İÇİ BOŞALTILAN KAVRAMLAR_Abdurrezzâk el-Muhâcir = Ebu Abdulmumin Tekin Mıhçı =

8
  İÇİ BOŞALTILAN KAVRAMLAR Abdurrezzâk el-Muhâcir 

description

İÇİ BOŞALTILAN KAVRAMLAR_Abdurrezzâk el-Muhâcir = Ebu Abdulmumin Tekin Mıhçı =

Transcript of İÇİ BOŞALTILAN KAVRAMLAR_Abdurrezzâk el-Muhâcir = Ebu Abdulmumin Tekin Mıhçı =

 
Teâlâ’ya âittir. Salat ve selâm yaratlmlarn en
hayrls Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’ in,
âlinin, ashâbnn ve tüm Müslümanlarn üzerine olsun. 
Yaamakta olduumuz milenyum çanda insânlar, hzl bir
ekilde asllarndan uzaklaarak maddeci bir varlk olma yolunda
ilerlemektedirler. Batllama sevdâs insânlarn içlerine sinsice so-
kularak bedenleri ele geçirmi ve de geçirmektedir. Olmazsa ol-
maz asllarn içleri boaltlarak, yerler ine bâtl inanç ve ameller
nakedilmi  ve de nakedilmektedir. Rabbani ilim ehli neredeyse
yok denilecek kadar azalm, tâûtlarn kontrolündeki dünyevi dîn
adamlar onlarn yerine geçmitir. Peki, neden bu hale geldik? Bu
sorulmas ve üzerine düünülmesi gereken bir sorudur?
Aslnda birilerinin insanlarn bu hale gelmesi için özel gayret-
ler sarf edip, ifsat olmalar  için ifsat programlarn  uygulamalar
açkça gözler önündedir.  Bu uygulanan programlardan birisi de
kavramlarn içlerinin boaltlmas olarak karmza çkmaktadr.
Görmek için baktmzda içi boaltlarak aslndan uzaklatrlan o
kadar çok kavram vardr ki, insân bunlar saymakta bile zorlanmak-
tadr.

nin rzâ- ilahiye mazhar olabilmesi için bilmesi, zikretmesi ve de
gerektirdii her ne varsa kalbine nakederek amellerini buna âhid
klaca kelime: ‘Kelime-i tevhid.’
Yani “Lâ lâhe llallâh” sözü. Bu kelimenin mânâs ise ksaca
öyledir: Allâh’tan baka, ibâdet edilmeye lâyk hak ilâh yoktur. Ve
bu kelimenin ihtiva ettii iki esastan birincisi red, ikincisi ise isbât
(kabul) ksmdr. 
Red ksmn ifade eden Lâ ilâhe kelimesinin manas, Allâh’u
Teâla dndaki tüm sahte ilâhlarn ve tautlarn tamamn eksiksiz
bir ekilde inkâr etmektir. 
sbât ksm ise, llallâh kelimesinin gereidir. Kelime-i tevhidin
red ksmnn gereini yerine  getirerek bütün  irklerinden arnan
kul, tüm ibâdetlerini yalnzca Allâh’a has klarak ve O’nun ibâdete
layk tek hak ilâh olduunu  kabul ederek kelime-i tevhidin isbât
ksmn da gerçekletirmi olacaktr.
Bu gün kaç kii kelime-i tevhidi biliyor? Ya da kaç tanesi an-
lamna gerei gibi vakf? 
nuyla alâkal olarak öyle der:
 
irkleri terk etmeden ve tautlar red etmeden ehâdet kelimesini
söylemek icmâ ile sâhibine hiçbir fayda salamaz.” 
mâm Süleyman bin Abdullâh rahîmehullâh’n da dedii gibi
bu kelime belli artlar dâhilinde  söylendiinde  söyleyene fayda
verir . Öyleyse nedir bu artlar? 
Öncelikle kii söyledii sözün ne mânâya geldiini bilmelidir.
Çünkü hiç kimse bilmedii bir eyin gereklerini yerine getiremez.
Misalen; bir anne çocuuna ‘sakn atee dokunma, yoksa yanar-
sn!’  diye nâsihat etse, fakat çocuk atein fayda ve zararlarn bil-
mese bu nâsihat çocua fayda vermeyecektir. te bunun gibi an-
lamn bilmeden ‘la ilahe illallâh’  diyen bir kimsede bu sözden bir
fayda bulamayacaktr.
kerîmede Allâh’u Teâla’dan baka hak ilâhn olmadn bilmemiz
emredilmektedir. Ayetteki ‘Bil ki!’ Emri bu gerçei örenerek, bu-
nu hayata geçirmeyi ifade etmektedir.
Yine mâm Ebû Hanife rahîmehullâh  ile talebesi arasnda ge-
çen u diyalog, manas bilinmeden yaplan iddialarn durumunu
 
haklln bilmeyen kimse için ne dersiniz?” 
mâm Ebû Hanife rahîmehullâh:
“O kimse hakk  tavsif edip muhalifinin hakszln bilmedii
zaman adli de, zulmü de bilmiyor demektir. Ey kardeim, bil ki ba-
na göre bütün zümrelerin en câhili ve en kötüsü, üphesiz bu kim-
selerdir. Onlarn durumu kendilerine beyaz bir elbise getirilen ve
rengi sorulan dört kiinin durumuna benzer: Bu dört kiiden birisi
"bu bir krmz elbisedir," der. Dieri "bu bir sar elbisedir," der.
Üçüncüsü ise "bu bir siyah elbisedir," der. Dördüncüsü de "bu el-
bise beyazdr," diye cevap verir. Bu sonuncuya önceki üç kiinin
hatal m yahut isabetli mi olduu sorulduunda, "üphesiz ki ben
elbisenin beyaz olduunu biliyorum. Fakat onlarn da doru söy-
lemi olmalar mümkündür” der.
Bu hikaye imânn bir artnn imân esaslarn ve de onu bozan
durumlar örenmeden iman etmenin mümkün olamayacan
anlamamz için güzel bir misaldir. Çünkü iman edilmesi gereken
eyleri ve de imân bozan halleri mutlaka bilmek gerekir.
 
renmesi gerekir. Fakat bu kimse sadece namaz klmak için gerekli
artlar örenir, namaz bozan halleri örenmez ise bilmeden na-
maz bozulabilir. Çünkü namazn sahih olmas için artlar olduu
gibi, onun kabulüne engel durumlar da vardr.
Bir dier art ise, örenmi olduumuz manay kalben tasdik
etmektir. Çünkü kalb  imânn yerleecei merkez konumundadr.
Bir kalbe sahih imân yerletikten sonra dier azalardan da bu
imânn yansmalar zuhûr edecektir. Kalb  insan bedeninde bir ko-
mutandr. Azâlar ise onun askerleridir. Komutan salkl olan bir
bedenin azâlar da hâliyle salkl iler yapacaklardr. 
Öyleyse bizler mânâsn bilerek söylediimiz, kalbimizle tas-
dik ettiimiz bu kelimenin gerektirdii amelleri yaantmza da
hâkim klmalyz. Dilimizle ve kalbimizle red ettiimiz sahte ilâhlar
ve tautlarn otoritelerini ve slam’la çelien emirlerini amellerimiz-
le de red etmeliyiz. Ki bu sözün ehli olalm ve ehli olarak kalalm. 
Bu sözün ehli olan bizler, bâdetlerimizi yalnzca Allâh
Subhânehu ve Teâlâ’ya has klarak sadece O’ndan hüküm istemeli
ve bir tek O’ndan yardm taleb etmeliyiz. O’nu rablnda, ilâhln-
da, isim ve sfatlarnda birleyerek gereince tevhid etmeliyiz.
 
7
www.tevhididavet.com 
O’nun bu saylan özelliklerinin hiç birinde denk, benzer, e ve or-
taklarnn olmadn bilerek yaamalyz. Böylece irksiz bir ekilde
Allâh’u Teâlâ’ya imân etmi olabiliriz. 
Unutmaynz ki tevhidi bilmek, tevhidi yaamay gerektirir.
Bilmeyenler, neyi yaayacaklardr?