18 - 31 Kasım 2009 - Sayı 165

16
Alevi Bektafli Federasyonu (ABF) taraf›ndan düzenlenen ve siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin de destek verdi¤i mitinge on binlerce kifli kat›ld›. On binlerce kiflinin kat›ld›¤› mitinge Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) da kitlesel kat›l›m sergiledi. Kitleselli¤i ve coflkusuyla miting- deki yerini alan DHF, “Aç›l›mlara aldanma, bozuk düzende sa¤lam çark olmaz” yaz›l› pankart açarak, devletin ve hü- kümetin sinsi politikalar›n› teflhir etti. “‹rtica ile Mücadele Eylem Plan›”n›n alt›nda imzas› bulundu¤u iddias›yla tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek tah- liye edildi. Nöbetçi 9. A¤›r Ceza Mahkemesi'nin Dursun Çiçek hakk›nda tutuklama karar› vermesinin ard›ndan, Dursun Çi- çek’in avukat› Mustafa Çevik, ‹stanbul Nöbetçi 9. A¤›r Ceza Mahkemesi'ne itiraz dilekçesi verdi. Mahkeme dilekçeyi de- ¤erlendirmeye alarak Dursun Çiçek’in tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›lmas›na karar verdi. Yeni kurulan Tunceli Üniversitesi’nin aç›l›fl›n› yapmak için 5 Kas›m günü Dersim’e giden Cumhurbaflkan› Abdullah Gül, halk›n tepki- si ile karfl›laflt›. Gül’ün yapt›¤› “ziyaret”e iliflkin görüfllerini ald›¤›m›z Dersimliler, “ayn› palavralar› at›p duruyorlar” di- yerek, bu “ziyaret”le gözlerinin bo- yanamayaca¤›n› belirtti. 15 Günlük Siyasi Gazete •Y›l: 7 •Say›: 165 •18-31 Kas›m 2009 • Fiyat›: 1 TL • e-mail:[email protected] • www.devrimcidemokrasi.net Öymen devletin niteli¤ine iflaret etti Maoist parti, Halk Savafl›’n› gelifl- trip güçlendirmek için “Emek Se- ferberli¤i” kampanyas› bafllatt› Maoist Komünist Partisi (MKP) “Emek Seferberli¤i” kampanyas› bafllatt›¤›n› duyurarak, emperya- lizm ve gerici s›n›flar karfl›s›nda ezilen tüm emekçileri kampanya- ya güç vermeye ça¤›rd›. MKP taraf›ndan yap›lan aç›klama- da emperyalist sistemin dünya halklar›na yaflatt›¤› katliamlara de- ¤inilirek, “Emperyalist haydutluk korkunç yüzünü her gün daha faz- la göstermektedir. Dünyan›n kan gölüne çevrildi¤ine tan›kl›k ediyo- ruz. Büyük sald›rganl›k ruhunu kaybetmeyen emperyalist illet, her gün yeni ulus ya da devleti ifl- gal edip talan etmektedir. Emper- yalist barbarl›¤›n zenginliklerini emerek çökertmedi¤i bir tek insan co¤rafyas› olmad›¤› gibi, yeryü- zünde emperyalist vahfleti hisset- meyen bir tek insan kalmad›. Yok- sul dünyan›n yaflam hakk› dahil tüm hak ve özgürlükleri emperya- list ç›karlar u¤runa budanmakta, yok edilmektedir. Devrimci dünya- n›n gelece¤i aç›kça karart›l›p kana bo¤ulmak istenmektedir.” ifadele- rine yer verildi. SAYFA 5 Maoistler, bar›fl sürecinin hükümlerine uymayan meclisi ve cumhur- baflkan›n› protesto etmek için 10 Kas›m günü baflkent Katmandu’yu ab- lukaya alarak, flehre araç girifl ç›k›fllar›n› engelledi. Eylemlere kat›lan bin- lerce Nepalli, bar›fl sürecine ayak direyen Nepal Ordusu Genelkurmay Bafl- kan› Katwal’›n görevinden al›nmas›n› istiyor. Nepal Birleflik Komünist Partisi (Maoist)’in bafllatt›¤› eylemler, sabah›n erken saatlerinde bafllad›. Ellerinde orak çekiçli bayraklarla Katmandu’nun ana girifl noktalar›n› ka- patan Nepal halk›, meclisi istifaya ça¤›rd›. Maoistlerin Nepal halk› ile birlikte sürdürdükleri oturma eylem- leri devam ederken, Nepal polisi 13 Kas›m günü ya- p›lan eylemlere sald›rd›. Kitlenin yürümesini en- gellemek isteyen polisin sald›r›s›nda Maoist lider Aik Sherchan ve Krishna Bahadur Mahara’n›n ya- n› s›ra yaklafl›k 50 kifli yaraland›. SAYFA 10 TBMM Genel Kurulu’nda ‘demok- ratik aç›l›m›n’ tart›fl›ld›¤› 10 Kas›m günü görüfllerini aç›klayan CHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur Öy- men, konuflmas›nda, ‘Atatürk fieyh Sait’le müzakere mi etti? Dersim isyan›n› yapanlarla müza- kere mi etti?’ diyerek TC tarihinde yaflanan katliamlara CHP’nin res- mi bak›fl aç›s›n› yans›tarak, özü fa- flizm olan Kemalist diktatörlü¤ün katliamlar›n› savundu. Dersim halk›n›n bizzati yaflayarak tecrübe etti¤i Kemalist devletin katliamc› uygulamalar›n›n bu- gün de geçerli oldu¤una iliflkin Öymen’in 1938 Dersim k›r›m› ile ilgili sözlerine hakl› olarak büyük tepki gösteren Dersim halk›, Onur Öymen'in faflist Hitlere ben- zetildi¤i foto¤raflar›, üzerine Türk- çe, ‹ngilizce ve Zazaca ‘Bu adam aran›yor’ yazarak Dersim sokak- lar›na ast›. “Ben mi bast›rd›m Dersim isyan›- n›? O zaman Atatürk niye böyle davrand›? Celal Bayar Baflbakan, Fevzi Çakmak da Genelkurmay Baflkan›. Onlar da m› faflistti?” di- yen Öymen, yan›t bekliyor. Sesini duyuramayan binler ad›na biz ya- n›t verelim: Say›s›z katliama imza atan, halka kan kusturan, di¤er ulus ve milliyetleri imha ve asimi- lasyona giriflen bu zatlar elbette ki faflistti! Özel bir firmaya ba¤l› olarak çal›flan maden iflçileri, maafl- lar›n›n kesintili bir flekilde ve- rilmesi nedeniyle 8 Kas›m gü- nü Türkiye Taflkömürü Kuru- mu (TTK) Kozlu Müessese Mü- dürlü¤ü önünde toplanarak bir eylem yapt›. Maafllar›n› kesintili olarak alan 270 iflçi, efl ve çocukla- r›ndan uzakta, yerin yüzlerce metre alt›nda TTK Kozlu oca- ¤›nda kömür üretimi için ga- leri açt›klar›n› ifade ederken yapt›klar› aç›klamada flöyle konufltular: "Devletin oca¤›n- da galeri açma iflini üstlenen firmam›z TTK'dan hak ediflini al›yor; ama bize geldi¤i za- man ifl yok! fiirket, TTK'dan 900 bin lira ya da 1 milyon li- raya yak›n para al›yor; fakat bizim 300 bin liram›z› vermi- yor.” 700 lira civar›nda ayl›k ücretleri bulundu¤unu söyle- yen iflçiler; ancak flirketin as- gari ücretlerini ödemesine karfl›n kalan 200 TL civar›nda paray› ödemedi¤i için ma¤- dur olduklar›n› kaydettiler. Yer alt›ndakiler yer üstün- dekilere hesap soracak Maoist partiden emek seferberli¤i kampanyas› 25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Mücadele Günü kapsam›n- da çal›flmalar›n› bafllatan DHF Ka- d›n Komisyonu'nun faliyetleri devam ediyor. Gazi Demokratik Haklar Derne¤i'nde 25 Kas›m et- kinli¤i yapan Kad›n Komisyonu, kad›na yönelik fliddetin boyutla- r›na dikkat çekti. 25 Kas›m etkin- li¤i öncesinde Kad›n Komisyonu üyeleri Gazi Mahallesi'nin gece- kondu semtlerinde ve semt pa- zar›nda bildiriler da¤›tarak, ka- d›nlarla sohbet etti. 25 Kas›m bil- dirilerinin da¤›t›lmas›n›n ard›n- dan etkinlik için derne¤e geçildi. Etkinlik öncesi k›sa bir konuflma gerçeklefltiren komisyon temsil- cisi, kad›na yönelik fliddetin bo- yutlar›na ve yarg›n›n son zaman- larda kad›nlar aleyhinde verdi¤i kararlarla nas›l erkek egemen düzene hizmet etti¤ine dikkat çekti. Sinevizyon gösterimi ile devam eden etkinlikte, Mekan- s›z Tiyatro Toplulu¤u, kad›n› ko- nu alan bir oyun sergiledi. Etkin- lik Liberta müzik grubunun ger- çeklefltirdi¤i müzik dinletisi ile sona erdi. Gazi Mahallesi’nde 25 Kas›m etkinli¤i yap›ld› EMEK SAYFA 6 Aç›l›m deflifre oluyor: ‘Esas amaç tasfiyedir’ AKP, “aç›l›m” ad› alt›nda yürüttü¤ü sald›r› konsep- tini uygulamaya devam ederken, gündem Kürt ulusal sorununa iliflkin geliflmelerle alevlenmeye devam ediyor. “Aç›l›m”›n bugünlerde en çok tart›- fl›lan konular›ndan birisi ise, Güney Kürdistan’da- ki kamplardan geri dönüfller... 13 Kas›m’da avukatlar›yla görüflme yapan Öcalan, Kürt ulusal sorunuyla ilgili güncel geliflmelere dair flu ifadelerde bulundu: “Bugün için baz› görüflleri yan yana getirdi¤imizde anl›yoruz ki, devlet içinde bu sorunu çözmek isteyen bir grup var. Ama hü- kümetin ne yapaca¤› art›k belli oldu, büyük bir flovdu, sona erdi. Ben daha önce de tahmin ediyor- dum ama, yine de çözüm konusunda iyi niyetli olup olmad›klar›n› görmek gerekiyordu. Ben AKP'nin samimi oldu¤undan ciddi flüphe duyuyo- rum.” Kürt ulusal hareketi cephesinden bir aç›klama da, Koma Cîvakan Kurdistan’dan geldi. KCK Yürütme Konseyi Baflkanl›¤›, yapt›¤› aç›klamada, Kürt soru- nunun mecliste tart›fl›lmas›n› önemli bulduklar›n› ifade ederek, “Kürt sorununun çözülmesi için ge- rekli olan›n operasyonlar›n durdurulmas›, Kürt halk›n›n temsilcilerinin tan›nmas› ve müzakere sürecinin bafllat›lmas›’”oldu¤unu söyleyerek, bun- lar sa¤lanmad›¤› ve sald›r›lara devam edildi¤i hal- de, “bofl durmayacaklar›n›” belirtti. SAYFA 15 GÜNCEL SAYFA 4 GÜNCEL SAYFA 4 GÜNCEL SAYFA 15 Açılıma aldanmadılar, alanları doldurdular Albay Dursun Çiçek bir içeride, bir dışarıda! G Ü N C E L S A Y F A 3 Öymen’in a¤z›ndan dökülenler devletin gerçekli¤idir “Demokratik aç›l›m”›n TBMM’de tart›fl›ld›¤› gün, grubu ad›na konuflan CHP milletvek- ili ve Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur Öymen’in Dersim katliam›n› hat›rlatarak flimdi de ayn› tavr›n sürdürülmesi gerekti¤ine iliflkin aç›klamalar› tepkilere neden oldu Nepal’de Maoistler Katmandu’yu kuflatt› Dersim halkı Gül’e gül uzatmadı AKP veriyor Çal›k flifliyor GÜNCEL SAYFA 15 ‘Atatürk, terörle böyle mi mücadele etti’ ‘Hitlerin ö¤rencisi Öymen aran›yor’ K. Atatürk, C. Bayar, F. Çakmak da faflistti Onur Öymen’in çözüm olarak sundu¤u, ‘Dersim gibi yap›lmal›’ sözleri y›llard›r CHP’ye oy veren Aleviler ve Dersim halk› taraf›ndan tepkiyle karfl›lanarak birçok ilde protesto eylemleri yap›ld›. Tunceli Dernekleri Fe- derasyonu Baflkan› Özkan Tacar, yapt›¤› aç›klamada; bütün Dersimlileri CHP’den istifaya ça¤›rd›.

description

2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.

Transcript of 18 - 31 Kasım 2009 - Sayı 165

Page 1: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

Alevi Bektafli Federasyonu (ABF) taraf›ndan düzenlenen vesiyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin de destekverdi¤i mitinge on binlerce kifli kat›ld›. On binlerce kiflininkat›ld›¤› mitinge Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) dakitlesel kat›l›m sergiledi. Kitleselli¤i ve coflkusuyla miting-deki yerini alan DHF, “Aç›l›mlara aldanma, bozuk düzendesa¤lam çark olmaz” yaz›l› pankart açarak, devletin ve hü-kümetin sinsi politikalar›n› teflhir etti.

“‹rtica ile Mücadele Eylem Plan›”n›n alt›nda imzas› bulundu¤uiddias›yla tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek tah-liye edildi. Nöbetçi 9. A¤›r Ceza Mahkemesi'nin Dursun Çiçekhakk›nda tutuklama karar› vermesinin ard›ndan, Dursun Çi-çek’in avukat› Mustafa Çevik, ‹stanbul Nöbetçi 9. A¤›r CezaMahkemesi'ne itiraz dilekçesi verdi. Mahkeme dilekçeyi de-¤erlendirmeye alarak Dursun Çiçek’in tutuksuz yarg›lanmaküzere serbest b›rak›lmas›na karar verdi.

Yeni kurulan Tunceli Üniversitesi’nin aç›l›fl›n›yapmak için 5 Kas›m günü Dersim’e gidenCumhurbaflkan› Abdullah Gül, halk›n tepki-si ile karfl›laflt›. Gül’ün yapt›¤› “ziyaret”eiliflkin görüfllerini ald›¤›m›z Dersimliler,“ayn› palavralar› at›p duruyorlar” di-yerek, bu “ziyaret”le gözlerinin bo-yanamayaca¤›n› belirtti.

15 Günlük Siyasi Gazete •Y›l: 7 •Say›: 165 •18-31 Kas›m 2009 • Fiyat›: 1 TL • e-mail:[email protected] • www.devrimcidemokrasi.net

Öymen devletin niteli¤ine iflaret etti

Maoist parti, Halk Savafl›’n› gelifl-trip güçlendirmek için “Emek Se-ferberli¤i” kampanyas› bafllatt›Maoist Komünist Partisi (MKP)“Emek Seferberli¤i” kampanyas›bafllatt›¤›n› duyurarak, emperya-lizm ve gerici s›n›flar karfl›s›ndaezilen tüm emekçileri kampanya-ya güç vermeye ça¤›rd›.MKP taraf›ndan yap›lan aç›klama-da emperyalist sistemin dünyahalklar›na yaflatt›¤› katliamlara de-¤inilirek, “Emperyalist haydutlukkorkunç yüzünü her gün daha faz-la göstermektedir. Dünyan›n kangölüne çevrildi¤ine tan›kl›k ediyo-

ruz. Büyük sald›rganl›k ruhunukaybetmeyen emperyalist illet,her gün yeni ulus ya da devleti ifl-gal edip talan etmektedir. Emper-yalist barbarl›¤›n zenginlikleriniemerek çökertmedi¤i bir tek insanco¤rafyas› olmad›¤› gibi, yeryü-zünde emperyalist vahfleti hisset-meyen bir tek insan kalmad›. Yok-sul dünyan›n yaflam hakk› dahiltüm hak ve özgürlükleri emperya-list ç›karlar u¤runa budanmakta,yok edilmektedir. Devrimci dünya-n›n gelece¤i aç›kça karart›l›p kanabo¤ulmak istenmektedir.” ifadele-rine yer verildi. SAYFA 5

Maoistler, bar›fl sürecinin hükümlerine uymayan meclisi ve cumhur-baflkan›n› protesto etmek için 10 Kas›m günü baflkent Katmandu’yu ab-

lukaya alarak, flehre araç girifl ç›k›fllar›n› engelledi. Eylemlere kat›lan bin-lerce Nepalli, bar›fl sürecine ayak direyen Nepal Ordusu Genelkurmay Bafl-

kan› Katwal’›n görevinden al›nmas›n› istiyor. Nepal Birleflik Komünist Partisi(Maoist)’in bafllatt›¤› eylemler, sabah›n erken saatlerinde bafllad›. Ellerinde

orak çekiçli bayraklarla Katmandu’nun ana girifl noktalar›n› ka-patan Nepal halk›, meclisi istifaya ça¤›rd›. Maoistlerin

Nepal halk› ile birlikte sürdürdükleri oturma eylem-leri devam ederken, Nepal polisi 13 Kas›m günü ya-p›lan eylemlere sald›rd›. Kitlenin yürümesini en-gellemek isteyen polisin sald›r›s›nda Maoist liderAik Sherchan ve Krishna Bahadur Mahara’n›n ya-n› s›ra yaklafl›k 50 kifli yaraland›. SAYFA 10

TBMM Genel Kurulu’nda ‘demok-ratik aç›l›m›n’ tart›fl›ld›¤› 10 Kas›mgünü görüfllerini aç›klayan CHPGenel Baflkan Yard›mc›s› Onur Öy-men, konuflmas›nda, ‘Atatürkfieyh Sait’le müzakere mi etti?Dersim isyan›n› yapanlarla müza-kere mi etti?’ diyerek TC tarihindeyaflanan katliamlara CHP’nin res-mi bak›fl aç›s›n› yans›tarak, özü fa-flizm olan Kemalist diktatörlü¤ünkatliamlar›n› savundu.

Dersim halk›n›n bizzati yaflayaraktecrübe etti¤i Kemalist devletinkatliamc› uygulamalar›n›n bu-gün de geçerli oldu¤una iliflkinÖymen’in 1938 Dersim k›r›m› ileilgili sözlerine hakl› olarak büyüktepki gösteren Dersim halk›,Onur Öymen'in faflist Hitlere ben-zetildi¤i foto¤raflar›, üzerine Türk-çe, ‹ngilizce ve Zazaca ‘Bu adamaran›yor’ yazarak Dersim sokak-lar›na ast›.

“Ben mi bast›rd›m Dersim isyan›-n›? O zaman Atatürk niye böyledavrand›? Celal Bayar Baflbakan,Fevzi Çakmak da GenelkurmayBaflkan›. Onlar da m› faflistti?” di-yen Öymen, yan›t bekliyor. Sesiniduyuramayan binler ad›na biz ya-n›t verelim: Say›s›z katliama imzaatan, halka kan kusturan, di¤erulus ve milliyetleri imha ve asimi-lasyona giriflen bu zatlar elbetteki faflistti!

Özel bir firmaya ba¤l› olarakçal›flan maden iflçileri, maafl-lar›n›n kesintili bir flekilde ve-rilmesi nedeniyle 8 Kas›m gü-nü Türkiye Taflkömürü Kuru-mu (TTK) Kozlu Müessese Mü-dürlü¤ü önünde toplanarakbir eylem yapt›.

Maafllar›n› kesintili olarakalan 270 iflçi, efl ve çocukla-r›ndan uzakta, yerin yüzlercemetre alt›nda TTK Kozlu oca-¤›nda kömür üretimi için ga-leri açt›klar›n› ifade ederkenyapt›klar› aç›klamada flöyle

konufltular: "Devletin oca¤›n-da galeri açma iflini üstlenenfirmam›z TTK'dan hak ediflinial›yor; ama bize geldi¤i za-man ifl yok! fiirket, TTK'dan900 bin lira ya da 1 milyon li-raya yak›n para al›yor; fakatbizim 300 bin liram›z› vermi-yor.” 700 lira civar›nda ayl›kücretleri bulundu¤unu söyle-yen iflçiler; ancak flirketin as-gari ücretlerini ödemesinekarfl›n kalan 200 TL civar›ndaparay› ödemedi¤i için ma¤-dur olduklar›n› kaydettiler.

Yer alt›ndakiler yer üstün-dekilere hesap soracak

Maoist partiden emekseferberli¤i kampanyas›

25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddeteKarfl› Mücadele Günü kapsam›n-da çal›flmalar›n› bafllatan DHF Ka-d›n Komisyonu'nun faliyetleridevam ediyor. Gazi DemokratikHaklar Derne¤i'nde 25 Kas›m et-kinli¤i yapan Kad›n Komisyonu,kad›na yönelik fliddetin boyutla-r›na dikkat çekti. 25 Kas›m etkin-li¤i öncesinde Kad›n Komisyonuüyeleri Gazi Mahallesi'nin gece-kondu semtlerinde ve semt pa-zar›nda bildiriler da¤›tarak, ka-d›nlarla sohbet etti. 25 Kas›m bil-dirilerinin da¤›t›lmas›n›n ard›n-

dan etkinlik için derne¤e geçildi.Etkinlik öncesi k›sa bir konuflmagerçeklefltiren komisyon temsil-cisi, kad›na yönelik fliddetin bo-yutlar›na ve yarg›n›n son zaman-larda kad›nlar aleyhinde verdi¤ikararlarla nas›l erkek egemendüzene hizmet etti¤ine dikkatçekti. Sinevizyon gösterimi iledevam eden etkinlikte, Mekan-s›z Tiyatro Toplulu¤u, kad›n› ko-nu alan bir oyun sergiledi. Etkin-lik Liberta müzik grubunun ger-çeklefltirdi¤i müzik dinletisi ilesona erdi.

Gazi Mahallesi’nde25 Kas›m etkinli¤i yap›ld› � EMEK SAYFA 6

Aç›l›m deflifre oluyor: ‘Esas amaç tasfiyedir’AKP, “aç›l›m” ad› alt›nda yürüttü¤ü sald›r› konsep-tini uygulamaya devam ederken, gündem Kürtulusal sorununa iliflkin geliflmelerle alevlenmeyedevam ediyor. “Aç›l›m”›n bugünlerde en çok tart›-fl›lan konular›ndan birisi ise, Güney Kürdistan’da-ki kamplardan geri dönüfller... 13 Kas›m’da avukatlar›yla görüflme yapan Öcalan,Kürt ulusal sorunuyla ilgili güncel geliflmelere dairflu ifadelerde bulundu: “Bugün için baz› görüflleri

yan yana getirdi¤imizde anl›yoruz ki, devlet içindebu sorunu çözmek isteyen bir grup var. Ama hü-kümetin ne yapaca¤› art›k belli oldu, büyük birflovdu, sona erdi. Ben daha önce de tahmin ediyor-dum ama, yine de çözüm konusunda iyi niyetliolup olmad›klar›n› görmek gerekiyordu. BenAKP'nin samimi oldu¤undan ciddi flüphe duyuyo-rum.”Kürt ulusal hareketi cephesinden bir aç›klama da,

Koma Cîvakan Kurdistan’dan geldi. KCK YürütmeKonseyi Baflkanl›¤›, yapt›¤› aç›klamada, Kürt soru-nunun mecliste tart›fl›lmas›n› önemli bulduklar›n›ifade ederek, “Kürt sorununun çözülmesi için ge-rekli olan›n operasyonlar›n durdurulmas›, Kürthalk›n›n temsilcilerinin tan›nmas› ve müzakeresürecinin bafllat›lmas›’”oldu¤unu söyleyerek, bun-lar sa¤lanmad›¤› ve sald›r›lara devam edildi¤i hal-de, “bofl durmayacaklar›n›” belirtti. SAYFA 15

� GÜNCEL SAYFA 4 � GÜNCEL SAYFA 4 � GÜNCEL SAYFA 15

Açılıma aldanmadılar,alanları doldurdular

Albay Dursun Çiçek biriçeride, bir dışarıda!

G Ü N C E LS A Y F A 3 Öymen’in a¤z›ndan dökülenler devletin gerçekli¤idir

“Demokratik aç›l›m”›n TBMM’de tart›fl›ld›¤› gün, grubu ad›na konuflan CHP milletvek-ili ve Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur Öymen’in Dersim katliam›n› hat›rlatarak flimdi deayn› tavr›n sürdürülmesi gerekti¤ine iliflkin aç›klamalar› tepkilere neden oldu

Nepal’de MaoistlerKatmandu’yu kuflatt›

Dersim halkı Gül’egül uzatmadı

AKP veriyor Çal›k flifliyor � GÜNCEL SAYFA 15

‘Atatürk, terörle böylemi mücadele etti’

‘Hitlerin ö¤rencisiÖymen aran›yor’

K. Atatürk, C. Bayar, F. Çakmak da faflistti

Onur Öymen’in çözüm olarak sundu¤u, ‘Dersim gibi yap›lmal›’ sözleri y›llard›r CHP’ye oy veren Aleviler veDersim halk› taraf›ndan tepkiyle karfl›lanarak birçok ilde protesto eylemleri yap›ld›. Tunceli Dernekleri Fe-derasyonu Baflkan› Özkan Tacar, yapt›¤› aç›klamada; bütün Dersimlileri CHP’den istifaya ça¤›rd›.

Page 2: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

CHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur Öymen’in, Dersim katli-am›na iliflkin sözleri resmi ideolojinin temsilcisi konumunda-ki CHP’nin ve devletin milliyetçi, katliamc›, faflist yüzünü birkez daha ortaya ç›kard›. Sosyal demokrat peçesi alt›nda faflizmi temsil eden CHP’nin(Devlet partisi olmas›yla birlikte resmi ideoloji olan Kema-lizm’in) gerçek yüzünü gösterdi. Yap›lan protesto eylemle-rinden sonra özür dilemeyen ve hala söylediklerinin arkas›n-da olan Öymen, kendisine ve partisi CHP’ye için söylenen fa-flist kelimesi hakk›nda aç›klama yapt›. “Ben mi bast›rd›mDersim isyan›n›? O zaman Atatürk niye böyle davrand›? CelalBayar Baflbakan’d›. Fevzi Çakmak da Genelkurmay Baflkan›.Onlar da m› faflistti?” diyerek kendini aklama çabas›na girdi.Kimseyi üzmemek için gerçekleri kurcalamak istemedikleri-ni de söyleyen Öymen, Dersim katliam›n›n zorunlu gerçek-lefltirildi¤ini ve devletin bekas› için bu tür katliamlar›n yap›l-d›¤›n›-yap›lmas› gerekti¤inin zorunlu oldu¤unu bir kez dahahat›rlatt›.

‹ttihat ve Terakki’den tutal›m, Mustafa Kemal’e, oradan dagünümüze kadar gelenleri için Öymen’in sordu¤u soruyaolumlu cevap vermek gerekiyor. Öymen’in ‘38’de Dersim’deyap›lanlardan övünç duymas› ve bunun bugün de uygulan-mas› gerekti¤ini söylemesi flafl›lacak bir durum de¤il. Öy-men’in sarf etti¤i bu sözler geleneksel devlet sisteminin,kontrol alt›na almak istedi¤i, politikalar›n› hayata geçirmekistedi¤i bölgeler, insanlar için her yolun mübah oldu¤unundillendirilmesidir.Kald› ki Öymen bu sözlerini Kürt ulusal sorununun “çözümü-nün” tart›fl›ld›¤› bir ortamda söylemesi, AKP’nin kendisinepay ç›karmas› için yetti de att› bile. Emperyalistlerin Türkdevletine dayatt›¤› de¤iflim sonucunda demokrat peçesi ta-kan ve 87 y›ll›k cumhuriyet tarihinde görülmemifl bir flekildeBaflbakan ve Cumhurbaflkan›’n›n Dersim’e Dersim diyerekkendilerine pay ç›karmalar›n›n göstergesidir.Bugün Öymen’in sözleri üzerinden politik ad›m atmaya çal›-flan AKP temsilcili¤inde devlet, ayn› politikalar›n› Kürt ulusal

hareketini tasfiye süreciyle farkl› k›l›flar alt›nda sürdürmek-tedir. Kürt ulusunun en demokratik meflru haklar›n› gasp edenTürk hakim s›n›flar›, emperyalist efendilerinin emirleri do¤-rultusunda ortaya ç›kard›klar› ‘milli birlik projesi’de, bu katli-am-asimilasyon ve imha sald›r›lar›n›n bir baflka versiyonuolarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. PKK’nin verdi¤i silahl› mücade-le, özellikle gerilla savafl›yla ulusal haklar› için gösterdi¤i sa-vafl karfl›s›nda çaresiz kalan Türk devletinin bu sözde aç›l›m›yukar›da da ifade etti¤imiz gibi katliam-asimilasyon politika-lar›n›n farkl› biçimsel de¤ifliklere bürünerek devam ettir-mektedir.AKP temsilcili¤inde devletin bu biçimsel de¤iflikli¤e u¤rayanpolitikas› Kürt ulusal hareketinin y›llard›r verdi¤i kan bedelimücadele sonucudur. Ülkemiz gündemi devletin aç›l›m furyas›yla devam ederkenkamu emekçileri 25 kas›m’da ifl b›rakma eylemine gidiyor.Gerçeklefltirilecek eylemin ne kadar baflar›l› olaca¤› da afli-

kar. KESK’in yapt›¤› ifl b›rakma ça¤r›s›n›n kendi bünyesindeörgütlü kesimler aras›nda dahi ne kadar gündemlefltirdi¤i,daha do¤rusu gündemlefltiremedi¤i aç›kt›r. Bu durum günü-müzdeki sendikac›l›k anlay›fl›n›n getirisidir ve hemen hementüm sendikalara egemen durumdad›r. Bu ve bu tür eylemle-rin baflar›ya ulaflmas›, ancak ve ancak iflçilerin, köylülerin, birbütün olarak tüm ezilenlerin kurtuluflu, s›n›f bilinciyle hare-ket ederek iktidar› hedefledi¤i oranda baflar›ya ulaflacakt›r.Ulusal ve uluslar aras› ölçekte bir dizi tart›flman›n yafland›¤›ve özellikle günümüzün geçer akçesi durumundaki sa¤ tas-fiyeci ak›m ve çevrelerin ifltahlar›n› fazlas›yla kabartan gelifl-meler göz önüne al›nd›¤›nda Hindistan Komünist Partisi(Maoist) liderlerinden Kishenji yoldafl›n dedi¤i gibi “Biz ama-c›m›za silahl› mücadeleyle ulaflaca¤›m›za inan›yoruz, silahla-r›m›z› b›rakarak de¤il!” sözlerini bayraklaflt›rman›n ve bütünenerjimizle Maoist halk savafl›n›n h›zmetinde olunmas› ge-rekti¤inin önem ve zaruriyetine de¤inmenin yerinde olaca-¤›n› düflünmekteyiz.

YURT‹Ç‹ HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRKYap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314

YURTDIfiI HESAP NO:Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699

Abonelik Süresi Yurtiçi Yurtd›fl› 6 AYLIK 12 YTL 35 EURO1 YILLIK 24. YTL 70 EURO

ABONE OL - ABONE BULOKU - OKUT

‹STANBUL- Halk Cephesi temsilcilerinden ‘96 Ölüm Orucu di-reniflçisi Eyüp Bafl, F tipinde yakaland›¤› hastal›¤›n yenidennüks etmesi sonucu ölümsüzleflti.Eyüp Bafl, ‘96 Ölüm Orucu gazisiydi. Hapishanelerde kald›¤›süre içerisinde devletin birçok sald›r›s›na u¤ray›p iflkencele-re maruz kald›. Tutsakl›k y›llar›nda yaflad›¤› bu sald›r›lardankaynakl› rahats›zl›klar› kal›c›laflt›. Bu hastal›klardan dolay› 23Eylül'de ‹stanbul Üniversitesi Çapa T›p Fakültesi Hastanesi'nekald›r›lan Halk Cephesi temsilcisi Eyüp Bafl, 9 Kas›m günü sa-at 21.40'da flehit düfltü.

‘Devrimi Eyüp'e ve tüm devrim flehitlerine arma¤an edece¤iz’Bafl'›n naafl› Çapa Hastanesi'nden al›nd›ktan sonra ArmutluCemevi'ne getirildi. “Eyüp Bafl yoldafl ölümsüzdür” pankart›n›naç›ld›¤› cemevinde, Bafl'›n naafl› bafl›nda anma töreni gerçek-lefltirildi. Törende yap›lan konuflmada; "Eyüp Bafl insand›, Par-ti-Cephe'liydi. Devrimi Eyüp'e ve tüm devrim flehitlerine ar-ma¤an edece¤iz." dendi. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan Bafl'›nnaafl›yla birlikte Armutlu sokaklar›nda bir yürüyüfl yap›ld›. Armutlu'da gerçeklefltirilen törenin ard›ndan Bafl'›n cenaze-si Gazi Mahallesi'ne götürüldü. Eski Karakol önünde kortejleroluflturarak, "Eyüp Bafl yoldafl ölümsüzdür" pankart› veEyüp Bafl'›n resimleriyle yap›lan yürüyüflün ard›ndan Bafl'›nnaafl› Gazi Camii'ne götürüldü. Burada k›l›nan cenaze nama-z›n›n ard›ndan Gazi Mezarl›¤›'na gidildi. Mezarl›kta EyüpBafl'›n defnedilmesinin ard›ndan Halk Cephesi temsilcisi veflair Ruhan Mavruk birer konuflma yapt›lar. Partizan'›n me-saj›n›n okundu¤u anmada, Mücadele Birli¤i'nin temilcisi veGrup Yorum üyesi de k›sa konuflmalar gerçeklefltirdiler. Yo-rum'un söyledi¤i “Bize ölüm yok” marfl›n›n ard›ndan Gazi Ce-mevi'ne kadar yap›lan yürüyüflle tören sona erdirildi. Cena-ze törenine aralar›nda Demokratik Haklar Federasyonu(DHF)'nun da bulundu¤u çeflitli devrimci, demokratik kitleörgütleri de kat›larak destek verdi.

2 18-31 Kas›m 2009 GÜNCEL

Yurtd›fl›nda faaliyet gösteren devrimcidemokratik kurumlar yay›mlad›klar›bildiriyle devrimci tutsaklar›n mücade-lelerinin d›flar›daki sesi olabilmek için‘Devrimci Tutsaklarla Dayan›flma Ko-mitesi’ (DETUDAK)’ni oluflturduklar›n›duyurdular. DETUDAK bünyesinde; Öz-gürlük Tutsaklar›yla Dayan›flma Komi-tesi, Avrupa Demokratik Haklar Konfe-derasyonu, Uluslararas› Politik Tutsak-larla Dayan›flma Komitesi, Avrupa Öz-gür Tutsaklarla Dayan›flma Komitesi

ve Bir-Kar kurumlar› yer al›yor.

‘Teslim al›nmak istenen tutsaklar›nflahs›nda bütün bir halkt›r’DETUDAK taraf›ndan yap›lan aç›kla-mada, hücre ve tecrit uygulamas›n›ndevrimci tutsaklar› teslim almay› he-defledi¤i belirtilerek, devrimci tutsak-lar›n, devletin bu sald›r›s›na karfl› güç-lerini birlefltirerek Cezaevleri MerkeziPlatformu’nu kurduklar› hat›rlat›ld›. “F-

tipi tecrit sald›rganl›¤›na karfl› 9 y›ld›rdevrimci tutsaklar›n sürdürdü¤ü buonurlu direnifli sahiplenip büyütmekgörevi önümüzde durmaktad›r.” ifa-delerine yer verilen aç›klaman›n de-vam›nda, bu sald›r› ile devrimci tut-saklar flahs›nda tüm halk›n sindiril-mek ve teslim al›nmak istendi¤inedikkat çekildi ve “Bu bilinçle bizler; birinsanl›k suçu olan tecridin kald›r›lma-s› için bulundu¤umuz alanda birleflikörgütlü mücadeleyi gelifltirmek, tut-

saklarla uluslararas› dayan›flma a¤›n›

oluflturmak, hasta ve sakat tutsakla-

r›n serbest b›rak›lmas›n› sa¤lamak için

DETUDAK olarak faaliyetlerimize bafl-

lad›k. ‹nsanl›¤›n özgür yar›nlar› için,

mücadele yürüten politik tutsaklar›

sahiplenmek, onlar›n ‘d›flardaki’ sesi

olmak, d›flar›da yaflam›m›za örülen

hücreleri parçalamak için bütün du-

yarl› kesimleri tecrite karfl› mücadele-

yi yükseltmeye ça¤›r›yoruz.” denildi.

‹STANBUL- Ezilenlerin Sosyalist Partisi Girifli-mi Taksim Hill Otel’de yapt›¤› bas›n toplant›-s›yla kuruluflunu deklare etti. Birçok demok-

ratik kitle örgütü, siyasi parti, ayd›n ve aka-demisyenin de kat›ld›¤› toplant›da, ‘ufuktanbir günefl do¤uyor’ denildi.

ESP’nin kurulufl deklerasyonunu okuyan ESPGiriflimi sözcüsü Mukaddes Erdo¤du Çelik,ESP’nin Spartaküs’ten Pir Sultan’a, fieyh Bed-

rettin’den Dadalo¤lu’na, 15-16 Haziran’danGazi’ye isyan›n ve insanl›¤›n mücadele par-tisi oldu¤unu dile getirdi. Çelik, “Halklar›m›-z›n gelecek ve kaderinin belirlenmekte ol-du¤u içerisinden geçmekte oldu¤umuz sü-reç tarihsel karar an›nda geliflmelere ve gi-diflata daha etkin bir flekilde müdahale ede-bilmek için, halklar›m›z›n kurtulufl yolunudöfleyecek devrimci demokratik iktidar için,mücadelede devrimci sorumluluklar›m›z›hakk›yla yerine getirebilmek için ESP’yi ku-ruyoruz.” dedi.

'ESP mücadelenin yasal formdaki üst boyutu'“ESP, iflçi s›n›f› ve ezilenlerin politik s›n›f bilin-cini ayd›nlatmay›, siyasi bir ordu olarak bir-lefltirip örgütlemeyi, iradeyi varl›k nedeni vedevrimci ve sosyalist misyonu kabul etmek-tedir.” diyen Çelik sözlerini flöyle sürdürdü:“ESP’yi kuracak iflçiler, kad›nlar, gençler, kentve k›r emekçileri, ayd›nlar, sanatç›lar, emek-liler, yoksullar uzun y›llard›r özgürlük ve sos-yalizm için mücadele ediyorlar, onlar› yafla-m›n tüm alanlar›ndaki savafl›mlardan tan›-yorsunuz. O yüzdendir ki, ESP senelerdir yü-rütülen devrimci mücadelenin yasal formdaen üst örgütsel biçime kavuflmas›d›r.” Çelik,konuflmas›n›, “‹flçileri kad›nlar›, gençleri, kentve k›r yoksullar›n› ve tüm ezilenleri kuruluflaflamas›ndan bafllayarak ESP’de birleflmeyeça¤›r›yoruz.” sözleri ile noktalad›.

Tutsaklarla s›n›r ötesi dayan›flma

Ezilenlerin Sosyalist Partisi kuruluyor

Eyüp Bafl sonsuzlu¤a u¤urland›

‹nsan Haklar› Derne¤i birçok ilde yapt›¤› bas›n aç›klamalar›ile, hapishanelerdeki hasta tutsaklar›n tahliye edilmesini is-tedi. ‹HD ad›na yap›lan aç›klamalarda hapishanelerde du-rumlar› a¤›r 39 hastan›n bulundu¤u ve bu hastalar›n hiçbirflekilde tedavilerinin yap›lmad›¤› belirtilerek, Güler Zere gibibu hasta tutsaklar›n da serbest b›rak›lmas› istendi.DHF’nin de aralar›nda bulundu¤u çeflitli devrimci, demokra-tik kurum ve siyasi partinin de destek verdi¤i eylemlerde,hasta 39 tutsa¤a dayan›flma mektuplar› gönderildi.

ERZURUM- Sivas’ta 15 Ocak 2009’da evlere yap›lan

bask›nlar sonucunda gözalt›na al›nd›ktan sonra tutuk-

lanan Cumhuriyet Üniversitesi ö¤rencisi ve DHF üyesi

Cihan Kirsiz, Ünal Günal ve Onur Akdeniz, Erzurum’da

ç›kar›ld›klar› mahkemece tutuksuz yarg›lanmak üzere

serbest b›rak›ld›. Ankara, Kayseri ve Sivas’ta gerçeklefl-

tirilen ve yo¤unluklu olarak Sivas Cumhuriyet Üniver-

sitesi ö¤rencilerini hedefleyen gözalt› teröründe DHF

üyesi Cihan Kirsiz, Ünal Günal ve Onur Akdeniz’in de

aralar›nda bulundu¤u yedi kifli tutuklanm›flt›.

Hasta tutsaklara özgürlük

DHF’liler özgürlüklerinekavufltular

Sald›r›n›n 4. y›l›nda Umut Kitapevi önünde anmaHAKKAR‹- fiemdinli ilçesindeki Umut Kitapevi’ne yönelik

bombal› sald›r› 4. y›ldönümünde protesto edildi. Kitlesel pro-

testo eyleminin yafland›¤› ilçede nöbetçi eczane ve f›r›nlar

hariç tüm iflyerleri kepenk kapatt›.

fiemdinli’deki bombal› sald›r›n›n 4. y›ldönümünde DTP fiem-

dinli ‹lçe Binas› önünden, sald›r›n›n gerçekleflti¤i Umut Kita-

pevi önüne kadar yürüyüfl düzenlendi. Yürüyüflte “Umut Ki-

tapevi burada, Seferi Y›lmaz burada, fiemdinli halk› burada

'iyi çocuklar' nerede”, “Yol haritas› aç›klans›n” dövizleri ile sal-

d›r›da yaflamlar›n› yitiren Zahir Korkmaz ve Ali Y›lmaz'›n re-

simleri tafl›nd›.

Kitapevi önünde kitle ad›na aç›klama yapan DTP fiemdinli ‹l-

çe Baflkan› Emrullah Öztürk, 4 y›l önce yaflanan sald›r›da

fiemdinli halk›n›n suçlular› yakalay›p adalete teslim etti¤ini

ancak faillerin yarg›lanmak yerine serbest b›rak›larak terfi

ettirildiklerini belirtti. Umut Kitapevi’ne gerçeklefltirilen sald›-

r›n›n unutulmayaca¤›n› kaydeden Öztürk, sorumlular›n er ya

da geç hesap verece¤ini ifade etti. Kitle, bas›n aç›klamas›n›n

ard›ndan, sald›r›da hayat›n› kaybeden Zahir Korkmaz ve Ali

Y›lmaz’›n mezarlar›n› ziyaret etti. Mezar ziyaretinin ard›ndan

protesto eylemi sona erdi.

Page 3: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

CHP’nin y›llard›r yüzünü sosyal-demokratl›kpeçesiyle gizleyerek halk kitlelerini kand›r›ppefline takmay› baflard›¤› bir gerçek; Onur Öy-men’in, özün dile vurumu olan tavr›yla bir kezdaha tepetaklak oldu. Tabelan›n sahteli¤i renkverdi, özün tesiri dilde yans›mas›n› buldu. Giz-lenmek istenen gerçek yüz ve zihniyet d›fla vu-rup, daha berrak, daha güçlü ve ilgili yetkilia¤›zlar›n itiraf›yla anadan üryan a盤a ç›km›floldu. Öteden beri genifl bir halk kesimi ve hat-ta kimi sol çevrelerce de kabul görmeyenCHP’nin faflist karakteri, tüzel resmi a¤›zlar›ncatastik edildi. Böylece bu tart›flmada ileri birnoktaya gelinmifl oldu.

Dersim katliam›n› gerçeklefltiren, özüyle-biçi-miyle ayn› gelenekti, CHP’ydi. Kemalist iktida-r›n tek parti diktatörlü¤ü dönemiydi; vahfletinyafland›¤›, ana karn›nda bebelerin süngülendi-¤i ve k›nal› ellerle gelinlerin Munzur suyu üs-tünde perde olan cesetlerle ak›fl›… CHP ad›nda-ki Kemalist iktidard› ak saçl› neneleri, dedelerimitralyözler alt›nda toplu k›y›mlara gömen…K›y›mdan kaç›p ma¤aralara s›¤›nan Dersimliyoksul halk› orac›kta zehirli gazlara bo¤arakyap›lan, Öymen’in ayak direyerek savundu¤uvahflet ve o CHP’nin zulümkar fleceresidir. Ma-¤aralarda gizlenen analar›, bebelerini sustur-mak için bo¤mak zorunda b›rakan o tüyler ür-pertici dram› yaflatan tarih unutulur mu? Dara-¤açlar›na çeken, cesetleri uçurum derinliklerin-de kokmaya b›rakan, geri kalanlar› sürgünleregöndererek da¤›tan, yok etmek isteyen oydu…Binlerce Dersimliyi; çocuk, yafll› demeden hun-harca katleden kanl› tarih hesaps›z kal›r m›?Ço¤u anlat›lmam›fl, az› anlat›lm›fl olan bu k›-y›mda sual gerektiren bir hilaf var m› ey insan-l›k!

fiimdilerde faflist zebaniler taraf›ndan zillet öv-güyle an›lan bu k›y›m vahfleti, sahiplerininboynunda büyük puntolarla yaz›lm›fl katliamc›yafta olarak dururken; utanç duyulmas› gere-ken yerde, Dersim halk›n›n k›r›lmas› yenidenemsal gösterilerek ayn› ruh yüceltilmek, ac›la-r›m›z karfl›m›za ç›kar›larak, yeni katliamlara da-vetiye ç›kart›lmak isteniyor. Ak›llara durgunlukveren, bir aymazl›kla m›, yoksa yapt›¤›n›n ar-kas›nda duran zihniyetle midir “bilinmez”, amakesindir ki, s›n›f karakteri do¤as›na uygun birtutarl›l›kla faflist katliam alk›fllan›yor, övünç ha-disesi olarak sunuluyor!

Dahas›, “özrü kabahatinden büyük” tabirineuygun olarak, ayn› faflist nitelik ›srarla ve sah-tekarca savunuluyor. “Ben Atatürk’ün yapt›¤›n›savunuyorum, CHP’nin tavr› da budur” diyor buzevat. ‹ç tutarl›l›k gösteriyor kuflkusuz. Faflizm-le övünen ender bir tutumdur bu! Bu, dema-gojiye yer b›rakmayacak kadar berrak bir fa-flist ideolojinin d›fla vurumudur. Evet, içinde tu-tarl›d›r. Çünkü, Atatürk ve CHP(si) faflistti, katli-am da buna aitti. Ve bilinçli ideolojik-siyasi ter-cihle Atatürk’çü-CHP’ci olandan da bu beklenir.Öymen’in yapt›¤› tam da budur.

Kimileri, zevahiri kurtarma peflindedir. CHP’yemal edilemez, CHP’yi ba¤layan Baykal’›n a¤z›d›rdiyorlar! Öymen’in baflkan yard›mc›l›¤›n› veBaykal’›n diktatör olarak sunulan konumunun,neyin itiraf› oldu¤unu bir kenara b›rakal›m.Ama flu sorulmadan geçilemez. Neden Baykalve CHP derhal gereken tavr› Öymen’e tak›nma-d›, neden ihraç etmeye gitmedi, neden sesizgeçifltirdi ve benzeri… Madem CHP’yi temsil et-miyor, maden patronu Baykal ayn› görüflleripaylaflm›yor, neden gerekli hassasiyet gösteril-

medi. Gösterilemeyece¤i bizler aç›s›ndan ke-sindir. Ama sahtekarlar›n, sahte gerekçelerininçürüklü¤ü ortaya ç›kmaktad›r böylece.

Sözüm ona “duyarl›” gözükerek ve istifa iste-mini dile getiren baz› kimseler ise, yapt›klar›aç›klamalarla ayn› kulvardan kopmamakta-d›rlar özünde. Dertlerinin CHP’nin iflin içindens›yr›lmas› oldu¤u ve temelde ayn› mant›ktankopmad›klar› a盤a ç›kmaktad›r. Meselenin ka-fl›nmamas›n› ö¤ütlemektedirler. Sorunu basit-lefltirip kotarmaya çal›flmaktad›rlar. Dolay›s›yla,bunlara itibar edilemez. Ayn› t›n›y› çald›klar›bellidir.

CHP, halkç› ya da sosyal-demokrat bir parti de-¤il; bilakis floven-milliyetçi, ›rkç›-faflisttir, katli-amc› kafatasç›d›r, halk düflman›, karfl›-devrimcikomprador bürokratik burjuva s›n›flar›n›n birpartisidir! Öymen’nin çirkeflikte s›n›r tan›ma-yan utanç abidesi aç›klamas› böyle kabul edil-mek ve karfl›lanmak durumundad›r. Katliam›gerçeklefltiren zihniyetin s›k› takipçisi duru-munda olanlar›n katliamdan mutluluk veövünç duymalar›ndan baflka bir fley beklene-mez. Katliamc›-k›y›mc› mantalitenin gelene¤i-ne sahip ç›kmas› flafl›rt›c› de¤ildir, olamaz da.Herkes kendi s›n›f karakterine uygun davran›r.Dolay›s›yla, Öymen CHP ötesinde bir telefuza,ayr›k durufla, hukuksal kiflili¤e sahip de¤ildir, oniteli¤in has adamlar›ndan, temsilcilerindendirde. Öymen CHP’yi temsil etmektedir, sözcüsü-dür. CHP’nin zihniyeti de Öymen’le birdir. Öy-men, “ben faflistsem, o gün onu yapanlar ne-dir” diye sorup, “e¤er ben faflistsem Atatürk ve

di¤erleri de faflisttir” diyor. Do¤ru. Ö¤men do¤-ru iz üstündedir, çok do¤ru söylüyor. Çünkü, oda faflisttir, onlar da faflisttir. Faflizm suçüstü ol-mufltur!

O halde sorun Öymen’nin kiflisel görüfl ve tavr›olmaktan ileri bir çehreye sahiptir. Bu temelgöz ard› edilemez bir esast›r. Kiflisel nitelik vebenlik yükümlülük alt›nda olsa da, mesele as-la kiflisel darl›kta de¤ildir. Onur Öymen’in teflhirduvar›na as›l› Hitler surat›, gerçekte CHP’ninresmidir. Onur Öymen tüzel parti kiflili¤iyle, or-ganik ard›l›-devamc›s› oldu¤u Kemalist CHP’ningerçeklefltirmifl oldu¤u Dersim vahfletini-zul-münü-katliam›n› alk›fllayarak savunmaktad›r.Ayn› soy a¤ac›ndan gelene¤in günümüzde de-vam eden temsilini resmetmektedir Öymen’intutumu. Öymen; CHP’nin sakl› tuttu¤u, dahado¤rusu sakl› tutmaya çal›flt›¤›, ama devrimcigerçek karfl›s›nda her geçen gün daha ç›plakbiçimde ortaya ç›kan tipik so¤uk surat›, kanemici ideolojisi ve s›n›f karakterini aks ettir-mektedir. Ö¤men, Dersim vahfletini “yan ha-sar” diye basitlefltirip k›y›lanlar› alaya alaraksuçunu sürdürüyor. Bu çukura düflmekten kur-tulamaz, çünkü onun ve CHP’sinin özü budur,bu özün d›fla vurumu engellenemez.

Öymen’in aç›klamas› izah edilmeye gerek duy-mayacak kadar sade ve aç›k, bir o kadar da kir-li ve tiksinçtir. Karfl›-devrimci ve faflisttir, katli-amc› ve barbard›r. ‹flte sosyal-demokratl›klar›-n›n adl›nda sakl› olan tüm gerçek budur. Tümyaflananlardan özellikle Dersim halk› ders al-mal›d›r. Y›llar y›l›d›r kendisini k›y›mdan geçir-

mifl olan Kemalist CHP’nin ard›l› olan ayn› Ke-malist CHP’nin pefline tak›lm›fl, onu sol kabuletmifltir. Art›k “takke düflmüfl, kel görünmüfl”ve bu gerçe¤in de¤iflme zaman› gelmifltir. Der-sim halk›n›n tarihteki katliamlar›na karfl› biri-ken devrimci öfkesi hakl› olarak patlam›flt›r.Ancak öfkenin do¤ru yere ve do¤ru politik he-deflere kusulmas› önemlidir.

Bu aç›klamay› devrimci halk kitleleri derhal id-rak ederek devrimci tepkisini göstermifltir. Sözkonusu beyan›n direkt ve birinci derecedenmuhataplar› veya hedefleri hiç kuflkusuz ki,Dersim katliam›n›n ma¤duru durumundakitüm Dersim halk›d›r. Bu bak›mdan ilk tepki vekuvvetli öfkenin buradan do¤mas› do¤ald›r. Fa-kat daha bilimsel ve s›n›fsal perspektiften yak-lafl›ld›¤›nda, ilgili faflist aç›klaman›n hedefi veyamuhatab› tamamen anti-faflist, anti-feodal, an-ti-emperyalist tüm kesimlerdir. Komünist vedevrimci kesimler, ayd›n, yazar, sanatç›, ö¤ren-ci bütün devrimci halk kitleleri, tüm demokra-tik, devrimci kurum ve kurulufllard›r. Örne¤in,“Onursuz Öymen” slogan› ve istifas› esas olma-mal›d›r. CHP dokusu hedeflenmelidir. Dersimkatliam-k›y›m›n›n a盤a ç›kar›larak, hesap so-rulmas› fliarlaflt›r›lmal›d›r. Faflist niteli¤in itirafedilip aç›ktan savunulmas›yla CHP’nin kapat›l-mas› ve Kemalist diktatörlük yarg›lanmal›d›r…

Tunceli Dernekleri Federasyonu (TUDEF)’nungecikmeyen tavr› ve anl›k tepkisi olumludur.Sorunu kavray›fl› ve ba¤l› olarak gelifltirdi¤i po-litik talep esasta do¤ru ve olumludur. Kendile-rine zehirli güller uzatan CHP ‹stanbul ‹l Baflka-

n›’n› yuhalayarak kovmalar› da ayr›ca not edil-mesi gereken bir olumluluktur. Ancak bu tale-bin daha ileri seviyede formüle edilmesi dahado¤ru ve mümkündür. En önemlisi de politiktalepler daha ileri düzeye tafl›narak, halk kitle-lerinin faflizmin “sol” yüzü durumundakiCHP’den kopart›lmas›d›r. Dahas› CHP’nin veonun savundu¤u Kemalist anlay›fl›n teflhiri içinhakk›nda kapatma davas›n›n aç›lmas› isten-meli ve bunun için giriflimlerde bulunulmal›d›r.‹nsanl›k suçu, savafl suçu, katliam-k›y›m suçuve faflizm suçlar› hakl› gerekçeler olarak ilerisürülmeli, CHP’nin yetkili a¤z›n›n bu aç›klamas›ilgili suçlar› öven, benimseyen ve savunan birrealite olarak yasal sürecin-soruflturman›n aç›l-mas›na gerekçe gösterilerek dava edilmelidir.Ve asla, göstermelik, gayr› ciddi ve hatta katlia-m› daha kibar ifadelerle savunan özür dilemebiçimi yeterli görülmemelidir. Gerçek özür, sözkonusu Dersim katliam›n›n k›nanmas›, lanet-lenmesi olarak kabul edilmelidir ve ancak böy-le bir özür kabul edilebilir ve anlaml› olabilir.

Burada es geçilmemesi gereken iki husus dahavar. Bunlardan birincisi; Öymen’in kendisine re-ferans ald›¤› ve yolunun izlenmesini istedi¤iMustafa Kemal’in, Dersim katliam›ndaki baflsorumlu oldu¤udur. ‹kincisi ise, Öymen’in aç›k-lamalar›n›n bas›nda, AKP’nin elini güçlendire-cek mahiyette ele al›nd›¤›d›r. Zira bas›nda Öy-men katliam yanl›s› olarak gösterilirken –ki öy-ledir-, AKP demokrasi yanl›s›ym›fl gibi aksetti-rilmektedir. Bu büyük bir yan›lsamaya kap›aralamaktad›r. Bilindi¤i gibi Öymen bu sözleri,Kürt ulusal sorununa dönük, emperyalizm eliy-le haz›rlanan ve Türk devleti ve onun sözcüsüAKP taraf›ndan yürürlü¤e konan “Kürt aç›l›-m›”n›n tart›fl›ld›¤› meclis oturumunda veAKP’nin sözde Kürt ulusal hareketine karfl› si-lahlar› rafa kald›rmak istedi¤i sav›na karfl› sarfetmiflti. Bu sözlere AKP taraf›ndan da reklam›yap›lan tepkiler gösterildi¤i hat›rlan›rsa, durumdaha iyi anlafl›lacakt›r.

Aç›kt›r ki AKP, Öymen’in aç›klamalar› üzerinebasarak, kendisini Kürt ulusal sorununda de-mokrasi yanl›s› gösterme, askeri sald›r›lar› tas-vip etmedi¤i izlenimi yaratmaya çal›flm›fl, böy-lece emperyalizm eliyle bafllat›lan ve içindefliddeti de bar›nd›ran plana-sürece halk›n des-te¤ini almay› amaçlam›flt›r. Medyan›n deste¤iile bunda belirli oranda baflar›l› oldu¤unu dasöylemek mümkün. Zira konuyu iflleyen yaz›la-r›n ezici bölümünde CHP teflhir edilirken, AKPpür-u pak gösterildi. Oysa Öymen ve onun söz-cülü¤ünü yapt›¤› CHP-Kemalist gerici s›n›flar›nkatliamc› bir partisi oldu¤u gibi, AKP de en azCHP kadar katliamc› faflist bir partidir. Bunu,AKP’nin hükümeti dönemindeki infazlara ve s›-n›r öteri askeri harekatlara bakarak görmekmümkün, ve benzeri… Ya da Tayyip Erdo¤an’›n,“Çocuk da olsa, kad›n da olsa gerekeni yap›la-cak” sözlerine bakarak görmek mümkün...

Sonuç olarak Dersim k›y›m› co¤rafyam›zdakidi¤er k›y›mlar gibi, hesab› sorulmam›fl bir k›-y›m olarak proletaryan›n adaleti ile yarg›lan-mak üzere durmaktad›r. Bu unutulamaz! Özürdileme talebi, sadece katliam› meflrulaflt›rmamant›¤›yla tekraren yap›lan ve tüm insanl›klabirlikte baflta da Dersim kökenli halklar›m›z›nonuruna yönelik sald›r›yla ilgili olan aç›klamay-la alakal›d›r. Di¤er hesap kapanmam›fl bir davaolarak devrimci savafl›m›m›z›n hükmüyle görü-lecek bir davad›r.

Öymen’in a¤z›ndan dökülenler devletin gerçekli¤idir

Burjuvazi kendi iktidar araçlar›ndan vazgeçen, sistemin yap›s›nadokunmayaca¤›n› ilan eden her muhalif hareketi burjuvazi kabuleder. Kürt ulusal hareketinin uzun zamand›r sürdürdü¤ü TC'ninegemen s›n›flar›yla uzlaflma siyaseti 19 Ekim 2009'da Maxmur veKandil'den gelenlerle yeni ve önemli bir aflamaya evrilmifltir.1999 Avrupa ve Kandil'den silahl› olarak devletten bar›fl talep et-meye gelen gruplarla dillendirdikleri bar›fl› gerçeklefltirmedilerama günümüzde yaflanan politik, siyasi atmosfere zemin haz›rla-d›lar. Bu, gerillan›n silahs›zland›r›lmas›na varacak yolun önemlipratik aya¤›d›r.Belli bir muhalefet olmas›na ra¤men bir “devlet politikas›” olarakAKP eliyle yürütülen süreç, Kürt ulusal sorununda esasa dairolmayan reformlar eflli¤inde Kürt ulusal hareketinin silahl›gücünün tasfiye edilmesi ve Türk egemenlik sistemine entegreedilmesi amac›na kilitlenmifltir. Türk devletinin yetkilileri bu amac›her f›rsatta aç›kça ifade etmekte art›k bir sak›nca görmüyorlar.PKK, Kürt milletinin ba¤›ms›zl›k -ayr› devlet kurma- hakk›n› bir ke-nara b›rakarak egemen Türk burjuva-feodal s›n›flar›na da nefes al-d›rm›flt›r. PKK, prati¤iyle, ‘silahlar›n devri bitti’ diyor. Kürtlere devletistemiyor fakat Türk devletine evet diyor. Türk devleti, Kürtlerinbüyük bedeller ödeyerek ördü¤ü bir mücadele ve iktidar organ›n›ortadan kald›rmaya kararl›d›r. Gerilla, Kürtler için; özgüven, savafl-

ma, baflkald›r›, ba¤›ms›zl›k ve özgürleflmedir. Kandil'den yollanangerilla grubunu karfl›layan yüzbinlerin sokaklara dökülmesini do¤-ru anlamal›y›z. Kürt ulusunun ve Kürt halk›n›n özgürlük iste¤ini vegerilaya olan ba¤l›l›¤›n› ifade ediyordu bu karfl›lama. Milyonlar›n is-te¤i basit bireysel ve kültürel haklarda tan›nacak k›r›nt›lar de¤il,tasfiye ve Türk egemen s›n›flar›n›n Kürt ulusunun üzerindeki bas-k›s›n›n devam etmesi de¤il, eflitlik ve özgürlüktür. Bu kadar flaflal›kutlamalar›n, büyük beklentilerin arkas›nda eflitlik ve özgürlükyoktur. Yaflanan pratik, Kürtlerin özgürlük duygu ve düflünceleriy-le ters orant›l›d›r. Kuzey Kürdistan'da yükselen bu devrimci kitle kabarmas›nda ko-münistlerin neden kitlelerle ba¤ kuramad›¤›n› sorgulamal›y›z. Hal-k›m›z›n, ezilen s›n›flar›n temsilcileri, Kürt ulusuna sunulan içi boflbar›fl› her koflulda teflhir etmeye devam edecek. Kürt milletine,‘sunulan ball› zehiri içmeyin’ diyecektir. Di¤er yandan burjuva çö-zümler dünyada hiç bir halka ba¤›ms›zl›k ve özgürlük getirmedi¤igibi Kürt halk›na da ba¤›ms›zl›k ve özgürlük getirmeyecektir. Kürthalk›na proleter çözümü en iyi Kürt ulusuna mensup komünistleranlatacakt›r. Emperyalistlerin ve Türk burjuvazisinin sevindi¤i veçözüm olarak koydu¤u fley bizim çözümümüz olamaz. Stalin'in dedi¤i gibi, "Bilinçli proletaryan›n denenmifl olan kendibayra¤› vard›r ve onun burjivazinin bayra¤› alt›nda safa girmesi-

nin gere¤i olmaz." Maoist hareketin Kürt ulusal mücadelesine yaklafl›m›nda sorunyoktur. Sorun Kürt iflçi ve emekçi köylülerin örgütlenmesi mese-lesidir ve bu sorun afl›mal›d›r. Kuzey Kürdistan'daki derin sömürüve yoksullaflma görmezden gelinerek devrim hareketi örgütlene-mez. Hareketimiz s›n›f mücadelesini Kürt iflçi ve emekçi köylüle-ri içerisinde gelifltirdi¤i oranda ulusal sorundaki devrimci çizgisianlafl›lacakt›r. Kürt ulusuna uygulanan milli bask›y› görmezdengelmeyen proleter devrimci mücadele hatt› zorunludur. Anayasalbeklentiler ve reformlar de¤il, Kürt iflçi ve emekçileri ile köylüle-rinin devrimci iktidar› için savaflan hat esast›r...Devrimci hareketler flimdiye kadar Kuzey Kürdistan'› ulusal hare-ket ve ulusal sorun üzerinden ele ald›, tart›flt›, tart›flt›rd›. Kürt ulusalsorununu ise kendi pogramlar› zemininde de¤il Kürt ulusalhareketi üzerinden de¤erlendirdi. Kendi asli görevini ise unuttu.Bugün önüne koymas› ve tart›flmas› gereken görev Kuzey Kürdis-tan'da s›n›f iktidar›n›n mücadele araçlar›n› yaratmak, güçlendirmekve ilerletmektir. Politik güç yarat›lmad›kça Kürt ulusal sorununailiflkin yap›lan belirlemelerin hükmü olmayacakt›r. Kürt ezilenleriy-le bütünleflmek için orada olmak gerekir. Tarlaya dökülen teri, fab-rika çark›nda sömürülen emekle bütünlefltirmeliyiz. Kürt iflçi ve emekçileri ile köylüleri aras›nda s›n›f hareketini gelifltir-

mek, komünist öncünün Kürt halk›yla bütünleflmesini sa¤lamak

günün görevidir. Kürt ulusal hareketinin k›s›r, daralt›lm›fl, s›n›rland›-

r›lm›fl ulusal taleplerle yan›ndan bile geçmedi¤i ve üstünü örttü¤ü

s›n›f mücadelesini örmek önümüzde duran acil bir görevdir.

Kürt proleteryas›n› ve emekçilerini sessizlefltiren, “vatan” örtüsüy-

le bilinçlerini buland›ran tarihsel karanl›¤› y›rtmal› ve kendi s›n›f

bayraklar›n› yükseltmelerini sa¤laman›n zaman›d›r. Bizler Kürt ulu-

sal mücadelesi ve hareketine destekten, ulusal bask›y› teflhir et-

mekten bahsetmiyoruz. Tüm bunlara karfl› da sorumlulu¤unun bi-

lincinde olan Kürt ezilen s›n›flar›n›n, her türlü Kürt milliyetçi ak›-

m›ndan ayr›flm›fl Kürt iflçi ve emekçi köylülerinin, çeflitli millet ve

milleyetlerden proleterya ile ortak devrimci iktidar u¤runa müca-

delesinin gelifltirilmesinden, Türkiye-Kuzey Kürdistan devriminin

örülmesinden bahsediyoruz.

Milyonlar› saran özgürleflme iste¤i, devrimin iktidar› u¤runa müca-

deleye büyük olanaklar sunmaktad›r. Bu süreç; devrimci komüniz-

min, burjuva çözüm bayraklar› sallayan oportinizmle ayr›flma sü-

reci oldu¤u gibi, Kuzey Kürdistan'da üstü örtülen s›n›f mücadele-

sinin ayr›flma, filizlenme ve geliflme sürecidir de. Bu görevimizi

kavrayal›m. Kendi ba¤›ms›z k›z›l bayra¤›m›z› dalgaland›ral›m.

Kitlelerin özgürlük hayk›r›fl›n› do¤ru kavrayal›m‹smail UçarSINIF TAVRI

318-31 Kas›m 2009GÜNCEL

Page 4: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

4 18-31 Kas›m 2009 GÜNCEL

Öymen ve CHP’ye karfl› protesto eylemleri sürüyor10 Kas›m Günü TBMM Genel Kurulu’nda ‘de-mokratik aç›l›m’a iliflkin görüfllerini aç›klayanCHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur ÖYMEN’inkonuflmalar›, TC tarihinde yaflanan katliamla-ra CHP’nin resmi bak›fl aç›s›n› da yans›tt›.Genç, yafll›, çocuk demeden binlerce insan›nöldürüldü¤ü Dersim olaylar›n› hat›rlatan Öy-men, “O zaman kimse analar›n gözyafl›ndanbahsetmiyordu.” dedi.Demokratik aç›l›m gerekçelendirilirken, ‘ana-lar a¤lamas›n’ denildi¤ini hat›rlatan Öymen,sözlerine flöyle devam etti: “Maalesef bu ül-kenin analar› çok a¤lad›. Tarihimiz boyuncaçok flehit verdik. Çanakkale Savafl›’nda 200bin flehidimiz vard›, hepsinin anas› a¤lad›.Kimse ç›k›p ‘bu savafl› bitirelim’ demedi. Kur-tulufl Savafl›’nda, fieyh Sait isyan›nda, Dersimisyan›nda, K›br›s’ta analar a¤lamad› m›? Kim-se ‘analar a¤lamas›n, mücadeleyi durdura-l›m’ dedi mi? ‹lk siz diyorsunuz. Çünkü sizinterörle mücadele cesaretiniz yok.”Öymen, “PKK ile mücadelede” Dersim k›r›m›-n›n örnek al›nmas›n› da istedi.

‘Dersimlileri CHP’den istifa etmeye ça¤›r›yo-ruz’CHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur Öymen’inçözüm olarak sundu¤u, ‘Dersim gibi yap›l-mal›’ sözleri y›llard›r CHP’ye oy veren Alevi-ler ile Dersim halk› taraf›ndan tepkiyle karfl›-land›. Tunceli Dernekleri Federasyonu Bafl-kan› Özkan Tacar, yapt›¤› aç›klamada; bütünDersimlileri CHP’den istifaya ça¤›rd›. Mazlumhalklar›n hak ve taleplerinin verilmesi gere-kirken, hala kanla bast›rma düflüncesini, ‘fa-flizanl›k’ ve ‘örümcek kafal›l›k’ olarak de¤er-lendiren Tacar, “Kanla bast›rmak isteyenle-rin uluslararas› savafl mahkemelerinde yar-g›lanmalar› gerekti¤ine inan›yoruz” diye ko-nufltu. Öymen’in ifadelerinin, ayn› zamandaCHP’nin görüflü oldu¤unun alt›n› çizen Tacar,bu görüflün CHP’nin ana fikri oldu¤una dik-kat çekti. CHP’nin inkar ve imha politikalar›üzerinden 72 y›ll›k dönemi halen devam et-tirme çabas›nda oldu¤una iflaret eden Tacar,bu tür insanlar›n siyasetin önünden çekil-mesi gerekti¤ini kaydetti.Ankara Tuncelililer Derne¤i Baflkan› BülentAkda¤ da yapt›¤› aç›klamada, Öymen’in söz-lerini talihsiz bulduklar›n› belirterek ibretleizlediklerini söyledi. 1938’de genç, yafll›, ço-cuk, kad›n demeden binlerce insan›n öldü-rüldü¤ü Dersim katliam›nda devleti bir kah-raman gibi göstermenin insanl›¤a ve insanl›konuruna s›¤mayaca¤›n› belirten Akda¤, ‘Budüflünceyi tafl›yanlar ak›l ve vicdanlar›n› yi-

tirmifllerdir.” dedi.

“Hitler’in ö¤rencisi Öymen aran›yor”Öymen’in 1938 Dersim k›r›m› ile ilgili sözleri-

ne büyük tepki gösteren Dersim halk›, Öy-

men'in faflist Hitlere benzetildi¤i foto¤raflar›,

üzerine Türkçe, ‹ngilizce ve Zazaca ‘Bu adam

aran›yor’ yazarak Dersim sokaklar›na ast›.

“Dersimlileri fare gibi bo¤dular, gaz kulland›-lar”T.C. hükümetlerinde baflta D›fliflleri Bakanl›¤›

olmak üzere birçok üst düzey görevlerde

bulunan dönemin Tunceli Emniyet Müdürü

‹hsan Sabri Ça¤layangil yazd›¤› an›lar›nda ya-

flanan vahfleti bu cümleyle anlat›yor.

“Dersim isyan›nda öldürülen dedemin me-zar› nerede, bilmiyorum”CHP eski Tunceli ‹l Baflkan› Cemal Özaslan da

yüre¤i yananlardan. Özaslan, “Benim ailem

1938'de katledildi. Dersim isyan›nda öldürü-

len dedemin mezar›n›n nerede oldu¤unu bil-

miyorum. Bunlar önce bizi insan olarak kabul

etmediler, flimdi de Türk yapmaya çal›fl›yor-

lar. ‹nkar ve imha politikalar› son bulsun. Ar-

t›k eflit ve özgür yurttafllar olarak yaflamak

istiyoruz.” sözleri ile tepkisini gösterdi.

“A¤›tlarla, öykülerle büyümüflüm amaiçimde zerre kadar kin yok”Demokratik Toplum Partisi (DTP) Tunceli Mil-letvekili fierafettin Halis de tepkilerini flu söz-lerle dile getirdi. Halis, “1938'de ailemden 24kifli öldü; iki dedemin mezar› yok. A¤›tlarla,öykülerle büyümüflüm ama içimde zerre ka-dar kin yok, içimde zerre kadar düflmanl›kduygular› yok ama öfkem var elbette. Amasay›n Öymen’e bak›yoruz. Ma¤dur olan biziz,ölen biziz, mazlum olan biziz, öldürülen biz,sürülen biz, yok edilmek istenen biz ama sa-y›n Öymen’in öfkesi bir yana hâlâ kin ve inti-kam duygular›ndan ar›nm›fl de¤il. Bunu savu-nabilecek baflka bir tek milletvekili yok. 50bin kiflinin öldürülüflünün sosyal demokrasiad›na savunulabilece¤ini hiç düflünmedik.”dedi.

“Öymen’in amcas› da dersim katliam›n›mecliste alk›fllam›flt›”Ülkemizin de¤erli ayd›nlar›ndan sosyolog ‹s-mail Beflikçi, Dersim katliam›n› savunanCHP'li Onur Öymen'in amcas› H›fz›rahmanRaflit Öymen'in de 1935 Tunceli Kanunu'nun(Bu kanun; Genel Müfettifl olan vali ve ko-mutana, kiflileri yakalamak, itham etmek,yarg›lamak, idam karar› vermek, idamlar› in-faz etmek yetkilerini veriyor. Yarg›lamada,san›¤a iddianame verilmiyor, savunma hak-k› tan›nm›yor. Mahkeme kararlar›n›n kesinolup temyizinin mümkün olmad›¤› hükmeba¤lan›yor.) onayland›¤›, uyguland›¤›, Dersimkatliam›n›n gerçeklefltirildi¤i dönemde Mec-lis'te Milletvekili oldu¤unu, onaylayanlararas›nda bulundu¤unu hat›rlat›yor.

Öymen: Ben faflistsem Atatürk, Celal Ba-yar, Fevzi Çakmak da m› faflist ti?Öymen, kendisine karfl› yap›lan protesto ey-lemleri sonras›nda bir gazeteye verdi¤i demeç-te, kalkanlar›n› kald›rarak kendisini savunmayaçal›flt›. Ancak deyim yerindeyse, ç›rp›nd›kça da-ha fazla batt›. “Ben mi bast›rd›m Dersim isyan›-n›? O zaman Atatürk niye böyle davrand›? CelalBayar Baflbakan’d›. Fevzi Çakmak da Genelkur-may Baflkan›. Onlar da m› faflistti?” Evet, Öy-men, kendisine tepki gösterenlerden yan›tbekliyor. Sesini duyuramayan binler ad›na bizyan›t verelim: Bu katliam› yönetenlerin ve bu-nun gibi say›s›z katliama imza atan, halka kankusturan, di¤er ulus ve milliyetleri imha ve asi-milasyona giriflen bu zatlar elbette ki seninleayn› damgay› tafl›may› hak ediyorlar. Hem desenden daha fazla. Evet, onlar da faflistti!

DERS‹M- Yeni kurulan Tunceli Üniversitesi’nin aç›l›fl›n› yapmakiçin 5 Kas›m günü Dersim’e giden Cumhurbaflkan› Abdullah Gül,halk›n tepkisi ile karfl›laflt›.Sabah saat 11.30’da Sanat Soka¤›’nda bir araya gelen DHF, Partizan,Halk Cephesi, Dersim Kültür Derne¤i, ESP, Emek ve Özgürlük Cephe-si, Munzur Çevre Derne¤i buradan flehir merkezine bir yürüyüfl dü-zenledi. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “Munzur özgür akacak”, “Munzurdarda, Dersim isyanda”, “Dersim faflizme mezar olacak”, “Cumhur-baflkan› Dersim’den defol”, “Zam, zulüm, iflkence iflte AKP” sloganla-r› atarak yürüyen kitle ard›ndan tekrar Sanat Soka¤›’na gelerek bu-rada bir bas›n aç›klamas› yapt›.Yap›lan aç›klamada ,“Halk›n kitlesel eylemlerini görmezden gelenve baraj projelerini durdurmayanlar bugün Dersim'e geliyorlar. Ena¤›r bedelleri ödemifl olan halk›m›z, kendi de¤erlerine sahip ç›kmakiçin yeni bedeller ödemekten çekinmiyor. Bu nedenle diyoruz kibaraj projeleri derhal iptal edilmeli. Orman yakmalar, koruculukuygulamalar›, yayla yasaklamalar› gibi uygulanmalar kald›r›lmal›ve Dersim'de bulunan kara may›nlar› temizlenmeli, seyitlerin me-zar›n›n nerde oldu¤u söylenmeli.’’ ifadelerine yer verildi.Cumhurbaflkan›'n›n Tunceli Belediyesi’ne gelmesiyle birlikte ger-ginlik bafllad›. Pankart açan devrimci kurumlar›n üzerine çevikkuvvet polisleri joplarla sald›rd›. Dersim halk› da buna polis bari-katlar›n› y›karak ve pankart açan kiflileri polisten alarak cevapverdi. Sonras›nda Cumhurbaflkan› Gül’ün Tunceli Belediyesi’ne git-mesiyle birlikte halk da belediyesinin karfl›s›na gelerek “Dersimfaflizme mezar olacak”, “Zam, zulüm, iflkence iflte faflizm” slogan-lar att›.

Dersim halk› Gül'ü konuflturtmad›Belediye'de bir konuflma yapmak isteyen Cumhurbaflkan›, halk›nyo¤un protestolar›yla karfl›lafl›nca konuflmadan kolluk kuvvetleri-nin yo¤un korumas› alt›nda geldi¤i h›zla geri döndü.

‘Hep gelip ayn› palavralar› at›p gidecekler’Gül’ün yapt›¤› “ziyaret”e iliflkin görüfllerini ald›¤›m›z Dersim halk›,ayn› palavralar› at›p duruyorlar diyerek, bu “ziyaret”le gözlerininboyanamayaca¤›n› belirttiler.Kendisiyle görüfltü¤ümüz Adil ..., “Hep gelip ayn› palavralar› at›p gi-decekler. Yani inand›r›c› de¤il, samimi de¤il!” diyerek bak›fl›n› özet-liyor. Gül’ün, Dersim’deki baraj projelerine ve devlet eliyle gerçek-lefltirilen do¤a katliam›na dil ucuyla dahi de¤inmedi¤ini hat›rlatt›¤›-m›z Adil ..., “Plan yap›lm›fl, Dersim insans›zlaflt›r›lacak. Geçmifltekigibi ayn› flekilde devam edecekler. Her fley zaten planl› bir flekildedevam ediyor. Ne cumhurbaflkan›, ne de baflbakan bu fleylerdenvazgeçmeyecekler.” diyor.Aç›l›m furyas›n›n pek u¤ramad›¤› Dersim’de, devlete iliflkin konu-flurken isim vermekten çekinen bir Dersimli, “Gül’ün gelmesinin gö-zümde hiç bir de¤eri yok. Samimiyetsiz oldu¤u her halinden belliy-di. ‹ktidarlar›n hepsi oyun oynar, Gül de buna bir örnektir. Sonuçtabizim sorunlar›m›za hiç bir müdahalesi olmad›, sorunlar›m›z halendevam ediyor.” diyerek, Gül’ün gezisinin amac›n› aktar›yor. Gül’ün,Dersim’deki baraj projelerine ve devlet eliyle gerçeklefltirilen do¤akatliam›na dil ucuyla dahi de¤inmedi¤ini hat›rlatarak flu yan›t› ve-riyor: “Görünen köy k›lavuz istemez, her fley ortada. Bu adamlar ce-mevini düflünüyorlarsa insanlar›n kutsal yerlerini sular alt›nda b›-rakmazlard›. Bu ülkenin karar mekanizmas› cumhurbaflkan›d›r, ya-ni durdurabilir bu barajlar›. Bir yandan cemevine gidiyor, bir yan-dan senin ibadet yerini sular alt›nda b›rak›yor. Bunun hiç bir izah›olamaz.”

Dersim halk› Gül’egül uzatmad›

Alevi Bektafli Federasyonu (ABF) taraf›ndan düzenlenen ve siya-si partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin de destek verdi¤imitinge on binlerce kifli kat›ld›.Kad›köy Tepe Natilius, Sal› Pazar› ve Numune Hastanesi önü ol-mak üzere 3 ayr› noktada toplanarak ‹skele Meydan›’na yürü-yen on binlerce kiflinin kat›ld›¤› mitingde ‘bozuk düzende sa¤-lam çark olmaz’ denildi, ‘Devletin Alevisi olmayaca¤›z’ vurgusuyap›ld›. Mitinge Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), Devrim-ci Alevi Komitesi, Partizan, BDSP, ESP Giriflimi, EMEP, TKP’nin dearalar›nda bulundu¤u birçok siyasi parti, devrimci ve demokra-tik kitle örgütü de kat›larak destek verdi.

DHF: Aç›l›ma aldanma, bozuk düzende sa¤lam çark olmazOn binlerce kiflinin kat›ld›¤› mitingde Demokratik Haklar Federas-

yonu (DHF) da kitlesel kat›l›m sergiledi. Kitleselli¤i ve coflkusuylamitingdeki yerini alan DHF, “Aç›l›ma aldanma, bozuk düzendesa¤lam çark olmaz” yaz›l› pankart açarak, devletin ve hükümetinsinsi politikalar›n› teflhir etti. DHF kortejinde “Gelin canlar bir ola-l›m, halk iktidar› kural›m”, “Aç›l›m asimilasyondur”, “Aç›l›m açl›k-t›r”, “Zorunlu din dersi kald›r›ls›n”, “Dün Marafl’ta, bugün Sivas’ta,çözüm faflizme karfl› savaflta” yaz›l› dövizler tafl›nd›.

‘Aleviler tehdit olmaya devam edecekler’Mitingde ilk konuflmay› yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Ge-nel Baflkan› Fevzi Gümüfl, Diyanet’in laik bir devlette olmamas›gerekti¤ini belirtti. Diyanet ‹flleri’nin, zorunlu din dersinin kald›r›l-mas›n› talep eden Alevileri tehdit olarak gördü¤ünü hat›rlatanGümüfl, “Aleviler, Milli Güvenlik Kurulu’nun haz›rlad›¤› siyaset bel-

gelerinde, k›rm›z› noktal› haritalarda da vard›. Ama bizler o hari-talar›, siyaset belgelerini nas›l ki, tarihin çöplü¤üne atabildiysek,hala Kad›köy Meydan›’n› doldurabiliyorsak, senin strateji belgele-rini de çöplü¤e atar›z. Zorunlu din derslerine, Diyanet’e karfl› ç›k-mak tehditse, Aleviler tehdit olmaya devam edecekler” dedi.AKP’nin aç›l›m›yla devletin Alevi’sinin yarat›lmak istendi¤ine dik-kat çeken Gümüfl, “AKP, Alevilerin sorunlar›n› çözece¤i gibi bir al-datmaca yaratmaktad›r. Biz, ayr›cal›k de¤il, her anlamda, kanun-lar›n önünde, gündelik yaflamda, fiiliyatta eflitlik istiyoruz.” dedi.

‘Bu ifl kapal› kap›lar arkas›nda çözülmez’Alevi Bektafli Federasyonu (ABF) Genel Baflkan› Ali Balk›z ise ko-nuflmas›na, “Fabrikalardan iflçiler, okullardan ö¤renciler, kahveler-den emekliler, mutfaklardan ev han›mlar›, Deniz Gezmifl, MahirÇayan, ‹brahim Kaypakkaya, Erdal Eren’nin ser verip s›r vermeyendevrimcilerin yoldafllar›, hepiniz hofl geldiniz.” sözleriyle bafllad›.AKP hükümetinin yapt›¤› Alevi aç›l›m›na de¤inen Balk›z, sürecinipe un sermek oldu¤unu, Alevilerin direncinin k›r›lmaya çal›fl›ld›-¤›n› vurgulayarak, “Say›n Baflbakan’a flunu söylemek isteriz; buifl kapal› kap›lar arkas›nda çözülmez. Dolmabahçe Saray›'nda hiççözülmez. ‹flte meydan, iflte Aleviler, iflte Alevilerin dostlar›…Sünni kardefllerimiz burada, ayd›nlar burada, iflçiler-emekçiler,ö¤renciler burada, Sivas, Gazi, Marafl, Çorum, 1 May›s fiehitleriburada. Onlar›n huzurunda söz veriyoruz ki; bu iflin peflini b›rak-mayaca¤›z.” dedi.

‘Hak aramas›n› Pir Sultan’dan ö¤rendik’“Gelecek y›l okullar aç›ld›¤›nda çocuklar›m›za ‘din dersine girme-yin, boykot edin’ ça¤r›s›nda bulunmaya mecbur etmeyin” diyenBalk›z konuflmas›n› flöyle tamamlad›: “Bizler hak aramas›n› piri-miz Pir Sultan’›m›zdan ö¤rendik. Onun onurlu sonunu kendi so-numuz yapar›z, ama bilin ki, ne o çera¤›n sönmesine izin veririz,ne de o saz› yere b›rak›r›z. Böyle biline.”Miting program› Sabahat Akkiraz, fievval Sam, Ferhat Tunç, EdipAkbayram ve Suavi'nin seslendirdi¤i ezgilerle sona erdi.

Aç›l›ma aldanmad›lar, alanlar› doldurdular

Page 5: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

518-31 Kas›m 2009GÜNCEL

Maoist Komünist Partisi (MKP) Emek Seferberli¤i kampanyas›bafllatt›¤›n› duyurarak, emperyalizm ve gerici s›n›flarkarfl›s›nda ezilen tüm emekçileri kampanyaya güç vermeyeça¤›rd›.

‘Her türlü sömürü ve zulüm halklar›m›za reva görülmektedir’MKP taraf›ndan yap›lan aç›klamada ül-

kemizde milyonlarca insan›n ac›-mas›zca sömürülüp, açl›¤›n

pençesine at›ld›¤› kayde-dilen aç›klamada, “Kürt

ulusu ve milliyetler fa-flist zulüm, milli bask›ve asimilasyon alt›n-dad›rlar. Milyonlarcayoksul insan yar› aç-yar› tok kar›nla sefale-

te difl s›karak diren-mekte, amans›z bir ya-

flam mücadelesi vermek-tedir. Yerli hakim s›n›flarca ül-

ke zenginlikleri emperyalist tekel-lere ak›t›lmakta, ülke kaynaklar› özellefltir-

meler baflta olmak üzere çeflitli biçimlerde sat›l›p emperyaliz-me peflkefl çekilmektedir. Emperyalist gerici ç›karlar u¤runa,her türlü sömürü ve zulüm halklar›m›za reva görülmektedir.‹nsanca yaflama alan› sonuna kadar k›rp›larak emekçilerin ya-flam dünyas› darlaflt›r›lm›flt›r. ‹nsani yaflama dair yasaklar ko-yulup, düflkünlük ve kirletilmifl bencil yaflam de¤erleri hoy-ratça kol gezmektedir.” denildi.

‘Köyler top at›fllar›na tutularak çocuklar katlediliyor’Aç›klamada gerici hakim s›n›f temsilcilerinin a¤›zlar›na pelen-senk ettikleri ‘demokratikleflme’ ve ‘çözüm’ safsatalar› ara-s›nda, devrimci ve sosyalist bas›n çal›flanlar›na tehdit, bask›ve sald›r›lar›n art›¤›na vurgu yap›larak, “Demokratik haklarmücadelesi faflist terörle bast›r›l›yor, gazeteler kapat›l›p dava-lar aç›l›yor, üniversite gençli¤i üzerindeki faflist sald›r›lar art›flgösteriyor, köyler top at›fllar›na tutularak çocuklar katledili-yor, Kürt kökenli insanlar mahallelerinde polis eflli¤inde linçediliyor ve bilumum militarist-faflist Kemalist ruh giderek per-vas›zlafl›yor… Bütün bu yaflananlar karfl›s›nda art›k anlafl›lma-l›d›r ki radikal devrimci Kürt ulusal hareketi özü ve niteli¤in-den kopart›larak tasfiye politikalar› h›zland›r›lm›flt›r.” denildi.Aç›klamada son olarak flu ifadelere yer verildi: “Tüm kötülük-lerin bafl mimar› olan emperyalistler ve stratejik ufla¤› faflistKemalist devlet düzeni ve gerici sistemini kökünden söküpatmak, co¤rafyam›z halklar›ndan bafllayarak tüm dünya halk-lar›n›n özgür ve mutlu yaflam›n› infla etmek için, adil bir dün-ya kurmak üzere aya¤a kalkmak zorunludur. ‹lk hasm›m›zolan faflist TC devletinin yerle bir edilmesi, yerine DemokratikHalk Cumhuriyeti ve Devletinin kurulmas› ertelenemez gö-revdir.

‘Devrimin öznesi ve bir parças› olan her kesi göreve ça¤›rarak selaml›yoruz’A¤›r bedeller pahas›na ortak devrimci davam›z u¤runa yürü-tülen Halk Savafl›na imkanlar›m›z ölçüsünde omuz vermek,kendi davam›za sahip ç›kman›n tabii gere¤idir. Her kat›l›m›nve katk›m›z›n devrimci savafl›m›z› daha da güçlendirece¤iunutulmamal›d›r. Kat›l›mlardan tecrit olarak bunlardan yok-sun kalm›fl hiçbir güç, gerekti¤i kadar ve istenilen geliflmeyisa¤layamaz. Dahas› zorlanarak daralmaktan da kurtulamaz.Emperyalistlerin ve yerli stratejik uflaklar›n›n çok yönlü sald›-r›lar› karfl›s›nda tüm ilerici, yurtsever, demokrat, ayd›n, dev-rimci ve komünistleri ortak mücadele ve dayan›flmaya ça¤›r›-yoruz.Bu bilinçle; baflta emperyalizm ve yerli gerici feodal, kompra-dor bürokrat burjuva faflist Kemalist hakim s›n›flar ve kliklerolmak üzere devrimin ideolojik bafl düflman› tasfiyeci-uzlafl-mac› reformizm ve revizyonizme inat; kurtulufl, halk demok-rasisi ve özgürlük özleminden kopmayan radikal silahl› dev-rimci mücadelemizle ayn› özlemlerle birleflmeli ve Emek Se-ferberli¤i Kampanyam›za kat›lmal›s›n›z. Devrimin öznesi vebir parças› olan herkesi göreve ça¤›rarak selaml›yoruz.”

Emek Seferberli¤ine

Kat›lal›mDevrimci Kurtuluflumuza

Omuz Verelim

Kah barajlarla genifl tar›m alanlar› sular alt›nda b›ra-k›larak yok ediliyor, kah siyanürle alt›n ç›karma çal›fl-malar›yla yaflam alanlar› zehirlenerek yok ediliyor.Yaflad›¤› do¤ay› korumaya çal›flan halk›n tepkileriniduymazdan, görmezden gelen iktidar, tam h›z ülke-mizin do¤usundan bat›s›na, kuzeyinden güneyineyaflam kayna¤›m›z olan do¤am›z› katletmeye devamediyor.

Munzur özgür akacakDersim halk›n›n, 10 y›l› aflk›n süredir Munzur’u koru-mak için süren mücadelesine kulaklar›n› t›kayan ül-kemiz egemenleri 60 kilometre uzunlu¤u olan Mun-zur nehrinin üzerine tam 8 baraj yap›yor. Dünyan›nen uzun nehirleri aras›nda yer alan Amazon ve Nilüzerinde dahi bu kadar baraj yok!

Dersim'e bir darbede siyanür zehirindenBarajlarla parçalanmak istenen Dersim'e bir darbe desiyanür zehiriyle vurulmak isteniyor. fiehir merkezi,

Ovac›k ve Hozat aras›nda bulunan K›z›lveran bölge-sinde siyanürle alt›n ç›kart›l›yor. Dersim halk›n›n tümtepkilerine ra¤men do¤a siyanür denilen maddeylezehirlenmeye devam ediyor.

Çoruh da Munzur’un kaderini paylaflacakArtvin ili s›n›rlar› içerisinde, Çoruh Nehri ana kolu üze-rinde 5 adet baraj›n yap›lmas› için projeler haz›r. Ba-rajlar adeta Munzur Nehri’nde oldu¤u gibi Çoruh Neh-ri’nin de ak›fl›n› durduracak. TRT, Çoruh’u anlatan bel-geselinde, “Çoruh art›k h›rç›n akmayacak.” diyordu.Evet, do¤rudur, Çoruh art›k h›rç›n akamayacak. Çün-kü art›k bir nehir kalmayacak.Muratl›, Borçka, Deriner, Artvin ve Yusufeli Bayram veBa¤l›k baraj-hidro elektrik santrali (HES) projelerindenMuratl› Baraj› ve HES tesisleri inflaat› tamamlanaraksu tutmaya bafllanm›fl. Borçka, Deriner, Artvin, Yusu-feli, Bayram ve Ba¤l›k barajlar›n›n inflaatlar› ise de-vam ediyor.. Çoruh nehri üzerinde yap›lan Yusufeli baraj› ise Yusu-feli ilçesini tamamen sular alt›nda b›rakacak, yani birilçe k›sacas› yok olacak.

Dicle, Il›su Baraj›’yla bo¤ulmak isteniyor

On seneden beri çeflitli kitle örgütleri projenin deva-sa kültürel, ekolojik, insani ve politik y›k›mlar getire-ce¤ine dikkat çekerek, bu projeye karfl› mücadeleveriyor. Burada da tüm çabalara ra¤men baraj yap›-m› h›zla devam ediyor. Il›su Baraj› GAP’›n bir parças›-d›r. Proje kapsam›nda öngörülen 22 barajdan flimdi-ye kadar yaklafl›k yar›s› tamamlanm›fl durumdad›r.F›rat nehri üzerine yap›lan Atatürk ve Birecik barajla-r› bunlardan bir kaç›d›r. Barajlar›n yaratt›¤› iklim de¤i-flikli¤inden kaynakl› bölgede son y›llarda ciddi boyut-larda kurakl›k bafllam›flt›r.

Erzurum’da HES protestosu Erzurum’un ‹spir ilçesinde tabi güzelli¤iyle dikkat çe-ken ve birçok nesli tükenmekte olan yabani hayva-n›n bar›nd›¤› Aksu Vadisi de kurulmak istenen hidro-elektrik santrali (HES) ile katledilmek isteniyor. Bölgehalk› projeye tepki göstermesine karfl›n, iktidar, hal-k›n tepkisi karfl›s›nda üç maymunu oynamaya veprojeyi ›srarla sürdürmeyi tercih ediyor. Vadinin do-

¤al yaflam bak›m›ndan sahip oldu¤u önem, iktidartaraf›ndan es geçilse de, Almanya’dan ve Karadenizbölgesinden gelen çok say›da çevreci, bilim insan› vekitle örgütü; 4 köy, 13 mahalle, 9 mezra ve 5 bin ki-flinin yaflad›¤› 35 kilometre uzunlu¤undaki Aksu Va-disi’ne HES kurulmas›na karfl› ç›kt›klar›n› belirterek,HES çal›flmalar›n›n durdurulmas›n›, do¤a katliam›n-dan vazgeçilmesini istedi.

HES’lere karfl› bir ses de Rize’den Ça¤layan Vadisi ve Senoz Vadisi enerji flirketlerinepeflkefl çekiliyor; Rize’nin Çayeli, F›nd›kl› ve Hemflin il-çelerindeki vadide hidro elektrik santralleri infla edil-mesi tasarlan›yor. F›nd›kl› ilçesinde bulunan Ça¤layan Vadisi 1. Derece-de Do¤al S‹T Alan› kapsam›na al›nm›fl olmas›na kar-fl›n enerji flirketlerince hidroelektrik santrali yapmakiçin mahkemeye baflvurulmas› üzerine bölgede keflifve bilirkifli incelemesi yap›ld›. Bölgede yap›lmas› planlanan HES’lere tepki gösterenyöre halk›, ilçedeki Ça¤layan Vadisi’nin Do¤al S‹T Ala-n› olarak tescil edilmesi için Trabzon Kültür ve TabiatVarl›klar›n› Koruma Bölge Kurulu’na baflvuruda bu-lundu. Baflvuru sonras›nda yap›lan inceleme ve keflif-

ler sonucunda, Ça¤layan Vadisi, “1. Derece Do¤al S‹TAlan›” olarak tescil edildi. Mahkeme kararlar› uygulanm›yor“Senoz Derne¤i ve vatandafllar›n açt›¤› dava sonras›Rize ‹dare Mahkemesi nisan ay›nda yürütmeyi dur-durma karar› verdi. Ancak vadiyi terk etmesi bekle-nen flirketler faaliyetlerini sürdürdü. “Karadeniz'dedevlet kanunlar› iflletilmemifltir, devlet mahkemeleri-nin iptal kararlar› iflletilmemifltir. Karadeniz insan›n›nyasalara duydu¤u sayg› ve güven tahrip edilmifltir.”diyen Dernek üyeleri de bunun üzerine yollar› kese-rek. Karfl›l›k verdiler.

Hemflin’de Hes ProtestosuRize'nin Hemflin ilçesinde 2 adet hidroelektrik santra-linin (HES) yap›lmas› düflünülüyor. ‹lçenin Kantarl› köyü çevresinde yap›lmas› düflünülenHES’lere ilçe halk›, do¤an›n dengesini bozaca¤› içintepki gösteriyor. Halk›n tüm tepkilerine ra¤men dev-let projeleri yaflama geçirmekten geri ad›m atm›yor.Allianoi antik kenti Yap›m› tamamlanan Yortanl› Ba-raj›’n›n sular› alt›nda kalacak Çevre örgütlerinin Bergama köylülerinin tüm çaba-lar› görmezden, duymazdan gelen devlet diger birad›yla do¤a katilleri 2 bin küsür y›ll›k Alliano-i antik kentini sular alt›nda b›rakacak yortanl› bara-j›n› tamamlad›. Sular tutuldu¤unda bu antik kent birdaha geri dönüflü olmayacak flekilde yok olup gide-cek

Kaz Da¤› (‹da Da¤›) zehirleniyorÜlkemizin bir di¤er önemli do¤al yaflam alan› olanKaz Da¤lar›, alt›n arama flirketi taraf›ndan yerle biredilirken, binlerce a¤aç da kesiliyor. Dahasa bu böl-gedeki alt›n çak›rtma ve temizleme ifllemlerinde si-yanür kullan›lmas› ve bu zihirli sinanürün yeralt› iç-me sular›na kar›flmas›, bölge halk›n›n yaflam›n› tehditediyor, do¤al hayat› ve di¤er canl›lar› da.Kaz Da¤›’n› Koruma Giriflimi sözcüsü Süheyla Do¤an,Kaz Da¤›n’daki son durumu ve duyduklar› kayg›y› flusözlerle özetliyor:“Kazda¤›nda flimdiden a¤açlar kesilmeye, yollar aç›l-maya, sondaj delikleri ile da¤ delik deflik edilmeyebaflland›. Ekolojik denge bozuluyor. Yapt›¤›m›z ince-

lemede, bu ay ve Kas›m ay›nda yeni bir sürü alan›n -3 bin civar›nda alan- maden-alt›n aramas›na aç›laca-¤›n› ö¤rendik. Türkiye’de aranmad›k yer kalmayacakgibi görünüyor. Maden ç›kart›lmaya bafllad›¤›nda veiflletmeye aç›ld›¤›nda neler olaca¤› flimdiden belli”.Kaz Da¤›’n›n üstü alt›ndan daha de¤erli!

Köylüler kazand› iktidar kaybettiAvrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi (AH‹M), Eurogold ilesonradan ad›n› Normandy olarak de¤ifltiren flirketle-rin Ovac›k’ta siyanürle alt›n aramalar›na karfl› 13 y›l-d›r mücadele eden Bergamal› köylüleri hakl› buldu.A‹HM, TC aleyhine dava açan bin 500 kifliden 315’i ileilgili karar›n› aç›klad›. Mahkeme, Avrupa ‹nsan Hakla-r› Sözleflmesi’nin özel ve aile hayat›na sayg›yla ilgili8’inci maddesi ve adil yarg›lama hakk›yla ilgili 6’nc›maddesinin ihlal edildi¤ini bildirdi. Türkiye’nin davac›315 kiflinin her birine 3 bin euro olmak üzere toplam945 bin euro (1.5 milyon YTL) ödenmesine karar ver-di. Mahkeme, TC’nin ‹zmir ‹dare Mahkemesi’nin 15Ekim 1997’de ald›¤› ve Dan›fltay’›n 1 Nisan 1998’deonad›¤› yürütmeyi durdurma karar›n› yerine getir-medi¤ini, bu nedenle sözleflmenin ihlal edildi¤ini be-lirtti.

Do¤a katliam› ülkenin her yerine yay›ld›

Uflak-Eflme'deki K›fllada¤ alt›n iflletmesindeki faaliyetler, Dan›fltay taraf›ndan yürütmeyi durdurma karar› verilmesine ra¤men, bakanlar›n deste¤i iledevam ediyor. Dan›fltay karar›na ra¤men faaliyetin devam etmesi Beyaz Ad›mlar Platformu taraf›ndan k›nand›.Beyaz Ad›mlar Platformu’nun giriflimleri sonucu, Uflak-Eflme'deki K›fllada¤ alt›n iflletmesine Dan›fltay 6. Dairesi taraf›ndan, iflletme ruhsat› hakk›ndada Manisa ‹dare Mahkemesi taraf›ndan yürütmeyi durdurma kararlar› verildi. Buna ra¤men, insan ve çevre sa¤l›¤› aç›s›ndan büyük bir tehdit olufltu-ran tesiste faaliyete devam ediliyor.

Eflme’de siyanürle alt›n arama yarg› karar›na ra¤men devam ediyor

AMED- Bismil ‹lçesi’ne ba¤l› Si-nan Köyü sakinlerinin a¤aya yö-nelik baflkald›r›s› devam ediyor.Sinan Köyü halk›, köy a¤as›na yö-nelik mücadelelerinin yedinci y›-l›nda eylemlerine devam ediyor.Sinan Köyü sakinleri, hile ile top-raklar›na el koydu¤unu iddia et-tikleri a¤a taraf›ndan tarla sürme-

ye gönderilen traktörlere müdaha-le etti. Sabah saatlerinde tarla sü-rülece¤i duyumunu alan köylülertarlalara gitti. Nöbet tutan köylü-ler, arazi sürmeye gelen traktörsürücülerine izin vermedi.

Traktörler geri çekilmek zorunda kaldOlaya yerine gelen askerler köylü-

lere müdahale etmek istedi. Köy-lüler eylemlerine devam edereksaatlerce tarlada nöbet tuttu. Tar-la sürmeye gelen flah›slar ise, köy-lülerin kararl›l›klar› karfl›s›nda ge-ri çekilmek zorunda kald›. As›rlar-d›r kulland›klar› topraklar›n›n ka-dastro ifllemleri s›ras›nda ellerin-den ç›kt›¤›n› anlatan köylüler,

a¤an›n yan›nda çal›flan kiflileri re-ferans gösterip, topraklar› kendiüzerine kaydettirdi¤ini belirttiler.Sinan Köyü giriflinde toplananköylüler yapt›klar› bas›n aç›kla-mas›nda, 96 bin dönümlük arazi-lerini geri alabilmek için mücade-lelerini sonuna kadar sürdürecek-lerini ifade ettiler.

Sinan köylüleri a¤aya karfl› bir kez daha ayakland›

Page 6: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

ZONGULDAK- Özel bir firmaya ba¤l› olarak

çal›flan maden iflçileri, maafllar›n›n kesintili bir

flekilde verilmesi nedeniyle 8 Kas›m günü Tür-

kiye Taflkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese

Müdürlü¤ü önünde eylem yapt›. Maafllar›n› ke-

sintili olarak alan 270 iflçi; efl ve çocuklar›ndan

uzakta, yerin yüzlerce metre alt›nda TTK Koz-

lu oca¤›nda kömür üretimi için galeri açt›klar›-

n› ifade ederken yapt›klar› aç›klamada flöyle

konufltular: "Devletin oca¤›nda galeri açma ifli-

ni üstlenen firmam›z TTK'dan hak ediflini al›-

yor; ama bize geldi¤i zaman ifl yok! fiirket,

TTK'dan 900 bin lira ya da 1 milyon liraya ya-

k›n para al›yor; fakat bizim 300 bin liram›z› ver-

miyor."

“Sadaka de¤il hakk›m›z› istiyoruz”700 lira civar›nda ayl›k ücretleri bulundu¤unu

söyleyen iflçiler; ancak flirketin asgari ücretleri-

ni ödemesine karfl›n kalan 200 TL civar›nda pa-

ray› ödemedi¤i için ma¤dur olduklar›n› kay-

dettiler. Yerin yüzlerce metre alt›nda hayati

riskle ifllerini yapt›klar›n› ifade eden iflçiler, "Biz

kimseye sadaka dilenmeye ç›kmad›k buraya.

Biz 630 metre afla¤›da b›rakt›¤›m›z aln›m›z›n

teri olan maafl›m›z› düzenli alamam›fl olman›n

ezikli¤i ve her ay hakk›m›z›n sürekli yenmesi-

ne tepki göstermek için buraday›z. Bu ifli yürü-

ten Star ‹nflaat firmas›, burada yüklenici pozis-

yonundad›r, bunun denetimi de iflveren konu-

mundaki TTK Genel Müdürlü¤ü'ndedir. Devleti-

mizin bu ba¤lamda bize sahip ç›kmas›n› istiyo-

ruz” dedi. Yerin 630 metre afla¤›s›na, evde efl-

lerini, çocuklar›n›, anne, baba ve kardefllerini

b›rakarak indiklerini kaydeden iflçiler, aç›kla-

malar›nda, “Biz burada hakk›m›z› alamad›¤›m›z

için sesimizi duyurmaya çal›fl›yoruz” sözlerine

yer verdi.

Maden oca¤›nda haklar›n› isteyen iflçiler, kol-

kola girerek alk›fllar eflli¤inde, TTK Kozlu Mües-

sese Müdürlü¤ü önünden Star ‹nflaat ve Tica-

ret Anonim fiirketi (A.fi.) fiantiyesi'ne yürüdü.

‹flçilere, TTK'da çal›flan kamu iflçileri alk›fllarla

destek verdiler.

Yeni üretim teknikleri, düzensiz istihdam biçimlerinin ortaya ç›k-mas›, özellefltirme, hizmet üretim alanlar›n›n metalaflt›r›lmas› vb.iflçi s›n›f› kompozisyonunu geniflletmifl, bu kompozisyonda özüayn› kalmakla birlikte de¤iflimler ortaya ç›karm›flt›r. ‹flsizli¤e, dü-zensiz istihdama karfl›, hizmet alanlar›n›n örgütlenmesi, küçük öl-çekli üretim alanlar›na ulaflabilme sorunu çözülememifl, yeni sen-dikal stratejiler gelifltirilememifltir. Geleneksel sendikac›l›k kal›pla-r›, bürokratik-sistem içi anlay›fllar k›r›lamam›fl, iflçi s›n›f› hareketi-nin sendika-devlet iliflkisinde ba¤›ms›z tav›r alabilmesi sa¤lana-mam›flt›r. ‹flçi s›n›f›n›n mücadele arac› olarak kurulmufl sendikalar,sonraki dönemlerde üretim sürecinde yaflanan de¤iflikliklereayak uydurmaya çal›flarak etkinli¤ini koruma çabas› içerisine gir-mifltir. Ancak neo-liberal politikalar alt›nda, ekonominin, ideoloji-nin, siyasetin, kültürün bir bütün olarak yeniden yap›land›r›ld›¤›bir süreçte sendikalar bu sürece uygun bir refleks gösterememifl,geleneksel olan› devam ettirmifllerdir. 1930’lardan 1970’lere kadaruygulanan “tam istihdam”, “sosyal devlet” anlay›fl› ile flekillenenve hâkim hale gelen; temel felsefesi devlet ve iflverenlerle çat›fl-maya girmeden, sömürü sistemini ve bunun yafland›¤› ülkelerde-ki düzeni sarsmadan uzlaflmay› tercih eden sosyal kontrol arac›görevini üstlenmeyi benimseyen, ekonomik istikrar› hedefleyenbürokratik-tekçi ve merkezci olan bu sendikal anlay›fl, sendikalhareketin ve iflçi-emekçi dinami¤inin önünde t›kaç görevi gör-mektedir. ‹flaret etmeye çal›flt›¤›m›z ‘geleneksel/köhnemifl sendi-kal anlay›fllar›n’ y›k›lmas›, yeni üretim süreçlerine ve ekonomik-siyasal koflullara ayak uydurabilen sendikal örgütlülü¤ün ve anla-y›fl›n infla edilmesi, kumandaya geçirilmesidir. Emperyalist-kapitalist sistemin sald›r›lar› devrimci mücadeleyi,iflçi hareketini, emek mücadelesini, sendikal hareketi, iflçininprototipini, niteli¤ini vb ciddi anlamda etkilemifl, sars›nt›ya u¤rat-m›flt›r. Bugün dünya ölçe¤inde iflçi s›n›f›n›n bilinci ve kimli¤i de-

formasyona u¤ram›flt›r. ‘‹flçi’ denen varl›k ‘karakter afl›n›m›na’ u¤-ram›fl, nitelik bozuklu¤u yaflamaktad›r. Do¤al›nda söz konusu öz-nenin eylem gücü ve örgütlenme potansiyeli muazzam derece-de zaafa u¤ram›flt›r. Di¤er yandan ç›plak bir gerçeklik de sendikalhareketin pratik mücadelesi ve müdahalesinde görülüyor. ‹flçi s›-n›f› nicel olarak büyürken, birçok kesim iflçileflirken, ‘emekçi’ ta-n›mlamas›n›n s›n›rlar› gün geçtikçe genifllerken; emperyalist-ka-pitalist sistem ezilenleri daha da yoksullaflt›r›rken, y›k›mlar artar-ken, haklar gasp edilirken sendikal hareket z›t bir geliflim seyre-diyor. Bu, temel bir soru iflareti olarak duruyor ve bu sorunun ce-vaplanmas› flartt›r. Bugün grev ve toplu ifl sözleflmelerinde her-hangi bir baflar›n›n görülmedi¤ini, duyulmad›¤›n› ne yaz›k ki söy-lemek zorunday›z. Grev say›s›ndaki azalma, greve gitme konu-sundaki ikircikli ve korkak yaklafl›mlar dikkat merkezidir. Hükü-metle kamu emekçileri aras›nda gerçekleflen toplu görüflmelersürecinde gerici-devlet güdümlü sendikalar› b›rakt›k, KESK’in tu-tumu; kendili¤inden oluflan onlarca fabrika iflgali ve fabrika önün-deki say›s›z direnifller karfl›s›nda D‹SK gibi sözüm ona devrimci ifl-çi sendikas›n›n körelmifl, acizleflmifl tutumu en aç›k örneklerdir.Fabrikaya u¤ramayan iflçi sendikalar›, kamu emekçisini y›¤›nlafl-t›ran-sokaktan uzak tutan emekçi sendikalar›n; sömürü sistemi-nin krizine çare aramaya kalk›flmas› söze gerek b›rakmamakta-d›r. Daha önceki yaz›lar›m›zda da tam da bu vahamet karfl›s›ndabu sahte sendikalar›n, bu s›n›f uzlaflmac› merkezlerin evvela iflçi-emekçiler taraf›ndan ‘bombalanmas›’ gerekti¤ini aç›kça dile getir-mifltik. Sendikalar›n grev ve toplumsal ifl sözleflmesi noktas›nda-ki zavall› durumu; uzlaflma yakalanmamas›na ya da bu eylemle-ri engelleyecek yasal düzenlemelere havale etmek haks›zl›kt›r.Bu durum sendikalar›n art›k grev yapacak cesaretinin olmad›¤›n›ve tamamen ifllevsizleflti¤ini ve art›k bir temsiliyet sa¤layamaya-cak kadar t›kand›¤›n› göstermektedir.

Emek gücünün, üretimin vazgeçilmez bir unsuru oldu¤u gerçek-li¤ini tüm iflçi-emekçi kesimlere fark ettirmek, bu gerçekli¤i iflçi-emekçilerin ekonomik-demokratik özgül hak ve ç›karlar›n› kol-lama mücadelesinde, daha sonra siyasal iktidar mücadelesinderehber olmas›n› sa¤lamak büyük bir öneme sahiptir. ‹flçi s›n›f›n›ngerçek anlamda ç›karlar›n› savunmayan her türlü sendikal anla-y›fl karfl›s›nda siyasal iktidar perspektifli s›n›f sendikac›l›¤›n› sa-vunmak ve bunda ›srar etmek vazgeçilmez varl›k sebebidir. S›n›fsendikac›l›¤›, iflçi ve emekçilerin kendi özgül sorunlar›na ekono-mik ve demokratik taleplerine yo¤unlaflmas›n›n yan›nda esasolarak bu yo¤unlu¤unu toplumun genel sorunlar› ile bütünlefltir-meli, sorunlar›n as›l kayna¤›na yönelmesinin stratejisini olufltur-mal›d›r. ‹flçi-emekçilerin sendikal mücadelesi sadece ekonomiktaleplerle s›n›rl› olmamal›d›r, ezen ve ezilen aras›ndaki uzlaflmazçeliflki politik bir hatta kanalize edilerek siyasal iktidar istemi ilebütünlefltirilmelidir. Bu, siyasal bilinci artt›rarak, kendili¤in-dencili¤i aflarak s›n›f› kendisi için s›n›f mücadelesini yükseltecek-tir. Feodalizmin, komprador bürokrat kapitalizmin, faflizmin, em-peryalizmin; ezilen uluslara ve milliyetlere uygulad›¤› bask›larasendikalar sözde de¤il, özde karfl› ç›kmal›d›rlar. ‹flçi s›n›f›n›n ülke-miz özgülünde birli¤inin çimentosu bu politik bak›flt›r. Sendikalpolitikalar›n belirlenmesinde, kararlar›n al›nmas›nda demokratikmerkeziyetçilik ilkesi uygulanarak kurumsal iflleyiflte iflçileriniradesi merkezde var edilmelidir. Yani iflçilerin-emekçilerin iradeve eylem birli¤inin sa¤lanmas›n›n kanallar› sonuna kadar aç›lma-l›d›r. Bütün organlar›n demokratik seçimlerle oluflturulmas›, al›-nan kararlar›n merkezi olarak yaflama geçirilmesi sa¤lanmal›d›r.Hakim s›n›flar›n sald›r›lar›n› etkisizlefltirecek, iflçi-emekçilerinkurtulufllar› yönünde ideolojik-politik mücadeleyi gelifltirecekbütün iflçi ve emekçilerin ortak örgütlenmesini “grevli, toplu söz-leflmeli sendika” hedefli bir program oluflturmak, bu program et-

raf›nda devrimci-demokratik-ilerici sendikalarla ortak mücadelehatt› örmek, sendikalar›n üzerine serpilen ölü topra¤›n›n at›lma-s›n› sa¤layacakt›r. Sendikalar art›k üyelerinin ç›karlar›n› temsiletmekten ç›k›p, tüm emekçi kitleleri temsil etmeye, ç›karlar›n›savunan bir örgütlenme anlay›fl›n› esas almaya yönelmelidir.Sendikalarda yaflanan ciddi s›k›nt›lardan birisi de emek cephesi-nin tümünü kucaklayabilecek aç›l›mlardan yoksun olmas›d›r.Özellikle, feodal üretim iliflkilerinin etkili oldu¤u emek cephesi-nin esasl› k›sm›n› oluflturan köylü kitlelerinin ve bunun d›fl›ndaemeklilerin, iflsizlerin, geçici iflçilerin vb. sendikal örgütlenmesi-nin ya hiç olmamas› ya da yeterli düzeyde olmamas›d›r. Bu daancak iflverenden ve devletten ba¤›ms›z gerçek anlamda s›n›f ç›-karlar›n› temel alan, sa¤lam bir program etraf›nda örgütlenmifl,günün gerçeklerini bilimsel temelde gören-kavrayan, buna görekonumlanan, fiili ve meflru hatt›nda ilerleyen bir “s›n›f sendikac›-l›¤›”ndan hareketle yap›labilir. Sendikal alanda yaflanan gerilemeve zay›flamay› sadece hâkim s›n›flar›n ekonomik-sosyal-politiksald›r›lar›na ba¤lamak; kendimizi çözümsüzlü¤e hapsetmek, so-runun esas çözücü iradesi olan iflçi s›n›f›n›-emekçileri ve ezilen-leri etkisizlefltirmek olur. Sendikal alandaki sorun bizim, iflçi-emekçilerin sorunudur. Bu alanda ciddi anlamda yo¤unlaflmak,mevcut durumu yaflanan geliflim-de¤iflim çerçevesinde bilimselmuhasebeye tabi tutmak, do¤ru politik hatta evriltecek analiz-ler yapmak, geçmiflin olumlu-olumsuz deneyimlerinden yarar-lanmak, uluslararas› sendikal hareketin durumunu gözlemleyipde¤erlendirerek sonuca varmak iflçilerin-emekçilerin ve ezilenle-rin mücadelesini güçlendirecektir, güveni sa¤layacakt›r. Son tah-lilde; do¤ru metot ve araçlarla tarihin biricik öznesi, ve tarihidöndürecek s›n›f› (en genifl anlam›yla) örgütlemekte ›srar et-mekten baflka bir çözüm yok, varsa da henüz gün yüzüne ç›k-mad›!

Sendikal hareketin yeniden yap›lanmas› zaruridir–2Dursun BAfiTU⁄EME⁄‹N KÜRSÜSÜ

6 18-31 Kas›m 2009 EMEKAANNKKAARRAA-- Emekli-Sen, emeklilerin sorunla-r›na ve taleplerine dikkat çekmek ama-c›yla 4 günlük açl›k grevi yapt›.Emekli-Sen genel merkezinde birarayagelen sendika üyeleri ad›na grev öncesibas›na aç›klamada bulunan Emekli-SenGenel Baflkan› Veli Beysülen, sendika ola-rak kurulufllar›ndan bu yana engelleme-lerle karfl›laflt›klar›n› belirtti. 14 y›ld›r hu-

kuksuzluklarla mücadele ettiklerini ifadeeden Beysülen, ülkeyi yönetenlerinemeklileri görmezden gelmek yerine, on-lar›n insanca yaflama taleplerini kabul et-melerini istedi. Emeklilerin taleplerini ilgilikurum ve yetkili kiflilere iletmek üzere 22Ekim’de ülke çap›nda bir kampanya bafl-latt›klar›n› hat›rlatan Beysülen, 4 gün sü-recek dönüflümlü açl›k grevinin de bunun

bir parças› oldu¤unu belirtti. Açl›k grevi-nin ard›ndan, toplanan imzalar› TBMM’yegötüreceklerini belirten Beysülen, siyasipartilerin grup baflkanvekillerine teslimedilecek imza ve taleplerine yan›t veril-medi¤i takdirde mücadelelerinin kesinti-siz sürece¤ini vurgulad›.Beysülen, emeklilerin taleplerinin baz›lar›-n› flöyle s›ralad›:

- Emekli ayl›klar› aras›ndaki farkl›l›klar gi-derilmeli.- Y›llard›r ödenmeyen TÜFE ve KEY ala-caklar› ödenmeli.- Emekli ayl›klar›n›n 6 ayda bir sadece TÜ-FE oran› kadar art›r›lmas› uygulamas› son-land›r›larak, emeklilere büyümeden payverilmeli.- 2010 Merkezi Yönetim Bütçe Kanu-

nu'nda emeklilere daha fazla pay veril-

meli.

- Emeklilere y›lda 2 ikramiye ve k›fl ayla-

r›nda yakacak yard›m› verilmeli.

- Emeklilere yaflad›klar› kentlerde ve fle-

hirleraras› ulafl›m araçlar›nda indirimli se-

yahat olana¤› sa¤lanmal›.

Emekli-Sen insanca yaflamak için açl›kgrevi yapt›

Yer alt›ndakiler yer üstündekilere hesap soracakADANA- Tafleronlaflmay›protesto eden iflçiler 13 Ka-s›m günü 15 km yol katede-rek uygulamay› protesto etti.Tafleron uygulamas›n›n ya-saklanmas›n› isteyen DevSa¤l›k-‹fl’üyesi iflçiler, Çuku-rova Üniversitesi Balcal›Hastanesi Poliklinikleri’ninönünde bir araya gelerek 15km uzakl›ktaki flehir merke-zine yürüdü. SGK binas›n›nönünde bekleyen Dev Sa¤-l›k-‹fl üyeleri ve kurum tem-silcileri, 4 saatlik yürüyüfl-ten sonra flehir merkezineulaflan iflçileri “Tafleron iflçisiyaln›z de¤ildir” slogan›ylakarfl›lad›.

“Sa¤l›kta tafleronlaflt›rma yasad›fl›d›r”Burada iflçiler ad›na ilk ko-nuflan sendika avukat› Ali

Ak›nc› sürecin hukuki yan›n›

anlatarak tafleronlaflman›n

hukuka ayk›r› odu¤unu be-

lirtti. Ard›ndan söz alan Dev

Sa¤l›k-‹fl Çukurova Bölge fiu-

be Baflkan› Mustafa Hotlar,

Balcal› Hastanesi’nde yafla-

nan hukuksuzlu¤a dikkat

çekti. Hotlar, “Sa¤l›kta tafle-

ronlaflma ile insan sa¤l›¤› ve

iflçi haklar› pahas›na rant

alanlar› yarat›l›yor, Sa¤l›k

Bakanl›¤›’n›n ve üniversite

hastanelerinin kaynaklar›

tafleron flirketlere aktar›l›-

yor. Sa¤l›kta tafleronlaflt›r-

ma bu nedenlerle kabul

edilemez oldu¤u gibi, hasta-

nelerin asli ifllevi olan sa¤l›k

hizmetlerinin alt iflverenlere

devredilmesi nedeniyle ayn›

zamanda yasa d›fl›d›r” dedi.

Tafleronlaflmayakarfl› yürüdüler

AADDAANNAA-- 2006'dan bu yanaödenmeyen maafllar›n› iste-yen 40 iflçi, 3 Kas›m günü ma-afllar›n› istedikleri için iflten ç›-kart›ld›. Fabrika sahibi konuy-la ilgili aç›klama yapmaktankaç›n›rken iflçiler fabrikaönünde haklar›n› istiyor.Y›llardan beri maafl alama-yan iflçiler ne bir kara parane de bir rüflvet istediklerini,sadece alacaklar›n› istedik-lerini belirtti. ‹flçiler y›llard›rfabrika sahibinin kendilerinialdatt›¤›n› ve bununla kal-may›p iflten ç›kard›¤›n› dasözlerine ekledi.3 çocuk babas› Ömer Gür,2006 y›l›ndan bu yana maaflalamad›¤›n› belirterek, "3-4y›ldan bu yana geriye dö-nük olarak 4 bin 688 TL ala-ca¤›m var. Asgari ücretle ça-l›fl›yorum ama 3-4 y›ld›r okadar nadir maafl al›yorumki alaca¤›m bu kadar oldu.Son aylarda hiç para alam›-

yoruz. Dolmufl paras›n› bile

cebimizden ödüyoruz. Ma-

afl›m›z› istedi¤imiz için bizi

ertesi gün kap›dan içeri al-

mad›lar. Bize hiç sormadan

bir solukta iflten ç›kard›lar.

‹çeride de param›z duruyor.

Çocuklar›m okula gidiyor.

Benim cebimde eve gidecek

param yok. Çocuklar›ma na-

s›l bakaca¤›m. Bizim para-

m›z› versinler baflka bir fley

istemiyorum. Benim istedi-

¤im al›nterimin verilmesi."

diye konufltu.

Fabrikada 5 y›ld›r çal›flan 34

yafl›ndaki 2 çocuk babas› Er-

soy ‹ço¤ul ise, 4 bin TL ala-

ca¤› oldu¤unu söyleyerek,

"Cebimde eve gidecek pa-

ram bile yok. Ben çocuklar›-

ma nas›l ekmek götürece-

¤im. ‹flten ç›kard›n›z bari

hakk›m›z olan param›z› ve-

rin" fleklinde konufltu.

‘Para senin neyine’

Türkiye Kamu-Sen'in araflt›rmas›na göre, 4 kiflilikbir ailenin yoksulluk s›n›r› geçen ay için 2 bin864 lira 25 kurufl olarak belirlendi.Konfederasyonun yaz›l› aç›klamas›na göre, Tür-kiye ‹statistik Kurumu'nun Ekim ay› fiyatlar›n›baz alarak yap›lan ''Asgari Geçim Endeksi'' arafl-t›rmas›nda, çal›flan tek kiflinin yoksulluk s›n›r›Ekim ay›nda bin 436 lira 37 kurufl olarak tespit

edildi.4 kiflilik bir ailenin asgari geçim haddi (yoksulluks›n›r›) ise Ekim ay›nda bir önceki aya göre 39 li-ra 69 kurufl (yüzde 1.41) artarak 2 bin 864 lira 25kurufl oldu.Çal›flan tek kiflinin açl›k s›n›r› ise Eylül ay›na gö-re yüzde 1.19 artarak bin 436 lira 37 kurufl ola-rak belirlendi.

4 kiflilik bir ailenin ortalama g›da ve bar›nmaharcamalar›n›n toplam› ise Ekim ay›nda bin 100lira 19 kurufl olarak hesapland›.Aç›klamada, “ortalama ücretle geçinen bir me-mur ailesinin ulafl›m, sa¤l›k, e¤itim, haberleflme,giyim gibi di¤er zorunlu ihtiyaçlar›n› karfl›lamas›için Ekim maafl›ndan geriye yaln›zca 225 lira 67kurufl kald›¤›” belirtildi.

Yoksulluks›n›r› 2 bin TL

Page 7: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

Yaflama dair politik-devrimci vasfa müflavirlik yapan her otori-te kaç›n›lmaz olarak kad›n sorununa seslenmifl, sorunun s›n›fmücadelesi aç›s›ndan önemine ve ele al›n›fl› meselelerine e¤i-lerek özel bir ilgi göstermifltir. Büyük devrimci ö¤retmenler gi-bi, devrimci teoriyi ve devrim davas›n› takip etme durumundaolan herkes, ayn› soruna yaklafl›mdaki çabalar›n› sürdürmüfl-lerdir. Lenin, “kad›n sorununda en komünistimizi kaz›y›n alt›n-dan burjuva ç›kar” derken, sorunu muazzam bir derinlikte vegerçekçi olarak gözler önüne seriyordu. Lenin’in vurgusundan,kad›n meselesinin son derece ince ve özgün bir mesele oldu-¤u da a盤a ç›kmaktad›r. Ayn› zamanda, kad›n sorunu olaraktan›mlanan meselenin bir bak›ma erkek sorunu da oldu¤u veen nihayetinde komünizm mücadelesine ba¤land›¤› da... Soru-nun tarihsel derinlikle ve tarihsel tortularla oluflmufl granittenkabuklar edinerek günümüze tafl›nmas› realitesi, sorunun bu-günden yar›na ha dendi¤inde çözülemeyece¤ini gösterir. Amabu gerçe¤in teslim edilmesi, mümkün bulunan yaklafl›m ve gö-revlerin ertelenmesi anlam›na gelmeyece¤i gibi bilakis bugün-den ve her biçimde sorunun hafifletilmesi, çözümünün geliflti-rilmesi gibi çevreli ödevlerin yürütülmesi zorunludur.

Bafll›ca bir misyona haiz olan kad›n sorunu s›n›flardan ba¤›m-s›z olmay›p, devrim meselesinin önemli bir parças› ve kesin birkuvvetiyle ilgili meseledir. Öyle ki, bu sorunda do¤ru ileri biryaklafl›m, mümkün olan en ileri-genifl özgürlükçü bak›fl aç›s› ves›n›fsal perspektif sunulmadan ve hiç flüphesiz sorunun özgün-lü¤ü kavranmadan s›n›f mücadelesi kendi öz güçlerine ulaflt›r›-l›p tesis edilemez. Çünkü, kaba matematiksel hesapla, toplum-sal nüfusun en az›ndan yar›s›n› oluflturan biz kad›n kitlesi, top-lumsal bir devrimde devrimin kaç›n›lmaz yar› taban›n› olufltu-rur. Kad›n›n çifte bask›-sömürü yaflama özgünlü¤ü itibariyledaha devrimci olmas› da ayr› bir avantajl› özellik olarak anlamkazan›r. ‹flte, büyük ö¤retmenlerden tutal›m da devrimci u¤rafl içindebulunan her gücün bu soruna hassasiyetle e¤ilmesinin teme-linde kaba özetlemeyle bu gerçekler yatmaktad›r. S›n›flar vedevrim sorunu d›fl›nda tarif edilemeyecek kadar kesin bir bi-çimde özel mülkiyet dünyas›n›n ürünü olan kad›n sorunu, s›-n›flar›n ortadan kald›r›lmas›na dayanan her devrimin ve dev-rimcinin önünde, bilimsel özgürlükçü yaklafl›mla özgünlüklerigöz ard› edilmeden s›n›f mücadelesine ba¤l› olarak ele alacak-

lar› büyük bir sorun olarak durmaktad›r. Kad›n, “gö¤ün yar›s›”espirisiyle toplumda ve toplumsal devrimde kritik bir yeri vegücü temsil etmektedir. Bu gerçeklik, kad›n›n bilinçli bir tercih-le devrimde konumlanmas›n› zorunlu k›lar. Devrim aç›s›ndanda, kad›n›n kendi özgürlü¤ü aç›s›ndan da mesele böyle konul-mak durumundad›r. “Devrim olmadan kad›n kurtulmaz, kad›nkurtulmadan devrim olmaz” fliar› bilimsel bir do¤ruyu ifade et-mekte ve kad›na da, devrime de kad›n›n s›n›f mücadelesi için-de konumlanmas›n›n zorunlulu¤u komutunu vermektedir.Komünist ve devrimcilerin, demokratik muhtevaya sahip tümkad›n hareketlerini desteklemeleri gerekir. Bu konudaki bilinçve pratik yaklafl›mlar› onlar›n devrim samimiyetlerini simgele-yen bir ölçü durumundad›r. Sorunun kavran›fl boyutunun he-nüz çok yetersiz oldu¤u ve daha çok mesafenin katedilmesigerekti¤i de aç›kt›r.Kad›n sorununda tarihsel olarak oluflmufl kabu¤un k›r›lmas›için, kad›n›n ve komünist ve devrimci hareketin s›n›f bilinçli ta-v›rla, mevcut gerici toplumsal statüye karfl› oldu¤u gibi, erkekegemen toplumsal kültürden-de¤er yarg›lar›ndan ve benzeriba¤›ms›z olmayan iç dinamiklerindeki zay›fl›klara karfl› da bu

mücadeleyi kararl›-bilinçli bir iradeyle yürütmesi gerekmekte-dir. Bu, zor ve uzun, bir o kadar da karmafl›k ve nazik bir so-rundur. Dolay›s›yla gerçekçi yaklafl›ma sahip olmak zorunlu-dur. Yani, gerçek özgürlü¤e denk gelmeyen ama ileri dinamik-lerin içinde bulunan eksikliklerle bir arada bulunarak bunlarakarfl› mücadele etmek ve gerçe¤e uygun olmayan pratik ad›m-lardan kaç›narak, evrensel anlamda tarihsel-toplumsal koflulla-r›n olanakl› k›ld›¤› en ileri özgürlük biçimlerini pratiklefltirmek-le ilerlemeliyiz. Hemen ve toptan bir özgürlük henüz nesneldayanaklardan yoksun olup mümkün de¤ildir. Ama özgürlük-ler yolu mücadele yetene¤iyle daima aç›k ve sonsuzdur. Bunavarmak üzere, nesnel gerçe¤e uygun pratiklerle özgürlü¤ü ge-lifltirip uygulamak gerçekçi bir yoldur. Gerçekçi yolu takip et-meyen her yol isterse en ileri özgürlü¤ü ifade etsin, gerçe¤euygun olmamakla hatal› ve sapk›n yoldur. Anarflizmin “devlet-sizlik” anlay›fl›, teoride en ileri özgürlük biçimidir, ama yaz›k ki,gerçe¤e uygun olmad›¤› için devletsizli¤e giden yoldan sapmaolup, objektif olarak gerici devlete hizmet etmekten kurtula-mamaktad›r.

Kad›n sorunu-erkek sorunu (1)Rojda DEM‹RÖNCÜ KADIN

718-31 Kas›m 2009KADIN

Kimse bizi kurtarmayacak, kurtulaca¤›z

“Entarisi pazen, atk›s› sar›, gözleri göller gibi kara,ne paras› pulu var, ne yapacak ifli, ama öyle uzun ki siyah saçlar›, de¤er uçlar› kirli topuklara.” (Bertolt Brecht)

Brecht'in “Hanna Cash'›n Türküsü”ndeki Hanna bir kad›nve yaflayabilmek için yapm›fl her ifli. Ve bir gemici bar›n-da “onu kabul eden” h›rs›z, topal adamla evlenmifl, kö-tü yaflam›ndan kurtulmak için. Brecht, kocas›n›n Han-na'y› hep dövdü¤ünü anlat›yor, yoksullu¤u, ac›lar›n› an-lat›yor ve bitiriyor: “‹flte Hanna Cash'›n hikayesi, yavrum.Tanr› elbet bir gün görür onu.”Hanna ad›ndan ötürü yabanc› gelebilir hepimize! Ad›,yaflad›¤› kent gibi detaylar farkl› olabilir ama onunla canal›c› ortak noktalar›m›z: Kad›n olmak ve fliddet görmek! 25 Kas›m'›n anlam ve içeri¤ini aradan geçen onlarca y›-l›n ard›ndan bugün tarif etmeye çal›flmak hayli soyutkalabiliyor. Mirabel kardefllerin Trojilla diktatörlü¤ünekarfl› verdi¤i mücadele esnas›nda tecavüz edilerek kat-ledilmelerinin ard›ndan, kad›nlar taraf›ndan belirlendibu gün. Onlar döktatörlü¤e boyun e¤mek yerine müca-dele etmeyi seçen üç devrimci kad›nd›.Mirabellerin devrimci duruflunun anlam› ile 25 Kas›m'daalanlara ç›kman›n de¤eri büyük. Yaln›z flu yan›lg› olma-

mal›, bu yanl›zca bir anma falan de¤il. Denildi¤i gibi 'KA-DINA YÖNEL‹K fi‹DDETE KARfiI' mücadele...

Kol k›r›l›r, yen içinde kal›r....Bir zamanlar›n ve bugün hala bir yerlerin, s›rf k›z do¤du-¤u içi diri diri gömüleni kad›nlar›n gömülü durumu hiçbitmiyor. Kendi ailesinde, evlenince kocada, kocan›n ai-lesinde… Bu flekilde devam edip duruyor. Ve o karacümle iflleniyor zihinlere: “Kol k›r›l›r yen içinde kal›r.” Ka-d›nlar›n ellerine tutuflturdu¤umuz ka¤›tlara kimseye an-latmad›klar›, anlatamad›klar› bir olay› yazmalar›n› iste-dik ve ads›z, gizlice karalanan ka¤›tlardan mezardakile-rin 盤l›klar› yükseldi... “Ben çocuklar› olan bir anneyim. Evlendi¤imizden berieflimden her türlü fliddeti görüyorum. Bunun için tekbafl›ma çok mücadele ettim; ama nafile. Eflim ço¤u za-man eve geç gelir ve benden olmad›k fleyler yapmam›bekler. Son zamanlarda eve porno cd’leriyle geliyor. On-lar› bana da izletiyor ve ayn› fleyleri yapmam› bekliyor.Belki inanmayacaks›n›z; ama bugün bu semtte birçokkad›n ayn› fliddetin kurban›. Sadece kad›nlar›n gözlerinebakarak benimle ayn› fliddeti yaflad›klar›n› anlayabiliyo-rum. Kocalar›m›z birbirinin arkadafl›.”

‘Ben kocam›n metresiyim...’“Ahlak”›n korunabilmesi için kad›n›n gem vurulmas› ge-

reken, bask› alt›na al›nmas› gereken olmas›; as›l zay›folan, zay›f düflürülen erkeklerin durumunun üstünü nede güzel örtüveriyor...“Ben 40 yafl›nda, 1 çocuk sahibi, yemekhanede çal›flanbir kad›n›m. Size, eflimle yaflad›¤›m bir olay› anlatmak is-tiyorum. Asl›nda olay m› denir yoksa dehflet mi, bilmiyo-rum. Bir gün iflten eve geçtim. Yeme¤imi haz›rlad›ktansonra o¤lumun dersleriyle ilgilenip biraz uzand›m. O s›ra-da eflim eve geldi. Geldi¤inde sinirliydi. Bir fleyler yiyecekmisin, diye sordum. Yemeyece¤ini söyledi ve odas›nageçti. Zaten eflim sürekli bana fliddet uygulayan, döven,hakaret eden bir insan. Uyumak için odaya geçtim, çokyorgundum. Eflim benimle iliflkiye girmek istedi; kabuletmedim. Ve gerçekten onunla iliflkiye girmek beni tik-sindiriyordu. (…) ‹stemedi¤imi söyleyince bana tecavüzetti. Kendimden o kadar çok nefret ettim ki bir an ölme-yi düflündüm. Onu da öldürmeyi. O anki duygular›m› an-latmak mümkün de¤il; çünkü bu tarif edilecek bir fleyde¤il. Çünkü bunu tarif edebilece¤im cümlelerim yok;ama o¤lum geldi akl›ma. Onu b›rakamazd›m. Bir fley deyapam›yordum; çünkü gidecek hiç bir yerim yok. Çaresizve yapayaln›zd›m. Çal›flt›¤›m ifl belli, ald›¤›m maafl belli.Ayr›lmak istesem bu flartlarda ald›¤›m maaflla nas›l ba-kabilirdim ki çocu¤uma. Tedavisi de yar›m kal›rd›. Biz ka-d›nlara bir yol gösterin. Önümde iki seçenek vard›. Yabaflkas›n›n metresi olacakt›m ya da kocam›n... Ben dekocam›n metresiyim.”

Erkek gibi bir erkek düzeni reddediyoruzDünya nüfusunun yar›s›n› oluflturan kad›nlar olarakBrech Hanna's› gibi olmay› kabul etmek ne getirecekdersiniz? Hanna 50 y›l sonra ayn› adamla, ayn› flekildebafl›n› yast›¤a koymaya devam etti...E¤er yaflanan tüm fliddet için “her fleyin üstünde” dev-letten “çözüm” beklenecekse erkek egemen sisteminerkek gibi erkek Yarg›s›'n›n ne kararlara imza att›¤› göz-ler önünde. Erkek babam›z, kardeflimiz, abimiz, kocam›z sevgilimiz...Özcesi erkek toplumumuz... Tüm bu tablo içerisinden, istatislik veriler s›ralamas›ndankimse bizi kurtarmayacak, kurtulaca¤›z. Demokratik Ka-d›n Hareketi (DKH)’nin 25 kas›m bildirgesindeki flu sözle-rini tekrarlamak ve hareket etmek gerek: “Ama biz kad›-n›z… demeyin sak›n! Kad›nl›¤›m›z› unutup önce insan ol-du¤umuzu hat›rlaman›n-hat›rlatman›n vaktidir. fiiddetiyaratan tek kaynak, bu sistemin kendisidir. Egemenlerinyaratt›¤› bu köleli¤i ortadan kald›rmak için ad›m atal›m.Önce beynimizdeki prangalardan kurtulal›m. Hayalleri-mizin, onurumuzun, insanl›¤›m›z›n ayaklar alt›na al›nma-s›na izin vermeyelim. Bizler kad›n›z, ama bizler önce insan›z... Ah biz kad›nlar!Yine ne çok konufluyoruz böyle! 'Elimizin hamuru, uzunsaç›m›z k›sa akl›m›z, küçük beynimiz'le ne büyük fleylerdüflünüyoruz böyle! Kim bu hakk› bize verdi? Anam›zm›? Babam›z m›? Kocam›z m›? Çocu¤umuz mu? Yoksadevlet babam›z m›? B‹Z “ERKEK G‹B‹ ERKEK” B‹R DÜZEN‹REDDED‹YORUZ!”

Kad›na yönelik cinsel sald›r›lar› hofl gören, yasala-r›n› ve mevzuatlar›n› bu fliddetin t›rmand›r›lmas›için düzenleyen devlet, fliddet olaylar›na arka ç›k›-yor. Özellikle son düzenlemelerle tart›flmalara ne-den olan kad›na yönelik fliddeti ve cinayetlerde ar-t›fla neden olan, TCK’n›n 29. Maddesindeki ‘haks›ztahrik’ belirlemesi kad›na yönelik fliddeti körüklü-yor. Kad›na yönelik her türlü sald›r›n›n artmas›naneden olan 5237 say›l› yeni TCK’n›n ‘haks›z tahrik’konusunu içeren 29. maddesi flöyle: “Haks›z bir fii-lin meydana getirdi¤i hiddet veya fliddetli eleminetkisi alt›nda suç iflleyen kimseye, a¤›rlaflt›r›lm›flmüebbet hapis cezas› yerine 12 y›ldan 18 y›la ka-dar hapis cezas› verilir. Di¤er hallerde verilecek ce-zan›n dörtte birinden üçüne kadar› indirilir.”Kad›na yönelik fliddet ve cinayet davalar›nda ‘darkot giymek, cilveli saat sormak, eflinin kendisini al-datt›¤›ndan flüphe etmek, efliyle cinsel iliflkiye gir-mek istememek’ a¤›r tahrik say›l›yor. Hukukun üs-tünlü¤ünü savundu¤u iddia edilen yarg› mercileriise, ‘namus’u olmazsa olmaz sayarak kutsuyor vebu nedenle kad›nlara dönük fliddet ve cinayetleregöz yumuyor, erke¤in boflanmas›n› hakl› say›yor!

‘Namusumu temizledim’ ‘Karn›ndaki çocuk benden de¤il’ diyerek 6.5 ayl›khamile efli Fatma Dalgak›ran’› 12 yerinden b›çakla-yarak öldüren Suat Dalgak›ran’da Yarg›’n›n da izinverdi¤i “erkekli¤inin gere¤i”ni yerine getirdi! Efliyledaha önce tart›flma yaflayan ve ayr›lan Suat Dalga-k›ran, bar›flt›ktan sonra eflinin kendisini aldatmayabafllad›¤›n› öne sürerek 15 Kas›m’da efli Fatma Dal-gak›ran’› öldürdü. Hastanede hayat›n› kaybedenFatma Dalgak›ran’›n sezeryanla al›nan bebe¤i dedo¤duktan 3 saat sonra hayat›n› kaybetti. ‹ki cina-yet iflleyen Suat Dalgak›ran, fiarampol Polis Merke-zi’ne teslim olarak ‘Namusumu temizledim’ dedi.

Kad›n›m ama ben olsam ben de yapard›mTutuklu yarg›lanan Suat Dalgak›ran’›n 3. A¤›r CezaMahkemesi’nde görülen karar duruflmas›nda sa-vunmas›n› yapan avukat› Binnur Türko¤lu inan›l-maz bir savunmaya imza att›. Türko¤lu, cinayetisavunarak “Bir erkek olarak çok sevdi¤i eflinin onuhiç sevmedi¤ini duyuyor. Üstelik onu bir baflkas› ilealdatt›¤›n› söylüyor. Ben erkek de¤ilim, ama bir er-kek olsayd›m affedemeyece¤im tek suç, efliminbeni aldatmas› olurdu. Türk erke¤inin affedemeye-ce¤i tek fley aldat›lmakt›r.” dedi. Kad›n avukat›n er-kekçe savunmas› Suat Dalgak›ran’› tamamen kur-tarmazsa da, hakimin, aldatma iddias›n› tahrik ola-rak kabul ederek Dalgak›ran’›n ömür boyu hapiscezas›n› 20 y›la indirmesini sa¤lad›!

Kad›n avukattannamusa ‘erkekçe’

savunma

Yarg›tay 2. Hukuk Dairesi karar verdi: “Be-karet kad›nda bulunmas› gereken bir va-s›f...” Boflanma davalar›nda kad›na iliflkinald›¤› kararlar› ile “erkekli¤i”ni pekifltirenYarg›tay, 'kad›n temizlik yapmal›' karar›n-dan sonra flimdi de bekaretin evlenecekkad›nda bulunmas› gereken “vas›f” oldu-¤una karar verdi. Kocas› taraf›ndan 'bakireolmad›¤› için' boflanma davas› aç›lan kad›-n›n evlili¤i bu nedenle geçersiz say›ld›.

Kad›n›n ‘bakireyim’ mücadelesi!Yarg›tay 2. Hukuk Dairesi taraf›ndan iki

y›l önce al›nan ve henüz kamuoyuna

yans›yan karar, kocan›n yeni evlendi¤i

eflinin bakire olmad›¤›n› söyleyerek dava

açmas› ile bafllad›. Mahkemeye giden ko-

ca, kad›n›n bakire “ç›kmamas›” yüzünden

evlili¤in iptal edilmesi davas› açt›. Kad›n

ise Bolu ‹zzet Baysal Kad›n Do¤um Hasta-

nesi’ne giderek, bakire oldu¤u ve k›zl›kzar›n›n duhule müsait (do¤um s›ras›nday›rt›lmaya müsait zar) oldu¤u yönünderapor ald›. Raporu ald›ktan sonra kocas›aleyhine boflanma davas› açt›, bunun ar-d›ndan mahkeme erke¤in davas›n› red-dederek kad›n›n boflanma davas›n› kabuletti. Karar üzerine temyize giden erkek,Yarg›tay 2. Hukuk Dairesi'nin “erkek” ka-rar› ile sevindi!

Yarg›tay “delillerle” konufltu!Kocan›n “bakire de¤il” söylemlerini des-

tekleyen Yang›tay'›n karar›nda flu ifadele-

re yer verildi: “Kad›n›n zifaf gecesi ‘bakire’

ç›kmad›¤› toplanan delillerden anlafl›lmak-

tad›r. Bu suretle kad›nda bulunmas› laz›m

gelen vasf›n bulunmamas› sebebiyle, ko-

can›n davas›n›n kabulü gerekirken, reddi

isabetsizdir.” 5 üyeli dairede 3 üyenin ona-

y›yla erke¤in boflanma davas›n›n reddinin

isabetsiz oldu¤una kanaat getirildi. Di¤er

iki üye ise kad›n›n ald›¤› bekaret belgesi-

nin dikkate al›nmas› gerekti¤ini belirtti.

“Delillerle” konuflan Yarg›tay üyeleri karar

konusunda ayr›flsalar da 5 üye de bekare-

tin kad›nda bulunmas› gereken bir “vas›f”

oldu¤u noktas›nda birleflti.

Erkek Yarg› iflbafl›nda:Bakirelik flart!

Page 8: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

8 18-31 Kas›m 2009 PERSPEKT‹F

“Devletin yeniden yap›lanmas›’’ biçimindeki emperyalistdayatmayla hakim s›n›f kesimlerinden iktidarda olup hükü-met eden bölümünün üstlendi¤i görevin yürütülmesi süre-ci, ç›karlar› h›rpalanm›fl olan di¤er hakim s›n›f kesimleri ta-raf›ndan ciddi bir dirençle karfl›lanmaktad›r. Komprador bü-rokrat burjuva s›n›flar aras›nda çat›flma keskinlefliyor. Entri-kalar büyüyor, kirlilikler ortal›¤a dökülüyor, diz boyu reza-let yaflan›yor ve faflizmin aç›k savunular›na gidiliyor bu me-lanet cephede. “Sosyal-demokrat’’l›k peçesiyle katliam vek›y›mlar övgüyle sahipleniliyor. Halk düflmanlar›n›n bir k›s-m› “demokratl›k’’ sahtekarl›¤›yla, di¤er k›sm› faflist Kemalistdiktatörlü¤ün “korucu melekleri’’ olma rolüyle övünüyorlar.Emperyalizmin kimi memurlar› belli halk kitleleri nezdindepirim yaparak taban tutuyor, kimi de ilkel milliyetçi temel-de kemikleflmifl taban›n›n duygular›na hitap ederek bellibir kuvveti sabitlefltiriyor maalesef. Her gün yeni bir gündemle uyand›¤›m›z, her gün yeni birbelge ve tart›flmayla tan›flt›¤›m›z bu sürecin her mülâhaza-s› ve eylemi, faflist hakim s›n›flar›n içinde oldu¤u batakl›¤›gösterdi¤i gibi, yaflanan geliflmelerin hepsi devlet iktidar›üzerine yaflanan dalafl›n yans›yan h›rlamalar›n› ve hakim s›-n›f kliklerinin kanl› difllerini iflaret etmektedir. Öte yandankomprador-bürokrat s›n›flar›n (iktidar›-muhalefetiyle) kendiaras›ndaki bu ciddi kap›flman›n devrimci ajitasyon-propa-gandam›z için muazzam derecede malzeme sundu¤u dado¤rudur. Genifl devrimci halk kitleleri her gün gerçekleridaha fazla ö¤renerek egemen s›n›flar›n gerçek yüzünü da-ha iyi tan›yor. Darbe belgeleri, and›çlar, komplolar, ihbar mektuplar› vebeylik laflar havada uçufluyor. Faflistin fafliste, faflist dedi¤itrajedisine tan›k oluyoruz. Tutuklamalar ve tahliyeler, din-lemeler, demeçler, parti kapatma f›s›lt›lar› komprador bü-rokrat cephenin karfl›t güçlerinin gürefl minderinin iyice ge-niflledi¤ini gösteriyor. Yarg›n›n dinlenmesi ile ortaya seri-lenler akabinde faflist suçlamalar› karfl›l›kl› moda haline ge-lerek h›z kazan›yor. Yarg›n›n iddia edildi¤i gibi ba¤›ms›z ol-may›p siyasal oldu¤u a盤a ç›kt›¤› gibi, YARSAV düellosun-da bilek gürefli sürüyor. Orduda ihbarc› subaylar mantar gi-bi türüyor, say›s›z komplo-darbe ve benzeri belgeler dalaflpazar›na ihale ediliyor. Devletin tüm temel kurumlar›ndaçat›flma gizlenemeyecek kadar gün yüzüne vuruyor. Bafldöndürücü h›zla bir skandal ötekini koval›yor. Bir belge öte-kini, bir kozla gelifltirilen ad›m karfl›t› ad›m› izliyor. “fieref’’sözleri; tüm etikten uzak, onurdan bihaber ve çirkefe bat-m›fl ayak tak›m› ölüm tacirlerince edepsizce sahipleniliyor.Faflist nitelik gizlenme gere¤i duyulmadan cüretle savunu-luyor, “Ergenekon’’ avukatl›¤› tarihsel k›y›m ve katliamlar›navukatl›¤›na terfi ediliyor. Aç›k ki, çat›flma önlenemiyor, bi-lakis büyüyor…

Biri di¤erine tercih edilemez‹ktidardaki kli¤e karfl› komplo planlar›yla birlikte halk düfl-man› faaliyetlerini kabul ederek; “bölücü, irtica ve terör’’ si-telerinin izlendi¤ini söylüyor genelkurmay yetkilileri. Ordu-ya karfl› “asimetrik psikolojik savafl’’ yürütüldü¤ü sak›z› pifl-kinlikle çi¤neniyor, ibret verici inkarla “ka¤›t parças›’’ naka-rat› tekrarlan›yor, kamuoyu ahmakça bir gayretle yan›lt›l-maya çal›fl›l›yor. Emekçi halklar›m›z “aptal koyun sürüsü’’yerine koyularak güdülmek isteniyor. “Çete avukat›’’, mu-halefet maskesi takarak devreye giriyor, aç›k gerçekleriçarp›tma çabas›n› “kraldan çok kralc› kesilerek’’ pespayeceüstleniyor. “Demokratikleflme’’ maskesi takan uflak iktidarsözcüleri de ayn› utanmazl›kla “sütten ç›km›fl ak kafl›k’’ mi-sali demokrasi havarisi kesiliyor. Demokrasiyi ifllerine geldi-

¤inde dillendiriyor, çirkin emellerine alet ediyorlar. Ne varki, halk›m›z çok iyi bilmektedir ki burjuvazinin demokrasisisadece kendisi için demokrasidir, halk kitleleri için bask› vezulümdür. Burjuvazi kendi gerici ç›karlar› için-kendisi içindemokrasi istemekte ve ancak bu durumda demokrasiak›llar›na gelmektedir.Bütün bu burjuva cephedeki kirlilikler kelimenin gerçekmanas›nda bilgi kirlili¤i yarat›yor, halk kitleleri belli orandave bir biçimiyle yedekleniyor da. Kiminde ordu hayranl›¤›,kiminde ise AKP hayranl›¤› yer ediniyor. “Yandafl medya’’dedikleri karfl›t kliklere yandafl mürettebat ise kitlelerin bi-lincini fevkalade maniple ediyor. Garip ki, yüzü manda derisinden kal›n olan tüm bu kesim-ler de “bilgi kirlili¤i’’ yarat›ld›¤›ndan flikayet ediyor. Gerçek-leri gizlemek ve halk kitlelerini aldat›p yedeklemek için,halk›n gözünün içine baka baka yalan söyleyecek kadardüflkünlüklerini teyit ediyorlar. Yaz›k ki, her halükarda halk kitlelerinin kendi gerçek so-runlar›ndan uzaklaflarak, burjuva klik ç›karlar› u¤runa yürü-yen hesaplara ve gerçekleri gizlemek üzere yürütülen bur-

juva dalafl gündemlerine adapte olmas› sa¤lanmaktad›r.Yarat›lan sahte iklimle gerici iktidar kavgas›, “demokrasiyanl›lar› ile demokrasi karfl›tlar›’’ sorunu olarak sunulmayaçal›fl›l›yor.Belge-bilgi trafi¤i, suçlanan suçlayan düellosu ve darbe-komplo giriflimleriyle kirlilikler toz bulutu alt›nda estirilengürültüde nifaks›z tek gerçek var; sahnenin tüm aktörleriayn› çanaktan beslenmektedir ve ayn› kumafltan dokumaeskimifl modellerdir. Hepsi ayn› karanl›¤›n parçalar›d›r. Nesuçlayan›, ne de suçlanan›; hiç biri zerrece temiz de¤ildirler,zerrece ayd›nl›k tafl›mamaktad›rlar kanlar›nda. Hepsi zifirikaranl›¤›n sözcüleri ve sahipleri, hepsi ayn› devlet a¤ac›n›nayr› ayr› dallar›d›r. Biri sürecin avantajlar›yla birlikte, muha-lefetin faflist karakterini kullanarak nemalanmak arzusuylahalkç›-demokratl›k ad›na demagoji silah›n› iyi kullan›yor-ken; öteki iktidardakinin egemenlikte bafl›n› al›p giden sey-ri ve yitip giden menfaatleri karfl›s›nda fluurunu kaybeder-cesine (ama özü gere¤i), faflizmi-›rkç› milliyetçili¤i aç›ktantemsil etmekten kaç›nm›yor.Komprador burjuva siyaset pazar›nda yalan ve çarp›tma pi-yasa tutarken, insani erdem ve de¤erler yok sat›yor. Yara-

t›lan bilinç bulan›kl›¤›yla kitlelerin bilinci adeta zehirlen-mektedir. Demagoji silah›, hesaplaflan komprador klik cep-hesinde elden ele dolaflmaktad›r. Türlü temaflalarla kamuo-yu yönlendirilmekte, klik menfaatlerine kald›raç edilmekistenmektedir.Her fley aç›k ve nettir. Bir kesim iktidar›n› pekifltirmek içink›smi gerçekleri aç›klayarak karfl›t kesimi bast›r›p etkisiz-lefltirmek istiyor; di¤er kesim ç›karlar›n› korumak için deflif-re edilen gerçekleri çarp›t›p örtmeye çal›flarak tasfiyesininönünde bent oluflturmaya çal›fl›yor. Unutulmamal›d›r ki, buoyunlar› ya da bu iktidar dalafl›n›(tasfiye ve tasfiyeye karfl›direnç tahtas›nda yaflanan›), emperyalizmden kopuk ba-¤›ms›z hareketler olarak telaki etmek, yan›lg›n›n alas› olur.Burada net olmak önemlidir. Burjuva siyaset sahnesinde bütün bunlar yaflan›rken, di¤ertaraftan devletin niteli¤i de özünde gizlenmek isteniyor.Burada uzlaflmaktad›r hakim s›n›flar. Sorun, devlet iktidar›güçlerinin aras›ndaki bir mesele oldu¤u halde, birkaç dar-beci zatla ya da tersinden AKP ile tarif ediliyor. Devleti, dev-

lette söz sahibi olan hangi kesimin esasta ele geçirece¤imeselesi saklan›yor. Hakim s›n›flar›n faflist niteli¤i, bir kesi-mi flahs›nda da olsa bir bak›m›yla gizleniyor, bu faflist özfarkl› sunularak, gerici hakim s›n›flara ve elbette devletegüven pekifltirilmek isteniyor-amaçlan›yor. Faflist devletdiktatörlü¤ü ve gerici sistem çare olarak meflrulaflt›r›lmayaçal›fl›l›yor. ‹flçilerin mücadelesinin ve karfl› karfl›ya kald›¤› fa-flist bask›-sömürü politikalar›n›n ve tüm toplumsal sorunla-r›n, faflist sald›r›lar›n, açl›k, iflsizlik gibi temel sorunlar›n üs-tü örtülmek isteniyor. Dahas›, demokrasi, insan haklar› veözgürlük gibi de¤erler sahtekarca kullan›larak içi boflalt›l›-yor. Irkç›-faflist sald›r›lar t›rman›yor, yaflam›n her alan›ndadevrimci-demokrat, ilerici ve yurtsever kesimler üzerindekiazg›n terör sinsice büyütülüyor.

‹ç dalafl derinlefliyor Komprador bürokratik burjuva cephede tüm tart›flmalar fa-flist egemenlik ekseninde cereyan ediyor. Bütün yaflanan-lar bir tek fleyi gösteriyor. Hakim s›n›f kliklerinin iç dalafl›derinlefltikçe derinlefliyor ya da kliklerin bir birini tasfiyehareketi köklü bir zeminde geliflerek ciddi dirençlerin k›v›l-

c›mlar›n› çak›yor. “Halka gitme’’ (il il dolafl›p mitingler dü-zenleme) hasbel kader bir tercih olmad›¤› gibi, bunun alt›n-da muhalefetin gösterdi¤i dirence karfl› halk kitlelerinin ye-deklenmesi avantaj›na baflvuruluyor. K›l›çlar parlat›l›yor,daha fliddetli çat›flmalara var›ld›¤›n›n iflareti veriliyor. Dalafloldukça keskinleflmifl; kliklerin birbirini iyiden iyiye h›rpala-y›p harcamaya haz›rland›klar› a盤a ç›k›yor. Çat›flmay› zoradökmenin efli¤ine gelindi¤i her aç›dan görülüyor. Gerici ç›karlar›n sahiplerinin ç›karlar›n› kolayca kapt›rma yada tez elden havlu atma niyetinde olmad›¤› bilinen bir du-rum oldu¤u gibi; “beli k›r›lm›fl’’ kli¤in önemli bir gücü teflkiledip, tehdit oluflturdu¤u da görülüyor. Yasa d›fl› askeri me-totlarda, komplo ve darbelerde uzmanlaflm›fl olan bu kom-prador bürokrat kesimin, emperyalist güçler deste¤inde bel-li bir basiret ve güce sahip oldu¤u yans›m›fl oluyor. Elbetteiktidardaki komprador kli¤in de bu konularda belli bir tecrü-beye sahip oldu¤u, dahas› a¤a babalar›ndan gerekli deste¤ialarak üstün pozisyonda dövüfltü¤ü de ayr› bir gerçek.Genelkurmaydan baflka kimseye ait olmayan darbe ve

komplo belgesi ile ilgili “›slak belgenin’’ adli t›p kurumuncasahibine ait oldu¤u tespiti sonras›, Genelkurmay içeridenbilgi s›zd›ran askerin a盤a ç›kmas› ve ç›kar›lmas› için arafl-t›rma talimat› verdi. Askeri savc›l›k da ayn› çal›flmay› yürüt-mekle birlikte; e¤er ‹stanbul cumhuriyet baflsavc›l›¤›ndankendilerine iletilmesini istedi¤i “›slak imzal›’’ belge iletilmiflolsayd›, içeriden bilgi s›zd›ran askerin tespit edilmesi desa¤lanacakt› diyor. Elbette ki, ilgili mercilerden kendi ürünü olan komplo plan›-n› mahkum etmek veya bunu araflt›rmak gibi bir beklentigülünç olur. Kirliliklerini örtmek için ellerinden geleni yapa-caklar› her bak›mdan aç›kt›r. Mevcut olarak yapmakta ol-duklar› da bunun kan›t›d›r. Kendilerinin haz›rlad›klar› plan›,“gerçek mi, sahte mi?’’, “kim haz›rlad›?’’ diye absürt bir arafl-t›rma yapmas›n›n gereklili¤i olamayaca¤› için, böyle biraraflt›rma-inceleme yapmak mümkün de¤ildi zaten. Kendi-sini araflt›r›p a盤a ç›karma oyunu, oyuncuyu güldürdü¤ügibi, onun karfl›s›nda çaresizli¤i göstererek ona güç ver-mektedir. Tüm gerçekli¤ine ve suçüstü yakalanmas›na karfl›n; (em-peryalist güçlerin garantörlü¤ünde de olsa, eskiye oranlakimi tabular sars›larak ordunun gerçekli¤i belli s›n›rlardadeflifre edilip elefltirilme cüreti gösterilmifl olsa da) esastaordunun dokunulmaz üstünlü¤ünü müdafaa etti¤i ve siya-set üstü bir erk olma özelli¤ini korudu¤u bir kez daha tas-dik edilmifltir. Ordudan kendi komplo-darbe belgesinin araflt›rmas›n› yap-mas›n› istemek-kendi suçu için yine orduyu görevlendir-mek, hem sahtekarl›k ve hem de gerçek failleri gizleyen birteflviktir. Nitekim ilgili suç odaklar› ne yapmaktad›rlar; “çokdo¤al’’ olarak içeriden istihbarat veren ajan›n kim oldu¤u-nu tespit etme peflindedirler. Bundan baflka yapacaklar› birifl yoktu çünkü…Suçluya yarg›çl›k yetkisi veya savc›l›k görevi vermek; suçlu-yu mükafatland›rmak ve aklaman›n da ötesinde daha bü-yük suçlar için yeniden yetkilendirmekten öteye bir anlamtafl›maz. Belgesiyle, imzas›yla ve “kim s›zd›rd›’’ araflt›rmas›-n› yapmakla da kabul edilerek, aç›k olan bir anayasal suçkarfl›s›nda gerekeni yapma samimiyeti ve cesareti olmayaniktidar, nas›l “her fley a盤a ç›kar›lacakt›r’’ diyebilir? Nas›l çe-telere ve suçlara karfl› mücadele etti¤ine inand›racakt›r?Ayn› devletin ve ayn› gerici s›n›flar›n bir parças› olan AKPdevlet d›fl›nda ucube bir fley olmad›¤› gibi, çat›flt›¤› klik deayn› dal›n meyvas›d›r. Devletin devleti mahkum etti¤i gö-rülmemifltir.

Demokrasi sahtekarl›¤›‹flte daha dün Yunanistan’da genelkurmay baflkan› görev-den al›nd›, iflte Paraguay’da darbe söylentisi üzerine devletbaflkan› derhal bütün komutanlar› görevden ald›, bunlarkadar dahi cesaret ve güce sahip olmayan bir hükümet na-s›l yolsuzluklar›n, çetelerin, suçlar›n üstüne gidebilece¤inisöyleyerek ak oldu¤unu iddia edebilir ki? Nas›l demokrasigetirece¤ini iddia eden sahtekarl›¤a cüret edebilir ki? Halk-lar›m›z›n kand›r›larak yedeklenmesinden öteye bir amac›olmayan iktidar, di¤er suçlulardan daha temiz ve samimide¤ildir, olamaz. Tak›nd›¤› tüm “demokratikleflme-temiz-lenme’’ pozlar› kendi iktidar›n› sa¤lama alma ve karfl›t kli¤iekarte etme amac›ndan öteye bir anlam tafl›mamaktad›r.Bak›n söz konusu belgede iffla edilen “siteler kurup sitelertakip etme’’ fleklindeki yasad›fl› faaliyetinin bu k›sm›n› nas›lizah ediyor genelkurmay. Genelkurmay bas›n bilgilendirmetoplant›s›nda, “Baflbakanl›¤›n talimat›yla yapt›k-yap›yoruz’’diyor. Yapt›¤› bu aç›klama sonras›, baflbakanl›¤›n “böyle birtalimat verilmemifltir’’ diyerek aç›klama istemesi üzerine;ayn› genelkurmay tam bir “flark dansözü’’ k›vrakl›¤› ve“köylü kurnazl›¤›’’ ile ad› geçen baflbakanl›k talimat›n›n2000 y›l› tarihli oldu¤unu söyleyerek, ifli ölmüfl baflbakanEcevit dönemine atarak yasad›fl› faaliyetini ve yalan›n› böy-le telafi etmeye çal›flmaktad›r. (Eklemeliyiz ki, Ecevit’in bu-nu yapacak nitelikte olmad›¤› kast›yla söylemiyoruz. Yaln›zgenelkurmay›n ipsiz cambazl›¤›na dikkat çekiyoruz.) Akladurgunluk veren bu meflhur yalanlar›n beyni, o çok “fleref-li’’ ordudur iflte. ‹flte “y›prat›lmamas›nda’’ hemfikir oldu¤unuz ordunuzun sa-dece bir gerçe¤i; kendi yetkili bilimsel kurumlar›nca daonaylanan imzal› darbe ve komplo belgesiyle suçüstü olma-s›yla anayasal suçlu oldu¤u aç›kt›r. Dahas›, bu anayasal suçkarfl›s›nda istifa etmesi gerekirken; piflkince sald›r› ve yalan-larla üste ç›kmaya çal›flma çabas›yla ortadad›r. Ve bu reza-letiyle yerinden kalk›p kodeste yarg›lanmas›n› beklemeyegeçme yerine, hiçbir mahcubiyet ve özür dilemeden, tersi-ne “kimin s›zd›rd›¤›n›n’’ pefline düflerek, iflledi¤i suçun deflif-re edilmesine öfkelenirken, ne yapt›¤›n› ve bundan sonra neyapaca¤›n› da aç›kça ilan etmektedir-etmifltir. Belge ka¤›tparças› de¤il, ama genelkurmay flahs›nda ordu paçavrad›r.‹flte iktidar›n ve siyasal sözcülerinin iradesi ve gerçe¤i; busuç karfl›s›nda basiretsiz kalarak, aç›k anayasal suç karfl›s›n-da kof kal›p meseleyi iktidar› için pazarl›k unsuru olarak kul-lanma ve ordu karfl›s›nda eli-kolu ba¤l› kalarak, suçu sabitolanlardan suçlar›n› araflt›rmas›n›-gerekeni yapmas›n› bek-leme gerçekli¤idir. Suçlu ordunun y›prat›lmamas›nda ve ge-nel yaklafl›mlar›yla ortaya koydu¤u özle, ayn› suçun parça-lar› oldu¤unu kan›tlay›p, soruna salt gerici iktidar menfaat-leri aç›s›ndan de¤erlendirmek isteyen gerçekliktir. Sadecekarfl›t› kli¤in üzerine bask› kurup onun karfl› ad›mlar›n› boflaç›karma çabas›ndan ibarettir iktidar iradesinin gerçe¤i.Ana muhalefet partisinin gerçe¤i de kaç›n›lmaz olarak suçoda¤›n›n avukatl›¤›n› kusursuz olarak üstlenirken, içinedüflmedi¤i düflkün hal kalmam›flt›r. Tam bir ikiyüzlülüklegerçekleri çarp›tma görevi icra etmekte, kötü bir mafla ro-lünü yerine getirmektedir. Bir taraftan bunu yaparken di¤ertaraftan kendisini suçtan yal›tmaya çal›flarak halk kitleleri-ni aldatmak peflindedir. Tüm bunlar› yaparken, elbette ikti-dar pastas›ndaki pay›n› garanti etmek istemektedir. Amafaflist gerçekli¤ini a盤a vurmaktan kurtulamamaktad›r.

Komprador bürokratik burjuva klikler cephesindeçat›flmal› sürecin fliddete evrilmesi mümkündür!

‹ktidar› muhalefeti, ordusu, yarg›s›, yürütmesiyle hakim s›n›flar ve devletleri bu foto¤rafta gerçeklikleriyle sergilenmektedir. Hakim s›n›flar emperyalizmin menfaatleri te-melinde ç›kar-iktidar kavgas› yürütmekte, halklar›m›z›n yaflam sorunlar› derinleflerek büyümektedir. Bask› ve sömürü politikalar›, faflist sald›r›lar, açl›k, iflsizlik, yoksulluk,milli bask› ve inkar politikalar› gibi tüm can al›c› sorunlar göz ard› edilerek örtülmektedir. Devrimci halk kitleleri bu oyunda taraf olup herhangi bir kli¤in pefline tak›lma-dan, kendi öz sorunlar› ekseninde tüm gerici hakim s›n›flara karfl› mücadelesini yükseltmelidir. Halk kitlelerinin refah ve kurtulufl sorunu, flu ya da di¤er gerici kompradorkli¤in iktidar›yla de¤il, kendi öz iktidar› ve bu iktidar için devrimci mücadelesiyle çözülecektir. Burjuva hile ve entrikalar›n mevcut pespayeli¤i göz önüne al›nd›¤›nda her türlü yüzsüzlük ve çirkefli¤in sergilenece¤i aç›kt›r. Kliklerin bir birlerine karfl› ciddi planlar için-de oldu¤u ve bunlar› yürüttü¤ü ortaya dökülenlerle sabittir. Darbe planlar›n›n oldu¤u ve ayn› zamanda bu planlar› bofla ç›karacak baflka bir organizasyonun etkili oldu¤ukesin olarak görülendir. Kapand› denen askeri faflist darbelerin son derece mümkün oldu¤u ve somut bir tehdit oldu¤u, klik dalafl› sayesinde bir kez daha kan›tlanma f›r-sat› bulmufltur. Örgütlenerek devlet içinde kök salan ve önemli bir kitle deste¤ini de arkas›na alarak iyiden iyiye güçlenen komprador kesimin, “Ergenekon’’ gibi operas-yonlarla hasm› olan komprador kli¤e karfl› daha usta yöntemlerle gerçeklefltirdi¤i post modern “darbeye’’ karfl›, geleneksel darbeci Kemalist ordunun-kli¤in askeri darbeihtimali güçlenen bir ihtimal olarak gündemdedir. Klik çat›flmas›n›n fliddet-darbe gibi zor biçimlerine s›çramas› muhtemel gözükmektedir. Suikastlardan söz edilmesi boflbir gevezelik de¤ildir. Sorun iktidar ve hatta devletin ele geçirilmesi sorunudur. Komprador hiçbir kli¤in, sömürü ayr›cal›¤›, egemenlik hakk› ve menfaatlerini kolayca b›-rakmas› beklenemez. Dolay›s›yla, farkl› emperyalist güçlere ba¤›ml› komprador klikler aras›nda sorunun zora dayal› halledilmesi her zaman olas›d›r.

Çözüm hakim s›n›f kliklerinin herhangi birisinden beklenemez

Page 9: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

918-31 Kas›m 2009GENÇL‹K

Tembel, tembelli¤ini örtmek için inan›lmaz gerekçeler yarat›r. Buiflte o kadar yeteneklidir ki, tembellikten ne kadar memnun ise,bu tembelli¤i izah etmekte de o kadar “ustad›r.” Yapay engelleryaratmakta üstüne yoktur tembelin. Onun, ifl yapmamak içinsaymakla bitmez “sebepleri” vard›r. Devrimci lafazanlar da bunabenzer özellikler tafl›rlar. Gerçek bir tek ad›m atmaz, ama atma-malar›n› bin bir türlü k›l›fla hakl› göstermeye çal›fl›rlar. ‹fl yapma-malar›n› laf kalabal›¤›yla kurtarmaya çal›fl›r, iflleri gelece¤e erte-leyerek vaatte bulunmakta çare ararlar. Asla gerçek duruma de-¤inmekten hofllanmaz, onu aç›klamaya yanaflmazlar. ‹dare etmetutumuyla iflleri yürütmeye çal›fl›rlar. Ne yapt›klar›ndan söz et-mez, “yapacaklar›ndan” bahsetmeyi pek severler. Ama bunun ar-d› arkas› gelmez. Bir türlü pratik-ifl göstermeye ulaflmazlar. Kesinbir fley var ki, tembelde bahane, lafazan oportünist de laf bitmez.Oportünist de tembele benzer, özellikle lafazanl›k ve gerekçeleryaratmakta böyledir. Lafazanl›k oportünistin önemli bir özelli¤i-dir. Oportünistin kendini izah etmede kullanmayaca¤› yol yön-tem, baflvurmayaca¤› bir tek gerekçe olmaz. O, ilkelere ba¤l› ol-mad›¤› için her fleyi kullan›r, her yere uyum sa¤lar, bukalemungibidir. Her fleyi uygun görür, her fleyle uyuflur. Çelik yay misali,s›k›flt›kça sa¤a sola s›çrar, e¤ilir, göbek verir, beli kemiksizdir.Bundand›r ki, oportünisti (oportünizmi) bir yerde tutmak, kolay-ca “hizaya” getirmek ve kurallara uygun mücadelede görmekpek mümkün olmaz-zordur. O, kendi kurallar›yla hareket eder, il-ke ba¤lay›c›l›¤› tan›maz. An nas›l davranmas›n› gerektiriyorsa,kendini inkar pahas›na ve bilimsel do¤rudan kopmak pahas›na

öyle davranmakta hiçbir sak›nca görmez. Amaç-araç uyumunusormak ona göre de¤ildir, an›n faydas› onun için her fleydir.Amaç, ilke ve genel ç›karlar› geçici ç›karlara feda etmekte tered-düt etmez. Her yolu mubah sayan ç›karc›l›k onun felsefi g›das›-d›r. Genel stratejik ç›karlar› terk ederek kendi dar ç›karlar›n› esasalmaktan geri durmaz. ‹lkeyi, teoriyi, bilimi, do¤ruyu prensipleri-ne göre kullanmaz, kendi durumuna uyarlar ve benzeri…‹ç içe olan bu nitelikler günlük yaflamdan siyasi mesele ve bilim-sel ideolojinin en ileri düzeyine varana kadar tüm sorunlarda ço-¤u zaman ya da s›k s›k karfl›m›za ç›kar. ‹kisi de b›kt›r›c› bir tekrarolarak de¤iflik sorunlarda ve de¤iflik biçimlerde ama ayn› kötürolle karfl›m›za ç›karlar. Bunlarla mücadele etmek hiç kuflkusuz kiküçümsenemez, ertelenemez de. Çünkü, genellikle içimizde zu-hur edip bizleri baltalamaktad›rlar. Baz› biçimleri ya da ortaya ç›-kan görüngüleri oldukça zararl›d›r. Bu bak›mdan da bunlar, üze-rinde durulmaya de¤erdir. Belli bir bilince sahip olmam›z gerek-liyken, bunu iyi kavramam›z ve egemen k›lmam›z ihtiyaçt›r.Bilimi, ideolojiyi ya da siyaseti geri(ci) veya at›l olan halimizeuyarlamaya kalk›fl›rsak, dahas› durumumuzu kotarmak için dev-rimci yaflam tarz› ve de¤erlerinin yerine geri ya da gerici olan ya-flam tarz› ve al›flkanl›klar› meflrulaflt›rmaya çal›fl›rsak; bilimsel dü-rüstlükten uzaklaflm›fl, devrimci olan›n yerine olmayan› yerlefltir-mifl oluruz. Objektif olarak devrime de¤il, yoz olana hizmet etmifloluruz. Kendi durumumuzu ya da geri düflüncelerimizi do¤rula-ma veya meflrulaflt›rma ad›na, baflka olumsuzluklar› meflrulaflt›r-ma tavr›na girersek; devrimci ve do¤ru olan› kovmufl, tersini ge-

lifltirmifl oluruz. ‹ster niyetli olsun, isterse niyet d›fl› olsun yap›lm›flolan; do¤ruyu yanl›fla feda etmektir. Bunu, bencil egomuz içinyapmak ise bafltan sona burjuva yoldur. Bu devrimde samimi, bi-limsel tutumda dürüst olmad›¤›m›z› gösterir. Bu, kayg›lar›m›z›nne kadar köhne, devrimci tav›r aç›s›ndan ne kadar ham ve basitoldu¤umuzu ve devrimcilik ad›na “ben”i merkezlefltiren küstahl›-¤›m›z› gösterir. Kendimizi yaflamak için devrimci teori, devrimcikültür, al›flkanl›k, davran›fl ve devrimci yaflam tarz›yla oynamayakalk›flmak, ne ad›na yap›l›rsa yap›ls›n asla kabul edilemez. Devrimci s›fat kürsüleri devrimin zeminini kayd›rma kürsüleri ola-rak kullan›lamaz. MLM’nin yükünü tafl›yamayanlar, bu halleriyleonu tasfiyeye de tafl›yamazlar. ‹lerletme-gelifltirme söylemi ise,tasfiyeci revizyonist teorilerini k›l›flama demagojisinden baflkabir anlam tafl›maz. Oturdu¤umuz yerden hiçbir fleyi ilerletemeyiz.Sosyal pratikten uzak olanlar, ne devrimi, ne de devrimci teoriyiilerletme durumunda olamazlar.Mao, bilim dürüstlüktür, onda en ufak bir sahtekarl›¤a yer yokturderken sebepsiz konuflmad›. Mark, her fleyin bafl› dürüstlüktürderken de… Marks, Marksizm’in revizyonist tahrifine de flöyle de-miflti; ‘E¤er hinli¤ine yorumlan›rsa, Marksizm’de ona karfl› kulla-nacak fleyler bulunur’. Bir rastlant› de¤il, revizyonizmin izledi¤iyöntem üzerine bunu demiflti. Çok hakl›yd›. Marksizm’in erozyo-nu için kollar› s›vayanlar›n yöntemi bugün de ayn› silsileyi takipediyor. Yaz›k ki, bu pasl› burjuva silaht›r, çakaralmaz silahlarlaMarksizm revize edilemez, y›k›lamaz! ‹flte, anarflist devletsiz “ko-münistler” bu yolun takipçisidir. Temelde proletarya diktatörlü-

¤üne (devletine) karfl› gelifltirilen bu salvo, MLM teoriye, onuniçinden bir sald›r› çabas›d›r. K›z›l bayra¤a karfl› ‘k›z›l bayrak’ salla-ma takti¤i hangi örtüyle gelirse gelsin alt olmaya mahkumdur. MLM’lerin görevi, bunal›m teorileri yaratarak burjuvaziye hizmetetmek de¤il, devrimci prati¤i ve devrimci gerçe¤i gelifltirerek ge-rici atmosferi parçalamak, devrimci dünyaya yol açmakt›r. Nes-nel gerçekte karfl›l›¤› olmayan, ama kendi pozisyonumuzu kotar-maya dönük çabayla gündeme gelen ideolojinin-bilimin gelifltiril-mesi pozlar›n› bir kenara b›rakarak devrimin gerçek sorunlar›ylailgilenmek tek devrimci tutumdur. Devrimci pratikten, bir tekdevrimci çal›flmadan azade duranlar›n, MLM biliminin ilerletilme-sinden bahsetmesi gülünç olmaktan ileri bir anlam tafl›maz. Birazmütevaz› olmak gerekir. Devrim gibi, teori de oyuna benzemez,keyifle-keyfiyetle oluflturulamaz, boncuk gibi dizilmez. Tumtu-rakl› laf salatas›yla, yaln›zca konuflarak devrimin de, ideolojininde ilerletilemeyece¤i aç›kt›r. En az bunun kadar aç›k olan bir bafl-ka gerçeklik de, bugün MLM ideolojiyi, yaflamdan kopuk, kendidurumlar›n› izah etme ihtiyac›yla “s›çratma” aray›fl›na girmifl an-lay›fllar›n, çokça sözünü ettikleri MLM’den yeterince nasiplene-medikleridir. Zira MLM’nin buyru¤udur, bir ikiye bölünür ve bunubilince ç›kartamayanlar, kendilerinde geri yanlar› da ileri-devrim-ci yanlar olarak addederler. Üstelik bunlara kendilerini inand›r-makta da ustalafl›rlar. Sorun ve s›k›nt›lar›, eksik ve hatalar› sürek-li d›flar›da ararlar. Oysa Roma imparatoru Jul Sezar’›n da dedi¤i gi-bi; “En büyük düflman›n, en son arayaca¤›n yerde saklan›r.” yani,senin içinde!

“En büyük düflman›n, en son arayaca¤›n yerde saklan›r”Sinan ÇAKIRO⁄LUGENÇ YORUM

12 Eylül askeri faflist darbesinin ürünü olan ve6 Kas›m 1981 y›l›nda kurulan Yüksek Ö¤retimKurumu (YÖK), ülkenin birçok yerinde yap›laneylemlerle protesto edildi. Protesto eylemlerin-de ö¤renciler “Sermaye defol üniversiteler bi-zimdir”, “Kahrolsun faflizm, yaflas›n mücadele-miz”, “Müflteri de¤il ö¤renciyiz”, “YÖK, polis,medya, bu abluka da¤›t›lacak”, “Eflit, paras›z, bi-limsel, anadilde e¤itim”, “Katil polis üniversite-den defol” sloganlar›n› hayk›rd›lar, devrimci, de-mokrat, yurtsever ö¤renciler üzerindeki bask›-lar›n son bulmas›n› istediler.

‘Üniversitelerde darbe YÖK’le devam ediyor’‹stanbul- ‹stanbul’da geçen senelerde oldu¤ugibi ayr› ayr› eylemlerin örgütlendi¤i gözlendi.Demokratik Gençlik Hareketi (DGH), YDGM, EkimGençli¤i, D‹P, TÜM-‹GD, Beyaz›t Gazetesi ve DPGtaraf›ndan örgütlenen eylemde ‘YÖK Karfl›t› Ö¤-renciler’ imzas›yla ‹stanbul Üniversitesi ana giriflkap›s› önünde protesto eylemi gerçeklefltirildi.Beyaz›t Tramvay Dura¤› ve kampüs içerisindenyürüyüfl yaparak ana girifl kap›s› önüne gelenö¤renciler, “Soruflturmalara ve cezalara son!Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim için YÖK’ehay›r” ve “YÖK’e Rake Zan›ngehe R›zgar B›ke”yaz›l› pankartlar tafl›d›lar. Ö¤renciler ad›na yap›lan aç›klamada, YÖK ileberaber üniversitelere har(a)çlarla girilmeyebaflland›¤›, böylece üniversitelerin birer ticaret-haneye çevrilmesinde önemli bir ad›m at›ld›¤›

ifade edildi. “Bu sald›r›lar›n hayata geçebilmesiiçin üniversiteler k›fllaya çevrildi. Postal seslerieflli¤inde disiplin yönetmelikleri oluflturuldu.Düflünmeyen, sorgulamayan, tek tip bireyler vetoplumdan yal›t›k üniversiteler için h›zl› ad›mlarat›ld›.” denildi.

'YÖK’ün karanl›¤›nda bo¤ulmayaca¤›z'YÖK’ün kald›r›lmas› ile, eflit, paras›z, bilimsel,anadilde e¤itim hakk›n›n dillendirildi¤i ve polis-idare-sivil faflist iflbirli¤inin son bulmas› gibi ta-leplere yer verilen aç›klamada, “Bizler, YÖK dü-zeninin biz gençli¤i hapsetmeye çal›flt›¤› karan-l›kta bo¤ulmayaca¤›z. Gelece¤imiz ve özgürlü-¤ümüz için YÖK’e ve YÖK düzenine karfl› sesi-mizi her yerde yükseltmeye devam edece¤iz”denildi.Aç›klaman›n ard›ndan haz›rlanan metnin Kürt-çesi de okundu. Liseli ö¤rencilerin de kat›ld›¤›eylemde liseliler ad›na da aç›klama yap›ld›.Aç›klaman›n ard›ndan Ö¤renci Kültür Merkeziönüne yürüyen ö¤renciler burada çektikleri ha-layla eylemlerini sonlad›rd›lar. Ayr›ca Beyaz›t’ta,E¤itim-Sen 6 No’lu Üniversiteler fiubesi, Devrim-ci Ö¤renci Birli¤i (DÖB), Genç-Sen ve TKP, EMEP,ÖDP ve Ö¤renci Kollektifleri’nin oluflturdu¤u bir-lik ‘Üniversite Ö¤rencileri’ imzas›yla ayr› eylem-ler gerçeklefltirdi.

‘Ji bo zaningeha azad, Werin re!’AMED- Dicle Üniversitesi Ö¤renci Derne¤i tara-

f›ndan düzenlenen protestoeyleminde, Fen Edebiyat Fakültesi önünden T›pFakültesi Hastanesi’ne yüründü. Yo¤un kat›l›-m›n oldu¤u yürüyüfl s›ras›nda ö¤renciler “YÖKkalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimleözgürleflecek” ve “Ji bo zaningeha azad werinre (Özgür üniversite için yürüyün)!” yaz›l› pan-kartlar tafl›rken, s›k s›k “Bê ziman jiyan nabe (Dilyoksa yaflam da yok)”, “Zimaneme rûmetame-ye (Dilimiz onurumuzdur)”, sloganlar› att›.

Polis de kitlesel kat›ld›!T›p Fakültesi Hastanesi önünde yap›lan bas›naç›klamas›na, hastanede bulunan insanlar›n dayo¤un destek verdi¤i ve zafer iflaretleriyle se-lamlad›¤› görülürken, polis de bütün demokra-tik eylemlerde oldu¤u gibi ‘kitlesel kat›l›m’ sa¤-lad›! Kitleyi dört bir yandan kuflatan Amed po-lisi, eylemin her an›n› görüntüledi. Bu görüntü-lerin ne zaman “aleyhlerine delil olarak kullan›-laca¤›” ise ö¤renciler için merak konusu.Ö¤renciler ad›na aç›klama yapan DÜÖDER üyesiVehbi Tuflhar, YÖK’ün tek tip ve apolitik ö¤renciyaratmay› hedefledi¤ini belirterek, “Ö¤rencilerindemokratik eylemlerine bile ciddi bask›lar uygu-lan›yor. Polise okullarda özel odalar aç›larak, bubask›lar, üniversite yönetimi taraf›ndan da onay-lanm›fl oluyor” dedi. Aç›klama sonras›nda, KenanEvren’i temsil eden maket yak›larak, “Kahrolsundarbeci faflist zihniyet” slogan› at›ld›. Eyleme De-mokratik Gençlik Hareketi de kat›larak destek

verirken, DGH’liler ayr›ca Fen Edebiyat Fakültesiönünde açt›klar› stantta YÖK’ü teflhir ettiler.

DERS‹M- DGH'nin ça¤r›s›yla bir araya gelenYDG, DSG ve SGD üyeleri, Sanat Soka¤›'nda biraraya gelerek sloganlar eflli¤inde Yeralt› Çarfl›s›üzerine yürüdü. Burada kurumlar ad›na yap›lanaç›klamada, YÖK Baflkan› Yusuf Ziya Özcan'›nbilime çal›flt›rmas› gereken kafas›n› zengin eli-tin ç›karlar›na çal›flt›rd›¤› vurgusu yap›ld›. Bafl-bakan’›n 'her ile bir üniversite' kampanyas› çer-çevesinde Dersim'de ›fl›k h›z›yla bir üniversiteaç›ld›¤›n›n hat›rlat›ld›¤› aç›klamada, “Bugün YÖKve rektörlü¤ün üniversite ö¤rencilerinin ma¤-duriyetini, yine lise ve ilkokul ö¤rencilerininokudu¤u okullar› boflaltarak, yani baflkalar›n›ma¤dur ederek çözmeye çal›flm›flt›r.” denildi.Gerici, yoz politikalarla mevcut e¤itim sistemi-nin sürekli tüketen, sadece verilenle yetinen birgençlik yaratmak istedi¤inin vurguland›¤› aç›k-lamada, “Bizlerin buna alternatif olarak yarat-mak istedi¤i; tarih bilincine sahip, özgür düflü-nen, sorgulayan gençliktir. Eflit, bilimsel, ana dil-de, paras›z e¤itim mücadelesini her geçen gündaha da güçlendirerek bu karanl›¤› y›kaca¤›z.”denildi.Ayr›ca YÖK, Kocaeli, ‹zmir, Bursa, Eskiflehir, De-nizli, Uflak, Edirne, Çanakkale, Hatay, Adana, An-kara gibi birçok ilde de yap›lan eylemlerle pro-testo edildi

‘YÖK’ün karanl›¤›nda bo¤ulmayaca¤›z’ANKARA- YÖK Baflkan› Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ba-s›n mensuplar›yla yapt›¤› bir görüflmede, bir gazeteci-nin, üniversiteden at›lman›n kald›r›laca¤› yönünde biraç›klamas› oldu¤unu hat›rlatmas› üzerine Özcan, "Evet,öyle bir fley üzerinde çal›fl›yoruz. Biz hiçbir flekilde (ö¤-rencinin) okulla alakas›n› kesmeyece¤iz. Bir ö¤renci çe-flitli nedenlerle e¤itimini b›rak›rsa geri geldi¤inde harc›-n› biraz daha fazla almay› düflünüyoruz." dedi.Özcan, bu konuda ellerinde bir taslak bulundu¤unu an-cak üzerinde biraz daha çal›flmalar› gerekti¤ini söyler-ken, “Mesela ö¤renci diyebilir ki ikiden üçe geçti¤inde,‘Ya bir sene d›flar›da çal›flay›m ya da bir dünya turunaç›kay›m...’ Ülkemizde böyle ifller bafllayacak t›pk› Ame-rika’da oldu¤u gibi. ‘‹flte birazc›k baz› ifllerle u¤raflay›m,tecrübe edineyim, tekrar geri geleyim’ diye düflünebi-lir. O durumlarda böyle esnek bir sistem her halde her-kesin ifline daha çok gelir. Üniversiteleri koruruz enönemlisi.” dedi. Özcan, tasla¤› fikir almak için rektörlereyollad›klar›n› da kaydetti.

“Y›llar›n biriktirdi¤i harç ücretini al›r›z”“Mesela bir kifli, okulu b›rakt›ktan sonra 30 yafl›nda ge-ri dönmeye karar verdi. 30 yafl›na kadar harç ödeme-yecek mi?” sorusunu Özcan, “Geldi¤inde iyi bir harç ve-recek. Y›llar›n birikimini al›r›z herhalde. Ayn› faizlerdekigibi katlaya katlaya getiririz.” diye yan›tlad›. “Af kalk›-yor mu?” sorusu üzerine Özcan, yasa tasar›s› Meclis’tengeçerse affa gerek kalmayaca¤›n› belirtti. Özcan, “Bun-dan sonra y›l s›n›rlamas› kalk›p, kredi sistemi mi gele-cek?” sorusuna, “Tabii bunu yapabilmek için kredileritakip edece¤iz.” yan›t›n› verdi. Kredilerin her bölüm içinfarkl› olup olmayaca¤›n›n sorulmas› üzerine ise Özcan,“Yok. Mesela ODTÜ’de hemen hemen her bölümün kre-dileri birdir.” dedi.

R‹ZE- Rize Üniversitesi F›nd›kl› Mes-lek Yüksek Okulu’da okuyan birgrup ö¤renci sakall› ve uzun saçl› ol-duklar›, k›l›k k›yafetleri düzgün bu-lunmad›¤› gerekçesiyle vize s›navla-r›na al›nmad›lar. Sabah okula geldiklerinde güvenlik

engeliyle karfl›laflan ö¤renciler, sa-kall› ve uzun saçl› olduklar› gerek-çesi ile okula al›nmad›lar. Ö¤renci-ler, bu engelleme nedeniyle vize s›-navlar›na da al›nmad›.Üniversitede karfl›laflt›klar› bu uygu-lamaya karfl› bas›na aç›klamada bu-

lunan ö¤renciler, “Geçti¤imiz hafta-larda da s›n›flar›m›za girip sakal›uzun olanlar› konferans salonunatoplad›lar, en k›sa zamanda sakalla-r›m›z› kesmemizi istediler. Aksi tak-dirde okula al›nmayaca¤›m›z› söyle-diler. Biz çok uzun olanlar için söy-

leniyor sand›k ancak bugün s›navagirmek için okula geldi¤imizde s›na-va almad›lar. Türkiye’nin hiçbir ye-rinde böyle bir uygulama yok. RizeÜniversitesi ö¤rencisiyiz, ortaokulö¤rencisi de¤il.’’ diyerek tepkilerinidile getirdiler.

“Saç›n uzun,üniversite sanayasak!”

Paras›n› veren, ömürboyu okur

ERZURUM- Atatürk Üniversitesi ö¤rencisi S. Y., “da¤daninen PKK’lilere vatan haini demedi¤i” için okudu¤u fakül-tenin önünden kimli¤i bilinmeyen 7 kifli taraf›ndan birarabaya bindirilerek, bofl bir araziye götürülüp dövüldü.Ö¤renciyi s›n›ftan almak için s›n›f arkadafl›n› arac› ola-rak kullananan kimli¤i belirlenemeyen kifliler, arabayazorla bindirdikleri S. Y.’yi Atatürk Üniversitesi ile Dadafl-kent aras›ndaki bofl bir arazide saatlerce tartaklad›lar.Kaç›ran kiflilerin gerekçe olarak, ö¤rencinin geçen y›lkiev arkadafl›n›n DTP’ye oy vermesi ve da¤dan inenPKK’lileri vatan haini olarak tan›mlamamas›n› göster-dikleri ö¤renildi.S. Y., saatlerce dövüldükten sonra, cebindeki 50 TL’ninde al›narak, “Bu da senden flehitlere bir yard›m olsun”denildi¤ini, bo¤az›na b›çak dayanarak öldürme tehdit-leri savuran bu grubun, kendisinin ev arkadafllar›n› daöldüreceklerini söylediklerini belirtti.S. Y. saatlerce tartaklanmas›n›n ard›ndan tekrar ayn›arabayla fakültenin önüne b›rak›l›rken, olaydan sonraavukat› taraf›ndan hastaneye kald›r›ld›. Kafas›nda k›r›kve darp izleri, gözünde morluk tespit edilen S.Y., savc›-l›¤a suç duyurusunda bulundu. S. Y. ifadesini alan sav-c›n›n da, “Bir fley yapm›fls›n ki dövmüfller, bofl yere döv-mezler” dedi¤ini aktard›.

‘Onlar bofl yere kimseyidövmezler’

Page 10: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

10 18-31 Kas›m 2009 DÜNYA

Maoistler, bar›fl sürecinin hükümlerine uyma-yan meclisi ve cumhurbaflkan›n› protesto et-mek için 10 Kas›m günü baflkent Katman-

du’yu ablukaya alarak, flehre araç girifl ç›k›flla-r›n› engelledi.Eylemlere kat›lan binlerce Nepalli, bar›fl süre-cine ayak direyen Nepal Ordusu GenelkurmayBaflkan› Katwal’›n görevinden al›nmas›n› isti-yor. Nepal Birleflik Komünist Partisi (Maoist)’in

bafllatt›¤› eylemler, sabah›n erken saatlerindebafllad›. Ellerinde orak çekiçli bayraklarla Kat-mandu’nun ana girifl noktalar›n› kapatan Ne-

pal halk›, meclisi istifaya ça¤›rd›.Maoistler, hükümette olduklar› dönemde; hü-kümetin kararlar›n› çi¤nemesi, bar›fl sürecininen önemli maddelerinden birisi olan Nepal Or-dusu ile Halk Kurtulufl Ordusu’nun birlefltiril-mesine karfl› ç›kmas› nedeniyle Nepal Ordusu

Genelkurmay Baflkan›’n› görevden alm›flt›. An-cak cumhurbaflkan›, Maoistlerin bu karar›n›hukuksuzca geçersiz ilan edip, GenelkurmayBaflkan› Katwal’›n görevine devam edece¤iniaç›klam›flt›. Bar›fl sürecinde var›lan mutabaka-ta ayk›r› bu davran›fllar sonucunda Maoistlerhükümetten çekilmifl ve Nepal Ordusu Genel-kurmay Baflkan›’n›n görevinden al›nmas› tale-biyle sokak eylemleri bafllatm›fllard›.

Maoist lider Amik Sherchan ve Krishna Bhadur Mahara çat›flmada yaraland›Maoistlerin Nepal halk› ile birlikte sürdürdük-leri oturma eylemleri devam ederken, Nepalpolisi 13 Kas›m günü yap›lan eylemlere sald›r-d›. Kitlenin yürümesini engellemek isteyenpolisin sald›r›s›nda Maoist lider Aik Sherchanve Krishna Bahadur Mahara’n›n yan› s›ra yak-lafl›k 50 kifli yaraland›. Polisin sald›r›s› üzerinekitle polise tafllarla karfl›l›k verdi. Çat›flmalaresnas›nda polisin silah kulland›¤› ve 3 kifliyigözalt›na ald›¤› belirtiliyor.

Cumhurbaflkan›: GörüflelimMaoistler önderli¤indeki Nepal halk› sokaklar-da protesto eylemleri yapt›¤› saatlerde, NepalCumhurbaflkan› Ram Baran Yadav bas›na biraç›klamada bulunara, ülkedeki tüm siyasigüçleri, mevcut ç›kmaz› aflmak için görüflme-ye ça¤›rd›. Sokak eylemlerinin yaratt›¤› bask›-lanmay› gizleyemeyen Yadav, farkl›l›klar›n vesorunlar›n tek çözüm adresinin meclis oldu¤u-nu savunarak, bir anlamda sokak eylemlerininbiritilmesini istedi. Yadav, yeni anayasan›n ha-z›rlanmas› konusunu da ilk kez gündemine al-d› ve “Anayasa tasla¤›n›n zaman›nda haz›rlan-mas› için iflbirli¤i yap›lmal›.” dedi.

Maoistler Kirant Federal Devletini ilan ettiNepal Birleflik Komünist Partisi (Maoist)’in po-litbüro üyesi Gopal Kiranti, ülkenin do¤usun-daki Bhojpur, Khotang, Udaypur, Okhaldhun-ga, Solukhumbu ve Sankhuwasabha’y› kapsa-yan bölgede sembolik Kirant devletini kur-duklar›n› ilan etti. Kirant Devleti Halk Hareketi Komitesi koordina-törü de olan Kiranti, Diktel bölgesinde yap›lanbir mitingde yapt›¤› konuflmada, Kirant devleti-ni fiilen ilan ettiklerini duyurarak, d›fl müdaha-lelere karfl› olan, ba¤›ms›z bir ülke isteyen her-kesin Kirant Federal Devleti’ne yerleflebilece¤i-ni ve özgürce yaflayabilece¤ini söyledi.Feodaller, Hindistan yay›lmac›lar› ve Amerikanemperyalistlerinin Kirant Federal Devleti’ne hiçbir müdahalede bulunmas›na izin vermeye-

ceklerini söyleyen Kiranti, uluslararas› tekelleride bu s›n›rlar içine sokmayacaklar›n› kaydetti. Kiranti ayr›ca, NBKP(Maoist)’in, federal devlet-ler kurmay› kendisinin önüne koydu¤unu dahat›rlatarak, önümüzdeki günlerde daha baflafederal devletlerin de kurulaca¤›n› söyledi.

Maoistler Katmandu’yu sard›

Filistin Devlet Baflkan› Mahmud Ab-bas, gelecek dönem seçimlerde bafl-kanl›¤a aday olmayaca¤›n› aç›klad›.Filistin Devlet Baflkan› Mahmud Ab-bas’›n ilan etti¤i ve Hamas’›n tan›ma-d›¤›n› aç›klad›¤› seçimler, ülkeyi ad›mad›m bir iç çat›flmaya sürüklüyor. Ha-mas’›n tepkisine karfl›n seçimleri er-telemeyece¤ini ›srarla belirten Ab-bas’›n, seçimlerde aday olmayaca¤›n›duyurmas› soru iflaretlerine yol açt›.Filistin Devlet Baflkan› Mahmud Ab-bas, 2010 y›l› ocak ay›nda yap›lacakbaflkanl›k seçimlerinde adayl›¤›n›koymayaca¤›n› ve karar›n› hiçbir bi-çimde tart›flmayaca¤›n› aç›klad›.Mahmud Abbas, bu karar›n›, baflkan-l›¤›n› yapt›¤› Filistin Kurtulufl Örgütü(FKÖ) ile El Fetih yönetimlerine de bil-dirdi¤ini söyledi.Abbas, Ramallah'ta yapt›¤›, Filistin te-levizyonu ve di¤er Arap kanallar›n-dan da canl› yay›nlanan konuflmas›n-da, son birkaç gündür bu konuda ya-y›lan söylentileri do¤rulad›.''Bizler de di¤er toplumlar gibi bar›fliçinde yaflamak istiyoruz'' diyenAbbas ve ‹srail taraf›na flöyle seslen-di: ''Bar›fl çok önemlidir. Parti ç›karla-r›ndan daha önemlidir.'' Abbas, ‹sra-il'in yerleflimlerdeki politikas›n› elefl-tirerek, ‹srail’i Kudüs'te Mescidi Ak-sa'daki giriflimleriyle, ‹srail-Filistin so-rununu bir din çat›flmas›na do¤ru gö-türmekle suçlad›.Yine de ‹srail ile iki devletli çözümünmümkün oldu¤unu belirtip, 1967 y›l›s›n›rlar› üzerinden, baflkenti Kudüsolan bir Filistin devletinin kurulabile-

ce¤ini belirten Abbas, Hamas'›n uz-

laflma görüflmelerini reddetmesinin

‹srail'in yarar›na oldu¤unu savundu.

Abbas, ''gericilikle'' suçlad›¤› Ha-

mas'›n, Gazze'yi harap etti¤ini belir-

tip, bu tavr›ndan geri dönmeye ça¤›r-

d›.

Yaser Arafat'›n 2005 y›l›nda ölmesin-

den sonra onun yerine Filistin Devlet

Baflkan› olarak seçilen Mahmud Ab-

bas (74), konuflmas›n›, ''Önümüzdeki

seçimlerde adayl›¤›m› koymaya ni-

yetli olmad›¤›m› FKÖ'deki ve El Fe-

tih'teki kardefllerime de bildirdim'' di-

yerek tamamlad›.

Gazze'deki Hamas liderlerinden Salah

El Bardavil ise Mahmud Abbas'›n ''bu

kap›y› henüz tam kapatmad›¤›n›''

öne sürdü. El Bardavil, Abbas'›n Ha-

mas'› ‹srail ve ABD'den daha fazla

suçlamad›¤›n› ifade edip, bunu flafl-

k›nl›kla karfl›lad›klar›n› dile getirdi.

FKÖ Yürütme Kurulu Genel Sekreteri

Yaser Abid Rabbo, daha önce yapt›¤›

aç›klamada, FKÖ'nün yönetimi ve

bünyesindeki tüm gruplar›n, Mah-

mud Abbas'›n siyasetten ayr›lmas›n›

kabul etmeyeceklerini belirtmifl ve

Abbas'›, e¤er böyle bir karar verdiyse

yeniden düflünmeye ça¤›rm›fl, yürüt-

me kurulunun Abbas'a tam destek

verdi¤ini bildirmiflti.

Bu arada kimi Filistinli kaynaklar, Ha-

mas’›n seçimleri boykot edece¤ini

duyurmas› nedeniyle Abbas’›n se-

çimleri ertelemeyi gündemine ald›¤›-

n› belirtiyor.

Filistin yeni birk›skaca al›n›yor

Prachanda: Siyasi ç›kmaz bitecekNepal Birleflik Komünist Partisi (Maoist) Baflkan› Prachanda, Nepal’deki mevcut siyasi ç›kmaz›n bir hafta içinde bitece¤ini ve CPN-UMLliderli¤indeki hükümetin eriyece¤ini, yerine Maoistler liderli¤indeki bir ulusal uzlaflma hükümetinin kurulaca¤›n› savundu. Prachanda, güney Nepal’deki Birjung kentinde gazetecilere, “Anayasaya ayk›r› araçlarla kurulan M a d h a v K u m a r N e p a l li-derli¤indeki mevcut hükümetin da¤›lmas› için siyasi uzlaflma sa¤lamak gereklidir ve bu sa¤lanacakt›r. Ulusal uzlaflmaya dayanan veMaoistlerin liderli¤inde yeni bir hükümet kurulacakt›r.” aç›klamas›nda bulundu.Hat›rlanaca¤› üzere Maoistler, seçimlerin ard›ndan flehirlerdeki çal›flmalar›n› daha da yo¤unlaflt›rarak buralarda güçlenmek için kollar›s›vam›flt›. K›rl›k alanlarda son derece güçlü ve örgütlü olan Maoistler, böylece flehirlerde de gücünü, örgütlülü¤ünü ve etkisini art›ra-rak, k›rsal ve kentsel bölgedeki milyonlar› birlikte ayaklanmaya geçirebilmeyi planl›yor. Yap›lan tüm eylemleri bu çerçevede ele ald›-¤›n› döne döne vurguluyor.

Obama’ya siyahi protesto: Beyaz iktidar›n siyah yüzü7 Kas›m günü Beyaz Saray önünde top-lanan Afrika as›ll› Amerikal›lar, uygula-d›¤› politikalar›n› elefltirdikleri Oba-ma’y›, “beyaz iktidar›n siyah yüzü” ola-rak tan›mlad›lar. ABD’nin s›n›r d›fl›ndakiaskerlerinin geri çekilmesini isteyen si-yahi ABD’liler, Obama’n›n, kendisindenbeklenilenlere taban tabana z›t ifllereimza att›¤›n› ve ABD’nin emperyalistyol haritas›n› uygulamaya koymayadevam etti¤ini belirttiler. “Biz, Barack Huseyin Obama’y›, beyaziktidar›n siyah yüzü olarak tan›ml›yo-ruz.” diyen insan haklar› savunucusuOmali Yeshitela, “O, san›ld›¤›n›n aksine,

emperyalist düflmanlar›m›z›n bir kukla-s›d›r. Biz, Amerika ve tüm dünya içinözgürlük istiyoruz, ABD’nin Afganis-tan’daki, Afrika’daki ve Irak’taki tümaskerlerinin derhal geri çekilmesini isti-yoruz.” dedi. Küba’ya ve Zimbamb-we’ye uygulanan ambargoya son veril-mesini isteyen Yeshitela, Latin Ameri-ka’daki Venezuella ve benzeri “sol”devletlere dönük sald›rgan politikalar›nda terk edilmesini istedi.ABD’deki siyahilerin haklar› ve özgür-lükleri için y›llarca mücadele eden KaraPanterler örgütünün eski bir üyesi olanCharles Baron ise, Obama’n›n halka

dönük örtülü bir savafl ilan etti¤ini söy-leyerek, “Obama’dan memnun de¤ilizve Obama’n›n seçim sürecinde sözünüetti¤i de¤iflimin, kesinlikle siyahi ABD’li-lerin lehine bir de¤iflim olmad›¤› görü-lüyor.” dedi. “Siyahi birisinin beni istis-mar etmesi, beyaz birinin istismar et-mesinden daha hazzmedilir de¤il” di-yen Baron, “1982 y›l›nda beyaz bir poli-si öldürdü¤ü için halen hapiste tutulanKara Panterler üyesi Mumia Abu Ja-mal’in durumu, Obama’n›n de¤iflimsöylemine pratik bir yan›tt›r.” ifadesin-de bulundu.

ALMANYA- Otomobil devi Opel'inbinlerce çal›flan› 6 Kas›m’da uyar› gre-vi gerçeklefltirdi. Ekonomik krizi ge-rekçe gösteren Opel'in sahibi Ameri-kan General Motors (GM) binlerce iflçi-yi iflten ç›kartarak Opel'i küçültme ka-rar› al›nca iflçiler “grev” dedi. Greve ç›-kan binlerce iflçi, Opel’in tekrar Almansermayesine ba¤lanmas›n› istedi.Opel’in Almanya merkezinin bulun-du¤u Rüsselsheim’da toplanan on bi-ni aflk›n çal›flan, Amerikan GM’ye kar-fl› ‘Gelece¤imiz için mücadele edece-

¤iz, kendimizi ezdirmeyece¤iz, çünkübiz Opel’iz’ pankart› tafl›d›.Protesto gösterisinde konuflma ya-pan Opel'in genel üretim sorumlusuKlaus Franz, Opel’in tümüyle Almansermayesine ait bir flirket olmas› ge-rekti¤ini dile getirdi. Franz, on binler-ce çal›flan› bulunan flirketin art›kGM’nin bir yan kolu olmas›n›n kabuledilemeyece¤ini belirterek, çal›flan-lar›n ifl hakk›n› garanti alt›na alacakbir anlaflman›n zorunlu oldu¤unusöyledi.

Opel çal›flanlar› grevde

Page 11: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

1118-31 Kas›m 2009GÜNCEL

H‹ND‹STAN- ‹çiflleri Bakan› GK Pillai’nin, “Hindis-tan Komünist Partisi (Maoist) ile diyalo¤a baflla-yabiliriz. Ancak bunun için fliddete son verereksilahlar›n› b›rakmalar› gerekiyor.” aç›klamas›naMaoistlerin yan›t› net oldu: “Bar›fl görüflmeleri-ne a盤›z. Ama silahlar› b›rakmak gibi bir niyeti-miz yok, çünkü biz amac›m›za silahl› mücade-leyle ulaflaca¤›m›za inan›yoruz, silahlar›m›z› b›-rakarak de¤il!”Bas›na aç›klamada bulunan üst düzey HKP(M) li-deri Kishenji, gazetecilerin; Pillai’nin önerisininmerkezi hükümet taraf›ndan olumlu karfl›land›-¤›n› hat›rlatmalar› üzerine, “Bu do¤ru. Çünkü Pil-lai’nin önerisinde yeni olan bir fley yok. Söyle-diklerinin tamam›, bir ayd›r merkezi hükümetve yerel hükümetler taraf›ndan söylenen fley-ler.” dedi.

Hindistan ‹çiflleri Bakan› Pillai’nin, “Maoistler si-lahlar›n› b›rak›rlarsa onlarla görüflmeye haz›rolaca¤›z.” aç›klamas›na iliflkin Maoistlerin bak›-fl›n›n sorulmas› üzerine Kishenji, “Onlar, bizimasla kabul etmeyece¤imiz fleyleri, bar›fl görüfl-

meleri vaadleriyle kabul ettirmeye çal›fl›yorlar.Ama bizim de daha önce aç›klad›¤›m›z bir ta-k›m flartlar›m›z vard› ve onlar, bu flartlar›m›z›kabul etmifl de¤iller. Biz, onlar›n silah b›rakma-lar›n›, hapishanedeki tüm yoldafllar›m›z› sal›ver-melerini ve sald›r›lar›n› durdurmalar›n› istemifl-tik. Onlar bizim bu flartlar›m›z› hiç bir flekildedikkate almadan, tek tarafl› konufluyor ve flart-lar ileri sürüyorlar. Ama görüflme çift tarafl› olanbir fleydir ve e¤er gerçekten görüflmelere bafl-lamak istiyorlarsa, bizlerin de flartlar›n›n yerinegetirilmesi gerekir.”

Maoistler uyard›: “Devlet terörü ve katliam-lar› sürdükçe müzakere olmayacak!”Hindistan Komünist Partisi (Maoist) Merkez Ko-

mitesi taraf›ndan, Hindistan devletinin “Maoist-ler silahlar›n› b›rak›rsa onlarla görüflmelere bafl-lar›z” beyanlar›na yaz›l› bir aç›klamayla yan›t ve-rildi: “Ülkede Maoistlerin yo¤un oldu¤u bölgele-re binlerce askerini ve paramiliter gücünü y›¤an

ve silahs›z Adivasi halk›na ve Maoist devrimcile-re karfl› vahfli sald›r›lar›n› aral›ks›z sürdüren Hin-distan devleti, görüflmeler için bizden silahlar›-m›z› b›rakmam›z› istiyor. Bu mümkün de¤il.”Hindistan devletinin, bir çok ülkenin toplam as-ker say›s›na eflit bir güçle, 75 bin kiflilik bir güç-le Maoistlere ve Adivasi halk›na sald›rmaya ha-z›rland›¤›, bu sald›r›da hava silahlar›n›n da kulla-n›lmak üzere devreye sokuldu¤u hat›rlat›lanaç›klamada, “Devletin, dünyadaki ço¤u ülkeninordusundan daha büyük olan böyle bir gücükonuflland›r›rken, Maoistlerle savaflmayaca¤›n›söylemesi, tamamen halk› aldatma çabas›d›r.”denildi. Maoistlerin silah b›rakmas›n›n söz ko-nusu olmad›¤›n›n alt› çizilen aç›klaman›n deva-m›nda flu ifadelere yer verildi:“Müzakereler için ön koflul olarak Maoistlere si-

lah b›rakmalar›n› söyleyendevlet ve eyalet baflkanlar›,bizim silahl› mücadele ver-memizi emreden sosyo-ekonomik koflullar› ve kök-leflmifl nedenleri göremeye-cek kadar cahil olduklar›n›ortaya koyuyorlar. HindistanKomünist Partisi (Maoist)Merkez Komitesi için silah

b›rakmak, halk›n ç›kar›naihanet etmek anlam›na gelir. Biz insan haklar›n›savunmak ve her türlü bask› ve sömürüden hal-k› kurtarmak için silahlara sar›ld›k. Bask› ve sö-mürü devam etti¤i sürece halk daha fazla silah-lanmaya devam edecek.”

Seçimlerden befl ay sonra hükümeti kur-may› baflaran el-Mustakbel Partisi LideriSa’d Hariri, oluflturdu¤u kabine listesini10 Kas›m’da Cumhurbaflkan› Miflel Süley-man’a sundu.Hükümeti kurmakla görevlendirilen el-Mustakbel Lideri Sa’d Hariri taraf›ndanCumhurbaflkan› Miflel Süleyman’a sunu-

lan 30 kiflilik kabinede Hizbullah’tan ikibakan›n yer ald›¤› bildiriliyor.15 bakan›n parlamentoda ço¤unluktabulunan Hariri’nin müttefiki 14 Martç›lar-dan, 10 bakan›n Hizbullah liderli¤indekimuhalif 8 Mart blo¤undan ve 5 bakan›nda cumhurbaflkan› kontenjan›ndan atan-d›¤› aç›kland›.

Lübnan, son y›llarda s›k s›k seçim krizleriyafl›yor. Daha önce Hizbullah’›n etkin ol-du¤u 8 Mart ‹ttifak› ile Saad Hariri’nin et-kin oldu¤u 14 Mart ‹ttifak› aras›nda uzlafl-ma sa¤lanamamas› nedeniyle cumhur-baflkanl›¤› seçimlerinde de benzer bir krizyaflanm›fl, kriz ancak aylar sonra çözüle-bilmiflti. ‹ran-Suriye ile iliflkileri nedeniyle

Hizbullah’›n Bat›l› devletler ve ‹srail tara-f›ndan muhatap al›nmamas› ve “gayrimeflru” ilan edilmesi nedeniyle Bat› yan-l›s› 14 Mart ‹ttifak›, Hizbullah ile ortak iflyapmaktan kaç›n›yor. Befl ay önce yap›-lan seçimlerde de iki blok karfl› karfl›yagelmifl, seçimleri Bat› yanl›s› 14 Mart ‹tti-fak› küçük bir oy fark›yla kazanm›fl ve

hükümeti kurma hakk›n› elde etmiflti.Ancak tek bafl›na hükümeti kurmak içinyeterli say›y› elde edemeyen 14 Mart ‹tti-fak›, Hizbullah’la hiç bir flekilde hükümetkurmayacaklar›n› ilan etmifl ve bununüzerine süreç t›kanm›flt›. T›kan›kl›¤›n afl›-lamamas› nedeniyle Hariri, hükümetikurma görevini b›rakm›flt›.

Lübnan’dauzlafl› yakaland›

Silahlar› b›rakmak m›? Hay›r!

Japonya'n›n güneyindeki Oki-nawa adas›nda binlerce kifli,adadaki Amerikan üslerininvarl›¤›n› protesto etti.ABD Baflkan› Barack Oba-ma'n›n Japonya ziyaretine bir-kaç gün kala, 8 Kas›m günüOkinawa adas›nda bir arayagelen binlerce kifli ABD'yi pro-testo etti. "Üs de¤il bar›fl infla-a edin" sloganlar› at›lan ey-lemde konuflan Ginowan Bele-diye Baflkan› Yoichi Iha, "Bafl-bakan Yukio Hatoyama'danObama'ya, Okinawa'n›n baflkaAmerikan üssüne ihtiyac› ol-mad›¤›n› söylemesini istiyo-rum." dedi. Amerikan üssü ya-k›nlar›ndaki göstericilere hitapeden Yoichi Iha, Hatoyama'n›ncesur bir karar almas› gerekti-¤ini de sözlerine ekledi.

A¤ustos ay›ndaki seçimleri ka-

zanan Japonya Demokrat Par-

tisi, ülkede yaklafl›k 50 y›ld›r

tek bafl›na hükümet olmay›

baflaran Liberal Demokrat Par-

ti’yi seçimlerde yenerek 480

koltu¤un 308’ini alm›flt›.

Yeni hükümet, ABD’nin Japon-

ya’daki askeri varl›¤›yla ilgili

politikalar› de¤ifltirmek istedi-

¤ini aç›klayarak Obama yöne-

timinin hofluna gitmeyen bir

“sürpriz” yapm›flt›. Japonya

Baflbakan›’n›n, Deniz Kuvvet-

leri'ne ait hava üssünü Okina-

wa adas›ndan tafl›ma önerisi

Washington’da derin endifle-

ler yaratm›flt›. Amerikan yö-

netimi ise bu üssü tafl›maya

yanaflm›yor.

Japonya'da binlerce kifli ABD'yi protesto etti

Afganistan'a geri dönmeyi ka-bul etmeyen ve iflgale karfl›yürütülen kampanyalara des-tek veren ‹ngiliz asker tutuk-land›.Afganistan'da uzun süre görevyapt›ktan sonra ülkesine dö-nen ve yeniden Afganistan’agitmeyi kabul etmeyen, sürek-li medyaya iflgal karfl›t› demeçveren ve ‹ngiliz hükümetinisert bir flekilde elefltiren JoeGlenton ad›ndaki asker, bugüntutukland›. O¤lunun tutuklan-mas›na tepki gösteren annesiSue Glenton, hükümete ateflpüskürdü.Joe Glenton'un annesi SueGlenton, o¤lunun tutuklanma-s›n›n kendisini endiflelendirdi-¤ini söyledi. Afganistan iflgaliy-le ilgili kayg›lar›n› dile getirenGlenton, “Daha çok askerleriendiflelendiren bir konu. Ama

sonuçta askerler ölüyor ora-da.” dedi. Afganistan’da yaflanan›n bir“Amerikan savafl›” oldu¤unusöyleyen ve ‹ngiltere'nin kulla-n›ld›¤›n› düflünerek Afganis-tan'a gitmemekte kararl› görü-nen Glenton, daha önce yapt›¤›aç›klamalarda, "Bizim Afganis-tan'da iflimiz yoktur." demiflti.Glenton, Afganistan’a gitmeyireddetti¤i için askeri mahke-mede aleyhine aç›lan dava sü-reci hala devam ediyor.O¤lunun iflgal karfl›t› söylemle-rinden korkulacak bir durumolmamas› gerekti¤ini belirtenanne Sue Glenton, "Bakanlar›-n›z, milletvekilleriniz, komu-tanlar›n›z her gün savafl lehineaç›klamalarda bulunuyor. Be-nim o¤lum da savafla karfl› ol-du¤unu söylemifl ne var bun-da?" dedi.

‹flgale ortak olmak istemeyen ‹ngiliz askertutukland›

Mali y›l›n ilk alt› ay›nda zarareden British Airways (BA), bin200 kifliyi daha iflten ç›karmay›planl›yor.Daha önceki iflten ç›karma ka-rarlar›yla birlikte düflünüldü-¤ünde, 2010 Mart'›nda toplam4 bin 900 kifli iflini kaybetmiflolacak.fiirket Mart ay›nda bafllayanmali y›l›n ilk yar›s›nda, tarihin-de ilk kez zarar etti. Geçen y›l›52 milyon sterlin kar ile kapa-tan BA, bu mali y›l›n ilk yar›s›n-da vergi hariç 292 milyon ster-lin zarar etti. Üstelik mali y›l›nilk yar›s›, yaz sezonunu kapsa-d›¤› için daha karl› geçiyor.British Airways ‹cra KuruluBaflkan› Willie Walsh, havayo-lu sektörünün durgunluktanç›kamad›¤›n›, bu y›l karlar›nda1 milyar sterlin düflüfl bekle-diklerini aç›klad›. fiirket bir sü-redir sendikalar ile müzakerehalinde. Uzun mesafeli uçufl-

lardaki kabin görevlisi say›s›n›15'ten 14'e düflürmeyi planla-yan flirket, ayr›ca 2 y›l boyun-ca personele zam yapmamay›düflünüyor.

700 Ericsson iflçisi iflten ç›kar›l›yorTelekom malzemeleri üreticisiEricsson, 700 çal›flan›n› iflten ç›-kar›yor. Küresel tasarruf ön-lemleri ald›¤›n› öne sürenEricsson, ‹ngiltere’nin merke-zindeki Coventry fabrikas›nda-ki baz› faaliyetlerini di¤er tesis-lere kayd›raca¤›n› ve bu yüz-den iflten ç›karmalara gerekduydu¤unu aç›klad›. Ericsonn, ayr›ca, faaliyetlerininkayd›r›lmas›n›n, ‹ngiltere’dekiyerel pazara dönük faaliyetle-rini etkilemeyece¤ini belirtti.‹flten ç›karmalar›n 2010 y›l›n›nortalar›ndan itibaren uygula-naca¤› ö¤renildi.

British Airways 1200iflçi ç›karacak

Çin Baflbakan› Wen Jiabao, Afrika ülkeleri-ne “yard›m” için 10 milyar dolar ay›rd›kla-r›n› aç›klad›. Jiabao, ayr›ca yoksul Afrikaülkeleriyle ticari iliflkilerini gelifltirecekle-rini de belirtti. M›s›r’daki Çin-Afrika ‹flbirli-¤i Forumu’nda konuflan Wen, Bat›l› gaze-tecilerin, “Çin’in amac› ‘yard›m’ ad› alt›ndabölgeyi kendisine ba¤lamak” fleklindekielefltirilerine yan›t verdi. “Çin’in Afrika’yasundu¤u gerçek bir destektir, arkas›ndabir fley aramaya gerek yok.” diyen ÇinBaflbakan›, "Çin, Afrika’ya yat›r›m yapandevletler içinde 16. s›rada bulunuyor.”sözleri ile, üstü kapal›; ABD, AB ve di¤eremperyalist devletlerin de Afrika’ya ben-

zer amaçlarla para ak›tt›klar›n› ve k›tan›nyoksul ülkelerini sömürdüklerini hat›rlat-t›. Tar›mdan enerjiye, alt yap›dan ticaretevar›ncaya de¤in birçok konuda Afrikadevletleri ile karfl›l›kl› imzalar›n at›ld›¤›n›belirten Wen, “Afrika küresel kalk›nma-n›n önemli bir parças›d›r. Derin zorluklarve sorunlarla karfl› karfl›ya olan Afrika, sa-mimi ve güvenilir bir arkadafl olan Çin’leiliflkilerini ilerletmek istiyor. Biz de öyle.”dedi. Çinli uluslararas› iliflkiler uzman› Xu Weiz-hong ise Çin’in Afrika’daki ata¤›n› elefltirenBat›l› gazetecilere, “Neden baz› Bat›l›larÇin’in Afrika’daki rolünden rahats›z olu-

yor?” sorusunu yönelterek, “Çünkü Bat›l›-lar, Afrika’y› kendi arka bahçeleri olarakgörmek ve korumak istiyorlar.” dedi.Afrikal› devlet yetkilileri, Çin’in yard›m ta-lebini memnuniyetle karfl›lad›klar›n› veiliflkilerini gelifltirmek istediklerini belirtir-ken, “Biz, Çin ile yakalad›¤›m›z bu dayan›fl-ma f›rsat›n› en iyi flekilde de¤erlendirmekistiyoruz. Bu nedenle bir dizi anlaflmayaimza att›k. fiarm El fieyk zirvesi bu bak›m-dan son derece umut verici ve Afrika’y›canland›rabilecek bir organizasyon.” aç›k-lamas›nda bulundular.ABD’den sonra dünyan›n en fazla dolar re-zervine sahip ülkesi olan Çin, ABD’ye rakip

olmakta iddial› görünüyor. Elindeki dolar

sto¤unu dolar›n de¤erini çok fazla düflür-

meden eritmek ve böylece ABD’yi zay›fla-

tarak taht›na oturmak isteyen Çin, Afri-

ka’n›n yoksul ülkelerinin yer alt› kaynak-

lar›n› sömürmek için milyarlarca dolar› Ka-

ra K›ta’ya ak›tarak bir taflla iki kufl vurma

gayretinde.

Çin’in bu “yard›m” kampanyas›n›n alt›nda;

k›tadaki yoksul ülkeleri kendisine ba¤›ml›

k›lma ve Afrika’n›n elmas, demir, çelik, do-

¤algaz ve petrol kaynaklar›n› ele geçirme

ve ABD’nin bu bölgedeki etkinli¤ini k›rma

amac› yat›yor.

Afrika'da hegemonya dalafl›

Peru Komünist Partisi’ne ba¤l› gerilla güçleri taraf›ndan 8 Kas›m günü düzenlenen sald›r›da 1 askerin öldü-¤ü, 3 askerinse yaraland›¤› aç›kland›. Ülkenin güneydo¤usunda yer alan bir karakola, Maoist gerillalar tara-f›ndan taciz atefli aç›lmas› ile bafllayan çat›flman›n iki saate yak›n sürdü¤ü, ormanlarla kapl› da¤l›k bölgeyietkili bir flekilde kullanan Maoistlerin, çat›flma sonras›nda kay›p vermeden geri çekildikleri duyuruldu.

Peru’da Maoistler vuruyor

Page 12: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

12 18-31 Kas›m 2009 KÜLTÜR-SANAT

YÖK’ün bilmem kaç›nc› y›ldönümüne vedaetti¤imiz flu günlerde, ülkemiz e¤itim siste-mini sorgulayan yeni bir kitap yay›nland›.Bafll›¤›, içeri¤i konusunda yeterli fikir veriyorasl›nda: “Kuflatmay› Yarmak: E¤itim, Bilim veAyd›nlar.” Sibel Özbudun ile Temel Demirer’in2000’li y›llar›n ikinci yar›s›nda kaleme ald›kla-r› yaz›lardan oluflan kitap, dört ayr›mdan olu-fluyor. “E¤itim ve Üniversiteler” bafll›kl› I. ay-r›m, a¤›rl›kl› olarak yazarlar›n neo-liberal yö-nelimlerin e¤itim, özellikle de yüksekö¤re-nim üzerinde yaratmakta oldu¤u tahribat› ifl-leyen yaz›lar›na ayr›lm›fl. Demirer’in

“Türk(iye) E¤itim(sizli¤)i (ve ‘sonuçlar›’) Hak-k›nda” ve “Hayat ile Hayal veya Tasavvur ileTahayyül (ya da E¤itim ve Sa¤l›k için ‘Alterna-tif’)” bafll›kl› yaz›lar› ile Özbudun’un “Devlet vePiyasa K›skac›nda Üniversiteler”i ve “Bask›nOran’a Aç›k Mektup”u bu ayr›m›n dikkat çe-ken yaz›lar› aras›nda. I. ayr›mda ayr›ca, üni-versitelerde yükselen ö¤renci mücadelesinegöndermeler de ihmal edilmemifl.“Gençlik Nereye?” bafll›¤›n› tafl›yan II. ayr›m,Temel Demirer’in iki yaz›s›ndan oluflmakta:“Bu Dünya ve Topraklarda Genç -‹nsan- Ol-mak!” ile “Neo-Liberal Y›k›m ve Gençlik” bafl-

l›kl› yaz›lar, gençli¤i kemiren yabanc›laflt›r›c›süreçleri, neo-liberal piyasa ekonomisi ya dagünümüz kapitalizmi arkaplan›nda enine bo-yuna irdeliyor. “Sahi, Bilim Nedir?” bafll›kl› III.ayr›mda ise, Sibel Özbudun’un üç yaz›s›ylapostmodern ça¤da sosyal bilimlerin “ne” ve“nas›l” olmas› gerekti¤i sorunu ele al›n›yor,sosyal bilim alan›n› temellük etmeye çal›flandinsel/‹slâmi söylemleri tart›flmaya aç›l›yor.“Ayd›n Olmak!” konusuna hasredilen son bö-lüm ise Temel Demirer’in bir (“Ayd›n ‹çin Ke-nar Notlar›”), Sibel Özbudun’un iki (“2007 Tür-kiyesi’nde Ayd›n Olmak (m›?)”), “Ayd›nl›k Sor-

gular”) yaz›s› ile iki yazar›n bir ortak yaz›s›n-dan (“Umut Etmekle Yetinmeden Umudu Ya-ratmak”) olufluyor. Yazarlar kitab›n “Ona Nefiüphe, Kuflatmay› Yaraca¤›z” bafll›kl› önsöz-lerinde düflünceleri flöyle vurguluyorlar:“Dünyay› de¤ifltirme bilinci vermeyen e¤itim,‘e¤itim’ olarak an›lmay› hak etmezken; e¤i-tim süreci de toplumun de¤iflimine ayak uy-durarak de¤iflmek/ de¤ifltirmek zorundad›r.‘Kuflatmay› yaraca¤›z…’ diyenlere gereken,‘müzmin muhaliflik’, militanl›kt›r… Baflka tür-lüsü mümkün de¤ildi; biz de böyle yapt›k…‘Yap›lmal›’ dedik!”

Bir hücrede 15’e yak›n kad›n devrimci bulunur. Polislerbir bir devrimcileri iflkencelerden geçirir. Bu sahnelerdeher an 盤l›k, her an korku hüküm sürmektedir. Dire-nenler bile, dervimcili¤ini savunur pozisyonda de¤ildir.Direnifl yok denilecek kadar azd›r. D›flarda da atmosferayn› flekilde seyretmektedir. Geri kalan devrimciler sü-reci savurmak yerine, postu kurtarmak güdüsüyle ha-reket etmektedirler. Verilmek istenen mesaj kesin venettir: Yenilgi kaç›n›lmazd›r ve kabul edilmifltir.

Kula¤›nda karanfil tafl›yan halk›m›n o¤ullar›Atlan›n gidiyoruzBu¤ulu bir flafak vakti yeniden düflüyoruz yollaraEski zamanlarda oldu¤u gibiDersimiz Tarih. Unutmay›n kald›¤›m›z yeriyenilmedik daha

(Murathan Mungan)Lenin’in devrimci önderler için söylemifl oldu¤u “Ölüm-lerinden sonra onlar› zarars›z birer ikon haline getir-mek, deyim yerindeyse azizlefltirmek ve ezilen s›n›fla-r› ‘teselli’ ve tabii aldatmak amac›yla, belli ölçüde adla-r›n› takdis etmek için devrimci teorilerini özünden s›y›-r›p, devrimci ucunu köreltip, onu baya¤›laflt›r›p, k›s›rlafl-t›rmak için çaba sarf edeler.” sözü, bugün sadece dev-rimcilerin de¤il ayn› zamanda, tarihi bir sürecin dahinas›l özünden s›yr›l›p, devrimci ruhunun köreltilerekkitlelere anlat›ld›¤›n› görmekteyiz. Tarih çarp›t›c›lar›n›n,tarihi kendilerinden yana yorumlamakla kalmay›p, ezi-len s›n›flar›n tarihini bile yazmaktan çekinmedikleri or-tadad›r. Bunun en basit araçlar›ndan bir tanesi ise, top-lumun dizilerle ekrana hapis edildi¤i flu günlerde, mil-yon dolarl›k projeyle gerçeklefltirilmek istenmektedir.Dizinin senaryosuna katk›lar›yla bilinen Zaman Gazete-si yazar› Mümtazer Türköne, “Bu dizinin, gerçe¤e sayg›-s› olan bir anlat›m› var. Gerçe¤e, yani yelpazenin nere-sinde olursa olsun herkesin hissesine düflen ac›lara in-sanca bir hassasiyetle yaklafl›yor.” tutumunda somut-lanan anlay›fl, ezilenleri “tesselli” için yükselen burjuvavaazdan baflka birfley de¤ildir. Hakim s›n›flar›n kalem-flörleri, 12 Eylül’de topuk selam›yla toplumsal mücade-lenin bast›r›lmas›n› borç bilirken, gelinen aflamada sü-recin ihtiyaçlar›na cevap olabilmek için “gözyafllar›yla”“telkin” da¤›tmaktad›rlar. Timsah simsarl›¤› imdada ye-tiflmifltir. Art›k “do¤rular›” dil ucuyla dile getirmek ha-kim s›n›flar›n görevidir. S›n›f›n do¤rusu yoktur. Do¤ru, do¤rudur! Ama sadecedo¤ru do¤rudur demek de makanik bir anlay›fl›n ürü-nü olarak ortaya ç›kmaktad›r. Do¤runun kimin elindeoldu¤u ve nereye hizmet etti¤i sorusu sorulmadan ya-p›lacak aç›klamalar tarihsel ve diyalektik materyalizmisavunanlar›n yöntemi olamaz. 12 Eylül’de iflkence ya-p›lm›fl m›d›r? Cevab›m›z evet! ‹nsanlar katledilmifl mi-dir? Evet! Toplum sindirilmifl midir? Bir kere daha evet!

Ama tüm bu evetlere vesile olan do¤rular›n, yine ayn›sömürü saltanat›n› sürdüren, iktidar› ellerinde bulun-duran s›n›flar›n kendi lehlerine bir araç olarak kullan-d›klar›n› görmemek için politik kör olmak gerekmekte-dir. Zira girifl bölümünde de bir emekli kahvesinde ver-di¤imiz örnektede oldu¤u gibi, “cesaretle” at›lan tümbu ad›mlar›n, emperyalizmin Türkiye-Kuzey Kürdistan’›tekrardan yap›land›rmas› için kutsad›klar› AKP’nin tem-sil etti¤i s›n›flar›n elini güçlendirmek için yap›ld›¤› orta-dad›r. Ülkemizdeki di¤er alanlar gibi kültür ve onun bir edini-mi olan sanat da, emperyalistler aras› çeliflkilerden ba-¤›ms›z ele al›namaz. O halde, ‘Hat›rla Sevgili’ ile baflla-y›p, ‘Bu Kalp Seni Unutur Mu’ya uzanan politik kültürprojesi bir s›n›ftan kayna¤›n› almaktad›r. Bugün, BüyükOrta Do¤u Projesi çerçevesinde, Türkiye-Kuzey Kürdis-tan’›n tekrardan yap›land›r›lmas›nda, kültür-sanat ala-n›nda hakim s›n›flar›n yönelimi olarak karfl›m›zda du-ran ‘Bu Kalp Seni Unutur Mu’, bu projenin basit bir s›raneferidir. NATO’nun ileri karakolu ve bölgesel bir otori-ter güç haline getirilmeye çal›fl›lan Türkiye Cumhuriye-ti, siyasal olarak önünde engel teflkil eden tüm sorun-lar› kendi bünyesinde eritebilme çabas› içerisindedir.Kürt ulusal sorununda kimileri için çözüm, bizim aç›-m›zdan tasfiye olarak kendisini gösteren süreç, sadeceulusal hareketin devrimci kanad›n› hedeflemeyip, sos-yal kurtulufl mücadelesi veren devrimci ve komünistgüçleri ve onlar›n sosyal tabanlar›n› da ayn› mindereçekme niyetindedir. Bakal›m bu stratejik sald›r›y› ‹sla-mi sermayenin sözcülerinden olan Taraf Gazetesi yaza-r› Yasemin Çongar nas›l ele al›yor: “Aç›l›m, ‘milli birli¤i’sa¤lamay›, yani 86 y›ll›k bölünmeyi bitirme iradesiniiçinde tafl›yor. AKP, özünde Cumhuriyet’in ‘makbul’saymad›¤›, y›llarca ‘merkez’den uzak tuttu¤u, hayattarz›n›, ibadetini, kafa yap›s›n› ve hatta k›l›k k›yafetinihor gördü¤ü vatandafllar›n kurup yönetti¤i bir siyasiparti olarak, flimdi bir yandan, ‘merkez’e yerleflme, di-¤er yandan baflka d›fllanm›fllar› da ‘merkez’e çekme(italikler bana ait) ve ‘makbul’ alg›s›n›, Cumhuriyet’inbütün vatandafllar›n› kapsayacak flekilde geniflletmeyönünde dev bir aç›l›m bafllatm›flt›r.” Yasemin Çon-gar’›n da ifade etti¤i gibi, tüm “makbul” say›lmayanla-r›n “merkeze” çekilmesi, yani burjuvazinin s›n›rlarn› afl-mayan, ona yedeklenip daha fazla sömürü sultas› içinsibop rolü oynanmas›n›n egemenler aç›s›ndan kaç›n›l-maz oldu¤udur.

Aç›lm›fl kap›lar›n gizemi gibisinbir g›c›rt›da s›rra kadem basan...

‘Bu Kalp Seni Unutur Mu’ dizisinde, küçük ama bizimaç›m›zdan önemli bir ayr›nt› vard›r. Bahsi geçen ayr›n-t›n›n kavranmas›n›n ancak KAYPAKKAYA seviyesine

ç›kmakla mümkün olaca¤›n› hemen söyleyelim. KAY-PAKKAYA’n›n bilimsel sosyalizmi Türkiye-Kuzey Kürdis-tan koflullar›na uygulamadaki kavray›fl› ile s›n›flar›ntahlilinde mevcut tüm fikirlerden kopuflu getirmifltir.Dizi içerisinde bafl oyuncu Cemile ile pisikolog aras›ndabir diyalog geçmektedir; “‹nsanlar fliddetin durmas›n-dan memnundular, ama bu sefer de baflka türlü birfliddet bafllad›.” Bu anlat›mdan sonra senaryoda birçok“keskin” anti-darbeci “tutum” kendisini anti-faflist ola-rak göstermektedir. Yani darbe öncesi ülkede sa¤-solçat›flmas› “demokrasiye” zarar vermektedir. Ama de-mokrasiye en büyük zarar› darbeyle birlikte gelen bafl-ka türlü fliddet yani faflizm yol açmaktad›r. Görülece¤igibi yap›lan yorumda iki türlü tehlike vard›r. Bunlardanbir tanesi, toplumsal mücadelenin katiyen ama kati-yen devrimci zora dayanmamas› ilkesidir(!). ‹kincisi ise,faflizmin iktidara darbe yolu ile geldi¤idir. Faflizmin ikti-dara darbe yolu ile geldi¤i tart›flmalar› yeni de¤ildir. Butart›flmalar 12 Mart döneminde de yürütülmüfltür. Fa-flizmin varl›¤›n› parlemetonun olup olmad›¤›na ba¤la-yan anti-Marksist ak›mlara karfl› KAYPAKKAYA; “Fa-flizm, herhangi bir emperyalist ülkede oldu¤u gibi te-kelci burjuvazinin diktatörlü¤ü de¤ildir. Türkiye’de veTürkiye gibi yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerde faflizm,komprador büyük burjuvazinin ve toprak a¤alar›n›ndiktatörlü¤üdür.” der. Devam›nda ise; “Faflizmin varl›¤›-n› anlamak için parlemantonun var olup olmad›¤›nabakmak yetmez; nas›l bir parlementonun varoldu¤unada bakmak gerekir. Faflizmi süsleyen bir parlementomu, burjuva anlamda demokratik bir parlemento mu?’”Anlafl›lmas›n› istedi¤imiz küçük ayr›nt›, faflizmin darbeyoluyla iktidara geldi¤i ve sekiz (8) y›l kald›ktan sonraise yerini “demokrasiye” b›rakt›¤› anlay›fl›n›n ne derecetehlikeli oldu¤u, lakin yoldafl KAYPAKKAYA’n›n bu teh-likeye 37 y›l önce bilimin neflterini vurdu¤udur. 37 y›lönce, o kap›n›n efli¤i afl›ld›¤›ndand›r ki, faflizm hakk›n-daki “gizem” s›rra kadem basm›flt›r. Faflizmin, bizimkigibi ülkelerde burjuvazinin zay›f olmas›ndan kaynakl›,kitleler üzerindeki iktidar›n›n cebren ve zora dayal› ol-du¤unu, kendisinin göreli fliddet kulland›¤›n› göreli ola-rak ise fliddeti daha sald›rgan bir siyaset izleyebilmekiçin az›¤a ald›¤›n› kavramak gerekir. Bunun ise tek re-çetesi, KAYPAKKAYA seviyesidir. Marks “Bütün mitologya, do¤a güçlerini hayal gücü için-de de hayal gücü yoluyla denetim alt›na al›r, yönetir vebiçimlendirir; bu yüzden de insan do¤a güçlerini dene-tim alt›na al›r almaz mitologya yok olur.” der. ‹çindengeçti¤imiz süreç itibariyle, kültür emperyalizminin ha-kim s›n›flar›n idelojik etki alan›n› yeni koflullara uyarla-nabilmesi için modern mitologyalar yaratt›¤›na aflikar›z.Kendinden olmayanlar dahi, s›n›fsal yan› siliklefltirilerek,kadavraya çevrilip tekrardan burjuva ruhuyla ütülene-rek pazara sunulmaktad›r. Naz›m Hikmet’in vatandafll›-¤a tekrardan al›nmas›yla bafllay›p, Ahmet Kaya’n›n me-zar›n›n memlekete getirilmesi için ailesiyle yap›lan gö-rüflme hamlelerine kadar hepsi modern mitologyaylazihinlerde “demokratikleflme” hayal gücünün yarat›l-mas›ndan baflka birfley de¤ildir. Bu konseptin en sonhalkas›n› oluflturan ‘Bu Kalp Seni Unutur Mu’, büyük birunutturma, bellek s›f›rlama olarak gündeme gelmifl, ge-rici s›n›flar›n reorganize etme u¤rafl›n›n bariz örne¤idir.Kültür emperyalizminin mevcut tüm sald›r›lar›n› boflaç›karmak ise, emperyalist-kapitalist dünya sisteminin,onun ülkemiz s›n›rlar› içerisindeki iflbirlikçilerinin yöne-limlerini kavray›p, genifl halk y›¤›nlar›n› Yeni Demokra-tik ‹ktidar’a ve onun Yeni Demokratik Kültürü’ne sefer-ber ederek gerçeklefltirmek mümkün olabilecektir. Na-s›l ki do¤a güçlerini denetim alt›na alan insal›k, mitolog-yay› ortadan kald›rm›flsa, modern mitologyan›n varl›¤›-n› ortadan kald›rmak, s›n›f mücadelesinin her alan›nda-ki görevlerini yerine getirmekle mümkün olacakt›r. Sonsöz olarak ise; faflizmin, yerini allah›na kadar “demokra-tikleflme”ye b›rakt›¤›n› düflünenlere, enternasyonal pro-lateryan›n büyük flairi Naz›m Hikmet’in alttaki dizelerinibir kere daha okumalar›n› sal›k veririz...

Daha gün o gün de¤il, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duydu¤unuz çakallar›n ulumas›d›r. Saflar› s›klaflt›r›n çocuklar,

bu kavga faflizme karfl›, bu kavga hürriyet kavgas›d›r.(Naz›m Hikmet)

KKaayynnaakkççaaLenin, Seçme EserlerMarks, Ekonomi Politi¤in Girifline Katk›‹brahim Kaypakkaya, Seçme yaz›larMurathan Mungan, OmayraNaz›m Hikmet, Hürriyet Kavgas›Ahmet Telli, Su Çürüdüwww.diziizle.com www.tumgazeteler.comwww.zaman.com.tr www.taraf.com.tr

Bu Abluka Da¤›t›lacak, Bu Kuflatma Yar›lacak!

“Bu k

alp se

ni un

utur m

u”

ya da

tarih

sel b

ellek

s›f›r

lama

Y.OZAN

Çapraz as›n tüfekleriniziça¤›n d›fl›na sürdü¤ü eski masallardakieflkiya resimleri gibiyurdundan ve yüzy›l›ndankovulmufl çocuklar›n tarihindegelenek, kimi zaman baflkald›r› biçimi

(Murathan Mungan)‹nsan›n bazen “ey s›n›f mücadelesi, sen nelere kadirsin”diyesi gelir ya, iflte bu yaz›y› kaleme al›rken, kendime za-manl› zamans›z söyledim bu sözü. Birgün bir dizi “yo-rum”layaca¤›m nereden akl›ma gelirdi ki... Ama tarihin te-kerle¤i bazen öyle bir döner ki, “acaba” dedi¤in mesele-lerde fikir belirtmek zorunda kal›rs›n. Öyle ya; insan dü-flünceleri flöyle ya da böyle istedikleri için de¤il, etraf›n-daki maddi dünya ile olan iliflkileri sonucunda ortaya ç›-kar. Nesnel koflullar›n de¤iflmesi, insan beyninde zuhureden düflüncenin s›n›rlar›n› geniflletir ya da geriletir. Dü-flünce dünyas›, nesnel olgular›n ürünü olarak serpilir vede geliflir.Emeklilerin çokça tak›ld›¤› bir kahvede, sigara yasa¤›nara¤men duman alt› olmufl bir ortamda, okey aras› ülkeanalizlerinin yap›ld›¤› bir sohbet esnas›nda, “Gördünüzmü a¤alar! 12 Eylül’de talan etmifller gençleri iflkenceler-de. Helal olsun hükümete! Herfley dobra dobra anlat›l›yorbunlar›n döneminde.” metiyeleri dolafl›yordu. K›sa zamanönce televizyon ekranlar›na “bomba” gibi düflen ‘Bu KalpSeni Unutur Mu’ dizisi, Türkiye-Kuzey Kürdistan nesnelgerçekli¤inin kültürel edinimi olarak tüm toplumun dü-flünce dünyas›n› etkilemesi, bizlerin de mevcut nesnelduruma iliflkin s›n›fsal görüflümüzü aktarmam›z› zorunluk›lmaktad›r. ‹flte yaz›m›z bu tart›flma üzerinden “Bu KalpSeni Unutur Mu”daki, s›r›tmakta olan “kalbin” unutmamamisyonuyla m› hareket etti¤ini, yoksa bilakis bir bellek s›-f›rlama yolunda, yeni bir sald›r› arac› m› oldu¤unu deflme-ye çal›flaca¤›z. Önemli bir mistifikasyon siyasetini gütmüfl, sil bafltan ye-nidenci Hat›rla Sevgili dizisinin devam› olarak nitlendirilen‘Bu Kalp Seni Unutur Mu’nun yap›mc›s› Tomris Giritlio¤luolup, senaryosu Nilgün Önefl’e ait. Giritlio¤lu’nun, ezilenbir milliyete mensup olmas› ve Önefl’in, röportajlar›ndas›k s›k eski THKO, TDKP gelene¤inden geldi¤ini söylemesidizi konseptlerine ayr› bir “hava” katmaktad›r. Birinin ezi-len bir milliyetten, di¤erinin ise “sol” cenahtan olmas›; ta-biri caizse, fele¤in sillesini yemifl iki devlet “ma¤duru”nunbir “hesap”laflma içerisinde oldu¤u izlenimini yaratmakta-d›r. Gerici s›n›flar taraf›ndan ezilen milyonlar›n “kucaklan-mas›” için seçilen kimlikler gayet yerindedir. Ne kadar“ma¤dur” varsa bu projede serpilip, paketlenmelidir. Buarada oyuncular›n senaryoyu her okuduklar›nda etkilen-diklerine dair aç›klama yapmalar› gerekir. Çünkü, toplu-mun be¤enisini kazanmak ayn› zamanda toplumun ac›la-r›na “ortak” olmaktan geçmektedir. O halde, konuflulma-yacak hiçbir fley kalmamal›d›r. Tüm “do¤rular” bütün ç›p-lakl›¤›yla cofla gelmelidir. Darbe, zulüm, tecavüz, iflkence,sindirilmifl toplum, yitik aflklar, sürgün y›llar› ve en önem-lisi faflizm!... Neden mi faflizm? Çünkü ard› ard›na s›rala-nan tüm insanl›k d›fl› uygulamalar›n, faflizmin ürünü ola-rak ortaya ç›kt›¤› söylenmelidir. En özlü ifadesiyle varl›¤›milyonlarca ve milyarlarca emekçinin sömürüsü üzerinekurulu olan burjuvazinin di¤er tonlar› meflru, ama faflizmmaskelisi “anlafl›l›r” de¤ildir. Ve tüm teraneler, tüm name-ler ‘bilmillahs›z’ bu izlence üzerinden vuku bulmakla gö-revlidir.

On befline bast› m› dudaklar›nda bir türkü elinde bayrak kavga sokaktaki oyuna benzer art›k çocuklu¤u benzemez çocuklu¤a

(Ahmet Telli)Fikret K›z›lok’un ünlü bir ezgisinden ismini alan dizi, jene-rik görüntülerinde ve bölüm boyunca gösterilen 12 Eylülgörüntüleriyle süsleniyor. Birçok ünlü oyuncunun yer al-d›¤›, müzi¤ini Fuat Güner’in yapt›¤› dizi, solcu Sinan’la, var-l›kl› ve apolitik bir aileden gelen Cemile’nin aflk› üzerineoturuyor. Ama as›l anlat›lmak istenen aflk hikayesi de¤il-dir. Darbe ile gelen fliddet ortam›n›n insan do¤as› üzerin-deki tahribat› “anlatmak” misyonerli¤ine soyunulmufl. Le-nin yoldafl›n yorumuyla ‘cürretli bir iddia’. Zira dizi boyun-ca ortaya ç›kan replikler ve diyologlar bir yandan anti-darbeci ve dolay›s›yla anti-faflist oldu¤unu dile getirirken,di¤er yandan ise darbe a¤›z›yla (sol-sa¤ çat›flmas›na sonvermek) dile gelmekten geri kalmamaktad›r. Gösterileniflkence sahneleri, hücre görüntüleri sistemin tehflirindenziyade, devrimcilerin “korku” dünyalar› ve devletin “yenil-mezli¤i”, “daimi gücü” üzerinden flekillenmek-tedir.

Page 13: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

Siyasal mücadele yelpazesinde yasal alan demokratik yaflam›nadahil olan bir partiye daha merhaba dedik: Ezilenlerin Sosyalist Par-tisi Giriflimi. ESP Giriflimi’nin duyurusuyla, “anayasal meflruiyet vegüvence” sahas›, demokratik politik bir aktöre daha kavuflmufl ol-du. Geliflmeye devrimci kayg›larla yaklaflmay› nesnel bir zorunlu-luk olarak kabul etmekteyiz. S›radan olmasa bile, hiç bir geliflmeyitart›p sorgulamadan alk›fllamayaca¤›m›z gibi, daha bafltan mah-kum etme yoluna da gidemeyiz. Bilimsel aç›dan inceleyerek kararvermek; ve hepten kötümser olma ile hepten iyimser olma tutum-lar›ndan uzak durarak objektif davranmak tek bilimsel tutumdur. Yasal parti kuruluflu ile at›lm›fl bu ad›m›n, günümüzün tasfiyeci at-mosferine denk gelen zamanlamas› itibariyle -bir rastlant› da olsa-kötü bir rastlant›d›r. Zira günün tasfiyeci f›rt›nas›na karfl› öne ç›ka-r›lmas› gereken ekol; “yasa d›fl›” illegal yap› ve keskin devrimci du-rufl ya da devrimci eylem biçiminin gelifltirilmesi iken, öyle ya daböyle yasall›k aktüalitesini gelifltirmek-yaymak ve hatta bir bak›-ma meflrulaflt›rmak, objektif olarak tasfiyeci e¤ilimle buluflan vebu e¤ilime yak›nlaflmay› ifade eden bir ad›md›r-rastlant›d›r. Gün ile ba¤›nt›s› anlam›nda yarg›land›¤›nda esasta rastlant›d›r; çün-kü söz konusu ideolojik-teorik siyasi yap› gelene¤inin fikri olarakyasal alan mücadelesi ve biçimlerine verdi¤i de¤er-biçti¤i rol öte-den beri bilinmektedir. Bu geliflme beklenendi. Bugünkü ad›m, saltbirkaç ay›n ürünü bir geliflme de¤ildir, olamaz da. Temelleri genelsiyasi çizgide yatmaktayd›. O halde “ESP Giriflimi”nin bugün filiz ver-mesi durumu, bugünle iliflkilendirilmesi bak›m›ndan rastlant›d›r. Ancak, bugünle ba¤›nt›s› d›fl›nda, yani tasfiyeci atmosfer ile k›yas-lamas›n›n ötesinde, asla rastlant› de¤il, bilakis topraktaki tohu-mun mant›ki bir do¤umudur. Ad›m›n uygun ve genel olarak ge-çerli zemini olmayan koflullarda at›lm›fl olmas›; ideolojik dokuyaba¤l› oldu¤u gibi, örgüt ve mücadele biçimleri esaslar›nda tafl›nansakatl›¤›n bir görüngüsü olarak anlam bulmaktad›r. Eklemek gere-kir ki, günün yasalc› tasfiyeci rüzgar›n›n hevesleri kamç›lad›¤› veetkide bulunarak do¤umda ebelik yapt›¤› da söylenebilir. Yani, il-gili geliflme mevcut koflullardan ba¤›ms›z görülemez. “Demokratik” arenan›n bu yeni konu¤u; kurulufl ve mücadele

amac›na paralel olarak görev ve hedefleri ile ideolojik-politik-ör-gütsel çizgisi ve yaflam›n›, hiç kuflkusuz ki devrimci s›n›f cephesin-de tan›mlamaktad›r. Onun devrimci s›n›f kesimlerinden yana oldu-¤undan kuflkumuz yoktur. S›n›f hareketi anlam›nda devrimci-de-mokratik s›n›f hareketinin bir parças› oldu¤u da do¤rudur. Politikanlamda üstlendi¤i ve üstlenece¤i rolün ne oldu¤u-olaca¤› ve po-litik niteli¤inin ne olaca¤› ise, flimdilik sosyal prati¤e havale edilsebile, esasta tart›flmal›d›r. Buradaki tart›flman›n temeli ya da kuflku-nun kayna¤›, temsil etti¤i siyasi gelene¤in izledi¤i genel siyasi-ide-olojik mücadele hatt› ve politik mücadele çizgisiyle alakal›d›r.Özellikle, “yeniden yap›lanma” projesinin genifl kapsam›yla birlik-te, özelde de ulusal hareketin tasfiyesi amac›yla gerici hakim s›-n›flar›n gelifltirdi¤i “çözüm” ve “demokratikleflme” sürecinde be-nimsenen politik pozisyon, bu kuflkuyu sabitleyen-besleyen pra-tik örnekler sunmaktad›r.Reformcu zemin ya da do¤rultu d›fl›nda; devrimci ilke, taktik,mant›k ve hedeflere ba¤l›l›kta tutarl› olup, devrimci amaç ve iler-leme ihtiyac›n›n ürünü olarak devrimci görevler ola¤anl›¤›nda mü-talaa edilmifl bir ad›m olmas› kayd›yla, yasal partinin kurulmas›anlafl›l›r olabilir. Devrimin demokratik görevlerini üstlenen demok-ratik bir araç olarak yasal parti elbette kurulabilir. Ne var ki, bu-nun zamanlamas›, oynayaca¤› rol, buna yüklenilen misyon veyaifllev, bunun ele al›n›fl›ndaki bilinç ve kavray›fl gibi etmenler tama-men devrimci normlara sahip-uygun olmakla birlikte, devriminyörüngesinde olup devrimci amaç ile devrimci çizgi esaslar›na hiz-met sunma özelli¤inde olmas› önemlidir. Burada do¤ru muhasebeyürütülmeden ve devrimci içeri¤i do¤ru doldurulmadan savunu-lan yasal parti bayra¤›, sa¤ tasfiyecili¤e yelken aç›lmas›na nedenolacakt›r. Ona damgas›n› vuran devrimci siyaset-taktik olmak du-rumundad›r. ‹llegal parti örgütlenmelerinin gözden düflürülmesi,devrimci hareketin-örgütün düzen içine çekilmesi, devrimci zorörgütleri ve ayn› kulvar mücadele esaslar›n› d›fllayan bir bak›fl aç›-s› veya realiteyle devreye sokulan bir yasal parti kurumu, flüphe-siz ki reformizm damgas› tafl›maktan muzdariptir. Örgütsel pratik ya da gerçek maddi varl›k anlam›nda devrimci ge-

liflmenin kelimenin tam manas›nda c›l›z, devrimci ›srar›n ise elzemihtiyaç oldu¤u koflullarda; tasfiyeci ak›m›n güçlü geliflme atakla-r›yla yayg›n olup geçicide olsa egemen kategoride bulundu¤uflartlarda; düzen içi yasalc›l›¤›n çare olarak sunulup sinsice teflvikedildi¤i, illegal örgütlenme ve devrimci eylemin hakir görülerekdört koldan bombard›mana tabi tutularak sald›r›ya maruz kald›¤›anda; devrimcili¤in düzenin temayülünde ve gerici hakim s›n›fla-r›n teamülleri içinde uysallaflt›r›lm›fl bir öze çekilmesinin amaçlan-d›¤› topyekun flartlar›n somut tehlikesi alt›nda; genel devrimci ha-reketin ve ilgili yap›n›n geliflme düzeyi ile kucaklad›¤› potansiye-lin niceli¤i, bütün bu unsurlardaki genel geliflme durumunun ihti-yaç olarak dayatt›¤› ama gerçek devrimci araç ve biçimlerin gelifl-tirilmesinin hayati önem kazand›¤› tarihsel bir kesitte; yasalc› re-formizm ve tasfiyecili¤in pirim yapmas›n› sa¤layan, bu duvara birtafl koyma anlam›na gelen bir teflvik olarak; yasal parti ad›m› isa-betli bir karar de¤ildir. Asl›nda tüm mesele yasal partinin devrimde stratejik bir araç m›,yoksa taktik bir unsur mu görüldü¤ü noktas›na gelip dayanmakta-d›r. En genel ifadeyle legal yasal partinin hangi erek ve anlay›flla eleal›nd›¤› meselesidir tayin edici olan. Devrime hizmet edip etmeme-si temel bir sorudur. Bu da onun isabetli yer ve zamanda do¤ru ba-k›fl aç›s› ve içerikle kullan›l›p kullan›lmad›¤› ile ilgilidir. Öncelikli ih-tiyaç ya da devrimci enerjinin pay edilmesini gerektiren düzeydeihtiyaç olup olmamas›, devrimci teflkilat esaslar›na ya da mücade-le biçimlerine etkisi, bunlar üzerindeki negatif-pozitif tesiri, devrim-ci odaklar karfl›s›nda pasiflefltirici gücü veya tersinden militan mü-cadeleye sundu¤u destek gibi art› ve eksiler göz önünde bulundu-rularak yasal parti hakk›nda hükme varmak do¤ru olan›d›r.Belirtmeliyiz ki, salt yasal parti giriflimi olmas› realitesi, ona kufl-kuyla bak›lmas›na asla yeterli ve hakl› gerekçe olamaz; kuflkununtemeli bu yüzeysel yaklafl›ma oturtulamaz-böyle aç›klanamaz.Belirleyici olan, kendi bafl›na yasal parti olma olgusu de¤il, bu par-tinin hangi özle, hangi çizgi ve hedeflerle, hangi amaç ve e¤ilim-lerle, nas›l-taktik mi stratejik mi, hangi de¤erde ele al›nd›¤›, nas›lbir misyonun yüklendi¤idir.

Neye niçin karfl› ç›k›ld›¤› bilimsel ölçülere oturtulmak ve iyi bilin-mek durumundad›r. Her fleye peflinen karfl› ç›kan anlay›fl bilimselde¤ildir, olamaz da. Karfl› ç›k›fl›n gerekçesi do¤ru temellerde ve bi-limsel olmak durumundad›r. Neye niçin karfl› ç›k›ld›¤› iyi bilinmek,do¤ru formüle edilmek durumundad›r. Aksi halde, hem karfl› ç›k›flgerekli anlam› ifade etmez ve hem de hatal› bir karfl› ç›k›flla yan-l›fla düflülmesi mümkün olacakt›r. Legal partiye mi, legal partininniteli¤ini belirleyen negatif mantaliteye mi karfl› ç›k›l›yor? Bu nok-ta bir birinden önemle ayr›lmal›d›r. Ne pahas›na nas›l olursa olsungörüflüyle legal-yasal partiye de¤il, onun ele al›n›fl›ndaki genelözürlü yaklafl›mla biçimlendirilmesi ve devreye sokulufl mant›¤›-n›n tafl›d›¤› kusurlu anlay›fla karfl› ç›k›lmal›d›r.E¤er Komünistler hiçbir mücadele biçimini ilke olarak reddetmi-yorlar ise, bir mücadele arac› ya da biçimi olan yasal parti örgüt-lenmesini, salt yasal parti tabelas›ndan dolay› reformist ve benze-ri olarak de¤erlendirmek do¤ru olamaz. O halde, yasal partininhangi zaman ve flartlarda kuruldu¤u, hangi rolde; stratejik mi yok-sa taktik mi ele al›nd›¤›, di¤er örgütlenme ve mücadele biçimle-riyle iliflkisi ve bunlar karfl›s›ndaki konumunun ne olarak atfedildi-¤i, esas örgütlenme ve mücadele biçimi olarak m›, tali-destekleyi-ci taktik bir unsur olarak m› ele al›nd›¤›, yasal parti çal›flmalar› ve-ya bu mücadele biçiminin kazan›mlar›n›n amaç olarak m›, yoksadevrim amac›n›n gerçeklefltirilmesine hizmet eden bir araç olarakm› görüldü¤ü gibi meseleler, yasal partiye karfl› de¤erlendirmemi-zin temel belirleyenleridir. Sonuç olarak; mevcut kurulufl ve tan›t›m beyan›yla demokratikmücadele yaflam›n›n nitelikli bir formu olarak aç›klanan “ESP Giri-flimi”ni, mevcut de¤erlendirmelerimiz ›fl›¤›nda hatal› e¤ilimin yoliflareti sayan tahlilimize dayal› devrimci kayg›m›zla karfl›lad›¤›m›z›ama kesin yarg› kötümserli¤inden uzak olup, ayn› zamanda yasalalan demokratik mücadele yelpazesinin bir zenginli¤i ve demok-ratik bir unsuru olarak karfl›lad›¤›m›z› ifade etmek isteriz.

“ESP Giriflimi”ni Karfl›larkenBak›fl CANUFUK Ç‹ZG‹S‹

1318-31 Kas›m 2009GÜNCEL

B‹NGÖL- Dört y›l önce silikozis hastal›¤›nayakalanan Hac› Önal 24 yafl›nda hayat›n›kaybetti. Hac› Önal, yaflad›¤› beldede kottafllama atölyesinde yakaland›¤› slikozis-ten hayat›n› kaybeden yedinci genç ol-du.Bingöl’ün, çocuklar›n›n birço¤u silikoziseyakalanm›fl Tafll›çay Köyü, bu kez 24 ya-fl›ndaki Hac› Önal’› kaybetti. Önal, siliko-zis hastalar›yla ilgili çekilen ‘Dönüfl’ bel-geselinde, bundan sonraki hayalini, “Tekiste¤im sa¤l›¤›ma kavuflmak. Herkes gibigezmek istiyorum” diye anlatm›flt›, fakatolmad›.

Tafll›çay, Önal’dan önce, en son 28 fiu-bat’ta 24 yafl›ndaki Ruhat Y›ld›rak’›n ce-nazesini kald›rm›flt›. Y›ld›rak, ‹stanbulMahmutbey’de dört y›l çal›flt›¤› iki kum-lama atölyesinden silikozis hastal›¤›ylaayr›lm›flt›. ‹ki y›ld›r oksijen tüpüne ba¤-l›yd›.Y›ld›rak’›n ölümü köydeki di¤er silikozishastas› gençlere söylenmedi. Onlardanbiri de Y›ld›rak’›n yafl›t› Hac› Önal’d›. Evlive bir çocuk babas› olan Önal, Y›ld›rakgibi, Mahmutbey’de bir kot tafllamaatölyesinde dört y›l sigortas›z çal›flt›ktansonra silikozise yakaland›. Hastaland›k-

tan sonra köyüne dönerek oksijen tü-püyle yaflamaya bafllad›.

'Yaflamak istiyorum'Silikozis hastalar›n› anlatan ‘Dönüfl’ adl›belgeselde hayalleri soruldu¤unda Önal,“Tek iste¤im sa¤l›¤›ma kavuflmak... Her-kes gibi gezmek istiyorum” demiflti. Ba-bas› Hasan Lütfü Önal ise, çaresizli¤iniflöyle aktarm›flt›: “Doktorlar d›fl ülkeyegötürün diyor, nakil yap›n. D›fl ülkeye biznas›l götürelim?”Bu savafl›m, Hac› Önal’› yaflatmaya yet-medi. Ve Önal, geçen 8 Kas›m’da, kald›r›l-

d›¤› Erzurum Araflt›rma Hastanesi’nde öl-dü. Önal’›n bir kardefli de silikozis hastas›.Önal, Tafll›çay’›n silikozise kurban verdi¤iüçüncü, Karl›ova beldesinin yedinci, ülkegenelinin ise 44’üncü kurban› oldu.

‘Bari huzurlu ölelim’Ünal ile ayn› köyden olan ve ayn› hasta-l›ktan ötürü tedavi gören Kot Tafllama ‹fl-çileri Komitesi üyesi Abdulhalim Demir:“En az›ndan emeklilik ve maluliyet hakla-r›m›z verilsin. Zaten bizim yaflam›m›z›kimse garanti edemiyor. Günü geldikçeölece¤iz. En az›ndan huzurlu ölelim” dedi.

Kot kumlamaya bir kurban daha

Gözalt›nda bir kifli daha öldü. Polisegöre; Ahmet Cömert kendisini ast›!Aile ise 'iflkenceyle öldürüldü' dediPolis karakollar› ölüm saçmaya de-vam ediyor. Polisler taraf›ndan h›rs›z-l›k iddias›yla gözalt›na al›nan AhmetCömert sa¤ girdi¤i karakoldan ölüolarak ç›kt›.31 Ekim Cumartesi günü 17 yafl›nda-ki kardefli ile birlikte oto h›rs›zl›¤› id-dias›yla gözalt›na al›nan 23 yafl›ndakiAhmet Cömert’in, götürüldü¤ü Dar›caPolis Karakolu nezaretinde kendisiniasarak yaflam›na son verdi¤i iddiaedildi. Cömert ailesi ise polisin intiharaç›klamas›n› yalanlayarak, o¤ullar›n›niflkence ile öldürüldü¤ünü belirtti.

Polis: ‹ntihar etmiflAile: ‹flkenceyle öldürüldüPolisler taraf›ndan yak›nlar›na, gözal-t›na al›nan Ahmet Cömert'in nezaret-hanede eflofman lasti¤i ile intihar et-ti¤i aç›kland›. Ailesi ise otopsi rapo-runda Cömert'in vücudunda iflkenceizleri oldu¤una dair bilgilerin yer ald›-¤›n› söyleyip, olay›n polisler taraf›n-

dan intihar gibi gösterildi¤ini belirtti.Baba Durmufl Cömert, o¤lunun inti-har edecek birisi olmad›¤›n› söyledi.Durmufl Cömert, “‹ki o¤lum cumarte-si günü gözalt›na al›nm›fl. Küçük o¤-lumu b›rakm›fllar. Sonra Ahmet'in in-tihar etti¤ini söylediler. O¤lum intiha-ra e¤ilimli bir çocuk de¤ildi. ‹flkenceyaparak öldürdüklerini, ard›ndan daböyle aç›klad›klar›n› düflünüyorum.”dedi.A¤abeyi ile birlikte gözalt›na al›nd›k-tan sonra serbest b›rak›lan 17 yafl›n-daki M. ise a¤abeyinin kendisine birara, “Bafl›ma poflet geçirip iflkenceylekonuflturmaya çal›fl›yorlar” dedi¤inisöyleyerek, kendisine de koltuk altla-r›ndan bast›r›l›p testislerinden s›k›la-rak iflkence yap›ld›¤›n› aç›klad›.Cömert'in, kardefline iflkence yap›l-mas›n› önlemek için suçlamalar› ka-bul etti¤i ve onun serbest b›rak›lma-s›n› sa¤lad›¤›n› aç›klayan aile yak›nla-r›, Cömert’in intihar etti¤ine inanma-d›klar›n› söyledi. Aile yak›nlar›, AhmetCömert'e yap›lan ön otopside vücu-dunda darp ve iflkence izlerinin bu-lundu¤unu, iflkence ile öldürülüp inti-har gibi gösterildi¤ini söylediler.

Kad›köy Meydan›'nda kurulan halk kürsüsün-de mikrofonu al›p 'Evde tüp yok, y›kanam›yo-rum. Tayyip, Allah belan› versin.' diyen vatan-dafla iki y›l hapis istemiyle dava aç›ld›.Halkevleri’nin Kad›köy Çarfl›s›’nda yaflananekonomik krizi protesto için kurdu¤u HalkKürsüsü’nde mikrofonu al›p, “Tüpümüz bitti.Banyo yapmaya, arkadafl›ma gidiyorum. Buhalde yafl›yoruz. Söylemek istedi¤im tek fleyvar: Tayyip, Allah belan› versin!” diyen AlperAtefl hakk›nda, Baflbakan Tayyip Erdo¤an’ahakaretten iki y›la kadar hapis istemiyle da-va aç›ld›. ‹lk duruflma, 10 Mart 2010’da Kad›-köy 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

‘Allah belan› versin Tayyip’e 2 y›l hapis istemi

Polis terörü bir can daha ald›

Tokat'ta yol kontrolü s›ras›nda "dur" ihtar›na uymad›¤› ge-rekçesi ile öldürülen Mustafa Uslu ile ilgili olarak görülendavada polisin yalan› olay an› görüntüleriyle ortaya ç›kt›. Polisin, "Zanl›n›n arac› bana çarp›nca silah›m atefl ald›" ifa-desinin aksine, bölgede güvenlik kameras› kay›tlar›nda ola-y›n kaza olmad›¤› belirlendi. Polisin, direkt hedef alarak atefletti¤ini gösteren görüntülerin ard›ndan Uslu'nun ailesi, po-lisin en a¤›r flekilde cezaland›r›lmas›n› istedi.

Turhal ilçesinde 10 Temmuz'da yaflanan olayda, Bölge Tra-fik fiube Müdürlü¤ü'ne ba¤l› ekipler yol kontrolü yapt›klar›s›rada Küçükba¤lar Köyü’nde oturan ve çiftçilik yapan 38yafl›ndaki Mustafa Uslu sürücü belgesi olmad›¤› için kontrol-den kaçmak istedi. Polislerin 'dur' ihtar›na uymayarak kaçanUslu, polis memuru Mehmet Saç'›n silah›ndan ç›kan kurflun-la öldü. Olay sonras› savc›ya ifade veren polis memuru, ola-y›n kaza oldu¤unu söyledi. Mehmet Saç ifadesinde, "El fene-

ri ile dur ihtar› yapt›k, durmad›. Yan›mdan geçerken de ka-p› bana çarpt›. Kalkarken silah atefl ald›. Bilerek öldürme-dim." dedi. Ancak olay yerindeki güvenlik kameras› görün-tülerinin ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan olay›n ‘kaza’ olmad›¤›anlafl›ld›. Savc› ç›kan görüntülerin ard›ndan arac›n olay ye-rinden kaçt›¤› s›rada polis memurunun arac›n arkas›ndanatefl etti¤ini belirtti. Saç hakk›nda, "Kasten adam öldürmek"suçundan müebbet hapis istemiyle dava açt›.

Görüntüler ortayaç›kmasayd› halen“kaza” idi

Sar›gazi Mahallesi’nde polisin halka ve devrimci-lere uygulad›¤› terör protesto edildi.Aka-Der, DHF, EMEP, ESP, Halk Cephesi ve Partizanüyeleri “Mahallede polis terörüne son” yaz›l›pankart arkas›nda toplanarak, bir protesto yürü-yüflü gerçeklefltirdi. Yürüyüflün ard›ndan grup ad›na yap›lan aç›kla-mada bir süredir polisin Sar›gazi'de halka, esna-fa, özellikle de devrimci-demokrat ve yurtsever-lere yönelik keyfi uygulamalarla bask› yapt›¤›aktar›larak, “8 gün önce Özgürlükler Derne¤iönünde yer alan 'Güler Zere'ye Özgürlük' yaz›l›pankart› indirmeye çal›flan polis baflar›l› olama-y›nca tekrar gelece¤ini belirterek gitmek zorun-da kald›. Ard›ndan Yürüyüfl dergisi okurlar› polistaraf›ndan ölümle tehdit edildi. Yine DemokrasiCaddesi üzerinde dergi sat›fl› yapan devrimcilergözalt›na al›nmaya çal›fl›ld›, halk›n tepkisi üzeri-ne serbest b›rak›ld›. Gece gündüz demeden so-koklarda devriye gezen, kimlik kontrolleri yapanpolis, kap›s›n›n önünde oturan gençlere bile kim-lik kontrolü yap›yor. ‹tiraz edenleri gözalt›na al-makla tehdit ediyor. Devrimci kifli ve kurumlarayönelik sistemli tacizlerde bulunuyor.” denildi.

‘Birlik olal›m’Polisin iflledi¤i cinayetlere ve toplumsal muhale-fete uygulad›¤› fliddete de¤inilen aç›klamada,“Bizler Sar›gazi halk› ve mücadele veren devrim-ci, demokrat ve yurtsever kurumlar, derneklerve partiler olarak polisin bu keyfi uygulamalar›-na son vermesini istiyoruz. Polisin yetkilerini ar-t›ran PVSK'n›n iptal edilmesini ve polisin yetkile-rinin s›n›rland›r›lmas›n› istiyoruz. Aksi durumdasorumlular halka hesap verecektir. Sar›gazi hal-k›n›, tüm devrimci, demokrat, yurtseverleri vekurumlar› sahiplenmeye ve birlik olmaya ça¤›r›-yoruz.” ifadelerine yer verildi.

Polisin terörünekarfl› birlik olal›m

Page 14: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

14 18-31 Kas›m 2009 TAR‹H-OKUR

ZZüüllffiikkaarr UUrraallççiinn:: Maoist Parti üyesi ve MaoistGençlik Birli¤i’nin (önceli TMLGB) ilk liderlerin-den olan Zülfikar Uralçin, halk›n büyük sevgisi-ni ve güvenini kazanm›flt›r. Çal›flkanl›¤› ve ce-saretiyle öne ç›kan Uralçin, faflistlerin de kor-kusu haline gelmifltir. 19 Kas›m 1976 y›l›nda ‹s-tanbul Göztepe’de devlet destekli faflist çete-ler taraf›ndan çevrilir. Pusuya düfltü¤ünü anla-y›nca hemen silah›na sar›lan Uralçin, faflist çe-telerin arkas›ndan s›kt›¤› kurflunla katledilir.MMeehhmmeett ZZeekkii fifieerriitt:: 1977’de tarih, "O duvar,duvar›n›z, v›z gelir bize v›z" sözleriyle zindanduvarlar›n› aflan Mehmet Zeki fierit’i kay›t düfl-tü. Bu, Maoist partinin tarihindeki ilk firar eyle-miydi. 1968-1971 döneminde mücadele içeri-sinde yer alan Mehmet Zeki, 12 Mart darbesiy›llar›nda bir ihbar sonucu son mermisine ka-dar çat›flarak tutsak düfler. Ancak sorgudaolumsuz bir tutum içerisine girer. Daha sonrakonuldu¤u zindanda kendisi ile hesaplaflan,yenilgisinden ö¤renen Mehmet Zeki, 1977'deAnkara Ulucanlar Hapishanesi'nin duvarlar›na,"O duvar, duvar›n›z, v›z gelir bize, v›z" diye ya-zarak firar eder. Hapishaneden firar ettiktensonra profesyonel faaliyetine devam eder. K›-sa süre sonra fierit’in Kad›köy-Alt›yol'daki evi23 Ekim 1977 tarihinde sar›l›r. Polisle çat›flanve a¤›r yaral› olarak tutsak düflen Mehmet Ze-ki, 1 ay süren iflkenceli sorgularda gerçek kim-li¤ini aç›klamaz, kendisini teflhis eden babas›-n› dahi tan›mayarak, iflkencecileri çaresiz b›ra-k›r. 24 Kas›m1977’de iflkenceciler taraf›ndankatledilir.HHüüsseeyyiinn--RR››zzaa AAkkddeemmiirr:: Erzincanl› olan Hüse-yin-R›za Akdemir kardefller sivil faflisterlerinsald›r›s› sonucu ölümsüzlefltiler.RRaammaazzaann CCaann:: Maoist Parti sempatizan› olanCan, toprak a¤alar›n›n protesto edildi¤i mitin-gin baflar›yla sonuçlanmas›n›n ard›ndan,DDKD'li sosyal faflistler taraf›ndan 20 Kas›m1978’de katledildi.‹‹ssaa DDeemmiirrbbaaflfl:: 23 Kas›m 1979 günü M. Zeki fie-rit'in ölüm y›ldönümünde yap›lmak isteneneylem için Samsun’a giden Demirbafl, eylemalan›nda pusuya düfler. Pusuya düfltü¤ünüfark edince silah›na sar›lan Demirbafl, ç›kançat›flmada 2 polisi yaralar. Kendisi de yaralan-d›¤› için kaçamayan Demirbafl, polise tutsakdüfler. Karakola götürülen Demirbafl, yo¤un ifl-kenceler sonucu katledilir.MMuussttaaffaa SSaarr››ttaaflfl//fifieennooll ÖÖzzyyuurrtt:: Mehmet Zeki fie-rit’in ölüm y›ldönümü nedeniyle yap›lacak an-ma eylemleri için haz›rlad›klar› bombal› pan-kart›n patlamas› sonucu yaralan›rlar. Patlama-n›n duyulmas› üzerine polis eve bask›n düzen-

ler. Yaral› olan iki Maoist, 24 Kas›m 1979 günüpolisle birlikte bask›na kat›lan iki bekçi tara-f›ndan katledilirler.NNeeccddeett OOyynnaarrggüüll:: Maoist Parti üyesi olan Nec-det Oynargül, ‹stanbul Askeri Komitesi’nde yeral›r. Okmeydan› ve Alibeyköy ilçelerinde faali-yet gösteren Oynargül, Kas›m 1980'de M‹T'tenAhmet Öztürk'ün cezaland›r›lmas›n›n ard›ndantutsak düfler. ‹flkencedeki direnifli karfl›s›ndaçaresizliflen polisler, onu Ça¤layan semtindebulunan bir gecekonduya götürerek infazederler.HHaassaann GGaazzoo¤¤lluu:: Necdet Oynargül'ün katledildi-¤i operasyonda Hasan Gazo¤lu da Beyo¤luEmniyeti'nde iflkencede katledildi.AAllii SSaarr››bbaall:: ‹stanbul’da faaliyet yürütürken ba-flar›l› eylemlerinin ard›ndan Amed’de görev-lendirilir. 12 Eylül askeri faflist cuntas›n›n ar-d›ndan 22 Eylül günü yakalan›r. ‹flkencede za-af göstermesine karfl›n, daha sonra ifadesiniredderek hapishanede polisin yüzlefltirdi¤i di-¤er yoldafllar›n› tan›mad›¤›n› söyler. Ard›ndanç›lg›na dönen polisler onu tekrar iflkenceyeal›rlar. Yoldafllar›na, davas›na olan ba¤l›l›¤›n-dan ödün vermeyerek, kendisini aflarak birs›çrama gösterir. Hapishane koflullar›n›n sor-gudan beter oldu¤unu söyleyerek örgütlenendirenifller içerisinde yer alan ve bulundu¤u 3.ko¤uflun sorumlusu olan Ali Sar›bal, 19 Kas›m1981’de iflkencede flehit düfler.HH››dd››rr UUttaann:: 1974-75 y›llar›nda mücadeleye ka-t›l›r. Kitle eylemlerinde iflçilerin, emekçilerinaras›nda, kavgan›n en önlerinde yer al›r. 1978y›l›nda yurtd›fl›na ç›kmak zorunda kal›r. Çal›fl-malar›n› burada da sürdüren Utan, trafik kaza-s›nda hayat›n› kaybetti.DDoo¤¤aann EErrddeemm:: Erzincan Tercan do¤umlu olanDo¤an, halk ordusu komutanlar›ndand›. Kas›m1984’te 盤 alt›nda kalarak yaflam›n› yitirdi.EErrggüünn KKüüççüükkbbaaflfl:: 1990 y›lnda halk ordusunakat›lan Küçükbafl Ovac›k-Kozluca’da Türk or-dusuyla yaflanan çat›flmada flehit düfltü.

Karadere Çat›flmas›Dersim’in Ovac›k ilçesi Karadere bölgesinde 19Kas›m 1990 tarihinde ç›kan çat›flmada PerihanÇolak, Hasan Alt›ntafl, Fazl› Kaya ve SüleymanKor flehit düflerler.PPeerriihhaann ÇÇoollaakk:: 12 Eylül cuntas›n›n ard›ndan tu-tuklanarak Metris Hapishanesi’ne konulan Ço-lak, hapishaneden ç›kt›ktan sonra 1988’de ge-rillaya kat›l›r. fiehit düfltü¤ünde halk ordusu sa-vaflç›s› ve Maoist partinin ileri sempatizan›yd›.

HHaassaann AAlltt››nnttaaflfl:: Yurtd›fl›nda iflçi olarak çal›fl›r-ken mücadeleye kat›l›r. 1989'da ülkeye dön-dükten sonra Adana ve Antalya bölgelerindefaaliyet yürütür. Parti üyeli¤i onayland›ktansonra TMLGB üst organ›nda görevlendirilir. ‹z-mir ve ‹stanbul'da birçok eyleme kat›l›r. ‹flken-cehanelerden bafl› dik ç›kar. 1990 bahar›ndagerillaya kat›l›r. Ölümsüzleflti¤inde halk ordu-su savaflç›s› ve Maoist parti üyesidir.FFaazzll›› KKaayyaa:: Yurtd›fl›ndan 1989'da ülkeye gele-rek gerillaya kat›l›r. fiiran Karakolu bask›n›ndaistihbarat çal›flmas›n› o yapar. fiehit düfltü¤ün-de Maoist parti üyesi ve halk ordusu savaflç›-s›d›r.SSüülleeyymmaann KKoorr:: Hukuk Fakültesi ö¤rencisi ikengerillaya kat›l›r. fiehit düfltü¤ünde Maoist par-tinin ileri sempatizan› ve halk ordusu savaflç›-s›d›r.MMaazzlluumm EErreenn:: 1978 y›l›nda Maoist parti üyesiolan Eren, s›n›f mücadelesinin birçok alan›ndabulnur. Hapishanelerde k›z›l direnme ruhunusergileyen Eren, hapishaneden ç›kt›ktan sonragerillaya kat›l›r. Yakaland›¤› kanser hastal›¤›yüzünden yurt d›fl›na ç›kar. Burada da faali-yetlerini sürdüren Eren, kanser hastal›¤› sonu-cu yaflam›n› yitirir. Ölümsüzleflti¤inde Maoistpartinin Yurtd›fl› Büro üyesidir.

Z›meq Çat›flmas›Dersim’in Hozat ilçesine ba¤l› Z›meq bölgesin-de 16 Kas›m 1995 y›l›nda ç›kan çat›flmada ‹s-met P›nar, Özkan Göktafl ve Erol Korkmazölümsüzleflir.‹‹ssmmeett PP››nnaarr:: Bingöl Ki¤›’l› olan P›nar, Bursa’daiflçilik yapt›¤› dönemlerde Maoist partiyle tan›-fl›r ve faaliyet yürütmeye bafllar. Akabinde1992 y›l›n›n May›s ay›nda gerillaya kat›l›r. fiehitdüfltü¤ünde Maoist partinin aday üyesi ve altbölge komitesi üyesidir.ÖÖzzkkaann GGöökkttaaflfl:: 1995 y›l›nda halk ordusu safla-r›na kat›l›r. fiehit düfltü¤ünde Maoist partininileri sempatizan› ve halk ordusu savaflç›s›d›r.EErrooll KKoorrkkmmaazz:: 1995 y›l›nda halk ordusu saflar›-na kat›l›r. fiehit düfltü¤ünde halk ordusu sa-vaflç›s› ve Maoist parti sempatizan›d›r.NNeeccaattii DDoo¤¤aann:: 1995 y›l›nda Maoist parti önder-li¤indeki halk ordusuna kat›lan Necati Do¤an,20 Kas›m 1999 y›l›nda Tokat Erbaa CanpolatKöyü’nde ölümsüzleflir. Ölümsüzleflti¤indeMaoist parti üyesi ve halk ordusu komutan›d›r.EErrddiinnçç EErrddeemm:: 22 Kas›m 1993’te flehit düfltü.

F‹R‹Kdedenin an›s›na...

O güzel Dersim’in Firik dedesiBizlere b›rakt›n güzel eseri

Dilerim pas tutmaz saz›n telleriMezar›nda açs›n ba¤›n gülleri.

Yar›m as›r geçti bu aradaDostlar u¤raflt› yaran sarmaya

Yi¤itler yemin etmiflti hesap sormayaÇok geçmedi haber vard› s›laya.

Güzel Dersim havas›nda suyunda Alem kurban olsun sizi do¤uran anaya‹bolar tohum ekmiflti Munzur da¤›na

Geldiler yeflil Bursa’da hesap sormayaKoca dede ayan olmufltur sana

Munzur baba yoldafl olsun onlaraKulaks›zlar bilsinler ki kalmaz yan›naElbet birgün gelirler hesap sormaya

Ac›y› tadan ancak bilir ac›y›Ac›y› tatki kulaks›z sen bilesin sanc›y›Zalime zindan ederler bahçe ile saray›

Devlet baban yaps›n alt›nda mezar›n› saray›Koca Bursa sessizli¤e büründü28 senelik koca hesap görüldü

Paslanmaz mermiyi tad› süründüSöndürdü¤ün ocaklar› düflün it senin de söndü

Evlat ac›s›yla yo¤ruldum yoruldumBeyhude dünyadan göçtüm uyudum

Gözlerim aç›k dostlar ayr›ld›mOh ald›m haberi rahat uyurum.

(Dersim’den bir okur)

Hürmek savafl ça¤r›s›d›rMaoist parti kadrolar› gerçeklefltirilecek olan 3. Kon-ferns haz›rl›klar› için 22 Kas›m 1986 tarihindeDersim’egider. Konferans›n yap›laca¤›na dair ihbar alan düfl-man ise bölgede sad›r›lar›n› artt›rm›flt›r. Düflman›nyönelimini fark eden delegeler bölgeyi terk etme ça-bas›na girer. Acil ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için bir evegirdiklerinde helikopterin dolaflt›¤›n› fark edince ev-den ayr›l›rlar. Belirli bir mesafe gittikten sonra kuytu-luk bir yere mevzilenirler. Düflman›n halk savaflç›lar›-n› fark etmesinden sonra çat›flma bafllar. Yeterli silahve cephaneleri olmamas›na ra¤men çat›flma saatler-ce sürer. Bu çat›flmada, konferans delegelerindenÜnal Küçükbayrak, R›za Sökmen, Zeki Uygun, Hüse-yin Tosun, Ali R›za Boyo¤lu, ‹brahim Polat, MehmetKemal Y›lmaz ve savaflç› Kamile Öztürk ile ‹smail Do-¤an flehit düflerler. Çat›flmadan kurtulan tek isim olanEnver Do¤ru (Laz Nihat)’nun ise y›llar sonra karfl› dev-rimci bir ajan oldu¤u a盤a ç›kt› ve cezaland›r›ld›.Onlar; en zor koflullarda sars›lmadan yürümeyi, zifi-ri karanl›¤› yaran ayd›nl›k olmay›, devrime-halka-partiye ölümüne ba¤l› kalarak, ihanete ve teslimiye-te can bedeli mücadele ile yan›t olarak, komünist il-kelerin, de¤erlerin ve mücadele gelene¤inin k›z›lbayra¤› oldular.Onlar; 12 Eylül cuntas›n›n yüzbinlerce askeri, polisi,M‹T’i, iti ile ülkeyi büyük bir zindana çevirdi¤i; Türk,Kürt ve çeflitli milliyetlerden yüz binlerce emekçiyiiflkence tezgahlar›ndan geçirip, yüzlerce komünist,devrimci, demokrat, ilerici ve yurtseveri katlederekbinlercesini sakat b›rakt›¤›, on binlercesini de vahfletve zulmün hüküm sürdü¤ü zindanlara kapayarakdevrim mücadelesini kana bo¤du¤u, ihanet, teslimi-yet, nedamet ve inkarc›l›¤›n kol gezdi¤i, mültecili¤inmoda oldu¤u, Marksizm-Leninizm-Maoizm’e hercepheden sald›r›n›n yo¤unlaflt¤› bir dönemde azim,cesaret ve komünist bilinçle ideolojik sa¤laml›¤›ndestan›n› yazd›lar.ZZeekkii UUyygguunn:: 1980 öncesi mücadeleye kat›lan ZekiUygun 8 yoldafl›yla birlikte flehit düfltü¤ünde Maoistparti üyesi ve 3. Konferans Yurtd›fl› delegesidir.ÜÜnnaall KKüüççüükkbbaayyrraakk:: 1970'lerin sonunda mücadeleyekat›lan Küçükbayrak, 80’lerin bafl›nda tutsak düfltü.‹flkencede ve gitti¤i her hapishanede komünist di-renme ruhunu bayraklaflt›rd›. 86 yaz›nda tahliyeolan Küçükbayrak, 3. Konferans hapishane delegesive Maoist parti üyesidir.HHüüsseeyyiinn TToossuunn:: Maoist partiyle 1978 y›l›nda tan›flanTosun, Dersim’e ç›kar›lan ilk gerilla birli¤inde yer al›r.fiehit düfltü¤ünde 3. Konferans’›n Do¤u Anadolu Böl-ge Komitesi delegesi, Maoist parti üyesi ve halk or-dusunun genel komutan›yd›.MMeehhmmeett KKeemmaall YY››llmmaazz:: 1980 sürecinde Metris zin-danlar›nda parti aday üyesi olan Y›lmaz, flehit düfltü-¤ünde 3. Konferans’›n Bat› Anadolu Bölge Komitesidelegesi ve Maoist parti üyesidir.AAllii RR››zzaa BBooyyoo¤¤lluu:: 1980 öncesi mücadeleye kat›ld›. 7y›l hapishanede kald›ktan sonra tekrar kavgan›niçinde yer alan Boyo¤lu, flehit düfltü¤ünde 3. Konfe-rans’›n Bat› Anadolu Bölge Komitesi delegesi veMaoist Parti üyesidir.RR››zzaa SSöökkmmeenn:: Lise ö¤renimi için gitti¤i Adana’daMaoist Parti ile tan›flan Sökmen, ellerinde bulunansilahlar›n düflman›n eline geçmesi sonucu yakalana-rak esir düfler. 9 ay hapishanede kald›ktan sonra1980 y›l›nda gerillaya kat›l›r. fiehit düfltü¤ünde 3.Konferans’›n Do¤u Anadolu Bölge Komitesi delegesive halk ordusu komutan›d›r.‹‹bbrraahhiimm PPoollaatt:: 1971 y›l›nda ‹brahim Kaypakkaya veyoldafllar›yla tan›flan Polat, Sinan Cemgil’i ihbar edenMustafa Mordeniz’in cezaland›r›lmas› eylemine kat›l›r.Aran›r duruma düflmesinin ard›ndan Almanya’ya gi-der. Burada da Maoist partiyle iliflkiye geçer. Bu süreç-ten sonra hem yurt d›fl›nda hem de yurt içinde mü-cadeleyi yükselten Polat, flehit düfltü¤ünde 3. Konfe-rans’›n yurtd›fl› delegesi ve Maoist parti üyesidir.KKaammiillee ÖÖzzttüürrkk:: 1980 y›l›nda mücadele le tan›flan Öz-türk, ’82 yaz›nda Çukurova Bölgesi’ne gönderilir. Biray sonra gözat›na al›n›r. Yo¤un iflkencelere maruzkalan Öztürk, hapishaneden ç›kt›ktan sonra gerillayakat›l›r. Ölümsüzleflti¤inde Maoist partinin ileri sem-patizan› ve halk ordusu savaflç›s›d›r. ‹‹ssmmaaiill DDoo¤¤aann:: Halk ordusu savaflç›s› ve Maoist parti-nin ileri sempatizan› olan Do¤an, 8 yoldafl›yla birlik-te flehit düfler.

MMeehhmmeett DDeemmiirrddaa¤¤-- ‹stanbul'da Üniversite ö¤rencisiiken 1989'da TMLGB saflar›nda mücadeleye bafllar.1991'de gençlik komitesinde yeral›r. TMLGB'nin ‹s-tanbul il sorumlulu¤unu yapar. 1993 y›l›nda TKP/ML1. Ola¤anüstü Parti Konferans›'nda MK yedek üyeli-¤ine seçilir. Sonras›nda ise TMLGB genel sekreterli¤i-ne getirilir. 1995'de 2. Ola¤anüstü Parti Konferan-s›'nda TKP/ML genel sekreterli¤ine seçilir. 23 Kas›m1997’de Tokat Ese Yaylas›’nda ç›kan çat›flmada 4

yoldafl›yla birlikte ölümsüzleflir. Ölümsüzleflti¤indeTKP/ML 4. genel sekterli¤i görevindedir.ÜÜmmiitt DDiinnlleerr:: 1991'de Artvin'de faaliyet yürütürkentutuklan›p 3.5 ay hapishanede kal›r. Kuryelik yapar-ken, 1993'de gerillaya kat›l›r. fiehit düfltü¤ünde T‹K-KO komutan› ve TKP/ML ileri sempatizan›d›r.ÜÜmmiitt ÇÇaa¤¤llaayyaann SSaann:: TMLGB iflçi alan›nda örgütlenir.1996'da tutukland›¤›nda SAG eylemine kat›l›r. Hapis-hane süreci sonras› 1997'de T‹KKO saflar›na kat›l›r.

fiehit düfltü¤ünde T‹KKO savaflç›s› ve TKP/ML ilerisempatizan›d›r.DDiilleekk KKoonnuukk:: Tokat’ta lise ö¤rencisiyen TKP/ML iletan›flan Konuk 1997 yaz›nda gerillaya kat›l›r. fiehitdüfltü¤ünde T‹KKO savaflç›s› ve TKP/ML sempatizan›-d›r.DDuurraann SSaallmmaann:: 1997'de gerillaya kat›lan Salman, fle-hit düfltü¤ünde T‹KKO savaflç›s› ve TKP/ML sempati-zan›d›r.

Ese Yaylas› çat›flmas›

Yüzündeki çizgilerde o¤ulhasreti, ellerindekinas›rlar›yla, zor ve sanc›l›yaflam›yla aram›zdan 31Ekim 2009 tarihindefiziken ayr›lan AdilAyata’y› sayg›ylaan›yoruz.

AL‹ AYATA’NIN BABASI

A N M A

AYATA A‹LES‹

Yoldafl›m›z NurtenKaratafl’›n annesi ‹moflDurgun yaflam›n› yitirmifl-tir. Yoldafl›m›za ve yak›n-lar›na bafl sa¤l›¤› diliyoruz.

A N M A

ANKARAREMOKRAT‹K

HAKLARDERNE⁄‹

KANLA YAZILAN TAR‹H S‹L‹NMEZ

Page 15: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

1518-31 Kas›m 2009GÜNCEL

Domuz gribi salg›n›nda ölüm haberleri hergeçen gün artarken devlet yetkilileri, yapt›k-lar› aç›klamalarla halk›n kafas›n› iyice kar›fl-t›r›yor. Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n aç›klamalar›na göre ül-kemizde domuz gribinden ölenlerin say›s›73’e ulaflt›. K›fl mevsiminin kendisini iyicehissettirmesi ve sa¤l›ks›z koflullarda yaflayanhalk›n, ölüm haberlerinin gelmesiyle birliktesalg›na yakalanma tedirginli¤i had safhayaulaflt›. Ülkemizde salg›n›n tek ‘çözümü’ ola-rak ilaç tekellerinden ithal edilen afl›lar gös-terilirken, Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤anönce “Afl› vurdurmam zararl›” dedi, sonra da“Evet, afl›lar ABD'dekilerle ayn› de¤il” itiraf›n-da bulundu. Burjuva bas›n Erdo¤an'›n aç›kla-mas›n›, “Günlerdir süren domuz gribi afl›s›tart›flmalar›na son noktay› koydu” fleklindesunarken, bu aç›klamayla birlikte, 'afl› vurul-

mal› m›, vurulmamal› m›' noktas›nda yafla-nan kafa kar›fl›kl›klar› iyice artacak gibi gö-züküyor. Ülkemize gelen afl›larla halk›n de-nek olarak kullan›lmas› tart›flmalar›n›n halasürdü¤ü flu günlerde halk, salg›na karfl› neyapaca¤›n› flafl›rd›!

Erdo¤an: Evet afl›lar farkl›Erdo¤an, kat›ld›¤› bir televizyon program›n-da, bugüne kadar 500 milyon liraya ithaledilen afl›larla ilgili olarak kritik bir aç›klamayapt› ve ABD'deki afl›larla bizdekilerin farkl›oldu¤unu söyledi. Erdo¤an aç›klamas›ndaflunlar› dile getirdi: “Baz› ülkeler bu ifle karfl›olduklar›n› söylüyorlar. ABD’nin kulland›¤›afl›larda farkl› fleyler oldu¤u, bize gelendefarkl› fleyler oldu¤u belirtiliyor. Zorlay›c› aslaolmamal›y›z. Yan etkileri ve faydalar› anlat›l-

mal› ve önüne gelen istedi¤i gibi konuflma-mal›.”Ülkemize getirtilen domuz gribi afl›lar›ndaalüminyum ve skualen maddelerinin bulun-mas›, bunlar›n da afl›larda yan etki olarak öl-dürücü ve felç edici etkilere sahip olmas› t›pçevresinde de ayr›flmaya neden olmufltu.Yan etkileri yüksek olan afl›lar›n Sa¤l›k Ba-kanl›¤› taraf›ndan domuz gribine karfl› “tekönlem” olarak lanse edilmesi ise bakanl›¤›nilaç tekellerinin ç›kar›na nas›l hizmet etti¤inigöstermesinin yan› s›ra halk›n nas›l denekolarak kullan›ld›¤›n› da gözler önüne serdi.

Afl›lar getirilirken Erdo¤an neredeydi?Afl›lar›n zararl› yanlar›na da dikkat çekilmesigerekti¤ini belirten ve afl›lar›n daha önce id-dia edildi¤i gibi ABD'deki ile ayn› olmad›¤›n›

söyleyen Erdo¤an ak›llara, ‘peki afl›lar› kimithal etti’ sorusunu getiriyor. Sa¤l›k Bakanl›¤›taraf›ndan 500 milyona ithal edilen bu afl›larErdo¤an'dan gizli mi sokuldular ülkeye?

Sa¤l›k Bakan›: Denek olsan›z iyi olurIsrarla afl› yap›lmas› gerekti¤i yönünde aç›k-lamalar yay›nlayan Sa¤l›k Bakanl›¤›'n›n Er-do¤an'›n aç›klamas›n›n ard›ndan ne diyece-¤i merak konusu! Afl›lar›n ABD'dekullan›lanlarla ayn› olmad›¤›n›n aç›klanmas›,ülkemiz halk›n›n denek olarak kullan›lmakistenmesinin itiraf› oldu. Zengin ülkelerdeilaç flirketleri denemelerini hayvanlar ya dagönüllü denekler üzerinde yap›yor. Bizimkigibi yoksul ülkelerde ise, ‘sa¤l›ktan sorum-lu’ bakanl›k arac›l›¤›yla insanlara dayat›la-rak deneniyor.

Grip de¤il kafa kar›fl›kl›¤› öldürecek

AKP, “aç›l›m” ad› alt›nda yürüttü¤ü sald›r› kon-septini uygulamaya devam ederken, gündemKürt ulusal sorununa iliflkin geliflmelerle alev-lenmeye devam ediyor. “Aç›l›m”›n bugünlerdeen çok tart›fl›lan konular›ndan biriyse, GüneyKürdistan’daki kamplardan geri dönüfller…

““55 bbiinn TTLL kkaarrflfl››ll››¤¤››nnddaa tteesslliimm oolluunn”” ççaa¤¤rr››ss›› “Bar›fl gruplar›”n›n gelifliyle birlikte yo¤un biçim-de tart›fl›lmaya bafllanan “geri dönüfl” konusu,bugünlerde, hükümet cephesinden at›lan ad›m-larla birlikte, daha fazla tart›fl›lmaya baflland›.Hükümetin att›¤› son ad›m ise, Maxmur Kam-p›’ndan dönenlere 5 bin TL “ödül” vaat etmesioldu.Akflam Gazetesi’nin haberine göre, Maxmur’dandönenlerle ilgili, Sosyal Riski Azaltma Projesi(SRAP) kapsam›nda, 5 bin TL “maddî yard›m” ve-rilecek. Ayr›ca, dönenler 1 y›l askerlikten muaftutulacak. Kamptan dönenler, daha önce ç›ka-r›lm›fl olan “5233 say›l›” yasadan da faydalana-bilecek. Bu kapsamda, evlerini ve tarlalar›n›onarmalar› için de yard›m sa¤lanacak. MaxmurKamp›’nda do¤an ve flu anda herhangi bir ülke-nin vatandafl› olmayan çocuklar ise, TC vatan-dafll›¤›na al›nacak.Dönenlere tan›nan bu “imtiyaz”lar kamuoyun-da “para ve vaatlerle teslim almaya çal›fl›yorlar”

biçiminde yorumlan›rken, AKP hükümetininsözcüleriyse projeyi yalanlad›.“Aç›l›m”la ilgili bütün bu tart›flmalar sürerken,karfl›l›kl› aç›klamalar da sürüyor. Kürt ulusal ha-reketi cephesinden, PKK lideri Abdullah Öcalanve Koma Cîvakan Kurdistan aç›klamalar yapa-rak, son süreci de¤erlendirdi.

“CHP-MHP’yi yönlendirenler, Kürtleri de yönlendirmek istiyor”13 Kas›m’da avukatlar›yla görüflme yapan Öca-lan, Kürt ulusal sorunuyla ilgili güncel geliflme-lere dair flu ifadelerde bulundu: “Bugün için ba-z› görüflleri yan yana getirdi¤imizde anl›yoruzki, devlet içinde bu sorunu çözmek isteyen birgrup var. Ama hükümetin ne yapaca¤› art›kbelli oldu, büyük bir flovdu, sona erdi. Ben dahaönce de tahmin ediyordum ama, yine de çö-züm konusunda iyi niyetli olup olmad›klar›n›görmek gerekiyordu. Ben AKP'nin samimi oldu-¤undan ciddi flüphe duyuyorum. CHP ve MHP'yikonuflturan güç-merkez ile AKP'yi konuflturangüç-merkez ayn›d›r. ‹kisi de ayn› yerden yön-lendiriliyor. Bunlar› yönlendiren, kontrol alt›ndatutan güç, Kürtlerin de bir k›sm›n› kontroldetutmak istiyor. DTP'ye ‘iflte siz bu plan›m›z› ka-bul etmezseniz, sizi tasfiye ederiz’ mesaj› verili-yor. Kapatma meselesi de bu nedenle gündem-

de tutuluyor. Yüzlerce DTP'li tutukland›, tutuk-lamalar devam ediyor. Çok daha büyük operas-yonlar da olabilir.”“Bar›fl gruplar›”n›n gelifliyle PKK’nin ve kendisi-nin bar›fl konusunda samimi olduklar›n› göster-meye çal›flt›¤›n› ifade eden Öcalan, AKP’nin sa-mimi olmad›¤›n› belirterek, flunlar› söyledi:“Devlet içinde çözüm isteyenler var, AKP içindede çözüm isteyen baz›lar› var. Çözüm isteyenve istemeyen kesimler var. Bundan sonra çö-züm isteyenler mi, istemeyenler mi hangisi ga-lip gelir, bu, devlet içindeki bu iki gücün müca-delesine ba¤l›d›r. Yeni bir safhaya girildi. Bu dö-nem bu safha nedir, bu önemlidir, bunu anla-mak gerekiyor. Yine de olumlu bir geliflme olur-sa, ad›m at›l›rsa ben yine rolümü oynar›m. Üze-rime düfleni yapar›m.”

KCK: “Esas amaç tasfiyedir!”Kürt ulusal hareketi cephesinden bir aç›klamada, Koma Cîvakan Kurdistan’dan geldi. KCK Yü-rütme Konseyi Baflkanl›¤›, yapt›¤› aç›klamada,Kürt sorununun mecliste tart›fl›lmas›n› önemlibulduklar›n› ifade ederek, görüflmelerde ope-rasyonlar›n durdurulmas›na iliflkin bir vurgu ol-may›fl›n› elefltirdi. AKP’nin öze iliflkin olmayan,biçimsel de¤ifliklikler üzerinde çal›flt›¤›n› söyle-yen KCK, aç›klamas›n› flöyle sürdürdü: “Esasamaç Kürt sorunu gibi tarihi temelleri olan kök-lü bir ulusal-toplumsal sorunu ve hastal›¤› aspi-rinle tedavi etmek gibi yüzeysel baz› tedbirler-le geçifltirmek, oyalamak, bofla ç›karmak, halk›-m›z› kand›rmak ve Kürt Özgürlük hareketini butür manevralarla tasfiye etmektir.”Kürt sorununun çözülmesi için gerekli olan›noperasyonlar›n durdurulmas›, Kürt halk›n›ntemsilcilerinin tan›nmas› ve müzakere sürecininbafllat›lmas› oldu¤unu söyleyen KCK, bunlarsa¤lanmad›¤› ve sald›r›lara devam edildi¤i hal-de, “bofl durmayacaklar›n›” belirtti.

DTP’den “cumhuriyet pîroz be” aç›l›m›Kürt ulusal hareketinin parlamentodaki temsil-cisi Demokratik Toplum Partisi ise, “bar›fl” me-sajlar› vermeye devam ediyor. Ayr›ca DTP’liler,Cumhuriyet Bayram› protokollerinde de dikkatçektiler. An›tkabir’deki protokol haricinde, nere-deyse bütün illerde ve TBMM’de protokollerekat›lan DTP’liler, ellerini s›kt›klar› vekil ve ba-kanlara “Cumhuriyet pîroz be” (Cumhuriyet kut-lu olsun) diyerek, TC’nin kuruluflunu kutlad›lar.

Aç›l›m deflifre oluyor: “Esas amaç tasfiyedir”Özellefltirme furyas› tüm h›z›yladevam ediyor. Özellefltirmelerlebirlikte hükümete yak›n çevrelerepeflkefl de sürüyor. Birçok ifllet-menin ihale bile yap›lmadan hibeedildi¤i Çal›k Grubu’na hükümet-ten bir k›yak daha geldi.Yeflil›rmak Elektrik Da¤›t›m A.fi.,blok sat›flla özellefltirilmesine ilifl-kin nihai pazarl›k görüflmesinde441 milyon 500 bin dolara Çal›kEnerji Sanayi ve Ticaret A.fi’ye sa-t›ld›. Samsun, Amasya, Çorum, Or-du, Sinop illerini kapsayan Yeflil›r-mak Elektrik Da¤›t›m Afi, toplam 1milyon 470 bin aboneyi kaps›yor.Yeflil›rmak Elektrik’i bundan sonrasermayesine sermaye katan Çal›kGrubu iflletecek.

Çal›k, AKP ile büyüdüGülen Cemaati'nin Asya ülkelerin-deki e¤itim faaliyetlerinin ve ül-kede düzenlenen uluslararas› ‹s-lam toplant›lar›n sponsorluklar› iledikkat çeken Çal›k Grubu’nunüyesi AKP MYK üyesi. BaflbakanErdo¤an’›n damad› ile damad›n›nabisi Çal›k Grubu’nun 'çal›flanlar›'.Bilindi¤i üzere Çal›k Grubu; Petrol‹flleri Genel Müdürlü¤ü'ne müra-caat ederek deneyimi olmamas›-na ra¤men, petrol boru hatt› infla-s› için yeterli bulunmufl ve bu ifliçin özel lisans alm›flt›. Ard›ndan,Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boruhatt› kapsam›nda yaklafl›k 1.5milyar dolarl›k Samsun-Ceyhanham petrol boru tafl›ma hatt›n›ndöflenmesi ve iflletilmesi Çal›kGrubu'na AKP hükümeti taraf›n-dan ihalesiz verilmiflti.

AKP-Çal›k dayan›flmas›

AKP ile Çal›k Grubu iflbirli¤ine di-yecek yok. Dubaili prenslerin ya-k›n dostu Çal›k Grubu'na; Haydar-pafla Liman› projesi ifli ihalesiz ve-rilerek, özel ifl ve kazanç sa¤land›.Dubai fieyhi ise, AKP döneminde,Yar›mca Liman›'n› sat›n ald›. Çal›kGrubu ile Dubai fieyhine ait Deya-ar firmas› ortaklafla Yalova'dasa¤l›k, konferans ve termal turiz-mi yat›r›mlar› yapma karar› ald›ve AKPli Yalova Belediyesi ile kon-sorsiyum aras›nda bir iyi niyetprotokolü imzaland›. Çal›k, Erzu-rum ve civar›nda petrol aramakiçin 6 adet petrol arama lisans› al-d›, ayr›ca Bursa’da do¤al gaz da¤›-t›m› ifli de Çal›k Grubuna verildi.Çal›k Grubu için yasalar›n hiçbirönemi olmayabiliyor. Ya da özelyasalar ve düzenlemeler yap›labi-liyor. Mesela Çal›k Enerji’nin, Çan-k›r›-Orta Linyit Maden Sahas›'ndabir de termik enerji santral› kur-mas›n›n önü aç›lm›flt›. Çal›k Gru-bu'na ait 3 S Enerji ve Maden Üre-timi A.fi.'ye Çank›r› ili Orta ilçesin-deki kömür sahas›n›n iflletimi 25y›l süre ile verilmifl olmas›na ra¤-men, her ne hikmetse, EPDK'dan49 y›ll›k süre ile termik santralelektrik üretim lisans› verildi. Ma-latya'daki vagon fabrikas›, önceborçlar›ndan dolay› Maliye Bakan-l›¤›’na devredilmifl, ard›ndan da;tekstil ihracat› ve yat›r›m flart› ileAKP yandafl› Çal›k ve Taha Gru-bu'na verilmiflti. AKP yandafl› Ça-l›k, Taha ve Sanko Gruplar›; teks-tilde KDV oranlar›n›n düflürülme-sini talep etmifller; bunun üzerineAKP tekstilde uygulanan KDV ora-n›n› yüzde 18'den yüzde 10'a dü-flürmeyi gündeme getirmiflti.

AKP veriyor, Çal›k flifliyor

“‹rtica ile Mücadele EylemPlan›” alt›nda ›slak imzas›bulundu¤u iddias›yla tutuk-lanan Deniz Kurmay AlbayDursun Çiçek tahliye edildi.Çiçek’in tahliye gerekçesi“kaçma flüphesi olmamas›ve sabit adresi olmas› nede-niyle” fleklinde aç›kland›.Nöbetçi 9. A¤›r Ceza Mahke-mesi'nin Dursun Çiçek hak-k›nda tutuklama karar› ver-

mesinin ard›ndan, DursunÇiçek’in avukat› MustafaÇevik, ‹stanbul Nöbetçi 9.A¤›r Ceza Mahkemesi'ne iti-raz dilekçesi verdi. Mahke-me dilekçeyi de¤erlendir-meye alarak Dursun Çiçek’in“kaçma flüphesi olmamas›ve sabit adresi olmas› nede-niyle” tutuksuz yarg›lanma-s›na oy birli¤i ile karar vere-rek serbest b›rak›lmas› yö-

nünde karar verdi. 43 saaattutuklu kalan Dursun Çiçekkarar›n hemen ard›ndan bu-lunmufl oldu¤u Hasdal As-keri Hapishanesi'nden ç›kt›.

‹lkinde 18 saat sonra tahliyeedilmifltiBelgenin fotokosipinin Tarafgazetesinde yay›nlanmas›n-dan sonra aç›lan sorufltur-ma kapsam›nda 30 Haziran

2009’da ‹stanbul Cumhuri-

yet Baflsavc›l›¤›'na ifade ve-

ren Dursun Çiçek, sevk edil-

di¤i ‹stanbul Nöbetçi 14'ün-

cü A¤›r Ceza Mahkemesi ta-

raf›ndan ayn› suçtan tutuk-

lanm›flt›. Dursun Çiçek, avu-

kat›n›n tutuklama karar›na

itiraz etmesi üzerine, 18 sa-

at sonra 1 Temmuz 2009'da

tahliye edilmiflti.

Albay Dursun Çiçek bir içeride, bir d›flar›da!

‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Ba-s›n Dan›flmanl›¤› taraf›ndan yap›lanyaz›l› aç›klamada, 16 Kas›m Pazar-tesi gününden geçerli olmak üzeremetrobüs ve otobüs ulafl›m›nazam yap›ld›¤› belirtildi. Aç›klamayagöre, ‹stanbul Büyükflehir Beledi-yesi Ulafl›m Koordinasyon Merke-zi'nin (UKOME) ald›¤› karar uyar›ncametrobüs hatt›nda 16 Kas›m Pa-zartesi gününden itibaren geçerliolan tarife kapsam›nda ‹ETT veözel halk otobüslerinde ELB‹L 7,5'TL’den 10 TL’ye, metrobüste tambilet 1,5 TL’den 2 TL’ye, indirimli bi-let 0,85 TL’den 1 TL’ye yükseldi.Tek geçifllik elektronik biletin ücre-ti de 2 lira olarak belirlendi.

Her biniflte iki binifl eksiltilecek!Yap›lan yeni düzenleme kapsa-

m›nda metrobüs hatlar›nda “ak-tarma almaz-aktarma verir” uy-gulamas› ayn› flekilde devamedecek. Ayl›k Mavi AKB‹L'deki bi-nifl s›n›r› 200’den 160’a indirile-cek. Metrobüs hatlar›nda MaviAKB‹L de her biniflte 2 binifl eksil-tilecek. Metrobüs hatt› d›fl›ndakitoplu ulafl›mlarda eski tarife uy-gulanacak. Böylece AKP’li ‹stan-bul Büyükflehir Belediyesi’ne,önümüzdeki seçimlerde da¤›t›la-cak kömür, makarna gibi “yar-d›mlar” için bütçe yarat›lmas› he-defleniyor olsa gerek.“Ev sahipleri kiraya enflasyon ora-n›ndan daha fazla zam yapama-yacak, izin vermeyece¤iz.” diyenBaflbakan Tayyip Erdo¤an, resmirakamlara göre enflasyonun yüz-de 4.25 oldu¤u üklemizde ulafl›mayap›lan bu yüzde 33’lük zamm›nard›ndan utan›r m› acaba?

‹stanbul'da metrobüse zam yap›ld›

Page 16: 18 - 31 Kasım 2009 -  Sayı 165

Birçok ülkede yasaklanm›fl olan ve in-san sa¤l›¤›n› tehdit eden GDO'lar›n üre-tilmesine izin veren yasa meclisteonayland›.Cemil Çiçek’in, bir süre önce BakanlarKurulu toplant›s› sonras›nda konuflma-s›n›n sat›r aras›na serpifltirdi¤i beyanlarsonras›nda yaklaflan yeni bir tehlikedenhaberdar olduk: Birçok ülkede yasak-lanm›fl olan, Geneti¤i De¤ifltirilmifl Orga-nizmalar’›n (GDO) ülkemizde üretimine

izin verilmesi için AKP eliyle son haz›r-l›klar›n yap›ld›¤›ndan... Geneti¤iyle oy-nanm›fl ve insan sa¤l›¤›n›, do¤an›n den-gesini, bitki ve tohum çeflitlili¤ini tehditeden ve Ulusal Biyogüvenlik Yasas›ad›yla geçti¤imiz günlerde meclisteonaylanan bu yasayla, ölüm saçan to-humlar ve g›da ürünleri sofralar›m›zageliyor.

Cemil Çiçek: GDO’lu ürünleri bebekle-re ve çocuklara yedirmeyinBakanlar Kurulu’nda ele al›nan tasar›y›

aç›klayan Cemil Çiçek, kanunun yürür-lü¤e girmesiyle birlikte geneti¤i de¤iflti-rilmifl bitkilerin üretimine izin verilece-¤ini belirterek flunlar› söylemiflti: “Gene-ti¤i de¤ifltirilmifl bitkilerin izinsiz kullan›-m›, biyolojik çeflitlilik merkezleri ve or-ganik tar›m yap›lan alanlara yak›n üre-tim alanlar›nda kullan›lmas›, bebek ma-malar› ve küçük çocuk besinlerinde,özel amaçla gelifltirilenler hariç, kullan›m› yasaklanm›flt›r.”

Aç›klamadan da anlafl›l›yor ki GDO’lubitkiler çevresindeki ekolojik (do¤al) to-hum ve bitkilere zarar veriyor, bu ceflit-lili¤i öldürüyor. Dünyada tar›m›n ilk bafl-lad›¤› bölge olarak kabul edilen ve “ve-rimli hilal” denilen bölgede yer alan ül-kemizin; bu¤day, arpa, bezelye, merci-mek gibi bitkiler ve daha nicesi bak›-m›ndan zengin bir biyolojik çeflitlili¤esahip oldu¤u dikkate al›nd›¤›nda,GDO’lar›n ülkemiz biyolojik zenginli¤ineverece¤i zarar daha rahat görülecektir.Dahas› yine Çiçek’in aç›klamas›ndan an-

lafl›laca¤› gibi GDO’lar bebeklere, küçükçocuklara zararl›d›r. Bebeklere ve küçükçocuklara zarar veren GDO’lar›n yetifl-kinler için üretilen ürünlerde neden ya-sak olmad›¤›n› ö¤renemiyoruz Cemil Çi-çek’ten. Bebeklere ve küçük çocuklarazararl› olan GDO’lar›n yetiflkinlere zararvermedi¤ini de söyleyemiyor Çiçek. Zirabu ürünlerin yetiflkinlere de zarar verdi-¤i biliniyor ve Çiçek bu gerçekli¤i söyle-meyerek, çocuklar ve bebekler için ya-

saklanaca¤›n› belirterek bizleri, buürünlerin yetiflkinlere de zarar verdi¤igerçekli¤ini görmekten al›koymaya ça-l›fl›yor.

Efsaneler ve gerçeklerGDO’lu tohumlar›n tar›m ilaçlar›n›n kul-lan›m›n› azaltt›¤› yönünde propaganda-lar yap›l›yor. 2001 y›l›nda dünyadaGDO’lu bitkilerin alan olarak %77’si otöldürücü ilaçlara (herbisit) dayan›kl›,%15’i böceklere dayan›kl›, %8’i her ikisi-ne dayan›kl›, %1’den az› ise virüslere

dayan›kl› olarak tespit edildi. Toplarsak%85’i ot öldürücü ilaçlara dayan›kl›l›kgösteriyor. Ot öldürücü ilaçlar geneldeekim yap›lan alandaki yabani otlar› öl-dürmek ve mahsulü korumak için kul-lan›lmakla birlikte, bu ilaçlar mahsulede az çok zarar verir. GDO’lu tohumuüreten firma ayn› zamanda herbisit deüretmektedir. Tohumunu satt›¤› çeflit,herbisitten az zarar görmektedir. Çiftçide rahatl›kla korkmadan herbisiti kulla-nabilece¤ini düflünüyor. Böyle oluncayak›ndaki di¤er organik bitkiler bu ilaç-tan büyük zarar görüyor. ABD tar›m ba-kanl›¤›n›n verileri, GDO’lu tohumlar›nekiminin artmas› ile birlikte herbisit(ot öldürücü ilaçlar) kullan›m›n›nroket gibi yükseldi¤ini göste-riyor. GDO efsanesinin ne kadaryanl›fl oldu¤u ve ilaç kullan›m›n›azaltmak flöyle dursun art›rd›¤›aç›kt›r.GDO’yu savunan uluslararas› te-keller, örne¤in, toprakta bulu-nan bir mikroba ait baz› genle-ri pamu¤a aktard›klar›n› vebu pamu¤un t›rt›llar› öldür-me özelli¤i kazand›¤›n› ileri sürü-yorlar. Böylelikle böcek öldürücüilaç kullanmadan bitki yetifltirilebile-ce¤ini savunuyorlar. Ancak çiftçilerindeneyimleri gerce¤in hiç de öyle olma-d›¤›na iflaret ediyor. Örne¤in Hindis-tan’da iki araflt›rmac› normal pamukekenlerin, geneti¤iyle oynanm›fl pamukekenlere göre %60 daha fazla verim el-de ettiklerini ortaya koymufltur. Grainadl› biyoçeflitlilik kuruluflunun yay›nla-d›¤› Seedling adl› dergide baflka pek çokülkede yap›lan araflt›rma ve gözlemle-rin benzer yolda bulgular içerdi¤i ortayakonmufltur. Kald› ki bir yandan GDO’lutohum üreten ama ayn› zamanda ta-r›msal ilaç üreten uluslararas› tekellerin,tar›msal ilaca ihtiyaç b›rakmayacak birtohum üretmeleri, kendi ayaklar›nakurflun s›kmalar› anlam›na gelir ki, böy-le bir fley yapmayacaklar› hepimizinmalumu.

GDO güldürmüyor, öldürüyorUluslararas› tohum tekellerinin sahiple-rine kar getirmenin d›fl›nda, do¤ada y›-k›c›-öldürücü bir ifllev oynayan GDO’lar›,bilimsel ilerleme olarak görüp alk›flla-mak, atom bombas›n›n üretimini alk›fl-lamaktan farks›zd›r. Zira her ikisi decanl›lar›, do¤ay› büyük oranda öldürü-yor. ‹skoçya Rowett Enstitüsü’nde e¤i-tim veren Dr. Arpad Pusztai, geneti¤ide¤ifltirilmifl patates ile besledi¤i farele-rin tümünün iç organlar›nda küçülme,sindirim sistemlerinde bozukluk, ba¤›-fl›kl›k sistemlerinde çökme görmüfl veGDO üreticisi tekellerin bask›lar›na kar-fl›n gerçe¤i aç›klam›fl, bu do¤ru-hakl› tu-tumu nedeniyle iflinden at›lm›flt›. YineRusya Bilimler Akademisi'nden Dr. IrinaErmakova'n›n fareler üzerinde yapt›¤›denemeler, geneti¤i de¤ifltirilmifl soyaile beslenen farelerin yavrular›n›n yüz-de 55.6's›n›n, do¤umdan 3 hafta sonraöldü¤ününü gözler önüne sermifltir.

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ Sahibi ve Yaz› ‹flleri Müdürü: Ferda Bafl Yay›n Türü: Yayg›n Süreli

YYöönneettiimm YYeerrii:: KKAARRTTAALL:: ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0212) 238 37 96

‹‹ZZMM‹‹RR:: fiehit Fethi Bey Cadde No: 13 Eski Eshot ‹flhan› Kat:4 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 � KKAARRTTAALL:: ‹stasyon Cad.P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 � MMEERRSS‹‹NN: Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8Kat:3 � MMAALLAATTYYAA:: Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 � AAMMEEDD:: ‹skender Pafla

Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:109 Da¤kap›/Amed � AATT‹‹NNAA:: Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistane-mail: [email protected]

YYDD TTEEMMSS‹‹LLCC‹‹LL‹‹⁄⁄‹‹:: Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND e-mail: [email protected]

TTeekknniikk HHaazz››rrll››kk:: Kardelen Yay›mc›l›k Adres:

Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3

Okmeydan›/‹STANBUL Tel-Fax: (0212) 238 37 96 BBaasskk››:: SM.

Matbaac›l›k

Adres: Çobançeflme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 A

Blok Yenibosna Bahçelievler-‹ST. Tel ( 0212) 654 9418

BBÜÜRROO

LLAARR

26 Ekim 2009 tarih ve 27388 say›l› Resmi Gazete’de yay›mla-narak yürürlü¤e giren “G›da ve Yem Amaçl› Genetik Yap›s› De-¤ifltirilmifl Organizmalar ve Ürünlerinin ‹thalat›, ‹fllenmesi, ‹hra-cat›, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik”in amaç madde-sinde; “‹nsan yaflam› ve hayvan sa¤l›¤› ve refah›, tüketici ç›-karlar› ve çevrenin en üst düzeyde korunmas›n› sa¤lamak”denilse de, getirilen düzenlemeler tamamen tersi yöndedir.Yasal düzenleme yap›lmadan haz›rlanan bu yönetmelikle, ül-kemizin GDO’lu ürünlerin pazaryeri haline getirilerek, uluslara-ras› biyo-teknoloji flirketlerinin ç›karlar›n›n kolland›¤› apaç›kortadad›r. GDO’lu ürünlerin insan ve çevre sa¤l›¤›n› tehdit etti-¤i; biyo-çeflitlilik için ciddi bir tehlike oluflturdu¤u, topra¤› ve-rimsizlefltirdi¤i, çiftçilerimizi dev biyo-teknoloji flirketlerine ba-¤›ml› k›ld›¤› bilinmesine ra¤men, GDO’lu ürünlerin ülkemizegirmesini meflrulaflt›rman›n baflka bir anlam› olabilir mi? Hay-van geniyle bitki geninin birlefltirilmesinden elde edilen buGDO’lu ürünlere Türkiye’nin ihtiyac› var m›?

Uluslararas› biyo-teknoloji flirketleri (Monsanto, Dupont vb) ile,büyük silah tröstlerinin (DuPont’un, Rockefeller grubu vb) ay-n› flirketler oldu¤u biliniyor. Bu flirketler, “GDO’lu ürünlerle da-ha ucuza daha bol ürün elde edip, dünyay› açl›ktan kurtara-caklar›n›” iddia ederek, dünyan›n gelece¤ini tehdit eden bufaaliyetlerini gizlemeye çal›flmaktad›rlar. Tamamen kapitalistkar h›rs›yla hareket eden bu flirketlerin; insan, hayvan ve çev-re sa¤l›¤›n› düflünmeleri, t›pk› silah üretirken oldu¤u gibi sözkonusu olamaz… Bu yüzden g›day› da bir silah olarak kullan-maktad›rlar.Tar›m Bakan›; “Biz bu yönetmelikle GDO’lar›n ülkemize girifliniengelliyoruz.” diyor. Bakan okumas›n› m› bilmiyor, yoksa 75milyon insan› enayi yerine mi koyuyor? Baflbakan bu bakan›hakk›nda ne düflünüyor acaba? Domuz Gribi afl›s› gibi, GDO’luürünleri de almayacak m›? Bu konuda da halka bir aç›klama-da bulunsa iyi olacak.Bak›n bu yönetmelikte daha neler var:

* “GDO’lu g›da veya yemin çevre ve insan sa¤l›¤› aç›s›ndanolumsuzlu¤u tespit edildi¤inde, g›da veya yem iflletmecisiçevreyi ve sa¤l›¤› korumak amac›yla tedbirleri alarak, bakan-l›¤› ve di¤er ilgili mercileri ve tüketicileri acilen bilgilendirmekve söz konusu g›day› veya yemi piyasadan çekmek zorunda-d›r.” deniyor. (Madde: 5/2)

‹flletmeci, toplum ve çevre sa¤l›¤›na verdi¤i zarardan dolay›“pardon, size zararl› maddeler satm›fl›m; özür dilerim” diye-cekmifl. Yani el insaf. Bu toplum deneme tahtas› m›?* “GDO’lu ürünlerin bebek mamalar› ve bebek formülleri, de-vam maddeleri ve devam formülleri ile bebek ve küçük ço-cuk ek besinlerinde kullan›lmas› yasakt›r.” deniyor (Madde:5/3)Bebe¤in kendisinin GDO’lu ürün yemesi yasak. Ama bunlarlabeslenen hamile ya da emziren anne arac›l›¤›yla ile yemesiise serbest. Bu nas›l bir mant›kt›r allahaflk›na!..

* “GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz oldu¤una da-ir ifadeler bulunamaz.” deniyor. (Madde: 5/8)Böylece halk›n sa¤l›kl› beslenme hakk› da elinden al›nm›fl olu-yor.Arkadafl ben GDO’lu ürün tüketmek istemiyorum. Bu hakk›m›nas›l kullanaca¤›m. Pes do¤rusu !…Bu yönetmeli¤in iptali için; bu ülkenin ve toplumun gelece¤i-ni düflünen herkes mücadele etmelidir.Baflaramad›k m›? Yapacak tek fley var. Paketlenmifl ve içindene oldu¤u belirsiz g›dalar› tüketmemek. Daha sa¤l›kl› ve do-¤al beslenmenin yollar›n› aramak. Fast food kültüründenuzaklafl›p, slow fast food kültürünü edinmek. Küçük aile tar›-m›n› destekleyip, onun yaflamas›n› sa¤lamak. fiairin dedi¤i gi-bi; “Yaflamak zor zanaat be kardeflim”… Ama GDO’yla birlikteyaflamak daha da zor olacak.

*Kirazl› Ekolojik Yaflam Derne¤i Baflkan›

GDO yönetmeli¤i neyi amaçl›yor?Nihat FIRAT*KONUK YAZAR

Ad›m ad›m öldürüleceksiniz!

Tüketici Haklar› Derne¤i, her gün bolca tüketti¤imiz marketraflar›ndaki ürünlerden ald›¤› numuneleri yurtiçi ve yurtd›fl›laboratuvarlarda analiz ettirmifl ve birço¤unda GDO bulundu-¤unu aç›klam›flt›. Ayr›ca Ekoloji Kolektifi de 2006’da Arjan-tin’den Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) taraf›ndan ithal edilenm›s›rlara yapt›rd›¤› analizde bunlar›n GDO’lu olduklar›n› kan›t-lad›. Ne TMO, ne de Tar›m Bakanl›¤› bunlar›n GDO’lu olmad›k-lar›na dair bir aç›klamada bulunmad›. Hatta TMO Genel Müdü-rü bas›na yapt›¤› aç›klamada bunlar›n y›llard›r ithal edildi¤ini,zira GDO’lu ürünlerin ithalini yasaklay›c› bir mevzuat›n bulun-mad›¤›n› söyledi! Ancak ülkemizde, ürünlerin etiketlerinde iç-lerinde GDO oldu¤unu belirtme zorunlulu¤u olmad›¤› için tü-keticilerin ruhu bile duymuyor. Yani devlet y›llard›r bizlereGDO’lu ürünleri yediriyor asl›nda...

Mühim olan insanl›k de¤il, tekellerin karlar›Halk›n sa¤l›¤›n› ve do¤al çeflitlili¤i-dengeyi bu denli yak›ndanilgilendiren bu tasar›n›n gizli bir flekilde görüflülmesi, konuhakk›nda hiçbir bilgi verilmemesi dahi devletin, bizlerin sa¤l›-¤›n› ne kadar dikkate ald›¤›n› gösteriyor. Söz konusu tekelle-rin ç›karlar› olunca, insan hayat› onlar için önemsizlefliyor.Bizim s›rt›m›za basarak yükselenler ve onlar› temsilen meclis-te hükümette bulunanlar, dünyan›n en büyük tar›msal biyo-teknoloji ve tar›m ilac› flirketi olan Monsanto’nun misafiri ola-rak ABD’de GDO ile ilgili seminerlere, gezilere kat›l›rken, eminolun bizlerin sa¤l›¤›n› hiç mi hiç düflünmediler. Tabi bunu dü-flünmemelerinde tüm masraflar›n›n bu flirket taraf›ndan kar-fl›lanmas›n›n ve elbette ceplerine dolar ve eurolar›n t›k›lmas›-n›n da etkisi var.Evet, bizlerin sa¤l›¤›n›, do¤am›z› ve gelece¤imizi tehdit edenGDO’lara ve bunlar› bizlere dayatan çokuluslu flirketlere, on-lar›n ülkemizdeki yardakç›lar›na dur demek tek seçene¤imiz.Aksi halde gelecek nesillere b›rakaca¤›m›z tek miras, GDO’larve bunlar›n yol açt›¤› sinsi ölümler olacak.

TMO: Y›llard›r bunlar›

yiyorsunuz, haberiniz

yok!

GDO nedir?Geneti¤i de¤ifltirilmifl organizmalar (GDO); “kendi türünden ya da kendi türü d›fl›ndaki bir canl›dan gen aktar›larak ba-z› özellikleri de¤ifltirilen bitki, hayvan ya da mikroorganizmalar”a verilen genel bir ad. Genler; canl›lar›n kuflaktan ku-fla¤a geçen, hastal›klara dayan›kl›l›k ve verim gibi özelliklerini saklayan birimlerdir. Örne¤in pamu¤a erikten, hatta mik-roplardan veya hayvanlardan özellikler aktararak, yani genlerini de¤ifltirerek güya daha verimli ve gene güya hasta-l›klara dayan›kl›, böylece daha az mücadele ilac› kullan›lacak bitkiler elde edilece¤i ileri sürülüyor. Benzer flekilde hay-vanlarda da GDO uygulamalar› yap›labiliyor.