marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

54
Tarih: Nisan 2012 Sayı: 6 Reklamcılar Derneği neler yapıyor?... Hamit Demirel Mesleğinizde orijinal olmalısınız... Ezberbozacısı Bana konvansiyonel deme... express baskı

description

Marketing Europe & Anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. Marketing Europe & Anatolia’da reklamcılığın duayenlerinden Oğuzhan Akay’ın ezber bozan yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. Marketing Europe & Anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

Transcript of marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

Page 1: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketingeurope & anatolia

Tarih: Nisan 2012 Sayı: 6

Reklamcılar Derneği

neler yapıyor?...

Hamit DemirelMesleğinizdeorijinalolmalısınız...

EzberbozacısıBanakonvansiyoneldeme...

express

baskı

Page 2: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı
Page 3: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 1

İçindekiler

Sayı: 06 Tarih: Nisan 2012

İmtiyaz SahibiEksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.e-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Genel Yayın Yönetmeni veSorumlu Yazı İşler MüdürüElvin Ekşioğlue-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Haber ve FotoğraflarAgency Europe & Anatolia

Katkıda BulunanlarAli Erdem EkşioğluOğuzhan AkaySeval DubanSeler Cebecioğlu

DanışmanAbdullah Ekşioğlu

İlan RezervasyonMelis Deniz

Yayın TürüSüreli Yayın

Yönetim YeriAgency Europe & AnatoliaFeneryolu Mah. Kızıltoprak İstasyon Cd.Gül Ap. B Blok No: 30 D:11Kadıköy - İstanbul - Tr.Tel: +90 216 414 49 98e-mail: [email protected]

marketing europe & anatoliaAgency Europe & Anatolia tarafındanSüreli yayınlanan bir e-dergidir.

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmet-leri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.

Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, ma-kalelerdeki görüşler ve hukukisorumluluk yazarlara aittir.

Bu derginin yayınlanma sürecindehiçbir ağaç zarar görmemiştir.

http://www.facebook.com/meadergi

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketingeurope & anatolia

Kısa Kısa 02 - 13

Röportaj 16 - 21

Ezberbozacısı 23

Röportaj 28 - 31

Gezi 38 - 43

Kültür –Sanat 46 - 47

Reklam Dünyası 25 - 27

Kampanyalar 33 - 37

Reklam Arası Sinema 44

CV 48 - 49

Nostalji 50

CV

Page 4: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

2 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği Uluslararası Proje Yarışmalarıyla “Yılın Yeşil Beyinleri”ni arıyor. ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Sistemleri Yük-sek Lisans Programı tarafından yaşamsal üçlü olarak nitelendiri-len çevre, enerji ve su kaynak-larının sürdürülebilirliği konu-larında farkındalığı artırmak ve

geliştirmek amacıyla düzenlenen yarışmanın son başvuru tarihi 1 Mayıs 2012. Her iki yarışmaya da katılmak için öğrencilerin iki kişilik takımlar oluşturması gerekiyor. Takımlar yarışmaya çevre, enerji ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği konularında ge-liştirdikleri özgün projeler ile katılabilecekler. Yarışmanın birincisi, Haziran 2012’de finale kalan 3 takımın projelerini ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda sunmasının ardından uluslararası jüri tarafından belirlenecek. Üniversite öğrencilerine yönelik Uluslararası Proje

Yarışması’na (IPC) katılmak isteyen takımlar, çevre, ener-ji ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği konularında özgün projelerini 2 bin kelimeyi aşmayacak ve 3-5 şekil ile des-tekleyerek İngilizce olarak hazırlayacaklar. Projelerde sür-dürülebilirlikle ilişki, özgünlük, yapılabilirlik, etkinlik, fizibili-te analizi ve yazım/çizim kalitesi kriterleri aranıyor. http://sees.ncc.metu.edu.tr/ipc/ adresinden başvuru yapı-lan yarışma sonunda ilk üçe giren takımı oluşturan öğren-ciler, bireysel olarak ödüllendirilecek. Lise öğrencilerine yönelik Uluslararası Kavram Proje Ya-rışmasının (ICPC) konusu da yine yaşamsal üçlünün sür-dürülebilirliği. İki lise öğrencisinden oluşturulan takımlar, 1-3 şekille destekleyeceği 1.000 kelimeden oluşan özgün projelerini Türkçe ya da İngilizce olarak hazırlayabilecek-ler. http://sees.ncc.metu.edu.tr/icpc/ adresinden başvuru yapılan yarışmanın birincisi, yine finale kalan üç takımın Haziran ayında ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda yapa-cağı sunumun ardından belirlenecek. ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda yapacağı sunumun ar-dından belirlenecek. Yarışmada birinci olan takım 1.000 Euro, ikinci 750 Euro, üçüncü 500 Euro ve KKTC gezisi ile ödüllendirilecek.

Yılın yeşil beyinleri aranıyor...

Algida, Konya’da yapı-lacak dev yatırımla pa-zarı daha da büyütme-ye hazırlanıyor. Türkiye’de Çorlu’dan sonra ikinci, tüm dün-yada 35’inci Algida üre-tim tesisi olacak Konya Fabrikasının önümüz-deki yılın mayıs ayında üretime başlayacağı öngörülü-yor. Dünyadaki ilk LEED sertifikalı dondurma fabrikası olması planlanan tesiste, yağmur ve yüzey suyunun ye-niden kullanımı, ısı geri kazanımı, yerinde atık ayrıştır-ma gibi ileri çevre kriterleri uygulanacak.Türkiye’nin dondurmacısı olarak planlı yatırımlar saye-sinde bugünlere gelindiğini vurgulayan Unilever Türkiye Gıda Pazarlama Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Seçkin, “Kriz dönemlerinde bile 1990’dan beri ar-ge, pazarlama, satış, alt yapı gibi alanların tü-münde hedeflerimiz doğrultusunda yatırım yaparak iler-liyoruz” dedi.

Algida, Konya’da...İstanbul Kalkınma Ajansı (İST-KA), kar amacı gütmeyen ku-ruluşlara yönelik 2012 yılı Mali Destek Programı kapsamında, “Çocukların ve Gençlerin Giri-şimcilik, Beceri ve Geleceklerini Destekleme” temalı hibe programı için teklif çağrısında bulundu. İSTKA bu programla; çocukların ve gençlerin bilinçli, sağlıklı, özgüveni yüksek, beceri ve yetkinlikle-rini sürekli geliştiren bireyler olarak toplumsal yaşamın tüm aşamalarına etkin katılım sağlamalarını hedefliyor. Desteklenecek projeler için tahsis edilen toplam kaynak tutarı 25 milyon TL. İstanbul Kalkınma Ajansı, projelere sağlanacak destek miktarının 200 bin TL ile 1 milyon TL arasında değiştiğini açıklarken, proje bütçesinin %90’ına kadar destek sağlanıyor. Projeye; belediyeler, il müdür-lükleri, ilçe milli eğitim müdürlükleri, yerel yönetimler, üniversiteler, ticaret odaları, organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri, sivil toplum kuruluşları, birlikler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları başvuru yapabiliyor.

Gençler için proje...

Page 5: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 3

Kısa Kısa

Ödeme sistemleri alanında tüm dünyada 40 yıldır yaptığı araştırmalarla önemli bir ha-ber kaynağı olan The Nilson Report, bu yıl da, Avrupa’da

kredi kartı sunan ilk 50 banka-yı içeren listesini yayınladı. Garanti Bankası, kredi kartı sektöründe büyüklüğün en önemli ölçütü olan “alışveriş cirosu”na göre oluşturulan listede, 28 milyar 65 milyon ABD Dolarıciro büyüklüğüyle 7. sıraya yerleşti. Konuyla ilgili Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdü-rü Mehmet Sezgin,“Ödeme sistemleri sektöründe en önemli başarı ölçütü, sunduğunuz ürünü ne kadar kul-landırabildiğinizdir. Bu nedenle kredi kartı sıralamasın-da ilk bakılması gereken unsur, ‘alışveriş cirosu’dur. Ga-ranti Bankası olarak, alışveriş cirosunda Avrupa’nın 7. bankası olmak, çalışmalarımızın doğruluğunu kanıtlıyor ve bize daha ileriye gitmek için güç veriyor. Bundan son-rası için Avrupa’da iki ana odağımız var. Öncelikle kredi kartlarındaki yerimizi hızla yükselterek Avrupa’nın ilk 5. bankası arasına girmeyi hedefliyoruz.

Hedef Avrupa’da ilk 5...

Brand Finance’in tüm dünyada yaptığı marka araştırma-sı telekomünikasyon ve perakende sektörlerinin marka liderlerini belirledi. Türk Telekom, Avea ve Turkcell dün-yanın en değerli 500 telekom markası arasında kendile-rine yer bulurken, araştırma Türkiye’nin en değerli pera-kende markasının BİM olduğunu ortaya koydu.Telekom sektörünün en değerli markası 30 milyar dolar marka değeri ile Vodafone olurken, Türkiye’de de faali-yet gösteren Vodafone da dahil olmak üzere en değerli ilk 10 telekomünikasyon markası şöyle sıralandı: VODA-FONE, AT&T, VERIZON, ORANGE, CHINA MOBILE, MOVISTAR, COMCAST, T-MOBILE, NTT DOCOMO, B. Brand Finance’in yaptığı araştırma, telekomünikasyon sektöründe en çok gelişme kaydeden markaların BRIC ülkeleri olarak da bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin markaları olduğunu ortaya koydu. 500 en değerli marka arasında Türkiye’den, Türk Telekom ve Avea ile birlikte Turkcell yer aldı. Türk Telekom Grubu’nun marka değeri 2 milyar dolar, Turkcell’inki ise 1,5 milyar dolar olarak ölçüldü. Türkiye’nin en değerli perakende markası BİM

Türkiye’nin en değerli markaları...

İnternet reklamcılığı konusunda proje yapan İstanbul Şehir Üni-versitesi Endüstri Mühendisli-ği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Vural Aksakallı, IBM’den ödül kazandı. IBM’in dünyada her yıl sadece 50 projeye verdiği Akıllı Ticaret İnovasyon Ödülü’ne layık görülen proje kapsamında internet reklamcılığının sa-yısal yönü incelenecek. Aksakallı, “İnternet reklamcılı-ğı, yakın zamanda radyo reklamcılığını da geçerek TV ve gazetelerden hemen sonra gelen, dünya genelinde yaklaşık 50 milyar dolarlık yıllık ticaret hacmi bulunan çok popüler bir reklam platformuna dönüştü. Bu proje kapsamında internet reklamcılığının sayısal yönlerini araştıracağız ve endüstri mühendisliğinde sıkça kullanı-lan en iyileme, istatistiksel analiz ile veri madenciliği gibi yöntemlerin, internet reklamcılığındaki teorik ve pratik uygulamalarını inceleyeceğiz” dedi.

IBM’den ödül...

Brand Finance’in yap-tığı değerlendirmelere göre perakende sek-töründe dünyanın en değerli markası 38,3 milyar dolar marka de-ğeri ile Walmart olurken, listede ABD’li markaların üstün-lüğü dikkat çekti. Amazon.com, Walgreens, Sam’s Club, ASDA gibi internet üzerinden satış yapan markaların sı-ralamadaki üstünlükleri, internetin perakende sektöründe ne kadar önemli bir paya sahip olduğunu göstermiş oldu. Türkiye’nin en değerli perakende markası ise 1,2 milyar dolarlık marka değeri ile BİM oldu. Cihazlarda Apple üstünlüğüMobil telekomünikasyon cihazı markalarının değerlendiril-diği listede ise ilk sırayı Apple alırken, Steve Jobs’ın yö-netimi altında dünyanın en değerlileri arasına giren şirketi sırasıyla Samsung, Nokia, HTC ve Blackberry takip etti. Donanım kategorisinde ise en değerli markalar sırasıyla CISCO, Ericsson, Alcatel-Lucent, Qualcomm ve Nokia-Siemens oldu.

Page 6: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

4 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Cüneyt Evirgen, Çilek A.Ş.’nin üst yönetimine katıldı. Çocuk ve genç odalarının uzman marka-sı Çilek’te marka, pazarlama ve uluslararası standartlarda pera-kende mağazacılık konularında Yönetim Kurulu Üyesi olarak gö-rev alan Evirgen’in, eğitim ve iş dünyasında sayısız ça-lışmaları var. Çilek A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt EvirgenOrta ve lise eğitimini Robert Kolej’de tamamlayan Dr. Cüneyt Evirgen, 1986 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Matematik bölümlerinden çift lisans diploması aldı. Boğaziçi Üniversitesinde pazarla-ma konusunda yüksek lisans çalışmalarına devam ede-rek MBA derecesi aldı ve 1995 yılında Michigan State University’de aynı konuda doktora çalışmasını tamam-ladı. Dr. Evirgen, Pazarlama Stratejileri, Pazar Araştır-maları, Uluslararası İş Yönetimi ve Perakendecilik ko-nularında uzman olup, bu konuda pek çok çalışmalar yaptı.

Çilek’e yeni atama...Türkiye Kalite Derneği (Kal-Der) ve uluslararası araştırma şirketi KA Araştırma Limited tarafından yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME)’nde 81 vilayette ve 11 bin 479 müşteri görüşmesi ne-ticesinde belirlenen sonuçlar, müşteri memnuniyetinin yeni liderlerini ortaya çıkardı.Bilgisayar destekli telefon anketi (CATI) yapılarak ha-zırlanan Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında, LG, Sony, Bosch, Anadolu Sigorta, Axa Sigorta, Yurtiçi Kargo, Toyota, BİM, İş Bankası, Halk Bankası ve Ziraat Bankası müşteri memnuniyetinde li-der kuruluşlar olarak belirlendi.Sonuçları değerlendiren KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, “Ulusal ekonomiye ve ülkemizin sürdürül-ebilir kalkınmasına hizmet etmek, ülkemizin yarınlarına katkı sağlamak için toplum ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu model ve hizmetleri geliştirmek en önemli görevlerimizdendir” dedi.

Önce müşteri...

Bilyoner.com, tüm ya-ratıcı reklam hizmetleri için Margin reklam ajan-sını seçti1,5 milyondan fazla üye-si bulunan Türkiye’nin li-der şans oyunları sitesi Bilyoner.com, 2012 yılı reklam ve iletişim çalış-

maları için Margin ile anlaştı.Margin’in Bilyoner.com için yaptığı ilk iletişim, 1 Mart’ta hayata geçen Ödüllü Milli Piyango Kampanyası ‘Talih Kuşu Sana Konacak!’ oldu. Site üzerinden Milli Piyango alan katılımcıların Alfa Romeo Giulietta ve iPad çekili-şine katılacakları kampanya, Bilyoner web sitesine ek olarak Twitter ve Facebook üzerinden de kullanıcılara duyuruldu.Şu ana kadar bünyesindeki şans oyunları ile kullanıcıla-rına 1 Milyar TL’nin üzerinde ikramiye kazandıran Bilyo-ner.com, iddia, sportoto ve Milli Piyango şans oyunlarını online olarak oynama imkanı sunuyor.

Bilyoner ajansını seçti...Total’in Etiyopya Genel Müdürlüğü görevini yürü-ten Antoine Tournand, 1 Mart 2012 tarihi itibariyle Total Oil Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. An-toine Tournand HEC’den mezun olup, Fransa’da Tarih ve Fransız Edebiya-tı alanında eğitimlerini ta-mamladıktan sonra profesyonel çalışma hayatına 1993 yılında Total Afrika ve Orta Doğu Bölümü Denetim So-rumlusu olarak başladı. 2001 – 2003 yılları arasında To-tal Strateji, Planlama ve Geliştirme Analisti olarak görev yapan Antoine Tournand, 2003 yılında Total Mozambik Genel Müdürlüğü yaptıktan sonra 2006 yılında Avrupa Pazarlama Bölümü’nde akaryakıt harici Faaliyetler Mü-dürü görevine getirildi. 2009 yılından itibaren Total Oil Etiyopya Genel Müdürü olarak görevlendirilen Tour-nand, yeni görevine 1 Mart 2012 tarihi itibariyle Total Oil Türkiye Genel Müdürü olarak başlıyor.

Total Oil’e atama...

Page 7: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 5

Kısa Kısa

Televizyon ekranlarında yer alan hashtag’ler, son dönem-lerin popüler akımlarından birisi. Fikirlerini belirtme, ken-dinden söz ettirme, sosyalleşme gibi kavramlar, sosyal medya ile yeniden şekillendi. Bir zamanlar televizyon sadece edilgen şekilde izlenirken, günümüzde TV programları ve yerli diziler, ekranlara yer-leştirdikleri hashtag’ler ile izleyicisini aktif kılıyor ve yayına katkısını istiyor.Medya Takip Merkezi (MTM)’nin, 19-25 Mart 2012 tarihle-ri arasını kapsayan araştırmasına göre, geçtiğimiz hafta hashtagi ile izleyenlerini sosyal medyaya yönlendiren ya-pımlardan ilki, TRT 1 ekranlarında yayınlanan “Bir Zaman-lar Osmanlı” dizisi oldu. Dizi, kendi adını taşıyan “#birzamanlarosmanlı” hashtag’i sayesinde, yayınlandığı 19 Mart akşamı ve 20 Mart günü, twitter’da toplamda 700’e yakın iletiye konu oldu.Show TV’nin son zamanlardaki popüler dizisi “Suskunlar” ise, yayınladığı hashtag’de daha farklı bir yol izledi. Dizi, kendi ismini vermek yerine, “#benimbabam” ile hem o bö-lümün konusuna hem de kendi dizisine gönderme yapan iletilere konu olmayı başardı.

Dizi, yayınlandığı gece ve ertesi gün boyunca 1.093 ileti-de yer aldı.Kanal D’nin Cuma akşamları yayınla-nan dizisi “Yalan Dünya”, sosyal medyada adından söz ettirmeyi başaran bir başka yapım oldu. Ürün yerleştirme reklamları ile iletişim sektörüne yakın bir çizgide duran dizi, her hafta yayınladığı farklı hashtag’ler ile de sosyal medyada gizli reklamını yapıyor. Geçtiğimiz hafta, “#çapkınlığıntemelprensibi” ile bölüm-deki çapkınlık konusuna ilgi geçen dizi, aynı hashtag’i ile twitter’da 1.201 kez paylaşıldı.TV programları arasında, aktif sosyal medya kullanımı ile ilgi çeken “Kraliyet Ailesi” serisinden “Disko Kralı”, TV8’de 24 Mart akşamı yayınladığı “#80lerDiskosu” ile twitter’da yüksek yansıma sağlayan programlardan bir diğeri oldu. “Disko Kralı”nın “#80lerDiskosu” hashtag’i 1400’ü aşkın iletiye konu edildi.

Televizyonda seyret twitter’da hashtag’le...

Türkiye’de ofis mobilyası sektöründe fark yaratan ve bu al-anda dünyanın en iyi 10 markası arasında yer alan Nurus Mobilya iletişim ajanslarını belirledi. Nurus, iletişim danışmanlığı hizmetleri için “Bersay İletişim Danışmanlığı” ve reklam ve tasarım hizmetleri için ise “Hep” ile anlaştı.Türkiye’de 85 yıldır ofis mobilyası sektöründe faali-yet gösteren ve bu alanda dünyanın en iyi 10 markası arasında yer alan Nurus Mobilya, iletişim ajanslarını belirledi. Nurus, iletişim danışmanlığı alanında Ber-say İletişim Danışmanlığı ile el sıkıştı. Bersay İletişim Danışmanlığı Nurus’un Stratejik Medya İlişkileri’nden sorumlu olacak.Nurus, reklam ve tasarım çalışmalarında yaratıcı çözüm ortağı olarak 6 yıldır reklam sektöründe faaliyet gösteren Hep İletişim’i seçti. Nurus’un tüm çizgi üstü ve çizgi altı çalışmalarını yaratıcı ve yenilikçi yaklaşımları ile fark yaratan Hep üstlenecek.

Nurus ajanslarını seçti...Apple’ın dijital medya ekip-lerinin uluslararası alanda li-derliğini yapmış olan Ferhan Cook, Dijital İpek Yolu’yla İstanbul’da. Yeni dünyaya şekil veren yaratıcı endüst-rilerin paylaşılmaya değer fikirleri, TEDxSilkRoad orga-nizasyonu ile 11 Nisan’da Or-taköy Feriye Oditoryumu’nda katılımcılarla buluşacak. “Paylaşılmaya değer fikirler” sloganından yola çıkarak gerçekleştirilen ve kâr ama-cı gütmeyen bir kurum olan TED’in bağımsız yerel et-kinliği TEDx SilkRoad organizasyonu, “Dijital İpekyolu” temasıyla İstanbul’da yapılacak. Qualcomm ve Nokia sponsorluğunda bütün gün sürecek olan konferans, ka-tılımcılar ve konuşmacıları direkt iletişime geçirerek fikir paylaşımını sağlayacağı gibi teknolojinin gücünü de kul-lanarak sosyal inovasyon çözümleri üretmeyi amaçla-yacak. Eventbrite aracılığıyla satışa sunulan biletler için http://tedxsilkroad.eventbrite.co.uk

TEDxSilkRoad...

Page 10: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

8 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Turizm Yazarları ve Gazete-cileri Derneği (TUYED) pa-ket turlar ile yurtdışına kaç kişi gittiğini ve gidenlerin hangi ülkeleri tercih ettiğini araştırdı. TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, “TÜİK, geçen yıl toplam 6,2 milyon

yurtdışı seyahati gerçekleştirildiğini açıkladı. Araştırma-mız sonunda paket turla tatile 683 bin 328 kişinin çıktı-ğını belirledik. Geçen yıl gerçekleşen toplam 4,9 milyar dolarlık turizm giderinin 656 milyon 197 bin doları Türk gezginlerin paket tur harcamalarından oluştu” dedi. Köf-teoğlu, geçen yıl paket turlarla Yunanistan´a 85 bin 450, Suriye´ye 75 bin 632, İtalya´ya 75 bin 189 Türk tatilcinin gittiğini açıkladı. Köfteoğlu, bu ülkelerin yanı sıra, İspan-ya, Bulgaristan, Hollanda, Ukrayna, Almanya, Rusya Federasyonu, BDT, Fransa, Avusturya’nın en çok tercih edilen 10 ülkeyi oluşturduğunu belirterek sözlerini şöyle noktaladı: “İlk 10 ülkeye giden Türk turist sayısı 281 bini aşıyor. Geriye kalan 357 bin kişinin de sayıları 150’e ula-şan diğer ülkelere gittiğini görüyoruz.”

Paket turlar...İlk taslaklarından üretim aşamasına kadar yaklaşık iki yıllık bir çalışmayla Volkan Işık tarafından geliştirilen ilk Türk yarış otomobili Volki-car, bir sene içinde 75 adet üretildi. Volkicar, Türkmenistan’a 13, Moldova’ya ise 12 adet ihraç edildi. İlk sezonu tamamlanan V1 Chal-lenge, kış aylarında yerini Volkicar’ı kullanmak isteyen pilotların ve yarışmaya yeni başlayan pilot adaylarının katılabileceği V2 Challenge’a bıraktı. Bölgesel yarışların düzenlendiği V2 Challenge’ın başlamasıyla Volkicar’ın yurtdışı satışlarının yanı sıra yurtiçinde de arttı. İlk olarak İzmir Ülkü Yarış Pisti’ne yapılan 11 adet Volkicar satışı sonrasında Adapazarı’nda yapılması planlanan pist için de 10 tane alınan siparişi tamamladı. İki günde bir tane üretilen, Volkicar’ın üretilen 75 tanesine V1 Challenge organizasyonu ile birlikte şu ana kadar 1.500 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleşti.

Volkicar pistlerde....

Pazarlama dehası Brad’s Drink’e baktığınızda Pepsi’yi görebilmektir. Pepsi, 1898 yılında Brad’s Drink adıyla kuruldu, benzer-siz pazarlama vizyonu sayesinde bugün tüm dünyanın en değerli markalarından biri oldu. Bende bu vizyon var diyorsan ve Türkiye’yi Cannes’de temsil etmek istiyor-san Young Lions Genç Pazarlamacılar yarışmasına katıl markanı geleceğe taşıyacak ajans brief’ini sen yaz. Ya-rışmaya son başvuru 4 Nisan 2012’i. www.rv.org.tr

Brad’s Drink...Tüketici elektroniğinin yeni-likçi Samsung Electronics, televizyonu ev yaşantısının merkezine yerleştirerek, eğ-lence ve bilgi paylaşımında, cihazlar arası bağlantı sınır-larının ortadan kalktığı, yeni bir çağ başlatıyor. Samsung Smart TV’ler ses ve hareket ile kontrol edilebiliyor. Açılma ve kapanma komutları-nın yanı sıra ses alçaltma, yükseltme, kanal değiştirme gibi tüm komutların oturduğunuz yerden szölü olarak veya el hareketiniz ile veriliyor. Smart TV teknolojisi üç temel etken gözetilerek tasarlandı: Akıllı Etkileşim (Smart Interaction), Akıllı İçerik (Smart Content) ve Akıllı Gelişim (Smart Evolution). Samsung Electronics Türkiye Başkanı Sung Yong Hong, Samsung Hi TV Ba-sın Toplantısında,TV’nin, bütün gününü ayrı ayrı birey-sel cihazların önünde geçiren aile bireylerini, büyük ve merkezi bir ekranın önünde bir araya getirmedeki rolünü açıklayarak, Smart TV’nin geleceğini anlattı.

Hi TV...

Page 13: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 11

Kısa Kısa

Intel tarafından tüketicilerin mobil cihazlarıyla etkileşimleri-ni ve mobil cihaz kullanım alışkanlıklarını incelemek ama-cıyla Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’nde gerçekleştirilen “Mobil Etiket” adlı araştırma, mobil cihaz kullanıcılarının alışkanlıklarına ışık tuttu. Redshift Rese-arch adlı bağımsız araştırma kuruluşuna yaptırılan Mobil Etiket Araştırması, cihazların günlük yaşamımızda kendi-lerine ne kadar ciddi bir yer edindiğini ve her geçen gün artan önemini ortaya koyuyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 16 ülkede 12 bin 761 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, cep telefonu ve dizüstü bilgisayar kullanım alışkanlıklarının yanı sıra, bu cihazların kullanımı ile ilgili en fazla rahatsız olunan noktaları da belirledi. Araştırma 16 ülkede toplumda kabul edilebilir sayılabilecek davranışların değişmeye başladı-ğını, kişilerin tolerans düzeylerinin arttığını ve mobil tek-nolojilerin kullanımının hızla yaygınlaşmasıyla birlikte yeni davranış kurallarının ortaya çıkma gerekliliği doğduğunu gösterdi. Güne cep telefonu ve bilgisayar kontrolüyle başlıyoruz16 ülke genelinde araştırmaya katı-lan kullanıcıların yüzde 67’si sabah kalkıp çayını ya da kahvesini içtikten sonra kapıdan çıkmadan önce ilk iş olarak e-postalarını kontrol ediyor ya da ilk tweet’ini atıyor. Hatta araştır-maya katılanların yüzde 23’ü artık yataktan çıkmadan ilk iş olarak bunu yaptıklarını belirtiyor. Mobil cihazı-nı kontrol etmek, Türk kullanıcıların da sabah ilk işleri arasında yer alı-yor. Türkler’in yüzde 31’i sabah daha yataktan çıkmadan, yüzde 27’si kah-valtı sırasında, yüzde 25’i ise işe gittikten sonra cep tele-fonunu ya da dizüstü bilgisayarını kontrol ettiğini söylüyor. Arkadaşlarla birlikte kahve içerken Facebook statüsüne göz atmak, haftasonu tatilinde dizüstü bilgisayarla kaça-mak yapmak ve yatak odasında mobil cihazları kullanmak 16 ülke genelinde artık eskisi kadar rahatsız edici olmayan davranışlar olarak dikkat çekiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 84’ü yolda mesaj atmaya çalışırken dalgınlıkla ken-disine çarpan biri olduğunda hoşgörüyle yaklaşabiliyor. Kullanıcıların sadece yüzde 7’si yatak odalarında mobil ci-haz kullanmayı reddediyor. Arkadaş ortamında Facebook’a göz atmak da ankete katılanların sadece yüzde 7’si tara-fından sorun olarak görülüyor.Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı (yüzde 46) ar-kadaş ortamında da cihazlarını kullanmaya devam ede-ceklerini belirtiyor. Yatak odasına giderken mobil cihazını yanına alanların oranı da aynı şekilde yüzde 46.“Sevgilimden vazgeçerim, telefonumdan vazgeçmem”Mobil Etiket Araştırması mobil cihazların kullanıcılar için ne kadar vazgeçilmez olduğunu da ortaya koydu. Mobil cihazını bırakmamak için bir haftalığına nelerden vazge-çebilecekleri sorulan kullanıcıların yarıdan fazlası (yüzde 52), çikolata ve tatlıdan vazgeçtiğini söylüyor. Çikolata ve tatlıyı yüzde 23 ile çay ve kahve takip ediyor. Katılımcıların yüzde 11’i mobil cihazları yerine tatil günlerinden ya da iş dışındaki zamanlarından feragat ediyor. Bundan daha faz-lasından vazgeçenler de var: Eşlerinden ya da sevgilile-rinden… 16 ülke genelinde sevgilisini gözden çıkaranların

oranı yüzde 9 iken, en fazla Romen kullanıcılar (yüzde 21). Türk kullanıcıların yüzde 37’si çikolata ve tatlıdan, yüzde 26‘sı çay ve kahveden, yüzde 17‘si eşinden ya da sevgili-sinden, yüzde 14’ü de tatil günlerinden feragat ediyor.Mobil cihaz = Yaşam tarzı ve statü sembolüMobil Etiket Araştırması’na katılan kullanıcıların yarıdan fazlası (yüzde 54) mobil cihazların birer statü sembolü ola-rak ya da dikkat çekmek için kullanıldığı, işlevsel olmanın yanı sıra kendilerine bir yaşam tarzı sunduğu görüşünde. Türk kullanıcıların da yüzde 70’i insanların mobil cihazları statü sembolü olarak kullandığını düşünüyor. Türkiye bu oranla listede ilk sırada yer alıyor. 16 ülke genelinde katı-lımcıların yüzde 69’u sosyal medyayı günlük olarak kontrol ettiğini söylüyor. Bu kullanıcıların yüzde 28’i günde 3-4 de-fadan fazla, yüzde 7’si de bir saatten az aralıklarla kontrol ettiğini söylüyor. İngiltere ve Almanya’da kullanıcıların ya-rıdan fazlası (yüzde 53) sosyal medyayı bir günden uzun zaman dilimlerinde kontrol ederken, Mısır (yüzde 90) ve Türkiye’de (yüzde 89) kullanıcıların çoğu her gün ve daha sık kontrol ediyor. Türk katılımcıların yüzde 45’i günde 3 –

4 kez, yüzde 32’si günde bir kez, yüzde 12’si saatte bir kereden, sadece yüzde 11’i haftada bir ya da daha az kontrol ettiği yanıtını veriyor. Türk sosyal medya kullanıcıları, sosyal medyada en fazla insanların izin alma-dan kötüleyici fotoğraf veya bağlantı-larda etiketleme yapmalarını (yüzde 78), kişisel veya özel bilgilerin paylaşıl-masını (yüzde 75), izin almadan baş-kalarının yerinin etiketlenmesini (yüzde 63), tanımadıkları kişilere arkadaşlık isteği gönderilmesini (yüzde 63), şaka

mesajı yayınlamak için başkasının kişisel hesabının kullanılmasını (yüzde 61) görgü kuralları açısın-dan uygunsuz buluyor.Mobil cihaz kullanımının kuralları olmalıAraştırmaya katılanların yüzde 61’i mobil cihaz kullanımı-na bazı kurallar getirilmesi gerektiğini savunuyor. Örneğin araştırmaya katılanlar yemek masasında akıllı telefon ya da dizüstü bilgisayarları görmeyi istemiyor. Şaka niyetine bir başkasının hesabından bir paylaşım yapmak, arkadaş-ların fotoğraflarını onların izni olmadan etiketlemek ya da onlar hakkında gereğinden fazla bilgi vermek, kullanıcıla-rın en kızdıkları konuların başında geliyor. Araştırmaya ka-tılan her 3 kullanıcıdan biri bu konulardan ciddi rahatsızlık duyduğunu ve mobil cihazların halka açık yerlerde yasak-lanması gerektiğini söylüyor. Bu konuda Türk kullanıcılar yüzde 81 oranla başı çekiyor.16 ülke genelinde kullanıcıların en fazla rahatsızlık duy-duğu davranışlar, araç kullanırken mesaj yazmak ve klav-ye kullanmak (yüzde 67) ve halka açık alanlarda yüksek sesle telefonla konuşmak (yüzde 67). Türk halkının mobil cihazların kullanımıyla ilgili en önemli şikayeti halka açık alanlarda telefonda yüksek sesle konuşulması (yüzde 75). Bunu sırasıyla, araç kullanırken mesaj veya yazı yazmak (yüzde 69), rahatsız edici zil sesleri / halka açık alanlarda sesi çok fazla açmak (yüzde 67), mesaj veya yazı yazar-ken çevrede olup bitene veya sohbete karşı ilgiyi kaybet-mek (yüzde 63), başkalarıyla birlikteyken mesaj veya yazı yazmak (yüzde 59) izliyor.

Telefonsuz çıkmam...

Page 14: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

12 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Dünyanın önde gelen dijital&mobil reklam pa-zarlama firmalarından Mobilera Holding hiz-met verdiği markalara bir yenisini daha ekledi. Türkiye’nin 22 yıllık de-neyimli dondurmacısı Algida’nın buzlu içecek kategorisindeki markası Cafe Zero, Mobilera ile çalış-maya başladı. Avrupa’daki tüketicilerle buluştuktan kısa bir süre sonra, farklılığını ortaya koyarak Türk tüketicile-rinin vazgeçemediği lezzetler arasındaki yerini alan özel bir teknolojiyle üretilen ve içindeki küçük buz parçaları sayesinde tüketicilerine benzersiz bir deneyim yaşatan Cafe Zero’nun “cafezero.com.tr” sitesini ve dijital uygu-lamalarını Mobilera hayata geçirecek.Mobilera, en son olarak Dünya mobil endüstrisinin en prestijli ödülü olan Global Mobile Awards 2012’de finale kalmış ve IAB Mixx Awards’da da 6 ödülün sahibi ol-muştu.

Cafe Zero Mobilera’da...Dünyanın en iyi sporcularından Cristiano Ronaldo ile tenisin yıldızı Rafa Nadal, Nike’ın yeni filminde bir araya geldi. Film, bir tenis kulübünde Rafa Nadal’ın servis antrenmanıyla başlıyor. Ortamın sessizliği bir spor araba motorunun çıkardığı gürültüyle birden kesiliyor. Arkadaşıyla tenis oynamak için kulübe gelen Cristiano Ronaldo, korta çıkıyor. Rafa, yeni bir çift Mercurial Vapor VIII giyen Ronaldo’nun tenis maçı için yaptığı ayakkabı seçimini sorguluyor. Nadal’ın şimşek hızında gönderdiği çapraz servise Ronaldo yarım voleyle karşılık veriyor ve maç başlıyor. Arka arka-ya gönderilen voleler (raketle ve ayakkabıyla) hızlı kafa vuruşları, vole ve forehand atışlarıyla devam ederken yeni Mercurial Vapor VIII ayakkabıları Ronaldo’ya mükemmel tutuş ve denge sağlıyor.Filmin tamamını izlemek için www.nikefootball.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Ronaldo, Nadal’a karşı...

Genel Müdürlüğünü Dr. Soner Canko’nun sürdürdüğü Bankala-rarası Kart Merkezi’nin 29 Mart 2012 tarihinde gerçekleşen genel ku-rul toplantısında, Ban-kalararası Kart Merkezi

Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdüren Yalçın Sezen seçildi. Lisans eğitimini, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde tamamlayan Yalçın Se-zen, iş hayatındaki yöneticilik kariyerine T.İş Bankası A.Ş. Teftiş Kurulu’nda başlamış, 1998 yılından itibaren T.İş Bankası’nın muhtelif bölümlerinde yöneticilik yap-mıştır. Nisan 2011’den itibaren Türkiye İş Bankası A.Ş Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdüren Se-zen, Bireysel ve Özel Bankacılık İş Birimlerinden sorum-ludur.

BKM’de atama..Cenk & Erdem, www.muhabbetrekoru.com isimli mikro sitesi üzerinden kesintisiz 52 saatlik muhabbet reko-ru kırdı.Sevilen ikili, internet kullanıcılarını da mu-habbete katarak bu 52 saatlik maraton ile Gu-inness Dünya rekorlar kitabına girmeyi hedefliyor. Cenk & Erdem’in İstanbul’da bir villada gerçekleştirecekleri 52 saatlik rekor denemelerinde, Guiness yetkilileri de onlara eşlik etti. İnternet üzerinden çok sayıda aktivi-te de gerçekleştiren ikili, böylece muhabbet rekorlarını aynı zamanda interaktif bir deneyim haline de getirdiler.Cenk & Erdem’in 52 saatlik muhabbet rekoru denemele-ri www.muhabbetrekoru.com sitesi üzerinden Guinness yetkililerinin ve binlerce dinleyicinin huzurunda yapıldı. Rekor denemesi 13 Nisan Cuma günü öğlenden 15 Ni-san Pazar akşamına kadar sürdü.

Muhabbet rekoru...

yeniyeni

yeni yeni

Page 15: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 13

Kısa Kısa

Cannes Lions Tür-kiye temsilcisi Do-ğan Burda ile Rek-lamcılık Vakfı’nın, Rek lamveren le r Derneği işbirliği, Akmerkez spon-sorluğu ve Getty Images desteğiyle, 4 - 7 Nisan tarihleri arasında gerçek-

leştirdiği Cannes Lions Genç Aslanlar Yarışması Türkiye Elemeleri sonuçlandı.Genç pazarlamacılar, film, internet ve basın kategorisi bi-rincileri, Doğan Burda’nın davetlisi olarak Cannes Yaratı-cılık Festivali’ne gidecek ve Genç Aslanlar Yarışması’nda Türkiye’yi temsilen yarışacaklar.Akmerkez’de gerçekleştirilen Türkiye elemelerinde, film kategorisinde 31 ekip, internet kategorisinde 18 ekip, ba-sın kategorisinde ise 53 ekip ve genç pazarlamacılar kate-gorisinde 7 ekip yarıştı.“Cannes Genç Yaratıcılar Yarışması” Türkiye elemeleri Jüri Başkanı, genç pazarlamacılar, film, ve basın katego-rilerinde Young & Rubicam Kreatif Direktörü Ozan Varışlı, siber kategorisinde ise Rabarba’dan Musa Paça oldu.Bu yıl Cannes’da üçüncüsü gerçekleşecek Genç Pazarla-macılar kategorisinde yarışan ekiplerden kendilerine veri-len brief’e ilişkin strateji oluşturmaları ve reklam ajansına yönelik bir brief hazırlamaları, jüriye sunmaları istendi.Film kategorisindeki ekipler 30 saniyelik bir reklam filmi, basın ve internet kategorilerindeki ekipler ise basın ilanı ve banner çalıştılar.Brief’ler aşağıdaki konularda verildi:Siber kategoride yarışan ekiplerden, WWF önderliğinde gerçekleştirilen “Ekolojik Ayak İzi” çalışmasından esinle-nerek, ekolojik açığın kapatılmasına dikkat çekecek, kişi-leri bilinçlendirecek bir banner hazırlamaları istendi.Genç Pazarlamacılar kategorisinde, Geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreş Turnuvasını dünyaca ünlü, jenerik bir organi-zasyona çevirecek, reklam ajansına yönelik bir kampanya brief’i hazırlamaları istendi.Film kategorisinde yarışan ekiplerden, “Sütçü” Sütleri mar-kasının bilinirliğini artıracak, markanın pazar payını yük-seltecek, 20 – 30 saniyelik bir film hazırlamaları istendi.Basın kategorisinde yarışan ekiplerden, genetiği değiştiril-

miş organizmaların olası etkileri hakkında farkındalık yara-tacak bir basın ilanı hazırlamaları istendi. Jürinin yaptığı değerlendirmeler sonucunda genç pazar-lamacılar, film, internet ve basın kategorilerinde birincilik, ikincilik ve üçüncülük alan ekipler aşağıdaki gibi gerçek-leşti.Genç Pazarlamacılar BirincileriHande Kozlu – Selen Ertem / Vodafone Film Kategorisi BirincileriKerem Tüten- Sungu Hacışabanoğlu / TBWA İstanbulİnternet Kategorisi Birincileriİlker Şener - Can Özmert / Sesli HarflerBasın Kategorisi BirincileriFatih Mehmet Yılmaz / RDB Creative Group - Oğuzhan Atlıman / Gram İstanbulGenç Pazarlamacılar İkincileriÖzge Yıldızhan – Gamze Atmaca / Procter & GambleGenç Pazarlamacılar ÜçüncüleriSeden Ergün – Merve Şener / Efes PilsenFilm Kategorisi İkincileriMelik Atalay – Çağrı Saka / TBWA İstanbulFilm Kategorisi ÜçüncüleriÖzgür Öztürk – Ülkünur Arslan / Alametifarikaİnternet Kategorisi İkincileriEfe Balun – Evrim Aytemür / Rabarbaİnternet Kategorisi ÜçüncüleriCan Suar – Yasin Adatoz / Project HouseBasın Kategorisi İkincileriEce Dinçmen - Volkan Bintepe / Leo BurnettBasın Kategorisi ÜçüncüleriCihan Önder - Mesut Uğurlu /Rafineri Berat Pekmezci - Odisseas Sevsevme / Alametifarika

Genç yaratıcılar yarışması... yeni

Page 16: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı
Page 17: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı
Page 18: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

Yaratıcılık sıradanlaşıyor...Yaratıcılık sıradanlaşıyor...

Page 19: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 17

Röportaj

- Türkiye’de reklamcılığın ekonomik hacmi ne kadardır?- Reklamcılar Derneği, üyesi olan med-ya ajanslarının verileriyle yıllık reklam yatırımlarını açıklıyor. 2011’de toplam 4 milyar 320 milyon TL olarak gerçekle-şen reklam harcamalarında, bir önceki yıla göre % 20’lik büyüme gerçekleşti. 2012 reklam yatırımlarının ise % 15 oranında büyümesini bekliyoruz.- Ülkemizde reklam sektörü ne kadar istihdam sağlamaktadır.-Ajansları baz alarak reklam sektörü-nün yaklaşık 3.000 kişilik bir istihdam sağladığını söyleyebiliriz.- Sektörün yetişmiş eleman ihtiyacı-nı karşıladığı kaynaklar nelerdir ve yeterli midir?-Sektör insan kaynağı ihtiyacını iletişim ve güzel sanatlar fakültelerinden mezun gençlerin yanı sıra farklı disiplinlerden mezunlarla da karşılıyor. Farklılaşmış insan kaynağı yapısı ajansların kreatif süreçlerini besliyor, zenginleştiriyor. Örneğin pazarlama derslerinin ağırlıklı olduğu bölümler ya da sosyoloji, psiko-loji gibi disiplinlerdeki eğitimler sektörün ihtiyacı olan bazı temel donanımlara karşılık gelebiliyor. Bununla birlikte sek-törde mühendislik mezunlarına da rast-layabiliyoruz. Sektörde kariyer yapmak isteyen farklı

disiplinlerden gençler sektörün ihtiyaç duyduğu donanımlara sahip olabilmek, kendilerini geliştirebilmek için yüksek li-sans yapmaya yönelebiliyorlar. İçinde bulunduğumuz dönemde daha çok interaktif iletişim dünyasına özel pozisyonlar için yetişmiş insan kaynağı bulmakta sıkıntı çekildiğini söyleyebili-riz. - Üniversitelerin, iletişim ve reklam bölümleri, uluslararası platforma uy-gun eğitim sağlayabiliyor mu?-İletişim fakültelerinde verilen eğitimle-rin sektörel ihtiyaçları karşılayacak şe-kilde yeniden yapılanması için Avrupa çapında girişimler, platformlar var. Bazı Türk üniversitelerinin de üye olduğu bu platformlarda, son derece dinamik olan sektörle uyumlu, sektörün geli-şim çizgisiyle paralel müfredatlar için çalışılıyor. Üniversiteler akademik müf-redatlarının yanı sıra sektörün güncel dinamiklerini yansıtabilecekleri ders içerikleri için sektörle temas sağlıyor-lar. Reklamcılık Vakfı ve Reklamcılar Derneği olarak bizler de, mesleki ya-yınlarımız ve üniversite işbirliklerimizle sektördeki deneyimlerimizi akademik ortamlara taşıyoruz, başarılı, etkili ileti-şim örneklerini paylaşıyoruz.- Sizce Türk reklamcılığının birinci sıradaki sorunu nedir?

2011’de toplam 4 milyar 320 milyon TL olarak gerçekleşen reklam harcamalarında,

bir önceki yıla göre % 20’lik büyüme gerçekleşti. 2012 reklam yatırımlarının ise % 15 oranında

büyümesini bekliyoruz.Röportaj Elvin Ekşioğlu

Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu BaşkanıAytül Özkan

Yaratıcılık sıradanlaşıyor...Yaratıcılık sıradanlaşıyor...

Page 20: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

18 / marketing europe & anatolia

Röportaj

Son yıllarda reklam sektöründe görülen büyüme, aynı oranda reklam ajansla-rının da büyümesi anlamına gelmiyor. Fikri mülkiyetin, entelektüel sermaye-nin ederi Türkiye’de ne yazık ki halen doğru hesaplanamıyor, karşılığını bul-muyor. Özellikle teknolojinin hızlı geli-şimiyle telif haklarının gündeme gelme-mesi, yaratıcı fikrin sıradanlaşması gibi bir takım sağlıksız ve tehlikeli örnekler oluşuyor. Uygulama mecrası neresi olursa olsun, reklam sektörü, harca-nan parayla değil; kazanılan değer, pa-zar payı ve karlılıkla ölçülmeli; reklam ajansları marka fikirleri ve marka çapı-nın büyümesiyle ilgili kriterlerde değer-lendirilmelidir. Aksi takdirde yaratıcılık alanında yeteneklerimizin gelişmesi ve global arenaya markalarımızı çıkarma hedeflerinde sınıfta kalırız.- Kristal Elma yarışması her yıl ger-çekleşmesinin ardından hep eleş-tirildi. Örneğin bir dalda ödül alan

bir kişinin aynı zamanda aynı dalın değerlendirme jürisinde de yer aldı-ğı ya da ödüllerin hep aynı ajanslara verildiği hiç dillerden düşmedi. Sizin bu konulardaki değerlendirmeleriniz nelerdir?-Kristal Elma’ya başvurular ve değer-lendirme bir yönetmelik çerçevesinde yapılmaktadır. Yönetmelik gereği, jüri üyesi olan kişiler kendi ajanslarına ait işleri oylayamamaktadır. Ayrıca, jüri üyelerinin birbirinin rakibi olan ajans-ların mensubu olduğunu, çalışmaları ne kayıran, ne de yeren değil, objektif olarak değerlendirilebilecek yetkinlikte kişilerden oluştuğunu söyleyebilirim.- Yabancı ortaklı ajansları Türk rek-lamcılığı için faydalı mı yoksa zararlı mı görüyorsunuz? Açıklar mısınız?-Bu sorudaki ‘fayda’ ve ‘zarar’ kelime-lerini doğru bulmuyorum, yerlerine ‘ya-ratıcılık’ ve ‘yetenek’ kelimelerini tercih ederim. Bunlara sahip olan ajanslar tek

Uygulama mecrası neresi olursa olsun, reklam

sektörü, harcanan parayla

değil; kazanılan değer,

pazar payı ve kârlılıkla ölçülmeli;

reklam ajansları marka fikirleri

ve marka çapının büyümesi-

yle ilgili kriterlerde değerlendirilmelidir.

Page 21: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 19

Röportaj

bir ülkede ya da globalde başarılı olur-lar. Ayrıca bu konulara girmeden önce, Türk reklamcılığını net olarak tanımla-yabilmeliyiz. Üzerinde daha çok çalış-mamız gereken önemli bir konu. - Sizce sağlıklı bir, müşteri, halkla iliş-kiler firması, reklam ajansı ve medya satın alma şirketi ilişkisi ve bu oyun-cuların reklam faaliyetleri içerisinde-ki görev ve sınırları nelerdir?-Tek bir marka olduğunu düşünürsek, iletişim ortaklarının sayısı ne olursa olsun, değişik uzmanlık alanlarından çıkan her türlü fikir ve çalışma, marka fikrine, iletişim stratejisine ve uygulama-larına kesintisiz ve istikrarlı bir şekilde entegre edilmelidir. Burada en önemli ve zor görev müşteriye düşer. Eğer bu orkestrasyonu uygulama alanlarıyla ya da ‘satın alma’ yaklaşımıyla sınırlı tutarsa, emek ve paranın, en önemlisi

de marka yaratma çabalarının büyük bir kısmının boşa gittiğini söyleyebili-rim. İletişim bir bütündür, bu yüzden de açık, net, paylaşımcı, bütüne yönelik bir yönetim olmazsa, sonuç vermez.- Türkiye’nin markalaşma ve Türk Malı’nın artı değer kazanma çalış-maları konusundaki düşünceleriniz nelerdir.- Bugün Türkiye’de ciddi bir marka bilin-cinin oluştuğunu görüyoruz. TPE veri-lerine göre Türkiye’de koruma altındaki marka sayısı yarım milyona yaklaştı (485.671 adet). 2011’de 120.000 marka başvursuyla Türkiye Avrupa lideri oldu; marka başvuruları 2011’de önceki yıla göre % 41 arttı.Ancak, operasyonel marka sayısına, yani pazarlamayı fiilen uygulayan mar-kalara baktığımızda, sayının hala çok az olduğunu görüyoruz.

Bugün Türkiye’de ciddi bir marka

bilincinin oluştuğunu görüyoruz.

TPE verilerine göre Türkiye’de

koruma altındaki marka sayısı

yarım milyona yaklaştı (485.671 adet).

2011’de 120.000 marka başvursuyla Türkiye Avrupa

lideri oldu;

Page 22: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

20 / marketing europe & anatolia

Röportaj

Reklamcılar Derneği, “reklam standart ve uygulamalarını geliştirmek; başka kuruluşlarla işbirliği yoluyla iletişim sek-törünün bir bütün olarak gelişmelerden yararlanmasını sağlamak”, “Üyeler arasında bilgi, tecrübe ve düşünce değişimine olanak sağlamak” gibi amaçlarla kurulmuştur. Ulusal ve uluslararası reklam etik yasaları ve uygula-ma standartlarına uyulmasını teşvik etmek, topluma ve tüketiciye karşı sorumluluk duygusuyla davranmak, re-klamveren, ajans ve medya temsilcileri ile ortak sorunların görüşebileceği forum/platformlar içinde yer almak, pazar-lama iletişiminin rolü, reklam esasları, yasalar, yönetme-likler konusunda kamu kuruluşlarıyla işbirliği yapmak gibi uygulamaları hedefler.Derneğimizin aşağıda özetlenen proje ve etkinliklerine baktığımızda, bu hedeflerle uyum içinde çalıştığını görüyoruz.Kamu ve meslek örgütleriyle İlişkilerRTÜK YasasıRTÜK-Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 2 Kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmesi, bu süreçte RTÜK ve bürokrasi ile yakın çalışmalar yapılması, RTÜK Başkanı’nın RD ziyareti; Bant reklamlar, çocuklara yönelik ticari iletişim, reklam kapağı, sponsorluk, ürün yerleştirme/senaryo en-tegrasyonu gibi güncel ve önemli konularda uluslararası

Reklamcılar derneği kuruluş hedefini gerçekleştirmek için neler yapmaktadır?

uygulamaları içeren bir dosyanın RTÜK Başkanlığı’na sunulması. Reklam-çocuk ilişkisi konusunda EASA üyesi ülkelerdeki uygulamalar, yasa ve yönetmeliklerin RTÜK ile paylaşılması.Reklam Kurulu Çalışmaları Reklam Kurulu’nda sektörle ilgili tüm konularda, paylaşımda bulunulması, altyazı, örtülü reklam gibi önemli konularda bilgi sağlanması Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ortak Çalışmalar Bakanlığın 2012 yurtdışı reklam ihalesinde, RD temsil-cisinin görev alması, Bakanlık’ta “Kültür Turizmi” konulu konferans verilmesi, Bakanlığın yurtdışı teşkilatında görev yapacak müşavir ve ataşe düzeyindeki kadrolara yöne-lik “Reklamcılıkta Yeni Trendler ve Dijital Reklam” konulu eğitim verilmesi Girişimcilik Haftası’na Destek 3-6 Aralık 2011 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen “II. Küresel Girişimcilik Zirvesi”ne destek ve katkı sağlanması, süreçteki stratejik planlama çalışmalarına ve kampanyanın yayınına destek verilmesi.Istanbul Intercontinental Advertising CUP 26-27 Ocak 2012’de düzenlenecek organizasyona Reklamcılar Derneği olarak destek verilmesi, RD Başkanı

Page 23: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 21

Röportaj

Aytül Özkan’ın açılış konuşmasını üstlenmesi; RD ve RV Yönetim Kurulları konferansın ana konuşmacısı Slovaj Zizek onuruna bir öğle yemeği daveti verilmesi, konferansın jüri ve ana konuşmacılarına yönelik bir akşam yemeği or-ganizasyonu yapılması Kozmetik Sanayicileri DerneğiReklam Kurulu-Kozmetik Sanayicileri Derneği ortak toplantısında katılan “Reklam Trendleri” konulu bir sunuş yapılması.Sektörle İletişimREM Spot:REM Spot altıncı yılında. Ayda ortalama 4000 kişiye erişim. Medya Paylaşım Toplantıları: 6’şar aylık dönemler hal-inde medya yatırımlarının açıklanması. Medya yatırımları içeriği ve oluşturulma mekaniği ile ilgili sektörle uzlaşı sağlanması www.lionsdrumsnothers.comRD üyesi ajansların uluslararası ödülleri, ödüllü kampanyaları ve finalist derecelerinin duyurulması.Anadolu’daki Reklam Örgütleriyle İlişkiler: İzmir, Bur-sa, Antalya ve Ankara Reklamcılar Dernekleri ile yakın ilişkiler-örgütlerin ev sahipliği yaptığı bir dizi konferansa eğitim/eğitimci desteği sağlanması, RD etkinliklerine davet edilmeleri. RD / Projeler Effie Türkiye 2011’de, Ahmet Pura’nın jüri başkanlığını yaptığı jürinin 4 günlük çalışması sonucunda 164 eserin değerlendirilmesi. 26 Kategoride 15 Altın, 19 Gümüş, 16 Bronz Effie.Effie Et-kililik Endeksi, çoklu katılım ve ek kategorilerle yarışmada yenilikler. İki Türk ajansının önemli başarısı: Medina Tur-gul DDB Avrupa’nın En Etkin Ajansı, Rabarba bağımsız ajanslar sırlamasında dünya 3.sü. Effie 2011 Kazananlar kitabının Ocak 2012’de yayımı.İZ-İletişimin Zirvesindekiler ÖdülüMedya ve reklamveren kesimine yönelik farklı kategorilerde 21 ödül. Sektörde iz bırakan ustalara 12 İZ Özel Ödülü. Yeni RTÜK yasasının hazırlanması ve ilgili yönetmeliğin çıkışıyla sektörün gelişimine önemli katkılarda bulunan RTÜK Başkanı Davut Dursun’a özel ödül verilmesi. Medya Etkinlik Ölçümleri Reklamveren, ajans ve medya kanadının yer aldığı medya etkinlik ölçümleme platformları ve şirketlerinde Reklamcılar Derneği olarak ajansların temsil edilmesi.TİAK A.Ş. TİAK A.Ş.’nin kurulması, TNS’le Televizyon İzleyici Ölçümü Hizmet Sözleşmesi’nin imzalanması, NAM A.Ş. (AGB) tarafından yürütülen ölçüm sisteminin durdu-

rulma kararı, TNS’in Nisan 2012 itibarıyla örneklemi tedri-cen artırarak ölçüme başlaması kararı.AÇİAK AÇİAK Protokol’üne menfi tespit belgesi verilmesi, Aralık 2011’de saha çalışmasının başlaması.BİAK RD, RVD, gazete ve dergiler tarafından “Anonim Şirket” şeklinde yapılanma ve Ana Sözleşme çalışmalarının sürdürülmesi ve son aşamaya gelinmesi.İnteraktif Reklamcılık Derneği – IABEkim 2007’de Reklamcılar Derneği çatısı altında kurulan IAB Türkiye’nin dernekleşmesi, RİAK-Radyo İzleme Araştırma Kurulu Araştırma tarafından yürütülen Radyo Reklam Harcamaları Araştırması’ndan 57’si radyo, 4’ü radyo ajansı ve 7’si me-dya ajansı olmak üzere toplam 68 firmanın yararlanması.Kristal Elma Sektörümüzün ilk ve en kapsamlı yarışması olan ve bu yıl 24.sü düzenlenecek olan Kristal Elma ile yaratıcılık ölçüt-lerinin gelişmesine katkı sağlanması.2011’de, 23. Kristal Elma’da Ana Seçici Kurul, Yaratıcı Medya Seçici Kurulu ve Dijital Seçici Kurulu olmak üzere 3 seçici kurul. 7 ayrı alt kurulda 55 jüri üyesi, 89 farklı kategoride 1.144 reklam katılımı. 1.300 kişilik tören. 85 adet Kristal Elma, 5 adet Büyük Ödül.12 Ocak’ta vefat eden Reklamcılar Derneği kurucusu ve onursal başkanı Eli Acıman’ın 2011’de başlatılan “Eli Acıman Reklam Metni Özel Ödülü” ile anılması.II. Reklam SempozyumuT.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetim Genel Müdürlüğü, Reklam Kurulu İşbirliğiyle, RD, RVD ve RÖK tarafından düzenlenen sem-pozyuma konusunda uzman yerli ve yabancı konukların katılması. Sektörün en güncel iki konusu, dijital reklam standartları ve ürün yerleştirme, kamu ve özel sektörün en üst düzey temsilcileri tarafından ilk kez tartışılması. Sempozyumun açılış konuşmasını Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın yapması,RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun ve Reklam Kurulu Başkanı Ramazan Ersoy’un kamudaki düzenlemeleri aktarması. RD-RV Yaratıcı Endüstriler Vizyonu (Yaratıcı Endüstril-er Girişimi)RD öncülüğünde 10 örgütle başlatılan Yaratıcı Endüstriler Girişimi’nin dernekleşme kararı alması ve mutabakat pro-tokolü imzalaması. İSTKA-2010 “ Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yönelik Yaratıcı Endüstrilerin Geliştirilmesi” Mali Destek Programına fon başvurusu yapılması, koordi-nasyonun RD tarafından yürütülmesi. Tüzük çalışmalarının son aşamaya getirilmesi.

Page 25: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 23

Köşe

Duydum ki, ‘Bana dijital deme’ yazıma tepkiler gelmiş. Ne güzel! Bu, sektörümüzün okuma oranının yükseldiğini gösterir. Şimdi ortada tartışılacak birçok konu varken, tep-ki gösterilmesi, en azından bazı organlarımızın çalıştığını gösteriyor. Umarım bu beyinlerimizdir. Ve umarım, kon-vansiyonel ya da klasik reklamcılığın bittiğini söyleyenler, televizyon izlemiyordur! Ürettikleri viral işlerin; sosyal mec-ranın dehlizlerine giren yüzbinlerce videonun, tweet’in, Facebook, Forsquare, Google + mesajlarının arasından nasıl sıyrılacaklarının hesabını yapıyorlardır! Yapıyorlar mıdır?The Cup’ta sunum yapan creative director’ler, kampan-yalarının nasıl ‘tık’landığını anlatmışlardı. Ama bu ‘tık’lar markaların satışına çok şey katmıyordu. Neden, biliyor musunuz? Çünkü sosyal mecrada, herhangi bir kullanıcı kadar hükmü var markaların. Fazlası değil! Yani herkes eşit. Oysa klasik dediğimiz mecrada hala hükmünü sürdü-ren şudur: Oraya sadece ünlüler ya da ünlü olabilecekler çıkar. Parası olan, yeteneği olan ama bunu göstermesine izin verilen konuşur. Türkiye’de markalar için itibarın yolu, TV’den geçer. Almanya’da ise kaliteden. O kalite, itibarını böyle peydahlar. İster klasik, ister dijital, ister mobil mecra-da. Her neredeyse, kendisini belli eder. O yüzden, bilme-diğiniz mecralara dalarken, yanınızda rehber bulundurun. Bunu da henüz çoğunda fikir adamlarını barındırmayan ya da barındıramayan dijital ajanslarda değil, bu sektörü ku-ran ve geliştiren, özellikle de idealist, bağımsız ajanslarda

bulacaksınız. Onların o ana kadar bu işi yapıp yapmaması da önemli değil. Çünkü, araba kullanmak için, motoru sö-küp takmak gerekmez. Reklamcı dinler, araştırır, öğrenir, çözüm bulur ve bunu iletişime yansıtır. Yani siz fikrin pe-şinde koşun.Ajansların ne olduğunu böyle sorgulayın. Fikir adamınız, adamlarınız var mı? diye sorun ajanslara.Bizi juniorlarla mı senior adamlarla mı, patron düzeyinde mi, dıdının dıdısı olarak mı? ağırlayacaksınız deyin. Bağımsız ajanslar deyip duruyorum. Çünkü büyük ajans-larda büyük işler yapmış ve kendini kanıtlamış adamlar bu ajanslarda artık. Büyük dediğiniz yerlerde ise işi ve süreç-lerini tümüyle kavrayamayan ve henüz ego sorunlarıyla başa çıkılamayan kişiler var. Bunlar da iş yapım süreç-lerinde işlerin daha maliyetli olmasına yol açacak her ne varsa iyi niyetle yapıyorlar.Sözgelimi, bir film yapılıyorsa filmin kurgusu bittikten sonra çekim mekanını sorgulayabiliyorlar :) Sanki hiç PPM yapıl-mamış gibi...Sonuçta kimsenin alınmasına gerek yok kısacası. Yarası olan gocunur.Sektörde dijital ajans olarak da fikir bulan bulan ajansları-mız, az da olsa var.Onlar da sonuçta, bu ikiliğin sona ereceğini biliyorlar. Aslo-lan bilgi ve iş yapış becerisi ve fikir.Ne konvansiyonel, ne dijital. Sen fikri al! Mümkünse 360 derece olsun :)

ezberbozacısıOğuzhan Akay

Peter Pan’e mektuplar...4

Bana konvansiyonel reklamcılık deme!

Page 26: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı
Page 27: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 25

Reklam Dünyası

Usain Bolt ve Visa Takımı atletleri Visa Europe’un “Haya-tın Daha Hızlı Akışı İçin” 2012 Reklam Kampanyası’nda başrol oynuyorVisa Europe, 2012 Londra Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları’na sayılı günler kala, Usain Bolt’un yer aldığı 2012 reklam kampanyasını başlatıyor. “Visa Europe Yeni-likçilik Elçisi” olarak ilk kez izleyici karşısına çıkacak olan Bolt, bu kampanyayla Visa Europe’un yenilikçi ödeme programına destek veriyor.Reklamda, Usain Bolt’un yanı sıra Visa Europe’un 2012 Londra Olimpiyatları ve Para-limpik Oyunları yolculuğunda destek verdiği ve Avrupa’nın dokuz ayrı ülkesinden gelen, en iyi performansa sahip 20 atletten oluşan Visa Europe Takımı’na ait görüntüler de yer alıyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Visa Europe Ürün ve Pazarlama Çözümleri Başkan Yardımcısı Mariano Dima, “Londra 2012 yaklaşırken Avrupa çapındaki atlet-lerimiz planlarımızın merkezini oluşturuyor. Reklam kam-panyamızda, Usain Bolt ile beraber seçkin sporculardan oluşan Visa Takımı sporcularımıza da yer veriyor olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Dima, sözlerine şöyle devam etti: “Bolt hızı, rahatlığı ve performansı, dünyanın en büyük arenasında sergileme-yi sembolize ediyor. Benzer bir şekilde Visa Europe için de Londra 2012, temassız ve mobil ödemeler gibi en son ödeme teknolojilerimizi sergileyeceğimiz bir vitrin. Bu alan ayrıca kart sahiplerine, Olimpiyat Oyunları sırasında ve daha sonra kullanılmak üzere yapılandırdığımız güvenli, kolay ve hızlı ödeme altyapısını deneyimleme fırsatı su-nuyor. Bu nedenle Bolt’un, reklam kampanyamız için en uygun kişi olduğunu düşünüyoruz.”

Usain Bolt, Visa reklamlarında...

Şovmen Okan Bayülgen 2012 yılı boyunca Türkiye’nin en yenilikçi ve en genç GSM operatörü Avea reklamlarının dış sesi olarak; cep telefonu kullanıcılarını bilinçlendirecek. Avea bayisine giren bir sesi canlandıran usta televizyoncu Bayülgen, bu kez de yüksek enerjisini Avea için kullandı. Başarılı kariyeriyle büyük bir hayran kitlesine sahip Bayül-gen, Avea’nın önümüzdeki dönem çekilecek tüm kampan-yalarını, sesiyle tüketiciye ulaştıracak. Okan Bayülgen’in Avea reklamlarına ayrı bir renk kataca-ğını belirten Avea Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dehşan Ertürk, “Birbirinden avantajlı, eğlenceli ve renkli kampanyalarımız ve reklam filmlerimizle artık tüm tüketicilere “bu güzelliği yapsa yapsa Avea yapar dedirti-yoruz. Bu yüzden de Avea reklamlarının sesi, Okan Bayülgen gibi başarılı, renkli, akıllı ve farklı biri olmalı dedik. 2012 yılı boyunca en yenilikçi, en avantajlı, en iddialı tekliflerimizi Avea’lılara Okan Bayülgen’in sesi ile sunacak olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

Okan Bayülgen, Avea’lı oldu...

Page 28: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

26 / marketing europe & anatolia

Reklam Dünyası

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nun, öğ-rencilerini Türkiye’nin farklı sektörlerin-de önemli başarılara imza atmış isimler ile bir araya getirmek üzere düzenlediği “5 Yıldızlı Buluşmalar”a bu kez de Usta Reklamcı Haluk Mesci konuk oldu.ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden 1973 yılında mezun olan Haluk Mesci, ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kam-pusu öğrencilerine “Kelimeler, Kitaplar ve Reklamlara Aşık Olmak” başlıklı bir sunuş yaptı. Mesci, konuşmasın-da nasıl reklamcı olduğunu anlatarak, reklamcı olmak isteyen öğrenciler için tavsiyelerde buldu.İşte Mesci’nin reklamcılıkta başarı re-çetesi:Reklamcılık sevimli bir meslek.- Sevmeyin... Gerçek hayatta bundan kötü.Reklamcılık öğretilebilir.- Dans, güreş, seks gibidir... Deneyim uygulamayla kazanılır

- Kurallar bilgelere yol gösterir, aptalları tutsak eder.Rakılar ısınır, köfteler soğur.- ODTÜ mühendislik öğretisi. Zamanla her şey değişir.Hayatta hiçbir şey olmak zorunda ol-duğu gibi olmak zorunda değildir.İşte bazı ipuçları:Reklam elektrik gibi bir gereçtir:Elektrikli sandalyede insan öldürebilir ama aydınlatma, ısıtma, ulaşım, üretim gibi alanlarda da kullanılır.Nasıl yararlandığımız bizlere kalmıştır.Reklamverene. Reklamcıya. Tüketiciye.Ya da başka bir yaklaşım:Oynayalım diye bazılarımıza iyi paralar verilen (bazen acı verici de olabilir) entellektüel bir oyundur...Herman Hesse’nin Glasperlen Spiel (The Glass Bead Game) romanındaki Magister Ludi bölümündeki oyun gibi.Yalın haliyle reklamcılık:

Aşık olmak; körolası reklamlara...

Reklam elektrik gibi bir gereçtir :

Elektrikli sandalyede insan öldürebilir

ama aydınlatma,

ısıtma, ulaşım,

üretim gibi alanlarda da kullanılır.Nasıl yararlandığımız

bizlere kalmıştır.Reklamverene. Reklamcıya. Tüketiciye.

Page 29: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia /27

Reklam Dünyası

İnsanları bir ürünü, hizmeti veya fikri satın almaya ikna etmek için yapılan, kimin tarafından yapıldığı (parasını ki-min verdiği) belli olan kitlesel iletişim.Kurallar ise şöyle:- Dürüst (Honest)- Yasalara uygun (Legal)- Düzgün (Decent)- Gerçeklere dayalı (Truthful)- Zevkli (In Good Taste)Mesci’nin anlatımıyla kendisinin ilk öğrendiği şeylerse şunlar:- Reklamlarda, ‘biçimsel’ yaratıcılıktan fazlası var- Reklam yazmak ‘ürünleri tanımlamak-tan’ daha çok, yazının ‘redaksiyonu’, ‘biçimlenmesi’ne dayalı.- Kısa yazmak daha uzun zaman alı-yor.- ‘Reklamcılık’, bilgi ve deneyim kadar, tavır ve karakter meselesi de...Bir de Mahifesto’su var Haluk Hoca’nın:- ‘Markalaşma’ yoktur, ‘Markalaştırma’ vardır. Markalaştırma, yönetilebilir bir süreçtir.

Yemek yapın. Uydurun. Denemeler ya-pın. Yaratın. Kendinize. Arkadaşlarını-za...- Bedava çalışmayı asla kabul etmeyin. Hangi adda olursa olsun. Hangi şirket olursa olsun .- PC şablonlarıyla CV yazmayın. Ber-batlar. Basmakalıplar.- Özgün bir şey yazın. Öykünüzü iyi an-latsın. Sizi merak ettirsin.- Görüşmeye özenli giyinip gidin. Sakın geç kalmayın. Şirket üzerinde çalışıp bilgili gidin.- Hiçbir şey hakkında varsayıma güven-meyin. Zannetmeyin, sanmayın. So-run. Anladığınızın doğruluğunu kontrol edin.- İyi bir dinleyici olun. İyi dinleme, iyi ile-tişimin baş koşuludur.- ...Bir daha düşünün!- Aile işiniz varsa, onu ilerletin.- Hayattan daha ilginç- Müşteriden daha hızlı- Rekabetten daha akıllı olmaya çaba gösterin.“Stay hungry, stay foolish.”

- Başarılı markalaştırmanın özü ‘yaratıcılık’tır. Marka sahibinin kendine, kuruluşuna, ürününe, çalışanlarına, ra-kiplerine, pazara, dünyaya vb. bakışın-daki yaratıcılık. Uzun vadede, tüketici yararına dönüşen değer, bu yaratıcılık-tan kaynaklanır.- Markalaştırma an meselesidir: - Zaman - İman - İmkan- Yaratıcı markalar inovasyonu içselleş-tirmiştir.- Pazarlama iletişimi, yaratıcılık ve ino-vasyon yokluğunu telafi etmez.Tavsiyeleriyse şöyle:Çok okuyun, yazın, düşünün, tartışın, gezin, merak edin. Film seyredin, rek-lam seyredin. Müzik dinleyin. Müzik yapın. Şarkı söyleyin. Resim yapın. Film çekin. Hayal kurun. Çokça. Her zaman.Dolmakalem satın alın. Not defteriniz-le gezin. Rüyalarınızı hep yazın. Aşık olun. Birine. Bir şeye. Şiiri sevin. Fikirler geliştirin. Onlar için savaşın.

Page 30: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

28 / marketing europe & anatolia

Röportaj

-Türkiye’deki reklam ajansı anlayışı-nı nasıl değerlendiriyorsunuz?-1. Grup: Amacı ödül almak ve kendi reklamını yapmak olan ajanslarYaratıcılığı müşteriden bağımsız ödül kazanmak için müşteri sponsorluğundayapılan bir faaliyet olarak gören, mar-kaların gerçek ihtiyacını gözardı eden, asıl mesajı verse bile yaratıcılık adına yapılan sosla ana yemeğin tadını far-kedilmez hale getiren, kendi ajansının reklamını yapma hırsı markaların önü-ne geçmiş ajanslar.2. Grup: Sağlamcı AjanslarBu ajanslar itiraf edemeseler de yaratı-cılığı doğru iş yapmaya engel bir zehir olarak görürler “zaten reklamın içine olmazsa olmazları koyduğunuzda yara-tıcılığa yer kalmıyor ki” hatta bu ajans-ların kullandığı oyuncular, dublaj sanat-çıları ve müzikler bir elin parmaklarını geçmez, reklam müşterinin aktardığı bütün bilgileri ve vaatleri içerir. Ama ortaya çıkan işler o kadar doğrudur ki. Tıpkı sıkıcı bir öğretmen gibidir.Bilgilidir ama hiçbir şey öğretemez. O kadar sıkıcıdır ki insanlar bu reklamlarınerede görse tanır ve hemen gözünü kulağını kapatırlar. Hatta bazen, tüketi-ciler “tamam tamam alayım da bir daha karşıma çıkma” diye belki ürünü satın alırlar.

3. Grup: Müşterinin AjanslarıBu ajanslar müşterinin “inhouse” ajansı gibidir. Müşteriyi çok iyi tanırlar. Sözüm ona müşterinin bütün isteklerini yerine getirir, neredeyse boya işlerini bile ya-parlar.Ama ortaya çıkan işler müşterinin kendi yapabileceği işler kadardır.4. Grup: Değişik AjanslarBu ajanslar çalıştırdığı kadroya göre değişen, gerçekten değişik ajanslardır.Ajansın yönetimindekiler reklamdan anlamazlar yukarıda bahsettiğimiz ajanslardan herhangi birine herhangi bir zamanda değişken bir şekilde ben-zeyebilirler.- C4S’i diğer ajanslardan ayıran özel-likler nelerdir?-Teşhis ve tedavi kavramlarını içsel-leştirebilme özelliği. Şöyle örneklemek belki daha iyi olur, mide ağrısıyla hasta-neye giden bir insan düşünün. Kendini-zi o insanın yerine koyarak. Hastaneye gelme nedeniniz olan mide ağrınızın unutulup hatta size de unutturulup önce burun estetiği, göğüs estetiği geçirdi-ğinizi hayal edin. Ortaya çıkan sonuç mükemmeldir, muhtemelen en iyi este-tik operasyondur da ama mide ağrısı hala sürmektedir. C4S soruna odaklı-dır ve bu sorunu, yaratıcılığı müşteriye ulaşmada araç olarak kullanarak çözer.

Mesleğinizde orijinal olmalısınız...Mesleğinizde orijinal olmalısınız...

Röportaj Elvin Ekşioğlu

Reklam fikirlerinin, reklamların orijinal olduğuna inanılıyorsa bunun bir şekilde tescillenebilmesi gerek. Rekabet her zaman daha

iyi olanı getirir bu yüzden adil rekabet çoğu zaman gereklidir. Ama haksız rekabet işte bu üretime en büyük darbedir.

Bindiğimiz dalı kesmememiz gerektiği konusunda bilinçlenmeliyiz.

C4S Ajansı Başkanı Hamit Demirel...

Page 31: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

Mesleğinizde orijinal olmalısınız...Mesleğinizde orijinal olmalısınız...

Page 32: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

Başarı kriteri reklamın pazarda müş-terisi nezdinde ürüne ya da hizmete katkısıdır. Pazar payını yükseltmek ya da markayı büyütmek. Burgaz Rakı ve Casper’da olduğu gibi. Burgaz rakının pazar payının %4,5 gibi bir orandan yü-rüttüğümüz kampanyalarla %35’e çıktı-ğını görmek ya da Casper’ın izlediğimiz reklam stratejileriyle büyüyüp değerli bir marka haline gelmesi yurt dışında bugünkü saygınlığına kavuşması, ulus-lararası markalarla başa baş rekabet eder konuma gelmesini görmek kristal elma almaktan çok daha değerli. Asla alçak gönüllü olamayacağımız konu işi-mizi çok iyi bildiğimiz ve yaptığımızdır.- Sizce Türk reklamcılığının birinci sıradaki sorunu nedir?-100 yılı ancak geride bırakmış yeni bir sektör olmasından kaynaklanan sorun-lar. Diğer yandan reklam fikrinin haket-tiği prodüksiyon ve bütçenin kırpılarak düşük maliyetlerle üretilmesi. Ortaya çı-kan sonuçlar giderek daha da vahim bir hal alıyor. Kaliteli prodüksiyona, kaliteli görsele sahip reklamlar artması gere-kirken daha da azalıyor. Ürünü sattıra-cak en iyi fikir zorlamalardan uzak en basit olan fikirdir. Ancak basit olanın yakalanıp çıkarılması, üretimi emek

ister, tecrübenin bir sonucudur. Ancak, emek ucuz değildir, tecrübenin değeri ise yüksektir. O yüzden burada insanlar artık en iyi olanı değil ucuz olan yoldan günü ve anı kurtaranı istiyorlar. Belki de burada herkes ucuz olan malı satın ala-cak kadar çok zengin. Kim bilir ?- Uygulamacıların, yaratıcı reklamcı-lar ile haksız rekabet yapması konu-sundane düşünüyorsunuz?-Aslında burada işin içine fikir hırsızlığı giriyor. Çalmak... Taklit etmek. Korsan reklam mı desek daha uygun olur aca-ba ? Mesleğinizde orijinal olmalısınız. Orijinal olursanız hizmet verdiğiniz mar-kanız için de bunu istersiniz. Olmassa-nız hayatınız yalan olur. Sizden hizmet

almaya gelene de reklamını yaptığınız ürüne de bu yansır. Kimse ben çakma-yım diye bağıran malı ya da hizmeti sa-tın alıp kullanmak istemez. - Böyle bir rekabet varsa nasıl engel-lenebilir?-Reklam fikirlerinin, reklamların orijinal olduğuna inanılıyorsa bunun bir şekilde tescillenebilmesi gerek. Rekabet her zaman daha iyi olanı getirir bu yüzden adil rekabet çoğu zaman gereklidir. Ama haksız rekabet işte bu üretime en büyük darbedir. Bindiğimiz dalı kesme-memiz gerektiği konusunda bilinçlen-meliyiz. - Yaratıcılık ve hedef kitleye ulaşım arasındaki denge nasıl kurulmalı-dır?-Reklam pazarlamanın bir unsurudur. Bunu asla unutmadan biz yaratıcılığı hedef kitleye ulaşım aracı olarak de-ğerlendiriyoruz. Boğaziçi köprüsü gibi mesela ya da Beşiktaş - Üsküdar arası çalışan tekneler gibi. Yaratıcılık dediği-niz şey ürünün satışına hizmet edecek. Müşteriler öyle sanıldığı gibi bilgisiz de-ğiller. Ürünleri sizden daha çok biliyor olabilirler. Onları çok yormadan sorun-larına çözüm olan ürünün sunumunu gerçekleştirmelisiniz. Günün sonunda iyi reklamın ölçütü, ürünün pazarda ter-cih edilip satın alınıyor olması. Başka hiç bir şey değil.- Bir reklamcı yaratım öncesinde ne-lerden beslenir?-Hayatın kendisinden. Ürünün ya da hizmetin kendisinden. Reklamcı hayatı yaşamak zorunda. Deneyimleri, gezip gördüğü yerler, şehirler, olaylar, tanıştı-ğı insanlar, topladıkları, okudukları, ku-lağında kalanlar onun hazinesi. Reklam bir üretim süreci. Bunun içinde yaratı-cılık farklı düşünebilmenin bir sonucu. Farklı düşünebilmek için her zaman alternatiflerin olabileceği fikrine açık ol-mak lazım. - Eleman sağladığınız kaynaklar ne-lerdir?

30 / marketing europe & anatolia

Röportaj

Reklam pazarlamanın bir unsurudur.

Bunu asla unutmadan biz yaratıcılığı

hedef kitleye ulaşım aracı olarak

değerlendiriyoruz.

Page 33: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

-Gazete, dergi, internet üzerinden baş-vurular alıyoruz ama karar aşamasında referanslar çok daha büyük rol oynu-yor.- Üniversiteler sektörün yetişmiş ele-man ihtiyacını karşılayabiliyor mu?-Yarı yarıya. Reklam eğitimi veren ho-calar (istisnalar hariç) gerçek anlamda reklamla ve tüketiciyle iç içe değil. Hiç dolap imalatı yapmamış bir kişinin do-lap imalatını anlattığını düşünün. Ger-çek anlamda reklam eğitimi, reklam tecrübesi, reklam ajanslarında çalışmış ve başarılı olmuş insanlar tarafından verilmeli. Okullardan öğrencilerine fark-lı düşünebilmeyi, farklı olana saygı gös-termeyi ve genel kültür kazandırmayı bekliyoruz. - Yabancı “network”e giren reklam ajansları yerli müşterilere doğruhizmet verebiliyorlar mı?-Network ajanslarının ekipleri kendi

sektörümüzün içinden beyin takımları. Yazarı da çizeri de öyle. İthal değil an-cak bu tarz ajansların sağlamcılık po-litikaları hareket alanını kısıtlıyor. Belli kurallar, belli sınırlar belli zorlamalar var. Bazı reklamlara bakınca ajansının hangi ajans olduğunu söyleyebiliyorsu-nuz. - Yerli firmalar reklam bütçelerini ha-zırlamada ne kadar bilinçli?-Firmadan firmaya değişen bir durum söz konusu. İyi reklam veren olan yerli firmalara sahibiz. Vizyon sahibi olmak-la ilgili bu olay. Yukarda da sözü edil-diği gibi herkes en iyi olanı çok ucuza almak ister. Ama sizi farklı yapan her-kesin yapmadığını yapmaktır. Cesaret burada kendini gösteriyor. Denenmiş olanı yaparsanız risk almadan para ka-zanırsınız ama sadece para kazanırsı-nız. Ve ileride hatırlanmayacağınızı da bilirsiniz.

marketing europe & anatolia / 31

Röportaj

Vizyon sahibi olmakla

ilgili bu olay. Yukarda da sözü edildiği

gibi herkes en iyi olanı çok

ucuza almak ister. Ama sizi farklı

yapan herkesin yapmadığını

yapmaktır. Cesaret

burada kendini gösteriyor.

Page 35: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 33

Kampanyalar

Megan’ı, kıskananlar çatladı...

Facebook’ta, Twitter’da ve Youtube’da yüzbinlerce öğrenci-sinin hayatına baharat katan okul Doritos Akademi, bu kez de öğrencilerinin gözünü gönlünü açıyor. Doritos Akademi, yılın en moda cipsi Fritos Shots’ın şerefine onun kadar çıtır, onun kadar seksi birini, yani Megan Fox’u Türkiye’ye getirdi ve özellikle erkek öğrencilerinin gönlünde taht kurdu. Rektör Huysuz Virjin dışında neredeyse herkesin güzelliğine hayran kaldığı Megan Fox, Doritos Akademi öğrencilerinin dediği gibi; “Bir Fritos Shots’ladı, kıskananlar çatladı. Hepi-mize şuracıkta bir haller oldu!”Reklam Kampanyasının Künyesi:Reklamın Başlığı: Doritos Akademi Fritos Shots LansmanıReklamveren: Frito LayReklamveren Yetkilisi: Alpagut Çilingir, Pınar Gülek Şen-gün, Canan Harman, Melis Akinal, Selin BugayReklam Ajansı: Medina Turgul DDBYaratıcı Yönetmen: Kurtcebe TurgulYaratıcı Grup: Arda Erdik, Barış Sarhan, Berkay Özay, Zu-hal ArslanMüşteri İlişkileri Grubu: Lawrence Du Pre, İlker Şimşekalp, Elif Önen SakinStratejik Planlama: İdil AydoğduAjans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Evrim Saraçoğlu, Nisan TurgulYapım Şirketi: PTT Film

Yönetmen: Ozan AçıktanMüzik: Ben Kalender Meşrebim Müzik Uyarlama: Jingle HouseFotograf : Nihat Odabaşı Fotoğraf Ajans Prodüktörü: Ümit BakMedya Ajansı: OMD Medya Planlamacı: OMD PepsiCo TakımıKullanılan Mecralar: TV, sinema, açıkhava, internet, radyo

Page 36: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

34 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Senin tarzın...Koçtaş’ın yeni imaj kampanyasında evini güzelleştirmek isteyen herkesin ister renkli, isterse sade ister naturel ister minimal bir tarzı Koçtaş ürünleri ile yaratabileceği üzerinde duruluyor. Ad-Stop imzasını taşıyan reklam filmi, sosyal medyada ilk defa Koçtaş tarafından hayata geçirilen bir uygulamayla da farklılık yaratıyor. Buna göre Koçtaş yeni mecralarda da imaj kampanyasını yansıtmak için twitter’da #benimtarzim etike-tini reklam filmlerinde kullandı. Koçtaş TV reklamını gören herkesi kendi tarzlarını paylaş-maya davet ettiği bu etiketlemede en dikkat çekici unsur, herhangi bir marka adı geçmeden etiketleme yapılmış ol-ması. Reklam Kampanyasının Künyesi:Reklamveren: Koçtaş Reklamveren yetkilisi: Şule BülbülkayaReklam ajansı: AD-StopYaratıcı yönetmen: Ali ÖzbekYaratıcı grup: Özlem Uçkun, Can Hasan Gökmen, Bengü KırkızMüşteri ilişkileri grubu: Funda Eriş Top, Gülfem Özdem

Can, Seher Polat İbarProdüksiyon: AD-StopProdüksiyon ekibi: Evren Gülçığ, Burak YelkenciMüzik: Jingle HouseKullanılan mecralar: TV, sinema, radyo, gazete, sosyal mecralar

Uçmayan kalmasın...

AnadoluJet’in bir süredir sinemalarda, seyir keyfi öncesinde gösterilen reklam filmi, televizyon ekranlarında da yayına gir-di.Sinema ve dizi keyfinin vazgeçilmezi patlamış mısırların başrolde olduğu reklam, film ve dizi öncesi reklam kuşağın-da izleyiciyle buluştu. AnadoluJet’in, Genna İstanbul tarafın-dan hazırlanan reklam filminde uçuş destinasyonlarının hızla çoğaltması, patlayan mısırlarla temsil ediliyor. Reklam filmi, sinema ve dizi keyfi öncesi izleyicilere iyi seyir-

ler dilerken AnadoluJet’in, Türkiye’nin dört bir yanına uçan havayolu şirketi olduğu vurgusunu yapıyor.Reklam Kampanyasının Künyesi:Reklamveren : AnadolujetReklam ajansı: GENNAMedya Ajansı: Speed MedyaProdüksiyon şirketi: TelesineMüzik: Jingle HouseDublaj: Ayhan KahyaMecra: Sinema & TV

Page 37: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 35

Kampanyalar

Mangal yürekli lezzet...Maret yeni reklam kampanyasında ne istediğini bilenlerin, sucuk deyince Maret’i tercih etmesini, sıcak bir hikayeyle anlatıyor. Maç saatinde yapı-lan sıkıcı bir toplantıda, mangal yürekli bir çalı-şanın, cesaretini toplayıp yumruğunu masaya vurmasıyla, cesaretinin ödülünü Maret sucuklarla donatılmış nefis bir sofrayla alıyor ve film toplan-tıdaki herkesin ziyafete katılmasıyla sonlanıyor.Böcek yapım tarafından gerçekleştirilen reklam filminin yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak üstle-niyor. “Ne istediğini bilenlere Maret. Mangal yü-rekli lezzet” mesajı, TV’nin yanı sıra radyo, gaze-te ve açık hava uygulamalarıyla farklı mecralara da taşınıyor.Reklam filmi künyesiReklamveren: MARET SucukReklam Ajansı: Medina Turgul DDBKreatif Direktör: Kurtcebe TurgulYaratıcı Ekip: Gökhan Erol, Timsal Ünsal, Özge Ceyrancı, Eren KoçakerMüşteri Direktörü: Yiğit Kariş

Müşteri Süpervizörü: Ceren KalkanJr. Müşteri Temsilcisi: Ceyda PehlivanStratejik Planlama: Derya Tombuloğlu, Ayşe YemişçigilAjans Prodüktörü: Nedret GürlekProdüksiyon Şirketi: Böcek Yapım Prodüktör: Tülay İbakYönetmen: Ömer Faruk SorakPost Prodüksiyon: 1000 Volt Medya Ajansı: Mindshare

Yedi cüceler...

Renault Kangoo’nun, düğün ve ikiz bebekler temalı filmlerin ardından “Yedi Cüceler” temalı yeni filmileri devam ediyor. Reklam filmlerinin sempatik kahramanları yeni bölümde kay-bolan “Yedi Cüceleri” arıyor. Koşuşturma, heyecan ve bol kahkahayla dolu bir aile komedisi olan devam filminde iş bilir sağdıç, Renault Kangoo’su ile yine en zor anlarda en pratik çözümlerle karşımıza çıkıyor. Kangoo’nun rakiplerinden üstün, benzersiz iç hacminin vur-

gulandığı filmde, sürpriz bebekler, “pötikörili” pusetler, havada uçuşan oyuncaklar, kaybo-lan masal kitapları ve şaşkın, sevimli aileyle komedi tam gaz devam ediyor.Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: Renault Kangoo – Pamuk PrensesReklamveren: RenaultReklamveren yetkilisi: Özlem Ünlü, Pınar KrandReklam ajansı: Publicis YorumYaratıcı yönetmen: Cevdet KızılayYaratıcı grup: Zafer Külünk, Erkut TerliksizMüşteri ilişkileri grubu: Yeşim Uzuner, Si-

nan Bilsel, Mine HatapkapuluStratejik planlama: Selda Sedes, Yusuf Muslubaş, Dilek ÇağlıaltuncuAjans prodüktörü: Arzu Köksal, Gamze BayındırYapım şirketi: Soda FilmMedya ajansı: OMDMedya planlamacı: Aslı Akbulut, Çağlayan Çamsarı

Page 38: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

36 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Seramiksan sözü...Metin Arolat’ın yönetmenliğini üstlendiği reklam filmle-rinde ünlü oyuncular Özge Özberk ve Hande Subaşı, Seramiksan’ın teknoloji, kalite ve estetik anlayışına dikkat çekiyor. Reklamlarda başarılı kadınların hayatlarından ke-sitler sunuluyor ve seramik karoların hayatlarının önemli bir parçası olduğu gösteriliyor. Yaşam alanlarını güzelleştiren önemli faktörlerden birinin seramik olduğuna vurgu yapan reklamlarda Seramiksan’ın tasarım, kalite ve hijyeni bir ara-da sunduğuna, ünlü isimlerin de “Seramiksan Sözü”ne gü-vendiğine dikkat çekiliyor. Reklam filmi künyesiReklamveren: SeramiksanReklamveren Yetkilisi: Bülent Şamlı, Süreyya ÇağlarReklam Ajansı: Manajans/JWTYaratıcı Yönetmen: Tuğbay Bilbay, Tayga Soysaltürk, Ser-kan BalakReklam Yazarı: Tuğbay BilbaySanat Yönetmeni: Tayga SoysaltürkAjans Prodüktörleri: Şafak Serter, Ahmet BayıkStratejik Planlama: Ceren CoşkunMüşteri Grubu: Nathalie Samur, Filiz Durmuş Sezer, Gülçin

KarakahyaoğluYapım Şirketi: İnterFilmProdüktör: Bahadır ArlıerYönetmen: Metin ArolatGörüntü Yönetmeni (D.O.P): Uğur İçbakMedya Planlama: MindshareMecra: TV, Sinema, Outdoor, RDCast: Özge Özberk, Oylum Talu, Burcu Kara, Hande Subaşı

Hayat değiştiren telefon...

Reklamın Başlığı:Kapsama – Hayat Değiştiren Telefon Reklamveren:Turkcell Reklamveren Temsilcisi: Alpay Alptekin, Barış Gökpınar, Se-lin Çavuşoğlu, Asu Şipşak Reklam Ajansı: Alametifarika Yaratıcı Grup: Arkın Kahyaoğlu, Odisseas Sevsevme, Mert Şentürk, Berat Pekmezci, Serdar Güngör, Ebru Topçuoğlu,

Sezer Derkuş, Özhan Karaçam, Ülkünur Arslan, Ozan KümeMarka Direktörü: Gökhan AkbayProdüksiyon:Sertuğ Alptekin, Berkay TahmazProdüksiyon Şirketi:Kala FilmProdüktör: Hazer BaycanYönetmen:Emre ŞahinGörüntü yönetmeni:Clint LeaosPost Prodüksiyon: FilimişleriMüzik: Nil KaraibrahimgilMüzik Aranje: Jingle House Medya Ajansı: Mindshare Medya Planlamacı: Banu Karaman

Page 39: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 37

Kampanyalar

Cildine bakmaktan vazgeçme...

Dünyanın 60 ülkesinde tüketicilerine cildin mucizelerini anla-tan ve zengin ürün gamıyla bu mucizeleri korumak için çö-züm sunan Vaseline, yeni reklam filmiyle kadınları ciltlerine daha iyi bakmaları konusunda cesaretlendiriyor. Vaseline’in “cildin mucizelerini anlatma ve bu alanda far-kındalığı artırma” hedefine uygun olarak hazırlanan reklam filminde, gün boyunca sürekli aktif olan kadınların ciltlerin-de gün içinde yarım litreye varan su kaybı yaşandığına ve bunun neden olduğu yıpranmaya dikkat çekiliyor. Reklam

filminde A ve E vitaminleriyle zenginleştirilmiş Vaseline Cilt Bakım Losyonlarının cildin gün boyunca kaybettiği nemi geri kazanmasına yardımcı olduğu anlatılıyor. Dünya çapındaki milyonlarca tüketicisine “Cildiniz sizi saran bir mucizedir, onu Vaseline ile koruyun” çağrısında bulunan Vaseline, bütün iletişim çalışmalarında cilt bakımının önemi-ne vurgu yapıyor. Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: Cildine Bakmaktan VazgeçmeReklamveren: UnileverReklamveren yetkilisi: Merlin AğaoğluReklam ajansı: Face to FaceYaratıcı yönetmen: Ralph Roden / Mike SandsYaratıcı grup: Mike SandsMüşteri ilişkileri grubu: N/AStratejik planlama: Hany Ezzat AzizAjans prodüktörü: Guy SinclairYapım şirketi: Phoenix FilmsMedya ajansı: MindshareMedya planlamacı: Gizem DoğruolKullanılan mecralar: TV

Tofita’ya giden yol...TV programı formatında tasarlanan “Tofita’ya Giden Yol” projesinde Ayvaz Enes, önce stüdyodaki dört örnek “Tifiti” tiplemesini eleştirerek gençlerin bolca kahkaha atmasını sağlıyor, ardından da dijital projenin katılımcılarına kendi “Tifiti” arkadaşlarıyla ilgili sorular soruyor.Türkiye’de daha önce uygulanmamış bir formatı kullanarak bir televizyon programını dijital ortama taşıyan Tofita, kul-lanıcıyı sadece programın izleyicisi olma rolünden çıkarıp, interaktif kurgusuyla programın bir parçası haline getiriyor. Gençlerin “Tifitilik” hikâyelerine günlük hayatlarında sıkça yer vermeleri üzerine, reklam filmlerinde ve dijital projelerin-de eğlence ve mizahın dozajını artıran Tofita, Tofita seven ya da Tofita’nın genç dünyasına girmek isteyen herkesi bu dijital projede yer almaya çağırıyor.Dijital Uygulama KünyesiUygulama başlığı: Tofita’ya Giden YolReklamveren: Kraft FoodsReklamveren yetkilisi: Bahar Uçanlar, Tamer Karabay, Buşra AktaşDijital ajansı: 41? 29!Yaratıcı yönetmen: Seren Köroğlu

Yaratıcı grup: Elif Kavalcı, İlyas Eralp, Alperen AltınözProje Yöneticisi: Serhat MaraşlıgilMüşteri ilişkileri grubu: Burcu GürbüzProje: Tofita’ya Giden YolProdüksiyon Ajansı: Soda FilmProdüktör: Erinç KoyunMedya ajansı: MindshareKullanılan mecralar: Dijital

Page 40: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

Çöp cenneti Brezilya...Çöp cenneti Brezilya...

Page 41: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 39

Gezi

Brezilya gezimiz Sao Paulo ile başladı. Uçak ile akşam vakti geldiğimiz Sao Paulo’ da metro ile otelimize gittik. Ote-limiz Sao Joao Sokağında Cinelandia Hotel. Otelin rezervasyonunu Mert yap-mıştı ve bize de çok merkezi yerde, ote-le yerleşince çıkıp gece alemine akarız demişti. Uçaktan inip metroya bindik ve otelimizin olduğu durakta indik. Merdi-venlerden çıkıp caddeye ulaşınca şok olduk.Merkezi yer dediğimiz cadde bizim Tarlabaşı’ndan daha virane yerler. So-kakta şarapçılar dolu. Epey bir tırsarak başımızı önümüze eğip sessiz sedasız otelimize geldik. Odamınız anahtarını alıp odaya çıktık. odanın kapısından gi-rer girmez başka bir sürpriz ile karşılaş-tık. Oda darma dağınık. Masanın üzeri leş gibi ve yerlerde kırık şarap şişleri. Kapayı kapatıp tekrar resepsiyona git-tik. Bu sefer başka bir oda anahtarı alıp odaya çıktık. Neyse ki bu sefer doğru odadaydık. Tabii dışarı çıkıp alemlere akmak yalan oldu. Sao Paulo genel anlamda çok pis bir şe-hir. Sokaklar çok kötü kokuyor. Nüfusun % 9’ u çöp toplayarak yaşamını sağlı-yor. Brezilya’ da atık geri dönüşümünün ülke ekonomisine çok katkısı var. Kağıt, metal ve plastik geri dönüşümle tekrar kullanılıyor. Biyolojik atıklardan üretilen gazlarla da enerji elde ediliyor. Ülke ekonomisine ciddi katkı sağlıyorlar.Yalnız çöpleri sokaklara değil de çöp kutusuna atsalar daha makbule geçe-cek. İnsanın burnunun direği kırılıyor o sıcakta.O yoğun pis kokunun eşliğinde şehri gezerken Ibirapuera Parkında eylem yapan gençlere rastladık. İngilizce bil-medikleri için iletişim kurmakta biraz zorlansak da demokratik bir yaşam

istediklerini ve siyasi partileri protesto ettiklerini anladık. Hükümetin çok fazla para iç ettiği için kızgınlardı. Bu senar-yo bize çok tanıdık geldiği için biz de onlara şans dileyip oradan ayrıldık. Ibirapuera Parkı, kentin en büyük ve yeşil parkı. 1.5 milyon metrekarelik bu parkta yürüyüş, koşu ve bisiklet parkur-ları bulunuyor. Hafta sonları 150 binden fazla ziyaretçinin geldiği parkta, Modern Sanat Müzesi, Bienal Sergi Merkezi gibi farklı yapılar da görebilirsiniz.Oradan da Edifício Itália Gökdelenini görmeye gittik. Kenti izlemek için en yüksek noktanın burası olduğu söyleni-yor ama biz üşendiğimiz için çıkmadık, Centro Cultural São Paulo’ ya devam ettik. Burası sinema, tiyatro oyunları, müzikal performanslar sergileniyor ve karikatür kütüphanesi mevcut. Estação Vergueiro yakınlarındaki bu kültür sanat kompleksi, kentin medarı iftiharı.Sokak sokak dolaştıktan sonra çok acıktığımızı hissedip restaurant arama-ya başladık. Tam öğle saati olduğu için çevre plazalarda çalışanlar tüm resta-urantlarını doldurmuşlardı. Zar zor bir yer bulabildik. Tabii bulduğumuz yerde de İngilizce bilen kimse olmadığı için milletin tabaklarına bakıp onları gös-tererek sipariş vermek zorunda kaldık. Tabii sonuç rezalletti. Hiç ummadığımız şeyleri yemek zorunda kaldık. Neyseki 600 ml’lik soğuk biralar o sıcakta bizi teselli etmeye yetti.Yemeğimizi de yedikten sonra Mercado Municipal’ a yani pazara gitmeye karar verdik. Yol üzerinde çok güzel heykel-ler vardı. Yalnız hepsi tahrip edilmişler. Ben yelken tutkunu olduğum için birkaç heykel beni gerçekten çok etkiledi.Meydanlarda bizim Mahmutpaşa’ daki gibi küçük barakalardan dükkanlar var.

Çöp cenneti Brezilya...Çöp cenneti Brezilya...Sao Paulo genel anlamda çok pis bir şehir.

Sokaklar çok kötü kokuyor. Nüfusun % 9’ u çöp toplayarak yaşamını sağlıyor.

Brezilya’ da atık geri dönüşümünün ülke ekonomisine çok katkısı var.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban

Page 42: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

Parkın tasarımını o kadar güzel yap-mışlar ki düzen insanı adeta büyülüyor. Böyle cennet gibi bir yerde gezerken rahatsız edici olan tek şey nem. O ka-dar çok nem var ki, teninizde sürekli bir ıslaklık hissediyorsunuz.Parkta daha önce hiç görmediğim hay-vanlar da vardı. Ama adlarını hiç bil-miyorum. Görünüşleri nedense aklıma genetiği oynanmış yemlerle beslenen tavukları getirdi aklıma. Mutasyona uğ-rayıp yakında tavuklar da böyle olabilir diye düşündüm.Parktaki canlılar dışında bitki örtüsü de çok muazzamdı. Ağaç kabuklarının üzerinde büyüyen bitkiler gerçekten muhteşemler.Kuş parkını da gezip bitirdikten sonra sıra geliyor sabırsızlıkla beklenen şeh-re, Rio De Janeiro.Rio De Janeiro’ ya yine gece vakti va-rıyoruz. Kalacağımız otel Copacaba-na’ da. Odamızın anahtarını alıp çıktık odaya. İkinci oda krizini de burada ya-şadık. Çarşaflar yastık kılıfları çok pis, üzerlerinde saç ve kıl dolu. Iyyykkkkk, diyerekten resepsşyona atıyorum ken-dimi. Sonra yastık kılıfları ve çarşaflar değişiyor. Ama yastıkların kendi yüzü o kadar kirli ki kılıfın temiz olması kes-miyor beni. Yapacak bir şey olmayınca yastıksız yatmaya karar veriyorum. Ta-bii bütün gece kabus gibi geçiyor ve çok huysuzlanıyorum. Neyse ki sabah kah-valtısı son derece güzel de beni teselli ediyor. Zaten çikolatalı pastayı görünce yelkenleri suya indiriyorum.Kahvaltıdan sonra direk Copacabana Plajına gidiyoruz. Rio De Janeiro’ da

ağaç var, hepsi de devasa boyutlarda. O ağaçların arasında yapılan yaya yo-lundan yürüyerek parkı geziyorsunuz. Bazı yerlerde kuşlar kafesler içerisinde bazı yerlerde ise açıkta dolanıyorlar. Kuşlar insanlara o kadar alışmışlar ki hiç ürkmüyorlar insanlardan. Hatta eli-nizden yemek bile yiyiyorlar.Bizim hayvanat bahçelerinde görmeye alışık olduğumuz tavus kuşunun fotoğ-rafını çekmek için epey uğraştım ama sonunda muvaffak oldum. Ortalıkta do-lanan bazı kuşlar ise insanın avlanma dürtüsünü tetikliyor. Şimdi bunu vurup, temizleyip bir güzel yahni yapsak falan gibi düşünceler geçiyor insanın aklın-dan. Oysa ki kahvaltı edip gelmiştik. Sanırım amazon ormanlarının atmosfe-ri insanın aklına böyle şeyler sokuyor.Rio isimli animasyon filminden tanıdı-ğımız makav türü papağanlardan bolca var. Etraf rengarenk papağanlarla dolu. Ben hayran hayran fotoğraf çekip yürürken hain bir papağan sessizce yaklaşıp to-puğumdan ısırdı. İşte o an adrenalinin böbrek üstü bezlerimden çıkıp damar-larıma yayılışını an an hissederek yaşa-dım. Ödüm koptu.Parkta sadece kuşlar değil yılanlar ve timsahlar da var.

Sao Paulo’ nun merkezinin hali gerçek-ten içler acısı.Burada da sokaklarda Beyoğlu’ daki gibi enstrüman çalıp şarkı söyleyen sa-natçılar var. Tek farkı onların insanları müzik eşliğinde cesurca dans edebi-liyorlar. Sanırım buna en büyük etken damarlarında dolaşan Latin Amerika kanı.Nihayet o yoğun ürik asit kokusu eşli-ğinde Mercado Municipal’ a varıyoruz. Sanırım buradaki insanlar çok fazla çok şarap içiyor. Sokaktaki bu yoğun koku-nun sebebi bu olmalı.Brezilya’nın yemek kültürünü burada görmeniz mümkün. Günde 20 bin müş-teriyi ağırlayan Pazar, neoklasik şekilde dizayn edilmiş. İçeride 319 adet tezgah var. Tezgahlarda daha önce hiç görmedi-ğimiz meyvalar, balıklar ve et çeşitleri sergileniyor. Tanıdık gelen tek şey ba-haratlar, kuru yemişler ve şaraplar.Burada fast food gibi çabucak servis edilen Mortadella sandviçler çok meş-hur. İçerisinde o kadar çok et var ki in-san şaşırıp kalıyor. Nerde bizim mem-lekette bu kadar bol et.Pazarı dolaşıp karışık meyva salatamı-zı da yedikten sonra otobüs terminaline doğru yola çıktık. 15 saatlik otobüs yol-culuğundan sonra Parana’ ya geldik.Parana’ da şimdiye kadar gördüğüm en güzel kuş parkı var. Kuş parkı deyince aklıma Manyas kuş cenneti gelmişti ama şu an Manyas’ ın hali içler acısı.Kuş parkının girişinde bizi Hayat Ağacı karşılıyor. Gerçekten muazzam görü-nen bu ağacın kökleri çok büyük bir ala-na yayılmış. Amazon ormanları gerçek-ten muazzam. Parkın içinde binlerce

40 / marketing europe & anatolia

Gezi

Ben hayran hayran fotoğraf çekip yürürken hain

bir papağan sessizce yaklaşıp topuğumdan ısırdı.

Page 43: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 41

mevsim bahar, dolayısyla hava tam ısınmamış. Bizim şansımıza da hava bulutlu ve hafiften yağmur çiseliyor. O yüzden de plajlar bomboş.Yüzen kimse yok ama balık tutan, koşu yapan, surf yapan kişiler plajda az da olsa kalabalık yaratıyorlar. Doğruyu söylemek gerekirse Copacabana beni hayal kırıklığına uğrattı. Bizim Şile’ de ki halk plajı bile buradan daha modern, hijyenik ve canlı. Sanırım bunda mev-simin bahar oluşunun çok büyük etkisi var. Bir de filmler de hep alışık oldu-ğumuz sahneler var. Copacabana’ da koşu yapan veya yüzen güzel vücutlu bay ve bayanlar. Plajı gördükten son-ra filmlerde figüran kullanıldığına karar verdim.Plajda dolanırken biraz ilerideki bir ote-lin önünde bağırış çağırış kalabalık bir grup gördük. Biz de ne oluyor burada diyerekten kabalığa karıştık. Meğerse Britney Spears oradaymış. Terastan millete el sallıyormuş. Biraz uzaktan da olsa bizim fotoğraf karesine aldık onu da. Bir sonraki akşam Maracana sta-dında vereceği konser için gelmiş.Copacabana’ dan sonra da yürüyerek Ipanema Plajına geçtik. Buranın da Co-pacabana’ dan pek farkı yoktu.Ipanema Plajından sonra da Lebnon’ a geçtik. Lebnon, 19 yy’ ın sonlarından beri çiftlikleriyle tanınan Rio’ nun en hoş yerlerinden biri. Özellikle tepelerle kaplı bu kasabada çok güzel evler var.Gölün etrafında yürüyüş yaptıktan son-ra yine yürüyerek Jardim Botanico yani botanik bahçelerine gittik. Botanik bah-çesinin girişinde bizi halay ekibi karşı-ladı. Girişteki heykelleri halay ekibine benzettiğimizi duysalar epey bozulur-

lardı herhalde.Botanik Bahçeler eskiden kraliyet ai-lesinin gezinme yeriymiş. Şimdi nesli tükenmekte olan birçok botanik bitkiye ev sahipliği yapıyor. İçeride ağaçların haricinde çiçekler için yapılmış ayrı bölümler de var. Botanik

bahçeleri de gezmeyi bitirdiğimizde aç-lıktan ölmek üzereydik. Güzel et yiyebi-leceğimiz bir yer aradık. Daha öncesin-de nerelerde yiyebiliriz diye ön çalışma yapmıştık. Ama aradığımız mekanın uzak olduğunu farkedince yolda zevk sahibi olduğunu düşündümüz bir adamı durdurup nerede yemek yiyebiliriz diye sorduk. O da kendisinin zevkle yediği bir yerin tarifini verdi. Sonradan dedik ki abi harbiden zevk sahibiymiş ve biz de bunu bir görüşte anlamışız.Gelen et ve garnitürler gerçekten on nu-maraydı. Yanın da bira, tam keyif yap-tırdı bize. Açlıktan sırtımıza yapışmakta olan mideyi doldurduktan sonra acayip bir ağırlık çöktü. Dedik ki gidip otele biraz kestirelim sonra kalkar alemlere akarız. Otele vardığımızda saat 20:00 olmaktaydı. Yattık ve kalktığımızda sa-bah olmuştu. Et ve bira çok ağır gelmiş-ti. Resmen kolesterol tavan yapmış ve biz komalık olmuştuk. Ondan sonra ben bir daha et yememeye karar verdim.Bir sonra ki gün Corcovado Dağı üze-rinde yer alan ve şehrin sembollerinden biri olan İsa heykeline gitmeye karar verdik. 600 mt’ lik Corcovado Dağı’ nın tepesinde olan Kurtarıcı İsa Heykeline tren veya minibüslerle çıkmak müm-kün. Biz treni tercih ettik. Trenle yuka-rı çıkarken muhteşem bir manzaraya tanık oluyorsunuz. Ben muhteşem bir sohbete de tanık oldum. Yanıma otu-ran Kolombiya’lı arkadaşla tanıştık. Arkadaş, Kolombiya okul gemisinde çalışıyormuş. Aklıma hemen İstanbul’ a gelen boylu soylu yelkenli okul gemileri geldi. Yukarı çıkana kadar sohbet ettik ve onun yerinde olmayı gerçekten çok istedim. Abiler gemiyle habire dünyayı

Gezi

Botanik Bahçeler eskiden kraliyet ailesinin gezinme

yeriymiş. Şimdi nesli tükenmekte olan birçok

botanik bitkiye ev sahipliği yapıyor.

Page 44: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

42 / marketing europe & anatolia

Gezi

dolaşıyorlar. Mola verdikleri bu gibi yer-lerde de etrafı geziyorlar.Neyse, biz konumuza dönelim. Kurtarı-cı İsa (The Statue of Christ the Redee-mer) Heykelinin normal şartlarda man-zarası muhteşem ama bizim şansımıza o gün sis vardı. O yüzden ben pek keyif almadım.İsa heykelinden sonra da Santa Tere-sa’ ya gitmeye karar veriyoruz. Santa Teresa, Rio’nun bohem favelas Sokak-larında sanatın, tropikal ağaçların ve en keyifli insanların dolaştığı, Rio’nun plajlar ve tepelerden ibaret olmayan bambaşka bir yüzü. İnsanlar ellerinde bardaklar sokaklarda içki içip yemek yiyip sohbet ediyorlar. Gerçekten çok keyifli bir yer. Biz de bir yerde oturup bir şeyler yiyip dinlendik.Bizim buraya gelmemizin amacı meş-hur sarı tramvayı görmekti ama sarı tramvay kısa bir süre önce emekli ol-muş. Şimdi sadece eski filmlerde göre-bileceğiz sarı tramvayı.Santa Teresa’ da nefis bir tiramisu yiyip kahve içtikten sonra yürüyerek meşhur Selaron Merdivenlerine gidelim dedik. Elimizde harita Lapa’ ya doğru yürüyo-ruz. Bir süre sonra su kemerlerinin ora-ya vardık ama Selaron Merdivenlerini bulamadık. Su Kemerleri Lapa’ ya çok farklı bir görünüm kazandırıyor. Bizim Kemerburgaz’ da görmeye alıştığımız kemerleri burada görnek beni şaşırtı biraz. Koloni dönemine ait gösterilebi-lecek en güzel mimari ve mühendislik eserlerinden biri olan Lapa Su Kemer-leri, 18. yüzyılın ortalarında Carioca Nehri’nden şehre taze su getirebilmek amacı ile inşa edilmiş. 19 yüzyıldan itibaren şehir suyunun daha modern yöntemlerle sağlanmaya başlamasının ardından, kemer işlevini kaybetmiş, ilerleyen dönemde ise üze-rine yerleştirilen bir tramvay sistemi sa-yesinde, şehir merkezini Santa Teresa bölgesine bağlayan bir tramvay köp-rüsü olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bugün kemer Santa Teresa ve Santa Antonia Tepeleri’ni birbirine bağlamak-tadır. 270 metre uzunluğundaki keme-rin en yüksek noktası 17,6 metredir ve toplamda 42 kemer ile süslemiştir.Su kemerlerinin etrafında epey bir do-landıktan sonra sora sora Selaron Mer-divenlerinin izini bulduk. Fakat oraya gitmek için favelaların içinden geçmek durumunda kaldık. Favelalar bizim ge-cekondu mahalleleri gibi fakat yabancı-lar için pek can güvenliğinin olmadığını söylüyor. Ne kadar doğrudur test etme şansımız olmadı ama bir gayet rahat

yürüyüp geçtik Selaron Merdivenlerine.1998 yılında inşaası neredeyse bitmek üzere olan bu merdivenleri Şili’ li bir ressam olan Selaron dünyanın dört bir yanından gelen fayanslarla kaplamaya başlamış. Kendisi ressam olan Selaron merdivenleri fayansla kaplamayı tercih etmiş çünkü doğal afetlerin fayanslara daha az zarar vereceğini düşünmüş. örneğin bir yangın sonucu boya isle kaplanırken fayanslar renklerini koruya-bilir. Merdivenlerin yapımı 1998 sonuna doğru bitmiş ve 1999’ da fayanslar kap-lanmaya başlamış.Selaron bunu canlı sanat performansı olarak yıllardır yaptığını belirtmiş. Her gün dünyanın bir yerinden gelen ya da kendisinin yaptığı bir başka fayans-la değiştirmiş. Eskisini kırmış, yenisini yapıştırmış. Hala da fayans göndermek isteyenlerin gönderisi kabul ediliyor. Bu fayansların arasında Türkiye’ ye ait fa-yanslar da mevcut.Selaron Merdivenlerin çok hoş bir orta-mı var. Elinize biranızı alıp merdiven-lerde oturup sohbet edebiliyorsunuz.

Akşama doğru merdivenlerde ki nüfus artıyor ve adeta açık hava barlarına dönüyor. Yanlız merdiven kenarların-daki ağaçlardan düşen ne olduğunu bilmediğim meyvalar biraz tehlike teş-kil ediyor. Neredeyse kafama düşen bir meyva oldukça korkutmuştu beni. Tabii ben yine nasibi aldım. Üstüm başım turuncu meyva özü oldu, yapış yapış. Biralarımızı da içtikten sonra biraz din-lenip üzerimizi değiştirmek için otele döndük.Otele giderken de bir markete uğra-madan edemedik. Buradaki büyük marketler gibi marketler var oradaki caddelerde de fakat hiç birinde çikola-ta satılmıyor. Sadece bisküvi satılıyor. Benim gibi çikolata delisi birini çok zor-layan bir durumdu. Marketlerde çiko-lata olmamasının sebebi çikolatanın Brezilya’ da çok pahalı olması. Çikolata krizlerimi bastırmak için sabahları kah-valtıda çıkan çikolatalı pastanın üzerini kemirmek zorunda kaldım. Coğrafi yapısı sebebiyle bir çok egzotik meyva var marketlerde. Bir de bu mey-vaların nefis meyva suları ve meyvalı yoğurtları var. Bizde marketten çeşitli meyva suları alıp otele geldik. Mert, ha-vaalanından aldığı Smirnoff ile votkalı meyva suyu yaptı. Ama tadı o kadar sert ki ben içemedim. Tolga ve Mert hırs yapıp meyva suyu bitene kadar içtiler. Sonra baktık ki meyva suları konsant-reymiş. 500 ml. İle 5 litre meyva suyu yapılıyor. Hallerine bakıp gülmekten kı-rılmıştım. Kezzap gibi içtiler resmen.Otelde gidebileceğimiz gece kulüpleri-nin listesini yaptık. En gözde gece ku-lüplerinin Scenarium ve Democraticans olduğunu öğrendik. Cicilerimizi giyip

Selaron Merdivenleri 1998 yılında inşaası neredeyse

bitmek üzere olan bu merdivenleri Şili’ li bir ressam olan Selaron dünyanın dört bir

yanından gelen fayanslarla kaplamaya başlamış.

Page 45: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 43

Gezi

bir taksiye bindik. Önce Scenarium’ a gittik, bir de baktık kulüp kapalı. Hayal kırıklığına uğramış bir vaziyette oradan Democraticans’ a geçtik. Orada da ayrı bir hayal kırıklığı, orası da kapalı. Tak-si şöförünün söylediğine göre Britney Spears konserinin olması dolayığla ka-palı olabilir veya henüz yaz gelmediği, bahar mevsiminde oluşumuz sebebiyle kapalı olabilirmiş. Çok üzüldüğümüzü gören şöför bizi başka bir yere götü-receğini söyledi. Biz de ona uyup bizi götürdüğü barda indik. Burası da canlı müzik yapılan bir salsa kulüptü. Ama adını şu an hatırlamıyorum. İçeri girip sahne önüne yaklaşıp müzik eşliğinde sallanmaya başladık. Ama dans konu-sunda yeteneğim olmadığı için ben ka-zık gibi ayakta dikilmekle yetindim. Rio karnavalına denk gelmediğimiz için o dönemi deneyimleme şansımız olma-dı. Ama burada da Arjantin’ de olduğu gibi gösteri düzenleyen mekanlar var. Plata Forma da bunlardan biri. İçeride karnavalı çağrıştıran şovlar ve danslar yapılıyor. Brezilya, genel itibarıyla beni hayal kı-rıklığına uğrattı. Buna etken belki bahar mevsimiydi belki de beklentim çok yük-sekti. Ertesi gün gezinin bana kafi geldiğini dü-şünerekten memlekete dönmeye karar verdim. Mert ve Tolga’ yı otelde bırakıp

bir taksiye binip otogara gittim. İlk defa Türkiye dışında bir otogara gidiyordum ama hiç yabancılık çekmedim. Otogara gidip daha önce referans almış oldu-ğum 1001 isimli otobüs firmasına gidip Sao Paulo’ ya biletimi aldım. Şansıma otobüs 5 dakika sonra kalkıyordu. Koşa koşa gidip yerime oturdum. Yol arkada-şım 30 yaşlarında zenci bir beyefendiy-di. Koltukların rahat olması benim de erken kalkmış olmam sebebiyle hemen uyuya kalmışım. İlk mola verdiğimizde yola çıkalı 3 saat olmuştu. Molada inip çikolatalı pasta yedikten sonra tekrar otobüse binip yola çıktık. Rio de Jane-iro ile Sao Paulo arası 7 saat sürüyor. 7 saatlik otobüs yolculuğundan sonra Sao Paulo otogarında indim ve hava-alanına giden otobüse bindim. Havaa-lanı da 1 saat kadar sürdü ve nihayet hava alanına vardım. Benim uçak biletim açık olduğu için is-tediğim zaman dönme şansına sahip-tim. İlk uçak 5 saat sonraydı. Ben de kocaman havaalanını gezmeye karar verdim. Önce bir yorgunluk kahvesi iç-mek için bir kafeteryaya girdim. Gelen kahvenin kokusu beni adeta büyüledi. Büyük bir keyifle kahveyi içtiktikten son-ra hemen markasını sordum. Kafeterya-dan çıkışta ilk işim bu kahveden bulmak oldu. Sevdiğim dostalara da kahve alıp uçak saatine kadar keyifle dolandım. Sonra da 14 saat süren bir yolculukla özlediğim evime döndüm.Evim evim hijyen evim.

Burası da canlı müzik yapılan bir salsa

kulüptü. Ama adını şu an hatırlamıyorum.

Page 46: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

44 / marketing europe & anatolia

Sinema

Joe Carnahan’ın yazıp yönettiği The Grey 23 Mart’ta viz-yona girdi. Başrolünü Schindler’s List filmi ile üne kavuşan Liam Neeson’ın oynadığı The Grey filmi Smithers (British Columbia)’da çekildi. Film tam olarak 25,000,000$’a ma-ğoldu. Film kaliteli bir kadroya sahip, dekorlar da gayet başarılı. İnsanların ölüm kalım mücadelesi verirken mantık çer-çevesinde değil tamamen içgüdüleriyle hareket ettiklerini gözler önüne seren bir film. Filmde insanların bir yaşam mücadelesi içindeyken soğukkanlılığını ve mantığını ko-ruyamadı anlatılıyor. Aslında film boyunca kazazedeler ve kurtların nerdeyse aynı şekilde hareket etmesi de filmin ilginç bir detayı. Film gayet etkileyici ve şaşırtıcı olmasına rağmen bana çelişkili geldi. Sahnelerin bazıları çok saçma ve ironik olmuş. Olay akışı insanı yormuyor ve olanları anlamak için kafa yormanıza gerek yok. Yani filmin sade ve düzgün bir akışı var. Filmi izlerken beklediğinizin dışında olaylar ve hare-ketler sizi şaşırtıyor ama bu olayların da dengesi iyi tuttu-rulmuş. Filmde karakter geçmişlerine çok takılınamamış ama yine de seyirciyi tatmin edecek kadar duygusallık filmin içine serpiştirilmiş. Bazı ince detaylar da filmi güzel-leştirmiş. The Grey filmi çok gösterişli, düşündüren ve şaşırtıcı bir

şekilde başlıyor. Oyunculuk ve tepkiler gayet gerçekçi ve doğal ama film ilerledikçe ve olaylar geliştikçe işler sarpa sarıyor. Kişi sayısı azaldıkça olaylar kendisiyle çelişmeye başlıyor. Filmde kurtulanların verdiği kararlar ve yaptıkla-rı hareketler tamamen yanlış ve nedensiz ama buna ne-den olarak içlerinde oldukları şoku gösterebiliriz. Görsel ve oyunculuk açısından film çok başarılı olmasına rağmen hikaye ve detaylar bir süre sonra tutarsızlaşıyor. Film ge-nel olarak fena bir film değil. Ama bence çok daha güzel olabilirmiş. Bana göre yapılan bazı basit hatalar filmde çok göze batıyor ve geneli kötü duruma düşürüyor. Karakter-ler ve davranışları güzel bir şekilde sahneye yansıtılmış. Filmde tanımaya başladığımız her karakterin ölüm kalım mücadelesi verirkenki davranış ve karakter değişimleri gü-zel düşünülmüş ve uygulanmış.Ama yine de bir Liam Neeson filmi izlemek istiyorsanınız Jonasthan Liebesman’in yönettiği 30 Mart’ta vizyona giren Wrath of the Titans (Titanlar’ın Öfkesi) filmini izlemenizi tavsiye ederim. İngiltere ve İspanya’nın farklı yerlerinde çekilen film Dan Mazeau, David Johnson, Greg Berlanti ve Beverley Cross tarafın yazıldı. Sam Worthington’ın başrol oynadığı film güzel görsel efektlere sahip ve aksiyon sah-neleri ile izleyicilere adeta bir şölen sunuyor.

reklam arası sinemaAli Erdem Ekşioğlu

The Grey (Gri Kurt)...

Page 47: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı
Page 48: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

Kültür - Sanat

Anadolu Sigorta’nın kurumsal sosyal sorumluluk projesi hakkında merak edilen tüm haber ve gelişmeleri, tek nok-tada toplayan bir bilgi portalı olarak tasarlanan www.birustabinusta.com.tr web sitesi yayına girdi.Sitede, Bir Usta Bin Usta sosyal sorumluluk projesinin ta-rihçesi ve proje hakkındaki genel bilgilerin yanı sıra, son gelişmeleri içeren basın bültenleri, kurslarla ilgili fotoğraf-lar ve şu ana kadar yayınlanan belgeseller de görüntüle-nebilecek. Yeni web sitesinde kurs duyurularına, güncel kursların ile-

tişim bilgilerine, eğitimleri veren ustalarla ilgili detaylara ve halihazırda eğitimlerin sürdüğü kursların aylık programla-rına da online olarak ulaşılabilecek. Websitesinde ilgi çekmesi planlanan bir diğer kısım da “proje meslekleri” başlığı altında yer alıyor. Buradan, 2010 yılından bu yana tüm proje illeri ve meslekleriyle ilgili bilgi-lere ulaşılabilirken, tamamlanan kurslardaki aktiviteler de ayrıca özetleniyor.Konuyla ilgili açıklama yapan Anadolu Sigorta Genel Mü-dür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu; Bir Usta Bin Usta projesi-nin uzun soluklu bir girişim olduğuna dikkat çekerek, yeni web sitesinin Anadolu Sigorta’nın projeye verdiği önemi yansıttığını vurguladı. Tiryakioğlu sözlerine şu şekilde devam etti; “Sosyal so-rumluluk projesiyle ilgili bilgilerin bir merkezden ziyaretçile-re ulaşması, projeye ilgi duyan hatta gelecekteki kurslara katılmayı planlayan kişilerin daha süratli ve etkin bir şekil-de yönlendirilebilmelerine imkân sağlayacak. Bu bağlam-da yeni web sitesinin projenin kendi dinamiğine de olumlu katkı sağlayacağına inanıyorum.”

Bir usta bin usta...

Çocuk filmleri festivali... Bahar notaları...Garanti Bankası ve TÜRSAK Vakfı’nın işbirliğiyle çocuklar için gerçekleştirilen Garan-ti Mini Bank Çocuk Filmleri Festivali’nin dokuzuncusu; 4 - 6 Nisan tarihlerinde Konya, 9 – 11 Nisan tarihlerinde ise

Aksaray’da çocuklarla buluşacak. Garanti Mini Bank Çocuk Filmleri Festivali’nin Konya’daki açılışında sürp-rizlerle başlayacak program; “Çizgi Kahramanların Ma-ceraları”, “Eyvah Büyüyorum”, “Hayvanlar Alemi”, “Oyun Bahçesi” ve “Miniklere Masallar” gibi eğlenceli bölümler-le devam edecek. Festival kapsamında; her yıl olduğu gibi yine bir yarışma gerçekleştirilecek ve festivalin “En İyi Film”ini, yaşları 6-9 arasında değişen Çocuk Jürisi seçecek. Jüri üyeleri Konya’da toplanarak, festivalin ya-rışma bölümünde seyirci karşısına çıkacak 4 filmi izleyip birinciyi belirleyecek. Sinemasever çocukların ebeveyn-leriyle birlikte ücretsiz olarak katılabileceği festivalin film gösterimleri, Konya Mevlana Kültür Merkezi ve Aksaray Kültür Merkezi’nde yapılacak.

Tuborg sponsorluğunda İstanbul’da ilk kez gerçekleşecek olan ‘’Bahar Notaları’’ etkinlikleri kapsamında ünlü Fransız pop-rock grubu Quand La Diva S’en Va ve blues denince akla gelen ilk gruplardan biri olan Mountain Men, 6 Nisan 2012 Cuma gecesi ROXY İstanbul’da müzik se-verlerle buluşacak.Fransa’da müzik listelerinin üst sıralarını zorlayan, sos-yal medyada yoğun bir şekilde takip edilen, başarıları sonucu Fransa’nın en önemli yapım şirketlerinden biri olan PIAS’la sözleşme imzalayan pop-rock grubu Qu-and La Diva S’en Va’nın önemli bir özelliği de solistliğini ve bas gitaristliğini bir Türk olan Balkan Tekelioğlu’nun yapması. Balkan Tekelioğlu’nun yanı sıra grubu davulda Dominique Terral, gitarda Lucas Itié ve klavyelerde Ni-colas Alpiste oluşturuyor. “Bahar Notaları” etkinliğinin biletleri www.mybilet.com adresinden temin edilebilir.

46 / marketing europe & anatolia

Page 49: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 47

Kültür - Sanat

Ülker’in 23 Ni-san Ulusal Ege-menlik ve Çocuk Bayramı onuruna geleneksel hale getirdiği “Ülker Çocuk Sineması Şenliği”, Nisan ayında 5. kez perde açıyor. Bu yıl da her yıl ol-duğu gibi şenlik

sayesinde 50 ildeki 150’ye yakın sinema salonunda ço-cuklar bir çocuk filmini sürpriz hediyeler eşliğinde ücretsiz izleme olanağına kavuşacak. Bugüne kadar 500 bini aşkın çocuğu sinemanın büyülü dünyası ile buluşturan şenlik, özellikle Anadolu’daki çocukların heyecanla beklediği bir 23 Nisan hediyesi haline geldi.Tüm çocukların yararlanabileceği şenlikte çocukların yap-ması gereken tek şey, filmin gösteriminden önce sıraya

Ülker çocuk sinema şenliği...girip ücretsiz biletlerini gişelerden almak olacak. Türkiye’nin aynı anda en fazla ilindeki çocuklara ulaşabi-len sosyal sorumluluk projesi olan Ülker Çocuk Sinema Şenliği, Yıldız Holding ve şirketlerinden 600’ü aşkın gönül-lünün çalışmasıyla hayata geçiriliyor. Şenlik, Ülker ve mar-kalarının çeşitli eğlenceli aktiviteleri ve sinema çıkışında dağıtılacak hediye kutularıyla renklenecek. Yıldız Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü Zuhal Şe-ker, “Ülker olarak Türkiye’nin her yerine ulaşan, yaygın, bölgesel veya yerel uygulamaları olan, tüm çocukların eşit olarak yararlanacağı sosyal sorumluluk projelerini des-teklemeyi tercih ediyoruz. Çünkü Ülker her hafta 200 bin noktaya ulaşan, Türkiye’nin en ücra köşelerine dahi gide-bilen bir marka. Projelerimizi belirlerken de bu sorumlu-luğu üzerimizde hissediyoruz. Ayrıca çocukların zihinsel ve bedensel gelişimini doğrudan destekleyen projelere özel önem veriyoruz. Sinema da çocukların hayal gücünü geliştirmeleri için çok önemli bir araç. Bu nedenle “Ülker Çocuk Sinema Şenliği” projesini tüm Türkiye’ye yaymaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Zamanın tanığı... Okulumuz yeşil...Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 20 Nisan - 29 Temmuz 2012 tarihleri arasında, İspanyol ressam Francisco de Goya’nın (1746-1828) gravür ve yağlıboya-larıyla, evrensel bir ustanın deha-sına tanıklık eden sergiye ev sa-hipliği yapıyor.Küratörlüğünü Marisa Oropesa’nın yaptığı, Türk sanatseverlerle ilk

kez buluşacak, İspanya ve İtalya’nın önde gelen müze ve özel koleksiyonlarından derlenen sergi Pera Müzesi’nin üç katında yer alacak.“Goya, Zamanının Tanığı, Gravürler ve Resimler” sergisi İspanya ve tüm Avrupa’nın çalkantılı bir dönemine ta-nıklık eden ve karanlığın en iyi anlatıcılarından biri olan Goya’nın gravür serileriyle - Kapriçyolar, Savaşın Fela-ketleri, Boğa Güreşi, Atasözleri ya da Zırvalar-, araların-da döneminin kralı IV. Carlos ve kraliçe María Luisa’nın portrelerinin de yer aldığı çeşitli yağlıboyalarını buluştu-ruyor.

Geçtiğimiz yıl İstanbul ve Balıkesir’deki toplam 59 oku-lun katıldığı eğitim programının ikinci dönemi 10 Nisan tarihinde Balıkesir’deki 60 ilköğretim okulun-da başlayacak. “Okulumuz Yeşil” projesinde yeni dönem, Panasonic Türkiye Genel Müdürü Ahmet Telatar, Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Aydın, Balıkesir İl Milli Eğitim Mü-dürlüğü Ar-Ge ve Projeler Şube Müdürü Mürsel Sabancı ve Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Proje Uzmanı Onur Ongun’un katıldığı protokol töreniyle resmen başladı. Eğitim programı www.panasonic.com.tr adresinden takip edilebiliyor. Sitede öğretmenlere kendi çevreci derslerini oluşturabilmeleri için ücretsiz eğitim materyalleri, dokü-manlar, videolar ve yardımcı ders planları yayınlanıyor. Panasonic bu materyalleri öğretmenlere tamamen üc-retsiz olarak temin ediyor. İlköğretim çağındaki çocuklar böylece çevre bilincine, küresel ısınmanın etkilerine ve geri dönüşümün dünyamıza sunduğu faydalara dair çok kapsamlı bir eğitim alabiliyorlar.

Page 50: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

CV

CV’lerinizsektörle ücretsiz olarak

bu sayfalarda buluşacak.

Sektöre yeni girmek isteyenstajyer adayları

ya datecrübesini değerlendirecek

yeni bir adres arayanyaratıcı yönetmenler, metin yazarları, müşteri

temsilcileri, grafikerler

ve diğer arkadaşlarYaratıcı CV’lerinizi

[email protected] bekliyoruz.

48 / marketing europe & anatolia

yeni

Page 51: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

marketing europe & anatolia / 49

CV

CV’lerinizsektörle ücretsiz olarak

bu sayfalarda buluşacak.

Sektöre yeni girmek isteyenstajyer adayları

ya datecrübesini değerlendirecek

yeni bir adres arayanyaratıcı yönetmenler, metin yazarları, müşteri

temsilcileri, grafikerler

ve diğer arkadaşlarYaratıcı CV’lerinizi

[email protected] bekliyoruz.

yeni

Page 52: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı

50 / marketing europe & anatolia

Nostalji

Page 53: marketing europe & anatolia Sayı:006 express baskı