PowerPoint Sunusuweb.deu.edu.tr/metalurjimalzeme/pdf/mmm2002Malzeme2/DERS6.pdf · Şekil değişimi...
Transcript of PowerPoint Sunusuweb.deu.edu.tr/metalurjimalzeme/pdf/mmm2002Malzeme2/DERS6.pdf · Şekil değişimi...
MMM 2402 MALZEME BİLİMİ yücel birol
Kırılma türleri Çok sünek orta derecede sünek gevrek
yüksek orta
Kesit
daralması/
%uzama: düşük
Sünek kırılma
tercih edilen
kırılma türüdür!
sünek: kırılma
gerçekleşmeden
önce uyarı verir.
Sünek kırılma türleri
Intragranular(Transgranular)
IntergranularTane içlerinden- taneler arasından boyun verme kayma ile
Transgranüler intergranüler ile kopma kopma
● tek kristalli sünek malzemelerin
kayma kırılması
● Çok kristalli malzemelerde
görülmez!
Kayma düzlemi
kayma kırılması
Çok kristalli malzemelerin tamamen
sünek kırılması: rupture
Saf altın gibi çok yumuşak metaller,
oda sıcaklığında kurşun ve yüksek
sıcaklıklarda diğer metaller,
polimerler, inorganik camlar sünek
kırılma gösterirler.
Bu çok sünek malzemeler kırılma
hattında kesitleri tek bir noktaya
azalıncaya kadar neredeyse %100 kesit
daralması göstererek kırılırlar.
Kopma-rupture
Sünek kırılma (ductile fracture)
● Sünek kırılma, gözle görülür plastik deformas-
yondan sonra, kırılmanın kaçınılmaz olduğunu
haber vererek ve önlem alınmasına fırsat
tanıyarak gerçekleşir.
● Sünek kırılmanın gerçekleşmesi için enerji
gerekir. Malzeme ne kadar sünek ise gerekli
enerji o kadar fazladır.
● Gerilmeler altında metallerin çoğu sünektir.
Seramikler ise gevrektir. Polimerler ise değişik
davranışlar sergilerler.
● Tipik olarak metallerde (çok soğuk
olmadıkça) rastladığımız kırılma türüdür.
● Çatlağın büyümesi ile gerçekleşir.
● Çatlağın ucunda plastik deformasyon
görülür.
● Çatlak kararlıdır.
● Uygulanan gerilme arttırılmadıkça
kendiliğinden büyümeye meğilli değildir.
● Kırılma öncesinde ciddi miktarda enerji
tüketir.
Sünek kırılma
● Çok kristalli malzemelerde
tipik kırılma
● Boyun verme sonrasında üç
eksenli gerilme durumu
oluşur.
● Çatlaklar kırılgan
partiküllerde başlar. Partikül-
matris ara yüzeyinde
boşluklar oluşur.
«cup-cone» kırılması
Sünek kırılma ● önce ciddi miktarda plastik deformasyon
olur.
● Boşlukların oluşması ve birleşmesi ile
(mesela kalıntılar etrafında) gerçekleşir.
● Kırılma yavaş ve genellikle tane içlerinden
ilerler.
● Kalıntılar tane sınırlarında ise, çatlak tane
sınırlarını takip eder.
● Bu durumda kırılma yüzeyi ipliksi veya
sünek taneler arası kırılma karakterini alır.
Sünek kırılma
● Eğer kalıntılar yoksa, boşluklar aşırı
deformasyona uğrayan bölgelerde oluşur
ve bölgesel kayma bantlarına yol açar.
● En sonunda boyun verme veya kayma
kırılması şeklinde kırılmaya neden olur.
● Plastik deformasyon kapasitesi çatlak
büyümesini geciktirir ve aşırı yüklemelere
ve tasarım hatalarına karşı bir güven payı
yaratır.
Yapıda dağılmış
Boşlukların
başladığı
partiküller
Gerilmenin artması
ile partiküllerin
çevresinde
boşlukların oluşması
Oluşan
boşlukların
birleşmesi ile
çatlakların
oluşması
Sünek kırılma mekanizması
Sünek kırılma
Kırılma yüzeyleri-mikro
● Az deformasyon veya deformasyonsuz
● Çatlak ilerlemesi süratli
● Uygulanan gerilmeye dik yönde
● Çatlak klivaj mekanizması (belirli
düzlemlerde atomlar arası bağların
kopması) ile
● tane içinden (klivaj) veya tane
sınırlarında ilerleyebilir.
● Tek ve çok kristalli malzemelerde
● HMK ve HCP metallerde; YMK
metallerde nadir!
● Seramiklerde tipik!
Gevrek kırılma
Makroskopik
Düz kırılma profili
Yok denecek kadar az
boyun verme
Gevrek kırılma
«kristalize» kırılma
yüzeyi
Gevrek kırılma Çok az plastik deformasyon – kırık parçalar birleşir.
Kırılma istisnasız olarak bir hata veya gerilme
konsantrasyon noktasından başlar.
Çatlak dengesizdir. Uygulanan gerilmede bir artış
olmadan da süratle büyümeye meğillidir.
Gevrek kırılma eğilimi:
düşen sıcaklık
artan deformasyon hızı
üç eksenli gerilme (çentik etkisi)
ile artar.
Gevrek kırılma ● Çatlak ilerlemesi hızlı (1/3 ses hızı; çelik için 1
km/s)
● Düşük enerji absorpsiyonu
● Kırılma gerilmesi akma mukavemetinden daha
düşük olur.
● Yorulma sonucunda oluşan mikro çatlaklar gevrek
kırılma ile sonuçlanabilir.
● Kaynaklanmış parçalarda ısıdan etkilenen bölgede
kalıntı çekme gerilmeleri oluşur. Bu bölgede
süneklik de düşüktür.
● Kaynak bölgesinde çekintiler de gevrek kırılmaya
yol açar.
● Çatlak büyümesi klivaj mekanizması ile-belirli
kristallografik düzlemlerde tane içlerinde atom
bağlarının kopması
● HCP kristal yapılı ve
HMK metallerde, çok
düşük sıcaklıklarda ve
yüksek deformasyon hızlarında görülür.
● YMK metallerde ise sadece düşük sıcaklıklarda klivaj
mümkündür.
Gevrek kırılma
[010]
[001]
[100]
Gevrek kırılma
Klivaj quasi-klivaj
Gevrek kırılma ● Gevrek kırılma yaşanan malzemeler
Düşük sıcaklıklarda yumuşak çelik
Yüksek mukavemet çelikleri, Cam / seramikler / beton
Gevrek kırılma Gevrek kırılma
Tane içinden kırılma
Yorulma çatlakları tane
içlerinden ilerler. Kırılma
yüzeyi tane içlerindeki
klivaj düzlemlerini temsil
eden bir tekstürdedir.
Tane arasından kırılma
Yorulma çatlağı tane
sınırlarını takip eder.
Tane sınırları empürite
segregasyonu ile
gevrekleşmiştir.
tane tane
içinden sınırından
Gevrek kırılma-tane içinden Çatlaklar klivaj dediğimiz gevrek bir mekanizma ile
de büyürler.
Gevrek kırılma
yüzeyi-çelik
Tane sınırlarından kırılma
Sünek metaller genellikle inklüzyon ve ikinci faz
partiküllerinde oluşan boşlukların birleşmesi
sonucunda kopar-kırılırlar.
Gevrek metaller tipik olarak tane içlerinden geçen
çatlama ile kırılırlar.
Özel durumlarda çatlaklar tane sınırlarında da
oluşabilir ve tane sınırlarını takip ederek tane
sınırlarından kopma ile sonuçlanabilir.
Tane sınırlarından kırılma
Tane sınırlarında çatlamaya neden olabilecek
durumlar:
Tane sınırlarında gevrek bir fazın çökelmesi
Hidrojen ve sıvı metal gevrekliği
Atmosfer destekli çatlama
Tane sınırı korozyonu
Tane sınırı kavitasyonu ve yüksek sıcaklıklarda
çatlama
Çeliklerde tane sınırlarında hatalı temper işlemine bağlı olarak
gevrek fazlar tane sınırlarında çökelebilir. Temperlenmiş
martensit gevrekliği (350°C) P ve S gibi empüritelerin önceki
ostenit tane sınırlarına segrege olmasından kaynaklanır.
Hidrojen atomları metal
atomları ile birleşerek tane
sınırlarındaki kohezif bağı
zayıflatır. H2 veya H2S gazı
buna neden olabilir. Bu,
çeliklerin kaynak
işlemlerinde önemlidir.
Çelik amonya tankında
tane sınırılarından
kırılma
Tane sınırlarından kırılma
gevrek sünek
Metalurjik unsur Tane sınırlarında
partiküller olan
iri taneli
malzemeler
Tane sınırlarında
partikül bulunmayan
ince taneli
malzemeler
sıcaklık Düşük sıcaklık Yüksek sıcaklık
Gerilme durumu Çentik var-üç
eksenli gerilme
Çentik yok!
Deformasyon hızı yüksek düşük
Yükleme durumu Hidrostatik basınç
(çatlağı geciktirir)
Kırılma şeklini etkileyen faktörler
Kırılma karakteri Kullanılan tanımlar
Kristallografik mod kayma klivaj
Kırılma yüzeyinin
görünüşü
ipliksi Granüler-
parlak
Kırılmaya kadar
şekil değişimi
sünek gevrek
Kırılma hattı Tane içlerinden Tane arasından
Sıcaklık
deformasyon hızı
gerilme durumu
Kırılmayı etkileyen faktörler
MMM 2402 MALZEME BİLİMİ yücel birol
Kırılma mekaniği prensipleri
Yüzey ve merkez çatlakları
uçlarında gerilme dağılımı:
gerilme konsantrasyonu
Bölgesel gerilmenin şiddeti
çatlak ucundan uzaklaşıldıkça
zayıflar
Hatalar gerilme konsantrasyon noktaları! Çatlak, uygulanan gerilmeye
dik yönde konumlanmış, tüm
kesiti geçen bir eliptik yarık;
çatlağın ucundaki maksimum
gerilme (m):
t = yarık-çatlak ucu radyüsü
o = uygulanan gerilme
m = çatlak ucundaki gerilme
a = çatlak boyu
2/1
2
t
om
a
t
problem uzunluğu 2.5x10-2 mm ve uç yarı çapı 2.5x10-4 mm
olan bir merkez çatlağın bulunduğu bir parçaya 170
MPa çekme gerilmesi uygulanmıştır. Çatlak ucundaki
maksimum gerilme ne kadar olacaktır?
o = 170 MPa
2a = 2.5 x 10-2 mm = 2.5 x 10-5m
t = 2.5 x 10-4 mm = 2.5 x 10-7m
m = 2 (170x106 N/m2)
m = 2404 MPa >> 170 MPa
1.25x10-5m
2.5x10-7m
Gerilme konsantrasyonu Maksimum gerilmenin uygulanan nominal gerilmeye
oranına gerilme konsantrasyon faktörü, Kt, denir:
● Kt parçaya uygulanan bir dış gerilmenin çatlak
ucunda ne kadar arttığının bir ölçüsüdür.
● Gerilme artışına neden olan yapısal hatalar
gevrek malzemelerde süneklerde olduğundan
çok daha kritiktir.
1/ 22( )mt
aK
o
Kırılma tokluğu
Kc:
Kırılma tokluğunun bir ölçüsü olan Kc değeri,
çatlaklı parçanın boyut ve şeklinden
bağımsız bir malzeme sabitidir.
malzeme belirli bir gerilme-şekil değişimi
değerinde bölgesel olarak kırılırken
(çatlarken) çatlak kritik bir K (Kc) değerinde
ilerler.
Kırılma tokluğu Kırılma mekaniği prensiplerinden yararlanılarak çatlak
ilerlemesi için kritik gerilme (c) ile çatlak boyu (a)
arasındaki ilişki:
● Kc, kırılma tokluğu, bir malzemenin bünyesinde bir
çatlak bulunduğunda, gevrek kırılmaya gösterdiği
direncin bir ölçüdür.
● Kırılma tokluğunun, Kc, birimi MPam dir.
● Y çatlak ve numune boyutları ve geometrisine, yük
uygulama şekline bağlı birimsiz bir parametredir.
● Numune eninden çok daha kısa çatlaklar içeren
düzlemsel numuneler için Y değeri yaklaşık “1” dir.
Kırılma tokluğu
Yarı-sonsuz genişlikte
bir tabaka levhada
merkez ve kenar
çatlağı
Çatlak yüzey
deplasmanı türleri:
(a) Mod I,
açılma veya çekme
(b) mod II,
düzlem içinde kayma
(c) Mod III, düzlem
dışında kayma-yırtılma.
Plane Stress vs. Plane Strain Kır
ılm
a t
oklu
ğu
kalınlık
Plane strain Plane stress
● İnce numuneler için Kc değeri numune kalınlığına bağlıdır.
● Numune kalınlığı çatlak ölçülerinden çok daha büyük ise,
Kc kalınlıktan bağımsız hale gelir.
Kalın numuneler için Kc değeri «plane strain»
kırılma tokluğu, Kıc, olarak anılır:
«I»: mod I’in geçerli olduğuna atıfta bulunur.
● İlerleyen çatlağın önünde kayda değer bir plastik
deformasyon yaşanmayan gevrek malzemeler
düşük Kıc değerlerine sahiptir ve şiddetli kırılır.
● Sünek malzemeler için Kıc değerleri bir hayli
yüksektir.
«Plane strain» kırılma tokluğu
problem Bir uçak parçası «Plane strain» kırılma tokluğu 35
MPam olan alüminyum alaşımından imal edilmiştir.
Kırılmanın en büyük iç çatlak 2mm uzunluğunda iken
250 MPa gerilme seviyesinde gerçekleştiği belirlen-
miştir. Bu parça için iç çatlak boyu 1mm iken 325
MPa gerilmede kırılma yaşanacak mıdır?
= 250 MPa
a = 1.0 mm Kıc = Y a
Kıc= 35 MPam = Y x 250x106 3.14x1x10-3 Y=2.5
Kıc= 2.5 x 325x106 3.14x0.5x10-3 =32.2 <35 MPam
kırılma yok!
problem Bir uçak kanat parçası «Plane strain» kırılma tokluğu
40 MPam olan alüminyum alaşımından imal edilmiş-
tir. Kırılmanın en büyük iç çatlak 2.5 mm uzunluğun-
da iken 365 MPa gerilme seviyesinde gerçekleştiği
belirlenmiştir. Bu parça için iç çatlak boyu 4mm iken
kırılma hangi gerilmede gerçekleşecektir?
= 365 MPa
a = 2.5 mm Kıc = Y a
Kıc= 40 MPam =Y x 365x106 3.14x1.25x10-3 Y=1.75
= = = 288.5 MPa
Kıc Y a
40 x 106
1.75 3.14 x 2x10-3
Kıc değerini etkileyen faktörler:
sıcaklık
Şekil değişimi hızı
Mikroyapı
● artan şekil değişimi hızı ve düşen sıcaklıkla Kıc
düşer.
● katı eriyik sertleşmesi, dispersoid sertleşmesi veya
deformasyon sertleşmesine bağlı akma dayanımı
artışı ile Kıc düşer.
● tane boyutu küçüldüğünde Kıc genel olarak artış
gösterir.
«Plane strain» kırılma tokluğu
problem
Akma mukavemeti 495 MPa, Kıc değeri 24 MPam olan
7075-T651 alüminyum alaşımı akma mukavemetinin
yarısına denk gelen bir gerilmeye maruz kalmaktadır.
Bu şartlarda müsaade edilebilecek en büyük iç çatlak
boyu nedir? (Y için 1.35 alın!)
= 495 MPa
Kıc = 24 MPam a= 1/ 2
a=(1/3.14) ((24x106)/1.35x247.5x106))2 = 1.65mm
Kıc = Y a Kıc
Y
Charpy ve Izod
Darbe testlerinde
kullanılan numuneler.
darbe tes cihazı.
Çekiç «h» yüksekliğinden
bırakılır ve numuneye
çarpar; kırılma sırasında
harcanan enerji ilk
yükseklik ile kırılmadan
sonra çekiçin çıktığı diğer
yükseklik arasındaki
farktan değerlendirilir.
Kırılma tokluğu testleri
Sünek-gevrek geçişi Yüksek sıcaklıklarda CVN enerji değeri yüksektir ve
sünek bir kırılmaya işaret etmektedir.
Sıcaklık düşerken
darbe enerjisi birden
ve dar bir sıcaklık
aralığında düşer. Bu
aralığın altındaki
sıcaklıklarda darbe
enerjisi sabit ve düşük
bir değerdedir ve
gevrek bir kırılma
olayına işaret etmektedir.
Sünek-gevrek geçişi
kırılma yüzeyi kırılma geçiş sıcaklık ölçümlerinde kullanılabilir.
Sünek kırılmalarda kırılma yüzeyi mat görünümlü ve ipliksi
karakterdedir. (79C’de olduğu gibi)
Oysa tamamen gevrek kırılma yüzeyleri granüllü, parlak bir
görünümdedir. (-59C’de olduğu gibi).
Sünek-gevrek geçişinde kırılma yüzeylerinde bu 2 karakter
farklı oranlarda bulunur. (12C, 4C, 16C, ve 24C örnekleri).
Kayma kırılması oranının sıcaklığa bağlı değişimi grafik hale
getirilir.
-59 -12 4 16 24 79 T (C)
3 temel
sünek-gevrek
geçiş
davranışına
ait şematik
darbe
enerjisi-
sıcaklık
eğrileri
Sünek-gevrek geçisi
Daha sünek gevrek
Sünek-gevrek geçiş sıcaklığı
y > E/150)
Yüksek mukavemetli malzemeler
düşük mukavemetli (YMK-HCP metaller
Düşük mukavemetli çelikler (HMK)
● Bazı alüminyum ve bakır alaşımları gibi düşük mukavemetli
YMK ve bir çok HCP metallerde sünek-gevrek geçişi
görülmez. Bu metaller yüksek darbe enerji değerlerini
azalan sıcaklılarda korurlar; yani düşük sıcaklılarda da
tokturlar.
● Yüksek mukavemetli çelikler, titanyum alaşımları gibi
yüksek mukavemetli malzemelerde de darbe enerjisinin
değişimi sıcaklığa hassas değildir.
● Ancak bu malzemeler, düşük darbe enerjisi değerlerinden
anlaşılabileceği gibi gevrektirler.
● Düşük mukavemetli çelikler gibi HMK kafes yapısına sahip
metallerde ise sünek gevrek geçişi gözlenir. Bu metaller
yüksek sıcaklıklarda sünek-tok iken düşük sıcaklıkta gevrek
davranış gösterirler
Sünek-gevrek geçisi
tanımlar
Ortalama gerilme; m = (max+min)/2
Gerilme aralığı; r = max-min
Gerilme genliği; a = r/2 = (max-min)/2
Gerilme oranı; R= min/max
problem Ortalama gerilmenin 50 MPa ve gerilme genliğinin
225 MPa olduğu bir yorulma testinde,
a) Maks ve min gerilmeleri
b) Gerilme oranını,
c) Gerilme aralığını hesaplayın.
= 50 MPa
= 225 MPa
max =275MPa ; min =-175MPa ; R=-0.64 r=450 MPa
max + min
2 max - min
2
max + min = 100 MPa
max - min = 450 MPa
Sünek malzemelerde bile yorulma ile gerçekleşen
kırılmalar gevrek kırılmadır.
Yorulma testlerinin yapılma nedenleri:
Belli sayıda tekrarlanmak üzere uygulanabilecek
gerilmeleri belirlemek
Belirli bir gerilme seviyesinde ömür belirlemek
Demir esaslı metal ve alaşımları için tekrarlı
Gerilmeler altında mukavemetler “Endurance Limit”
veya “Fatique Limit” şeklinde anılır.
Bir çok diğer malzeme için yorulma sınırı yoktur. Bu
gibi malzemelerde tekrarlı yüklemeler altında
mukavemete yorulma mukavemeti denir.
Yorulma
Yorulma süreci 3 aşamaya ayrılır.
Çatlak oluşması:
yüzeydeki çizik, oyuk, keskin köşe gibi noktalarda
küçük bir çatlak oluşur. çatlak parça içinde gerilme
konsantrasyonu yaratan dislokasyon kümesi, tane
sınırı, kalıntı gibi yapısal hatalarda da oluşabilir.
Çatlak büyümesi:
Yükleme tekrarlandıkça bu çatlak giderek büyür.
Kırılma:
Çatlak, geriye kalan kesit alanı uygulanan yükü
taşıyamayacak kadar büyüdüğünde ani bir kırılma
yaşanır.
yorulma
Yüzeyde gerilme konsantrasyonuna
yol açan mikroçatlak, çizik, vuruk,
çukur, sivri köşe, dislokasyon kayma
adımlarında çatlak başlar!
Aşama I: kristallografik büyüme-
izdüşüm kayma gerilmesinin kritik
değeri aştığı kristal düzlemlerinde
yavaş büyüme; bu çatlak büyümesi
sadece birkaç tane boyunca
gerçekleşir ve çatlak yüzeyi düzdür.
Aşama II: gerilmeye dik yönde daha
hızlı büyüme: çatlak ucu körleşip,
keskinleşerek ilerler; çatlak yüzeyi
pürüzlüdür.
Çatlak sonunda kritik uzunluğa büyür
ve çok hızlı ilerler.
Yorulma aşamaları
Kalan kesitin
gerilmeyi
taşıyamaması:
kopma
Hız: 0.1nm/çevrim m/çevrim
Aşama II
Aşama I
● Yorulma kırılmalarını ayırt etmek güç değildir.
● Çatlağın başladığı yerde kırılma yüzeyi genellikle
düzdür. (Beach mark-crack initiation point).
● Çatlak büyüdükçe kırılma yüzeyi de daha engebeli
hale gelir.
● Striations (konsentrik çizgi izleri): mikroskopta
görülebilir her bir yükleme çevriminden sonra
çatlağın pozisyonunu gösteren çatlak ilerleme-
durma hatlarıdır.
● Kırılma yüzeyinin granüler kısmı: katastrofik
kırılmaya doğru hızlı çatlak ilerleme bölgesi
Yorulma kırılma yüzeyleri
Yorulma kırılması
Yorulma çatlak çizgilerinin tipik replika ve SEM
görüntüleri
● Bu pratik diğer numunelerle maksimum gerilme
genlikleri kademeli olarak düşürülerek tekrarlanır.
● Deney sonuçları her bir numune için kırılmaya
kadar gerçekleşen çevrim sayısının logaritmik
değerine bağlı olarak gerilme şeklinde grafik haline
getirilir.
● S değerleri genellikle gerilme genliği olarak alınır.
Kimi zaman maksimum veya minimum değerlerin
kullanıldığı da olur.
S-N eğrisi
● Bu pratik diğer numunelerle maksimum gerilme
genlikleri kademeli olarak düşürülerek tekrarlanır.
● Deney sonuçları her bir numune için kırılmaya
kadar gerçekleşen çevrim sayısının logaritmik
değerine bağlı olarak gerilme şeklinde grafik haline
getirilir.
● S değerleri genellikle gerilme genliği olarak alınır.
Kimi zaman maksimum veya minimum değerlerin
kullanıldığı da olur.
S-N eğrisi
nl
● Sl gerilme genliğinde nl
çevrimden sonra kırıldı! Sl
nk
●
Sk gerilme genliğinde nk
çevrimden sonra kırıldı! Sk
ni
●
Si gerilme genliğinde ni
çevrimden sonra kırıldı!
Si
S
Log n
S-N eğrisi-wohler eğrisi
yorulma sınırı, fat
< fat ise yorulma kırılması yok!
Yorulma sınırı
fat
N = kırılmaya kadar çevrim sayısı
10 3
10 5
10 7
10 9
riskli
güvenli
HMK çelikler ve Ti
alaşımlarında gerilme
genliği belirli bir değere
düştüğünde S-N eğrisi
yatay hale geçer.
Yorulma sınırı, çevrim
sayısı ne kadar çok
olursa olsun
malzemenin asla
kırılmayacağı
maksimum gerilme
genliğidir.
● Bir çok demir dışı metalde (Al, Cu ve Mg alaşımları)
yorulma sınırı yoktur; çevrim sayısı arttıkça eğri
sürekli aşağı doğru iner. Yorulma kırılması en
sonunda mutlaka yaşanacaktır.
● Bu durum bu metallerde arayer atomlarının
bulunmaması ile ilgilidir.
● Bu tip malzemeler için yorulma mukavemeti
kavramı kullanılır.
● Yorulma mukavemeti: belirli sayıda çevrimden
sonra (107 çevrim) kırılmanın gerçekleştiği gerilme
olarak anılır.
yorulma mukavemeti
Yorulma mukavemeti bazı malzemeler için yorulma
sınırı yoktur!
N = kırılmaya kadar çevrim sayısı 10
3 10
5 10
7 10
9
riskli
güvenli
=
gerilm
e g
enliğ
i
Al, Cu ve Mg gibi demir
dışı ve YMK yapılı
çelikler gibi yorulma
sınırı göstermeyen
malzemeler için belirli
bir çevrim sayısından
sonra (çoğunlukla 107
çevrim) kırılmaya yol
açan gerilme seviyesi
yorulma tasarım
parametresi olarak
kullanılır.
Yorulma testinde sonuçlar gerilme parametresi
çevrim sayısı şeklinde raporlanır (Wohler eğrileri)
çelik
Alüminyum Yorulma mukavemeti
Yorulma sınırı
kırılma(S)
çevrim sayısı (log N) 1 10 100 103 106
Yorulma tasarım parametreleri
Yorulma ömrü
● Bir malzemenin yorulma davranışı tarif eden
diğer bir parametre yorulma ömrü’dür.
● Yorulma ömrü, Nf, belirli bir gerilme seviyesinde
çevrimsel yükleme uygulanan numunenin
kırılmasına kadar geçen çevrim sayısıdır.
● Uzun ömürlü yorulmada yorulma ömrü büyük
ölçüde çatlak oluşmasında geçer.
● Bu nedenle yüzeyi sertleştirmek (mesela shot
peening ile) çatlak oluşmasını geciktirir ve
yorulma ömrünü uzatır.
problem 1045 çeliğinden silindirik
bir çubuk ekseni boyunca
tekrarlı çekme-basma
gerilmelerine maruz
kalmaktadır. Yük genliği
22000 N olduğuna göre
yorulma kırılmasının
olmaması için müsaade
edilebilecek en küçük
çubuk çapının ne
olacağını hesaplayın!
güvenlik faktörü olarak
«2» alın!
problem Güvenli Gerilme genliği =
310 MPa
22000 N =
310x106 N/m2 x kesit alanı
Kesit alanı=
d2/4= 7.1x10-5 m2 = 71 mm2
D = 9.5mm
Güvenlik faktörü 2 olacağına göre
Çubuk çapı en az 19 mm olmalıdır.
problem Kızıl pirinç alaşımından
8mm çapında silindirik
bir çubuk tersinir çekme-
basma yüklemeli
yorulmaya tabi
tutulmaktadır.
Maksimum çekme ve
basma yükleri 7500 N ve
-7500 N ise, yorulma
ömrünü hesaplayın.
problem Max çekme gerilmesi=
7500 N/3.14x(4x10-3)2
= 149.3 MPa
Max basma gerilmesi=
(çevrimin min gerilmesi)
-7500 N/3.14x(4x10-3)2
= -149.3 MPa
Gerilme genliği; a = r/2 = (max-min)/2 = 149 MPa
Yorulma ömrü: 105 çevrim!
Yorulma davranışını etkileyen
faktörler
● Gerilme parametreleri (ortalama gerilme,
gerilme aralığı, frekans...)
● Yüzey kalitesi ve özellikleri
● Kalıntı gerilmeler
● Tasarım ve gerilme konsantrasyonları
● çevresel koşullar (sıcaklık, korozyon)
gerilme parametrelerinin etkisi
Ortalama gerilme Gerilme oranı
Yorulma direnci
Gerilme konsan.
5
bölgesel
uygulan
Yorulma ömrünü etkileyen faktörler Yüzey parlatma (torna izleri vb kusurları yok eder!)
Yüzeyde basma gerilmeleri oluşturmak (uygulanan
çekme gerilmelerini düşürür). Yüzeydeki ince bir
tabaka kumlama vb bir işlemle basma gerilmeleri
altına alınabilir.
Yüzey sertleştirme: çeliklerde yüzeyde C veya N
zengin bir tabaka ile yüzey sertleşmekle kalmaz
ayni zamanda basma gerilmeleri oluşturulur.
Geometrik optimizasyon: iç köşeleri, çentik ve
çukurları yok etmek.
SÜRÜNME
● Bazı malzemeler yüksek sıcaklıklarda ve statik
mekanik gerilmeler altında çalışır. (Örnek:
merkezkaç gerilmeleri tecrübe eden jet motorları
türbin rotorları ve yüksek basınç buhar boruları)
● Malzemeler ağır çalışma koşullarında belirli bir
yükü uzun sürelerle taşımak zorunda olabilir.
● Bu durumda malzeme zamana bağlı olarak
deformasyona uğrar.
● Ortaya çıkan bu deformasyona sürünme denir.
● Sürünme hem süreye hem de sıcaklığa bağlı bir
deformasyon türüdür.
Sürünme nedir?
● Sürünme düşük sıcaklıklardan ziyade yüksek
sıcaklıklarda gerçekleşir.
● Bu nedenle sürünme yüksek sıcaklıklarda çalışan
malzemeler için önemlidir.
● Sabit bir yük altında malzemelerin zamana bağlı,
kalıcı deformasyona uğraması bir parçanın servis
ömrünü sonlandırabilir.
Fe, Ni Cu ve alaşımları ancak yüksek sıcaklıklarda
sürünmeye uğrarken, Zn, Sn, Pb ve alaşımları oda
sıcaklığında bile sürünme yaşarlar.
Sürünme nedir?
Sürünme
Sürünme olayına bütün malzeme türlerinde rastlanır ve
metallerde sadece 0.3-0.4 Tm (Tm: ergime noktası)
üstündeki sıcaklıklarda risk yaratır.
Çok yüksek sıcaklıklarda çalışan türbin kanatçıklarında sürünme çatlağı:
Çatlak yüzeyinde görülen boşluklara dikkat!
sürünme Sabit bir gerilme altında zamana bağlı malzeme
deformasyonu
birincil sürünme: eğim(sürünme hızı) zamanla azalır.
İkincil sürünme: steady-state/sabit eğim
Üçüncül sürünme: eğim (sürünme hızı) zamanla artar
,e
0 t
birincil
ikincil
üçüncül
kopma
Anlık deformasyon
Süre
Sürü
nm
e ş
ekil d
eğiş
imi
● geçiş sürünmesi de denir.
● şekil değişimi-süre eğrisi eğimi (sürünme
hızı) zamanla azalır.
● Bu bölgede deformasyon sertleşmesi olur ve
sürünme direnci artar.
● Bu sürünme şekli metallerde tüm
sıcaklıklarda görülür ve bu nedenle zaman
zaman soğuk sürünme de denir.
Birincil sürünme
● değişmez-kararlı, sabit sürünme de denir.
● eğrinin eğimi ve sürünme hızı sabittir.
● Sürünme sürecinin en uzun aşaması budur.
● deformasyon sertleşmesi ile toparlanma arasında
bir denge oluşmasından kaynaklanır.
● Toparlanma ile malzeme kısmen yumuşar ve daha
fazla deformasyona uğrayabilir.
● Viskoz sürünme ve sadece daha yüksek
sıcaklıklarda karşılaşıldığı için sıcak sürünme
olarak da adlandırılır.
● Kesit alanında aşırı daralma olduğunda üçüncül
sürünme rejimine geçilir.
İkincil sürünme
● En son aşama üçüncül sürünmedir. Bu aşamada
sürünme hızında bir artış gözlenir.
● Bu süreçte malzemede iç çatlaklar, boşluklar, tane
sınırı ayrılmaları boyun verme gibi olaylar
gerçekleşir.
● Üçüncül sürünme bölgesinde deformasyon hızı
süratle artar ve bu sürecin sonunda kopma
gerçekleşir.
● Boyun verme veya iç boşlukların oluşmasına bağlı
olarak kesit alanında ciddi bir azalma olduğunda
gerçekleşir.
Üçüncül sürünme
● Sonunda kırılma-kopma gerçekleşir. Bu süreçte
malzemede iç çatlaklar, boşluklar, tane sınırı
ayrılmaları boyun verme gibi olaylar gerçekleşir.
● Kopma-kırılma malzemede meydana gelen
mikroyapısal ve metalurjik değişimlerin
sonucunda yaşanır: tane sınırlarının ayrılması, iç
çatlakların, boşlukların, yarıkların oluşması vb.
● Çekme yükleri durumunda deformasyon
bölgesinde boyun verme gerçekleşir. Böylece
gerilmeyi çeken net kesit alanı azalır ve kopma
kaçınılmaz olur.
kopma
Anlık e
last
ik
defo
rmasy
on
Defo
rmasy
on
(şekil d
eğiş
imi)
süre
A
E
D
C
B
Birincil
sürünme
İkincil sürünme-
kararlı sürünme
Üçüncül
sürünme
Sürünme eğrisi
kopma
t
e
Δε/Δt (sürünme hızı): uzun süreli uygulamalar
için mühendislik tasarım parametresi.
En düşük sürünme
hızı: ikincil sürünme
bölgesindeki sabit
sürünme hızı
Kopma süresi (tr):
nispeten daha kısa
süreli uygulamalar
için tasarım
parametresi
Sürünme parametreleri
Sabit sürünme hızı ile gerilme ve sıcaklık arasındaki
ilişkiyi tarif eden amprik bağıntılar geliştirilmiştir.
Sürünme hızı vs gerilme ilişkisi:
K1 ve n malzeme sabitleridir.
Logaritmik ifade şekli ile eğimi
“n” olan düz bir çizgi elde edilir.
Sürünme hızı
log
log e
.s
n
Bu şekilde elde edilen en az 2 eğrinin eğimleri
(dε/dt) ölçülerek malzeme sabitleri belirlenir.
dε/dt
dε/dt
dε/dt σ1=55MPa
σ3=69MPa
σ2=62MPa
Sürü
nm
e d
efo
rmasy
onu, e
Süre, t
Sürünme eğrisi
Alüminyuma 180°C’de farklı gerilme seviyelerinde
uygulanan sürünme deneylerinde aşağıdaki sürünme
hızları ölçülmüştür.
süre (st) Sürü
nm
e ş
ekil
değiş
imi
0.0066 1/st
0.0025 1/st
55 MPa
62 MPa
55 MPa gerilme için
62 MPa gerilme için
0066.0
t
e
59 MPa gerilmede sürünme hızını hesaplayın!
problem
e/t=0.0025 st-1
e/t=0.0066 st-1
σ = 59 MPa için:
0044.059102 1.817
t
ehr-1
0.0066 = K.62n
0.0025 = K.55n
2.64 = 62n / 55n
ln2.64 = n.ln62 – n.ln55
n=8.1
K=2.10-17
problem
Deformasyon hızı belirli bir sıcaklıkta (T) ve gerilmede
() sabittir. Deformasyon sertleşmesi toparlanma ile
dengelenir. Gerilme üstü
sürünme hızı
Sürünme aktivasyon
Enerjisi (malzeme
parametresi) gerilme Malzeme sabiti
Sıcaklık
Gerilme
sürünme hızı 10
2 0
4 0
10 0
2 0 0
10 -2 10 -1 1 Sürünme hızı (%/1000hr) e s
ge
rilm
e (
MP
a)
427°C
538 °C
649 °C
e
RT
QK cn
s exp2
sürünme hızı
140 MPa gerilme seviyesinde 817 ve 927 C’de ölçülen
sürünme hızları sırası ile 6.6 x 10-4/st ve 8.8 x10-2/st.
1027 C’de 83 MPa gerilme altında sürünme hızı nedir?
Gerilme üssü, n değeri 8.5.
yukarıda verilen değerlerle 2 bilinmeyenli (K2 ve Qc) 2
denklem kurup K2 ve Qc için çözüm ararız.
RT
QK cn
s exp2e
problem
ln (6.6x10-4) = ln K2 + 8.5 ln 140
e
RT
QK cn
s exp2
problem
Qc
8.31 x 1090
ln (8.8x10-2) = ln K2 + 8.5 ln 140
Qc
8.31 x 1200
K2 = 57.5 /st
Qc = 483.500 J/mol
e. = 57.5 (83)8.5 exp = 4.31 x 10-2/st
483500
8.31 x 1300
problem 10 mm çapında ve 500 mm
uzunluğunda S-590 alaşımlı
silindirik numuneye 730 C’de
çekme gerilmesi uygulanıyor.
2000 st sonra toplam uzamanın
145 mm olması için çekme yükü
ne olmalıdır? İlk anlık sürünme
uzamasını 8.6mm alın.
Toplam uzama=145mm; anlık uzama 8.6mm olduğuna göre,
Kararlı sürünme bölgesindeki uzama= 136.4mm;
Şekil değişimi=136.4/500 = 0.27
Sürünme hızı= 0.27/2000 = 0.000135/st = 1.35x10-4/st
730C’de bu sürünme hızını veren gerilme: 190 MPa 14915 N
● İkincil sürünme viskoz karakterlidir. Minimum
sürünme hızı (V0) bu aşamada eğrinin
eğiminden hesaplanır: Δε/Δt.
● ikincil sürünme evresi sıcaklığa çok hassastır.
● Üçüncül sürünme artan hızla gerçekleşir.
Kopma süresi ile gerilme arasındaki ilişki:
n
r at tr: kopma süresi
a, n: malzeme sabitleri
Kopma süresi
problem
S-590 alaşımlı parçaya 650
C’de 300 MPa çekme
gerilmesi uygulanırsa
kopma süresi ne olur?
Bu şartlarda kopma süresi: 400 saat
● Bir sürünme deneyinden elde edilen en önemli bilgi,
ikincil sürünme bölgesinde sabit eğim değeridir.
● Bu değer en düşük, kararlı-değişmez sürünme
hızıdır.
● Uzun süreli uygulamalar için mühendislik tasarım
parametresidir. Örneğin nükleer santraller için
malzeme, birkaç on yıl için tasarım yapılarak seçilir.
● Oysa servis süreleri daha kısa olan savaş uçaklarının
jet motorları türbin kanatları için tasarım
parametresi kopmaya kadar geçen toplam süredir.
● Bu parametrenin belirlenmesi için sürünme
testlerinin kopmaya kadar sürdürülmesi gerekir.
Genel sürünme davranışı
Gerilme ve sıcaklık etkileri ● Hem sıcaklık hem de gerilme seviyesi sürünme
karakteristiklerini etkiler.
● 0.4Tm nin epey altındaki sıcaklıklarda ve ilk
deformasyondan sonra şekil değişimi esasen
zamandan bağımsızdır.
● Artan gerilme veya artan sıcaklıkla:
deformasyon artar
sürünme hızı artar
toplam kopma süresi kısalır.
sıcaklık ve uygulanan gerilme etkilerinin ölçülmesi için
sabit sıcaklıkta farklı gerilmeler uygulanarak
deformasyonlar ölçülür. Bu farklı sıcaklıklar
için tekrarlanarak sıcaklık ve gerilme etkisi tanımlanır.
Sürü
nm
e d
efo
rmasy
onu
T1 / σ1
süre
T2 / σ2
T3 / σ3
T4 / σ4
T1<T2<T3<T4
σ1<σ2<σ3<σ4
Gerilme ve sıcaklık etkileri
T<0.4Tm
Sürünme davranışını en çok etkileyen faktör
tane boyutudur.
tane boyutu: taneler ne kadar küçük ise,
malzeme o kadar dayanıklıdır.
Ancak ekikohezif sıcaklığın (Te > Tm/2) üstünde
bu etki tersine döner.
İri taneli yapılar ince tanelilerden daha
yüksek sürünme direnci gösterirler.
Tane boyutu etkisi
bileşim: saf metaller alaşımlarından daha
yumuşaktır.
ikinci fazlar dislokasyon hareketine engel
olur. Bu nedenle saf metallerde sürünme
daha fazladır.
Çeliğin sürünme direnci çözeltide kalan Ni,
Co ve Mn gibi ve karbür yapıcı Cr, Mo, W ve
V gibi elementlerle artar.
Alaşım bileşimi etkisi
● Çeliklerde deformasyon sertleşmesi sürünme
direncini arttırır.
● Kırılmanın taneler arasından tane içine dönüştüğü
ekikohezif sıcaklığın altında deformasyon
sertleşmesi sürünme direncini arttırır ve belirgin
bir sürünme deformasyonu görülmez. Dolayısı ile
ikincil sürünme bölgesi yataydır.
● Ekikohezif sıcaklığın üstünde plastik akma hızı
deformasyon sertleşmesi hızını geçer ve sürünme
düşük gerilmeler altında bile devam eder.
Deformasyon etkisi
Çeliklerin sürünme direnci ısıl işlemle etkilenir.
Yapı ısıl işlemle değiştiği için sürünme davranışı
da etkilenir.
Isıl işlem etkisi
Data ekstrapolasyon yöntemleri ● Mühendislik tasarımlarına faydalı olacak sürünme
davranış bilgilerini laboratuar deneylerinden elde
etmek güçtür.
● Bu durum özellikle uzun süreli, yıllar sürebilecek
servis şartları için geçerlidir.
● Bu sorun sürünme ve sürünme kopma testlerinin
denk gerilme seviyelerinde fakat gerekli olandan
daha yüksek sıcaklıklarda yapılması ile aşılabilir.
● Bu şekilde (ağırlaştırılmış ve hızlandırılmış)
testlerin makul sürelerde tamamlanması mümkün
olabilir.
Data ekstrapolasyon yöntemleri ● Bu uygulamada deney sonuçlarının çalışma
şartlarına ekstrapolasyon yöntemi ile
değerlendirilmesi gerekir:
● Popüler bir pratik Larson-Miller parametresinin
(L) uygulanmasıdır.
L = T (C + log tr) = T (20 + log tr)
C: sabit değer; 20
T: sıcaklık (K) ve
tr: kopma süresi (st)
problem S-590 alaşımı için yandaki şekilde
yer alan Larson-Miller bilgilerini
kullanarak, 800C’de 140 MPa
gerilme altında kopma süresini
hesaplayın.
140 MPa gerilme değerinde
Larson-Miller parametresi, L: 24x103
24x103 = T (20 + log tr) = (800+273) (20 + log tr)
22.37 = 20 + log tr
tr için çözersek, tr = 233 saat ( 10 gün)
problem 650 C’de yükleme altındaki 18-8
paslanmaz çeliği için kopma
süresinin 1 yıl olacağı gerilme
seviyesi nedir?
1 yıl = 365 x 24 = 8760
= 8.76 x103 st
Önce bu süre için Larson-Miller
parametresini belirlemek gerekir.
T (20 + log tr) = (650+273) (20 + log 8.76x103) = 22.1 x103
Grafikten gerilme seviyesi : 200 MPa
Yüksek sıcaklık alaşımları
Metallerin sürünme davranışını etkileyen
faktörler:
Ergime noktası
Elastik modül
Tane boyutu
Ergime noktası
Elastik modülü sürünme direnci
Tane boyutu
Yüksek sıcaklık alaşımları ● Sürünme direnci yüksek malzemeler arasında
süperalaşımları, paslanmaz çelikleri ve refrakter
metalleri sayabiliriz.
● Taneler küçük olduğunda tane sınırı kayması artar
ve sürünme hızı da artar.
● Tane çapının bu etkisi düşük sıcaklıklardaki
etkisinden tamamen farklıdır: tane boyutu
küçüldükçe mukavemet ve tokluk artar.
● sürünme şartları için özel üretim teknikleri
geliştirilmiştir: çok uzun taneler üreten yönlenmiş
katılaştırma veya tek kristal üretimi
yönlendirilmiş
kolonsal tane yapısı
ile Yüksek sıcaklık
sürünme davranışı
arttırılmış çok
kristalli süper alaşım
tek kristal yapılı
süper alaşım;
sürünmeye en
dayanıklı
Yüksek sıcaklık alaşımları Geleneksel döküm yöntemi ile üretilmiş Çok kristalli süper
alaşım
Korozyon süreci
Korozyona uğrayan metal
parçada elektrik yük transferi
Kütle transferi-difüzyon,
konveksiyon; migrasyon
e— hareketi ile elektrik akımı iyon hareketi ile elk. akımı
katot anot
Elektrokimyasal ögeler ● oksidasyon reaksiyonlarında Metal atomları
elektron kaybeder/verirler. n adet valens
elektronu olan M metali için:
M Mn+ + ne—
● Bu reaksiyon sonucunda M “n” pozitif yüklü bir
iyon haline gelir.
● Metallerin oksitlenmesine örnek:
Fe Fe2+ + 2e—
Al Al3+ + 3e—
Oksitlenmenin yaşandığı bölgeye anot denir.
● Oksitlenen metalden açığa çıkan her elektron bir
başka maddeye transfer olmalı ve bu maddenin
bir parçası haline gelmelidir.
● Bu prosese redüksiyon reaksiyonu denir.
● Bazı metaller yüksek miktarda Hidrojen iyonu
içeren asit çözeltilerinde korozyona uğrar:
● H iyonları aşağıdaki şekilde redüklenir:
2H+ + 2e— H2
Ve böylece hidrojen gazı açığa çıkar.
Elektrokimyasal ögeler
Metalin temas ettiği çözeltiye bağlı olarak başka
redüksiyon reaksiyonları da vardır:
Çözünmüş oksijen bulunduran bir asit çözeltisinde
redüksiyon:
O2 + 4H+ + 4e— 2H2O
Ya da, yine çözünmüş oksijeni olan nötr veya bazik
sulu çözeltilerde redüksiyon:
O2(g)+2H2O(l)+4e- 4OH-(aq)
Elektrokimyasal ögeler
Korozyon reaksiyonları
Nötr ve alkali ortamlarda
2Me 2Me+++4e- anodik
O2+ 2H2O +4e- 4OH- katodik
2Me+ O2+ 2H2O+4e- 2M+++4OH- toplam
Asidik ortamlarda
M M+++2e- anodik
2H+ +2e- H2 katodik
M + 2H+ M+++ H2 toplam
çinko
H+
H+ H+
H2
e-
e-
Zn2+
anodik reaksiyon: demirin
Fe(s) Fe2+(aq)+2e- korozyonu
katodik reaksiyon:
2H+(aq)+2e- H2 (g) kimyasal
O2(g)+2H2O(l)+4e- 4OH-(aq) atmosferik
O2(g)+4H+(aq)+4e- 2H2O(l) birarada
toplam reaksiyon:
Fe(s)+2H+(aq) Fe2+
(aq) + H2(g) kimyasal
2Fe(s)+O2(g)+2H2O(l) 2Fe2+(aq)+4OH-
(aq) atmosferik
2Fe(s)+O2(g)+4H+(aq) 2Fe2+
(aq)+2H2O(l) birarada
Demir için korozyon reaksiyonları
Redüksiyon reaksiyonu oksidasyon
reaksiyonundan daha yüksek potansiyele
sahip olmalıdır.
Aksi takdirde katodik bir hücre oluşmaz.
Fe e Fe 2 2 -0.440 V
Zn e Zn 2 2 -0.763 V
V V . . .440 763 0323 Korozyonun
relatif ölçüsü
Korozyon potansiyeli hesabı
Demir saf (gazı alınmış) suda neden paslanmaz?
anodik reaksiyon:
Fe(s) Fe2+(aq) + 2e-
katodik reaksiyon:
2H2O(l) + 2e- H2 (g) + 2OH-(aq)
toplam reaksiyon:
Fe(s) + 2H2O(l) Fe2+(aq) + H2(g) + 2OH-
(aq)
Eo (V)
0.44
-0.83
Eocell (V)
-0.39
Saf suda hangi metaller paslanır?
Yeterince aktif olan her metal: Eored < -0.83 V
(alkali metaller, alkali toprak metaller, Al, Mn)
Elektrod potansiyelleri Bu durumda Zn anot olarak davranır ve
korozyona uğrar:
Zn Zn2+ + 2e— -(-0.763 V)
Fe bu çiftte katot rolündedir:
Fe2++ 2e— Fe - 0.440 V
Elektrokimyasal reaksiyon ise,
Fe+2 + Zn Fe + Zn+2 + 0.323 V
hücre reaksiyonuna ait potansiyel 0.323 V
Standart EMF serisi • EMF serisi
Au
Cu
Pb
Sn
Ni
Co
Cd
Fe
Cr
Zn
Al
Mg
Na
K
+1.420 V
+0.340
- 0.126
- 0.136
- 0.250
- 0.277
- 0.403
- 0.440
- 0.744
- 0.763
- 1.662
- 2.363
- 2.714
- 2.924
metal V metal o
daha a
nodik
daha k
ato
dik
daha küçük V o değerine sahip
metal korozyona uğrar. örnek: Cd-Ni hücresi
V =
0.153V
o -
1.0 M
Ni 2+ solution
1.0 M
Cd 2 + solution
+
25°C Ni Cd
Elementlerin sulu ortamda çözünme
eğilimleri emf serisi yardımıyla tahmin
edilebilir: Me Me+ + e—
standart EMF serisi
Giderek daha aktif
(anodik)
Korozyona uğrama
riski artıyor!
Giderek daha asal
(katodik)
Korozyona uğrama
riski azalıyor!
● M1 metalinin oksidasyonu ve M2 metalinin
redüksiyonunu gösteren reaksiyonlar,
● V0’lar standart emf serisinden alınan standart
potansiyel değerleridir.
● M1 oksitlendiği için V01 değeri standart EMF serisi
çizelgesinde verilenin işareti değiştirilerek (tersi)
alınır.
elektrokimyasal hücre potansiyeli
Yukarıdaki reaksiyonların toplamı
toplam hücre potansiyeli, V0
V 0 = V 02 – V 01
V 0 > 0: reaksiyon yazıldığı yönde!
V 0 < 0: reaksiyon ters yönde!
Standart yarım hücreler bağlandığında, EMF
serisinde aşağılarda yer alan metal oksitlenirken
(korozyona uğrarken) yukarda yer alan redüklenir.
elektrokimyasal hücre potansiyeli
● Emf serisi kendi iyonlarının 1 M çözeltisi içindeki
saf metallere ait ideal elektrokimyasal hücreler
için geçerlidir.
● Sıcaklığı ve çözelti konsantrasyonunu değiştirmek
veya saf metaller yerine alaşım elektrotları
kullanmak hücre potansiyelini değiştirecektir.
● Bazı durumlarda reaksiyonun kendiliğinden
gerçekleşme yönü tersine dönebilir.
M1 + M2n+ M1
+n + M2
Konsantrasyon ve sıcaklığın hücre potansiyeli üzerindeki etkisi
M1 + M2n+ M1
+n + M2
M1 ve M2 elektrotları saf metal ise, hücre potansiyeli
mutlak sıcaklığa (T) ve molar iyon konsantrasyonlarına [M1
n+] ve [M2n+], bağlı olacaktır.
Nernst Eşitliği:
T: sıcaklık (K)
R: gaz sabiti (8.314 J/K.mol)
n: reaksiyonda yer alan e— sayısı
F: Faraday sabiti: 96,500 C/mol (6.023x 1023 mol elektron
başına elektrik yükü)
Konsantrasyon ve sıcaklığın hücre potansiyeli üzerindeki etkisi
Oda sıcaklığında (T=25 C) (RT)/F = 0.0592
Reaksiyonun kendiliğinden gerçekleşmesi için V
pozitif olmalıdır.
1 M iyon konsantrasyonlarında ([M1,n+] = [M2,n+]=1)
Konsantrasyon ve sıcaklığın hücre potansiyeli üzerindeki etkisi
problem kendi iyonlarını (Ni+2 ve Cd+2) içeren çözeltilere
daldırılmış saf Ni ve Cd elektrodlarından oluşmuş bir
elektrokimyasal hücre düşünelim; 25 C’de Cd2+ ve Ni2+
konsantrasyonları sırası ile 0.5 ve 10-3 M olsun. Hücre
potansiyelini hesaplayın. Bu şartlarda reaksiyonun yönü
standart hücrede olduğu gibi midir?
Yarım hücre çözelti konsantrasyonları 1 M olmadığından
Nersnt eşitliğini kullanmalıyız.
Bu şartlarda reaksiyonun nasıl gerçekleşeceğini
bilmediğimiz için bir tahminde bulunalım: Bu çiftten Cd
redüklenen, Ni oksitlenen metal olsun!
no problem! Aşağıdaki reaksiyonu seçmiş olduk!
Cd2+ + Ni Cd + Ni2+
V = (VoCd — Vo
Ni) — ln
V = (— 0.403 V — (— 0.250 V)) — log
V = — 0.073 V
V negatif olduğuna göre yukarıdaki reaksiyon yazıldığı gibi
değil ters yönde ilerleyecektir:
Ni2+ + Cd Ni + Cd2+
RT
nF
[Ni2+]
[Cd2+]
0.0592
2
[10-3]
[0.50]
Cd oksitlenir/Ni redüklenir! Fakat bu şartlarda reaksiyonun itici
gücü azalmıştır: 0.073 V > 0.153 V
Cd2+ + 2e- Cd — 0.403 V
Ni2+ + 2e- Ni — 0.250 V
problem kendi iyonlarını (Fe+2 ve Cd+2) içeren 1 M çözeltiye daldırılmış
saf Fe ve Cd elektrodlarından oluşmuş bir elektrokimyasal
hücrede; 25 C’de Cd2+ ve Fe2+ konsantrasyonları sırası ile
2x10-3 ve 0.4 M için, hücre potansiyelini hesaplayın.
Reaksiyonu yazın.?
Yarım hücre çözelti konsantrasyonları 1 M olmadığından
Nersnt eşitliğinden yararlanacağız!
Bu şartlarda reaksiyonun nasıl gerçekleşeceğini bilmediğimiz
için bir tahminde bulunarak Cd ve Fe’den birini oksitlenen,
diğerini redüklenen kabul edelim!
no problem! Aşağıdaki reaksiyonu seçelim:
Cd2+ + Fe Cd + Fe2+
V = (VoCd — Vo
Fe) — ln
V = [— 0.403 V — (— 0.440 V)] — log
V = — 0.031 V
V negatif olduğuna göre yukarıdaki reaksiyon yazıldığı gibi
değil ters yönde gerçekleşecektir:
Fe2+ + Cd Fe + Cd2+
RT
nF
[Fe2+]
[Cd2+]
0.0592
2 [2.10-3]
[0.4]
Cd oksitlenir
Fe redüklenir
Cd2+ + 2e- Cd — 0.403 V
Fe2+ + 2e- Fe — 0.440 V
Galvanik seri
Standart EMF serisi ideal koşullarda elde edilmiş ve
metallerin göreceli reaktifliklerini gösterir; Faydası
sınırlıdır!
Daha gerçekçi ve pratik fayda sunan bir sıralama
Galvanik seridir.
Bu sıralama bir çok metalin ve ticari alaşımın deniz
suyundaki göreceli reaktifliklerini temsil eder.
Üst sıradaki metaller katodik (reaktif değil) iken,
alt sıradakiler anodiktir (reaktif).
Galvanik seri
metal ve alaşımların
deniz suyundaki
reaktifliklerinin
sıralanması!
Platin
altın
Grafit
Titanyum
gümüş
316 paslanmaz çelik
Nikel (pasif)
bakır
Nikel (aktif)
kalay
kurşun
316 paslanmaz çelik
Dökme demir
Demir-çelik
Alüminyum alaşımları
kadmiyum
çinko
Magnezyum
Daha a
nodik
(a
kti
f)
Daha k
ato
dik
(a
sal)
Korozyon hızı ● Korozyon hızı, malzeme kaybı hızı, önemli bir
korozyon parametresidir.
● Bu hız, korozyon nüfuz hızı (CPR); birim zamanda
malzeme yüzeyinden malzeme kalınlık kaybı
(mm/yıl) olarak ifade edilebilir. K W CPR = A t
W: ağırlık kaybı (mg)
t: süre (saat)
: yoğunluk (g/cm3)
A: yüzey alanı (cm2)
K : sabit (mm/yıl için 87.6)
Bir çok uygulama için
kabul edilebilir
korozyon hızı
<0.5 mm/yıl
Birimlere dikkat!
Problem
K W CPR = A t
W: 2.6x106 mg
: 7.9 g/cm3
A: 65 cm2
K : 87.6
Bir tankerdeki 65 cm2 yüzey alanına sahip, paslı
çelik bir parça korozyonla 2.6 kg ağırlık kaybına
uğramış! Korozyon nüfuz hızı 5 mm/yıl olduğuna
göre denizde ne kadar süre kaldığını hesaplayın.
(çeliğin yoğunluğu: 7.9 g/cm3)
K W t = A CPR
87.6 x 2.6x106 t = = 10 yıl 7.9 x 65 x 5
Aktivasyon polarizasyonu
Aktivasyon polarizasyonu için
aşırı voltaj (a) ve akım yoğunluğu (i) arasındaki
ilişki
ve i0 : yarım hücre için sabit
: oksidasyon reaksiyonu için +/redüksiyon için —
i0 : değişim akım yoğunluğu
Oksidasyon hızı hesabı
Zn asit çözeltisinde korozyona uğrar:
Zn + 2H+ Zn2+ + H2
Oksidasyon ve redüksiyon reaksiyonlarının hızı aktivasyon
polarizasyonunca belirlenmektedir.
a) Aşağıdaki aktivasyon polarizasyonu şartlarında
Zn’nun oksidasyon hızını (mol/cm2s) hesaplayın.
b) Korozyon potansiyelini hesaplayın.
problem
no problem!
a) oksidasyon hızı hesabı
Zn’nun oksidasyon hızını hesaplayabilmek için önce hem
oksidasyon hem de redüksiyon reaksiyonu için aşırı voltaj ile
akım yoğunluğunu ilişkisini kurmak gerekir.
Daha sonra bu ifadeler eşitlenerek i değeri için çözüm aranır.
Bu değer korozyon akım yoğunluğudur, ic.
H redüksiyonu için
Zn oksidasyonu için
Bunları eşitleyerek
aktivasyon
polarizasyonu
no problem!
A = C/s
Verilen değerleri kullanarak, log i için çözersek (log ic):
Korozyon hızı (r) ve akım yoğunluğu (ic) arasındaki ilişkiden
no problem!
b) Korozyon potansiyeli hesabı
Korozyon potansiyeli hesabı için ya VH ya da VZn için
kullandığımız denklemlerden birinde i için az önce
bulduğumuz ic değerini kullanabiliriz:
pasivasyon
aktif
pasif
transpasif
Pasif hale geçen bir metalin polarizasyon eğrisi aşağıdaki
grafikteki gibidir: Düşük potansiyel değerlerinde,
aktif bölgede değişim normal
metallerde olduğu gibi
lineerdir.
Potansiyelin artması ile akım
yoğunluğu potansiyelden
etkilenmeyen çok düşük bir
değere düşer.
Bu bölgeye pasif bölge
denir. Potansiyelin daha da
artması ile akım yoğunluğu
tekrar yükselişe geçer:
transpasif bölge log akım yoğunluğu, i (A/cm2)
Ele
ktr
okim
yasa
l pota
nsi
yel,
V(V
)
MMM 2402 MALZEME BİLİMİ yücel birol
Korozyon türleri
Homojen korozyon
Bölgesel korozyon
Galvanik korozyon
Aralık korozyonu
Oyuklanma korozyonu
Taneler arası korozyon
Tercihli çözünme
Erozyonlu korozyon
Gerilmeli korozyon
hidrojen varlığına bağlı Hidrojen gevrekliği
Homojen korozyon ● Homojen korozyon tüm yüzeyde eşit şiddette
gerçekleşen ve yüzeyde bir film veya korozyon
ürünü oluşturan korozyon şeklidir.
● Mikroskobik ölçekte oksidasyon ve redüksiyon
reaksiyonları yüzeyde rastgele gerçekleşirler.
● En yaygın korozyon türüdür.
● Öngörülebildiği ve önlemleri alınabildiği için en
az risk içeren korozyon türüdür.
● Bildik homojen korozyon örnekleri çeliklerin
genel paslanması ve gümüşün lekelenmesi
Galvanik korozyon
Mesela deniz suyunda pirinç
ile temas eden çelik vidalar
korozyona uğrar;
Evlerimizde kullandığımız
su ısıtıcılarında bakır ve
çelik tüpler birbirine bağlı
ise, bağlantıya yakın
bölgede çelik korozyona
uğrar.
Çelik çekirdek çevresine dökülen magnezyum kabukta
galvanik korozyon
Etkileyen faktörler
Anot/Katot yüzey oranı
● Küçükse korozyon hızı
● Büyükse korozyon hızı
korozyon hızı akım yoğunluğuna
(korozyona uğrayan yüzeyde
birim alana düşen akım) bağlı
olduğu için!
Dolayısı ile daha küçük yüzey
alanına sahip bir anotta daha
yüksek bir akım yoğunluğu
olur ve korozyon daha hızlı
seyreder.
Büyük katot
korozyon hızı
galvanik korozyon
küçük katot
küçük anot
büyük anot
korozyon hızı
Galvanik korozyon Galvanik korozyonun etkilerini azaltmak için:
● Eğer farklı metallerin birleştirilmesi kaçınılmaz
ise galvanik seride birbirine daha yakın olanları
seçin.
● anot-katot yüzey oranlarını hesaba katın;
mümkün olduğunda daha geniş bir anot
yüzeyini tercih edin.
● Farklı metalleri elektriksel olarak birbirinden
yalıtmaya çalışın.
● Üçüncü anodik bir metali elektriksel olarak
diğer ikisine bağlayın (bir çeşit katodik koruma)
aralık korozyonu aralıklarda kir ve korozyon ürünleri altında çözelti
durgunlaşır ve bölgesel olarak çözünmüş oksijen
fakirleşmesi yaşanır. Bu gibi bölgelerde oluşan korozyona
aralık korozyonu denir.
Yarık çözeltinin geçmesine izin verecek kadar geniş
çözelti hareketsizliğine sebep olacak kadar dar olmalıdır.
(“mm” nin küçük kesri kadar bir değer!)
Deniz suyuna
daldırılan bu parçada
korozyon pulların
örttüğü alanlarda
yaşanmıştır.
aralık korozyonu için önlemler
● İyi bir tasarım: çözeltinin hareketsizliğine yol
açmayacak şekilde tasarımlar kullanılmalıdır.
● Aralık korozyonuna dayanıklı malzeme seçimi
● aralık korozyonu perçinlenmiş yerine kaynakla
birleştirilmiş levhaların kullanılması halinde
önlenebilir.
● aralıkta biriken kir-pasın sık sık temizlenmesi
de işe yarar.
oyuklanma korozyonu
Oyuklanma korozyonu
● Oyuklanma bir diğer bölgesel korozyon olayıdır.
Bu korozyon türünde yüzeyde küçük oyuk ve
çukurlar oluşur.
● Bu çukur ve oyuklar metal yüzeyine hemen hemen
dik bir yönde (yatay yüzeylerde aşağı doğru)
ilerlerler.
● Çok sinsi bir korozyon olayıdır ve hiçbir alarm
vermeden, çok az malzeme kaybı ile parçanın
servis dışı kalmasına kadar fark edilmeden
ilerleyebilir.
Önlemler
● Oyuklanmaya dayanıklı malzeme seçimi,
● ortamdaki Cl- konsantrasyonun kontrolü,
● inhibitör kullanımı
oyuklanma korozyonu
Taneler arası-tane sınırı korozyonu tane sınırlarını takip eder.
koca bir metalik parça tane sınırlarından ayrılabilir.
özellikle bazı paslanmaz çelik türlerinde görülür.
500-800ºC arasındaki sıcaklıklara ısıtıldıklarında bu
çelikler tane sınırları hasarına hassas hale gelir.
Bu ısıl işlemde paslanmaz çelikteki Cr ve C küçük Cr-
karbür çökeltileri yaparlar. Bu çökeltiler çoğu zaman
tane sınırlarında oluşur.
Cr + C Cr23C6
Tane sınırları çevresi Cr
fakirleşmesi yaşar ve
korozyona hassas hale gelir.
Tane sınırı
Cr
fakirleşmesi
Cr23C6
Tercihli çözünme ● katı eriyik alaşımlarında meydana gelir.
● elementlerden veya fazlardan biri tercihli olarak
çözünür.
● Örnek: pirinçlerde görülen çinkosuzlaşma
● Cu-Zn alaşımından Zn tercihli olarak çözünür.
Çinkosuzlaşan bölgede geriye gözenekli bir bakır kalır
ve mekanik özellikler ciddi zarar görür.
● Ayrıca bu olayda pirincin rengi sarıdan kırmızıya veya
bakır rengine doğru değişir.
● Tercihli çözünme alüminyum, demir, kobalt, krom ve
bu şekilde tercihli çözünmeye yatkın diğer alaşım
sistemlerinde de görülebilir.
Erozyon-korozyon ● Erozyonlu korozyon sıvı hareketi sonucunda
kimyasal etkilenme ve mekanik aşınmanın bir
arada yaşandığı hasar türüdür.
● Hemen hemen bütün metaller erozyonlu
korozyona maruz kalabilirler.
● özellikle koruyucu bir yüzey filminin oluşması ile
korunan-pasifleşen alaşımlar zarar görür.
● Yüzeydeki aşınma koruyucu filmi bozar ve alttaki
metali korozif etkilenmeye açık–savunmasız bırakır.
● Koruyucu filmin yüzeyi tamamen örtecek şekilde
kısa sürede oluşamadığı durumlarda korozyon hasarı
ciddi seviyelerde olabilir.
Erozyon-korozyon ● Bakır ve kurşun gibi yumuşak metaller de bu tür korozyona
hassasiyet gösterir.
● Yüzeyde sıvı akış yönünde izlerin oluşmaya başlamış olması
erozyonlu korozyon hasarının habercisi olabilir.
● Sıvının karakteri de korozyon davranışı üzerinde etkilidir.
● Sıvının akış hızı arttıkça korozyonun hızı da artar.
● sıvıda gaz kabarcıkları ve süspansiyonda katı partiküller
olduğunda erozif etki ve korozyon hasarı şiddetlenir.
● Erozyonlu korozyon sıvı taşıyan borularda, özellikle büküm
bölgelerinde, dirseklerde, boru çapının aniden değiştiği,
sıvının hız değiştirdiği ve aniden türbülanslı hale geçtiği
bölgelerde çok belirgindir. Pervanelerde, türbin kanatlarda ,
vana ve pompalarda bu korozyon türüne sık rastlanır.
Buhar kazanı borularında
erozyonlu korozyon hasarı
Erozyon-korozyon
Erozyonlu korozyon hassasiyeti
daha düşük malzemeler tercih
edilmelidir.
Sıvı içinde taşınan katı partikülleri
ve gaz kabarcıklarını yok etmek
de ciddi fayda sağlar.
Erozyonlu-korozyon hasarını önlemenin en başarılı yolu,
tasarımı, sıvı akışında türbülansı ve yüzeye çarpma
bölgelerini önleyecek şekilde değiştirmektir.
Gerilmeli korozyon ● Gerilmeli korozyon (gerilmeli korozyon
çatlaması) parçanın maruz kaldığı çekme
gerilmeleri ve korozif ortamın birlikte neden
olduğu hasar türüdür.
● Herhangi bir korozif ortama dayanıklı olduğu
bilinen malzemeler ayrıca bir de gerilme tecrübe
ettiklerinde bu korozyon türüne hassas hale
gelebilirler.
● Önce küçük çatlaklar oluşur ve gerilme yönüne
dik yönde büyür ve kopma-kırılmalarla sonuçlanır.
Gerilmeli korozyon ● Metal sünek bile olsa bu şartlarda gerçekleşen
kırılma gevrek bir karakter gösterir.
● Çatlaklar çekme mukavemetinin çok altındaki
gerilme seviyelerinde oluşabilir.
● Bir çok alaşım belirli ortamlarda orta seviyelerdeki
gerilmelere maruz kaldıklarında gerilmeli
korozyona hassas hale gelebilirler.
● Örneğin, paslanmaz çelikler, klorür iyonları
içeren çözeltilerde, Pirinçler ise, amonyaka
maruz kaldıklarında gerilmeli korozyona uğrarlar.
Gerilmeli korozyon ● Bu hasarın ortaya çıkmasında rol oynayan
gerilmenin dışarıdan uygulanması gerekmez.
● Ani sıcaklık değişimleri ile ortaya çıkan artık
gerilmeler, homojen olmayan ısıl genleşmeler, ısıl
genleşme katsayısı farklı fazlardan oluşan çift fazlı
alaşımlarda görülen gerilmeler etkili olabilir.
● Ayrıca, oluştuktan sonra malzeme içinde alıkonan
gaz ve katı korozyon ürünleri de iç gerilmelere
neden olabilir.
Gerilmeli korozyon
Pirinç alaşımında taneler arası gerilmeli korozyon hasarı
Gerilmeli korozyon için
alınabilecek en iyi önlem
gerilmenin şiddetini
azaltmaktır.
Bu yükü azaltarak, ya da
gerilmeye maruz kalan
kesitin alanını arttırarak
yapılabilir.
Ayrıca kalıntı gerilmeleri
azaltmak için bir gerilme
giderme ısıl işleminin de
faydası olur.
filiform korozyonu Metal yüzeyinde bulunan boya veya kaplama
tabakası altında yürüyen bir korozyon olayıdır.
Korozyondan korunma
Korozyondan korunma
Başlıca korunma yaklaşımları:
● Malzeme seçimi
● Çevresel ortamın değiştirilmesi
● Tasarım
● Kaplamalar
● anodik koruma
● katodik koruma
Malzeme seçimi
● en etkili korunma yöntemi çalışma şartları ve
ortamı belirlendikten sonra malzeme seçimidir.
● Standart korozyon referanslarından
yararlanılabilir. Bu çerçevede maliyet önemli bir
faktör olabilir. Ancak, en yüksek korozyon
dayanıklılığı veren malzemeyi seçmek her zaman
ekonomik değildir.
● Mümkünse, Korozyona neden olan ortamın
karakterinin değiştirilmesi bazen en akıllı
çözümdür. Bu şekilde metalin pasifleşmesi
sağlanabilir.
inhibitörler ● İnhitörler korozyona yol açan ortama düşük
miktarlarda ilave edildiklerinde korozif
karakterini azaltan maddelerdir.
● Spesifik olarak hangi inhibitörlerin kullanılacağı
alaşıma ve korozif ortama bağlıdır.
● Etkinliklerini belirleyen mekanizmalar çeşitli ve
değişiktir.
● Bazıları çözeltide korozyona neden olan
çözünmüş oksijen gibi kimyasal aktif madde ile
reaksiyona girerek onu azaltır veya tamamen
ortadan kaldırır.
inhibitörler ● Bazı inhibitör molekülleri kendilerini korozyona
uğrayan yüzeye bağlar; ince koruyucu bir film
oluşturur ve oksidasyon/redüksiyon hızını düşürür.
● İnhibitörler çoğunlukla otomobil radyatörleri ve
buhar kazanları gibi kapalı sistemlerde kullanılır.
tasarım
● Galvanik, yarık korozyonu, erozyonlu korozyon
hadiselerinde tasarım düzenlemeleri çok işe
yarar.
● Tasarımlar devre dışı kalma anlarında korozif
çözeltinin tamamen boşaltılmasına, kolay
temizleme eylemlerine izin vermelidir.
● Çözünmüş oksijen bir çok çözeltinin korozifliğini
arttırdığından havanın dışarda bırakılması
seçeneğini barındırmalıdır.
● Korozyona uğrayan yüzeyler fiziksel olarak bariyer
görevi gören film ve kaplamalarla kaplanabilir.
● Değişik metalik ve metalik olmayan kaplama
malzemeleri mevcuttur.
● Kaplamanın yüzeye tutunması çok önemlidir ve
çoğu kez bunun sağlanması bir ön hazırlık işlemi
gerektirir.
● Kaplama korozif ortamda reaktif olmamalıdır.
Korumakta olduğu metali açıkta bırakmamak için
mekanik hasara dayanıklı olmalıdır.
● Kaplamalar metalik, seramik ve organik (polimer)
olabilir.
kaplamalar
Metalik kaplamalar
Katodik: bariyer tipi!
Kaplamalar gözeneksiz ve kusursuz olmalı!
Bu nedenle bir kaç katmanlı üretilirler.
Eğer kusur olursa alttan açığa çıkan metali geniş
katot alanı nedeniyle süratle korozyona uğratırlar.
Çelik üzerine krom, nikel bakır kaplamalar.
Genelde kozmetik amaçlı da kullanılırlar.
Bu kaplamalar altaki metale göre (bu genellikle
demirli alaşımlar ve çeliktir) katodiktir. Kendileri
çözünmezler.
Ancak çok dikkatli kullanılmaları gerekir.
kaplamalar
Metalik kaplamalar
● Anodik: Çelik üzerine çinko, aluminyum kaplamalar
● Kaplamalardaki süreksizlikler çok kritik değil!
● Kendini feda eden kaplama tipi: Zn, Al kaplamalar
buna örnektir.
● Alttaki metale göre anodik oldukları için öncelikli
olarak kaplama çözünür.
● Ancak bu iki metalin yüzeyinde oksit oluştuğu için
çözünme hızları çok düşüktür.
● Bu kaplamalarda kusur olması çok kritik değildir.
Kusur bölgelerinde de alttaki metali koruyabilirler.
kaplamalar
kaplamalar Organik kaplamalar
Çok çeşitli tipte ve yöntemle kaplanan organik
kaplama mevcut, özellikle çelik esaslı ürünlerin
korunması amacıyla çok yaygın olarak kullanılır.
Kaplamaların süreksiz olması ve iyi yapışması
gerekir
Pasifleşebilen
metal ve
alaşımlar için
Temel prensip
metal veya
alaşımı pasif
olarak
davrandığı
bölgede
tutmaktır.
anodik koruma
Katodik korunma en bilinen koruma yöntemi katodik korumadır.
Bilinen tüm korozyon türleri için kullanılabilir ve
bazı durumlarda korozyonu tamamen durdurur.
Metallerin korozyonu aşağıdaki reaksiyona göre
oluşur.
M Mn+ + ne—
Katodik koruma dış bir kaynaktan korunacak metale
elektron tedarik ederek onu katot yapmaktan
ibarettir. Böylece yukarıdaki reaksiyon ters yönde
gerçekleşerek korozyonu ortadan kaldırır.
Katodik korunma
Toprakaltına döşenen boruların, gemilerin,
otomobillerin korunmasında kullanılır.
İki şekilde uygulanır:
Dışarıdan akım uygulamalı
Kurban anot:
Çinko,
alüminyum ve
Mg anotlar
Katodik koruma uygulamaları
Galvanizli çelik
Zn kaplama
Kurban anotlar
gemi gövdeleri
denizaltılar
(serbest su
dolaşımı olan
bölgeler
Kurban anot Katodik korunma yöntemlerinden biri galvanik bir çiftten yararlanır.
Korunacak metal elektriksel olarak maruz kalınan ortamda daha reaktif
olan bir diğer metale bağlanır. Böylece bu metal oksitlenmeye uğrar,
elektron verir ve korumak istediğimiz metali korozyona karşı korur.
Oksitlenmenin gerçekleştiği metale kurban anot denir. Galvanik serinin
anodik ucunda bulunduklarından Mg ve Zn sıklıkla kurban anot olarak
kullanılırlar.
Toprak altı bir boru
sisteminin Mg kurban
anodu ile katodik
korunması
galvanizleme Galvanizleme bir çeliğin yüzeyinin sıcak daldırma
yöntemiyle çinko kaplanması işidir. Atmosferde ve
birçok sulu çözeltide Zn anodiktir ve bir yüzey hasarı
olduğunda çeliği korur.
Anot-katod yüzey alanı
oranı çok yüksek
olduğu için, çinko
kaplamanın korozyonu
çok yavaş ilerler. çelik
korozif ortam Zn kaplama
anot katod
Diğer bir katodik koruma uygulamasında, metalin
korozyon reaksiyonunu durduracak elektron tedariği
bir dış doğru akım kaynağından sağlanır.
Zoraki akım koruması
Toprak altı tankın zoraki akımla katodik korunması
Akım kaynağının
negatif kutbu
korunacak metale
bağlanır. Diğer
kutup asal bir
anoda-çoğunlukla
grafit kullanılır-
bağlanır.
oksitlenme ● Metallerin oksidasyonu normal hava gibi gaz
atmosferlerinde de mümkündür.
● Oksit filmi metalin yüzeyinde oluşur.
● Buna çoğu kez paslanma, kuru korozyon da denir.
● Sulu çözeltilerde olduğu gibi, oksit filmi oluşması
elektrokimyasal bir süreçtir.
oksitlenme
Metal oksit filmi (MO) gaz (O2)
M M2+ + 2e— ½ O2 + 2e— O2-
Redüksiyon yarı
reaksiyonu yüzey
oksit filmi ile gaz
ara yüzeyinde
gerçekleşir.
● Oksit kalınlığının artması için redüksiyonun gerçekleştiği
oksit filmi-gaz ara yüzeyine elektron taşınması gerekir.
Ayrıca, M2+ iyonları metal-oksit ara yüzeyinden
uzaklaşmalı ve /veya O2- iyonları bu arayüzeye hareket
etmelidir.
● Dolayısı ile oluşan oksit filmi hem iyonların içinden
hareket ettiği bir elektrolit olarak hem de elektronların
transferine izin veren bir elektrik devresi olarak görev
yapar.
● Oluşan oksit filmi, iyonik difüzyona engelleyici ise
ve/veya elektrik iletkenliği sınırlı ise (Bir çok metaloksit
elektriksel olarak yalıtkandır), metali hızlı korozyondan
korur.
oksitlenme
Oksit filmi türleri Oksitlenme hızı (oksit film kalınlığının artması hızı)
ve oluşan oksitin metali daha fazla oksitlenmeden
koruma kapasitesi oksit ve metalin göreceli
hacimlerine bağlıdır.
Bu hacimlerin oranına Pilling–Bedworth (P-B) oranı
denir ve aşağıdaki bağıntıdan hesaplanabilir:
Ao oksitin moleküler-formül ağırlığı
AM metalin atomik ağırlığı
o Oksitin yoğunluğu
M metalin yoğunluğu
Oksit filmi türleri
Metallerin P-B oranları
koruyucu koruyucu olmayan
Oksit film türleri ● P–B oranları “1” den düşük olan metaller de
oksit filmi gözenekli olur ve metal yüzeyini
örtmediği için koruyucu değildir.
● Bu oran “1” den büyük olduğunda film oluşurken
bünyesinde baskı gerilmeleri oluşur.
● P-B oranı 2–3’den büyük ise, oksit filmi
çatlayabilir ve yüzeyden dökülebilir; bu durumda
metal yüzeyi yine korumasız kalır.
● İdeal P-B oranı “1” dir.
● Koruyucu yüzey oksitleri, P-B oranı 1 ile 2
arasında olan metallerde oluşmaktadır.
Oksit film türleri
Koruyucu olmayan oksitler ise, P-B oranı “1” den
düşük veya “2” den büyük metallerde oluşmaktadır.
Filmin koruyuculuğunu diğer faktörler de etkiler.
Bunlar,
● Oksit filmi ile metal arasındaki tutunma-
yapışma,
● benzer ısıl genleşme katsayıları
● Oksitin yüksek ergime noktası ve iyi bir yüksek
sıcaklık plastikliğidir.