marketing europe & anatolia Sayı:027

48
Tarih: Şubat - Mart 2014 Sayı: 27 marketing europe & anatolia Tam bağımsız dergi kelebeğin fırtınası Türkiye’yi tanıtamama kampanyası... retorik Alo Fatih...

description

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

Transcript of marketing europe & anatolia Sayı:027

Page 1: marketing europe & anatolia Sayı:027

Tarih: Şubat - Mart 2014 Sayı: 27marketing europe & anatolia

Tam bağımsız

dergi

kelebeğinfırtınasıTürkiye’yitanıtamamakampanyası...

retorikAlo Fatih...

Page 2: marketing europe & anatolia Sayı:027
Page 3: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 1

İçindekiler

Sayı:27 Tarih:Şubat - Mart 2014

İmtiyaz SahibiEksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.e-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Genel Yayın Yönetmeni veSorumlu Yazı İşler MüdürüElvin Ekşioğlue-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Haber ve FotoğraflarAgency Europe & Anatolia

Katkıda BulunanlarNurgül Eryıldır GünayAli Erdem EkşioğluSeval DubanEkim Sölemez

DanışmanAbdullah Ekşioğlu

İlan RezervasyonAyşe Yılmaz

Yayın TürüSüreli Yayın

Yönetim YeriAgency Europe & AnatoliaFeneryolu Mh. Fahri Açan Cad.Deniz Ap. No: 21 /15Kadıköy - İstanbul - Tr.Tel: +90 555 233 24 41e-mail: [email protected]

marketing europe & anatoliaAgency Europe & Anatolia tarafındanSüreli yayınlanan bir e-dergidir.

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmet-leri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, ma-kalelerdeki görüşler ve hukukisorumluluk yazarlara aittir.

Bu derginin yayınlanma sürecindehiçbir ağaç zarar görmemiştir.

mobil: http://m-mea.eksantrik.comhttp://www.facebook.com/meadergiBir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketingeurope & anatolia

Kısa Kısa 04 - 07

Röportaj 14 - 17

Medya Dünyası 12 - 13

kelebeğin fırtanası 19

Gezi 34 - 40

retorik 25

Kampanyalar 27 - 33

Kültür Sanat 44 - 45

Yeni Ürünler 10 - 11

reklam arası sinema 42

Röportaj 20 - 22

Page 5: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 3

Köşe

Bu dergiyi çıkardığımız günden bugüne tam bağımsız bir dergi çıkardığımızı, hiçbir, gruba, partiye ya da cemaate hizmet etmediğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu ısrarlı açıklamamız belki bazı okuyucularımız tarafından yersiz bir söylem olarak değerlendirilmiş olabilir. Son günlerde ortaya çıkan ses kayıtları bizim bu iddiamızı dile getirirken aslında ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu.

Bağımsızlık neden bu kadar önemli. Çünkü, aksi olduğunda doğruları yazmak için bir kez daha düşünmek, Ankara'dan ya da deniz aşırı ülkelerden icazet almak ve belki de doğruları hiç söyleyemeden yalan yanlış bilgilerle dezenformasyon yapmak şart olacaktı ki sektörel yayınlar da dahil olmak üzere birçok yayın malesef bu kıskaca kendisini teslim etmiş durumdadır.

marketing europe & anatolia'nın hiç böyle bir kaygısı olmadı. Tek amacımız her ay doğru haber ve yazılarla hazırlanmış tarafsız, bağımsız bir dergiyi okuyucumuzla buluşturmak oldu. Bu çalışmalarımız sırasında bizi zora sokacak herhangi bir ilişkinin içerisine girmemek için iki yılı aşkın süredir, tek kuruş gelir elde etmeden çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Gönül isterdi ki bu dik duruşumuz, ilan verenler ve ilanları yönlendiren dostlarımız tarafından da takdir edilsin ve dergimiz, en azından kendini geliştirebilecek bir ilan gelirine kavuşabilsin. Belki bundan sonra dostlarımız ilanlarını bizimle paylaşıp yaşamamıza ve gelişmemize katkı vermek için daha duyarlı davranabilirler.

Kalın sağlıcakla...

Elvin Ekşioğlu / [email protected] editörden)(

Tam bağımsız olmak neden önemli?...

Page 6: marketing europe & anatolia Sayı:027

4 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

BMW ana sponsorluğun-da düzenlenen alldesign 2014 Uluslararası Tasa-rım Konferansları ve Ya-ratıcı Endüstriler fuarı, tasarım dünyasına ışık tutacak alldesign’ın fuar alanın-da pek çok firma en yeni tasarım ürünlerini sergi-leyecek: Ünlü tasarımcı

ve sanatçı Arik Levy, 21 Şubat’ta BMS Mobilya standında 12.00-13.30 saatleri arasında sevenlerine imza verecekAllevents tarafından BMW ana sponsorluğunda, Arçelik, Armaggan ve Işıklar Tuğla co-sponsorluğunda 21-22 Şu-bat 2014 tarihlerinde Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenecek olan alldesign Uluslararası Tasarım Konfe-ransları ve Yaratıcı Endüstriler Fuarı, tasarım dünyasını üçüncü kez bir araya getirecek. Hayatımızın her alanına yön veren tasarımın ele alınacağı alldesign 2014’ün kon-

ferans bölümünde kendi dalının uzmanları tasarıma bakış açılarını ve dünyaca ödüllü işlerini izleyicilerle paylaşırken, fuar alanında ise tasarımda öne çıkan firmalar en yeni ürünlerini sergileyecek. Biletler Biletix’te.alldesign 2014 pek çok önemli konuşmacıya ev sahipliği yapacak.Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde 2000 metrekarelik alanda gerçekleşecek olan alldesign 2014, tasarım kon-feransının yanı sıra Yaratıcı Endüstriler Fuarı’na da ev sa-hipliği yapacak. Odağında tasarım olan tüm firmaları aynı çatı altında sektörle ve tasarım meraklılarıyla buluşturan ve geçtiğimiz yıl çok sayıda katılımcı firmayı ve yaklaşık 6000 ziyaretçiyi ağırlayan Yaratıcı Endüstriler fuarı, bu yıl da ziyaretçilerine farklı sektörlerden tasarım odaklı zengin bir ürün yelpazesi sunacak.“Aklın gözüyle görmek” motto-suyla yola çıkan alldesign’ın ana amacı, tasarımın yarattı-ğı farkların, pazarlama, markalaşma, ergonomi gibi birçok alanda kullanımının irdelenmesi, günümüz ve geleceğin tasarımcılarına farklı bir bakış açısı kazandırması.

alldesign’ın mottosu ”Aklın Gözüyle Görmek”...

Türk Patent Enstitüsü’nün “2013 yılında En Çok Yerli Patent Başvurusu Yapan Firmalar” sıralamasında Koç Topluluğu’nun 4 şirketi ilk 10’da yer alarak büyük bir başarıya imza attı. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına büyük önem veren ve Türkiye’nin ilk ‘Fikri Haklar Strate-jisini’ oluşturan Koç Topluluğu, geçen yıl toplam 400 pat-ent başvurusu yaptı. Arçelik, 193 patent başvurusuyla birinci sıraya yerleşirken, onu Ford Otosan, 80 başvuruyla izledi. Listede 48 patent başvurusuyla altıncı sırayı Tofaş, 20 patent başvurusuyla 9’uncu sırayı ise Türk Traktör aldı. Koç Holding CEO’su Turgay Durak, “Bu başarıda Fikri Haklar Stratejimizin büyük rolü var. Amacımız Topluluk şirketlerimizin fikri haklarını yönetebilmeleri, bu çalışmalarını uluslararası standartlarda yapma yeteneğini kazanmalarıydı. Bunu da gerçekleştirmiş olduklarını görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Her zaman dile getirdiğimiz gibi Ar-Ge faaliyetlerine ve yatırımlarına hem şirketlerimizin rekabetçiliği hem de ülkemizin geleceği adına çok önem veriyoruz ve uzun vadeli sürdürülebilir büyüme stratejimizin hayati bir parçası olarak görüyoruz” dedi.

Türkiye’nin Patent Şampiyonları Koç’tan Çıktı...Türk Patent Enstitüsü’nün “2013 yılında En Çok Yer-li Patent Başvurusu Yapan Firmalar” sıralamasında Koç Topluluğu’nun 4 şirketi ilk 10’da, diğer 3 şirketi ise ilk 30’da yer aldı. Koç Topluluğu şirketleri 2013 yılında toplam 400 patent başvurusu yaptı. Bu sayı bir önceki yıl 310’du. Arçelik, 193 patent başvurusuyla listenin birinci sırasında yer alırken, ikinciliği 80 patent başvurusuyla Ford Otosan aldı. Altıncı sırayı 48 patent başvurusuyla Tofaş, dokuzuncu sırada 20 pat-ent başvurusuyla Türk Traktör yer aldı. Patent başvurusu sıralamasına göre ilk 30 şirket arasında bulunan diğer Koç Topluluğu şirketleri ise; Otokar (11), Arçelik- LG (16) ve Tüpraş (26) oldu.

Page 7: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 5

Kısa Kısa

Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Genel Müdürü Mete Uğurlu, Şir-ketin 2013 yılı konsolide olma-yan finansal sonuçlarına ilişkin olarak yaptığı basın açıklama-sında aşağıdaki tespit ve değer-lendirmelerde bulundu: “2013 yılı ülkemizdeki ve dünyadaki si-yasi/iktisadi gelişmelerin yakın-

dan takip edildiği bir yıl olmuştur. Bu dönemde, küresel ekonomi, beklentilerden daha zayıf bir toparlanma eği-limi sergilemiş, özellikle yılın ikinci yarısında, artan enf-lasyon beklentilerine bağlı olarak gelişmekte olan ülke-lerin para politikalarında sıkılaştırma eğilimine girilmiştir. Ülkemizde 2013 yılı içinde, sigorta sektörünün işleyişi ve gelişimine yönelik yasal düzenlemelere devam edilir-ken, hayat sigortalarında %25 ve hayat dışı sigortalarda ise %22 prim artışı sağlanmıştır. Bireysel emeklilik sis-teminde ise, %25 devlet katkısının olumlu etkisi ile katı-lımcı sayısı bir milyon kişi artarak 4.1 milyonu aşmıştır.

2013 Anadolu hayat... İnsana Saygılı Firmalar Ödüllendirildi...

Kariyer.net 13. İnsana Saygı Ödülleri’nin sahipleri belli oldu. İstanbul’da Kuveyt Türk Katılım Bankası ve De-nizBank; Anadolu’da ise Desmer İletişim veSunExpress firmaları2013’ünen çok istihdam yaratan şirketleri oldu. En çok başvuru alan firmalar ise İstanbul’da Vatan Bil-gisayar ve Yapı ve Kredi Bankası; Anadolu’da ise Rö-nesans Holding ve Vestel Elektronik şeklinde sıralandı. LC Waikiki, adaylar tarafından 2013’ün en beğenilen şirketi seçildi. En beğenilen iş ilanı ödülü ise Yapı ve Kredi Bankası’nın oldu. İstanbul’da Kuveyt Türk Katılım Bankası ve DenizBank; Anadolu’da ise Desmer İletişim ve SunExpress firmalarıKariyer.net 13. İnsana Saygı Ödülleri kapsamında 2013 yılının En Çok İstihdam Ya-ratan Şirketleri ödülüne layık görüldü

Amway’in 2013 satış rakam-ları açıklandı. Son yedi yıldır istikrarlı bir büyüme gösteren şirket, 2013 yılında 11,8 milyar dolarlık rekor bir satış gerçek-leştirdi. Şirket, 2014’te artan ta-lebi karşılamak amacıyla bütün dünyada 375 milyon dolarlık bir üretim ve AR-GE yatırımı planlı-yor. Genel merkezi ADA, Michigan’da bulunan Amway, 2013 yılında 11,8 milyar dolarlık global satış yaptığını açıkladı. Şirketi tarafından verilen bilgilere göre 2012 yı-lındaki 11,3 milyar dolarlık satışın ardından 2013, şirke-tin arka arkaya büyüme kaydettiği yedinci yıl oldu. Am-way, son 14 yılın 13’ünde satışlarda gösterdiği artışla dikkat çekiyor. Beslenme destek ürünleri, Amway’in ürün grubu satış-ları arasındaki liderliğini 2013’te de sürdürdü. 2013’te lansmanı gerçekleştirilen yeni kilo kontrol ürünleri serisi bodykey by NUTRIWAY™’in de gıda takviyesi grubunda süregelen artışı önemli ölçüde desteklediği gözlemlendi.

Amway 2013 satışı... Avea 2013...Avea; “Akıllı ve Kârlı Büyüme” stratejisiyle 2013 yılında gelirini geçen yıla göre yüzde 10 artıra-rak 3.838 Milyon TL olarak ger-çekleştirdi. Toplam müşteri sayısını, son çeyrekte 418 bin abone ile ger-çekleştirdiği rekor net büyüme sonucunda 14,5 milyo-na çıkaran Avea, faturalı ve faturasız abone sayısını da artırdı. Numara taşımada 2013’ün son çeyreğinde ka-zandığı 304 bin aboneyle, 7 çeyrektir kesintisiz sürdür-düğü liderliğini koruyan Avea, numara taşımada 2013 yıl toplamında ise; 916 bin net abone kazandı. Numara taşımada rakiplere açık ara fark atıp, net taşımada tek pozitifte olan operatör olarak pazarda yeni bir dönem başlattıklarını vurgulayan Avea CEO’su Erkan Akdemir: “Yürüttüğümüz ‘Akıllı Büyüme’ stratejimiz doğrultusun-da yaptığımız yatırımlar, sunduğumuz teklifler ve tek-noloji üreten bir şirket olma konusunda gösterdiğimiz kararlılık ile elde ettiğimiz sonuçlar; hem bireysel hem kurumsalda kesintisiz büyümemizi sağlayan bir ekosis-tem kurmamızda etkili oldu.“ dedi.

Page 8: marketing europe & anatolia Sayı:027

6 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Türkiye’de ilk defa Google G l a s s ’ a özel emlak u y g u l a m a s ı geliştirildi. Büt-ün işlemlerin sesli komut-lar ve par-

mak hareketleriyle dokunmatik olarak gerçekleştirildiği Google Glassuygulamasında size en uygun evi artık akıllı gözlüğünüzle bulmak mümkün. Geçtiğimiz yıl em-lak sektörüne adım atan teknoloji odaklı yeni nesil seri ilan sitesi Metrekare.com sektörün ilk Google Glass uygulamasını geliştirdi. Tüm işlemlerin sesli komutlar, hareket algılayıcılar ve dokunmatik alandaki parmak hareketleriyle yönetildiği Google Glass için, tamamıyla içeride geliştirilen uygulamada kullanıcılar o an yakınlarında bulunan ve kriterlerine uygun olan satılık ve kiralık evlerden hemen haberdar olup harita üzerinde görüntüleyebiliyor, ilan detaylarını dinleyebiliyorlar.

Türkiye’de Google Glass Emlak Uygulaması...

Geride bıraktığımız yılı başarılı bir performansla kapatan mücevher sektörü 2014 yılınada yükseliş tren-di ile adım attı. Mücevher İhracatçı-ları Birliği verilerine göre; sektörün 2014 yılı Ocak ayındaki ihracatı ge-çen yılın aynı dönemine oranla kül-çe altın hariç yüzde 26,63 artışla195

milyon346 bin dolara ulaştı. Bu dönemin ihracat artışı ile dikkatleri üzerine çeken ülkesi ise; dünyada mücev-herin merkezi olarak kabul edilen Belçika oldu. Türk mücevher sektörünün Belçika’ya Ocak ayında yaptığı ihracat,değerde yüzde 3,647, miktarda ise yüzde 7,040 oranında arttı. Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2014 yılı Ocak ayı verilerine göre; Türkiye’nin külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında ge-çen yılın aynı dönemine oranla yüzde 26,63artarak 195 milyon 346 bin dolara ulaştı.Miktar bazında ise sektörün ihracatı yüzde 17,83 artışla 233 bin 393 kilogram oldu.

Mücevher ihracatı 2014’e artışla başladı...

Dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi Nestlé, 2013 yılı küresel fi-nansal sonuçlarını açıkladı. Açıklanan sonuçlara göre, Nestlé geçtiğimiz yıla göre cirosunu %2.7 oranında ar-tırarak 92,2 milyar İsviçre Frankı satışa ulaştı, organik

büyüme %4.6, reel iç büyümesi % 3.1 olarak gerçek-leşti.Nestlé CEO’su Paul Bulcke 2013 yılı sonuçlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu görüşlere yer verdi: “2013 yılında makro çerçevede büyüme, gelişmiş ülkelerde en alt düzeyde, gelişen pazarlarda ise daha önce gördüğü-müz seviyelerin altında yumuşak bir büyüme seyri izle-di. Nestlé olarak bu duruma, marka desteğini artırarak, inovasyonları hızlandırarak ve fiyatlandırmalarımızın tü-ketici ihtiyaçlarını dikkate alacak şekilde gerçekleşmesi-ni sağlayarak yanıt verdik”.

Nestlé, 2013 yılı finansal sonuçlarını açıkladı...

Türkiye teknoloji perakendeciliği sektörünün lideriTekno-SA, 2013 yılını başarılı finansal sonuçlar ile kapattı, 2014 yılında yeni hedeflere odaklandı. Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, TeknoSA’nın 2014 yılında dijitalleşmenin sağladığı olanaklarla bütün kanalların entegre çalışmasına imkan veren çoklu kanal stratejisine odaklanacağının altını çizdi. Dinçer, bu çerçevede, hem mağazalaşma yatırımlarına hız vereceklerini hem de online kanalda büyüyeceklerini belirtti ve yapılacak yatırım tutarının 60 milyon TL olacağını açıkladı.

TeknoSA 2014 hedefleri...

Page 9: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 7

Kısa Kısa

Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve As-san Hanil ortaklığında kurulan Turkish Seats Industries (TSI), tasarımı Türk mühendisler tarafından yapılan ilk yerli uçak koltuğunu üretti.Türk Hava Yolları, büyük bir girişimle Türk Sivil Havacılık tarihinde bir ilke daha imza attı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılı; 2023 vizyonu doğrultusunda açıklanan ‘yüzde yüz Türk uçağı üretimi’ hedefi kapsamında, Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik

Türkiye’yi 2009 yılında ‘su ayak izi’ kavramıyla tanıştıran Unilever Türkiye’nin lider markalarından OMO ve ulusla-rarası doğa koruma kuruluşu WWF-Türkiye, “Türkiye’nin Su Ayak İzi”ni çıkarmak için el ele verdi.T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın desteğiyle hayata geçen proje kapsamında hazırlanan raporla; ülkemizin toplam su ayak izinin yanı sıra doğrudan ve dolaylı su kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içe-risindeki rolü de ortaya konuldu. Unilever Operasyonlardan Sorumlu Dünya Başkanı Ha-rish Manwani, “Unilever olarak, yaptığımız işlerde her zaman geniş kapsamlı, sürdürülebilir ve sorumlu büyü-meye göre düşünür ve hareket ederiz. Bugün lansma-nını yaptığımız Türkiye Su Ayakizi Raporu’nun sadece bir başlangıç olduğu unutulmamalı. Bu noktadan daha da ileriye giderek, su yönetimi ve sürdürülebilir yaşa-mın önemi konusunda farkındalığı artırmaya devam etmeliyiz. Bugün burada, özel sektörün, hükümetin ve STK’larının böylesine yakın temas içinde çalışması bir tesadüf değil.” Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pa-zarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Ku-

Türkiye’nin Su Ayak İzi...

rulu Üyesi Şükrü Dinçer, “WWF-Türkiye ile çalışmalarımız, Sudaki Ayak İzim Projesiyle, bireysel ölçekteki su ayak izi hesaplamasından; daha makro ölçekteki Türkiye’nin su ayak izi hesaplamasına doğru geliştirdik. Projemizle, Türkiye’nin su ayak izi kavramını, su yönetimine entegre etmesine destek veriyoruz.” diye konuştu. WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak da “Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu’nun sonuçları, su kaynaklarının çok yönlü doğası-nı anlamamızı sağlayarak yaşam kaynağımızı yönetmenin yeni yollarını bulmamıza destek olacaktır. ” dedi.

A.Ş. ve Kibar Holding’in Güney Koreli Hanil E-HWA ile mevcut işbirliğinin bir iştiraki olan Assan Hanil ortaklığında 5 milyon dolarlık bir yatırımla kurulan Uçak Koltuk Üretimi Sanayii ve Ticaret A.Ş. (Turkish Seats Industries – TSI), ilk yerli tasarım uçak koltuğunu üretti. Türk Hava Yolları’nın ev sahipliğinde, Atatürk Havalimanı 2. Hangar’da gerçekleşen, TSI tasarımı uçak koltuklarının ilk kez monte edildiği Boeing B737-800 tipi uçağın tanıtım toplantısına, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, TSI Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. İsmail Demir, TSI Genel Müdürü Fahri Bayır, Hanil E-HWA Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yang Seok RYU, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar ve Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik katıldı.İlk yerli uçak koltuklarının tanıtım toplantısında konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Koltuk deyip geçmeyin. Çok ciddi sertifikasyon isteyen bir emektir. Bu çok önemli bir adım. Kendi uçağımızın üretimi için bir yerden başlamak gerekiyor” dedi.

Türk yapımı ilk uçak koltuğu uçuşa hazır...

Page 12: marketing europe & anatolia Sayı:027

10 / marketing europe & anatolia

Yeni Ürünler

Yeni Sony Action Cam...

Sony’nin CES 2014’te tanıttığı splashproof (su sıçrama korumalı) yeni giyilebilir video kamera Action Cam HDR-AS100V, 50 Mbps’de XAVC S formatında Full HD görüntü

Samsung Galaxy NotePRO -TabPRO...Samsung Electronics, en güncel teknolojiyle donatılan ve mobil deneyimde mükem-meliyeti amaçlayan Galaxy NotePRO ve TabPRO tablet serilerini, CES 2014 Tüketici Elektroniği Fuarı’nda kullanı-cılarla buluşturdu. 12,2 inç’lik Galaxy NotePRO ile birlikte, 12,2, 10,1 ve 8,4 inç seçe-nekleriyle gelen yeni TabP-RO ailesi, tablet segmentinin yeteneklerini farklı bir boyuta taşıyor.

Samsung Electronics BT ve Mobil Departmanı CEO ve Baş-kanı JK Shin, yeni nesil tablet serisi ile ilgili olarak; “Galaxy NotePRO ile TabPRO serilerinin pazara sunulması aynı za-manda, Samsung’un tablet pazarındaki liderliğini gerçek an-lamda ortaya koyacağı bir yılın başlangıcı niteliğindedir. Bu yeni seri, sınıfının en iyi içerik tüketim ve üretim olanaklarını sunarken aynı zamanda şaşırtıcı görüntüleme deneyimini

de Samsung’un farklı tasarım perspektifi ile birlikte sunuyor. Samsung Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi ile müşterile-rimize yetenekli ve kullanıcı dostu ürünler sunma hedefimizi de bir adım ileriye taşıyoruz” dedi.

Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi, olağanüstü ekran gör-selliğinin yanı sıra, birinci sınıf tasarım ve güçlü performansı da tek bir cihazda topluyor. Kullanıcıların tüm ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde dizayn edilen Samsung Galaxy No-tePRO ve TabPRO, WQXGA ekranı güçlü içerikle birleştire-rek, üstün bir mobil çözüme imza atıyor. 12,2 inç’lik görsel deneyimin tadını çıkarınBüyük ekran severleri 12,2 inç’lik boyutuyla karşılayan Sam-sung Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi, 4 milyonun üzerin-de piksel sayısı ve olağanüstü çözünürlüğüyle, beklentilerin ötesinde bir ekran deneyiminin kapılarını aralıyor. Dünyanın ilk 12,2 inç WQXGA Widescreen (16:10) ekranını kullanıcıla-ra sunan seri, şaşırtıcı Full HD video performansıyla da ben-zersiz bir deneyim yaratıyor. Yeni tablet serisi, sektöre liderlik edecek ekran özelliklerinin yanı sıra, mobiliteyi de ön planda tutarak, oldukça hafif ve ince bir çerçeveyle tasarlandı.

kalitesi sunuyor.Canlı İzleme Uzaktan Kumandası ile beşe kadar video kamera uzaktan kontrol edilebiliyor ve PlayMe-mories Home™ düzenleme yazılımı ile birden fazla video kameradan gelen görüntüler birleştirilebiliyor.Sony’nin giyilebilir Full HD video kamerası, yollarda, tepe-lerde, karda veya suda adrenalinin zirveye çıktığı eğlence için yapıldı. İnce tasarımı hava ve su direncini düşürürken su sıçrama korumalı gövdesi yağmurların bataklığa dönüş-türdüğü bisiklet patikalarında su geçirmez kılıfa ihtiyaç duy-mayacağınız anlamına geliyor. Action Cam’ın şık yeni beyaz gövdesi kavurucu sıcaklarda kurak kumullarda kum kayağı yaparken bile güneş ışınlarını yansıtıyor.NFC, Xperia ve diğer uyumlu akıllı telefon ve tabletler ile tek dokunuşta zahmetsiz bağlantı kurulmasına imkan ve-riyor. Görüntüleri bellek kartları veya bağlantı kablolarıyla uğraşmaya gerek kalmaksızın kolayca paylaşmak için kab-losuz olarak mobil cihazınıza aktarıyorsunuz. Tek dokunuş-ta bağlantı aynı zamanda akıllı telefonunuza PlayMemories Mobile™uygulamasın kurduysanız, video kamera açılarını doğrudan cep telefonunuzun ekranından hızlıca kontrol et-menize izin veriyor.

Page 13: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 11

Yeni Ürünler

EasyPad T8Q...Quad Core işlemci, sekiz çekirdekli GPU, Android 4.2 işletim sistemi, 1 GB bellek, 8 GB depolama alanı, 1024x 768 IPS ekran, 0,3 MP ön kamera, 2 MP arka kamera özellikleriyle 7.9 inçlik EasyPad T8Q beklentileri karşılıyor.Dört çekirdekli işlemcisi, sekiz çekirdekli grafik kartı ve hassas dokunmatik ekranı ile tüm uygulamalara hızlıca erişilebiliyor. Çift kamerası ile görüntülü konuşma yapılabiliyor,fotoğraf ve video çekilebiliyor aynı zamanda birkaç dokunuşla paylaşı-labiliyor. Yalnızca 7 mm inceliğe sahip, şık ve sade tasarımıyla ha-yatı kolaylaştırmak için tasarlanan EasyPad T8Q, tek elle kolaylıkla tutulabiliyor. 320 gr ağırlığındaki hafif gövdesi ve dar çerçeve yapısıyla ise tasarım ve fonksiyonellik bir arada sunuluyor.EasyPad T8Q, 7,9 inç IPS ekranıyla kusursuz bir netlik su-nuyor. IPS ekranı sayesinde, dik açıdan bakmak gibi bir zo-runluluk bulunmuyor, bakış açısı 179 dereceye kadar değiş-tirilebiliyor.EasyPad T8Q da bulunan Mikro USB/OTG/Şarj Girişi saye-sinde tek bir yuvadan bilgisayar ile senkronize edilebiliyor, OTG desteği sayesinde klavye, mouse veya USB bellek

bağlanabiliyor ve aynı yuva-dan şarj edile-biliyor. Bunun yanı sıra Mikro HDMI bağlantısı ile hem yüksek çözünü r l ük lü görüntü hem de ses tek bir kablo ile zahmetsizce aktarılabiliyor. Wi-Fi özelli-ği ile her ortamda en hızlı ağlara erişip her an bağlantıda kalınabiliyor. 5 saate varan pil süresi ile sosyal hesaplar ve e-postalar kontrol edilebilir. İstenilen uygulamalar indirilebil-lir. Yüksek ses kalitesinde istenilen ortamda müzik dinlenebi-lir, oyun oynayabilir, film izlenebilir.Gümüş renge sahip EasyPad T8Q, 499 TL fiyatla teknolo-ji marketlerde satışa sunuluyor. Ürünle ilgili detaylı bilgiye www.exper.com.tr ‘den ulaşılabilir.

Toshiba’dan HD 4K Notebook... Toshiba Amerika Bilgi Sistemleri’ne bağlı Toshiba Dijital Ürünler Birimi bugün dünyanın ilk Ultra HD 4K ekrana sa-hip notebook’larını CES 2014’te duyurdu. Tecra W50 mobil iş istasyonu (workstation) mühendisler ve 3D tasarımcılar için, Satellite® P50t ise profesyonel fotoğrafçılar, grafik tasarımcılar ve 4K film tutkunları için ideal. Her iki notebook modeli 2014’ün ortasında Türkiye de satışa sunulacak Toshiba Amerika Bilgi Sistemleri, Dijital Ürünler Birimi paz-arlamadan ve mühendislikten sorumlu Başkan Yardımcısı Carl Pinto yaptığı açıklamada; “Ultra HD teknolojisinin liderlerinden biri olarak, 4K televizyondaki ustalığımızı, Full HD’nin sağladığı çözünürlüğün dört katına sahip, daha yumuşak görüntüler ve parmak ısırtan detaylar sağlayan ekranı sunarak daha da ileriye taşıyoruz. Uzun yıllara dayanan deneyimimizi ve mühendislik kaynaklarımızı Ultra HD 4K teknolojisini üst segment notebook’larımıza taşımak için kullandık, böylece hem tüketim hem de iş amaçlı kullanıcılar içerik yaratırken ve tüketirken artık yeni nesil teknolojiden faydalanabilecekler.” dedi.

Page 14: marketing europe & anatolia Sayı:027

12 / marketing europe & anatolia

Medya Dünyası

Yazılı Basında Görev DeğişiklikleriBugün gazetesi köşe yazarı Vedat Bilgin gazeteden ayrıldı.Zaman gazetesi karikatüristi Osman Turhan gazete ile yolla-rını ayırdı.Milliyet gazetesi fotoğraf servisi şefi Yurttaş Tümer gazete ile yollarını ayırdı.Baydu Can, milliyet gazetesi yazı işleri müdürlüğü görevinden ayrıldı.Star gazetesi köşe yazarı Berat Özipek’ in gazete ile yolları ayrıldı.Gökhan Bacık, Bugün gazetesi yazar dahil oldu.Radikal gazetesi eki Radikal İki’ nin ekler yayın yönetmeni Tuğrul Eryılmaz, yazı işlerinde görev yapan Elif Ekinci ve mü-zik yazarı Naim Dilmener görevlerinden ayrıldı.Deniz Ülke Arıboğan Türkiye gazetesi ile yollarını ayırdı.Mirgün Cabas Milliyet gazetesi yazarlık görevinden ayrıldı.Geçtiğimiz haftalarda Bugün gazetesinden ayrılan Ahmet Taş-getiren Star gazetesi köşe yazarlığı görevine başladı.Yeni Şafak gazetesi köşe yazarı Osman Özsoy yazılarına son verdi.Posta gazetesi yeni haber müdürü Timur Soykan oldu, okur temsilciliği görevine Cem Kerpiççiler, dış haberler müdürlüğü görevine ise Arda Tuna getirildi.Aslı Perker, Fuat Keyman ve Ayşegül Sönmez Milliyet gazete-si köşe yazarlığı görevlerinden ayrıldılar.Erdal Şimşek, Akşam gazetesi Ankara bürosunda muhabir olarak göreve başladı.Köşe yazarı Mine Şenocaklı Vatan ga-zetesi ile yollarını ayırdı.Takvim gazetesi Ankara Bürosu kapatıl-dı. Bunun beraberinde Ankara temsilcisi Mehmet Çetingüleç, haber müdürü Mut-lu Çölgeçen ve muhabir Hüsniye Oral’ ın gazete ile yolları ayrıldı.Refik Erduran, Nur Batur ve Meliha Okur Sabah gazetesindeki yazılarına son ver-diler.Tayfun Devecioğlu, Mutlu Dergi Grubu’ nda bulunan Fortune dergisinin genel müdürü oldu.Sabah gazetesi yazı işleri müdürü Ba-rış Soydan, yazı işleri müdür yardımcı-sı Esin Sungur, sayfa sekreterleri Dilcu Aygün ve Türkan Toygarışık, haber mer-kezinden Ali Balcı, Nurdeniz Erken, Bülent Ergün, Dilek Kan-toğlu, Neslihan Tunç, Fırat Karadeniz, Melis Çalapkulu, Ayşe Ferhangil, foto muhabirleri Cenk Ertekin ve Tijen Burultay, ha-valimanı muhabiri Serdar Canıpek, fotoğraf servisinden Erhan Doğan, spor servisinden Galip Öztürk ve Fehmi Özgüler, istih-barat servisinden İsmail Umut Arabacı, redaktör Eren Kayar ve karikatürist Hale Pekcan’ın görevlerine son verildi.Radikal gazetesi Yüce Zerey’i yazar kadrosuna kattı.Radikal gazetesi görsel yönetmeni Sertaç Bala, Hürriyet ga-zetesinde görev yapmaya başladı. Radikal gazetesi görsel yönetmeni ise Aytekin Yılmaz oldu.Bünyamin Aygün, Milliyet gazetesi fotoğraf servisi müdürlüğü-ne atandı.Hürriyet eklerin görsel yönetmenliğini yürüten Sertaç Bala, Hürriyet gazetesi ekonomi bölümü görsel yönetmenliğine geç-ti. Hürriyet eklerin görsel yönetmenliğini ise Serhat Gürpınar yapıyor.Birgün gazetesi ekonomi müdürü Gülşah Karadağ görevinden ayrıldı. Kendisinin yerine ekonomi editörü Burak Öz getirildi.Hürriyet gazetesi satın alma görevini yürüten Nikifor Bilak’ın gazete ile yolları ayrıldı.İlhan Taşcı Cumhuriyet gazetesinden ayrıldı.Vatan gazetesi köşe yazarı Kadir Çetinçalı’nın gazete ile ilişiği kesildi.

Görev değişiklikleri...Görsel Basında Görev DeğişiklikleriHabertürk TV Genel Yayın Koordinatörü Abdullah Kılıç, Show TV dizilerden sorumlu genel müdür yardımcısı oldu.Nasuhi Güngör TRT Türk, TRT Haber ve TRT Spor haber dai-resi başkanlığı görevine getirildi.Göktan Bedük, NTV haber merkezinde göreve başladı.Bloomberg HT’ nin ekran yüzlerinden biri olan İpek Kaplan gö-revinden ayrıldı.Erhan Çelik, Habertürk TV genel yayın yönetmeni oldu. Show TV hafta içi ana haber spikerliği görevini ise Ece Üner üstlendi.Habertürk TV genel yayın koordinatörü Abdullah Kılıç, Show TV’ ye Araştırma Geliştirme ve Planlama Sorumlusu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı.Fox TV’nin yeni program müdürü Şebnem Aşkın görevine baş-ladı.Sunucu Ece Üner’in Show TV Ana Haber’e geçmesinin ardın-dan Habertürk TV Ana Haber koltuğuna Veyis Ateş geçti. Sports TV’de spiker olarak görev yapan Cihan Eldem kanal ile yollarını ayırdı.Fox TV yayın koordinatörü Lütfiye Pekcan’ın kanal ile yolları ayrıldı.Kısa bir süre önce TV 8’den ayrılan Yavuz Oymak Flash TV’de muhabir olarak göreve başladı.Kanal 24’ün dış haberler müdürü ve moderatörü Gökhan Gök-çe ile kameraman İlker Özkap’ın kanalla yolları ayrıldı.Habertürk TV’nin haber koordinatörü Oğuz Usluer görevinden ayrıldı, yerine Suat Toktaş getirildi. Rengin Gültekin ise Haber-

türk TV’ye haber müdürü olarak geçiş yaptı.TRT Avaz program müdürü İbrahim Gürkan ve Sedat Kadı görevlerinden alındı. Program müdürlüğü görevine Taner Gürbüz, teknik müdürlüğüne Şükrü Şahin, yayın planlamaya Vedat Akcan, koordinatör yardımcılığına Mu-rat Akkoç ve mali idari müdürlüğüne ise Cev-det Karakaş getirildi.TRT Haber Dairesi Başkan Yardımcılığı gö-revine Serhat Akça ve Tarık Akyıldız, TRT haber koordinatörlüğü görevine Yaşar Köteli, spor koordinatörlüğü görevine ise Abdurrah-man Başpınar getirildi.Haftada dört gün CNN Türk ekranlarında ya-yınlanan Karşı Gündem programının sunucu-larından Akif Beki programdan ayrıldı.Tülay Şubatlı, NTV’de editör olarak göreve

başladı.Habertürk muhabiri Ezgi Evcil ve Show TV sabah haberleri editörü Nil Deniz Yaman’ın görevlerine son verildi.Elektronik Basında Görev DeğişiklikleriCNN Türk’ ün görsel danışmanı Bahadır İşler, cnnturk.com’ da köşe yazılarına başladı.Medya Dünyasından Diğer HaberlerSkyTürk 360 kanalının ismi ve logosu değişti. Kanalın yeni ismi 360 TV oldu.Çarşamba akşamları Kanal D ekranlarında yayınlanan Çalıku-şu dizisinin yayın saati 21.45 olarak değişti.Star TV’ de daha önceleri 18.30’ da başlayan Ana Haber Bül-teni’ nin yayın saati 19.00 olarak değiştirildi.Yapımcısı Gani Müjde olan Pis Yedili dizisi bundan böyle Pa-zartesi akşamları yayınlanacak.TRT’de yayınlanan “Gönül Hırsızı” dizisi bundan böyle Cuma günleri 22.30’da yayınlanacak.Kanal D’nin başrollerini Mete Horozoğlu ve Aslı Enver’ in oy-nadığı Kayıp dizisi pazartesi akşamları artık 21.30’da ekran-larda olacak.Benim Hala Umudum Var dizisi yeni kanalıyla her Perşembe saat 20.30’da Fox TV ekranlarında.

Page 15: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 13

Medya Dünyası

Page 16: marketing europe & anatolia Sayı:027

Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır...Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır...

Page 17: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia /15

Röportaj

- İş hayatı geçmişinizden kısaca bah-seder misiniz?Darüşşafaka Lisesi’nden sonra Boğa-ziçi Üniversitesi’nde geçirdiğim 6 yılda, İdari Bilimler Fakültesi’nde hem iş ida-resi lisans derecemi ve hem de finans lisans üstü derecemi aldım.Bu yıllarda Koç Topluluğu ile başla-yan 26 yıllık iş hayatımın 22 güzel yılı Setur’un üst düzey yöneticiliği ile geçti. Bu dönem bana Setur markası altında seyahat acentası, duty free ve mari-nalarda birçok projeyi başlatma ve ta-mamlama imkanı yarattı. 8 yıldan beri arkadaşlarımla beraber keyifli bir çalış-ma ortamı yarattığım Delano şirketimde de etkinlik yönü güçlü bir turizm acenta faaliyeti, duty free ve lüks tüketime ait birçok markanın Türkiye distribütörlü-ğünü yapmaktayım. - Türkiye’deki event hizmetleri anla-yışını nasıl değerlendiriyorsunuz?Yıllar önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik tartışmalarının yapıldığı dönem-de sektörlerin, kurumların ve daha sonraki aşamada da şirketlerin ve bi-reylerin Avrupa Birliği’ne uyumları in-

celenmiş, Türk Turizm Sektörünün çok-tan bu uyumu sağladığı fark edilmişti. Türkiye’de birçok turizm şirketinin yurt dışına taşıdığı markaları ile event ve or-ganizasyonlarda büyük başarılara imza attığını görmekteydik.Son yıllarda bu dinamik gelişimin en önemli ayağı olarak Türkiye’deki event hizmetleri tüm dünya markalarının ta-lep ettiği, kullandığı bir hizmet olarak karşımıza çıkıyor. Bence bu gelişme-nin en önemli sebebi event şirketlerinin teknoloji kullanımında, insan kaynakları yönetiminde, problem çözme teknikle-rinde, teknik ve dekor yatırımlarındaki cömertçe davranmaları ve bu gelişime inanmaları.Event hizmetlerinin bu denli gelişimin-de diğer önemli bir neden de kurumsal pazarın her geçen gün şekillenen talebi ve bu hizmetlere ayırdığı bütçelerin art-ması.74 milyon insanın yaşadığı ülkemizde genç nüfusun yapısını da düşündüğü-müzde özellikle uluslararası markaların event hizmetlerinin başarılı hizmetlerini çok iyi kullandığını görüyoruz.

Yıllar önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik tartışmalarının yapıldığı dönemde sektörlerin,

kurumların ve daha sonraki aşamada da şirketlerin ve bireylerin

Avrupa Birliği’ne uyumları incelenmiş, Türk Turizm Sektörünün çoktan

bu uyumu sağladığı fark edilmiş idi.

Röportaj Nurgül Eryıldır GÜNAY

Vedat Bayrak Delano TurizmGenel Müdür

Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır...Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır...

Page 18: marketing europe & anatolia Sayı:027

modelleri işlemez hale geldi. Her firma-nın kendi kurum kültürüne, yapısına ve hızına uygun hizmet almak istediği bir dönemi yaşıyoruz.Proje planlamasında karşılaştığımız en önemli sorun ülkemizde özellikle İstanbul’da yeni mekan arzının çok sı-nırlı olması. İstanbul gibi büyük bir şeh-rin 1000 -1500 kişinin üzerinde çok az mekanın hizmet veriyor olması gerçek-ten büyük bir tehdit.- Uzun yıllar aynı zamanda turizm sektöründe de hizmet vermenizin si-zin için artıları nelerdir? Uzun yıllar turizm sektöründe hizmet vermenin en önemli katkısının turizm sektöründe oluşturmuş olduğum çok değerli network olduğuna inanıyorum. Bugün sektörde tüm sivil toplum kuru-luşlarının başkanlarına ve turizm ya-tırımcı grupların yönetim kurullarına, patronları dahil tüm yönetim kadrola-rına, sektördeki değerli yönetici arka-daşlarıma her zaman kolaylıkla ulaş-ma imkanımın en büyük sermayem olduğuna inanıyorum.- İnsan kaynaklarındaki eleman sağladığınız kaynaklar nelerdir?Tüm önemli markaların pazarlama bölümlerindeki insan kaynaklarının bu

- İletişim ve Event hizmetlerinin müş-terileriniz tarafından doğru algılandı-ğını düşünüyor musunuz? Müşteriler her projede öncelikle ileti-şim şirketlerinden aldıkları çalışmaları kurumsal kimlikleriyle birlikte event şir-ketlerine verdikleri brief de kullansa da, pratikte event şirketlerinden konunun tümü hakkında bir çalışma bekledikle-rinin, event şirketinin sunumunda buna odaklı olduklarını birçok projede yaşa-mış biriyim.Her müşteri kendisi için çok farklı ve daha önce hiç yapılmamış bir etkinlik istiyor. - Proje planlaması ve hazırlık süreç-lerinde sizi en çok zorlayan unsurlar nelerdir?Her müşteri kendisi için çok farklı, her sene tekrarlanan toplantılarında bile daha önce hiç yapılmamış bir etkinlik beklentisi içinde. Bu da event şirketle-rinin çok daha yaratıcı, mekan kullanı-mında değişik öneriler ve tabii ki yeni teknolojilerin kullanımını gerektiriyor.İçinde bulunduğumuz bilgi çağı bütün şirketlerin ve markaların hayatlarında bir ivme ve kişiselleştirme isteği yarattı. Artık kitle için üretilmiş ürün ve hizmet

16 / marketing europe & anatolia

Röportaj

İstanbul gibi büyük bir şehrin

1000 -1500 kişinin üzerinde çok az mekanın hizmet veriyor

olması gerçekten büyük bir tehdit.

Page 19: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 17

event hizmetlerini kendi şirketlerine en başarılı şekilde dönmesi için yapılan-dırdığını, donanımlı bir departman kur-maya özen gösterdiğini söyleyebilirim.- Çalışma hayatınızda yaşadığınız en ilginç olay nedir?Anılardaki önemli bir olay olarak 2005 yılında Johannesburg’da ICC (Dünya Ticaret Odası’nın) Uluslararası Genel

Kurul Toplantısı’nda Türkiye bir son-raki kongrenin İstanbul’da olması ve Türkiye’nin başkanlığa gelmesi imkanı vardı. Bu nedenle TOBB ve İBB başta olmak üzere tüm sivil toplum kuruluş-larının yoğun bir şekilde katıldığı bu toplantıyı organize eden firma olarak başta Rıfat Hisarcıklıoğlu ve KadirTop-baş ve değerli delegasyonu ağırlamak görevini üstlenmiştik.Bizler daha önceden gidip tüm hazırlık-ları, fuar stantlarını, sunum ve tüm or-ganizasyonu yapmış, Dubai üzerinden gelen Türk delegasyonu beklemeye başlamış idik.Delegasyon uçaktan indiğinde ilk zi-yareti çok merak ettikleri kongre mer-kezine gelip çalışmaları incelemek olmuş idi. Yapılan izahatlardan sonra Arçelik’in o tarihte büyük bir innovasyo-nu olan kahve makinası ile gruba yap-tığımız ikram ‘bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır’ sözüne güzel bir hatırlat-ma oldu.Bugün bile birçok projede birlikte oldu-ğum bu kişilerle kilometrelerce uzakta bir yerde sıcak bir karşılama ve kahve ikramını hatırladığını görüyor, mem-nun oluyorum.

Röportaj

Bugün bile birçok projede birlikte olduğum bu kişilerle

kilometrelerce uzakta bir yerde sıcak bir karşılama ve kahve ikramını hatırladığını görüyor,

memnun oluyorum.

Page 21: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 19

Köşe

17 Aralık tarihinden beri hükümette görevdeki bakanlarlarla ilgili yolsuzluk iddiaları, ayakkabı kutuları içindeki milyon dolarlar ve yargıyı ve emniyeti ele geçirdiği iddia edilen paralel devlet söylemleri Türkiye gündemine bomba gibi düştü.Bütün ülke bu sorunlarla çalkalanırken karşımıza birdenbire Türkiye'nin tanıtımı meselesi çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu yıl Türkiye'nin tanıtımı için kapalı bir ihale yaptı. Tanıtım işini Amerika'da yaşayan, Hollywood filmleri için hazırladığı afiş tasarımlarıyla tanıdığımız grafiker Emrah Yücel'e verdi. İşin bütçesi 50 milyon dolar!

Bu kadar büyük bütçeli bir işin ihalesi başka şirket davet edilmeden tek bir şirkete verilince de kıyamet koptu. 17 Aralık olaylarından sonra hükümetten istifa eden AKP'nin eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile yine eski bakanlardan Bahattin Yücel, Emrah Yücel’in 50 milyon dolarlık 2014 yılı tanıtım ihalesini, Twitter hesaplarından yazışarak sert bir şekilde eleştirdiler. Ertuğrul Günay, Twitter adresinden “Dönemimde tanıtım ihalesi, tam şeffaflıkla, bakanlık yetkilileri, turizm kuruluşları ve akademisyenlerin katılımıyla yapıldı. Hiç tek firma olmadı, şeffaf bir süreçte en az dört-beş firma alıyordu. Komisyonlar da bugünden çok düşüktü” şeklinde eleştiride bulundu. Bahattin Yücel de cevap olarak "“Dünyada altıncı sırada yer alan Türkiye için bu kampanya çok amatörce. Bu yöntemle Türkiye’nin tanıtımının performansı olmayan bir şirkete verilmesi suçtur. Eskiden yarışma jürisinde, TÜRSAB, konaklama sektörü ve Reklamcılar Derneği yer alır, birlikte karar verilirdi. Şimdi oldu bittiye getirilmiş. Tanıtma ihalesinin kapalı kapılar ardında, yarışma yapılmaksızın verilmesinde bu şirket sahibinin eski bir bakanla yakınlığı etkili oldu mu? " şeklinde açıklamalarda bulundu.

Emral Yücel birçoğumuzun gururla takip ettiği, ödüllü bir grafiker. Birçoğumuz diyorum, çünkü hakkında küçük bir araştırma yapınca tamamen karşıt görüşte olan çok çarpıcı açıklamalara rastladım. Beyza'nın Kadınları filminin yönetmeni Mustafa Altıoklar filmin afişini yaptırdığı Emrah Yücel için "boş teneke" ibaresini kullanıyor. Nedenine gelince; Beyza'nın Kadınları filmi için Kore'de bulundukları sırada yanına gelen bir Koreli "siz ne yapıyorsunuz" diyerek Spartan filminin afişini gösteriyor. İki filmin afişinin neredeyse aynı olduğunu gören Mustafa Altıoklar çok sinirleniyor ve bütün afişleri kaldırtıyor. Bu olaydan bahsederken " Emrah Yücel denen boş teneke bizi rezil etti" ifadelerini kullanıyor. Daha sonra Güneşi Gördüm film afişi ile Bruce Willis'in başrolünde oynadığı Güneşin Gözyaşları film afişinin benzerliğini de ortaya koyuyor. Oray Eğin de Emrah Yücel için "Hollywood filmleri için tasarladığı afişler hep deneme afişi, hiç biri final afişi olamamış ve resmen kullanılmamış" diyor. İddialar çok ciddi!

Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]

Şimdi gelelim kampanya detaylarına.Emral Yücel kampanya tanıtım filminde güzel bir noktaya değinmiş. Her ülkenin simgeleri var Türkiye'nin yok diyor. Mesela Fransa aşk, Amerika özgürlük demek. Türkiye için de böyle bir kavram, simge yaratmamız gerekiyor diye yola çıkmış. Buraya kadar herşey güzel. Sonrasında da bu stratejileri için "Turkey Home of..." sloganını bulmuşlar. Ben bu sloganın tek başına bir slogan olmadığı için akılda kalıcı olmadığını düşünüyorum. "Home of coffee", "Home of Pamukkale", "Home of Nuh'un Gemisi" gibi çok fazla açılımı örnek olarak hazırlamışlar. Çok karmaşık. Emrah Yücel bu slogan için şöyle bir açıklama yapıyor: "Evet biz 'Home of' diye bir slogan seçtik. Türkiye'ye ait bir slogan bulalım ki bir ayağı sabit olsun, bir ayağı da bizim çeşitliliğimiz olan birçok şeye dokunsun. Bunun için de baklavası, Orhan Pamuk'u, dini de tarihi de var. Galatasaray'ı da var. Aklınıza gelen her şey. Amaç bu topraklarda 36 farklı kültürün yaşadığını vurgulamak. Diyoruz ki 'Turkey home of' konseptini halkın ve insanların katılımına açmamız lazım. İnsanlar kendileri için 'Türkiye neyin evidir' sorusuna yanıt verebilecek.Kimi diyecek ki Drogba, kimi diyecek ki 'sevgi.' Kimi diyecek ki Sezen Aksu ya da Hidayet. Kimi Fenerbahçe, kimi şu parti, kimi bu parti."İyi de biz bu kampanyayı yabancılar Türkiye hakkında fikir sahibi olsunlar diye yapmıyor muyuz? Kampanya Türkiye'nin Türklere tanıtımı mı? Ne saçma bir açıklama bu böyle.

Bir de bütün bunların dışında "Turkey Home of..." Kampanya görselleri Emrah Yücel'in 2010 yılı Türkiye Turizm afişeri ve yine kendisinin hazırladığı İzmir Expo 2012 broşüründeki görsellerle nerdeyse aynı olduğunu görmek beni biraz şaşırttı. 2014 yılı Türkiye tanıtımı için dev bütçeli bir iş için eski görselleri ısıtıp ısıtıp önümüze getirmek, bu iş için hiç çaba gösterilmediği, yeni bir fikir üretilmediği anlamına gelir. Umarım kampanya tanıtımında bize sundukları sadece geçici tasarımlardır. Şubat ortasındaki lansmanda çok farklı, çarpıcı tasarımlar görmeyi ümit ediyorum.

Hollywood yıldızı Jullian Moore'un tanıtım filmlerinde kullanılması ise bence son derece yanlış bir seçim. Bütün filmlerinde soğuk ve bunalımlı kadın tiplemesiyle ortaya çıkan bir yıldızın, turist olarak Türkiye'ye gelmesi ve güzel anılarla ayrılması senaryosu Türk kamuoyunda hiç sıcak karşılanmadı. Yarışma programlarına bile dünyaca ünlü starları konuk ettiğimiz bir dönemde koskoca Türkiye tanıtımı filmine Jullian Moore'un seçilmesi sadece Emrah Yücel'i mutlu etti sanıyorum:)

Not: Bu sayıdaki yazım sevgili eşim Yener Günay için. İyi ki doğdun canım. Birlikte güzel yıllara ve yaşlara..

kelebeğin fırtınası)(

Türkiye’yi tanıtamama kampanyası...

Page 22: marketing europe & anatolia Sayı:027

20 / marketing europe & anatolia

Röportaj

- Türkiye mobilya sektörü hakkında bilgi verir misiniz? Sektör son birkaç yılda nasıl bir gelişme gösterdi?Türkiye, zengin Ortadoğu pazarları, gelişmiş Batı Avrupa ve her geçen gün daha da fazla büyüyen Doğu Avrupa arasında olduğundan ve Asya ile Avru-pa arasında geçiş noktasında bulundu-ğundan birçok konuda olduğu gibi mo-bilya endüstrisinde de oldukça gelişmiş bir pazar. Türkiye’de mobilya pazarı daha çok orman ürünlerinin yoğun ol-duğu bölgelerde gelişim göstermiştir. Mobilya üretimi toplam istihdamdaki paylarına göre daha çok İstanbul, Anka-ra, Bursa, Kayseri, İzmir ve Adana şe-hirlerinde yoğunlaşmış durumda. Tabi buralardaki yoğunlaşmayı ham mad-deye yakınlık, vasıflı işçilik ve tüketimin bir sonucu olarak yorumlamak mümkün olabiliyor. Mobilya sektörü Türkiye’de özellikle son 10 yıla baktığımızda hızla gelişim gösterdi. 10 yıl önce 350 mil-yon dolar olan mobilya ihracatı 2013 yılı itibariyle 2 milyar dolara ulaştı. Aynı zamanda sektör 2013 yılında mobilya ihracatçısı ülkeler arasında 6 basamak

birden yükselerek, 21. sıradan 15. sıra-ya 6 basamak birdenyükseldi.2013 yı-lında Türkiye mobilya pazarı üretim ve ihracat sıralaması 15 iken, ithalat sıra-laması 28 olarak belirlendi. Bu gelişme-ler gösteriyor ki Türkiye mobilya sek-törü, 2023 için konulan ilk 5 hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor. Dünyada mobilya üretim pazarı 2013 yılı itibariyle 437 Milyar dolar değere ulaştı.Türkiye 2013 yılında 5.603 milyon dolar üretim değeriyle dünyadan %1.3 pay aldı.- Türkiye’nin mobilya sektöründe dünyadaki yeri nedir?Dünyada mobilya üretim pazarı 2013 yılı itibariyle 437 Milyar dolar değere ulaştı. Türkiye dünyadan 5.603 milyon dolar üretim değeriyle %1.3, 1.638 mil-yon dolar ihracat değeriyle %1.3, 680 ithalat değeriyle %0.6, 4.645 tüketim değeriyle %1.1 pay aldı. - Sektörün büyüme hızı hakkında bil-gi verebilir misiniz?Sektör son senelerde özellikle ihracatta %15 gibi bir büyüme hızına sahip. Ülke ekonomisinin bile üzerinde büyüyen sektörün geçen yılın aynı dönemine

ZOW İstanbul 2014...ZOW İstanbul 2014...Türkiye, zengin Ortadoğu pazarları,

gelişmiş Batı Avrupa ve her geçen gün daha da fazla büyüyen Doğu Avrupa arasında olduğundan

ve Asya ile Avrupa arasında geçiş noktasında bulunduğundan birçok

konuda olduğu gibi mobilya endüstrisinde de oldukça

gelişmiş bir pazar.

Röportaj Elvin Ekşioğlu

Aykut EnginZOW Türkiye Müdürü

Page 23: marketing europe & anatolia Sayı:027

ZOW İstanbul 2014...ZOW İstanbul 2014...

Page 24: marketing europe & anatolia Sayı:027

ZOW Essentials ile fuarı ziyaret eden-lere ve eğitim almak isteyenlere inovatif bir takım ürün ve hizmetlerle ilgili eği-tim seminerleri veriyoruz. Bu çalışma-mızla ayrıca sektörle üniversiteleri bir araya getirmeye çalışıyoruz. Her sene kendi alanında dünyanın en iyisini ge-tiriyoruz. Açılış yılında Karim Rashid’i getirdik. Sonrasında bizim üretici ve mimarlarımızın,Amerikalı mimariyle ilgili bilgi almasını istedik.Bu amaçla da geçtiğimiz yıl Dror Benshetrit’i ge-tirdik. Konsept Projeler ile birlikte or-ganize edeceğimiz Essentials Seminer Programları’nın bu seneki ana konuş-macısı ise İtalyan tasarımcı ve mimar Massimo Iosa Ghini olacak. Iosa Ghini 30 yıllık kariyeri olan ve başta dünya-nın en çok bilinen ve en prestijli tasarım ödüllerinden Red Dot Tasarım Ödülü olmak üzere birçok ödüle sahip bir isim. Kendisi Ferrari gibi dünyanın en bilinen markalarının store ve showroomlarını tasarlıyor. Aynı zamanda mobilya par-çaları da tasarlıyor ki asıl güzelliğin ayrıntıda saklı olduğu düşünülürse ta-sarımın en ince detaylarına hakim ol-duğunu söyleyebiliriz.

oranla %14 gibi bir oranda azalan itha-latı bulunmakta. Dolayısıyla cari açık vermeyen nadir sektörler arasındadır.- Bu yıl 6. sı gerçekleşecek ZOW 2014 Fuarı hakkında bilgi verebilir misiniz?Dünya’da Almanya ve Rusya gibi eko-nomiye ve mobilya sektörüne yön ve-ren ülkelerde gerçekleştirilen Uluslara-rası Mobilya Yan Sanayi ve İç Mimari Tedarik Fuarı ZOW, 2008 yılından bu yana İstanbul’da Doğu ve Batıyı bir araya getiriyor. Özellikle Türk üreticiler için yurt dışına açılma ve markalaşma yolunda çok önemli bir kapı olan ZOW 2014, sektör ile ilgili son gelişmelerin de takip edilip gerekli iş bağlantılarının ofiste buluşulmuşçasına rahat gerçek-leştirileceği bir platform. Yurt içi ve yurt dışından binlerce mimar, iç mimar ve tasarımcıyı buluşturan ZOW İstanbul, bu yıl 20 -23 Mart tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 9. ve 10.sa-lonlarda gerçekleşecek. ZOW İstanbul Essentials Seminerleri ile de sektörün nabzını tutuyor ve tüm dünyadan ala-nının uzmanları kendi deneyimlerini ziyaretçilerle paylaşıyor. ZOW Essen-tials, fuar gibi kendi alanında ilerliyor.

22 / marketing europe & anatolia

Röportaj

Yurt içi ve yurt dışından binlerce mimar, iç mimar ve

tasarımcıyı buluşturan ZOW İstanbul, bu yıl 20 -23 Mart tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 9. ve

10.salonlarda gerçekleşecek.

Page 25: marketing europe & anatolia Sayı:027
Page 27: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 25

Köşe

Son günlerde enteresan bir rant kavgasına şahitlik ediyoruz. Bir tarafta ileri demokrasi vaatleriyle iktidara gelip, teokratik bir devlet hayaliyle demokrasiyi askıya aldığını adım adım gözleyip kanaat getirdiğimiz AKP ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan. Diğer tarafta, teokratik dünya düzeni hayali satıp kesesini doldurmaya çalıştığına kanaat ettiğimiz Fetullah Gülen cemaati nam-ı diğer "Hizmet" Hareketi.

Hal böyle olup her iki taraf da etik değerleri bir yana bırakıp bel altından vurmaya başlayınca ortalık panayır yeri gibi oldu. Bir yandan hükumet gücü kullanarak yapılan tasfiyeler, diğer yandan havada uçuşan ses ve görüntü kasetleri, yolsuzluk iddiaları, karşılıklı suçlamalar, beddualar, tabanla tavanın arasını açmaya yönelik beyanlar, karşı tarafı nankörlükle suçlarken, hükumet gücünü kullanarak dini bir cemaatin kadrolaşma ve semirmesine nasıl destek olduklarına dair başbakanın itirafları. Eee ne de olsa "merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söyler." sözü boşuna söylenmemiş.

Tüm bunlar yaşanırken bir de "Alo Fatih" hattı ortaya çıktı ki içler acısı. Görünene göre bir başbakan, bir medya patronunu tehdit edip, kendi adamını yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak bu gruba yerleştirmiş. Medya grubunun yayınlarını direk olarak kendisi denetleyip bu kişiyi telefonla arayarak yönlendiriyor. Eli kolu bağlı gazete ve televizyon yöneticileri de bu kanaldan gelen direktifler doğrultusunda yayın yapıyorlar.

İşin daha vahimi bu yönlendirmeler, sadece yayın ilkeleri açısından ilkesel bazda ya da yayın politikasının genel çerçevesi hakkında değil. Başbakan işi gücü bırakmış, yarı zamanlı başbakan tam zamanlı gazete ve televizyon genel yayın yönetmeni olarak kendisine yeni bir çalışma takvimi oluşturmuş, televizyonda canlı yayında ne gösterileceğinden, gazetenin 24. sayfasında hangi haberin çıkacağına kadar herşeyi tek tek ve bizzat kendisi takip edip yönlendiriyor. Hal böyle olunca, muhalif lider neden TV'de konuşuyor ya da o haberi neden

Abdullah Ekşioğlu / [email protected]

girdiniz gibi, direktifler görünene göre gayri ahlaki ve anti demokratik bir uygulama ve makamının gücüne dayanıp karşısındakini azarlamayı kendisine hak gören bir uslupta hedefini buluyor.

Başbakan açısından durum tam anlamıyla skandal ama bir de işin medya yöneticileri boyutu var ki orası daha vahim.

Olayın en masum ismi belki de bu yazının da başlığında adı geçen Fatih Saraç. Anlaşıldığına göre kendisi direk başbakandan bir görev almış. Gazetecilik birikimi ya da geçmişi olmayan, talimatları yerine getirmeye çalışan, kurumsal yapılanma ve yöneticilik vasıflarından bihaber bir garip. Ama ondan gelen talimatları uygulayan Fatih Altaylı ve TV yöneticileri için durum biraz daha farklı. Onlar bu mesleğin içerisinden gelen kişiler olarak, yapılan baskının yöntemi ve etiğini sorgulamadan işgal ettikleri makamı kamuoyunu yanlış yönlendirmek için kötüye kullanmakta herhangi bir sakınca görmüyorlar. Nedeni ister gelirlerini devam ettirme kaygısı olsun, isterse meydanı başkalarına bırakma endişesi, göründüğü kadarıyla bu omurgasız duruşu mazur gösterecek haklı bir neden bulmak mümkün değil.

Tabii ki bu sonuç yıllar yılı eğitimli kadroları tasfiye edip, niteliksiz kişilere prim veren medya patronlarının ayıbı.

Peki bu olaylar yaşanırken ne oluyor, "başbakan istifa mı ediyor?" Hayır o halkından oy istemeye her geçen gün daha da saldırganlaşarak, Kabataş, Gezi ve diğer olaylarda yalanlarda ısrar ederek devam ediyor. Peki medya yöneticileri, onlar da koltuklarını ısıtıp telgraf teli gibi kendilerine geleni aktarmaya devam ediyorlar.

Burada herhalde en büyük görev halka düşüyor. Bu gazeteleri almamak, bu TV'leri izlememek ve bu başbakana oy vermemek halkın elinde. Umarım halk elindeki bu gücü doğru kullanır.

retorik)(

Alo Fatih...

Page 29: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 27

Kampanyalar

Şanş öpücüğü...

Lipton Güneşi Beklerken dizisinin starları Kerem Bürsin (Ker-em) ve Hande Doğandemir’in (Zeynep) rol aldığı bir reklam filmiyle tanıtılıyor. Yıla büyük bir kampanya ile başlayan Lip-ton, gençlere yönelik konumlandırdığı Lipton Bardak Poşet Çay’ın yeni kampanyasıyla birbirinden değerli 444 hediye kazanma şansı sunuyor. Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: Şans ÖpücüğüReklamveren: Unilever LiptonReklamveren yetkilisi: Toloy Tanrıdağlı,Nihan Kayı, Mert YantaçReklam ajansı: AlametifarikaRadyo Produktor: Işıl Ege , Tunay Vural Yönetmen: Umur TuragayDOP: Yon ThomasMüzik aranjman : JHOuse Müzik : Happy TogetherYaratıcı yönetmen: Kenan Ünsal, Emrah KarpuzcuYaratıcı grup: Can Bilginer, Arkın Kahyaoğlu, Ülkünur Arslan, Hüseyin Sandık, Seden Padır, Nilüfer Acar.Stratejik planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel

Ajans prodüktörü: Berkay Tahmaz, Teğin PolatYapım şirketi: PtoT FilmMedya ajansı: MindshareMedya planlamacı: Gaye Ersöz, Özlem Ciragoz, Tuğçe İyisan, Kerem GürelKullanılan mecralar: TV & Dijital

Page 30: marketing europe & anatolia Sayı:027

28 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Garanti Bonus...Garanti Bonus, 2014’ü nurtopu gibi bir reklam kampanya-sıyla karşılıyor. Aileye odaklanan kampanyanın ilk filminde, ünlü oyuncu Şahin Irmak, masraflar yüzünden kendini be-bek sahibi olmaya hazır hissetmeyen bir babayı canlandı-rıyor. Bonus’uyla dünyaya gelen bebek, başta Irmak olmak üzere, tüm aileyi mutluluğa boğuyor. Kampanya kapsamın-da, televizyon, radyo, basın, açık hava, sinema ve internet mecraları kullanılıyor. Alametifarika’nın hazırladığı reklam filminin yönetmenliğini, Hakan Algül üstleniyor. Doğumhanede geçen filmde, baba Şahin Irmak, bebeğin masraflarını düşünerek birdenbire panikliyor ve doğumu engellemeye çalışıyor. Bu esnada bebek, kafasında Bo-nus peruğuyla, göz kırparak dünyaya geliyor. Bebeklerinin Bonus’uyla geldiğini gören anneyle baba da Bonuskafa’ya dönüşüyor. Film, ailenin bebeği mutlulukla kucağına aldığı sahneyle son buluyor. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: Garanti Ödeme SistemleriReklamveren Yetkilileri: Suzan Hatem, Esra Acar Taşkapılı, Pelin Önal, Öykü Eren YenitaşlıReklam Ajansı: AlametifarikaYaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal

Reklam Yazarı: Can Bilginer, Güldeniz ŞeşenSanat Yönetmeni: Ceylan UsmanGrafiker: Nilüfer AcarMarka Direktör: Dilek SezenAjans Prodüktörü: Berna Bulat, Sertuğ AlptekinStrateji Ekibi: Başar Sarıkaya, Serra AkyelYapım Şirketi: 25 FilmYönetmen: Hakan AlgülMüzik: Jingle HousePost Prodüksiyon: Filimişleri

Benim Bir Dostum Var...

Özge Özder, Aslı Tandoğan ve Ayça Varlıer öncülüğünde ku-rulan ve birçok ünlü sanatçının da üyesi olduğu Bana Göz Kulak Ol Duyarlı Yaşam Derneği (BGKO), hayvan esareti-ne “dur” demek için ilk farkındalık filmini çekti. Amaç yunus parklarına ve gösteri hayvanlarının kullanıldığı tüm oluşum-

lara karşı bir kampanya başlatmak.“Benim bir dostum var’’ adlı iki dakikalık spot filmde birçok ünlü sanatçı gönüllü olarak yer aldı. BGKO Duyarlı Yaşam Derneği ilk olarak 2012 yılında düzenlediği “Yunuslara Öz-gürlük için 50 Sanatçıdan Islak İmza” kampanyası ile yunus parklarının perde arkasını duyurmuş, Kaş’ta açılan yunus parkının kapanmasında ve kamuoyu tepkisi yaratılmasında büyük rol oynamıştı.Filmde yer alan gönüllü sanatçılar Alican Yücesoy, Aslı Tan-doğan, Bennu Yıldırımlar, Binnur Kaya, Ceyda Düvenci, De-met Evgar, Kenen Ece, Levent Üzümcü, Mert Fırat, Özge Özder, Özgün, Özgür Çevik, Selim Bayraktar, Selin Demira-tar, Serkan Altunorak ve Yasemin Allen.

Reklam Filmi KünyesiYapım: BGKO ve PToT film ortak yapımıYapımcı: Işıl EgeYönetmen: Canbert YergüzMüzik: Barış ManisaMetin Uyarlama: Özge ÖzderFilmin Orijinal Yapımı: Oceanic Preservation Society

Page 31: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 29

Kampanyalar

Damla Cam Damacana...Doğanın saflığını; Sapanca, Uludağ, Köyceğiz ve Elazığ’da bulunan, Türkiye’nin dört yanındaki el değmemiş doğal su kaynaklarından taşıyarak sunan Damla Doğal Kaynak Suyu, şimdi 8 litre cam damacana ambalajıyla tüketicilerle buluşu-yor.Filmde, radyo dünyasının en sevilen DJ’lerinden Bay J’nin, “Damla şimdi cam damacanada” gibi, söylenmesi zor bir cümleyi bir türlü okuyamadığını gülümseyerek görüyoruz. Sonunda cam damacana söylemenin aslında ne kadar ko-lay olduğunu öğrendiğimiz filmlerle Bay J, reklam kuşağının en doğal performansını sergiliyor.

Reklam Filmi KünyesiReklamveren: Coca-Cola ŞirketiMarka: DamlaReklam Ajansı: CONCEPTKreatif Direktör: Kerem ÖzkutYaratıcı Ekip: Sedat Dündar, Umut Dizdar, Serkan Gültekin, Fulya GülelMarka Grup Direktörü: Arda GörgünMarka Direktörü: Yasin Özhan

Marka Yöneticisi: Zeynep KahvecioğluStratejik Planlama Direktörü: Hakan DemirStratejik Planlama: Pamir GündüzAjans Prodüktörü: Levent Köstepen, Mert TuranProdüksiyon Şirketi: JaguarYönetmen: Emre AkayMüzik: Rahman AltınMedya Ajansı: CaratKullanılan Mecralar: Televizyon, Outdoor, Digital

Kepek şampuanı; inanmıyorlar!...

Türkiye’nin ilk kepek şampuanı Clear, kadınlara özel geliştirdiği yeni serisi “Bitkisel Sentez”i ünlü oyuncu Burak Özçivit’in yer aldığı yeni reklam filmiyle tanıtıyor. Özçivit, reklamda Clear kadınının güzelliğiyle baştan çıkıyor. Türkiye’nin ilk kepek şampuanı Clear, marka çalışmaları için iki yıldır ünlü oyuncu Burak Özçivit ile çalışıyor. Global marka çalışmalarını Maria Sharapova, Nicole Scherzin-ger, Heidi Klum ve Christiano Ronaldo gibi ünlü yıldızlarla gerçekleştiren Clear’ın kadınlara özel tasarladığı Bitkisel Sentez serisini anlattığı reklam filminde, Burak Özçivit’e

2009 Miss Turkey birincisi Ebru Şam eşlik ediyor. Çekimleri Orion stüdyolarında ve Sultanahmet’te iki günde tamamla-nan reklam filmini İzlandalı ünlü yönetmen Thor yönetti. Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: Clear Bitkisel SentezReklamveren: Unilever ClearReklamveren Yetkilileri: Zeynep Kutlay Özcan, Şükrü Dinçer, Yasemin Özaydınlı, Handem ÇelenklerReklam Ajansı: LOWE İSTANBULYaratıcı Yönetmen: Can FagaYaratıcı Ekip: Özkan Kusay, Asil YıldızStratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Kayansel Kaya, Mert TuncerMarka Ekibi: Şerife Kırımlı, Sedef Türkmen, Aslı HaymanaAjans prodüktörleri: Tuğrul Karadeniz, Ahmet UygunYapım Şirketi: Depo FilmYönetmen : ThorMüzik: Jingle HousePost Prodüksiyon: İmajMedya ajansı: MindshareKullanılan mecralar: TV & Dijital

Page 32: marketing europe & anatolia Sayı:027

30 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Her piliç Erpiliç değildir...

Erpiliç’in laboratuvarlarını açtığı reklam filminde, kuru yolum teknolojisi ve tüketiciye sağladığı faydalar gıda mühendisleri tarafından anlatılıyor.Ünlü sanatçı Zara’nın rol aldığı reklam filmi iştah açan lez-zet görüntüleri ve ilk reklam filminde çok beğenilen müziği ile dikkat çekiyor. Zara’nın ‘Helal olsun Erpiliç’e’ sözüyle

sona eren reklam filmi ileErpiliç, kuru yolum teknolojisi ve tüketiciye sağladığı faydalarla ‘Her piliç Erpiliç değildir’ mar-ka sloganı bir kez daha kendini doğrulamış oluyor.

Reklam Filmi KünyesiReklamveren: ErpiliçReklamveren Temsilcisi: Ömer TemelReklam Ajansı: TeşkilatKreatif Direktör: Sinan AlaeddinoğluKreatif Grup: Efe Gültekin, Necmi Banista, Yeliz Civelek, Berkay TanırMüşteri İlişkileri: Lale Akyar, Bilge BoztarlaYönetmen: Umut AralYapım Şirketi: Atlantik FilmGörüntü Yönetmeni: Uğur İçbakPost Prodüksiyon: İmaj OnlineMüzik: ZaraFotoğraf: Serdar TanyeliPr Ajansı: Avantgarde İletişim Danışmanlığı

Oyun Tadında...Fanta yeni reklam filmiyle, her yaştan oyun severi, daha faz-la oyun oynamaya davet ediyor. Bu kapsamda Fanta, hem dijital hem de sokak oyunlarını sahiplenerek, çocukların ve gençlerin eğlence dünyasında, onların yanındaki duruşunu, Hayrettin’in rol aldığı yeni rek-lam filmiyle, eğlenceli bir dille yansıtıyor. Hayrettin’i, parkta çocuklarla saklambaç oynarken gördü-ğümüz reklam filminde; çocuklar, ne olursa olsun ellerinden Fanta’yı düşüremedikleri için, Hayrettin her nereye saklanır-sa saklansın, yanında Fanta içen bir çocuğa denk geliyor. Bu sebeple de, hangi oyun arkadaşının yanından kaçarsa kaçsın, sonunda yakalanmaktan kurtulamıyor.

Reklam Filmi KünyesiReklamveren: The Coca-Cola CompanyMarka: FantaReklam Ajansı: Ogilvy & MatherExecutive Kreatif Direktör : Tolga BüyükdoğanayYaratıcı Grup Başkanı: Erkan Kaya, İlker DağlıReklam Yazarı: Melik Atalay, Erşan DevelierArt Direktör: Gökhan Buluk, Burcu Günister

Müşteri Ekibi: Banu Payzun, Şebnem YaldızlıAjans Prodüktörü: Fulya Akay, Begüm ÖzkulStratejik Planlama: Zeynep KarahanProdüksiyon Şirketi: Kala FilmYönetmen: Hakan YonatMüzik: Jingle HouseMedya Ajansı: Carat Mecralar: TV, Sinema, İnternet

Page 33: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 31

Kampanyalar

Ben ne bileyim, Yandexmiyim?...

Yandex, reklam çekimlerini tarihi ve kültürel dokusuyla ön plana çıkan ilimiz Mardin’de gerçekleştirdi.Mardin’deki reklam çekimleri renkli görüntülere sahne olduYandex, yerelleşmeye verdiği önem doğrultusunda Türkiye’ye özel olarak geliştirdiği servisleriyle dikkat çeki-yor. Yerelleşmeyi iletişim tonuna da yansıtan Yandex, en

beğenilen hizmetlerinden biri olan Haritalar kapsamındaki panoramik görüntüleri konu alan reklam filminin çekimlerini Mardin’de yerel halkın katılımıyla gerçekleştirdi.

Reklam Filmi KünyesiReklam Ajansı: Alametifarika Reklamveren: Yandex.Türkiye Pazarlama Müdürü Çağdaş ÖnenFilm müziği: NilinişleriVokal: Cenk DurmazelYaratıcı Ekip: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Arkın Kahyaoğlu, Can Bilginer, Ülkünur Arslan, Hüseyin Sandık, Seden Padır, Nilüfer Acar.Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel. Ajans Prodüktörü: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz, Teğin Polat.Yapım Şirketi : 25 Film.Prodüksiyon Şirketi: Filimişleri Yönetmen: Ali Taner BaltacıProdüktör: Koray Şahin, Cengizhan FidanDOP: Özgür Eken

Nerede Lezzet, Orada Maret...Türkiye şarküteri pazarının köklü markası Maret, yeni rek-lam filmi için sokağa çıktı. Gecenin bir yarısında önünde kuyruk oluşmuş sucuk ekmek arabasının görüntüsüyle baş-layan reklam filmi, kumrucuda devam ediyor. Ertesi gün de süren lezzet yolculuğu, akşam vakti mütevazı bir pidecide son buluyor.Türkiye’nin vazgeçilmez sucuklarının üreticisi Maret’in “Ne-rede lezzet, orada Maret” sloganı ile 2012 Production tara-fından hazırlanan reklam filminin yönetmenlik koltuğuna ise Özer Feyzioğlu oturuyor. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: TAT Gıda / Ahmet Tekin Özdener, Banu Pekkoç, Burcu Özbakır Tül, Tuba PilavcıReklam Ajansı: Medina Turgul DDBYaratıcı Yönetmen: Gökhan ErolYaratıcı Grup Başkanı: Ayşe AydınYaratıcı Ekip: Mehmet Güney, Necmi Mutlu, Gizem HızGenel Müdür Yardımcısı: Yiğit KarişMüşteri Direktörü: Selika ÖzcanMüşteri Temsilcisi: Nazlı TüzünerAjans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek

Prodüksiyon Şirketi: 2012Prodüktör: Ezel DomaniçYönetmen: Özer FeyzioğluPost Prodüksiyon: SinefektMedya Ajansı: Mindshare

Page 34: marketing europe & anatolia Sayı:027

32 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Jacobs’dan Millicano...Yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden üretilmiş çeşitleriyle kahve tutkunlarının tercihi olan Jacobs’un yepyeni buluşu Millicano* raflarda, reklam filmi ise televizyondaki yerini aldı.‘Quizas’, ‘Perhaps’ ya da ‘Senden, benden, bizden’ olarak bildiğimiz o meşhur şarkının eşlik ettiği reklam filminde, butik bir cafenin sahibi, yepyeni bir kahve deneyimi sunan Jacobs Millicano’yu denerken, eşsiz çekirdek kahve kokusunu takip eden müşteriler içeriye girer.

Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: JacobsMonarchMillicanoReklamveren: Mondelez International - JacobsReklamveren yetkilisi: Tamer Karabay, Sena Karadurmuş, Cansu AydoğmuşReklam ajansı: BİG-Birleşik İletişim Grubu CCO: Güngör TürkömerYaratıcı yönetmen: Kemal HayitYaratıcı grup: Ömer Harmankaya, Anıl DarınçMüşteri ilişkileri grubu: Aslı Eti, Ceyda Erol, Deniz HanaylıStratejik planlama: Aslı Eti, Nilay AkhanAjans prodüktörü: Tuğba Özkan

Molfix’li Mert imza gününde...Molfix, “Türkiye’nin en çok sıvı tüketen bebeği Mert”in hika-yesini anlattığı reklam kampanyasına yeni bir reklam filmi ile devam ediyor. Reklam filminde Mert hayranlarıyla imza günüde buluşuyor.Molfix’in “En emici bebek bezi” iddiasını sürdürdüğü kam-panyanın yeni reklam filmi yayında. Türkiye’nin en çok sıvı tüketen bebeği Mert hayran kitlesi ile bir araya geliyor. İlk iki filmde kendini ispatlayan Molfix’li Mert’in hayran kitlesi arasında anneler de bulunuyor. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: Hayat Kimya – MolfixReklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer, Gülsen Serin, Aysun Nayır, Özden ÖzdenReklam Ajansı: VietnamYaratıcı Yönetmen: Gürkan GünaydınYaratıcı Grup: Rıza Çankaya, Umut Kısa, Erdem GüngörMüşteri İlişkileri: Melike KaramehmetoğluAjans Prodüktörü: Begüm BaranYönetmen: Özer FeyzioğluGörüntü Yönetmeni: Tolga KutlarYapım Şirketi: 2012

Yapımcı: Ezel DomaniçPost Prodüksiyon Şirketi: SinefektSanat Yönetmeni: Burak YerlikayaFotoğraf: Volkan Hiçyılmaz Dublaj Sanatçısı: Bekir Kaya

Page 35: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 33

Kampanyalar

Atlayıp Gitsem...

Pegasus, seyahate farklı bir bakış getiren ve seyahat alış-kanlıklarını değiştiren”Atlayıp Gitsem” kampanyasını hayata geçiriyor. Pegasus bu kapsamda hazırlanan 2 reklam filmiyle “Atlayıp Gitsem” diye içinden geçiren herkesin, kendinden bir par-ça bulmasını hedefleniyor. Reklam filmlerinin ilki; üç kişilik bir ailenin yerinde kebap yemek için günü birlikGaziantep’e gitmelerini,Gaziantepli kebapçının gözünden aktarırken ikinci film; genç bir çalışanın doğum gününü kutlamak için Paris’e gidişini, patronunun ağzından anlatıyor.

Reklam Filmi KünyesiReklamveren: PegasusReklamveren Temsilcisi: Onur Dedeköylü, Sibel Yaman Kavuklu, Elif Yalt Başeski, Elif TanReklam Ajansı: RafineriYaratıcı Yönetmen: Ufuk UsluYaratıcı Grup Lideri: Tuğçe Setenay Özcan Yıldırım Yaratıcı Grup: Melih Edis, Cihan Eryılmaz, Yusuf Kayhan, Tuğkan Cabbar, Fırat ErenStratejik Planlama: Canan Pehlivanoğlu, Can ÇalışkanMarka Takımı: Seda Çaykara, Erbek Onur, Çağla İshakAjans Prodüktörü: Kerem İlbeyliYönetmen: Eralp Vardar Yapım Şirketi: Böcek YapımMedya Ajansı:VizeumDijital & Sosyal Medya Ajansı: RafineriE-mail Marketing: Euro MessageDijital Medya Planlama: Vizeum/Aegis MediaMobil Pazarlama: Aerodeon

“Peynire zeka kattık, MuratbeyBurgu’yu yaptık” sloganının işlendiği reklam kampanyası Genna İstanbul tarafından hazırlandı. Reklam filmi, ineklerin bize sadece mucizevi sütlerini sunduklarını, buna karşın peynir yapmanın insan zekasının ürünü olduğunu mizahi bir dille anlatıyor. Bu bağ-lamda, üstün lezzeti ve benzersiz formuyla MuratbeyBur-gu’nuninovatif yönü vurgulanıyor.Reklam Filmi KünyesiReklamveren: MuratbeyÜrün:Muratbey BurguReklam Ajansı: Genna İstanbulYaratıcı Yönetmen: Serdar ŞendilmenSanat Yönetmeni: Burak AkıncıoğluYaratıcı Ekip: Alptuğ Batı, Kenan Kaya, Betül Yıldırım, Nihan ŞahinStratejik Planlama: Yunus Baran Müşteri İlişkileri: Arzu YaraşMedya Ajansı:Speed MedyaProdüksiyon Şirketi: Terra Film House Yönetmen: Hakan YakıcıGörüntü Yönetmenleri: Murat Altınparmak, AviKarpick

Muratbey Burgu peynir...

Page 36: marketing europe & anatolia Sayı:027

Günlerden Valensiya...Günlerden Valensiya...

Page 37: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 35

Gezi

Yapış yapış sıcak bir havada Valensi-ya’ ya giriş yaptık kiralık arabamızla. Navigasyon cihazı sayesinde kolaylıkla otelimizi bulduk. Arabayı parkedip çan-taları sürükleyerek lobiye girdik, lobide bizi son derece bakımlı ve güzel bir resepsiyonist karşıladı. Gerekli bilgileri verdikten sonra odaya çıkardı. Oda-ya girer girmez küçük bir şok dalgası geldi. Çünkü oda İkea kataloğunda ki odaların aynısıydı. Her şey İkea, ken-dimi Ümraniye’ de gibi hissettim :)Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra kısa bir şehir turu yapalım dedik. Yalnız hava o kadar sıcak ki insanın içi bayı-lıyor. Tipik lodos, yapış yapış bir hava. Havadan mıdır sudan mıdır bilmiyo-rum fakat o gün çok aylaklık yapasım geldi. O yüzden fotoğraf makinası da dahil hiç bir şey almadan dışarı çıktım. Sokaklarda aylak aylak dolaşarak El Carmen (Tarihi Eski Şehir)’ e doğru yol aldık. Valencia’ nın daracık ara sokaklarında dolandık. Bu ara sokak-lar Cihangir’ in arka sokaklarını hiç aratmıyor. Akdeniz kanından mıdır geninden midir, nedir bilmiyorum ama insan kendini evinde gibi hissediyor bu sokaklarda dolanırken. Plaza de la Re-ina, Plaza del Ayuntamiento, Plaza de la Virgin vs. meydanlarını gezdik eli-mizi kolumuzu sallayarak. Sonrasında da hafif hafif yağan yağmurun altında yürüyüp güzel bir restaurant’ a oturduk.

Burası yüksek masa ve sandalyele-riyle bir barı andırıyordu. Çok eski bir mekanmış burası fakat şu an ismini hatırlamıyorum. Mekanın duvarları eski matadorların fotoğrafları, gazete küpürleri ve boğa güreşi gösterilerinin afişleri ile donatılmıştı. Paelle, ahapot ile birlikte bol buzlu sangriaları içtikten sonra tekrar dışarı çıktık. Havanın ka-rarmasıyla birlikte canlanan meydanlar insan sesleri ve müzikle çınlıyordu. Biz de Plaza de la Reina meydandaki merdivenlere oturup insanlara karıştık. Saat ilerleyip de uyku bastırınca otele gidip güzelcene uyuduk.Ertesi gün keşfe çıktık.Valensiya özerk bölgesinin başkenti ve kendi ismini tasiyan ilin de merkezi.Valensiya, Romalılar tarafından kurul-muş ve birçok farklı kültüre ev sahipliği yapmış. Bölgeye, Romalılar, Vizigotlar, Berberiler, Endülüs Arapları ve Ara-gonlar göç ederek şehri ekonomik ve kültürel olarak zenginleştirmişler.Sokağa çıkıp, elimizde harita, meyda-na doğru giderken ilk önce Mercado De Colon ile karşılaştık. Rengarenk çiçeklerin süslediği eski alış veriş mer-kezi çok şık görünüyordu. Çiçekler..... dünyanın nadide güzellikleri :)Sabahın serinliğinde aheste aheste eski şehire doğru yol aldık.Kahvaltımızı etmek için Plaza del Ayuntamiento’ ya gitmeye karar

Günlerden Valensiya...Günlerden Valensiya...Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’ ya giriş yaptık

kiralık arabamızla. Navigasyon cihazı sayesinde kolaylıkla otelimizi bulduk. Arabayı parkedip

çantaları sürükleyerek lobiye girdik, lobide bizi son derece bakımlı ve güzel bir resepsiyonist karşıladı.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected]

Page 38: marketing europe & anatolia Sayı:027

Mağribiler döneminde cami olarak kullanılan St. Juan kilisesi (Iglesia de Los Santos Juanes) var.Onun karşı sokağında ise geç Gotik tarzıyla inşâ edilen görkemli La Lonja (İpek Pazarı) var. Sarmal kolonlarıyla ünlü bu bina Pere Compte tarafından yapılmış ve bugün sergilerin büyük çoğunluğu burada yapılıyor.La Lonja’ yı da dolaştıktan sonra Valensiya (La Seu) Katedrali’ ne geldi sıra. Tabii buraya kadar bir sürü güzel mimari eserin önünden geçtik. Bölge-de Romalılar, Vizigotlar, Berberiler, En-dülüs Arapları ve Aragonlar yaşadığı için haliyle bir çok mimari eser olmuş.Gotik, barok, Fas ve Roma dönemi mimarilerinin bir karışımı olan göz alıcı Valensiya (La Seu) Katedrali için, Hz. İsa’nın son akşam yemeğini yediği kut-sal kâsenin muhafaza edildiği mekân olduğu söylenmekte. Tarihi resimler, dini duvar kabartmaları ve heykellerle bezeli büyüleyici bir iç dekorasyona sahip katedral bünyesinde; bir hazine odası, Kutsal Kâse Şapeli ve bir de tarihi dini belge ve objelerin sergilendi-ği müze bölümü bulunuyor.

verdik. Giderken de yol üzerinde ki tarihi mekanları pas geçmedik. İlk olarak Museo Del Patriarca’ ya girdik. Sabah erken saat olduğu için içerisi bomboştu. Görevli bizi içeri sokup gitti. Biz de etrafı dolanıp kurcaladık. Dışarı çıkmak bir hayli zor oldu çünkü görevli kardeş bizi içeriye kilitleyip öyle gitmiş. Kapıyı epey bir yumrukladıktan sonra çok şükür ki birileri bizi duydu ve kapıyı açtı.Sağ salim dışarı çıktıktan sonra Plaza del Ayuntamiento’ ya vardık.Bu meydan, Belediye binasına, Museu d’Història de València (Valencia Tarih Müzesi) ve Correos y Telegrafos (Postane) binalarını barındırıyor bün-yesinde. Meydanın diğer ucunda ise Valensiya tren istasyonu ve kocaman bir arena var.Ara sokaklardan dolanarak modern mimarisiyle ünlü egzotik alışveriş mer-kezi, tarihi eski pazar ve market olan Mercado Central’ e vardık.Bu kocaman markette yiyecek üzerine her şeyi bulmak mümkün. Hepsi taze ve lezzetli. Biz de karışık meyva sala-tası alıp azıcık enerji depoladık.Pazarın hemen arka sokağında ise

36 / marketing europe & anatolia

Gezi

Dışarı çıkmak bir hayli zor oldu çünkü görevli kardeş bizi

içeriye kilitleyip öyle gitmiş. Kapıyı epey bir yumrukladık-tan sonra çok şükür ki birileri

bizi duydu ve kapıyı açtı.

Page 39: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia /37

Bir çok hristiyan tarihçi Hz.İsa’nın Son Yemek’te şarap servis etmek için kul-landığı Kutsal Kase‘nin bu Katedral’de bulunduğunu işaret ediyor. Valencia Katedrali’nde bulunan bu kadehin kökeni 1.yy’a kadar gidiyor ve çoğu Papa’nın da resmi kadehi olmuşluğu var. Hatta Papa XVI.Benedict tarafın-dan da kullanılmıştı. Kadehin 1436 yılında Aragonlu V.Alfonso tarafından getirildiği söyleniyor.Katedral’in inşaası ise 13.yy’ın sonla-rına dayanıyor; fakat, bu tip heybetli, sanat eseri niteliğindeki mimarilerin yapımı uzun yıllar aldığı için mimari kendi içinde farklılıklar gösterebili-yor. Örneğin bu Katedral’in üç kapısı vardır ve her biri farklı bir akımdan esinlenerek yapılmış. Ana kapı Pu-erta de los Hierros barok, Puerta de los Apóstoles gotik, Puerta del Palau romanesktir.Kilisenin içi gerçekten muhteşem. Çok etkileyici. İnsanı alıp başka dünyalara götürüyor gezerken. Kilisenin bir de çan kulesi var. Yüzlerce merdiven tırmanmak gerekiyor çıkmak için. Bahçedeki çeşmeden su şişelerimi-

zi doldurup iman gücüyle tırmandık kuleye. Yolda karşılaştığımız insan-lar nerelerinden nefes alacaklarını şaşırmış durumdaydı. Yalnız, bu eziyete değer doğrusu. Kilisenin çan kulesi Miguelet’in tepesinden, panora-mik Valensiya manzarası mükemmel görünüyor.Valensiya (La Seu) Katedralini gezdik-ten sonra şehirde gezilmesi gereken tarihi yerler listesini bitirmiş olduk. O kadar yürüyüş ve tırmanışın ar-dından bir yerlere oturup bir şeyler atıştırmaya karar verdik. Bu sefer tarihi eski pazarın arkasında ki minik büfeleri tercih ettik. Adamlar dışarı 5 -6 tane masa koymuşlar. Bir sürü deniz ürünü ve meze var. İstedi-ğinizi seçiyorsunuz ve onları sizin için pişiriyorlar. İnanılmaz lezzetli şeyler. Meşhur Valensiya suyunun tadına da burada baktık. Valensiya suyu, porta-kal suyu ve yerel şampanya Cava’nın karıştırılmasıyla elde edilen hoş bir içecek. Yediğim en güzel yemeklerden biriydi diyebilirim :) Yemek sonrası tekrar meydanlarda dolanıp kahve-mizi içtik ve sonra yorgun argın otele döndük.

Gezi

Yüzlerce merdiven tırmanmak gerekiyor çıkmak için. Bahçedeki çeşmeden su

şişelerimizi doldurup iman gücüyle tırmandık kuleye.

Page 40: marketing europe & anatolia Sayı:027

38 / marketing europe & anatolia

Gezi

Bir sonra ki gün Valensiya’ nın ünlü hayvanat bahçesi Bioparc’ a gittik.Şehrin içinden geçen Turia Nehri yo-ğun yağışlarda taşıp şehre zarar ver-diği için nehrin yolu değiştirilmiş. Kalan boş alana da park inşa edilmiş. Yalnız park öyle böyle değil. Geniş yürüyüş alanları, çocuk parkları, bioparc, spor sahaları, konser alanı ve bilim ve sanat şehri de var içerisinde.2008 yılında açılan park, 10 hektarlık bir arazi üzerine kurulmuş ve Afrika, Güneydoğu Asya ve tropik habitatla-rın oluşturulduğu birçok ayrı bölüme ayrılmış.Parkın en büyük özelliği koruma ka-feslerinin veya rahatsız edici tel örgü-lerin olmaması. Hayvanları çok güzel bir şekilde izole etmişler. Zoo Immerse deniyormuş bu sisteme. Gezinirken sanki doğal ortamda geziyormuş gibi hissediyorsunuz.Park o kadar doğal ki, insan kendini ormanda geziyor sanıyor. Biz de ge-zinirken gözümüze nefis böğürtlenler çarptı. Hemen yaklaşıp homur homur yemeğe başladık. İri iri ve son derece lezzetli böğürtlenler. O sırada bir tane güvenlik görevlisi koştura koştura

bağırış çağırış koşmaya başladı tabii İspanyolca konuştuğu için hiçbir şey anlamadık. Bu kadar çok bağırdığı-

na göre kesin artaksiyon vardır diye heyecan yapıp fotoğraf makinamı hazırladım. Dedim, şimdi muhteşem görüntüler yakalayacağım. Fakat hiçbir şey olmadı ve biz rezil olduk. Meğerse adam bizim için koşuyormuş. Böğürt-lenler lemurlar içinmiş :) Onların yiye-ceğini yediğimiz için kıyamet kopmuş.Demek ki bu kadar doğal ortam çok da iyi değilmiş.Park içerisinde bir de minik bir açık hava gösteri yeri var. Orada da kuşlar-la gösteri yapıyorlar. Bu yırtıcı kuşları yakından görmek, büyüleyici.Parkın içini çok güzel tasarlamışlar. Gezinmek çok keyifli ve dinlendirici.Yalnız bu sessizliği bozan enteresan bir hırıltı ve ses vardı. Çiftleşen dev kaplumbağalar. Etraftaki insanlara aldırmadan çiftleşen çift. Her seferinde biraz daha öne ilerleyerek. Yürüyüşleri gibi bu iş de çok yavaş. Biz parktan çıkarken bile devam ediyordu:)Parktaki yaklaşık olarak 4000 tane hayvan varmış. Balıklar buna dahil mi bilmiyorum.Merkit hayvanlarına bayıldım. Mada-gascar filmi geldi aklıma. I like to move it, move it :) Uzun bir süre parkı dolaşıp yorulduk-tan sonra otele gittik. Valensiya’ da 2 gece kalmayı planlamıştık fakat 1

Böğürtlenler lemurlar içinmiş :) Lemurların yiyeceğini yediğimiz için kıyamet

kopmuş :) Demek ki bu kadar doğal or-

tam çok da iyi değilmiş.

Page 41: marketing europe & anatolia Sayı:027

Gezi

gece daha kalmaya karar verdik. Fakat otelde yer olmadığı için lobide ki yar-dım sever hanımdan bize yeni bir yer ayarlamasını rica ettik. Sonra da eşya-larımızı alıp yeni otele transfer olduk. Bu sefer ki odamız minikti ama hoş bir tarzı vardı. Bir apartmanın 3 – 4 katını otele çevirmişler. Sokak arasında şirin bir yer. Biraz dinlenip üzerimizi değiş-tirdikten sonra yemek için tekrar dışarı çıktık. Plaza de la Reina’ da müzik eşliğinde yemek yiyip sangria içtik. Yaz akşamları ve İspanya. Çok hoş. Son günümüzü de Bilim & Sanat Şehrine ayırdık. Bu devasa binalar da Turia dere yatağına inşa edilmiş. Bilim ve Sanat şehrinde bir birinden güzel yapılar var. İlki The Príncipe Fe-lipe Science Museum. Bu 21. yy, bilim müzesi, hayatla bağlantılı, bilimde ve teknolojide yapabileceğiniz herşeyi, didaktik, interaktif ve eğlenceli şekilde öğrenmeniz için tasarlanmış.Müzenin içinde aklınıza gelebilecek herşey var. Gökyüzü, astroloji, spor, Valensiya Futbol takımının tarihi, çizgi roman kahramanları, deniz ve deniz-cilik, elektrik, kaşifler ve keşfettikleri, genetik yapımız, hastalıklar, ekoloji, ağaçlar, uzay mekikleri vs.

Foucault sarkacı bile vardı. (Foucault sarkacı, adını Fransız fizikçi Léon Foucault’dan alan, ilk defa deneysel olarak Dünya’nın kendi ekseni çevre-sinde döndüğünü kanıtlayan sarkaç düzeneği.)Bu müzeyi tam anlamıyla gezmek için 1 tam gün gerekiyor bence. bizim çok fazla vaktimiz olmadığı için biraz hızlandırılmış tur yaptık.Diğer bina, L’Umbracle; Valensiya’ya özgü çiçek ve bitkilerden oluşan büyük bir yürüyüş bahçesi, aynı zamanda modern ressam ve heykeltıraşların eserleriyle bezenmiş bir açık hava galerisi. Kompleks içerisinde The Valencia Towers, şehrin en prestijli etkinlik mer-kezlerinden biri olan L’Àgora ve opera binası El Palau de les Arts Reina Sofia bulunuyor. Bizim gittiğimiz zaman her hangi bir etkinlik olmadığı için izleme şansımız olmadı.Yuvarlak, göz şeklindeki kubbesiyle oldukça dikkat çeken gökyüzü göz-lem evi L’Hemisfèric de bu kompleks içinde. L’Hemisfèric, aynı zamanda hem lazer gösteri merkezi hem de şehrin en görkemli Imax sinemasının ev sahibi.Sona sakladığımız yere geldi sıra;

The Príncipe Felipe Science Museum. Bu 21. yy, bilim müzesi, hayatla bağlantılı, bilimde ve teknolojide yapa-

bileceğiniz herşeyi, didaktik, interaktif ve eğlenceli şekilde öğrenmeniz için tasarlanmış.

marketing europe & anatolia / 39

Page 42: marketing europe & anatolia Sayı:027

yanında bulunan Lladró Müzesi; bu prestijli şirketi kuran ve ilk tasarımlarını yapan Lladró kardeşlerin büyüdüğü evin restore edilmesiyle kurulmuş. Fakat ben gittiğimde fabrika yaz tatilin-deymiş. Yazın 3 ay kapalı oluyormuş fabrika. Fakat orada çalışan memur beni görünce kırmadı ve müzeyi açıp beni içeri davet etti. Hiç üşenmeden bütün aydınlatmaları açtı ve gezmem için müsade etti. Tek ricası fotoğraf çekmememdi. Minnetle bakıp, kabul ettim. Boşa gelmiş olmayacaktım. Müzeyi gezerken dibim düştü desem yeridir. Lladró kardeşlere hayranlık duydum, müthiş bir sabır ve beceri. Merak edenler için web siteleri http://www.highporcelain.com/. O ka-dar ince ayrıntılar var ki, insanı hayrete düşürüyor. Büyük bir hayranlıkla mü-zeyi gezdikten sonra memura teşekkür ederip çıktım. Sonra da yeni yerler keşfetmek için yola devam :)

İnternette okuduğumda ben de oluşan imaj muhteşemdi fakat gidince tam bir hayal kırıklığı oldu. Valensiya’nın 12 km güneyinde Albufera Gölü’ne yakın bir mevkide yer alan mavi bayraklı bu plaj Valensiya Bölgesi’nin en güzel ku-muna ve en temiz denizine sahipmiş. Mavi bayrak kriterlerini sorgulamak lazım. Son derece pis tuvaletleri ve duşları olan bu plaj beni denizden so-ğuttu resmen. Orada vakit kaybetmek-tense Valensiya’ nin meşhur porselen fabrikasına gitmeye karar verdim. Tom-tom’ a (benim için o, Özgür :)) gerekli koordinatları girdim. Enteresan yerler-den geçip fabrikaya yaklaşınca arbayı uygun bir yere park ettim. Sonra da terkedilmiş görünen fabrikaya gittim.Tavernes Blanques banliyösünde bu-lunan Lladró Porselen Fabrikası’nda, porselen yapımını görebilir ve bu işin ustası olan sanatçılarla tanışarak onla-rı tasarım yaparken izleme olanağına sahip olabilirsiniz diye okumuştum internetten. Fabrika binasının hemen

L’Oceanogràfic.L’Oceanografic, Félix Candela tarafında inşa edilmiş olan su zambağı şeklinde bir yapı.Avrupa’nın en büyük açık hava okya-nus akvaryumu olan L’Oceanogràfic’te, 42 milyon litre su içerisinde 500 farklı türde 45.000 su canlısı yaşıyormuş.Sualtında birçok farklı katmana bölün-müş olarak sergilenen dev akvaryum içerisinde; Akdeniz, Kızıl Deniz, Kutup Denizi ve Tropik Deniz ekosistemleri oluşturulmuş.Her bölümde o ekosisteme ait canlılar yaşıyor. L’Oceanogràfic içerisinde; kö-pekbalıklarıyla gece uykusu, yunuslar-la yüzme kursu, penguenleri besleme saati gibi renkli ve eğlenceli aktivitele-re de katılabiliyorsunuz.Su delisi olan ben bu parkı gezerken resmen mest oldum. Tipim aynen böyleydi :)Çevre kirliliğine de hoş bir gönderme yapılmış. Öğleden sonra bu muhteşem kompleksten çıkıp biraz da denize gir-mek için Al Saler dedikleri plaja gittik.

40 / marketing europe & anatolia

Gezi

Page 43: marketing europe & anatolia Sayı:027
Page 44: marketing europe & anatolia Sayı:027

42 / marketing europe & anatolia

Sinema

Ali Erdem Ekşioğlu reklamarasısinema)

(2014 akademi ödülleri...

The Wolf of Wall StreetKolay kazanılan paranın kokusunu alan çarpık bir borsacının kendinden daha çarpık hikayesi, ne kadar inişli çıkışlı sürükleyici bir hikaye olsa da tekrarlı 2 saatlik "party hard" görüntüleri bir yerden sonra sıkıcı olabiliyor. Filmin o kadar oscar adaylığına rağmen hiç alamaması bile büyük bir ihtimal olarak görülebilir nasılsa Akedeminin garezlileri Martin Scorsese ve Leonardo di Caprio yu kadrosunda bulundurmakta. Prodüksüyonuna önem verilmiş sıkı bir kadroya sahip olmasına rağmen çok daha iyi işlenebilirdi. Buna rağmen 5 dalda Oscar'a aday durumda.American HustleBaşka bir katakulli filmi olan Düzenbaz ancak hayal edebileceğimiz bir kadroya sahip olup inişli çıkışlı bir hikaye. Uç noktalarda karakterler ve büyük hayatları konu alan dram 10 dalda Akedemi ödüllerine aday en az birkaç tane de hak ediyor.Captain PhillipsModern korsanlığı beyaz ekrana sürükleyici hikayesi ve Tom Hanks'in müthiş oyunculuğuyla beyaz perde çok güzel yansıtan film 2009 da gemisi Somali'li korsanlar tarafından saldırıya uğrayan Richard Phillips'in hikayesini anlatıyor. Bu muhteşem uyarlama 6 dalda Oscara aday olup bu senenin güçlü katılımcılarından.

Aşağıda bu senenin adayları ve benim sübjektif tahminlerim;En İyi FilmThe Wolf of Wall StreetAmerican HustleNebraskaCaptain PhillipsPhilomenaDallas Buyers Club12 Years a SlaveGravity HerEn İyi Erkek OyuncuChristian Bale -American HustleBruce Dern -NebraskaLeonardo DiCaprio -The Wolf of Wall Street (Lütfen Akademi)Chiwetel Ejiofor -12 Years a SlaveMatthew McConaughey -Dallas Buyers ClubEn iyi Kadın OyuncuAmy Adams -American Hustle Cate Blanchett -Blue Jasmine Sandra Bullock -GravityJudi Dench -Philomena Meryl Streep -August: Osage County

Page 45: marketing europe & anatolia Sayı:027

20 yaşında

Page 46: marketing europe & anatolia Sayı:027

Kültür - Sanat

Yaşar Yılmaz’ın, YEM Yayın’dan yeni çıkan kitapları Türkiye’nin Antik Kentleri ve Ancient Cities of Turkey’de, Anadolu’da ve Trakya’da bulunan 118 antik kent tanıtılıyor. Türkçe ve İngilizce iki ayrı kitap olarak hazırlanan rehber-de yer alan antik kentler, yerli-yabancı tarih ve arkeoloji meraklılarına kısa, öz ama doyurucu metinler, özgün fo-toğraflar, güncel karayolları haritaları ve yol tarifleri eşliğin-de sunuluyor.“Marmara” bölgesi ile başlayan kitaplarda Ege bölgesi “Ege”, “İç Ege”, Güneybatı Ege”; Akdeniz bölgesi “Batı Ak-deniz”, “Orta Akdeniz”, “Doğu Akdeniz” olarak üçer bölüme ayrılırken, “İç Anadolu-Batı Karadeniz” sekizinci bölgeyi oluşturuyor.Günümüzde su kaynaklarının hızla tükendi-ğini düşünürsek, geleceğimiz için bu kentlerin bize öğre-teceği çok şey olduğunu görürüz. Ephesos’ta, Perge’de, Phaselis’te hamamların ısınma teknikleri, kanalizasyonun gelişmişliği gözden kaçırılmamalıdır.”Kitaplara tüm seçkin kitabevlerinden, YEM Kitabevi’nin Beşiktaş ve Fulya’daki mağazalarından ve www.yemkita-bevi.com internet adresinden ulaşılabilir.

Antik kentler...

Gölgekapan... Latif Demir’ci sergisi..İngiltere’nin en prestijli ödülü Blue Peter sahibi ya-zar Ali Sparkes imzalı Göl-gekapan serisinin beşinci ve son kitabı “Kayıp Dünyanın Sırrı”, Caretta Yayıncılığın gençlere özel markası Kar-umbe imzasıyla, yine heye-can dolu yepyeni bir macer-ayla okurlarıyla buluştu. Özel yeteneği sayes-inde şekil değiştirip bir Gölgekapan’a dönüştüğü

gün, Dax Jones’un hayatı bir daha eskisi gibi olmadı. Yalnızca kendi gibi özel yetenekli çocukların okuduğu bir okula getirildi. Burada macerayı, özgürlüğü ve eğlenceyi iç içe yaşıyor, her özel yetenekli çocuk gibi o da yeteneği konusunda kendini geliştiriyordu. Dax bir Gölgekapan olabiliyor, arkadaşları gizli dünyalardan haberler alabili-yor, nesneleri hareket ettirebiliyor, görünmez olabiliyor ya da hastalıkları iyileştirebiliyorlardı.

İnci Deri, tüketicilerini daha yakından tanımak, satış, pa-zarlama, mağazacılık, eği-tim ve iletişim çalışmalarını geliştirmek amacıyla algı ve konumlandırma araştırma-sı gerçekleştirdi. Araştırma sonuçları ise usta karikatür sanatçısı Latif Demirci tara-fından yorumlandı.2013 Ocak ayında açıkla-

nan araştırma çerçevesinde tüketicilerin bakış açısı-nı ve beklentilerini ortaya çıkaran sonuçlar elde edildi. Araştırma, Eylül 2013’te Türkiye Araştırmacılar Derneği tarafından düzenlenen Baykuş Ödülleri’nde İç görülü Baykuş ödülünü aldı. Latif Demirci, araştırma sonuçlarını mizah ile yorumla-yarak tüketici davranışlarını kendi çizgisi ile ölümsüz-leştirdi. Toplam 13 karikatürden oluşan eser, Ocak 2014 itibarıyla İnci mağazalarının vitrinlerinde sergilenecek.

44 / marketing europe & anatolia

Page 47: marketing europe & anatolia Sayı:027

marketing europe & anatolia / 45

Kültür - Sanat

“Doğaya Dokun!” temasıyla yola çıkan 9. Dağ Filmleri Fes-tivali kapsamında, usta fotoğraf sanatçısı Ersin Alok, 1 Mart Cumartesi günü sanatseverlerle buluşacak. Alok’un-Pusula Sanat Galerisi’nde düzenleyeceği “Gala Bataklığı” fotoğraf sergisinde, Hazar Denizi kıyısında ortaya çıkarı-lan prehistorik çağa ait kaya üstü resimler yer alacak.Dünya’nın saygın eski dönem tarih fotoğrafçılarından biri olan Ersin Alok, Prehistorik dönem ve sanat tarihi üzerine önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Alok, bu çalışmalardan biri olan 9. Dağ Filmleri Festivali kapsamında düzenleye-ceği “Gala Bataklığı” sergisinde sanatsever ve doğasever-lerle buluşmaya hazırlanıyor.Hazar Denizi kıyısında yer alan Gala Bataklığında yaşa-yan bu yerleşik toplumların kayalar üzerine yaptığı figürler suların yükselmesiyle kimi zaman altta kalıyor ,kimi zaman su yüzüne çıkıyor. 2013 yılında Ersin Alok ve ekibi tarafın-dan yapılan araştırma gezisinde elde edilen son bulgularla birlikte gün yüzüne çıkan kaya üstü resimleri, Gala Batak-lığı Sergisi’nde izleyicisini bekliyor.

Doğa’ya Dokun...

Faber Castell, Müze etkinliği...Dünyaca ünlü yazım ve boyama gereçleri üreticisi Faber-Castell desteği ile önemli müzelerde gerçekleşen özel atölye çalışmalarında, çocuklar farklı tasarımlar yapma ve önemli eserleri inceleme fırsatı yakalıyorlar. Atölyeler, Rahmi M. Koç Müzesi, Pera Müzesi, İstanbul Oyuncak Müzesi ve Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzen-leniyor.Etkinlik: ‘Mutfak Atölyesi; Ratatouille’Yer: Fenerbahçe VapuruTarih: 22 Şubat CumartesiSaat: 13:00 – 14:30Yaş: 8 - 12 Yaş Arası Etkinlik detayı: Çocuklar, bu hafta sonu minik fare Ramy ile kendilerini eğlenceli bir mutfakta bulacaklar ve pizzanın zengin tarihini günümüze birlikte aktaracaklar. Yapacakları birbirinden lezzetli pizzalarla ünlü pizza ustası Raffaela’yla yarışacaklar. Bakalım kazanan kim olacak?Rahmi M. Koç Müzesi’ndeki “Mutfak Atölyesi; Ratatouille” adlı atölyeye katılım için biletler www.biletix.com üzerin-den temin edilebilir.