AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem...

18
23 AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE YAPI STOKU ENVANTERİ VE DEPREM RİSKİ ÇALIŞMALARI Prof. Dr. Türkay BARAN Prof. Dr. Serap KAHRAMAN Doç. Dr. Özgür ÖZÇELİK Doç. Dr. Serkan MISIR Dr. İbrahim Aydın SAATÇI Dr. Sadık Can GİRGİN Doç. Dr. Özgür ÖZÇELİK

Transcript of AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem...

Page 1: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

23

AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE

İZMİR’DE YAPI STOKU ENVANTERİ VE DEPREM RİSKİ

ÇALIŞMALARI

Prof. Dr. Türkay BARANProf. Dr. Serap KAHRAMAN

Doç. Dr. Özgür ÖZÇELİKDoç. Dr. Serkan MISIR

Dr. İbrahim Aydın SAATÇIDr. Sadık Can GİRGİN

Doç. Dr. Özgür ÖZÇELİK

Page 2: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

24 25

1

Prof.Dr., [email protected],2

Prof.Dr., [email protected],3

Doç.Dr., [email protected],4

Doç.Dr., [email protected]

Öğr.Gör.Dr., [email protected],6Araş.Gör.Dr., [email protected]

AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDEİZMİR’DE YAPI STOKU ENVANTERİ VE DEPREM RİSKİ

ÇALIŞMALARIT.Baran1, S. Kahraman2, Ö.Özçelik3, İ.S.Mısır4, A.Saatçı5, S.C.Girgin6

Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Tınaztepe Kampüsü 35390 Buca İzmir

ÖZET

Dünya nüfusunun yarıdan fazlasının yaşadığı kentler, çeşitli afet tehlikelerine açıktır. Kentlerin bulunduğu coğrafyaya bağlı olarak ortaya çıkan bu tehlikeleri önlemek mümkün olmadığından, yapılması gereken söz konusu afetlere hazırlanmaktır. Deprem tehlikesi bilindiğinde, mevcut riskleri ortaya koymanın tek yolu yapı stoğu bilgilerini toplayarak, deprem risk haritalarını oluşturmaktır.İzmir gibi büyük kent ölçeğinde, milyona yaklaşan yapı için ayrıntılı inceleme yapılması gerek zaman, gerekse maliyet açısından karşılanamayacağından, önceliklerin belirlenebilmesi açısından, temel yapısal özellikleri belirleyerek,ülkenin inşaat pratiğini yansıtan hızlı değerlendirme yöntemleriyle durum tespitinin yapılması zorunludur. Elde edilecek risk haritalarının demografik bilgiler, ticari alanlar, sağlık, eğitim, kamu kurumları vb bilgilerle birleştirilmesi sonucunda afete dirençli kent haline gelmek mümkündür. İzmir’de pilot bölgeler olarak seçilen Balçova ve Seferihisar-Merkez ilçelerinde tamamlanan projede, bir yıllık proje süresinde 10.550 bina incelenmiş; farklı yapısal özelliklere sahip 6.371 betonarme binanın deprem riski açısından ön değerlendirmesi tamamlanmıştır. Yapıları risk durumuna bağlı olarak sıralayabilmek amacıyla, farklı yöntemleri bir arada kullanan çoklu karar ağacı yaklaşımı uygulanmış; böylece incelenen betonarme binalar beş kademeli öncelik sırasına konabilmiştir.Elde edilen risk haritaları kullanılarak, ilgili bölgeler için ayrıntılı planların hazırlanması mümkün kılınmıştır.Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği ön değerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı, afete dirençli kentler

GİRİŞ

Afet zararlarının azaltılması ve giderilmesi alanında, geleneksel olarak kullanılan depreme dirençli olma (earthquake resistance) kavramı yerine, depremin sebep olduğu hasardan sonra kendini hızlıca toparlayabilme veya aksaklıklara dayanıklı olma (earthquake resilient) kavramına geçilmiştir. Afete Dirençli Kent (Urban Resilience) kavramı, kentin maruz kalacağı afetlere hazırlıklı, afet sonrası için planlarını hazırlamış, afet yaralarını kısa zamanda ortadan kaldırarak, kenti tekrar yaşanabilir hale getirme becerisine ve planlamaya sahip olma anlamı taşımaktadır.

Birleşmiş Milletler, halen yarıdan biraz fazla olan kent nüfusunun 2030 yılında toplam dünya nüfusunun %65’ine ulaşacağını öngörmektedir. Dolayısıyla, sadece kentleri tehdit eden deprem, taşkın, kuraklık, fırtına benzeri doğal tehlikeleri değil; terör saldırısı, teknoloji korsanlarının elektrik sistemlerine/veri tabanlarına saldırısı, yoksulluk, mülteci akını gibi

Page 3: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

25

1

Prof.Dr., [email protected],2

Prof.Dr., [email protected],3

Doç.Dr., [email protected],4

Doç.Dr., [email protected]

Öğr.Gör.Dr., [email protected],6Araş.Gör.Dr., [email protected]

AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDEİZMİR’DE YAPI STOKU ENVANTERİ VE DEPREM RİSKİ

ÇALIŞMALARIT.Baran1, S. Kahraman2, Ö.Özçelik3, İ.S.Mısır4, A.Saatçı5, S.C.Girgin6

Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Tınaztepe Kampüsü 35390 Buca İzmir

ÖZET

Dünya nüfusunun yarıdan fazlasının yaşadığı kentler, çeşitli afet tehlikelerine açıktır. Kentlerin bulunduğu coğrafyaya bağlı olarak ortaya çıkan bu tehlikeleri önlemek mümkün olmadığından, yapılması gereken söz konusu afetlere hazırlanmaktır. Deprem tehlikesi bilindiğinde, mevcut riskleri ortaya koymanın tek yolu yapı stoğu bilgilerini toplayarak, deprem risk haritalarını oluşturmaktır.İzmir gibi büyük kent ölçeğinde, milyona yaklaşan yapı için ayrıntılı inceleme yapılması gerek zaman, gerekse maliyet açısından karşılanamayacağından, önceliklerin belirlenebilmesi açısından, temel yapısal özellikleri belirleyerek,ülkenin inşaat pratiğini yansıtan hızlı değerlendirme yöntemleriyle durum tespitinin yapılması zorunludur. Elde edilecek risk haritalarının demografik bilgiler, ticari alanlar, sağlık, eğitim, kamu kurumları vb bilgilerle birleştirilmesi sonucunda afete dirençli kent haline gelmek mümkündür. İzmir’de pilot bölgeler olarak seçilen Balçova ve Seferihisar-Merkez ilçelerinde tamamlanan projede, bir yıllık proje süresinde 10.550 bina incelenmiş; farklı yapısal özelliklere sahip 6.371 betonarme binanın deprem riski açısından ön değerlendirmesi tamamlanmıştır. Yapıları risk durumuna bağlı olarak sıralayabilmek amacıyla, farklı yöntemleri bir arada kullanan çoklu karar ağacı yaklaşımı uygulanmış; böylece incelenen betonarme binalar beş kademeli öncelik sırasına konabilmiştir.Elde edilen risk haritaları kullanılarak, ilgili bölgeler için ayrıntılı planların hazırlanması mümkün kılınmıştır.Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği ön değerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı, afete dirençli kentler

GİRİŞ

Afet zararlarının azaltılması ve giderilmesi alanında, geleneksel olarak kullanılan depreme dirençli olma (earthquake resistance) kavramı yerine, depremin sebep olduğu hasardan sonra kendini hızlıca toparlayabilme veya aksaklıklara dayanıklı olma (earthquake resilient) kavramına geçilmiştir. Afete Dirençli Kent (Urban Resilience) kavramı, kentin maruz kalacağı afetlere hazırlıklı, afet sonrası için planlarını hazırlamış, afet yaralarını kısa zamanda ortadan kaldırarak, kenti tekrar yaşanabilir hale getirme becerisine ve planlamaya sahip olma anlamı taşımaktadır.

Birleşmiş Milletler, halen yarıdan biraz fazla olan kent nüfusunun 2030 yılında toplam dünya nüfusunun %65’ine ulaşacağını öngörmektedir. Dolayısıyla, sadece kentleri tehdit eden deprem, taşkın, kuraklık, fırtına benzeri doğal tehlikeleri değil; terör saldırısı, teknoloji korsanlarının elektrik sistemlerine/veri tabanlarına saldırısı, yoksulluk, mülteci akını gibi

insan kaynaklı tehlikeleri de dikkate alan planlama yaklaşımlarını uygulamaya koymak gerekmektedir. Özellikle doğal afetlere ilişkin tehdidi azaltabilecek önlemlerin son derece kısıtlı olduğu düşünüldüğünde, mevcut yapısal riskleri, kırılganlıkları belirleyerek, kırılganlığı azaltacak çalışmalar yapmanın önemi ortaya çıkmaktadır.

Depreme karşı ülkemizde şu ana kadar yapılan çalışmalar basit altyapılar, toplu ulaşım sistemleri, okullar, hastaneler gibi yapıların kırılganlıklarının belirlenmesi konusunaodaklanmıştır. Bu çalışmalarla, yeni okulların ve hastanelerin yapılması ya da güçlendirilmesi konularında önemli aşama kaydedilmiştir. Ancak, beklenen yıkıcı depremler için ilgili kentin kırılganlık haritalarının çıkarılması kentlerin afete dirençli hale getirilmesi konusunda bir ilerleme sağlanamamıştır. Ülkede yaşanan her deprem sonrasında yaşanan can ve mal kayıplarının ötesinde, aylar hatta yıllara varan sürelerde kurulu kalan çadır/konteyner yerleşimler planlama açısından olumsuzluk göstergeleridir. Sanayide oluşan kayıplar, iş alanlarının kaybı, buna bağlı olarak ortaya çıkan göç, göç sonucu nüfus yığılmaları, altyapı sorunları henüz gündemde dahi değildir. Büyük kentlerimizden birinde gerçekleşecek ilk yıkıcı deprem sonrasında, dikkate alınmayan soruların, düşünülmeyen yanıtların bedeli ülke olarak ödenecektir.

İZMİR İÇİN DEPREM TEHLİKESİ

Dünya Bankası (World Bank Group ve GFDRR) tarafından hazırlanan Türkiye’nin karşılaşacağı deprem ve taşkınlar sonrası olası kayıpların tahmin edilmeye çalışıldığı risk raporunda (GFDRR, 2015), tüm şehirlerin GSMH’ye katkısının ne oranda kaybedilebileceğine ilişkin göreli değerlendirmeler yapılmış (Şekil 1) ve çarpıcı sonuçlara ulaşılmıştır. Buna göre, kendi yarattığı gelire oranla en fazla kaybın İzmir’de olacağı tahmin edilmektedir. Yıllık yaklaşık 60 Milyar $ katkı sağlayan bölgede, milli hasılanın yıllık ortalama % 4 kayıp yaşayacağı öngörülmektedir. Yıllık ortalama sermaye kaybı açısından ise 800 Milyar $ ile ilk sırada bulunan İstanbul’dan sonra 300 Milyar $ ile İzmir ikinci sırada yer almaktadır (Şekil 2). İzmir için yıllık ortalama can kaybı sayısı 200 kişi olarak tahmin edilmiştir.

Page 4: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

26 27

Şekil 1. Deprem ve taşkın tehlikesine bağlı GSMH kaybının yıllık oransal kıyaslaması (GFDRR, 2015)

Şekil 2. Türkiye’deki bazı kentlerin deprem tehlikesine bağlı yıllık ortalama sermaye kaybıve can kaybı tahmini (GFDRR, 2015)

Aynı araştırmanın sonucuna göre Türkiye’de aşılma olasılığı 50 yıl olan bir deprem günümüzde yaşanırsa GSMH’de yaklaşık 125 Miyar $’lık bir kayıp yaşanacağı, 2080 yılında yaşanacak aynı türden bir depremin ise, nüfus artışı, kentleşme ve afete maruz kalacak servetin zaman içindeki artışı nedeniyle, 600 Milyar-1.2 Trilyon $ arasında bir zarar vereceği öngörülmektedir (Şekil 3).

Şekil 3. Çeşitli tekrar aralığına sahip depremler nedeniyle Türkiye’nin GSMH için kayıptahmini (GFDRR, 2015)

1999 yılında İzmir’de öncü olarak yürütülen RADIUS projesinde (Erdik vd., 2000) bir deprem kayıp modeli oluşturulmuştur. Sismik tehlikenin belirlenmesi amacıyla kapsamlı bir çalışma yürütülmüş, sonucunda kentin senaryo depremi belirlenmiş ve deprem sonrasında kentin tekrar ayağa kalkmasına yardımcı olacak altyapı revizyonları önerilmiştir. Fakat proje kapsamında konut yapılarının kırılganlığı, grid bazlı bölgeleme yapılarak 1 km2’lik alanlardaki yapı grubunu temsilen bir bina üzerinden tayin edilmiş olduğundan, her binayı ayrı ayrı göz önüne alan, bina bazında bir inceleme gerçekleştirilmemiştir. Bu sebeple şu anki pratik ihtiyaçlar açısından çözünürlüğü yeterli değildir. Deprem riski ve yapısal

Page 5: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

27

Şekil 1. Deprem ve taşkın tehlikesine bağlı GSMH kaybının yıllık oransal kıyaslaması (GFDRR, 2015)

Şekil 2. Türkiye’deki bazı kentlerin deprem tehlikesine bağlı yıllık ortalama sermaye kaybıve can kaybı tahmini (GFDRR, 2015)

Aynı araştırmanın sonucuna göre Türkiye’de aşılma olasılığı 50 yıl olan bir deprem günümüzde yaşanırsa GSMH’de yaklaşık 125 Miyar $’lık bir kayıp yaşanacağı, 2080 yılında yaşanacak aynı türden bir depremin ise, nüfus artışı, kentleşme ve afete maruz kalacak servetin zaman içindeki artışı nedeniyle, 600 Milyar-1.2 Trilyon $ arasında bir zarar vereceği öngörülmektedir (Şekil 3).

Şekil 3. Çeşitli tekrar aralığına sahip depremler nedeniyle Türkiye’nin GSMH için kayıptahmini (GFDRR, 2015)

1999 yılında İzmir’de öncü olarak yürütülen RADIUS projesinde (Erdik vd., 2000) bir deprem kayıp modeli oluşturulmuştur. Sismik tehlikenin belirlenmesi amacıyla kapsamlı bir çalışma yürütülmüş, sonucunda kentin senaryo depremi belirlenmiş ve deprem sonrasında kentin tekrar ayağa kalkmasına yardımcı olacak altyapı revizyonları önerilmiştir. Fakat proje kapsamında konut yapılarının kırılganlığı, grid bazlı bölgeleme yapılarak 1 km2’lik alanlardaki yapı grubunu temsilen bir bina üzerinden tayin edilmiş olduğundan, her binayı ayrı ayrı göz önüne alan, bina bazında bir inceleme gerçekleştirilmemiştir. Bu sebeple şu anki pratik ihtiyaçlar açısından çözünürlüğü yeterli değildir. Deprem riski ve yapısal

kırılganlıkların belirlenmesi için yeterli olmasa da, deprem tehlikesi, senaryo depremi açısından kentte yapılmış en önemli çalışmalardan biridir.

AFETE DİRENÇLİ KENT KAVRAMI

Kobe’de 2005 yılında imzalanan, 2005-2015 yılları arasını kapsayan ve Türkiye’nin de tarafı olduğu Hyogo protokolüyle birlikte ortaya konulması gereken eylem planlarında köklü değişiklikler yapılmıştır. Hyogo protokolü ile Birleşmiş Milletler çerçevesinde yıllardır yapılan çalışmalar birleştirilerek; tehlike, kırılganlık ve risk kavramları yenidentanımlanmıştır. Protokolün ortaya koyduğu en önemli değişiklik, “Kriz Yönetimi”nden “Risk Yönetimi”ne geçiştir. Türkiye, “Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi” olarak adlandırılan modelle; 1-Afet ve acil durumların sebep olduğu zararların önlenmesi için tehlike ve risklerin önceden tespiti, 2-Etkin müdahale ve koordinasyonun sağlanması, 3-Afet sonrasında iyileştirme çalışmalarının bir bütünlük içerisinde yürütülmesini amaçlayarak 2009 yılında AFAD’ı kurmuştur. UDSEP- Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2012 yılında hazırlanmış ve çeşitli kurumlara görevler dağıtılmıştır. Bina stokuna ilişkin görevler Belediyelere verilmiş olup, izleme görevi AFAD’a bırakılmıştır. Fakat 2017 sonunda tamamlanmış olması gereken ülkemiz bina envanterinin oluşturulması çalışmaları oldukça sınırlı düzeyde kalmıştır.

Hyogo sonrasında, Japonya’da 2015 yılında gerçekleşen Sendai toplantısında 2015-2030 yılları için öncelikli hedefler ele alınmıştır. Amaç, afet risklerinin çoklu-tehlike (doğal, insan kaynaklı, sık, ender, küçük-ölçekli, büyük-ölçekli) yönetimi ile bütün sektörleri kapsayacak şekilde ele alınmasıdır. Hedefinde, ekonomik, yapısal, yasal, sosyal, kültürel, eğitimsel, çevresel, teknolojik vs. yönleri bütünsel olarak içerecek şekilde önlemler alarak afetleri engellemek ve kırılganlıkları azaltmak, afet hazırlıklarını artırarak direnci güçlendirmek bulunmaktadır. Afet risk yönetimi, afet risklerinin bütün boyutları ile anlaşılmış olmasına dayanmaktadır. Bu anlamda tehlike karakteri, kırılganlıklar, tehlikeye maruz kalan nüfus vevarlıkların (bina stoku, sanayi yapıları, tehlike oluşturabilecek ticari işletmeler, kamu binaları, afet sonrası hemen kullanılabilecek yapılar, trafolar, vb) bilinmesini gerektirmektedir.

Sendai sonrasında ilk izleme toplantısı 2017 Mayıs ayında Meksika, Cancun’da gerçekleştirilmiştir. Ülkeler arasında afet planları deneyimlerinin, verilerin paylaşımı,afetlerden en olumsuz etkilenen kadın ve çocuklar ile yoksullar açısından acil önlem planlarının gerçekleştirilmesi, iklim değişikliğine bağlı ekstrem olayların artışı, teknolojik gelişime bağlı ortaya çıkan yeni kırılgan alanlar gibi çok çeşitli konular ele alınarak tartışılmıştır. Toplantı afete dirençli kent kavramının mimar, mühendis, şehir plancısı dışında, antropolog, sosyolog, psikolog vb sosyal bilim alanlarını da içeren disiplinlerin birlikte çalışmasıyla sürdürülmesi; bu çalışmalarda sadece kamu kurumlarının değil, sivil toplum ve özel sektörün de bulunması gerektiği vurgusuyla kapatılmıştır. Bu çalışmaları ülke bazında yürütürken, Birleşmiş Milletler dışında, Rockefeller Foundation gibi destekleyen kuruluşlar da bulunmaktadır (Rockefeller, 2013).

Avrupa Birliği (AB) fonları tarafından desteklenen LESSLOSS projesi kapsamında sürdürülen araştırmalarda, İstanbul’da 500 yılda bir olması beklenen senaryo depremi göz önüne alındığında, mevcut betonarme binaların içinden en riskli % 4,1’inin saptanması halinde yaklaşık olarak 29.000 kişinin hayatının kurtulacağı, böylece can kaybının % 92oranında azaltılacağı hesaplanmıştır (Spence, 2007). Dolayısıyla, afete hazırlık çalışmaları doğru yaklaşımlarla yürütüldüğünde, olası can kayıplarını önlemek de mümkün olabilecektir.

Page 6: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

28 29

HIZLI DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİNİN GEREKLİLİĞİ

Yığma ya da Betonarme olarak inşa edilmiş bir yapının “göçme riski”nin ortaya konabilmesi için öncelikle zemin ve malzeme parametrelerinin saptanması; yapının bilgisayar ortamında modellenerek, dolgu duvarların katkısını da göz önüne alabilen deprem yönetmeliğince belirlenmiş ayrıntılı analizlerinin yapılması gereklidir. Ülkemizdeki mevcut yönetmeliklerin (DBYHY, 2007) de öngördüğü bu değerlendirmeyi yapabilmek için ayrıntılı deneysel ve analitik çalışmaların gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ancak, çok sayıda bina içeren bir yapı stoku için böyle bir çalışma yükünü gerçekleştirmek, zaman ve finansman açısından neredeyse olanaksızdır. İstanbul’daki güvensiz binaların incelenerek güçlendirme işleminin yapılabilmesi için en az 25 milyar dolar ve 25 yıla ihtiyaç duyulacağını hesaplanmaktadır (Spence, 2007). Gerek İzmir gerekse diğer illerde envanter çalışması yapılacak yapı stokunun büyüklüğü dikkate alındığında, pratik ve geçerli bir takım yaklaşımlar geliştirerek durum tespiti yapılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, deprem riski gibi benzer risklere açık gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerin de yaptığı gibi, kademeli değerlendirme yöntemlerini kullanmak makul/sürdürülebilir/yönetilebilir bir yaklaşım olarak görülmektedir.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ve İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin ortaklığında 2012 yılı içerisinde tamamlanan ve yaklaşık on ay süren hizmet projesi kapsamında, pilot bölge olarak seçilen Balçova ve Seferihisar-Merkez ilçelerinde "Yapı Stoku Envanterinin Oluşturulması ve Yapı Güvenliğinin Deprem Riski Açısından Değerlendirilmesi" konulu bir proje yürütülmüştür. Proje kapsamında Balçova ve Seferihisar-Merkez’de toplam 10.550 betonarme ve yığma-karma yapının envanter bilgisi oluşturulmuş ve bu yapılar arasındaki 5.621 adet bina, deprem riski açısında birinci ve ikinci kademe olarak adlandırılan yöntemler ile değerlendirilmiştir. Okullar, hastaneler, kamu binaları, özel yapılar ve bina türü olmayan yapılar (sera, trafo, müştemilat, büyük alışveriş merkezi, köprü, havuz vb) bu incelemenin kapsamı dışında bırakılmıştır; zira bu tür yapıların ayrıca ele alınması gerekmektedir. Proje kapsamında ayrıca ilgili belediyelerdeki arşiv bilgileri toplanıp sayısallaştırılarak İmar Bilgi Sisteminin kurulumuna öncülük edilmiş, bu bilgiler ve risk değerlendirme sonuçları Coğrafi Bilgi Sistemi’ne aktarılarak Kent Bilgi Sistemi’nin bir parçası haline getirilmiştir. Tamamlanan çalışmaların sonuçları iki farklı raporda toplanarak Büyükşehir Belediyesine sunulmuştur (Kahraman vd., 2012a, Kahraman vd., 2012b). Ayrıca proje yönetimi ve bulguların özetlendiği bildiriler de yayınlanmıştır (Baran vd., 2013, Kahraman vd., 2013, 2015, Özçelik vd., 2013, 2015). Bu metinde sadece betonarme binalara ilişkin özet değerlendirmelerde bulunulmuş ve binalar risk açısından öncelik sırasına konurken izlenen “çoklu karar ağacı” yönteminin ayrıntılarına değinilmiştir. Projenin hedefleri ve oluşturulan veri tabanı, afete maruz alanların/yapıların dönüştürülmesi Ulusal Deprem Stratejisi (UDSEP-2023, 2011)Eylem Tablosu ile tanımlanmış hedeflerle tam uyumludur. 2012 yılında tamamlanan pilot proje, uygulama yöntemi, yüksek çözünürlüğü, yönetim modeli ve sonuçları itibariyle hâlihazırda geçerliliğini korumaktadır. 2015 yılında imzalanan Sendai Protokolü, Hyogo protokolünün üzerine devam ettirilmiş ve 2017’de Cancun/Meksika toplantısında konuyla ilgili araştırmacılar ve dünya liderleri bir kez daha bu konu üzerinde devam ettikleri çalışmaların sunumlarını gerçekleştirmişlerdir.

BETONARME BİNALARIN DEĞERLENDİRİLMESİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER

Son on yılda dünya genelinde betonarme binaların zayıf performansı, mevcut yapıların sismik performans analizi çalışmalarına hız kazandırmıştır. Tek tek binaların değerlendirilmesi söz konusu olduğunda her bina için detaylı veri toplanarak bu veriler gelişmiş modelleme ve

Page 7: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

29

HIZLI DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİNİN GEREKLİLİĞİ

Yığma ya da Betonarme olarak inşa edilmiş bir yapının “göçme riski”nin ortaya konabilmesi için öncelikle zemin ve malzeme parametrelerinin saptanması; yapının bilgisayar ortamında modellenerek, dolgu duvarların katkısını da göz önüne alabilen deprem yönetmeliğince belirlenmiş ayrıntılı analizlerinin yapılması gereklidir. Ülkemizdeki mevcut yönetmeliklerin (DBYHY, 2007) de öngördüğü bu değerlendirmeyi yapabilmek için ayrıntılı deneysel ve analitik çalışmaların gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ancak, çok sayıda bina içeren bir yapı stoku için böyle bir çalışma yükünü gerçekleştirmek, zaman ve finansman açısından neredeyse olanaksızdır. İstanbul’daki güvensiz binaların incelenerek güçlendirme işleminin yapılabilmesi için en az 25 milyar dolar ve 25 yıla ihtiyaç duyulacağını hesaplanmaktadır (Spence, 2007). Gerek İzmir gerekse diğer illerde envanter çalışması yapılacak yapı stokunun büyüklüğü dikkate alındığında, pratik ve geçerli bir takım yaklaşımlar geliştirerek durum tespiti yapılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, deprem riski gibi benzer risklere açık gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerin de yaptığı gibi, kademeli değerlendirme yöntemlerini kullanmak makul/sürdürülebilir/yönetilebilir bir yaklaşım olarak görülmektedir.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ve İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin ortaklığında 2012 yılı içerisinde tamamlanan ve yaklaşık on ay süren hizmet projesi kapsamında, pilot bölge olarak seçilen Balçova ve Seferihisar-Merkez ilçelerinde "Yapı Stoku Envanterinin Oluşturulması ve Yapı Güvenliğinin Deprem Riski Açısından Değerlendirilmesi" konulu bir proje yürütülmüştür. Proje kapsamında Balçova ve Seferihisar-Merkez’de toplam 10.550 betonarme ve yığma-karma yapının envanter bilgisi oluşturulmuş ve bu yapılar arasındaki 5.621 adet bina, deprem riski açısında birinci ve ikinci kademe olarak adlandırılan yöntemler ile değerlendirilmiştir. Okullar, hastaneler, kamu binaları, özel yapılar ve bina türü olmayan yapılar (sera, trafo, müştemilat, büyük alışveriş merkezi, köprü, havuz vb) bu incelemenin kapsamı dışında bırakılmıştır; zira bu tür yapıların ayrıca ele alınması gerekmektedir. Proje kapsamında ayrıca ilgili belediyelerdeki arşiv bilgileri toplanıp sayısallaştırılarak İmar Bilgi Sisteminin kurulumuna öncülük edilmiş, bu bilgiler ve risk değerlendirme sonuçları Coğrafi Bilgi Sistemi’ne aktarılarak Kent Bilgi Sistemi’nin bir parçası haline getirilmiştir. Tamamlanan çalışmaların sonuçları iki farklı raporda toplanarak Büyükşehir Belediyesine sunulmuştur (Kahraman vd., 2012a, Kahraman vd., 2012b). Ayrıca proje yönetimi ve bulguların özetlendiği bildiriler de yayınlanmıştır (Baran vd., 2013, Kahraman vd., 2013, 2015, Özçelik vd., 2013, 2015). Bu metinde sadece betonarme binalara ilişkin özet değerlendirmelerde bulunulmuş ve binalar risk açısından öncelik sırasına konurken izlenen “çoklu karar ağacı” yönteminin ayrıntılarına değinilmiştir. Projenin hedefleri ve oluşturulan veri tabanı, afete maruz alanların/yapıların dönüştürülmesi Ulusal Deprem Stratejisi (UDSEP-2023, 2011)Eylem Tablosu ile tanımlanmış hedeflerle tam uyumludur. 2012 yılında tamamlanan pilot proje, uygulama yöntemi, yüksek çözünürlüğü, yönetim modeli ve sonuçları itibariyle hâlihazırda geçerliliğini korumaktadır. 2015 yılında imzalanan Sendai Protokolü, Hyogo protokolünün üzerine devam ettirilmiş ve 2017’de Cancun/Meksika toplantısında konuyla ilgili araştırmacılar ve dünya liderleri bir kez daha bu konu üzerinde devam ettikleri çalışmaların sunumlarını gerçekleştirmişlerdir.

BETONARME BİNALARIN DEĞERLENDİRİLMESİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER

Son on yılda dünya genelinde betonarme binaların zayıf performansı, mevcut yapıların sismik performans analizi çalışmalarına hız kazandırmıştır. Tek tek binaların değerlendirilmesi söz konusu olduğunda her bina için detaylı veri toplanarak bu veriler gelişmiş modelleme ve

analiz gerektiren değerlendirme yöntemlerinde kullanılmaktadır. Bu tür bir analiz yapının performansı hakkında nihai sonuç verebilmektedir. Ancak yüz binlerce binadan oluşan bir yapı stokunun değerlendirilmesinde her bina için bu derece detaylı veri toplamak ve gelişmiş analiz yöntemlerini uygulamak imkânsızdır. Bu nedenle daha az veri ve daha basit analiz gerektirdiğinden daha az zaman alan ön değerlendirme yöntemleri tercih edilmektedir. Bu yöntemler son derece pratik olup maliyet açısından gelişmiş analiz yöntemlerine kıyasla çok daha ucuz olduğundan büyük yapı stoklarına hızlı bir şekilde uygulanabilmektedir. Ön değerlendirme yöntemleri gelişmiş/detaylı yöntemleri asla dışarıda bırakmamakta, bir başka deyişle bu yöntemlerin yerine geçmemektedir. Ön değerlendirme sonucunda öncelikli (riskli) olarak belirlenen ve tüm yapı stokunun belli bir alt kümesini oluşturan binalar için nihai karar yine detaylı değerlendirme yöntemleri kullanılarak verilmelidir.

Sismik ön değerlendirme yöntemlerindeki güncel yaklaşım, gelişmişlik sıralamasında olmak üzere, binaları üç farklı aşamada incelemektir: (1) Sokak Taraması, (2) Ön Değerlendirme, (3) Detaylı Son Değerlendirme. Bu çalışmada, betonarme binaları öncelik sıralamasına koyabilmek için farklı gelişmişlik düzeyinde 6 farklı yöntem göz önüne alınmıştır. Bu yöntemler birinci ve ikinci kademe olmak üzere iki kategoriye ayrılabilir. Bunlar arasındaki temel fark, birinci kademe yöntemlerin uygulanabilmesi için gerekli olan bilginin sokak taraması ile elde edilebilmesi, dolayısıyla yapının proje ve/veya rölöve bilgisine ihtiyaç duyulmamasıdır. İkinci kademe yöntemler ise bu bilgilere ihtiyaç duyar.

Sokak taraması olarak da bilinen birinci kademe yöntemler, binalar hakkında uzman bir gözün dıştan görerek toplayabileceği bazı özelliklerin değerlendirilmesi sonucu bu binaların deprem riski konusunda bir öncelik sıralaması verebilmektedir. Önceliklerin belirlenmesi, sayıları onbinler, yüzbinlerle ifade edilen yapı stoklarının incelenebilmesinin ilk ve en önemli adımıdır. İkinci kademe yöntemler ise dikkate aldığı parametre sayısı, bu parametrelerin proje ve/veya rölöve bilgilerinden toplanabilmesi ve bina taşıyıcı sistemine ilişkin verileri dikkate alması nedeniyle binaları gruplara ayırarak daha güvenilir sonuçlar vermektedir. Birinci kademe yöntemlerin ikinci kademe yöntemlere göre en önemli avantajı uygulama kolaylığıdır. Herhangi bir karmaşık analiz gerekmediği için çok sayıda binaya hızlı şekildeuygulanabilir. Ancak, öncelik sıralaması açısından daha güvenilir bir karar verebilmek içinikinci kademe yöntemlere ihtiyaç vardır. İkinci kademe yöntemler geliştirilirken veri toplama yöntemi olarak rölöve bilgilerinin toplanması öngörülmüştür. Böylece değerlendirilen binaların son durumlarına ait taşıyıcı sistem bilgisi kesin olarak elde edilmektedir.

Pilot çalışmada ise, binaların içerisine girilmesini gerektiren rölöve çalışmalarının önündeki izinler ve diğer teknik engeller sebebiyle, taşıyıcı sistem bilgileri binaların tescilli yapı projeleri üzerinden toplanmış, kat adedi, yapısal form, çıkmaların durumu vb. kritik bilgilerise sahada kontrol edilmiştir. Böylece rölöve çalışmaları için gerekli zamandan tasarruf edilmiş ve bütçe/hazırlık/çalışma alanı gibi nedenlerle kısıtlı tutulan çalışan sayısı dikkate alındığında, 10 ay gibi görece kısa bir süre içinde farklı özellikte toplam 10.550 adet yapı değerlendirilmiştir. Proje bilgileri kullanılarak öncelik sıralaması açısından daha güvenilir sonuçlar veren ikinci kademe yöntemler, projesine ulaşılan tüm binalara uygulanmış; projesiz binalar ise taşıyıcı sistem detaylarına ulaşılamadığı için sadece birinci kademe yöntemler (sokak taraması) ile değerlendirilmiştir.

Mevcut yapı stoklarının, özellikle de bina türü yapıların incelenmesi ve değerlendirilmesi, başta Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya gibi ağır deprem etkilerine maruz ülkeler olmak üzere, pek çok ülke tarafından gerçekleştirilmiş ve bu işlemlerin uygulanmasına yönelik dokümanlar oluşturulmuştur. Bu protokol çerçevesinde de formların hazırlanması aşamasında

Page 8: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

30 31

ATC (2002)’nin, FEMA(1997a ve b, 1998, 2002)’nın ve Japon araştırmacıların (JSİY 2005) geliştirdiği değerlendirme yöntemleri incelenmiştir. Ancak, bu ülkelerde bulunan yapı stoku, inceleme yapılacak alanın sismik özellikleri gibi parametreler ile ülkemizdeki yapı pratiği ve sismik özellikler arasındaki uyumsuzluklar nedeniyle, bu yöntemlerin ülkemiz koşullarına göre adaptasyonunu/kalibrasyonunu gerekmektedir. Benzer tartışmalar, gerek İstanbul Deprem Master Planı (İDMP 2003), gerekse Deprem Şurası (Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, 2004) raporlarında da ele alınmıştır. Sonuç olarak, ATC, FEMA ve / veya Japonya için geliştirilmiş değerlendirme yöntemlerinin doğrudan alınıp kullanılabilecek dokümanlar olmadığı düşüncesine varılmış, bu yöntemlerin ülke koşullarına adaptasyonu ve yeni yöntemlerin tanımlanması, geliştirilmesi ve kalibrasyonu gerektiğine karar verilmiştir. Bu karara esas oluşturan çalışmaların sonuçları çok sayıda araştırmacınınkatkılarıyla ortaya konabilmiştir. Sunulan kapsamda dikkate alınan çalışmalar kaynaklar listesinde görülebilir (Ersoy ve Özcebe 2000, İÜ 2003, Özcebe vd 2003, Yakut vd 2003, 2006, Sucuoğlu ve Yazgan 2003, Sucuoğlu 2006, Sucuoğlu vd 2007, Bal vd 2007, 2008, Boduroğlu ve Çağlayan 2007, Boduroğlu vd 2007, Gülay vd 2011). Bunun ötesinde, mevcut değerlendirme yöntemlerinin geliştirilmesi amacıyla “DEÜ Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu”nun belirlediği yeni parametreler ve yapıya ilişkin mevcut zemin bilgileri de arşiv çalışmaları sırasında toplanan veriler arasında yer almıştır.

Birinci Kademe Yöntemler (Sokak Taraması)

Geçmiş depremlerde benzer binaların gösterdiği performansı dikkate alan ve binaları öncelik sırasına koyan birinci kademe yöntemler, sokak taraması yoluyla elde edilen yapı bilgilerini kullanmakta olup herhangi bir karmaşık analiz gerektirmemektedir. Bu yöntemlerin amacı hemen müdahale gerektiren binaları ortaya çıkarmaktır. Öncelikli binalara, daha ayrıntılı olan ikinci kademe yöntemler uygulanarak bu binalar içinde de sıralama yapmak mümkündür. Pilot çalışma kapsamında beş ve sekiz parametreli iki adet birinci kademe yöntemkullanılmıştır; ancak burada sadece sekiz parametreli yöntemin detayları aktarılmıştır. Sekiz Parametreli Sokak Taraması YöntemiDüzce 1999 depreminde, hasar görmüş 477 adet binadan toplanan hasar gözlemleri, hasar ile bazı bina özellikleri arasında bir ilişki olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu özellikler bina serbest kat adedi, yumuşak kat, ağır kapalı çıkma, görünür bina kalitesi, kısa kolon, çarpışma etkisi ve topoğrafik etkidir. Bina hasarı ile ilişkili bir diğer parametre ise yerel zemin durumudur. Belli bir bölgedeki yer hareketinin şiddeti (sismik tehlike) tetiklenen faya uzaklık ve yerel zemin durumuna bağlıdır. En büyük yer hızı (PGV) değeri dikkate alındığından, bu yönteme sismik tehlike de dâhil edilmiştir. PGV hızının bir fonksiyonu olan başlangıç performans skorundan,ağırlıkları farklı ve hasarla ilişkili parametrelere karşılık gelen puanlar, belli bir algoritma kullanılarak çıkarıldığında bina performans skoru hesaplanabilmektedir. Bu nihai performans skoru belli bir eşik değerden küçükse bina yüksek öncelikli, büyükse görece az öncelikli bina olarak sınıflandırılmaktadır. Bu yöntem 1-7 katlı betonarme binalar için kalibre edilmiştir. (Sucuoğlu vd, 2003).

İkinci Kademe Yöntemler

İkinci kademe yöntemlerde; belirlenen öncelikler dâhilinde, bina içlerine girilerek kritik katlar için mimarî ve yapısal rölöveler çıkarılmaktadır. Yapılar, rölöveleri de dâhil olmak üzere, toplanan yapısal bilgilerden hareketle tek tek incelenmektedir. Dünyada ve ülkemizde bu bağlamda önerilen yaklaşımlar, genelde sadeleştirilmiş yapısal analize ve bir takım performans göstergelerinin deprem ve yapısal girdilerden hareketle tahmin edilmesine

Page 9: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

31

ATC (2002)’nin, FEMA(1997a ve b, 1998, 2002)’nın ve Japon araştırmacıların (JSİY 2005) geliştirdiği değerlendirme yöntemleri incelenmiştir. Ancak, bu ülkelerde bulunan yapı stoku, inceleme yapılacak alanın sismik özellikleri gibi parametreler ile ülkemizdeki yapı pratiği ve sismik özellikler arasındaki uyumsuzluklar nedeniyle, bu yöntemlerin ülkemiz koşullarına göre adaptasyonunu/kalibrasyonunu gerekmektedir. Benzer tartışmalar, gerek İstanbul Deprem Master Planı (İDMP 2003), gerekse Deprem Şurası (Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, 2004) raporlarında da ele alınmıştır. Sonuç olarak, ATC, FEMA ve / veya Japonya için geliştirilmiş değerlendirme yöntemlerinin doğrudan alınıp kullanılabilecek dokümanlar olmadığı düşüncesine varılmış, bu yöntemlerin ülke koşullarına adaptasyonu ve yeni yöntemlerin tanımlanması, geliştirilmesi ve kalibrasyonu gerektiğine karar verilmiştir. Bu karara esas oluşturan çalışmaların sonuçları çok sayıda araştırmacınınkatkılarıyla ortaya konabilmiştir. Sunulan kapsamda dikkate alınan çalışmalar kaynaklar listesinde görülebilir (Ersoy ve Özcebe 2000, İÜ 2003, Özcebe vd 2003, Yakut vd 2003, 2006, Sucuoğlu ve Yazgan 2003, Sucuoğlu 2006, Sucuoğlu vd 2007, Bal vd 2007, 2008, Boduroğlu ve Çağlayan 2007, Boduroğlu vd 2007, Gülay vd 2011). Bunun ötesinde, mevcut değerlendirme yöntemlerinin geliştirilmesi amacıyla “DEÜ Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu”nun belirlediği yeni parametreler ve yapıya ilişkin mevcut zemin bilgileri de arşiv çalışmaları sırasında toplanan veriler arasında yer almıştır.

Birinci Kademe Yöntemler (Sokak Taraması)

Geçmiş depremlerde benzer binaların gösterdiği performansı dikkate alan ve binaları öncelik sırasına koyan birinci kademe yöntemler, sokak taraması yoluyla elde edilen yapı bilgilerini kullanmakta olup herhangi bir karmaşık analiz gerektirmemektedir. Bu yöntemlerin amacı hemen müdahale gerektiren binaları ortaya çıkarmaktır. Öncelikli binalara, daha ayrıntılı olan ikinci kademe yöntemler uygulanarak bu binalar içinde de sıralama yapmak mümkündür. Pilot çalışma kapsamında beş ve sekiz parametreli iki adet birinci kademe yöntemkullanılmıştır; ancak burada sadece sekiz parametreli yöntemin detayları aktarılmıştır. Sekiz Parametreli Sokak Taraması YöntemiDüzce 1999 depreminde, hasar görmüş 477 adet binadan toplanan hasar gözlemleri, hasar ile bazı bina özellikleri arasında bir ilişki olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu özellikler bina serbest kat adedi, yumuşak kat, ağır kapalı çıkma, görünür bina kalitesi, kısa kolon, çarpışma etkisi ve topoğrafik etkidir. Bina hasarı ile ilişkili bir diğer parametre ise yerel zemin durumudur. Belli bir bölgedeki yer hareketinin şiddeti (sismik tehlike) tetiklenen faya uzaklık ve yerel zemin durumuna bağlıdır. En büyük yer hızı (PGV) değeri dikkate alındığından, bu yönteme sismik tehlike de dâhil edilmiştir. PGV hızının bir fonksiyonu olan başlangıç performans skorundan,ağırlıkları farklı ve hasarla ilişkili parametrelere karşılık gelen puanlar, belli bir algoritma kullanılarak çıkarıldığında bina performans skoru hesaplanabilmektedir. Bu nihai performans skoru belli bir eşik değerden küçükse bina yüksek öncelikli, büyükse görece az öncelikli bina olarak sınıflandırılmaktadır. Bu yöntem 1-7 katlı betonarme binalar için kalibre edilmiştir. (Sucuoğlu vd, 2003).

İkinci Kademe Yöntemler

İkinci kademe yöntemlerde; belirlenen öncelikler dâhilinde, bina içlerine girilerek kritik katlar için mimarî ve yapısal rölöveler çıkarılmaktadır. Yapılar, rölöveleri de dâhil olmak üzere, toplanan yapısal bilgilerden hareketle tek tek incelenmektedir. Dünyada ve ülkemizde bu bağlamda önerilen yaklaşımlar, genelde sadeleştirilmiş yapısal analize ve bir takım performans göstergelerinin deprem ve yapısal girdilerden hareketle tahmin edilmesine

dayanmaktadır. Yöntemler içinde, yapı davranışını etkileyen başlıca parametrelerin istatistiksel yöntemlerle belirlenmesine dayalı olanları da mevcuttur. Bu kademede amaç; yıkılma ihtimali olan yapıları belirlemektir. Böylece, üçüncü kademe değerlendirmeyekalacak bina sayısının, teknik iş gücü ve ekonomik bakımdan baş edilir sayılara indirilmesi umut edilmektedir. İkinci kademe değerlendirme ile tespit edilen yıkılma ihtimali yüksek bina dağılımının bir coğrafi bölgede yoğunlaşması durumunda, diğer planlama girdileri de dikkate alınarak, doğrudan kentsel dönüşüm uygulamalarına karar verilebileceği düşünülebilir. Bu yoğunluğun nispeten düşük ve makul gözüktüğü bölgelerde ise kademeli değerlendirme yaklaşımının mantığı gereği bu nitelikteki binalar için ayrıntılı değerlendirme yapılması gerekecektir. Sunulan proje kapsamındaki binaların değerlendirilmesi aşamasında üç farklı ikinci kademe yöntem kullanılmıştır. Yöntemlere ait detaylar aşağıda verilmiştir.

Öncelik İndeksi YöntemiMete Sözen ve Ahmed F. Hassan tarafından geliştirilen yöntem literatürde “Öncelik İndeksi” olarak da bilinmektedir (Hassan ve Sozen, 1997). Yönteme Öncelik İndeksi denmesinin nedeni, aynı bölgedeki binalar değerlendirilirken yöntemin binaları birbirine göre rölatif bir sıralamaya sokarak, binaları sismik performans açısından en olumsuzdan en olumluya göre sıralamasıdır. Böylece acil olarak daha ileri düzeyde değerlendirme gerektiren binalar belirlenebilmektedir. Hassan-Sözen yöntemi, ikinci kademe yöntemlerin temelini oluşturması açısından önemlidir. Kullanılan parametreler olarak kolon, perde duvar ve dolgu duvar alanları gibi rahatlıkla elde edilebilecek yapısal büyüklükler seçilmiştir. Yapı hasarı ile direkt ilişkili olan malzeme kalitesi, bina yüksekliği, çerçeve sistemi, detaylandırma ve yerel zemin durumu gibi parametreler dışarıda bırakılmıştır. Bu yöntem, ikinci kademe yöntemler arasında, bir bölgedeki benzer zemin özelliğine sahip binaları depremde hasar görme riskleriaçısından göreli olarak sınıflandırmaya imkân tanıması nedeniyle önemli bir yere sahiptir.

Geliştirilmiş Diskriminant Analizi YöntemiGeçmiş depremlerde oluşan hasarlara bakıldığında, deprem hasarlarının temel olarak üç temel nedeni olduğu saptanmıştır. Bunlar, (i) uygun olmayan mimarı ve yapısal taşıyıcı formlar, (ii) zayıf detaylandırma ve/veya boyutlandırma ve (iii) imalat aşamasında yeterli kontrollerin yapılmamasıdır. Bu problemlere sahip olan yapı, düşük yatay rijitlik nedeniyle yatay deprem kuvvetleri altında büyük şekil değiştirmelere maruz kalmaktadır. Ayrıca zayıf detaylandırma nedeniyle yeterli sünekliğe sahip olmadığı için büyük şekil değiştirmelere karşı koyamamakta ve taşıyıcı sistem göçmektedir. Bu sebeple, az ve orta katlı (2-7 katlı) çok sayıda betonarme binaya hızlı bir şekilde uygulanabilen ve mevcut yapı stoku içinde yukarıda bahsi geçen üç temel eksikliği yakalayabilen olasılık esaslı bir yöntem geliştirilmiştir. Yöntemin olasılık esaslı olmasının nedeni hem sismik talebin, hem de kapasitenin çeşitli nedenlerle belirsiz olmasıdır. Bu durumda, deprem kuvvetleri altında hasara neden olabilecek potansiyel eksikliklerin değerlendirilmesinde belirsizlikleri de dikkate alabilen istatistik - olasılık yöntemler kullanılmıştır. Yöntemde iki farklı hasar sınıfı tanımlanmıştır, bunlar: Hemen Kullanım (IO) ve Can Güvenliği (LS) performans sınıflarıdır. IO performans limitidepremden hemen sonra kullanılabilecek (hasarsız ve/veya hafif hasarlı) binaları ayrıştırmaktadır. LS performans limiti ise depremden sonra kullanılamayacak düzeyde hasar gören (ağır hasarlı veya göçen) binaları ayrıştırmaktadır. Yöntem 2-7 katlı betonarme binalar için geliştirilmiştir (Yücemen vd., 2004; Yakut vd., 2006).

P25 Hızlı Değerlendirme YöntemiYöntemin kökeni, depremlerde can kaybının önlenmesi için mevcut betonarme binaların hızlı bir şekilde taranmasına yönelik geliştirilen Sıfır Can Kaybı Projesi ve P5 Yöntemi’ne dayanmaktadır. P25 hızlı değerlendirme yönteminde nihai karar, her bir bina için

Page 10: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

32 33

hesaplanacak P-sonuç puanlarına göre verilir. Bu puanın belirlenebilmesi için, öncelikle ilgili binanın göçme riskini temsil eden yedi ayrı Pi puanı olan; Temel Yapısal Puan, Kısa Kolon Puanı, Yumuşak Kat ve Zayıf Kat Puanı, Ağır Çıkmalar ve Çerçeve Süreksizliği Puanı, Çarpışma Puanı, Sıvılaşma Potansiyeli Puanı ve Toprak hareketleri Puanı hesaplanır. Belirlenen yedi Pi puanının en küçüğü olan Pmin değerinin α ve β gibi iki düzeltme faktörü ile çarpılması sonucu söz konusu binanın P-sonuç puanı elde edilir (Bal vd., 2007). Yöntemin uygulanacağı binalar için bir kat sınırlaması olmasa da kat sayısı 1-15 ile sınırlı tutulmuştur. Zaten Balçova’da bu aralıkta olmayan sadece iki adet bina bulunmaktadır.

YEREL ZEMİN SINIFLARINI İÇEREN HARİTALAR

İkinci kademe yöntemlerden Geliştirilmiş Diskriminant Analizi ve P25 Yöntemleri binaların deprem riskini değerlendirirken yerel zemin koşullarını dikkate almaktadır. Bu nedenle hem Balçova hem de Seferihisar ilçelerinde bina bazında zemin durumlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Balçova ilçesi zemin sınıflarının belirlenmesinde İZSU tarafından belirlenmiş sulu - kuru dereler, topografya, genel jeoloji bilgiler dikkate alınmıştır. Bölgede tamamlanmış jeolojik ve jeoteknik etüd raporlar, DEÜ- Deprem Araştırma Uygulama Merkezi’nin (DAUM) tamamlamış olduğu bir çalışma kapsamında elde edilmiş sondaj verilerinin proje alanını içeren bölümü de değerlendirmeye alınmıştır. Arşiv çalışmaları sırasında binalara ait zemin etütlerinin bulunması durumunda bu bilgiler derlenmiş, İzmir Büyükşehir Belediyesi Bina Envanter Bilgi Sistemi’ne veri girişi yapılmıştır. Bölgeye ait zemin türlerinin alansal dağılımının belirlenmesinde, bu bilgilerden de yararlanılmıştır. Bu bilgiler, CBS ortamında sayısal hale getirilerek birleştirilmiş, değerlendirmeler sonucunda elde edilen Balçova ve Seferihisar için yerel zemin sınıfını gösteren haritalar elde edilmiştir (Şekil 4.a-b)

Şekil 4. Yerel zemin sınıfları (a) Balçova, (b) Seferihisar.

Page 11: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

33

hesaplanacak P-sonuç puanlarına göre verilir. Bu puanın belirlenebilmesi için, öncelikle ilgili binanın göçme riskini temsil eden yedi ayrı Pi puanı olan; Temel Yapısal Puan, Kısa Kolon Puanı, Yumuşak Kat ve Zayıf Kat Puanı, Ağır Çıkmalar ve Çerçeve Süreksizliği Puanı, Çarpışma Puanı, Sıvılaşma Potansiyeli Puanı ve Toprak hareketleri Puanı hesaplanır. Belirlenen yedi Pi puanının en küçüğü olan Pmin değerinin α ve β gibi iki düzeltme faktörü ile çarpılması sonucu söz konusu binanın P-sonuç puanı elde edilir (Bal vd., 2007). Yöntemin uygulanacağı binalar için bir kat sınırlaması olmasa da kat sayısı 1-15 ile sınırlı tutulmuştur. Zaten Balçova’da bu aralıkta olmayan sadece iki adet bina bulunmaktadır.

YEREL ZEMİN SINIFLARINI İÇEREN HARİTALAR

İkinci kademe yöntemlerden Geliştirilmiş Diskriminant Analizi ve P25 Yöntemleri binaların deprem riskini değerlendirirken yerel zemin koşullarını dikkate almaktadır. Bu nedenle hem Balçova hem de Seferihisar ilçelerinde bina bazında zemin durumlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Balçova ilçesi zemin sınıflarının belirlenmesinde İZSU tarafından belirlenmiş sulu - kuru dereler, topografya, genel jeoloji bilgiler dikkate alınmıştır. Bölgede tamamlanmış jeolojik ve jeoteknik etüd raporlar, DEÜ- Deprem Araştırma Uygulama Merkezi’nin (DAUM) tamamlamış olduğu bir çalışma kapsamında elde edilmiş sondaj verilerinin proje alanını içeren bölümü de değerlendirmeye alınmıştır. Arşiv çalışmaları sırasında binalara ait zemin etütlerinin bulunması durumunda bu bilgiler derlenmiş, İzmir Büyükşehir Belediyesi Bina Envanter Bilgi Sistemi’ne veri girişi yapılmıştır. Bölgeye ait zemin türlerinin alansal dağılımının belirlenmesinde, bu bilgilerden de yararlanılmıştır. Bu bilgiler, CBS ortamında sayısal hale getirilerek birleştirilmiş, değerlendirmeler sonucunda elde edilen Balçova ve Seferihisar için yerel zemin sınıfını gösteren haritalar elde edilmiştir (Şekil 4.a-b)

Şekil 4. Yerel zemin sınıfları (a) Balçova, (b) Seferihisar.

GENEL KARAR AŞAMASI VE ÇOKLU KARAR AĞACI

Tablo 1 ve 2’de Balçova ve Seferihisar’da 1. ve 2. kademe yöntemler ile değerlendirilebilen betonarme binalar ile tasnif dışı bırakılmış binaların sayıları verilmiştir. Kamuya ait yapılar, özel yapılar (Yüksek yapılar, çelik yapılar vb), trafolar, güç merkezleri, güçlendirme yapılmış binalar Tasnif Dışı; sera, depo, sundurma, hizmet yapısı (bekçi kulübesi, taksi durağı, muhtarlık vb), müştemilat türü yapılar ise İskân Dışı olarak kategorize edilmiştir.

Tablo 1. Balçova’da değerlendirilen betonarme binaların dağılımı.

Değerlendirme Durumu Bina SayılarıTasnif Dışı Betonarme Yapılar 397Yangın Geçirmiş Betonarme Yapılar 31. ve 2. Kademe Yöntemlerin Kapsamı Dışında Kalan BA Yapılar 701. ve 2. Kademe Yöntemler ile Değerlendirilen BA Yapılar 4.502Betonarme Yapılar Toplamı 4.968

Tablo 2. Seferihisar’da değerlendirilen betonarme binaların dağılımı.Değerlendirme Durumu Bina Sayıları

Tasnif Dışı Betonarme Yapılar 215Hasarlı Betonarme Yapılar 391. ve 2. Kademe Yöntemlerin Kapsamı Dışında Kalan BA Y 701. ve 2. Kademe Yöntemler ile Değerlendirilen BA Yapılar 1.119Betonarme Yapılar Toplamı 1.384

Dikkat edilirse öncelik sınıflaması yapılırken bazı binalar sadece birinci kademe yöntemi olan sokak taraması yöntemiyle, diğer bazı binalarsa birden fazla ve farklı gelişmişlik düzeyindeki yöntemler ile değerlendirilebilmiştir. İkinci kademe yöntemler, dikkate aldığı taşıyıcı sistem parametresi açısından birinci kademe yöntemlere göre daha gelişmiştir. Bununla birlikte, nihai öncelik sıralaması yapılırken, aynı bina için birden fazla değerlendirme yönteminin kullanılması bir değerlendirme zenginliği oluşturmuş, dikkate alınmıştır. Şekil 5’de karar aşamasında kullanılan genel karar şeması gösterilmiştir.

Page 12: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

34 35

Şekil 5. Öncelik durumu belirlenirken kullanılan genel karar şeması.

Birinci Kademe değerlendirme iki (Az-Çok Öncelikli), İkinci Kademe değerlendirmeler ise üç aşamalı (Az-Orta-Çok Öncelikli) sonuçlar vermektedir. Sunulan çalışmada, birinci kademede yarı yarıya ayrılan bina sayısı, ikinci kademede orta grubu şişkin biçimde hesaplanmıştır. Çalışmada, birden fazla yöntemin uygulanabildiği binalar için çoklu karar ağacı yöntemi kullanılarak bu grubun ayrıntılı değerlendirilmesi yapılmıştır. Çoklu karar ağacı yaklaşımıyla, betonarme yapılarda ikinci kademede kullanılan üç yöntemin ortak karar matrisi göz önüne alınarak beş kademeli bir değerlendirmeye geçilmiştir. Böylece İkinci Kademe değerlendirme sonucunda bulunan şişkin orta grubun öncelik bazında tekrar alt gruplara ayrılması mümkün olmuş ve üçüncü kademe değerlendirmeye alınacak binalar için çözünürlüğü daha yüksek bir plan oluşturulmuştur. Tablo 3’de ilgili matris görülmektedir.

Bu karar matrisi mantığı içerisinde yöntemlerin birbirine göre farklılaşan zayıf ve üstün tarafları dikkate alınmıştır. Sonuçları daha güvenilir olan ikinci kademe yöntemlerin çok öncelikli dediği binalar doğrudan üçüncü kademe yöntemler ile değerlendirilmesi gereken en öncelikli gruba alınırken, sonuçları görece daha az güvenilir olan birinci kademe yöntemlerin çok öncelikli dediği binalar ise ikinci en öncelikli bina grubuna alınmıştır. Bu binalara bir an önce rölöve yapılarak ikinci kademe yöntemlerle değerlendirilmesi, buradan çıkacak sonuca göre de üçüncü kademe yöntemlere yönlendirilmesi önerilmektedir. Zaman ve finansal kaynakların limitsiz olduğu ideal bir durumda tabi ki tüm binalar birinci öncelikli sınıfa sokulabilir; ancak karar aşamasında unutulmaması gereken en önemli nokta, zamanla yarışıldığı için, bir an önce can güvenliğinin sağlanması gereken binalara yoğunlaşmaktır.

PROJELİPROJESİZ

II. KADEME

I. KADEME

ÇOK ÖNCELİKLİ

AZ ÖNCELİKLİ

BETONARME BİNALAR KAPSAM DIŞI YAPILAR

?

?RÖLEVELİII. KADEME

I. KADEME

Page 13: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

35

Şekil 5. Öncelik durumu belirlenirken kullanılan genel karar şeması.

Birinci Kademe değerlendirme iki (Az-Çok Öncelikli), İkinci Kademe değerlendirmeler ise üç aşamalı (Az-Orta-Çok Öncelikli) sonuçlar vermektedir. Sunulan çalışmada, birinci kademede yarı yarıya ayrılan bina sayısı, ikinci kademede orta grubu şişkin biçimde hesaplanmıştır. Çalışmada, birden fazla yöntemin uygulanabildiği binalar için çoklu karar ağacı yöntemi kullanılarak bu grubun ayrıntılı değerlendirilmesi yapılmıştır. Çoklu karar ağacı yaklaşımıyla, betonarme yapılarda ikinci kademede kullanılan üç yöntemin ortak karar matrisi göz önüne alınarak beş kademeli bir değerlendirmeye geçilmiştir. Böylece İkinci Kademe değerlendirme sonucunda bulunan şişkin orta grubun öncelik bazında tekrar alt gruplara ayrılması mümkün olmuş ve üçüncü kademe değerlendirmeye alınacak binalar için çözünürlüğü daha yüksek bir plan oluşturulmuştur. Tablo 3’de ilgili matris görülmektedir.

Bu karar matrisi mantığı içerisinde yöntemlerin birbirine göre farklılaşan zayıf ve üstün tarafları dikkate alınmıştır. Sonuçları daha güvenilir olan ikinci kademe yöntemlerin çok öncelikli dediği binalar doğrudan üçüncü kademe yöntemler ile değerlendirilmesi gereken en öncelikli gruba alınırken, sonuçları görece daha az güvenilir olan birinci kademe yöntemlerin çok öncelikli dediği binalar ise ikinci en öncelikli bina grubuna alınmıştır. Bu binalara bir an önce rölöve yapılarak ikinci kademe yöntemlerle değerlendirilmesi, buradan çıkacak sonuca göre de üçüncü kademe yöntemlere yönlendirilmesi önerilmektedir. Zaman ve finansal kaynakların limitsiz olduğu ideal bir durumda tabi ki tüm binalar birinci öncelikli sınıfa sokulabilir; ancak karar aşamasında unutulmaması gereken en önemli nokta, zamanla yarışıldığı için, bir an önce can güvenliğinin sağlanması gereken binalara yoğunlaşmaktır.

PROJELİPROJESİZ

II. KADEME

I. KADEME

ÇOK ÖNCELİKLİ

AZ ÖNCELİKLİ

BETONARME BİNALAR KAPSAM DIŞI YAPILAR

?

?RÖLEVELİII. KADEME

I. KADEME

Tablo 3. Çoklu karar ağacı matrisi.

Öncelik Durumu

Birinci Kademe İkinci Kademe

Az Öncelikli

Orta Öncelikli

Çok Öncelikli

Az Öncelikli

Orta Öncelikli

Çok Öncelikli

1. Öncelikli *

2. Öncelikli *

3. Öncelikli * *

4. Öncelikli *

5. Öncelikli *

Şekil 6 ve 7’de Balçova ve Seferihisar (Merkez) ilçelerinde her bir öncelik grubuna giren BA binaların değerlendirilen BA binalara oranı verilmiştir. Görüldüğü gibi önceliği yüksek gruplar tüm grubun küçük birer alt kümesidir. Dolayısıyla deprem zararlarını azaltma konusunda alınabilecek eylemler açısından baş edilebilecek sayıda bina hedef olarak ortaya çıkmıştır.

Şekil 8’de ise Radius projesinde temel alınan grid bazlı yaklaşımla İzmir yapı envanteri ve deprem risk değerlendirmesi (Balçova) projesinde temel alınan adres bazlı yaklaşım sonucu bulunan risk haritaları kıyaslanmıştır. Adres bazlı yaklaşım, çözünürlüğü çok daha yüksek sonuçlar vermektedir.

Şekil 6. Balçova ilçesinde değerlendirilebilen betonarme binaların öncelik durumlarına karşılık gelen bina yüzdeleri.

Şekil 7. Seferihisar (Merkez) ilçesinde değerlendirilebilen betonarme binaların öncelik durumlarına karşılık gelen bina yüzdeleri.

Page 14: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

36 37

Şekil 8. (a) Radius projesinde temel alınan grid bazlı yaklaşım ve (b) İzmir yapı envanteri ve deprem risk değerlendirmesi (Balçova) projesinde temel alınan adres bazlı yaklaşımla bulunan risk haritaları.

SONUÇLAR

Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandığı bu süreçte İzmir kenti ve İzmir’de yaşayan insanlar olarak önemli bir deneyim birikimine ve altyapıya sahip olunduğu ve projenin ileride diğer ilçelere de genişlemesi potansiyeli düşünüldüğünde çok önemli bir aşamanın başarılı bir şekilde geride bırakıldığı görülebilir. Balçova ve Seferihisar ilçelerinde mevcut bina stoku bilgileri, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’ne kayıtlı, proje kapsamında yapılan sertifika eğitimini başarıyla tamamlayan İnşaat Mühendisleri tarafından elde edilmiştir. Binaların proje bilgileri, İlçe Belediye Arşivlerinde oluşturulan altyapı aracılığıyla doğrudan doğruya İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’na aktarılmıştır. Bina bazında toplanmış olan bilgiler, bina kimlik numaraları özelinde değerlendirilmiştir.

Sayısallaştırılarak İzmir Büyükşehir Belediyesi veri tabanına aktarılmış olan bilgiler, oradan da Coğrafi Bilgi Sistemleri ortamına taşınmıştır. Kent bilgi sisteminin bir parçası haline gelen sonuçlar kullanılarak, alınacak tedbirlerin belirlenmesi; ileri inceleme için verilen önceliklere uygun olarak planlamaların yapılması, afet öncesi alınması gereken tedbirlerin planlanması mümkündür. Oluşturulan veri tabanı için giriş arayüzleri idarenin ayırabileceği bütçeye bağlı olarak, çalışan sayısının, paralel değerlendirme istasyonlarının çoğaltılabileceği biçimde tasarlanmıştır. Böylece, bütçe olanakları doğrultusunda değerlendirme hızının arttırılması, proje hedeflerine uygun olarak envanter verilerini toplamak mümkün olabilecektir. Bölgeye ilişkin zemin, yapı, deprem tehlikesi gibi bilgilerin güncellenmesidurumunda, veri tabanında daha önce girilmiş bilgilerin çok kısa sürede güncellenmesi

Page 15: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

37

Şekil 8. (a) Radius projesinde temel alınan grid bazlı yaklaşım ve (b) İzmir yapı envanteri ve deprem risk değerlendirmesi (Balçova) projesinde temel alınan adres bazlı yaklaşımla bulunan risk haritaları.

SONUÇLAR

Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandığı bu süreçte İzmir kenti ve İzmir’de yaşayan insanlar olarak önemli bir deneyim birikimine ve altyapıya sahip olunduğu ve projenin ileride diğer ilçelere de genişlemesi potansiyeli düşünüldüğünde çok önemli bir aşamanın başarılı bir şekilde geride bırakıldığı görülebilir. Balçova ve Seferihisar ilçelerinde mevcut bina stoku bilgileri, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’ne kayıtlı, proje kapsamında yapılan sertifika eğitimini başarıyla tamamlayan İnşaat Mühendisleri tarafından elde edilmiştir. Binaların proje bilgileri, İlçe Belediye Arşivlerinde oluşturulan altyapı aracılığıyla doğrudan doğruya İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’na aktarılmıştır. Bina bazında toplanmış olan bilgiler, bina kimlik numaraları özelinde değerlendirilmiştir.

Sayısallaştırılarak İzmir Büyükşehir Belediyesi veri tabanına aktarılmış olan bilgiler, oradan da Coğrafi Bilgi Sistemleri ortamına taşınmıştır. Kent bilgi sisteminin bir parçası haline gelen sonuçlar kullanılarak, alınacak tedbirlerin belirlenmesi; ileri inceleme için verilen önceliklere uygun olarak planlamaların yapılması, afet öncesi alınması gereken tedbirlerin planlanması mümkündür. Oluşturulan veri tabanı için giriş arayüzleri idarenin ayırabileceği bütçeye bağlı olarak, çalışan sayısının, paralel değerlendirme istasyonlarının çoğaltılabileceği biçimde tasarlanmıştır. Böylece, bütçe olanakları doğrultusunda değerlendirme hızının arttırılması, proje hedeflerine uygun olarak envanter verilerini toplamak mümkün olabilecektir. Bölgeye ilişkin zemin, yapı, deprem tehlikesi gibi bilgilerin güncellenmesidurumunda, veri tabanında daha önce girilmiş bilgilerin çok kısa sürede güncellenmesi

mümkündür. Kurulan İmar Bilgi Sistemi, her türlü güncellemeye bağlı olarak, değişen öncelikleri saptayabilecek, Coğrafi Bilgi Sistemlerindeki bilgileri kısa süre içinde güncelleyerek stratejik planlamalara uygun kararların alınabilmesi - uygulanabilmesine olanak sağlayacak niteliktedir. Deprem güvenliği konusundaki çalışmaların sonucunda öncelik sıralaması verilen yapılara Üçüncü Kademe yöntemler (DBYBHY-07 7. Bölüm) uygulanarak bu yapıların nihai deprem performansının belirlenmesi gerekmektedir. İncelenen bu yapıların performans düzeylerine bakılarak da güçlendirme veya yıkılarak yeniden inşa kararının verilmesi gereklidir.

Projenin diğer somut çıktıları aşağıdaki şekilde sıralanabilir:i. Sorgulanabilir sayısal bir imar bilgi sistemi oluşturulmuştur (tapular, projeler,

kullanım ruhsatları vb.),ii. Mühendislere eğitim verilerek bina değerlendirmesinde görev alabilecek

sertifikalı mühendis havuzu oluşturulmuştur,iii. Öncelikli binalar belirlenerek bu binaların iyileştirilmesi amacıyla yürütülecek

bir çalışmanın yaklaşık maliyeti ortaya çıkarılmıştır, iv. Bölgede beklenen şiddetli yer hareketinden en fazla etkilenecek insanların

sayısına ilişkin bir tahminde bulunulmuş, bu tahmine bağlı afet sonrası yapılacak çalışmaların boyutu ile ilgili bir ön görü geliştirilmiştir,

v. Deprem sonrası yapılması gereken hasar tespit çalışmalarına nesnel bir temel oluşturulmuştur,

vi. Hasar tespitinin nereden başlaması gerektiği, hasarın nerelerde yoğunlaşmasının beklendiği gibi konularda önemli bir aşamaya gelinmiştir.

Bu aşamadan sonra, ön değerlendirme çalışmaları İzmir’in diğer bölgelerine genişletilmeli ve yapılacak plan çalışmalarıyla, mevcut yapıların ekonomik olarak güçlendirilmesi, kentsel planlama, yasal, finansal ve sosyal boyutlar çalışılmalı, envanter bilgileri ve öncelik çıktıları risk ve afet yönetimi çalışmalarına entegre edilmelidir. Bütüncül bir yaklaşımla, İzmir kentinin deprem sonucu maruz kalma olasılığı yüksek olan can kayıplarının büyük oranda azaltılması, kentin afete dirençli hale getirilmesi mümkündür.

Page 16: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

38 39

KAYNAKLAR

ATC 21 (2002). Rapid Visual Screening of Buildings for Potential Seismic Hazards - A Handbook (FEMA 154 Report), Second Edition, ATC-21, Applied Technology Council, California-USA.

Bal, İ. E., Tezcan, S. S., Gülay, G. (2007). “Betonarme Binaların Göçme Riskinin Belirlenmesi için P25 Hızlı Değerlendirme Yöntemi”, Altıncı Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı, 16-20Ekim 2007, s: 661-674, Istanbul.

Bal, I.E., Gülay, F.G., and Tezcan, S.S. (2008). “A New Approach for the Preliminary Seismic Assessment of RC Buildings: P25 - Scoring Method” in: the 14th World Conference on Earthquake Engineering, 12–17 October. Beijing, China, 219–226.

Baran, T., Kahraman, S., Özçelik, Ö., Saatçi, A., Mısır, İ.S., Girgin, S.C. (2013). “Yapı Stoku Envanter Çalışmalarının Önemi”, İzmir Kent Sempozyumu, 28-30 Kasım, 2013, Bildiriler Kitabı.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı (2004). Deprem Şurası. Mevcut Yapıların İncelenmesi ve Yapı Denetimi Komisyonu Raporu. 182 s, Ankara.

Boduroğlu, M.H., Çağlayan, P.Ö. (2007). “Mevcut Yapıların Değerlendirmesinde Bir Tarama Yöntemi”, Altıncı Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı, İstanbul, Türkiye, 16-20 Ekim.

Boduroglu M.H., Ozdemir, P., İlki A. and Binbir E. (2007). Seismic Safety Screening Method, LESSLOSS-Risk Mitigation for Earthquakes and Landslides, Report No.2007/04, Guidelines for Seismic Vulnerability Reduction in the Urban Environment, IUSS Press, Pavia, Italy.

DBYBHY (2007). Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Ankara.

Erdik, M., Ansal, A., Aydinoglu, N., Barka, A., Işıkara, A.M., Yüzügüllü, O., Avcı, J., Özel, O., Biro, Y.A. ve Birgören, G. (2000). İzmir Deprem Senaryosu ve Deprem Master planı. http://www.izmir.bel.tr/izmirdeprem/izmirrapor.htm. Son erişim. 27.09.2017.

Ersoy U. ve Özcebe, G. (2000). “Lessons from Recent Earthquakes in Turkey and Seismic Rehabilitation of Buildings”, S.M. Uzuneri Symposium – Behavior and Design of Concrete Structures for Seismic Performance, eds. O. Bayrak and S. Sheikh (SP-197, ACI International, Famington Hills, MI), 105-126.

FEMA 273 (1997a). NEHRP Guidelines for the Seismic Rehabilitation of Buildings, (FEMA 273 Report), Federal Emergency Management Council, Washington DC-USA.

FEMA 302 (1997b). NEHRP Recommended Provisions for the Seismic Regulations for New Buildings and Other Structures, and Commentary, (FEMA 302 Report), Federal Emergency Management Council, Washington D.C.-USA.

FEMA 310 (1998). Handbook for the Seismic Evaluation of Buildings - A Prestandard (FEMA 310 Report), Federal Emergency Management Council, New York-USA.

FEMA 154 (2002). Rapid Visual Screening of Buildings for Potential Seismic Hazards: A Handbook FEMA 154, 2nd Ed., Washington DC.

GFDRR (2015). GFDRR and Worl Bank Group report, https://www.gfdrr.org/sites/default/files/Turkey.pdf (Son Erişim: Eylül 2017)

Gülay, F.G., Kaptan, K., Bal, İ.E. and Tezcan, S.S. (2011). “P25-Scoring Method for the Collapse Vulnerability Assessment of R/C Buildings”, Procedia Engineering, 14 (2011), 1219–1228.

Hassan, A. F., Sozen, M. A. (1997). “Seismic Vulnerability Assessment of Low-Rise Buildings in Regions with Infrequent Earthquakes”, ACI Structural Journal, 94:(1), 31-39.

JSİY (2005). Standard for Seismic Evaluation of Existing Reinforced Concrete Buildings - 2001, Guidelines for Seismic Retrofit of Existing Reinforced Concrete Buildings – 2001, Technical Manual for Seismic Evaluation and Seismic Retrofit of Existing Reinforced Concrete Buildings – 2001, English Version First Edition, the Japan Building Disaster Prevention Association, Tokyo, Japan.

İDMP (2003). İstanbul için Deprem Master Planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama ve İmar Dairesi Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü, ,BU,ITU,ODTU,YU, 1344s.

İstanbul Üniversitesi (2003). Bakırköy İlçesi Yerleşim Alanlarının Zemin-Yapı Etkileşimine Bağlı Risk Analizi Araştırma Projesi Sonuç Raporu, İstanbul Üniversitesi Araştırma ve Yardım Vakfı Eğitim Faaliyetleri İşletmesi, İstanbul.

Page 17: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

39

KAYNAKLAR

ATC 21 (2002). Rapid Visual Screening of Buildings for Potential Seismic Hazards - A Handbook (FEMA 154 Report), Second Edition, ATC-21, Applied Technology Council, California-USA.

Bal, İ. E., Tezcan, S. S., Gülay, G. (2007). “Betonarme Binaların Göçme Riskinin Belirlenmesi için P25 Hızlı Değerlendirme Yöntemi”, Altıncı Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı, 16-20Ekim 2007, s: 661-674, Istanbul.

Bal, I.E., Gülay, F.G., and Tezcan, S.S. (2008). “A New Approach for the Preliminary Seismic Assessment of RC Buildings: P25 - Scoring Method” in: the 14th World Conference on Earthquake Engineering, 12–17 October. Beijing, China, 219–226.

Baran, T., Kahraman, S., Özçelik, Ö., Saatçi, A., Mısır, İ.S., Girgin, S.C. (2013). “Yapı Stoku Envanter Çalışmalarının Önemi”, İzmir Kent Sempozyumu, 28-30 Kasım, 2013, Bildiriler Kitabı.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı (2004). Deprem Şurası. Mevcut Yapıların İncelenmesi ve Yapı Denetimi Komisyonu Raporu. 182 s, Ankara.

Boduroğlu, M.H., Çağlayan, P.Ö. (2007). “Mevcut Yapıların Değerlendirmesinde Bir Tarama Yöntemi”, Altıncı Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı, İstanbul, Türkiye, 16-20 Ekim.

Boduroglu M.H., Ozdemir, P., İlki A. and Binbir E. (2007). Seismic Safety Screening Method, LESSLOSS-Risk Mitigation for Earthquakes and Landslides, Report No.2007/04, Guidelines for Seismic Vulnerability Reduction in the Urban Environment, IUSS Press, Pavia, Italy.

DBYBHY (2007). Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Ankara.

Erdik, M., Ansal, A., Aydinoglu, N., Barka, A., Işıkara, A.M., Yüzügüllü, O., Avcı, J., Özel, O., Biro, Y.A. ve Birgören, G. (2000). İzmir Deprem Senaryosu ve Deprem Master planı. http://www.izmir.bel.tr/izmirdeprem/izmirrapor.htm. Son erişim. 27.09.2017.

Ersoy U. ve Özcebe, G. (2000). “Lessons from Recent Earthquakes in Turkey and Seismic Rehabilitation of Buildings”, S.M. Uzuneri Symposium – Behavior and Design of Concrete Structures for Seismic Performance, eds. O. Bayrak and S. Sheikh (SP-197, ACI International, Famington Hills, MI), 105-126.

FEMA 273 (1997a). NEHRP Guidelines for the Seismic Rehabilitation of Buildings, (FEMA 273 Report), Federal Emergency Management Council, Washington DC-USA.

FEMA 302 (1997b). NEHRP Recommended Provisions for the Seismic Regulations for New Buildings and Other Structures, and Commentary, (FEMA 302 Report), Federal Emergency Management Council, Washington D.C.-USA.

FEMA 310 (1998). Handbook for the Seismic Evaluation of Buildings - A Prestandard (FEMA 310 Report), Federal Emergency Management Council, New York-USA.

FEMA 154 (2002). Rapid Visual Screening of Buildings for Potential Seismic Hazards: A Handbook FEMA 154, 2nd Ed., Washington DC.

GFDRR (2015). GFDRR and Worl Bank Group report, https://www.gfdrr.org/sites/default/files/Turkey.pdf (Son Erişim: Eylül 2017)

Gülay, F.G., Kaptan, K., Bal, İ.E. and Tezcan, S.S. (2011). “P25-Scoring Method for the Collapse Vulnerability Assessment of R/C Buildings”, Procedia Engineering, 14 (2011), 1219–1228.

Hassan, A. F., Sozen, M. A. (1997). “Seismic Vulnerability Assessment of Low-Rise Buildings in Regions with Infrequent Earthquakes”, ACI Structural Journal, 94:(1), 31-39.

JSİY (2005). Standard for Seismic Evaluation of Existing Reinforced Concrete Buildings - 2001, Guidelines for Seismic Retrofit of Existing Reinforced Concrete Buildings – 2001, Technical Manual for Seismic Evaluation and Seismic Retrofit of Existing Reinforced Concrete Buildings – 2001, English Version First Edition, the Japan Building Disaster Prevention Association, Tokyo, Japan.

İDMP (2003). İstanbul için Deprem Master Planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama ve İmar Dairesi Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü, ,BU,ITU,ODTU,YU, 1344s.

İstanbul Üniversitesi (2003). Bakırköy İlçesi Yerleşim Alanlarının Zemin-Yapı Etkileşimine Bağlı Risk Analizi Araştırma Projesi Sonuç Raporu, İstanbul Üniversitesi Araştırma ve Yardım Vakfı Eğitim Faaliyetleri İşletmesi, İstanbul.

Kahraman, S., Baran, T., Özçelik, Ö., Saatçi, A, Mısır, İ.S., Teomete, E., Girgin, S.C. (2012a). Yapı Stoku Envanterinin Oluşturulması ve Yapı Güvenliğinin Deprem Riski Açısından Değerlendirilmesi – Balçova. İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ortak Hizmet Protokolü çerçevesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi için hazırlanmış rapor, 188 s.

Kahraman, S., Baran, T., Özçelik, Ö., Saatçi, A, Mısır, İ.S., Teomete, E., Girgin, S.C. (2012b). Yapı Stoku Envanterinin Oluşturulması ve Yapı Güvenliğinin Deprem Riski Açısından Değerlendirilmesi – Seferihisar. İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ortak Hizmet Protokolü çerçevesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi için hazırlanmış rapor, 197 s.

Kahraman, S., Baran, T., Özçelik, Ö., Saatçi, A, Mısır, İ.S., Girgin, S.C. (2013): “Yapı Stoku Envanter çalışmaları: İzmir Balçova ve Seferihisar Pilot Projeleri”. Hatay, 2. Türkiye Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı, 25-27 Eylül 2013, Bildiriler 10 s. (CD-olarak basılmıştır).

Kahraman, S., Baran, T., Özçelik, Ö., Saatçi, A., Mısır, İ.S., Girgin, S.C. (2015). “İzmir’de Yapı Stoku Envanter Çalışmaları”, Sekizinci Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı, 11-14 Mayıs, 2015, Bildiriler Kitabı, Istanbul.

Özcebe, G., Yücemen, S., Yakut, A., Aydoğan, V. (2003). Seismic Vulnerability Assessment Procedure for Low- to Medium-Rise Reinforced Concrete Buildings, REPORT NO: 2003 / 2,ICTAG YMAU-I574 and NATO Science for Peace Program through Grant No. NATO SfP977231 TUBITAK SERU Structural Engineering Research Unit, Ankara.

Özçelik, Ö., Mısır, İ.S., Baran, T., Kahraman, S., Saatçi, A., Girgin, S.C. (2013). “Balçova ve Seferihisar İlçelerinde Gerçekleştirilen Yapı Stoku Envanter ve Deprem Güvenliği Ön Değerlendirmesi Projesi Sonuçları”, İzmir Kent Sempozyumu, 28-30 Kasım, 2013, Bildiriler Kitabı.

Özçelik, Ö., Baran, T., Kahraman, S., Saatçi, A, Mısır, İ.S., Girgin, S.C. (2015). Mevcut Yapı Stoklarının Deprem Riski Tayininde Çoklu Karar Ağacı Yaklaşımı. İzmir, Sekizinci Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı, 11-14 Mayıs 2015, İstanbul, Bildiriler Kitabı.

Rockefeller Foundation (2013). http://www.100resilientcities.org/about-us/ (Son Erişim: Eylül 2017)Spence, R. (Ed.) (2007). Earthquake Disaster Scenario Predictions and Loss Modeling for Urban

Areas, LESSLOSS Risk Mitigation for earthquakes and landslides, Report:2007/7, IUSS Press, Pavia, Italy.

Sucuoğlu, H. Yazgan, U. (2003). Simple Survey Procedures for Seismic Risk Assessment in Urban Building Stocks, Seismic Assesment and Rehabilitation of Existing Buildings, NATO Science Series IV/29, pp.97-118.

Sucuoğlu, H. (2006). Fatih İlçesinin Depreme Karşı Güvenli Kılınması Kapsamında Yeniden Yapılandırma, Rehabilitasyon ve Güçlendirme Projelerini Yönlendiren Kentsel Dönüşüm Planlama ve Yerel Eylem Plan ve Projelerinin Hazırlanması İşi 2.Safha Mühendislik Çalışmalarında Yapı Stoklarının Deprem Güvenliğinin Belirlenmesi: Kademeli Değerlendirme Yöntemi, 42s.

Sucuoğlu, H., Yazgan, U., Yakut, A. (2007). “A screening procedure for seismic risk assessment in urban building stocks” Eartquake Spectra, Volume: 23 Issue: 2 Pages: 441-458.

UDSEP-2023 (2011). Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı, AFAD-Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Deprem Dairesi Başkanlığı., Ankara.

Yakut, A., Aydogan, V., Özcebe, G. and Yücemen, M.S. (2003). “Preliminary Seismic Vulnerability Assessment of Existing Reinforced Concrete Buildings in Turkey-Part II: Inclusion of Site Characteristics”, NATO Workshop, Izmir, May.

Yakut, A Özcebe, G., Yücemen, M.S. (2006). “Seismic Vulnerability Assessment Using Regional Empirical Data”, Earthquake Engng Struct. Dyn., 35:1187-1202.

Yücemen, M.S., Özcebe, G., Pay, A.C., (2004). “Prediction of Potential Damage due to Severe Earthquakes”, Structural Safety 26, 349–366.

Page 18: AFETE DİRENÇLİ KENTLER KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE İZMİR’DE … · Anahtar Kelimeler: Deprem güvenliği öndeğerlendirmesi, hızlı değerlendirme yöntemleri, çoklu karar ağacı,

40 41