s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon,...

27
T.C OKAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU DİYALİZ TEKNİKERİ PROGRAMI MEZUNİYET PROJESİ Hazırlayan Yasemin ŞENGÜR Fırat KILLI Fatih TUNÇ Derya KADIOĞLU Yasir DEVRİM Nur Hilal OK Proje Danışmanı

Transcript of s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon,...

Page 1: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

T.C

OKAN ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

DİYALİZ TEKNİKERİ PROGRAMI

MEZUNİYET PROJESİ

Hazırlayan

Yasemin ŞENGÜR

Fırat KILLI

Fatih TUNÇ

Derya KADIOĞLU

Yasir DEVRİM

Nur Hilal OK

Proje Danışmanı

Öğretim Görevlisi Derya Avan Çınar

İSTANBUL, 2016

İÇİNDEKİLER

Page 2: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

Sayfa No

1.Böbrek Yetmezliği................................................................

1.1.Akut Böbrek Yetmezliği………………………………………………..

1.2.Kronik Böbrek Yetmezliği...................................................

2.Anksiyete ve Depresyon........................................................

2.1.Anksiyete............................................................................

2.2.Depresyon..........................................................................

3.Kronik Böbrek Yetmezliğinde Anksiyete ve Depresyon........

3.1.Kronik Böbrek Yetmezliğinde Anksiyete............................

3.2.Kronik Böbrek Yetmezliğinde Depresyon..........................

3.3. Kronik Böbrek Yetmezliğinde Depresyon Nedenleri…….

3.4.Psikopatolojik Durum.........................................................

3.5.Tedavi Şekli.........................................................................

Kaynaklar.................................................................................

ÖZET

Page 3: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY), hastalarda birçok psikososyal duruma neden olmakta ve yaşam kalitesini düşürmektedir.(1) Bu çalışmada, kronik böbrek yetmezliği (KBY) hastalarının anksiyete, depresyon ve sosyal destek durumlarının tesbiti üzerine çalışılması amaçlanmıştır.

Böbrek Yetmezliği

Böbrekler çalışmadığında elektrolitler ve atık sıvılar vücutta birikmeye başlar ve bu atıkların seviyesi yükseldikçe ölümcül sonuçlar doğurabilen komplikasyonlara neden olabilir.

Böbrek yetmezliği belirtileri arasında, tuvalete çıktığınızda çok az idrar gelmesi, hiç gelmemesi, bacak ve ayaklarda ödem oluşması ilk sıralarda gelmektedir. (1)

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Page 4: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

Akut böbrek yetmezliği (ABY), Böbreklerin aniden işlevini kaybetmesine akut böbrek yetmezliği denir. Akut böbrek yetmezliği, glomerüler filtrasyon hızında gelişen azalma ve bunun sonucu olarak kan üre azotu, kreatinin ve diğer üremik toksinlerin vücutta birikimini tanımlayan bir durumdur. Glomerüler filtrason hızında (GFR) düşüşün aylar veya yıllar içerisinde gelişen kronik böbrek yetmezliğinin aksine, akut böbrek yetmezliğindeki GFR düşüşü daha hızlı günler veya hatalar içerisinde gelişir. Glomerüler azalma önceden herhangi bir renal hasarı olmayan kişilerde oluşabileceği gibi, önceden kronik bir renal bozukluğu olan kişilerde de akut ekzazarbasyon şeklinde meydana gelebilir.Akut böbrek yetmezliğinde idrarın miktarı değişkenlik gösterir. Genellikle oligüri (günde 400 ml'den daha az idrar) ve anüri (günde 100 ml'den daha az idrar) ile birlikte seyreder. Fakat nadiren de olsa idrar miktarında azalma (nonoligürik akut böbrek yetmezliği) görülemeyebilir. Böyle bir durumda akut kortikal nekroz varlığı araştırılmalıdır. Akut böbrek yetmezliği nadiren toplumsal kökenli bir hastalık olup, genellikle hastanede yatmakta olan hastalarda gelişir.

Akut böbrek yetmezliği başka hastalıklar ile karışabilmekte ve bu durumun yaklaşık % 0.05'inde diyaliz gerekliliği oluşabilmektedir. Ciddi hastalığı olan kişilerde, hastaneye yatış sırasında bu oran daha yüksek olup, % 20'lere ulaşabilmektedir. Son 40-50 yılı aşkın süredir akut böbrek yetmezliği gelişen hastaların sağ kalım oranlarında belli bir azalma olmamıştır. Bunun en önemli nedeni akut böbrek yetmezliğinin yaşlı hastalarda daha sık görülmesidir. Akut böbrek yetmezliğinin şiddetine bağlı olarak, ölüm oranı % 7'den % 80'lere kadar çıkabilir.

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ NEDENLERİ

Akut böbrek yetmezliği birçok nedene bağlı gelişebilir. Bu nedenler arasında tromboz, emboli ve disseksiyon gibi büyük arter hastalıkları, vaskülit, malign hipertansiyon, hemolitik üremik sendrom, trombositopenik trombotik purpura, yaygın damar içi pıhtılaşma ve skleroderma gibi daha küçük renal arterleri ilgilendiren hastalıklar akut böbrek yetmezliği tablosuna neden olabilirler. Böbrek kistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek iltihabı

Page 5: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

(pyelonefrit), böbrek taşlarıve nedeni belli olmayan akut böbrek yetmezlikleri görülebilir.

Ayrıca böbrek yetmezliğine uzun süre susuz kalmak, uzun süren ishaller, uzun süren kusmalar, ani ve çok kan kaybı, uzun süre göçük altında kalmak, vücudunun

büyük kısmı yanan kişilerde sıvı kaybına bağlı gelişen böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, kan basıncında uzun süren düşüklük, çocukluk döneminde sık

tekrarlayan boğaz enfeksiyonları, idrar yollarında meydana gelen tıkanıklıklar, prostat büyümesi nedeni ile uzun süre idrar yapamama gibi birçok neden akut

böbrek yetmezliğine neden olabilir. Akut böbrek yetmezliğine neden olan durumların en kısa zamanda teşhisinin konulması ve tedavisinin yapılması

gereklidir.(2)

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ

Kronik böbrek yetmezliği, glomerül filtrasyon hızının (GFH) böbrek fonksiyonlarında

tespit edilebilir düzeyde değişikliklere neden olacak kadar, kalıcı bir şekilde azaldığı durum

olarak tanımlanabilir. Bu durum genellikle GFH 25 ml/dk ‘nın altına indiğinde ortaya çıkar.

Glomerül filtrasyon hızı normalin % 75’i kadar azaldığında buna sebep olan hasar ortadan

kaldırılsa bile böbrek fonksiyonlarındaki bozulma kaçınılmaz olarak devam eder

Kronik böbrek yetmezliğine gidiş beş aşamada gerçekleşir.

1) Böbrek fonksiyonlarında azalma : GFH 50-80 ml/dk arasındadır. Klinik

Page 6: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

belirti görülmez.

2) Hafif derecede böbrek yetmezliği : GFH 30-50 ml/dk arasındadır. Hipertansiyon ve sekonder hiperparatiroidizim görülür.

3) Orta derecede böbrek yetmezliği : GFH 10-29 ml/dk arasındadır. Hafif derecede böbrek yetmezliğinde görülen belirtilere ek olarak anemi görülür.

4) Ciddi böbrek yetmezliği : GFH 10 ml/dk’ nın altında seyreder. Orta derecede böbrek yetmezliğinde görülen belirtilere belirgin su ve tuz tutulumu, iştahsızlık, kusma ve üst düzey mental fonksiyonlarda azalma eklenir.

5) Son dönem böbrek yetmezliği : GFH 5 ml/dk’nın altındadır. Ciddi böbrek

yetmezliğinde görülen belirtilere pulmoner ödem, koma, konvülziyon, dekompanse asidoz, hiperkalemi ve ölüm eşlik edebilir.(3)

Page 7: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

ANKSİYETE

Anksiyete veya endişe, canlılarca deneyimlenen kaygı, korku, gerilim, sıkıntı halidir. Nedeni belli olmayan tedirginlik hali olarak da açıklanabilir. Anksiyete bazı kuramcılara göre yaşanan iç çatışmaların sonucudur. Bazı kuramcılara göre öğrenilmiş davranışlardır.(4)

Anksiyete Bozukluğu:

Anksiyete (kaygı) yaşamın normal bir parçasıdır. Herkes günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygı duyabilir. Anksiyete Bozukluğu olan kişilerde ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller.

Belirtileri:

Gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla uygunsuz olan, aşırı olan denetlenemeyen nitelikteki endişe hastalığın temel belirtisidir. Yorgunluk, dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü, en ufak sesle kolayca irkilme, uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma diğer önemli belirtilerdir. sanki fiziksel bir hastalık varmışçasına kendini gösteren bazı bedensel belirtiler eşlik eder. Bu belirtiler: nedensiz yorgunluk, baş ağrısı ve kas ağrıları, yutma güçlüğü, titreme ve seyirmeler, terleme, tahammülsüzlük, bulantı, sersemlik hissi, sıcak basması gibi fiziksel yakınmalardır.

Tedavi Şekli:

Page 8: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

Tedavi edilebilir bir hastalıktır. İlk yapılması gereken bir psikiyatri uzmanına başvurmaktır. İlk başvuruda kapsamlı bir psikiyatrik değerlendirmenin yanı sıra, bu belirtilerin herhangi bir fiziksel hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için bazı incelemeler yapılacaktır. Tedavi gören Anksiyete bozukluğu olan hastaların çoğunluğu tedaviden yarar görür. Psikoterapi ya da ilaç tedavileri uygulanabilir.(5)

DEPRESYON

Temel belirtileri isteksizlik, hayattan zevk alamamak, içinden hiçbir şey gelmemek olan bir hastalık halidir. Hastalığın üzerine basarak söylemek gerekirse, bir beyin bozukluğudur. Beyinin ön alanlarında, alın ve şakak bölgelerinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Depresif bozukluk hem vücudu, hem düşünceleri, hem de duygu durumunu etkileyebilir. Kişinin yemek yemesinden uyumasına, fiziksel dayanıklılığından sağlıklı düşünce üretebilmesine kadar her şeyini bozabilir. Depresyon, kesinlikle “geçici üzüntü” ile aynı şey değildir. (6)

Depresyon için risk etkenleri:

Erken ebeveyn kaybı Madde ve alkol kötü kullanımı Anksiyete bozuklukları Kadın olmak Erken ebeveyn kaybı Düşük sosyoekonomik düzey Ayrı yaşama, boşanmış olma İşsizlik: İşsizlik depresyonda risk etkeni olması yanında işte verimliliği

azalmasının önemli nedenlerindendir. Daha önce depresyon geçirmiş olma Yakın zamanda önemli yaşam olayları, stres etkenleri Kişilik yapısı Çocukluk döneminde cinsel veya fiziksel kötü davranılma öyküsü Bazı ilaçlar Tıbbi hastalıklar Hormonal değişiklikler.(7)

Page 9: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

Major Depresyon (Klinik Depresyon):

Major Depresyonun en belirgin özelliği hayatın tadında azalma ve hayattan zevk alamamadır. Belirtiler süreklidir ve orta şiddetliden, ciddiye doğru farklılaşır. Tedavi edilmeden bırakıldığında, major depresyon yaklaşık 6 ay sürer. Bazı insanlar tüm hayatları boyunca sadece bir kez depresif dönem yaşarlar, fakat daha genel olarak major depresyon tekrarlayan bir hastalıktır. Yine de, duygu durumunuzu destekleyecek ve tekrarlamayı engelleyecek bir çok şey vardır.

Depresyon Tedavisi:

Depresyonun sebepleri ve belirtileri farklı insanlarda farklı görüldüğünden tedavi yöntemleri de farklıdır. Bir kişide işe yarayan bir yöntem başka birinde işe yaramayabilir ve hiç bir tedavi türü her vaka için uygun değildir. Eğer depresyonun işaretlerini kendinizde ve sevdiklerinizde görüyorsanız, birçok tedavi türünü değerlendirme şansınız olacaktır. Çoğu durumda en iyi yaklaşım sosyal destek, yaşam tarzı değişiklikleri, duygusal beceri geliştirme ve profesyonel yardımın bir kombinasyonudur.(8)

Page 10: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

KBY(Kronik Böbrek Yetmezliği) HASTALARINDA DEPRESYON VE ANKSİYETE

Son dönem böbrek yetmezliği, birçok ruhsal sorunlarla kendini göstererek, psikolojik çöküntüye yol açan bir hastalıktır. Bu hastalık, hastanın hayattaki amaçlarını bloke ederek şiddetli bir depresyon çarkına, ruhsal dalgalanmalara ve yerine getirilememiş umutlara yol açarak bu süreci hızlandırır .

Psikiyatrik semptomların ortaya çıkmasında en önemli faktör kuşkusuz kronik hastalığın Kendisidir. Kronik hastalıklar kişiye, topluma, yaşa, kültüre, hastanın hastalığı nasıl algıladığına, hastalığın yol açtığı güçlüklere bağlı olarak kişinin denge ve uyumunu bozar ve başa çıkma becerilerini başarısızlığa uğratır .

Böbrek yetmezlikli hastada psikolojik düzensizliğe; kranial sinir sisteminde değişen serotonin seviyelerinin neden olduğu gözlenmiştir . Diğer bir olasılık ise;artan psikolojik düzensizliğin etkileri ya da kronik tıbbi tedaviye hastaların maruz kalması şeklinde değerlendirilmiştir . Hastadaki inkar ya da onun korkunç komplikasyonları kronik hastalığı olan hastada başlayan bir mekanizmadır. Hissettiği duyguları ya da düşünceleri kabul etmeme, hastayı anksiyete ve depresyona karşı korumaktadır .

Özellikle prediyaliz hasta grubunda düşük ölçüde inkar kullanımı görülmektedir bunun da anksiyete gibi psikolojik bir mekanizma olduğu açıklanmaktadır . İnkar, bir hasta için yıkmaya çalıştığı otonomik düşünceler için tamamlanmamış bir adaptasyon olabilir ve bu problemleri yavaş ve etkili bir şekilde çözmek için bir oluşum olarak değerlendirilebilir .

Son dönem böbrek yetmezlikli hastalarda gözlemlere göre; çeşitli semptomların depresyonu kronikleştirdiği fakat bunun kesin bir kanıt olmadığı görülmüştür. Böbrek yetmezlikli hastalarda yapılan araştırmalarda subsendromal depresyonun hastalarda %25, major depresyonun %5-22 arasında olduğu söylenmektedir. Bu raporlardaki sıklık belirtilenden daha fazla olabilir çünkü depresyon semptomlarının üremik semptomlarla benzer yönlerinin olduğu görülmektedir.

KBY’de hissedilen ölüm korkusu, fiziksel güç ve dayanıklılığın kaybedilmesi, ekonomik açıdan güçlükler yaşanması, diyet ve sıvı alımının

Page 11: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

kısıtlanması ve tıbbi bağımlılık “hastalığın giriciliği” (illness intrusiveness) kavramıyla özetlenmektedir.

Anlamı, değer verilen uğraşların ve ilgilerin hastalık nedeniyle kısıtlanması, böylelikle ödüllendirici deneyimlerin sınırlanması ve yaşam niteliğinin düşmesidir. Hastalığın giriciliği hayattan tat alma, olumlu ve olumsuz duygulanım, kendilik saygısı, mesleki yeterlilik ve evlilik uyumu gibi yaşam niteliği göstergeleriyle belirgin olarak ilişkili bulunmuştur.

Psikolojik iyilik halini, olumlu deneyimleri azaltarak ve yaşam üzerinde algılanan kontrolü düşürerek hem dolaylı hem dolaysız biçimde tehdit edebilmektedir .

Depresyon, böbrek fonksiyonlarını, fiziksel ve düşünsel yeteneklerini, seksüel fonksiyonlarını, iş, aile ve toplum hayatındaki rolünü kaybetmesine bağlıdır ve depresyon hastanın başlangıçta sahip olduğu tıbbi hastalığın verdiği sıkıntılarla tetiklenir .ayrıca KBY tanısı konduğu sırada hastalarda saptanan depresyonun, sırada hastalarda saptanan depresyonun, ailedeki rol, kendilik kavramı ve işle ilgili kayıplara bağlı olduğunu yani reaktif olduğunu öne sürmüşlerdir. Kimmel ve arkadaşları da depresyon etiyolojisinin kayıpla olan bağlantısını hatırlatarak, bir çok hastada rastlanan depresyon sıklığındaki yüksekliğin şaşırtıcı olmadığını belirtmiştir .

KBY kişinin günlük etkinliklerini, evlilik ve aile yaşantısını, mesleki yeterliliğini ciddi ölçüde bozarak, hastaya, aileye ve topluma ağır bir bedel ödetmektedir. Bu nedenle genel kanı KBY’de ruhsal bozuklukların yaygın olduğu yönündedir. Ancak üremi, ilaç yan etkileri, sistemik lupus eritamotozus gibi altta yatan birincil hastalıklar, anemi, elektrolit dengesizliği gibi komplikasyonlar ruhsal bozuklukları taklit etmekte, yaygınlığın olduğundan fazla görünmesine yol açabilmektedir.

Bu nedenle KBY hastaları multidisipliner bir anlayışla ele alınmalıdır. (9)

Page 12: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

KBY Hastalarında Depresyon

Depresyon diyaliz hastalarında en sık karşılaşılan psikolojik komplikasyon olup genellikle gerçekte var olan, var olma ihtimali olan veya hayal edilen bazı kayıplara karşı bir yanıttır.

KBY hastalarında en sık karşılaşılan psikopatoloji olan depresyon, hastaların yaşamkalitelerini olumsuz etkilemekte, morbidite ve mortalite riskini arttırmaktadır. Bu durum, KBYhastalarında depresyonu tanımanın ve tedavi etmenin önemini göstermektedir.(10)

ŞEKİL 2. KBY ve kontrol gruplarının depresyon riski açısından karşılaştırılması.

Page 13: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

KBY hastalarında Depreasyon Nedenleri

Kronik hastalığı olan kişilerde sosyal, psikolojik ve biyolojik nedenlere bağlı olarak depresyonunEtiyolojisi de multifaktöriyeldir. Bu hastalardaki yüksek depresyon oranları, kişinin sosyalçevresindeki, ruhsal durumundaki ve fiziksel kapasitesindeki uzamış değişiklikleri yansıtmaktadır.

KBY ile ilgili çoğul stresörler depresyon semptomatolojisinde büyük etkiye sahip olabilmektedir.

Diyaliz hastalarında depresyonun en belirgin özellikleri umutsuzluk ve iç sıkıntısıolmaktadır. Diyaliz tedavi rutini ve değişen sağlık düzeylerinin de umutsuzluğu artırarak depresyonepizodlarını tetiklediği düşünülmektedir. Psikodinamik açıdan bakıldığında bu hasta grubundadepresyon kayıp ile açıklanabilmektedir.

Hastalar hem psikolojik olarak hem de somatik düzeyde kayıp yalamaktadırlar. Tedaviye bağımlılık ile gelen kayıplar kişilerde kontrol kaybı duygusu oluşturmaktadırlar Yapılan birçalışmada kontrol kaybının, çalışma durumunu, bilişsel fonksiyonları ve fiziksel fonksiyonu belirleyençok önemli bir faktör olduğu gösterilmiştir .Tüm bunlara alternatif bir bakış açısı ise depresyonun,böbrek yetersizliğinin direkt ya da indirekt bir sonucu olduğu yönündedir. Örneğin, bu hastalarda artmış sitokin ve akut faz reaktan düzeyleri, sitokinlerle indüklenen bir depresyonu düşündürebilir.

Üreminin de merkezi sinir sistemini etkileyerek bazı nörotransmitterlerin sentez ve metabolizmalarını etkileyebileceği düşünülmüştür.Son dönemde yapılmış iki yayına göre daha sık hemodiyaliz uygulaması ile Beck Depresyon Envanteri skorlarında düşme saptanmış olsa da bu konudaki veriler yetersizdir.(11)

Page 14: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

KBY Hastalarında Anksiyete

Makinaya bağımlı olma, otonominin sınırlanması, fiziksel durum ve iş-aile yaşantısının bozulması, özgül stres kaynakları, ölüm tehlikesi, boş vakit ve sosyal etkinliklere katılımın azalması gibi nedenlerle kaygı tepkileri ortaya çıkmaktadır.

Bu ağır fiziksel ve psikososyal stres etkenlerinde etkilenen hastalarda, başta depresyon ve anksiyete bozuklukları olmak üzere, ruhsal bozuklukların sık görüldüğü bildirilmektedir.

Duygularını ifade edebilen, yeni ilgi ve yaşam alanları oluşturabilen hastalar ise kaygı ve diğer zorlanmalarla daha kolay baş edebilmektedirler.(12)

Organik hastalığı olan bazı hastalar, yaşadıkları anksiyete duygusu nedeniyle tıbbi araştırma ve tedavi gibi yaklaşımları reddetme eğilimi gösterebilirler. Hekimin bunu fark etmemesi, hasta-hekim ilişkisini de olumsuz yönde etkileyecektir. Tüm bu söylenenlerin, organik hastalıkla anksiyete arasında oluşabilecek bir kısır döngü oluşturabileceği akılda tutulmalıdır. (13)

Kronik böbrek yetersizliği olan hastalarda anksiyete ile ilgili çalışmalar oldukça sınırlıdır. Kutner ve ark’nın 128 kronik diyaliz hastası üzerinde Zung depresyon ölçeğini kullanarak yaptıkları çalışmada hastaların yaklaşık yarısında klinik açıdan belirgin depresyon ve anksiyete semptomları saptamışlardır.

Aynı zamanda depresyon ve anksiyete skorlarının sosyal işlev görmeme skalası skorları ile ters ilişkili olduğu görülmüştür. Cukor ve ark’nın 70 hemodiyaliz hastasını içeren yapılandırılmış klinik görüşme ile yaptıkları çalışmalarında, hastaların %27’sinin majör anksiyete bozukluğu tanısı aldığı ve bu hastaların yaşam kalitelerinin herhangi bir tanı almayan gruba göre olumsuz etkilendiği görülmüştür.(14)

Page 15: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

Şekil 3 KBY ve kontrol gruplarının anksiyete riski yönünden karşılaştırılması.

Page 16: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

PSİKOPATOLOJİSİ

Psikopatoloji, duygu, düşünce ve davranış bozukluğu, ruhsal bunalım, anormal/uyumsuz davranış üzerine araştırma dalıdır. Bu terim genel olarak psikiyatride patolojinin hastalık süreci olarak kullanılır.Psikolopatoloji, duygu, düşünce ve davranışta sorunlu bir durumun varlığını tanımlar. Evde, işte, sosyal yaşamda işlev bozukluğu söz konusudur. Kişinin kendisinde ve/veya çevresinde sıkıntı/tehlike oluşturur.

Bir konunun, psikopatoloji dahilinde olması için, onun normlardan sapma derecesi (istatistikler normlar, sosyal normlar ve gelişimsel normlar hesaba katılır), davranışın uyumsuzluk derecesi, davranış şıklığı, davranış şiddeti ve süresi, bireyin bireysel ve zihinsel işlem görme düzeyi, duygusal dışavurum ve kontrol, kişinin gerçekliği algılama ve sosyal ilişkilerle baş etme şekli ele alanır.(15)

KRONİK BÖBREK YETMEZLİGİNDE PSKOPATOLJİ

Kronik böbrek yetmezliği yaşamı tehdit eden ,önemli ölçüde iş gücü kaybına ve çeşitli komplikasyonlara yol açan hemen her yaş grubunu en çokta genç erişkinleri etkileyen bir hastalıktır.(16)

Kronik böbrek yetmezliği hastaları hastalıkları nedeniyle her acıdan birçok kayıplara uğramış ve hemen tüm aktiviteleri sınırlanmıştır. Hastalığın başlangıcından itibaren hasta sürekli stres etkeniyle karşı karşıyadır. Ayrıca diyaliz aşamasından sonra yaşamın sürdürülmesi mekanik bir araca bağlıdır. Bu ağır fiziksel ve psikososyal stres etkenlerinin altında kalan hastalarda ruhsal bozuklukların sık görüldüğü bilinmektedir.(17)

Hastaların haftanın belirli günlerinde makineye ve tedavi ekibine bağımlı hale gelmesi, ilaç ve diyet tedavisi, iş yaşamındaki değişiklikler, aile içi rollerinin değişimi, ekonomik güçlükler, cinsel işlevlerdeki bozukluklar, toplumsal yaşamda kısıtlanma ve yaşamı sürdürme endişesi gibi sorunlarla karşılaşırlar(18).

Page 17: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

Bu durumlar, genellikle hastalarda kaygı, öfke, isyan ve umutsuzluk duygusuna neden olur(19).

Bu duyguların artmasıyla hastalarda; yadsıma, negativizm, tedaviyi reddetme ya da uyum güçlüğü, ölüm korkusu, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sorunlar ortaya çıkmaktadır. Diyaliz tedavisi, yalnızca hastaların yaşam sürelerini uzatmak amaçlı değil, hastaları ve ailelerini bütüncül ele alıp, yaşam kalitesini geliştirme bakış açısıyla uygulanması gereken bir tedavi yöntemi olmalıdır (20).

TEDAVİ ŞEKLİ

Kronik böbrek hastalarında ansiyete ve depresyon sıkça görülen sorunlardır.

Hastalığın tedavısınde anksiyete ve depresyonun üstesinden gelmek önem arz

etmektedir. Koronik böbrek hastalarının anksiyete depresyon tedavilerinde

kullanılan belli başlı iki yöntem vadır. Bunlardan biri ilaçlı tedavi diğeri ise

psikoterapi yöntemidir(21). Tedavi, yanlız psikoterapi ya da psikotrop ilaçlarla

desteklenen psikoterapi ile yapılabilir (22).

İlaçlı tedavide kullanılan psikotrop ilaçlar anksiyete ve depresyonun

tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Böbrekten atılan ilaç ve metabolitlerinin

toksik etkilerini özellikle dikkate almak gerekir. Bazı ilaçlar diyalizle vücuttan

atılabilirken, bazılarının bu özelliklerinin olmaması, böbrek hastalarında ilacın

toksik düzeylere çıkmasına ve entoksikasyonlara neden olmaktadır. Barbituratlar

hariç hemen tüm diğer psikotrop ilaçlar kullanılabilir. Barbituratlarla ilgili sorun

diyalizin çekilme sendromu oluşturmasıdır. Hem kısa etkili hem de uzun etkili

barbitüratlar diyalize edilebilir. Kısa etkililer daha çok proteine bağlandıkları için,

böbrek yetmezliği sırasında vücuttan atılmaları daha uzun sürer (23). Yeni nesil

antidepresan ilaçlardan moklobemidin ise böbrek yetmezliğinde rahatlıkla

Page 18: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

kullanılabileceği, serotonin geri alım inhibitörlerinin (24) de orta ve hafif düzeyde

böbrek yetmezliğinde sorun yaratmayacağı bildirilmiştir.

Diğer bir tedavi yöntemi olan psikoterapi yöntemlerinin ise birçok çeşidi bu

popülasyon için yararlıdır. Bazı yöntemler psikiyatrist olmayan kişilerce de

uygulanabildiği halde bazılarının psikiyatristler tarafından gerçekleştirilmesi

gereklidir. Anksiyete ve depresyonun üstesinden gelmede önemli görülen 4

psikoterapi yöntemi olduğu belirtilmektedir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

1. Gevşeme (relaxation) yöntemleri: Hastaya kaslarını gevşetme, rahat soluma,

düşünceleri rahatlık verici konulara yönelterek bunaltıyı azaltma egzersizleri

yaptırılır.

2. Bilişsel – davranışçı sağaltım: Bunda hastanın bunaltı öncesi ve sonrası algıları,

beklentileri ele alınarak yapılan bir bilişsel sağaltım söz konusudur.

3. Destekleyici psikoterapi: Sıkıntı verici bilinçli sorunlar ele alınarak bunlara

çözüm yolları bulunmaya, hastaya güven verici ve rahatlatıcı yollar gösterilmeye

çalışılır. Sorunlarını dinlemek ve paylaşmak genel olarak her hastayı rahatlatıcı bir

yöntemdir.

4. Çözümleyici (analitik) psikoterapi: Bunaltının bilinçdışı kaynaklarını incelemeyi

ve içgörü kazandırarak hastanın köklü çözüm bulmasını amaçlayan psikoterapidir

(25).

Destekleyici anlamda bireysel psikoterapi spesifik semptomları gidermede

faydalıdır. Ancak diyaliz hastaları genellikle inkar mekanizması şeklinde ego

defansı geliştirdikleri için bireysel psikoterapiye dirençli olma eğilimindedir.

Psikolojik problemlerin çözümlenmesi kadar eğitime de yönelik olan grup

psikoterapisi de faydalı olabilir. (26)

Page 19: s3. · Web viewkistleri, diyabetik nefropati, kronik glomerülonefrit, hipertansiyon, nefroskleroz, ürolojik taş Akdeniz ateşi hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek

Grup terapisi bu hastalarda farklı sonuçlar vermektedir. Başarılıysa bu terapi

eğitime doğru yönlendirilmelidir. Küçük bu konuda yaptığı çalışmada ‘Sorun

Çözme Becerilerini Geliştirme Programı’ eğitimi uygulanan hastaların sorun çözme

becerilerinin gelişmesine paralel olarak depresif belirti düzeylerinin azaldığını

durumluk sürekli anksiyete puanlarının düştüğünü ve stresle baş etmede daha etkili

yönlemleri kullandıklarını saptamıştır.

Kronik böbrek hastalarının kendi stresle basa çıkma tutumlarını oluşturdukları

taktirde depresyon ve anksiyeteden uzak kaldıkları görülmüştür. Bu hastaların en

çok kulandıkları stresle başa çıkma yöntemleri; dini olarak basa cikma, pozitif

yeniden yorumlama ve gelişme, şakaya vurma ve zihinsel bos verme olarak tespit

edilmiştir (27). Hastaların kendi stresle başa çıkma yöntemlerini geliştirmeleri

konusunda desteklenmelerinin depresyon ve anksiyeteyi azaltacağı

düşünülmektedir.