Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.tr

4
'Cr'trCrti Pazartesi 29 Ocak, HL : 17 — SAYI : 6009 FîATI; É Â sB î Bozkurt GÜNLÜK MÜSTAKİL SİYASÎ GAZETE Sahibi ve Umumi Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN • Mes’ul Yazi İşleri Müdürü: SADİ C. TOGAN kibrisin en yüksek TİRAJLI TÜRK GAZETESİ Dizilip Basıldığı Yer: BOZKURT BASIMEVİ 144, Girne Caddesi, Lefkoşa Telefon: 62951 İK ' * "'fs )lin şehrimizde düzenlenen şehitleri anma töreninde bir kız öğrenci şiir okurken (.solda), K.T.K. Alayı Komutanı Kur- nay Albay Fazıl Polat, Cumhurbaşkan Muavini ve Geçici Türk Yönetimi Başkanı Dr. Fazıl Küçük ile Türkiye Büyükelçi- liği Maslahatgüzarı Ercüment Yavuzalp şehitlikte (sağda), Mücahitlerimizden bir manga saygı atışı yaparken (aşağıda solda) ve bir erkek öğrenci şiir okurken (aşağıda sağda).. Foto : Bozkurt — BILBAY) 8 OCAK ŞEHİTLERİ DÜN ANILDI Lefkoşa: ı rinde düzenlenen törenlerle anılmıştır. Dün sabah Lefko- ehitlerimiz dün Lefkoşa’da şa’da, Şehitler Anıtı önünde |adanın diğer Türk bölgele | yapılan törende, çelenk kon [ueblo’nun kurtarılmasını temin lin ortaya çeşitli fikirler atılıyor enatör FuIIbright, Pueblo Olayının Dinlo- latik Yollardan Çözümlenmesini istedi NEW YORK — ŞAM S" [ Geçen akşam bir demeç ve- Amerika Birleşik Devletleri natosu Dışişleri Komisyonu kanı Senatör William Fullb- fcht, hUkûmetin PUEBLO ola- lıı savaş tehditleri yerine dip natik yollardan çözümlemeye Ilışmasını istemiştir. Fullb- ^ht, PUEBLO’nun yakalandı- Fsıradakı yerini tesbit etmek pacıyle Vietnamdaki uluslar- sı kontrol komisyonuna ben- bir komisyon kurulmasını lemiştir. Senatör, konuşma- nda Güney Koredeki Ameri - fin uçaklarının PUEBLO nun rdımına gitmemelerini de yer ştir. [öte yandan ayni konuda bir neç veren Amerika Birleşik evletleri Senatosu çoğunluk Seri Mike Mansfield, Kuzey Dreye karşı girişilecek bir as- fcri saldırının PUEBLO’nun kişilik personelinin kaybe- tmesi ile sonuçlanabileceğini ylemiştir. [New-York’tan (bildirild iğine pre, Birleşmiş Milletler Güven- Konseyinde konuşan Ameri- (Devamı 4. sayfada) «t lerika’da yapılan Ltom denemesinde Jinalar zelzeledeki gibi ıllandı CREEK VALLEY, (Ne- la), — Amerika’nın geçen yaptığı nükleer deneme Blki şimdiye kadar yapılanla- en kuvvetlisi olmuş. Salt «e City’den San Fransisco’ kada uzanan bölgede bina adetâ bir depremde oldu gibi sallanmıştır. ; Atom Enerjisi Komisyonu- ın bu ücra Nevada vadisin- tertiplediği deneme 1000 (letreden fazla derinlikte ya- ıış ve 640 metre ötede da ı hissedilmiştir. Deneme prog ılannın süratlendirilmesi iiyle tertiplenen bu ye- Jtı infilâkinin bir milyon di amitin patlama gücüne eşit |Iduğu belirtilmektedir. Califomia üniversitesinde, filâkin sebep olduğu sarsın- Richter ıskalasında 6 birim îarak tespit edilmiştir. Bu avvette bir sarsıntı şiddetli ir depreminklne eşittir. . ^ DOKTORUN DiLiNi KOPARDI Beyrut: Geçen hafta Beyrut’un lüks mahallelerinden birinde, bü- yük bir düğün tertiplenmiş ve şehrin ileri gelenleri de, bu düğüne katılmışlardır. Ancak, pencerelerin kapatılması, ka- loriferlerin aşırı derecede ısı- tılmış bulunması, misafirlerle meşgul olan gelinin fenalık ge çirmesine ve bayılmasına se- bep olmuştur. Gelin, yere düşünce, yakın lan kendisini ayıltmaya çalış- mışlar, fakat kenetlenmiş olan ağzını bir türlü açamamışlar dır. Bunun üzerine, düğün- de misafir olarak bulunan bir doktor, zorla gelinin dişlerini aralamış ve ağızdan ağıza, sun’i nefes usulü tatbik et- mek istemiştir. Bu şekilde, biraz kendine gelen, gözlerim açan gelin, ani olarak tekrar dişlerini kapamış ve dokto- run dilinin 2 santim boyunda bir parçasım da koparmıştır. duktan sonra, ti borusu ile saygı duruşunda bulunulmuş- tur. Daha sonra istiklâl Mar- şı ve şiirler okunmuştur.. Şehitler Anıtı önündeki tö- renden sonra kortej Şehitliğe gitmiş, çelenkler konulduktan sonra saygı duruşu ile saygı atışı yapılmış ve dua okuna rak özel defter imzalanmıştır.. Törende Cumhurbaşkan Yar dımcısı ve Geçici Türk Yöneti mi Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Cum huriyeti Büyükelçiliği Maşla hatgüzan Ercüment Yavuzalp, Kıbrıs Türk Silâhlı Kuvvetleri Alayı Komutanı Kurmay Al- bay Fazıl Polat, bir mücahit kıtası, öğrenci temsilcileri ve halk katılmıştır.. BAŞKAN SUN A Y ’ IN ZİYARETİ DOLAYISI İLE LİBYA’DA ÜÇ GÜNLÜK BAYRAM İLAN EDİLDİ TRABLUS Libya Kralı Birinci idris El Sunusinin resmi konuğu olarak Trafolusda bulunan Cumhurbaş- kanı Cevdet Sunay dün akşam Libya Başbakanının onuruna verdiği yemekte hazır bulun- muştur.. Akşam yemeğine Dış işleri Bakıanı ihsas Sabrı Çağla- yangil ile Türk heyetinin öteki üyeleri de katılmışlardır. Cum- hurbaşkanı yemekten sonra dü zenlenen folklor gösterilerini seyretmiş ve sanatçıları başarı- larından dolayı kutlamıştır. Su- nay, bugün silâhlı kuvvetlerin geçit törenini izleyecek daha sonra içişleri Bakanının şerefi ne vereceği öğle yemeğinde hazır bulunacaktır. Yemekten sonra binicilik gösterileri yapıla çaktır. Daha sonra tarihî kalın- tıları görmeye giecek olan Cum hurbaşkanı C. Sunay ve Türk heyeti üyeleri akşam Trablus Belediye Başkamnın onurlarına verecekleri kabul resminde ha- zır bulunacaklardır. ...................................... Vietnamda 428 Siyasi Mahkûm Serbest Bırakıldı HANOI Luna yeni yol dolayısyle Vi- etkong çetecileri dün 14 askeri serbest bırakmışlardır. Kuzey Vietnam kaynakları ise ayni maksatla üç Amerikan pilotunu serbest bırakacaklarını açıkla- mışlardır. Bu arada Luna yeni yılı dolayısıyle Güney Vietnam lılar da 428 siyasî mahkûmu ser best bıralkmışlardr. KAYIP HİDROJEN BOMBASININ BAZI PARÇALARI BULUNDU Washington: Vaşhington’da Amerika Sa vunma Bakanlığı tarafından dün resmen açıklandığına go re bir hafta evvel Gröndland üzerinde düşerek parçala, nan B - 52 tipi uçakta bulu nan dört hidrojen bombasının birçok parçalan dün uçağın düştüğü yerde buzlar üzerin de bulunmuştur.. Kayıpta o- lan bombanın diğer önemli kısımlarının da bulunması i- çin araştırmalara aralıksız devam edilmektedir. Savunma Bakanlığının bir sözcüsü bom baların bulunmayan kısımla- rının patlama tehlikesi yok- tur. Sunay’ın ziyareti dolayısıyle Kral El Sunusi, Libyada Uç gün lük bayram ilân etmiştir Kayıp İsrail denizaltısını aramaya çıkan MINERVD ADLI FRANSIZ DENİZALTISI DA KAYBOLDU İSRAİLLİ BAZI ÇEVRELER, DAKAR’IN MISIR VE RUS GEMİLERİ TARAFINDAN BATIRILDIĞINI ÖNE SÜRMEKTE HAYFA: Kayıpta bulunan DAKAR adlı İsrail denizaltısını bulmak için Akdenizde arama faaliyet- lerine devam edilmektedir, için de 69 kişi bulunan denizaltıdan geçen Perşembeden beri haber alınamamıştır. Diğer taraftan Fransız Bahri- ye Bakanlığı tarafından dün ya- pılan bir açıklamada 52 kişilik bir mürettebat taşıyan MINERV adlı Fransız denizalıstının da DAKAR’ı ararken Akdenizde kaybolduğu bildirilmiştir. Tu- londaki üssüne dönmemesi üze rine. geniş bir arama yapılması emri verildiği haberde ilâve edilmektedir. Bilindiği gibi DAKAR’ı arama ya çıkan bir Yunan hücumbotu da halen kayıptadır.. Böylece son dört gün içinde Akdenizde esrarlı bir şekilde arka arkaya kayıplara karışan askeri gemile rin sayısı üçe yükselmiş bulun- maktadır. Dakar’ı bulmak için 400 kilo metrelik bir sahayı taramakta olan Türk, Ingiliz, Amerikan ve İsrail gemileri ile Ingiliz uçak- ları, hüküm süren fırtına sebe- biyle çalışmalarına zorlukla de- Dr. Christian Bernard kalb naklindeki nazariyesini açıkladı Kore’de Kanlı Çarpışmalar Başladı SEUL Korede bir haftadan beri sı- nr çarpışmaları cereyan ettiği ve Seulde demeçte bulunan bir Amerikan askeri sözcüsünün, Kuzey Korelilerin askerden arm mış bölge boyundaki karakolla ra saldırdıklarını, ancak Ameri kan askerleri arafından geri püskürtüldüklerini bildirdiği haber verilmektedir. Güney Koreliler, bir hafta önce Güne- ye sızan 31 Kuzey Koreli gerilla çıdan 25 ‘inin öldürüldüğünü bildirmişlerdir. Seul Radyosu 24 Güney Ko- reli ile 24 Amerikan askerinin ve sivil 8 şahsın hayatlarım kay bettiklerini açıklamıştır. Diğer taraftan dün alınan ha- berlere göre, dün Kuzeyi®". Gü- ney Koreyi birbirinden ayıran askerden arınmış bölgede, Ame rikan ve Güney Kore Birlikleri ile Kuzey Koreli çeteciler ara- sında yer yer çarpışmalar olmuş tur. Bir Amerikan askeri sözcü- sü birkaç gün önce güneye sı- zarak Güney Kore Cumhurbaş kanlığı sarayına neticesiz kalan bir baskında bulunan 31 kişilik çeteci grubundan 5 kişinin Se- ul’ün 15 mil kuzeyinde yakalan dığını açıklamıştır. münih Tıp tarihinde ilk kalb nakli ameliyatını yapan Güney Afri- kalı Doktor Bernard Münih üniversitesinde yaptığı bir ko- nuşmada ileride kalıb nakli ame liyatında hataların olabileceğini fakat hastaların doktorlarına itimat etmeleri gerektiğini söyle miştir. Batı Almanya televizyo nunun davetlisi olarak Münih’te bulunan Dr. Bernard çeşitli so- ruları cevaplandırarak- şunları söylemiştir: “Kalbini veren kimse de, alıcı gibi sadece doktoruna iti- mat etmelidir.. Bence zihnin çalışması durduğu zaman o kim se ölmüştür.’ “Bunun için de doktor Ber- nard’ın ameliyat ekibi bu pren- sibe göre klinik, ölü tesbit edil- dikten sonra kalb nakil ameli- yatı için çıkarmaktadır. Doktor Bernard kalbi nakli ameliyatı- nın doğurduğu ahlâkî sorunla ra da değinmiş ve “bu ölü organ ların nakli meselâ böbreğin nak linden farklı değildir, fakat ta- bii kalbi ruhun bulunduğu yer olarak kabulederseniz iş değişir Aksi halde kalp bir pombadan başka bir şey değildir” demiş- tir. Ameliyattan sonra 25’inci günde hastası Blaiberg’in duru- munun çok iyi olduğunu da be- lirten doktor, eğer ameliyat edilmeseydi Blberg’in btı güne kadar çoktan ölmüş olacağını söylemiştir.. ■*ıııııi)«iiııı«mııııiHitıni)HM>ıı>»> Nixon’ a göre, Amerika yeni bir lidere muhtaçtır Johson’un yardımcısı Humphrey başkanın tutumunu savundu vam etmektedirler. İsrailli bazı çevreler, DAKAR’m Mısır ve Rus gemileri tarafından batırıl- dığını öne sürmüşlerse de, İsrail hükümetinin bir sözcüsü, bu konuda hiçbir resmî bilgiye sa- hip olmadıklarını söylemiştir. İsrail Kabinesi olağanüstü bir toplantı yaparak denizaltı ko- nusunu görüşecektir. Tel—Aviv'de İsrail yetkili- leri tarafından açıklandığına göre, kayıp İsrail denizıaltısı dün akşamki aramalar sonunda da bulunmadığı takdirde resmen kayıp addedilecektir. Bu arada İsrail kaynakları kayıp İsrail denizaltısı ile Fransız denizaltı- sı arasında herhangi bir ilişki göremediklerini açıklamışlar - dır. Diğer taraftan BAHIA CAPI- TANA adlı Ispanyol tankerinin Girit açıklarında yanmakta oldu ğu bildirilmektedir. Tanker 20. 000 tonluktur Güney Afrika açıklarında da SHIRABANK adlı bir Ingiliz şi- lebinde kasırga yüzünden taşı makta olduğu hamulenin sürün meşinden çıkan yangın sığındığı Lorenzo Markes limanında dön dürülemedigi için geminin Dur- , ban’a gitmekte olduğu (bildiril- " miştir. Paris'ten alman son haber- lere göre, Fransa’nın güney sa hilleri açıklarında denizin sat hında çok miktarda petrol gö- rülmüştür.. Petrolün Akdeniz’ de, “Minerva” isimli Fransız denizaltısının kaybolduğu bir bölgede bulunduğu haber ve- rilmektedir. Fransız ilgililere göre, denizde görülen pet- rol kayıp denizaltıdan çıkma- yabilir. İlgililer Akdeniz’in muhtelif bölgelerinde su sat- hında zaman zaman petrol gö rüldüğünü belirtmişlerdir. KÜÇÜK MANKENİNi AYAĞI KESİLDİ: Bu resme bakanjher- kes, ayısını koynuna almış, bir yatakta tatlı tatlı gülümse- yen bu genç kıza sempati duymaktan geri kalmayacaktır... Aslında ise Georgiana Evans adlı bu kızın tebessümü en bahayiğit ekeklerin bile dudaklarında görülemiyecek cinsten- dir. Çünkü üç buçuk yaşında olan Georgiana bir çocuk man- ken olmak üzereyken ayağını Londrada bir mağazanın asan- sör kapısına kaptırmış ve bu fotoğrafın çekilmesinden dört saat evvel bir ayağı doktorlar tarafından kesilmiştir. Bays- water’in Sutheland Place kasabasından olan küçük kız şimdi Kensington’dakl St. Mary Hastahanesinde nekabet devresin- dedir. Küçük Georgiana artık ağrıları dinmiş olduğu İçin et- rafıyla meşgul olmakta, fakat annesiyle babası bu kadar kör- pe, bu kadar tatlı, bu derece sevimli olan yavrularına haya - tın bazan insanlara çok zalim davrandığını izah cesaretini bir türlü kendilerinde bulamamaktadırlar. Şimdilik annesiyle ba- bası yavrularını sevdiği cinsten bebeklerle oyalamakta ve belki zamanın, kUçilk kızlarının yaralarını heıkesten daha iyi savdıracağını ummaktadırlar. •H WASHINGTON Bildirildiğie göre, Birleşik Amerikanın Başkan Yardımcısı Hubert Humyhrey, evvelki gün yaptığı bir konuşmada Başkan Johnson’un tutumunu savuna - rak “ Dünyada barış isterseniz barışın ücretini ödemek zorun- dasınız” demiştir. Bir Demokrat Parti toplantısında konuşan Humphrey, “ Bugün dünyanın az çok barış içerisinde yaşama sını sağlayan etken Amerikanın andlaşmalara ve tahhüttlerlne sadık kalmasıdır. Başkan John- son iş başına geldiği tarihten bu yana nükleer silâhların yayılma sını önleyici andlaşmalar dışın- da hiçbir nükleer anlaşma imza lamamıştır.’ dedikten sonra söz lerine şöyle devam etmiştir: “Biz saldırgan değiliz. Amerika Vietnamda barışı sağlamak için 29 teklif sunmuş, ancak komü- nistler bütün bu tekliflere ‘ha- yır’ demişlerdir.” öte yandan New York’dan bildirildiğine göre, ise evvelki gün bir konuşma yapan Birleşik Amerikanın eski Başkan yardım cılarından Richard Nixon, hür riyeti savunma gücünün yalnız Amerikalılara yükleneıniyeceği- ni söyliyerek Vietnamlar yarat- mıyaoak bir politikanın izlen- mesini istemiştir. Bu yıl içinde yapılacak olan Başkanlık seçim lerine adaylığını koyacak olan Nixon, Asyaı Afrika ve Lâtin Amerika için yeni bir siyaset istemiş, “Eiseñhower'in Bayaz Saray’dan ayrıldığı 7 yıldan be- (Devamı 4. sayfada) Soğuğun güzel bacaklar için tehlikeli olduğu tesbit edil- miştir. Resim mini etekli genç bir kızı tesbit etmektedir Hanımların bacak güzelliği tehlikede Soğukta mini etek giyenle- rin bacakları kalınlaşıyor WASHINGTON Federal iskân idaresi, kış ay- larında mini etek giymenin kadın bacaklarını kalınlaştırdı- ğını bildirerek, Amerikan kadın lannı bu konuda ciddî şekilde ikaz etmiştir. Sağlık Bakanlığı yetkilileri de, ayrıca bu konuda kadınları uyarmış, soğuk kış havalarında mini-etek giyen kadınların çok düşüncesizce hareket ettiklerini bildirmiştir. Federal iskân Dairesinin ka- dın memurlarına hitaben yayın ladığı bir bültende şöyle denil- mektedir :“Teşkilâtımız mensu- bu olan kadınlar mini ve mikro etek giymeye çok meraldi olduk 1 arından günün modası olan çok kısa eteklerin kış havasın- da ciddî sağlık ve güzellik probemlerine yol açtığı husu- sunda metnurlarmızın dikkatini çekmeyi lüzumlu buluyoruz. Yaşları 35 ten aşağı bulunan genç kadınların bacakları soğuk havalara karşı derhal tepki gös termektedir. Bacaklar soğuğa maruz kaldığı zaman vücut, kadınlarda baldırların, dizlerin, dizden aşağı olan kısımların ve ayak bileklerinin cilt altındaki yağ mahlüllerini süratle takviye ederek bu kısımda çabucak kat kat yağ tabakaları meydana ge- tirmektedir.' Federal İskân Dairesi, bir ke- re de genç kadınların bacakla- rında kat kat yağ tabakaları teşekkül ettikten sonra ince ba- cakların çok kalınlaşıp çirkin- leştiğini bildirmekte ve şöyl« demektedir: (Devamı 4. sayfada)

Transcript of Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.tr

Page 1: Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.tr

'Cr'trCrtiPazartesi29 Ocak,

HL : 17 — SAYI : 6009

F îA T I ; É Â s B î

B o z k u r tG Ü N L Ü K M Ü S T A K İ L S İ Y A S Î G A Z E T E

Sahibi ve Umumi Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN • Mes’ul Yazi İşleri Müdürü: SADİ C. TOGAN

k i b r is i n e n y ü k s e kTİRAJLI TÜRK GAZETESİ

Dizilip Basıldığı Yer: BOZKURT BASIMEVİ 144, Girne Caddesi, Lefkoşa

Telefon: 62951

İK ' * " 'fs

)lin şehrimizde düzenlenen şehitleri anma töreninde bir kız öğrenci şiir okurken (.solda), K.T.K. Alayı Komutanı Kur- nay Albay Fazıl Polat, Cumhurbaşkan Muavini ve Geçici Türk Yönetimi Başkanı Dr. Fazıl Küçük ile Türkiye Büyükelçi­liği Maslahatgüzarı Ercüment Yavuzalp şehitlikte (sağda), Mücahitlerimizden bir manga saygı atışı yaparken (aşağıda solda) ve bir erkek öğrenci şiir okurken (aşağıda sağda).. Foto : Bozkurt — BILBAY)

8 OCAK ŞEHİTLERİ DÜN ANILDILefkoşa: ı rinde düzenlenen törenlerle

anılmıştır. Dün sabah Lefko- ehitlerimiz dün Lefkoşa’da şa’da, Şehitler Anıtı önünde

| adanın diğer Türk bölgele | yapılan törende, çelenk kon

[ueblo’ nun kurtarılm asını temin lin ortaya çeşitli fikirler atılıyorenatör FuIIbright, Pueblo Olayının Dinlo- latik Yo llardan Çözümlenmesini istedi

NEW YORK — ŞAM S"

[ Geçen akşam bir demeç ve- Amerika Birleşik Devletleri

natosu Dışişleri Komisyonu kanı Senatör William Fullb-

fcht, hUkûmetin PUEBLO ola- lıı savaş tehditleri yerine dip natik yollardan çözümlemeye

Ilışmasını istemiştir. Fullb- ^ht, PUEBLO’nun yakalandı- Fsıradakı yerini tesbit etmek pacıyle Vietnamdaki uluslar- sı kontrol komisyonuna ben- bir komisyon kurulmasını

lemiştir. Senatör, konuşma­nda Güney Koredeki Ameri - fin uçaklarının PUEBLO nun rdımına gitmemelerini de yer ştir.

[ö te yandan ayni konuda bir neç veren Amerika Birleşik

evletleri Senatosu çoğunluk Seri Mike Mansfield, Kuzey Dreye karşı girişilecek bir as- fcri saldırının PUEBLO’nun

kişilik personelinin kaybe­tmesi ile sonuçlanabileceğini ylemiştir.

[New-York’tan (bildirild iğine pre, Birleşmiş Milletler Güven-

Konseyinde konuşan Ameri- (Devamı 4. sayfada)

«t

lerika’da yapılan Ltom denemesinde Jinalar zelzeledeki gibi ıllandı

CREEK VALLEY, (Ne- la ), — Amerika’nın geçen

yaptığı nükleer deneme Blki şimdiye kadar yapılanla-

en kuvvetlisi olmuş. Salt «e City’den San Fransisco’ kada uzanan bölgede bina adetâ bir depremde oldu gibi sallanmıştır.

; Atom Enerjisi Komisyonu- ın bu ücra Nevada vadisin-

tertiplediği deneme 1000 (letreden fazla derinlikte ya-

ıış ve 640 metre ötede da ı hissedilmiştir. Deneme prog

ılannın süratlendirilmesi iiy le tertiplenen bu ye-

Jtı infilâkinin b ir milyon di amitin patlama gücüne eşit

|Iduğu belirtilmektedir.Califom ia üniversitesinde,

filâkin sebep olduğu sarsın- Richter ıskalasında 6 birim

îarak tespit edilmiştir. Bu avvette bir sarsıntı şiddetli

i r depreminklne eşittir.

. ̂

••

DOKTORUN DiLiNi KOPARDI

Beyrut:Geçen hafta Beyrut’un lüks

mahallelerinden birinde, bü­yük bir düğün tertiplenmiş ve şehrin ileri gelenleri de, bu düğüne katılmışlardır. Ancak, pencerelerin kapatılması, ka­loriferlerin aşırı derecede ısı­tılmış bulunması, misafirlerle meşgul olan gelinin fenalık ge çirmesine ve bayılmasına se­bep olmuştur.

Gelin, yere düşünce, yakın lan kendisini ayıltmaya çalış­mışlar, fakat kenetlenmiş olan ağzını bir türlü açamamışlar dır. Bunun üzerine, düğün­de m isafir olarak bulunan bir doktor, zorla gelinin dişlerini aralamış ve ağızdan ağıza, sun’i nefes usulü tatbik et­mek istemiştir. Bu şekilde, biraz kendine gelen, gözlerim açan gelin, ani olarak tekrar dişlerini kapamış ve dokto­run dilinin 2 santim boyunda b ir parçasım da koparmıştır.

duktan sonra, ti borusu ile saygı duruşunda bulunulmuş­tur. Daha sonra istiklâl Mar­şı ve şiirler okunmuştur..

Şehitler Anıtı önündeki tö­renden sonra kortej Şehitliğe gitmiş, çelenkler konulduktan sonra saygı duruşu ile saygı atışı yapılmış ve dua okuna rak özel defter imzalanmıştır..

Törende Cumhurbaşkan Yar dımcısı ve Geçici Türk Yöneti mi Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Cum huriyeti Büyükelçiliği Maşla hatgüzan Ercüment Yavuzalp, K ıbrıs Türk Silâhlı Kuvvetleri Alayı Komutanı Kurmay Al­bay Fazıl Polat, bir mücahit kıtası, öğrenci temsilcileri ve halk katılmıştır..

BAŞKAN S U N A Y ’ IN ZİYARETİ DOLAYISI İLE L İ B Y A ’ DA ÜÇ GÜNLÜK B AYRAM İLAN EDİLDİ

TRABLUSLibya Kralı Birinci idris El

Sunusinin resmi konuğu olarak Trafolusda bulunan Cumhurbaş­kanı Cevdet Sunay dün akşam Libya Başbakanının onuruna verdiği yemekte hazır bulun­muştur.. Akşam yemeğine Dış işleri Bakıanı ihsas Sabrı Çağla- yangil ile Türk heyetinin öteki üyeleri de katılmışlardır. Cum­hurbaşkanı yemekten sonra dü zenlenen folklor gösterilerini seyretmiş ve sanatçıları başarı­larından dolayı kutlamıştır. Su­nay, bugün silâhlı kuvvetlerin geçit törenini izleyecek daha sonra içişleri Bakanının şerefi ne vereceği öğle yemeğinde hazır bulunacaktır. Yemekten sonra binicilik gösterileri yapıla çaktır. Daha sonra tarihî kalın­tıları görmeye giecek olan Cum hurbaşkanı C. Sunay ve Türk heyeti üyeleri akşam Trablus Belediye Başkamnın onurlarına verecekleri kabul resminde ha­zır bulunacaklardır.......................................

Vietnamda 428 Siyasi Mahkûm Serbest Bırakıldı

HANOILuna yeni yol dolayısyle Vi- etkong çetecileri dün 14 askeri serbest bırakmışlardır. Kuzey Vietnam kaynakları ise ayni maksatla üç Amerikan pilotunu serbest bırakacaklarını açıkla­mışlardır. Bu arada Luna yeni yılı dolayısıyle Güney Vietnam lılar da 428 siyasî mahkûmu ser best bıralkmışlardr.

KAYIP HİDROJEN BOMBASININ B A Z I PARÇALARI B U L U N D U

Washington:

Vaşhington’da Amerika Sa vunma Bakanlığı tarafından dün resmen açıklandığına go re b ir hafta evvel Gröndland üzerinde düşerek parçala, nan B - 52 tipi uçakta bulu nan dört hidrojen bombasının birçok parçalan dün uçağın

düştüğü yerde buzlar üzerin de bulunmuştur.. Kayıpta o- lan bombanın diğer önemli kısımlarının da bulunması i- çin araştırmalara aralıksız devam edilmektedir. Savunma Bakanlığının b ir sözcüsü bom baların bulunmayan kısımla­rının patlama tehlikesi yok­tur.

Sunay’ ın ziyareti dolayısıyle Kral El Sunusi, Libyada Uç gün lük bayram ilân etmiştir

Kayıp İsrail denizaltısını aramaya çıkan

MINERVD ADLI F R A N S I Z DENİZALTISI DA KAYBOLDU

İSRAİLLİ BAZI Ç EV R ELER , DAKAR’ IN MISIR VE RUS GEMİLERİ TARAFINDAN BATIRILDIĞINI Ö N E S Ü R M E K T E

HAYFA:

Kayıpta bulunan DAKAR adlı İsrail denizaltısını bulmak için Akdenizde arama faaliyet­lerine devam edilmektedir, için de 69 kişi bulunan denizaltıdan geçen Perşembeden beri haber alınamamıştır.

Diğer taraftan Fransız Bahri­ye Bakanlığı tarafından dün ya­pılan bir açıklamada 52 kişilik bir mürettebat taşıyan MINERV adlı Fransız denizalıstının da DAKAR’ı ararken Akdenizde kaybolduğu bildirilmiştir. Tu- londaki üssüne dönmemesi üze

rine. geniş bir arama yapılması emri verildiği haberde ilâve edilmektedir.

Bilindiği gibi DAKAR’ı arama ya çıkan bir Yunan hücumbotu da halen kayıptadır.. Böylece son dört gün içinde Akdenizde esrarlı bir şekilde arka arkaya kayıplara karışan askeri gemile rin sayısı üçe yükselmiş bulun­maktadır.

Dakar’ı bulmak için 400 kilo metrelik bir sahayı taramakta olan Türk, Ingiliz, Amerikan ve İsrail gemileri ile Ingiliz uçak­ları, hüküm süren fırtına sebe­biyle çalışmalarına zorlukla de-

D r . C h r i s t i a n Bernard kalb naklindeki nazariyesini açıkladıKore’deKanlı Çarpışmalar Başladı

SEULKorede bir haftadan beri sı-

nr çarpışmaları cereyan ettiği ve Seulde demeçte bulunan bir Amerikan askeri sözcüsünün, Kuzey Korelilerin askerden arm mış bölge boyundaki karakolla ra saldırdıklarını, ancak Ameri kan askerleri arafından geri püskürtüldüklerini bildirdiği haber verilmektedir. Güney Koreliler, bir hafta önce Güne­ye sızan 31 Kuzey Koreli gerilla çıdan 25 ‘ inin öldürüldüğünü bildirmişlerdir.

Seul Radyosu 24 Güney Ko­reli ile 24 Amerikan askerinin ve sivil 8 şahsın hayatlarım kay bettiklerini açıklamıştır.

Diğer taraftan dün alınan ha­berlere göre, dün Kuzeyi®". Gü­ney Koreyi birbirinden ayıran askerden arınmış bölgede, Ame rikan ve Güney Kore Birlikleri ile Kuzey Koreli çeteciler ara­sında yer yer çarpışmalar olmuş tur. Bir Amerikan askeri sözcü­sü birkaç gün önce güneye sı­zarak Güney Kore Cumhurbaş kanlığı sarayına neticesiz kalan bir baskında bulunan 31 kişilik çeteci grubundan 5 kişinin Se- ul’ün 15 mil kuzeyinde yakalan dığını açıklamıştır.

m ü n ih

Tıp tarihinde ilk kalb nakli ameliyatını yapan Güney A fri­kalı Doktor Bernard Münih üniversitesinde yaptığı bir ko­nuşmada ileride kalıb nakli ame liyatında hataların olabileceğini fakat hastaların doktorlarına itimat etmeleri gerektiğini söyle miştir. Batı Almanya televizyo nunun davetlisi olarak Münih’te bulunan Dr. Bernard çeşitli so­ruları cevaplandırarak- şunları söylemiştir:

“ Kalbini veren kimse de, alıcı gibi sadece doktoruna iti­mat etmelidir.. Bence zihnin çalışması durduğu zaman o kim se ölmüştür.’

“Bunun için de doktor Ber- nard’ın ameliyat ekibi bu pren­sibe göre klinik, ölü tesbit edil­dikten sonra kalb nakil ameli­yatı için çıkarmaktadır. Doktor Bernard kalbi nakli ameliyatı­nın doğurduğu ahlâkî sorunla ra da değinmiş ve “bu ölü organ ların nakli meselâ böbreğin nak linden farklı değildir, fakat ta­bii kalbi ruhun bulunduğu yer olarak kabulederseniz iş değişir Aksi halde kalp bir pombadan başka bir şey değildir” demiş­tir. Ameliyattan sonra 25’inci günde hastası Blaiberg’in duru­munun çok iyi olduğunu da be­lirten doktor, eğer ameliyat edilmeseydi Blberg’in btı güne kadar çoktan ölmüş olacağını söylemiştir..

■*ıııııi)«iiııı«mııııiHitıni)HM>ıı>»>

Nixon’ a göre, Amerika yeni bir lidere muhtaçtır

Johson’un yardımcısı Humphrey

başkanın tutumunu savundu

vam etmektedirler. İsrailli bazı çevreler, DAKAR’m Mısır ve Rus gemileri tarafından batırıl­dığını öne sürmüşlerse de, İsrail hükümetinin bir sözcüsü, bu konuda hiçbir resmî bilgiye sa­hip olmadıklarını söylemiştir. İsrail Kabinesi olağanüstü bir toplantı yaparak denizaltı ko­nusunu görüşecektir.

Tel— Aviv'de İsrail yetkili­leri tarafından açıklandığına göre, kayıp İsrail denizıaltısı dün akşamki aramalar sonunda da bulunmadığı takdirde resmen kayıp addedilecektir. Bu arada İsrail kaynakları kayıp İsrail denizaltısı ile Fransız denizaltı- sı arasında herhangi bir ilişki göremediklerini açıklamışlar - dır.

Diğer taraftan BAHIA CAPI­TANA adlı Ispanyol tankerinin Girit açıklarında yanmakta oldu

ğu bildirilmektedir. Tanker 20. 000 tonluktur

Güney Afrika açıklarında da SHIRABANK adlı bir Ingiliz şi­lebinde kasırga yüzünden taşı makta olduğu hamulenin sürün meşinden çıkan yangın sığındığı Lorenzo Markes limanında dön dürülemedigi için geminin Dur- , ban’a gitmekte olduğu (bildiril- " miştir.

Paris'ten alman son haber­lere göre, Fransa’nın güney sa hilleri açıklarında denizin sat hında çok miktarda petrol gö­rülmüştür.. Petrolün Akdeniz’ de, “Minerva” isimli Fransız denizaltısının kaybolduğu bir bölgede bulunduğu haber ve­rilmektedir. Fransız ilgililere göre, denizde görülen pet­rol kayıp denizaltıdan çıkma­yabilir. İlgililer Akdeniz’in muhtelif bölgelerinde su sat­hında zaman zaman petrol gö rüldüğünü belirtmişlerdir.

KÜÇÜK MANKENİN i A YAĞI KESİLDİ: Bu resme bakanjher- kes, ayısını koynuna almış, bir yatakta tatlı tatlı gülümse­yen bu genç kıza sempati duymaktan geri kalmayacaktır... Aslında ise Georgiana Evans adlı bu kızın tebessümü en bahayiğit ekeklerin bile dudaklarında görülemiyecek cinsten­dir. Çünkü üç buçuk yaşında olan Georgiana bir çocuk man­ken olmak üzereyken ayağını Londrada bir mağazanın asan­sör kapısına kaptırmış ve bu fotoğrafın çekilmesinden dört saat evvel bir ayağı doktorlar tarafından kesilmiştir. Bays- water’in Sutheland Place kasabasından olan küçük kız şimdi Kensington’dakl St. Mary Hastahanesinde nekabet devresin- dedir. Küçük Georgiana artık ağrıları dinmiş olduğu İçin et­rafıyla meşgul olmakta, fakat annesiyle babası bu kadar kör­pe, bu kadar tatlı, bu derece sevimli olan yavrularına haya - tın bazan insanlara çok zalim davrandığını izah cesaretini bir türlü kendilerinde bulamamaktadırlar. Şimdilik annesiyle ba­bası yavrularını sevdiği cinsten bebeklerle oyalamakta ve belki zamanın, kUçilk kızlarının yaralarını heıkesten daha iyi savdıracağını ummaktadırlar.

•H WASHINGTON

Bildirildiğie göre, Birleşik Amerikanın Başkan Yardımcısı Hubert Humyhrey, evvelki gün yaptığı bir konuşmada Başkan Johnson’un tutumunu savuna - rak “ Dünyada barış isterseniz barışın ücretini ödemek zorun­dasınız” demiştir. Bir Demokrat Parti toplantısında konuşan Humphrey, “ Bugün dünyanın az çok barış içerisinde yaşama sını sağlayan etken Amerikanın andlaşmalara ve tahhüttlerlne sadık kalmasıdır. Başkan John­son iş başına geldiği tarihten bu yana nükleer silâhların yayılma sını önleyici andlaşmalar dışın­da hiçbir nükleer anlaşma imza lamamıştır.’ dedikten sonra söz lerine şöyle devam etmiştir: “ Biz saldırgan değiliz. Amerika Vietnamda barışı sağlamak için 29 teklif sunmuş, ancak komü­nistler bütün bu tekliflere ‘ha­yır’ demişlerdir.”

öte yandan New York’dan bildirildiğine göre, ise evvelki gün bir konuşma yapan Birleşik Amerikanın eski Başkan yardım cılarından Richard Nixon, hür riyeti savunma gücünün yalnız Amerikalılara yükleneıniyeceği- ni söyliyerek Vietnamlar yarat- mıyaoak bir politikanın izlen­mesini istemiştir. Bu yıl içinde yapılacak olan Başkanlık seçim lerine adaylığını koyacak olan Nixon, Asyaı Afrika ve Lâtin Amerika için yeni bir siyaset istemiş, “Eiseñhower'in Bayaz Saray’dan ayrıldığı 7 yıldan be-

( Devamı 4. sayfada)

Soğuğun güzel bacaklar için tehlikeli olduğu tesbit edil­miştir. Resim mini etekli genç bir kızı tesbit etmektedir

Hanımların bacak güzelliği tehlikede

Soğukta mini etek giyenle­rin bacakları kalınlaşıyor

WASHINGTON

Federal iskân idaresi, kış ay­larında mini etek giymenin kadın bacaklarını kalınlaştırdı­ğını bildirerek, Amerikan kadın lannı bu konuda ciddî şekilde ikaz etmiştir.Sağlık Bakanlığı yetkilileri de,

ayrıca bu konuda kadınları uyarmış, soğuk kış havalarında mini-etek giyen kadınların çok düşüncesizce hareket ettiklerini bildirmiştir.

Federal iskân Dairesinin ka­dın memurlarına hitaben yayın ladığı bir bültende şöyle denil­mektedir :“Teşkilâtımız mensu­bu olan kadınlar mini ve mikro etek giymeye çok meraldi olduk 1 arından günün modası olan çok kısa eteklerin kış havasın­da ciddî sağlık ve güzellik

probemlerine yol açtığı husu­sunda metnurlarmızın dikkatini çekmeyi lüzumlu buluyoruz. Yaşları 35 ten aşağı bulunan genç kadınların bacakları soğuk havalara karşı derhal tepki gös termektedir. Bacaklar soğuğa maruz kaldığı zaman vücut, kadınlarda baldırların, dizlerin, dizden aşağı olan kısımların ve ayak bileklerinin cilt altındaki yağ mahlüllerini süratle takviye ederek bu kısımda çabucak kat kat yağ tabakaları meydana ge­tirmektedir.'

Federal İskân Dairesi, bir ke­re de genç kadınların bacakla­rında kat kat yağ tabakaları teşekkül ettikten sonra ince ba­cakların çok kalınlaşıp çirkin­leştiğini bildirmekte ve şöyl« demektedir:

(Devamı 4. sayfada)

Page 2: Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.tr

PAZARTESİSAVFA2 OCAK

ÇÖZÜM ÜZERİNEBirleşmiş Milletler hakkında yazıp,

p söylediğimiz zaman bazı çevrelerin hücu-

§

|

mıına uğruyoruz. Yok tarafsız olan bir teş kilâtı aleyhimize çevirmekteyiz, yok Dün­ya Teşkilâtına söz söylemek olumlu de­ğildir... Buyurunuz, Mart kapıııııı ardın­da; nerede o Barış Gücünün arttırılacak olan yetkileri? Geçitkale - Boğaziçi olayı Kasnn 1967’de cereyan etti. Banş Gücü ilk günden kollarım havaya kaldırarak teslim oldu. Bu Türk Topluınunu şu kadarlık ca­na, mala mal oldu aına yine Birleşmiş Milletler, Birleşmiş Milletlerliğinden, bü­yüklüğünden birşey kaybetmedi. Halbuki öte tarafta Amerika, iki kuruşluk mesele için arslan kesilmekte, dünyayı kat’i bir harbe itmekten çekinmemektedir. İş Tür- kiyeye, Kıbrıs Türküne dayanınca surat­lar asılmakta, Kanada'dan, Avustralya’­ya kadar herkes telefona sarılıp Türk Baş­bakanı ile konuşarak, şu Yunanlının ba­şının ezilmemesi için gayret sarfetmekte- dir.

Kıbrıs’ta patlayıcı durum vardı. Kıb­rıs’ta şu kadar Türk öldürülmüştü. Türki­ye harbe karar vermişti. Yok şu yapıla­caktı, yok bu yapılacaktı! Bir Yunan ordu su göstermelik olarak dört buçuk kişiyi adadan çekince işin tamamlandığı sanıl­dı. Zaten Kasım 1967 olaylarına göz diken­ler Türkiye’nin de Yunan Ordusu üzerin­de durduğunu, sonucun bu sayede alınaca­ğına inandığım göstermektedir. Halbuki Kıbrıs’ta yatan gerçek henüz renk değiş­tirmemiştir.

Mart geldi dayandı. Bir defa daha Ba­rış Gücünün görev süresi uzatılacak ama yetkilerden haber çıkmayacak. Zaten böy le bir olay yer alacak olduktan sonra Ma- karios, konuyu neden Birleşmiş Milletle­re havale etmiş olsundu? Adam Vance’la anlaştı. Bugünü idare edelim, yannı yine ayarlarız dendi ve tekerlek döndürüldü. Gaye Türk - Yunan harbinin önlenmesi değil miydi? önlendi. Ama gaye Kıbrıs ko nusunun bir sona ulaştırılması olmuş ol­saydı, bugün ona ulaşırdı. Nasıl? Elbette Türk Silâhlı Kuvvetleri ile! Biz dün ay­nını söyledik, yarın da aynım söylemek­teyiz. Bir takım teklifler, bir takım görüş­lerle hatta lâf ola ortaya atılan seçimle- zaman harcanmakta olduğunu bir defa da­ha burada belirtmeğe faydalı bulmakta­yız.

Ne oldu Birleşmiş Milletlerde? Hani U’thant, Banş Gücünün yetkileri konusun­da etkili sonuç alacaktı? Temaslar yapa­cağını vaat etmişti. Bu sözünü tutmadı mı? Elbette temas yaptı ama sonuç yok ortada! Ne zamana kadar kapanmaktadır bu dosya? İkinci bir Türk köyüne teca­vüz edileceği güne kadar değil mi?

Başbakan Süleyman Demirel basın top lantısmda, çözüm ve iç güvenlik konula­rındaki temasa değinmiştir. Birleşmiş Mil­letlerde içgüvenliğin sağlanması yönünde çalışmalar yapıldığı teyit edildi. Çözüm konusunda yeterli temasın mevcut olup olmadığı hakkında Başbakan tarafından bir açıklama yapılmamıştır. Ancak Birleş­miş Milletlerde bir sonuç alınmadığı gibi, çözüm konusunda da bir çözümün mev­cut olmadığını rahatlıkla söyliyebiliriz.

Türkiye Yunanistandaki Cunta Hükü­metini Kıbrıs konusunda karşılaşılan müşkillerden ötürü tanımıştır. Elbette bunun altmda yatan sebepler de vardır.Ne var ki dereyi görmeden paçaları sı­vamaktan uzak durmağı tercih etmekte­yiz. Ancak, her yandan bakıldığında, bir hazırlık, bir dirinme, bir görüşme safha­sına çarpılmaktadır. Oysa, bekliyecek, ş| uzun boylu tartışacak ne kalmıştır? Kime sorulsa, bir son beklediğini ifade etmek­tedir. Halbuki üst kademeler işin ağır­dan abnmasında fikir birliği yapmışlar­dır.

Bugün için bağmışız Kıbrıs üzerin­de bir fikir birliği mevcuttur. U’thant’- tan, Makarios’a Demirel’den, Atinadaki Cunta başı Papadopulos’a kadar herkes bağımsızlık üzerinde beş ileri, on geri anlaşılması gerektiğini kabul etmişlerdir. Kıbrıs Rum Cephesinin anladığı bağım­sızlıkla, Türk Cephesinin kabul ettiği ba ğımsızt:k şüphesiz ki farklıdır. 1960 reji­mine dönüş, anayasada gerekli tadilâtın p yapılması ve yeni bir devreye giriş, elbet ^ te Türk Toplumunu azınlık durumuna 0 sokmak isteyenlerin düşüncelerine uy- ^ ulamaktadır. Ancak bizi ilgilendiren, Kıb- 0 ns Rum Cephesini 1960’a dönüşü kabul ^ etmediği anda Ankara’mn ve Kıbrıs Türk ^ Liderliğinin tutumudur. Türk Yönetimi- ^ nin içe dönük bir hareket olduğunu açık- ^ ladıktan sonra, zaman harcamak için Û%oyunlara başvuran Makarios’un karşısı- ş na ne gibi formülle çıkılacaktır? Ve bu 0 çıkış daha ne kadar zaman için ileriye ^ atılacaktır?

Kasnn 1967 olayları bizi çözüme gö- ^ türecek en büyük imkânı getirip Türk ^ Cephesine teslim etmişti. Türk çıkarma- Û sına karşı çıkanlara bakarak ortaya ko- ^ nan istekler bizi ancak bugüne getirebil- 0 miştir. Savaşla elde edilecek olanı banş- M la elde edebileceğimizi iddia edenler, he- Û nüz neyi kastettiklerini bizim gibi düşü- || nenlere anlatamamışlar, ısbat edememiş- 0 lerdir. Yunan Ordusunun lâf ola çekilme- Û si, Grivas’ın Yunanistan’a dönüşü, ve Û nihayet ildde bir başvurulan bağımsız- Û lık üzerinde müzakere bugün sonuç ver ^ memiştir. Suçlular, geri çekilmiş, ikinci ^ bir çıkış gününe kadar beklemeyi tercih ^ etmişlerdir. Ancak sonuç hakkında konu 0 şana rastlanmamaktadır. Makarios, iste- ^ neni değil elde edilebilecek olanı halkına ^ vaad etmiştir. Bir takım tekliflerden söz û edilmektedir. Halbuki Türk Cephesinin ^ hedefi bugün bilinmemektedir. 1960 re- p jimine dönüşü istemek, talep etmek yet- ^ ınemektedir; yerine gelmiyen isteğe mu- ^ kabele de şarttır.

YUNUS BAUGl ÎLE YAKIN DOSTLUK KURMUŞ GENÇ BIR KIZ ONUN ÜZERİNDE RAHATÇA DENİZDE EĞLENİYOR

İ N S A N L A R I N E M İ Y İ D O S T U : YUNUS B ALIĞIGünlük haytımızda, evlerimizin içine, hattâ yatağımıza kadar aldığımız bir evcil hayvan biliriz. Ama bir deniz canlısının, hele bir babğın insanlara, bir kedi veya köpek gibi sokulup onlarla dostluk ettiğini hiç duydunuz mu? işte bu canb, yu­nus bahğıdır. Yunus babklanna dair inaMulmaz hakikatleri

aşağıdaki satırlarda, bir Amerikalı yazarın ağzından dinleye­cek ve insanlarla nasıl arkadaşlık ettiklerini öğreneceksiniz

Türk Toplumu Kasuıı 1967’derı beri p gerilen sinirlerin, neyi sağladığım merak Û la sormaktadır. Ve yine bekleyişin han- ^ gi güne kadar süreceği kafaları meşgûl etmektedir. Unutulmasın ki Türk Toplu- ^ mu iki kilometrelik çemberlerde hareket û kabiliyetinden de yoksundur ve çözümün ^ zorlanması konusundaki görüşünde hak- Û lıdır.

YÜZDE YÜZ GARANTİLİ

B U R E N isaatlarını herkes tercih ediyor. :

Harika BU R E N saatları size bir ömür i boyunca saniye şaşmadan tanı vakit göste- | ren en kıymetli bir mücevherdir.

B U R E Nüstün kalitenin timsalidir.

Kıbrıs Genel Acenti

Mustafa İbrahim I156 Girne Caddesi

Lefkoşa. \

A L T I N C I K | Kundura Evi’nin Müjde'i |

Çarşımızda eksikliği hissedilen beyaz jimnastik *{• ayakkabıları müessesemize vasıl olup satışa ,t| arzedllmiştjr.

Müessesemizde ayrıca çeşitli numaralarda ka- * dm, erkek, çocuk çizmeleri, çeşitli ve cazip kadın |

terlikleri mevcuttur. !j!

★JİMNASTİK AYAKKABILARIMIZ " ZERS1M "

M AĞAZASINI TAŞIMAKTADIR - TAKLİTLERİN­

DEN SAKININIZ !..ZERSÎM SELİM

Asmaltı No. 106 - LefkoşaV V

BULMACA1 2 3 4 5 6 7 8 9

ı nonaoD üM i 2 □ □ ■ □ □ □ □ □ □ 3 □ □ □ □ □ □ ■ □ □ 4 o n am jo o n n

*5

7 a n m rs m m ı ı9 ■ □ ■ □ □ □ □ □ □

SOLDAN SAGA

1— Orkestrada birbirine vu­rulan maden kapaklardır. 2— Sahip, Tembellik, 3— Hastayı bayıltmada kullanılır. Küçült­me ekidir. 4— Kaba dokulu köylü kumaşıdır. Bir anıt veya yapıtın modeli, 5— Yüze gülü cüllik. Bir sıfat eki, F.— Hel­vası meşhurdur. 7— Çizgi- isim üretme eki, 8— Hüküm­dar. Bir rüzgâr nevi- 9— Ar­zu edilen.

YUKARIDAN AŞAĞIYA

1— Anavatanda Yalova’nın şirin sahil köylerinden biri,2— Sinirli, B'r nota, 3— Ko­ku, 4— Temiz, Bir emir, 5— Bulunduğumuz çağın adıdır. Tedsi yerli imalâta vurulması gereken marka, 6— Bir üzüm nevi, Şart edatı, 7—Bir renk. En ilkel cemiyettir. 8 — ölümı Kapalı ifade, 9— TUrf. Cumhu riyetinm kurucusudur.

DÜNKÜ BULMACAMIZIN HALLİ

SOLDAN SAGA:

1—Tırabzan, 2— Usan, Esef,3— Rıh, Akide, 4— Velet, 5— imalar, Mi, 6— Kenevir, 7— En, Yay, Do, 8— Vekâlet, 9— Alan. Ev.

YUKARIDAN AŞAĞIYA

1— Turnike, 2— Isı, Men, 3— Rahvan, Va, 4— An, Ele yen, 5— Alacak, 6— Zekeriya, 7— Asit, Le, 8— Ned, Dev, 9— Feribot

1955 yılılnda bir yaz günü. New Zeland’ın Opononi köyün de kumsaldan deniz kenarına doğru ilerliyen 13 yaşmda bir kızcağız. İsmi Jill Baker. De­niz kenarında bir arkadaşı ile buluşmağa gidiyor. Bu arka­daş dünyanın belki en garip arkadaşı!... Bir yunus balığı! Jill Baker suya girince bu ga­rip dost onu hemen farketti. hızla kıza doğru yüzdü, onu ite rek ve dalgalann köpükleri i çine atarak, bacaklarının ara­sında yüzdü. Kız kollarım bu iriyarı mahlûkun üzerine at­tı, sırtına bindi ve gezintiye çıktı.

Biraz sonra, Jill’in annesi, ba bası sahilden ona bir deniz to pu attı^r. Jill topu oyun ar­kadaşına fırlattı. Hayvan su­dan çıkarak kocaman ağzıyle gülümsedi, burnu ile topu ge riye attı. Oyun ilerledikçe, sa hilde onlara hayretle bakan birçok insan toplanmıştı.

Jill Baker’in oyun arkadaşı o kadar ehlileşmişti ki her hangi bir kimse ile oynıyabili- yor, su içinde yuvarlanıyor, hattâ sudan dışarı çıkıp resim lerinin çekilmesine bile müsa­ade ediyordu.

Eskiler, 2.500 yıl evvelinden beri onu dost bir mahlûk ola­rak tanırlar. Plutarch, “ İnsan­ları, yalnız kendi hâtırı için se ven yegâne mahlûk odur” diye yazar. Karada yaşıyan bazı hayvanlar, meselâ köpekler ve atlar onları beslediğimiz için ehlileşmişlerdir. Tabiat sade­ce Yunus balığına, en iyi filo zoflann aradığını vermiştir: Menfaatsiz bir arkadaşlık !.. Milâttan 4 asır evvel, Pliny, A f rikada bir Romen müstemleke

si olan Hippo’da vahşi bir Yu nusun bir çocuğu sırtında gez dirdiğini yazar. Hakikaten Mi lâttan evvel 74 yılım gösteren Romen paralannın üstünde bu şekilde bir kompozisyon bulun maktadır.

Yunuz balığı için fevkalâde şeyler yazabilir. Son derece çabuk yüzer, zorda kalırsa kö pek balıklarım öldürür, kendi cinsinden olan balıklarla iş bir liğa yaparak, başka balıklan güder. Dünyanın en iyi sona ci hazına sahiptir. Alimlerden b i­ri, beyni insan beynine o ka­dar çok benzediğine göre, ko nuşma bile öğretilebileceğine inanır.

Doğduğu zaman dişsizdir; dişleri birkaç hafta sonra gö­rünmeye başlar. Her iki çe­nede 44 tane! 1,5 yaşma kadar meme emerse de, altı aylıkken küçük balıklan yemeğe başlar. Başının tepesinde bulunan hi­lâl şeklinde, su ile temasa ge­çen bir hava deliğinden tenef­füs eder. Bu delik aynı zaman da, sesinin de kaynağıdır, onu bir insan dudağı gibi kullanabilir.

însanmkine benzer hareket­li gözleri vardır ve bunlar tam ağzımn arkasındadır. Hareket eden gizli bir kulak vasıtasıy le duyar. Her hangi bir hay vandan daha keskin duyma hassasına sahiptir. Yunus ba­lığı su altmda hava almadan al tı dakika kalabilir. Hareketli geçen 30 yıllık kısa ömründe ancak kaçamak olarak uyuya bilir, kısmen suya dalmış ola­rak ve umumiyetle gözleri ka palı olarak 5 dakikalık bir uy­ku!

><r<ir«WWriT *(rtt

OĞLAK BURCU: (21 Aralık—20 Ocak) Nafile kendinizi yıpratıyorsunuz, işleriniz kendiliğinden yoluna girecek.

KOVA BURCU: (21 Ocak—20 Şubat) Bugün şansınıza güveniniz, işleriniz yolunda. His hayatınızda neşe doğa- C8İC.

BALIK BURCU: (21 Şubat—20 Mart) Yanlış Dİr karar­dan döneceksiniz. Beklemediğiniz menfaat ve bir kazanç var.

KOÇ BURCU: (21 Mart—20 Nisan) Ayın şanslı günle­rinden biri, işlerinizin gidişindeki kolaylık sizi şaş.rtacak.

BOGA BURCU: (21 Nisan—20 Mayıs) Parlak bir ümit peşindesiniz ama hayâl olması mümkün. Kendinizi alıştı-

"iKIZLER BURCU: (21 Mayıs—20 Haziranj Batıl itikat­ların tesiri altındasınız. Bugün bu yüzden gücünüz kaybo- lac&k

YENGEÇ BURCU: (21 Haziran— 20 Temmuz) Sevildi­ğinize inanınız. Bu inanış içinizdeki huzursuzluğu gidere­cek.

ASLAN BURCU: (21 Temmuz—20 Ağustos) Çok alın­gansınız. Haksız yere darıldığınız dostunuzu asıl siz kıra calcsıııız ^

BAŞAK BURCU: (21 Ağustos— 20 Eylül) Y.ldızlann j; tesiri sizi başkalarının meselesine sürükleyecek. Dikkat X ©din

TERAZİ BURCU: (21 Eylül—20 Ekim) Zihninizi işgal j; eden bir meseleyi hal için ay)ın en müsait günü bugün.

AKREP BURCU: (21 Ekim—20 Kasım) Eşiniz veya en yakın dostunuz tarafından desteklenmeye ihtiyacınız var. '

YAY BURCU: (21 Kasım—20 Aralık) Ümitsizlenmeyin. | işiniz olacak. Beklediğiniz mektulba sevineceksiniz.

AKVARYUMDA DOĞUMŞimdiye kadar gördüğüm en

tesirli olaylardan biri, Califor- nia’daki bir akvaryumda bir Yunus balığının doğumudur. Bu büyük olay için biyolojist- lerden biri beni davet etmişti. Üç metreye yakın gri - mavi renkli anneyi hazuvun dibinde dikkatle seyrediyorduk. Bebek evvelâ kuyruktan göründü. Bu pozisyonda boğulmaktan kur­tuluyordu. Doğum yarım sa­at kadar sürdü; sonra anne, â- ni bir dönüş yaparak göbek kordonunu kopardı. 90 cm. bo yundaki yavru serbest kalın, ca, tereddütsüz tepeye kadar yüzdü, başını sudan çıkarıp de rin bir nefes aldı, sonra anne sinin yamna döndü. Biyolojis- te göre; yunus yavrusu doğar doğmaz görebilir, duyabilir, an nesinin sesini tamyabilir, mırıl tılar ve horultularla konuşabi­lir.

Bebeğin nasıl beslendiğini de gördük; annenin kuyruğuna ya km bir yerde oyuklar içine yer leşmiş iki meme başından, an ne, karın adalelerini gererek yavrusunun ağzına süt fışkırtı yordu.

Biyolog arkadaşım, “ Şimdi seyret!" dedi. Yeni doğmuş yavru annesinin yamna doğru yüzüyordu ki, oırden büyük bir yunus onun yanında görün dü, her üçü beraber onun ya nında yüzmeye başladılar. Ar­kadaşım "Bu annenin yardım-

NEZLE ve GRİPTE

fm 111111111111111 ıı 11 rm̂

E C Z A N E L E R D E NA R A Y IN IZ

cısıdır” dedi. “Doğumdan son ra daima diğer bir dişi yunus anneye ve yavrusuna refakat eder. Bu yenisi anneye, yav rusunu yetiştirmesi ve köpek balıkları ile mücadele etmesi için yardım eder.”

Hücum olursa, anne ve asis tanı yardım çağırmak üzere çabucak ıslık çalarlar, sonra sonra köpek balığının etrafını çevirirler, âniden suya dalıp başları ile köpek balığına kuv­vetli darbeler indirirler. Bu darbeler ile, düşmanın iç or­ganlarını koparırlar.

Yunus balıkları çok süratli­dirler. En seri gemilerle yarım saat yarıştıkları ve daima ön de gittikleri tesbit edilmişir. Alimlere göre; yunuslar bu sü ratlerini derilerine borçludur­lar, zira derileri sünger yığını gibi bir takım kolonlar ve tüp lerle desteklenmiştir.

HAYAT KURTARANLARYunusların insan hayatları

m kurtardıklarına dair birçok hikâyeler anlatılır. B ir kadın Florida sahilinde beline kadar suya girmiş yürürken anafo­ra kapılmış. Sonrasım kendisi şöyle anlatıyor:

— Kuvvetli bir darbe ile sa­hile kadar sürüklendiğimi his­settim. Ayaklarım yere bastığı zaman yanımda kimse yoktu. Fakat tahminen 5 metre ötede zıplayan bir yunus balığı var­dı. Sahilde duran bir adam yu nus balığının beni sahile doğ ru ittiğini söyledi.

Dr. Deorge Llana isminde bir havacı da, kauçuk b ir san­dal içindeki dört Amerikalı ha vacınm bir yunus balığı ta­rafından en yakın bir adaya nasıl itildiğini anlattı. Ne ya­zık ki, ada Japon istilâsınday- dı, bu sebeple havacılar, yar­dımcı yunus balığını kürekleri ile uzaklaştırmak mecburiye­tinde kaldılar.

Deniz âlimleri, yunustaki o- yuncu ruhun onu böyle olayla ra sevkettiğine işaret ederler. O aslmda hayat kurtarmaya ça lışmaz; bulduğu eşyayı itmek ten hoşlanır. Bunu ispat için de, içi su dolu bir yatağı sahi­le itmeye çalışan dört yunus lığına ait resimler gösterirler.

Binlerce insan, deniz gösteri lerinde basketbol oynıyarak boru öttürerek, kâğıt hedefle

re doğru atlıyarak nusları seyretmişlerdir. Dr. P, C. W. Olson bir yunusun mu» ip bir hal ile, başka cüıs bir tı lığı kuyruğundan yakalaladıj nı, yüzlerce metre geriye yüz dürdükten sonra, hiç zarar w meden bıraktığını görmüştür, Genç bir dişi yunusun da bir deniz kaplumbağasını burnu­nun üstüne oturarak havuzun içinde gezdirdiğini tir.

DENİZ KOVBOYLARIBalık sürülerini gütmedeki

hünerleri yüzünden, yunusta ekseriya “deniz kovboylan“ il mi verilmiştir. Floridalı bir 1» lıkçı, on tane yunusun bir sü­rü başka balığın etrafım, onlı rı sığ yere kadar güttükto sonra, hiç sırayı bozmadan M rer birer üzerlerine atılarak karınlarını doyurduklarını gör düğünü, hayretler içinde kaldı ğıru anlatır.

Yunus balıklan son derece taklitçidirler, ikinci Dünya Sı vaşı sırasında, motor seslerini, çan seslerini ve sair sualtı lerini taklit etmek surel denizaltı operatörlerini mışlardır. Bu hayvanların dit leri kuş sesini andıran ıslıklar neşeli sesler ve paslı kapı men teşesine benzer başka de çıkarır.

Yunusların havuzlarına elek­trik teli tertibatı geçirerek on ların seslerini teype alan Dr. Lilly, bazon kendi sesinin y» nus tarafından taklit edildiği­ni duydu. Doktor: “Sesimi o kadar iyi taklit ediyordu ki; karım gülmeğe başladı!..." di­yor. O kadar ki sonra kanmış gülmesini de güzelce taklit etti!...

Bazı deniz biyolojistleri, yu nusta ınsanınkinden daha faz­la zekâ potansiyeli bulunduğu­na inanıyorlar; muhitlerine fevkalâde uydukları için bu kabiliyetlerini hiçbir zaman ge liştirememişlerdir. Eğer beyin lerini geliştirirlerse ne olabi­lir? sorusu ancak hayalen ce­vaplandırılabilir. Çünkü yunu­sun beyni, bir insan beynin­den daha büyüktür. Şayet bu beyin, bazılarının zanettiği gi­bi kompleks ve kabiliyetli is*, bir gün insan, kendinden olmı yan bir nevi ile ilk olarak ko­nuşacak ve anlaşacaktır!

| Amerika dan iki gün önce ithal ettiğimiz en iyi ? cins Virginia tütünlerinden ve yeni

formülle imal ettiğimizTy?YttvvI*¥fyI¥ifIit

Iy

e f eVirginia Sigaraları halistir,

Mutlaka deneyiniz.

ı V V *

** *

t * * 0

İ l * » *

en»IffrİM

m

i ,nlür*®İhlıoteButu

igfckmN» «O* «.M ıtMriM» ¡surmı I * •*» tatat knanotMfı

¡frıtfoıtlıtiır M A •p kip H in tai» ki

kı «udullfekt̂ taHB kd ta««1 lıı mlı — *» 11 ■ . »Jı| r a p apamucu K p l

i.

Dvnhttlfttımm (İh

i pqnı> >ılı*

I ■ *1*1 Loadn hrMUtatt* , I * * * ' « * ü ı l m ı ı i » t

* * * « * • ,

ÎÎ1* t e •t e : ■ K i « « « £ r

1 1 * ** *

«İ ^ o*

ı A ̂

K i ı

S * 1 « sK > 7 j

Page 3: Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.tr

RTESI 29 OCAK 1968( B O Z K U R T ) SAYFA 3

>ÜŞÜNCELER

Andlaşmaların düşündürdüğü| Makarios’un çapraşık ve ok taraflı oyunlan ile baş yan gelişmeler sonunda ibns’ı andlaşmalara gö­rüp dayamıştır. Aslında uca mücadeleden son-

1, darmadağın olmuş ana anın maddelerine eğilip »n yeniden diriltmek,

İer hale getirmek için ça- sarfetmekteki gaye bu

ndlaşmalara olan sadıka- bağlılıktan değil; sade- Kıbrıs Türkünün her

eyden evvel sağlanması ge ekli toplum özgürlüğüne

an önce kavuşmasından ır. Yoksa ortada arzu edi- ı, Kıbrıs Türkü için uğ-

ölünen, muhakkak ki emden diriltilmesi gere- en bu ölmüş andlaşmalar tğildlr..

Esasen bugüne kadar Dndra Zürih andlaşmala bu ada için kurtarıcı bir

al çaresidir” şeklindeki mütalâa da siyasi çevre

İrce ortaya atılmış veya Dplumca benimsenmis de ildir. Sadece Londra Zü

toplumun rahat bir so- nk alması, istikbaldeki ni- ü hal çaresini sağlayabil-

nesi için b ir aşama ola ak görülmektedir.

Londra Zürihe gidilirken Dplum olarak tam b ir öz- iirliik elde edilecek, kişi-

er kendilerini uzun sene- erin psikolojik buhranla- rıdan kurtarırken istener al çaresi üzerinde de ilgi- taraflar son müzakerele yapıreceklerdir. Ve Kıb-

is eninde sonunda Coğra- ayırıma dayanan fede-

al bir sistem içinde ken­tli bulacaktır.Bugün Makarios andlaş-

ııalar konusunda zorlanı ^or. Londra Zürihe dönüş

eniyorsa inanç odur ki iece bir aşama olduğu

(in yapılmaktadır bu. Yok çok iyi bilinmektedir ki

ıdlaşmalar bu adada lirk toplumunun bel bag- yacağı sağlamlıkta değil­ir.

Durum bu olduğu ııalde birdenbire unutulur gibi jörülüveren geçmiş yılla-

olaylan, Londra Zü- tıi yanlış bir kanaat neti-

esinde birçok kişilerin ka­sma bir kurtarıcı olarak

[ e t i r i p koyuvermiştir. Dndra Zürih zorlandığı-

göre o halde istikbal bu anıtlaşmalardadır” di­yen zihniyet bilmeden yan

bir hükmün ilk adımım Imıştır. Esasen Makarios’-

f>n da “ normalizasyonu’ bu adım kendini biraz kandırmak veya avui-

nak avantjım yakalayıver-

miştir: "Artık ortada pek bir şey kalmadı”. Oysaki ortada asıl bundan sonra kalanlar bu toplum için gerçekten önemlidir. Düş­manın istediği b ir d ışün ce sistemini bilmeden top­lum olarak bu tutum için­de benimsedikmiydi ger­çekten istikbal hususunda kaygılı olmak kaçınılmaz­dır.

Aslında andlaşmaların geçerliliği konusu TürK top lumunu peşin hükümlere itici değil, tam aksine uya­rıcı bir nitelik taşımakta­dır. Bu yüzden bunalım içinden kurtulmak arzusu nu şiddetle duymuş da ol sak b ir süre daha bu bunalımı taşımaya, üzeri­mizde yaratmaya mecbu­ruz. Çünkü müsebbibleri bugün bizi daha başka si­lâhlarla vurmaya çalışan karşımızdaki Rum toplu- mudur. Dünün kıyasıya hem de eşi benzeri görül­memiş bir vahşet fırtınası ile Türk düşmanlığı yü­rütenlerin bugün bir Lond­ra Zürih gibi her tarafı sal lanan andlaşma çerçevesin de dost olabileceklerini dü şünmek safdillik olur. Eğer bu düşmam kendi ga yeleri için bozdukları, ken di gayeleri için vasıta ola­rak kullandıkları Londra Zürihe döndürmek yolun­da çaba sarf ediliyorsa se­bebi sadece nihai çözüm yolunu hazırlayacak aşa­mayı yaratmaktır.

Dolayı siyle Londra Zü­rih Kıbrıs Türk toplumu olarak durak yapacağımız bir nokta değildir. Bunu iyicene bellemeden Rum tarafına ardına kadar aça­cağımız her kapının ardın­da bir dinamitin ileride patlamıyacağmı iddia ede­meyiz. Her şeyden evvel toplum olarak dünden da­ha sağlam kararlan ver­mek durumundayız. Dün si lâhımn başında ölüm ka­lım mücadelesi yapan Türk toplumu için bugün yen*, bir safha açılmışsa bu da silâhsız devam eden müca­delenin bir başka şeklidir. Bunu da başarmaya bun’ i da aşmaya mecburuz. Şöy- leki:

Andlaşmalar madde mad de zorlansa elde edilse bi le bu geçici bir süreyi kap sıyacak, Türk toplumu ken ki yolunda kendi nesline devredeceği kâbussuz harb siz bir K ıbrıs ’ı yaratmak için çalışacaktır. Bu yüz­den ileride gerçekten güç­

lü, zorlu engeller mevcut­tur. Bir yandan Rum tara fına karşı boykot, diğer yandan yeni Rum ve Yu ııan oyunlarına düşmemek gerekliliği her zaman mev vut tehlikelerden olacak­tır. Bunlara karşı durmak bunlara bilinçli bir Kıbrıs Türk toplumu olarak dikil­mek ise andlaşmaların ah­kâmlarından çok ayrı olan bir düşünce sistemini ge rektirmektedir.

özellikle Kıbrıs Türk top lumunun hareket noktası sadece bir düşman olarak görülmesi gerekli olan Rum toplumu karşısında ki bu “ düşman” duygudan çıkmalıdır. Bu bir mefkû redir. Karşımızdakiler her zaman değişmiven diismaı: lanmızdır. On sene evvel, otuz sene evvel, beş vüz se ne evvel ayni düşmanddar, bugün ayni düşmandırlar. Bu gerçek göz önünde tu­tuldu muydu toplum ola­rak kurtuluşa giden yolu kavramak daha kolay olu­veriyor. Bugün değilse ya­rın, yarın değilse bir baş­ka gün muhakkak ayakla­nacak, adada yeniden Türk kanı akıtmak için elinden geleni yapacak olan bir düşmandır karşımızdaki­ler.

Onlara bu imkânı tanıma m ak ise ancak ve yaptığı­mızı bilerek hareket edişi­mizle mümkün olacaktır. Düşmam düşman olarak hatırdan çıkarmamak, oya layıcı nitelikteki Rum o- yunları karşısında durup beklememek, ilerlemek ge­rek. Türk toplumunun bun dan sonra hız kazanması çeşitli dertleri etrafmda huzura gitmesi kaçınılmaz dır. Bugün etrafmda dö nüp durulan andlaşmalar yarın yeni bir Rum oyunu ile başka bir şekil alabilir. Bugün normalizasyon de­yip de iyimserlik havası içine giriverdiğim iz Runı hareketleri yarın gafil, kal­leş bir darbe şeklinde top­lumu ta içinden vurabilir.

Bunlar, senelerin artılc Türk toplumunu aldatamı- yacağı düşman oyunları­dır. Politika çeşitli safha­lardan geçse de neticede bu ada Türkü birgün kendini federatif bağımsız bir Kıb- nsta buluverecektir. Ken­dimizi o günlere hazırla­mak, kendimizi o mefkû- re etrafmda toplamak mu­hakkak ki faydalı olacak­tır...

EŞREF N İD AÎ

| ll l l l l l l l l II I I I I İ l i l l l l l l f f l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l m i l l i l i IH IM I III || l l l l t l 1111111111111111111 m i l l i l i I I I I I I I I I I I k_

¡ÖRÜLMEMİŞ UCUZLUKTA I BÜYÜK SAT'I§ BAŞLADI I

S Î N G E R İBUZ DOLAPLARI

15.2.67 TARtHÎNE KADAR AVRUPA [ PİYASASINDAN ÇOK DAHA UCUZA, I YENİ VE 5 SENE GARANTİLİDİR...

İthalâtçısı:

TEKİN M. BİRİNCİ4-6 İplik Pazarı—Tel: 65302 - LEFKOŞA I

DİĞER SATIŞ MAĞAZALARI:TEKTAN TİCARETEVI

104, Ankara Sokak - Limassol

MÜNÜR ve SÜHA KARDEŞLER Lefke.

B l l l l l l l l l l l l l l l l l l l ı ı i ı ı ı ı ı i ı ı i ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ı ı ı ı ı l ı ı l ı ı l ı ı l l l l ı l l l l l l l l l l l l t l l i a i l l l l l l l l l i l l i l 11

İltlIlMIIIIIIIIIIMMIlllllUlHIIMIH'nillllIMHIMiiMiiHiılıııılMlıltlIllltlIlllllllltlIllllllllllllllll'll'lll*!!'

UCUZ GAZ SOBASI★ EKONOMİK

ve★ TESİRLİ ISI

YArsu edenlerin GEMET Co.’ya müracaatları Ş

[meniaatlan icabıdır.94 - 96 Gime Caddesi

(Lefkoşa Türk Bankası Yanı)LEFKOŞA. f

V

özel Ders VerilirÜlker Derviş, Ortaokul ve

Lise talebelerine kend; evle­rinde ders vermeğe başla­mıştır.

Müracaat: Kurtuluş Tlcarotevî

Yeni Cami Sokağı No. 3 LEFKOŞA

Bu Akşamki Nöbetçi Eczahane

T. AZMİSaat 19— 22.00 arası açıktır

BEYLER,

GÖMLEK ALIRKEN

NİBA MARKA OLMASINA

DİKKAT EDİNİZ.

N İ B AERKEK GÖMLEKLERİ

Toptan Satış Yeri:

NILTEX

Kadınlar Pazan No. 15

Tel: 65089 - LEFKOŞA.

Örgü Yünü mü İstiyorsunuz? I1968 yılı yeni cins SLALOM ZİNCİR yünlerinin ■

- cazip renkleri henüz vasıl olmuştur.Ayrıca PARLEY yünlerinin zincir çeşitleri ile =

; pek çok yeni cinsleri de gelmiştir.Bundan maada zengin ve değişik örgü yünü i

görmek istiyorsanız mağazamıza uğramadon ka- "- rar vermeyiniz, mutlaka beğeneceksiniz.

İthalâtçı ve Acenti :

SÜLEYMAN HÜSEYİN 35, Arasta Sokak,

TEL: 64589, Lefkoşa -• • " ■ ' ' ■ ı ı ı ı ı i M i ı ı a ı i c ı ı i i i a ı ı a ı ı ı ı ı a ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ' i ı ı ı ı ı u m t i H p m ı ı g n i H g , , ! , , ! , i m i n i m , u m u m i ,

B A Y R A K

KIBRIS TÜRK MÜCAHİDİNİN

SESİ

(Orta dalga 1100 kls. 272 m.)

SABAH YAYIN I :

06.54’30’ I. Marşı, M. Marşı 06.57’50 Açılış ve program07.00 Sabahın solisti:

Sevim Tanürek07.15 HABERLER 07.25 Zeybek havalan 07.40 Seçme şarkılar 08.10 Çeşitli Müzik 08.30 Bağlama takımından

türküler ve oyun havaları. 08.45 Bir yıldız bir orkestra09.00 KAPANIŞ

ÖĞLE YAYIN I:

11.57 M. Marşı11.59 Açılış ve program12.00 Nusret Ersöz12.15 Türk Basınından Yankılar 12.25 Nesrin Sipahi12.45 öğle Melodileri13,10 Bir solis; M. Sağyaşar 13.30 HABERLER 13.40 Reklâmlar Geçidi13.45 T, Germandan şarkılar14.00 KAPANIŞ

AKŞAM YAYINI:

15.57 M. Marşı15.59 Açılış ve program16.00 Her Telden16.58 Sevilen Melodiler17.00 Solistlerden birer şarkı17.30 Çocuk Köşesi18.00 Karma Türk Müziği18.30 HABERLER18,45 Türk Batı Solistleri19.00 Bir şarkı bir melodi 19,15 Zeki Mürenden şarkılar19.30 Sanatımızın Dili: Filozof

Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif’in Yurt özlemleri

19.50 Neş’e Karaböceikle on dakika

20.00 İkinci Dünya Savaşını Yaşayanlar

20.30 Kadınlar Topluluğu 20,55 Ara Müziği21.00 Müzikli Bulmaca21.30 Orkestralar Geçidi 21,54 Kürdili Hicazkâr Faslı 22,24 Opera Saati: Saraydan

Kız Kaçırma Bölüm: 423.00 KAPANIŞ

İ ŞAZİYE M. ŞEVKİ -ile

I CELAL B. EM İN \ | ailevi bir törenle -

nişanlandılar.

| 28.1.68 Lefkoşa. ;

d i m i l i n i n ı ı ı ıı m i n i n i n ı ı ı ı ı ı ı ı ı i n i n ı ı ı ı n ı ı ı a n ı n ı "

TAKSİM Sineması’ndaBu gün saat 2.30'da

Bu akşam saat 8’de

İki Türkçe film bir arada

Bayanlara 55 mil

Baylara 110 mil

1 - Fıstık Gibi M aşallahOynıyanlar: İzzet Günay Türkân Şoray - Sadri Alışık

2 - Fatoşun BebekleriOynıyanlar: Fatma Girik İzzet Günay - Sadri Alışık

Ortaköy İlkokulu Müdürlüğünden:

T e ş e k k ü rOkulumuzun şehit, göçmen,

ve fakir öğrencilerine dağıtıl­mak üzere bir miktar hikâye ki­tabı ile kırtasiye eşyası hediye eden Tüccar M. Kemal Deniz Beye örnek hareketlerinden do­layı teşekkür olunur.

Selimiye ilkokulu ‘O.E.’ “ Ö.S.’ Müdürlüğünden:

TeşekkürOkulumuzun fakir, göçmen

ve şehit öğrencilerine verilmek üzere 60 kitap, 96 kalem, 260 silgi, 48 kalemtraş 12 retvel ve 96 defter hediye eden hamiyet- perver sayın Kemal Deniz beye okul ve öğrencilerimiz adına teşekkür olunur.

‘ RÜYANIZH A K İ K A T O L A B İ L İ R İ \Üstün vasıflan ile \ yuvanızınneş’e kaynağı olacak,

■ MODERN .■ GARANTİLİ

Ev eşyalarını takdim ederiz

Hainlerin şaşkınlık v* endişesiPATRİS gazetesi, yukarıdaki baştık altındaki başyazısında, Makarios’çu

Rum muhalefeti aleyhindeki neşriyatına temasla, şunları yazmaktadır:gazetelerin,

"K ıbrıs hükûmetin.n çı­ğırtkan, Enosis mücadslesine muhalefet adım takmışlardır. Akıllarınca, ‘muhalefet’ aley­hinde ifşaatta bulunuyorlar. Muhalifler olarak vasıflandır­dıkları Enosis mücahitlerinin, şaşkınlık ve endişe içinde bu­lunduklarını ileri sürüyorlar. Ortaya attıkları iddialar, aslın da, kendi endişe ve şaşkınlık­larını açığa vurmaktadır. Sen Sinod üyelerinin teşebbüsü i- le açılmakta olan milli tasfiye kampanyası, hainlerin ve ta­vizcilerin gözünü korkutmuş­tur. Ne yapacaklarını, ne diye çeklerini şaşırmış durumdadır lar. İftira ve kötüleme irktik lerine başvuruyorlar. Eno.sisçi küvetleri parçalamaya çalışı­yorlar.

Biz biliyoruz ki, hainler, zor balar ve jumalcılar, şimdi kul landıkları vasıtalarla ystine- meyeceklerdir. Kendi kendile­rini kurtarmak için, gelenek­lerine uygun olarak, kan dök mekten de çekinmeyecekler­dir. Zaten, geçmişte denedikle ri kamn lezzeti, katilleri cez- beder. Nasıl olsa, elleri ka­na bulanmıştır. Biz, ihanet yu valannda nelerin döndüğünü iyi biliriz.

Aleyhtarlarımız gafil olma­sınlar. Biz, şaşkınlık içinde de ğiliz. Bundan 8 yıl önca çizil miş yol üzerinde ilerliyoruz. Kahrolsun Zürih ve Makarios’ un ‘bağımsızlıkları’. Yaşasın Enosis. Hangi şart altında o- lursa olsun, biz mücadeleye, bu parola ile devam edece­ğiz.

Tarihin hükmünden, Maka­rios ve adamları korksunlar. Makarios, 1959’da, K ıbrıs’ın sa tışını hazırlarken, Zürih And- laşmasını halkın tasvibine sun madiğini, çünkü tarih nezdin- de halkı, bağlamak istemediği ni söylüyordu. Bugün ise, geç miş ve gelecek tutumunu hal ka tasvibettirmek için, halkın oyunu aramakta ve bunu iti­raf etmektedir. Tam manasıy la, 180 derecelik bir dönüş yapmaktadır. Makarios, imza ladığı veya İmzalamağa hazır landığı anlaşmayı değil de, kendi şahsını halkın tasvibi­ne sunmaktadır. Biz, bımun sebebini anlıyoruz. Bizce, her dürüst vatanperverin parola­sı ‘seçim değil, referandum’ olmalıdır.”

NEDAMET

Makarios ile Piskoposlar arasındaki ihtilâf. Rum gazete­lerinin önemli bir yorum ko nusu olmakta devam etmekte­dir. ELEFTHERİA gazetesi, yukarıdaki başlık altındaki başyazısında, Piskoposların Makarios’a karşı çıkışım ten kidetmekte ve şunları yazmak tadır: •

“Millî menfaatlara aykırı bir anlaşmayı imzalamak zo- runluğu karşısında, Ba-ji’isko pos’un çekilmesi ve bir halk adamının bu anlaşmayı imza laması, ve böylece, kilisenin Ethnarchia olarak, Enosis mü cadelesine devam etmekte ser best kalması fikri ileri sürülü yor. Kilisenin müstakbel ta­savvurlarının bu şekilde açı­ğa vurulmasının doğru olma dığını kavramak, hiç de zor değildir. Bu çeşit beyanlar,uzlaşmaz bir tutum izleyenTürklerin ölme, yeni kozlar vermektedir.

Makarios’un elinde olsa, E- nosis’i gerçekleştirerek, hem kendi şahsını kurtarır, hem de tarihteki yerini. Piskopos lar, bunu bilmez değillerdir. Bilerek, bu şekilde hareket ettiklerine göre, Makarios’a haksızlık ediyorlar demektir. Yunanistan’ın bekası için, ge rekli anlayışın gösterilmesi lâ zımdır. Yunanistan, şu veya bu şekilde, kendini Enosis’- ten uzaklaştımnştır. Batı ile Doğu, bu noktada birlenerek, Yunanistan’ın Enosis’ten uzak laşmasını temin etmişlerdir. Bugün de K ıbrıs’ın, yalnız E-

flTfll KftRDESUB LTP.STi.-

ŞAHİN SİNEMASI

Tel: 66437

Bu gün saat 2.30’da

Bu akşam saat 8.00’de

İki Türkçe film bir arada

Bayanlara 55 mil

Baylara 110 mil

1 - Plajda SevişelimBaşrollerde: EKREM BORA Aj,DA PEK KAN , EROL BU- YUKBURÇ

2 - Akasyalar AçarkenBaşrollerde: GÖKSEL AR SOY, F İL İZ A K IN

nosis’ten değil fakat aynı za­manda, bağımsızlıktan da u- zaklaşması ve bir daha yaklaş ma imkânına kavuşmaması tehlikesi mevcuttur. Bu ger­çekler karşısında, birlik ve be raberliğimizın ne kadar za­ruri olduğu meydandadır. Bir parçalanmaya meydan verme mek için, Sen Sinod Meclisi, siyasetten uzak kalmalıdır. Makarios’un, şimdiki şartlar içinde çekilmesi mümkün de­ğildir. Çünkü Kıbrıs’ın, siyasi bir teşkilâtı yoktur. Makarios ancak, K ıbrıs’ın siyasi bakım dan teşkilâtlanmasından son­ra çekilmelidir.”

K İT İU M PİSKOPOSUHAKKINDAAfiON gazetesi, yukarıdaki

başlık altındaki başyazısında, şimdi müfrit bir tavır takınan Kitium Piskoposu Antlıimos’- un, geçmişte, Zürih Andlaşma sini imzalaması için, Makari­os üzerinde en çok baskı kulla nan Piskopos olduğunu yaz­makta ve şöyle demektedir:

“Bugün bütün Kıbrıs bilir ki, Anthimos, şimdi destekledi ği görüşü, Zürih Andlaşmasın dan önce desteklememişti. Hatta bundan kısa bir süre öncesine kadar Anthimos, böy le görüşlerle ortaya çıkmıştı. Bundan ise, başkaları tarafın dan teşvik edilmekte olduğu sonucu çıkmaktadır. Bugün Anthimos’un ileri sürdüğü gö rüşler, başka bir Piskoposluk tan neş’et etmektedir. Fakat Anthimos bilmelidir ki, ken di cemaatının binde biri bile, ileri sürdüğü görüşü destekle mektedir. Anthimos bir otok­ritik yapıp, bu görüşlerinden vazgeçmediği takdirde, sürtl- süz bir çoban durumuna dü şecektir.”

GÖRÜŞTÜLERFİLELEFTHEROS gazetesi­

nin önemli yer verdiği bir habere göre, M. Zekâ dün sa­bah, Rum Başsavcısı lir i ton Tornarides’i ziyaret ederek, kendisi ile 45 dakika süren bir görüşme yapmıştır. Gö­rüşme hakkında, hiçbir şey a- çıklanmamıştır. Tornarides, FİLELEFTHEROS’un bir mu habiri tarafından görüşme hakkında sorulan bir suale verdiği cevapta, “ görüşmenin, siyasî değil fakat sadece mes lekî — daha ziyade ailevî — sebeplerle yapıldığını” söyle­miştir.

MAKARİOS’ABAĞLILIKRum gazetelerinin bildirdi­

ğine göre, dün, gerek sağcı ge rekse solcu Rum Çiftçiler Bir likleri (PE K ve EKA), Maka­rios’a bağlılık beyan etmişler dir.

PEK, yayınladığı oir bildi­ride, Makarios’u, büyük milli lider olarak vasıflandırmakta ve onu, düşmanların okların­dan, iftira ve suikastlerinden korumak gerektiğini ileri sü­rerek, şöyle demiştir:

“Menfaatperest ve muhteris kimseler, millî liderimizi saf- dışı etmek ve millî davamıza öldürücü bir darbe indirmek istiyorlar. Bunlar, birçok kri­tik anlarda, Kıbrıs Rum halkı nın ve bütün Yunan milleti­nin prestijini kurtaran bir li­deri darbelemek emelindedir İer. Şimdi aynı şahıslar, kili seyi bölmeye ve Sen Sinod ü- yelerini ağlarına dolamağa ça­lıştıkları görülmektedir. Bu se ferki gayretleri de, başarısız- l ı j ğa mahkûm olmalıdır.

Sen Sinod ü y e l e r i ve özellikle Kitium Piskoposu, şimdiki şartların, milli birliği gerekli kıldığını idrak ederek hareket etmelidirler. Kıbrıs halkı, Kitium Piskoposunu, Makarios’un yanıbaşındı ¿ör­mek istemektedir. Kitium Pis koposu, geçmişte olduğu gibi bugün de, Makarios’un yanı- başında yer almadığı takdir­de, yalnız kalacaktır.”

Ote yandan EKA Genel Sek reteri Hambis Mihailides, (M il let vekilidir)’ Limasol’da yapı­lan EKA ilçe kongresinde, yap tığı bir konşumada, halkı, Mukarios’u desteklemeğe da­vet etmiş ve ‘Cumhurbaşkanı seçiminin, Makarios’un realist tutumu lehinde, bir referan­dum şeklini alacağını ve par çalayıcıların plânlarının aka­mete uğratılacağım” söylemiş tir.

KIBRISLILAR ARASINDA GÖRÜŞMELER

MAH1 gazetesi tam manşet olarak verdiği bir haberde şun ları bildirmektedir.

öğrendiğimize göre, halen Kıbrıs meselesi ile ilgili olarak diplomatikk kulislerde gösteril- len faaliyet, Kıbrıs hükümeti ile Kıbrıs Türklerinin temsilcileri arasında, Birleşmiş Milletler himayesinde görüşmeler açılma sı gayesine matuf bulunmakta­dır. Bu çeşit görüşmeler için sondajlaı yapan Batılı diplomat lar, görüşmelerin Kıbrıs dışında yapılmasını ve Kıbrıs meselesi­nin doğrudan doğruya veya do- layısıyle ilişkili her konunun görüşülmesine fırsat verilmesi için, belli bir gündemin olma­masını tavsiye etmektedirler. Bu çeşit görüşmeler hakkında Kıbrıs hükümeti nezdinae son­dajlar yapan diplomatlar, Kıbrıs hükümetinin Türk hükümeti ile direkt görüşmeler yapmağa da istekli olup olmadığı hususunda fikir yoklamaktadırlar. Kıbrıs hükümeti bu sondajlara henüz kesin 'bir cevap vermemiştir. Dışşişleri Bakanı Kiprianu’nun New York’dan dönüp Birleşmiş Milletlerdeki durum hakkında teferruatlı bilgi gettirmesi bek­lenmektedir. izlenecek tutum ona göre kararlaştırılacaktır.’

İNGİLTERE VE KANADAN1N TUTUMU

DELEFTEA ORA gazetesi aşa gıdaki haberi vermektedir:

“ Diplomatik çevrelerden ve Birleşmiş Milletlere yakın kaynaklardan öğrenildiğine gö­re, B.M. Genel Sekreteri U Thant’ın Kıbrıs meselesiyle ilgili son çabaları kat’i bir ba­şarısızlığa uğramıştır.. Bu başa rısızlık Türkiyenin tamamen olumsuz tutumunun ve kabul edilemiyecek şartlar üzerinde İsrar etmesinin bir sonucudur. Türkiye U Thant’ın çabalarını, Kıbrısta iç güvenliğin temini gayesinden öteye geçmemesi üzerinde İsrar etmektedir.. Maa lesef U Thant’ın Ibu Türk görü şüne iştirak ettiği anlaşılmakta dır. U Thant, önce normal şart larm tamamen iade edilmesi ve ondan sonra siyasî çözüme gidilmesi kanaatindedir.

öte yandan İngiltere ve Ka- nadanın Barış Gücünün yetkile rinin arttırılması ve silâhlara el koymak ve yeni silâh ithalini önlemek hakkına sahip olması görüşünü destekledikleri bildi­rilmektedir

Zuhur eden görüş ayrılıkları dolay isiyle U Thant’ın Yunan Türk ve Kıbrıs temsilcileriyle görüşmeleri çıkmaza girmiştir., ve bu yüzden Genel Sekreterin Kıbrıs ziyaretti de suya düşmüş tür.,.

TECN0GASGAZOCAKLARIDÖNERLİ ve DÖNERSİZ MODELLERİ­

NİN YENt PARTİSİ GELMİŞTİR.

I

II*?Isİs

1TECNOGAS ga* ocakları mutfağınızın

ZİYNETİDİR. |Gaz ocağı almak jstiyenler. mutlaka görmeli !{!

djr. Küçük masa gaz ocaklarınız RAKİPSİZDİR. Ödemede büyük kolaylık yapılır.Kaza ve Köylere toptan »atı« yapılır,

HALİL ZULHAYIR Ticaretevi |(BOZKURT MATBAASI YANINDA)

150 Giıne Sokak * Lefkoşa

Page 4: Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.tr

SPOR

ïïwmM

PAZARTESİ 29

Adenauer'in evi müze haline getiriliyor

BONN (DaD) Federal Alman baş eşyası ile tarihi hatıra eşya ya Cumhuriyetinin ilk şansölye sı ve yazılı belgelerin önemli si Konrad Adenauer'in evi müze kısmı da devlete hibe edilmek- hal ine getirilecektir. Konrad tedir. Federal Alman hükümeti Adenauer'in yedi çocuğu, baba- Basın ve Enformasyon Dairesi lannın Bonn yakınındaki Rhön- tarafından yapılan bir açıklama dorf köyünde bulunan evini, ar- ya göre, Adenauer’in varisleri sası, bahçesi ve paviyonu ile ile Federal Almanya Cumhuri- birlikte Federal Almanya Cum- yeti arasında yapılan anlaşma huriyetine hediye etmişlerdir, büyük devlet adamı ve büyük öte yandan, babaları tarafından Avrupalı Dr. Konrad Adenauer’ kullanılmış olan odaların demir in hatırasını şerefli bir şekilde

muhafaza etme ve esflci Şansöl­yenin varisleri tarafından hibe olunan mirasından halkın fayda lanmasını sağlama gayesini güt mektedir.

Londradakı görevinden Arnavudis, şimdi kaçak maktadır..

Vietnam'da 36 saatlik Mütareke Yapılıyor

SAYGONVietnamda Amerikan ağır

bombardıman uçakları Kieşan yakınındaki Amerikan üssü et­rafındaki Kuzey Vietnam askeri yığınakları ile malzeme depola rina hücum etmişlerdir. Üsteki 5,000 Amerikan askerinin kar şısında 20,000 Kuzey Vietnam­lIn ın toplandığını ve ateş-kes e rağmen üsse karşı hücumlarına devam ettiklerini belirten Ame rikan çevreleri, Birleşik Ameri ka ile Güney V ie tn a m lIla r ın bugünden itibaren 36 saatlik yeni yıl mütarekesine başlaya­

caklarını tıabe vermişlerdir.

PUF.BLO’nun KURTARILMA

SİNİ TEMİN İÇİN ORTAYA

ç e ş it l i f ik ir l e r ATILlvApartmanlarda Yaşayanlar daha çok Hasta oluyorlarLondra, — Bir İngiliz dokto runun 58558 İngiliz ailesi nez dinde yaptığı bir anket apart manlarda yaşayan alieler ara smda çeşitli rahatsızlıkların, müstakil evlerde yaşayanlar­dan yüzde 58 nispetinde faz­la olduğunu ortaya koymuş­tur. Apartmanlarda yaşayan­lar arasında tespit edilen en fazla rahatsızlık nefesborula- rında ve sinir sistemlerinde görülmektedir.

“ British Medical JournaF'a göre apartman hayatının zor luğu bedeni olduğu kadar ru hîdir de, dar satıhlarda yaşa­yanlar az hareket etmekte, yal nızlık ve ahbaplık imkânları­na meydan vermekte ve bil hassa kadınların sıhhati ve ruhları üzerine etküi olmakta dır.

(Birinci sayfadan devım)

kan Temsilcisi Arthur Goldber» Sovyetelr Birliğinin de PUEpft tipi gemileri Birleşik Amerili ııın kıyılarına gönderdiğini söv lemiştir. Goldberg, bu tip Soy. yet haber alma gemilerinin n anda Pasifik, Atlas OkyanuT ve Akdenizde seyir halinde lunduğunu açıklamıştır.

Seulden alınan haberlere gört Kuzey Kore Asamblesinin § » hurbaşkan Yardımcısı Chi-fak -lan-Vung dün verdiği bir dfr meçte, tutuklanan Amerikan u t hbarat gemisi "Pueblo" m mürettebatının ciddî bir ı f S c tvalandırılacaklarını sövSSff tir Kore’li Başkan YardımŞ hu demeci Bağdat'a gidçK tıansit olarak geçtiği Ştâfc vermiştir. Chi-Kang-Ian-Vt» ayni zamanda AmerikayİjB de yeni bir harp plfiıtfiMB suçlamış ve Korenin böyle |fe davranışı tamamen beifjH edeceğini belirtmiştir

öte yandan Komünist Ç®dün Amerikayı “Pueblo'nun Mt hest bırakılmasını nlflllfi amacıvle Kuzey K oreye^B harp tehditleri savurmaklgH^ laınıştır. Pekin Radyosu UlSE dan yayınlanan bir bikj^B Komünist Çin'in gelişmetl^H yakından takip etmekte Dİ™ belirtilmiş ancak meseleye karışacağı yofcfl herhangi bir tehdit ortâyt^jp

Diğer taraftan halen Hindis tan'da bulunan Sovyet Başta kanı Aleksi Kosigin, “Pueblo" olayı ile ilgili olarak verdiği bir demeçte, bu mes’elenin A merika ile Kuzey Kore arasın da halledilmesi gerektiğini be­lirtmiştir.

Vaşhington’da ise, Senatör John Kenneth dün verdiği bit demeçte, Pueblo ve müretteta tının serbest bırakılmasını sağlamak amacıyle bütün dip lomatik yolların denenmesi p rektiğini ancak diplomatik te maşlar bir netice vermediği takdirde askerî bir harekâ tın gerekli olacağını belirtmiş tir.

NIX0N, AMERİKA YENİ BİR LİDERE MUHTAÇ DURUMA GELDİ

(Birinci sayfadan devanı) ri Amerikanın başı çok yerde derde girmiştir.” demiştir. Ric­hard. Nixon, konuşmasını “Amerika yeni bir lidere muh­taç duruma geldi” diyerek bitir miştir.

(ERDAL GÖKHAN 1 Bildiriyor)

LtMASOL (ö ze l) Lima sol bölgesi Lig maçıanna dün devam edilmiş ve Kah ramanspor geçen yıl na- mağlûp lig şampiyonu Bora spor’u 2-1 mağlûp etmiştir.

Orta hakemliğini Ziya Rızkı ve yan hakemlikle­rini de Osman öztürk ile Haşan Karatay’ın yaptığı maça takımlar şu kadrola­rı Ue çıkmışlardı:

KAHRAMANSPOR: Cema ler - Alpay, önder Ali - Hak kı, Erbay, Osman - Ergin, Necdet, Özkan, Fevzi, Er- soy.

BORASPOR: Şevıci Çakartaş, Musa - Naşit. Ce­mal, Neşet - Cahit, Erdinç Ayhan, İlkay, Celâl.

Kuvvetli rüzgârı arkası­na alarak maça başlayan Kahranıanspor Boraspor kalesine tehlikeli attınlar yapmağa başladı. Nitekim 16. dakikada Özkan Onse- kiz çizgisi üzerinden çekti­ği çok sert bir şutla topu Boraspor kalesine gönder di ve takımının ilk golünü kaydetti.

Bu golden sonra her iki takım da denk bir oyun temposu kurdu ve devre 1-0 Kahramanspor’un ga­libiyeti ile sona erdi.

İkinci Devre’de Boraspor un rüzgârın da tesiriyle ga­lip geleceği beklenirken 65. dakikada gelişen Kahra, manspor akmında Fevzi şa hane bir şutla takımının ikinci golünü kaydetti.

Boraspora 2-0 mağlûp duruma düşünce akınlan- m sıklaştırdı ve 74. dakika da Kahramanspor kalecisi Cemaler’den gelen topu iyi takip eden Celâl Boraspor1 un şeref sayısını kaydet­ti. Maç ta 2-1 Kahraman­spor’un galibiyeti ile sona erdi.

Kral Konstantin’in yaven Bin başı Mihail Arnavudis asker kaçağı sayılmış ve bir askeri mahkeme tarafından yargılan­masına karar verilmiştir. Ama vudis, 21 Nisan darbesinde tev kif edilmiş, fakat daha sonra Londradaki Yunan Büyükelçlığı ne askeri a t a ş e yardımcısı ola­rak tayin edilmiştir. Kralın as­keri darbe hareketinden sonra bir istifa mektubu bırakarak

Çanakkalespor - 3 Yıldırımlarspor - 0P 25 1. 1968 tarihinde ping -

jg pong ligine devam edilmiş İ ve Kurtuluşspor ile Atma- j§ caspor arasında yapılan | karşılaşmayı Kurtuluşspor p 5-4 kazanmıştır.

Dün T. Alayı sahasında oynanan maçta Çanakka­le - Yıldırımlarspor’u 3-0 gi bi net bir netice ile mağlııj. etmiştir.

HANIMLARIN BACAK GÜZELLİĞİ TEHLİKEDE

(Birinci sayfadan devam) — “Bir kere bacaklarda yağ

tabakaları birikince, bunları ancak çok sıkı egzersizlerle eritmek mümkün olabilir ki bir çok kadın için de bu egzersizler imkânsızdır.’,

Bülten, soğuk havalarda mini etek giymenin, ayrıca ayaklarda donuklara ve donuk lekelerine sebeb olduğunu da ilâve et­mektedir.

Kurtuluşspor: Erol, Safa, Ertoğrul

Atmacaspor: Çebiç, Der viş, Mehmet

Ortaçağ, Sona Ermedi

4 milyondan fazla insan, halen köle hayatı yaşıyor

Çanakkalespor’un golle­rini Ali Cahit ve Orhan kay dettüer.

Galip Takım kadrosu: Nu­rettin, Osman, Ali, Tünay, Naim, Ahmet Erdoğan, Or han, Araz, Numan ve ön­derden müteşekkildi.

Bu akşamkiI Çok heyecan!»

Ping-pong maçıp Bu akşam saat 7’de De || mirspor Lokalinde Oğuzlar 0 spor ile Vatanspor arasın0 da çok heyecanlı bir ping • ğ pong maçı yapılacaktır.10 Her iki takımın da iyi fj ping - pongculara sahip ol- Û ması, bu karşılaşmanın he- 0 yecanım bir kat daha artır Û maktadır.

kimler oldukları sorulduğunda Lord Wilberforce şu cevabı ver miştir.— Senegal’den ve Nijerya'dan

kaçırılan çocuklar Fas’ta Mas- kat ve Umman Sultanlıklarında satılmaktadır.”

öte yandan Lord Wilberforce Büyük Sahrayı çeviren More- tanya, Fas, Cezayir, Libya, Se­negal, Mali ve Nijerya gibi A f­rika ülkelerindeki Müslüman aileler nezdinde köle ana ve ba­balardan doğup köle olarak kal mıştır.

Doğu Akdeniz’de Şiddetli Fırtına Hüküm Sürüyor

ŞAM:Doğu Akdeniz’de hüküm sür

mekte olan şiddetli fırtı­na sebebiyle dün seyir halin­de bulunan birçok gemi rota değiştirerek yakın limanlara sığınmışlardır.. Suriye’nin Laz kiye limanı açıklarında iki gemi karaya oturmuş, altı ge mi ise batma tehlikesi geçir miştir. Karaya oturan gemile rin İtalyan ve Panama bandı­ralı oldukları haber verilmek tedir.

LONDRA — İnsanlık tarihi­nin en akıllara durgunluk ve­recek hamlelerine şahit olma sı beklenen 1968 yılında 4 mil yondan fazla insan düpedüz köle olarak yaşamaktadır.

Bu kölelerin büyük çoğunlu ğu Ortaç.ağlardaki seriler gi­bi prangalıdır ve perişan, se­fil bir hayat yaşamaktadırlar.

Kölelik, Birleşmiş Milletler tarafından 11 yıl önce yasak­lanmış olduğu halde halen köle durumunda olanların ya km bir gelecekte daha insan­ca bir hayata kavuşacaklarına dair en ufak bir ümit dahi yok tur.

4 müyonu aşkın kölenin şu anda yaşadıkları korkunç ha­yatın hikâyesi, Londra’da İn­san haklarının korunması i- çin Kölelik Aleyhtarı Cemiyet in düzenlediği bir toplantıda 133 yıl önce İngiliz sömürgele rindeki kölelerin azad edilme si için açılan mücadeleye ön derlik etmiş olan ünlü kölelik aleyhtarı Wilberforce’un toru­nunun torununun torunu Lord Wilberford de bu konuda gerekeni yapamadığı için Bir leşmiş Milletlere şiddetle hü cum etmiştir.

Lord' Wilberforce B. M. ’in köleliği yeryüzünden ka'dırama dığını söylemiştir. Bu kölelerin

Atakanlar Gazispor 3 Idmanccağı 2 TRİTON Sigorta Şirketi

★ YANGIN

★ KAZA

★ MOTOR

Dün sabah saat 9 da Or taköy Yıldırım sahasında oynanan Atakanlar Gazi­spor ile İdmanocağı arasın da oynanan maçta \takan- lar Gazispor üstün bir o yundan sonra sahadan 3-2 galip ayrılmıştır.

Galip takını kadrosu:K. Ali, Kemal Atamtürk, Cemal, Olgun, İbrahim, Ke mal, Haşan, Oktay, Yücel Mustafa, Cemal Büyük.

fottjnltı Anedu'ı®★ (¿em i y ü k l e r iFenerbahçe

Tur Atladi Sigortaları yapar...

Sigortalarınızı, Türk Kesiminin en sağlam

Sigorta Acenteliğine yaptırınız.NOT: Ödemede büyük kolaylıklar.KIBRIS GENEL TEMSİLCİSİ:

Ankara

Cumartesi günkü maç Tehir edildi

p Türkiye’de dün yapılan0 karşılaşmalarla naftamn P lig maçları tamamlanmış- ğ tır. Günün en önemli ma- P çında Fenerbahçe Mersin Û İdmanyurdu’nu 2-1 yenmiş1 tir. Fenerbahçe, bu galibi- ^ yeti ile tur atlayarak çey- ^ rek finale yükselmiştir.

Cumartesi günü ya.ulma sı beklenen 19 Mayıs Lise­si - Yıldırımspor maçı ha va muhalefeti yüzünden te­hir edümiştir.

11, Cumhuriyet Sokağı Tel: 65308 - LEFKOŞA

ni .tente Hin faı

t o beji; uçsümu üfo¡iál¡ taenia, &ı\

t o ästetoei için «

* * laariınniki

“ tot tijj*L¡

ï $ ® 5sLä ä

t & S f *

R t W

S S ÿ & î

f ¡§5ANITA İSABEL

1968 akşamından itibarenMEŞHUR İSPANYOL BALESİ MAN0L0 DE JERREZ MAN0L0 - L0İZA ESLİĞİNDE STRIP - TEASE VE YİNE

MEŞHUR ORİENTÂL DANSÖZ JACKLIN NAVOR’UTAKDİM EDER...

MASALARINIZI ACELE EDİNİZ AYIRTMAKTA