tez tüm word - acikarsiv.ankara.edu.tracikarsiv.ankara.edu.tr/browse/29701/284939.pdf · 1 ankara...
Transcript of tez tüm word - acikarsiv.ankara.edu.tracikarsiv.ankara.edu.tr/browse/29701/284939.pdf · 1 ankara...
1
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
OGZALAT, TUNGUSTAT, MOLİBDAT VE FOSFATIN SAF ÇİNKONUN SULU ORTAMDAKİ KOROZYONUNA ETKİSİ
Mehtap KÜYÜKOĞLU
KİMYA ANABİLİM DALI
ANKARA
2010
Her hakkı saklıdır
2
TEZ ONAYI
Mehtap Küyükoğlu tarafından hazırlanan “Ogzalat, Tungustat, Molibdat ve Fosfatın
Saf Çinkonun Sulu Ortamdaki Korozyonuna Etkisi” adlı tez çalışması 06/09/2010
tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Kimya Anabilim Dalı’nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Danışman : Prof. Dr. A. Abbas Aksüt
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Anabilim Dalı
Jüri Üyeleri :
Başkan: Prof. Dr. A. Abbas Aksüt
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Anabilim Dalı
Üye : Doç. Dr. Zarife Mısırlıoğlu
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Anabilim Dalı
Üye : Doç. Dr. Gülay Bayramoğlu
Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Anabilim Dalı
Yukarıdaki sonucu onaylarım.
Prof.Dr.Orhan ATAKOL
Enstitü Müdürü
i
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
OGZALAT, TUNGUSTAT, MOLİBDAT VE FOSFATIN SAF ÇİNKONUN SULU
ORTAMDAKİ KOROZYONUNA ETKİSİ
Mehtap KÜYÜKOĞLU
Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Kimya Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. A. Abbas AKSÜT
Ogzalat (C2O4
2-), tungustat (WO42-), molibdat (MoO4
2-) ve fosfatın (HPO42-) saf çinkonun
atmosfere açık 0.5 M NaCl ve 1 M NaCl çözeltilerindeki korozyonu üzerindeki inhibisyon
etkisi potansiyel-zaman, AC-empedans ve akım-potansiyel yöntemleriyle incelenmiştir.
Korozyon hızları, elektrotların saflık derecelerine büyük oranda bağlılık göstermiştir. Ogzalat
0.5 M NaCl ortamında % 99.99’luk çinkonun korozyonunu yavaşlatırken, % 99.999’luk
çinkonun korozyonunu hızlandırmıştır. Ogzalatın daha az saf olan çinko elektrot (% 99.99)
üzerindeki koruyucu etkisi olasılıkla molibdenden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, % 99.95
saflıktaki molibdenin farklı derişimlerde ogzalat içeren 0.5 M NaCl, 0.5 M HCl ve 0.49 M NaCl
+ 0.01 M NaOH çözeltilerindeki korozyon davranışı da incelenmiştir. Ogzalat, nötr ve bazik
çözeltilerde saf molibdenin korozyonunda az da olsa inhibisyon etkisi göstermiştir. İnhibisyon
yüzdeleri her ortamda ogzalat derişimiyle değişmektedir. Tungustatın 0.5 M NaCl ortamında %
99.999 saflıktaki çinko için inhibisyon yüzdeleri oldukça yüksektir. Fosfat, tungustat ve
molibdat % 99.99 saflıktaki çinkonun korozyonunda daha etkindir. Çinkonun korozyon
davranışı klorür derişimine bağlı olup, klorür derişimi arttıkça korozyon da artmaktadır. 1 M
NaCl çözeltisinde anyonların hiçbiri % 99.999’luk çinko için inhibitör etkisi göstermemiştir.
Eylül 2010, 81 sayfa
Anahtar Kelimeler: Korozyon, çinko, molibden, inhibisyon
ii
ABSTRACT
Master Thesis
THE EFFECT OF OXALATE, TUNGSTATE, MOLYBDATE AND PHOSPHATE
ON CORROSION OF PURE ZINC IN AQUEOUS SOLUTIONS
Mehtap KÜYÜKOĞLU
Ankara University
Graduate School of Natural and Applied Sciences
Department of Chemistry
Supervisor: Prof. Dr. A. Abbas AKSÜT
The inhibition effects of oxalate (C2O4
2-), tungstate (WO42-), molybdate (MoO4
2-) and phosphate
(HPO42-) were investigated on corrosion of pure zinc metal in aerated 0.5 M NaCl and 1 M
NaCl solutions by potential-time, AC-impedance and current-potential methods. The corrosion
rates were highly dependent on the purity percent of the electrodes. Oxalate was found to be an
effective inhibitor on corrosion of 99.99 % pure zinc, while it caused an increase in corrosion
rate of 99.999 % pure zinc in 0.5 M NaCl solution. The protective ability of oxalate on less pure
zinc electrode (99.99 %) is caused probably by molybdenum. Thus, the corrosion behaviour of
99.95 % pure molybdenum was also examined in 0.5 M NaCl, 0.5 M HCl and 0.49 M NaCl +
0.01 M NaOH solutions with different oxalate concentrations. Oxalate showed inhibition
effect on pure molybdenum electrode in neutral and basic solutions to a certain degree. The
inhibition efficiencies change by oxalate concentration in each medium. The inhibition
efficiencies of tungstate for 99.999 % zinc was markedly high in 0.5 M NaCl. Phosphate,
tungstate and molybdate were more effective on corrosion of 99.99 % zinc. The corrosion
behaviour of zinc depends on chloride concentration; as the chloride concentration increases the
corrosion rate also increases. None of the anions behaved as inhibitors on 99.999 % pure zinc in
1 M NaCl solution.
September 2010, 81 pages
iii
Key Words: Corrosion, zinc, molybdenum, inhibition
TEŞEKKÜR
Yükseklisans eğitimim boyunca beni destekleyen, bilgi ve deneyimleriyle bana yol
gösteren sevgili hocam Prof. Dr. A. Abbas AKSÜT’e (Ankara Üniversitesi Kimya
Anabilim Dalı),
Tezin hazırlanmasında fikirleriyle yol gösteren ve gösterdikleri yakın ilgi ile moral
veren sayın jüri üyeleri Doç. Dr. Zarife MISIRLIOĞLU (Ankara Üniversitesi Kimya
Anabilim Dalı) ve Doç. Dr. Gülay BAYRAMOĞLU’na (Gazi Üniversitesi Kimya
Anabilim Dalı),
Deneysel çalışmalarım sırasında tecrübelerini benimle paylaşan ve her konuda yardımcı
olan arkadaşım Arş. Gör. Turan YANARDAĞ’a (Ankara Üniversitesi Kimya Anabilim
Dalı),
Beni her konuda destekleyen, yüreklendiren sevgili aileme ve her zaman yanımda olan
biricik Anneanneme,
Sevgi, saygı ve tüm içtenliğimle,
Teşekkür ederim.
Mehtap KÜYÜKOĞLU
Ankara, Eylül 2010
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET ................................................................................................................................ i
ABSTRACT .................................................................................................................... ii
TEŞEKKÜR .................................................................................................................. iii
SİMGELER DİZİNİ ..................................................................................................... vi
ŞEKİLLER DİZİNİ ..................................................................................................... vii
ÇİZELGELER DİZİNİ ................................................................................................ xi
1. GİRİŞ .......................................................................................................................... 1
2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ ....................................... 3
2. 1 Korozyon Tanımı .................................................................................................... 3
2.2 Sulu Ortam Korozyonunun Termodinamiği ........................................................ 4
2.2.1 Elektrokimyasal seriler ......................................................................................... 4
2.2.2 Nernst denklemi .................................................................................................... 8
2.2.3 Pourbaix diyagramları.......................................................................................... 9
2.3 Elektrot Kinetiği ..................................................................................................... 11
2.3.1 Derişim ve direnç polarizasyonu ....................................................................... 19
2.4 Korozyon Kinetiği .................................................................................................. 22
2.5 Korozyon Çeşitleri ................................................................................................. 27
2.5.1 Genel korozyon .................................................................................................... 27
2.5.2 Galvanik korozyon .............................................................................................. 27
2.5.3 Çukur korozyonu ................................................................................................ 28
2.5.4 Tanelerarası korozyon ........................................................................................ 29
2.5.5 Erozyon korozyonu ............................................................................................. 29
2.5.6 Yorulma korozyonu ............................................................................................ 30
2.5.7 Kaynak korozyonu .............................................................................................. 30
2.5.8 Gerilim ve çatlama korozyonu ........................................................................... 30
2.5.9 Hidrojen kırılganlığı korozyonu ........................................................................ 31
2.6 Korozyon Hızını Belirleme Yöntemleri ................................................................ 31
2.6.1 Kütle kaybı yöntemi ............................................................................................ 32
2.6.2 Tafel ekstrapolasyon yöntemi ............................................................................ 32
2.6.3 Katodik tafel ekstrapolasyon yöntemi ............................................................... 32
v
2.6.4 Lineer polarizasyon yöntemi .............................................................................. 34
2.6.5 Elektrokimyasal empedans spektroskopisi ....................................................... 35
2.7 Korozyonu Önleme Yöntemleri ............................................................................ 39
2.7.1 Malzeme seçimi.................................................................................................... 39
2.7.2 İnhibitörler .......................................................................................................... 39
2.7.2.1 Katodik inhibitörler ......................................................................................... 40
2.7.2.2 Anodik inhibitörler .......................................................................................... 40
2.7.2.3 Karma inhibitörler ........................................................................................... 40
2.7.3 Kaplamalar .......................................................................................................... 41
2.7.4 Anodik koruma ................................................................................................... 41
2.7.5 Katodik koruma .................................................................................................. 42
2.8 Kaynak Özetleri ..................................................................................................... 43
3. MATERYAL VE YÖNTEM ................................................................................... 48
3.1 Materyal .................................................................................................................. 48
3.2 Yöntem .................................................................................................................... 50
4. ARAŞTIRMA BULGULARI .................................................................................. 52
5. TARTIŞMA VE SONUÇ ......................................................................................... 74
5.1 Sonuçlar .................................................................................................................. 77
KAYNAKLAR ............................................................................................................. 80
ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................. 81
vi
SİMGELER DİZİNİ
ikor Korozyon Akımı
Ekor Korozyon Potansiyeli
bA Anodik Tafel Eğimi
bK Katodik Tafel Eğimi
RP Polarizasyon Direnci
Cdl Çift tabaka kapasitansı
η İnhibisyon
F Faraday Sabiti
n Aktarılan Elektron Sayısı
Δt Zaman Aralığı
A Yüzey Alanı
Δm Kütle Kaybı
KISALTMALAR DİZİNİ
SHE Standart Hidrojen Elektrodu
SCE Doygun Kalomel Elektrodu
SEM Taramalı Elektron Mikroskobu
EDS Enerji Dağılım X-ışını Spektroskopisi
EIS Elektrokimyasal Empedans Spektroskopisi
vii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 2.1 Çinko-su sistemi için Pourbaix diyagramı ..................................................... 10
Şekil 2.2 Kristal örgüsündeki (L) ve çözeltideki (S) metal katyonlarının enerji
kuyuları A. Anodik çözünmenin baskın olduğu durum B. Denge
konumu ............................................................................................................ 12
Şekil 2.3 Kristal yapı kusurları ...................................................................................... 14
Şekil 2.4 Denge konumunda metal/çözelti arayüzü serbest enerji değişimi .................. 14
Şekil 2.5 Anodik aşırı gerilim uygulanan bir metalin çözelti arayüzündeki
serbest enerji değişimi ..................................................................................... 15
Şekil 2.6 Aktivasyon polarizasyonu için anodik polarizasyon eğrisi ........................... 17
Şekil 2.7 Polarizasyon eğrisi elde etmek için kullanılan devre ...................................... 18
Şekil 2.8 Derişim ve aktivasyon polarizasyonlarını gösteren anodik polarizasyon
eğrisi ................................................................................................................ 20
Şekil 2.9 Derişim, aktivasyon ve direnç polarizasyon etkilerini gösteren anodik
polarizasyon eğrisi .......................................................................................... 21
Şekil 2.10 Anodik yönde polarize edilmiş bir metalin anodik ve katodik korozyon
reaksiyonları için birleştirilmiş aktivasyon polarizasyon eğrisi .................... 23
Şekil 2.11 Tafel Ekstrapolasyon yöntemi ile korozyon akımının (ikor)
bulunuşu ..................................................................................................... 33 Şekil 2.12 Polarizasyon direncininin lineer polarizasyon yöntemi ile belirlenişi .......... 34
Şekil 2.13 Yük transfer kontrollü reaksiyonun olduğu metal/çözelti arayüzünün
empedans diyagramı...................................................................................... 37
Şekil 2.14 Difüzyon kontrollü reaksiyonun olduğu bir metal/çözelti arayüzünün
empedans diyagramı....................................................................................... 38
Şekil 2.15 Pasifleşme özelliği gösteren bir metalin pasiflik eğrisi ................................ 42
Şekil 3.1 Deney düzeneğinin şematik gösterimi ............................................................ 49
Şekil 3.2 Deney hücresinin şematik gösterimi ............................................................... 49
Şekil 4.1 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- ()
içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri ........................ 55
Şekil 4.2 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M
viii
C2O42- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- ()
içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri ........ 55
Şekil 4.3 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO42- (), 10-3 M MoO4
2- () ve 10-3 M HPO42- ()
içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki empedans eğrileri.................................... 56
Şekil 4.4 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO42- (), 10-3 M MoO4
2- () ve 10-3 M HPO42- ()
içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri ...................... 58
Şekil 4.5 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO42- (), 10-3 M MoO4
2- () ve 10-3 M HPO42- ()
içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri ....... 58
Şekil 4.6 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- ()
içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki empedans eğrileri .................................. 59
Şekil 4.7 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O42- () ve 10-1 M C2O4
2- () içeren 0.5 M NaCl
çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri ..................................................... 59
Şekil 4.8 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O42- () ve 10-1 M C2O4
2- () içeren 0.5 M NaCl
çözeltilerindeki akım yoğunluğu -potansiyel eğrileri .................................... 60
Şekil 4.9 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O42- () ve 10-1 M C2O4
2- () içeren 0.5 M NaCl
çözeltilerindeki empedans eğrileri ................................................................. 60
Şekil 4.10 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’de 1 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- ()
içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri ...................... 62
Şekil 4.11 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’de 1 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- ()
içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri ........ 62
Şekil 4.12 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’de 1 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- ()
içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki empedans eğrileri .................................... 63
ix
Şekil 4.13 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 1 M NaCl
çözeltilerindeki potansiyel- zaman eğrileri ................................................... 63
Şekil 4.14 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 1 M NaCl
çözeltilerindeki akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri .................................... 64
Şekil 4.15 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 1 M NaCl
çözeltilerindeki empedans eğrileri ................................................................ 64
Şekil 4.16 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl
çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri .................................................... 66
Şekil 4.17 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl
çözeltilerindeki akım yoğunluğu- potansiyel eğrileri .................................... 66
Şekil 4.18 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl
çözeltilerindeki empedans eğrileri ................................................................ 67
Şekil 4.19 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M HCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M HCl
çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri .................................................... 69
Şekil 4.20 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M HCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M HCl
çözeltilerindeki akım yoğunluğu- potansiyel eğrileri .................................... 69
Şekil 4.21 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M HCl () ve 10-3 M
C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M HCl
çözeltilerindeki empedans eğrileri ................................................................. 70
Şekil 4.22 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH
() ve 10-3 M C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- ()
içeren 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH çözeltilerindeki potansiyel-zaman
eğrileri ........................................................................................................... 72
Şekil 4.23 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.49 M NaCl +0.01 M NaOH
x
() ve 10-3 M C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- ()
içeren 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH çözeltilerindeki akım yoğunluğu-
potansiyel eğrileri ......................................................................................... 72
Şekil 4.24 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH
() ve 10-3 M C2O42- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- ()
0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH çözeltilerindeki empedans eğrileri ............... 73
xi
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 2.1 Standart Elektrot Potansiyel Serisi (25ºC) ................................................... 5
Çizelge 4.1 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl ve 10-3 M C2O42-,
WO42-, MoO4
2- ve HPO42- içeren 0.5 M NaCl çözeltilerinde belirlenen
korozyon karakteristikleri ......................................................................... 54
Çizelge 4.2 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl ve 10-3 M C2O42-,
10-2 M C2O42-, 10-1 M C2O4
2-, 10-3 M WO42-, 10-3 M MoO4
2- ve 10-3 M HPO4
2-içeren 0.5 M NaCl çözeltilerinde belirlenen korozyon
karakteristikleri .......................................................................................... 57
Çizelge 4.3 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl ve 10-3 M C2O42-,
10-2 M C2O42-, 10-1 M C2O4
2-, 10-3 M WO42-, 10-3 M MoO4
2- ve 10-3 M
HPO42- içeren 1 M NaCl çözeltilerinde belirlenen korozyon
karakteristikleri .......................................................................................... 61
Çizelge 4.4 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M NaCl ve 10-3 M C2O42- ,
10-2 M C2O42- ve 10-1 M C2O4
2- içeren 0.5 M NaCl çözeltilerinde
belirlenen korozyon karakteristikleri ......................................................... 65
Çizelge 4.5 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M HCl ve 10-3 M C2O42- ,
10-2 M C2O42- ve 10-1 M C2O4
2- içeren 0.5 M HCl çözeltilerinde
belirlenen korozyon karakteristikleri ......................................................... 68
Çizelge 4.6 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH
ve 10-3 M C2O42- , 10-2 M C2O4
2- ve 10-1 M C2O42- içeren
0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH çözeltilerinde belirlenen korozyon
karakteristikleri ........................................................................................... 71
1
1. GİRİŞ
Doğadaki filizlerinden ayrıştırılarak elde edilen metaller ve alaşımları, içinde
bulundukları ortamla etkileşerek kimyasal veya elektrokimyasal yolla en kararlı halleri
olan doğadaki bileşiklerine dönüşme eğilimi gösterirler. Bu eğilim nedeniyle metalik
malzemelerde meydana gelen paslanma veya kimyasal yolla olan değişimlere korozyon
denir. Korozyon sonucu metalin fiziksel, kimyasal, mekanik veya elektriksel
özelliklerinde istenmeyen değişiklikler olur. Korozyon sırasında çözünen veya aşınan
metal ya iyon olarak ortama geçer ya da oksit veya hidroksit gibi çözünmeyen bir
bileşik oluşturarak metal üzerinde kalır.
Metallerin çok çeşitli kullanım alanları vardır ve önlem alınmazsa zamanla az veya çok
korozyona uğrarlar. Atmosfer etkisinde kalan bütün çelik yapılar, köprüler, direkler ve
tüm motorlu araçlar; su ve toprakla teması olan iskele ayakları, gemiler, buhar
kazanları, su boruları vb. metalik yapılar korozyon nedeniyle kısa sürede kullanılamaz
hale gelebilir. Korozyonla aşınan ve işlevini kaybeden malzemelerin değiştirilmesi
malzeme ve işçilik kaybına, değiştirilmemesi durumunda ise iş kazalarına ve daha
büyük kayıplara neden olur. Korozyonun sebep olduğu kayıp sadece malzeme ve işçilik
maliyeti ile sınırlı olmayıp, korozyona uğrayan malzemenin değiştirilmesi sırasında
işletmenin belirli bir süre duraklatılması, bir yer altı tankında veya boru hattında
korozyon nedeniyle oluşan hasarın belirlenmesine kadar geçen süredeki kayıplar ve
gıda, ilaç ve tekstil sektörlerinde korozyonla oluşan katyonların ürüne karışarak ürünü
kirletmesi, diğer korozyon kayıplarına örnektir.
Korozyon sonucu enerji harcanarak üretilen metalin bir kısmı eski haline dönüşür. Bu
da ülke ekonomisine büyük zarar verir. Bu nedenle, metal malzemenin kullanıldığı her
alanda korozyon göz önüne alınmalıdır. Örneğin, üretilen bir çeliğin korozyona
dayanıklılığının artırılması, kullanıldığı ortamda korozyondan korunabilmesi için
kaplama, boya vb. önlemler alınmalıdır.
Bu çalışmada, alaşım elementi olarak ve diğer metallerin katodik korunmasında
kullanılan çinko metalinin korozyonu incelenmiştir. Çinko, çok negatif bir elektrot
2
potansiyeline (-0,764 V) sahip olduğu için çok aktiftir ve katodik korumada kurban anot
olarak kullanılır. Oldukça negatif elektrot potansiyeline rağmen, normal atmosfer
koşullarında nötr çözeltilerde metalin daha fazla reaksiyona girmesini önleyen koruyucu
bir oksit veya hidroksit tabakası oluşur. Oluşan bu tabaka metalin korozyon direncini
artırır. Bu nedenle, çinko demir ve çeliğin korozyondan korunmasında kullanılır.
Galvanizlenen yüzeydeki oksit tabakası tüm pH aralıklarında kararlı olmadığından,
asidik çözelti veya SO2 içeren atmosfer koşulları galvanizli yüzey için koroziftir.
Korozyon direncini artırmak için ortama organik veya inorganik inhibitör eklenebilir.
İnhibitörler yüzeyde adsorplanarak yüzeyi kapatabilir veya H+ gibi indirgenebilen
iyonları kendine bağlayarak korozyonu önleyebilir. Malzemenin korozyona
dayanıklılığını artıran diğer metotlar ise soy metal, boya ve oksitle kaplamadır.
Bu çalışmada, ogzalat, tungustat, molibdat ve mono hidrojen fosfat bileşiklerinin nötr
ortamda saf çinko metalinin korozyon hızına etkisi incelenmiştir.
3
2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ
2.1 Korozyon
Korozyon, metal ve alaşımların çevresiyle olan kimyasal ve elektrokimyasal
reaksiyonlar sonucu bozulmasıdır. Korozyon, metalin fiziksel, kimyasal, mekanik veya
elektriksel özelliklerinde istenmeyen değişikliklere neden olur.
Metallerin yüksek sıcaklıklarda ortamda bulunan oksijen, kükürt dioksit ve halojenlerle
reaksiyona girerek oksitlenmesine kimyasal korozyon veya kuru ortam korozyonu
denir. Atmosfer, toprak vb. sulu ortamlarda metal/çözelti arayüzünde meydana gelen
korozyon ise elektrokimyasal korozyondur. Elektrokimyasal korozyon, sulu ortam
korozyonu olarak da bilinir. Kimyasal ve elektrokimyasal korozyonun her ikisinde de
mekanizma elektrokimyasaldır.
Tüm korozyon türlerinde korozyon metal ile ortamın temas yeri olan arayüzde oluşur.
Arayüzde oluşan korozyon ürünleri az çözünen bileşikler ise, metal yüzeyinde birikir,
aksi halde ortama geçer.
Metalin korozyona uğrayabilmesi için, metal yüzeyinde anodik ve katodik bölgeler
oluşmalıdır. Bu bölgeler birbirlerinden kalıcı olarak ayrılmış olabilir veya sürekli
değişebilir. Dolayısıyla, yüzeydeki bir nokta korozyon sırasında anodik veya katodik
özellik gösterilebilir. Metal bir elektrolite daldırıldığında yüzeyde oluşan anodik ve
katodik bölgeler arasında akım iletimi başlarsa, metal korozyona uğrar.
Anottaki yükseltgenme reaksiyonu ile metal elektron kaybederek çözünür.
Me(k) + ne- → Men+(aq) [İyonize, hidratize ve çözünmüş halde]
4
Katotta ise anottan gelen elektronlar ile indirgenme reaksiyonu oluşur. Anot veya katot
reaksiyonları tek başına gerçekleşemez, ikisi de birbirine bağımlıdır. Katot reaksiyonu
iki türlü olabilir:
i) Çözünmüş oksijenin indirgenmesi
O2(aq) + 4e- + 2H2O → 4OH-(aq) (2.1)
ii) Hidrojen iyonlarının indirgenmesi
2H+(aq) + 2e- → H2(g) (2.2)
Nötr ortamda, oksijenin indirgenmesi önemlidir. Korozyon hızı suda çözünen oksijen
miktarına bağlı olup, hava ile dengedeki suda kütlece 6-8 ppm oksijen bulunur. Asidik
çözeltilerde ise hidrojen iyonu derişimine, yani çözelti pH’sına bağlı olarak hidrojen
iyonu indirgenme reaksiyonu oksijen indirgenme reaksiyonuna kıyaslanabilir oranda
hatta tek başına gerçekleşebilir. Bu da korozyon hızının artmasına sebep olur. Bazik
çözeltilerde korozyon hızı, az çözünen hidroksit tabakasının oluşmasıyla azalır.
2.2 Sulu Ortam Korozyonunun Termodinamiği
2.2.1 Elektrokimyasal seriler
Anot ve katot reaksiyonları arasındaki potansiyel fark, elektrot reaksiyonlarının
termodinamiğinden doğmaktadır. Bu potansiyel farkının kaynağının anlaşılmasıyla, sulu
ortam korozyon prosesi anlaşılabilir.
Bir elekrolitik hücre, anot, katot ve elektrolit çözeltisinden oluşur. Anot ve katodun her
biri bir yarı hücre oluşturur.
Metal içine daldırıldığı çözeltiye karşı bir potansiyel oluşturur. Bu potansiyel, pozitif
yüklü metal katyonlarının çözeltiye salınmasıyla birlikte negatif yüklü metalin
5
oluşumundan kaynaklanır, çünkü katyonların oluşumu metal üzerinde elektron
fazlalığına sebep olur. Oluşan potansiyel farkı mutlak olarak ölçülemez. Ancak iki
elektrot arasındaki potansiyel farkı ölçülebilir. İkinci elektrot referans elektrot ise,
okunan potansiyel sabittir. Okunan, metalin referans elektroda karşı ölçülen
potansiyelidir. Ayrıca, iki yarı hücre aynı referans elektroda karşı ölçülürse,
karşılaştırılabilirler. Birim aktiflikteki metal iyonlarının bulunduğu çözeltiye aynı
cinsten metal daldırılırsa, sabit potansiyel farkı gösterir.
Metallerin standart hidrojen elektroduna karşı ölçülen potansiyelleri, metallerin standart
elektrot potansiyelleri serisidir. 25ºC’deki normal elektrot potansiyellerinin serisi bazı
referans elektrotların potansiyelleriyle birlikte Çizelge 2.1’dedir. Daha kapsamlı
potansiyel değerleri literatürde verilmiştir (Weast 1972).
Çizelge 2.1’deki potansiyeller standart hidrojen elektroduna (SHE) karşı ölçülmüştür.
Çoğu deneysel çalışmada olduğu gibi başka bir referans elektrot kullanılırsa, değerler
değişir. Örneğin, doygun kalomel elektrodu (SCE) +0.231 V (SHE) potansiyele sahiptir.
SCE referans alınırsa, Çizelge 2.1’deki değerler 0.231 V negatif yönde kaydırılmalıdır.
Örneğin; demir elektrot potansiyeli -0.44 V (SHE) iken -0.67 V (SCE) olur.
Çizelge 2.1 Standart Elektrot Potansiyel Serisi (25ºC)
İndirgenme Yarı
Tepkimeleri Potansiyeli (Volt )
Au+3 + 3e- → Au +1.500 SOY Ag+ + e- → Ag +0.799 O2+2H2O+4e- → 4OH- +0.401 Cu+2 + 2e- → Cu +0.340 2H+ + 2e- → H2 0 Pb+2 + 2e- → Pb -0.126 Sn+2 + 2e- → Sn -0.136 Ni+2 + 2e- → Ni -0.250 Cd+2 + 2e- → Cd -0.403 Fe+2 + 2e- → Fe -0.440 Zn+2 + 2e- → Zn -0.760 Al+3 + 3e- → Al -1.662 Mg+2 +2e- → Mg -2.363
Na+ + e- → Na -2.714 AKTİF
6
Bir reaksiyonun serbest enerjisi (∆G) ile reaksiyonun potansiyeli (EӨ) arasındaki
bağıntı:
∆G = -z EӨF
dir. Burada z, elektron sayısı ve F, Faraday sabitidir. Bir reaksiyonun kendiliğinden
meydana gelebilmesi için ∆G negatif olmalıdır. Böylelikle, EӨ pozitif olacaktır. Çizelge
2.1 bazı metallerin göreceli indirgenme eğilimlerini göstermektedir. Elektrot
potansiyelleri dinamik dengedeki metale dayanmaktadır. Örneğin, demir -0.44 V
(SHE)’da belirli bir hızla çözünür ve aynı hızla çöker. Bu hız sıfır yük akım yoğunluğu
olarak bilinir. Aktif metaller çözeltide kolaylıkla katyona dönüşürler.
Soy metallerin iyonlaşması, katyona dönüşmesi daha zordur. Bir elektrolit içinde aktif
bir metalle daha az aktif olan başka bir metal arasında elektriksel iletim varsa, örneğin,
birbirlerine bir tel ile bağlıysa, aktif olan metal çözünecektir. Çözünen metalden ayrılan
elektronlar tel üzerinden daha az aktif olan metale gider ve bu metal yüzeyinde katot
reaksiyonuyla harcanır. Katot reaksiyonu, çözeltide bulunan az aktif metal
katyonlarının, çözünmüş oksijen gazının veya hidrojen iyonlarının indirgenmesi
şeklinde olabilir. Örneğin; çinko bakıra göre anodiktir. Çinko metali bakır iyonlarını
içeren bir çözeltiyle temas ederse, bakır iyonları yüzeyde çöker ve çinko çözünerek
çözeltiye karışır:
Zn(k) + Cu2+ (aq) → Zn2+ (aq) + Cu(k) (2.3)
Elektronlar, elektrot potansiyeli daha pozitif olan elektroda, yani indirgenme potansiyeli
daha büyük elektroda gider. Potansiyeli daha pozitif olan elektrot katot olup, ölçülen
potansiyel farkı yukarıdaki örnekte +0.337-(-0.763) = +1.1 V olur. Bu durumda ∆G
negatif olur. Çinko metali, ortamda çözünmüş bakır iyonları bulunduğunda kararsız
olup, katot ve anot reaksiyonları şöyledir:
(i) Zn → Zn2+ + 2e- (anot)
(ii) Cu2+ + 2e- → Cu (katot)
7
E değerinin pozitif olması için, katot indirgenme reaksiyonu potansiyeli EK’nin anot
yükseltgenme reaksiyonu potansiyeli EA daha büyük, yani katot anottan daha pozitif
potansiyele sahip olmalıdır. Katot elektronları çekerken, anot elektronları verir. Bu
şekilde, bir korozyon hücresi galvanik olarak anottan katoda elektron akışı sağlayarak
çalışır. Korozyon sırasında katot ve anot bölgeleri bu elektron akışıyla oluşur. Galvanik
hücrelerde kimyasal enerji elektrik enerjisine dönüşür.
Galvanik hücrede olduğu gibi, kendiliğinden oluşan bir korozyon hücresi ile elektroliz
hücresi arasında fark vardır. Çünkü elektrolizde elektrik enerjisi kimyasal enerjiye
dönüştürülür. Reaksiyonun yürümesi için, anyonlar yükseltgenme için anoda ve
katyonlar indirgenme için katoda yönlendirilmelidir. Suyun platin elektrotla
elektrolizinde, hidrojen iyonları katotta indirgenerek H2 oluştururken, OH- iyonlarının
anotta yükseltgenmesinden de O2 gazı açığa çıkar. OH- iyonları anoda, H+ iyonları ise
katoda gittiği için anot katoda göre daha pozitif olmalıdır. İki hücrede de anodik
prosesle üretilen elektronlar, anotla katot arasındaki devrede katota giderek indirgenme
prosesinde yer alır.
Çok sayıda metalin elektrot potansiyelleri ya doğrudan ölçülerek ya da termodinamik
veriler kullanılarak elde edilmiştir. Bu şekilde elde edilen standart potansiyellerden
bazıları Çizelge 2.1’de verilmiştir. Bu tablo yardımıyla korozyon olaylarının çoğunu
anlamak mümkündür. Fakat bu tablodaki değerler iki nedenden dolayı çoğu korozyon
reaksiyonlarında doğrudan kullanılamaz. Birincisi, metal yüzeyleri genellikle bir filmle
kaplıdır ve bu film metal potansiyelini değiştirir. İkincisi, çözeltideki metal iyonlarının
aktiflikleri genellikle 1’den küçüktür. Bu da metal potansiyelinin değişmesine neden
olur.
Aktiflik terimi etkin veya termodinamik derişimi ifade eder. Çift bileşenli bir alaşımda
aktiflik terimi atomlar arasındaki küçük etkileşimleri yansıtır ve çözeltinin ısısı olarak
ortaya çıkar. Elektrolit içerisinde bu terim, karşı yüklü iyonlar arasındaki etkileşimleri
yansıtır. Elektrolitteki karşı yüklü iyonların birbirlerine uyguladıkları çekim kuvveti,
elektrolitin etkin derişiminin ölçülenden farklı olmasına neden olur. Çözeltinin derişimi
arttıkça, karşılıklı çekim etkisi de artar. Düzeltme faktörü, γ, aktiflik katsayısı, aktiflik a
8
ile molalite m arasındaki orana eşittir. γ<1 olduğu durumlarda a= γm bağıntısı yazılır.
Çözelti seyreltildikçe, γ 1’e yaklaşır, çünkü karşı yüklü iyonlar arasındaki mesafe
artarken iyonlar arası etkileşim azalır. Derişim çok yüksek olmadığı sürece (< 10-3 M)
aktiflik ile derişim eşit kabul edilir.
2.2.2 Nernst denklemi
Çizelge 2.1’de verilen potansiyeller, birim aktifliğe sahip metal katyonlarının
bulunduğu çözelti ile temasta olan metallere aittir. Bu değerlerin aktiflik 1’den farklı
olduğunda, nasıl değiştiğini anlamak için Nernst denklemini inceleyelim:
Emetal = EӨ + RT/zF ln aMe = EӨ + 2.303 RT/zF log aMe (2.4)
Emetal = EӨ + 0.0591 log aMe z=1 için (2.5)
Burada Emetal metalin potansiyelini, aMe metal iyonlarının aktifliğini, R ideal gaz
sabitini, T mutlak sıcaklığı, z iyon değerliğini ve F ise Faraday sabitini ifade etmektedir.
25ºC’de z=1 için, potansiyel aktiflikteki her 10 kat değişimde 59.1 mV kadar
değişecektir.
Termodinamik denklemlerden türetilen Nernst denkleminin (Potter 1961) en genel hali:
E = EӨ + 2.303 RT/zF log(ayükseltgenmiş/aindirgenmiş)
Bir metalin çözünmesinde yarı-hücre reaksiyonun denklemi (2.4) ile ifade edilir:
Me → Mez+(aq) + ze-
Metal aktifleştikçe, potansiyeli daha negatif olur. Çözünme sonucunda aktiflik artarsa,
yani, çözünme hızı metal katyonlarının difüzyon hızından daha fazla olur veya sınırlı bir
çözelti hacminde çözünme oluyorsa, metalin elektrot potansiyeli daha soy hale gelir.
9
Denklem (2.3) çinko metalinin çözünmüş bakır iyonlarıyla yer değiştirerek korozyona
uğradığını gösteriyor. Pratikte, bu reaksiyonun tamamlanması bakır iyonlarını içeren
çözeltinin tamamının çinko ile temasta olmasına bağlıdır. Teorik olarak tepkime, yarı-
hücre reaksiyonlarının potansiyelleri eşitlenene kadar devam eder. Bu durumdan
aktifliklerinin bağıl değerleri belirlenir.
EӨZn = EӨ
Cu
-761 + 29.6 log aZn2+ = 340 + 29.6 log aCu2+ z = 2 için
log aCu2+ / aZn2+ =-37 bulunur.
Bu değer çinko elektrodunun çözünmüş bakır iyonlarının tamamına yakınını çözeltiden
uzaklaştırdığını ifade etmektedir.
2.2.3 Pourbaix diyagramları
Olası tüm korozyon olaylarını değerlendirmek için hangi ürünlerin oluşabileceğini
bilmek gerekir. Çok sayıda metalin sulu ortamda verebilecekleri reaksiyonların
termodinamik verilerinden (Pourbaix 1949, Pourbaix 1963), oksit ve hidroksitlerin
çözünürlük verileri ve reaksiyonlarının denge sabitleri birleştirilerek Pourbaix
diyagramları oluşturulmuştur (Pourbaix 1949). Pourbaix diyagramları, termodinamik
olarak kararlı fazların elektrot potansiyeli ve pH fonksiyonuna bağlılığını gösterir.
Çinko-su sistemi için Pourbaix diyagramı Şekil 2.1’de verilmiştir (Pourbaix 1963).
Çinko çok geniş bir pH aralığında korozyona uğrar, çünkü çinko metali pH 8’e kadar
katyonlar ve bazik şartlarda da oksianyonlar oluşturur.
10
Şekil 2.1 Çinko-su sistemi için Pourbaix diyagramı (25 ºC)
Çinko-su sisteminin Pourbaix diyagramında çinkonun su ile reaksiyonunun üç farklı
bölgeye ayrıldığı görülmektedir. Geniş asidik ve dar bazik bir aralıkta çözünen ürün
oluşmaktadır. Bunlar korozyon bölgeleridir. Bu iki bölge arasında ise az çözünen bir
film oluşuyor. Bu film korozyonu engelleyebileceği için önemlidir. Bu bölgeye pasif
bölge adı verilir. Metalin termodinamik olarak kararlı olduğu üçüncü bölgede ise
korozyon olmaz. Bu bölge de bağışıklık bölgesidir. Pourbaix diyagramı korozyon,
pasiflik ve bağışıklık olmak üzere üç genel bölgeye ayrılır. Bölge sınırları genellikle
aktiflik 10-6 alınarak belirlenir.
Pourbaix diyaramları korozyon reaksiyonlarını anlamak için önemli bir termodinamik
kaynaktır. Fakat diyagramlar korozyon olaylarını tahmin için doğrudan kullanılamaz.
Diyagramların kullanılışında iki temel sınırlama vardır. Birinci sınırlama kinetik
verilerin eksikliğinden doğar. Diyagramlar, sadece termodinamik verilere dayanır,
11
kinetik açıdan hiçbir bilgi içermez. Pratikte, bazı reaksiyonlar Pourbaix diyagramlarında
oluşması beklenmeyen bölgelerde de oluşur. Bazen bu bölgeler kritik öneme sahiptir.
İkinci sınırlama ortamın saflığından kaynaklanır. Diyagramlar, saf metallerin saf su ile
bilinen reaksiyonlarından türetilmiştir. Pratikte, korozyon problemleri çözünmüş tuz
içeren sudan kaynaklanır. Bu nedenle, tuzun sebep olduğu ilave reaksiyonlar da göz
önünde bulundurulmalı ve diyagramlarda gösterilmelidir. Bu amaçla çalışmalar
yapılmıştır. Örneğin, Brüksel çeşme suyunda bakır metali (Pourbaix 1970). Çoğu
durumda bu şekilde hazırlanmış diyagramlar yoktur. Metalin içerdiği safsızlık da ilave
reaksiyonlara sebep olabilir.
Korozyon, bağışıklık ve pasiflik olarak işaretlenen bölgeler denge konumunda sırayla
korozyonun oluşabileceği, oluşamayacağı ve hiç oluşmadığı şartları temsil etmektedir.
Pasiflik bozulup korozyon oluşabilir, fakat bağışıklık bozulmaz. Pasiflik bölgesinde
metal yüzeyinde koruyucu bir film oluşmazsa, metal çözünür. Filmin kimyasal veya
mekanik yollarla geçici bir süre bozulmasının sonucu, çok yüksek hızda çözünme
olabilir. Metal potansiyeli bağışıklık bölgesine kadar düşülürse, metal korozyondan
korunur. Katodik korumada temel budur.
2.3 Elektrot Kinetiği
Elektrot reaksiyonları Çizelge 2.1 ile bağlantılı olarak tanımlanıp denge konumunda net
bir değişim olmadığı belirtildi. Çözünme veya çökmenin meydana geldiği net bir
değişimin olması için, bir yöndeki reaksiyon hızlanırken diğer yöndeki reaksiyonu
yavaşlatacak şekilde elektrot potansiyeli denge konumundan kaydırılmalıdır.
Metaller genelde bir oksit tabakası ile kaplı olduğundan, metal bir elektrolite
daldırılmadan bu tabaka yüzeyden temizlenmelidir. Bazı oksitler, asit ve bazla kuvvetli
reaksiyon verir, fakat çoğu reaksiyona girmez. Bu nedenle, nötr ortamda oksit
tabakalarının kaldırılması ya oldukça yavaş ya da hiç mümkün değildir. Bazı oksitler,
sözkonusu metalle temasta iken daha hızlı çözünürler. Oksitle kaplı bir metal, çözelti
içerisinde oksitlenmemiş halinden çok farklı özellikler gösterir. Öncelikle, yüzeyi
kaplanmamış saf bir metalin çözünme reaksiyonunu ele alalım.
12
Yüzeydeki metal atomları kristal yapısıyla eşleşen enerji eşikleri bulunur. Atomların
çözeltiye geçebilmesi için belirli bir enerjiye ulaşması gerekir. Bu enerji eşiğini geçmiş
olanlara ‘’aktifleşmiş’’ atomlar, gerekli olan enerjiye ise aktivasyon enerjisi denir.
Aktivasyon enerjisini kazanan metal atomları katyona dönüşürken, yüzeydeki su
molekülleri tarafından bir kafes içine alınarak hidratlanmış katyonlar oluşur. İlk ve son
enerji eşikleri Şekil 2.2.a’da gösterilmiştir (Hoar 1959). Sonraki enerji eşiği daha
aşağıdadır, proses soldan sağa doğru ilerler ve metal çözünür. Dengeye ulaşıldığında,
enerji eşikleri aynı seviyeye gelir (Şekil 2.2.b). İleri ve geri reaksiyonlar şöyledir:
Me → Mez+(aq) + ze-
Mez+(aq) + ze- → Me
Anodik çözünme ve katodik çökme aynı hızda ilerler, buna sıfır yük akım yoğunluğu
denir. Çoğu metal için akım yoğunluğu 10-1 ile 10-5 Acm-2 arasında iken, geçiş
metallerinde daha düşük değerlere sahiptir.
Şekil 2.2 Kristal örgüsündeki (L) ve çözeltideki (S) metal katyonlarının enerji kuyuları a. Anodik çözünmenin baskın olduğu durum, b. Denge konumu
Metal katyonlarının pürüzlü yüzeyden uzaklaşması, pürüzsüz yüzeyden uzaklaşmasına
göre daha kolaydır. Çünkü pürüzlü yüzeyde atomla yüzey arasındaki bağ sayısı
pürüzsüz olduğu duruma göre daha az ve istiflenme daha düzensizdir. Bu nedenle,
çözünme tane sınırlarında, yer değiştirme olan yerlerde, yüzey yarı düzlemlerinde vb.
13
ilerler. Saf bir metalde dahi çok fazla düzensizlik bulunur. Safsızlıklar tane sınırlarında
ve istiflenmenin düzensiz olduğu diğer bölgelerde yoğunlaşır. Böylece, hem fiziksel
hem de kimyasal heterojenlik bulunur. Bir kristal üzerinde oluşabilecek yüzey kusurları
Şekil 2.3’de görülmektedir. Bu kusur, çözünme, çökme, adsorplama, film
çekirdekleşmesi ve korozyon olaylarında önemlidir.
Tersinir bir olayın ilk ve son hallerinin enerji eşikleri Şekil 2.4’de şematik olarak
çizilmiştir (Hoar 1959). ∆GA* ve ∆GK
* sırayla kristalden ve çözeltiden geçiş halinin
oluşum standart serbest enerji değişimleridir (j/mol). Kristalden geçiş halinin oluşumu
anodik çözünmeye, çözeltiden geçiş halinin oluşumu ise katodik çökmeye karşılık gelir.
i0, sıfır yük akım yoğunluğu (A/cm2) aşağıdaki bağıntıyla verilir:
i0 = LA exp[-∆GA*/RT] = LK exp[-∆GK
*/RT]
Buradaki LA ve LK birer sabittir.
14
Şekil 2.3 Kristal yapı kusurları
Şekil 2.4 Denge konumunda metal/çözelti arayüzü serbest enerji değişimi
∆G*A
∆G*K
Metal Çözelti
15
Metali anot konumuna getirecek bir potansiyel uygulanırsa, Şekil 2.4’deki denge
bozulur ve Şekil 2.5 ile gösterilen durum geçerli olur (Hoar 1959). Anodik potansiyel
değeri ηA olarak verilmiş olup, bu potansiyele anodik aşırı gerilim denir. Geçiş hali ile
kristal enerji eşiği arasındaki mesafenin kristal ile çözelti enerji eşikleri arasındaki
toplam mesafeye oranı, α, transfer katsayısıdır. Toplam mesafedeki değişimin düzenli
olduğu ve anodik aşırı gerilimin etkisinin mesafenin tamamına yayıldığı kabul
edilmektedir.
Şekil 2.5 Anodik aşırı gerilim uygulanan bir metalin çözelti arayüzündeki serbest enerji değişimi
Serbest enerji diyagramındaki eğim anodik ve katodik reaksiyonlar için α/1-α ile orantılı
olarak ikiye ayrılmıştır. Uygulanan aşırı gerilimden kaynaklanan serbest enerjideki
toplam değişim ΔG = -zFE genel denkleminden hesaplanır. Bu durumda zηAF enerjiye
eşittir. Bu enerjinin αzηAF kadarı anodik çözünmeye, (1-α)zηAF kadarı katodik
çökmeye karşılık gelir.
→
→
16
Uygulanan anodik akım yoğunluğu, iA (Acm-2) ise aşağıdaki bağıntılardan bulunur:
iA = LA exp(-[(ΔGA* - αzηAF)/RT]) – LK exp(-[(ΔGK
* + (1-α)zηAF)/RT])
iA = i0 (exp[αzηAF/RT] – exp[-(1-α)zηAF/RT]) (2.6)
Bu denklem çözünen elektrottan ölçülen akımın ileri yöndeki çözünme reaksiyonu ile
geri yöndeki çökme reaksyonunun oranları arasındaki farktan ortaya çıkar. Aşırı
gerilim, ηA arttıkça katot reaksiyonu ihmal edilebilir. α, z ve ηA değerlerine bağlı olarak,
denklemin katodik kısmı önemsiz hale gelir. α = 0.5, z = 2 ve ηA > 25 mV alınırsa,
iA = i0 exp[αzηAF/RT]
olur. Buradan
ηA = 2.303RT/zF (log iA –log i0)
ηA = bA log iA + aA (2.7)
bulunur. Burada aA = - bA log i0 ve bA = 2.303RT/zF.
Bu denkleme Tafel denklemi denir ve bA ise anot reaksiyonuna ait Tafel doğrusunun
eğimidir. Katot reaksiyonu için de katodik yöndeki potansiyel değişimi, ηC ile net akım
yoğunluğu iK arasındaki bağıntıyı gösteren Tafel denklemi bulunabilir. Metali katot
haline getirecek bir potansiyel uygulanırsa, katot reaksiyonu artarken anot reaksiyonu
azalır. α, z ve ηA değerlerine bağlı olarak anot reaksiyonu ihmal edilebilir.
Bir yöndeki akım yoğunluğu diğer yöndekinden daha büyük olacak şekilde elektrot
reaksiyonunda bir değişim olabilmesi için, elektrot potansiyelinin denge konumundan
kaydırılması gerekir. Bu değişime polarizasyon adı verilir. Potansiyel değişimi ve bu
değişimden oluşan net akım yoğunluğu arasındaki ilişki bir polarizasyon eğrisi
oluşturur. Polarizasyon çeşitli sebeplerle oluşabilir. Tafel denklemi elektrot yüzeyinde
17
belirli bir hızla olan net bir değişim için verilmesi gerekli enerjiden ortaya çıkar.
Denklem 2.7’deki ηA aktivasyon polarizasyonudur, yükseltgenme veya indirgenme
içeren tüm reaksiyonlar bu polarizasyon değerini gösterir. Net bir anodik veya katodik
akımın oluşturulduğu elektrottaki potansiyelin denge değerinden sapmayı ifade eder.
Polarizasyon potansiyel değişimi dıştan bir akım uygulanarak meydana gelirse, ηA ‘ya
karşılık gelen akım eğrisi çizilebilir. Tipik bir eğri Şekil 2.6’da gösterilmiştir. ηA>0.025
V için artan bir eğim görülür, çünkü çözünme ve çökme hızları arasındaki fark denklem
(2.6)’dan görüldüğü üzere artmaktadır. Anodik polarizasyon durumunda, ηA>0.025 V
olduğunda katodik kısım (çökme reaksiyonu) ihmal edilecek kadar küçüktür.
Uygulanan akım yoğunluğu i iken metal elektrodun ölçülen potansiyeli Ei olur. i = iA –
iK, anodik çözünme ve katodik çökme proseslerinin akım yoğunluğu farkıdır.
ηA = Ei - Eθ olur. Burada, Eθ reaksiyonun denge potansiyelidir.
Şekil 2.6 Aktivasyon polarizasyonu için anodik polarizasyon eğrisi
R, direnç değişkeni dıştan uygulanan akımı değiştirmek için kullanılır. Avometre de
okunmadan önce elektrot yüzeyinde dengenin sağlanması için kısa bir süre beklenir.
Bazı durumlarda ise akım sabit bir değere ulaşmaz, bu nedenle akım seçilen belirli bir
süreden sonra okunur ve bu süre okunan değerle birlikte raporlanmalıdır. Çünkü farklı
zamanlarda okunan akım değerleri birbirlerinden farklı olacaktır.
18
Şekil 2.7’de gösterilen pil devresinde metal anot olacak şekilde bağlanmıştır. Böylece
anodik polarizasyon elde edilecektir. Katodik polarizasyon eğrisinin elde edilebilmesi
için pil ters yönde bağlanmalıdır. Devreyi tamamlamak amacıyla kullanılan karşıt
elektrot akım geçtiğinde çok fazla polarize olmamalı veya çözeltiyi kirletmemelidir. Bu
nedenle, genellikle elektrot malzemesi olarak platin kullanılır. Referans elektrot olarak
Ag/AgCl veya Hg/HgCl2 kullanılır.
Şekil 2.7 Polarizasyon eğrisi elde etmek için kullanılan devre
Elektrolitin klorür iyonları tarafından kirlenmesini engellemek için referans elektrot
incelenecek metal elektrot hücresinin dışında tutulur ve hücreye bir tuz köprüsüyle
bağlanır. Tuz köprüsü, NH4NO3 gibi anyonları ve katyonları eşit miktarda akım taşıyan
bir elektrolitin doygun çözeltisinden oluşur. Bazı deneysel düzeneklerde, elektrot
yüzeyindeki belirli noktalarda ölçüm yapmayı sağlayan Luggin kapilar metale çok yakın
olacak şekilde yerleştirilir. Bu düzeneğe prob elektrot denir. Yüzey potansiyeli çok
değişken ise, veya büyük bir akım geçiyorsa kullanılmalıdır. Çünkü, metal yüzeyi ile
kapilar arasındaki potansiyel düşüşü akımla direncin çarpımına eşit olup, bu aradaki
uzaklığın bir fonksiyonudur.
Avometre
mVmetre
19
2.3.1 Derişim ve direnç polarizasyonu
Tafel denklemi sadece metalin çözünmesini sağlayan aktivasyon olayları dikkate
alınarak türetilir. Deney şartları dikkatli hazırlandığında, Tafel sabiti, (b) deneysel
polarizasyon eğrisinin doğru kısmından bulunabilir. Sıfır yük akım yoğunluğu, i0 ise
doğrunun ηA = 0 konumuna denk gelen metalin standart elektrot potansiyeline
ekstrapole edilmesiyle bulunur. Tafel sabitleri ve diğer bilgilerin belirlenmesinde
deneysel veriler kullanılırsa, sonuçları etkileyecek başka faktörlerin olmamasına dikkat
edilmelidir. Tafel eğiminin tayinini zorlaştıran iki temel faktör vardır: derişim ve direnç
polarizasyonu.
Yukarıda anlatılan aktivasyon çözünme olayında, katyon çözündüğünde çözelti
arayüzünden hemen uzaklaştığı kabul edilmiştir. Bu uzaklaşma difüzyon olayıdır.
Çözünme akım yoğunluğu arttıkça, anodik ürünlerin arayüzden uzaklaşma hızı orantılı
olarak artmadığı için çözeltinin anoda yakın olan kısmında anodik ürünlerin derişimi
artar ve geri emf (elektromotor kuvveti) uygular. Bu da anodik çözünme hızının daha
fazla artmasını zorlaştırır. Çözünme hızının artması için anodik aşırı gerilimin artması
gerekir. Yüzey alanı A olan bir elektrodun çözünme hızı iA/zF,
iA/zF = AD[C – C0] / δ
olur. Burada D difüzyon katsayısı, C ve C0 elektrot yüzeyi ve çözelti içindeki iyon
derişimleri ve δ difüzyon katman kalınlığıdır. Derişim etkisinden kaynaklanan aşırı
gerilim veya polarizasyon, ηderişim , Nernst denkleminden hesaplanabilir:
ηderişim = RT/zF ln(C/C0)
C0 = C - iδ / DzF
olduğuna göre,
ηderişim = RT/zF ln[1 /(1- iδ / CDzF)]
20
bulunur. ηderişim → ∞ ise, difüzyon akım yoğunluğu için limit değer CDzF / δ olur.
Anodik aşırı gerilim daha da artırılsa, akım yoğunluğunda artış olmaz. Derişim
polarizasyonundan kaynaklanan potansiyel değişimi:
ηderişim = 2.303 RT/zF log (iL - iA)/ iL
olarak ifade edilir. iL, ileri reaksiyonun limit akım yoğunluğunu ve iA ise dıştan
uygulanan akım yoğunluğudur. Potansiyel daha soy hale getirildikçe, başka reaksiyonlar
başlarsa akım yoğunluğunda da daha fazla artış olabilir. Bu genelde, Şekil 2.1’deki
doğru aşıldığı zaman oluşan oksijen gaz çıkış reaksiyonudur.
Limit akım yoğunluğunun değeri (a) karıştırma hızına bağlıdır, çünkü ürünler mekanik
yolla çözelti içinde dağıtılırsa, geri emf (elektromotor kuvveti) nin oluşması gecikir, (b)
sıcaklığa bağlıdır, sıcaklık artırıldıkça çözünen katyonların difüzyon hızı artar, (c)
gerçek iyonlara, çünkü katyonların hepsi farklı difüzyon hızına sahiptir ve (d) anodun
konumuna bağlıdır. Çözünme yüzeyi aşağı doğruysa çekim kuvveti difüzyonu
kolaylaştırırken, yüzey yukarı doğruysa çekim kuvveti difüzyonu zorlaştırır.
Şekil 2.8 Derişim ve aktivasyon polarizasyonlarını gösteren anodik polarizasyon eğrisi
21
Çözünme akım yoğunluğu iA, limit akım yoğunluğu iL’ye yaklaştıkça derişim
polarizasyonu önemli hale gelir. Böylece, Şekil 2.6’da verilen polarizasyon eğrisi Şekil
2.8’deki eğriyi verecek şekilde genişletilir.
Sıfır yük akım yoğunluğu, i0, ne kadar küçük olursa, Tafel denkleminin geçerli olduğu
akım yoğunluğu aralığı da o kadar büyük olur. Bu konuda geçiş metalleri üzerinde çok
sayıda çalışma yapılmıştır.
Akım, elektrolit aşırı gerilimini ixR = ηR kadar artırır. i, akım yoğunluğu ve R ise
akımın çözelti içinde katettiği yolun direncidir. Kuvvetli elektrolitlerde ηR küçüktür,
çünkü iletkenlik yüksektir (direnç düşük). İletkenliğin düşük olduğu elektrolitlerde,
fazla olan bu etkiye IR düşmesi denir.
Sadece bir metalin çözünme reaksiyonunun olduğu durumda, polarizasyon eğrisinin
şekli karmaşıktır. Polarizasyon eğrisine üç ayrı faktör etki eder: (i) aktivasyon
polarizasyonu (ii) derişim polarizasyonu (iii) direnç polarizasyonu. Bu üç etkiyi
gösteren eğri Şekil 2.9’da gösterilmiştir.
Şekil 2.9 Derişim, aktivasyon ve direnç polarizasyon etkilerini gösteren anodik polarizasyon eğrisi
22
2.4 Korozyon Kinetiği
Korozyon reaksiyonları genellikle yukarıda anlatılandan daha karmaşıktır. Yukarıda
belirtilen anodik reaksiyona ilaveten aynı metal yüzeyinde başka reaksiyonlar da
meydana gelir. Şimdiye kadar anodik olarak çözünen malzemenin dıştan bir katoda bir
pil yoluyla bağlı olduğu ve dıştan uygulanan potansiyel yardımıyla oluşan çözünme
reaksiyonu anlatıldı. Korozyon olaylarında anot ve katot yan yanadır.
Anottaki toplam yükseltgenme hızı = Katottaki toplam indirgenme hızı
Bu bilgi kullanılarak iki farklı korozyon önleme metodu geliştirilebilir. Yükseltgenme
veya indirgenme reaksiyonlarından biri engellenebilir. Anot veya katot reaksiyonları, ya
da bazı durumlarda her ikisini de engelleyen inhibitörler vardır. Bir korozyon
probleminin analizinde, iki reaksiyon arasında olması gereken denge de önemlidir.
Metal, ortamda indirgenebilecek maddenin bulunmasıyla korozyona uğrar. Ortamın
korozifliği bu maddenin uzaklaştırılmasıyla azaltılabilir. Örneğin, bakır alaşımları
normal şartlarda hidrojen gazı çıkarmaz. Ancak ortamda oksijen veya başka
indirgenebilen maddenin olmaması durumunda indirgeyici kuvvetli asitlere direnç
gösterebilir.
Atmosfere açık çözeltilerdeki korozyon reaksiyonlarının çoğunda, yaygın olan oksijenin
hidroksil iyonlarına indirgenmesidir:
O2(aq) + 4e- + 2H2O ↔ 4OH-(aq)
Bu reaksiyonun meydana geldiği katoda yakın çözelti bölgelerinde pH yüksek, yani
baziktir. Katotta hidrojen indirgeniyorsa, çözelti pH’sı yükselecektir. Standart
indirgenme potansiyeli oksijen için +0.401 V(SHE) ve hidrojen için 0 V (SHE)’dır.
Bir metal korozyona uğruyorsa, en az bir yükseltgenme reaksiyonu, metalin çözünmesi
ve bir indirgenme reaksiyonu, örneğin, oksijen indirgenme reaksiyonu olmalıdır.
23
Metalin ölçülen potansiyeli, metalin standart elektrot potansiyeli ile oksijenin standart
potansiyeli arasında olacaktır. İki potansiyelin karışımı olur. İki reaksiyon karşılıklı
polarize olur, polarizasyon eğrisi metalin çözünmesinde etkili olan faktörlere bağlı
olarak belirlenir. Anot ve katot polarizasyon eğrileri en basit haliyle sadece aktivasyon
polarizasyonu şeklinde Şekil 2.10’da görülmektedir. Anodik reaksiyonun yüzey alanı
katodik reaksiyon yüzey alanına eşit alınmıştır. Pratikte, alanlar çok nadir eşit olmasına
rağmen, basitleştirilmek amacıyla eşit kabul edilmiştir.
Şekil 2.10 Anodik yönde polarize edilmiş bir metalin anodik ve katodik korozyon reaksiyonları için birleştirilmiş aktivasyon polarizasyon eğrisi
Metalin çözünme reaksiyonu için denklem (2.7) geçerlidir:
ηA = bA log ikor + aA
ηA + E0(anot) = Ekor
olup,
Ekor
E’kor
ηA
ηK iK iA
24
aA = -bAlogi0
olur. Böylece,
Ekor = bA log( ikor / i0) + E0
olup, burada i0, metalin çözünme akım yoğunluğunu ve E0 metal elektrodun denge
potansiyelini ifade etmektedir.
Katottaki oksijen indirgenme reaksiyonu için de benzer bir denklem yazılabilir:
E0 (katot) - ηK = Ekor
Katot sıfır yük akım yoğunluğu i0,K ve reaksiyonun Tafel sabiti bK ise;
Ekor = -bK log( ikor / i0,K) + E0 (katot)
olur.
Anodik polarizasyon uygulanırsa, metalin çözünme hızı artarken aynı yüzeyde meydana
gelen oksijen indirgenme hızı azalır. Korozyon polarizasyon eğrisindeki gerçek eğri
Şekil 2.11’deki AB doğrusuna karşılık gelen potansiyeli takip eder. Ekor potansiyelinde
dıştan uygulanan akım yoğunluğu iA :
iA = i’kor – iK
Burada ikor, E’kor potansiyelinde metalin korozyon çözünme akım yoğunluğunu ve iK, bu
potansiyeldeki oksijenin indirgenme akım yoğunluğudur.
Bir korozyon reaksiyonunun bu denklemle tanımlanması, başka reaksiyonlar da
gerçekleşebileceğinden oldukça basitleştirilmiş haldir. Bu reaksiyonlar metal veya sulu
ortamdaki safsızlıklardan kaynaklanır. Bunların etkisinin dikkate alınabileceği küçük
25
korozyon hücreleri vardır. Yerel olarak tanımlanan bütün bu olası olaylar, net bir
korozyon kaybına neden olur. Korozyon kaybı akım yoğunluğu terimi iL.E. ile ifade
edilebilir. Bu terim yerel, ölçülmemiş, anodik çözünmeye sebep olan ilave katodik
reaksiyonları tanımlar. Katodik reaksiyon, genellikle lokal asitlik veya katodik
reaksiyonu tetikleyen yerel yüzey oluşumu sonucu hidrojen gaz çıkış reaksiyonudur.
Ortamın veya incelenen metalin saflaştırılmasıyla yerel olay etkileri azaltılabilir. Lokal
etki varsa, korozyon akımı ölçülen anot akım yoğunluğundan daha küçük olacaktır.
iA = i’kor – iK – iL.E.
E’kor = bA log( i’
kor / i0,M) + E0 (anot)
ve
E’kor = bA log[ (iA + iK + iL.E.) / i0,M] + E0 (anot)
olur.
Dıştan uygulanan akım yoğunluğu, katodik ve yerel etki akım yoğunluğunun
toplamından çok büyük olmadıkça, gerçek Tafel eğrilerinin elde edilemeyeceği bu
denklemden anlaşılır.
Korozyona uğrayan bir elektrot için derişim ve direnç polarizasyonunu içeren tam
polarizasyon denklemi aşağıdaki gibi yazılabilir:
ηA = bA log[ (iA + iK + iL.E.) / i0] – 2.303 RT log[ (iL – iA - iL.E.) / iL] + iAR
Dıştan akım uygulanmadan, oksijenden arındırılmış bir çözeltide lokal etki
oluşturmayan çok saf bir metal incelenirse, katotta sadece hidrojen indirgenme
reaksiyonu gerçekleşir. Bu durumda,
Ekor = -bK log( ikor / i0,H)
26
olur. Burada i0,H hidrojen iyonunun indirgenme akım yoğunluğudur.
Farklı pH değerlerindeki çözeltilerden elde edilen Tafel eğrilerinin doğrusal
kısımlarından bK ölçülürse, her pH değerindeki tersinir hidrojen elektrot potansiyeli Ekor
kullanılarak, ikor hesaplanabilir.
Dıştan uygulanan bir akımın bir anodik reaksiyonun elektrot potansiyeline etkisi
aşağıdaki formülle tahmin edilebilir:
ηA = bA log[ (iA + ikor) / i0]
Bu denklem (a) derişim veya direnç polarizasyonunun oluşmaması (b) ortamda
elektrodu depolarize edecek oksijenin olmaması halinde doğrudur. Bu ifadeden bir
sistemin korozifliğinin ölçüsü olan polarizasyon direnci terimi ortaya çıkmıştır.
Korozyon potansiyelini 10 mV kadar değiştirebilmek için gerekli akım ölçülmüş ve
potansiyel değişiminin akım değişimine oranına polarizasyon direnci denilmiştir:
ΔE / ΔI = bAbK / [2.303 ikor (bA + bK)]
Burada bA, bK anot ve katot reaksiyonlarının Tafel sabitleridir. Bu denklem sadece
aktivasyon polarizasyonunun etkili olması halinde geçerlidir. bA ve bK değerleri
bilinmese bile, bAbK/(bA + bK) oranı çok fazla değişmediği için korozyon hızı tahmin
edilebilir.
Korozyon hızının derişim polarizasyonuna bağlı olduğu sistemlerde örneğin, oksijen
difüzyonu kontrollü sistemlerde,
ΔE / ΔI = bA / 2.303 ikor
Burada log ΔE / ΔI’ya karşılık ikor çizilirse, tahmin edilen eğime sahip bir doğru elde
edilir. Korozyon sistemi ile ilgili daha fazla bilgiye gerek olmadan grafik yardımıyla
korozyon hızı kolaylıkla tahmin edilebilir.
27
2.5 Korozyon Çeşitleri
Korozyona uğrayan yüzeyin görünümü, korozyon oluşum şekli ve korozyonun ilerleme
mekanizması gibi faktörlere göre sınıflandırma yapılır. Bu sınıflandırma korozyonu
tanıma ve alınacak önlemler açısından önemlidir. Korozyon çeşitlerini şöyle
sıralayabiliriz:
1) Genel korozyon
2) Galvanik korozyon
3) Çukur korozyonu
4) Tanelerarası korozyon
5) Erozyon korozyonu
6) Yorulma korozyonu
7) Kaynak korozyonu
8) Gerilim-çatlama korozyonu
9) Hidrojen kırılganlığı korozyonu
2.5.1 Genel korozyon
Metal yüzeyinin her noktasında aynı hızda ve aynı oranda gerçekleşen homojen
dağılımlı korozyondur. Metalin kalınlığı her noktada aynı oranda azalır, metal incelir ve
zamanla kullanılamaz hale gelir. Örneğin, açık havada duran bir demir levhanın her yanı
aynı derecede paslanır. Genel korozyon, homojen dağılım gösterdiği için korozyon hızı
birim zamanda aşınan malzeme kalınlığı olarak ifade edilir.
2.5.2 Galvanik korozyon
Korozif ortamda bulunan iki farklı metal arasında bir potansiyel fark oluşur. Bu iki
metalin arasında elektronik veya elektrolitik iletkenlik olması durumunda, oluşan
potansiyel fark elektron akımına neden olur. Standart indirgenme potansiyeli daha
negatif olan, yani korozyona daha az dayanıklı olan metal (anot) yükseltgenir. Diğer
metalin (katot) korozyonu ise azalır. Bu tip korozyonlarda katot ya hiç korozyona
28
uğramaz ya da çok az korozyona uğrar. Elektrik akımı birbirine benzemeyen metallerle
ilgili olduğundan bu tip korozyona metal çifti korozyonu da denir. Metaller arası
potansiyel farkı ne kadar az olursa, korozyon o kadar az olur.
Galvanik korozyon, aynı ortama daldırılan iki farklı metal arasında oluşabildiği gibi, bir
alaşımda bulunan iki farklı metal arasında da oluşur. Örneğin, korozif ortamdaki çinko-
bakır alaşımında çinko ve bakır metalleri arasındaki potansiyel farkı yaklaşık 1.1 V
iken, bakır-kalay alaşımında bakır ve kalay metalleri arasındaki potansiyel farkı ise 0.48
V’dur. Çinko-bakır alaşımında çinko metali çözünürken, bakır-kalay alaşımında kalay
çok az korozyona uğrar.
2.5.3 Çukur korozyonu
Metal yüzeyinde oluşan küçük delikler zamanla derinleşerek çukurların oluşmasına
neden olur. Koruyucu katmanı olan bir metalin, koruyucu katmanı üzerindeki bir
noktada oluşan bozulma korozyonu başlatır. Bozulan noktadaki metal anot görevi görüp
çözünürken, koruyucu katman katot görevi görür. Metal çözünürken, koruyucu katman
üzerinde oksijen indirgenir.
Bu tip korozyon, gizlice uzun zamanda oluşması ve bir anda ortaya çıkması, yerel
olarak şiddetli olması nedeniyle en yıkıcı korozyon türüdür. Nicel olarak ölçülmesi ve
yayılma derecesinin tespit edilmesi oldukça zordur. Ortamda bulunan klorür ve bromür
gibi iyonlar çukur korozyonunu hızlandırır.
Çukur korozyonu, alüminyum ve paslanmaz çelik gibi çok dirençli filmlere sahip
alaşımlar için ciddi bir problem oluşturur. Pratikte, her metal yüzeyinde oluşabilir.
Çukur korozyonuna uğrayan malzemelerde kütle kaybı çok az olabilir, ancak daha fazla
kütle kaybına yol açan genel korozyondan çok daha ciddi bir problem yaratır.
Korozyon ürününün fiziksel durumu, reaksiyonun ilerlemesi üzerinde çok büyük etkiye
sahip olabilir. Pas aktif bölgelerden dışarı doğru oluşur ve doğrudan etkisi yoktur.
Sıcaklık, oksijen derişimi, asitlik gibi özelliklere bağlı olarak metal yüzeyinde çok sert
29
çökeltiler oluşabilir. Çukurlar, oksijenin çukurlara ulaşmasını engelleyen bir membranla
kaplı olup, çukur içerisindeki katyonların derişimi çözünürlük çarpımı sınırına
ulaşıldığında hidroksit çökeltisine sebep olur:
Al3+(aq) + 3OH-(aq) ↔ Al(OH)3(k)
Çökelti oluşumu bir denge pH’sına ulaşılana kadar H+ derişimini artırır. Çözeltinin
denge haline gelmesi, ortamda bulunan maddenin, örneğin, AlCl3’ün hidroliz sabitine
ve çözünürlük çarpımına bağlıdır. Çözelti hacminin çözelti yığınından izole olduğu
düşünülürse, çukur içindeki katyon derişimi ve pH da korozyonda önemli olur. Çukur
korozyon reaksiyonu sırasında çukurda bulunan sıvı içindeki oksijen indirgenerek
harcanır ve çukur üstündeki membran çukurun tekrar dolmasını önler. Bu durumda da
oksijen ulaşımının zor olduğu alanlar anot bölgeleridir. Sonuç, artan asitlik ve de çukur
içinde artan korozyon reaksiyon hızıdır.
2.5.4 Tanelerarası korozyon
Metal örgüsünde, tane sınırlarının tanelere göre korozyona daha yatkın olduğu
durumlarda tanelerarası korozyon meydana gelir. Alaşımlarda tane sınırlarında
korozyonu önleyen maddenin azalması korozyonu hızlandırır. Nikel bazlı alaşımlarda
ve östenitik paslanmaz çeliklerde alaşıma eklenen krom tane sınırlarında krom karbür
oluşturur ve krom azlığının olduğu bölgeler meydana gelir. Kromun azaldığı bölgelerde
korozyon olur. Paslanmaz çeliklerde korozyondan korunma için en az % 12 krom
bulunmalıdır. Krom, yüzeyde çok ince bir pasif film oluşturarak çeliği korozyondan
korur.
2.5.5 Erozyon korozyonu
Metalin veya metal yüzeyindeki koruyucu oksit tabakasının bağıl hareketi nedeniyle
mekanik olarak aşınması sonucu oluşan korozyon türüdür. Metal, yüzeyden ya metal
iyonu halinde çözünerek ya da katı korozyon ürünleri mekanik olarak metal yüzeyinden
uzaklaşarak korozyona uğrar. Örneğin, trenlerin periyodik hareketleri sonucu demiryolu
30
paslanır, Fe(OH)3, oluşan pas toz halinde dökülür. Dökülen pasın yerine yenisi oluşur,
bunun sonucunda malzeme giderek azalır ve bir süre sonra değiştirilmesi gerekir. Bir
akışkanla temas halinde olan çeşitli ekipmanlar da erozyon korozyonuna uğrayabilir.
Örneğin, su borularındaki keskin köşeler erozyon korozyonunun en çok görüldüğü
bölgelerdir.
2.5.6 Yorulma korozyonu
Periyodik olarak yön değiştiren gerilimlerin metalde çatlamaya yol açmasına yorulma
denir. Korozif ortamda yorulma direncinin düşmesi ise yorulma korozyonudur.
Yorulma korozyonu sonucunda metal yüzeyinin geniş bir kısmı korozyon ürünleri ile
kaplanır ve parlak bir görünüm kazanır. Metal yüzeyinde küçük bir bölge ise oluşan
çatlak ve kırılma sonucu pürüzlüdür.
2.5.7 Kaynak korozyonu
Paslanmaz çeliklerde kaynak sonrasında kromun kaynak yapılan bölgeye difüzyonu
sonucu kaynak etrafındaki bölgelerde krom oranı düşer. Tanelerarası korozyonda
olduğu gibi kromun azaldığı bölgede korozyon görülür.
2.5.8 Gerilim-çatlama korozyonu
Korozif ortamda mekanik gerilime maruz kalan metallerin çatlaması veya
kırılganlaşmasıdır. Örneğin yüksek basınçlı kaplar, içten yanmalı motorların silindir
kısımları ve buhar kazanları gerilim-çatlama korozyonuna uğrarlar. Çukur
korozyonunun metal yüzeyinde oluşturduğu çukurlar mekanik gerilimin de etkisiyle
çatlaklara dönüşebilir veya metal yüzeyinde mevcut çatlaklar bozulmanın başlangıcı
olabilir. Mekanik gerilimin büyüklüğüne, ortamın korozifliğine ve metalin kırılganlık
derecesine bağlı olarak çatlak ilerler ve sonunda malzeme kırılır. Bu tür kırılmalar tane
sınırlarını takip etmez, taneleri bölerek ilerler. Korozif etkisi yüksek olan kimyasalların
çok düşük derişimleri bile çok büyük kırılmalara neden olabilir. Gerilim-çatlama
31
korozyonu saf metallerden çok, alaşımlarda gözlenen bir korozyon türüdür. Gerilim-
çatlama korozyonundan korumak için ısıl işlem uygulanır.
2.5.9 Hidrojen kırılganlığı korozyonu
Sulu ortamlarda metal yüzeyinde hidrojen iyonunun indirgenmesiyle hidrojen atomu
oluşur. Atomik hidrojen metalin içerisine nüfuz eder ve metalin taneleri arasında
birleşerek hidrojen gazı oluştururlar.
H+ + e- → H
H + H → H2(g)
Oluşan hidrojen gazı basınca, dolayısıyla kırılmaya neden olur. Çelik imalatında, ısıl
işlem ve asit temizliği gibi işlemler sırasında metal hidrojen kapabilir. Hidrojen
kırılması Fe, Ni, Ti ve Pd alaşımlarında çok görülür.
2.6 Korozyon Hızını Belirleme Yöntemleri
Bir metalin korozyona uğraması, korozif bir ortamda anodik çözünmesidir. Çözünmenin
az yada çok olması, ortamın özelliklerine ve metalin yapısına bağlı olup, metalin
korozyona olan yatkınlığının bir ifadesidir. Anodik reaksiyonun hızı korozyon hızını
verir. Korozyon hızı farklı yöntemlerle belirlenebilir. Korozyon hızını belirlemek için
kullanılan kimyasal ve elektrokimyasal yöntemleri şöyle sıralayabiliriz (Üneri 1998,
Yalçın ve Koç 1999):
1. Kütle Kaybı Yöntemi,
2. Tafel Ekstrapolasyon Yöntemi,
3. Katodik Tafel Ekstrapolasyon Yöntemi,
4. Lineer Polarizasyon Yöntemi,
5. Elektrokimyasal Empedans Spektroskopisi (Scully 1990).
32
2.6.1 Kütle kaybı yöntemi
Uzun yıllar korozyon hızının tayin edilmesinde kütle kaybı yöntemi kullanıldı. Bu
yöntemde korozyon hızı, metal korozif ortamda bir süre bekletidikten sonra meydana
gelen kütle farkı tartılır. Sonuç birim zamanda birim yüzeydeki kütle kaybı olarak
verilir. Korozyon hızının kütle kaybı yöntemiyle belirlenmesi uzun zaman alır, çünkü
hassas bir sonuç elde edebilmek için bekleme süresinin çok uzun olması gerekir.
Bulunan korozyon hızı anlık korozyon hızı değil, toplam süre boyunca oluşan korozyon
hızının ortalama değeridir. Bu nedenle son yıllarda geliştirilen elektrokimyasal
yöntemler bu yönteme tercih edilmektedir.
Korozyon Hızı = Δm / Δt .A
Burada Δm, kütle kaybı; Δt, zaman aralığı ve A ise yüzey alanıdır.
2.6.2 Tafel ekstrapolasyon yöntemi
Bölüm 2.3 ve 2.4’te anlatıldığı gibi korozyona uğrayan metal için anodik ve katodik
polarizasyon eğrileri deneysel olarak belirlenir. Anodik ve katodik polarizasyon
eğrilerinin Tafel doğrusal bölgelerinin korozyon potansiyeline (Ekor) ekstrapole
edilmesiyle bulunan kesim noktasında korozyon akımı, yani korozyon hızı (ikor) bulunur
(Şekil 2.11).
2.6.3 Katodik Tafel ekstrapolasyon yöntemi
Bu yöntemde yalnız katodik polarizasyon eğrisi elde edilir. Platin gibi soy bir metalden
yapılan yardımcı elektrot aracılığı ile deney elektroduna katodik akım verilip, devreden
geçen akım ölçülür. Çizilen potansiyel-log (akım yoğunluğu) grafiğinden korozyon
akımı Tafel doğrusal bölgesinin korozyon potansiyeline ekstrapolasyonu ile bulunur.
Yöntemin duyarlılık derecesi yüksek olup, çok küçük korozyon hızlarını kısa sürede
belirlemek ve bunu sürekli denetlemek mümkündür. Ancak, bu yöntemin
33
uygulanmasında birçok sınırlama vardır. Doğruluğundan emin olmak için Tafel bölgesi
en az on kat bir akım yoğunluğu bölgesinde uzanmalıdır. Birçok korozyon
sistemlerinde, bu duruma derişim polarizasyonu ve diğer etkenler nedeniyle erişilemez.
Ayrıca, bu yöntem yalnız bir indirgenme olayı içeren sisteme uygulanır. Çünkü, birden
çok indirgenme olayının yürüdüğü sistemlerde Tafel bölgesinde sapma olur. Bu
yöntem, özellikle direnç polarizasyonu nedeniyle anodik Tafel eğrisi elde edilemiyen
koşullarda kullanılır.
Şekil 2.11 Tafel Ekstrapolasyonu yöntemi ile korozyon akımının (ikor) bulunuşu
34
2.6.4 Lineer polarizasyon yöntemi
Günümüzde, korozyon hızının belirlenmesinde polarizasyon direnci yöntemi veya
çizgisel polarizasyon yöntemi yaygın olarak kullanılmaktadır. Simmons (1955), Skold
ve Larson (1957) yapmış oldukları deneylerde potansiyel ile katodik ve anodik akım
arasında doğrusal bir ilişkinin varlığını ortaya çıkarmışlardır. Yöntemin kurama bağlı
temelleri ise 1957’de Stern ve Geary (Stern ve Geary 1957, Stern 1958) tarafından
verilmiştir. Stern ve Geary, aktivasyon polarizasyonuyla denetlenen bir sistemde,
korozyon potansiyeline yakın bölgede ΔE (±10mV) potansiyel farkı ile devreden geçen
ΔI akımı arasında aşağıdaki bağıntının geçerli olabileceğini göstermişlerdir.
ikor=[ bA bK/2.303 (bA+bK)][ΔI/ΔE]= [bA bK/2.303 (bA+bK)][1/Rp] =B/Rp (2.8)
Buradaki ikor korozyon akımını, bA anodik, bK katodik Tafel doğrularının eğimidir.
Burada, eğim polarizasyonu direncinin tersi yani, ΔI/ΔE=1/Rp’dir. Rp polarizasyon
direncini göstermektedir.
Akım yoğunluğu-potansiyel eğrisinin korozyon potansiyeli dolayındaki doğrusal kısmın
eğiminden polarizasyon direnci bulunup, Stern-Geary eşitliğinde yerine konularak da
korozyon hızı belirlenebilir.
E
ΔiK ΔiA ΔEA= +10mV
i
ΔEK= -10mV
Ekor=0 mV
Şekil 2.12 Polarizasyon direncininin lineer polarizasyon yöntemi ile belirlenişi
35
2.6.5 Elektrokimyasal empedans spektroskopisi
Empedans teknikleri yıllarca elektrokimyasal araştırmalarda ve son yıllarda da
korozyon incelemelerinde kullanılmıştır (Anonymous 1977). Uygulamada metal/çözelti
arayüzünden geçen akım ikiye bölünebilir: (i) akım elektrokimyasal reaksiyonun parçası
olduğunda (yük transfer prosesi) faradaik yolu izleyen kısım, (ii) faradaik olmayan
kısım; çift tabakadan oluşan yüklü bir arayüz bulunur, çünkü arayüzde yüklü
parçacıkların transferi olmaz. Bu nedenle, bir elektrot arayüzünün, direnç ve
kapasitansları taşıyan bileşenlerden oluştuğu düşünülebilir. Böyle bir arayüzün
empedansı, arayüzde meydana gelen reaksiyonları temsil eden eşdeğer bir devre
referans alınarak analiz edilebilir. Eşdeğer devredeki bileşenlerin dizilimi ve bunlara
verilen değerler, incelenen korozyon arayüzüne mümkün olduğunca en yakın bir
empedans üretmeyi amaçlar.
Empedans, DC veya AC sinyalinin uygulanmasına bağlı olarak farklı tepkiler verir.
Arayüzün DC kısmında akım sabittir (frekans yoktur) ve Ohm Kanunu ile tanımlanır:
E = IR
AC kısmı olduğunda, bir frekans ve voltaj vardır. Voltaj, E ve akım, I şu şekilde
ilgilidir:
E= IZ
Bir AC devresinde E ve I dalgalanır ve aynı fazda olmazlar. Z empedans, direncin AC
karşılığı olarak tanımlanır. Z değeri devredeki dirençlere bağlıdır, fakat kapasitans ve
indüktanstan gelen bir etkiyi de içerir. Bunlar sadece alternatif akım dalgasının
büyüklüğünü etkilemez, aynı zamanda zamana bağlı karakteristikleri veya fazı da
etkiler.
36
Akım, frekans (radyan/s), maksimum genlik A ve faz kayması d (radyan)’ye aşağıdaki
denklemle bağlıdır:
I = Asin(wt+d)
Vektör analizi bir dalganın genliği ve faz karakterleri cinsinden tanımlanmasına olanak
sağlar. Bir AC akımı reel ve sanal bileşenlerin toplamı olarak tanımlanabilir:
Itoplam = I’ + I’’.j
(reel) (sanal)
burada j = (-1)1/2.
Potansiyeller için de benzer bir denklem yazılabilir:
Etoplam = E’ + E’’.j
(reel) (sanal)
Reel bileşen referans dalga ile aynı fazdadır ve sanal bileşen ise 900 faz dışındadır.
Referans dalga, akım ve voltaj dalgalarını aynı koordinat eksenlerine göre vektör
biçiminde göstermeyi sağlar. Empedans vektörü şöyle hesaplanır:
Ztoplam = (E’ + E’’.j) / (I’ + I’’.j)
Aynı eksende:
Ztoplam = Z’ + Z’’.j
Direncin sanal bileşeni yoktur. Empedans dirençtir:
Z = R + 0.j
37
Kapasitansın reel bileşeni yoktur:
Z = 0 – j / w* C
Burada w*, düşük frekans yarı dairesinin maksimum noktasındaki frekanstır.
Polarizasyon direnci ve çift tabaka kapasitansı olan ve yük transfer prosesini oluşturan
bir arayüzün en basit elektrokimyasal durumuna karşılık gelen, paralel bağlı bir direnç
ve bir kapasitans için empedans:
Z = R / (1+w*2C2R2) – jw*CR2 /(1+w*2C2R2)
olup, ölçümler frekansın bir fonksiyonu olarak yapılır. 0.1-10kHz frekans aralığındaki
değerler en uygun değerler olarak kabul edilmiştir (MacDonald 1987). E’, E’’, I’, I’’
kullanılarak tepkinmenin faz kayması, Ө ve toplam empedans, Z her frekans için
hesaplanır. Empedans ölçümleri potansiyel üzerine küçük bir AC sinyali bindirerek
yapılır. AC sinyali, incelenen sistemin tepkisi giriş fonksiyonunun genliğinin doğrusal
bir fonksiyonu olmasını sağlayacak kadar küçük olmalıdır.
Şekil 2.13 Yük transfer kontrollü reaksiyonun olduğu metal/çözelti arayüzünün empedans diyagramı
Sana
l Z
’’ (o
hm)
Reel Z’ (ohm)
Cdl
38
Şekil 2.13, genelde Nyquist çizimi adı verilen karmaşık bir empedans diyagramı
göstermektedir. Empedansın sanal bileşeni reel bileşenine karşılık çizilmiştir. Diyagram
yük transfer kotrollü bir elektrodun polarizasyon direnci (Rp) ve çift tabaka kapasitansı
(Cdl) ile birlikte devrenin kalan kısmının direncini gösteren RS teriminden oluşan
devreye karşılık gelmektedir. Bileşenlerin üçü de diyagramdan belirlenebilir. Düşük
frekanslarda polarizasyon direnci ve devre direnci birlikte ölçülür. Uyarma frekansı çok
yüksek olduğu için Rp’yi oluşturan yük transfer prosesinin tepki süresi gecikir ve Rp
ölçülemez. Devrenin omik direnci sürekli bir empedansdan oluşur ve frekanstan
bağımsızdır. Kapasitans değeri sanal empedansın maksimum olduğu frekans değerinden
aşağıdaki formülle hesaplanır:
Cdl = 1 / 2πfZ’’mak (2.9)
Burada f, hertz biriminde frekanstır.
Şekil 2.14’daki şekil eşdeğer devre ile uyumludur. Şekil 2.13’dekinden farklıdır, çünkü
difüzyon kontrollü reaksiyondan gelen ilave bir direnç terimi (Rd) içerir.
Şekil 2.14 Difüzyon kontrollü reaksiyonun olduğu bir metal/çözelti arayüzünün empedans diyagramı
Sana
l Z
’’ (o
hm)
Reel Z’ (ohm)
Cdl
39
2.7 Korozyonu Önleme Yöntemleri
2.7.1 Malzeme seçimi
Korozyonu önlemenin en temel yolu kullanıldığı ortama göre daha dayanıklı metal veya
alaşımların seçilmesidir. Dayanıklı malzeme kullanımı maliyeti artırsa da, daha uzun
ömürlü oldukları için tercih edilebilir. Ortama bağlı olarak kullanılabilecek malzemeler
değişir. Örneğin, nitrik asit içeren ortamda paslanmaz çelik kullanılması uygundur.
Çünkü paslanmaz çelik bu asitte korozyona dirençlidir. Asit gibi indirgeyici ortamlar
için genellikle nikel, bakır ve bunların alaşımları kullanılır. Yükseltgeyici madde içeren
ortamlarda ise krom içeren alaşımlar kullanılır.
2.7.2 İnhibitörler
İnhibitör, az miktarda eklendiği zaman metalin içinde bulunduğu ortamla etkileşimini
azaltan veya önleyen kimyasal maddedir. Organik veya inorganik yapıda olmak üzere
çok çeşitli bileşimde inhibitör vardır. İnhibitörler, anodik tepkimenin, katodik
tepkimenin veya her iki tepkimeyi yavaşlatarak korozyonu önler. Etkidikleri tepkimenin
türüne göre üçe ayrılırlar: (a) anodik inhibitör, (b) katodik inhibitör ve (c) karma
inhibitör. İnhibitörler, metal temizleme banyoları, petrol boru yolları, buhar jeneratörleri
gibi çeşitli kapalı sistemlere ilave edilir (Üneri 1998).
İnhibitör etkinliği, inhibitörün korozyon hızını yüzde azaltma miktarıdır. İnhibitör
etkinliği, inhibitörsüz ve inhibitörlü ortamlardaki korozyon hızları ile belirlenir.
% İnhibitör etkinliği = [(i0 – iinh) / i0] × 100 (2.10)
Bu bağıntıda i0 ve iinh sırasıyla inhibitörsüz ve inhibitörlü koşullarda belirlenen
korozyon hızlarıdır.
İnhibitör etkinliği, inhibitör derişimi, sıcaklık, ortam ve malzemenin bileşimine bağlıdır.
Genel olarak inhibitör etkinliği inhibitör derişimiyle artar (Üneri 1998).
40
2.7.2.1 Katodik inhibitörler
Asidik ortamdaki hidrojen iyonunun veya nötr ortamdaki oksijen molekülünün
indirgenmesi gibi katot reaksiyonlarını önleyerek korozyon hızını azaltan inhibitörlere
katodik inhbitörler denir. Katodik inhibitörler, proton ya da hidrojen iyonu kabul ederek
katyona dönüşür ve katoda taşınır. Katodik bölgeye taşınan katyonlar, kimyasal veya
elektrokimyasal olarak yüzeyde çökerek korozyonu yavaşlatır. Nötr çözeltilere eklenen
magnezyum, mangan, nikel ve çinko tuzları, katodik bölgede az çözünen hidroksit
bileşikleri oluşturur. Oluşan bu koruyucu hidroksit filmler, oksijenin katoda ulaşarak
indirgenmesini zorlaştırır. Diğer bir örnek ise kaynama kazanlarına eklenen
polifosfatlardır.
Katodik inhibitörler pozitif yüklü olduğundan, yüzeyde adsorplanmaları durumunda
elektrot potansiyelini ve korozyon potansiyelini negatif yönde kaydırır, yani katodik
polarizasyona neden olur.
2.7.2.2 Anodik inhibitörler
Anot reaksiyonlarını önleyerek korozyon hızını azaltan inhibitörlere anodik inhbitörler
denir. Anodik inhibitörler anyonik yapıda olup, anodik bölgeye taşınırlar. Genelde
inorganik yapıda olan anodik inhibitörlere ortofosfat, silikat, nitrit, kromat ve benzoat
örnek gösterilebilir.
Anodik inhibitörler negatif yüklü olduğundan, yüzeyde adsorplandıkları zaman elektrot
potansiyelini ve korozyon potansiyelini pozitif yönde kaydırarak anodik polarizasyona
neden olur.
2.7.2.3 Karma inhibitörler
Hem katot hem anot reaksiyonunu önleyen inhibitörlerdir. Karma inhibitörler, hem
proton hem de elektron kabul eden grupları (–NH2 ve −SH gibi) içeren inhibitörler
olabildiği gibi, katodik ve anodik inhibitörlerin karışımı da olabilir. Kromat veya nitrit
41
gibi oksitleyici bir bileşenle, ortofosfat veya silikat gibi indirgeyici bir bileşenden
oluşan karma inhibitör kullanımı yaygındır.
Karma inhibitörler, katodik ve anodik tepkimeleri etkileyebileceği için korozyon
potansiyellerini pozitif ya da negatif yöne kaydırabilir veya hiç etkilemez. Net
potansiyel değişiminin yönü, anodik ve katodik yöndeki polarizasyonların
büyüklüklerine bağlıdır.
2.7.3 Kaplamalar
Kaplamada soy veya aktif metal kullanılabilir. Soy metal kararlılığını korurken, aktif
metal kendisi korozyona uğrayarak malzemeyi korur. Metal kaplama elektrolitik olarak,
alev püskürtme, giydirme, sıcak daldırma ve buhar çöktürme yöntemleriyle yapılabilir.
Malzeme yüzeyi boyanarak da korozyondan korunabilir. Paslanabilen düşük alaşımlı
çeliklerin yüzeyi alüminyum bazlı boya ile kaplanır. Kromatlama vb. kimyasal
dönüşümle kaplama yöntemleriyle de metal yüzeyi oksitle kaplanıp pasifleştirilerek
korunabilir.
2.7.4 Anodik koruma
Pasifleşme özelliği gösteren metallerin anodik yönde polarize edilerek pasif hale
getirilmesine anodik koruma denir. Anodik korumanın uygulanabileceği potansiyel
bölgesine pasifleşme veya koruma bölgesi denir (Şekil 2.15). Metalin potansiyeli
pasifleşme bölgesinde sabit tutulur. Anodik koruma için en uygun potansiyel pasif
bölgenin ortası olup, katodik korumanın elverişli olmadığı asidik veya bazik ortamlar
için uygulanır.
42
Şekil 2.15 Pasifleşme özelliği gösteren bir metalin pasiflik eğrisi (Üneri 1998)
2.7.5 Katodik Koruma
Katodik koruma, korunacak olan metal potansiyelinin anodun açık devre potansiyeline
polarize edilmesidir. Potansiyeli negatif yönde kaydırılarak metal yüzeyinde anodik
reaksiyonların olması engellenir. Galvanik anotlu katodik koruma ve dış akım kaynaklı
katodik koruma olmak üzere iki yöntemle uygulanır.
Dış akım kaynaklı katodik koruma da metale dıştan bir akım uygulanarak yapılır. Akım
kaynağının eksi ucu korunacak olan metale artı ucu da bir yardımcı anota bağlanır.
Akım, dış devrede anottan katoda elektronlarla taşınır. Anot ve katodun bulunduğu
iletken ortamda ise katyonlar ve anyonlarla taşınır.
Galvanik anotlu katodik korumada ise metale, potansiyeli daha negatif olan bir metal
bağlanarak galvanik pil oluşturulur. Potansiyel farkı nedeniyle, iki metal arasında akım
oluşur. Potansiyeli daha pozitif olan metal katot, daha negatif olan metal ise anot
konumundadır. İki metal arasından geçen akım anodun çözünmesini hızlandırır.
Katottaki metal korunurken, anottaki metal kurban edilir. Bu nedenle, bu yöntem
43
kurban edilen anot ile katodik koruma olarak da bilinir. Korumanın yeterli olabilmesi
için korunan metalle kurban anot arasındaki potansiyel farkı büyük olmalıdır. Anot
koruma sırasında korozyona uğrayıp çözündüğünden belirli aralıklarla yenilenmesi
gerekir.
2.8 Kaynak Özetleri
Aramaki (2001), kromat içermeyen anyonik inhibitörlerin çinkonun atmosfere açık 0.5
M NaCl çözeltisindeki korozyonuna etkisini polarizasyon yöntemiyle araştırmıştır.
Kullandığı inhibitörler; molibdat, fosfat, 1-hidroksietan-1,1-difosfanat,
aminotri(metilenfosfanat), tetraborat ve silikat tuzlarıdır. Sodyum silikat ve sodyum
fosfat yaklaşık % 90 inhibisyonla çinkonun korozyonu üzerinde en fazla etkiyi
göstermiştir. Bu anyonlarla yapılan deneylerde çukur korozyonuna rastlanmamıştır.
Molibdat ve tetraborat iyonlarının inhibisyon yüzdeleri sırayla % 64 ve % 66 olarak
bulunmuştur. Fosfanatların inhibisyon yüzdeleri ise çok düşüktür (% 24). X-ışını
fotoelektron spektroskopisi ile yapılan yüzey analizinde 10-3 M NaSi2O5 çözeltisinde 30
ºC’da 3 saat bekletilen çinko yüzeyinde Zn(OH)2 oluşumunu gösteren pikler
görülmüştür. Klorür iyonu piki tespit edilmemiştir. Klorür iyonlarının yüzey
tabakasında bulunmaması silikatla inhibe edilen çinko yüzeyinde çukur korozyonu
olmamasının nedenini açıklamaktadır. 10-2 M Na3PO4 çözeltisinde 3 saat bekletilen
çinko yüzey tabakasının dış kısmının Zn(OH)2 ve iç kısmının ZnO ile kaplı olduğu
görülmüştür. Bu tabaka, sodyum silikat çözeltisinde bekletilen çinko yüzeyinde oluşan
tabakadan daha incedir. Çünkü Zn2+ piki 30 saniyede kaybolmuş, sodyum silikat
çözeltisinde ise 100 saniyeye kadar belirgindir.
Badawy ve Al-Kharafi (1998), molibdenin asidik, nötr ve bazik çözeltilerdeki korozyon
ve pasifleşme davranışlarını incelemişlerdir. Metal yüzeyinin her zaman pasif bir filmle
kaplı olduğu görülmüştür. Elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EIS) ve
polarizasyon ölçümlerine göre, kendiliğinden oluşan pasif filmin asidik çözeltilerde
daha kararlı olduğu bulunmuştur. Bazik çözeltilerde çözünen anyonların (HMoO4- ve
MoO42-) oluşması nedeniyle pasif filmin kararlılığı azalmaktadır. EIS ve polarizasyon
ölçümlerinden pasif filmin çözünme parametreleri ve farklı pH’daki çözeltilerde
44
çözünme olayının aktifleşme enerjisi hesaplanmıştır. Oksit tabakasının çözünme
aktifleşme enerjisinin bazik ve nötr çözeltilerde (~28.3 ve ~52.5 kJmol-) asidik
çözeltilere (~62.4 kJmol-) göre daha düşük olması pasif filmin nötr ve bazik çözeltilerde
daha az kararlı olduğunu göstermektedir.
De Rosa vd. (2004), fiziksel buhar çöktürme yöntemiyle elde edilen molibden ince
filmlerinin korozyon ve pasiflik davranışlarını farklı pH’daki atmosfere açık klorür ve
sülfat çözeltilerinde incelemişlerdir. Açık devre potansiyeli ölçümleri, polarizasyon
deneyleri ve EIS kullanılarak klorür ve sülfat iyonlarıile pH’nın korozyona etkisi
araştırılmıştır. Sülfat ve klorür çözeltilerinin ikisinde de pH arttıkça, açık devre
potansiyelinin daha pozitife kayması molibdenin elektrokimyasal davranışının çözelti
pH’sından büyük ölçüde etkilendiğini göstermektedir. Aynı pH’daki klorür çözeltisinin
açık devre potansiyeli her zaman sülfat çözeltisininkinden daha poziftir. Sülfat ve klorür
çözeltilerinde pH arttıkça korozyon potansiyeli daha negatife kaymış, korozyon hızı ise
artmıştır. Molibden ince filmi düşük frekansta (~10-2 Hz) ortamdan bağımsız olarak 104
Ωcm2 büyüklüğünde empedans değerine sahiptir. Genel olarak, en düşük empedans
değerleri bazik klorür veya bazik sülfat çözeltilerinde görülmüştür. Klorür
çözeltisindeki empedans değerleri sülfat çözeltisine kıyasla daha büyüktür. Klorür
iyonları sülfat iyonlarına göre molibdene karşı daha az koroziftir. Yüzeydeki oksit
tabakası korozyonu önlemeye yeterli değildir. Molibdenin korozyonunda çözelti
pH’sının etkisi anyon etkisinden daha baskındır.
Lin vd. (2008), sodyum silikat çözeltisinin fosfatlanmış galvanize çeliğin % 5’lik NaCL
çözeltisindeki korozyonuna etkisini incelemişlerdir. Kaplamaların morfolojisi ve
kimyasal kompozisyonunun taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve enerji dağılım X-
ışını spektroskopisi EDS ile incelendiği çalışmada, inhibisyon etkinlikleri tuz testi ve
elektrokimyasal ölçümlerle belirlenmiştir. Silikat çözeltisinde bekletilen galvanize çelik
yüzeyindeki çinko fosfat kristalleri arasındaki gözeneklerin Si, P, O ve Zn içeren
filmlerle kapandığı bulunmuştur. Fosfat kaplama sonrasında silikatlama işleminin
sodyum silikat konsantrasyonuna ve uygulama süresine bağlı olarak korozyon direncini
artırdığı gözlenmiştir. 5 g/L derişimindeki sodyum silikat çözeltisinde 10 dakika
bekletildiğinde en yüksek inhibisyon elde edilmiştir. Fosfat kaplama sonrası silikatlama
45
sonucu elde edilen verilerin, fosfat kaplama üzerine kromatlama ile bulunan verilerle
karşılaştırılabilir olduğu bulunmuştur. Empedans grafikleri incelendiğinde ise fosfat
üzerine silikat kaplama yapıldığında empedans değerinin silikat ve fosfat filmlerinin
empedanslarının matematiksel toplamlarından fazla olduğu gözlenmiş, dolayısıyla,
sinerjistik etkinin olduğu sonucuna varılmıştır.
Lin vd. (2008), sıcak daldırma yöntemiyle galvanizlenmiş çeliği fosfatla kapladıktan
sonra sodyum molibdat çözeltisinde bekleterek molibdatın kaplama üzerindeki etkisini
incelemişlerdir. Geliştirilmiş fosfat kaplamanın morfolojisi SEM ve EDS ile, korozyon
direnci ise potansiyodinamik polarizasyon ve EIS ile belirlenmiştir. Sadece fosfat
kaplanmış çeliğin yüzeyindeki gözeneklerin O ve Zn içermekte, fosfat üzerine molibdat
uygulanan yüzeydeki gözenekler ise O, P, Zn ve Mo elementlerini içermektedir. Bu da
molibdat filmlerinin fosfat kaplamanın gözeneklerinde oluştuğunu göstermektedir.
Fosfatlama işlemi 30, 60, 180, 300 ve 600 saniye olmak üzere farklı süreler için
denenmiştir. 30 saniye fosfatlanmış çeliğin polarizasyon eğrisinin katodik kolunda
korozyon akım yoğunluğunu azaltacak yönde değişim gözlenmiştir. Bu kayma çinko
fosfat kristallerinin mikro-katodik aktif bölgelerde toplanmasından kaynaklanıyor
olabilir. 60-600 saniye fosfatlanmış çeliğin polarizasyon eğrisinin anodik kolunda
korozyon akım yoğunluğunu azaltacak yönde sürekli bir kayma vardır. Artan bekleme
süresiyle anodik yöndeki kayma, çinko fosfat kristallerinin zamanla büyüyerek daha da
kalınlaştığını göstermektedir. Fosfat sonrası molibdat uygulanan çeliğin polarizasyon
eğrilerinde ise 300 saniyeye kadar olan fosfatlama için anodik ve katodik kollarda
korozyon akım yoğunluğunu azaltacak yönde kayma görülmüştür. Aynı fosfatlam süresi
için molibdat uygulanan çeliğin korozyon akımındaki azalma sadece fosfatlananınkine
göre daha fazladır. Molibdat çözeltisinde 50 sn bekletilen fosfatlanmış çeliğin
inhibisyon yüzdesinde ve empedans değerlerinde önemli ölçüde artış olmuştur.
Ma vd. (2004), elektrolitik plazma işleme yöntemi ile silikat ve fosfat kaplanan
magnezyum metalinin, % 5’lik NaCL çözeltisindeki korozyon ve erozyon özelliklerini
incelemişlerdir. Potansiyodinamik polarizasyon yöntemi ile belirlenen korozyon
karakteristikleri SEM ve EDS ile belirlenen yüzey morfolojisi ve kimyasal
kompozisyon özellikleriyle desteklenmiştir. Na2SiO3 ve NaHPO4 çözeltileri kullanılarak
46
silikat ve fosfat kaplamalar ayrı ayrı hazırlanmıştır. 10 g/L derişimde 10 dakika, 5 g/L
derişimde ise 15 dakika fosfat kaplanan metalin daha iyi korozyon direnci gösterdiği
bulunmuştur. Kaplanmış ve kaplanmamış metal numuneleri SiO2 kumu içeren kütlece
% 3.5’lik NaCl çözeltisinde 1 saat döndürülerek erozyon testi yapılmıştır. Silikat
kaplamanın fosfat kaplamaya göre biraz daha fazla erozyon direncine sahip olduğu
gözlenmiştir.
Xu ve Lin (2007), fosfat kaplı galvanize çeliğin korozyon direncini artırmak için
sodyum silikatla üç farklı işlem uygulamışlardır: 1) Fosfatlama öncesi sodyum silikatla
ön işlem 2) Fosfatlama sonrası silikatla kaplama 3) Fosfatlamada kullanılan çözeltiye
silikat ilavesi. Silikatla ön işlem uygulandığında daha küçük ve düzenli kristallerin
oluştuğu, yüzey kaplanma oranının arttığı ve korozyon direncinin büyük ölçüde arttığı
gözlenmiştir. Fosfatlama sonrası silikat uygulandığında ise çinko fosfat kristallerinin
arasındaki gözenekler Si, P, O ve Zn içeren filmle kapanmıştır. Oluşan kompozit
kaplamaların korozyon direnci, pH’ya, hidratlanmış silika jel ve Si2O52- içeriğine ve
uygulama süresine bağlı olarak önemli oranda artmıştır. Fosfatlama çözeltisine silikat
ilave edildiğinde kaplamaların morfolojisi değişmemiş, fakat tüm yüzeyde Si elementi
tespit edilmiştir. Korozyon direnci fosfatlama süresine bağlıdır. Bu üç işlemin
korozyona etkisi şöyle sıralanabilir: Fosfatlama sonrası silikatla kaplama > silikatla ön
işlem > fosfat çözeltisine silikat ilavesi. En iyi korozyon direnci 5 dakika fosfatlama
sonrasında 10 g/L silikat çözeltisi 10 dakika ön işlem uygulandığı zaman elde edilmiştir.
Chai vd. (2008), magnezyum alaşımlarının korunmasında kullanılan anodik kaplama
çözeltisine ilave edilen ikincil oksi-tuzların anodik filmin korozyonuna etkisini
araştırmışlardır. Elektrolit çözeltisindeki sodyum borat birincil oksi-tuzuna ilaveten
sodyum silikat, sodyum fosfat, sodyum alüminat ve sodyum molibdat tuzlarının
etkinliği EIS ile incelenmiştir. En iyi koruma sodyum silikatla sağlanmış, optimum
derişim olarak 90 g/L belirlenmiştir. Kaplamada uygulanan akım yoğunluğu
artırıldığında daha gözenekli anodik film oluşmuş, banyo sıcaklığının artırılması ise
korozyon direncini olumsuz yönde etkilemiştir.
47
Weng vd. (1996), çelik üzerine uygulanan çinko ve manganez fosfat kaplamaların
korozyon karakteristiklerini asidik, nötr ve bazik çözeltilerde incelemişlerdir. Çinko
fosfat kaplamasının yalıtım özelliği, manganez fosfat kaplamasınınkinden daha iyi
olmasına rağmen, çinko fosfat kaplanmış yüzey daha fazla gözeneğe sahiptir. Korozyon
reaksiyonları gözenek diplerinde gerçekleştiğinden, manganez fosfat kaplı çeliğin
korozyon direnci daha yüksektir. Potansiyel-akım ve empedans grafikleri
incelendiğinde, asidik ortamda difüzyon gözlenmemiş, fakat nötr ve bazik ortamlarda
difüzyon gözlenmiştir. Fosfat kaplamalar elektrokimyasal reaksiyona
katılmadıklarından korozyona karşı mekanik koruma göstermektedir.
48
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1 Materyal
Çalışma elektrodu olarak saf çinko ve saf molibdenden hazırlanmış üç farklı elektrot
kullanılmıştır. Çalışma elektrotları, metal silindir şeklindeki teflon arasına yapıştırıcı
kullanılarak yerleştirilmiş ve döner disk elektrot haline getirilmiştir. Kullanılan
elektrotların özellikleri şöyledir:
1) % 99.99 saflıkta 6 mm çapında çinko elektrot.
Safsızlık olarak Mo bulunmaktadır.
2) % 99.999 saflıkta 2 mm çapında çinko elektrot.
Safsızlık olarak çok az Mo bulunmaktadır.
3) %99.95 saflıkta 5 mm çapında molibden elektrot.
Referans elektrot olarak doygun Ag/AgCl elektrodu ve karşıt elektrot olarak da spiral
platin tel kullanılmıştır.
Elektrolit olarak kullanılan çözeltilerin tümü, distile suyun potasyum permanganat
ilavesiyle ikinci kez distillenmesiyle elde edilen çift distile su kullanılarak
hazırlanmıştır. Deneylerde 0.5 M NaCl, 1 M NaCl, 0.5 M HCl ve 0.49 M NaCl + 0.01
M NaOH ve bu ortamlara 10-1 M, 10-2 M ve 10-3 M Na2C2O4, 10-3 M Na2WO4, 10-3 M
Na2MoO4 ve 10-3 M Na2HPO4 eklenerek hazırlanan çözeltiler kullanılmıştır.
Çalışmalarda CH-Instrument 660B potansiyostat, BAS disk elektrot, Polyscience model
9106 termostat’tan oluşan deney düzeneğine bağlı elektrokimyasal analiz programı
kullanılmıştır. Deney düzeneğinin şematik gösterimi Şekil 3.1’dedir.
49
Şekil 3.1 Deney düzeneğinin şematik gösterimi
Deney hücresi pyreks camdan yapılmış olup, sabit sıcaklı için etrafında sabit
sıcaklıktaki suyun dolaşımını sağlayan bir ceket bulunmaktadır (Şekil 3.2).
Şekil 3.2 Deney hücresinin şematik gösterimi
50
3.2 Yöntem
Şekil 3.1’deki düzenek ve Şekil 3.2’deki hücre sistemi kullanılarak çinko elektrotların
nötr ortamdaki potansiyel-zaman, AC-empedans ve akım-potansiyel eğrileri elde
edilmiştir. Molibden elektrot için ise aynı ölçümler nötr, asidik ve bazik ortamlarda
yapılmıştır. Elde edilen eğriler kullanılarak polarizasyon direnci Rp, korozyon
potansiyeli Ekor, korozyon akım yoğunluğu ikor ve diğer korozyon karakteristikleri
hesaplanmıştır. Potansiyel-zaman ölçümleri elektrodun çözeltide 20 dakika bekletilmesi
sırasında elde edilmiştir. Empedans ölçümleri çalışma elektrodunun açık-devre
potansiyelinde 5 mV genlik kullanılarak 0.1 Hz – 100 kHz frekans aralığında
yapılmıştır. Potansiyel değerleri Ag/AgCl referans elektroduna karşı verilmiştir.
Tüm deneyler atmosfere açık olarak 25 ºC’de yapılmıştır. Her deney öncesinde benzer
bir elektrot yüzeyi elde edebilmek için elektrot 1200’lük zımpara ile zımparalandıktan
sonra, 20 saniye 0.15 M HCl çözeltisinde bekletilip, sonra suyla yıkanmıştır.
Potansiyel-zaman, AC-empedans ve akım-potansiyel eğrileri aşağıda sıralanan elektrot
ve çözelti grupları için elde edilmiştir. Bu grupların her biri için en az üç deney
yapılmıştır.
% 99.999 Zn (2 mm)
1) 0.5 M NaCl
2) + 10-3 M C2O42- (0.5 M NaCl)
3) + 10-3 M WO42- (0.5 M NaCl)
4) + 10-3 M MoO42- (0.5 M NaCl)
5) + 10-3 M HPO42- (0.5 M NaCl)
51
% 99.99 Zn (6 mm)
1) 0.5 M NaCl
2) + 10-3 M C2O42- (0.5 M NaCl)
3) + 10-2 M C2O42- (0.5 M NaCl)
4) + 10-1 M C2O42- (0.5 M NaCl)
5) + 10-3 M WO42- (0.5 M NaCl)
6) + 10-3 M MoO42- (0.5 M NaCl)
7) + 10-3 M HPO42- (0.5 M NaCl)
% 99.999 Zn (2 mm)
1) 1 M NaCl
2) + 10-3 M C2O42- (1 M NaCl)
3) + 10-3 M WO42- (1 M NaCl)
4) + 10-3 M MoO42- (1 M NaCl)
5) + 10-3 M HPO42- (1 M NaCl)
% 99.95 Mo (5 mm)
1) 0.5 M NaCl
2) + 10-3 M C2O42- (0.5 M NaCl)
3) + 10-2 M C2O42- (0.5 M NaCl)
4) + 10-1 M C2O42- (0.5 M NaCl)
5) 0.5 M HCl
6) + 10-3 M C2O42- (0.5 M HCl)
7) + 10-2 M C2O42- (0.5 M HCl)
8) + 10-1 M C2O42- (0.5 M HCl)
9) 0.49 M + 0.01 M NaOH
10) + 10-3 M C2O42- (0.49 M + 0.01 M NaOH)
11) + 10-2 M C2O42- (0.49 M + 0.01 M NaOH)
12) + 10-1 M C2O42- (0.49 M + 0.01 M NaOH)
52
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
Katot ve anot reaksiyonlarının hızlarının eşit olduğu denge konumundaki reaksiyon hızı
korozyon hızına eşittir. Yük transfer kontrollü tepkimelerde potansiyel ile akım
arasında, aşırı gerilim belirli bir değerden büyükse doğrusal değişim sözkonusudur.
Buna Tafel doğruları denir. Bu doğruların kesim noktasındaki akım değeri korozyon
hızına eşittir. Korozyon hızı, yarı-logaritmik akım yoğunluğu-potansiyel eğrilerinin
doğrusal kısımlarının korozyon potansiyeline ekstrapole edilmesiyle bulunmuştur (Tafel
ekstrapolasyon yöntemi). Bu eğrilerin katodik ve anodik doğrusal kısımlarının eğimleri
bA, bK olup, bunlar ve polarizasyon direnci Rp Stern-Geary eşitliğinde kullanılarak
korozyon hızı hesaplanabilir (Lineer polarizasyon yöntemi).
AC-empedans eğrilerinde çözelti direnci çok küçük ve reaksiyon yük transfer kontrollü
ise, oluşan eğri yarım-daire biçiminde olup, yarım-dairenin çapına karşılık gelen reel
empedans değeri (Z’) reaksiyonun polarizasyon direncine (Rp) eşit olur. Empedansın
sanal bileşeninin (Z’’) maksimum olduğu noktadaki frekans ve Rp değeri kullanılarak
çift tabaka kapasitansı Cdl denklem (2.9)’a göre hesaplanır.
% 99.999 saflıktaki çinkonun 0.5 M NaCl ve 10-3 M C2O42-, WO4
2-, MoO42- ve HPO4
2-
içeren 0.5 M NaCl çözeltilerinde elde edilen potansiyel-zaman, AC-empedans ve akım
yoğunluğu-potansiyel eğrileri Şekil 4.1-4.3’de verilmiştir. Bu eğrilerden hesaplanan
korozyon karakteristikleri ise Çizelge 4.1’de verilmiştir.
% 99.99 saflıktaki çinkonun 0.5 M NaCl ve 10-3 M C2O42-, 10-2 M C2O4
2-, 10-1 M C2O42-
, 10-3 M WO42-, 10-3 M MoO4
2- ve 10-3 M HPO42- içeren 0.5 M NaCl çözeltilerinde elde
edilen potansiyel-zaman, AC-empedans ve akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri Şekil
4.4-4.9’da verilmiştir. Bu eğrilerden hesaplanan korozyon karakteristikleri ise Çizelge
4.2’de verilmiştir
% 99.999 saflıktaki çinkonun 1 M NaCl ve 10-3 M C2O42-, 10-2 M C2O4
2-, 10-1 M C2O42-,
10-3 M WO42-, 10-3 M MoO4
2- ve 10-3 M HPO42- içeren 0.5 M NaCl çözeltilerinde elde
edilen potansiyel-zaman, AC-empedans ve akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri Şekil
53
4.10-4.15’de verilmiştir. Bu eğrilerden hesaplanan korozyon karakteristikleri ise
Çizelge 4.3’de verilmiştir.
% 99.95 saflıktaki molibdenin 0.5 M NaCl, 0.5 HCl ve 0.49 NaCl + 0.01 M NaOH ve
bu ortamlara 10-3 M C2O42-, 10-2 M C2O4
2- ve 10-1 M C2O42- eklenerek hazırlanan
çözeltilerde elde edilen potansiyel-zaman, AC-empedans ve akım yoğunluğu-potansiyel
eğrileri Şekil 4.16-4.24’de verilmiştir. Bu eğrilerden hesaplanan korozyon
karakteristikleri ise Çizelge 4.4-4.6’da verilmiştir.
54
Çiz
elge
4.1
% 9
9.99
9 sa
flıkt
aki ç
inko
nun
25°C
’da
0.5
M N
aCl v
e 10
-3 M
C2O
42-, W
O42-
, MoO
42- v
e H
PO42-
içe
ren
0.5
M N
aCl
çöz
eltil
erin
de b
elirl
enen
kor
ozyo
n ka
rakt
eris
tikle
ri
Ort
am
Eko
r
(V)
-bK
(mV
)
b A
(mV
)
i kor
(μA
/cm
2 )
Rp
(Ω.c
m2 )
% η
Cdl
(F/c
m2 )
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Rp
(Ω.c
m2 )
0.5
M N
aCl
-1.0
26
141
153
6.0
8.1
3926
--
--
--
1.
83x1
0-8
+10-3
M C
2O42-
-1
.088
16
2 66
10
.2
10.8
18
80
--
--
--
1.04
x10-4
+10-3
M W
O42-
-1
.028
20
4 48
1.
1 1.
3 12
495
82
84
69
--
+10-3
M M
oO42-
-1
.053
26
0 62
2.
6 2.
2 97
92
57
73
60
--
+10-3
M H
PO42-
-1
.074
25
5 62
2.
4 1.
3 16
341
60
84
76
--
54
55
0 200 400 600 800 1000 1200-1,07
-1,06
-1,05
-1,04
-1,03
-1,02
-1,01
-1,00
-0,99
-0,98
-0,97
-0,96
-0,95
-0,94
-0,93
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-3 M WO4-2
+10-3 M MoO4-2
+10-3 M HPO4-2
E ( V
), A
g / A
gCl
t (sn)
Şekil 4.1 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri
-1,3 -1,2 -1,1 -1,0 -0,9 -0,8 -0,7-10
-8
-6
-4
-2
0
log
(i/A
cm-2 )
E (V), Ag/AgCl
0.5 M NaCl 10-3 M C2O4
-2
10-3 M WO4-2
10-3 M MoO4-2
10-3 M HPO4-2
Şekil 4.2 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri
56
0 1000 2000 3000 4000 5000 60000
1000
2000
3000
4000
5000
6000
-Z"/
ohm
cm
2
Z'/ohm cm2
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-3 M WO4-2
+10-3 M MoO4-2
+10-3 M HPO4-2
Şekil 4.3 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki empedans eğrileri
57
Çiz
elge
4.2
% 9
9.99
saflı
ktak
i çin
konu
n 25°C
’da
0.5
M N
aCl v
e 10
-3 M
C2O
42-, 1
0-2 M
C2O
42-, 1
0-1 M
C2O
42-, 1
0-3 M
WO
42-,
10-3
M M
oO42-
ve
10-3
M H
PO42-
içer
en 0
.5 M
NaC
l çöz
eltil
erin
de b
elirl
enen
kor
ozyo
n ka
rakt
eris
tikle
ri
Ort
am
Eko
r (V
)
-bK
(mV
)
b A
(mV
)
i kor
(μA
/cm
2 )
Rp
(Ω.c
m2 )
% η
Cdl
(F/c
m2 )
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Rp
(Ω.c
m2 )
0.5
M N
aCl
-1.0
66
334
70
33.9
34
.1
736
--
--
--
8.95
x10-6
+10-3
M C
2O42-
-1
.036
31
2 71
15
.0
12.1
20
82
56
65
65
5.01
x10-7
+10-2
M C
2O42-
-1
.123
20
9 51
14
.5
14.4
12
31
57
57
40
1.53
x10
-4
+10-1
M C
2O42-
-1
.233
17
3 17
5 42
.1
41.3
91
3 --
--
19
4.
27 x
10-3
+10-3
M W
O42-
-1
.047
33
7 44
4.
4 4.
2 40
03
87
88
82
1.89
x10
-5
+10-3
M M
oO42-
-1
.021
20
0 43
5.
0 3.
9 39
33
85
89
81
1.76
x10
-5
+10-3
M H
PO42-
-1
.155
20
2 56
3.
4 1.
9 99
04
90
94
93
4.93
x10
-5
57
58
0 200 400 600 800 1000 1200-1,04
-1,03
-1,02
-1,01
-1,00
-0,99
-0,98
E (V
), A
g / A
gCl
t (sn)
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-3 M WO4-2
+10-3 M MoO4-2
+10-3 M HPO4-2
Şekil 4.4 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O42- (),
10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri
-1,3 -1,2 -1,1 -1,0 -0,9 -0,8 -0,7-9
-8
-7
-6
-5
-4
-3
-2
-1
0
log
(i/A
cm-2 )
E (V), Ag/AgCl
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-3 M WO4-2
+10-3 M MoO4-2
+10-3 M HPO4-2
Şekil 4.5 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri
59
0 500 1000 1500 20000
500
1000
1500
2000
-Z"/
ohm
cm
2
Z'/ohm cm2
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-3 M WO4-2
+10-3 M MoO4-2
+10-3 M HPO4-2
Şekil 4.6 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki empedans eğrileri
0 200 400 600 800 1000 1200-1,16
-1,14
-1,12
-1,10
-1,08
-1,06
-1,04
-1,02
-1,00
-0,98
-0,96
E / V
t / saniye
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.7 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki
potansiyel-zaman eğrileri
60
-1,5 -1,4 -1,3 -1,2 -1,1 -1,0 -0,9 -0,8 -0,7
-7
-6
-5
-4
-3
-2
-1
log
(i/A
cm-2 )
E (V), Ag/AgCl
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.8 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki
akım yoğunluğu -potansiyel eğrileri
0 200 400 600 800 1000 1200 1400 1600 1800 20000
200
400
600
800
1000
1200
1400
1600
1800
2000
-Z"/
ohm
cm
2
Z'/ohm cm2
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.9 % 99.99 saflıktaki çinkonun 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki
empedans eğrileri
61
Çiz
elge
4.3
% 9
9.99
9 sa
flıkt
aki ç
inko
nun
25°C
’da
1 M
NaC
l ve
10-3
M C
2O42-
, 10-2
M C
2O42-
, 10-1
M C
2O42-
, 10-3
M W
O42-
,
1
0-3 M
MoO
42- v
e 10
-3 M
HPO
42- iç
eren
1 M
NaC
l çöz
eltil
erin
de b
elirl
enen
kor
ozyo
n ka
rakt
eris
tikle
ri
Ort
am
Eko
r (V
)
-bK
(mV
)
b A
(mV
)
i kor
(μA
/cm
2 )
Rp
(Ω.c
m2 )
% η
Cdl
(F/c
m2 )
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Rp
(Ω.c
m2 )
1 M
NaC
l -1
.023
25
2.4
164.
9 3.
68
2.54
17
063
--
--
--
--
+10-3
M C
2O42-
-1
.045
19
0.1
142.
2 4.
50
1.77
19
942
--
30
14
--
+10-2
M C
2O42-
-1
.144
11
1.0
47.6
9.
79
9.68
14
94
--
--
--
--
+10-1
M C
2O42-
-1
.205
14
3.9
265.
3 61
.1
59
687
--
--
--
--
+10-3
M W
O42-
-1
.044
24
4.8
45.0
11
.8
11.8
13
92
--
--
--
--
+10-3
M M
oO42-
-1
.068
24
8.7
46.3
7.
76
7.87
21
53
--
--
--
--
+10-3
M H
PO42-
-1
.129
13
3.0
66.5
7.
12
6.57
29
31
--
--
--
--
61
62
0 200 400 600 800 1000 1200-1,05
-1,04
-1,03
-1,02
-1,01
-1,00
-0,99
-0,98
-0,97
-0,96
-0,95
E (V
), A
g/A
gCl
t (sn)
1 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-3 M WO4-2
+10-3 M MoO4-2
+10-3 M HPO4-2
Şekil 4.10 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri
-1,4 -1,3 -1,2 -1,1 -1,0 -0,9 -0,8 -0,7 -0,6-9,0-8,5-8,0-7,5-7,0-6,5-6,0-5,5-5,0-4,5-4,0-3,5-3,0-2,5-2,0-1,5-1,0-0,50,0
log
(i/A
cm-2 )
E (V), Ag/AgCl
1M NaCl 10-3 M C2O4
-2
10-3 M WO4-2
10-3 M MoO4-2
10-3 M HPO4-2
Şekil 4.11 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri
63
0 1000 2000 3000 4000 5000 60000
1000
2000
3000
4000
5000
6000
-Z"/
ohm
cm
2
Z'/ohm cm2
1 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-3 M WO4-2
+10-3 M MoO4-2
+10-3 M HPO4-2
Şekil 4.12 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-3 M WO4
2- (), 10-3 M MoO42- () ve 10-3 M HPO4
2- () içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki empedans eğrileri
0 200 400 600 800 1000 1200-1,16
-1,14
-1,12
-1,10
-1,08
-1,06
-1,04
-1,02
-1,00
-0,98
-0,96
-0,94
E (V
), A
g/A
gCl
t (sn)
1 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.13 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki
potansiyel-zaman eğrileri
64
-1,4 -1,3 -1,2 -1,1 -1,0 -0,9 -0,8 -0,7 -0,6
-8
-6
-4
-2
0
log
(i/A
cm-2 )
E (V), Ag/AgCl
1 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.14 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () akım içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki
akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri
0 1000 2000 3000 4000 5000 60000
1000
2000
3000
4000
5000
6000
-Z"/
ohm
cm
2
Z'/ohm cm2
1 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.15 % 99.999 saflıktaki çinkonun 25°C’da 1 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () akım içeren 1 M NaCl çözeltilerindeki
empedans eğrileri
65
Çiz
elge
4.4
% 9
9.95
saflı
ktak
i mol
ibde
nin
25°C
’da
0.5
M N
aCl v
e 10
-3 M
C2O
42- , 1
0-2 M
C2O
42- v
e 10
-1 M
C2O
42- iç
eren
0.5
M N
aCl
çöz
eltil
erin
de b
elirl
enen
kor
ozyo
n ka
rakt
eris
tikle
ri
Ort
am
Eko
r (V
)
-bK
(mV
)
b A
(mV
)
i kor
(μA
/cm
2 )
Rp
(Ω.c
m2 )
% η
Cdl
(F/c
m2 )
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Rp
(Ω.c
m2 )
0.5
M N
aCl
-0.2
81
164.
7 27
6.7
0.01
3 0.
012
3.78
x10+6
--
--
--
6.
72x1
0-5
+10-3
M C
2O42-
-0
.319
16
2.5
282.
5 0.
016
0.01
5 2.
90x1
0+6
--
--
--
2.00
x10-4
+10-2
M C
2O42-
-0
.242
22
0.2
216.
3 0.
006
0.00
6 7.
56x1
0+6
54
50
49
2.44
x10-5
+10-1
M C
2O42-
-0
.332
18
3.2
280.
5 0.
008
0.00
8 6.
20x1
0+6
38
39
39
4.48
x10-5
65
66
0 200 400 600 800 1000 1200-0,22
-0,20
-0,18
-0,16
-0,14
-0,12
-0,10
-0,08
E (V
), A
g/A
gCl
t (sn)
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.16 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki
potansiyel-zaman eğrileri
-0,6 -0,5 -0,4 -0,3 -0,2 -0,1 0,0
-12
-10
-8
-6
log
(i/A
cm-2 )
E (V), Ag/AgCl
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.17 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O42- (),
10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki
akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri
67
0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 70000 800000
10000
20000
30000
40000
50000
60000
70000
80000
-Z"/
ohm
cm
2
Z'/ohm cm2
0.5 M NaCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.18 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M NaCl () ve 10-3 M C2O42- (),
10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M NaCl çözeltilerindeki
empedans eğrileri
68
Çiz
elge
4.5
% 9
9.95
saflı
ktak
i mol
ibde
nin
25°C
’da
0.5
M H
Cl v
e 10
-3 M
C2O
42- , 1
0-2 M
C2O
42- v
e 10
-1 M
C2O
42- iç
eren
0.5
M H
Cl
çöz
eltil
erin
de b
elirl
enen
kor
ozyo
n ka
rakt
eris
tikle
ri
Ort
am
Eko
r (V
)
-bK
(mV
)
b A
(mV
)
i kor
(μA
/cm
2 )
Rp
(Ω.c
m2 )
% η
Cdl
(F/c
m2 )
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Rp
(Ω.c
m2 )
0.5
M H
Cl
-0.1
18
176
328
0.01
0 0.
010
5.15
x10+6
--
--
--
6.
72x1
0-5
+10-3
M C
2O42-
-0
.150
19
0 26
7 0.
014
0.01
1 4.
25x1
0+6
--
--
--
1.97
x10-4
+10-2
M C
2O42-
-0
.140
19
3 25
0 0.
013
0.01
2 4.
11x1
0+6
--
--
--
1.34
x10-4
+10-1
M C
2O42-
-0
.110
19
6 26
2 0.
011
0.01
1 4.
46x1
0+6
--
--
--
1.12
x10-4
68
69
0 200 400 600 800 1000 1200-0,06
-0,04
-0,02
0,00
0,02
0,04
0,06
E (V
), A
g/A
gCl
t (sn)
0.5 M HCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.19 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M HCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M HCl çözeltilerindeki
potansiyel-zaman eğrileri
-0,5 -0,4 -0,3 -0,2 -0,1 0,0 0,1 0,2 0,3 0,4-14
-12
-10
-8
-6
log
(i/A
cm-2 )
V, Ag/AgCl
0.5 M HCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.20 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M HCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M HCl çözeltilerindeki
akım yoğunluğu- potansiyel eğrileri
70
0 10000 20000 30000 40000 500000
10000
20000
30000
40000
50000
-Z"/
ohm
cm
2
Z'/ohm cm2
0.5 M HCl +10-3 M C2O4
-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.21 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.5 M HCl () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O4
2- () ve 10-1 M C2O42- () içeren 0.5 M HCl çözeltilerindeki
empedans eğrileri
71
Çiz
elge
4.6
% 9
9.95
saflı
ktak
i mol
ibde
nin
25°C
’da
0.49
M N
aCl +
0.0
1 M
NaO
H v
e 10
-3 M
C2O
42- , 1
0-2 M
C2O
42- v
e 10
-1 M
C
2O42-
içer
en 0
.49
M N
aCl +
0.0
1 M
NaO
H ç
özel
tiler
inde
bel
irlen
en k
oroz
yon
kara
kter
istik
leri
Ort
am
Eko
r (V
)
-bK
(mV
)
b A
(mV
)
i kor
(μA
/cm
2 )
Rp
(Ω.c
m2 )
% η
Cdl
(F/c
m2 )
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Taf
el
Ster
n-
Gea
ry
Rp
(Ω.c
m2 )
0.49
M N
aCl
+ 0.
01 M
NaO
H
-0.5
32
136
292
0.01
1 0.
010
4.12
x10+6
--
--
--
5.
06x1
0-5
+10-3
M C
2O42-
-0
.567
19
1 27
0 0.
005
0.00
5 10
.0x1
0+6
54
50
59
2.65
x10-5
+10-2
M C
2O42-
-0
.621
16
3 20
2 0.
008
0.00
5 8.
10x1
0+6
27
50
49
3.84
x10-5
+10-1
M C
2O42-
-0
.513
19
1 25
2 0.
014
0.01
0 4.
66x1
0+6
--
--
12
8.97
x10-5
71
72
0 200 400 600 800 1000 1200-0,50
-0,45
-0,40
-0,35
-0,30
E (V
), A
g/A
gCl
t (sn)
0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH
+10-3 M C2O4-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.22 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O42- () ve 10-1 M C2O4
2- () içeren 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH çözeltilerindeki potansiyel-zaman eğrileri
-1,0 -0,9 -0,8 -0,7 -0,6 -0,5 -0,4 -0,3 -0,2 -0,1 0,0-12
-10
-8
-6
log
(i/A
cm-2 )
E(V), Ag/AgCl
0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH
+10-3 M C2O4-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.23 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O42- () ve 10-1 M C2O4
2- () içeren 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH çözeltilerindeki akım yoğunluğu-potansiyel eğrileri
73
0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 70000 800000
10000
20000
30000
40000
50000
60000
70000
80000
-Z"/
ohm
cm
2
Z'/ohm cm2
0.49 M NaCl +0.01 NaOH
+10-3 M C2O4-2
+10-2 M C2O4-2
+10-1 M C2O4-2
Şekil 4.24 % 99.95 saflıktaki molibdenin 25°C’da 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH () ve 10-3 M C2O4
2- (), 10-2 M C2O42- () ve 10-1 M C2O4
2- () içeren 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH çözeltilerindeki empedans eğrileri
74
5. TARTIŞMA VE SONUÇ
Bu çalışmada düşünülen amaç, çeşitli anyonların farklı saflıktaki çinko metallerinin
korozyonuna etkisinin farklı Cl- derişimindeki çözeltilerde incelenmesidir. Çinko
elektrotların bileşimindeki çok az farkın korozyona etkisi Çizelge 4.1-4.2’de
görülmektedir. Bu durum safsızlığın galvanik etkisini göstermektedir (Vondracek ve
Krizko 1925). Nötr ortamda % 99.99 saflıktaki çinkonun korozyon hızı % 99.999
saflıktaki çinkonun korozyon hızından daha fazladır. İnhibitör olarak eklenen
maddelerin etkisi de metalin bileşimine bağlıdır. 10-3 M C2O42- % 99.99’luk çinkonun
korozyonunu azaltırken, % 99.999’luk çinkonun korozyonunu hızlandırmaktadır. Bu
etki % 99.99’luk çinkonun bileşiminde çok az miktarda da olsa bulunan molibdenden
kaynaklanıyor olmalıdır.
Şekil 4.1’de verilen potansiyel-zaman grafiğinde 10-3 M C2O42- potansiyelinin
inhibitörsüz ortamın potansiyeline göre daha negatif, 10-3 M WO42- potansiyelinin ise
daha pozitif olduğu görülmektedir. Genel olarak, elektrot potansiyelinin negtaife
kayması aktifliği artırmaktadır. Ogzalat inhibitör etkinliği göstermezken, tungustat
olasılıkla yüzeydeki gözenekleri kapattığından koruyuculuk göstermektedir (Çizelge
4.1). Molibdat ve fosfat eğrilerindeki zigzaglar ise metal yüzeyinde var olan koruyucu
katmanın zaman zaman açılmasından dolayısıyla, yüzeydeki gözenek oluşumundan
kaynaklanmaktadır. Yüzeydeki katman, çinko hidroksit veya yüzeyde adsorplanan
molibdat ve fosfat olabilir. Molibdat ve fosfatın potansiyel-zaman eğrilerinde gözlenen
bu durum, tungustata kıyasla daha yüksek korozyon hızı göstermesine de neden
olmaktadır.
% 99.999’luk çinkonun nötr ortamdaki AC-empedans eğrilerinden (Şekil 4.2)
hesaplanan çift tabaka kapasitans değerleri (Cdl) Çizelge 4.1’de verilmiştir. Çift tabaka
kapasitesi denklem (2.9)’dan hesaplanmıştır. Bu denklem sadece reaksiyonun yük
transfer kontrollü olduğu durumlarda geçerlidir. Yük transfer kontrollü reaksiyonlarda
empedans eğrisi yarım-daire şeklindedir. Tungustat, molibdat ve fosfatın eğrileri tam
olarak yarım-daire olmadığından, Cdl değerleri tabloda verilmemiştir. Ogzalatın
kapasitesi inhibitörsüz ortama göre artmış, polarizasyon direnci Rp ise azalmıştır.
75
Direncin azalması yani korozyon hızının artması ile yük transferi sonucunda metal /
çözelti arayüzünde biriken yük miktarı artar. Azalan dirençle, kapasitansın artması da
bunu göstermektedir. Z’ direncinin büyük olması durumunda Rs çözelti direnci de
küçükse, Rp polarizasyon direnci Rçt (Rp- Rs) yük transfer direncine eşit alınabilir.
% 99.99’luk çinkonun 0.5 M NaCl ortamında elde edilen korozyon karakteristiklerine
bakıldığında, 10-1 M C2O42- hariç bütün anyonların korozyonu yavaşlattığı
görülmektedir (Çizelge 4.2). Artan ogzalat derişimi ile birlikte ogzalatın fazlasının
çözünen bir bileşik oluşumuna sebep olduğu düşünülebilir. Bu yolla metal yüzeyindeki
katman azalabilir. Bu azalma şu bağıntılar sonucu olabilir:
Zn2+ + C2O42- → Zn(C2O4)
Zn(C2O4) + C2O42- → Zn(C2O4)2
2-
Bir maddenin iyi bir inhibitör olması için çok az miktarda kullanıldığında etkili olması
gerekir. 10-3 M gibi düşük derişimde etkili olması ogzalatın % 99.99’luk çinko için
inhibitör olarak kullanılabileceğini gösterir.
Şekil 4.4’de verilen potansiyel-zaman eğrilerinden inhibitörlü çözeltilerin açık devre
potansiyelleri zamanla daha pozitife kaymaktadır. İnhibitörsüz ortamın açık devre
potansiyeli ise zamanla daha negatife kaymaktadır. Açık devre potansiyellerinin pozitif
yöndeki değişimi korozyon hızının düştüğünün göstergesidir. Metal daha soy
potansiyele sahip, dolayısıyla daha az aktiftir. Tungustat, molibdat ve ogzalatın
korozyon potansiyelleri inhibitörsüz ortama göre daha pozitif, fosfatın ise korozyon
potansiyeli az da olsa negatiftir (Çizelge 4.2). Tungustat, molibdat ve ogzalat anodik
inhibitör olarak etkimektedir. Fosfat % 90 inhibisyon oranıyla en iyi inhibitördür.
Ogzalat derişiminin artması ile açık devre potansiyelinin negatife kayması metalin daha
aktif olduğunu, dolayısıyla korozyona direncinin azaldığını gösteriyor.
Aramaki (2001), 0.5 M NaCl ortamında % 99.99 saflıktaki çinko ile yaptığı deneylerde
fosfatın molibdattan daha iyi inhibitör olduğunu bulmuştur. Bu çalışmada 10-2 M ve
3x10-2 M PO43- % 88, 10-2 M MoO4
2- % 64 inhibisyon göstermiştir.
76
% 99.99’luk çinkonun 0.5 M NaCl ortamındaki empedans değerleri 2000 Ωcm2 (Şekil
4.6), % 99.999’luk çinkonun empedans değerleri ise 6000 Ωcm2 (Şekil 4.3)
civarındadır. Daha az saf olan çinkonun direnci daha düşüktür. Az saf olan çinkonun
korozyon hızının çok saf olanınkinden daha fazla olması da bu veriyi doğrulamaktadır.
Safsızlıkların galvanik korozyon etkisi yapması nedeniyle bu durum beklenen bir
sonuçtur.
% 99.999’luk çinkonun 1 M NaCl ortamında elde edilen korozyon karakteristikleri
Çizelge 4.3’de yer almaktadır. Ortamdaki klorür derişiminin artması inhibitörün
yüzeyde adsorplanmasını zorlaştırmış ve korozyon hızını artırmıştır. Kullanılan
anyonların hiçbiri inhibisyon etkisi göstermemiştir. İnhibitörlü çözeltilerdeki açık devre
potansiyelleri inhibitörsüz çözeltiye göre daha negatiftir (Şekil 4.10). Yukarıda da
belirtildiği gibi elektrot potansiyelinin negatife kayması, metalin aktifleştiğini
dolayısıyla korozyona yatkın hale geldiğini göstermektedir. Bu nedenle de bu
koşullarda inhibitör etkinliği gözlenmemektedir. Ogzalat derişimi 10-3 M’dan sırayla 10-
2 M ve 10-1 M’a artırılnca, korozyon hızı 4.50 µA/cm-2 ’den 9.79 µA/cm-2 ve 61.1
µA/cm-2 ’ye kadar artmıştır. Derişimdeki bu artış, yüzeydeki çinko hidroksitin
çözünmesine sebep olmuştur. Hatta, ogzalatın çinko katyonları ile çözünen kompleks
iyon oluşturduğu da düşünülebilir.
Zn2+ + C2O42- → Zn(C2O4)
Zn(C2O4) + C2O42- → Zn(C2O4)2
2-
Şekil 4.14’de verilen akım yoğunluğu-potansiyel grafiğinde 10-1 M C2O42- eğrisinin
anodik kısmında iki akım piki görülmektedir. Benzer bir durum saf çinkonun derişik
KOH çözeltisinde de gözlenmiştir. Bu ikinci akım piki Zn(OH)2’in Zn(OH)42- kompleks
iyon olarak çözünmesiyle izah edilmiştir (Aramaki 2001, Lin vd. 2008). Burada da
Zn(C2O4) oluştuğu ve ogzalat derişiminin artmasıyla Zn(C2O4)22- olarak çözünmesiyle
açıklanabilir. Soldaki pik Zn(C2O4) oluşumu, sağdaki pik ise Zn(C2O4)22- oluşumu ile
ilgili olabilir. Empedans eğrisi (Şekil 4.15) de iki kısma ayrılmıştır. Polarizasyon direnci
düşük olan soldaki yarım-daire Zn(OH)2 veya Zn(C2O4), direnci yüksek olan sağdaki
77
yarım-daire ise Zn(C2O4)22- ile ilgilidir. İnhibitörsüz ortamın empedans eğrisindeki iki
pikten soldaki Zn(OH)2, sağdaki ise Zn2+-Cl-OH- kompleksi (Aramaki, 2001) veya
ZnCl2 katmanı ile ilgili olabilir. C2O42- derişimin artması ile yüzeydeki ikili katmanın
çözünmesiyle tek tabakalı yapıya dönüş olmakta, bunun sonucunda direnç küçülmekte
ve korozyon hızı artmaktadır.
% 99.95 saflıktaki molibdenin 0.5 M NaCl ortamında elde edilen korozyon
karakteristikleri Çizelge 4.4’de verilmiştir. 10-2 M C2O42- ve 10-1 M C2O4
2- korozyonu
yavaşlatmıştır. Bu iki derişimdeki açık devre potansiyelleri inhibitörsüz ortama göre
daha negatiftir (Şekil 4.16). Korozyon potansiyelleri de aynı yönde değişim
göstermiştir. Bu nedenle, 10-2 M ve 10-1 M C2O42- katodik inhibitör olarak etkimektedir.
10-1 M C2O42- eğrisindeki zigzaglar, bu derişimde kapatıcılığın daha az olduğunu
göstermektedir. Bu durum, yüzeyin zaman zaman açılmasından veya oksalatın zaman
zaman çözülmesinden kaynaklanabilir. 10-2 M derişiminde inhibitör etkinliği % 54 iken,
10-1 M derişiminde inhibitör etkinliği % 38 olması da ogzalat derişiminin 10-2 M’dan 10-
1 M’a artırılmasıyla ogzalatın çözündüğünü gösteriyor. Bu durum empedans eğrilerinin
yarım- daire büyüklüklerine bakılarak da söylenebilir. 10-3 M azaltmış, 10-2 M artırmış,
10-1 M C2O42- ise tekrar azaltmış, yani katmanın kalınlığı azalmıştır.
0.5 M HCl ortamında molibdenle yapılan denylerde inhibisyon gözlenmemiştir (Çizelge
4.5). Molibden yüzeyi MoO2, MoO3, Mo(OH)3 ve Mo2O5 gibi oksitlerle kaplıdır
(Pourbaix 1963). Bulunduğu ortama göre oksit tabakasının yapısı ve kararlılığı
değişkenlik gösterir. Asidik ortamda, bazik ve nötr ortama kıyasla daha kararlıdır
(Badawy ve Al-Kharafi 1998). Bu nedenle; asidik çözeltilerdeki korozyon hızları, bazik
ve nötr çözeltilerdekilere göre daha düşüktür.
Molibdenin 0.49 M NaCl + 0.01 M NaOH ortamında elde edilen korozyon
karakteristikleri Çizelge 4.6’da verilmiştir. 10-3 M ve 10-2 M C2O42- inhibitör olarak
etkirken, 10-1 M C2O42- korozyon hızını değiştirmemiştir. Ogzalat derişiminin 10-1 M’a
artırılması yüzeydeki koruyucu tabakanın çözünmesine neden olmuştur. Ancak
molibdenin yüzeydeki kapatıcı katmandan dolayı korozyonunun düşük olması
78
nedeniyle C2O42- nin etkisi net olarak ortaya çıkmamaktadır. Bu etki özellikle nötr NaCl
ortamında daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.
5.1 Sonuçlar
0.5 M NaCl ortamında WO42-, MoO4
2- ve HPO42- % 99.999 saflıktaki çinkonun
korozyonunda inhibitör etkinliği göstermektedir. Tungustat % 82 inhibitör etkinliği ile
en etkin inhibitördür.
0.5 M NaCl ortamında tüm anyonlar % 99.99 saflıktaki çinkonun korozyon hızını
azaltmıştır. Ogzalatın 10-3 M ve 10-2 M derişimlerindeki etkinlik yaklaşık % 56
oranındadır. 10-1 M derişimde ise etkin değildir. Bu da olasılıkla metal yüzeyinde oluşan
katmanın çözünmesiyle ilgili olmalıdır. En yüksek inhibisyon HPO42- (% 90), WO4
2-
(%87) ve MoO42- (% 85) çözeltilerinde bulunmuştur.
% 99.99 saflıktaki çinkonun 0.5 M NaCl ortamındaki korozyon hızı % 99.999 saflıktaki
çinkonun korozyon hızından fazladır. Bu durum metaldeki safsızlığın artmasıyla,
korozyon hızının da artmasıyla ilgilidir.
10-3 M C2O42- 0.5 M NaCl ortamında % 99.99’luk çinkonun korozyonunu yavaşlatırken,
% 99.999’luk çinkonun korozyonunu hızlandırmıştır. Bu durum olasılıkla, daha az
saflıktaki elektrotlarda bulunan molibdenden kaynaklanmaktadır.
1 M NaCl ortamında anyonların hiçbiri % 99.999’luk çinkonun korozyon hızını
düşürmemiştir. Bu durum, artan klorür miktarının, sözkonusu anyonların yüzeyde
tutunmasını engellediğini ifade etmektedir.
Ogzalat % 99.95 saflıktaki molibdenin korozyonunu nötr (0.5 M NaCl) ve bazik (0.49
M NaCl + 0.01 M NaOH) ortamlarda yavaşlatmış, asidik ortamda ise inhibitör etkisi
göstermemiştir. Bu da az saf olan çinkodaki molibdenin C2O42- nin inhibitör olarak
etkimesinde baş rol oynadığı anlamına gelmektedir.
79
KAYNAKLAR
Anonymous. Industrial Corrosion Monitoring, 1977. HMSO, London.
Aramaki, K. 2001. Corrosion Science, (43); p. 591.
Badawy, W. A. and Al-Kharafi, F. M. 1998. Electrochimica Acta, (44); p. 693.
Chai, L., Yu, X., Yang, Z., Wang, Y. and Okido M. 2008. Corrosion Science, (50); p.
3274.
De Rosa, L., Tomachuk, C. R., Springer, J., Mitton, D. B., Saiello, S. and Bellucci, F.
2004. Materials and Corrosion, (55); p. 602.
Hoar, T. P. 1959. Modern Aspects of Electrochemistry, No. 2 (ed. J.
O’MBrockris), Butter-worths. p. 262, London.
Lin, B.-L., Lu, J.-T. and Kong, G. 2008. Surface and Coatings Technology, (202); p.
1831.
Lin, B.-L., Lu, J.-T. and Kong, G. 2008. Corrosion Science, (50); p. 962.
Ma, Y., Nie, X. Northwood and Hu, D.O. H. 2004. Thin Solid Films, (469-470); p. 472.
Potter, E. C. 1961. Electrochemistry, Cleaver-Hulme, p. 80, London.
Pourbaix, M. 1949. The Thermodynamics of Aqueous Solutions, trans. J. N.
Agar, Arnold, London.
Pourbaix, M. 1963. Atlas d’Equilibres Electrochemiques a 25°C. National Associaton
of Corrosion Engineers, p.312.
Pourbaix, M. 1970. Corrosion, (26); p. 431.
Scully, J. C. 1990. Fundamentals of Corrosion. Pergamon Press. p. 125, Oxford.
Shreir, L.L. 1979. Corrosion, 2nd Ed. Newnes-Butterworths, London.
Simmons, E. J. 1955. Corrosion, (11); p. 255.
Skold, R. V. and Larson, T. E. Corrosion, (13); p. 139.
Stern, M. and Geary, A. L. 1957. J. Electrochem. Soc., (104); p. 56.
Stern, M. 1958. Corrosion, (14); p. 440.
Üneri, S. 1998. Korozyon ve Önlenmesi. Korozyon Derneği. s. 122, 246, Ankara.
Vondracek, R. and Krizko, I. 1925. Rec. Tray. Chem. Pays-Bas. (44); p. 376.
Weast, R. C. 1972. Handbook of Chemistry and Physics.53rd edition, CRC press, P.
D.111-D.116, Cleveland, Ohio.
80
Weng, D., Jokiel, P., Uebleis, A. and Boehni, H. 1997. Surface and Coatings
Technology, (88); p. 147.
Xu, Y. and Lin, B.-L. 2007. Transactions of Nonferrous Metals Society of China, (17);
p. 1248.
Yalçın, H. ve Koç, T. 1999. Mühendisler için Korozyon. TMMOB Kimya
Mühendisleri Odası, s. 114, Ankara.
81
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Mehtap KÜYÜKOĞLU
Doğum Yeri : Çorum
Doğum Tarihi : 24.11.1978
Medeni Hali : Bekar
Yabancı Dili : İngilizce
Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)
Lise : Ankara Fen Lisesi, 1994-1997.
Lisans : Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi
Kimya Anabilim Dalı, 1997-2003.
Yüksek Lisans : Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Kimya Anabilim Dalı, 2009-2010.
Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl
Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Anabilim Dalı, 2003-2006.
Tusaş Motor Sanayii A.Ş., 2006-2008.