İSTANBUL DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRAC ATÇIL ARI ... · AR-GE merkezleri, teknokentler,...

1

İ S T A N B U L D E M İ R V E D E M İ R D I Ş I M E T A L L E R İ H R A C A T Ç I L A R I B İ R L İ Ğ İ A Y L I K Y A Y I N I • K A S I M - A R A L I K 2 0 1 3 • S A Y I : 2 4

BAŞKANDAN

2013 yılının değerlendirmesiyle söze başlamak istiyorum. Demir ve demir dışı metaller sektörünün Türkiye ihracatı içindeki payını yüzde 4,4’den yüzde 4,5’e çıkarmış olması hem de bunu metal fiyatlarının düşüş trendinde olduğu bir dönemde gerçekleştirmesi önemli. Bu yıl Kasım ayı ihracatımız geçen seneye oranla yüzde 7,2 artış gösterirken, Ocak-Kasım ayları ihracatımız 6,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti ve 2013 yılı genelinde ise bir evvelki yıla göre yüzde 5,5’lik artışla 6,992 milyar dolara ulaşarak 7 milyar dolar hedefimizi yakaladı diyebiliriz. Ürün grubu bazında baktığımızda ise en çok ihraç ettiğimiz ürünler; 2,332 milyar dolarla alüminyum ürünler birinci, 1,665 milyar dolarla demir çelik mamuller ikinci, 1,584 milyar dolarla metal ürünler üçüncü ve 1,303 milyar dolarla bakır ürünler dördüncü sırada yer alırken temel mal gruplarımızın hepsinde miktar ve değerde geçmiş döneme göre artış yaşandı. Yine geçtiğimiz 2013 yılında daha önce hiç ihracat gerçekleştirmediğimiz Şarja ve Vallis&Futuna Ada’sına da ilk kez ihracat gerçekleştirdik.Hedefimize ulaşmak için en önemli faaliyetlerimizden olan, yeni pazar analizi ve firma bağlantıları kurmamızı sağlayan, Ekonomi Bakanlığı’nın çıkardığı Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliği çerçevesinde oluşturduğumuz Türk Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımı ilk yurtdışı pazarlama çalışmasını 2012 senesi Eylül ayında yaptı ve Brezilya, Uruguay ve Şili’de hem pazar araştırması hem de ikili iş görüşmeler gerçekleştirdik. 15-21 Haziran 2013 tarihleri arasında Japonya ve Güney Kore’ye yönelik ikinci organizasyon ile ilgili ülkelerdeki alıcılarla görüşmeler gerçekleştirildi ve her iki taraf için de tatmin edici sonuçlar alındı. Hız kesmeden devam eden URGE projemizin üçüncü sektörel ticaret heyeti 10-20 Kasım 2013 tarihleri arasında Meksika-Panama-Kolombiya’ya düzenlendi ve ilgili ülke satın almacıları ile tatmin edici iş bağlantıları kuruldu. Katılımcı 14 üyemiz yerinde pazar araştırması yapma fırsatı buldu. İlk durak olan Meksika’da 12 Kasım’da gerçekleştirilen ikili iş görüşmelerine Meksika’nın önde gelen 35 firmasının mutfak ve banyo eşyaları satın almacısı katıldı. Firmalarımız bu talepten oldukça memnun kaldı ve tüm gün süren ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdiler. Panama’da Colon serbest bölgesinde faaliyet gösteren ve komşu ülkelere satış yapan 5 toptancı firmayla grup görüşmeleri gerçekleştirildi. Kolombiya’da ise 19 Kasım’da 17 Kolombiyalı firmanın katılımıyla ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi. Firmalarımız gerek gelen alıcıların doğru kontaklar olması ve ihracat potansiyellerinin yüksek olması, gerek görüşmelere olan ilgi açısından memnuniyetlerini ifade ettiler. Projenin ileri aşamalarında; Asya Pasifik, Güneydoğu Asya ve sahra altı Afrika ülkelerine heyetler düzenlemeyi planlıyoruz.Her sene katıldığımız fuarlardan Elmia Subcontractor, bu yıl 12-15 Kasım tarihleri arasında İsveç’in Jönköping kentinde 30’uncu kez düzenlendi. Fuara Birliğimizce info stand düzeyinde katılım sağladık. 29 ülkeden 1.178 katılımcının iştirak sağladığı fuarı 15 bin 311 kişi ziyaret etti ve genel olarak Türk döküm sektörü, çelik plakalar, sıcak pres parça, metal el aletleri ve araba parçaları özellikle balata üreticisi firmalar hakkında bilgilendirme yapıldı.İDDMİB olarak bu yıl 215’ten fazla ülkeye ihracatımızı gerçekleştirirken göz ardı edemeyeceğimiz kavramların yine tasarım, AR-GE, yenilik ve inovasyon olduğunu gözlemledik. Şirketler inovasyon ile rekabet avantajı sağlıyor. Bu durum küçük olsun, büyük olsun, geleneksel olsun, yenilikçi olsun, tarım, sanayi, hizmet, enerji fark etmeden tüm sektörlerimiz için geçerli. Artık sektörünüz ve büyüklüğünüz ne olursa olsun inovasyon kaçınılmaz. Sadece sektörünüz için değil, ülkemiz için inovasyon kaçınılmaz hale gelmiş durumdadır. Çünkü bir ülkede refah ve yaşam standardı, rekabet gücü artarsa yükseliyor. Rekabet gücü içinse üretkenliği artırmak gerekiyor. Üretkenliği artıran en önemli araç ise inovasyondan geçiyor. Bu nedenle inovasyon, ülkeler için ekonomik büyümenin, istihdam artışının ve yaşam kalitesinin anahtarıdır.Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak 28-29-30 Kasım’da İstanbul Kongre Merkezi’nde 2’ncisi gerçekleştirdiğimiz Türkiye İnovasyon Haftası’nda üç gün

boyunca devam eden, birbirinden farklı inovasyon etkinliklerinin ülkemize büyük değer yaratacağına inanıyoruz.AR-GE merkezleri, teknokentler, üniversitelerden akademisyenler-öğrenciler ve şirketlerin katılımıyla 26 bini aşkın konuğumuzu ağırladığımız organizasyonda birinci gün Prof. Dr. Sebastian Thrun ile “Google’ın İnsansız Aracı İnovasyonu Nereye Götürüyor?”, Prof. Dr. Anthony Atala ile “Kök Hücre ile Ölümsüzlük Mümkün Mü?” dedik. “Markalaşma ve İnovasyon” konusunda Saffron Kurucu Başkanı Wally Olins de bize farklı bir perspektif kazandırdı. Dünyaya yön veren Türk mucitlerimiz hepimizi gururlandırdı. Kan tahlili yapan cep telefonunun mucidi Prof. Dr. Aydoğan Özcan, atomik çözünürlükte resim alabilen mikroskobun mucidi Dr. Özgür Şahin, “Google mucit” ödül sahibi genç kızımız Elif Bilgin başarı hikâyelerini bizlerle paylaştı. Türk markalarının adını tüm dünyaya duyuran girişimcilerimiz; Haluk Okutur, Vahap Küçük ve Cüneyt Yavuz hepimize girişim ruhu aşıladı.İkinci gün ise ünlü “How” kitabının yazarı, dünyaca ünlü yönetim danışmanı Dov Seidman’ın “fark yaratmanın sırları” konuşmasını dinledik ve kitabını tüm dinleyicilerimize dağıttık. Seymour Powell Tasarım Direktörü Dick Powell’ı, Intel Labs Başkan Yardımcısı Dr. Genevieve Bell’i ABD Konseyi Eski Teknoloji İcra Kurulu Başkanı Aneesh Chopra’yı dinledik. Geleceğin alternatif enerji kaynakları ve kayı gazı konusunda yaptığı çalışmalarla ilgi odağı haline gelen Futurisk LLP Kurucu Ortağı Grzegorz Pytel’i ve Recydia Genel Müdürü Dr.Oğuz Can’ı ağırladık.Üçüncü günde dünyanın birbirinden değerli inovasyon öncüleri deneyim ve bilgilerini aktardılar. Warwick Manufacturing Group Kurucusu Prof. Dr. Lord Kumar Bhattacharyya global inovatif çözümler, teknoloji transferi ve insan gücü eğitimi konulu konferansı ile inovasyon ekosistemi içinde tüm paydaşların iletişimini sağlayacak ağların kurulmasının gerekliliğinden, birbirinden kopuk, kapalı kapıların ardındaki ortamlardan buluş çıkmadığından bahsetti. Teorik Fizik Profesörü Dr. Gerardus ‘t Hooft Mars One Projesi’nin tüm detaylarını paylaşırken dünya dışı yaşamın mümkün olup olamayacağı hakkında kafalarda yeni soru işaretleri oluşturdu. “Dünyanın Yeni Elması Sosyal Veri ve İnovasyona Dönüşümü”, Sosyal Veri Bilimcisi Dr. Andreas Weigend’i, “İnovasyona Liderlik etmek”, YGA Kurucusu Sinan Yaman ve Amerika’nın en iyi öğretmeni seçilen Jeffrey A. Wright “Öğretim Tekniklerinin İnovasyona İhtiyacı Var mı?” konferansları ile inovasyonun önemini ve yöntemlerini anlattı.Son olarak her zaman gündemde olan ancak belki de bir türlü hayata geçmeyen, bizim de çalışmalarımıza sürekli entegre etmeye çalıştığımız en önemli işlerden biri olan üniversite – sanayi işbirliği için düzenlediğimiz kariyer etkinliği hamlesiyle, ülkemizin ileri gelen şirketleri ile 40 öğrencimizi görüştürerek staj imkanı sağlamanın mutluluğunu yaşadığımızı belirtmek isterim. Bunun yanı sıra, Türkiye İnovasyon Haftası’na katılan 20 kişiyi Haziran ayında Cern’e (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) göndereceğimizi müjdeler, böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmanın gururuyla etkinliğe katılan herkese teşekkürlerimi sunarım.Ayrıca, 18 Aralık’ta Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 2012 yılı ilk 1.000 ihracatçı listesinde yer alan firmalarımız adına gerçekleştirdiğimiz ödül törenimize katılım sağlayan - sağlayamayan 78 firmamızı tekrar tebrik eder, yeni yılda bu listede daha çok firmamızın yer alacağına dair inancımla herkesin yeni yılını kutlar, refah içinde bir yıl dilerim.

Türkiye İnovasyon Haftası ikincisi senesinde 26 bini aşkın katılımcıyla buluştu...

İsta

nbul

Dem

ir ve

Dem

ir Dı

şı M

etal

ler

İhra

catç

ıları

Birli

ği Yö

netim

Kur

ulu

Başk

anı

Tah

sin

ÖZ

TİR

YAK

İ

22

1 BAŞKANDAN

4 HABERTürkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) “Türkiye’nin En Fazla İhracat Yapan İlk 1000 firması” listesine giren 78 İDDMİB üyesinin ödüllendirildiği tören başta olmak üzere, Birliğin yer aldığı etkinliklere sayfalarımızda yer verdik.

34 KAPAK KONUSU İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin 2013 yılında gerçekleştirdiği tüm toplantı, fuar, çalıştay ve ziyaret etkinliklerini “2013 Böyle Geçti” başlığı altında topladık.

44 SANAYİNİN SESİSanayinin Sesi bölümümüzün bu ayki konuğu Ayhan Metal Genel Müdürü Aynur Ayhan oldu. Ayhan bizimle sanayicilik serüvenini paylaştı.

48 İNOVASYONYeni ürün ve ürün geliştirme başta olmak üzere ürünle ilgili yeni tekniklerin geliştirilmesini kapsayan projeler, TÜBİTAK’ın Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek programında değerlendiriliyor.

52 FABRİKA TANITIMIVitaş Vida Genel Müdürü Hakan Öztaşkın, Güzeller OSB’deki yeni fabrikalarını ve VİTAŞ’ın hedeflerini anlattı.

56 MAKALEDünya Gazetesi Köşe Yazarı Rüştü Bozkurt’un bu ayki köşe yazısının başlığı: “Güney Kore ve Finlandiya’ya bakmak.”

58 ENDÜSTRİYEL TASARIMCILARYaptıkları her tasarımın bir sorunu çözmesi ve bunu yaparken üreticinin, tasarımcının, tüketicinin ve doğanın bundan fayda görmesi gerektiği fikrinden hareket ettiklerini söyleyen Mustafa Emre Olur ve Sevin Coşkun ile Türkiye’de ve dünyada endüstriyel tasarımı konuştuk.

İÇİNDEKİLER

64

52

44

48

4

3

İmtiyaz Sahibi

Coşkun Kırlıoğlu

Yönetim Yeri

Çobançeşme Mevkii Sanayi Cad.

Dış Ticaret Kompleksi 34350

Yenibosna - İstanbul

Tel: (0212) 454 00 00

Faks: (0212) 454 00 46

[email protected]

Yayın Kurulu Başkanı

Tahsin Öztiryaki

Yayın Kurulu

Çetin Tecdelioğlu, Ayşegül Çapan,

Aynur Ayhan, Fatih Özer,

Muharrem Kayılı, Özlem S. Erkan,

Özgür İnan, Müge Ataçkarapınar

Yapım

Genel Yönetmen Gürhan Demirbaş

Genel Yönetmen Yardımcısı Eser Soygüder Yıldız

Görsel Yönetmen Yavuz Karakaş

Editör Arzu Demirezen

Düzeltmen Editör Ersel Ergüz

Fotoğraflar Murat Güney, Damla Salor

Reklam Rezervasyon Nazlı Demirel

Tel: (0212) 440 27 69

[email protected]

İletişim

Yazı işleri: (0212) 440 27 83

Pazarlama: (0212) 440 27 65

[email protected]

Baskı

Dünya Yayıncılık AŞ

Globus Dünya Basınevi

100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/İstanbul

Tel: (0212) 440 24 24


İÇİNDEKİLER

64 ALTERNATİF PAZARLARLatin Amerika’nın gözde ülkeleri Meksika, Kolombiya ve Panama Alternatif Pazarlar sayfamızın bu ayki konukları. Bu ülkelerdeki iş imkânlarını İDDMİB Metaller Sektör Şubesi Mutfak UR-GE Proje Sorumlusu Havva Deniz aktardı.

68 BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

71 İMMİB EĞİTİM PROGRAMI

72 KANUN DEĞİŞİKLİKLERİ

4

İHRACATIN YILDIZLARI

TÜRKIYE IHRACATÇILAR MECLISI’NIN (TIM) “TÜRKIYE’NIN EN FAZLA IHRACAT YAPAN ILK 1000 FIRMASI” LISTESINE GIREN 78 IDDMIB ÜYESI, ÖDÜLLERINI TÖRENLE ALDI. “IHRACATIN YILDIZLARI” ÖDÜL TÖRENINE,

EKONOMI BAKANLIĞI IHRACAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DAIRE BAŞKANI ÖZGÜR ÇELIKEL’IN YANI SIRA, SIRALAMADA YER ALAN FIRMA TEMSILCILERI VE IDDMIB YÖNETIM KURULU ÜYELERI KATILDI.

5



FOTOĞR

AFL A R M U R AT G

Ü

NEY

6


İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), “Türkiye’nin En Fazla İhracat Yapan İlk 1000 firması” sıralamasına giren 78 üyesini törenle ödüllendirdi. Sabancı Müzesi’nde 18 Aralık 2013’te gerçekleştirilen “İhracatın Yıldızları” ödül törenine, Ekonomi Bakanlığı İhracat

Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Özgür Çelikel’in yanı sıra, sıralamada yer alan firma temsilcileri ve İDDMİB Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Törende konuşan İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, Türkiye’nin ekonomik kurtuluş savaşında tasarımın, inovasyonun, markanın çok önemli

olduğuna inanan bir ekip olduklarını söyleyerek, “Sizlerin de inandığını biliyoruz. Bu yüzden 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin 25 milyar dolarlık kısmını yapacağımızın sözünü, sizler adına verdik” dedi. Öztiryaki, sıralamaya giren firmaların temsilcilerini ve çalışanlarını tebrik etti.

7



8


İLKLERE İMZA ATTIKFirma temsilcilerini ve çalışanlarını kutlayarak sözlerine başlayan Tahsin Öztiryaki, ihracatımızın artırılması için yapılması gerekenleri herkesin bildiğini ve bunun için çalıştığını dile getirdi. İDDMİB Yönetim Kurulu dâhil olmak üzere yaklaşık 50 kişilik bir ekibin bu konuda ciddi organizasyonlar yaptığını hatırlatan

Öztiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaptığımız çalışmalar arasında dünyada ilkler var. Örneğin, İMMİB Erkan Avcı Endüstriyel Tasarım Meslek Lisesi. Çünkü Türkiye’nin ekonomik kurtuluş savaşında tasarımın, inovasyonun, markanın çok önemli olduğuna inanan bir ekibiz. Sizlerin de inandığınızı biliyoruz. Dolayısıyla markalarımızla, yaptığımız

kaliteli, katma değerli ürünlerle Türkiye’nin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin 25 milyar dolarlık kısmını yapma sözünü sizler adına verdik. Bunu yakalamamız ancak hep beraber sorunları çözerek, çalışarak, bu yola baş koyarak mümkün. Bu konuda sizlerden destek istiyorum. Bu desteği ülkemiz adına istiyorum.”

9



10


“GÜNDEMİ TAKİP EDİYORUZ”Yaptıkları diğer çalışmalara da değinen Öztiryaki, bu yıl ikincisi düzenlenen Metalik Fikirler AR-GE Proje Pazarı’nın 522 proje başvurusu ile rekor kırdığını söyledi. İMMİB Tasarım Yarışması’nın bu yıl 10’uncusunun düzenleneceğini hatırlatan Öztiryaki,

11



1 KİBAR DIŞ TİC. A.Ş. 2 SARKUYSAN ELEKTROLİTİK BAKIR SANAYİ VE

TİCARET A.Ş. 3 BAŞER KARDEŞLER ÇİNKO LEVHA SAN. A.Ş. 4 ALTEK DÖKÜM HADDE MAMÜLLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.5 SARAY DÖKUM VE MADENİ AKSAM SANAYİ TURİZM A.Ş. 6 KALE KİLİT VE KALIP SANAYİ A.Ş. 7 SARBAK METAL TİCARET VE SANAYİ A.Ş. 8 ASAŞ ALÜMİNYUM SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 9 ÖZER METAL SANAYİ A.Ş. 10 VESTEL DIŞ TİCARET A.Ş.11 P.M.S. METAL PROFİL ALÜMİNYUM SAN. VE TİC. A.Ş.12 FENİŞ TİCARET A.Ş. 13 MEGA METAL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. 14 DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAMULLERİ SAN. A.Ş. 15 SİSTEM ALÜMİNYUM SAN. VE TİC. A.Ş. 16 ERDOĞANLAR ALÜMİNYUM SAN. VE TİC. A.Ş. 17 ERKU DIŞ TİC. PAZ. VE TURİZM A.Ş. 18 VORNE PENCERE KAPI SİSTEMLERİ PAZ. DIŞ. TİC. A.Ş.19 ASTAŞ ALÜMİNYUM SAN. VE TİC. A.Ş. 20 CROWN BEVCAN TÜRKİYE AMBALAJ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. 21 KURTOĞLU BAKIR KURŞUN SANAYİ A.Ş. 22 M.T REKLAM A.Ş. 23 AKPA ALÜMİNYUM PLASTİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.24 SAMET KALIP VE MADENİ EŞYA SAN. VE TİC. A.Ş. 25 UNCULAR METAL MAD. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 26 IR EMNİYET VE GÜVENLİK SİST. SAN. A.Ş. 27 ÖZEL ELEKTROLİTİK BAKIR MAM. SAN. VE DIŞ. TİC. A.Ş. 28 CANDY HOOVER EUROASIA EV GEREÇLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. 29 ÖZTİRYAKİLER MADENİ EŞYA SAN. TİC. A.Ş. 30 ALİMEX ALÜMİNYUM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. 31 GEDİK KAYNAK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.32 AMCOR FLEXIBLES İSTANBUL AMBALAJ SAN. VE TİC. A.Ş.

TÜRKİYE’NİN EN FAZLA İHRACAT YAPAN “İLK 1000 FİRMASI” SIRALAMASINDA YER ALAN İDDMİB ÜYELERİ

şu bilgileri verdi: “Bu yıl İMMİB Tasarım Yarışması’nda Mutfak Eşyaları kategorisine, özellikle turizm sektörüne faydası olacağını düşünerek Endüstriyel Mutfak kategorisini dahil ettik. Plastikte dünyadaki moda, trend ne ise ona paralel Plastik Eşya ategorisi koyduk. Çocuklarımıza yönelik zekâ

geliştirici oyuncaklarla ilgili bir kategori ilave ettik. Gündemi takip ediyoruz. Geçen yıl Türkiye’deki çeşitli şehirlerimizi tanıtan Hediyelik Eşya kategorisini dahil etmiştik. Çalışmalarımız diğer birliklerimiz tarafından beğenilip yapılmaya çalışılıyor. Bundan gurur duyuyoruz.”

12


PATENT AVCILARI İŞ BAŞINDATİM Başkanvekilliği görevini de yürüttüğünü hatırlatan Öztiryaki, sadece İDDMİB olarak değil TİM’de de çok başarılı çalışmalara imza attıklarını söyledi. Son olarak üç günde 26 bin kişinin ziyaret ettiği Türkiye İnovasyon Haftası’na değinen Öztiryaki, “Birçok ülkenin akıl önderlerini getirdik. Onları

öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz ve sanayicilerimiz ile buluşturduk. Yaklaşık 600 projeyi sergiledik. Ancak sanayicilerimizi bu tür etkinliklerde çok az görüyoruz. Sizden ricam bu tür etkinliklere katılın” diye konuştu. Yeni bir projeyi daha hayata geçirmek için çalıştıklarını dile getiren Öztiryaki, önceki yıllarda büyük heveslerle ve

13



33 SARTEN AMBALAJ SAN. VE TİC. A.Ş. 34 EKOM ECZACIBAŞI DIŞ TİC. A.Ş. 35 ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM İML. SAN. VE TİC. A.Ş.36 POLİMEKS İNŞAAT TAAHHÜT VE SAN. TİC. A.Ş 37 ARMA FİLTRE SİSTEMLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.38 KANCA EL AL. DÖVME ÇELIK VE MAK. SAN. A.Ş. 39 AYVAZ SİNAİ ÜRÜNLER TİC. VE SAN. A.Ş 40 ERTANLAR MAKİNA SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. 41 TEKFEN İNŞ. VE TESİSAT A.Ş. 42 GÜLHAN DENİZCİLİK VE TİCARET LTD. ŞTİ. - DEARSAN

GEMİ İNŞAAT SAN. A.Ş. İŞ ORTAKLIĞI 43 TURKUAZ İNVEST İNŞAAT TAAH.GAYRİMENKUL YAT.

DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. 44 İSFA METAL TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş. 45 ENKA İNŞ. VE SAN. A.Ş. 46 ALKAR İNŞ. İTH. İHR. VE TİC. LTD. ŞTİ. 47 SIEMENS SAN. VE TİC. A.Ş. 48 FRANKE MUTFAK VE BANYO SİSTEML. SAN. VE TİC. A.Ş. 49 EKE METAL GROUP A.Ş. 50 CEHA BÜRO MOBİLYALARI LTD. ŞTİ. 51 BEKAERT İZMİT ÇELİK KORD SAN. VE TİC. A.Ş 52 TORUN BAKIR ALAŞIMLARI METAL SAN. VE TİC. A.Ş.53 CVS MAKİNA İNŞ. SAN. VE TİC. A.Ş. 54 EVAS EV ALETLERİ SAN. LTD. ŞTİ. 55 HÜRSAN PASLANMAZ ÇELİK GERİ DÖNÜŞÜM TESİSL.

TİC. SAN. A.Ş. 56 ELEKS DIŞ TİCARET A.Ş. 57 SCHNEIDER ELEKTRİK SAN. VE TİC. A.Ş. 58 YILMAR DIŞ.TİCARET LTD. ŞTİ. 59 SILVERLINE EV GEREÇLERİ SATIŞ VE PAZARLAMA A.Ş. 60 KALDE KLİMA PAZARLAMA VE TAAH. A.Ş. 61 AYAZ DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ. 62 STANDARD PROFİL OTOMOTİV SAN. VE TİC. A.Ş. 63 KUMEKS DIŞ TİC. VE TURİZM A.Ş. 64 ÇELİKORD A.Ş. 65 GAP PAZ. A.Ş. 66 BERİCAP KAPAK SAN. A.Ş. 67 ÇİMTAS ÇELİK İMALAT MON. VE TES. A.Ş. 68 METAL MARKET DIŞ TİC. A.Ş. 69 HES HACILAR ELEKTRİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 70 ROZAK DEMİR PROFİL TİC.VE SAN. A.Ş.71 TURK PRYSMIAN KABLO VE SİSTEMLERİ A.Ş. 72 CVS RM HADDEHANE MAK.VE EKİPM. SAN. VE TİC. A.Ş. 73 ÇELİKPAN ISI SİSTEMLERİ PAZ. LTD. ŞTİ. 74 YARIŞ KABİN SAN. VE TİC. A.Ş. 75 BEYÇELİK GESTAMP KALIP VE OTO YAN SANAYİ PAZ.

VE TİC. A.Ş. 76 TERMO TEKNİK TİCARET VE SANAYİ A.Ş.77 BORUSAN MANNESMANN BORU SAN. VE TİC. A.Ş.78 COŞKUNÖZ RADYATÖR VE ISI SANAYİ TİCARET A.Ş.

çeşitli iyi niyetli girişimlerle alınan, ancak üretim süreci ile tanışamayan binlerce patent bulunduğuna işaret ederek, sahiplenen bulunmadığı için raflarda tozlanmaya terkedilen patentlerin uygun olanlarının ekonomiye kazandırılması için bir çalışma başlattıklarını açıkladı. Öztiryaki, bu amaçla “patent avcısı” ekip oluşturduklarını bildirdi. Bu ekibin

Türkiye’de daha önce alınmış ancak çeşitli sebeplerle ekonomiye kazandırılamamış patentleri o tozlu raflardan indireceğini belirten Öztiryaki, “Atıl kalmış patentleri inceleyip, uygun olanları tespit edeceğiz ve ekonomiye kazandıracağız. Bu durumda bulunan on binlerce patent var. Fikirleri hayata katmaya çalışıyoruz” dedi.

14

HABER

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri’in (İMMİB) 2014 yılında düzenlenecek tasarım

yarışmasında çocukların sevineceği bir kategori açtıklarını söyledi. “Zekâ Geliştiren Oyuncak” kategorisinde

İDDMİB’den oyuncak sektörüne tasarım desteği

İMMİB TASARIM YARIŞMASI 2014’TE “ZEKÂ GELİŞTİREN OYUNCAK” KATEGORİSİ AÇACAKLARINI BELİRTEN İDDMİB YÖNETİM KURULU

BAŞKANI TAHSİN ÖZTİRYAKİ, GEÇEN YIL AÇTIKLARI “HEDİYELİK EŞYA” KATEGORİSİNİN ARDINDAN SEKTÖRDE BEŞ YENİ FİRMANIN

KURULDUĞUNU SÖYLEDİ.

herkesin isteyeceğini dile getiren Öztiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü:“Maalesef oyuncaklar bizim dışımızdaki ülkelerin kültürlerini yansıtıyor. Halbuki kendi ülkemize ait oyuncaklar yaratıp bunu dünyaya yansıtabiliriz. Zekâ geliştirici oyuncaklar yaparken kendi kimliğimizle gençlerimizi, çocuklarımızı yetiştirebileceğimiz oyuncak hattı yaratabiliriz. Niye benim oğlum Walt Disney’in oyuncağıyla büyüsün? Bizim de kendi kahramanlarımız, hikâyelerimiz var. Neden onlarla büyümesin? Batı’dan haberi olsun ama Batı’nın da bizim hikâyelerimizden haberi olsun.” Geçen yıl İMMİB yarışmasında açılan

tasarımların yarışacağını dile getiren Öztiryaki, “Maalesef oyuncaklar bizim dışımızdaki kültürleri yansıtıyor” dedi. Türkiye’nin de kendi kültüründen oyuncaklar yaratıp dünyaya satabileceğini belirten Öztiryaki, bizim de kendi kahramanlarımız ve hikâyelerimiz olduğunu hatırlattı. Çocuklarımızın bunları anlatan oyuncaklarla büyümesini

15


HABER

Hediyelik Eşya kategorisinin ardından sektörde hareketlilik yaşandığını belirten Öztiryaki, Türkiye’nin hediyelik eşya konusunda ciddi eksiği olduğunu hatırlattı. Yarışmada çok güzel tasarımların ortaya çıktığını hatırlatan Öztiryaki, “Ardından hediyelik eşya sektörü ile ilgili beş yeni standartlar üstü firma hayata geçti. Türk kültürünü, motiflerini çalışan, Türkiye’deki çeşitli el sanatlarını alan onları modernleştiren, ambalajlayan, kataloğa koyan firmalar bunlar. Bu çok sevindirici bir gelişme. Bütün ihracatçı birlikleri olarak bilgi birikimimizi masaya yatırarak, kıskanmadan paylaşmaya çalışıyoruz. Misyonumuz ve görevimiz bu” dedi.

ZEKÂ GELIŞTIREN OYUNCAKİMMİB 2014 Endüstriyel Tasarım Yarışmaları kapsamında Hakan Diniz ile “Zekâ Geliştiren Oyuncak Tasarımı” temalı workshop Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde düzenlendi. Marmara Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi öğrencilerinin de bulunduğu workshopa toplam 35 tasarımcı katıldı. Workshop, deneyimli oyuncak tasarımcısı Hakan Diniz’in sunumu ile başladı. Beşerli gruplar oluşturan öğrencilerden bir saat içinde bir oyun ya da oyuncak tasarlamaları ve tasarladıkları bu oyun ya da oyuncağın maketini yapmaları istendi. Son bölümde ise tasarlanan oyuncaklar test edilerek, öğrencilere tasarımlarına ilişkin geri bildirimlerde bulunuldu.

16

HABER

Brezilyalı Carajas firması yetkilileri, Türk firmalarıyla ikili görüşmeler için İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin konuğu

Yapı sektörüne yönelik gerçekleştirilen ”Türkmenistan Özel Nitelikli Alım Heyeti” 10 Aralık 2013 günü yapıldı. Shahzada HK firması sahibi

GÖRÜŞMEYE KATILAN FIRMALARURTİM, Çetin Cıvata, Silverline, Kaya Profil,

MCM LED, Vegavizyon, Protem Metal, Eczacıbaşı, Yapeksan, AKSAY Yapı Pazarlama, XYPEX/CEPA

İzolasyon, 1001 Şehir Mobilyaları, Siba/Stil Elektrik, Liman İç ve Dış Ticaret, Ahi Plastik, Gerpa

Elektrik, Dekor Banyo, USKON, Free Steel Design, Bortek Boru, ATG El Aletleri / Yalçın Rulman,

Burak Alüminyum, Metek İnşaat, Mete Plastik, Duayen, Başak Sac.

oldu. Brezilya’da beş mağazasında yılda 300 milyon dolarlık ciro yapan Carajas, Türkiye’de altı firma ile ikili görüşme gerçekleştirdi. Carajas yetkilileri, Vettore Mobilya, Mete

Ticaret, Gala Mobilya, Balıkesir Beksan, Porland Porselen ile Kütahya Porselen ile görüştü. İleriye dönük planların yapıldığı görüşmeler sonunda mail yoluyla iş birliği kurulmasına karar verildi.

Soltanmyradow Maksat, Polat Gurluşyk HJ firması sahibi Allaberdiyew Öwezberdi, Gokdepe Gurluşyk HK firması sahibi Gurbanow Yylgynmyrat ve Çagry HJ firması sahibi Allaberdiyew Ahmet , 26

Türk firmasının temsilcileriyle ikili görüşme yaptı. İkili görüşmeler sırasında firmaların faaliyet sahalarına giren konut, dinlenme tesisleri, idari bina inşaatları konularında fikir alışverişinde bulunuldu.

Türkmenistan alım heyeti de İDDMİB’deydi

Brezilyalı Carajas ikili iş görüşmesi için İDDMİB’e geldi

17


HABER

13 Aralık 2013 Cuma günü uluslararası prestije sahip tasarım yarışmalarında, çevreci ve vizyoner

projeleri ile pek çok ödülün sahibi olmuş Dr. Hakan Gürsu ile “Sürdürülebilir Çevre İçin Tasarım” Workshop’ı düzenlendi. Aralarında Yeditepe Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi’nin de yer aldığı bir çok üniversiteden endüstriyel tasarım, iç mimarlık ve mimarlık bölümleri öğrencileri ve mezunlarının katıldığı workshopta Dr. Hakan Gürsu tasarıma ilişkin çok önemli bilgiler verdi ve deneyimlerini paylaştı. Metaller Sektör Şubesi’nden Merve Çakır Yörüken’in yaptığı açılış konuşmasında bu yıl 10.’cusu düzenlenecek olan ve “Zeka Geliştirici Oyuncak Tasarımı” konulu İMMİB Tasarım Yarışması 2014’ün kategorilerini açıkladı. Buna göre kategoriler; Metalden Mamul Ürünler, Plastikten Mamül Ürünler ve Elektrikli Küçük Aletler.Açılış konuşmasından sonra bir seminer veren Dr. Hakan Gürsu, öğrencilere genel olarak tasarım ve dünyadaki gelişmeleri anlattı. Seminerde Sürdürülebilir Ürün Kavramı, Çevreye Duyarlı Ürünler, Yaratıcı Ürün Yaratım Süreci konuları ele alındı. Workshopun öğleden sonraki bölümünde ise öğrencilerle birlikte “ütü” konusunda bir atölye çalışması yapıldı. Öğrencilerden öncelikle ütünün ne olduğunu tanımlamaları ve ardından yeni bir ütü tasarlamaları istendi. Grup şeklinde yapılan atölye çalışmasında geleceğin tasarımcıları yaratıcılıklarını gösterme fırsatı yakaladı.

workshopİSTANBUL DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (İDDMİB), GELECEĞİN TASARIMCILARINI

ODTÜ ENDÜSTRİ ÜRÜNLERİ TASARIMI BÖLÜMÜ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ DR. HAKAN GÜRSU TARAFINDAN VERİLEN “SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE İÇİN TASARIM” WORKSHOPUNDA BİR ARAYA GETİRDİ.

İDDMİB’den genç tasarımcılara

101 Design Studio – Hangers Lamp (askılardan yapılan lamba)

Alejandro Sarmiento (pet şişelerden yapılan aydınlatma)

18

İNOVASYON HAFTASI

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), öğrencisi, işadamı akademisyen, şirket yöneticisi, AR-GE ve bilim merkezi çalışanları gibi onbinlerce kişiyi Türkiye

İnovasyon Haftası’nda buluşturdu. Geleneksel hale getirdiği Türkiye İnovasyon Haftası’nın ikincisini 28-30 Kasım 2013 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştiren TİM, inovasyonu bir kez daha Türkiye’nin gündemine taşıdı. Bu yıl “Gelecek İstanbul’da” temasıyla gerçekleştirilen ve üç gün

süren Türkiye İnovasyon Haftası’na 26 bini aşkın kişi katıldı. Dünyaca ünlü isimlerin; nanoteknolojiden, marka yönetimine, inovasyon, tasarım ve kent yaşamından, enerji, AR-GE, tıp ve dijital pazarlamaya uzanan çeşitli alanlarda panel ve konferanslar verdiği etkinlikte, Türkiye’nin geleceği masaya yatırıldı. Stratejik sponsorluğunu Arçelik, Brisa ve Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) üstlendiği, ulaşım partneri olarak Türk Hava Yolları’nın (THY) destek verdiği etkinlik, her kesimden ilgi gördü. 500’ü aşkın ödüllü projenin sergilendiği etkinlikte, 168

üniversiteden seçilen projeler de karma sergi olarak görücüye çıktı. 54 AR-GE merkezi, 16 teknopark, sekiz bilim merkezi ile 53 üniversite standlarıyla katılımcılarla buluştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın da katıldığı etkinlikte, inovatif çalışmalarıyla öne çıkan Arçelik, Brisa, TEB, THY, Turkcell, Boydak Holding ve ASELSAN, “İnovasyon Ödülü”ne layık görüldü. Türkiye’nin dev şirketleri ödüllerini Başbakan Erdoğan’ın elinden aldılar.

19


İNOVASYON HAFTASI

TÜRKIYE, TIM’IN 28-30 KASIM 2013 TARIHLERI ARASINDA ISTANBUL KONGRE MERKEZI’NDE DÜZENLEDIĞI TÜRKIYE INOVASYON HAFTASI’NDA BULUŞTU. ÜÇ GÜNLÜK ETKINLIK; ÖĞRENCISINDEN IŞ ADAMINA, AKADEMISYENINDEN

ŞIRKET YÖNETICISINE 26 BINI AŞKIN KONUĞU AĞIRLADI.

20

İNOVASYON HAFTASI

‘AYNI DÜŞÜNEN TOPLUM FİKİR ÜRETEMEZ’Son 11 yılda, sadece TÜBİTAK aracılığıyla 8 bin projeye 2,5 milyar lira AR-GE desteği sağladıklarını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni fikirler geliştirmeyi, bunları ekonomik ve toplumsal faydalara dönüştürmeyi ifade eden inavosyonun artık tüm devletler ve kurumlar için stratejik öneme sahip olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, “Bir fikrim var” diyenlerin, en az üretenler, ihraç edenler, yatırımcı ve girişimciler kadar büyük değer ifade etmeye başladığını söyledi. Günümüzde, tasarım ve uygulama yeteneğini geliştiremeyen toplumların, kurumların ve bireylerin başarılı olma, başarılarını sürdürme imkânlarının özellikle de rekabette öne çıkma ihtimallerinin bulunmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu anlayışla Türkiye’de, kamuda ve özel sektörde inovasyona önem verdiklerini, bu yöndeki çalışmaları desteklediklerini anlattı. Teknoparkları yaygınlaştırarak, üniversite-sanayi iş birliğini destekleyerek, AR-GE çalışmalarını, bilimsel faaliyetleri, genç girişimcileri teşvik ederek,

bu çerçevede önemli mesafe katedildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, “Geçtiğimiz 11 yılda, sadece TÜBİTAK aracılığıyla 8 bin projeye 2,5 milyar lira AR-GE desteği sağladık. Bu sayede kendi uydularımızı geliştirdik ve ürettik. Savunma sanayi alanında pek çok projeyi hayata geçirdik. Akıllı kimlik kartları, üstün özellikli X-ray sistemleri gibi pek çok projeyi de bu kapsamda destekledik ve sonuçlanmasını sağladık” dedi. Başbakan Erdoğan, çocukları ve gençleri inovasyona yönlendirmek için 81 ilde bilim merkezleri kurma çalışmasını başlattıklarını belirterek, bugüne kadar yedi büyükşehirde bilim merkezlerinin faaliyete geçtiğini, önümüzdeki iki ay içinde de iki büyükşehirde daha faaliyete geçeceğini kaydetti. Büyükşehirlerden başlayarak, önümüzdeki beş yıl içinde bilim merkezlerini 81 ile yaygınlaştırmayı amaçladıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, marka ve patent başvurusu konusunda da gelişmeler yaşandığını, geçen yıl Türkiye’nin, Avrupa’da en çok marka başvurusu yapılan ülke olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, son

11 yılda 2,2 milyar lira destek sağlayarak KOBİ’leri destekleyip güçlendirdiklerini, ayrıca kredi imkanlarını genişleterek 212 bin işletmeye 12 milyar lira kredi kullandırtlıkların bildirdi. “Taklit eden, takip eden, asla öne geçemez. Üretmeyip, üretilenle yetinen, başkasının eline avucuna bakan asla liderliğe yükselemez” diyen Başbakan Erdoğan, “Farklılık, bir dezavantaj değil, tam tersine, büyük bir avantajdır. Renklilik, yoksulluk değil, tam tersine büyük bir zenginliktir. Herkesin aynı düşündüğü bir toplum, bir ülke, yeni fikirler üretemez. Standart kimliklere, standart şekil ve beyinlere sahip bir toplum, öne geçemez, lider olamaz” değerlendirmesini yaptı.

‘HAMALLIK DÖNEMİ BİTTİ’İnovasyon Haftası’nın ilk iki gününde yaptığı konuşmalarda inovasyonun ülke kalkınmasındaki önemine değinen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’nin mevcut sistemlerle gelebileceği noktanın buraya kadar olduğunu ifade ederek, “Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının yolu her alanda

“GELECEK ISTANBUL’DA” TEMASIYLA BU YIL IKINCISI GERÇEKLEŞTIRILEN ETKINLIĞE BAŞBAKAN RECEP TAYYIP ERDOĞAN’IN YANI SIRA, EKONOMI BAKANI ZAFER ÇAĞLAYAN ILE AB BAKANI VE

BAŞMÜZAKERECI EGEMEN BAĞIŞ DA KATILDI. ETKINLIKTE INOVATIF ÇALIŞMALARIYLA ÖNE ÇIKAN ARÇELIK, BRISA, TEB, THY, TURKCELL, BOYDAK HOLDING VE ASELSAN, “INOVASYON ÖDÜLÜ”NÜ

BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN ELINDEN ALDI.

21


İNOVASYON HAFTASI

inovasyondan geçiyor” dedi. Kilogram başına ortalama ihracat birim fiyatının teknoloji, AR-GE ve tasarımla artırılması gerektiğini aktaran Çağlayan, “Artık hamallık yapmayacağız. Biz de yükte hafif pahada ağır ürünler üretip satacağız. İşte inovasyon budur” dedi. Çağlayan, etkinliğe katılanların büyük çoğunluğunun geleceğin teminatı olan gençlerden oluştuğunu belirterek, bugünkü gençlerin şartlarının kendisinin okuduğu dönemden çok daha iyi olduğunu kaydetti. Eskiden üniversite ortamının bugünkü gibi olmadığını, bugünün teknolojik iletişim aletlerinin bulunmadığını ifade eden Çağlayan, “O günlerde herhangi bir yenilik yaptığımızda yeni fikirler bulunduğunda büyüklerimizden çok ciddi azar işitirdik. Bize, ‘Oturun, başımıza icat çıkartmayın, eski köye yeni âdet getirmeyin’ derlerdi. Şimdi gençlerimize sesleniyorum: Allah aşkına başımıza icat çıkartın, Allah aşkına eski köye yeni adet getirin” dedi. Çağlayan, Türk tipi inovasyonun emniyet kemerinin sinyalini susturma mantığıyla hareket ettiğini belirterek, bu mantığın değişmesi gerektiğini,

Türkiye’nin inovasyonu tüm dünyanın anladığı şekliyle hayata geçirmesinin zamanı geldiğini söyledi. Bunun yolunun araştırmadan geçtiğini anlatan Çağlayan, dünya devi şirketlerin marka değerlerinin çok yüksek olduğunu ancak Türkiye halkı isterse, çalışırsa ve koordineli olursa böyle güçlü markalar çıkarabileceğini kaydetti. Türkiye’nin yükte hafif pahada ağır ürünler satması gerektiğine vurgu yapan Çağlayan, “Türkiye’nin kaybedecek zamanı yok. Türkiye girişimcileri ve sanayicileri ile başarı sağlayabilecek durumdadır” dedi. “Gerçek keşif yeni şeyler bulmak değil, yeni gözlerle bakmaktır” diyen Çağlayan, “İnşallah biz bu anlayışla inovasyonu hayatımızın önemli bir parçası yaparak devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Çağlayan, şöyle konuştu: “Bundan 10 yıl önce 36 milyar dolar olan Türkiye’nin ihracatını 152,5 milyar dolara çıkarmayı, 230 milyar dolar olan milli gelirini dünyadaki krizlere rağmen 786,3 milyar dolara çıkarmayı, kişi başına geliri ise3 bin 492 dolardan 10 bin 500 dolara çıkarmayı anlıyorum.”

‘İNOVASYONUN YOLU TEM’DEN DEĞİL TİM’DEN GEÇİYOR’AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 20’nci yılını kutlayan TİM’in inovasyona büyük önem verdiğini, TİM’in ikinci 20 yılında, Türkiye’nin dünyanın ihracatta en büyük buluşma noktası olacağını belirterek, artık dış ticaret ve inovasyonun yolunun TEM’den değil, TİM’den geçtiğini söyledi. Bağış, inovasyon için eğitimin büyük önem arz ettiğini vurguladı. Türkiye’nin çok büyük hedefleri olduğuna dikkat çeken Bağış, bu hedeflere ulaşmak için inovasyona ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Demokrasisi topallayan bir ülkenin ekonomisinin felç olacağına işaret eden Bağış, “Son 10 yılda attığımız adımların çoğu bireysel haklara, demokratikleşmeye, ifade ve vicdan özgürlüğüne yönelik adımlardır. Bunların ekonomide de çok net yansımaları oldu. Çünkü kendi vatandaşını sınırlayan ülkelerin ekonomik atılım yapabilmeleri pek görülmüş bir olgu değildir. Bu nedenle ekonomik gelişmeden ve inovasyondan bahsederken bireysel özgürlükleri bir

22

İNOVASYON HAFTASI

kenara koyamayız” dedi. Bağış, Türkiye’de yakın zamana kadar cumhurbaşkanlarının bile Kürt olduğunu söylemeye çekindiğini ancak bugünün Türkiye’sinde günde 24 saat Kürtçe yayın yapıldığını, devletin kendini üniversite kapısında kıyafet bekçisi olma hastalığından kurtardığını kaydetti. Bütün atılımlara rağmen Türkiye’nin her sorunu çözülmüştür denemeyeceğini zaten bütün sorunlarını çözmüş bir ülke olamayacağını ve her ülkenin kendine has sorunları olabileceğini anlatan Bağış, “Reform konusunda en kararlı ve hızlı ülkelerin başında Türkiye gelir. Son hazırladığımız Demokratikleşme Paketi kendi başına inovasyon kararlılığımızın bir tezahürüdür” ifadesini kullandı. Bağış, yenilikçi fikirleri ortaya koymak için eğitime çok önem verilmesi gerektiğini ifade ederek, ezberci eğitimden yaratıcı eğitime geçmeden Türkiye’nin hedeflerini yakalayamayacağını söyledi. İnovasyon alanında en öne geçmek için Fatih Projesi’nin üretildiğine dikkat çeken Bağış, “Bu proje ile 16 milyon genç dünyadaki son gelişmeleri ve yayınları yakından takip edebilecek. Bilgiye dayalı bir toplum ortaya çıkacak. 2023 hayallerini inovasyon ile gerçekleştireceğiz. Bunu yapacak irade bizde var. Sorunlarımızı ancak eğitimle çözebiliriz. Bildiğiniz gibi bütçede en büyük pay milli eğitime ait. Eğitime ve inovasyona inanıyoruz” diye konuştu.

23


İNOVASYON HAFTASI

İNOVASYONLA KOŞUYORUZTİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “57 bin ihracatçının temsilcisi olarak, 2023 yılında ulaşmayı hedeflediğimiz 500 milyar dolarlık ihracata, Türkiye’ye inovasyon kültürünü, iklimini ve ekosistemini daha fazla yerleştirerek ulaşılabileceğimizi düşünüyoruz” dedi. TİM’in 20 yıl önce kurulduğunu hatırlatan Büyükekşi, “1993’ten bu yana, uluslararası rekabette ülkemize önemli katkılar sağladık. 20 yıl önce ihracatçı firma sayısı 20 bin ve ihracat 15 milyar dolarken, bugün ihracatçı firma sayısı 57 bin, ihracat 153 milyar dolara yükseldi. TİM olarak 20 yılda değişime öncülük ettik. Bu değişim gücünü inovasyondan alıyoruz. İnovasyonla koşuyoruz, koşmanın yetmediği yerde inovasyonla uçuyoruz” diye konuştu. TİM olarak inovasyon kültürünün yerleşmesi konusunda yeni çalışmalara imza attıklarını belirten Büyükekşi, bu yıl “İnovasyon Ligi Projesi”ni başlattıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti: “Türkiye İnovasyon Ligi adlı çalışmamız ile Türkiye’deki firmaların inovasyon karnelerini çıkararak, her yılın inovasyon şampiyonlarını belirleyeceğiz. Tüm Türkiye’de yaygınlaşmasını hedeflediğimiz TİM İnovasyon Endeksi Projesi ile inovasyona değer veren şirketlerimizi

yarıştıracağız. 2014 Türkiye İnovasyon Haftası’nda ilk İnovasyon Endeksi sonuçlarına göre farklı inovasyon kategorilerinde şirketlerimizi ödüllendireceğiz. Bu projeyle, Türkiye’nin yüksek yaratıcılık potansiyelini, doğru inovasyon yönetimi yetkinlikleri ile katma değere dönüştürmek istiyoruz. Bu girişim, şirketlerimizin organizasyonlarına inovasyon kültürünü aşılamaları için çok önemli bir fırsat. 2023 hedeflerine ulaşmamızı sağlayacak.” Büyükekşi, birçok kişinin Türkiye’de ana problemin cari açık olduğuna inanmasına rağmen sorunun ana kaynağının inovasyon açığı olduğunu vurgulayarak, üniversite ve sanayiyibirleştirerek bu açığı kapatmayı hedeflediklerini söyledi. İnovasyon açığının kapatılmasının iki temel yolu olduğunu anlatan Büyükekşi, şunları kaydetti: “Ülkenin yaratıcı potansiyelini açığa çıkartmak ve ortaya çıkmış olan bu potansiyeli ticarileştirerek inovasyona dönüştürmek... Bunun içindir ki, inovasyon açığını kapatacak en doğru yatırım, yarının inovatif liderlerini yetiştirmektir. Biz de bu amaçla, dezavantajlı 50 ilköğretim okulumuzda inovasyon atölyeleri kurduk. Liselerde ve üniversitelerde ‘İnova-TİM ve teknoTİM’i hayata geçiriyoruz.”

HEDEFİMİZ 2023, YOLUMUZ İNOVASYONTürkiye İnovasyon Haftası Komite Başkanı ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki de yıllardır inovasyonun önemini ortaya koymaya yönelik çalışmalar yaptıklarını belirterek, Türkiye’nin 2023 hedefine inovasyon yoluyla ulaşacağına inandıklarını ve bu inançla yollarına devam ettiklerini bildirdi. Bir ülkenin katma değerli ürün yapabilmesi, inovasyonla kalkınabilmesi için neler yapılabileceğini anlatmaya çalıştıklarını ifade etti. Öztiryaki, bu organizasyona Türkiye için katma değerli ürün yapma yolunda olan bütün projeleri getirdiklerini belirterek, “Biz organizasyon yoluyla; sanayici, akademisyen ve öğrenci üçgenini nasıl oluşturabileceğimizi hesaplıyoruz” dedi. Öztiryaki, seneye “Google’a Silikon Vadisi’ni incelemeleri için öğrenci götüreceklerini belirterek, Türkiye’den 10 öğrencinin merkezlerinde çalışabilmeleri için Google’dan şartname hazırlama talebinde bulunduklarını belirtti. Bu talebin gerçekleşebileceği konusunda Google’dan olumlu yanıt aldıklarını bildiren Öztiryaki, ”Seneye öğrencilerin arasından seçim yapacağız ve seçilen öğrencilerin Google’da çalışabilmelerini sağlayacak bir organizasyon yapmaya çalışacağız” diye konuştu.

HABER

24

Gerek ülkemizin gerekse sektörümüzün ABD’de hayata geçirdiği ilk sanayi yatırımlarından olan Sarkuysan grup

şirketlerinden Sark Wire Corp. yaptığı yatırımlarla büyüyor. 2008 yılında ABD’nin New York eyaleti Albany şehrinde kurulan Sark Wire Corp.’da 2010 yılından itibaren her türlü katma değeri yüksek gerek çıplak, gerek kalay kaplı elektrolitik bakır tel ve elektrolitik bakır telden tüm ürünleri üretmeye başladı. Şirketin faaliyetleri, sahip olduğu ISO 9001 Kalite Yönetim Sistem Standardı Belgesi’nin gereklerine uygun olarak yürütülüyor. Böylelikle Sarkuysan, sektörümüzde ilk, diğer sektörler içinde ABD’de üretim yapan öncü kuruluş olma özelliği kazandı ve kalite seviyesi ile ABD pazarında, ürünleri aranan şirketlerin arasına girdi. Kuruluş kapasitesi 1.000 -1.500 ton / yıl olan ve 2.000 ton / yıla ulaşan şirketin kapasitesinin 2.500 – 3.000 ton / yıla çıkarılması planlanıyor. Öte yandan üretim yapan Sark Wire’in yanı sıra pazarlama şirketi Sark-USA’nın da ABD’de başka bölgelerde de üretim tesisleri kurması üzerinde çalışmalar sürdürülürken, 40 kişinin çalıştığı iki kuruluşun cirosu 200 milyon dolara ulaştı.

Sarkuysan

ABD’de büyümeye devam ediyorSARKUYSAN’IN ABD’DE HAYATA GEÇIRDIĞI ÜRETIM YAPAN SARK WIRE CORP. ILE PAZARLAMA ŞIRKETI SARK-USA’NIN CIROSU 200 MILYON DOLARA ULAŞTI.

Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, Amerika’da tesis kuracakları dönemde herkesin “Ne işiniz var Amerika’da Mısır’da, Romanya’da kursanıza?” dediğini söyledi. Ancak gelişmiş ülkelerin firmaları daha ileri taşıdığına inandığını dile getiren Çaycı, “Biz yıllardır Amerika’ya ileri ürün gönderiyoruz. Amerika’ya kurarsak bizi iter, biz de yeri ürünler geliştiririz diye düşündük ve haklı çıktık” dedi. 2007-2008 yıllarında Amerika’daki enerji fiyatlarının Türkiye’ye yakın olduğunu hatırlatan Çaycı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elektrik enerjisi Türkiye’ye yakındı, gaz biraz daha ucuzdu. İşçilik ise Türkiye’nin üç katıydı. Bugün geldiğimiz noktada, Amerika’daki elektrik fiyatı Türkiye’nin neredeyse yarısı. Gaz fiyatı ise yarısından da altında… İşçilik yüzde 50 pahalı. Akıllıca bir yatırım yaptığımızı düşünüyorum. Bugün Mısır’da yatırım yapanlar ciddi sıkıntı yaşıyorlar.” Tesisin kilit noktalarına Türkiye’de yetişmiş elemanlarını gönderdiklerini dile getiren Çaycı, “Şu anda Sarkuysan’ı orada temsil eden sekiz aile var” dedi.

AKILLI BIR YATIRIM YAPTIK

25


HABER

İDDMİB, Elmia Subcontractor Fuarı’nda

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) İsveç’te düzenlenen Elmia Subcontractor Fuarı’na info stand ile katıldı. 12-15 Kasım 2013 tarihleri arasında İsveç’in Jönköping kentinde

düzenlenen fuarda İDDMİB’i Metaller Sektör Şubesi’nden Müge Ataçkarapınar ve Sedef Geyik temsil etti. Bu yıl 30’uncusu düzenlenen fuar, 29 ülkeden 1.178 katılımcıyı ağırladı. 18 bin 307 metrekarelik alanda düzenlenen fuarı 15 bin 311 kişi ziyaret etti. Fuara katılan ziyaretçiler, İDDMİB’in standında Türk döküm sektörü, çelik plakalar, sıcak pres parçalar yapan firmalar, metal el aletleri, araba parçaları üreten firmalar hakkında broşürlerle bilgilendirildi. Fuara Türkiye’den ise Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) , Öz

Çelik Sanayi ve Torunlar Bakır Alaşımları Metal Sanayi katıldı. MARKA’yı temsil eden Sibel Çetin ve Yusuf Gürhan Öztaş yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. MARKA’nın görev alanının Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova’yı kapsadığını belirten MARKA Uzmanı Sibel Çetin, ajansın kamu tüzel kişiliği taşıdığını hatırlattı. Yerel yönetimlerin planlama çalışmalarına teknik destek sağladıklarını dile getiren Çetin, “Plan ve programlarının uygulanmasını sağlayan faaliyet ve projelere de destek oluyoruz. Yani desteklenen faaliyet ve projelerin uygulama sürecini izleyip değerlendiriyor ve sonuçlarını Kalkınma Bakanlığı’na bildiriyoruz” dedi. Mali Destek Programları kapsamında KOBİ’lere hibe desteği de

sunduklarını aktaran Çetin, söz konusu programlara başvuruların çağrı dönemi içinde yapıldığını söyledi. MARKA’nın 2013 yılı Kasım ayı içerisinde altı farklı Mali Destek Programı ilan ettiğini hatırlatan Çetin, programlara yönelik detaylı bilgiye (www.marka.org.tr) adresinden ulaşılabileceğini vurguladı. Elmia Subcontractor Fuarı’na bu yıl ilk kez katıldıklarını dile getiren MARKA Uzmanı Yusuf Gürhan Öztaş da 2013 yılında ayrıca Riyad Arap Seyahat Fuarı, Almanya Hannover Messe Fuarı, Dubai Arap Turizm Fuarı, Çin Road Show, Amerika Los Angeles Anadolu Kültürleri ve Yemek Festivali, Automechanica Rusya, Çek Cumhuriyeti’nde MSV Mühendislik Fuarı’nda ajansı temsil ettiklerini dile getirdi.

26

HABER

Türkiye, Kasım ayında 656,5 milyon dolarlık demir ve demir dışı metaller ihracatı gerçekleştirdi. Sektörün ihracatı, 2013’ün Ocak-Kasım dönemini

kapsayan 11 ayında 6 milyar 300 milyon dolara ulaştı. Bu dönemde mutfak eşyası ihracatındaki artış dikkat çekti. Son yıllarda yıldızı parlayan demir çelik mutfak eşyası ihracatı yüzde 13,4, alüminyum mutfak eşyası ihracatı da yüzde 29,9 artış gösterdi. Türkiye, bu artışlar sonucu metal mutfak eşyası ihracatından 11 ayda toplam 342,4 milyon dolar döviz girdisi sağladı. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki, sektörün toplam ihracatının son 12 ayda yüzde 5,3 artış göstererek 6 milyar 692,1 milyon dolara ulaştığını bildirdi.

IHRACATI AR-GE VE INOVASYON ARTIRACAKTürkiye’nin ihracatta kaliteyi artırması, birim fiyatlarını yükseltmesi gerektiğini vurgulayan Öztiryaki, son yıllarda yapılan Metalik Fikirler AR-GE Proje Pazarı yarışmalarına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Üreticilerimiz de ihracatçılarımız da AR-GE ve inovasyona inandı. Üniversitelerle ve tasarımcılarla çok iyi bir bağ kurduk. Demir ve demir dışı metallerden elde edilen ürün

ihracatının, önümüzdeki dönemde daha büyük artışlar göstereceğine inanıyorum.”İDDMİB kayıtlarına göre, Türkiye’nin demir ve demir dışı metaller ihracatı Kasım ayında 656,5 milyon dolar olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7 artış elde edildi. Bu artış Ocak-Kasım döneminde yüzde 5,8, son 12 ayda da yüzde 5,3 olarak hesaplandı. Ocak-Kasım dönemi ihracatı 6 milyar 300 milyon dolara, son 12 aylık ihracat da 6 milyar 692,1 milyon dolara ulaştı.Ocak-Kasım dönemi itibarıyla da metal matkap torna uçları ihracatının bir önceki eş döneme göre yüzde 71,6 artışla 41,5 milyon dolardan 71,1 milyon dolara yükselmesi dikkat çekti.

AB PAZARI SEVINDIRDISon yıllarda yaşadığı ekonomik kriz dolayısıyla “zor pazar” haline gelen Avrupa Birliği ülkelerine ihracatta yaşanan yüksek oranlı artış sektörü sevindirdi. Avrupa Birliği ülkeleri 320,4 milyon dolarla Kasım ayında sektör ihracatının en fazla yapıldığı bölge oldu. Bu ülkelere yönelik ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,1’lik artış gösterdi.Sektörün ikinci büyük pazarı olan diğer Avrupa ülkelerine ihracat da geçen yılın aynı ayına göre 12,5 artarak aylık bazda 116,7 milyon dolara ulaştı.

AB’ye demir ve demir dışı metal ihracatındaki artış

yüzde 10’u aştı

BU YILIN OCAK-KASIM DÖNEMINDE DEMIR ÇELIK

MUTFAK EŞYASI IHRACATI YÜZDE 13,4, ALÜMINYUM MUTFAK

EŞYASI IHRACATI DA YÜZDE 29,9 ARTIŞ GÖSTERDI. TÜRKIYE,

BU ARTIŞLAR SONUCU METAL MUTFAK EŞYASI IHRACATINDAN 11 AYDA TOPLAM 342,4 MILYON DOLAR DÖVIZ GIRDISI SAĞLADI.

DEMIR VE DEMIR DIŞI METALLER IHRACATI (MILYON DOLAR)

2012 2013 Değişim (%) Pay(%)

Kasım (aylık) 613,3 656,5 7,0 4,7

Ocak-Kasım (11 aylık) 5.955,9 6.300,8 5,8 4,5

Kasım-Kasım (12 aylık) 6.353.8 6.692.1 5,3 4,4

27


HABER

İDDMİB’in 3’üncü UR- GE Projesi olarak hayata geçen “Alüminyum Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımı UR-GE Projesi İhtiyaç Analizi Süreci” 25 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller Birliği Genel Sekreterliği Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirilen kapanış toplantısı ile tamamlandı.

EĞITIM ALMALARI SAĞLANACAKEkonomi Bakanlığı’nın 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirme hedefi kapsamında başlattığı Alüminyum UR-GE projesi 21 Ağustos 2013 tarihinde Bakanlık tarafından onaylandı. Destek kapsamının

Alüminyum Urge Projesi İhtiyaç Analizi Kapanış Toplantısı yapıldı

yüzde 75 olarak belirlendiği 2010/08 Sayılı Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Tebliği kapsamında hayata geçirilen projenin çalışmaları, onay sürecinin ardından danışman firma tarafından yürütüldü.

PAZARLAMA FAALIYETLERI YAPILACAKAnketler, firma ziyaretleri ile firmaların ihtiyaçları belirlendi. 20 sektör firmasının yer aldığı projeyle, ihtiyaç analizi sonucunda belirlenen eğitimlerin alınması sağlanacak. Bu çalışmanın ardından sektörel heyetler, alım heyetleri, fuar katılımları gibi yurtdışı pazarlama

faaliyetleri hayata geçirilecek. Katılımcı firmalarımız ayrıca ihtiyaç duydukları konularda proje kapsamında danışmanlık hizmetleri de alabilecekler. Alüminyum sektörünün 2023 yılı ihracat hedefi 8 milyar dolar olarak belirlendi. Hayata geçirilen projelerle sektörün bu hedefe ulaşmada katkı sağlaması bekleniyor. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destek Daire Başkanlığına başvuran 146 projeden 116’sı onaylandı. Bakanlık kümelenme kavramını uyguladığı proje ile aynı zamanda bir araya gelen firmalarda sinerji yaratmayı da hedefliyor.

28

HABER

Rıdvan Mertöz de hazır bulundu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, diplomasi ve ticaretin birbirini etkilediğini belirtirken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin artık uluslararası ilişkileri etkileyecek konumda olduğunu dile getirdi.

TICARET ILE DIPLOMASI BIRBIRINI ETKILIYORToplantının açılış konuşmasını yapan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Dışişleri

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısının konuğu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin

başkanlık ettiği toplantıda İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Tecdelioğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi

Bakan Davutoğlu’nu ağırladık

TIM GENIŞLETILMIŞ BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISININ KONUĞU OLAN DIŞIŞLERI BAKANI AHMET DAVUTOĞLU, TÜRKIYE’NIN KENDINI YENILEYIP KARŞILAŞACAĞI RISKLERI MINIMIZE EDEREK YOLA DEVAM

EDECEĞINI BELIRTTI. DIŞ TICARET KOMPLEKSI’NDE GERÇEKLEŞTIRILEN TOPLANTIYA TÜRKIYE’DEKI BIRÇOK IHRACATÇI BIRLIKLERI BAŞKANLARI KATILDI.

Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu ilk kez misafir ettiklerini belirterek, ihracatın genel durumunu görüştüklerini, ticaret ile diplomasinin birbirini etkilediğini ifade etti. Büyükekşi, son 10 yılda ekonomik alanda başarı yakaladığımızı, ortalama yüzde 5,2 oranında büyüdüğümüzü ve ihracatımızın dört kat arttığını belirtti. Pazar araştırma çalışmaları nedeniyle iş adamlarının gitmediği ülke kalmadığını vurgulayan Büyükekşi, vizenin Türkiye’nin gelişmesine

29


HABER

karşı kullanılan “tarife dışı” engel olduğunu vizelerin kalkmasıyla ticaretin daha da artacağını ifade etti. Büyükekşi, diplomaside sağladığı başarılardan dolayı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na teşekkür etti.

ULUSLARARASI GELIŞMELERI DEĞIŞTIREBILECEK KONUMDAYIZMehmet Büyükekşi’den sonra söz alan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise yaptığı konuşmada, bu toplantılarda geçmişin muhasebesinin, geleceğin planlarının yapıldığını ve mevcut sorunlara çözümler arandığını bunun da gelişme için yararlı olduğunu söyledi. Günümüz dünyasında olağanüstü gelişmelerin ve değişimlerin yaşandığını dile getiren

Davutoğlu, artık Türkiye’nin de uluslararası gelişmeleri değiştirebilecek konumda olduğunu vurguladı. Türkiye’nin kendini yenileyerek karşılaşacağı riskleri minimize etme şekliyle yola devam edeceğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:“Son 20 yılda ülkece, bazı meydan okumalarla karşı karşıya kaldık. Ancak son 10 yılda başarı öyküsü yazıldı. Soğuk Savaş’ın bitmesiyle siyasi anlamda kaybedenler cephesinde olan bazı ülkeler Soğuk Savaş sonrası dönemde ekonomide kazananlar haline geldi. Ancak Türkiye kazanan siyasi cephede yer almasına karşın ekonomik anlamda kazanım sağlayamadı. O dönemde üç deprem yaşandı. Birinci deprem Berlin Duvarı’yla

birlikte Sovyetler Birliği’nin yıkılması, bunun da jeopolitik depreme neden olması. İkinci deprem 2001 yılında New York’taki İkiz Kuleler’e yapılan saldırı sonrasında yaşanan güvenlik depremi. Sonuncusu ise 2008 küresel ekonomik krizinin 2010 küresel siyasal depremlerle devam eden AB ekonomik kriziyle derinleşen değişim dalgası. Türkiye son 10 yılda sağladığı başarının ana sütunlarını ise demokrasi, dinamik ekonomiyle gerçekleşen ekonomik kalkınma ve etkin dış politikayla gerçekleştirdi. Türkiye demokratikleşme yönünde ne kadar sağlam adımlar atarsa, sistem işleyiş bakımından ne kadar objektif kurallar üzerine oturursa bunun ekonomik ve dış politika sonuçları o derece bariz şekilde görülecek.”

30

İHRACAT

2013 yılının ilk yarısında küresel ekonominin toparlanmaya başlayacağına dair ilk sinyaller alındı. Bu dönemde ABD beklenenin üzerinde büyürken avro bölgesinde uzun süreli

durgunluk sonrasında, sınırlı bir toparlanma görülmekteydi. Ancak gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri açısından yılın bu döneminde büyüme yavaşladı ve finansal kırılganlıklar arttı. (Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 2013) 2013 yılında da dünyada işsizlik, krizin üzerinden geçen uzun zamana rağmen halen kriz öncesi seviyelere inmedi ve birçok gelişmiş ülkede yüksek oranda kalmaya devam etti. Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye, küresel ekonomik krizden en hızlı çıkan ve bu krizlerden en az etkilenen ülkelerden oldu. Türkiye ekonomisi 2013’ün ilk çeyreğinde

yüzde 3, ikinci çeyreğinde yüzde 4,5, üçüncü çeyreğinde yüzde 4,4 oranında büyüdü. Türkiye ekonomisi, 2013 yılının ilk dokuz ayında yüzde 4,0 oranında büyüme kaydetti. (Ekonomi Bakanlığı “Ekonomik Görünüm 2013” Raporu)

TÜRKIYE IHRACATI 2013’TE 152 MILYAR DOLAR OLDUGenel olarak 2013 yılındaki ihracatımıza baktığımızda, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ankara’da açıkladığı ihracat verilerine göre Türkiye’nin Aralık ayında ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,8 artışla 12 milyar 996 milyon dolar, 2013 yılının tamamında ise yüzde 0,01 artışla 151 milyar 707 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. 2013 yılında otomotiv sektörü ihracat şampiyonu oldu. Sektörün ihracatı yüzde 12 artarak 21,3 milyar dolar oldu. İkinci sırayı 17

MÜGE ATAÇKARAPINAR İDDMİB Metaller Sektör Şubesi Uzmanı

İDDMİB 2O13 hedefini gerçekleştirdi

Yıllık 2011/2012 Dönemsel (Ocak-Ekim) 2013 (Ocak-Ekim) 2012/2013

(milyon $) 2011 2012 Değ. % 2012 2013 % Pay Değ. %

Yatırım malları 14.192 13.734 -3,2 10.095 12.628 11,2 25,1

Ara mallar 67.942 82.656 21,7 62.155 62.050 55,2 -0,2

Tüketim malları 52.219 55.556 6,4 40.294 49.326 43,8 22,4

Diğerleri 555 516 -7,0 368 536 0,5 45,7

TOPLAM 134.907 152.462 13,0 112.912 124.540 110,7 10,3

Türkiye’nin 2012-2013 yılları karşılaştırmalı ihracatı (Ekonomi Bakanlığı “Ekonomik Görünüm 2013” Raporu)

İSTANBUL DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ’NİN (İDDMİB) İHRACATI

OCAK-ARALIK 2013 DÖNEMİNDE GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE

GÖRE YÜZDE 5,8’LİK BİR ARTIŞLA 6,99 MİLYAR DOLAR OLARAK

GERÇEKLEŞTİ. İDDMİB BU RAKAMLA 2013 YILI İHRACAT

HEDEFİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ.


İHRACAT

31

Yıllık 2011/2012 Dönemsel (Ocak-Ekim) 2013 (Ocak-Ekim) 2012/2013

(milyon $) 2011 2012 Değ. % 2012 2013 % Pay Değ. %

Yatırım malları 37.271 33.925 -9,0 24.806 29.771 15,9 20,9

Ara mallar 173.140 174.930 1,0 131.906 151.983 81,0 15,2

Tüketim malları 29.692 26.699 -10,1 19.465 24.801 13,2 27,4

Diğerleri 739 990 34,0 809 548 0,3 -32,3

TOPLAM 240.842 236.545 -1,8 176.983 207.103 110,4 17,0

milyar 441 milyon dolarla kimyevi maddeler sektörü, üçüncü sırayı ise 17 milyar 327 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü aldı. 2013 yılında en fazla ihracat yapılan üç ülke sırasıyla Almanya, Irak ve İngiltere oldu. Almanya’ya ihracatımız geçen yıla göre yüzde 3 artarak 13,3 milyar dolar, Irak’a ihracatımız yüzde 10 artarak 11,8 milyar dolar, İngiltere’ye ihracatımız ise yüzde 8 artış göstererek 8,5 milyar dolara yükseldi. Bu üç ülkeyi sırasıyla Rusya, İtalya, Fransa, ABD,

İspanya, Çin, Hollanda takip etti. 2013 yılında ihracatımızın önemli oranda arttığı ülkeler arasında yüzde 137 artış ile Gine, yüzde 82 artış ile Suriye, yüzde 79 ile Gabon, yüzde 67 artış ile Benin ve yüzde 66 ile Malezya ön sıralarda yer aldı. Bölgesel olarak bakıldığında AB yine en fazla ihracat yaptığımız bölge oldu. AB’ye ihracatımız yüzde 7 artarak 61,9 milyar dolara yükseldi. Ortadoğu’ya ihracatımız 2013 yılında yüzde 2 artarak 27,5 milyar dolara yükseldi. 2013 yılında BDT

ülkelerine ihracatımız yüzde 11 artarak 18,2 milyar dolara, Afrika’ya ihracatımız yüzde 5 artarak 14 milyar dolara yükseldi.( http://www.tim.org.tr/tr/tim-gundem-ihracat-aralikta-98-artti-2013-yilini-1517-milyar-dolarla-tamamladi.html)

2014 YILI BEKLENTILERITürkiye ekonomisinin, 2014 yılında yüzde 4 oranında büyümesi hedefleniyor. Türkiye ekonomisinin kısa vadeli büyüme görünümü

32

İHRACAT

A.B.D.

İtalya

Almanya

Rusya Federasyonu

Çin

0 2 4 6 8 10

9,9

9,8

9,5

5,2

5,1

İthalatımızda ilk 5 ülke (Ekonomi Bakanlığı “Ekonomik Görünüm 2013” Raporu)

Rusya Federasyonu

İtalya

İngiltere

Irak

Almanya

0 2 4 6 8 10

9,0

7,6

5,8

4,6

4,4

İhracatımızda ilk 5 ülke (Ekonomi Bakanlığı “Ekonomik Görünüm 2013” Raporu)

küresel ekonomideki kırılganlıklardan olumsuz etkileniyor. İstihdam yaratma kapasitesi, düşük bütçe açığı, düşük kamu borç yükü, sağlam bankacılık sektörü, risklilik seviyesi düşük hane halkı ve özel sektör bilançoları, ihracat piyasalarının çeşitlendirilmesi ve esnek kur sistemi kısa ve orta vadeli perspektifte büyümeyi destekleyici ve dış şoklara karşı Türkiye ekonomisini daha dirençli kılan faktörler olarak göze çarpıyor. (Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 2013)

DEMIR VE DEMIR DIŞI METALLER SEKTÖRÜ Demir ve demir dışı metaller sektörü ihracatımız, Ocak-Aralık 2013 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,8’lik bir artışla 6,99 milyar dolar olarak gerçekleşti. Demir ve demir dışı metaller sektörü ihracatımızın toplam ihracatımızda payı Ocak-Aralık 2013 döneminde yüzde 4,5 oranında oldu. Ürün grubu bazında baktığımızda Ocak-Aralık 2013 döneminde en çok ihraç ettiğimiz ürünlerde; 2,33 milyar dolarla alüminyum ürünler birinci, 1,66 milyar dolarla demir çelik mamuller ikinci, 1,58 milyar dolarla metal ürünler üçüncü ve 1,3 milyar dolarla bakır ürünler dördüncü sırada yer aldı.

IDDMIB’IN IHRACATINDA AB YINE BAŞI ÇEKIYORÜlke grubu bazında bakıldığında Avrupa Birliği ülkeleri 3,26 milyar dolarla 2013 yılı Ocak-Aralık döneminde sektör ihracatımızın en fazla yapıldığı ülke grupları arasında ilk sırada yer aldı. Bu ülkelere yönelik ihracatımızı geçen senenin aynı dönemi ile karşılaştırdığımızda, yüzde 3,29’luk bir artışın olduğu görülüyor. Sektör ihracatının ikinci önemli pazarı durumunda bulunan diğer Avrupa ülkelerine ise geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 6,6 oranında artışla 1,21 milyar dolarlık ihracatın gerçekleştirildi. Üçüncü önemli ülke grubu olan Yakın, Orta, Doğu Asya ülkelerine Ocak-Aralık 2013 döneminde yüzde 14,2’lik artışla 1,04 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Kuzey Afrika ülkelerine Ocak-Aralık 2013 döneminde, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 0,7 azalışla 439,8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kuzey Amerika ülkelerine Ocak-Aralık 2013 döneminde yapılan ihracat geçen sene aynı döneme göre yüzde 7

33


İHRACAT

ÜLKE ADI ÜRÜN ADIOCAK-ARALIK 2013 İHRACATI

(Milyon Dolar)OCAK-ARALIK 2012 VERİLERİNE

GÖRE DEĞİŞİM (%)ÜRÜNÜN TÜM İHRACATI

İÇİNDEKİ PAYI (%)

Almanya Alüminyum Çubuk ve Profiller 97,7 -15 23,3

Irak Demir Çelik Diğer 60,6 100 17

İtalya Bakır Örme Halatlar 87,0 -16,0 37,2

İngiltere Bakır Teller 39,2 21,4 14,2

Bulgaristan Bakır Hurda 16,3 544,52 19,9

En çok ihracat yaptığımız ülkelerin en çok ithal ettikleri Demir ve Demir Dışı Metal ürün gruplarına baktığımızda;

2012 -2013 OCAK-ARALIK DÖNEMİ ÜLKE GRUPLARI BAZINDA İDDMİB İHRACATI (USD)

3.500.000.000.000

3.000.000.000.000

2.500.000.000.000

2.000.000.000.000

1.500.000.000.000

1.000.000.000.000

500.000.000.000

AVRUPABİRLİĞİ

DİĞERAVRUPA

KUZEYAFRİKA

KUZEYAMERİKA

YAKIN, ORTA,DOĞU ASYA

2012OCAK-ARALIKDEĞER (USD)

2013OCAK-ARALIKDEĞER (USD)

64,2

11,6

8,7

6,2

4,7

4,6

ALMANYA

IRAK

İTALYA

FRANSA

BİRLEŞİK KRALLIK

DİĞER

artışla 224,6 milyon dolar oldu.Ülke sıralamasında Almanya yine birinci 2013 yılı Ocak-Aralık döneminde sektör ihracatının gerçekleştirildiği önemli ülkeler arasında, Almanya yine her zaman olduğu gibi 814,8 milyon dolarla ilk sırada yer alırken, bu ülkeye olan ihracatımız da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,34’lük artış gösterdi. 2013 yılı Ocak-Aralık döneminde yapılan toplam demir ve demir dışı metaller ihracatının yüzde 11,6’sının yapıldığı ülke olan Almanya sektörün en önemli pazarı olmayı sürdürüyor. Irak, 608,9 milyon dolarla 2013 yılı Ocak-Aralık döneminde demir ve demir dışı metaller ihracatımızın en fazla yapıldığı ikinci ülke olurken, bu ülkeye yapılan ihracatta 2012 yılı aynı dönemine göre yüzde 17,1 oranında arttı. Bu dönemde demir ve demir dışı metaller ihracatı yapılan ülkeler arasında Irak yüzde 8,7’lik pay aldı. Ocak-Aralık 2013 döneminde üçüncü sırada yer alan İtalya’ya olan ihracatımızın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 oranında

azalarak 437,3 milyon dolara ulaştı. Ocak-Aralık 2013 döneminde demir ve demir dışı metaller ihracatı yapılan ülkeler arasında İtalya yüzde 6,2 pay aldı. Ocak-Aralık 2013 döneminde dördüncü sırada yer alan Fransa’ya olan ihracatımız 331,4 milyon dolar olarak gerçekleşirken geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 4,8 artış kaydedildiği görülüyor. Ayrıca Fransa, Ocak-Aralık 2013

döneminde yapılan tüm demir ve demir dışı metaller ihracatı içinde yüzde 4,7’lik paya sahip oldu. Beşinci sırada ise Birleşik Krallık yer aldı. Birleşik Krallığa ihracatımız geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 10,2 artarak 323,5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Birleşik Krallık bu ihracatla tüm demir ve demir dışı metaller ihracatı içinde yüzde 4,6’lık paya sahip oldu.

34

KAPAK KONUSU

İSTANBUL DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ, 2013 YILINDA BİRÇOK TOPLANTI, ZİYARET, YARIŞMA, FUAR VE ÇALIŞTAYLARA İMZA ATTI. ÜYELERİNİN DAHA ÇOK İHRACAT YAPABİLMESİ İÇİN GEREKLİ ÇALIŞMALARI ARALIKSIZ SÜRDÜREN BİRLİĞİMİZ, BU ÇALIŞMALARIN MEYVESİNİ İHRACAT ARTIŞI OLARAK ALDI. 2014 YILINDA DA BENZER ÇALIŞMALARI SÜRDÜRECEĞİMİZİ VURGULAYARAK TÜM ÜYELERİMİZİN YENİ YILINI KUTLAYAR BOL KAZANÇLAR DİLERİZ.

35


KAPAK KONUSU

II. ORTA DOĞU VE KUZEY AFRİKA TİCARET MÜŞAVİRLERİ BULUŞMASIOrta Doğu ve Kuzey Afrika Müşavir ve Ataşeleri ile ikinci toplantımızı gerçekleştirdik. Toplantıya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan 19 ülkede görev yapan 33 ticaret müşaviri ve ataşe katıldı. Toplantıda İDDMİB’i Denetim Kurulu Üyesi ve TİM Suudi Arabistan Ülke Masası Koordinatörü Aynur Ayhan ile Yönetim Kurulu Üyesi ve TİM Diğer Orta Doğu Ülkeleri Masası Koordinatörü Serdar Urfalılar temsil etti. Sorunların aktarıldığı toplantıda aynı zamanda ülkeler hakkında detaylı bilgi alma imkanı bulundu.

SANAYİ STRATEJİ BELGESİ AÇIKLANDIBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Demir- Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı açıkladı. Strateji Belgesinde, sektör için beş farklı hedef için 24 eylem belirlenirken Bakan Ergün, uzun vadede sektörü yüksek katma değerli üretim üssü olmasının hedeflendiğini söyledi.

MOBİLYA AR-GE PROJE PAZARI Akdeniz Ağaç-Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKİB), İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB), İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ve İstanbul Demir ve Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından, mobilya sektörünün yüksek katma değerli üretim için ulusal katılımlı “Mobilya AR-GE Proje Pazarı” düzenlenmesine karar verildi.

ABD’YE GÜMRÜKSÜZ İHRACATAmerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından uygulanan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS) ile gelişmiş ülkeler tarafından, gelişmekte olan ülkelerin ihraç mallarına gümrükten muaf ya da indirimli oranlar uygulanması gelişmekte olan ülkelerin ürünlerine gelişmiş ülke pazarlarında rekabet gücü kazandırılması amaçlanıyor. Ülkemiz, 1976 yılından bu yana ABD GTS programından yararlanıyor.

GTS kapsamında 2012 yılında, 4 bin 975 ürünlük liste çerçevesinde aralarında ülkemizin de yer aldığı 128 ülkeye ABD pazarına gümrüksüz giriş imkânı tanındı ve 2011 yılından bu yana ABD pazarına yönelik ihracatımızın yüzde 17’lik kısmı GTS kapsamında gümrüksüz olarak gerçekleştiriliyor. Konuyla ilgili, Ekonomi Bakanlığı’ndan Deniz Gürel ve ABD Ticaret Temsilciliği Direktörü Marin Weaver İDDMİB üyelerine seminer verdi.

STRATEJİK YÖNETİM SEMİNERİStratejik düşünebilme becerisi ile süreç yapılandırma özelliğini kazanmak, stratejinin kurum içinde etkin, doğru ve dil birliği içinde uygulanmasını yönlendirmek, şirketin vizyonundan yola çıkarak strateji oluşturacak bakış açısı kazandırmak, strateji-stratejik planlama ve stratejik düşünce kavramlarını anlatan eğitimler Mutfak ve Ev Eşyaları Sektörü Yurt dışı Pazarlama Takımı Projesi eğitimleri kapsamında gerçekleştirilen “Stratejik Yönetim Semineri” düzenlendi.

MARKALAŞMAK…İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma

Merkezi (YILDIZ-SEM) iş birliği ile hazırlanan “Uluslararası Markalaşma Programı, ”ilk mezunlarını verdi. 3,5 ay süren eğitimin ardından mezun olanlar, YTÜ Beşiktaş Kampüsü’nde gerçekleştirilen törenle sertifikalarını aldı. Programın açılışında konuşan TİM Başkan Vekili ve İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, Türkiye’nin artık her alanda, daha çok üreterek ucuz satan değil, markalı ve kaliteli ürünlerini yüksek fiyatla satan ülke olmayı kendisine ilke edinmesi gerektiğini söyledi. Öztiryaki, İDDMİB olarak bunun sağlanması için çalışmalarını sürdüreceklerini vurguladı.

ALÜMİNYUM SEKTÖR TOPLANTISI YAPILDIAlüminyum sektör toplantılarının beşincisinde İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, Yönetim Kurulu Üyeleri Ayşegül Çapan, Serdar Koçtürk, Sabri Başer ve Sedat Özçelik ile Denetim Kurulu Üyesi Aynur Ayhan’ın yanı sıra sektörel kuruluş ve firmalardan 50 temsilci katıldı. Toplantıda, Türkiye’de alüminyum sektöründe 20 milyar dolarlık yatırım bulunduğu, ham maddenin altı büyük firmanın tekelinde olduğu ve karşı karşıya kalınabilecek ham madde sıkıntılarına çözümün Türkiye’de ham madde üretimi olduğu üzerinde duruldu.

TOPLANTILAR

36

KAPAK KONUSU

ALÜMİNYUM SEKTÖRÜNDE TEVKİFAT TOPLANTISIİstanbul Vergi Dairesi Başkan Yardımcısı ve KDV’den Sorumlu Grup Müdürü Özcan Avcı, İDDMİB Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Özçelik, Galvaniz Sanayicileri Derneği (GALSİAD) Başkanı Celalettin Kırboz ve sektör temsilcilerinin katılımıyla Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde alüminyum ürünlerinin tesliminde KDV tevkifatı uygulamasında yaşanan sıkıntılar tartışıldı.

İDDMİB 2012 YILI GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİİDDMİB’in 2012 yılı Olağan Genel Kurulu, 10 Nisan 2013 Çarşamba günü gerçekleştirildi. 52 firmanın katıldığı genel kurulda 2013 yılı programı hakkında bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, İDDMİB üyelerinin daha çok ihracat yapabilmesi için 2012 yılında çeşitli etkinliklerde bulunulduğunu ifade etti. Öztiryaki, bu çalışmaların 2013 yılında da artarak süreceğini söyledi.

GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI SEMİNERİİDDMİB’in üyelerini güncel gelişmelerden haberdar etmek ve detaylı bilgi almalarını sağlamak için düzenlediği seminerlerden biri de, “Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Semineri” oldu. Seminerde, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına bilgi veren yetkililer, yetkilendirilmiş yükümlü statüsü ile mükelleflere sağlanan kolaylıklar, söz

konusu statünün kapsamı, yetkilendirilmiş yükümlü sertifikası başvuru koşulları, sertifika sahiplerinin yükümlülükleri ve söz konusu uygulamanın “Onaylanmış Kişi” uygulamasından farkları gibi konularda ihracatçılarımızı bilgilendirildi.

BAĞLANTI ELEMANLARI, KİLİTLER VE EL ALETLERİ ROTASINI ÇİZİYORBağlantı Elemanları, Kilitler ve El Aletleri Yurtdışı Pazarlama Takımı İkinci Grup Odak Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya kümede yer alan firmalardan bağlantı elemanları sektöründen Çetin Cıvata, Belpa Bağlantı Elemanları, Özçelik Cıvata, Kale Musluk, KMS Mobilya ve Nurmak Vida, kilit sektöründen Mesan Kilit, Yelken Kalıp, Özkan Kapı, el aletleri sektöründen Cetaform, Kanca, Taştan Makine ve Yaparlar firmaları katıldı. 13 firmadan 13 temsilcinin katılımı ile sektöre ait “Fütürist Yaklaşımlar”, “Mevcut GTİP’ler ve Ürün Analizi Simülasyonu”, “Eğitim ve Danışmanlık İhtiyaçları” ile “İhracat Yol Haritası Örnek Simülasyonu” ile ilgili bilgiler aktarıldı.

TİM GENEL KURULU YAPILDITürkiye İhracatçılar Meclisi’nin 20’inci Olağan Genel Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın katılımıyla İstanbul Cevahir Otel’de gerçekleştirildi. Genel kurulda 2012 yılı performans sıralamasında ilk 10’da yer alan ihracatçı firmalar ile 26 farklı sektörde en çok ihracat yapan üçer

firmanın temsilcilerine ödülleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafından verildi.

MUTFAK UR-GE ÜYELERİ BİLGİLENDİRİLDİİDDMİB, İstanbul Kimyevi Maddeler İhracatçıları Birliği (İKMİB), Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) ve Ekonomi Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen Türk Ev ve Mutfak Eşyaları Yurtdışı Pazarlama Takımı Projesi’nin üyeleri çalışmalar hakkında bilgilendirildi. Küme firma temsilcilerinin katıldığı toplantıda, Avustralya-Yeni Zelanda, Tanzanya-Güney Afrika ön heyeti ve Japonya-Güney Kore heyetlerinin ardından bu ülkelere gerçekleştirilecek pazarlama çalışmaları ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu. İhracat istatistiklerinin değerlendirildiği toplantıda ayrıca, Avustralya-Yeni Zelanda ön heyeti kapsamında pazar, tüketici alışkanlıkları, retail mağazalar ile ilgili detaylı bilgilendirme ve alternatifler de dile getirildi. Tanzanya-Güney Afrika ön heyeti ile ilgili bilgilendirme ve asıl heyetle ilgili görüşlerin de yer aldığı toplantıda, Japonya-Güney Kore Heyeti sonrasında alım heyeti planlanması ile ilgili neler yapılması gerektiği konuşuldu.

MUTFAK EŞYALARI İHRACATI UR-GE PROJESİ İLE YÜZDE 19 ARTTIEkonomi Bakanlığı tarafından, İDDMİB, İKMİB ve ZÜCDER iş birliği ile yürütülen Mutfak Eşyaları Sektörü Uluslararası Rekabetçilğin Geliştirilmesi Projesi (UR-GE) ile sektörün ihracatı yüzde 19 artırdı. 2012

37


KAPAK KONUSU

yılının ilk sekiz ayında 61,4 milyon dolar olan mutfak eşyaları sektörü ihracatı, 2013 yılının aynı döneminde yüzde 19 artarak 73 milyon dolara yükseldi. Düzenlenen toplantı ile projenin hayata geçirildiği 2011 yılından bu yana yapılan çalışmalar ve planlamalar, projeye katılan firmalar ile İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz ve ZÜCDER Başkanı Ertuğrul Erdoğan’a aktarıldı. Proje ile ilgili bilgiler İDDMİB Metaller Şubesi Uzman Yardımcısı Havva Deniz, Globrand Strateji ve Danışmanlık Proje Danışmanı Metin Çobanlıoğlu tarafından verildi.

ALÜMİNYUM UR-GE BAŞLADIİDDMİB, üçüncü UR- GE projesini hayata geçirdi. Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi projesi kapsamında çalışmalarını sürdüren İDDMİB’in, alüminyum sektörü için hazırladığı UR-GE projesi Bakanlık tarafından onaylandı. “2023 yılı 500 milyar dolar ihracat” hedefi kapsamında başlatılan ve destek kapsamının yüzde 75 olarak belirlendiği projenin ilk adımı 21 Ağustos 2013’te UR-GE Proje Açılış Toplantısı ‘nda atıldı. Toplantıda küme firmalarının birbirleriyle ve proje ekibiyle tanışmasının yanı sıra projenin işleyişi, adımları ve firmaların beklentileri hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. 22 sektör firmasının yer aldığı proje ile alım heyetleri, fuar katılımları gibi yurt dışı pazarlama faaliyetleri gerçekleştiriliyor.

İDDMİB’DEN EĞİTİME DESTEKİDDMİB ile İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) hazırladıkları projelerle Türk Ulusal Ajansı’ndan destek almaya hak kazandılar. Leonardo Da Vinci Programı kapsamında, İDDMİB, KOBİ’lerin bilgi düzeylerini artıracak web tabanlı uzaktan eğitim modülü projesi “I-CIA of SMEs “ ile 275 bin avro, İKMİB ise mobil iletişim yöntemleriyle mesleki eğitime erişimi kolaylaştıracak “Chemical Movetech” projesi ile 260 bin avro destek aldı. Desteklerin verilmesiyle ilgili düzenlenen toplantıda ayrıca Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile AB Bakanlığı Türk Ulusal Ajansı arasında, mesleki eğitim veren kurumlar ve özel sektör temsilcisi kuruluşlar arasındaki iş birliğini geliştirmek için “Mesleki Eğitimde İşbirliği” protokolü imzalandı. Toplantıya, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk Ulusal Ajans Başkanı Bülent Özcan, İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki ve İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz katıldı.

DESIGN TURKEY 2014 ÇALIŞMALARINA KATILDIKTurquality Design Turkey İcra Kurulu, 2014 Endüstriyel Tasarım Yarışması çalışmalarını değerlendirmek için bir araya geldi. Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Şenel’in başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki de görüş ve önerilerini aktardı.

TİM DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER SEKTÖR TOPLANTISINDAYDIKTİM’in sektör değerlendirme toplantısına İDDMİB adına Yönetim Kurulu Üyesi Hayrettin Çaycı katıldı. Çaycı, eldeki veriler ışığında Birliğin 2023 yılında 25 milyar dolar ihracat hedefini gerçekleştirebileceğini öngördüklerini ve bu hedef için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. BAKİEL UR-GE İHTİYAÇ ANALİZİ SONUÇLANDIBağlantı Elemanları, Kilitler ve El Aletleri (BAKİEL) Yurtdışı Pazarlama Takımı Projesi İhtiyaç Analizi Sonuç Toplantısı, Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya, İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, İMMİB Genel Sekreter Vekili Coşkun Kırlıoğlu katıldı. Toplantıda kümede bağlantı elemanları sektöründen Çetin Cıvata, Belpa Bağlantı Elemanları, Özçelik Cıvata, Atlas Vida, Genç Rondela ve Nurmak Vida, kilit sektöründen Mesan Kilit ve Yelken Kalıp; el aletleri sektöründen ise Cetaform, Kanca ve Yaparlar firmaları hazır bulundu.

TELAFİ EDİCİ VERGİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİEkonomi Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla düzenlenen “Telafi Edici Vergi” hakkında değerlendirme toplantısında İDDMİB üyeleri bilgilendirildi. Toplantıda, Avrupa Birliği Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS) Yönetmeliği çerçevesinde 1 Ocak 2014’ten itibaren çok sayıda yararlanıcı ülkenin GTS’den çıkartılacağı hatırlatıldı.

38

KAPAK KONUSU

İSTKA, BİRLİĞİMİZİN DAVETLİSİYDİİstanbul’un bölgesel ekonomik gelişmesini hızlandırmayı ve sürdürülebilir kılmayı amaçlayan İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) ile fikir alışverişinde bulunmak ve iş birliği imkânlarını değerlendirebilmek için İDDMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Tecdelioğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir Yelken, Sabri Başer ve Mehmet Lise, Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Özer, Öztiryakiler firmasından Yüksel Yalçın ile İSTKA Genel Sekreteri Doç. Dr. Abdülmecit Karataş bir araya geldi. Bölgede bulunan kurum, kuruluş ve firmaların İSTKA desteklerinden daha fazla yararlanabilmeleri için sektörel

sivil toplum kuruluşlarına ve sanayi odalarına ziyaretler gerçekleştirdiklerini ifade eden Doç. Dr. Abdülmecit Karataş, bu toplantılarda İSTKA’yı ve çalışma mekanizmalarını anlattıklarını söyledi.

İDDMİB VE KAHİRE TİCARET ODASI’NIN İŞBİRLİĞİİDDMİB ile Kahire Ticaret Odası arasında Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki ve Yönetim Kurulu Üyeleri Serdar Urfalılar, Sabri Başer, Mehmet Lise ve Bekir Yelken ile Kahire Ticaret Odası Başkanı İbrahim Mahmoud el Araby, Kahire Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri El Basha Edris ve Atef Hassan Mahmoud’un katılımlarıyla

protokol töreni gerçekleştirildi. Protokolde, Türkiye ile Mısır arasındaki ticaretin geliştirilmesi için çalışma yapılması konusunda mutabakata varıldı.

SERMAYE PİYASASI KURULU’NUN DAVETLİSİYDİKİDDMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Hayrettin Çaycı ve Çetin Tecdelioğlu ile Yönetim Kurulu üyeleri Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş’ı ziyaret etti. Ziyarette Türkiye finans piyasaları ve dünyadaki gelişmelerin yanı sıra son dönemde firmaların gündemine giren Sukuk/Finansal Sertifika konusu görüşüldü. EGEMEN BAĞIŞ İLE TÜRKİYE - AB VE ABD TİCARİ İLİŞKİLERİ ÜZERİNEİDDMİB’in organize ettiği, “Türkiye - AB ve ABD Ticari İlişkilerimiz Üzerine” konulu toplantıya AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış katıldı. İDDMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hayrettin Çaycı’nın başkanlığındaki toplantıda İDDMİB Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri Serdar Urfalılar, Sabri Başer, Sedat Özçelik, Cemil Tayman, Aynur Ayhan, Mehmet Lise ve Bekir Yelken hazır bulundu. Bakan Bağış, AB ile mevcut durum, Gümrük Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşmaları ile ilgili gelişmeleri ve Türkiye’nin 2023 hedeflerini gerçekleştirecek potansiyele sahip olduğunu ve hedefin gerçekçi olduğunu söyledi.

BORSA İSTANBUL YÖNETİCİLERİ İDDMİB’İ ZİYARET ETTİİDDMİB Yönetim Kurulu toplantısının konukları Borsa İstanbul (BIST) Genel Müdür Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ve BIST Opsiyon Piyasası Bölüm Müdürü Muammer Çakır oldu. Dönmez ve Çakır, Borsa İstanbul tarafından hayata geçirilecek Metal Borsası ile ilgili çalışmalar hakkında yönetim kurulu üyelerine bilgi verdi.

ZİYARETLER

39


KAPAK KONUSU

INTERNATIONAL HOME & HOUSEWARES SHOW 2013Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago şehrinde düzenlenen, ev gereçleri, mutfak gereçleri ve pişirme ekipmanları konularında sektörün önemli fuarlarından biri olarak kabul edilen “International Home & Housewares Show 2013”te ülkemiz milli iştirak organizasyonu bu yıl dokuzuncu kez İDDMİB tarafından gerçekleştirildi. İDDMİB bu fuara 20 firma ile katıldı ve döküm, teflon, emaye, plastik, melamin ve camdan mamul mutfak ev eşyaları sergilendi. Fuarda “MADE IN TURKEY” konsepti kullanıldı.

PENCERE, PANJUR, CEPHE SİSTEMLERİ VE AKSESUARLARI ALIM HEYETİUluslararası 14’üncü Pencere, Panjur, Cephe Sistemleri ve Aksesuarları, Profil, Üretim Teknolojileri ve Makineleri, Yalıtım Malzemeleri, Ham Madde ve Tamamlayıcı Ürünler Fuarı ile eş zamanlı olarak düzenlenen Alım heyetine 35 Türk firması katılım sağladı. Alım heyetine; Arnavutluk, Karadağ, Irak, Tunus, Cezayir ve Fas’tan gelen yabancı firmalar katıldı. İkili görüşmelerin ertesi gününde heyet kapsamında ülkemize gelen yurt dışı katılımcılarla TÜYAP Fuar Merkezi gezilerek ikili görüşmelere gelemeyen Türk firmalarıyla iş bağlantısı kurmaları sağlandı.

HONG KONG HOUSEWARE FUARIİDDMİB, Hong Kong’da düzenlenen Hong Kong Houseware” Fuarı’na milli katılım organizasyonunu gerçekleştirdi.

Dokuzuncu kez milli katılım organizasyonu gerçekleştirilen fuara paslanmaz çelik, plastik ve camdan mamul ev ve mutfak eşyaları ihracatı yapan 21 firma katıldı. Fuar alanının çeşitli bölgelerinde bulunan yürüyen merdivenlere ve dev ışıklı panolara verilen reklamlar İDDMİB standına olan ilgiyi ve ziyaretçi sayısını artırdı.

ALUEXPO 2013 FUARIAlüminyum Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı’nın üçüncüsü gerçekleşti. 32 ülkeden 151 yabancı ve 163 yerli firmanın katıldığı Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) tarafından desteklenen fuarda ayrıca ALUS’06 6. Alüminyum Sempozyumu düzenlendi. İDDMİB’in de sponsor olduğu sempozyumda 13 oturumda 46 bildiri ve yabancı katılımcılar tarafından sekiz poster sunumu yapıldı. Fuarın açılışına İDDMİB

Yönetim Kurulu Üyeleri Sabri Başer ve Ayşegül Çapan katıldı.

MSV 2013 ULUSLARARASI MÜHENDİSLİK FUARI Çek Cumhuriyeti’ndeki Türkiye’nin “Partner Ülke” olduğu MSV 2013 Uluslararası Mühendislik Fuarı’nın milli katılım organizasyonu bu yıl ilk kez gerçekleştirildi. Bu yıl 55’inci kez kapılarını açan fuar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Şubat 2013 tarihinde Çek Cumhuriyeti’ne yaptığı resmi ziyarette gündeme geldi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın imzaladığı Karma Ekonomik Komisyonu Protokolü’nde de yer aldı.

24’ÜNCÜ ZÜCHEX’E KATILDIKBu yıl 24’üncüsü gerçekleştirilen Züchex Uluslararası Züccaciye & Hediyelik Eşya ve Elektrikli Ev Gereçleri Fuarı’nda İDDMİB üyeleri geniş katılım gösterdi. 437 yerli, 143 yabancı toplam 580 firmanın katıldığı Züchex’te, en yeni ürünler, tasarımlar ve

teknolojik gelişmeler sergilendi. Yerli ve yabancı 33 bin 27 profesyonel

alıcının ziyaret ettiği fuarda ayrıca Ekonomi Bakanlığı

koordinatörlüğünde ve İMMİB Genel Sekreterliği organizasyonunda, alım heyeti programı gerçekleştirildi. Alım heyeti

programına dokuz ülkeden toplam 11 yabancı firma katıldı.

Düzenlenen ikili iş görüşmelerine 26 Türk firması katılarak ilgili ürün

grubunda ithalat talebi olan firmalarla görüştü.

FUARLAR

40

KAPAK KONUSU

METALİK FİKİRLER AR-GE PROJE PAZARI Metalik Fikirler 2. AR- E Proje Pazarı Yürütme Kurulu toplantısı ile hazırlıklarına başladı. Başkanlığını İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki’nin yaptığı kurulda İDDMİB Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri Ayşegül Çapan, Serdar Urfalılar ve Aynur Ayhan da hazır bulundu. Koordinatörlüğünü Doç. Dr. Çetin Karakaya’nın üstlendiği proje pazarının bu ilk toplantısı 28 akademisyen, 20 sanayici, 10 öğrenci ve Metaller Şubesi’nin 10 çalışanı ile gerçekleştirildi.

METALİK FİKİRLER DEĞERLENDİRME KURULUMetalik Fikirler AR-GE Proje Pazarı’nın Değerlendirme Kurulu toplantısı yapıldı. Akademisyen ve sanayici 60 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen kurul toplantısında, Metalik Fikirler Proje Pazarı’na katılacak projelerin

değerlendirilmesinde kullanılacak sorularla ilgili kurul üyelerinin, görüşleri alındı. Ayrıca kurul üyelerine projeleri, internet üzerinden değerlendirmelerini sağlayan yazılım programı hakkında da bilgi verildi. Kurul toplantısına, İDDMİB Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Çapan ve Metalik Fikirler AR-GE Proje Pazarı Koordinatörü Doç. Dr. Çetin Karakaya başkanlık etti. Akademisyen, Öğrenci, Sanayici ve Girişimci kategorilerinin yer aldığı bu yılki proje pazarı’nın amacı sanayiye yönelik ya da endüstriyel uygulama imkânı bulunan projeleri hayata geçirmek olarak belirlendi.

METALİK FİKİRLER YOLLARDAYDI...Mart ayında projeleri almaya başlayan Metalik Fikirler, öğrencilerin inovasyona ve AR-GE’ye teşvik edilmesi için çalışmalarına hız verdi. Öğrencileri proje yazma konusunda desteklemek, sorularına cevap vermek, TİM, İMMİB,

İDDMİB, İnovasyon Haftası, Endüstriyel Tasarım Yarışmaları ve Metalik Fikirler AR-GE Proje Pazarı’nı tanıtmak için Metalik Fikirler ekibi yollara düştü. “10 Şehir - 10 Üniversite Projesi” adı altında yürütülen çalışmaların ilkinde Metalik Fikirler 1. AR-GE Proje Pazarı’na en çok proje gönderen ilk 10 üniversite ziyaret edildi.

METALİK FİKİRLER’E REKOR BAŞVURUİDDMİB’in proje yarışması Metalik Fikirler AR-GE Proje Pazarı’nın ikincisine yapılan başvuru sayısı geçen yıla göre yüzde 33 artış gösterdi. 522 projenin başvurduğu yarışmanın ödül töreni 31 Ekim 2013’te Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonu’nda gerçekleştirildi. Proje pazarıyla ilgili bilgilerin kamuoyuyla paylaşıldığı basın toplantısında konuşan İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, ekonomik özgürlüğün AR-GE, inovasyon, marka ve yeni tasarımlarla sağlanacağını söyledi. Toplantıya, Tahsin

YARIŞMALAR

41


KAPAK KONUSU

Öztiryaki’nin yanı sıra, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Tecdelioğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Ayşegül Çapan, Sedat Özçelik, Sabri Başer, Mehmet Lise, Serdar Urfalılar, Rıdvan Mertöz, Cemil Tayman ile Metalik Fikirler AR-GE Proje Pazarı Koordinatörü Doç. Dr. Çetin Karakaya ve geçen yıl yarışmada ödül alarak projeleri hayata geçirilen Turgay Kamışlı ile Candeniz Uysal katıldı.

METALİK FİKİRLER 2. AR-GE PROJE PAZARITürkiye’nin geleceğini inovasyon, AR-GE ve tasarımda gören İDDMİB tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Metalik Fikirler 2. AR-GE Proje Pazarı” yarışmasında ödüller sahiplerini buldu. Yarışmaya katılan 522 proje arasında Akademisyen, Sanayici, Girişimci ve Öğrenci kategorilerinde ilk 100’e girenler sergilendi. Kategorilerde ilk üçe girenler ise ödüllerini, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve İDDMİB Başkanı Tahsin Öztiryaki’nin yanı sıra İDDMİB Yönetim

Kurulu Üyeleri’nin elinden aldı.

İMMİB ENDÜSTRİYEL TASARIM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİİstanbul Maden ve Metal İhracatçıları Birliği’nin (İMMİB) Endüstriyel Tasarım Yarışması’nın dokuzuncusunda 29 tasarım projesi ödül aldı. İMMİB Erkan Avcı Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde düzenlenen ödül törenine Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Bahçelievler Kaymakamı Şevket Cinbir, akademisyenler, mimarlar, tasarımcılar ve öğrenciler katıldı. Törenin ev sahipliğini, İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçılar Birliği Yönetim

Kurulu Başkan Yardımcısı Necmi Sadıkoğlu, Elektrik-Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçoğlu ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu Genel Merkez Başkanı Ayberk Yağız yaptı. Bu yılki yarışmada tasarımcılar, “Engelliler, Yaşlılar ve Çocuklar için Tasarım” ve “İstanbul için Hediyelik Eşya Tasarımı” özel konseptiyle tasarladıkları ürünlerle yer aldılar. Yarışmaya profesyonel ve öğrenci kategorilerinde 296 proje katıldı.

42

KAPAK KONUSU

MUTFAK EŞYALARI ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİAntalya’da metal, cam, porselen ve plastik mutfak eşyalarının üretimi ve ticaretiyle uğraşan firmalarla, Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için yapacaklarını belirleyecekleri bir çalıştay düzenledi. Yapılacaklar, sektör firmaları, Ekonomi Bakanlığı başta olmak üzere ilgili diğer bakanlıklar ve kamu kuruluşlarının yetkilileri, akademisyenler, meslek örgütleri üye ve yöneticileri, tasarım fakülteleri öğrencileri, İMMİB Erkan Avcı Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri ve basın mensuplarından oluşan, moderatörlüğünü Tınaz Titiz’in yaptığı 150 kişinin katılımıyla belirlendi.

ALÜMİNYUM VE BAKIR ÇALIŞTAYI YAPILDIİDDMİB’in iki günlük Alüminyum ve Bakır Çalıştayı’nda, 2023’te 500 milyar dolar yüksek katma değerli ihracat hedefi için sektörün gerçekleştirilebileceği azami ihracatın yol haritası, ortak akılla belirlendi. Geniş katılımın olduğu çalıştayda sanayinin tüm kesimlerine ışık tutacak çözüm önerileri de ortaya konuldu. Enerji, ham madde temini, metal borsası gibi birçok konuda görüş ve önerilerin paylaşıldığı toplantının moderatörlüğünü Yönetim Danışmanı Tınaz Titiz üstlendi. Sektörün sorunlarını ortaya koyan, yedi ana ve 18 alt soru, Türkiye’de alüminyum

ve bakır sektöründeki 58 firmanın temsilcileri, Ekonomi Bakanlığı yetkilileri ve akademisyenlerden oluşan 116 katılımcının yarattığı beyin fırtınasıyla cevaplandı. Çalıştaya, İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki ve yönetim kurulu üyeleri tam kadrokatıldı.

BAKİEL İHRACAT YOL HARİTASINI ÇALIŞTAYLA BELİRLEDİBağlantı Elemanları, Kilit ve El Aletleri (BAKİEL) Çalıştayı geniş katılımla yapıldı. 2023’te 500 milyar dolar yüksek katma değerli ihracat hedefi için sektörün gerçekleştirilebileceği azami

ÇALIŞTAYLAR

43


KAPAK KONUSU

GÜNEY AFRİKA VE TANZANYATürk Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörü adına UR- GE (Uluslararası Rekabeti Geliştirme) projesi çerçevesinde Afrika pazarında potansiyel olarak belirlenen Tanzanya ve Güney Afrika Cumhuriyeti’ne 2-9 Haziran 2013 tarihleri arasında ön inceleme ziyareti yapıldı.

JAPONYA - GÜNEY KOREİDDMİB tarafından, İKMİB ve Züccaciyeciler Derneği işbirliğinde, Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Tebliği kapsamında projelendirilen Türk Ev ve Mutfak Eşyaları Yurt dışı Pazarlama Takımı’nın ikinci yurt dışı pazarlama faaliyeti, Japonya ve Güney Kore’ye gerçekleştirildi.

ROTAMIZ TÜM DÜNYA

ihracatın yol haritasının belirlendiği çalıştayda sanayinin tüm kesimlerini ilgilendiren çözüm önerileri ortaya konuldu. Enerji, ham madde temini, markalaşma, eğitim gibi konularda görüş ve önerilerin paylaşıldığı toplantının moderatörlüğünü Yönetim Danışmanı Tınaz Titiz üstlendi. Sektörün sorunlarını ortaya koyan, 10 soru, bağlantı elemanları, kilit ve el aletleri sektörünün temsilcileri, Ekonomi Bakanlığı yetkilileri ve akademisyenlerden oluşan 114 katılımcının yarattığı beyin fırtınasıyla cevaplandı. Çalıştaya, İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.

44

SANAYININ SESI

Sanayicilikte 25 yılını dolduran Ayhan Metal Genel Müdürü Aynur Ayhan bu ayki Sanayinin Sesi bölümümüzün konuğu oldu. Babalarının ani vefatının ardından metal sektörüne

hızlı giriş yapan Ayhan, aynı zamanda sivil toplum örgütlerinde de aktif rol alıyor. İş hayatında başarı ve başarısızlığı “neye göre” kriterini esas alarak değerlendirmek gerektiğini söyleyen Ayhan, “Zamanında bir projenin alınamamasına üzülüp kendinizi başarısız görürken zaman içinde yaşananlarla (iyi ki o proje de yer almamışız) dediğiniz oluyor o zamanda kararın başarılı olduğunu düşünüyorsunuz. Doğrusu yaşanan her olay tecrübenin artması için bir vesile” diye konuştu. Ayhan ile sanayicilik serüvenini, metal sektörünün bugününü ve geleceğini konuştuk.

Sanayiciliğe adım attığınız andan itibaren birçok sorunla karşılaştığınızı düşünüyorum. Neler yaşadınız bu süreçte, ne tür riskler aldınız, başarısız olduğunuz zamanlar oldu mu ve bunları nasıl aştınız? Zaman çok hızlı geçiyor, okuldan mezun olduğunuzda sektörün önde gelen kişilerinin tecrübeleri ulaşılmaz gibi görünürken bir de bakıyorsunuz ki siz o durumda oluveriyorsunuz. 1988 yılında çalışma hayatına başladım ve geçen 25 yılda az

çok kitap konusu olacak kadar sorunlarla karşılaşılıyor. İlk yıllarda yaşanan sorun ölçeği ile son yıllarda yaşanan sorunların ölçekleri doğal olarak değişti. Firmanın büyümesi için risk almak durumundasınız aksi halde yerinizde sayar, gelişmeler doğrultusunda yatırım yapamazsanız eriyip gidersiniz. Her zaman söylendiği gibi “İş hayatında doğru zamanda doğru noktada ve hazır olmak” en önemlisi. Başarı ve başarısızlık neye göre? Zamanında bir projenin alınamamasına üzülüp kendinizi başarısız görürken zaman içinde yaşananlarla “iyi ki o projede yer almamışız” dediğiniz oluyor o zamanda kararın başarılı olduğunu düşünüyorsunuz. Doğrusu yaşanan her olay tecrübenin artması için bir vesile. Sıkıntıları aşarken en büyük destekçim kız kardeşim olmuştur.

Nedense dünyada erkeklere ve kadınlara yakıştırılan meslekler var. Metal sektörü de daha çok erkekleri akla getiriyor. Bu görüşün bana ait olmadığını belirtme ihtiyacı hissediyorum. Kadın olmanız iş hayatınızda size nasıl yansıdı? Olumlu ve olumsuz yönleriyle aktarabilir misiniz? Şu meslek kadına göre şu meslek erkeklere göre devri eski kalıplardaydı. Metal sektörü fiziksel gücü çağrıştırdığı için daha çok erkekler akla geliyor. Her zaman söylerim masa başında kadın erkek fark etmiyor sadece fiziksel güç gerektiren işlerde erkekler daha başarılı ki varsın olsunlar aksi halde kadınların erkekleşmesine

rollerin değişmesine karşıyım. Kadın olmanın değil ama teknik okul okumanın faydalarını gördüm. Döküm işi 24 saat süren bir üretim dolayısı ile tempo yoğun genel de “biz erkek olarak dayanamıyoruz siz nasıl dayanıyorsunuz?” soranlara, ekip arkadaşlarımızın destekleri ve koordinasyon ile yanıtını veriyorum. Teknik okul okuma ve işin mutfağında yetişmenin olumlu tarafı da her konu hakkında fikrinizin olması olumsuz yanı ise her söylenene evet diyememeniz.

Bugün şirketinizin geldiği nokta itibariyle, yıllık üretim miktarınız nedir? 2013 yılında ne kadarlık bir ihracat ve üretime imza attınız? 2014 yılı beklentileriniz ve hedeflerinizi alabilir miyim?Yıllık üretim miktarımız 700 Ton/Al. olup 2014 de devreye alınacak proje ve yatırımlarla daha da artacak. 2002 yılından bu güne her yıl istikrarlı olarak ihracat rakamlarımız arttı 2013 sonu itibarı ile üretimin yüzde 60’ını Avrupa ülkelerine ihracat yapıyoruz.

Üretim tesisiniz hakkında kısaca bilgi vererek, büyümeye ve kapasite artırmaya yönelik yeni yatırım planlarınızı aktarır mısınız? Döküm üretiminin tüm alanlarında Çin başı çekmekle birlikte son yıllarda 2008 krizi ve çevre şartları da etkili olmak üzere Avrupa’da döküm üretimi düşmekte, dolayısı ile orta serilikteki adetler de Çin’e gidemediği için

“Yaşanan her olay

tecrübenin artması demek”

AYHAN METAL GENEL MÜDÜRÜ AYNUR AYHAN BU AY SANAYININ SESI’NIN KONUĞU OLDU. BAZI MESLEKLERIN KADINLARA GÖRE, BAZILARI ERKEKLERE GÖRE DEVRININ ARTIK KAPANDIĞINI SÖYLEYEN AYHAN, MASA BAŞINDA KADIN ERKEĞIN FARKETMEDIĞINI VURGULADI.

45


SANAYİNİN SESİ

SANAYININ SESI

46

Türkiye’ye kaymakta dökümhanelerin aldığı projeler ve yatırımlar da artmaktadır. Biz de aldığımız projeler doğrultusunda gerekli yatırımları planlanmış olmakla beraber ekonomik göstergeleri takip ediyoruz.

Türkiye son 10 yılda ekonomide hızlı bir değişim sürecine girdi. Sanayiciliğe adım attığınız dönemle şu anki Türkiye ekonomisini, sektörünüzü kıyaslarsanız artı ve eksileri nelerdir? Sektördeki makine kapasitelerinin artması, sürdürülebilir kaliteli üretim, müşteri beklentilerinin karşılanması ve Türkiye’nin lojistik olarak çok iyi konumda olması vb. Sektördeki değişikliklerin çoğu artı yönde olmakla beraber tüm sanayicinin sorunu olan eleman bulamama döküm sektöründe de hissedilmekte, eskisi gibi eleman yetiştirmekte sıkıntı çekiliyor. Eğitim sisteminden dolayı ara eleman yetişmediği gibi her ne kadar otomasyona ağırlık verilse de döküm sektöründe çalışmaktansa çok

daha kolay işler de çalışmayı tercih ediyorlar. Son dönemde Avrupa odaklı ekonomik krizden Türkiye sizce ne kadar ve nasıl etkilendi? Önümüzdeki döneme ilişkin yeni bir kriz beklentisi yaşıyor musunuz? Metal, otomotiv tabii ki döküm sektörü krizden öncelikli etkilendi ve domino etkisi ile tüm sektörlere yansıdı. KOBİ’lerin kronik sıkıntısı olan öz sermaye yetersizliği ciddi hasarlar vermekle birlikte risk yönetimi, maliyetler ve verimli çalışma konularında ciddi dersler alınmasına vesile oldu. Sektörün ana girdisi hammadde, sarf malzemeler ve ergitme de kullanılan enerji ithal olduğu için dövizdeki artış maliyetleri de ciddi anlamda artıracak bu da firmaları sıkıntıya sokacaktır.

Türkiye’nin ve sanayicisinin bu noktada nasıl bir strateji izlemesini önerirsiniz?Öncelikle sanayicinin beklentisi dengeli döviz kuru ve üretmenin değerinin anlaşılması. Evet, üretmek ama hep aynı şeyi üretmek ya da komşumuzun ürettiğini görüp o çok

kazanıyor deyip aynısını üretmek değil. İhracat Türkiye’nin son dönemlerdeki en önemli konusu haline geldi. Özellikle 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefi sürekli dile getiriliyor. Bu hedefe ulaşmak için katma değeri yüksek üretim yapılması çabaları var. Sizin bu yöndeki çalışmalarınız neler? Hep söylenen katma değerli üretim yapalım ama Türk sanayisi ÜR-GE’yi tamamlayamadan AR-GE’ye geçti. Türkiye’de değişik, hatta duyduğunuzda şaşırabileceğiniz işler yapılıyor ama çoğu yabancı firmaların taşeronu olarak. Burada önemli olan biraz daha kendimize güvenmemiz bu gerek işin yönetimi gerekse bitmiş ürün teslimi olabilir. Biz de ilk yıllarda sadece döküm yaparken şu anda montaj bandına hazır parçalar verebiliyoruz.

Üretim, sanayi devriminden bu yana birbirinden çok farklı süreçlerden geçti. Şimdilerde ise sanayi üretimindeki en önemli konulardan biri çevre, sürdürülebilirlik gibi görünüyor. Sizin bu yöndeki çalışmalarınız nelerdir ve genel olarak sektörünüzün çevre duyarlılığı yeterli midir? Değerlendirebilir misiniz?Bugün belli bir seviyenin üzerindeki dökümhaneler çevre duyarlılığı bilincinde olup gereken özeni göstermektedir. Avrupa’da dökümün istenmemesinin başında çevre maliyetlerinin artmasından kaynaklı fiyat artışları geliyor. Döküm denilince akla hemen atıklardan dolayı çevreye zarar veriliyormuş gibi gelse de gelişen teknolojik ekipmanlarla ciddi iyileştirmeler yapılmaktadır. Bundan 10 yıl önce sadece ithal olan ekipmanlar artık yerli de üretilebilmektedir. Önemli olan çevre çalışmalarını yaparken devletin ceza kesmektense bu ekipman teçhizatın KOBİ işletmelerinde kullanımının yaygınlaşmasını sağlayacak desteklerin çıkması. Tabii burada önemli faktör uygulanabilecek boyut ve fiyat mertebesine indirgeyebilmek.

Girişimci ruhu olan herkesin hayal gücünün daha kuvvetli olduğunu biliyoruz. Siz de bir girişimcisiniz hayal ettiklerinizi başardınız mı ve gelecek için

Sanayici, girişimci bir ailenin en büyük çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelen Aynur Ayhan 1988 yılında okulunu bitirerek Makine Mühendisi oldu. Çalışma yaşamında 25’inci yılın dolduran Ayhan, geçen

sürede fabrikanın tüm birimlerinde görev aldı. Mühendisliğin yanı sıra Marmara Üniversitesi 2 yıllık Yönetici Geliştirme Programını bitiren Ayhan tam bir fotoğraf tutkunu. Fotoğraf ile ilgili ilk tecrübesini ortaokulda yaşayan Aynur Ayhan, daha sonra üniversitede fotoğraf çekerek harçlığını çıkarmış. Fırsat

buldukça karma sergilere katılan Ayhan, ilk kişisel sergisi olan “1000’de Bir”i 2013 yılında açtı. Sergide sivil toplum kuruluşlarında görev alan kadın sanayici sayısının azlığına vurgu yaptığını söyleyen Ayhan, “Bunu

söylemenin yanı sıra yazabilirsiniz de ama fotoğraflayarak vurgulamayı tercih ettim” dedi.

AYHAN AYNI ZAMANDA FOTOĞRAF TUTKUNU

47


SANAYİNİN SESİ

en büyük hayaliniz nedir?Yine konunun başına döndük başarı – başarısızlık! Bence olmak istediğiniz yerde iseniz başarılısınızdır sonuçta herkes kendi tercihlerini yaşıyor. Bugün büyük dediğiniz hayal bir süre sonra normalleşebiliyor. Ayhan Metal olarak hayallerimiz tabii ki bitmiş değil devam ediyor ama yeni kurduğumuz ve mutfak sektörüne pratik kullanma yönelik ürünler yapan Aniva ile ilgili daha heyecanlı hayallerimiz var.

Sektörün gelişimi açısından yaşanan başlıca sorunların neler olduğunu

Aniva Ev Ürünleri Metal San. ve Tic. Ltd. Şti. iki yıldır faaliyette olan Aynur hamının deyimiyle “Henüz bebek olan” bir yatırım. Kız kardeşi Ayşin Uluganer ile birlikte tasarıma ait ürün çıkarmak istediklerini söyleyen Ayhan, Aniva markası ile ilgili şunları söyledi:“Girişimci iki kız kardeş döküm sektöründe yoğun olarak çalışırken kafamızda hep tasarımı bize ait olan bir ürün ortaya çıkarmak vardı. Çocukluğumuzda annemizin kahvaltıda ya da çay saatinde hemencecik yaptığı tostların tadını asla unutmadık ve hep o tadı aradık. Bir gün, kız kardeşim de aynı lezzeti çocukları ile paylaşmak istediğini ancak kaliteli ve pratik bir ürünlerinin olmadığını söyledi. Piyasa araştırmamız sonucu pratik

kullanıma uygun, çalışan kesim ve öğrencilerin rahatlıkla kullanabileceği şık ve ergonomik ürünlerin arayışında olduğunu fark etti ve bunun sonucu tost ve pankek tavaları gündeme geldi. Bir tasarımcı vasıtası ile beklentilerin karşılandığı modeli oluşturmak için hemen çalışmalara başladık. Ürünlerde kullanılan enjeksiyon döküm alüminyumun ham maddesinden, kaplamasına, ergonomik sapına, ısıya dayanıklı kilidinde kullanılan her bir parçasına kadar gıda standartlarına uygun olmasına özenle dikkat ettik. Gazlı ve elektrikli ocak üstü pişirmede kullanılan tost, pankek ve balık tavalarımız var ve önümüzdeki günlerde tasarımları tamamlanan yeni ürünler de satışa sunacağız. “Tosti “ ile tost, sandviç, panini ve benzeri gıdaları, “Panki” ile yeni jenerasyon; “Y kuşağı” çocuk ve gençlerin sevdası pankek, omlet, krep gibi gıdaları, “Hamsi” ile balık, mısır ekmeği, börek, mücver gibi gıdaları pişirmeye uygun.”

düşünüyorsunuz? Sorunların aşılmasına yönelik çözüm önerileriniz nedir?Öncelikle istihdam diyorum zira istediğiniz kadar proje alın ve otomasyon yapın yine de onu çalıştıracak insana ihtiyacınız var. Bundan 15 yıl öncesine göre evet daha fazla üniversite mezunu var ama ara eleman yetersiz. Eğitim sisteminde acil önlemler alınmalı. Daha sonra da büyümek isteyen firmaların yer sıkıntısı çekmeleri arazi fiyatlarının yüksek olması diyebilirim. Sanayinin İstanbul’dan çıkarılması doğal olarak sanayi arsalarının ücretlerinin artmasına neden oldu.

ANIV

A BE

BEK

HIZL

A BÜ

YÜYO

R

48

İNOVASYON

AMAÇTÜBİTAK, Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı ile üniversite, kamu araştırma merkez ve enstitülerindeki bilgi birikimi ve teknolojinin, Türkiye’de yerleşik ve proje sonuçlarını Türkiye’de uygulamayı taahhüt eden kuruluşların ihtiyaçları doğrultusunda, ürüne ya da sürece dönüştürülerek sanayiye aktarılması yoluyla ticarileştirilmesine katkı sağlamayı hedefliyor. Bu kapsamda yeni ürün üretilmesi, mevcut ürünün geliştirilmesi, iyileştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi veya maliyet düşürücü nitelikte yeni tekniklerin, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi konularındaki projeler değerlendiriliyor.

KIMLER BAŞVURABILIR?Sektörüne bakılmaksızın firma düzeyinde katma değer yaratan, Türkiye’de yerleşik ve proje sonuçlarını Türkiye’de uygulamayı taahhüt eden sermaye şirketleri ile Yükseköğretim Kanunu kapsamında yer alan yükseköğretim kurumları, vakıf üniversiteleri, eğitim ve araştırma hastaneleri ve ilgili mevzuatında AR-GE yapmakla görevlendirilmiş kamu

araştırma merkez ve enstitüleri ortak proje başvurusunda bulunabilir.

DESTEK NELERI KAPSIYOR?Programın uygulama esaslarında öncelikle “Müşteri Kuruluş” olarak anılan özel sektör kuruluşu ve “Yürütücü Kuruluş” olarak anılan üniversite ya da kamu araştırma merkez ve enstitüsü bir “İşbirliği Sözleşmesi” imzalıyor. Bu sözleşme çerçevesinde yürütücü kuruluş tarafından yapılacak, yeni ürün, mevcut ürünün geliştirilmesi, iyileştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi veya maliyet düşürücü nitelikte yeni tekniklerin, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi projesi TÜBİTAK ve müşteri kuruluş tarafından finanse ediliyor.

DESTEK TÜRÜ VE DESTEK SÜRESIProgram kapsamında projeler geri ödemesiz olarak destekleniyor. Projenin destek süresi, projede destek kapsamına alınan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için TÜBİTAK tarafından kabul edilen süre. Destek süresi proje bazında en fazla 24 ay. Proje Öneri Bilgileri Formu sunulmadan önce, yürütücü ve müşteri kuruluş

tarafından başvurulması halinde “Fizibilite Desteği” verilebiliyor. Fizibilite desteğinin süresi, proje destek süresinden ayrı olup en fazla 3 ay.

DESTEK ORANI VE PROJELERIN BÜTÇE SINIRIProje başvuru tarihinde müşteri kuruluşun KOBİ ölçeğinde olması durumunda destek kapsamına alınan proje bütçesinin yüzde 75’i TÜBİTAK, kalan yüzde 25’i müşteri kuruluş tarafından karşılanıyor. Proje başvuru tarihinde müşteri kuruluşun büyük ölçekli olması durumunda destek kapsamına alınan proje bütçesinin yüzde 60’ı TÜBİTAK, kalan yüzde 40’ı müşteri kuruluş tarafından karşılanıyor. Proje bütçesinin TÜBİTAK ve müşteri kuruluş tarafından karşılanacak oranları, müşteri kuruluşun proje başvurusunu yaptığı tarihteki ölçek dikkate alınarak belirleniyor ve proje süresince bu oranlar değiştirilemiyor. Önerilen projenin bütçesi, Proje Teşvik İkramiyesi (PTİ) ve Kurum Hissesi hariç en fazla 1 milyon TL iken. Fizibilite Desteğinin bütçesi ise en fazla 10 bin TL olabiliyor. Fizibilite desteği tutarının tamamı TÜBİTAK tarafından karşılanıyor.

YENI ÜRÜN ÜRETILMESI, MEVCUT ÜRÜNÜN GELIŞTIRILMESI, IYILEŞTIRILMESI, ÜRÜN KALITESI VEYA STANDARDININ YÜKSELTILMESI VEYA MALIYET DÜŞÜRÜCÜ NITELIKTE YENI TEKNIKLERIN, YENI ÜRETIM TEKNOLOJILERININ GELIŞTIRILMESI KONULARINDAKI PROJELER TÜBITAK’IN ÜNIVERSITE-SANAYI IŞBIRLIĞI DESTEK PROGRAMINDA DEĞERLENDIRILIYOR.

49


İNOVASYON

50

INOVASYON

KAMU KAYNAKLI DIĞER DESTEKLERMüşteri ve yürütücü kuruluş, başvuruda bulundukları projeler için hibe şeklindeki diğer kamu desteklerinden yararlanamaz. Kredi şeklinde geri ödemeli olarak alınan destekler ile 28/02/2008 tarih ve 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Kanun ile 13/06/2006 tarih ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan “AR-GE İndirimi” tanımı altında AR-GE faaliyetinde bulunan kuruluşlara sağlanan destekler bu madde kapsamında değerlendirilmiyor. DESTEKLENEN AR-GE AŞAMALARIDestek sağlanacak projelerin, kavram geliştirme, teknolojik, teknik ve ekonomik yapılabilirlik etüdü, geliştirilen kavramdan tasarıma geçiş sürecinde yer alan laboratuvar ve benzeri çalışmalar, tasarım, tasarım uygulama ve tasarım doğrulama çalışmaları, prototip üretimi, pilot tesisin kurulması, deneme üretimi ve tip testlerinin yapılması, saha testlerinde karşılaşılan tasarım kaynaklı sorunların çözümü faaliyetleri aşamalarının tamamını veya bir kısmını içermesi bekleniyor. Bir olgunun ya da gözlenebilir gerçeğin temelindeki esaslar hakkında yeni bilgi elde etmek için yapılan, belirlenmiş uygulaması ya da kullanımı bulunmayan teorik ya da deneysel çalışmalar, durum tespiti projeleri, rutin testler, analizler, altyapı kurmaya yönelik yatırım ağırlıklı ya da AR-GE içeriği bulunmayan faaliyetler ise desteklenmiyor.

DESTEKLENEN GIDER KALEMLERIProgram kapsamında yürütücü kuruluşa ait katma değer vergisi dahil proje destek süresi içinde personel giderleri, bursiyer giderleri, proje faaliyetlerine ilişkin seyahat giderleri, alet, teçhizat, yazılım ve yayın alım giderlerinde, kuruluşun altyapısında bulunan alet, teçhizat ve yazılımın kullanılması esas alınıyor. Mevcut altyapının yetersiz kaldığı durumlarda öncelikli olarak ek modül, ünite, aksesuar, yazılım gibi iyileştirme beklenmekle birlikte proje özelinde gerekli olduğu değerlendirilen

51


İNOVASYON

alet, teçhizat, yazılım alımları da destek kapsamına alınabiliyor. Bunun yanında malzeme ile sarf giderleri ve hizmet alım giderleri, proje önerisinde bu kaleme ayrılan toplam bütçe, proje bütçesinin yüzde 20’sini aşamıyor.

PROJE TEŞVIK IKRAMIYESI (PTI)Bilim Kurulu tarafından TÜBİTAK’ın 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı için belirlenen ve proje başvuru tarihinde geçerli olan üst sınırlara göre hesaplanan PTİ tutarı, AR-GE Yardımı İstek Formu’nun değerlendirilmesi ve proje desteğinin devamının uygun bulunmasından sonra dönemsel olarak TÜBİTAK tarafından proje özel hesabına aktarılıyor. Projenin son dönemine ait PTİ tutarı ise AR-GE Yardımı İstek Formu ve Proje Sonuç Raporu’nun birlikte değerlendirilerek uygun bulunması durumunda TÜBİTAK tarafından proje özel hesabına aktarılıyor. Yürütücü kuruluş gerekli yasal kesintileri yaparak hak edilen PTİ tutarlarını ilgili kişilere ödemekle yükümlü tutuluyor.

PROJE KURUM HISSESIBelirlenen kurum hissesi proje bütçe planı çerçevesinde TÜBİTAK katkısı ile beraber proje özel hesabına transfer ediliyor. Kurum hissesi, proje yürütücüsünün bağlı olduğu birim yetkilisinin yazılı talebi ve proje yürütücüsünün uygun görüşü ile projenin tabi olduğu mevzuat çerçevesinde, birimin AR-GE faaliyetlerinde kullanılmak üzere harcanıyor. Harcamaların mevzuata uygunluğu konusundaki sorumluluk projenin yürütüldüğü kuruma aittir. Fizibilite desteğine ilişkin kurum hissesi, Fizibilite desteğinden yararlanılması durumunda proje özel hesabına transfer ediliyor. Kurum hissesi, proje hesabı dışında başka bir hesaba aktarılamıyor. Kurum hissesi, sözleşmede belirtilen proje bitiş tarihinden sonra harcanamıyor ve kalan miktar TÜBİTAK’a iade ediliyor.

DESTEKLENMEYEN GIDERLERProje ile ilgili olmayan giderler desteklenmemekle birlikte her türlü kâr, fırsat maliyeti, sermaye kullanım maliyeti,

sözleşme masrafları, amortisman, depozito ve avans ödemeleri, dağıtım, pazarlama ve reklam giderleri, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, coğrafi işaret, marka tescil giderleri, doküman hazırlama ve hazırlatma giderleri, muhasebe, sekreterlik gibi idari giderler, personele nakdi ya da ayni olarak verilen yemek ve servis ulaşım giderleri, proje AR-GE faaliyetleri ile ilintili olmayan altyapı kurmaya yönelik yatırım ağırlıklı giderler, fotokopi makinesi, projeksiyon cihazı gibi büro makineleri, büro mefruşatı, ısıtma, aydınlatma ve üretimde sarf edilen enerji masrafları, su giderleri, telefon, faks, haberleşme, internet kullanım maliyetleri, vergi mevzuatında kabul edilmeyen giderler, ofis, depo, stant kira giderleri, inşaat ve tesisat giderleri, CE (test giderleri hariç) ve kalite belgelendirme giderleri, proje özel hesabına ait her türlü banka masrafları, hizmet alımları hariç müşteri kuruluştan yapılacak alımlar ve danışmanlık giderleri de destek kapsamı dışında tutuluyor.

DEĞERLENDIRME VE KARARTÜBİTAK’a başvurusu yapılmış proje önerisi, proje teknik uzmanı tarafından ön değerlendirmeye alınarak içerik ve

biçim açısından inceleniyor. Sunulan bilgilerin projenin değerlendirilebilmesi için yeterliliği araştırılıyor. Proje önerileri, AR-GE niteliği, yenilikçi ve özgün yönler, amaç, sonuçlar, kullanılacak yöntemler, müşteri kuruluşa ve ulusal düzeyde teknolojik katkı, teknolojik değerlendirmeler ve karşılaştırmalar, iş paketi tanımları, iş-zaman grafiği, iş paketi bazında bütçeleme, giderlere ilişkin açıklamalar, personel bilgileri, yürütücü kuruluşun AR-GE olanakları, müşteri kuruluşun proje çıktılarını uygulama kapasitesi, proje sonuçları uygulama planı ve proje çıktılarına ilişkin teknolojik ve ekonomik öngörüler kriter alınarak değerlendiriliyor. Destek programına yapılan proje başvurularını değerlendirme sadece elektronik ortamda http://eteydeb.tubitak.gov.tr adresindeki çevrimiçi (online) uygulama (Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi - PRODİS) üzerinden yapılıyor. Projeler, destek karar yazısında belirtilen raporlama takvimine göre belirlenen altışar aylık dönemler halinde izleyici ya da izleyiciler tarafından izlenerek destekleniyor. Projenin son döneminde, kuruluş tarafından proje sonuç raporu sunuluyor.

52

FABRİKA TANITIMI

Dergimizin “Fabrika Tanıtım” bölümümünün bu ayki konuğu Vitaş Vida. 1969 yılında kurulan ve 2011 yılında Güzeller Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni

fabrikasında üretime başlayan Vitaş Vida’nın Genel Müdürü Hakan Öztaşkın ile firmayı ve bağlantı elemanları sektörünün sorunlarını konuştuk. Vitaş’ın kapasite kullanım oranının yüzde 40-50 civarında olduğunu belirten Öztaşkın, bunun bir dezavantaj değil avantaj olduğunu vurguladı. “Çünkü büyük sanayiciler, tedarikçi arayışına girdiğinde onlar için biçilmiş kaftan durumundayız. Bu yüzden kapasitemizi boş tutuyoruz. Herkesle çalışma derdimiz yok” diyen Öztaşkın, sektörün en önemli sorunlarından birinin ham madde tedariki olduğunu dile getirdi.

Üretiminizden ve fabrikanızdan bahseder misiniz?Üretimimiz çeliğe dayalı vida, cıvata ve bağlantı elemanları ile benzerlerinin imalatını kapsıyor. Tabii bunun yanında pazarlama da var. Kapasitemiz 5 bin ton civarında ama tümünü kullanamıyoruz. Halen bulunduğumuz yerde iki yıldır faaliyetteyiz. Yeni tesisimizde yatırımlarımız devam ediyor. Henüz tamamlanmadı. Şu anda kapasitemizi yüzde 40-50 oranında kullanıyoruz. Kapasitemizi artırmaya çalışıyoruz ama bakıldığında bu bizim için bir dezavantaj değil, avantaj. Çünkü büyük sanayiciler, tedarikçi arayışına girdiğinde onlar için biçilmiş kaftan durumundayız. Bu yüzden

“Tedarikçi arayan büyük sanayiciler için biçilmiş kaftanız”

KAPASITELERININ YÜZDE 40-50’SINI KULLANDIKLARINI

BELIRTEN VITAŞ VIDA GENEL MÜDÜRÜ HAKAN ÖZTAŞKIN,

BUNUN BIR DEZAVANTAJ DEĞIL AVANTAJ OLDUĞUNU SÖYLEDI.

TEDARIKÇI ARAYIŞINA GIREN BÜYÜK FIRMALAR BIÇILMIŞ KAFTAN OLDUKLARINI DILE

GETIREN ÖZTAŞKIN, SEKTÖRÜN EN ÖNEMLI SORUNUNUN

ISE HAM MADDE TEDARIKI OLDUĞUNU VURGULADI.

53


FABRİKA TANITIMI

FOTOĞR

AF L A R D A M

L A SALOR

VITAŞ’I DIĞER FIRMALARDAN AYIRAN EN

ÖNEMLI ÖZELLIK NEDIR?Bizim ürünlerimiz piyasada kabul görüyor. Köklü bir firma olmamızın yanı sıra Vitaş’ı

sektördeki firmalardan ayrı bir yere koyan geriye doğru izlenebilir olması. Ana sanayinin

aradığı özelliklerden biridir bu. Altyapınız, kabiliyetiniz önemli. Bir binaya 100-200

makine koymakla fabrika olamıyorsunuz. 10 tane makine ile adam gibi bir fabrika kurun,

yaptığınız ürün geriye doğru izlenebilsin çok daha tercih edilen bir firma olursunuz.

Vitaş’ta her yaptığımız ürünle ilgili şahit numunelerimiz vardır. Bunlara verdiğimiz bir lot numarası vardır ve bu T.C kimlik numarası

gibidir. Ürünün ham madde girişinden kaplama rafına kadar analizini çıkaran, raporlarının tutulduğu kayıt sistemidir.

Bu bizi diğer firmalardan ayıran en önemli özelliklerden biri.

54

FABRİKA TANITIMI

kapasitemizi boş tutuyoruz. Herkesle çalışma derdimiz yok.

Firmanın kuruluş hikâyesini ve bugünlere başarıyla nasıl geldiğinizi kısaca anlatır mısınız?Vitaş 1969 yılında kurulmuş çok eski bir firma. İlk, ticaret ile başlandı bu işe. Kalitemiz ve piyasada aranılan mal olmamız, itibarımız firmayı ön plana çıkardı. Ticaret yaparken fason üreticilerle yaşanan sıkıntılardan dolayı imalata girmek durumunda kaldık. Tüketiciye, doğru malı, doğru şekilde ulaştırmak istedik. İsmimizi korumak için üretime başladık. Başta inşaat, beyaz eşya, otomotiv, mobilya ve çeşitli endüstriyel tesislere bağlantı elemanı kullanan aynı zamanda satışını yapan tüm sektörlere hizmet veriyoruz. Makine parkımız en son teknolojik sistemlere göre dizayn edildi. Sektörde faaliyet gösteren yerli ve yabancı birçok uluslararası firmanın proje bazında gönderdiği teklifleri en iyi ve hızlı şekilde yerine getiriyoruz. Piyasalardaki rekabetçi gücümüzle her zaman ön plandayız.

Bu çerçevede ürünlerinizle sektörde nasıl fark yarattınız?Her zaman ilklere imza attık. Firmamız ilk TSE belgesi alan, ilk paslanmaz (inox) sac ve metrik vida üreten, ilk sunta vidası imalatı yapan, tüketiciyi koruma taahhütnamesini imzalayan firmadır. İstenilen her ürün için ham madde ve test sertifikası ( EN 10204 3.1B) veriyoruz. Aynı zamanda birçok ürünümüz ETA yangın mukavemeti sertifikasına sahip. Avrupa Birliği’nin 2002 tarihli yasaksız malzeme yönergesine uygun ROSH, REACH güvencesiyle üretim yapıyoruz. Üretim tesisimizi iş ve işçi sağlığına uygun en son inşaat teknolojisine göre dizayn edip, enerji tasarrufuna ve çevre yönetmeliklerine uygun hale getirdik. Çünkü biliyoruz ki bağlantı elemanları hata, ihmal, bilgisizlik kabul etmez. Kaliteli bağlantı, güçlü bir kalite kontrol sistemi ve standartlara uygun üretimle sağlanabilir. Bu da doğru ham madde seçimi, eğitimli eleman ve gerekli donanım ile mümkün. Ayrıca modern donanımlı laboratuvarımız ve AR-GE birimimiz ile ürün kalitesi ve yeni ürün geliştirme konusunda da firmalarımıza destek oluyoruz.

İç pazarın yanı sıra yurt dışında da önemli çalışmalarınız var. Bunlar hakkında bilgi verir misiniz?Yurt dışında, AB ülkelerin özellikle Almanya’ya yaptığımız ihracatla kalite anlamında kendimizi kanıtladık. Bunun yanı sıra halen Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan, Romanya, Bulgaristan, Rusya, Almanya, Fransa, İran, Irak, Suriye, Afganistan, Cezayir, Tunus, Libya, KKTC ve Meksika’daki çeşitli firmalara ve şantiyelere malzeme tedarik ediyoruz. Başlıca hizmet verdiğimiz sektörler ise inşaat, çelik konstrüksiyon, prefabrik yapılar, elektrik enerji nakil hatları, makine imalat, metro ve raylı sistemler, doğal gaz çevrim santralleri, petrokimya tesisleri, uçak ve uzay sanayi, beyaz eşya ana sanayi ve yan sanayileri, otomotiv ana sanayi ve yan sanayileri, mobilya ve dekorasyon olarak sıralanabilir.

Firmanızın süren yatırımları var. Bu yatırımları ne zaman tamamlamayı planlıyorsunuz?Yatırımımızın tamamı 5 milyon dolar. Bu yatırımları tamamlamak için şirket evliliği ya da bir fonla evlilik olabilir. Hatta halka açılma bile olabilir. Avrupa’da bir firmayla stratejik ortak olup yeni pazarlar oluşturmak olabilir. Çünkü zaten Avrupa’da aranılan bir firmayız. Örneğin, Almanlar iş yaptıracakları firmalara iş bitiminde para öder. Biz ise ön avanslı çalışıyoruz.

Markalaşma konusundaki çalışmalarınız neler?İki tane markamız var. Kendi bünyemizde bazı kalıpları, özel tasarımları yapabilecek kapasitedeyiz. Ama tabii ki dışarıdan desteğe ihtiyacımız oluyor. Yapamadığımız ya da makine ve ekipmanımızın yetersiz kaldığı durumlarda yardım aldığımız bazı kalıpçılar var. Ama tabii ki markalaşma yönünde kendimizi ön plana çıkarabilmemiz için özellikle Avrupa’da patentli mal üretmemiz gerekiyor. Sektörlerle ilgili ürün geliştirmemiz gerekiyor. Bunu geliştirebilmemiz için hem zamana hem parasal desteğe ihtiyacımız var. Kafamızın rahat olmasına da ihtiyacımız var. Ama ne yazık ki piyasaların durumu bazen buna izin vermiyor. Yaratıcılık için kendinizi bu tip işlerden soyutlamanız

lazım. Sonuçta biz Vİitaş olarak müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak ve verimliliğini artırmak için, deneyimli ve yetkin ekibimizle en uygun tasarım, çözüm ve servis desteğini sağlıyoruz. Paydaşlarımız ile büyümeyi hedefliyoruz. Kalite, kurulduğumuz günden bu yana bizim için çok önemli. Bağlantı elemanlarımızla ilgili tüm parametreler üretimin her aşamasında kontrol ediliyor. Çünkü, unutulmamalı ki bağlantı elemanının kullanıldığı birimin maliyeti, vidanın maliyetinden daha yüksektir. Kalitesiz ve ucuz ürün, sağladığı menfaatten çok daha büyük zararlara neden oluyor, hatta insan sağlığını tehdit edebiliyor.

Alüminyum ve bakır sektörlerinde en önemli sıkıntılardan biri de ham madde temini. Sizin bu konuda yaşadığınız sıkıntılar var mı?Tabii ki var. Öyle oluyor ki bazen gelen tekliflere sadece ham madde sıkıntısı nedeniyle cevap veremiyoruz. Sektörümüzün en çok ihtiyacı olan noktalardan biri ham madde desteğine sahip olmak. İşin şeklini değiştirmek,

55


FABRİKA TANITIMI

istediğimiz üretime sahip olmak. Kendimizi ifade etmeye ihtiyacımız yok. Bazı gelen tekliflere zamanında cevap veremediğimiz için kaçırdığımız çok iş var. Bir kere ham madde desteğine ihtiyacımız var. Örneğin metrik bir vida yapacaksınız. Ham madde siparişi veriyorsunuz. Ama ham madde hazır değil. Çünkü bu belli çaplarda çekilecek bir ürün. Size gelme süresi 15 gün. Size geldikten sonra 15 gün işleyeceksiniz. Etti bir ay. Ham madde hazır olsa 15 günde teslim edersiniz. Ama bunu stoklamak finansman maliyeti açısından güç. Geçen gün benzer bir olayı bire bir yaşadım. Bir Alman firması 4 ayda bir mal alacak. Yılda 4 milyon dolarlık bir gelirden, ihracattan söz ediyorum. Ama istenen sürede malı vermem mümkün değil. Çünkü ham maddenin bana gelişi ve benim malı teslim ediş sürem 90 günü buluyor. Onlar çok daha erken istediği için böylesi bir fırsatı kaçırdık. Ham maddenin yanı sıra sıkıntılardan birini de üretimde kullandığımız kalıplar. Üretimde kullandığımız kalıplarımız 300-500 adet ürün çıkarırken yurt dışından gelen bazı kalıplar 2 veya 3 milyon adet

çıkarabiliyor. Hesaplama yapan bazı programlar var ama mal zor olduğunda bu hesaplama gerçekleşmiyor. Kalıplarda problem oluyor. Bizdeki kalıplarda yüksek rakamlara ulaşamıyorsunuz.

Bu sorun nasıl çözülebilir?AR-GE ile çözülebilir. Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği (BESİAD), İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) bize bu konuda destek olacaklarını söyledi. Ancak böyle çözebiliriz.

Bağlantı elemanları, kilit sektörünün en önemli sorunlarından biri de sanırım ithalat. Bu konudaki görüşlerinizi de alabilir miyim?BESİAD bu konuda bize önemli bir fırsat sundu. Antidamping yasası ile önümüzü açtılar. Uzak Doğu’dan ithal edilen malların önemli bir kısmı aynı fiyata burada üretilebilecek noktaya geldi. Ama yine de ithalat yüksek. İthalatçılar birliğinden üç ay önce bir rakam aldım. 2,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmimiz var bizim. Yani ithal ettiğimiz malın ancak üçte birini ihraç

edebiliyoruz. Bunun bir kısmı da şöyle gidiyor. Bir pazarlama firması, sunta vidasını ithal ediyor sonra bu ürünü ihraç ediyor. Türk malı gibi. Tabii malın kalitesi düşerse direkt olarak Türk malının da kalitesi düşer. Sektör için çok riskli bir durum.

İDDMİB geçenlerde Bağlantı Elemanları, Kilitler ve El Aletleri Çalıştayı düzenledi. Çalıştayda dile getirilen konulardan biri ortak dış ticaret ya da alım şirketi kurulmasıydı. . Sizin bu konuya yaklaşımınız nedir? Sektör olarak Avrupa’da mal satamayacağımız firma yok diyebilirim. Hepsinin temelinde sermaye eksikliği var. Küçük işletmeler olarak bir yere varamayız. Günü kurtarmaktan çok yeni yatırımların önünü açacak çalışmalar yapmalıyız. Bu nedenle bu önerileri destekliyorum. Eğer böyle bir birlik olursa ham maddeyi istediğimiz zaman alırız, stok yaparız. Bizim sektörümüzde kimse bir diğerinin ürettiğini yapmıyor. Bir talep geldiğinde “Kim yapabilir” diye bakılır, kim uygunsa ona verilir. Hem mal temininde hem üretimde hız kazanırız.

56

MAKALE

RÜŞTÜ BOZKURT

Optimist dergisinin Ekim 2013 sayısında kapak konusunu “Neredeyiz? Türkiye’de Teknoloji ve İnovasyon Politikaları” oluşturuyordu. Globelics

Konferansı’na katılan değişik ülkelerden uzmanların görüşlerini özetle aktaran bir dosya oluşturulmuştu. Dosyada aktarılan görüşlerden çıkardığımız dersleri sizlerle paylaşmak istiyorum.Güney Kore’nin Seul Üniversitesi’nden Keun Lee’nin saptaması şöyle: “Güney Kore’nin büyüme stratejisi belirli dar alanlara odaklanan politika araçlarıyla, o alanlarda uluslararası rekabette önde olabilecek firmaların yaratılmasını hedefliyordu. Samsung gibi büyük firmaların oluşmasında bu stratejinin önemli katkısı oldu. Şimdi ülke ekonomisinde dengenin değişmesi amaçlanıyor ve rekabetçi KOBİ’lerin oluşmasına uygun bir ortam oluşturuluyor. Buna ek olarak, daha önce bilişim odağında kayma başladı. Güney Kore’deki politikalar özellikle biyoteknolji ve hizmet sektöründe yenilikçi teknolojilerin gelişmesine uygun bir zemin oluşturmayı hedefliyor. Daha önce uluslararası piyasalara odaklanan imalat odaklı büyüme stratejisinin yerini her geçen gün büyüyen Kore pazarının ihtiyaçlarını karşılayacak hizmet sektörü odaklı KOBİ

Dünya Gazetesi Yazarı

KALKINMA VE REFAHI ARTIRARAK YURTTAŞLARIN

YAŞAM KALITESINI ARTIRMAK ISTIYORSAK, “AÇIK KAYNAK,

KITLESEL FONLAMA GIBI YENILIKÇI YÖNTEMLERIN

YARATTIĞI ETKIYI VE TAŞIDIĞI POTANSIYELI YOK SAYAMAYIZ”.

Güney Kore ve Finlandiya’ya

bakmakgeliştirme ve güçlendirme stratejisi alıyor”Bu sütunlardaki yazıları izleyenler onaylayacaktır ki, neredeyse 10 yılı aşkın zamandır çok sık yinelediğimiz saptama, “Geleceği yaratacak olan yapıyı, ölçek ekonomisinin erişebilirliği ile küçük ve orta ölçek yapının esneklik ve hızını dengeleyen iş yerleri oluşturmaktır” şeklindedir.Durmadan rekabet edebilir ölçek, rekabet edebilir teknolojik donanım ve rekabet edebilir yönetim anlayışından söz ediyor; “ölçek” dendiği zaman, geçmişte denenen tek merkezli çok büyük, zaman içinde hantallaşan yapıları değil, işle ilgili net bilgiye erişebilen, yer altı ve yer üstü kaynaklarını, fiziki sermaye stokunu, iş gücünü ve teknolojiyi etkin koordine eden ve belli alanlara odaklanan yapılardan söz ettiğimizi her vesile ile açıklamaya çalışıyoruz.Keun Lee, başarılı sonuçlar yaratarak Güney Kore’yi gelişmiş ülkeler kervanına katan geçmişteki stratejilere eleştirel gözle bakıyor:• Güney Kore’de uzun yıllar büyüme ve ihraç odaklı yapının, ülkedeki yetkin kişilerin büyük şirketlerde çalışmayı yeğlemelerine yol açan iş gücü piyasasını oluşturduğuna,• Büyük kuruluşlarda, yasal zorunluluk olmasa da, emekli oluncaya kadar çalışma nedeniyle, yetkin kişilerin yeni işler kurma motivasyonunun azaldığına,

57


MAKALE

• Yeni sektörlerin gelişmesi için girişimciliğin artması gerektiğine,• Politika belirleyicisi olanların da alışkanlıklarından vazgeçerek yeni yaklaşımlara açık durmadıklarına,• Hükümetin yeni mottosunun “yaratıcı ekonomi” olduğuna,• Mobil hizmetlerin kolaylaştırılmasının öncelendiğine,• KOBİ’lerin değişimlere kaynaklık edeceğini ancak bu aşamada pek başarılı olamadıklarına,• KOBİ’lerde gözlenen edilgenliğin, “…yenilikçi çözümler ve hizmetler üretebilecek KOBİ’lerin fikirlerini büyük firmalara karşı koruyamayacaklarına inanmalarından” kaynaklandığını,• Güney Kore’nin geleceğinin sürdürülebilir enerjilerde olacağına,• Küresel alanda değişimin yaratılacağı alanın ise kamu sektörü olduğuna,• Sağlık ve eğitim alanındaki yeniliklerin piyasa eksikliklerini ve olumsuz dışsallıkları kapatma potansiyeli olduğu taşıdığına işaret ediyor.Güney Kore’den ders almak gerekirse KOBİ’lerimiz ile uluslararası rekabet edebilecek piyasa yapıcısı kuruluşlar dengesini kurabilecek şansı yakalayabiliriz.Rekabet edebilir alan keşfi yaparak, teşvik sistemini belli alanlara odaklayıp, uluslararası rekabet yapabilecek firma oluşturmada çok önemli eksiklerimizin olduğu açık.Her şeyi birden yapma, her şeyi teşvik etme yerine daha seçici politikalara ihtiyaç var.Hepsinden önemlisi de sık değişmeyen, kararlı ve uzun dönemli stratejiler ve ölçek ekonomisinin erişebilirliği ile küçük ve orta ölçekli yapının esneklik ve hızını dengeleyecek yapıları oluşturma potansiyellerimizi iyi değerlendirmemiz gerekiyor.

FINLANDIYA’NIN DERSLERIGazeteci, Gürcü lider Şevardnadze’ye tuzak soru sormuştu: “Büyük Gürcistan düşünüz var mı?” Soru biter bitmez yanıtı yapıştırmıştı: “Toprak anlamında soruyorsan “Hayır!”, entelektüel anlamda soruyorsan “Evet!” Ne zaman entelektüel ve sistem kapasitesinin önemi tartışılsa, toprağı

ve nüfusu küçük ülke Finlandiya ile Şavardnadze’nin sözü aklıma gelir.Finlandiya, abartmadan ve küçümsemeden kendi olanak kısıtlarını değerlendiriyor; önyargıların tuzağına yakalanmadan analiz yaptığı için de başarılı sonuçlar yaratıyor.Globelics Konferansı’na katılan Tampere Üniversitesi’nden Mika Raunio’nun değerlendirmeleri de derslerle dolu.“Çağımızda başarının üç koşulu var: Kendimizi tanımak, insanı anlamak ve yaşadığımız evrenin işleyişini yönlendiren doğal yasaları bilmek.” Miko Raunio, ülkesini başarıya götüren etkenleri analiz ederken önce “bilim politikalarına” gönderme yapıyor: “Finlandiya’nın en önemli avantajlarından biri uzun yıllardır kararlı şekilde ilerleyen bilim politikaları. Bilim ve teknoloji stratejilerinin temelini ise ülkenin eğitim sisteminin kapsayıcılığı oluşturuyor.” Kalkınmak isteyen toplumlar, dünya genelindeki eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikeler kadar kendilerini de bilmek zorundadır. Çocukluk ve gençlik günlerinde öykülerini şaşkınlıkla okuduğum William Saroyan’ın ülkemize gelişi, Fikret Otyam, Ara Güler ve Yaşar Kemal’le yaptığı geziler sonrasındaki yazılanlar bugün hâlâ zihnimde diri duruyor. Saroyan’dan Bedia Ceylan Güzelce’nin aktardığı saptama olağanüstü uyarıcı: “İnsanın kendi olabilmesi için çok fazla prova yapması gerekir.” Bireyler için doğru olan bu saptama, topluluklar ve toplum için de geçerli değil mi? Hacı Bektaş Veli’den Mevlana’ya, Yunus Emre’den Saroyan’a bu toprakların damarlarından besi alanların uyarılarında, “kendini bilmek ve kendin olmak” erdemin en önemli ölçütü sayılmıyor mu? Miko Raunio’nun aktaracağımız gözlemi, Fin toplumunun kendini bilme konusundaki erdeminin kanıtı: “Az nüfusu olan ülkelerin sahip olduğu imkânları çok verimli kullanmaları gerekiyor, bunun için de insan sermayesinin iyi olması gerek. Böylece işletmelerin ihtiyacı olan yetkin kişilerin bulunması kolay olur.”Zamanın ruhunu kavramak, gelişmeleri izlemek ve uyum yeteneğini geliştirmek zenginlik yaratmanın önemli dayanakları… Bu açıdan yaklaşıldığında, küçük Finlandiya’nın kendini sorgulamadaki büyük erdemini Raunio’nun şu saptamasından

anlayabiliyoruz: “Finlandiya’nın başa çıkması gereken diğer bir meseleyse, bazı sektörlerdeki büyük firmaların piyasaya fazla hâkim olması. Örneğin oyun sektörüne egemen olan Rovio firması, ülkedeki birçok küçük oyun firmasını bünyesine katıyor ve en azından yerel pazarda büyük ölçekli rekabetin doğmasını engelliyor. Bu durum uzun vadede Rovio’nun küresel rekabet direncini kötü etkileyebilir; Nokia’da benzer bir durum yaşandı.”Finlandiya’nın önemli güçlerinden biri de ekonomide etkileri olan aktörlerin ne yapmaları gerektiğini kavratan bilinç düzeyleri. “1990’larda üniversite, sanayi ve kamu kuruluşlarının daha iyi iş birliği yapabilmelerini sağlamak için bazı stratejiler belirlenmişti. Şu anda bu stratejinin sonucu olan büyük firmalar hâlâ piyasada” diyen Raunio’unun analizinde belirtildiği gibi, geçmişe takılıp kalmak, yaşananları fetiş haline getirmemek, her şeyin sorgulama kapsamı içinde kalmasına özen göstermek gerekiyor.Finlandiya toplumu, küçük ya da büyük olmanın iyi ve doğru olmadığını, doğru olanın zamanın koşullarına uyum sağlamak olduğunu yaşamın her alanına sindirme çabasını inat ve ısrarla sürdürüyor. O nedenle Mika Raunio’nun işaret ettiği gibi, “Bilişim ve sağlık gibi Finlandiya için stratejik önemi yüksek alanlarda faaliyet gösteren yeni firmalar da büyük firmaların yolunu izliyor; iş birliğine gerekli özeni gösteriyor.”Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin değiştiği, ticari ve kültürel ilişkilerin yeniden örüldüğü bir dünyada “sosyal inovasyon” üzerinde düşünmeyen, gerekli yol ve yöntemleri tartışmayan bir toplum ilerleyebilir mi? Bu soruya yanıtım “hayır!” Raunio’nun, “Hem Finlandiya hem de dünyanın birçok yerinde değişimin sosyal inovasyon yoluyla olacağına inanıyorum” sözüne bütünüyle katılıyorum.Kalkınma ve refahı artırarak yurttaşların yaşam kalitesini artırmak istiyorsak, “Açık kaynak, kitlesel fonlama gibi yenilikçi yöntemlerin yarattığı etkiyi ve taşıdığı potansiyeli yok sayamayız.” Hepsinden önemlisi de, “Kapsayıcı yenilikler dünyanın geleceğini değiştirecektir” gerçeğini göz ardı edemeyiz…

48

ENDÜSTRİYEL TASARIMCILAR

Hayal gücünü hayata geçirmek isteyen Mustafa Emre Olur ile yaratıcılığını ortaya çıkarabilecek bir meslek yapması gerektiğini düşünen Sevin Coşkun’un

yolu endüstriyel tasarımda kesişti. Yaptıkları her tasarımın bir sorunu çözmesi ve bunu yaparken üreticinin, tasarımcının, tüketicinin ve doğanın bundan fayda görmesi gerektiği fikrinden hareket ettiklerini söyleyen Olur ve Coşkun, tasarımcıyı “olanaksızlıklar içinde olanak yaratan insan” olarak tanımlıyor. Sadece daha çok ürün satışının endüstriyel tasarımın tek hedefi olmadığını söyleyen Olur ve Coşkun ile Türkiye ve dünyadaki endüstriyel tasarımın geldiği noktayı ve geleceğini konuştuk.

Neden endüstriyel tasarım diye başlayalım isterseniz?Sevin Coşkun: Tasarım hikayem şöyle başladı. Küçükken ileride hangi mesleği yapacağını seçen bunu bilebilen insan sayısı çok az. Benim de öyle oldu. Küçükken bir şeyler yaratıyordum. Ama buna endüstriyel tasarım denemez tabii ki…Üniversitede yaratıcılığımı ortaya çıkarabileceğim bir bölüm istiyordum. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlamacılığı Bölümü’nü kazandım. Bölümümle eş zamanlı olarak Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden dersler aldım. Mezun olduktan sonra Mustafa bey ile tanıştık ve birlikte İMMİB’in 10 yıl önce ilk düzenlediği tasarım yarışmasına katıldık. Yarışmadan iki ödülle dönmemiz motivasyon sağladı bize. “Kendi işimizi yapabiliriz. Neden olmasın?” dedik. Böyle başladı.

FOTOĞR

AF L A R D A M

L A SALOR

49

TASARIMCI


50


İMMİB’in yarışmasında neler tasarlamıştınız?Yarışmanın ilk düzenlendiği yıl Metal Mutfak Eşyaları Kategorisi’nde “Gang of Kitchen” isimli dörtlü tencere seti ile üçüncülük ve “Minima” isimli çatal, kaşık ve bıçak seti ile de ikincilik aldık. 2008 yılında düzenlenen yarışmada da “Kiddy: Çocuklar için Çatal - Kaşık - Bıçak Seti” ile mansiyon ödülünün sahibi olduk. Yarışma, düzenlendiği ilk yıldan bu yana içerik anlamında olumlu değişim ve gelişim gösterdi.

Mustafa Emre Olur: Açık söylemek gerekirse benim üniversiteye girdiğim dönemde endüstriyel tasarım böyle çok bilinen bir bölüm değildi. Ben fen bölümü öğrencisiydim. Derslerim iyiydi. İstediğim bölümü kazanacak düzeyde puanlar tutturuyordum. Ama mühendislik kafası yoktu bende. Çocukluğumdan bu yana hayal gücüm iyiydi ve yaratmayı severdim. Hayal gücüne yönelik hayatı, fiziksel hayattan daha çok istiyordum. Ne seçebilirim diye baktım. Mimarlık istemedim. Çünkü Türkiye’de mimaride estetiğin olmadığı yıllardı. “Ben bunları yapan insanlardan olmak istemiyorum” dedim. Alternatif ne olabilir diye baktım ve endüstriyel tasarım olarak göründü. Çok bilmiyordum ama hayal gücümü göz önüne aldığımda “Yapabilirim ben bunu” dedim. Adımımı attım ve 2003 yılında ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nü bitirdim. Okulun son yılında birkaç firmaya freelance tasarım desteği verdim. Ev ve okul mobilyası, kurumsal kimlik ve ambalaj sektörleri için freelance tasarım hizmeti verdim. Bir firma bünyesinde hiç işe girmedim. 2004 yılında, Sevin hanımla birlikte Altera Tasarımı kurduk. Ankara’daydık. Yedi yıl Ankara merkezli çalıştık. Ama İstanbul ve İzmir ile de çalışmalarımız oluyordu. Endüstriyel tasarımcıların bir kısmı belli alanda uzmanlaşmayı, bir kısmı ise farklı alanlarda tasarım yapmayı tercih ediyor. Sizin tercihiniz ne yönde?Sadece mobilya tasarımcısı olalım gibi bir kısıtlama yapmadık. İhtiyaç neredeyse onu tasarladık. Tasarım bize, insanların gündelik hayatlarında ihtiyaç duyduğu

nesnelerin, sürdürülebilirlik, üretilebilirlik, pazarlanabilirlik gibi özellikler göz önüne alarak tasarlanması gerektiğini söyler. Günümüzde, “Öyle ürünler tasarlayın ki çok satsın, çevre, ürünün ömrü düşünülmesin, çünkü yenisi gelecek” diye bakılıyor. Tasarımcının işi bu noktaya vardırmaması gerekiyor. Bu, üreticinin işine geliyor açıkçası. Ne kadar çok satarsa o kadar çok kâr edecek. Ama nitelikli, etik tasarımcı olarak ağırlığımızı koyuyoruz. Sadece çok satmak değil, belli üstün tasarımsal özellikleri de olmalı diyoruz. Estetik özellikleri tabii önemli ama işlevsel özelliği, ekonomik olması da çok önemli. Tasarımcının tasarladığı ürün piyasada değerinin on katına satılıyorsa bunun ne kadar yararlı olduğu, dünyaya ne kattığı önemlidir. Bu güzel tasarım olabilir ama iyi bir tasarım mıdır? İyi, endüstriyel tasarımı yaparken bir fayda sağlaması anlamına geliyor. Bu fayda yalnız üreticiye ve tasarımcıya olmamalı, tüketiciye de olmalı.

Peki, Türkiye’de endüstriyel tasarıma yaklaşım nedir?Aslında bir akademisyene sorsanız endüstriyel tasarımın tarihini anlatır ama biz kişisel tarihimiz üzerinden gidelim. Bizim geçmişimiz endüstriyel tasarımcı olarak fazla değil ama çok şeyin değiştiğini söyleyebilirim. Tasarımcı, endüstriyel tasarım eğiticileri, tasarım medyası, tüketici anlamında, on yıl önceki tasarım kültürü ile şimdiki arasında önemli bir gelişme var. İlk başlarda çok zorlandık. Önce tasarımı anlatıyoruz müşteriye. Nedir neden gereklidir, bu yapılırsa firmaya ne getirecek diye. Ancak ürün ortaya çıkıp piyasada ses getirdiği zaman inanmaya başlıyorlar. Şimdi ise müşteri bize brif ile ne istediğini bilerek geliyor. Önceden “Hadi bize bir şey tasarlayın”, “Adımızı duyuralım, marka olalım” diyorlardı. Tek bakış açıları buydu. Ne tasarlatmak istediklerini, tarzlarını bilmiyorlardı. “Biz bunları ürettik yıllarca ama bunları istemiyoruz, böyle olmasın” diyorlardı. Şimdi müşterilerimiz “Biz şunu istiyoruz” diyerek geliyor.

2023 yılında 500 milyar dolar ihracat başta olmak üzere konulan hedeflerin endüstriyel tasarıma bir etkisi var mı?2023 çok simgesel bir şey. Bunun altında

daha somut yapılan işleri daha değerli buluyorum. 2023 hedefleri motivasyonu artırıyor tabii ki. Çünkü hedefi olan insan daha iyi motive olur. Ama KOSGEB desteklerinin çok somut katkıları var. Kurumsal olmayan firmaların tamamı bu desteklerden faydalanabilir. Bize iş verebilirler, biz tasarım yaparız, bunu üretirler ve KOSGEB’den tasarım bedellerinin yarısını hibe olarak geri alabilirler. Böyle bakınca artık tasarım yapmak çok maliyetli bir şey değil. Bunları anlatıyoruz firmalara. Sevin Coşkun: Tasarımın katma değerinden bahsediyoruz öncelikle. Firma bir şeyler üretiyor ama buna tasarım değerini katmanın faydalarından bahsediyoruz. Şöyle bir argümanla gidiyoruz. Herkes kaliteli ve uygun fiyata bir şeyler çıkarabiliyor. Bu noktada rakiplerinizden nasıl farklılaşacaksınız. Bu değeri yaratabileceğiniz

51


TASARIMCI

tek kriter tasarım. Başka hiçbir şey değil. Bunu vurgulamak çok önemli. Mustafa Emre Olur: Tasarımın bir firma adına önemini anlatmak için vereceğimiz örneğimiz de var. Ekonominin kriz yaşadığı bir dönemde, Çebi Kilit ile çalıştık. Metal kapı kolları, mobilya aksesuarları üreten bir firma. Tasarıma çok önem veriyorlar ve içlerinde tasarımcı istihdam eden bir firma. Çalıştığımız dönemde bu sektörde, çocuk mobilyalarına yönelik ürünler de eksiklik fark ettik. Hatta piyasada tasarım değeri olan ürün varlığından bahsetmek bile mümkün değildi. Yurt dışındaki ürünlerde benzer nitelikteydi. Onlara sektördeki bu açığı değerlendirebileceğimiz ve krizi fırsata çevirebileceğimiz bir koleksiyon hazırlamayı teklif ettik. Firma ürünlerini zamaktan üretiyordu ve ekonomik kriz nedeni ile ham madde sıkıntısı yaşanıyordu. Koleksiyonu hem çocuk sağlığını ve güvenliğini hem de ekonomisini düşünürek akrilikten ürettik. 26 parçadan oluşan koleksiyonda ürünler esprili bir dille alışageldik çizgilerin dışında

tasarlandı. Aynı zamanda kullanıcı ve üretici ihtiyaçlarını gözeterek tasarlanan koleksiyon firmaya ihracatta ve ulusal pazarda rekabetçi üstünlük kazandırdı. Design Turkey 2010’da da “Üstün Tasarım Ödülü” alan koleksiyon tasarımla krizlerin fırsata dönüşebileceğinin en güzel örneğidir bizim için.

Peki, dünyada tasarım hangi noktada ve Türkiye bunun neresinde yer alıyor?Sevin Coşkun: Dünya endüstriyel ürün tasarımında, üretim belli odaklara kayıyor. Çin, Hindistan gibi düşük maliyetli üretim yapan firmalara kayıyor. Avrupa’da ve Amerika’da üretim olduğunu söyleyemeyiz. Ama bu tasarımın Çin’de yapılacağı anlanıma gelmiyor bize göre. Dünyada pek çok ülkede tasarımcı yetişiyor ve her ülkenin tasarımda kendine has stili var. İtalya’da üretim bitecek diye tasarımcının yok olacağını düşünmüyorum. İtalyanlar yine tasarımlarını yaparlar ama Çinliler üretir. Nitelikli, karakterli tasarım yaptığınız sürece hangi ülkeden olduğunuzun önemli

olmadığını düşünüyorum. Çünkü tasarımcı olanaksızlıklar içinde olanak yaratan insandır. Tasarımın yola çıkış noktası bir problem ve ona çözüm bulmaktır. Biz hep bir probleme çözüm bulmayı hedefliyoruz. Çünkü tasarım o zaman keyifli oluyor. Her alanda endüstriyel tasarım yapıyorsunuz ama yine de ağırlık hangi sektörde?Ağırlık aydınlatma sektöründe. Aydınlatma sektörünün özel bir durumu var. Aydınlatmanın teknolojisi değişiyor dünyada. Eskiden halojen lambalarla aydınlatılan sokaklar, iç mekânlar yönünü artık tamamen LED’e çevirdi ve birkaç sene içinde halojen tarih olacak. Yakın gelecekte sokakta bir tane halojen aydınlatılmış tek bir sokak lambası görmeyeceğiz. Evin içinde de kullandığımız tasarruflu lambalar bile yerini LED’e bırakacak. Böyle bir teknoloji değişiminde ürünlerin tamamının değişmesi gerekiyor. Çünkü sistem ve form değişiyor. LED teknolojisi daha düzlemsel


52

bir teknoloji. Halojenin ise küresel bir formu var. Halojenin kabuğunu tasarlarken küresel tasarlıyordunuz. Oysa ki düzlemsel bir aydınlatma elemanınız varsa o zaman düzlemsel ince ürünlere yönelmeniz gerekiyor. Bu da şu anlama geliyor. Aydınlatma sektörü tasarım anlamında tamamıyla kendini yenilemek durumunda. Sevin Coşkun: Aydınlatmada dünyanın en prestijli ödüllerinden A’ Design Award’dan ödül aldık. İtalya’da düzenlenen bir yarışma bu. Buradan Eterna adlı ürünümüzle ödül alarak döndük. O ürün LED teknolojisi ile üretildi ve kendi içinde teknolojik yeniliği vardı. Günün belirli saatlerine ve insan vücudundaki hormon seviyesine göre ışığın şiddeti azaltılıp artırılabiliyordu. Bu da iş yerindeki verimliliği, insanların mutluluğunu sağlayan bir sistemdi.

Mustafa Emre Olur: İnsan sağlığı için bir faydadan bahsedebiliyoruz burada. Bir şey tasarlandığında yenilik denince gereksiz yenilikler olabiliyor. Bir işe yarayan, dişe dokunan şeyler bizim için yenilik. Onlar zaten kıymet buluyor.

Nereden besleniyorsunuz?Çok sevdiğim kreatif direktör Paul Arden’ın bir lafı var. “Sana ilham veren, hayal gücünü çalıştıran her yerden çal. Filmleri, müzikleri, kitapları, resimleri, şiirleri, fotoğrafları, konuşmaları, rüyaları, ağaçları, mimari yapıları, yol tabelalarını, bulutları, ışıkları ve gölgeleri her şeyi…” Biz de aynı şeyi yapıyoruz. Çalmak burada ironi tabii… “Bir şeyi nereden aldığın değil, nereye götürdüğündür” der Jean-Luc Godard. Biz, buradan yola çıkarak görsel, bilgi ve ritüel

kültürü oluşturmaya çalışıyoruz. Sergileri, sanat galerilerini geziyoruz. Çünkü orada her gördüğünüz şey, sizin bilinçaltınızda veri tabanı oluşturuyor. Unuttuğunuzu zannediyorsunuz ama bir şey çizerken birden elinizin o gördüğünüz forma şekillenmesi tamamıyla bilinçaltıyla alakalı. Asla unutmuyorsunuz. Çünkü yaratı bir bilinçaltı işidir. Bu dünyadan çaldığınız her şeyi başka bir yere götürüyorsunuz. Sevin Coşkun: Görsel kütüphaneniz oluyor. Farklı sektörlerde çalışmamız bize ilham veren faktörlerden biri. Bir sektöre odaklanmadığımız için mesleki deformasyon içine girmiyoruz ve farklı farklı sektörlerdeki üretim, malzeme kültürlerini, edindiğimiz tecrübeyi diğer sektöre aktarabiliyoruz. Harman yapıyoruz. Bu da tasarımları yaparken bizi besliyor. Şu an Türkiye’de ve yurt dışında birçok firma kendi bünyesinde tasarımcısı olan firmalar, firma dışı tasarım hizmeti alıyorlar. Çünkü çok fazla üretim içine girdiğinizde bir şey çizerken, üretimde sıkıntı çık armamayı göz önüne alıyorsunuz. Bu da yaratıcılığınızı engelliyor ve içinizdekini dökemiyorsunuz. Dışarıdan gelen bir tasarımcı, üretimi çok fazla düşünmüyor. Çünkü üretim bir şekilde AR-GE ve mühendislik ekibi ile çözülüyor. O kadar işin içinde olmadığınız için özgür ve yaratıcı oluyorsunuz.

Anadolu kültürünün endüstriyel tasarımda etkisi var mı?Mustafa Emre Olur: Aslına bakarsanız bu coğrafyada yaşayan Anadolu kültürünün tasarımda hissedilir etkisi olmalıydı. Ancak durum böyle değil. Tasarım okulları tamamen yönünü Batı’ya çevirmiş. durumda. Modernizm ve bazı diğer

ÇOCUKLAR ISTER BABALAR YAPMAZDI, BIZDE TAM TERSI OLDU

Mustafa Emre Olur: İsmini vermeyeceğim sektörde lider olmayan ama liderlerin peşinden giden metal armatür firmasıyla görüşmeye gittik. Şu ana kadar bir tasarımcıyla çalışmışlar o da akademik bir tasarımcıymış. Firmanın sahibi oban baba hayli yaşlı ve eğitimi olmamasına karşın su ve su kültürü üzerine kendini geliştirmiş biri. Tasarım konusunda istekli. Aile şirketi ve doğal olarak çocuklarını belli departmanların başına geçirmiş. Bu nedenle bize onları da ikna etmemiz gerektiğini söyledi. Tasarım nasıl yapılır, hangi

süreçlerden geçer gibi bilgileri içeren bir sunum yaptık. Maliyetleri ne olur, getirileri ne olur bunları anlattık. Aslında bir nevi tasarım kültürü için eğitim verdik firmaya. Baba çok beğendi sunuşu, “Bana kalırsa hemen başlayalım” dedi. Çünkü ürün haline getirilebilecek bir tasarım da sunduk. Çocuklar baktı ve “Bu masrafları yapacağımıza Çin’den hazır tasarım getiririz” dedi. Biz hazır tasarım kavramının ne olduğunu bilmiyorduk. Şöyle bir şeymiş, ünlü markaların tasarımlarının bir miktar modifiye edilmiş hallerinin üretilmiş


TASARIMCI

53

sanat akımları dışında Doğu kültürü de bu disiplinin kapısından dışarı öteleniyor. Bu bana çok sağlıklı gelmiyor. Özgünlük anlamında da bazı fırsatlar kaçıyor gibi. Doğu kültürünü bu kadar yadsımak, yok saymak yanlış.Sevin Coşkun: Varoluş Doğu kültürü ile başladı sonuçta.Mustafa Emre Olur: Doğu kültürü bu kadar küçümsenecek bir kültür değil.

Pek, siz kişisel olarak etkilendiniz mi Doğu kültüründen?Etkilenmedim. çünkü ben de aynı eğitimden geçtim, sanki Doğu yokmuş gibi eğitildim. Bu yönde çalışmalarımız oldu ama İstanbul’un kültürel değerlerini yansıtan ufak tefek simgelerle koleksiyon yaptık ama firmalar çok iddialı olduğunu düşündükleri için ürktüler. Ben her kültüre meraklıyım. Bir şeyler kullanayım istiyorum ama bazen tasarım disiplini modernizm olarak yerleştiği için o tavrı koyuyorum. Sonuçta biz Türkiye’de evinde eski tip halısı olup modern arabalara binen insanlarız. Geçiş ülkesiyiz. Bunun en iyi örneği eğitim sisteminde görülebilir. Eğitim sistemi Batı’yı ama kültür Doğu’yu dayatıyor ama siz ikisinin arasında kalıyorsunuz. Ailelerin çocuğuna nasıl davranacağı bile net değil. Çocuğuna Doğulu gibi korumacı davranıyor ama Batılı gibi eğitim almasını istiyor. Tasarımda iyi ve kötü kavramlarından bahsettiniz. Bu kavramlar nasıl belirleniyor?Tasarıma kıymet verme konusunda bazı ikilemler yaşanıyor. İyi tasarım, kötü tasarım, güzel tasarım, çirkin tasarım nedir? Doğru

tasarım, yanlış tasarım nedir? Bunların hepsi ayrı şeylerdir. Bunları birbirinden ayırmak gerekiyor. Bunun kararını kim verecek? Yani satın alacak kişi mi veriyor? Satın alan kişi reklamlar tarafından çok fazla manipüle ediliyor. Yoksa medya mı veriyor? Medya da popüler ürünleri ön plana çıkartıyor. Şimdi bu noktada Design Turkey gibi çok bakışlı merciler devreye giriyor. Bu yıl üçüncüsü olacak. İki senede bir yapılıyor. Bu çok önemli bir organizasyon. Neden önemli? Bu yarışmada sübjektif bakış açısı yerine, objektif çok fazla bakış açısı var. Bu bizi kesin sonuca ulaştırmaz ama manipüle edilebilir kaynaklardan daha etkindir. Kriter koymak açısından önemlidir. Satın alan kişi şunu algılamasın, üretici de şöyle düşünmesin istiyoruz biz. Ünlü

olan tasarımcının ürünleri güzeldir. Bu çok yanlış bir bakış açısı. Bu tasarımcıyı da tembelleştirir. “Ben ne tasarlarsam satar” bakış açısına getirir. Hepimiz için konuşuyorum bunu. Bu böyle olmamalı. Niteliklerin belirlendiği bu yarışmaları üreticiler takip etmeli. Buralarda üstün nitelikli tasarımlar ön plana çıkıyor. Onların tasarımcılarına prim verilmeli. Sadece estetik anlamda, çizgisel anlamda değil kullanım anlamında, çevre anlamında değerli ürünler bulunacaktır. Değerini yansıtıyor mu, ne kadar sürdürülebilir gibi geniş çerçevede bakılması gerekiyor. Bu yarışmaların sayısının artması tasarım kültüründe neyin iyi neyin kötü olduğunu anlatmak anlamında önemli. İMMİB’in yarışmaları da aynı şekilde önemli.

kalıplarının çıkmış hali. Bunu hazır tasarım adı altında Çinliler satıyorlarmış. Biz de “Belki daha ucuz olur bu iş ama özgünlük beklentiniz olmamalı” dedik. Çocuklar, “Bizim tüketicimiz zaten öyle özgünlük beklentisinde değil. Ucuz, ekonomik, standart estetiği olsun, tüketicimiz için yeterli. Niye böyle bir hedef koyalım ki” dediler. “Tüketicinizin beğenisinin aşağıda olması vizyonunuzu daraltır. Sizin çıtayı yükseltmeniz lazım ki tüketici sizi takip etsin. Siz tüketiciyi takip etmeyin büyüyemezsiniz. Bağımlı olursunuz

tüketicinize” dedik. Genelde çocuklar ister babalar karşı çıkardı ama burada tam tersi oldu. Aslında tasarımdaki eksiklikleri hep eğitimsizlik olarak düşünüyorduk ama sanırım bu kültürsüzlükle ilgili bir durum. Babası eğitim almamış olmamasına rağmen kültürel olarak kendini geliştirmiş, sanata bulaşmış ve bu onu daha açık fikirli hale getirmiş. Çocuklar okumuş ve üniversite bitirmişler ama kültürel anlamda adım atamadıkları için dar kalmışlar. İş yapamadık. Yapsak da çok hayırlı olacağını düşünmüyorduk.

Sevin Coşkun: Çünkü bizim için en kötü müşteri, tasarıma ihtiyacı olmadığını düşünen müşteridir. Bir yandan tasarım aktivitelerini takip eder. İhtiyaç hisseder ama asla bunun içine girmez. Bu müşteri, tavsiye edilen müşteri tipi değildir. İki tarafında heyecan duyması gerekiyor. Ortaya çıkarılan ürün hem bizim hem onların yararına bir ürün. İkisinin de çok heyecanlı olması gerekiyor.

64

ALTERNATİF PAZARLAR

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ve Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) iş birliğinde, Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin

Geliştirilmesinin Desteklenmesi tebliği kapsamında projelendirilen Türk Ev ve Mutfak Eşyaları Yurtdışı Pazarlama Takımı’nın üçüncü yurtdışı pazarlama faaliyeti, Meksika, Panama ve Kolombiya ülkelerine

Türk ev ve mutfak

eşyaları sektörü, Meksika

Panama ve Kolombiya’da

gerçekleştirildi. 10-21 Kasım 2013 tarihleri arasında düzenlenen organizasyonda, proje kümesinde yer alan 14 firma pazar araştırması ve alıcılarla ikili iş görüşmeler yaptı.

11 KASIM 2013: MEKSIKA RETAIL TOUR10 Kasım sabahı yola çıkan heyetimiz, Paris aktarma süresi ile birlikte yaklaşık 20 saatlik yolculuk sonrasında Meksika’nın başkenti Mexico City’ye vardı ve ertesi günü retail tour ile değerlendirdi. Perakende ve toptancı

satış kanallarını topluca ziyaret eden heyet katılımcılarımız, pazardaki rakip ürünlerin kalite ve fiyatları hakkında bilgi edindi ve bir sonraki gün gerçekleştirilecek ikili iş görüşmeleri için hazırlanma fırsatı buldu.

12 -13 KASIM 2013: MEKSIKA IKILI IŞ GÖRÜŞMELERIHyatt Otel’de gerçekleştirilen ikili iş görüşmelerin her bir katılımcı firmamız ortalama 10 ikili iş görüşmesi yaptı. Aynı akşam heyet katılımcılarımız Türkiye’nin

MEK

SIKA

HAVVA DENIZİDDMİB Metaller Sektör Şubesi/Mutfak UR-GE Proje Sorumlusu

65



PANA

MA

KOLO

MBI

YA

66


Meksika Büyükelçiliği tarafından kabul edildi ve gerek Büyükelçilik gerekse Ticaret Müşavirliği yetkilileri firmalarımızın Meksika pazarına girişini kolaylaştırabilecek her konuda destek vermeye hazır olduklarını ifade etti. 12 Kasım Çarşamba günü katılımcılarımız bireysel düzeyde iş görüşmelerine devam etti ve bir önceki gün görüşmeye gelemeyen ya da görüşmeye gelip ilave toplantı talep eden firmaları ziyaret etti.

14-15 KASIM PERŞEMBE: MEKSIKA’DAN PANAMA’YA GEÇIŞ VE RETAIL TOURProgramımızın ikinci bölümü için 14 Kasım Perşembe günü 09.15’te Panama City’ye hareket edildi ve yaklaşık dört saatlik uçuştan sonra saat 14.00 sıralarında Panama’ya varıldı. Panama’yı ziyaret amacımız küçük de olsa belirli bir potansiyeli bulunan Panama pazarındaki imkânları araştırmak ama en önemlisi yıllık 10 milyar dolar dolayında ticaret hacmine sahip olan Colon Serbest Bölgesi’ndeki dağıtıcılar ile görüşmekti. Bu çerçevede mutfak ve banyo eşyaları ticareti yapan firmalar ile topluca görüşmeler gerçekleştirildi. 16 Kasım Cumartesi günü Panama’dan, Kolombiya’nın başkenti

Bogota’ya geçen heyet hafta sonunu bireysel ve gruplar halinde retail tour ile değerlendirdi.

18 KASIM 2013 PAZARTESI:BOGOTA RETAIL TOURMeksika’da olduğu gibi Kolombiya’da da ikili iş görüşmeleri öncesinde bir retail tour gerçekleştirildi.

19 KASIM 2013: BOGOTA IKILI IŞ GÖRÜŞMELERI19 Kasım Salı günü heyetimizin konakladığı Bogota Royal Oteli salonlarında gerçekleştirilen ikili iş görüşmelerine Bogota dışında Medellin ve Barranquilla’da yerleşik alıcı grupları da davet edildi. Kolombiya’nın en önemli 15 firmasının satın alma yetkililerinin katıldığı iş görüşmelerinde her bir katılımcı ortalama sekiz iş görüşmesi gerçekleştirdi. 20 Kasım Çarşamba günü ikili iş görüşmelerine yarım gün bireysel düzeyde devam eden heyetimiz aynı akşam Paris aktarmalı olarak İstanbul’a döndü.

GENEL DEĞERLENDIRMETürk Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımı için oluşturulan strateji kapsamında hedef pazar olarak belirlenen

67



MEKSIKAMeksika, 80’li yıllarda geçirdiği ekonomik dönüşüm ve 1994 yılında yürürlüğe giren NAFTA’nın etkisi ile ABD ve Kanada ile ticaretini üç kat artırdı. Liberal ekonomiye sahip Meksika’da yine de özel ve kamuya ait tekelleşmiş şirketlerin ülke ekonomisindeki ağırlığı hala hissediliyor. Bu da rekabeti, üretkenliği kısıtlıyor, fiyatları artırıyor ve hizmet kalitesini düşürüyor. Son yıllarda ekonomisindeki ağırlığı azalmakla birlikte petrol gelirleri, hâlâ ihracat gelirlerinin yüzde 10’unu ve tüm kamu gelirlerinin yüzde 40’ını oluşturuyor. Krizin etkilerinin en fazla görüldüğü 2009 yılında yüzde 6,5 oranında gerçekleşen sanayi üretimindeki düşüşten en fazla inşaat, otomotiv ve makine sanayi sektörleri etkilendi. GSYİH’nin yüzde 20’sinin üretildiği başkent Mexico City’nin bağlı olduğu eyalet, ağır sanayinin de merkezi konumunda. Kuzey sınırındaki, Baja California, Sonora, Chihuahua, Coahuila, Nuevo León ve Tamaulipas eyaletleri Meksika’nın imalat sanayi ve özellikle ABD’ye ihraç edilen üretim mallarının üretildiği ve satıldığı fabrikaların yoğunlaştığı bölgeler. Jalisco, Puebla ve Guanajato’da imalat sanayisinin geliştiği ve refah seviyesi yüksek olan eyaletler. Veracruz tarım ve petrol sanayi ile öne çıkarken, Meksika Körfezi’ndeki Quintana Roo turizm açısından gelişmiş bir eyalet. Ticaretinin yüzde 90’ından fazlasını serbest ticaret anlaşmaları ile yürüten Meksika’nın 45 ülkeyi kapsayan 12 serbest ticaret anlaşması yürürlüktedir. Yabancı yatırımlardaki artışın, iç talepteki zayıflığın getireceği negatif etkileri baskılaması, 2014-2017 yılları arasında ise ekonomik büyümenin ortalama yüzde 3,8 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Meksika ekonomisini güçlendirmeye yönelik telekomünikasyon, enerji ve maliye alanlarında gerçekleştirilen yapısal reformlar sayesinde ekonominin önümüzdeki 10 yıllık dönemde ise ortalama yüzde 4,25-4,75 oranında büyüyeceği öngörüler arasında.

PANAMALatin Amerika’nın en açık ekonomisi olan Panama, bağımsızlığından bu yana serbest piyasa ekonomisini benimsiyor. Panamada ürün ve hizmetlerin hem özel sektör hem de devlet tarafından tüketimi önem taşıyor ve 2011 yılında özel sektör tüketimi yüzde 6,6 artarken devlet tüketimi ise yüzde 13 arttı. GSYİH’ye katkısı açısından ise özel sektörün önemi oldukça büyük olup 2011 yılında en çok büyüyen sektörler ulaşım, nakliye, haberleşme, perakende ve otel ve restoran sektörü oldu. Ekonomisi hizmetler sektörü tarafından domine edilen Panama’da hizmetlerin gelişimine Panama Kanalı, Kolon Serbest Bölgesi, konteyner limanları, bankacılık ve sigorta sektörlerinin katkısı bulunuyor. Özel tüketimin 2012-2016 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,8 büyüyeceği öngörülürken hükümetin yüksek miktarlı tüketim harcama planları ile aynı dönemde hükümet harcamalarının ve yatırımın hızlanan ivme ile büyüyeceği tahmin ediliyor. 2012-2016 döneminde hem ihracat hem ithalatta artış beklenirken aynı dönemde ithalatın ihracata kıyasla daha hızlı büyüyeceği öngörülüyor.

KOLOMBIYASiyasi ve ekonomik istikrar ve güvenlik koşullarındaki iyileşme, Kolombiya’yı yabancı yatırımcılar için tercih edilen ülke haline getirdi. Petrol endüstrisini canlandırmak için devlete ait petrol şirketi ECOPETROL kısmen özelleştirildi ve otel, çağrı merkezi ve serbest bölgelere yatırım çekilmesi için çeşitli politikalar yürütülüyor. Ülkenin başlıca tarım ürünleri kahve, kesme çiçek, muz, pirinç, tütün, mısır, şeker kamışı, kakao, yağlı tohumlar ve sebzedir. GSYİH’nin yüzde 13,2’sini oluşturan ve iş gücünün yüzde 12,7’sine istihdam sağlayan imalat sanayisi, Medellin, Bogota, Cali ve Barranquilla kentlerinin çevresinde toplanıyor. Başlıca sanayi dalları tekstil, hazır giyim ve ayakkabı, gıda işleme, tütün, demir ve çelik, madencilik ürünleri, otomobil montajı, kimyasallar, petrol işleme ve petrokimya. Perakende sektörünün, artan iç talep ve satın alma gücüne paralel olarak ekonomik büyümeye katkısı giderek artıyor. 2012 yılında yüzde 5,9 artan ihracat gelirleri GSYİH’nin yüzde 16,3’ünü oluşturdu. Hükümet 2014 yılı itibarıyla, katma değerli ürünlerin toplam ihracattaki payını yüzde 29’dan yüzde 40’a yükseltmeyi hedefliyor. 2014-2016 yılları için öngörülen ortalama büyüme oranı ise yüzde 4,5’tir. ABD ile imzalanan serbest ticaret anlaşmasının da katkısıyla ihracatın ve yatırımların artarak devam edeceği, yatırım artışının ithalatta da artışa yol açacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde madencilik ve petrol sektörlerine 50 milyar dolar yatırım yapılacağı da öngörüler arasında.

Orta ve Latin Amerika ülkelerinden Meksika, Panama ve Kolombiya’ya yönelik üçüncü yurtdışı pazarlama faaliyetimiz genel olarak başarılı geçti. Gerek Meksika gerekse Kolombiya’da çalışılan yerel danışmanlık firmaları kanalıyla doğru alıcı gruplarına ulaşıldı ve verimli toplantılar gerçekleştirildi. Programın ilk ayağı olan Meksika pazarı büyük potansiyele sahip. ve ABD pazarına giriş öncesi firmalarımız için kendilerini test edebilecekleri bir pazar olarak değerlendirilebilir. Panama’nın ise aslen Colon Serbest bölgesi ile değerlendirilmesinin ve bu bölgedeki büyük iş potansiyelinden pay almaya çalışması konusunda girişimlerde bulunulabilir. Bölge’deki büyük firmaların İstanbul’a davet edilmeleri ve ülkemizde sektör firmaları ile görüşmeler gerçekleştirmeleri faydalı olacaktır. Programın son ayağı olan Kolombiya pazarı ise son yıllarda gelişiyor ve Türk ürünleri için potansiyel taşıyor. Öte yandan, her üç pazarda gerçekleştirilen görüşmelerin satışa dönebilmesi için küme faaliyeti olarak bu ülkelerden ülkemize alım heyeti organize edilmesi ve firmalarımızın bireysel düzeyde ilgili pazarlarla iletişimlerini devam ettirmelerini önemlidir.

68

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

İngilizlerde mahremiyet ve kişisel mesafe

önemlidir


69


İngiltere dünya tarihinde bilimin, edebiyatın ve parlamenter demokrasinin gelişmesinde önemli rol oynadı. Etkinliğinin en fazla hissedildiği 19’uncu yüzyılda dünya topraklarının dörtte birini kontrol ediyordu. Ancak 20’nci yüzyılın ilk

yarısında Kuzey İrlanda’nın ayrılması ve İkinci Dünya Savaşı ile ciddi küçülme yaşadı. Uluslararası siyaset ve ticarette “Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk” unvanıyla bilinen İngiltere, işgal edip sömürge haline getirdiği ülkelerin tarih, din, ticaret kültürü gibi alanlarında kalıcı etkiler yapan ve hâlâ yapmaya devam eden bir ülkedir. Ülkelerde bıraktığı olumsuz etkilere rağmen kültürel bakımdan diğer birçok ülke tarafından taklit ve takip edilen ülke konumunu hâlâ korur. İngilizler belirsizlikten kaçınma ve güç mesafesi konularında Amerikalılara benzerler. Belirsizlik ve düşük güç mesafesi konularındaki yüksek toleransları endüstriyel ilişkilerinde ortaya çıkar. Belirsizliğe karşı büyük tolerans göstermelerine karşı İngilizler, yöneticileri için genel bir eğilimi tercih eder. Bir İngiliz yöneticisi, “Bir işin planlaması ne kadar zorsa profesyonel planlayıcılara o kadar az ihtiyaç vardır” düşüncesiyle anılır. Yüzyıllardır süren sınıf çatışması günümüzde çalışma ortamlarında devam eder. İngilizler genellikle işverenlerini sömürücü kesim olarak görür. Bunun nedeni onlar tarafından yüzyıllar boyunca sömürülmeleridir. Yıllar sonra İngiliz iş gücü sosyal anlayış

içinde işletmelerin halka ait olması tezini savunarak sosyal bir anlayışa vardı. Patronları için hevesle çalışmazlar. Elit ve hiyerarşik organizasyonel sistemler fabrikalarda çalışan insanları fazla ezemez. İngilizler şahsi alanları konusunda gayet koruyucudur. Avrupa’nın diğer ülkelerinde görülen açık hava kahvelerine rastlanmaz. Çünkü İngilizler başkalarıyla yakınlaşmayı sevmezler. Dünyanın önde gelen ekonomilerinin ortak algılamaları konusunda yapılan araştırmada İngiltere, en az başarılı, orta karar çalışkan ya da yardımsever ve buna karşılık ikinci en kibirli, mizah duygusu en fazla gelişmiş ve en can sıkıcı ülkedir. Az sayıda İngiliz, kendi dilinin dışında başka bir dili kullanarak uluslararası ticarette ciddi iş görüşmeleri yapar. İngiltere ile ticaret yapmayı düşünüp İngilizcesi yeterli olmayanların tercüman bulundurmaları gerekir. İş çevreleri için gerekli becerilerin, nüfusun büyük çoğunluğuna verilemeyişinin yanı sıra işverenler, rakiplerinin işçilerini çalacağından korktukları ve ellerindeki iş gücünü eğitmeye yanaşmadıkları için İngiltere’nin düşük maaşlı, düşük becerili iş gücü sayesinde ancak sanayileşmeye başlayan ülkelerle rekabet edebildiği ileri sürülür.

Savunma amaçlı mizahı kullanabilirsinizTicari görüşmelerde başarıda İngilizlerin belirgin özelliklerinin bilinmesi sonuç almada etkili olabilir. Bu özellikleri şöyle özetleyebiliriz: Dolaylılık; nezaket ve

“BUNLARI BILIYOR MUSUNUZ” BÖLÜMÜMÜZDE YINE ULUSLARARASI TICARETTE KÜLTÜR KONUSUNDA ÇALIŞMALAR YAPAN MARMARA ÜNIVERSITESI SOSYAL BILIMLER MESLEK YÜKSEKOKULU DIŞ TICARET ÖĞRETIM ÜYESI DOÇ. DR. MEHMET MELEMEN’IN “ULUSLARARASI TICARET KÜLTÜRÜ” KITABINDAN ALINTILAR YAPACAĞIZ. TÜRKIYE’NIN DIŞ TICARETINI GERÇEKLEŞTIRDIĞI ÜLKELERIN KÜLTÜRLERININ IŞ ILIŞKILERINI NASIL ETKILEDIĞINI AKTARAN VE DIKKAT EDILMESI GEREKEN KONULARA DIKKAT ÇEKEN KITAPTA YAŞANAN, SIKINTILAR VAKA ÖRNEKLERIYLE AÇIKLANIYOR. BÖLÜMÜMÜZÜN BU AYKI ÜLKESI ISE BIR ZAMANLAR “ÜZERINDE GÜNEŞ BATMAYAN IMPARATORLUK” OLARAK BILINEN INGILTERE…

70


kibarlık İngiliz iletişim tarzının temelini oluşturur. Kaçamak cevapların ne anlama geldiğini anlamalı ve doğrudan konuya yönelik sorular sorulmalıdır. Sert-üst dudak; düşündüklerini karşı tarafa tam olarak belli etmezler. Mizah; İngiliz mizah kültürü iş yaşamında tahmin edilenden fazla kullanılır. Ticari görüşmelerde savunma amaçlı mizah kullanılabilir. Ticari görüşmeye gidilirken yeterli miktarda kartvizit götürülmeli ve toplantılara daima zamanında gidilmelidir. Karar verme süreci yavaş olabilir. Bu yüzden iş ortağının acele karar vermemesi durumunda bırakılmamalıdır. Eğer mümkünse İngiltere’ye yaşlı temsilcinin gönderilmesi avantaj sağlar. Yaşlı kişiler otorite havasını vermesi ve İngiliz iş kültüründe daha fazla saygı görmesi açısından uygundur. İngilizler diğer toplumlardan çok farklı şekilde daha az fiziksel temas ve beden diliyle ifade bekler. Tokalaşmalar dostça sarılıp öpme ve gürültülü konuşma uygun

bulunmaz. Mahremiyet ve kişisel mesafe bu toplumda önemlidir. Otururken arada mesafe bırakmaya ve elle temas etmemeye özen gösterilmelidir.

Yüksek sesle konuşmaktan kaçınınİngiliz iş adamı kısa süreli iş ilişkilerinden ziyade uzun vadeli ilişkileri benimser. Eğer iş yapmaya karar verilirse, sizinle doğrudan ilişki içine girecek, fikirlerini açıklamakta tereddüt etmeyecektir. İyi bir ilişkinizin oluşmasında, teklifinizi ve şirketinizi değerlendirmeleri için zaman bırakmanız gerekebilir. Öte yandan ilk toplantıda yüz ifadelerini düşüncelerini belli etmeyecek seviyede tutarlar. Algılamada güçlük çekilebilir. Agresif satış teknikleri, sert satış ya da başka bir firmanın ürünü hakkında kötü iddialarda bulunma ve yüksek sesle konuşma hoş karşılanmaz. İngiliz iş kültüründe kadın ve erkek için muhafazakâr kıyafetler ölçü kabul edilir. Koyu renkler ve ağır kumaşlar geçerliliğini korur. Her türlü çizgili kravattan uzak

durulmalıdır. Çünkü İngiltere’de şerit halindeki kravatların her biri ayrı bir kurumu temsil eder.

İngilizler kendilerini AB’den hissetmezlerHediye olarak kasımpatı, beyaz zambak ve kırmızı gül götürmekten kaçınılmalı. Çiçek götürülecekse eski Avrupa gelenekleriyle uyuşacak şekilde buketin tek olmasına dikkat edilmelidir. İngiltere’de bir başka kişinin dikkatini çekmek için doğrudan kişiyi işaret etmektense başınızla işaret etmek daha uygundur. İngilizler ticari görüşmelerde beden dilini oldukça yoğun kullanır. Beden dilleriyle dostmuş izlenimi verebilirler. Dostlukların sağlanması oldukça zor olup, sağlandığında ise kalıcıdır. İngilizler günlük olayları konuşmaktan hoşlanırlar. İngiltere’ye yapılacak iş ziyareti öncesi gündemde olan konulara bakılmasında fayda vardır. İngilizler kendilerini Avrupa Birliği’nden hissetmezler. Konuşmalarda bu konuda hassas olunmalıdır.

İMMİB EĞİTİM PROGRAMI

71


Adı Topluluk Önünde Etkili KonuşmaEğitimin Tarihi 05.02.2014-06.02.2014Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Meral ALGUADİŞ [BALTAŞ]

Adı HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Merkezi) Eğitimin Tarihi 05.02.2014-06.02.2014 Eğitimin Saati 09.30 – 17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen İpek AKTAŞ [NMT]

Adı Akreditif Okuma ve Uygulama Tarihi 16.09.2013 - 10.12.2013 Tarih 10.02.2014-11.02.2014 Eğitimin Saati 09.30 – 17.30 Şehir İSTANBUL Yer

Eğitmen Hüseyin TEKGÜÇ [İNOVAKADEMİ] Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinden 1979 yılında mezun olan Hüseyin Tekgüç, aynı yıl iş hayatına Uluslararası Taşımacılık sektöründe başladı. Unipac Ambalaj’da Güney Anadolu Bölge Müdürü, Filiz Gıda Dış Ticaret Müdürü, Akpa Tekstil İhracat Uygulama Müdürü, Ekinciler Dış Ticaret Finansman ve Kambiyo Müdürü, Kastamonu Entegre Dış Ticaret’ten sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, Coşkun Orman Ürünleri Sanayi’de Dış Ticaret Danışmanı, Orma’da satış müdürü olarak çalıştı. Tekgüç, 2001’den bu yana profesyonel çalışma hayatının yanı sıra, dış ticaret konusundaki bilgi ve deneyimini eğitmen ve danışman olarak paylaşıyor.

Adı Stratejik Pazarlama YönetimiEğitimin Tarihi 13.02.2014 - 14.02.2014 Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Gülderen SOMAR [ENMAC]

Adı Yöneticilik Eğitimi – Yöneticinin Yol Haritası Eğitimin Tarihi 13.02.2014-14.02.2014Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Serap GÖKMEN [EĞİTİM AKADEMİ] Eğitim Akademi Kurucu Başkanı, Eğitmen, Danışman NLP ( Nöro Lingusitik Programlama ) eğitmenliği sertifikasını, İngiltere’de John Seymour Associates’dan alan Serap Gökmen, Uluslararası Koçluk Birliği’nden de koçluk eğitimini aldı. Londra’da, ILM ( Instıtude of Leadership & Management) tarafından Liderlik ve Yöneticilik, Fransa’da, Öfke & Stres Yönetimi Eğitimi gören ve eğitmen olarak akredite olan Gökmen, İzmir’de doğdu. Gökmen, sırasıyla Bornova Anadolu Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi ve Brighton Üniversitesinde, İş İdaresi bölümünü tamamlayarak pazarlama yüksek lisansı yaptı. 20 sene profesyonel olarak satış ve pazarlama alanında çalışan Gökmen, profesyonel iş hayatının son dokuz yılını üst düzey satış yöneticisi olarak geçirdi. Gökmen, Boğaziçi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi, İngiliz Nöro Linguistik Programlama kökenli eğitim ve danışmanlık firması John

Seymour Associates’in Türkiye temsilciliğini yaptı ve PDR Group eğitim firması için eğitim danışmanı olarak çalıştı. Avrupa Birliği projelerinde eğitim danışmanlığı yapan Gökmen, özellikle Anadolu’da kadın girişimciliğini artırmak için kadınlara satış - pazarlama ve girişimcilik eğitimleri veriyor. Satış, Satış Yönetimi, Yöneticilik, Liderlik, Koçluk, Sunum Becerileri, Stres yönetimi, Etkili ve Güzel Konuşma, Eğiticinin Eğitimi ve İletişim eğitimlerinde uzmandır. 20.000 saati aşkın eğitmenlik deneyimine sahip olan Gökmen, TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi ) adına pek çok projede eğitmenlik yaptı. Gökmen, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği BÜMED, İstanbul Tekstil İhracatçılar Birliği İTKİB, İstanbul Maden ve Metal İhracatçı Birlikleri IMMIB ve ABİGEM eğitmenleri arasında yer almaktadır.

Adı Dış Ticaret ÜrünleriEğitimin Tarihi 17.02.2014 - 18.02.2014 Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Gökhan AKSAY [MİDA]

Adı Takım Çalışması ve LiderlikEğitimin Tarihi 18.02.2014 - 19.02.2014 Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Efsun Yüksel TUNÇ [İNDUS] 1991 yılında iş yaşamına adım atan ve 1995 yılından bu yana beri bilgi ve deneyimini paylaşan Efsun Yüksel Tunç, Indus Danışmanlık’ın kurucusu olarak firmalara eğitim, insan kaynakları ve yönetim/strateji konularında danışmanlık hizmeti veriyor. Türkiye’de İngilizce öğrenimi konusunda Indus bünyesinde kur sistemi olmadan konuşmaya yönelik İngilizce Programlarını oluşturan Tunç paylaşımlarını İngilizce de yapabiliyor. İstanbul Üniversitesi “Sosyal Bilimler Avrupa İlişkileri”nden sonra İngiltere’de ikinci üniversite olarak Heriot Watt University’de İşletme okuyan Tunç, yurtiçi ve yurtdışında eğitimlere katıldı. 19 yıldır çalışma hayatında olan Tunç 9 yıldır lider kurumlara Indus hizmetlerini ekip arkadaşlarıyla birlikte sunuyor. Tunç, 16 yıldır profesyonel olarak aktif satış ve 10 yıldır da yöneticilik yapıyor.

Adı Tedarik Zinciri Yönetimi Atölyesi Eğitimin Tarihi 19.02.2014 - 20.02.2014 Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Ceyhun YEŞİLŞERİT [RÖNESANS] 1982 Yılında İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlayan Yeşilyurt, daha sonra İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Uluslararası İşletmecilik ve İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nde İşletmecilik Uzmanlaşma programlarına katıldı. Katıldığı birçok yurtiçi ve yurtdışı eğitimler içinde Birleşmiş Milletlere bağlı Cenevre’de yer alan eğitim kuruluşu ITC’nin “Trade Tutor” Eğitimi ve Avusturya, Karl Heinz Sebastian okulunun geliştirdiği “Power Pricing” Eğitimi de bulunuyor. Yeşilyurt, 1982 yılında başladığı profesyonel iş yaşamının bir bölümünü yurtdışında Irak, Suudi Arabistan, ABD ve Rusya Federasyonu’nda çalışarak geçirdi. 1996 Mart ayından 2009 Aralık ayına kadar 13 yıl uzun bir dönem Güney Avrupa Bölge İş Geliştirme Müdürlüğü de yaptığı Pipelife International Holding’in Türkiye’deki yatırımı olan Arılı Plastik’te çalışan Yeşilyurt, 2005-2006 dönemimde Pipelife Business School mezunu olarak yurtdışında ve yurtiçinde şirket içi eğitimlerde de eğitmen olarak görev aldı. ITC’nin Ulusal Danışmanı olarak Türk İhracatçılar Meclisi

eğitimi projesi de dahil olmak üzere İGEME, İSO, Orta Anadolu İhracatçılar Birliği ve Ege İhracatçılar Birliğinin eğitmeni olarak görev alan Yeşilyurt, çeşitli dergi ve gazetelerde Dış Ticaret, Satış, Eğitim ve Kariyer Planlama konularında makaleler yazdı. Uzun yıllar çalıştığı şirketleri temsilen katıldığı Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun çeşitli iş konseylerinde özellikle Bağımsız Devletler Topluluğu ile yapılan yurtiçi ve yurtdışı toplantılarında bulunan Yeşilyurt, uzun yıllardır İstanbul Ticaret Odası’nın İhracata İlk Adım Projesi’nde danışman olarak görev yapıyor. Şu anda 7’inci etabı gerçekleştirilen programın 2009 yılında metodolojisini redakte eden Yeşilyurt, yine İTO tarafından Türkiye’nin başarılı KOBİ’leri yarışmasında dallarında birinci seçilen şirketlere “Pazarlama, Satış ve Yönetim Danışmanı” olarak danışmanlık ve eğitim hizmeti veriyor. 2011’den bu yana Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından “Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi” tebliği çerçevesinde “Uzman Eğitmen” olarak akredite olan Yeşilyurt, bu kapsamda Antalya, Denizli, Mersin ve Gaziantep de “Dış Ticaret Yüksek Uzmanlaşma Programı” eğitmeni olarak görev yapıyor. Birleşmiş Milletlere bağlı Cenevre’de yer alan eğitim kuruluşu ITC’nin “Trade Tutor” eğitimini alarak “BMS (İş Yönetim Sistemi)” öğretisi ve araçlarının kullanımı konusunda süregitmekte olan eğitimlerde görev almaya devam ediyor. Yeşilyurt, “Dış Ticaret, Uluslar arası Pazarlama Stratejileri, Kurumsallaşma” konularında Eğitmen/Danışman olarak bilgi ve deneyimleri Rönesans çatısı altında paylaşıyor.

Adı Satınalma Yönetimi Eğitimin Tarihi 20.02.2014 - 21.02.2014 Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Angela TERESI [NMT]

Adı Finans Dışı Yöneticiler İçin Finansal Tabloların Okunması Eğitimin Tarihi 20.02.2014 - 21.02.2014 Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Nail ŞENCAN [RÖNESANS]

Adı Etkili ve Güçlü İletişim Beceriler Eğitimin Tarihi 24.02.2014 - 25.02.2014 Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yeri Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Özgü KAYNAK [CASE LEARNİNG]

Adı İşletmelerde Atık YönetimiEğitimin Tarihi 28.02.2014Eğitimin Saati 09.30-17.30 Şehir İSTANBUL Yer Dış Ticaret Kompleksi- Çobançeşme Mevkii A Blok Yenibosna / BahçelievlerEğitmen Hacer KAYHAN [HİZMED] 18 yıl işçi sağlığı, iş güvenliği ve çevre alanında çalışan Kayhan, yasal izinler, kanunlara uygunluk, OHSAS 18001, ISO 14001 ve ISO 9001 yönetim sistemleri kurma ve uygulama, risk analizi ve denetimler konusunda deneyime sahip. İşçi sağlığı, İş güvenliği ve Çevre konularında Avrupa Birliği, Kuzey Amerika ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına hakim olan Kayhan, ulusal ve uluslararası işçi sağlığı, iş güvenliği ve çevre alanında ihtiyaçların belirlenmesi, çözüm yolları ile bu çözümlerin uygulana rehberlik ediyor.

72

KANUN

Kanada’nın GTS listesinden çıktık

Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan yazıda Ottava Ticaret Müşavirliği’nden alınan yazıya ithafen, Kanada Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi

(Genel Tercihli Tarife) uygulamaları hususuna ilişkin olarak http://www.gazete.gc.ca/rp-rp/p2/2013/2013-10-09/html/sor-dors161-eng.

php linkinden ulaşılabileceği üzere, 9 Ekim 2013 tarihli Kanada Resmi Gazetesi’nde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir kısım ülkenin GTS sisteminden mezun edildiği ve değişikliklerin 1 Ocak 2015’te yürürlüğe gireceği ifade edilerek konuya yeniden itiraz hakkımızın bulunmadığının, Kanada

makamlarından teyit edildiği bildirildi. Diğer taraftan, Kanada pazarına girişimizin kolaylaştırılmasında önemli olan serbest ticaret anlaşması sürecinin hızlandırılması için gerçekleştirilen çalışmaların Ekonomi Bakanlığı tarafından devam ettirildiği de iletildi.

Türk Eximbank, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “İhracat Reeskont Kredisi Uygulama Talimatı” kapsamında kendilerine tahsis edilen 11 milyar ABD doları tutarındaki limit çerçevesinde uygulanan Reeskont Kredisi

programında önemli ölçüde talep yoğunluğu yaşandığını açıkladı. Buna göre TCMB’ce sektörün talep ve ihtiyaçları doğrultusunda ihracat taahhütlerine ilişkin olarak İhracat Reeskont Kredisi Uygulama Talimatı’nda değişiklikler

yapıldığı belirtildi. TCMB’ce yapılan düzenlemelere paralel olarak ayrıca;

• İhracat taahhütlerinin en az yüzde 50’sini yerine getiren firmalara altı ay ek süre verilecek. Taahhütlerin tamamını henüz gerçekleştirmemiş firmalara da bu

süre uygulanacak. • Bir yıl içinde iki kez kredi taahhüdünü hiç gerçekleştirmeyen firmaların kredi

kullanım talepleri ise bir yıl sonra kabul edilecek. Türk Eximbank, yeni düzenlemenin ilgili ihracatçı birlikleri şube ve birimleri

aracılığı ile üyelerinize, müşterilerinize duyurulması ve kredi başvurularının Türk Eximbank Genel Müdürlüğü ile Ankara Bölge Müdürlüğü ve İzmir Şubesi’ne

yapılması konusunda bilgilendirilmesini istedi.

Reeskont kredilerinde değişikler

Ekonomi Bakanlığı’ndan meclisimize iletilen yazıda, Avrupa Birliği’nde 1 Ocak 2014 tarihinden

itibaren uygulanmaya başlayacak Genelleştirilmiş Tercihler sistemi (GTS) rejimini düzenlemek üzere hazırlanan 978/2012 sayılı yönetmelik uyarınca, halihazırda 176 olan GTS yararlanıcısı ülke sayısının 89’a düşürüldüğü belirtilmektedir. Anılan yazıda devamla, yönetmelikte değişiklik öngören ve 21/02/2013 tarihinde AB’nin Resmi Gazetesi’nde yayımlanan 154/2013 sayılı yönetmelik hükmü uyarınca, yararlanıcı ülkeler listesinden Azerbaycan ve İran’ın da çıkarıldığı ifade ediliyor. Söz konusu değişikliklerin, Türkiye – AB arasında Gümrük Birliği’ni tesis eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 13’üncü ve 16’ncı maddeleri uyarınca, ülkemiz dış ticaret rejimine de uygulanması gerekiyor. AB GTS rejimini düzenleyen yönetmeliğin tam metnine www.eur-lex.eurepa.eu internet sitesi 2012/October/31.10.2012/L303 sekmeleri üzerinden ulaşılabilir.

AB, GTS yararlanıcısı ülke sayısını 89’a düşürdü

İSTANBUL DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRAC ATÇIL ARI ... · AR-GE merkezleri, teknokentler,...

Documents

Transcript of İSTANBUL DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRAC ATÇIL ARI ... · AR-GE merkezleri, teknokentler,...