05_HayatDergisi
-
Upload
basin-cekmece -
Category
Documents
-
view
239 -
download
4
description
Transcript of 05_HayatDergisi
KASIM–ARALIK • SAYI 5
AHMET GED‹KKaçak inflaat
sorunumuz kalmad›
AL‹ NASUH MAHRUK‹Türkiye’ninKar Leopar›
KÜLTÜRBo¤az›n ku¤ular›
Küçükçekmece’de Hayat Birinci Foto¤raf Yar›flmas›Bask›/Sergi
Serkan fiahin
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 1
Ben orman yüksek
mühendisi ve Küçük-
çekmece Belediye Bafl-
kanl›¤› yeni Bas›n Yay›n
ve Halkla ‹liflkiler mü-
dürü Cihat Demir. Bu
say›m›zda sizlerle tan›fl-
man›n hakl› heyecan›
içindeyim. Bundan böy-
le her say›da; daha da
geliflerek, daha da bü-
yüyerek ve bu geliflimi
sizlerle paylaflarak, he-
deflerimizi yükseltme
amac› ve bilinciyle, en
önemlisi siz de¤erli
hemflehrilerimizin des-
te¤iyle “Küçükçekme-
ce’de Hayat” dergimizi en yükse¤e ta-
fl›mak hedefindeyiz. Zaman geçtikçe,
beklentilerinize daha fazla karfl›l›k ve-
rebilece¤imiz umudunday›m.
DOSTLARA FAKR-U fiUARA’DAN
Hem kol k›r›k, hem kanat,
‹ster a¤la deli gönül, istersen seve-
ni a¤lat.
Mekan mekan içinde, geçiyor za-
man y›llara inat.
Düsturumuz sevmektir, yolumuz
sevgi yolu,
Her daim söyleriz ki elbet, mekan›
ve zaman› s›ms›cak sevgiyle donat,
Ozanca gitmek zaman› flimdi, bir
baflka zorlu yola
Ruberu söylemek zor, ne a¤›r bir
kelime o; ELVEDA!
Sanmay›n hakikatli dostlar›m or-
manc›l›k an›larda kala,
Bir gömlek de¤il zira bu, kutsal
mesle¤imiz
Ormanla ve ormanc›yla kaim ayd›n-
l›k gelece¤imiz.
Bu mevsim de¤ilse bile mutlak bafl-
ka bahara,
Kesiflecek elbette yollar›m›z sevgi-
den, dostluktan yana.
Buras› baba evi, hep tüten s›cak
ocak,
Sevginizle ve duan›zla kardefliniz
yollar aflacak.
Yüre¤inizde varsa
bir dirhemlik mekan›m
Yüre¤im sizde kal-
s›n, sevgiyle hat›rat›m
Helal olsun varsa
e¤er sizlere bütün hak-
k›m
Hakk›n›z› helal edin
siz de K›zkulesi’ne,
Sevgiyle kucaklad›-
¤›m bütün can dostla-
r›m.
San›r›m bu fliir sizle-
re kendimi tan›tmamda
bir nebze de olsa yol
gösterecektir. Meflak-
katli ve onurlu ormanc›-
l›k kulvar›ndaki anlat›m misyonumuz-
dan sonra tarih, do¤a ve kültür zengini
‹stanbulumuzun nüfus ve yüzölçümü iti-
bar› ile ikinci büyük güzide ilçesinde,
Küçükçekmecemizde, Belediye Baflka-
n›m›z Say›n Aziz Yeniay ile birlikte, Kü-
çükçekmeceli siz de¤erli hemflehrile-
rimize hizmet yolunda yüre¤imizle ko-
flaca¤›z.
Yeni görev alan›m›zda da iyiye ve
güzele dair bu kofluda birlikte olabil-
mek ad›na sa¤l›k ve huzur dileklerim-
le hepinizi yeniden dostlukla selaml›-
yorum.
Kas›m ay›na ait en önemli gün; kufl-
kusuz en kutsal görevi, yani e¤itmenli-
¤i kendilerine amaç edinmifl cefakar
ö¤retmenlerimize arma¤an edilen
“Ö¤retmenler Günü“dür. Her zaman
söyledi¤imiz gibi sonsuz emek vere-
rek, evlatlar›m›z› gelece¤e haz›rlayan
Atatürk ilkelerine ve ink›laplar›na ba¤-
l› bireyler olmalar› yolunda onlara ön
ayak olan de¤erli ö¤retmenlerimizin
bir kez daha Ö¤retmenler Gününü Kü-
çükçekmece Belediye Baflkanl›¤› ad›-
na kutluyorum.
Ayr›ca yeni y›l›n flahs›n›za ve sev-
diklerinize sa¤l›k, huzur ve baflar›lar
getirmesini temenni ediyorum. Sevgi-
ler...
CCiihhaatt DDeemmiirrGenel Yay›n Yönetmeni
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T
Kas›m–Aral›k 2005
Say› 5
Sahibi
Küçükçekmece
Belediye Baflkanl›¤› ad›na
‹nfl. Yük. Müh. Aziz Yeniay
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
Ali R›za Altunel
Genel Yay›n Koordinatörü
Recep Köse
Yay›n Yönetmeni
Cihat Demir
Yay›n Dan›flman›
Yalç›n Çetinkaya
Yay›n Dan›flma Kurulu
Halis Dalk›l›ç, Ahmet Gedik,
Ali R›za Altunel, Enver fiengül, Halil Ortaç,
Hüseyin Oflaz, Mubin Dursun,
Recep Köse, Ahmet Akbafl,
Gençosman Turan
Yay›n Kurulu
Recep Köse, Yalç›n Çetinkaya,
Fatih Bolcan, Ayhan Metin
Sanat Yönetmeni
Muhammed Nur Anbarl›
Grafik Uygulama
Hasan Köksoy
Haber, Araflt›rma, Dosya
Burcu Eda Erdem, Ersan Ulusan,
Tuba Yaz›c›, Ayhan Metin,
Yasemin fiimflek, Melih Tekgöz,
Hande Kocagil, Neyzen Y›ld›r›m,
Neriman Benderlio¤lu, Elif Afflar
Foto¤raf
Ali ‹hsan Gülcü, Aziz Kaya, Mahmut Acar
Kapak Foto¤raf›
Feyza BerkerKüçükçekmece’de Hayat
Birinci Foto¤raf Yar›flmas›
Bask› Öncesi Haz›rl›k
Plato Yay›n [email protected]
Film Ç›k›fl› ve Bask›
Euromat Entegre Matbaac›l›k
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E
B E L E D ‹ Y E B A fi K A N L I ⁄ I
Bas›n Yay›n ve Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü
Telefon: 0212 411 0 641
Faks: 0212 411 0 640
www.kucukcekmece.bel.tr
Sevgili hemflehrilerim
2
MUSTAFA KUTLU
‹stanbul’dakaybolmak
‹SKENDER PALA
Bir ‹stanbulmasal›-II
37 43 BEfi‹R AYVAZO⁄LU
Bizim mahalle-II
51
KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYATSAYI 5
KASIM–ARALIK 2005
B U S A Y I
YEREL YÖNET‹MKüçükçekmece Belediyesi
Baflkan Yard›mc›s›Ahmet Gedik
12
MEKANTreni Beklerken
16
GÜNDEMPakistan
10
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 3
MEKANTürkiye’nin
“Ayakkab›c›lar fiehri”Aykosan
38
ROPÖRTAJTürkiye’nin “Kar Leopar›”
32
KÜLTÜRBo¤az›n Ku¤ular›
28
GEZ‹Dinler, diller kenti:
Kudüs
44
ROPÖRTAJTokatl› Çevreci Donkiflot!!
20
TOPLUMKüçükcekmeceden ‹nsan
Manzaralar›
24
52 MEDYA
54 PS‹KOLOJ‹ KULÜBÜ
56 SA⁄LIK
58 TEKST‹L ÇALIfiANLARI VE
AKC‹⁄ER HASTALIKLARI
60 GÜZEL EV‹M
62 KÜLTÜR-SANAT
64 BULMACA
4 FORUM TÜRK‹YE
5 FORUM ‹STANBUL
6 FORUM KÜÇÜKÇEKMECE
8 BELED‹YE ETK‹NL‹KLER‹
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T4
FORUMTÜRK‹YE
DünyaTürkiye’ninbaflar›s›n›konufluyor!“Türkiye; art›k
gerçekleflen düfllerin,
elle tutulabilir hale gelen
hayallerin, gün kadar
ayd›n ümitlerin ülkesidir.”
“Türkiye art›k bir f›rsatlar ülkesidir…”
Nereden nereye geldik?
“Koflar ad›m ilerleyen Türkiye, kuflkusuz ki art›k bir f›rsatlar ülkesi-
dir. Birkaç y›l öncesine kadar, kriz korkusuyla Bat› ülkelerine göçmek
için elçilikler önünde kuyruklar oluflturan vatandafllar›m›z, bugün Tür-
kiye'ye yat›r›m için koflan yabanc›lar› mutlulukla, gururla seyretmekte-
dir. Türkiye; art›k gerçekleflen düfllerin, elle tutulabilir hale gelen ha-
yallerin, gün kadar ayd›n ümitlerin ülkesidir.”
Ekonomimiz sa¤lam bir yap›ya kavufltu
“Ekonomimize genel olarak bakt›¤›m›zda, çok flükür, daha önceki
hiçbir dönemle k›yaslanamayacak sa¤lam bir yap›ya kavufltu¤unu gö-
rüyoruz. Bütün göstergelerde, ekonominin bütün alanlar›nda, daha ön-
ce hiç görmedi¤imiz, hiç yaflamad›¤›m›z, tecrübe etmedi¤imiz sevinç-
leri, baflar›lar› yafl›yoruz.”
Dünya Türkiye’nin baflar›s›n› konufluyor
“Bugün dünyan›n sayg›n tüm kurulufllar›, küresel ekonomiyi yak›ndan
izleyen herkes Türkiye ekonomisinden övgüyle söz etmektedirler.”
Yabanc› sermaye giriflinde rekor art›fl
“Yine bu 48 y›ll›k süre içinde toplam küresel sermaye miktar›, y›ll›k
olarak baz› istisnalar d›fl›nda 1 milyar dolar seviyesini aflmam›flt›r. Oy-
sa 2003 y›l›nda bu rakam 1 milyar 726 milyon dolara, 2004 y›l›nda da 2
milyar 765 milyon dolar seviyelerine ulaflm›flt›r. Sadece 2005 y›l› Ocak-
A¤ustos döneminde Türkiye'ye giren do¤rudan d›fl yat›r›m miktar› 2
milyar 909 milyon dolar olmufltur. Bu demektir ki bu y›l sonu itibariyle
bu rakam önceki y›l› çok ama çok daha fazlas›yla aflacakt›r. Peki, 2004
y›l›n›n ayn› döneminde bu miktar neydi? 1 milyar 910 milyon dolard›.
Yani 2004 y›l›ndan bugüne yüzde 52 oran›nda bir art›fl elde edilmifltir.
Bunlar inkâr edilemez gerçek baflar›lard›r. Türkiye'ye umut, dünyaya
heyecan veren geliflmelerdir. ‹nflallah çok daha iyi seviyeleri, çok da-
ha sevindirici geliflmeleri birlikte yaflayacak, görece¤iz. Türkiye'nin
çok daha iyisine lay›k oldu¤una inan›yoruz, bunu da inflallah hep birlik-
te baflaraca¤›z.
Enflasyon hedefinde sapma yok
Merkez Bankas› Baflkan› Süreyya Serdengeçti, 2006 y›l›nda enflas-
yonun hedefin alt›nda kalmas›ndan ziyade hedefle tutarl› olmas›n›n
amaçlanaca¤›n› bildirdi.
Türkiye Bankalar Birli¤i'nin (TBB) dün bas›na kapal› olarak düzenle-
di¤i toplant›da "Enflasyon Hedeflemesi Rejiminin Genel Çerçevesi ve
2006 Y›l›nda Para ve Döviz Kuru Politikas›" bafll›kl› bir sunum yapan
Serdengeçti, para politikas› aktar›m mekanizmas›n›n giderek güçlen-
di¤ini ve Merkez Bankas›'n›n ba¤›ms›zl›¤› konusunda uygulamada
önemli mesafe al›nd›¤›n› vurgulad›. Serdengeçti, enflasyon hedefleme-
sinde nokta hedefin TÜFE gibi kapsaml› bir endeksle ölçüldü¤ünü, pa-
ra politikas›n›n denetimi d›fl›nda petrol fiyatlar›, uluslararas› likidite
koflullar›, dolayl› vergi ve kamu fiyat ayarlamalar›, yap›sal düzenleme-
ler, tar›msal ürün fiyatlar›ndaki ani hareketler nedeniyle bunun oynak-
l›k gösterebilece¤ini ifade etti.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 5
FORUM‹STANBUL
‹stanbul’datrafi¤i
çözmek için116 proje
“2006 y›l› bütçesinin
yaklafl›k yüzde 60'›n› ulafl›m
yat›r›mlar›na ay›rd›k.”
‹stanbul’un her köflesine ak›ll› ulafl›m sistemleri
ITS (Intelligent Transportation Systems-Ak›ll› Ulafl›m Sistemleri); yol
a¤› kapasitesinin efektif kullan›lmas› amac›yla yeni teknolojiler kulla-
n›larak ço¤unlukla trafikten al›nan yol ve hava durumuna ait veriler ›fl›-
¤›nda trafi¤in otomatik olarak yönetilmesi çal›flmalar›d›r. Büyükflehir
Belediyesi 2001 y›l›ndan itibaren lambal› sinyalizasyon ünitelerini
LED'li (Light Emmitting Diotes) ünitelere dönüfltürmeye bafllam›flt›r.
Ulafl›ma 116 çözüm
2006 y›l› bütçesinin yaklafl›k yüzde 60'›n› ulafl›m yat›r›mlar›na ay›-
ran ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi, trafi¤e nefes ald›rmak için ray-
l› sistemden, yol yat›r›mlar›na 116 projeyi devreye soktu.
‹stanbul'da bir k›sm› yeni bafllayan, bir k›sm› da bitmek üzere olan toplam
55 kilometre uzunlu¤unda rayl› sistem hatt›n›n inflaat› sürüyor. Rayl› sistem-
ler aras›nda Zeytinburnu-Güngören-Ba¤c›lar cadde tramvay›yla 7 bin 500 yol-
cu tafl›ma kapasiteli Taksim-Kabatafl Füniküler Sistemi flubat ay›nda hizmete
aç›lacak. Saatte tek yönde 15 bin yolcu tafl›ma kapasitesine sahip Sultançifli-
¤i-Edirnekap› hafif metro hatt› ise may›s ay›nda devreye girecek. Taksim-Un-
kapan› ve Unkapan›-Yenikap› metrolar›yla 35 bin yolcu tafl›ma kapasiteli Ak-
saray-Yenikap› metrosu da 2008 y›l› sonunda tamamlanm›fl olacak.
Dört hat için ihale 2006'da
Büyükflehir Belediyesi, yat›r›m program›na ald›¤› dört büyük rayl› sistem
hatt›n›n ihalesini ise 2006 y›l› içinde gerçeklefltirecek. Buna göre Bak›rköy-
Küçükçekmece-Avc›lar-Beylikdüzü hafif metro hatt› ile Ba¤c›lar-Mahmutbey-
‹kitelli-Olimpiyat Köyü 2010, Üsküdar-Altunizade-Ümraniye-Dudullu-Samand›-
ra Hafif Metro Hatt› ile Yenikap›-Ba¤c›lar metro hatt› 2009 y›l›nda bitirilmesi
hedefleniyor. Befliktafl-fiiflli-Otogar metro hatt›, Sefaköy-‹kitelli-‹STOÇ hava-
ray hatt› ile Haliç çevresi tramvay hatt›n›n proje çal›flmalar› ise devam ediyor.
Mart 2004'ten bugüne kadar sekiz ayr› yolun yap›m› tamamland›, 32'sinin
inflaat› sürüyor. 32'sinin inflaat›na yeni bafllan›rken, 30'u ihale aflamas›nda. Ay-
r›ca t›kanan alt› noktan›n uygulama projesi bitirildi, 51'inin uygulama projesi
haz›rlan›yor, 29'unun uygulama projesi ise ihale aflamas›nda bulunuyor.
26 yol ve kavflak çal›flmas›
‹nflaat çal›flmalar› süren 26 yol ve kavflak çal›flmas› ve bitifl tarihleri flöyle:
"‹kitelli Kavfla¤› 30 Aral›k, Ambarl› Kavfla¤› ve Ümraniye Dudullu Kavfla¤› 31
Aral›k 2005'te aç›lacak. Kad›köy-Hasanpafla-Uzunçay›r Kavfla¤› 15 fiubat
2006, Ba¤larbafl› Kavfla¤›, K›s›kl› Caddesi Alt Geçidi Ba¤lant› Yollar› ve Ortak
Altyap› Çal›flmalar› 12 Mart 2006, Ba¤c›lar-TEM Ba¤lant› Yolu ve Kavfla¤›,
Eyüp Saya Yolu Alt Geçit Köprüsü 11 Nisan, Davutpafla Kavfla¤› 15 Nisan,
Esenler-Otogar Kavfla¤› 15 May›s, Esenler Hal Kavfla¤› Haziran 2006'da ta-
mamlan›rken, Ba¤c›lar-TEM Ba¤lant› Yolu ile Metris Kavfla¤› da yak›nda aç›-
lacak.
Edirnekap›, Ayaza¤a, Maltepe, Samand›ra kavflaklar›nda düzenleme ça-
l›flmalar›n›n yan› s›ra Kartal-Samand›ra-TEM ba¤lant›s› ile Bal›kesir Caddesi
kesiflmesindeki trafik yeniden düzenleniyor. Bayrampafla Kadife Kavfla¤› ila-
ve üst geçit ve ba¤lant› yollar› k›sa sürede hizmete girecek. Zeytinburnu 58.
Bulvar, ‹nönü ve Seyitnizam caddeleri yeniden düzenlenecak. Kad›köy-‹çe-
renköy meydan› ve Maltepe Büyükyal› Deresi ba¤lant› yolu inflaat›yla bölge
yollar› yeniden düzenleniyor. Topkap› fiehir Park› içindeki tramvay ve kara-
yolu inflaat› tamamlanmak üzere. Topkap›-Çobançeflme aras› D-100 Karayolu
(E-5) flerit düzenlemesi ve yan yol inflaat› devam ediyor. "
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T6
FORUMKÜÇÜKÇEKMECE
Halkal› ZiraatMektebi’nie¤itimkampüsühalinegetirece¤iz“Yaklafl›k ikibin dönüm alana sa-
hip bu okulu orijinalini koruyarak,
teknolojinin son imkanlar›n›n kul-
lan›ld›¤› bir e¤itim merkezi haline
getirece¤iz.”
Küçükçekmece’denAkif geçti...
fiair, edebiyatç›, fen adam›, gazete-
ci ve e¤itimci gibi bir çok özelli¤i
bünyesinde toplayan, vatan ve mil-
let sevgisinin; ba¤›ms›zl›k ve hürri-
yet aflk›n›n en güzel ifadesi olan ‹s-
tiklal Marfl›m›z› bize arma¤an eden
milli flairimiz Mehmet Akif Ersoy'u
vefat›n›n 69. y›l›nda hem ö¤renci ve
hem de e¤itimci olarak bulundu¤u
Halkal› Ziraat Mektebinde rahmet
ve sayg›yla and›k.
Küçükçekmece Belediye Baflkan›m›z Say›n Aziz Yeniay, Küçükçek-
mece Askerlik fiubesi Baflkan› Say›n A.Güngör Öngören, Küçükçekme-
ce ‹lçe Milli E¤itim Müdürü Say›n Kenan Hac›bektaflo¤lu ve çok say›da
protokol misafirimizin kat›l›m›yla gerçeklefltirdi¤imiz Milli fiairimiz
Mehmet Akif Ersoy'u anma program›m›zda aç›l›fl konuflmas›n› Halkal›
Ziraat Mektebi Müdürü Say›n Selahattin Cengiz yapt›.
Programda konuflan Küçükçekmece Belediye Baflkan›m›z Say›n
Aziz Yeniay, “...Vatan ve millet sevgisinin ba¤›ms›zl›k ve hürriyet aflk›-
n›n en güzel ifadesi olan ‹stiklal Marfl›m›z› bize arma¤an eden flair,
edebiyatç›, fen adam›, gazeteci ve e¤itimci özelliklerini bünyesinde ba-
r›nd›ran milli flairimiz Mehmet Akif Ersoy'u bu çok özel mekanda vefa-
t›n›n 69'ncu y›l›nda rahmetle ve sayg› ile an›yoruz.” dedi. Halkal› Ziraat
Mektebinin bulundu¤u alan›n önemine ve bu alanda yapmay› hedefle-
di¤i çal›flmalara da k›saca de¤inen Say›n Yeniay, programa kat›lan her-
kese teflekkür etti. ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ö¤retim
Görevlisi Say›n Necip Faz›l Kurt'un Mehmet Akif Ersoy konulu sunumu
ile devam eden program Halkal› Ziraat Mektebi Okulu ö¤rencilerinin
“Hasta” isimli fliir dramatizesi, Merve Kelefl'in okudu¤u “Cenk Marfl›”
ve Arzu Serbest'in okudu¤u ‹stiklal Marfl› ile son buldu.
Program sonunda Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›m›z taraf›n-
dan kat›lan misafirlere “Mehmet Akif ve Milli Mücadele” isimli kitap ar-
ma¤an edildi.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 7
Kad›nlara özel buluflma!
Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›m›z kültürel etkinliklerini sivil
toplum kurulufllar› ile koordineli olarak aral›ks›z sürdürüyor...
Uçan Süpürge kad›n kuruluflunun Köprüler Kuruyoruz projesi kapsa-
m›nda bölgemizdeki kad›nlar›n tüm farkl›l›klar›na karfl›n kad›n ortak
paydas›nda buluflmalar› ve birbirlerine deneyimlerini aktarmalar›n›
sa¤lamak, kad›nlar›m›z› yerel yönetimlerle buluflturarak sorun, talep ve
beklentilerini dile getirmelerine yard›mc› olmak ve kendilerini ilgilen-
diren yasal düzenlemelerden, haklar›ndan haberdar etmek amac›yla
Belediye Baflkanl›¤›m›z ve Uçan Süpürge kad›n kuruluflu taraf›ndan
film gösterimi organizasyonu yap›lm›flt›r. Toplant›da bir konuflma yapan Baflkan Yard›m›c›m›z Say›n Ali R›-
za Altunel, "Annelerimiz, bac›lar›m›z, han›mlar›m›z olan kad›nlar›m›z›n kültürlü olmas› ailenin ve dolay›s›y-
la toplumun kültürlü olmas›n› sa¤lar. Kad›nlar›m›za her türlü konuda destek olmaya haz›r›z" dedi.
Minikler Olimpiyat Stad›nda Kofltu...
‹lçemiz okullar› ö¤rencilerinin kat›l›m› ile atletizm dal›nda Küçükçek-
mece Belediye Baflkanl›¤› Kros yar›flmalar› düzenledik. Atatürk Olimpi-
yat Stad›’nda gerçeklefltirece¤imiz ve bafllama start›n› Belediye Baflka-
n›m›z ‹nfl.Yük.Müh. Say›n Aziz Yeniay’›n verdi¤i yar›fllar 6-17 yafl aras›,
1000m. – 1200m. – 1500m. - 3000m. ve 5000m. mesafelerde minikler-y›l-
d›zlar ve gençler olmak üzere 3 kategoride yap›ld›.
‹lçemiz okullar› ö¤rencilerinin kat›l›m› ile düzenledi¤imiz 7-17 yafl aras›, minikler-y›ld›zlar ve gençler
olmak üzere 3 kategoride yap›lan Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤› ve Küçükçekmece Kaymakaml›¤›
Atletizm Yar›fllar›'nda dereceye giren sporculara kupa ve madalyalar› Belediye Baflkanl›¤›m›z taraf›ndan
düzenlenen törenle takdim edildi.
‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkan›Say›n Dr. Mimar Kadir Topbafl’dan ziyaret...
Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›’m›z› ziyaretine personelle tan›fla-
rak bafllayan Say›n Baflkan Kadir Topbafl, belediye içerisindeki vatan-
dafllarla sohbet ederek belediye hizmetleri hakk›nda görüfllerini ald›.
Yapt›¤› aç›klamada Küçükçekmece’nin bu zamana kadar merkezin im-
kanlar›ndan yeterince yararlanamad›¤› konusuna de¤inen Baflkan Top-
bafl, amaçlar›n›n Küçükçekmece’yi vizyon kent konumuna getirmek ol-
du¤unu söyledi. Küçükçekmece’de bafllat›lan Kentsel dönüflüm Proje-
leri ve Küçükçekmece Gölü temizleme ve rekreasyon çal›flmalar›n›n
baflar›yla devam etti¤ini kaydeden Say›n Baflkan Kadir Topbafl, hedefledikleri Küçükçekmece’yi olufltur-
ma konusunda Belediye Baflkan›m›z Say›n Aziz Yeniay’›n ekibi ile birlikte yapm›fl oldu¤u fedakar çal›flma-
lar› yak›ndan takip ve takdir etti¤ini belirtti.
3 Aral›k Dünya Özürlüler Günü münasebeti ile
Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›m›z›n engelli
vatandafllar›m›z›n yan›nda ve destekçisi oldu¤unu
belirtmek amac›yla yürüyüfl program› ve sonras›n-
da yap›m› tamamlanan Engelliler Çocuk Park› aç›-
l›fl program› düzenledik.
Cennet Mahallesi Hürriyet Caddesi'nde ger-
çeklefltirilen engelliler yürüyüfl program›m›za Be-
yaz Ay Görme Engelliler Derne¤i, Sefaköy ‹flitme
Engelliler Spor Kulübü, Türkiye Sakatlar Derne¤i
‹stanbul fiubesi üyeleri, Özürlü Belediye Meclis
Üyeleri, Küçükçekmece Belediyesi Meclis Üyeleri,
engelli vatandafllar›m›z ve aileleri ile Tafltepe ‹l-
kö¤retim Okulu ö¤rencileri kat›ld›lar. Yürüyüfl
program›m›zda kat›lan engelli vatandafllar›m›z es-
nafa ve vatandafllara k›r›k karanfil hediye etti.
Engelliler k›r›k karanfillerin bastonlar›n›, teker-
lekli sandalyelerini, iflitme cihazlar›n›, ama bastonu
gibi yard›mc› araçlar›n› ifade etti¤ini belirttiler. Ol-
dukça renkli geçen yürüyüfl program›m›z sonras›
Belediye Baflkanl›¤›m›z taraf›ndan yap›m› tamamla-
nan Tafltepe ‹lkö¤retim Okulu Engelliler Çocuk
Park›m›z›n aç›l›fl›n› yapmak üzere Tafltepe ‹lkö¤re-
tim Okulu'na geçildi.
Engelliler çocuk park› aç›l›fl töreni ve a¤aç diki-
mi sonras› program, ‹stanbul Büyükflehir Belediye-
si ‹stanbul Özürlüler Merkezinin “Farkl› olanla Bir-
likte Yaflamak” isimli sunumu ve Küçükçekmece
Belediye Baflkanl›¤› Engelliler Tiyatro grubunun
haz›rlad›¤› skeç ile son buldu.
Engellilerdenk›r›k karanfil......
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T8
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 9
‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkanl›¤›'n›n dü-
zenledi¤i “En Güzel Lale ‹stanbul'da Yetiflir” isimli
etkinlikler çerçevesinde Küçükçekmeceli vatan-
dafllar›m›za çok say›da lale so¤an› ve saks› hediye
edildi.
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi yetkilileri veri-
len lale so¤anlar›n›n ekilmesi halinde Nisan'da çi-
çek açacaklar›n›, yetifltirilen lalenin foto¤raf›n›n
çekilerek elektronik posta veya posta yoluyla ‹stan-
bul Büyükflehir Belediyesi'ne gönderildi¤i taktirde
En Güzel 100 Lale yar›flmas›nda de¤erlendirilece-
¤ini belirttiler. Gönderilen lalelerin içinden en gü-
zel 100 lale seçilerek, sahipleri 300'er YTL para
ödülü kazanacak.
Programa ilgi gösteren vatandafllar›m›z en gü-
zel lalenin ‹stanbul'da ve ‹stanbul en müstesna
semti olan Küçükçekmece'de yetiflece¤ini söyleye-
rek ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi'nin seçece¤i en
güzel laleyi yetifltireceklerinin sözünü verdiler.
Yar›flmaya son kat›l›m tarihi 20 Nisan 2006 ola-
rak belirlenirken elektronik posta ile baflvuracak
vatandafllar foto¤raflar›n› minimum 1900x1425 pi-
xel, 72dpi çözünürlükte ve jpeg format›nda lale@is-
tanbulunlalesi.com adresine adres ve telefon bilgi-
leri ile birlikte gönderebilirler. Posta yoluyla kat›la-
cak vatandafllar›m›z ise 13x18 cm ebatlar›nda kar-
ta bas›lm›fl lale foto¤raflar›n› yine adres ve telefon
bilgileri ile birlikte ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi,
Özel Kalem Müdürlü¤ü, Saraçhane-Fatih adresine
gönderebilirler.
En güzel lâleKüçükçekmece’de yetiflir!
akistan’›n ve Hindis-
tan’›n kuzeyini harap
eden korkunç deprem
en y›k›c› etkilerini Keflmir’de
gösterdi.
‹nsanlar›n yaflad›¤› kor-
kunç an, çok ciddi bir kay›p ve
ak›llarda kalan o ac›tan foto¤-
raflar... Tüm dünyadan yard›m
eli uzanan Pakistan için Küçük-
çekmece Belediye Baflkanl›¤›
bir gece düzenledi.
08 Ekim 2005'te son 100 y›-
l›n en büyük depremini yafla-
yan kardefl ülke Pakistan halk›-
na Küçükçekmece'den yard›m
eli uzatabilmek amac›yla Kü-
çükçekmece Belediye Baflkan-
l›¤›-K›z›lay iflbirli¤i ile Küçük-
çekmeceli ifladamlar›m›zla bir
araya geldi¤imiz yard›m yeme-
¤i organizasyonu gerçeklefltir-
dik. Çok say›da protokol misa-
firi ve ilçemizin yard›msever
ifladamlar›n›n yan› s›ra, sevilen
sanatç›lar›m›z BBeeddiirrhhaann GGöökk--
ççee, AAhhmmeett SSeellççuukk ‹‹llkkaann, ‹‹bbrraa--
hhiimm UU¤¤uurrlluu ve DDeepprreemm DDeeddee
PPrrooff.. DDrr.. AAhhmmeett MMeettee IIflfl››kkaa--
rraa'da yard›m yeme¤imize kat›-
larak Pakistan halk›na “Yaln›z
De¤ilsiniz” mesaj› verdiler.
Programda aç›l›fl konuflma-
s›n› K›z›lay Genel Baflkan› Sa-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T10
GÜNDEMPakistan
Pakistan’dabir nesilyok oldu!
P
y›n Tekin Küçükali yapt›. Türk
K›z›lay'›n›n yapm›fl oldu¤u ça-
l›flmalarla ilgili genel bir bilgi
veren Say›n Küçükali, “Pakis-
tan Hindistan'dan ayr›lmadan
önce biz Kurtulufl Savafl›'na
bafllam›flt›k. Pakistan halk›
Kurtulufl savafl›m›zda kollar›n-
dan bileziklerini, kulaklar›n-
dan küpelerini ç›kartarak bize
en zor zaman›m›zda destekle-
rini esirgememifllerdir. fiimdi
yard›m s›ras› bizde...” dedi.
‹HH Baflkan Yard›mc›s› Say›n
Recep Tuncer Pakistan'da ya-
p›lan yard›mlar ve izlenimleri
ilgili genel bir bilgi verdikten
sonra bir konuflma yapan Kü-
çükçekmece Belediye Baflka-
n›m›z Say›n Aziz Yeniay, “Pa-
kistan'da ki kardefllerimiz biz-
leri hiç görmeden, tan›madan
sadece ve sadece ayn› dinin
mensuplar› olan insanlar ola-
rak, onunda ötesinde kardefl
bilerek bizlerden yard›m bek-
liyorlar. Tarihte bizlere her tür-
lü fedakarl›¤› gösteren insan-
lara bizlerinde imkanlar›m›z›n
bir k›sm›n› çok görmeyerek
yard›mda bulunmam›z›n insan-
l›k gere¤i oldu¤unu düflünüyo-
rum. Bu dünyada kazand›klar›m›z›
mutlak suretle insanl›k ad›na har-
camal›y›z. Küçükçekmecemizdeki
ifladamlar›m›zla, halk›m›zla dost
ve kardefl ülke Pakistan halk›n›n
ac›lar›n› bir nebze olsun dindire-
bilme amac›yla böyle bir kampan-
ya bafllatt›k. “diyerek Pakistan hal-
k›na yard›mda bulunan herkese
teflekkür etti.
Yard›m yeme¤inde 250.000
YTL üzeri ba¤›fl toplan›rken Bafl-
kan Yeniay bu rakam›n kampanya
çal›flmalar› ile asgari 500.000 YTL
olarak Pakistan'a gönderilece¤ini
belirtti.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 11
‹lk olarak kendinizden bah-
seder misiniz?
1957 Samsun Havsa do¤umlu-
yum. 1983 y›l›nda Adapaza-
r›’nda memuriyete bafllad›m.
Burada 10 y›l çal›flt›ktan sonra
93 y›l›n›n bafllar›nda Avc›lar’a
Belediye Baflkan Yard›mc›s›
olarak atand›m. 6,5 y›l Avc›lar
Belediyesinde 5 y›l da Gürp›-
nar Belediyesinde Baflkan Yar-
d›mc›l›¤› yapt›m. 28 Mart 2004
tarihinde yap›lan yerel seçim-
lerde AK Parti’den Gürp›nar
Belediye Baflkan Aday› idim
malesef kazanamad›m. Seçim-
lerden sonra Küçükçekmece
Belediyesi’ne Baflkan Yard›m-
c›s› olarak atand›m. 19 ayd›r
Küçükçekmece’de Belediye
Baflkan Yard›mc›s› olarak gö-
rev yapmaktay›m.Bana ba¤l›
birimler; Zab›ta Müdürlü¤ü,
Halkal› ve Küçükçekmece fiu-
be Müdürlü¤ü ve Hukuk Mü-
dürlü¤üdür. Çal›flmalar›m›z
çok yo¤un... Küçükçekmece
Belediyesi zaman›nda yat›r›m-
lardan, hizmetlerden mahrum
kalm›fl ve fiube Müdürlükleri
halk›n maalesef rahats›z olaca-
¤› iflleri yapm›fllar.
Çok ciddi sorunlar yaflanm›fl
herhalde baflkan›m? Bunlar-
dan biraz bahseder misiniz?
‹nflaatlar›n % 95’i kaçak. ‹nfla-
atlar›n bir k›sm› ruhsatl› baflla-
m›fl ama yine üstüne kat ata-
rak, kaçak hale getirilmifl. Bir
k›sm› tamamen kaçak. Devlet
arazilerinde gecekondular var,
bunlara müsamaha göstermi-
yoruz. Dolay›s›yla halk al›flt›¤›
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T12
Baflar›l›birBaflkan...
YEREL YÖNET‹MKüçükçekmece Belediyesi
Baflkan Yard›mc›s›AHMET GED‹K
BURCU EDA ERDEM
bafl›bofl davran›fl›n tam tersini
görüyor. Gerçi art›k onlar da
al›flt› ve her konuda bizi des-
tekliyorlar, ama göreve geldi-
¤imiz o ilk dönem gerçekten
çok zorland›k.
Zab›ta olmak çok zor, özel-
likle y›k›mlarda... Yani denetim
çal›flmalar› esnafa yönelik, y›-
k›mlar ise halka yönelik. Y›-
k›mlarla ilgili bölümleri flube-
lere de yönlendiriyoruz. fiube-
lerde geldi¤imiz günden beri
inflaatlar›n durdurulmas› için
mücadeleler yap›yoruz. Gelir
gelmez hemen bunun için kol-
lar› s›vad›k. Kaçak inflaat ya-
panlar› tamamen durdurduk.
Yani bir buçuk y›ld›r kaçak
inflaat yap›lmas› mümkün de-
¤il; yapmaya kalk›flanlar› da
hemen durdurduk. ‹mar yasa-
s›n›n 32. maddesine göre 150
civar›nda y›k›m yapt›k. Bunlar›
yaparken tabî çok ciddi dire-
nifllerle karfl›laflt›k, ama müm-
kün mertebe k›rmadan dökme-
den ma¤dur etmeden yapt›k.
Ço¤unun mal, mülk, giyim ve
kuflam›na yard›mc› olduk. Yani
sokakta b›rakmamaya çal›flt›k.
Bunlar› yaparken zevkle yap-
mad›k tabî... Proje mühendisle-
riyle, firmalarla, müteahhitlerle
çok ciddi direnifllerle maruz
kald›k; çünkü bu kifliler al›fl-
m›fllar bafl› bofl ifl yapmaya. Bi-
zim prensibimiz, hedefimiz flu-
dur: bir parsele flayet ruhsat
al›n›yorsa o inflaata da ruhsat
al›nacak. Buna engel bir imalat
varsa kesinlikle onu kald›rma-
y› biliyoruz. Baflta tepki göster-
diler ama flu anda hepsi mem-
nun, hepsi teflekkür ediyor. Bu
konu hakk›nda çok tepki gös-
terdiler ama biz yine de karar›-
m›zdan vazgeçmedik. Küçük-
çekmece’de bu sorunu oturt-
turduk. Zaten belediyemizin
en büyük sorunlar›ndan biriydi
bu... Say›n Baflkan›m›z Aziz Ye-
niay’da bu konuda seçimlerde
karar›n› herkese beyan etti.
Tabî personellerimizi ve emni-
yetlerimizi çok ciddiye ald›k.
K›sacas› kaçak inflaat sorunu-
muz kalmad›, art›k herkes bili-
yor ki inflaat yapanlar ruhsatl›
yapacak.
Denetimler konusunda ne dü-
flünüyorsunuz?
Esnaf denetimleri faaliyetleri-
miz içerisindedir. Ekipler ku-
rarak ruhsat denetimi yap›yo-
ruz. Bölge bölge, cadde cadde
gezerek denetimlerimizi ger-
çeklefltiriyoruz.
Bunun içinde bir de caddele-
rin ve sokaklar›n iflgallerinin
denetimi var. Bu konuda Kü-
çükçekmece’de mevcut esnaf
odalar›yla toplant› yapt›k ve
toplant›da müflterek bir karar
ald›k. Bundan sonra dükkanla-
r›n önlerine vatandafl›n yürü-
mesine engel olacak herhangi
bir mal› teflhir etmelerine mü-
saade vermeyece¤iz.
Bunun cezas› da var de¤il mi?
Evet ceza uygulamas›na da baflla-
yaca¤›z. Böylece vatandafl›n yürü-
mesine engel olunmayacak. Kü-
çükçekmece modern bir ilçe olma
yolunda h›zla ilerledi¤i için esnaf-
lar›m›z da bu duruma k›sa zaman-
da al›flacak.
Zab›tan›n bir görevi de bu olacak
de¤il mi?
Evet. Zaten seyyarlar, genel olarak
ifl bulamayan, sermayesi olmayan
kiflilerden olufluyor. Bunlarla u¤-
raflmak çok büyük problem. Zab›-
tan›n u¤raflt›¤› ifllerden birisi de
bofl arsalara inflaat at›klar›n›n at›l-
mas›. Normalde Küçükçekmece il-
çesinin nüfus say›s›na göre olmas›
gereken zab›ta say›s› 400’dür, ama
biz flu anda 70 kifliyle ifl yap›yoruz.
Hem bütün yasal görevleri yap›yo-
ruz, hem de belediyemizin evrak-
lar›n› ilgili bölümlere veriyoruz.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 13
Hukuk ifllerinden biraz bah-
sedebilir misiniz?
Belediyemiz ad›na olas› itilaf-
larda görev yap›yor. Herhangi
bir konuda görüflme yap›ld›-
¤›nda, bunlar› hukuk iflleri be-
yan ediyor. Bir de hukuk iflleri
iç bilgilendirmeden sorumlu.
fiubelerimizde ise Beledi-
yemizin küçük birer ünitesi
vard›r. Vatandafl›n kriteri aç›-
s›ndan biz bunu kald›rmay› dü-
flünüyoruz, zaten flubeler sade-
ce Küçükçekmece’de var. fiu-
beler imar ve yap› denetim gö-
revini yap›yor.
Sizce Küçükçekmece kaçak
yap› konusunda yeterince bi-
linçlendi mi?
Bizim bilgimiz olmadan, Bele-
diyenin bir bilgisi olmadan ka-
çak yap› yapamazlar. Çünkü
bu konuda bilinçlendiklerin-
Zab›ta sistemi flikayete göre mi
yoksa bir programlamaya göre
mi denetim yap›yor?
Bizim haftal›k program›m›z var. Bu
programda Veteriner Müdürlü¤ü,
Sa¤l›k ‹flleri Müdürlü¤ü, Çevre
Denetim ve ‹ktisat Müdürlü¤ü var.
Bu dört müdürlükten müflterek bir
program haz›rlan›yor, bu program-
la internet kafe denetimleri, f›r›n-
lar›n denetimleri, pazar kontrolleri
yap›l›yor. Bir de vatandafllar›n ih-
barlar› de¤erlendiriliyor. Zab›ta
ilk müdahaleyi yapt›ktan sonra,
gerekirse ilgili birimlere havale
ediyor.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T14
den eminiz. Bundan sonra hal-
k›n böyle bir ifle girece¤ini hiç
zannetmiyorum.
Bundan sonra hedeflenen bir
amaç var m›?
Hedeflerimizin aras›nda alt ya-
p› yapma projeleri var. Bir de
tiyatro ve spor gibi sosyal ku-
rumlar. Yani spor merkezleri,
al›flverifl merkezi gibi yerler
aç›lacak çok yak›n zamanda.
Art›k Küçükçekmeceliler ne
yapacaksa kendi ilçesinde ya-
pacak.
Sizin Küçükçekmece halk›na
ulaflt›rmak istedi¤iniz mesaj-
lar var m›?
‹mar aç›s›ndan, zab›ta aç›s›n-
dan, her türlü sosyal ve kültü-
rel aç›dan do¤ru olmas› gere-
kenleri aç›klamaya çal›fl›yoruz
vatandafllar›m›za. Bu konu da
bize güvenmelerini ve ne yapt›y-
sak onlar için yapt›¤›m›z› bilmele-
rini istiyoruz. Yani tüm ekibimiz,
halka en iyi hizmetleri vermeye
çal›fl›yor ve bunu yaparken çok öz-
verili davran›yoruz. Her konuda bi-
ze güvenmelerini, ald›¤›m›z karar-
lara uymalar›n› ve bizi destekle-
melerini bekliyoruz. ‹nflallah çok
daha iyi olacak, bunu yürekten di-
liyorum.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 15
Seyyar ile mücadele
Kaçak inflaatlar›n y›k›mlar›
imdi siz, ömründe hiç
tren beklememifl baylar
ve bayanlar, art›k bu na-
sipsizli¤in belini k›ral›m. De-
miryollar›na telefon ederiz,
santral bir miktar Kara Tren
türküsünün o can›m ezgisini
dinlettikten sonra bizi dan›fl-
maya ba¤lar, gitmeye niyetlen-
di¤imiz yöne iflleyen trenlerin
adlar›n› ve hareket saatlerini
ö¤reniriz, yerimizi ay›rt›r›z, biz-
zat giderek veya birini gönde-
rerek biletimizi ald›r›r›z. Tren
kalkmaya yak›n bizi u¤urlaya-
caklarla birlikte gara gelir, pe-
ronda ayaküstü laflayarak, ol-
mazsa gar pastanesinde bir
fleyler içerek treni bekler, saa-
tinde biner gideriz, diyorsa-
n›z… Yahut, bugün bizimkiler
arad›lar, filan trenle filan saat-
te geleceklermifl, mübarek
çufçufun gelmesine az kald›,
bir koflu varal›m da ay›p olma-
s›n karfl›layal›m, bekleyecek-
sek garda bekleyelim, diyorsa-
n›z… ne diyeyim; tatl› bekleme-
ler efendim. Ancak tren bekle-
menin nas›l bir fley oldu¤unu
ö¤renmeniz için bir k›lavuz ya-
z›ya ihtiyac›n›z vard›r. Benden
evvel yazan bulunmad›¤› için
ifl bafla düflmüfltür, bundan
sonra daha iyisi kalem erba-
b›ndan beklenir…
Kalemine sa¤l›k; insanl›¤›n
bekledi¤i treni yahut insanl›¤›
bekleyen treni “tüm zamanla-
r›n en iyi oyunu” say›lan Go-
dot’yu Beklerken kitab›nda ifl-
leyen Samuel Beckett, sahne
olarak niye izbe bir tren istas-
yonunu de¤il de, yapraks›z bir
sö¤üt a¤ac›n›n alt›n› kulland›
diye hay›flan›r dururum. Üstat,
bu çok katmanl› tiyatro oyunu-
na bir katman daha ekleseydi
sözüm söz, bir “tiyatro treni”
tertip eder, demiryolunun geç-
ti¤i cümle flehir merkezlerinde
tiyatro ziyafeti çekerdim. Üste-
lik oyunda ben de memnuni-
yetle rol al›r; Pozzo veya Lucky
olmazd›m belki ama, Estragon,
Vladimir yahut en çok da Al-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T16
TreniBeklerken...
MEKÂN
MEHMET AYCI
fi
bert olabilirdim. Neme laz›m
can›m; kahramanlar› yerlileflti-
rip Mehmet Ayc› olarak bir
bekleyen rolünü oynamak ne-
yimize yetmiyor.
Topra¤› bol olsun; Samuel
Beckett’e bir demiryolcu sela-
m› gönderdikten sonra, Habil
ve Kabil’den bu yana Godot’yu
bekledi¤i anlafl›lan Estragon’u,
Vladimir’i kendi hallerine b›ra-
karak, bir gara do¤ru yürüye-
lim ve di¤er bekleyenlerle bir-
likte treni bekleyelim.
(Yürüyelim dedim de, “bek-
lemek” söz konusu olunca, her
ad›mda içimize bir zehir ›rma-
¤› olanca gümrahl›¤›yla yürü-
yor; “trenli ac›lar tarihi”nden
pefl pefle sayfalar aç›l›yor. Ev-
vel zaman içinde, Anadolu, ta-
rihin nadir gördü¤ü dayan›lma-
s› güç ac›lar› yaflarken, varol-
ma ve tutunma mücadelesi ver-
di¤imiz Balkan Harbi, Birinci
Cihan Harbi, ‹stiklal Harbi y›l-
lar›nda, on binlerce b›y›¤› yeni
terlemifl Mehmet’i en yak›n
merkezdeki tren istasyonun-
dan askere yolcu eden ve dö-
nüfllerini bekleyen annelerin,
efllerin, yavuklular›n, çocukla-
r›n hikayesini, -ayr› ayr› her bi-
rinin hikayesini- tren bekleme-
nin nas›l dayan›lmaz, hikaye
edilemez, filme al›namaz, an-
cak ilgililerince yaflanan ve du-
yulan bir bekleme oldu¤unu,
yeni kuflaklar kulaktan duyma
bilseler bile, idrak etmeleri
mümkün de¤ildir. Lokomotifle-
rinin bir k›sm›n› çocuklar›n›z›n
Çaml›k ve Ankara Buharl› Lo-
komotif Müzelerinde yahut
Rahmi Koç Sanayi Müzesinde
gördü¤ü, zaman ne büyük
oyuncak? diyerek hayrete ve il-
giye mucip olan o kara trenler,
vakti zaman›nda çanta dolusu
kanl› künyelerle, pefl pefle ge-
tirdikleri “o¤lunuz filan cephe-
de flehit oldu, vatan sa¤ olsun”
haberleriyle, foto¤raflarla,
mektuplarla, gelifline ve gidifli-
ne yaz›lan türkülerle, bir an›t
gibi istasyonlardaki hareket-
lenmeye ayarl› yüreklerde b›rakt›-
¤› tarih kadar kadim ve derin, s›-
cak kan kadar taze ürpermelerle,
k›r›lmalarla… Anadolu’nun derin
haf›zas›na “sen annemizin vatan›-
s›n” nefesini üflemifllerdir. Ölüm
haberi gelenler, binde bir de olsa
birkaç uzvunu bilmem hangi cep-
hede b›rakarak kendisi gelenler
haricinde, savafllar bitip aradan
y›llar geçti¤i halde ölümünden di-
riminden bir haber al›namayanla-
r›n beklenmesi vard›r ki, dünyan›n
bütün dillerinde gelmifl geçmifl
bütün sözcükleri ve sözlükleri yar-
d›ma ça¤›rsan›z bu hali tarif ede-
cek bir cümle bulamazs›n›z; ben-
den de beklemeyin. ‹nan›r›m ki, o
kufla¤›n yatt›¤› mezarl›klar›n yak›-
n›ndan bir tren geçse, raylar›n se-
siyle, o kemikleri öpülesi anneleri-
mizin topra¤›, kabaran bir yürek
gibi vurur, ac› çeker, kanar ve h›ç-
k›r›r… Biliyorum, içinizde bir defa
olsun tren beklemeyenler vard›r.
Bu sat›rlar› okuduktan sonra, Al-
man mimarî tarz›yla yap›lm›fl Ana-
dolu Ba¤dat Hatt›n›n herhangi bir
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 17
mayanlar için gar saatinin sani-
yeleri sanki heyecanlanm›fl gi-
bi h›zl› h›zl› ilerler, son anons
yap›l›r, tren düdü¤ü hoflçakal
makam›nda öter, hareket me-
muru olabildi¤ine nizami göre-
vini ifa eder; art›k yolcular›n da
yolcu edenlerin de bekleye-
cek bir fleyleri kalmaz; olan ol-
mufltur. Sallanan eller töreni
sona erer; yolcu yoluna; gayr›s›
evine bark›na, ifline gücüne
döner. Oysa gelen trenler bu
ülkede y›llarca vaktinde gel-
memifltir. Nöbetçi memur ha-
z›rl›kl› ve al›flk›nd›r; oflaya puf-
laya içeri dal›p, nerde kald› bu
tren kardeflim diye hesap so-
ran bekleyicilere dünyan›n en
makul cevab›n› vermekte ma-
hirdir. Garda treni bekleyenler
bekledikleri yolcunun kim ol-
du¤una göre yürek ayar› ya-
parlar; sevinç de, b›kk›nl›k da,
yerine göre öfke de buharl› du-
man› gibi koyulafl›r; tren geldi-
¤inde sar›lmalar ve surat as-
malar baflkalafl›r. Böylesi du-
rumlarda gar hamallar› bile
adam›na göre ihtiyatl› bir dil
kullan›r; ola ki tehirin hesab›n›
bu zavall›lardan soran buluna-
bilir.
Tren beklemenin k›ymetini
bilesiniz diye yaz›yorum; görü-
nen köy k›lavuz istemez, Türki-
ye h›zlan›yor, çok yak›n bir za-
manda h›zl› trenler “tek rakibi-
miz Türk Hava Yollar›” parola-
s›yla t›k›r t›k›r ifllemeye baflla-
d›¤›nda, o muhteflem bekleme
törenleri de tarihe kar›flacak-
t›r. “Vakit nakittir” diyerek bir
dakika bile beklemeyi isteme-
yen, ancak y›llarca nelere ta-
hammül ettiklerini bilenlerin
bildi¤i yolcular›m›z, boyun ki-
reçlenmesini aratmayan bek-
leme ac›lar›n› sevimli bir dille
çocuklar›na anlatmak için sak-
layadursun; içinden tren ge-
çen flehirlerin ahalisi bundan
sonra saat yerine ya bir tren ta-
rifesi tafl›may› yeterli bulacak
yahut saatlerini saniyesi sani-
yesine iflleyen trenlere göre
istasyonuna var›n; hiç olmazsa
tren bekliyormufl gibi yap›n, o sa-
r›ms› duvarlar size halk diliyle
beklemenin ne demek oldu¤unu
mutlaka anlatacakt›r.)
Baflta söyleyeyim; iki türlü tren
bekleme adab› vard›r; birincisi,
karfl›lanacak yolcular için gelen
trenin beklenmesi; bunu bildi¤iniz
için söylemiyorum; bir kavuflma
seremonisidir. ‹kincisi giden yol-
cular›n ve u¤urlay›c›lar›n treni
beklemesidir ki, tek kelimeyle ifa-
de edilemeyen bir çeflit duygu
harman›d›r; “Allah kavufltur-
sun”lar, “gitse de kurtulsak”lar,
“seni çok özleyece¤im”ler, “bir an
önce evimize gitsek”ler, “Allah ifli-
ni gücünü rast getirsin”ler.. birbiri-
ne kar›fl›r; keyifli oldu¤u kadar s›-
k›c›, alabildi¤ine sab›rs›z ve tedir-
gin bir beklemedir. Ne var ki her
iki bekleyifl de sükunetin o a¤›r el-
bisesini giyinerek karfl›m›za ç›kar.
Giden treni u¤urlamak yahut
trene binmek için peronda bekle-
yenlerin nihayetinde bekleme sü-
releri belirli ve s›n›rl›d›r. Saati ol-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T18
ayarlayacakt›r. Olan o gözünü
sevdi¤im tehir ve rötar sözcük-
lerine olacakt›r ama vars›n ol-
sun…
Dolmuflu, otobüsü, uça¤›,
gemiyi bir kalemde geçtik;
rayl› sistemler içinde metro-
nun, tramvay›n, “ankaray”›n ge-
liflini bir miktar bekleyenler
olur lakin, bu bekleme nihaye-
tinde iki ad›ml›k yolun yorgun-
lu¤unu göze alamayan “biz fle-
hir ahalisi kara flemsiyeliler”in
s›radan beklemeleridir; zikret-
meye de¤mez. Metro, tramvay,
“ankaray” u¤urlanacak kadar
uza¤a gitmedikleri için mera-
sime gerek yoktur. Hofl, zaten
okul kaça¤› liseli sevgilisini
bindirip ceket omzunda, bir an
önce duraktan d›flar› ç›karak
sigara tellendirecek o¤lanlar
yahut k›zlar haricinde do¤ru
dürüst bu vas›talar› u¤urlayan-
lar da bulunmaz.
Elbette, ömründe ilk defa,
muhtemelen kötü hava flartlar›
(ne demekse, flart› ne olursa
olsun her havan›n bir güzelli¤i
vard›r) nedeniyle annesinin
hakk›m› helal etmem tembihle-
ri sonras›, görünürde gönülsüz
trene binen birisiyle, ömründe
trenden baflka vesait kullan-
mam›fl, bu alabildi¤ine tutkulu
ve isabetli inad› sayesinde
memleketin demiryolu u¤ra-
mayan yerlerini, yörelerini gör-
mekten mahrum kalm›fl, ancak
hiçbir zaman seksen bir vilaye-
tin ve bilmem kaç yüz kazan›n
demir a¤larla ördü¤ü dantel
gibi birbirine ba¤lanaca¤›
ümidiyle yaflayan ‹stanbul ha-
n›mefendisinin tren bekleyifli
aras›nda dünyan›n döfleli, dö-
flenecek demiryollar› mesafe-
since fark vard›r. Biri, kalaba-
l›kta rasgele bir k›z› öpmek ka-
bilinden ne yapt›¤›n›n fark›nda
de¤ildir; di¤eri için tren her
dem taze ve usan›lmayas› bir
sevgilidir; ihaneti akl›n›n ucun-
dan bile geçirmez.
Trende kurulan dostluklar
d›fl›nda istasyonda treni bek-
lerken de tan›flmalar, göz aflinal›k-
lar› oluflur. Hatta, “Beni, tam elli
dört y›l önce bu garda, annemi
karfl›lamak için treni beklerken
görmüfl, be¤enmifl, takip etmifl, ta-
n›flt›k görüfltük, nasipmifl, bu son
torununu göremeden rahmetli ol-
du, flimdi onu u¤urlamaya geldim”
diyen teyzemizin kaderi, kim ne
derse desin bir tren beklemek
üzerine kuruludur.
Gözlerinizin yoruldu¤una de¤-
di¤ine eminim; gördünüz ve takdir
ettiniz ki, bu yaz› da bekleme üze-
rine kuruludur. ‹flah olmaz bir tren
bekleyicisi olarak, tren beklemeyi
tiryakilik haline getirenlere dair,
tren beklenirken okunmaya de¤er
bir yaz› kaleme almazsam flu dibi
delinesi dünyada bir fleyleri eksik
b›rak›r›m diye düflünürdüm; ahir
ömrümde nasip oldu. Vars›n bek-
lerken de¤il de yolculukta okusun-
lar, kelimeler ray sesine kar›fls›n,
iyi yolculuklar…
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 19
aruk Sükan... 78 yafl›nda
ve do¤ma büyüme To-
katl›... Niksar’da sakin,
sessiz do¤a içinde yaln›z bafl›-
na yafl›yor. Niksar’da “Tokatl›
Çevreci Donkiflot” ad›yla bilini-
yor. AKUT’ta kayak ö¤retmenli-
¤i yapmaktan tutun da, flehir
flehir gezip insanlara çevre bi-
lincini afl›lamaya kadar her fley
var onda... Bizler onu Küçük-
çekmece Belediyesinin “Haydi
Okula Bisikletle” etkinli¤inde
tan›d›k. Anlatmak istedi¤i, ilet-
mek istedi¤i çok fley vard›.
Kendisini Küçükçekmece Be-
lediyesinde misafir ettik...
Bize kendinizden bahseder
misiniz hocam? Neler yapar-
s›n›z?
Ben hayat boyu spor yapan bir
insan›m. Beden e¤itimi ö¤ret-
menli¤inden emekliyim. 30 se-
ne ö¤retmenlik yapt›m ve Tür-
kiye’nin her yerinde çal›flt›m.
Toplumun de¤er yarg›-
lar›ndan çok bunald›¤›m bir s›-
rada dünyay› görmek, tan›mak
ve ayn› zamanda spor yapabil-
mek için bütün Türkiye’yi do-
laflt›m, ondan sonra yetmedi
bütün Avrupa’y› dolaflt›m.
Merak etti¤iniz için mi böyle
bir geziye bafllad›n›z?
O zamanlar turnuva düflünen
yok Türkiye’de. Bisikletle tur-
nuvalara ç›kan insanlar yok.
Ben tan›mak, görmek için Tür-
kiye’yi ve Avrupa’y› gezdim.
Tabi bu durum dünya görüflü
için de¤er yarg›lar›m› her türlü
her flekilde de¤ifltirdi ve dün-
ya vatandafl› oldum. Özgür dü-
flünen, özgür davranan bir in-
san oldum. Emeklilikten sonra
da bunu sürdürdüm. K›fl›n ka-
yak yap›yorum, kayak ö¤retiyo-
rum. Da¤c›l›k federasyonunun
kayak kurslar›nda ö¤retmenlik
yapt›m. Kendi çevremde de bir
etkinlik kazand›rmak için fakir
derneklere yard›m olarak ka-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T20
Tokatl› çevreciDonkiflot!F
78 yafl›nda, iflah olmaz birçevreci… “Tokatl› ÇevreciDonkiflot” olarak tan›nan FarukSükan, Evliya Çelebi gibi flehirflehir dolaflarak çevre bilinciafl›lamaya çal›fl›yor…
ROPÖRTAJ
BURCU EDA ERDEM
yak kursu veriyorum. Onlara
yard›m ediyorum, para alm›yo-
rum. Onun d›fl›nda çok inand›-
¤›m bir amaç var; dünyan›n ve
Türkiye’nin bir numaral› soru-
nu yaln›z ve yaln›z do¤an›n yok
olmas› ve çevrenin kirlenmesi
konusu. Do¤a yok olursa, do¤a
ve çevre ölürse insan da ölür,
temel düflüncem bu. O zaman
ne yapay›m ne yapay›m bisik-
lete atl›yorum do¤ay› yok
edenleri, ormanlar› yok eden-
leri, çevreyi kirletenleri pro-
testo ediyorum. Bisiklette slo-
ganlar›m var, gö¤sümde, s›r-
t›mda... Okullara gidiyorum bu
konuda 8-10 dakikal›k bir ko-
nuflma yap›yorum. Gelecek ku-
flaklar› do¤ay› ve çevreyi koru-
yan bilince ulaflt›rmaya çal›fl›-
yorum. Temel amac›m bu.
Yapt›¤›n›z çal›flmalar›n ama-
c›na ulaflt›¤›na inan›yor mu-
sunuz?
Halk bir kere alabildi¤ine ilgi
gösteriyor ve son derece des-
tekliyor. Mesela; minibüs ar-
kamdan geliyor yaz›lar› oku-
yor, ileride duruyor ve beni
kutluyor. Çocuklar bisikleti se-
viyorlar,bisikletle gezmeyi ha-
yal ediyorlar, ama korkuyorlar;
çünkü önlerinde örnek yok.
fiimdi 78 yafl›ndaki bir adam
bisikletiyle karfl›lar›nda. Diye-
lim 1000 km yol yapm›fl gelmifl
görünce ve bu adam bütün Av-
rupa’y› gezmifl olunca, Türki-
ye’de ç›kamad›¤› da¤ kalma-
m›fl olunca müthifl bir ilgi duyu-
yorlar. Onun için do¤ayla ilgili
söyledi¤im bütün fleyleri can
kula¤›yla, pür dikkatle, ilgiyle
dinliyor bütün çocuklar. Hayat
boyu do¤ay› koruyacaklar›na,
çevreyi koruyacaklar›na bana
söz veriyorlar. Bu da bana çok
büyük bir mutluluk veriyor. Ve
konuflma bittikten sonra büyük
bir heyecanla adres isteyen-
ler, telefon isteyenler, imza is-
teyenler oluyor, ben kendimi
zor kurtar›yorum.
Akl›n›zda daha ciddi bir plan
var m›?
Okullardaki çevre dersinin ifle
yarar bir flekilde sürmesi la-
z›m. Seçmeli ders olarak koyu-
labilir. Onu da her okul seçmi-
yor. Seçseler bile ciddi olarak
de¤inmiyorlar. Böylece bofla
harcanan bir zaman oluyor.
Okullar aras›nda do¤a ve çev-
re, en az›ndan okulu koruma
bak›m›ndan veya okul çevresi-
ni koruma bak›m›ndan okullar ara-
s›nda yar›flmalar düzenlenmesin-
de Türkiye çap›nda tâbi tutulmas›
gerekirse bunun ödülünü resmî
olarak verilmesini hayal ediyorum.
Böyle bir etkinlik olay› (özellikle
yat›l› okullarda); bu yar›flmalar or-
ganize edilmeli diye düflünüyo-
rum. Resimlerle de¤erlendirmeler
köylerde yap›l›r. O zaman köyler-
de çevre bilinci do¤a bilinci daha
da artar belki de.
Sizce çevre bilinçsizli¤i konusu
e¤itim eksikli¤i mi yoksa umur-
samazl›k m›?
Bundan önceki insanlara, benim
yafl›mdakilere, benden öncekilere
kimse do¤an›n gelece¤i ile ilgili,
çevre kirletilirse do¤an›n böyle
yok olaca¤›n› anlatmam›flt›.
O zamandan bu bilinç gelseydi
zaten Türkiye ve dünya bu flekle
gelmezdi. Demek ki yok. Yap›la-
cak e¤itimle; halk e¤itimi ve okul-
larda ciddi e¤itimlerle bu temeli
atabilmek çok önemli. fiimdiki ana
görev bu... Çaba var do¤an›n kur-
tulmas› için, ama çevrenin kurtul-
mas› için yeterli de¤il. Gelecek
kuflaklar bilinçlenmedikçe, aktif
olarak bu olaya tamamen girme-
dikçe gelecek tamamen karanl›k.
Hem Türkiye için hem dünya için.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 21
her taraf›ndan mevsimlik iflçi-
ler çal›fl›yor ve bunlar günefl
alt›nda çal›fl›yorlar. Gölgesine
girip yemek yiyecek bir tane
a¤aç yok. Mazeret ne biliyor
musunuz? Da¤lar ç›r›l ç›plak.
Yemyeflil görünüyor suland›¤›
için. A¤aç yok, arkas›ndaki
da¤lar da ç›r›l ç›plak. Diyorlar
ki a¤aç dikersek kufllar gelir,
gelen kufllar bizim tohumlar›-
m›z› yer, onun için dikmiyoruz.
Yani Avrupa’daki zihniyet ve
bizdeki zihniyetle ilgili iki tane
örnek veriyorum. Bizdeki bi-
linç bu seviyede. Bir örnek da-
ha vereyim. Piknik al›flkanl›¤›
bafllad›. Do¤ay› seviyorum di-
yen pikni¤e gidiyor. Fakat do-
¤ay› seven insan do¤ay› kirlet-
mez. Gidiyor, pikni¤i yap›yor,
oray› çöplük haline getiriyor.
Bu do¤a bilinci de¤il, bu do¤a-
y› yok etmenin bir flekli. Kültür-
süz, bilinçsiz yok etmenin yolu.
A¤r› da¤›na ç›kt›m
bu sene. Kamp kur-
du¤umuz yerlere
turistik olarak
adamlar getiriyor-
lar. Bu adamlar o
kamp yerlerine
bütün pisliklerini
b›rak›p afla¤› ini-
yor. Gerçek do-
¤ac›lara bunu
toplamak indir-
mek düflüyor flu
aflamada. Yani
da¤lar›m›z bile
kirlenmifl durumda,
Türkiye’nin durumu bu.
fiehirlerin kasabalar›n
halini zaten biliyorsunuz.
Sizce belediyeler çevre ve
çevre bilincinin oluflumu
konusunda neler yapmal›-
d›rlar?
Belediyeler ve Millî E¤itim Ba-
kanl›¤› okullarda yapt›¤› bu et-
kinliklere veya flimdi sözde et-
kisi olmayan çevre dersine
d›fltan etkili olabilirler. Bütün
okullara yar›flmalar düzenleye-
bilirler, a¤aç verebilirler. E¤i-
tim olarak söylüyorum. Çünkü
iflin bafl› oradan kopuyor. A¤aç
kesilmesinin nedenlerinden
biri köylünün yakacak bulama-
mas›. Onlara belki de beledi-
yece yakacak yard›m› yap›labi-
lir. Bir de göz göre göre kasa-
balara, flehirlere, köylerden
balta ile kesilmifl odunlar geli-
yor. Hiç göze görünmüyorlar
ama bu adamlar orman›n
özünü kesip götürü-
yorlar. Kurusunu ge-
tirmiyorlar. Beledi-
yeler orman
müdürlü¤ü ile
iflbirli¤i
halin-
d e
bunlar›n flehre
giriflini önleyebi-
lirler. Büyük ce-
zalar verebilirler.
Duyarl› bir vatan-
dafl olarak herhangi
E¤itimin, çevre e¤itiminin okullar-
da görülmesi laz›m. Bir de çevre
bakanl›¤›n›n daha büyük bir ölçü-
de hem yetkili k›l›nmas›, hem de
etkin k›l›nmas› laz›m.
Küçükçekmece Belediye Bafl-
kanl›¤›n›n “Haydi Okula Bisik-
letle” etkinli¤ine kat›lmak için
buradas›n›z de¤il mi?
Bunlar› çevrenin bir parças› ola-
rak düflünüyorum; otomobil ço¤al-
d›¤› zaman, stres ço¤al›r o yerde.
Otomobil azal›nca egzoz zehirlen-
mesi büyük ölçüde azalacak ve
hava kirlili¤inin önlenmesi bak›-
m›ndan da çok çok ciddi bir ad›m
olacak. Art› spor taraf› var. Ben be-
den e¤itimi ö¤retmeniyim. Bu yafl-
ta benim zor fleyler yapt›¤›m› gö-
ren gençlik hem hevesleniyor
hem de moral al›yor spor bak›m-
dan. “Haydi Okula Bisikletle” et-
kinli¤inizi hem be¤endim hem de
temelini çok sa¤lam buldum. Dile-
rim Küçükçekmece Belediyesi’nin
bu etkinli¤i bütün Türkiye’ye yay›-
l›r. Bütün flehirlerimize ciddi ola-
rak küçük bisiklet yollar› de¤il, en
az otomobil yolu kadar genifl bisik-
let yollar› laz›m. Halk›n kitleler ha-
linde o yollardan ifllerine gidip
gelmesi laz›m.
Bat›l› ülkelerin çevre bilinci ile
ülkemiz insan›n›n çevre bilinci
aras›nda ne gibi farkl›l›klar gö-
rüyorsunuz?
Hemen bir örnek vereyim. 2 km
uzunlu¤unda bir da¤ düflünün Av-
rupa da bunu parsellere bölmüfl
diyelim. 50 parsele bölmüfl bura-
daki parseli kesiyor bu sene ayn›
anda oraya a¤ac›n› dikiyor. ‹kinci
sene onu kesiyor yine a¤aç diki-
yor. 50 parselin sonuna geldi¤i za-
man öteki parsel tekrar kesilecek
hale geliyor. Yani adamlar a¤aç
dikmeden a¤aç kesmiyorlar. Biz-
deki örne¤i veriyorum. Güneydo-
¤u Anadolulu’yu bisikletle dolafl-
t›m bu sene 25-30-50 km gidiyorsu-
nuz. Batman taraf›nda a¤aç denen
bir fley yok ve oraya Türkiye’nin
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T22
bir flekilde vatandafla söyle-
yebiliyorum. Biraz duyars›z-
laflt›k sanki. Benim ülkem, be-
nim vatan›m bana ne! Adamla
flimdi muhatap olmayay›m
fleklinde bir tutukluk durumu
var ve bunu al›flkanl›k haline
getirmifl bir kuflakla yafl›yo-
ruz. Bunu yapanlardan bunu
önlemesini istemek zor. Onun
için yeni kuflaklarla mesela
okullar benim kanaatime gö-
re iyi bir çevre ve do¤a bilin-
ci alsalar…
“Kapal› yerde sigara içil-
mez” kanunu var devlet ku-
rumlar› içinde ama yine de
kapal› alanlarda sigara içili-
yor. Bunlar önlenmeyecek
fleyler de¤il. Önemli olan so-
rumlu olan yetkili yerlerin bu
davaya inanmalar›. Çevre ve
do¤a ölürse insan ölür. Bütün
faaliyetlerin bafl›na, denetim-
lerinin bafl›na bunu getirip
koymalar› laz›m.
Hocam, lise amblemleri gö-
rüyorum ceketinizde. Gidip
konuflma yapt›¤›n›z okullar-
dan hediye mi bunlar?
Evet, her yerden var. Kevik-
han lisesi, Anadolu Batman,
Halkal› toplu konut lisesi, Di-
yarbak›r Atatürk lisesi...
Toplamda kaç km yapt›n›z
hocam?
6-7 y›l vard›r flimdi sayam›yo-
rum. Bir güneydo¤u Anadolu
yapt›m. Sivas’tan ç›kt›m Mar-
din, Urfa, Antep, Kahraman-
marafl... Her yeri dolaflt›m. Bu
illerin d›fl›nda ilçelerin say›s›-
n› flimdi söyleyemem. A¤r›
da¤›na 80 yafl›mda ç›kmaya
niyetliyim. Geçen sene iki ol-
du bir de 79 yafl›mda ç›kaca-
¤›m. ‹nflallah ondan sonra da
kendimi iyi hissedersem ç›-
kaca¤›m. Turlara gittikçe aza-
lan ölçüde de olsa ölene ka-
dar devam edece¤im. Bu da-
vaya çok inan›yorum.
Peki dergimiz vas›tas›yla
Küçükçekmecelilere neler
söylemek istersiniz?
Küçükçekmece belediyesi
biliyorum ki bu güzel etkinli-
¤i daha ciddi bir flekle dönüfl-
türür. En az otomobil fleridi
geniflli¤inde yapar bu bisiklet
yollar›n›. Buradan geçecek insan
say›s› artar. Yeni yap›lan yerler-
de yeni yap›lan yollarda mutlaka
otomobil fleridi halinde bisiklet
yollar› yap›lmas› laz›m; ki kitle
oraya girebilsin. fiöyle bir toplum
olduk; arabada oturuyorsun ara-
ba ile git araba ile gel, gitti¤in
yerde koltukta otur. Yani sa¤l›¤›n
temeli hareket, öyle yaratm›fl Al-
lah. Hareket olmazsa sa¤l›k ol-
maz. Otur otur nas›l sa¤l›kl› ola-
caks›n? olamazs›n. Ama flehir ya-
flayanlar› için en güzel f›rsat bu
yollar. Bisiklet yollar› yap›l›rsa ve
büyük kitleler fliddetle ifle bisik-
letle gidip gelmeye bafllarsa o
toplumun sa¤l›¤›nda fliddetli iyi-
leflme olur. Öbür yandan da ze-
hirli gazlar›n yok edilmesi netice-
sinde sa¤l›k bir kat daha artar.
Hem sa¤l›¤›n temeli olan hareket
ortaya ç›km›fl olur, hem de top-
lum için temiz hava olmufl olur.
Küçükçekmece’liler a¤aç
diksinler, çevreci olmayanlar›,
do¤ay› korumayanlar› Milletveki-
li yapmas›nlar. Buradan tüm çev-
reci arkadafllara sevgilerimi yol-
luyorum...
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 23
ski Kayabafl› Köyünde-
yiz bu say›m›zda... ‹stan-
bul’da olmam›za ra¤-
men köy yaflam›n›n orta yerin-
de buluveriyoruz kendimizi.
Tek katl› evler, koyunlar, kuzu-
lar, köpekler.... ne ararsan›z
var! Memleketi özlüyor hemen
bir yan›m›z...
Bizi kap›da karfl›l›yor anne
Emine Y›ld›r›m, baba Mehmet
Y›ld›r›m’la evin önünde karfl›la-
fl›yoruz. Ayakkab›lar›m›z› ç›ka-
r›p ad›m›m›z› att›¤›m›zda s›ca-
c›k bir ortam ve mis gibi bir
çay kokusu vuruyor yüzlerimi-
ze. Odada Yasemin ve Serkan
var, belli ki bizi bekliyorlar, iki-
si de daha önceden tan›fl›yor-
mufluz gibi gülümsüyor. He-
men s›cac›k odun sobas›n›n
yan›na sokuluyoruz kedi gibi,
rahatl›k çepeçevre kuflat›yor
her birimiz. Gelin ‹lknur evde
yok, efliyle arkadafllar›na ifl ar›-
yorlar. Emine han›m hemen ha-
ber veriyor gelmesi için, bu
arada biz sohbete çoktan bafl-
lam›fl oluyoruz. ‹lknur geliyor
ve ayr›nt›lar bir bir ö¤renilme-
ye bafll›yor.
Mehmet amca 55 yafl›nda.
Yüzünde senelerin oluflturdu-
¤u derin çizgileri sakallar›yla
saklamaya çal›fl›yor. Ama hep
gülümsemeye çal›fl›yor, herfle-
ye ra¤men dercesine... 1977
senesinde Tokat’tan gelmifller
buraya. Hem de hiçbir güven-
celeri yokken. Mehmet amca
anlat›yor hikayeyi;
“Bizim oralar baraj olunca
annemler K›br›s’a gitmeye ka-
rar verdiler, o zaman K›br›s’a
vatandafl al›yorlard›. Ben git-
mek istemiyordum. Annem
hastaland› ve K›br›s iflleri yatt›,
ben de buraya geldim. Onlar
hala orda yafl›yor. Ben buraya
geldi¤imde evlenmifltim zaten,
bir kafl›kla geldik buraya. Bir
çocu¤umuz vard› o zamanlar
onu kaybettik. Afla¤›da baflka
evde oturuyorduk, sonra bura-
ya geçtik. Zaten bu evin sahibi
ölmüfl, çocuklar›na kalm›fl bu-
ras›. Onlar›n paraya ihtiyaçlar›
olmad›¤› için bize ölünceye ka-
dar oturabilirsiniz dediler Al-
lah raz› olsun.”
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T24
Herfleyera¤men...
E
55 yafl›nda bir babaMehmet Y›ld›r›m. Gülen yüzündesenelerin oluflturdu¤u derinçizgileri sakallar›yla örtüyor. 1977Tokat’tan gelmifller… ‹flte beflkiflilik Y›ld›r›m ailesinin hikâyesi…
TOPLUMKüçükçekmeceden‹nsan Manzaralar›
BURCU EDA ERDEM
Emine teyze di¤er ismiyle
Çak›r Emine (!) teyze, Mehmet
amcan›n söyledi¤ine göre 50
yafl›nda, ama kendi bir türlü
kabul etmiyor; zaten yafl›n› hiç
göstermiyor. ‹kisi de birbirin-
den tatl›, ikisi de birbirinden
s›cak ve samimi. K›rk y›ll›k
dostlar›ym›fl›z gibi tane tane
anlat›yorlar, herfleylerini payla-
fl›yorlar bizimle. Bir yandan da
cahilliklerinden utanarak, ‹lk-
nur’un bizlerle konuflmas›n› is-
tiyorlar.
‹lknur 21 yafl›nda ve bu
genç yafl›nda kendi evini b›ra-
k›p Y›ld›r›mlar’›n büyük o¤lu
Erkan’a kaçm›fl. Onlar›n küçük
ama herfleyden sorumlu gelini
olmufl k›sa sürede. Erkan ve
‹lknur herfleye ra¤men mutlu-
lar ama tek dertleri ifl bulama-
mak. Erkan 2 sene önce bey-
nindeki ur yüzünden çok ciddi
bir ameliyat olmufl. Köylü ken-
di aralar›nda para toplay›p
yapt›rm›fl Erkan’›n çok tutan
ameliyat masraf›n›, Mehmet
amca hiç zorluk çekmemifl
hastane masraflar›n› öderken.
Köylüye minnetlerini sunuyor
her seferinde. Erkan, yaflad›¤›
o zorlu ameliyata ra¤men ga-
yet sa¤l›kl› flu s›ralar, ama ken-
disiyle tan›flam›yoruz evde ol-
mad›¤› için. Erkan’› eflinden ve
ailesinden dinliyoruz. 97’de as-
kere gitmifl gelmifl, fliddetli
bafl a¤r›lar› flikayetiyle hasta-
neye gitmifl hemen, boyun ki-
reçlenmesi demifller. En son
Bak›rköy Devlet Hastanesi’nde
ur teflhisi konmufl. Erkan’›n tek
derdi sa¤l›k durumuna uygun
bir ifl bulabilmek. Çünkü hala
ciddi s›rt ve bel a¤r›lar› yafl›-
yormufl maalesef. Çok ciddi
stres yaflad›klar›n› anlat›yor
‹lknur ifl bulamad›klar› için.
“Neden mi çal›flm›yoruz?
Çünkü bir ifle girdik ‹kitelli’de,
a¤›r geldi mesaisi, zaten 350
milyon veriyorlard› yol paras›-
na gidiyordu hepsi. B›rakmak
zorunda kald›k. Belediyede
Özürlüler Masas›na baflvur-
duk. Asl›nda oralardan bir ifl
bulabilsem hemen oradan ev
tutabilirdik. Çünkü ifl bulabil-
sen bile gelifl gidifl çok zor bu-
ralardan. Erkan’›n e¤ilip kalkma,
s›ca¤a gelememe gibi problemle-
ri olmasa çok rahat çal›flabilir ve
eve bakabilir. ‹fl bulabilirsek çok
güzel olur.”
Yasemin ve Serkan için orday›z
asl›nda ama evin her yerinden ç›-
kan baflka bir hüzünle karfl›lafl›yo-
ruz zaman geçtikçe. Yasemin 26
yafl›nda ama küçücük gösteriyor
ve sürekli gülümsüyor. Hastal›¤›-
n›n tam ad›n› bilmiyor ailesi, titre-
mesine de çare bulamam›fllar he-
nüz. Daha do¤rusu ailesi maddi
koflulsuzluklar yüzünden çocuklu-
¤undan beri Yasemin’i de Serkan’›
da doktora götürememifller. Hatta
Mehmet amcaya göre Yasemin ço-
cuklu¤unda çok fazla ›fl›¤a bak-
maktan böyle olmufl (!). Ça¤dafll›-
¤›n, teknolojinin son noktas›na gel-
di¤imizi düflündü¤ümüz bu gün-
lerde böyle bir cümleyle karfl›lafl-
mak bizi adeta dehflete düflürüyor
aç›kças›. ‹lknur hemen araya giri-
yor:
“Asl›nda ›fl›kla falan ilgisi yok.
‹kisinin de hiçbir afl›s› yap›lmam›fl
çocukken. Menenjit geçirmifl çok
küçükken, 6 ayl›km›fl san›r›m.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 25
önemlisi de hiç okula gitmemifl
maalesef, kardefli Serkan gibi!
Bütün ev halk› 2 göz odada
yafl›yor. Ev kiras› vermedikleri
için kendilerini flansl› hissedi-
yorlar. Ev sahiplerinin durum-
lar› iyi oldu¤u için süresiz kal-
malar›na izin vermifller. Ama
sorunlar› kira ile çözümlene-
meyecek kadar büyük, çünkü
ifle ve paraya ihtiyaçlar› var. Yi-
ne de aç›kta olmad›klar› için
flükrediyorlar durumlar›na her-
fleye ra¤men.
Serkan 18 yafl›nda ve epi-
lepsi hastas›. Abla kardefl çok
zeki olmalar›na ra¤men bunu
kullanma f›rsat› bulamam›fllar
hiç. ‹lknur onlar› hastaneye gö-
türmüfl bir süre önce, Bak›rköy
devlet hastanesi fiiflli’ye yolla-
m›fl onlar›.
Ama fiiflli’de oturmad›klar›
için yine geri çevrilmifller.
fians yüzlerine gülmemifl yine.
fiimdi yard›mdan çok ifle ihti-
yaçlar› oldu¤unu söylüyor bü-
tün ev halk›.
Doktora da götürememifller. Hala
da götüremiyorlar. Çünkü bir sonu
yok bu iflin, burdan hastaneye git-
mek için bile 60 milyon harcan›-
yor. Zaten para olmad›¤› için bun-
ca zaman tedavi ettirilemedile.
Çok zor.”
Yasemin, hastal›¤›na ra¤men
ev ifllerinde, temizlikte, yani her
konuda yard›mc› oluyormufl evde-
kilere. Hatta bakkala bile gidebili-
yormufl önceleri,tek bafl›na d›flar›
ç›kabiliyormufl yani. Ama yafl› iler-
ledikçe hastal›¤› da ilerlemifl. En
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T26
Mehmet amca evin en yafll›-
s› olmas›na ra¤men, yaz k›fl de-
meden Sazl›dere Baraj›’nda
bal›¤a ç›k›yormufl. Tek geçim
kayna¤› olan bal›klar o gün
a¤a vurmazsa, k›raathanede
al›yormufl solu¤u. Bal›k mace-
ralar›n› anlat›rken heyecanla-
n›yor Mehmet amca;
“Bir gün 25 kiloluk bir yay›n
yakalad›m. Asl›nda hep küçük
bal›lar yakalayabiliyorum orda,
bal›klar bana küstü diye düflün-
düm hatta uzun süre. fiimdi Al-
lah ne verdiyse onu yakal›yoruz
havan›n durumuna göre.” diyor.
Belli ki en rahatlad›¤› yer
Sazl›dere Baraj›. Çocuklar›n›n
durumuna çok üzülüyor ama
elinden hiçbirfley gelmiyor
emine teyze gibi. Gönülleri öy-
le zengin ki; bunca zaman na-
s›l ayakta kald›klar›n› anlamak-
ta güçlük çekmiyoruz hiç. Ruh-
lar›n›n güzelli¤i, yüzlerine yan-
s›m›fl.
Yasemin ve Serkan onlarla
ilgili konufluldu¤unda hüzünle-
niyorlar istemeden. Belli ki iç-
ten içe durumlar›n›n güçlü¤ü
onlar› yaral›yor.
Mehmet amca ve Emine
teyze ilk çocuklar›n› 9 yafl›nda
kan kanseri yüzünden kaybet-
mifller ve flimdi bütün aileye
kol kanat germifller. fiimdi 5
çocuklar› var. En büyükleri Er-
kan.. Ebru ve Elif genç yaflta
evlenip yuvadan uçmufllar.
Kendi evlerinde mutlu mutlu
yafl›yorlarm›fl. Herhangi bir
sa¤l›k problemleri de yokmufl.
Onlardan bahsederken ikisi-
nin gelinlik foto¤raflar›n› geti-
riyor Emine teyze içerdeki
odadan, tozlu çerçeveyi elle-
riyle temizleyerek.
Bu aile için ne yapabilece-
¤imizi konufluyoruz uzun uzun.
Asl›na bakarsan›z fluan onlar
için yap›labilecek tek fley ifl
olana¤› sunmak. Çünkü onlar
herfleye ra¤men azimli ve bir-
birine kenetli bir aile. Gönülle-
ri de zengin, sömürü yapm›yor-
lar, insanlar› ac›tm›yorlar. ‹ste-
dikleri sadece ‹nsanca yaflaya-
bilmek! Herkes gibi, hepimiz
gibi!!!
Bu s›rada akrabalar›n›n ço-
cuklar› 6 yafl›ndaki Mustafa gi-
riyor annesiyle kap›dan. Öyle
sevimli ki röportaja ara vermek zo-
runda kal›yoruz. Ama gülümseme-
miz yüzümüzde donuyor hastal›¤›-
n› fark etti¤imizde. Ayakta dur-
makta, dengesini sa¤lamakta güç-
lük çekti¤ini görüyoruz. O da akra-
ba evlili¤inin kurban›ym›fl me¤er.
Hatta 9 kardefl olduklar›n› ve 6
kardeflinin de özürlü oldu¤unu ö¤-
rendi¤imizde yüre¤imiz ac›maya
bafll›yor art›k. Mustafa ile oyun oy-
namaya bafll›yoruz hiçbirfley his-
settirmemeye çal›flarak.
S›cak çay servisi bafll›yor tam
bu esnada, tabii yan›nda bisküvi.
Bu s›cak aile ortam› hem sevindiri-
yor bizi, hem de içten içe yüre¤i-
miz burkuluveriyor. Mustafa öyle
s›cak bir çocuk ki kuca¤›m›zdan
inmek bilmiyor. Mustafa’n›n Özür-
lüler Koordinasyon merkezimizde
psikolojik tedavi gördü¤ünü ö¤re-
niyoruz. Ama hala bir tan› konama-
m›fl maalesef. Mustafa ile birlikte
telefonculuk oynuyoruz bir müd-
det ve ayr›lma vakti geldi¤inde
tekrar görüflmek üzere vedalafl›-
yoruz s›cac›k ailemizle. Kap›ya ka-
dar u¤urluyor hepsi.. sevgiyle ka-
l›n deyip ayr›l›yoruz Eski Kayabafl›
Köyü’nden.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 27
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T28
KÜLTÜR
YAZI VE FOTO⁄RAFLARHAL‹T ÖMER CAMCI
Mart› dagüverte istiyor
Acelesi olan binsin yeni,
h›zl› alamete.
H›z u¤runa k›ymayal›m,
Bo¤az›n mavili¤inde süzülen ku¤u güzelli¤ine.
Tavflan da h›zl› koflar elbet,
Lakin yaflayamaz kaplumba¤a misali uzun
müddet.
Hamlet’i oynas›n ç›mac›,
Simidine doysun mart›,
‘tost,ayran ve tavflan kan› çaylar beyler’
Nidas›yla çayc›.
B›rakal›m yaflas›n,
Bo¤azda süzülen kanl›ca
vapuru,
Ki güvertede içilen çayla
soluklayal›m,
Ayasofya, sultanahmet, galata
Has›l› flehr-i istanbul’u…
K›zkulesi
Fakr-u fiuara
2005
‹stanbul’da bo¤az›n kimi
zaman dingin kimi zaman
h›rç›n sular›nda, yüzy›llar-
ca teknelerle yolcu tafl›nd›. Bu-
harl› gemilerin icad›ndan son-
ra ülkemize ulaflan ilk gemiler
biri Rus di¤eri ‹ngiliz firmas›na
ait iki yolcu gemisiydi. Bu ge-
milerin ekmeklerini ellerinden
alaca¤›n› düflünen tekne sahip-
leri hayli rahats›z olmufl çözüm
olarak kendi insan›m›z› tafl›-
mak için yerli bir flirket kurul-
mas› karar› al›nm›flt›. Tersane-i
Amire’nin bünyesinde yer alan
Hazine-i Hassa Vapurlar› idare-
si, hayli aradan sonra 1843 y›-
l›nda M›s›r Valisi taraf›ndan
Abdülmecid`e hediye edilen
Hümepervaz adl› vapurla Bo-
¤az’da yolcu tafl›mac›l›¤›na gi-
riflti. Daha sonralar› Mesir-i
Bahri adl› vapur da bu hatta ve-
rildi. Tersane-i Amire’ye ba¤l›
Hazine-i Hassa Vapurlar› idaresi
bir devlet kurulufluydu ve vapurla-
ra yat›r›m yapmak çok külfetli gö-
rünüyordu. Oluflan problemi bir
özel kurulufl olan fiirket-i Hayriye
çözecekti.
fiirket-i Hayriye/‹yilik flirketi.
Ta bafltan ismi ile gönlümüze yer-
leflen ve ‹stanbul halk›na gerçek-
ten büyük bir iyilik say›lan Sirket-i
Hayriye, ilk vapur seferini 1852`de
Eminönü’nden Üsküdar`a yapt›.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 29
Bo¤az›nKu¤ular›Unutulmaz bir fliirin dizelerini and›ran ilk vapurlar›n (ilk 39 adetin) isimleri flöyleydi. Suhulet, Sahilbent,Nusret, Gayret, ‹flgüzar, ‹hsan, fiükran, Neveser, Rehber, Metanet, Eser-i Merhamet, ‹kdam, ‹ntizam, Resan,Rüçhan, Tarz›nevin, Dilniflin, Hale, Seyyale, Süreyya, fiilhab, ‹nflirah, ‹nbisat, Bebek, Göksu, Tarabya, Nimet,Kamer, Ra¤bet, Sultaniye, Sütlüce, Küçüksu, Sarayburnu, Bo¤aziçi, Kalender, Güzelhisar, Hüseyin Haki, Ziya.Osmanl›n›n en çok ümide ihtiyaç hissetti¤i savafl y›llar›na tekabül eden zamanda koyulan isimler en az kelimeanlamlar› kadar ikincil anlamlar›yla da bir de¤er tafl›yordu.
‹
vermekle beraber Çanakkale
cephesine de seferler yapt›.
Bu seferler s›ras›nda vapur-
lardan onbiri batm›fl, ikisi de
silah tafl›mada kullan›lmak
üzere Harbiye Nezareti’ne sa-
t›lm›flt›.
Unutulmaz bir fliirin dize-
lerini and›ran ilk vapurlar›n
(ilk 39 adetin) isimleri flöyley-
di. Suhulet, Sahilbent, Nusret,
Gayret, ‹flgüzar, ‹hsan, fiük-
ran, Neveser, Rehber, Meta-
net, Eser-i Merhamet, ‹kdam,
‹ntizam, Resan, Rüçhan, Tarz-›
Nevin, Dilniflin, Hale, Seyyale,
Süreyya, fiilhab, ‹nflirah, ‹nbi-
sat, Bebek, Göksu, Tarabya,
Nimet, Kamer, Ra¤bet, Sulta-
niye, Sütlüce, Küçüksu, Saray-
burnu, Bo¤aziçi, Kalender,
Güzelhisar, Hüseyin Haki, Zi-
ya. Osmanl›n›n en çok ümide
ihtiyaç hissetti¤i savafl y›llar›-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T30
Sefere bafllayan ilk alt› vapur, dö-
nemin tan›nm›fl Galata bankerle-
rinden Rum as›ll› ‹ngiliz vatandafl›
Manolaki Baltac›o¤lu’nun (Baltaz-
zi) arac›l›¤›yla, ‹ngiltere’de, John
Robert White adl› ifladam›n›n sahi-
bi bulundu¤u Maudslay fabrika-
s›ndan al›nd›. fiirket-i Hayriye va-
purlar say›s› birinci dünya savafl›
bafllamadan hemen önce 39’a ulafl-
m›flt›. Vapurlar Savafl s›ras›nda ‹s-
tanbul halk›na kesintisiz hizmet
na tekabül eden zamanda koyu-
lan isimler en az kelime anlam-
lar› kadar ikincil anlamlar›yla
da bir de¤er tafl›yordu.
Vapur seferleri bafllayana
kadar bo¤azda yolculuk küçük
teknelerle yap›lmaktayd›. Tek-
nelerle yolculuk hem uzun sü-
rüyor hem de kalabal›k grupla-
r› tafl›mak mümkün olmuyordu.
fiirket-i Hayriye vapurlar›n›n
düzenli seferler yapmaya bafl-
lamas›yla kay›klarla saatler sü-
ren yolculuk yar› yar›ya k›sal-
m›flt›. Özellikle yaz aylar›nda
mesirelere, ayazmalara, çay›r-
lara sefa yapmaya gitmek iste-
yen halk›n art›k vapurlar› ter-
cih etti¤i görülüyordu. ‹lk y›l-
larda k›y›larda henüz iskeleler
bulunmad›¤› için vapurlar, u¤-
rayacaklar› koyun önünde, uy-
gun derinlikte duruyor, yolcu-
lar sandallarla, kay›klarla va-
purlara ulaflabiliyorlard›. Bu
durum kimi zaman küçük kaza-
lara yol aç›yordu. Zamanla va-
purlar›n u¤rad›¤› bo¤az k›y›la-
r›na vapurlar›n yanaflabilece¤i
iskeleler yap›ld›. Bo¤az halk›
her bir vapura insani bir flahsi-
yetleri varm›fl gibi bakarlard›.
Vapur kaptanlar› bo¤az sakin-
leri için hat›rl› kiflilerdi ve tek
tek tan›n›r bilinirlerdi.
Geçen yüzy›l›n ikinci yar›-
s›nda, II. Mahmud`un saltanat›-
n›n ilk y›llar›nda Bo¤az`da flu
iskeleler vard›:
Karaköy`den Bogaz`a dog-
ru: Galata Bal›kpazar›, Karaköy
Kap›s›, Mumhane, E¤ri Kap›,
Galata su ve flarap iskeleleri, Top-
hane, Tophane-i Kebir ‹skelesi, Ça-
vuflbafl›, Sirke, Debba¤hane, Kireç
Kap›s›, Sal›pazar›, F›nd›kl›, Hamal
‹skelesi, Kabatafl, Hayreddin Pafla,
Befliktafl, Ortaköy, Kuruçeflme, Ku-
yumcubas›, Arnavut karyesi (kö-
yü), Derea¤z›, III. Ahmed Iskelesi
(Bebek), Kayalar (R. Hisar›), Mir-
güno¤lu (Emirgan), Çarfl›, Ekmek-
çi, Yeniköy, Simitçi, Köybafl› (Ka-
lender yak›n›), Köprübafl›, Tarab-
ya, Yukari Mahalle, Hamam ve Me-
sarburnu (Sar›yer) iskeleleri.
Anadolu Kava¤›`ndan afla¤›ya
do¤ru: Çarfl›, Hünkar ‹skelesi, Bey-
koz, Kanl›ca, Bahai Körfezi, Kandil-
li, Çengel karyesi (köyü), Havuz ‹s-
kelesi, Beylerbeyi, Kuzguncuk, Üs-
küdar Büyük ‹skelesi, Balaban, Sa-
lacak ve Haydarpfla.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 31
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T32
Türkiye’ninKar Leopar›
Neden hep çok yüksekler? Ne-
den hep çok derinler? Ya da de-
rinlik ve yükseklik niye size bu
kadar çekici geliyor?
Fiziksel, ruhsal yeteneklerim bu...
Çok erken yaflta diyebilece¤im
daha yirmili yafllar›m›n bafl›nda
verdi¤im bir kararla böyle bir ola-
ya girmifltim. Çünkü sahip oldu-
¤um yetenekler do¤rultusunda ya-
pabilece¤im en iyi fleylerden biri-
ni seçmiflim. Hayat›m boyunca
hep bu yolda devam ettim ve çok
baflar›l› beni çok mutlu eden bir
hayat kurdum.
Bu yeteneklerinizi nas›l fark etti-
niz?
Deneyerek… Zaten herkes öyle
bafll›yor herhangi bir fleye; ressam
resim yaparken boya kalemini al›-
yor, ka¤›d› al›yor deniyor. Yetene-
¤i varsa, güzel bir fley yapt› diyor-
sunuz. Dolay›s›yla ben de dene-
dim, baflka fleyler de denedim.
Ama daha çok da¤c›l›k hofluma
gitti.
Bizim bilmedi¤imiz sizin denedi-
¤iniz baflka neler var?
Hentbol oynad›m. ‹lkokulda yüz-
düm dört sene. Çok da iyiydim. 11
tane madalyam var. Da¤c›l›¤›, dal›-
fl bütün bu sporlar› denedim. Spor
konusunda çok yetenekli bir bün-
yem var. Ayr›ca beni çok mutlu
ediyor sporla u¤raflmak.
ROPÖRTAJAL‹ NASUH MAHRUK‹
BURCU EDA ERDEM
AALL‹‹ NNAASSUUHH MMAAHHRRUUKK‹‹21 May›s 1968’de ‹stanbul’da do¤du; ilk ve orta ö¤renimini fiiflli Terakki Li-sesi’nde tamamlad› ve 1992 y›l›nda Bilkent Üniversitesi ‹flletme Fakülte-si’nden mezun oldu. Da¤c›l›kla 1988 y›l› sonlar›nda, isim babal›¤›n› ve üç y›l boyunca baflkanl›¤›n›yapt›¤› Bilkent Üniversitesi Do¤a Sporlar› Toplulu¤u’nda (DOST) tan›flt›.Yazar, foto¤rafç› ve profesyonel bir sporcu olan Ali Nasuh Mahruki ile yap-t›¤›m›z s›cak sohbeti sizinle paylaflmak istedik...
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 33
Da¤c›l›¤a ilk olarak DOST ile
bafllad›n›z de¤il mi?
DOST’tan önce bafllad›m asl›n-
da… Hatta DOST’un ad›n› ben
koydum. Zaten ondan önce
da¤c›l›k ve do¤a federasyonu
olarak kurulmufltu. ‹lk kurulu-
flunda ben de vard›m. Kurucu-
lar›ndan oldum ama bir sonra-
ki sene ifli ö¤renince baflkanl›-
¤› ben yapmaya bafllad›m, ad›-
n› da de¤ifltirdim. Oradaki ar-
kadafllar›mla birlikte çok gü-
zel bir grup kurduk. Ben o za-
manlar bile do¤a sporlar›n› bir
bütün olarak ele almay› tercih
ettim. Yani bir hafta da¤a gidi-
yorsam öbür hafta ma¤araya
gidiyorum. Ondan sonra dal›fla
gidiyorum. Hepsini bir arada
yapmaya davet ettik insanlar›
ve o yüzden kulübün ad›n› do-
¤a sporlar› toplulu¤u koyduk.
“Kar Leopar›” unvan›n› ne za-
man alm›flt›n›z?
1994’de verildi… 1992’de me-
zun oldum üniversiteden. Dip-
lomam› ald›m 1 ay sonra Kaza-
kistan’a gittim. ‹lk t›rman›fl› de-
nemek için, ilk defa yedi binlik
bir t›rman›fl deneyecektim.
Çok heyecanl› bir olayd› be-
nim için. Daha 24 yafl›nday›m.
Baflka Türk da¤c›larda niyetliy-
di o zamanlar, ama bir türlü ya-
pamam›fllar, o riske gireme-
mifller. Buradaki en önemli ko-
nu o ilk ad›m› atmakt›. Kendi
ad›ma Türkiye’de yapt›¤›m en
büyük hizmet o ilk ad›m› atan
adam olmakt›. Benim arkam-
dan Everest’e ç›kan oldu. O ye-
di binlik da¤lar›n bir k›sm›na
t›rmanan da¤c›lar oldu. Ben
bunun bir Türk taraf›ndan yap›-
labilece¤ini ispatlam›fl oldum.
Sonra arkas› geldi zaten. Ben
daha da ileri gittim, baflkalar›
yavafl yavafl o yola girdi.
Camel Trophy Türk tak›m›na
girerek Türkiye’yi temsil etti-
niz ve tak›m ruhu de¤erlendi-
rilmesinde dünya ikincisi, ge-
nel sonuçlarda 4. oldunuz.
Böylesine macerac› bir haya-
t› seçmek konusunda ne söy-
leyebilirsiniz?
Ben hayat›m›n tamam›na çok
büyük bir sayg› duyuyorum ve
çok keyif al›yorum. Bunu evlili-
¤e benzetelim. Bu evlili¤i de
en iyi flekilde nas›l de¤erlendi-
rebilirim diye düflünürüm. Bu-
nu en iyi flekilde de¤erlendire-
bilmek için bir çok yere gir-
dim ç›kt›m. Bir çok fley yapt›m.
Yelkenli tekneyle M›s›r’a git-
tim, ‹srail’e gittim, bir dolu yer-
lere t›rmand›m. Bunlar›n hepsi
dedi¤im gibi hayatla olan gü-
vence ve sevgiye dayal› ilifl-
kimden kaynaklan›yor. Ben ha-
yata güvenirim çok da seve-
rim.
Do¤aya olan hayranl›¤›n›z insan
iliflkilerinize ans›yormu?
‹nsanlar konusunda biraz daha ka-
t› bir tutumum var. Herkese kap›m
aç›kt›r ama aldat›lma konusunda
affedici de¤ilim. Yani ihaneti affet-
mem, öyle bir ba¤›fllay›c›l›¤›m
yoktur. Aldatmam, asla yalan söy-
lemem, kötü davran›flta bulunmam
bunu da beklerim. Bahanesine fa-
lan bakmam. Bunun yan› s›ra her-
kese kap›m aç›kt›r. Yani iyi iliflki-
ler kurmaya gayret ederim, ama
dedi¤im gibi kötü niyet konusun-
da kat›y›md›r.
Da¤a t›rmand›¤›n›zda o manzara
karfl›s›nda ne hissediyorsunuz?
Heyecan, mutluluk, telafl...?
Bir fleyi elde etmek için ne kadar
çok çaba sarf ederseniz, o fleyi el-
de etti¤inizde o denli heyecan du-
yars›n›z. Da¤c›l›k mücadele ge-
rektiren bir fley. Sadece bedeni-
nizle de¤il ruhunuzla, akl›n›zla mü-
cadele etmeyi gerektirir. Dolay›-
s›yla onun tatmini de o kadar bü-
yük oluyor. Da¤c›l›¤› sadece bir
zirve gibi anlamak do¤ru olmaya-
cakt›r. Da¤c›l›k bir süreçtir. Zirve
güzel bir fley, ama 10 dakika, 20
dakika… Mesela Everest’e t›rma-
n›fl 2 ay sürüyor. Onu anlamak, ha-
yalini kurmak y›llar sürüyor. Ben
belki 10 y›l hayal ettim. Bu ifl sade-
ce böyle anl›k fleylerle iliflkilendi-
rilecek kadar basit de¤il. Bir bü-
tün olarak de¤erlendirilmeli.
AKUT 1996 y›l›nda kurulmufl
olan bir sivil toplum örgütü.
Önümüzdeki sene 10. y›l›n›
kutlayaca¤›z. Çok baflar›l› bir
sivil toplum örgütü. 8 bölgede
yükselmesini tamamlam›fl du-
rumda: ‹stanbul merkez, An-
kara, Antalya, Marmaris, Ko-
caeli, Ni¤de, Güngör ve Olim-
pus. 400-500 kiflilik bir aileyiz.
Çok net tan›ml› bir görevi var.
De¤erleri, tüzü¤ü, estetik ku-
rallar›. Bütün ekipler bulun-
du¤u bölgeye göre, co¤rafi
ihtiyaçlara göre tasarlanm›fl-
t›r ve as›l görevi arama-kur-
tarma yapmas›d›r. Herhangi
bir arazi koflulunda meydana
gelen bir kaza da olabilir, bir
do¤al afet de olabilir deprem
gibi veya bir kaybolma olay›n-
da arama ve kurtarma çal›fl-
malar›n› yürütür. AKUT’un
amac›n› belli eden bir
maddesi var. Hem bu arama
kurtarmay› yapmak, toplumu
bilinçlendirmek hem de ana-
yasam›zda yazan temel de-
¤erleri korumak ve kollamak-
la ilgili bir yükümlülü¤ü var
bir toplum örgütü olarak. Bir
vatandafll›k hakk› ve sorumlu-
lu¤uyla da hareket etmek gi-
bi yükümlülü¤ü de var
Peki halk› bilinçlendirmeyi
nas›l yap›yor AKUT?
Seminerler, e¤itimler vere-
rek elbette. Bugüne dek 2000
üzerinde seminer verdik yur-
dun dört bir taraf›nda. Yüz
binlerce insan seminerler-
den geçti. Resmî, özel, sivil,
askerî bir çok kuruma e¤itim-
ler verdik. Çünkü bu konular
hakk›nda çok ciddi ve bilgili
çal›flanlar›m›z var. 262 ele-
man kurtarma görevinde bu-
lunmufltum ben bir kereme-
sela, 740 insan›n hayat›n›n
kurtulmas›nda görev alm›fl-
t›m.
400-500 kiflilik bir AKUT ai-
lesinden bahsediyoruz.
Kurtarma ekipleriniz nas›l
e¤itim al›yor?
Arama kurtarmayla u¤raflan-
lar yani o ön saflarda enkaz›n
alt›na girenlerin ç›kar›lmas›
malzemeleri kullan›p duvara
t›rmananlar, çok iyi e¤itiliyor-
lar. 17 A¤ustos’tan sonra 99 y›-
l›nda e¤itmenlerimizi Ameri-
ka’ya yollad›k. Orada 11 tane
kurs ald›lar. O kurslar› Türki-
ye’ye getirdik. Türkiye’nin ko-
flullar›na adapte ettik ve flu
anda Türkiye’de veriyoruz.
Millet olarak da¤c›l›¤a mera-
k›m›z yok. Da¤c›l›k denince
hem tehlikeli hem insanlar do-
¤aya uzak olduklar› için me-
rak ediyorlar. Bu maceray› gö-
ze almak nas›l bir fley?
Bunu durdu¤un yerden anlamak
kolay de¤il. O durdu¤un yerden
Naim Süleymano¤lu’nun kald›r-
d›¤› a¤›rl›¤› kald›rabilmesini,
bütün hayat›n› haltere adama-
s›ndan anlayamazs›n. Ya da 100
metreyi 9 saniyede koflmak için
günde 8 saat antrenman yapan
y›llarca Olimpiyat koflular›na ha-
z›rlanm›fl birini onun gibi anlaya-
mazs›n. Bunlar baflka insanlar...
Biz baflka insanlar›z; sen baflka-
s›n, ben baflkay›m, o baflka. Her-
kesin yetenekleri, arzular›, tut-
kular›, korkular›, endifleleri, he-
defleri farkl›; kendileri farkl›.
AKUT nedir? Kimler çal›fl›yor,
kimler nas›l çal›fl›yor? Gönül-
lüleri kimler, neler yap›yor-
lar?
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T34
Bir insan gelip, bana izin ve-
rin ben sizinle çal›flmak isti-
yorum diyebiliyor mu?
Diyebiliyor. Sonuçta her yerin
bir tüzü¤ü var. Oturuyor, anl›-
yor, yeni bir lakap tak›l›yor, biz
kendimizi anlat›yoruz, o kendi-
ni bize anlat›yor, nas›l yani ne-
resinde çal›flabilece¤ini konu-
fluyoruz sonra birimlerde çal›fl-
maya bafll›yor.
Çal›flmalar›n›zdan bahseder
misiniz?
Geçen sene 2004 y›l›nda “Akut
Anadolu Projesi” ni yapt›k ve
bu projeyle bütün Türkiye’yi
bir t›r ve ambulansla dolaflt›k.
Tam 126 gün sürdü. 925 bin ki-
fli t›r›m›z› gezdi. T›r›n içinde fo-
to¤raf sergisi yapt›k, kitapç›k
da¤›tt›k. 23 dakikal›k bir film
haz›rlad›k ve o filmi her akflam
gösterdik. Bütün 81 ilin tama-
m›n› dolaflarak afetler konu-
sunda bir bilinç oluflturmaya
çal›flt›k.
Deprem konusu hâlâ insanla-
r› fazlas›yla rahats›z ediyor.
Türkiye depreme haz›r m›?
Türkiye son 50 y›ld›r deprem
afet konusunda hiç ciddi bir ifl
yapmam›fl. Kimse ciddi ifl yap-
mam›fl. Türkiye’deki bir hükû-
metin ülkenin kültür sorunlar›-
na çözüm bulmas› mümkün de-
¤il. Türkiye çok zor dönemler
yaflam›fl çok sahipsiz b›rak›l-
m›fl. Türkiye’ye hizmet etme
konusunda yemin eden görev
alan insanlar bu hizmetleri ye-
rine getirmedikleri gibi bir de
bizi çok zarara sokmufl. Dep-
rem de bunlardan bir tanesi.
Dolay›s›yla 17 A¤ustos depre-
mi bize bir tokat gibi çarpt›.
Ne oldu nereden ç›kt› dedik
ama zaten bilinen bir fleydi. Bi-
limsel anlamda bilenler biliyor-
du, biz de biliyorduk. Ama kim-
senin umurunda de¤ildi böyle
bir konu, 17 A¤ustos’tan sonra
umurunda olmaya bafllad›. 17
A¤ustos’ta Türkiye’de do¤al
afetlerde arama ve kurtarma
ifllerini yapan sadece bir tane
toplum örgütü vard›, o da biz-
dik. Bütün Türkiye’den 82 y›ll›k
Cumhuriyetten bahsediyorum.
Bir tek biz vard›k bir de sivil
savunman›n 110 kiflilik perso-
neli vard› iç bölgede. fiu anda
sivil savunma genel müdürlü-
¤ü 11 bölgeye ç›kt›, personel
20-25 kat›na ç›kt›. Bizim gibi
kurulan ekip say›s› belki befl
yüz tane oldu. Silahl› kuvvetler
kendi ekiplerini kurdu, beledi-
yeler kendi ekiplerini kurdu,
flirketler kendi ekiplerini kur-
du herkes arama kurtarma eki-
bini kurdu.
Nereden bafllamal› peki? Ço-
cukken yapamayacaksak,
e¤itimde yapamayacaksak
nereden bafllayaca¤›z?
Sonuçta siyasetle bafllayaca¤›z
baflka türlü olmaz tabiiki. Demok-
ratik sistemde baflka bir model
yok zaten ama bunda da flöyle bir
dez avantaj›m›z var. Ülkemizde si-
yaset o kadar kirlenmifl ki! 1999-
2000 y›llar›nda bir anket yapt›
AKUT ve Türk Silahl› Kuvvetleri
Türkiye’nin en güvenilir kurumu
seçildi. Bir kere biz, bir kere de
onlar seçildi, o kadar güçlü. Millet-
vekilleri en altlarda çünkü güven-
miyor kimse, çünkü yalan söylü-
yorlar. Yolsuzluk, h›rs›zl›k bunlar
toplumsal hayat›n her köflesine
yans›m›fl.
Diyelim ki halk oyuyla girse; gire-
miyor ki. Hemen iftiralar hakk›nda
bir sürü fley ç›kar›l›yor. Tabi çok
normal böyle olacak ama AKUT’un
bu kadar güvenilir bir kurum ol-
mas› sonucunda benim ad›m bile
çok yerde ç›kt›. Benim ad›m› duy-
mayan da kalmad› bu ülkede. Er-
meni olu¤um söylentisini yayd›lar,
Yahudi oldu¤um söylentisini yayd›-
lar. Halbuki ben Sultan 2. Mahmut
zaman›nda Osmanl› imparatorlu-
¤unun Deniz Kuvvetleri Komutan›
olan Kaptan-› Derya Ali Pafla’n›n to-
runuyum, kendisi büyük babam ve
flehit oluyor daha sonra. Derdimi
ben anlatamad›m hiç kimseye,
ben hala temizleyemedim bunu.
Ben üzülüyorum, böyle bir yakla-
fl›m yok normalde. Benim çok iyi
Ermeni arkadafllar›m var çok sev-
di¤im, Musevi arkadafllar›m var.
Bunu söylerken ben utan›yorum
35
tarma görüntüleri yay›nland›.
Ama ondan sonra Cezayir dep-
remi oldu yollanmad›k Cezayir
depremine. Yine bir deprem
oldu yine yollanm›yorduk. Sa-
dece befl kifli sokabildik befl
kifli de bir fley yapamad›k do¤-
ru dürüst. Çünkü arama kurtar-
ma oyun de¤il ki. Ekipman›m›-
z› bile koyamad›k uça¤a. Son-
ra Pakistan depremi oldu ve
bütün dünya yard›m etti. Türki-
ye ile Pakistan’n›n tarihsel
dostlu¤u vard›. Türkiye’den
arama kurtarma ekipleri gön-
derilecek dendi. Ama biz yine
yollanmad›k. En sonunda tuta-
mad›k kendimizi “siz oyun mu
oynuyorsunuz?” dedik.
Biz b›rakal›m o zaman bu
deprem arama kurtarma iflini,
oradaki arama kurtarmaya
kaynaklar›m›z› aktaral›m. Bi-
zim uygulamam›z gereken fley-
ler var ve biz bunlar› yapmaya
yemin ettik kendi içimizde. Bu-
nu yerine getiremiyoruz.
Biz de her fleyi televizyondan
ö¤reniyoruz. Bizim devletimize
sayg›m›z sonsuzdur. Asla ve
asla karfl› karfl›ya gelmeyiz.
Ama devletin gücünü bize kar-
fl› kullanan birileri ç›karsa o
zaman orda da durmay›z. Ken-
dimizi durdurmay›z.
Bundan sonraki hedefleriniz-
den biraz bahseder misiniz?
Çok fazla hedefim var.. Mesela
Everest’e bir kez daha t›rman-
mak istiyorum. Tekne ve moto-
sikletle uzun seyahatlerim ola-
cak, yeni kitaplar olacak. Baka-
l›m hangisi gerçekleflecek; en
yak›n› Everest olacak san›r›m.
Yerel bas›n ile ilgili neler dü-
flünüyorsunuz?
Yerel bas›n› çok önemsiyorum,
çünkü yerel bas›n bu ülkede
inan›lmaz bir güç; ama ne ya-
z›k ki çok az kifli bunun fark›n-
da. Herkes Ulusal bas›nda gör-
dü¤üne tak›l›yor, burada haber
yoksa siz de yoksunuz, yaflam›-
yorsunuz bu ülkede. Bu maale-
sef çok yanl›fl bir zihniyet.
Yerel bas›n›n gücü AKUT’un t›r
projesinde bir kez daha kan›t-
lanm›fl oldu zaten, hakikaten
inan›lmaz bir destek ald›k.
Son olarak mesaj›n›z nedir?
Herkesin üzerine düflen görevi
fazlas›yla yerine getirmek gibi
bir yükümlülü¤ü ve zorunlulu-
¤u var. Bu bir tercih de¤il zo-
runluluk çünkü. Aksi takdirde
hiçbir fleyi toparlayamayaca-
¤›z. Babalar›m›z zaman›nda bu
bir tercihmifl, o kuflak görevini
fazlas›yla yerine getirmeyince,
bize görev olarak kald› yap›la-
caklar. Biz de yapmazsak son-
raki kufla¤a bize b›rak›ld›¤› gi-
bi bir ülke b›rakamayaca¤›z...
onlar›n ad›na, ama ne yaz›k ki söy-
lemek zorunda kal›yorum “ben
Musevi yada Ermeni de¤ilim, öz
ve öz Türk’üm” diyorum. Türki-
ye’de iyi bir ifl yapmak çok zor ve
Türkiye’de iyi ifl yapanlar› koruyan
bir sistem yok. Benim en çok k›zd›-
¤›m ve üzüldü¤üm bu. Akut 10 se-
nedir mücadele ediyor. Atina dep-
remi yafland› 17 A¤ustos’tan sonra
çok güvenilir güçlü kurum oldu-
¤undan 99 y›l›nda Atina’ya yollan-
d›k devletin resmi uça¤›yla. Mese-
la Cumhurbaflkan› resmen bizi
tebrik etti, teflekkür etti. ‹ki ülke
aras›ndaki iliflkiler s›cak hale gel-
di o olaydan sonra. Ard›ndan Tay-
land depremi oldu ve yine devle-
tin imkanlar›yla sivil savunman›n
yard›mlar›yla yolland›k. Ard›ndan
Hindistan depremi yine devletin
imkanlar›yla askeri uçakla gittik
ve çok iyi ifller yapt›k. Tüm dünya
televizyonlar›nda yapt›¤›m›z kur-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T36
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 37K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T Mustafa KutluK Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T37
hmet Hamdi Tanp›nar ünlü Befl fiehir adl› eserinin
“‹stanbul” bölümünde, sonlara do¤ru flunlar› yaz›-
yor: “…Niçin geçmifl zaman bizi bir kuyu gibi çeki-
yor? Niçin Bo¤az’dan ve ‹stanbul’dan bahseder-
ken bütün bu dirilmesi imkâns›z fleylerden bahsettim?...
Heyhat ki yald›zl› tavandan, gümüfl eflyadan ve geçmifl za-
man hat›ras›ndan çabuk b›k›l›yor. Hay›r, muhakkak ki bu
eski fleyleri kendileri için sevmiyoruz. Bizi onlara do¤ru çe-
ken b›rakt›klar› bofllu¤un kendisidir. Ortada izi bulunsun
veya bulunmas›n, içimizdeki didiflmede kay›p oldu¤unu
sand›¤›m›z bir taraf›m›z› onlarda ar›yoruz.”
Tanp›nar’›n yaflad›¤› ve bu sat›rlar› yazd›¤› günlerden
bu yana, ‹stanbul’da hava büsbütün de¤iflmifltir. Art›k yal-
d›zl› tavan ve gümüfl eflya hayali bile giran gelmektedir. Ba-
zen düflünüyorum da “‹stanbul yaz›lar›’n› yazarken, bir tafl-
ral› olarak bilmedi¤im semtlerini dolafl›r-
ken, o semtlerin birbirine geçmifl sokak-
lar›nda; çeflmelerin, sebillerin ve türbe-
lerin harâbat› aras›nda, bir yan› çökmüfl
ahflap kal›nt›lar›n›n kahverengi ve hü-
zünlü y›k›nt›lar›nda ben niçin kayboluyo-
rum?
Herhalde tarih ve sanat tarihi merak›
de¤il beni dolaflt›ran. Kendim için, kimli-
¤im için, içimizdeki bütünlü¤ün sa¤lan-
mas› için ve elbette ki maziden hâle ba¤-
lanmak, köksüzlük duygusunun y›prat›c›
tehdidinden kurtulmak için kayboluyo-
rum.
Tanp›nar ayn› bölümün bir yerinde
flöyle devam ediyor: “En büyük meselemiz budur; mazi ile
nerede ve nas›l ba¤lanaca¤›z; hepi-
miz bir fluur ve benlik buhran›n›n
çocuklar›y›z; hepimiz Ham-
let’ten daha keskin bir “olmak
veya olmamak” davas› için-
de yafl›yoruz. Onu benimse-
dikçe hayat›m›za ve
eserimize daha yak›n-
dan sahip olaca¤›z. Bel-
ki de sadece aramak ve
bütün kap›lar› çalmak kâfi-
dir.”
‹stanbul, taflras› ile bir-
likte bütün bir medeniyetin
sembolü. Bir mermere kaz›n-
m›fl lâle motifinde, ›ss›z bir
tepede yar› y›k›k hali ile unutulmufl bir namazgâh kal›nt›-
s›nda, sahabe ve flehit kabirlerinde, hayata geçirilmifl üslu-
bun bütün çizgilerinde, pencere oranlar›nda ve kap› biçim-
lerinde,avlularda ve çat›larda; Mostar’dan, Kerkük’e kadar
Kemah’tan Birgi’ye kadar hemen her yerde karfl›m›za ç›ka-
bilecek olan ve ancak görmek isteyenlere görünecek olan
dünya tasar›m›n›n ipuçlar›n› bar›nd›r›yor.
Her ne kadar y›k›lm›fl ve yokolmufl olsa dahi, ortadan
kalkan eserlerin geride b›rakt›klar› bofllukta, kullan›mdan
kalkm›fl bir iskele önünde, art›k zikir ilâhilerinin duyulma-
d›¤› kap›s›na kilit vurulmufl bir tekkenin tevhidhânesinde,
bir kubbenin güvercin kanatlar› ile yank›lanan bofllu¤unda
onu görebiliriz.
Tanp›nar’› okumaya devam edelim: “…Bu dâüss›lan›n
kendisi bafll›bafl›na bir alemdir. Onunla geçmifl hayat›n en
iyi izah›n› yapabiliriz. Bu sessiz ney na¤-
mesinde ölülerimiz en fazla ba¤l› oldu-
¤umuz yüzleri ile canlan›rlar; biraz da
böyle oldu¤u için, onun ›fl›¤›nda daha iç-
li, daha kendimiz olan bir bugünü yafla-
mam›z kabildir.
Tabiat bir çerçeve bir sahnedir. Bu
hasret onu kendi aktörlerimizle ve hava-
m›zla doldurmam›z› mümkün k›lar. Fakat
bu içki ne kadar lezzetli, tesiri ne kadar
derin olursa olsun, Türk Cemiyetinin ye-
ni bir hayat›n efli¤inde oldu¤unu unuttu-
ramaz.”
Geçen zaman içinde ‹stanbul (ve
Türkiye) bu eflikten atlad›. Önüne mec-
buri istikamet halinde serilen yolda hayli mesafe ald›. Ma-
zi ile aras›ndaki uçurumu derinlefltirdi, kavuflma noktalar›-
n› neredeyse yoketti.
Lakin bütün bunlar hasretin ço¤almas›ndan, benlik ara-
y›fl›n›n kavurucu bir dinamizm kazanmas›ndan baflka bir
fleye yaramad›.
Bugün kimlik aray›fl›m›z dünden daha köklü bir biçim-
de tezahür ediyor. Ve ‹stanbul yap›lan bütün tahribata ra¤-
men ayakta kalan silueti ile; Süleymaniye’si, Eyüp Sultan’›,
Yûfla’s›, sular› ve a¤açlar› ile kendisine yönelecek dikkat-
lere bigane de¤il. Yeni ‹stanbul, eski ‹stanbul’dan en az›n-
dan flu kavramlar› tevarüs edebilir: Ölçü ve âhenk, hürmet
ve hizmet, tevazu ve merhamet, hakka riayet ve adalet.
Böylece yeniyi infla ederken bir yerde eski ile bulufl-
mufl, kopan ba¤› yakalam›fl oluruz.
Eskiler flöyle demifl: “Aramakla bulunmaz, ama bulan-
lar ancak arayanlard›r”.
‹stanbul’da Kaybolmak
Ve ‹stanbul yap›lan bü-tün tahribata ra¤menayakta kalan silueti ile;Süleymaniye’si, EyüpSultan’›, Yûfla’s›, sular›ve a¤açlar› ile kendisineyönelecek dikkatlere bi-gane de¤il.
A
yakkab›c›l›k, insanla
birlikte var olan bir
meslek. Çar›kla baflla-
y›p aya¤›n flekline göre üreti-
len ortopedik ayakkab›lara ka-
dar ulaflan bir sektör. Terli¤in-
den botuna, iskarpininden çiz-
mesine neredeyse kendi için-
de bile branfllaflma noktas›na
gelen önemli bir sektör. Bu
sektörün kalbi, Küçükçekme-
ce’de, ‹kitelli Organize Sanayi
sitesi içindeki Aykosan’da at›-
yor. Atölyeleri ve çarfl›s›n›n ya-
n› s›ra bugün art›k fabrikalafl-
ma aflamas›na gelen ayakkab›-
c›lar kendilerine yeni hedefler
koyuyorlar.
Tabii bu aflamaya gelinme-
si kolay olmad›. 1980’li y›llar›n
bafl›nda ‹stanbul’da yöneticiler
önemli kararlar ald›. Bunlardan
biri, tarihi yar›madada topla-
nan meslek gruplar› için yeni
mekanlar infla ederek onlar›
flehrin d›fl›na ç›karmakt›. Bu-
nun için ‹kitelli bölgesi seçildi.
Her meslek dal› için, onlar›n ih-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T38
Ayakkab›c› esnaf›n› modern bir si-tede toplamay› hedefleyen Ayko-san, Kücükçekmece’de ‹kitelli Or-ganize Sanayi içinde modern birflehir. 50 metrekareden 850 met-rekareye kadar asma katl› imalat-haneleri ve sat›fl ma¤azalar› ilemükemmel çal›flma ortam›na sahipbu flehirde her istedi¤inizi bulabi-liyorsunuz. Ferah mekanlardaüretim yapan kundurac›lar, flimdifabrikalaflma yolunda…
“Ayakkab›c›larfiehri” Aykosan
A
MEKANAykosan
YAZI VE FOTO⁄RAFLARAL‹ ‹HSAN GÜLCÜ
Aykosan’›n kubbe tasar›m› ve asma katl› dükkan yap›s› buray› di¤er sanayi sitelerinden ay›r›yor.
Ayakkab›c› esnaf›n› bünyesinde toplayan Aykosan, Küçükçekmece’de, ‹kitelli Organize Sanayi sitesi içinde 2 bin 200 iflyerinden olufluyor.
Aykosan’›n projesini, flehir-
cilik çal›flmalar›nda uzmanlafl-
m›fl ünlü mimar Turgut Toyde-
mir çizdi. Sanayi yap›lar› konu-
sunda uzman olan Toydemir’in
Piramit Mimarl›k ve fiehircilik
firmas›, içinde kendi ihtiyaçla-
r›n› karfl›layan dev bir kent ta-
sarlay›p gerçeklefltirdi.
Atölyelerin oldu¤u bloklar
oldukça büyük, ancak büyük
olduklar› kadar da feraht›. Yük-
sek katl›yd›, ancak orta k›s›m-
lar› bofl b›rak›larak kendi için-
de günefl ›fl›¤› alan ifl merkez-
leri oluflturulmufltu. Atölyeler
küçüktü, zaten amaç ‹stan-
bul’un baflta Gedikpafla, Süley-
maniye, Sultanahmet ve Beya-
z›t’ta toplanan orta ölçekli
ayakkab›c› esnaf›n› buraya
toplamakt›. Ayakkab›c›lar, o
zamana kadar çok zor flartlar-
da faaliyet gösteriyordu. Bina-
lar›n bodrum katlar›nda, zehir-
lenme tehlikesi ile karfl› karfl›-
ya, yahut küçücük, darac›k
dükkanlarda üretim yapmaya
çal›fl›yorlard›.
Örgütlenme, kooperatif
fleklinde olmufl, herkes kendi
dükkan› için ödeme yapmaya
bafllam›flt›. ‹nflaat çal›flmalar›
uzun sürdü, ancak sonunda si-
te bitirildi. Ayakkab›c›lar, çok
fonksiyonlu modern bir merke-
ze kavuflmufllard›. Apartman
altlar›nda, küçücük ilkel atöl-
yelerde çal›flmaktan kurtula-
rak kendi flehirlerinde üretip
satacak duruma geldiler.
GED‹KPAfiA
BOfiALTILMALI
Ancak yerel yönetimlerin
ifli s›k› tutup, imalatç›lar› flehir
merkezinden ç›karma düflün-
cesi gevfleyince, ayakkab›c›
esnaf›n›n ancak yüzde 20’si Ay-
kosan’a tafl›nd›. Kalan›, ise
müflteri Gedikpafla’ya geliyor
diye modern iflyerlerine tafl›n-
tiyaçlar›n› karfl›layacak modern ve
dev siteler infla edilecekti. Öyle
de yap›ld›. Marangozlar, mobilya-
c›lar, ayakkab›c›lar… Hepsi için
ayr›, ihtiyaçlar›n› karfl›layacak
farkl› mimari özelliklere sahip si-
teler infla edilmeye baflland›.
ÇOK FONKS‹YONLU
DEV S‹TE
Ayakkab›c›lar da, çal›flmalar›n›
da¤›n›k ve sa¤l›ks›z flartlarda sür-
dürüyordu. ‹çe dönüfl bu yap›, sek-
törün geliflmesini engelliyor, k›s›tl›
mekanlarda yap›lan üretim tekno-
lojiden yararlanmay› da zorlaflt›r›-
yordu. ‹kitelli’de ayakkab›c›lar için
ayr›lan alan 340 bin metrekareydi.
Her fley düflünülmüfltü. Anadolu ve-
ya yurtd›fl›ndan siparifl için gelen-
lerin kalaca¤› bir otel, fuar alan›,
idari ihtiyaçlar›n karfl›lanaca¤› ofis
binas›, cami, büfe, lokanta, kafeter-
ya ve toplant› salonlar› ile tüm sos-
yal ihtiyaçlar› karfl›layacak alanlar,
proje içindeki yerini ald›.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T40
Aykosan bünyesinde ikinci etap oluflturularak 16 blok halinde 16büyük fabrika yap›l›yor.
Aykosan’da halen 850 iflyerinde yaklafl›k 4 bin kifli çal›fl›yor.
mad›. Tafl›nmay› h›zland›rmak
için flimdi yerel yönetimlerin
ifli s›k› tutarak flehir merkezini
boflalt›p turizme kazand›rma
düflüncesinin yeniden öne ç›k-
mas› gerekiyor.
Aykosan, çok fonksiyonlu
bir ifl merkezi. Kolay ulafl›m›,
rahat trafi¤i, yeterli otoparkla-
r›, 50 metrekareden 850 metre-
kareye kadar asma katl› ima-
lathaneleri ve sat›fl ma¤azalar›
ile mükemmel çal›flma ortam›-
na sahip.
Gerek perakende gerekse
toptan ayakkab› konusunda
yüksek kapasitelerde hizmet
verebilen üreticiler genifl me-
kanlarda en kaliteli ürün ve en
uygun fiyat prensibiyle üretim
yapabiliyorlar.
Ayd›nl›k ferah ve müstakil
iflyerlerinde üretim yapan es-
naf, mal indirme ve boflaltma
iflini de güvenli ve rahat bir fle-
kilde yaparak mevcut otoban-
larla istedi¤i yere ulaflt›rabili-
yor.
ATÖLYEDEN
FABR‹KAYA
Aykosan’›n 21. yüzy›l›n
“Ayakkab› fiehri” olmas› için
yap›lm›fl olanlar yeterli görül-
müyor, yeni ad›mlar at›yor. Bi-
rinci etaba yeni bloklar ekleni-
yor. Büyüyen ve üretimlerini ar-
t›ran ayakkab›c›lar›n fabrika-
laflmas› için ikinci etap olufltu-
rularak 16 blok halinde 16 bü-
yük fabrika yap›l›yor.
METRO GELMEL‹
‹kitelli Organize Sanayi site-
sindeki di¤er site çal›flanlar›
gibi ayakkab›c›lar›n en büyük
iste¤i metronun buraya kadar
uzat›lmas›. Çal›flanlar›n, Beya-
z›t ve Gedikpafla’ya tramvay ile
ulaflmalar› gibi Aykosan’a da
metro veya tramvay ile kolayca
ulaflmalar›. Hükümetten de bir
ricalar› var. Çin’den gelen kalite-
siz, dayan›ks›z ancak ucuz ürünle-
re karfl› tedbir al›nmas›.
Ayd›nl›k ve modern iflyerleri,
esnaf›n gelmemesinden dolay› ço-
¤unlukla bofl. Bu da iflyeri almak
veya kiralamak isteyenler için
önemli bir f›rsat oluflturuyor. Eski-
den sadece ayakkab›c›lar›n iflyeri
almas›na izin verilirken, flimdi di-
¤er meslek dallar›na da müsaade
ediliyor. Aykosan’da iflyeri kiralar›
250 YTL’den, 5000 YTL’ye kadar
de¤ifliyor.
Aykosan’›n kubbe tasar›m› ve
asma katl› dükkan yap›s› buray› di-
¤er sanayi sitelerinden ay›r›yor.
Toplan 2 bin 200 iflyerinin oldu¤u
Aykosan’da halen 850 iflyerinde
yaklafl›k 4 bin kifli çal›fl›yor. Eski-
nin kundurac›lar› flimdi kal›plar›n›
zorlayarak sanayici olma yolunda
h›zla ilerliyorlar. Sadece yurtiçine
de yurt d›fl›na da büyük oranlarda
mal sat›yorlar. ‹stekleri ise destek
olunmasa bile köstek olunmamas›.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 41
Dev bloklardan oluflan Aykosan’›n projesini, flehircilik çal›flmalar›ndauzmanlaflm›fl ünlü mimar Turgut Toydemir çizdi.
Aykosan ‹dare Binas›
Bir ‹stanbul Masal›—II
Prof . Dr . ‹skender Pala
Hiç düflündünüz mü; acaba yaflad›¤›m›z mekanlar kifli-
liklerimizin oluflumunda ne kadar belirleyici rol oyna-
maktad›r? fiehirlerin oldu¤u gibi semtlerin ve hatta ma-
hallelerin de birer ruhlar› vard›r ve onlar, insanlara çok fley-
ler anlat›r. Atalar›m›z evlerini ve mahallelerini kurarken in-
san›n huzurunu ön planda tutmufllar ve baz› uygulamalar›
töre haline getirmifller. Toplumu ilgilendiren mekanlar›n
tafl ile, kiflileri ilgilendiren mekanlar›n ise ahflaptan yap›l-
mas› iflte böyle bir gelenektir. Yani bizim büyük büyük bü-
yük dedelerimiz, oturacaklar› evleri yaparken ahflab› kulla-
n›yorlar; ama söz gelimi köprü, hamam, okul, çeflme, cami,
kütüphane gibi toplumu ilgilendiren yap›lar› tafl ile örüyor-
lard›. Böylece eskiden ‹stanbul’un profilini seyreden birisi,
yeflilliklerin kuca¤›ndaki ahflap kentin or-
tas›nda yükselen tafl iflçili¤inin harikas›
camileri, bedestenleri, Bizans’tan kalma
dikili tafllar› görünce büyülenirdi. Mesela
Süleymaniye veya Bayezit Camii yap›ld›¤›
y›llarda o semtlerde yaflayan dedelerimiz
vard›. Ancak bugün camiler durdu¤u hal-
de onlar›n evlerinden hiçbir tane bile ör-
nek kalmam›fl. Ahflap oldu¤u için ya yan-
m›fl, ya y›k›lm›fl. Onlar toplumu ve toplu-
mun de¤erlerinin kal›c› olmas›n› istedik-
leri için böyle davrand›lar. Evleri tafltan
yapmad›lar, çünkü ahflab›n, insan do¤as›-
na daha uygun ve estetik oldu¤unu düflünüyorlard›. Ahflap
evlerin her biri sanat eseri, zarif ve hofl fleylerdir. ‹nsan›n
ahflap bir kap›dan girdi¤i ev, tavan›nda nak›fllar bulunan
bir oda, penceresi sarmafl›k gülleriyle sar›lm›fl bir salon ve
fesle¤en kokular›n›n yay›ld›¤› kafesli cumbalar, elbette 90
m2’lik bas›k tavanl› bir apartman dairesine göre çok daha
mutlu bir ev hayat› sunar. Hemen her evin bahçe içerisinde
olmas› ve do¤a ile kucak kuca¤a bulunmas› da önemliydi
elbette. Konaklar, yal›lar, kas›rlar, köflkler za-
ten bahçeleriyle öne ç›k›yorlard›. (Çocuk-
lar burada kendilerini bahçelerde oynar-
ken hayal ederler). Üstelik bu evler dep-
reme de dayan›kl› idi. Ama öte yandan ev
han›mlar›n›n ifli zordu do¤rusu. Allah’›n
günü tahta f›rçalamak, fare kapanlar› kur-
mak, kilere dadanan haflarat› ilaçla-
maktan illallah derlerdi. Evin
beyleri de ikide bir çat› ak-
tarmak, dülger ça¤›r›p tami-
rat yapt›rmaktan b›k›yorlar-
d›. Zamanla apartmanlara
heves etmemiz biraz da bu
kolayc›l›k yüzünden olmufl-
tur.
‹stanbul, yang›nlar flehridir
de ayn› zamanda. Çünkü
yang›nlarda ahflap mimari çok kolay tutuflur ve her fley kül
olurdu. Yaln›z hiçbir vakit eski zamanlara ait bir yang›nda,
flimdi apartman dairelerinde oldu¤u gibi dört duvar aras›n-
da s›k›fl›p kalan insan olmam›flt›r. Eski itfaiyecilerimiz say›-
lan tulumbac›lar yang›ndan adam ve mal kaç›rmak konu-
sunda çok maharetliydiler. Üstelik her yang›ndan sonra ‹s-
tanbul’un evleri yeniden ahflapla kurulurdu. Ta ki XIX. yüz-
y›lda, refah düzeyinin artmas› ve bat›l›laflma sürecinin etki-
siyle ‹stanbul’da kargir binalar yap›lmaya baflland›. Beflik-
tafl s›rtlar›na do¤ru uzanan Akaretler gibi birbirine bitiflik
yap›lar ve onlar› takip eden apartman sistemi ‹stanbul’un
çehresini de¤ifltirip dönüfltürdü. Nüfus artt›kça da arsa so-
runu birbirine bitiflik evlerden oluflan sokaklar›, sokaklar
da yüksek katl› apartmanlar› beraberin-
de getirdi. ‹stanbul’un flimdiki çarp›k ya-
p›laflmas› ise çoook sonraki zamanlar›n,
köyden kente göçün bir sonucuydu.
‹stanbul her ça¤da çok gelinip gidilen bir
kent olmufltur ‹lk zamanlar›nda deniz ula-
fl›m› çok önemliydi. Kentin çevresi surlar-
la çevrildikten sonra kara ulafl›m› kontrol
alt›na al›nd›. Osmanl›lar döneminde sur-
larda tam 27 kap› vard›. Galata surlar›nda
ise 12 kap› bulunuyordu. Buradan flehre
girifl ç›k›fllar›n tamam› kontrol alt›nda ve
kay›t tutularak yap›l›rd›. Nakliye, ticaret
ve di¤er her ziyaretin sebebi ve süresi kontrol alt›ndayd›.
Deniz yoluyla gelen her mal da keza Galata r›ht›m›nda güm-
rüklenirdi.
Fatih döneminden itibaren flehir içindeki ana yollar›n baz›-
lar›na tafl döflenmiflti. Ancak ‹stanbul’un çamuru her dö-
nemde meflhurdu. fiehir içinde at veya arabayla dolaflmak
bir ayr›cal›kt› ve bu haktan ancak üst düzey yöneticiler ya-
rarlan›rd›. Halk›n deniz ulafl›m› ise kay›klar ve mavnalar ile
oluyordu. Ancak bu kay›klar›n pek çeflitli ve süslü olanlar›
Bo¤az’›n veya Haliç’in sular›nda mart›lar gibi kanat ç›rpa-
rak giderlerdi. XIX. yüzy›lda karada tramvay ve denizde de
vapur dönemi bafllad›. Art›k ‹stanbullular modern hayatla
tan›fl›yorlard›. Yavafl yavafl da olsa, denizin kuca¤›nda uyu-
yan ‹stanbul’umuzda deniz ulafl›m›n›n geliflmekte olmas› da
sevindiricidir.
Bu sat›rlar› okurkensempozyumda Fatih’in‹stanbul’u ald›¤› vakit
gayrimüslimleregösterdi¤i toleranstan,
‹spanya’dan kaç›pOsmanl›’ya s›¤›nan
Yahudilerdenbahsediliflini hat›rlad›m.
‹
ÖZÜR:
Geçen say›m›zda teknik sebeplerden dolay› say›n ‹skender Pala’n›n yaz›s›n›n son
paragraf›nda bölünme olmufltur. özür dileyerek I. bölümün son paragraf›n› tekrar
yay›nl›yoruz.
Bu, halk›n›n hepsinin müslüman oldu¤u anlam›na gelmiyor tabii. Çünkü
‹stanbul her devirde birkaç dinin birlikte yaflad›¤› bir flehir olmufltur. Hiçbir
kimsenin inanc›na s›n›rlama getirilmedi, hir bir ›rk›n ayr›cal›¤› düflünülmedi.
Zaten atalar›m›z›n büyüklü¤ü, bu hoflgörü ortam›n› yaratm›fl olmalar›ndand›.
Bat› dünyas›nda Engizisyon fliddet estirip insanlar› cay›r cay›r yakarken ve-
ya dünyan›n pek çok yerinde zulüm içinde yaflayabildi¤i bir ülke olarak maz-
lumlar›n s›¤›nd›klar› yegane yerdi.
udüs...
Üç ‹lahi dinin bulufltu¤u
kutsal flehir...
Hz. Muhammed (sav)’in mu-
cizevi Miraç yolculu¤unu yap-
t›¤›, Hz. ‹sa’n›n do¤up yaflad›¤›,
Hz. Süleyman’›n kutsal mabedi-
ni infla etti¤i, Ve daha pek çok
peygamberin hayat›n› geçirdi-
¤i, Allah yolunda mücadele et-
ti¤i, flehit düfltü¤ü kutsal top-
raklar.
Kudüs, vahye dayanan bü-
tün dinlerde kutsal say›lan bir
flehirdir. Bunun baflta gelen se-
bebi ise Yüce Allah'›n insanlar›
do¤ru yola iletmeleri üzere gö-
revlendirdi¤i peygamberlerin
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T44
GEZ‹Kudüs
YAZI VE FOTO⁄RAFLAR:HAKAN GÜVEN
Dinler, diller kenti:KudüsK
birço¤unun bu flehirde yafla-
m›fl veya en az›ndan hayatlar›-
n›n bir bölümünü bu flehirde
geçirmifl olmalar›d›r. Ayr›ca
bu peygamberlerden baz›lar›-
n›n mabed olarak kulland›klar›
mekânlar da bu flehirdedir.
Tüm bu özellikleri nedeniyle
Kudüs ve çevresi, Müslüman-
lar için oldu¤u gibi Yahudiler
ve H›ristiyanlar için de kutsal
kabul edilir.
Hz. ‹brahim döneminde dö-
flenmifl a¤›r ve büyük tafll› so-
kaklar.. Asur, Babil, Pers, Ro-
ma, Bizans, Arap ve Osmanl›
uygarl›klar›n›n izleri.. Kubbe-
tüs Sahras›, Mescid-i Aksa’s›,
Sonsuz Uyku Kilisesi ve A¤la-
ma duvar› ile dillerin dinlerin,
renklerin birbirine kar›flt›¤› an-
tik bir hand›r Kudüs.
B›kt›r›c› güvenlik uygula-
malar›, ‹srail polisinin sinir bo-
zucu tav›rlar› yada s›cak hava
moralimi bozmaya yetmemiflti.
Belki de ‘Kutsal toprak’ tan›m-
lamas›n› en çok hak eden fleh-
re; Kudüs’e do¤ru yol al›yor-
dum ve ufukta Kubbetüs Sah-
ra’n›n kubbesi gözükmüfltü. ‹n-
sanl›k tarihi kadar eski, insan-
l›k kadar renkli bir flehirdi Ku-
düs ve keflfedilmeyi bekliyor-
du.
Necef Çölü’nün efli¤ine ku-
rulu bu kentte ayn› alan› bölü-
flen Sinagog, Kilise ve Camii,
yan yana yürüyen imamla ha-
ham yada Katolik bir papazla
bir Ortodoks rahip.. Tüm dinler
kendinden görür bu kenti ve
di¤eriyle paylaflmay› düflün-
mez.
fiehir tam dinler ve milletler
merkezi haline gelmifltir sonra-
lar›. Tam 220 tarihi ve dini site
bulunuyor bu surlar›n içinde.
En göze çarpanlar› ise flüphe-
siz 7. yüzy›lda ‹slam Halifesi
Abdülmelik ‹bn Mervan tara-
f›ndan yapt›r›lan ve ‹slam’›n
üçüncü kutsal mescidi olan
Kubbet üs—Sahra ve Mescid—i
Aksa Camileri, Yahudili¤in en
kutsal mekan› olan A¤lama Du-
var› ve H›ristiyanl›¤›n yeryü-
zündeki en kutsal mekan› olan
Kamame Kilisesi, yani Hz.
‹sa’n›n kabri.… Bugün flehirde
genel kabul gören dört mahal-
leli bölünme (Müslüman, H›ris-
tiyan, Ermeni ve Yahudi Bölge-
leri) temelde bu kutsal mekan-
lar›n etraf›nda örgülenir. An-
cak A¤lama Duvar›’n›n Aksa
Kompleksinin bat› duvar› oldu-
¤u ve Kamame Kilisesi’ne gi-
den H›ristiyan Haç Rotas› (Via
Dolorosa)’n›n Aksa Komplek-
si’nin kuzey s›n›r›ndan geçti¤i
göze al›n›rsa neden mahallele-
rin asl›nda içiçe geçmifl olduk-
lar› ve neden paylafl›m mesele-
sinin Aksa Kompleksini üzerin-
de tafl›yan Harem—i fierif (Ma-
bed Tepesi)’te kilitlendi¤i daha
iyi anlafl›l›r. Bundan olsa gerek
Yahudiler Harem—i fierif’ten
bahsederken “Lev libo flel Ye-
ruflalayim” derler: Kudüs’ün
Kalbinin Kalbi...
Kutsal Kent’e kap›lardan gi-
rilir ve bir di¤er önemli kap›s›
da fiam Kap›s›d›r. E¤er kutsal
kente fiam Kap›s›’ndan geçe-
rek girerseniz sizi ünlü Souk
karfl›lar. Bir tür kapal› çarfl›
olan Souk’ta baharat satan
Irakl›lar, bak›r ustas› Kuzey Af-
rikal›lar, Kumafl›n bin bir rengi-
ni ba¤›ra ça¤›ra satan Arjantin-
li, Polonyal›, Alman, Amerikal›
göçmen Yahudiler vard›r. De-
vam etti¤inizde ise Zahal Mey-
dan›’na ç›kars›n›z. Bu meydan
ayn› zamanda eski Kudüs’ü
çevreleyen surlar›n uç noktas›-
d›r. Kentin inan›lmaz bir h›zla
büyüdü¤ünü gören 2.Abdülha-
Tabi ki Kudüs’ün modern cad-
deleri, lüks al›flverifl merkezleri,
yüz binlerce insan›n yaflad›¤› ma-
halleleri, resmi kurumlar› vard›r
ama onlar Kudüs için bir fley ifade
etmez. Daha do¤rusu Kudüs’ün
kutsal bölgelerinin yan›nda kimse-
nin gözüne bile tak›lmaz. Onunun
için Kudüs deyince akla “Old City”
yani eski flehir gelmelidir ve bu
birkaç kilometre karelik alanda
bambaflka bir dünya vard›r. E¤er
Yafa Kap›s›’ndan içeri girer ve Hz.
‹brahim zaman›nda döflenmifl tafl-
larla örülü sokaklarda yürürseniz
zaman›n durdu¤unu hissedersiniz.
Sanki y›l milattan önce ikibinlerde-
dir ve ‹srailo¤ullar› kabilelerinin
kuflatmas›na daha bin y›l vard›r.
Hazreti Davut ve Hz.Süleyman;
yüzy›llar sonra burada Asur, Babil,
Pers, Roma, Bizans,Arap ve Os-
manl› uygarl›klar›n›n görülece¤i,
Kudüs’ün Mescid-i Aksa,Sonsuz
Uyku Kilisesi ve A¤lama duvar›yla
‹slam’›n, H›ristiyanl›¤›n ve Yahudi-
li¤in kutsal kenti olaca¤›n› düflün-
müfller miydi acaba ? Oysa Eski
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T46
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 47
mid, 1887 y›l›nda surlara ek bir
kap› yapt›r›r. Yeni kap› ad› ve-
rilen bu girifl do¤rudan Zahal
Meydan›’na aç›l›yor. Yeni Kap›-
n›n tam karfl›s›nda bir zaman-
lar Ortado¤u’nun en büyük ma-
nast›r› oldu¤u söylenen Notre
Dome’de Jerusalem ad› verilen
yap› var. Bu bölgede say›s›z ki-
lise yükselir.
Zahal Meydan›’n› bölen Jaf-
fa (Yafa) Yolu’nun izlerken Os-
manl›’n›n Kudüs üstündeki
mühründen kan›tlar karfl›lar si-
zi. 1517’de Kudüs’ü alan Os-
manl› ordular› tam 400 y›l bo-
yunca bu flehrin koruyucusu ol-
mufltu. Bu flehre özel önem ve-
ren Kanuni, surlar, çeflmeler,
büyük kap›lar yapt›r›r ki Old
City olarak bilinen kutsal me-
kanlar›n tamam› bugünkü flek-
line o dönemde gelmifltir. Bu-
gün de ayakta olan surlar Ka-
nuni döneminde onar›lm›flt›r,
bugün de kullan›lan Aslanl› Ka-
p›y› da o yapt›rm›flt›r.
Kubbetüs Sahra’n›n bulun-
du¤u yer asl›nda Tap›naklar
Tepesi olarak da biliniyor. Ya-
hudilerce kutsal olarak bilinen
A¤lama Duvar›, ikinci tap›na-
¤›n sa¤lam kalan tek duvar› ay-
n› zamanda. Yüzlerce y›l Rus-
ya’dan Yemen’e, Özbekis-
tan’dan Amerika’ya kadar her
Yahudi, her fiavat duas›n› "ge-
lecek y›l Kudüs’te diye " iflte bu
duvara yüz sürebilmek umu-
duyla bitirmifltir. Önünde dün-
yan›n dört bir yan›ndan gelmifl
Yahudiler dua ediyor. Bafllar›n-
da kippa (dua takkesi) ve
amuzlar›nda "talleth" (kutsal
flal) ile A¤lama Duvar›’n›n
önünde setler oluflturuyorlar.
Eller ve al›nlar duvara dayal›
gözler kapal›... Yüz metre uzun-
lu¤unda 20 metre yüksekli¤in-
de ki duvar›n bir bölümü ba-
yanlara ayr›lm›fl. Tafllar›n ara-
s›nda dilek ka¤›tlar› var.
A¤lama Duvar›’ndan ç›k›p
afla¤›ya yüzlerce y›ll›k zeytin
a¤açlar›n›n bulundu¤u Kidron
Vadisi’ne indi¤iniz zaman kar-
ise gümüfl kubbesiyle Mescid-i
Aksa vard›r. ‹slam’›n ilk k›ble-
sidir ve günün her an›nda dolu-
dur. Alt›n kubbenin arka pla-
n›nda dikkatli gözlerden kaç-
mayan ikiz gümüfl kubbe K›ya-
met Kilisesi. Hz. ‹sa’n›n orada
çarm›ha gerildi¤ine inan›l›r. Vi-
a Dolorosa’dan geçip H›risti-
yan Mahallesine geçti¤iniz za-
man H›ristiyan ne kadar papaz
türü varsa görmek, tan›mak
mümkündür. Papaz olmayan
H›ristiyan dükkan sahipleri de
Filistinlilerdir. Sonra Ermeni
Mahallesinin derinliklerine ge-
zintiye ç›kmak, labirenti and›-
ran delhizlerden birinden ç›k›p
ad›m atacak yer kalmayan
Müslüman mahallesine dön-
mek gerekir. Her köfle bafl› ay-
r› bir din, ayr› bir tarihtir..
Zeytinda¤›’n›n hemen ya-
mac›nda Maria Magdalena
ad›nda bir Rus kilisesi göze
çarpar. Alt›n kaplamal› kubbe-
leri her an dikkat çekmektedir.
Yan›bafl›nda ise Hz Meryem
gömülüdür. Vadinin öte yan›n-
da, sur dibinde sahabe mezar-
lar› vard›r, ayaklar›n›z›n dibin-
de ise gelifligüzel tepeye da¤›l-
m›fl Yuhudi mezarlar›. Zeytin-
da¤› çok k›ymetlidir çünkü k›-
yamet günü geldi¤inde dünya-
n›n sonunu ilan edecek davul-
fl› yamaçta Zeytin Da¤› vard›r. Ku-
düs’ü Kudüs yapanda asl›nda Zey-
tin Da¤›’d›r.. Zeytin Da¤›’na Eski
fiehri kuflatan surlar›n yan›ndaki
yoldan vadiye inip dik ve az k›v-
r›ml› bir yokufltan ç›karak var›l›r.
Zeytin Da¤›’ndan karfl›n›zda duran
manzara nas›l kutsal bir kentte ol-
du¤unu daha ilk anda bütün ç›p-
lakl›¤› ile sergiler. Önünüzde yu-
varlak ve her daim güneflin ›fl›kla-
r›yla parlayan alt›n kubbesiyle
Kubbetus Sahra vard›r. Baz›lar›
Hazreti Ömer Camii’de der ama
Ömer Camii çok daha gerilerde-
dir. Peygamberimizin Mirac’a ç›-
karken üzerine bast›¤› kutsal kaya
buradad›r. Hemen yan› bafl›nda
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T48
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 49
lar Kidron Vadisi’nde çalacak
ve tüm insanl›¤›n ruhu uyana-
cakt›r. Canlanacak tüm ölüle-
rin ilk can bulacaklar› Zeytin-
da¤› na gömülü olanlar olacak-
t›r. Bu yüzden önemlidir Zeytin
Da¤›.
Böylesine mistik bir derinli-
¤e sahip flehrin en iyi göründü-
¤ü yerdir Zeytin Da¤›. O yüz-
den her gün gelinse de yüzler-
ce kez Kidron Vadisine, Kub-
betüs Sahraya, Mescidi Aksa-
ya, K›yamet Kilesine ve ismi bi-
le bilinmeyen ama her biri en
az di¤eri kadar önemli olan
kutsal mekanlara bak›lsa da
asla b›k›lmayacakt›r. Dindar
bir Hristiyan için Kudüs,
Rabb’in seçti¤i flehirdir. Kör-
leflmifl ve günahlara dalm›fl in-
sanlar›n aras›nda Tevhid dini-
nin kalesidir o. Kudüs’e bir H›-
ristiyan baflka bir flehri ziyaret
eder gibi gelemez. Ona dua,
a¤lama, kendine gelme, yeni-
den dirilme arzusuyla gelinme-
lidir.
Eski fiehir’den ç›k›p Mami-
la’n›n tarihi binalar›n› afl›p Yafa
Caddesi’nde yada Ben Yahu-
da’da dolafl›rsan›z Yahudi Ku-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T50
düs’ü tan›rs›n›z. Here bir de
Mea fiearim’e girerseniz yer
gök UltraOrtodoks " Hassidik"
Yahudilerle doludur. Melon
flapkal›, redingotlu Hassidik
Yahudiler sizi birden bire Orta-
ça¤ Polonyas›’na yada Rusya-
s›’na götürür. Çünkü teknoloji-
ye karfl›d›rlar ve sokaklarda
sadece siyah sakall› siyah cüp-
peli tam tesettürlü Yahudiler
vard›r.
Falih R›fk› Kudüsle ilgili ola-
rak " Bir Türk Kudüs’ü yoktu.
Bir Arap Kudüs’ü varm›yd› pe-
ki ? Hay›r. Ne Katolik, ne Orto-
doks, ne de Yahudi Kudüs’ü
vard›. Kudüs Haçl›, Alemli, Da-
vud y›ld›zl› sancaklar alt›nda
göze görünmez ordular›n ses-
sizce al›p verdikleri bir yer..."
tan›mlamas›n› yapar. Evet.. Ku-
düs tüm insanl›¤›n flehridir ve
hiç kimsenin olamayacak ka-
dar Kutsal bir kenttir. ‹srail yö-
netiminin b›kt›r›c› güvenlik uy-
gulamalar› nedeniyle havali-
man›ndan itibaren moraliniz
bozulsa da mutlaka gidip gö-
rülmeli ve mütemadiyen bu zi-
yaretler tekrar edilmelidir.
Bizim Mahalle-II
Beflir Ayvazo¤lu
anp›nar’a Göre Mahalle
Mahalle, dinî, sosyal ve entelektüel hayat›n as›l mer-
kezi camii yahut mescittir. Genellikle mütevaz› bi-
nalar olan mahalle camilerinin ço¤u, kendilerine has mima-
rileri olan son derece zarif, ahflap yap›lard›r. Bir müessese
olarak hayat› hem belli ölçüde tanzim eder, hem de etrafta
olup bitenlerden hisselerini al›rlar. Ahmet Hamdi Tanp›nar,
Sahnenin D›fl›ndakiler adl› roman›nda, baflar›yla tasvir etti-
¤i eski bir ‹stanbul mahallesindeki Elâgöz Mehmed Efendi
Camii’nin siyasî ve iktisadî flartlar›n de¤iflmesinden nas›l
etkilendi¤ini çok güzel anlatm›flt›r.
Sultan Aziz devri paflalar› zaman›nda p›r›l p›r›l olan Elâ-
göz Mehmet Efendi Camii, durmadan tamir edilir, yeni ha-
l›lar, kilimler ve yaz› levhalar›yla bezenirmifl. Ancak Abdul-
hamid devrinde bu adaklar ve hediyeler epeyce azalm›fl.
Balkan Harbi’nden sonra da enikonu bak›ms›z kal›nca ca-
mii’nin ayakta kalmas›, ancak Evkaf’›n cüz’î yard›m›na ma-
halle halk›n›n mütevaz› katk›lar›yla mümkün olabilmifltir.
Tanp›nar, mahallenin erkeklerinin akflamüstüleri Elâ-
göz Mehmet Efendi Camii’nin bahçemsi avlusunda otura-
rak konufltuklar›n› anlatt›ktan sonra, camiin, dolay›s›yla iba-
detin eski hayat›m›zdaki yerine flöyle de¤inir:
“Bundan otuz k›rk sene evvel e¤lence için bir yere gel-
mezlerdi. Hatta as›l birlefltirici olan fley bunlar de¤il, iba-
detli ‹man dedi¤imiz duyguyu içinde duysun veya duyma-
s›n, herkes evinden ç›karken onun kisvesine bürünürdü.
‹man sadece bizi Allah’a ba¤layan ba¤ de¤il, müflterek k›-
yafet, yüz ifadesi, muafleret flekli, hülasa cemiyet hayat›nda
nezaket ve merasim dedi¤imiz fleylerin, yani karfl›l›kl› mü-
nasebetlerin tek kayna¤›yd›”.
Mahallenin bütün sokaklar›, camii ve mahalleyi flehrin
merkezine ba¤layan ana yola ç›kar. Sokaklar›n ço¤u ç›k-
mazd›r. Ç›kmaz sokak, tek tek evlerin veya birkaç evin
özel soka¤›d›r diye tarif edilebilir. Âdeta lofl dehlizlere
benzeyen bu dar sokaklar›n üstleri, birinci katlar›n ç›kma-
lar› ve cumbalar›, a¤açlar›n bahçe duvarlar›ndan taflan dal-
lar› ve nihayet çat›lar›n saçaklar›yla âdeta
örtülür. Evlerin birinci katlar›ndaki
pencerelerin aç›ld›¤› bu gölgeli
sokaklar, yerli ve yabanc› bir-
çok ressam› cezbeden pito-
resk mekânlard›r.
Genellikle muntazam ol-
mayan sokaklar›n iki taraf›na
dizilmifl evler, mülkiyet duru-
muna ba¤l› olarak gelifli güzel bölünmüfl üzerine bina edil-
mifltir. Bu yüzden sa¤›r duvarl› zemin katlar› çok zaman e¤-
ri bü¤rüdür. Arsan›n biçimsizli¤ini gidermek için birinci
katlar ç›kmalarla soka¤a tafl›r›l›r. Bu çözüm, sokaklara, do-
lay›s›yla Türk flehirlerinin görünüflüne benzersiz bir plastik
kazand›rm›flt›r. Ahflap meskenlerdeki mimarî elamanlar›n
t›pk› eski alfabedeki harfler gibi, sahip oldu¤u plastik im-
kânlar, son derece orijinal mimarî kompozisyonlar kurul-
mas›n› sa¤lam›fl; bazen küçük ve düzensiz bir arsa parça-
s›n›n üzerinde sürpriz ç›kmalarla âdeta bir masal mimarîsi
yükselmifltir. Daha da önemlisi, bu mimarînin hiçbir zaman
a¤açs›z ve çiçeksiz düflünülmemesidir. Hattâ yeflillik mi-
marînin tabiî bir eleman› olarak kabul edilmifltir.
Evler ve Bahçeler
Bahçesiz ev düflünülmez; çünkü kad›n›n bütün ömrü ev-
de geçmektedir. Kad›nlar›n bilhassa yaz günlerinde nefes
almalar›, dinlenmeleri, çal›flmalar›, komflular›yla oturup
sohbet edebilmeleri için bahçe gereklidir. Toplum kad›n›
eve ba¤lam›fl, ama onun rahat etmesi için en uygun mima-
rî çözümlere de ulaflm›flt›r.
Eski Türk evlerinin a¤açlarla ve çiçeklerle dolu bahçe-
leri, o günleri yaflam›fl olanlar›n hât›ralar›nda ayr› bir yere
sahiptir. Meselâ Halide Edip Ad›var, çocuklu¤unu geçirdi-
¤i evin mor salk›ml› bahçesini hiç unutamam›fl ve y›llar son-
ra yazd›¤› hât›ralar›na Mor Salk›ml› Ev ad›n› vermifltir. Bah-
çelerin Türk kad›nlar› için ne ifade etti¤ini, o günlere yetifl-
mifl bir baflka kad›n yazar›m›z olan Samiha Ayverdi de çok
güzel anlat›r: Eskiden bahçesiz evin pek bulunmad›¤›n›,
bulunsa da makbul olmad›¤›n›, asmas›ndan, incirinden, du-
varlara t›rmanan kahkalar›n, karanfil kümelerinin, Lâtinle-
rin ve aslana¤›zlar›n›n bu bahçelerin kadim âflinalar› oldu-
¤unu yazan Ayverdi, yaz mevsimlerinde sayfiyeye gideme-
yen kad›nlar›n, kasnaklar›n› dikifl bohçalar›n› al›p bu temiz
ve bak›ml› bahçelerde bir araya geldiklerini, gülüp söyle-
flerek hem e¤lendiklerini, hem ifllerini iflleyip dikifllerini
diktiklerini anlat›r.
Modern Türk flehrinde iflte bu mahalle hayat›n›n güzel-
li¤i hâf›zalar›m›zda hâlâ tazeli¤ini korudu¤u için televiz-
yonlardaki mahalle konulu diziler, bütün ibtidâiliklerine
ra¤men sevilerek seyredilmektedir.
T
etmiflli y›llar›n bafllar›ndan
itibaren –asl›nda kökü çok
daha gerilere uzanan- ara-
besk müzik, “Yarabbim Sen Bü-
yüksün”, “Bir Teselli Ver”, “Al›flm›-
fl›m Bir Kere”, “Sabuha”, “Mavi ma-
vi”, “Ac›lar›n çocu¤u”, “Hülya”,
“Kabrime Gelme ‹stemem” gibi
“hit” parçalarla, seksenli y›llar›n
ortalar›na kadar a¤›zdan a¤›za do-
laflt›. ‹flte tam da oralarda bir yer-
de, yani seksenden sonraki y›llar-
da ne olduysa oldu, ya plak bitti, ya
birileri bu müzikleri dinlemekten
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T52
MEDYA
YALÇIN ÇET‹NKAYA
Seksenliy›llardaplakde¤iflti!
Y
Her iki dönemde de müzik kötü.Çünkü her iki dönemdeki de¤iflim,tabii de¤iflimler olmaktan uzak.Tamamen tasarlanm›fl, kurgulan-m›fl de¤iflim projeleri. Bu dönem-lerin müzikleri de tasarlanm›fl mü-zikler. Hepsi zevksizlik ürünü.
s›k›ld› ya da müzikteki dönüfl-
türücü cevheri fark etti ve yeni
bir plak koydular. Seksenli y›l-
larda hatta doksanl› y›llarda bi-
le bu plak durmadan çald›. Bit-
ti, yeniden bafla ald›lar. (Gerçi
plak dönemi de gerilerde kal-
d›. Buna plak yerine kaset de-
mek herhalde daha uygun
olur)
Seksenli y›llar›n özelli¤i
neydi? Ne oldu da seksenli y›l-
larda müzi¤i de¤ifltirmek ge-
rekti? Kimi görüfllere göre sek-
senli y›llar, Türkiye’de sadece
müzi¤in de¤il, bütün toplumsal
hayat›n bafltan sona de¤iflti¤i
y›llar olma özelli¤ini tafl›yordu.
Seksenli y›llarda Türkiye, h›zl›
fakat-Merhum Cumhurbaflkan›
Turgut Özal’›n deyimiyle dok-
sanl› y›llara gelindi¤inde bile-
henüz tamamlanmam›fl bir
transformasyona sahne oldu.
Bu transformasyon, toplumun
bütün katmanlar›na yans›d›.
Ama önce en yukar›larda bafl-
lad›. Dalga dalga, alt tabakala-
ra kadar yay›ld›. ‹flte bu de¤i-
flim s›ras›nda müzik de de¤iflti.
Bu y›llarda her fley de¤ifli-
yordu Türkiye’de. Anlay›fllar
de¤erler, kavramlar, düflünce-
ler. Hatta baz› tabular da sars›-
l›yordu. (Sars›l›yordu ama ne-
dense bir türlü y›k›lm›yordu).
Asl›na bak›l›rsa toplumsal de-
¤iflimin en fazla hissedildi¤i
alanlardan birisi de müzik.
Çünkü müzik, içinin d›fl›na ak-
tar›ld›¤›, hissettiklerinin göre-
ce samimi bir flekilde ifade
edildi¤i araç. De¤iflim, müzik-
le bafllay›p toplumun de¤iflik
katmanlar›na do¤ru yükselme-
di. Toplum de¤ifltikçe, müzik
de bundan nasibini ald›. Müzis-
yenler, de¤iflime uygun müzik-
ler yapmaya bafllad›. Bu co¤-
rafyan›n tan›d›¤›, bildi¤i mod-
lar, üzerinde çal›fl›larak, yeni-
den sunuldu. ‹lgi de gördü.
Meselâ besteci Onno Tunç,
ölmeden çok önce yapt›¤›m›z
bir görüflmede flunlar› söyle-
yetmiflli y›llarda aramak gerekebi-
lir. Yetmiflli y›llarda can güvenli¤i
kalmayan insanlar, büyük bir yan›l-
sama ile askeri darbeyi ve yeni
anayasay› bir kurtulufl kabul edip
rehavete kap›ld›lar. De¤iflimin te-
mel dinami¤i belki de buydu. Tür-
kiye halk› yan›lt›c› bir özgürlük or-
tam›n›n içine girdi. Özgür oldu¤u-
nu zannetti. Ya da böyle zannetme-
si sa¤land›.
Seksenli y›llar›n belirleyicisi, o
y›llar›n bafl›nda gerçeklefltirilen
askeri darbedir. Bu askeri darbe
ile, bir toplum projesi de yürürlü-
¤e girdi: ‹taat eden devlet karfl›-
s›nda sesini yükseltme hakk› ol-
mayan, s›n›rland›r›lm›fl, sessiz bir
kitle oluflturmak. Seksenlerin de-
¤iflimi, bu temel düflünce üzerine
oturtuldu denilebilir. Seksenlerin
müzi¤i de, -tasarlanm›fl bir müzik
olarak- bu tip kitlenin dinleyece¤i
türden, uyuflukluk ve pasiflik virü-
sünü dinleyicilere bulaflt›ran bir
müzik. Dinle, kendinden geç. Dev-
letin ifline kar›flma. Seksenlerdeki
de¤iflimin temelinde galiba bu ya-
t›yordu. Müzik de bu de¤iflime de-
yim yerindeyse alet oldu.
Ancak, sosyolo¤uyla, siyasetçi-
siyle herkes, gözünü seksenli y›lla-
ra dikmifl durumda. Bence bu de¤i-
flimi ve de¤iflimin müzi¤ini seksen-
li y›llara bakarak konuflmamak lâ-
z›m. Altm›fll› y›llardaki de¤iflim, bu
y›llardan sonra yükselen müzik de
ayr› bir araflt›rma konusu olmal›.
Netice itibariyle, seksen y›l›ndaki
askeri darbe ve haz›rlanan anayasa
ile de bir baflka kesimin özgürlük-
leri k›s›tland› Türkiye’de. Altm›flbir
veya seksen. Biri bir kesimin, di¤e-
ri bir baflka kesimin gerçeklefltirdi-
¤i dönüm noktalar›. Sadece yönleri
farkl›. Ama netice itibariyle ikisi de
ayn› kap›ya ç›k›yor.
Her iki dönemde de müzik kö-
tü. Çünkü her iki dönemdeki de¤i-
flim, tabii de¤iflimler olmaktan
uzak. Tamamen tasarlanm›fl, kur-
gulanm›fl de¤iflim projeleri. Bu dö-
nemlerin müzikleri de tasarlanm›fl
müzikler. Hepsi zevksizlik ürünü.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 53
miflti: “Seksenbefl y›l›nda Se-
zen Aksu taraf›ndan beste yap-
mam istendi. Yunanl›lar›n yüz-
y›llard›r kulland›¤› bir Frigien
modu (makam›) vard›. Ben de
o modun üzerine yürüdüm. Be-
nimsendi. Bu bestelerle dinle-
yiciye ‘Size uzak de¤ilim’mesa-
j› vermeye çal›flt›m. Arabesk
dinleyicilerini bu tarafa çek-
mek için haz›rlanm›fl iyi bir tu-
zakt› bu. Ama çok iyi niyetli tat-
l› bir tuzak. Birinci kasette ‘Sen
a¤lama’iyi ifl yapt›. Sezen’le
yapt›¤›m çal›flmalar, ciddi bir
flekilde benimsenmeye baflla-
d›. Bestelerimiz arabeskle mü-
cadele etmeye bafllad› ve so-
nunda arabeski geçti.”
Peki, bu müzikleri dinleyen
“dinleyici”nin özellikleri neler?
Onno Tunç yine o zamanlar bu
dinleyici grubunu “Çabuk tü-
keten, düflünmek istemeyen
gençler” olarak nitelendiriyor-
du. “Onlarla rahat iliflki kurabil-
mek için yorucu olmayan, ko-
lay alg›lanabilir fleyler yapma-
n›z gerekiyor. Son moda flark›-
lar›n sözlerine bak›n. Dallar
yerde, a¤açlar yukar›da. Garip
garip fleyler” diyordu Onno
Tunç.
Timur Selçuk da, bu konuyu
araflt›rmaya bafllad›¤›m ilk y›l-
larda pop müzi¤e yöneliflin
sa¤l›kl› bir geliflme oldu¤un-
dan söz etmiflti. De¤iflimin mü-
zi¤ini ve dinleyicisini k›saca
flöyle analiz etmiflti Timur Sel-
çuk: “Pop müzik kasetleri, da-
ha çok ortaokul ve lise ö¤ren-
cilerine sat›l›yor. Onlar bu tarz
fleyleri seviyorlar. Çok fazla
ciddiye al›nm›fl ya da sadece
romantik aflk flark›lar› yerine
daha farkl› bir yaklafl›mla “Sa-
kin ol”, “fiov yapma”, “Hadi ba-
kal›m kolay gelsin” diyen, ayr›-
ca daha bir eflitlikten yana,
karfl› cinsi gözü yafll› bekleme-
yen, gerekti¤inde ‘terkeder-
sen et’diyen flark›lar dinleniyor
art›k. Yeter ki dejenere olma-
s›n. Baz› flark›lar›n sözleri beni
bu aç›dan tedirgin etmiyor de-
¤il. Tabii büyük bir bozulma
gözleniyor gençlikte. San›yo-
rum baz› müzikler, bu bozul-
may› çok iyi yans›t›yor.?
Seksenli y›llarda ne de¤ifl-
ti? ‹nsanlar daha bir özgürleflti
mi? Hay›r. Seksen anayasas›,
tam tersine insanlar›n özgür-
lük alanlar›n› alabildi¤ine da-
raltt›. Seksenli y›llarda ad›na
de¤iflim denilen bu fleyin se-
beplerini belki daha gerilerde,
yol açabilir. Bir yafll›n›n duygu-
lar›ndan söz etmeden, depres-
yonunu sadece bedensel yak›n-
malarla ifade etmesi mümkün-
dür. Bedensel yak›nmalar, a¤r›
kesicilere yan›t vermeyen al›-
fl›lmad›k özellikli a¤r›lar bu yafl
grubunda depresif belirtileri
akla getirmesi aç›s›ndan daha
fazla önem tafl›maktad›r.
Depresyonu olan yafll› birey-
lerle yaflarken;
Depresyon yaflayan bireyin
ilaçlar›n› düzenli almas› sa¤lan-
mal›, ilac› içip içmedi¤i kontrol
edilmelidir.
‹ntihar riski oldu¤u gözden
kaç›r›lmamal›d›r.Sab›rl› ve an-
lay›fll› yaklafl›m çok önemlidir.
Güven vermek ve güvenini ka-
epresyon, kiflide beliren
uyku düzensizlikleri; çok
uyuma, uyuyamama, ifltahta
ve yemek düzeninde bozulmalar,
rejim yap›lmad›¤› halde zay›flama,
bazen afl›r› yeme, halsizlik, afl›r›
suçluluk duygular›, hiçbir fley yap-
mak istememe, kendini çökkün,
de¤ersiz hissetme, yapt›klar›ndan
zevk alamama, s›k›nt›, huzursuzluk,
yerinde duramama, dikkati bir nok-
taya toplayamama gibi belirtilerle
ortaya ç›kan psikiyatrik hastal›kt›r.
Yafll›larda depresyonun görül-
mesi, gençlerde görülenden farkl›-
l›klar gösterir. Çünkü yafll›l›k döne-
mi bireyin fizyolojik de¤iflimleri ya-
flad›¤›, yeti kay›plar›n›n s›k oldu¤u,
efl, kardefl, yafl›tlar›n kayb› gibi
duygusal ve emeklilik gibi ekono-
mik kay›plar›n görüldü¤ü dönem-
dir. Bu dönemde birey yaflam biçi-
mindeki de¤ifliklikler, toplumsal
statüsünde kay›plar ve ço¤u kez
buna ba¤l› benlik sayg›s›nda ve öz
güveninde azalmalar yaflamakta-
d›r.
Ayr›ca Pankreas kanseri, tiroid
bozukluklar› gibi baz› fiziksel has-
tal›klar da depresyonu artt›rabilir.
Yine sa¤l›k sorunlar› nedeniyle kul-
land›klar› ilaçlar da depresyona
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T54
PS‹KOLOJ‹ KULÜBÜ
MEL‹KE DORUK
Yafll›l›ktaDepresyon
D
zanmak önemlidir.‹lgili ve sami-
mi olarak alakadar olmak yarar-
l› olacakt›r.
Kendine de¤er verme hissini
artt›rmak için d›fl görünüflü, el-
bisesi ve olumlu davran›fllar›
için takdir gösterilmelidir.So-
rumluluk verilmeli, ancak zor-
lanmamal›d›r.
Kiflilerde gözledi¤iniz ani
de¤ifliklikler doktoru ile payla-
fl›lmal›d›r.
Kiflinin yaflad›¤› korku ve te-
dirginlikler e¤er sizinle payla-
fl›rsa, anlay›flla dinlenmeli,
Depresyonda dikkat ve kon-
santrasyon düflece¤inden, söy-
leneni çabuk alg›layamama, sa-
karl›k gibi belirtiler olabilir. Bu
tip durumlarda anlay›fll› olun-
mal›d›r.
Kiflisel bak›m ve temizlik aksa-
yabilir. Kifli temizlik ve bak›m›n›
yapmaya teflvik edilmeli, gerekirse
destek olunmal›d›r. Çok al›ngan ve
k›r›lgan olduklar›n› unutmayal›m.
Kendimize nas›l davran›lmas›n› is-
tersek öyle davranal›m. Hoflça ka-
l›n…
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 55
avalar so¤umaya baflla-
d›. Peki bu havalarda
kalp sa¤l›¤›n›za ne ka-
dar özen gösteriyorsunuz? Do-
¤an Hastanesi Kalp ve Damar
Cerrahisi Bölüm Baflkan› Op.
Dr. Mehmet Ünal Bey konuyla
ilgili sorular›m›z› yan›tlad›.”
Hava flartlar› ile kalp krizi
riski aras›nda nas›l bir iliflki
vard›r?
Mevsimler aras›nda yaflanan
ani ›s› de¤ifliklikleri insan sa¤-
l›¤›n› etkileyebiliyor. ‹nsan
bünyesi için en konforlu s›cak-
l›k olarak bilinen, 20-25 derece
ortalama s›cakl›kt›r. Bu s›cak-
l›klarda insan kendini çok da-
ha rahat hisseder. Çünkü deri-
miz yoluyla yapt›¤›m›z ›s› kayb›
ve d›flar›yla iletiflim kuran sis-
tem bu s›cakl›kta çok iyi çal›-
fl›r.
Bu ›s› çok yükselir ya da dü-
flerse vücudumuz üzerinde et-
kisi ne olur?
Bu ›s› çok yükselir ya da düfler-
se vücudumuzun adaptasyonu
zorland›¤› için vücudumuz bir
sürü belirtiler verebilir. En
önemlisi hepimizin bildi¤i gibi
k›fl flartlar›nda gribal hastal›k-
lar, so¤uk alg›nl›klar›, zatürre
gibi akci¤er hastal›klar›d›r. Bu
ve benzeri hastal›klar k›fl ayla-
r›nda yo¤un olarak yaflanmak-
tad›r. Buna karfl›n yaz aylar›n-
da beslenme ve besin yoluyla
bulaflan mide-ba¤›rsak hasta-
l›klar›n›n çok daha fazla oldu-
¤u gözlemlenmektedir. S›cak
havalarda mikroplar daha h›zl›
üredi¤i için bu hastal›klar da-
ha fazla görülmekte yaz ve k›fl
aylar› aras›nda böyle genel bir
ayr›m yapmak mümkün olabil-
mektedir. Bunun haricinde
hastanemizde gözlemledi¤i-
miz bir tak›m fleyler söz konu-
su. Örne¤in; hastanemize nor-
mal flartlarda haftada 2-3 kalp
krizi flikayeti ile hasta gelirken
yaflad›¤›m›z mevsimsel de¤i-
flikliklere ba¤l› olarak bu oran
%300 artt›rm›flt›r.
%300’lük bir art›fl oldukça
ciddi bir art›fl.
Evet oldukça. Bunun sebebini
gelen hastalar›m›z› sorgulad›-
¤›m›zda görebilmekteyiz. Ör-
ne¤in; 42 yafl›ndaki bir hasta-
m›z dükkan›n önündeki karlar›
kürerken gö¤sünde bir a¤r› ol-
du¤unu söylüyor. Bu tabi nor-
malde yapmad›¤› bir durum ol-
du¤u için fazla bir efor sarfedi-
yor. Kalp hastal›¤› riskini yani
ileride gerçekleflebilecek bir
fleyi öne çekmifl oluyor.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T56
SA⁄LIK
Op. Dr . MEHMET ÜNALDo¤an Hastanesi
Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Baflkan›
So¤ukhavalarlagelen kalpkrizi
H“
Do¤rudan so¤uk havan›n te-
tikledi¤i bir hadise de¤il de
dolayl› olarak etkiledi¤i bir
fley san›r›m.
So¤uk hava da tetikleyici bir
unsur elbette. Çünkü so¤uk ha-
vada cildimizde bulunan bütün
damarlar büzüldü¤ü için kal-
bin ifl yükü artmaktad›r. Buna
ilaveten bir an önce so¤uk ha-
vadan daha s›cak bir ortama
geçme iste¤iyle iflini acele bir
flekilde yapma iste¤i ilave bir
efor art›fl›na neden olmakta ve
kalbin ifl yükünün birden bire
ve her gün yapt›¤›n›n çok üze-
rinde bir orana ç›kmas› nede-
niyle kalp krizi riski artmakta-
d›r. Örne¤in; bir baflka hasta-
m›z da araba lasti¤ini de¤iflti-
rirken kalp krizi geçiriyor. Bu-
rada so¤uk havan›n ola¤and›fl›
bir efor sarf ettirdi¤i için insan-
larda daha sonra gerçeklefle-
bilecek bir kalp rahats›zl›¤›
olay›n› öne çekti¤ini söylemek
mümkündür. Bunun haricinde
so¤uk hava k›fl hastal›klar›n›
artt›rd›¤› için di¤er tüm hasta-
l›klar da vücut direncini düflür-
mekte buna ba¤l› olarak da di-
¤er bütün hastal›klar›n önü
aç›lmaktad›r.
Genel olarak hem sa¤l›kl› in-
sanlar hem de her hangi bir
flikayeti olan insanlar›n so-
¤uk havalara karfl› dikkatli
olmalar› gerekiyor. Özellikle
de kalp ve damar hastal›kla-
r›ndan muzdarip olanlar için
böyle bir fley söylenebilir sa-
n›r›m.
Sadece kalp hastal›¤› olmayan
bir insan bile olsan›z so¤uk ha-
va kalbinizin yükünü birkaç
misli artt›racakt›r. ‹lave ifl ise
daha da fazla artt›racakt›r. Bu-
nun için so¤uk havalarda d›fla-
r›da çok fazla kalmamak ve
a¤›r ifller yapmamak gerekir.
Mümkün oldu¤unca d›flar›da
fazla kalmamal›, giyimimize
dikkat etmeli ve d›fl ortamda
a¤›r ifller yapmamal›d›r. ‹fl yap-
man›n d›fl›nda uzun yürüyüfller
de sak›ncal› olabilir. So¤ukta
rüzgara karfl› yürüyenlerde da-
ha farkl› problemler de olabi-
lir. Çünkü bizim kalp hastal›¤›
flikayetiyle gelen hastalar›m›-
z›n özellikle tarif etti¤i bir fley
vard›r: “Tok karn›na elimde çan-
tayla rüzgara karfl› yürürken
gö¤sümde bir a¤r› var” der. Bu
da so¤uk havan›n kalp hastalar›-
n›n ifl yükünü nas›l artt›rd›¤›n› bi-
ze göstermektedir. Ayn› durum
asl›nda s›cak havalar için de ge-
çerlidir.
S›caktan da korunmak gerekir
yani.
Evet Bizim için konfor s›cakl›¤›-
n›n yani ideal s›cakl›¤›n 20-25
derece oldu¤unu söylemifltik.
Bir insan›n 36-38-40 derece s›-
cakl›kta kalmas›; afl›r› s›v› kayb›
dolay›s›yla derideki tüm damar-
lar›n aç›lmas› buna ba¤l› olarak
da kalbin ifl yükünün artmas› ve
de tansiyon yükseklikleri ile be-
yin kanamalar› gibi hastal›klar›
provoke edebilmektedir. Dolay›-
s›yla kalp ve damar hastalar›
için en ideal mevsim sonbahar-
d›r. Çünkü sonbaharda hem s›-
cakl›k 20 derece dolaylar›nda-
d›r hem de nem nispeten daha
azd›r. Bundan dolay› da yafll›la-
r›n ve kalp hastal›¤› olanlar›n en
sevdi¤i mevsim sonbahard›r.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 57
flanlar hasta bile olsalar bu has-
tal›klar›n›n sebebini ö¤renme
f›rsat›n› pek bulam›yorlar.
‹stisnas›z hepimiz beflikten
mezara kadar bu sektörün ürün-
leriyle her an beraber yafl›yo-
ruz. Bir bebek tak›m› al›rken, ta-
k›m elbise denerken, ete¤imizi
giyerken, ya da bir hal›n›n dese-
nini be¤enirken, ayakkab›m›z›
bir paspasta temizlerken; “bu,
kaç kiflinin hastalanmas›na se-
beb oldu acaba?” diye düflün-
mememiz do¤al. Ancak bilmeli-
yiz ki hemen her tekstil ürünü-
nün bu sanayide çal›flanlar›n bir
k›sm›n›n hastalanmas›nda pay›
var. Ama bu hastal›klar flartlar›n
iyilefltirilmesiyle önlenebilir ni-
telikte.
Pamuk baflta olmak üzere ke-
ten, kendir, kenevir, hind kene-
viri (jüt) tozlar›; tar›m alanlar›n-
daki toplay›c›lardan bafllayarak
hemen hemen bütün süreçler
boyunca bir sürü iflçide çeflitli
hastal›klara sebep olur.
Pamuk lifleri birkaç mikron
kal›nl›¤›na karfl›l›k 2 cm’i geçen
uzunlu¤a sahiptir. Bunlar selü-
loz, pamuk mum›n ve ya¤› içe-
rir. Ayr›ca bitki k›r›nt›lar›, pa-
muk kozas› sert kabu¤u parça-
c›klar›, mantar, spor, polen ve
bakteri tafl›rlar. ‹fllemler s›ras›n-
da bu maddeler toz olarak or-
tamdaki havaya kar›fl›r.
Pamuk iplik haline gelene
kadar olan ifllemlerden etki s›-
ras›yla en çok harman-hallaç
(pamuk balyalar› aç›l›p harman-
lan›r ve vatka denen gevflek si-
lindir fleklinde sar›l›r); tarak ve
tarak temizleme (vatkadan ka-
er gün her an kulland›¤›m›z
elimizin alt›ndaki havlular;
üzerimizdeki iç-d›fl giysiler,
perdeler, çarflaflar, örtüler; aya¤›-
m›z›n alt›ndaki paspaslar, hal›lar vb.
pamuk, keten, kenevir bitkilerinin
çeflitli flekillerdeki iflleniflinden
sonra bize ürün olarak ulaflmakta;
kullan›m›m›za sunulmaktad›r.
Bu bitkilerin tar›m arazilerinden
bafllayarak hangi süreçlerden, ne
tür ifllemlerden geçti¤i; bu endüstri
de kimlerin, hangi flartlarda çal›flt›-
¤› ço¤umuzun akl›na hiç gelmemifl-
tir. Oysa ülkemizdeki en yayg›n sa-
nayi dallar›ndan biri tekstil endüs-
trisidir, ve bir çok tan›d›¤›m›z bu
dalda çal›flmaktad›r. Tekstil endüs-
trisi içinde çal›flanlar bile bu endüs-
trinin flartlar›ndan kaynaklanan has-
tal›klar›n pek fark›nda de¤il, çal›-
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T58
SA⁄LIK Tesktil çal›flanlar›ve akci¤erleriPamuk baflta olmak üzere keten, kendir, kenevir, hind keneviritozlar›; tar›m alanlar›ndaki toplay›c›lardan bafllayarak hemen he-men bütün süreçler boyunca bir sürü iflçide çeflitli hastal›klara se-bep olur.
H
l›n fleritler elde edilmesi ve ta-
rak makinalar›n›n f›rça ile te-
mizlenmesi; ç›rç›r (pamuk lifle-
rinin çekirdek ve kabuktan ay-
r›lmas›) ve vater (e¤irme bük-
me) s›ras›nda “bissinozis” de-
nen Akci¤er hastal›¤›na sebep
olur. Ayr›ca keten, kendir ve ke-
nevir ifllik ve fabrikalar›nda da
›slatma, soyma yumuflatma ve
iplik bölümlerinde çal›flanlarda
bu risk söz konusudur.
Pamuk ipli¤e dönüfltükten
sonraki ifllemlerde de havaya
pamuk tozlar› yay›l›r. Bu sebep-
le ayn› riskler kumafl fabrikalar›
ve konfeksiyon ile dikim evle-
rinde de mevcuttur.
Hastal›klar; ilerleyici akci¤er
havayollar› daralmas› ile karak-
terizedir. Alveoller ve hava yol-
lar› iltihab› söz konusudur. Sü-
reklilik kazanan (kronikleflen)
hastal›kta art›k kronik t›kay›c›
akci¤er hastal›¤› belirtileri ve
sonuçlar› görülür. Bunlar kronik
bronflit, anfizem, kor pulmanale
ve sa¤ kalp yetmezli¤idir.
1 y›ll›k veya 5 y›ll›k hatta 10
y›ll›k iflçide bile görülebilir. En
tipik özelli¤i Pazartesi (tatil dö-
nüflü) belirtileridir. En az bir
gün iflten uzaklaflan hasta ilk ifl
günü, vardiyan›n ortalar›na do¤-
ru, gö¤üste s›k›flma, h›fl›lt›l› so-
lunum, tahrifl öksürü¤ü,nefesini
almada zorluk ve halsizlikle din-
lenme ihtiyac› duyar. Ço¤u kez
gözler ve burunda da tahrifl ra-
hats›zl›klar› veya alerjik nezle
bu tabloya eklenir. Bu ifl gününü
takip eden günlerde önceleri
bu belirtiler görülmez. Hastal›k
ilerledikçe hafta bafl›nda görü-
len semptomlar ve flikayetler di-
¤er günlere de yay›l›r. Her ne-
feste zorlar, fliddetli öksürük,
balgam, solunum da önemli bo-
zulma kronik t›kay›c› (obstrük-
tif) akci¤er hastal›¤› ve sa¤ kalp
yetmezli¤ine kadar giden
komplikasyonlar›yla hasta art›k
ifl göremez, yani yaflam›n› sür-
dürmek bile zorlaflm›flt›r art›k.
Teflhis; ifl ortam› analizleri,
akci¤er grafisi ve en önemlisi
solunum fonksiyonu testleriyle
konur. Çünkü en tipik belirti so-
lunum kapasitesi azalmas›d›r.
Üçüncü evrede kapasite % 60
azalmaya varm›fl olabilir. ‹kinci
evrede bile teflhis konmufl olsa
ifl de¤iflikli¤i ile hasta kesin iyi-
leflebilir. Birinci evrede yani sa-
dece hafta bafl› rahats›zl›k his-
sedenler için ifl de¤iflimi öneri-
lir ve hastal›k daha çabuk atlat›-
l›r.
‹fl yerindeki havan›n tozlu ol-
mas› hastal›¤›n tek sebebidir.
Bu endüstride sözü geçenler ifl-
çilere ekmek verdikleri için se-
vinirken bu iflçilerin ekmekten
daha önemli, onsuz yaflayama-
yaca¤›m›z havalar›na da dikkat
etmelidirler. Çünkü do¤ru dü-
rüst hava alamayan biri ne ek-
mek yiyebilir ne de do¤ru dü-
rüst üretim yapabilir.Bu sebeple
bu endüstri de iflçilerin solu-
num testlerinin takibi, aspiras-
yonun havadaki tozlar› temizle-
yecek yeterlilikte olmas›, yerle-
rin ve araç gerecin ›slak temizli-
¤i gibi basit önlemler bu iflçile-
rin hastalanmas›na engel olur.
Maske kullan›m›na riayet gi-
bi iflçilerin de kendi sa¤l›klar›n›
korumada dikkat edebilece¤i
hususlar söz konusudur. Ayr›ca
sigara bu iflçilerin riskini çok
fazla artt›rmaktad›r.
Az sigara içen ve pamuk tozu
olan bir ortamda çal›flan bir iflçinin
akci¤er kapasitesi; daha çok sigara
içen ayn› fabrikada ama tozsuz or-
tamda çal›flan bir memurun akci-
¤erlerinin kapasitesinden çok dü-
flüktür. Sigara içen ve içmeyen, ayn›
tozlu ortamda çal›flan iki grubunda
Akci¤er flikayetleri karfl›laflt›r›ld›-
¤›nda; sigara içenlerin balgam, ök-
sürük, nefes almada zorluk flikayet-
leri sigara içenlerden anlaml› ola-
rak yüksek bulunmufltur. Ayr›ca
hem tozlu ortam, hem sigara ast›-
m›n, akci¤er veremi ve akci¤er
kanserlerinin de sebepleri aras›n-
da say›lmaktad›r.
Bu sebeple özellikle tekstil sa-
nayide çal›flanlar›n sigara konusun-
daki e¤itime di¤er sigara içenler-
den daha acil ihtiyaçlar› vard›r. ‹flçi-
iflveren-doktor-devlet iliflkisinin bu
sektör ortamlar›n›n flatlar›n› iyileflti-
recek önlemler alacak flekilde dü-
zenlenmesi gerekmektedir. Aspi-
rasyon masraf›na yanaflmayan bir
iflverenin sebep oldu¤u hasta insan-
lar›n (“duygulara” yer vermesek bi-
le) maliyeti vergi veren herkese ya-
y›lmakta; sonuçta devlet bu maliyeti
azaltmak için toplumu rahats›z edi-
ci önlemler almak zorunda kalmak-
tad›r. Hasta ferdlerin ço¤ald›¤› top-
lumlar›n bütün iliflkileri de hastal›k-
l› bir hal al›r.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 59
abahlar› evimizin pencere-
sinden bakarken ya da ak-
flam saatlerinde telafll› ad›m-
larla kendimizi bir an evvel s›cak
yuvam›za at›vermek için sokaklar›-
m›zda yürürken onlar› s›k s›k görü-
yoruz art›k. Çöp toplay›c›lar›n›… Te-
kerlekli bir zemin üzerine oturtul-
mufl büyük metal sapl› çuvallar›n›
çekerek konteyn›rlar›n bafl›nda du-
rup, çöplerimizi kar›flt›rarak, ifle ya-
rar olanlar›n› ay›r›p, götürüyorlar.
Yapt›klar› ifl büyük bir ifl. Önemli
bir toplumsal hizmet… Çünkü çöple-
rimizin ço¤u geri kazan›labilen ya
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T60
GÜZEL EV‹M
NURAN ÜRKMEZ
Çöpümüzü detemiztutal›mEvimizde çöplerimizi de temiztutarak, gösterece¤imiz küçükçabalarla, kap›m›z›n önündekiçöpleri ay›rmaya çal›flantoplay›c›lara yard›mc› oldu¤umuzgibi, flüphesiz, hem çevremizikorumufl hem de çöplerimizin ülkeekonomisine katk› olarak geridönmesi hususundaki çabalaraciddi manada katk›da bulunmuflolaca¤›z.
S
da geri dönüfltürülebilen mad-
delerden, k⤛t, cam, metal gibi
maddelerden olufluyor.
K⤛t at›klardan genellikle
tekrar k⤛t ürünleri elde edili-
yor. Kitap, defter, gazete, dergi,
karton v.s gibi bir kez kullan›p
att›¤›m›z maddeler, selülozdan
üretiliyor ve selülozun ana kay-
naklar›ndan biri a¤aç. Yani çö-
pe att›¤›m›z bir k⤛t parças›,
oksijen ihtiyac›m›z› sa¤layan
MUTFAK
Yeflil Mercimek Salatas›
Malzemeler:
1 su barda¤› yeflil mercimek
1 det orta boy kuru yada taze so¤an
1 demet maydanoz
2 çorba kafl›¤› zeytinya¤›
1 limonun suyu
tuz
karabiber
Haz›rlan›fl›: Mercimekleri y›kad›ktan
sonra yumuflay›ncaya kadar hafllay›n.
Suyunu süzdükten sonra bir salata ka-
b›na al›n.
So¤an› halka halka, maydanozu ince,
ince k›y›n ve mercime¤e kar›flt›r›n.
Zeytinya¤› ve limon suyunu kar›flt›r›p
üzerine dökün.
Domates dilimleri yada turflu ile süsle-
yip servis yap›n.
a¤ac›n bir k›sm› demek. K⤛t
üretiminde odun yerine k⤛t
kullan›m›n›n pek çok faydas›
var: K⤛t kullanarak bir ton kâ-
¤›t üretmek demek, 17 adet ye-
tiflkin a¤ac›n kesilmesini önle-
mek demek. Bu da yaklafl›k 32
kiflinin oksijen ihtiyac›n›n karfl›-
lanmas›n› engellememek anla-
m›na geliyor. K⤛ttan k⤛t üre-
timi ile ayr›ca, at›k gaz kirletici-
lerinin atmosfere at›lmas› da bir
miktar önlenmifl oluyor.
Amerika’da bir y›lda kullan›-
lan 70-80 milyon ton k⤛d›n %
22’si geri dönüfltürülebiliyor. ‹n-
giltere, gazetecilerle yapt›¤› bir
anlaflma sonucu, geri dönüflüm-
lü k⤛t kullanma oran›n› %
28’den % 52’ye ç›karmay› baflar-
m›fl. Türkiye’de ise bu oranlar
henüz çok düflük. Halbuki, yet-
kililerin aç›klamalar›na göre,
günde 1000 ton çöpün geri dön-
dürülmesi ile bir ayda 1,5 trilyon
kazanç elde edilmesi mümkün.
Sadece ‹stanbul’un bir günlük
çöpünün 10 bin ton oldu¤u göz
önünde bulundurulursa bu Tür-
kiye için hat›r› say›l›r bir gelir
demektir. Ancak bu kazanc›n
teminini sa¤lamak belediyeler-
den önce bize düflüyor. Yani ev-
lerimizde çöple ilgili tutumumu-
zun nas›l oldu¤u çok önemli:
‹fle çevre dostu tüketim mal-
zemelerini seçerek bafllamak
gerekiyor. Sonra çöpe ataca¤›-
m›z malzemeleri bir baflka fle-
kilde de¤erlendirip de¤erlendi-
remeyece¤imizi düflünmemiz,
illâ da atacaksak, çöplerimizi
türlerine göre baflka baflka tor-
balarda biriktirmemiz gereki-
yor. Çünkü yemek bulafl›¤› ile
ayn› torbaya giren k⤛t, art›k
geri dönüfltürülebilir bir k⤛t
olmaktan ç›k›yor.
Evimizde çöplerimizi de te-
miz tutarak, gösterece¤imiz kü-
çük çabalarla, kap›m›z›n önün-
deki çöpleri ay›rmaya çal›flan
toplay›c›lara yard›mc› oldu¤u-
muz gibi, flüphesiz, hem çevre-
mizi korumufl hem de çöpleri-
mizin ülke ekonomisine katk›
olarak geri dönmesi hususunda-
ki çabalara ciddi manada katk›-
da bulunmufl olaca¤›z.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 61
KonserCRR’de Ocak ve fiubatKonserleri
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi
Kültür A.fi.’ye ba¤l› Cemal Reflit
Rey Konser Salonu’nda ikinci dö-
nem etkinlikleri 16 Ocak 2006 tari-
hinde CRR Türk Müzi¤i Toplulu-
¤u’nun verece¤i “Yesari As›m Ar-
soy Konseri” ile bafll›yor. Ocak ay›
sonuna kadar toplam 14 konserin
gerçeklefltirilece¤i CRR’de bu ay
içinde dünyan›n en önemli gitar
virtüozlar›ndan biri olan Costas
Cotsiolis, ünlü piyano virtüozumuz
Hüseyin Sermet, Meral U¤urlu gi-
bi müzisyenler sahne alacak.
CRR Konser Salonu’nda flubat
ay›nda da oldukça önemli müzik
etkinlikleri gerçeklefltirilecek. fiu-
bat ay›nda sahne alacak en önem-
li sanatç›lar da flunlar: Kenneth Ha-
milton, Manuel Barrueco, Frank
Zappa, David Russel, Münip Utan-
d›, ‹nci Çay›rl›, Daniel Hope. Bu ay
içinde CRR Senfoni Orkestras›, ‹n-
giliz Oda Orkestras›, Akbank Oda
Orkestras›, ‹stanbul Oda Orkestra-
s›, CRR BigBand Jazz Orkestras› gi-
bi orkestralar da CRR Konser Salo-
nu’da sahne alacak.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T62
KÜLTÜR-SANAT
BED‹R AKHAN
2006 Mozart Y›l›
2006 y›l›, ünlü Avusturyal› bes-
teci Wolfgang Amadeus Mo-
zart’a adand›. Do¤umunun 250
y›l› olan 2006, bütün dünyada
“Mozart Y›l›” olarak ilan edildi.
1 Ocak 2006’dan itibaren, 31
Aral›k 2006 y›l›na kadar dünya-
n›n her yerinde Mozart etkinlik-
leri yap›lacak ve özel “Mozart
Konserleri” düzenlenecek.
Mozart Y›l›, Türkiye’de de çeflit-
li etkinliklerle kutlanacak. Bu
konuda Türkiye’deki bütün mü-
zik kurulufllar› ve konser salon-
lar› haz›rl›klar›n› tamamlam›fl
durumdalar. CRR baflta olmak
üzere AKM ve di¤er salonlarda
Mozart, çeflitli konserlerle an›-
lacak. Bilindi¤i gibi Wolfgang
Amadeus Mozart 1756 y›l›nda
dünyaya gelmiflti. Mozart’›n “Al-
la Turca” adl› piyano eseri bafl-
ta olmak üzere, Türk’leri konu
alan 30’a yak›n eseri bulunuyor.
“Saraydan K›z Kaç›rma” adl›
operas›, bunlardan bir tanesi.
Bu özellikleri dolay›s›yla Mo-
zart, Türk halk› aç›s›ndan da
özel bir önem tafl›yor.
SinemaKelo¤lanKaraprense Karfl›Kelo¤lan, Kelefl O¤lan
Tan›d›k hikâye, Kelo¤lan'›n
“kel oldu¤u gün” bafllar. Kelo¤-
lan, ‘‹yilikler Ülkesi'nin Prense-
si Cank›z'a vurgundur. Cank›z
ise kötülerin yaflad›¤› komflu
ülke ‘Vandamlar Krall›¤›'n›n
Prensi Kara Prens ile ilgilen-
mektedir.
’‹yilikler Ülkesi'nin Padiflah›
ve Sultan› biricik k›zlar› Can-
k›z'›n Kelo¤lan’la evlenmesini
istemekte ancak bu evlili¤e ya-
naflmayan k›zlar›n› da k›rama-
maktad›rlar. Padiflah, son bir
y›l içinde Kelo¤lan ile yak›n ar-
kadafl› Cankuflo¤lan'a, göldeki
dev y›lan› yakalay›p derisini
soymaktan tutun da, ormanda-
ki on kaplan›n t›rnaklar›n› ke-
sip getirmeye kadar çeflitli gö-
revler vermifl; Kelo¤lan da
Cank›z aflk›na bu görevleri ba-
flar›yla yerine getirmifltir. An-
cak, Cank›z, her defas›nda m›-
z›kç›l›k yap›p Kelo¤lan'la ev-
lenmekten kurtulmufltur.
‹yi ve kötü aras›ndaki mü-
cadelenin anlat›ld›¤› “Kelo¤lan
Kara Prens'e Karfl›”, masal dün-
yas›n›n iyi kötü tüm kahraman-
lar›n› bir araya getiriyor.
Tayfun Güneyer’in yönetti¤i
bu fantastik-komedi türündeki
filmin baflrol oyunculu¤unu, ti-
yatro sanatç›s› Mehmet Ali Er-
bil üstlenmifl. Filmde Özcan
Deniz, Petek Dinçöz gibi oyun-
cular da rol al›yor.
DolunayKendilerine sakin ve huzurlu bir
hayat kurmufl olan Antonio ve ‹ngi-
liz kar›s› Julie birikimleriyle bir ya-
t›r›m yapmay› düflünmektedirler.
Genç çift, bir tan›d›klar› arac›l›¤›y-
la tamamen yasal yollarla, gerçek
de¤erinin oldukça alt›na bir arsa
sat›n al›rlar. Ancak bu basit al›flve-
rifl Antonio ve Julie'yi birdenbire
karmakar›fl›k bir suç zincirinin içi-
ne iter. Hiçbir fleyden haberdar ol-
mayan Antonio kendini politik bir
cinayetin azmettiricisi olarak bu-
lur. Antonio'nun masumiyetini ka-
n›tlamas› için, devletin her kade-
mesinden politikac›lar›n ve onla-
r›n uluslararas› suç ortaklar›n›n
oluflturdu¤u suç zincirine karfl› bir
savafl vermesi gerekir. Antonio ve
eflini yakalay›p olanlar› örtbast et-
meye çal›flan suç zinciri içinde de
bir hesaplaflma yaflan›r ve örgütün
en alt›ndan, en tepelerine uzanan
bir infaz süreci bafllar. Genç çift,
bir yandan ‹ngiliz yetkililerinden
yard›m umarken, di¤er yandan da
mecburi bir kovalamacan›n içine
girerler.
"Dolunay", siyaset-mafya-polis
üçgeninin hüküm sürdü¤ü Meksi-
ka'da geçen bir adalet savafl›n›n
öyküsünü konu al›yor.
6 Ocak tarihinde vizyona giren
bu filmin yönetmeni Jorge Ramirez
Suarez. Baflrol oyunculuklar›n› ise
Bruno Bichir, Lorainne Pilkington.
K Ü Ç Ü K Ç E K M E C E ’ D E H A Y A T 63
Kültür A.fi.Etkinlikleri
‹stanbul Büyükflehir Beledi-
yesi Kültür A.fi., 2006 y›l›nda
‹stanbul’da önemli kültürel fa-
aliyetlere imza atacak. Bugü-
ne kadar gerçeklefltirdi¤i
kültürel faaliyetlerde ‹stan-
bul’un kültürel de¤erlerini ön
plana ç›karan ve ‹stanbul hal-
k›n› kendi kültürel de¤erleri
ile tan›flt›rmay› hedefleyen
Kültür A.fi., 2006 y›l›nda da çe-
flitli mekânlar›nda konser,
sergi, film gösterimi, konfe-
rans, panel, aç›k oturum, ki-
tap bas›m›/yay›nc›l›k gibi
alanlarda çok önemli kültürel
etkinlikler gerçeklefltirecek.
Her zaman kaliteli kültürel et-
kinlikler gerçeklefltirdiklerini
ve bu politikalar›n›n 2006 y›l›n-
da da devam edece¤ini söyle-
yen Kültür A.fi. yetkilileri, k›sa
bir gelecekte ‹stanbul’u dünya-
n›n en önemli kültür merkezle-
rinden biri haline getirmeyi he-
deflediklerini belirtiyorlar.
1 2 3 4 5 6
Baytar,hayvandoktoru
Bir tür müzik
Son
Papa’n›nyasal
temsilcisi
Bir atasözü
Bir deyim
Bir tür küçükçivi,
tutturgaç
‹radezay›fl›¤›
Tekdüze
G›da rejimi
Periflan
Bir tür bal›kBir mevsim
Bir gazeteci(...Akman)
Küçük kitap
Zemin, arz
fiey
Beddua
Anma,hat›rlama
Rampa
Bir alayiflareti
Tekinolmayan
Arabozuculuk
Akdenizbitkisi
Bir sinematekni¤i
Anadolu’dabir Hitit flehri
Cennetin birbölümü
Kas hücresi
Uluslararas›askeri bir
kurum
Bir da¤›m›z
Kurul
Bir K›rg›zflehri
Bir harfinokunuflu
Biçim, tarz
Lay›k olma
Vücutta sar›renkte bir
s›v›
Söyleyiflözelli¤i
Seki
Afla¤›derece
‹nce ‹ranipe¤i
Konuk
Bir ormana¤ac›
Bahçeduvar›
Demir kiri
Yass›, bas›k
Yafl, ömür
Filmin bafloyuncusu
Sonuçsuz,k›s›r
‹stanbul’dabir semt
Genifllik
Anlaflma,sözleflme
Boru sesi
Bas›m evi
Bir tür üreteç
Fal
fiaka’n›n birhecesi
Çok güzel,ala
K›sacauranyum
Etki
Vücudund›fl›n› kaplar
Baston
5
2
3
1
4
6
Bir bayanromanc›m›z
Bir bayanad›
çengel bulmaca Y. ERGÜNEfi
fi‹FRE KEL‹ME:
NOT: fiifre kelimeyi posta ile gönderen ilk 5 kifliye “Küçükçekmece Belediyesi kültür eserleri seti hediye edilecektir.Adres: Küçükçekmece Belediyesi, Kartaltepe Mh. E5 Karayolu Üzeri, Bas›n y›n ve Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü Bölümü
Kat:2 Sefaköy-‹stanbul
Küçükçekmece’de Hayat Birinci Foto¤raf Yar›flmas›Dijital—Sergi
H. Salih Zengin
Adres:‹kitelli Organize Sanayi Bölgesi Ziya Gökalp Mh. ‹kitelli cd.No 70
Küçükçekmece-‹stanbul
iletiflim:tel 0212 485 48 77 pbx fax :0212 485 48 82
email: [email protected]
Ça¤ın en son teknolojisiyle donatılmıfl modern tesisimizde bilgisayar kontröllü,tam otomatikfloklama ve so¤utma yapılmakta olup, 0º C ile -20 C arasında so¤utma kabiliyetli Antrepoodaları ile ça¤dafl depoculuk sektöründe tüm gereksinimleriniz, güvenle ve en ekonomikflartlarda karflılanmaktadır. fiirketimiz sektöründe bir dunya markası olan Feast dondurulmuflsebze, meyve, patates su ve et ürünlerinin ‹stanbul distribütörlü¤ünü,Türkiye'nin en seçkinotel, restorant, e¤itim kurumlar askeri birlikler nezdinde bafları ile yapmakta olup yine
bir dünya devi Ülker firması ürünlerinin catering sektöründe satıfl ve da¤ıtımını aynı baflarıile sürdürmektedir.