TÜSEDAD YönetimKuruluBaJkanı -...

32
Adnan YILDIZ TÜSEDAD Yönetim Kurulu Bakanı TÜSEDAD’tan eğitime destek. Ekonomik sıkıntıların yaşanıldığı bu günlerde eğitime ve istihdama büyük katkıda bulunarak, 35 kursi- yere eğitim veriyor. Kriz çiftlik sattırıyor T üm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Lüleburgaz’da teknik ara kadrolara yönelik eğitim pro- gramı başlattı. 35 kursiyerin yaklaşık 2 ay teorik ve pratik dersler alacağı eğitimin, 100 saat sürmesi planlandı. Akademik kimliğe sahip hocaların, sek- tör temsilcilerinin, TÜSEDAD üyelerinin de derslerine gireceği kur- siyerler, sertifika sahibi olduktan sonra TÜSEDAD dernek üyeleri tarafından istihdam edilecek. Sayfa 3’te Dr. Serdar Kardeş ve Dr. Bülent Haluk Gülmez laminitis hastalığının etkilerini dergimiz için kaleme aldı. Kardeş ve Gülmez, “Özelikle hayvanın yatma ya da dinlenme süresinin, gezinme davranışlarının ve hayvanın gezindiği alanın özelliklerinin de lami- nitis gelişiminde etkili olduğu belir- lenmiştir” diyor. Sayfa 26’da Dergimizle karşınızdayız Dergimizle karşınızdayız Sevgili dostlar, bugüne kadar sektörü- müzdeki çeşitli dergilere yazılar yazdım, bu yazılar sizlere ve okuyucularına ulaştı. Ancak bugün sanki daha farklı, heyecanlı- yım ve bir o kadar da gururluyum. Gururlu- yum, çünkü ilk defa kendi adımızla, tama- men bize ait olan dergimizin ilk sayısında sizlere seslenebilme fırsatı doğdu.İzin verir- seniz, sizleri yaklaşık beş sene geçmişe götürmek istiyorum. Sayfa 3’te. TÜSEDAD LÜLEBURGAZ’DA TEKNİK ARA KADROLARA YÖNELİK EĞİTİM PROGRAMI BAŞLATTI BÜYÜK DESTEK EĞİTİME VE İSTİHDAMA Sektörün ilk ve tek sivil toplum örgütü olan TÜSEDAD, kurulduu günden beri çalımalarıy- la dikkat çekiyor. Günden güne üye sayısını arttırmaya devam eden dernek, üye olmayan tüm çiftlikleri TÜSEDAD çatısı altında bulu- maya davet ediyor. Sayfa 29’da Önder TOKER, 105 dekar arazi üzerine kurulu Tekirdağ Ahmetçe Köyü’ndeki çiftli- ğini son 9 aydaki süt fiyatlarında yaşanan kriz dolayısıyla satışa çıkardı... Sayfa 19’da Atilla CELEP “2003 yılında sütümüzü 50 kuruşa satıyorduk, arpayı da 14 kuruşa alı- yorduk. Aradan 6 yıl geçti şimdi sütümüzü yine 50 kuruşa satıyoruz ama arpa 43 kuruş...” Sayfa 23’te Temmuz - Ağustos 2009 YIL: 1 SAYI: 1 51.5 Krş ! www.tusedad.org Süt sığırlarında çevre koşulları... Ödüllü ineklerimizi zorunda kalıyoruz kesmek Sayfa 15’te Bu süt fiyatlarıyla nereye kadar TÜSEDAD büyümeye devam ediyor

Transcript of TÜSEDAD YönetimKuruluBaJkanı -...

Adnan YILDIZTÜSEDADYönetim Kurulu BaJkanı

TÜSEDAD’tan eğitime destek.Ekonomik sıkıntıların yaşanıldığı bugünlerde eğitime ve istihdamabüyük katkıda bulunarak, 35 kursi-yere eğitim veriyor.

Kriz çiftlik sattırıyor

Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır YetiştiricileriDerneği (TÜSEDAD) Lüleburgaz’da teknikara kadrolara yönelik eğitim pro-

gramı başlattı. 35 kursiyerin yaklaşık 2ay teorik ve pratik dersler alacağıeğitimin, 100 saat sürmesi planlandı.Akademik kimliğe sahip hocaların, sek-tör temsilcilerinin, TÜSEDADüyelerinin de derslerine gireceği kur-siyerler, sertifika sahibi olduktansonra TÜSEDAD dernek üyeleritarafından istihdam edilecek. Sayfa 3’te

Dr. Serdar Kardeş ve Dr.Bülent Haluk Gülmezlaminitis hastalığınınetkilerini dergimiz içinkaleme aldı.

Kardeş ve Gülmez, “Özelikle hayvanınyatma ya da dinlenme süresinin,gezinme davranışlarının ve hayvanıngezindiği alanın özelliklerinin de lami-nitis gelişiminde etkili olduğu belir-lenmiştir” diyor. Sayfa 26’da

Dergimizlekarşınızdayız

Dergimizlekarşınızdayız

Sevgili dostlar, bugüne kadar sektörü-müzdeki çeşitli dergilere yazılar yazdım, buyazılar sizlere ve okuyucularına ulaştı.Ancak bugün sanki daha farklı, heyecanlı-yım ve bir o kadar da gururluyum. Gururlu-yum, çünkü ilk defa kendi adımızla, tama-men bize ait olan dergimizin ilk sayısındasizlere seslenebilme fırsatı doğdu.İzin verir-seniz, sizleri yaklaşık beş sene geçmişegötürmek istiyorum. Sayfa 3’te.

TÜSEDAD LÜLEBURGAZ’DA TEKNİK ARA KADROLARA YÖNELİK EĞİTİM PROGRAMI BAŞLATTI

BÜYÜK DESTEKEĞİTİME VE İSTİHDAMA

YIL

:1SA

YI:

17

TL Sektörün ilk ve tek sivil toplum örgütü olanTÜSEDAD, kurulduGu günden beri çalıJmalarıy-la dikkat çekiyor. Günden güne üye sayısınıarttırmaya devam eden dernek, üye olmayantüm çiftlikleri TÜSEDAD çatısı altında buluJ-maya davet ediyor. Sayfa 29’da

Önder TOKER, 105 dekar arazi üzerinekurulu Tekirdağ Ahmetçe Köyü’ndeki çiftli-ğini son 9 aydaki süt fiyatlarında yaşanankriz dolayısıyla satışa çıkardı... Sayfa 19’da

Atilla CELEP “2003 yılında sütümüzü 50kuruşa satıyorduk, arpayı da 14 kuruşa alı-yorduk. Aradan 6 yıl geçti şimdi sütümüzüyine 50 kuruşa satıyoruz ama arpa 43kuruş...” Sayfa 23’te

Temmuz - Ağustos 2009

YIL

:1SA

YI:

151

.5K

rş!

www.tusedad.org

Süt sığırlarında çevre koşulları...

Ödüllü ineklerimizi

zorundakalıyoruz

kesmek

Sayfa 15’te

Bu süt fiyatlarıylanereye kadar

TÜSEDAD büyümeyedevam ediyor

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 3

BAŞKAN’DAN

Lüleburgaz Kaymakamlığı ileortaklaşa düzenlenen eğitim pro-gramının daha sonra başka böl-

gelerde de uygulanması planlanıyor.

İstihdama karıncakararınca çözümKonuya ilişkin bir açıklama yapanTÜSEDAD Yönetim Kurulu BaşkanıAdnan Yıldız şunları söyledi:“Derneğimiz, Türkiye genelinde mini-mum 50 baş yataklık kapasitesine sahip,modern sağım sistemi olan ve soğutmatankına sahip çiftliklerden oluşan birsivil toplum kuruluşudur. Derneğimizintemel amacı; uluslararası normlardaüretim yapan işletmeleri bir araya getir-erek bilgi ve deneyim paylaşım ortamıyaratmak.Hastalıklarla mücadele ederek ülkegenelinde ari sürüler oluşturabilmek.Sektörel gelişimde ve problemlerininçözümünde görüşlerine baş vurulan sivilinisiyatif olabilmek.Eğitimli ara eleman yetiştirebilmek.Ülkemizde her sektörde olduğu gibi,bizim sektörümüzde de yetişmiş teknikara kadro elemanları sıkıntısı çekilmek-tedir.Bu sıkıntının yanı sıra işsizliğinde hadsafhada olduğu bir gerçektir. Bir siviltoplum kuruluşu olarak derneğimiz buiki konuya aynı anda çözüm üretebilmekamacı ile Trakya bölgesini pilot bölgeseçerek “Teknik Ara Kadro YetiştirmeKursları” açmaya karar verdi.”

Sevgili dostlar;

Bugüne kadar sektörümüzdekiçeşitli dergilere yazılar yazdım,bu yazılar sizlere ve okuyucuları-

na ulaştı. Ancak bugün sanki daha fark-lı, heyecanlıyım ve bir o kadar da gurur-luyum. Gururluyum, çünkü ilk defakendi adımızla, tamamen bize ait olandergimizin ilk sayısında sizlere seslene-bilme fırsatı doğdu.İzin verirseniz, sizleri yaklaşık beş senegeçmişe götürmek istiyorum. Güzel birsonbahar günü, Atabey çiftliğinden Sn.Nezih Öztürk, Alaca çiftliğinden Sn.Nejat Deveci, Matlı Yem A.Ş.’den Sn.Erhan Gökdemir, Eray Gıda çiftliğindenben ve ortağım Sn. Atilla Celep, o tarih-lerde Koç-Ata-Sancak çiftliğinden Sn.Ethem Sancak bey sevgili Aysun

Sökmen arkadaşımızın çiftliğinde top-landık. Aysun hanımın kendi elleriylehazırladığı güzel ikramlarını kaşıklarkenhepimizin ciddi paralar harcayarak kur-duğumuz çiftliklerimizdeki problemlerikonuştuk.Tabii ki tüm bu problemler sektörümü-zün problemleriydi. Bu problemlereçözüm üretebilmek, ürettiğimiz buçözüm önerilerinin ilgili platformlarataşınabilmesi içinde bir araya gelinmesiortak fikri oluştu. Sağ olsun, Ethembeyin yaptığı konuşmalardaki cesaret-lendirici sözleri de yelkenlerimizi dol-durdu ve TÜSEDAD’ın kurucu üyeleriolarak sonradan aramıza katılan arka-daşlarımız ile birlikte yola çıkıldı.2005 yılından 2009 yılı 4 Nisan tarihinekadar geçen sürede derneğimizin üyesayısı 45’e ulaştı. Bu dönem içerisinde

yapılan çalışmalara emeği geçen tümarkadaşlarıma, derneğimiz adına teşek-kür ediyorum.4 Nisan 2009 tarihinde yapılan GenelKurulumuzda, önümüzdeki dönem içinyürütme görevini 9 arkadaşım ile birlik-te bizlere vermiş olduğunuz için siz tümüye arkadaşlarıma teşekkürü bir borçbiliyorum ve güveninize layık olmayaçalışacağımızı da ifade etmek istiyorum.Görevde olduğumuz süre içerisinde der-neğimizin sektörde görüşlerine başvurulan bir sivil toplum kuruluşu olmaözelliğini sürdürmesine azami gayretedilecektir.Bence, sivil toplum kuruluşlarının gücütemsil ettikleri üyelerinin sayısı, savun-dukları düşüncelerin topluma anlatıla-bilmesi kabiliyeti ile doğru orantılıdır. Buiki temel ana fikir etrafında çalışmaları-mızı yoğunlaştırdık ve 3 ay gibi kısa birzaman diliminde meyvelerini de görme-ye başladık.Gerek birebir temaslarımız ve gerekseBölge Temsilcisi arkadaşlarımızın gayret-leri neticesinde üye sayımız iki mislineulaştı. İnanıyorum ki elinizde tuttuğu-nuz, derneğimizin sesi olan, bu dergi-miz de savunduğumuz doğrularındoğru adreslere ulaşmasında etkili ola-caktır. Bunun yanı sıra dergimizin içerikbakımından ulaştığı sektör paydaşlarınada bilgi, aktüel haber, deneyim paylaşı-mı gibi konularda faydalı olacağı inan-

cındayım.Geçtiğimiz 8-9 ay sektörümüz için çokzor olmuştur, olmaya da devam etmek-tedir. Bunun temel göstergesi de 1 kg.çiğ süt satarak, kaç kg. yem alabildiği-nizdir. Bu değer, maalesef, 1 lt. süt sata-rak ancak 800 gr. yem alınabilir durumakadar gerilemiştir. Bu da üreticiyi elinde-ki tek sermayesi olan süt veren inekleri-ni kesime gönderme mecburiyeti ilekarşı karşıya getirmiştir.Bu vesile ile;Sn. Tarım Bakanımıza ve Bakanlık çalı-şanlarına biz üreticilerin yanında olma-larını hatta taraf olmalarını arzu ettiği-mizi söylemek istiyorum.Çünkü, üretici örgütsüzdür, çaresizdir.Üretim var olduğu sürece ülke ekonomi-si var olabilir, ülke kalkınabilir.Siz, sütü işleyen sanayicilere de üreticiolmadan var olabilmenin mümkün ola-mayacağını hatırlatmak istiyorum. Aynıteknede olduğumuz gerçeğinin bencehep akıllarda tutulması gerekiyor.Sevgili üye arkadaşlarım, bizler gerçek-ten zahmetli ve riskli bir iş yapıyoruz.Riskli çünkü canlı ile uğraşıyoruz.Zahmetli çünkü 7 gün 24 saat çalışıyo-ruz.İçerisinde bulunduğumuz tüm bu olum-suzluklara rağmen satırlarımın sonundasizlere “Sütünüz Deniz Olsun, Kazan-cınız Bol Olsun” diyorum.Saygılarımla. �

Sabah teori öğledensonra pratikÜye çiftliklerinin Lüleburgaz İlçesindeve çevre köylerinde yoğun olması sebe-biyle öncelikle Lüleburgaz’da eğitimebaşlama kararı aldıklarını vurgulayanYıldız, “Bu konuyu ilçemizin kaymakamıLütfullah Gürsoy’a ilettiğimizde ken-disinin bizden daha büyük bir heyecanlayaklaştığını ve bizlere her türlü desteğiverebileceğini ifade etmiştir. AncakKaymakamımız Lütfullah Gürsoy bizdentek şart olarak kursiyerlere iş garantisisözü istemiştir.

Bugün itibarıyla TÜSEDAD derneğimizve Lüleburgaz Kaymakamlığı işbirliğineticesinde bu kursun açılışını gerçek-leştirmiş bulunmaktayız. Kursiyerlerimiz,100 saatlik bir program sonunda bir ser-tifika alacaklardır.Öğleye kadar teorik, öğleden sonra üyeçiftliklerimizde pratik eğitim alacak-lardır. Sağım teknikleri, tırnak bakımı,yemleme, buzağı bakımı gibi konulardaeğitimini başarıyla tamamlayanlar üyeçiftliklerimizde istihdam edileceklerdir”dedi.

Kurslar başka bölgelerdedevam edecekBu kurs programının başarılı olmasıhalinde dernek üyelerinin yoğunolduğu İzmir, Bursa, Konya gibi böl-gelerde de aynı kursların açılması içinçalışmaların eş zamanlı olarakbaşlatılacağı belirtildi. Adnan Yıldız,“Ekonomik kriz içerisinde olduğumuzbu günlerde istihdam sorununa veeğitime bu vesileyle katkıda bulunmuşolmaktan mutluluk duymaktayız” diyekonuştu.�

Adnan YILDIZTÜSEDAD Yönetim Kurulu BaJkanı

Dergimizlekarşınızdayız

Lüleburgaz’da ilk uygulamasına başlanılan “Teknik Ara Kadro Yetiştirme Kursları” eğitimprogramı ile sertifikalı, işi bilen ara kadroların yetiştirilmesi hedefleniyor.

B a ş t a r a f ı 1 . s a y f a d a

EGitimden sonra kursiyerler TÜSEDAD üyeleritarafından istihdam edilecekler...

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 5

TEDARİK

Yöntem Danışmanlık Hizmetlerive Tarım Ürünleri küresel krizile beraber, süt fiyatların düşme-

si maliyetlerin artması nedeni ile, şirke-tin kuruluşunda yer olan verimliliği önplana çıkardı.Bu nedenle sektörde faaliyet gösterenprofesyonel süt üretim çiftliklerindeverimlilik analizi yapılarak çıkan sonuç-lara göre üç aşamalı; kısa orta ve uzunvadeli verimlilik planlanması yapılıyor.Şirketin bünyesinde bulunan ve sektördeuzun yıllar emek vermiş veteriner, ZeoTeknik ve konusunda uzman ekipler ileçıkan analiz sonuçlarına göre çiftlikyöneticileri bir araya gelerek verimliliğinasıl artırılabilir hesaplanıyor.“Şirketimiz küresel kriz ile beraber ikiana hedef üzerine yoğunlaşmıştır” diyenYöntem Tarım Ürünleri Sanayi GenelMüdürü Ergün Kır “Bu hedefler doğrul-tusunda dünyanın önde gelen firmalarıile görüşmeler yaparak iş ortaklığına git-miştir. Onların tecrübelerini ve kalitestandartlarını bölge ile paylaşarak doğruürün doğru zamanda ve ekonomik şekil-de tedarikçilerine sunmaktadır. Persone-limiz düzenli periyotlarla iş ortaklarımızave çalışanlarına kimyasal eğitimleri vere-rek kimyasal kullanım bilincini artırmayıhedeflemektedir. Kimyasalların daha iyietki edebilmesi ve ekonomik kullanımla-rı için gerekli ekipman yatırımları yap-maktayız. Belirli aralıklarla kimyasaluygulanan ekipman yüzeyinden svapnumuneleri alınarak yüzeydeki mikrobi-yoloji takibini yapmak, süt kalitesi içindealıcı firma laboratuarların da ki sonuçla-rı takip ederek çiftliklerin kalite prim

hak edişlerini sağlamaktır. Unutulma-malıdır ki, kimyasal doğru yerde, doğruzaman da, doğru dozajda kullanıldığızaman verim ve ekonomi sağlar” açıkla-masında bulundu. Kır, açıklamasını şık-lar halinde şöyle sıraladı:

Kimyasal gurubu iki başlık altında top-layabiliriz.a) Çiftlik kimyasalları• Sağımhane ve Meme Dezenfektanları• Ekipman kimyasalları• Ortam barınak dezenfeksiyon kimya-salları• Ayak ve Tekerlek havuzları kimyasal-ları• Personel dezenfeksiyonub) Gıda Üretimi yapan İşletme Kimya-salları

Doğru Besleme ve HamMadde Temini• Üreticinin kullanmış olduğu hammad-de analizlerini yaparak ellerindeki ham-madde değerlerine göre uygun bir besle-me programı hazırlaması• Hazırlanan rasyonun maliyeti ile doğruorantılı süt maliyetinin çıkartılması ileçiftlik gelirlerinin hesaplanması

• Çiğ süt kalite kontrolü (yağ ve yağsızkuru madde analizleri yaparak çiğ sütkalitesini artırarak süt fiyatlandırmasında daha fazla kazanım sağlamayı hedef-lemektedir.

Doğru Ham madde teminiÜretici için gerekli olan hammaddelerinpiyasa araştırmasını yaparak esas ihtiyacıolan hammaddeyi önererek verimliliğiplanlamaktadır. Buna bağlı olarak alımyapılacak hammaddelerin kalite standar-dı için analizler yapılarak üreticiye bilgiverilerek doğru alım yapması sağlanmak-tadır.Sektörde eksikliği hissedilen yeni yatı-rımcıya yönelik proje, arazi seçimi çiftlikfizibilite raporu, verimlilik analizleri ileberaber sektör bilgileri paylaşılmaktadır.Saha arkadaşlarımız sektörde faaliyetgösteren iş ortaklarımızı haftalık ziyaretederek devamlı bilgi alışverişi yapılmak-tadır.

Bu çalışmalar ile beraber verimlilikte yüzde 9-17 oranında artışlar sağlan-mıştır.Şirketimiz sahip olduğu vizyon saye-sinde iş ortaklarına daima verimli veekonomik çözümler üretmeye devamedecektir. �

Yöntem ile verimliliğe

YöntemDanıJmanlıkGenel MüdürüErgün KIR

Küresel kriz ile birlikte iki ana hedef üzerineyoğunlaştıklarını dile getiren Ergün Kır, kalitestandartlarını sektör ile paylaşarak doğru ürünüdoğru zamanda ve ekonomik şekilde ihtiyaçsahiplerine sunduklarını açıkladı.

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 7

TEDARİK

EYS Türkiye’de hayvansal gübreyönetimi konusunda pazarın ilkve dominant firmalarından bir

tanesi. Gübrenin hayvanların altındantoplanmasından organik kompost olaraktorbalanmasına kadar ki süreçte tam birçözüm ortağı olarak hizmet veriyor. Busüreçte gerekli olan her türlü makine veekipmanın imalatının yanı sıra uygulamakonusunda da müşterilerine know-howdesteği vererek bilinçli ve başarılı sonuç-ları garanti ediyor. Gübre sıyırıcılarındangübre paketleme hatlarına kadar birçokürünüyle müşterilerinin gübre yönetimikonusunda tüm ihtiyaçlarına tek tedarik-çi olarak cevap verebiliyor. EYS GenelMüdürü Erinç Öğütçü sorularımızıcevapladı:

Müşterilerinizin mevcut operasyonlarınıkolaylaştıracak ve kârlılıklarını artıra-cak hizmetler ve ürünler sunuyorsunuz.Sektörünüzün durumu hakkında bilgiverir misiniz?EYS gübre yönetimi konusunda modernuygulamaların Türkiye’de yaygınlaşması-na ön ayak olmuş bir firma. Biz ilk olarak2000’lerin başında “Gübre Separa-törü”nün yerli imalatına başladığımızdaülkemizde birçok hayvancılık işletmesigübrenin susuzlaştırılması hakkındaduyum sahibi dahi değildi. Şu an itibariy-le ise yurt içinde 150’nin üzerinde kuruluseparasyon sistemimiz var. Gururla söy-leyebilirim ki, EYS Türkiye’de bu paza-rın ve bilincin oluşmasında öncü roloynamıştır ve bu bilincin daha da yaygın-laştırılması için canla başla çalışmayadevam etmektedir.Yaptığımız işin ülke ekonomisine ve çev-reye katkılarını düşünmek bizi hemgururlandırıyor hem de yarınlara dahaheyecanla sarılmamızı sağlıyor. Öncelik-le atık ve dert kaynağı olan bir malzeme-yi doğaya geri kazandırıyoruz.Kazandırmakla kalmıyoruz, işletmeleriçin ek bir girdi kapısı olmasını sağlıyo-ruz. Bu arada ülkemizin zirai alanları daihtiyaç duyduğu doğal ve organik yapı-taşlarına tekrar kavuşuyor. İthal edilenve kullanılan kimyasallar azalıyor,Türkiye toprakları ve ekonomisi kazanı-yor.

Hedefiniz nedir, yaptığınız iş açısındannasıl bir gelecek düşünüyorsunuz?EYS şu anda yurt içinde olduğu kadaryurt dışında da tanınan ve bilinen birmarka. 2008 yılında imalatımızın yakla-şık yüzde 70’ini ihraç ettik ve dış pazar-larda her geçen gün daha çok söz sahibioluyoruz. Orta vadede hedefimiz dünyaçapında pazar payımızı artırarak konu-muzda lider duruma gelmek. Buna para-lel ve uzun vade hedefimiz de Ar-Geçalışmalarımızla ve yeni teknolojilerledünyada sektöre yön veren bir firmahaline gelmek.

Gübre yönetimi ve kompost konusundadünyadaki gelişmeler neler, Türkiye bugelişmelere ne ölçüde ayak uyduruyor,neler söyleyeceksiniz?Dünyada kompost pazarı son yıllardaeskiye oranla daha da hareketlenmişdurumda. Bunda hem geri kazanım bilin-cinin artması hem de kompost uygulama-larının ekonomik getirileri aynı derecedeetken. Hemen her sektörde atık geri

kazanımı gün geçtikçe daha çok önemkazanıyor.Kompost teknolojileri konusunda dünya-da en son trend “In-Vessel Composting”olarak adlandırılan kapalı ortamda aero-bik çürütme sistemleri. Bu sistemlerdebelli nemlilikte ayrıştırılmış organik atık-lar büyük tamburlar içerisinde karıştırılı-yor ve harmanlanıyor. Bu proses esnasın-da organik maddenin (gübre, evsel atık-

lar, gıda sektörü atıkları, vb.) nemi veortamdaki oksijen miktarı otomatik ola-rak kontrol altında tutuluyor. Kısa süre-de tambur içerisindeki sıcaklık tamamenorganik reaksiyonlar sonucu ve dışarıdanhiçbir enerji takviyesine gerek olmadan63-70 °C aralığına ulaşıyor. Kendi kendi-ne bu sıcaklığa ulaşan organik atıklartambur içerisinde 1 ila 3 gün proses edil-dikten sonra patojenlerden arınmış,kompostlaştırma sürecini büyük ölçüdetamamlamış olarak sistemden çıkıyor ve7 ila 10 günlük bir dinlendirme aşaması-na alınıyor. Sonuç olarak toplam 10-15gün gibi kısa bir sürede “Class A” tabiredilen yüksek kaliteli kompost elde etmişoluyorsunuz. Bu fermantasyon sürecikonvansiyonel karıştırma teknikleriyle45-55 gün almaktadır (örneğin EYSGK3000 Kompost Makinası ile).

Kendi teknolojinizi geliştirdiniz…EYS 2008 yılında kendi “In-VesselComposting” teknolojisini geliştirdi veşu anda dünyada bu tip sistemleri üreten

birkaç firma arasında yerini almışdurumda. Geçen yıl sonundan itibarenbu ürünümüzün imalatı ve baştaAmerika olmak üzere değişik ülkelereihracatı devam ediyor. “EYS BeddingComposter – BC28” adını verdiğimizürün 1 yılı aşkın süren bir Tübitak Ar-Ge projesiyle hayata geçirildi. BC28ile 2 haftadan daha kısa bir süredemükemmel kalitede kompost üretmekmümkün. Ayrıca BC28’den elde edi-len nihai ürünü süt ineklerinin altınagüvenle yataklama malzemesi olarakuygulayabiliyoruz. Patojenlerden arın-mış olan bu malzeme mastit riskiniciddi miktarda azaltıyor, hayvanlarda-ki tırnak/ayak hastalıklarının ve yara-lanmalarının önüne geçiyor, ve sağla-dığı stres azaltıcı etki sonucu da sütverimini yüzde 10 artırıyor.Aynı BC28 sistemi ile şu anda Irak’taErbil kentinin evsel atıklarını kompos-ta dönüştürüyoruz. Günde bin 500 tonçöpün toplandığı kentin organik artık-ları ayrıştırılarak EYS teknolojisi ilekomposta dönüştürülüyor.Yurt içinde de bu ürünümüz için ciddibir potansiyel olduğunu görüyoruz.Halihazırda birkaç farklı çiftlik vetavukçuluk işletmeleri ile bu konudatemaslarımız devam ediyor.Biz Türkiye’de kompost kullanımınınve üretiminin önümüzdeki yıllardagiderek artan bir ivme kazanacağınainanıyoruz ve bunun işaretlerini de hergeçen gün görmekteyiz. Hayvancılıkişletmeleri günümüz şartlarında hertürlü atıl kaynaklarını bir katma değe-re çevirmek durumundalar ve biz deEYS olarak müşterilerimize bu konu-da profesyonel ve eksiksiz bir çözümortağı olmayı taahhüt ediyoruz.

Gübre yönetiminde çözümortağınız EYS

Gübre yönetimi konusunda modern uygulamalarınTürkiye’de yaygınlaşması için uğraş verdiklerini dilegetiren EYS Genel Müdürü Erinç Öğütçü,“Yaptığımız işin ülke ekonomisine ve çevreye katkıla-rını düşünmek bizi hem gururlandırıyor hem de yarın-lara daha heyecanla sarılmamızı sağlıyor. Öncelikleatık ve dert kaynağı olan bir malzemeyi doğaya gerikazandırıyoruz” dedi.

EYS Genel MüdürüErinç ÖFÜTÇÜ

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 9

GÜNCEL

süt üretimi için etkili hijyen ürünlerine,teknik yeniliklere ve gübre işleme tekno-lojisine sahip olan GEA FarmTechnologies markası, en büyük iki ima-latçıdan biri.Avrupa’da ahır ekipmanları lider üretici-si olan DB Wilaard Holding BV’ye ait"Royal De Boer" ve "Brouwers" ana mar-kalarını da bünyesine katan GEA FarmTechnologies, hayvancılıkta net çözüm-ler sunmaya yönelik genişleme stratejisi-ne devam edeceğini belirtiyor.1869'dan bu yana, Wilaard grubu içeri-sinde bulunan en eski iştirakçi olanRoyal De Boer ahır ekipmanları, hayvanahırlarının ufkunu genişletti. Bu başarı,hayvan ahırlarına modern standartlar veölçüler getirdi. 1919 yılında kurulanBrouwers ekipmanlarıyla birlikte RoyalDe Boer, Hollanda’daki hayvancılık sek-

töründe yıllarca önemli bir rol oynadı.Satın almayla ilgili düşüncelerini dilegetiren GEA Farm Technologies marka-sının CEO’su Dirk Hejnal, “DB WilaardHolding BV; müşterilerimizi, ürünleri-mizi ve coğrafik varlığımızı genişletmekiçin stratejik olarak önemli bir kazanım-dır” diyor ve şunları ekliyor:“Houle ve Kuzey Amerika'daki Norbco

şirketlerinin alınmasından sonra,Wilaard Holding’ in de GEA FarmTechnologies bünyesine katılmasıylaartık Avrupa ve Rusya’daki ahır ekip-manları bölümü için stratejik yaklaşımı-mızı tamamladık. Wilaard grubunun ahırüretiminde ve tasarımında mükemmelli-ği kanıtlanmış uluslararası bir şöhretivardır.” �

WestfaliaSurge, Houle, Norb-co ürün gamlarını bünye-sinde barındıran GEA

Farm Technologies markası, DBWilaard Holding BV’ yi de bünyesinekattı.GEA Group Aktiengesellschaft, Al-manya’ da, en büyük makine mühen-disliği grupları arasında yer alıyor.2008 yılında cirosu 5,2 milyar dolarolan GEA Grup, bu gelirin yaklaşıkyüzde 50’ sini hızla büyüyen yiyecek veiçecek endüstrisinden elde ediyor. 21bin üzerinde çalışanı ile 50 ülkedebulunan müşterilerine hizmet verenGEA Grup, iş yaptığı pazarların yüzde90’ında pazar ve teknoloji lideri olarakkabul ediliyor.Bütün çiftlik boyutları için ahır ekip-manlarına, verimli ve düşük maliyetli

• 2007 yılında kesilen inek sayısı;30 bin adet

• 2008 yılında kesilen inek sayısı;170 bin adet

• Eğer önlem alınmazsa,MAALESEF bu yıl sayının;200 bini geçeceğitahmin ediliyor!

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri MerkezBirliği’nin (DSYB) verilerine göre;

Bu amaçla Derneğimiz TÜSEDADOcak 2009 tarihinde Hürriyetve Dünya Gazetesi’ne verdiği builanlarla konuya dikkat çekmişti.

GEA Grupbüyümeye devam ediyor

lere (7 bölme) dengeli rasyonlar halindedağıtılmaktadır. Sağım hijyeni ile beraberbu sistem bize meme sağlığı iyi bir sürüolarak geri dönmektedir. Aylık mastitisoranımız yüzde 0,4’tür. Sağımda meme-ye; sağım öncesi dezenfeksiyon, kurukâğıt havlu ile silme, sağım ve sağım son-rası dezenfeksiyon işlemleri uygulanmak-ta ve meme sağlığı korunmaya çalışılmak-tadır.Ahır hijyeninde en önemli unsur gübretemizliği ve sevkıyatının kusursuz işleme-sidir. Gübre sıyırıcı sistemleri ile anakanala sıyrılan gübreler basınçlı su ile veara toplama çukurları sayesinde ana top-lama çukuruna aktarılmaktadır.Buradaki gübre separasyon sistemi ile dekuru ve sulu halde ayrıştırılıp uygun bek-leme sürelerinden sonra arazilerdedeğerlendirilmek üzere taşınması gerçek-leşmektedir.” Veteriner Hekim MutluÖngel, Özlem Tarım ile ilgili anlattıklarıkonu başlıklarıyla şöyle:

Bireysel beslenme üniteleriToplam 2 sağmal ahırda, süt verimleri velaktasyon sürelerine göre 7 bölüme ayrı-lan sağmallara verim ve yaşam paylarıgöz önünde tutularak hazırlana yem ras-yonları günde 2 kez sağım sonrası sunul-maktadır. Gruplara yapılan TMR( top-lam karışım rasyon) dışında grup ortala-ması üzerinde verime sahip olanlar içinbireysel besleme üniteleri bulunmakta-dır. Günlük süt verimlerine göre boyun-larında bulunan bilgi-işlem devreli kolye-leri sayesinde bu ünitelerden extra yemhaklarını elde etmektedirler. Ahırlardakitoplam 8 bölmeden birisi de kuru–1dönemindeki hayvanlara ayrılmıştır.Kuru–2 dönemi ise doğumhane binasın-da gerçekleşmekte ve doğum sonrası sağ-mal hayvan yeni doğuran bölmesine alın-maktadır.

bir aşı takvimi ve programlı reprodüksi-yon çalışmaları ile sürünün ve üretiminsağlıklı ve bir arada yürümesi hedeflen-mektedir. Kaliteli süt üretimi için yapılanhijyen ve sağlık çalışmaları sonucu sağımyaptığımız ilk günden itibaren tedarikçisiolduğumuz alıcı firma Ülker iştiraki AkGıda San. Tic. A.Ş.’nin; hastalıklardanarîlik, toplam bakteri sayısı, somatikhücre sayısı, toplam kuru madde, yağ veprotein kalite kriterlerine göre en kalitelisütünü üretmemiz, işletmemizin gıdagüvenliği ve hayvan sağlığı anlayışının birgöstergesidir. Yem rasyonumuzu oluştu-ran ve tamamını kendi arazilerimizdeürettiğimiz kaba yemin (mısır silajı,yonca, buğday sapı, arpa-fiğ otu, meraotu, mısır sapı, caramba otu) ve ÖzlemYem firmasında üretilen kesif yeminsütün kalitesindeki rolü de çok büyüktür.Sütteki kalitenin maddi getiri manasındaçok şey ifade etmediği bu dönemde, ısrar-la ve inatla bu değerlerimizi korumayadevam etmek en büyük amacımızdır.Paralelinde en iyi damızlık gebe düveüretimi de hedefimizdir. Bu konuyla ilgi-li çalışmalarımız hız kazanmakta ve 2010yılı içerisinde damızlık gebe düve satışla-rımız başlayacaktır” açıklamasındabulundu.

Sağım sisteminde sağımyapılıyor2 Veteriner Hekimi, 4 Veteriner SağlıkTeknisyeni, 1 Bilgi-İşlem Sorumlusu ve22 işçi kadrosuyla var olan işletmelerinde3 vardiya şeklinde çalışmalarını sürdür-dükleri bilgisini veren Öngel, işletmeninhijyene verdiği önemi somut ifadelerleaçıkladı: “Yürütülmekte ve günde 2sağım formatında 2x16 sağım sistemindesağım yapılmaktadır. Yemlemeler sağımsonrasında, laktasyon günleri ve sütverimlerine göre gruplandırılmış bölüm-

Mart ayında Avustralya’dan gerçekleşti-rilen 428 adet damızlık gebe düve ithala-tının ardından projenin 2/3‘ü tamamlan-mış ve kapasitenin geri kalanının işletmeiçi üretim stratejisi ile doldurulmasınakarar verildi. Şu an 1195 toplam hayvansayısı ve 660 sağmal ile üretime kaliteli vehijyenik şartlarda devam ediyor. ÖzlemSüt ve Süt Ürünleri Entegre Tesisi 2007yılında Ari İşletme Sertifikası almaya hakkazanmış ve halen “Ari İşletmeStatüsünde” devam ediyor.

Damızlık gebe düvesatışları başlıyorYaklaşık 20 bin metrekare kapalı ve yarıaçık alanda, toplamda 8 bin metrekaregezinti alanı ve 50 bin metrekare işletmeiçi merası ile üretim faaliyetini sürdür-düklerini dile getiren Özlem TarımÜrünleri İşletme Müdürü VeterinerHekim Mutlu Öngel, “İşletmemizde elealdığımız ilk unsur hayvan refahıdır.Koruyucu hekimlik çalışmaları, detaylı

Özlem Tarım Ürünleri A.Ş.70’li yılları sonlarından buyana kanatlı yem üretimi ve

Özlem Yem Markası ile tarım hayvan-cılık sektöründe hizmet veriyor. 2003yılı yazından bu yana da büyükbaş yemüretimi yapıyor. Özlem Grup; ÖzlemYumurta, Pakiş Ambalaj, PakişDamızlık ve Kuluçkalık, Akiş Nakliyatve Taşımacılık, As Tavukçuluk veKemal Akiş Varisleri Tarım İşletmesiile tarım hayvancılık sektöründe istik-rarlı ilerlemesini sürdüren firma,Özlem Süt ve Süt Ürünleri EntegreTesisi projesine ise 2001 yılında, sonderece detaylı bir fizibilite çalışmasınınardından 2004 yılında işletme inşasınabaşladı. 1 Haziran 2005 yılındaİsveç’ten ithal edilen 265 adet damızlıkgebe düve ile tesis faaliyete geçti. 1999yılından beri ilk kez bir Avrupa ülke-sinden damızlık ithalatı gerçekleştiril-diği için bu sancılı ithalat süreci tam biryıl içerisinde tamamlanabildi. 2008 yılı

TEMMUZ - AĞUSTOS 200910

BİZİM ÇİFTLİKLERİMİZ

Türkiye’nin

Özlem Tarım Ürünleri İşletme Müdürü VeterinerHekim Mutlu Öngel, Türkiye’nin tarımpolitikasının olmadığını söyledi. Dönemsel geçicitedbirlerle hareket edildiğini belirterek, “İlk 4 ayındageçen yılın toplam kesilen sağmal sayısı kadar hay-van kesilmiştir ki busayı 150 bincivarındadır. Bu yılınsonuna kadar bu sayı-nın 250 bin olması bek-lenmektedir” dedi.

Tarım PolitikasıYOK!

Özlem TarımHJletme MüdürüVeteriner HekimMutlu Öngel

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 11

Buzağılara çocuk bakımıBuzağılar ise doğumdan sonra kolostrumlocalarına alınıp 3–4 gün ağız sütü ile bes-lenir. Sonrasında ilk 4 haftalarını geçir-mek ve buzağı maması ile beslenmeküzere buzağı kulübelerine alınırlar. 4hafta sonunda yine buzağı maması ileotomatik buzağı besleme ünitelerininbulunduğu buzağı bölmelerine aktarılır-lar. Yine boyunlarındaki kolyeler sayesin-de günlük almaları gereken buzağımamasın porsiyonlar halinde bu üniteler-deki emziklerden emerek elde ederler.Toplamda 60 gün sonrasında mamadankesilip genç hayvan ahırına alınırlar.Genç hayvan ahırında yaş günlerine göre2–4, 4–8, 8–12, 12–15 aylık olarak sınıf-landırılıp dönemlerine göre farklı rasyon-lar la beslenirler. 15 ayını tamamlayanlartohumlanır ve gebelik muayenesininardından gebe olanlar kuru dönemegeçinceye kadar yaşayacakları merayaaktarılır.

Yeme de aynı hassasiyetgösteriliyorMısır silajı bölgenin elverişli olması sebe-biyle 2. ürün olarak eylül ayında sosis silajhalinde hazırlanır. Biçilen silajlık mısırlarsilaj tüplerinin içerisine sucuk-sosisyapma mantığı ile çalışan silaj makinesivasıtasıyla basılır. Bu şekilde üretilensilajda zayiat oranı yüzde 7–8 seviyesindekalmaktadır. İşletmemizde hayvan sayısı-na bağlı olmak kaydıyla yıllara göre deği-şen ama 2009–2010 yılı için planlanan,2000 dönüm araziden minimum 10 binton mısır silajı, 500 dönüm yonca arazi-sinden minimum 1250 ton, 1000 dönümbuğday ekiminden de yaklaşık 500 tonbuğday sapıdır. Ayrıca 550 dönüm arazi-de, fiğ-tirtikale ekiminden de 540 tonürün elde edilmiştir.İşte aslında süt sığırcılığı işletmesininkarlı çalışmasının en önemli maddesi debudur. Yıllık kaba yem ihtiyacının tama-mını ya da büyük bir çoğunluğunu işlet-melerin kendisinin üretmesi gerekir. Bizişletmemizde kaba yemin tamamını ken-dimiz üretmekteyiz. Rasyona giren kabayem kalitesinin yıl boyunca aynı kalmasıiçin tek yol işletme içi üretimdir.Kalitenin yıl içinde sürekli olması, rasyo-nunuzun dengeli ve değişmez bir halalması, monoton yaşamayı seven sütsığırlarında yemden kaynaklı verim iniş-çıkışlarını en aza indirir. Böylece karlılıkoluşur.

Hammadde fiyatları arttıSon 10 aylık dönemde yaşanılan çiğ sütfiyat gerilemesi ve yem hammadde fiyat-larındaki artış ya da sabit kalmasından enaz etkilenmenin yolu rasyon maliyetinizinve işletme giderlerinizin yüzde 60–70‘inioluşturan yem kalemini mümkün oldukçadüşük maliyette tutmaktan geçmektedir.Ancak toplam yem rasyonunu oluşturandeğerlerde bir kısıtlama yapmaksızın busonuca varmak gerekir. Ekonomik ayar-lamalar değerler düşürülerek yapılırsayanış bir politika sergilenmiş olur ve geridönüşümsüz verim kayıplarına yol açar.Bu da en azından kaba yem kısmını işlet-me içi üretmekle mümkün kılınabilir. Buyapılamaz ise yaşadığımız gibi büyük birhayvan kıyımı kaçınılmaz olur.

Krizden alınması gerekenderslerKrizden alınması gereken en önemli dershem üretici hem tüketici hem de sütsanayicisini gözeten ve sürdürülebilirüretim sağlayan bir hayvancılık politika-sının oluşturulmasıdır. Özellikle 2 önem-li tedbirin Türkiye’ de sürdürülebilirbüyümeyi sağlayacağına inanıyoruz.1. Süt üretiminin bol olduğu dönemlerdesüt tozu ithalatının durdurulup yurtiçisüt tozu üretiminin şart koşulmasıdır.Süt üretiminin azaldığı dönemlerde kul-lanılmak üzere stoklanabilir. Yine sütüretiminin düşük olduğu dönemlerdesosyal yardımlaşma kurumları aracılığıy-la yardım kurumlarında ve okullarda bustok tüketime sunulabilir.Şu an böyle bir kararname gündem deama yine geçici bir dönem için uygulan-ması düşünülüyor.2. Yem fiyatına endeksli bir süt tabanfiyatı belirlenebilir, piyasa şartlarında sütfiyatları bu taban fiyatın altına düştüğün-de aradaki farkın doğrudan üreticiyedevlet tarafından ödenebilir. Dünyadabirçok ülkede uygulanan sistem budur.Ancak böylece hem üretici hem tüketicihem de süt sanayicisinin hakları koruna-bilir.

150 bin hayvan kesildiÜlkemizde değil kötü, hiçbir tarım politi-kasının olmaması, sadece dönemsel geçi-ci tedbirlerle hareket edilmesi tarım hay-vancılıkla uğraşan üreticileri yinedönemsel ve bu dönemde olduğu gibiradikal tedbirler almaya zorlamıştır.Sonucunda yılın ilk 4 ayında geçen yılıntoplam kesilen sağmal sayısı kadar hay-van kesilmiştir ki bu sayı 150 bin civarın-dadır. Bu yılın sonuna kadar bu sayının250 bin olması beklenmektedir.Bu bir kıyımdır. Aslında süt sığırcılığı biruğraş değil bir meslek olarak görülmedi-ği sürece bu kıyım devam edecek gibigörülmektedir.Avrupa’da süt sığırcılığı ya da besi sığır-cılığı birer meslek olarak görülüp aileişletmeleri sadece bu işle uğraşan insan-lardan oluştuğu için ayakta durabilmek-tedir. Amerika Birleşik Devletlerinde isesüt sığırcılığı işletmelerine bakış açısıtamamen bir süt üretim fabrikası yönün-dedir.Sürü mevcutları Avrupa’ya göre çokdaha büyüktür. Ama orada da bu iş birmeslek sıfatına bürünmüştür. Ayrıca heriki bölgede de çiftçi birlikleri ve süt sığır-cılığı organizasyonlarının tarihçeleri çokçok eskilere dayanıp, işleyişleri açısındanhem denetleyici hem destek verici birim-ler halinde çiftçilere büyük yardımlarsağlamaktadır.

TÜSEDAD’ın katkılarıÜlkemizde de süt sığırcılığı ile uğraşankişi veya firmalar bu işi meslek olarakalgılayıp, üyesi olduğumuz TÜSEDADve Damızlık birlikleri gibi organizasyon-lar etkinliklerini arttırdıkça işimiz dahaverimli, karlı ve üretken hale gelecektir.Tüm TÜSEDAD üyesi işletme sahipleri-ne ve çalışanlarına işlerinde kolaylık, bolverim ve kazanç, hayvancılığın gerektir-diği azim ve sabır diliyoruz.Saygılarımızla… �

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 13

İÇİMİZDEN BİRİ

Bölgesel faktörler buzağıların has-talanmasında ve ölmesindetemel belirleyici faktördür. Fakat

yetiştiriciler bu yapılması gereken rutinişleri bir türlü kabul etmek istemezler.İyi bir buzağı yetiştirme tarzı hastalıklarıve ölümleri azaltacak şekilde yapılanuygulamalar içermelidir.Genç buzağılarda hastalıkların sürüyeçabuk yayılmasına ve hastalanan hay-vanların kısa sürede ölmesine nedenolan iki önemli hastalık vardır.Bunlar buzağı ishalleri ve solunum yol-ları enfeksiyonlarıdır. Bu hastalıklarbuzağıların yaşam sürelerini ve verimli-liklerini de etkiler. Hastalığa yakalananbu buzağı istenilen ağırlığa istenilenzamanda gelemeyecek ve böylece sürü-ye katıldığı zaman başarılı bir sağmalhayvan olmayacaktır.Sağlıklı bir buzağı yetiştirmek için tek birdoğru yol yoktur. Çok farklı faktörlerinbir araya gelerek oluşturulan uygulamapratiklerinin doğru bir şekilde yapılmasıgerekir. (Bakım. Besleme, barındırma veyönetim gibi faktörlerin doğru elerde vedoğru çiftliklerde olması). Farklı insanlarve farklı çiftlikler için çeşitli doğrularvardır.Sağlıklı buzağı yetiştirme planlamasındamutlaka şu faktörlerin arasında bir ilişkikurmak gerekir.Bunlar11-Rasyonların doğru hesaplanması vehayvanların önüne doğru zamanlardave doğru şekillerde sunulması22-Sağlıklı gözlem yapma,

33-Büyütme44-Etkili işçilik uygulamaları55-Para66-Organizasyon şeması (İşi idare etme sinsilesi)Dengelerini iyi yapma ve tüm bu planla-nan işlerinin devamlılığını sağlama. Ekonomik buzağı yetiştirelim derkenbuzağılar çok fazla sayıda hastalık etke-ni ile karşı karşıya bırakılmamalı ve böy-lece buzağıların mevcut büyüme kapasi-teleri kötü barınma olanakları ve yöne-timdeki etkisiz ve yetersiz uygulamalarile engellenmemelidir. Buzağı beslemeve yetiştirmede bilimsel prensipleri iyiözümseyerek her çiftliğe özgü yönetimsistemleri besleme, sağlık ve davranışsalprensipler içeren yönetim sistemlerigeliştirilebilir.Buzağı yetiştirmede sorunlara çözümgetiren temel prensipleri gözden geçire-lim;Bu faktörler buzağı yetiştirmede ABC’sidir. Bu faktörlerle ilgili çözümler işlet-mede sıkı bir şekilde takip edilirse buza-ğıların hastalık yapan etkenlere maruzkalması engellenecek ve onların sağlıklışekilde ayakta kalması sağlanarakyaşamlarını sürdürmeleri ve büyümelerisağlanacaktır. Bu prensipler her buzağıyetiştiren işletmede yetiştiricilere göreve çiftliklere göre değişecektir.

Detaylara çok dikkat edilmelidir11)) KKaarraarrllııllııkk:: Yeni doğan buzağılarla ilgi-li kararlılıkla uygulanması gereken bir

protokol ve buzağıya bakan kişinin takipetmesi gereken buzağı kontrol yönetimiolmalıdır. 22)) AAşşııllaammaa pprrooggrraammıı:: Periyodik olarakaşılama programlarını değerlendirmekkaydı ile bir program yapılmalıdır. Tümproblemlerin çözümü olarak aşılamaprogramı görülmemelidir.33)) SSuu:: Buzağının kolayca ulaşabileceğitaze ve temiz bir su kaynağı mutlakaolmalıdır.44)) SSiinneekk kkoonnttrroollüü:: Barınakların içindekihavalandırma sistemi ve tüm pencerelerkapalı olan barınaklarda sürekli olarakizlenmelidir.55)) BBiiyyoo ggüüvveennlliikk:: Buzağı barınaklarınagelen personel, ekipmanlar ve tüm çift-lik hayvanları sıkı bir şekilde izlenmeli-dir.66)) KKoolloossttrruumm:: Her buzağıya mümkünolan en kısa sürede yüksek kaliteli kolos-trumu verecek şekilde bir kolostrum içir-me programı olmalıdır.77)) BBuuzzaağğııllaammaa yyeerrii:: Her buzağılamadansonra bireysel buzağılama barına-ğı(bölmesi) temizlenerek buzağı ishalle-rinin önüne geçilir.88)) BBuuzzaağğıınnıınn bbeeddeenn ııssııssıı:: Belirli aralıklar-la rektal yolla termometre ile buzağıla-rın beden ısıları kontrol edilerek hastahayvanlar erken olarak teşhis edilirler.99)) PPeerrssoonneellii ((BBaakkııccııllaarrıı)) bbeelliirrlleemmeekk:: Hergün aynı personelin buzağılarla ilgilen-mesi sağlanmalıdır. Böylece hastalıkla-rın hayvandan hayvana geçmesi engel-lenmiş olur.1100)) BBuuzzaağğıınnıınn ssttrreessii:: Buzağılara yapılanrutin işlemlerin değiştirilmesi onlardastres yaratacaktır. 1111)) AAyyıırrmmaa –– iizzoollaassyyoonn:: Buzağıların bir-birinden ayrılması ve birbirleriyle fizikseltemasta bulunmaması gerekir. 1122)) DDooğğuumm BBööllmmeessii tteemmiizzlliiğğii1133)) EEnnffeekkssiiyyoonn kkaayynnaakkllaarrıı:: Bu kaynakla-rın en önemlisi dışkıdır. Daha az olarakta su, yem, kullanılan malzemeler, kemi-riciler, kuşlar, evcil diğer hayvanlar veyainsanlar enfeksiyon kaynağı olabilirler.1144)) Atık ve başka etkenlerle bulaşmışyem ve suyun kullanımı en az düzeye

getirilmelidir. 1155)) Rasyon ve besleme1166)) Bölgesel veteriner ile birlikte çalış-ma.

Yataklıklar – Altlıklar:Yataklık: Buzağı konforu hastalıklarınoluşumunda önemli bir rol oynar.

Temizlik:Kirli buzağılar çok kolay hasta olur.Devamlı temiz tutulan bir buzağı orta-mında bakteri ve diğer hastalık yapanmikroorganizmalar ( patojenler) dahaaz yoğunlukta olur.

Kuru bir ortam:Buzağılar kuru bir ortamda kendileriniçok konforlu hissederler. Virüs ve bakte-riler kuru ortamda yeterince büyüyüpgelişemezler.

Çevre: Buzağının yaşadığı çevrede hastalıklaraneden olacak etkenler fazla sayıda bulu-nur ve buzağılar kolaylıkla bu etkenlerlekarşı karşıya kalırsa bu durum hastalıkla-ra neden olacaktır.

BBuuzzaağğıınnıınn yyaaşşaaddıığğıı ççeevvrreeddee ssüürreekkllii ddiikk--kkaatt eeddiillmmeessii ggeerreekkeennlleerr şşööyyllee ssıırraallaannıırr::11-- Yeterli havalandırma:22-- Hava akımı(Hava Cereyanı) :33-- Isı: Buzağının rahat yaşadığı kabuledilen ısı Aralığı 10 ºC –26,5 ºC arasın-daki değerlerdir. 44-- Gölge: Buzağılar direk güneş ışınları-na maruz kalmayacak şekilde gölgeoluşturmalıdır.

Nemin kontrol edilmesi: Buzağı barınaklarında en uygun nemyüzde 65 – 75 arasındadır

Barındırma:• Bireysel kulübelerde barındırılan buza-ğılarla karşılaştırıldığında ishal olaylarıve dışkı kokusu ile ishalin şiddeti guruphalinde barındırılan buzağılarda dahafazladır.Buzağılar sütten kesildikten sonra 2 – 5hayvanlık guruplar halinde barındırılma-lıdır

Beslemede günlük işlerdekullanılacak malzemeler:Gün içerisinde buzağıların günlük rutinişlerinde kullanılan tüm malzemelerinyıkanması, temizlenmesi ve sağlıklı halegetirilmesi için gereken zaman mutlakaayrılmalıdır.

Başarılı buzağı büyütme sistemi Süt ineği işletmeleri başarılı bir buzağıbüyütme sistemi uygulayıp uygulama-dıklarını kontrol etmek için hem süttenkesilene kadar kayıtta olup yaşayanbuzağı/ölen buzağı oranlarına bakılır.Ayrıca buzağıların büyüme oranlarıkontrol edilir. Bu büyüme oranı seksüelolgunluğa (puberta) gelme yaşını, ilktohumlama – gebe kalma ve ilk doğur-ma yaşını etkiler. �

Abdurrahman ÖZLÜERÖmer Matlı Çiftlik Müdürü

Sağlıklı buzağıyetiştirmeninabc’si

SaGlıklı buzaGı yetiJtirme planlamasında doGrular, her çiftliGe göre deGiJiklik gösterebiliyor.

TEMMUZ - AĞUSTOS 200914

BİZİM ÇİFTLİKLERİMİZ

Üretim hedefimiz iyi bir genetik yapıyasahip damızlık süt sığırı yetiştirmek.Bunun yanında süt, karkas et, yem bitki-leri, gübre gibi üretim kalemlerimiz var.Bizim çiftlik yarı entegre sayılır. Biz kaba yemimizi ve kesif yemimizi ken-dimiz üretiyoruz. En büyük gider olanhayvan beslemesini kendi imkanlarınızlayapamazsanız, üretimi sürdürebilirliğinizçok zor.

Bu;kadar; işi; kaç; kişilik; kadro; ile; yapı-yorsunuz,; nasıl; bir; çalışma; sisteminizvar?Bizim işletme küçük bir aile çiftliği. Dr.Can Baklacı yönetiminde 10 kişilik birkadro ile tarım ve hayvancılığı koordi-nasyonlu bir şekilde götürmeye çalışıyo-ruz.

Burada; ineklerinizin; aldığı; ödüllerigörüyorum.; Bu; ödüller; neyi; ifade; edi-yor?Bu ödüller bizim bölgemizde yapılan eniyi damızlık değeri taşıyan sığırlara veri-len ödüllerdir. Anlayacağınız kızlarımı-zın güzellik yarışmasında aldığı ödüller.Bizim için önemli olan, hayvanlarımızıniyi bir genetik yapıya sahip olmasıdır.

Çiğ; süt; fiyatlarının; geçen; seneye; göreyüzde; 30-35; düşük; olması; işletmenizinasıl;etkiliyor?;Siz;de;ödüllü;ineklerinizikesmek;zorunda;kalıyor;musunuz?Çiğ süt fiyatlarının ekonomik kriz baha-ne edilerek düşürülmesi işletmelerimizi

Alaca Hayvancılık ve TarımSan. Tic. A.Ş. YönetimKurulu Başkanı Nejat Deveci

dergimizin sorularını yanıtladı.Sektörlerine ilişkin bazı çözüm öneri-lerini de sunan Deveci, gelişmiş ülke-lerdeki “insan” odaklı yaklaşımınülkemizde de yerleşmesinin zamanalabileceğini ifade etti. Deveci, “Çiğsüt fiyatlarının ekonomik kriz bahaneedilerek düşürülmesi işletmelerimiziçok zor durumda bırakmıştır.İşletmelerin zarar etmesiyle birçokişletme kapanmış, birçoğu da kapan-ma aşamasındadır. Ürettikçe daha çokzarar eder hale geldik. Ve büyük emekharcayarak ortaya çıkarttığımız inekle-rimizi biz de kesmek zorunda kaldık.Ne kadar üretirsek o kadar zarar edi-yoruz” dedi.

Sayın; Deveci,; Hayvancılık; sektörünebaşka;bir;sektörden;gelip;yatırım;yapanilk; yatırımcılar; arasındasınız.İşletmeniz; nerede,; nasıl,; hangi; amaçlakuruldu?;Biraz;açıklar;mısınız?Alaca Çiftliği 1997 yılında Bursa İlininKaracabey İlçesine bağlı Akçasusurlukköyünde kuruldu. 2 yıllık geçiş süresindesonra 1999 yılında damızlık süt sığırıyetiştiriciliği yapmaya başladık. 1990 yıllarının başında Türkiye’de ciddinitelikli damızlık hayvan sıkıntısı olduğu-nu düşündük. Yurt dışı araştırmaların-dan sonra Türkiye’de ilk açık sistem 110sağmallık damızlık süt sığırcılığı işletme-sini kurduk.

İşletmenizde;neler;üretiyorsunuz?;Üreti-minizin; sürdürülebilir; ve; kârlı; olmasıiçin;neler;yaptınız?;

“Ödüllü ineklerimizikesmek zorundakalıyoruz!”

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 15

çok zor durumda bırakmıştır. İşletmele- rin zarar etmesiyle birçok işletme kapan-mış, birçoğu da kapanma aşamasındadır.Ürettikçe daha çok zarar eder hale gel-dik. Ve büyük emek harcayarak ortayaçıkarttığımız ineklerimizi biz de kesmekzorunda kaldık. Ne kadar üretirsek okadar zarar ediyoruz.

Türkiye’de; hayvancılık; yapmanın; zor-lukları;sizce;nelerdir;?Ülkemizde en büyük problem hayvanhastalıkları ile mücadelenin yetersizolmasıdır. Bunun dışında üretilen çiğsütün serbest piyasa koşulları oluşturul-madan satılması, enerji, ilaç, mazot, yemkatkı gibi girdi ürünlerinin fiyatlarınınyüksekliği, kalifiye yetişmiş elemanınolmaması. Desteklemelerin yetersizolması ve zamanında verilmemesi.

Bu; durumda; hükümetin; hayvancılık; vetarım;sektörüne;yaklaşımını;nasıl;bulu-yorsunuz?Sorunun temel kaynağı ülkemizde tarımve hayvancılık politikalarının süreklideğişmesi. Bakanlığımız kendi çıkardığıkararnameleri bile süresi dolmadandeğiştiriyor. 2005 yılında çıkartılan 8503sayılı kararnamede olduğu gibi. Bukararname 2010 yılının sonuna kadaruygulanacaktı ama 2007 yılında iptaledildi. Hayvancılığa verilen teşvikleryüzde 40 oranında azaltıldı.

Ürettiğiniz; çiğ; sütü;hakkettiğiniz; fiyatasatabilmeniz; için;ne;gibi;önlemler;alın-ması;gerekir?Kısaca özetlersek; 1- Bakanlığımızın da gündeminde olanfazla sütün alınması, süt tozu üretimininteşvik edilmesi, süt ve süt ürünlerinintüketiminin artırılmasına yönelik kam-panyalar (okul sütü, halk sütü, asker sütükampanyası vb.) gibi konuların ivedilikleuygulamaya geçilmesi. 2- Çiğ süt fiyatı oluşma sürecinde üreticipiyasanın insafına bırakılmamalı, üretici-nin maliyetlerini göz önüne alarakbakanlık gözetiminde bir taban fiyatıbelirlenmeli. 3- Süt tozu ithalatının durdurulması veithalata kontrollü olarak izin verilmesi.4- Desteklemelerin zamanında ödenmesi.5- Hayvansal destekleme oranlarınınülke gerçekleri ve verimlilik ölçüleri dik-kate alınarak yeniden düzenlenmesi. 6- Süt konseyi çalışmalarına bir an önceüreticinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekil-de işlerlik kazandırılması, bu konseydeüreticilerin gerçek temsilcilerinin buluna-cağı birlik ve derneklerin temsilinin sağ-lanması. 7- İşletmelerimizin büyük gider kalemle-rinden olan elektrik, mazot gibi enerjigiderlerinin üzerindeki vergiler indirile-rek ucuz ve dünya fiyatlarında kullanılma-sının sağlanmalı. 8- Mevcut üretici örgütlerinin sayılarınınazaltılıp, gerçekten üreticinin hakkınasahip çıkacak şekilde yeniden yapılandı-rılmalıdır.

Sayın;Deveci;yurt;dışında;birçok;işletmegezdiğinizi; biliyoruz,; deneyimlerinizedayanarak;gelişmiş;ülkelerdeki;süt;sığır-cılığı;ile;Türkiye’deki;süt;sığırcılığını;kar-şılaştırdığınız; zaman; ortaya; nasıl; bir

durum;çıkıyor?Gelişmiş ülkülerde ilk önce insana yatırımyapıyorlar. Sağlıklı beyin sağlıklı vücuttabulunur ilkesiyle gelişmiş ülkelerde prote-in kaynaklarının insanlara en ekonomikve sağlıklı ulaşması için tarım ve hayvan-cılık ciddi destekleniyor. Hayvanlardaninsana bulaşan hastalıkları tamamen orta-dan kaldırmışlar. Üreticilerini sürekli des-tekleyip sanayiciye ezdirmiyorlar.

Anlaşılan; sektördeki; sorunları; aşmakiçin;çok;zamana;ihtiyaç;var.;Sektörle;ilgi-li;son;cümleleriniz;ne;olacak?En küçüğünden en büyüğüne tüm üretici-lerimiz son derece ağır ekonomik baskılaraltında varlığını sürdürmeye çalışmakta-dır. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde,son dönemde üretim verimliliği vemodern işletme sayısındaki artışlar gibiolumlu gelişmelerin silinip gideceği vesektörün yeterli ve kaliteli süt üretmekapasitesinin yok olacağı endişesini taşı-maktayım. Dileğim üretim aşamasındaemeği geçen yediden yetmişe her insanınemeğinin karşılığını alıp, insanca bir yaşa-ma kavuşmasıdır. �

veya çevrede enfekte bir materyalin sağlamhayvanlarda oluşan kesik yaraları veya sıy-rıklarla teması • Enfekte hayvanların ekstretlerinin veyaçevrede enfekte bir materyalin sağlam hay-vanların göz mukozasına teması• Enfekte hayvanların sütlerinin pastörizeedilmeden buzağılara verilmesi

Brusella; ile; enfekte; gebe; inekler; herzaman;yavru;atar;mı?Hayır, ama enfeksiyonun ilk görüldüğü yıldüvelerde yavru atım oranı %(80-85 kadarulaşabilir. Bazı hayvanlar normal sağlıklıbuzağı dünyaya getirebilirler, bazen iseyaşama şansı çok düşük olan ayağa kalka-mayan ve kısa sürede olan buzağı doğumla-rı gözlenebilir. Enfekte anneden doğanbuzağıların bazıları erken dönemlerdelatent (hastalık taşıyıcısı olarak) kalır.Latent enfeksiyonların sıklığı %3 – 9 ara-sında değişmektedir. Yapılan bir çalışma-da enfekte annelerden doğan 150 buzağı-nın hiç birinden etken izole edilememiştir.Buna rağmen seropozitif anneden doğanbuzağılar damızlık olarak kullanılmamalı-dır. Bu buzağılar ilk gebeliğine kadar yapı-lan serolojik hastalık tarama testlerinenegatif reaksiyon verirler.

Etken; dış; ortamda; ne; kadar; ; aktivitesinisürdürür?• Etken kışın 100 gün, yazın ise 30 gün dışortamda aktivitesini korur• Organizma güneş ışığına, ısıya ve stan-dart dezenfektanlara (quaternar amon-yum, aldehid kapsayanlar) duyarlıdır• İneklerin özellikle kuyruklarında çoksayıda etken vardır (rahim akıntısına bağlı)Fakat atık sonrası giderek azalır.

Taşıyıcı; hayvanların; oluşturdukları; risk-ler;nelerdir?• Çok az hayvan enfeksiyonu tamamenatlatır buna rağmen bu hayvanlar atık yap-sın veya yapmasın taşıyıcı olarak kabul edil-melidir• Sütle yayılım aralıklı bir özellik gösterirve genelikle laktasyonun son dönemindeartar• Taşıyıcı hayvanların çok az olması bilebütün sürüyü enfekte etmeye yeterlidir

Genelde;risk;faktörleri;nelerdir?• İşletmenin hacmi• Önceki yıllarda atık yapan hayvanlarınsayısı• Testler sonrası pozitif saptanan hayvan-ların eleminasyonu konusunda işletmesahibinin politikası• Enfekte sürüde aşılı olmayan hayvanlar• Hayvanların bakım ve beslenme şartları• İşçilerin gerekli özeni göstermemesi vehastalık hakkında bilgisiz olmaları• Enfekte hayvanların bakımında gerekli

hijyen şartlarının sağlanamaması ve enfek-te hayvan hareketlerinin kontrolsüz yapıl-ması

Her;aşılı;hayvan;hastalıktan;korunur;mu?Hayır, S19 aşısındaki organizmanın sayısıile ilişkili olarak bağışıklık artar veya azalır.Kısaca aşıdaki etken sayısı ne kadar yük-sekse bağışıklık o denli güçlü olur. Bununlabirlikte aşılı hayvanlar uzun süre rutinserolojik aglütinasyon testlerine pozitifcevap verir

Brusellosizli;bir;inekte;hangi;bulgular;has-talıktan;şüphe;ettirir?• Gebeliğin genellikle son 3 ayında genel-liklede 5 . ayında atıkların oluşması. • Doğum veya atık sonrası yavru zarlarınınatılamaması• Rahim iltihaplanması – Metritisin oluş-ması• Sürüde döl tutma oranının çok düşükolması- infertilite• Bazı hayvanlarda eklemlerde şişliklerinbulunması• Unutulmamalıdır ki !!!! BAZI ABORTYAPAN HAYVANLAR TEKRARGEBE KALABİLİR VE normal DOĞUMYAPABİLİRLER

Hastalığın;olup;olmadığını;nasıl;teyit;etti-rebiliriz?• Atık olan buzağı veya buzağının mide vebağırsak içeriği, lenf yumruları, karaciğerve dalak numunesi, annenin rahim akıntıla-rını ve sütünü veteriner hekiminizin yön-lendirmeleri doğrultusunda etken tespitiiçin ilgili mikrobiyoloji laboratuarlarınahızlı bir şekilde ulaştırın. En Kesin tanıyöntemi etkenin tespit edilmesidir.• Etken izolasyonu yapılamadığı ve genelsürü taramasında serum aglutinasyon test-leri kullanılır. En çok uygulanan testlerolmakla beraber verdiği pozitif reaksiyon-lar hayvanın aşıdan dolayımı yoksa enfeksi-yondan dolağımı antikora sahip olduğunuaydınlatamaz. Ayrıca hastalığın kronikdöneminde testlerin reaksiyon verme yete-nekleri düşüktür. En çok kullanılan aglüti-nasyon testlerinde biriside Rose bengaltestidir. Basit ve hızlı olması avantaj olsadasfesifik değildir, hatalı negatif ve pozitifyanıtlar verebilir. Mutlaka Komplementfikzasyon ve kompatatif Elısa teyit edilme-si sağlanmalıdır. Komplement fikzasyontesti, aşılı ve enfekte hayvanların ayırımın-da kullanılır. Enfeksiyon tespitinde en iyitestlerden birisidir. Kompetitif ELISA testişu an için sürü taraması ve eredikasyonuiçin uygulanacak en iyi test yöntemidir.Aşılı ve enfektif hayvanın ayrımını sağlaya-bilmesi önemli bir avantajdır.

Brusella; ile; enfekte; bir; sürüde; nasıl; bireredikasyon;programı;uygulamalıyız?

1. Öncelikle İhbarı mecburi bir hastalıkolduğu için il veya ilçe tarım müdürlükleri-nin hayvan sağlığı kısmına bildirilmesizorunludur. Testler sonucunda pozitifçıkan hayvanlar sürüden en kısa süredeeredike edilmelidir (kesim veya imha yoluile).2. Şüpheli olanlar bir sonraki teste kadarişletmenin mevcut en uzak yerinde izoleedilmeli ve bunlar ile ilgilenecek personelayrı çizme, iş tulumu giymesi sağlanmalı veiş bitiminde bu kıyafetler ile diğer hayvan-lara temas etmemesi sağlanmalıdır. 3. Organizma kış aylarında 100 gün, yazaylarında 30 gün dış ortamda yaşamını sür-dürebilir. Bu nedenle özellikle doğumhanelerin, doğum öncesi belirli aralıklar ile(3 günde bir) doğum esnasında ve sonra-sında veteriner hekiminizin önereceği çev-rede kalıntı bırakmayan, hayvan sağlığınave süte zarar vermeyen bir dezenfektanlaahır ve aletler, yemlik, suluk, normal ısla-nabilen tüm materyaller dezenfekte edil-mesi önemlidir.4. Altlıklar temizlenebildiği kadar temiz-lenmesine takiben kireçle harmanlanmalı,ortam dezenfekte edilirken hayvanlar dışa-rı alınmalı ve yaklaşık 6 saat dışarıda kal-maları sağlanmalıdır. 5. Dezenfekte solüsyonu ile ayrıca yemlikalanlar ve su içme bölümleri prespektüsdebelirtiği oranda sulandırılarak dezenfekteedilmelidir. Takiben su içme bölümleritemiz su ile iyice durulanmalıdır.6. En yaygın bulaşma uterus akıntıları ileolmaktadır. Doğuma müdahale eden kişi-lerin gerekli hijyeni sağlamaları ve hayva-nın doğum sonrası akıntısı kesilinceyekadar izole edilmesi, personelin doğumsonrası giysilerini değiştirmesi özellikleçizme temizliğine ve dezenfeksiyonu özengöstermesi önemlidir7. Atık yavrular ve yavru zarları sönmemişkireçle beraber gömülmelidir.

Nasıl;bir;aşı;programı;uygulamalıyız?Aşısı olmayan 4–8 aylık arası dişi hayvanla-rın Br. Abortus S 19 ile aşılanması sonderece önemlidir. Aşılanan hayvanların 18ayın üzerinde başta rose bengal olmaküzere benzeri prensibe sahip testlere pozi-tif reaksiyon verdiği unutulmamalıdır. Bunedenle bu hayvanların aşı kayıtlarınındüzgün tutulması son derece önemlidir.Yetişkin gebe olmayan ineklere tek doz S –19 ergin aşısı uygulanması ancak bakanlı-ğın izni ile yapılmaktadır. Konu ile ilgili daha detaylı bilgi almak iste-yen saygıdeğer yetiştiricilerimiz elektronikposta adresim yolu ile irtibata geçebilirler. Sağlıkla bol kazançlı günler dilerim.Mesleki saygılarımla… �

Ülke nüfusumuzun büyük bir kıs-mının geçim kaynağını oluştu-ran, sağlıklı bireylerin yetişme-

sinde temel gıda ihtiyacının karşılanma-sında önemli payı olan hayvancılık sek-törü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizaçısından da stratejik önemi göz ardıedilemeyecek boyutlardadır. Hayvan-cılık istenilen verimlilik ve karlılığa ulaş-mak için, yüksek verim kapasitesinesahip hayvanlara sahip olmak, bilinçlibakım-besleme ve temelini koruyucuhekimliğin oluşturduğu sürü sağlığıkonusunda gerçekçi hizmetlerin veril-mesi zorunludur. Hayvanlarımızda iste-nilen verimin elde edilmesini engelleyenbir çok metabolik ( subklinik ketozis,sub-klinik asidosis, topallık, sub-klinikhipokalsemi…) ve enfektif (tüberküloz,paratüberküloz, IBR, BVD, Brusella …)hastalıklar malasef sürü sağlığının dola-yısı ile ülke hayvancılığımızın önemlitehdit unsurlarını olarak sürekli karşımı-za çıkmaktadır. Belkide bunların içersin-de şu an hayvancılık sektörünü en çoketkileyen ve önemli bir zoonoz olanyılardan beri mücadelesini sürdürdüğü-müz BRUSELLA enfeksiyonudur.Brusella, tüm dünya da görülen büyükekonomik kayıplara neden son dereceönemli bir bakteriyel hastalıktır.Hastalığın görülme oranı ve sıklığı sürühacmine göre değişebilir. Tüm yaştakisığırlar etkilenmekle birlikte seksüelolgunluğa ulaşmış ineklerde daha sıkgözlenir. Etken gebe hayvanların uteru-sunda ve fötüs de yüksek yerleşim yete-neğine sahiptir. Genellikle gebeliğin 5.ayından sonra yavru atmalara nedenolmaktadır. Bu önemli hastalık hakkın-da çok sık karşılaştığım bazı soruları kısacevaplar vererek siz değerli yetiştiricile-re bilgilendirmeye çalışıcayım.

Yüksek; bulaşmaya; yol; açan; faktörlernelerdir?Yüksek bulaşma nedenindeki 3 faktörkısaca şunlardır;• Enfekte hayvanların ekstretleri (rahimyolu akıntıları, dışkı, süt ve nadir olaraksalya) ile atılan mikroorganizmalarınsayısı• Bu organizmaların çevrede uzundönem yaşamaları• Duyarlı enfekte hayvanların sayısı • Hayvanların savunma sistemlerinindurumu

Hastalık;nasıl;bulaşır?• Sindirim yolu; enfekte hayvanlarındoğum veya atık sonrası yavru sularınınhayvanların yem ve sularına bulaşmasısonucu sağlıklı hayvanların bunlarıalması• Enfekte hayvanların ekstretlerinin

Doç. Dr. Sezgin ŞENTÜRK*[email protected]

Hayvancılık sektörünü yıkımauğratan hastalık: BRUSELLA

*UludaG Üniversitesi Veteriner FakültesiHç Hastalıkları Anabilim Dalı ÖGretim ÜyesiHayvan Hastanesi BaJhekimi

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 17

HAYVAN SAĞLIĞI

• İstikrarlı ve asgari büyüklükte işletmeistemektedir.• En önemlisi, yapılan faaliyetlerin çıktı-sının tüm ülke için olduğu bilinmeli ve,• Örgütler arası karmaşa ile ISLAHFAALİYETLERİ heba edilmemelidir.Ayrıca, süt üretim koşulları ve muhafaza-sında yaşanan sıkıntılar sebebiyle, ürünpiyasasının düzenlenmesine ihtiyaçduyulan bir üretim sektörüdür ve hay-vancılığı gelişmiş tüm ülkelerin süt üreti-mi ve işlenmesi, pazarlanması ve tüketi-mi konularında yoğun çabalara girdiği,piyasayı serbest piyasa koşullarına bırak-mak yerine sıkı devlet müdahalesi veyaüretici etkinliğinin artırılması yoluylafiyat istikrarını sağladığı ve böylece üreti-min sürekliliğini temin ettiği görülmek-tedir. Ülkemizde ise süt piyasasında ki istikrar-sızlık, gerçekleştirmeye çalıştığımız ıslahfaaliyetleri ve ülkemizdeki hayvancılıkişletmelerinin sürdürülebilirliği (özellik-le üye işletmeler) ile ilgili sıkıntı yarat-maktadır. Süt üretiminin durdurulama-ması, üretilen sütün uzun süre saklana-maması nedenleri ile bizlerin pazarlıkgücünü zayıflatmakta ve süt fiyatı, sana-yinin oluşturduğu tekli yapı tarafındanbelirlenmektedir.Ülkemizde süt piyasasında yaşanan buistikrarsızlık, 1998 yılında RekabetKurulu’na yapmış olduğumuz ve anılanKurulun 2001 yılında oy çokluğu ile red-dettiği kararının sonuç bölümündeyorumsuz olarak;”Çiğ süt alım ihaleleribakımından Türkiye Damızlık SığırYetiştiricileri Merkez Birliği’nin şikayeti-ne yönelik olarak çiğ süt pazarına ürü-nün ve piyasanın özellikleri dolayısıyla ve

Tüm Süt Et ve Damızlık SığırYetiştiricileri Derneği’ninyayın hayatına başlayan dergi-

sinin tüm sektöre yararlı olmasınıumut ediyorum.Süt üreticilerinin hem en büyük gelirkaynağı hem de en büyük sorunu üret-tikleri süt ile ilgili maalesef yaşananher türlü olumsuzluktan etkilenen devebal altında bırakılan da yine Türküreticisi oluyor.Son yıllarda yaşanan küresel kriz ilebirlikte tüm dünya gıda üretiminin nekadar önemli olduğunun farkına var-mış ve her ülke hemen her üründe üre-tebileceği kadar üretimi sağlamakamacıyla her türlü imkânını kullan-maktadır. Süt üretimi gibi iyileştiril-mesi uzun yıllar alan ürünlerde bukonuda daha hassas davranılmalıdır.Süt miktarı artırılmaya çalışılırkentüm dünyada sütün miktarından çokkalitesinin ön plana çıktığı da göz ardıedilmemelidir. Bu bağlamda öncelikleTürkiye’de sanayi dışında ürüne işle-nen miktar da dâhil olmak üzereürüne işlenen ve çiğ süt olarak değer-lendirilen toplam üretilen süt miktarıkayıt altına alınmalıdır. Süt üretimininartırılması ve kalitenin sağlanmasında;• Süt piyasa istikrarının sağlanması,• Sistemin özendirilmesi,• Sisteme yeterli ve düzenli kaynaksağlayıcı tedbirlerin alınması gibi faaliyetlerin yürütülmesi gerek-mektedir.Çünkü;• Sistem aşırı disiplin,• Yeterli sayıda ve konusunda uzmaneleman,

TEMMUZ - AĞUSTOS 200918

İNCELEME

ön araştırma raporunda yer alan bilgi vebelgeler çerçevesinde, şikayete yönelikolarak bir soruşturma açılmasına yönelikolarak bir soruşturma açılmasına gerekbulunmadığına; bununla beraber çiğ sütpiyasasında üreticiler aleyhine var olanolumsuzlukların giderilmesi ve ilgili piya-sanın işleyiş mekanizmasının AB veABD’de tarımsal ürünlerle ilgili olarakyürütülen politikalar da göz önündetutularak iyileştirilmesi doğrultusundagerekiyorsa benzer yasal önlemlerin alın-ması için başkanlık görüşü oluşturularakilgili bakanlığa bildirilmesine” belirtil-mektedir.Oysa gelişmiş ülkelerin tarımsal planla-maları incelendiğinde tüm ürünler içinkendi ülkelerine özel bir piyasa düzenimevcuttur. Diğer bir deyişle, rekabetisağlayıcı tedbirler alınmıştır. Anılanülkeler, süt üretiminin devamlılığını sağ-

lamak amacıyla üretici fiyatını belirleme,tüketici fiyatına müdahale, süt arzınıbelirleme (kotalar), yeni işletme kurul-masını kısıtlama (Norveç), piyasadan sütçekme, okul sütü kampanyası gibi birçokpiyasa müdahale sistemlerini oluştur-muştur. Diğer bir değişle, Türkiye dışın-da tüm ülkeler üretim şekillerine, arz vetalep dengelerine bağlı olarak çeşitli

düzenlemeler oluşturmuşlardır. Ülkemizdeki piyasa düzeninin olmayışı,dönemler halinde (1996, 1998, 2001,2005, 2008) piyasada sıkıntılar yaşatmış-tır. Yaşanılan tüm bu sıkıntıların tama-

mında piyasa üretici aleyhine gelişmiştir.Özellikle, tüketici piyasasındaki daralmaçok fazla olmamasına rağmen 2008 yılın-daki global kriz bahanesi ile çiğ süt fiyat-larında gerçekleşen düşüş üretimin sür-dürülebilir olmasını zorlamaktadır. Oysa, tüm dünyada ülkeler, ekolojikyapılarına bağlı olarak üretebilecekleriürünleri azami miktarda üretmek içinher türlü çabayı göstermektedirler. Üre-tilmediğinde kıtlık dönemlerinde ne ola-cağı, geçen yıllar kuraklıktan kaynakla-nan sıkıntıda görülmüştür. Özellikle,geçen yıllar yaşanan kuraklık ülkeleridaha dikkatli olmaya yöneltmiş, ürünleriüretebilmek için kendi üreticilerini tamkorumaya alma gayreti içine girmişlerdir.Bu durum, Dünya Ticaret Örgütü görüş-melerinde ülkelerin anlaşamamalarınada neden olmaktadır.Piyasa düzeni sadece, Okul Sütü

Kampanyası gibi piyasadan dönemlerhalinde piyasadan süt çekilmesi ya dareklam kampanyası (ülkemizde düşünü-len, ancak, piyasanın pek etkilemeyece-ği) etmenlerin kullanılması olarak düşü-nüldüğünde piyasanın düzeltilmesi yeri-ne bazı kesimlere kaynak aktarılmasın-dan öteye gitmeyecektir. Özetle, süt’teistikrarın, kalitenin ve işletmelerin sür-

dürülebilirliğinin sağlanması için tümDünya’da olduğu gibi, işletmelerin yapı-sına, arz ve talebe göre iyi bir piyasadüzenine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu sağ-landığında bugün yapılan tartışmaların

Süt, Piyasa veYetiştirici Birlikleri

Ülkeler ve Süt Piyasası Düzenleme Araçları

Ülkelerde İşletme Büyüklük Gruplarına Göre İşletme Sayıları

Fehmi AKSOYTürkiye Damızlık SıGırYetiJtiricileri Merkez BirliGiGenel Sekreteri

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 19

HABER

öneli bir kısmı ortadan kalkacaktır.Ancak, acil olarak sütte kalitenin sağla-nabilmesi için, AB’nin 1971 yılından1997 yılına kadar bir yönetmelik ilezorunlu kılınan ve 1997 yılından sonra dahalen devam ettirilen SÜTTE KALİTE-YE GÖRE FİYATLANDIRMA’nınacilen başlatılması gerekmektedir.Bunun dışında, süt tozu ithalatına kısıtla-ma getirmek amacı ile; bizim tercihimiztüm ithalatın kısıtlanmasıdır. Ancak,verilen 6 bin tonluk taviz dışındaki kıs-mın tamamen durdurulması gerekmek-tedir. Bu, uygulanan indirimli gümrükvergisinin en üst dilime çıkartılması ilesağlanabilecektir. Ayrıca, buzağı mama-sının da içinde olduğu GTIP 2309 No’luhayvan gıdası olarak kullanılan müstah-zarların ithalatında gümrük kontrolleri-nin daha sıkı yapılması sağlanmalıdır.Piyasa düzeninin sağlanmasındaki enönemli aktörün SÜT KONSEYİ olduğugerçeği unutulmamalı, piyasanın aktörle-ri olan üretici, sanayi ve karar vericikamunun içinde olduğu bu oluşumunkurulması acilen sağlanmalıdır. Yönet-meliği çıkartılan ve kurulma aşamasındaolan SÜT KONSEYİ’NİN bu yapıdaolmasının sağlanması içen de acilen anı-lan yönetmeliğin yenide ele alınmasıgerekmektedir. Biz, yürürlükteki yapı ilediğer bir değişle çiğ süt piyasasındanetkilenenler ve karar verenler dışındakişi ve kuruluşların KONSEY içine alın-ması ile piyasa düzenin sağlanamayaca-ğından öte sıkıntılar oluşacağına inan-maktayız.

Son söz olarak;İstikrarsızlığın istikrarının, Türkiye’deuzmanlar tarafından hazırlananRaporlarda belirtildiği gibi küçük vedağınık yapıdaki işletmelerin devamlılı-ğını sağlayacaktır. Oysa, bu yapınıntemel nedeni istikrarsızlık, bir başkadeyişle üreticinin yani bizlerin önünügörememesidir. İstikrar sağlandığındaişletmelerin yapıları, süt’te kalitenin sağ-lanması da dâhil olmak üzere bir çokolumsuzluk giderilecektir. Aşağıdakiçizelgede benzer işletme yapısına sahipolduğumuz Polonya’nın 1995 yılında baş-lattığı piyasa düzeni sonrası işletme yapı-larındaki gelişme açıkça görülecektir.Çizelge, Polonya’nın AB’a verdiği rapor-dan alınmıştır. Çizelge de görüldüğüüzere çok küçük işletmeler devreden çık-makta, orta büyüklükteki işletmeler isebüyümektedir. Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışı-ğında; ülkemizde mutlaka iyi bir piyasadüzeninin sağlanması ve bu düzeni sağla-yıcı bir KONSEY’in oluşturulması vesektöre yapılan desteklemelerin yenidendeğerlendirilmesi gerekmektedir. Bugü-ne kadar tarıma yapılan desteklemelerincelendiğinde, uygulamaların üretimiartırıcı tedbirler (önemli bir bölümüdüşük faizli krediler) olduğu görülecek-tir. Oysa, ABD ve AB’da desteklemelerincelendiğinde ise, tamamına yakınınınpiyasa düzenlemelerine yapıldığı görüle-cektir. Benzer durum ülkemizde deuygulandığında, Polonya ya da diğerülkelerde elde edilen gelişmelerin sağla-nabileceği açıktır. �

Çiftlik sahibi Önder Toker,“İmar durumundaki var olanizine göre hali hazıra ilaveten

inşaat yapılabilecek 10 bin metrekaredaha mevcut hak var” diye konuştu veçiftliğin özelliklerini şöyle sıraladı:“60x45x3.5 metre ebatlarında arazininuygun yerinde yapılmış ve drenajlarlakışlık yağışı depoladığımız tamamıizoleli yapay sulama göleti. Artezyenkuyusuna ilaveten içilebilir kalitedeşebeke suyu mevcut bağlantısı (abo-

neliği). 100 kwa ABB elektrik trafosu ve110 Kwa AKSA tam otomatik jeneratö-rü. DeLaval marka 30’luk Rotary sağımmakinesi; ful+ayırıcı kabı+8000 lt.DeLaval süt soğutma tankı (ful)+revirsağım makinesi DeLaval+seyyar sağmakinesi. John Deere marka 2008 modelorijinal kepçeli105Hp4x4 + John Deeremarka 2006 model105Hp4x4 traktör.15metre küp 2008 model çift dikey hele-zonlu, kantarlı, çift taraftan boşaltmalıAlman malı VMX.yem dağıtım vagonu.

450 ton 2008 mahsulümısır silajı (silodamuhafaza altında).Tüm teknik ve alt yapı-sı ile 1000 başlık olma-ya müsait işletme.”1983 yılından bu yanahayvancılık ile uğraşanToker, şunları söyledi:“Bu günlere kadar yüz-lerce ton et ve süt üre-tip ülke insanının istifa-desine sunduk. Yanihep ürettik, hep iş ver-

dik, hep sektöre insan yetiştirdik.Buarada yaşımız 50’ye dayandı. Belki busatırları okuduğunuzda benim hayvan-larımla ilişkim kesilmiş olacak. Çünkü1995 yılından bu tarafa inşasını veyönetimini yaptığım 2. işletme olanTekirdağ’ın Ahmetçe Köyü’ndeki 350sağmal kapasiteli, rotary sağım teşki-latlı ve tarafsız gözlemcilerin ifadesi ile10 numara verilen son çiftliğimde yazı-yorum. Bu çiftliğimizde kredi olarak katkısınıesirgemeyen Deniz Bank’a teşekkürübir borç biliyorum. Ancak küresel krizdenen o bilmem ne illetle bizim sütsatış hasılatımızın 1/3’ini yutunca vebüyüklerimiz de buna çözüm üretme-yince hayvanları doyurduk ve bankayıihmal ettik. Tabii sonrası herkesçemalum olan gelişmeler yaşandı. Fazlasöze gerek yok. Biz küstük. Ancak yoladevam edenlere saygı ve takdirlerimisunuyorum.” �

Ülkelerde İşletme Büyüklük Gruplarına Göre İşletme Sayıları

Kriz çiftlik sattırıyor!Önder9Toker,9Tekirdağ’da9Ahmetçe9Köyü’ndeki9350sağmal9kapasiteli9çiftliğini9banka9borçları9yüzündensatmak9zorunda9kaldı.91059dekar9arazi9üzerinde979bin1009metrekare9kapalı9ve9ruhsatlandırılmış9yapılar9ve95bin9metrekare9civarında9tamamı9çesanlı9betonlanmışyollar9ve9meydanlardan9oluşan9çiftlik9krizin9kurbanıoldu.9

Önder Toker

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 21

SÖYLEŞİ

sunda 556 Sayılı Kanun HükmündeKararnameye göre Türk PatentEnstitüsü’nden 20/04/2007 tarih, 21589marka no ile “Vizyon Sigorta” markasıalınmıştır.

Tarım;sigortaları;diğer;sigorta;işlemleri-ne;oranla;farklı;bir;branş;mıdır?Tarım sigortaları diğer elementer diyeadlandırdığımız branşlara oranla uzman-lık gerektiren hassas ve önemli bir branş-tır. Çağdaş yönetim anlayışı, tarım sektö-rüne özgü tecrübesi, güçlü teknolojik alt-yapısı, geniş hizmet ağı ile hızlı ve kalite-li hizmet vermektedir. Ülkemizde de tarım sektörünü tehditeden risklerin teminat altına alınabilme-si amacıyla bir sigorta mekanizmasınındevreye sokulması düşünülmüş ve buamaçla 14/06/2005 tarihli 5363 sayılı“Tarım Sigortaları Kanunu” çıkarılmış-tır.Kanun kapsamına alınan riskler ile ilgiliolarak yapılacak sigorta sözleşmelerindestandardın sağlanması, riskin en iyikoşullarda transferi için uygun ortamoluşturulması, oluşacak hasarlarda taz-minatın tek merkezden ödenmesi vetarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygın-laştırılması amacına yönelik olmak üzerebir Sigorta Havuzu kurulmuştur. Devlet,bu kanun kapsamında yapılacak sigortasözleşmelerine münhasır olarak çiftçiadına sigorta primine destek sağlamakta-dır. Devlet prim desteğinin miktarı her yıliçin ürün, risk, bölge ve işletme ölçekleriitibariyle, Bakanlar Kurulu kararıylabelirlenecektir.

Tarım; sigortalarında; çiftçilerin; VizyonSigorta’yı; tercih; etmelerinin; nedeninelerdir?; Başka; bir; deyişle; sizi; diğeracentelerden;farklı;kılan;unsur;nedir?Çiftçilerimize 24 saat hizmet veriyoruz.Tarım sigortaları diğer sigorta branşlarıgibi poliçeyi düzenlemekle bitmiyor.

Periyodik olarak her ay takip etmemizgereken ve süreklilik arz eden hareketlibir poliçedir. Tarım Sigortaları uzmanlıkgerektiren ve özen gerektiren bir yapıyasahiptir. Vizyon Sigorta olarak çiftlikleribizzat yerinde ziyaret ederek tarım sigor-taları konusunda devletin sağladığıyüzde 50 prim desteğini ve kapsamınıanlatmaktayız. Bizler tarım sigortalarınıçiftçilerle birebir görüşmekteyiz. Vizyon Sigorta; hayvancılık sektörününen önemli platformu olan UluslararasıAnimalia İstanbul İhtisas Fuarı'na 2007ve 2008 yıllarında katılarak DevletDestekli Tarım Sigortaları’nda önemlibir misyon üstlenmiştir.Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden fuarakatılan çiftçilere, birlik, dernek, koopera-tifler ve önder üreticilere 12 bin adetbroşür ve katalog dağıtılmıştır. TarımSigortaları Kanunu çıktığından beri top-lam 600 adet süt sığırı çiftliğini ziyaretederek, Hayvan Hayat Sigortaları veTarım Sigortalarının önemini olabilecekkayıplara ve zararlara karşı çiftçilerimi-zin Tarım Sigortalarından zaman kaybet-meden faydalanmasını tavsiye ettik.

Vizyon Sigorta ile güvendesiniz!Tarım;sektörüne;ilişkin;gelecek;yıllar-da;nasıl;bir;gelişme;öngörüyorsunuz;beklentileriniz;nelerdir?Ülkelerin gelişmişliğini ve ekonomisi-nin gelişimini ve düzeyini ortaya koyanen büyük göstergelerden birisi tarımve hayvancılık sektörüdür. Toplumların giderek artan ve çeşitle-nen gıda maddeleri taleplerinin karşı-lanması, tarıma dayalı sanayiler aracı-lığı ile milli gelir, ihracat ve istihdamaolan katkısı, biyolojik çeşitlilik ve eko-lojik dengeye olan katkıları nedeniyle,tarım tüm ülkeler için çok önemli vestratejik bir sektör niteliğindedir.Toplumlardaki beslenme alışkanlıkla-rının, coğrafi koşullar ve kültürel fak-törler nedeniyle önemli farklılıklargöstermesi, ülkelerin gıda ihtiyaçlarınıdışarıya bağımlı olmadan kendi kendi-lerine karşılamak ve sektörde verimli-liği arttırmak amacıyla, devletin deste-ği ve koruması altında kapsamlı tarımpolitikaları oluşturmalıyız.

2009;yılında;tarım;sektöründe;önemlibir;değişiklik;bekleniyor;mu?Tarım sektöründe değişim artık zorun-ludur. Bugünün tarım yöntemlerinisürdürürsek, şüphesiz problemleryaşanacak. Çün¬kü dünyanın pek çokülkesinde şimdiden su sıkıntısı çekili-yor. Araziler giderek daha kötü birkalitede iş¬leniyor. Modern tarımalanlarında sıklıkla doğaya za¬rarveriliyor. Modern tarımcılık, dokuzmilyar insa¬nın gıda ihtiyacını karşıla-yacak kaynakları yok ediyor. Bu dasürdürülebilir organik tarımın giderekönem kazandığı anlamına geliyor. �

Hizmet verdiği her alanda daima“en iyi” olmak isteyen, tüketici-ler tarafından tercih edilen ve

müşterilerin memnuniyetini sağlamış,satış önce ve sonrası hizmette hızlı olan,risk değerlendirmesi yaparak sigortalısı-na en iyi ürünü veren, çalıştığı güçlüsigorta şirketleri ile alternatif paketlerisunan, daima sigortalısının yanında olanve böylece güven duyulan VizyonSigorta, uzmanlık gerektiren her alandatüketicisine en iyisini sunuyor. VizyonSigorta Yönetim Kurulu Başkanı EminYılmaz sorularımızı yanıtladı. Kriz dönemlerinde çiftlik sahiplerininolası kayıplarını yerine koymalarınındaha zor olduğunu söyleyen VizyonSigorta Kurucusu Emin Yılmaz, müşte-rilerinin bütün risklerini güvence altınaalmaları için vakit kaybetmeden DevletDestekli Tarım Sigortalarından fayda-lanmaya çağırdı. Kriz dönemlerindesigortanın üreticiler açısından daha dadeğerli ve önemli hale geldiğini belirtti.

Vizyon; Sigorta; kurucusu; Emin; Yılmazsizi;tanıyabilir;miyiz?15 Ağustos 1950 yılında Trabzon Maçkadoğumluyum. 1975 yılında İstanbulYüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesiİktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunu-yum. Evli ve 1 çocuk babasıyım. 1979yılında serbest muhasebeci mali müşavir-lik büromu kurdum. Halen mali müşavir-lik ve sigorta acenteliği yapmaktayım.

Vizyon; Sigorta; şirketini; hangi; tarihtekurdunuz;?;1986 yılında güvenilir ve sağlam birsigorta deneyimi temin etmek için kurul-du. Amacımız; sizin özveri ve özenle varettiğiniz maddi değerlerinizi kaza sonucukaybetmekten korumak için meydanagelebilecek riskleri teminat altına almak-tadır. 23 yıldır mevcut çizgisinden ödünvermeyen sağlam ve güvenilir olmak enönemli amacımızdır. Bu amaç doğrultu-

Yonca Hayvancılık Süt ve TarımÜrünleri Paz. San. Tic .Ltd. Şti.sahibi Dursun Akdağ, “Amacı

tohumluk sektöründe ileriye dönükyeni ürünler geliştirmek olan şirketimizbu konuda çiftçilere her zaman en iyiürün ve hizmeti vermeyi ilke olarakbenimsemiştir. Şirketimizin temel pren-sibi önce kalite ve güvence olup ülketarımına katkı sağlamak amacıyla çalış-malarına devam etmiştir; edecektir.Şirketimiz AB yolunda ilerleyen ülke-mize yem bitkileri tohumluklarında kat-kıyı vazife bilmektir” diye konuştu.Akdağ’ın sorularımıza cevapları şöyleoldu:

Ülkemizin topraklarındakimyasallar yok!•Dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelergıda sektörünün önemini her geçen günarttırmaktadır. Özellikle ülkemizdedünya ile karşılaştırdığımızda tarım vehayvancılıkta kat etmemiz gereken epeyyol olduğu görülmektedir. Ülkemiz top-raklarının bakir olması (çok kimyasallartaşımaması), iklimin çeşitli olması tarımiçin önemli bir unsur oluşturmaktadır.Yine ülkemizin dünya nüfusunun yakla-şık 1/5 inin yaşadığı ve dünyaGSMH’nın 1/5 inin üretildiği ülkelereuzaklığının 5-6 saat olması tarım ve hay-vancılık potansiyeli açısından önemligösterge oluşturmaktadır. Bu ve bunla-ra benzer gerekçeleri göz önündebulundurarak sektöre 2006 yılında 1 yılaraştırma yaparak ve gerekli yerlerden

TEMMUZ - AĞUSTOS 200922

BİZİM ÇİFTLİKLERİMİZ

“İhracat primi verilerek sanayicinin desteklenmesiniistiyoruz”

Dünyadaki9hayvancılık9ile9karşılaştırdığımızda9Türkiye’deki9hayvancılığın9daha9yenigelişmekte9olduğunu9dile9getiren9Yonca9Yem’in9sahibi9Dursun9Akdağ,9“Ülkemizdekisüt9ve9tarla9verimliliklerine9bakıldığında9dünyanın9epey9gerisinde9olduğumuz9görünü-yor.9Bizlerin9daha9yapması9gereken9çok9şeylerin9olduğu9kesin.9Devletin9de9üreticiyi,sanayiciyi9desteklemesi9gerekiyor”9dedi.99

danışmanlık alarak girmiş bulunmaktayız.Tarım ve hayvancılıkla ilgili dünyadakibirçok ülkeyi gezerek uzman insanlardanbilgi aldık ve ülkemizdeki örnek çiftlikler-den bilgiler alarak işletmemizi kurduk.

• Dünyadaki hayvancılık ile karşılaştırdı-ğımızda Türkiye’deki hayvancılığın dahayeni gelişmekte olduğunu görmekteyiz.Ülkemizdeki süt ve tarla verimliliklerinebakıldığında dünyanın epey gerisindeolduğumuz gözükmektedir. Bu durumda,bizlerin daha yapması gereken çok şeyle-rin olduğunu göstermektedir. Bulunduğu-muz coğrafyanın ihracat potansiyelinidüşündüğümüzde ne kadar önemli birsektörde olduğumuz daha iyi anlaşılmak-

tadır. - Genellikle sabah 06.00’da çiftliğimizegeliyorum. Bu saatlerde çiftliğimizdesabah sağımına başlıyoruz. Yaklaşık08.00’e kadar bütün ahırları gezdiktensonra günlük yapılacak programı takipediyorum. Çiftliğimizde her birimin başın-da profesyonel yöneticiler bulunmaktadır.Akşam genellikle 22.00’de çiftliğimizdenayrılıyorum.

• Şirketimizin şu andaki sağmal kapasite-si 480 baştır. İnşallah 2-3 yıl içinde 960sağmala çıkarak sağmal hedefimizi tuttu-racağız. Yine bu zaman zarfında kendisütümüzü işleme gibi bir projemiz debulunmaktadır.

• Çiftliğimiz hastalıklardan ari bir işlet-medir. Hayvanlarımızın hepsi test yapıla-rak işletmeye alındı ve rutin kontrolleriyapılmaktadır. Yine çiftliğimize giriş veçıkışlarda araçların dezenfekte edilmesi veziyaretçilerin hijyene dikkat etmeleri sağ-lanmaktadır. Ahırlarımızın düzenli yıkan-ması gezinti alanlarının dezenfekte edil-mesi ve sağım sonrası temizlik (makine vefiziki alanlar) olmazsa olmaz kuralları-mızdır.

Birlikten kuvvet doğar• Hayvan yetiştiricilerinin en önemlisorunlarından biri de birlikte hareket ede-memek ve güçlerini parçalamaktır. Dünya

Yonca Hayvancılık sahibi Dursun AKDAF çiftliklerinin hastalıklardan aribir iJletme olduGunu söylüyor

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 23

SEKTÖRDEN

2003 yılında bu sektöre girmeyekarar verdiğimizde, çok gezdik,çok araştırdık ve hep şunu duy-

duk: “Bu sektör gelecek vaat ediyor.” Siztemel gıda hammaddesi olan et ve sütüretiyorsunuz, insanlık var oldukça ihti-yaç bitmez hatta nüfus artışına bağlıolarak artar.Gelişmiş ülkelerde 90 sene önce olduğugibi ülkemizde de tarım ve hayvancılıkkurumsallaşacak. Daha verimli, dahakaliteli ve daha ekonomik işletmelerkurulacak. Bu iş 2-5 başlık hane hayvan-cılığından daha büyük kurumsal işlet-melere kayacak.AB ülkeleri bu işi Romanya-Bulgaristan-Türkiye gibi kendilerine yakın gelişmek-te olan ülkelere kaydıracak ve kendistandartlarında üretim yaptıracaklarıgibi öngörüleri dinleyerek yatırıma kararverdik. O tarihlerde Türkiye’de büyük

işletme sayısı gerçekten çok azdı, sayısıbir elin parmaklarını geçmiyordu.Devlet politikalarımız da gerçekten buyöndeydi. Bu işletmelerin kurulmasınadestek verdi, yatırım teşvik uygulamala-rı başlattı, sübvansiyonlu krediler verdi.Geçtiğimiz 6 yılda sektör inanılmaz birhızla gelişti.Eskiden tarım ve hayvancılık fuarıdenince akla tarım makineleri ve tavuk-çuluk gelirdi. Süt üreticileri tavukçulukfuarında küçücük bir köşede yer alırdı.Şimdi ise sektörümüze ait bir değil bir-kaç fuar yapılmaktadır.Ama şimdi durumumuza bir bakalım; 50baş ve üzeri modern işletme tanımındayaklaşık 500’ün üzerinde çiftlik kurulduTürkiye genelinde çok büyük yatırımlaryapıldı.Ancak şimdi batma noktasında, topunağzında, ilk bu işletmeler var. Neden

mi? Nedenini hepiniz biliyorsunuz “SütFiyatları”. Biz işletmemizi kurduğumuz-da 2003 yılında sütümüzü 50 kuruşasatıyorduk, arpayı da 14 kuruşa alıyor-duk. Aradan 6 yıl geçti şimdi sütümüzüyine 50 kuruşa satıyoruz ama arpa 43kuruş. Yani aradan geçen süre içerisindesattığımız sütün fiyatı hiç değişmemişama giderlerimiz 3’e katlanmış. Buduruma hangi işletme dayanabilir?Anlayamadığım nokta şu:Derneğimizin bu kadar destek vererekoluşmasına yardımcı olduğu, böylesinestratejik öneme sahip ürün olan “süt”üreticilerinin yok olmasına neden kayıt-sız kaldılar.Süt fiyatlarının sadece 3–5 işletmelerinkaderlerinin de bir anlamda bunlarabırakılması normal midir? Hayır, damhayvancılığı yapan 3–5 başlık aile işlet-meleri yıllardır süt fiyatına göre hayvansayısını arttırıp azaltma şansına sahiptir.Kendi çalışır, vergi vermez, enerji-İşçi-SSK gibi giderleri yoktur.Ama bizler gibi kurumsal çalışan işlet-melerin böyle bir şansı yoktur. Ya zararetmeye devam edecektir ya da dayana-madığı noktada kapatacaktır.Bu durumda böylesine büyük bir milliservetin yok olmasına, 6–8 yıl geriyedönülmesine süt, süt ürünleri ve damız-lık hayvan ihraç edilebilmesi konumunakadar gelmiş olan bu sektörün yokolmasına devlet seyirci mi kalacak? �

Atilla CELEPTÜSEDAD Genel Sekreteri

Bu süt fiyatlarıylanereye kadar?

da sivil organizasyonların önemi yadsı-namayacak kadar fazladır. Oysa ülke-mizde bu konuda yazık ki çok geridir. Devletimizin sektördeki sivil örgütleri(TÜSEDAD gibi) destekleyerek sektö-rün problemlerini çözmek ve ülkemizidünyadaki hak ettiği noktaya ulaştır-ması gerekmektedir.Artık dünyada güçlü sivil sektörelörgütler kendi problemlerini çözmek-tedir.

• Bir ıslah çalışmasının 40 yıl sürdüğüdünyada insanların gözleri gibi baktığıdamızlık hayvanlarını ekonomik sıkın-tılardan dolayı kesime göndermelerigerçekten ülkemiz açısından çok büyükbir kayıptır.

• Çiftliğimizdeki hayvanlara bizlerkendi hayvanlarımız gözüyle değilülkemizin bir varlığı gözüyle bakmak-tayız, yani bu hayvanlar birer milli ser-vettir.

• Devlet büyüklerimizde sektöre bubakış açısı ile yaklaşarak olayları değer-lendirirse ülkemiz bu alanda inanılmaznoktalara gelir. Son olarak önerilerim;

�Sektörümüzde, taban fiyat oluşturul-ması�Süt teşviklerinin yalnız süt üreticileribirlikleri üzerinden dağıtılması �Sektörün sivil kuruluşlarının maddi,manevi desteklenmesi�Süt tozu ithalatının durdurulması �Süt tozu ve okul sütü projesinin aci-len devreye girmesi �Belediyelerimizin halk süt projeleri-ne önem vererek halkımıza sağlıklıgünlük süt içirmeleri�Sektördeki firmalara kapasite kulla-nım raporu verilerek bizlerinde ucuzelektrikten istifade etmemizin sağlan-ması �İhracat primi verilerek sanayicinindesteklenmesi�Yem fiyatı ve süt fiyatı parametrele-rinin oluşturulması �

Türkiye yem sektörünün liderkuruluşlarından Matlı Yem San.Tic. A.Ş. Manisa Turgutlu'daki

yem üretim tesisi Devlet Bakanı veBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ınkatılımıyla gerçekleşti. TörendeKaracabey Yumurta Üretim Tesisi veÇorlu Yem Üretim Tesisi'nin de temsilitemeli atıldı.

Turgutlu Yem Üretim TesisiYatırım bedeli 18 milyon lira olanTurgutlu üretim tesisi, toplam 31 bin 559metrekare alan üzerinde kurulu, 7 bin672 metrekare kapalı alana sahip.Tesisin, 70 personel istihdamıyla ekono-miye de bu kriz ortamında katkı sağladığıbelirtildi. İleri teknoloji ürünü makine-lerle üretimin yapılacağı tesiste

Türkiye'de bir ilk olarak en büyük kap-asiteli büyükbaş yem üretim tesisi hiz-mete açıldı. Saatte 100 ton yem üreti-lecek Turgutlu Üretim Tesisleri,büyükbaş ve kanatlı yemlerinin yanısıra özel yem üretimi yapabilecek tek-noloji ve kapasitede hazırlandığı kay-dedildi. Hayvanların beslenme dönem-lerine göre üretilen yem çeşitlerininyanı sıra “işletmeye özel” ürünler deyetiştiricilerin hizmetine sunulacak.Yem üretimine 1988 yılında Karaca-bey tesislerinde başlayan Matlı A.Ş.sektörde kendine seçtiği “sürekli geliş-me” vizyonunu, Konya fabrikasındansonra bugün yüksek teknolojiyle dona-tılmış modern 3. fabrikası olanTurgutlu Yem Üretim Tesisiyle sürdü-rüyor. �

Türkiye'nin en büyük yem üretim tesisi:

MatlıMatlı9Yem9Sanayi,9yüksekteknolojiyle9donatılmış93.fabrikasını9Turgutlu’daaçtı.9Toplam9319bin95599metrekare9alan9üzerindekurulu979bin96729metrekare9kapalı9alanasahip9tesis,9saatte91009tonyem9üretebiliyor.

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 25

UZMAN GÖRÜŞÜ

* Mustafa Kemal ÜniversitesiZiraat Fakültesi Gıda MühendisliGi Bölümü Tayfur Sökmen Kampüsü

Yoğurt, günlük diyetimizin en alışıl-dık öğesi olmanın ötesinde kültürelve sosyal fonksiyonu ile birlikte,

hakkında tartışmasız olarak sağlık açısın-dan faydalı olduğuna hem fikir olunan,dünyaya Türklerin geleneksel bir hediyesiolarak sunduğumuzdan gurur duyduğu-muz, ancak etimiyolojisi dışında tam anla-mıyla da bu savımızı kanıtlayamadığımız,hayatımızın vazgeçilmez bir gıdasıdır.Ülkemizde tek bir tip yoğurt üretilmemek-te, yöreden yöreye değişik yapım teknikle-ri ile üretilen değişik formlarda yoğurt vebenzeri ürünler bulunmaktadır. Yoğurdundiğer bir önemi ise elbette sahip olduğuticari değeridir. Bugün ülkemizde üretilensütün %20-30 kadarının yoğurda ve ayra-na üretildiği tahmin edilmektedir. Ticaribir ürün olması ve süt fabrikalarında yığınüretimi yapılmasından dolayı yoğurt yasa-lara ve standartlara konu olmuştur. Devlether üründe olduğu gibi tüketiciyi korumakamacıyla, üretilen yoğurtların hem kimya-sal kalitesi hem de mikrobiyolojik kalitesiaçısından taşıması gereken özellikleribaşta Türk Gıda Kodeski Fermente SütÜrünleri Tebliği hem de Türk Standartlarıolmak üzere değişik dokümantasyonlar ilegüvence altına almıştır. 5179 sayılı“Gıdaların Üretimi, Tüketimi veDenetlenmesine Dair Kanun HükmündeKararnamenin Değiştirilerek KabulüHakkında Kanun” da ayrıca bu tebliğin

ihlali durumunda verilecek cezaları daiçermektedir.Türk Gıda Kodeksi Fermente Süt ÜrünleriTebliğinde yer alan yoğurt kriterlerindeyapılacak herhangibir değişiklik bütünüreticileri ve bunları denetleyen organlarıetkilemektedir. Geçtiğimiz 8 yıl içerisindeadı geçen tebliğde iki kez değişiklik yapıl-mıştır. 16.02.2009 tarihinde yayımlanan“Fermente Sütler Teblği Değişikliği” ile03.09.2001 tarihinde yayımlanan tebliğ-de belirtilen ve yoğurtta olması gerekenminimum protein oranı %4’ ten %3’edüşürülmüştür. Minumum protein oranın-daki bu değişiklik, konu ile ilgili değişikkesimlerde çoğunlukla olumsuz tepkilereneden olmuştur. Bu konudaki tepkilergenel olarak, yoğurdun besin değerinindüşeceği ve kıvamının da düşmesindendolayı meydana gelecek fiziksel kusurları(serum ayrılması) gidermek için üreticile-rin kullanımı yasal olmayan katkı maddesikullanımına yöneleceği konusundayoğunlaşmaktadır.Ancak diğer açılardan bakılacak olursa, butepkilerin yersiz olabileceği de düşünüle-bilir: Şöyleki;• Protein oranındaki düşüşten kaynakla-nan besin değerindeki azalma, tüketimmiktarının artırılması ile kolaylıkla gideri-lebilir. • Geleneksel olarak evlerde üretilen yo-ğurt, inek sütünün doğrudan işlenmesi ile

elde edilmektedir. Sütün kaynatılmasıesnasında meydana gelen koyulaştırma veprotein oranındaki artış çok daha sınırlıdır.Dolayısıyla, kıvam açısından Türklerin çokkıvamlı yoğurtların yanında, daha düşükkıvamlı evlerde üretilen yoğurtlara da alı-şık olduğu rahatlıkla söylenebilir. Nitekim,ülkemizde üretilen sütün %10-20 gibi birkısmının büyük modern süt işletmelerin-de, %30-40 gibi bir kısmının mandralarda,%30-40 gibi bir kısmının da kaynağındatüketildiği tahmin edilmektedir. Budurumda, aslında ülkemizde tüketilenyoğurtların büyük bir kısmının modern vebüyük firmalar tarafından üretilen %4 pro-tein içeren yoğurtlardan değil, evlerde veçok küçük kapasiteli işletmelerde üretilendaha düşük protein içerikli yoğurtlarınoluşturduğu gerçeği karşımıza çıkmakta-dır. 2001 ylında yayımlanan tebliğ gözö-nüne alındığında, küçük işletmelerin,yoğurt üretimi açısından minimum prote-in hariç diğer kriterleri yerine getirmelerimümkün olabilmektedir. Dolayısıyla,2001 yılında yayımlanan tebliğTürkiye’deki birçok küçük işletmeyi yasadı-şı işletmeler konumuna getirmekte idi.Böylece, yoğurtta protein oranın azaltıl-ması, bu tip işletmelerin ürünlerinin deyasal hale gelmesini sağlamıştır. Bu türişletmelerin sayıca fazla olması, yerel istih-damın sağlaması açısından da önemlidir.2009 yılında yapılan değişiklik, süt endüs-trisinde kayıt dışılığı ortadan kaldırabile-cek bir yaklaşım olarak da ele alınabilir.-Diğer taraftan, her ne kadar kesin bilim-sel çalışmalar tam olarak bulunmasa da,yasal olarak %4 protein miktarının olması,şu anda yerel olarak üretilen ve henüzticari olarak başarı kazanmamış diğergeleneksel yoğurtlarımızın da ceza kapsa-mına girmesine neden olabilecektir. Budurumda kendi elimizle klasik yoğurdu-muz dışındaki diğer geleneksel yoğurtçeşitlerimizi yasadışı ilan etmek gibi birçelişkili bir durum ortaya çıkabilecektir.• Ayrıca, geleneksel gıda ürünlerinde yek-nesaklık aramak, gelenekselliğin doğasına

aykırıdır. Geleneksel bir ürün, değil üretici-den üreticiye, evden eve bile değişebil-mektedir. Geleneksel ürünler ortak özel-liklere sahip olmalarına karşın, bileşim açı-sından geniş bir değişim aralığı gösterebi-lirler. Dolayısıyla, tüketicimize teknolojininbelirlediği belli bir protein yüzdesine vekıvamına sahip tek tip yoğurdu dayatmakyerine, geleneksel doğası gereği kıvam vebileşim açısından az çok değişiklik göste-ren daha geniş bir yelpazde farklı poteinve kıvamlarda yoğurt seçenekleri sunmak,tüketimi daha da canlandıracaktır. Budurumun en büyük belirleyicisi tüketicidir.Tüketicinin beğenisine yönelik çalışmalaryapmadan tüketici hakkında hüküm ver-mek akılcı değildir. Kaldı ki, modern vebüyük firmalar, bu değişikliği ürün yelpa-zelerini ve dolayısıyla satışlarını artırmakiçin bir fırsata çevirebilirler. Böylece, gıdagüvenliği açısından riskli ve kalitesiz ürün-ler ürettiği ileri sürülen merdiven altı üre-tim ile daha kolayca rekabet edilebilecek-tir. 2009 tarihinde yoğurtta olması gere-ken protein oranı izin verilen en düşükseviyeyi göstermekte, daha yüksek prote-in içeriğinde yoğurt üretiminde bir kısıtla-ma bulunmamaktadır. Burada esas olangıda güvenliğidir.Sonuç olarak, yoğurt tebliğinde yapılandeğişiklikten kaynaklanan tepkilere sonvermek ve akılcı bir çözüme ulaşabilmekiçin, tüketici tercihlerini gösteren bir araş-tırmanın yapılmasına acilen ihtiyaç bulun-maktadır. Ayrıca, diğer geleneksel yoğurt-larımız üzerinde çalışmalar yapılıp, en kısasürede bunların da tebliğe dâhil edilmesigerekmektedir. Gıda endüstrisinde asılolan toplum sağlığı olduğundan, katkımaddesi kullanımı gibi olumsuzluklar tes-pit edilmesi ve piyasanın denetlenmesibakımından Tarım ve Köyişleri Bakanlığınabüyük görevler düşmektedir. �

Doç. Dr. Yahya Kemal AVŞAR*[email protected]

Başımızın tatlıbelası yoğurt

Süt, insan beslenmesi açısından enmükemmel gıdalar arasında yerinialır. Sadece bebekler için değil,

erginler ve özellikle yaşlanma sürecindeolan insanlar için de vazgeçilmez bir besinkaynağıdır. İçme sütü yerine yoğurt (ayran), peynir yada kefir vb. süt ürünlerinin tüketilmesi deaynı yararı sağlar. Zaman zaman, sütün çiğ olarak tüketilme-sinin sağlık olarak daha yararlı olduğu şek-linde bilgiler verilmekte ya da çocuklaraasla uzun ömürlü süt verilmemesi konu-sunda uyarılar yapılmaktadır. Çiğ süt, içinde farklı türlerde ve çok sayıdamikroorganizma içerir. Bu mikroorganiz-malardan bir kısmı insan sağlığına yararlı-dır. Bir kısmının sağlık üzerinde yararlı yada zararlı etkisi yoktur. Bir kısmı ise insan-ları salgınlara yol açıp, öldürebilecek kadartehlikelidir. Sütün sağıldığı hayvan tümüyle sağlıklıgörülse bile dışkısında bu zararlı mikropla-rı barındırabilir. Burada sadece bir olasılıktan bahsedil-mektedir. Her hayvanın sütünde mutlakazararlı mikroplar vardır demek doğruolmaz. Sütün pastörize edilerek tüketilmesi,insanlık tarihi dikkate alındığında çok yenibir uygulamadır. 1860'lı yıllarda Fransızbilim adamı Louis Pasteur, ısıl işlem ilemikropların öldürüldüğünü ortaya koy-

muştur. Daha önceki binlerce yılda insan-lar sütleri sağıldığı şekilde içiyorlardı. Burada akla şu soru gelmektedir: Sütlerdeo zamanlar zararlı mikrop yok muydu? Yeryüzünde mikroorganizmaların, in-san-lardan çok daha öncesinden beri var oldu-ğu bilinmektedir. Bugün, insanlarda has-talık yaptığı saptanmış mikropların keşfide insanlık tarihi içinde çok yenidir.Ayrıca, bundan örneğin 200-250 yıl önce-sinde insanların neden hastalandıkları vehatta öldükleri bilinmemektedir. Günümüzden yaklaşık 100 yıl kadar öncesütlerin pastörize edilerek içilmesi ile ilgilikurallar koyuldu. Tüketiciler buna, "ataları-mız sütü kaynatıp mı içiyordu?" şeklindetepki gösterdi. Bilimsel gelişmelere bağlıolarak geçen 100 yıl içinde insanlar neyintehlikeli, neyin güvenli olduğunu öğrendi-ler. Süt, pastörize edildiğinde içindekizararlı mikroplar ölür ama pastörizasyonsıcaklığına dayanıklı olanlar canlı kalır.Bunlar, buzdolabı sıcaklığında dahi gelişe-rek sayılarını artırırlar ve sütü ekşitirler.Ekşimiş bir sütü, insanlar farkederler veiçmezler. Sorun, hiçbir bozukluk hissiolmadığı halde tehlikeli mikropları içerengıdaları tüketmektir. İnsanlar bu şekildezehirlenirler, hastalanırlar. Hastalığın iler-lemiş boyutu ölümdür. Eğer sütün içinde pastörizsyona dayanıklıolanlarda dahil tüm mikroorganizmalarınöldürülmesi isteniyorsa UHT denilen işlem

uygulanır. Elde edilen ürün ise uzunömürlü süt olarak tanımlanır. Kapağı açıl-mamak kaydı ile oda sıcaklığında 4-6 aysüre saklanabilir. Pastörizasyon ile hastalık yapan mikropla-rın öldürülmesi sağlanırken, sütte bulu-nan yararlı mikroorganizmalar da ölür.Ancak bu mikroorganizmalar, yoğurt vekefir ile zaten vücuda alınmaktadır. Çiğ süt içmenin tehlikeli olduğu bu aşa-mada tekrar belirtilmektedir. Her çiğ sütiçen insan hastalanır diye bir kural yokturancak bahsedilen tehlike ölümdür. Budurumda risk tüketiciye aittir. Pastörize/ UHT süt tercihi de tüketiciye ait-tir. Teknoloji farkı olarak her zaman içinpastörize süt fiyatı, UHT süt fiyatındandaha düşüktür. Eğer pastörize süt buzdo-

labı koşullarında 1 hafta içinde tüketilecekise tümüyle güvenilir bir üründür. Markettten alınan UHT sütün aynı güntüketilmesi sadece gereksiz yere ücretödemektir. Bununla beraber, kamp vb.buzdolabı imkânı olmayan koşullarda UHTsüt tercih edilmelidir. UHT süt işleme teknolojisi basittir. Bu tek-noloji ile çiğ sütteki bütün mikrorganizma-lar kolaylıkla öldürülür. Dünyanın en gerikalmış ülkesinde bile UHT sütlere ilave birkoruyucu kimyasal madde katılmaz çünkübuna gerek yoktur. Buna göre anneler,çocuklarına güvenle UHT süt verebilirler. Tercih tüketicinindir. �

Prof. Dr. Kadir HALKMAN*[email protected]

Çiğ, Pastörize(Günlük) ve UzunÖmürlü (UHT) Süt

* Ankara Üniveritesi Mühendislik FakültesiGıda MühendisliGi Bölümü ÖGretim Üyesi

ları da beraberinde getirmektedir. Bütünbu olumsuzluklara, verimsel kayıplarabir de tedavi masrafları eklendiğindedurumun ekonomik boyutunun aslındane denli büyük olduğu anlaşılmaktadır.Bu nedenle öncelikle laminitis olgusu-nun köken aldığı unsurları iyi analizetmek yerinde olacaktır. Bu unsurlaradikkat edilerek çiftlikler yönetildiğinde

sürü sağlığı açısından da doğru adımlaratılmış olunacaktır. Kuzey Amerika, İngiltere ve İskandinav- ya’ da yapılan araştırma raporlarınagöre, laminitis’in oluşmasında birçokfaktör rol oynamaktadır. (Wells et al.,1993; Clarkson et al., 1996; Cook, 2003a;Manske et al., 2002;Whay et al., 2002).Bu faktörler hayvanın genetiği, beslenme

ve yemleme yönetimi, süt verim düzeyi,rumen sağlığı (ya da asidoz) , enfeksiyonhastalıkları, çevre ve barınak koşullarıolarak sıralanabilir.Laminitise neden olarak öncelikle bes-lenme ile ilişkili faktörler düşünülmesinerağmen, çevre faktörlerinin de ayak lez-yonlarının oluşumunu tetiklediği vetopallığın şiddetini arttırdığı ya da azalt-

Laminitis ülkemiz ve dünya hay-vancılığını ekonomik açıdanolumsuz etkileyen bir metabo-

lizma hastalığıdır. Laminitis’i sadecebasit bir topallık gibi düşünmemekgerekir. Çünkü söz konusu topallık,süt veriminin düşmesi, başta mastitisolmak üzere fertilite problemlerini veprematüre doğumlar gibi olumsuzluk-

TEMMUZ - AĞUSTOS 200926

ARAŞTIRMA

SÜT SIĞIRLARINDAçevre koşulları veLaminitis ilişkisi

Dr. Serdar KARDEŞ*[email protected]

Dr. Bülent Haluk GÜLMEZ**[email protected]

Dr.9Serdar9Kardeş9ve9Dr.9Bülent9Haluk9Gülmez,9süt9sığırla-rında9çevre9koşulları9ve9laminitis9ilişkisi9üzerine,9bir9araştır-ma9kaleme9aldı.9Çok9detaylı9bir9araştırma9olarak9hazırla-nan9yazıyı,9kısaltılmasını9rica9ettik.9Yaklaşık9109sayfa9olarakhazırlanan9araştırmanın9tamamının9sağlayacağı9faydayı9ikisayfada9okurlarımıza9ve9sektör9temsilcilerine9sunmaya9çalış-tık.9Yararlı9olmasını9diliyoruz.9

Kuzey Amerika, Hngiltere, Hskandinavya’da yapılan araJtırma raporlarına görelaminitis’in oluJmasında birçok faktörün rol oynadıGı tespit edilmiJ.. Bu faktör-ler arasında hayvanın genetiGi, beslenme ve yemleme yöntemi, süt verimdüzeyi, enfeksiyon hastalıkları, çevre ve bakım gibi etkenler sayılıyor.

Kuzey Amerika, Hngiltere, Hskandinavya’da yapılan araJtırma raporlarına görelaminitis’in oluJmasında birçok faktörün rol oynadıGı tespit edilmiJ.. Bu faktör-ler arasında hayvanın genetiGi, beslenme ve yemleme yöntemi, süt verimdüzeyi, enfeksiyon hastalıkları, çevre ve bakım gibi etkenler sayılıyor.

tığı yapılan çalışmalarda bildirilmektedir(Bergsten and Frank, 1996a; Webster,2001).

Çevresel FaktörlerÖzelikle hayvanın yatma ya da dinlenmesüresinin, gezinme davranışlarının vehayvanın gezindiği alanın özelliklerininde laminitis gelişiminde etkili olduğubelirlenmiştir. Çevre ile bağlantılı enönemli konulardan biri sıcaklık stresidir.

Sıcaklık stresi davranışları:Sıcaklık stresi hayvan davranışını etkile-mekte ve bu yüzden laminitis riskini deartırmaktadır. Sıcaklık ile birlikte yemtüketimi azalmakta ve yem seçme olayla-rı daha sık gözlenmektedir. Bu tipdurumlarda hazırlanan TMR’ın partikülbüyüklüklerine özen gösterilmeli, hay-vanların sadece konsantre partiküllerinitüketmelerinin mümkün olduğuncaönüne geçilmelidir. Overton ve ark.(2002) sıcaklığın artması ile hayvanlar-daki yatıp dinlenme zamanının kısaldığı-nı bildirmişlerdir. Yatıp dinlenme zama-nının azalması bir bakıma ruminasyon(geviş getirme) için harcanan zamanın daazalması anlamına gelmekte aynı zaman-da hayvanları rumen asidozuna yatkınhale getirmektedir.. Schultz (1984) dasıcaklığın artması ile hayvanların ayaktakalma süresinin uzadığını rapor etmiştir. Sıcaklık stresi ve Rumen asidozu:Sıcak havalarda hayvanlardaki sık solukalıp vermeden dolayı respiratorik alkolo-zis meydana gelmektedir. Bu yüzdenkaybedilen karbondioksit ve su, karbonikasidin de azalmasına neden olur.Karbonik asit düzeyindeki azalma vücut-taki bikarbonat miktarını da azaltır ki buda tampon maddelerin miktarını etkile-yen bir azalmadır. Bu azalma salyanın ve

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 27

salyadaki bikarbonatın miktarını azaltır.Bunun sonucunda da rumen asidoz oluş-masına yatkın hale gelir.Özellikle yaz aylarında rasyonlara bikar-bonat takviyesi için hayvan başına günde100 gr sodyum bikarbonat ilavesi uygunolmaktadır. Bunun yanında, ileride tek-rar üzerinde duracağımız, Sodyum bikar-bonat’ın serbest seçime sunulması dagenel uygulamalardan biridir. Aynızamanda özellikle yaz aylarında salyaüretimini arttırmak için kuru ot tüketimi-ni arttırmak amacı ile iyi kaliteli kuruotların kullanılması, saman sap gibi kötükalitede kaba yemlerim kullanılmamasıkritik önem arz etmektedir. Sıcak stresi-nin risk oluşturduğu dönemlerde özellik-le yüksek süt verimi olan grupların dahafazla risk altında olduğu göz önüne alına-rak, mümkün olan en yüksek kalitekikuru otların bu gruplarda kullanılmasıyerinde olacaktır. Her ne kadar ülkemizkoşullarında bulmak zor olsa da, proteinoranı doğal halde % 20’nin altında olma-yan yonca kuru otu, en ideal kaba yemkaynaklarından biri olacaktır.

Hayvan padoklarının dizaynı: Hayvan davranışları ile ilgili diğer birfaktörün de padok ve bölmelerin dizaynıolduğu bildirilmiştir (Anderson, 2002).Gaworski ve ark. (2003) özellikle durakdemirinin hayvan davranışları açısındançok önemli olduğunu belirtmiştir. 1 ve1.27 metrelik durak demirlerinin ayaktakalma süresini artırdığı 1,7 ve 1.52 metrearasındaki durak demirlerinin ise oturmasüresini artırdığı ve ayakta kalma zama-nını azalttığı bildirilmiştir. Sosyal dizilimin etkisi (gruplama):Galindo and Broom (2000)’a göre hay-vanların hiyerarşik pozisyonlarına görepadoklardaki hareketleri, gezindiği vedinlendiği zaman değişiklik göstermekte-dir. Hayvanın dinlenme yani yatma süre-sinin taban lezyonu oluşumu için belirle-yici olduğu ileri sürülmüştür. Toplamayakta kalma süresinin % 45 artmasının,taban lezyonlarını ve laminitis olgularınıartırdığı bildirilmiştir.

İşletme Zemininin Özellikleri:Değişik zemin tipleri ayakta kalma veyadinlenme süresini etkilemektedir. Özel-likle hayvanların yoğun olarak kullandığısağım bekleme alanları, sağımhaneyegiden yollar, yem tüketimi esnasındaarka ayakların bastığı zemin kauçuk vbyumuşak malzemelerden yapıldığında,hayvan refahı ya da konforunun iyileşti-ği, bunun verim paramentrelerine olum-lu yansıdığı ve tırnak problemlerini azalt-tığı belirlenmiştir. Özellikle sağım alanlarında da zemininyumuşak (kauçuk vb.) malzemelerdenyapılması ayak sağlığı yönünden önemarz etmektedir. Sağım süresince özelliklearka ayaklara çok yük bindiği göz önünealındığında ilgili bölgelere zemin gerili-mini azaltan çeşitli uygulamalar yapılma-sı oldukça faydalıdır.Yataklıklarda da aynı hassasiyet gösteril-melidir. Laktasyondaki sağlıklı bir sütsığırının günde en az 10 saat yatıp dinlen-mesi gerekmektedir. Hayvanın yatmasını

ve uzun süre dinlenmesini sağlamak içinçeşitli kauçuk altlıklar, saman, talaş kul-lanılabilmektedir. Yapılan çalışmalar vepratik tecrübeler en uygun yataklıkmateryalinin kum olduğunu göstermek-tedir. Pratikte yapılan gözlemlerden biride, yataklık materyali kum olmasına rağ-men, kullanılan kumun ıslak ya da kuruolmasına bağlı olarak dinlenme süresinindeğiştiği yönündedir. Süt sığırları ıslakzemine yatmakdan hoşlanmamakta, buda dinlenme süresini olumsuz etkilemek-tedir. Kum yataklık materyali kullanımıişletmelerinin inşaası esnasında planlan-malı, bunun da ek yatırım maliyeti getir-diği unutulmamalıdır.

Bazı önemli noktalara tekrar dikkat çekmek gerekirse;• Çiftliklerde karşımıza çıkan laminitisolguları bir tek nedene bağlanamamak-tadır. Konuyu birçok yönden değerlen-dirmek laminitis’e doğru yaklaşmamızısağlayacaktır. Çiftliklerde sadece rasyon-ların içerik olarak hazırlanışı değil, burasyonların hayvanlara sunuluş şeklinin,özellikle partikül büyüklüğünün deönemli olduğunu unutmamak gerekir. • Pratik olarak, TMR karma makinaları-nın karışım süresi, partikül büyüklüğüüzerinde etkiye sahiptir. Karışım süresiuzadıkça partiküller prensip olarakküçülür. İşletmelerinizde bu konuda dabelli bir standart geliştirmek yerinde ola-caktır. TMR millerinin üzerindeki bıçak-ların durumu, karışımın dağıtım süresipartikül boyutlarını etkilediği gibi, yemindağıtıldığı yemliğin başlangıcı ve sonun-daki partikül büyüklükleri farklılık arze-debilir. Yemlerin dağıtımının başladığıbölgedeki partiküller daha uzun olması-na rağmen, sona doğru durum tersinedönerek partiküller küçülür. Bu ön görü-den hareketle, karmanın dağıtımı yüksekverim grubundan başlamalı, diğer birdeyişle, rumen sağlığı en fazla tehditaltında olan grupdan başlanması yerindeolacaktır. • Rasyon içerisindeki konsantre yemlerideğerlendirmenin yanında kullanılankaba yemlerin özellikle kuru otların kali-tesi ve fiziksel formu konusunda hassasolunmalıdır. Genel gözlemlerimiz çerçe-vesinde, damızlık süt sığırı işletmelerin-deki en önemli sorun, kaba yem buluna-bilirliği ve kaba yemde kalite standardı-nın sürdürülebilirliğidir. İşletmeninsezonluk ihtiyacına yetecek olan silajmateryalinin mümkün olduğunca aynıkaynaktan temin edilmesi, doğru planla-ma ile en kıza zamanda biçilerek silajlan-ması, olgunlaşma süresinin mümkünolduğunca kısa sürmesi adına uygunkoşullarda ve tercihe bağlı olarak inokü-lantlarla desteklenmesi standart rumenflorasının sürdürülmesi için oldukçaönemlidir. İşletmelerde özellikle üzerin-de durduğumuz yem geçiş sorunları, top-lam rasyonun konsantre porsiyonundakigeçiş problemlerinden ziyade işletmeninelinde bulunan kaba yemlerin farklılıkla-rından (farklı hatta bazen aynı silo içe-rinde farklı değerlerde silaj materyaliolması ya da farklı kaynaklardan gelenkuru otlar) ıileri gelmektedir. Aynızamanda, yukarıda sözü geçen en az

doğal halde % 20 ve üzerinde hamprotein içeren yonca kuru oyununtemini yüksek süt verimi için ihtiyaçduyulan konsantre yem ihtiyacınınazaltılmasında çok yararlı olacaktır.Kısacası günümüzde gerek ülkemizdegerekse diğer ülkelerde yüksek verim-li süt sığırı yetiştiriciliğinde üzerindedurulan ve durulması gereken enönemli konu kaba yemdir. • Hayvan konforu, verimli ve en azsorunlu yetiştircilik yapmak için bes-lenme kadar önemlidir. Bu başlıkaltında yemlik alanları, gruplardakihayvan sayıları, grup içi hiyerarşikdüzen, yataklık alanları ve kullanılanmalzemeler, sağım sayısı, sağım bekle-me alanlarının durumu (ventilasyonvb) , bekleme süresi, sağım yönetimivb birçok konu toplanabilir. • Laminitis mücadelesi açısından, hay-vanların gezinmesini sağlamak amacıile otlaklar ve meralar gibi serbestdolaşım alanlarının kullanılması belkide en güzel çözümdür. Ancak yeterliarazisi olmayan işletmeler için en azın-da hayvanların gezinme alanındakizemin koşullarının iyileştirilmesi çokönemlidir. Drenajı yapılmış toprakzemin oldukça idealdir. • Sağım bekleme yerleri ve sağımpadoklarının zeminlerinin de dahaönce bahsettiğimiz özelliklerde yapıl-ması tırnak sağlığı açısından iyi sonuç-lar getirecektir. Pratik olarak, erkenlaktasyon dönemi ve yüksek verimgruplarının sağım ünitesine en yakınmesafede tutulması söz konusu hay-vanların verimliliklerini arttırmakta,tırnak problemlerini azaltmakda yar-dımcı olmaktadır. • Sıcak stresi ile mücadele açısındanöncelikle barınak dizaynlarının bölge-ye uygun yapılması ve gerekli bölgele-re de fan takılması iyi sonuçlar getir-mektedir. Sıcaklığın devam ettiği mev-simlerde, özellikle sağmallara kalitelikuru otlar ve silajlar verilmesi yemtüketimini kaba yem yönünden deartıracağı için önemlidir. Yaz ayların-da sağmal rasyonlarının sodyum bikar-bonat, magnezyum oksit kombinas-yonları ile takviye edilmesi yaz asidoz-larına ve onun neden olduğu laminitis-lere karşı önlem olmaktadır. �

* C.P. Standart Gıda San. Tic. A.I. YemTeknoloji Departmanı, Genel MüdürYardımcısı ** C.P. Standart Gıda San. Tic. A.I. YemTeknoloji Departmanı, Teknik Servis Müdürü

TEMMUZ - AĞUSTOS 200928

KISA KISA

Eray Gıda’ya ödül

arazi üzerine kurulu çiftlikte, süt sığır-cılığı ve besi hayvancılığı yapıyor.Çiftlik; Tarım ve Köy İşleri BakanlığıKoruma Kontrol Genel Müdürlü-ğünce verilen, “Sığır Tüberkülozu veBrucellozu hastalıklarından ari işlet-meler için sağlık sertifikası” ve “92/46E.E.C. Avrupa Birliği çiğ süt üretimnormlarına Uygunluk Belgesi”nesahip. 92/46 E.E.C. belgesine sahipTürkiye’deki ilk işletme olan Eray GıdaÇiftliği her geçen gün sektörününbüyüyen firması olarak dikkat çeki-yor. �

TÜSEDAD üye firmalarından ErayGıda Çiftliği geçtiğimiz Mayıs ayındaDünya Gazetesi tarafından düzenle-nen “Sektörünün En Başarılı Firması”ödülüne layık görüldü. 17 yıl süre ile Eray İnşaat olarak inşaatsektöründe faaliyet gösteren firma2003 yılında Eray Gıda Süt Ürünleriadı altında hayvancılık sektörünegirdi.

Türkiye’de ilk Trakya Bölgesi, Kırklareli ili, Lülebur-gaz ilçe sınırları içerisinde 40 dönüm

TARIMSAL Yayım ve DanışmanlıkHizmetlerine Destekleme ÖdemesiYapılmasına Dair Bakanlar Kurulukararına dayanılarak hazırlanan veResmi Gazete'de yayımlanan tebliğuyarınca, ödeme kapsamına alınanher tarımsal işletmeye yılda 225 liraödenecek. Hizmet sözleşmeleri 31Aralık 2009 tarihine kadar geçerliolmak üzere ve en az 6 aylık birdönemi kapsayacak.

Destekten kimler yararlanabilecekDestekleme kapsamında danışman-lık hizmeti satın alacak çiftçiler vetarımsal işletmelerin, Çiftçi KayıtSistemine, hayvan kayıt sistemine,örtü altı kayıt sistemine, su ürünlerikayıt sistemine ve arıcılık kayıt siste-mine kayıtlı olmaları gerekecek.Ayrıca, işletmelerin, örtü altı üreti-minde en az 3 dekar, meyvecilikteen az 10 dekar, hayvancılıkta, sütsığırcılığı yapan işletmelerde en az20 baş, besi sığırcılığı yapan işlet-melerde en az 50 baş ve küçükbaşhayvan yetiştiriciliğinde en az 100baş hayvana sahip olması, tarlaziraatında kuruda en az 150 dekar,suluda en az 50 dekar alanda üre-tim yapmak, en az 50 adet arı kolo-nisi veya su ürünleri üretim tesisiolması kriterlerinden birini taşıyorolması şartı aranıyor.

2005 yılından bu yana Tüm Süt, Et veDamızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği(TÜSEDAD) ülke hayvancılığının gelişti-ği ve sektörleşmeye çalıştığı günümüzde;işletmelerin sağlam alt yapı, temellerleoluşması için kuruldu. Tarım ve hayvancı-lık sektöründe doğru, objektif ve güncelbilgiye ulaşım hizmeti şiarıyla hareketeden TÜSEDAD 4. Genel Kurulu’ndayeni yönetimini seçti. Eray Gıda’dan

Adnan Yıldız Dernek Başkanı, Alaca’danNejat Deveci de başkan yardımcılığınagetirildi. Atilla Celep Genel Sekreterliğegetirilirken üyelerin listesi şöyle: SevimArslan (Arslan), Abdurrahman Özlüer(Ömer Matlı), Dursun Akdağ (Yonca),Erol Akçakaya (Kemalbey), Nezih Öztürk(Atabey), Fevzi Topal (Saray Halı),Önder Toker (Trakya Hisar). 4 Nisan2009’da gerçekleşen genel kurulda konu-

şan Dernek Başkanı Adnan Yıldız,“Tüsedad’a şu anda üye olan ve üyeolma potansiyeline sahip tüm işletme-lerin tek amacı Türkiye’nin süt ürün-leri, et ve damızlık hayvan ihracatınımümkün kılmak için çalışmak ve yatı-rım yapmaktır. Dış ticareti mümkünkılmak uluslararası standartlarda,kalitede ve fiyatta ürünün sağlanmasıile mümkündür” dedi. �

TÜSEDAD Şişli’deki yeni ofis merkezinetaşındı. Derneğin yeni adresi şöyle:Abide-i Hürriyet Caddesi Arpa SuyuSokak Dikra Apartmanı No: 4 D: 3 34380 Şişli / İstanbul Telefon:;212;219;07;77;;;;Faks:;212;219;07;78;�

TÜSEDAD üye çiftliklerinin girişine asıl-mak üzere, dernek tarafından tabela hazır-landı. Dernek tarafından hazırlanan tabe-lalarda “Bu işletme TÜSEDAD üyesidir”yazısı yer alıyor. 2005 yılında kurulanTÜSEDAD’ın üye sayısı hızla artıyor. �

Üye çiftliklere“üyelik” tabelası

TÜSEDAD Yönetim Kurulu üyelerindenNezih Öztürk’ün katkılarıyla şapka yaptı-rıldı. Tüm üyelere dağıtılmak üzere hazır-lanan şapkaların postaya verildiği açıklan-dı. Çiftlik yaşamında özellikle çalışanlarınyoğun olarak kullandığı şapkaların, üyeçiftliklerde büyük rağbet göreceği tahminediliyor. TÜSEDAD logosu ile hazırla-nan yeşil renkli şapkalarla üye iş yerleri-nin TÜSEDAD üyeliklerine de dikkatçekilmesi amaçlanıyor. �

“Şapkasız çıkmam abi!”

TÜSEDADyeni ofisinde

TÜSEDAD’ta yeni dönem!

Yılda 225 lira ödenecek!

TÜSEDAD yeni yönetimi bir arada görünüyor

TEMMUZ - AĞUSTOS 2009 29

KISA KISA

Kurulduğu günden beri çalışmalarıyladikkat çeken TÜSEDAD, Nisan-Mayısdöneminde kaydını yapan çiftliklerle üyesayısı 65’e çıkardı. Kısa sürede sektörünsorunlarını gündeme getiren, yetkililereulaşabilen bir dernek görünümünü kaza-nan TÜSEDAD önümüzdeki dönemler-de daha da etkin olmayı hedefliyor. Yeniüyelerle daha da güçlendiklerini dile

getiren dernek yönetimi, diğer sektörtemsilcilerini de dernekte görmek iste-diklerini açıkladılar. Sivil toplum kuruluşu olarak TÜSE-DAD’ın etkinliğini artırması için, sektö-rün sorunlarına çözüm üretmek ve busorunlara dikkat çekmek hedefinde yolu-na devam ettiği tekrarlandı. Yeni üyeçiftlikler şöyle: �

TÜSEDAD’tan BölgeTemsilcilikleri

leri bilgiler şöyle sıralandı: “İnek kesimkarkas fiyatı, Dana kesim karkas fiyatı,Saman fiyatı, Yonca fiyatı, Silaj fiyatı,Süt yemi fiyatı, Süt taban fiyatı, Gebedüve satanlar/alanlar, Buzağı satan-lar/alanlar, Yeni kurulan çiftlikler,Bölgeye özel hammadde ve yan ürünfiyatları.” Bölge Temsilcisi olarak seçilenüyeler şöyle: �

BÖLGE ÇİFTLİK ADI İLGİLİ KİŞİ

DENİZLİ-BABADAĞ BÖLGE TEMSİLCİSİ ALİ USTA ÇİFTLİĞİ ÖZGÜR ÖZGEN

TEKİRDAĞ BÖLGE TEMSİLCİSİ ÜSMENS ÇİFTLİĞİ FEDAİ YÜKSEL

KIRKLARELİ – LÜLEBURGAZ BÖLGE TEMSİLCİSİ ALTILAR TEKSTİL ÇİFTLİĞİ ŞENOL AMAN

BURSA – M. KEMAL PAŞA BÖLGE TEMSİLCİSİ KONBES BESİ ÇİFTLİĞİ REŞAT KÜÇÜK

EDİRNE – HAVSA BÖLGE TEMSİLCİSİ HAVSA ÇİFTLİĞİ TOLGA HAVSA

İZMİR – BERGAMA BÖLGE TEMSİLCİSİ AKSEL AROL AKSEL AROL

KONYA BÖLGE TEMSİLCİSİ YONCA HAYVANCILIK DURSUN AKDAĞ

ÇİFTLİK ADI İLGİLİ KİŞİ

AGROTEK ÇİFTLİĞİ ÖMER YÜNGÜL

AROL ÇİFTLİĞİ AKSEL AROL

ALTILAR TEKSTİL TARIM HAYV. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ŞENOL AMAN

ATA ÇİFTLİĞİ HASAN HAMİŞ

AVŞAR TARIM HAYV. RAŞİT TABAK

BAYKALLAR HAYVANCILIK GID. SAN. AYHAN DEMİR

CE-MAR HAYVANCILIK İŞLETMELERİ EYÜP MAR

DOĞAL TARIM ve HAYVANCILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. FEYYAZ TÜTÜNCÜOĞLU

DOĞALIM GIDA HAYVANCILIK İNŞ. PAZ.SAN. ve TİC. A.Ş. YÜKSEL BAL

EVRENSEKİZ ALİ MERCAN ÇİFTLİĞİ SELİM KARAKAŞ

HAMİTABAT TARIM HAYVANCILIK LTD. ŞTİ. OGÜN YÜZEN

KONBES A.Ş. REŞAT KÜÇÜK

LİNK ÇİFTLİK TARIM HAYVANCILIK ÇİFTLİĞİ EROL CANLI

MARATON TARIM MAK. OTOMASYON LTD. ŞTİ. MEHMET ALİ YILMAZ

ORTAKLAR HAYVANCILIK GIDA VE TAR. LTD. ŞTİ ÖZBAY ORTAK

ÖZLEM TARIM ÜRÜNLERİ A.Ş. MUTLU ÖNGEL

SARIKIZ BESİCİLİK DAMIZLIK ÜRETİM A.Ş. ŞENOL ŞİMŞEK

ŞAHİNLER HAYVANCILIK VE TARIM ÜRÜNLERİ YAŞAR ŞAHİN

TAÇ TAV. VE HAYV. GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ TAHSİN ALTUN

TAYF TARIMSAL LTD. ŞTİ. TAYFUR ÖZKAN

YILDIRIM HAYVANCILIK GÜRCAN YILDIRIM

YONCA HAYVANCILIK DURSUN AKDAĞ

ZAFER KESKİNER TARIM İŞLETMESİ MEHMET FAHRİ KESKİNER

ZİYA ORGANİK TARIM İŞLETMELERİ A.Ş. MEHMET ALİ ÜNAL

TÜSEDAD ’tan Bölge TemsilcilikleriNisan ayında gerçekleştirilen YönetimKurulu Toplantısında; TÜSEDAD’ınyaygınlaşması, güçlenmesi, daha iyi tanı-tılması ve tüm bölgelerdeki sektörle ilgi-li gelişmelerin üyelere ulaştırılabilmesiiçin bölge temsilcilikleri verilmesinekarar verildi. Kararda, bölge temsilcileri-nin her ay rutin olarak merkeze verecek-

TÜSEDAD büyümeye devamediyor!

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nınilk olarak 2002 yılında tasarla-dığı, Bruselloz ve Tüberküloz

hastalıklarından arındırılmış çiftlikleroluşturmayı amaçlayan Ari İşletmelerçalışmasına Lüleburgaz İlçesinde2004 yılında başlanmıştır. Yürürlüğe girdiği zamanlarda 25 başve üstü süt işletmelerinde yapılmasıgereken bu çalışma ilçemizde iki çift-likte uygulanmıştır. Tüberküloz has-talığının sürü içindeki yüzdesininürkütücü olması nedeniyle çalışmala-rımızda aksama meydana gelmiştir.İlk çalışmanın yapıldığı çiftliklerdenbirinde bulunan 81 hayvanın 38'itüberkülozdan mecburi kesime sevkedilerek kavurma yapılması sağlan-mıştır. Diğerinde ise 53 hayvandan10'u aynı nedenle kesilmişlerdir.Tüberküloz yönetmeliği gereği enson kesime sevkin gerçekleştiğitüberkülin taramasından sonra tümsürünün menfi sonuç verinceyekadar bu iki işletmede uygulamalaradevam edilerek sonuca varılmıştır. Buiki işletme Lüleburgaz'ın ilk Ariİşletmeleri olmuş ve halen devametmektedirler. 2005 yılında ise ilçemizde kurulan ilkbüyük hayvancılık işletmesi olanERAY GIDA da Ari İşletme kapsamınaalınmıştır. İşletmede bulunan 310baş sığıra uygulanan tüberkülün vebrusella kan taramaları sonucundatüm hayvanlar bu iki hastalıktanmenfi bulunmuş ve bir yıllığına veri-len Ari İşletme Sertifikasını almıştır.Ari İşletme Yönetmeliklerine görehayvan sahiplerinin talebi olduğutakdirde her yıl tekrarlanması gere-ken çalışmalar ERAY GIDA'da uygula-narak bu yıla kadar gelinmiştir.Avrupa Birliğinin denetlemelerinetabi olan bu kuruluşta yılda bir yapı-lan taramalar bu yıla mahsus ikiyeçıkarılmış ve yine tüm hayvanlarmenfi bulundukları için Onaylı Çiftlikolma yolunda büyük bir adım dahaatılmıştır. 2004 ve 2005 yılında yaptığımız veyukarıda anlatılan çalışmalarınsonuçları olumlu olarak alınıncadiğer köylerden de iyi tepkiler alın-maya başlanmıştır; kooperatiflerivasıtasıyla 50 aileye toplam 200 başgebe düve getirilen Kırıkköy adlıköyümüzde, ikna yoluyla tüm hay-vanların yaklaşık % 60’ı her iki hasta-lık yönünden taramadan geçirilmiştir.Birkaç hayvanı olan ya da 25-30 baş-lık işletmelerin bulunduğu çalışmadauygulama yapılan hayvanların %8’i

tüberküloz sebebiyle kesime sevk edil-miştir.Mecburi kesime tabi tutulan hayvanla-rın damızlık fiyatlarının hayvan sahip-lerine ödenmesi nedeniyle maddikayıp yaşama mallarının sağlandığı Ariİşletmeler çalışmasının bu köydeki2006 yılı sonucu, 438 hayvanınbulunduğu 41 işletmede Arilik olmuş-tur.Kırıkköy'deki başarının duyulmasıneticesinde komşu Ayvalı Köyündende aynı talep gelmiş ve köy ileri gelen-lerin öncülüğünde köydeki tüm hay-vanlar taramadan geçirilmiştir. Ancakburada hayvanların %20 si tüberkülozmüspet bulunmuştur. Bazı işletmede-ki tüm hayvanlar kesilmek zorundakalınmışsa da sonuçta bu köy'de de2006 yılı sonu itibariyle 42 işletmede288 hayvan hastalıklardan ari olmuş-tur. İlk yılın zorluğu atlatılınca her ikiköyde de 2007 ve 2008 yıllarındaçalışmalarımız kolaylaşarak ve artarakdevam etmiştir. Kırıkköy'de geçtiğimiz yıl köydeki hay-vanların tümü yani 780 hayvan tara-madan geçirilmiş ve sadece o da yenikatılımcılarda olmak üzere 19 adethayvan tüberküloz nedeniyle kesimesevk edilmiştir. Ayvalı'da ise 230 arilik sonucuna kar-şın sadece 5 tüberküloz müspet tespitedilmiştir.İlçemizde ilk çalışmanın başladığı2004 yılından bu yana sadece 7 adethayvanda bruselloz müspet sonuçbulunarak mecburi kesim uygulanmı-şım. ERAY GIDA gibi büyük çiftliklerdezaten kontrol altında olan ve Ariİşletme olmanın temelini oluşturanhayvan giriş çıkışının denetim altındatutulmasını, bahsi geçen iki köy halkıda başarmış ve hayvan alımları sadecekendi aralarından yapılmaya başlan-mıştır.İlk yıllarda teşvik sisteminin iyi işleme-si, ilçemizdeki bu çalışmalarda başarısağlanmasında yardımcı olmuş ancakgeçtiğimiz yıl Ari İşletme teşviklerin-deki azalma özellikle bahis konusuköylerdeki hayvan sahiplerinin olum-suz etkilenmesine yol açmıştır. Bunarağmen sadece Kırıkköy'de 94 iriliufaklı işletmede sonuca varılmıştır.İlçemizde 2008 yılı itibariyle çoğu sözkonusu iki köyde olmak üzere ve ERAYGIDA, ERGİN TARIM, YONCA TARIM veDEĞİRMENCİOĞLU çiftlikleri gibibüyük dört işletme ile birlikte toplam-da 135 işletmede 1867 hayvan hasta-lıktan ari olmuştur. �

Dr. Azmi EROĞLUVeteriner Hekim - Lüleburgaz Tarım Hlçe MüdürlüGü

135 işletmede 1867 hayvan hastalıktan ari oldu!

TEMMUZ - AĞUSTOS 200930

KÜNYE

Tüm süt, Et ve Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) ve EremYayıncılık işbirliği ile varılan anlaşma sonucunda sektörde faaliyetgösteren tüm kurum ve kuruluşlara, tedarikçilere yönelik bir

“Tanıtım Paketi” hazırlandı. Hazırlanan tanıtım paketi 4 ana başlıktan olu-şuyor:

1- TÜSEDAD Dergisinde 1 yıl boyunca tam sayfa reklam,2- TÜSEDAD Expochanneltv televizyon programına konuk olarak katılım, 3- TÜSEDAD web sayfasında 1 yıl boyunca banner,4- Anadolu Tarım Makineleri Hayvancılık, Tavukçuluk Teknolojileri, Etve Süt Endüstrisi Fuarı’nda 24 metrekare ücretsiz stand başlıkların-dan oluşuyor.

TÜSEDAD’ın tanınmasında ve etkili bir sivil toplum kuruluşu olmasına katkıyapacak bu etkinliklerin; lobi yapmak, üyeleri ve sektör temsilcileri ile istik-rarlı ve yazılı bir iletişim kurmak, Expochanneltv televizyon programı ilefaaliyetleri aktarabilmek, üyeleri ve sektör temsilcileri ile istikrarlı görselbir iletişim kurmak, kamuoyuna dernek etkinliklerini ve diğer çalışmalarıaktarabilmek, Tedarikçiler ile ilgili ilişkileri yönetebilmek, Anadolu‘da mev-cut olan süt üreticileri ile ilişkiyi yönlendirmek, tedarikçilere gelir kurgususağlayacak bir fuarı desteklemek” gibi temel amaçları bulunuyor.TÜSEDAD’ın daha etkili ve sektörün sorunlarına çözüm üreten bir güçolmasında bu projenin faydalı olacağına inanıyoruz. Tüm sektör temsilci-lerinin projemize destek vermesini bekliyoruz. �

TÜSEDAD Üye Başvuru Formu Başvuru Tarihi:

Tüzel Kişi ise

İşletmenin Adı :

Vergi Dairesi / No :

İşletmenin Adresi :

Telefon : Cep :

Fax : E-Mail :

Şirket Adına Vekil Tayin Edilen Kişinin Adı Soyadı :

Görevi :

TC Kimlik Numarası :

Diğer Önemli Bilgi ve Notlar :

İşletme Bilgileri

Mevcut Hayvan Kapasitesi :

Mevcut Sağmal Sayısı :

Hedeflenen Sağmal Sayısı :

Günlük Süt Üretim Miktarı :

Hedeflenen Süt Üretim Kapasitesi :

İşletmeniz İçin Gelecekte Ulaşmak İstediğiniz Kapasite Hedefiniz Nedir ve Bu Hedefe Ne Kadar Zamanda Ulaşmayı Planlıyorsunuz?

TTÜÜSSEEDDAADD TTüümm SSüütt,, EEtt vvee DDaammıızzllııkk SSıığğıırr YYeettiişşttiirriicciilleerrii DDeerrnneeğğii Abide-i Hürriyet Cad. Arpa Suyu Sok. Dikra Apt. No:4 D:3 34380 IiJli / Hstanbul Tel: 212 219 07 77 Faks: 212 219 07 78 [email protected] www.tusedad.org

Tüm Süt, Et ve Damızlık SıGır YetiJtiricileriDerneGi Yayın Kurulu

N. ADNAN YILDIZATİLLA CELEPNEJAT DEVECİ

EREM Yayıncılık ve Tanıtım Hiz. Ltd. Iti.adına Sahibi ve Sorumlu Yazı HJleri Müdürü

ÖZHAN EREM

Yayın Koordinatörü

NİHAT ÇELİK

Haber Merkezi

ŞENGÜL KIRMIZITAŞ

Reklam Koordinatörü

TUĞÇE NAROĞLU

Grafik Tasarım

TUNCAY KÖKSAL

Abone Servisi

BANU TUTMAZ

Baskı

PORTAKAL BASIM0212 332 28 01

EERREEMM YYaayyıınnccııllııkk vvee TTaannııttıımm HHiizz.. LLttdd.. IIttii..Eski Büyükdere Cad. No: 75 34460 Maslak-HSTANBULTel: 0212 346 26 26 Fax: 0212 346 26 60www.eremyayincilik.com

Yerel Süreli Yayın - 2 Ayda Bir Yayınlanır

TÜSEDAD ve EremYayıncılık işbirliği

1

2 3

4