar ve sonbahar›n bafllar›nda bin-lerce kilometrelik göçlerine bafllad›k-lar›n› biliyoruz. Hem Avrasya'dan,hem Kuzey Amerika'dan toplam 400türe ait 10 milyar kuflun k›fl› Afrika'daveya Orta ve Güney Amerika'da geçir-dikleri saptanm›fl bulunuyor. Göç sa-yesinde kufllar, y›l boyu aktif kalarakdünyan›n farkl› yörelerindeki mevsim-lik beslenme ve yuvalanma olanakla-r›ndan yararlan›yorlar. Bu aç›k avan-taja karfl›n, göçün maliyeti a¤›r oldu-¤u gibi bu kadar uzun soluklu bir yol-culu¤un üstesinden gelebilmek içinkuflta köklü fizyolojik de¤iflimler gere-kiyor.

Göç Nedir ?Kufllarda göç, tan›mlanm›fl iki co¤-

rafi bölge aras›nda düzenli tekrarla-nan nüfus hareketi olarak tan›mlana-bilir. Pek çok kufl türünde görülen veüreme sonras› genç bireylerin çevreyeyay›lmalar›n› tan›mlayan “saç›lma” vebesin kaynaklar›n›n baz› y›llarda ye-tersizli¤i sonucu baykufllarda ve çap-razgagalarda oldu¤u gibi güneye anihareketlenme ile tan›ml› “iflgal” göçsay›lmazlar. Neredeyse her göçmentür için farkl› olan göç rota ve yor-damlar›, kufl toplulu¤unun tarihçesi-ne, genifl engelleri aflabilme yetenek-lerine, topo¤rafik engellerin konumla-r›na ve k›fllama ve üreme alanlar›n›nbirbirlerine göre konumlar›na ba¤l›.Son elli y›lda sürdürülen kapsaml›halkalama ve iflaretleme programlar›sayesinde yüzlerce türün göç ayr›nt›-lar› bilinmekte. Örne¤in, Kuzey Ame-rika kufllar›n›n bafll›ca göç rotas› k›y›ve da¤ s›ralar›n›n ayn› yönde uzanma-s› nedeniyle kuzey-güney do¤rultu-sunda. Avrasya'da ise sonbahardakufllar önce do¤u-bat› do¤rultusundahareketlendikten sonra, ancak Akde-niz ve Büyük Sahra'y› geçerlerkenkuzey-güney hatt›na dönerler.

Genel olarak söylemek gerekirse,Güney Yar›mküre'de üreyen kufllarKuzey Yar›mküre'deki benzerleriylekarfl›laflt›r›ld›klar›nda pek göç hareke-

ti göstermezler. Baz› k›rlang›çlar vesinekkapanlar k›fllar› kuzeye, tropikalAmerika'ya yönlenseler de hep küçükbir az›nl›k olarak kal›rlar. Bunun bafl-l›ca nedeni, Kuzey Yar›mküre'deki ka-ra parçalar›n›n kutuplara daha yak›nkesimlerde genifl yüzölçüme sahip ol-malar›.

Göç rotalar›, ço¤u zaman kufl tür-lerinin uzak geçmiflteki yay›lma hare-ketlerini yans›t›rlar. Örne¤in Grön-land'›n ve Alaska'n›n tundra çay›rlar›-n› Avrasya'n›n iki farkl› ucundan gele-rek kolonize eden Kuyrukkakanlar(Oenanthe oenanthe), k›fllamak içinçok daha yak›n olmas›na karfl›n Ku-zey Amerika yerine okyanusu aflarakatalar›n›n bir zamanlar geldi¤i Avru-pa k›tas› üzerinden Afrika'ya gitmeyiye¤lerler. Kuzeybat› yay›l›fl›n›n ucu‹skandinavya'ya ulaflan Kutup Ç›vg›n›(Phylloscopus borealis) ise Asya'y›boydan boya çapraz bir rotada kate-derek k›fl›n Güneydo¤u Asya'ya ula-fl›r.

Günümüzde izledi¤imiz göç hare-ketleri, son buzul ça¤› bitiminde bu-zullar›n geri çekilmesi ile flekillenmifl.Buzullar›n en güneye, Anadolu’yaulaflt›¤› dönemde bugünkü Sahra Çö-lü tundra ve tayga içeren büyük birbatakl›kt›. Buzullar›n geri çekilmesiile vejetasyon kuflaklar› da kuzeyedo¤ru hareket etti ve kuzeye yaklafl-t›kça k›fl ve yaz aras›nda çevre koflul-

6 May›s 2004B‹L‹M veTEKN‹K

Kufllar›n Gizemli Yolculu¤u

Göç

Kufllar›n Gizemli Yolculu¤u

Göç

lar› giderek daha afl›r› hale geldi. Ken-di uygun habitatlar›n›, örne¤in tund-ray› izleyen kufl türlerinin da¤›l›mlar›kuzeye do¤ru ilerlerken giderek k›flve yaz aras›ndaki farklar belirginlefltive hep biraz daha güneyde “bekle-mek” durumunda kald›lar. Elbette buuzun süreç boyunca “bekleme” veüreme alanlar› aras›nda giderek artanmesafeyle bafl edebilmek için pek çokadaptasyon evrimsel olarak geliflti.

Kufllar Neden GöçEderler?

Bu sorun, hala ornitolojide en zor-lu sorulardan birisi. Genellikle kuflgöçleri üreme ve üreme d›fl› dönemle-rin ayn› bölgede geçirilmesinin avan-tajl› ya da mümkün olmad›¤› durum-larda görülür. Ancak, bazen daha ya-k›nda elveriflli k›fllama alanlar› var-ken türün neden binlerce kilometreöteye göç etti¤ini aç›klamak her za-man kolay de¤il.

Göç, olanca risklerine karfl›n halavazgeçilmedi¤ine göre kufllara hat›r›say›l›r yararlar sa¤l›yor olmal›. Uzungöç yolculu¤u, tamamlamak için har-canan enerjinin yan›s›ra yorgunluk,kaybolma, y›rt›c›lara yem olma gibiriskleri nedeniyle tehlikeli bir giriflim.Kuzey Yar›mküre'den güneye göçenküçük kufllar›n yar›s›ndan fazlas› as-la geri dönmüyor. Örne¤in di¤er ak-rabalar›n›n aksine çok daha geç,A¤ustos ay›nda yuva yapan Ada Do-¤an› (Falco eleonorae) bu gibi küçükgöçmenlerle beslenerek yaflamak içinevrilmifl bir y›rt›c›. Buna, insano¤lu-nun ve olumsuz hava koflullar›n›n et-kilerini eklersek göç ve k›fllama s›ra-s›nda ölüm oran›n›n yüksekli¤i biziflafl›rtmamal›.

Kufllar›n, k›fl aylar›n›n olumsuzçevre koflullar›ndan güneye kaçmala-r› kolay anlafl›lsa da belki de daha il-ginç bir soru neden uygun koflullartropikal bölgelerde y›l boyu hükümsürdü¤ü halde tekrar kuzeye dön-dükleri. Burada önemli nokta, her nekadar k›fl boyunca düflmanca koflul-lar hüküm sürse de, kuzey enlemle-rinde ilkbahar ve yaz aylar› boyuncaüremek için tropikal bölgelere göredaha uygun özelliklerin bulunmas›.Tropikal enlemlerde gece-gündüzuzunlu¤u neredeyse sabit oldu¤u hal-

de, ilkbahar ve yaz boyunca kuzeyenlemlerinde gündüzler gecelerdenbelirgin derecede uzun. Di¤er taraf-tan ›l›man ve tropikal bölgelerde yer-li kufl populasyonlar›n›n yo¤unlu¤uözellikle üreme s›ras›nda yüksek re-kabet olufltururken, daha az türe sa-hip sahip kuzey enlemlerinde bu re-kabet daha düflük. Bu bak›fl aç›s›nagöre, kuzey enlemlerdeki ço¤u göç-men kufl türleri (kuzeyin zorlu k›fl›n-dan kaç›p tropik bölgeye tahammüleden ›l›man kökenli kufllar de¤il) ku-zeydeki geçici yaz bollu¤undan fay-dalanan tropikal kökenli kufllard›r.

Ayn› türün farkl› co¤rafyalarda ya-flayan topluluklar› göç davran›fl›n›sonradan kazanabilir ya da kaybede-bilirler. Örne¤in Küçük ‹skete (Seri-nus serinus) son yüzy›l içinde Akde-niz havzas›ndan kuzeye, Avrupa'yayay›ld›. Atasal Akdeniz topluluklar›yerliyken, yeni kuzey populasyonlar›art›k göçmen oldular. Tam tersi birgeliflme, Güney Afrika'da k›fllayanKara Leylek (Ciconia nigra) ve Ar›-kuflu (Merops apiaster) gibi baz› göç-men türlerin bir k›sm›n›n art›k oradaüreyen yerli türlere dönüflmeleri.

Genel olarak, tropikal bölgeye göçeden kufllar geride ›l›man bölgede ka-lanlara göre k›fl› daha iyi atlat›rken,geride kalan yerli türler üreme aç›s›n-dan göçmenlerden daha baflar›l› olur-

lar. Tropikal bölgedeki yerli türler iseuzun yaflamay› düflük üremeye fedaederler. Kurduklar› yuvalar›n pek az›baflar›l›d›r, yavru say›lar› düflüktür veher çift y›lda birçok kere üremeyi de-ner, ama erginler uzun ömürlüdürler.

Göç, yerel koflullar yak›ndaki yöre-lere f›rsatç› hareketleri teflvik etti¤idurumlarda evrilir. Populasyonun sa-dece bir k›sm›nda bafllayan bu davra-n›fl e¤er avantajl› ise, bir süre sonragöç etmeyen topluluklar›n yeryüzün-den silinmesi sonucunda o türün tümbireyleri için bir kural haline gelir.

Farkl› Göç fiekilleriFarkl› türlerin k›fllama ve üreme

alanlar› aras›nda izledikleri rota yada k›fllama alanlar›nda yerleflme fle-killeri de¤iflik göç flekilleri oluflturu-yor. En belirgin farkl›l›klardan birisüzülen kufllarla, kanat ç›rpan aktifuçucular aras›nda. Uçabilmek içintermallere ba¤›ml› süzülen kufllar,genifl su kitlelerini aflamad›klar›ndank›y› kenar›n› izleyerek gündüzleriuçarlar ve denizleri karalar›n birbir-lerine en çok yaklaflt›klar› bölgeler-den geçerler. Di¤er taraftan pek çokötücü kufl, ya¤murcun ve su kufluyer flekillerine ba¤l› kalmaks›z›n ge-nifl bir cephe fleklinde geceleri göçederler.

Baz› durumlarda ilkbahar ve son-bahardaki göç rotas› ayn› olmaz. Ör-ne¤in, Sibirya’da üreyen Kara Ger-danl› Dalg›ç (Gavia arctica) topluluk-lar› sonbaharda do¤rudan bir uçufllaKaradeniz’e iner, ancak ilkbahardaayn› rotadan geri dönmek yerine ön-ce bat›ya Balt›k Denizi’ne, sonra do-¤uya uçar. Havalanabilmek için don-mam›fl su yüzeyine gerek duyan dal-g›çlar›n, buzu geç çözülen gölleri ilk-baharda kullanamamas› nedeniyle butip bir göçün ("halka göç") dahaavantajl› oldu¤u san›l›yor.

Pek çok ötücü kufl türünde erkekbireyler, diflilere göre daha k›sa mesa-fe göç eder. Bu durumun, erkeklerinilkbaharda en iyi üreme alanlar›n› elegeçirmek için girifltikleri yo¤un reka-betin sonucu oldu¤u san›l›yor. Yinemuhtemelen ayn› nedenden dolay›sonbahar göçü neredeyse aylar sürenbir sürede gerçekleflti¤i halde, ilkba-har göçü çok daha dar bir zaman ara-l›¤›nda gerçekleflir.

7May›s 2004 B‹L‹M veTEKN‹K

Kufl göçü 300 ila 1000 metre aras›nda yo¤un olmakla birlikte çok yükseklerde

uçan kufllar da vard›r.

Süper yak›t: ‹çya¤›Göç eden kufllar›n büyük ço¤unlu-

¤u bir seferde uzun mesafeleri aflabil-mek için deri alt›nda ya¤ depolar. Ya¤parçaland›¤›nda, ayn› miktarda kar-bonhidrat veya proteinle karfl›laflt›r›l›r-sa onlar›n iki kat› enerji ve su üretir.Biriktirilen ya¤, bazen vücut a¤›rl›¤›-n›n iki kat›na ç›kmas›na neden olabi-lir. Bu denli çok ya¤›n k›sa sürede bi-riktirilebilmesi için uygun metabolikve davran›flsal de¤ifliklikliklerin olufl-mas› gerekiyor. Bu de¤ifliklikler ara-s›nda afl›r› yeme (hiperfagi), metabo-lizmalar›n›n nitelik de¤ifltirmesi, iç or-ganlar›n baz›lar›n›n küçülmesi say›la-bilir. Ya¤, normal zamanlarda küçükkufllar›n vücutlar›n›n %3 ila %5'inekarfl›l›k gelir. Oysa göç s›ras›nda bude¤er %25'e, baz› k›y› kufllar›nda%45'e ulaflabiliyor.

Ötücü kufllar tipik olarak bir sefe-rinde birkaç yüz kilometre uçtuktansonra 1 ila 3, baz› durumlarda dahada uzun süre dinlenip azalan rezervle-rini yeniden tamamlarlar. Uzun mesa-feler kateden k›y›kufllar› da göçleriniüç veya dört ayakta gerçeklefltirirler.Her yolculuk aya¤› s›ras›nda dinlen-dikleri bu mola noktalar› birçok türiçin yaflamsal önem tafl›r.

Yap›lan araflt›rmalar, küçük kuflla-r›n bir saatlik bir uçufl s›ras›nda vücuta¤›rl›klar›n›n yaklafl›k %1'ini kaybet-tiklerini göstermifl. Ünlü göç araflt›r-mac›s› Peter Berthold, a¤›rl›¤›n›n%40'› ya¤ olan bir göçmen kuflun 100saat boyunca durmadan uçabilece¤ini

ve bu süre zarf›nda 2500 km. yol ka-tedece¤ini hesaplam›fl. Yak›t› tasarruf-lu kullanma aç›s›ndan hiçbir insan ya-p›s› motor kufllar›n metabolizmas›ylabafl edemez!

Göçün Zamanlamas›Ankara'da her y›l Mart'›n 15'i civa-

r›nda leylekleri görmek o kadar do¤al-d›r ki neredeyse takviminizi onlar›n ge-lifline göre ayarlayabilirsiniz. Kufllar›niç ritimleri, onlara y›l›n hangi döne-minde olduklar›n› oldukça hassas birbiçimde anlat›r. Yabani kufllar› kafes-lerde besleyen merakl›lar›n en az 200y›ldan beri bildikleri "yol huzursuzlu-¤u" (zugunruhe) de¤iflen gün uzunlu-¤unun kuflun hormonlar› üzerinde ya-ratt›¤› etkinin en belirgin sonuçlar›n-dan. Güneflin bat›m›yla birlikte kafeste-ki kufl, göç etmesi gereken yöne do¤rudurmaks›z›n hamle yaparak içgüdüle-rine karfl› koyamaz. Göç etmeyen tür-lerde ise bu davran›fla rastlanmaz.

Göçmen kufllar ayn› zamanda havakoflullar›n› da dikkate al›rlar. Uygunhava bas›nc› ve rüzgar koflullar› olufl-

mad›kça uzun süreli bir yolculu¤a ç›k-mazlar. Bu bilgileri nas›l elde ettikleritam olarak anlafl›lamam›flt›r, ancak dü-flük frekansl› sesleri duyabilmeleri vehava bas›nc›n› alg›layabilmeleri gibiözelliklerini kulland›klar› san›lmakta.

Göçle ‹lgili Adaptasyonlar

Göç etmekle elde edilecek avantaj-lardan yararlanabilmek için göçün ge-rektirdi¤i pek çok sorunun çözülebil-mesi gerekmekte. En önemli sorunlarafl›lmas› gereken mesafeyi makul süre-de katedebilmek için gerekli uçufl gü-cü ve yak›t›n sa¤lanmas› ile zaman veyak›t›n optimal flekilde kullan›labilme-si için uygun rotan›n ve zaman›n belir-lenmesi.

Göçün yönü, kal›t›mla aktar›lan birözelliktir; baz› türlerde zamana göreyönün de¤iflerek gerçek bir rota olufl-turdu¤u gösterilmifl (örne¤in önce "flukadar gün G-GB yönüne uç"; sonra"flu kadar gün G yönüne uç"; sonunda"flu kadar gün de GD yönüne uç").Kuflbilimciler sürdürdükleri araflt›rma-larla yön bulma ve optimal göç yorda-m› konular›nda bilgilerimizi gelifltir-meye çabal›yorlar.

Tüyler uçufl için gerekli oldu¤un-dan baflar›l› bir göç için uygun zamanve taktiklerle yap›lan tüy de¤iflimi bü-yük önem tafl›r. Pek çok ötücü türün-de üreme mevsimi boyunca h›rpalan-m›fl ve tüyleri ileri derecede y›pranm›fleriflkinler göç öncesi tüm uçufl tüyleri-ni de¤ifltirir. Genellikle beden tüylerik›fllama alan›nda de¤ifltirilir. Gençkufllarda ise tüyler eriflkinlerinki ka-dar afl›nmam›fl oldu¤undan genelliklek›fllama bölgesinde de¤ifltirilir, belkide böylece beslenmede eriflkinler ka-dar etkin olmayan gençlerin ayr›catüy de¤iflimi için enerji harcamalar›engellenmifl olur. Bu genelleme d›fl›n-da pek çok tür ve populasyonda ken-di özel durumlar›na çözüm getiren çe-flitli stratejiler bulunabilir. Örne¤in,baz› türlerde tüy de¤iflimi göç öncesibafllar, göç s›ras›nda durur ve k›fllamaalan›nda tamamlan›r. Fakat ördeklerüreme sonras› özel “tüy de¤iflimi”alanlar›na göç ederek burada tümuçufl tüylerini ayn› anda de¤ifltirir; buk›sa uçuflsuz dönem sonras› k›fllamabölgelerine ayr› bir göç yaparlar.

8 May›s 2004B‹L‹M veTEKN‹K

Kufllarda göç öncesi ya¤ birikimi

Karabafll› Kirazkuflu

Yön Bulma Baflta posta güvercinleri üzerinde

yap›lan araflt›rmalar sayesinde bugünkufllarda yön bulman›n temellerini bi-liyoruz. Örne¤in, birçok kufl türününtepeler, vadiler, hatta büyük kentler-deki gökdelenler gibi görsel iflaretlerihat›rlad›klar› ve kulland›klar› ortayakonulmufl. Ancak onlar için as›l yolgösterici, aynen bir zamanlar›n dene-yimli denizcileri için oldu¤u gibi gibigünefl ve y›ld›zlar. Göç s›ras›nda kufl-lar kal›tsal olarak gidecekleri yönügündüzleri güneflin durumuna baka-rak saptayabilirler. 1950'lerden baflla-yarak yap›lan deneylerde, kufllar›n iç-sel saatlerine göre güneflin hangi yön-de oldu¤unu saptayabildikleri göste-rilmifl. Bu deneylerde kullan›lan birey-ler, yapay bir ›fl›kland›rma rejimi ilegünün ayd›nl›k ve karanl›k dönemlerido¤al güne göre birkaç saat kayd›r›l-m›fl bir kafes ortam›nda yetifltirilmifl-ler. Sonbaharda güneye uçmalar› ge-reken bu kufllar, kendi iç saatlerinegöre günortas› (saat 12), gerçekte iseakflamüstü saat 18 iken (yani güneflinbat›da oldu¤u bir saatte) günefli gör-dükleri zaman aç›kça bat›ya - yani gü-neflin ö¤len saatinde oldu¤unu san-d›klar› konuma - yönelmifller. Kufllarayn› zamanda dünyan›n kendi etraf›n-da dönmesinden kaynaklanan, güne-flin konumunun her saat 15 derece ka-dar de¤iflmesini de dikkate alabilirler.

Gece göç eden kufllar ise y›ld›zlar›nkonumuna bakarak yönlerini saptar-lar. Planetaryumlarda (tavan›na gecegökyüzü görüntüsü yans›t›labilen da-ire biçimli kapal› salonda) yap›lan de-neylerde, yapay olarak kuzey-güneyekseni 180 derece döndürüldü¤ündekufllar›n da yönlerini ayn› flekilde çe-virdikleri görülmüfl. Kuflbilimci Step-hen Emlen yavru kirazkufllar› üzerin-de yapt›¤› ve s›rayla belli tak›my›ld›z-lar›n görünmelerini engelledi¤i titizdeneylerle kufllar›n hangi y›ld›zlar›kulland›klar›n› araflt›rm›fl. Deneylersonucu, yavrular›n Kutup Y›ld›z› yeri-ne Büyük Ay›, Küçük Ay›, Ejderha,Kral ve Koltuk tak›m y›ld›zlar›n›n ko-numlar›n› daha henüz yuvadayken ez-berledikleri anlafl›lm›fl. Emlen bir bafl-ka deneyinde de gün›fl›¤› süreleri üze-rinde oynayarak kafesteki kufllar›n birbölümüne sonbaharda, di¤er bölümü-ne ilkbaharda olduklar› izlenimini ver-

mifl. Her iki grup, planateryumda ayn›gece gökyüzünün alt›na konduklar›n-da bir grup kuzeye, öteki grup güne-ye yönelmifller!

Havan›n kapal› oldu¤u zamanlardada baflar›yla yön bulan kufllar›n varl›-¤›, araflt›rmac›lara kufllar›n yön tayi-ninde bilmedi¤imiz baflka bir duyular›oldu¤unu düflündürür. Nitekim, arala-r›nda güvercinin de bulundu¤u baz›

türlerin yerkürenin manyetik alan›n›alg›layabildikleri gösterilmifl. Kar›kocaaraflt›rmac›lar Wiltschko ve Wiltsch-ko'nun öncülük etti¤i deneylerde, ka-falar›n›n yak›n›nda ters manyetik alanoluflturulmas› güvercinlerin beklene-nin tam tersi yöne gitmelerine nedenolmufl. Kal›t›m›n göç yönünün ve rota-n›n saptanmas›nda önemli rolü olma-s›na ra¤men özellikle deneyimli birey-lerin daha sonraki göçlerde yerel ko-flullar› deneyimleri ile de¤erlendirerekrota ya da strateji düzeltmeleri yapa-bildikleri san›lmakta.

Kufl göçünde besin kaynaklar›n›nsa¤l›kl› ve yeterli olmas›n›n ne denliönemli oldu¤u göz önüne al›n›rsa, su-lakalanlar baflta olmak üzere do¤al ya-flam ortamlar›n›n bozulmadan varl›k-lar›n› sürdürmesinin kufllar›n korun-mas›ndaki önemi daha iyi anlafl›labilir.Öte yandan, ana göç rotalar› üzerindeyer almas›, göç darbo¤azlar› ve sula-kalanlar gibi kufllar›n yo¤unlaflt›¤›alanlar›n bulunmas› kufl göçününaraflt›r›lmas› aç›s›ndan Türkiye’yi ide-al bir ülke yap›yor.

C . C a n B i l g i nODTÜ Biyoloji Bölümü

KaynaklarBar›fl, S. (2002) Kufllarda Göç ve Türkiye’nin Göç Aç›s›ndan Önemi

(bas›lmam›fl yaz›)Bilgin, C.C. (2003) Ornitoloji Ders Notlar› (bas›lmam›fl yaz›)Gill, F.B. (1995) Ornithology. 2. bas›m, W.H. Freeman and Com-

pany, New York.

9May›s 2004 B‹L‹M veTEKN‹K

'Fidel' in Sadakati Halkalama çal›flmalar›, baz› bireylerin üre-

mek için hep ayn› yöreyi seçtiklerini ortaya koy-du. Leylekler her sene ayn› yuvaya dönerken,birçok ötücü kuflun erke¤i binlerce kilometreöteden flaflmaz bir kesinlikle bir y›l önceki yuva-lanma alanlar›na ulafl›rlar. ‹lker Özbahar'›n ikiy›ld›r ODTÜ'deki bir Bülbül (Luscinia megarhync-hos) toplulu¤u üzerine yürüttü¤ü araflt›rmada dabenzer sonuçlara ulaflt›k. Erkek bülbüller Ni-san'›n ortas›nda s›n›rlar› y›ldan y›la pek de¤iflme-yen savunma alanlar›na döner dönmez muhte-flem ötüflleriyle bir yandan o alan›n kendilerineait oldu¤unu rakiplerine duyururken, di¤er yan-dan üreme bölgelerine daha geç varacak olanmüstakbel efllerine aflk flark›lar› söylerler.

Halka numaralar›yla tan›d›¤›m›z bireylerdenA0005 no.lu kufl bizim için özel bir kufl, çünküonu halkalamaya ilk bafllad›¤›m›z 2001 y›l›ndanbu yana her ilkbaharda kaydediyoruz. Fidel ad›n›verdi¤imiz (Latince 'sad›k' anlam›na geliyor) busevimli kuflun her y›l yaklafl›k 10.000 km. yol ka-tederek do¤u Afrika'da k›fllad›¤›n› tahmin ediyo-ruz. Geçen y›l, uzaktan tan›yabilmek için bacak-lar›na takt›¤›m›z renkli halkalar› sonbahar göçüöncesi geri ç›karma f›rsat› bulamay›nca göç per-formans›n›n olumsuz etkilenece¤i endiflesine ka-p›lm›flt›k. Bu endifleye, k›rm›z›-sar› plastik halka-

lar›n y›rt›c›lar›n ya da Maasai çocuklar›n›n ilgisi-ni çekece¤i korkusu da eklenmiflti. Neyse ki, kor-kular›m›z gerçekleflmedi ve ‹lker 16 Nisan günüakflamüstü a¤la yakalad›¤› Fidel'i yeniden serbestb›rak›yordu. ODTÜ'nün Yal›ncak s›rtlar›ndaki bir-kaç yüz metrekarelik üreme alan›n› dünyada hiçbirfleye de¤iflmeyen Fidel'in daha nice y›llar yol-culu¤unu sürdürebilmesini umuyoruz.

Keflapl› Can, Ö. 2004 A Study of Passerine Migration at METU(Ankara, Central Turkey) Based on the Mistnetting Method. Y.Lisans Tezi ODTÜ. 95 sayfa.

Özbahar, ‹. Breeding Biology, Population Dynamics and SpatialOrganization of an Isolated Luscinia megarhynchosPopulation, Y. Lisans Tezi devam ediyor. ODTÜ

Deney düzene¤inde günefl ›fl›nlar›n›n gelifl yönünegöre gitmesi gereken yönü bulan kufl, bir ayna ilegünefl ›fl›nlar›n›n yönü de¤ifltirildi¤inde flafl›rmakta

ve de¤iflen günefl ›fl›nlar›n› kullanarak yönünübulmaktad›r.

Yüzy›llar boyu, do¤a olaylar› aras›n-da insanda en çok hayranl›k uyand›ran-lardan birisi hiç flüphesiz kufl göçü ola-gelmifl. Kufllar›n sonbaharda ortadankaybolup baharda tekrar ortaya ç›kma-lar›n›n nedenlerini merak edenler bir-çok teoriler ortaya atm›fllar. Baz›lar›,küçük kufllar›n havalar so¤udu¤undaçamurun içinde ya da küçük kovuklar-da saklanarak k›fl uykusuna yatt›klar›n›düflünmüfl. Hatta Aristoteles baflka birteori daha ortaya atarak bahar aylar›n-da k›z›lgerdan olarak bilinen kuflunsonbaharda k›z›lkuyru¤a dönüfltü¤ünüileri sürmüfl! Kufllar›n göçüyle ilgili ilkaraflt›rma çabas›n›n Alman bir rahibe aitoldu¤u söylenir. Bir K›rlang›c›n baca¤›-na üzerinde “K›rlang›ç, k›fl› nerede geçi-rirsin?” yaz›l› bir ka¤›t ba¤layan rahipbir y›l sonra üzerinde “Asya’da, Pet-rus’un evinde” yaz›l› bir ka¤›tla ayn› k›r-lang›c›n geri döndü¤üne tan›k olur. Buolaydan yaklafl›k 750 y›l sonra, özelliklegeçti¤imiz yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan iti-baren yo¤unlaflan gözlemler, halkalamaçal›flmalar›, radyo vericileri ve radar kul-lan›m›n›n yayg›nlaflmas›yla birlikte kuflgöçünün gizemi yavafl yavafl çözülmeyebafllam›fl.

Kufl göçü araflt›rmalar›nda kullan›-lan en yayg›n yöntem bir teleskop vedürbün yard›m›yla tek ya da bir hat bo-yunca birçok noktadan yap›lan yer göz-lemleri. Bu yöntem özellikle co¤rafi ko-

flullar nedeniyle kufllar›n göç zaman› yo-¤unlaflt›klar› Bo¤aziçi gibi darbo¤azlar-da, da¤ geçitlerinde ya da k›y›larda ol-dukça verimli oluyor. Göç mevsimlerin-de gerçeklefltirilen günlük, düzenli göz-lemlerle bir bölgeden geçen kufllar›n türkompozisyonu, yo¤unluklar› ve göç tak-vimleri ortaya ç›kar›labilir. Gözlemlerinözellikle hava ve ›fl›k koflullar›ndan çokfazla etkilenmesi bu yöntem kullan›ld›¤›zaman özellikle dikkate al›nmal›. Örne-¤in, yere yak›n yüksekliklerde rüzgar›nfliddeti çok daha düflüktür. Bu yüzdende kufllar rüzgara karfl› uçmak zorundakald›klar›nda yere yak›n uçmay› tercihederler ve böyle bir günde yüksek say›-larda kufl gözlemek mümkün olabilir.Aksi bir durumda, e¤er kufllar rüzgar›arkalar›na al›rlarsa bu avantajdan en iyiflekilde yararlanmak için yerden gözle-menin mümkün olmayaca¤› kadar yük-sekten uçabilirler. Bu durumda da yo-¤un bir kufl göçü olmas›na ra¤men göz-lem baflar›s›zl›kla sonuçlanabilir. Ayr›ca,gece göçmenlerini bu yöntemle araflt›r-mak mümkün de¤il ve asl›nda kufllar›nbüyük ço¤unlu¤u gece göç eder.

Di¤er bir yöntem de 1951 y›l›nda Lo-wery taraf›ndan gelifltirilmifl olan aygözlemi. Bu yöntemde bir teleskop yar-d›m›yla gece göç eden kufllar›n dolunayönünden geçen silüetleri gözlenir. Buyöntemle gökyüzünde çok küçük biralan taranabilmekte ve sadece dolunay

zaman› ve bulutsuz havalarda uygula-nabilmekte. Ayr›ca, en az›ndan 1500m.ye kadar kufllar›n gökyüzünde eflitbir flekilde da¤›lm›fl oldu¤u varsay›m›,kufllar›n uçufl yönünü belirlemektekigüçlükler ve de kalibrasyon sorunu buyöntemin geçerlili¤ini zorluyor.

Radyo ve uydu vericileri gibi çok da-ha geliflmifl yöntemler de göç araflt›rma-lar›nda kullan›lmakta. Radyo vericisi ta-k›lan kufllar bir arabaya ya da uça¤ayerlefltirilen bir al›c› ile takip edilmekteve göç davran›fllar› ile ilgili çok detayl›bilgiler elde edilmekte. Radyo vericileri-nin a¤›rl›¤› 0,5 grama kadar düfltü¤üiçin çok küçük kufllara bile tak›lmalar›mümkün. Uydu vericileri ise kufllar›nuçufl yükseklikleri, uçufl h›zlar› ve bu-lunduklar› koordinatlar› cep telefonunamesajla bile sürekli bildirecek kadar ge-lifltirilmifl, ancak hem çok pahal› olmala-r› hem de a¤›rl›klar› nedeniyle kullan›malanlar› oldukça k›s›tl›. Genellikle y›rt›c›kufllar, leylekler, turnalar gibi büyükkufllara uydu vericisi tak›lmakta.

Özellikle ‹kinci Dünya Savafl›'yla bir-likte radar teknolojisinde büyük gelifl-meler kaydedilmifl ve radarlar göç arafl-t›rmalar›nda da kullan›lmaya bafllanm›fl.Radarlarla çok genifl alanlar taranabil-mekte, çal›flmalar hava ve ›fl›k koflulla-r›ndan etkilenmemekte. Bu yöntemlegöç eden kufllar›n yo¤unlu¤u, yönleri,h›zlar› ve yükseklikleri tespit edilebil-mekte. Günümüzün radarlar› 6.400metre yükseklikteki kufllar› fark edebil-mekte ve mart› büyüklü¤ündeki bir ku-flu 80 kilometre mesafeden kaydedebil-mekte. Bu yöntemle ilgili en büyük so-run ise göçmen kufllar›n tür düzeyindetan›mlanamamas›. Radarda gözlenenkufllar ancak büyüklüklerine göre ötü-cü, sukuflu, k›y›kuflu fleklinde gruplana-bilmekte. Yine de radar çal›flmalar› kufl-lar›n denizler, çöller ve da¤lar gibi eko-lojik engelleri nas›l aflt›klar›, hava koflul-lar›na göre nas›l davrand›klar› ile ilgiliçok önemli bilgiler elde edilmesini sa¤-lamakta. Örne¤in, kufllar›n uçufl yük-sekliklerini de¤ifltirerek rüzgardan eniyi flekilde yararlanmaya çal›flt›klar› ra-dar gözlemleri ile anlafl›lm›fl.

Birçok kufl türünün göçe özgü ötüfl-

10 May›s 2004B‹L‹M veTEKN‹K

KUfi GÖÇÜ ARS›rtlar›na uydu vericisi tak›lm›fl leylekler.

leri vard›r. Bu ötüfllerin kaydedilerekanaliz edilmesi de araflt›rmalarda kulla-n›lan bir di¤er yöntem. Yeni bir yakla-fl›m da kufl tüylerinin kararl› izotoporanlar› aç›s›ndan analiz edilmeleri. Buyöntem, dünyada her farkl› co¤rafyan›n(genellikle ya¤›fllara ba¤l› olarak) kendi-ne özgü izotop oranlar›na sahip olmas›-na dayan›r. Bu kararl› izotoplar besina¤› yoluyla kufllar›n dokular›nda da bi-rikmekte. Kufllar›n tüylerindeki ya dat›rnaklar›ndaki hidrojen, karbon veyaazot izotop oranlar›, sadece bu dokularbüyürken kuflun beslendi¤i yöreyi yan-s›t›r. Bu nedenle, tüylerin izotop yap›la-r› belirlenerek kufllar›n tüy de¤ifltirmestratejilerine göre üredikleri, k›fllad›kla-r› ya da konaklad›klar› alanlar›n saptan-mas› mümkün olur.

Kufllar›n yön bulma yetenekleri ile il-gili çal›flmalar da göç araflt›rmalar›ndagenifl bir yer tutuyor. Halkalanan ve tek-rar yakalanan bireyler sayesinde kuflla-r›n üreme, k›fllama ve konaklama alan-lar›na ba¤l›l›klar› ve sonuç olarak yönbulma yetenekleri ölçülebilmekte. Buamaçla gerçeklefltirilen en yayg›n arafl-t›rmalar, yer de¤ifltirme deneyleri. Budeneylerde hala yuvada yavrular› olaneriflkin kufllar üreme alanlar›ndan, gü-vercinler tüneklerinden ve göçmen kufl-lar da göç rotalar›ndan uzaklaflt›r›l›rlarve daha sonra geri dönme baflar›lar› öl-çülür.

‹lk kez 1949 y›l›nda Kramer taraf›n-dan kafesteki kufllar›n belirli bir yönedo¤ru göç aktivitesi gösterdiklerinin ka-n›tlanmas›n›n ard›ndan kafeslerdeki kufl-lar›n göç huzursuzlu¤unun ölçülmesistandart bir yöntem olarak yön bulmadeneylerinde yerini ald›. Bu çal›flmalariçin çeflitli kafesler gelifltirilmifl. ‹çindetünekler olan ve elektrikli bir sayaç ilekufllar›n bu tüneklere z›plama miktarla-r›n›n ölçüldü¤ü kafesler (Kramer 1949,Sauer, 1957), yan duvarlar› e¤imli olanve kufl gitmek istedi¤i yöne do¤ru bu du-varlar üzerine z›plad›kça daktilo ka¤›d›üzerinde b›rak›lan izlerin ölçüldü¤ü Em-len’in huni kafesleri (Emlen and Emlen,1966) ve kuflun gagas› ile kafesin etraf›-na sar›l› fleffaf folyo üzerinde yapt›¤› iz-lerin gözle say›ld›¤› Busse’nin düz kafes-

leri (Busse 1995) yayg›n olarak kullan›-lan kafesler. Di¤erlerinin aksine, arazikoflullar›nda ve hem gece, hem gündüzgerçeklefltirilebiliyor olmas› Busse kafes-leri ile çok fazla kufl ile deney yap›labil-mesini ve büyük miktarlarda veri eldeedilebilmesini sa¤lar. Bu yöntemde, hal-kalama çal›flmalar› s›ras›nda yakalanankufllarla an›nda deney yap›labilir. Türki-ye co¤rafyas›nda kufl türlerinin yön ter-cihleri de halkalama istasyonlar›m›zdaBusse kafesleri ile gerçeklefltirilen de-neylerle araflt›r›l›yor.

Geçti¤imiz on y›l içinde gelifltirilenve oryantasyonu aerodinamik ve fizyo-loji ile ba¤daflt›ran “Optimum Göç Te-orisi”, kufl göçü araflt›rmalar› için bafll›-ca kuramsal çerçeveyi olufltururken, biryandan da genetik çal›flmalar yayg›nlafl›-yor.

Halkalama Çal›flmalar›

Kufllar›n, halkalama lisans›na sahipe¤itimli araflt›rmac›lar taraf›ndan güven-li yöntemlerle yakalanmas›n›, bacaklar›-na halka tak›lmas›n› ve tür, yafl, cinsiyetgibi gerekli bilgilerin kaydedilmesindensonra serbest b›rak›lmas›n› içeren ifllem-lerin tümüne birden “halkalama” ad› ve-riliyor. Oldukça pahal› yöntemler olanradyo ve uydu vericileri hariç yukar›dabahsedilen hiçbir yöntemle göçmen kufl-lar bireysel olarak izlenemiyor. Bu an-cak halkalama çal›flmalar› ile mümkün.

Halkalar›n üzerinde ülkelere özgüsabit bir adres ve her birey için farkl› birkod numaras› olur. Kod numaras› kufl-lar›n bireysel olarak tan›nmas›n›, adres-ler ise tekrar yakalanan ya da ölü bulu-nan halkal› bir kuflun halkalanma bilgi-

11May›s 2004 B‹L‹M veTEKN‹K

RAfiTIRMALARI

Türkiye’deki halkalama istasyonlar› 2004

Halkalanan bir Dere Düdükçünü

lerine ulafl›labilmesini sa¤lar. Bu adressayesinde kufl ölü bulunduysa halkas›,canl› olarak tekrar yakaland›ysa da kufl-la ilgili bilgiler halkaland›¤› merkezeulaflt›r›l›r ve kuflun nerede, ne zamanhalkaland›¤› ö¤renilir.

Bu yöntemle, temelde kufllar›n göçle-ri (kufl türlerinin göç stratejileri, konak-lama, k›fllama ve üreme alanlar›, göçtakvimleri) ve populasyon dinamikleri(kaç y›l yaflad›klar›, üreme baflar›lar›, ha-yatta kalma baflar›lar›, ilk üreme yafllar›,kaç yafl›na kadar üremeye devam ettik-leri, genç bireylerin da¤›lma oranlar›)araflt›r›lmakta. Özellikle 1970’li y›llar-dan sonra halkalama çal›flmalar› koru-ma çal›flmalar›na da büyük katk› sa¤la-maya bafllad›. Standart yöntemlerle ya-p›lan çal›flmalar sonucunda populasyon-lardaki de¤iflimler takip edilebilmekteve türlerin korunmas›na yönelik karar-lar al›nabilmekte. ABD ve Avrupa’daOperation Baltic, Constant Effort Sites(CES), Monitoring Avian Productivityand Survivorship (MAPS) gibi önemliprojeler, standart yöntemler kullan›la-rak populasyonlar›n takip edilmesi ama-c›yla gerçeklefltiriliyor.

Halkalaman›n Tarihçesi Halkalama çal›flmalar›n›n bafllang›c›

olarak Danimarkal› bir ö¤retmen olanMortensen'in S›¤›rc›k yavrular›na alü-minyum halkalar takt›¤› 1889 y›l› kabul

edilir. Kufllar› ilk kez sistematik olarakhalkalayan Mortensen, böylelikle günü-müzde yüzün üzerinde istasyonda, bin-lerce lisansl› halkac› taraf›ndan yayg›nbir flekilde uygulanan standart halkala-ma çal›flmalar›n›n da öncüsü olmufl.

Kufllarla ve kufl göçüyle ilgili çokönemli bilgiler sa¤layan sistematik hal-kalama çal›flmalar› öncesinde de kufllarçeflitli nedenlerle halkalanm›fllar. Kuflla-r›n aya¤›na metal bir halka tak›lmas›ylailgili ilk kay›t 1595 y›l›nda Fransa's›naait. 4.Henry'nin halkal› Gökdo¤an'lar›n-dan (Falco peregrinus) biri kufl av› s›ra-s›nda kaybolmufl ve 24 saat sonra Mal-ta'da bulunmufl. Halkal› oldu¤u için sa-atte ortalama 90 km h›zla Fransa'danMalta'ya uçmufl oldu¤u anlafl›lan bu bi-rey böylelikle Gökdo¤an'lar›n flafl›rt›c›uçufl yeteneklerinin belki de ilk kan›t›olmufl.

1669 y›l›nda ise Dük Ferdinand birGri Bal›kç›l'›n (Ardea cinerea) baca¤›nagümüfl halka takm›fl; 1728 y›l›ndaDük'ün torunu taraf›ndan tekrar bulu-nan bu Gri Bal›kç›l'›n en az 60 y›l yafla-d›¤› da böylelikle anlafl›lm›fl. Alman-ya'da 1710 y›l›nda bir atmacac› ayn›aya¤›nda birden fazla halka tafl›yan birGri Bal›kç›l yakalam›fl. Halkalar›n birço-

¤unun üzerinde herhangi bir bilgi olma-d›¤›ndan bu kuflun nerede ve kimler ta-raf›ndan halkaland›¤› anlafl›lamam›flsada halkalardan birinin Türkiye'de tak›l-m›fl olabilece¤i düflünülüyor.

Bu kufllar›n ço¤u kufl göçü ve biyolo-jisiyle ilgili bilgi edinmekten çok dahafarkl› amaçlar için halkalanm›fllar. Yaba-ni kufllar› gizemli göç davran›fllar› ve bi-yolojileriyle ilgili bilgi edinmek amac›ylamarkalayan araflt›rmac›lar ise halkalama-n›n as›l amac›na yönelik ilk ad›mlar› at-m›fllar. Kuzey Amerika'da böylesi bir ça-bay› ilk kez gösteren ünlü do¤abilimcisive ressam John James Audubon olmufl-tur. Audubon, 1803 y›l›nda bata¤an yav-rular›n›n ayaklar›na gümüfl sicimler ba¤-lam›fl ve böylelikle ertesi y›l iki yavrununtekrar ayn› yere geldi¤ini kan›tlam›fl.

Ancak bugünkü halkalama çal›flma-lar›n›n kurucusu, en baflta da söz edildi-¤i gibi Danimarkal› Hans Christian Cor-nelius Mortensen'dir. Viborg'ta ö¤ret-menlik yapan Mortensen'in üzerinde biradres ve seri numaras› olan alüminyumhalkay› 5 Haziran 1899 y›l›nda bir S›¤›r-c›k yavrusuna takmas›yla sistematik hal-kalama çal›flmalar› da bafllam›fl. Morten-sen, standart bir flekilde halkalanan 165S›¤›rc›k yavrusuna tekrar rastlan›laca¤›-n› umuyordu. Gerçekten de bir y›l için-de bu kufllardan baz›lar› tekrar görüldüve bu kay›tlar yay›nland›. Mortensen'indeneyi baflar›yla sonuçlanm›flt› ve bu ba-flar›dan etkilenen birçok ülkede kufllar

12 May›s 2004B‹L‹M veTEKN‹K

Yurtd›fl›nda halkalan›p UHP kapsam›nda Türki-ye’de bulunan baz› kufllar

1. 2 Temmuz 2000’de Yugoslavya’da halkalan-m›fl bir Kum K›rlang›c› (Riparia riparia) 10 May›s2002’de Manyas Kuflcenneti istasyonunda tekraryakalanm›flt›r.

2. 21 Temmuz 1999’da Macaristan’da halka-lanm›fl bir Saz Bülbülü (Acrocephalus scirpaceus)27 Mart 2002’de Titreyengöl istasyonunda tekraryakalanm›flt›r.

3. 14 Eylül 2002’de Macaristan’da halkalan-m›fl bir Karabafll› Ötle¤en (Sylvia atricapilla) 9Ekim 2002’de Manyas Kuflcenneti istasyonundatekrar yakalanm›flt›r.

4. 25 Kas›m 2001’de Kenya’da halkalanm›fl birÇal› Kam›flç›n› (Acrocephalus palustris) 9 May›s2002’de Manyas Kuflcenneti istasyonunda tekraryakalanm›flt›r.

5. 26 Eylül 2002’de Estonya’da halkalanm›flbir Küçük Suçullu¤u (Lymnocryptes minimus) Ara-l›k 2002’de Manisa’da vurulmufltur.

6. 16 Temmuz 2001’de Letonya’da halkalan-m›fl bir Küçük Orman Kartal› (Aquila pomarina) ilk-

bahar 2003’de Samanda¤’da (Hatay) vurulmufltur.7. 26 Temmuz 2003’te Finlandiya’da halkalan-

m›fl bir Bal›k Kartal› (Pandion haliaetus) ‹¤ne-ada’da elektrik tellerine çarparak ölmüfltür.

8. 18 A¤ustos 2003’te Rusya’da halkalanm›flbir Yal›çapk›n› (Alcedo atthis) 24 Ekim 2003’te

Samsun’da ölü bulunmufltur.9. 19 A¤ustos 2002’de Macaristan’da halka-

lanm›fl bir K›r K›rlang›c› (Hirundo rustica) 27 Nisan2003’te Titreyengöl istasyonunda tekrar yakalan-m›flt›r.

UHP kapsam›nda Türkiye’de halkalan›p yurtd›-fl›nda bulunan kufllardan baz› örnekler

1. 14 Nisan 2003’te Titreyengöl istasyonundahalkalanm›fl bir Sar›kuyruksallayan (Motacilla flava)26 Nisan 2003’te Yunanistan’da tekrar yakalan-m›flt›r.

2. 17 Nisan 2002’de Titreyengöl istasyonundahalkalanm›fl bir Saz Bülbülü 9 A¤ustos 2002’deBulgaristan’da tekrar yakalanm›flt›r.

3. 15 Eylül 2002’de Manyas Kuflcenneti istas-yonunda halkalanm›fl bir Karabafll› Ötle¤en 22 Ni-san 2003’te Filistin’de ölü olarak bulunmufltur.

4. 8 Eylül 2003’te Cernek istasyonunda halka-lanm›fl bir Yal›çapk›n› 11 Eylül 2003’te Akyatan is-tasyonunda tekrar yakalanm›flt›r.

5. 4 Eylül 2003’te Cernek istasyonunda halka-lanm›fl bir Boz Ötle¤en (Sylvia borin) Ekim 2003’teM›s›r’da ölü olarak bulunmufltur.

Yurtd›fl›ndahalkalan›pTürkiye’de bulunankufl geri bildirimleri

Türkiye’de halkalan›pyurtd›fl›nda veyaTürkiye’de bulunankufl geri bildirimleri

UHP kapsam›nda gerçeklefltirilen çal›flmalarda elde edilen baz› geri bildirimler.

halkalanmaya ve halkalama istasyonlar›kurulmaya baflland›.

Kuzey Amerika'daki sistematik hal-kalama çal›flmalar› ise 1902 y›l›nda PaulBartsch taraf›ndan gerçeklefltirilmifl.Bartsch üzerinde “Smithsonian Enstitü-süne geri gönderin” yaz›l› halkalar kul-lanarak ilk kez bir tür gece bal›kç›l› hal-kalam›fl. Avrupa’da düzenli halkalamaçal›flmalar› ise 1903 y›l›nda Almanya'da(bugün Rusya s›n›rlar› içinde kalm›flolan) ilk halkalama istasyonunun, Vo-gelwarte Rossiten'in kurulmas›yla baflla-m›fl. Almanya'n›n ard›ndan 1909 y›l›ndabu kez ‹ngiltere ve ‹rlanda'da halkala-ma çal›flmalar› yapan ornitoloji merkez-leri kurulmufltur. Yine 1909'da Ameri-ka'da Wisconsin Üniversitesi'nden LeonCole, Amerika Kufl Halkalama Derne-¤i'ni (American Bird Banding Associati-on) kurmufl, 1910 y›l›nda Çekoslovak-ya'da, 1911 y›l›nda ‹sveç'te, 1912 y›l›n-da Finlandiya'da ve 1914 y›l›nda daNorveç'te ilk kufl halkalama istasyonlar›çal›flmalar›na bafllam›fl. 1916 y›l›ndakiGöçmen Kufllar Sözleflmesi'nin (Migra-tory Birds Convention) ard›ndan1920’de ABD'de ve 1923’te Kanada'dafederal halkalama ofisleri kurulmufl.

Göçmen kufllar›n s›n›r tan›m›yor ol-mas› do¤al olarak halkalama çal›flmala-r›n›n da uluslararas› iflbirli¤i ile yürütül-mesini gerekli k›l›yor. Bu gereklilik do¤-

rultusunda 1963 y›l›nda Paris'te, birçokulusal halkalama program›n›n kat›l›m›y-la Avrupa Halkalama Birli¤i'nin (EU-RING) kurulmufl. 1966 y›l›nda ise ulusalhalkalama programlar› aras›nda bilgial›flveriflini sa¤layabilmek için geri bildi-rim verilerinde standart bir kodlama sis-temi gelifltirilmifl. Bu kod sistemi tümulusal halkalama merkezleri taraf›ndankullan›lmakta.

E¤itim Çal›flmalar›Halkac› olmak, günümüzde art›k pek

az örne¤i kalm›fl bir usta-ç›rak iliflkisisonucunda geliflen, kuramsal bilgininyan› s›ra kapsaml› bir deneyim edinme-yi ve bu birikimi düzenli olarak güncel-lemeyi gerekli k›lan, ço¤u kez de yaflamboyu bir tutkuya dönüflen bir süreç.Halkac› olmak, dünyan›n neresindeolursa olsun o kiflide olmas› gereken bi-rikimin varl›¤›n› test eden bir lisans sü-recini de içeriyor. Halkac›n›n yetkinli¤i-ni bir lisansla belgeleme gere¤inin te-melde iki nedeni var:

1) Kufllar›n can›na ve sa¤l›¤›na zarargelmesini önlemek,

2) Hatas›z ve güvenilir veri toplaya-bilmek.

‹lk gerekçe, kufllar›n morfolojileri,fizyolojileri ve davran›fllar› hakk›nda ye-terli bilgiye sahip olmay› ve bu ifli bilen-

lerin yan›nda olas› sorunlar karfl›s›ndanas›l do¤ru hareket edilece¤ini ö¤ren-meyi gerektiriyor. ‹kinci gerekçe ise,do¤ru tan›lar yapabilmeyi, referans kay-naklar›n› do¤ru kullanmay› ve geneldetitiz çal›flman›n önemini vurguluyor.

Türkiye’de kufl göçlerine ve halkala-ma çal›flmalar›na yönelik ilgi ve bilgininartt›r›lmas› amac›yla KAD taraf›ndan“Ulusal Halkalama Program›’n›n Yay-g›nlaflt›r›lmas›, Gelifltirilmesi ve Tan›t›-m›” projesi haz›rland› ve proje UNDPGEF/SGP deste¤iyle Aral›k 2002’debafllad›. Proje kapsam›nda 100 kiflininkat›l›m›yla Ankara ve Manyas Kuflcen-neti’nde “Halkalamaya Girifl Kurslar›”düzenlendi. Proje kapsam›nda çocuklar-la e¤itim çal›flmalar› gerçeklefltiriliyorve k›sa bir belgesel film haz›rlan›yor.

Halkalama çal›flmalar› ve UHP ile il-gili bilgi için http://www.halkalama.netsayfas›n› ziyaret edebilirsiniz.

Ö z g e K e fl a p l › C a nUzman Biyolog Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i

Kaynaklar- Alerstam, T. 1990. Bird Migration. Cambridge University Press.

Cambridge.- Berthold, P. 1993. Bird Migration: A general survey. Oxford Univer-

sity Press. Oxford.- Busse, P. ve Trocinska A. 1999. Evaluation of orientation experiment

data using circular statistics- doubts and pitfalls in assumptions.Ring 21, 2:107-130.

- Keflapl› Can, Ö. 2002. Kufl Halkalama Çal›flmalar› ve Ulusal Halkala-ma Program›. ‹bibik 2:15-18. Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i. Ankara.

- Keflapl› Can, Ö. Ve Keflapl› Didrickson, Ö. 2003. 2002 Y›l› Halkala-ma Raporu. Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i (KAD). Ankara.

13May›s 2004 B‹L‹M veTEKN‹K

Birçok kufl türü için çok önemli göç yollar› üze-rinde bulunmas›na ra¤men 2002 y›l›na kadar Tür-kiye’de düzenli ve kapsaml› halkalama çal›flmas›gerçekleflmemiflti. 1950-2000 y›llar› aras›nda K›z›-l›rmak, Göksu ve Çukurova deltalar› baflta olmaküzere çeflitli bölgelerde ço¤unlukla yabanc› araflt›r-mac›lar taraf›ndan k›sa süreli, düzensiz çal›flmalaryap›lm›fl ve 166 türe ait 17.000’den fazla kufl hal-kalanm›flt›. Ayr›ca, 43 farkl› ülkede halkalan›p he-men hemen tümü öldürüldükten ya da ölü bulun-duktan sonra bildirilen 750’den fazla kufl ile ilgilikay›tlar var. Bu çal›flmalarda araflt›rmac›lar kendiülkelerinin ulusal halkalar›n› kullanm›fllar. Sadece,1969 y›l›nda Salih ve Belk›s Acar taraf›ndan ger-çeklefltirilen çal›flma için özel olarak üzerlerinde“Turkey” yazan halkalar yapt›r›lm›fl, ancak bu çabada ulusal bir programa dönüflmemiflti.

Ulusal Halkalama Program› (UHP)

Türkiye Ulusal Kufl Halkalama Program› (UHP),nihayet Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i’nin (KAD) giri-flimleri sonucunda, Do¤a Koruma ve Milli ParklarGenel Müdürlü¤ü (MPG), Ortado¤u Teknik Üniver-sitesi (ODTÜ) ve KAD aras›nda imzalanan iflbirli¤iprotokolü ile Mart 2002 y›l›nda bafllad›. Program›nkoordinatörlü¤ü KAD taraf›ndan yürütülüyor.

Halkalama çal›flmalar›, 2002 y›l›nda Manyas

Kuflcenneti (KAD-MPG), Cernek/K›z›l›rmak Deltas›(Ondokuz May›s Üniversitesi), Titreyengöl/Manav-gat (Avifaunichte Unterschungen, Alman bir ekip)ve ODTÜ (KAD-ODTÜ Biyoloji Bölümü) istasyonla-r›nda gerçeklefltirildi. 2003 y›l›nda ise Akyatan(KAD-MPG) ve Dicle (Dicle Üniversitesi) istasyonla-r› da pilot çal›flmalarla programa dahil oldular.

‹ki y›l içinde 6 istasyonda 110 türden55.000’in üzerinde kufl halkaland› ve 15 farkl› ül-kede halkalanm›fl 46 kufl Türkiye’de kaydedildi.Türkiye’de halkalanm›fl 15 kuflla ilgili olarak da 6

ülkeden geri bildirim geldi. Uluslararas› geri bildi-rimlerin yan›s›ra, sonbahar 2003 çal›flmalar› s›ra-s›nda Cernek istasyonunda halkalanm›fl bir Yal›çap-k›n› (Alcedo atthis) 3 gün sonra Akyatan istasyo-nunda tekrar yakaland›.

Tüm bu çal›flmalar s›ras›nda, Türkiye için Ku-zey Ç›vg›n› (Phylloscopus borealis) için ilk kay›tolmak üzere nadir birçok tür için kay›tlar eldeedildi.

Renkli Halkalama Çal›flmalar›

Mart›lar, leylekler ve y›rt›c› kufllar gibi büyükkufllara renkli halkalar›n tak›ld›¤› çal›flmalar da ya-p›lmaktad›r. Bir teleskop ya da dürbün yard›m›ylahatta bazen ç›plak gözle bile renkli halkalar üzerin-deki harf ya da rakam kodlar› okunabilmektedir.Bu sayede, tekrar yakalanmalar›na ya da ölü olarakbulunmalar›na gerek kalmadan bu kufllar›n göçle-riyle ilgili bilgilere ulafl›labilmektedir.

Türkiye’de de¤iflik araflt›rmac› kifli ve kurumla-r›n yürüttü¤ü renkli halkalama projeleri aras›nda,Fransa ile iflbirli¤i halinde yürütülen Tepeli Pelikan(Pelecanus crispus) yavrular›n›n halkalanmas›n›,Belçikal›, Hollandal› ve Frans›z bilim adamlar›n›n ifl-birli¤iyle yap›lan Akdeniz Mart›s› (Larus melano-cephalus) yavrular›n›n halkalanmas›n›, yine Fransaile iflbirli¤i halinde yürütülen Flamingo (Phoenicop-terus ruber) yavrular›n›n halkalanmas›n› ve 2003y›l›nda K›z›lcahamam (Ankara) yak›n›ndaki koloni-de bafllayan Leylek halkalamas›n› sayabiliriz.

Türkiye’de Kufl Halkalama Çal›flmalar›.

Yavru Akdeniz Mart›s› halkalama çal›flmas›, Bolluk Gölü

Binlerce kilometreyi aflan zorlu göçyolculuklar› boyunca kufllar zor havakoflullar›, avc› türlerin bask›s› gibi do-¤al zorluklar›n yan› s›ra yüksek gerilimhatlar›, ›fl›k kaynaklar›, çevre kirlili¤i,avc›l›k ve konaklama alanlar›n›n kay-bolmas› gibi insan kaynakl› tehditlerlebafl etmek zorundad›rlar. Do¤al engel-lere karfl› evrim sürecinde de¤iflik adap-tasyonlar gelifltirmifl olmalar›na ra¤mengöç s›ras›nda kufllar büyük kay›plar ver-mektedirler. Göç etmenin bu dezavanta-j›n› gelifltirdikleri yüksek üreme baflar›-s› ile telafi edebilmelerine ra¤men neyaz›k ki teknolojinin h›zl› geliflimi ile ar-tan insan kaynakl› tehditler karfl›s›ndakufllar tamamen çaresiz kalmaktad›rlar.Aç›k denizlerdeki petrol platformlar›n›nüzerinde yanan dev alevlerin etraf›ndadönerek uçmaktan yorgun düflen, pus-lu havalarda elektrik tellerini göremeye-rek çarpan, konaklama alan›nda besinbulamayan veya bir avc›ya hedef olangöçmen kufllar›n ortak kaderi insankaynakl› ölüm olmaktad›r.

‹nsano¤lu yaratt›¤› bu tehlikelerekarfl› uluslararas› düzeydeki sözleflme-ler ile koruma çabalar›na küresel öl-çekte yasal zemin kazand›rm›flt›r. Göç-men kufllar›n korunmas› amac›yla do¤-rudan ilgili Bonn Sözleflmesi d›fl›ndaki,Ramsar Sözleflmesi'ne (özellikle SuKufllar› Yaflama Ortam› Olarak Ulusla-raras› Öneme Sahip Sulak Alanlar Hak-k›nda Sözleflme) ve Bern Sözleflme-si’ne (Avrupa’n›n Yaban Hayat› ve Do-¤al Yaflama Ortamlar›n› Koruma Söz-leflmesi) ülkemiz taraf olmufltur. Tarafolunan uluslararas› sözleflmeler milliyasa hükmünde geçerlili¤e sahiptir.

Uluslararas› sözleflmelerin yan›s›ra4915 say›l› Kara Avc›l›¤› Kanunu’nun

4. ve 5. maddelerine göre de göç dö-nemlerinde türlerin rahats›z edileme-yece¤i ve göçmen türlerin korunmas›için tedbirlerin al›nmas›ndan Çevre veOrman Bakanl›¤›’n›n yetkili oldu¤ubelirtilmektedir. Göçmen kufllar›n ko-rumas› için mevcut yasal dayanaklarara¤men koruma çal›flmalar› insan kay-nakl› mevcut tehditleri ortadan kald›r-makta yetersiz kalmaktad›r.

Uçufl Güvenli¤iKufllar için tehlike oluflturan kufl-

uçak çarp›flmalar›nda zarar gören ta-raf bu sefer sadece kanatl› dostlar›m›z-la s›n›rl› kalmamaktad›r. Bu çarp›flma-lar yüksek maliyetlerinin yan›s›rauçaklar›n düflmesine kadar varanölümcül kazalara sebep olmaktad›r.1912-1995 y›llar› aras›nda dünyada enaz 30 ölümcül kaza, harap olan 52 si-vil uçak ve 190 ölüm kaydedilmifltir.1983-1998 y›llar› aras›nda kufl-uçakçarp›flmas› nedeniyle Türkiye’de 11askeri uçak düflmüfl ve 4 pilotumuzflehit olmufltur. Askeri havac›l›k kadarsivil havac›l›k için de kufl-uçak çarp›fl-malar› büyük sorun oluflturmaktad›r.Sivil havac›l›kta yap›lan bir araflt›rma-da 1990-1995 y›llar› aras›nda Türki-ye’de meydana gelen çarp›flmalar›n

dünya ortalamas›n›n iki kat› oldu¤ubelirtilmifltir.

Bu çarp›flmalar özellikle göç dönem-lerinde ve kufllar›n binlerce y›ll›k tecrü-beleriyle oluflturduklar› kufl göç rotala-r› üzerinde yo¤unlaflmaktad›r. ‹nsan et-kisi ile göç rotalar›n› de¤ifltirmeninhem imkans›zl›¤› hem de etik aç›danyanl›fl olmas› nedeniyle ilk bak›flta kufl-uçak çarp›flmalar› kaç›n›lmaz bir tehli-ke olarak düflünülebilir. Bu tehlike kar-fl›s›nda uçufl güvenli¤i uzmanlar› gürül-tü, kufllara atefl etmek gibi de¤iflik ön-lemler denemifllerdir. Bu yöntemlerinço¤unun ancak geçici süreler için bafla-r› sa¤lamas› nedeniyle uçufl güvenli¤in-deki yeni yöntemler kufl göçünü veekolojisini anlamaya yönelik, kufllarlauyumlu tedbirler oluflturacak flekildegeliflmifltir. Modern uçufl güvenli¤i uy-gulamalar› yerden gözlemler ve ayn›zamanla radarla eflgüdümlü göç izlemeçal›flmalar›na dayanmaktad›r.

Radarlar›n ilk kullan›lmaya bafllad›-¤› y›llarda ekranda görülen ve radaroperatörleri taraf›ndan "melekler" ola-rak tan›mlanan par›lt›lar, gökyüzününgerçek sahipleri olan kanatl› dostlar›-m›z›n ekrandaki izlerinden baflka birfley de¤ildi. Askeri amaçl› radarlar›n‹kinci Dünya Savafl›'ndan sonra bilim-sel çal›flmalar için kullan›lmaya baflla-mas› ile her canl› gibi vücudunun bü-yük bir k›sm› sudan oluflan ve bu sa-yede radar dalgalar› taraf›ndan alg›la-nabilen kufllar› izlemek için ornitolog-lar›n çok fazla beklemesi gerekmedi.Yerden yap›lan kufl gözlemleri vesay›mlar›n›n radar görüntüleri ile efl-lefltirilmesi ile gerçeklefltirilen göç iz-leme çal›flmalar› kufl göçünün hangisaatte, hangi rota üzerinde ne kadaryo¤unlukta olaca¤›n› havac›l›k uz-manlar›na uçufl öncesi bildirilmesinisa¤lamaktad›r. Böyle bir erken uyar›sistemini kullanan ABD, Hollanda ve‹srail’de kufl-uçak çarp›flmalar›nda%70’e varan azalma sa¤lanm›flt›r.

O k a n C a nUzman Biyolog Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i

KaynaklarTürkiye’deki Kufl Göçlerinin Araflt›r›lmas› Alt Projesi Final Raporu,

Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i, Haziran 1999, AnkaraCan, O. 2001, Hatay Belen Geçidi ve Civar›nda Süzülen Göçmen

Kufllar›n Göç Hareketlerinin ‹ncelenmesi, Yüksek Lisans tezi,ODTÜ Biyoloji Bölümü, Ankara

Arat, G., Türkefl, M., 2002, Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma PaneliÖn Raporu, Vizyon 2023: Bilim ve Teknoloji Stratejileri Tek-noloji Öngörü Projesi, TUB‹TAK, Ankara

14 May›s 2004B‹L‹M veTEKN‹K

‹srail’deki uluslararas› Ben-Gurion havaalan›na 10Nisan 1989 tarihinde saat 14:18’de yaklaflmaktaolan 165 km uzunlu¤unda 30.000 bireylik Leylek

sürüsünün radar görüntüsü.

15 Eylül 1988’de Etopya Bhardar Havaalan›’ndankalk›fl› s›ras›nda kufl sürüsü ile çarp›flarak düflen

Boeing 737 tipi bir uçaktan geriye kalanlar.

Göçmen Kufllar›n Korunmas›

1. Hangi leylek türünü gördünüz?

2. Kaç leylek gördünüz? 3. Leyle¤i nas›l gördünüz?

Uçarken Yuvada BeslenirkenDi¤er......... 4. Çevrenizde leylek yuvas› var m›?

Evet Hay›r5. Kaç yuva var? Lütfen yuvalarla ilgili bilgileri yanda-ki tabloda doldurunuz.6. Leyleklerin aya¤›nda halka gördü-nüz mü?

Evet Hay›rHalka görüldüyse rengi, üzerindekinumara ve hangi bacakta oldu¤unuda lütfen belirtiniz.................................7. Bölgenizde leylek ölümleri oluyormu? Oluyorsa nedenini aç›klar m›s›-n›z? .............................................................................................................................

15May›s 2004 B‹L‹M veTEKN‹K

Halkal› Kufl Bulursan›z...

Kufl göç yollar›n›n araflt›r›lmas› ve kufl populas-yonlar›n›n takip edilmesi aç›s›ndan halkal› bulunankufllar›n geri bildirimi çok büyük bir önem tafl›mak-tad›r. Her y›l tüm dünyada yüzbinlerce kufl halka-lanmakta ancak bunlar›n çok düflük bir yüzdesi(ötücülerde ve k›y›kufllar›nda %1 den daha düflük)ile ilgili geri bildirim olmaktad›r. Sizler de buldu¤u-nuz ya da gördü¤ünüz halkal› kufllar› bize bildire-rek kufl göçlerinin araflt›r›lmas›na ve göçmen kufl-lar›n korunmas›na katk›da bulunabilirsiniz.

Halkal› bir kufl bulursan›z lütfen,- Halkan›n üzerindeki tam adresi ve numaray›,- Kuflu buldu¤unuz yeri ve tarihi,- Tan›yabiliyorsan›z türünü ya da kuflun tan›m›-

n› (renk, boyut, gaga flekli, vs.),- Kuflu canl› m› yoksa ölü mü buldu¤unuzu

(E¤er ölü ise nedenini, canl› ise sa¤l›k durumunu),not ediniz.

Daha sonra bu bilgileri;

PK. 311 06443 Yeniflehir/Ankara veya [email protected] adreslerine göndererek Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i ile iletiflime geçiniz.

• Halkal› bir kufl gördü¤ünüzde lütfen kuflu ya-kalamaya çal›flmay›n›z!

• Ölü kufllar›n halkalar›n› yukar›daki bilgilerlebirlikte bize gönderiniz.

• Kuflun ne zaman, nerede halkaland›¤›n› sizede bildirebilmemiz için ad›n›z› ve adresinizi yaz-may› unutmay›n›z.

Renkli halka tafl›yan bir kufl gördüyseniz hal-kan›n üzerindeki rakam ya da harf kodunu (kodunyukar›dan afla¤›ya do¤ru mu yoksa afla¤›danyukar›ya do¤ru mu okundu¤u da önemlidir), hal-kan›n rengini ve hangi baca¤a tak›l› oldu¤unu notediniz.

LEYLEK GÖZLEM FORMU

Siz Ne Yapabilirsiniz?

Göçmen Kufllar›m›z› korumak için amatör kufl gözlemleriniz ile Leylek Projesi gibi araflt›rmaçal›flmalar›na gönüllü kat›labilir bu sayede ornitoloji (kufl bilimi) ve koruma

çal›flmalar›na katk› sa¤layabilirsiniz. Ayr›ca e¤itim çal›flmalar›na verece¤iniz destek ile kamuoyubilincinin art›r›lmas›na yard›mc› olabilirsiniz.

*Yuva say›s›na göre tabloya ekleme yapabilirsiniz. Yu-valar› sürekli izleme flans›n›z varsa Leyleklerin üreme davra-n›fl› ile ilgili daha detayl› bilgilerin elde edilebilmesi için yu-murtlama, yavrular›n yumurtadan ç›kma ve uçma zamanlar›-n› da belirtebilirsiniz. Ayr›ca, yuvadaki yavrular›n kaç›n›nuçabildi¤ini de belirleyebilirsiniz. Lütfen gözlemleriniz s›ra-s›nda Leylekleri rahats›z etmemeye özen gösteriniz.

Doldurdu¤unuz bu formu Kufl Araflt›rmalar›Derne¤i’ne göndererek Leyleklerin araflt›r›lmas› vekorunmas›na katk›da bulundu¤unuz için teflekkür ederiz.

Kufl Araflt›rmalar› Derne¤iPK 311, 06443 Yeniflehir/ AnkaraTel: 0312- 419 86 03 Faks: 0312- 419 81 79 [email protected] www.leylek.net www.leylek.org