sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve...

29
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ (ÇEVİRİ) BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ GİRİŞ Bilişsel davranışçı terapi, öğrenmeye yani sosyal öğrenme teorisine (Bandura,1977), klasik/tepkisel şartlandırmaya (Watson ve Rayner, 1920) ve edimsel/araçsal şartlandırmaya (Thorndike, 1911; Skinner, 1953) dayanan iyi araştırılmış bir psikolojik yaklaşımdır. Bilişsel davranışçı terapi aslen davranışçı ve bilişsel terapinin birleşimi olarak psikolojik sıkıntı ve fonksiyon kaybında duygu, düşünce ve davranışların gelişimine odaklanmaktadır. Sosyal hizmette belirgin olan ve müdahale eksikliğini değişim getirmekte etkili gibi belirleyen bilimsel olmayan psikanalatik vaka çalışmasının kullanımının eleştirildi. Bundan dolayı da bilişsel ve davranışçı terapi birleştirildi (Howe, 2009). Davranışsal terapi davranışların sebeplerine, açık bir şekilde ifade edilmesine ve öğrenilmiş davranışların şimdiki problemlere nasıl katkıda bulunduğuna odaklanırken; bilişsel terapi bilişlerin, düşüncelerin ve duyguların gelişimine ve yanlış inanış veya yanlış bilgi işleme sürecinin müracaatçının bireysel ve sosyal sistemlerde nasıl zorluklar açtığına odaklanır. Bilişsel davranışçı terapi, psikolojik sıkıntı ve fonksiyon bozukluğunun yarattığı davranışsal ve bilişsel yanları birleştirir. Bilişsel davranışçı terapi duygu, düşünce ve davranışların birbirine geçtiğini ve müracaatçıların problemlerini azaltma

Transcript of sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve...

Page 1: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ (ÇEVİRİ)

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ

GİRİŞ

Bilişsel davranışçı terapi, öğrenmeye yani sosyal öğrenme teorisine (Bandura,1977),

klasik/tepkisel şartlandırmaya (Watson ve Rayner, 1920) ve edimsel/araçsal şartlandırmaya

(Thorndike, 1911; Skinner, 1953) dayanan iyi araştırılmış bir psikolojik yaklaşımdır. Bilişsel

davranışçı terapi aslen davranışçı ve bilişsel terapinin birleşimi olarak psikolojik sıkıntı ve

fonksiyon kaybında duygu, düşünce ve davranışların gelişimine odaklanmaktadır. Sosyal

hizmette belirgin olan ve müdahale eksikliğini değişim getirmekte etkili gibi belirleyen

bilimsel olmayan psikanalatik vaka çalışmasının kullanımının eleştirildi. Bundan dolayı da

bilişsel ve davranışçı terapi birleştirildi (Howe, 2009). Davranışsal terapi davranışların

sebeplerine, açık bir şekilde ifade edilmesine ve öğrenilmiş davranışların şimdiki problemlere

nasıl katkıda bulunduğuna odaklanırken; bilişsel terapi bilişlerin, düşüncelerin ve duyguların

gelişimine ve yanlış inanış veya yanlış bilgi işleme sürecinin müracaatçının bireysel ve sosyal

sistemlerde nasıl zorluklar açtığına odaklanır. Bilişsel davranışçı terapi, psikolojik sıkıntı ve

fonksiyon bozukluğunun yarattığı davranışsal ve bilişsel yanları birleştirir.

Bilişsel davranışçı terapi duygu, düşünce ve davranışların birbirine geçtiğini ve

müracaatçıların problemlerini azaltma girişimlerinde bulunulduğunda bir karışım için

değerlendirilmesi gerektiğini varsayar. Bilişsel davranışçı terapiden yararlanan sosyal hizmet

uzmanının rolü müracaatçıların davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını

değerlendirmektir. Sosyal hizmet uzmanı bunların müracaatçının problemine nasıl katkıda

bulunduğuna ve daha kabul edilebilir ve pozitif bir çıktı üretmek için davranış ve düşünce

değiştirme işleminde müracaatçılara yardım eder. Bu bölümde; bilişsel davranışçı terapinin

kökenleri, yaklaşımın temel varsayımları ve özel değerlendirme, müdahale ve müracaatçının

sıkıntısını ya da fonksiyon bozukluğunu azaltmayı kullanan değerlendirme teknikleri

tartışılacaktır.

Bilişsel Davranışçı Terapinin Kökenleri

Sosyal hizmet 1970’lerde, test edilen ve müracaatçı ile çalışırken etkili olduğu

gösterilen bilimsel müdahalelerin eksikliği nedeniyle eleştiri altındaydı (Howe, 2009).

Page 2: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

Eleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve

sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında bilişsel davranışçı terapiyi birleştirdi. Bilişsel

davranışçı terapi davranışsal ve bilişsel terapinin karışımı olduğu gibi, önce sadece bilişsel

davranışçı terapi üzerine odaklanmadan önce sırasıyla her birinin kökenleri de tartışılacaktır.

Davranışçı Terapi

Davranışçı terapinin kökeni 1950’lere dayanmaktadır. Davranışçı terapi 1900’lü

yılların başında insanlar ve hayvanlar üzerinde araştırma yapan deneysel psikologların

çalışmaları aracılığıyla geliştirilen klasik koşullanma ve edimsel koşullanmanın kuramsal

fikirlerine dayanmaktadır (Sharf, 2007). Davranışçı terapinin gelişimi üzerindeki etkilerinin

oldukça fazla bahsedildiği çalışma, Ivan Pavlov’un köpeklerinin koşullanması üzerinde

yaptığı çalışmadır. Pavlov’un klasik çalışması, köpeklerin dilleri üzerinde yemek olmadan

önce salya akıtacağını incelemeyi gerektirmekteydi. Ses veya ışığın yiyecekle

ilişkilendirilmeden köpeğin beslenmesinden önce, Pavlov 1-2 dakika ışık ya da ses ile birlikte

sunarak deneyimledi. Böylece, yiyecekten önce ses ya da ışık sunulduğunda köpek salya

akıtmaya başlayacaktı. Ses ya da ışığın birlikte ve yiyecekle ilişkilendirerek sunulması,

köpeklerin sadece ses veya ışık sunulduğunda salya akıtmaya başlamasından daha güçlü

olmaya başladı. Bu deneyde, Pavlov köpeklerin bir sonuç için bir öncekini sağlayarak salya

akıtmaya koşullandığını buldu ve böylece köpekler yeni bir davranışa eğildi.

Pavlov’un araştırmasının üstüne inşa ederek, John Watson 11 aylık Küçük Albert ile

birlikte duygusal tepkinin koşullanabileceğine dair bir hipotez başlattı (Watson ve Rayner,

1920). Küçük Albert’in evcilleştirilmiş fare ve tavşanla rahatça oynadığı gözlemlenmişti

ancak Albert gürültüyle ürkütüldü. 1 haftalık periyotta evcilleştirilmiş fareyle tanışmadan

önce, Watson gürültüyü doğrudan doğruya sunmaya başladı. Bu zaman periyodundan sonra,

küçük Albert fare veya tavşan ile yalnız bırakıldığında, dehşete düşmeye ve korkmaya

başladı.

Her iki model de, daha sonraki bölümlerde davranışçı terapinin temelinin bir parçası

gibi sunulan klasik ya da tepkisel koşullandırma modelini test ediyordu. Klasik ya da tepkisel

koşullandırma modeli, davranışları ilk öğrenmenin bir sonucu gibi tutmaktadır. Davranışlar

öğrenilir, bu yüzden, davranışlar öğrenilmemiş olabilir. Klasik koşullanma özellikle

davranışların geçmişine odaklanır (Sharf, 2007). Örneğin; araba kullanmayı öğrenirken, eğer

önümüzdeki arabanın fren lambalarıyla karşılaşırsak bir çarpışmayı önlemek için

duracağımızla ilgili bilgilendiriliriz. Zaman içerisinde ve sonraki sürüş durumlarında,

1

Page 3: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

öndekinin hareketini çok fazla düşünmeksizin durmaya başlarız. Bizim önümüzdekinin fren

lambalarını gördüğümüzde durmaya başlamak için koşullanmış oluruz.

Edimsel ya da araçsal koşullanma, davranışçı terapinin temelinin bir parçası gibi eşit

bir şekilde hizmet eder ve Edward Lee Thorndike ve B.F. Skinner’ın çalışmaları üzerine

kurulur. Thorndike yeni davranışlarının öğrenildiğini test etmek için deneyler başlattı.

Thorndike’ın (1911) deneyinde, kafesin dışına yerleştirilen bir yiyeceği alma girişiminde

bulunan kafes kedilerinin davranışları ve hareketleri gözlemleniyordu. Kafesteki kediler

serbest kalmak için bazı hareketlerde bulundular ve sonunda kafesin mandalı açılarak serbest

bırakıldılar. Zamanla, kediler kafeste onları ödüle götürmeyen hareketleri (ısırma vb.)

yapmayarak kendilerini ödüle götüren hareketleri (yiyecek vb.) yaparak daha hızlı bir şekilde

kendi kendilerine kafesten serbest kalmaya başladılar. Thorndike etki kanunu geliştirdi.

Pozitif sonuçlar gelecekteki davranışların sergilenme olasılığını arttıracaktır ve negatif

sonuçlar da gelecekteki davranışların sergilenme olasılığını düşürecektir (Howe, 2009).

B.F. Skinner, davranışların öncüllerinin ve sonuçlarının önemini vurguladığı edimsel

koşullanmanın ilkelerini inşa etti (Sharf, 2007). Skinner, pozitif ve negatif pekiştireçler ile

davranışların değiştirilebileceğini kuramsallaştırdı. Pozitif sonuç ya da ödüller davranışlarda

bir artmaya ve negatif sonuç ya da ödüller de davranışlarda azalmaya doğru gitmektedir.

Klasik ya da edimsel koşullanma modeli örneklerle açıklanırken; davranışlar

öğrenilebilir, öğrenilemez ve davranıştan alınan sonuçlar üzerine kurulmaya ayarlanabilir.

Davranışsal terapistler, özellikle davranışların nasıl öğrenildiği veya sonradan kazanıldığının

değerlendirilmesiyle, nasıl devam ettirileceği ve davranışlar için sonuç ve ödüller üzerinde

nasıl karara varılacağı ile ilgilenirdi (Howe, 2009). Davranışsal terapistler şuanda olan

problemlere ve düzeltmek için girişimde bulunmaya odaklanır ya da bahsedilen probleme

katkıda bulunan doğru davranışlara, yeni davranışlar öğrenmek için pozitif ve daha kabul

edilebilir sonuçlar ile birlikte fırsatlar sağlar.

Bilişsel Terapi

Davranışsal terapi 1960’larda fazla bir şekilde kullanılıyor iken bilişsel davranışçı

terapi, psikanalist ve sonrasında psikolog profesörü olan Albert Ellis’in çalışması üzerine

biçimlenmeye başlıyordu. Ellis, bilişsel terapinin bir biçimi olan akılcı duygusal terapiyi

geliştirdi. Ellis, sadece müracaatçıları problem ve deneyimleri hakkında özgürce konuşmaya

cesaretlendirmeye karşı müracaatçıların problemlerinde etkili olan davranışsal ve duygusal

2

Page 4: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

yanları ele almanın müracaatçı ile terapi yapmada daha etkili olacağına inanmaktadır. Ellis A-

B-C modelini geliştirdi. Bu model, harekete geçiren olayların (A) nasıl otomatik olarak bir

davranış ya da sonuç üretemeyeceğine (C) ve bireylerin inanç sistemlerinin (B) davranışsal

sonuçlarına (C) nasıl aracılık etmeyeceğine bakar. A-B-C modeli sonraki bölümlerde daha

detaylı olarak tartışılacaktır ve bu model özellikle de bilişsel davranışçı terapi ile ilgilidir.

Beck ilk çalışmalarında depresyona (Örneğin; Beck’in depresyon ölçeği) ve

depresyonun tedavisinde bireyin bilişsel önemine odaklandı. Beck bir psikanalist ve

araştırmacı olarak müracaatçının yanlış ve negatif düşüncelerinin psikolojik sıkıntılarda ve

fonksiyon bozukluklarında önemli olduğunu fark etti. Beck, depresif ya da diğer psikolojik

sıkıntıları olan kişilerin, sıklıkla inanç veya şemalar üzerine kurulu hatalı davranışlarında ya

da bireysel eksikliklerinde fazla ayrıntıcı ve genelleyici olduklarını buldu. Beck, bireysel

düşünce, duygu ve davranışların inançlara, şemalara veya otomatik düşüncelerin gelişimine

nasıl bir katkısı olduğunu görmek için erken çocukluk deneyimlerini kuramsallaştırdı. Bu

düşünce ve şemalar duygu, davranış ve psikolojik cevaplar aracılığıyla ifade edilen gelecek

durumlar içinde etkinleştirilir (Liese, 1994). Örneğin; bir öğrenci ‘Yeterince tatmin edici

olması yeterli değil. En iyisinden daha azıyla yetinme.’ diyen bir anne tarafından yetiştirildi.

Öğrenci okula en iyisinden daha azıyla yetinemeyeceği inanışıyla devam etti. Öğrenci

başarısız, değersiz ve sevimsiz bir şekilde annesi tarafından yetiştirilecektir. Öğrenci,

programdaki ilk notu ‘tatmin edici olan’ bir üniversitede sosyal hizmet çalışmak için gelir.

Öğrenci programdan geri çekilmeyi tartışmak için üniversitedeki hocasından bir randevu alır.

Öğrenci geldiğinde organize edilemeyen ve ahlaksız gibi gözükürse, üniversite hocası

öğrencinin bazı depresif semptomları deneyimlediğinden şüphelenir. Bu örnek; öğrenci tatmin

edici bir not aldığında, negatif düşünce ve rahatsız eden duygularla sonuçlandığında,

öğrenciye aşılanan temel inanış ve şemaların nasıl etkinleştirildiğini göstermektedir.

Bilişsel terapistler, düşündüklerimizin hissettiklerimiz üzerinde etkisi olduğunu kabul

eder (Howe, 2009). Böylece, bilişsel terapide tedavi; bahsedilen problemi destekleyen

müracaatçıların yanlış düşünceleri veya çarpık düşüncelerini belirlemek için ve müracaatçı ile

çalışırken pozitif ve kabul edilebilir olan yeni düşünce ve duygular yaratmak için vardır.

Davranışsal terapi davranışlara odaklanırken bilişsel terapi bilişlere odaklanır. Bilişsel

davranışçı terapi ise psikolojik sıkıntı ve fonksiyon bozuklukları olan müracaatçıların hem

bilişsel hem de davranışsal etkileşimine odaklanarak biçimlendi. Bilişsel davranışçı terapi

Albert Bandura’nın (1977) sosyal öğrenme kuramından daha çok etkilendi. Sosyal öğrenme

3

Page 5: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

kuramı, bireylerin ve çevrelerindeki gözlenebilir davranışları ve gözlenemeyen (duygu,

düşünce vs.) davranışları düşünmenin önemine vurgu yapar. Sosyal öğrenme kuramı,

bireylerin çevrelerindeki birilerini model alarak ve gözlemleyerek öğreneceğini kabul eder.

Bireyler büyük bir olasılıkla model alır ve davranış, düşünce ve duyguların doğasında pozitif

mi negatif mi olmasına bakmaksızın onların çevresi tarafından güçlendirildiği davranış,

düşünce ve duyguları ortaya koyar (Sharf, 2007).

Bilişsel Davranışçı Terapi Açıklamaları

Bilişsel davranışçı terapi, psikolojik sıkıntı ve fonksiyon bozukluklarını değiştirmek

için müracaatçılarla çalışıyor iken duygu, düşünce ve davranışları bir arada değiştiren ve

değerlendiren bir yaklaşımdır. Bilişsel davranışçı terapi problemlerin sunumuna, sebeplerine

ve yanlış öğrenilen süreçler ya da davranışlarda hem müracaatçının hem de sosyal hizmet

uzmanının eşit katılımına vurgu yapar. Bilişsel davranışçı terapi müracaatçıların

problemlerinin ve sorunlarının biri diğerine bağlı olan duygu, düşünce ve davranışların bir

sonucu olduğunu varsayar. Bu sebeple, müracaatçıların böyle durumlarda hem davranışsal

hem de duygusal olarak nasıl cevap vereceklerini gözden geçirir (Vonk ve Early, 2009).

Müracaatçılarla birlikte çalışırken bilişsel davranışçı terapiden yararlanmanın amacı,

müracaatçıların yanlış ya da negatif olan duygu, düşünce ve davranışlarını daha kabul

edilebilir ve pozitif olanla değiştirmektir.

Duygu, düşünce ve davranışların nasıl iç içe geçtiğini tekrar gözden geçirecek olursak

Ellis’in A-B-C modelini gözden geçirmek gerekecektir. Durumlarda genellikle harekete

geçiren bir olayın (A) davranışsal ve duygusal sonuçlara (C) yol açtığı gözden geçirilir.

Örneğin; bir öğrenci üniversite kompozisyonu üzerinden bir tatmin edici bir geri dönüt alır

(A), öğrenci kendisini değersiz hisseder ve programdan geri çekilmek için üniversite

hocasıyla birlikte bir görüşme planlar (C). Biz bu senaryoda olay A’nın bizim bilişsel

sürecimizden (B) nasıl süzülür kısmını ayrı tutarız. Diğer bir önekte ise; bir öğrenci üniversite

kompozisyonu üzerinden bir tatmin edici bir geri dönüt alır (A). Öğrenci, annesinin kendisine

söylediği ‘Yeterince tatmin edici olması yeterli değil. En iyisinden daha azıyla yetinme.’

mesajını hatırlarken kendisini değersiz hissettiğini düşünür. Bunun sonucunda, öğrencinin

programa devam etmesi olanaksızdır ve programdan çekilmek için hocasıyla görüşme planlar

(C). Bu örnek, bilişsel süreçlerin (B) harekete geçiren bir olayı (A) nasıl örneklendirdiğini ve

davranışsal ve duygusal sonuçlar (C) arasında nasıl aracılık ettiğini açıklar. Öğrenciye

aşılanan bu temel inanç ve şemalar, o işe girdiğinde onun için yine problemlere sebep olmaya

4

Page 6: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

devam edecektir. Örneğin; öğrencinin patronu yıllık eleştiri yazılarında ona bir tatmin edici

bir şey söyler (A). Öğrenci bunu bir hayal kırıklığı olarak düşünür ve annesinin dediği sözü

hatırlar (B). Öğrenci kendisini başarısız ve işini bırakacak gibi hisseder. Öğrencin yanlış

düşünme süreci değiştirilmez veya düzenlenmez ise o kendisini başarısız ve değersiz gibi

görmeye devam edecektir.

Bilişsel davranışçı terapi, her biri aşağıda detaylı bir şekilde tanımlanan üç temel

varsayımı kabul eder;

1- Bireyin bilişi (düşünceleri) duygu ve davranışlara aracılık eder (Trower, 1988; Vonk

ve Early, 2009): Bireyler sadece durumlara ya da uyarıcılara cevap vermezler,

durumları ya da uyarıcıları bilişsel süreçlerinden süzerler. Bu süzme süreci ise geçmiş

deneyimler, bireylerin çevresinde model aldığı davranış ve duygular tarafından

şekillenir. Bu duygu ve davranışlar onların bilişsel süreçlerine dayanacaktır.

2- Yanlışlar ya da çarpık bilişler psikolojik sıkıntı ve fonksiyon bozukluğuna yol açar

(Trower, 1988): Çarpık, gerçekçi olmayan, yanlış düşünce ve şemaları olan bireyler

durumları ve uyarıcıları bu yanlış sistem içerisinde işletecektir ve doğasında negatif ya

da problemli olan sonuçlar (davranış veya duygular) üretecektir.

3- Psikolojik sorun ve fonksiyon bozukluklarını azaltmak yanlış ya da çarpık biliş ve

davranışları düzeltmeyi ve değiştirmeyi gerektirir ( Trower, 1988; Vonk ve Early,

2009): Bilişsel süreç sonuçlara (davranışsal-duygusal) aracılık ederken müdahaleler

bilişsel süreçte negatif bir değişimi gerektirir. Müdahaleler var olan bilişsel süreç için

bir sorun gerektirir ve burada da yanlış veya çarpık olan şemaların daha pozitif ve

kabul edilebilir olan ile yer değişimini gerektirir.

Uygulamada Bilişsel Davranışçı Terapiye Başvurmak

Bilişsel davranışçı terapinin amacı, problemleri ve müracaatçıların hayatındaki

zorlukları çözmek için işlevsel olmayan davranış veya düşünceleri daha pozitif ve kabul

edilebilir olanla yer değiştirmektir. Bu yaklaşım sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının

işbirliği içinde çalışmasını gerektirir ve bu süreçte Vonk ve Early (2009) her bir rolü açıkça

belirtir. Sosyal hizmet uzmanı bir öğretici veya rehberlik yapıcı rolünde ise sunulan problemin

müracaatçıların duygu, düşünce ve davranışlarının etkileşiminin nasıl bir sonucu olduğunu

gösterir ve daha yönlendirici bir tutum içerisinde olur. Sosyal hizmet uzmanı değerlendirme

sürecini, probleme etkisi olan duygu, düşünce ve davranışların bağlantısının örneklendirildiği

çalışmaların aracılığıyla müracaatçılara rehberlik yaparak kolaylaştırır. Sosyal hizmet uzmanı

5

Page 7: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

bu yaklaşımda daha yönlendirici olarak çalışırsa, müracaatçının bilişsel sürecini ya da

davranışlarını düzenlemek için girişimlerde bulunacağı müdahale tekniklerini belirler. Sosyal

hizmet uzmanı müracaatçının düşünce veya davranışlarını değiştirmek için girişimde

bulunması gereken somut öneriler teklif edebilir (Macdonald, 2007).

Müracaatçı duygu, düşünce ve davranışlarını tartışmak ve bunların bahsettiği

probleme katkısı olabileceğini paylaşmak için sorumluluk alır. Müracaatçı terapatik sürece

sosyal hizmet uzmanının bilgilendirilmesiyle katılır. Sosyal hizmet uzmanı bilişsel davranışçı

terapi teknik ve stratejilerinde uzman gibi görünse de müracaatçı kendi deneyim ve

durumlarında uzman görünür (Vonk ve Early, 2009). Bu işbirlikçi ilişki problemin tartışıldığı

ve amaçların müracaatçı tarafından belirlendiği değerlendirme aşamasında sonuca kadar

birlikte devam etmelidir.

Uygulamada bilişsel davranışçı terapiye başvurmada üç aşama vardır. Her biri aşağıda

detaylı olarak tartışılacaktır;

1- Değerlendirme: Değerlendirmede müracaatçı ve sosyal hizmet uzmanı müracaatçının

duygu, düşünce ve davranışlarının bahsedilen problemlere nasıl bir katkısı olduğunu

araştırır. Her değerlendirme süreci müracaatçının problemi sıklık, yoğunluk ve

süreklilik terimlerini kullanarak tanımlamasıyla başlar. Problemi tanımlama süreci

müdahale planı oluşturmakla doğrudan ilişkilidir. A-B-C modelini bu aşamada

kullanmak müracaatçılara problemlerle ilgili duygu, düşünce ve davranış kalıplarını

anlamak için olanak sağlamaktadır. Daha önceden de bahsedildiği gibi, harekete

geçiren olay A’yı (Duygu veya davranışlardan önce ne oldu?), inanç sistemi ve

tutumlar B’yi (Bununla ilgili ne düşündün veya ne hissettin?), davranışsal ve duygusal

sonuçlar ise C’yi (Duygusal ve davranışsal sonuçları nelerdi?) temsil eder.

Değerlendirme aşaması boyunca sosyal hizmet uzmanı müracaatçı ile A-B-C modelini

tartışır ve sonrasında müracaatçıların bahsettiği problemle ilgili olarak bu modele

başvurur.

Bilişsel davranışçı terapinin diğer bir kritik yanı müracaatçı ile birlikte

müdahalenin etkililiğini değerlendirme becerisidir. Son değerlendirme süreci,

müdahaleden önce müracaatçının problemin yoğunluğunu, sürekliliğini ve sıklığını

rapor ettiği değerlendirme aşamasında başlar. Bu bilgi hem standartize edilmiş

değerlendirme aracından (Beck’in depresyon ölçeği) hem de müracaatçıların kendi

raporlarından edinilen bilgilerden sosyal hizmet uzmanı tarafından toplanır.

6

Page 8: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

Müdahaleden önce hızlı ve uygun bir şekilde problemle ilgili bilgi toplamak için

müracaatçıya ‘Kendini, geçmiş zamanda nasıl hissettin veya davrandın?’ sorusu

sorulur. Bu bilgilere sıklıkla temel veriler denilir. Edinilen bilgiler bir çizelgeye

kaydedilir. Yatay çizelgeye davranış veya duygular, dikey çizgiye ise davranış ve

duyguların sıklığı kaydedilir. Dikey kısımda kesik çizgiler varsa bunlar da

müdahalenin başlatıldığı demektir.

2- Müdahale: Bilişsel davranışçı terapi, davranışçı, bilişsel ve akılcı duygusal davranışçı

terapiden aldığı teknik ve stratejileri bir arada kullanmaktadır. Bunların tümünün

amacı yanlış ya da uyumsuz davranış ve bilişleri düzelterek problemleri azaltmaktır.

Problem müracaatçı tarafından tanımlandığında ve probleme etkisi olan duygu,

düşünce ve davranışların katkısı da değerlendirildiğinde sosyal hizmet uzmanı en

uygun müdahaleyi seçecektir. Aşağıda sosyal hizmet uzmanının müracaatçı ile

çalışırken kullandığı teknik ve stratejiler listelenmiştir.

a) Bilişsel yeniden yapılandırma: Sosyal hizmet uzmanı müracaatçı ile çalışırken yanlış

ve mantıksız bilişleri daha doğru ve kabul edilebilir olanla değiştirmek için çalışır ve

problemi azaltır. Sosyal hizmet uzmanı bu süreci şu soruları sorarak başlatır; ‘Senin

kendini değersiz hissetmeni sağlayan nedir?’, ‘Farklı olarak yorumlanan ve

tanımlanan bu durum nasıldı?’ ve ‘Eğer bu inanç doğruysa sonuçları nelerdir?’

(DeRubeis 2009; Sharf, 2007).

b) Rahatlama teknikleri: Sosyal hizmet uzmanı müracaatçılara rahatlatma tekniklerini

öğretir. Bu teknik stresli ya da anksiyeteyi tetikleyen durumlarda kullanılır. Bu süreç,

baştan ayak parmağına kadar tüm kaslarda gevşemeyi içerir. Sosyal hizmet uzmanı,

müracaatçılara stresli oldukları zamanda bir gün içerisinde bir ya da iki defalığına 10-

15 dakika ofis dışında rahatlama teknikleri yapmalarını önerir (Wolpe, 1992).

c) Sosyal beceri eğitimi: Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı, müracaatçının

davranışlarının sıkıntılı ve değişmeye ihtiyacı olduğu durumları tanımlar. Sosyal

hizmet uzmanı ve müracaatçı yeni davranışları başarmak için küçük görevler veya

aşamalar tanımlarlar ve seanslara bu yeni becerileri birlikte uygulayarak

başlayacaklardır. Sosyal hizmet uzmanı davranışları gösterebilir ve o zaman

müracaatçı sosyal hizmet uzmanı ile birlikte uygular. Sosyal hizmet uzmanı ve

müracaatçı, belirli davranışların uygun olup uygun olmadığı yerleri tanımlar. Uzman

müracaatçıya seanstan sonra dışarıda yapması için ev ödevleri verebilir ve bu

becerileri nasıl deneyimlediğini kendisine rapor ederek ifade etmesini ister (Sheldon,

1998).

7

Page 9: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

d) Belirtme eğitimi: Bu süreç sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının müracaatçı için

problemli olan durumları tanımlaması bakımından sosyal beceri eğitimine

benzemektedir. Belirtme eğitiminin amacı müracaatçıya uygun bir şekilde kendini

ifade etmesini öğretebilmektir. Müracaatçı problemlerini gerçek hayata aktarmadan

önce uzman ve müracaatçının bu becerileri birlikte uygulamaları önerilir (Payne,

2005).

e) Problem çözme becerileri: Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı bir problemi

tanımlar ve problem için olası sonuçlar için birlikte çalışırlar. Bu süreç, genellikle bir

amacı veya probleme ilişkin sonucu tanımlamayı, amaca ulaşmak için görevleri tespit

etmeyi, görevleri başarmayı ve amaçları ulaşmak için süreci rapor etmeyi içerir. Bu

beceriler birlikte çalışılarak öğrenilir.

f) Kaçınma terapisi: Müracaatçılar eş zamanlı olarak hoş olmayan ve rahatsız davranış

ve duygulara maruz kalırken aynı zamanda problemli olan davranışlara da maruz

kalırlar. Amaç, problemli davranışı hoş olmayan ve rahatsız davranışlarla birlikte

ilişkilendirip problemli olan davranışı durdurmaktır. Örneğin; küfür söyleyen bir

müracaatçı bileğine paket lastiği sarabilir ve müracaatçı küfürlü söz söylediği her

zaman bandı ısırır.

g) Sistematik duyarsızlaştırma: Müracaatçılar, eş zamanlı olarak anksiyete ile

mücadele eden davranışlara maruz kalırken anksiyeteyi tetikleyen durumlara maruz

kalırlar (Sharf, 2007). Müracaatçılar öncelikle gevşeme hareketlerini öğrenirler ve

sonra yeni gevşeme becerilerini dahil ederken anksiyeteyi tetikleyen durumlara da

maruz kalırlar. Wolpe (1958) uygulamada bu yaklaşım için üç adım geliştirdi: (1)

müracaatçı gevşeme becerilerini öğrenir, (2) sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı

anksiyeteyi tetikleyen olayları tartışır ve anksiyetenin seviyesini düzenler, (3)

müracaatçı gevşeme becerilerinden yararlanırken bu olayları hayal eder. Müracaatçılar

için amaç, problemli olan ve anksiyeteyi tetikleyen durumları daha uygun olan

davranışlarla ilişkilendirmektir.

h) Pekiştirme: Edimsel koşullanma üzerine yerleştirilen pozitif pekiştireçler iyi

davranışlar için verilir ve negatif pekiştireçler iyi olmayan davranışlar için verilir.

Örneğin; Susan eğer küfür etmeyi durdurmak isterse her gün kavanoza bir pound

koyabilir. Susan küfür etmezse ve bir haftanın sonunda kendi kendini kavanozun

içindeki parayla ödüllendirir. Sonunda, eğer Susan gün boyunca küfür ederse,

kavanozdan 1 pound alır. Müracaatçılar için amaç problemli davranışların değişmesi

için müracaatçıları desteklenmesidir.

8

Page 10: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

i) Modelleme ve rol yapma: Modelleme Bandura’nın çalışmalarına (1977) dayanır.

Modelleme öğretmeyi, motive etmeyi, negatif davranışları pozitif davranışlarla yer

değiştirmeyi desteklemeyi içerir. Sosyal hizmet uzmanının özel bir davranış ya da

eylem için modellik ettiği terapatik düzen içerisinde modelleme meydana gelir ve o

zaman müracaatçı ile model davranışı çalışır. Modellemenin diğer biçimleri filmlerin,

videoların kullanımıyla, gruplar içerisine katılımla ya da görsellik aracılığıyla görülür

(Sharf, 2007).

3. Son Değerlendirme: Bilişsel davranışçı terapinin önemli bileşeni müdahalenin etkililiği

araştırma becerisidir. Sosyal hizmet uzmanı yoğunluk, süreklilik ve sıklıkları açısından

değerlendirilen problemle ilgili bilgileri toplar. Bu bilgi müdahaleyi uygulamadan önce

problemin büyüklüğünü örneklerle gösteren temel bir veri gibi hizmet eder. Sosyal hizmet

uzmanına problemin yoğunluk, süreklilik ve sıklığına ilişkin bilgi toplama sürecine birlikte

müdahil olarak devam etmesi tavsiye edilir. Çünkü müdahalenin çalışıp çalışmadığı ve eğer

müdahale çalışmıyorsa yeni bir müdahale belirlenir. Problemin yoğunluk, süreklilik ve

sıklığının izlerini saklamak da müracaatçılara yararlı bir araç olarak hizmet eder.

Vaka Örneği: Uygulamada Bilişsel Davranışçı Terapiye Başvurmak

Dan, yerel aile merkezinde yeni yürümeye başlayan çocuklara sahip ebeveynlerin

olduğu gruba giden 33 yaşındaki tek bir babadır. Dan Alex (4) ve Samantha (2) isminde iki

çocuğa sahiptir. Dan’ın çocuklarının annesi Lacy, birkaç yıldır uyuşturucu kullanmaktadır.

Lacy Dan’ı ve çocukları yaklaşık 1 yıl önce bırakmıştır ve ayrıldıktan sonra Dan veya

çocuklarla hiçbir şekilde iletişime geçmemiştir. Dan bir inşaatta iş bulduğu zamanlarda yarı

zamanlı olarak çalışır ve çocukların bakımının sorumluluğunu tamamen alır. Dan aile

merkezinde çalışan bir sosyal hizmet uzmanı olarak sizinle konuşmak için bazı sorular

sormaya gelir. Dan ebeveyn olma ve çocuklarını idare etmedeki becerisi hakkında endişeli

olduğunu rapor eder. Kendisini birkaç yıldır artan bir şekilde gergin ve kaybetmiş hissetmeye

başladığını belirtir. Özellikle de çocuklar yaramazlık yaptığında panik atak olduğuna

inanmaktadır. Dan gergin olduğu süreçte, kendisini çocuklarına bağırırken bulduğunu ve

sonra da suçlu hissettiğini belirtir. Siz Dan ile birlikte çalışmaya katılır ve bilişsel davranışçı

terapinin en uygun yaklaşım olduğuna inanırsınız.

Dan’a bahsettiği problemi nasıl tanımladığını sorarak seansa başlarsınız.

Değerlendirme aşaması boyunca, Dan çocuklar yaramazlık yaptığında kendisini kaybetmiş ve

gergin hissettiğini, çocukları ya da hislerini kontrol etmekte yetersiz kaldığını rapor eder. Dan

9

Page 11: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

çocukları banyoda, koridorda ya da tuvalette tuvalet kağıdının rulolarını açmış bir şekilde

bulduğu bir durumu tanımlar. Dan bunu bulduğu zaman, göğsünün sıkıştığını, kalbinin

çarpmaya başladığını ve çocuklara bağırarak cevap verdiğini belirtir. Dan çocuklara

bağırdıktan sonra kendisini berbat ve suçlu hissettiğini rapor etti. Siz bahsedilen problemle

ilgili özellikle problemin yoğunluk, sıklık ve sürekliliği konusunda Dan’dan daha fazla bilgi

toplamak için araştırma yaparsınız. Dan kendisini gergin hissetmesinin ve çocuklara bağırma

durumunun Lacy kendisini bıraktıktan sonra olduğunu ve yaklaşık bir yıldır artan bir şekilde

kötü olduğunu belirtti. Siz, Dan’a kaç defa kendisini gergin hissettiğini ve çocuklara son 3

yıldır kaç defa bağırdığını kendi beyanlarıyla rapor etmesini istersiniz. Dan son 3 yıldır

çocuklara bir günde en az iki defa bağırdığını ve kendisini gergin hissettiğini açığa vurur.

(Not: Eğer olası bir ihmal ve istismar durumundan şüphelenirseniz hemen Çocuk

Hizmetleriyle iletişime geçebilirsiniz.)

Sonrasında da siz, Dan’ın duygu, düşünce ve davranışları nasıl birbiriyle ilişkili ve

bilişsel sürecinin davranış ve duygularında nasıl aracılık ediyor kısmını araştırırsınız. Dan’dan

A-B-C modelini kullanarak çalışmak için izin istersiniz ve Dan kabul ederse ona kendisini

kaybetmiş ve gergin hissettiği zamanları düşünmesi için sorular sorarak sürece başlarsınız.

Kâğıdı 3 sütuna bölersiniz, 1. sütuna harekete geçiren olayı (A) ‘Kendini gergin hissetmeden

ve çocuklara bağırmadan önce ne oldu?’ ya da ‘Neredeydin ve çocuklara bağırırken ve

kendini gergin hissederken ne yapıyordun?’ sorularını sorarak liste yaparsınız. 2. sütuna

harekete geçiren bu olaylar olurken ne hissettiğini (B) listelersiniz. Son olarak yani 3. sütunun

olduğu kısma da, ‘Harekete geçiren bu olaya nasıl tepki verdin?’ ya da ‘ Duygu, düşünce ve

davranışlarının olumlu/olumsuz sonuçları nelerdi?’ sorularını sorarak sonuçları (C)

listelersiniz. Dan aşağıdaki tablo gibi A-B-C modelinin değerlendirmesini yapar.

Harekete geçiren olay (A) İnanç sistemi-tutumlar (B) Sonuçları (C)

Banyoya doğru yürüdüm ve

odanın her yerinde tuvalet

kâğıdını gördüm.

Göğsüm sıkıştı ve kalbim

çarptı. O zaman ‘Ben

bununla baş edemem ve ben

tek başıma bir baba

olamam!’ diye düşündüm.

Çocuklarıma bağırdım.

Bağırdığım için kendimi

üzgün ve suçlu hissettim.

Kendimi kötü bir ebeveyn

hissettim ve çocuklarımın

bakımın sağlayamadığım için

gergin hissettim.

10

Page 12: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

Siz ve Dan, Dan’ın tabloda bahsettiklerini tartışırsınız. Her ikiniz de Dan’ın

düşündüklerinin ve verdiği cevapların düzelmesi gerektiğine katılırsınız. Dan’ın ilk ev ödevi,

son birkaç günde kendisini gergin hissettiği, üzgün veya suçlu hissetmesinin karşılığında

çocuklara nasıl cevap verdiği durumları bir kayıt olarak saklamaktır. Dan bir sonraki seansa

duygu, düşünce ve davranışlarının bahsettiği probleme nasıl katkısı olduğunu anlayarak

değerlendirmek için kaydı getirir.

Bir sonraki seansta, ilk olarak en son beraber olduğunuzdan beri bahsedilen problemin

sıklığını Dan ile birlikte gözden geçirirsiniz. Dan çocuklara birkaç gündür bağırmamasına

rağmen hala kendisini gergin hissettiğini, duygu ve hareketlerini kontrol edemediğini

hissettiğini rapor eder. Dan ile birlikte müdahaleye başlarsınız ve harekete geçiren olay

karşısında onun duygu, düşünce ve davranışlarını düzeltmeye başlarsınız. İlk olarak Dan’ın

dediği ‘Ben yapamam ve ben tek başıma bir baba olamam’ düşüncesinden hareketle bilişsel

yapılandırmayı kullanırsınız. Dan eğer çocukların üstesinden gelirse; o zaman onların

yaramazlık yapmayacağını, kendisini gergin hissetmeyeceğini ve çocuklarına

bağırmayacağını belirtir. Sonrasında Dan’a bu durumun tanımladığından farklı olursa kısmını

sorarsınız. Dan, bütün çocukların zaman zaman yaramazlık yapacağını ve onların mükemmel

olmayacağını anladığını rapor eder. Dan bütün ebeveynlerin çocukları yanlış davrandığında

ya da önerilmeyen bir şeyi yaptıklarında çocuklarını disipline ettiklerini bilir. Dan’a eğer

çocuklar ile baş edemeyeceği doğru olsaydı sonuçların ne olacağını tanımlamasını da

sorarsınız. Dan, sonuçların çocuklarının bakımında yeterli olamayacağını gösterdiğini ve

onların başka biriyle yaşamasının gerekebileceğini açıklar. Bu soru sorma süreciyle birlikte,

Dan bütün çocukların bazı durumlarda yanlış davrandığı argümanını ve bütün ebeveynlerin de

çocukların davranışlarını disipline ettiklerini kabul eder. Dan, çocukların üstesinden geldiği

ve geçen yıllar boyunca tek bir baba olarak rollerin yönetimini ele aldığı zamanların

kanıtlarını sağlamaya başlar. Siz Dan’ın çocukları kontrol ettiği zamanları gösterirsiniz. Siz ve

Dan çocukların yaramazlık yaptığı bir zamanda rol yapmaya katılırsınız. Dan’a ‘Ben bununla

baş edemem ve ben tek başıma bir baba olamam!’ düşüncesinin ‘Ben çocuklarımı seviyorum

ve onlar için her gün sağlarım.’ düşüncesiyle yer değiştirmesi için görev verirsiniz.

Dan’ın anksiyetesini tetikleyen durumlar ile yüz yüze geldiğinde kullanacağını

rahatlama tekniklerini kullanması içinde birlikte uygulamalar yaparsınız. Dan’a gözlerini

kapatmasını ve başından ayak parmağına kadar her kasının gevşeyerek çalışacağını

söylersiniz. Dan’a kendisini yalnız ve gergin hissettiği zamanlarda bu egzersizi günde 2 defa

10-15 dakikalığına yapması için görev verirsiniz.

11

Page 13: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

Sonraki seansta Dan ile birlikte çalışmanızı değerlendiriniz. Dan’ın kendisini gergin

hissettiği ve çocuklara bağırdığı zamanların oldukça azaldığını değerlendirirsiniz. Dan

çocukların bakımında daha çok güven verdiğini ve anksiyetesini azaltan gevşeme tekniklerini

kullandığını rapor etmektedir. Dan, çocuğu yeni yürümeye başlayan ebeveynlerin bulunduğu

gruba katılmaya devam etti. Grup çalışması ona diğer ebeveynlerin çocuklarına nasıl tepki

gösterdiğini ve cevap verdiği stratejileri öğrenmesinde yardımcı oldu (model alma).

Güçlü Yanları ve Sınırları

Sosyal hizmet uygulamasında yararlanılan bilişsel davranışçı terapinin bazı güçlü

yanları ve sınırları vardır. Bilişsel davranışçı terapinin bazı güçlü yanları;

Bilişsel davranışçı terapi yapılandırılmıştır ve görece kullanmak için uygundur (Payne,

2005). Sosyal hizmet uzmanları bu yaklaşımı öğrenmek ve uygulamak için kolay

bulurlar ve A-B-C modelini kullanırlar.

Öğrenme becerilerinde ya da müracaatçıların işlevsiz davranış ve bilişlerinin

değişiminde bilişsel davranışçı terapinin etkililiği için kanıtların genişleyen bir

gövdesi vardır (Cooper, 2008).

Bilişsel davranışı terapi gerçek hayatta kullanılabilecek araçlar ile birlikte

müracaatçılara kısa bir müdahale sağlar. Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı

arasındaki çalışmanın amacı, müracaatçılara gelecek problemlere ya da diğer

durumlara aktaracakları duygu ve düşüncelerinin yollarını veya yeni becerileri

öğretmektir.

Yönlendirici olmasına rağmen, bilişsel davranışçı terapi işbirlikçi ilişkinin önemi

vurgular ve müracaatçıyı kendi deneyim ve durumlarında uzman gibi görür.

Bilişsel davranışçı terapinin bazı sınırları;

Bilişsel davranışçı terapinin odağı bireydir. Bu yüzden sosyal ve politik faktörlerin

problem sunumuna katılımı göz ardı edilmektedir (Enns, 2004). Sadece bireye

odaklanmak, problemi etkileyen baskı, ayrımcılık, ırkçılık, yoksulluk, kültürel

beklentiler gibi faktörleri ele almamak anlamına gelir. Sosyal hizmet bireyi çevresi

içinde değerlendirir, sosyal hizmet uzmanları bir değerlendirme yaparken

müracaatçının kültürünü ve çevresinin etkilerini de düşünmelidir.

Bilişsel davranışçı terapi müracaatçının sürece kendisini adamasını gerektirir. Bu

yaklaşım işlevsel olmayan bilişleri ve problemli davranışları değiştirmeye çalışırken,

12

Page 14: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

müracaatçı bu sürece katılmaya istekli olmalıdır. Gönülsüz veya sorunu sorun olarak

tanımlamayan müracaatçı ile çalışmak süreci zorlaştırır. Böyle durumlarda, sosyal

hizmet uzmanı birey merkezli yaklaşım ya da güdüsel görüşme gibi tekniklerini

kullanmalı ve müracaatçı kendisini katılıma hazır hissettiği zamanda bilişsel

davranışçı terapiyi kullanmalıdır. Müracaatçı eğer duygu, düşünce ve davranışlarının

problemli olduğunu fark etmezse sosyal hizmet uzmanları bunları değiştirmek için

zorlayamaz.

Bilişsel davranışçı terapi şimdi ve buradaya, davranışların çağdaş sonuçlarına

odaklanır ve sunulan problemlerin altını çizmek için dikkat sağlamaz. Sosyal hizmet

uzmanının özel durumlarda bilişsel davranışçı terapinin sınırlarının arkasına bakmaya

ihtiyacı vardır. Bu, müracaatçıların deneyimlediği ihmal ve cinsel istismar gibi

travmatik olayları görmek içindir.

Sosyal hizmet uzmanı bu yaklaşımı uygularken yönlendirici olur. Sosyal hizmet

uzmanı müracaatçı ile birlikte iş birliği içinde çalışmanın gerekliliği konusunda

düşünceli olur, özellikle güçlendirilmiş bir çevre sağlamak için. Sosyal hizmet uzmanı

ve müracaatçının başlangıçta açıkça rollerini ortaya koyması bir çevreyi yetkisiz

kılmaktan kaçınmak için yardım eder.

Etnik ve Kültürel Nedenler

Bilişsel davranışçı terapi bireylerin değiştirmeye ihtiyacı olan duygu, düşünce ve

davranışlarına odaklanmasına rağmen, problemi etkileyen kültürel sorunları düşünmeden

yararlı olamaz. Bilişsel davranışçı terapi, kültürel gruplar karşısında çalışır (Reinecke ve

Freeman, 2003) ancak yaklaşımın bireylerin çevreleri ve kültürleri üzerine kurulu değişime

ihtiyacı olacaktır. Sosyal hizmet uzmanı problemin tanımlanmasında kültürün etkisini

araştırmak için desteklenir. Duygu, düşünce ve davranışlar kültür tarafından çeşitlenir. Sosyal

hizmet uzmanı kültür ve çevreyi düşünmeden duygu, düşünce ve davranışlarının işlevsel

olmadığını ya da problemli olduğunu varsaymamalıdır. Sosyal hizmet uzmanı müracaatçıların

kültürlerine uygun olan müdahaleleri uygulamak için de araştırma yapmalıdır. Örneğin; bir

sosyal hizmet uzmanı ailenin etkisini, grup tedavisini, dini liderleri ve bireylerin duygu

düşünce ve davranışlarını düzenleyen gelenekleri müracaatçıların düşünce ve davranışlarını

düzeltmek için değerlendirirken bilmek isteyebilir. Bu süreçte sosyal hizmet uzmanı ve

müracaatçı, bireylerin kültür ve çevresinde olan etiketi ya da baskıları azaltmak için girişimde

bulunur. Bu da güçlendirme ve savunuculuk becerilerini kullanarak olur. Bilişsel davranışçı

13

Page 15: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

terapiden yararlanırken, sosyal hizmet uzmanları bireyin çevresinde ya da kültürünün içinde

uygun olan/olmayan rol ve davranışların neler olduğunu bilmelidir (Tanaka-Matsumi, 2005).

Bilişsel Davranışçı Terapi ve Baskı Karşıtı Uygulama

Bilişsel davranışçı terapi, bireylerin yanlış biliş ve davranışlarını ele almak için

geliştirildi. Bu yaklaşımın uygulamasında; psikolog, psikiyatrist, sosyal hizmet uzmanları ve

danışman gibi profesyoneller değerlendiren ve müdahale eden uzman gibi görülürler. Bu

yaklaşım, seanslarda müracaatçının daha çok sorumluluk almasına vurgu yapar. Bu

yaklaşımın ilk maddeleri düşünüldüğünde, sosyal hizmet uzmanları baskı karşıtı uygulamanın

daha az ima edildiğini buldular ve bu sebeple sosyal hizmet etik ve değerleriyle birlikte

sıralamayı sağlamak için değişim yapmaya ihtiyaç olacaktır.

Sosyal hizmet uzmanları baskı karşıtı uygulamaya bağlı sonraki sorunları düşünürken

bilişsel davranışçı terapiden faydalanır. İlk olarak, sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı

arasındaki ilişki eşitlikçi ve işbirlikçi olmalıdır. İlişkinin bu kısmı yerleştirildiğinde sosyal

hizmet uzmanının Roger’in (1957) birey merkezli yaklaşımının bakış açısını birleştirmeye

ihtiyacı olabilir. İkinci olarak, sosyal hizmet uzmanı uygulama esnasında bu yaklaşımda

bilgili ve uzman olmasına rağmen, görüşülecek her konu ve değerlendirmeler müracaatçı için

net olmalı ve karşılıklı olarak kabul edilmelidir (Miler, 2006). Üçüncü olarak ise, sosyal

hizmet uzmanı problemi değerlendirirken kültürel (roller, normlar, kalıplaşmış yargılar vb.)

ve çevresel (yoksulluk, baskı vb.) faktörleri de değerlendirmelidir. Sosyal hizmet uzmanının

diğer baskı karşıtı metotlar ile bilişsel davranışçı terapiyi birleştirmeye ihtiyacı olacaktır.

Ayrıca, bireyler arası ilişkiler düşünülmeli ve bu ilişkilerin istenmeyen davranış ya da

duyguları destekleyip desteklemediği belirlenmelidir (Miller, 2006). Son olarak, sosyal

hizmet uzmanı müracaatçının değerlendirme ve müdahale sürecine katılım kapasitesini

düşünmelidir, müracaatçının güçleri (görsel eğitim aracının kullanımı, bakıcı, arkadaş veya

aile üyeleriyle birlikte çalışma vs.) üzerine kurulu bir çalışmayı uygun hale getirir.

Bilişsel Davranışçı Terapi Üzerine Araştırmalar

Bilişsel davranışçı terapi, farklı durumlar ve toplumlarda yaklaşımın son

değerlendirmelerini değerlendirir. Bazı problemlerde bilişsel davranışçı terapinin etkililiği

için ampirik destek vardır. Bu problemlerden bazıları; depresyon (Beck,1979; Ekers, 2008;

Ruffolo ve Fischer, 2009.), anksiyete (Cooper, 2008), yeme bozuklukları (Cooper, 2008;

Sysko ve Hildebrant, 2009), obsesif kompulsif bozukluk (Johnson ve Hougaard, 2009),

14

Page 16: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

madde kullanımı (Ronen ve Freeman, 2007), krize müdahale (Dattilio ve Freeman, 2007),

komplike problemler (Scott, 1989; Cigno ve Bourne, 1999; Haddock, 2009), travma sonrası

stres bozukluğu (Meichenbaum, 1994; Bohus, 2009), nükseden ve kronik kendine zarar verme

(Slee, 2008), kültürel ve farklı gruplar karşısında etkililiğinin kanıtlarıdır (Reinecke ve

Freeman, 2003; Ross, 2008).

Özet

Bilişsel davranışçı terapi; duygu, düşünce ve davranışlarının problemleri nasıl

etkilediğini araştıran bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, davranışçı terapinin klasik ve edimsel

koşullanmasına ve bilişsel terapinin sosyal öğrenme yaklaşımına dayanır. Bilişsel davranışçı

terapi oldukça yapılandırılmıştır ve üç aşamadan oluşur; (1) değerlendirme, (2) müdahale ve

(3) son değerlendirmedir. Değerlendirme aşaması; duygu, düşünce ve davranışları araştırmak

için kritiktir ve sıklıkla da A-B-C modelinin aracılığıyla değerlendirir. Bu model harekete

geçiren olayı (A), harekete geçiren olaylara karşı cevap verdiğimiz inanç sistemi ve tutumları

(B) ve duygu ve davranışlar üzerindeki pozitif/negatif sonuçları (C) araştırır. Sosyal hizmet

uzmanının davranış ve duyguları düzenlemek için yararlanacağı birçok müdahale vardır.

Müdahalenin etkililiğini değerlendirmek bilişsel davranışçı terapinin kritik bir konusudur.

Problemin yoğunluğu, sıklığı ve problemin sürekliliği kaydedildiğinde ve çalışma birlikte

gözden geçirildiğinde değerlendirme başlar. Bilişsel davranışçı terapi, farklı problem ve farklı

müracaatçılarla birlikte çalışırken etkili olduğunu gösteren iyi araştırılmış bir metottur.

Vaka Çalışması:

Tanya kendisine zarar veren davranışlarından dolayı görüşmek için gelen 20

yaşlarında bir kadındır. Tanya perakende memuru olarak çalışmaktadır ve yönetici lisansı

almak için bir üniversiteye devam etmektedir. Tanya’nın ailesi üniversiteden yaklaşık bir saat

uzaklıkta bir yerde ikamet etmektedir. Tanya ise lisans döneminden olan iki arkadaşıyla

birlikte ikamet etmektedir. Tanya’nın ev arkadaşları onun mental sağlığı ve güvenliği için

endişe etmeye başlamışlardır. Onlar Tanya’nın ön kolunun üzerindeki markaları kestiğini fark

ettiler ve banyodaki çöp kutusunda tıraş bıçağı buldular. Tanya’nın ev arkadaşları

endişeleriyle birlikte karşı karşıya kaldılar ve Tanya’ya kendine zarar veren davranışlarını

göstermek için yardım etme yollarını araştırdılar. Tanya sizinle görüşmeye gelir. Tanya stresli

hissettiğinde, çok çalıştığında, okul ve iş arasında yapması gereken işleri başarmakta yetersiz

kaldığında kendisine keserek zarar verdiğini rapor eder. Tanya ile birlikte olan tartışmanızda,

siz Tanya’nın çok başarılı bir aileden geldiğini ortaya çıkarabilirsiniz Tanya’nın babası

15

Page 17: sosyalcalismaci.files.wordpress.com · Web viewEleştiriden dolayı, sosyal hizmet davranışsal ve bilişsel terapiyi araştırmaya başladı ve sonrasında ise sosyal hizmet uygulamasında

pratisyen doktordur ve annesi seçkin bir iş yöneticisidir. Tanya ailesinin beklentilerini

karşılayamadığı için kendisini yetersiz hissettiğini açığa vurur. Tanya yaklaşık iki gün önce,

patronunun kendisine eğer işe gelecekte de geç gelmesi halinde işten atılacağını duyurduğunu

ve bu durumdan sonra kendini yaralama deneyiminin olduğunu ifade etti. Bilişsel davranışçı

terapiyi özellikle de değerlendirme, müdahale ve son değerlendirmeyi göz önünde

bulundurarak nasıl kullanacağınızı Tanya’ya açıklamalısınız.

Daha Fazla Okuma

1- Cooper, M. (2008) Essential Research Findings in Counselling and Psychotherapy:

The Facts are Friendly. London: Sage Publications. Bilişsel davranışçı terapinin

etkililiği üzerine olan araştırmaların genel bir taslağını sunar.

2- Friedberg R. And McClure, J. (2002) Clinical Practice of Cognitive Therapy with

Children and Adolescents. New York: Guildford Press. Çocuk ve ergenlerle birlikte

çalışırken bilişsel davranışçı terapinin genel bir taslağını sunar.

3- Ronen, T. And Freeman, A. (eds) (2007) Cognitive Behaviour Therapy in Clinical

Social Work Practice. New York: Springer. Bilişsel davranışçı terapinin bir taslağını

sosyal hizmet uygulamasında bir bileşim gibi sunar.

4- Wills, F. And Sanders, D. (2002) Cognitive Therapy. London: Sage Publications.

Sosyal hizmet değer ve uygulamalarına bağlı kalırken bilişsel davranışçı terapinin bir

taslağını sunar.

16