Fecr Yayınları: 133
Dizgi- Mizanpaj: CiNAS
Kapak: CiNAS
Baskı, Cilt: KALKAN MATBAACILIK Büyük Sanayi 1. Cd. 99/32 iskitler
Tel: 3419234-3421656 Ankara
1. Baskı: Eylül 2009
ISBN: 978~975-6004-76-0
FCR YAYlN REKLAM BiLGiSAYAR SAN. VE TiC. LTD. ŞTi. Rüzgarlı Cad. Rüzgarlı işhanı No: 2 Kat: S Ulus/ANKARA
Tel: (O 312) 310 08 60- Fax: (O 312) 311 47 89 Web: www.fcr.com.tr- e-mail: [email protected]
~
GÜNÜMÜZE BAKAN YÖNLERiYLE PEYGAMBER KISSALARI
(SOSYOLOJiK VE PEDAGOJiK AÇlDAN)
Dr. Osman EYÜPOGLU*
Beşeri bir etkinlik olarak anlama ve/veya aniatma sanatı olmuş bitmiş bir eylemi değil, insan var oldukça devam edecek olan bir süreci ifade eder. Bu açıdan bakıldığında Kuradı anlamak ve/veya anlatmak da, öncelikle ona inananların sürekli yaşadıkları bir çabadır. Kur'an'ın yazılı metni karşımızda değişmez/ebedi olarak duracaktır. Ama ondan ve ona getirilen yorumlardan bizim yararlanma pratiğimiz hep değişecektir. Bu durumu, bir inananın Bakara suresinin 106 ayeti konusundaki şu duygusal kanaatiyle örneklendirebiliriz:
'insanın bir sıkıntısıyla bile baş etmesi çoğu kere zorken, birkaç derdimle aynı anda ilgilenmek zorunda kaldığım zamanlar da olmuştu. Örneğin, çok sevdiğim bir yakınırnın vefatı, borçlar, iş hayatında ki ani yoğunluklar ... gibi 5-6 derdimle aynı anda uğraşmak zorunda kalışım bir ara beni depresyonun eşiğine sürüklemişti. Tüm sıkıntıların sanki birden bastırdığı bu anda sürekli Kuran okuyarak teselli olmaya çalışıyordum ama yetmiyor gibiydi. Bir ara öylesine, "mô nenseh min ôyetin ev nünsihô ne'ti bi hayri n minhô ev mis/ihô elem ta'lem enne'llôhe 'alô kül/i şey'in kadlr" (Bakara(2)/106)1 ayetini okuyordum. Birden aklıma buradaki "ôyet" kelimesinin yerine tek tek sıkıntılarıma neden olan yoksunlukları/mağduriyetleri koymak geldi ve içime o an şöyle bir yorum doğdu: Bu ôyet, Hz. Peygambere ifade ettiği esas anlamrn gölgesinde bana da diyor ki, "üzülme, Allah kaybettiklerinin bir benzerini veya daha iyisini sana da dilerse tekrar verir; zira Allah her şeye kôdirdir''. Ondan sonra ayeti bu manada her okuyuşumda ferahladığımı hissetmeye başlamıştım'.
Kuran' ı günümüze en doğru ve etkili bir biçimde anlatabilmek öncelikle ilahiyatçıların görevidir. Bunu sadece bir görev olarak algılamıyoruz; bu bir
• OMÜ ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi 1 "Ey Peygamber! Biz hükmünü yürürlükten kaldırdığımız veya unutturduğumuz bir buyruğun yerine mutlaka daha iyisini veya benzerini vahyederiz. Hem sonra bilmez misin ki Allah dilediği her şeyi gerçekleştirme gücüne sahiptir!" (Bakara(2)/106, Öztürk'ün mealinden: Mustafa Öztürk, Kur'an-I Kerim Meali (Anlam ve Yarum Merkezli Çeviri), Otto Yayınları, Ankara, 2008).
103
görevden önce artık her inananın-yüce bir· arzusu haline de gelmiştir.
Kur' an' ı herkes ancak yaşayabildiği kadarıyla anlatabilir ve gerçekte yaşanan her gün de bir öncekine göre farklı bir gündür. Bu nedenle Kur'an'ın sürekli anlatılması monoton bir tekrar anlamına değil; yeni yeni Kur'an tecrübelerinin ifade edilmesi manasına gelecektir. Kısaca, "Kuran Sempozyumu" adl1 bu tür bir sürekli etkinlik, Kur'an'1 en doğru şekilde yaşama ve aniatma eğftimidir denebilir.
Bu anlamlı eğitim faaliyetine bizim katkımız, peygamber kıssalarının günümüzde sosyolojik ve pedagojik açıdan ifade ettiği değerin irdelenmesi bağlamında olacaktır. Bu konuda yapılmış hatırı sayılır çalışmalar aslında
mevcuttur.2 Tekrara düşmernek için kendimizce önemli gördüğümüz bir açıdan; bireylerin olumlu tutum değişimini sağlayan bilinçli uyma davrantşl açısından bu hususu kısaca irdelemek istiyoruz.
Bilindiği üzere Kur'an kendisini, Mushaf sıralamasında ilk sOresi olan Fatiha'nın 6. ve ikinci sOresi olan Bakara'nın 2. ayetlerinde bir "hidôyet kitabi" olarak tanımlar.3 Fatiha'nın 5. Mekki sOre, Bakara'nın da ilk Medeni sOre olması dikkate alındığında, Kur'an'ın en temelde bir "hidôyet kitabi" olduğu gerçeğinin tüm vahiy sürecini kapsadığı görülmektedir. Yine bu ve benzeri diğer birçok ayetten hidôyet kavramının, en doğru yol veya gerçek kurtuluş yolu olarak islam'a ulaşma konusunda rehberlik etmek anlamında mastar bir kavram olduğu açıkça anlaşılmaktadır.4
2 Birkaç örnek olarak, Sadık Kılıç, 'Tarih Felsefesi Aç1smdan K1ssalar", 1. Kur'an Sempazyumu (1-3 Nisan 1994}, Bilgi Vakfı Yayınları, Ankara, 1994, s.87-98; idris Şengül, "Kur' an Mesaj1m Ulaştirmoda K1ssalarm Önemi", 1. Kur'an Sempozyumu (1-3 Nisan 1994}, Bilgi Vakfı Yayınları, Ankara, 1994, s.133-140; idris Şengül, Kur'an Ktssalan üzerine, Işık Yayınları, izmir, 1994; Mustafa Öztürk, K1ssalarm Dili, Kitabiyat Yayınları, Ankara, 2006; Muhammed Ahmed Halefullah, Kur'an'da Anlattm Sanatt ei-Fennu'I-Kasasi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2002; Nadiye Işık (Bulut), Kur'an'daki K1ssa/arm Pedagojik Değeri, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Eğitimi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Bursa, 2001; Mustafa Ünver, "Yusuf K1ssas1 Aç1smdan Ahd-i Atik ve Kur'an-1 Kerim'e Karşiiaştirmaii Bir Bak1ş", Diyanet ilmi Dergi (Ayrı Basım), Cilt 37, Sayı 2, Nisan-Mayıs-Haziran 2001, s.73-108'e bakılabilir. 3 "Hidayet kitabı tabiri, insanların daima yolda olduğuna yani tarih, zaman ve mekana bağımlı olarak kendilerini belli birtakım gayeler doğrultusunda gerçekleştirmeye çalıştıkianna işaret eder. Bu durumda Kur'an'm özü, onun daima tarihsel olarak yolculuk halinde bulunan insanlara eşlik etmesinden ve insanlarla birlikte onun da hareket edişinden (tarih, zaman ve mekana bağli oluşundan) başka bir şey değildir ... 'Kur'an yorumu' tabiri... tümel [Kur'an] ile tikelin [yorumun] bir hadise olarak kaynaştığına ve bu hadise içinde aralarındaki dualizmin zaten ortadan kalkmış olduğuna işaret eder ... Yerumcu Kur'an'ı muhtelif varlık (metin) formları içinde 'kendisine konuşan' bir şey haline getirirken, Kur'an'ın yorum aracılığıyla açılan anlam dünyası yorumcuyu en azından zihni değişim ve dönüşüme uğratır'' ( Burhanettin Tatar, "Kur'an'1 Yorum/oma Sorunu", Kur'an ve Dil: Dilbilim ve Hermenötik Sempozyumu (17-18 Mayts 2001), Yüzüncü Yıl Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Yayınları, Van, tarih yok, s.500-501 [493-508], italik vurgular bize aittir). 4 2/Bakara, 2'de muttakilere (manevr azaba sevkeden her şeyden uzak duranlara) bir yol gösterici anlamında; 20/Taha, 10'da ise kaybolana yolu tarif edecek bir bilen/rehber anlamında kullanılmıştır. ilki dinde kazandığı ıstılah/semantik anlamını, ikincisi ise lügat/etimolojik anlamını ifade etmektedir. Bu
104
Dini yükümlülükler, temyiz kabiliyetinin oluştuğunu ifade eden ergenlikle başlar. Bu nedenle toplumun genç ve yetişkin kesimine Kur'an mesajının iletilmesi bir tebliğ görevidir. Bu görev ülkemizde örgün ve yaygın din eğitimi kurumları aracılığıyla yapılmaktadır. Örgün din eğitiminde devlet okullarımız, yaygın din eğitiminde de aile ve camilerimiz başta gelmektedir.
,13ir dini topluma anlatmak ve benimsetmek/sevdirmek ciddi bir eğitimöğretim işidir; donanımlı bir öğretmen olmayı gerektirir. Bu konuda her aileye uzman bir öğretmen tahsis edemeyeceğimize göre, tebliğ dediğimiz görev; yani dini yaşamak ve anlatmak tek tek her inananın vazifesi olmaktadır.
Kur'an bir hayat kitabı olduğuna göre onda hayatın her yönüne işaret eden talep ve bilgiler bulmak mümkündür. Kaba bir hesaplamayla Kur'an'ın değindiği konulara ilişkin olarak şu tablo verilebilir:
Kur'an-ı Kerim'in Değindiği Konular ve Oranları5
Konunun Genel Adr Sayfa Adedi Oran%
itikad 175 21.1
Tarih ve Kıssalar 147 17.7
Hz. Muhammed {slret) 125 15.1
Ahlak 90 10.9
Toplumsal Düzen ve Hukuk 87 10.5
Din 79 9.5
Yaratılış ve Varlıklar 58 7.0
ibadet 28 3.4
Bilg( 28 3.4
Meseller 12 1.4
Toplam 10 Genel Konu 829 100.0
bağlamda daha geniş bilgi için bir örnek olarak, Süleyman Ateş, Yüce Kuran'm Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, istanbul, cilt 1, 1988, s.74,98-99'a bakılabilir. 5 Bu tablo, Ömer Özsoy ve İl hami Güler, Konularina Göre Kuran, 5. Baskı, Fecr Yayın evi, Ankara, 2001 adlı konulu mealden yararlanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır. Tabloda Tarih ve Ktsso/ara ilişkin olarak verilen 147 sayfalık tutar ile bir sonraki tabloda aynı hususla alakah olarak verilen 141.5 sayfalık tutar arasındaki fark, Kur'an metni ve mealler dışında yapılan açıklamaların ikinci tabloda işlem dışı
tutulmasından kaynaklanmaktadır. İlk tablo daha genel bir bakış açısı sunmak amacıyla hazırlandığından anılan açıklamaların istatistiksel işlemden çıkarılmasına gerek görülmemiştir.
ı os
Tablodan da anlaşılabileceği üzere Kur'an yaşanılan toplumsal hayatla iç içe olan meselelere ilişkinin doğrudan söylemiere sahiptir. Bunların içinde kıssaların payı ikinci sırada gelmektedir. Kur'an'ın yaklaşık beşte biri tarih ve kıssalara ilişkin olmaktadır. Ayet sayıları açısından bu oran, Kur'an'ın toplam 61886 ayetinin % 28.S4'üne tekabül etmektedir. Ayetlerin kelime oranları açısından benzer hacimiere sahip olmamaları nedeniyle sayfa sayısı bazında verilen yüzdelik miktarın daha doğru olacağı söylenebilir. Genel kıssalar
içinde bizzat peygamber kıssalarının oranına dair de aşağıdaki tablo irdelenebilir:
Kur'an-ı Kerim'de Tarih ve Kıssatara ilişkin Ayetterin Oranları7
Konu Ayet SoyiSI SayfaAdedi Oran%
Tarih8 350 29.5 20.9
Peygamber Kıssaları 1328 102.9 72.7
Diğer9 107 9.1 6.4
Toplam 1785 141.5 100.0
Genel kıssalar içinde bizzat peygamber kıssalarının oranı.% 72.7'dir. Peygamberler içinde de en çok zikredilen ilk sekiz peygamber Hz. Musa, Harun, ibrahim, ismail, ishak, Yakup, Yusuf ve isa' dır:
Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Kıssatarına ilişkin Ayetterin Orantarı10
Peygamberler Ayet SayiSI SayfaAdedi Oran%
Hz. Adem ve Ailesi" 54 4.3 4.2
Hz. idris 3 0.3 0.3
6 6188 sonucunu Ateş'in mealinden bizzat hesaplayarak elde ettik: Süleyman Ateş, Kuran-t Kerim ve Yüce Meiili, Yeni Ufuklar Neşriyat, istanbul, tarih yok, s.XXXIII. 7 Bu tablo da, Özsoy ve Güler'e ait anılan konulu mealden yararlanarak tarafımızdan hazırlanmıştır. Oranlar, sayfa hacmi baz alınarak hesaplanmıştır. Ayetlere göre oranlama yapılamamasının nedeni, ayetleri n bazılarının birkaç kelimeden bazılarının ise birçok kelimeden oluşmasıdır. 8 Tarihin Anlatılış Amacı (24 ayet; 2.8 sayfa); Sünnetullah (36 ayet; 3.5 sayfa); Helak (60 ayet; 4.S sayfa); Helak Nedenleri (37 ayet; 3.S sayfa); iyilere Yardım (21 ayet; 2.4 sayfa); Helak ve Azap Tehditleri (172 ayet; 12.8 sayfa). 9 Diğer Tarihi Şahsiyetler, Topluluklar ve Olaylar: Lokman (8 ayet; 1.0 sayfa); Zülkarneyn ve Ye'cücMe'cüc (14 ayet; 1.1 sayfa); Ashab-ı Kehf (14 ayet; 1.7 sayfa); Ashab-ı Uhdüd (6 ayet; 0.4 sayfa); Ashab-ı Karye (17 ayet; 1.0 sayfa); Tübba' Kavmi (2 ayet; 0.4 sayfa); Ress Halkı (S ayet0.4 sayfa); sebeliler (30 ayet; 2.5 sayfa); Romalılar (6 ayet; 0.3 sayfa); Fil Olayı (S ayet; 0.3 sayfa). 10 Bu tablo, Özsoy ve Güler' e ait anılan konulu mealden yararlanarak tarafımızdan hazırlanmıştır. Oranlar, sayfa hacmi baz alınarak hesaplanmıştır.
106
Hz. Nuh 112 7.7 7.5
Hz. Hud ve Ad Kavmi 56 4.7 4.6
Hz. Salih ve SemOd Kavmi 69 4A 4.3
Hz. ibrahim, is mail ve 163 10.3 10.0 is hak Hz. Yakup ve Yusuf 105 10.0 9.7
Hz. lut 76 5.3 5.1
Hz. Eyyub 8 1.0 1.0
Hz. Şuayb ve MedyeniHer 29 2.1 2.0
Hz. Musa, Harun 473 37.3 36.2 ve israiloğulları
Hz. Davud ve Süleyman 67 5.7 5.5
Hz. ilyas, Elyese'a ve Zülkifl 13 0.5 0.5
Hz. Yunus 16 1.2 1.2
Hz. Zekeriyya ve Yahya 17 1.1 1.1
Hz. isa ve Meryem 67 7.0 6.8
TOPLAM 1328 102.9 100.0
Kur'an'da kıssaların bu denli bir yoğunluk oluşturmasındaki gayenin sade ve açık olduğu söylenebilir. Bu gaye kısaca, bir taraftan inananlan teselli etmek, müjde/emek, 11 diğer taraftan da şrmank inkarcr/an uyarmak12 biçiminde ifade edilebilir. Kur'an'ın tarihsel malumat vermesi, toplumsal bireylere Allah'ın kulları olduklarını hatırlatmak ve Allah'ın onları ba'şıboş bırakmayacağını bilmelerini sağlamak amacına yöneliktir. Başka bir ifadeyle Kur'an'da kıssaların zikredilmesindeki esas gaye, beşeri tarihin sonuna veya kısaca yevmü'd-din'e (nihai ödül-ceza gününe) kadar Allah'ın insanları imtihana devam edeceğini bilip ona göre davranmalarını sağlamaktır.
Teselli ve uyarı dışında Kur'an'a göre peygamber gönderilmesinin diğer önemli bir nedeni model bir şahsiyetin insanlara sunulmasıdır. Pedagojik açıdan bakıldığında, nasıl ki çocuk önce anne-babasını taklitle öğrenmeye
11 "Elçilerin haberlerinden senin yüreğini pekiştirecek her şeyi sana anlatıyoruz. Bunlarda sana hak, müminlere öğüt ve hatırlatma gelmiştir." (11/Hüd, 120, Özsoy ve Güler'in mealinden). 12 "Her millete: "AIIah'a tapın ve Tağut'tan kaçının!" (diyen) bir elçi göndermişizdir. Allah, onların kimini doğru yola eriştirdi, kimi de sapıklığı hak etti. Yeryüzünde gezin ve yalanlayanların sonlarının nasıl
olduğuna bakın." (16/Nahl, 36, Özsoy ve Güler'in mealinden).
107
başlar ve onun ilk model şahsiyeti anne-babası olur; benzetilebilecek şekilde, toplumsaliaşma yani topluma uyumu öğrenme de ömür boyu sürer ve bu süreçte de bireyin model bir şahsiyet ihtiyacı vardır. Ömür boyu süren toplumsallaşmada, ailedeki anne-babanın ve okullardaki öğretmenierin yerini peygamber türünden model şahsiyetler almaktadır:
"Ant olsun Allah'ın Elçisinde sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah' ı çok anan kimseler için, (uyulacak) en güzel örnek vardır: (Savaşta sebat, güçlüklere dayanma, azi m ve irade, üstün ahlak hep ondadır)" .13
Tarih ve kıssalara ilişkin orana Hz. Muhammed'e ait (slret) ayetlerini de ilave ettiğimizde genel oran (17.7+15.1=)% 32.8'e çıkmaktadır ki bu sade istatistiksel veri bile bize, sadece ailedeki çocuklar veya okullardaki öğrenciler için değil; toplumun tüm bireyleri için gerekli olan model şahsiyetin peygamberlerden başkası olamayacağını göstermektedir. Ancak, peygamberlerin artık hayatta olmadığı günümüz toplumlarında ise bu rolü kim üstlenecektir? Elbette ki Kur'an ve sünnete uygun ahlaki bir hayat yaşayan her birey potansiyel bir model şahsiyet olacaktır. Tıpkı peygamberlerin toplumlarında, çocuk, baba, koca, işçi, çiftçi, çoban, usta, öğretmen, komutan, devlet başkanı, imam ... ve benzeri birçok sosyal rolün gereğini en güzel şekilde icra etmelerinde olduğu üzere, bu model şahsiyetler de hayatın her alanında ve
. aşamasında davranışlarıyla topluma örnek olacaklardır.
Kur'an, Allah'a imandan hemen sonra evrensel bir ahlaki ilke olarak dürüst davranılmasını istemekte/4 dürüstlüğün karşıtı olarak iki yüzlülüğü ise en kötü ve bu nedenle cezası en ağır bir ahlaki bozukluk olarak nitelemektedir.15 iki yüzlülük, kerhen uymayı veya benimsenmemiş uyma davranışını ifade eder. Uyma davranışı içten olmayınca, toplumda samirniyet azalır ve sosyal bireyler arasındaki birlik bağı zayıflar. Bu da toplumun merkez gücünü yitirmesi demektir. Bu nedenledir ki, sosyoloji ve sosyal psikoloji disiplinlerinin en temel sorusu "insanlar neden ortak davranışlarda bulunur?" biçi-
13 33/ Ahzab, 21, Ateş'in meali nden. 14
" 'Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra doğru olanların üzerine melekler iner: 'Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennetle sevinin! (derler)'" (41/Fussilet, 30, Ateş'in mealinden). 15 "insanlardan öyleleri de var ki, inanmadıkları halde 'AIIah'a ve ahiret gününe inandik' derler ... iyi bilin ki onlar bozgunculardır; fakat anlamazlar ... (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar (Hakka) dönmezler'' (2/Bakara, 8,12,18); "Doğrusu iki yüzlüler, ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Onlar için hiçbir yardımcı bulamazsın" (4/Nisa, 145); "Onlara [münafıklar] (AIIah'tan) mağfıret dilesen de, dilernesen de onlar için birdir. Allah onları bağışlamayacaktır." (63/Münafıkun, 6); "Ant olsun, ikiyüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar, şehirde kötü haberle~ yayanlar (bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse ... Lanetlenirler, nerede rastlansalar yakalanır, öldürülürler: Allah'ın önceden geçen (millet)ler arasında (uygulanan) yasası budur (peygamberlere karşı iki yüzlülük edenler öldürülürler). Allah'ın yasasını değiştirme(ye
imkan) bulamazsın" (33/Ahzab60-62). Ateş'in mealinden.
108
minde ifade edilegelmiştir. Bu soruya aranan cevapların serüvenine kısaca baktığımızda, benimseverek uyma davranışında karar kılındığını görürüz:
insanların Ortak Davranışlarda Bulunmasını Açıklayan
Ana Kavram Nedir? 16
17 ve 18. YÜZYIL
Thomas Hobbes Kuwet ve egoizm
Adam Smith Kişisel çıkar
Jeremy Bentham ve James Mill Hazcılık, zevk düşkünlüğü
19. YÜZYIL
J. J. Rousseau sosyal kontrat
W. Wundt dil
Durkheim din
G. H. Mead sembolik etkileşim
F. Allport birey psikolojisi
20. YÜZYIL {1920-1950 ARASI}
Mc Dougall içgüdü
Ro ss -taklit
Allport öğrenilmiş davranış
Kurt Lewin grup dinamiği
20. YÜZYIL {1950 SONRASI}
Bilinçli (benimseyerek) uyma
Uyma Davranışı 77777-7 Az bilinçli (özdeşleşerek) uyma
Çok az bilinçli (itaat ederek) uyma
Eğer uyma davranışı bilinçli olarak sergilenmişse bir tutum değişiminden söz edilebilir. Başka bir ifadeyle, bilinçli uymada tutum değişimi varken, diğerlerinde az ya da çok azdır:
"Cezalandırılmamak veya ödülfendirilmek için bir davranışı yapmak itaat ad1m verebileceğimiz uyma davramş1 ile gerçekleşir ve bu tür bir uyma davranışında tutum değişiminin olduğu pek
16 Bu tablo, Çiğdem Kağıtçıbaşı, insan ve insanlar, 7. Baskı, Evrim Yayınları, istanbul, 1988, s. 11-22, 68-71, 125'teki bilgilerden yararlanılarak hazırlanmıştır.
109
söylenemez. Beğendiği gibi olmak için bir davranışı icra etmek ise, özdeşleşme admr verebileceğimiz uyma davranrşr ile gerçekleştirilir ve bu uymada kısmi bir tutum değişiminden söz edilebilir. Ancak bunun da yeterince içselleştirilmiş bir tutum değişimi olduğu pek söylenemez. Doğru olanı yapmak amacıyla bir davranışta bulunmaya gelince, benimseme admr verebileceğimiz uyma davranrşr ile gerçekleştirilen bu uymada ise tam bir tutum değişiminden rahatlıkla söz edilebilir. içselleştirilmiş bir değişim çağrısı açısından bu tür bir uyma en etkin uyma davranışı olarak dikkat çekmektedir" .17
Peygamber kıssalarının değindiğimiz sosyal psikolojik kavramlarla ilişkisine gelince şunlar ifade edilebilir: Kur'an'ın esas gayesi insanın hidayet bulmasıdır. Zira hidayet demek kısaca dünya ve ahiret huzuru demektir.18
Bu huzuru sağlayacak temel ahlaki davranış iman ve samimiyettir; başka bir ifadeyle imanda samimiyettir. Allah inancı ve bu inançta samirniyet olmayınca, bireyin bencil çıkarları uğruna iki yüzlülük sergilemesini engelleyecek bir güvenlik aracı kalmamış demektir. Bu duruma düşen bir toplumda kısa sürede kargaşa çıkabilir ve toplum birliğini kolaylıkla kaybedebilir. Kur'an kıssaları da bu gerçeğe işaret etmektedir:
Kur'an'a Göre Önceki Toplumların iki Ana Helak Nedeni19
1-7 iNANÇSIZLIK
Allah'a inanmamak, şükretmemek, putlara tapmak 6 örnek ayet
Elçileri dinlememek, yalanlamak, alaya almak 16 örnek ayet
2-7 KÖTÜ DA VRANIŞ
Bozgunculuk, şımarıklık, taşkınlık ve katı kalpiili k 15 örnek ayet
Toplumların helakinin nedeni kendi eylemleridir: "Ey Peygamber! Senin rabbin, ahalisi inanç ve ahlak konusunda durumunu düzeltmeye çalıştığı sü-
17 Osman Eyüpoğlu, ''ibn Haldun'un Günümüz Sosyal Psikolojisine Katk1s1", Akademik Araştırmalar Dergisi, Yıl 6, Sayı 22, Ağustos-Ekim 2004, s.6-7. 18 "Bu Kur'an dosdoğru yolu göstermekte, imanlarına yaraşır güzellikte davranışlar sergileyen müminlere mükiifatlarının çok büyük olacağını müjdelemekte; ahirete imanı olmayanlara da cehennemde çok müthiş bir azap hazırladığımızı bildirmektedir'' (17/isra, 9-10, Öztürk'ün mealinden). 19 Bu tablo, Özsoy ve Güler' e ait konulu mealden yararlanılarak hazırlanmıştır. Tabloda anılan örnek ayetler: Allah'a inanmamak, şükretmemek, putlara tapınak: lO/Yunus, 13; 11/HGd, 101; ·13/Ra'd, 32; 28/Kasas, S8; 46/Ahkaf, 28; GS/Talak, 8. Elçileri dinlememek, yalanlamak, alaya almak: 14/ibrahim, 13-14; 21/Enbiya, 41; 25/Furkan, 38-39; 30/Rum, 47; 38/Sad, 12-13; 40/Mü'min, 5,22,83; 43/Zuhruf, 7; 50/Kaf, 12-14; 64/Teğabün, 6. Bozgunculuk yapmak, şımarmak, taşkınlık etmek, katı kalpli olmak: 6/Enam, 43-44; 17/isra, 16; 29/Ankebut, 39; 53/Necm, 50-51; 89/Fecr, 6-14.
110
rece hiçbir memleketi durduk yere helak etmez"20; IlAilah'ın buyruklarını hiç
umursamayan katir-müşrik[-münafık] halkın işledikleri günahlar yüzünden gerek şehirlerde gerek kırsal kesimlerde düzen bozuldu".21
Tüm bunlar göstermektedir ki, geçmişte de günümüzde de beşeri sorunlarımız, bireyleri yeterince sosyalleştiremeyişimizden; onlara olumlu an..: lamd~ tutum değişimi kazandıramayışımızdan kaynaklanmaktadır. Bu da, dini ve ahlaki kavramları onlara bilinçli bir şekilde yani benimseterek öğretemediğimiz anlamına gelmektedir. Anlaşılan o ki, gerek aile ve camilerimiz gibi yaygın ve gerekse okullarımız gibi örgün eğitim kurumlarımızda kuru bir itaat türü eğitim vermeye devam etmekteyiz.
Kur'an kıssalarından toplumsal ve pedagojik açıdan yeterince yararlanmak, örgün ve yaygın tüm eğitim kurumlarımızda itaat türü değil de benimseme/içselleştirme türü bir yöntemin izlenebilmesine bağlıdır. Bir şeye onun doğruluğuna inanarak uymak, imanla arnelin kesiştiği veya özdeşleştiği noktaya işaret eder. Bireyin dürüst olmasına muhtaç olan Allah değil, öncelikle bireyin bizzat kendisi ve sonra toplumdur. Bu temel ahlaki ilkenin davranışlara yansıması için bireyin birkaç açıdan desteklenmesi gerekir. Bunlardan belki de ilki bunun akli bir gereklilik olmasıdır. Zira birey dürüst olmazsa başkalarının da ona dürüst davranmayacağını akli olarak rahatlıkla bilir (akli destek). Dürüstolan birey doğruya tabi olmanın iç huzurunu yaşar (vicdani destek). Sonra dürüstlük sosyal saygınlığı da beraberinde getirir (sosyal destek). Ayrıca dürüst olmak Allah'ın hoşnutluğunu kazanmanın en önemli/ilk ilkesidir (dini destek). Nihayet kıssaların devreye girdiği aşama olarak, dürüst davrananlar tarih boyunca pişman olmamış, dürüstlüğe aykırı davrananlar ise er veya geç hüsrana uğramışlardır. (tarihsel destek veya kıssa desteği).
OLUMLU TUTUM DEGiŞiMiNDE KISSALARIN ROLÜ
Tutumun iman imanın Amelileşmesine Tutumun Boyutu: Yardımcı Olan Unsurlar: Amel Boyutu:
~ Akli destek -7
Dürüstlüğe inanan ~ Vicdani destek -7 Dürüst Davranan
Birey B ~Sosyal destek -7
B Birey ~ Dini destek -7
~Tarihsel destek: Kıssalar -7
20 11/HGd, 117, Öztürk'ün meali nden. 21 30/RGm, 41, öztürk'ün mealinden. "Bir toplum sahip olduğu dini ve ahlaki değerleri kötü yönde değiştirip dönüştürmedikçe Allah da o topluma nasip ettiği (esenlik, huzur, güç, iktidar, refah ve zenginlik · gibi) nimetleri durduk yere geri almaz." (8/Enfal, 53, Öztürk'ün mealinden); "Ama onlar (saptılar, haksızlık ettiler. Böylece onlar) bize zulmetmediler; fakat kendi kendilerine zulmediyorlardı." (7 /Araf, 160; Ateş'in mealinden).
111
"Sokma akıl sekiz adım gider." ve "Bir musibet bin nasihatten evladır." gibi özdeyişler, benimseverek uyma davranışının önemine de işaret ederler. Benimseverek uym~ davranışında tecrübe/uygulama çok önemlidir. 'zaten eğitimde en etkili öğrenmenin bizzat yaparak/yaşayarak öğrenme olduğu ifade edilmektedir. Okuyarak, dinleyerek, görerek ve yaparak/yaşayarak öğrenmenin kalıcılıkları şu 'şekilde karşılaştırılmaktadır:
Öğrenme Piramidi22
Okuyarak öğrendiklerimizin % lO'unu
Dinleyerek öğrendiklerimizin % 20'sini
Görerek öğrendiklerimizin % 30'unu
Dinleyerek ve görerek öğrendikterimizin %SO' sini
Dinleyerek, görerek ve sesli tekrar ederek öğrendikle rimizin %80'ini
Yaparak/uygulayarak/yaşayarak öğrendiklerimizin % 90'ını
hatırlarız.
Teknik lis~nin motor tamirciliği bölümünde okuyan bir öğrenciye tablodaki yöntemlerden her birini ayrı ayrı kullandırarak, bir motorun nasıl sökülüp tekrar eski haline getirildiğini öğretebiliriz. Kuşku yok ki, yap/uygulajyaşa yöntemi sayesinde öğrenci en kalıcı öğrenmeyi gerçekleştirecektir. Bu süreçte öğrenciye motoru tek başına onlarca defa söküp takma imkanı sunabilir; öğrencinin öğrenmesi uğruna motorun tekrar kullanılamaz hale gelinceye kadar hırpalanmasını dahi göze alabilir ve amacımıza ulaşabiliriz.
Ancak aynı öğrenciye kırmızı ışıkta durmamanın nasıl felaketlerle sonuçlanabileceğini yap/uygula/yaşa yöntemi ile anlatamayız. Burada motor örneğinde olduğu üzere öğrencinin eline deneyeceği şeyin nesnesini veremeyiz. Ona kırmızı ışıkta durmanın önemini kaza yapıp yaralanmasını sağlayarak öğretemeyiz. Burada ona, aklının ve vicdanının sesine kulak vermesini, toplumsal kurallara uymasını, Allah'ın emrinin de zaten bu doğrultuda olduğunu ve en önemlisi olmuş/tarihsel olaylara ait sözlü-yazılı haberler ve varsa kamera görüntülerinden ibret alması gerektiğini söylememizden başka çare yoktur.
Yine aynı öğrenciye dürüst davranmanın önemini de, yalan konuşup başına tatsız olayların gelmesini sağlayarak öğretemeyiz. Bu noktada kırmızı
22 http://wi.vw.cagdasegitimci.net/ogrenmepiramidi.html, 21 Ekim 2008 Salı.
112
ışıkta durmanın önemini aniatmakla dürüst davranmanın önemini anlatmak arasında büyük benzerlikler kurulabilir:
OLUMLU TUTUM DEGiŞiMi AÇlSlNDAN
KIRMIZIIŞlKTA DURMA iLE DÜRÜST DAVRANMANIN KARŞILAŞTIRILMASI . Tutum Değişimine Kırmızı Işıkta Durmak
Yardımcı Olacak Unsurlar Dürüst Davranmak
Saygıduy,saygıgör ~~ Aklidestek -7-7 Dürüst ol, dürüstlük
gör
Doğru yaptım, huzurluyum ~~ Vicdanidestek -7-7 Doğru yaptım, huzur-
!uyum
Kurallara uyan bir vatandaş ~~Sosyal destek -7-7 iyi bir vatandaş
Allah kurallara uyanı sever ~~ Dini destek -7-7 Allah dürüstleri sever
Kırmızı ışıkta durmayanların Beşeri dünyanın
kazala ra sebebiyet vererek başlangıcından beri
nasıl kötü sıkıntılara kat- dürüst davranmayan
lanmak zorunda kaldıkları- insan ve toplumların
na; yaralanıp yaraladıkları- ~ Tarihsel destek -7 nasıl felaketlerle kar-
na, sakat kaldıklarına, kı- şılaştıklarına dair ma-
nandıklarına ... dair yazılı ve sallar, hikayeler, tari-
sözlü haberler ve hi haberler, belgeler,
kamera kayıtları ... filmler, gerçek görün-
tü ler ve kıssalar ...
Tablodan da anlaşilacağı üzere, kırmızı ışıkta durmanın önemi anlatılırken geçmiş kazalara ait görüntüler nasıl caydırıcı olabiliyorsa, benzer şekilde dürüstlüğün önemi de anlatılırken gerçek tarihi haberler ve özellikle bunların Kur'an örneğinde görüldüğü üzere etkileyici bir edebi üsluba sokulmuş biçimleri olarak k1ssalar benzer derecede caydırıcıdır. Kıssalar ve onların başarılı bir biçimde sinemaya aktarılmış yorumları, dürüstlüğü terk eden insan ve toplumların kaçınılmaz helakini en etkili bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu olası hadisenin sanki tekrar oluyormuşçasına canlı bir anlatımıdır ki, öğrenme piramidinde yap/uygula/yaşa yöntemine denk düşmektedir. Kısaca, kıssalarla kötülere adeta 'et de gör'; iyilere ise 'müjdeniz yakındır' mesajı verilmektedir.
Kur'an'ın amacı ne ise kıssaların anlatılış amacı da odur. inanç özgürlüğünü tanıyan ve koruma altına alan23 Kur'an'ın amacı kısaca, toplumda tüm
23 "iman konusunda asla zorlama yoktur! (Dileyen imana gelir, dileyen kafırliği tercih eder). Kaldı ki artık hak ve hakikat ayan beyan ortaya çıkmış, doğru ile yanlış birbirinden ayrışmıştır." (2/Bakara, 256, Öztürk' ün mealinden); "Sizin dininiz size, benim dinim banadır [siz ve ben kendi dini inançlarımızı özgürce
113
iyi değerlerin egemen olmasını sağlamaktır.24 En üst iyi değerlere ilişkin sade bir örnek olarak şu tablo sunula bilir:
KUR' AN' IN AMACI OLAN EN ÜST iYi DEGERLER
Değerler Ktssa Açtklamalan
Allah'a iman etmek Tüm evreni insanın maddi-manevi huzuruna
uygun olarak yarattığı için
Peygamberleri ör- Ahlaklı yaşantılarıyla tüm insanlık için en güzel nek almak model şahsiyetleri oluşturdukları için
Dürüst olmak Kendine istediğini başkalarına da istercesine
bir hayat yaşamak
Şükretmek . Dünyadan başkalarını da düşünerek kanaatkar
bir biçimde faydalanmak
Kötülükle mücade:-Vicdaniara yapılacak her tür baskı-şiddetle ve
le etmek bir temel insanlık ayı bı olarak yoksullukla en gü-
zel/etkili bir biçimde mücadele etmek
Kur'an'ın tabloda kısaca özetlemeye çalıştığımız ana amaçlarına ulaşmak için kullandığı en temel eğitim araçlarından biri kuşkusuz kıssalardır. Zira kıssalar, işaret edilen iyi değerlere sahip çıkanlar için dünyevi ve uhrevi bir müjde; bu değerlere karşı olanlar için de yine dünyevi ve uhrevi bir ikazdır.
KUR' AN KISSALARININ NÜZÜL DÖNEMiNE YÖNELiK TEMEL iKi MESAJI
Temel iyi değerle-Bu iyi değerlere sahip çıkan toplumlar bu-
re sahip çıkanlara yar-nun yararını dünyada zaten görmüştür,
dtm etmek; müj-ahirette de ayrıca ödüllendireceklerdir
de/teselli
Temel iyi değerle-Bu iyi değerlere karşı çıkan toplumlar bu
re karşı çıkanlara engel kötü arnellerinin cezasının bir kısmını dünyada zaten çekmiştir, eksik kısmın ve inançsızlığın
olmak; ikaz/korkutma hesabı ahirette ayrıca sorulacaktır
yaşayabiliriz]" {109/Kafirün, 6, Ateş'in mealinden); ""(Ey Muhammed), sen öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin. Onların üzerinde zorlayıcı değilsin." {88/Gaşiye, 21-22, Ateş'in mealinden). 24 "Fitne kalmayıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki Allah, ne yaptıklarını görmektedir" {8/Enfal, 39, Ateş'in mealinden) anlamındaki ayette geçen din kelimesi, bir önceki ve .bir sonraki (8/Enfal, 38,40) ayetler ve inanç özgürlüğüne ilişkin yukarıda verdiğimiz diğer ayetler {2/Bakara, 256; 109/Kafırün, 6; 88/Gaşiye, 21-22) bağlamında ele alındığında, herkesin zorla islam'a girmesi anlamına değil, inanca yönelik baskı ve zulme karşı nihai zafere ulaşıncaya kadar direnme k anlamına ·gelmektedir ki bu direnme de meşru bir nefsi müdafaa olmaktadır.
114
Kıssalar, günümüz insanı için de bir müjde ve ikaz amacı taşır. Kıssaların
günümüz insanı için ihtiva ettiği amaçları, biri somut diğeri de soyut amaç
olarak iki kategoride ele alabiliriz. Somut amacı kısaca tarihten ibret almak;
soyut amacı da tarih bilinci kazanmak olarak ifade etmek mümkündür:
~ KUR' AN KISSALARININ GÜNÜMÜZE YÖNELiK TEMEL iKi MESAJI
Somut Amaç: Bizzat "Şimdi yurtlarında gezip dolaştıkları, kendilerin-
gerçekleşmiş iyi-kötü den önceki nice [inkarcı ve azgın] nesilleri yok
mücadelesinden ders- etmiş olmamız, onları doğru yola sevketmez mi?
ler çıkarmak; Doğrusu, bunlarda akıl sahipleri için
ibret almak ibretler vardır''25 •
Allah, kullarını yalnız bırakmamaktadır; iyilere er
veya geç bizzat dünyada da yardım etmektedir.
Kötüler de cezasını hem dünyevi hem uhrevi ola-
rak çekmektedir. Bu," Allah'ın tarih içindeki dav-Soyut Amaç: Geçmiş- ranış tarzı";26 değişmeyen yasasıdır (sünnetullah).
ten geleceğe sağlam bir insan, değişmeyen bu tarihsel akışı bilirseve hep köprü kurmak; ona göre davranırsa sağlam bir tarih bilincine
tarih bilinci kazanmak sahip olmuş olur; hatalardan dersler çıkaran ve
bu sayede en az hata yapan bir kul olur. Tarih bi-
lincine sahip toplumlar da, geçmişle gelecek arasmda en sağlam köprüyü kuran ve bu ne-
den le en sağlam/huzurlu toplumlar olacaktır.
Başka bir ifadeyle kıssalar, bireyin, Allah'a iman, peygamberlere ittiba,
dürüstlük, merhamet, sabır, şükür, yardımseverlik ... ve benzeri dini-ahlaki il
kelere daha bir samirniyetle uymasını sağlayan araç unsurların başta gelen
lerindendir. Kıssalar kısaca, toplumun dini-ahlaki eğitiminde en etkili moti
vasyon unsurlarındandır.
25 20/Taha, 128, Özsoy ve Güler'in mealinden, s.694. 26 Özsoy ve Güler, s.696. Sünnetullaha ilişkin belki de en doğrudan lafza sahip ayet 58/Müdldele, 21'dir: "Allah: "Ant olsun ki, Ben ve elçilerim üstün geleceğiz." diye yazmıştır. Allah güçlüdür, üstündür." (Özsoy ve Güler'in mealinden, s.700}.
115
Toplumun Dini ve Ahlaki Eğitimi Açısından
Zikri En Çok Geçen Peygamber Kıssalarının Amaçladıkları Temel Mesajlar27
Ktssa/ar Verdiği Ana Mesajlar
Sevmek: Yaratma sevgiyle başladı; Allah, insanı halifesi yapacak
Hz. Adem derecede sevmiştir {2/30-34). Affedici Olmak: Allah sevdiği halifesini kötü günde {yasak mey-veden yediğinde) de terk etmemiştir {2/35-37). Adaletli Olmak: Allah kullarına eşit muamele eder; Nuh'un oğlu
Hz. Nuh da olsa merhametli adaletinin gerektirdiği cezadan vazgeçmez {11/42-47).
Hz. Hud Büyüklenmemek: Ad kavmi gücüyle şımardı ve helak oldu {41/15). Dürüst Olmak: SemOd kavmi istedikleri mucizeye karşı nankörlük
Hz. Salih ettikleri için cezalandırıldılar; zira mucizeyi isterken dürüst değil-!erdi {26/153-158). Mucizeyi, İbrahim {2/260) ve Musa {7 /143) gibi karşılamadılar. Merhametli Olmak: Ayırım gözetmeden her insana merhamet
Hz. İbra- etmek esastır; bu İbrahim'in babası {19/42-48) da olabilir Lut him, İsmail kavmi de olabilir {11/74~76).
ve İshak Aklı Kullanmak: Hz. İbrahim, sade bir akli muhakemeyle dahi Al-lah'ın varlığına inanılabileceğini gösterdi {6/74-78). Ahlaklı/Namuslu Olmak: Yusuf en zor şartlarda bile nefsine di-
Hz. Yakup renmeyi başaran bir sembol oldu {12/23-30). Hasetçi Olmamak: Yusuf!-! kardeşleri bile kıskandı {12/7-20).
ve Yusuf Affedici Olmak: Yusuf kendisini kuyuya atan kardeşlerine bile iyi-lik yaptı {12/88-102).
Hz. Lut Sapıklık Yapmamak: Lut'un kavmindeki lutilik hastalığı helakleri-ne neden olmuştur {27 /54-55).
Hz. Eyyub Sabırlı Olmak: Eyyub sabırlı olanların model şahsiyeti oldu {38/44; 21/83-84).
Hz.Şuayb Şımarık Olmamak: Medyenliler uyarıyı hafife aldılar ve helak ol-du lar {26/185-190). iki Yüzlü Olmamak: Hz. Musa'ya mucizelere rağmen inanmaya-cağını söyleyenler bir sürü azaba maruz kaldı, azabı görünce af di-!ediler, azap kalkınca yine inkara başladılar ve nihai he la ki hakettiler {7 /132-137).
Hz. Musa inatçı olmamak: Büyücüler bile asa mucizesi karşısında secde eder-
ve Harun ken {7 /106-126), Firavun'un inadı sonunu hazırladı {26/60-68). Aşırı Meraklı Olmamak: Hz. Musa, Hızır'la tabi tutulduğu sınavda aşırı merakına mağlup oldu {18/65-82). Korkak Olmamak: Allah'ın sayısız lütuflarına rağmen korkaklık
göstererek savaşa Musa'yı ve Rabb'ini gönderenler 40 yıl eğitim ve akıllanma cezasına çarptırıldı {5/20-26).
27 Bu tablo, Özsoy ve Güler'in mealinden (725-830. sayfalardakil ilgili ayetlerin kabaca taranması · suretiyle oluşturulmuştur.
116
Cimri/Hasetçi Olmamak: Hz. Davud, 99 koyunu olan bir kardeşin diğer kardeşinin tek koyununda gözü olması hadisesinde adaletle
Hz. Davud hüküm verir (38/17-24}. ve Şımarmamak: Hz. Davud ve Süleyman'ın rüzgara, şeytan ve cinlere
Süleyman söz geçirecek kadar güçlü olmaları onları şımartmamış; adaletli hü-küm vermeye ve şükretmeye devam etmişlerdir (21/78-82; 34/10-14; 27 /15-19; 38/17-20,26; 39-41}. Tövbekar Olmak: YOn us bir hatasından dolayı tövbe ediyor ve Al-
Hz. Yunus lah da onu affedip yuta n balıktan sağ salim kurtarıyor (37 /139-148}.
Hz. Ümit Kesmemek: Allah yaşlıbir baba ve kısır bir anneye de çocuk
Zekeriyya ve Yahya
verebilir (19/1-15; 21/89}.
iffetli Olmak: Hz. isa'nın annesi Hz. Meryem iffetini koruma konu-sundan tüm kadınlara model şahsiyet oldu (19/20; 21/91}.
Hz. isa Nankörlük Etmemek: Allah, gökten bir rızık sofrası indirdikten sonra inkara devam edenleri azabın en şiddetiisi ile uyarıyor
(5/112-115}. Lokman-ı Bilgili ve Ahlaklı Olmak: Lokman'ın oğluna yaptığı tavsiyeler ah-Hakim la ki ilkelerin bir özeti niteliğindedir (31/12-19}.
Yukarıda sunulan özet tablo, kıssaların amacıyla Kur'an'ın amacının ne derecede örtüştüğünü yeterince net olarak ortaya koymaktadır. Bu amacı iırıan ve salih amel biçiminde kısaca ifade edebiliriz.
Netice itibariyle kışsalar, insanın samimi bir iman ve bunu ifade eden salih bir amel veya iman ve bu imandaki samimiyeti ortaya koyan ahlaki davranışlar konusunda motive olmasını; geçmişte düşülen ahlaki yaniişiara kolay kolay düşmemesini temin edecek bir tarih bilinci kazanmasmi sağlayan can/1 örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son olarak, ilk ve orta öğretim kurumlarında zorunlu olarak verilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde kıssaların ele alınış biçimine dair kısa bazı malumatlarla konuyu bitirebiliriz. Kıssalar ilk ve orta öğretimde örnek olay incelemesi yöntemi bağlamında programa dahil edilmiştir. Kıssalarla alakah olarak, 2005-2006 yılından itibaren denenip uygulanmaya başlanan ilgili programın "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinde Uygulanışı ve Yöntemi Etkili Kılmak için Dikkat Edilecek Hususlar" başlığı altında şu genel açıklamalara yer verilmiştir:
"Örnek olay incelemesi yönteminin amacı, öğrencinin karar verme, s~çme ve sonuca ulaşma ile ilgili yaşantı geçirmesini sağlamaktır. Din öğretiminde ise örnek olay yönteminin amacı, öğrencilere bazı dini ve ahlaki öğretileri içeren örnek olayları inceleme ve kahramanları üzerinde konuşma ve tartışma imkanı
vermektir. Örnek olay incelemesi yöntemi, Din Kültürü ve Ahlak
117
Bilgisi dersinde Kur'an kıssalarından, islam tarihinden, Peygamberin ve din büyüklerinin hayatlarından kesitlerle seçilen örneklerin ve malzemenin bolluğu nedeniyle sıklıkla kullanılan ve öğrencilerin en çok ilgi duyduğu yöntemlerden biridir. Din Kültüründe hem bu tür malzemeden hem günlük hayattan hem de yeniden konuya ilişkin oluşturulacak yeni bir örnek olayla öğre.ncilerin ahlaki gelişimlerine katkıda bulunulabilir. Örnek olay incelemesi yöntemi, öğrencilere olayları başkalarının bakış açısından bakabilme, başkalarının duygularını görebilme ve başkalarını anlamada gerçeğe yakın olabilme imkanı verir. Öğrenciye yaptığı davranışlarının sonucunu gösterir". 28
ilk ve orta öğretimde toplam S8 adet Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ünitesi mevcuttur ve kıssalar en geniş biçimde sadece S. sınıfta ele alınmaktadır. Kıssalara, 2007-2008 öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanan ilgili programda29
, S. sınıfın 4. ünitesinde Kur'an'da K1ssa/ar adıyla yer verilmiş ve ünite Hz. ibrahim, Yusuf, Eyyub ve Lokman kıssaları ile sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda, kissa/arla verilecek olan öncelikli değerler; kazandmiocak olan öncelikli beceriler ve yine kJssa/arla verilmek istenen temel mesajlar/kazamm/ara ilişkin olarak anılan programdan hareketle oluşturulan aşağıdaki tablo30 incelenebilir:
ilköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Müfredatına Göre Kıssalarla
A) Verilecek Olan Öncelikli Değerler B) Kazandmiocak Olan Öncelikli
Beceriler
Bilimsellik,
sevgi, Kur'an-ı Kerim mealini kullan-
iffet, ma,
Doğruluk ve dürüstlük, Problem çözme,
Sabır, Eleştirel düşünme,
Sorumluluk, Mekanı, zamanı ve kronolojiyi Aile birliğine önem verme, araştırma
Mütevazı olma
28 "3-Aci/im/ar", Orta Öğretim Din Kültürü ve Ahlôk Bilgisi Dersi {9, 10, 11 ve 12. Sınıflar) Öğretim Programı, Hazırlayan: Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, Ankara, 2005 s.114 {http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/modules.php?name=Downloads&d_op=viewdownload&cid=75, 23 Ekim 2008 Perşembe). 29 ilköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi {4, S, 6, 7 ve B. Sınıflar) Öğretim Programı ve Kılavuzu, Hazırlayan: MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, Ankara, 2006 {http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/, 23 Ekim 2008 Perşembe). · 30 Bu tablo adı geçen ilköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi {4, S, 6, 7 ve 8. Sınıflar) Öğretim Programı ve Kılavuzu'nun 44 ve 74. sayfalarındaki bilgilerden hareketle oluşturulmuştur.
118
Verilmek istenen Temel Mesajlar/Kazamm/ar
Hz. ibrahim Allah akli muhakemeyle de bu-
lunur
Hz. Yusuf Sevgi, merhamet ve ahlaktan ayrılmayan asla pişman olmaz
~
Sabırlı olmak başarı ve huzur Hz. Eyyup
getirir
Hz. Lokman Örnek insan bilgili ve ahlaklı
olandır
Değinilen her iki programda/1 ayetleri anlamadaki rolü açısından da kıssalara işaret edildiği görülmektedir:
Ayetleri Kullanmayı Öğrenmede Kıssaların Rolü
(Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinde Ayetleri n Kullanımı)
1. Kavramların Açıklanması S. Ayette Verilen Değerleri Bulma
2. Anahtar Kavramların Belirlenmesi 6. Görüş Alma
3. Ayette Verilen ilkeleri Bulma 7. Konuyla ilgili Olan Ayetin Belir-lenmesi
4. Ayette Verilen Bakış Açısını Bulma 8. Konuyu Kuran Ktssaswla Ver-me
Konuyu Kur'an Kıssasıyla Vermenin Faydaları
• Öğrenciye ayetler üzerinde düşünme fırsatı verir;
• Konu kıssa ile desteklendiği için konunun kalıcılığı artar;
• Öğrencinin dikkati konuya daha kolay çekilir;
• Öğrenci, kıssa ile dinleme ve anlama becerisi kazanır;
• Öğrenci kıssanın kahramanıyla kendini özdeşleştireceği için güzel dav-ranışiarın benimsenmesi kolaylaşır ve öğrenci kendini d üzeitme fırsatı bulur.
ilköğretim S. sınıfın dışında kıssalardan pek bahsedilmemektedir. Sadece, 9. sınıf "insan ve Din" ünitesine ait etkinliklerde, Hz. ibrahim'in aklını kul-
31 "3-Acilimlar", Orta Öğretim Din Kültürü ve Ahlôk Bilgisi Dersi {9, 10, 11 ve 12. Smıf/ar) Öğretim Programı, 5.134-138; ilköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi {4, 5, 6, 7 ve 8. Smıf/ar) Öğretim Programı ve Kılavuzu, 5.203-208.
119
lanarak Allah'ın birliğini araştırmasından hareketle, "insan doğası ye inanma ihtiyacı/niçin inanıyoruz?" adlı bir etkinlik yapılması istenmektedir.32 Bir de 10. sınıfın "islam'da ibadetler" ünitesine ait etkinliklerde, bir etkinlik örneği olarak Hz. ihrahim ile Hz. ismail arasmda geçen kurban ktssasmın seçilebileceği ve Kur'an mealinden okunarak işlenebileceği ifade edilmektedir.33
Kıssalar konusunun bir ünitede 4 peygamber kıssasıyla sınıriandıniması eksik bulunabilirse de, programın girişinde öğretmenin kıssalardan etkinlikler bağlamında yararlanabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla öğretmenierin
programdaki eksiklikleri kendi tecrübe ve becerileriyle gidermeleri gerekmektedir. Konunun diğer uzmanlarının da öğretmeniere bu hususta ayrıca yardımcı olmaları önem arz etmektedir. Özellikle ilk ve orta öğretimde kıssalardan hareketle tarih bilincinin nasıl kazandırılacağı üzerinde durulmalıdır. Öğretmenlik tecrübesi olan birisi olarak gördüğüm husus odur ki, yeni program öncesine oranla epey güzel yenilikleri ortaya koymuşsa da, etkinlik örnekleri daha da artınimaiı ve özellikle bunlara biraz daha fazla somutluk kazandırılmaya çalışılmalıdır. Kıssaların önemi de bu somutluk noktasında bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Zira kıssalar, günümüz toplumunun yaygın ve örgün din eğitiminde adeta bir "Çağrı" veya bir "On Emir" filmi gibi düşünülebilir. Ancak kıssaların işlenişinde hikaye üslubundan ziyade tarih bilincine ağırlık verilmezse, Kur'an'ın onları sıkça kullanmasındaki incelik ve fayda yakalanamamış olur.
Kur'an kıssalarından hareketle söylenecek her sözün ve yapılacak her etkinliğin ana yolu, insana sağlam bir tarih bilinci kazandırmak olmalıdır. Eğer bu bilinç kazandırılabilirse, her sosyal birey rahatlıkla şu inancı ifade edip yaşayabilecektir: 'Peygamberler gibi ahlaklt bir adam olabilirsem, dünya ve ahirette kazanmm; eğer aksi bir şey olursam her iki hayatta da kaybederim'.
32 "4-Etkin/ik/er-1", Orta Öğre_tim Din Kül~ürü ve Ahlôk Bilgisi Dersi {9, 10, 11 ve 12. Sımflar) Öğretim Programı, s. ı. 33 "2-Kozonimlar", Orta Öğretim Din Kültürü ve Ahlôk Bilgisi Dersi {9, io, 11 ve 12. Sımf/ar) Öğretim Programı, s.S3.
120
Top Related