05_HayatDergisi

68
KASIM–ARALIK • SAYI 5 AHMET GED‹K Kaçak inflaat sorunumuz kalmad› AL‹ NASUH MAHRUK‹ Türkiye’nin Kar Leopar› KÜLTÜR Bo¤az›n ku¤ular›

description

Türkiye’nin Kar Leopar› AHMET GED‹K AL‹ NASUH MAHRUK‹ KÜLTÜR KASIM–ARALIK • SAYI 5 B a s k ›/ S e r g i S e r k a n fi a h in K ü ç ü k ç e k m e c e ’d e H a y a t B ir in c i F o to ¤ r a f Y a r ›fl m a s ›

Transcript of 05_HayatDergisi

Page 1: 05_HayatDergisi

KASIM–ARALIK • SAYI 5

AHMET GED‹KKaçak inflaat

sorunumuz kalmad›

AL‹ NASUH MAHRUK‹Türkiye’ninKar Leopar›

KÜLTÜRBo¤az›n ku¤ular›

Page 2: 05_HayatDergisi

Küçükçekmece’de Hayat Birinci Foto¤raf Yar›flmas›Bask›/Sergi

Serkan fiahin

Page 3: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 1

Ben orman yüksek

mühendisi ve Küçük-

çekmece Belediye Bafl-

kanl›¤› yeni Bas›n Yay›n

ve Halkla ‹liflkiler mü-

dürü Cihat Demir. Bu

say›m›zda sizlerle tan›fl-

man›n hakl› heyecan›

içindeyim. Bundan böy-

le her say›da; daha da

geliflerek, daha da bü-

yüyerek ve bu geliflimi

sizlerle paylaflarak, he-

deflerimizi yükseltme

amac› ve bilinciyle, en

önemlisi siz de¤erli

hemflehrilerimizin des-

te¤iyle “Küçükçekme-

ce’de Hayat” dergimizi en yükse¤e ta-

fl›mak hedefindeyiz. Zaman geçtikçe,

beklentilerinize daha fazla karfl›l›k ve-

rebilece¤imiz umudunday›m.

DOSTLARA FAKR-U fiUARA’DAN

Hem kol k›r›k, hem kanat,

‹ster a¤la deli gönül, istersen seve-

ni a¤lat.

Mekan mekan içinde, geçiyor za-

man y›llara inat.

Düsturumuz sevmektir, yolumuz

sevgi yolu,

Her daim söyleriz ki elbet, mekan›

ve zaman› s›ms›cak sevgiyle donat,

Ozanca gitmek zaman› flimdi, bir

baflka zorlu yola

Ruberu söylemek zor, ne a¤›r bir

kelime o; ELVEDA!

Sanmay›n hakikatli dostlar›m or-

manc›l›k an›larda kala,

Bir gömlek de¤il zira bu, kutsal

mesle¤imiz

Ormanla ve ormanc›yla kaim ayd›n-

l›k gelece¤imiz.

Bu mevsim de¤ilse bile mutlak bafl-

ka bahara,

Kesiflecek elbette yollar›m›z sevgi-

den, dostluktan yana.

Buras› baba evi, hep tüten s›cak

ocak,

Sevginizle ve duan›zla kardefliniz

yollar aflacak.

Yüre¤inizde varsa

bir dirhemlik mekan›m

Yüre¤im sizde kal-

s›n, sevgiyle hat›rat›m

Helal olsun varsa

e¤er sizlere bütün hak-

k›m

Hakk›n›z› helal edin

siz de K›zkulesi’ne,

Sevgiyle kucaklad›-

¤›m bütün can dostla-

r›m.

San›r›m bu fliir sizle-

re kendimi tan›tmamda

bir nebze de olsa yol

gösterecektir. Meflak-

katli ve onurlu ormanc›-

l›k kulvar›ndaki anlat›m misyonumuz-

dan sonra tarih, do¤a ve kültür zengini

‹stanbulumuzun nüfus ve yüzölçümü iti-

bar› ile ikinci büyük güzide ilçesinde,

Küçükçekmecemizde, Belediye Baflka-

n›m›z Say›n Aziz Yeniay ile birlikte, Kü-

çükçekmeceli siz de¤erli hemflehrile-

rimize hizmet yolunda yüre¤imizle ko-

flaca¤›z.

Yeni görev alan›m›zda da iyiye ve

güzele dair bu kofluda birlikte olabil-

mek ad›na sa¤l›k ve huzur dileklerim-

le hepinizi yeniden dostlukla selaml›-

yorum.

Kas›m ay›na ait en önemli gün; kufl-

kusuz en kutsal görevi, yani e¤itmenli-

¤i kendilerine amaç edinmifl cefakar

ö¤retmenlerimize arma¤an edilen

“Ö¤retmenler Günü“dür. Her zaman

söyledi¤imiz gibi sonsuz emek vere-

rek, evlatlar›m›z› gelece¤e haz›rlayan

Atatürk ilkelerine ve ink›laplar›na ba¤-

l› bireyler olmalar› yolunda onlara ön

ayak olan de¤erli ö¤retmenlerimizin

bir kez daha Ö¤retmenler Gününü Kü-

çükçekmece Belediye Baflkanl›¤› ad›-

na kutluyorum.

Ayr›ca yeni y›l›n flahs›n›za ve sev-

diklerinize sa¤l›k, huzur ve baflar›lar

getirmesini temenni ediyorum. Sevgi-

ler...

CCiihhaatt DDeemmiirrGenel Yay›n Yönetmeni

[email protected]

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T

Kas›m–Aral›k 2005

Say› 5

Sahibi

Küçükçekmece

Belediye Baflkanl›¤› ad›na

‹nfl. Yük. Müh. Aziz Yeniay

Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü

Ali R›za Altunel

Genel Yay›n Koordinatörü

Recep Köse

Yay›n Yönetmeni

Cihat Demir

Yay›n Dan›flman›

Yalç›n Çetinkaya

Yay›n Dan›flma Kurulu

Halis Dalk›l›ç, Ahmet Gedik,

Ali R›za Altunel, Enver fiengül, Halil Ortaç,

Hüseyin Oflaz, Mubin Dursun,

Recep Köse, Ahmet Akbafl,

Gençosman Turan

Yay›n Kurulu

Recep Köse, Yalç›n Çetinkaya,

Fatih Bolcan, Ayhan Metin

Sanat Yönetmeni

Muhammed Nur Anbarl›

Grafik Uygulama

Hasan Köksoy

Haber, Araflt›rma, Dosya

Burcu Eda Erdem, Ersan Ulusan,

Tuba Yaz›c›, Ayhan Metin,

Yasemin fiimflek, Melih Tekgöz,

Hande Kocagil, Neyzen Y›ld›r›m,

Neriman Benderlio¤lu, Elif Afflar

Foto¤raf

Ali ‹hsan Gülcü, Aziz Kaya, Mahmut Acar

Kapak Foto¤raf›

Feyza BerkerKüçükçekmece’de Hayat

Birinci Foto¤raf Yar›flmas›

Bask› Öncesi Haz›rl›k

Plato Yay›n [email protected]

Film Ç›k›fl› ve Bask›

Euromat Entegre Matbaac›l›k

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E

B E L E D ‹ Y E B A fi K A N L I ⁄ I

Bas›n Yay›n ve Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü

Telefon: 0212 411 0 641

Faks: 0212 411 0 640

www.kucukcekmece.bel.tr

[email protected]

Sevgili hemflehrilerim

Page 4: 05_HayatDergisi

2

MUSTAFA KUTLU

‹stanbul’dakaybolmak

‹SKENDER PALA

Bir ‹stanbulmasal›-II

37 43 BEfi‹R AYVAZO⁄LU

Bizim mahalle-II

51

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYATSAYI 5

KASIM–ARALIK 2005

B U S A Y I

YEREL YÖNET‹MKüçükçekmece Belediyesi

Baflkan Yard›mc›s›Ahmet Gedik

12

MEKANTreni Beklerken

16

GÜNDEMPakistan

10

Page 5: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 3

MEKANTürkiye’nin

“Ayakkab›c›lar fiehri”Aykosan

38

ROPÖRTAJTürkiye’nin “Kar Leopar›”

32

KÜLTÜRBo¤az›n Ku¤ular›

28

GEZ‹Dinler, diller kenti:

Kudüs

44

ROPÖRTAJTokatl› Çevreci Donkiflot!!

20

TOPLUMKüçükcekmeceden ‹nsan

Manzaralar›

24

52 MEDYA

54 PS‹KOLOJ‹ KULÜBÜ

56 SA⁄LIK

58 TEKST‹L ÇALIfiANLARI VE

AKC‹⁄ER HASTALIKLARI

60 GÜZEL EV‹M

62 KÜLTÜR-SANAT

64 BULMACA

4 FORUM TÜRK‹YE

5 FORUM ‹STANBUL

6 FORUM KÜÇÜKÇEKMECE

8 BELED‹YE ETK‹NL‹KLER‹

Page 6: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T4

FORUMTÜRK‹YE

DünyaTürkiye’ninbaflar›s›n›konufluyor!“Türkiye; art›k

gerçekleflen düfllerin,

elle tutulabilir hale gelen

hayallerin, gün kadar

ayd›n ümitlerin ülkesidir.”

“Türkiye art›k bir f›rsatlar ülkesidir…”

Nereden nereye geldik?

“Koflar ad›m ilerleyen Türkiye, kuflkusuz ki art›k bir f›rsatlar ülkesi-

dir. Birkaç y›l öncesine kadar, kriz korkusuyla Bat› ülkelerine göçmek

için elçilikler önünde kuyruklar oluflturan vatandafllar›m›z, bugün Tür-

kiye'ye yat›r›m için koflan yabanc›lar› mutlulukla, gururla seyretmekte-

dir. Türkiye; art›k gerçekleflen düfllerin, elle tutulabilir hale gelen ha-

yallerin, gün kadar ayd›n ümitlerin ülkesidir.”

Ekonomimiz sa¤lam bir yap›ya kavufltu

“Ekonomimize genel olarak bakt›¤›m›zda, çok flükür, daha önceki

hiçbir dönemle k›yaslanamayacak sa¤lam bir yap›ya kavufltu¤unu gö-

rüyoruz. Bütün göstergelerde, ekonominin bütün alanlar›nda, daha ön-

ce hiç görmedi¤imiz, hiç yaflamad›¤›m›z, tecrübe etmedi¤imiz sevinç-

leri, baflar›lar› yafl›yoruz.”

Dünya Türkiye’nin baflar›s›n› konufluyor

“Bugün dünyan›n sayg›n tüm kurulufllar›, küresel ekonomiyi yak›ndan

izleyen herkes Türkiye ekonomisinden övgüyle söz etmektedirler.”

Yabanc› sermaye giriflinde rekor art›fl

“Yine bu 48 y›ll›k süre içinde toplam küresel sermaye miktar›, y›ll›k

olarak baz› istisnalar d›fl›nda 1 milyar dolar seviyesini aflmam›flt›r. Oy-

sa 2003 y›l›nda bu rakam 1 milyar 726 milyon dolara, 2004 y›l›nda da 2

milyar 765 milyon dolar seviyelerine ulaflm›flt›r. Sadece 2005 y›l› Ocak-

A¤ustos döneminde Türkiye'ye giren do¤rudan d›fl yat›r›m miktar› 2

milyar 909 milyon dolar olmufltur. Bu demektir ki bu y›l sonu itibariyle

bu rakam önceki y›l› çok ama çok daha fazlas›yla aflacakt›r. Peki, 2004

y›l›n›n ayn› döneminde bu miktar neydi? 1 milyar 910 milyon dolard›.

Yani 2004 y›l›ndan bugüne yüzde 52 oran›nda bir art›fl elde edilmifltir.

Bunlar inkâr edilemez gerçek baflar›lard›r. Türkiye'ye umut, dünyaya

heyecan veren geliflmelerdir. ‹nflallah çok daha iyi seviyeleri, çok da-

ha sevindirici geliflmeleri birlikte yaflayacak, görece¤iz. Türkiye'nin

çok daha iyisine lay›k oldu¤una inan›yoruz, bunu da inflallah hep birlik-

te baflaraca¤›z.

Enflasyon hedefinde sapma yok

Merkez Bankas› Baflkan› Süreyya Serdengeçti, 2006 y›l›nda enflas-

yonun hedefin alt›nda kalmas›ndan ziyade hedefle tutarl› olmas›n›n

amaçlanaca¤›n› bildirdi.

Türkiye Bankalar Birli¤i'nin (TBB) dün bas›na kapal› olarak düzenle-

di¤i toplant›da "Enflasyon Hedeflemesi Rejiminin Genel Çerçevesi ve

2006 Y›l›nda Para ve Döviz Kuru Politikas›" bafll›kl› bir sunum yapan

Serdengeçti, para politikas› aktar›m mekanizmas›n›n giderek güçlen-

di¤ini ve Merkez Bankas›'n›n ba¤›ms›zl›¤› konusunda uygulamada

önemli mesafe al›nd›¤›n› vurgulad›. Serdengeçti, enflasyon hedefleme-

sinde nokta hedefin TÜFE gibi kapsaml› bir endeksle ölçüldü¤ünü, pa-

ra politikas›n›n denetimi d›fl›nda petrol fiyatlar›, uluslararas› likidite

koflullar›, dolayl› vergi ve kamu fiyat ayarlamalar›, yap›sal düzenleme-

ler, tar›msal ürün fiyatlar›ndaki ani hareketler nedeniyle bunun oynak-

l›k gösterebilece¤ini ifade etti.

Page 7: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 5

FORUM‹STANBUL

‹stanbul’datrafi¤i

çözmek için116 proje

“2006 y›l› bütçesinin

yaklafl›k yüzde 60'›n› ulafl›m

yat›r›mlar›na ay›rd›k.”

‹stanbul’un her köflesine ak›ll› ulafl›m sistemleri

ITS (Intelligent Transportation Systems-Ak›ll› Ulafl›m Sistemleri); yol

a¤› kapasitesinin efektif kullan›lmas› amac›yla yeni teknolojiler kulla-

n›larak ço¤unlukla trafikten al›nan yol ve hava durumuna ait veriler ›fl›-

¤›nda trafi¤in otomatik olarak yönetilmesi çal›flmalar›d›r. Büyükflehir

Belediyesi 2001 y›l›ndan itibaren lambal› sinyalizasyon ünitelerini

LED'li (Light Emmitting Diotes) ünitelere dönüfltürmeye bafllam›flt›r.

Ulafl›ma 116 çözüm

2006 y›l› bütçesinin yaklafl›k yüzde 60'›n› ulafl›m yat›r›mlar›na ay›-

ran ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi, trafi¤e nefes ald›rmak için ray-

l› sistemden, yol yat›r›mlar›na 116 projeyi devreye soktu.

‹stanbul'da bir k›sm› yeni bafllayan, bir k›sm› da bitmek üzere olan toplam

55 kilometre uzunlu¤unda rayl› sistem hatt›n›n inflaat› sürüyor. Rayl› sistem-

ler aras›nda Zeytinburnu-Güngören-Ba¤c›lar cadde tramvay›yla 7 bin 500 yol-

cu tafl›ma kapasiteli Taksim-Kabatafl Füniküler Sistemi flubat ay›nda hizmete

aç›lacak. Saatte tek yönde 15 bin yolcu tafl›ma kapasitesine sahip Sultançifli-

¤i-Edirnekap› hafif metro hatt› ise may›s ay›nda devreye girecek. Taksim-Un-

kapan› ve Unkapan›-Yenikap› metrolar›yla 35 bin yolcu tafl›ma kapasiteli Ak-

saray-Yenikap› metrosu da 2008 y›l› sonunda tamamlanm›fl olacak.

Dört hat için ihale 2006'da

Büyükflehir Belediyesi, yat›r›m program›na ald›¤› dört büyük rayl› sistem

hatt›n›n ihalesini ise 2006 y›l› içinde gerçeklefltirecek. Buna göre Bak›rköy-

Küçükçekmece-Avc›lar-Beylikdüzü hafif metro hatt› ile Ba¤c›lar-Mahmutbey-

‹kitelli-Olimpiyat Köyü 2010, Üsküdar-Altunizade-Ümraniye-Dudullu-Samand›-

ra Hafif Metro Hatt› ile Yenikap›-Ba¤c›lar metro hatt› 2009 y›l›nda bitirilmesi

hedefleniyor. Befliktafl-fiiflli-Otogar metro hatt›, Sefaköy-‹kitelli-‹STOÇ hava-

ray hatt› ile Haliç çevresi tramvay hatt›n›n proje çal›flmalar› ise devam ediyor.

Mart 2004'ten bugüne kadar sekiz ayr› yolun yap›m› tamamland›, 32'sinin

inflaat› sürüyor. 32'sinin inflaat›na yeni bafllan›rken, 30'u ihale aflamas›nda. Ay-

r›ca t›kanan alt› noktan›n uygulama projesi bitirildi, 51'inin uygulama projesi

haz›rlan›yor, 29'unun uygulama projesi ise ihale aflamas›nda bulunuyor.

26 yol ve kavflak çal›flmas›

‹nflaat çal›flmalar› süren 26 yol ve kavflak çal›flmas› ve bitifl tarihleri flöyle:

"‹kitelli Kavfla¤› 30 Aral›k, Ambarl› Kavfla¤› ve Ümraniye Dudullu Kavfla¤› 31

Aral›k 2005'te aç›lacak. Kad›köy-Hasanpafla-Uzunçay›r Kavfla¤› 15 fiubat

2006, Ba¤larbafl› Kavfla¤›, K›s›kl› Caddesi Alt Geçidi Ba¤lant› Yollar› ve Ortak

Altyap› Çal›flmalar› 12 Mart 2006, Ba¤c›lar-TEM Ba¤lant› Yolu ve Kavfla¤›,

Eyüp Saya Yolu Alt Geçit Köprüsü 11 Nisan, Davutpafla Kavfla¤› 15 Nisan,

Esenler-Otogar Kavfla¤› 15 May›s, Esenler Hal Kavfla¤› Haziran 2006'da ta-

mamlan›rken, Ba¤c›lar-TEM Ba¤lant› Yolu ile Metris Kavfla¤› da yak›nda aç›-

lacak.

Edirnekap›, Ayaza¤a, Maltepe, Samand›ra kavflaklar›nda düzenleme ça-

l›flmalar›n›n yan› s›ra Kartal-Samand›ra-TEM ba¤lant›s› ile Bal›kesir Caddesi

kesiflmesindeki trafik yeniden düzenleniyor. Bayrampafla Kadife Kavfla¤› ila-

ve üst geçit ve ba¤lant› yollar› k›sa sürede hizmete girecek. Zeytinburnu 58.

Bulvar, ‹nönü ve Seyitnizam caddeleri yeniden düzenlenecak. Kad›köy-‹çe-

renköy meydan› ve Maltepe Büyükyal› Deresi ba¤lant› yolu inflaat›yla bölge

yollar› yeniden düzenleniyor. Topkap› fiehir Park› içindeki tramvay ve kara-

yolu inflaat› tamamlanmak üzere. Topkap›-Çobançeflme aras› D-100 Karayolu

(E-5) flerit düzenlemesi ve yan yol inflaat› devam ediyor. "

Page 8: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T6

FORUMKÜÇÜKÇEKMECE

Halkal› ZiraatMektebi’nie¤itimkampüsühalinegetirece¤iz“Yaklafl›k ikibin dönüm alana sa-

hip bu okulu orijinalini koruyarak,

teknolojinin son imkanlar›n›n kul-

lan›ld›¤› bir e¤itim merkezi haline

getirece¤iz.”

Küçükçekmece’denAkif geçti...

fiair, edebiyatç›, fen adam›, gazete-

ci ve e¤itimci gibi bir çok özelli¤i

bünyesinde toplayan, vatan ve mil-

let sevgisinin; ba¤›ms›zl›k ve hürri-

yet aflk›n›n en güzel ifadesi olan ‹s-

tiklal Marfl›m›z› bize arma¤an eden

milli flairimiz Mehmet Akif Ersoy'u

vefat›n›n 69. y›l›nda hem ö¤renci ve

hem de e¤itimci olarak bulundu¤u

Halkal› Ziraat Mektebinde rahmet

ve sayg›yla and›k.

Küçükçekmece Belediye Baflkan›m›z Say›n Aziz Yeniay, Küçükçek-

mece Askerlik fiubesi Baflkan› Say›n A.Güngör Öngören, Küçükçekme-

ce ‹lçe Milli E¤itim Müdürü Say›n Kenan Hac›bektaflo¤lu ve çok say›da

protokol misafirimizin kat›l›m›yla gerçeklefltirdi¤imiz Milli fiairimiz

Mehmet Akif Ersoy'u anma program›m›zda aç›l›fl konuflmas›n› Halkal›

Ziraat Mektebi Müdürü Say›n Selahattin Cengiz yapt›.

Programda konuflan Küçükçekmece Belediye Baflkan›m›z Say›n

Aziz Yeniay, “...Vatan ve millet sevgisinin ba¤›ms›zl›k ve hürriyet aflk›-

n›n en güzel ifadesi olan ‹stiklal Marfl›m›z› bize arma¤an eden flair,

edebiyatç›, fen adam›, gazeteci ve e¤itimci özelliklerini bünyesinde ba-

r›nd›ran milli flairimiz Mehmet Akif Ersoy'u bu çok özel mekanda vefa-

t›n›n 69'ncu y›l›nda rahmetle ve sayg› ile an›yoruz.” dedi. Halkal› Ziraat

Mektebinin bulundu¤u alan›n önemine ve bu alanda yapmay› hedefle-

di¤i çal›flmalara da k›saca de¤inen Say›n Yeniay, programa kat›lan her-

kese teflekkür etti. ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ö¤retim

Görevlisi Say›n Necip Faz›l Kurt'un Mehmet Akif Ersoy konulu sunumu

ile devam eden program Halkal› Ziraat Mektebi Okulu ö¤rencilerinin

“Hasta” isimli fliir dramatizesi, Merve Kelefl'in okudu¤u “Cenk Marfl›”

ve Arzu Serbest'in okudu¤u ‹stiklal Marfl› ile son buldu.

Program sonunda Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›m›z taraf›n-

dan kat›lan misafirlere “Mehmet Akif ve Milli Mücadele” isimli kitap ar-

ma¤an edildi.

Page 9: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 7

Kad›nlara özel buluflma!

Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›m›z kültürel etkinliklerini sivil

toplum kurulufllar› ile koordineli olarak aral›ks›z sürdürüyor...

Uçan Süpürge kad›n kuruluflunun Köprüler Kuruyoruz projesi kapsa-

m›nda bölgemizdeki kad›nlar›n tüm farkl›l›klar›na karfl›n kad›n ortak

paydas›nda buluflmalar› ve birbirlerine deneyimlerini aktarmalar›n›

sa¤lamak, kad›nlar›m›z› yerel yönetimlerle buluflturarak sorun, talep ve

beklentilerini dile getirmelerine yard›mc› olmak ve kendilerini ilgilen-

diren yasal düzenlemelerden, haklar›ndan haberdar etmek amac›yla

Belediye Baflkanl›¤›m›z ve Uçan Süpürge kad›n kuruluflu taraf›ndan

film gösterimi organizasyonu yap›lm›flt›r. Toplant›da bir konuflma yapan Baflkan Yard›m›c›m›z Say›n Ali R›-

za Altunel, "Annelerimiz, bac›lar›m›z, han›mlar›m›z olan kad›nlar›m›z›n kültürlü olmas› ailenin ve dolay›s›y-

la toplumun kültürlü olmas›n› sa¤lar. Kad›nlar›m›za her türlü konuda destek olmaya haz›r›z" dedi.

Minikler Olimpiyat Stad›nda Kofltu...

‹lçemiz okullar› ö¤rencilerinin kat›l›m› ile atletizm dal›nda Küçükçek-

mece Belediye Baflkanl›¤› Kros yar›flmalar› düzenledik. Atatürk Olimpi-

yat Stad›’nda gerçeklefltirece¤imiz ve bafllama start›n› Belediye Baflka-

n›m›z ‹nfl.Yük.Müh. Say›n Aziz Yeniay’›n verdi¤i yar›fllar 6-17 yafl aras›,

1000m. – 1200m. – 1500m. - 3000m. ve 5000m. mesafelerde minikler-y›l-

d›zlar ve gençler olmak üzere 3 kategoride yap›ld›.

‹lçemiz okullar› ö¤rencilerinin kat›l›m› ile düzenledi¤imiz 7-17 yafl aras›, minikler-y›ld›zlar ve gençler

olmak üzere 3 kategoride yap›lan Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤› ve Küçükçekmece Kaymakaml›¤›

Atletizm Yar›fllar›'nda dereceye giren sporculara kupa ve madalyalar› Belediye Baflkanl›¤›m›z taraf›ndan

düzenlenen törenle takdim edildi.

‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkan›Say›n Dr. Mimar Kadir Topbafl’dan ziyaret...

Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›’m›z› ziyaretine personelle tan›fla-

rak bafllayan Say›n Baflkan Kadir Topbafl, belediye içerisindeki vatan-

dafllarla sohbet ederek belediye hizmetleri hakk›nda görüfllerini ald›.

Yapt›¤› aç›klamada Küçükçekmece’nin bu zamana kadar merkezin im-

kanlar›ndan yeterince yararlanamad›¤› konusuna de¤inen Baflkan Top-

bafl, amaçlar›n›n Küçükçekmece’yi vizyon kent konumuna getirmek ol-

du¤unu söyledi. Küçükçekmece’de bafllat›lan Kentsel dönüflüm Proje-

leri ve Küçükçekmece Gölü temizleme ve rekreasyon çal›flmalar›n›n

baflar›yla devam etti¤ini kaydeden Say›n Baflkan Kadir Topbafl, hedefledikleri Küçükçekmece’yi olufltur-

ma konusunda Belediye Baflkan›m›z Say›n Aziz Yeniay’›n ekibi ile birlikte yapm›fl oldu¤u fedakar çal›flma-

lar› yak›ndan takip ve takdir etti¤ini belirtti.

Page 10: 05_HayatDergisi

3 Aral›k Dünya Özürlüler Günü münasebeti ile

Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›m›z›n engelli

vatandafllar›m›z›n yan›nda ve destekçisi oldu¤unu

belirtmek amac›yla yürüyüfl program› ve sonras›n-

da yap›m› tamamlanan Engelliler Çocuk Park› aç›-

l›fl program› düzenledik.

Cennet Mahallesi Hürriyet Caddesi'nde ger-

çeklefltirilen engelliler yürüyüfl program›m›za Be-

yaz Ay Görme Engelliler Derne¤i, Sefaköy ‹flitme

Engelliler Spor Kulübü, Türkiye Sakatlar Derne¤i

‹stanbul fiubesi üyeleri, Özürlü Belediye Meclis

Üyeleri, Küçükçekmece Belediyesi Meclis Üyeleri,

engelli vatandafllar›m›z ve aileleri ile Tafltepe ‹l-

kö¤retim Okulu ö¤rencileri kat›ld›lar. Yürüyüfl

program›m›zda kat›lan engelli vatandafllar›m›z es-

nafa ve vatandafllara k›r›k karanfil hediye etti.

Engelliler k›r›k karanfillerin bastonlar›n›, teker-

lekli sandalyelerini, iflitme cihazlar›n›, ama bastonu

gibi yard›mc› araçlar›n› ifade etti¤ini belirttiler. Ol-

dukça renkli geçen yürüyüfl program›m›z sonras›

Belediye Baflkanl›¤›m›z taraf›ndan yap›m› tamamla-

nan Tafltepe ‹lkö¤retim Okulu Engelliler Çocuk

Park›m›z›n aç›l›fl›n› yapmak üzere Tafltepe ‹lkö¤re-

tim Okulu'na geçildi.

Engelliler çocuk park› aç›l›fl töreni ve a¤aç diki-

mi sonras› program, ‹stanbul Büyükflehir Belediye-

si ‹stanbul Özürlüler Merkezinin “Farkl› olanla Bir-

likte Yaflamak” isimli sunumu ve Küçükçekmece

Belediye Baflkanl›¤› Engelliler Tiyatro grubunun

haz›rlad›¤› skeç ile son buldu.

Engellilerdenk›r›k karanfil......

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T8

Page 11: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 9

‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkanl›¤›'n›n dü-

zenledi¤i “En Güzel Lale ‹stanbul'da Yetiflir” isimli

etkinlikler çerçevesinde Küçükçekmeceli vatan-

dafllar›m›za çok say›da lale so¤an› ve saks› hediye

edildi.

‹stanbul Büyükflehir Belediyesi yetkilileri veri-

len lale so¤anlar›n›n ekilmesi halinde Nisan'da çi-

çek açacaklar›n›, yetifltirilen lalenin foto¤raf›n›n

çekilerek elektronik posta veya posta yoluyla ‹stan-

bul Büyükflehir Belediyesi'ne gönderildi¤i taktirde

En Güzel 100 Lale yar›flmas›nda de¤erlendirilece-

¤ini belirttiler. Gönderilen lalelerin içinden en gü-

zel 100 lale seçilerek, sahipleri 300'er YTL para

ödülü kazanacak.

Programa ilgi gösteren vatandafllar›m›z en gü-

zel lalenin ‹stanbul'da ve ‹stanbul en müstesna

semti olan Küçükçekmece'de yetiflece¤ini söyleye-

rek ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi'nin seçece¤i en

güzel laleyi yetifltireceklerinin sözünü verdiler.

Yar›flmaya son kat›l›m tarihi 20 Nisan 2006 ola-

rak belirlenirken elektronik posta ile baflvuracak

vatandafllar foto¤raflar›n› minimum 1900x1425 pi-

xel, 72dpi çözünürlükte ve jpeg format›nda lale@is-

tanbulunlalesi.com adresine adres ve telefon bilgi-

leri ile birlikte gönderebilirler. Posta yoluyla kat›la-

cak vatandafllar›m›z ise 13x18 cm ebatlar›nda kar-

ta bas›lm›fl lale foto¤raflar›n› yine adres ve telefon

bilgileri ile birlikte ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi,

Özel Kalem Müdürlü¤ü, Saraçhane-Fatih adresine

gönderebilirler.

En güzel lâleKüçükçekmece’de yetiflir!

Page 12: 05_HayatDergisi

akistan’›n ve Hindis-

tan’›n kuzeyini harap

eden korkunç deprem

en y›k›c› etkilerini Keflmir’de

gösterdi.

‹nsanlar›n yaflad›¤› kor-

kunç an, çok ciddi bir kay›p ve

ak›llarda kalan o ac›tan foto¤-

raflar... Tüm dünyadan yard›m

eli uzanan Pakistan için Küçük-

çekmece Belediye Baflkanl›¤›

bir gece düzenledi.

08 Ekim 2005'te son 100 y›-

l›n en büyük depremini yafla-

yan kardefl ülke Pakistan halk›-

na Küçükçekmece'den yard›m

eli uzatabilmek amac›yla Kü-

çükçekmece Belediye Baflkan-

l›¤›-K›z›lay iflbirli¤i ile Küçük-

çekmeceli ifladamlar›m›zla bir

araya geldi¤imiz yard›m yeme-

¤i organizasyonu gerçeklefltir-

dik. Çok say›da protokol misa-

firi ve ilçemizin yard›msever

ifladamlar›n›n yan› s›ra, sevilen

sanatç›lar›m›z BBeeddiirrhhaann GGöökk--

ççee, AAhhmmeett SSeellççuukk ‹‹llkkaann, ‹‹bbrraa--

hhiimm UU¤¤uurrlluu ve DDeepprreemm DDeeddee

PPrrooff.. DDrr.. AAhhmmeett MMeettee IIflfl››kkaa--

rraa'da yard›m yeme¤imize kat›-

larak Pakistan halk›na “Yaln›z

De¤ilsiniz” mesaj› verdiler.

Programda aç›l›fl konuflma-

s›n› K›z›lay Genel Baflkan› Sa-

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T10

GÜNDEMPakistan

Pakistan’dabir nesilyok oldu!

P

Page 13: 05_HayatDergisi

y›n Tekin Küçükali yapt›. Türk

K›z›lay'›n›n yapm›fl oldu¤u ça-

l›flmalarla ilgili genel bir bilgi

veren Say›n Küçükali, “Pakis-

tan Hindistan'dan ayr›lmadan

önce biz Kurtulufl Savafl›'na

bafllam›flt›k. Pakistan halk›

Kurtulufl savafl›m›zda kollar›n-

dan bileziklerini, kulaklar›n-

dan küpelerini ç›kartarak bize

en zor zaman›m›zda destekle-

rini esirgememifllerdir. fiimdi

yard›m s›ras› bizde...” dedi.

‹HH Baflkan Yard›mc›s› Say›n

Recep Tuncer Pakistan'da ya-

p›lan yard›mlar ve izlenimleri

ilgili genel bir bilgi verdikten

sonra bir konuflma yapan Kü-

çükçekmece Belediye Baflka-

n›m›z Say›n Aziz Yeniay, “Pa-

kistan'da ki kardefllerimiz biz-

leri hiç görmeden, tan›madan

sadece ve sadece ayn› dinin

mensuplar› olan insanlar ola-

rak, onunda ötesinde kardefl

bilerek bizlerden yard›m bek-

liyorlar. Tarihte bizlere her tür-

lü fedakarl›¤› gösteren insan-

lara bizlerinde imkanlar›m›z›n

bir k›sm›n› çok görmeyerek

yard›mda bulunmam›z›n insan-

l›k gere¤i oldu¤unu düflünüyo-

rum. Bu dünyada kazand›klar›m›z›

mutlak suretle insanl›k ad›na har-

camal›y›z. Küçükçekmecemizdeki

ifladamlar›m›zla, halk›m›zla dost

ve kardefl ülke Pakistan halk›n›n

ac›lar›n› bir nebze olsun dindire-

bilme amac›yla böyle bir kampan-

ya bafllatt›k. “diyerek Pakistan hal-

k›na yard›mda bulunan herkese

teflekkür etti.

Yard›m yeme¤inde 250.000

YTL üzeri ba¤›fl toplan›rken Bafl-

kan Yeniay bu rakam›n kampanya

çal›flmalar› ile asgari 500.000 YTL

olarak Pakistan'a gönderilece¤ini

belirtti.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 11

Page 14: 05_HayatDergisi

‹lk olarak kendinizden bah-

seder misiniz?

1957 Samsun Havsa do¤umlu-

yum. 1983 y›l›nda Adapaza-

r›’nda memuriyete bafllad›m.

Burada 10 y›l çal›flt›ktan sonra

93 y›l›n›n bafllar›nda Avc›lar’a

Belediye Baflkan Yard›mc›s›

olarak atand›m. 6,5 y›l Avc›lar

Belediyesinde 5 y›l da Gürp›-

nar Belediyesinde Baflkan Yar-

d›mc›l›¤› yapt›m. 28 Mart 2004

tarihinde yap›lan yerel seçim-

lerde AK Parti’den Gürp›nar

Belediye Baflkan Aday› idim

malesef kazanamad›m. Seçim-

lerden sonra Küçükçekmece

Belediyesi’ne Baflkan Yard›m-

c›s› olarak atand›m. 19 ayd›r

Küçükçekmece’de Belediye

Baflkan Yard›mc›s› olarak gö-

rev yapmaktay›m.Bana ba¤l›

birimler; Zab›ta Müdürlü¤ü,

Halkal› ve Küçükçekmece fiu-

be Müdürlü¤ü ve Hukuk Mü-

dürlü¤üdür. Çal›flmalar›m›z

çok yo¤un... Küçükçekmece

Belediyesi zaman›nda yat›r›m-

lardan, hizmetlerden mahrum

kalm›fl ve fiube Müdürlükleri

halk›n maalesef rahats›z olaca-

¤› iflleri yapm›fllar.

Çok ciddi sorunlar yaflanm›fl

herhalde baflkan›m? Bunlar-

dan biraz bahseder misiniz?

‹nflaatlar›n % 95’i kaçak. ‹nfla-

atlar›n bir k›sm› ruhsatl› baflla-

m›fl ama yine üstüne kat ata-

rak, kaçak hale getirilmifl. Bir

k›sm› tamamen kaçak. Devlet

arazilerinde gecekondular var,

bunlara müsamaha göstermi-

yoruz. Dolay›s›yla halk al›flt›¤›

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T12

Baflar›l›birBaflkan...

YEREL YÖNET‹MKüçükçekmece Belediyesi

Baflkan Yard›mc›s›AHMET GED‹K

BURCU EDA ERDEM

Page 15: 05_HayatDergisi

bafl›bofl davran›fl›n tam tersini

görüyor. Gerçi art›k onlar da

al›flt› ve her konuda bizi des-

tekliyorlar, ama göreve geldi-

¤imiz o ilk dönem gerçekten

çok zorland›k.

Zab›ta olmak çok zor, özel-

likle y›k›mlarda... Yani denetim

çal›flmalar› esnafa yönelik, y›-

k›mlar ise halka yönelik. Y›-

k›mlarla ilgili bölümleri flube-

lere de yönlendiriyoruz. fiube-

lerde geldi¤imiz günden beri

inflaatlar›n durdurulmas› için

mücadeleler yap›yoruz. Gelir

gelmez hemen bunun için kol-

lar› s›vad›k. Kaçak inflaat ya-

panlar› tamamen durdurduk.

Yani bir buçuk y›ld›r kaçak

inflaat yap›lmas› mümkün de-

¤il; yapmaya kalk›flanlar› da

hemen durdurduk. ‹mar yasa-

s›n›n 32. maddesine göre 150

civar›nda y›k›m yapt›k. Bunlar›

yaparken tabî çok ciddi dire-

nifllerle karfl›laflt›k, ama müm-

kün mertebe k›rmadan dökme-

den ma¤dur etmeden yapt›k.

Ço¤unun mal, mülk, giyim ve

kuflam›na yard›mc› olduk. Yani

sokakta b›rakmamaya çal›flt›k.

Bunlar› yaparken zevkle yap-

mad›k tabî... Proje mühendisle-

riyle, firmalarla, müteahhitlerle

çok ciddi direnifllerle maruz

kald›k; çünkü bu kifliler al›fl-

m›fllar bafl› bofl ifl yapmaya. Bi-

zim prensibimiz, hedefimiz flu-

dur: bir parsele flayet ruhsat

al›n›yorsa o inflaata da ruhsat

al›nacak. Buna engel bir imalat

varsa kesinlikle onu kald›rma-

y› biliyoruz. Baflta tepki göster-

diler ama flu anda hepsi mem-

nun, hepsi teflekkür ediyor. Bu

konu hakk›nda çok tepki gös-

terdiler ama biz yine de karar›-

m›zdan vazgeçmedik. Küçük-

çekmece’de bu sorunu oturt-

turduk. Zaten belediyemizin

en büyük sorunlar›ndan biriydi

bu... Say›n Baflkan›m›z Aziz Ye-

niay’da bu konuda seçimlerde

karar›n› herkese beyan etti.

Tabî personellerimizi ve emni-

yetlerimizi çok ciddiye ald›k.

K›sacas› kaçak inflaat sorunu-

muz kalmad›, art›k herkes bili-

yor ki inflaat yapanlar ruhsatl›

yapacak.

Denetimler konusunda ne dü-

flünüyorsunuz?

Esnaf denetimleri faaliyetleri-

miz içerisindedir. Ekipler ku-

rarak ruhsat denetimi yap›yo-

ruz. Bölge bölge, cadde cadde

gezerek denetimlerimizi ger-

çeklefltiriyoruz.

Bunun içinde bir de caddele-

rin ve sokaklar›n iflgallerinin

denetimi var. Bu konuda Kü-

çükçekmece’de mevcut esnaf

odalar›yla toplant› yapt›k ve

toplant›da müflterek bir karar

ald›k. Bundan sonra dükkanla-

r›n önlerine vatandafl›n yürü-

mesine engel olacak herhangi

bir mal› teflhir etmelerine mü-

saade vermeyece¤iz.

Bunun cezas› da var de¤il mi?

Evet ceza uygulamas›na da baflla-

yaca¤›z. Böylece vatandafl›n yürü-

mesine engel olunmayacak. Kü-

çükçekmece modern bir ilçe olma

yolunda h›zla ilerledi¤i için esnaf-

lar›m›z da bu duruma k›sa zaman-

da al›flacak.

Zab›tan›n bir görevi de bu olacak

de¤il mi?

Evet. Zaten seyyarlar, genel olarak

ifl bulamayan, sermayesi olmayan

kiflilerden olufluyor. Bunlarla u¤-

raflmak çok büyük problem. Zab›-

tan›n u¤raflt›¤› ifllerden birisi de

bofl arsalara inflaat at›klar›n›n at›l-

mas›. Normalde Küçükçekmece il-

çesinin nüfus say›s›na göre olmas›

gereken zab›ta say›s› 400’dür, ama

biz flu anda 70 kifliyle ifl yap›yoruz.

Hem bütün yasal görevleri yap›yo-

ruz, hem de belediyemizin evrak-

lar›n› ilgili bölümlere veriyoruz.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 13

Page 16: 05_HayatDergisi

Hukuk ifllerinden biraz bah-

sedebilir misiniz?

Belediyemiz ad›na olas› itilaf-

larda görev yap›yor. Herhangi

bir konuda görüflme yap›ld›-

¤›nda, bunlar› hukuk iflleri be-

yan ediyor. Bir de hukuk iflleri

iç bilgilendirmeden sorumlu.

fiubelerimizde ise Beledi-

yemizin küçük birer ünitesi

vard›r. Vatandafl›n kriteri aç›-

s›ndan biz bunu kald›rmay› dü-

flünüyoruz, zaten flubeler sade-

ce Küçükçekmece’de var. fiu-

beler imar ve yap› denetim gö-

revini yap›yor.

Sizce Küçükçekmece kaçak

yap› konusunda yeterince bi-

linçlendi mi?

Bizim bilgimiz olmadan, Bele-

diyenin bir bilgisi olmadan ka-

çak yap› yapamazlar. Çünkü

bu konuda bilinçlendiklerin-

Zab›ta sistemi flikayete göre mi

yoksa bir programlamaya göre

mi denetim yap›yor?

Bizim haftal›k program›m›z var. Bu

programda Veteriner Müdürlü¤ü,

Sa¤l›k ‹flleri Müdürlü¤ü, Çevre

Denetim ve ‹ktisat Müdürlü¤ü var.

Bu dört müdürlükten müflterek bir

program haz›rlan›yor, bu program-

la internet kafe denetimleri, f›r›n-

lar›n denetimleri, pazar kontrolleri

yap›l›yor. Bir de vatandafllar›n ih-

barlar› de¤erlendiriliyor. Zab›ta

ilk müdahaleyi yapt›ktan sonra,

gerekirse ilgili birimlere havale

ediyor.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T14

Page 17: 05_HayatDergisi

den eminiz. Bundan sonra hal-

k›n böyle bir ifle girece¤ini hiç

zannetmiyorum.

Bundan sonra hedeflenen bir

amaç var m›?

Hedeflerimizin aras›nda alt ya-

p› yapma projeleri var. Bir de

tiyatro ve spor gibi sosyal ku-

rumlar. Yani spor merkezleri,

al›flverifl merkezi gibi yerler

aç›lacak çok yak›n zamanda.

Art›k Küçükçekmeceliler ne

yapacaksa kendi ilçesinde ya-

pacak.

Sizin Küçükçekmece halk›na

ulaflt›rmak istedi¤iniz mesaj-

lar var m›?

‹mar aç›s›ndan, zab›ta aç›s›n-

dan, her türlü sosyal ve kültü-

rel aç›dan do¤ru olmas› gere-

kenleri aç›klamaya çal›fl›yoruz

vatandafllar›m›za. Bu konu da

bize güvenmelerini ve ne yapt›y-

sak onlar için yapt›¤›m›z› bilmele-

rini istiyoruz. Yani tüm ekibimiz,

halka en iyi hizmetleri vermeye

çal›fl›yor ve bunu yaparken çok öz-

verili davran›yoruz. Her konuda bi-

ze güvenmelerini, ald›¤›m›z karar-

lara uymalar›n› ve bizi destekle-

melerini bekliyoruz. ‹nflallah çok

daha iyi olacak, bunu yürekten di-

liyorum.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 15

Seyyar ile mücadele

Kaçak inflaatlar›n y›k›mlar›

Page 18: 05_HayatDergisi

imdi siz, ömründe hiç

tren beklememifl baylar

ve bayanlar, art›k bu na-

sipsizli¤in belini k›ral›m. De-

miryollar›na telefon ederiz,

santral bir miktar Kara Tren

türküsünün o can›m ezgisini

dinlettikten sonra bizi dan›fl-

maya ba¤lar, gitmeye niyetlen-

di¤imiz yöne iflleyen trenlerin

adlar›n› ve hareket saatlerini

ö¤reniriz, yerimizi ay›rt›r›z, biz-

zat giderek veya birini gönde-

rerek biletimizi ald›r›r›z. Tren

kalkmaya yak›n bizi u¤urlaya-

caklarla birlikte gara gelir, pe-

ronda ayaküstü laflayarak, ol-

mazsa gar pastanesinde bir

fleyler içerek treni bekler, saa-

tinde biner gideriz, diyorsa-

n›z… Yahut, bugün bizimkiler

arad›lar, filan trenle filan saat-

te geleceklermifl, mübarek

çufçufun gelmesine az kald›,

bir koflu varal›m da ay›p olma-

s›n karfl›layal›m, bekleyecek-

sek garda bekleyelim, diyorsa-

n›z… ne diyeyim; tatl› bekleme-

ler efendim. Ancak tren bekle-

menin nas›l bir fley oldu¤unu

ö¤renmeniz için bir k›lavuz ya-

z›ya ihtiyac›n›z vard›r. Benden

evvel yazan bulunmad›¤› için

ifl bafla düflmüfltür, bundan

sonra daha iyisi kalem erba-

b›ndan beklenir…

Kalemine sa¤l›k; insanl›¤›n

bekledi¤i treni yahut insanl›¤›

bekleyen treni “tüm zamanla-

r›n en iyi oyunu” say›lan Go-

dot’yu Beklerken kitab›nda ifl-

leyen Samuel Beckett, sahne

olarak niye izbe bir tren istas-

yonunu de¤il de, yapraks›z bir

sö¤üt a¤ac›n›n alt›n› kulland›

diye hay›flan›r dururum. Üstat,

bu çok katmanl› tiyatro oyunu-

na bir katman daha ekleseydi

sözüm söz, bir “tiyatro treni”

tertip eder, demiryolunun geç-

ti¤i cümle flehir merkezlerinde

tiyatro ziyafeti çekerdim. Üste-

lik oyunda ben de memnuni-

yetle rol al›r; Pozzo veya Lucky

olmazd›m belki ama, Estragon,

Vladimir yahut en çok da Al-

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T16

TreniBeklerken...

MEKÂN

MEHMET AYCI

fi

Page 19: 05_HayatDergisi

bert olabilirdim. Neme laz›m

can›m; kahramanlar› yerlileflti-

rip Mehmet Ayc› olarak bir

bekleyen rolünü oynamak ne-

yimize yetmiyor.

Topra¤› bol olsun; Samuel

Beckett’e bir demiryolcu sela-

m› gönderdikten sonra, Habil

ve Kabil’den bu yana Godot’yu

bekledi¤i anlafl›lan Estragon’u,

Vladimir’i kendi hallerine b›ra-

karak, bir gara do¤ru yürüye-

lim ve di¤er bekleyenlerle bir-

likte treni bekleyelim.

(Yürüyelim dedim de, “bek-

lemek” söz konusu olunca, her

ad›mda içimize bir zehir ›rma-

¤› olanca gümrahl›¤›yla yürü-

yor; “trenli ac›lar tarihi”nden

pefl pefle sayfalar aç›l›yor. Ev-

vel zaman içinde, Anadolu, ta-

rihin nadir gördü¤ü dayan›lma-

s› güç ac›lar› yaflarken, varol-

ma ve tutunma mücadelesi ver-

di¤imiz Balkan Harbi, Birinci

Cihan Harbi, ‹stiklal Harbi y›l-

lar›nda, on binlerce b›y›¤› yeni

terlemifl Mehmet’i en yak›n

merkezdeki tren istasyonun-

dan askere yolcu eden ve dö-

nüfllerini bekleyen annelerin,

efllerin, yavuklular›n, çocukla-

r›n hikayesini, -ayr› ayr› her bi-

rinin hikayesini- tren bekleme-

nin nas›l dayan›lmaz, hikaye

edilemez, filme al›namaz, an-

cak ilgililerince yaflanan ve du-

yulan bir bekleme oldu¤unu,

yeni kuflaklar kulaktan duyma

bilseler bile, idrak etmeleri

mümkün de¤ildir. Lokomotifle-

rinin bir k›sm›n› çocuklar›n›z›n

Çaml›k ve Ankara Buharl› Lo-

komotif Müzelerinde yahut

Rahmi Koç Sanayi Müzesinde

gördü¤ü, zaman ne büyük

oyuncak? diyerek hayrete ve il-

giye mucip olan o kara trenler,

vakti zaman›nda çanta dolusu

kanl› künyelerle, pefl pefle ge-

tirdikleri “o¤lunuz filan cephe-

de flehit oldu, vatan sa¤ olsun”

haberleriyle, foto¤raflarla,

mektuplarla, gelifline ve gidifli-

ne yaz›lan türkülerle, bir an›t

gibi istasyonlardaki hareket-

lenmeye ayarl› yüreklerde b›rakt›-

¤› tarih kadar kadim ve derin, s›-

cak kan kadar taze ürpermelerle,

k›r›lmalarla… Anadolu’nun derin

haf›zas›na “sen annemizin vatan›-

s›n” nefesini üflemifllerdir. Ölüm

haberi gelenler, binde bir de olsa

birkaç uzvunu bilmem hangi cep-

hede b›rakarak kendisi gelenler

haricinde, savafllar bitip aradan

y›llar geçti¤i halde ölümünden di-

riminden bir haber al›namayanla-

r›n beklenmesi vard›r ki, dünyan›n

bütün dillerinde gelmifl geçmifl

bütün sözcükleri ve sözlükleri yar-

d›ma ça¤›rsan›z bu hali tarif ede-

cek bir cümle bulamazs›n›z; ben-

den de beklemeyin. ‹nan›r›m ki, o

kufla¤›n yatt›¤› mezarl›klar›n yak›-

n›ndan bir tren geçse, raylar›n se-

siyle, o kemikleri öpülesi anneleri-

mizin topra¤›, kabaran bir yürek

gibi vurur, ac› çeker, kanar ve h›ç-

k›r›r… Biliyorum, içinizde bir defa

olsun tren beklemeyenler vard›r.

Bu sat›rlar› okuduktan sonra, Al-

man mimarî tarz›yla yap›lm›fl Ana-

dolu Ba¤dat Hatt›n›n herhangi bir

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 17

Page 20: 05_HayatDergisi

mayanlar için gar saatinin sani-

yeleri sanki heyecanlanm›fl gi-

bi h›zl› h›zl› ilerler, son anons

yap›l›r, tren düdü¤ü hoflçakal

makam›nda öter, hareket me-

muru olabildi¤ine nizami göre-

vini ifa eder; art›k yolcular›n da

yolcu edenlerin de bekleye-

cek bir fleyleri kalmaz; olan ol-

mufltur. Sallanan eller töreni

sona erer; yolcu yoluna; gayr›s›

evine bark›na, ifline gücüne

döner. Oysa gelen trenler bu

ülkede y›llarca vaktinde gel-

memifltir. Nöbetçi memur ha-

z›rl›kl› ve al›flk›nd›r; oflaya puf-

laya içeri dal›p, nerde kald› bu

tren kardeflim diye hesap so-

ran bekleyicilere dünyan›n en

makul cevab›n› vermekte ma-

hirdir. Garda treni bekleyenler

bekledikleri yolcunun kim ol-

du¤una göre yürek ayar› ya-

parlar; sevinç de, b›kk›nl›k da,

yerine göre öfke de buharl› du-

man› gibi koyulafl›r; tren geldi-

¤inde sar›lmalar ve surat as-

malar baflkalafl›r. Böylesi du-

rumlarda gar hamallar› bile

adam›na göre ihtiyatl› bir dil

kullan›r; ola ki tehirin hesab›n›

bu zavall›lardan soran buluna-

bilir.

Tren beklemenin k›ymetini

bilesiniz diye yaz›yorum; görü-

nen köy k›lavuz istemez, Türki-

ye h›zlan›yor, çok yak›n bir za-

manda h›zl› trenler “tek rakibi-

miz Türk Hava Yollar›” parola-

s›yla t›k›r t›k›r ifllemeye baflla-

d›¤›nda, o muhteflem bekleme

törenleri de tarihe kar›flacak-

t›r. “Vakit nakittir” diyerek bir

dakika bile beklemeyi isteme-

yen, ancak y›llarca nelere ta-

hammül ettiklerini bilenlerin

bildi¤i yolcular›m›z, boyun ki-

reçlenmesini aratmayan bek-

leme ac›lar›n› sevimli bir dille

çocuklar›na anlatmak için sak-

layadursun; içinden tren ge-

çen flehirlerin ahalisi bundan

sonra saat yerine ya bir tren ta-

rifesi tafl›may› yeterli bulacak

yahut saatlerini saniyesi sani-

yesine iflleyen trenlere göre

istasyonuna var›n; hiç olmazsa

tren bekliyormufl gibi yap›n, o sa-

r›ms› duvarlar size halk diliyle

beklemenin ne demek oldu¤unu

mutlaka anlatacakt›r.)

Baflta söyleyeyim; iki türlü tren

bekleme adab› vard›r; birincisi,

karfl›lanacak yolcular için gelen

trenin beklenmesi; bunu bildi¤iniz

için söylemiyorum; bir kavuflma

seremonisidir. ‹kincisi giden yol-

cular›n ve u¤urlay›c›lar›n treni

beklemesidir ki, tek kelimeyle ifa-

de edilemeyen bir çeflit duygu

harman›d›r; “Allah kavufltur-

sun”lar, “gitse de kurtulsak”lar,

“seni çok özleyece¤im”ler, “bir an

önce evimize gitsek”ler, “Allah ifli-

ni gücünü rast getirsin”ler.. birbiri-

ne kar›fl›r; keyifli oldu¤u kadar s›-

k›c›, alabildi¤ine sab›rs›z ve tedir-

gin bir beklemedir. Ne var ki her

iki bekleyifl de sükunetin o a¤›r el-

bisesini giyinerek karfl›m›za ç›kar.

Giden treni u¤urlamak yahut

trene binmek için peronda bekle-

yenlerin nihayetinde bekleme sü-

releri belirli ve s›n›rl›d›r. Saati ol-

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T18

Page 21: 05_HayatDergisi

ayarlayacakt›r. Olan o gözünü

sevdi¤im tehir ve rötar sözcük-

lerine olacakt›r ama vars›n ol-

sun…

Dolmuflu, otobüsü, uça¤›,

gemiyi bir kalemde geçtik;

rayl› sistemler içinde metro-

nun, tramvay›n, “ankaray”›n ge-

liflini bir miktar bekleyenler

olur lakin, bu bekleme nihaye-

tinde iki ad›ml›k yolun yorgun-

lu¤unu göze alamayan “biz fle-

hir ahalisi kara flemsiyeliler”in

s›radan beklemeleridir; zikret-

meye de¤mez. Metro, tramvay,

“ankaray” u¤urlanacak kadar

uza¤a gitmedikleri için mera-

sime gerek yoktur. Hofl, zaten

okul kaça¤› liseli sevgilisini

bindirip ceket omzunda, bir an

önce duraktan d›flar› ç›karak

sigara tellendirecek o¤lanlar

yahut k›zlar haricinde do¤ru

dürüst bu vas›talar› u¤urlayan-

lar da bulunmaz.

Elbette, ömründe ilk defa,

muhtemelen kötü hava flartlar›

(ne demekse, flart› ne olursa

olsun her havan›n bir güzelli¤i

vard›r) nedeniyle annesinin

hakk›m› helal etmem tembihle-

ri sonras›, görünürde gönülsüz

trene binen birisiyle, ömründe

trenden baflka vesait kullan-

mam›fl, bu alabildi¤ine tutkulu

ve isabetli inad› sayesinde

memleketin demiryolu u¤ra-

mayan yerlerini, yörelerini gör-

mekten mahrum kalm›fl, ancak

hiçbir zaman seksen bir vilaye-

tin ve bilmem kaç yüz kazan›n

demir a¤larla ördü¤ü dantel

gibi birbirine ba¤lanaca¤›

ümidiyle yaflayan ‹stanbul ha-

n›mefendisinin tren bekleyifli

aras›nda dünyan›n döfleli, dö-

flenecek demiryollar› mesafe-

since fark vard›r. Biri, kalaba-

l›kta rasgele bir k›z› öpmek ka-

bilinden ne yapt›¤›n›n fark›nda

de¤ildir; di¤eri için tren her

dem taze ve usan›lmayas› bir

sevgilidir; ihaneti akl›n›n ucun-

dan bile geçirmez.

Trende kurulan dostluklar

d›fl›nda istasyonda treni bek-

lerken de tan›flmalar, göz aflinal›k-

lar› oluflur. Hatta, “Beni, tam elli

dört y›l önce bu garda, annemi

karfl›lamak için treni beklerken

görmüfl, be¤enmifl, takip etmifl, ta-

n›flt›k görüfltük, nasipmifl, bu son

torununu göremeden rahmetli ol-

du, flimdi onu u¤urlamaya geldim”

diyen teyzemizin kaderi, kim ne

derse desin bir tren beklemek

üzerine kuruludur.

Gözlerinizin yoruldu¤una de¤-

di¤ine eminim; gördünüz ve takdir

ettiniz ki, bu yaz› da bekleme üze-

rine kuruludur. ‹flah olmaz bir tren

bekleyicisi olarak, tren beklemeyi

tiryakilik haline getirenlere dair,

tren beklenirken okunmaya de¤er

bir yaz› kaleme almazsam flu dibi

delinesi dünyada bir fleyleri eksik

b›rak›r›m diye düflünürdüm; ahir

ömrümde nasip oldu. Vars›n bek-

lerken de¤il de yolculukta okusun-

lar, kelimeler ray sesine kar›fls›n,

iyi yolculuklar…

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 19

Page 22: 05_HayatDergisi

aruk Sükan... 78 yafl›nda

ve do¤ma büyüme To-

katl›... Niksar’da sakin,

sessiz do¤a içinde yaln›z bafl›-

na yafl›yor. Niksar’da “Tokatl›

Çevreci Donkiflot” ad›yla bilini-

yor. AKUT’ta kayak ö¤retmenli-

¤i yapmaktan tutun da, flehir

flehir gezip insanlara çevre bi-

lincini afl›lamaya kadar her fley

var onda... Bizler onu Küçük-

çekmece Belediyesinin “Haydi

Okula Bisikletle” etkinli¤inde

tan›d›k. Anlatmak istedi¤i, ilet-

mek istedi¤i çok fley vard›.

Kendisini Küçükçekmece Be-

lediyesinde misafir ettik...

Bize kendinizden bahseder

misiniz hocam? Neler yapar-

s›n›z?

Ben hayat boyu spor yapan bir

insan›m. Beden e¤itimi ö¤ret-

menli¤inden emekliyim. 30 se-

ne ö¤retmenlik yapt›m ve Tür-

kiye’nin her yerinde çal›flt›m.

Toplumun de¤er yarg›-

lar›ndan çok bunald›¤›m bir s›-

rada dünyay› görmek, tan›mak

ve ayn› zamanda spor yapabil-

mek için bütün Türkiye’yi do-

laflt›m, ondan sonra yetmedi

bütün Avrupa’y› dolaflt›m.

Merak etti¤iniz için mi böyle

bir geziye bafllad›n›z?

O zamanlar turnuva düflünen

yok Türkiye’de. Bisikletle tur-

nuvalara ç›kan insanlar yok.

Ben tan›mak, görmek için Tür-

kiye’yi ve Avrupa’y› gezdim.

Tabi bu durum dünya görüflü

için de¤er yarg›lar›m› her türlü

her flekilde de¤ifltirdi ve dün-

ya vatandafl› oldum. Özgür dü-

flünen, özgür davranan bir in-

san oldum. Emeklilikten sonra

da bunu sürdürdüm. K›fl›n ka-

yak yap›yorum, kayak ö¤retiyo-

rum. Da¤c›l›k federasyonunun

kayak kurslar›nda ö¤retmenlik

yapt›m. Kendi çevremde de bir

etkinlik kazand›rmak için fakir

derneklere yard›m olarak ka-

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T20

Tokatl› çevreciDonkiflot!F

78 yafl›nda, iflah olmaz birçevreci… “Tokatl› ÇevreciDonkiflot” olarak tan›nan FarukSükan, Evliya Çelebi gibi flehirflehir dolaflarak çevre bilinciafl›lamaya çal›fl›yor…

ROPÖRTAJ

BURCU EDA ERDEM

Page 23: 05_HayatDergisi

yak kursu veriyorum. Onlara

yard›m ediyorum, para alm›yo-

rum. Onun d›fl›nda çok inand›-

¤›m bir amaç var; dünyan›n ve

Türkiye’nin bir numaral› soru-

nu yaln›z ve yaln›z do¤an›n yok

olmas› ve çevrenin kirlenmesi

konusu. Do¤a yok olursa, do¤a

ve çevre ölürse insan da ölür,

temel düflüncem bu. O zaman

ne yapay›m ne yapay›m bisik-

lete atl›yorum do¤ay› yok

edenleri, ormanlar› yok eden-

leri, çevreyi kirletenleri pro-

testo ediyorum. Bisiklette slo-

ganlar›m var, gö¤sümde, s›r-

t›mda... Okullara gidiyorum bu

konuda 8-10 dakikal›k bir ko-

nuflma yap›yorum. Gelecek ku-

flaklar› do¤ay› ve çevreyi koru-

yan bilince ulaflt›rmaya çal›fl›-

yorum. Temel amac›m bu.

Yapt›¤›n›z çal›flmalar›n ama-

c›na ulaflt›¤›na inan›yor mu-

sunuz?

Halk bir kere alabildi¤ine ilgi

gösteriyor ve son derece des-

tekliyor. Mesela; minibüs ar-

kamdan geliyor yaz›lar› oku-

yor, ileride duruyor ve beni

kutluyor. Çocuklar bisikleti se-

viyorlar,bisikletle gezmeyi ha-

yal ediyorlar, ama korkuyorlar;

çünkü önlerinde örnek yok.

fiimdi 78 yafl›ndaki bir adam

bisikletiyle karfl›lar›nda. Diye-

lim 1000 km yol yapm›fl gelmifl

görünce ve bu adam bütün Av-

rupa’y› gezmifl olunca, Türki-

ye’de ç›kamad›¤› da¤ kalma-

m›fl olunca müthifl bir ilgi duyu-

yorlar. Onun için do¤ayla ilgili

söyledi¤im bütün fleyleri can

kula¤›yla, pür dikkatle, ilgiyle

dinliyor bütün çocuklar. Hayat

boyu do¤ay› koruyacaklar›na,

çevreyi koruyacaklar›na bana

söz veriyorlar. Bu da bana çok

büyük bir mutluluk veriyor. Ve

konuflma bittikten sonra büyük

bir heyecanla adres isteyen-

ler, telefon isteyenler, imza is-

teyenler oluyor, ben kendimi

zor kurtar›yorum.

Akl›n›zda daha ciddi bir plan

var m›?

Okullardaki çevre dersinin ifle

yarar bir flekilde sürmesi la-

z›m. Seçmeli ders olarak koyu-

labilir. Onu da her okul seçmi-

yor. Seçseler bile ciddi olarak

de¤inmiyorlar. Böylece bofla

harcanan bir zaman oluyor.

Okullar aras›nda do¤a ve çev-

re, en az›ndan okulu koruma

bak›m›ndan veya okul çevresi-

ni koruma bak›m›ndan okullar ara-

s›nda yar›flmalar düzenlenmesin-

de Türkiye çap›nda tâbi tutulmas›

gerekirse bunun ödülünü resmî

olarak verilmesini hayal ediyorum.

Böyle bir etkinlik olay› (özellikle

yat›l› okullarda); bu yar›flmalar or-

ganize edilmeli diye düflünüyo-

rum. Resimlerle de¤erlendirmeler

köylerde yap›l›r. O zaman köyler-

de çevre bilinci do¤a bilinci daha

da artar belki de.

Sizce çevre bilinçsizli¤i konusu

e¤itim eksikli¤i mi yoksa umur-

samazl›k m›?

Bundan önceki insanlara, benim

yafl›mdakilere, benden öncekilere

kimse do¤an›n gelece¤i ile ilgili,

çevre kirletilirse do¤an›n böyle

yok olaca¤›n› anlatmam›flt›.

O zamandan bu bilinç gelseydi

zaten Türkiye ve dünya bu flekle

gelmezdi. Demek ki yok. Yap›la-

cak e¤itimle; halk e¤itimi ve okul-

larda ciddi e¤itimlerle bu temeli

atabilmek çok önemli. fiimdiki ana

görev bu... Çaba var do¤an›n kur-

tulmas› için, ama çevrenin kurtul-

mas› için yeterli de¤il. Gelecek

kuflaklar bilinçlenmedikçe, aktif

olarak bu olaya tamamen girme-

dikçe gelecek tamamen karanl›k.

Hem Türkiye için hem dünya için.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 21

Page 24: 05_HayatDergisi

her taraf›ndan mevsimlik iflçi-

ler çal›fl›yor ve bunlar günefl

alt›nda çal›fl›yorlar. Gölgesine

girip yemek yiyecek bir tane

a¤aç yok. Mazeret ne biliyor

musunuz? Da¤lar ç›r›l ç›plak.

Yemyeflil görünüyor suland›¤›

için. A¤aç yok, arkas›ndaki

da¤lar da ç›r›l ç›plak. Diyorlar

ki a¤aç dikersek kufllar gelir,

gelen kufllar bizim tohumlar›-

m›z› yer, onun için dikmiyoruz.

Yani Avrupa’daki zihniyet ve

bizdeki zihniyetle ilgili iki tane

örnek veriyorum. Bizdeki bi-

linç bu seviyede. Bir örnek da-

ha vereyim. Piknik al›flkanl›¤›

bafllad›. Do¤ay› seviyorum di-

yen pikni¤e gidiyor. Fakat do-

¤ay› seven insan do¤ay› kirlet-

mez. Gidiyor, pikni¤i yap›yor,

oray› çöplük haline getiriyor.

Bu do¤a bilinci de¤il, bu do¤a-

y› yok etmenin bir flekli. Kültür-

süz, bilinçsiz yok etmenin yolu.

A¤r› da¤›na ç›kt›m

bu sene. Kamp kur-

du¤umuz yerlere

turistik olarak

adamlar getiriyor-

lar. Bu adamlar o

kamp yerlerine

bütün pisliklerini

b›rak›p afla¤› ini-

yor. Gerçek do-

¤ac›lara bunu

toplamak indir-

mek düflüyor flu

aflamada. Yani

da¤lar›m›z bile

kirlenmifl durumda,

Türkiye’nin durumu bu.

fiehirlerin kasabalar›n

halini zaten biliyorsunuz.

Sizce belediyeler çevre ve

çevre bilincinin oluflumu

konusunda neler yapmal›-

d›rlar?

Belediyeler ve Millî E¤itim Ba-

kanl›¤› okullarda yapt›¤› bu et-

kinliklere veya flimdi sözde et-

kisi olmayan çevre dersine

d›fltan etkili olabilirler. Bütün

okullara yar›flmalar düzenleye-

bilirler, a¤aç verebilirler. E¤i-

tim olarak söylüyorum. Çünkü

iflin bafl› oradan kopuyor. A¤aç

kesilmesinin nedenlerinden

biri köylünün yakacak bulama-

mas›. Onlara belki de beledi-

yece yakacak yard›m› yap›labi-

lir. Bir de göz göre göre kasa-

balara, flehirlere, köylerden

balta ile kesilmifl odunlar geli-

yor. Hiç göze görünmüyorlar

ama bu adamlar orman›n

özünü kesip götürü-

yorlar. Kurusunu ge-

tirmiyorlar. Beledi-

yeler orman

müdürlü¤ü ile

iflbirli¤i

halin-

d e

bunlar›n flehre

giriflini önleyebi-

lirler. Büyük ce-

zalar verebilirler.

Duyarl› bir vatan-

dafl olarak herhangi

E¤itimin, çevre e¤itiminin okullar-

da görülmesi laz›m. Bir de çevre

bakanl›¤›n›n daha büyük bir ölçü-

de hem yetkili k›l›nmas›, hem de

etkin k›l›nmas› laz›m.

Küçükçekmece Belediye Bafl-

kanl›¤›n›n “Haydi Okula Bisik-

letle” etkinli¤ine kat›lmak için

buradas›n›z de¤il mi?

Bunlar› çevrenin bir parças› ola-

rak düflünüyorum; otomobil ço¤al-

d›¤› zaman, stres ço¤al›r o yerde.

Otomobil azal›nca egzoz zehirlen-

mesi büyük ölçüde azalacak ve

hava kirlili¤inin önlenmesi bak›-

m›ndan da çok çok ciddi bir ad›m

olacak. Art› spor taraf› var. Ben be-

den e¤itimi ö¤retmeniyim. Bu yafl-

ta benim zor fleyler yapt›¤›m› gö-

ren gençlik hem hevesleniyor

hem de moral al›yor spor bak›m-

dan. “Haydi Okula Bisikletle” et-

kinli¤inizi hem be¤endim hem de

temelini çok sa¤lam buldum. Dile-

rim Küçükçekmece Belediyesi’nin

bu etkinli¤i bütün Türkiye’ye yay›-

l›r. Bütün flehirlerimize ciddi ola-

rak küçük bisiklet yollar› de¤il, en

az otomobil yolu kadar genifl bisik-

let yollar› laz›m. Halk›n kitleler ha-

linde o yollardan ifllerine gidip

gelmesi laz›m.

Bat›l› ülkelerin çevre bilinci ile

ülkemiz insan›n›n çevre bilinci

aras›nda ne gibi farkl›l›klar gö-

rüyorsunuz?

Hemen bir örnek vereyim. 2 km

uzunlu¤unda bir da¤ düflünün Av-

rupa da bunu parsellere bölmüfl

diyelim. 50 parsele bölmüfl bura-

daki parseli kesiyor bu sene ayn›

anda oraya a¤ac›n› dikiyor. ‹kinci

sene onu kesiyor yine a¤aç diki-

yor. 50 parselin sonuna geldi¤i za-

man öteki parsel tekrar kesilecek

hale geliyor. Yani adamlar a¤aç

dikmeden a¤aç kesmiyorlar. Biz-

deki örne¤i veriyorum. Güneydo-

¤u Anadolulu’yu bisikletle dolafl-

t›m bu sene 25-30-50 km gidiyorsu-

nuz. Batman taraf›nda a¤aç denen

bir fley yok ve oraya Türkiye’nin

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T22

Page 25: 05_HayatDergisi

bir flekilde vatandafla söyle-

yebiliyorum. Biraz duyars›z-

laflt›k sanki. Benim ülkem, be-

nim vatan›m bana ne! Adamla

flimdi muhatap olmayay›m

fleklinde bir tutukluk durumu

var ve bunu al›flkanl›k haline

getirmifl bir kuflakla yafl›yo-

ruz. Bunu yapanlardan bunu

önlemesini istemek zor. Onun

için yeni kuflaklarla mesela

okullar benim kanaatime gö-

re iyi bir çevre ve do¤a bilin-

ci alsalar…

“Kapal› yerde sigara içil-

mez” kanunu var devlet ku-

rumlar› içinde ama yine de

kapal› alanlarda sigara içili-

yor. Bunlar önlenmeyecek

fleyler de¤il. Önemli olan so-

rumlu olan yetkili yerlerin bu

davaya inanmalar›. Çevre ve

do¤a ölürse insan ölür. Bütün

faaliyetlerin bafl›na, denetim-

lerinin bafl›na bunu getirip

koymalar› laz›m.

Hocam, lise amblemleri gö-

rüyorum ceketinizde. Gidip

konuflma yapt›¤›n›z okullar-

dan hediye mi bunlar?

Evet, her yerden var. Kevik-

han lisesi, Anadolu Batman,

Halkal› toplu konut lisesi, Di-

yarbak›r Atatürk lisesi...

Toplamda kaç km yapt›n›z

hocam?

6-7 y›l vard›r flimdi sayam›yo-

rum. Bir güneydo¤u Anadolu

yapt›m. Sivas’tan ç›kt›m Mar-

din, Urfa, Antep, Kahraman-

marafl... Her yeri dolaflt›m. Bu

illerin d›fl›nda ilçelerin say›s›-

n› flimdi söyleyemem. A¤r›

da¤›na 80 yafl›mda ç›kmaya

niyetliyim. Geçen sene iki ol-

du bir de 79 yafl›mda ç›kaca-

¤›m. ‹nflallah ondan sonra da

kendimi iyi hissedersem ç›-

kaca¤›m. Turlara gittikçe aza-

lan ölçüde de olsa ölene ka-

dar devam edece¤im. Bu da-

vaya çok inan›yorum.

Peki dergimiz vas›tas›yla

Küçükçekmecelilere neler

söylemek istersiniz?

Küçükçekmece belediyesi

biliyorum ki bu güzel etkinli-

¤i daha ciddi bir flekle dönüfl-

türür. En az otomobil fleridi

geniflli¤inde yapar bu bisiklet

yollar›n›. Buradan geçecek insan

say›s› artar. Yeni yap›lan yerler-

de yeni yap›lan yollarda mutlaka

otomobil fleridi halinde bisiklet

yollar› yap›lmas› laz›m; ki kitle

oraya girebilsin. fiöyle bir toplum

olduk; arabada oturuyorsun ara-

ba ile git araba ile gel, gitti¤in

yerde koltukta otur. Yani sa¤l›¤›n

temeli hareket, öyle yaratm›fl Al-

lah. Hareket olmazsa sa¤l›k ol-

maz. Otur otur nas›l sa¤l›kl› ola-

caks›n? olamazs›n. Ama flehir ya-

flayanlar› için en güzel f›rsat bu

yollar. Bisiklet yollar› yap›l›rsa ve

büyük kitleler fliddetle ifle bisik-

letle gidip gelmeye bafllarsa o

toplumun sa¤l›¤›nda fliddetli iyi-

leflme olur. Öbür yandan da ze-

hirli gazlar›n yok edilmesi netice-

sinde sa¤l›k bir kat daha artar.

Hem sa¤l›¤›n temeli olan hareket

ortaya ç›km›fl olur, hem de top-

lum için temiz hava olmufl olur.

Küçükçekmece’liler a¤aç

diksinler, çevreci olmayanlar›,

do¤ay› korumayanlar› Milletveki-

li yapmas›nlar. Buradan tüm çev-

reci arkadafllara sevgilerimi yol-

luyorum...

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 23

Page 26: 05_HayatDergisi

ski Kayabafl› Köyünde-

yiz bu say›m›zda... ‹stan-

bul’da olmam›za ra¤-

men köy yaflam›n›n orta yerin-

de buluveriyoruz kendimizi.

Tek katl› evler, koyunlar, kuzu-

lar, köpekler.... ne ararsan›z

var! Memleketi özlüyor hemen

bir yan›m›z...

Bizi kap›da karfl›l›yor anne

Emine Y›ld›r›m, baba Mehmet

Y›ld›r›m’la evin önünde karfl›la-

fl›yoruz. Ayakkab›lar›m›z› ç›ka-

r›p ad›m›m›z› att›¤›m›zda s›ca-

c›k bir ortam ve mis gibi bir

çay kokusu vuruyor yüzlerimi-

ze. Odada Yasemin ve Serkan

var, belli ki bizi bekliyorlar, iki-

si de daha önceden tan›fl›yor-

mufluz gibi gülümsüyor. He-

men s›cac›k odun sobas›n›n

yan›na sokuluyoruz kedi gibi,

rahatl›k çepeçevre kuflat›yor

her birimiz. Gelin ‹lknur evde

yok, efliyle arkadafllar›na ifl ar›-

yorlar. Emine han›m hemen ha-

ber veriyor gelmesi için, bu

arada biz sohbete çoktan bafl-

lam›fl oluyoruz. ‹lknur geliyor

ve ayr›nt›lar bir bir ö¤renilme-

ye bafll›yor.

Mehmet amca 55 yafl›nda.

Yüzünde senelerin oluflturdu-

¤u derin çizgileri sakallar›yla

saklamaya çal›fl›yor. Ama hep

gülümsemeye çal›fl›yor, herfle-

ye ra¤men dercesine... 1977

senesinde Tokat’tan gelmifller

buraya. Hem de hiçbir güven-

celeri yokken. Mehmet amca

anlat›yor hikayeyi;

“Bizim oralar baraj olunca

annemler K›br›s’a gitmeye ka-

rar verdiler, o zaman K›br›s’a

vatandafl al›yorlard›. Ben git-

mek istemiyordum. Annem

hastaland› ve K›br›s iflleri yatt›,

ben de buraya geldim. Onlar

hala orda yafl›yor. Ben buraya

geldi¤imde evlenmifltim zaten,

bir kafl›kla geldik buraya. Bir

çocu¤umuz vard› o zamanlar

onu kaybettik. Afla¤›da baflka

evde oturuyorduk, sonra bura-

ya geçtik. Zaten bu evin sahibi

ölmüfl, çocuklar›na kalm›fl bu-

ras›. Onlar›n paraya ihtiyaçlar›

olmad›¤› için bize ölünceye ka-

dar oturabilirsiniz dediler Al-

lah raz› olsun.”

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T24

Herfleyera¤men...

E

55 yafl›nda bir babaMehmet Y›ld›r›m. Gülen yüzündesenelerin oluflturdu¤u derinçizgileri sakallar›yla örtüyor. 1977Tokat’tan gelmifller… ‹flte beflkiflilik Y›ld›r›m ailesinin hikâyesi…

TOPLUMKüçükçekmeceden‹nsan Manzaralar›

BURCU EDA ERDEM

Page 27: 05_HayatDergisi

Emine teyze di¤er ismiyle

Çak›r Emine (!) teyze, Mehmet

amcan›n söyledi¤ine göre 50

yafl›nda, ama kendi bir türlü

kabul etmiyor; zaten yafl›n› hiç

göstermiyor. ‹kisi de birbirin-

den tatl›, ikisi de birbirinden

s›cak ve samimi. K›rk y›ll›k

dostlar›ym›fl›z gibi tane tane

anlat›yorlar, herfleylerini payla-

fl›yorlar bizimle. Bir yandan da

cahilliklerinden utanarak, ‹lk-

nur’un bizlerle konuflmas›n› is-

tiyorlar.

‹lknur 21 yafl›nda ve bu

genç yafl›nda kendi evini b›ra-

k›p Y›ld›r›mlar’›n büyük o¤lu

Erkan’a kaçm›fl. Onlar›n küçük

ama herfleyden sorumlu gelini

olmufl k›sa sürede. Erkan ve

‹lknur herfleye ra¤men mutlu-

lar ama tek dertleri ifl bulama-

mak. Erkan 2 sene önce bey-

nindeki ur yüzünden çok ciddi

bir ameliyat olmufl. Köylü ken-

di aralar›nda para toplay›p

yapt›rm›fl Erkan’›n çok tutan

ameliyat masraf›n›, Mehmet

amca hiç zorluk çekmemifl

hastane masraflar›n› öderken.

Köylüye minnetlerini sunuyor

her seferinde. Erkan, yaflad›¤›

o zorlu ameliyata ra¤men ga-

yet sa¤l›kl› flu s›ralar, ama ken-

disiyle tan›flam›yoruz evde ol-

mad›¤› için. Erkan’› eflinden ve

ailesinden dinliyoruz. 97’de as-

kere gitmifl gelmifl, fliddetli

bafl a¤r›lar› flikayetiyle hasta-

neye gitmifl hemen, boyun ki-

reçlenmesi demifller. En son

Bak›rköy Devlet Hastanesi’nde

ur teflhisi konmufl. Erkan’›n tek

derdi sa¤l›k durumuna uygun

bir ifl bulabilmek. Çünkü hala

ciddi s›rt ve bel a¤r›lar› yafl›-

yormufl maalesef. Çok ciddi

stres yaflad›klar›n› anlat›yor

‹lknur ifl bulamad›klar› için.

“Neden mi çal›flm›yoruz?

Çünkü bir ifle girdik ‹kitelli’de,

a¤›r geldi mesaisi, zaten 350

milyon veriyorlard› yol paras›-

na gidiyordu hepsi. B›rakmak

zorunda kald›k. Belediyede

Özürlüler Masas›na baflvur-

duk. Asl›nda oralardan bir ifl

bulabilsem hemen oradan ev

tutabilirdik. Çünkü ifl bulabil-

sen bile gelifl gidifl çok zor bu-

ralardan. Erkan’›n e¤ilip kalkma,

s›ca¤a gelememe gibi problemle-

ri olmasa çok rahat çal›flabilir ve

eve bakabilir. ‹fl bulabilirsek çok

güzel olur.”

Yasemin ve Serkan için orday›z

asl›nda ama evin her yerinden ç›-

kan baflka bir hüzünle karfl›lafl›yo-

ruz zaman geçtikçe. Yasemin 26

yafl›nda ama küçücük gösteriyor

ve sürekli gülümsüyor. Hastal›¤›-

n›n tam ad›n› bilmiyor ailesi, titre-

mesine de çare bulamam›fllar he-

nüz. Daha do¤rusu ailesi maddi

koflulsuzluklar yüzünden çocuklu-

¤undan beri Yasemin’i de Serkan’›

da doktora götürememifller. Hatta

Mehmet amcaya göre Yasemin ço-

cuklu¤unda çok fazla ›fl›¤a bak-

maktan böyle olmufl (!). Ça¤dafll›-

¤›n, teknolojinin son noktas›na gel-

di¤imizi düflündü¤ümüz bu gün-

lerde böyle bir cümleyle karfl›lafl-

mak bizi adeta dehflete düflürüyor

aç›kças›. ‹lknur hemen araya giri-

yor:

“Asl›nda ›fl›kla falan ilgisi yok.

‹kisinin de hiçbir afl›s› yap›lmam›fl

çocukken. Menenjit geçirmifl çok

küçükken, 6 ayl›km›fl san›r›m.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 25

Page 28: 05_HayatDergisi

önemlisi de hiç okula gitmemifl

maalesef, kardefli Serkan gibi!

Bütün ev halk› 2 göz odada

yafl›yor. Ev kiras› vermedikleri

için kendilerini flansl› hissedi-

yorlar. Ev sahiplerinin durum-

lar› iyi oldu¤u için süresiz kal-

malar›na izin vermifller. Ama

sorunlar› kira ile çözümlene-

meyecek kadar büyük, çünkü

ifle ve paraya ihtiyaçlar› var. Yi-

ne de aç›kta olmad›klar› için

flükrediyorlar durumlar›na her-

fleye ra¤men.

Serkan 18 yafl›nda ve epi-

lepsi hastas›. Abla kardefl çok

zeki olmalar›na ra¤men bunu

kullanma f›rsat› bulamam›fllar

hiç. ‹lknur onlar› hastaneye gö-

türmüfl bir süre önce, Bak›rköy

devlet hastanesi fiiflli’ye yolla-

m›fl onlar›.

Ama fiiflli’de oturmad›klar›

için yine geri çevrilmifller.

fians yüzlerine gülmemifl yine.

fiimdi yard›mdan çok ifle ihti-

yaçlar› oldu¤unu söylüyor bü-

tün ev halk›.

Doktora da götürememifller. Hala

da götüremiyorlar. Çünkü bir sonu

yok bu iflin, burdan hastaneye git-

mek için bile 60 milyon harcan›-

yor. Zaten para olmad›¤› için bun-

ca zaman tedavi ettirilemedile.

Çok zor.”

Yasemin, hastal›¤›na ra¤men

ev ifllerinde, temizlikte, yani her

konuda yard›mc› oluyormufl evde-

kilere. Hatta bakkala bile gidebili-

yormufl önceleri,tek bafl›na d›flar›

ç›kabiliyormufl yani. Ama yafl› iler-

ledikçe hastal›¤› da ilerlemifl. En

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T26

Page 29: 05_HayatDergisi

Mehmet amca evin en yafll›-

s› olmas›na ra¤men, yaz k›fl de-

meden Sazl›dere Baraj›’nda

bal›¤a ç›k›yormufl. Tek geçim

kayna¤› olan bal›klar o gün

a¤a vurmazsa, k›raathanede

al›yormufl solu¤u. Bal›k mace-

ralar›n› anlat›rken heyecanla-

n›yor Mehmet amca;

“Bir gün 25 kiloluk bir yay›n

yakalad›m. Asl›nda hep küçük

bal›lar yakalayabiliyorum orda,

bal›klar bana küstü diye düflün-

düm hatta uzun süre. fiimdi Al-

lah ne verdiyse onu yakal›yoruz

havan›n durumuna göre.” diyor.

Belli ki en rahatlad›¤› yer

Sazl›dere Baraj›. Çocuklar›n›n

durumuna çok üzülüyor ama

elinden hiçbirfley gelmiyor

emine teyze gibi. Gönülleri öy-

le zengin ki; bunca zaman na-

s›l ayakta kald›klar›n› anlamak-

ta güçlük çekmiyoruz hiç. Ruh-

lar›n›n güzelli¤i, yüzlerine yan-

s›m›fl.

Yasemin ve Serkan onlarla

ilgili konufluldu¤unda hüzünle-

niyorlar istemeden. Belli ki iç-

ten içe durumlar›n›n güçlü¤ü

onlar› yaral›yor.

Mehmet amca ve Emine

teyze ilk çocuklar›n› 9 yafl›nda

kan kanseri yüzünden kaybet-

mifller ve flimdi bütün aileye

kol kanat germifller. fiimdi 5

çocuklar› var. En büyükleri Er-

kan.. Ebru ve Elif genç yaflta

evlenip yuvadan uçmufllar.

Kendi evlerinde mutlu mutlu

yafl›yorlarm›fl. Herhangi bir

sa¤l›k problemleri de yokmufl.

Onlardan bahsederken ikisi-

nin gelinlik foto¤raflar›n› geti-

riyor Emine teyze içerdeki

odadan, tozlu çerçeveyi elle-

riyle temizleyerek.

Bu aile için ne yapabilece-

¤imizi konufluyoruz uzun uzun.

Asl›na bakarsan›z fluan onlar

için yap›labilecek tek fley ifl

olana¤› sunmak. Çünkü onlar

herfleye ra¤men azimli ve bir-

birine kenetli bir aile. Gönülle-

ri de zengin, sömürü yapm›yor-

lar, insanlar› ac›tm›yorlar. ‹ste-

dikleri sadece ‹nsanca yaflaya-

bilmek! Herkes gibi, hepimiz

gibi!!!

Bu s›rada akrabalar›n›n ço-

cuklar› 6 yafl›ndaki Mustafa gi-

riyor annesiyle kap›dan. Öyle

sevimli ki röportaja ara vermek zo-

runda kal›yoruz. Ama gülümseme-

miz yüzümüzde donuyor hastal›¤›-

n› fark etti¤imizde. Ayakta dur-

makta, dengesini sa¤lamakta güç-

lük çekti¤ini görüyoruz. O da akra-

ba evlili¤inin kurban›ym›fl me¤er.

Hatta 9 kardefl olduklar›n› ve 6

kardeflinin de özürlü oldu¤unu ö¤-

rendi¤imizde yüre¤imiz ac›maya

bafll›yor art›k. Mustafa ile oyun oy-

namaya bafll›yoruz hiçbirfley his-

settirmemeye çal›flarak.

S›cak çay servisi bafll›yor tam

bu esnada, tabii yan›nda bisküvi.

Bu s›cak aile ortam› hem sevindiri-

yor bizi, hem de içten içe yüre¤i-

miz burkuluveriyor. Mustafa öyle

s›cak bir çocuk ki kuca¤›m›zdan

inmek bilmiyor. Mustafa’n›n Özür-

lüler Koordinasyon merkezimizde

psikolojik tedavi gördü¤ünü ö¤re-

niyoruz. Ama hala bir tan› konama-

m›fl maalesef. Mustafa ile birlikte

telefonculuk oynuyoruz bir müd-

det ve ayr›lma vakti geldi¤inde

tekrar görüflmek üzere vedalafl›-

yoruz s›cac›k ailemizle. Kap›ya ka-

dar u¤urluyor hepsi.. sevgiyle ka-

l›n deyip ayr›l›yoruz Eski Kayabafl›

Köyü’nden.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 27

Page 30: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T28

KÜLTÜR

YAZI VE FOTO⁄RAFLARHAL‹T ÖMER CAMCI

Mart› dagüverte istiyor

Acelesi olan binsin yeni,

h›zl› alamete.

H›z u¤runa k›ymayal›m,

Bo¤az›n mavili¤inde süzülen ku¤u güzelli¤ine.

Tavflan da h›zl› koflar elbet,

Lakin yaflayamaz kaplumba¤a misali uzun

müddet.

Hamlet’i oynas›n ç›mac›,

Simidine doysun mart›,

‘tost,ayran ve tavflan kan› çaylar beyler’

Nidas›yla çayc›.

B›rakal›m yaflas›n,

Bo¤azda süzülen kanl›ca

vapuru,

Ki güvertede içilen çayla

soluklayal›m,

Ayasofya, sultanahmet, galata

Has›l› flehr-i istanbul’u…

K›zkulesi

Fakr-u fiuara

2005

Page 31: 05_HayatDergisi

‹stanbul’da bo¤az›n kimi

zaman dingin kimi zaman

h›rç›n sular›nda, yüzy›llar-

ca teknelerle yolcu tafl›nd›. Bu-

harl› gemilerin icad›ndan son-

ra ülkemize ulaflan ilk gemiler

biri Rus di¤eri ‹ngiliz firmas›na

ait iki yolcu gemisiydi. Bu ge-

milerin ekmeklerini ellerinden

alaca¤›n› düflünen tekne sahip-

leri hayli rahats›z olmufl çözüm

olarak kendi insan›m›z› tafl›-

mak için yerli bir flirket kurul-

mas› karar› al›nm›flt›. Tersane-i

Amire’nin bünyesinde yer alan

Hazine-i Hassa Vapurlar› idare-

si, hayli aradan sonra 1843 y›-

l›nda M›s›r Valisi taraf›ndan

Abdülmecid`e hediye edilen

Hümepervaz adl› vapurla Bo-

¤az’da yolcu tafl›mac›l›¤›na gi-

riflti. Daha sonralar› Mesir-i

Bahri adl› vapur da bu hatta ve-

rildi. Tersane-i Amire’ye ba¤l›

Hazine-i Hassa Vapurlar› idaresi

bir devlet kurulufluydu ve vapurla-

ra yat›r›m yapmak çok külfetli gö-

rünüyordu. Oluflan problemi bir

özel kurulufl olan fiirket-i Hayriye

çözecekti.

fiirket-i Hayriye/‹yilik flirketi.

Ta bafltan ismi ile gönlümüze yer-

leflen ve ‹stanbul halk›na gerçek-

ten büyük bir iyilik say›lan Sirket-i

Hayriye, ilk vapur seferini 1852`de

Eminönü’nden Üsküdar`a yapt›.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 29

Bo¤az›nKu¤ular›Unutulmaz bir fliirin dizelerini and›ran ilk vapurlar›n (ilk 39 adetin) isimleri flöyleydi. Suhulet, Sahilbent,Nusret, Gayret, ‹flgüzar, ‹hsan, fiükran, Neveser, Rehber, Metanet, Eser-i Merhamet, ‹kdam, ‹ntizam, Resan,Rüçhan, Tarz›nevin, Dilniflin, Hale, Seyyale, Süreyya, fiilhab, ‹nflirah, ‹nbisat, Bebek, Göksu, Tarabya, Nimet,Kamer, Ra¤bet, Sultaniye, Sütlüce, Küçüksu, Sarayburnu, Bo¤aziçi, Kalender, Güzelhisar, Hüseyin Haki, Ziya.Osmanl›n›n en çok ümide ihtiyaç hissetti¤i savafl y›llar›na tekabül eden zamanda koyulan isimler en az kelimeanlamlar› kadar ikincil anlamlar›yla da bir de¤er tafl›yordu.

Page 32: 05_HayatDergisi

vermekle beraber Çanakkale

cephesine de seferler yapt›.

Bu seferler s›ras›nda vapur-

lardan onbiri batm›fl, ikisi de

silah tafl›mada kullan›lmak

üzere Harbiye Nezareti’ne sa-

t›lm›flt›.

Unutulmaz bir fliirin dize-

lerini and›ran ilk vapurlar›n

(ilk 39 adetin) isimleri flöyley-

di. Suhulet, Sahilbent, Nusret,

Gayret, ‹flgüzar, ‹hsan, fiük-

ran, Neveser, Rehber, Meta-

net, Eser-i Merhamet, ‹kdam,

‹ntizam, Resan, Rüçhan, Tarz-›

Nevin, Dilniflin, Hale, Seyyale,

Süreyya, fiilhab, ‹nflirah, ‹nbi-

sat, Bebek, Göksu, Tarabya,

Nimet, Kamer, Ra¤bet, Sulta-

niye, Sütlüce, Küçüksu, Saray-

burnu, Bo¤aziçi, Kalender,

Güzelhisar, Hüseyin Haki, Zi-

ya. Osmanl›n›n en çok ümide

ihtiyaç hissetti¤i savafl y›llar›-

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T30

Sefere bafllayan ilk alt› vapur, dö-

nemin tan›nm›fl Galata bankerle-

rinden Rum as›ll› ‹ngiliz vatandafl›

Manolaki Baltac›o¤lu’nun (Baltaz-

zi) arac›l›¤›yla, ‹ngiltere’de, John

Robert White adl› ifladam›n›n sahi-

bi bulundu¤u Maudslay fabrika-

s›ndan al›nd›. fiirket-i Hayriye va-

purlar say›s› birinci dünya savafl›

bafllamadan hemen önce 39’a ulafl-

m›flt›. Vapurlar Savafl s›ras›nda ‹s-

tanbul halk›na kesintisiz hizmet

Page 33: 05_HayatDergisi

na tekabül eden zamanda koyu-

lan isimler en az kelime anlam-

lar› kadar ikincil anlamlar›yla

da bir de¤er tafl›yordu.

Vapur seferleri bafllayana

kadar bo¤azda yolculuk küçük

teknelerle yap›lmaktayd›. Tek-

nelerle yolculuk hem uzun sü-

rüyor hem de kalabal›k grupla-

r› tafl›mak mümkün olmuyordu.

fiirket-i Hayriye vapurlar›n›n

düzenli seferler yapmaya bafl-

lamas›yla kay›klarla saatler sü-

ren yolculuk yar› yar›ya k›sal-

m›flt›. Özellikle yaz aylar›nda

mesirelere, ayazmalara, çay›r-

lara sefa yapmaya gitmek iste-

yen halk›n art›k vapurlar› ter-

cih etti¤i görülüyordu. ‹lk y›l-

larda k›y›larda henüz iskeleler

bulunmad›¤› için vapurlar, u¤-

rayacaklar› koyun önünde, uy-

gun derinlikte duruyor, yolcu-

lar sandallarla, kay›klarla va-

purlara ulaflabiliyorlard›. Bu

durum kimi zaman küçük kaza-

lara yol aç›yordu. Zamanla va-

purlar›n u¤rad›¤› bo¤az k›y›la-

r›na vapurlar›n yanaflabilece¤i

iskeleler yap›ld›. Bo¤az halk›

her bir vapura insani bir flahsi-

yetleri varm›fl gibi bakarlard›.

Vapur kaptanlar› bo¤az sakin-

leri için hat›rl› kiflilerdi ve tek

tek tan›n›r bilinirlerdi.

Geçen yüzy›l›n ikinci yar›-

s›nda, II. Mahmud`un saltanat›-

n›n ilk y›llar›nda Bo¤az`da flu

iskeleler vard›:

Karaköy`den Bogaz`a dog-

ru: Galata Bal›kpazar›, Karaköy

Kap›s›, Mumhane, E¤ri Kap›,

Galata su ve flarap iskeleleri, Top-

hane, Tophane-i Kebir ‹skelesi, Ça-

vuflbafl›, Sirke, Debba¤hane, Kireç

Kap›s›, Sal›pazar›, F›nd›kl›, Hamal

‹skelesi, Kabatafl, Hayreddin Pafla,

Befliktafl, Ortaköy, Kuruçeflme, Ku-

yumcubas›, Arnavut karyesi (kö-

yü), Derea¤z›, III. Ahmed Iskelesi

(Bebek), Kayalar (R. Hisar›), Mir-

güno¤lu (Emirgan), Çarfl›, Ekmek-

çi, Yeniköy, Simitçi, Köybafl› (Ka-

lender yak›n›), Köprübafl›, Tarab-

ya, Yukari Mahalle, Hamam ve Me-

sarburnu (Sar›yer) iskeleleri.

Anadolu Kava¤›`ndan afla¤›ya

do¤ru: Çarfl›, Hünkar ‹skelesi, Bey-

koz, Kanl›ca, Bahai Körfezi, Kandil-

li, Çengel karyesi (köyü), Havuz ‹s-

kelesi, Beylerbeyi, Kuzguncuk, Üs-

küdar Büyük ‹skelesi, Balaban, Sa-

lacak ve Haydarpfla.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 31

Page 34: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T32

Türkiye’ninKar Leopar›

Neden hep çok yüksekler? Ne-

den hep çok derinler? Ya da de-

rinlik ve yükseklik niye size bu

kadar çekici geliyor?

Fiziksel, ruhsal yeteneklerim bu...

Çok erken yaflta diyebilece¤im

daha yirmili yafllar›m›n bafl›nda

verdi¤im bir kararla böyle bir ola-

ya girmifltim. Çünkü sahip oldu-

¤um yetenekler do¤rultusunda ya-

pabilece¤im en iyi fleylerden biri-

ni seçmiflim. Hayat›m boyunca

hep bu yolda devam ettim ve çok

baflar›l› beni çok mutlu eden bir

hayat kurdum.

Bu yeteneklerinizi nas›l fark etti-

niz?

Deneyerek… Zaten herkes öyle

bafll›yor herhangi bir fleye; ressam

resim yaparken boya kalemini al›-

yor, ka¤›d› al›yor deniyor. Yetene-

¤i varsa, güzel bir fley yapt› diyor-

sunuz. Dolay›s›yla ben de dene-

dim, baflka fleyler de denedim.

Ama daha çok da¤c›l›k hofluma

gitti.

Bizim bilmedi¤imiz sizin denedi-

¤iniz baflka neler var?

Hentbol oynad›m. ‹lkokulda yüz-

düm dört sene. Çok da iyiydim. 11

tane madalyam var. Da¤c›l›¤›, dal›-

fl bütün bu sporlar› denedim. Spor

konusunda çok yetenekli bir bün-

yem var. Ayr›ca beni çok mutlu

ediyor sporla u¤raflmak.

ROPÖRTAJAL‹ NASUH MAHRUK‹

BURCU EDA ERDEM

AALL‹‹ NNAASSUUHH MMAAHHRRUUKK‹‹21 May›s 1968’de ‹stanbul’da do¤du; ilk ve orta ö¤renimini fiiflli Terakki Li-sesi’nde tamamlad› ve 1992 y›l›nda Bilkent Üniversitesi ‹flletme Fakülte-si’nden mezun oldu. Da¤c›l›kla 1988 y›l› sonlar›nda, isim babal›¤›n› ve üç y›l boyunca baflkanl›¤›n›yapt›¤› Bilkent Üniversitesi Do¤a Sporlar› Toplulu¤u’nda (DOST) tan›flt›.Yazar, foto¤rafç› ve profesyonel bir sporcu olan Ali Nasuh Mahruki ile yap-t›¤›m›z s›cak sohbeti sizinle paylaflmak istedik...

Page 35: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 33

Da¤c›l›¤a ilk olarak DOST ile

bafllad›n›z de¤il mi?

DOST’tan önce bafllad›m asl›n-

da… Hatta DOST’un ad›n› ben

koydum. Zaten ondan önce

da¤c›l›k ve do¤a federasyonu

olarak kurulmufltu. ‹lk kurulu-

flunda ben de vard›m. Kurucu-

lar›ndan oldum ama bir sonra-

ki sene ifli ö¤renince baflkanl›-

¤› ben yapmaya bafllad›m, ad›-

n› da de¤ifltirdim. Oradaki ar-

kadafllar›mla birlikte çok gü-

zel bir grup kurduk. Ben o za-

manlar bile do¤a sporlar›n› bir

bütün olarak ele almay› tercih

ettim. Yani bir hafta da¤a gidi-

yorsam öbür hafta ma¤araya

gidiyorum. Ondan sonra dal›fla

gidiyorum. Hepsini bir arada

yapmaya davet ettik insanlar›

ve o yüzden kulübün ad›n› do-

¤a sporlar› toplulu¤u koyduk.

“Kar Leopar›” unvan›n› ne za-

man alm›flt›n›z?

1994’de verildi… 1992’de me-

zun oldum üniversiteden. Dip-

lomam› ald›m 1 ay sonra Kaza-

kistan’a gittim. ‹lk t›rman›fl› de-

nemek için, ilk defa yedi binlik

bir t›rman›fl deneyecektim.

Çok heyecanl› bir olayd› be-

nim için. Daha 24 yafl›nday›m.

Baflka Türk da¤c›larda niyetliy-

di o zamanlar, ama bir türlü ya-

pamam›fllar, o riske gireme-

mifller. Buradaki en önemli ko-

nu o ilk ad›m› atmakt›. Kendi

ad›ma Türkiye’de yapt›¤›m en

büyük hizmet o ilk ad›m› atan

adam olmakt›. Benim arkam-

dan Everest’e ç›kan oldu. O ye-

di binlik da¤lar›n bir k›sm›na

t›rmanan da¤c›lar oldu. Ben

bunun bir Türk taraf›ndan yap›-

labilece¤ini ispatlam›fl oldum.

Sonra arkas› geldi zaten. Ben

daha da ileri gittim, baflkalar›

yavafl yavafl o yola girdi.

Camel Trophy Türk tak›m›na

girerek Türkiye’yi temsil etti-

niz ve tak›m ruhu de¤erlendi-

rilmesinde dünya ikincisi, ge-

nel sonuçlarda 4. oldunuz.

Böylesine macerac› bir haya-

t› seçmek konusunda ne söy-

leyebilirsiniz?

Ben hayat›m›n tamam›na çok

büyük bir sayg› duyuyorum ve

çok keyif al›yorum. Bunu evlili-

¤e benzetelim. Bu evlili¤i de

en iyi flekilde nas›l de¤erlendi-

rebilirim diye düflünürüm. Bu-

nu en iyi flekilde de¤erlendire-

bilmek için bir çok yere gir-

dim ç›kt›m. Bir çok fley yapt›m.

Yelkenli tekneyle M›s›r’a git-

tim, ‹srail’e gittim, bir dolu yer-

lere t›rmand›m. Bunlar›n hepsi

dedi¤im gibi hayatla olan gü-

vence ve sevgiye dayal› ilifl-

kimden kaynaklan›yor. Ben ha-

yata güvenirim çok da seve-

rim.

Do¤aya olan hayranl›¤›n›z insan

iliflkilerinize ans›yormu?

‹nsanlar konusunda biraz daha ka-

t› bir tutumum var. Herkese kap›m

aç›kt›r ama aldat›lma konusunda

affedici de¤ilim. Yani ihaneti affet-

mem, öyle bir ba¤›fllay›c›l›¤›m

yoktur. Aldatmam, asla yalan söy-

lemem, kötü davran›flta bulunmam

bunu da beklerim. Bahanesine fa-

lan bakmam. Bunun yan› s›ra her-

kese kap›m aç›kt›r. Yani iyi iliflki-

ler kurmaya gayret ederim, ama

dedi¤im gibi kötü niyet konusun-

da kat›y›md›r.

Da¤a t›rmand›¤›n›zda o manzara

karfl›s›nda ne hissediyorsunuz?

Heyecan, mutluluk, telafl...?

Bir fleyi elde etmek için ne kadar

çok çaba sarf ederseniz, o fleyi el-

de etti¤inizde o denli heyecan du-

yars›n›z. Da¤c›l›k mücadele ge-

rektiren bir fley. Sadece bedeni-

nizle de¤il ruhunuzla, akl›n›zla mü-

cadele etmeyi gerektirir. Dolay›-

s›yla onun tatmini de o kadar bü-

yük oluyor. Da¤c›l›¤› sadece bir

zirve gibi anlamak do¤ru olmaya-

cakt›r. Da¤c›l›k bir süreçtir. Zirve

güzel bir fley, ama 10 dakika, 20

dakika… Mesela Everest’e t›rma-

n›fl 2 ay sürüyor. Onu anlamak, ha-

yalini kurmak y›llar sürüyor. Ben

belki 10 y›l hayal ettim. Bu ifl sade-

ce böyle anl›k fleylerle iliflkilendi-

rilecek kadar basit de¤il. Bir bü-

tün olarak de¤erlendirilmeli.

Page 36: 05_HayatDergisi

AKUT 1996 y›l›nda kurulmufl

olan bir sivil toplum örgütü.

Önümüzdeki sene 10. y›l›n›

kutlayaca¤›z. Çok baflar›l› bir

sivil toplum örgütü. 8 bölgede

yükselmesini tamamlam›fl du-

rumda: ‹stanbul merkez, An-

kara, Antalya, Marmaris, Ko-

caeli, Ni¤de, Güngör ve Olim-

pus. 400-500 kiflilik bir aileyiz.

Çok net tan›ml› bir görevi var.

De¤erleri, tüzü¤ü, estetik ku-

rallar›. Bütün ekipler bulun-

du¤u bölgeye göre, co¤rafi

ihtiyaçlara göre tasarlanm›fl-

t›r ve as›l görevi arama-kur-

tarma yapmas›d›r. Herhangi

bir arazi koflulunda meydana

gelen bir kaza da olabilir, bir

do¤al afet de olabilir deprem

gibi veya bir kaybolma olay›n-

da arama ve kurtarma çal›fl-

malar›n› yürütür. AKUT’un

amac›n› belli eden bir

maddesi var. Hem bu arama

kurtarmay› yapmak, toplumu

bilinçlendirmek hem de ana-

yasam›zda yazan temel de-

¤erleri korumak ve kollamak-

la ilgili bir yükümlülü¤ü var

bir toplum örgütü olarak. Bir

vatandafll›k hakk› ve sorumlu-

lu¤uyla da hareket etmek gi-

bi yükümlülü¤ü de var

Peki halk› bilinçlendirmeyi

nas›l yap›yor AKUT?

Seminerler, e¤itimler vere-

rek elbette. Bugüne dek 2000

üzerinde seminer verdik yur-

dun dört bir taraf›nda. Yüz

binlerce insan seminerler-

den geçti. Resmî, özel, sivil,

askerî bir çok kuruma e¤itim-

ler verdik. Çünkü bu konular

hakk›nda çok ciddi ve bilgili

çal›flanlar›m›z var. 262 ele-

man kurtarma görevinde bu-

lunmufltum ben bir kereme-

sela, 740 insan›n hayat›n›n

kurtulmas›nda görev alm›fl-

t›m.

400-500 kiflilik bir AKUT ai-

lesinden bahsediyoruz.

Kurtarma ekipleriniz nas›l

e¤itim al›yor?

Arama kurtarmayla u¤raflan-

lar yani o ön saflarda enkaz›n

alt›na girenlerin ç›kar›lmas›

malzemeleri kullan›p duvara

t›rmananlar, çok iyi e¤itiliyor-

lar. 17 A¤ustos’tan sonra 99 y›-

l›nda e¤itmenlerimizi Ameri-

ka’ya yollad›k. Orada 11 tane

kurs ald›lar. O kurslar› Türki-

ye’ye getirdik. Türkiye’nin ko-

flullar›na adapte ettik ve flu

anda Türkiye’de veriyoruz.

Millet olarak da¤c›l›¤a mera-

k›m›z yok. Da¤c›l›k denince

hem tehlikeli hem insanlar do-

¤aya uzak olduklar› için me-

rak ediyorlar. Bu maceray› gö-

ze almak nas›l bir fley?

Bunu durdu¤un yerden anlamak

kolay de¤il. O durdu¤un yerden

Naim Süleymano¤lu’nun kald›r-

d›¤› a¤›rl›¤› kald›rabilmesini,

bütün hayat›n› haltere adama-

s›ndan anlayamazs›n. Ya da 100

metreyi 9 saniyede koflmak için

günde 8 saat antrenman yapan

y›llarca Olimpiyat koflular›na ha-

z›rlanm›fl birini onun gibi anlaya-

mazs›n. Bunlar baflka insanlar...

Biz baflka insanlar›z; sen baflka-

s›n, ben baflkay›m, o baflka. Her-

kesin yetenekleri, arzular›, tut-

kular›, korkular›, endifleleri, he-

defleri farkl›; kendileri farkl›.

AKUT nedir? Kimler çal›fl›yor,

kimler nas›l çal›fl›yor? Gönül-

lüleri kimler, neler yap›yor-

lar?

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T34

Page 37: 05_HayatDergisi

Bir insan gelip, bana izin ve-

rin ben sizinle çal›flmak isti-

yorum diyebiliyor mu?

Diyebiliyor. Sonuçta her yerin

bir tüzü¤ü var. Oturuyor, anl›-

yor, yeni bir lakap tak›l›yor, biz

kendimizi anlat›yoruz, o kendi-

ni bize anlat›yor, nas›l yani ne-

resinde çal›flabilece¤ini konu-

fluyoruz sonra birimlerde çal›fl-

maya bafll›yor.

Çal›flmalar›n›zdan bahseder

misiniz?

Geçen sene 2004 y›l›nda “Akut

Anadolu Projesi” ni yapt›k ve

bu projeyle bütün Türkiye’yi

bir t›r ve ambulansla dolaflt›k.

Tam 126 gün sürdü. 925 bin ki-

fli t›r›m›z› gezdi. T›r›n içinde fo-

to¤raf sergisi yapt›k, kitapç›k

da¤›tt›k. 23 dakikal›k bir film

haz›rlad›k ve o filmi her akflam

gösterdik. Bütün 81 ilin tama-

m›n› dolaflarak afetler konu-

sunda bir bilinç oluflturmaya

çal›flt›k.

Deprem konusu hâlâ insanla-

r› fazlas›yla rahats›z ediyor.

Türkiye depreme haz›r m›?

Türkiye son 50 y›ld›r deprem

afet konusunda hiç ciddi bir ifl

yapmam›fl. Kimse ciddi ifl yap-

mam›fl. Türkiye’deki bir hükû-

metin ülkenin kültür sorunlar›-

na çözüm bulmas› mümkün de-

¤il. Türkiye çok zor dönemler

yaflam›fl çok sahipsiz b›rak›l-

m›fl. Türkiye’ye hizmet etme

konusunda yemin eden görev

alan insanlar bu hizmetleri ye-

rine getirmedikleri gibi bir de

bizi çok zarara sokmufl. Dep-

rem de bunlardan bir tanesi.

Dolay›s›yla 17 A¤ustos depre-

mi bize bir tokat gibi çarpt›.

Ne oldu nereden ç›kt› dedik

ama zaten bilinen bir fleydi. Bi-

limsel anlamda bilenler biliyor-

du, biz de biliyorduk. Ama kim-

senin umurunda de¤ildi böyle

bir konu, 17 A¤ustos’tan sonra

umurunda olmaya bafllad›. 17

A¤ustos’ta Türkiye’de do¤al

afetlerde arama ve kurtarma

ifllerini yapan sadece bir tane

toplum örgütü vard›, o da biz-

dik. Bütün Türkiye’den 82 y›ll›k

Cumhuriyetten bahsediyorum.

Bir tek biz vard›k bir de sivil

savunman›n 110 kiflilik perso-

neli vard› iç bölgede. fiu anda

sivil savunma genel müdürlü-

¤ü 11 bölgeye ç›kt›, personel

20-25 kat›na ç›kt›. Bizim gibi

kurulan ekip say›s› belki befl

yüz tane oldu. Silahl› kuvvetler

kendi ekiplerini kurdu, beledi-

yeler kendi ekiplerini kurdu,

flirketler kendi ekiplerini kur-

du herkes arama kurtarma eki-

bini kurdu.

Nereden bafllamal› peki? Ço-

cukken yapamayacaksak,

e¤itimde yapamayacaksak

nereden bafllayaca¤›z?

Sonuçta siyasetle bafllayaca¤›z

baflka türlü olmaz tabiiki. Demok-

ratik sistemde baflka bir model

yok zaten ama bunda da flöyle bir

dez avantaj›m›z var. Ülkemizde si-

yaset o kadar kirlenmifl ki! 1999-

2000 y›llar›nda bir anket yapt›

AKUT ve Türk Silahl› Kuvvetleri

Türkiye’nin en güvenilir kurumu

seçildi. Bir kere biz, bir kere de

onlar seçildi, o kadar güçlü. Millet-

vekilleri en altlarda çünkü güven-

miyor kimse, çünkü yalan söylü-

yorlar. Yolsuzluk, h›rs›zl›k bunlar

toplumsal hayat›n her köflesine

yans›m›fl.

Diyelim ki halk oyuyla girse; gire-

miyor ki. Hemen iftiralar hakk›nda

bir sürü fley ç›kar›l›yor. Tabi çok

normal böyle olacak ama AKUT’un

bu kadar güvenilir bir kurum ol-

mas› sonucunda benim ad›m bile

çok yerde ç›kt›. Benim ad›m› duy-

mayan da kalmad› bu ülkede. Er-

meni olu¤um söylentisini yayd›lar,

Yahudi oldu¤um söylentisini yayd›-

lar. Halbuki ben Sultan 2. Mahmut

zaman›nda Osmanl› imparatorlu-

¤unun Deniz Kuvvetleri Komutan›

olan Kaptan-› Derya Ali Pafla’n›n to-

runuyum, kendisi büyük babam ve

flehit oluyor daha sonra. Derdimi

ben anlatamad›m hiç kimseye,

ben hala temizleyemedim bunu.

Ben üzülüyorum, böyle bir yakla-

fl›m yok normalde. Benim çok iyi

Ermeni arkadafllar›m var çok sev-

di¤im, Musevi arkadafllar›m var.

Bunu söylerken ben utan›yorum

35

Page 38: 05_HayatDergisi

tarma görüntüleri yay›nland›.

Ama ondan sonra Cezayir dep-

remi oldu yollanmad›k Cezayir

depremine. Yine bir deprem

oldu yine yollanm›yorduk. Sa-

dece befl kifli sokabildik befl

kifli de bir fley yapamad›k do¤-

ru dürüst. Çünkü arama kurtar-

ma oyun de¤il ki. Ekipman›m›-

z› bile koyamad›k uça¤a. Son-

ra Pakistan depremi oldu ve

bütün dünya yard›m etti. Türki-

ye ile Pakistan’n›n tarihsel

dostlu¤u vard›. Türkiye’den

arama kurtarma ekipleri gön-

derilecek dendi. Ama biz yine

yollanmad›k. En sonunda tuta-

mad›k kendimizi “siz oyun mu

oynuyorsunuz?” dedik.

Biz b›rakal›m o zaman bu

deprem arama kurtarma iflini,

oradaki arama kurtarmaya

kaynaklar›m›z› aktaral›m. Bi-

zim uygulamam›z gereken fley-

ler var ve biz bunlar› yapmaya

yemin ettik kendi içimizde. Bu-

nu yerine getiremiyoruz.

Biz de her fleyi televizyondan

ö¤reniyoruz. Bizim devletimize

sayg›m›z sonsuzdur. Asla ve

asla karfl› karfl›ya gelmeyiz.

Ama devletin gücünü bize kar-

fl› kullanan birileri ç›karsa o

zaman orda da durmay›z. Ken-

dimizi durdurmay›z.

Bundan sonraki hedefleriniz-

den biraz bahseder misiniz?

Çok fazla hedefim var.. Mesela

Everest’e bir kez daha t›rman-

mak istiyorum. Tekne ve moto-

sikletle uzun seyahatlerim ola-

cak, yeni kitaplar olacak. Baka-

l›m hangisi gerçekleflecek; en

yak›n› Everest olacak san›r›m.

Yerel bas›n ile ilgili neler dü-

flünüyorsunuz?

Yerel bas›n› çok önemsiyorum,

çünkü yerel bas›n bu ülkede

inan›lmaz bir güç; ama ne ya-

z›k ki çok az kifli bunun fark›n-

da. Herkes Ulusal bas›nda gör-

dü¤üne tak›l›yor, burada haber

yoksa siz de yoksunuz, yaflam›-

yorsunuz bu ülkede. Bu maale-

sef çok yanl›fl bir zihniyet.

Yerel bas›n›n gücü AKUT’un t›r

projesinde bir kez daha kan›t-

lanm›fl oldu zaten, hakikaten

inan›lmaz bir destek ald›k.

Son olarak mesaj›n›z nedir?

Herkesin üzerine düflen görevi

fazlas›yla yerine getirmek gibi

bir yükümlülü¤ü ve zorunlulu-

¤u var. Bu bir tercih de¤il zo-

runluluk çünkü. Aksi takdirde

hiçbir fleyi toparlayamayaca-

¤›z. Babalar›m›z zaman›nda bu

bir tercihmifl, o kuflak görevini

fazlas›yla yerine getirmeyince,

bize görev olarak kald› yap›la-

caklar. Biz de yapmazsak son-

raki kufla¤a bize b›rak›ld›¤› gi-

bi bir ülke b›rakamayaca¤›z...

onlar›n ad›na, ama ne yaz›k ki söy-

lemek zorunda kal›yorum “ben

Musevi yada Ermeni de¤ilim, öz

ve öz Türk’üm” diyorum. Türki-

ye’de iyi bir ifl yapmak çok zor ve

Türkiye’de iyi ifl yapanlar› koruyan

bir sistem yok. Benim en çok k›zd›-

¤›m ve üzüldü¤üm bu. Akut 10 se-

nedir mücadele ediyor. Atina dep-

remi yafland› 17 A¤ustos’tan sonra

çok güvenilir güçlü kurum oldu-

¤undan 99 y›l›nda Atina’ya yollan-

d›k devletin resmi uça¤›yla. Mese-

la Cumhurbaflkan› resmen bizi

tebrik etti, teflekkür etti. ‹ki ülke

aras›ndaki iliflkiler s›cak hale gel-

di o olaydan sonra. Ard›ndan Tay-

land depremi oldu ve yine devle-

tin imkanlar›yla sivil savunman›n

yard›mlar›yla yolland›k. Ard›ndan

Hindistan depremi yine devletin

imkanlar›yla askeri uçakla gittik

ve çok iyi ifller yapt›k. Tüm dünya

televizyonlar›nda yapt›¤›m›z kur-

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T36

Page 39: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 37K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T Mustafa KutluK Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T37

hmet Hamdi Tanp›nar ünlü Befl fiehir adl› eserinin

“‹stanbul” bölümünde, sonlara do¤ru flunlar› yaz›-

yor: “…Niçin geçmifl zaman bizi bir kuyu gibi çeki-

yor? Niçin Bo¤az’dan ve ‹stanbul’dan bahseder-

ken bütün bu dirilmesi imkâns›z fleylerden bahsettim?...

Heyhat ki yald›zl› tavandan, gümüfl eflyadan ve geçmifl za-

man hat›ras›ndan çabuk b›k›l›yor. Hay›r, muhakkak ki bu

eski fleyleri kendileri için sevmiyoruz. Bizi onlara do¤ru çe-

ken b›rakt›klar› bofllu¤un kendisidir. Ortada izi bulunsun

veya bulunmas›n, içimizdeki didiflmede kay›p oldu¤unu

sand›¤›m›z bir taraf›m›z› onlarda ar›yoruz.”

Tanp›nar’›n yaflad›¤› ve bu sat›rlar› yazd›¤› günlerden

bu yana, ‹stanbul’da hava büsbütün de¤iflmifltir. Art›k yal-

d›zl› tavan ve gümüfl eflya hayali bile giran gelmektedir. Ba-

zen düflünüyorum da “‹stanbul yaz›lar›’n› yazarken, bir tafl-

ral› olarak bilmedi¤im semtlerini dolafl›r-

ken, o semtlerin birbirine geçmifl sokak-

lar›nda; çeflmelerin, sebillerin ve türbe-

lerin harâbat› aras›nda, bir yan› çökmüfl

ahflap kal›nt›lar›n›n kahverengi ve hü-

zünlü y›k›nt›lar›nda ben niçin kayboluyo-

rum?

Herhalde tarih ve sanat tarihi merak›

de¤il beni dolaflt›ran. Kendim için, kimli-

¤im için, içimizdeki bütünlü¤ün sa¤lan-

mas› için ve elbette ki maziden hâle ba¤-

lanmak, köksüzlük duygusunun y›prat›c›

tehdidinden kurtulmak için kayboluyo-

rum.

Tanp›nar ayn› bölümün bir yerinde

flöyle devam ediyor: “En büyük meselemiz budur; mazi ile

nerede ve nas›l ba¤lanaca¤›z; hepi-

miz bir fluur ve benlik buhran›n›n

çocuklar›y›z; hepimiz Ham-

let’ten daha keskin bir “olmak

veya olmamak” davas› için-

de yafl›yoruz. Onu benimse-

dikçe hayat›m›za ve

eserimize daha yak›n-

dan sahip olaca¤›z. Bel-

ki de sadece aramak ve

bütün kap›lar› çalmak kâfi-

dir.”

‹stanbul, taflras› ile bir-

likte bütün bir medeniyetin

sembolü. Bir mermere kaz›n-

m›fl lâle motifinde, ›ss›z bir

tepede yar› y›k›k hali ile unutulmufl bir namazgâh kal›nt›-

s›nda, sahabe ve flehit kabirlerinde, hayata geçirilmifl üslu-

bun bütün çizgilerinde, pencere oranlar›nda ve kap› biçim-

lerinde,avlularda ve çat›larda; Mostar’dan, Kerkük’e kadar

Kemah’tan Birgi’ye kadar hemen her yerde karfl›m›za ç›ka-

bilecek olan ve ancak görmek isteyenlere görünecek olan

dünya tasar›m›n›n ipuçlar›n› bar›nd›r›yor.

Her ne kadar y›k›lm›fl ve yokolmufl olsa dahi, ortadan

kalkan eserlerin geride b›rakt›klar› bofllukta, kullan›mdan

kalkm›fl bir iskele önünde, art›k zikir ilâhilerinin duyulma-

d›¤› kap›s›na kilit vurulmufl bir tekkenin tevhidhânesinde,

bir kubbenin güvercin kanatlar› ile yank›lanan bofllu¤unda

onu görebiliriz.

Tanp›nar’› okumaya devam edelim: “…Bu dâüss›lan›n

kendisi bafll›bafl›na bir alemdir. Onunla geçmifl hayat›n en

iyi izah›n› yapabiliriz. Bu sessiz ney na¤-

mesinde ölülerimiz en fazla ba¤l› oldu-

¤umuz yüzleri ile canlan›rlar; biraz da

böyle oldu¤u için, onun ›fl›¤›nda daha iç-

li, daha kendimiz olan bir bugünü yafla-

mam›z kabildir.

Tabiat bir çerçeve bir sahnedir. Bu

hasret onu kendi aktörlerimizle ve hava-

m›zla doldurmam›z› mümkün k›lar. Fakat

bu içki ne kadar lezzetli, tesiri ne kadar

derin olursa olsun, Türk Cemiyetinin ye-

ni bir hayat›n efli¤inde oldu¤unu unuttu-

ramaz.”

Geçen zaman içinde ‹stanbul (ve

Türkiye) bu eflikten atlad›. Önüne mec-

buri istikamet halinde serilen yolda hayli mesafe ald›. Ma-

zi ile aras›ndaki uçurumu derinlefltirdi, kavuflma noktalar›-

n› neredeyse yoketti.

Lakin bütün bunlar hasretin ço¤almas›ndan, benlik ara-

y›fl›n›n kavurucu bir dinamizm kazanmas›ndan baflka bir

fleye yaramad›.

Bugün kimlik aray›fl›m›z dünden daha köklü bir biçim-

de tezahür ediyor. Ve ‹stanbul yap›lan bütün tahribata ra¤-

men ayakta kalan silueti ile; Süleymaniye’si, Eyüp Sultan’›,

Yûfla’s›, sular› ve a¤açlar› ile kendisine yönelecek dikkat-

lere bigane de¤il. Yeni ‹stanbul, eski ‹stanbul’dan en az›n-

dan flu kavramlar› tevarüs edebilir: Ölçü ve âhenk, hürmet

ve hizmet, tevazu ve merhamet, hakka riayet ve adalet.

Böylece yeniyi infla ederken bir yerde eski ile bulufl-

mufl, kopan ba¤› yakalam›fl oluruz.

Eskiler flöyle demifl: “Aramakla bulunmaz, ama bulan-

lar ancak arayanlard›r”.

‹stanbul’da Kaybolmak

Ve ‹stanbul yap›lan bü-tün tahribata ra¤menayakta kalan silueti ile;Süleymaniye’si, EyüpSultan’›, Yûfla’s›, sular›ve a¤açlar› ile kendisineyönelecek dikkatlere bi-gane de¤il.

A

Page 40: 05_HayatDergisi

yakkab›c›l›k, insanla

birlikte var olan bir

meslek. Çar›kla baflla-

y›p aya¤›n flekline göre üreti-

len ortopedik ayakkab›lara ka-

dar ulaflan bir sektör. Terli¤in-

den botuna, iskarpininden çiz-

mesine neredeyse kendi için-

de bile branfllaflma noktas›na

gelen önemli bir sektör. Bu

sektörün kalbi, Küçükçekme-

ce’de, ‹kitelli Organize Sanayi

sitesi içindeki Aykosan’da at›-

yor. Atölyeleri ve çarfl›s›n›n ya-

n› s›ra bugün art›k fabrikalafl-

ma aflamas›na gelen ayakkab›-

c›lar kendilerine yeni hedefler

koyuyorlar.

Tabii bu aflamaya gelinme-

si kolay olmad›. 1980’li y›llar›n

bafl›nda ‹stanbul’da yöneticiler

önemli kararlar ald›. Bunlardan

biri, tarihi yar›madada topla-

nan meslek gruplar› için yeni

mekanlar infla ederek onlar›

flehrin d›fl›na ç›karmakt›. Bu-

nun için ‹kitelli bölgesi seçildi.

Her meslek dal› için, onlar›n ih-

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T38

Ayakkab›c› esnaf›n› modern bir si-tede toplamay› hedefleyen Ayko-san, Kücükçekmece’de ‹kitelli Or-ganize Sanayi içinde modern birflehir. 50 metrekareden 850 met-rekareye kadar asma katl› imalat-haneleri ve sat›fl ma¤azalar› ilemükemmel çal›flma ortam›na sahipbu flehirde her istedi¤inizi bulabi-liyorsunuz. Ferah mekanlardaüretim yapan kundurac›lar, flimdifabrikalaflma yolunda…

“Ayakkab›c›larfiehri” Aykosan

A

MEKANAykosan

YAZI VE FOTO⁄RAFLARAL‹ ‹HSAN GÜLCÜ

Page 41: 05_HayatDergisi

Aykosan’›n kubbe tasar›m› ve asma katl› dükkan yap›s› buray› di¤er sanayi sitelerinden ay›r›yor.

Ayakkab›c› esnaf›n› bünyesinde toplayan Aykosan, Küçükçekmece’de, ‹kitelli Organize Sanayi sitesi içinde 2 bin 200 iflyerinden olufluyor.

Page 42: 05_HayatDergisi

Aykosan’›n projesini, flehir-

cilik çal›flmalar›nda uzmanlafl-

m›fl ünlü mimar Turgut Toyde-

mir çizdi. Sanayi yap›lar› konu-

sunda uzman olan Toydemir’in

Piramit Mimarl›k ve fiehircilik

firmas›, içinde kendi ihtiyaçla-

r›n› karfl›layan dev bir kent ta-

sarlay›p gerçeklefltirdi.

Atölyelerin oldu¤u bloklar

oldukça büyük, ancak büyük

olduklar› kadar da feraht›. Yük-

sek katl›yd›, ancak orta k›s›m-

lar› bofl b›rak›larak kendi için-

de günefl ›fl›¤› alan ifl merkez-

leri oluflturulmufltu. Atölyeler

küçüktü, zaten amaç ‹stan-

bul’un baflta Gedikpafla, Süley-

maniye, Sultanahmet ve Beya-

z›t’ta toplanan orta ölçekli

ayakkab›c› esnaf›n› buraya

toplamakt›. Ayakkab›c›lar, o

zamana kadar çok zor flartlar-

da faaliyet gösteriyordu. Bina-

lar›n bodrum katlar›nda, zehir-

lenme tehlikesi ile karfl› karfl›-

ya, yahut küçücük, darac›k

dükkanlarda üretim yapmaya

çal›fl›yorlard›.

Örgütlenme, kooperatif

fleklinde olmufl, herkes kendi

dükkan› için ödeme yapmaya

bafllam›flt›. ‹nflaat çal›flmalar›

uzun sürdü, ancak sonunda si-

te bitirildi. Ayakkab›c›lar, çok

fonksiyonlu modern bir merke-

ze kavuflmufllard›. Apartman

altlar›nda, küçücük ilkel atöl-

yelerde çal›flmaktan kurtula-

rak kendi flehirlerinde üretip

satacak duruma geldiler.

GED‹KPAfiA

BOfiALTILMALI

Ancak yerel yönetimlerin

ifli s›k› tutup, imalatç›lar› flehir

merkezinden ç›karma düflün-

cesi gevfleyince, ayakkab›c›

esnaf›n›n ancak yüzde 20’si Ay-

kosan’a tafl›nd›. Kalan›, ise

müflteri Gedikpafla’ya geliyor

diye modern iflyerlerine tafl›n-

tiyaçlar›n› karfl›layacak modern ve

dev siteler infla edilecekti. Öyle

de yap›ld›. Marangozlar, mobilya-

c›lar, ayakkab›c›lar… Hepsi için

ayr›, ihtiyaçlar›n› karfl›layacak

farkl› mimari özelliklere sahip si-

teler infla edilmeye baflland›.

ÇOK FONKS‹YONLU

DEV S‹TE

Ayakkab›c›lar da, çal›flmalar›n›

da¤›n›k ve sa¤l›ks›z flartlarda sür-

dürüyordu. ‹çe dönüfl bu yap›, sek-

törün geliflmesini engelliyor, k›s›tl›

mekanlarda yap›lan üretim tekno-

lojiden yararlanmay› da zorlaflt›r›-

yordu. ‹kitelli’de ayakkab›c›lar için

ayr›lan alan 340 bin metrekareydi.

Her fley düflünülmüfltü. Anadolu ve-

ya yurtd›fl›ndan siparifl için gelen-

lerin kalaca¤› bir otel, fuar alan›,

idari ihtiyaçlar›n karfl›lanaca¤› ofis

binas›, cami, büfe, lokanta, kafeter-

ya ve toplant› salonlar› ile tüm sos-

yal ihtiyaçlar› karfl›layacak alanlar,

proje içindeki yerini ald›.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T40

Aykosan bünyesinde ikinci etap oluflturularak 16 blok halinde 16büyük fabrika yap›l›yor.

Aykosan’da halen 850 iflyerinde yaklafl›k 4 bin kifli çal›fl›yor.

Page 43: 05_HayatDergisi

mad›. Tafl›nmay› h›zland›rmak

için flimdi yerel yönetimlerin

ifli s›k› tutarak flehir merkezini

boflalt›p turizme kazand›rma

düflüncesinin yeniden öne ç›k-

mas› gerekiyor.

Aykosan, çok fonksiyonlu

bir ifl merkezi. Kolay ulafl›m›,

rahat trafi¤i, yeterli otoparkla-

r›, 50 metrekareden 850 metre-

kareye kadar asma katl› ima-

lathaneleri ve sat›fl ma¤azalar›

ile mükemmel çal›flma ortam›-

na sahip.

Gerek perakende gerekse

toptan ayakkab› konusunda

yüksek kapasitelerde hizmet

verebilen üreticiler genifl me-

kanlarda en kaliteli ürün ve en

uygun fiyat prensibiyle üretim

yapabiliyorlar.

Ayd›nl›k ferah ve müstakil

iflyerlerinde üretim yapan es-

naf, mal indirme ve boflaltma

iflini de güvenli ve rahat bir fle-

kilde yaparak mevcut otoban-

larla istedi¤i yere ulaflt›rabili-

yor.

ATÖLYEDEN

FABR‹KAYA

Aykosan’›n 21. yüzy›l›n

“Ayakkab› fiehri” olmas› için

yap›lm›fl olanlar yeterli görül-

müyor, yeni ad›mlar at›yor. Bi-

rinci etaba yeni bloklar ekleni-

yor. Büyüyen ve üretimlerini ar-

t›ran ayakkab›c›lar›n fabrika-

laflmas› için ikinci etap olufltu-

rularak 16 blok halinde 16 bü-

yük fabrika yap›l›yor.

METRO GELMEL‹

‹kitelli Organize Sanayi site-

sindeki di¤er site çal›flanlar›

gibi ayakkab›c›lar›n en büyük

iste¤i metronun buraya kadar

uzat›lmas›. Çal›flanlar›n, Beya-

z›t ve Gedikpafla’ya tramvay ile

ulaflmalar› gibi Aykosan’a da

metro veya tramvay ile kolayca

ulaflmalar›. Hükümetten de bir

ricalar› var. Çin’den gelen kalite-

siz, dayan›ks›z ancak ucuz ürünle-

re karfl› tedbir al›nmas›.

Ayd›nl›k ve modern iflyerleri,

esnaf›n gelmemesinden dolay› ço-

¤unlukla bofl. Bu da iflyeri almak

veya kiralamak isteyenler için

önemli bir f›rsat oluflturuyor. Eski-

den sadece ayakkab›c›lar›n iflyeri

almas›na izin verilirken, flimdi di-

¤er meslek dallar›na da müsaade

ediliyor. Aykosan’da iflyeri kiralar›

250 YTL’den, 5000 YTL’ye kadar

de¤ifliyor.

Aykosan’›n kubbe tasar›m› ve

asma katl› dükkan yap›s› buray› di-

¤er sanayi sitelerinden ay›r›yor.

Toplan 2 bin 200 iflyerinin oldu¤u

Aykosan’da halen 850 iflyerinde

yaklafl›k 4 bin kifli çal›fl›yor. Eski-

nin kundurac›lar› flimdi kal›plar›n›

zorlayarak sanayici olma yolunda

h›zla ilerliyorlar. Sadece yurtiçine

de yurt d›fl›na da büyük oranlarda

mal sat›yorlar. ‹stekleri ise destek

olunmasa bile köstek olunmamas›.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 41

Dev bloklardan oluflan Aykosan’›n projesini, flehircilik çal›flmalar›ndauzmanlaflm›fl ünlü mimar Turgut Toydemir çizdi.

Aykosan ‹dare Binas›

Page 44: 05_HayatDergisi
Page 45: 05_HayatDergisi

Bir ‹stanbul Masal›—II

Prof . Dr . ‹skender Pala

Hiç düflündünüz mü; acaba yaflad›¤›m›z mekanlar kifli-

liklerimizin oluflumunda ne kadar belirleyici rol oyna-

maktad›r? fiehirlerin oldu¤u gibi semtlerin ve hatta ma-

hallelerin de birer ruhlar› vard›r ve onlar, insanlara çok fley-

ler anlat›r. Atalar›m›z evlerini ve mahallelerini kurarken in-

san›n huzurunu ön planda tutmufllar ve baz› uygulamalar›

töre haline getirmifller. Toplumu ilgilendiren mekanlar›n

tafl ile, kiflileri ilgilendiren mekanlar›n ise ahflaptan yap›l-

mas› iflte böyle bir gelenektir. Yani bizim büyük büyük bü-

yük dedelerimiz, oturacaklar› evleri yaparken ahflab› kulla-

n›yorlar; ama söz gelimi köprü, hamam, okul, çeflme, cami,

kütüphane gibi toplumu ilgilendiren yap›lar› tafl ile örüyor-

lard›. Böylece eskiden ‹stanbul’un profilini seyreden birisi,

yeflilliklerin kuca¤›ndaki ahflap kentin or-

tas›nda yükselen tafl iflçili¤inin harikas›

camileri, bedestenleri, Bizans’tan kalma

dikili tafllar› görünce büyülenirdi. Mesela

Süleymaniye veya Bayezit Camii yap›ld›¤›

y›llarda o semtlerde yaflayan dedelerimiz

vard›. Ancak bugün camiler durdu¤u hal-

de onlar›n evlerinden hiçbir tane bile ör-

nek kalmam›fl. Ahflap oldu¤u için ya yan-

m›fl, ya y›k›lm›fl. Onlar toplumu ve toplu-

mun de¤erlerinin kal›c› olmas›n› istedik-

leri için böyle davrand›lar. Evleri tafltan

yapmad›lar, çünkü ahflab›n, insan do¤as›-

na daha uygun ve estetik oldu¤unu düflünüyorlard›. Ahflap

evlerin her biri sanat eseri, zarif ve hofl fleylerdir. ‹nsan›n

ahflap bir kap›dan girdi¤i ev, tavan›nda nak›fllar bulunan

bir oda, penceresi sarmafl›k gülleriyle sar›lm›fl bir salon ve

fesle¤en kokular›n›n yay›ld›¤› kafesli cumbalar, elbette 90

m2’lik bas›k tavanl› bir apartman dairesine göre çok daha

mutlu bir ev hayat› sunar. Hemen her evin bahçe içerisinde

olmas› ve do¤a ile kucak kuca¤a bulunmas› da önemliydi

elbette. Konaklar, yal›lar, kas›rlar, köflkler za-

ten bahçeleriyle öne ç›k›yorlard›. (Çocuk-

lar burada kendilerini bahçelerde oynar-

ken hayal ederler). Üstelik bu evler dep-

reme de dayan›kl› idi. Ama öte yandan ev

han›mlar›n›n ifli zordu do¤rusu. Allah’›n

günü tahta f›rçalamak, fare kapanlar› kur-

mak, kilere dadanan haflarat› ilaçla-

maktan illallah derlerdi. Evin

beyleri de ikide bir çat› ak-

tarmak, dülger ça¤›r›p tami-

rat yapt›rmaktan b›k›yorlar-

d›. Zamanla apartmanlara

heves etmemiz biraz da bu

kolayc›l›k yüzünden olmufl-

tur.

‹stanbul, yang›nlar flehridir

de ayn› zamanda. Çünkü

yang›nlarda ahflap mimari çok kolay tutuflur ve her fley kül

olurdu. Yaln›z hiçbir vakit eski zamanlara ait bir yang›nda,

flimdi apartman dairelerinde oldu¤u gibi dört duvar aras›n-

da s›k›fl›p kalan insan olmam›flt›r. Eski itfaiyecilerimiz say›-

lan tulumbac›lar yang›ndan adam ve mal kaç›rmak konu-

sunda çok maharetliydiler. Üstelik her yang›ndan sonra ‹s-

tanbul’un evleri yeniden ahflapla kurulurdu. Ta ki XIX. yüz-

y›lda, refah düzeyinin artmas› ve bat›l›laflma sürecinin etki-

siyle ‹stanbul’da kargir binalar yap›lmaya baflland›. Beflik-

tafl s›rtlar›na do¤ru uzanan Akaretler gibi birbirine bitiflik

yap›lar ve onlar› takip eden apartman sistemi ‹stanbul’un

çehresini de¤ifltirip dönüfltürdü. Nüfus artt›kça da arsa so-

runu birbirine bitiflik evlerden oluflan sokaklar›, sokaklar

da yüksek katl› apartmanlar› beraberin-

de getirdi. ‹stanbul’un flimdiki çarp›k ya-

p›laflmas› ise çoook sonraki zamanlar›n,

köyden kente göçün bir sonucuydu.

‹stanbul her ça¤da çok gelinip gidilen bir

kent olmufltur ‹lk zamanlar›nda deniz ula-

fl›m› çok önemliydi. Kentin çevresi surlar-

la çevrildikten sonra kara ulafl›m› kontrol

alt›na al›nd›. Osmanl›lar döneminde sur-

larda tam 27 kap› vard›. Galata surlar›nda

ise 12 kap› bulunuyordu. Buradan flehre

girifl ç›k›fllar›n tamam› kontrol alt›nda ve

kay›t tutularak yap›l›rd›. Nakliye, ticaret

ve di¤er her ziyaretin sebebi ve süresi kontrol alt›ndayd›.

Deniz yoluyla gelen her mal da keza Galata r›ht›m›nda güm-

rüklenirdi.

Fatih döneminden itibaren flehir içindeki ana yollar›n baz›-

lar›na tafl döflenmiflti. Ancak ‹stanbul’un çamuru her dö-

nemde meflhurdu. fiehir içinde at veya arabayla dolaflmak

bir ayr›cal›kt› ve bu haktan ancak üst düzey yöneticiler ya-

rarlan›rd›. Halk›n deniz ulafl›m› ise kay›klar ve mavnalar ile

oluyordu. Ancak bu kay›klar›n pek çeflitli ve süslü olanlar›

Bo¤az’›n veya Haliç’in sular›nda mart›lar gibi kanat ç›rpa-

rak giderlerdi. XIX. yüzy›lda karada tramvay ve denizde de

vapur dönemi bafllad›. Art›k ‹stanbullular modern hayatla

tan›fl›yorlard›. Yavafl yavafl da olsa, denizin kuca¤›nda uyu-

yan ‹stanbul’umuzda deniz ulafl›m›n›n geliflmekte olmas› da

sevindiricidir.

Bu sat›rlar› okurkensempozyumda Fatih’in‹stanbul’u ald›¤› vakit

gayrimüslimleregösterdi¤i toleranstan,

‹spanya’dan kaç›pOsmanl›’ya s›¤›nan

Yahudilerdenbahsediliflini hat›rlad›m.

ÖZÜR:

Geçen say›m›zda teknik sebeplerden dolay› say›n ‹skender Pala’n›n yaz›s›n›n son

paragraf›nda bölünme olmufltur. özür dileyerek I. bölümün son paragraf›n› tekrar

yay›nl›yoruz.

Bu, halk›n›n hepsinin müslüman oldu¤u anlam›na gelmiyor tabii. Çünkü

‹stanbul her devirde birkaç dinin birlikte yaflad›¤› bir flehir olmufltur. Hiçbir

kimsenin inanc›na s›n›rlama getirilmedi, hir bir ›rk›n ayr›cal›¤› düflünülmedi.

Zaten atalar›m›z›n büyüklü¤ü, bu hoflgörü ortam›n› yaratm›fl olmalar›ndand›.

Bat› dünyas›nda Engizisyon fliddet estirip insanlar› cay›r cay›r yakarken ve-

ya dünyan›n pek çok yerinde zulüm içinde yaflayabildi¤i bir ülke olarak maz-

lumlar›n s›¤›nd›klar› yegane yerdi.

Page 46: 05_HayatDergisi

udüs...

Üç ‹lahi dinin bulufltu¤u

kutsal flehir...

Hz. Muhammed (sav)’in mu-

cizevi Miraç yolculu¤unu yap-

t›¤›, Hz. ‹sa’n›n do¤up yaflad›¤›,

Hz. Süleyman’›n kutsal mabedi-

ni infla etti¤i, Ve daha pek çok

peygamberin hayat›n› geçirdi-

¤i, Allah yolunda mücadele et-

ti¤i, flehit düfltü¤ü kutsal top-

raklar.

Kudüs, vahye dayanan bü-

tün dinlerde kutsal say›lan bir

flehirdir. Bunun baflta gelen se-

bebi ise Yüce Allah'›n insanlar›

do¤ru yola iletmeleri üzere gö-

revlendirdi¤i peygamberlerin

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T44

GEZ‹Kudüs

YAZI VE FOTO⁄RAFLAR:HAKAN GÜVEN

Dinler, diller kenti:KudüsK

Page 47: 05_HayatDergisi

birço¤unun bu flehirde yafla-

m›fl veya en az›ndan hayatlar›-

n›n bir bölümünü bu flehirde

geçirmifl olmalar›d›r. Ayr›ca

bu peygamberlerden baz›lar›-

n›n mabed olarak kulland›klar›

mekânlar da bu flehirdedir.

Tüm bu özellikleri nedeniyle

Kudüs ve çevresi, Müslüman-

lar için oldu¤u gibi Yahudiler

ve H›ristiyanlar için de kutsal

kabul edilir.

Hz. ‹brahim döneminde dö-

flenmifl a¤›r ve büyük tafll› so-

kaklar.. Asur, Babil, Pers, Ro-

ma, Bizans, Arap ve Osmanl›

uygarl›klar›n›n izleri.. Kubbe-

tüs Sahras›, Mescid-i Aksa’s›,

Sonsuz Uyku Kilisesi ve A¤la-

ma duvar› ile dillerin dinlerin,

renklerin birbirine kar›flt›¤› an-

tik bir hand›r Kudüs.

B›kt›r›c› güvenlik uygula-

malar›, ‹srail polisinin sinir bo-

zucu tav›rlar› yada s›cak hava

moralimi bozmaya yetmemiflti.

Belki de ‘Kutsal toprak’ tan›m-

lamas›n› en çok hak eden fleh-

re; Kudüs’e do¤ru yol al›yor-

dum ve ufukta Kubbetüs Sah-

ra’n›n kubbesi gözükmüfltü. ‹n-

sanl›k tarihi kadar eski, insan-

l›k kadar renkli bir flehirdi Ku-

düs ve keflfedilmeyi bekliyor-

du.

Necef Çölü’nün efli¤ine ku-

rulu bu kentte ayn› alan› bölü-

flen Sinagog, Kilise ve Camii,

yan yana yürüyen imamla ha-

ham yada Katolik bir papazla

bir Ortodoks rahip.. Tüm dinler

kendinden görür bu kenti ve

di¤eriyle paylaflmay› düflün-

mez.

Page 48: 05_HayatDergisi

fiehir tam dinler ve milletler

merkezi haline gelmifltir sonra-

lar›. Tam 220 tarihi ve dini site

bulunuyor bu surlar›n içinde.

En göze çarpanlar› ise flüphe-

siz 7. yüzy›lda ‹slam Halifesi

Abdülmelik ‹bn Mervan tara-

f›ndan yapt›r›lan ve ‹slam’›n

üçüncü kutsal mescidi olan

Kubbet üs—Sahra ve Mescid—i

Aksa Camileri, Yahudili¤in en

kutsal mekan› olan A¤lama Du-

var› ve H›ristiyanl›¤›n yeryü-

zündeki en kutsal mekan› olan

Kamame Kilisesi, yani Hz.

‹sa’n›n kabri.… Bugün flehirde

genel kabul gören dört mahal-

leli bölünme (Müslüman, H›ris-

tiyan, Ermeni ve Yahudi Bölge-

leri) temelde bu kutsal mekan-

lar›n etraf›nda örgülenir. An-

cak A¤lama Duvar›’n›n Aksa

Kompleksinin bat› duvar› oldu-

¤u ve Kamame Kilisesi’ne gi-

den H›ristiyan Haç Rotas› (Via

Dolorosa)’n›n Aksa Komplek-

si’nin kuzey s›n›r›ndan geçti¤i

göze al›n›rsa neden mahallele-

rin asl›nda içiçe geçmifl olduk-

lar› ve neden paylafl›m mesele-

sinin Aksa Kompleksini üzerin-

de tafl›yan Harem—i fierif (Ma-

bed Tepesi)’te kilitlendi¤i daha

iyi anlafl›l›r. Bundan olsa gerek

Yahudiler Harem—i fierif’ten

bahsederken “Lev libo flel Ye-

ruflalayim” derler: Kudüs’ün

Kalbinin Kalbi...

Kutsal Kent’e kap›lardan gi-

rilir ve bir di¤er önemli kap›s›

da fiam Kap›s›d›r. E¤er kutsal

kente fiam Kap›s›’ndan geçe-

rek girerseniz sizi ünlü Souk

karfl›lar. Bir tür kapal› çarfl›

olan Souk’ta baharat satan

Irakl›lar, bak›r ustas› Kuzey Af-

rikal›lar, Kumafl›n bin bir rengi-

ni ba¤›ra ça¤›ra satan Arjantin-

li, Polonyal›, Alman, Amerikal›

göçmen Yahudiler vard›r. De-

vam etti¤inizde ise Zahal Mey-

dan›’na ç›kars›n›z. Bu meydan

ayn› zamanda eski Kudüs’ü

çevreleyen surlar›n uç noktas›-

d›r. Kentin inan›lmaz bir h›zla

büyüdü¤ünü gören 2.Abdülha-

Tabi ki Kudüs’ün modern cad-

deleri, lüks al›flverifl merkezleri,

yüz binlerce insan›n yaflad›¤› ma-

halleleri, resmi kurumlar› vard›r

ama onlar Kudüs için bir fley ifade

etmez. Daha do¤rusu Kudüs’ün

kutsal bölgelerinin yan›nda kimse-

nin gözüne bile tak›lmaz. Onunun

için Kudüs deyince akla “Old City”

yani eski flehir gelmelidir ve bu

birkaç kilometre karelik alanda

bambaflka bir dünya vard›r. E¤er

Yafa Kap›s›’ndan içeri girer ve Hz.

‹brahim zaman›nda döflenmifl tafl-

larla örülü sokaklarda yürürseniz

zaman›n durdu¤unu hissedersiniz.

Sanki y›l milattan önce ikibinlerde-

dir ve ‹srailo¤ullar› kabilelerinin

kuflatmas›na daha bin y›l vard›r.

Hazreti Davut ve Hz.Süleyman;

yüzy›llar sonra burada Asur, Babil,

Pers, Roma, Bizans,Arap ve Os-

manl› uygarl›klar›n›n görülece¤i,

Kudüs’ün Mescid-i Aksa,Sonsuz

Uyku Kilisesi ve A¤lama duvar›yla

‹slam’›n, H›ristiyanl›¤›n ve Yahudi-

li¤in kutsal kenti olaca¤›n› düflün-

müfller miydi acaba ? Oysa Eski

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T46

Page 49: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 47

mid, 1887 y›l›nda surlara ek bir

kap› yapt›r›r. Yeni kap› ad› ve-

rilen bu girifl do¤rudan Zahal

Meydan›’na aç›l›yor. Yeni Kap›-

n›n tam karfl›s›nda bir zaman-

lar Ortado¤u’nun en büyük ma-

nast›r› oldu¤u söylenen Notre

Dome’de Jerusalem ad› verilen

yap› var. Bu bölgede say›s›z ki-

lise yükselir.

Zahal Meydan›’n› bölen Jaf-

fa (Yafa) Yolu’nun izlerken Os-

manl›’n›n Kudüs üstündeki

mühründen kan›tlar karfl›lar si-

zi. 1517’de Kudüs’ü alan Os-

manl› ordular› tam 400 y›l bo-

yunca bu flehrin koruyucusu ol-

mufltu. Bu flehre özel önem ve-

ren Kanuni, surlar, çeflmeler,

büyük kap›lar yapt›r›r ki Old

City olarak bilinen kutsal me-

kanlar›n tamam› bugünkü flek-

line o dönemde gelmifltir. Bu-

gün de ayakta olan surlar Ka-

nuni döneminde onar›lm›flt›r,

bugün de kullan›lan Aslanl› Ka-

p›y› da o yapt›rm›flt›r.

Kubbetüs Sahra’n›n bulun-

du¤u yer asl›nda Tap›naklar

Tepesi olarak da biliniyor. Ya-

hudilerce kutsal olarak bilinen

A¤lama Duvar›, ikinci tap›na-

¤›n sa¤lam kalan tek duvar› ay-

n› zamanda. Yüzlerce y›l Rus-

ya’dan Yemen’e, Özbekis-

tan’dan Amerika’ya kadar her

Yahudi, her fiavat duas›n› "ge-

lecek y›l Kudüs’te diye " iflte bu

duvara yüz sürebilmek umu-

duyla bitirmifltir. Önünde dün-

yan›n dört bir yan›ndan gelmifl

Yahudiler dua ediyor. Bafllar›n-

da kippa (dua takkesi) ve

amuzlar›nda "talleth" (kutsal

flal) ile A¤lama Duvar›’n›n

önünde setler oluflturuyorlar.

Eller ve al›nlar duvara dayal›

gözler kapal›... Yüz metre uzun-

lu¤unda 20 metre yüksekli¤in-

de ki duvar›n bir bölümü ba-

yanlara ayr›lm›fl. Tafllar›n ara-

s›nda dilek ka¤›tlar› var.

A¤lama Duvar›’ndan ç›k›p

afla¤›ya yüzlerce y›ll›k zeytin

a¤açlar›n›n bulundu¤u Kidron

Vadisi’ne indi¤iniz zaman kar-

Page 50: 05_HayatDergisi

ise gümüfl kubbesiyle Mescid-i

Aksa vard›r. ‹slam’›n ilk k›ble-

sidir ve günün her an›nda dolu-

dur. Alt›n kubbenin arka pla-

n›nda dikkatli gözlerden kaç-

mayan ikiz gümüfl kubbe K›ya-

met Kilisesi. Hz. ‹sa’n›n orada

çarm›ha gerildi¤ine inan›l›r. Vi-

a Dolorosa’dan geçip H›risti-

yan Mahallesine geçti¤iniz za-

man H›ristiyan ne kadar papaz

türü varsa görmek, tan›mak

mümkündür. Papaz olmayan

H›ristiyan dükkan sahipleri de

Filistinlilerdir. Sonra Ermeni

Mahallesinin derinliklerine ge-

zintiye ç›kmak, labirenti and›-

ran delhizlerden birinden ç›k›p

ad›m atacak yer kalmayan

Müslüman mahallesine dön-

mek gerekir. Her köfle bafl› ay-

r› bir din, ayr› bir tarihtir..

Zeytinda¤›’n›n hemen ya-

mac›nda Maria Magdalena

ad›nda bir Rus kilisesi göze

çarpar. Alt›n kaplamal› kubbe-

leri her an dikkat çekmektedir.

Yan›bafl›nda ise Hz Meryem

gömülüdür. Vadinin öte yan›n-

da, sur dibinde sahabe mezar-

lar› vard›r, ayaklar›n›z›n dibin-

de ise gelifligüzel tepeye da¤›l-

m›fl Yuhudi mezarlar›. Zeytin-

da¤› çok k›ymetlidir çünkü k›-

yamet günü geldi¤inde dünya-

n›n sonunu ilan edecek davul-

fl› yamaçta Zeytin Da¤› vard›r. Ku-

düs’ü Kudüs yapanda asl›nda Zey-

tin Da¤›’d›r.. Zeytin Da¤›’na Eski

fiehri kuflatan surlar›n yan›ndaki

yoldan vadiye inip dik ve az k›v-

r›ml› bir yokufltan ç›karak var›l›r.

Zeytin Da¤›’ndan karfl›n›zda duran

manzara nas›l kutsal bir kentte ol-

du¤unu daha ilk anda bütün ç›p-

lakl›¤› ile sergiler. Önünüzde yu-

varlak ve her daim güneflin ›fl›kla-

r›yla parlayan alt›n kubbesiyle

Kubbetus Sahra vard›r. Baz›lar›

Hazreti Ömer Camii’de der ama

Ömer Camii çok daha gerilerde-

dir. Peygamberimizin Mirac’a ç›-

karken üzerine bast›¤› kutsal kaya

buradad›r. Hemen yan› bafl›nda

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T48

Page 51: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 49

lar Kidron Vadisi’nde çalacak

ve tüm insanl›¤›n ruhu uyana-

cakt›r. Canlanacak tüm ölüle-

rin ilk can bulacaklar› Zeytin-

da¤› na gömülü olanlar olacak-

t›r. Bu yüzden önemlidir Zeytin

Da¤›.

Böylesine mistik bir derinli-

¤e sahip flehrin en iyi göründü-

¤ü yerdir Zeytin Da¤›. O yüz-

den her gün gelinse de yüzler-

ce kez Kidron Vadisine, Kub-

betüs Sahraya, Mescidi Aksa-

ya, K›yamet Kilesine ve ismi bi-

le bilinmeyen ama her biri en

az di¤eri kadar önemli olan

kutsal mekanlara bak›lsa da

asla b›k›lmayacakt›r. Dindar

bir Hristiyan için Kudüs,

Rabb’in seçti¤i flehirdir. Kör-

leflmifl ve günahlara dalm›fl in-

sanlar›n aras›nda Tevhid dini-

nin kalesidir o. Kudüs’e bir H›-

ristiyan baflka bir flehri ziyaret

eder gibi gelemez. Ona dua,

a¤lama, kendine gelme, yeni-

den dirilme arzusuyla gelinme-

lidir.

Eski fiehir’den ç›k›p Mami-

la’n›n tarihi binalar›n› afl›p Yafa

Caddesi’nde yada Ben Yahu-

da’da dolafl›rsan›z Yahudi Ku-

Page 52: 05_HayatDergisi

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T50

düs’ü tan›rs›n›z. Here bir de

Mea fiearim’e girerseniz yer

gök UltraOrtodoks " Hassidik"

Yahudilerle doludur. Melon

flapkal›, redingotlu Hassidik

Yahudiler sizi birden bire Orta-

ça¤ Polonyas›’na yada Rusya-

s›’na götürür. Çünkü teknoloji-

ye karfl›d›rlar ve sokaklarda

sadece siyah sakall› siyah cüp-

peli tam tesettürlü Yahudiler

vard›r.

Falih R›fk› Kudüsle ilgili ola-

rak " Bir Türk Kudüs’ü yoktu.

Bir Arap Kudüs’ü varm›yd› pe-

ki ? Hay›r. Ne Katolik, ne Orto-

doks, ne de Yahudi Kudüs’ü

vard›. Kudüs Haçl›, Alemli, Da-

vud y›ld›zl› sancaklar alt›nda

göze görünmez ordular›n ses-

sizce al›p verdikleri bir yer..."

tan›mlamas›n› yapar. Evet.. Ku-

düs tüm insanl›¤›n flehridir ve

hiç kimsenin olamayacak ka-

dar Kutsal bir kenttir. ‹srail yö-

netiminin b›kt›r›c› güvenlik uy-

gulamalar› nedeniyle havali-

man›ndan itibaren moraliniz

bozulsa da mutlaka gidip gö-

rülmeli ve mütemadiyen bu zi-

yaretler tekrar edilmelidir.

Page 53: 05_HayatDergisi

Bizim Mahalle-II

Beflir Ayvazo¤lu

anp›nar’a Göre Mahalle

Mahalle, dinî, sosyal ve entelektüel hayat›n as›l mer-

kezi camii yahut mescittir. Genellikle mütevaz› bi-

nalar olan mahalle camilerinin ço¤u, kendilerine has mima-

rileri olan son derece zarif, ahflap yap›lard›r. Bir müessese

olarak hayat› hem belli ölçüde tanzim eder, hem de etrafta

olup bitenlerden hisselerini al›rlar. Ahmet Hamdi Tanp›nar,

Sahnenin D›fl›ndakiler adl› roman›nda, baflar›yla tasvir etti-

¤i eski bir ‹stanbul mahallesindeki Elâgöz Mehmed Efendi

Camii’nin siyasî ve iktisadî flartlar›n de¤iflmesinden nas›l

etkilendi¤ini çok güzel anlatm›flt›r.

Sultan Aziz devri paflalar› zaman›nda p›r›l p›r›l olan Elâ-

göz Mehmet Efendi Camii, durmadan tamir edilir, yeni ha-

l›lar, kilimler ve yaz› levhalar›yla bezenirmifl. Ancak Abdul-

hamid devrinde bu adaklar ve hediyeler epeyce azalm›fl.

Balkan Harbi’nden sonra da enikonu bak›ms›z kal›nca ca-

mii’nin ayakta kalmas›, ancak Evkaf’›n cüz’î yard›m›na ma-

halle halk›n›n mütevaz› katk›lar›yla mümkün olabilmifltir.

Tanp›nar, mahallenin erkeklerinin akflamüstüleri Elâ-

göz Mehmet Efendi Camii’nin bahçemsi avlusunda otura-

rak konufltuklar›n› anlatt›ktan sonra, camiin, dolay›s›yla iba-

detin eski hayat›m›zdaki yerine flöyle de¤inir:

“Bundan otuz k›rk sene evvel e¤lence için bir yere gel-

mezlerdi. Hatta as›l birlefltirici olan fley bunlar de¤il, iba-

detli ‹man dedi¤imiz duyguyu içinde duysun veya duyma-

s›n, herkes evinden ç›karken onun kisvesine bürünürdü.

‹man sadece bizi Allah’a ba¤layan ba¤ de¤il, müflterek k›-

yafet, yüz ifadesi, muafleret flekli, hülasa cemiyet hayat›nda

nezaket ve merasim dedi¤imiz fleylerin, yani karfl›l›kl› mü-

nasebetlerin tek kayna¤›yd›”.

Mahallenin bütün sokaklar›, camii ve mahalleyi flehrin

merkezine ba¤layan ana yola ç›kar. Sokaklar›n ço¤u ç›k-

mazd›r. Ç›kmaz sokak, tek tek evlerin veya birkaç evin

özel soka¤›d›r diye tarif edilebilir. Âdeta lofl dehlizlere

benzeyen bu dar sokaklar›n üstleri, birinci katlar›n ç›kma-

lar› ve cumbalar›, a¤açlar›n bahçe duvarlar›ndan taflan dal-

lar› ve nihayet çat›lar›n saçaklar›yla âdeta

örtülür. Evlerin birinci katlar›ndaki

pencerelerin aç›ld›¤› bu gölgeli

sokaklar, yerli ve yabanc› bir-

çok ressam› cezbeden pito-

resk mekânlard›r.

Genellikle muntazam ol-

mayan sokaklar›n iki taraf›na

dizilmifl evler, mülkiyet duru-

muna ba¤l› olarak gelifli güzel bölünmüfl üzerine bina edil-

mifltir. Bu yüzden sa¤›r duvarl› zemin katlar› çok zaman e¤-

ri bü¤rüdür. Arsan›n biçimsizli¤ini gidermek için birinci

katlar ç›kmalarla soka¤a tafl›r›l›r. Bu çözüm, sokaklara, do-

lay›s›yla Türk flehirlerinin görünüflüne benzersiz bir plastik

kazand›rm›flt›r. Ahflap meskenlerdeki mimarî elamanlar›n

t›pk› eski alfabedeki harfler gibi, sahip oldu¤u plastik im-

kânlar, son derece orijinal mimarî kompozisyonlar kurul-

mas›n› sa¤lam›fl; bazen küçük ve düzensiz bir arsa parça-

s›n›n üzerinde sürpriz ç›kmalarla âdeta bir masal mimarîsi

yükselmifltir. Daha da önemlisi, bu mimarînin hiçbir zaman

a¤açs›z ve çiçeksiz düflünülmemesidir. Hattâ yeflillik mi-

marînin tabiî bir eleman› olarak kabul edilmifltir.

Evler ve Bahçeler

Bahçesiz ev düflünülmez; çünkü kad›n›n bütün ömrü ev-

de geçmektedir. Kad›nlar›n bilhassa yaz günlerinde nefes

almalar›, dinlenmeleri, çal›flmalar›, komflular›yla oturup

sohbet edebilmeleri için bahçe gereklidir. Toplum kad›n›

eve ba¤lam›fl, ama onun rahat etmesi için en uygun mima-

rî çözümlere de ulaflm›flt›r.

Eski Türk evlerinin a¤açlarla ve çiçeklerle dolu bahçe-

leri, o günleri yaflam›fl olanlar›n hât›ralar›nda ayr› bir yere

sahiptir. Meselâ Halide Edip Ad›var, çocuklu¤unu geçirdi-

¤i evin mor salk›ml› bahçesini hiç unutamam›fl ve y›llar son-

ra yazd›¤› hât›ralar›na Mor Salk›ml› Ev ad›n› vermifltir. Bah-

çelerin Türk kad›nlar› için ne ifade etti¤ini, o günlere yetifl-

mifl bir baflka kad›n yazar›m›z olan Samiha Ayverdi de çok

güzel anlat›r: Eskiden bahçesiz evin pek bulunmad›¤›n›,

bulunsa da makbul olmad›¤›n›, asmas›ndan, incirinden, du-

varlara t›rmanan kahkalar›n, karanfil kümelerinin, Lâtinle-

rin ve aslana¤›zlar›n›n bu bahçelerin kadim âflinalar› oldu-

¤unu yazan Ayverdi, yaz mevsimlerinde sayfiyeye gideme-

yen kad›nlar›n, kasnaklar›n› dikifl bohçalar›n› al›p bu temiz

ve bak›ml› bahçelerde bir araya geldiklerini, gülüp söyle-

flerek hem e¤lendiklerini, hem ifllerini iflleyip dikifllerini

diktiklerini anlat›r.

Modern Türk flehrinde iflte bu mahalle hayat›n›n güzel-

li¤i hâf›zalar›m›zda hâlâ tazeli¤ini korudu¤u için televiz-

yonlardaki mahalle konulu diziler, bütün ibtidâiliklerine

ra¤men sevilerek seyredilmektedir.

T

Page 54: 05_HayatDergisi

etmiflli y›llar›n bafllar›ndan

itibaren –asl›nda kökü çok

daha gerilere uzanan- ara-

besk müzik, “Yarabbim Sen Bü-

yüksün”, “Bir Teselli Ver”, “Al›flm›-

fl›m Bir Kere”, “Sabuha”, “Mavi ma-

vi”, “Ac›lar›n çocu¤u”, “Hülya”,

“Kabrime Gelme ‹stemem” gibi

“hit” parçalarla, seksenli y›llar›n

ortalar›na kadar a¤›zdan a¤›za do-

laflt›. ‹flte tam da oralarda bir yer-

de, yani seksenden sonraki y›llar-

da ne olduysa oldu, ya plak bitti, ya

birileri bu müzikleri dinlemekten

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T52

MEDYA

YALÇIN ÇET‹NKAYA

Seksenliy›llardaplakde¤iflti!

Y

Her iki dönemde de müzik kötü.Çünkü her iki dönemdeki de¤iflim,tabii de¤iflimler olmaktan uzak.Tamamen tasarlanm›fl, kurgulan-m›fl de¤iflim projeleri. Bu dönem-lerin müzikleri de tasarlanm›fl mü-zikler. Hepsi zevksizlik ürünü.

s›k›ld› ya da müzikteki dönüfl-

türücü cevheri fark etti ve yeni

bir plak koydular. Seksenli y›l-

larda hatta doksanl› y›llarda bi-

le bu plak durmadan çald›. Bit-

ti, yeniden bafla ald›lar. (Gerçi

plak dönemi de gerilerde kal-

d›. Buna plak yerine kaset de-

mek herhalde daha uygun

olur)

Seksenli y›llar›n özelli¤i

neydi? Ne oldu da seksenli y›l-

larda müzi¤i de¤ifltirmek ge-

rekti? Kimi görüfllere göre sek-

senli y›llar, Türkiye’de sadece

müzi¤in de¤il, bütün toplumsal

hayat›n bafltan sona de¤iflti¤i

y›llar olma özelli¤ini tafl›yordu.

Seksenli y›llarda Türkiye, h›zl›

fakat-Merhum Cumhurbaflkan›

Turgut Özal’›n deyimiyle dok-

sanl› y›llara gelindi¤inde bile-

henüz tamamlanmam›fl bir

transformasyona sahne oldu.

Bu transformasyon, toplumun

bütün katmanlar›na yans›d›.

Ama önce en yukar›larda bafl-

lad›. Dalga dalga, alt tabakala-

ra kadar yay›ld›. ‹flte bu de¤i-

flim s›ras›nda müzik de de¤iflti.

Bu y›llarda her fley de¤ifli-

yordu Türkiye’de. Anlay›fllar

de¤erler, kavramlar, düflünce-

ler. Hatta baz› tabular da sars›-

l›yordu. (Sars›l›yordu ama ne-

dense bir türlü y›k›lm›yordu).

Asl›na bak›l›rsa toplumsal de-

¤iflimin en fazla hissedildi¤i

alanlardan birisi de müzik.

Çünkü müzik, içinin d›fl›na ak-

tar›ld›¤›, hissettiklerinin göre-

ce samimi bir flekilde ifade

edildi¤i araç. De¤iflim, müzik-

le bafllay›p toplumun de¤iflik

katmanlar›na do¤ru yükselme-

di. Toplum de¤ifltikçe, müzik

de bundan nasibini ald›. Müzis-

yenler, de¤iflime uygun müzik-

ler yapmaya bafllad›. Bu co¤-

rafyan›n tan›d›¤›, bildi¤i mod-

lar, üzerinde çal›fl›larak, yeni-

den sunuldu. ‹lgi de gördü.

Meselâ besteci Onno Tunç,

ölmeden çok önce yapt›¤›m›z

bir görüflmede flunlar› söyle-

Page 55: 05_HayatDergisi

yetmiflli y›llarda aramak gerekebi-

lir. Yetmiflli y›llarda can güvenli¤i

kalmayan insanlar, büyük bir yan›l-

sama ile askeri darbeyi ve yeni

anayasay› bir kurtulufl kabul edip

rehavete kap›ld›lar. De¤iflimin te-

mel dinami¤i belki de buydu. Tür-

kiye halk› yan›lt›c› bir özgürlük or-

tam›n›n içine girdi. Özgür oldu¤u-

nu zannetti. Ya da böyle zannetme-

si sa¤land›.

Seksenli y›llar›n belirleyicisi, o

y›llar›n bafl›nda gerçeklefltirilen

askeri darbedir. Bu askeri darbe

ile, bir toplum projesi de yürürlü-

¤e girdi: ‹taat eden devlet karfl›-

s›nda sesini yükseltme hakk› ol-

mayan, s›n›rland›r›lm›fl, sessiz bir

kitle oluflturmak. Seksenlerin de-

¤iflimi, bu temel düflünce üzerine

oturtuldu denilebilir. Seksenlerin

müzi¤i de, -tasarlanm›fl bir müzik

olarak- bu tip kitlenin dinleyece¤i

türden, uyuflukluk ve pasiflik virü-

sünü dinleyicilere bulaflt›ran bir

müzik. Dinle, kendinden geç. Dev-

letin ifline kar›flma. Seksenlerdeki

de¤iflimin temelinde galiba bu ya-

t›yordu. Müzik de bu de¤iflime de-

yim yerindeyse alet oldu.

Ancak, sosyolo¤uyla, siyasetçi-

siyle herkes, gözünü seksenli y›lla-

ra dikmifl durumda. Bence bu de¤i-

flimi ve de¤iflimin müzi¤ini seksen-

li y›llara bakarak konuflmamak lâ-

z›m. Altm›fll› y›llardaki de¤iflim, bu

y›llardan sonra yükselen müzik de

ayr› bir araflt›rma konusu olmal›.

Netice itibariyle, seksen y›l›ndaki

askeri darbe ve haz›rlanan anayasa

ile de bir baflka kesimin özgürlük-

leri k›s›tland› Türkiye’de. Altm›flbir

veya seksen. Biri bir kesimin, di¤e-

ri bir baflka kesimin gerçeklefltirdi-

¤i dönüm noktalar›. Sadece yönleri

farkl›. Ama netice itibariyle ikisi de

ayn› kap›ya ç›k›yor.

Her iki dönemde de müzik kö-

tü. Çünkü her iki dönemdeki de¤i-

flim, tabii de¤iflimler olmaktan

uzak. Tamamen tasarlanm›fl, kur-

gulanm›fl de¤iflim projeleri. Bu dö-

nemlerin müzikleri de tasarlanm›fl

müzikler. Hepsi zevksizlik ürünü.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 53

miflti: “Seksenbefl y›l›nda Se-

zen Aksu taraf›ndan beste yap-

mam istendi. Yunanl›lar›n yüz-

y›llard›r kulland›¤› bir Frigien

modu (makam›) vard›. Ben de

o modun üzerine yürüdüm. Be-

nimsendi. Bu bestelerle dinle-

yiciye ‘Size uzak de¤ilim’mesa-

j› vermeye çal›flt›m. Arabesk

dinleyicilerini bu tarafa çek-

mek için haz›rlanm›fl iyi bir tu-

zakt› bu. Ama çok iyi niyetli tat-

l› bir tuzak. Birinci kasette ‘Sen

a¤lama’iyi ifl yapt›. Sezen’le

yapt›¤›m çal›flmalar, ciddi bir

flekilde benimsenmeye baflla-

d›. Bestelerimiz arabeskle mü-

cadele etmeye bafllad› ve so-

nunda arabeski geçti.”

Peki, bu müzikleri dinleyen

“dinleyici”nin özellikleri neler?

Onno Tunç yine o zamanlar bu

dinleyici grubunu “Çabuk tü-

keten, düflünmek istemeyen

gençler” olarak nitelendiriyor-

du. “Onlarla rahat iliflki kurabil-

mek için yorucu olmayan, ko-

lay alg›lanabilir fleyler yapma-

n›z gerekiyor. Son moda flark›-

lar›n sözlerine bak›n. Dallar

yerde, a¤açlar yukar›da. Garip

garip fleyler” diyordu Onno

Tunç.

Timur Selçuk da, bu konuyu

araflt›rmaya bafllad›¤›m ilk y›l-

larda pop müzi¤e yöneliflin

sa¤l›kl› bir geliflme oldu¤un-

dan söz etmiflti. De¤iflimin mü-

zi¤ini ve dinleyicisini k›saca

flöyle analiz etmiflti Timur Sel-

çuk: “Pop müzik kasetleri, da-

ha çok ortaokul ve lise ö¤ren-

cilerine sat›l›yor. Onlar bu tarz

fleyleri seviyorlar. Çok fazla

ciddiye al›nm›fl ya da sadece

romantik aflk flark›lar› yerine

daha farkl› bir yaklafl›mla “Sa-

kin ol”, “fiov yapma”, “Hadi ba-

kal›m kolay gelsin” diyen, ayr›-

ca daha bir eflitlikten yana,

karfl› cinsi gözü yafll› bekleme-

yen, gerekti¤inde ‘terkeder-

sen et’diyen flark›lar dinleniyor

art›k. Yeter ki dejenere olma-

s›n. Baz› flark›lar›n sözleri beni

bu aç›dan tedirgin etmiyor de-

¤il. Tabii büyük bir bozulma

gözleniyor gençlikte. San›yo-

rum baz› müzikler, bu bozul-

may› çok iyi yans›t›yor.?

Seksenli y›llarda ne de¤ifl-

ti? ‹nsanlar daha bir özgürleflti

mi? Hay›r. Seksen anayasas›,

tam tersine insanlar›n özgür-

lük alanlar›n› alabildi¤ine da-

raltt›. Seksenli y›llarda ad›na

de¤iflim denilen bu fleyin se-

beplerini belki daha gerilerde,

Page 56: 05_HayatDergisi

yol açabilir. Bir yafll›n›n duygu-

lar›ndan söz etmeden, depres-

yonunu sadece bedensel yak›n-

malarla ifade etmesi mümkün-

dür. Bedensel yak›nmalar, a¤r›

kesicilere yan›t vermeyen al›-

fl›lmad›k özellikli a¤r›lar bu yafl

grubunda depresif belirtileri

akla getirmesi aç›s›ndan daha

fazla önem tafl›maktad›r.

Depresyonu olan yafll› birey-

lerle yaflarken;

Depresyon yaflayan bireyin

ilaçlar›n› düzenli almas› sa¤lan-

mal›, ilac› içip içmedi¤i kontrol

edilmelidir.

‹ntihar riski oldu¤u gözden

kaç›r›lmamal›d›r.Sab›rl› ve an-

lay›fll› yaklafl›m çok önemlidir.

Güven vermek ve güvenini ka-

epresyon, kiflide beliren

uyku düzensizlikleri; çok

uyuma, uyuyamama, ifltahta

ve yemek düzeninde bozulmalar,

rejim yap›lmad›¤› halde zay›flama,

bazen afl›r› yeme, halsizlik, afl›r›

suçluluk duygular›, hiçbir fley yap-

mak istememe, kendini çökkün,

de¤ersiz hissetme, yapt›klar›ndan

zevk alamama, s›k›nt›, huzursuzluk,

yerinde duramama, dikkati bir nok-

taya toplayamama gibi belirtilerle

ortaya ç›kan psikiyatrik hastal›kt›r.

Yafll›larda depresyonun görül-

mesi, gençlerde görülenden farkl›-

l›klar gösterir. Çünkü yafll›l›k döne-

mi bireyin fizyolojik de¤iflimleri ya-

flad›¤›, yeti kay›plar›n›n s›k oldu¤u,

efl, kardefl, yafl›tlar›n kayb› gibi

duygusal ve emeklilik gibi ekono-

mik kay›plar›n görüldü¤ü dönem-

dir. Bu dönemde birey yaflam biçi-

mindeki de¤ifliklikler, toplumsal

statüsünde kay›plar ve ço¤u kez

buna ba¤l› benlik sayg›s›nda ve öz

güveninde azalmalar yaflamakta-

d›r.

Ayr›ca Pankreas kanseri, tiroid

bozukluklar› gibi baz› fiziksel has-

tal›klar da depresyonu artt›rabilir.

Yine sa¤l›k sorunlar› nedeniyle kul-

land›klar› ilaçlar da depresyona

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T54

PS‹KOLOJ‹ KULÜBÜ

MEL‹KE DORUK

mel [email protected]

Yafll›l›ktaDepresyon

D

Page 57: 05_HayatDergisi

zanmak önemlidir.‹lgili ve sami-

mi olarak alakadar olmak yarar-

l› olacakt›r.

Kendine de¤er verme hissini

artt›rmak için d›fl görünüflü, el-

bisesi ve olumlu davran›fllar›

için takdir gösterilmelidir.So-

rumluluk verilmeli, ancak zor-

lanmamal›d›r.

Kiflilerde gözledi¤iniz ani

de¤ifliklikler doktoru ile payla-

fl›lmal›d›r.

Kiflinin yaflad›¤› korku ve te-

dirginlikler e¤er sizinle payla-

fl›rsa, anlay›flla dinlenmeli,

Depresyonda dikkat ve kon-

santrasyon düflece¤inden, söy-

leneni çabuk alg›layamama, sa-

karl›k gibi belirtiler olabilir. Bu

tip durumlarda anlay›fll› olun-

mal›d›r.

Kiflisel bak›m ve temizlik aksa-

yabilir. Kifli temizlik ve bak›m›n›

yapmaya teflvik edilmeli, gerekirse

destek olunmal›d›r. Çok al›ngan ve

k›r›lgan olduklar›n› unutmayal›m.

Kendimize nas›l davran›lmas›n› is-

tersek öyle davranal›m. Hoflça ka-

l›n…

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 55

Page 58: 05_HayatDergisi

avalar so¤umaya baflla-

d›. Peki bu havalarda

kalp sa¤l›¤›n›za ne ka-

dar özen gösteriyorsunuz? Do-

¤an Hastanesi Kalp ve Damar

Cerrahisi Bölüm Baflkan› Op.

Dr. Mehmet Ünal Bey konuyla

ilgili sorular›m›z› yan›tlad›.”

Hava flartlar› ile kalp krizi

riski aras›nda nas›l bir iliflki

vard›r?

Mevsimler aras›nda yaflanan

ani ›s› de¤ifliklikleri insan sa¤-

l›¤›n› etkileyebiliyor. ‹nsan

bünyesi için en konforlu s›cak-

l›k olarak bilinen, 20-25 derece

ortalama s›cakl›kt›r. Bu s›cak-

l›klarda insan kendini çok da-

ha rahat hisseder. Çünkü deri-

miz yoluyla yapt›¤›m›z ›s› kayb›

ve d›flar›yla iletiflim kuran sis-

tem bu s›cakl›kta çok iyi çal›-

fl›r.

Bu ›s› çok yükselir ya da dü-

flerse vücudumuz üzerinde et-

kisi ne olur?

Bu ›s› çok yükselir ya da düfler-

se vücudumuzun adaptasyonu

zorland›¤› için vücudumuz bir

sürü belirtiler verebilir. En

önemlisi hepimizin bildi¤i gibi

k›fl flartlar›nda gribal hastal›k-

lar, so¤uk alg›nl›klar›, zatürre

gibi akci¤er hastal›klar›d›r. Bu

ve benzeri hastal›klar k›fl ayla-

r›nda yo¤un olarak yaflanmak-

tad›r. Buna karfl›n yaz aylar›n-

da beslenme ve besin yoluyla

bulaflan mide-ba¤›rsak hasta-

l›klar›n›n çok daha fazla oldu-

¤u gözlemlenmektedir. S›cak

havalarda mikroplar daha h›zl›

üredi¤i için bu hastal›klar da-

ha fazla görülmekte yaz ve k›fl

aylar› aras›nda böyle genel bir

ayr›m yapmak mümkün olabil-

mektedir. Bunun haricinde

hastanemizde gözlemledi¤i-

miz bir tak›m fleyler söz konu-

su. Örne¤in; hastanemize nor-

mal flartlarda haftada 2-3 kalp

krizi flikayeti ile hasta gelirken

yaflad›¤›m›z mevsimsel de¤i-

flikliklere ba¤l› olarak bu oran

%300 artt›rm›flt›r.

%300’lük bir art›fl oldukça

ciddi bir art›fl.

Evet oldukça. Bunun sebebini

gelen hastalar›m›z› sorgulad›-

¤›m›zda görebilmekteyiz. Ör-

ne¤in; 42 yafl›ndaki bir hasta-

m›z dükkan›n önündeki karlar›

kürerken gö¤sünde bir a¤r› ol-

du¤unu söylüyor. Bu tabi nor-

malde yapmad›¤› bir durum ol-

du¤u için fazla bir efor sarfedi-

yor. Kalp hastal›¤› riskini yani

ileride gerçekleflebilecek bir

fleyi öne çekmifl oluyor.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T56

SA⁄LIK

Op. Dr . MEHMET ÜNALDo¤an Hastanesi

Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Baflkan›

So¤ukhavalarlagelen kalpkrizi

H“

Page 59: 05_HayatDergisi

Do¤rudan so¤uk havan›n te-

tikledi¤i bir hadise de¤il de

dolayl› olarak etkiledi¤i bir

fley san›r›m.

So¤uk hava da tetikleyici bir

unsur elbette. Çünkü so¤uk ha-

vada cildimizde bulunan bütün

damarlar büzüldü¤ü için kal-

bin ifl yükü artmaktad›r. Buna

ilaveten bir an önce so¤uk ha-

vadan daha s›cak bir ortama

geçme iste¤iyle iflini acele bir

flekilde yapma iste¤i ilave bir

efor art›fl›na neden olmakta ve

kalbin ifl yükünün birden bire

ve her gün yapt›¤›n›n çok üze-

rinde bir orana ç›kmas› nede-

niyle kalp krizi riski artmakta-

d›r. Örne¤in; bir baflka hasta-

m›z da araba lasti¤ini de¤iflti-

rirken kalp krizi geçiriyor. Bu-

rada so¤uk havan›n ola¤and›fl›

bir efor sarf ettirdi¤i için insan-

larda daha sonra gerçeklefle-

bilecek bir kalp rahats›zl›¤›

olay›n› öne çekti¤ini söylemek

mümkündür. Bunun haricinde

so¤uk hava k›fl hastal›klar›n›

artt›rd›¤› için di¤er tüm hasta-

l›klar da vücut direncini düflür-

mekte buna ba¤l› olarak da di-

¤er bütün hastal›klar›n önü

aç›lmaktad›r.

Genel olarak hem sa¤l›kl› in-

sanlar hem de her hangi bir

flikayeti olan insanlar›n so-

¤uk havalara karfl› dikkatli

olmalar› gerekiyor. Özellikle

de kalp ve damar hastal›kla-

r›ndan muzdarip olanlar için

böyle bir fley söylenebilir sa-

n›r›m.

Sadece kalp hastal›¤› olmayan

bir insan bile olsan›z so¤uk ha-

va kalbinizin yükünü birkaç

misli artt›racakt›r. ‹lave ifl ise

daha da fazla artt›racakt›r. Bu-

nun için so¤uk havalarda d›fla-

r›da çok fazla kalmamak ve

a¤›r ifller yapmamak gerekir.

Mümkün oldu¤unca d›flar›da

fazla kalmamal›, giyimimize

dikkat etmeli ve d›fl ortamda

a¤›r ifller yapmamal›d›r. ‹fl yap-

man›n d›fl›nda uzun yürüyüfller

de sak›ncal› olabilir. So¤ukta

rüzgara karfl› yürüyenlerde da-

ha farkl› problemler de olabi-

lir. Çünkü bizim kalp hastal›¤›

flikayetiyle gelen hastalar›m›-

z›n özellikle tarif etti¤i bir fley

vard›r: “Tok karn›na elimde çan-

tayla rüzgara karfl› yürürken

gö¤sümde bir a¤r› var” der. Bu

da so¤uk havan›n kalp hastalar›-

n›n ifl yükünü nas›l artt›rd›¤›n› bi-

ze göstermektedir. Ayn› durum

asl›nda s›cak havalar için de ge-

çerlidir.

S›caktan da korunmak gerekir

yani.

Evet Bizim için konfor s›cakl›¤›-

n›n yani ideal s›cakl›¤›n 20-25

derece oldu¤unu söylemifltik.

Bir insan›n 36-38-40 derece s›-

cakl›kta kalmas›; afl›r› s›v› kayb›

dolay›s›yla derideki tüm damar-

lar›n aç›lmas› buna ba¤l› olarak

da kalbin ifl yükünün artmas› ve

de tansiyon yükseklikleri ile be-

yin kanamalar› gibi hastal›klar›

provoke edebilmektedir. Dolay›-

s›yla kalp ve damar hastalar›

için en ideal mevsim sonbahar-

d›r. Çünkü sonbaharda hem s›-

cakl›k 20 derece dolaylar›nda-

d›r hem de nem nispeten daha

azd›r. Bundan dolay› da yafll›la-

r›n ve kalp hastal›¤› olanlar›n en

sevdi¤i mevsim sonbahard›r.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 57

Page 60: 05_HayatDergisi

flanlar hasta bile olsalar bu has-

tal›klar›n›n sebebini ö¤renme

f›rsat›n› pek bulam›yorlar.

‹stisnas›z hepimiz beflikten

mezara kadar bu sektörün ürün-

leriyle her an beraber yafl›yo-

ruz. Bir bebek tak›m› al›rken, ta-

k›m elbise denerken, ete¤imizi

giyerken, ya da bir hal›n›n dese-

nini be¤enirken, ayakkab›m›z›

bir paspasta temizlerken; “bu,

kaç kiflinin hastalanmas›na se-

beb oldu acaba?” diye düflün-

mememiz do¤al. Ancak bilmeli-

yiz ki hemen her tekstil ürünü-

nün bu sanayide çal›flanlar›n bir

k›sm›n›n hastalanmas›nda pay›

var. Ama bu hastal›klar flartlar›n

iyilefltirilmesiyle önlenebilir ni-

telikte.

Pamuk baflta olmak üzere ke-

ten, kendir, kenevir, hind kene-

viri (jüt) tozlar›; tar›m alanlar›n-

daki toplay›c›lardan bafllayarak

hemen hemen bütün süreçler

boyunca bir sürü iflçide çeflitli

hastal›klara sebep olur.

Pamuk lifleri birkaç mikron

kal›nl›¤›na karfl›l›k 2 cm’i geçen

uzunlu¤a sahiptir. Bunlar selü-

loz, pamuk mum›n ve ya¤› içe-

rir. Ayr›ca bitki k›r›nt›lar›, pa-

muk kozas› sert kabu¤u parça-

c›klar›, mantar, spor, polen ve

bakteri tafl›rlar. ‹fllemler s›ras›n-

da bu maddeler toz olarak or-

tamdaki havaya kar›fl›r.

Pamuk iplik haline gelene

kadar olan ifllemlerden etki s›-

ras›yla en çok harman-hallaç

(pamuk balyalar› aç›l›p harman-

lan›r ve vatka denen gevflek si-

lindir fleklinde sar›l›r); tarak ve

tarak temizleme (vatkadan ka-

er gün her an kulland›¤›m›z

elimizin alt›ndaki havlular;

üzerimizdeki iç-d›fl giysiler,

perdeler, çarflaflar, örtüler; aya¤›-

m›z›n alt›ndaki paspaslar, hal›lar vb.

pamuk, keten, kenevir bitkilerinin

çeflitli flekillerdeki iflleniflinden

sonra bize ürün olarak ulaflmakta;

kullan›m›m›za sunulmaktad›r.

Bu bitkilerin tar›m arazilerinden

bafllayarak hangi süreçlerden, ne

tür ifllemlerden geçti¤i; bu endüstri

de kimlerin, hangi flartlarda çal›flt›-

¤› ço¤umuzun akl›na hiç gelmemifl-

tir. Oysa ülkemizdeki en yayg›n sa-

nayi dallar›ndan biri tekstil endüs-

trisidir, ve bir çok tan›d›¤›m›z bu

dalda çal›flmaktad›r. Tekstil endüs-

trisi içinde çal›flanlar bile bu endüs-

trinin flartlar›ndan kaynaklanan has-

tal›klar›n pek fark›nda de¤il, çal›-

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T58

SA⁄LIK Tesktil çal›flanlar›ve akci¤erleriPamuk baflta olmak üzere keten, kendir, kenevir, hind keneviritozlar›; tar›m alanlar›ndaki toplay›c›lardan bafllayarak hemen he-men bütün süreçler boyunca bir sürü iflçide çeflitli hastal›klara se-bep olur.

H

Page 61: 05_HayatDergisi

l›n fleritler elde edilmesi ve ta-

rak makinalar›n›n f›rça ile te-

mizlenmesi; ç›rç›r (pamuk lifle-

rinin çekirdek ve kabuktan ay-

r›lmas›) ve vater (e¤irme bük-

me) s›ras›nda “bissinozis” de-

nen Akci¤er hastal›¤›na sebep

olur. Ayr›ca keten, kendir ve ke-

nevir ifllik ve fabrikalar›nda da

›slatma, soyma yumuflatma ve

iplik bölümlerinde çal›flanlarda

bu risk söz konusudur.

Pamuk ipli¤e dönüfltükten

sonraki ifllemlerde de havaya

pamuk tozlar› yay›l›r. Bu sebep-

le ayn› riskler kumafl fabrikalar›

ve konfeksiyon ile dikim evle-

rinde de mevcuttur.

Hastal›klar; ilerleyici akci¤er

havayollar› daralmas› ile karak-

terizedir. Alveoller ve hava yol-

lar› iltihab› söz konusudur. Sü-

reklilik kazanan (kronikleflen)

hastal›kta art›k kronik t›kay›c›

akci¤er hastal›¤› belirtileri ve

sonuçlar› görülür. Bunlar kronik

bronflit, anfizem, kor pulmanale

ve sa¤ kalp yetmezli¤idir.

1 y›ll›k veya 5 y›ll›k hatta 10

y›ll›k iflçide bile görülebilir. En

tipik özelli¤i Pazartesi (tatil dö-

nüflü) belirtileridir. En az bir

gün iflten uzaklaflan hasta ilk ifl

günü, vardiyan›n ortalar›na do¤-

ru, gö¤üste s›k›flma, h›fl›lt›l› so-

lunum, tahrifl öksürü¤ü,nefesini

almada zorluk ve halsizlikle din-

lenme ihtiyac› duyar. Ço¤u kez

gözler ve burunda da tahrifl ra-

hats›zl›klar› veya alerjik nezle

bu tabloya eklenir. Bu ifl gününü

takip eden günlerde önceleri

bu belirtiler görülmez. Hastal›k

ilerledikçe hafta bafl›nda görü-

len semptomlar ve flikayetler di-

¤er günlere de yay›l›r. Her ne-

feste zorlar, fliddetli öksürük,

balgam, solunum da önemli bo-

zulma kronik t›kay›c› (obstrük-

tif) akci¤er hastal›¤› ve sa¤ kalp

yetmezli¤ine kadar giden

komplikasyonlar›yla hasta art›k

ifl göremez, yani yaflam›n› sür-

dürmek bile zorlaflm›flt›r art›k.

Teflhis; ifl ortam› analizleri,

akci¤er grafisi ve en önemlisi

solunum fonksiyonu testleriyle

konur. Çünkü en tipik belirti so-

lunum kapasitesi azalmas›d›r.

Üçüncü evrede kapasite % 60

azalmaya varm›fl olabilir. ‹kinci

evrede bile teflhis konmufl olsa

ifl de¤iflikli¤i ile hasta kesin iyi-

leflebilir. Birinci evrede yani sa-

dece hafta bafl› rahats›zl›k his-

sedenler için ifl de¤iflimi öneri-

lir ve hastal›k daha çabuk atlat›-

l›r.

‹fl yerindeki havan›n tozlu ol-

mas› hastal›¤›n tek sebebidir.

Bu endüstride sözü geçenler ifl-

çilere ekmek verdikleri için se-

vinirken bu iflçilerin ekmekten

daha önemli, onsuz yaflayama-

yaca¤›m›z havalar›na da dikkat

etmelidirler. Çünkü do¤ru dü-

rüst hava alamayan biri ne ek-

mek yiyebilir ne de do¤ru dü-

rüst üretim yapabilir.Bu sebeple

bu endüstri de iflçilerin solu-

num testlerinin takibi, aspiras-

yonun havadaki tozlar› temizle-

yecek yeterlilikte olmas›, yerle-

rin ve araç gerecin ›slak temizli-

¤i gibi basit önlemler bu iflçile-

rin hastalanmas›na engel olur.

Maske kullan›m›na riayet gi-

bi iflçilerin de kendi sa¤l›klar›n›

korumada dikkat edebilece¤i

hususlar söz konusudur. Ayr›ca

sigara bu iflçilerin riskini çok

fazla artt›rmaktad›r.

Az sigara içen ve pamuk tozu

olan bir ortamda çal›flan bir iflçinin

akci¤er kapasitesi; daha çok sigara

içen ayn› fabrikada ama tozsuz or-

tamda çal›flan bir memurun akci-

¤erlerinin kapasitesinden çok dü-

flüktür. Sigara içen ve içmeyen, ayn›

tozlu ortamda çal›flan iki grubunda

Akci¤er flikayetleri karfl›laflt›r›ld›-

¤›nda; sigara içenlerin balgam, ök-

sürük, nefes almada zorluk flikayet-

leri sigara içenlerden anlaml› ola-

rak yüksek bulunmufltur. Ayr›ca

hem tozlu ortam, hem sigara ast›-

m›n, akci¤er veremi ve akci¤er

kanserlerinin de sebepleri aras›n-

da say›lmaktad›r.

Bu sebeple özellikle tekstil sa-

nayide çal›flanlar›n sigara konusun-

daki e¤itime di¤er sigara içenler-

den daha acil ihtiyaçlar› vard›r. ‹flçi-

iflveren-doktor-devlet iliflkisinin bu

sektör ortamlar›n›n flatlar›n› iyileflti-

recek önlemler alacak flekilde dü-

zenlenmesi gerekmektedir. Aspi-

rasyon masraf›na yanaflmayan bir

iflverenin sebep oldu¤u hasta insan-

lar›n (“duygulara” yer vermesek bi-

le) maliyeti vergi veren herkese ya-

y›lmakta; sonuçta devlet bu maliyeti

azaltmak için toplumu rahats›z edi-

ci önlemler almak zorunda kalmak-

tad›r. Hasta ferdlerin ço¤ald›¤› top-

lumlar›n bütün iliflkileri de hastal›k-

l› bir hal al›r.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 59

Page 62: 05_HayatDergisi

abahlar› evimizin pencere-

sinden bakarken ya da ak-

flam saatlerinde telafll› ad›m-

larla kendimizi bir an evvel s›cak

yuvam›za at›vermek için sokaklar›-

m›zda yürürken onlar› s›k s›k görü-

yoruz art›k. Çöp toplay›c›lar›n›… Te-

kerlekli bir zemin üzerine oturtul-

mufl büyük metal sapl› çuvallar›n›

çekerek konteyn›rlar›n bafl›nda du-

rup, çöplerimizi kar›flt›rarak, ifle ya-

rar olanlar›n› ay›r›p, götürüyorlar.

Yapt›klar› ifl büyük bir ifl. Önemli

bir toplumsal hizmet… Çünkü çöple-

rimizin ço¤u geri kazan›labilen ya

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T60

GÜZEL EV‹M

NURAN ÜRKMEZ

Çöpümüzü detemiztutal›mEvimizde çöplerimizi de temiztutarak, gösterece¤imiz küçükçabalarla, kap›m›z›n önündekiçöpleri ay›rmaya çal›flantoplay›c›lara yard›mc› oldu¤umuzgibi, flüphesiz, hem çevremizikorumufl hem de çöplerimizin ülkeekonomisine katk› olarak geridönmesi hususundaki çabalaraciddi manada katk›da bulunmuflolaca¤›z.

S

da geri dönüfltürülebilen mad-

delerden, k⤛t, cam, metal gibi

maddelerden olufluyor.

K⤛t at›klardan genellikle

tekrar k⤛t ürünleri elde edili-

yor. Kitap, defter, gazete, dergi,

karton v.s gibi bir kez kullan›p

att›¤›m›z maddeler, selülozdan

üretiliyor ve selülozun ana kay-

naklar›ndan biri a¤aç. Yani çö-

pe att›¤›m›z bir k⤛t parças›,

oksijen ihtiyac›m›z› sa¤layan

Page 63: 05_HayatDergisi

MUTFAK

Yeflil Mercimek Salatas›

Malzemeler:

1 su barda¤› yeflil mercimek

1 det orta boy kuru yada taze so¤an

1 demet maydanoz

2 çorba kafl›¤› zeytinya¤›

1 limonun suyu

tuz

karabiber

Haz›rlan›fl›: Mercimekleri y›kad›ktan

sonra yumuflay›ncaya kadar hafllay›n.

Suyunu süzdükten sonra bir salata ka-

b›na al›n.

So¤an› halka halka, maydanozu ince,

ince k›y›n ve mercime¤e kar›flt›r›n.

Zeytinya¤› ve limon suyunu kar›flt›r›p

üzerine dökün.

Domates dilimleri yada turflu ile süsle-

yip servis yap›n.

a¤ac›n bir k›sm› demek. K⤛t

üretiminde odun yerine k⤛t

kullan›m›n›n pek çok faydas›

var: K⤛t kullanarak bir ton kâ-

¤›t üretmek demek, 17 adet ye-

tiflkin a¤ac›n kesilmesini önle-

mek demek. Bu da yaklafl›k 32

kiflinin oksijen ihtiyac›n›n karfl›-

lanmas›n› engellememek anla-

m›na geliyor. K⤛ttan k⤛t üre-

timi ile ayr›ca, at›k gaz kirletici-

lerinin atmosfere at›lmas› da bir

miktar önlenmifl oluyor.

Amerika’da bir y›lda kullan›-

lan 70-80 milyon ton k⤛d›n %

22’si geri dönüfltürülebiliyor. ‹n-

giltere, gazetecilerle yapt›¤› bir

anlaflma sonucu, geri dönüflüm-

lü k⤛t kullanma oran›n› %

28’den % 52’ye ç›karmay› baflar-

m›fl. Türkiye’de ise bu oranlar

henüz çok düflük. Halbuki, yet-

kililerin aç›klamalar›na göre,

günde 1000 ton çöpün geri dön-

dürülmesi ile bir ayda 1,5 trilyon

kazanç elde edilmesi mümkün.

Sadece ‹stanbul’un bir günlük

çöpünün 10 bin ton oldu¤u göz

önünde bulundurulursa bu Tür-

kiye için hat›r› say›l›r bir gelir

demektir. Ancak bu kazanc›n

teminini sa¤lamak belediyeler-

den önce bize düflüyor. Yani ev-

lerimizde çöple ilgili tutumumu-

zun nas›l oldu¤u çok önemli:

‹fle çevre dostu tüketim mal-

zemelerini seçerek bafllamak

gerekiyor. Sonra çöpe ataca¤›-

m›z malzemeleri bir baflka fle-

kilde de¤erlendirip de¤erlendi-

remeyece¤imizi düflünmemiz,

illâ da atacaksak, çöplerimizi

türlerine göre baflka baflka tor-

balarda biriktirmemiz gereki-

yor. Çünkü yemek bulafl›¤› ile

ayn› torbaya giren k⤛t, art›k

geri dönüfltürülebilir bir k⤛t

olmaktan ç›k›yor.

Evimizde çöplerimizi de te-

miz tutarak, gösterece¤imiz kü-

çük çabalarla, kap›m›z›n önün-

deki çöpleri ay›rmaya çal›flan

toplay›c›lara yard›mc› oldu¤u-

muz gibi, flüphesiz, hem çevre-

mizi korumufl hem de çöpleri-

mizin ülke ekonomisine katk›

olarak geri dönmesi hususunda-

ki çabalara ciddi manada katk›-

da bulunmufl olaca¤›z.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 61

Page 64: 05_HayatDergisi

KonserCRR’de Ocak ve fiubatKonserleri

‹stanbul Büyükflehir Belediyesi

Kültür A.fi.’ye ba¤l› Cemal Reflit

Rey Konser Salonu’nda ikinci dö-

nem etkinlikleri 16 Ocak 2006 tari-

hinde CRR Türk Müzi¤i Toplulu-

¤u’nun verece¤i “Yesari As›m Ar-

soy Konseri” ile bafll›yor. Ocak ay›

sonuna kadar toplam 14 konserin

gerçeklefltirilece¤i CRR’de bu ay

içinde dünyan›n en önemli gitar

virtüozlar›ndan biri olan Costas

Cotsiolis, ünlü piyano virtüozumuz

Hüseyin Sermet, Meral U¤urlu gi-

bi müzisyenler sahne alacak.

CRR Konser Salonu’nda flubat

ay›nda da oldukça önemli müzik

etkinlikleri gerçeklefltirilecek. fiu-

bat ay›nda sahne alacak en önem-

li sanatç›lar da flunlar: Kenneth Ha-

milton, Manuel Barrueco, Frank

Zappa, David Russel, Münip Utan-

d›, ‹nci Çay›rl›, Daniel Hope. Bu ay

içinde CRR Senfoni Orkestras›, ‹n-

giliz Oda Orkestras›, Akbank Oda

Orkestras›, ‹stanbul Oda Orkestra-

s›, CRR BigBand Jazz Orkestras› gi-

bi orkestralar da CRR Konser Salo-

nu’da sahne alacak.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T62

KÜLTÜR-SANAT

BED‹R AKHAN

2006 Mozart Y›l›

2006 y›l›, ünlü Avusturyal› bes-

teci Wolfgang Amadeus Mo-

zart’a adand›. Do¤umunun 250

y›l› olan 2006, bütün dünyada

“Mozart Y›l›” olarak ilan edildi.

1 Ocak 2006’dan itibaren, 31

Aral›k 2006 y›l›na kadar dünya-

n›n her yerinde Mozart etkinlik-

leri yap›lacak ve özel “Mozart

Konserleri” düzenlenecek.

Mozart Y›l›, Türkiye’de de çeflit-

li etkinliklerle kutlanacak. Bu

konuda Türkiye’deki bütün mü-

zik kurulufllar› ve konser salon-

lar› haz›rl›klar›n› tamamlam›fl

durumdalar. CRR baflta olmak

üzere AKM ve di¤er salonlarda

Mozart, çeflitli konserlerle an›-

lacak. Bilindi¤i gibi Wolfgang

Amadeus Mozart 1756 y›l›nda

dünyaya gelmiflti. Mozart’›n “Al-

la Turca” adl› piyano eseri bafl-

ta olmak üzere, Türk’leri konu

alan 30’a yak›n eseri bulunuyor.

“Saraydan K›z Kaç›rma” adl›

operas›, bunlardan bir tanesi.

Bu özellikleri dolay›s›yla Mo-

zart, Türk halk› aç›s›ndan da

özel bir önem tafl›yor.

Page 65: 05_HayatDergisi

SinemaKelo¤lanKaraprense Karfl›Kelo¤lan, Kelefl O¤lan

Tan›d›k hikâye, Kelo¤lan'›n

“kel oldu¤u gün” bafllar. Kelo¤-

lan, ‘‹yilikler Ülkesi'nin Prense-

si Cank›z'a vurgundur. Cank›z

ise kötülerin yaflad›¤› komflu

ülke ‘Vandamlar Krall›¤›'n›n

Prensi Kara Prens ile ilgilen-

mektedir.

’‹yilikler Ülkesi'nin Padiflah›

ve Sultan› biricik k›zlar› Can-

k›z'›n Kelo¤lan’la evlenmesini

istemekte ancak bu evlili¤e ya-

naflmayan k›zlar›n› da k›rama-

maktad›rlar. Padiflah, son bir

y›l içinde Kelo¤lan ile yak›n ar-

kadafl› Cankuflo¤lan'a, göldeki

dev y›lan› yakalay›p derisini

soymaktan tutun da, ormanda-

ki on kaplan›n t›rnaklar›n› ke-

sip getirmeye kadar çeflitli gö-

revler vermifl; Kelo¤lan da

Cank›z aflk›na bu görevleri ba-

flar›yla yerine getirmifltir. An-

cak, Cank›z, her defas›nda m›-

z›kç›l›k yap›p Kelo¤lan'la ev-

lenmekten kurtulmufltur.

‹yi ve kötü aras›ndaki mü-

cadelenin anlat›ld›¤› “Kelo¤lan

Kara Prens'e Karfl›”, masal dün-

yas›n›n iyi kötü tüm kahraman-

lar›n› bir araya getiriyor.

Tayfun Güneyer’in yönetti¤i

bu fantastik-komedi türündeki

filmin baflrol oyunculu¤unu, ti-

yatro sanatç›s› Mehmet Ali Er-

bil üstlenmifl. Filmde Özcan

Deniz, Petek Dinçöz gibi oyun-

cular da rol al›yor.

DolunayKendilerine sakin ve huzurlu bir

hayat kurmufl olan Antonio ve ‹ngi-

liz kar›s› Julie birikimleriyle bir ya-

t›r›m yapmay› düflünmektedirler.

Genç çift, bir tan›d›klar› arac›l›¤›y-

la tamamen yasal yollarla, gerçek

de¤erinin oldukça alt›na bir arsa

sat›n al›rlar. Ancak bu basit al›flve-

rifl Antonio ve Julie'yi birdenbire

karmakar›fl›k bir suç zincirinin içi-

ne iter. Hiçbir fleyden haberdar ol-

mayan Antonio kendini politik bir

cinayetin azmettiricisi olarak bu-

lur. Antonio'nun masumiyetini ka-

n›tlamas› için, devletin her kade-

mesinden politikac›lar›n ve onla-

r›n uluslararas› suç ortaklar›n›n

oluflturdu¤u suç zincirine karfl› bir

savafl vermesi gerekir. Antonio ve

eflini yakalay›p olanlar› örtbast et-

meye çal›flan suç zinciri içinde de

bir hesaplaflma yaflan›r ve örgütün

en alt›ndan, en tepelerine uzanan

bir infaz süreci bafllar. Genç çift,

bir yandan ‹ngiliz yetkililerinden

yard›m umarken, di¤er yandan da

mecburi bir kovalamacan›n içine

girerler.

"Dolunay", siyaset-mafya-polis

üçgeninin hüküm sürdü¤ü Meksi-

ka'da geçen bir adalet savafl›n›n

öyküsünü konu al›yor.

6 Ocak tarihinde vizyona giren

bu filmin yönetmeni Jorge Ramirez

Suarez. Baflrol oyunculuklar›n› ise

Bruno Bichir, Lorainne Pilkington.

K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 63

Kültür A.fi.Etkinlikleri

‹stanbul Büyükflehir Beledi-

yesi Kültür A.fi., 2006 y›l›nda

‹stanbul’da önemli kültürel fa-

aliyetlere imza atacak. Bugü-

ne kadar gerçeklefltirdi¤i

kültürel faaliyetlerde ‹stan-

bul’un kültürel de¤erlerini ön

plana ç›karan ve ‹stanbul hal-

k›n› kendi kültürel de¤erleri

ile tan›flt›rmay› hedefleyen

Kültür A.fi., 2006 y›l›nda da çe-

flitli mekânlar›nda konser,

sergi, film gösterimi, konfe-

rans, panel, aç›k oturum, ki-

tap bas›m›/yay›nc›l›k gibi

alanlarda çok önemli kültürel

etkinlikler gerçeklefltirecek.

Her zaman kaliteli kültürel et-

kinlikler gerçeklefltirdiklerini

ve bu politikalar›n›n 2006 y›l›n-

da da devam edece¤ini söyle-

yen Kültür A.fi. yetkilileri, k›sa

bir gelecekte ‹stanbul’u dünya-

n›n en önemli kültür merkezle-

rinden biri haline getirmeyi he-

deflediklerini belirtiyorlar.

Page 66: 05_HayatDergisi

1 2 3 4 5 6

Baytar,hayvandoktoru

Bir tür müzik

Son

Papa’n›nyasal

temsilcisi

Bir atasözü

Bir deyim

Bir tür küçükçivi,

tutturgaç

‹radezay›fl›¤›

Tekdüze

G›da rejimi

Periflan

Bir tür bal›kBir mevsim

Bir gazeteci(...Akman)

Küçük kitap

Zemin, arz

fiey

Beddua

Anma,hat›rlama

Rampa

Bir alayiflareti

Tekinolmayan

Arabozuculuk

Akdenizbitkisi

Bir sinematekni¤i

Anadolu’dabir Hitit flehri

Cennetin birbölümü

Kas hücresi

Uluslararas›askeri bir

kurum

Bir da¤›m›z

Kurul

Bir K›rg›zflehri

Bir harfinokunuflu

Biçim, tarz

Lay›k olma

Vücutta sar›renkte bir

s›v›

Söyleyiflözelli¤i

Seki

Afla¤›derece

‹nce ‹ranipe¤i

Konuk

Bir ormana¤ac›

Bahçeduvar›

Demir kiri

Yass›, bas›k

Yafl, ömür

Filmin bafloyuncusu

Sonuçsuz,k›s›r

‹stanbul’dabir semt

Genifllik

Anlaflma,sözleflme

Boru sesi

Bas›m evi

Bir tür üreteç

Fal

fiaka’n›n birhecesi

Çok güzel,ala

K›sacauranyum

Etki

Vücudund›fl›n› kaplar

Baston

5

2

3

1

4

6

Bir bayanromanc›m›z

Bir bayanad›

çengel bulmaca Y. ERGÜNEfi

fi‹FRE KEL‹ME:

NOT: fiifre kelimeyi posta ile gönderen ilk 5 kifliye “Küçükçekmece Belediyesi kültür eserleri seti hediye edilecektir.Adres: Küçükçekmece Belediyesi, Kartaltepe Mh. E5 Karayolu Üzeri, Bas›n y›n ve Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü Bölümü

Kat:2 Sefaköy-‹stanbul

Page 67: 05_HayatDergisi

Küçükçekmece’de Hayat Birinci Foto¤raf Yar›flmas›Dijital—Sergi

H. Salih Zengin

Page 68: 05_HayatDergisi

Adres:‹kitelli Organize Sanayi Bölgesi Ziya Gökalp Mh. ‹kitelli cd.No 70

Küçükçekmece-‹stanbul

iletiflim:tel 0212 485 48 77 pbx fax :0212 485 48 82

email: [email protected]

Ça¤ın en son teknolojisiyle donatılmıfl modern tesisimizde bilgisayar kontröllü,tam otomatikfloklama ve so¤utma yapılmakta olup, 0º C ile -20 C arasında so¤utma kabiliyetli Antrepoodaları ile ça¤dafl depoculuk sektöründe tüm gereksinimleriniz, güvenle ve en ekonomikflartlarda karflılanmaktadır. fiirketimiz sektöründe bir dunya markası olan Feast dondurulmuflsebze, meyve, patates su ve et ürünlerinin ‹stanbul distribütörlü¤ünü,Türkiye'nin en seçkinotel, restorant, e¤itim kurumlar askeri birlikler nezdinde bafları ile yapmakta olup yine

bir dünya devi Ülker firması ürünlerinin catering sektöründe satıfl ve da¤ıtımını aynı baflarıile sürdürmektedir.