İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE...

302
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE KAYNAKLIĞI: İLK DÖNEM SİYER ve İSLAM TARİHİ KAYNAKLARINDA AYET KULLANIMI Belkıs ÖZSOY DEMİRAY 1240208506 DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY Isparta, 2019

Transcript of İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE...

Page 1: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI

KUR'ÂN'IN SİYERE KAYNAKLIĞI: İLK DÖNEM SİYER ve

İSLAM TARİHİ KAYNAKLARINDA AYET KULLANIMI

Belkıs ÖZSOY DEMİRAY

1240208506

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

Isparta, 2019

Page 2: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,
Page 3: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,
Page 4: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

iii

(ÖZSOY DEMİRAY, Belkıs, Kur'ân'ın Siyere Kaynaklığı: İlk Dönem Siyer ve

İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi, Isparta, 2019)

ÖZET

Bütün İslamî ilimlerde olduğu gibi, siyer ve İslam tarihi söz konusu olduğunda

da, ilk müracaat kaynağı şüphesiz Kur'ân-ı Kerim'dir. Bu çalışmada Kur'ân'ın, siyer ve

İslam tarihi kaynağı olarak önemi ve kaynak olarak kullanımındaki sınırlılıkları ele

alınmıştır. İhtiva ettiği peygamber kıssaları, geçmişle ilgili bilgiler, tarihi olaylar ve

olgular itibariyle Kur'ân, tarih açısından oldukça mühimdir. Sahih, orijinal ve objektif

bir kaynak olan Kur'ân, aynı zamanda içermiş olduğu tarih felsefesi ve metodolojisine

dair prensiplerle de tarihçiler için büyük önem arz etmektedir. Fakat bunun yanında

Kur'ân'ın kendine has düzeni, kronolojik olmaması, tafsilata girmemesi, zaman ve

mekân belirtmemesi ve ibret almayı amaçlayan üslubu gibi hususlar, ondan

faydalanmayı zorlaştırmaktadır.

Araştırmamızın amacı, Kur'ân'ın siyer ve İslam tarihine ne ölçüde kaynaklık

edebileceğini ve ilk siyer ve İslam tarihi müelliflerinin, Kur'ân'ın kaynaklığı hususunda

nasıl bir tablo çizmiş olduklarını ortaya koymaktır. Bu amaçla İbn İshâk'ın Sîre'si, İbn

Hişâm'ın es-Sîretü'n-Nebeviyye'si, Vâkıdî'nin Megâzî'si, İbn Sa'd'ın Tabakât'ı ve

Taberî'nin Tarih'i incelenmiştir. Ayrıca çalışmanın Bedir, Uhud, Hendek Savaşları,

Hudeybiye Antlaşması ve Tebük Seferi ile sınırlandırılmasına gerek duyulmuştur. Bu

çerçevede müelliflerin ayetleri kullanımı, zikretme şekilleri ve amaçları hakkındaki

tespitler ve değerlendirmeler ortaya konmuş ve tefsir literatürü ile mukayese edilmek

suretiyle, malumatın ne derece uygun olduğu belirlenmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kur'ân, Siyer, İslam Tarihi, Tarihî Kaynak, İbn İshâk, İbn

Hişâm, Vâkıdî, İbn Sa'd, Taberî

Page 5: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

iv

(ÖZSOY DEMİRAY, Belkıs, The Quran As a Source of Sira: The Use of

Quranic Verses in the Early Period Sira and Islamic History Sources, Ph.D. Thesis,

Isparta, 2019)

ABSTRACT

As in all Islamic sciences, when sira and history of Islam are discussed, the first

source of reference is undoubtedly the Qur'an. In this study, it is examined what kind of

importance the Qur'an has with regard to Sira and History of Islam and what kind of

limitations in its use as an historical source. It is very important in terms of history

because of the prophetic stories, information about the past, historical events and the

facts that it has involved. The Qur'an as a genuine, original and objective source as well

as the principles that it contains regarding to the philosophy and methodology of

history, has a great importance for historians. However the issues such as the Qur'an's

own scheme, not having any chronology and not any more details and not indicating

times and places of the historical events and but rather having wording of taking lessons

from them make some difficulties for the reseachers to use it.

The aim of our research is to demonstrate to what extent the Qur'an can be a

source of sira and Islamic history and to reveal how the first sira and Islamic history

writers have drawn a picture about the source of the Qur'an. For this purpose, Ibn

Iskhak's Sîre, Ibn Hisham's es-Sîretü'n-Nebeviyye, Vâkıdî's Megâzî, Ibn Sa'd's Tabakât

and Tabari's Tarih have been examined. In addition, the study had to be limited to

Bedir, Uhud, Hendek Wars, Hudaybiye Treaty and Tebuk Expeditionl. In this context,

determinations and evaluations about the use of verses by these authors, their

mentioning styles and aim of refering are examined. Compared to the literature of the

Quranic commentary, the information is determined to what degree they are

appropriate.

Key Words: Qur'an, Sira, History of Islam, Historical Source, Ibn Iskhak, Ibn

Hisham, Vâkıdî, Ibn Sa'd, Tabari

Page 6: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

v

İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI ....................................................................... i

YEMİN METNİ ........................................................................................................... ii

ÖZET ........................................................................................................................... iii

ABSTRACT ................................................................................................................ iv

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ v

KISALTMALAR ...................................................................................................... viii

ÖNSÖZ ........................................................................................................................ ix

GİRİŞ ............................................................................................................................ 1

I. BÖLÜM

SİYERE KAYNAKLIĞI AÇISINDAN KUR’ÂN VE İLK DÖNEM SİYER VE

İSLAM TARİHİ MÜELLİFLERİ

1. TARİHİ KAYNAK DEĞERİ AÇISINDAN KUR'ÂN'IN ÖNEMİ .................... 9

1.1. Sahih Kaynak Olması ......................................................................................... 9

1.2. Orijinal Olması ................................................................................................. 12

1.3. Objektif Olması................................................................................................. 14

1.4. Esbâb-ı Nüzûl ................................................................................................... 17

1.5. Kur'ân'da Tarih Felsefesine Dair Prensipler ..................................................... 25

2. TARİHİ KAYNAK OLARAK KUR'ÂN'IN SINIRLILIKLARI ..................... 34

2.1. Tarih Kitabı Olmaması ..................................................................................... 34

2.2. Tafsilatlı Olmaması........................................................................................... 39

2.3. Kur'ân'ın Düzeni ............................................................................................... 43

2.4. Kronolojik Olmaması ....................................................................................... 46

2.5. İbret Alınacak Tarzda Anlatım ......................................................................... 50

3. İLK DÖNEM SİYER VE İSLAM TARİHİ MÜELLİFLERİ .......................... 53

3.1. İbn İshâk ........................................................................................................... 53

3.1.1. Hayatı ve Tarihçiliği .................................................................................. 53

1.2. Eseri............................................................................................................... 57

3.2. İbn Hişâm .......................................................................................................... 58

3.2.1. Hayatı ve Tarihçiliği .................................................................................. 58

3.2.2. Eseri ........................................................................................................... 58

3.3. Vâkıdî................................................................................................................ 60

3.3.1. Hayatı ve Tarihçiliği .................................................................................. 60

3.3.2. Eseri ........................................................................................................... 62

3.4. İbn Sa'd ............................................................................................................. 63

3.4.1. Hayatı ve Tarihçiliği .................................................................................. 63

3.4.2. Eseri ........................................................................................................... 64

3.5. Taberî ................................................................................................................ 65

Page 7: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

vi

3.5.1. Hayatı ve Tarihçiliği .................................................................................. 65

3.5.2. Eseri ........................................................................................................... 66

II. BÖLÜM

KLASİK SİYER VE İSLAM TARİHİ MÜELLİFLERİNİN KUR’ÂN

AYETLERİNİ KAYNAK OLARAK KULLANIMLARI

1. BEDİR GAZVESİ ................................................................................................. 67

1.1. Enfâl Sûresi ....................................................................................................... 68

1.1.1. Ganimetlerin Durumu ................................................................................ 69

1.1.2. Savaşın Sebebi ........................................................................................... 75

1.1.3. İlahi Yardım ............................................................................................... 81

1.1.4. Düşman Karşısında Sebat Etmek ............................................................... 91

1.1.5. Müşriklerin Tehdit Edilmesi ...................................................................... 94

1.1.6. Müminlere Yönelik Uyarılar ve Emirler .................................................. 101

1.2. Diğer Ayetler .................................................................................................. 112

2. UHUD GAZVESİ ................................................................................................ 121

2.1. Âl-i İmrân Sûresi ............................................................................................ 123

2.1.1. Uhud'a Çıkış ............................................................................................. 124

2.1.2. İlahi Yardım ............................................................................................. 126

2.1.3. Savaş Meydanındaki Çözülme ................................................................. 129

2.1.4. Allah'a ve Peygamber'e İtaat .................................................................... 134

2.1.5. Sünnetullah'a Dair Esaslar ve Müdâvele .................................................. 137

2.1.6. Kâfirlere İtaatten Sakınmak ..................................................................... 139

2.1.7. Yenilginin Sebebi ..................................................................................... 140

2.1.8. Münafıkların Tutumları ............................................................................ 147

2.1.9. Cihada Teşvik........................................................................................... 149

2.1.10. Hamrâülesed Gazvesi ............................................................................. 151

2.1.11. Âl-i İmrân Sûresinin Son Bölümü ......................................................... 152

2.2. Diğer Ayetler .................................................................................................. 154

3. HENDEK/AHZÂB GAZVESİ ........................................................................... 157

3.1. Ahzâb Sûresi ................................................................................................... 159

3.1.1. Alt ve Üst Taraftan Gelen Düşmanlar ...................................................... 159

3.1.2. Münafıkların Durumu .............................................................................. 162

3.1.3. İman Edenlerin Durumu ........................................................................... 166

3.1.4. Savaşın Sonucu ........................................................................................ 168

3.2. Diğer Ayetler .................................................................................................. 170

4. HUDEYBİYE ANTLAŞMASI ........................................................................... 171

4.1. Fetih Sûresi ..................................................................................................... 173

4.1.1. Apaçık Bir Fetih ....................................................................................... 174

4.1.2. Seferden Geri Kalanlar ............................................................................. 179

4.1.3. Rıdvan Biatı ............................................................................................. 182

Page 8: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

vii

4.1.4. Fetih ve Ganimet Müjdesi ........................................................................ 184

4.1.5. Tarafların Barışa Yönlendirilmesi............................................................ 185

4.2. Mümtehine Sûresi ve Hicret Eden Kadınların Durumu .................................. 191

4.3. Diğer Ayetler .................................................................................................. 192

5. TEBÜK GAZVESİ .............................................................................................. 196

5.1. Tevbe Sûresi ................................................................................................... 196

5.1.1. Sefere Çıkma Emri ................................................................................... 197

5.1.2. Münafıkların İzin İstemeleri .................................................................... 199

5.1.3. Münafıkların İç Dünyaları ve Dışa Yansıyanlar ...................................... 204

5.1.4. Münafıklar ve Müşrik Olarak Ölenler İçin Bağışlanma Dilemek ............ 214

5.1.5. Sefere Katılmayanlar ................................................................................ 216

5.1.6. Mescid-i Dırar .......................................................................................... 220

5.1.7. İman Edip Allah Yolunda Savaşanlar ...................................................... 222

5.1.8. İnananların Toptan Sefere Katılmalarının Doğru Olmaması ................... 223

5.2. Diğer Ayetler .................................................................................................. 225

6. KUR'ÂN'I KAYNAK OLARAK KULLANMASI AÇISINDAN İLK DÖNEM

SİYER VE İSLAM TARİHİ MÜELLİFLERİ ..................................................... 226

6.1. İbn İshâk'ın Ayet Kullanımı ve Ayetleri Tefsir Etmesi .................................. 226

6.2. İbn Hişâm'ın Ayet Kullanımı .......................................................................... 235

6.3. Vâkıdî'nin Ayet Kullanımı ve Ayetleri Tefsir Etmesi .................................... 239

6.4. İbn Sa'd'ın Ayet Kullanımı ve Ayetleri Tefsir Etmesi .................................... 251

6.5. Taberî'nin Ayet Kullanımı ve Ayetleri Tefsir Etmesi ..................................... 258

SONUÇ ..................................................................................................................... 263

KAYNAKÇA ............................................................ Hata! Yer işareti tanımlanmamış.

EKLER ..................................................................................................................... 282

ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................. 291

Page 9: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

viii

KISALTMALAR

bkz. : bakınız

b. : ibn

bt. : bint

Çev. : Çeviren

DİA : Diyanet İslam Ansiklopedisi

DİB : Diyanet İşleri Başkanlığı

Ed. : Editör

H. : Hicrî

Haz. : Hazırlayan

Hz. : Hazreti

İA : Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

s. : sayfa

ss. : sayfalar arası

TDV : Türkiye Diyanet Vakfı

Ter. : Tercüme eden

Thk. : Tahkik eden

y.y. : yayın yeri yok

tsz. : tarihsiz

vd. : ve diğerleri

Page 10: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

ix

ÖNSÖZ

Kur'ân-ı Kerim, oldukça zengin bir tarihi malumatı ihtiva eder ve bunların ibret

nazarıyla incelenmesini ister. Bunun yanında Hz. Peygamber'e, onun hayatına,

mücadelesine ve ahlakına büyük bir önem atfeder. Bu nedenle Hz. Peygamber'in

hayatının doğru tetkik edilmesi gerekmektedir. Nitekim onun gerektiği gibi tanınması,

tanıtılması ve örnek alınması, onun hayatının doğru bilgilerle anlatılmasına bağlıdır.

İhtiyaç duyulan sahih malumatı elde etmek için, başvurulması gereken öncelikli merci,

hiç şüphesiz ki Kur'ân-ı Kerim olmalıdır. Onun hayatının çerçevesini Kur'ân'ın bize bu

konuda sunduğu bilgiler şekillendirir. İstifade edilecek olan diğer bütün kaynaklardan

elde edilen bilgiler ise, Kur'ân süzgecinden geçirilmelidir.

Kur'ân geçmiş toplumlar ve peygamberler hakkındaki ayetleri muhtevi olması

itibariyle peygamberler tarihine, hatta dünya tarihine kaynaklık etmektedir. Fakat

Kur'ân'da işaret edilen tarihi konular, bunlardan ibaret değildir. Kur'ân, Hz.

Peygamber'in doğup büyüdüğü ortam, çocukluğu, nübüvveti, karşılaştığı tepkiler,

çektiği sıkıntılar, hicreti, askeri faaliyetleri, diğer din mensuplarıyla ilişkileri, aile

hayatı, insanlarla münasebeti, ahlakı ve şahsiyeti gibi birçok mesele hakkında bilgiler

içermesi sebebiyle siyer için de vazgeçilmez bir kaynaktır. Kur'ân'ın tarihî kaynak

değeri ve onun kaynaklığından ilk dönem siyer ve İslam tarihi müellifleri tarafından ne

ölçüde istifade edildiği hususu, araştırmamızın konusunu oluşturmaktadır.

Araştırmamız giriş, iki ana bölüm ve sonuç bölümünden müteşekkildir. Giriş

kısmında araştırmanın konusu, amacı, kapsamı, yöntemi ve kaynakları hakkında bilgi

verilmiştir. Birinci bölümde Kur'ân'ın siyere ve İslam tarihine kaynaklığı açısından

önemine ve sınırlılıklarına değinilmiştir. Bunun yanında araştırmamızda esas kabul

ettiğimiz müellifler ve eserleri hakkında genel bilgilere de yer verilmiştir. İkinci

bölümde ilk dönem siyer ve İslam tarihi eserlerinde ayetlerin kullanımına örnekler

verilmiştir. Bu amaçla Bedir, Uhud, Hendek ve Tebük Gazveleri ile Hudeybiye

Antlaşması incelenmiştir. Ayrıca Kur'ân'ı kaynak olarak kullanmaları açısından ilk

dönem müellifleri hakkındaki genel tespit ve değerlendirmeler sunulmuştur.

Çalışmamı tamamlama sürecinde bilgi, tecrübe ve desteğini esirgemeyen

muhterem danışmanım Prof. Dr. İsmail Hakkı Göksoy'a teşekkürlerimi sunuyor ve

şükran borcumun her zaman devam edeceğini belirtmek istiyorum. Ayrıca kıymetli

Page 11: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

x

zamanlarını ayırarak çalışmaya değerli katkılarda bulunan, saygıdeğer hocalarım Prof.

Dr. Murat Sarıcık ve Prof. Dr. M. Saffet Sarıkaya'ya saygılarımı ve şükranlarımı arz

ediyorum. Çalışmam sürecinde yurtiçi doktora bursu olarak maddi desteğinden

faydalandığım TÜBİTAK'a teşekkür ediyor; bu süreçte yardımını ve desteğini

esirgemeyen fedakâr anneme, babama ve eşime de en kalbî teşekkürlerimi sunuyorum.

Belkıs ÖZSOY DEMİRAY

Isparta 2019

Page 12: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

1

GİRİŞ

İslamiyet öncesine ait eyyâmü'l-Arab1 ve ensâb ilminin etkisinde gelişen basit

formdaki tarih anlayışı, İslamiyet'ten sonra ortaya çıkan siyasî ve sosyal gelişmeler,

okuma-yazmanın yaygınlaşması, diğer din mensupları ve fethedilen ülke sakinleri ile

etkileşim, Kur'ân'da tarihî konulara dair anlatımların bulunması ve Hz. Peygamber'in

hayatına ilgi duyulması gibi sebeplerden ötürü tarih, Müslümanlar tarafından özel önem

verilen disiplinlerden birisi olmuştur.2 Müslümanlar arasındaki tarih çalışmaları, siyer

ve megâzî ile başlamış, daha sonra tabakât, terâcim, futuhât ve ensâb eserleri de telif

edilmeye başlanmıştır.3 Siyer, "davranış, yol, adet" anlamına gelen4 "sîre" kelimesinin

çoğuludur. Genelde, "savaş yeri, savaş hikâyeleri" anlamına gelen5 "megâzî" kelimesi

ile birlikte kullanılır. Siyer ve megâzî, Hz. Peygamber'in hayatı, sözleri, şahsiyeti, tebliğ

faaliyetleri ve savaşlarını sağlam kaynaklara dayanarak inceleyen ilim olarak tarif

edilir.6

1 Bkz. Philip Hitti, Siyâsî ve Kültürel İslam Tarihi, Çev. Salih Tuğ, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1989,

I, 134-136; M. Ali Kapar, "Eyyâmü'l-Arab", DİA, Ankara, 1995, XII, 14-16. 2 Sabri Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, DİB Yayınları, Ankara, 1991, s. 37-44; Ramazan Şeşen,

Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İSAR Vakfı Yayınları, İstanbul, 1998, s. 17; Şaban Öz,

İlk Siyer Kaynakları ve Müellifleri, İSAR Vakfı Yayınları, İstanbul, 2008, s. 15-20, 385-386;

Mustafa Fayda, "Siyer ve Megâzî", DİA, Ankara, 2009, XXXVII, 320-321; Fayda, "Tarih", DİA,

Ankara, 2011, XL, 30-32. 3 İslam tarihçiliğinin gelişimi hakkında bkz. Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 42-70; M.

Şemsettin Günaltay, İslam Tarihinin Kaynakları -Tarih ve Müverrihler-, Endülüs Yayınları,

İstanbul, 1991, s. 17-22; İsmail Yiğit, “Kur’an ve Siretü’n-Nebevi”, Kur’ân ve Tefsir Araştırmaları

II, İstanbul, 2001. s. 91-93; Josef Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu İlk Siyer/Meğazî Eserleri ve

Müellifleri, Çev. Ramazan Altınay- Ramazan Özmen, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2002, s. 19-

114; Mehmet Özdemir, "Siyer Yazıcılığı Üzerine", Milel ve Nihal, Cilt: 4, Sayı: 3, 2007, s. 130-135;

Fayda, "Siyer ve Megâzî", s. 319-324; Fayda, "Tarih", s. 30-36; Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 16-

57; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 11-22; Mustafa Fayda, "Siyer Sahasındaki İlk Telif Çalışmaları", Bir

Bilim Olarak Siyer ve Kaynakları, Der. Adnan Demircan, Siyer Yayınları, İstanbul, 2014, ss. 9-21;

Adnan Demircan, Siyer, Beyan Yayınları, İstanbul, 2016, s. 16-18; Fuat İstemi, Hicret Bağlamında

Tarih ve Hadis Metodolojileri, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2017, s. 28-38; Fatih Özaktan,

Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, Marmara Akademi Yayınları, İstanbul, 2017. s. 40-54. 4 İbn Manzûr, Lisanu'l-Arab, I-XVIII, Neşru Edebi'l-Havza, Kum, 1405/1363, IV, 389; Fayda, "Siyer

ve Megâzî", 319. Kelimenin anlam ve kullanımları için bkz. Isfahânî, Müfredat (Kur’an Kavramları

Sözlüğü), Ter. Abdülbaki Güneş- Mehmet Yolcu, Çıra Yayınları, İstanbul, 2012, s. 522-523; İbn

Manzûr, Lisanu'l-Arab, IV, 389-391; Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 27-31. 5 İbn Manzûr, Lisanu'l-Arab, XV, 124; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 20; Fayda, "Siyer ve

Megâzî", s. 319. 6 Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 48; Fayda, "Siyer ve Megâzî", s. 319; Şeşen, Müslümanlarda

Tarih, s. 20-21; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 11; Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s.

31; Yiğit, “Kur’an ve Siretü’n-Nebevi”, s. 91. Siyer, aynı zamanda devletler hukuku alanına ait

konuları ifade etmek için de kullanılmıştır. Bu alanda yazılan ayrı eserler bulunduğu gibi, fıkıh

kitaplarının bir bölümüne "siyer" adı da verilmiştir. Konu hakkında bkz. Fayda, "Siyer ve Megâzî",

s. 319; Ahmet Yaman, "Siyer", DİA, Ankara, 2009, XXXVII, 316-319; Özdemir, "Siyer Yazıcılığı

Üzerine", s. 129-130; Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 29-30.

Page 13: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

2

İslam Peygamberi olarak Hz. Muhammed'in doğru şekilde tanınması ve

hayatının doğru bir biçimde ortaya konulması, onun gerektiği gibi örnek alınması

açısından önemlidir. Bu amaçla yapılan çalışmaların da sağlam kaynaklara dayanması

gerekmektedir. Bu kaynakların en başında Kur'ân-ı Kerim'in geldiği şüphesizdir.

Kur'ân, bütün İslamî ilimlerin temel kaynağını teşkil etmesinin yanı sıra, İslam tarihinin

de en mühim kaynağı konumundadır. Kur'ân'ın Hz. Peygamber'e atfettiği önem7,

Müslümanlar arasında onun hayatı ve mücadelesine duyulan ilgiyi artırmıştır.8 Bunun

yanında Kur'ân, Hz. Peygamber'in hayatı ve yaşadığı dönem ile ilgili malumat içeren

çok sayıda ayeti muhtevidir.9 Ayrıca Kur'ân'ı ve İslam'ı daha iyi anlamak için de, onun

hayatı ve mücadelelerinin iyi öğrenilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan Kur'ân, İslam

tarihinin bir ilim olarak gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.10

Kur'ân, yaklaşık yirmi üç yıllık bir süre zarfında, farklı zaman ve mekânlarda,

farklı durumlara bağlı olarak nazil olmuştur. Kur'ân'ın, nazil olduğu ortam ile sıkı bir

irtibatı vardır.11 Kur'ân, tarih üstü bir kimliğe sahiptir ve bütün insanlar için bir

rehberdir. Fakat bu durum, onun tarihî bir toplum içerisinde nazil olduğu, ilk

muhataplarının dilini kullandığı ve ilk olarak onların zihin dünyalarını hedef aldığı

gerçeğini değiştirmez.12 Kur'ân'ın anlaşılması amacıyla, tefsircilerin başvurdukları

önemli alanlardan biri siyerdir. Fakat buna rağmen siyerin, bazı usulcüler tarafından

müfessirde bulunması icap eden ilimler arasında sayılmaması13, hayret edilecek bir

durum olarak görülmektedir. Siyer, nüzûl ortamına şahit olamayanları, aradaki zaman

ve mekân farkını ortadan kaldırarak, vahyin nüzûl ortamı ile buluşturur. Kur'ân'da

belirtilmeyen fakat işaret edilen tarihsel arka planı açıklığa kavuşturur. Kur'ân'ın doğru

7 Âl-i İmrân 3/32, 81, 164; Nisâ 4/136; Ahzâb 33/6, 21, 40, 56; Enbiyâ 21/107; Kalem 68/4 vd. 8 Ahmet Önkal, "Müzakere", Kur’ân ve Tefsir Araştırmaları II, İstanbul, 2001, s. 104; Fayda, "Siyer

ve Megâzî", s. 319; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 16; Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü,

s. 40. 9 Bkz. Ömer Özsoy- İlhami Güler, Konularına Göre Kur’an (Sistematik Kur’an Fihristi), Fecr

Yayınları, Ankara, 2014, s. 565-689. 10 Fayda, "Siyer ve Megâzî", s. 320; Ünal Kılıç, "Hz. Peygamber'i Anlama ve Anlatmada Kaynak ve

Araştırmaların Yeri ve Önemi", İSTEM, Yıl:7, Sayı:13, 2009, s. 30-31. 11 M. Mahfuz Söylemez, "Kur'an'ın Anlaşılmasına Tarihin Etkisi: Kureyş ve Fil Sûreleri ile Necm

Sûresi 19-23. Ayetleri Örneği", Kur'an ve İslami İlimlerin Anlaşılmasında Tarihin Önemi, Ed. M.

Mahfuz Söylemez, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2013, s. 68; Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında

Siyerin Rolü, s. 11. 12 Söylemez, "Kur'an'ın Anlaşılmasına Tarihin Etkisi", s. 68. 13 Suyutî, el-İtkân fî Ulûmi'l-Kur'ân, I-II, Ter: Sakıb Yıldız- H. Avni Çelik, Hikmet Neşriyat, İstanbul,

1987, II, 461-463.

Page 14: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

3

anlaşılmasını sağlarken, doğru anlamaya engel olan durumları da ortadan kaldırır.14

Kur'ân-siyer ilişkisi hususunda netice olarak diyebiliriz ki, "Siyer Kur'ân'ı beyan eder,

Kur'ân ise siyeri cem eder. Diğer bir ifadeyle siyerin özü ve hülasası Kur'ân, Kur'ân'ın

tafsili ise siyerdir."15

Hz. Peygamber'i, onun hayatını, kişiliğini ve yaşadığı dönemin özelliklerini

dikkate almadan Kur'ân'ı anlamaya çalışmak, birtakım problemleri ve yanlış anlamaları

beraberinde getirir. Aynı zamanda Kur'ân'ı dikkate almadan yapılan bir siyer çalışması

da, bizi sağlıklı sonuçlara götürmeyecektir. Hz. Muhammed'i doğru anlama ve tasavvur

etme konusunda temel ölçü Kur'ân olmalıdır. Sahip olduğumuz peygamber algısının ne

ölçüde sağlıklı olduğunu anlamak için Kur'ân'a başvurmak gerekir.16 Kur'ân, Hz.

Peygamber ve ashabı konusunda denge ve itidalli olmanın ölçülerini ortaya koyar.

"Fart-ı muhabbet makbul, ama ifrat merduddur."17 Kur'ân'da Hz. Peygamber'in beşer

olmasının sık sık vurgulanması, onun bazı durumlarda uyarılması ve tashih edilmesi

yersiz değildir. Fakat onun hayatını konu alan eserleri incelediğimiz zaman, aslı

olmayan birçok olağanüstü halin Hz. Peygamber'e nispet edildiği görülmektedir.

Hâlbuki Hz. Peygamber'i doğru bir şekilde anlayıp gereğince örnek almak için, onun

insani yönüne dikkatlerin çekilmesi gerekirken, mucizevî-mitolojik anlatımlar ile onun

örnekliğine gölge düşürüldüğünü görmekteyiz. Üretilmiş olan bu malzemenin

değerlendirilmesinde, Kur'ân'dan azami derecede istifade etmek gerektiği izahtan

varestedir.18

14 Yiğit, “Kur’an ve Siretü’n-Nebevi”, s. 96-97; Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 18-

19. 15 Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 17. Kur'ân-siyer ilişkisi için ayrıca bkz. Şaban

Öz, Siyer Tasarımı, Mana Yayınları, İstanbul, 2015, s. 108-114. 16 Adem Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın Değeri ve Önemi", İSTEM, Yıl:8, Sayı: 16,

Konya, 2010, s. 12; Hasan Onat, "İslam Bilimleri ve Yöntemi Açısından Tarihin Anlam ve Önemi",

Kur'an ve İslami İlimlerin Anlaşılmasında Tarihin Önemi, Ed. M. Mahfuz Söylemez, Ankara Okulu

Yayınları, Ankara, 2013, s. 58. 17 Önkal, "Müzakere", s. 104 18 Bu hususta yapılmış önemli çalışmalar olarak bkz. Adem Apak, "Siyer Yazıcılığında Hz.

Peygamber'in (sav) Doğru Tanıtılması Üzerine Tespit ve Teklifler", Siret Sempozyumu -I- Türkiye'de

Siret Yazıcılığı, Haz. Tahsin Koçyiğit, Ankara, 2012, ss. 271-290; İsrâfil Balcı, Hz. Peygamber ve

Mucize, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2014; İsrâfil Balcı, Peygamberlik Öncesi Hz. Muhammed,

Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2014; Musa Bağcı, Beşer Olarak Hz. Peygamber, Ankara Okulu

Yayınları, Ankara, 2014; Mustafa İslamoğlu, Üç Muhammed, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2015;

Bünyamin Erul, "Hz. Peygamber'in Risalet Öncesi Hayatına Farklı Bir Yaklaşım", Siret Tedkikleri,

Otto Yayınları, Ankara, 2017, ss. 15-54; İbrahim Sarmış, Hz. Muhammed'i Doğru Anlamak, I-II,

Ekin Yayınları, İstanbul, 2007. Ayrıca bkz. Özdemir, "Siyer Yazıcılığı Üzerine", s. 129-162; Kılıç,

"Hz. Peygamber'i Anlama ve Anlatmada Kaynak ve Araştırmaların Yeri ve Önemi", s. 31-32; Şaban

Page 15: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

4

Kur'ân, siyere dair malumatımızın membaını teşkil eder. Kur'ân'da Hz.

Muhammed'in peygamberliği, tebliğ faaliyetleri, mücadeleleri, karşılaştığı tepkiler,

diğer din mensupları ile ilişkileri ve daha birçok konu hakkında ayetler mevcuttur. Onun

siyer ve megâzî bilgileri sunmasının yanında, tarih şuuru kazandırdığı da bir gerçektir.

Kur'ân'ın tarihi kaynak değeri ve Kur'ân'dan elde ettiğimiz bütün bu malumatın, ilk

dönem siyer ve İslam tarihi müellifleri tarafından nasıl değerlendirildiği meselesi

araştırmamızın konusunu oluşturmaktadır.

Araştırmamızın amacı, Kur'ân'ın siyer ve İslam tarihine ne ölçüde kaynaklık

edebileceğini ve ilk siyer ve İslam tarihi müelliflerinin, Kur'ân'ın kaynaklığı hususunda

nasıl bir tablo çizmiş olduklarını ortaya koymaktır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla,

Kur'ân'da tarih algısı, Kur'ân kıssaları, Kur'ân-siyer veya nas-olgu ilişkisine dair

çalışmalar mevcuttur. Kur'ân'ın siyere kaynaklığı konusuna, siyer kaynaklarını tanıtan

çalışmalarda kısa bir biçimde değinilmiştir. Bunun dışında bazı makalelerde Kur'ân'ın

siyere kaynaklığı açısından öneminden ve Kur'ân-siyer ilişkisinden bahsedilmiştir.

Kur'ân'ı kaynak olarak kullanma hususunda ilk siyer müelliflerinin nasıl bir tutum

içinde oldukları konusunda ayrı bir çalışma yoktur. Bu konuda yapmış olduğumuz bu

çalışma ile eksik bulduğumuz alanda bir boşluğu doldurmayı amaçlıyoruz.

Çalışmamız, iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde siyere kaynaklığı

açısından Kur'ân'ın önemi ve onun kaynak olarak kullanılmasındaki sınırlılıklar ele

alınmıştır. Kur'ân'ın sahih, otantik/orijinal ve objektif bir metin olması, İslam tarihi

açısından önemli bir kaynak olmasını gerektirmiştir. Ayrıca tarih felsefesi ve

metodolojisine dair Kur'ân'ın sunmuş olduğu umdeler de, tarih araştırmacısı açısından

göz ardı edilmemesi gereken hususlardandır. Bunun yanında, Kur'ân'ın bir tarih kitabı

olmaması; hadiseleri zaman, mekân ve şahıslar gibi ayrıntılara girmeden anlatması;

konu ve zamansal olarak farklı bir düzen ve üsluba sahip olması; muhatapların ibret

alması amacıyla tarihi hadiselerin zikredilmesi gibi durumlar, bir tarih kaynağı olarak

Kur'ân'dan faydalanmayı zorlaştırmaktadır. Çalışmamızın birinci bölümünü bu konular

teşkil etmektedir. Bu bölümde ayrıca araştırmamıza esas kabul ettiğimiz müellifler

müelliflerin hayatı ve tarihçiliği kısaca sunulmuş ve çalışmamızda kullanmış

olduğumuz eseri hakkında bilgi verilmiştir.

Öz, Siyer'e Giriş, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2012, s. 44-73; Mehmet Azimli, Siyer

Okumaları, Ankara Okulu Yayınları Yayınları, Ankara, 2017, s. 9-10.

Page 16: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

5

Araştırmamızın ikinci bölümünde, ilk dönem siyer ve İslam tarihi eserlerinde

ayetlerin kaynak olarak kullanımını inceledik. Bu bölümde, eserler bazında herhangi bir

sınırlandırmaya gitmeksizin yapılacak olan çalışmanın, ihata edilmesi bakımından

zorluğunu göz önünde bulundurarak, araştırmamızda İbn İshâk, İbn Hişâm, Vâkıdî, İbn

Sa'd ve Taberî'nin eserlerini esas almanın uygun olacağını düşündük. İslam dünyasında

ve batıda yazılmış olan siyer kitaplarının, metot ve muhteva olarak bu müelliflerin

eserlerine dayanarak telif edilmiş olmaları19 sebebiyle böyle bir sınırlandırmayı tercih

ettik.

Araştırmamıza esas kabul ettiğimiz bu eserler içerisinde bulunan ayetler,

ayetlerle bağlantılı rivayetler ve ayetlerin nasıl ve ne amaçla zikredildikleri tespit

edilmiştir. Fakat bu eserlerde bulunan ayetler ve ilgili rivayetler, bir çalışma içerisinde

tamamının değerlendirilmesini zorlaştıracak ve hacmi haddinden fazla artıracak

sayıdadır. Bu sebeple, ayetlerin yoğun olarak zikredildiği konuları, örneklem olarak

belirleyip ele almayı uygun gördük. Bu konuları ise, kaynaklarda hakkında fazlaca ayet

zikredilen Bedir Savaşı, Uhud Savaşı, Hendek Savaşı, Hudeybiye Antlaşması ve Tebük

Gazvesi olarak belirledik. Belirtilmesi gerekir ki; megâzî geleneğinin etkisiyle Hz.

Peygamber'in hayatı, askeri faaliyetleri ön plana alınarak sunulmaktadır. Siyerin büyük

bir bölümünü onun askeri faaliyetlerine tahsis ederek anlatmak, onu yanlış anlamamıza

sebep olmaktadır. Aslında Hz. Peygamber'in kılıç değil, barış peygamberi olduğu ifade

edilmeli ve onun hayatının siyasi ve askeri boyutu dışındaki diğer konuları da gerektiği

şekilde incelenmelidir. Ne var ki bu durum, onun Allah'ın koymuş olduğu sınırlar

çerçevesinde, gerekli olduğu zaman savaşa başvurduğu gerçeğini değiştirmez.20 Nitekim

incelemiş olduğumuz siyer kaynakları da, Hz. Peygamber'in hayatını ağırlıklı olarak

onun askeri faaliyetleri cihetiyle ele almaktadırlar. Bu nedenle araştırmamızın sınırları

içerisinde kalan ayet ve rivayetlerin, ağırlıklı olarak askeri faaliyetlerle ilgili olması,

kaynaklarda bu konulara daha fazla yer verilmesinin bir sonucudur.

Bu bölümde araştırmamızda temel kabul ettiğimiz siyer eserlerinde geçen ayetler

ve bu ayetlerin işlenişi, deskriptif olarak ele alınmış, sonrasında tefsir literatüründe

19 Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 98; Fayda, "Siyer ve Megâzî", s. 322-323. Ayrıca bkz. İbn

Haldûn, Mukaddime, I-II, Haz. Süleyman Uludağ, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2013, I, 159. 20 Salahattin Polat, "Siyer'in Neliği Bağlamında Siyer Yazıcılığının Sorunları", Siret Sempozyumu -I-

Türkiye'de Siret Yazıcılığı, Haz. Tahsin Koçyiğit, Ankara, 2012, s. 265; Adnan Demircan, Tarihin

Akışını Değiştiren Son Peygamber, Beyan Yayınları, İstanbul, 2014, s. 20.

Page 17: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

6

geçen malumat ile mukayese edilmiştir. Çağdaş tefsir ve araştırmalardan da

faydalanmak suretiyle analiz- sentez yöntemi ile kullanılan malumatın, ne derece

yerinde olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Gerekli olduğunda peygamber algısındaki

sapmalar olarak nitelendirdiğimiz aşırı yüceltmeci ve indirgemeci yaklaşımlar da kritik

edilmiştir.

Bu bölümde ayrıca, Kur'ân'ı kaynak olarak kullanması açısından ilk dönem

müellifleri ele alınmıştır. Müelliflerin ayetleri kullanımı, zikretme şekilleri ve amaçları

hakkındaki tespitler ve değerlendirmeler ortaya konmuştur. Bu bölümde ortaya

koyduğumuz tespitler konusundaki isabet derecemizi, kaynakların bize ulaşan

hallerinin, asıllarına ne derece yakın oldukları belirlemektedir. Bilindiği üzere bütün

kaynaklarımız, ilk yazıldığı haliyle bize ulaşmış değildir. Ulaşanlar ise bazı düzeltme ve

müdahalelerle elimize geçmiştir.

Araştırmamızda istifade ettiğimiz araştırmalar, bölümlere ve başlıklara göre

çeşitlilik arz etmektedir. Birinci bölümde, Kur'ân'daki tarih anlayışı hususunda önemli

bilgi ve tespitler sunan, Mazharuddin Sıddıkî'nin Kur'ân'da Tarih Kavramı'ndan,

Abdulhamid Sıddıkî'nin Tarihin Yorumu'ndan, İmaduddin Halil'in İslam'ın Tarih

Yorumu'ndan ve Rıza Korkmazgöz tarafından hazırlanan Kur'ân'da Tarih Algısı isimli

doktora tezinden faydalandık. Ayrıca Suyutî'nin el-İtkân fî Ulûmi'l-Kur'ân'ı, İsmail

Cerrahoğlu'nun Tefsir Usûlü, Muhsin Demirci''nin Tefsir Usulü, Muhammed

Hamidullah'ın Kur'an-ı Kerim Tarihi, Mustafa İslamoğlu'nun Kur'ân'ı Anlama Yöntemi

ve Murat Sülün'ün Kur'ân Kılavuzu adlı çalışmaları fazlaca istifade ettiğimiz çalışmalar

arasındadır. Bu bölümde Adem Apak'a ait "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın

Değeri ve Önemi", İsrafil Balcı'ya ait "Siyer Okumalarında Kur'ân'ın Rolü ve

Belirleyiciliği", Adnan Demircan'a ait "Kur’ân’ın, Nüzûl Dönemi Putperest Arapları

İçin Kaynaklığı Üzerine", İdris Şengül'e ait "Kur'ân Kıssalarının Tarihi Değeri" ve

İsmail Yiğit'e ait "Kur’an ve Siretü’n-Nebevi" gibi önemli gördüğümüz akademik

çalışmalardan da sıkça faydalandık. Kur'ân'da bulunan tarihi ilkeler ve sünnetullah

konusunda Ömer Özsoy'un Sünnetullah'ı, Ahmet Çelik'in "Birey ve Toplumun Islahı

Açısından Kur'an Kıssaları" başlıklı makalesi ve Sait Şimşek'in Kur'an Kıssalarına

Giriş'i başvurduğumuz araştırmalar arasındadır.

Page 18: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

7

İkinci bölümde, İbn İshâk'ın Siretü İbn İshâk'ını, İbn Hişâm'ın es-Sîretü'n-

Nebeviyye'sini, Vâkıdî'nin Kitâbü'l-Meğâzî'sini, İbn Sa'd'ın Kitâbü’t-Tabakâti’l-

Kebîr'ini ve Taberî'nin Tarih'ini esas kabul ettik. İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin

eserlerinin tamamını; İbn Sa'd ve Taberî'nin kitaplarının ise siyere dair olan kısımlarını

inceledik. Savaşlar hakkındaki genel bilgileri verirken, mezkûr eserlere ek olarak,

Zührî'nin Megâzî'si, İbn Hibbân'ın Sîretü'n-Nebeviyye'si, Belâzürî'nin Ensâbu'l-Eşrâf 'ı,

İbn Kesîr'in el-Bidâye ve'n-Nihâye'sine de başvurulmuştur. Bu bölümde zikredilen

ayetler hakkında, Taberî'nin Câmiu'l-Beyân'ı, Râzî'nin Mefâtîhu'l-Ğayb'ı, Zemahşerî'nin

Keşşâf'ı, İbn Kesîr'in Hadislerle Kur'an-ı Kerîm Tefsiri eseri, Kurtubî'nin el-Câmiu li-

Ahkâmi'l-Kur'ân'ı, Mâtürîdî'nin Te'vîlâtü'l-Kur'ân'ı gibi klasik rivayet ve dirayet

tefsirlerinden de faydalanılmıştır. Klasik tefsir literatürü dışında, Mevdûdî'nin

Tefhimu’l-Kur’ân'ı, Derveze'nin Tefsîru'l-Hadîs'i, Elmalılı Hamdi Yazır'ın Hak Dini

Kur'an Dili adlı eseri, Sait Şimşek'in Hayat Kaynağı Kur'an Tefsiri, Mustafa

İslamoğlu'nun Gerekçeli Meal-Tefsir'i, Muhammed Esed'in Kur'an Mesajı, Câbirî'nin

Fehmü'l-Kur'an'ı, Bayraktar Bayraklı'nın Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Tefsiri,

Süleyman Ateş'in Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsiri, Ömer Rıza Doğrul'un Tanrı Buyruğu

Kur'an-ı Kerim'in Tercüme ve Tefsir-i Şerifi ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın

oluşturduğu heyet tarafından hazırlanan Kur'an Yolu tefsiri, fazlaca kullanılmıştır.

Ayetlerin sebeb-i nüzûlleri için Vâhidî'nin Esbâbu'n-Nüzûli'l-Kur'ân'ı, Abdulfettah el-

Kâdî'nin Esbâb-ı Nüzûl'ü, Bedrettin Çetiner'in Fatiha'dan Nâs'a Esbab-ı Nüzûl'ü ve

hadis literatüründen istifade edilmiştir. Bu bölümde yer verilen rivayetlerin kritiği ve

değerlendirilmesi açısından, Mevlânâ Şiblî Numanî'nin Son Peygamber Hazret-i

Muhammed'ine, İsrafil Balcı'nın Hz. Peygamber'in Savaşlarında İlahi Yardım'ına,

Mehmet Azimli'nin Siyeri Farklı Okumak adlı çalışmasına, Derveze'nin Kur’an’a Göre

Hz. Muhammed’in Hayatı'na, Süleyman Ateş'in Kur'ân-ı Kerim'e Göre Hz.

Muhammed'in Hayatı'na, Muhammed Hamidullah'ın İslam Peygamberi ve Hz.

Peygamber'in Savaşları'na başvurmak gerekli görülmüştür. Bunların dışında konuyla

ilgili akademik çalışmalar ve ansiklopedi maddeleri de istifade ettiğimiz araştırmalar

arasındadır.

Müelliflerin hayatı ve tarihçiliği konusunda İbn Sa'd'ın Kitâbü’t-Tabakâti’l-

Kebîr'i, İbn Hallikân'ın Vefeyâtu'l-A'yân'ı, Zehebî'nin Siyeru A'lâmin-Nübelâ'sı, Yâkut

el-Hamevî'nin Mu'cemu'l-Üdebâ'sı gibi klasik eserlerin yanında, Josef Horovitz'e ait

Page 19: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

8

İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu: İlk Siyer/Meğazî Eserleri ve Müellifleri, Şaban Öz'e ait İlk

Siyer Kaynakları ve Müellifleri, Şemseddin Günaltay'a ait İslam Tarihinin Kaynakları,

Ramazan Şeşen'e ait Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı ve Sabri Hizmetli'ye ait

İslam Tarihçiliği Üzerine isimli çalışmalara ve konuyla ilgili ansiklopedi maddelerine

başvurulmuştur. Ayrıca Kasım Şulul'un İlk Siyer ve Megâzî Müelliflerinden Muhammed

b. Ömer b. Vâkıd el-Vâkıdî- Hayatı, Eserleri, Tarihçiliği ve Etkileri- başlıklı doktora

tezi ile Abdülaziz Sellûmî'nin doktora tezi olarak hazırlanan ve daha sonra iki cilt

halinde yayımlanan el-Vâkıdî ve Kitâbuhu'l-Megâzî isimli kitabı gibi siyer müellifleri

hakkında hazırlanan akademik çalışmalardan da istifade edilmiştir.

Ağırlıklı olarak faydalanmış olduğumuz siyer ve tefsir literatürü dışında, hadis

literatürü, hadis usulü, coğrafya ve tabakât eserlerine de gerekli yerlerde başvurmayı

ihmal etmedik. Lügat olarak Râgıb el-Isfahânî'nin Müfredât'ı ve İbn Manzûr'un

Lisânu'l-Arab'ını kullandık. Ayrıca MEB ve TDV İslam Ansiklopedilerinin pek çok

maddesinden istifade ettik. Ayetlerin Türkçe karşılığını çoğunlukla, Halil Altuntaş ve

Muzaffer Şahin tarafından hazırlanan Diyanet İşleri Başkanlığı'na ait mealden iktibas

ederek verdik, fakat bazı ayetlerde küçük kelime değişikliklerine ihtiyaç duyduk. Ayrıca

gerekli gördüğümüz nadir durumlarda başka mealler de kullandık ve hangi mealden

alıntı yaptığımızı dipnotta belirttik.

İncelemiş olduğumuz kaynaklarda bulunan ayetleri, zikredildikleri konu başlığı

esas alınarak oluşturulan tabloyu, çalışmamızın sonuna ekledik.

Page 20: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

9

I. BÖLÜM

SİYERE KAYNAKLIĞI AÇISINDAN KUR’ÂN VE İLK DÖNEM

SİYER VE İSLAM TARİHİ MÜELLİFLERİ

1. TARİHİ KAYNAK DEĞERİ AÇISINDAN KUR'ÂN'IN ÖNEMİ

1.1. Sahih Kaynak Olması

Hz. Peygamber'in hayatına dair en güvenilir malumatı edineceğimiz kaynak,

şüphesiz ki Kur'ân-ı Kerim'dir. Onun hayatı, kişiliği, mücadelesi, davası, peygamberlik

kurumu ve gerçek bir Peygamber tasavvuru için, daima kendisine başvurulacak olan

mihenk taşı Kur'ân'dır. Elde ettiğimiz verilerin, ancak Kur'ân'a arz edilmesi ile

sıhhatinin tespiti tamamlanmış olacaktır.21 Zira Kur'ân bu hususta en sahih kaynaktır.

"Bu Kur'ân, Allah'tan (indirilmiş olup) başkası tarafından uydurulmamıştır.

Fakat o, kendinden öncekileri doğrulayıcı ve Kitab'ı (Allah'ın Levh-i Mahfuz'daki

yazısını) açıklayıcı olarak indirilmiştir. Bunda hiçbir şüphe yoktur. (O) âlemlerin Rabbi

tarafındandır."22 Kur'ân Allah kelamıdır; yani Kur'ân'ın kaynağı Allah'tır. Bunun aksini

iddia edip Kur'ân'ın uydurulmuş olduğunu söyleyenlere, bizzat Kur'ân itiraz etmektedir;

"Hala Kur'ân'ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkası

tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı."23 Buna rağmen

uydurma olduğunu düşünenler, bütün yardıma çağırabileceklerini çağırıp, onun benzeri

sûreler veya ayetler meydana getirip okuyabilmelidirler.24

Kur'ân'a verilmiş olan isimlerden biri de "furkân"dır.25 Furkân, hak ile batılı,

doğru ile yanlışı ayıran ölçü anlamına gelmektedir.26 Hakk ile batılı, iman ile küfrü, iyi

ile kötüyü, doğru davranış ile yanlış davranışı, helal ile haramı, hayır ile şerri ayırdığı

gibi, Hz. Peygamber tasavvurunun sahih olarak oluşturulmasında, doğru bilgi ile yanlış

bilgiyi ayıran temel dayanaktır. Kur'ân'ın önemli özelliklerinden birisi de onun açık,

21 Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın Değeri ve Önemi", s. 11-12; Onat, "İslam Bilimleri ve

Yöntemi Açısından Tarihin Anlam ve Önemi", s. 36. 22 Yûnus 10/37. Ayrıca bkz. Bakara 2/75; En'am 6/114; Yusuf 12/111. 23 Nisâ 4/82. 24 Bakara 2/23; Yûnus 10/38; Hûd 11/13; İsrâ 17/88. 25 Bakara 2/53; Furkân 25/1. 26 Isfahânî, Müfredât, s. 792; İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab, X, 302.

Page 21: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

10

seçik, anlaşılır, yani "mübîn"27 olmasıdır. Bunun yanında Kur'ân kendisinin

kolaylaştırılmış28 bir kitap olduğunu söyler. Bu sebeple Kur'ân'ın anlaşılması zor ve

kapalı olduğunu söylemek, herkesin anlayamayacağını ima etmek doğru değildir. Bu

açık, anlaşılır ve kolaylaştırılmış olan Kitap'tan, Hz. Peygamber'in sireti bahis konusu

olduğunda da yararlanmanın mümkün olduğu gayet barizdir.

Kur'ân'ın en sahih kaynak olması, içerisinde hiçbir şüphe bulunmayan tek

kaynak olmasındandır. Kur'ân bu konuda kendisi için "lâ raybe fîh" tabirini29 kullanır.

Ne önünden, ne arkasından herhangi bir yanlışın ulaşamayacağı, kendisinden kuşku

duyulmayan ve şüphe barındırmayan bir kaynaktır. Kur'ân, Hz. Peygamber'in kendisinin

uydurmuş olduğu sözler değildir.30 Aynı şekilde, Kur'ân'ın kaynağının şeytan olduğunu

söylemek de mümkün olmamaktadır.31 Kur'ân'daki tarihî verilerin, Kitab-ı

Mukaddes'teki hikâyelerle büyük oranda benzer olmasından yola çıkarak, Kur'ân'ın Hz.

Peygamber'e Yahudi veya Hıristiyan bir kişi tarafından öğretildiğini iddia etmek de

yanlıştır.32 Kur'ân, kendi indirilişi ile ilgili olarak "bi'l-hakk" tabirini33 kullanır. Yani

Kur'ân, kaynağı Allah olan ve uydurma değil, bizzat tüm gerçekliğiyle Allah tarafından

vahyedilen sözlerdir.34

"Vahiy", Allah'ın bir emri, hükmü veya bilgiyi, peygamberlerine bildirmesi

olarak tanımlanır.35 "Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından

konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder"36 ayeti, vahyin

vasıtalarını ifade etmektedir. Allah Kur'ân'ı, değerli, güçlü ve Allah katında itibarlı ve

27 En'am 6/59; Yusuf 12/1; Hicr 15/1 vd. 28 Kamer 54/17, 22, 32, 40. Kur'ân'ın açık ve anlaşılır olması hakkında bkz. Halis Albayrak, Kur'ân'ın

Bütünlüğü Üzerine, Şûle Yayınları, İstanbul, 2009, s. 26-29; Abdulcelil Candan, Kur'an'ı Nasıl

Anlamalı, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2012, s. 97-102. 29 Bakara 2/2. 30 Necm 53/3-4; Hakka 69/ 40-44. 31 Hac 22/52-53; Şuarâ 26/221-223; Tekvir 81/25. 32 Bu kıssaların, Hz. Peygamber'e vahiy ile anlatılan gaybi haberler olduğuna dair bkz. Âl-i İmrân 3/44;

Hûd 11/49; Yusuf 12/ 102; Kasas 28/44-46. 33 Bakara 2/176; Nisâ 4/105; Mâide 5/48; En'am 6/114 vd. 34 Kur'ân'ın kaynağı hakkındaki iddialar için bkz. İbrahim Sarıçam- Mehmet Özdemir- Seyfettin

Erşahin, İngiliz ve Alman Oryantalistlerin Hz. Muhammed Tasavvuru, Nobel Yayın, Ankara, 2011,

s. 113-127; Recep Demir, "İsim ve Sıfatları Çerçevesinde Kur'an", Tarih Kültür ve Sanat

Araştırmaları Dergisi, Cilt:2, Karabük, 2013, s. 276-279; Naif Yaşar, Oryantalistlere Göre Kur'an'ın

Kaynağı ve Metinleşmesi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2017, s. 31-98; Korkut Dindi, Siyer-

Kur'an İlişkisi (Mekke Dönemi), (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2017, s. 129-134. 35 Yusuf Şevki Yavuz, "Vahiy", DİA, Ankara, 2012, XLII, 440. 36 Şûrâ 42/51.

Page 22: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

11

güvenilir olan Cebrail aracılığı ile Hz. Peygamber'e indirmiştir.37 Hz. Peygamber'e

indirilen tüm vahiyler bugün elimizde bulunan Kur'ân-ı Kerim'de toplanmıştır. İbn

Abbas'ın da belirttiği gibi, "Kur'ân'dan başka vahiy yoktur."38 Fakat Hz. Peygamber'den

sonra, ona hürmet göstermek adına, onun sözleri de vahiy mertebesine çıkartılmış; her

fiil ve sözünde ilahi bir yönlendirme olduğuna inanılmıştır. Buna delil olarak gösterilen

"O, nefis arzusu ile konuşmaz. Kur'ân ancak kendisine bildirilen bir vahiydir"39

ayetindeki "huve" zamiri, Kur'ân'a delalet ederken40, Hz. Peygamber'e delalet ettiği

savunulmuştur. Hâlbuki Hz. Peygamber'in, kararlarında ve fiillerinde her zaman vahyin

yönlendirmesinin bulunmadığına dair, tarihî vakıalar mevcuttur.41 Bu nedenle

rivayetlerin, Kur'ân mesabesinde olmadığı kabul edilmelidir. "Siret kitaplarında ve diğer

kitaplarda yer alan rivayetler geç zamanlarda yazıya geçtiğinden, hafızalarda taşındığı

sırada güzel korunamama ve sağlıklı bir biçimde nakledilememiş olma ihtimali

bulunduğundan, ayrıca bu rivayetlere heva-hevesin, ön yargıların, kasıtlı müdahalelerin,

uydurmacılığın ve uzlaşmacı gayretlerin etkisi uzanmış olabileceğinden, kişinin

gönlünde pek çok kuşkulara neden olabilirse de Kur'ân böyle değildir. Çünkü Kur'ân

tüm bu şaibelerden tamamen uzaktır, her türlü takdirin üstündedir."42 Bu sebeple

rivayetlere uygulanan metin tenkidi işleminin ilk adımı, rivayetlerin Kur'ân'a arz

edilmesidir.43 Sonuç olarak diyebiliriz ki; Kur'ân'da Hz. Peygamber dönemi, onun

hayatı, kişiliği ve cahiliye çağına dair elde ettiğimiz bilgiler, her türlü şüpheden uzaktır.

Bu sebeple araştırmacıların başvurabileceği en güvenilir ve sahih metin Kur'ân'dır.

37 Tekvir 81/ 19-21. 38 M. Said Hatiboğlu, Hz. Peygamber ve Kur'ân Dışı Vahiy, Otto Yayınları, Ankara, 2016, s. 62

(Tahavî, Şerhu Muşkili'l-Âsâr'dan nakletmiştir.) Ayrıca bkz. Buhârî, Sahîhu’l Buhârî, I-VIII, y.y.,

1315 H., Fedâilu'l-Kur'ân, 1; Müslim, Sahîhu Müslim, I-V, Thk. Muhammed Fuad Abdülbâkî,

Mısır, 1955, İman, 239; Ahmed İbn Hanbel, Müsned, I-VI, Beyrut, 1398/1978, II, 341. 39 Necm 53/3-4. 40 Taberî, Câmiu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân, I-XXX, Mısır, 1953-1954/1372-1373, XXVII, 42. 41 Örnekler için bkz. Hatiboğlu, Hz. Peygamber ve Kur'an Dışı Vahiy, s. 60-115. 42 İzzet Derveze, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, I-II, Çev. Mehmet Yolcu, Düşün Yay.

İstanbul, 2011, I, 15. Ayrıca bkz. Adnan Demircan, “Kur’ân’ın, Nüzûl Dönemi Putperest Arapları

İçin Kaynaklığı Üzerine”, İSTEM, Sayı:4, Konya, 2004, s. 56; Hanefi Palabıyık, "Akademik Siyer

Yazıcılığı -Yaklaşımlar, Metotlar ve Sorunlar Bağlamında-", Siret Sempozyumu -I- Türkiye'de Siret

Yazıcılığı, Haz. Tahsin Koçyiğit, Ankara, 2012, ss. 133-186; Balcı, Hz. Peygamber ve Mucize, s. 93-

94. 43 A. Nedim Serinsu, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, Şûle Yayınları, İstanbul, 1994,

s. 279; Önkal, "Müzakere", s. 104; Ahmet Keleş, Hadislerin Kur'ân'a Arzı, İnsan Yayınları, İstanbul,

2011, s. 17, 47, 73; Apak, "Siyer Yazıcılığında Hz. Peygamber'in (sav) Doğru Tanıtılması Üzerine

Tespit ve Teklifler", s. 274; İslamoğlu, Üç Muhammed, s. 322; Adnan Demircan, Tarih ve Tarihçi,

Beyan Yayınları, İstanbul, 2016, s. 72; Şaban Öz, Hz. Peygamber'in Sîretiyle İlgili Mevzû

Haberlerin Tarihî Değeri, Endülüs Yayınları, İstanbul, 2017, s. 37.

Page 23: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

12

1.2. Orijinal Olması

Tarih ilminde, kaynakların tenkidi büyük önem arz eder. Tenkit, "sahte parayı

ayırmak, kusuru ortaya çıkarmak, bir şeyi incelemek"44 anlamlarına gelir. Tarih tenkidi

ise, kaynağın sıhhatini belirlemek amacıyla onu bazı kriterlere tabi tutarak

incelemektir.45 Güvenilirliğine dair bir değerlendirme yapılmadan ve tarih tenkidi

süzgecinden geçirilmeden hiçbir kaynak, delil olarak kullanılamaz.46 Kaynağın tenkidi,

dış tenkit ve iç tenkit olmak üzere iki adımda gerçekleşir.47 Modern tarihte, kaynak

malzemesinin orijinal mi yoksa tahrif edilmiş mi veya sahte belge mi olduğunu tespit

etmek amacıyla yapılan incelemeye dış tenkit denilmektedir.48 Kaynağın ihtiva ettiği

haberin sıhhatini tespit etme ameliyesi de iç tenkit olarak adlandırılmaktadır.49 Bir

metnin tarihi kaynak olarak kullanılması, onun otantik/orijinal olmasını gerektirir.

Tarihi bir kaynak olması açısından Kur'ân, kendisinden beklenen bu özelliklere sahiptir.

Kur'ân, Hz. Peygamber'e indiği şekliyle, günümüze kadar gelmiştir. Her türlü

tahrifat, eksiltme ve eklemeye karşı muhafaza edileceği garantisini taşımaktadır. Bir

takım müdahaleler ile eksiltildiği veya kendisine bir şeyler eklendiği iddialarını, Kur'ân

bizzat yalanlamaktadır: "Şüphesiz o zikri (Kur'ân'ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu

da elbette biziz."50 Kur'ân'ın korunması ilahî ve beşerî olmak üzere iki şekildedir.51 O,

ilahî bir koruma ile hem erişilmez uzaklıklarda bulunan Levh-i Mahfuz'da sapasağlam

korunmuştur52; hem de vahyedilmesinden bugüne her türlü müdahaleden vikaye

edilmektedir. Beşerî koruma ise vahiylerin yazılması ve ezberlenmesi yoluyla muhafaza

edilmesidir.

44 İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab, III, 425-427. 45 Şaban Öz, İslâm Tarihi Metodolojisi, İz Yayıncılık, İstanbul, 2010, s. 56; Leon Ernest Halkın, Tarih

Tenkidinin Unsurları, Çev. Bahaeddin Yediyıldız, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2014, s.

23. 46 Mübahat S. Kütükoğlu, Tarih Araştırmalarında Usûl, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul, 1998, s. 28; John

Tosh, Tarihin Peşinde, Çev. Özden Arıkan, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 2005, s. 61. 47 İslam tarihçilerinin yeteri kadar tenkide başvurmadıklarına dair yapılan eleştiriler ve bu eleştirilerin

kritiği ile ilgili olarak bkz. Öz, Metodoloji, s. 57-59; Öz, Mevzû Haberlerin Tarihî Değeri, s. 38-40. 48 Z. Velidi Togan, Tarihte Usûl, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1985, s. 76; Kütükoğlu, Tarih

Araştırmalarında Usûl, s. 31; Tosh, Tarihin Peşinde, s. 58. 49 Togan, Tarihte Usûl, s. 97; Kütükoğlu, Tarih Araştırmalarında Usûl, s. 34-35; Tosh, Tarihin

Peşinde, s. 60-61; Halkın, Tarih Tenkidinin Unsurları, s. 23-25. 50 Hicr 15/9. 51 Musa Bilgiz, "Kur'ân'ın Bazı Özellikleri", Tefsir Araştırmaları Dergisi, cilt:1, sayı:2, 2017, s. 201;

Candan, Kur'an'ı Nasıl Anlamalı, s. 122-134. 52 Vâkıa 56/78; Burûc 85/22.

Page 24: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

13

İslamiyet'in ilk zamanlarından itibaren, Hz. Peygamber kendisine gelen

vahiyleri, okuma yazma bilen sahâbîlerine yazdırmıştır. Onlar, hurma dalları, ince beyaz

taşlar, kürek kemikleri, işlenmiş deri53 gibi, o dönem için yazmaya müsait olan çeşitli

malzemeleri kullanmışlardır. Yazıya geçirme faaliyeti, Hz. Peygamber'in nübüvveti

süresince, vahiyler nazil oldukça, devam etmiştir. Vahyin yazılması için Hz.

Peygamber, kaynaklarda sayıları kırka kadar varan kâtipler görevlendirmiştir.54 Yazılı

materyallerin yanında, Kur'ân pasajlarının ezberlenmesi de, onun korunmasında büyük

rol oynamıştır. Yazılı kültüre uzak olan Araplar, güçlü hafızaları sayesinde, sıkıntı

çekmeden, nazil olan Kur'ân pasajlarını ezberliyorlardı.55 Bütün bunların yanında,

Cebrail her sene ramazan ayında, Hz. Peygamber ile birlikte Kur'ân'ı tekrar etmek

sûretiyle, sağlamasını yapmıştır.56

Hz. Peygamber'in vefatı ile vahyin tamamlanmış olması dolayısıyla, Kur'ân'a bir

şey eklemek artık imkân dâhilinde değildir.57 Kur'ân dışında hiçbir dinî metin, bu kadar

güvenilir biçimde, bugüne kadar gelememiştir. Hz. Muhammed tarafından tebliğ edilen

Kur'ân, daha sonra Hz. Ebû Bekir ve Hz. Osman dönemlerinde oluşturulan mushaf ile

bugünkü şeklini almış ve hiçbir değişime, tahrifata, ekleme ve eksiltmeye uğramadan

bugüne kadar gelmiştir. Kıraatler arası görülen okuma farklılıkları dahi, Kur'ân'ın

bozulmadan nakledildiği gerçeğini değiştirmez.58

Kur'ân'ı kaynak olarak kullanmak isteyen tarihçi, onun vahyedildiği şekliyle

bozulmadan günümüze kadar gelmiş bir kaynak olduğunu göz önünde bulundurmalıdır.

Kur'ân'da cahiliye dönemi ve Hz. Peygamber dönemine ışık tutabilecek ifadeler, elbette

ki her türlü şüpheden ırak olacaktır. Vahiy, yaşanan gelişmelere paralel olarak inmiştir

ve bu sebeple o dönemdeki gelişmeler hakkında Kur'ân, az veya çok, detaylı veya

yüzeysel, açıklama ve değerlendirmeler içermektedir. Kur'ân aynı zamanda incelenecek

53 Furkân 25/5; Tûr 52/1-3; Abese 80/11-16; Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 4. 54 Abdülhamit Birışık, "Kur'ân: Tarifi ve İsimleri- Tarihi- Tertibi", DİA, Ankara, 2002, XXVI, 385;

Mustafa Öztürk- Hadiye Ünsal, Kur'an Tarihi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2017, s. 31. 55 Birışık, "Kur'ân", s. 385; Muhammed Hamidullah, Kur'an-ı Kerim Tarihi, Çev. Abdulaziz Hatip-

Mahmut Kanık, Beyan Yayınları, İstanbul, 2013, s. 13; İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, TDV

Yayınları, Ankara, 2014, s. 53-54. 56 Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 7; Müslim, Fedâilu's-Sahabe, 98-99; Nesâî, es-Sünen, I-VIII, Mısır, 1964,

Sıyam, 2; İbn Hanbel, Müsned, V, 117. 57 Hamidullah, Kur'an-ı Kerim Tarihi, s. 13; Abdullah Draz, Kur'an'a Giriş, Çev. Salih Akdemir,

Kitâbiyât, Ankara, 2006, s. 20. 58 Rudi Paret, Kur'an Üzerine Makaleler, Der. Ömer Özsoy, Bilgi Vakfı Yay. Ankara, 1995, s. 120.

Kur'an tarihi hakkında nakledilen rivayetlerin kritiği için bkz. Öztürk-Ünsal, Kur'an Tarihi, s. 19-

160.

Page 25: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

14

dönem açısından birincil, yani yaşanan hadiselere muasır bir kaynaktır. Oryantalistler

dahi, onun, güvenilir, orijinal ve çağdaş bir metin olduğunu inkâr etmemişlerdir.59

Kur'ân'ın bazı hususlarda tek kaynak olması da, onun orijinalliğini ortaya koyan

ve tarihsel değerini artıran bir durumdur. Mesela Kur'ân Hz. Peygamber'in iç dünyasına

ışık tutan tek kaynaktır.60 "Demek sen, bu söze inanmazlarsa, arkalarından üzülerek

âdeta kendini tüketeceksin"61 ayetinde anlatıldığı gibi, Hz. Peygamber'in haleti

ruhiyesini, duygu ve düşüncelerini Kur'ân'dan öğrenebilmekteyiz. Bu tür bilgiler Kur'ân

dışındaki bir kaynaktan elde edilemezler. Aynı şekilde "O vakti hatırlayın ki siz

yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. İnsanların sizi kapıp götürmesinden

korkuyordunuz"62 ayetinde ifade edildiği üzere, ashabın iç dünyası, duygu ve

düşünceleri de Kur'ân'ın vermiş olduğu orijinal/özgün bilgilerdendir. Kur'ân, Hz.

Muhammed'in, ashabın, münafıkların ve müşriklerin, kısacası toplumun her kesiminden

insanın psikolojik durumlarına dair bilgiler veren yegâne kaynaktır.63

1.3. Objektif Olması

Kur'ân, beşerin sübjektif ve hissi yaklaşımlarından uzak olması dolayısıyla

objektiftir. İnsan söz konusu olduğunda sübjektif ve önyargılı değerlendirmeler, kasıtlı

yapılan saptırmalar, yanlış yönlendirmeler, hata ve yanılmalar olabilir. Dolayısıyla

insanların meydana getirdiği tarihî kaynaklar, bu illetler göz önünde bulundurularak

incelenmek durumundadır. Fakat Allah katından gelen vahiyler toplamı olması

nedeniyle, Kur'ân için bunları söylemek mümkün değildir. Kur'ân, araştırmacılar için

objektif bir tarih kaynağıdır.64

Bahsedilen husus, tarihçilerin yazmış oldukları eserlerin de bir dereceye kadar

objektif olması durumunu geçersiz kılmaz. Tarihçi, ilgilenmiş olduğu olay ve olgular

59 Derveze, Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, I, 15; Oryantalistlerden bazılarının da bu

düşüncede oldukları hakkında bkz. W. Muir, The Life of Mahomet, Smith Elder and Co, London,

1861, I, xxiv; Paret, Kur'ân Üzerine Makaleler, s. 169; Sarıçam-Özdemir-Erşahin, İngiliz ve Alman

Oryantalistlerin Hz. Muhammed Tasavvuru, s. 113-127; Yaşar, Oryantalistlere Göre Kur'an'ın

Kaynağı ve Metinleşmesi, s. 156-163. 60 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 25; Fatih Özaktan, Enfâl ve Tevbe Sûreleri Bağlamında Siyerin

Tefsirdeki Yeri, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul, 2010, s. 41. 61 Kehf 18/6. Ayrıca bkz. Şuarâ 26/3; Ahzâb 33/37, 53; Fatır, 35/8. 62 Enfâl 8/26. Ayrıca bkz. Âl-i İmrân, 3/152; Tevbe 9/117. 63 Öz, Siyere Giriş, s. 77. 64 Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın Değeri ve Önemi", s. 11; Rıza Korkmazgöz,

Kur'ân'da Tarih Algısı (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üni. Sosyal Bilimler Ens. Ankara,

2011, s. iv.

Page 26: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

15

hakkında bir takım yorumlar yapmak ve yargılarda bulunmak zorundadır. Bu yorum ve

yargılarında tamamıyla tarafsız olmasına imkân yoktur. Çünkü onun tarihi okuması,

anlamlandırması ve yorumlaması, dinî, millî, mezhebî, siyasî, iktisadî, coğrafî,

psikolojik ve sosyal durumlardan etkilenmektedir.65 Fakat tarihçi tarihî malzemenin

aktarılması ve değerlendirilmesinde dürüst ve makul davranmak zorundadır.

Yorumlarını insaflı ve adaletli bir biçimde yapmalıdır. Tarihçinin objektif olması, ancak

bu şekilde olmaktadır.66 Bu açıdan bakıldığında ilk siyer müelliflerinin objektiflik

anlayışlarının takdire şayan olduğu ifade edilmelidir. Onlar objektif olmayı, duygularını

yansıtmamak ve kendi inanç ve düşünceleri doğrultusunda yorum yapmamak olarak

algılamamışlardır. Onların objektifliği, inanç ve fikirlerine ters olsa dahi, kendilerine

ulaşan her rivayeti olduğu gibi nakletmelerinde aranmalıdır.67 Nitekim İbn İshâk,

müşriklerin düşüncelerine, sözlerine ve şiirlerine eserinde herhangi bir müdahalede

bulunmadan yer vermiştir. Fakat bu durum bütün müellif ve râvilerin objektif olma

kaygısı gütmediği ve bazılarının bir takım amaçlarla tarihi malzemelere müdahaleler

yaptıkları gerçeğini değiştirmez.68

Kur'ân'ın ifade etmiş olduğu hususlar, değer yargıları göz önünde

bulundurulduğunda elbette bir taraf belirtmektedir. Kur'ân'ın objektifliği, yaşanan

hadiseleri herhangi bir savunma ve temize çıkarma olmadan, tahrif etmeden, sözü evirip

çevirmeden olduğu gibi anlatması ile ifade edilebilir.69 Mesela Kur'ân, peygamberlerin

hikâyelerini, tebliğ vazifelerini yerine getirirken yaşadıklarını ve mücadelelerini

anlatırken; Hz. Âdem'in yasaklanmış meyveyi yemesini70, Hz. Yûnus'un görev yerinden

kaçmasını71, Hz. Mûsâ'nın ölümle sonuçlanan kazasını72 ve Hz. Dâvûd'un işlediği bir

hata dolayısıyla tevbe ettiğini73 de atlamadan anlatır. Hz. Nûh'un, kendisine iman

65 Tosh, Tarihin Peşinde, s. 139-140; Öz, Metodoloji, s. 33; İrfan Aycan, "İslam Tarihinin

Kaynaklarıyla İlgili Problemler ve Çözümüne İlişkin Bazı Düşünceler", İslâmî İlimlerde Metodoloji

(Usûl) Mes'elesi II, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2005, s. 881; E. Hallett Carr, Tarih Nedir?, Çev. Misket

Gizem Gürtürk, İletişim Yayınları, İstanbul, 2011, s. 74-77; Demircan, Tarih ve Tarihçi, s. 22-23. 66 Abdullah Yıldız, Tarih Bilinci, Denge Yay. İstanbul, 1994, s. 45-46. 67 İmadüddin Halil, "Tarih Kaynaklarımıza Kayıtsız Şartsız Teslim Olmamaya Çağrı", Çev: M. Emin

Özafşar, Soruşturma IV: Tarih-Siyer, Sor Yayıncılık, Ankara, 1991, s. 137; Öz, İlk Siyer

Kaynakları, s. 84, 273. 68 Bkz. İbn Haldûn, Mukaddime, I, 158-160. 69 İmadüddin Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, Çev. Ahmet Ağırakça, Risale Yayınları, İstanbul, 1998, s.

13-14. 70 Bakara 2/35-36; A'râf 7/19-22; Tâhâ 20/117-121. 71 Enbiyâ 21/87-88; Saffat 37/140-148. 72 Kasas 28/15. 73 Sad 38/21-25.

Page 27: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

16

etmeyen oğlundan74, Hz. İbrâhim'in putlara tapan babasından75 ve Hz. Lût'un helak

olanlar arasında kalan karısından76 da bahseder. Kadının Hz. Yûsuf'u kendisine

çağırdığını ve Yûsuf'un bunu reddettiğini anlatırken, "Rabbinin kesin delilini

görmeseydi, Yûsuf da onu arzu edecekti"77 ayrıntısını atlamaz.

Kur'ân, Ehl-i kitaptan bahsederken, onların hepsinin bir olmadığını vurgular:

"Kitap Ehlinden, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene, Allah'a saygı ile

boyun eğerek, inanan ve Allah'ın ayetlerini az bir değere satmayanlar vardır."78 "Kitap

Ehli arasında, bir yük altın emanet etsen onu sana ödeyecek olan da vardır; bir altın

emanet bıraksan, tepesine dikilmedikçe onu sana ödemeyecek olan da vardır."79 Bu

ayetlerle Kur'ân, Ehl-i kitaba toptan bir değer biçmemiştir. Onların arasında da farklı

olanlar vardır ve Kur'ân bu farkı dile getirmektedir.

Ayrıca Kur'ân, Uhud Gazvesi'nin nasıl mağlubiyete dönüştüğünü anlatır ve

Müslümanların hatalarını yüzlerine vurur: "Allah size verdiği sözde durdu. O'nun izniyle

kâfirleri öldürüyordunuz. Ne zamanki dağılıp, (Allah'ın) size, sevdiğiniz şeyleri

göstermesinden sonra (savaş) konusunda çekiştiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz

de ahireti. Ve itaatsizlik gösterdiniz. İşte o zaman sizi denemek için (Allah) sizi

onlardan geri çevirdi. O sizi affetmiştir. Allah inananlara karşı büyük lütuf sahibidir.

Elçi arkanızdan sizi çağırırken, kimseye bakmadan kaçıyordunuz. Ne elinizden gidene,

ne de başınıza gelene üzülesiniz diye, Allah sizi üzüntüden üzüntüye uğrattı."80 Ayrıca

Huneyn Gazvesi'nde, ani hücum karşısında şaşıran Müslümanların, geriye dönüp

kaçmalarını saklamaz; "Allah birçok yerde ve Huneyn gününde size yardım etti.

Çokluğunuz sizi böbürlendirmişti, ama size bir yarar sağlamamıştı. Yeryüzü bunca

genişliğine rağmen size dar gelmişti de arkanızı dönmüştünüz."81

Kur'ân, Hz. Peygamber'in, insanların duymasından çekindiği bir hususu dahi,

tüm insanlara duyurmaktadır: "Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat

etmek sûretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, 'Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve

74 Hûd 11/42-43. 75 En'âm 6/74. 76 Hûd 11/81. 77 Yusuf 12/24. 78 Âl-i İmrân 3/199. 79 Âl-i İmrân 3/75. 80 Âl-i İmrân 3/152-153. 81 Tevbe 9/25.

Page 28: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

17

Allah’tan sakın' diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve

insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı."82 Bütün bu

örnekler, Kur'ân'ın objektifliğini ortaya koymaktadır.

1.4. Esbâb-ı Nüzûl

Esbâb-ı nüzûl, Kur'ân'ın ayet veya sûrelerinin inmesine sebep olan olay, durum

ya da soruyu ifade eder.83 Aynı zamanda ayet ve sûrelerin iniş sebeplerini araştıran ilim

dalına da esbâb-ı nüzûl denilmektedir.84 Esbab-ı nüzûl, nassın olgu ile irtibatını veya

olguya müdahalesini ifade eder. Hz. Peygamber'in risaleti sırasında herhangi bir olay

veya olgu sonrasında Kur'ân nassının ortaya çıkması hususu her ne kadar esbâb-ı nüzûl

ismini alsa da, nas-olgu ilişkisinden dolayı bir siyer olayıdır.85 Bu nedenle esbâb-ı

nüzûl, İslam tarihi ve siyer araştırmacıları için, başvurulması gereken çok önemli bir

Kur'ânî ilimdir. Hatta diyebiliriz ki, siyer ve esbâb-ı nüzûl, birbirinin mütemmimi

sayılabilir.86

Esbâb-ı nüzûle dair malumatı, siyer, hadis ve tefsir kitaplarında dağınık

vaziyette87 bulabileceğimiz gibi, bu konuda yazılan müstakil eserlere88 de

başvurabiliriz. Nüzûl sebepleri tamamen rivayetle gelen bilgilere dayanmaktadır. Bu

sebeple hadis usûlünde, hadis rivayetlerinin sıhhatini belirleyen şartlar, bu konudaki

rivayetlerin sıhhat durumunu da belirlemede kullanılmıştır.89

Kur'ân'ın her bir ayetinin, belirli bir nüzûl sebebine bağlı olarak indiğini

söylemek zordur. Ayetlerin büyük bir kısmı bir olaya, konuya veya açıklama talebine

bağlı olarak inmemiş; genel problemlere çözüm getirmek, insanları aydınlatmak,

uyarmak, eğitmek ve imanın temelleri ile İslam'ın gerekleri hakkında bilgilendirmek

82 Ahzâb 33/37. 83 Muhsin Demirci, "Esbâb-ı Nüzûl", DİA, Ankara, 1995, XI, 360; Bedrettin Çetiner, Fatiha'dan Nâs'a

Esbâb-ı Nüzûl, Çağrı Yayınları, İstanbul, 2013, I, 1; Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 115; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, Ter. Salih Akdemir, Fecr Yayınları, Ankara, 2016, s. 11; Serinsu, Kur'ân'ın

Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, s. 64-65. 84 Demirci, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 360. 85 Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 286. 86 Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 129. 87 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 1. 88 Vahidî, Esbâbu'n-Nüzûli'l-Kur'ân, Dâru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, 1991. Eserlerin listesi için bkz.

Serinsu, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, s. 75-80. 89 Serinsu, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, s. 93; Demirci, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 360;

Mennâu'l-Kattân, "Esbâb-ı Nüzûl", Çev. Erdoğan Pazarbaşı- İbrahim Görener, Erciyes Üni. İlahiyat

Fak. Dergisi, sayı:11, Kayseri, 2001, 154.

Page 29: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

18

amacıyla nazil olmuştur.90 Esasında esbâb-ı nüzûl tabiri herhangi kişisel veya toplumsal

bir olaya bağlı olarak inen ayetler için kullanılır. Fakat bu durum, bu kategori içine

girmeyen ayetlerin sebepsiz ve hikmetsiz olarak inzal edildiği şeklinde

anlaşılmamalıdır.91 Kanaatimize göre her Kur'ân pasajının bir nüzûl sebebi vardır. Fakat

bu sebep, illa ki rivayetlerde anlatılanlar kabilinden bir olay olmak zorunda değildir.

Muhatapların iç dünyalarında yaşadıkları duygu veya düşünceler, insanların dile

getirdikleri veya getiremedikleri sorular, toplumda görülen yanlış inanç veya adetler,

herhangi birisi tarafından yapılan bir iyi davranış, insan ve toplum psikolojisi, sosyal,

siyasal ve ekonomik olgular nüzûl sebebi olabilir.92

Yirmi üç yıl gibi uzun bir süre zarfında inen Kur'ân'ın her ayeti veya pasajı için

nüzûl sebebi varsa bile bu konudaki malumatımız yeterli değildir. Aralarında ihtilaf

bulunan mevcut rivayetler ise bizi, birçok ayetin nüzûl sebebi hakkında tereddüde

düşürmektedir. Kaynaklarda esbâb-ı nüzûl ile ilgili rivayetlere göre ayetlerin inişi iki

şekilde olmuştur:93

1. Hz. Peygamber döneminde gerçekleşen bir olay sonrasında, o olayı konu

edinen bir vahyin gelmesidir. Buna örnek olarak Tebbet sûresi verilebilir: "Sen en yakın

hısımlarını uyar"94 ayeti indikten sonra Hz. Peygamber, kavmini toplamış ve onlara

tebliğde bulunmuştur. Ebu Leheb'in, "Bizi bunun için mi topladın?" diyerek tepki

göstermesi üzerine Tebbet sûresi nazil olmuştur.95

Nisâ sûresinin 58. ayetinin96 iniş sebebi de bir başka örnek olarak zikredilebilir.

Rivayetlere göre bu ayet, Osman b. Talha hakkında inmiştir. Mekke'nin fethedildiği

gün, Kâbe'nin anahtarı Osman'dan alınmış, Hz. Peygamber Kâbe'ye girmiş ve iki rekât

namaz kılmıştır. Kâbe'den çıktıktan sonra amcası Abbas, anahtarın kendisine

90 Demirci, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 360; Mennâu'l-Kattân, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 155; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl,

I, 1; Ali Rıza Gül, "Kuran Ayetlerini Tarihlendirmede Nüzûl Sebeplerinin Rolü", Dini Araştırmalar

Dergisi, cilt:7, sayı:19, 2015, s. 192. 91 Demirci, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 360. 92 Bkz. Mustafa İslamoğlu, Kur'ân'ı Anlama Yöntemi: Tefsir Usulü, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2014,

s. 35-36. 93 Mennâu'l-Kattân, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 154-155. 94 Şuarâ 26/214. 95 Buhârî, Tefsiru'l-Kur'ân, 26; Müslim, İman, 355; Tirmizi, es-Sünen, I-V, Thk. Abdülvehhâb

Abdullatîf, Kâhire, 1964, Tefsiru'l-Kur'ân, 111. 96 "Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle

hükmetmenizi emrediyor..." Nisâ 4/58.

Page 30: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

19

verilmesini talep etmiştir. Bunun üzerine bu ayet indirilmiştir ve anahtar Osman b.

Talha'ya geri verilmiştir.97

2. Resûlullah'a sorulan bir soruya cevap niteliğinde vahyin inmesidir. Örneğin,

kocası Evs b. Sâmit tarafından kendisine zıhar yapılan Havle bt. Sa'lebe isimli kadın,

Hz. Peygamber'e gelerek durumunu şikâyet etmiştir. Çok geçmeden Mücadele sûresinin

ilgili ayetleri inmiştir.98

Kaynaklarda bir ayet veya pasaj hakkında birden çok sebeb-i nüzûl rivayeti

bulunabilmektedir. Böyle bir durumda öncelikle, rivayetlerin sıhhat durumu araştırılmış

ve sahih olan rivayet kabul edilip diğerleri terk edilmiştir. Sahih olan birden fazla

rivayet varsa, birinin diğerine tercih edilebileceğini gösteren bir karine aranmıştır. Bu

karine, râvinin olayı bizzat görmesi, nüzûl sebebini bildiren lafzın daha açık bir şekilde

ifade edilmesi, önemli bir ayrıntıyı içermesi veya rivayetin daha sahih bir senetle gelmiş

olması olabilir. Rivayetler arasında tercih yapılamamış ise rivayetlerin cem edilmesi

yoluna gidilmiştir; fakat buna da rivayetlerin konu, zaman ve mekân bakımından

birbirlerine yakın olması şartıyla başvurulmuştur. Rivayetler tercih veya cem

edilemiyorsa, son adım olarak, ayetin veya pasajın mükerrer olarak indiği kabul

edilmiştir.99 Belirlenmiş olan bu usûlün, amacına ne kadar matuf olduğu tartışılır. Zira

bütün bu metodolojik adımlara rağmen kaynaklarda birçok ihtilaflı ve çelişkili

rivayetlere rastlanmaktadır.

Bu usulde sonuncu adım olan, ayetin tekrar indirildiğine hükmedilmesi

durumuna taaddüdü'n-nüzûl veya tekerrürü'n-nüzûl denilmektedir.100 Mesela Suyutî,

Nahl sûresinin 126-128. ayetlerinin101 mükerrer nazil olduğu görüşündedir.102 Bu ayetin

nüzûl sebebi olarak, kaynaklarda iki farklı rivayet vardır. Birinci rivayete göre, Uhud'da

ensardan 64 kişinin şehit olması ve bu şehitlere müsle yapılmasının ardından ensar,

97 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 130-131. 98 Ebû Dâvud, es-Sünen, I-IV, Thk. Muhammed Muhyiddîn Abdülhamid, y.y., tsz., Talak, 17; İbn

Mâce, Sünen-i İbn Mâce, I-II, Thk. Muhammed Fuad Abdülbâkî, Beyrut, 1975, Talak, 25; İbn

Hanbel, Müsned, VI, 410-411. 99 Mennâu'l-Kattân, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 162-166; Demirci, "Esbâb-ı Nüzûl, s. 361; Çetiner, Esbâb-ı

Nüzûl, I, 2-3; Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, s. 119. 100 Abdullah Aygün, "Tefsir Tarihi Açısından Mükerrer Nüzûl Görüşünün Tenkidi", Usul İslam

Araştırmaları, sayı: 21, İstanbul, 2014, s. 40; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 3; Ali Rıza Gül, "Kur'an

Ayetlerini Tarihlendirmede Nüzûl Sebeplerinin Rolü", s. 213. 101 "Eğer ceza verecekseniz, size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu,

sabredenler için daha hayırlıdır..." Nahl 16/126. 102 Suyutî, İtkân, I, 98,104.

Page 31: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

20

fırsatını bulduklarında müşriklere daha fazlasını yapacaklarını söylemişlerdir.

Mekke'nin fethinde ensardan bazıları bu intikam duygusuyla bazı sözler sarf etmişler ve

bunun üzerine de bu ayetler nazil olmuştur.103 İkinci rivayete göre Hz. Peygamber,

Uhud Savaşı'nda amcası Hz. Hamza'ya müsle yapılmış olduğunu görünce çok

etkilenmiş ve müşriklerden yetmiş kişiye aynısını yapacağına yemin etmiştir. Bunun

üzerine bu ayetler nazil olmuştur.104 Suyutî, bu iki rivayetten çıkan sonuca göre,

ayetlerin hem Uhud Savaşı hem de Mekke'nin fethi sırasında inzal edilmiş olduğunu

iddia etmektedir. Hâlbuki bu ayet, Uhud Savaşı sonrasında nazil olmuştur.105 Fakat

Mekke'nin fethedildiği gün, Uhud'un intikamını almak isteyenlerin olabileceği ihtimali

ile Hz. Peygamber bu ayeti hatırlatmıştır. Muhtemelen bu hatırlatma, râviler tarafından

sebeb-i nüzûl rivayeti gibi aktarılmış olabilir.106

Bir Kur'ân ayetinin veya pasajının tekrar indirilmesi meselesi, H. 5. asra kadar

olan kaynaklarda bahis konusu değildir. Bu görüş ilk defa H. 400'lü yıllarda, Fâtiha'nın

hem Mekke hem de Medine'de nazil olduğunun söylenmesiyle ortaya çıkmış gibi

görünmektedir. Zemahşerî, Râzî, İbn Kesîr gibi müfessirler de eserlerinde, Fâtiha'nın iki

defa nazil olduğu şeklindeki görüşten bahsetmişlerdir. Fakat bu durum başlarda sadece

Fâtiha sûresi için iddia edilen mükerrer nüzûl durumu, H. 700'lü yıllarda başka ayet ve

sûreler için de dile getirilmeye başlanmıştır.107 Burada birbirinden farklı da olsa, nüzûl

sebebi rivayetlerini zayi etmeme düşüncesinin ağır basması ile böyle bir çözüm yolunun

üretildiği kanaatindeyiz.108 Zira aynı ayetin iki defa vahyedildiğine dair bu iddialar,

Kur'ân veya sahih rivayet gibi ciddi bir delile dayanmalıdır. Lakin mükerrer nüzûlü

savunanların sağlam bir dayanakları yoktur.109 Eğer bir ayet veya pasaj, iki defa inmiş

103 Tirmizi, Tefsir, 16. 104 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, 198-199; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, II, 555-556. 105 İbn İshâk, Siretü İbn İshâk el-Müsemma bi-Kitabi'l-Mübtede' ve'l-Meb'as ve'l-Meğâzî, Thk.

Muhammed Hamidullah, Rabat, 1976, s. 314; Vâkıdî, Kitâbü'l-Meğâzî, I-III, Thk. Marsden Jones,

Âlemü'l-Kütüb, Beyrut, 1984/1404, I, 290; Taberî, Tarihu'r-Rusûl ve'l-Mülûk, I-XI, Thk.

Muhammed Ebu'l-Fazl İbrahim, Dâru'l-Meârif, Mısır, ty., II, 529; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 291. 106 Serinsu, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, s. 223; Muhsin Demirci, "Nas-Olgu

İlişkisi Açısından Mükerrer Nüzûl", Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 20,

2001, s. 16. 107 Aygün, "Tefsir Tarihi Açsından Mükerrer Nüzûl Görüşünün Tenkidi", s. 43-45 108 Bkz. Demirci, "Nas-Olgu İlişkisi Açısından Mükerrer Nüzûl", s. 19-21 109 Aygün, "Tefsir Tarihi Açsından Mükerrer Nüzûl Görüşünün Tenkidi", s. 63; Gül, "Kur'an Ayetlerini

Tarihlendirmede Nüzûl Sebeplerinin Rolü", s. 213

Page 32: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

21

olsaydı, iki defa Kur'ân'a yazılmalıydı. Aksi takdirde inmiş bir vahiy Kur'ân'dan

çıkarılmış olmaktadır. 110

Nüzûl sebepleriyle ilgili farklı rivayetlerin bulunmasının birçok sebebi vardır.

İlk olarak rivayetlerde kullanılan ibarelerden bahsetmek gerekir. "Ayetin nüzûl sebebi

şudur", "Falan hadise vuku buldu, bundan dolayı şu ayet nazil oldu", "Falan kişi Hz.

Peygamber'e şöyle sordu, bunun üzerine şu ayet indi" gibi bazı ibareler, rivayetin nüzûl

sebebine ait olduğunu gösterir. Fakat "Bu ayet şu konuda inmiştir" gibi lafızlar, nüzûl

sebebiyle ilgili olabildiği gibi, ayetin tefsiri, konusu veya izahı ile ilgili de

olabilmektedir. Böyle bir ibareyle gelen rivayet, hem ayetin gerçek iniş sebebi olarak

anlaşılabilmekte, hem de ayetin kapsamı içerisinde değerlendirilen bir olgu, durum ya

da şahıslara da işaret edebilmektedir.111 Bu tür ibarelerin ortaya çıkarmış olduğu kafa

karışıklığı, nüzûl sebeplerine dair rivayetlerin çeşitlenmesine neden olmuştur.

Râvilerin yanılması da farklı rivayetlerin ortaya çıkmasına sebep olan

etmenlerden birisidir. Daha önce nazil olmuş olan bir ayetin, bir soru veya bir olay

nedeniyle Hz. Peygamber tarafından tekrar okunması durumunda, bu ayetin o anda nazil

olduğu zannına kapılanlar olmuştur.112 Örnek verecek olursak; Zümer sûresinin 67.

ayeti ile ilgili olarak verilen rivayetin birinde "fe enzelellâhu" ibaresi geçmektedir.113

Hâlbuki aynı rivayet, "Hz. Peygamber'in kendisine sorulan bir soruya, ayeti okumak

suretiyle cevap vermesi olarak nakledilmektedir.114 Râvilerden birinin yanlış anlaması

ile rivayet sebeb-i nüzûl rivayeti haline gelmiştir.

Sahabenin ayetlerin nüzûlünden önce gerçekleşen olayları kendi gözlemleri

ölçüsünde nakletmeleri veya kendi durumları ve temennilerini de nüzûl sebebi olarak

göstermeleri nüzûl sebebi rivayetlerini muhtelif hale getiren sebeplerden bir diğeri

olmuştur.115 Mesela Sa'd b. Ebî Vakkâs'ın şu rivayeti zikredilebilir: "Hakkımda dört

110 Süleyman Ateş, Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Nşr., İstanbul, 1997, XI, 126;

İslamoğlu, Kur'ân'ı Anlama Yöntemi, s. 33 111 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 3; Demirci, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 361; Gül, "Kur'an Ayetlerini

Tarihlendirmede Nüzûl Sebeplerinin Rolü", s. 199; Abdulfettah, Esbâb-ı Nüzûl, s. 17. Esbâb-ı nüzûl

rivayetlerine ait siygalar için bkz. Serinsu, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, s. 105-

116. 112 Mevdûdî, Tefhimu'l-Kur'ân, Çev. Muhammed Han Kayani vd., İnsan Yay., İstanbul, 1999, VII, 314;

Aygün, "Tefsir Tarihi Açsından Mükerrer Nüzûl Görüşünün Tenkidi", s. 49. 113 Tirmizi, Tefsir, 40. 114 Buhârî, Tevhid, 36; Tefsir, 295; Müslim, Sıfatu'l-Münafikîn, 19, 20. 115 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 2; Gül, "Kur'an Ayetlerini Tarihlendirmede Nüzûl Sebeplerinin Rolü", s.

207- 208.

Page 33: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

22

ayet inmiştir. Birincisi; Annem Hz. Muhammed'den ayrılmazsam yemeden içmeden

kesileceğine yemin etmişti. Lokman sûresinin 15. ayeti bunun üzerine indi. İkincisi;

savaş ganimetleri içinde bir kılıcı Resûlullah'tan istedim. Bunun üzerine Enfâl sûresinin

1. ayeti nazil oldu. Üçüncüsü; hastalandığımda Resûlullah'a malımın yarısını vasiyet

etmek istediğimi söyledim, kabul etmedi. Üçte birini vasiyet edip edemeyeceğimi

sorduğumda ise susmuştu. Bunun üzerine üçte birini caiz kılan ayet (Bakara 2/180) indi.

Dördüncüsü; ensarla birlikte şarap içtiğim bir gün onlardan biri benim burnuma vurdu.

Ben de bunu Resûlullah'a anlatınca içki yasağıyla ilgili ayet (Maide 5/90)

vahyedildi."116 Bu rivayette Sa'd ganimet ayetleri ile ilgili olan ayetin kendisi hakkında

indiğini söylemektedir. Fakat bu ayetin nüzûl sebebi hakkında çok sayıda rivayet

nakledilmiştir.117

İlk dönemlerde nüzûl sebeplerine dair rivayetler, sahih, zayıf veya uydurma

olduklarına bakılmadan kaydedilmiştir. Daha sonraki asırlarda ayetler için, Mekkî-

Medenî, neharî-leylî, sayfî- şitâî, hadarî- seferî, firaşî-nevmî, arzî- semâî gibi oldukça

tafsilatlı tasnifler118 oluşturulmuştur. Bu nedenle kaydedilen bütün bu rivayetler,

sıhhatine bakılmaksızın kullanılmış ve birbiriyle çelişen birçok rivayet ortaya

çıkmıştır.119

Tarihçilerin nüzûl sebeplerinden faydalanmasını gerektirecek önemli bir husus

da şudur ki; nüzûl sebeplerine dair rivayetler, fırkaların ortaya çıkmasında rol oynayan

sebeplerden sayılmaktadır. Aynı zamanda karşılıklı olarak, bu fırkaların nüzûl sebepleri

rivayetlerini şekillendirmeleri de söz konusudur.120 Asabiyet, siyasi tarafgirlik ve

mezhepçilik gibi olgular, bazen sebeb-i nüzûl rivayetlerinin görmezden gelinmesine,

bazen de sahte nüzûl sebeplerinin uydurulmasına121 neden olmuştur. Bu hususta Zu'l-

116 Müslim, Fedâilü's-Sahabe, 43-44; Taberî, Câmiu'l-Beyân, VII, 33-34; İbn Kesîr, Hadislerle Kur'an-ı

Kerîm Tefsiri, I-XVI, Çev. Bekir Karlığa- Bedrettin Çetiner, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1993, VII,

3230. 117 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 168-178; Zemahşerî, el-Keşşâf an Hakâ'ikı Ğavâmidı't-Tenzîl ve

Uyûni'l-Ekâvil fî Vucûhi't-Te'vil- Keşşaf Tefsiri (Metin-Çeviri), I-III, Ed. Murat Sülün, Türkiye

Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İstanbul, 2017, II, 1072-1076; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3230-3235. 118 Bkz. Suyutî, İtkân, I, 1-47. 119 Aygün, "Tefsir Tarihi Açsından Mükerrer Nüzûl Görüşünün Tenkidi", s. 53. 120 Serinsu, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, s. 253-258; Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s.

120; İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 34. 121 İslamoğlu bu hususta şu yorumu yapar: "Sünni çoğunluğun sahabe için koydukları 'hepsi adildir'

toptancılığının da, Şiilerin 'imamlar masumdur' kutsamasının da nüzûl sebepleri bahsine yansıması

olmuştur." İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 36.

Page 34: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

23

Huveysira hadisesi örnek olarak verilebilir. Tevbe sûresinin 58.122 ayetinin nüzûl sebebi

olarak verilen olayda, Zu'l-Huveysira diye bilinen şahıs Huneyn ganimetlerini taksim

ettiği sırada Hz. Peygamber'e adil olmasını söylemiş, Hz. Peygamber de onun ve ona

uyanların aşırılığa kaçıp, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklarını bildirmiştir.123

Zu'l-Huveysira'nın ileride zuhur edecek olan Haricîlerden biri olması, haberin ne amaçla

üretildiğini açıklamak için yeterlidir.124 Mâide sûresinin 55.125 ayetinin Hz. Ali

hakkında nazil olduğunu iddia eden ve Şiî âlimler tarafından nakledilen bir rivayet de

bu duruma başka bir örnektir.126

Nüzûl sebeplerini bilmek, Kur'ân'daki anlaşılması zor ifadeleri anlamada, ayeti

ilahi maksada uygun olarak yorumlamada, fıkhî hükümlerin çıkarılmasında, ayette hasr

veya tahsisin bulunup bulunmadığının anlaşılmasında büyük faydalar sağlamaktadır.127

Sebepleri göz ardı ederek, sonucun doğru değerlendirildiğini söyleyemeyiz. Birçok

ayetin doğru bir şekilde anlaşılması, o ayetin nüzûl sebepleri sayesinde

gerçekleşmektedir. Vâhidî, bir ayetin tefsirinin, ayetin indiği ortam ve nüzûl sebebi

bilinmeden gerçekleşemeyeceğini savunur.128 Bu konu ile ilgili olarak Cerrahoğlu,

eserinde şöyle bir rivayet zikretmiştir: Şarabın haram kılındığını bildiren ayet129 nazil

olunca, Hz Peygamber'e, önceden şarap içip şimdi ölmüş olanların durumu sorulmuştur.

Bunun üzerine "İman edip salih amel işleyenlere, Allah'a karşı gelmekten sakındıkları

ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur"130

ayeti nazil olmuştur. Rivayete göre Kudame b. Maz'un ve Amr b. Ma'dikerib yukarıdaki

ayete dayanarak şarabın mubah olduğunu düşünmüşlerdir.131 Onların bu kanaate

varması, sebeb-i nüzûlünü bilmemelerine dayanmaktadır.

122 "İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse,

hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse, hemen kızarlar." Tevbe 9/58. 123 İbn Hişâm, es-Sîretü'n-Nebeviyye, I-II, Thk. Mustafa es-Seka, İbrahim el-Ebyârî, Abdü'l-Hafîz eş-

Şelebî, y.y., tsz., II, 496-497; Vâkıdî, Megâzî, III, 948; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 253. 124 Bkz. A. Aziz Dûri, İlk Dönem İslam Tarihi, Çev. Hayrettin Yücesoy, Endülüs Yayınları, İstanbul,

1991, s. 57; Öz, Mevzû Haberlerin Tarihî Değeri, s. 113-119. 125 "Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı

veren mü’minlerdir." Mâide 5/55. 126 Serinsu, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, s. 256. 127 Mennâu'l-Kattân, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 157; Demirci, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 361; Gül, "Kur'an Ayetlerini

Tarihlendirmede Nüzûl Sebeplerinin Rolü", s. 162; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 13-18. 128 Mennâu'l-Kattân, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 157 129 Mâide 5/90. 130 Mâide 5/93. 131 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 117 (Dârakutnî'den naklen).

Page 35: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

24

Nüzûl sebeplerinin yanı sıra, Kur'ân'ın nüzûl ortamını bilmek de Kur'ân'ın doğru

anlaşılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bazı sûre veya pasajların nüzûlünde, Arap

kültürünü de içeren geniş bir tarihsel arka plan bulunmaktadır. Aslında herhangi bir

metnin veya kitabın, neşet ettiği ortamdan, kültürden ve toplumdan tamamen bağımsız

olduğu iddia edilemez. Aksine her metin, kendi dönemine ait izler taşır.132 Kur'ân, inmiş

olduğu döneme ait sosyal, kültürel, ekonomik vb. durumu düzenlemiş, tashih etmiş ve

değiştirmiştir. Bu sebeple onun mesajının doğru anlaşılabilmesi için, doğmuş olduğu

tarihi vasatın iyi tetkik edilmesi gerekir. Yani Kur'ân'ın ne getirdiğini ve neyi

değiştirdiğini görebilmek için, o dönemde neyin var olduğunu anlamak gerekmektedir.

Yanlış veya eksik bilgi, maksad-ı ilahînin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır.133 Denilebilir

ki, nüzûl ortamına ait şartlar, mesajın verilme sebebi olabilir. Dolayısıyla Kur'ân'ın

tamamının nüzûl sebebi sayılabilir.134 Bu nedenle Kur'an'ın doğru anlaşılmasında

tarihsel bağlam önemlidir ve tarihe başvurmak gerekmektedir.135 Aynı şekilde Hz.

Peygamber'in hayatını ve yaşadığı dönemin özelliklerini Kur'ân'ı hesaba katmadan

anlamaya çalışmak da yanlış anlamalara yol açacaktır.

Klasik siyer müellifleri risalet öncesi dönem ve çevresiyle ilgili konularda, sınırlı

malumat kaydetmişlerdir. Resûlullah'ın peygamber olarak ortaya çıktığı, ilahi vahyi

gündeme getirdiği, büyük bir başarı ile yayıldığı ve tüm dünya hayatına bugün bile

etkisi olan o büyük değişimlerin yaşandığı ortamı aydınlatacak malzemeye çok az yer

vermişlerdir. Verilmiş olan sınırlı bilgi ise, genellemelerle136 ve ana hatlarıyla ifade

132 Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 18. Bu hususta yapılmış önemli bir çalışma

olarak bkz. Emrah Dindi, Kur'an'da İslam Öncesi Kültür- Nassın Olguyla Diyalektik İlişkisi, Ankara

Okulu Yayınları, Ankara, 2017; Korkut Dindi, Siyer-Kur'an İlişkisi (Mekke Dönemi),

(Yayımlanmamış Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2017; M.

Yücel Şaraldı, Kur'an'ı Anlamada Nüzûl Ortamının Yeri, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),

Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2012. 133 İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 24; Murat Sülün, Kur'an Kılavuzu, Ensar Yay., İstanbul,

2013, s. 88; Muhammed Coşkun, Kur'ân Yorumunda Sîret-Nüzûl İlişkisi, Fikir Yayıncılık, İstanbul,

2014, s. 18-19. 134 Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 88; Ömer Özsoy, Sünnetullah, Fecr Yayınları, Ankara, 2015, s. 91. 135 Keleş, Hadislerin Kur'ân'a Arzı, s. 184; Albayrak, Kur'ân'ın Bütünlüğü Üzerine, s. 147; Fatih

Duman, İslâmiyet Öncesi Arap Folkloru ve Kur'an, Araştırma Yayınları, Ankara, 2018, s. 10, 212;

Söylemez, "Kur'an'ın Anlaşılmasına Tarihin Etkisi", s. 68; Candan, Kur'an'ı Nasıl Anlamalı, s. 52;

Hacı Önen, "Tefsirde Tarih İlminden Yararlanma: Taberî Örneği", e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar

Dergisi, sayı: 10, 2013, s. 17; Öz, Siyer Tasarımı, s. 113; Demircan, Tarih ve Tarihçi, s. 88-91;

Azimli, Siyer Okumaları, s. 18-19. Kur'ân'ı anlamada tarihsel bağlam ve hitap-muhatap

bütünlüğünün önemine dikkat çeken bir çalışma olarak bkz. Muhammed Coşkun, Kur'ân Yorumunda

Sîret-Nüzûl İlişkisi, Fikir Yayıncılık, İstanbul, 2014. 136 "Çünkü bu haberler ve rivayetlerle Peygamber'in risalet öncesi dönem ve ortamının maddi gelişme,

edebiyat ve düşünce hayatı açısından küçümsenmesi amaçlanmaktadır. O dönem ve ortam; cehalet,

Page 36: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

25

edildiği için kesin bir kanaate ulaşmak zor olmaktadır. Kaldı ki, aktarılan bu bilgiler de,

uydurma olma ihtimalinden uzak değillerdir. Bunların çoğunun, Kur'ân ayetlerini

açıklama amacıyla rivayet edilmiş olsalar bile, naslarla çeliştiğini görmekteyiz.137 Bu

sebeple bu bilgileri kullanan araştırmacıların dikkatli ve uyanık olması gerekmektedir.

Esbâb-ı nüzûlün, ayetlerin anlaşılmasında, yorumlanmasında ve fıkhî hükümler

çıkarmada önemli olduğu aşikârdır. Ama sadece tefsir, fıkıh vb. ilimler için değil, siyer

ve İslam tarihi açısından da önemlidir. Kur'ân, insanları doğru yola iletmek ve bu yolun

prensiplerini oluşturmak amacıyla inmiştir ve bu amaçlar doğrultusunda, geçmişten,

indiği zamandan ve gelecekten bahsetmektedir. Kur'ân'ın, nazil olduğu zaman dilimi ve

ortamı ile irtibatı olduğunu kimse inkâr edemez.138 Bazı durumlarda ayetler, nüzûl

ortamındaki olay ve olgudan bağımsız bir karaktere sahip olarak nazil olur ve olaylara

yön verebilir.139 Nüzûl sebeplerini aktaran rivayetler incelendiğinde, siyer ve İslam

tarihi açısından önemli malumat elde edildiği görülmektedir. Ayrıca nüzûl sebepleri,

bazı ayet ve sûrelerin indiği tarihleri belirlemede de önemli birer ipucu olmaktadırlar.140

Karşılıklı olarak, ayet ve sûrelerin indiği tarihler de tarihî olayların kronolojisini

belirlemede bize fayda sağlamaktadırlar. Bütün bu sebeplerle Hz. Peygamber'in hayatını

oluşturmak için başvurulan kaynaklar arasında tefsir literatürü, esbâb-ı nüzûl eserleri ve

nüzûl sebeplerini içeren diğer kitaplar da olmalıdır.

1.5. Kur'ân'da Tarih Felsefesine Dair Prensipler

Tarih felsefesi, tarihten faydalanmaya ve ondan ders almaya yarayan usul ve

prensipleri keşfetme faaliyetidir.141 Olayları düzene koyar; mantıki bir şekilde

açıklamaya çalışır; bugünü ve geleceği aydınlatmak amacıyla tarihin kanunlarını

geri kalmışlık, sefalet, itilmişlik, perişanlık, barbarlık, kültürel araç ve vasıtalardan mahrumiyet,

düşünce, inanç, ahlak ve edebiyatta katı bir maddecilik gibi sıfatlarla tanıtılmaktadır." Derveze,

Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, I, 10. 137 Derveze, Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, I, 9-10; İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s.

22. 138 Mennâu'l-Kattân, "Esbâb-ı Nüzûl", s. 153; Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın Değeri ve

Önemi", s. 13. 139 Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 17; Dindi, Kur'an'da İslam Öncesi Kültür, s. 88. 140 Gül, "Kur'an Ayetlerini Tarihlendirmede Nüzûl Sebeplerinin Rolü", s. 193. 141 Mustafa Öztürk, Tarih Felsefesi, Akçağ Yay., Ankara, 2010, s. 25; Abdulbaki Güneş, " Kur'ân'da

Sünnetullah ve Toplumların Çöküş Nedenleri", Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, cilt: 5,

sayı: 4, 2005, s. 67.

Page 37: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

26

bulmayı amaçlar.142 Tarih felsefesine dair en eski eserlerin, kutsal metinler olduğunu

söyleyebiliriz.143

Tarih felsefesi, tarih sürecine egemen olan genel ilkelere ulaşabilmek için,

yalnızca bir tek ulusu değil, birçok halkı dikkate almalıdır. Tevrat sadece

İsrailoğulları'nın tarihiyle ilgilenir; İncil ise tek bir bireyin, Hz. İsâ'nın hayatı ve

ölümünü ön plana alan bir üsluba sahiptir. Bu nedenle bu kitaplardan bu konudaki

gerekli çıkarımları yapmak zordur. Fakat Kur'ân, birçok eski toplumu hesaba katmış

olması dolayısıyla, tarih felsefesinin esasları diyebileceğimiz hususları ihtiva eden,

tarihin kendine özgü yapısına dikkat çeken, tarihin yasalarının keşfedilip ortaya

konmasını büyük bir sorumluluk olarak gören tek semavi kitaptır.144 Elbette ki Kur'ân,

müstakil bir tarih felsefesi eseri değildir; ama bu konuda faydalanabileceğimiz çok

önemli bilgileri haiz bir kitaptır.

"Tarih" kelimesi Kur'ân'da geçmez ama "haber", "nebe", "kıssa", "hadîs",

"esâtir" gibi farklı kelimeler kullanılarak ifade edilir.145 Kuran'da tarih gerçeği, geçmiş

toplumların kıssalarında ifadesini bulmaktadır. Kur'ân'ın neredeyse her sûresinde kısa

veya uzun bir şekilde mutlaka tarihi bir olaya veya tarihi bir yasaya işaret edilmiştir.

Kur'ân, tarih ile doğru bir ilişki kurmak için, olayları bir araya getirerek sunmakla

yetinmez. Aynı zamanda tarihi toplumsal olaylara egemen olan kanunların olduğunu

belirtir ve bunların araştırılmasını ister. Bu konuda İbn Haldûn gibi tarihçiler, önemli

eserler bırakmış olsalar da, sonraki dönemlerde bu birikimin üzerine kayda değer

eklemeler yapılamamıştır.146

Burada bahsedilmesi gereken önemli bir husus, tarihin yasalarının, doğa

bilimlerdeki yasalar gibi olmadığıdır. Tarihi olaylar tektir; aynı şartlar altında, aynı

sebeplerin sonucu olarak, aynı biçimde tekrar etmezler ve kendilerine has özellikler

taşırlar. Toplumlar, şartları ve kültürleri itibariyle birbirlerinden oldukça farklıdır. Bu

sebeple aynı nedenlerin, müspet ilimlerde olduğu gibi, birebir aynı sonuçlar getirmesini

142 Abdülhamid Sıddıki, Tarihin Yorumu, Çev. Beşir Eryarsoy, Düşünce Yay., İstanbul, 1978, s. 12. 143 Kasım Şulul, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", Divan, sayı:11, 2011, s. 91. 144 Mazharuddin Sıddıki, Kur'an'da Tarih Kavramı, Ter. Süleyman Kalkan, Pınar Yay., İstanbul, 1982,

s. 66; Sabri Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 150; Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 30. 145 Şulul, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", s. 98-99; Fayda, "Tarih", s. 30 146 Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 10; Şulul, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", s. 96.

Page 38: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

27

beklemek mümkün değildir. 147 Çünkü tarih, mekanik ve determinist yasalara tabi

değildir. Fakat bu, tarihi incelemenin ve geleceğe ışık tutacak genel ilkeleri tespit

etmeye çalışmanın lüzumsuz bir faaliyet olduğu anlamına gelmez.

Tarih, bizim için ölü bir geçmiş değil, yaşayan bir geçmiştir. Tarihi olaylar,

geçmiş zamanda yaşanmış olsa da, etkileri bugüne kadar uzanır, geleceğimizin temelleri

de bugün atılır. Fakat tarihçi tarihi incelerken, olayların ardındaki saikleri anlamaya

çalışmıyorsa, elde ettiği sonuçları kendi zamanına taşımıyorsa ve geleceğine ışık tutacak

prensipler tespit edemiyorsa, işte o zaman ölü bir geçmişle meşgul olmuş olur. Tarihi

hadiselerin sosyal, siyasî, ekonomik, kültürel ve psikolojik sebeplerini tespit etmek ve

bunlardan dersler çıkarmak gerekmektedir.148 Bu sebeple, "gelecekle ilgili projesi

olanlar, daima işe tarihten başlarlar."149 Ne var ki toplumsal yasaları tespit etmek, doğa

bilimlerinin yasalarına göre daha zordur. Çünkü sebepler ve sonuçlar arasında daha

karmaşık bir münasebet bulunur.150 Kur'ân'da bu yasalar "sünnetullah" olarak

isimlendirilmiştir.

Sünnetullah, Allah'ın, toplum hayatını düzenlemek üzere koyduğu, toplumların

gelişim ve çözülmeleriyle ilgili hüküm ve kanunları demektir.151 Kur'ân, bu yasaların

süregelen, değişmez ve geçerli olduklarını belirtir.152 İslam inancına göre her şey

Allah'ın iradesiyle meydana gelir ve Allah kâinatta dilediğini yapabilir. Fakat Allah her

şeyi belli bir kanuna göre takdir eder. "Allah'ın öteden beri işleyip duran kanunu

(budur). Allah'ın kanununda değişiklik bulamazsın"153 ayeti bu duruma işaret

etmektedir.154

Burada tarihin öznesinin kim olduğu problemi ortaya çıkmaktadır. Tabiatı

yaratan ve bu alanda değişimi meydana getiren Allah'tır. Fakat tarih alanı, Allah ve

insanın birlikte oluşturdukları bir olgudur. Kur'ân'a bakıldığında, tarihsel değişimin hem

147 Şaban Öz, "Tarih Felsefesinde 'Tarihin Yasaları' Üzerine", KSÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 11,

2008, s. 35-38; Halkın, Tarih Tenkidinin Unsurları, s. 6-7. 148 Ahmet Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları", Atatürk Üni, İlahiyat Fak.

Dergisi, sayı: 22, Erzurum, 2004, s. 65. 149 Onat, "İslam Bilimleri ve Yöntemi Açısından Tarihin Anlam ve Önemi", s. 42. 150 M. Sait Şimşek, Kur'an Kıssalarına Giriş, Kardelen Yay., Konya, 2013, s. 63. 151 Mustafa Özkan, "Tarihin Öznesinin Tespitinde Kur'an'ın Tarih İlmine Katkısı/Kaynaklığı Üzerine -

Bedir Savaşı Örneği-", İSTEM, yıl: 8, sayı: 16, Konya, 2010, s. 22; İlyas Çelebi, "Sünnetullah", DİA,

Ankara, 2010, XXXVIII, 159; Özsoy, Sünnetullah, s. 43. 152 İsrâ 17/77; Ahzâb 33/38, 62; Fatır 35/43; Mü'min 40/85; Fetih 48/22-23. 153 Fetih 48/23. 154 Şulul, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", s.94.

Page 39: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

28

Allah'a hem de insana nispet edildiği görülmektedir. Lakin Allah'ın birtakım sonuçları

yaratması, insanlardaki değişime bağlanmıştır:155 "Şüphesiz ki bir kavim kendi

durumunu değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez."156 Bu ve benzeri

ayetlerden anlaşılacağı üzere insanlar, kendi akıbetlerini kendileri hazırlarlar. Her türlü

değişim, insanların iradesi, tutumu ve fiilerine göre meydana gelmektedir. Toplum

kendini düzeltmeye çalışırsa, Allah da o toplumu olumlu bir değişim sürecine sokar.

Yine toplum ilahi yasaları dikkate almazsa, Allah o toplumu cezalandırır. Fert veya

toplum olarak, iradenin yanlış kullanılması sonucu meydana gelen kötü akıbetlerin

Allah'a nispet edilmesi, kötü kaderin Allah'tan geldiğine inanılması yanlıştır.157

Kur'ân, insanın özgür iradeye sahip olduğunu ısrarla vurgular158 ve tarihin

belirleyici öznesinin insan olduğunu belirtir. Tarihe yön veren temel güç, insan

iradesidir. İnsanın gerçekleştirmiş olduğu değişimin şart olarak sunulması, onun tarihin

akışına olan etkisini ve tarih karşısındaki sorumluluğunu göstermektedir.159 İnsanlar ve

toplumlar bu özgür iradeleri ile ne yaparlarsa onun karşılığını elbette göreceklerdir.160

Yukarıda zikredilen ayette, Allah'ın müdahalesinin gerçekleşmesi şartı, insanın fiillerine

bağlanır, fakat bunun ne zaman gerçekleşeceği belirtilmez. Bu karşılık sadece ahirette

değil, dünyada da görülebilmektedir.161 "Seni o yerden (Mekke'den) sürüp çıkarmak için

neredeyse seni sıkıştıracaklardı. Bunu yapabilselerdi, senin ardından orada pek az

kalırlardı. Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimiz hakkındaki kanun böyledir.

Bizim kanunumuzda hiçbir değişme bulamazsın."162 Bu Mekkî ayetlerde söylenmiş

155 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 32-33; Özkan, "Tarihin Öznesinin Tespitinde Kur'an'ın Tarih

İlmine Katkısı", s. 26; Yıldız, Tarih Bilinci, s. 98; Özsoy-Güler, Konularına Göre Kur'ân, s. 693;

Ali Şeriati, Kur'an'a Bakış, Çev. Ali Seyyidoğlu, Fecr Yayınevi, Ankara, 1996, s. 65-66; Sadık Kılıç,

"Tarih Felsefesi Açısından Kıssalar", I. Kur'an Sempozyumu, Bilgi Vakfı Yayınları, Ankara, 1994, s.

98. 156 Ra'd 13/11; ayrıca bkz; Bakara 2/107; Mâide 5/13; En'âm 6/57; Enfâl 8/53; İsrâ 17/15, 16; Yâsin

36/83; Hadid 57/5; Saff 61/5; Cin 72/16; Mutaffifin 83/14. 157 Öztürk, Tarih Felsefesi, s. 35; Özkan, "Tarihin Öznesinin Tespitinde Kur'an'ın Tarih İlmine Katkısı",

s. 26. 158 İnsan 76/2-3; Şems 91/ 7-10. 159 Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları", s. 61; Yıldız, Tarih Bilinci, s. 90-91;

Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 131-164; Öztürk, Tarih Felsefesi; s. 134; Korkmazgöz, Kur'an'da

Tarih Algısı, s. 33; Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 161. 160 Âl-i İmrân 3/165; En'âm 6/6; A'râf 7/96; Yûnus 10/100; Nahl 16/33-34, 97; Tâhâ 20/124; Rûm

30/41; Zümer 39/70; Şûrâ 42/30; Necm 53/39-41. 161 Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 305; Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları",

s. 60. 162 İsrâ 17/76-77.

Page 40: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

29

olduğu gibi, Hz. Peygamber'in hicretinden sonra müşrikler ancak on sene

dayanabilmişler ve böylece Allah'ın bu kanunu tecelli etmiştir.163

Allah, tarihin akışı içerisinde, hem insana hem de topluma sorumluluk

yüklemiştir. Fakat toplumun sorumluluğunu yerine getirmesi de elbette fertlerin

sorumluluğunu yerine getirmelerine bağlıdır. Fert, kendinde olanı değiştirmeye güç

yetirirse, toplumu da değiştirmeye güç yetirebilir. Fakat insanlar, önce kendilerinde

olanı değiştirmeye çabalamaz, değişimi başkalarından beklerler. Böylelikle de arzu

edilen değişim gerçekleşmez.164

İlk çağlardan itibaren insanlar, tarihi olaylarda insanüstü varlıkların etkisinin

olduğunu düşünmüşlerdir. Tek tanrılı dinlere göre, Tanrı, tarihin seyrine müdahale

etmektedir.165 İslam inancında ise, Allah, insanoğlu ile birlikte tarihin inşasında rol

almaktadır ve bu faaliyet devam ede gelmiştir.166 Peygamber ve ilahi kitap göndermesi,

vahiy aracılığıyla toplumları doğruya yönlendirmesi, ahlaki davranmaya çağırması gibi

hususlar, Allah'ın tarihi sürece müdahale ettiği anlamına gelmektedir.167 Sonuç olarak

diyebiliriz ki; tarih, yasaları Allah tarafından konulmuş olması ve Allah'ın müdahale

edebileceği bir alan olması dolayısıyla ilahîdir. Aynı zamanda insanın eylemlerine bağlı

olması açısından da insanîdir.168 Tarih, tesadüflere bağlı değil, ilahî yasalara bağlı

olarak akan bir süreçtir. Bu yasalar zaman ve mekânla sınırlı değildir. Günümüzde de,

gelecekte de, bütün toplumlar bu yasalara tabiidirler. Bu yasalara aykırı davrananların

akıbetlerinin nasıl olduğu konusunda, tarihin bize sunduğu sayısız örnek

bulunmaktadır.169

Kur'ân'da tarih felsefesini, kıssalar içerisinde yerleştirilmiş olarak bulmaktayız.

Allah, tarihi ve toplumsal kanunları soyut olarak anlamak yerine, kıssalar içerisinde

sunmuştur. Böyle bir anlatım, tarihi insana kavratabilmek açısından daha etkili ve

zihinde kalıcıdır.170 "Bir Lût kavmi, bir Ad ve Semûd kavmi niçin helak olmuştur?

163 Şimşek, Kur'ân Kıssalarına Giriş, s. 63. 164 Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 163; Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları",

s. 61; Kasım Şulul, İslâm Düşüncesinde Tarih Tasavvuru ve Usûlü, İnsan Yayınları, İstanbul, 2013,

s. 25. 165 Özkan, "Tarihin Öznesinin Tespitinde Kur'an'ın Tarih İlmine Katkısı ", s. 20. 166 Özsoy-Güler, Konlarına Göre Kur'ân, s. 693. 167 Özkan, "Tarihin Öznesinin Tespitinde Kur'an'ın Tarih İlmine Katkısı ", s. 21. 168 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 33-34. 169 Öztürk, Tarih Felsefesi, s. 38. 170 Şimşek, Kuran Kıssalarına Giriş, s. 64; Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 25.

Page 41: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

30

Toplumların gerileme ve ilerleme sebepleri nelerdir? Bütün bu hususlar kıssalarda

uygulamalı olarak anlatılmaktadır."171 Kur'ân kıssaları, elimizdeki tarihi malumata nasıl

yaklaşmamız, bunları nasıl değerlendirmemiz gerektiğini gösteren önemli ipuçları

içerir.172

Kur'ân bizden, tarihi malumatın ve kalıntıların ibret nazarıyla incelenmesini

istemektedir.173 Tarihsel araştırmalar sonunda aklını kullananlar, doğru tespitler

yapabilmeyi sağlayacak deliller bulabilirler.174 Kur'ân bize oldukça zengin bir tarihi

tecrübe sunar ve bunlardan gereği gibi yararlanılmasını arzu eder.175 Kur'ân kıssaları,

tarihi ve toplumsal yasaları bize hatırlatan uyarılarla doludur.176 Bazı kıssalar Kur'ân'da

değişik üsluplarla, değişik sûrelerde tekrar anlatılmaktadır. Bu tekrarlar, muhataplara

aynı gerçekleri sık sık hatırlatmak içindir.177 Kur'ân, aynı zamanda, anlatılan bu

kıssaların uydurma olmadığını ifade eder.178

Kur'ân kıssalarında en çok dikkat çekilen husus, toplumların/medeniyetlerin yok

oluşları ve bunu hazırlayan sebeplerdir. Bu yok oluş veya çöküş, sünnetullah gereği,

Allah'ın o toplumları cezalandırması olarak ele alınır.179 Buna göre toplumların helak/

çöküş sebeplerini şöyle sıralamak mümkündür180: Zulüm,181 maddi servet ve refahın

171 Şimşek, Kur'ân Kıssalarına Giriş, s. 64. 172 Yıldız, Tarih Bilinci, s. 21. 173 Âl-i İmrân 3/137; En'âm 6/11; Yusuf 12/101, 109; Hicr 15/75-77; Nahl 16/36; Hacc 22/45-46; Neml

27/69; Ankebut 29/15; Rûm 30/9, 42; Sebe 34/15; Saffat 37/137-138; Muhammed 47/10-11; Zâriyât

51/37. 174 Âl-i İmrân 3/13; Furkân 25/40; Neml 27/50-52; Ankebut 29/35; Secde 32/26. 175 En'âm 6/25-27, 42-43; A'râf 7/94-96; Mü'minûn 23/100; Fatır 35/36-37. 176 Enfâl 8/38; Hûd 11/120; Lokman 31/17; Fatır 35/742-44, Muhammed 47/77-11. 177 Tâhâ 20/99; Kasas 28/46; Nâziât 79/25-26. 178 Yusuf 12/111. Kur'ân kıssalarının vakii olup olmadığı hususunda bkz. Şimşek, Kur'ân Kıssalarına

Giriş, s. 45-57; Şengül, "Kur'ân Kıssalarının Tarihi Değeri", Kur'an Kıssalarının Anlam ve Değeri

(IV. Kur'an Sempozyumu), Fecr Yayınevi, Ankara, 1998, s. 172-183; Kılıç, "Tarih Felsefesi

Açısından Kıssalar", s. 89-90; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 23. 179 Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 305. 180 Bu konuda bkz. Sıddıki, Kur'an'da Tarih Kavramı, s. 35-49; Yıldız, Tarih Bilinci, s. 132-148;

Güneş, "Kur'ân'da Sünnetullah ve Toplumların Çöküş Nedenleri", s. 69-88. 181 Âl-i İmrân 3/117; En'âm 6/47; A'râf 7/5; Enfâl 8/25; Tevbe 9/70; Yûnus 10/13; İbrâhîm 14/13;

Enbiyâ 21/11; Hacc 22/45; Furkân 25/37; Kasas 28/59; Sad 38/12-14. M. Esed "zulüm" kelimesini

"haksızlık, kötülük, çarpık inançlar. Peygamberler aracılığıyla Allah tarafından vahyedilmiş

gerçekleri inkâr etmek, O'nun varlığını tanımamak ya da ilahi kudret ve nitelikleri Allah'tan başka

varlıklara yakıştırmak" şeklinde açıklamaktadır. Muhammed Esed, Kur'an Mesajı, çev: Cahit

Koytak- Ahmet Ertürk, İşaret Yayınları, İstanbul, 2017, 551, 149. dipnot. Isfahânî ise zulmü üçe

ayırır; birincisi insan ila Allah arasındaki zulümdür. Bu zulmün en büyüğü küfür ve şirktir. Bu

sebeple Kur'ân'da; "Allah'a ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür." (Lokman 31/13)

buyrulmaktadır. İkincisi, insanın diğer insanlara yaptığı zulüm; üçüncüsü de kişinin kendi nefsine

yapmış olduğu zulümdür. Buna göre bütün bu boyutlarıyla zulüm, toplumsal çöküşün sebeplerinden

birisidir. Isfahânî, Müfredat, s. 659-660.

Page 42: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

31

şımartması,182 küfür,183 gayrı ahlakî bir yaşam,184 günah,185 nankörlük ve

şükürsüzlük,186 kötülüklerin engellenmemesi,187 kibir,188 adaletsizlik, baskı, zorbalık,

bozgunculuk.189

Toplumsal çöküş sebeplerinden sonra, kıssalarda dikkatimizi çeken başka bir

husus da; hiçbir toplumun peygamber gönderilmeden helak edilmediğidir. "Bu

(peygamberlerin gönderilmesi), Allah'ın, halkları habersizken ülkeleri haksız yere helak

etmeyeceği içindir."190 "Biz, bir peygamber göndermedikçe azap edici değiliz."191

Diyebiliriz ki; toplumsal çöküş sebepleri ortaya çıkmaya başlamışsa, kendilerini

düzeltmeleri için uyarılarda bulunmak suretiyle o topluma bir fırsat verilmiştir.192

Toplumların helak edilmeleri, farklı biçimlerde olmuştur: "Bunların her birini

kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan taş yağmuruna tuttuklarımız var.

Onlardan o korkunç sesin yakaladığı kimseler var. Onlardan yerin dibine

geçirdiklerimiz var. Onlardan suda boğduklarımız var. Allah onlara zulmediyor değildi,

fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı."193 Kur'ân, cezalandırma biçimlerine örnekler

verirken, bunları üç grup olarak sunmaktadır: "O, size üstünüzden (gökten) veya

ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeye, ya da sizi grup grup birbirinize

düşürmeye ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir."194 Müfessirlere

göre üstten gelen azap, şiddetli yağmur, tufan, sayha ve benzeri; alttan gelen azap ise

kuraklık, deprem, toprak kayması gibi afetlerdir. İbn Abbas ve İkrime'ye göre üstten

gelen azap yönetici sınıfının zulmü; alttan gelen azap, daha aşağıdaki toplumsal

tabakalara mensup olanların zulmüdür.195 Bu ayette dikkat çeken en önemli husus,

182 En'âm 6/44; Hûd 11/116; İsrâ 17/16; Enbiyâ 21/11-13; Mü'minûn 23/33; Şuârâ 26/ 128-130; Kasas

28/58. 183 A'râf 7/36; Enbiyâ 21/6; Kasas 28/82; Mülk 67/28. 184 A'râf 7/80-84; Şuârâ 26/166-168. 185 En'âm 6/6; Enfâl 8/54; Hakka 69/9; Nuh 71/25. 186 En'âm 6/42-44; A'râf 7/94-95; İbrâhîm 14/ 28; Nahl 16/112; Kasas 28/58. 187 Mâide 5/79; A'râf 7/164-165; Hûd 11/116-117. 188 Bakara 2/87; A'râf 7/75-76; Meryem 19/74; Mü'minûn 23/46; Rûm 30/9; Fussilet 41/15; Zuhruf

43/7-8; Ahkâf 46/20; Muhammed 47/13. 189 A'râf 7/4-5, 74; Enfâl 8/39; Hûd 11/84; Enbiyâ 21/11-15; Kasas 28/ 4-5; Ankebut 29/30. 190 En'âm 6/131. 191 İsrâ 17/15. Ayrıca bkz. Şuârâ 26/208. 192 Sıddıki, Kur'an'da Tarih Kavramı, s. 32; Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an

Kıssaları", s. 63. 193 Ankebut 29/40. Ayrıca bkz. Âl-i İmrân, 3/137; Yûnus 10/13. 194 En'âm 6/65. 195 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, I-XXXII, Dâru'l-Fikr, Beyrut, 1981, XIII, 24. Bu üç ceza biçimin Hz.

Peygamber'e karşı olanların da başına geldiği şeklindeki yorumlar da bulunmaktadır. Buna göre

Page 43: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

32

toplumsal parçalanmaların, ilahî ceza biçimleri arasında olmasıdır. "Bu uyumsuzluk bir

yanda aşırı bir yoksulluğun, öte yanda inanılmaz servet birikim tarzını alabildiği gibi;

iki veya daha çok devlet, iki veya daha çok parti arasında uzlaşmaz siyasal çatışmalar

biçiminde de olabilir. Hatta aynı dinin çeşitli mezhepleri arasında dini müsamahasızlık

biçiminde de kendini gösterebilir. Bütün bu durumlarda insanları birbirinden ayıran

sorunlar, sonunda çok büyük toplumsal sefalet, karışıklık ve ekonomik kayıpla

sonuçlanan şiddet yoluyla çözüme kavuşturulur. Kur'ân'ın ifadesiyle bu, kavimlerin

kötü amelleri karşılığında aldıkları ilahi azaptır."196 O halde, günümüzde İslam

coğrafyalarında gözlemlenen dinî, etnik ve ideolojik anlaşmazlıkları, bu ayetin ışığında

değerlendirmek mümkündür.197

Kur'ân'a göre toplumlar kendi akıbetlerini kendileri belirlemektedirler. Allah, bir

toplumun ahlaki durumu iyi ise, o toplumu helak etmez.198 Fakat Kur'ân'da işaret edilen

sebepler gerçekleşmişse, o zaman cezalandırılırlar. Allah'ın bu toplumlara öncekinden

daha farklı muamelede bulunmasını beklemek yanlıştır.199 Hz. İbrâhim'in, Lût kavmine

gelecek olan azabın geri çevrilmesi isteği dahi reddedildiğine200 göre, sünnetullah hiç

kimsenin hatırı için değiştirilmemiştir.201

"Her milletin bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler,

ne de öne geçebilirler."202 Yani diyebiliriz ki; toplumlar da bireyler gibidir, mühletleri

dolunca yok olurlar.203 Fakat insanın ölümü ile toplumun yok oluşu arasında bir fark

vardır; insanın ölümü -her ne kadar sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmekle ömür

uzatılabilse de- engellenemez. Bunun yanında toplumların yok oluşlarının önüne

geçilebilir. Allah'ın peygamberler göndermesi, toplumu uyarması ve kendilerini

üstten gelen azap, Hendek Savaşı'nda ortaya çıkan ve müttefikler ordusunun dağılmasına sebep olan

fırtınadır. Alttan gelen azap, Mekke halkının yaşadığı 7 yıl süren kuraklıktır. Müşrikler de büyük

umutlarla bizzat kendileri başlatmış oldukları savaşlarda yenilgiye uğramışlar ve müslümanlara esir

düşmüşlerdir. M. Sıddıki, Kur'ân'da Tarih Kavramı, s. 30 (Mevlana Muhammed Ali'nin İngilizce

Mealinden nakletmiştir.) 196 Sıddıki, Kur'an'da Tarih Kavramı, s. 31. 197 Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları", s. 74. 198 Hûd 11/117; Rûm 30/41; Şûrâ 42/30. 199 Sıddıki, Kur'an'da Tarih Kavramı, s. 67; Özkan, "Tarihin Öznesinin Tespitinde Kur'an'ın Tarih

İlmine Katkısı", s. 22-23. 200 Hûd 11/74-76. 201 Özsoy, Sünnetullah, s. 123. 202 A'râf 7/34. Ayrıca bkz. Yûnus 10/49; Hicr 15/4-5. 203 Bkz. İbn Haldûn, Mukaddime, I, 392-394.

Page 44: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

33

düzeltmeleri için fırsatlar vermesi bunun içindir.204 Ayrıca, ayette bahsedilen ecel,

sadece helak edilerek tamamen tarihe karışma anlamına gelmez. Toplumun hâkimiyetini

yitirmesi, asimile olması, başka toplumların yönetimi altına girilmesi, tarihteki

etkinliğini kaybetmesi ve medeniyetin çökmesi gibi durumlar da birer yok oluştur.205

Tarih, benzer şekillerde ortaya çıkan, parlak dönemlerini yaşadıktan sonra da gerileyip

çöken medeniyetler yığınını gözlerimizin önüne sermektedir.206

Mevdûdî'ye göre toplum, haksızlıkta bulunmuyor, zulmetmiyor ve gayrı ahlaki

yaşamıyor ise, onların inançsız olmaları, toplumsal çöküşü gerektirmez.207 Fakat iman

etmemek de, Kur'ân'da bahsedilen ceza sebeplerinden biridir. İnançsız olanlar, ahlaki

olarak iyi davranışlar sergileyerek, daha fazla ayakta kalabilirler. Kur'ân'a göre bu

durum, Allah'ın o toplumları ertelemesidir.208 Cezalandırılma sebepleri gerçekleşmiş

olan bazı günümüz toplumlarının durumu da bu şekilde değerlendirilmelidir.209

İmadüddin Halil'e göre, bu toplumlara mensup olanların kendi medeniyetleri hakkında

yazıp çizdiklerine bakılacak olursa, yıkılmaya yüz tuttuklarını ve büyük çözülmelerin

baş gösterdiğini itiraf etmektedirler.210

Kur'ân, gelip geçici değerler karşısında, kalıcı değerlerin seçilmesi gerektiğini

vurgular.211 "Tarihsel süreç, insanlık için değerli olanı korumak, onun dışında kalanların

yok olmasına izin vermek eğiliminde olması dolayısıyla seçmecidir."212 Bu nedenle

Allah, birçok ayette, inananların üstün geleceğini ifade etmektedir.213 Bu ilahi yardım

vaadi, Allah'ın tarihe doğrudan müdahale edip, durumu müminlerin yararına çevirmesi

şeklinde algılanmamalıdır. Dünya hayatında başarılı olmanın şartlarından birisi de

inançtır. Ama başarı için tek başına yeterli olmayıp, gereken diğer şartlar

204 Özsoy, Sünnetullah, s. 66-67. 205 En'âm 6/133; Hûd 11/57; İbrâhîm 14/19; Fatır 35/16; Meâric 70/41; İnsan 76/28. Ayrıca bkz. İbn

Haldûn, I, s. 362-263; Şimşek, Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 63, 83; Sıddıki, Kur'an'da Tarih

Kavramı, s. 49. 206 Sıddıki, Tarihin Yorumu, s. 20. 207 Mâide 5/5; A'râf 7/147; Tevbe 9/17. 208 İbrâhîm 14/ 42; Nahl 16/61. Ayrıca bkz. Özsoy, Sünnetullah, s. 120. 209 Özkan, "Tarihin Öznesinin Tespitinde Kur'an'ın Tarih İlmine Katkısı", s. 23. 210 Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 310-311. 211 Ra'd 13/17; Nahl 16/128. 212 Sıddıki, Kur'an'da Tarih Kavramı, 17. 213 Bakara 2/249; Âl-i İmrân 3/160; Nisâ 4/141; Enfâl 8/19, 65-66; Hacc 22/38, 39, 40; Nûr 24/55; Rûm

30/47; Saffat 37/171-173; Mü'min 40/51; Fetih 48/3; Mücadele 58/21; Saff 61/14.

Page 45: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

34

gerçekleşmedikçe, yardım da gelmeyecektir.214 Nitekim Uhud Savaşı esnasında

Müslümanların tecrübe ettikleri durum buna bir örnektir.

Ayetlerde dikkat çekilen hususlardan biri de toplumsal bozuklukların, toplumun

en üst tabakasındakiler arasında başlamış olduğudur.215 Bu kesimde bulunan ahlaki

bozukluklar, toplumun tamamına sirayet etme eğilimindedir. Onların bu tür

davranışlarına tepki göstermeyen ve boyun eğen toplumun çöküşü, artık kaçınılmaz

olur.216 Toplum artık yıkılma noktasına geldiği zaman, o toplum içerisindeki bir grup

hâkimiyeti ele geçirir. Bu durum Kur'ân'da geçen "müdâvele" kavramının açılımıdır.

"İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz"217 ayetinde

görüldüğü üzere müdâvele yasası, son derece umumi ifadeler kullanılarak açıklanmıştır.

Kur'ân'ın bizlere sunmuş olduğu bütün bu ilkeler, tarih felsefesi konusunda ondan

faydalanmayı gerekli kılmaktadır.

2. TARİHİ KAYNAK OLARAK KUR'ÂN'IN SINIRLILIKLARI

Kur'ân'ın sahih, otantik/orijinal ve objektif bir metin olması, onun tarihi bir

kaynak olarak değerini artıran unsurlardır. Ne var ki Kur'ân bu özelliklerine rağmen bir

tarih kitabı değildir. Onun tarihi açıdan kaynaklığı ise, bu başlıkta açıklayacağımız

nedenler dolayısıyla sınırlıdır.

2.1. Tarih Kitabı Olmaması

Tarih, toplumların geçmişte meydana getirdikleri olayları, zaman ve mekân

belirterek, illiyet prensibi dâhilinde inceleyen bir bilimdir.218 Bu açıdan bakıldığında

Kur'ân, bir tarih kitabı değildir ve böyle olması da beklenemez. Geçmiş, gelecek ve

şimdiki zamana dair çok zengin açıklama ve yorumlarda bulunmasına rağmen, onu bir

tarih kitabı olarak değerlendirmek imkânsızdır. Çünkü Kur'ân tarihi olayları anlatmak

için gönderilmemiştir.219 Fakat Yahudi ve Hıristiyan kutsal metinleri, adeta bir tarih

kitabı görünümündedirler. Buna rağmen batılılar, kutsal metinlere mitolojik bir dilin

214 Özsoy, Sünnetullah, s. 123-124. 215 İsrâ 17/16; Ahzâb 33/67-68; Sebe 34/34-35; Mü'min 40/29. 216 Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 264; Şimşek, Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 82. 217 Âl-i İmrân 3/140. Ayrıca bkz. Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 256-259. 218 Togan, Tarihte Usûl, s. 7-8; Öztürk, Tarih Felsefesi, s. 23; Fayda, "Tarih", s. 30. 219 Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 99; Şulul, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", s. 91.

Page 46: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

35

hâkim olduğu ve bu metinlerin tarihi bilgileri değil mitosları ihtiva ettiği düşüncesi ile,

bu metinlerden hareketle bir tarih inşasının mümkün olmadığı kanaatindedirler.220

Kur'ân, tarihi malzemeyi sunarken, insanlara tarihi bilgi vermeyi veya geçmiş

toplumları tanıtmayı amaçlamaz. Onun bu hususları anlatma amacı, muhataplarının ders

ve ibret almalarını sağlamak, geçmiş toplumların yapmış olduğu hataları yapmamaları

için onları uyarmak ve zor durumdaki inananları teselli etmektir. Bu nedenle anlatılan

olayların çoğunda kahramanların isimleri, zaman ve mekân gibi ayrıntılar yer almaz.

"Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var"221 ayeti, Kur'ân'ın

bütün peygamberleri ve bütün tarih meselelerini anlatan bir tarihî araştırma kitabı

olmadığına işaret eder.222 Kur'ân'ın sunmuş olduğu malumat, İslam/insanlık tarihinin

akışı içerisinde, Kur'ân'ın indiriliş amacına hizmet edebilecek genel hususların

zikredilmesinden ibarettir. Kur'ân'ın öğüt ve ibret gibi amaçlarla tarihî bilgileri veriyor

olması, verdiği haberlerin tarihî gerçekler olmadığı anlamına gelmez. Çünkü herhangi

bir metnin amacına bakarak, onun tarihsel değerini göz ardı etmek doğru olmaz.223

Kur'ân-ı Kerim incelendiğinde, "tarih" kelimesinin geçmediği görülmektedir.

Fakat tarihi anlatan çeşitli kelimeler kullanılmıştır. Bunlardan, "haber"224 kelimesi

(çoğulu ahbâr), tanık olunan bir durum hakkında hakikate uygun bilgi verme ve işin

içyüzünün anlaşılması anlamında kullanılmaktadır.225 Ayrıca; büyük fayda sağlayan,

kendisiyle ilim veya zannı galip olan ve gerçeği yalandan arınmış olan haber226

anlamında "nebe"227; gerçeklerin izi sürülerek ve araştırılarak ulaşılan geçmiş haber228

anlamında "kıssa"229; henüz gerçekleşmiş olan ve kendisiyle örnek verilen haber230

220 Bkz. Şinasi Gündüz, "Kur'an Vahyinin Dinler Tarihi Bağlamı", Kur'an ve İslami İlimlerin

Anlaşılmasında Tarihin Önemi, Ed. M. Mahfuz Söylemez, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2013, s.

108-111. 221 Mü'min, 40/78. 222 Halil, "İslam'ın Tarih Yorumu", s. 99. 223 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 23. 224 Tevbe 9/94; Neml 27/7; Kasas 28/29. 225 Isfahânî, Müfredat, s. 328; Şulul, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", s. 98. 226 Isfahânî, Müfredat, s. 1030. 227 Mâide 5/ 27; En'âm 6/34; A'râf 7/101; Hûd 11/100; Sad 38/67; Teğabun 64/5. 228 Isfahânî, Müfredat, s. 847. 229 Âl-i İmrân 3/62; A'râf 7/176; Yusuf 12/3, 111; Kasas 28/25. 230 Isfahânî, Müfredat, 259.

Page 47: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

36

anlamında "hadis"231; mitolojiyi anlatmak için kullanılan ve eskilerin masalları

anlamına gelen232 "usture/ esâtîr"233 kelimeleri kullanılmıştır.

Kur'ân bildiğimiz anlamda bir tarih kitabı değildir. Fakat içinde önemli miktarda

tarihi bilgi içeriyor olması da, gözümüze çarpan açık bir gerçektir. Kur'ân, bu geniş

tarihi malumatı, aşina olduğumuz tarih anlayışından farklı bir tarih anlayışı ile sunar.234

Kur'ân bu tarih anlayışının büyük bir kısmını kıssalar ile inşa etmektedir. Kıssaların,

Kur'ân'ın üçte birini, yarısını, üçte ikisini, dörtte üçünü oluşturduğu şeklinde farklı

kabuller vardır.235 Bahsedilen oranlar, Kur'ân'ın ne kadar çok tarihi malzeme içerdiğini

gözler önüne sermektedir. Böylesine önemli miktarda bilgi içeren bir kitap, elbette ki

tarihçiler için vazgeçilmez bir kaynak olmaktadır. Kur'ân'ın tarihe kaynak olmasının

yanında, Kur'ân'ın sunduğu bilgi kaynaklarından birisinin de tarih olması, Kur'ân'ın

tarihe ne kadar büyük bir önem atfettiğinin göstermektedir.236 Nitekim Kur'ân'da

bulunan tarihi malumat, genelde İslam tarihine özelde de siyere duyulan ilgiyi artırmış

ve bu ilmin gelişmesinde önemli bir etken olmuştur.237

Kur'ân'ın büyük bir oranını oluşturduğunu belirttiğimiz bu kıssalarda,

peygamberlerin hayatı, görevlerini yerine getirirken yaşadıkları zorluklar, verdikleri

mücadeleler, çeşitli kavimler ve milletler, bunların sosyo-politik, dini ve ahlaki

durumları ile zalim ve adil yöneticiler anlatılmaktadır.238 Hz. Âdem'in yaratılışı, şeytan

ile imtihanı, iki oğlunun hikâyesi, Nûh'un mücadelesi ve Nûh tufanı, Hz. Hûd ve Ad

kavmi, Hz. Sâlih ve Semûd kavmi, Hz. İbrâhim'in mücadelesi, Hz. Lût ve kavmi, Hz.

İsmâîl ve Hz. İshâk, Hz. Ya'kûb ve Hz. Yûsuf'un kıssası, Hz. Eyyûb ve imtihanı, Hz.

Şuayb ve Medyenliler, Hz. Mûsâ ve Firavun'la mücadelesi, İsrâiloğulları'nın yaptıkları,

Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman, Hz. Yûnus'un kıssası, Hz. Meryem'in hikâyesi, Hz. İsâ ve

231 Yusuf 12/101; Ğaşiye 88/1. 232 Isfahânî, Müfredat, s. 495; Şulul, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", s. 99. 233 En'âm 6/25; Enfâl 8/31; Nahl 16/24; Mü'minûn 23/83; Furkân 25/5; Neml 27/68; Ahkâf 46/17;

Kalem 68/15; Mutaffifin 83/13. 234 Bu husus hakkında bkz. Korkmazgöz, Kur'anda Tarih Algısı, (Yayımlanmamış Doktora Tezi),

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011. 235 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. iv, 37; İdris Şengül, "Kur'an Mesajını Ulaştırmada

Kıssaların Önemi", I. Kur'an Sempozyumu, Bilgi Vakfı Yayınları, Ankara, 1994, s. 133; Öz, İlk Siyer

Kaynakları, s. 23. Bir çalışmada, tarihi bilgi veren ayetlerin sayısı 3180 olarak tespit edilmiştir.

Kur'an'ın 6236 ayet olduğu göz önünde bulundurulduğu zaman, ayet sayısı olarak yarısının tarih,

siyer, kıssa ve mesellerden bahsettiği sonucu ortaya çıkar. Bkz. Candan, Kur'an'ı Nasıl Anlamalı, s.

176. 236 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. iv; Candan, Kur'an'ı Nasıl Anlamalı, s. 217. 237 Fayda, "Siyer ve Megâzî", s. 320; Önkal, "Müzakere", s. 103-104. 238 Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın Değeri ve Önemi", s. 10.

Page 48: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

37

diğer peygamberlerin kıssaları sunulur.239 Kur'ân, kendi tarihi anlayışı çerçevesinde

sadece peygamberleri değil, çeşitli toplulukları ve bazı ibretlik olayları da anlatır. İki

bahçe sahibi, Firavun, Kârûn, ashâbu'l-fîl, ashâbu'l-hicr ve Lût kavmi gibi olumsuz

niteliklere sahip olanların yanında; Ashâb-ı Kehf ve ashâbü'l uhdûd gibi olumlu bir

biçimde bahsedilen kişi ve topluluklar da vardır.240 Kur'ân bir tarih kitabı veya

ansiklopedisi olmadığı için, bütün peygamberlerin kıssalarına yer verilmemiştir.

Zikredilen kıssalar da kronolojik bir düzende anlatılmazlar. Farklı sûre ve pasajlarda,

ufak farklılıklarla tekrarlandığı da görülmektedir. Mesela Nuh tufanından ona yakın

yerde, Hz. Mûsâ'nın Firavun ile mücadelesinden de yirmiye yakın yerde

bahsedilmiştir.241

Kur'ân'ın nazil olduğu dönem için tarih, sadece peygamberlerin kıssaları ve

geçmiş toplumların hikâyelerinden ibarettir. Fakat Hz. Peygamber'den sonra, Kur'ân'ın

nüzûl dönemi de tarihin alanına dâhil olmuştur. Kur'ân'ın, nüzûl dönemi ile inkâr

edilemeyecek kadar açık olan irtibatı sayesinde, Hz. Peygamber dönemi için de önemli

bir kaynak olduğunu söylememiz mümkündür. Hz. Peygamber ve Müslümanlara dair

bahsedilen olay ve olguların işaret edildiği ayetler, bize siyer ve megâzî bilgileri

sunmaktadır.242 Örnek verecek olursak, Hz. Peygamber'in aile hayatına ışık tutacak

bilgileri Ahzâb, Nûr ve Tahrîm sûrelerinde bulabiliriz. Enfâl sûresinde Bedir Savaşı ile

ilgili, Âl-i İmrân sûresinde Uhud ile ilgili, Ahzâb sûresinde Hendek ile ilgili, Fetih

sûresinde Hudeybiye ile ilgili ve Tevbe sûresinde Tebük seferi ile ilgili bilgiler

edinebiliriz. Ayrıca, Hz. Peygamber'in doğup büyüdüğü Mekke şehri, Kâbe, Cahiliye

dönemi Arapları, Kureyş kabilesi, Hz. Peygamber'in çocukluğu, nübüvveti, vahiy

alması, Mekke dönemi faaliyetleri, hicreti, muhacirler ve ensar, münafıklar, Ehl-i kitap

ile ilişkiler, Hz. Peygamber'in ahlakı ve şahsiyeti gibi konulara yer verilmiştir.243 Bu

malumatı içeren ayetlerde, hangi olay veya olgudan bahsedildiği bazen kolayca

anlaşılırken, bazen çok net çıkarımlarda bulunmak zor olmaktadır. Çünkü bizim için

239 Kur'ân'da tarihi olayları anlatan ayetlerin listesi için bkz: Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 95-96;

Özsoy-Güler, Konularına Göre Kur'ân, s. 673-768. 240 Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 96; Yıldız, Tarih Bilinci, s. 22. 241 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 42; Şengül, "Kur'ân Kıssalarının Tarihi Değeri", s. 171. 242 Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'an'ın Değeri ve Önemi", s. 11. 243 Bkz. Özsoy-Güler, Konularına Göre Kur'ân, s. 565-689; Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 155;

Yiğit, "Kur’an ve Siretü’n-Nebevi", s. 94.

Page 49: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

38

sadece metnin bağlamından ve diğer benzer pasajlardan hareketle tasavvur edilebilen

hususların, o dönemdeki muhatapları tarafından bilindiği varsayılmaktadır.244

Rudi Paret, Kur'ân'daki helak kıssalarından da, Hz. Muhammed'in hayatına ışık

tutabilecek ayrıntılar çıkarabileceğimizi savunur. Ona göre Kur'ân'ın kaynağı bizzat Hz.

Peygamber'dir. O, kendi yaşamış olduklarını tarihi şahsiyetlere aktararak anlatmıştır. Bu

sebeple helak kıssaları Hz. Muhammed'in biyografisi için dolaylı da olsa kaynaklık

vazifesi görmüş olur. Örneğin Kur'ân'da anlatıldığına göre, önceki peygamberler ve

inananları, şehirden veya ülkeden sürülmekle tehdit edilirler. Fakat aslında bu tehdidi

işitenler Hz. Muhammed ve ona tabi olanlardır.245 Burada Paret'in bu düşüncesine,

Kur'ân'ın ilahi vahiyleri içeren bir kitap olduğuna inanıyor olmamız dolayısıyla

katılmamakla birlikte, kıssaların dolaylı olarak siyere kaynaklık edebileceği fikrini

reddetmeyi de doğru bulmuyoruz.246 Çünkü Kur'ân, indiği dönem ile irtibat

içerisindedir. "Ey Muhammed! Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce Nûh, Âd ve

Semûd kavimleri de (peygamberlerini) yalanlamışlardı"247 ayetinde görüldüğü üzere,

inen vahiyler, Hz. Peygamber ve inananların o zamanki durumlarına ve ihtiyaçlarına

göre inmekteydi. Bu sebeple kıssaları anlatan ayetlerin, nazil oldukları zaman ile

bağlantıları ortaya konulup, o dönem ile ilgili ayrıntılar elde etmek pek tabi

mümkündür. Nitekim Câbirî de, Kur'ân kıssalarının, Muhammedî davetin peygamberler

tarihindeki yansımaları olduğunu ve nazil olduğu sırada mevcut olan soru ve sorunların

cevaplarına kıssalarda işaret edildiğini vurgulamaktadır.248

Esasen, Kur'ân ayetlerinin tamamının Hz. Peygamber'in siyeri ile bir ilgisinin

bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayetler, ya Hz. Peygamber'e hitap eder, ya da Hz.

Peygamber'den söz eder.249 Siyer ile doğrudan bir alaka kuramadığız naslar dahi, Hz.

Peygamber'in tebliğ faaliyetinin bir nesnesidir ve onun hayatında önemli bir anlam ve

rol sahibidir. Bu nedenle hiçbir Kur'ân ayetini onun hayatından soyutlamak doğru

olmaz.250

244 Paret, Kur'an Üzerine Makaleler, s. 54; Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 155. 245 Paret, Kur'an Üzerine Makaleler, s. 130-132. 246 Değerlendirme için bkz. Özsoy, Sünnetullah, s. 76-77. 247 Hacc 22/42. Ayrıca bkz. A'râf 7/100-102, Fecr 89/1-14. 248 Coşkun, Kur'ân Yorumunda Sîret-Nüzûl İlişkisi, s. 54 (Câbirî, Medhal ile'l-Kur'ân-ı Kerim'den

naklen). 249 Draz, Kur'an'a Giriş, s. 91. 250 Önkal, "Müzakere", s. 103.

Page 50: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

39

Sonuç olarak diyebiliriz ki; Kur'ân bir tarih kitabı olmamasına rağmen, ihtiva

ettiği haberler, tarihi bilgiler, olaylar ve olgulara dair yorumlar ile İslam tarihi ve siyere

kaynaklık etmektedir. Müslüman tarihçiler, Kur'ân'ın ihtiva ettiği bu öz malumatı, elde

etmiş oldukları rivayetler ile genişleterek, siyer, megâzî ve kısas-ı enbiyâ türünden

eserler telif etmişlerdir. Ayrıca Kur'ân, İslam tarihinin yanında, dinler tarihi,

medeniyetler tarihi, devletler tarihi, sosyal tarih, dünya tarihi gibi müstakil tarih

ilimlerine de gerekli materyali sağlayan bir kaynaktır.251 Bunun dışında Kur'ân,

insanlara tarih bilinci kazandırmakta, geçmişi tanıyıp geleceğe yönelik adımları sağlam

basmayı amaçlamaktadır.252

2.2. Tafsilatlı Olmaması

Tarihi olay ve olgular, bir mekân ve zaman içerisinde gerçekleşmektedirler. Bu

sebeple tarih ilmi, incelemiş olduğu olayların zamanı ve mekânını tespit etmeye önem

vermektedir. Nitekim vakıa, şahıs, zaman ve mekân unsurları ile bir bütün

oluşturmaktadır.253 Olayın meydana geldiği mekân ve zaman, olayın kahramanları ve

toplumun kimliğinden izler taşımaktadır. Kişileri ve dolaylı olarak olayları fiziki ve

psikolojik olarak etkilemektedir.254 Tarihçiler için olayın geçtiği zaman ve mekânın

tespiti, son derece önem arz etmektedir. İlk dönem siyer müelliflerinin de bu unsurları

tespit edip zikretme konusuna önem verdikleri görülmektedir. Mesela Vâkıdî, gazve ve

seriyyeleri anlatmaya başlamadan evvel, zaman ve mekâna dair bilgiler vermektedir.255

Kur'ân'daki tarihi veriler, tarihten haber vermek değil, tarihten ibret almak

amacını taşır. Kur'ân hidayet kitabı olduğu için, tarihi de hidayet amacına matuf olarak

kullanır; tarihi olaylar üzerinden insanlara rehberlik eder. Bu rehberliği ile insanlardan,

geleceklerini doğru bir biçimde inşa etmelerini ister. Bu amaca hizmet etmeyen zaman,

mekân ve kahramanların isimleri gibi ayrıntılar zikredilmez. Kur'ân bu sebeple olay ve

olgulardaki teferruatları değil, kendi gayesine uygun olanı ve o dönemde ihtiyaç

251 Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 147-153; Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın

Değeri ve Önemi", s. 10-11. 252 Yıldız, Tarih Bilinci, s. 8; Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın Değeri ve Önemi", s. 10. 253 Togan, Tarihte Usûl, s. 10; Halis Demir, "Rasûlullah'ın Yolculuklarının Tabloyla Zaman ve Mekan

Boyutu", İslamî Araştırmalar Dergisi, cilt: 29, sayı: 1, 2018, s. 85. 254 Demir, "Rasûlullah'ın Yolculuklarının Tabloyla Zaman ve Mekan Boyutu", s. 86-87. 255 Abdülazîz b. Süleyman Sellûmî, el-Vâkıdî ve Kitâbuhu'l-Meğâzî- Menhecuhu ve Mesâdiruhu-, I-II,

el-Câmiatü'l-İslamiyye, Medine, 2014, I, 200-236; Kasım Şulul, İlk Siyer ve Megazî Müelliflerinden

Muhammed b. Ömer b. Vâkıd el-Vâkıdî- Hayatı, Eserleri, Tarihçiliği ve Etkileri-, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 1996, s. 138.

Page 51: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

40

duyulan esas noktayı vurgulayarak aktarır.256 Kur'ân bu yönüyle de Kitab-ı

Mukaddes'ten ayrılmaktadır. İsrâiloğulları'nın serüvenini anlatan Tevrat ve Hz. İsa'nın

hayat hikâyesini anlatan İncil, bir tarih kitabı gibi ayrıntılara girmekte, zaman ve mekânı

sıklıkla zikretmektedir. Fakat Kur'ân, daha ilk sayfasında, ilk sûresinde hedefin sırat-ı

müstakim olduğunu vurgular.257 Bu sebeple teferruatla ilgilenmez.

Kur'ân'ın tarihi olaylarda zaman ve mekân zikretmemesi, aynı zamanda

toplumun ihtiyacı ile ilgili bir durumdur. İhtiyaç duyulmayan bilgiler yerine, dini-ahlaki

problemlerin tespiti ve çözümüne katkı sağlayan hususlar zikredilmiştir.258 Örneğin

Bakara sûresinin 259. ayetinde259 bahsedilen kasabanın Beytü'l-Makdis olduğu rivayet

edilir. Fakat bunun bilinmesinde herhangi bir fayda mülahaza edilmez.260 Hz.

Peygamber'in hayatındaki en önemli şahıslardan Kur'ân'da bahsedilmez. Hz. İsâ'nın

annesi Meryem, Kur'ân'da kıssası anlatılanlardan biri iken, hatta Meryem adında bir

sûre varken, Hz. Peygamber'in annesi hakkında hiçbir malumat yoktur. Hz. İbrâhim

hakkında birçok pasajda bilgi verilir; fakat onu yakmak isteyen zalim yöneticinin kim

olduğu hakkında ayrıntılı açıklama yapılmaz. Hz. Mûsâ hakkında birçok ayet varken,

Firavun'un kim olduğu belli değildir. Müslümanlar tarafından Hızır olarak tanınan,

Kur'ân'da "bilge kul" ifadesi ile zikredilen kişinin kim olduğu hakkında da bilgimiz

yoktur.261 Kur'ân, tarih bilgisini verirken, okuyucunun dikkatini zaman, mekân, şahıs

gibi unsurlardan soyutlamakta ve böylelikle zihnin esas mesaj ile meşgul olmasını

sağlamaktadır.262

Kur'ân'da şahıs isimlerinin zikredilmemesinin sebeplerinden biri de; ismi değil

vasfı yüceltmek veya tahkir etmektir. İsim zikretmek suretiyle hüküm veya yargıyı

256 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 172; Şimşek, Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 45; İslamoğlu, Kur'anı Anlam

Yöntemi, s. 136; Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 38; Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı

Açısından Kur'an Kıssaları", s. 58; Albayrak, Kur'ân'ın Bütünlüğü Üzerine, s. 107; Ömer Faruk

Yavuz, "Yaygın Kur'an İmajları", Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, cilt: 11, sayı: 2, 2011, s.

46. 257 Şimşek, Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 45. 258 Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları", s. 58-59; Yavuz, "Yaygın Kur'an

İmajları", s. 46-47. 259 "Yahut altı üstüne gelmiş (ıpıssız duran) bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? O, “Allah, burayı

ölümünden sonra nasıl diriltecek (acaba)?” demişti..." Bakara 2/256. 260 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 187. 261 İslamoğlu, Kur'ân'ı Anlama Yöntemi, s. 136. Ayrıca bkz. Kılıç, "Hz. Peygamber'i Anlama ve

Anlatmada Kaynak ve Araştırmaların Yeri ve Önemi", s. 31. 262 Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 199; Şengül, "Kur'ân Kıssalarının Tarihi Değeri",

s. 171; Kılıç, "Tarih Felsefesi Açısından Kıssalar", s. 90; M. Sait Şimşek, Hayat Kaynağı Kur'an

Tefsiri, I-V, Beyan Yayınları, İstanbul, 2012, II, 370.

Page 52: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

41

sadece o isimle sınırlamayan Kur'ân, evrenselliğini bu şekilde de göstermiştir. Örneğin,

Zümer sûresinin 33. ayetinde Hz. Peygamber'i tasdik eden Hz. Ebû Bekir'den

bahsedildiği, Kevser sûresinde kastedilenin ise As b. Vâil olduğu rivayet edilir. Fakat

kimin kastedildiğinden daha önemli olan, bu vasıfların övülmesi veya yerilmesidir.263

Bu durum, isim zikredilen az sayıdaki ayette de bu şekildedir. Ebû Leheb'in adının

zikredilmesi, onu Ebû Leheb yapan davranışlarının tahkir edilmesi ve inananlara bu

şekilde ibret olması içindir.264

Belirtmeliyiz ki Kur'ân bazı durumlarda yer, zaman ve mekân gibi unsurları

açıklayan ifadelere de yer vermektedir. Mesela Ashâb-ı Kehf'in mağarada kalış süreleri,

Kehf sûresinin 25. ayetinde üç yüz dokuz yıl olarak bildirilmiştir. Fakat Kur'ân'ın tarihi

unsurlara yer verdiği zaman da hedefi, yine mesajını dikkat çekici bir şekilde

muhataplarına iletmektir.265

Kur'ân'da peygamberlerin ve geçmiş kavimlerin kıssalarına sıkça yer verilir.

Fakat Kur'ân hiçbir kavmin, milletin veya devletin tarihi gelişimini anlatan bir tarih

kitabı değildir. Bu kıssalarda amaçlanan husus; bu kavimlere iktidar ve refahı getiren

veya tam tersi çöküşlerine sebep olan nedenlerin ortaya konulması ve hedeflenen ahlaki

hassasiyetin inşa edilmesidir. Kur'ân aslında hadiseleri değil, bu hadislerin arka

planındaki ahlaki durumu konu edinir.266 Kur'ân'ın tarih anlayışında önemli olan soru

"nasıl" değil, "niçin"dir.267 Aynı durum Hz. Peygamber'in siretini anlatan ayetler için de

söz konusudur. Kur'ân bu hususları, tarihi kayıt altına almış olmak için zikretmez.268 Bu

sebeple gereksiz açıklama ve ayrıntılara yer vermez, herkes tarafından bilinen olaylara

da yalnızca göndermelerde bulunur.269 Rudi Paret'in şu sözlerini de böyle anlamak

gerekir: "Muhammed'in tebliğleriyle döneminde olup bitenleri tespit etmek gibi bir

niyeti yoktu. O olup-bitenlerin herkesçe bilindiğini farz ediyordu. Onun tek düşüncesi

dini görevini yerine getirmek ve bir yandan tebliğ etmek zorunda olduğu müjdeli mesaj,

diğer yandan ilahi azap tehdidi ile kavmini kurtuluş yoluna iletmekti. Bu yüzden

Kur'ân'daki tarihi olaylarla ilgili imalı ifadeler bir tarihçi için konuyu açıklayıcı

263 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 188. 264 İslamoğlu, Kur'ân'ı Anlama Yöntemi, s. 136. 265 Şengül, "Kur'ân Kıssalarının Tarihi Değeri", s. 171. 266 Sıddıki, Kur'an'da Tarih Kavramı, s. 62. 267 Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'an'ın Değeri ve Önemi", s. 15. 268 Sıddıki, Kur'an'da Tarih Kavramı, s. 11. 269 Hamidullah, Kur'an-ı Kerim Tarihi, s. 21.

Page 53: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

42

olmaktan, çok daha kafa karıştırıcıdır."270 Buna örnek olarak, Bedir Savaşı hakkında

nazil olan ayetleri verir. Ona göre bu ayetler öylesine kapalıdır ki, tarihçiler tarafından

toplanmış olan rivayetlerle bunları telif etmek imkânsızdır. Diğer gazveler hakkında

nazil olan ayetler de aynı durumdadır. Arap tarihçilerinin konu hakkında edinmiş

olduğu rivayetler de olmasa, zihnimizde sağlıklı bir tablo çizmek de mümkün

olmayacaktır.271

Biz Paret'in, Kur'ân'dan faydalanmanın kafa karışıklığına sebep olması gibi

sözlerini abartılı buluyoruz. Elbette ki Kur'ân belli bir amaca matuf olarak tarihi

hadiselerden bahseder ve bu nedenle amacını gerçekleştirme konusunda gerekli olan

hususların zikredilmesi ile yetinir. Yani Kur'ân, hadiselerin zaten toplum tarafından

bilinen ayrıntılarını değil, bilinmeyen noktaları, arka planını, gizli kalmış hususları,

kahramanların iç dünyalarını ve hadislerden çıkarılacak dersleri açıklamaktadır.272 Fakat

bu durum Kur'ân'ın, tarihi konularda bize veri sağlayamadığı anlamına gelmez. Kur'ân

ayetleri incelenip konularına göre tasnife tabi tutulduğu takdirde görülecektir ki; Hz.

Peygamber dönemini ana hatlarıyla ortaya koymaktadır.

Daha önce bahsettiğimiz gibi Kur'ân ilahi kaynaklı bir kitaptır ve elimizde olan

en sahih kaynaktır. Fakat sadece Kur'ân'a bağlı olarak yapılan tespitler konunun ana

hatlarını belirleyecek boyuttadır. Ayrıca bu tespitler her zaman Kur'ân'da doğrudan

sunulmaz. O, okuyucularına hazır bilgi sunan bir üsluba sahip değildir. Okuyucuların

derin düşünmelerini, akletmelerini ve inceleme yapmalarını ister. Bazen araştırmacının

çıkarımlarda bulunması ve bunun için Kur'ân'ı defalarca kez titiz bir şekilde gözden

geçirmesi gerekmektedir.273 Bir tarihçi için en önemli kaynak olsa da, tek kaynak elbette

ki değildir. Konunun yeteri kadar anlaşılabilmesi, başka kaynaklara, yani hadis ve İslam

tarihi rivayetlerini içeren eserlere, başvurulmak suretiyle mümkün olabilmektedir.274

Örnek verecek olursak, Kur'ân'da hicretin ne zaman ve nasıl gerçekleştiği konusunda

bilgi verilmez. Hz Peygamber'in yola nasıl çıktığı, ne gibi zorluklar atlattığı, yanında

kim olduğu ile ilgili ayrıntılar zikredilmez. Hicretin öneminden, tarihsel değil evrensel

bir hareket olduğundan, hicret edenlerin ne kadar büyük mükâfatlara layık olduğundan

270 Paret, Kur'an Üzerine Makaleler, s. 127. 271 Paret, Kur'an Üzerine Makaleler, s. 128. 272 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 26. 273 Albayrak, Kur'ân'ın Bütünlüğü Üzerine, s. 55. 274 Derveze, Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, I, 16-17; Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından

Kur'an'ın Değeri ve Önemi", s. 13-14.

Page 54: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

43

bahseder.275 Kalan boşluklar, hadis, siyer ve tefsir kitaplarındaki sahih ve Kur'ân'a

aykırı olmayan rivayetlerle doldurulmalıdır.

Siyer ile ilgili çalışmalarda ana çerçeveyi belirleyen kaynak Kur'ân olmalıdır.

Araştırmacı, konu ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olan bütün ayet ve pasajları

incelemelidir. Konu ile alakalı her ayet, Resûlullah'ın o anki durumu, yaşadıkları ve

psikolojisi gibi hususlara işaret eder. Ayetler arasındaki ufak farklılıklar bile, anlatılmak

isteneni anlamamıza yardımcı olabilir. Benzer ayet ve ayet grupları, birbirini destekler

ve ifadeyi güçlendirir.276 Fakat yine belirtmek gerekir ki, nüzûl döneminin tarihi, sadece

Kur'ân'a dayanarak yazılamaz. Kur'ân burada bilgi kaynaklarından esas olanıdır. Diğer

kaynaklardaki malumatı göz ardı ederek, olgu hakkında yeterli bir çalışma ortaya

koymak zordur.277 Diğer kaynaklardaki malumat, Kur'ân'a arz edilerek, kullanılmalıdır.

"Siyer bahislerinin temel prensip ve esas bilgilerini, benzetmek yerinde olursa siyer

binasının plan, temel ve direklerini Kur'ân ayetleriyle kurmak, binanın geri kalan

kısımlarını ise başta sahih hadisler olmak üzere tali derecedeki metinlerle inşa etmek

gerekir."278

2.3. Kur'ân'ın Düzeni

Hz. Peygamber'e nazil olan vahiyler, pek çok sahâbî tarafından ezberlenmiş ve

vahiy kâtipleri tarafından da kayıt altına almıştır. Vahyin tamamlanması ve Hz.

Peygamber'in vefatından sonra, ilk olarak Hz. Ebû Bekir döneminde bir araya getirilen

Kur'ân, Hz. Osman döneminde günümüzdeki tertibine kavuşmuştur.279 Bugün bütün

Müslümanlar tarafından okunan Kur'ân nüshası, Hz. Osman'ın hilafeti sırasında Zeyd b.

Sabit başkanlığındaki heyet tarafından hazırlanmış olan mushaftır. Sûrelerin mushaftaki

tertibinin kim tarafından belirlendiği meselesi, İslam bilginleri arasındaki ihtilaflı

konulardan biridir. Bazılarına göre mevcut düzen tevkifî, bazılarına göre ise sahâbenin

275 Bakara 2/218; Âl-i İmrân 3/195; Nisâ 4/ 97-100; Enfâl 8/72; Tevbe 9/40, 100. 276 Derveze, Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, I, 12-14; Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından

Kur'an'ın Değeri ve Önemi", s. 15. 277 Demircan, "Kur'ân'ın Nüzûl Dönemi Putperest Arapları İçin Kaynaklığı Üzerine", s. 57; Öz, İlk Siyer

Kaynakları, s. 25; Yiğit, "Kur’an ve Siretü’n-Nebevi", s. 94. 278 Apak, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'an'ın Değeri ve Önemi", s. 16. Ayrıca bkz. Onat, "İslam

Bilimleri ve Yöntemi Açısından Tarihin Anlam ve Önemi", s. 36. 279 Muhsin Demirci, Tefsir Usulü, Marmara Üni. İlahiyat Fak. Vakfı Yay., İstanbul, 2014, s. 69-95;

Birışık, "Kur'ân", s. 384-385.

Page 55: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

44

içtihadı sonucu oluşan bir tertiptir. Üçüncü bir kesim ise, hem tevkifî hem de içtihadî

olduğunu söylemek suretiyle, diğer iki görüşü uzlaştırmak istemiştir.280

Sûrelerin tertibinin tevkifî olduğu fikrine sahip olanlar, tertibin, Cebrail'in isteği

doğrultusunda Hz. Peygamber tarafından oluşturulduğunu ifade eden hadis rivayetini281

delil göstermektedirler. Onlara göre sûrelerin tertibi, tıpkı ayetlerin hatta harflerin tertibi

gibidir. Bu tertip üzere Kur'ân, her yıl ramazan ayında Hz. Peygamber tarafından

Cebrail'e arz edilmiştir. Zaten mevcut tertipteki mushaf, sahâbenin hepsi tarafından

kabul görmüştür.282 Bu görüşü kabul eden âlimler, sûreler arasındaki uyum ve ilişkileri

ortaya çıkarmak adına, Tenâsüb ilmini ortaya çıkarmışlardır. Bu çerçevede, ayetler

arasındaki münasebet, sûrelerin başı ve sonu arasındaki münasebet, bir sûresinin sonu

ve sıradaki sûrenin başı arasındaki münasebet, sûrenin kendi adıyla olan münasebeti

gibi hususlar incelenmiştir.283 Fakat sûrelerin sıralaması mevcut sıralamadan farklı

olsaydı, yine de sûreler arasında çeşitli münasebetlerin kurulması zor olmayacaktır.284

Kimi âlimlere göre Kur'ân'ın mevcut düzeni, sahabenin içtihatları doğrultusunda

oluşmuştur. Hz. Ali, İbn Mesud, Ubey b. Ka'b gibi sahâbîlerin kendi mushaflarında

takip ettikleri sûre sıralamasının farklı olması, tertibin ictihadî olduğunun bir delilidir.285

Mesela Abdullah İbn Mesud'un mushafı Bakara sûresi ile başlamakta, Nisâ ve Âl-i

İmrân sûreleriyle devam etmektedir. Sonda Kâfirûn, Tebbet ve İhlâs sûreleri yer alır.

Ubey b. Ka'b'ın nüshasında ilk sûre Fâtihâ'dır, Bakara ve Nisâ sûreleriyle devam eder.

İhlâs, Felak ve Nâs sûreleriyle de sona erer.286 Hz. Ali ise mushafını nüzûl sırasına göre

oluşturmuştur.287 Zikredilen sahâbîler dışında da, mushaf sahibi olan kişiler vardır.

Bunlar Kur'ân'ı cem edenler başlığı altında klasik kaynaklarımızda yer alırlar.288

Cerrahoğlu'na göre, sahâbîlerin mushaflarındaki farklılıklar, tertibin tevkifî olmadığına

delalet edemez. Çünkü mushaf sahibi olan kişiler, mushafları Müslümanlar için değil,

280 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 58; Demirci, Tefsir Usulü, s. 103-05; Esra Gözeler, Kur'an Ayetlerinin

Tarihlendirilmesi, Kuramer Yayınları, İstanbul, 2016, s. 40-47; Öztürk-Ünsal, Kur'an Tarihi, s. 165. 281 İbn Hanbel, Müsned, I, 57. 282 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 58; Demirci, Tefsir Usulü, s. 104-105; Birışık, "Kur'ân", s. 384-385. 283 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 204-207; Konu hakkında bkz. Suyutî, İtkân, II, 287-301. 284 Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 132. 285 Suyutî, İtkân, I, 147; Demirci, Tefsir Usulü, s. 104; İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 51. 286 Ubeyy b. Ka'b Mushafı, İbn Mesud mushafı ve Osmanî mushafın karşılaştırmalı tablosu için bkz.

Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 84-85. 287 Suyutî, İtkân, I, 147. 288 İbn Sa'd, Kitâbü’t-Tabakâti’l- Kebîr, I-XI, Thk. Dr. Ali Muhammed Ömer, Kahire, 2001, II, 306-

322; İbn Hanbel, III, 233-277; Suyutî, İtkân, I, 181-184.

Page 56: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

45

kendileri için oluşturmuşlardır. Yani bu mushaflar onların kişisel eşyaları gibidir. Hz.

Osman'ın döneminde oluşturulan mushafı kabul ettikleri zaman kendi mushaflarının

yakılmalarına da izin vermişlerdir.289 Fakat Hz. Peygamber tarafından bir sıralama

belirlendi ise, sahâbenin bu sıralamayı dikkate almayarak kendilerince bir sıralama ile

mushaf oluşturmaları bize göre makul değildir. İmam Mâlik, sûrelerin tertibinin içtihadî

olduğunu belirten alimler arasındadır. Fakat sahâbenin Kur'ân'ı, Hz. Peygamber'den

duydukları şekliyle tertip ettiklerini söylemektedir. Yani ona göre Hz. Peygamber'den

tertibin böyle olması gerektiği konusunda bir emir yoktur, fakat onun okuyuşu esas

alınarak tertip edilmiştir.290

Bazı âlimler ise mevcut tertibin hem içtihadî hem de tevkifi olduğunu

savunurlar. Kur'ân'daki sûrelerin tamamı olmasa da bir kısmı Hz. Peygamber tarafından

tertip edilmiştir.291 Hz. Peygamber bir Kur'ân nüshası hazırlayarak bütün sûrelerin

düzenini oluşturmuş değildir. Yalnız bazı sûreleri, her defasında peş peşe okuduğu için,

en azından bu sûrelerin tertibinin onun tarafından yapılmış olduğu ifade edilmektedir.

Fakat Hz. Peygamber'in namaz esnasında sûreleri farklı tertiplerle okuduğuna dair

rivayetler vardır. Belki, sahâbîlerden gelen farklı nüshalar karşılaştırıldığında, sırası

hususunda ittifak edilen sûrelerin, Hz. Peygamber'in okumalarına dayandırıldığı

söylenebilir.292

Kanaatimizce Kur'ân'ın tertibi, Hz. Osman'ın Zeyd b. Sabit başkanlığında

kurmuş olduğu komisyon tarafından oluşturulmuş, içtihadî bir tertiptir. Mevcut

mushafta takip edilen bu sıralamanın sûrelerin uzunluğuna göre yapılmış olduğu

müşahede edilmektedir.293 Bazen bu kritere uyulamadığı görülse de, sûreler en uzundan

başlayıp, en kısaya doğru sıralanmaya çalışılmıştır. Enfâl ve Tevbe sûrelerinin tek bir

sûre olarak düşünülmesi nedeniyle bu sûreler, en uzun sûreler arasında yer almıştır.

Tevbe sûresi'nde besmelenin olmaması, bu sûrenin Enfâl sûresinin devamı olarak kabul

edilmesi nedeniyledir.294

289 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 58. 290 Suyutî, İtkân, I, 148. 291 Demirci, Tefsir Usulü, s. 105. 292 Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 133-134. 293 Suyutî, İtkân, I, 147; Fazlurrahman, İslam, Çev. Mehmet Dağ- Mehmet Aydın, Ankara Okulu Yay.

Ankara, 2008, s. 89; İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 54; Öztürk-Ünsal, Kur'an Tarihi, s. 250. 294 Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 130; İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 54.

Page 57: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

46

Sûrelerin tertibinin içtihadî olmasıyla birlikte, ayetlerin sûre içerisindeki tertibi

genel kanıya göre Hz. Peygamber tarafından belirlenmiştir. Nazil olan her bir pasajın,

hangi sûrenin hangi kısmına konulacağını vahiy kâtiplerine bildirmiştir.295 Fakat Zeyd

b. Sabit'in, Tevbe sûresinin son iki ayetini bulduktan sonra, bir ayet daha olsaydı bunları

müstakil bir sûre olarak yazacağını söylediği rivayeti296, ayetlerin tertibinin yüzde yüz

tevkifi olarak meydana geldiğini söylememizi imkânsız kılmaktadır.297 Buna rağmen,

Nagel'in iddia ettiği üzere Kur'ân, "yamalı bir bohça gibi"298 de değildir. Gerek Osmanî

mushaf gerekse diğer sahâbîlerin mushaflarında sûre sıralaması farklılık gösterse de,

ayetlerin sıralaması aynıdır. Fakat ayetlerin sayısı ve ayet bölümlemeleri farklılık

gösterebilir.299 Zaten kıraat ekolleri arasında ayetlerin sayıları hususunda ihtilaflar

vardır. Bu ihtilaf, sûre başlarındaki besmelelerin ayet olarak sayılıp sayılmayacağı ve

bazı cümlelerin tek mi yoksa iki ayetten mi oluştuğu hususlarından

kaynaklanmaktadır.300

Kur'ân'ın mevcut tertibi, Kur'ân'ı tarih kaynağı olarak kullanmayı zorlaştıran bir

unsurdur. Fakat Hamidullah'ın da ifade ettiği gibi, "Bu mesele Kur'ân metninin

sahihliğine zarar vermez ki, bizi burada ilgilendiren şey metnin sahihliğidir."301

Karşılaşılan bu zorluk, Kur'ân ayetleri ve sûrelerinin nüzûl zamanları tespit edilerek

aşılmalıdır.

2.4. Kronolojik Olmaması

Kronoloji, olayları zamansal olarak birbirine bağlamamızı sağlar. Kronoloji

bilgisinin yokluğunda, olayın zamansal olarak yanlış veya eksik bağlanması halinde,

tarihi yanılgılara (anakronizm) düşmek çok daha kolaydır. Bu sebeple tarihi malumatın

doğru bir biçimde değerlendirilebilmesi için kronolojik bir düzende verilmesi

gerekmektedir. Tarihi olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkileri ve tarihsel gelişim ortaya

295 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 56; Öztürk-Ünsal, Kur'an Tarihi, 178-183 296 Suyutî, İtkân, I, 45. 297 Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 128; Gözeler, Kur'an Ayetlerinin Tarihlendirilmesi, s. 37-40; Öztürk-

Ünsal, Kur'an Tarihi, s. 183-192. 298 Tilman Nagel, "Tarihi Araştırma Konusu Olarak Kur'ân", Çev. Ali Dere, İslami Araştırmalar

Dergisi, cilt: 9, sayı: 1-2-3-4, 1996, s. 55. 299 Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 128. 300 Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 128; İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 57, 129; Öztürk-Ünsal,

Kur'an Tarihi, s. 170-178. 301 Hamidullah, Kur'ân-ı Kerim Tarihi, s. 52.

Page 58: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

47

konması ancak bu şekilde mümkün olmaktadır.302 Siyer çalışmalarında, Hz.

Peygamber'in ve dönemin doğru tasavvur edilebilmesi için, olayların tarihlerinin doğru

tespit edilmesi ve Hz. Peygamber devri kronolojisinin hazırlanması büyük öneme

sahiptir. Kronolojinin hazırlanabilmesi için; siyer ve megâzî kitapları, tabakât ve ensâb

kitapları, hadis külliyatları, rivayet tefsirleri, esbâb-ı nüzûl rivayetlerini içeren kitaplar,

Hz. Peygamber devrini de içeren dünya tarihi kronolojisi gibi eserler incelenmelidir.303

Ayrıca bu kronolojiyi doğru anlamak ve kullanmak için Hicrî takvim hakkında bilgi

sahibi de olmak gerekmektedir.304

Siyer ve İslam tarihi çalışmalarında, kaynak olarak Kur'ân'dan faydalanmak,

kronolojik bir sıralama takip etmemesi dolayısıyla zordur. Sûreler, daha önce de

belirtildiği üzere uzun olandan kısa olana doğru sıralanmış, kronolojik bir kompozisyon

oluşturulmamıştır. Paret'in de vurguladığı gibi, risaletin ilk yıllarında tebliğ edilen, hızlı

bir ritmi olan ve kısa tutulan vahiyler genellikle mushafın sonlarında yer almış; Medine

yıllarına ait, kısmen daha uzun vahiyler ise baş tarafa yerleştirilmiştir.305 Mevdûdî'ye

göre kronolojik olmayan bu tertibin bazı hikmetleri vardır. Ona göre, nüzûl döneminin

farklı safhalarında, Kur'ân'ın işlediği konular da değişmektedir. Farklı dönemlerdeki

İslam toplumlarının ihtiyaçlarına uygun olabilmesi için kronolojik düzenden farklı bir

tertibe sahip olmalıdır. Ayrıca okuyanların dikkatini sürekli uyanık tutabilmek için de

böyle bir sıralama gerekmektedir. Benzer konular, benzer bir üslupla art arda tekrar

edilmiş olması sakıncalı olabilmektedir. Tek yönlülükten kaçınmak ve nüzûl dönemi

sürecini tamamıyla okuyucuya yansıtmak adına böyle bir sıralama doğru bir tercih

olmuştur.306

Bize göre Kur'ân'ı nüzûl sırasına göre okumak, Hz. Peygamber'in nübüvvet

seyrini ve nüzûl ortamının gelişimini anlamlandırabilmek adına, mevcut tertibine göre

okumaktan daha faydalıdır. Böyle bir okuma ile yirmi üç yıllık vahiy sürecinin hangi

evrelerden geçtiği daha rahat gözlemlenebilir.307 Nüzûl sırasına göre yapılan okuma,

302 Kazım Dönmez, "Anakronizme Karşı Siret ve Kronoloji İlişkisi", Siret Semp., haz: Tahsin Koçyiğit,

Ankara, 2012, s. 725; Demircan, Tarih ve Tarihçi, s. 111. 303 Kasım Şulul, "Siyer Yazıcılığında Kronoloji Meselesi", Siret Semp., haz: Tahsin Koçyiğit, Ankara,

2012, s. 681. 304 Dönmez, "Anakronizme Karşı Siret ve Kronoloji İlişkisi", s. 726. 305 Paret, Kur'an Üzerine Makaleler, s. 99. 306 Mevdûdî, Tefhimu'l-Kur'ân, I, 25-27. 307 İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 38; Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 149; Ömer Özsoy, Kur'an Ve

Tarihsellik Yazıları, Otto Yayınları, Ankara, 2018, s. 161.

Page 59: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

48

doğal süreci kaybetmeden yapılan okumadır. Vahiy, muhataplarını dini- ahlaki açıdan

değiştirmeyi hedeflemiştir. Bu hedefini gerçekleştirme sürecinde kendisi de üslup ve

içerik bakımından değişimlere uğramıştır. Bütün bunlar, nüzûl sırası esas alınarak

yapılmış olan kronolojik bir okuma ile daha iyi idrak edilecektir.308 Bu kronolojik

okumanın, bir siyer eseri eşliğinde yapılmasında da fayda vardır.

Bize kadar ulaşan farklı nüzûl tertipleri bulunmaktadır. Bunlar Hz. Ali, Osman,

İbn Abbas ve Câbir b. Zeyd'e atfedilen listelerdir. Bu listelere dayanılarak çeşitli nüzûl

tertipleri oluşturulmuştur.309 Bazı oryantalistlerin de kendi nüzûl sıralamalarını

oluşturduklarını görmekteyiz. Kur'ân'ın kaynağı olarak, Hz. Muhammed'in zihnini kabul

eden oryantalistler, Kur'ân'ı kronolojik olarak düzenlemek suretiyle onun zihin

dünyasını anlamaya çalışmışlardır.310 Bu amaçla ilk liste hazırlayan oryantalist, William

Muir olmuştur.311 Fakat bu konudaki en önemli çalışmanın Theodor Nöldeke tarafından

yapılan, Geschichte Qorans olduğunu söyleyebiliriz.312 Oryantalistlerin bu

çalışmalarından sonra, Müslüman dünyasında da nüzûl sırasına dayanan çalışmalar

yapılmaya başlanmıştır. Abdulkadir Molla'nın Tefsîru'l-Beyâni'l-Meâni'si, İzzet

Derveze'nin Tefsîru'l-Hadîs'i, Abdurrahman Hasan Habenneke'nin Meâricu't-

Tefekkür'ü, M. Âbid Câbirî'nin Fehmu'l-Kur'ân'ı, Zeki Duman'ın, Beyânu'l-Hakk'ı bu

çalışmalara örnek gösterilebilir.313

Belirtilmesi gerekir ki, nüzûl tertiplerinden hiçbirisinin yüzde yüz bir doğrulukta

olduğunu iddia etmemiz mümkün değildir. Kendisine neden Kur'ân'ın indiği gibi tertip

edilmediği sorulduğunda, "Şayet insanlar ve cinler bir araya gelselerdi, yine de bunu

yapmaya güç yetirmezlerdi." diyerek cevap veren İkrime314, aslında bu gerçeği itiraf

308 İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 46. 309 Nüzûl sıralamaları için bkz: Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 86-87; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 9; Gözeler,

Kur'an Ayetlerinin Tarihlendirilmesi, s. 58-106; Öztürk-Ünsal, Kur'an Tarihi, 258-299. 310 Nagel, "Tarihi Araştırma Konusu Olarak Kur'ân", s. 57; Hikmet Koçyiğit, "Kur'an'ın Nüzûl Sırasına

Göre Tefsir Edilmesi", Hitit Üni. İlahiyat Fak. Dergisi, cilt: 12, sayı: 23, Çorum, 2013, s. 187;

Gözeler, Kur'an Ayetlerinin Tarihlendirilmesi, s. 26-28; Öz, Siyer'e Giriş, s. 86; Özsoy, Kur'an Ve

Tarihsellik Yazıları, s. 155. Listeler için bkz. Gözeler, Kur'an Ayetlerinin Tarihlendirilmesi, s. 127-

196. 311 William Muir, The Coran: Its Composition and Teaching, Pott Young and Co, London, 1878, s. 43-

47. 312 Koçyiğit, "Kur'an'ın Nüzûl Sırasına Göre Tefsir Edilmesi", s. 188; Montgomery Watt, Kur'ân'a

Giriş, çev: Süleyman Kalkan, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2000, s. 130; Gözeler, Kur'an Ayetlerinin

Tarihlendirilmesi, s. 26, 136-139. 313 İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 51; Koçyiğit, "Kur'an'ın Nüzûl Sırasına Göre Tefsir

Edilmesi", s. 189-190; Gözeler, Kur'an Ayetlerinin Tarihlendirilmesi, s. 22-24. 314 Suyutî, İtkân, I, 150.

Page 60: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

49

etmektedir. Sûrelerin kronolojik olarak sıralanması, istisnaları olmakla birlikte,

çoğunlukla o sûrenin başlangıcındaki pasaj dikkate alınarak yapılmıştır. Fakat bütün

sûreler tek seferde inmemiş, bazıları pasajlar halinde farklı zamanlarda nazil olmuştur.

Bu nedenle Mekkî sûrelerin içinde Medenî, Medenî sûrelerin içinde de Mekkî ayetler

bulunabilmektedir.315 Mesela Müzzemmil sûresinin 20. ayeti ve Müddessir sûresinin 31.

ayetinin Medenî olduğu rivayet edilir, fakat bu sûreler Mekkîdir.316 Bazı sûrelerin

Mekkî mi veya Medenî mi oldukları hususundaki ihtilaf bu sebepledir.317

Sûrelerin veya ayetlerin Mekkî-Medenî oluşlarını belirleyen kriter, alimler

arasında ihtilaflıdır. Kimine göre bunu belirleyen, mekândır; Mekke'de nazil olan

ayetler Mekkî, Medine'de nazil olan ayetler Medenîdir. Alimlerin bir kısmı da zamanı

esas almışlardır; Hicretten önce nazil olan ayetler Mekkî, Hicretten sonra nazil olan

ayetler ise Medenîdir. Kimi alimler de hitabı esas almışlardır; nüzûl olduğu yer ve

zamana bakılmaksızın Mekkelilere hitap eden ayetler Mekkî, Medinelilere hitap eden

ayetler Medenîdir.318 Bu şekilde farklı kriterlerin benimsenmesi, sûrelerin Mekkî-

Medenî oluşlarındaki ihtilaf sebeplerinden biri olmuştur.319 Bunlardan en yaygın olanı

ve bizce de tercih edileni hicretin esas alınmasıdır. Sûrelerin Mekke'de mi yoksa

Medine'de mi nazil olduklarıyla alakalı olarak sahâbeden gelen rivayetler dışında

alimler, sûrelerdeki içerik ve bazı üslup özelliklerini de dikkate alarak nüzûl zamanı ve

yerini tespit etme yöntemine girişmişlerdir. Mesela sûrede içerik olarak; secde ayetinin

bulunması, geçmiş peygamberlerin kıssalarına yer verilmesi (Bakara sûresi hariç)320,

içinde "kellâ" lafzı bulunması gibi durumlar onun Mekkî bir sûre olarak kabul

edilmesine sebep olmuştur. Hadlerden ve mirastan bahseden ayetler, ibadet ve

muamelattan bahseden ayetler, münafıklardan bahseden ayetler (Ankebut sûresi hariç),

Yahudi ve Hıristiyanların kitabı tahriflerinden bahseden ayetlerin bulunduğu sûreler ise

Medenî kabul edilmiştir.321 Üslup özellikleri olarak, Mekkî sûrelerin kısa ve veciz,

315 İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 44; Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 150; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl,

I, 8; Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 62. 316 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, II, 915, 917. 317 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 8. 318 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 8; Demirci, Tefsir Usulü, s. 103; Gözeler, Kur'an Ayetlerinin

Tarihlendirilmesi, s. 51. 319 Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 62. 320 Konu hakkındaki değerlendirmeler için bkz. Davut Şahin, "Sûrelerin Dönemine İlişkin Bir Ölçüt:

Adem (as)- İblis Kıssası", Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, cilt: 13, sayı: 3, 2013, s. 70-86. 321 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 9-10; Şahin, "Sûrelerin Dönemine İlişkin Bir Ölçüt: Adem (as)- İblis

Kıssası", s. 70.

Page 61: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

50

Medenî sûrelerin ise daha uzun ve ayrıntılı açıklamalar içeren sûreler olduğu ifade

edilmektedir.322

Kur'ân'dan faydalanmak isteyen tarihçi, ayet ve sûrelerin kronolojisini mümkün

olduğu kadar tespit ederek işe başlamak durumundadır. Ayrıca, sadece sûrelerin

kronolojik sıralamasının değil, ayet ve sûrelerin nazil oldukları tarihin de tespitinin

yapılması gerekmektedir.323 Bunun için, Kur'ân'ın nüzûl sırası ile oluşturulmuş listeler,

siyeri kronolojik olarak anlatan eserler, esbâb-ı nüzûl rivayetleri ve tefsir literatüründen

istifade etmek gerekmektedir. Fakat bütün bu çabalar sonunda oluşturulan kronolojik

sıranın, tam olarak sağlanamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Kesin bir nüzûl

sıralaması oluşturulsa bile, Kitab-ı Mukaddes'teki gibi tarihin seyrini merkeze alan bir

anlatımla karşılaşmamız söz konusu değildir.324 Oluşturulan kronolojik listeler ise

Kur'ân'ın indiriliş amacına binaen yapılan okumalarda büyük bir sorun teşkil

etmemesine rağmen, bilimsel incelemeler yapacak olan tarihçi için yetersiz gelecektir.

2.5. İbret Alınacak Tarzda Anlatım

Tarihi haberlerin Kur'ân'da zikredilmesinin birtakım hikmetleri

bulunmaktadır.325 Bunlardan biri de ilahi yasaların keşfedilmesini sağlamaktır.326

Kur'ân'da sıklıkla ve farklı kelimelerle insanlar akıllarını kullanmaya davet edilirler.

İnsana düşünmesi, akletmesi, bilgi üretmesi ve bunları insanın kendisine, doğaya ve

tarihe bakarak yapması emredilir.327 Özellikle geçmiş peygamberlerin ve kavimlerin

tarihleriyle alakalı ayetler, toplumların yükseliş, gelişim ve çöküşlerinin sebeplerine dair

ipuçları barındırmaktadır. Kur'ân, ısrarla muhataplarından, toplumsal olayların

sebeplerini araştırmalarını, bu sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan sonuçları görmelerini,

ilahi yasaları keşfetmelerini ve kendi yaşayışlarını bu yasalara göre düzenlemelerini

322 Mekki ve Medeni sûreler arasındaki farklar için bkz: Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s. 60-62. 323 Bu hususta örnek bir çalışma olarak bkz. Esra Gözeler, Kur'an Ayetlerinin Tarihlendirilmesi,

Kuramer Yayınları, İstanbul, 2016; Selim Türcan, "Kur'ân'ın İfade Kalıpları Nüzûl Kronolojisini

Aydınlatabilir mi? Müzzemmil Sûresi Örneğinde Bir Yöntem Denemesi", Hitit Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 17, 2010, ss. 67-100. 324 Demircan, "Kur'ân'ın Nüzûl Dönemi Putperest Arapları İçin Kaynaklığı Üzerine", s. 56. 325 Bkz. Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 63-75. 326 Hamidullah, Kur'an-ı Kerim Tarihi, s. 21; Halil, İslam'ın Tarih Yorumu, s. 91; Yıldız, Tarih Bilinci,

s. 116; Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 28-29; Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından

Kur'an Kıssaları", s. 74; Şulul, Tarih Tasavvuru, s. 295; Güneş, "Kur'ân'da Sünnetullah ve

Toplumların Çöküş Nedenleri", s. 64. 327 Şulul, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", s. 94.

Page 62: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

51

ister.328 Kur'ân'ın kendi niteliklerinden biri olarak kullandığı329 "zikr" kelimesi, aynı

zamanda tarihsel haberler için de kullanılmıştır.330 Bu kullanıma bağlı olarak zikr,

Allah'ın toplumsal düzlemdeki uygulamaları diyebileceğimiz sünnetullahı hatırlatan

ifade anlamına da gelir.331

Allah'ın varlığını, hâkimiyetini ve kudretini delillendirmek, tarihi haberlerin

zikredilme sebeplerinden birisidir.332 Kâinatta bulunan fiziki yasalar yanında, Allah

tarafından konulmuş toplumsal yasalar vardır. Dolayısıyla tarihsel süreçte Allah,

iradesi, yardımı, rahmeti, cezalandırması gibi fiillerle etkindir. Ayrıca Kur'ân'ın tarihi

haberler için "ayet"333 ifadesini kullanması, bu haberlerin, Allah'ın varlığı, hâkimiyeti,

tarihsel sürece etkisi ve halen aktif olması gibi hususları açıkça ortaya koyması

demektir.334 "Kur'ân, tarihen sabit olan Nûh ve gemi halkının kurtuluşunu, Hûd ve

Yûsuf kıssasını, İbrâhim'in ateşten kurtuluşunu, Sebelilerin, Firavun'un helakini, Bedir

Savaşı'nda zahiri sebepler açısından kuvvetli olanın değil de zayıf olanın zafer

kazanmasını, insanlara Allah'ın ulûhiyetinin ve kudretinin ayetleri olarak ifade

etmektedir.335

Tarihi haberlerin Kur'ân'da verilme sebeplerinden biri de, vahyin Allah'tan

geldiğini ve Hz. Muhammed'in peygamber olduğunu göstermektir. Hiçbir ilahi kitabı

okumamış olan Hz. Peygamber'in, geçmiş peygamber ve kavimlerin hikâyelerini

anlatan ayetler okuması, onun peygamberliğinin delillerinden sayılmaktadır.336 Kur'ân,

bu hikâyelerin uydurma olmadığını, Allah'tan gelen vahiylerden olduğunu ifade

328 Âl-i İmrân 3/137; En'âm 6/11; Enfâl 8/84-86, 103; Yûnus 10/39, 73; Yusuf 12/109; Neml 27/14, 69;

Kasas 28/40; Rûm 30/5; Fatır 35/44; Saffat 37/73; Mü'min 40/21; Zuhruf 43/25; Muhammed 47/10. 329 Âl-i İmran 3/58; Yusuf 12/104; Hicr 15/ 6,9; Nahl 16/44; Enbiyâ 21/50; Yâsin 36/69. Bkz. Demir,

"İsim ve Sıfatları Çerçevesinde Kur'an", s. 266-267. 330 Hûd 11/120; Enbiyâ 21/10; Kaf 50/37. 331 Korkmagöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 73; Aynı zamanda Kur'ân'daki tarihi bilgilerin hikmetini ifade

eden kelimelerden biri de "zikra" lafzıdır. "Zikr"in çoğulu ve daha beliğ bir ifadesidir. (Hûd 11/120;

Ankebut 29/51; Mü'min 40/54) Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 74. 332 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 28,67; Yıldız, Tarih Bilinci, s. 27; Hizmetli, İslam

Tarihçiliği Üzerine, s, 160. 333 Yusuf 12/7; Kamer 54/15. 334 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 69- 70. 335 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 69. 336 Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları", s. 57; Şengül, "Kur'an Mesajını

Ulaştırmada Kıssaların Önemi", s. 138.

Page 63: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

52

etmektedir.337 Buna göre diyebiliriz ki; tarih, Kur'ân'da zikredilen tarihi haberler

çerçevesinde, imanın konusu olmaktadır.338

Kur'ân'da bulunan tarihi bilgilerin, özellikle geçmiş peygamberlerin kıssalarının

aktarılma gayelerinden biri de, Hz. Peygamber ve inananları teselli etmektir.339

Müslümanların gördükleri zulme ve çektikleri çeşitli sıkıntılara ilahi bir destek olması

amacıyla, Nûh, Hûd, İbrâhim, Mûsâ, İsâ gibi muhalefet ve inatla karşı çıkılan

peygamberlerin yaşadıkları anlatılmaktadır. Bu sayede Müslümanlar, fedakar ve cesur

bir haleti ruhiye kazanmışlardır.340 Ayrıca bu kıssalar, insanlık tarihi boyunca

gönderilen peygamberlerin ve davanın birliğini, yani İslam'ın evrenselliğini ortaya

koymaktadır.341

Kur'ân'da zikredilen tarihi haberler, Allah ile insan arasındaki iletişimi sağlayan

Kur'ân'ın, üçte biri gibi büyük bir oranı kapladığından, Allah-kul arasındaki iletişimin

vesilelerinden biri olarak görülmüştür. İletişim, kişiler arasında, davranış değişikliği

meydana getirmeyi amaçlayan tek veya iki yönlü duygu, düşünce ve haber alışverişi

olarak tanımlanabilir. Bu açıdan tarihi haberlere bakıldığında Allah, geçmiş toplumların

durumlarını anlatarak insanların davranışlarından olumlu yönde bir değişimi

hedeflemek suretiyle, iletişim kurmaktadır.342 Bu iletişimin, çıplak hakikatler ve soyut

manaları doğrudan söylemesi, muhatabın dikkatini dağıtıp aklını yoracaktır. Hâlbuki

Kur'ân, mesajın muhatap tarafından daha kolay alınmasını sağlar.343

Bütün bunların yanında, Kur'ân'ın tarihe geniş yer vermesinin asıl sebebi,

muhatapların ibret almasını sağlamaktır. İbret, görüleni marifetten sonra, henüz

görülmeyeni bilmeye yarayan vesiledir.344 Buna göre ibret; somut sayesinde soyutu,

görünen sayesinde görünmeyeni, bilinen sayesinde bilinmeyeni, geçmiş sayesinde

geleceği idrak etmeye yarar.345 Kur'ân tarihi olayların akıl konusu olduğunu ve tefekkür

337 Yusuf 12/111. 338 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 41. 339 En'âm 6/33-34; Enfâl 8/65-66; Hûd 11/120. 340 Fazlurrahman, İslam, s. 59; Şimşek, Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 65; Sülün, Kur'an Kılavuzu, s. 86;

Coşkun, Kur'ân Yorumunda Sîret-Nüzûl İlişkisi, s. 53; Şengül, "Kur'an Mesajını Ulaştırmada

Kıssaların Önemi", s. 138. 341 Şengül, "Kur'an Mesajını Ulaştırmada Kıssaların Önemi", s. 138; Hizmetli, İslam Tarihçiliği

Üzerine, s. 163. 342 Çelik, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları", s. 62. 343 Şengül, "Kur'ân Kıssalarının Tarihi Değeri", s. 170. 344 Isfahânî, Müfredat, s. 370. 345 Korkmazgöz, Kur'an'da Tarih Algısı, s. 64.

Page 64: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

53

edilmesi gerektiğini belirtir. "Şu halde ibret alın ey akıl sahipleri."346 Tarih sadece

geçmiş hakkında anlatılan hikâyelerden ibaret değildir. Aynı zamanda, insanların

önündeki uçurumları haber veren bir uyarı, varlık denizindeki tehlikeleri görmeye

yarayan bir fenerdir.347 Tarihi aktarmakla Kur'ân, geleceğe dair yol gösterici öğütler

vermektedir.348 İnsan fıtrat itibariyle başlangıçtan bu yana değişmemiştir. Dolayısıyla

tarihi yönlendiren unsurlar da değişmemiştir.349 Allah, muhataplarına hangi durumlarda

nasıl davranmaları gerektiğini, geçmişten ibret sahneleri sunarak öğretmektedir.

Kur'ân, muhataplarını dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştırmak ve insanlara

doğru yolu göstermek için gönderilmiş son ilahi kitaptır. Ana gayesi hidayet olan bu

kitabın, her ayeti de bu gayeyi gerçekleştirmek için vahyedilmiştir. Kur'ân'da bulunan

tarihi bilgi ve hikâyelerin de bu amaçla zikredildiğini unutmamak gerekir.

3. İLK DÖNEM SİYER VE İSLAM TARİHİ MÜELLİFLERİ

Kur'ân'ın siyer kaynağı olarak kullanılması hususunun incelenmesi açısından,

çalışmamızda esas kabul ettiğimiz eserler, İbn İshâk'ın Siretü İbn İshâk'ı, İbn Hişâm'ın

es-Sîretü'n-Nebeviyye'si, Vâkıdî'nin Kitâbü'l-Meğâzî'si, İbn Sa'd'ın Kitâbü’t-Tabakâti’l-

Kebîr'i ve Taberî'nin Tarihu'r-Rusûl ve'l-Mülûk'üdür. Bu başlık altında, müelliflerin

kısaca hayatları, tarihçilikleri ve eserleri hakkında bilgi verilmesi gerekli görülmüştür.

3.1. İbn İshâk

3.1.1. Hayatı ve Tarihçiliği

Muhammed b. İshâk b. Yesâr b. Hıyâr el-Muttalibî el-Kureşî el-Medenî,350

80/699351 veya 85/704352 yılında Medine'de doğmuştur. Dedesi Yesâr veya Hıyâr,

hicretin 12. yılında Halid b. Velid'in fethettiği Aynu't-Temr'de esir alınan ve Medine'ye

346 Haşr 59/2. 347 Sıddıki, Tarihin Yorumu, s. 120. 348 Âl-i İmrân 3/137-138. 349 Şengül, "Kur'ân Kıssalarının Tarihi Değeri", s. 171. 350 İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser fî Fünûni'l-Meğâzî ve'ş-Şemâil ve's-Siyer, I-II, Thk. Muhammed el-

Îd el-Hatravî- Muhyiddin Mestû, Mektebetu Dâri't-Turâs, Medine, 1992, I, 54; İbn Hallikân,

Vefeyâtu'l-A'yân ve Enbâu Ebnâi'z-Zamân, I-VIII, Thk. İhsan Abbas, Dâru Sâdır, Beyrut, 1968, IV,

276; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, I-XXV, Thk. Şuayb el-Arnavût vd., Müessesetü'r-Risâle,

Beyrut, 1996/1417, VII, 33; Mustafa Fayda "İbn İshâk", DİA, Ankara, 1999, XX, 93. 351 Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 34; Fayda "İbn İshâk", s. 93. 352 Süheyli, er-Ravdu'l-Unuf fî Şerhi's-Sîreti'n-Nebeviyye li'bni Hişâm, I-VII, Thk. Abdurrahman el-

Vekîl, Kahire, 1967, I, 21; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 74; Guillaume, The Life of

Muhammad: a Translation of Ishaq's, Oxford University Press, Karachi, 1998, s. xiii; Vâkıdî,

Megâzî, (Muhakkikin mukaddimesi), s. 25; Neşet Çağatay, İslam Tarihi, Türk Tarih Kurumu

Basımevi, Ankara, 1993, s. 16; Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 120.

Page 65: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

54

getirilenlerden biridir.353 İbn İshâk, babası ve amcaları başta olmak üzere, bir çok

alimden siyer-megâzî, şiir, eyyâmü'l-Arab ve ensâb dersleri almıştır. Asım b. Ömer b.

Katade, Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir, Eban b. Osman, Ebû Seleme b.

Abdurrahman b Avf, İbn Ömer'in mevlası Nâfi', Atâ b. Yesâr, Zührî gibi sahabe çocuğu

veya tabiûndan olan meşhur alimler, ona ders verenler arasındadır.354 Ayrıca onun Enes

b. Malik ve Saîd b. Müseyyeb'i gördüğü bildirilmiştir.355

İbn İshâk Medine'den ayrılıp Mısır'a gitmiş, orada bir müddet kaldıktan sonra

Medine'ye geri dönmüştür. Fakat Malik b. Enes'le yaşadığı bir takım anlaşmazlıklar

nedeniyle daha sonra Irak'a gitmek durumunda kalmıştır.356 Onun Medine'den ayrılıp

Mısır'a gitme sebebi konusunda kaynaklarda farklı bilgiler verilmiştir. Şaban Öz, onun

ilim talebi için Medine'den çıktığı kanaatindedir.357

Abbasi halifesi Mansur, onu oğlu Mehdi için hoca olarak görevlendirmiştir.

Bağdat'ın kurulması ile oraya yerleşen İbn İshâk, 151/768 yılında burada vefat

etmiştir.358

İbn İshâk'ın güvenilirliği hakkında, İbnü'l-Medînî, Ahmed b. Hanbel, Dârekutnî,

Nesâî gibi alimler olumsuz ifadeler kullanmışlardır.359 İbn Seyyidinnâs, İbn İshâk

hakkında dile getirilen bu olumsuz iddiaları, tek tek çürütmeye ve onun güvenilir

olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır.360 İbn İshâk'a yönelik en önemli eleştiriler, Hişâm

b. Urve ve İmam Mâlik tarafından getirilmiştir. Hişâm b. Urve, İbn İshâk'ı, kendi

hanımı Fatıma bt. Münzir'den hadis rivayet ettiği, fakat onun hanımını hiç görmediği

353 İbn Sa'd, Tabakât, VII, 552; Belâzurî, Fütûhu'Büldân, s. 282; İbn Kuteybe, Meârif, s. 491; Hamevî,

Mu’cemu’l-Üdebâ, I-VII, Thk. İhsan Abbas, Dâru'l-Garbi'l-İslamî, Beyrut, 1993, VI, 2418; İbn

Hallikân, Vefeyâtu'l-A'yân, IV, 276; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 35; Fayda "İbn İshâk", s.

93; Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 120; Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 26. 354 Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 34; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 75, 83; İbn İshâk,

Sîre (Hamidullah'ın Mukaddimesi), كا; Fayda "İbn İshâk", s. 93-94; Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s.

26; Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 120; Çağatay, İslam Tarihi, s. 17; Şulul, Vâkıdî, s. 51. 355 İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 55; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 34; Öz, İlk Siyer

Kaynakları, s. 221. 356 İbn Sa'd, Tabakât, VII, 552-553; Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, I, 73; Fayda "İbn İshâk",

s. 94; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 75; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 222. 357 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 223. 358 İbn Sa'd, Tabakât, VII, 553; Süheyli, Ravdu'l-Unuf, I, 21; Fayda "İbn İshâk", s. 94. Vefat tarihi

konusunda farklı görüşler için bkz. İbn Hallikân, Vefeyâtu'l-A'yân, IV, 277; İbn Kesîr, Bidaye, XIII,

424; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 224. 359 Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 38-48; İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 59-64; Öz, İlk Siyer

Kaynakları, s. 226-227. 360 İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 54-67.

Page 66: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

55

gerekçesiyle yalancılıkla suçlamıştır.361 İmam Mâlik ise onu Hz. Peygamber'in

Yahudilere karşı düzenlemiş olduğu savaşlar konusunda Yahudi asıllı Müslümanlardan

nakillerde bulunması nedeniyle eleştirmiştir.362 Ayrıca mescidin arka tarafına geçip

kadınlarla konuştuğu ve bu nedenle vali tarafından cezalandırıldığı da ifade

edilmiştir.363 Bu zikredilenler dışında İbn İshâk, Abbasîlere meyli olduğu,364 Şiî

olduğu,365 Kaderî (Mutezilî) olduğu,366 eserine aldığı şiirlerin sıhhatine dikkat

etmediği,367 haber uydurduğu,368 intihal yaptığı369 gibi iddialara maruz kalmış ve Ehl-i

kitaptan rivayet nakletmesi,370 telfike371 başvurması,372 tedlis373 yapması,374 rivayetlerin

361 İbn Sa'd, Tabakât, VII, 552; İbn Kuteybe, el-Meârif, Thk. Servet Ukkâşe, Dâru'l-Meârif, Kahire,

1969, s. 492; İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 62; İbn Nedim, Fihrist, Ter. Mehmet Yolcu vd., Çıra

Yayınları, İstanbul, 2017, s. 260; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2419; Zehebî, Siyeru A'lâmin-

Nübelâ, VII, 38. Değerlendirmeler için bkz. Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 76; Öz, İlk

Siyer Kaynakları, s. 231-233; İbn İshâk, Sîre (Hamidullah'ın Mukaddimesi), طك-ذك; İbn İshâk,

Kitâbü's-Siyer Ve'l-Meğazî- Hz. Peygamber'in Hayatı ve Gazveleri, Thk. Süheyl Zekkâr, Ter. Ali

Bakkal, İlk Harf Yayınevi, İstanbul, 2013, (Süheyl Zekkâr'ın Mukaddimesi), s. 27; Çağatay, İslam

Tarihi, s. 17; Mithat Eser, "Eseri Günümüze Ulaşan İlk Siyer Müellifi İbn İshâk'ın Güvenilirliği",

İSTEM, Sayı:13, 2009, s. 276-277; Abdullah Ünalan, "İbn İshâk ve Hadis Rivayetindeki Yeri",

Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı: II, Kasım 2009, s. 104-106. 362 İbn İshâk, Sîre (Hamidullah'ın Mukaddimesi), حك-دك; Vâkıdî, Megâzî (Muhakkikin Mukaddimesi), I,

26; Fayda, "İbn İshâk", s. 94. Malik b. Enes'in İbn İshâk'ı eleştirme sebebi konusunda farklı görüşler

için bkz. Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 76-77; İbn İshâk, Sîre (Süheyl Zekkâr'ın

Mukaddimesi), 28; Vâkıdî, Megâzî (Muhakkikin Mukaddimesi), I, 26; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s.

229-231; Eser, "Eseri Günümüze Ulaşan İlk Siyer Müellifi İbn İshâk'ın Güvenilirliği", s. 277. 363 İbn Nedim, Fihrist, s. 260; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 75; İbn İshâk, Sîre

(Hamidullah'ın Mukaddimesi), تي; Fayda "İbn İshâk", s. 94. 364 Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 78; İbn İshâk, Sîre (Süheyl Zekkâr'ın Mukaddimesi), 30-31;

Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 227-229. 365 Fayda "İbn İshâk", s. 94; Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 26; Brockelmann, "İbn İshâk", İA,

İstanbul, 1977, V, 757; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 233-235. Sîretü'n-Nebî ile meşgul olanların

birçoğunun böyle bir ithama maruz kaldığı belirtilir. İbn İshâk, Sîre (Süheyl Zekkâr'ın

Mukaddimesi), 29, 366 İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 56; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 43; Hamevî, Mu'cemu'l-

Üdebâ, VI, 2419; İbn İshâk, Sîre (Hamidullah'ın Mukaddimesi), ك; Fayda, "İbn İshâk", s. 94; Şeşen,

Müslümanlarda Tarih, s. 26; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 235-236. 367 İbn Nedim, Fihrist, s. 260; Brockelman, "İbn İshâk", 757; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s.

84-85; Fayda, "İbn İshâk", s. 95; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 237. 368 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 255. 369 Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 46. 370 İbn Nedim, Fihrist, s. 261; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 52; Fayda "İbn İshâk", s. 95;

Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, 121; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 239-240. 371 Telfîk: Farklı senedleri ve farklı lafızları olan iki veya daha çok hadisi birleştirerek, tek hadismiş gibi

nakletmek demektir. Bünyamin Erul, "Telfîk", DİA, Ankara, 2011, XL, 400; İstemi, Tarih ve Hadis

Metodolojileri, s. 133. Konunun sürekli senetlerle bölünmemesi sebebiyle, Tarih anlatımlarında bu

yöntemin kullanılmasının daha uygun olduğu belirtilmektedir. Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 77-78;

İstemi, Tarih ve Hadis Metodolojileri, s. 136-139. 372 İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 64; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 46. 373 Tedlis: Râvinin görüşmediği veya görüştüğü halde kendisinden hadis almadığı kişiden, bizzat ondan

işitmiş gibi hadis rivayet etmesi olarak tanımlanır. Bünyamin Erul, "Tedlis", DİA, Ankara, 2011, XL,

262; Selman Başaran- M. Ali Sönmez, Hadis Usûlü ve Tarihi, Uludağ Üniversitesi Basımevi, Bursa,

2001, s. 138. İbn İshâk, hadisi aldığı râviyi atlayıp ilk râvinin adını zikrederek tedlis yapmıştır.

Page 67: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

56

senedinde müphem ifadeler kullanması375 gibi hususlarda da eleştirilmiştir. Öz, İbn

İshâk'a yöneltilen tenkitler hakkında "Sonuç olarak diyebiliriz ki, İbn İshâk'a yöneltilen

eleştiriler -her ne kadar bazılarının kısmi haklılığından bahsedilebilinir ise de- onun ilmi

derecesini düşürecek özgünlüğe sahip değildir. Kanaatimizce, ithamların içerikleri kadar

ve hatta daha fazla, iddia sahiplerinin samimiyetlerinin sorgulanması gerekir. Zira

eleştirilen uygulamalara, ilk ve de tek İbn İshâk başvurmuş değildir. Buna rağmen,

eleştirilerin sadece ona yöneltilmesi münekkitlerin iyi niyetli oldukları konusunda

şüpheyi artırmaktadır" der ve eleştirileri acımasız bulduğunu ifade eder.376 Diğer

taraftan İbn İshâk; İbn Sa'd, Zührî, Süfyan b. Uyeyne, Sehâvî, Şafiî gibi alimler

tarafından, siyer ve megâzî ilminde derin vukûfiyeti bulunması hasebiyle övülmüştür.377

İbn İshâk, Hz. Peygamber'in hayatını ilk olarak tam ve sistemli bir şekilde ortaya koyan

kişi olarak görülür.378 Fayda bu hususta, "İbn İshâk, bu kitap sebebiyle kendinden sonra

gelen bütün siyer ve tarih yazarlarının şeyhi ve piri sayılmış, daha sonraki siyer

müellifleri onun talebesi kabul edilmiştir. Onun Hz. Peygamber'in biyografisine verdiği

şekil bugün dahi ana hatlarıyla muhafaza edilmektedir" vurgusunu yapar.379 Aynı

Esasen bu durum tarih ve hadis rivayetlerinin birbirinden farklı olmasının bir sonucudur. Tarih

rivayetleri, hadis rivayetleri gibi kısa ve birbirine bağlı olmayan rivayetlerden oluşmaz. Bu nedenle

tedlis kaçınılmaz olmaktadır. İbn İshâk, Sîre (Hamidullah'ın Mukaddimesi), طك; Fayda, "İbn İshâk",

s. 94-95. 374 İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 53; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 54; İbn İshâk, Sîre

(Hamidullah'ın Mukaddimesi), طك; Fayda, "İbn İshâk", s. 94; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 240-241. 375 Robson, "İbn İshâk'ın İsnad Kullanışı", Çev. Talat Koçyiğit, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Dergisi, Cilt. X, Ankara, 1962, s. 118-119; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 257-260; İstemi, Tarih ve

Hadis Metodolojileri, s. 99. 376 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 241. İddialar konusunda değerlendirmeler için bkz. Öz, İlk Siyer

Kaynakları, s. 225-241; Ünalan, "İbn İshâk ve Hadis Rivayetindeki Yeri", s. 103-111; Şulul, Vâkıdî,

s. 52-54; Gönül Kolkıran, Tarih ve Hadis Disiplini Açısından Güvenilirlik Sorunu: İbn İshâk ve

Vâkıdî Örneği, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Ankara, 2004, 70-97. 377 Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, VII, 36, İbn Hallikân, Vefeyâtu'l-A'yân, IV, 276-277; İbn

Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 56; İbn İshâk, Sîre (Hamidullah'ın Mukaddimesi), ال - يك , بك - كا;

Fayda, "İbn İshâk", s. 94; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 225-226. Ayrıca bkz. Süheyli, Ravdu'l-Unuf, I,

22-23; Eser, "Eseri Günümüze Ulaşan İlk Siyer Müellifi İbn İshâk'ın Güvenilirliği", s. 265-278;

Ünalan, "İbn İshâk ve Hadis Rivayetindeki Yeri", s. 100-103. 378 İbn Sa'd, Tabakât, VII, 552; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 87; Günaltay, İslam Tarihinin

Kaynakları, s. 20; İbn İshâk, Sîre (Süheyl Zekkâr'ın Mukaddimesi), s. 25-26, 37; Fayda, "Siyer ve

Megâzî", s. 322. 379 Fayda, "İbn İshâk", s. 96. İbn Seyyidinnâs şöyle demiştir: "İbn İshâk'ın güvenilirliği sorgulanacaksa,

Hz. Muhammed'in siresinin de tehlikeye gireceği unutulmamalıdır." İbn İshâk, Sîre (Süheyl

Zekkâr'ın Mukaddimesi), s. 26.

Page 68: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

57

zamanda Hz. Peygamber'i münferit olarak değil, vahiy zincirinin bir halkası ve insanlık

tarihinin bir parçası olarak aktarmıştır.380

1.2. Eseri

İbn İshâk'ın sahip olduğu ifade edilen çeşitli eserler381 bulunsa da biz,

araştırmamıza esas kabul ettiğimiz eserinden, yani Siretü İbn İshâk adı ile meşhur olan

ve Kitâbu'l-Mübtede' ve'l-Meb'as ve'l-Megâzî382 olarak zikredilen kitaptan

bahsedeceğiz.

İbn İshâk'ı oğlu Mehdi'ye hoca tayin eden Halife Mansur, ondan bir tarih kitabı

yazmasını istemiştir. İbn İshâk, daha önce uzun bir süreçte toplamış olduğu

malzemesine dayanarak istenilen eseri yazmıştır. Fakat eseri uzun bulan Mansur, onu

özetlemesini istemiştir.383 Bu eser, İbn İshâk'tan sonra râvileri tarafından nakledilmiştir.

Yaratılış ile başlayıp Hz. Peygamber'e kadar olan süreci içeren Kitâbu'l-Mübtede

kısmı, bugün tamamıyla elimizde mevcut değildir fakat buradaki rivayetlerin bir kısmı

Taberî,384 İbnu'l-Esîr,385 İbn Kesîr,386 Ezrakî387 gibi tarihçilerin eserleri vasıtasıyla bize

ulaşır. Ayrıca Ad ve Semûd, ashâb-ı uhdûd, Yemen tarihi, Arap kabileler ve putları, Hz.

Peygamber'in ataları ve Mekke halkının Cahiliye dönemindeki durumu gibi konular İbn

Hişâm'ın eserinde nakledilmiştir.388 Hz. Peygamber'in hayatı ve gazvelerinin anlatıldığı

Kitâbü'l- Meb'as ve'l-Megâzî'nin ise bütünüyle İbn Hişâm vasıtasıyla günümüze

ulaştığını söylemek mümkündür. Hamidullah ve daha sonra Süheyl Zekkâr tarafından

neşredilen ve Yûnus b. Bükeyr rivayetlerini kapsayan nüshalar ise tam değildir. Ayrıca

mezkûr nüshalarda bulunan rivayetlerin tamamı İbn İshâk'a ait değildir. Yûnus b.

380 Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 87; Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 27; Fayda, "İbn İshâk",

s. 95; Özdemir, "Siyer Yazıcılığı Üzerine", s. 133. 381 İbn Nedim, Fihrist, s. 261; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2420; İbn İshâk, Sîre (thk. Hamidullah'ın

girişi), لا ; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 244-255; Eser, "Eseri Günümüze Ulaşan İlk Siyer Müellifi İbn

İshâk'ın Güvenilirliği", s. 264-265. 382 İbn İshâk, Muhammed b. Yesar, Siretü İbn İshâk el-Müsemma bi-Kitabi'l-Mübtede' ve'l-Meb'as ve'l-

Meğâzî, Thk: Muhammed Hamidullah, Rabat, 1976. 383 İbn Kuteybe, Meârif, 492; Fayda, "İbn İshâk", s. 94; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, (Muhakkikin

Girişi), I, 10; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 248. Şeşen, İbn İshâk'ın bu eseri özetlediğini değil,

"Mübtede" kısmını ekleyerek genişlettiğini ifade eder. Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 27. 384 Taberî, Tarih, I, 139, 160, 163, 182, 184, 233, 234, 322 vd. 385 İbnü'l-Esîr, el-Kâmil fî’t-Târîh, I-XI, Thk. Ebu’l- Fidâ Abdullah el-Kâdî, Beyrut, 1987, I, 232, 274,

321 vd. 386 İbn Kesîr, Bidaye, I, 81, 183, 258 vd. 387 Ezrakî, Ahbâru Mekke, Çev. Yûnus Vehbi Yavuz, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2017, s. 44, 68,

70, 72, 77, 78, 84, 85, 88, 91, 93, 106, 121 vd. 388 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 1-158.

Page 69: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

58

Bükeyr'in farklı râvilerden aldığı rivayetleri de eklediği görülmektedir. Nitekim eserin

üçte birinden daha fazla bir oranının, İbn İshâk dışından gelen rivayetlerden oluştuğu

ifade edilmiştir.389 İbn Hişâm ise, bu eseri Ziyad el-Bekkâî'den rivayet etmiştir.390

Ayrıca Alfred Guillaume; İbn Bükeyr rivayetini içeren yazma nüshaları, İbn Hişâm'ın

eserini ve Taberî'nin Tarih'i ile Ezrakî'nin Ahbâru Mekke'sinde bulunan bütün İbn İshâk

rivayetlerini toplayarak The Life of Muhammad: a Translation of Ishaq's Sirat Rasûl

Allah adıyla İngilizce olarak neşretmiştir.391 Fakat bu, bir takım hataları barındırması

sebebiyle, başarılı bir çalışma olarak görülmez.392

3.2. İbn Hişâm

3.2.1. Hayatı ve Tarihçiliği

Abdülmelik b. Hişâm b. Eyyûb el-Himyerî393, Basra'da doğmuştur. Basra'da

aldığı ilim tahsilinin ardından Mısır'a gittiği ve vefat edinceye kadar orada kaldığı

bilinmektedir.394 İbn İshâk'ın eserini kendisine rivayet eden Ziyad el-Bekkâî ile

görüşmek için Kufe veya Bağdat'a gitmiş olmasının da muhtemel olduğu

belirtilmiştir.395 İbn Hişâm'ın 213/828396 veya 218/833397 yılında vefat ettiği

nakledilmiştir. Tarih, ahbâr, ensâb, şiir, nahiv ve lügat alimi olarak bilinen İbn Hişâm'ın,

hocaları ve görüşleri hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değiliz.398

3.2.2. Eseri

İbn Hişâm, kendisine ait olduğu eserler399 arasında, İbn İshâk'ın Sîre'sini Ziyad

b. Abdullah el-Bekkâî400 vasıtasıyla naklederek yazdığı es-Sîretü'n-Nebeviyye'si ile ün

389 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 247. 390 Bu nüshaya ait malumat, "İbn Hişâm" başlığı altında verilecektir. 391 Alfred Guillaume, The Life of Muhammad: a Translation of Ishaq's Sirat Rasûl Allah, Oxford

University Press, Karachi, 1998. 392 İbn İshâk, Sîre (Hamidullah'ın Mukaddimesi), حل; İbn İshâk, Sîre (Mütercimin Önsözü), 17; Fayda,

"İbn İshâk", s. 96. 393 Zehebi, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, X, 428-429. 394 Zehebi, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, X, 429; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 236. 395 Mustafa Fayda, "İbn Hişâm", DİA, Ankara, 1999, XX, 71. 396 Süheyli, Ravdu'l-Unuf, I, 43. 397 Zehebi, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, X, 429; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 236 398 Fayda, "İbn Hişâm", s. 71. 399 Bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye (Takdim), I, 18; Brockelmann, "İbn Hişâm", İA, İstanbul, 1977,

V, s. 754; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 357; Fayda, "İbn Hişâm", s. 72-73. 400 Bekkâî, İbn İshâk'ın râvileri arasında en güveniliri olarak meşhur olmuştur. Öz, İlk Siyer Kaynakları,

s. 256

Page 70: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

59

yapmıştır. Hatta bu eser İbn İshâk'tan çok, kendisi ile anılmıştır.401 İbn Hişâm'ın bu

nüshasının, İbn İshâk'a ait olan orijinal nüshaya duyulan ihtiyacı azalttığı ifade

edilmiştir.402

İbn Hişâm, İbn İshâk'ın eserini olduğu gibi nakletmemiş, bir takım tasarruflarda

bulunmuştur. Kendisi bu eseri naklederken nasıl bir metot izlediğini şu şekilde ifade

eder: "Ben bu kitaba, İsmail b. İbrahim ve onun soyundan gelen Hz. Peygamber'in

ataları ile başlayıp, Hz. Peygamber'i ve onunla ilgili meseleleri anlatacağım. Bu sebeple

İsmail'in diğer çocuklarını anlatmayı terk edeceğim. Çünkü Hz. Peygamber'in

doğumuna kadar anlatılanları kısa tutmak istiyorum. İbn İshâk'ın zikretmiş olduğu fakat

Hz. Peygamber ile ilgili olmayan, hakkında Kur'ân'dan bir şey nazil olmayan, bu kitabın

yazılma amacına uygun olmayan, tefsiri ve şahidi bulunmayan şeyleri zikretmeyeceğim.

Yine İbn İshâk'ın zikrettiği şiirlerden; şiir bilenlerden hiçbirinin bilmediği, müstehcen

içeriği olan, bazı insanları üzecek ifadeler bulunan ve Bekkâî'nin rivayet etmediği

şiirleri de terk edeceğim. Bunların dışında kalanları, Allah'ın izni ile ve gücüm yettiği

kadar zikredeceğim."403 Bunların dışında İbn Hişâm, İbn İshâk'ın verdiği rivayetlerdeki

bazı kelimeleri açıklamış, bazı yerleri tashih etmiş, kendi görüşünü belirtmiş, İbn

İshâk'ın bazı rivayetlerini tenkit etmiş, rivayetlere bazı açıklamalar eklemiş, birtakım

rivayetleri özetleyerek nakletmiş, rivayetler arasında tercihte bulunmuş ve gerekli

gördüğü yerlere de eklemeler yapmıştır. Fakat İbn İshâk'ın rivayetlerine müdahale

ederken,"kâle İbn Hişâm" ibaresi ile araya girmiş ve yapmış olduğu bu tasarrufları dahi

açıkça belirterek ilmi dürüstlüğünü ortaya koymuştur.404

İbn Hişâm'ın yapmış olduğu bütün bu tasarruflar, bazı araştırmacılar tarafından

doğru bulunmamıştır. Mesela Hamidullah'a göre hazfedilen şiirler, uydurma olup Hz.

Peygamber zamanına ait olmasalar bile, İbn İshâk'ın yaşadığı yani Emevîlerin sonu

Abbasîlerin başlangıcı olan dönem hakkında bize malumat sunabilirlerdi. Bu nedenle

onların nakledilmemesi bizim için şanssızlıktır.405 Öz ise, bir tarihçinin yapması

401 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye (Takdim), I, 12; Cerrahoğlu, "İbn Hişâm ve Sîresindeki Garîbu'l-

Kur'anı", Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslamî İlimler Dergisi, Sayı: 3, Ankara 1977, s. 1;

Çağatay, İslam Tarihi, s. 19; Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 127; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s.

357. 402 Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 82; İbn İshâk, Sîre (Hamidullah'ınTakdimi), ا. 403 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 4. 404 İbn Hişâm'ın yapmış olduğu müdahaleler ve değerlendirmeleri için bkz. İbn İshâk, Sîre (Süheyl

Zekkâr'ın Mukaddimesi), 34-35; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 360-367. 405 İbn İshâk, Sîre (Hamidullah'ın Mukaddimesi), با.

Page 71: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

60

gerekenin, kendisine ulaşanları orijinal halleri ile aktarması olduğunu belirtir. Ona göre

İbn Hişâm, İbn İshâk'ın birtakım rivayetlerine sansür uygulayarak, hacimli bir edebi

literatürün yok olmasına sebep olmuştur.406 Süheyl Zekkâr da, İbn Hişâm'ın bu

müdahaleleri yapmasını üzüntü verici olarak nitelemiştir.407 M. Jones, İbn Hişâm'ın bu

müdahaleleri nedeniyle, eserin İbn İshâk'ın Sire'sini tam olarak temsil edemeyeceğini

belirtir.408 Esasen uydurma malzemeler, ilgili oldukları konu hakkında yanıltıcı olmaları

dolayısıyla tenkit edilmelidirler. Ama bu tarz rivayetlerin tarih açısından tamamıyla

değersiz birer çöp olduğu da iddia edilemez. Çünkü bu haberler, ortaya atıldıkları

dönemin sosyal, siyasi, dini, kültürel, fikri ve iktisadi durumuna ışık tutacak izler

taşıyor olabilirler.409

Fakat bazılarına göre ise İbn Hişâm'ın yapmış olduğu düzenlemeler, eserin

değerini artırmaktadır. İbn Kesîr, onun eserdeki gereksiz kısımları çıkardığını ve hatalı

yerleri düzelttiğini söyler.410 Mesela Şeşen, İbn Hişâm'ın, gerekli düzenlemeleri yaparak

İbn İshâk'ın eserini mükemmel hale getirdiğini ifade eder.411

İbn Hişâm'ın bu eserinin daha sonraki dönemlerde, şerhleri, muhtasarları,

tercümeleri ve manzum halleri yazılmıştır.412 Bunlardan en meşhuru Endülüslü alim

Abdurrahman b. Abdullah es-Süheylî tarafından yapılan şerhi Ravdu'l-Unuf'tur.413

3.3. Vâkıdî

3.3.1. Hayatı ve Tarihçiliği

Muhammed b. Ömer b. Vâkıd el-Medenî,414 130/747 yılında Medine'de

doğmuştur.415 Muhammed b. Aclân, Mamer b. Râşid, Osman b. Dahhâk ve Ebû Ma'şer

406 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 357; İstemi, Tarih ve Hadis Metodolojileri, s. 129. 407 İbn İshâk, Sîre (Süheyl Zekkâr'ın Mukaddimesi), s. 33-34. 408 Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 27. 409 Tosh, Tarihin Peşinde, 63; Duri, İlk Dönem İslam Tarihi, 54. Mevzu haberlerin tarihi değerinin

tespiti hususunda bkz. Öz, Hz. Peygamber'in Sîretiyle İlgili Mevzû Haberlerin Tarihî Değeri, s. 134-

156. 410 İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 236. 411 Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 27. 412 Bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, (Muhakkikin Girişi), I, 12-13; Fayda, "İbn Hişâm", s. 72-73. 413 Süheyli, er-Ravdu'l-Unuf fî Şerhi's-Sîreti'n-Nebeviyye li'bni Hişâm, thk: Abdurrahman el-Vekîl,

Kahire, 1967. 414 İbn Sa'd, Tabakât, IX, 336; İbn Kuteybe, Meârif, 518; İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 67; İbn

Hallikan, Vefeyâtü'l-A'yân, IV, 348; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, IX, 454; Kasım Şulul, Vâkıdî, s.

67; Sellûmî, el-Vâkıdî ve Kitâbuhu'l-Meğâzî, I, 24.

Page 72: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

61

es-Sindî gibi alimlerden ders almıştır.416 Mescid-i Nebevi'de bir ilim halkası oluşturmuş

ve megâzî dersleri vermiştir.417 Vâkıdî'nin, haccederlerken Abbasi halifesi Harun er-

Reşid ve veziri Yahya b. Halid'e rehberlik yapmış olduğu nakledilmiştir.418 Daha

sonraki yıllarda, ekonomik problemleri yüzünden Medine'den ayrılıp Bağdat'a gitmiş ve

halife tarafından kadılık görevine atanmıştır.419 Vâkıdî, kadılık görevini sürdürdüğü

sırada, 207/823 yılında vefat etmiştir.420

Vâkıdî, birçok muhaddis tarafından zayıf görülmüştür.421 Şiî olduğu,422 intihal

yaptığı,423 münker hadisleri naklettiği424 ve hadis uydurduğu425 iddialarına maruz kalan

Vâkıdî; telfik yapması426 ve Abbasi halifesine yakın olması427 sebebiyle de

eleştirilmiştir.428 Fakat aralarında İbn Sa'd, Mücahid b. Mûsâ, Ebû Ubeyd Kasım b.

Sellâm, İbn Seyyidinnâs, Zehebî gibi isimlerin de bulunduğu çok sayıda alim onun

415 İbn Sa'd, Tabakât, IX, 336; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2598; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ,

IX, 454; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 92; Mustafa Fayda, "Vâkıdî", DİA, Ankara, 2012,

XLII, 471. 416 İbn Sa'd, Tabakât, IX, 337; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, IX, 454; İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser,

I, 67; Fayda, "Vâkıdî", s. 472; Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 28; Şulul, Vâkıdî, s. 75-76, 82-94;

Sellûmî, Vâkıdî, I, 35-37. 417 İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 69; Fayda, "Vâkıdî", s. 472; Şeşen, "Vâkıdî", İA, İstanbul, 1986,

XIII, 150. 418 İbn Sa'd, Tabakât, VII, 604; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 92; Fayda, "Vâkıdî", s. 472;

Şulul, Vâkıdî, s. 100; Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 6. 419 İbn Sa'd, Tabakât, VII, 603; IX, 336; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, IX, 466; Hamevî, Mu'cemu'l-

Üdebâ, VI, 2597; Fayda, "Vâkıdî", s. 472. 420 İbn Sa'd, Tabakât, VII, 611; IX, 336; İbn Kuteybe, Meârif, s. 518; İbn Hallikan, Vefeyâtü'l-A'yân,

IV, 350; İbn Nedim, Fihrist, s. 269; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2598; İbn Kesîr, Bidaye, XIV,

165; İbnu'l-Esir, Kâmil, V, 470; Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 9; Doğuştan Günümüze Büyük İslam

Tarihi, I, 74; Sellûmî, Vâkıdî, I, 154. 421 Bkz. İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 71; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2595-2598; Öz, İlk Siyer

Kaynakları, s. 305-306; Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 30; Rıdvan Yarba, "Cerh ve Ta'dil Alimlerine

Göre Vâkıdî", Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014 (2), s. 154-158; Abdürrahim

Arslan, "Uyûnül-Eser Yazarı İbn Seyyidinnâs'a Göre Vâkıdî'nin Güvenilirliği", Harran Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl:23, Sayı:39, 2018, s. 163-164; Imtiaz Ahmed, "Bir Muhaddis Olarak

Vâkıdî", Çev. Ramazan Özmen, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:3, 2000, s.

434-439; Kolkıran, Güvenilirlik Sorunu, s. 102-117. 422 İbn Nedim, Fihrist, 268; Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 16-17; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s.

109; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 308; Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 125; Şulul, Vâkıdî, s.

199. 423 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 311-312; Ünalan, "İbn İshâk ve Hadis Rivayetindeki Yeri", s. 99-10. 424 Fayda, "Vâkıdî", s. 473. 425 Şulul, Vâkıdî, s. 196; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, IX, 462. 426 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 320; Fayda, "Vâkıdî", s. 473. Bu yöntem, tarihi anlatımın sık sık

senetlerle bölünmesine engel olması dolayısıyla siyer ve tarih alimleri tarafından kullanılmaktadır.

İlk defa Vâkıdî'nin uyguladığı bir yöntem değildir. Hadis ve tarih rivayetlerinin sunumları elbette ki

farklı olacaktır. Fayda, "Vâkıdî", s. 473; Şulul, Tarih Tasavvuru, s. 36-37. 427 Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 29; Şulul, Vâkıdî, s. 202. 428 Değerlendirmeler için bzk. Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 308-320; Şulul, Vâkıdî, s. 189-204; Sellûmî,

Vâkıdî, I, 128-146; Arslan, "Uyûnül-Eser Yazarı İbn Seyyidinnâs'a Göre Vâkıdî'nin Güvenilirliği", s.

164-168; Kolkıran, Güvenilirlik Sorunu, s. 118-123.

Page 73: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

62

hakkında olumlu görüş belirtmişlerdir. Hatta hadis rivayetinde kendisini cerh edenler

bile, onun megâzî alanında otorite olduğunu ifade etmişlerdir.429 Ayrıca gazve ve

seriyyelerin yapıldığı bölgelere giderek inceleme yapması, onun megâzî alanındaki

önemli hususiyetlerinden biridir.430 Vâkıdî, hadiselerin tarihini belirleme hususunda, bir

takım hatalar yapmasına rağmen, seleflerine göre daha başarılı görülmektedir.431

Megâzî konusundaki yetkinliği nedeniyle, İbn Sa'd, Belâzurî, Taberî ve İbn Kesîr gibi

birçok müellif, megâzî konusunda ona müracaat etmişlerdir.432

Vâkıdî'nin kâtipler tutup kitapları istinsah ettirdiği ve bazı kitapları da satın

aldığı, böylelikle çok sayıda kitaba sahip olduğu bilinmektedir.433 Onun kâtiplerinden

birisi de İbn Sa'd'dır.

3.3.2. Eseri

Vâkıdî'ye nispet edilen Kuran, hadis, fıkıh, tabakât ve tarihle ilgili olarak çok

sayıda eser vardır.434 Fakat biz burada Kitâbu'l-Megâzî'si üzerinde duracağız.

Muhammed b. Şuca' es-Selcî tarafından rivayet edilen bu kitap, Marsden Jones'in

tahkiki ile neşredilmiştir.435 Muhammed b. Şuca, çok nadir olmakla birlikte bu esere

Vâkıdî'nin rivayetleri dışında eklemelerde de bulunmuştur.436

Vâkıdî, bu eserinde İbn İshâk'ı hiç zikretmemiştir. Bunu sebebi olarak, İbn

İshâk'ın Medine'den erken çıkması nedeni ile onu görmemesi,437 İbn İshâk'ın Medine

429 Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, IX, 337; İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser, I, 67-72; Zehebî, Siyeru A'lâmin-

Nübelâ, IX, 469; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 306; Fayda, "Vâkıdî", s. 473; Şulul, Vâkıdî, s. 197;

Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 30-31. Ayrıca bkz. Yarba, "Cerh ve Ta'dil Alimlerine Göre Vâkıdî", s.

152-153; Arslan, "Uyûnül-Eser Yazarı İbn Seyyidinnâs'a Göre Vâkıdî'nin Güvenilirliği", 158-163;

Sellûmî, Vâkıdî, I, 102-104. 430 Sellûmî, Vâkıdî, I, 40; Fayda, "Vâkıdî", s. 472; Şulul, Vâkıdî, s. 76, 79-80; Vâkıdî, Megâzî (Takdim),

I, 31-32; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 304. 431 Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 32. 432 Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 14; Şulul, Vâkıdî, s. 122. 433 İbn Nedim, Fihrist, s. 269; Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 102-103; Fayda, "Vâkıdî", s.

473; Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 30; Şulul, Vâkıdî, s. 73-74; Imtiaz Ahmed, "Bir Muhaddis

Olarak Vâkıdî", s. 433. 434 İbn Nedim, Fihrist, s. 269-270; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2598; Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I,

10-13; Fayda, "Vâkıdî", s. 473-475; Şulul, Vâkıdî, s. 110-119; Sellûmî, Vâkıdî, I, 79-81; Öz, İlk Siyer

Kaynakları, s. 322-332. 435 Vâkıdî, Muhammed b. Ömer, Kitâbü'l-Meğâzî, Thk: Marsden Jones, I-III, Âlemü'l-Kütüb, Beyrut,

1984/1404. 436 Bkz. Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 331. 437 Vâkıdî, Megâzî (Takdim), 30; Şulul, Vâkıdî, s. 130; Sellûmî, Vâkıdî, I, 170-171. Vâkıdî'nin İbn

İshâk'ı hiç görmediği söylenmesine rağmen Şeşen, İbn İshâk'ı Vâkıdî'nin hocaları arasında

saymaktadır. Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 28.

Page 74: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

63

alimlerince tenkit edilmesi,438 aralarında gizli rekabet bulunması,439 farklı görüşlere

sahip olmaları,440 Vâkıdî'nin İbn İshâk'ın da şeyhlerinden nakilde bulunması sebebiyle

ona ihtiyacı kalmaması441 gibi hususlar zikredilmektedir. Onun İbn İshâk'tan intihalde

bulunduğu da ifade edilmiştir. Hatta bazılarına göre o kadar çok rivayet almıştır ki, İbn

İshâk'ın ismini çokça zikredip, eseri büyük oranda ondan rivayet ettiği ortaya çıkmasın

diye, onun adını zikretmemiştir.442 Öz'e göre Vâkıdî'nin İbn İshâk'ı zikretmeme sebebi,

onu megâzî konusunda rakip olarak görmesidir. Nitekim diğer eserlerinde İbn İshâk'tan

nakilde bulunması da bu görüşü destekler mahiyettedir. Vâkıdî, kendini nakilci

konumuna düşürmemek ve bu alanda daha önde olmak amacıyla İbn İshâk'ı

zikretmemiş, fakat onun kaynaklarına ulaşıp onlardan nakletmiş, ulaşamadığı yerlerde

de metin üzerinde bir takım değişiklikler yaparak nakletmiştir.443 Fayda ise, Vâkıdî'ye

nispet edilen diğer eserlerin, esasen ona ait olmadığı hususunu göz önünde

bulundurmak gerektiğini belirtir.444 Yapılan bütün bu değerlendirmelerin, Vâkıdî'nin

İbn İshâk'ı zikretmemesi hususunda tatmin edici bir neden sunamamış olduklarını ve

tahminden öte geçemediklerini belirtmek gerekir.

3.4. İbn Sa'd

3.4.1. Hayatı ve Tarihçiliği

Muhammed b. Sa'd b. Menî' el-Basrî,445 160/777 yılında Basra'da doğmuştur.446

Tabiîn ve tebeu't-tabiînden olan bazı alimlerden ders almıştır.447 Daha sonra da Kufe,

Medine ve Mekke'ye ilim yolculukları yapmıştır. Hz. Peygamber'in gazve ve

seriyyelerinin geçtiği mekânları inceleme fırsatı bulmuştur.448 Sonra da Bağdat'a gitmiş,

Vâkıdî'nin vefatına kadar ona kâtiplik yapmıştır.449

438 Şulul, Vâkıdî, s. 129; Vâkıdî, Megâzî (Takdim), I, 30. 439 Şulul, Vâkıdî, s. 130; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 318. 440 Şulul, Vâkıdî, s. 129. 441 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 313. 442 Horovitz, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu, s. 107; Guillaume, The Life of Muhammad, s. xxxii. 443 Değerlendirmeler için bkz. Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 311-319. 444 Fayda, "Vâkıdî", s. 475. 445 İbn Hallikân, Vefeyâtu'l-A'yân, IV, 351. 446 Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, X, 664. 447 Bkz. İbn Sa'd, Tabakât (Takdim), 18-22; Mittwoch, "İbn Sa'd", İA, İstanbul, 1977, V, 798; Mustafa

Fayda, "İbn Sa'd", DİA, Ankara, 1999, XX, 294. 448 Fayda, "İbn Sa'd", s. 294. 449 İbn Hallikân, Vefeyâtu'l-A'yân, IV, 351; Fayda, "İbn Sa'd", s. 294.

Page 75: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

64

Me'mun döneminde Halku'l-Kur'ân meselesi dolayısıyla sarayda imtihan edilen

alimlerden birisi de İbn Sa'd'dır. Halifenin isteği doğrultusunda cevap verdiği için

serbest bırakılmıştır.450 Bu davranışı onun Mutezilî olduğunu düşündürmüş ve tenkit

edilmiş olsa da Mutezilî olmadığı bildirilmiştir.451 230/845 yılında Bağdat'ta vefat

eden452 İbn Sa'd, hocası Vâkıdî'nin aksine, cerh ve tadil alimlerince sika kabul

edilmiştir.453

3.4.2. Eseri

İbn Sa'd'a nispet edilen bazı eserler vardır.454 Fakat kendisi Tabakâtu'l-Kebîr'i455

ile meşhur olmuştur. Eserde bulunan bazı biyografi sahiplerinin 230 yılından sonra

vefat etmiş olmaları, Tabakât'ın İbn Sa'd'a aidiyeti konusunda bazı şüpheler

oluşturmuştur. Fakat bu biyografiler esere, İbn Sa'd'ın öğrenci ve râvileri tarafından

eklediği anlaşılmıştır.456 İbn Sa'd, Vâkıdî'den naklettiği biyografileri, başka râvilerden

de malumat alarak geliştirmek suretiyle, böylesine özgün ve hacimli bir eser meydana

getirmiştir.457

Bu eser bize ulaşan en eski tabakât kitabıdır ve hem muhteva hem de metodoloji

yönüyle sonraki müelliflere örnek teşkil etmiştir.458 İlk iki cildi siyer ve megâzî

konularına tahsis edilmiştir. Bu kısımda, daha önceki siyer eserlerinden farklı bir metot

uygulanmış olduğu görülmektedir. Kronolojik sıraya önem vermiş olsa da, Hz.

Peygamber'in göndermiş olduğu davet mektupları, Medine'ye gelen elçiler, Hz.

Peygamber'in Tevrat ve İncil'deki sıfatları gibi başlıklar altında benzer konuları bir

450 İbnü'l-Esir, Kamil, VI, 3; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 208. 451 Fayda, "İbn Sa'd", s. 94. 452 İbn Sa'd, Tabakât, IX, 368; İbn Hallikân, Vefeyâtu'l-A'yân, IV, 352; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 309. 453 İbn Nedim, Fihrist, s. 270; Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, X, 664-666; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s.

371; Fayda, "İbn Sa'd", s. 295; Ali Çelik, "İbn Sa'd'ın Hadisçiliği", Bingöl Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 13, 2017, s. 283-285. 454 İbn Nedim, Fihrist, s. 270; Kâtip Çelebi, Keşfu'z-Zunûn, II, 1099; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 372-

373; Fayda, "İbn Sa'd", s. 295-297; İbn Sa'd, Tabakât (Takdim), 23; Çelik, "İbn Sa'd'ın Hadisçiliği",

s. 280-283. 455 İbn Sa'd, Muhammed b. Sa’d b. Menî el-Haşimi el-Basrî, Kitâbü’t-Tabakâti’l- Kebîr, I-XI, Thk: Dr.

Ali Muhammed Ömer, Kahire, 2001. 456 İbn Sa'd, Tabakât (Takdim), 23-25; Fayda, "İbn Sa'd", s. 294. 457 İbn Sa'd, Tabakât (Takdim), 7; Öz, İlk Siyer Kaynakları, 373. 458 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 384; Fayda, "İbn Sa'd", s. 295-296; Özdemir, "Siyer Yazıcılığı Üzerine",

s. 134.

Page 76: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

65

arada nakletmiştir.459 Eserin devamı, tabakalara ayrılmış bir halde, ashâb, tabiîn, tebeu't-

tabiîn ve İbn Sa'd dönemine kadar yaşamış râvilerin biyografilerinden oluşur.460

3.5. Taberî

3.5.1. Hayatı ve Tarihçiliği

Ebû Ca'fer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd et-Taberî, 224/839 yılında Taberîstan'ın

Âmul şehrinde doğmuştur.461 İlk tahsilini memleketinde aldıktan sonra Rey, Basra,

Kufe, Dımaşk, Mısır gibi önemli merkezlere gidip dönemin önemli isimlerinden hadis,

tefsir, tarih, kıraat, fıkıh, Arap dili ve edebiyatı tahsil etmiştir. Sonra Bağdat'a yerleşip,

ömrünün sonuna kadar eserlerini telif etmekle meşgul olmuştur.462 Kendisine teklif

dilen kadılık ve Divan-ı mezalim reisliği gibi hiçbir resmi görevi kabul etmemiştir.463

Taberî, Hanbelî ve Zahirîler sebebiyle büyük sıkıntılar çekmiştir.464 Ahmed b.

Hanbel'i fakih değil bir muhaddis olarak görmesi ve İhtilâfu'l-Fukaha isimli eserinde

ona yer vermemesi nedeniyle Hanbelî mezhebi mensuplarının düşmanlığını

kazanmıştır.465 Hanbelîler Taberî'yi râfızîlikle suçlamışlar466, insanların onunla

görüşmelerine engel olmuşlar467, hatta onun gece vakti defnedilmesine bile sebep

olmuşlardır.468 Ayrıca Seyf b. Ömer gibi zayıf râvilerden nakilde bulunması469 ve

isrâiliyata dair haberleri nakletmesi470 nedeniyle eleştirilere maruz kalan Taberî,

310/923 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir.471

459 Fayda, "İbn Sa'd", s. 295. 460 Eserin düzeni hakkında bkz. Fayda, "İbn Sa'd", s. 295; İbn Sa'd, Tabakât (Takdim), 10-12. 461 İbn Nedim, Fihrist, s. 559; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2441, 2445; İbn Hallikan, IV, 192;

Zehebi, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, XIV, 267; İbnü'l-Esir, Kâmil, VII, 8; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 846;

Mustafa Fayda, "Taberî", DİA, Ankara, 2010, XXXIX, 314. 462 Zehebi, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, XIV, 269; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2442-2450; Fikret Işıltan,

"Taberî", İA, İstanbul, 1979, XI, 594; Fayda, "Taberî", s. 314-315; Bayar, Taberî'nin Tefsir

Metodolojisi, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa,

2008, s. 7-8; Fikret Işıltan, "Taberî", İA, İstanbul, 1979, XI, 594. 463 Işıltan, "Taberî", s. 594; Fayda, "Taberî", s. 315. 464 İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 849; Fayda, "Taberî", s. 315. 465 Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2450; İbnü'l-Esir, Kâmil, VII, 9; Işıltan, "Taberî", s. 595. 466 İbnü'l-Esir, Kâmil, VII, 8; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 849; Günaltay, İslam Tarihinin Kaynakları, s. 40. 467 Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2443; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 847. 468 Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2441; İbnü'l-Esir, Kâmil, VII, 8; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 849. 469 Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 54. 470 Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 133. 471 İbn Nedim, Fihrist, s. 559; Hamevî, Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2441; İbn Hallikan, Vefeyâtu'l-A'yân, IV,

192; İbnü'l-Esir, Kâmil, VII, 8; İbn Kesîr, Bidaye, XIV, 848; Fayda, "Taberî", s. 315.

Page 77: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

66

3.5.2. Eseri

Taberî, birçok alanda eserler vermiştir.472 Konumuz açısından ele alınacak olan

kitabı, Târihu'l-Ümem ve'l-Mülûk veya Târihu'r-Rusûl ve'l-Mülûk473adıyla bilinen genel

tarih kitabıdır. Taberî, bu eser sayesinde İslam dünyasının Herodot'u sayılmıştır.474

Taberî bu eserine yaratılış ile başlayıp peygamberler tarihi, eski İran tarihi, yunan ve

Roma tarihi, Yahudi tarihi ve İslamiyet öncesi Arap tarihi ile devam eder. Daha sonra

siyer ve megâzî konuları, halifeler, Emevîler ve 303/915 yılına kadar Abbasiler tarihi ile

eserinin İslam tarihi bölümü devam etmektedir.475

Taberî, eserinde vermiş olduğu bilgilerin, çok az bir kısmı dışında, akli delillerle

veya düşünerek elde edilen bilgilere dayanmayıp, senetleri ile birlikte verilen rivayetlere

dayandığını ifade etmiştir. Zira ona göre, geçip giden zamana dair malumat, ancak o

zamana şahit olanların haber vermesi ile bilinebilir, akıl yürütme ile bilinecek şeyler

değildir. Bu sebeple o, ulaşabildiği bütün rivayetleri, bir tenkit ve seçime tabi tutmadan

olduğu gibi aktarmıştır. Eğer naklettiği haberlerin bazılarını inkâr edenler olacak olursa,

onlara peşinen, haberleri kendisinin uydurmadığını, râviler tarafından nasıl

nakledildiyse o haliyle esere dercedildiğini söyleyerek cevap verir.476 Onun bu eseri bu

açıdan, tarihi rivayetler ansiklopedisi gibi görülebilir. 477

472 İbn Nedim, Fihrist, s. 600-601; Zehebi, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, XIV, 273-274; Hamevî, Mu'cemu'l-

Üdebâ, VI, 2450-2465; Fayda, "Taberî", s. 317; Bayar, Taberî'nin Tefsir Metodolojisi, s. 19-21;

Aydın, Taberî'nin Kur'an'ı Yorumlama Yöntemi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2005, s. 15-18. 473 Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerir, Tarihu'r-Rusûl ve'l-Mülûk, Thk: Muhammed Ebu'l-Fazl

İbrahim, Dâru'l-Meârif, I-XI, Mısır, ty. Bu esere yapılan zeyil, muhtasar ve çeviriler için bkz. Işıltan,

"Taberî", s. 596; Fayda, "Taberî", s. 317. 474 Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, I, 77; Günaltay, İslam Tarihinin Kaynakları, s. 41;

Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 132. 475 Taberî, Tarih, I, 6; Şeşen, Müslümanlarda Tarih, s. 54-55; Hizmeti, İslam Tarihçiliği Üzerine, s.

133; Işıltan, "Taberî", s. 596. 476 Taberî, Tarih, I, 7-8. 477 Hizmetli, İslam Tarihçiliği Üzerine, s. 133.

Page 78: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

67

II. BÖLÜM

KLASİK SİYER VE İSLAM TARİHİ MÜELLİFLERİNİN KUR’ÂN

AYETLERİNİ KAYNAK OLARAK KULLANIMLARI

1. BEDİR GAZVESİ

Medine döneminin ilk yıllarında meydana gelmiş olan Bedir478 Gazvesi, İslam

tarihi açısından büyük önemi haizdir. Hz. Peygamber, Kureyş'e ait olan ve Ebû Süfyan

idaresindeki yüklü bir ticaret kervanının Şam'dan dönmekte olduğunu haber almış ve bu

kervanı ele geçirmek maksadıyla ashabından üç yüz küsur kişiyle birlikte yola çıkmıştır.

Müslümanların bu çıkışını öğrenen Ebû Süfyan, Mekke'ye haber gönderip yardım

istemiştir. Mekkeli müşrikler ise yaklaşık bin kişilik bir ordu ile Medine'ye doğru yola

koyulmuşlardır. O sırada Şam'dan dönmekte olan kervan, mutat yolunu izlemeyip sahil

yoluna479 saparak Müslümanlardan uzaklaşmıştır. Ebû Süfyan tehlikeyi atlattıktan

sonra, sefere gerek kalmadığına ve Mekke'ye geri dönebileceklerine dair Kureyş

ordusuna haber göndermiştir. Fakat Ebû Cehil gibi düşmanlıkta öncü olan bazı

müşriklerin ısrarı üzerine, geri dönmeyip savaşmaya karar vermişlerdir. Hz. Peygamber,

Mekke ordusunun gelmekte olduğunu öğrendiğinde, bu ikisinden yani kervan veya

Mekke ordusundan hangisini tercih edecekleri konusunda ashabı ile istişare etmiş, bu

istişare sonucunda Mekke ordusuyla karşılaşmak amacıyla Bedir kuyularının olduğu

bölgeye karargâhını kurmuştur. Hicretin 2. yılı ramazan ayında vuku bulan Bedir

Savaşı, Müslümanların galibiyeti, müşriklerin ise hezimeti ile sonuçlanmıştır. Savaşta,

aralarında Ebû Cehil, Ümeyye b. Halef, Utbe b. Rebia, Şeybe b. Rebia gibi eşraftan

kimselerin de bulunduğu yetmiş Mekkeli öldürülmüş, bir o kadarı da esir alınmıştır.480

478 Medine'nin 160 km. güney batısında bulunan Bedir, Mekke-Suriye ticaret yolunun üzerinde bulunan

önemli bir kasabadır. Yâkut el-Hamevî, Mu'cemu'l-Buldân, I-V, Dâru Sâdır, Beyrut, 1977/1397, I,

357-358; Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, Çev. Nazire Erinç Yurter, Yeni

Şafak Gazetesi Kültür Armağanı, İstanbul, ty., s. 31-33; Mustafa Fayda, "Bedir Gazvesi", DİA,

Ankara, 1992, V, 325; Fr. Buhl, "Bedir", İA, İstanbul, 1986, II, 443. 479 Bedir, Kızıldeniz sahiline 30 km. uzaklıktadır. Fayda, "Bedir Gazvesi", s. 325. 480 Bedir Savaşı hakkında geniş bilgi için bkz. İbn Şihâb ez-Zührî, l-Meğâziyyü'n-Nebeviyye, Thk.

Süheyl Zekkâr, Dâru'l-Fikr, Dımaşk, 1981/1401, s. 62-66; İbn İshâk, Sîre, s. 285-290; İbn Hişâm,

Sîretü'n-Nebeviyye, I, 606-715; Vâkıdî, Megâzî, I, 19-172; Halife b. Hayyât, Târihu Halife b.

Hayyât, Thk. Ekrem Ziya' el-Ömerî, Ter. Abdülhalik Bakır, Bizim Büro Basımevi, Ankara, 2001, s.

82-83; İbn Sa'd, Tabakât, II, 10-25; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, Thk. Süheyl Zekkâr- Riyâd Zirikli,

Page 79: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

68

1.1. Enfâl Sûresi

Kur'ân'da Bedir Savaşı hakkında nazil olan ve bu savaşa işaret eden çok sayıda

ayet vardır. Kur'ân'ın muhtelif sûrelerinde bulunan bazı ayetlerle birlikte, esasen Bedir

Gazvesi ile ilgili olarak, Enfâl sûresinin nazil olduğunu belirtmeliyiz. Bu sûrenin büyük

bir kısmı, Bedir Savaşı ile alakalı ayetleri içerdiği için, sûreye Bedir sûresi diyenler de

olmuştur.481 Bedir Savaşı ile ilgili ayrıntılı bilgiler ihtiva ettiği ve ayetler arasında bir

bütünlük bulunduğu için, sûrenin bir defada indirilmiş olması muhtemeldir. Fakat savaş

sonrası ortaya çıkan bazı problemlere dair peşi sıra inen pasajların, bir bütün

oluşturması amacıyla sûrenin gerekli yerlerine yerleştirilmiş olması da ihtimal

dâhilindedir.482 Nitekim sûrede, Yahudi Benî Kaynuka kabilesinin anlaşmayı bozması

ve sürgün edilmesi hakkında indiği ifade edilen ayetler de bulunmaktadır.483 Bazı

müfessirler, bu sûrenin 30-36. ayetlerinin Mekke'de nazil olduğunu nakletmişlerdir.484

Ancak bu ayetlerin gerek konu gerekse üslup itibariyle öncesi ve sonrası ile uyum

içinde olması bu durumun doğruluğuna şüphe düşürmektedir. Dolayısıyla sûrenin

bütünüyle Medenî olduğunu söylemek isabetli görünmektedir.485 Nitekim İbn İshâk ve

İbn Hişâm, Bedir'den sonra Enfâl sûresinin tamamının indirildiğini ifade

etmektedirler.486

Enfâl sûresi dikkatli bir biçimde incelendiği vakit, Bedir Savaşı'nın sebepleri,

savaştan önce ve savaş sırasında neler yaşandığı, savaşın aşamaları, doğurduğu

Dâru'l-Fikr, Beyrut, 1996/1417, I, 344-369; İbn Hibbân, es-Sîretü'n-Nebeviyye ve Ahbâru'l-Hulefâ-

Hz. Peygamber ve Halifeler, Ter. Harun Bekiroğlu, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2017, s. 118-

154; İbn Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, I-XXI, Thk. Abdullah b. Abdulmuhsin et-Türkî, Dâru Hicr,

Cîze, 1997, V, 55-181. Ayrıca bkz. Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, s. 29-46; M. Asım

Köksal, İslâm Tarihi- Medine Devri, I-XI, Şamil Yayınevi, İstanbul, 1981, II, 73-199; Fayda, "Bedir

Gazvesi", s. 325-327; Süleyman Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, Bağımsız Gazeteciler ve

Yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 521-537; Adem Apak, Anahatlarıyla İslam Tarihi (1), Ensar Neşriyat,

İstanbul, 2009, s. 257-270; Kasım Şulul, Ana Hatlarıyla Siyer-i Nebi, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2015,

s. 370-380; Demircan, Siyer, s. 368-376. 481 Çetiner, Esbab-ı Nüzûl, I, 404; Şimşek, Tefsir, II, 359; Emin Işık, "Enfâl Sûresi", DİA, Ankara, 1995,

XI, 236; Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Haz. Hayrettin Karaman vd., I-V, Diyanet İşleri

Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2012, II, 659. 482 Mevdûdî, Tefhîm, II, 137; Çetiner, Esbab-ı Nüzûl, I, 404; Şimşek, Tefsir, II, 359; Ateş, Tefsir, III,

483. 483 Enfâl 8/ 55, 56, 58. Benî Kaynuka hakkında bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 371-372; Halife,

Târihu Halife b. Hayyât, s. 92. 484 Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, I-XX, Ter. M. Beşir Eryarsoy, Buruc Yayınları, İstanbul,

2005, VII, 575; Kur'an Yolu, II, 658. 485 İzzet Derveze, et-Tefsîru'l-Hadîs- Nüzûl Sırasına Göre Kur'an Tefsiri, I-VII, Çev. Şaban Karataş vd.,

Ekin Yayınları, İstanbul, 1998, V, 325; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, I-X,

Sadeleştirenler: İsmail Karaçam vd., Azim Dağıtım, İstanbul, 1992, IV, 199. 486 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 666.

Page 80: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

69

neticeler, Müslümanların ve müşriklerin durumları, Allah'ın yardımı, ganimetlerin

paylaşımı gibi konulara dair ayetlerin olduğu, açık bir biçimde görülecektir. Fakat diğer

birçok sûrede olduğu gibi Enfâl sûresinde de olaylar kronolojik bir tertiple

anlatılmamıştır.487 Derveze, Bedir Savaşı ile ilgili olarak nakledilen rivayetler ile Enfâl

sûresinin ayetlerinin aşağı yukarı bir uyum içinde olduğunu belirtir.488 Sûrenin, savaş

ahlakı ve savaş hukukuna dair sunmuş olduğu ilkeler dışında, Allah'ın emrine

muhalefetten sakınmak, Peygambere itaat etmek, Müslümanların arasını bulmak, namaz

kılmak, infak etmek, birlik olmak, fitneden uzak durmak gibi dini ve toplumsal bazı

hususlara da, savaş ve ganimet meselesiyle ilişkili olarak, yer verilmiştir.489 Câbirî

sûreye hâkim olan temanın Bedir'de elde edilen zaferin gururundan ziyade, ganimet

meselesi sebebiyle Müslüman ordusunda meydana gelen anlaşmazlık olduğunu belirtir.

Bu sebeple de sûrede sık sık Müslümanlar uyarılmış, savaşa katılmaktan hoşnut

olmayanlar kınanmıştır.490

İncelemiş olduğumuz siyer kaynaklarında, Bedir Gazvesi ile ilgili olarak yer

verilen ve Enfâl sûresinde bulunan ayetler ile bu ayetlerin ele alınış biçimleri, uygun

başlıklar altında sınıflandırılarak incelenmiştir.

1.1.1. Ganimetlerin Durumu

Araştırmada esas kabul ettiğimiz siyer müelliflerinden İbn İshâk, İbn Hişâm,

Vâkıdî ve İbn Sa'd'ın eserlerinde zikretmiş olduğu ve Enfâl sûresinin ilk ayeti olan,

“Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah'a ve resulüne aittir. O

halde, eğer müminler iseniz Allah'a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve

Resulüne itaat edin”491 ayeti hakkında, kaynaklarımız genel olarak sebeb-i nüzûl

rivayetleri nakletmişlerdir. İbn Hişâm, İbn İshâk'tan naklederek, Bedir'den sonra

ganimetler hakkında ihtilaf edildiğinde bu ayetin inmiş olduğunu söyler. Kendisine

"enfâl" hakkında soru sorulan Ubâde b. Sâmit, şu şekilde cevap vermiştir: " Bu ayet biz

Bedir ashabı hakkında inmiştir. Bedir'de ganimetler konusunda ihtilafa düşünce Allah

487 Hadiye Ünsal, "Metin-İçi ve Metin-Dışı Bağlam Çerçevesinde Ahzâb Sûresinin Nüzûl Ortamı ve

Temel Vurguları", Tefsir Geleneğinde Anlam-Yorum Nüzûl-Siret İlişkisi, Ed. Mustafa Öztürk,

Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2017, s. 29-30. 488 Derveze, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 521. 489 Şimşek, Tefsir, II, 359; Kur'an Yolu, II, 659-660. 490 M. Âbid Câbirî, Fehmü'l-Kur'an- Siyer Eşliğinde Kur'an'ı Anlamak, I-III, Çev. Muhammed Coşkun,

Mana Yayınları, İstanbul, 2013, III, 144. 491 Enfâl 8/1.

Page 81: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

70

onu elimizden aldı. Sonra Resûlullah'a verdi. O da ganimeti aramızda taksim etti."492

Vâkıdî, ayetin nüzûlü ile ilgili olarak Sa'd b. Ebî Vakkas'tan nakledilen şöyle bir rivayet

zikretmektedir: "Bedir günü Hz. Peygamber'den Âs b. Münebbih'in kılıcını istediğimde

bana verdi. Bunun üzerine benim hakkımda bu ayet nazil oldu."493 Vâkıdî'nin nakletmiş

olduğu bu rivayet hadis ve tefsir kaynaklarında uzun bir versiyonla nakledilmektedir.

Bu rivayete göre Sa'd b. Ebî Vakkas, ganimetler hususunda yaşadıklarını şöyle anlatır:

"Bedir günü, öldürülmüş olan Said b. el-As'ın kılıcını aldım ve Hz. Peygamber'e getirip

bana vermesini istedim. Hz. Peygamber, o kılıcı ganimetlerin içine koymamı söyledi.

Hem kardeşimin şehit olması, hem de ganimet olarak elde etmeyi istediğim kılıcın

elimden alınması sebebiyle memnuniyetsizlik hissediyordum. Azıcık ilerlemiştim ki Hz.

Peygamber beni çağırdı. Enfâl sûresinin nazil olduğunu müjdeledi ve kılıcı bana

verdi."494

Vâkıdî, bu ayetle alakalı olarak, şu habere de yer vermiştir: Müşrikler mağlup

olunca Müslümanlar üç gruba ayrıldılar. Kimi Resûlullah'ın yanında, kimi savaş

alanındaki malları toplamakta, kimi de düşmanı esir etmekteydi. Resûlullah "Kim bir

adamı öldürürse o onundur, kim bir adamı esir ederse o onundur" demişti. Sa'd b. Muaz,

"Ey Allah'ın Peygamberi, biz düşmandan korktuğumuz için değil, sana müşriklerin

saldırmasından korktuğumuz için yanından ayrılmıyoruz. İnsanlar çoktur, esir ve

ganimet ise azdır" dedi ve insanlar da bu durumu dile getirmeye başladılar. Bunun

üzerine bu ayet indi ve insanlara ganimet paylaştırılmadı. Daha sonra da Enfâl sûresinin

41. ayeti inmiş, Resûlullah ganimetin beşte dördünü Müslümanlar arasında taksim

etmiştir.495 Vâkıdî'nin nakletmiş olduğu bu rivayette itiraz eden kişinin Sa'd b. Muaz

olduğu bildirilmiş olmakla birlikte, tefsir kaynaklarında geçen rivayetlerde "ashabın

ihtiyarları", "Resûlullah'ı korumak amacıyla onun yanında bekleyenler" ve "kaçan

492 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 666. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 172-173; Zemahşerî,

Keşşâf, II, 1074; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, I-XVII, Thk. Ahmet Vanlıoğlu vd., Ed. Bekir

Topaloğlu, Mizan Yayınları, İstanbul, 2005-2010, VI, 166. 493 Vâkıdî, Megâzî, I, 104. 494 Müslim, Cihad, 33; Ebû Dâvud, Cihad, 156; Tirmizî, Tefsir, 9; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 173;

Vâhıdî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 234-235; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1074; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 119-

120; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, VII, 577; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3230. 495 Vâkıdî, Megâzî, I, 98, 99. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 175-176; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-

Kur'ân, VI, 166; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3233.

Page 82: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

71

düşmanları takip edenler" şeklinde daha genel ifadeler kullanılmıştır.496 İbn Sa'd ise, bu

ayetin, Bedir Savaşıyla alakalı olarak inen ayetler arasında olduğunu söylemekle

yetinmiştir.497

Müfessirlerin naklettiği bir başka rivayete göre ise ayet, Hz. Peygamber'in

ganimetleri Bedir Savaşına katılanların yanında, üçü muhacir beşi de ensardan olmak

üzere Bedir'de bulunmayan sekiz kişiye daha taksim etmesi nedeniyle, Bedir

muhacirlerinin hoşnut olmaması sonucu inmiştir.498 Fakat araştırmamızda esas kabul

ettiğimiz siyer kaynaklarında bu rivayete yer verilmiş olsa da, rivayeti ayetle

ilişkilendiren bir açıklama mevcut değildir.499 Kaynakların naklettikleri bu malumatın

birbiriyle çelişmediğini ve lâfzen veya manen farklı olan her bir rivayetin de ayetin

nüzûl sebeplerinden olabileceğini söylemek mümkündür.

Mâtürîdî, ayette geçen "Sana ganimetler hakkında soruyorlar" ifadesinin,

ganimetin helal olup olmamasını -nitekim ganimetler önceden helal değildi500- veya

ganimetin nasıl taksim edileceğini sormaları şeklinde iki farklı biçimde

anlaşılabileceğini; bunun yanında "se-e-le" kelimesinin "sormak, araştırmak"

anlamlarına geldiği kadar, "istemek" anlamına da gelmesi münasebetiyle501, "Senden

ganimetleri istiyorlar" biçiminde yorumlanabileceğini belirtir. Fakat bu, "an" harfinin

düşürülmesi ile mümkün olan bir anlamdır.502 Derveze ise, Müslümanlar arasındaki

görüş ayrılığının ganimetlerin dağıtılması veya miktarından çok humus payıyla ilgili

olduğunu nitekim daha sonra gelen ayetlerden birinin503 üzerinde durduğu konunun

humus payı olduğunu söyler.504 Siyer müelliflerinin nakletmiş oldukları sebeb-i nüzûl

rivayetleri, bu sorunun ganimetlerin paylaşımı hususunda olduğunu ortaya koyar

496 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 235; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 172-173; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3231;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 119; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 165; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I,

408-409. Ayrıca bkz. İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 136-137. 497 İbn Sa'd, Tabakât, II, 23. 498 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 119; Fayda, "Bedir Gazvesi", s. 326. 499 Vâkıdî, Megâzî, I, 100-101. 500 Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle dedi: "Ganimet bizden önce kimseye helal

kılınmamıştır. Bize helal kılınmıştır." Buhârî, Humus, 8; Müslim, Cihad, 32; İbn İshâk, Sîre, 286-

287. 501 Isfahânî, Müfredat, 528-529; Bayraktar Bayraklı, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Tefsiri, I-XXI,

Bayraklı Yayınları, İstanbul, 2008, VII, 494. 502 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 165-169; Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII, 494. Ayette geçen "an" harfi

cerri münasebetiyle "ganimeti istiyorlar" biçimde bir anlam çıkarmak doğru olmamaktadır. Elmalılı,

Hak Dini Kur'an Dili, IV, 202. 503 Bkz. Enfâl 8/41. 504 Derveze, Kur'ân'a göre Hz. Muhammed, II, 523.

Page 83: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

72

niteliktedir. Ayrıca bu durumun "soruyorlar" şeklinde ifade edilmiş olmasına rağmen,

sorudan ziyade büyük bir tartışma olduğunu da belirtmek gerekir.505

Ayette kullanılan "enfâl" kelimesinin ne anlama geldiği hususunda müfessirler,

birbirinden farklı şeyler söylemişlerdir. Bu kelime, " hak edilenin fazlası, hibe", "bir

kimsenin hakkının haricinde aldığı fazladan şey" ve "kişinin yükümlülüğünden hariç,

fazladan verdiği şey" anlamına gelen "nefl" kelimesinin çoğuludur. Fazladan yapılan

ibadetlere nafile denilmesinin sebebi de budur.506 Buna göre ayette ganimetin, elde

edilen bir hak olduğu değil, Allah'ın fazladan verdiği ihsan ve lütfu olduğu

vurgulanmaktadır.507 Bu kelime ile kastedilenin "ganimet", "müfreze/seriyyelerin elde

ettiği ganimet", "savaş esnasında kaçıp Müslümanlar tarafına gelen köle, cariye ve

hayvanlar", "ganimetin beşte biri", "ganimet payları dışında verilenler", "Hz.

Peygamber'in savaştan önce bazı mücahitlere vermeyi vaat ettiği mallar" ve "savaşsız

olarak elde dilen mallar" olduğu şeklinde farklı görüşler mevcuttur.508 Fakat siyer

kaynakları kelimeye doğrudan "ganimet" anlamını verir ve bu türden tartışmalara

işarette bulunmaz. Kanaatimizce daha tutarlı olan da, elde edilen ganimetlerin

tamamının kastedilmiş olmasıdır.509

Tefsir literatüründe, ayette geçen "aranızı düzeltin" ifadesi hakkında; Bedir

savaşında ganimet alan kuvvetli ve nüfuzlu kişilerin, ganimet alan zayıf kimselere

paylarından vererek uzlaştıkları veya ganimet hakkındaki tartışmaları bırakıp barıştıkları

hakkında rivayetler bulunmaktadır.510 Bedir savaşına katılanlar ve katılmayıp da

ganimetten pay alanlar arasında bir anlaşmazlık çıkmış olmasının da muhtemel olduğu

ifade edilmiştir.511 Nitekim bu ifade "Bedir'de elde ettiğiniz ganimetlerin taksiminden

ötürü aranızda oluşan dargınlık ve kırgınlıkları izale edin"512 biçiminde algılanmaktadır.

505 Coşkun, Kur'ân Yorumunda Sîret-Nüzûl İlişkisi, s. 45. 506 Isfahânî, Müfredat, s. 1080; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 118; Mevdûdî, Tefhim, II, 152; Şimşek,

Tefsir, II, 360; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 200; Esed, Kur'an Mesajı, s. 395-396; Işık, "Enfâl

Sûresi", s. 237. 507 Mevdûdî, Tefhim, II, 152; Şimşek, Tefsir, II, 360; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 200; Esed,

Kur'an Mesajı, s. 395-396; Işık, "Enfâl Sûresi", s. 237; Ateş, Tefsir, III, 485. 508 Isfahânî, Müfredat, s. 1079-1080; İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab, XI, 671; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX,

168-172; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 167; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1072; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb,

XV, 119; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3229-3230; Câbirî, Fehmü'l-Kur'ân, III, 145; Elmalılı, Hak Dini

Kur'an Dili, IV, 200; Işık, "Enfâl Sûresi", s. 236; Kur'an Yolu, II, 661. 509 Bkz. Şimşek, Tefsir, II, 361; Işık, "Enfâl Sûresi", s. 237. 510 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 177-178; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1076. 511 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 119; Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII, 496. 512 Özaktan, Siyerin Tefsirdeki Yeri, s. 81. Ayrıca bkz. Ateş, Tefsir, III, 486.

Page 84: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

73

Fakat incelemiş olduğumuz İslam tarihi ve siyer kaynaklarında bu minvalde bir

açıklama bulunmamaktadır.

Müslümanların ganimet hakkında soru sorduklarını ifade edip, bu soruya cevap

veren Allah, sonraki ayetlerde soru soranlara eğer gerçek müminler iseler Allah'tan

sakınmalarını ve peygambere itaat etmelerini emretmekte ve gerçek müminin

özelliklerini açıklamaktadır.513 "Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman

kalpleri ürperir. O’nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını

artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler."514 Vâkıdî, Bedir'de elde edilen

ganimetler hakkında ashabın ihtilafa düşmesi ve her grubun daha çok ganimeti hak

ettiğini söylemesi üzerine bu ayetin nazil olduğunu bildirmiştir. O, bu ayette geçen

"iman" kelimesinin "yakîn" anlamına geldiğini söyler. "İşte onlar gerçekten

müminlerdir"515 ayetinde geçen "hakkan" kelimesinin de "yakînen" manasında

olduğunu ifade etmiştir.516

Ganimetler ile alakalı diğer bir ayet olan, "Bilin ki ganimet olarak aldığınız şeyin

beşte biri mutlaka Allah'a, Peygamber'e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve

yolculara aittir. Eğer Allah'a hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün (furkân günü),

(yani) iki ordunun (Bedir'de) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız

(bunu böyle bilin). Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir"517 ayetine, İbn İshâk, İbn

Hişâm, Vâkıdî ve Taberî'nin eserlerinde yer verdiğini görmekteyiz. İbn Hişâm bu ayeti

ganimet taksimi ile alakalı olan ayetler arasında zikreder.518 Vâkıdî bu ayetin Bedir

Savaşı'ndan bir ay kadar sonra Benî Kaynuka Gazvesi'nde indiğini söyler.519 Ayetin

tefsirini yaparken de, "Bedir günü hak ile batıl birbirinden ayrılmıştır" der.520 Vâkıdî,

Megâzî'sinde, Bedir Savaşı'nın ertesi sabahı Allah'ın iman ile küfrü birbirinden

ayırdığını ve savaş sonrası müşriklerin, münafıkların ve Yahudilerin üzüntüye

513 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 327. 514 Enfâl 8/2. 515 Enfâl 8/4. 516 Vâkıdî, Megâzî, I, 131. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 122-125. 517 Enfâl 8/41. 518 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 672. 519 Vâkıdî, Megâzî, I, 99. Ayrıca bkz. Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 233. 520 Vâkıdî, Megâzî, I, 134. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 8-9; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1140;

Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 355; Esed, Kur'an Mesajı, s. 409.

Page 85: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

74

kapıldıklarını vurgulamıştır. Fakat bu ifadeleri, mezkûr ayette geçen "furkân günü"

tabiriyle ilişkilendirmeden kullanmıştır.521

İbn İshâk ve İbn Hişâm bu ayeti, Kur'ân'ın inzal olmaya başladığından bahseden

rivayetler arasında zikreder. Buna göre Kur'ân'ın indirilmeye başladığı ayda/günde,

Bedir Savaşı vuku bulmuştur.522 Bu münasebetle Taberî, Kur'ân'ın indirilmeye

başlandığı Kadir gecesinin tespit edilmesi amacıyla İbn Mes'ud'un, "Bedir gününün

ramazan ayının 17, 19 veya 21. günlerin hangisi olduğunu araştırın" dedikten sonra bu

ayeti okumuş olduğuna dair rivayeti nakledilmektedir.523

Bazı müfessirlere göre, bu ayetin inmesi ile 1. ayet neshedilmiştir. İlk ayete göre

ganimetin tamamı Allah ve Rasulüne aittir ve Resûlullah bu mallarda dilediği gibi

tasarrufta bulunabilir. Bu sebeple Hz. Peygamber, Bedir savaşında elde edilen

ganimetleri, savaşa katılanlar arasında paylaştırmayı tercih etmiştir. Fakat daha sonra

41. ayetin nazil olması ile 1. ayet neshedilmiş ve ganimetlerin paylaşımı bir hükme

bağlanmıştır.524 Yukarıda Vâkıdî'nin, Enfâl sûresinin 1. ayetinin sebeb-i nüzûlü ile ilgili

olarak naklettiği rivayette, bu ayeti de zikretmiş olduğunu ifade etmiştik. Vâkıdî, 1.

ayetin neshedildiğini lâfzen söylememiş olsa da, bu manada anlaşılabilmesi mümkün

olan bir biçimde iki ayeti birbirine bağlamıştır.525 İddia edilenlere rağmen Taberî, bu

ayetin Enfâl sûresinin 1. ayetini neshettiğine dair bir işaret bulunmadığını

söylemektedir.526 Bu ayet, birinci ayetin devamı ve tamamlayıcısı olarak

görülmüştür.527 Câbirî bu iki ayet arasında herhangi bir tenakuzun söz konusu

olmadığını, ilk ayetin nüzûlü ile savaş biter bitmez Müslümanlar arasındaki ganimet

tartışmasının durdurulduğunu ve ganimetin talan edilmesinin engellendiğini; 41. ayet ile

de taksimin nasıl yapılacağının açıklandığını belirtir.528 Burada bir neshedilme

durumunun olmadığını belirten Şimşek ise, bu ayette anlatılan taksimin bir örnekleme

olduğunu, ganimetlerin Allah ve Resûlüne ait olduğunu, nasıl harcanacağı hususunun

Hz. Peygamber ve ondan sonra da devlet başkanlarının kararlarına bağlı olduğunu

söyler. Nitekim Mekke fethedildiğinde Mekkelilerin malları taksim edilmemiş,

521 Vâkıdî, Megâzî, I, 121. 522 İbn İshâk, Sîre, 110; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 240. 523 Taberî, Tarih, II, 419. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Bidaye, V, 175. 524 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 175-176; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3233. 525 Vâkıdî, Megâzî, I, 98, 99. 526 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 176. 527 Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VIII, 19; Ateş, Tefsir, III, 486 528 Câbirî, Fehmü'l-Kur'an, III, 160. Ayrıca bkz. Kur'an Yolu, II, 662.

Page 86: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

75

sahiplerinde bırakılmıştı. Ayrıca Hz. Ömer de Irak topraklarını savaşa katılanlar

arasında paylaştırmamıştır.529

Allah 41. ayette beşte birlik payın kimlere ait olduğunu açıklamış, fakat diğer

beşte dörtlük payın kime ait olduğunu bildirmemiştir. Bu sorunun cevabı da şu şekilde

verilmiştir530: "Artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve temiz olarak yiyin. Allah'a karşı

gelmekten sakının. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."531 Bu

ayet, temel aldığımız kaynaklardan İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin eserlerinde

geçmektedir.532 Fakat müelliflerin, ayet hakkında tatmin edici açıklamalar yaptıklarını

göremiyoruz. Sadece Vâkıdî, bu ayetin ganimetleri helal kıldığını söylemiştir.533

Keşşâf'ta geçen bir rivayete göre ayet, sahâbîlerin ganimetten uzak durmaları ve ona el

sürmemeleri üzerine inmiştir.534

1.1.2. Savaşın Sebebi

Bu sûrede, savaşın sebebi ve Allah'ın Müslümanları savaşa yönlendirmesinden

bahsedilmiştir. "Nasıl ki, Rabbin seni hak uğruna (savaşmak üzere) evinden çıkarmıştı.

Müminlerden bir grup ise bu konuda kesinlikle isteksizlerdi." "Gerçek apaçık ortaya

çıktıktan sonra, sanki göz göre göre ölüme sürülüyorlarmış gibi seninle o konuda

tartışıyorlardı"535 ayetini, araştırmamızda esas kabul ettiğimiz müelliflerden İbn Hişâm

ve Vâkıdî eserlerine almışlardır. İbn Hişâm, İbn İshâk'tan naklederek bu ayeti,

kendilerine anlatıldığı zaman Müslümanların düşmanla savaşmayı istemedikleri ve

Kureyş'in yürümesinden hoşnut olmadıkları için Resûlullah ile tartıştıkları şeklinde izah

529 Şimşek, Kur'an Tefsiri, II, 390-391. Hz. Ömer'in sevad arazisi hakkındaki bu uygulaması, elde edilen

toprakların ganimet statüsünde görülüp Enfâl sûresinin 41. ayetine göre mi, yoksa fey olarak görülüp

Haşr sûresinin 6-10 ayetlerine göre mi değerlendirileceği meselesi ile ilgilidir. Elde edilen

ganimetlerden taşınmaz malların, ganimet veya fey statüsünde ele alınması hususunun, devlet

başkanının yetkisine bırakıldığına dair değerlendirmeler için bkz. Hüseyin Çelik, "Fey Ganimet

Ayetleri Çerçevesinde Hz. Ömer'in Sevad Arazisi Hakkındaki Uygulamasının Değerlendirilmesi",

KSÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 15, 2010, s. 80-91; Davut Şahin, Hz. Ömer'in Kur'an Anlayışı

ve Yorum Yöntemi, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara, 2009, s. 233-240; Gökhan Atmaca, Hz. Ömer'in Kur'an-ı Kerim Anlayışı ve Tefsir İlmine

Katkıları, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya,

2009, s. 260-268. 530 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 217. 531 Enfâl 8/69 532 İbn İshâk, Sîre, 287; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 676. 533 Vâkıdî, Megâzî, I, 136 534 Zemahşerî, Keşşâf, II, 1178. 535 Enfâl 8/5-6.

Page 87: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

76

eder.536 Vâkıdî ayette geçen "evinden" ifadesini, "yani Medine'den" şeklinde

açıklamıştır. Yine ayetle alakalı olarak, ashabtan bazılarının Bedir'e çıkmak

istemediklerini, sayıca az oldukları için bunun pek de akıllıca olmadığını belirttikleri ve

bu konuda tartışmalar çıktığını aktarır.537 Fakat her iki müellif de, Kureyş ordusunun

gelmekte oldukları haberi alındıktan sonra yapılan istişareyi anlatırken, Hz.

Peygamber'e yöneltilen itirazların veya savaşıp savaşmama konusunda çıkan

tartışmaların bulunduğu bir rivayete yer vermemişlerdir.538

Altıncı ayette geçen "gerçek" ifadesi ile neyin kastedildiği konusunda,

müfessirler farklı görüşler belirtmişlerdir. Kimilerine göre "kaçınılmaz savaş gerçeği",

kimilerine göre ise "Hz. Peygamber'in Allah'ın emri dışında bir iş yapmaması" olarak

ifade edilmiştir.539 Fakat incelediğimiz siyer eserlerinde bu ifadenin, "Mekke ordusu ile

savaşma gerçeği" şeklinde algılandığını söylemek yanlış olmaz. Fakat beşinci ayette

zikredilen "hak" ifadesinden maksadın ne olduğu konusunda, net bir izah

getirememişlerdir. Hal böyle olunca müfessirler ve araştırmacılar, Bedir Savaşı'nın

gerçek sebebi hakkında farklı görüşler serdetmişlerdir.

Kaynaklara göre Hz. Peygamber ve Müslümanlar, ticaret kervanını ele geçirmek

için Medine'den çıkmış ve Mekke ordusunun geldiğini yolda öğrenmiştir.540 Bu

haberlerin sıhhati konusunda itirazları bulunan Mevdûdî, 5 ve 6. ayetler hakkında

şunları söyler: "Bu ayetler, Bedir Savaşı ile ilgili siyer megâzî eserlerinde anlatılan tüm

haberleri çürütmektedir. Çünkü bu haberlere göre Hz. Peygamber ve Müslümanların asıl

hedefi kervanı yağmalamaktı ve bu amaçla Medine'den huruç ettiler. Kervanı korumak

için gelen Mekke ordusunu ise, bir müddet yol aldıktan sonra öğrendiler. Kervana

saldırmak veya orduyla savaşmak hususunda karar vermek için toplantı yaptılar. Bütün

bu bilgiler Kur'ân ile çelişmektedir. Kur'ân'a göre Allah, Hz. Peygamber'i ta işin başında

Hak üzere evden çıkarmış ve ona Kureyş ordusu ile şiddetli bir savaş yapacakları

gerçeğini bildirmiştir. Bu görüşmeler de Medine'den ayrıldıktan sonra değil önce

536 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 667. 537 Vâkıdî, Megâzî, I, 131. 538 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 615; Vâkıdî, Megâzî, I, 48-49. Ayrıca bkz. Zührî, Meğâziyyü'n-

Nebeviyye, s. 63-64; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 122. 539 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 181-182; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1084; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI,

174; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3247. 540 Zührî, Meğâziyyü'n-Nebeviyye, s. 62-63; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 606-615; Vâkıdî, Megâzî,

I, 19-48; M. Hüseyin Heykel, Hz. Muhammed'in Hayatı, I-II, Çev. Vahdettin İnce, Yöneliş

Yayınları, İstanbul, 2000, II, 62-64.

Page 88: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

77

yapılmıştır. Bütün yönleriyle olay açığa çıktığı halde bazı Müslümanların, Kureyş

ordusunu karşılamaları gerekip gerekmediği konusunda Hz. Peygamber ile tartışmaları

ise bu sırada meydana gelmiştir. Savaşın henüz başlangıcında Medine'den yola

çıkmaları emredildiğinde bu kimselerin, kendilerini sanki göz göre göre ölüme

sürüklüyormuş gibi hissetmelerinin nedeni işte buydu."541 Mevdûdî'ye göre bütün bu

tartışmalar ve itirazlar, henüz Medine'den çıkmadan vuku bulmuştur.

Aynı yönde bir kanaate sahip olan Esed, "Hz. Peygamber'in bu gibi durumlarda

genel olarak izlediği tutumun dışına çıkarak tasarısını çok önceden açığa vurması,

tasarlanan saldırının bir yanıltmacadan başka bir şey olmadığını, buna karşılık ta

başından beri gözlenen gerçek hedefin ise Kureyş ordusuyla karşı karşıya gelmek

olduğunu gösterir gibidir." diyerek, Hz. Peygamber'in esas amacının kervan takibi

olmadığını iddia etmiştir. Ona göre Hz. Peygamber'in kervana saldırmaktan başka bir

niyeti olmasaydı, kervan Medine yakınlarına gelinceye kadar bekler ve ani bir saldırıyla

amacını gerçekleştirirdi. Böylece Ebû Süfyan da Mekke'den yardım istemeye zaman

bulamazdı. Ama Hz. Peygamber böyle yapmadı, aksine planlarını haftalar öncesinden

duyurdu. Neticede Mekke ordusu alarma geçirildi. Müslümanlar, Medine'den

çıktıklarında ticaret kervanına saldıracaklarını sanıyorlardı; ama kendilerinin yaklaşık

üç katı bir kuvvetin geldiğini haber alınca hemen bir savaş şurası topladılar.542 Ashabtan

kimisi güçsüz olan kervan dururken Kureyş ordusu ile savaşa girme fikrini hoş

karşılamadılar. Fakat çoğunluk Hz. Peygamber'e uyacağını, onları nereye yönlendirirse

itaat edeceklerini açıklamışlardır.543 Bayraklı da, Hz. Peygamber'in asıl amacının ticaret

kervanına saldırmak değil, kervanı ürkütmek suretiyle Mekkelilerle bir meydan

muharebesi yapmak olduğunu belirtir.544 Şiblî ise, Hz. Peygamber'in kervan için değil,

541 Mevdûdî, Tefhim, II, 155 542 Esed, Kur'an Mesajı, s. 393-394. İfade edildiğine göre, Hz. Peygamber Medine'ye yerleştikten sonra,

Mekke ile Medine arasında soğuk savaş hali varlığını hissettirmeye başladı. Medineli Müslümanlar

her an Mekkeli müşriklerin saldırısı ile karşılaşacaklarını hissediyorlardı. Öyle anlaşılıyor ki Hz.

Peygamber devamlı olarak bu tehdit altında yaşamaya son vermek, müşriklerle sıcak bir harbe girip

onlara darbe indirmek, Müslümanların güvenini sağlamak ve Müslümanların gücünü göstermek

amacını güdüyordu. Bu sebeple Mekkelileri savaşa çekmenin yanlış olmadığı kanaatindeydi. Esed,

Kur'an Mesajı, s. 394; Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII, 507-508. 543 Esed, Kur'an Mesajı, s. 397. 544 Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII, 508.

Page 89: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

78

müşriklerle savaşmak için Medine'den çıktığını, onun ashab ile istişaresinin daha

Medine'de iken meydana geldiğini ifade eder.545

Hamidullah, Bedir Savaşı'nın gerçek sebebi hakkında bu tür kanaatlere sahip

olmanın yanlış olduğunu vurgular. Ona göre Kureyş kervanlarına yapılan saldırılar,

basit bir çapulculuk olarak değerlendirilmemelidir. Çünkü Kureyşliler masum olmadığı

gibi, Müslümanlar da bir çapul çetesi değildir. Mekke ve Medine arasında bir şehir

devletleri savaşı söz konusudur ve bu, savaşan taraflara cana, mala ve düşmanın

çıkarlarına zarar verme hakkı tanımaktadır. İşte bu nedenle, Kureyşlilere ait kervanları

yağmalayıp onlara zarar vermek için düzenlenmiş bu seferlerin varlığını reddetmek için

deliller bulmaya çalışanlarla aynı fikirde olmadığını ifade eder. Hamidullah burada

Şiblî'nin görüşlerine gönderme yapmaktadır.546 Azimli'ye göre, Müslüman

araştırmacıların bu tür düşünceleri dillendirmelerinin sebebi, batılıların kaynaklarda

geçen rivayetleri, Müslümanların da Arap adeti gereği yağma ve talanla geçindiklerini

ispat amacıyla kullanmalarıdır. Bunun sonucunda Müslüman araştırmacılar, savunma

psikolojisiyle bu tür rivayetleri inkâr etmişler ve aksi yönde deliller arama çabasına

girmişlerdir.547

Kaynaklarda geçen malumata güvenen müfessirlerden olan Elmalılı ise 5. ayette

bahsedilen durumun kervanı ele geçirme amacıyla yola çıkmak olduğunu, Allah bu

amaçla Hz. Peygamber'i Medine'den çıkardığında Müslümanların savaşı arzu eder bir

durumda olmadıklarını, hatta sadece bir kervan için çıkıldığı düşüncesi ile gerekli

hazırlıkları yapmadıklarını ifade eder. Yolda savaşın kaçınılmaz olduğu öğrenildiğinde

ise, korktukları veya gerekli hazırlığa sahip olmadıkları gerekçesiyle savaşmak

istememişler ve savaşmayı tehlikeli görmüşlerdir. Buna göre 6. ayette bahsedilen

"gerçek" Mekke ordusu ile savaşmanın kaçınılmaz olduğudur.548

Balcı'nın da ifade ettiği gibi bu ayet, Müslümanların ilahi iradenin bir tecellisi

olarak, Kureyş ordusu ile karşılaşmış olduklarını göstermektedir. Ayetteki "Seni hak

uğruna (savaşmak üzere) evinden çıkarmıştı" ifadesi, bu durumu açıkça ortaya

545 M. Şiblî Numanî, Son Peygamber Hazret-i Muhammed, Çev. Yûsuf Karaca, İz Yayıncılık, İstanbul,

2014, s. 225-235. 546 Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, s. 33. 547 Mehmet Azimli, Siyeri Farklı Okumak, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2013, s. 249.

Müsteşriklerin bu husustaki görüşleri için bkz. Sarıçam-Özdemir-Erşahin, İngiliz ve Alman

Oryantalistlerin Hz. Muhammed Tasavvuru, s. 255-264. 548 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 203; Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII, 508

Page 90: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

79

koymaktadır. Ayrıca 42. ayet de Mekkeliler ile daha önce karşılaşmak amacıyla bir

sözleşmenin yapılmadığını ifade ederek, olup bitenin Allah'ın takdirine göre

şekillendiğini ortaya koymaktadır.549 Bu sebeple, Mekke ordusu ile savaş yapılmasının

yolda iken kararlaştırılmış olduğunu söylemek doğru olur. Bu gerçeği öğrenen bazı

Müslümanların, bile bile ölüme gittikleri düşüncesiyle, ona itiraz ettikleri ifade

edilmektedir. Esasen bu sûrede Müslümanların önemli bir sınavdan geçtikleri,

üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirdikleri takdirde Allah'ın yardımı ve desteğine

nail olacakları vurgulanmıştır.

Bu konu ile ilgili olarak zikredilen diğer bir ayet olan, "Hani Allah size iki

taifeden birini, o sizindir diye vaat ediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını

istiyordunuz. Oysa Allah sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek

istiyordu"550 ayeti, incelemiş olduğumuz kaynaklardan, İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî'de

yer almaktadır. İbn Hişâm ayeti, İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle, ashabın savaşı değil

de ganimeti arzulamakta olduklarını söyleyerek tefsir etmiştir.551 Vâkıdî ise ayetle

ilişkili olarak şu rivayeti nakleder: Resûlullah Kureyş'in ticaret kervanının peşinde iken,

Bedir'e gelmeden önce Cebrail geldi ve Kureyş ordusunun çıkmış olduğunu haber verdi.

Allah ya kervanı ele geçireceklerini ya da Mekke ordusunu yeneceklerini Müslümanlara

vaat etti. Müslümanlar Bedir'e ulaştıklarında Kureyş ordusu hakkında bilgiler geliyordu;

fakat bundan hoşlanmadılar. Çünkü onlar orduyla karşılaşmak değil, kervanı ele

geçirmek istiyorlardı.552 Hatiboğlu, Bedir öncesi Cebrail'in gelip müjde vermesi

türünden rivayetlere, Bedir zaferi ile ilgili olarak Kur'ân'da herhangi bir istikbali vahyin

olmadığı gerekçesi ile itiraz etmektedir. Ona göre ayette bahsedilen vaat, Hz.

Peygamber'in davasının zafere ulaşacağını garanti eden Kur'ânî vaatlerdir.553

Ayette geçen "hakkı meydana çıkarmak" ifadesi, Vâkıdî tarafından, "Allah dinini

izhar etmek istiyor" biçiminde izah edilmiştir.554 Taberî ise, Ebû Süfyan'ın başkanlık

ettiği kervanın Şam'dan dönmekte olduğunu, Hz. Peygamber'in Müslümanları kervanın

yolunu kesmeye davet ettiğini ve bu davet üzerine yola çıktıklarını, bu sebeple kervanı

549 İsrafil Balcı, Hz. Peygamber'in Savaşlarında İlahi Yardım, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2014,

s. 31-36. 550 Enfâl 8/7. 551 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 667. 552 Vâkıdî, Megâzî, I, 131. 553 Hatiboğlu, Hz. Peygamber ve Kur'an Dışı Vahiy, s. 45. 554 Vâkıdî, Megâzî, I, 132.

Page 91: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

80

ele geçireceklerine odaklanmış olup, müşriklerle savaşacaklarını tahmin etmediklerini,

bu durumun da Kur'ân'da bu şekilde anlatıldığını aktarır.555 Bazı müfessirler de,

Müslümanların güçsüz olanı tercih etmek istemelerinin sebebini, savaş için hazırlıklı

olmamaları olarak açıklar.556 Fakat İbn Hişâm ve Vâkıdî'ye göre bu durum, ganimet

elde etmek arzusundan ileri gelmektedir.

Kaynaklarda yer verilen diğer bir ayet ise şudur: "Hani siz vadinin (Medine'ye)

yakın tarafında, onlar uzak tarafında, kervansa sizin aşağınızdaydı. (Onlar sayıca

sizden öylesine fazla idi ki), Şayet buluşmak üzere sözleşmiş olsaydınız (durumu fark

edince) sözleşmenizde ayrılığa düşerdiniz. (savaşa yanaşmazdınız). Fakat Allah olacak

bir işi (müminlerin zaferini) gerçekleştirmek için böyle yaptı ki, ölen açık bir delille

ölsün, yaşayan da açık bir delille yaşasın. Şüphesiz Allah, elbette hakkıyla işitendir,

hakkıyla bilendir."557 Bu ayet, araştırmamızda esas aldığımız kaynaklardan İbn Hişâm,

Vâkıdî, İbn Sa'd ve Taberî'de geçmektedir. İbn Hişâm, İbn İshâk'tan rivayet ederek bu

ayeti, cümle cümle kısa açıklamalar yaparak zikretmiştir.558 Vâkıdî'nin ifade ettiğine

göre ayetteki "siz" ifadesi Müslümanları işaret etmektedir ki onlar Bedir'e

yerleşmişlerdi. Müşrikler vadinin uzak tarafındaydı ve Müslümanlarla aralarında

kumdan bir tepecik vardı. Kervan da aşağı tarafta, sahil yolunu takip etmekteydi. Şayet

buluşmak için sözleşmiş olsalardı yine buluşamazlardı; çünkü bir kervan diğerinden

önce gelirdi. Fakat Allah böyle yaptı ki, öldürülenler öldürüldü.559 İbn Sa'd ise

555 Taberî, Tarih, II, 421. 556 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 175. 557 Enfâl 8/42. Zemahşerî, bu ayetin tefsirini yaparken şunları söylemiştir: "Şayet 'Bu tayin etmenin, iki

grubun merkezlerini zikretmenin ve kervanın da onlardan daha aşağıda bir bölgede olduğunu

söylemenin ne faydası vardır?' dersen şöyle derim: Faydası düşmanın durumunu ve silahların

gücünü, hazırlıklarının tam olduğunu, galibiyetin onlara göz kırptığını; müminlerin ise zayıf ve

kafaları karışık durumda olduğunu; böyle bir durumda galip gelmelerinin ise tamamen Allah

sayesinde olacağını, zaferin sadece Allah'ın vereceği potansiyel ve kuvvetle, O'nun inayeti ve eşsiz

kudretiyle gerçekleşeceğini gösteren genel manzarayı resmetmektir. Şöyle ki; müşriklerin

hayvanlarını ıhtırıp yerleştikleri uzak yamaçta su bulunmaktaydı, bastıkları toprak da fena değildi.

Müslümanların bulunduğu yakın yamaçta ise su bulunmuyordu, toprak da kaygandı, ayaklar

kayıyor, ancak yorularak ve meşakkatle yürünebiliyordu. Kervan da -sayıca daha fazla olan"

düşmanın arka tarafında kalıyordu. Kervanı koruma duygusu hamiyetlerini katbekat artırıyor;

vuruşma azimlerini bileyliyordu. Zaten araplar savaşa çıktıklarında bu yüzden mal ve çocuklarıyla

çıkarlardı ki harîmini koruma ve mahremini kıskanma duygusu onları savaşta ellerinden gelen her

şeyi yapmaya itsin ve arkalarında 'savaşı bırakıp yanlarına kaçmayı içlerinden geçirebilecekleri

şeyler' bırakmasınlar. Tüm bunlar zihinlerindeki dağınıklığı gidermekte, himmetlerini zapturapt

altına almakta, yerlerini terk etmeme ve merkezi boşaltmama konusunda içlerini rahatlatmaktaydı.

Böylece ellerinden geleni artlarına koymamakta, var güçleriyle savaşmaktaydılar." Zemahşerî,

Keşşâf, II, 1142. 558 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 672. 559 Vâkıdî, Megâzî, I, 134.

Page 92: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

81

İkrime'nin bu ayet hakkında "bunlar vadinin bir tarafında, müşrikler ise diğer

tarafındaydı" dediğini aktarır.560 Taberî ise ayette sunulan tabloyu şu şekilde

hikâyelendirir: Ebû Süfyan, Hz. Peygamber ve Müslümanların kervana saldırmak

istediklerini öğrenince, Kureyş'ten yardım istedi. Kureyş bu durumu haber alınca

savaşmak üzere Mekke'den çıktı. Müslümanlar, Bedir'e geldikten sonra Kureyş'in

ordusundan haberdar oldular. Ebû Süfyan ise daha aşağı saparak Müslümanlardan

uzaklaştı. Bu ayette bu durum anlatılmaktadır.561

1.1.3. İlahi Yardım

Kur'ân'da, Allah'ın Hz. Peygamber'e inananlara yardım edeceği ve onların üstün

geleceği, birçok ayette beyan edilmektedir.562 Bu ilahi yardım vaadi, Allah'ın tarihe

doğrudan müdahale edip, durumu müminlerin yararına çevirmesi şeklinde

algılanmamalıdır. Dünya hayatında başarılı olmanın şartlarından birisi de inançtır. Ama

başarı için tek başına yeterli olmayıp, gereken diğer şartlar gerçekleşmedikçe, yardım da

gelmeyecektir.563 Bedir Savaşı, ilahi yardımın tecelli etmiş olduğu hadiselerden biridir.

Bu durumu, Enfâl sûresinin ilgili ayetlerinde açıkça görmekteyiz.

"Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da: Ben size art arda bin

melekle yardım ediyorum, diye cevap vermişti."564 ayeti, çalışmamızda esas kabul

ettiğimiz kaynaklardan İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî'de geçmektedir. İbn Hişâm ayeti,

İbn İshâk'tan aktararak, "Düşmanların çokluğunu ve kendi sayılarının azlığını gördükten

sonra Hz. Peygamber ve siz dua ediyordunuz" diye açıklar.565 Vâkıdî ise Resûlullah'ın

Müslümanların düzenini sağladıktan sonra dua ettiğini, duanın ardından Cebrail'in bu

ayeti indirdiğini rivayet eder.566 Rivayetlere göre duanın hemen ardından bu ayetin

indirilmiş olduğu anlaşılsa da, ayetlerin o anda indiği değil; Savaş sonrası diğer

ayetlerle beraber indiği ve o ana işaret edildiği şeklinde anlamak gerekmektedir.567

560 İbn Sa'd, Tabakât, II, 24. 561 Taberî, Tarih, II, 423. 562 Bakara 2/249; Âl-i İmrân 3/160; Nisâ 4/141; Enfâl 8/19, 65-66; Hacc 22/38, 39, 40; Nûr 24/55; Rûm

30/47; Saffat 37/171-173; Mu'min 40/51; Fetih 48/3; Mücadele 58/21; Saff 61/14. Ayrıca bkz. Şaban

Öz, Kur'an'ın Peygamberi, Endülüs Yayınları, İstanbul, 2017, s. 122-123. 563 Özsoy, Sünnetullah, s. 123-124. 564 Enfâl 8/9. 565 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 667. 566 Vâkıdî, Megâzî, I, 56, 132. 567 Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 526.

Page 93: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

82

Nitekim sebeb-i nüzûle dair verilen rivayetlerin büyük çoğunluğunda bu şekilde bir

anlatım görmekteyiz.

Bedir Gazvesi'ndeki ilahi yardımla ilgili olan bir başka ayet de,"Allah bunu

sadece bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yoksa yardım ancak

Allah katındandır. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir"568

ayetidir. Ayete, esas aldığımız müelliflerden Vâkıdî ve Taberî tarafından yer verilmiştir.

Vâkıdî, ayette geçen "bunu" ifadesini "meleklerin sayısı" olarak tefsir eder. Zira bir

önceki ayette bin melekle yardım edildiği ifade edilmiştir.569 Taberî ise Tarih'inde,

ayetin nüzûlü hakkında şu rivayeti aktarır: Bedir Savaşı sırasında Hz. Peygamber

sayılarının az olması sebebiyle dua etmeye başladı. Duasında, "Ey Allah'ım, bana vaat

ettiğin şeyi gerçekleştir. Ey Rabbim, bu topluluk helak olursa yeryüzünde sana ibadet

eden kalmaz" diyordu. Sırtına almış olduğu örtüsü sırtından düşene kadar dua etti.570

Ebû Bekir örtüyü alıp onun sırtına koydu ve "Ey Allah'ın Resûlü, yapmış olduğun dua

kâfidir. Rabbin sana vermiş olduğu sözü yerine getirecektir." dedi ve bununla alakalı

olarak dokuz ve onuncu ayetler indi.571

Bu hususta kaynaklarda zikredilen diğer bir ayet de, "Hani (Allah) kendi

tarafından bir güvenlik olarak sizi hafif bir uykuya daldırıyor; sizi temizlemek, sizden

şeytanın vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sağlam

bastırmak için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu"572 ayetidir ki, İbn Hişâm, Vâkıdî

ve İbn Sa'd'ın zikrettiğini görmekteyiz. İbn Hişâm, İbn İshâk'tan naklederek ayeti,

uyudukları zaman Müslümanlara güven indiği ve gece yağan yağmurun müşriklerin

suya gitmelerini önlediği, Müslümanların da yolunu açtığı şeklinde açıklar.573 Bu ayeti

İbn Hişâm gibi, "uyku size güven verdi" şeklinde anlayanların yanında, "güvende

hissettiğiniz zaman uykuya daldınız" biçiminde algılayanlar da olmuştur.574

568 Enfâl 8/10. 569 Vâkıdî, Megâzî, I, 132. 570 Hz. Peygamber'in yaptığı dua ile ilgili rivayetler bazı farklılıklarla, çeşitli kaynaklarda

nakledilmiştir. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 627; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 189-190; Buhârî,

Megâzî, 4; Cihad, 89, ; Müslim, Cihad, 18, 58; Tirmizi, Tefsir, 8; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s.

125; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3250; Köksal, İslâm Tarihi, II, 135-136. 571 Taberî, Tarih, II, 447. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 189-192. 572 Enfâl 8/11. 573 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 667. 574 Bkz. Zemahşerî, Keşşâf, II, 1094; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 527.

Page 94: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

83

Vâkıdî, "sizi temizlemek... için yağmur yağdırıyordu" ifadesinin, onların

bazılarının cünüp olduğu anlamına geldiğini; "şeytanın vesvesesini gidermek" kısmının

ise namaz kıldığı halde yıkanmayanların olduğuna işaret ettiğini ifade etmektedir.575

Tefsir kaynaklarında, Vâkıdî'nin bu görüşünü destekler nitelikte rivayetler mevcuttur.

Buna göre Müslümanlar, yürümenin zor olduğu, kumlu ve susuz bir yerde

karargâhlarını kurmuşlardı. Uyudukları zaman, içlerinden bazıları ihtilam olmuşlar;

fakat gusül abdesti için su bulamamışlardı. Bu sırada şeytan onlara, "Su bile

bulamadığınız, cünüp gezdiğiniz halde, nasıl zafere ulaşacağınızı zannediyorsunuz?"

türü sözlerle vesvese vermekteydi. Bunun üzerine Yüce Allah yağmur gönderdi ki

Müslümanlar bununla hem susuzluklarını giderdi, hem maddi ve manevi kirlerden

arındılar, hem de kumlu arazi sertleşti ve ayaklar yere batmadan yürünebilir hale geldi.

Böylece şeytanın vesvesesi giderilmiş oldu.576 Başka bir görüşe göre ise, şeytanın

vesvesesi, susuzluk konusunda olmuştur. Müfessirlerin bazıları, müşriklerin su olan

bölgeye konuşlandıklarını, Müslümanların da susuzluk çektiklerini söylemektedirler. Bu

durumda şeytan Müslümanlara, eğer hak üzere olsalardı, böyle su sıkıntısı

çekmeyeceklerini söyleyerek vesvese vermiştir. Allah yağmuru indirdikten sonra, hem

susuzluklarını giderdiler, hem de şeytanın vesvesesinden temizlenmiş oldular.577

Mevdûdî ise bu konuya başka bir yorum getirmiştir. O, "şeytanın vesvesesi" ile

kastedilenin savaş nedeniyle şeytanın onların zihinlerinde yaratmaya çalıştığı korku ve

karışıklık olduğunu söyler. Bu kritik anda indirilen yağmur ve uyuklama, bu olumsuz

duyguların giderilmesini sağlamıştır.578

Vâkıdî ve İbn Sa'd, ayete göre toprağın yumuşak olduğunu ve yağmurdan sonra

sertleştiğini ifade etmektedirler.579 Ayette geçen ayakların sağlam basması hususunun,

gerçek anlamda mı yoksa mecazen mi anlaşılması gerektiği konusu tartışılmıştır.580

575 Vâkıdî, Megâzî, I, 132. 576 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 194; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1096; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3256; Elmalılı,

Hak Dini Kur'an Dili, IV, 209. 577 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 180; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 208-209; Bayraklı, Kur'an

Tefsiri, VII, 517. 578 Mevdûdî, Tefhim, II, 157. Râzî, Bedir'de yağan yağmurun şu cihetlerden faydalı olduğunu belirtir:

a.Susuzluğun giderilmesi b.Cünüplükten kurtulmak için yıkanabilmeleri c.Şeytanın vesveselerini

bitirmesi d.Müminlerin sevinmeleri ve morallerinin yükselmesi e.Zeminin sertleşmesi. Fakat ayette

geçen "sizi tertemiz yapmak için" ifadesi, esasen cünüplüğü gidermek amacıyla yağmurun

indirildiğine delalettir. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 135. Ayrıca bkz. Mevdûdî, Tefhim, II, 157. 579 Vâkıdî, Megâzî, I, 132; İbn Sa'd, Tabakât, II, 23. 580 Bkz. Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII, 518-519; F. Özaktan, Enfâl ve Tevbe Sûreleri Bağlamında Siyerin

Tefsirdeki Yeri, s. 111.

Page 95: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

84

Hamidullah, savaşın yapıldığı arazinin taş ve çakıllarla kaplı olduğunu, fakat güney-batı

kesiminde toprağın yumuşak olduğunu ve o gün yağmur münasebetiyle bu yumuşak ve

hareketli olan kumlu yerin, Müslümanlar lehine sertleştiğini ifade eder.581 Ayakların

sağlam basması meselesini gerçek anlamda algılayan müfessir, tarihçi ve araştırmacılar

çoğunluktadır.582 Fakat burada "düşman karşısında ayak direten kimseler olasınız

diye"583 şeklinde bir mananın murad-ı ilahiye daha uygun olduğu hususu, bize göre daha

ağır basmaktadır. Nitekim kendini güvende hissetmenin, iç huzuruna sahip olmanın, ruh

temizliğini elde etmenin, şeytanın vesvesesinden kurtulmanın ve nihayet kalplerin

kaynaşmasının getirdiği güç ile zaten insanların ayakları manen yere sağlam

basacaktır.584 Râzî de bu konuda, kalplerin takviye edilmesinin ayakların sabit olmasını

gerektirdiğini, kalbi zayıf olan kişilerin savaşta kaçtıklarını, sebat etmediklerini ve

ayaklarının yere sağlam basmadığını ifade etmektedir.585

"Hani Rabbin meleklere, "Mutlaka sizinle beraberim." (mesajını) vahyetmişti.

(Ve meleklere) "İman edenleri (benim şu sözlerimle) yüreklendirin: Hakkı inkara

kalkanların kalplerine korku salacağım. Öyleyse (ey inananlar) onların boyunlarını

vurun, parmaklarını kırın!"586 Bu ayete İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd eserlerinde yer

vermişlerdir. İbn Hişâm bu ayeti, İbn İshâk'tan naklederek, "iman edenleri destekleyin

diye" açıklamasıyla birlikte, Bedir Savaşı ile ilgili olarak nazil olan ayetler arasında

zikretmektedir.587 Ayeti Bedir Savaşında meleklerin bizzat savaştıkları hususuyla

ilintilendiren müellifin, İbn Sa'd olduğunu görmekteyiz. Onun naklettiğine göre İkrime

bu ayet hakkında şöyle söylemiştir: "O gün kişinin başı düşüyor ama düşürenin kim

olduğunu bilmiyordu. Eli kesiliyor ama kesenin kim olduğunu bilmiyordu."588 Fakat

Vâkıdî'nin rivayeti, meleklerin bizzat savaşmadıklarını, görevlerinin müminlere sebat

vermek olduğunu söylemeyi mümkün kılar. Onun bu ayet ile ilgili olarak İbn Abbas'dan

aktardığı rivayete göre o gün melekler, Müslümanların tanıdığı bir kişinin suretine girip,

581 Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, s. 32. 582 Bkz. Kur'an Yolu, II, 670; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 519; Apak, İslam Tarihi-I, s. 261;

İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, DİB Yayınları, Ankara, 2004, s. 165; Şibli,

Son Peygamber, s. 211. 583 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 209. 584 Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII, 519; Balcı, İlahi Yardım, s. 71. 585 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 139. 586 Enfâl 8/12. Bu ayetin meali M. Esed'in Kur'an Mesajı'ndan alınmıştır. 587 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 667. 588 İbn Sa'd, Tabakât, II, 23.

Page 96: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

85

müminlere yerlerinde kalmalarını söylemişlerdir.589 Fakat bu rivayete rağmen Vâkıdî,

meleklerin fiili olarak savaştığını ifade eden haberleri nakletmekten de geri

durmamıştır.590

Tefsir alimleri meleklerin savaşıp savaşmadığı konusunda farklı kanaatler dile

getirmektedirler. Bir kısmına göre, Cebrail beş yüz melekle birlikte, Ebû Bekir'in

bulunduğu sağ cenaha591; Mikail de beş yüz melekle, Ali'nin bulunduğu sol cenaha

inmişlerdir. Bu melekler insan şeklinde inmiş olup, vasıfları ince ayrıntılarla

nakledilmiştir. Bu alimlere göre melekler Bedir'de savaşmışlar, öldürmüşler ve esir

almışlardır.592 Kimi alimler ise, meleklerin Bedir'de savaştığını ama Hendek ve Huneyn

gibi diğer savaşlarda savaşmadıklarını, Müslümanlara manevi olarak destek olmak

amacıyla indiklerini söylemişlerdir.593 Hatta meleklerin Benî Kurayza kuşatması dışında

fiilen yardım etmediklerine dair bir rivayet de vardır.594 Bazı müfessirler de, meleklerin

savaşa muharip olarak katılmadıklarını, Müslümanların yanında durarak sayılarını

çoğalttıklarını, müminlere sebat verdiklerini belirtmişlerdir. Onlara göre tek bir melek

bile zaten düşmanları mahvetmeye yeterdi. Zira Cebrail, tek başına Lût kavmini ve

Semûd şehirlerini helak edivermişti.595 Bu görüşte olan Mutezilî Ebû Bekir el-Esamm

meleklerin savaşmadıklarına dair çeşitli deliller sunmuştur: Birincisi, tek bir melek

bütün bir kavmi helak etmeye yettiği halde, binlerce meleğin gönderilmesi gereksizdir.

İkincisi, kâfirlerden ölen her bir kişinin kim tarafından öldürüldüğü bellidir.596

Dolayısıyla onların öldürülmeleri meleklere isnat edilemez. Üçüncüsü, eğer melekler

savaşmış iseler, insanlar onları insan suretinde veya başka bir surette görmüşlerdir. Eğer

insan suretinde göründükleri söylenirse, bu durumda Müslüman ordusunun sayısı

589 Vâkıdî, Megâzî, I, 79, 132. 590 Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 57-58, 70-71; 75-81. 591 Ebû Bekir'in sağ kanadın komutanı olması hususu biraz şüphelidir. Çünkü başka tarihçiler, Ebû

Bekir'in savaş boyunca Hz. Muhammed ile birlikte gözetleme çardağında kalmış olduğunu

naklederler. Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, 40. Nitekim Vâkıdî de, Bedir günü Hz.

Peygamber'in sağında ve solunda belli bir kişinin olmadığını söyleyen rivayeti daha doğru

bulduğunu belirtir. Vâkıdî, Megâzî, I, 58. 592 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 77; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 134; VIII, 232. 593 Vâkıdî, Megâzî, I, 235; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 77; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 134; İbn Kesîr,

Tefsîr, IV, 1358. "İki farklı savaşta aynı melek yardımından söz edilip birinde doğrudan savaştıkları,

diğerinde ise savaşmayıp sadece sayısal çoğunluk sağladıkları iddiası, kendi içinde çelişkili olduğu

halde bu durum sorun olarak görülmemiştir." Balcı, İlahi Yardım, s. 7. 594 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 78. 595 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 134; VIII, 232. 596 Bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 708-715; Vâkıdî, Megâzî, I, 82-93, 147-152; İbn Hibbân,

Sîretü'n-Nebeviyye, s. 131; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 355-360; Köksal, İslam Tarihi, II, 161-164

Page 97: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

86

müşriklere çok görünmüştür ki bu durum 44. ayete tezat teşkil etmektedir. Başka bir

surette göründükleri iddia edilirse, onları gören insanların çok korkmaları gerekirdi ki,

böyle bir durum haber verilmemiştir. Dördüncüsü, bu meleklerin görünmeyen ve hava

gibi latif varlıklar olduğu kabul edilirse, onların ata binmeleri ve savaşmaları imkânsız

olmuş olur.597

Mâtürîdî, meleklerin gönderilme amacının, Müslümanlara yardım müjdesi

olmak, kalplerine sükûnet vermek ve yardımın yalnızca Allah'tan geleceğini bildirmek

olduğunu belirtir. Allah meleklere, cesaretleri kırıldığı bir zamanda, Müslümanların

sebatlarını pekiştirmelerini ve onlara güven vermelerini emretmiştir. Çünkü

Müslümanlar, sayı ve güç bakımından daha zayıf olmalarına rağmen, Allah'ın savaş

konusundaki emrine icabet etmişlerdir.598 Elmalılı bu konu hakkında, "Yardım, ne

maddi sebeplerden ve görünüşteki kuvvetlerden, ne de meleklerden değildir. Allah

Teâlâ size iş başartmak, sizi zafere kavuşturmak istemiş, sizin korkularınızı ve

acılarınızı yüreğinizden silip atmak, heyecan ve telaşınızı teskin etmek, ayrıca verdiği

müjde ile de güven ve huzurunuzu artırmak istemiştir. Bundan dolayı size bin melekle

imdat göndermiştir ki, hakikatte bütün kuvvetin ve etkinin Allah'a mahsus olduğunu,

Allah dileyince zayıfları kuvvetlilere galip getireceğini anlayasınız" demektedir.599

Esed, sûrenin 10. ayetinin, meleklerin yardımının sadece manevi ve psikolojik

mahiyette olmasını gösterdiğini ifade eder.600 Şimşek ise, meleklerin gelişinin zaferin

kendilerinin olacağına dair bir müjde olduğunu ve böylece Müslümanların kalplerinin

huzura kavuşmuş olduğunu söyleyerek; meleklerin bizzat savaşmadıklarını ve

müminlere sebat vermek suretiyle desteklediklerini belirtir.601

Esasen ayetin zahiri manası, meleklerin bizzat savaştıkları anlamını çıkarmaya

müsaittir. Nitekim birçok mealde ayet, "Hani Rabbin meleklere, "Ben sizinle beraberim.

İman edenlere sebat verin. Ben kâfirlerin kalplerine korku salacağım. Şimdi vurun

boyunlarının üstüne. Vurun onların bütün parmaklarına" diye vahyediyordu."

597 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 232-233. 598 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 178, 183. 599 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 207. 600 Esed, Kur'an Mesajı, s. 399. Meleklerin yardımı hususundaki değerlendirmeler için bkz. Azimli,

Siyeri Farklı Okumak, s. 260-278; Balcı, İlahi Yardım, s. 45-62. 601 Şimşek, Tefsir, II, 367.

Page 98: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

87

biçiminde602 çevrilmiştir. Bu çeviride düşmanların boyunlarına ve parmaklarına vurma

emrinin meleklere verildiği görülmektedir. Bundan farklı olarak, ayette geçen "İman

edenlere sebat verin" ifadesinin meleklere vahyedildiği fakat devamındaki "Şimdi vurun

boyunlarının üstüne. Vurun onların bütün parmaklarına" emrinin, iman edenlere

yönelik olduğu görüşü de tefsirlerimizde yer bulmuştur.603 Bu nedenle meleklerin bizzat

savaşıp esir aldıkları konusunda, bu ayet kesin bir delil teşkil etmemektedir.

Savaşlarda meleklerin bizzat savaşmak suretiyle yardım ettikleri konusundaki

rivayetleri doğru kabul etmenin iki tür olumsuzluğu ortaya çıkardığı belirtilmelidir. İlk

olarak, Hz. Peygamber ve ashabının inanarak, çabalayarak, yaralanarak veya şehit

olarak elde ettikleri zaferi, ilahi yardımlar sayesinde kolaylıkla kazanılan bir savaş

olarak algılama tehlikesi göz önünde bulundurulmalıdır. Bu şekilde bir algı, onların

gayretlerini hafife alma anlamına gelir. Hâlbuki Müslümanlar bu savaşta Allah'ın

koyduğu yasalara uygun hareket ettikleri için zafere kavuşmuşlardır. İkinci tehlike ise,

Hz. Peygamber'in hayatının örneklik dairesinden çıkarılması ve zor zamanlarda

olağanüstü yardımlar alan bir peygamber tasavvuruna hapsedilmesi hususudur.604

Bu konuda yer verilen bir başka ayet olan, "(Savaşta) onları siz öldürmediniz,

fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Müminleri,

tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı. Şüphesiz Allah hakkıyla

işitendir, hakkıyla bilendir"605 ayeti, araştırmamıza esas teşkil eden müelliflerden İbn

Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd tarafından zikredilmektedir. İbn Hişâm mezkûr ayeti, "yani o

senin atmanla olmadı, Allah düşmanın kalbine korku salmasa ve sana zafer vermeseydi

böyle olmayacaktı. Ayrıca müminlere sayılarının az olmasına rağmen zafer nasip etti ki,

bu nimete şükredecekler mi diye denedik" ifadeleriyle İbn İshâk'tan naklederek

açıklamakta ve ayetin, Hz. Peygamber'in müşriklere elindeki çakıl taşlarını atması

602 Bkz. Kur'ân-ı Kerim Meali, Haz: Halil Altuntaş-Muzaffer Şahin, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara,

2008. 603 Zemahşerî, Keşşâf, II, 1100; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 140; Ö. Rıza Doğrul, Tanrı Buyruğu

Kur'an-ı Kerim'in Tercüme ve Tefsir-i Şerifi, I-II, Bilgi Yayınevi, İstanbul, 1955, I, 297; Mevdûdî,

Tefhim, II, 157; Şimşek, Tefsir, II, 368; Esed, Kur'an Mesajı, s. 399; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz.

Muhammed, s. 519; Balcı, İlahi Yardım, s. 48. Buradaki emrin meleklere verildiği, boyunlara ve

parmaklara vurma eyleminin, meleklerin savaşmasından ziyade, savaşta öldürülen kâfirlerin

canlarını almak anlamına gediğini ifade edenler ve bu hususta Enfâl 8/50 ile En'âm 6/93 ayetlerini

delil gösterenler de vardır. Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII, 522. 604 Bkz. Azimli, Siyeri Farklı Okumak, s. 283; Balcı, İlahi Yardım, s. 50. 605 Enfâl 8/17.

Page 99: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

88

hakkında indiğini söylemektedir.606 Müfessirlerin çoğunluğu da, ayetin nüzûl sebebi

hakkında İbn Hişâm'ın naklettiklerine benzer rivayetlere yer vermişlerdir. Onlara göre

ayet, Hz. Peygamber'in Bedir Savaşı'nda eline bir avuç kum alması, "Yüzleri

çirkinleşsin" diyerek müşriklere fırlatması ve orada bulunan bütün müşriklere bu kumun

isabet etmesi ile alakalıdır.607 Fakat bazı çağdaş müfessirlere göre bu tarz rivayetler,

hadis ilminin belirlediği ölçütlere göre sahih olarak nitelendirilemedikleri gibi, ayet

hakkında da tatmin edici bir açıklama getiremezler. Ayette bahsedilenin, Hz.

Peygamber'in ve Müslümanların göstermiş oldukları büyük cesaret sayesinde,

düşmanların kalplerine "korku salmaları" olması mümkündür.608

Vâkıdî bu ayetin, ashabtan bazılarının "filanı ben öldürdüm" diyerek

böbürlenmesi üzerine nazil olduğunu aktarır.609 Bu yönde görüş belirten müfessirler de

vardır.610 Mâtürîdî, burada görülen durumun, tıpkı bir adamın diğerine "onu sen

öldürmedin, filan öldürdü", yani "filanın yardımıyla öldürdün" demesi gibi olduğunu

söyler ve ayette, düşmanların Allah'ın yardımı ve desteği ile öldürülmüş olduğuna

dikkat çekildiğini belirtir.611 Elmalılı Hamdi Yazır ise "Size emretmek, nusret ve zafer

vermek, üzerlerine sizi saldırtmak ve kalplerine korku düşürmek sûretiyle hakikatte

onları Allah öldürdü." diyerek612, Allah'ın yardım ve desteği sayesinde Müslümanların

zafere eriştikleri hususuna vurgu yapmıştır. Bu ayetin, Müslümanların kendilerinden

çok daha kalabalık ve daha iyi teçhiz edilmiş bir orduya karşı elde etmiş oldukları

zaferin, Allah'ın yardımı ile gerçekleştiğine işaret ettiği belirtilmiştir.613

606 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 668. 607 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 204-206; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 188; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl,

s. 237; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1104; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 143; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3265;

Mevdûdî, Tefhim, II, 159; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 171. 608 "Ayette geçen "rama" fiili "ok/mızrak atmak" anlamına da geldiğine göre bu ayet Hz. Peygamber'in

aktif olarak savaşa katıldığına işaret sayılabilir." Esed, Kur'an Mesajı, s. 401. 609 Vâkıdî, Megâzî, I, 132. Müslüman ordusu savaş sonrasında Medine'ye döndükleri zaman, onları

tebrik ettiler. Seleme b. Selâme "Bizi neden tebrik ediyorsunuz? Biz sadece bir yere asılmış

hayvanlar gibi olan ve saçları dökülmüş yaşlılarla savaştık. Bize sadece onları kesivermek düştü"

dedi. Hz Peygamber ise gülümseyerek, "Onlar Kureyş'in eşrafındandı" dedi. İbn Hibbân, Sîretü'n-

Nebeviyye, s. 138. 610 Zemahşerî, Keşşâf, II, 1104; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 143; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân,

VII, 610; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 212. 611 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 187. 612 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 211. 613 Esed, Kur'an Mesajı, s. 401; Doğrul, Tanrı Buyruğu, I, 298; Kur'an Yolu, II, 675; Ateş, Kur'ân'a

Göre Hz. Muhammed, s. 520; Ateş, Tefsir, III, 496; Hatiboğlu, Hz. Peygamber ve Kur'an Dışı Vahiy,

s. 47.

Page 100: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

89

Ayrıca Vâkıdî ve İbn Sa'd bu ayetin, Hz. Peygamber'in Uhud Savaşı esnasında

Übey b. Halef'i, mızrağını fırlatmak suretiyle öldürmesiyle alakalı olduğuna dair bir

rivayeti de eserinde nakletmiştir.614 Tefsir kaynaklarında bu ayetin, Hayber Savaşı'nda

Hz. Peygamber'in, atmış olduğu ok ile Kinane b. Ebi'l-Hukayk'ı öldürmesi ile alakalı

olduğuna dair farklı bir rivayet nakledilmiştir.615 Fakat böyle bir rivayet klasik İslam

tarihi ve siyer kaynaklarında geçmez.

Yine, ilahi yardım ile ilgili olan,"Hani Allah sana onları uykunda az

gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi elbette gevşerdiniz ve o iş hakkında

birbirinizle çekişirdiniz. Fakat Allah (sizi bunlardan) kurtardı. Çünkü O, göğüslerin

özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir"616 ayeti, müelliflerimizden İbn Hişâm ve

Vâkıdî tarafından zikredilmiştir. İbn Hişâm, bu gösterilenin bir nimet olduğunu,

böylelikle düşmana karşı cesaretlendirildiğini, İbn İshâk'tan aktarmaktadır.617 Vâkıdî

ise, "Resûlullah Bedir günü uyudu ve rüyasında onlar çok az gösterildiler" rivayetine

yer vermiştir.618 Bu husus ile ilgili olarak tefsir kaynakları Mücahid'in naklettiği şu

rivayete yer vermişlerdir: Hz. Peygamber'e Allah, rüyasında Kureyş ordusunu az

gösterdi. Hz. Peygamber bunu ashabına bildirince, "Peygamberin rüyası haktır,

düşmanların sayısı azdır" dediler. Bu durum onların cesaretlenmelerine sebep oldu.619

Burada somut anlamıyla değil, "uykunda/rüyanda az gösteriyordu" ifadesinden de

anlaşılacağı üzere mecazi bir azlıktan söz edilmektedir. Bu sayede Hz. Peygamber ve

Müslümanlar, cesaret, moral ve motivasyon sağlanarak psikolojik yönden

desteklenmişlerdir. Bir sonraki ayette ise, düşmanların da benzer şekilde onları az

gördüğünden bahsedilmiştir.620

Bu husustaki başka bir ayet de"Hani karşılaştığınız zaman onları gözlerinize az

gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu ki Allah, olacak bir işi gerçekleştirsin.

Bütün işler Allah’a döndürülür"621 ayetidir. Bu ayete eserinde yer veren tek

614 Vâkıdî, Megâzî, I, 250; İbn Sa'd, Tabakât, II, 43. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 145;

Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 236. 615 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 236-237; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 145. 616 Enfâl 8/43. 617 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 673. 618 Vâkıdî, Megâzî, I, 134. 619 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 12-13; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 234; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1146;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 174; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3317. 620 Balcı, İlahi Yardım, s. 62-63. 621 Enfâl 8/44.

Page 101: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

90

müellifimiz, İbn Hişâm'dır. İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle ayeti, "yani onları savaşa

uzlaştırdı ki böylece, intikam almak istediğinden intikam alsın, nimet vermek

istediklerine de nimet versin"622 biçiminde açıklayarak, karşı tarafı az görme durumunu

mecazi bir ifade olarak algıladığını ifade etmiş olmaktadır. Fakat tefsir kaynaklarındaki

rivayetler, bu hususun mecazi değil, mucizevi bir şekilde tarafların birbirlerini az

görmeleri biçiminde gerçek olarak algılandığını gösterir niteliktedir. Bu rivayetlerden

birine göre İbn Mesud şöyle demiştir: "Onlar bizim gözlerimize öyle az gösterildi ki ben

yanımdaki kişiye, 'Bunlar yetmiş kişi var mıdır?' diye sordum. O da yüz kişi

olabileceklerini söyledi. Sonra onlardan bir kişiyi esir alınca kaç kişi olduklarını sorduk

ve bin kişi olduklarını öğrendik."623

Bu iki ayette bahsedilen, karşı tarafın az gösterilmesi hususu, bize göre somut

bir az gösterme olarak algılanıp mucizevi unsurlar içeren rivayetlerle açıklanmamalıdır.

Nitekim istihbarat sayesinde Hz. Peygamber, düşmanın yaklaşık bin kişi olduğunu daha

karşılaşmadan öğrenmişti.624 Düşmanın sayısı bilinmekteyken, Allah'ın yardımıyla

onların az gösterilmesi durumu, somut olarak gözlerin düşmanı az görmesi şeklinde

açıklanamaz. Ayette bahsedilen, Müslümanların düşmanı gözlerinde büyütmemeleri,

onlara karşı azim ve cesaretle dolu olmaları; müşriklerin ise Müslümanları önemsiz ve

güçsüz bir topluluk olarak görmeleridir ki bu yanılgı sebebiyle hem savaşı kaybetmiş

hem de birçok kişi ölmüştür.625 Ayrıca yine Bedir Savaşı'na işaret eden "Şüphesiz karşı

karşıya gelen iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Bir topluluk Allah yolunda

çarpışıyordu. Öteki ise kâfirdi. (Onları) göz bakışıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı.

Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Basireti olanlar için bunda elbette ibret

vardır"626 ayetinde bildirildiği üzere Müslümanlar, müşrikleri kendilerinin iki katı

olarak, bizzat gözleriyle görmekteydiler.627 Nitekim bazı müfessirler de ayetin,

tarafların birbirlerini gözlerinde büyütmediklerini ifade ettiğini söylemişlerdir.628

622 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 673. 623 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 13; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1148. 624 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 616-617; Vâkıdî, Megâzî, I, 52-53; Zührî, Megâzî, s. 63-64; İbn

Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 124; Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, 121-122. Kureyşlilerin

de Müslüman ordusunun sayısını yaklaşık olarak öğrenmiş olduklarına dair bkz. Vâkıdî, Megâzî, I,

62; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 126. 625 Bkz. Esed, Kur'an Mesajı, s. 411; Balcı, İlahi Yardım, s. 63-64. 626 Âl-i İmrân 3/13. 627 Taberî, Câmiu'l-Beyân, III, 193-198. 628 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 13-14; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1148; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 175;

Doğrul, Tanrı Buyruğu, I, 303; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 529.

Page 102: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

91

Bedir Gazvesi, İslam tarihi açısından büyük öneme sahip olan bir hadisedir.

Savaşta kazanılmış olan zaferin büyüklüğü, Bedir Savaşı'nın kaynaklardaki anlatımına

da yansımış, bazı rivayetlere bir takım olağanüstülükler eklenmiştir. Hatta bu tür

olağanüstü anlatımlara, Kur'ân ayetlerinden referanslar gösterilmiş, böylelikle

rivayetlerin doğruluğu pekiştirilmek istenmiştir. Enfâl sûresinin birçok ayetinde

vurgulanan ilahi yardım elbette ki göz ardı edilmemelidir.629 Fakat Müslümanların elde

etmiş olduğu başarının da abartılı rivayetler arasında kaybolup gitmemesi ve tarihi

gerçeklerin ortaya çıkarılması için, bu rivayetleri tahlil ve tenkit etmek ve gerçeği

yansıtıp yansıtmadıklarını araştırmak gerekmektedir.630

1.1.4. Düşman Karşısında Sebat Etmek

İbn Hişâm 13 ve 15. ayetlerini İbn İshâk'tan naklederek, Bedir ile ilgili olarak

nazil olan ayetler arasında zikreder.631 Ayetler, Allah ve Rasulüne karşı gelenlerin

şiddetli bir cezaya çarptırılacağından ve düşmanla karşılaşıldığında kaçmamak

gerektiğinden bahsetmektedir. Vâkıdî de 13, 14 ve 15. ayetlere Bedir Gazvesi başlığı

altında yer verir. Ayrıca "İşte şimdi siz tadın onu! Kâfirlere bir de cehennem azabı

vardır"632 ayetinin "Bedir'de ölümü tadın" anlamına geldiğini ifade eder.633 Müfessirler

bu ayet hakkında, Vâkıdî'nin söylediklerine benzer izahlar getirmişlerdir: Kâfirlerin,

boyunların vurulması ve parmakların kesilmesi azabını peşinen Bedir'de tattıklarını,

bunun dünyada verilen azap olduğunu, bir de ahirette cehennem azabının onları

beklediğini belirtmektedirler.634

Düşman karşısında sebat etmek gerektiğinden bahseden ayet Enfâl sûresinin 16.

ayetidir: "-Savaş taktiği olarak düşmanı vurmak için çekilme, ya da diğer bir birliğe

katılmak durumu hariç- böyle bir günde her kim onlara arkasını dönerse mutlaka o,

Allah’ın gazabına uğramış olur. Onun varacağı yer de cehennemdir. Ne kötü varılacak

yerdir orası!"635 Bu ayeti, incelememize esas aldığımız kaynaklardan, İbn Hişâm ve

Vâkıdî'nin eserlerinde görmekteyiz. İbn Hişâm, İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle

629 Âl-i İmrân 3/13, 123-127; Enfâl 8/7, 9-12, 42-44; Sad 38/11. Ayrıca bkz. Özkan, "Tarihin Öznesinin

Tespitinde, Kur'ân'ın Tarih İlmine Katkısı/ Kaynaklığı Üzerine -Bedir Savaşı Örneği-", s. 28. 630 Balcı, İlahi Yardım, s. 29-30. 631 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 668. 632 Enfâl 8/14. 633 Vâkıdî, Megâzî, I, 132. Ayrıca bkz. Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 184. 634 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 200; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1100; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3260. 635 Enfâl 8/16.

Page 103: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

92

mezkûr ayeti, Bedir Savaşı ile alakalı olarak nazil olan ayetler arasında zikretmiştir.636

Vâkıdî ise bu ayet hakkında, "Ayette bahsedilen gün Bedir günüdür. Müslümanlardan

yirmi kişi iki yüz kişiyle karşılaştıklarında kaçmamaları gerekiyordu.637 Sonra bu durum

"Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler" ayetiyle638 hafifletildi"

açıklamasını yapar ve İbn Abbas'ın şu sözünü nakleder: "İki kişi karşısında kaçan kişi

savaştan kaçmış sayılır, fakat üç kişi karşısında kaçarsa savaştan kaçmış sayılmaz."639

Tefsir kaynaklarında bu ayetin sadece Bedir Savaşı ile sınırlı mı olduğu, yoksa

mutlak manada her zaman geçerli bir hüküm mü içerdiği konusunda ihtilafın bulunduğu

nakledilmektedir. Sadece Bedir Savaşı için geçerli olduğu görüşünde olanların, Uhud

Savaşı'nda ashabın geri çekilmesini ve bunun üzerine nazil olan Âl-i İmrân sûresinin

155. ayetinde640 onların bağışlanmış olduklarının ifade edilmesini delil göstermişlerdir.

Fakat burada sebebin hususiliğine değil lafzın umumiliğine bakılmasının daha doğru

olduğu, ayetin her zaman ve mekânda geçerli olduğu görüşü ağır basmaktadır.641

Şimşek bu konu hakkında, "Ayetler Bedir savaşından söz etmektedir. Ancak Kur'ân-ı

Kerim olaylardan söz ederken yer, zaman ve şahısları genellikle açıklamaz ki okuyucu

belli bir olaya şartlanmasın, anlatılanların sadece o olayı ilgilendirdiğini sanmasın. Buna

bağlı olarak da anlatım evrensellik kazansın, dile getirilen hususlar benzeri bütün

olaylara uygulansın." demiş ve ayetin Bedir Savaşı'na has olması durumunda, bunun

açık bir şekilde ifade edilmesinin gerektiği ama ayette böyle bir durumun olmadığını da

eklemiştir.642

İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle İbn Hişâm, sûrenin 38, 39 ve 40. ayetlerinin

kâfirlerle savaşma emri veren ayetler olduğunu belirtir.643 Vâkıdî 38 ve 39. ayetleri

Bedir Savaşı'na taalluk eden ayetler arasında zikreder ve "Fitne kalmayıncaya ve din

636 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 668. 637 "Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) yüz

kişi bulunursa, inkar edenlerden bin kişiye galip gelirler." Enfâl 8/65. 638 Enfâl 8/66. 639 Vâkıdî, Megâzî, I, 137. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 201-203; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs,

V, 338. 640 "İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip kaçanları, şeytan ancak yaptıkları bazı

hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok

bağışlayandır, halîmdir." Âl-i İmran 3/155. 641 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 201-202; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 142-143; İbn Kesîr, Tefsîr, VII,

3263. 642 Şimşek, Tefsir, II, 370. 643 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 672.

Page 104: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

93

tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın..."644 ayetini "yani şirk bitinceye

kadar; İsaf, Naile ve diğer putlardan bahsedilmeyinceye kadar" şeklinde tefsir eder.645

Müfessirlerden de "fitne" ifadesini, şirk olarak açıklayanlar646 olmakla birlikte, ayette

kastedilenin, Müslümanların dinlerini yaşamaları ve İslam'ın yayılması karşısında

görülen baskı, zulüm ve şiddet olduğu kanaatindeyiz.647

"Ey iman edenler! (Savaş için) bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve

Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz." "Allah’a ve Rasulüne itaat edin ve birbirinizle

çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü

Allah sabredenlerle beraberdir."648 Bu ayetlere İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından yer

verilmiştir. İbn Hişâm bu ayetleri de İbn İshâk'tan aktararak, Bedir'le alakalı olarak inen

ayetler arasında zikreder.649 Vâkıdî ise bu ayetler için, "Allah'ı zikredin, kaçmayın ve

tekbir getirin. Fakat açıktan değil içinizden tekbir getirin. Çünkü açıktan getirmek güç

kaybettirir" demektedir.650

Bu konuda yer verilen diğer bir ayet de şöyledir: "Ey Peygamber! Müminleri

savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler.

Eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler.

Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir."651 İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından

zikredilen bu ayet, bir müminin on kâfire bedel olduğunu, çünkü kâfirlerin inançtan

yoksun olduklarını ve uğrunda savaştıkları gayeyi tam olarak içselleştiremediklerini, bu

sebeple sebat göstermeyeceklerini, dünyalık şeyleri kaybetme korkusuyla savaştıklarını,

"anlamayan bir kavim" oldukları için bilgisiz-stratejisiz bir biçimde savaşa girdiklerini,

cahillikleri yüzünden Allah'ın yardımından uzak olduklarını bildirmektedir.652 İbn İshâk

644 Enfâl 8/39. 645 Vâkıdî, Megâzî, I, 134. 646 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 215; Kur'an Yolu, II, 690; Ali Karataş, "Kur'ân'da Çokanlamlı

Kelimelerde Anlamın Tayini Meselesi -Savaş Ayetleri Bağlamında Fitne Kavramı Örneği-", Marife,

Bahar 2013, s. 81-82. 647 Bkz. Kur'an Yolu, II, 690; Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VIII, 14-15; Özaktan, Siyerin Tefsirdeki Yeri, s.

112-115; Münir Hasan, Kur'an'da Savaş Olgusu, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2008, s. 95; Ünal Kılıç, "Düşmanlarına Bile

Merhametli Muhammed (sav) (Savaşlar Çerçevesinde), Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Dergisi, cilt: 17, sayı: 2, 2013, s. 16-20. Bu ayetin, insanları zorla Müslüman etmenin ve dinin kılıçla

yayılmasının gerektiğinden bahsetmediğine dair bkz. Şimşek, Tefsir, II, 387-388. 648 Enfâl 8/45-46. 649 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 673. 650 Vâkıdî, Megâzî, I, 134. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3320. 651 Enfâl 8/65. 652 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 38-42; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1170; Mevdûdî, Tefhim, II, 183.

Page 105: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

94

ve İbn Hişâm ayetin, müşriklerin hak üzere ve bilinçli bir şekilde savaşmadıklarını

söylediğini belirtirler.653 Ayrıca İbn Abbas'ın; "Bu ayet indiği zaman Müslümanlar

olarak çok zor durumda kaldık. Yirmi kişinin iki yüz kişiyle, yüz kişinin de bin kişiyle

savaşması gözlerinde büyüdü. Bunun üzerine Allah bunu hafifletti ve neshetti" dediğini

naklederler.654 Vâkıdî ise bu ayetin Bedir'de nazil olduğunu ama bir sonraki ayetle

neshedildiğini belirtir.655 Bu ayeti hafiflettiği ve neshettiği iddia edilen ayet şöyledir:

"Şimdi ise, Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer

içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) bin kişi

olursa, Allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah, sabredenlerle beraberdir."656

Müfessirlerden bazıları, 65 ve 66. ayetler arasında nâsih-mensuh ilişkinin

bulunduğunu ifade etmişlerdir.657 Fakat bazıları da "Allah yükünüzü hafifletti" ifadesi ile

önceki ayetin neshedildiğini söylemenin doğru olmadığını, durumuna göre bir kişiye on

kişi, durumuna göre de bir kişiye iki kişinin bedel olabileceğini söyleyerek burada nesh

olmadığını belirtirler.658 Yani Müslümanların psikolojisi ve teçhizatı yeterli ise

kendilerinin on katı kadar bir orduyla savaşabilecekleri ama bir zafiyet varsa

kendilerinin iki katı kadar olan düşmana karşı koyabileceklerini ifade etmiş olduğunu

söylemek daha doğru olur.659 Elmalılı, "Bu tahfif, birin ona karşı galip gelme ihtimalini

ve imkânını ortadan kaldırmak için değildir, ikiden fazlaya karşı savaşı kabul etmenin

ve direnmenin vacip olmadığını ve mendup olduğunu bildirmek içindir" der.660 Esasen

bu ayetlerde niceliğin değil, niteliğin daha önemli olduğu vurgulanmış, sayısal ifadeler

ise bu amaca matuf olarak kullanılmıştır.

1.1.5. Müşriklerin Tehdit Edilmesi

Bedir Savaşı ile alakalı olarak, müşrikleri tehdit eden ayetlere de yer verilmiştir.

"(Ey inkârcılar!) Eğer fetih istiyorsanız işte size fetih geldi. Eğer (peygambere karşı

gelmekten) vazgeçerseniz, bu sizin için daha hayırlı olur. Eğer dönerseniz biz de

653 İbn İshâk, Sîre, 286; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye I, 675. 654 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 676. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3378. 655 Vâkıdî, Megâzî, I, 135-136. 656 Enfâl 8/66. 657 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 40; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1170; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 200-201. 658 Zemahşerî, Keşşâf, II, 1172; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 201. "Günümüzdeki silah teknolojisine

bakılırsa bu oran daha da çoğalabilir." Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VIII, 71. 659 Şimşek, Tefsir, II, 404; Doğrul, Tanrı Buyruğu, I, 307; Kur'an Yolu, II, 708; Bayraklı, Kur'an Tefsiri,

VIII, 70-71; Ateş, Tefsir, III, 532-533. 660 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 253.

Page 106: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

95

döneriz. Çok olsa bile topluluğunuz size hiç fayda vermez. Çünkü Allah müminlerle

beraberdir"661 ayeti İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından zikredilmiştir. Bu müellifler,

mezkûr ayetin sebeb-i nüzûlu hakkında, Ebû Cehil'in Bedir günü "Allah'ım!

Muhammed akrabalık bağlarını kesmiştir. Bize bilmediğimiz bir din getirmiştir. Bu

sebeple onu helak et" diye dua ettiğini ve Yüce Allah'ı bu olayla alakalı olarak bu ayeti

indirdiğini aktarmışlardır.662 Vâkıdî, ayette geçen "eğer dönerseniz biz de döneriz"

ifadesi için "yani savaşa dönerseniz, biz de sizi öldürmek için döneriz" şeklinde bir

açıklama yapar. Ayrıca "çok olsa bile size topluluğunuz hiç fayda vermez" ifadesinin

nüzûl sebebinin, onların "Biz Mekke'de büyük bir topluluğuz. Muhammed'i ortadan

kaldırabilecek bir savaşın üstesinden geliriz" demeleri olduğunu nakleder.663

Müfessirler arasında, bu ayette müşriklere değil de müminlere hitap edildiği görüşünde

olanlar664 bulunsa da; çoğunluk, siyer müelliflerine mutabık olarak, ayetteki hitabın

müşriklere olduğu görüşündedirler.665 Buna göre ayette, büyük bir başarı elde etmek ve

Müslümanları yok etmek arzusuyla gelen müşriklere "İşte alın size zafer" denilmiş ve

kinayeli bir üslupla alay edilmiş olduğunu söylemek mümkündür.666

Bu hususta zikredilen başka bir ayet de şöyledir: "Hani kâfirler seni tutuklamak

veya öldürmek, ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak

kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır."667 Bu

ayeti İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî'nin zikretmiş olduklarını görmekteyiz. İbn Hişâm bu

ayeti İbn İshâk'tan naklederek, "Yani onları tuzağımla şaşkına çevirdim ve seni onların

ellerinden kurtardım"668 ifadeleriyle izah etmektedir. Vâkıdî, burada bahsedilen tuzak

planının, Hicrete niyetlenildiği sırada, Mekke müşriklerinin yapmış olduğu plan

olduğunu belirtmektedir.669 Enfâl sûresi Medenî olmasına rağmen bazı müfessirler, 30-

661 Enfâl 8/19. 662 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 668; Vâkıdî, Megâzî, I, 70, 133. Ayrıca bkz. Zührî, Megâzî, s. 62;

Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 146; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 172. 663 Vâkıdî, Megâzî, I, 133; Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3268. 664 Bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 147; Esed, Kur'an Mesajı, s. 402; Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VII,

533-534; Ateş, Tefsir, III, 498. 665 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 207; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 189; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1106;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 146; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3268. 666 Şimşek, Tefsir, II, 373; Kur'an Yolu, II, 676; Özaktan, Siyerin Tefsirdeki Yeri, s. 105. 667 Enfâl 8/30. 668 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 669. 669 Vâkıdî, Megâzî, I, 133; Ayrıca bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 307; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX,

227-229; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1122; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 160; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3282;

Esed, Kur'an Mesajı, s. 405; Doğrul, Tanrı Buyruğu, I, 300.

Page 107: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

96

36. ayetlerin Mekke'de nazil olduğunu söylemişlerdir.670 Fakat Enfâl sûresinin

tamamının Medenî olduğunu söyleyen müfessirlerin görüşünü doğru kabul edersek; bu

ayetin, Allah'ın Peygamberine olan geçmiş yardım ve desteklerini hatırlatması

sadedinde indirilmiş olduğu söylenebilir.671 Bu ayette olduğu gibi, ayetin nazil olduğu

hadise dışında başka hadiseler hakkında tarihi malumat verdiği de vakidir.

"Onlara karşı ayetlerimiz okunduğu zaman, “Duyduk, istesek biz de bunun

benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir”

dediler."672 Bu ayeti sadece Vâkıdî'nin zikretmiş olduğunu fakat hakkında kayda değer

bir açıklama yapmadığını belirtmeliyiz.673 Tefsir kaynaklarında mezkur ayetin, Bedir

esirlerinden olan ve Hz. Peygamber tarafından öldürülmeleri emredilen Ukbe b. Ebî

Muayt, Tuayme b. Adiy ve Nadr b. Hâris hakkında nazil olduğu ifade edilmiştir. Bu

isimlerden Nadr b. Hâris'in, Müslümanlardan Mikdad b. Amr'ın esiri olduğu; esirinin

öldürülmesine Mikdad'ın itiraz ettiği; Hz. Peygamber'in ona, "Ama Nadr, Allah'ın kitabı

hakkında şunları şunları söyledi" buyurduğu; Mikdad için bu esirden daha iyilerine nail

olması için dua ettiğini ve bunların üzerine bu ayetin indiği belirtilmiştir.674 Bu rivayet,

incelemiş olduğumuz siyer ve İslam tarihi kaynaklarında geçmekte675 fakat ayet ile

ilişkilendirilmemektedir.

İbn Hişâm, İbn İshâk'tan naklederek, "Kureyş'in aldanması ve kendileri için

hüküm istemeleri hakkında nazil olanlar" ifadesi ile sûrenin 32, 33, 34 ve 35. ayetlerini

zikreder. Bu ayetler Kureyş'in, "Eğer şu (Kur'ân) senin katından inmiş hak (kitap) ise

hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir..."676 demeleri ile

alakalıdır. Allah bu ayetler grubunun sonunda bulunan "...Öyle ise (ey müşrikler) inkâr

etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı"677 ifadesi ile Bedir'de başlarına gelen

musibeti kastetmiştir.678 Bu açıklamadan sonra İbn Hişâm, Hz. Aişe'den gelen bir

670 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 230. 671 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 204; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 160; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V,

347; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 418. 672 Enfâl 8/31. 673 Vâkıdî, Megâzî, I, 133. 674 Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 162; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 231-232; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3286. 675 Vâkıdî, Megâzî, I, 106-107. 676 Enfâl 8/32. 677 Enfâl 8/35. 678 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 670-671. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 243; Zemahşerî,

Keşşâf, II, 1130; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 165; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3298; Mevdûdî, Tefhim, II,

167; Esed, Kur'an Mesajı, s. 407.

Page 108: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

97

rivayette, Müzzemmil sûresinin ilgili ayetlerinin nüzûlü ve Bedir Savaşı arasında az bir

zaman olduğunu ve Allah'ın bu ayetler grubunda bahsetmiş olduğu acıklı azabı Bedir ile

müşriklere tattırdığını nakletmiştir679: "Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak

ve onlara biraz mühlet ver. Çünkü bizim yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır,

cehennem vardır, boğazdan zor geçen yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap

vardır."680

Vâkıdî, Bedir ile alakalı olarak nazil olan ayetler arasında Enfâl sûresinin 32, 33

ve 35. ayetlerini zikreder. Bu ayet grubu yukarıda bahsedildiği gibi müşriklerin

kendileri için bahsedilen azabı istemeleri ile ilgilidir. Vâkıdî bu ayetlerle alakalı olarak

"Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar? Fakat azabımız onların yurtlarına

indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur"681 ayetine de yer verir ve bu

bahsedilen azabın Bedir günü gelmiş olduğunu da ekler. Yine Enfâl sûresinin 35.

ayetinde bahsedilen azabın da Bedir yenilgisi olduğunu ifade eder.682

"Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için

harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da

yenilgiye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir"683 ayeti

İbn İshâk, İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd tarafından zikredilmiştir. İbn Hişâm'ın hikâye

ettiğine göre bu ayette müşriklerin, Ebû Süfyan'a ve kervanda malları olanlara gidip, bu

malların Müslümanlar ile savaşta kullanılmalarını teklif etmeleri anlatılmaktadır.684

Buna göre ayet, Mekkelilerin Uhud Savaşı'na hazırlık için mallarını harcamaları

hakkında inmiştir. Zaten incelemiş olduğumuz kaynaklarda bu ayet, Bedir Savaşından

ziyade Uhud Savaşı ile alakalı olarak zikredilmiştir.685 Fakat Uhud Savaşı ile ilgili olan

rivayetin yanında Vâkıdî, ayette bahsedilen yenilgiden maksadın Bedir yenilgisi

olduğunu söyleyen başka bir haber daha aktarır.686 Nitekim ayetin, Bedir Savaşı'nda

müşrik ordusunu mallarıyla destekleyen ve her gün deve kesmek suretiyle müşrik

679 İbn Hişâm Sîretü'n-Nebeviyye, I, 671. Bu rivayet "Ya Eyyühel Müzzemmil ile Bedir arasındaki

Süre" başlığı altında nakledilmiştir. 680 Müzzemmil 73/11-13. 681 Saffat 37/176-177. 682 Vâkıdî, Megâzî, I, 133. 683 Enfâl 8/36. 684 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 671. 685 İbn İshâk, Sîre, 301; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 60; Vâkıdî, Megâzî, I, 200; İbn Sa'd,

Tabakât, II, 33; VI, 8. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 244-246; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1130;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 166; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3299. 686 Vâkıdî, Megâzî, I, 134.

Page 109: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

98

askerlerini doyuran on veya on iki kişi hakkında indiğini söyleyen sebeb-i nüzûl

rivayetleri de vardır.687

Kaynaklarda zikredilen bir başka ayet de, "Şımarıp böbürlenmek, insanlara

gösteriş yapmak ve (halkı) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (Mekke

müşrikleri) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını kuşatıcıdır"688 ayetidir. Bu ayete,

müelliflerimizden İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî, eserlerinde yer vermişlerdir. İbn Hişâm

bu ayeti, İbn İshâk'tan naklederek şöyle tefsir etmiştir: "Yani riya ve gösteriş amacıyla

hareket etmeyin, insanlardan da bir şey beklemeyin. Samimi bir şekilde yardım ve

destekte bulunun."689 Vâkıdî bu ayette bahsedilen böbürlenme ve gösterişin; müşriklerin

def çalan ve şarkı söyleyen kadınlarla yola çıkması, develer kesmesi, mızraklarla

atışmaları, 100 tane atla yola çıkmaları olduğunu rivayet eder.690 Taberî ise ayet

hakkında şu bilgiyi aktarmıştır: Kervan için tehlike geçtikten sonra Ebû Süfyan, müşrik

ordusuna haber gönderip Mekke'ye dönmelerini söylemişti. Ama müşrikler "Andolsun

ki Bedir'e gideceğiz ve düşmandan korkmadığımızı herkese göstereceğiz..." diyerek

böbürlenmişlerdir. Allah onların halini, bu ayette anlatmaktadır.691 Tefsir kaynaklarında,

Vâkıdî ve Taberî'nin sunmuş olduğu bilgileri içeren bir rivayet yer almaktadır. Buna

göre Ebû Süfyan'ın, kervanın güvende olduğunu ve ordunun geri dönmesi gerektiği

haberini göndermesi üzerine Ebû Cehil şöyle demiştir: "Bedir'e gidip şarap içmedikçe,

develer kesmedikçe, kadınların def çalıp şarkı söylemelerini dinlemedikçe, yanımıza

gelen Araplara da yedirip içirmedikçe geri dönmeyeceğiz."692

"Hani şeytan onlara yaptıklarını süslemiş ve "Bugün artık insanlardan size galip

gelecek kimse yok, mutlaka ben de size yardımcıyım" demişti. Fakat iki taraf yüz yüze

gelince gerisin geriye dönüp, "Ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğiniz şeyler

(melekler) görüyorum. Ben Allah'tan korkarım. Allah cezası çetin olandır" demişti."693

Bu ayet İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından zikredilmiştir. İbn İshâk ve İbn

687 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 240; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1130; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 165;

Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 229. Bedir'de yemek yediren müşrikler için bkz. Vâkıdî, Megâzî,

I, 128, 144; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 124; Köksal, İslam Tarihi, II, 118-119. 688 Enfâl 8/47. 689 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 673. 690 Vâkıdî, Megâzî, I, 39, 135. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3322. 691 Taberî, Tarih, II, 424. Ayrıca bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 348. 692 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 16; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1150. Ayrıca bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-

Nebeviyye, I, 618-619, İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 121; Köksal, İslam Tarihi, II, 115-116. 693 Enfâl 8/48.

Page 110: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

99

Hişâm 'a göre bu ayette şeytanın Süraka b. Cü'şum şekline girerek göstermiş olduğu

istidracdan bahsedilmektedir.694 Vâkıdî ise bu sözlerin Süraka'nın sözleri olduğunu,

görenlerin şahitliğine göre o gün iblisin Süraka'nın suretine büründüğünü ifade

etmektedir. Ona göre, iki ordu karşılaşınca iblis geri dönmüştü; çünkü meleklerin

insanları nasıl öldürdüğünü ve esir aldığını görmekteydi.695 Kaynaklarda bu olay şu

şekilde anlatılır: Bedir Savaşı'nın yapıldığı gün iblis, şeytanlardan oluşan bir ordunun

başında, Müdlicoğulları'ndan Süraka b. Malik'in696 suretinde geldi. Elinde sancak vardı

ve müşriklere "Bugün sizi yenebilecek hiç bir topluluk yoktur. Ben de sizinle

beraberim" dedi. İnsanlar savaş için yerlerini alırken Hz. Peygamber bir avuç toprak

aldı ve müşriklere attı. Onlar kaçmaya başladılar. İblis, inen melekleri görünce kaçmaya

başladı. Bir adam ona, "Ey Süraka, hani bizimle birlikteydin?" diye sorunca "Ben sizin

görmediğiniz şeyleri görüyorum. Ben Allah'tan korkarım. Zira Allah cezası şiddetli

olandır" dedi.697 Kureyş müşrikleri Bedir yenilgisinden sonra Mekke'ye döndüklerinde,

"Süraka sebebiyle bozguna uğradık" dediler. Bu söz Süraka'nın kulağına gidince

"Yenilgiye uğradığınız haberi bana ulaşıncaya kadar, sizin savaşa çıktığınızı dahi

bilmiyordum" dedi. Bunun üzerine Kureyşliler, o şahsın Süraka değil de şeytan

olduğunu anladılar.698

Yukarıdaki rivayetler bazı müfessirlerce tenkit edilmiştir. Mesela Mâtürîdî'ye

göre müfessirler, bu rivayetlerin doğru olmasının mümkün olmadığını söylerler. Çünkü

Kureyş kabilesi, güç, nüfuz ve prestij sahibi idiler. Dolayısıyla kendilerinden daha aşağı

konumda gördükleri bir kişinin görüşleri ile hareket edecek değillerdir.699 Bazı

müfessirler de şeytanın bu sözlerini kendi kendine sessizce veya müşriklerin kalplerine

694 İbn İshâk, Sîre, s. 285; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 663, 674. 695 Vâkıdî, Megâzî, I, 135. 696 Süraka b. Cü'şum ve Süraka b. Malik olarak zikredilen isimler esasen aynı kişi olup, doğrusu Süraka

b. Malik b. Cü'şum'dur. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 612. 697 İbn İshâk, Sîre, s. 285; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 612; Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 18-20;

Zemahşerî, Keşşâf, II, 1152; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 180; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3322. 698 Vâkıdî, Megâzî, I, 75; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1152; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 180; İbn Kesîr,

Tefsîr, VII, 3323. 699 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 240. Rivayetlere göre Kureyş ile Süraka'nın mensubu bulunduğu

Kinaneoğulları arasında anlaşmazlık vardı. Kureyş, Medine yolu üzerinde bulunan bu kabilenin

kendilerine saldırmasından çekinmekteydi. İblis ise Süraka kılığına girip savaşa teşvik etmiş, yani

Kureyş'e saldırmayacaklarına dair bir nevi eman vermiştir. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 612;

Vâkıdî, Megâzî, I, 38; İbn Kesîr, Bidaye, V, 62; Köksal, İslam Tarihi, II, 79; Ateş, Kur'ân'a Göre

Hz. Muhammed, s. 532; Cafer Acar, "Siyer Rivayetlerinde Bir Aktör Olarak İblis/Şeytan", Hitit

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt:15, sayı:30, 2016, s. 324.

Page 111: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

100

fısıldayarak söylediğini ifade etmişlerdir.700 Derveze ise, insanların iblisi görmelerinin

mümkün olmadığını ve A'râf sûresinin 27. ayetinin701 buna işaret ettiğini ifade eder.

Ona göre yukarıdaki rivayetlerin senetleri de sağlam değildir. Buradaki iblis ifadesi ile

müşriklerin elebaşlarından ve onlar üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan birisi

kastedilmiş olabilir. Veya ayetteki şeytan bahsi, manevi bir canlandırma da olabilir.702

Ateş'e göre, ayetteki şeytan tabiriyle Kureyş'i kışkırtıp savaşa sürükleyen, savaş

kızışınca da dönüp giden müşrik liderlerden biri kastedilmiştir.703 Esed bu ayette,

şeytanın insanı ayartması ve sonra da yarı yolda bırakması hakkında temsili bir ifade

bulunduğunu ve Haşr sûresinin 16. ayetinde704 de buna benzer bir temsilin geçmekte

olduğunu belirtir.705 Azimli'ye göre bu rivayetler muhtemelen hicret sırasında Hz.

Peygamber'i takip eden Süraka aleyhinde uydurulmuş haberlerdir.706 Bu tür rivayetler

incelenirken, Arapların sevmedikleri kişiler için şeytan kelimesini kullanmaları, bu

şahıslara dair vasıflandırmanın zamanla şeytanın gerçek kimliği ile irtibatlandırıldığı707

hususu göz ardı edilmemelidir.708

Vâkıdî'de nakledilen bir rivayette, Enfâl sûresinin 49, 55, 57, 61, 62, 63. ayetleri

bir arada zikredilmiştir. Bu rivayete göre aralarında Kays b. Velid b. Muğire, Ebû Kays

b. Fakih, Haris b. Zem'a, Ali b. Ümeyye b. Halef ve As b. Münebbih'in olduğu 7 kişi

Müslüman olmuş fakat aileleri tarafından hapsedilmişti. Bu kişiler Bedir'de Kureyş

ordusuyla birlikte gelmişti. Müslümanların azlığını görünce tereddüde düştüler ve

700 Bkz. Şimşek, Tefsir, II, 395; Abdülkadir Erkut, "8/el-Enfâl Sûresinin 48. ve 30. Ayetlerinin Tefsiri

Çerçevesinde Şeytanın Temessülü İle İlgili İbn Abbas'tan Nakledilen Rivayetler", Ankara

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: LVI, sayı: 2, 2015, s. 114-118. 701 "Ey Ademoğulları! Şeytan ana, babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini

soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları

göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz şeytanlar bize (Allah’a) inanmayanların dostlarıdır."

A'raf 7/27. 702 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 363. Şeytanın görülüp görülemeyeceği konusunda İslam alimlerinin

görüşleri hakkında bkz. Erkut, "Şeytanın Temessülü İle İlgili İbn Abbas'tan Nakledilen Rivayetler",

s. 108-109. 703 Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 533; Ateş, Tefsir, III, 521. 704 "Münafıkların durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, 'İnkâr et' der; insan

inkâr edince de, 'Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım'

der." Haşr 59/16. 705 Esed, Kur'an Mesajı, s. 412. 706 Azimli, Siyeri Farklı Okumak, s. 252. 707 Acar, "Siyer Rivayetlerinde Bir Aktör Olarak İblis/Şeytan", s. 313; Erkut, "Şeytanın Temessülü İle

İlgili İbn Abbas'tan Nakledilen Rivayetler", s. 119; Dindi, Siyer-Kur'an İlişkisi, s. 225. 708 Bedir'de şeytanın temessülüne dair rivayetler hakkındaki değerlendirmeler için bkz. Acar, "Siyer

Rivayetlerinde Bir Aktör Olarak İblis/Şeytan", s. 324-327; Enfâl 8/48. ayetin tefsiri sadedinde

zikredilen şeytanın temessülü hususunun, İbn Abbas'a ait bit rey tefsir olarak anlaşılması gerektiğine

dair bkz. Erkut, "Şeytanın Temessülü İle İlgili İbn Abbas'tan Nakledilen Rivayetler", s. 103-132.

Page 112: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

101

imanlarından döndüler. Müslümanlar hakkında, "Dinleri bu adamları aldatmış" dediler.

Bunun üzerine "Hani münafıkları ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, "Bunları

dinleri aldatmış" diyorlardı. Hâlbuki kim Allah'a tevekkül ederse hiç şüphesiz Allah

mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir"709 "Şüphesiz Allah katında,

yeryüzünde yürüyen canlıların en kötüsü, inkâr edenlerdir. Artık onlar iman

etmezler"710 ve diğer ayetler indirilmiştir.711 Vâkıdî benzer bir rivayet daha nakleder ve

Enfâl sûresinin 49, 50, 52. ayetlerinin bu hadiseyle alakalı olduğunu söyler.712 İbn İshâk

ve İbn Hişâm, "Kendilerine zulmetmekteler iken meleklerin canlarını aldığı kimseler

var ya; melekler onlara şöyle derler: “Ne durumdaydınız? (Niçin hicret etmediniz?)”

Onlar da, “Biz yeryüzünde zayıf ve güçsüz kimselerdik” derler. Melekler, “Allah’ın arzı

geniş değil miydi, orada hicret etseydiniz ya!” derler. İşte bunların gidecekleri yer

cehennemdir. O ne kötü varış yeridir"713 ayetinde bahsedilenlerin de bu kişiler olduğunu

naklederler.714

Vâkıdî, 55. ayette bahsedilenlerin de Benî Kaynuka, Benî Nadîr ve Benî

Kurayza Yahudileri olduğunu söyler.715 Bazı tefsir alimleri de ayetin, Yahudiler

hakkında nazil olduğunu ifade etmektedirler.716 Enfâl sûresinin nazil olduğu zamanı göz

önünde bulundurursak, ayette bahsedilenlerin Kaynuka Yahudileri olduğunu söylemek

daha doğru olsa gerektir.717

1.1.6. Müminlere Yönelik Uyarılar ve Emirler

İbn Hişâm, İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle, "Müminleri Resûlullah'a itaate

teşvik amacıyla inen ayetler" açıklaması ile Enfâl sûresinin 20, 21, 22, 23, 24, 26, 27 ve

29. ayetlerini kısa kısa tefsir ederek zikretmiştir.718 Vâkıdî 20. ayetin Uhud günü

709 Enfâl 8/49. 710 Enfâl 8/55. 711 Vâkıdî, Megâzî, I, 72. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 21; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI,

242; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3325. 712 Vâkıdî, Megâzî, I, 135. 713 Nisâ 4/97. 714 İbn İshâk, Sîre, 289; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 641. 715 Vâkıdî, Megâzî, I, 135. 716 Zemahşerî, Keşşâf, II, 1160; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 188; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 427. 717 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 368; Ateş, Tefsir, III, 526. 718 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 669. "Ayetlerle, Bedir Savaşı ve bu savaşta bazı Müslümanların

durumları ile ilgili önceki ayetler arasında, konu bakımından bir bağlantı mevcuttur. Allah'a ve

Rasulüne itaati, fitne, muhalefet ve Nebi'nin çağrısına tereddütsüz yaklaşılması gerektiğini bildiren

bu ayetlerin manası ile Bedir Savaşından önce bazı Müslümanların Peygamberi yaralayıcı mahiyette,

emirlerine karşı sergiledikleri tutumları ve savaş sonrası ganimetlerin bölüşümündeki fitneye sebep

olan davranışlarını konu alan önceki ayetler arasında mevzu itibariyle bir bütünlük söz konusudur.

Page 113: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

102

hakkında nazil olduğu ve Allah'ın bu ayette Uhud yenilgisi sebebiyle müminleri

kınadığı bilgisini verir. 27, 28 ve 29. ayetleri de bu minvalde zikrederek kısa tefsirler

yapar.719

"Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının

ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır." "O vakit hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve

zayıf idiniz. İnsanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi

barındırdı, yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki

şükredesiniz."720 Bu ayetler İbn Sa'd tarafından zikredilmiştir.721 İbn Hişâm ise sadece

26. ayete eserinde yer verir.722 25. ayet tefsir kaynaklarında Cemel Vakasıyla

ilişkilendirilse de723 ilk siyer kaynaklarında bu hadisenin mezkûr ayetle bağlantısının

olduğuna dair bir anlatım bulunmaz.

Müfessirlerden bazılarına göre, Bedir günü Müslümanların, müşriklerin

gücünden ve kendilerini esir edip götürmelerinden korkmaları, Allah'ın da onları

barındırması ve yardımıyla desteklemesi sebebiyle 26. ayet nazil olmuştur. Bazıları

kendilerinden korkulan insanların Farslılar ve Bizanslılar olduğunu söylemişlerdir.

Fakat Taberî'ye göre bu görüş doğru değildir; kendilerinden korkulanlar, Kureyş

müşrikleridir.724 Bazılarına göre ise bu ayet Müslümanların İslam'ın ilk yıllarındaki

güçsüz durumlarına ilişkin bir gönderme yapmaktadır.725

Bedir Savaşı ile alakalı olarak nazil olduğu konusunda emin olduğumuz "Ey

iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi (aranızdaki)

emanetlerinize de hainlik etmeyin"726 ayeti, kaynaklarda farklı bir sebeb-i nüzûl rivayeti

ile nakledilmiştir. Hatta İbn Hişâm ve Vâkıdî, Bedir Savaşı ile alakalı olarak nazil

Bu ayetlerde önceki davranış ve tutumları sert bir biçimde yerilerek müminler uyarılmışlardır.

Ayetler arası bu bütünlükten dolayı önceki ayetlerle bu ayetlerin bir defada nazil oldukları kanaatini

tercih ediyoruz." Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 342-343. 719 Vâkıdî, Megâzî, I, 133. 720 Enfâl 8/25-26. 721 İbn Sa'd, Tabakât, II, 23. 722 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 669. 723 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 218; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1114; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 154; İbn

Kesîr, Tefsîr, VII, 3273. "Kuşkusuz burada anlatılanları sadece o döneme hasretmek doğru değildir.

Burada zikredilen, toplumlarla ilgili genel geçer bir kuraldır." Şimşek, Tefsir, II, 378. Bu görüş

hakkındaki değerlendirmeler için bkz. Ateş, Tefsir, III, 501. 724 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 219-220; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 198 725 Esed, Kur'an Mesajı, s. 404; Câbirî, Fehmü'l-Kur'an, III, 148. 726 Enfâl 8/27.

Page 114: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

103

olanlar arasında zikrettikleri727 bu ayetin sebeb-i nüzûlünü başka bir konu ile bağlantılı

olarak vermişlerdir. Buna göre ayet, Ebû Lübâbe b. Münzir hakkında nazil olmuştur.

Hendek Savaşı sırasında antlaşmalarını bozmaları ve Müslümanlara ihanet etmeleri

sebebiyle Benî Kurayza Yahudileri kuşatma altına alınmış; onları teslim olmaya ikna

etmek üzere elçi olarak Ebû Lübâbe gönderilmiştir. Ebû Lübâbe, Benî Kurayza ile

anlaşma yolunu bulmak için gönderilmiş olmasına rağmen, konuşma sırasında eliyle

boğazını işaret etmek suretiyle onların teslim oldukları vakit öldürüleceklerini ima

etmiştir. Fakat bu davranışından dolayı pişman olmuş ve "Allah bu yaptığımı

affedinceye kadar buradan ayrılmayacağım" diyerek kendisini mescidin direklerinden

birine bağlamıştır. Onun tevbesinin kabul olduğunu bildiren Tevbe sûresinin 102.

ayeti728 yanında, Enfâl sûresinin 27. ayetinin de Ebû Lübâbe hakkında indiği rivayet

edilmiştir.729 Fakat bu ayetin Bedir savaşından hemen sonra nazil olması ve Benî

Kurayza kuşatmasının daha sonraki bir zamanda vuku bulması nedeniyle bu rivayete

ihtiyatlı yaklaşmak gerektiği kanaatindeyiz. Ayetin, Mekke'nin fethinden önce, Kureyş'e

haber göndermek için mektup yazan Hâtıb b. Ebî Beltea hakkında indiğini söyleyenler

de olmuştur.730 Fakat kaynakların çoğunda, Hâtıb hakkında Mümtehine sûresinin ilk

ayetlerinin nazil olduğu bilgisi vardır.731 Nitekim bazı müfessirler bu ayetin sebeb-i

nüzûlünü, Müslümanların kervanı ele geçirme niyetlerinin bir münafık tarafından

mektup gönderilmesi suretiyle Ebû Süfyan'a bildirilmesi olarak vermişlerdir.732 Siyer

müelliflerinin yer vermemiş olmalarına rağmen, ayetin nüzûl zamanı dikkate

alındığında, son rivayetin duruma daha uygun olduğu kanaatindeyiz.

Bu hususta zikredilen "Eğer onları savaşta yakalarsan, bunlar(a vereceğin ceza)

ile arkalarındakileri de dağıt ki ibret alsınlar"733 ayeti de, araştırmamıza esas kabul

ettiğimiz kaynaklardan İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin eserlerinde geçmektedir. İbn

İshâk ve İbn Hişâm mezkûr ayeti, "Yani onları arkalarındakilere örnek kılmak için

727 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 669. 728 "Diğer bir kısmı ise, günahlarını itiraf ettiler. Bunlar salih amelle kötü ameli birbirine

karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tövbelerini kabul eder..." Tevbe 9/102. 729 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 237; Vâkıdî, Megâzî, II, 509. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân,

IX, 221; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 200; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1118; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb,

XV, 156; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3277-3278. 730 Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 201. 731 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 399; Vâkıdî, Megâzî, II, 798; Taberî, Tarih, III, 49. 732 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IX, 221; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 156; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3278. 733 Enfâl 8/57.

Page 115: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

104

cezalandır, umulur ki ibret alıp düşünürler." diye tefsir etmektedir.734 Vâkıdî ayetin,

onların öldürülmesi735 ve arkalarındaki tüm Araplara ibret olması için

cezalandırılması736 gerektiğine dair bir emir olduğunu ifade eder. Tefsir âlimleri, bu

ayeti de yukarıda verilen 55. ayetle birlikte, Yahudiler hakkında nazil olan ayetlerden

saymaktadırlar.737

Enfâl sûresinde, savaş konusunda verilen emirlerden biri de şöyledir: "Onlara

karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah'ın

düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah'ın

bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size

tam olarak ödenir. Size zulmedilmez."738 Bu ayetin İbn İshâk, İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn

Sa'd tarafından zikredildiğini görmekteyiz. İbn İshâk ve İbn Hişâm, "Yani Allah

katındaki dünya ve ahiret ecrinizi tam olarak görürsünüz" diyerek tefsir ettiği bu ayeti,

Bedir ile ilgili olarak zikredilen ayetler arasına almışlardır.739 Vâkıdî, ayette geçen

"güç" ifadesiyle ok atmanın amaçlandığını belirtir. Allahın bildiği ama onların

bilmediği düşmanlardan maksadın Hayber Yahudileri olduğunu da ekler.740

Müfessirlere göre bu düşmanların Benî Kurayza, Farslar, münafıklar veya cinler olduğu

konusunda farklı görüşler vardır.741 Bahsedilen farklı görüşlerin, siyer kaynaklarına

yansımadığını görmekteyiz. Ayetteki ifadeyi, "siz farkında olmadan içten içe size

düşmanlık besleyenler" şeklinde daha umumi anlamak gerektiği kanaatindeyiz.

"Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et. Çünkü

O, hakkıyla işitendir hakkıyla bilendir"742 ayetini de İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin

eserlerinde görmekteyiz. İbn İshâk bu ayeti Bedir ile alakalı ayetler arasında zikreder ve

"Seni barışa çağırırlarsa onlarla sulh yap" diyerek açıklar.743 İbn Hişâm bu ayette geçen

"selm" kelimesinin barış anlamına geldiğini, "Üstün olduğunuz hâlde barışa

734 İbn İshâk, Sîre, s, 285; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 674. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf, II,

1160; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 189. 735 Vâkıdî, Megâzî, I, 135. 736 Vâkıdî, Megâzî, I, 72. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3329. 737 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 25-26. 738 Enfâl 8/60. 739 İbn İshâk, Sîre, s. 286; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 674. 740 Vâkıdî, Megâzî, I, 135. 741 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 31-32; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1166; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 192-193;

İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3333. 742 Enfâl 8/61. 743 İbn İshâk, Sîre, s. 286; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 674.

Page 116: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

105

çağırmayın..."744 ayeti ile tefsir ederek ifade eder. Aynı zamanda bu kelimenin "silm"

şeklinde okunsa da aynı manaya geleceğini söyler ve buna da "Ey iman edenler!

Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslâm’a) girin..." 745 ayetini delil olarak gösterir.746

Vâkıdî bu ayette bahsedilenlerin Benî Kurayza ve Benî Nadîr olduğunu söyler.747 Fakat

sûrenin bütünüyle Bedir Savaşı ve sonrasındaki bazı olaylara değinmesi nedeniyle,

ayetin Benî Kurayza hakkında nazil olduğu görüşü şüphelidir.748

Yine bu konu ile ilgili olarak kaynaklarda yer verilen, "Eğer seni aldatmak

isterlerse bilmiş ol ki sana yetecek Allah'tır. O seni bizzat kendi yardımıyla ve

müminlerle destekleyen; onların kalplerini uzlaştırandır. Şayet yeryüzündeki şeyleri

tümüyle harcasaydın, sen onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fakat Allah onların

arasını uzlaştırdı. Şüphesiz o mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir"749

ayetlerinin, İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından zikredildiğini görmekteyiz. İbn

İshâk ve İbn Hişâm, mezkûr ayetleri kısa açıklamalarla, Bedir'le alakalı olarak inen

ayetler arasında vermişlerdir.750 Vâkıdî ise bu ayetleri, Müslüman olup Kureyş ile

birlikte Bedir'e geldikten sonra imanlarından dönen yedi kişi hakkında naklettiği rivayet

içerisinde zikretmiştir.751

Taberî, İbn Mesud'un bu ayetle ilgili olarak "Birbirini sevenler hakkında

indirildi" dediğini, Câmiu'l-Beyân'ında aktarmıştır.752 Müfessirlerin çoğunluğuna göre

ayette işaret edilenler, Evs ve Hazrec kabileleridir. Bu iki kabile, İslamiyet'i kabul

etmeden önce birbirlerine düşmandı. Hatta aralarında savaşlar olmuş, kan dökülmüş ve

yağmalar yapılmış, bu suretle düşmanlık uzun yıllar devam etmişti. Bilindiği üzere kanlı

Buas savaşı üzerinden uzun zaman geçmemişti. Allah onların düşmanlıklarını

unutturmuş ve gönüllerini uzlaştırmıştır.753 Siyer müellifleri tarafından, Evs ve Hazrec

arasındaki bu büyük düşmanlığın bitirildiği ve kalplerinin uzlaştırıldığını söyleyen bu

ayete, konu ile ilgili olan bölümlerde işaret edilmemesini şaşırtıcı bulmaktayız.

744 Muhammed 47/35. 745 Bakara 2/208. 746 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 674. 747 Vâkıdî, Megâzî, I, 135. 748 Bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3335. 749 Enfâl 8/62-63. 750 İbn İshâk, Sîre, s. 286; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 675. 751 Vâkıdî, Megâzî, I, 72. 752 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 36; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3336. 753 Zemahşerî, Keşşâf, II, 1168; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 372; Mevdûdî, Tefhim, II, 181.

Page 117: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

106

"Ey Peygamber! Sana ve sana tabi olan müminlere Allah yeter"754 ayeti, İbn

İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından Bedir Savaşı ile alakalı olan ayetler arasında

zikredilmiştir. Fakat müelliflerimiz, ayet hakkında kayda değer bir açıklama

yapmamışlardır.755 Müfessirlerin naklettiğine göre, İbn Abbas bu ayet hakkında şöyle

demiştir: "Hz. Peygamber'e 33 erkek ve 6 kadın olmak üzere toplam 39 kişi iman etmiş

bulunduğu vakit, Hz. Ömer Müslüman olmuş ve iman edenlerin sayısı 40'a ulaşmıştır.

Bunun üzerine Cebrail gelmiş ve bu ayeti indirmiştir."756 Fakat sûrenin bütünüyle

Medeni olması, Hz. Ömer'in de Mekke'de iman etmesi sebebiyle bu rivayet zayıf

görülmüştür.757

Yine Bedir ile alakalı olarak zikredilen, "Yeryüzünde düşmanı tamamıyla

sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz geçici

dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah ahireti (kazanmanızı) istiyor. Allah,

mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." "Eğer Allah'ın daha önce verilmiş bir

hükmü olmasaydı, aldığınız şey (fidye)den dolayı size büyük bir azap dokunurdu"758

ayetlerine, esas aldığımız siyer kaynaklarından İbn İshâk, İbn Hişâm, Vâkıdî ve

Taberî'nin eserlerinde yer verildiğini görmekteyiz. İbn İshâk ve İbn Hişâm'a göre, "Bir

şeyi ancak yasakladıktan sonra işleyenlere azap ederim." hükmü olmasaydı ve onlara

fidye almayı yasaklamış bulunsaydı, Allah fidye almalarından dolayı onları

cezalandırırdı. Fakat daha sonra fidye ve ganimet Müslümanlara, Allah'ın bir nimeti

olarak helal kılınmıştır.759 Vâkıdî ise, Müslümanların Bedir'de esir almalarının doğru

olmadığını, Müslümanların fidye almayı arzuladıklarını fakat Allah'ın onların

öldürülmesini istediğini, daha önce ganimet helal kılınmamış olsaydı Allah'ın

Müslümanları cezalandıracağını ifade eder.760 Taberî'nin bu ayetle alakalı olarak Hz.

Ömer'den nakletmiş olduğu rivayete göre, Bedir günü müşriklerden yetmiş kişi esir

alındı ve Allah'ın elçisi esirler konusunda ashabla istişarede bulundu. Hz. Ebû Bekir,

"Ey Allah'ın Peygamberi! Bu kişiler senin kavmin, akrabaların ve kardeşlerindir. Ben

onların fidye ödemeleri suretiyle serbest bırakılmalarından yanayım. Ümit ediyorum ki

754 Enfâl 8/64. 755 İbn İshâk, Sîre, s. 286; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 675; Vâkıdî, Megâzî, I, 135-136. 756 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 241-242; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1170; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 198. 757 İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3378; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 428. 758 Enfâl 8/67-68. 759 İbn İshâk, Sîre, s. 287; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 676. 760 Vâkıdî, Megâzî, I, 136.

Page 118: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

107

daha sonra Allah onlara hidayet nasip eder de bize destek ve yardımcı olurlar" diyerek

onların fidye karşılığı serbest bırakması konusundaki görüşünü belirtmişti. Hz. Ömer

ise, "Ben bu hususta Ebû Bekir gibi düşünmüyorum. Bana izin ver filanın boynunu ben

vurayım, Hamza da kardeşinin boynunu, Ali de kardeşi Akil'in boynunu vursun. Allah

bizim kalplerimizde kâfirler için hiçbir dostluk ve merhamet beslemediğimizi bilsin."

diyerek, onların öldürülmeleri gerektiğini söylemişti. Hz. Peygamber, Ebû Bekir'in

fikrini uygun gördü. Ömer sabahleyin Resûlullah'ın yanına geldiğinde onu, Ebû Bekir

ile birlikte ağlarken buldu. Neden ağladıklarını sorduklarında Hz. Peygamber, "Esirleri

fidye alarak bırakmanın bir cezası olarak, şu ağaçtan daha yakın bir yerde azaba

çarptırılacağımız vahyedildi" diye cevap verdi. Bu sebeple Müslümanlar, Uhud'da

cezaya çarptırılmışlardır.761 Taberî'nin nakline göre Allah 67. ayeti indirdikten sonra Hz.

Peygamber şöyle demiştir: "Eğer azap inecekse bundan sadece Sa'd b. Muaz kurtulur.

Çünkü o, esirleri öldürmenin sağ bırakmaktan daha doğru olduğunu söylemiştir."762

Tefsir kaynaklarında azaptan Hz. Ömer ve Sa'd b. Muaz'ın hariç tutulduğunu söyleyen

rivayetler de vardır.763

68. ayette geçen "Allah'ın daha önce verilmiş bir hükmü olmasaydı" ifadesinden

kastın ne olduğu konusunda, tefsir kaynaklarında farklı yorumlar mevcuttur. "Ganimet

mallarının Hz. Peygamber'e helal kılındığına dair hüküm, henüz indirilmemiş olsa bile,

Allah'ın bilgisinde ve levh-i mahfuzda mevcut olmasaydı", "Bedir Savaşına katılanların

azaba uğramayacakları hükmü olmasaydı",764 "bilmeden bir günah işleyenin hesaba

761 Taberî, Tarih, II, 475. Ayrıca bkz. Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 243-245; Taberî, Câmiu'l-Beyân, X,

44; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1174; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 204; Müslim, Cihad, 58; İbn Kesîr,

Bidaye, V, 161-162. 762 Taberî, Tarih, II, 477. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 48. 763 Zemahşerî, Keşşâf, II, 1174; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 204. Azaptan Hz. Ömer ve Sa'd b. Muaz'ın

muaf tutulduğunu söyleyen rivayet, sadece Sa'd b. Muaz'ın muaf bulunduğunu söyleyen rivayetten

daha tutarlı olmalıdır. Nitekim esirlere nasıl bir muamelede bulunulacağı konusunda yapılan

istişareyi aktaran rivayetlerde Hz. Ömer'in daha etkin bir isim olduğu görülmektedir. 764 Bu hususta şu rivayet zikredilmiştir: Hz. Peygamber Mekke'yi fethetmeye niyetlendiğinde Hâtıb b.

Ebî Beltea, Mekke müşriklerine bu durumu bildiren bir mektup yazmıştı. Mektubu götürmesi için

verdiği kadın, yolda Müslümanlar tarafından yakalandı. Hz. Ömer Hâtıb için, "İzin ver bu münafığın

boynunu vurayım Ey Allah'ın Peygamberi" dedi. Fakat Hz. Peygamber "Hâtıb Bedir gününde

bulunmuştur. Ne bileceksin belki Allah Bedir'de bulunan müminlere 'Dilediğinizi yapın, sizi

affettim' demiştir." buyurmuştur. Buhârî, Megâzî, 9; Cihad, 141; Müslim Fedailü's-Sahabe, 161;

Ebu Davud, Cihad, 98; Tirmizi, Tefsir, 60; İbn Hanbel, I, 90, 105; II, 109. Bu husustaki eleştiriler

için bkz. Enes Büyük, "Mevdûdî'nin Enfâl 67 ve 68. Ayetler Hakkındaki Yorumuna Eleştirel Bir

Yaklaşım", KTÜİFD, cilt: 2, sayı: 1, 2015, s. 112-114.

Page 119: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

108

çekilmeyeceği hükmü olmasaydı",765 "Müslümanların tevbe etmeleri durumunda

Allah'ın tevbeleri kabul edeceğine dair hükmü olmasaydı",766 "Muhammed

aranızdayken Allah'ın size azap etmeyeceğine dair hükmü olmasaydı",767 "Günahların

hemen cezayı gerektirmediği ve belli bir süreye kadar ertelendiğine dair hükmü

olmasaydı"768 şeklinde farklı görüşlerin olduğunu görmekteyiz.769 Yukarıda belirtildiği

üzere İbn İshâk ve İbn Hişâm'a göre bu ifade ile "Bir şeyi ancak yasakladıktan sonra

işleyenlere azap ederim" hükmü kastedilmektedir. Vâkıdî ise daha önce ganimetin helal

kılınmış olmasına vurgu yapmaktadır.770

Müfessirlerden bazıları Hz. Peygamber'in, ashabı ile istişaresi sonucu esirleri

fidye karşılığı serbest bıraktığı için, bu ayetle uyarıldığını ifade ederler.771 Çalışmamıza

esas teşkil eden siyer alimlerinin de bu görüşe destek veren rivayetlere yer vermiş

olduklarını görmekteyiz. Bazı çağdaş araştırmacılar da konuyu bu şekilde anlamış ve

aktarmışlardır.772 Lakin bu ayette uyarılma nedeninin, esirlerden fidye alınması değil,

müşriklere tam bir darbe indirmeden, dünya menfaati (fidye) elde etmek amacıyla

onlardan esir alması olduğu açıktır.773 Ayetler, savaş sırasında görülen ganimet/mal

hırsına işaret eder. Esirlere ne yapılması gerektiği ile ilgili hususlar söz konusu

edilmemiştir.774 Bazılarına göre ayetler, esir almayı ve fidyeyi yasaklamamakta, ancak

bu uygulamanın İslam'ın güçlendikten ve kâfirlerin yüreklerine korku saldıktan sonra

yapılabileceğini söylemektedir. Nitekim Bedir'de Kureyş ordusu geri çekilmeye

başladığında Müslümanlar ganimet toplama işine koyuldular. Çok az kişi düşmanı

sindirmek için takibe koyulmuştur. Eğer çoğunluk onların peşine düşseydi, düşmanın

765 Tevbe 9/115 "Ayet Enfâl 68’den çok sonraki bir dönemde inmiş olsa da, doğruyu yanlışı

göstermeden yapılanlardan dolayı insanlara azap edilmemesinin Allah’ın bir sünneti olduğunu ifade

ettiği düşünülebilir." Büyük, "Mevdûdî'nin Enfâl 67 ve 68. Ayetler Hakkındaki Yorumuna Eleştirel

Bir Yaklaşım", s. 111. 766 En'âm 6/54. 767 Enfâl 8/33. 768 Fatır 35/45. 769 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 44-48; ; Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 269; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1176

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 209-210; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3382; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-

Kur'ân, VIII, 100-101; Büyük, "Mevdûdî'nin Enfâl 67 ve 68. Ayetler Hakkındaki Yorumuna

Eleştirel Bir Yaklaşım", s. 110-115. 770 İbn İshâk, Sîre, 287; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 676; Vâkıdî, Megâzî, I, 136. 771 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 42-48; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 204. 772 Özaktan, Siyerin Tefsirdeki Yeri, 129; Heykel, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 84; Köksal, İslam

Tarihi, II, 195 773 Bkz. Mâturidî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 264; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 253; Câbirî, Fehmü'l

Kur'an, III, 155; Büyük, "Mevdûdî'nin Enfâl 67 ve 68. Ayetler Hakkındaki Yorumuna Eleştirel Bir

Yaklaşım", s. 115; Şibli, Son Peygamber, s. 219-220; Dindi, Kur'an'da İslam Öncesi Kültür, s. 548 774 Azimli, Siyeri Farklı Okumak, s. 258; Ateş, Tefsir, III, 535.

Page 120: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

109

gücü tamamen kırılabilirdi.775 Esed'in bu ayeti, "haklı bir sebebe dayanılarak girilen

savaşın sonucu, ürünü olmadıkça" diye tefsir ettiğini görmekteyiz. Ona göre ayette

geçen "aldığınız şey" ifadesi ile fidye değil, esirler kastedilmektedir.776 Ömer Rıza

Doğrul ise, ayetteki kınamanın, müşrik ordusu değil de kervana saldırıp maddi menfaat

elde etmek isteyenlere yönelik olduğunu; fakat harp etmeden esir almanın gayri meşru

olduğunu söyler.777

Bedir Gazvesi ile ilgili olarak zikredilen ayetlerden bir diğeri, "Ey Peygamber!

Elinizdeki esirlere söyle: Eğer Allah, kalplerinizde bir hayır (olduğunu) bilirse, sizden

alınan fidyeden daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Allah çok bağışlayandır, çok

merhamet edendir"778 ayetidir. Mezkur ayet, İbn İshâk, İbn Hişâm ve İbn Sa'd

tarafından zikredilmiştir. İbn İshâk, bu ayetler hakkında Abbas b. Abdülmuttalib'in

şöyle dediğini nakleder: "Bedir'de esir düştüğümde yirmi ukiyye779 ödemiştim ve

Müslüman olduğumu söyledikten sonra bu yirmi ukiyyeyi Resûlullah'tan istedim. Fakat

o bunu kabul etmedi. Bu ayetler benim hakkımda nazil olmuştur. Allah bana daha sonra

malımı ticaretle artıran yirmi kişi nasip etti."780 İbn Sa'd, Abbas'ın Bedir günü yanında

yirmi ukiyye parası olduğunu, Müslümanların bu parayı ganimet olarak aldıklarını,

Abbas'ın bu parayı kendi fidyesi sayması için Hz. Peygamber'e teklifte bulunduğunu

fakat Hz. Peygamber'in bunu kabul etmediğini ve böylece bu ayetin indiğini

nakletmiştir.781 Müfessirlerden bazıları, ayetin nüzûl sebebi olarak aynı rivayeti

aktarmışlardır.782 Fakat Abbas'ın "Allah bana verdiğim fidyeden daha hayırlısı olan

zemzemi verdi." dediği de nakledilir.783 Yine bu ayetle alakalı olarak İbn Sa'd,

Abbas'tan şöyle bir rivayet zikreder: "Âlâ b. Hadramî, Bahreyn'den 80 bin dirhem

775 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 377; Mevdûdî, Tefhim, II, 185. 776 Esed, Kur'an Mesajı, s. 418. 777 Ömer Rıza Doğrul, Tanrı Buyruğu, I, 308. Bazılarına göre, aslında esirlerin öldürülmesi murad-ı

ilahiye uygun olmayan bir tercih olacaktır. Câbirî, Fehmü'l Kur'an, III, 155; Esed, Kur'an Mesajı, s.

419; Azimli, Siyeri Farklı Okumak, s. 258. Azimli'ye göre yukarıda nakledilen Hz. Ömer rivayetinin,

Hz. Ömer'e düşmanlık göstermeleri sebebiyle Şia'ya karşı uydurulmuş olması mümkündür. Azimli

bu rivayetin sadece Vâkıdî'de geçtiğini ve diğer kaynakların bu rivayete değinmediklerini

söylemektedir. Fakat bu rivayet Taberî'nin Tarihinde yer almakta ve ayet ile ilişkilendirilmektedir.

Azimli, Siyeri Farklı Okumak, s. 258. 778 Enfâl 8/70. 779 Ukiyye: 40 dirhem. Cengiz Kallek, "Ukıyye", DİA, Ankara, 2012, XLII, 67; Şulul, Vâkıdî, s. 135. 780 İbn İshâk, Sîre, s. 287. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 49; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1180; İbn

Kesîr, Tefsîr, VII, 3384-3385. 781 İbn Sa'd, Tabakât, IV, 13-14. 782 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, 245; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 211. 783 Zemahşerî, Keşşâf, II, 1180.

Page 121: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

110

gönderdi. Resûlullah, bu malı insanlara dağıttı. Böylece Allah bize vaat ettiği iki şeyden

birini yerine getirdi. Diğeri (bağışlanma) konusunda ne yapacağını bilmiyorum."784 İbn

Hişâm ise ayetleri herhangi bir açıklama yapmaksızın, Bedir ile ilgili olarak nazil olan

ayetler arasında zikreder.785

Enfâl sûresinin 71. ayetinde "Eğer sana hainlik etmek isterlerse, (bil ki) onlar

daha önce Allah’a da hainlik etmişlerdi de Allah onlara karşı (sana) imkân vermişti"

buyrulmaktadır. Müfessirler bu ayette Bedir esirlerinden bahsedildiğini, onların ihanet

etmek istemelerinin mümkün olabildiğini, daha önce de ihanet ettiklerini ifade

etmektedirler. Burada bahsedilen ihanetin, Allah'ı inkâr etmeleri veya vereceklerini vaat

ettikleri fidyeyi vermemeleri olarak yorumlanır.786 Esirlerden, salıverildikten sonra

tekrar Müslümanlar ile savaşmama sözü alındığını ama verdiği sözü tutmayanların

olabileceği yorumunu yapan müfessirler de vardır.787 Katade'nin söylediğine göre ise bu

ayet Abdullah b. Sa'd b. Ebî Serh hakkında nazil olmuştur.788 Fakat siyer ve İslam tarihi

kaynaklarında ne 71. ayet ne de bu ayete dair bir malumat zikredilmiştir.

Vâkıdî, "İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad

edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya, işte onlar

birbirlerinin velileridir"789 ayetini eserinde zikretmiş ve burada bahsedilenlerin muhacir

ve ensar olduğunu belirtmiştir.790

Yine bu hususla ilgili olarak "İnkâr edenler de birbirlerinin velileridir. Eğer siz

bunların gereğini yapmazsanız, yeryüzünde bir karışıklık ve büyük bir bozulma olur"791

ayetinin İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından zikredildiğini görmekteyiz.

Müelliflerimizin açıklamalarına göre, Müslüman için akrabası bile olsa kâfir biri dost

olamaz. Eğer kâfirleri dost edinirseniz yeryüzünde fitne çıkar ve hak ile batıl birbirine

784 İbn Sa'd, Tabakât, VI, 14. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 211-212; İbn Kesîr, Tefsîr, VII,

3385. 785 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 679-677. 786 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 50-51; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1180; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 213. 787 Şimşek, Tefsir, II, 408; Kur'an Yolu, II, 710. Esirlerden bazıları fakir olmaları sebebiyle,

Müslümanlar ile tekrar savaşmamaları konusunda söz alınarak serbest bırakılmıştır. İbn Hişâm,

Sîretü'n-Nebeviyye, II, 60-61; Vâkıdî, Megâzî, I, 110-111; Hamidullah, İslam Peygamberi, I, 226 788 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 50; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3387. 789 Enfâl 8/72. 790 Vâkıdî, Megâzî, I, 136. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 51-54; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1182;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 214-215; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3388. 791 Enfâl 8/73.

Page 122: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

111

karışır. Yalnızca müminle dost olunabilir.792 İncelemiş olduğumuz kaynaklar bu ayeti,

böyle kısa bir izah ile zikretmişler, sebeb-i nüzûlüne dair müfessirler tarafından

nakledilen rivayete değinmemişlerdir ki; bu rivayete göre Müslümanlardan bir adam,

mirasından müşrik akrabalarına da pay vermeyi istediği için bu ayet nazil olmuştur.793

"Daha sonra iman edip hicret eden ve sizinle birlikte cihat edenlere gelince, işte

onlar da sizdendir. Allah'ın kitabınca, kan akrabaları birbirlerine (varis olmaya) daha

layıktırlar. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir"794 ayeti ise, siyer müelliflerinden

İbn İshâk, İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd tarafından incelenmektedir. İbn İshâk ve İbn

Hişâm'ın ayet hakkındaki açıklamalarına göre Allah muhacir ile ensarın birbirine dost

olabileceğini ifade ettikten sonra, Müslüman akrabanın mirasta payı olabileceğini

söylemiştir.795 "Bu ayet Müslümanların birbirlerine mirasçı olabilmeleri hükmünü

neshetmiştir" şeklindeki malumatı ise Vâkıdî'nin zikretmiş olduğunu796 belirtmek

gerekir.

İbn Sa'd bu ayetle alakalı olarak Urve b. Zübeyr'den gelen şu rivayete yer

vermiştir: Resûlullah Zübeyr b. Avvam ile Ka'b b. Malik'i kardeş ilan etmişti. Zübeyr,

Uhud Savaşı esnasında Ka'b'ın yaralandığını görünce, onun ölmesini ve kendisinin de

ona mirasçı olmasını temenni etmiştir. Bunun üzerine Allah bu ayeti indirmek suretiyle

kardeş ilan edilenlerin birbirlerine mirasçı olmaları durumunu neshetmiştir. Fakat

Vâkıdî'ye göre bu haber doğru değildir. Çünkü ayet Bedir Savaşı sonrasında inmiştir ve

Bedir'de ölmüş olanlar ile kardeş ilan edilenler zaten mirastan pay alamamışlardır.797

Siyer ve İslam tarihi kaynaklarının Bedir Savaşı'ndan bahseden bölümlerini

incelediğimizde, 75 ayetten oluşan Enfâl sûresinin, 63 ayetine798 yer verildiğini

görmekteyiz. Doğrudan Bedir Savaşı ile ilgili ayetlerin sayısı ise 27 olarak tespit

edilmiştir.799 Araştırmamızın sınırları içerisine alınan siyer kaynaklarının bu ayetleri

792 İbn İshâk, Sîre, s. 287; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 677; Vâkıdî, Megâzî, I, 136. 793 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 55. 794 Enfâl 8/75. 795 İbn İshâk, Sîre, s. 288; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 677. 796 Vâkıdî, Megâzî, I, 136. Ayrıca bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 318; Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 57-

58; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1184; Köksal, İslam Tarihi, I, 113. 797 İbn Sa'd, Tabakât, IV, 394. 798 Enfâl 8/ 1-2, 4-7, 9-17, 19-36, 38-50, 52, 55, 57, 60-70, 72-73, 75. 799 Enfâl 8/ 1, 5-7, 9-14, 17, 19, 26-27, 35, 41-44, 47-49, 67-71. Ayrıca bkz. Özaktan, Siyerin Tefsirdeki

Yeri, s. 142. Bir görüşe göre Kur'ân'da 23 ayette (Âl-i İmran 3/13, 121-127, 173, 174; Enfâl 8/7-12,

19, 42-44, 67, 71) Bedir Savaşı'ndan bahsedilmiştir. Özkan, "Tarihin Öznesinin Tespitinde, Kur'ân'ın

Tarih İlmine Katkısı/ Kaynaklığı Üzerine", s. 28.

Page 123: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

112

çeşitli fonksiyonları icra ederek; sebeb-i nüzûlünü bildirerek,800 tarihsel arka planı

açıklayarak,801 ayette geçen bazı ifadeleri açıklayarak,802 konuyla alakalı bilgi

vererek,803 ayette kastedilen kişi veya kişileri bildirerek,804 Kur'ân'ın teşri kıldığı

hükümleri açıklayarak,805 hitabın kime yönelik olduğunu zikrederek,806 ayetin anlamını

tekit ederek807 ve ayetteki müphemi tebyin ederek808 ele almış oldukları

görülmektedir.809 Bedir Savaşı ile ilgili en çok ayete ve bu ayetlerle ilişkili olan

rivayetlere yer veren ve yeri geldikçe ayet hakkında açıklamalar yapan müelliflerin, İbn

İshâk/İbn Hişâm ve Vâkıdî olduğu belirtilmelidir.

1.2. Diğer Ayetler

İncelemiş olduğumuz kaynaklarda Enfâl sûresine ek olarak, daha birçok ayette

Bedir gününden bahsedildiği ifade edilir. Özellikle Vâkıdî, Bedir Savaşı'na işaret eden

birçok ayeti, Enfâl sûresinden hemen sonra zikretmektedir. Vâkıdî'ye göre "Onları o en

şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla..."810 ayetinde bahsedilen gün Bedir

günüdür.811 Müfessirler arasında da bu ayetin Bedir'de müşriklerin yenilgiye uğraması

ile alakalı olduğunu söyleyenler olmuştur.812 Fakat bu ayetin, kıyametin kopması ile

alakalı olduğu hususu daha ağır basmaktadır.813

Yine Vâkıdî'nin naklettiğine göre "(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa,

Rabbim size ne diye değer versin! Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı

bırakmayacak"814 ayetindeki "azap" kelimesi, Bedir'e işaret eder.815 Tefsir alimlerinden

800 Bkz. Enfâl 8/ 1, 2, 9, 17, 19, 20, 27, 36, 48, 67, 70. 801 Bkz. Enfâl 8/ 5, 6, 19, 39, 47. 802 Bkz. Enfâl 8/ 2, 4, 11, 41, 61, 68. 803 Bkz. Enfâl 8/ 15, 16, 45, 57, 60, 65, 73. 804 Bkz. Enfâl 8/ 7, 42, 48, 49, 55, 62, 63, 72. 805 Bkz. Enfâl 8/ 41, 75. 806 Bkz. Enfâl 8/ 19. 807 Bkz. Enfâl 8/ 48. 808 Bkz. Enfâl 8/ 5, 10, 11, 14, 19, 41, 60. 809 Ayrıca bkz. Özaktan, Siyerin Tefsirdeki Yeri, s. 58. 810 Duhan 44/16. 811 Vâkıdî, Megâzî, I, 136; İbn Sa'd, Tabakât, II, 16. 812 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXV, 116-118; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVII, 245; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII,

7185; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, XV, 574; Fayda, "Bedir Gazvesi", s. 326; Bekir,

Topaloğlu, "Batşe-i Kübrâ", DİA, Ankara, 1992, V, 203; Sarıçam, Evrensel Mesajı, s. 166; Şulul,

Siyer-i Nebi, s. 382. 813 Bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVII, 245; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7185; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-

Kur'ân, XV, 574. Batşetü'l-Kübra kavramının Bedir ile ilgisinin bulunmadığına dair

değerlendirmeler için bkz. Balcı, İlahi Yardım, s. 77-86. 814 Furkân 25/77. 815 Vâkıdî, Megâzî, I, 136. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XIX, 55-57.

Page 124: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

113

bir kısmı bu görüşü dile getirse de, buradaki azabın ahiret azabı olduğu ifade

edilmektedir.816 Vâkıdî ve İbn Sa'd'ın eserlerinde yer verdiği, "İnkâr edenler,

kendilerine kıyamet ansızın gelinceye yahut da onlara kısır bir günün azabı gelip

çatıncaya dek o Kur'ân’dan bir şüphe içinde kalırlar"817 ayetindeki "kısır gün" ile

kastedilenin Bedir günü olduğu rivayet edilmiştir.818 Bu görüşü kabul eden müfessirler

olduğu gibi, mezkûr ayette kastedilen günün, kıyamet günü olduğunu, çünkü kıyamet

gününün gecesi olmadığı için kısır bir gün olduğunu söyleyen müfessirler de vardır.819

"Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde

ümitsizliğe düşüvereceklerdir"820 ayetinde bahsedilen azap kapısı, Vâkıdî'nin nakline

göre Bedir Savaşı'dır.821 Fakat bazı müfessirler ayette uhrevi sıkıntılara işaret edildiğini

ifade etmektedirler.822

Vâkıdî, İbn Sa'd ve Taberî'nin ifade ettiğine göre, "O topluluk yakında bozguna

uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır"823 ayeti de Bedir'e işaret etmektedir.824 O

gün Hz. Peygamber'in kılıcını çektiği ve bu ayeti okuyarak savaştığı rivayet edilir.825

Hz. Ömer'den nakledilen bir rivayete göre bu ayet indiğinde Ömer, "Hangi topluluk

bozguna uğrayacak ki?" demiştir. Bedir günü gelince Resûlullah'ın bu ayeti okuyarak

koşuşturduğunu görmüş ve hezimete uğrayacak olanların müşrikler olduğunu

anlamıştır.826 Taberî ise, İbn Abbas'tan şu rivayeti nakleder: Hz. Peygamber Bedir'deki

çardağında "Rabbim! Senden vaadini yerine getirmeni dilerim" diye dua ederken Ebû

Bekir elinden tutmuş ve "Ya Rasulallah! Rabbinden çok ısrarla istedin, artık yeterli"

demişti. Sonra Hz. Peygamber, çardağından çıktı ve "O topluluk yakında bozguna

uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır. Hayır, kıyamet onların (görecekleri

azabın) vaktidir. Kıyamet (azabı) ise daha müthiş ve daha acıdır"827 ayetlerini okudu.828

816 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XIX, 55-57; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXIV, 117. 817 Hacc 22/55. 818 Vâkıdî, Megâzî, I, 136; İbn Sa'd, Tabakât, II, 16. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XVII, 192-193. 819 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XVII, 192-193; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXIII, 56-57. 820 Mü'minûn 23/77. 821 Vâkıdî, Megâzî, I, 136. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XVIII, 45-46. 822 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXIII, 114-115. 823 Kamer 54/45. 824 Vâkıdî, Megâzî, I, 136. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVII, 107-109. 825 İbn Sa'd, Tabakât, II, 16; Taberî, Tarih, II, 478. 826 İbn Sa'd, Tabakât, II, II, 23. Bu rivayetin Sa'd b. Ebi Vakkas'tan gelen versiyonu da vardır. Kurtubî,

Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, XVI, 528. 827 Kamer 54/45-46.

Page 125: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

114

Bu ayetlerin Medenî olduğunu söyleyen alimler bulunmasına rağmen, müfessirler

Kamer sûresinin bütünüyle Mekkî olduğunu belirtmişlerdir.829 Dolayısıyla bu ayetin

Bedir Savaşı esnasında nazil olduğunu söylemek doğru değildir. Muhtemelen Hz.

Peygamber, daha önce nazil olmuş olan bu ayeti, durumla alakalı olarak görmüş ve

zikretmiştir.

Araştırmamızda esas kabul ettiğimiz siyer müelliflerinden İbn Hişâm ve

Vâkıdî'ye göre, "Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet

ver"830 ayeti Bedir Savaşı'ndan kısa bir süre önce nazil olmuştur.831 Ayrıca "...Katından

bana yardımcı bir kuvvet ver"832 ayeti de Bedir gününe işaret etmektedir.833 Ayetin, Hz.

Peygamber Mekke'de iken ve kendisine hicret etmenin emrolunduğu zaman nazil

olduğu da söylenmiştir.834

"Allah’ın nimetini küfre değişenleri ve kavimlerini helâk yurduna,

yaslanacakları cehenneme sürükleyenleri görmedin mi?"835 ayetinde işaret edildiği

üzere, Bedir günü Allah müşrikleri helak yurduna sürüklemiştir.836 Bu ayetin Bedir

Savaşında ölen müşrik ileri gelenleri hakkında nazil olduğu söylenmektedir.837 Fakat

müfessirler, ayette bahsedilen helak yurdunun cehennem olduğunu belirtmişlerdir.838

Yine Vâkıdî'nin rivayet ettiğine göre "Onlar göklerdeki ve yerdeki sınırsız

hükümranlık ve nizama, Allah’ın yarattığı her şeye, ecellerinin yaklaşmış olabileceğine

hiç bakmadılar mı?"839 ayetinin nüzûlünden Bedir savaşına kadar müşriklerden pek çok

kişi ölmüştür. Ayrıca, "(Ey Muhammed!) Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü

verinceye kadar sabret. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır"840 ayetinde bahsedilen

hüküm, Bedir günü verilmiştir.841 Aynı şekilde "Nihayet refah ve bolluk içinde

828 Taberî, Tarih, II, 448. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVII, 107-111; İbn Kesîr, Tefsîr, VII,

3252. Bu rivayet hakkındaki değerlendirmeleri için bkz. Balcı, İlahi Yardım, s. 42-44. 829 Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, XVI, 528-529. 830 Müzzemmil 73/11. 831 İbn Hişâm Sîretü'n-Nebeviyye, I, 671; Vâkıdî, Megâzî, I, 137. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân,

XXIX, 134-135; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXX, 180. 832 İsrâ 17/80. 833 Vâkıdî, Megâzî, I, 137. 834 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 298; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XV, 148-151. 835 İbrâhîm 14/28. 836 Vâkıdî, Megâzî, I, 137. 837 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XIII, 219-222; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IX, 552. 838 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XIX, 125. 839 A'râf 7/185. 840 Yûnus 10/109. 841 Vâkıdî, Megâzî, I, 137. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 178.

Page 126: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

115

olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip

duruyorlar"842 ayetinde geçen "azap" kelimesi, Bedir gününe işaret etmektedir.

Bunların yanında, "Andolsun, dönsünler diye biz onlara (ahiretteki) en büyük azaptan

önce (dünyadaki) yakın azabı elbette tattıracağız"843 ayetinde "yakın azap" ile

kastedilen Bedir günüdür.844 Tefsir kitaplarında "yakın azap" ibaresinden kastın ne

olduğu konusunda farklı görüşler zikredilmiştir.845

"İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan

inkâr edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su

dökülür."846 Bedir Savaşında mübareze için müşriklerden Şeybe b. Rebia, Utbe b. Rebia

ve Velid b. Utbe; Müslümanlardan ise Hamza, Ali ve Ubeyde b. Haris çıkmıştır. Vâkıdî

ve İbn Sa'd'a göre ayette geçen iki hasım taraf ile mübarezeye çıkan bu iki taraf

kastedilmektedir.847 Müfessirler ise bu ayette bahsedilen iki tarafın, Müslümanlar ve

Ehl-i kitap olduğunu ifade ederler. Kitap Ehli olanlar Müslümanlara: "Biz Allah'a

sizden daha layığız. Bizim kitabımız ve peygamberimiz, sizin kitabınız ve

peygamberinizden öncedir" dediler. Müslümanlar ise "Biz Allah'a sizden daha layığız.

Biz hem Muhammed'e hem de sizin peygamberinize iman ederiz. Allah katından inen

her kitaba da iman ederiz. Siz, peygamberimizin hak peygamber olduğunu, kitabımızın

da hak olduğunu bile bile inkâr etmektesiniz" dediler. İşte hasım iki grubun tartışmaları

bu şekildedir.848 Buradaki iki hasmın kâfirler ve müminler veya cennet ve cehennem

olduğu şeklinde farklı görüşler de mevcuttur.849

"İnkâr edenlere de ki: Siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme

doldurulacaksınız. Orası ne fena yataktır." "Şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta

sizin için bir ibret vardır: Bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu. Öteki ise kâfirdi.

(Onları) göz bakışıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da dilediğini yardımıyla

destekliyordu. Basireti olanlar için bunda elbette ibret vardır"850 ayetleri Bedir

842 Mü'minûn 23/64. 843 Secde 32/21. 844 Vâkıdî, Megâzî, I, 137. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 108-111. 845 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 108-111. 846 Hacc 22/19. 847 Vâkıdî, Megâzî, I, 70; İbn Sa'd, Tabakât, II, 16; III, 15. Ayrıca bkz. Buhârî, Tefsir, 22; Müslim,

Tefsir, 34; İbn Mâce, Cihad, 29; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 317; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XVII, 131-

134. 848 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 318; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XVII, 131-134. 849 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XVII, 131-134. 850 Âl-i İmrân 3/12-13.

Page 127: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

116

gününden bahsetmektedir.851 Fakat Benî Kaynuka Yahudileri hakkında nazil olduğu

belirtilmektedir. Buna göre, Yahudiler Bedir Savaşı sonrası Hz. Peygamber'e "Kureyş

gibi savaş ilmini bilmeyen bir toplulukla savaşıp, onları mağlup etmen seni yanıltmasın.

Bizimle karşılaşsaydın, nasıl savaştığımızı görürdün. Sen henüz bizim gibi savaşan bir

toplulukla karşılaşmadın." dediler. Bunun üzerine bu ayetler indirilmiştir.852 Başka bir

rivayete göre ise bu ayet, Müslümanların Uhud'da yenilgiye uğramalarına sevinen

Yahudiler hakkında nazil olmuştur.853 Bu ayete göre, orantısız güç farkına rağmen, zayıf

durumdaki Müslümanların Allah'ın yardımı ile galip gelebilmeleri, her iki taraf için de

bir ibrettir.

"Andolsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir’de yardım etmişti. O

hâlde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız"854 ayeti ile Bedir Gazvesi,

Kur'ân'da adı geçen gazvelerden biri olmuştur.855 Ayet, Bedir Savaşı'na işaret eden

ayetler arasındadır. Fakat siyer müellifleri bu ayete, Âl-i İmrân sûresinde bulunması

dolayısıyla Uhud Savaşı başlığı altında yer vermişlerdir.856 Ayrıca Âl-i İmrân sûresinin

124-127. ayetlerinin de Bedir ile ilgili olduğuna dair görüşler vardır.857 Bu konu

hakkındaki değerlendirmelere Uhud Savaşı başlığı altında ver verilmiştir.

"Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse,

kıyamet günü hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa

uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir"858 ayetinin de Bedir

ganimetleri ile alakalı olduğu ifade edilmektedir. Rivayete göre Bedir'de Müslümanların

ganimet olarak aldıkları şeyler arasında kırmızı bir halı vardı. Bazı kimseler, halıyı

göremediklerini, herhalde onu Resûlullah'ın aldığını söylediler. Bunun üzerine Allah, bu

851 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 47. 852 İbn İshâk, 294. Ayrıca bkz. Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 100-101; Taberî, Câmiu'l-Beyân, III, 191-

198; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 118 853 Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 118 854 Âl-i İmrân 3/123. 855 Kur'ân'da adı geçen diğer gazve, Huneyn'dir. Bkz. Tevbe 9/25. Ayrıca bkz. Şulul, Siyer-i Nebî, s

371. 856 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 106; Vâkıdî, Megâzî, I, 319. 857 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 76; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 232; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1356. 858 Âl-i İmran 3/161.

Page 128: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

117

ayeti indirmiştir.859 Fakat ayette işaret edilen hıyanet ile neyin kastedildiği konusunda

farklı değerlendirmeler vardır.860 Bu hususa Uhud Savaşı başlığı altında değinilmiştir.

"Onların (müşriklerin) başına (Bedir'de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet

(Uhud'da) sizin başınıza geldiğinde, "Bu nereden başımıza geldi?" dediniz, öyle

mi?..."861 ayeti de Uhud'la alakalı bir ayet olmasına rağmen Bedir'e atıfta bulunduğu için

bu başlık altında da zikredilmiştir. İbn Hişâm bu ayet için, "Yani siz Bedir'de Uhud'da

kaybettiklerinizin iki katını elde etmiştiniz; yetmiş ölü ve yetmiş esir" demiştir.862

Kureyş ordusunun Bedir Savaşı'ndaki durumuna işaret ettiği rivayet edilen863

"Onlar, çeşitli gruplardan oluşmuş ve şuracıkta bozguna uğrayacak derme çatma bir

ordudur"864 ayeti, Bedir şehitleri hakkında nazil olduğu ifade edilen865 "Allah yolunda

öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz"866

ayeti ve Bedir günü müşriklerin başına gelecek olan azaptan bahsettiği rivayet edilen867

"Andolsun, onlara içlerinden bir peygamber geldi de onu yalanladılar. Böylece

zulmederlerken azap onları yakalayıverdi"868 ayeti, incelemiş olduğumuz siyer

kaynaklarında, Bedir Savaşı münasebetiyle zikredilen ayetler arasında geçmemektedir.

Kur'ân-ı Kerim'de müşriklerin görecekleri azaptan bahseden ayetlerin birçoğu,

Bedir Savaşı ile ilintili görülmüştür. Bu tür yorumlarda, geçmiş kavimlerden

peygamberlerine zulmedenlerin başlarına gelenlere dair anlatıların Kur'ân'da

bulunmasının payı büyüktür.869 Peygamber'e inanmayan ve ona zulmeden birçok

toplum helak edilmiştir. Hz. Peygamber'e aynı muameleyi gösteren Kureyş için de bir

859 Vâkıdî, Megâzî, I, 102, 324. Ayrıca bkz Tirmizi, Tefsir, 3; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 154-155;

Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 462; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 130; Zemahşerî, Keşşâf, I,

1114;Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 72; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1404. 860 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 156-157; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 131; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb,

IX, 72; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1404. 861 Âl-i İmrân 3/165. 862 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 714. 863 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVI, 181; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, XV, 24; Özsoy-Güler,

Konularına Göre Kur’an, s. 648; Balcı, İlahi Yardım, s. 90 864 Sad 38/11. 865 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IV, 160; Şaban Özkavukçu, Hz. Peygamber'in Hayatı- Kur'ân-ı Kerîm

Işığında Siyer-i Nebî'nin Kronolojik Okunuşu, İz Yayıncılık, İstanbul, 2012, s. 154; Şulul, Siyer-i

Nebî, 380. 866 Bakara 2/154. 867 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XX, 131; Özkavukçu, Hz. Peygamber'in Hayatı, s. 151. 868 Nahl 16/ 113. 869 Balcı, İlahi Yardım, s. 85.

Page 129: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

118

helak/azap inmelidir ki bu olsa olsa Bedir Savaşı olabilir. Bu nedenle hem siyer hem de

tefsir kaynaklarında bu tür yorumlar yer almaktadır.

Yine Vâkıdî'nin aktarmış olduğu, Muhammed b. Ka'b el-Kurazî'den gelen uzun

bir rivayete göre, Bedir dönüşü esnasında Allah, İslam hakkında şüphe içinde olup da

Bedir'de müşriklerle birlikte öldürülenler ve Mekke'den çıkmaya güç yetiremeyenler

hakkında üç ayet indirmiştir. "O kâfirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların

canlarını alır da onlar teslim olup, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" derler. Hayır,

Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir." "Haydi, içinde ebedi

kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür."

"Allah'a karşı gelmekten sakınan kimselere, "Rabbiniz ne indirdi?" denildiğinde "Hayır

indirdi" derler. Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha

hayırlıdır. Allah'a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne güzeldir."870 Kalbinde şüphe

bulunanlar, yedi kişiydiler ve babaları tarafından hapsedilmişlerdi. Muhacirler,

Mekke'den çıkamayan Müslümanlara bu ayetleri yazıp gönderdiler. Bunun üzerine

Cündüb b. Damre "Artık benim için Mekke'de bulunmanın bir anlamı yoktur" diyerek

hicret etmek istedi. Ailesine hava almak istediğini ve kendisini Ten'im'e götürmelerini

söyledi. Cündüb, "Allah'ım, ben sana hicret ediyorum" dedi ve yolda öldü. Kendisi

hakkında "Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur,

genişlik de. Kim Allah'a ve peygamberine hicret etmek amacıyla evinden çıkar da sonra

kendisine ölüm yetişirse, şüphesiz onun mükâfatı Allah'a düşer. Allah çok

bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir"871 ayeti indi. Bundan sonra gücü yeten

Müslümanlar Mekke'den çıkmaya başladılar. Ebû Süfyan onlar için birkaç adam

gönderdi ve onlardan bazıları yakalanıp hapsedildi. Bu kimseler sıkıntıya düştüler,

imanlarından döndüler ve haklarında "İnsanlardan öyleleri vardır ki, "Allah'a inandık"

derler. Ama Allah yolunda bir ezaya uğratılınca, insanlardan gördükleri baskı ve

işkenceyi Allah'ın azabı gibi tutar. Andolsun Rabbi'nden bir yardım gelecek olsa

mutlaka "Biz de sizinle beraberdik" derler. Allah herkesin kalbinde olanı en iyi bilen

değil midir?"872 ayeti indirildi. Muhacirler bu ayeti de yazıp Mekke'ye gönderdi ve

Mekke'deki Müslümanlar, "Andolsun ki buradan kurtulursak bir daha böyle yoldan

çıkmayacağız." dediler. Bir yolunu bulduklarında da Medine'ye hicret ettiler. Hicret

870 Nahl 16/28, 29, 30. 871 Nisâ 4/100. 872 Ankebût 29/10.

Page 130: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

119

yolundan döndürülenler büyük sıkıntı ve eziyetlerle karşılaştılar. Dinden dönmeye

zorlandılar. İbn Ebî Serh de dininden dönenler arasındaydı. Müşriklere, "Muhammed bu

ayetleri Hıristiyan köle İbn Kammata'dan öğreniyordu. Ben de vahyi yazarken istediğim

gibi değiştiriyordum" diyordu. Onun hakkında "Andolsun ki biz onların, "Kur'ân'ı ona

bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kişinin dili yabancıdır. Bu

Kur'ân ise gayet açık bir Arapçadır"873 ayeti indi. Müşriklerin geri döndürüp de eziyet

ettiği kişiler hakkında "Kalbi imanla dolu olduğu halde zorlanan kimse hariç,

inandıktan sonra Allah'ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah'tan gazap

iner ve onlar için büyük bir azap vardır"874 ve sonraki üç ayet indirildi. Müşriklerden

kurtulup da hicrete muvaffak olanlar hakkında ise, "Sonra şüphesiz ki Rabbin, eziyete

uğratıldıktan sonra hicret eden sonra Allah yolunda cihat edip sabreden kimselerin

yanındadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da çok bağışlayandır, çok merhamet

edendir"875 ayeti nazil oldu.876

Bedir Savaşı sonrası nazil olan veya Bedir Savaşı'na işaret eden ayetlerin

haricinde, kaynaklarımızın Bedir Savaşı başlığı altında zikretmiş olduğu başka ayetler

de vardır. Bunlar, rivayet edilen hadiseler esnasında, Hz. Peygamber veya başka bir

kişinin yapmış olduğu konuşmalarda geçen ayetlerdir. Bedir'den sonra, esirlerin durumu

hakkında yapılan istişare hakkında şöyle bir rivayet nakledilir: Hz. Ebû Bekir esirlerin

fidye karşılığı serbest bırakılmasının, Ömer ise öldürülmesinin doğru olduğunu

savunmaktaydı. Müslümanlardan kimisi Ebû Bekir'in kimisi de Ömer'in fikrini doğru

buluyordu. Hz. Peygamber şöyle dedi: "Bu iki arkadaşınızın görüşlerinden hangisini

tercih ediyorsunuz? Bu ikisinin de misalleri vardır. Ebû Bekir'in misali Mikâil'in misali

gibidir ki o, Allah'ın rızasını ve mağfiretini indirir. Peygamberlerden ise İbrâhim'in

misali gibidir. İbrahim kavmine karşı çok yumuşak idi. Hatta onu ateşe attıklarında bile,

"Yazıklar olsun, size de, Allah'ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hala aklınızı

başınıza almayacak mısınız?"877 sözünden ve "Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan

birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse,

şüphesiz Sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin"878 sözünden başka bir şey

873 Nahl 16/103. 874 Nahl, 16/106. 875 Nahl 16/110. 876 Vâkıdî, Megâzî, I, 73-74. 877 Enbiyâ 21/67. 878 İbrâhîm 14/36.

Page 131: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

120

söylemedi. Bir de İsâ'nın misali gibidir ki o, "Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki

onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok ki sen mutlak güç

sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin"879 diyordu. Ömer'in misali ise Cebrâil'in misali

gibidir. O, Allah'ın düşmanlarına gazabı indirir. Peygamberlerdeki misali, Nuh'un misali

gibidir. Nuh, "Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma."880 demiştir. Bir

de "Ey Rabbimiz! Gerçekten sen firavuna ve onun ileri gelenlerine, dünya hayatında

nice ziynet ve mallar verdin. Ey Rabbimiz, yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz,

sen onların mallarını silip süpür ve kalplerine darlık ver, çünkü onlar elem dolu azabı

görünceye kadar iman etmezler"881 diyen Mûsâ'nın misali gibidir. Ashabım! Siz fakir

kimselersiniz. Bu adamlardan hiçbiri fidye vermeden yahut boynu vurulmadan

kurtulmasın."882 Taberî, benzer bir rivayeti, Enbiya sûresinin 67. ayetini zikretmeden

vermiştir ve bu rivayetin sonunda "Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hâkim

duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz..."883 ayeti zikredilir.884

Bir başka ayetin ise, Mikdad b. Amr tarafından zikredildiğini görmekteyiz.

Rivayete göre, Kureyş ordusunun yolda olduğu haberi Hz. Peygamber'e ulaştığında, Hz.

Peygamber bu hususta ashabıyla istişarede bulundu. Hz. Ebû Bekir ve Ömer, Kureyş ile

savaşılması gerektiği yönünde görüşlerini belirttikten sonra Mikdad b. Amr ayağa

kalkarak şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Allah sana neyi emrettiyse ona doğru yönel.

Biz de seninle beraberiz. Vallahi biz İsrâiloğullarının Hz. Mûsâ'ya dedikleri gibi "...Sen

ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız"885 demeyiz. Sen ve Rabbin

gidin, onlarla savaşın, biz de sizinle birlikte savaşacağız. Seni hak ile gönderene yemin

ederiz ki, bizi Berkülğamad'a886 bile götürecek olursan, seninle birlikte yürürüz." Bu

ifadeler üzerine Hz. Peygamber, Mikdad'a hayır duada bulundu.887 Ateş'e göre bu ayetin

879 Mâide 5/118. 880 Nûh 71/26. 881 Yûnus 10/88. 882 Vâkıdî, Megâzî, I, 109. 883 Enfâl 8/67. 884 Taberî, Tarih, II, 476-477. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 43-44; Zemahşerî, Keşşâf, II,

1174; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 243-244; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 204; İbn Kesîr, Tefsîr, VII,

3380; Köksal, İslam Tarihi, II, 172. 885 Mâide 5/24. 886 Berkü'l-Ğımâd: Yemen taraflarından bir yerdir. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 615; Hamevî,

Mu'cemu'l-Buldân, I, 399. Veya Mekke'nin arkasında, denizden beş gece uzaklıkta bir yerdir.

Vâkıdî, Megâzî, I, 48; Hamevî, Mu'cemu'l-Buldân, I, 399. Veya bir Habeşistan şehridir. Taberî,

Tarih, I, 434. 887 İbn İshâk/İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 615; Vâkıdî, Megâzî, I, 48; Taberî, Tarih, II, 434. Ayrıca

bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 351; Köksal, İslam Tarihi, II, 106-107.

Page 132: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

121

Bedir günü Mikdad tarafından okunmuş olması mümkün değildir. Çünkü bu ayetin

geçtiği Maide sûresinin nüzûlü Bedir Savaşı'ndan yıllar sonra gerçekleşmiştir. Büyük

ihtimalle bu ayet, başka bir münasebetle söylenmiştir.888 Nitekim Mikdad'ın bu ayeti

Hudeybiye'de okuduğuna dair rivayetler vardır.889

Vâkıdî'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber, Bedir günü Müslümanlara yapmış

olduğu konuşma içerisinde, "Allah'ın (size) gazabı, sizin kendinize olan gazabınızdan

daha büyüktür..."890 ayetini okumuştur.891

Bedir esirlerine fidye ödeyenlerden biri olan Cübeyr b. Mut'im'den gelene şu

rivayet, Vâkıdî'de geçmektedir: "Esirlerin fidyesi için Medine'ye gittim. Uykusuzluk

sebebiyle, ikindiden sonra mescitte uzandım ve uyudum. Akşam namazı vakti girdi ve

akşam namazında Resûlullah'ın "Tur'a, yayılmış ince deri sayfalara... andolsun"892

ayetlerini okuduğunu duydum. Uyandım ve mescitten çıkana kadar onu dinledim.

İslam'ın ilk olarak kalbime girmeye başladığı gün, o gündür."893

2. UHUD GAZVESİ

Uhud Savaşı, hicretin 3. yılı şevval ayında meydana gelmiştir. Bedir Savaşı'nda

uğramış oldukları ağır yenilginin intikamını almak ve Suriye ticaret yolunun güvenliğini

sağlamak894 isteyen Kureyşliler, yeni bir savaş için hazırlanmışlardı. Bunun için

Müslümanlar tarafından ele geçirilmek istenen ama yol değiştirmek suretiyle Mekke'ye

ulaşan ticaret kervanının elde etmiş olduğu gelirleri de kullandılar. Yaklaşık üç bin

kişilik bir kuvvet oluşturan Mekkeliler, Uhud Dağı'na895 gelip karargâh kurdular. Hz.

Peygamber bu durumu haber aldığı zaman, Medine'de kalıp savunma yapmak veya

Uhud'a çıkıp savaşmak konusunda ashabı ile istişarede bulunmuştur. Bedir savaşına

katılmamış sahâbîlerden bazıları, Medine'den çıkmak hususunda ısrar etmişlerdir. Hz.

888 Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 523-524. 889 Buhârî, Tefsir, 5; Vâkıdî, Megâzî, II, 581. 890 Mü'min 40/10. 891 Vâkıdî, Megâzî, I, 59. Ayrıca bkz. Şulul, Siyer-i Nebî, s. 377-378. 892 Târ 52/1-2. 893 Vâkıdî, Megâzî, I, 128. 894 Hamidullah'ın belirttiği gibi, Mekkelilerin Bedir'deki yenilgiden sonra terk ettikleri Suriye ve Mısır

yolunun önemi çok büyüktü. Bu sebeple, bir misilleme seferi olan Uhud hazırlıkları için toplanan

çeyrek milyon dirhemlik bağışları, israf olarak görmüyorlardı. Hamidullah, Hz. Peygamber'in

Savaşları, s. 47. 895 Uhud Dağı, Medine'nin yaklaşık beş kilometre kuzeyindedir. Hamevî, Mu'cemu'l-Buldân, I, 109-

110; Buhl, "Uhud", İA, İstanbul, 1986, XIII, 13; Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, s. 48;

Muhammed Hamidullah- Casim Avcı, "Uhud Gazvesi", DİA, Ankara, 2012, XLII, 54.

Page 133: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

122

Peygamber Medine'de kalmalarının daha iyi olacağı görüşünde olmasına rağmen

ısrarlara dayanamamış ve çıkmayı kabul etmiştir.896 Bin kişilik bir kuvvetle Medine'den

çıkan Müslümanlar, Medine'de kalma görüşünün kabul edilmemesini bahane eden

Abdullah İbn Übey ve ona uyan 300 kişinin geri dönmesi ile sayıca azalmışlardır. Kalan

Müslümanlar ile Uhud'a ulaşan Hz. Peygamber, onları savaş düzenine sokmuş,

başlarında Abdullah b. Cübeyr'in bulunduğu elli kişilik okçu birliğini de stratejik olarak

önemli bir mevkii olan Ayneyn Tepesi'ne yerleştirmiştir.897 Bu okçulara, ne olursa olsun

yerlerinden asla ayrılmamalarını tembih etmiştir. Savaşın ilk evresinde düşman ordusu

dağılıp kaçmaya başlamış, Müslümanlar da onları takip edip, ganimet toplamaya

girişmişlerdir. Bu durumu gören okçuların çoğu, ganimet toplamak amacıyla yerlerini

terk edince, Halid b. Velid'in yönettiği düşman süvari birliği, tepede kalan az sayıda

okçuyu öldürmüş ve İslam ordusuna arkadan saldırmıştır. Bu hamleden sonra savaşın

seyri değişmiş, Müslümanlar dağılmaya başlamışlar, hatta neredeyse birbirlerini

vuracak hale gelmişlerdir. Tam bu karışıklıkta Hz. Muhammed'in öldürüldüğü söylentisi

yayılmış, Müslümanlar darmadağın olmuşlar ve dağa doğru kaçmaya başlamışlardır. Bir

süre sonra Hz. Peygamber'in yaşadığını öğrenmişler, onun etrafında toplanıp dağa doğru

çekilmişlerdir. Müslümanlar bu savaşta aralarında Hamza ve Mus'ab b. Umeyr'in de

bulunduğu yetmiş kişiyi şehit vermişlerdir.898

896 Derveze'ye göre Hz. Peygamber'in bu görüşte olduğunu destekleyen bir ayet yoktur. Aslında Hz.

Peygamber ashabına, düşmanı Medine dışında karşılamalarını teklif etti. Fakat ashaptan bazıları ve

münafıklar Medine'de kalmak gerektiği fikrini öne sürdüler. Ashabın çoğunluğu ise bunu kabul

etmemiş ve çıkmayı istemişlerdi. Neticede Hz. Peygamber, düşmanı karşılamak üzere Medine'den

çıkmaya karar verdi. Bu durum, münafıkların öfkelenmelerine ve savaş için Medine'den

çıkmamalarına sebep olmuştur. Onların çıktıkları fakat yolda geri döndüklerine dair rivayetlere de

Kur'an'dan destek bulmak mümkün değildir. Münafıklar Medine'den hiç çıkmamışlardır. Bu durumu

destekleyen ayetler de (Âl-i İmrân 3/212-129, 156) mevcuttur. Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 470.

Münafıkların yoldan geri döndüklerine dair rivayetler için bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 216-219. 897 Okçuların yerleştirilmiş oldukları tepenin stratejik önemi hakkında bkz. Hamidullah, Hz.

Peygamber'in Savaşları, s. 52-56; Hamidullah-Avcı, "Uhûd Gazvesi", s. 55; Erkoçoğlu, "Tarih-

Mekan İlişkisi: Uhud Savaşı'nın Mekanı Üzerine Bazı Mülahazalar", Cumhuriyet Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: XV, sayı:1, 2011, s. 332-337. 898 Uhud Savaşı ile ilgili geniş bilgi için bkz. Zührî, Megâzî, s. 76-78; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II,

60-168; Vâkıdî, Megâzî, I, 199-334; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 163-173; İbn Sa'd, Tabakât,

II, 33-45; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 381-412; Halife, Târihu Halife b. Hayyât, s. 93-98; İbn Kesîr,

Bidaye, V, 337-453. Ayrıca bkz. Köksal, İslam Tarihi, III, 50-239; Hamidullah- Avcı, "Uhud

Gazvesi", s. 54-57; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 552-561; Apak, İslam Tarihi-I, s. 271-

278; Şulul, Siyer-i Nebî, s. 406-416; Öz, Kur'ân'ın Peygamberi, s. 128-130; Demircan, Siyer, s. 377-

382.

Page 134: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

123

2.1. Âl-i İmrân Sûresi

Toplam 200 ayeti bulunan Âl-i İmrân899 sûresinin, bütünüyle Medenî olduğuna

dair alimler mutabıktır.900 Başından 83. ayete kadar olan kısım, Necran heyeti901

hakkındadır.902 Sûrenin iniş süreci Uhud Savaşı ile başlar, "Elçiler Yılı" diye anılan ve

Necran heyetinin de Medine'ye geldiği H. 9. yılda sona erer.903 İzzet Derveze, sûrenin

üç ana bölümden oluştuğunu ifade etmektedir. Ona göre birinci bölüm, Hz. Peygamber

ve Ehl-i kitap arasındaki münazaralar, ikinci bölüm Yahudilerin tutumları, üçüncü

bölüm ise Uhud savaşı ile ilgilidir.904 Mevdûdî ise sûrenin dört bölümden meydana

geldiğini ifade eder. Birinci bölüm, 1-32 ayetleridir ve Bedir savaşı sonrası nazil

olmuştur. İkinci bölüm 33-63 ayetleridir ki H. 9. yılda gelen Necran Hıristiyanlarından

bir heyet ile Hz. Peygamber'in tartışmaları üzerine nazil olmuştur. Üçüncü bölüm 64-

120 ayetleridir ve birinci bölümden hemen sonra nazil olmuştur. Dördüncü bölüm ise

121-200 ayetleridir ve Uhud Savaşı sonrası nazil olmuştur.905

İbn İshâk, Allah'ın Uhud günü hakkında Âl-i İmrân sûresinden altmış ayet

indirdiğini, o ayetlerle o gün yaşananları anlattığını ve sitem etmek istediğine sitem

ettiğini ifade eder.906 Vâkıdî, kendisine Uhud savaşı sorulan Abdurrahman b. Avf'ın,

"Âl-i İmrân sûresinin 120. ayetinden sonraki ayetleri okursanız, adeta bizimle birlikte

oradaymış gibi olursunuz." diye cevap verdiğini nakletmiştir.907 Müfessirler, 121 ile

179. ayetler arasının Uhud savaşı ile alakalı olarak nazil olduğunu bildirmişlerdir.908

Bu sûrenin ilgili ayetlerinde, Müslümanların kendi hataları nedeniyle

yenildiklerine vurgu yapılır. Hz. Peygamber'in talimatlarına uymadıkları için bozguna

uğradıkları anlatılır. Ayrıca Allah yolunda savaşmanın ve şehit düşmenin, sıkıntılara

karşı sabır göstermenin önemine işaret edilir. Yenilgi sebebiyle büyük üzüntü yaşayan

899 Sûrede İmrân ailesinden bahsedildiği için bu ismi almıştır. İmrân, Hz. Meryem'in babasıdır. Kur'an

Yolu, I, 461; Şimşek, Tefsir, I, 307; Emin Işık, "Âl-i İmrân Sûresi", DİA, Ankara, 1989, II, 307. 900 Zemahşerî, Keşşâf, I, 870; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VII, 164; İbn Kesîr, Tefsîr, III, 1147; Kurtubî,

Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 87; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, II, 285; Kur'an Yolu, I, 457. 901 Necran Heyeti için bkz. Mustafa Bilge, "Necran", DİA, Ankara, 2006, XXXII, 508; Sarıçam,

Evrensel Mesajı, s. 245-247. 902 Taberî, Câmiu'l-Beyân, III, 161-335; İbn Kesîr, Tefsîr, III, 1147. 903 Işık, "Âl-i İmrân Sûresi", s. 307; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 103. 904 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 387. Ayrıca bkz. Şimşek, Tefsir, I, 307-309; Câbirî, Fehmü'l-Kur'an,

III, 199; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 103. 905 Mevdûdî, Tefhim, I, 231. Ayrıca bkz. Işık, "Âl-i İmrân Sûresi", s. 307-309. 906 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 106. 907 Vâkıdî, Megâzî, I, 319; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 124; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 164. 908 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 469. Şimşek, Tefsir, I, 412.

Page 135: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

124

Müslümanlar teselli edilmekte, Allah'tan mağfiret dilemeye çağrılmaktadırlar. Onların

düşmandan üstün oldukları, Uhud'da vermiş oldukları zayiatın Bedir'de yaşattıklarının

yarısı olduğu, zaferin bu şekilde taraflar arasında el değiştirdiği ifade edilmektedir.

Bütün bunların yanında münafıkların tutumları da eleştirilmektedir.

2.1.1. Uhud'a Çıkış

Müslümanların Uhud'a çıkışlarından bahseden "Hani sen müminleri (Uhud’da)

savaş mevzilerine yerleştirmek için, sabah erken ailenden (evinden) ayrılmıştın. Allah,

hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir"909 ayeti, araştırmamızda esas kabul ettiğimiz

kaynaklardan İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin eserlerinde yer almıştır. İbn Hişâm ayet

hakkında İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle, "yani onlara mevziler hazırlıyordun"

açıklamasını yapar.910 Vâkıdî ise ayet hakkında Abdurrahman b. Avf'ın, "Resûlullah

sabah erken bir vakitte Uhud'a geldi ve ashabını savaş düzenine sokmaya başladı.

Onların ok gibi dümdüz bir sıra oluşturmaları için uğraşıyordu. Biraz saf dışına çıkmış

birini görse 'Geri çekil' diyordu" dediğini nakleder.911 Tefsir literatüründe, ayette

bahsedilen savaşın Uhud mu, Bedir mi yoksa Hendek mi olduğuna dair farklı görüşlerin

bulunduğu aktarılır. Ama Uhud savaşı olduğunu ifade eden görüş tercihe şayan olanıdır.

Zira devam eden ayetler Uhud savaşına işaret etmektedirler.912

Taberî, ayetteki ifadeler ile tarihi verilerin çelişiyor olmasına rağmen, neden

burada işaret edilen savaşın Uhud Savaşı olduğunu Tefsir'inde özetle şöyle izah eder:

Ayete göre Hz. Peygamber, müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için, sabahleyin

erkenden ailesinden ayrılıp çıkmıştır. Fakat onun Uhud'a, Cuma namazını kıldıktan

sonra çıktığını biliyoruz. Böyle bir durumda, Hz. Peygamber'in sabah erkenden Uhud'a

gittiğini nasıl söyleyebiliriz? Burada bahsedilen savaş mevzilerine yerleştirmekten

maksat, ashabı ile nerede savaşmaları gerektiği konusunu istişare etmeleridir.

Kureyşliler daha erken gelip Uhud dağına karargâh kurmuşlardı. Hz. Peygamber ise,

Medine'de kalıp kendilerini savunmayı mı, yoksa Uhud'a gidip meydan savaşı yapmayı

mı tercih edecekleri hususunda ashabı ile istişare ettikten sonra, Uhud'a gitmeye karar

vermiştir. İşte bu istişare sabah erkenden yapılmıştır ve ayette bahsedilen hadise

909 Âl-i İmrân 3/121. 910 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 109. 911 Vâkıdî, Megâzî, I, 319. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 224-225. 912 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 69-70; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 401; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII,

223-224; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1352.

Page 136: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

125

budur.913 Bazı rivayetlere göre ise Hz. Peygamber sabah erkenden Hz. Aişe'nin evinden

ayrılıp Uhud'a gitmiştir.914 Ayette bahsedilen durumun cumartesi sabah olması da

mümkündür, çünkü ordunun cumartesi sabah Uhud'a ulaştığı bildirilmiştir.915 İncelenen

siyer kaynaklarında bu konuya açıklık getirebilecek malumat yer almamaktadır.

Uhud Gazvesi ile ilgili olarak zikredilen bir diğer ayet de şöyledir: "Hani sizden

iki takım (paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu. Hâlbuki Allah onların yardımcısı

idi. Müminler yalnız Allah'a tevekkül etsinler."916 Bu ayet İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî

tarafından incelenmiştir. İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan naklettiğine göre ordunun iki

kanadını teşkil eden Hazrec'ten Benî Selime ve Evs'ten Benî Harise grupları, Hz.

Peygamber'e yardım etmemeyi yani savaştan uzak kalmayı düşünmüşlerdi. Fakat Allah

onları bozgunculuk düşüncesinden kurtarmıştı. Zaten bu durum onların dini olarak

şüphe duymalarından değil, zayıflık ve gevşeklik göstermelerinden dolayı olmuştu. O

iki grup daha sonra, "Bu düşündüğümüz şeyi, hiç düşünmemiş olmayı istemezdik.

Çünkü bu vesile ile Allah bizi dostları arasına almıştır" demişlerdir.917 Vâkıdî ise bu

ayetteki iki bölükten maksadın Benî Selime ve Benî Hârise olduğunu, onların

Resûlullah ile birlikte Uhud'a çıkmaya niyetlerinin olmadığını, fakat teşvik edildikten

sonra çıktıklarını rivayet eder.918 Taberî'nin Tarih'inde hikâye ettiğine göre, Hz.

Peygamber ashabından bin kişinin başında Uhud'a doğru yola çıktı ve onlara sebat

ederlerse zafere ulaşacaklarını söyledi. Yolda Abdullah b. Übey b. Selûl ve ona uyan

300 kişi "Biz aralarında bir savaş olacağını zannetmiyoruz" diyerek Medine'ye geri

döndüler. Bunun üzerine bu ayet nazil olmuştur ki, ayette bahsedilen iki takım, Benî

Seleme ve Benî Hârise'dir. Onlar da cesaretlerini kaybedip, İbn Übey ile geri dönmeye

yeltenmişler, fakat son anda vazgeçmişlerdir. Allah onları bu işi yapmaktan

korumuştur.919 Görüldüğü üzere, bu iki grubun yaşadıkları tereddüt İbn Hişâm ve

Vâkıdî'ye göre daha Medine'den çıkmadan, Taberî'ye göre ise Uhud yolunda

yaşanmıştır.

913 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 70; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1353. 914 Kurtubî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, IV, 348; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1050; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 225. 915 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, II, 416. 916 Âl-i İmrân 3/122. 917 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 106. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 73; Kurtubî, Câmiu

li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 349; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1354. 918 Vâkıdî, Megâzî, I, 319. Ayrıca bkz. Buhârî, Megâzî, 18. "Âlimlerden bazıları şöyle demiştir: Allah

bu iki cemaatin kim olduklarını açıkça söylememiş ve gizli tutmuştur. Allah'ın saklı ve gizli tuttuğu

bir şeyin perdesini kaldırmak caiz olmaz." Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 226. 919 Taberî, Tarih, II, 504. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf, I, 1054.

Page 137: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

126

2.1.2. İlahi Yardım

Bedir Gazvesi'nde olduğu gibi Allah, bu savaşta da inananlara yardım ettiğini

bildirmektedir. Fakat Müslümanların sonraki ayetlerde tenkit edilen bazı davranışları,

bu ilahi yardımın tecelli etmesine engel olmuştur.

"Andolsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir’de yardım etmişti. O

hâlde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız"920 ayeti hakkında İbn

Hişâm ve Vâkıdî, "Sayınız ve kuvvetiniz az iken Allah size yardım etmişti"

açıklamasını yaparlar.921 Müfessirlerimiz ise bu ayetin tefsirini yaparken, Bedir

mevkiine neden bu adın verildiği hususunda farklı görüşler olduğunu ifade

etmişlerdir.922

Bu hususta yer verilen "Hani sen müminlere, “Rabbinizin, indirilmiş üç bin

melek ile yardım etmesi size yetmez mi?” diyordun." "Evet, sabrettiğiniz ve Allah’a

karşı gelmekten sakındığınız takdirde; onlar ansızın üzerinize gelseler bile Rabbiniz

nişanlı beş bin melekle size yardım eder"923 ayeti ise, siyer müelliflerimizden İbn Hişâm

ve Vâkıdî tarafından zikredilmektedir. İbn Hişâm ayeti İbn İshâk'tan naklederek şöyle

tefsir eder: "Yani eğer düşman karşısında sebat ettiğiniz ve emirlerine itaat ettiğiniz

sürece, onlar üzerinize geldiği zaman Allah size beş bin melekle yardım eder."924

Vâkıdî'nin rivayet ettiğine göre ise Hz. Peygamber Uhud'a çıkmadan önce kendisine

"Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, “Ben size ard arda bin

melekle yardım ediyorum” diye cevap vermişti"925 ayeti, daha sonra da bu ayet indirildi.

Fakat Müslümanların sebat göstermemeleri sebebiyle tek bir melek bile onları

desteklemek için inmedi.926 Bu rivayete göre mezkûr ayetten önce Enfâl sûresinin 9.

ayetinin nazil olduğu ifade edilmiştir. Herhalde Vâkıdî, bu ayetin de Uhud Savaşı ile

alakalı olarak inen ayetler arasında olduğunu belirtmek amacında değildir. Zira bu

ayetin Bedir Savaşı ile alakalı olarak nazil olduğu bilinmektedir. Ayetin Uhud'a

920 Âl-i İmrân 3/123. 921 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 106; Vâkıdî, Megâzî, I, 319. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân,

IV, 74-75; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1056; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1354. 922 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 75; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1058; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 228;

İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1354. 923 Âl-i İmrân 3/124-125. 924 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 107. 925 Enfâl 8/9. 926 Vâkıdî, Megâzî, I, 320. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 76-83; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1357;

Balcı, İlahi Yardım, s. 113.

Page 138: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

127

çıkmadan önce indiği ifade edildiğine göre, henüz Uhud Savaşı söz konusu olmadan

önce, yani Bedir sonrası inmiş olduğu kastedilmiştir.

Müfessirlerin naklettiğine göre Âl-i İmrân sûresinin 124-125. ayetlerinin, Bedir

Savaşı mı yoksa Uhud Savaşı mı hakkında olduğu ihtilaflıdır.927 Bir görüşe göre, ayette

geçen ifade Bedir Savaşı ile alakalıdır ve Bedir'de meleklerin yardım için gönderilmiş

olduğunu belirtmektedir.928 Enfâl sûresinin 9. ayetinde geçen "birbiri ardına bin melek"

ifadesi de bu durumla çelişmez. Zira gönderilen bin meleğin ardına başka binler de

eklenmek suretiyle üç bin ve beş bin melek indirilmiştir.929 Bir rivayete göre ise Bedir

Savaşı esnasında Kürz b. Cabir'in müşriklere yardım edeceği söylentisi, Müslümanlar

arasında yayılmış ve Müslümanları telaşlandırmıştır. Bunun üzerine bu ayetler inmiştir.

Fakat kendisine müşriklerin yenilgiye uğradıkları haberi gelen Kürz, müşriklere yardım

için gelmedi. Dolayısıyla Allah'ın beş bin melek indirmesine de lüzum kalmadı.930

Müfessirlerden bazıları, ayette bahsedilen durumun Uhud Savaşı ile ilgili

olduğunu, o gün yardım için meleklerin indirildiğini fakat savaşmadıklarını

söylemişlerdir.931 Taberî, ayetlerin zahirinde, müminlerin Uhud'da meleklerle

desteklenip desteklenmediğine dair bir delilin olmadığını, desteklendiğini gösteren

sahih bir haberin de bulunmadığını ve bu konuda delilsiz konuşmanın caiz olmadığını;

fakat Bedir'de meleklerin gönderildiğine delalet eden bir ayetin932 bulunduğunu ifade

eder. Delilsiz konuşmanın caiz olmadığını söylemesine rağmen, Uhud'da meleklerin

indirilmediğini söylemenin daha doğru olduğu yorumunu da ekler.933 Bazıları ise beş

bin meleğin inmesinin, sabır, takva ve kâfirlerin ansızın üzerlerine gelmesi şeklinde

belirtilen üç şartın gerçekleşmesine bağlı olduğunu, Uhud'da bu şartlar tahakkuk

etmediği için de meleklerin indirilmediğini söylerler.934 Bir görüşe göre bu ayet, Uhud

927 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 76-77; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 405; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII,

229; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1356-1357. 928 Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 360; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1357; Öz, Kur'an'ın Peygamberi,

s. 125; Kur'an Yolu, I, 666-667; Bayraklı, Kur'an Tefsiri, IV, 356. 929 İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1357. "Bu değişen rakamlar muhtemelen, zorluklara karşı sabreden ve O'na

karşı sorumluluklarının bilincinde olanlara Allah'ın yardımının sınırsızlığını gösterir." Esed, Kur'an

Mesajı, s. 173. 930 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 76; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 232; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1356;

Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 361. 931 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 230. 932 Enfâl 8/9. 933 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 79-80. 934 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 234; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 361; Şimşek, Tefsir, I,

415.

Page 139: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

128

Savaşı öncesi Hz. Peygamber'in müminleri cesaretlendirmek amacıyla vermiş olduğu

müjdelere işaret etmektedir.935 Derveze, bu ayette bahsedilen durumun Uhud

Savaşı'ndan hemen sonra yapılan Hamrâulesed seferi ile alakalı olduğunu, Hz.

Peygamber'in o sefer esnasında ashabını böyle söyleyerek cesaretlendirdiğini, ayette

geçen "onlar ansızın üzerinize gelseler bile" ifadesinin bu görüşü desteklediğini ifade

eder.936

İbn Hişâm, ayette melekler için kullanılan "müsevvimîn" kelimesinin "nişanlı,

alametli" demek olduğunu açıklarken, Fetih sûresinin 29. ayeti ve Hûd sûresinin 82-83.

ayetlerini örnek verir. Ayrıca "müsevveme" kelimesinin de "meraya salınan" anlamına

geldiğini ifade etmek için, Âl-i İmrân sûresinin 14. ayeti ile Nahl sûresinin 10. ayetini

delil olarak zikreder.937 Ayette geçen "nişanlı" kelimesi hakkında, tefsir kaynakları

ayrıntılı bilgi vermişlerdir. Meleklerin nişanlarının, ucunu arkalarına sarkıttıkları sarı

sarıklar olduğunu söyleyenlerin yanında, atlarının alaca olduğu ve yelelerinin kısaltılmış

olduğu, beyaz yün elbise giydikleri, kırmızı yün elbise giydikleri, beyaz yeleli atlara

bindikleri vb. farklı ayrıntıyı zikredenler de vardır.938 Bu konuda siyer ve İslam tarihi

kitapları da ayrıntılı rivayetler içermektedir.939

Yine bu hususta zikredilen ayetlerden bir diğeri de şöyledir: "Allah, bunu size

sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatışsın diye yaptı. Yardım ve zafer ancak

mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah katındadır."940 İbn Hişâm ve Vâkıdî,

önceki ayetlerde bahsedilen melek askerlerin, sadece müjdelemek ve kalpleri tatmin

etmek için gönderilmiş olduklarını ifade ederler.941 "Bir de Allah bunu, inkâr

edenlerden bir kısmını helâk etsin veya perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler

diye yaptı"942 ayeti ise müelliflerimizden İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından zikredilmiştir.

935 Câbirî, Fehmü'l-Kur'an, III, 187; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 129; Mevdûdî, Tefhim, I, 293; Ateş,

Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 557. 936 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 470. 937 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 107. 938 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 82-83; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1060; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII,

235; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1357-1358. "Bu, meleklerin bir alamete ihtiyaçları olduğundan değil,

müminlerin bir alamete ihtiyaçları olduğunu bildirmek içindir." Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 406. 939 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 233-234; Vâkıdî, Megâzî, I, 75-81, 234-235; Köksal, İslam Tarihi,

II, 142-144. 940 Âl-i İmrân 3/126. 941 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 108; Vâkıdî, Megâzî, I, 320. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân,

IV, 84; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 405; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1060-1062; İbn Kesîr, Tefsîr, IV,

1358. 942 Âl-i İmrân 3/127.

Page 140: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

129

Müelliflerimiz ayet hakkında, kâfirlerin bir kısmı öldürülüp yok olsunlar ve

umduklarına erişemeden bozguna uğramış olarak geri dönsünler diye Allah'ın böyle

yaptığını vurgularlar.943 Müfessirlerden bazıları, bu ayetin de Bedir'le alakalı olduğunu

ifade etmişlerdir.944

2.1.3. Savaş Meydanındaki Çözülme

Sûrede, Uhud Savaşı esnasında Müslümanlar arasında meydana gelen gevşeme

ve sonuçları, açık bir şekilde dile getirilmiştir. "Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur.

Allah ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara

azap eder."945 Bu ayetin araştırmamızda esas kabul ettiğimiz siyer kaynaklarının

hepsinde yer aldığını görmekteyiz. Müelliflerimiz tarafından aktarıldığına göre,

Uhud'da Hz. Peygamber'in dişleri kırıldı, yüzü yaralandı, kan yüzüne akmaya başladı.

O, yüzündeki kanları silerek, "Peygamberlerine böyle yapan bir toplum nasıl iflah olur?

Hâlbuki Peygamber onları Rablerine çağırıyor." diye serzenişte bulunuyordu. Bunun

üzerine Allah bu ayeti indirmiştir.946 İbn Hişâm bu ayeti İbn İshâk'tan nakletmek

suretiyle, "Yani kullar hakkındaki hükmüme senin bir müdahalen olamaz. Ya

rahmetimle tevbelerini kabul ederim, ya da günahları için azap ederim. Zaten onlar bana

isyan etmekle azabı hak etmişlerdir." diye açıklar ve bir sonraki ayeti947 de zikreder.948

Vâkıdî bu ayetin Hamza hakkında nazil olduğunu söyleyen farklı bir rivayete daha yer

verir. Buna göre amcası Hamza'ya yapılanları gören Hz. Peygamber, kendisinin de

fırsatını bulduğunda onlara müsle yapacağını söylemesi üzerine bu ayet nazil

olmuştur.949 İbn İshâk ise ayetin nüzûl sebebi hakkında farklı bir rivayet nakleder. Bu

rivayete göre Mekke dönemindeyken Kureyşli bir adam gelip Hz. Peygamber'e karşı

edep yerini açmış, Hz. Peygamber de ona beddua etmiş, bunun üzerine bu ayet nazil

943 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 108; Vâkıdî, Megâzî, I, 320. 944 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 85; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1062. 945 Âl-i İmrân 3/128. 946 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 80; Vâkıdî, Megâzî, I, 245, 320; İbn Sa'd, Tabakât, II, 42; Taberî,

Tarih, II, 515. Ayrıca bkz. Buhârî, Meğazi, 21; Belâzurî, Fütûhu'l-Büldan I, 392; Taberî, Câmiu'l-

Beyân, IV, 86-89; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 409; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 124-125; İbn

Kesîr, Tefsîr, IV, 1360; İbn Kesîr, Bidaye, V, 394. 947 "Göklerdeki her şey ve yerdeki her şey Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder.

Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Âl-i İmrân 3/129. 948 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 108. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 86; İbn Kesîr, Tefsîr,

IV, 1359. 949 Vâkıdî, Megâzî, I, 320. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 237; Demircan, Son Peygamber, s.

183.

Page 141: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

130

olmuştur.950 Âl-i İmrân sûresinin bütünüyle Medine'de nazil olduğunun bilinmesi

nedeniyle İbn İshâk'ın naklettiği bu rivayetin problemli olduğunu düşünmekteyiz.

Tefsir ve hadis kaynaklarında Hz. Peygamber'in Uhud'da görmüş olduğu

muamele ve yaralanması sebebiyle beddua etmek istediği, fakat bu ayet nazil olduğu

için beddua etmekten vazgeçtiği rivayeti geçmektedir.951 Hz. Peygamber'in, yerlerini

terk eden okçulara952 veya münafıklardan bazı kimselere953 beddua etmek istemesi

üzerine nazil olduğu da söylenmiştir. Ayrıca Hz. Peygamber'in dişinin kırılmasına sebep

olan kişinin Utbe b. Ebî Vakkas olduğu, Resûlullah'ın ona "Üzerinden bir yıl geçmeden

kâfir olarak ölmeni dilerim" diye beddua ettiği, Utbe'nin de bir yıl geçmeden kâfir

olarak öldüğü nakledilir.954 Başka bir rivayete göre ise Hz. Peygamber, Uhud günü Ebû

Süfyan, Haris b. Hişâm ve Safvan b. Ümeyye'ye beddua etmiş fakat daha sonra Allah bu

üçünü de affetmiş ve İslam'a girmişlerdir.955 Başka bir rivayette Hz. Peygamber'in

beddua ettiği isimler; Ebû Süfyan, Haris b. Hişâm, Süheyl b. Amr ve Safvan b. Ümeyye

olarak verilir.956 Bir diğer görüşe göre Hz. Peygamber bir süre sabah namazının ikinci

rekâtında rükudan doğrulunca, Lihyan, Ri'l, Zekvan ve Usayye kabileleri için beddua

etmiş, Allah'ın bu ayeti indirmesinden sonra da beddua etmeyi bırakmıştır.957 Bu ayetin

Bi'ru Maune hadisesi958 üzerine Hz. Peygamber'in mezkûr kabilelere kırk gün kadar

süren bedduasından men etmek amacıyla nazil olduğu ifade edilmiştir.959 Râzî, ayetin

Uhud günü Kureyş'e bedduası üzerine nazil olduğu görüşünü kabul ettiğini söyler.960

Müfessirlerin bu ayet ile alakalı olarak naklettikleri beddua rivayetlerinin, siyer

kaynaklarında verilenlerle mutabık olmadığı görülmektedir. İbn İshâk'ın vermiş olduğu

rivayet haricinde -ki bu rivayetin sağlam olmadığı ifade edilmiştir- diğer müelliflerin

950 İbn İshâk, Sîre, s. 217 951 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 87-88; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1064; Buhârî, Meğazi, 21; Râzî, Mefâtîhu'l-

Ğayb, VIII, 237. 952 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 237. 953 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 125; Nesai, Salat, 2. 954 Vâkıdî, Megâzî, I, 245-246; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 88; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 166. 955 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 88-89; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 410; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1360.

Ayrıca bkz. Buharî, Megâzî, 21; Tirmizî, Tefsir, 3/12; Nesaî, Salât, 121. 956 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 166. 957 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 89. Ayrıca bkz. Müslim, Mesâcid, 294; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 126. 958 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 183-189; Vâkıdî, Megâzî, I, 346-353; Halife, Târihu Halife b.

Hayyât, s. 101-102; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 175-177; Köksal, İslam Tarihi, IV, 33-57. 959 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 238. 960 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 238.

Page 142: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

131

naklettiklerinde herhangi bir beddua ifadesine rastlanmaz.961 Hz. Peygamber'in

"Peygamberlerine böyle yapan bir toplum nasıl iflah olur? Hâlbuki Peygamber onları

Rablerine çağırıyor" dediği nakledilir. Bu ifadeler ise beddua olarak nitelendirilemez.

Hayatı incelendiği zaman Hz. Peygamber'in, kendisine eziyet eden ve her türlü kötülüğü

yapan kimselere lanet okumaktan kaçındığı, aksine doğru yolu bulmaları için dua ettiği

görülecektir.962 Pek nadir durumlarda, şahsi olmayan ve dini saiklere dayanan

hususlarda Hz. Peygamber'in bedduaya başvurduğu anlaşılacaktır.963 Hz. Peygamber'in

beddua ettiği iddia edilen isimler arasında, Ebû Süfyan, Süheyl b. Amr ve Safvan b.

Ümeyye gibi daha sonra İslam'ı kabul etmiş kimselerin bulunması da, bu rivayetlere

ihtiyatla yaklaşmak gerektiğinin bir göstergesidir.964 Nitekim Hz. Peygamber, Uhud

Savaşı esnasında müşriklere beddua değil, hidayete ulaşmaları için dua etmiştir.965

Uhud Savaşı ile ilgili olarak kaynaklarda geçen bir başka ayet de,"Andolsun, siz

ölümle karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp

duruyorsunuz"966 ayetidir. Bu ayet, İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî tarafından

incelenmiştir. İbn Hişâm ayetin tefsiri sadedinde, İbn İshâk'tan rivayet etmek suretiyle,

"Karşınıza çıkıncaya kadar, düşmanın ellerindeki kılıçlarla ölümü istiyordunuz"967

demiştir. Vâkıdî'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber'in ashabından bazıları Bedir'de

bulunmamışlardı. Bunlar, Resûlullah'ın Medine'de kalmayıp Uhud'a çıkması için ısrar

edenlerdi. Böylelikle ganimet ve sevap elde etmeyi umuyorlardı. Onlardan bazıları

Resûlullah Uhud'a çıkmadan önce kendi aralarında, "Keşke müşriklerle karşılaşsak ve

onları yenilgiye uğratsak veya şahadeti tatsak" demişlerdi. Bunlar, Uhud'da ölümü

yakınlarında hissedince kaçmışlardır.968

Yine bu hususla ilgili olarak, “Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce

de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski

dininize) mi döneceksiniz. Kim gerisin geriye dönerse Allah'a hiçbir zarar veremez.

961 Ayetle ilişkili olarak verilmese de, Hz. Peygamber'in Uhud Savaşı'nda beddua ettiğine dair rivayetler

Vâkıdî'de geçmektedir. Vâkıdî, Megâzî, I, 246. 962 Müslim, Birr, 87. 963 Önkal, Resûlullah'ın İslam'a Davet Metodu, s. 163. 964 Y. Emre Gördük, "Bazı Ayetler Işığında Hz. Peygamber (sas)'in Öfkesi ve Sabrı", Ekev Akademi

Dergisi, Yıl: 19; Sayı: 62, 2015, s. 193-194. 965 Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 555; Hamidullah-Avcı, "Uhud Gazvesi", s. 56; Köksal,

İslam Tarihi, III, 176; Şibli, Son Peygamber, s. 245. 966 Âl-i İmrân 3/143. 967 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 111. 968 Vâkıdî, Megâzî, I, 321. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 109-110; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1082.

Page 143: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

132

Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır”969 ayeti, müelliflerimizin tamamı tarafından

zikredilmiştir. Zührî'den nakledilen rivayete göre şeytan, Uhud savaşı esnasında

"Muhammed öldürüldü" diye bağırmış ve Müslümanlar çözülmeye başlamıştı. Bu husus

hakkında Ka'b b. Malik, "Peygamber'i ilk tanıyan bendim. 'İşte Resûlullah, hayattadır'

diye bağırdığımda susmamı işaret etti. Bunun üzerine Allah bu ayeti indirdi" demiştir.970

Vâkıdî ve İbn Sa'd bu ayeti, ayrıca Mus'ab b. Umeyr'in şehit olmasını anlatan rivayeti

naklederken zikretmektedirler: Müslümanlar dağılmaya başladıkları zaman Mus'ab,

sancağı tutmaktaydı. At üzerinde olan İbn Kamie, ona doğru geldi ve sağ eline vurup

onu kopardı. Mus'ab o esnada "Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de

peygamberler gelip geçmiştir" diyordu. Sancağı sol eline aldı ancak İbn Kamie onu da

kopardı. Mus'ab sancağın üzerine kapandı ve hala bu ayeti okumaktaydı. Sonra İbn

Kamie, son bir hamleyle Mus'ab'ı öldürdü.971 Vâkıdî'nin naklettiği bir Hz. Ömer

rivayetine göre ise o gün şeytan, "Muhammed öldürüldü" diye bağırdı. Bunu duyan Hz.

Ömer dağa tırmandı, sonra tekrar Hz. Peygamber'in yanına geldi. Hz. Peygamber, bu

ayeti okuyordu.972 Vâkıdî aynı rivayeti daha sonra, şeytanın Cu'âl b. Süraka'nın973

suretine büründüğü ayrıntısıyla ve Ömer'in, "Resûlullah'ın yanına geldiğimde bu ayet

nazil oluyordu" ifadesiyle birlikte zikreder.974 İbn Sa'd ise İbrahim b. Muhammed'den

şu rivayeti zikretmiştir: "Bu ayet henüz o gün nazil olmamıştı. Bu olaydan sonra nazil

oldu."975 Taberî ise, "Muhammed öldürüldü, artık geri dönün" diyenler hakkında Âl-i

İmrân sûresinin 143 ve 144. ayetlerin nazil olduğunu ifade eder.976 İbn Hişâm bu ayeti

tefsir sadedinde, İbn İshâk'tan naklederek, şöyle söylemiştir: "İnsanlar Muhammed

öldürüldü diyerek ve düşmanların önünden geri çekilerek Allah'a hiç bir zarar veremez.

Peygamber öldüyse, dininizden dönüp eskisi gibi kâfir mi olmayı tercih edeceksiniz?

Hâlbuki Peygamber'in size getirmiş oldukları, sizinle beraber kalmaktadır. Sizin eski

dinlerinize dönmeniz, Allah'ın gücünden ve mülkünden bir şey eksiltmez."977

969 Âl-i İmrân 3/144. 970 İbn Sa'd, Tabakât, II, 43. Ayrıca bkz. Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 172. 971 Vâkıdî, Megâzî, I, 239; İbn Sa'd, Tabakât, III, 112. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 21-22. 972 Vâkıdî, Megâzî, I, 295. 973 Şeytanın Cüal sûretine girmesi ile ilgili rivayetler için bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 232. 974 Vâkıdî, Megâzî, I, 321. 975 İbn Sa'd, Tabakât, III, 112. 976 Taberî, Tarih, II, 520. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 110-114; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1376-

1377. 977 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 111.

Page 144: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

133

Konuyla alakalı olarak yer verilen ayetlerden bir diğeri de, "Hiçbir kimse

Allah’ın izni olmadan ölmez. Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya

menfaatini isterse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret mükâfatını isterse, ona da

ondan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız"978 ayetidir. İbn Hişâm'ın İbn

İshâk'tan aktardığı açıklamaya göre, mezkûr ayette, ölümün Allah'ın izni ile olduğu

hatırlatılmaktadır. Keza Hz. Muhammed'in de bir eceli vardır.979 Vâkıdî bu ayetin,

Abdullah b. Übey'in "Eğer bizimle birlikte olsalardı ölmezler ve öldürülmezlerdi"

sözüne cevap olduğunu ifade eder.980 Müfessir Râzî, Uhud'da savaşan Müslümanların

iki kısma ayrıldıklarını, kimisinin dünya menfaatini yani ganimet ve şöhret elde etmeyi

arzuladıklarını ve bunların hezimete uğramaları gerektiğini; kimisinin de ahireti

arzuladıklarını, bunların da yenilmemeleri gerektiğini, Allah'ın her iki gruba da

istediklerinden verdiğini belirtir.981

Konuyla alakalı olarak İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından zikredilen başka diğer bir

ayet grubu da şöyledir: "Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah

dostu çarpıştı da bunlar Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa

düşmediler, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever." "Onların sözleri ancak,

“Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda)

ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et” demekten ibaretti."982

Onlar ayetleri, "Yani nice kavimlerin peygamberleri vardır ki, onlar öldürüldüğünde

kavimleri gevşememişler, düşmana karşı zayıflık göstermemişlerdir" diyerek

açıklamışlardır.983 Vâkıdî, 148. ayeti de bu ayetlerle birlikte vermektedir. İbn Hişâm

ayette geçen "ribbiyyûn" kelimesinden cemaatlerin kastedildiğini söyler. Bu konuda

örnek olarak bazı beyitleri zikreden İbn Hişâm, bu beyitlerden birinde geçen "düsür"

(çivi) kelimesini açıklamak için de, Kamer sûresinin 13. ayetine yer vermiştir.984 Vâkıdî

ise "ribbiyyûn" kelimesine "büyük cemaat" anlamı verir.985 Müfessirler ise bu kelimenin

anlamının; "topluluk, cemaat", "âlimler ve fakihler", "takva sahipleri", "tabi olanlar",

978 Âl-i İmrân 3/145. 979 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 111. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 114-115; Râzî,

Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 24. 980 Vâkıdî, Megâzî, I, 322. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 24. 981 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 26. 982 Âl-i İmrân 3/146-147. 983 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 112; Vâkıdî, Megâzî, I, 322; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1379. 984 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 112. 985 Vâkıdî, Megâzî, I, 322.

Page 145: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

134

"Rablerine kulluk edenler" vb. anlamlara geldiği konusunda farklı görüşlere

sahiplerdir.986 Ayette münafıkların Hz. Peygamber'in öldürüldüğü haberini yaymaları

sonucu Müslümanların bozulmaya başlamaları ve güçlerinin kırılması nedeniyle

gevşeklik göstermelerine bir kınama vardır. Hatta Müslümanlar, Abdullah b. Übey'den

yardım isteyip, onun vasıtası ile Ebu Süfyan'dan eman dilemeyi dahi düşünmüşlerdi.987

2.1.4. Allah'a ve Peygamber'e İtaat

"Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’a karşı

gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz"988 ayeti İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından Uhud

Gazvesi ile ilgili olarak nazil olan ayetler arasında zikredilmiştir.989 Kat kat faizi

yasaklayan bu ayet, öncesi ve sonrası ile bağlantısız990 gibi görünmektedir. Bu nedenle

müfessirlerin büyük çoğunluğu, bu ayetin öncesi ve sonrası ile irtibatını göz ardı

etmişlerdir. Fakat düşmana karşı yapılan savaşlarda zafer elde etmek, toplumsal ahlakın

düzeltilmesi ile mümkündür. İçyapısı bozulmuş ve yozlaşmış toplumlar, düşmana

yeterince mukavemet göstermede başarısız olurlar. Müslümanların bu savaşta başarılı

olamamalarının temel nedenlerinden birisi, Hz. Peygamber'in talimatlarına rağmen,

geçidi koruyan okçuların ganimet hırsı ile yerlerinden ayrılmalarıdır.991 Mal elde etme

zaafı ve servet düşkünlüğü öyle bir şeydi ki, zafer kazanmak üzere oldukları bir

durumda, konumlarını devam ettirme ve korumaları gerekirken ganimet toplamaya

koşmuşlardır. Allah'ın faizi yasaklama sebebi, işte bu hırs ve zafiyettir.992 Bir görüşe

göre Uhud savaşına katılan müminlerden bazıları, bu savaş için çok mal harcamış,

ganimet de elde edemeyince tefecilerden borç almak durumunda kalmışlardır. Onların

bu zor durumunun farkında olan borç verenler, borcun süresi doldukça kat kat faiz

koymuşlardır.993 Yani denebilir ki okçuların yerlerinden ayrılmalarının en önemli

sebeplerinden biri faizdir. Bu sebeple faizden bahseden bu ayet, Uhud Savaşı sonrasında

986 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 116-118; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 27-28; İbn Kesîr, Tefsîr, IV,

1379-1380; Elmalılı, Hak Dini Kuran Dili, II, 440; Kur'an Yolu, I, 685-686. 987 Zemahşerî, Keşşâf, I, 1084, 1090; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 28. 988 Âl-i İmrân 3/130. 989 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 108-109; Vâkıdî, Megâzî, I, 320. 990 "Netice olarak bu ayetlerde, nüzûlden önce vuku bulmuş olaylara ilişkin kaçındırma, uyarı, nasihat

ve övgüye yer verilmiş ve ilahi hikmet gereği nazil olan bu ayetler buraya konulmuştur." Derveze,

Tefsîru'l-Hadîs, V, 473. 991 Şimşek, Tefsir, I, 416. 992 Mevdûdî, Tefhim, I, 293; Kur'an Yolu, I, 669-670. 993 Câbirî, Fehmü'l-Kur'an, III, 192.

Page 146: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

135

inen ayetler arasındadır.994 Nitekim Kaffâl'e göre bu ayetle, Müslümanların

müşriklerden intikam almak amacıyla ordu kurmalarında kullanmak için mal toplayıp,

ribaya yönelmeleri engellenmiştir.995

İbn Hişâm faizin yasaklanması ile ilgili olarak Âl-i İmrân 130 ve 131. ayetlerini

İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle zikreder. Hemen sonrasında Peygamber'e itaate teşvik

hakkında inenler olarak 132, 133, 134, 135 ve 136. ayetlerini kısa açıklamalarla

vermiştir.996 Daha sonra "Allah, Müminlerin başlarına gelen felaket ve musibetler

nedeniyle teselli etmek ve onlardan şehit olanlara taziye etmek amacıyla şu ayetleri

indirmiştir." der ve 137, 138, 139, 140 ve 141. ayetleri kısa tefsirlerle zikreder.997

Uhud ile ilgili olarak zikredilen, "Rabbinizin bağışına, genişliği göklerle yer

arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan

cennete koşun"998 ayeti ise, müelliflerimizden İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin eserlerinde yer

almıştır. İbn Hişâm ayeti İbn İshâk'tan aktarmak surteiyle "Yani bana ve Rasulüme itaat

edenler için hazırlamış olduğum evime koşun" biçiminde izah eder.999 Vâkıdî, ayette

geçen "Rabbinizin bağışına koşun" ifadesiyle amaçlananın, imamla birlikte alınan ilk

tekbir olduğunu nakleder. Ayrıca Vâkıdî bu ayetin açıklamasında cennetin dördüncü kat

semada olduğunu söyler.1000 Tefsir kaynaklarında "Rabbinizin bağışı" ile kastedilenin

ne olduğu konusunda farklı görüşler mevcuttur.1001 Müfessir Râzî, İbn İshâk'a göre

burada bahsedilenin cihat olduğunu, çünkü ayetin 121. ayetinden itibaren Uhud savaşı

hakkında nazil olduğunu söylediğini nakleder.1002

Vâkıdî 134. 135 ve 138. ayetleri de Uhud ile alakalı olarak inen ayetler arasında

zikretmiştir.1003 Müfessirler "Yine onlar, çirkin bir iş yaptıkları yahut nefislerine

zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki

994 İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 129. 995 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 2. 996 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 108-109. İbn İshâk Allah'ın 132. ayeti, Uhud'da Hz. Peygamber'in

emrine itaat etmeyen müminlere itapta bulunmak amacıyla indirdiğini ifade etmiştir. Taberî,

Câmiu'l-Beyân, IV, 91 (İbn İshâk'tan naklen); Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 4. 997 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 109-110. 998 Âl-i İmrân 3/133. 999 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 109. 1000 Vâkıdî, Megâzî, I, 320. "Said b. Cübeyr, bunun namazın iftitah tekbiri olduğunu söylemiştir." Râzî,

Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 5. 1001 Kastedilenin "İslam", "farz ibadetler", "ihlâs", "hicret", "cihat", "iftitah tekbiri", "beş vakit namaz"

vb. olduğu hakkındaki görüşler için bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 5. 1002 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 5. 1003 Vâkıdî, Megâzî, I, 320.

Page 147: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

136

Allah’tan başka günahları kim bağışlar- ve bile bile işledikleri (günah) üzerinde ısrar

etmeyenlerdir"1004 ayetinin, seferlere nöbetleşe çıkan iki Müslümandan birisi seferde

iken, diğerinin seferde olan arkadaşının hanımına tacizde bulunması ve bunun üzerine

pişman olup tevbe etmesi üzerine indiği şeklinde bir rivayeti naklederler.1005 Fakat bu

rivayette Uhud Savaşı zikredilmez. Dolayısıyla böyle bir bilgi, incelemiş olduğumuz

siyer kaynaklarında geçmemektedir.1006

Bu hususta zikredilen ayetlerden bir diğeri de, "Allah’ın rızasına uyan kimse,

Allah’ın gazabına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? O, ne kötü

varılacak yerdir!"1007 ayetidir. İbn Hişâm ve Vâkıdî ayeti şöyle anlamlandırmışlardır:

"Allah'ın rızasını isteyen kişi, Allah'ın gazabını yüklenen gibi midir? Bu iki misal hiç

eşit olur mu?"1008 Müfessirlerden bazıları bu ayeti bir önceki ayetle ilişkilendirerek,

"ganimet malından bir şeyi zimmetine geçirmeyen kişi ile onu alan ve zimmetine

geçiren kişi bir olur mu" diye açıklamışlardır.1009

"Onlar (insanlar) Allah’ın katında derece derecedirler. Allah, onların

yaptıklarını görmektedir."1010 Yine İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin ayet hakkında

belirttiklerine göre insanların cennet ve cehennemde dereceleri vardır.1011 "Andolsun,

Allah, müminlere kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz

yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta

bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler."1012 İbn Hişâm'ın

İbn İshâk'tan rivayet ettiğine göre bu ayet, Allah'ın peygamberler göndererek insanlara

ne kadar büyük bir lütufta bulunduğu ile alakalıdır.1013 Vâkıdî, burada bahsedilen

peygamberin Hz. Muhammed olduğunu, onlara Kur'ân'ı ve hikmeti yani sözdeki isabeti

öğrettiğini ifade eder.1014

1004 Âl-i İmrân 3/135. 1005 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 127; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 10. 1006 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 108-109; Vâkıdî, Megâzî, I, 320. 1007 Âl-i İmrân 3/162. 1008 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 117; Vâkıdî, Megâzî, I, 324, Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 161-162. 1009 Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 462. 1010 Âl-i İmrân 3/163. 1011 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 117; Vâkıdî, Megâzî, I, 325; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 162; İbn

Kesîr, Tefsîr, IV, 1412. 1012 Âl-i İmrân 3/164. 1013 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 117-118. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 163; Râzî,

Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 79-80; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 463. 1014 Vâkıdî, Megâzî, I, 325. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf, I, 1118; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1412-1413.

Page 148: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

137

2.1.5. Sünnetullah'a Dair Esaslar ve Müdâvele

Sûrede, Uhud Savaşı sırasında yaşananların, Allah'ın koyduğu toplumsal

yasaların bir tezahürü olduğu bildirilmektedir: "Sizden önce(ki milletlerin başından)

nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalanlayanların sonunun

nasıl olduğunu bir görün."1015 Bu ayet incelemiş olduğumuz kaynaklardan sadece İbn

Hişâm'da geçmektedir.1016 Taberî, Tefsir'inde, bu ayetin Uhud'da müşrikleri yenilgiye

uğratamayan Müslümanları teselli ettiğini ve müşriklerin sonunun da kötü olacağını

beyan ettiğini söyler.1017 Fakat siyer kaynaklarında bu hususta bir açıklama yoktur.

Konu ile ilgili olarak yer verilen diğer bir ayet de şöyledir: "Gevşemeyin,

hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz."1018

Bu ayeti, İbn Hişâm, "Eğer peygamberin getirdiğini tasdik ediyorsanız, zayıflamayın ve

başınıza gelene üzülmeyin. Çünkü galibiyet sizindir"1019 diye İbn İshâk'tan naklederek

açıklarken; Vâkıdî, düşmana karşı savaş yapıldığı vakit gevşeklik göstermemeleri ve

Uhud'da başlarına gelenler için de üzülmemeleri gerektiğinin, çünkü Uhud'da

yaşananların kat kat fazlasının Bedir'de kâfirlere yaşatılmış olduğunun vurgulandığını

beyan eder.1020 Müfessirlerin bahsettiğine göre Hz. Peygamber Uhud Savaşında Halid b.

Velid'in tepeye çıktığını gördüğünde, "Ey Allah'ım, bu beldede şu topluluktan başka

sana kulluk eden yoktur. Onları helak etme" diye dua etmiş, bunun üzerine de Yüce

Allah bu ayeti indirmiştir.1021 Ayette bahsedilen üstünlüğün, savaşta galip gelme

manasında mı yoksa dine sarılma ve güzel neticeler elde etme bakımından bir üstünlük

mü olduğu konusunda müfessirlerin farklı görüşleri bulunmaktadır.1022

Yine bu hususla alakalı olarak görülen, "Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız,

şüphesiz o topluluk da (müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya

kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz.1023 Allah sizden iman

edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri

1015 Âl-i İmrân 3/137. 1016 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 110. 1017 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 99. 1018 Âl-i İmrân 3/139. 1019 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 110. 1020 Vâkıdî, Megâzî, I, 321. Ayrıca bkz. Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 431; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1074. 1021 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 102-103; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 128; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-

Kur'ân, IV, 393; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 170. 1022 Bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 14; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 431. 1023 Müdavele: Zaferin insanlar arasında dolaşmasının gayesi hakkında bkz. Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân,

II, 432-434; Özsoy, Sünnetullah, s. 96.

Page 149: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

138

sevmez"1024 ayetini araştırmamızda esas kabul ettiğimiz kaynaklardan İbn Hişâm,

Vâkıdî ve İbn Sa'd'da bulmaktayız. İbn Hişâm İbn İshâk'tan naklettiği bu ayet hakkında,

müminlerle münafıklar ayrılsın diye ve müminlere şehitlik ikram etmek için Allah'ın

böyle yaptığını söyler.1025 Vâkıdî, mücadelenin sonucunun bir gün düşmanların lehine

bir gün de Müslümanların lehine olacağını lakin nihayetinde inananların galip

geleceğini ifade eder.1026 İbn Sa'd bu ayetteki "sizden şahitler edinmek için böyle yapar"

ifadesini zikrederek; Uhud'da dördü muhacir gerisi ensar olmak üzere, yetmiş kişinin

şehit olduğu bilgisini verir.1027 Taberî, Tefsir'inde bu ayetin Uhud'da savaşan

Müslümanlara hitap ettiğini ve onları teselli ettiğini ifade eder. Çünkü onlar Uhud'da

öldürülmüş ve yaralanmış olsalar da, Bedir'de müşrikler öldürülmüş, yaralanmış ve esir

edilmişlerdir. O halde Müslümanların bu yaşananlardan dolayı ümitsizliğe

kapılmamaları gerekmektedir.1028

Tefsir kaynaklarında ayetin, Uhud Savaşı'nda yaralanan Müslümanları, yaraları

ile Allah'ın bir lütfü olmak üzere uyudukları ve bunun üzerine bu ayetin nazil olduğu

bilgisi geçmektedir.1029 Ayrıca Müslümanların başlarına gelenlerden sonra dağa

sığınması ve bulundukları yerden Ebû Süfyan ile konuşması sonucunda, Ebû Süfyan'ın

"Gelecek yıl buluşma yerimiz Bedir'dir" demesi üzerine bu ayetin nazil olduğu da

söylenmiştir.1030 Zemahşerî, ayette bahsedilen müşriklerin almış oldukları yaranın,

Uhud günü gerçekleştiğini belirtir. Nitekim Hz. Peygamber'in talimatına aykırı

davranmadan önce Müslümanlar, müşriklere karşı üstün durumdaydılar. "Onları

(müşrikleri) kırıp geçirdiğiniz sırada"1031 ayeti bu duruma işaret etmektedir.1032 Nitekim

savaşın seyri değişmeden önce düşmanlardan yirmi küsur kişinin öldürüldüğü ve birçok

kişinin yaralandığı ifade edilmektedir.1033

Bu hususla ilgili olarak yer verilen ayetlerden biri de şöyledir: "Bir de Allah,

iman edenleri arındırmak ve küfre sapanları mahvetmek için böyle yapar."1034 İbn

1024 Âl-i İmrân 3/140. 1025 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 110. 1026 Vâkıdî, Megâzî, I, 321. 1027 İbn Sa'd, Tabakât, III, 15. 1028 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 103. 1029 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 104. 1030 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 105; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1078; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 171. 1031 Âl-i İmrân 3/152. 1032 Zemahşerî, Keşşâf, I, 1076. 1033 Elmalılı, Hak Dİni Kur'an Dili, II; 428; Hamidullah-Avcı, "Uhud Gazvesi", s. 56. 1034 Âl-i İmrân 3/141.

Page 150: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

139

Hişâm'ın İbn İshâk'tan naklettiği tefsirine göre, Allah iman edenleri belalar ile deneyip

ayıklamak ve kalplerinde olmayanı dilleriyle söyleyen münafıkların gizledikleri

inkârları açığa vurmak istiyor.1035 Vâkıdî'ye göre ise Allah, Hz. Peygamber'in yanında

sebat göstererek savaşan müminleri imtihan edip, müşrikleri de helak etmek istediğini

belirtmektedir.1036 Yani Allah iman edenleri münafıklardan ayırmak, onları

günahlarından arındırmak ve kâfirleri de mahvetmek istediğinden dolayı Bedir'de

Müslümanların Uhud'da da kâfirlerin galip gelmesi münasebetiyle, galibiyetin ve

mağlubiyetin insanlar arasında dönüp durmasını istemiştir.1037

Ayrıca İbn Hişâm ve Vâkıdî, "Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri

(sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete gireceğinizi

mi sandınız?"1038 ayeti hakkında, "Uhud'da şehit edilenler, Allah yolunda başa gelenlere

sabredip sebat gösterenler imtihan edilmedikçe" açıklamasını düşmektedirler.1039

2.1.6. Kâfirlere İtaatten Sakınmak

İbn Hişâm, "Müslümanları, kâfirlere itaat etmek konusunda uyarmakla ilgili inen

ayetler" açıklaması ile 149, 150, 151 ve 152. ayetleri zikreder.1040 Vâkıdî, "Ey iman

edenler! Siz eğer kâfir olanlara uyarsanız sizi gerisin geriye (küfre) çevirirler de

büsbütün hüsrana uğrarsınız"1041 ayetinde kâfirlerden maksadın Yahudi ve münafıklar

olduğunu vurgulamaktadır.1042 Müfessirlerden bazıları ayette bahsedilen kişinin Ebu

Süfyan olduğunu, bazıları ise İbn Übey ve onun yandaşları olduğunu söylemişlerdir. Bu

ayetin Uhud savaşında Müslümanların bozulup dağılmaları üzerine münafıkların

"Müşrik kardeşlerinizin yanına dönün ve onların dinine girin" demeleri sebebiyle nazil

olduğuna dair Hz. Ali'den gelen bir rivayet nakledilmiştir.1043 Râzî ise, ayetin bütün

kâfirleri kapsamı içerisine aldığını, çünkü ayetin lafzının umumi olduğunu belirtir.1044

1035 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 110. 1036 Vâkıdî, Megâzî, I, 321. 1037 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 105-108; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1080; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 16. 1038 Âl-i İmrân 3/142. 1039 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 110; Vâkıdî, Megâzî, I, 321. 1040 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 113. 1041 Âl-i İmrân 3/149. 1042 Vâkıdî, Megâzî, I, 322. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 123. 1043 Zemahşerî, Keşşâf, I, 1092. 1044 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 31. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf, I, 1092.

Page 151: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

140

Yine "Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koştuklarından

dolayı; inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız..."1045 ayeti ile ilgili olarak Vâkıdî,

Hz. Peygamber'in şu hadisini nakleder: "Önden bir aylık mesafe ve arkadan da bir aylık

mesafede korku ile bana yardım edilmektedir."1046 Tefsir kaynaklarında ayetin

Hamrâülesed seferi hakkında indiğine dair rivayetler geçmektedir. Buna göre savaş

sonunda Uhud'dan ayrılan müşrik ordusu, bir miktar yol aldıktan sonra, Müslümanları

tamamen yok etmediklerine pişman olmuşlar ve geri dönmek istemişlerdi. O sırada

Allah onların kalplerine bir korku saldı ve Uhud'a dönemediler, yollarına devam ettiler.

Hz. Peygamber de onları zaten takibe çıkmış ve Hamrâülesed'e kadar gelmişti.1047 Allah

mezkûr ayette bu hadiseye işaret etmiştir.1048

2.1.7. Yenilginin Sebebi

Uhud günü yaşanan yenilginin sebebi, Âl-i İmrân sûresinde şu ifadelerle ortaya

konmaktadır: "Andolsun Allah izniyle, onları (müşrikleri) kırıp geçirdiğiniz sırada size

olan vadini gerçekleştirdi. Nihayet sevdiğiniz şeyi (zaferi) size gösterdikten sonra, zaaf

gösterdiniz. (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartıştınız ve emre karşı geldiniz.

İçinizden dünyayı isteyenler de vardı, ahireti isteyenler de. Sonra sizi denemek için

onlardan yüzünüzü çevirdi. (Kaçıp hezimete uğradınız. Buna rağmen) sizi bağışladı.

Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır."1049 Bu ayet çalışmamıza esas aldığımız

kaynaklardan İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî'de zikredilmiştir. Bu ayette Allah, Uhud

savaşında Hz. Peygamber'in Müslümanları arkadan korumaları için görevlendirdiği

okçulara işaret etmektedir. Hz. Muhammed bu okçulara, "Asla yerlerinizden

ayrılmayın" diye emretmiş olmasına rağmen onların çoğu, Müslümanların galip

geldiğini gördükten sonra ganimetlerdeki hisselerinin kaybolmasından korkmuş ve

ganimet toplamak amacıyla yerlerinden ayrılmışlardır. Mekke ordusundaki süvarilerin

komutanı Halid b. Velid, okçuların ayrıldığını görünce Müslümanları arkadan kuşatmış

1045 Âl-i İmrân 3/151. 1046 Vâkıdî, Megâzî, I, 322. "Bana benden önce hiçbir peygambere verilmeyen beş şey verilmiştir: Bir

aylık mesafeden düşmanın kalbine korku salınması sûretiyle bana yardım edilmiştir. Yeryüzü bana

temiz sayılmış ve mescit kılınmıştır. Ümmetimden namaz vaktine erişen namazını kılsın. Benden

önce kimseye helal kılınmadığı halde bana ganimet helal kılınmıştır. Bana şefaat hakkı verilmiştir.

Önceki peygamberler sadece kavimlerine gönderilirken ben bütün insanlığa peygamber olarak

gönderildim." Buhârî, Teyemmüm, 1; Salât, 56; Müslim, Mesâcid, 3,5; Nesaî, Ğusül, 26. 1047 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 104. 1048 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 124; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 33; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1092; Vâhidî,

Esbâbu'n-Nüzûl, s. 129; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 484; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 89. 1049 Âl-i İmrân 3/152.

Page 152: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

141

ve savaşın seyrinin değişmesine neden olmuştur.1050 Sonuç olarak, Hz. Peygamber'in

emrine itaat etmemenin, hezimete sebep olduğu tecrübe edilmiştir. Ayette bu husus

vurgulanmaktadır.1051

İbn Hişâm, bir takım beyitlerle bu ayetteki bazı kelimeleri açıklamaktadır.

Ayrıca, Peygamber'in verdiği emir konusunda tartışanların okçular olduğunu, kiminin

dünyada ganimet istediğini, kiminin de Allah için cihat ettiğini, Allah'ın bazı günahları

sebebiyle onları denemek ve ibret almalarını sağlamak için cezalandırdığını da ekler.1052

Vâkıdî'ye göre, onlar müşrikleri öldürdükleri sırada, Allah'ın Müslümanlara olan

vaadinin "sabrederseniz size beş bin melekle yardım edecek" diye haber vermesiyle

anlamaktayız. Ayette bahsedilen tartışma ve emre karşı gelme de okçularla ilgilidir. Hz.

Peygamber'in yerleştirdiği ve asla yerlerinden ayrılmamalarını emrettiği okçular,

Müslümanların üstün olduklarını gördükleri vakit, yerlerinden ayrılıp ayrılmamak

hususunda ve yerlerini terk etmek suretiyle asi olup olmayacakları konusunda

tartışmışlardır. Onlardan dünyayı, yani ganimetleri isteyenler de vardı. Abdullah b.

Cübeyr ve yanındakiler gibi, oradan ayrılmayan ve ahireti isteyenler de vardı.1053 Yine

Vâkıdî'nin naklettiğine göre İbn Mesud, "Bu ayeti işitinceye kadar, Resûlullah'ın ashabı

arasından dünyaya talip olanların olduğunu bilmiyordum" demiştir.1054 Taberî, bu ve

sonraki iki ayeti, Uhud Savaşı ile alakalı olarak indirilen ayetler arasında

zikretmektedir.1055 Müfessirlerin naklettiğine göre Uhud'dan sonra Medine'ye

dönüldüğünde ashabtan bazılarının, "Allah bize zaferi vaat etmemiş miydi? Bu başımıza

gelenler nedendir?" demeleri üzerine bu ayet indirilmiştir.1056 Siyer kaynaklarında

Müslümanların bu şaşkınlığına dair, ayetle ilintili olarak, herhangi bir malumat

zikredilmemiştir.

Bu hususla alakalı olarak görülen diğer bir ayet de şöyledir: "Peygamber

arkanızdan sizi çağırırken siz durmadan dağa yukarı kaçıyor, hiç kimseye dönüp

bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size keder üstüne keder verdi ki, (bu durumlara

1050 Vâkıdî, Megâzî, I, 229-231; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 167. 1051 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 125-126; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 38; İbn Kesîr, Tefsîr, IV,

1383-1384. 1052 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 114. 1053 Vâkıdî, Megâzî, I, 322. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf, I, 1096; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 37. 1054 Vâkıdî, Megâzî, I, 323. Ayrıca bkz. Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 447. 1055 Taberî, Tarih, II, 475, 508, 509. 1056 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 35; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 129; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1094;

Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 89.

Page 153: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

142

alışasınız ve daha sonra) elinizden gidene ve başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah

yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."1057 Bu ayete müelliflerimizden İbn Hişâm,

Vâkıdî ve Taberî tarafından, eserlerinde yer verildiğini görmekteyiz. İbn Hişâm, İbn

İshâk'tan naklederek, ayette zikredilen durumun, ashabtan bazılarının öldürülmesi,

düşmanların galip gelmesi ve "Muhammed öldürüldü" söylentisiyle karamsarlığa

kapılmaları sebebiyle gerçekleştiğini belirtir.1058 Vâkıdî ise şöyle demektedir: "O gün

Müslümanlar hezimete uğramış olarak dağa tırmanmışlardı. Peygamberleri de onların

arkasından, 'Ey Müslümanlar, ben Resûlullah'ım, bana geliniz' diye sesleniyordu. Fakat

kimse ona dönüp bakmıyordu. Buna rağmen Allah onları affetti." 1059 Vâkıdî, ayette

bahsedilen birinci kederin ölüm ve yaralanma, ikinci kederin ise Peygamber'in

öldürüldüğü haberi olduğunu, bu ikinci kederin başlarına gelen ölüm ve yaralanmayı

onlara unutturduğunu söyler. Bazılarına göre ise birinci keder hezimete uğrayıp

dağılmaları ve Resûlullah'ı terk ederek dağa tırmanmalarıdır. İkinci keder de dağın

yamacında müşriklerin saldırısına uğramalarıdır.1060 Taberî, bu ayette bahsedilen

"elinizden giden" ifadesini ganimet malları ve zafer olarak; "başınıza gelen" ifadesini

ise, kaçırdıkları ganimetler ve öldürülenler hakkında konuştukları vakit Ebû Süfyan ve

yanındakilerin gelip dağın daha yüksek bir yerine çıkmaları olarak açıklar. Bu hal

onlara kaygılarını unutturmuştur.1061

Müfessirler, ayette bahsedilen ilk keder ve ikinci kederin ne olduğu hususunda

farklı yorumlar getirmişlerdir. Fakat kanaatimizce burada bahsedilen sadece iki tür

keder değildir. Ayet Allah'ın Müslümanları birçok kederle cezalandırdığını ifade

etmektedir.1062 Nitekim Mevdûdî'nin de belirttiği üzere, zaferin yenilgiye dönüşmesi,

Hz. Peygamber'in şehit olduğu söylentisi, ashabtan birçok kimsenin şehit olması,

1057 Âl-i İmrân 3/153. 1058 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 114. 1059 Vâkıdî, Megâzî, I, 323. 1060 Vâkıdî, Megâzî, I, 323. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 134-136; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX,

42-43. 1061 Taberî, Tarih, II, 521. Hz. Peygamber, Uhud'da bozguna uğrayan ve dağılan ordusunu tekrar

toplamaya çalışıyorken, kayaların üzerine çıkan sahâbîlerin yanına doğru yaklaştı. "Ben Allah'ın

Rasulüyüm" diyerek de kendisini tanıttı. Onun hayatta olduğunu öğrenen Müslümanlar sevindiler,

Hz. Peygamber'in etrafında toplandılar ve üzüntülerini unuttular. Hemen sonrasında Ebû Süfyan

gelip onların üst tarafına çıktı. Müslümanlar Ebu Süfyan'ın kendilerinden yukarıda olduğunu

gördüklerinde daha çok üzüldüler. Hz. Peygamber ise "Ey Rabbim, eğer bu topluluğun yok olmasına

izin verirsen artık sana kulluk edecek kimse kalmaz" diyerek dua etmekteydi. Sonra ashabına emretti

ve Ebu Süfyan ile yanındakilere taş atmak sûretiyle onları aşağı inmeye zorladılar. Taberî, Câmiu'l-

Beyân, IV, 136-137. 1062 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 43.

Page 154: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

143

birçoğunun da yaralanması, Medine'nin toplam nüfusundan bile fazla olan Kureyş

ordusunun şehre girip yağma edeceği korkusu gibi kaygılar, üzüntünün artmasına sebep

olmuştur.1063

Uhud ile ilgili olarak zikredilen diğer bir ayet de şudur: "Sonra o kederin

ardından (Allah) üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir güven, bir uyku

indirdi. Bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü Allah'a karşı cahiliye

zannı gibi gerçek dışı zanda bulunuyorlar; "Bu işte bizim hiçbir dahlimiz yok"

diyorlardı. De ki: "Bütün iş, Allah'ındır" Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde

saklıyorlar ve diyorlar ki: “Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada

öldürülmezdik.” De ki: "Evlerinizde dahi olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış

bulunanlar mutlaka yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gideceklerdi. Allah, bunu

göğüslerinizdekini denemek, kalplerinizdekini arındırmak için yaptı. Allah, göğüslerin

özünü (kalplerde olanı) bilir."1064 Bu ayete İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî tarafından yer

verilmiştir. İbn Hişâm, bu ayeti Uhud Savaşı ile alakalı olarak indirilen ayetler arasında,

İbn İshâk'tan naklettiği kısa açıklamalarla zikretmiştir.1065 Vâkıdî ise ayet hakkında

Zübeyr b. Avvam'ın şöyle dediğini nakleder: "Bizi bir uyku hali bürüdü. Ben rüyamda

Mu'attıb b. Kuşeyr'in “Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada

öldürülmezdik” dediğini işittim. Allah bunu aynı lafızlarla, indirmiş olduğu ayetinde

anlattı."1066 Taberî ise bu ayeti 152 ve 153. ayetlerle birlikte zikretmiştir.1067

Müfessirlerin naklettiğine göre Müslüman ordusu, Mekkelilerin Uhud'dan ayrılması

üzerine uykuya dalmışlardır. Fakat bu esnada korku duymayan, aksine güven

hissedenler uyuyabilmişlerdir. Orduda bulunan münafıklar ise, hala korkuyor

olduklarından dolayı uykuya dalamamışlardı ve "Eğer bu konuda bizim de görüşümüz

alınsaydı, bu şekilde yenilgiye uğramazdık" diye konuşuyorlardı.1068

Derveze'ye göre bu ayette sözleri ve tutumları anlatılanlar, münafıklar değildir.

Ayetlerin anlam ve içeriği dikkate alınırsa ayette bahsedilenlerin, çeşitli musibet ve

endişelerin baskısı altında olan veya savaşta yakınları şehit edilmiş Müslümanlar olduğu

1063 Mevdûdî, Tefhim, I, 303. 1064 Âl-i İmrân 3/154. 1065 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 115. 1066 Vâkıdî, Megâzî, I, 296, 324. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 139-144; Zemahşerî, Keşşâf, I,

1100; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 46; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1398; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 175. 1067 Taberî, Tarih, II, 508. 1068 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 139-144; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 452; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX,

45-46; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1397; Kur'an Yolu, I, 693-694; Köksal, İslam Tarihi, III, 186.

Page 155: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

144

görülecektir. Nitekim rivayetlerde münafıkların savaşa girmeden geri çekildikleri ifade

edilmiştir. Âl-i İmrân sûresinin 167-168. ayetleri de bu duruma delildir. Zira bu

ayetlerde münafıkların Allah yolunda savaşa davet edildikleri, fakat onların, "Eğer

savaş olacağını bilseydik, size katılırdık" diyerek bu daveti geri çevirdikleri

bildirilmektedir.1069 Fakat bazı araştırmacılara göre bu iddia isabetli değildir. Çünkü

münafıklardan bir grup, Uhud Savaşı'nda bulunmuştur. Ayette anlatılan sözleri, bu

münafıkların söylemiş olması, daha kuvvetli bir ihtimaldir.1070

Vâkıdî, Uhud ile ilgili olarak zikredilen "İki topluluğun karşılaştığı gün,

içinizden yüz çevirip kaçanları, şeytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan

kaydırmak istemişti. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır,

halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir)"1071ayetinin ise Uhud günü hezimete

uğrayanlardan bahsettiğini ve başlarına gelenin kendi günahları sebebiyle olduğunu

vurguladığını ifade eder.1072 Tefsir kitaplarında bu ayetin Rafi' b. Mualla, Ebû Huzeyfe

b. Utbe ve diğer bir zat hakkında nazil olduğu nakledilmektedir.1073 Fakat ayetin, Uhud

günü çözülen, dağılan ve Hz. Peygamber'in yanından kaçan bütün Müslümanlar

hakkında nazil olmuş olması daha makbul bir görüştür. Zira Hz. Ömer de, hilafeti

sırasında vermiş olduğu bir hutbede bu ayeti okumuş, ayetin Uhud günü dağılıp da dağa

kaçan Müslümanlar hakkında indiğini ve kendisinin de onlardan biri olduğunu

söylemiştir.1074 Hz. Osman da Uhud günü kaçışanlar arasında olmasından dolayı

kınandığı bir hadisede, "Bu büyük bir hata idi. Ne var ki Allah bunu bağışladığını

bildirdi" demiş ve bu ayeti okumuştur.1075

Âl-i İmrân sûresinin 159. ayeti de bu hususla ilgili olarak zikredilmiştir:

"Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı

yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar

için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar

verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah,

1069 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 484. 1070 Kur'an Yolu, I, 695. 1071 Âl-i İmrân 3/155. 1072 Vâkıdî, Megâzî, I, 324. 1073 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 145. 1074 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 52; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 176. İbn İshâk, o gün insanların üçte birinin

yaralandığını, üçte birinin dağılıp kaçtığını, üçte birinin de sebat ettiğini rivayet etmiştir. Râzî,

Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 52. 1075 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 53.

Page 156: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

145

tevekkül edenleri sever."1076 İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle İbn Hişâm, bu ve bir

sonraki 160. ayetleri, Hz. Peygamberin müminlere merhameti bağlamında zikreder ve

kısa açıklamalar yapar.1077 Vâkıdî, "onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi" ifadesi

hakkında "Uhud'da Peygamber'in etrafından dağılanları kastediyor" demektedir. Sonraki

cümle için de, Hz. Peygamber'in sadece savaştayken istişarede bulunmasının

emredildiğini, savaş dışında onun kimseyle istişarede bulunmadığını söyler.

Resûlullah'ın karar verip azmetmesini de, savaşa karar verip, bunun için insanları

toplaması olarak yorumlar.1078 Müfessirlere göre ise bu ayet Hz. Ebû Bekir ve Ömer

hakkında nazil olmuştur.1079 Hz. Peygamber Uhud öncesinde ashabı ile istişare etmiş,

kendisi Medine'den çıkma taraftarı olmamasına rağmen ashabın çoğunluğuna uyarak

çıkmayı kabul etmiştir.1080 Uhud savaşında yaşananlardan sonra, meşveret sonucu

alınan kararın yanlış olması, Hz. Peygamberi ashabı ile istişare etmekten alıkoyabilirdi.

Fakat Allah bu ayet ile Hz. Peygamber'in istişareye devam etmesini, bunun sonucunda

bir karara vardığında ise bunu uygulamasını emretmiştir.1081 Nitekim Hz. Peygamber'in,

Medine dışında savaşmak konusunda ısrar edip de, savaş meydanında dağılanlara

yönelik herhangi bir sitemi veya azarı olmamıştır.1082

"Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse,

kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa

uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir."1083 İbn Hişâm'ın İbn

İshâk'tan rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber, Allah'ın kendisi ile gönderdiği şeyi

insanlardan korktuğu veya bir menfaati olduğu için gizlemeye kalkmaz. Kim bunu

yaparsa karşılığını eksiksiz olarak görür.1084 Vâkıdî, bu ayetin Bedir günü nazil

olduğunu söyler. Rivayete göre ganimetler arasında kırmızı bir halı vardı ve

1076 Âl-i İmrân 3/159. 1077 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 116-117. 1078 Vâkıdî, Megâzî, I, 324. 1079 İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1403; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 176. Râzî, Hz. Ömer'in ayetin kapsamına

girdiğini ama Ebu Bekir'in girmediğini, çünkü ayetin bozguna uğrayıp dağılan Müslümanlardan

bahsettiğini ifade eder. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 69. 1080 Zührî, Megâzî, 76-77; Vâkıdî, Megâzî, I, 209-213; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 164-165. 1081 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 68; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, II, 453; Şimşek, Tefsir, I, 437-438 1082 İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 135; Gördük, "Bazı Ayetler Işığında Hz. Peygamber (sas)'in Öfkesi ve

Sabrı", 194; Balcı, İlahi Yardım, s. 115. 1083 Âl-i İmrân 3/161. 1084 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 117. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 156; Râzî,

Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 79; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1404.

Page 157: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

146

kaybolmuştu. Müslümanlar, onu Hz. Peygamber'in almış olabileceğini söyledikleri için

bu ayet nazil oldu.1085

Müfessirlerin naklettiğine göre Hz. Peygamber bir gazvede öncüler göndermiş

ve onlar dönmeden ganimeti taksim etmiştir. Öncüler geri döndüklerinde "Resûlullah

bize ganimetten vermemiştir" demişler ve bunun üzerine de bu ayet nazil olmuştur.1086

Başka bir rivayete göre ise ayet, Hz. Peygamber'in ganimetleri taksiminde biraz

gecikmesi nedeniyle ashabtan bazılarının sitem etmesi üzerine indirilmiştir.1087

Katade'den nakledilen başka bir rivayete göre ise ayet, Bedir Savaşı'nda Hz.

Peygamber'e ihanet eden bazı kimseler hakkında nazil olmuştur. Buna göre ayetin

anlamı, "Bir peygambere ashabının ihanet etmesi düşünülemez" şeklinde olmaktadır.1088

Başka bir görüşe göre bu ayet, nöbet yerlerini terk eden okçulara işaret etmektedir,

çünkü onlar herkesin aldığı ganimetin kendisinin olacağını zannetmişlerdir.1089 Fakat

siyer kaynaklarında bu hususlara değinilmemektedir. Ayet hakkında İbn İshâk ve İbn

Hişâm'ın dile getirmiş oldukları izahın daha isabetli olduğu görüşündeyiz. Nitekim

müfessir Râzî, bu ayetin, vahyin tebliği hususunda nazil olduğunu vurgular.1090

Hz. Muhammed'e tabi olanların çoğu, sahip oldukları inançları ve Hz.

Peygamber'in aralarında bulunması nedeniyle, şartlar ne olursa olsun Allah'ın onlara

zaferi bahşedeceğine inanıyorlardı. Bu nedenle Uhud'da yaşadıkları şeyler, onları

derinden sarsmıştı. Allah adına savaştıkları halde, İslam'ı yok etmek için savaşanlar

karşısında bu yenilgiyi tatmalarının sebebini merak ediyorlardı. Kur'ân, bu yaşananların,

kendi yaptıklarının bir sonucu olduğunu hatırlatmaktadır:1091 "Onların (müşriklerin)

başına (Bedir'de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud'da) sizin başınıza

geldiğinde, bu nereden başımıza geldi, dediniz. Öyle mi? De ki: O musibet

1085 Vâkıdî, Megâzî, I, 324. Ayrıca bkz. Tirmizî, Tefsir, 3/17; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 154-155;

Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 462; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s.130; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1114;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 72; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1404. Kurtubî'de geçen bir rivayete göre

kaybolan bir kılıçtır. Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 448. 1086 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 131; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 72. 1087 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 72. 1088 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 157; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 131; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 72-73;

İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1404. 1089 Kur'an Yolu, I, 706. 1090 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 72. Ayrıca bkz. Esed, Kur'an Mesajı, s. 181; İslamoğlu, Gerekçeli Meal,

s. 136. 1091 Esed, Kur'an Mesajı, s. 182; Mevdûdî, Tefhim, I, 307.

Page 158: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

147

kendinizdendir. Şüphesiz Allah'ın gücü her şeye hakkıyla yeter."1092 Uhud'da müşrikler

yetmiş Müslümanı şehit etmişlerdi. Fakat Bedir'de Müslümanlar yetmiş müşriki

öldürmüşler, yetmiş kişiyi de esir almışlardı. Böylece Uhud'da başlarına gelen

musibetin iki katını Bedir'de onların başlarına getirmişlerdir.1093 İbn Hişâm ve Vâkıdî

bu ayet hakkında kısa açıklamalar yapmışlardır.1094 Taberî ise Allah'ın, Bedir

Savaşı'ndan sonra ganimet mallarını helal kıldığını fakat fidye almaları nedeniyle

Müslümanları Uhud savaşında cezalandırdığını söyler. Bu ceza ile Allah'ın elçisinin

dişleri kırılmış, yüzü yaralanmış; Müslümanlardan da yetmiş kişi şehit edilmiş, kalan

sahabeler de kaçarak dağa sığınmışlardır.1095

Müfessirler, "başınıza gelen kendinizdendir" ifadesini farklı şekillerde

açıklamışlardır. Bazıları bunun, Hz. Peygamber'in Medine'de kalmak istemesine

rağmen, Medine'den çıkma konusunda ısrar etmeleri olduğunu ifade eder. Bazıları da

Müslümanların Bedir'de esir almaları ve bunları fidye karşılığında salmaları olarak

açıklar.1096 Fakat burada bahsedilen hususun, Uhud'da Hz. Peygamber'in okçulara

vermiş olduğu emre itaatsizlik olduğu açıktır. Tefsir kaynaklarının naklettiğine göre İbn

İshâk da bu fikirdedir.1097

2.1.8. Münafıkların Tutumları

Savaş sırasında münafıkların tutum ve davranışları da bu sûrede konu edilenler

arasındadır. "İman ettikten, Peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten ve kendilerine

açık deliller geldikten sonra inkâr eden bir toplumu Allah nasıl doğru yola eriştirir?

Allah zalim toplumu doğru yola iletmez."1098 Müelliflerimiz arasından bu ayeti tek

zikreden, ayetin Hâris b. Süveyd b. Sâmit hakkında indiğini belirten İbn Hişâm'dır.

Onun İbn İshâk'tan naklettiğine göre Hâris b. Süveyd, Uhud Savaşı'na Müslümanlarla

beraber çıkan bir münafıktı. Savaşta iki Müslümanı öldürüp Mekke'ye kaçmıştır. Hz.

Peygamber, onu yakaladığı yerde öldürmesini Ömer'e emretmiş, fakat Ömer onu

yakalayamamıştır. Daha sonra tövbe etmek ve Medine'ye dönebilmek için kardeşi Cülas

1092 Âl-i İmrân 3/ 165. 1093 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 164-166; Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 465-466; Zemahşerî, Keşşâf, I,

1122; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 83. 1094 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 118; Vâkıdî, Megâzî, I, 325. 1095 Taberî, Tarih, II, 475. 1096 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 165-166; Zemahşerî, Keşşâf, I, 1122. 1097 İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1438. 1098 Âl-i İmrân 3/86.

Page 159: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

148

b. Süveyd'e haber göndermiş, bunun üzerine de bu ayet nazil olmuştur.1099 Tefsir

kaynaklarında, bu ayetin nüzûl sebebini açıklayan rivayetlere bakıldığında, irtidat eden

kişi hakkında farklı isimler zikredildiği görülür.1100 Taberî, bu rivayetlerin arasını

bulmak maksadıyla, bu ayetin irtidat edip de sonra İslam'a tekrar girmek isteyen herkesi

kapsadığını söylemiştir.1101 Fakat müfessirlerin naklettikleri benzer rivayetlerde, olayın

Uhud savaşında meydana geldiği ayrıntısı yoktur.1102

Bu hususta zikredilen diğer bir ayet de "Ey iman edenler! Kardeşleri sefere veya

savaşa çıktığında onlar hakkında, “Onlar bizim yanımızda olsalardı, ölmezlerdi ve

öldürülmezlerdi” diyen inkârcılar gibi olmayın. Allah, bunu (bu düşünceyi) onların

kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, yaşatır ve öldürür. Allah,

yaptıklarınızı görmektedir"1103 ayetidir. İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan akratdığına göre

ayette kendilerine benzememeleri emredilenler, bütün münafıklardır.1104 Vâkıdî'ye göre

ise bu ayet Abdullah b. Übey hakkında nazil olmuştur ve ayette geçen inkârcılardan

kasıt, İbn Übey'dir.1105 Âl-i İmrân sûresinin 157 ve 158. ayetleri de kısa açıklamalarla

İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından zikredilmiştir. 1106

Âl-i İmrân 3/166-167 ayetleri de, bu hususla ilgili olarak zikredilen

ayetlerlerdendir: "İki topluluğun (ordunun) karşılaştığı günde başınıza gelen musibet

Allah’ın izniyledir. Bu da müminleri ortaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli

etmesi içindi. Onlara (münafıklara), “Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunmaya

geçin” denildi de onlar, “Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik” dediler.

Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı

söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir."1107 İbn Hişâm

ve Vâkıdî'ye göre ayette bahsi geçen musibet, Allah müminlerle kâfirleri ayırsın diye ve

münafıkların içindekiler açığa çıksın diye onların başına gelmiştir. Münafıklar Uhud

1099 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 89. Ayrıca bkz. Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 152-154. 1100 Hâris b. Süveyd, Ebû Âmir b. Râhib, Ensardan bir adam, on kişilik bir topluluk veya Ehl-i Kitap.

Taberî, Câmiu'l-Beyân, III, 340-341; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 139; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1295-

1296; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, IV, 288-289. 1101 Taberî, Câmiu'l-Beyân, III, 341. 1102 Taberî, Câmiu'l-Beyân, III, 340; Zemahşerî, Keşşâf, I, 994; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, VIII, 139; İbn

Kesîr, Tefsîr, IV, 1296. 1103 Âl-i İmrân 3/156. 1104 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 116; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 147 (İbn İshâk'tan naklen). 1105 Vâkıdî, Megâzî, I, 324. 1106 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 116; Vâkıdî, Megâzî, I, 324. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân,

IV, 149-150; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 59-61; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1400. 1107 Âl-i İmrân 3/166-167.

Page 160: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

149

yolunda iken geri dönmüşler, "Eğer savaşacağınızı bilseydik, sizinle giderdik fakat

savaş olacağına ihtimal vermiyoruz" demişlerdi. Fakat kalplerinde olan gerçek

niyetlerini gizliyorlardı. Allah onların bu düşüncelerini bu ayetle açığa çıkarmıştır.1108

Derveze'ye göre ayetlerde münafıkların savaş için Medine'den çıktıklarını fakat yolda

geri döndüklerini ima eden bir husus bulunmaz. Hatta bazı ayetlerde onların savaşa

çıkmadıklarına işaret edilmiştir.1109 Fakat daha önce de belirtildiği üzere, münafıklardan

bir kısmının savaş için Müslümanlarla birlikte çıkmış olmaları ihtimal dâhilindedir.1110

"(Onlar), kendileri oturup kaldıkları hâlde kardeşleri için, “Eğer bize uysalardı,

öldürülmezlerdi” diyen kimselerdir. De ki: Eğer doğru söyleyenler iseniz kendinizden

ölümü savın"1111 ayeti ise, araştırmamıza esas kabul ettiğimiz kaynaklardan İbn Hişâm

ve Vâkıdî'de geçmektedir. İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan aktardığı tefsire göre, ayette

anlatılan münafıklar, dünya sevgisi ve ölümden kaçma arzusu ile savaşmaktan

kaçınmışlardır.1112 Vâkıdî ise bu ayetin, Abdullah b. Übey hakkında nazil olduğunu

ifade eder.1113

2.1.9. Cihada Teşvik

İbn İshâk'tan nakilde bulunmak suretiyle İbn Hişâm, 169, 170 ve 171. ayetleri

cihada teşvik etmek amacıyla indirilen ayetler olarak zikreder.1114 "Allah yolunda

öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah'ın

kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar."1115 Bu ayet

İbn Hişâm, Vâkıdî, İbn Sa'd ve Taberî tarafından zikredilmiştir. İbn Sa'd, bu ayetin

Uhud şehitleri hakkında nazil olduğunu rivayet eder.1116 İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin İbn

Abbas'tan naklettiklerine göre, Hz. Peygamber şöyle demiştir: "Kardeşleriniz Uhud'da

şehit oldukları vakit, onların ruhlarını Allah yeşil kuşların kursaklarına koydu. Onlar

cennet ırmaklarına varmış, meyvelerinden yemiş ve altın kandiller altında

1108 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 118; Vâkıdî, Megâzî, I, 325. Ayrıca bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf,

I, 385; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 167-169; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 87; İbn Kesîr, Tefsîr, IV,

1438. 1109 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, V, 470. 1110 Kur'an Yolu, I, 695. 1111 Âl-i İmrân 3/168. 1112 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 118. 1113 Vâkıdî, Megâzî, I, 325. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 169-170; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX,

89; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1439. 1114 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 119. 1115 Âl-i İmrân 3/169. 1116 İbn Sa'd, Tabakât, III, 15.

Page 161: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

150

oturmuşlardır. Tattıkları şeylerin lezzetini ve barındıkları yerin güzelliğini görünce,

"Keşke kardeşlerimiz Allah'ın lütfettiği bu mükâfatı görselerdi de cihattan

uzaklaşmasalardı" demişlerdir. Allah da "Bu söylediğinizi onlara ulaştıracağım"

buyurmuştur." Bunun üzerine bu ayet nazil olmuştur.1117 İbn Mesud'a bu ayet

sorulduğunda şöyle cevap vermiş olduğu da ayrıca rivayet edilir: "Kardeşleriniz

Uhud'da isabet alıp şehit olduğu vakit, onların ruhlarını Allah, yeşil kuşların

kursaklarına koydu. Onlar cennet ırmaklarına varmış, meyvelerinden yemiş ve altın

kandiller altında oturmuşlardır. Bunun yanında Allah onlara yukarıdan görünür ve "Ne

istersiniz kullarım? İsteyin size fazlasıyla vereyim" der. Onlar, "Ey Rabbim, bize

verdiğinden daha üstün bir nimet yoktur. Biz cennette yiyip içiyor ve burada

barınıyoruz" derler. Sonra Allah onlara yukarıdan bir daha bakar ve "Ne istersiniz

kullarım? İsteyin size fazlasıyla vereyim" der. Onlar, "Ey Rabbim, bize verdiğinden

daha üstün bir nimet yoktur. Biz cennette yiyip içiyor ve burada barınıyoruz" derler.

Allah onlara yukarıdan bir daha bakar ve "Ne istersiniz kullarım? İsteyin size fazlasıyla

vereyim" der. Onlar, "Ey Rabbim, bize verdiğinden daha üstün bir nimet yoktur. Biz

cennette yiyip içiyor ve burada barınıyoruz. Ancak ruhlarımızı bedenlerimize tekrar

göndermeni, dünyaya tekrar dönüp Sen'in yolunda savaşmayı ve tekrar şehit olmayı

dileriz." derler.1118

Müfessirler bu ayetin, ashabın Uhud Savaşı'nda şehit olanların durumunu

sormaları hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir.1119 Münafıkların, Bedir ve Uhud

şehitleri hakkında "onlar ölüp gittiler" demeleri üzerine nazil olduğu da rivayet

edilmiştir.1120 Bedir'de şehit olanlar veya Bi'ru Maune hadisesinde şehit olanlar

hakkında indiği de rivayet edilmektedir.1121 Nitekim Taberî, Tarih'inde bu ayetin Bi'ru

1117 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 119; Vâkıdî, I, 325-326. Ayrıca bkz. Ebû Dâvud, Cihad, 25;

Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 170-171; Râzî, IX, 92; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1441-1442; Vâhidî,

Esbâbu'n-Nüzûl, s. 132; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 172. Allah'tan bu dileği dileyenlerin

Hamza ve Mus'ab b. Umeyr olduğu rivayet edilmiştir. Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 133; İbn Kesîr,

Tefsîr, IV, 1442. 1118 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 120 (İbn İshâk'tan naklen); Vâkıdî, Megâzî, I, 326. Ayrıca bkz.

Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 171; Köksal, İslam Tarihi, III, 223. 1119 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 172. 1120 Mâturîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, II, 473-474. 1121 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 173-174; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1441; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 179.

Râzî'nin belirttiğine göre bu ayet Bedir ve Uhud şehitleri hakkındadır. Zira ayetin nazil olduğu

zaman, bu iki günde öldürülenler dışında şehit yoktur. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 90.

Page 162: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

151

Maune şehitleri hakkında nazil olduğu bilgisini verir.1122 Fakat âlimlerin çoğuna göre

ayet Uhud şehitleri hakkında nazil olmuştur.

2.1.10. Hamrâülesed Gazvesi

Uhud Savaşı'nın uzantısı olan Hamrâülesed 1123 Gazvesi1124 başlığı altında ise

Âl-i İmrân Sûresi'nin 172, 173 ve 175. ayetleri zikredilmektedir: "Onlar yaralandıktan

sonra Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp

iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükâfat vardır. Onlar

öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan

korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel

vekildir!” dediler. Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir

fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf

sahibidir." Rivayetlere göre Ebû Süfyan, Medine'ye gitmekte olan bazı kervanlara

"Müslümanlara nerede ulaşırsanız ulaşın, onlara daha büyük bir toplulukla geri

döndüğümüzü haber verin" diyerek Müslümanları korkutmak istemiştir. Müslümanlar

ise bu haberi duyduklarında "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir"1125 demişlerdir. Bu

münasebetle İbn Sa'd 173. ayeti1126, Vâkıdî ise 172, 173, 174 ve 175. ayeti1127

zikretmiştir. Sûrenin 174. ayetinin de Küçük Bedir (Bedrü'l-Mev'îd)1128 seferine işaret

1122 Taberî, Tarih, II, 549-550. 1123 Hamrâülesed, Medine'ye on altı kilometre uzaklıktadır. Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, s.

62. 1124 Uhud Savaşının hemen sonrasında Hz. Peygamber, Kureyş ordusunun geri dönüp Medine'ye

saldırması ihtimali ortaya çıkınca, yaralı ve yorgun olan ashabını düşmanları takip etmeye davet etti.

Bu sefere sadece Uhud'a katılanların gelmesi söylendi. Hamrâülesed'e kadar gittikten sonra, Mekke

ordusunun geri dönmeyeceğine emin oldular ve Medine'ye geri döndüler. İbn Hişâm, Sîretü'n-

Nebeviyye, II, 101-105, 121; Vâkıdî, Megâzî, I, 334-340; Buhârî, Meğazi, 25; İbn Hibbân, Sîretü'n-

Nebeviyye, s. 173-175; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 413; Halife, Târihu Halife b. Hayyât, s. 98-99;

İbn Kesîr, Bidaye, V, 454-464. Ayrıca bkz. Köksal, İslam Tarihi, III, 240-269; İbrahim Sarıçam, "

Hamrâülesed Gazvesi", DİA, Ankara, 1997, XV, 498-499; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s.

561-565; Şulul, Siyer-i Nebi, s. 416-418; Öz, Kur'ân'ın Peygamberi, s. 130-131. 1125 Âl-i İmrân 3/173. 1126 İbn Sa'd, Tabakât, VI, 8. Ayrıca bkz. Zührî, Megâzî, 68; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 178-182;

Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 135; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1445-1451. 1127 Vâkıdî, Megâzî, I, 326-327, 340. Ayrıca bkz. İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 174-175. 1128 Uhud'da savaş meydanını terk etmeden önce Ebu Süfyan, "Seneye karşılaşma yerimiz Bedir olsun"

demiş, Hz. Peygamber de ashabından birine, olumlu cevap vermesini söylemiştir. Vakti gelince Ebu

Süfyan Mekke'deki kuraklık yüzünden ordu hazırlayamamış fakat Müslümanları korkutmak

amacıyla büyük bir ordu ile geldiğine dair söylentilerin yayılmasını sağlamıştır. Fakat daha sonra bu

durumu gururuna yedirememiş ve yola çıkıp, Merru'z-Zahran denilen yere ordusunu yerleştirmiştir.

Müslümanların da gelmek üzere hazırlık yaptıklarını öğrenince korkmuş ve Mekke'ye geri

dönmüştür. Hz. Peygamber de yetmiş kişiyle birlikte Bedir'e gelmiş, birkaç gün düşmanı beklemiş,

bu süre içinde o bölgede kurulan panayırda ticari kazançlar elde edildikten sonra geri dönmüştür. İbn

Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 209-213; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 417; İbn Hibbân, Sîretü'n-

Page 163: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

152

ettiği ifade edilmektedir.1129 İbn İshâk, İbn Hişâm ise Hamrâülesed ile alakalı olarak

indirilenleri, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178 ve 179. ayetler olarak vermiştir.1130

Tefsir kitaplarında 151. ayetin de Hamrâülesed hakkında indiği nakledilmiştir.1131 Fakat

siyer ve İslam tarihi kaynakları 151. ayet hakkında böyle bir malumata yer

vermemişlerdir.

2.1.11. Âl-i İmrân Sûresinin Son Bölümü

Ayrıca Vâkıdî, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 186, 187, 188, 191, 193,

195, 196, 197, 199 ve 200. ayetleri de Uhud Gazvesi başlığı altında kısa açıklamalarla

zikretmiştir.1132 Fakat tefsir kitaplarında, Âl-i İmrân sûresinin bu son kısmının Uhud

Savaşı'ndan bahsettiğine dair bir işaret bulunmamaktadır. 176, 177 ve 178. ayetin

Kureyş müşrikleri veya münafıklar hakkında indiğine dair rivayetler vardır.1133 Yine

müfessirlere göre 179. ayet münafıkların "Muhammed gerçekten doğru sözlü ise kimin

iman ettiğini, kimin de inkâr ettiğini söylesin bakalım. Hâlbuki o bizim durumumuzu

bilmiyor" demeleri üzerine nazil olmuştur.1134 180. ayetin, Tevrat'ta bildirilen bazı

gerçekleri gizlemeleri nedeniyle Yahudiler hakkında1135 veya zekat vermeyen cimriler

hakkında1136 nazil olduğu söylenmiştir. 181 ve 183. ayetler de Yahudiler hakkında nazil

olmuştur.1137 Rivayetlere göre 186. ayet Yahudi Ka'b b. Eşref hakkında nazil

olmuştur.1138 188. ayetin ise Yahudiler veya münafıklar hakkında nazil olduğuna dair

Nebeviyye, s. 181-182; İbn Kesîr, Bidaye, V, 573-578. Ayrıca bkz. Köksal, İslam Tarihi, IV, 153-

159; Fayda, "Bedrü'l-Mev'îd", DİA, Ankara, 1992, V, 335; Hamidullah, İslam Peygamberi, I, 239;

Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 581-582; Şulul, Siyer-i Nebi, s. 440-441. 1129 Vâkıdî, Megâzî, I, 327. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 182-183; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX,

101; Doğrul, Tanrı Buyruğu, I, 144. Taberî'ye göre bu ayetin Küçük Bedir seferinden çok

Hamrâülesed seferi hakkında nazil olmuş olması daha doğrudur. Zira 172. ayette "Kendilerine yara

isabet ettikten sonra yine Allah ve Rasulü'nün davetine icabet edenler" denilmiştir. Hâlbuki Küçük

Bedir seferi, Uhud'dan yaklaşık bir yıl sonra gerçekleşmiş olduğu için, davete icabet edenlerin yaralı

olmaları söz konusu olamaz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 182-183; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1449;

Kur'an Yolu, I, 718. 1130 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 121. 1131 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 124. 1132 Vâkıdî, Megâzî, I, 327-329. 1133 Vâkıdî, Megâzî, I, 327; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 184-186; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 106-109. 1134 Vâhıdî, Megâzî, 136; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 93. 1135 Vâhıdî, Megâzî, 136-137. 1136 Vâkıdî, Megâzî, I, 328; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 189-193. 1137 Vâkıdî, Megâzî, I, 328; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 338; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 194-198;

Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 137-138; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 120-125; Abdulfettah el-Kâdî,

Esbâb-ı Nüzûl, s. 93-95. 1138 Vâkıdî, Megâzî, I, 185; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 201; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 139; Abdulfettah

el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 95; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 189-191.

Page 164: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

153

rivayetler vardır.1139 195. ayet, Ümmü Seleme'nin, "hanımların hicreti ile ilgili Kur'an'da

bir şey zikredildiğini işitmedim" demesi üzerine nazil olmuştur.1140 196 ve 197.

ayetlerin Kureyş müşrikleri hakkında indirildiği ifade edilir.1141 199. ayet ise rivayetlere

göre Hz. Peygamber'in Habeş Necaşi'sinin cenaze namazını kılması sebebiyle

münafıkların alay etmesi üzerine nazil olmuştur.1142

Bir görüşe göre 176-180. ayetler Hz. Peygamber'i teselli etmek için indirilmiştir.

Çünkü Uhud savaşındaki başarısızlık sebebiyle bazı münafıklar ve Yahudiler,

"Muhammed gerçek bir peygamber olsaydı mağlubiyeti tatmazdı" şeklinde konuşmaya

başlamışlardır.1143 179. ayetin Uhud'daki yenilginin hikmetlerinden birini ortaya

koyduğu ve münafıkların müminlerden ayrılması için bir sebebin meydana getirildiği

belirtilmiştir1144: "Allah, pisi temizden ayırıncaya kadar mü’minleri içinde

bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir." 185. ayetin de Uhud sebebiyle sıkıntı

çekmekte olan müminleri teselli ettiği ve münafıkları kınadığı söylenmiştir.1145 200.

ayetin, Uhud savaşından çıkarılması gereken dersin özeti niteliğinde olduğu da ifade

edilmiştir1146: "Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. Cihad

için hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz."

İncelemiş olduğumuz siyer ve İslam tarihi kaynaklarında, Uhud Savaşı ile

alakalı olarak Âl-i İmrân sûresinin 74 ayetine1147 yer verilmiştir. Bunlardan 37 ayetin1148

doğrudan Uhud Savaşı ile alakalı olduğu anlaşılmaktadır. Ayetler, siyer kaynaklarında

şu işlevler yerine getirilerek zikredilmişlerdir: Ayette geçen bazı kelime veya ifadeleri

tefsir etmek,1149 ayetin iniş sebebini nakletmek,1150 ayetin tarihsel arka planını ortaya

koymak,1151 konuyla alakalı malumat vermek,1152 ayette bahsedilen kişi veya kişileri

1139 Vâkıdî, Megâzî, I, 328; Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 205-208; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s.140-142. 1140 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 215-516; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 143; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı

Nüzûl, 97. 1141 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 143; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, IX, 157-158; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı

Nüzûl, 97. 1142 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 218-219; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 144; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı

Nüzûl, 98. 1143 Şimşek, Tefsir, I, 448. 1144 Kur'an Yolu, I, 722. 1145 Kur'an Yolu, I, 730. 1146 Câbirî, Fehmü'l-Kur'an, III, 207. 1147 Âl-i İmrân 3/86, 121-183, 186-188, 191, 193, 195-197, 199-200. 1148 Âl-i İmrân 3/121-128, 139-147, 149, 152-159, 161, 165-175. 1149 Bkz. Âl-i İmrân 3/146, 152, 161. 1150 Bkz. Âl-i İmrân 3/ 86, 128, 144, 145, 154, 161, 166, 167, 172-175. 1151 Bkz. Âl-i İmrân 3/123, 125, 137, 138, 146, 147, 154, 165.

Page 165: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

154

açıklamak,1153 ayetteki hitabın kime yönelik olduğunu bildirmek,1154 ayetin anlamını

tekit etmek,1155 ayette geçen müphemi tebyin etmek.1156

2.2. Diğer Ayetler

Âl-i İmrân sûresinin ilgili ayetlerinin yanında, Enfâl ve Nahl sûrelerinden bazı

ayetlerin de Uhud Gazvesi hakkında nazil olduğu konusunda rivayetler mevcuttur.

"(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da sen

atmadın, fakat Allah attı. Müminleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah

öyle yaptı. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir"1157 ayetinin Bedir savaşı

ile alakalı olarak nazil olduğu bilgisini veren kaynaklarımız, bu konu ile ilgili farklı bir

rivayete daha yer verirler. Bedir savaşında esir düşen Übey b. Halef, fidyesi ödendikten

sonra Hz. Peygamber'e, "Seni atımın üzerinde iken öldürmek istiyorum. Bu sebeple

atımı her gün mısırla besleyeceğim" demişti. Uhud Savaşı vuku bulunca Übey,

bahsetmiş olduğu bu atıyla Hz. Peygamber'e doğru yaklaştı. Ashabı ona engel olmak

istedi fakat Peygamber onlara "Çekilin" buyurarak mızrağıyla ayağa kalktı. Mızrağını

fırlatmak suretiyle Übey'i kaburgalarından ağır yaraladı. Daha sonra Übey, Mekke'ye

dönerken yolda öldü. Rivayete göre ayet, bu hadiseye işaret etmektedir.1158

Bedir yenilgisinden sonra, müşrikleri yeniden savaşa çıkaran, Ebû Süfyan

liderliğindeki kervandan elde edilen kârdı. Bu malların savaş yolunda kullanılmasıyla

ilgili olarak "Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını (insanları) Allah yolundan

alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı

olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme

sürüleceklerdir"1159 ayeti inmiştir. Kureyş ordusu ve Ebû Süfyan'ın kervanı Mekke'ye

döndükten sonra, Abdullah b. Ebî Rebia, İkrime b. Ebî Cehil ve Safvan b. Ümeyye gibi

Bedir'de yakınları öldürülen kimseler, Ebu Süfyan ve kervanda malı olan kişilerle

1152 Bkz. Âl-i İmrân 3/126, 133, 140, 151, 169. 1153 Bkz. Âl-i İmrân 3/122, 143, 149, 154, 156, 159, 168, 169. 1154 Bkz. Âl-i İmrân 3/144, 152, 155. 1155 Bkz. Âl-i İmrân 3/127, 133, 141, 142, 162, 163, 164. 1156 Bkz. Âl-i İmrân 3/121, 140, 152, 153, 161. 1157 Enfâl 8/17. 1158 Vâkıdî, Megâzî, I, 250; İbn Sa'd, Tabakât, II, 43. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 145;

Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 236. Ayetin nüzul sebebi ile ilgili olarak nakledilen diğer rivayetlere,

Bedir Gazvesi başlığı altında değinilmiştir. 1159 Enfâl 8/36.

Page 166: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

155

konuştular. Onları ikna edip, bu mallarla bir ordu teçhiz ettiler.1160 Ayetin Bedir

Savaşı'nda müşrik ordusunun yemek ihtiyacını karşılayan Mekkelilere işaret ettiğini

söyleyen rivayetlere1161 daha önce değinmiş bulunmaktayız.

Vâkıdî Enfâl sûresi 20. ayetinin1162 Uhud günü hakkında nazil olduğu ve

Allah'ın bu ayette Uhud yenilgisi sebebiyle müminleri kınadığı bilgisini verir.1163

Kaynaklarda aktarıldığına göre Uhud Savaşı sonrası Hz. Peygamber, amcası

Hamza'yı, karnı yarılmış, burnu ve kulakları kesilmiş bir vaziyette gördü. "Safiye'nin

üzülmeyeceğini ve benden sonra adet olmayacağını bilseydim onu öylece bırakırdım ki

kurtların kuşların kursaklarında bulunsun" dedi ve ekledi: "Şayet Allah bir fırsat nasip

ederse onlardan otuz kişiye müsle yapacağım." Hz. Peygamber'in ne kadar üzüldüğünü

gören Müslümanlar ise, daha önce hiç görülmemiş bir şekilde onlara müsle

uygulayacaklarını söylediler. Bunun üzerine Allah, "Eğer ceza verecekseniz size

yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha

hayırlıdır"1164 ayetini indirmiştir. Hz. Peygamber bu ayetin inmesinden sonra

sabretmeyi ve affetmeyi seçmiş, kimseye müsle yapmamıştır.1165 İbn İshâk/İbn Hişâm

benzer bir rivayeti nakleder ve bu ayet ile birlikte bir sonraki ayeti1166 de zikreder.1167

Taberî'nin Tefsir'inde aktardığına göre, Uhud günü Müslümanlar yaralandıktan

sonra, Allah'ın bir lütfü olarak yaralarıyla uykuya dalmışlar ve onlar hakkında Âl-i

İmrân sûresinin 140 ayeti ile Nisâ sûresinin 104. ayeti1168 nazil olmuştur.1169 Fakat

incelemiş olduğumuz siyer ve İslam tarihi kaynaklarında Nisâ sûresinin bu ayeti

1160 İbn İshâk, Sîre, s. 301; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 671; II, 60; Vâkıdî, Megâzî, I, 199-200; İbn

Sa'd, Tabakât, II, 33; VI, 8. Ayrıca bkz. İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 163; Taberî, Câmiu'l-

Beyân, IX, 244-246; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1130; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 166; İbn Kesîr, Tefsîr,

VII, 3299; Köksal, İslam Tarihi, III, 51-52. 1161 Vâkıdî, Megâzî, I, 134; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 240; Zemahşerî, Keşşâf, II, 1130; Râzî,

Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 165; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 229. Bedir'de yemek yediren

müşrikler için bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 128, 144; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 124. 1162 "Ey iman edenler! Allah’a ve Resulüne itaat edin ve (Kur’an’ı) dinlediğiniz hâlde ondan yüz

çevirmeyin." Enfâl 8/20. 1163 Vâkıdî, Megâzî, I, 133. 1164 Nahl 16/126. 1165 İbn İshâk, Sîre, s. 314; Vâkıdî, Megâzî, I, 290; Taberî, Tarih, II, 529. Ayrıca bkz. Vâhidî, Esbâbu'n-

Nüzûl, s. 291; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 171. 1166 "Sabret! Senin sabrın ancak Allah’ın yardımı iledir. Onlardan yana üzülme. Tuzak kurmalarından

dolayı da sıkıntıya düşme." Nahl 16/127. 1167 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 96. 1168 "Düşman topluluğunu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı duyuyorsanız, kuşkusuz onlar da

sizin acı duyduğunuz gibi acı duyuyorlar. Üstelik siz Allah’tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri

umuyorsunuz. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." Nisâ 4/104. 1169 Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 104.

Page 167: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

156

geçmemektedir. Ayrıca siyer kaynaklarında yer verilmemiş olmasına rağmen, "İnkâr

edenler, asla yakayı kurtardıklarını zannetmesinler. Çünkü onlar (sizi) âciz

bırakamazlar"1170 ayetinin de Uhud Savaşı'ndaki sözde galibiyetlerine rağmen

müşriklerin kazanamayacaklarından bahsettiği ifade edilmiştir.1171

Bazı ayetlerin, anlatılar içerisinde Hz. Peygamber veya ashabtan biri tarafından

okunmuş olmaları dolayısıyla zikredildiği görülmektedir. Bu rivayetlerden birinde ifade

edildiğine göre, Hz. Peygamber Uhud şehitlerini ziyaret ettiği zaman Mus'ab b.

Umeyr'in yanından geçerken durur, dua eder ve "Müminlerden öyle adamlar vardır ki,

Allah'a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine

getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü

asla değiştirmemişlerdir"1172 ayetini okurdu. Sonra," Şehadet ederim ki bunlar, Allah

katında şehit olmuşlardır. Onları ziyaret edin ve onlara selam verin. Onlar selamınızı

alır" derdi.1173 Mezkûr ayetin Bedir ve Uhud şehitleri hakkında nazil olduğu

bildirilmiştir.1174

Vâkıdî'nin naklettiğine göre Hz. Aişe, Uhud'dan bir haber alabilmek amacıyla

yanında bazı kadınlarla beraber yola çıktı. Yolda Hind bt. Amr b. Haram'la karşılaştı.

Hind, üzerinde kocası, oğlu ve kardeşinin cenazelerinin olduğu bir deveyi

götürmekteydi. Aişe savaş meydanının ne durumda olduğunu sordu. Hind, " Resûlullah

hayattadır. Allah müminlerden şehitler almıştır. Fakat Resûlullah hayatta olduktan sonra

bütün musibetler bizim için küçüktür" dedi ve "Allah, inkâr edenleri, hiçbir hayra

ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta müminlere kafi geldi. Allah,

kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir"1175 ayetini okudu.1176 Yine Vâkıdî'den gelen farklı bir

rivayette ise bu kadın Benî Dînâr kadınlarından Sümeyra bt. Kays'tır. Uhud'da iki

oğlunun şehit olduğu haberi kendisine ulaşan Sümeyra, "Resûlullah nasıl?" diye sormuş,

onun hayatta olduğunu öğrenince de "Sen hayatta olduktan sonra bütün musibetler bize

hafif gelir" demiştir. Sonra iki oğlunun cenazesini alıp Medine'ye doğru yola koyulmuş,

yolda Hz. Aişe ile karşılaşmış ve ona, "Hamdolsun ki Resûlullah hayattadır. Allah

1170 Enfâl 8/59. 1171 Öz, Kur'ân'ı Peygamberi, s. 130. 1172 Ahzâb 33/23. 1173 Vâkıdî, Megâzî, I, 313. 1174 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 248-249. 1175 Ahzâb 33/25. 1176 Vâkıdî, Megâzî, I, 265.

Page 168: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

157

müminlerden şehitler almıştır" demiş ve bu ayeti okumuştur.1177 Ayetin Hendek

Savaşı'nda düşman ordusunun umduklarını bulamadan geri dönmeleri üzerine nazil

olduğu bilgisini1178 dikkate alırsak, henüz Uhud Savaşı sonrasında geçen bir konuşmada

bu ayetin okunmuş olması durumu, pek gerçekçi gözükmemektedir.

3. HENDEK/AHZÂB GAZVESİ

Hicretin 5. yılında vuku bulan Hendek Savaşı, sebepleri ve sonuçları ile birlikte

şöyle özetlenebilir: Hz. Peygamber'in Medine'den sürdüğü Benî Nadîr1179 Yahudileri,

gidip Hayber'e yerleşmişlerdi. Bunların ileri gelenlerinden bazıları Mekke'ye gidip

Kureyşlileri Hz. Peygamber aleyhine kışkırttılar. Şayet onunla savaşacak olurlarsa

kendilerinin de yardım edeceklerini söylediler. Kureyş ve Yahudiler ayrıca Gatafan,

Fezâre, Mürre, Eşca', Süleym ve Sakîf kabilelerini de ikna ederek büyük bir ordu ile

yola çıktılar. Bu düşman topluluğuna, hizipler anlamında "ahzâb" denilmiştir. Bu durum

Hz. Peygamber'e haber verilince, nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini konuşmak üzere

ashabını topladı. Selman-ı Fârisî'nin1180 önerisi ile Medine'nin kuzey sınırına1181

hendekler kazılmaya başlandı. Müslümanlar iş bölümü yaptılar ve planlanan yerde

hendek1182 kazıldı. Hz. Peygamber'in kendisi de hendek kazma işinde çalışmıştır.

1177 Vâkıdî, Megâzî, I, 292. 1178 Vâkıdî, Megâzî, II, 473; İbn Sa'd, Tabakât, II, 69; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 148-149; Râzî,

Mefâtîhu'l-Ğayb, XXV, 204-205. 1179 Benî Nadîr, Medine'de bulunan Yahudi kabilelerinden birisidir. Hz. Peygamber ile yapılan

antlaşmayı bozdukları için, hicretin 4. yılında Medine'den sürülmüşlerdir. Onlar hakkında Haşr

sûresinin 1-19 ayetlerinin nazil olduğu rivayet edilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. İbn Hişâm,

Sîretü'n-Nebeviyye, II, 190-203; Vâkıdî, Megâzî, I, 363-383; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 177-

180; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 415-416; Köksal, İslam Tarihi, IV, 73-101; Nadir Özkuyumcu,

"Benî Nadîr", DİA, Ankara, 2006, XXXII, 275-276. 1180 Hendek kazılması fikrini, Selmân-ı Fârisî'nin önerdiğine dair bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 445; İbn

Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 194; İbrahim Hatiboğlu, "Selmân-ı Fârisî", DİA, Ankara, 2009,

XXXVI, 442; A. J. Wensinck, "Handak", İA, İstanbul, 1977, V, 209; Hitti, Siyâsî ve Kültürel İslam

Tarihi, I, 173-174; Köksal, İslam Tarihi, V, 208; Heykel, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 161;

Derveze, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 535; Şibli, Son Peygamber, s. 267; Sarıçam, Evrensel

Mesajı, s. 184; Apak, İslam Tarihi-I, s. 280. Fakat Hamidullah, bu konuda farklı düşünmektedir:

"Müslüman tarihçiler genellikle bu fikrin Selman-ı Farisi'den kaynaklandığını ileri sürerler. Ancak

Ebu Süfyan'ın Hz. Muhammed'e savaşmak yerine niçin beklenmedik ve şaşırtıcı bir şekilde

hendekler kazıp arkasına sığındığını ve merakını belirterek bu stratejiyi kimden öğrendiğini soran

mektubuna Hz. Peygamber, "Bunu bana Allah ilham etti" şeklinde cevap vermiştir." Hamidullah, Hz.

Peygamber'in Savaşları, s. 66. Hendek kazma fikrinin Selman-ı Farisi tarafından verildiği ve onun

ehl-i beytten sayıldığı şeklindeki rivayetlerin, Emevilerin mevali politikası altında ezilen Farslılar

tarafından üretildiğine dair değerlendirmeler için bkz. Azimli, Siyeri Farklı Okumak, s. 318-319. 1181 Şehrin diğer cepheleri sık ağaçlı bahçe, kayalık ve kalelerle çevrilidir. Bkz. Hamidullah, Hz.

Peygamber'in Savaşları, s. 67-69; Erkoçoğlu, "Tarih-Mekan İlişkisi ", s. 322-325. 1182 Muhammed Hamidullah'ın tespitlerine göre bu hendeğin uzunluğu 5.5 kilometre, eni 9 metre,

derinliği ise 4.5 metredir. Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları, s. 69.

Page 169: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

158

Ahzâbın on- on iki bin kişilik ordusu karşısında Müslümanlar üç bin kişiydiler.

Düşmanlar Medine'ye ulaşıp hendeği görünce şaşırdılar. Hendek düşmanların yaya veya

süvari olarak, Müslümanların tarafına geçmelerini engellemekteydi. Bu nedenle ferdi

çatışmalar ve karşılıklı ok ve taş atmalar dışında, ordular arasında genel bir savaş vuku

bulmadı. Benî Nadir Yahudilerinden Huyey b. Ahtab, henüz Medine'de bulunan Benî

Kurayza Yahudilerine gitti ve onları, Hz. Peygamber ile olan anlaşmaları bozmaları ve

kendilerine katılmaları hususunda ikna etti. Müslümanların kadın ve çocukları şehrin

içinde bulunuyordu. Benî Kurayza'nın ihaneti Müslümanları çok zor durumda bıraktı.

Hz. Peygamber bir grup Müslümanı da Yahudilere karşı şehri korumaları için

görevlendirdi. Bu sırada Gatafan kabilesinden Nuaym b. Mes'ud, Hz. Peygamber'e

gelerek Müslüman olduğunu bildirdi. Fakat onun Müslüman olduğunu kabilesi

bilmiyordu. Nuaym, bazı diplomatik girişimler neticesinde düşman birlikleri ve

Yahudiler arasında şüphe ve ayrılık oluşturmayı başardı. Kuşatmanın etkisiz olarak

devam etmesi, yiyecek stoklarının tükenmesi, soğuk bir fırtınanın hayatı dayanılmaz

hale getirmesi gibi sebeplerden dolayı düşman kuvvetleri, yaklaşık bir ay kadar süren

muhasarayı kaldırdılar ve umduklarını bulamadan memleketlerine geri döndüler.1183 Hz.

Peygamber ise Hendek Gazvesi'nin hemen ardından, Benî Kurayza Yahudilerini

kuşattı.1184

1183 Hendek Savaşı hakkında bkz. Zührî, Megâzî, 79-80; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 214-273;

Vâkıdî, Megâzî, II, 440-496; İbn Sa'd, Tabakât, II, 62-70; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 427-432; İbn

Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 193-198; İbn Kesîr, Bidaye, VI, 8-69. Ayrıca bkz. Köksal, İslam

Tarihi, V, 202- 320; Muhammed Hamidullah, "Hendek Gazvesi", DİA, Ankara, 1998, XVII, 194-

195; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 583-592; Apak, İslam Tarihi-I, s. 279-278; Şulul,

Siyer-i Nebi, s. 469-479; Öz, Kur'ân'ın Peygamberi, s. 131-132. 1184 Benî Kurayza, müminlere en hassas oldukları bir dönemde ihanet etmiş ve onları arkalarından

vurmuştur. Bu sebeple müttefik güçler Medine'den ayrılır ayrılmaz Hz. Peygamber Müslümanlara,

kalelerine çekilmiş olan Benî Kurayza üzerine yürümeleri talimatını verdi. Yaklaşık üç hafta süren

sıkı bir kuşatma sonucunda, kendileri hakkındaki hükmü, Sa'd b. Muaz'ın vermesi şartı ile teslim

oldular. Onların Medine'deki eski müttefiklerinden biri olan Sa'd, onların kadın ve çocuklarının esir

edilmesine, erkeklerinin ise öldürülmesine hükmetti. Bu hükmün Yahudilerin şeriatına uygun, Tevrat

kaynaklı (Tesniye, 20/10-14) bir hüküm olduğu ifade edilir. Ahzâb sûresinin 26 ve 27. ayetleri, Benî

Kurayza kuşatması ile alakalıdır. Zührî, Megâzî, s. 81-83; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 233-

145; Vâkıdî, Megâzî, II, 496-531; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 199-201; İbn Sa'd, Tabakât, II,

70-74; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 433-434; İbn Kesîr, Bidaye, VI, 70-97. Ayrıca bkz. Köksal,

İslam Tarihi, V, 321-376; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 593-601; Casim Avcı, "Benî

Kurayza", DİA, Ankara, 2002, XXVI, 431-432; Şulul, Siyer-i Nebi, s. 479-481; Mahmut Kelpetin,

"Benî Kurayza Gezvesi ile İlgili Rivayetlerin Değerlendirilmesi: İbn Hişâm Örneği", Tarih Dergisi,

sayı: 53 (2011/1), İstanbul, 2012, s. 1-18.

Page 170: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

159

3.1. Ahzâb Sûresi

Allah, Hendek Savaşı ve Benî Kurayza hakkındaki malumatı, Müslümanların

çektikleri sıkıntıyı ve Allah'ın belaları nasıl def ettiğini Ahzâb sûresinde

anlatmaktadır.1185 Ahzâb sûresi toplam yetmiş üç ayet olup, ittifakla Medenîdir.1186

Hicretin 5 ve 7. yılları arasında çeşitli zamanlarda parçalar halinde nazil olmuştur.1187

Adını 20. ayette geçen "ahzâb" kelimesinden alır. "Ahzâb", bir güce sahip insan

topluluğu, grup, bölük, parti anlamına gelen "hizb" kelimesinin çoğuludur.1188 Sûrede

ise Hz. Muhammed ve İslam'a savaş açmış ve bu amaçla Medine'yi kuşatmış olan, farklı

kabilelerin ittifakı ile oluşan müttefik güçler için kullanılmıştır.1189 Ayetlerde Hendek

isminin geçmemesi, onun yerine "ahzâb" ifadesinin kullanılması, bu savaşın Ahzâb

Savaşı olarak anılmasına da neden olmuştur.1190

Sûrede genel olarak aile hukukundan, sosyal ilişkilerden, mirastan, Hz.

Peygamber'in eşlerinden ve savaştan bahsedilmekte ve bu konuda çeşitli hükümler

konulmaktadır. Sûrenin 9-27. ayetleri, Hendek Savaşı ve hemen sonrasında vuku bulan

Benî Kurayza kuşatması hakkındadır. Derveze, "Ayetlerde bu savaşın Müslüman

saflarında meydana getirdiği etkilere değinilmiş, münafıklar şiddetle yerilmiş, Nebi'nin

ve müminlerden samimi olanların savaş karşısındaki tutumları güçlü bir ifade ile dile

getirilmiştir. Öyle ki ayetlerde o anlara ilişkin çizilen tablolar, rivayetlerde anlatılanları

fevkalade geçmektedir." diyerek, Ahzâb sûresindeki anlatımın ne kadar güçlü ve etkili

olduğunu ifade etmektedir.1191

3.1.1. Alt ve Üst Taraftan Gelen Düşmanlar

Ahzâb sûresinde, Hendek Gazvesi ile ilgili olan ilk ayet şöyledir: "Ey iman

edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani düşman ordular üzerinize gelmişti

de biz onların üzerine bir rüzgâr ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah,

1185 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 245; Vâkıdî, Megâzî, II, 249. 1186 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXV, 190; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6463; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân,

XIV, 7; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VI, 1; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 290; Şimşek, Tefsir, IV,

170; Kur'an Yolu, IV, 362; Emin Işık, "Ahzâb Sûresi", DİA, 195 1187 Esed, 1010; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, 823 1188 Isfahânî, Müfredat, 278; İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab, I, 308; Elmalılı, VI, 290; Işık, "Ahzâb Sûresi",

DİA, 195 1189 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 291; Câbirî, Fehmu'l-Kur'an, III, 229; İslamoğlu, Gerekçeli

Meal, 823; Derveze, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 534; Hamidullah, "Hendek Gazvesi", DİA, 194;

Işık, "Ahzâb Sûresi", DİA, Ankara, 1989, II, 195. 1190 Derveze, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 533; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 587. 1191 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VI, 16.

Page 171: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

160

yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir."1192 Bu ayeti, incelemiş olduğumuz siyer

müelliflerinden İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd'ın zikretmiş olduğunu görmekteyiz. İbn

Hişâm, ayette bahsedilen düşman orduların Kureyş, Gatafan ve Benî Kurayza olduğunu,

rüzgârla beraber gönderilen orduların ise melekler olduğunu İbn İshâk'tan naklederek

belirtmiştir.1193 Vâkıdî ise düşman ordusunun Kureyş, Gatafan, Benî Süleym ve Benî

Esed olduğunu, onlara gönderilen görünmez ordunun ise fırtına olduğunu söyler.1194 İbn

Sa'd, mezkûr ayetin, Allah'ın savaş sırasında Müslümanlara yapmış olduğu yardımı

anlatmakta olduğunu ifade eder. Müslümanların zorlanmış olduğu bir vakitte, Hz.

Peygamber, fırtına ile birlikte gelen Cebrail'i görmüş ve "Müjdeler olsun" demiştir. Bu

fırtına ile müşriklerin çadırları yıkılmış, yemek yaptıkları kazanları devrilmiş ve eşyaları

kuma gömülmüştü. Müşrikler bu duruma fazla dayanamadılar ve toplanıp gittiler.1195

Bu savaş kış mevsiminde cereyan ettiği için hava sert ve rüzgârlıydı. Bu rüzgâr

düşmanların üşümesine, toz toprak içinde kalmalarına, ateşlerinin sönmesine,

eşyalarının ve çadırlarının savrulmasına neden oluyordu. Müfessirlere göre müminler

tarafına inmiş olan melekler de Müslümanları destekliyor, onlara manevi güç veriyor ve

düşmanların kalbine de korku salıyorlardı.1196 Râzî, mezkûr ayetin, Allah'ın kâfirler

üzerine soğuk bir rüzgâr göndermesi, melekleri onlara salıvermesi, geceleyin atların

çıkardıkları seslerin neden olduğu korku ile neredeyse birbirlerine yapışacak hale

gelmeleri ve kalplerine korku atılması gibi durumlara işaret ettiğini ifade eder.1197

Mevdûdî de burada açık bir ima olmamasına rağmen görünmeyen ordular ile maksadın

melekler olabileceğini söyler.1198

Tefsir kaynakları, Huzeyfe b. Yeman'dan gelen uzun ve ayrıntılı rivayeti, bu ayet

münasebetiyle zikretmişlerdir. Özetlediğimiz şekliyle Huzeyfe şöyle söylemiştir:

"Hendek savaşı sırasında şiddetli rüzgârın olduğu soğuk bir gecede Hz. Peygamber'in

yanında bulunuyorduk. Hz. Peygamber, "Düşmanın haberini bana kim getirir? Bunu

kim yaparsa Allah onu ahirette benim yoldaşım yapacaktır." dedi. Bunu üç defa

1192 Ahzâb 33/9. 1193 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 245. 1194 Vâkıdî, Megâzî, II, 494. 1195 İbn Sa'd, Tabakât, II, 9. Düşmanın geri çekilmesinin, Cebrail tarafından getirilen fırtınaya

bağlanması ve tabii olan hadiselerin mucizevî anlatılarla ifade edilmesinin eleştirisi hakkında bkz.

Balcı, İlahi Yardım, s. 128-129. 1196 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 126-127; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6477-6478. 1197 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXV, 199. 1198 Mevdûdî, Tefhim, IV, 395

Page 172: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

161

sormasına rağmen kimse kalkmadı. Sonra Resûlullah beni çağırdığında, ben kalkıp

gitmekten başka bir çare bulamadım, çünkü beni ismimle çağırdı. "Ey Huzeyfe, git ve

düşmanın arasına gir, ne yaptıklarına bak. Bize geri dönünceye kadar da kendini belli

etme" dedi. Hz. Peygamber'in yanından ayrılınca üşümem bitti ve çok sıcak hissettim.

Gittim, düşmanın arasına girdim. Rüzgârın ve Allah'ın gönderdiği orduların onlara neler

yaptıklarını gördüm. Ne kazanları yerlerinde duruyor, ne ateşleri yanıyor, ne de çadırları

sabit duruyordu. Hz. Peygamber'e dönüp gördüklerimi anlattım. İşim bittikten sonra

tekrar üşümeye başladım."1199

Bu hususla ilgili olarak zikredilenlerden bir diğeri de Ahzâb sûresinin 10.

ayetidir: "Hani onlar size hem üst tarafınızdan hem alt tarafınızdan gelmişlerdir. Hani

gözler kaymış ve yürekler ağızlara gelmişti. Siz de Allah'a karşı çeşitli zanlarda

bulunuyordunuz.”1200 İbn İshâk bu ayet hakkında müminlerin çeşitli zanlarda bulunmuş

olduklarını ve aralarında nifakın yayıldığını, hatta münafıklardan Muattıb b. Kuşeyr'in,

"Muhammed bize Kisra ve Kayserin hazinelerini vaat ediyor. Hâlbuki biz büyük

abdestimiz için bile gitmeye güç bulamıyoruz" dediğini nakleder.1201 İbn Hişâm ve

Vâkıdî, "Üst tarafınızdan" tabiri ile Benî Kurayza'nın, "alt tarafınızdan" ifadesi ile de

Kureyşliler ve Gatafanlıların kastedildiğini söylemişlerdir.1202 Ayrıca Vâkıdî ve İbn

Sa'd'ın mezkûr ayet ile ilintili olarak anlattıklarına göre; müşrik ordusunun komutanı

Ebû Süfyan, daha önce Medine'den sürülen Huyey b. Ahtab'ı, Resûlullah ile yapılan

anlaşmayı bozmaları ve kendilerine katılmaları konusunda ikna etmek amacıyla Benî

Kurayza'ya gönderdi. Benî Kurayza, önce buna yanaşmadı fakat bir süre sonra bu teklifi

kabul etti. Bu durumun üzerine, münafıklar da Hz. Peygamber'i zor durumda bırakmaya

başladı. Müslümanların imtihanı ve korkuları büyüdü. Kadın ve çocukların başlarına bir

şey geleceği endişesiyle düşmana karşı durmuş ve hendekleri korumuşlardı.1203 Ayette

açıklandığı üzere, düşmanın faaliyetlerini yoğunlaştırdığı sıralarda, Müslümanlar çok

1199 Rivayetin ayrıntıları ve farklı versiyonları için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 231-233;

Vâkıdî, Megâzî, II, 488- 491; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 198; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI,

127-128; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6478-6482; Köksal, İslam Tarihi, V, 292-298; Abdulfettah el-Kâdî,

Esbâb-ı Nüzûl, s. 279-281. 1200 Ahzâb 33/10. 1201 İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6482 (İbn İshâk'tan naklen). 1202 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 245; Vâkıdî, Megâzî, II, 494. 1203 Vâkıdî, Megâzî, II, 459; İbn Sa'd, Tabakât, II, 63.

Page 173: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

162

zor durumda kalmışlar, hatta namazları kılmaya dahi vakit bulamamışlar ve günün

sonunda Hz. Peygamber ile birlikte hepsini de kılmışlardır.1204

Müfessir Taberî bu ayet hakkında şöyle demiştir: "O vakit Kurayzaoğulları üst

tarafınızdan, Kureyş ve Gatafanlar ise alt tarafınızdan gelmişti. Korkudan gözleriniz

belermiş, yürekleriniz gırtlaklarınıza dayanmıştı. Münafıklar, Müslümanların ve Hz.

Peygamber'in kökünün kuruyacağını düşünüyor, müminler ise Allah'ın vaadinin hak

olduğuna ve galip geleceklerine inanıyorlardı. Böylece Allah hakkında farklı zanlarda

bulunuyorlardı."1205 Fakat bazı müfessirler ve araştırmacılar, yukarıdan gelenlerin,

kuzeyden yani Necd ve Hayber'den gelen düşmanlar; aşağıdan gelenlerin ise güneyden

yani Mekke'den gelen Kureyş olduğunu söylemişlerdir.1206 Kanaatimizce bu görüş daha

doğrudur.

"İşte orada müminler denendiler ve şiddetli bir şekilde sarsıldılar"1207 ayetini ise

İbn Hişâm ve Vâkıdî, Hendek Gazvesi münasebetiyle zikretmişler ama herhangi bir

açıklama yapmamışlardır.1208 Bu ayette Allah, çeşitli gruplardan oluşan düşman

ordusunun Medine'yi kuşattığı, Kurayza Yahudilerinin de ihanet ettiği vakit,

müminlerin ne büyük bir imtihana tabi tutulduklarını ve sıkıntının şiddetinden dolayı

sarsıntı geçirdiklerini anlatmaktadır. Bu imtihan vesilesi ile müminler münafıklardan

seçilip ayrılmıştır.1209

3.1.2. Münafıkların Durumu

Sûrede, kuşatma esnasında münafıkların davranışları hakkında da bilgi

verilmiştir: "Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, 'Allah ve Rasulü bize,

ancak aldatmak için vaatte bulunmuşlar' diyorlardı."1210 İbn Hişâm ve Vâkıdî, bu ayette

Muattib b. Kuşeyr'in söylediğine ima olduğunu rivayet eder. Rivayete göre Muattib b.

Kuşeyr, "Muhammed bize Kisra ve Kayserlerin hazinelerini vaat ediyor. Hâlbuki bizden

1204 Vâkıdî, Megâzî, II, 472-474; Buhârî, Megâzî, 30; İbn Mace, Salat, 6; Nesai, Ezan, 21; İbn Hanbel, I,

375; Hamidullah, "Hendek Gazvesi", s. 195. 1205 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 131-132; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 302. 1206 Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, XIV, 49; Mevdûdî, Tefhim, IV, 395; Hamidullah, Hz.

Peygamber'in Savaşları, s. 72; Esed, Kur'an Mesajı, s. 1014; Öz, Kur'ân'ın Peygamberi, s. 131. 1207 Ahzâb 33/11. 1208 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 246; Vâkıdî, Megâzî, II, 494. 1209 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 132-133; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXV, 200; İbn Kesîr, Tefsîr, XII,

6483. 1210 Ahzâb 33/12.

Page 174: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

163

herhangi birisi def-i hacete gitmekten bile korkuyor" demiştir.1211 İbn Hişâm, bu

ifadelere rağmen Muattib b. Kuşeyr'in münafıklardan biri olmadığını, hatta onun Bedir

gazilerinden biri olduğunu belirtmektedir.1212

Konuyla ilgili olan bir diğer ayet ise, "Hani onlardan bir grup, “Ey Yesrib

(Medine) halkı! Sizin burada durmak imkânınız yok. Haydi, geri dönün” demişti.

Onlardan bir başka grup da, “Evlerimiz açık (korumasız)” diyerek Peygamberden izin

istiyorlardı. Oysa evleri açık (korumasız) değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı"1213

ayetidir. İbn İshâk, İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin aktardığına göre bu ayette Evs b. Kayzi ve

o görüşte olanlardan bahsedilmektedir.1214 Müfessirler, münafıklardan bir kısmının

diğerlerine evlerine dönmelerini ve Hz. Muhammed'i yalnız bırakmalarını söylediğini

anlatmışlardır. Bazı münafıklar ise bu telkin sonrası Hz. Peygamber'i ve Müslümanları

bırakıp gitmek için, "Evlerimiz düşmana karşı savunmasızdır" bahanesiyle Hz.

Peygamber'den izin isteyip evlerine gitmişlerdir. Hâlbuki bahaneleri doğru değildi,

onlar sadece savaştan kaçmak istiyorlardı.1215 Ayette bahsedilenlerin Evs b. Kayzi ile

yanındakiler olduğunu söyleyenlerin yanında, Benî Hârise olduğuna dair bir rivayet de

mevcuttur.1216 Bazı müfessirler ise "geri dönün" ifadesinden kastın, "Düşmanlara karşı

koymaya gücünüz yetmez, Medine'ye geri dönün" şeklinde anlaşılabileceği gibi,

"Muhammed'e verdiğiniz sözden dönün ve onu düşmana teslim edin" veya "Atalarınızın

dinine geri dönün" anlamlarına da gelebileceğini bildirmişlerdir.1217 Fakat siyer

kaynaklarında, "geri dönün" ifadesinden maksadın ne olduğu hususundaki mülahazalara

yer verilmediğini ve esas kastedilen anlamın dışında, bu konuda herhangi bir izah

getirilmediğini görmekteyiz.

Yine "Eğer Medine’nin her tarafından üzerlerine gelinse ve orada fitne

çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı; o konuda fazla gecikmezlerdi"1218

ayetini, araştırmamızda esas kabul ettiğimiz kaynaklardan İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin

1211 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 246; Vâkıdî, Megâzî, II, 494. Ayrıca bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-

Eşrâf, I, 328; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 133-134. 1212 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 222. 1213 Ahzâb 33/13. 1214 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 246; Vâkıdî, Megâzî, II, 494; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6484 (İbn

İshâk'tan naklen). 1215 Taberî, Câmiu'l-Beyân, 135-136; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXV, 200; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6484. 1216 İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6484; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 303. 1217 Mevdûdî, Tefhim, IV, 397; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 302; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s.

828. 1218 Ahzâb 33/14.

Page 175: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

164

zikrettiğini görmekteyiz. İbn Hişâm, İbn İshâk'tan naklederek, ayette geçen "fitne" tabiri

için, "onların şirke düşmesi" anlamını verir. Yani onlardan şirke dönmeleri istenirse,

muhakkak dönerler.1219 Vâkıdî ise bu ayette, münafıkların bahis konusu olduğunu

belirtir.1220 Müfessirler bu ayetin, bir önceki ayette bahsedilen kimseler hakkında

indiğini ifade etmişlerdir. Eğer düşman Medine'yi istila etse ve "Evlerimiz

savunmasızdır" diyen münafıklardan imanlarından vazgeçmeleri istense, hiç

beklemeden ve geciktirmeden vazgeçerler ve böylece şirk fitnesine düşmüş olurlardı.1221

Bu hususla ilgili olarak görülen ayetlerden birisi de şöyledir: "Andolsun ki,

onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a

verilen söz ise sorumluluğu gerektirir."1222 İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan naklettiğine göre

bu ayet, Beni Harise ve onların verdikleri söz ile alakalıdır. Onlar, Selime oğulları ile

Uhud'a çıkmak istememişler, sonra Allah'ın lütfü ile bu günahı işlemekten beri olmuşlar

ve böyle bir şeyi yapmayacaklarına söz vermişlerdi. Allah bu ayette onların sözlerini

hatırlatıyor ve bir sonraki ayette de şöyle cevap veriyor1223: "De ki: Eğer siz ölümden ya

da öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermeyecektir. O takdirde bile

(hayatın zevklerinden) pek az yararlandırılırsınız."1224 Vâkıdî, 15. ve 16. ayetlerin

Sa'lebe'ye imada bulunduğunu, çünkü onun Uhud'da bir daha düşmandan

kaçmayacağına dair söz verdiğini ifade eder.1225 Derveze, ayette Uhud savaşından sonra

münafıklar üzerine bir saldırı yapıldığına ve onlardan Müslümanlara yardım

edeceklerine dair söz alındığına işaret edildiğini söyler. Bu nedenle Müslümanlarla

birlikte orduya katılmışlardır. Lakin kötü düşüncelerinden kurtulmayı bir türlü

başaramadıklarından, sürekli yan çizmişlerdir.1226 Fakat kaynaklarda münafıklar üzerine

yapılan bir operasyona dair herhangi bir malumat mevcut değildir. Bu ifadelerin

yalnızca, Derveze'nin bir yorumu olduğunu belirtmek gerekir.

1219 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 246. 1220 Vâkıdî, Megâzî, II, 494. 1221 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 136-137; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6485; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-

Kur'ân, XIV, 57; Karataş, "Savaş Ayetleri Bağlamında Fitne Kavramı", s. 84-85 1222 Ahzâb 33/15. 1223 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 246 (İbn İshâk'tan naklen). Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân,

XXI, 137. 1224 Ahzâb 33/16. 1225 Vâkıdî, Megâzî, II, 495. 1226 Derveze, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 536.

Page 176: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

165

"Şüphesiz Allah içinizden, savaştan alıkoyanları ve kardeşlerine, “Bize gelin”

diyenleri biliyor. Size katkıda cimri davranarak savaşa pek az gelirler. Korku

geldiğinde ise, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kimse gibi gözleri dönerek sana

baktıklarını görürsün. Korku gidince de ganimete karşı aşırı düşkünlük göstererek sizi

keskin dillerle incitirler. İşte onlar iman etmediler. Allah da onların amellerini boşa

çıkardı. Bu, Allah’a kolaydır." 1227 Hendek savaşı ile alakalı olarak inen ayetler arasında

bu ayeti tek zikreden müellif, İbn Hişâm'dır ve o, İbn İshâk'tan rivayet etmek suretiyle,

Allah'ın münafıkları kastettiğini belirtmektedir.1228 Allah bu ayette münafıkların,

"Bırakın savaşı da bize gelin, bizimle güven içinde yaşayın" dediklerini ve onların savaş

sırasında farklı durumlar karşısında nasıl davrandıklarını anlatmaktadır.1229

Müfessirlerin rivayet ettiklerine göre Hendek savaşı sırasında ashabtan biri, Hz.

Peygamber'den izin isteyip kardeşinin evine geldi ve kardeşinin güzel bir sofraya oturup

karnını doyuruyor olduğunu gördü. Ona, "Sen bu haldesin, Resûlullah ise mızraklar

arasında. Bu durumdan utanmıyor musun?" dedi. Kardeşi de, "Sen de bizim yanımıza

gel, zaten yapacağınız bir şey yok. Andolsun ki Muhammed bu işin altından kalkamaz"

diye cevap verdi. Sahâbî, kardeşine "Vallahi yalan söylüyorsun" dedi ve bu

konuşulanları gidip Hz. Peygamber'e haber vereceğini söyledi. Hz. Peygamber'in yanına

geldiğinde ise, kendisinden önce Cebrail'in gelip de konuşulanları haber verdiğini ve bu

ayetleri indirdiğini gördü.1230 Râzî ise "Bize gelin" diyenler hususunda iki farklı görüşün

bulunduğunu aktarır. Buna göre ayette bahsedilenler, Ensara "Savaşmayın,

Muhammed'i kavmine teslim edin" diyen münafıklar veya Medinelilere "Bize gelin,

bize katılın" diyen Yahudiler olabilir.1231

Ahzâb sûresinin 20. ayeti de bu minvalde zikredilmiştir: "Düşman birliklerinin

gitmediğini sanıyorlar. Düşman birlikleri (bir daha) gelecek olsa, isterler ki, (çölde)

bedevilerin arasında bulunsunlar da size dair haberleri (gidip gelenlerden) sorsunlar.

İçinizde bulunsalardı da pek az savaşırlardı."1232 İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan aktardığına

göre bu ayette, Kureyş ile Gatafan'dan bahsedilmektedir.1233 Müfessirler ayette

1227 Ahzâb 33/18-19. 1228 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 247. 1229 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 139; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6486. 1230 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 139-140; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, II, 716. 1231 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXV, 202. 1232 Ahzâb 33/20. 1233 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 247.

Page 177: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

166

münafıkların korkaklıklarının ve müminlere destek olmayacaklarının beyan edildiğini

belirtmişlerdir. Münafıklar, Kureyş ve Gatafan gibi çeşitli kabilelerden oluşan düşman

ordusunun Medine'den çekildiklerine ve evlerine döndüklerine inanmıyorlar. Onlara

göre düşman, Medine dışında bir yerde karargah kurmuş, fırsatını bulunca da Medine'ye

tekrar saldıracaktır. Şayet durum sandıkları gibi olsaydı, düşman gelip de Medine'ye

girecek olsaydı, bu defa münafıklar çölde bedeviler arasında yaşıyor olmayı ve size dair

haberleri oradan öğrenmeyi yeğlerlerdi.1234 Aranızda bulunsalar da sizin yanınızda

savaşıyormuş gibi görünmekten başka bir şey yapmazlardı.1235

3.1.3. İman Edenlerin Durumu

Hz. Peygamber'in örnekliğini ortaya koyan "Andolsun, Allah’ın Rasulü'nde sizin

için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel

bir örnek vardır"1236 ayeti, Hendek Savaşı ile ilgili olarak nazil olan ayetler arasındadır.

İbn Hişâm bu ayet hakkında, "canlarını esirgememeleri için" yorumunu yapar.1237 Allah,

Hendek savaşındaki tutumlarından dolayı münafıkları kınamış ve müminlere de

Resûlullah'ı örnek almalarını emretmiştir.1238 İlk bakışta burada, ashab için, Hz.

Peygamber'in Hendek savaşındaki gayretleri, sabrı, tevekkülü, kararlılığı ve cesaretini

örnek almaları tavsiye edilmiş olsa da, esasen bütün müminler için her durum ve şartta

geçerli genel bir örnekliğin söz konusu olduğu ifade edilmelidir.1239

Yine "Müminler düşman birliklerini görünce, "İşte bu Allah'ın ve Rasulü'nün

bize vaat ettiği şeydir. Allah ve Rasulü doğru söylemişlerdir." dediler. Bu onların ancak

imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır"1240 ayeti de, İbn Hişâm tarafından, Hendek ve

Kurayza ile ilgili ayetler arasında zikredilmiştir.1241 Vâkıdî, Allah'ın onlara vaat ettiği

şeyin "Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete

gireceğinizi mi sandınız?.."1242 ayetinde ifade edildiğini söyler.1243 İbn Sa'd ve

Taberî'nin bu ayet hakkında naklettikleri rivayete göre, Hendek kazılması esnasında,

1234 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 142-143; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6487. 1235 Esed, Kur'an Mesajı, s. 1016; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 829. 1236 Ahzâb 33/21. 1237 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 247. 1238 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 143-144; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6488; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-

Kur'ân, XIV, 66. 1239 Şimşek, Tefsir, I, 182; Esed, Kur'an Mesajı, s. 1016. 1240 Ahzâb 33/22. 1241 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 247. 1242 Bakara 2/214. 1243 Vâkıdî, Megâzî, II, 495. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 144.

Page 178: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

167

ashabın kazmakta zorlandığı bir yeri Hz. Peygamber kazmıştır. Orada bulunan kayaları

her parçalayışında, etrafı aydınlatan bir ışık çıkmış ve Müslümanlar bazı

olağanüstülüklere şahit olmuşlardır. Hz. Peygamber de ümmetine bazı müjdeler

vermiştir. Müslümanlar da, "İşte bu Allah'ın ve Rasulü'nün bize vaat ettiği şeydir. Allah

ve Rasulü doğru söylemişlerdir." diyerek sevinmişlerdir.1244 İbn Sa'd bu ayeti, bir

sonraki ayetle birlikte yani Ahzâb sûresinin 23. ayetiyle zikreder. Taberî'nin başka bir

nakline göre ise, Müslümanlar ahzâbı yani kendilerine karşı birleşmiş olan orduları

görünce "İşte bu Allah'ın ve Rasulü'nün bize vaat ettiği şeydir. Allah ve Rasulü doğru

söylemişlerdir." demişlerdir. Münafıklar ise, "Muhammed size olmayan şeyleri

söylüyor. Medine'den nasıl Kisra'nın sarayını görebilir ki?" minvalinde sözler

söylemişler, bu sebeple de Allah "Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar,

"Allah ve Rasulü bize, ancak aldatmak için vaatte bulunmuşlar" diyorlardı"1245 ayetini

indirmiştir.1246 Müfessirler bu ayette bahsedilen Allah'ın vaadinin yukarıda zikredilen

Bakara sûresinin 214. ayeti olduğunu, çeşitli hiziplerden meydana gelen ordunun

Medine'yi kuşattıklarını görünce bu vaadi hatırladıklarını ve bu durumun onların iman

ve teslimiyetlerini artırdığını söylemişlerdir.1247

Konuyla ilgili olan bir diğer ayet ise şu şekildedir: "Müminlerden öyle adamlar

vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü

yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri

sözü asla değiştirmemişlerdir."1248 İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan rivayet ettiğine göre,

Bedir ve Uhud'da şehit olanlar sözünü tutmuştur. Kimileri de sözlerinde tereddüde

düşmeden ve vazgeçmeden beklemektedirler.1249 Vâkıdî, yerine getirilen söz ile ölüm

veya belanın kastedildiğini belirtir.1250 Ayrıca Mücahid'in naklettiğine göre Hz.

Peygamber, Talha b. Ubeydullah hakkında, bu ayeti ima ederek, "O, sözünü

tutanlardandır" demiştir.1251

1244 İbn Sa'd, Tabakât, IV, 78; Taberî, Tarih, II, 569. 1245 Ahzâb 33/12. 1246 Taberî, Tarih, II, 570. Hz. Peygamber'in vermiş olduğu bu müjdelerin, gaybı bildiğine işaret

olmaktan ziyade, onun öngörüsü olarak yorumlanmalıdır. Esed, Kur'an Mesajı, s. 1015; Azimli,

Siyeri Fraklı Okumak, s. 322 1247 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 144; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6488; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân,

XIV, 68; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 305. 1248 Ahzâb 33/23. 1249 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 248-249. 1250 Vâkıdî, Megâzî, II, 495. 1251 Vâkıdî, Megâzî, II, 495. Ayrıca bkz. Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 367; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6491.

Page 179: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

168

Hadis ve tefsir kaynaklarında bu ayetin Enes b. Nadr ve onun gibiler için

indirildiği nakledilmiştir. Enes b. Malik'in rivayetine göre amcası Enes b. Nadr, Uhud

günü Müslümanların bozulup dağılmaları üzerine, "Ey Allah'ım, şunların yaptıklarından

dolayı senden af diliyorum" demiş ve düşmana doğru ilerlemiştir. Onunla karşılaşan

Sa'd b. Muaz'a, "Ey Sa'd nereye gidiyorsun? Nadr'ın Rabbine yemin ederim ki, burada

cennetin kokusunu alıyorum" demiş ve şehit oluncaya kadar savaşmıştır. Üzerinde

seksenden fazla yara olduğu ve müşriklerin de onun ölüsüne işkence ettikleri

görülmüştür. Öyle ki tanınmayacak bir halde olduğu ve kız kardeşinin onu parmak

uçlarından tanıdığı söylenmiştir.1252 Görüldüğü gibi bu ayetin, şehit oluncaya kadar Hz.

Peygamber'in yanında savaşmaya söz vermiş olan bazı sahâbîler hakkında indiği

söylenmiştir. Fakat daha genel anlamda Allah yolunda gösterilen üstün çabaları ifade

etmekte olduğu da belirtilmiştir.1253

Yine "Bunun böyle olması Allah’ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle

mükâfatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul

etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."1254 ayeti de

İbn Hişâm tarafından Hendek ve Benî Kurayza bahsinde zikredilen ayetler

arasındadır.1255 Vâkıdî de bu ayeti Hendek savaşı ile ilgili olarak nazil olan ayetler

arasında zikreder.1256

3.1.4. Savaşın Sonucu

Hendek kuşatmasının nasıl sonuçlandığı Kur'ân'da şu ifadelerle bildirilmektedir:

"Allah, inkâr edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah,

savaşta müminlere kâfi geldi. Allah, kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir."1257 Bu ayetin,

esas aldığımız siyer kaynaklarından İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd'ın eserlerinde yer

aldığını belirtmeliyiz. İbn Hişâm burada bahsedilen kâfirler ile maksadın Kureyş ile

Gatafan olduğunu söyler.1258 Vâkıdî bu ayet hakkında Ebû Saîd el-Hudrî'nin şöyle

dediğini nakleder: "Biz, Hendek günü, akşamdan gecenin bir vaktine kadar

1252 Buhârî, Cihad, 12; Tefsir, 33; Müslim, İmare, 148; Tirmizî, Tefsir, 33; İbn Hanbel, III, 194; Taberî,

Câmiu'l-Beyân, XXI, 146-147; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 366-367; İbn Kesîr, Tefsîr, XII, 6490-

6491; Köksal, İslam Tarihi, III, 171-172. 1253 Esed, Kur'an Mesajı, s. 1017. 1254 Ahzâb 33/24. 1255 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 249. 1256 Vâkıdî, Megâzî, II, 495. 1257 Ahzâb 33/25. 1258 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 249. Ayrıca bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 430.

Page 180: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

169

oturuyorduk... Nihayet Allah müminlere kâfi geldi ve düşmanları geri çevirdi. Bu ayetin

manası budur."1259 İbn Sa'd ise bu ayette bahsedilenin, Nuaym b. Mesud'un düşmanlar

arasında bir fitne çıkarması ve bunun sonucu olarak ahzâbın dağılıp geri dönmesi

olduğunu ifade eder.1260 Ayrıca İbn Sa'd'da bu ayetin zikredildiği bir başka rivayet de,

Sa'd b. Muaz'ın hayat hikayesinin anlatıldığı bölümde geçer. Buna göre, Sa'd, Hendek'te

yaralanmış ve "Allah'ım! Benî Kurayza'nın akıbetini görmem için bana şifa ver" diye

dua edince kanaması durmuştu. Sonra Allah düşmanı dağıtacak olan fırtınayı gönderdi

ve bu ayeti indirdi.1261 Müfessirler ayette geçen "öfkeleriyle geri çevirdi" ifadesine

dikkat çekerek, müşriklerin Müslümanlardan hiçbir şey koparamadıklarını, öfkeleri

teskin olmadan ve muratlarına eremeden çekilmek zorunda kaldıklarını

belirtmişlerdir.1262

Derveze'ye göre verilen rivayetler, genel olarak ayetlerle bir uyum

göstermektedir.1263 Ona göre ayetlerin üslubu göstermektedir ki Hendek Savaşı alelade

bir tarihi hadise olarak anlatılmamış; bilakis çeşitli durumlara ve bu durumların

etkilerine işaret edilmiştir. Kur'ân'ın burada kullandığı üslup, Mekke dönemdeki

kıssalarda ve Medine döneminin cihad olaylarında kullanılan üslupla aynıdır.1264

Siyer ve İslam tarihi kaynaklarına baktığımızda Hendek Savaşı ile ilgili, Ahzâb

sûresinin 16 ayetinin1265 zikredildiği tespit edilmiştir. Bu ayetlerin tamamının da

doğrudan Hendek Savaşı ile alakalı olduğunu söylemek mümkündür. Siyer müellifleri

ayetleri zikretmekle birlikte aynı zamanda, ayette geçen bazı kelime ve ifadeleri tefsir

etmiş,1266 ayetin sebeb-i nüzûlünü ve tarihsel arka planını ortaya koymuş,1267 konuyla

alakalı bilgi vermiş,1268 ayette işaret edilen kişi veya kişileri açıklamış,1269 hitabın kime

yönelik olduğunu bildirmiş,1270 ayetin anlamını tekid etmiş1271 ve ayette geçen müphemi

açıklamışlardır.1272

1259 Vâkıdî, Megâzî, II, 473. 1260 İbn Sa'd, Tabakât, II, 69. 1261 İbn Sa'd, Tabakât, III, 390. 1262 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXI, 148-149; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXV, 204-205. 1263 Derveze, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, s. 536. 1264 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VI, 14. 1265 Ahzâb 33/9-16, 18-25. 1266 Bkz. Ahzâb 33/14. 1267 Bkz. Ahzâb 33/9, 10, 18-19, 22, 25. 1268 Bkz. Ahzâb 33/9, 21. 1269 Bkz. Ahzâb 33/12, 13, 14, 15, 18-19, 20, 25. 1270 Bkz. Ahzâb 33/16.

Page 181: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

170

3.2. Diğer Ayetler

İbn Hişâm, İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle, Hendeğin kazılması işinde

çalışanlar hakkında, Nûr sûresinin 62, 63 ve 64. ayetlerini zikretmiştir. "Müminler

ancak Allah'a ve peygamberine inanan, onunla beraber toplumu ilgilendiren bir iş

üzerindeyken ondan izin almadan çekip gitmeyen kimselerdir. Senden izin isteyenler var

ya, işte onlar Allah'a ve Rasulüne iman eden kimselerdir. O halde bazı işlerini görmek

için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver ve onlar için bağışlama dile.

Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir"1273 ayetinin, samimi bir

şekilde Hz. Peygamber'e itaat eden kişiler; "(Ey inananlar) Peygamberin (sizi)

çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. İçinizden birbirini siper

ederek sıvışıp gidenleri Allah gerçekten bilir. Artık onun emrine muhalefet edenler,

başlarına bir belanın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.

Bilmiş olun ki şüphesiz göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. O, içinde

bulunduğunuz durumu gerçekten bilir..."1274 ayetlerinin ise münafıklar hakkında

indiğini belirtmiştir.1275 Ayrıca Taberî, Tarih'inde bu ayetlere yer vermiş ve şöyle

demiştir: Hz. Peygamber Müslümanlara destek olmak ve onları isteklendirmek

amacıyla, hendek kazma işinde onlarla birlikte çalışmıştır. Münafıklar ise çalışmamış,

Resûlullah'a haber vermeden ve izin almadan görev yerlerinden ayrılmışlardır. Fakat

Müslümanlar, Hz. Peygamber'den izin almadan hiçbir yere gitmemişlerdir. Büyük ve

küçük abdeste gitme ihtiyacı hâsıl olduğunda bile ondan izin almışlar, işleri bitince de

hemen görev yerlerine dönmüşlerdir. Yüce Allah bu hususta bu ayetleri indirmiştir.1276

Vâkıdî'nin naklettiğine göre, Medine'den sürülen Yahudilerden bir grup

Mekke'ye geldiler ve Müslümanlara karşı açılacak bir savaşta müşrikleri

destekleyeceklerini belirttiler. Ebu Süfyan onlara, "Siz ilim ehli ve kitap sahibi

kimselersiniz. Söyleyin bakalım, bizim dinimiz mi hayırlı, yoksa Muhammed'in dini

mi? Biz Allah'ın evinin bakımını üstlenmişizdir. Ayrıca hacıları doyurur ve onlara su

veririz. Putlara da taparız." diye sordu. Yahudiler ise "Siz Muhammed'den daha

hayırlısınız. Allah'ın evini gözetliyor, hacılara su veriyor ve develer kesiyorsunuz.

1271 Bkz. Ahzâb 33/23. 1272 Bkz. Ahzâb 33/9, 10, 22. 1273 Nur 24/62. 1274 Nur 24/63-64. 1275 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 216-217. 1276 Taberî, Tarih, II, 567.

Page 182: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

171

Babalarınızın dinine tapıyorsunuz. Siz daha hayırlısınız" diye cevap verdiler. Bu

münasebetle Allah, "Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun?

Onlar "cibt"e ve "tağut"a inanıyorlar. İnkâr edenler için de, "Bunlar, iman edenlerden

daha doğru yoldadır" diyorlar"1277 ayetini indirdi.1278 Benzer rivayetlerle İbn Hişâm,

Nisâ sûresinin 51-52, 54, 55. ayetlerini1279; Taberî ise 50-53. ayetlerini zikretmiştir.1280

Hendek Savaşı bahsinde zikredilen bir başka ayet ise, "Eğer (bir tehlikeden)

korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da,

Allah'ı, daha önce bilmediğiniz ve O'nun size öğrettiği şekilde anın (namazı normal

vakitlerdeki gibi kılın)"1281 ayetidir. Ebû Saîd el-Hudrî'den rivayet edildiğine göre

Hendek günü kılınamamış olan namazlar, gecenin bir vaktinde kılınmıştır. Bu durum,

korku namazının indirilmesinden önce olmaktadır. Bu münasebetle Vâkıdî, bu ayete de

yer vermiştir.1282

Hendek Savaşı ile ilgili olarak zikredilen ayetlerden birisi de şudur: "Muhammed

Allah'ın Rasulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı

da merhametlidirler..."1283 Bu ayet, Hz. Aişe'den gelen bir rivayette, Hendek'te

yaralanan Sa'd b. Muaz'ın vefatı ile alakalı olan rivayette geçer. Buna göre mescitte

tedavisi süren Sa'd'ın vefat ettiğini, ashabın ağlama seslerinden anlayan Hz. Aişe,

ashabın birbirlerine karşı ne kadar merhametli olduklarını ifade etmek için bu ayeti

zikretmiştir.1284

4. HUDEYBİYE ANTLAŞMASI

Hz. Peygamber, rüyasında ashabıyla beraber güven içerisinde umre yaptığını

görmüştür. Bu duruma Fetih sûresinin 27. ayetinde de işaret edilmektedir. Bu rüyayı

ilahi bir işaret olarak gören Hz. Peygamber, Hicretin 6. yılında umre yapmak amacıyla

ashabından 1400-1500 kişi ile Medine'den çıkmıştır. Civarda yaşayan bedevi kabileleri

de davet edilmiş, fakat Kureyş'ten çekinen bu kabileler çeşitli bahaneler ileri sürerek bu

sefere katılmak istememişlerdir. Kureyş'in Müslümanları asla Mekke'ye sokmak

1277 Nisâ 4/51. 1278 Vâkıdî, Megâzî, II, 442. Ayrıca bkz. Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 588. 1279 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 215. 1280 Taberî, Tarih, II, 565. 1281 Bakara 2/239. 1282 Vâkıdî, Megâzî, II, 473. 1283 Fetih 48/29. 1284 Taberî, Tarih, II, 592.

Page 183: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

172

istemedikleri ve Halid b. Velid komutasındaki bir kuvveti Müslümanların yolunu

kesmek için gönderdikleri haberini alan Hz. Peygamber, yolunu değiştirip, Mekke

yakınlarında bulunan Hudeybiye'de1285 konaklamıştır. Burada Müslümanlar ve Kureyş

arasında gidip gelen elçiler, Hz. Peygamber'in savaşmak niyetinde olmadığını, sadece

umre yapmak istediğini bildirmelerine rağmen; Mekkeliler, Araplar nezdinde küçük

düşmemek amacıyla, gelenekleri çiğnemek pahasına Müslümanların Mekke'ye girip

umre yapmalarına engel olmuşlardır. Mekke'ye giden elçilerden biri olan Hz. Osman'ın,

Mekke'de öldürüldüğü söylentilerinden sonra Hz. Peygamber, Mekkelilerle savaşmak

üzere ashabından biat1286 almıştır. Biat haberini duyan Kureyş, bu durum karşısında

telaşa kapılmış ve Süheyl b. Amr başkanlığında bir heyeti anlaşma yapmak amacıyla

Müslümanların karargâhına göndermiştir. Mekkeliler ve Müslümanlar, on yıllık bir

anlaşma imzalamışlardır. Antlaşmanın maddeleri şu şekilde belirlenmiştir: Antlaşmanın

süresi olarak belirlenen on yıl boyunca, taraflar birbirlerine saldırmayacaklardır.

Müslümanlar bu sene umre yapmadan dönecekler, gelecek sene Mekke'de sadece üç

gün kalmak suretiyle umre yapabileceklerdir. Müslümanlar umre için yanlarında sadece

yolculuk için zaruri olan silahlarını bulundurabileceklerdir. Arap kabileleri, istediği

taraf ile ittifak kurabileceklerdir. Velisinin izni olmadan bir Mekkeli Medine'ye hicret

ederse geri teslim edilecek; fakat bir Müslüman Mekke'ye sığınırsa iade edilmeyecektir.

Taraflardan biri, başka biri ile savaş yaparsa, diğer taraf bu savaşta tarafsız bir tutum

sergileyecektir. Hac veya ticaret kafilelerinin emniyeti güvence altında olacaktır.

İlk bakışta çok ağır şartları muhtevi olan bu antlaşma, gelecek yıllarda

Müslümanların lehine olacağı öngörüsüyle Hz. Peygamber tarafından kabul edilmiştir.

Müslümanlar umre için götürdükleri kurbanlıklarını Hudeybiye'de keserek geri

dönmüşlerdir.1287

1285 Mekke'nin 17 kilometre batısında yer alan Hudeybiye hakkında bkz. Hamevî, Mu'cemu'l-Buldân, II,

229-230; Hamidullah, "Hudeybiye Antlaşması", DİA, Ankara, 1998, XVIII, 297; H. Lammens,

"Hudeybiye", İA, İstanbul, 1977, V, 578. 1286 Fetih sûresi 18. ayetinde Allah'ın ağaç altında biat edenlerden razı olduğunun beyan edilmesi

sebebiyle bu biata Bey'atü'r-Rıdvân veya ağaç altında yapılmış olması sebebiyle Bey'atü'ş-Şecere

denilmiştir. Mustafa Fayda, "Bey'atürrıdvân", DİA, Ankara, 1992, VI, 39. 1287 Hudeybiye Antlaşması hakkında bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 308-325; Vâkıdî, Megâzî,

II, 571-633; Halife, Târihu Halife b. Hayyât, s. 106-107; İbn Sa'd, Tabakât, II, 91-100; Belâzurî,

Ensâbu'l-Eşrâf, I, 439-442; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 213-218; İbn Kesîr, Bidaye, VI, 206-

239. Ayrıca bkz. Köksal, İslam Tarihi, VI, 129-247; Hamidullah, "Hudeybiye Antlaşması", s. 297-

299; Lammens, "Hudeybiye", s. 578-579; Fayda, "Bey'atürrıdvân", s. 39-40; M. Ali Kapar,

"Hudeybiye Seferi ve Hz. Muhammed'in Barışçı Siyaseti", Tarihin Peşinde- Uluslararası Tarih ve

Page 184: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

173

4.1. Fetih Sûresi

Tamamı Hudeybiye sulhu ile alakalı olarak indirilen1288 Fetih sûresi, Medenî bir

sûredir.1289 Zührî'den rivayet edildiğine göre, Müslümanlar Hudeybiye'den dönerken,

Mekke-Medine arasında bir yerde Fetih sûresi nazil olmuştur.1290 Hz. Ömer'den

nakledilen şu rivayet de Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra Fetih sûresinin nazil

olduğunu beyan etmektedir: "Resûlullah Hudeybiye'den dönerken, ben de onun yanında

yürüyordum. Ona bir soru sordum, cevap vermedi. Sonra tekrar sordum, yine cevap

vermedi. Üçüncü kez sordum ama yine cevap vermedi. Ben kendi kendime, "Anan seni

kaybetsin emi Ömer! Resûlullah'a üç kez soru sordun, üçünde de cevap alamadın"

dedim. Sonra hakkımda ayet nazil olmasından korktuğum için devemi sürdüm ve

insanların arasına girdim. Resûlullah'a itiraz ettiğim ve bu antlaşmaya taraftar

olmadığım için uzak yakın ne kadar endişe varsa beni sarmaya başladı. Biraz sonra

birinin beni çağırdığını duydum ve içime korku düştü. Resûlullah'ın yanına gittim ve

ona selam verdim. Selamımı aldı ve bana "Bana, üzerine güneşin doğduğu her şeyden

daha sevimli olan bir sûre indirildi" dedi ve Fetih sûresini okudu. Allah bu sûrede

Peygamberini bağışladığını, ona nimet ve yardım verdiğini, Allah'a itaat edenin itaatini

ve münafığın da nifakını haber verdi. Allah, Hudeybiye hakkında on ayet indirdi."1291

Başka bir rivayette ise Hz. Ömer Resûlullah'a, "Biz hak üzere, onlar batıl üzere değiller

mi? Bizim ölülerimiz cennette, onların ölüleri cehennemde değil mi?" diye sordu. Hz.

Peygamber öyle olduğunu söyleyince, "O halde neden Allah aramızda hükmünü

vermeden dönüyoruz?" dedi. Hz. Peygamber, "Ey İbn Hattab, ben şüphe yok ki Allah'ın

elçisiyim ve Allah beni asla zayi etmeyecektir" buyurdu. Ömer öfkeli bir halde oradan

ayrıldı ve Hz. Ebû Bekir'in yanına geldi. Bu defa ona, "Biz hak üzere, onlar da batıl

üzere değil miyiz?" diye sordu. Hz. Ebû Bekir, "Ey Hattab'ın oğlu, şüphe yok ki o

Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı: 16, Yıl: 2016, s. 157-172; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed,

s. 620-630; Öz, Kur'ân'ın Peygamberi, 132-135; Şulul, Siyer-i Nebi, s. 488-497; Apak, İslam Tarihi-

I, s. 288-296; Demircan, Siyer, s. 387-393. 1288 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 397; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 67-71; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7317;

Mevdûdî, Tefhim, V, 393; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VI, 479; Emin Işık, "Feth Sûresi", DİA, Ankara,

1995, XII, 456; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 323. 1289 Hicretten sonra nazil olan sûreler, Medine dışında inmiş olsalar dahi Medeni olarak kabul edilmiştir.

Bu sûre de Hûdeybiye dönüşünde, Mekke ve Medine arasında nazil olmasına rağmen, Medeni bir

sûredir. Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 151; Kuran Yolu, V, 62; Şimşek, Tefsir, V, 9. 1290 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 320; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 217. 1291 Vâkıdî, Megâzî, II, 617. Ayrıca bkz. Buhârî, Fedailu'l-Kur'an, 12; Tefsir, 48; Müslim, Cihad, 97;

Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 68-71; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7333; Köksal, İslam Tarihi, VI, 222-

223

Page 185: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

174

Allah'ın elçisidir ve Allah onu asla zayi etmeyecektir" dedi. Bu durum üzerine Fetih

sûresi indirildi.1292

Fetih sûresinde, Hudeybiye'de elde edilenler apaçık bir fetih olarak nitelenerek

söze başlanır. Antlaşmanın şartlarının ağır olması nedeniyle hayal kırıklığı ve üzüntü

yaşayan müminler teselli edilir. Hudeybiye yolculuğundan geri kalan bedeviler ve

onların tutumları yerilir. Daha sonra Rıdvan Biati'ne katılan Müslümanlar övülür.

Hayber fethi, daha sonraki yapılacak fetihler ve bu fetihlerde elde edilecek ganimetler

müjdelenir.

4.1.1. Apaçık Bir Fetih

Sûrede Hudeybiye Sulhu, açık bir fetih olarak nitelenir: "Şüphesiz biz sana

apaçık bir fetih verdik."1293 Bu ayeti, araştırmamızda esas kabul ettiğimiz kaynaklardan,

İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd'ın eserlerinde görmekteyiz. İbn Hişâm bu ve hemen

sonrasındaki ayeti, Hudeybiye ile alakalı olarak nazil olan ayetler arasında zikreder.1294

Vâkıdî ise bu ayeti, nerede indirildiğine dair malumat ile birlikte vermiştir. Buna göre

Hz. Peygamber Hudeybiye'de 10 gün kadar kalmış, ayrıldıktan sonra tam Dacnân

denilen yerde bu ayet nazil olmuştur. Bu münasebetle Cebrail Hz. Peygamber'e, Allah'ın

onu ve Müslümanları tebrik ettiğini söylemiştir.1295 Vâkıdî'nin ifadesiyle, ayette

zikredilen büyük fetih, Kureyş'in düştüğü durum ve yapılan antlaşmadır. Bu ayetten

sonra Vâkıdî, Fetih sûresinin 2. ve 3. ayetlerini de kısa izahlarla zikretmiştir.1296

İbn Sa'd, ayetin Hudeybiye'de nazil olduğunu, Allah'ın apaçık bir hüküm

indirdiğini, bunun üzerine de Hz. Peygamber'in kurbanını kesip tıraş olduğunu

belirtir.1297 Ayrıca İbn Sa'd'ın Hudeybiye'ye katılanlar arasında olan Mücemmi' b.

Câriye'den naklettiğine göre, Hudeybiye dönüşü sırasında insanlar develerini

durdurmuşlar, birbirlerine ne olduğunu sormuşlar ve Hz. Peygamber'e vahiy inmekte

olduğunu söylemişlerdir. Vahiy alma hali sona erince de Hz. Peygamber yanındakilere

bu ayeti okumuştur. Biri, "Ey Allah'ın peygamberi, bu gerçekten bir fetih midir?" diye

1292 Buhârî, Tefsir, 48; Cizye, 18; Müslim, Cihad, 94; Tirmizî, Tefsir, 48. 1293 Fetih 48/1. 1294 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 320. 1295 Vâkıdî, Megâzî, II, 618; İbn Sa'd, Tabakât, II, 94, 99; V, 291. 1296 Vâkıdî, Megâzî, II, 618. 1297 İbn Sa'd, Tabakât, II, 99.

Page 186: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

175

sormuş1298, Hz. Peygamber de "Nefsimi elinde bulundurana yemin ederim ki gerçekten

fetihtir" diye cevap vermiştir. Daha sonrasında ise Hayber fethedilmiş, ganimetleri

Hudeybiye'ye katılanlara da verilmiştir.1299

Ayette bahsedilen fethin ne olduğu hususunda; Mekke'nin fethi, Bizans ve diğer

ülkelerin fethi, İslam dininin yapmış olduğu bütün fetihler ve İslam'ın hükümleri gibi

farklı yorumları dile getirenler1300 olmuştur. Fakat müfessirlerin çoğunluğu bu fethin,

Mekke fethi olmayıp onun fethine zemin hazırlayan Hudeybiye anlaşması olduğunu

söylemişlerdir.1301 Nitekim ashabtan Berâ b. Âzib, "Siz fetih deyince Mekke'nin fethini

anlıyorsunuz. Ancak biz sahâbîler fetih deyince Hudeybiye gününü anlardık"

demiştir.1302 İbn Kesîr ise bu ayetin Hudeybiye Sulhu'na işarette bulunduğunu, bu sulh

ile birçok insanın iman ettiğini ve kâfirlerle müminler bir araya geldikleri için İslam'ın

yayıldığını vurgulamıştır.1303 Zührî ise bu hakikati şu şekilde ifade etmiştir: "Hudeybiye

fethinden daha büyük bir fetih yoktur. Bu sayede müşrikler Müslümanlarla bir araya

gelmeye ve sözlerini işitmeye başlamış; bu onların kalplerinde yer etmiş ve bunun

üzerine üç sene içerisinde birçok kimse İslam'a girerek Müslümanların çoğalmasına

sebep olmuştur."1304

Hudeybiye Antlaşması esasen İslam tarihinde bir dönüm noktası olarak

görülmüştür. Antlaşmanın apaçık bir fetih olduğu, bir kaç açıdan şöyle açıklanabilir:

Antlaşmanın yapıldığı güne kadar Müslümanlara, isyan etmiş, dinden dönmüş kimseler

olarak bakılmaktaydı. Bu antlaşma ile Mekkeliler, Hz. Peygamber'i ve Müslümanları

tanımış, onları kendilerine denk bir taraf olarak görmüşlerdir.1305 Ayrıca bu antlaşma ile

Mekke ile Medine arasında barış tesis edilmişti. Hudeybiye'de konaklayan

Müslümanları gören bazı Mekkeliler, onların Hz. Peygamber'e tutumunu görünce

1298 "Allah'ın buyruğuna inanmalarına rağmen, onun bir fetih olması fikri, kimsenin idrakine

sığmıyordu." Mevdûdî, Tefhim, V, 403 1299 İbn Sa'd, Tabakât, II, 100. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7334. 1300 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 77; Işık, "Feth Sûresi", s. 456 1301 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 68-71; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7332; Kur'an Yolu, V, 63; Doğrul,

Tanrı Buyruğu, II, 791 1302 Buhârî, Meğazi, 35. 1303 İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7335. 1304 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 155; Şulul, Siyer-i Nebi, s. 495-496 1305 Mevdûdî, Tefhim, V, 400; Câbirî, Fehmü'l-Kur'an, III, 443; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VI, 484;

Kur'an Yolu, V, 65; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 155; Hamidullah, "Hûdeybiye Antlaşması",

s. 298-299; Lammens, "Hûdeybiye", s. 579; Kapar, "Hûdeybiye Seferi ve Hz. Muhammed'in Barışçı

Siyaseti", s. 171; Azimli, "Tarihin Kırılma Noktası; Hudeybiye Antlaşması", Hikmet Yurdu

Düşünce-Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, Yıl:3, Cilt:3, Sayı:6, Temmuz-Aralık 2010, s.

41; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 630; Apak, İslam Tarihi-I, s. 193.

Page 187: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

176

etkilenmişler ve İslam'a karşı olan düşmanlıklarını tekrar gözden geçirmeye

başlamışlardır.1306 Aslında Müslümanların Medine'den gelip, Kureyşliler ile bir

antlaşma imzalaması bile zafer olarak görülmüş, Müslümanların itibarını arttırdığı ifade

edilmiştir. Bir süre sonra, antlaşmanın Müslümanlar aleyhine gibi görünen şartları,

onların lehine dönmeye başlamıştır.1307

Kureyş ile antlaşma yapıp güney tarafı emniyete alan Müslümanlar, Medine'nin

kuzeyinde bulunan ve Yahudilerin en büyük yerleşim merkezlerinden biri olan

Hayber'in fethine muvaffak olmuşlardır. Hz. Peygamber, İran, Bizans ve Mısır

hükümdarları ile yarımadadaki liderlere elçiler ve İslam'a davet mektupları

göndermiştir. Taraflar arasındaki süregelen savaş hali sona erip sükûnet ortamı

oluşunca, insanlar serbestçe görüşmeye başlamışlardır. Mekke'den yana güvenliği

sağlanmış olan Müslümanlar, yarımadanın çeşitli yerlerinde İslam'ı yaymaya

başlamışlardır. Bu durumun sonucu olarak Arabistan'ın çeşitli yerlerinden İslam'a

bağlılığını bildirmek amacıyla heyetler gelmeye başladı. Hz. Peygamber, çevresinde

yeni mühtediler görmekte, İslam'a girenlerin sayısı hızla artmaktaydı. Öyle ki, iki yıl

sonra Mekke müşrikleri antlaşmayı bozduklarında, Müslümanlar neredeyse hiç direnişle

karşılaşmadan Mekke'yi fethedebilmişlerdi.1308

Fakat zahirde antlaşmanın şartları ağır görünmekteydi. Müslümanlar, Hz.

Peygamber'in bu şartları hangi niyetle kabul ettiğini anlayamıyordu. Hz. Ömer gibi uzak

görüşlü bir kimse bile, söz konusu antlaşmanın şartlarını küçük düşürücü olarak

görmüştü.1309 Hz. Peygamber'in, kurbanlarını kesip tıraş olmaları yönünde vermiş

olduğu emri dahi yerine getirmekte yavaş davranmışlardı.1310 Antlaşma şartları

Müslümanlar için olumsuz gibi görünüyor olsa da Hz. Peygamber durumu daha farklı

değerlendirmişti. Bu sûre, Müslümanlara yenilgi gibi görünen bu antlaşmanın, esasen

1306 Esed, Kur'an Mesajı, s. 1219; Şimşek, Tefsir, V, 10; Doğrul, Tanrı Buyruğu, II, 790; Köksal, İslam

Tarihi, VI, 231. 1307 Şimşek, Tefsir, V, 18; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 155; Hamidullah, "Hudeybiye

Antlaşması", s. 298-299. 1308 Esed, Kur'an Mesajı, s. 1219; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 1016; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VI, 484;

Şimşek, Tefsir, V, 18; Hamidullah, "Hudeybiye Antlaşması", 299; Azimli, "Tarihin Kırılma Noktası;

Hudeybiye Antlaşması", s. 45-48; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 630; Apak, İslam Tarihi-I,

s. 292-294; Heykel, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 220-221; Sarıçam, Evrensel Mesaj, s. 202-203. 1309 Mustafa. Özkan, "Hudeybiye Antlaşması Özelinde Hz. Ömer'in Kişilik Tahlili Denemesi", İSTEM,

yıl: 8, sayı: 15, 2010, s. 48-52. 1310 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 319; Vâkıdî, Megâzî, II, 613; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s.

216; Köksal, İslam Tarihi, VI, 214.

Page 188: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

177

açık bir fetih olduğunu ve ileride kazanılacak büyük zaferlerin ilk basamağı olduğunu

bildirmiştir.

Fetih sûresinin 4. ayeti de, Hudeybiye ile ilgili olarak zikredilen ayetler

arasındadır: "O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve

güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır..."1311 Ayette geçen "sekine"

kelimesi Vâkıdî'nin izahına göre, mutmain olmak demektir. İnananların yakinlerini ve

tasdiklerini arttırsın diye onları mutmain edendir.1312 Lakin "göklerin ve yerin orduları"

tabiriyle neyin kastedildiği konusunda siyer kaynaklarımız sessizdir. "Göklerin ve yerin

orduları" ibaresinden maksadın ne olduğu konusunda müfessirler arasında, onların

melekler olduğu, yerdeki canlılar ve cinler olduğu veya gök ve yer ile ilgili sebepler,

yani gökten taşlar yağması suretiyle veya yere batırarak helak etme vb. durumlar olmak

üzere farklı görüşler bulunduğu ortaya konmuştur.1313 Fakat çoğunluk bu ibare ile

müminlere ilahi yardımı iletmede görevli meleklerin kastedildiği görüşündedir.1314

Müfessir Taberî'ye göre göklerin ve yerin ordularının kendisine ait olduğunu söyleyerek

Allah, müminlerin kalplerine sükûnet indirmekte ve onların maneviyatlarını

yükseltmektedir. Zira Allah tek bir melekle bütün kâfirleri yok edebilir.1315

Bu hususla ilgili olarak görülen diğer bir ayet de şöyledir: "Bütün bunlar

Allah’ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları

cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük

bir başarıdır."1316 Vâkıdî bu ayeti, "Müminlerin günahlarını örtecek olması onlar için

büyük bir kurtuluştur" ifadesiyle tekit etmiştir.1317 Bu ayetin sebeb-i nüzûlü hakkında

siyer kaynaklarında bir malumat yoktur. Tefsir kaynaklarında ise bu ayetin sebeb-i

1311 Fetih 48/4. 1312 Vâkıdî, Megâzî, II, 618. 1313 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 80-81. 1314 Kur'an Yolu, V, 67. 1315 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 81-82. Mevdûdî, Allah'ın müminlerin kalplerine sükunet indirmesini,

Hudeybiye'de Müslümanlara nasip olan o fethin sonuçlarından biri olduğunu söyler. Zira Hz.

Peygamber umre için Mekke'ye gideceğini açıkladığında Müslümanlar, korkuya kapılıp bunun

resmen ölüme gitmek olduğunu söyleselerdi veya yolda iken Kureyş'in Müslümanlara saldırmak

niyetinde olduğunu öğrendiklerinde içlerine bir korku düşseydi şüphesiz olay farklı şekilde

seyredecekti. Hudeybiye'de, müşrikler kendilerine gizli saldırılar yaptıklarında veya Hz. Osman'ın

öldürüldüğü haberi geldiğinde tahrike kapılıp fevri hareket etselerdi, Hudeybiye antlaşması diye bir

antlaşmadan söz edilemezdi. Ağır olduğunu düşündükleri şartları, Hz. Peygamberin kabul etmesine

rağmen kabul etmeyip itaatsizlik yapsalardı, Hudeybiye'nin büyük zaferi yerine büyük hezimetinden

bahsediliyor olurdu. Mevdûdî, Tefsir, V, 406-407. 1316 Fetih 48/5. 1317 Vâkıdî, Megâzî, II, 618.

Page 189: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

178

nüzûlü ile ilgili olarak şu rivayet geçer: Hudeybiye dönüşünde "Allah, senin geçmiş ve

gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın"1318 ayeti inince

ashabtan bazıları, "Mübarek olsun ey Allah'ın Rasulü! Allah'ın sana ne yapacağını ve

neler bahşedeceğini artık biliyoruz. Peki, bize ne yapacak?" diye sordular, bunun

üzerine de bu ayet nazil oldu.1319

Konuyla alakalı diğer bir ayet de Fetih sûresinin 6. ayetidir: "Bir de, Allah’ın,

hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah’a ortak

koşan erkeklere ve Allah’a ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük girdabı

onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları lânetlemiş ve kendilerine

cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!"1320 Vâkıdî, bu ayette

bahsedilenlerin Benî Bekr, Müzeyne ve Cüheyne kabilelerinden Mekke-Medine

arasında gidip gelen ve Müslümanları Hudeybiye'ye çıkaranlar olduğunu söylemiştir.

Allah onlara "Temenni ettikleri şeyler onların başına gelsin" demektedir. Çünkü onlar,

mallarının ve çoluk çocuklarının meşguliyetine aldanmış ve "Muhammed az bir

kuvvetle, intikam duygusuyla yanıp tutuşan bir topluluğa gidiyor" diyerek Hz.

Peygamber ile birlikte çıkmak istememişlerdir.1321

"(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak

gönderdik."1322 Vâkıdî'nin zikretmiş olduğu bu ayette Resûlullah'ın müminler üzerine

şahit olduğu, onları cennetle müjdelediği ve cehennem ateşine karşı da uyardığı

vurgulanmıştır.1323 Hemen sonra gelen "Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine

inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah’ı tespih

edesiniz diye (Peygamber’i gönderdik)"1324 ayeti de aynı şekilde Vâkıdî tarafından

zikredilmiştir.1325

1318 Fetih 48/2. 1319 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 82-83; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 398; Ayrıca bkz. Buhârî, Tefsir,

48; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7333. 1320 Fetih 48/6. 1321 Vâkıdî, Megâzî, II, 619. 1322 Fetih 48/8. 1323 Vâkıdî, Megâzî, II, 619. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 74; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb,

XXVIII, 83-85. 1324 Fetih 48/9. 1325 Vâkıdî, Megâzî, II, 619. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 74-75; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII,

7338-7345.

Page 190: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

179

4.1.2. Seferden Geri Kalanlar

Hudeybiye yolunda, seferden geri kalan bedeviler hakkında inmiş olan ayet

şöyledir: "Bedevilerin (savaştan) geri bırakılanları sana, "Bizi mallarımız ve ailelerimiz

alıkoydu. Allah'tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle

söylerler. De ki: Allah sizin bir zarara uğramanızı dilerse yahut bir yarar elde etmenizi

dilerse, O'na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah yaptıklarınızdan

haberdardır"1326 Mezkur ayet, İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından zikredilmiştir. İbn

Hişâm, İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle, bu ayette Allah'ın, seferden geri kalanları

zikretmiş olduğunu söyler. Onlar sefer için çağırıldıklarında ağırdan almışlardır.1327

Vâkıdî'nin aktardığına göre bahsedilen bedeviler, Resûlullah'ın umreye giderken

yanlarından geçtiği ve onları da davet ettiği kimselerdir. Onlar çoluk-çocuklarını,

mallarını ve meşguliyetlerini bahane ederek bu davete icabet etmediler. Resûlullah

antlaşma yapıp Medine'ye dönünce, "Seninle gelmememiz nedeniyle bizim için

Allah'tan mağfiret dile" dediler.1328

Müfessirler, bu ayetin nüzûl sebebi hakkında benzer rivayetler nakletmişlerdir.

Bu ayette Ğıfar, Müzeyne, Cüheyne, Eslem, Eşca' ve Dîl bedevileri kastedilmiştir. Hz.

Peygamber onlara, kendilerine katılmalarını teklif etmiş, onlar ise Kureyş'ten

çekindikleri için çeşitli bahaneler ileri sürerek gelmek istememişlerdir. Hatta

"Muhammed'le kendi evinde savaşmış ve ashabını öldürmüş olan bir kavme karşı mı

savaşacağız? Muhammed ve ashabı bu defa geri dönemez, yok edilirler" nevinden

sözler söylemişlerdir. İşte bu ve bir sonraki ayetler onlar hakkında nazil olmuştur.1329

Hz. Peygamber'in bu bedevi kabileleri kendisi ile birlikte gelmeleri için davet etmesinin

sebebi, Kureyşlilerin kendileri ile savaş yapmak amacıyla gelinmediğini anlamalarının

istenmesidir.1330 Bu kabileler daha önce Hz. Peygamber ile sefere çıkacaklarına söz

vermiş oldukları halde, imanlarını içselleştiremedikleri için sözlerinde

durmamışlardır.1331

1326 Fetih 48/11. 1327 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 320. 1328 Vâkıdî, Megâzî, II, 619. 1329 Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, XVI, 178; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 88-89. 1330 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 77; Heykel, Hz. Muhammed'in Hayatı, II, 206. 1331 Kur'an Yolu, V, 71.

Page 191: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

180

Bu hususla alakalı olarak zikredilen ayetlerden birisi de şudur: "(Ey münafıklar!)

Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini

sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki

hak eden bir kavim oldunuz."1332 Bu ayeti zikreden tek müellifimiz Vâkıdî'nin

aktardığına göre, Resûlullah bedevilerin yanından geçerken onlar, "Muhammed az bir

kuvvetle, savaşa hazır ve intikam hırsıyla dolu bir topluluğa karşı gidiyor" demişler ve

onunla birlikte yola çıkmak istememişlerdir. Bu ayet, onların bu sözlerine işaret

etmektedir.1333

Tefsir kitaplarında, Fetih sûresinin 14. ayetinde1334, yukarıda bahsedilen münafık

bedevileri, yaptıklarından vazgeçip tevbe etmeye davet edildiği ifade edilir.1335 Lakin bu

ayet incelemiş olduğumuz siyer ve İslam tarihi kaynaklarında geçmemektedir.

Hudeybiye Antlaşması münasebetiyle zikredilen ayetlerden birisi de, "Savaştan

geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, "Bırakın biz de sizinle gelelim"

diyeceklerdir. Onlar Allah'ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: Siz bizimle asla

gelmeyeceksiniz. Allah önceden böyle buyurmuştur. Onlar, “Bizi kıskanıyorsunuz”

diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar"1336 ayetidir. İbn Hişâm bu ayete İbn

İshâk'tan aktarmak suretiyle, Hudeybiye ile alakalı ayetler arasında yer verir.1337 Vâkıdî

ise mezkûr ayette bahsedilenlerin Müzeyne, Cüheyne ve Benî Bekr Arapları olduğunu

belirtir. Resûlullah Hayber'e yola çıktığında onlar, "Biz de sizin arkanızdan gelmek

istiyoruz" demişlerdir.1338 Müfessirler ayette geçen "Allah'ın sözünü değiştirmek

isterler" ibaresinden maksadın, Allah'ın Hudeybiye'ye katılanlara Hayber ganimetini

vaat ettiğini söyleyen kelamı olduğunu belirtmişlerdir. Buna göre âlimlerin

çoğunluğuna göre ayette işaret edilen ganimetler, Hayber ganimetleridir. 1339

Bu hususla alakalı olarak "Bedevilerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: Siz,

güçlü-kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer

1332 Fetih 48/12. 1333 Vâkıdî, Megâzî, II, 620. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 78; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7346-

7347. 1334 "Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah, çok

bağışlayandır, çok merhamet edendir." Fetih 48/14. 1335 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 79. 1336 Fetih 48/15. 1337 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 310. 1338 Vâkıdî, Megâzî, II, 620. 1339 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 80-81; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 90-91; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII,

7347-7348.

Page 192: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

181

itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine

dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır"1340ayetine de yer verilmiştir. İbn

Hişâm bu ayeti zikretmemiş fakat bir önceki ayeti verdikten sonra, Kur'ân'da zorlu bir

toplumla yapılan bir savaşın anlatıldığını ve Zührî'nin rivayet ettiğine göre o zorlu

toplumun Hanifeoğulları ve Müseylemetü'l-Kezzab olduğunu söylemiştir.1341 Vâkıdî ise

ayette bahsedilen kavmin, bazılarına göre Fars ve Rumlar, bazılarına göre Hevâzin

kabilesi, bazılarına göre de Benî Hanife olduğunu nakleder. Bedevilerin, Hudeybiye

seferinde olduğu gibi, savaşmak istemedikleri takdirde Allah'ın azabına uğrayacakları

belirtilir.1342

Allah bu ayette Hudeybiye seferine katılmayan bedevilere hitap etmektedir.

Onlara yakın bir zamanda kuvvetli bir düşman ile savaşmaya çağrılacaklarını, bu

çağrıya icabet ederlerse Allah tarafından mükâfatlandırılacaklarını, eğer icabet

etmezlerse de cezalandırılacaklarını bildirir.1343 Müfessirler arasında da bu kuvvetli

düşmanın kim olduğu hakkında; Farslılar, Rumlar, Huneyn günü savaşan Hevâzin,

Sakif ve Gatafan, yalancı peygamber Müseyleme'ye uyan Hanifeoğulları şeklinde farklı

yorumlarda bulunmuşlardır.1344 Taberî, ayette bu seçeneklerden herhangi birinin açıkça

zikredilmediğini, bu nedenle ayeti bunlardan herhangi birine tahsis etmenin isabetli

olmadığını, bunlardan biri olabileceği gibi, bunların dışında bir kavmin de kastedilmiş

olabileceğini ifade etmiştir.1345 Bu ayetten hemen sonra da Allah, cihada katılmamaya

mazeret oluşturabilecek olan özürleri açıklamıştır.

"Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur..."1346 Vâkıdî

bu ayette bahsedilenin; kör, topal ve hastanın savaşa katılmak zorunda olmaması

olduğunu belirtir. Buna rağmen o, bu ayet ile birlikte başka bir ayeti de zikrederek farklı

bir bilgi daha vermiştir: "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz)

ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce,

öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri

1340 Fetih 48/16. 1341 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 320 (Bahsedilen "zorlu toplum", bir sonraki ayette zikredilmiştir.) 1342 Vâkıdî, Megâzî, II, 620. 1343 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 82-84. 1344 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 82-84; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 91-92; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII,

7349. 1345 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 82-84. 1346 Fetih 48/17.

Page 193: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

182

zaman) sizden izin istesinler..."1347 ayeti nazil olunca insanlar körleri, sakatları ve

hastaları evlerinden çıkarmışlardır. Bunun üzerine Allah, bu ayeti indirmiştir.1348 Saîd b.

Müseyyeb'den nakledildiğine göre, bu ayet, sefer için çıktıklarında evlerinin

anahtarlarını özür sahibi kimselere verenler hakkında nazil olmuştur. Allah bu ayetle,

hepsinde ruhsat olduğunu bildirmektedir.1349 Fakat bir önceki ayette kuvvetli bir kavim

ile yapılacak olan savaştan bahsedilmesi sebebiyle, burada verilen ruhsatın savaşa

katılma konusunda olduğunu söylemek daha doğru olur. Filhakika, müfessirlerden

bazıları bu ayetin cihad hakkında olduğunu belirtmişlerdir.1350 Ayrıca bir rivayete göre,

bir önceki ayet nazil olunca, özrü bulunan kimseler, "Peki bizim durumumuz ne olacak"

diye yakınmışlar, bunun üzerine de bu ayet indirilmiştir.1351

4.1.3. Rıdvan Biatı

Hz. Peygamber Hudeybiye'de iken, savaş için gelmediklerini ve umre yapmak

niyetinde olduklarını söylemesi için Hz. Osman'ı Mekkelilere gönderdi. Mekkeliler ona

isterse Kâbe'yi tavaf edebileceğini ama Hz. Peygamber'i Mekke'ye sokmayacaklarını

söylediler. Hz. Osman, Resûlullah tavaf etmeden kendisi de tavaf edemeyeceğini

söyleyince, onu hapsettiler. Onun hapsedilmesi haberi, Hz. Peygamber ve

Müslümanlara öldürüldüğü şeklinde intikal etti. Hz. Peygamber bu durum karşısında

savaş ihtimalinin belirdiğini anladı. İşin renginin değiştiğini ve savaşmadıkça oradan

ayrılmayacaklarını söyledi. İnsanları bunun üzerine biat etmeye davet etti. Ashab,

ağacın altında Hz. Peygamber'e ölüm üzerine biat ettiler. İşte ayette bahsedilen Rıdvan

Biatı bu şekilde gerçekleşmiştir1352: "Sana biat edenler ancak Allah'a biat etmiş olurlar.

Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş

1347 Nur 24/58. 1348 Vâkıdî, Megâzî, II, 621. 1349 Vâkıdî, Megâzî, II, 621. 1350 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 84-85; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 93-94;İbn Kesîr, Tefsîr, XIII,

7349-7350; Işık, "Feth Sûresi", s. 457; Hasan, Kur'an'da Savaş Olgusu, s. 165. 1351 Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, XVI, 185; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 324; Çetiner,

Esbâb-ı Nüzûl, II, 810. 1352 Mevdûdî bu hususta şöyle söyler: "Durumun nezaketi göz önüne alınırsa bunun basit bir biat

olmadığını herkes anlar. Müslümanlar sadece 1400 kişiydiler, yanlarına hiçbir savaş malzemesi

almadan gelmişlerdi. Merkezlerinden (Medine'den) 250 mil uzakta tam Mekke sınırında

konaklamışlardı. Burada düşman bütün gücüyle onlara hücum edebilirdi. Kureyş, etrafındaki

anlaşmalı kabileleri de toplayıp, onları çepeçevre sarabilirdi. Buna rağmen bir tek kişi bile hariç

olmamak üzere bütün kafile Peygamber'in eli üzerine ya öleceklerine ya da öldüreceklerine biat

etmek için düşünmeden sıraya girdiler. Bu insanların imanlarındaki samimiyeti ve Allah yolundaki

fedakârlıklarını bundan başka ne ispat edebilir?" Mevdûdî, Tefhim, V, 397

Page 194: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

183

olur. Allah'a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir"1353

ayetine İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî tarafından yer verilmiştir.

İbn Hişâm ayet hakkında, Allah'ın biat hadisesinden bahsetmiş olduğunu ifade

etmiştir.1354 Vâkıdî bu ayette, Müslümanların ağaç altındaki Bey'atü'r-Rıdvan adı

verilen biatı gerçekleştirdiklerinin ve o gün kaçmamak üzere, bazılarına göre ise ölüm

üzerine biat edildiğinin hatırlatıldığını belirtir.1355 Taberî'nin nakliyle, Seleme b. Ekva

bu ayet münasebetiyle şunları anlatmıştır: "Biz Hudeybiye'de iken Resûlullah'ın

münadisi, "Ey Müslümanlar! Allah'a ve Peygamberine biat etmekte acele ediniz" diye

seslendi. Biz de hemen bir ağacın altında oturmakta olan Resûlullah'ın yanına geldik.

Bu ağaç Mugaylan cinsinden, çölde yetişen semüre ağacıydı. Bu ağacın altında ona biat

ettik."1356

"Şüphesiz Allah, ağaç altında sana biat ederlerken inananlardan hoşnut

olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur ve güven duygusu vermiş ve onlara

yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir..."1357 İbn Hişâm, İbn

İshâk'tan naklederek, biat edenler hakkında, Fetih sûresinin 18, 19, 20 ve 21. ayetlerini

zikretmiştir.1358 Vâkıdî, o ağacın1359, yeşil akasya türünden bir ağaç olduğunu, fetihten

maksadın Hudeybiye antlaşması olduğunu, ganimetlerin ise kıyamete kadar devam

ettiğini nakleder.1360 İbn Sa'd ise yakın olan fethin Hayber, elde edilecek ganimetlerin

ise Fars ve Rum toprakları olduğunu ifade eder.1361 Müfessirler burada geçen fethin,

Mekke'nin fethi olduğunu, ganimetlerin ise Hayber ganimetleri olduğunu ifade

etmişlerdir.1362 Bazıları ise bunun genel bir anlam ifade ettiğini ve devamlı, peş peşe

gelen umumi zaferler olduğunu belirtmişlerdir.1363

1353 Fetih 48/10. 1354 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 320. 1355 Vâkıdî, Megâzî, II, 619. 1356 Taberî, Tarih, II, 632. 1357 Fetih 48/18-19. 1358 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 321. 1359 Şeceretü'r-Rıdvân/ Rıdvân ağacı: Altında, Hz. Peygamber'in Hûdeybiye'de iken gölgelendiği ve

Rıdvan Biatı'nın yapıldığı; semure denilen sakız veya mugaylan cinsi bir çeşit çöl ağacıdır. Fayda,

"Bey'atürrıdvân", s. 39; Köksal, İslam Tarihi, VI, 180. 1360 Vâkıdî, Megâzî, II, 621. 1361 İbn Sa'd, Tabakât, II, 109. 1362 Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 254; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 85-88; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb,

XXVIII, 95-96. 1363 İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7350-7351; Esed, Kur'an Mesajı, s. 1224.

Page 195: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

184

4.1.4. Fetih ve Ganimet Müjdesi

Sûrede, Hudeybiye Antlaşması'nın bir fetih olduğu hususu dışında, daha başka

fetihler ve ganimetlere kavuşulacağı da vaat edilmiştir: "Allah, size, elde edeceğiniz

birçok ganimetler vaat etmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini

sizden çekmiştir. (Allah, böyle yaptı) ki, bunlar müminler için bir delil olsun, sizi de

doğru bir yola iletsin."1364 İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd'ın zikretmiş olduğu bu ayette,

Vâkıdî'nin açıklamalarına göre, hemen verildiği söylenen ganimetler ile Hayber'in

fethine işaret edilmektedir.1365 "İnsanların ellerini sizden çekmiştir" ifadesi ile

Müslümanların bir açığını bulmak amacıyla Hz. Peygamber'in etrafından dolaşan

kimseler kastedilmiştir.1366 Müfessirlere göre bu ifade ile Yahudilerin veya Medine'ye

saldırma tehlikesi olan başka kabilelerin kastedilmiş olması mümkündür. Zira müminler

Hudeybiye seferinde iken, Allah onların eşleri ve çocuklarını Medine'de kalan

Yahudilerden ve bazı müşrik kabilelerden korumuştur.1367 İbn Sa'd bu ayete Hayber'in

Fethi başlığı altında yer vererek kastedilen ganimetlerin Hayber ganimetleri olduğunu

ifade etmektedir.1368

Yine, "Henüz elde edemediğiniz, fakat Allah’ın, ilmiyle kuşattığı başka

(kazançlar) da vardır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir"1369 ayeti de, Vâkıdî'nin

Megâzî'sinde, Hudeybiye ile alakalı olarak zikredilen ayetler arasındadır.1370 Müfessir

Taberî bu ayette Allah'ın, henüz Müslümanlar tarafından fethedilmemiş fakat bilahare

fethedilip ganimetlerinin elde edileceği ülkelerden bahsettiğini söyler.1371 Ayette

bahsedilenin ahirette verilecek olan mükafatlar olduğunu söyleyen müfessirler de

olmuştur.1372

Ayrıca "İnkâr edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da

ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi." "Allah’ın öteden beri işleyip duran

1364 Fetih 48/20. 1365 Vâkıdî, Megâzî, II, 621. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 89; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7352. 1366 Vâkıdî, Megâzî, II, 621. 1367 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 90; Mevdûdî, Tefhim, V, 420; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VI; 502;

Kur'an Yolu, V, 77; Şimşek, Tefsir, V, 21. 1368 İbn Sa'd, Tabakât, II, 109. 1369 Fetih 48/21. 1370 Vâkıdî, Megâzî, II, 622. 1371 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 90-91; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 97; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII,

7352-7353; Kur'an Yolu, V, 76. 1372 Esed, Kur'an Mesajı, s. 1224; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 1022.

Page 196: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

185

kanunu (budur). Allah’ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın"1373 ayetleri de,

Vâkıdî tarafından şu ifadelerle tekit edilmiştir: "Eğer Kureyş, Müslümanlar ile

savaşsaydı büyük bir hezimete uğrarlar ve onları Allah'tan koruyacak bir dost da

bulamazlardı. Allah'ın verdiği hüküm asla değişmez. Onun göndermiş olduğu

Peygamberlerin her zaman galip gelecekleri hükmü de değişmez."1374

4.1.5. Tarafların Barışa Yönlendirilmesi

Sûrede, Müslümanların ve müşriklerin nasıl ve ne hikmetle barış yapmaya

yönlendirildiği ve birbirleri ile savaşma ihtimalinin ortadan kaldırıldığı bildirilmiştir. Bu

ayetlere dayanarak, Allah'ın yardımının, bu sefer esnasında da tecelli ettiği sonucuna

ulaşmak mümkündür: "O, Mekke'nin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra,

onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir. Allah yaptıklarınızı hakkıyla

görmektedir."1375 Bu ayet, çalışmamızda esas kabul ettiğimiz kaynaklardan İbn Hişâm,

Vâkıdî ve Taberî'de bulunmaktadır. İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan naklettiğine göre bu

ayetle Müslümanların, zafer kazanmış iken savaştan el çektirildiği anlatılmaktadır.1376

Vâkıdî'nin naklettiğine göre ise, Hz. Peygamber'in ashabı müşriklerden esirler

almışlardı. Allah onların bu esirleri öldürmelerini engelledi. Mekke'de hapsedilen

Müslümanlar da antlaşma sonrası serbest bırakılmıştır. Allah böylece müşriklerin

ellerini Müslümanlardan, Müslümanların ellerini de müşriklerden çekmiştir.1377 Taberî

ise bu ayet münasebetiyle şu rivayeti aktarmıştır: Hz. Peygamber ve Müslümanlar umre

için yola çıktıkları vakit Hz. Ömer, "Ey Allah'ın elçisi! Seninle savaş halinde olan

müşriklerin yurduna silahsız olarak gidiyorsun" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber,

Zülhuleyfe'de iken Medine'ye adam gönderip silah ve binek hayvanları getirtti.

Mekke'ye yaklaştıklarında, İkrime b. Ebî Cehil'in beş yüz kişiyle birlikte Müslümanlara

karşı koymak için şehirden çıktığını haber aldılar. Hz. Peygamber onun karşısına Halid

b. Velid'i göndermek istediğinde Halid, "Ben Allah'ın kılıcıyım, beni istediğin yere

gönder" dedi. Halid b. Velid, İkrime ile iki dağ arasında karşılaştı ve onu geri çekilmeye

mecbur etti. İkrime ikinci defa saldırdığında Halid bu defa onu Mekke'nin içine

çekilmek zorunda bıraktı. İkrime üçüncü defa daha saldırdı ve Halid yine onu Mekke'ye

1373 Fetih 48/22-23. 1374 Vâkıdî, Megâzî, II, 622. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 92-93; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb,

XXVIII, 97-98; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7353. 1375 Fetih 48/24. 1376 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 321. 1377 Vâkıdî, Megâzî, II, 622.

Page 197: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

186

sığınmaya mecbur bıraktı. Bu münasebetle bu ayetler nazil oldu.1378 Fakat müfessir İbn

Kesîr'in de belirttiği gibi bu rivayet doğru değildir. Çünkü Halid b. Velid o zaman henüz

Müslüman değildi. Bu sebeple Müslüman kuvvetlerin başında olmasına imkân yoktur.

Hatta müşriklerin öncü kuvvetlerinin başında1379 olduğu bilinmektedir.1380 Muhtemelen

Mekke'nin fethi esnasında Halid ve İkrime'nin karşılaşması ile ilgili rivayetler,

Hudeybiye seferi ile karıştırılmıştır.

Taberî'nin ayet hakkında Seleme b. Ekva'dan naklettiğine göre Seleme, antlaşma

imzalandıktan sonra bir ağacın gölgesine uzandığı bir vakit, yanına dört Mekkeli müşrik

gelmiş ve Hz. Peygamber hakkında ileri geri konuşmaya başlamışlardı. Onlara kızan

Seleme, başka bir ağacın gölgesine gitmişti. Daha sonra müşriklerin silahlarını ağacın

dallarına asıp dinlendiklerini ve uyuduklarını görünce, silahlarını almış ve onları esir

etmişti. Bu sırada bazı Müslümanlar da müşriklerden bazılarını esir edip getirmişlerdi.

Öyle ki Hz. Peygamber'in yanında yetmiş kadar müşrik esir vardı. Hz. Peygamber,

onların serbest bırakılmasını emretti. Çünkü antlaşmayı ilk bozan taraf olmak

istemiyordu. Bu münasebetle bu ayet indirilmiştir.1381 Yine Taberî'nin aktardığı bir

rivayete göre, sahâbîlerden Züneyn isminde biri bir tepeye çıkmış, müşrikler de onu oka

tutarak öldürmüşlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber süvariler gönderdi ve bu süvariler

on iki müşrik yakalayıp getirdi. Onlara, "Sizinle aramızda bir antlaşma var mı? Ya da

siz eman verilenlerden misiniz?" diye sordu. Onlar, aralarında bir anlaşma olmadığını

ve eman verilenlerden de olmadıklarını söyledi; ama yine de Hz. Peygamber, onları

serbest bıraktı. Bu olayla alakalı olarak bu ayet inmiştir.1382 İbn İshâk'ın İkrime'den

naklettiğine göre Mekkeliler kırk veya elli kişiyi göndermişler ve Hz. Peygamber'in

ashabından birini yakalayıp getirmelerini emretmişlerdi. Bu kimseler geceleyin

Müslümanların ordugâhına yaklaşmakta iken yakalanmışlar, Hz. Peygamber'e

getirildiklerinde ise serbest bırakılmışlardır. İşte ayet bu hadise üzerine nazil

olmuştur.1383 Vâhidî'nin ayetle ilgili olarak naklettiğine göre, Müslümanlar biat edilen

ağacın altındayken silahlı otuz kişi geldi ve onlara saldırdı. Hz. Peygamber'in bedduası

1378 Taberî, Tarih, II, 622. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 95. 1379 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 309; Vâkıdî, Megâzî, II, 579-580; Köksal, İslam Tarihi, VI, 138,

141 1380 İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7355. 1381 Taberî, Tarih, II, 630. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7355. 1382 Taberî, Tarih, II, 630. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7355. 1383 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 94; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7355 (İbn İshâk'tan naklen).

Page 198: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

187

üzerine kör oldular ve böylece yakalandılar. Hz. Peygamber onlara "Herhangi biri size

eman verdi mi?" diye sordu. Onlar eman verilmediğini söylemelerine rağmen, onları

serbest bıraktı.1384 Silahlı saldırganların sayısının, seksen olarak gösterildiği başka bir

rivayet daha mevcuttur.1385

Hz. Peygamber umre yapma niyeti ile Hudeybiye'de beklerken, Kureyş ile

aralarında elçilerin gidip gelmesi vasıtasıyla görüşmeler devam ediyordu. Bu

görüşmeler esnasında Kureyşliler defalarca Müslümanlara hücum edip onları

kışkırtmaya çalışmıştı. Çünkü savaş başlatmak için bahaneye ihtiyaçları vardı ve bu

bahane ile Müslümanların esasen umre için değil, onlarla savaşmak için geldikleri

algısını oluşturmayı amaçlıyorlardı. Fakat bütün bu kışkırtma girişimleri Hz.

Peygamber'in ince düşüncesi sayesinde olumsuz sonuçlanmıştır.1386 Siyer ve tefsir

kaynaklarında geçen bu rivayetler, müşriklerin niyetlerini, Hz. Peygamber'in ileri

görüşlülüğünü ve barış yanlısı olduğunu ortaya koyar niteliktedir.

Allah, müşriklerin ellerini Müslümanlardan, Müslümanların ellerini de

müşriklerden çekmesinin ve savaşa fırsat vermemesinin sebeplerinden birini, bir sonraki

ayette şöyle açıklamıştır: "Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram'ı ziyaretten ve

(ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer

oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz

ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke'ye girmenize izin verirdi).

Allah dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkârcılar

birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba

uğratırdık."1387 Siyer müelliflerine göre Mekke'de az sayıda da olsa Müslümanlar

bulunmaktaydı ve zafer kazanılırsa bilmeden onların da müşriklerle birlikte zarar

görmeleri veya öldürülmeleri mümkündü.1388 İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan aktardığına

göre bu Müslümanlar, Velid b. Velid b. Muğire, Seleme b. Hişâm, Ayyaş b. Ebî Rebia,

Ebû Cendel b. Süheyl gibi kişilerdi.1389 Ayrıca İbn Hişâm, ayette bahsedilen "eziyet"

1384 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 399-400; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7354. Bu rivayette de Hz. Peygamber'e

nispet edilen bir olağanüstülük göze çarpmaktadır. 1385 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 94-95; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7353. 1386 Mevdûdî, Tefhim, V, 397; Şimşek, Tefsir, V, 22; Kapar, "Hudeybiye Seferi ve Hz. Muhammed'in

Barışçı Siyaseti", s. 173. 1387 Fetih 48/25. 1388 Vâkıdî, Megâzî, II, 622; Taberî, Tarih, II, 622. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 102; Râzî,

Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 98-99; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7356-7357. 1389 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 321.

Page 199: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

188

ifadesi ile mali bir sorumluluğa işaret edilmiş olabileceğini, yani "bilmeden onları bir

zarara uğratıp, diyetlerini ödemek durumunda kalacak olmasaydınız" şeklinde

yorumlanabileceğini söylemiştir.1390

Bu hususla ilgili olarak zikredilen ayetlerden birisi de Fetih sûresinin 26.

ayetidir: "Hani inkâr edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi.

Allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva

sözünü tutmalarını sağlamıştı..."1391 İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan rivayet ettiğine göre

ayette kastedilen kişi Sehl b. Süheyl'dir. O, "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla" ve

"Muhammed Allah'ın elçisidir" ifadelerinin antlaşmaya yazılmasına karşı çıkmıştır.1392

Vâkıdî bu ismi Süheyl b. Amr olarak verir.1393 Müfessirlere göre kâfirlerin cahiliye

taassupları; Hz. Peygamber'in Mekke'ye girip umre yapmasına engel olduklarında ve

Hudeybiye sulhunun yazımı esnasında "Rahman ve Rahim" ve "Allah'ın elçisi

(Resûlullah)" gibi ifadelere itiraz ettiklerinde ortaya çıkmıştır.1394

Hz. Peygamber'in umre niyetiyle Mekke'ye doğru yola çıkması, Kureyşlileri son

derece müşkül bir duruma sokmuştur. Çünkü senelerden beri Zilkade ayında, Kâbe'yi

ziyaret için gelenler, kim olurlarsa olsunlar, asla engellenmemişlerdi. Eğer şimdi

Kureyş, umre için gelen bu insanların Mekke'ye girmelerine engel olmak için onlarla

savaşırsa, bütün Arabistan'ın tepkisini çekebilirdi. Bunun yanında Müslümanların

ellerini kollarını sallayarak Mekke'ye girmelerine izin vermek de, Araplar nezdinde

itibarlarının azalmasına ve Muhammed'den korktukları söylentisinin yayılmasına neden

olabilirdi. Nitekim bu insanlar, vaktiyle Kureyş'in gücü ile baş edemeyip Medine'ye

kaçmış olan güçsüz bir topluluktu. Böyle bir ikilem içerisinde, ne yapmaları gerektiğini

düşündüler, tartıştılar. Neticede cahiliye gururları ağır bastı ve Müslümanlara karşı

beslemiş oldukları düşmanlık duygusunun etkisinden kurtulamadılar. İtibarlarının

zedelenmemesi uğruna Müslümanları Mekke'ye sokmamaya karar verdiler.1395

Ayette bahsedilen cahiliye taassubu ile bağlantı kurulan hadise, antlaşmanın

yazımı sırasında müşrikler ve Müslümanlar arasında bazı tartışmaların çıkması ve

1390 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 321. 1391 Fetih 48/26. 1392 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 322. 1393 Vâkıdî, Megâzî, II, 623. 1394 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 103-106; İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7357-7358. 1395 Mevdûdî, Tefhim, V, 395, 425; Kur'an Yolu, V, 78; Şimşek, Tefsir, V, 21; Azimli, "Tarihin Kırılma

Noktası; Hudeybiye Antlaşması", s. 39.

Page 200: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

189

müşriklerin kibirli bir şekilde baskın çıkmaya çalışmaları olarak zikredilir. Hz.

Peygamber, antlaşma metnini Hz. Ali'ye dikte ettirmeye başladığında, "Rahman ve

Rahim olan Allah'ın adıyla" yazmasını yani besmele ile başlamasını söyledi. Bunun

üzerine müzakere heyetinin başkanı Süheyl b. Amr, Rahman sözünü bilmediklerini ve

anlamını bildiği şeylerin yazılması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Hz. Muhammed,

"Senin adınla, ey Allah" yazdırdı. Ardından "Bunlar Allah'ın elçisi Muhammed ve

Mekke halkının üzerinde antlaşmaya vardıkları şeylerdir" ifadesini yazdırmak isteyen

Hz. Peygamber, tekrar bir itirazla karşılaştı. Süheyl, "Eğer senin Allah'ın elçisi

olduğunu kabul etseydik, seninle savaşmazdık." diyerek, ifadenin, "Bunlar,

Abdulmuttalib oğlu Abdullah oğlu Muhammed ile Mekke halkının üzerinde antlaşmaya

vardıkları şeylerdir" şeklinde değiştirilmesine neden oldu.1396 Bu davranışın, cahiliye

taassubunun bir sonucu olduğu ifade edilmiştir.

Ayrıca, "Andolsun Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse,

siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan

Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka

yakın bir fetih daha verdi"1397 ayeti de Hudeybiye münasebetiyle zikredilmiştir. İbn

İshâk'tan nakilde bulunan İbn Hişâm, Hz. Peygamber'in Mekke'ye barış içinde

gireceğini rüyasında gördüğünü ve ayette bahsedilen "yakın bir fetih" ibaresinden

maksadın, Hudeybiye barışı olduğunu söyler.1398 Vâkıdî de aynı şekilde, yakın olan

fethin Hudeybiye olduğunu belirtir. Bundan bir yıl sonra Hz. Peygamber anlaşma

gereğince ashabıyla birlikte, Allah'tan başka kimseden korkmadan ve güven içerisinde,

Kaza Umresi için Mekke'ye girmiş ve saçlarını tıraş etmiştir. Daha sonra da hac

görevini ifa etmek amacıyla Mekke'ye girmiştir.1399

Müfessirlere göre Fetih sûresinin 28. ayeti, Allah'ın, Hudeybiye antlaşmasının

müşrikler lehine gibi gözükmesi sebebiyle üzülen Müslümanları teselli ettiğini ve

1396 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 317-318; Vâkıdî, Megâzî, II, 610-611; İbn Hibbân, Sîretü'n-

Nebeviyye, s. 216; Köksal, İslam Tarihi, VI, 195-197. 1397 Fetih 48/27. 1398 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 322; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 107 (İbn İshâk'tan naklen). 1399 Vâkıdî, Megâzî, II, 623. Kaza Umresi için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 370-373; Vâkıdî,

Megâzî, II, 731-741; Halife, Târihu Halife b. Hayyât, 111; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 236-

238; Köksal, İslam Tarihi, VII, 329-357.

Page 201: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

190

İslam'ın bütün dinlere galip geleceğine bizzat şahit olduğunu beyan etmektedir.1400

Fakat bu ayet incelemiş olduğumuz siyer kaynaklarında geçmez.

"Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı

çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah’tan

lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri

yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar

filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, çiftçilerin

hoşuna giden bir ekin gibidirler..."1401 Hudeybiye ile ilgili olan ayetler arasında, bu

ayeti de zikreden Vâkıdî, Hz. Peygamber'in ashabının önce az olduğunu, sonra

çoğaldıklarını, daha sonra da güçlendiklerini ifade eder. Hemen sonrasında ise, bu konu

ile alakalı olduğunu düşündüğü "Allah’a ve Peygamberlerine iman edenler var ya, işte

onlar sıddıklar (sözü özü doğru kimseler) ve Allah katında şahitlerdir. Onların

mükâfatları ve nûrları vardır..."1402 ayetini zikreder.1403 Rıdvan Biatı sebebiyle Allah'ın

razı olduğu bildirilen ashab, bu ayette tekrar övülmektedir. Allah, müminleri önce filiz

halinde olup sonra yetişen ekinlere benzetmektedir ki bu, İslam'ın ilk dönemlerinde

sayılarının az oluşu, sonraki dönemlerde ise güçlenip sayıca arttıkları anlamına

gelmektedir.1404 İşte bu husus onların İncil'deki temsilleridir.1405

İncelemiş olduğumuz siyer kaynaklarında, Hudeybiye Antlaşması ile ilintili

olarak, Fetih sûresinin 25 ayetine1406 yer verilmiştir. Bunlardan 18 ayetin1407 doğrudan

Hudeybiye Antlaşması ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Müellifler bu ayetleri, ayette

geçen bazı ifadeleri tefsir ederek,1408 ayetin sebeb-i nüzûlünü1409 ve tarihsel arka planını

bildirerek,1410 konuyla alakalı bilgi vererek,1411 ayette geçen kişi veya kişileri

1400 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 109. 1401 Fetih 48/29. 1402 Hadid 57/19. 1403 Vâkıdî, Megâzî, II, 623. 1404 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXVI, 112-115; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXVIII, 108-109; İbn Kesîr, Tefsîr,

XIII, 7391. 1405 Bkz. Matta 13/31-33; 21/42-44; Markos 4/26-27. 1406 Fetih 48/1-6, 8-12, 15-27, 29. 1407 Fetih 48/1, 5-6, 10-12, 15-16, 18-27. 1408 Fetih 48/4, 15, 20, 27. 1409 Fetih 48/5, 11, 12, 24. 1410 Fetih 48/1, 10, 17, 25. 1411 Fetih 48/17.

Page 202: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

191

açıklayarak,1412 ayeti tekid ederek1413 ve ayette geçen müphem ifadeleri beyan

ederek1414 zikretmişlerdir.

4.2. Mümtehine Sûresi ve Hicret Eden Kadınların Durumu

İbn Hişâm'ın, "Hudeybiye Barışından Sonra Hicret Eden Kadınların Durumu"

başlığı içerisinde yer verdiği Mümtehine sûresinin 10 ve 11. ayetleri, aynı zamanda

Vâkıdî, İbn Sa'd ve Taberî1415 tarafından da zikredilmektedir: "Ey iman edenler! Mümin

kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların

imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız,

onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü Müslüman hanımlar kâfirlere helal

değillerdir. Kâfirler de Müslüman hanımlara helal olmazlar. Mehir olarak

harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu

kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikâhına

tutunmayın. (Zira bu nikâhlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri

(evlendikleri kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslam'ı kabul eden ve sizinle

evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah'ın

hükmüdür. O aranızda hüküm veriyor. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet

sahibidir."1416 Urve b. Zübeyr'in, kendisine bu ayet hakkında soru soran Velid b.

Abdülmelik'e yazmış olduğu mektupta aktarılanlara göre, Hudeybiye Antlaşmasının

şartları gereğince, velisinden izinsiz hicret edenler, ailesine geri gönderilecekti.

Kadınlardan bazıları Medine'ye hicret edince, Allah, onların geri gönderilmesine razı

olmadı ve onların din konusunda denenmelerini istedi. Eğer sadece İslam için

gelmişlerse, gönderilmemelerini buyurdu. Bu durumda müşriklerin o kadınlara

verdikleri mehirler iade edilmeliydi. Ama eğer müşrikler de ellerinde tuttukları

kadınların mehirlerini iade edeceklerse bu şekilde olmalıydı. Hz. Peygamber de hicret

eden erkekleri gönderdi1417 ama kadınları teslim etmedi. Ellerinde tuttukları kadınların

mehirlerini müşriklerden istemelerini, kendilerinin de hicret eden kadınların mehirlerini

göndermelerini istedi. Eğer Hudeybiye antlaşması imzalanmış olmasaydı, kadınları iade

1412 Fetih 48/6, 11, 15, 16, 25, 26. 1413 Fetih 48/8, 9, 11, 17, 22, 23, 29. 1414 Fetih 48/1, 4, 10, 16, 18, 20, 25. 1415 Taberî, Hûdeybiye sonrasında hicret eden kadınların durumu ile alakalı olarak Mümtehine sûresinin

10-12. ayetlerinin indirildiğini nakletmiştir. Taberî, Tarih, II, 640. 1416 Mümtehine 60/10. 1417 Bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 318, 323-324; Vâkıdî, Megâzî, II, 624-628.

Page 203: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

192

etmez, mehirlerini de göndermezdi. Çünkü Antlaşma öncesinde zaten bu şekilde

yapmaktaydı.1418 İbn Sa'd da benzer şeyler nakletmiştir.1419 Ayetin inmesine sebep olan

muhacir kadının Ümmü Külsum bt. Utbe b. Ebi Muayt olduğu rivayet edilmektedir.1420

Hz. Peygamber hicret eden bu kadını kardeşlerine iade etmeyince, kardeşleri Mekke'ye

gidip durumu müşriklere anlattılar. Onlar bu konuda Medine'ye birini göndermedi ve bu

duruma razı oldular.1421 "Müşrik karılarınızın nikâhına tutunmayın." ifadesi gereğince

Müslümanlardan bazıları müşrik olan eşlerini boşadılar. Eşlerini boşayanlardan biri de

Hz. Ömer'dir. Onun boşadığı eşleri ve bu eşler ile daha sonra evlenenler hakkında İbn

Hişâm ayrıntılı bilgi vermiştir.1422 İbn Sa'd, ayette kastedilenin Ehl-i kitap kadınları

dışındaki kadınlar olduğunu söylemiştir.1423

"Eğer eşlerinizden biri kâfirlere kaçar ve siz de onlarla çarpışıp ganimet

alırsanız, eşleri gidenlere sarf ettikleri (mehir) kadarını verin ve inandığınız Allah'a

karşı gelmekten sakının."1424 Yani sizden birinin karısı kâfirlere kaçarsa, onun

beraberinde götürdüğü mehirini, size kaçıp hicret eden kadınların beraberlerinde

getirdikleri mehirlere sayın.1425 Fakat kaçan kadının mehiri yerine sayabileceğiniz kadar

kadın gelmezse, elinize geçen ganimetlerden o kişiye yapmış olduğu masraflarını

verin.1426 Vâkıdî ve İbn Sa'd, iman ettikten sonra eşini bırakıp müşriklere kaçan bir

kadın var mı bilmediklerini; bu ayetin, Allah'ın her ihtimale karşı vermiş olduğu bir

hükmü olduğunu ifade ederler.1427

4.3. Diğer Ayetler

Vâkıdî, Hudeybiye ile alakalı olarak "...Allah’ın sözü yerine gelinceye kadar,

inkâr edenlere yaptıkları işler sebebiyle devamlı olarak, ya büyük bir felaket gelecek

veya o felaket yurtlarının yakınına inecektir. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez"1428

ayetini de, İslam için Hudeybiye fethinden daha büyük bir fethin gerçekleşeceği

1418 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 326-327; Vâkıdî, Megâzî, II, 631-632. Ayrıca bkz. M. Kamil

Yaşaroğlu, "Mümtehine Sûresi", DİA, Ankara, 2006, XXXI, 562; Köksal, İslam Tarihi, VI, 259-260. 1419 İbn Sa'd, Tabakât, X, 12. 1420 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 326; Vâkıdî, Megâzî, II, 632; İbn Sa'd, Tabakât, X, 12. 1421 Vâkıdî, Megâzî, II, 632; İbn Sa'd, Tabakât, X, 13. 1422 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 327; Ayrıca bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 632; Taberî, Tarih, II, 640;

Köksal, İslam Tarihi, VI, 260-261. 1423 İbn Sa'd, Tabakât, X, 13. 1424 Mümtehine 60/10-11. 1425 İbn Sa'd, Tabakât, X, 12-13, 220. 1426 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 327; Vâkıdî, Megâzî, II, 632. 1427 Vâkıdî, Megâzî, II, 632; İbn Sa'd, Tabakât, X, 13. 1428 Ra'd 13/31.

Page 204: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

193

yorumuyla birlikte eserine almıştır.1429 Allah, Hz. Peygamber'e olan düşmanlıkları

sebebiyle müşriklerin başına ansızın bir bela çatacağını vaat etmiştir. Allah'ın bu

vaadinin Mekke'nin fethi zamanı gelmiş olduğu bildirilmiştir.1430 Fakat bu ayetin,

Kureyş müşriklerinin Hz. Peygamber'den, dağları yürütmesini, yeri parça parça etmesini

veya geçmiş ölen atalarını diriltilip de onlarla konuşmasını istemeleri üzerine nazil

olduğu ifade edilmiştir.1431

Hudeybiye antlaşması ile müşrikler, Hz. Peygamber'i ve ashabını umre

yapmaktan alıkoymuş oldular. Fakat gelecek yıl, aynı vakitte umre yapabileceklerini

söylediler. Böylelikle, engellendikleri haram ayda umre yapmaları Müslümanlara nasip

olmuştur. İbn Sa'd'a göre, "Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler kısas kuralına

tabidir..."1432 ayetinde bu duruma işaret edilmektedir.1433 Müfessir Taberî,

"Müslümanların Hudeybiye yılında Mekke'ye girmelerine engel olundukları mukaddes

Zilkade ayı, ertesi yıl umre yaptıkları Zilkade ayına karşılıktır" der.1434 Ayetin vermek

istediği mesajın, haram aylardaki savaşın yasak olduğu hükmüne uyup uymamanın,

karşı tarafın tutumuna bağlanması olduğu ifade edilmiştir.1435

"...Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her

kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalırsa) fidye

olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir..."1436 ayetinin

de Hudeybiye seferi esnasında nazil olduğuna dair rivayeti, Vâkıdî nakletmektedir. Ka'b

b. Ucre'nin anlattığına göre Hudeybiye yolunda, Ebva'da iken Hz. Peygamber onun

yanına gelmiş, başındaki bitleri görünce "Bunlar sana eziyet veriyor mu?" diye

sormuştu. Ka'b, eziyet verdiğini söyleyince Hz. Peygamber ona başını tıraş etmesini

emretti. Sonra bu ayet nazil olmuş ve Hz. Peygamber, ona bir koyun kesmesini veya üç

gün oruç tutmasını veya altı miskini doyurmasını söylemiştir.1437

1429 Vâkıdî, Megâzî, II, 623. 1430 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XIX, 56. 1431 İbn İshâk, Sîre, 256; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 309. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XIII,

151-157; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 279-280; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XIX, 54. 1432 Bakara 2/194. 1433 İbn Sa'd, Tabakât, II, 97. Ayrıca bkz. Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 58. 1434 Taberî, Câmiu'l-Beyân, II, 196-200. 1435 Kur'an Yolu, I, 301. 1436 Bakara 2/196. 1437 Vâkıdî, Megâzî, II, 578. Ayrıca bkz. Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 60-61; Taberî, Câmiu'l-Beyân, II,

206-256.

Page 205: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

194

Vâkıdî'nin İbn Abbas'tan naklettiğine göre, Hudeybiye'de Hz. Peygamber öğle

namazını bir rekât kıldırdı ve selam verdikten sonra Müslümanlar tekrar savunma halini

aldılar. Bunu gören Halid b. Velid, "Müslümanlara mallarından, canlarından ve

çocuklarından daha sevgili olan şey namazdır. Bir sonraki namaz vaktinde onlara

saldıracak olursak, onları öldürürüz" dedi. Bunun üzerine öğle ile ikindi arasında "(Ey

Muhammed!) Cephede sen de onların (müminlerin) arasında bulunup da onlara namaz

kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da

yanlarına alsınlar..."1438 ayeti nazil oldu ve bu şekilde ilk korku namazı kılındı.1439 Bu

rivayeti aktaran Vâkıdî, aynı zamanda bunun yanlış olduğunu, ilk korku namazının

Zâtü'r-Rikâ gazvesinde kılındığını söyleyen Câbir b. Abdullah rivayetinin daha doğru

olduğunu belirtir.1440 Nitekim kaynaklarda korku namazı uygulamasının ilk defa teşri

kılındığı zamanın Usfan veya Zâtü'r-Rikâ Gazvesi olduğu ifade edilmiştir.1441

Vâkıdî'nin aktardığına göre "De ki: (Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister

Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler

onundur..."1442 ayeti, Süheyl'in antlaşmaya Rahman ismini yazdırmak istememesi

sebebiyle nazil olmuştur.1443 Hâlbuki tefsir kaynaklarında bu ayetin Mekke'de, Hz.

Peygamber'in Allah'a farklı isimlerle dua ettiğini duyan müşriklerin, bu durumu

"Muhammed iki tanrıya tapıyor" diyerek dillerine dolamaları sonucu nazil olduğu

belirtilmiştir.1444

Rivayet içerisinde geçen diyalog veya hitaplarda Hz. Peygamber veya ashabtan

birinin okuması ile zikredilen ayetler de vardır. Bunlardan birine göre Hudeybiye

yolculuğunda Müslümanlar, Zâtü'l-Hanzal tepesine ulaşmak için çok dar ve engebeli bir

patikadan geçmek zorunda kaldılar. Fakat bu dar yol onlara, düz ve geniş bir yol gibi

gelmişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Nefsimi elinde bulundurana yemin ederim ki

bu tepenin durumu, Allah'ın İsrail oğullarına "Kapısından eğilerek tevazu ile girin ve

'hıtta' (ya Rabbi, bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım..."1445 dediği

1438 Nisâ 4/102. 1439 Vâkıdî, Megâzî, II, 582. Ayrıca bkz. Köksal, İslam Tarihi, VI, 142-144. 1440 Vâkıdî, Megâzî, II, 583. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, V, 250-259. 1441 Mehmet Erdem, "Salâtü'l-Havf", DİA, Ankara, 2009, XXXVI, 22. 1442 İsrâ 17/110. 1443 Vâkıdî, Megâzî, II, 611. 1444 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 302-303. 1445 Bakara 2/58.

Page 206: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

195

kapıya benzemektedir." demiştir.1446 İbn Hişâm, ayete işarette bulunarak benzer bir

haberi nakletmiştir.1447

Vâkıdî'nin naklettiği başka bir rivayette hikâye edildiğine göre, Hz. Peygamber

Hudeybiye yolundayken müşriklerin karşı koyacakları haberi kendisine ulaşınca,

durumu ashabıyla istişare etmek istedi. Hz. Ebu Bekir, kendilerini Kâbe'den alıkoymak

isteyenlere karşı savaşmak istediğini söyledi. Mikdad b. Amr ise ayağa kalkarak, "Ey

Allah'ın Peygamberi! Biz İsrail oğullarının söylediği gibi "Sen ve Rabbin gidin, onlarla

savaşın. Biz burada oturacağız"1448 demeyiz. Fakat sen ve Rabbin gidin, savaşın. Biz de

sizinle birlikte savaşacağız." demiştir.1449 Benzer bir rivayet, Bedir Savaşı için de

nakledilmektedir. Fakat daha önce de belirttiğimiz gibi, ayetin Hudeybiye seferi

sırasında zikredilmiş olması, daha makbuldür.

Ebû Saîd el-Hudrî'den gelen ve Hudeybiye yolunda gerçekleştiği rivayet edilen

bir diyalogda Resûlullah, "Kendi amelleriyle kıyasladıklarında sizin amellerinizi az

gören bir kavim gelecektir." dedi. Yanındakiler, "Onlar Kureyş midir?" diye sordu. Hz.

Peygamber, "Hayır, onlar yumuşak kalpli ve merhametli Yemen ehlidir." diye cevap

verdi. Yanındakiler, "Onlar bizden daha mı hayırlı ey Allah'ın elçisi?" diye

sorduklarında Hz. Peygamber, eliyle "eşitsiniz" anlamına gelecek bir işaret yaptı. Sonra,

"Biliniz ki insanlar ile bizim aramızda "İçinizden fetihten önce harcayanlar ve

savaşanlar (diğerleri ile) bir değildir. Onların derecesi, sonradan harcayan ve

savaşanlardan daha yüksektir..."1450 ayetinde bahsedildiği üzere bir derece farkı vardır."

dedi.1451

İbn Sa'd'ın Câbir'den naklettiğine göre Hz. Peygamber, yanında Hafsa'nın

bulunduğu bir vakitte, "Ağacın altında bana biat edenler, Allah'ın izni ile ateşe

girmeyeceklerdir" demişti. Hafsa itiraz etti ve "(Ey insanlar) Sizden cehenneme

varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir

iştir"1452 ayetini okudu. Hz. Peygamber ise, "Allah şöyle buyurdu" diyerek "Sonra

1446 Vâkıdî, Megâzî, II, 584. Ayrıca bkz. Köksal, İslam Tarihi, VI, 145-146. 1447 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 310. 1448 Mâide 5/24. 1449 Vâkıdî, Megâzî, II, 581. 1450 Hadid 57/10. 1451 Vâkıdî, Megâzî, II, 586. 1452 Meryem 19/71.

Page 207: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

196

Allah'a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş halde

bırakırız"1453 ayetini okudu.1454

Aktarılan rivayetlerden anlaşılacağı üzere, siyer ve İslam tarihi müellifleri

Hudeybiye ile doğrudan alakalı olmamakla birlikte, Mekkî ve Medenî bazı ayetleri de

Hudeybiye seferi ve Antlaşması bağlamında kullanmışlar ve eserlerine bu tür ayetler ile

bağlantılı rivayetleri de dâhil etmişlerdir.

5. TEBÜK GAZVESİ

Hicretin 9. yılında, Rumların büyük bir orduyla gelmekte olduğu haberi

Medine'ye ulaşınca Hz. Peygamber, Müslümanlardan yolculuk için hazırlanmalarını ve

orduyu teçhiz etmek için seferber olmalarını istedi. Zorlu şartlara rağmen yaklaşık otuz

bin kişiden oluşan büyük bir ordu hazırlandı. Yakıcı bir sıcağın olması, hasat zamanının

yaklaşması, Müslümanların maddi olarak zayıf oldukları bir döneme denk gelmesi ve

hedefin uzak, düşmanın kuvvetli olması gibi sebeplerden dolayı bu orduya Ceyşu'l-Usre

(Zorluk Ordusu), gazveye de Gazvetü'l-Usre denilmiştir. Müslümanlar Tebük1455

mevkiine ulaştıklarında herhangi bir ordu ile karşılaşmadı ve bir çatışma meydana

gelmedi. Orada bir müddet kaldılar, çevredeki bazı kabilelerle antlaşmalar yapıp geri

döndüler.1456

5.1. Tevbe Sûresi

Tebük Gazvesi ile ilgili olarak nazil olan ayetler Tevbe sûresindedir. Berae

sûresi olarak da bilinen bu sûre, başında besmele olmayan tek sûredir. Bu durumun

sebebini Hz. Osman şöyle ifade eder: "Hz. Peygamber, bir sûre veya ayet nazil olduğu

zaman, onu hangi mevzunun zikredildiği yere koyacağımızı bildirirdi. Vefat ettiği

zaman bu sûreyi nereye koyacağımızı beyan etmemişti. Ben de bu sûre ile Enfâl sûresini

1453 Meryem 19/71-72. 1454 İbn Sa'd, Tabakât, II, 96; X, 425. Ayrıca bkz. İbn Kesîr, Tefsîr, XIII, 7345. 1455 Medine'ye 700 kilometre uzaklıkta ve Suriye ticaret yolu üzerinde bulunan Tebük mevkii hakkında

bkz. Hamevî, Mu'cemu'l-Buldân, II, 14-15; Fr. Buhl, "Tebük", İA, İstanbul, 1974, XII, 103; Casim

Avcı, "Tebük", DİA, Ankara, 2011, XL, 227-228; İsmail Yiğit, "Tebük Gazvesi", DİA, Ankara,

2011, XL, 228. 1456 Tebük Gazvesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 515-537; Vâkıdî,

I Megâzî, II, 989-1076; İbn Sa'd, Tabakât, II, 150-153; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 471; İbn Hibbân,

Sîretü'n-Nebeviyye, s. 274-284; İbn Kesîr, Bidaye, VII, 144-222. Ayrıca bkz. Köksal, İslam Tarihi,

IX, 152-280; Yiğit, "Tebük Gazvesi", s. 228-230; Ateş, Kur'ân'a Göre Hz. Muhammed, s. 702-727;

Öz, Kur'ân'ın Peygamberi, s. 136-140; Şulul, Siyer-i Nebi, s. 602-613; Apak, İslam Tarihi-I, 354-

362.

Page 208: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

197

tek bir sûre olarak yazdım."1457 Ashab, Enfâl ve Tevbe sûrelerinin tek bir sûre olup

olmaması hususunda ayrılığa düşmüşlerdir. İki ayrı sûre oldukları görüşüne istinaden,

ayrı yazılmışlar, fakat ikisinin tek bir sûre oldukları görüşüne istinaden de aralarına

besmele konulmamıştır.1458 Son iki ayet dışında Medenî olduğu söylenmiş1459 olmasına

rağmen, çoğunluğa göre tamamıyla Medenîdir.1460

Sûre iki kısımdan oluşmaktadır. İlk bölümünde (1-37), Hz. Ebû Bekir'in yapmış

olduğu hac emirliği1461 sırasında Hz. Ali tarafından müşriklere okunan ve daha önce

müşrikler ile yapılmış olan anlaşmaların feshedildiğini bildiren ayetler

bulunmaktadır.1462 Sûrenin ikinci bölümünde ise Tebük seferi sırasında, öncesinde ve

sonrasında cereyan eden hadiseler üzerinde durulur.1463 Özellikle münafıkların bu

süreçteki fitne ve fesatlarından bahseden ve davranışlarının iç yüzünü ortaya koyan

ayetler yoğunluktadır. Tebük Gazvesi'ne, "Gazvetü'l-Fâdıha" denilmesinin nedeni de,

münafıkların niyetleri ve düşmanlıklarının açıkça ortaya çıkması nedeniyledir.1464

5.1.1. Sefere Çıkma Emri

Tevbe sûresinde bulunan ve Tebük seferi ile ilgili olan ayetlerin ilkinde, sefere

katılma hususunda isteksiz olanlar uyarılmıştır: "Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size

“Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip

dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir

şeydir"1465 Bu ayete, araştırmamızda esas kabul ettiğimiz siyer kaynaklarından İbn

Hişâm ve Vâkıdî'nin eserlerinde yer verildiğini görmekteyiz. İbn Hişâm, mezkûr ayeti

Tebük Gazvesi ile alakalı olarak nazil olmuş ayetler arasında zikreder.1466 Vâkıdî'nin

nakli ile bu ayetten Tevbe sûresinin sonuna kadar, Tebük Gazvesi ile ilgili olarak nazil

1457 Zemahşerî, Keşşâf, III, 8. 1458 Zemahşerî, Keşşâf, III, 10. Tevbe sûresinin başında besmele bulunmaması ile ilgili farklı görüşler

için bkz. Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VII, 269-270; Ateş, Tefsir, IV, 25-26; Kur'an Yolu, II, 717-718;

Bekir Topaloğlu, "Tevbe Sûresi", DİA, Ankara, 2011, XL, 586; Özaktan, Siyerin Tefsirdeki Yeri, s.

177-179. 1459 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XV, 223. 1460 Topaloğlu, "Tevbe Sûresi", s. 585 1461 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 543-554; Vâkıdî, Megâzî, III, 1076-1078; Halife, Târihu Halife b.

Hayyât, s. 118; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 292-293. 1462 İbn İshâk, Sîre, s. 80. 1463 Câbirî, Fehmü'l-Kur'an, III, 521; Mevdûdî, Tefhim, II, 191-192; Topaloğlu, "Tevbe Sûresi", s. 586-

587; Özaktan, Siyerin Tefsirdeki Yeri, s. 145. 1464 Yiğit, "Tebük Gazvesi", s. 228. 1465 Tevbe 9/38. 1466 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 549.

Page 209: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

198

olmuştur.1467 Hz. Peygamber, çok sıcakta, insanların maddi sıkıntı çektiği, mahsullerin

hasat edileceği ve gölgelerin çok hoş geldiği bir zamanda sefere çıkmak istediği için,

insanlar ağırdan almışlardır.1468

Müfessirler de bu ayetin Tebük gazvesinden geri kalanları kınamak için

indirildiğini söylemişlerdir. Hz. Peygamber Huneyn ve Taif savaşlarından döndükten

sonra hicretin 9. yılında Rumlar ile cihat etmek için seferberlik ilan etmişti. Hz.

Peygamber sefere çıkmaya niyetlendiği vakit, gitmek istediği tarafı gizli tutar, farklı bir

yöne doğru çıkıyormuş izlenimi verirdi. Müslümanlar hazırlıklarını tam ve düzgün

biçimde yapsınlar diye, bu defa hedefini gizlemedi. Fakat sefere çıkmak için en zor

zamanlardan biriydi. Genel bir kuraklık söz konusuydu, çok şiddetli sıcaklar vardı.

Hurma ve diğer meyveler olgunlaşmış, hasat zamanı gelmişti. İnsanlara gölgenin hoş

geldiği bir mevsimdi. Ayrıca varılacak mevki çok uzaktı ve düşmanlar kalabalık ve

güçlüydü. Bütün bu sebeplerden dolayı sefere çıkmak insanlara çok ağır geliyordu.

Allah bu konuda ağır davranmaları sebebiyle insanları böyle ihtar etmektedir.1469

Bu nedenle Allah "Eğer Allah, yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir

azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir

zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir"1470 ayeti ile sefere çıkmayı

ağırdan alanları, Hz. Peygamber ile çıkmaları konusunda uyarmıştır.1471 İbn Hişâm, İbn

İshâk'tan naklederek, Tevbe sûresinin 38 ve 39. ayetlerini Tebük gazvesi ile alakalı

olarak nazil olmuş ayetler arasında zikreder.1472 Tefsir literatürüne göre ayetteki "elem

dolu bir azap" ibaresiyle dikkat çekilen azap, Allah'ın sefere katılmayan Arap

kabilelerinden yağmuru kesmesi ile tahakkuk etmiştir.1473 Fakat siyer kaynaklarında bu

ayetle ilişkili olarak böyle bir malumat verilmez.

Bu hususla ilgili olarak zikredilen ayetlerden birisi de şudur: "Eğer siz ona

(Peygamber’e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kişiden biri

olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar

1467 Vâkıdî, Megâzî, III, 1060. 1468 Vâkıdî, Megâzî, III, 1022, 1060. 1469 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 250-251; Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 133-134; Zemahşerî, Keşşâf, III, 82;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 60-62. 1470 Tevbe 9/39. 1471 Vâkıdî, Megâzî, III, 1022, 1060. 1472 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 549. 1473 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 134-135; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 63; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3500.

Page 210: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

199

mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, “Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber”

diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini

görmediğiniz birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü

alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet

sahibidir"1474 İbn Hişâm bu ayeti, Tebük gazvesi münasebetiyle nazil olan ayetler

arasında verir.1475 Vâkıdî bu ayetin, ilk cümlesi ile Evs ve Hazrec'ten olan münafıklara

hitap edildiğini ifade eder. Devamında ise Hz. Peygamber ve Ebû Bekir'in hicretini

anlattığını ve Allah'ın sonunda tevhidi, şirke galip kıldığını söyler.1476

Yine, "Gerek hafif, gerekse ağırlıklı, hepiniz istisnasız savaşa çıkın, mallarınızla

canlarınızla Allah yolunda cihad ediniz! Eğer bilir takımındansanız, bu sizin için

hayırdır"1477 ayetinde geçen "hifaf" ve "sikal" ifadeleri, Vâkıdî tarafından, "Gönüllü

veya gönülsüz" ya da "Gençler veya yaşlılar" şeklinde tefsir edilmektedir.1478

Müfessirler bu ifadelerin anlamı konusunda, "genç ve yaşlılar", "meşguliyeti bulunan ve

meşguliyeti bulunmayan", "zengin ve fakir", "gücü kuvveti yerinde olan ve olmayan",

"binekli ve yaya", "ağır mühimmat ve teçhizat ile ve hafif teçhizat ile" olmak üzere

farklı görüşler serdetmişlerdir.1479 Taberî bütün bu görüşleri birleştirir ve der ki, "Cihat

etmek kendisine hafif ve kolay gelen ile cihat etmek kendisine ağır ve zor gelen bütün

müminlere, cihada katılmak gerektiği beyan edilmiştir."1480

5.1.2. Münafıkların İzin İstemeleri

Daha sonra sûrede, sefere katılmamak için izin isteyen münafıklar ve onların

bahanelerinden bahsedilmiştir. "Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk

olsaydı, (sefere katılmayan münafıklar da) mutlaka sana uyarlardı. Fakat meşakkatli

yol, onlara uzak geldi. Gerçi onlar, “Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber

çıkardık” diye Allah’a yemin edeceklerdir. Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar.

1474 Tevbe 9/40. 1475 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 549. 1476 Vâkıdî, Megâzî, III, 1061. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 135-137; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-

Kur'ân, VI, 362-364; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 64-65; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VII, 341-343. 1477 Tevbe 9/41. Bu ayetin meali, Elmalılı Hamdi Yazır'ın tercümesinden iktibas edilmiştir. 1478 Vâkıdî, Megâzî, III, 1022, 1061. 1479 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 137-140; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 365; Zemahşerî, Keşşâf, III, 86;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 72; Şimşek, Tefsir, II, 451; Ateş, Tefsir, IV, 83. 1480 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 137-140. Ayrıca bkz. Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 365; Derveze,

Tefsîru'l-Hadîs, VII, 337; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 340; Kur'an Yolu, III, 14; Abdulfettah el-

Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s. 184.

Page 211: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

200

Allah, biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar"1481 ayeti, incelemiş olduğumuz

kaynaklardan, İbn Hişâm ve Vâkıdî'de yer almıştır. İbn Hişâm bu ayeti zikretmekle

yetinmiştir.1482 Vâkıdî ise ayeti tefsir sadedinde şunları söyler: "Eğer yakın bir yerde bir

ganimet olsaydı ve yolculuk da kolay olsaydı, sıkıntılı ya da hasta oldukları bahanesiyle

münafıklar geri kalmazdı. Fakat gidilecek yer uzak ve yolculuk meşakkatli idi. Allah

onların hasta olmadıklarını, yalan söylediklerini bilmektedir."1483 Müfessirlere göre de

bu ayet, Tebük seferine katılmayan münafıklar hakkındadır.1484

Bu hususla ilgili olarak görülen, "Allah, seni affetsin! Doğru söyleyenler sana

iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar beklemeden niçin onlara izin verdin?"1485

ayetine de, yine müelliflerimizden İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından yer verilmiştir. İbn

Hişâm bu ayeti İbn İshâk'tan aktarmak suretiyle Tebük Gazvesi ile alakalı olan ayetler

arasında, herhangi bir açıklama yapmaksızın zikreder.1486 Vâkıdî ise, münafıkların

çeşitli bahaneler ileri sürerek seferden geri kalmaları için sundukları izin taleplerinin,

Hz. Peygamber tarafından kabul edildiğini ve Allah'ın bu ayetle, kimin doğru sözlü

kimin ise yalancı olduğunun belli olması için onları neden yolculukla imtihan etmediği

konusunda Hz. Peygamber'i uyardığını vurgular.1487 Tefsir kaynaklarında bu ayetin

"Muhammed'den sefere katılmamak için izin isteyin. Eğer izin verirse sefere katılmayın,

burada oturun. Eğer izin vermezse yine burada oturun ve sefere katılmayın" diyenler

hakkında indiği nakledilir.1488

"Allah’a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten

geri kalmak için senden izin istemezler. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları çok

iyi bilendir." "Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp

kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler senden izin isterler."1489 Vâkıdî,

1481 Tevbe 9/42. 1482 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 549. 1483 Vâkıdî, Megâzî, III, 1023, 1061. 1484 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 141; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 366; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-

Kur'ân, VIII, 246-247; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3505. 1485 Tevbe 9/43. 1486 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 549. 1487 Vâkıdî, Megâzî, III, 1023, 1062. 1488 İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3506. 1489 Tevbe 9/44-45.

Page 212: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

201

bu ayetlerin, mallarını Tebük Gazvesi için harcayan müminlerden ve şüphe içinde olan

münafıklardan bahsettiğini bildirmiştir.1490

"Onlar eğer savaşa çıkmak isteselerdi, elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı.

Fakat Allah onların harekete geçmelerini istemedi de onları geri bıraktı ve onlara,

“Oturun, oturan âcizlerle beraber” denildi"1491 Vâkıdî'nin açıklamalarına göre, o

münafıklar, beden gücü ve mal bakımından sefere güç yetirebilecek durumdaydılar.

Fakat Allah onların sefere çıkmalarını istemedi ve onları kadın ve çocuklarla beraber

oturanlar konumuna düşürdü.1492

Münafıkların geri kalmasına üzülen Hz. Peygamber'i teselli etmek üzere1493

"Eğer onlar da sizin içinizde (sefere) çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları

olmayacak ve sizi fitneye düşürmek için aranızda koşuşturacaklardı. Aranızda onları

dinleyecek kişiler de vardı. Allah, zalimleri hakkıyla bilendir"1494 ayeti nazil olmuştur.

İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan rivayet ettiğine göre, sefere katılmamak için Hz.

Peygamber'den izin isteyenler arasında Abdullah b. Übey b. Selûl ve Ced b. Kays gibi

kimseler vardı. Bunlar kendi kabilelerinin eşrafındandı. Allah onları sefere çıkmaktan

geri koydu. Çünkü onlar çıksalardı, Müslümanlar arasında fitne çıkarırlardı.

Müslümanlar arasında onlara saygı duyanlar ve sözlerini dinleyenler de vardı.1495

Vâkıdî ise sefere çıkacak olup da çıkmayanların İbn Übey, Abdullah b. Nebtel ve Ced b.

Kays olduğunu, eğer çıksalardı fitneden ve zarardan başka bir şey getirmeyeceklerini,

iki binek arasına girip fitne düşürünceye kadar çabalayacaklarını ifade eder. "Aranızda

onları dinleyecek kişiler de vardı" ifadesini ise, Müslümanların içinde, münafıkların

reisine haber taşıyanların da olduğunu söyleyerek izah eder.1496

Yine konu ile alakalı olarak görülen "Andolsun bunlar daha önce de fitne

çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve

onlar istemedikleri halde, Allah'ın dini galip geldi"1497 ayeti müelliflerimizden İbn

İshâk, İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî tarafından incelenmiştir. İbn Hişâm bu ayeti Tebük

1490 Vâkıdî, Megâzî, III, 1023, 1062. Ayrıca bkz. Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 368. 1491 Tevbe 9/46. 1492 Vâkıdî, Megâzî, III, 1062. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf, III, 94. 1493 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 252; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VII, 346; Şimşek, Tefsir, II, 455 1494 Tevbe 9/47. 1495 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 550; Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 146; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3508

(İbn İshâk'tan naklen). 1496 Vâkıdî, Megâzî, III, 1062. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 146. 1497 Tevbe 9/48.

Page 213: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

202

Gazvesi başlığı altında zikretmektedir.1498 Vâkıdî, münafıkların, Tebük seferine

çıkılmadan önce de fitne çıkarmak için çabaladıklarını; onların istemediği şeyin, Hz.

Peygamber ve Müslümanların bu sefere çıkması olduğunu söylemiştir.1499 Taberî ise, bu

ayetin münafıklar hakkında indirilmiş olduğunu nakletmiştir.1500 İbn İshâk ise bu ayet

hakkında şu rivayeti nakleder: Hz. Peygamber sefere çıkma talimatı verdiğinde

ordugâhını Veda tepeleri üzerine kurdu. Abdullah b. Übey de daha aşağıda ordugâh

kurdu ki onun ordugâhında toplananların sayısı, Hz. Peygamber'in ordugâhında

toplananlardan daha az değildi. Sonra Hz. Peygamber hareket emri verdi ve yola çıktı.

İbn Übey ise münafık yandaşları ile beraber geride kaldı. İşte bu ayet İbn Übey,

Abdullah b. Nebtel ve Rifâa b. Yezid gibi münafıklar hakkında nazil olmuştur.1501

Bu hususla ilgili olarak zikredilern diğer bir ayet de şöyledir: "Onlardan "Bana

izin ver, beni fitneye (isyana) sevk etme" diyenler de vardır. Bilesiniz ki onlar (böyle

diyerek) fitnenin ta içine düştüler. Şüphesiz ki cehennem, kâfirleri elbette

kuşatacaktır."1502 İbn Hişâm ve İbn Sa'd'ın naklettiğine göre bu sözü söyleyen Seleme

oğullarından Ced b. Kays'tır. Hz. Peygamber onu Rumlarla savaşa çağırdığı zaman

bunu söylemiştir.1503 İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî'nin eserlerinde, bu ayetin sebeb-i

nüzûlü ayrıntılı bir şekilde şöyle rivayet edilmiştir: Sefere çıkacağı zaman gideceği

yönü gizlemesi, Hz. Peygamber'in âdeti idi. Fakat Tebük'e çıkarken, gidecekleri

bölgenin uzak olması, havanın sıcak olması, kıtlık, düşmanın çokluğu ve güçlü olması

sebebiyle, gidilecek yeri açıkça söylemişti. Fakat insanlar isteksiz bir şekilde hazırlık

yapmaya başladılar. Hz. Peygamber, hazırlıkların sürdüğü bir sırada Ced b. Kays'a, "Ey

Ced! Beni Asfar (sarışınlar) ile savaşmayı istemez misin?" diye sordu. Ced, "Ey Allah'ın

Peygamberi! Beni fitnenin içine sokma, bu sefere gitmemek için bana izin ver. Benim

kadınlara çok düşkün olduğumu herkes bilir. Sarışın kadınları gördüğümde, sabrımın

zorlanacağından endişe etmekteyim." dedi. Hz. Muhammed de onun seferden geri

durmasına izin verdi. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu. Ayete göre o kişi, sarışın

kadınları görünce fitneye düşmekten korktuğunu söylemiştir, fakat sefere çıkmayıp

1498 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 550. 1499 Vâkıdî, Megâzî, III, 1023, 1063. 1500 Taberî, Tarih, III, 103. 1501 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 147-148 (İbn İshâk'tan naklen); Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 360.

Benzer bir rivayet için bkz. Vâkıdî, Megâzî, III, 995. 1502 Tevbe 9/49. 1503 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 550; İbn Sa'd, Tabakât, III, 529. Ayrıca bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-

Eşrâf, I, 325.

Page 214: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

203

geride kaldığında zaten fitneye düşmüştür.1504 Ayrıca Vâkıdî, bu ayet nazil olduktan

sonra Ced'in oğlu Abdullah'ın, babasına, "Ben senin hakkında bir ayetin inmesinden

korktuğumu söylemiştim" dediğini nakleder.1505

Vâkıdî, 50, 51, 52, 53, 54 ve 55. ayetleri de münafıklar ile alakalı olarak, kısa

izahlarla zikretmektedir.1506

Tevbe sûresinin 81. ayeti de konuyla ilgili olarak zikredilmektedir: "Allah'ın

Rasulüne karşı gelerek (sefere çıkmayıp) geri bırakılanlar, oturup kalmalarına

sevindiler. Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihat etmek hoşlarına gitmedi ve "Bu

sıcakta sefere çıkmayın" dediler. De ki: Cehennemin ateşi daha sıcaktır. Keşke

anlasalardı."1507 İbn Hişâm, bu ayeti, bir sonraki ayet olan 82. ayet ile birlikte,

zikreder.1508 Taberî'ye göre bu ayet, münafıklardan bazılarının, Müslümanları cihattan

alıkoymak ve onların arasına fitne tohumları ekmek amacıyla, "Bu sıcakta sefere

çıkmayın" demiş olmaları ile alakalıdır.1509 Vâkıdî de 82. ayet ile birlikte zikreder ve bu

ayette bahsedilen kişinin Ced b. Kays olduğunu nakleder.1510

Ayrıca Tebük Gazvesi ile ilgili olarak, "Eğer (bundan böyle) Allah seni

onlardan bir zümrenin yanına döndürür de, onlar (sefere) çıkmak için senden izin

isterlerse, de ki: Artık siz benimle birlikte ebediyen çıkmayacak ve benimle birlikte

hiçbir düşmanla asla savaşmayacaksınız. Çünkü siz baştan yerinizde oturup kalmaya

razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla birlikte oturun"1511 ayetine de yer verilir. Vâkıdî

mezkûr ayeti, "Yani Tebük'ten döndükten sonra, başka bir sefere çıkacağında, onlar da

seninle çıkmak isterse kabul etme. Çünkü onlar Tebük'te çıkmayarak, kadın ve

çocuklarla birlikte oturmaya razı oldular" ifadeleri ile tekit etmiştir.1512 Müfessirlerden

1504 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 516; Vâkıdî, Megâzî, III, 993, 1024, 1063; Taberî, Tarih, III, 101.

Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 148-149; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 373-374;

Zemahşerî, Keşşâf, III, 98; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3510. 1505 Vâkıdî, Megâzî, III, 993. 1506 Vâkıdî, Megâzî, III, 1024, 1063-1064. 1507 Tevbe 9/81. 1508 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 517, 552. 1509 Taberî, III, 102. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 200-201. 1510 Vâkıdî, Megâzî, III, 993, 1069. 1511 Tevbe 9/83. 1512 Vâkıdî, Megâzî, III, 1070.

Page 215: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

204

bazıları, "geride kalanlar" ifadesi ile münafıkların; bazıları ise kadınların kastedildiğini

söylemişlerdir.1513

Bu hususla ilgilş olarak, "Allah’a iman edin ve Resûlü ile birlikte cihat edin”

diye bir sûre indirildiğinde, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve

“Bizi bırak da oturup kalanlarla birlikte olalım” dediler"1514 ayetine de yer verilmiştir.

İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan aktardığına göre İbn Übey de ayette bahsedilenlerden

biridir.1515 Vâkıdî ise bu ayeti, 87. ayetle birlikte zikreder ve ayette bahsedilenin Ced b.

Kays olduğunu belirtir.1516

"Bedevilerden (mazeretleri olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin

diye geldiler. Allah ve Rasul’üne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. Onlardan kâfir

olanlara elem verici bir azap erişecektir."1517 İbn Hişâm, 88, 89 ve 90. ayetlerde

bahsedilen mazeret beyan eden kimselerin Gıfaroğullarından bazı kişiler olduğunu1518,

Vâkıdî ise Gıfaroğullarından 81 kişi olduğunu nakletmişlerdir.1519 Bunlar, Hz.

Peygamber'e gelip, çeşitli bahanelerle sefere çıkamayacaklarını söylemişlerdir.1520

5.1.3. Münafıkların İç Dünyaları ve Dışa Yansıyanlar

Bu sûrenin en önemli özelliklerinden birisi, münafıkların gizli emelleri, niyetleri

ve buna yönelik tutumlarını açıkça dile getirmesidir: "Kesinlikle sizden olduklarına dair

Allah’a yemin ederler. Oysa onlar sizden değillerdir. Fakat onlar korkudan ödleri

patlayan bir topluluktur."1521 Vâkıdî'nin bu ayetle ilgili olarak aktardığına göre,

Abdullah b. Übey ve Ced b. Kays gibi münafıkların ileri gelenleri, Hz. Peygamber'in

yanına geldiklerinde, yemin ederek onunla beraber olduklarını söylüyorlar, onun

yanından çıkınca da yeminlerini bozuyorlardı.1522

Bu hususla ilgili olarak yer verilen ayetlerden birisi de şudur: "Eğer sığınacak

bir yer veya (gizlenecek) mağaralar yahut girilecek bir delik bulsalardı, hemen koşarak

1513 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 203-204; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 425; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb,

XVI, 153-155; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3588. 1514 Tevbe 9/86. 1515 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 552. 1516 Vâkıdî, Megâzî, III, 1070. 1517 Tevbe 9/90. 1518 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 553. 1519 Vâkıdî, Megâzî, III, 1070. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf, III, 158. 1520 Vâkıdî, Megâzî, III, 995; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 274. 1521 Tevbe 9/56. 1522 Vâkıdî, Megâzî, III, 1064.

Page 216: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

205

oraya kaçarlardı."1523 İbn Hişâm bu ayeti 58. ayetle birlikte zikreder.1524 Vâkıdî ise

ayette, münafıkların eğer ikram görebilecekleri bir kavim bulmuş olsalardı,

Müslümanların yanından kaçıp oraya gitmek isteyeceklerinin beyan edildiğini

söyler.1525

Yine, "İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine

ondan bir pay verilirse, hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse,

hemen kızarlar"1526 ayeti de Tebük Gazvesi ile ilgili olarak zikredilmektedir. İbn Hişâm,

İbn İshâk'tan nakletmek suretiyle ayet ile ilgili olarak, münafıkların rızalarının da

memnuniyetsizliklerinin de daima dünyalık şeyler için olduğu izahını getirir.1527 Vâkıdî,

bu ayetin Sa'lebe b. Hâtıb hakkında indirildiğini belirtir. O, "Muhammed istediklerine

zekât veriyor" diyordu. Bir defasında kendisine de verilince hoşuna gitti. Fakat bir

başka zaman verilmeyince de sinirlendi.1528

Müfessir Vâhidî'nin naklettiği bir rivayete göre ise bu ayet Hurkus b. Züheyr

Zu'l-Huveysira isimli şahıs hakkında nazil olmuştur. Bu kişi, ganimetleri taksim

ederken Hz. Peygamber'e adaletli olmasını söylemiş, Hz. Peygamber de "Yazıklar

olsun, ben adaletli değilsem başka kim adaletli olabilir?" diye sitem etmiştir.1529 Bu olay

muhtemelen, Ci'rane'de Huneyn ganimetlerini dağıtırken yaşanan hadisedir. Nitekim bu

ayetin Huneyn ganimetlerinin taksimi esnasında ismi geçen münafığın Hz. Peygamber'e

"Adil ol" demesi üzerine nazil olduğu şeklinde bir rivayet bulunmaktadır.1530 Fakat ayet

ganimetlerin taksimi konusunda değil, sadakaların dağıtılması konusunda Hz.

Peygamber'e dil uzatıldığını beyan etmektedir. Bu nedenle müfessirlerin naklettikleri bu

rivayetin, ayetin nüzûl sebebi olması uzak bir ihtimaldir.1531 Burada siyer müelliflerine

ait açıklamaların daha tercih edilebilir oldukları kanaatindeyiz.

Konu ile ilgili olarak zikredilen başka bir ayet de şudur: "Eğer onlar Allah ve

Rasulünün kendilerine verdiğine razı olup, “Bize Allah yeter. Lütuf ve ihsanıyla Allah

ve Resûlü ileride bize yine verir. Biz yalnız Allah’a rağbet eder (O’nun ihsanını

1523 Tevbe 9/57. 1524 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 550. 1525 Vâkıdî, Megâzî, III, 1064. 1526 Tevbe 9/58. 1527 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 550. 1528 Vâkıdî, Megâzî, III, 1065. 1529 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 253; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 99-102; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3514. 1530 Buhârî, Megâzî, 61; Müslim, Zekât, 142; Tirmizi, Zekât, 79; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3515. 1531 Ateş, Tefsir, IV, 95; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 366.

Page 217: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

206

ister)iz” deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu."1532 Vâkıdî'nin izahına göre, Hz.

Peygamber onlara vermediğinde veya az verdiğinde kızmasalardı, "Bize Allah rızık

verecektir. Resûlullah'a bir mal gelirse de zaten bize verecektir" deselerdi daha hayırlı

olurdu.1533

Zekatın sarf yerlerini açıklayan ayet de, Tebük Gazvesi başlığı altında zikredilen

ayetlerden birisidir: "Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirler,

düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlarla

(özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda

kalmış yolcular içindir."1534 İbn Hişâm, Tebük Gazvesi ile ilgili ayetlerle birlikte

zikretmiş olduğu bu ayette, sadakaların/zekâtın kimlere ait olduğunun açıklandığını, İbn

İshâk'tan aktarmak suretiyle belirtir.1535 Vâkıdî'nin ayet hakkında rivayet ettiğine göre

ise, birisi Hz. Peygamber'den zekâttan pay vermesini istemiş, Hz. Peygamber de ona

şöyle demiştir: "Allah zekâtı sekize taksim etmeden ne kendisine yakın olan bir meleğe

ne de gönderdiği bir peygambere bırakmıştır. Eğer bu sekiz sınıftan birine dâhil isen

sana verebilirim. Bunun dışında zekât, baş ve karın ağrısıdır."1536

Ayrıca, "Yine onlardan peygamberi inciten ve “O (her söyleneni dinleyen) bir

kulaktır” diyen kimseler de vardır. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah’a

inanır, müminlere inanır (güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir.

Allah’ın Resûlü'nü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır. Sizi razı etmek için,

Allah’a yemin ederler. Eğer gerçekten mümin iseler (bilsinler ki), Allah ve Resûlü’nü

razı etmeleri daha önceliklidir"1537 ayetleri de, bu başlık altında zikredilenler

arasındadır. İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan aktardığına göre bu ayetler Amr b. Avf

oğullarından Nebtel b. Haris hakkında inmiştir. O, "Muhammed bir kulaktır1538 ki, birisi

ona bir şey söylerse inanır" demişti. Allah da Hz. Peygamber'in hayır kulağı olduğunu,

1532 Tevbe 9/59. 1533 Vâkıdî, Megâzî, III, 1065. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 157; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3515. 1534 Tevbe 9/60. 1535 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 550. 1536 Vâkıdî, Megâzî, III, 1065. 1537 Tevbe 9/61-62. 1538 " el-Üzün, her duyduğu şeyi onaylayan, herkesin sözünü kabul eden kişi demektir. Bu tür kimselerin,

duyma organı olan kulak ismiyle isimlendirilmesinin sebebi, sanki o kişinin tamamen işiten bir

kulaktan ibaret olması sebebiyledir." Zemahşerî, Keşşâf, III, 116. "Üzün" kelimesi her özür dileyen

kişinin özrünü kabul eden demektir. Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 396. Münafıkların Hz.

Peygamber'in vahiy almasına inanmamaları sebebiyle, onun bir takım sesler duyduğu ve aslı

olmayan bu seslere inandığı için "üzün" dedikleri de ifade edilmiştir. Bayraklı, Kur'an Tefsiri, VIII,

249.

Page 218: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

207

hayrı dinleyip tasdik ettiğini söylemiştir.1539 Vâkıdî, bu ayette bahsedilen kişinin adını

Abdullah b. Nebtel olarak zikreder. Abdullah b. Nebtel, Peygamber'e gelip o sözleri

söylemediğine dair yemin etmiştir. 63. ayet de Abdullah b. Nebtel hakkında nazil

olmuştur.1540

Müfessirler bu ayet hakkında birbirine benzer sebeb-i nüzûl rivayetleri

nakletmişlerdir. Bunlardan birine göre, Cülas b. Süveyd, Rifâa b. Abdülmünzir ve

Vedia b. Sabit'in içlerinde bulunduğu bir grup münafık, Hz. Peygamber hakkında ona

yakışmayacak şeyler söylüyorlardı. İçlerinden biri, "Böyle söylemeyin, sonra kulağına

gider de sıkıntıya giren biz oluruz" dedi. Cülas b. Süveyd de, "Muhammed işiten bir

kulaktır, ne işitirse ona inanır. Burada böyle konuşuruz, onun yanında ise başka türlü

konuşuruz. O bize inanır ve bizi tasdik eder" dedi ve Allah bunun üzerine bu ayetleri

indirdi.1541 Görüldüğü üzere rivayetler benzer, isimler farklıdır.

Tefsir kaynakları, 62. ayetin nüzûl sebebi ile ilgili olarak şöyle bir rivayete daha

yer verirler: Münafıklardan biri, "Bizim ileri gelenlerimiz ve en şereflilerimiz,

Muhammed'in sözlerine göre eşeklerden daha kötülerdir" demişti. Bunu duyan bir

Müslüman, duyduklarını gelip Hz. Peygamber'e anlattı. Hz. Peygamber de o münafığı

çağırdı ve neden böyle söylediğini sordu. Münafık, böyle bir söz söylemediğine dair

yemin etmeye başladı. İşte ayet bu hadise üzerine nazil olmuştur.1542

Bu hususla alakalı olarak yer verilen ayetlerden birisi de şöyledir: "Münafıklar,

kalplerinde olan şeyleri, yüzlerine karşı açıkça haber verecek bir sûrenin üzerlerine

indirilmesinden çekinirler. De ki: Siz alay ede durun. Allah çekindiğiniz o şeyi ortaya

çıkaracaktır." "Şayet kendilerine (niçin alay ettiklerini) sorsan, "Biz sadece lafa

dalmıştık ve aramızda eğleniyorduk" derler. De ki: Allah'la, O'nun ayetleriyle ve

peygamberiyle mi eğleniyordunuz?"1543 İbn Hişâm, Vâkıdî ve Taberî, bu ayet hakkında

şu rivayeti aktarmışlardır: Vedi'a b. Sabit ve Mahşiyy b. Humeyyir gibi münafıklardan

oluşan bir topluluk, Tebük seferinde iken, birbirlerine, "Beni Asfar'la savaşmak,

diğerleriyle savaşmak gibi midir? Vallahi sizin yarın zincirlere vurulmuş halinizi görür

gibiyiz" diyorlardı. Müslümanları korkutmak, onların cesaretini kırmak ve Müslümanlar

1539 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 550. 1540 Vâkıdî, Megâzî, III, 1066. 1541 Vâhıdî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 254; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 118-119. 1542 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 170; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 398; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3561. 1543 Tevbe 9/64-65.

Page 219: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

208

arasında fitne meydana getirmek amacıyla bu sözleri söylemekteydiler. Sonra Mahşiyy,

"Bu sözlerimizden dolayı hakkımızda vahiy inmesinden korkuyorum. Bu durumda

yüzer kamçıya mahkûm edilmemizi tercih ederdim" dedi. Daha sonra Resûlullah,

Ammar b. Yasir'i gönderdi ve "Şu kimselere git ve ne konuştuklarını sor. İnkâr

ederlerse, şu sözleri söylediniz diyerek ne konuştuklarını haber ver" dedi. Ammar

onların yanına gitti ve Resûlullah'ın söylediklerini haber verdi. Bunun üzerine onlar, af

dilemek için Resûlullah'ın yanına geldiler ve "Biz lafa dalmıştık, aramızda

eğleniyorduk" dediler. Bu ayet, bu hadise ile alakalı olarak nazil olmuştur.1544 Vâkıdî,

"Münafıklar Kur'ân'ın ve İslam'ın batıl olduğunu söylüyorlardı fakat Peygamber'e bir

şey nazil olduğunda, inen ayetlerin kendileri hakkında olmasından da büyük korku

duyuyorlardı" demektedir.1545 Müfessirler bu ayet hakkında benzer rivayetleri, farklı

isimler zikrederek nakletmişlerdir.1546

Bu ayetin de yukarıda, 65. ayetle ilgili olarak nakledilen rivayetle alakalı olduğu

ifade edilmiştir: "Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman ettikten sonra

küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden (tövbe eden) bir zümreyi affetsek bile, suçlarında

ısrar etmeleri sebebiyle, diğer bir zümreye azap edeceğiz."1547 İbn Hişâm ve Vâkıdî,

rivayet edilen hadiseden sonra, özür dileyenin Vedia b. Sabit olduğunu, affedilenin de

Mahşiyy b. Humeyyir olduğunu naklederler.1548 Vâkıdî, başka bir yerde, benzer bir

rivayeti nakleder ve bu husus hakkında 65 ve 66. ayetlerin indiğini ifade eder.

Vâkıdî'nin naklettiği bu rivayette, bahsedilen münafıkların isimleri farklı

zikredilmiştir.1549

Vâkıdî, münafıklarla alakalı olarak indiğini belirttiği Tevbe sûresinin 67, 68, 69,

71 ve 73. ayetlerini, kısa açıklamalarla zikretmiştir.1550

Ayrıca, "Bir şey söylemediklerine dair Allah’a yemin ediyorlar. Hâlbuki o küfür

sözünü söylediler ve (sözde) Müslüman olduktan sonra inkâr ettiler. Ayrıca

başaramadıkları şeye (peygamberi öldürmeye) de yeltendiler. Sırf, Allah ve Resûlü

1544 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 525, 551 (İbn Hişâm bu rivayetle alakalı olarak sadece 65. ayeti

zikretmiştir.); Vâkıdî, Megâzî, III, 1066-1067; Taberî, Tarih, III, 108; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3562

(İbn İshâk'tan naklen). 1545 Vâkıdî, Megâzî, III, 1066. Ayrıca bkz. Mevdûdî, Tefhim, II, 246 1546 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 255-256; Zemahşerî, Keşşâf, III, 124. 1547 Tevbe 9/66. 1548 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 551; Vâkıdî, Megâzî, III, 1066-1067. 1549 Vâkıdî, Megâzî, III, 1004, 1066-1067. 1550 Vâkıdî, Megâzî, III, 1067-1068.

Page 220: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

209

kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse,

kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse, Allah onları dünyada ve ahirette elem

dolu bir azaba çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost, ne de bir

yardımcı vardır"1551 ayetine de yer verilmektedir. İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin aktardığına

göre, münafıklardan Cülas b. Süveyd, "Eğer Muhammed doğru ise biz eşeklerden daha

kötüyüz" demişti. Fakat daha sonra Hz. Peygamber'e gelip, böyle bir şey söylemediğine

dair yemin etti. Ayet bu hadise hakkındadır.1552 İbn Hişâm, İbn İshâk'tan aktararak,

ayette bahsedilenin Cülas b. Samit olduğunu ifade eder ve bu ayeti 73. ayetle birlikte

zikreder.1553 Vâkıdî, bir başka yerde bu ayette Vedi'a b. Sabit'in kastedildiğini söyler.1554

Tefsir kaynaklarından bu ayet hakkında farklı rivayetler nakledilir. Bu

rivayetlerin birine göre, Tebük seferi sırasında biri Cüheyne diğeri de Gıfar'dan iki kişi

tartışıp kavga etmeye başlamışlardı. Bu durumu gören Abdullah b. Übey, "Evs oğulları!

Kardeşinize yardım etmeyecek misiniz? Vallahi Medine'ye dönünce içimizden daha

aziz ve güçlü olan, daha zelil olanı oradan çıkaracaktır" dedi. Müslümanlardan birisi

tarafından, bu hadise kendisine haber verilen Hz. Peygamber, neden böyle sözler

söylediğini sormuş, İbn Übey de böyle şeyler söylemediğine dair yemin etmiştir.1555

Katade'nin nakletmiş olduğu bu rivayet muhtemelen, Mustalıkoğulları gazvesinde

meydana gelen olayla karıştırılmıştır. Cüheyneli ile Gıfarlı adamların kavgası, İbn

Übey'in olaya müdahil olması ve "Medine'ye dönünce aziz olan zelil olanı çıkaracaktır"

şeklinde sözler söylemesi, hicretin 5. senesinde yapılan Mustalık oğulları seferinde1556

meydana gelmiştir.1557 Hatta bu seferde meydana gelen olaylar üzerine Münâfikûn

sûresi indirilmiştir.1558 Çetiner'e göre bu rivayette Mustalıkoğulları yerine yanlışlıkla

Tebük Gazvesi denilmiş veya Tebük seferinde de benzer olaylar yaşanmış, bir münafık

benzer sözler söylemiş ve bu sözler yanlışlıkla İbn Übey'e atfedilmiştir. Bu sözleri

1551 Tevbe 9/74. 1552 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 551; Vâkıdî, Megâzî, III, 1004. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf,

III, 136; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 139. 1553 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 551. Bahsedilen kişinin tam ismi Cülas b. Süveyd b. Samit'tir.

Rivayetlerde Cülas b. Süveyd ve Cülas b. Samit olarak zikredilen isimler, aynı kişi için

kullanılmıştır. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, III, 1003. 1554 Vâkıdî, Megâzî, III, 1068. 1555 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 186; Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 256-257; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI,

139; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3572-3573. 1556 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 289-296; Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 423-425; Halife, Târihu

Halife b. Hayyât, 105-106; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 193; Köksal, İslam Tarihi, V, 35-52. 1557 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 290-292; Köksal, İslam Tarihi, V, 42-43. 1558 Ateş, Tefsir, IV, 114; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 460-461.

Page 221: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

210

söyleyen İbn Übey olamaz çünkü o, Tebük seferinden geri kalan münafıklar

arasındadır.1559 Bu nedenle ayet İbn Übey hakkında değil, başka bir münafık hakkında

nazil olmuş olmalıdır.1560 İbn Kesîr ise bu olayın Mustalıkoğulları seferinde vuku

bulduğunu, râvinin vehmederek bu ayet ile ilişkilendirdiğini, muhtemelen başka bir ayet

zikretmek isteyip hataya düştüğünü söylemiştir.1561

Vâkıdî, ayette geçen "başaramadıkları şey" ifadesi ile kastedilenin, sefer

sırasında Hz. Peygamber'i öldürmek için kurdukları plan olduğunu söyler. Münafıklar,

Tebük'ten dönüş yolunda, "Döndüğümüzde krallık tacını İbn Übey'in başına takacağız"

demişler ve dar bir geçitte Resûlullah'a tuzak kurmuşlardı.1562 "Başaramayacakları iş"

ifadesi hakkında da müfessirler, Hz. Peygamber'e düzenlenen suikast girişiminden

bahseden rivayeti nakletmişlerdir: Bir grup münafık Hz. Peygamber'i öldürmeyi

planlamışlar ve bunun için de fırsat kollamaya başlamışlardı. Bir gece dar bir geçitten

geçerken planlarını uygulayabileceklerini düşünmüşler, Hz. Peygamber'i bineğinden

itmeye ve geçidin bir tarafındaki uçuruma düşürmeye niyetlenmişlerdi. Hz.

Peygamber'in hemen arkasında bulunan Huzeyfe b. Yeman, münafıkları görmüş ve

onları uzaklaştırmak suretiyle bu girişimin başarısız olmasını sağlamıştır.1563 Râzî'de

geçen bir rivayete göre ise, Tebük dönüşü on iki münafık Hz. Peygamber'i öldürmeye

niyetlenmiş ve bir gece yüzlerine maske takmışlardı. Bu durum Cebrail tarafından Hz.

Peygamber'e haber verildi ve Hz. Peygamber, onları durdurması için Huzeyfe'yi

gönderdi. Huzeyfe onları kovaladı ve etkisiz hale getirdi fakat onların kimler olduğunu

tanıyamadı. Hz. Peygamber de onların isimlerini teker teker saydı.1564 Onların

erişemeyecekleri şeyden kastın, İbn Übey'in "Aziz olan zelil olanı Medine'den

çıkaracaktır" sözünde bahsettiği arzusu olduğunu söyleyen müfessirler de vardır. Başka

bir görüşe göre bu ifade Cülas hakkında nazil olmuştur. Çünkü o, söylemiş olduğu

çirkin sözleri Hz. Peygamber'e anlatacağını söylediğinde, karısının oğlunu öldürmek

1559 İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 275. 1560 Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 460-461. 1561 İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3573. 1562 Vâkıdî, Megâzî, III, 1068. 1563 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 257; Zemahşerî, Keşşâf, III, 138; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 139; İbn

Kesîr, Tefsîr, VII, 3575-3577. 1564 Vâkıdî, Megâzî, III, 1042-1043; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 123-124; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3577.

Page 222: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

211

istemişti. Ayrıca İbn Übey'e taç giydirip onu kral yapma amaçlarının kastedildiği

hususu da dile getirilmiştir.1565

Vâkıdî'nin aktardığına göre ayette geçen, "Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları

zengin kıldığı için" ibaresi ile Hz. Peygamber'in toplanan zekâtlardan Cülas'a mal

vermesi kastedilmiştir. Cülas daha sonra tevbe etmiş ve tevbesi kabul edilmiştir.1566

Cülas'ın cahiliye döneminden kalan diyet borcunun Hz. Peygamber tarafından ödenmesi

ile zengin olduğu da rivayet edilir.1567 Tefsir literatüründe bu ifade hakkında, kölesi

öldürülen Cülas veya İbn Übey için, Hz. Peygamber'in diyet miktarını on iki bin olarak

belirlemesi anlatılmaktadır. Bu durumda belirlenmiş olan bu diyeti alarak

zenginleşmişlerdir.1568 Başka bir görüşe göre ise, Hz. Peygamber'in Medine'ye

gelmesinden sonra, aynı zamanda şehre bol ganimet ve bol malların girmesi ve böylece

zenginleşmeleri kastedilmektedir.1569

"İçlerinden, “Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse, mutlaka bol bol

sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz” diye Allah’a söz verenler de vardır."1570

İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan naklettiğine göre bu ayette bahsedilenler Amr b. Avf

oğullarından Sa'lebe b. Hâtıb ve Muattib b. Kuşeyr'dir.1571 Vâkıdî, bu ayetle birlikte 76

ve 77. ayetleri de zikreder ve bunların Sa'lebe b. Hâtıb hakkında nazil olduğunu belirtir.

Rivayete göre, Sa'lebe fakirdi ve sadaka verecek bir şeyi yoktu. Allah'ın ona lütfetmesi

ve ikram etmesiyle zengin olursa muhakkak sadaka vereceğini ve salihlerden olacağını

söylemiştir. Daha sonra büyük miktarda mal elde etmiş olmasına rağmen, ne sadaka

vermiş ne de salihlerden olmuştur.1572 Tefsir kaynaklarında da benzer rivayet, daha

ayrıntılı bir şekilde aktarılmaktadır.1573 Ancak Kurtubî, Sa'lebe'nin Bedir savaşına

katılmış güzide sahabelerden olduğunu ve böyle birinin bu şekilde davranıp Allah

katında derecesini düşürmesinin şüpheli olduğunu ifade eder. Ona göre ayet,

1565 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 185-188. 1566 Vâkıdî, Megâzî, III, 1005. 1567 Vâkıdî, Megâzî, III, 1068. Ayrıca bkz. Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 413 1568 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 187-188; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 140. 1569 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 140; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VII, 382-383; Şimşek, Tefsir, II, 478;

Mevdûdî, Tefhim, II, 254; Doğrul, Tanrı Buyruğu, I, 328. 1570 Tevbe 9/75. 1571 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 551. 1572 Vâkıdî, Megâzî, III, 1069. 1573 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 189-190; Zemahşerî, Keşşâf, III, 140; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 141;

İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3579-3580.

Page 223: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

212

münafıklardan birisi hakkında nazil olmuştur.1574 Nitekim ayetin Muattib b. Kuşeyr

hakkında nazil olduğuna dair farklı bir görüş daha mevcuttur.1575

Konu ile ilgili olarak yer verilen diğer bir ayet de şöyledir: "Sadakalar

hususunda gönüllü bağışta bulunan müminlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını

bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya

çevirmiştir. Onlar için elem dolu bir azap vardır."1576 İbn Hişâm'ın İbn İshâk'tan

aktardığı rivayete göre, gönüllü olarak sadaka verenler ile kastedilen Abdurrahman b.

Avf ve Asım b. Adiy idi. Hz. Peygamber sadaka verilmesini tavsiye ettiğinde,

Abdurrahman kalktı ve dört bin dirhem sadaka bağışladı. Asım ise yüz yük hurma verdi.

Bunu gören münafıklar, "Bu bir gösteriştir" dediler. Ebu Akil de az miktarda kuru

hurma getirip, sadaka hurmalarının üzerine döktü. Münafıklar ise, "Allah'ın bu hurmaya

ihtiyacı yok" diyerek ona gülüştüler. Ayette bu hadiseye işaret edilmektedir.1577

Vâkıdî'ye göre Zeyd b. Eslem el-Aclânî sadaka vermiş, Mu'attib b. Kuşeyr ve Abdullah

b. Nebtel, onu gösteriş yapmakla suçlamışlardır. Ulbe b. Zeyd de, bir Yahudinin

yanında çalışarak elde ettiği az miktarda hurmayı getirmiştir. Bunun üzerine

münafıklardan Abdullah b. Nebtel, "Şuna bir bakın hele. Allah, bundan zengin değil

midir?" diyerek alay etmiştir.1578 İsimler farklı olsa da rivayetler aynıdır. Bu durumda

gönüllü olarak sadaka verenler ile alay edilmesi durumu belki de birçok kez yapılmıştır.

Nitekim Buharî'de geçen bir rivayette İbn Mesud şöyle demiştir: "Zekât ayeti nazil

olduktan sonra biz zekât verebilmek için sırtımızda yük taşır, ondan kazandığımızı ise

verirdik. Mesela birisi çok mal getirdiğinde onun için "Riyakâr, gösteriş yapıyor"

denilirdi. Bir başkası da az miktarda hurma getirse "Allah şunun getirdiğinden

müstağnidir" denilirdi. Bunun üzerine Allah "Sadakalar hususunda gönüllü bağışta

bulunan müminlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla

alay edenler var ya" ayetini indirdi."1579

1574 Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, VIII, 328. Sa'lebe rivayetinin eleştiri için bkz. Ateş, Tefsir, IV,

116. 1575 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 551; Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 191. 1576 Tevbe 9/79. 1577 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 551. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 196; Zemahşerî,

Keşşâf, III, 144; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 148-149. 1578 Vâkıdî, Megâzî, III, 1069. Tebük seferi için sadaka verenler hakkında bkz. Vâkıdî, Megâzî, III, 991-

992. 1579 Buhârî, Zekât, 10; Tefsir, 9; Müslim, Zekât, 72; Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 196; Abdulfettah el-Kâdî,

Esbâb-ı Nüzûl, s. 190.

Page 224: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

213

Ayrıca, "Yanlarına döndüğünüz zaman, kendilerini rahat bırakmanız için size

Allah adıyla yemin edeceklerdir. Artık onların peşini bırakın. Çünkü onlar pistir.

Kazandıklarının karşılığı olarak, varacakları yer de cehennemdir." "Kendilerinden razı

olasınız diye, size yemin edeceklerdir. Siz onlardan razı olsanız bile, Allah o fasıklar

topluluğundan asla razı olmaz"1580 ayetine de yer verilmiştir. Ka'b b. Malik, Tebük

gazvesine katılmaması sebebiyle yaşadığı sıkıntıyı anlatmış olduğu rivayetinde, bu

ayetleri "Allah, yalan söyleyenler hakkında, hiç kimseye indirmediğinin en ağırını

indirmiştir." diyerek zikretmiştir. Bu rivayet, incelemiş olduğumuz kaynaklardan İbn

Hişâm ve Vâkıdî'nin eserlerinde geçmektedir.1581

Vâkıdî, münafıklar ve bedevilerle alakalı olan 94, 95, 96, 97, 98 ve 99. ayetlere,

kısa açıklamalarla yer vermiştir.1582 Bedevilerden olan münafıklarla ilgili olarak İbn

İshâk/İbn Hişâm, 98 ve 99. ayetleri zikretmiştir.1583 Bu ayetlerin Esed ve Gatafan

hakkında nazil oldukları bilgisi mevcuttur.1584

Tevbe sûresinin 124. ayeti de Tebük Gazvesi ile alakalı olarak yer verilen

ayetlerden birisidir: "Herhangi bir sûre indirildiğinde, içlerinden, (alaylı bir şekilde)

“Bu hanginizin imanını artırdı?” diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sûre

onların imanını artırmıştır. Onlar bunu birbirlerine müjdelerler."1585 Vâkıdî'ye göre

ayette geçen iman kelimesi ile yakin ve teslimiyet amaçlanmıştır. Çünkü indirilenler ile

Müminlerin yakin ve teslimiyetleri artarken, münafıkların da şüpheleri artmaktaydı.

Ayetin müşrikler hakkında nazil olduğu da rivayet edilmektedir.1586

"Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belâya çarptırılıp imtihan

ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar."1587 Vâkıdî bu ayet hakkında

şunları yazmıştır: "Bu ayetin münafıklar hakkında nazil olduğu görüşünde olanlara göre,

münafıkların senede bir veya iki defa yalan söylemeleri hakkındadır. Müşrikler

1580 Tevbe 9/95-96. 1581 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 537; Vâkıdî, Megâzî, III, 1056. 1582 Vâkıdî, Megâzî, III, 1071-1072. 1583 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 553. 1584 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 262. 1585 Tevbe 9/124. 1586 Vâkıdî, Megâzî, III, 1076. 1587 Tevbe 9/126.

Page 225: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

214

hakkında nazil olduğunu söyleyenlere göre ise, müşrikler senede bir veya iki kez savaş

ile imtihan edilmektedirler."1588

Münafıkların iç dünyalarını ortaya koyan ayetlerden bir diğeri de şudur: "Bir

sûre indirildi mi, “Sizi bir kimse görüyor mu?” diye birbirlerine göz ederler, sonra da

sıvışıp giderler. Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini

çevirmiştir."1589 Hz. Peygamber, ashabına nazil olan ayetleri okuyup bitirdiği zaman

münafıklar, birbirleriyle konuşmaya başlıyorlar ve "sizi Müslümanlardan birisi görüyor

mu?" diyorlardı. Böylelikle ayetleri aralarında alay konusu yapmaktaydılar.1590

5.1.4. Münafıklar ve Müşrik Olarak Ölenler İçin Bağışlanma Dilemek

Ayrıca bu sûrede Hz. Peygamber'in müşrik veya münafık olarak ölenler için af

dilemesinin nehyedildiği ayetler de, Tebük seferi ile ilgili olan ayetler arasında

zikredilmiştir. "Onlar için ister bağışlanma dile, ister dileme (fark etmez.) Onlar için

yetmiş kez bağışlanma dilesen de, Allah onları asla affetmeyecektir. Bu, onların Allah

ve Rasulünü inkâr etmiş olmaları sebebiyledir. Allah, fasık topluluğu doğru yola

iletmez."1591 Vâkıdî'nin bu ayet hakkında naklettiği rivayete göre, kendisinden İbn

Übey'in cenaze namazını kıldırması istendiğinde Hz. Peygamber şöyle demiştir: "Eğer

yetmiş defadan fazla af dilediğimde bağışlanacağını bilsem, onun için af dilerdim. Ben

serbest bırakıldım. Ama tercihim onun namazını kılmaktan yanadır."1592

Müfessir Taberî, bu ayette bahsedilen kişinin İbn Übey olduğunu, Hz.

Peygamber'in de "Ben yetmişten fazla istiğfarda bulunacağım" dediğini, bunun üzerine

de Allah'ın "Onlara bağışlama dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah, onları

asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez"1593

ayetini indirip Hz. Peygamber'i istiğfarda bulunmaktan men ettiğini anlatan bir rivayeti

zikretmektedir.1594 Fakat ayetin sebeb-i nüzûlü hakkındaki bu rivayet, bize göre

problemlidir. Çünkü Hz. Peygamber'in ayetteki ibareyi sayısal bir değer olarak

1588 Vâkıdî, Megâzî, III, 1076. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 73-74; İbn Kesîr, Tefsîr, VII,

3704-3705. 1589 Tevbe 9/127. 1590 Vâkıdî, Megâzî, III, 1076. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 75; Zemahşerî, Keşşâf, III, 220;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 239-240; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3705. 1591 Tevbe 9/80. 1592 Vâkıdî, Megâzî, III, 1069. 1593 Münâfikûn 63/6. 1594 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 199; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 420-421.

Page 226: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

215

algılaması ve "Yetmişten fazla istiğfarda bulunacağım" demesi, Hz. Peygamber'in ayeti

anlamadığı anlamına gelir, ki bu imkan dâhilinde değildir.1595 Esasen müfessirler, ayette

geçen "yetmiş" sayısının, gerçek bir değer olmadığını, çokluktan kinaye olduğunu

belirtmişlerdir.1596 Bu ayetin, münafıkların Hz. Peygamber'den kendileri için istiğfarda

bulunmalarını istemeleri üzerine nazil olduğunu söyleyen rivayetlerin daha tatmin edici

olduğunu belirtmek gerekir.1597

"Onlardan ölen hiçbirine asla namaz kılma ve kabrinin başında durma. Çünkü

onlar Allah’ı ve Rasulünü inkâr ettiler ve fasık olarak öldüler."1598 İbn Hişâm, Hz.

Peygamber'in Abdullah İbn Übey'in cenaze namazını kılması üzerine nazil olan ayetler

ile alakalı olarak, Tevbe sûresinin 84. ayetini zikretmiştir. İbn İshâk'tan nakledildiğine

göre Tebük seferi sonrası İbn Übey öldüğünde namazını kıldırması için Hz. Peygamber

çağrılmıştır. Hz. Ömer ise, "Ey Allah'ın elçisi, İbn Übey'in filan gün şöyle dediğini,

filan gün de böyle dediğini unuttun mu? Onun namazını nasıl kıldırıyorsun?" şeklinde

itiraz etmiş, Hz. Peygamber de "Ey Ömer, çekil. Ben serbest bırakıldım (Tevbe

sûresinin 80. ayetini ima etmektedir). Eğer yetmişten fazla istiğfarda bulunduğumda

bağışlanacağını bilseydim, istiğfarda bulunurdum" demiş ve onun namazını kıldırmıştır.

Bunun üzerine bu ayet nazil olmuştur.1599 Vâkıdî ise Abdullah İbn Übey'in vefatı ile

ilgili olarak 80 ve 84. ayetlerini zikretmiştir. Rivayete göre Hz. Peygamber onun cenaze

namazını kıldırdıktan hemen sonra, henüz kabrinin başından ayrılmadan bu ayet nazil

olmuştur.1600

Bu hususla ilgili olarak yer verilen ayetlerden birisi de şudur: "Cehennem ehli

oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah’a ortak

koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de müminlere."1601 Vâkıdî'nin bu

ayet hakkında aktardıklarına göre, amcası Ebû Talib vefat ettiği zaman Hz. Peygamber,

1595 Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VII, 387; Şimşek, Tefsir, II, 481; Ateş, Tefsir, IV, 119; İslamoğlu,

Gerekçeli Meal, s. 352 1596 Zemahşerî, Keşşâf, III, 144; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3584; Ateş, Tefsir, IV, 119; Şimşek, Tefsir, II,

481. 1597 Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 199-200; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 149-150; İbn Kesîr, Tefsîr, VII,

3584; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VII, 386-387; Ateş, Tefsir, IV, 118-119. 1598 Tevbe 9/84. 1599 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 552. Ayrıca bkz. Buhârî, Tefsir, 9; Müslim, Sıfatu'l-Münâfikîn, 3;

Tirmizi, Tefsir, 9; Nesai, Cenaiz, 40; Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 205-206; İbn Kesîr, Tefsir, VII,

3589; Talat Koçyiğit, "Abdullah b. Übey b. Selûl", DİA, Ankara, 1988, I, 140. 1600 Vâkıdî, Megâzî, III, 1058, 1070. Ayrıca bkz. Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 326; İbn Hibbân, Sîretü'n-

Nebeviyye, s. 291. 1601 Tevbe 9/113.

Page 227: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

216

"Men edilinceye kadar senin için Allah'tan bağışlanma dileyeceğim" demişti.

Müslümanlar da ölmüş olan müşrik yakınları için af dilemekteydiler. Ayet bu hususla

alakalı olarak nazil olmuştur. Vâkıdî bu ayetle birlikte, Hz. İbrahim'in babası için af

dilemesiyle alakalı olan 114. ayeti de zikreder.1602

Mezkûr sebeb-i nüzûl rivayeti, ayetin Ebû Tâlib'in vefatının hemen akabinde

nazil olduğu algısını oluşturması ve sûrenin de Medenî bir sûre olması nedeniyle, bazı

müfessirler tarafından şüpheli görülmüştür.1603 Nitekim bu ayetin, müminlerin, Hz.

İbrahim'in babasına istiğfarda bulunmasını delil göstererek, müşrik olarak ölen

yakınlarına istiğfarda bulmaları üzerine nazil olduğuna dair rivayetler vardır.1604 Fakat

bazılarına göre Hz. Peygamber'in, Ebû Tâlib'in vefatından bu ayetin nüzûlüne kadar

istiğfarda bulunması da mümkündür.1605

Bu ayetin, Hz. Peygamber'in annesi hakkında nazil olduğuna dair rivayetler de

mevcuttur. Hz. Peygamber annesinin mezarı başında uzun bir süre ayrılmadan

affedilmesi için dua etmiş, bunun üzerine bu ayet inmiştir.1606

5.1.5. Sefere Katılmayanlar

Geçerli sebeplerle sefere katılamayanların, sorumlu olmadıkları bildirilmiştir:

"Allah’a ve Rasulüne karşı sadık ve samimi oldukları takdirde, güçsüzlere, hastalara ve

(seferde) harcayacakları bir şey bulamayanlara (sefere katılmadıkları için) bir günah

yoktur. İyilikte bulunan kimselerin (kınanması) için de bir sebep yoktur. Allah, çok

bağışlayandır, çok merhamet edendir."1607 Vâkıdî "güçsüzler" tabirinden maksadın,

hasta ve yaşlılar olduğunu; bir şey bulamayanlar ile de fakirlerin kastedildiğini ifade

etmiştir.1608

Bu hususla ilgili olarak, "Kendilerini bindirip sevk edesin diye sana geldikleri

zaman, senin, "Sizi bindirebileceğim bir şey bulamıyorum" dediğin; bu uğurda

harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş döke döke geri

1602 Vâkıdî, Megâzî, III, 1074. 1603 Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, VIII, 422; Ateş, Tefsir, IV, 147. 1604 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 40-45; Zemahşerî, Keşşâf, III, 198; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 214; İbn

Kesîr, Tefsîr, VII, 3681; Tirmizi, Tefsir, 9; Nesai, Cenaiz, 96; Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, s.

196. 1605 Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 214; Çetiner, Esbâb-ı Nüzûl, I, 486; İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 363;

Demirci, "Mükerrer Nüzûl", s. 17-19. 1606 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 42; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 214; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3682. 1607 Tevbe 9/91. 1608 Vâkıdî, Megâzî, III, 1071.

Page 228: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

217

dönen kimselere de bir sorumluluk yoktur"1609 ayetine de yer verilmektedir. İbn Hişâm

bu ayeti, "Bunlara bekkâûn (ağlayanlar) denilmektedir" açıklaması ile zikreder.1610

Diğer siyer müelliflerinin, bu ayet ile alakalı olarak naklettiğine göre Hz. Peygamber

halktan, Tebük seferi için hazırlanmalarını istediği vakit, bir grup Müslüman gelerek

ondan binek istediler. Hz. Peygamber, "Sizi bindirebilecek bir şey bulamıyorum"

dediğinde üzüntüden ağlayarak geri döndüler.1611 Kaynaklarda bekkâûndan olanların

isimleri zikredilmiştir.1612

Yine bu hususla ilgili olarak zikredilen ayetlerden birisi de şudur: "Sorumluluk

ancak, zengin oldukları hâlde senden izin isteyenleredir. Bunlar, geride kalanlarla

birlikte olmaya razı oldular. Allah da kalplerini mühürledi. Artık onlar bilmezler."1613

İbn Hişâm ayeti zikreder ve ayette kastedilenin kadınlar olduğunu belirtir. Hemen

ardından da 95 ve 96. ayetleri de verir.1614 Vâkıdî ise ayette geçen "geride kalanlar"

ifadesi ile kastedilen kadınlar olduğunu ve kınanan kişinin de münafıklardan Ced b.

Kays olduğunu nakleder.1615

Tebük Gazvesi ile ilgili olarak yer verilen ayetlerden bir diğeri de şöyledir:

"Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım münafıklar vardır. Medine halkından da

münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa

azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir."1616 İbn Hişâm, İbn İshâk'Tan

aktarmak suretiyle bu ayetin, bedevî münafıklar hakkında nazil olduğunu söyler. Onlara

isabet edecek olan iki azabın, İslam'ın yayılmasına üzülmeleri ve kabre girdiklerinde

görecekleri azap olduğunun; sonrasında cehennem azabına uğrayacakları ve onun içinde

ebedi kalacaklarının vurgulandığını belirtir.1617 Vâkıdî ise işaret edilen iki azabı, açlık

1609 Tevbe 9/92. 1610 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 553; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3597 (İbn İshâk'tan naklen İbn İshâk

isimleri de zikreder.) 1611 Vâkıdî, Megâzî, III, 993, 1024; İbn Sa'd, Tabakât, II, 151; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s. 274;

Taberî, Tarih, III, 102. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 212-213. 1612 Bunlar, Salim b. Umeyr, Heremi b. Amr, Ulbe b. Zeyd, Ebu Leyla el-Mazini, Amr b. Aneme,

Seleme b. Sahr, İrbad b. Sariye olmak üzere yedi kişiydi. İbn Sa'd, Tabakât, II, 151; IV, 316, 334; V,

138, 289, 389; Taberî, Tarih, III, 102. Abdullah b. el-Muğaffel, Sa'lebe b. Ganeme, Abdullah b. Amr

el-Müzeni isimlerine de rastlanır. Vâkıdî, Megâzî, III, 1024, 1071; İbn Sa'd, Tabakât, V, 144; Taberî,

Tarih, III, 102. Farklı isimler için ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, X, 212-213; Vâhıdî, Esbâbu'n-

Nüzûl, s. 262; Zemahşerî, Keşşâf, III, 160; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, VIII, 356-357. 1613 Tevbe 9/93. 1614 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 553. 1615 Vâkıdî, Megâzî, III, 1024, 1071. 1616 Tevbe 9/101. 1617 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 553.

Page 229: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

218

ve kabir azabı olarak; büyük azabı ise cehennem azabı olarak açıklar.1618 Ayette

bahsedilen münafıklar hakkında ise "Uyeyne b. Hısn onlardan biriydi" ifadesini

kullanır.1619 Müfessirler ise bu ayetin, Cüheyne, Müzeyne, Eşca', Eslem ve Gıfar

kabileleri hakkında nazil olduğunu rivayet etmişlerdir.1620 Müfessirler ayetin sonunda

geçen "büyük azap" ile kastedilenin cehennem azabı olduğu konusunda ittifak

etmişlerdir. Fakat "iki azap" ile maksadın ne olduğu konusunda farklı görüşler

vardır.1621 Taberî, bu iki azabın ne olacağına dair deliller bulunmadığını ve ayetin

sonunda büyük azaptan bahsedildiği için bu iki azabın dünyada görülecek azaplar

olduğunu ifade eder.1622

Yine, "Diğer bir kısmı ise, günahlarını itiraf ettiler. Bunlar salih amelle kötü

ameli birbirine karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tövbelerini kabul eder"1623 ayetine de

konu ile ilgili olarak yer verilir. İbn Hişâm bu ayeti Tebük münasebetiyle nazil olanlar

arasında zikretmiştir.1624 Vâkıdî, mezkûr ayetin, Benî Kurayza'ya öldürüleceklerini ima

eden Ebû Lübâbe b. Abdülmünzir hakkında nazil olduğunu nakletmiştir.1625 Rivayet

edildiğine göre Ebû Lübâbe ve beş arkadaşı, Tebük seferinden geri kaldılar. Sonrasında

ise Ebû Lübâbe ve arkadaşlarından ikisi bundan dolayı pişman oldular ve helak

edileceklerini düşündüler. Allah affedinceye kadar çözmemek üzere kendilerini

mescidin direklerine bağladılar. Hz. Peygamber seferden döndükten sonra da onları

Allah'a havale ettiğini ve çözmeyeceğini bildirdi. Bu ayetin nazil olmasından sonra

onları çözmüştür.1626 Ebû Lübabe hakkında, Benî Kurayza'nın kuşatılması esnasında

yaşamış olduğu benzer bir durum, daha önce zikredilmişti. Ebû Lübâbe'nin yaşamış

olduğu her pişmanlıkta, kendisini mescidin direklerine bağladığını söylemek, mantıklı

bir davranış olmamaktadır. Bize göre bu rivayetlerde -en azından rivayetlerin birinde-

problem bulunmaktadır.

1618 Vâkıdî, Megâzî, III, 1072. 1619 Vâkıdî, Megâzî, III, 1025, 1072. 1620 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 263; Zemahşerî, Keşşâf, III, 172; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 177. 1621 Öldürülme, kabir azabı, cehennemdeki ilk azap, münafıkların rezil edilmeleri, açlık, kalbe giren

korku, dünyada görebilecekleri bir hastalık, mallara ve evlatlara gelen felaketler, mallarından zekat

alınması vb. farklı görüşler için bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 10-12; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân,

VI, 442-443; Zemahşerî, Keşşâf, III, 172; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 177-178; İbn Kesîr, Tefsîr,

VII, 3605-3606. 1622 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 10-12. 1623 Tevbe 9/102. 1624 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 554. 1625 Vâkıdî, Megâzî, III, 1072. 1626 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 13-15; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI, 443; Zemahşerî, Keşşâf, III, 174;

Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 179; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 400.

Page 230: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

219

Tevbe sûresinin 103. ayeti de Tebük Gazvesi başlığı altında zikredilmektedir:

"Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka

(zekât) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (Onların kalplerini

yatıştırır.)"1627 Bu ayete İbn Hişâm ve Vâkıdî tarafından Tebük Gazvesi ile alakalı

olarak yer verilmiş, fakat hakkında kayda değer bir açıklama yapılmamıştır.1628 Taberî

ise bu ayetin, zekâtın farz kılınması hakkında indiğini ve bu ayetten sonra Hz.

Peygamber'in zekat memurları görevlendirdiğini ifade eder.1629 Tefsir kaynaklarında ise

bu ayetin, seferden geri kaldıkları için pişman olup kendisini mescidin direklerine

bağlayan kişilerin, çözüldükten sonra mallarını Hz. Peygamber'e getirmeleri hakkında

nazil olduğu bilgisi vardır. Bu kişiler Hz. Peygamber'e "Ey Allah'ın elçisi. Bizi sefere

çıkmaktan bu mallar alıkoymuştur. Şimdi bu malları al ve sadaka olarak dağıt, bizim

için de bağışlanma dile" demişlerdir. Hz. Peygamber ise Allah'tan bir emir gelmedikçe o

malları kabul etmeyeceğini söylemiş, bunun üzerine de bu ayet inmiştir. Sonrasında Hz.

Peygamber o malları almış, sadaka olarak dağıtmış ve onlar için istiğfarda

bulunmuştur.1630

Bu ayetlerden sonra Vâkıdî 104 ve 105. ayetleri de kısa açıklamalarla

nakletmiştir.1631

"(Sefere katılmayanlardan) diğer bir kısmı da, Allah’ın emrine bırakılmışlardır.

Bunlara ya azap eder ya da tövbelerini kabul eder. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve

hikmet sahibidir."1632 İbn Hişâm, İbn İshâk'tan naklederek bu ayeti, "Bunlar üç kişidir,

Resûlullah onların hakkındaki hükmünü Allah'a bırakmıştır. Sonra Allah onların

tevbelerini kabul etmiştir" ifadeleriyle açıklamıştır.1633 Vâkıdî, Allah'ın emrine bırakılan

kişilerden maksadın, sefere katılmayan Ka'b b. Malik, Mürare b. Rebi' ve Hilal

b.Ümeyye olduğunu nakletmiştir.1634

AYrıca bu hususla ilgili olarak zikredilen ayetlerden bir diğeri de şudur:

"Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeye yüz tuttuktan

1627 Tevbe 9/103. 1628 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 554; Vâkıdî, Megâzî, III, 1072. 1629 Taberî, Tarih, III, 124. 1630 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 17-18. 1631 Vâkıdî, Megâzî, III, 1073. 1632 Tevbe 9/106. 1633 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 554. 1634 Vâkıdî, Megâzî, III, 1073.

Page 231: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

220

sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul etmiştir.

Evet, onların tövbelerini kabul etmiştir. Şüphesiz O, onlara çok şefkatli ve

merhametlidir."1635 Vâkıdî'nin ayet hakkındaki açıklamalarına göre, ayette geçen

sıkıntılı zamandan kasıt, güçlük gazvesi olan Tebük Gazvesi'dir. Kalpleri eğrilmeye yüz

tutanlar ile de Ebû Hayseme kastedilmektedir. Çünkü o, sıcaklığı ve yolculuğun

zorluğunu bahane ederek sefere çıkmak istememiş, fakat daha sonra çıkıp

Müslümanlara yetişmiştir.1636 İbn Sa'd'ın rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Muhammed

b. Akil b. Ebû Tâlib'in bu ayet hakkında şunları söylediği nakledilmiştir: "Müslümanlar

Tebük Gazvesi'nde bir deveye ikişer veya üçer kişi nöbetleşe binmişlerdi. Hava da aşırı

sıcaktı. Bir gün çok susadılar ve içecek su bulamadılar. Bunun üzerine develerini kesip,

işkembesindeki suyu içtiler. Su, temizlik ve geçimlik temin etmede sıkıntılı bir

zamandı."1637

Siyer kaynaklarının 117-119. ayetler hakkındaki rivayetlerine göre,

Müslümanlar Tebük Gazvesi için Medine'den çıktıklarında bir gurup münafık ile

münafık olmadıkları konusunda şüphe bulunmayan birkaç Müslüman, sefere

çıkmamışlardı. Ka'b b. Malik, Mürare b. Rebi ve Hilal b. Ümeyye sefere gitmeyen

Müslümanlardandı. Seferden dönüldüğünde, münafıklar gelerek Hz. Peygamber'e

bahanelerini sunuyor ve özür diliyorlardı. Hz. Peygamber, münafıkları affetti fakat bu

üç kişiyi affetmedi. Hatta ashabına bu üç kişiyle asla konuşmamalarını emretti. Bir süre

sonra bu üç kişi hakkında, Tevbe sûresinin 117-119. ayetleri nazil olmuş ve Allah

onların tevbelerini kabul ettiğini bildirmiştir.1638

5.1.6. Mescid-i Dırar

Tevbe sûresinde, münafıkların zararlı faaliyetleri hakkında bahsedilenlerden

birisi de bu zararlı faaliyetlerinde üs olarak kullanmak üzere bir mescid inşa etmeleridir.

1635 Tevbe 9/117. 1636 Vâkıdî, Megâzî, III, 1074-1075. 1637 İbn Sa'd, Tabakât, II, 152. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 55; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI,

219-222; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3689. 1638 İbn İshâk/İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 536-537; Vâkıdî, Megâzî, III, 1055, 1075; Taberî,

Tarih, III, 111. Ayrıntılı rivayet için bkz Zührî, Megâzî, 106-111; İbn Hişâm, II, 531-537; Vâkıdî,

Megâzî, III, 1049-1056; Buhârî, Meğazi, 79; Müslim, Tevbe, 53; İbn Hibbân, Sîretü'n-Nebeviyye, s.

280-284; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 56-62; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3690-3696. Rivayetlerin

değerlendirmesi için bkz. Mustafa Karabacak, "Ka'b b. Malik'in Tebük Seferine Katılmaması ile

İlgili Hadis Hakkında Bir Değerlendirme", Ekev Akademi Dergisi, Yıl: 19, Sayı: 63, 2015, s. 204-

208; Bahattin Kök, "Ka'b b. Malik el-Ensârî ve Tebük Seferiyle İlgili Durumu", Atatürk Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 8, 1988, s. 132-139; M. Yaşar Kandemir, "Ka'b b. Mâlik", DİA,

Ankara, 2001, XXIV, 5.

Page 232: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

221

Bu hususta inen ayetler şöyledir: "Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım

etmek, müminler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Rasulüne karşı

savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar "Bizim iyilikten başka hiç

bir kastımız yoktur" diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şahitlik eder ki, bunlar

mutlaka yalancıdırlar." "Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva üzere

kurulan mescit (Kuba), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi

seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever."1639 Vâkıdî ve Taberî'nin bu

ayetle ilintili olarak naklettiklerine göre, Hz. Peygamber, Tebük seferi için

hazırlanırken, münafıklar gelmiş ve diğer mescitler uzak olduğu için kendilerine bir

mescit yaptıklarını, Resûlullah'ın da orada namaz kılmasını çok arzu ettiklerini

söylemişlerdir. Hz. Peygamber ise, seferden döndükten sonra ziyaret edebileceğini ifade

etmiştir. Müslümanlar yolda iken, bu mescidin zararlı faaliyetler için kurulduğunu haber

aldılar. Hz. Peygamber Medine'ye dönünce bu mescidi yıktırmıştır.1640 İbn Hişâm,

aktarılan Dırar mescidi rivayeti ile birlikte, sadece 107. ayeti zikretmiştir.1641 Vâkıdî,

Asım b. Adi'nin bu ayetler hakkında, "Vallahi biz seferden dönmeden, Dırar mescidini

ve onu inşa edenleri kınayan ayetler nazil olmuştu." dediğini nakleder.1642 Ayrıca

Vâkıdî, ayette geçen, "öteden beri Allah ve Rasulüne karşı savaşanlar" ifadesi ile

kastedilenin Ebu Âmir olduğunu belirtir. Buna göre Kuba mescidine girmeyen Ebu

Amir hakkında münafıklar, "Ebu Amir, Şam'dan gelir ve bu mescitte bizimle sohbet

eder" diyorlardı.1643

Nakledildiğine göre münafıklar, Ebu Âmir er-Râhib'in talimatı ile bu mescidi

inşa etmişlerdir. Ebu Âmir bunlara, "Mescidinizi inşa edin ve gücünüzün yettiği kadar

silah hazırlayın. Ben şimdi Rum kralına gidiyorum. Oradan bir ordu ile döneceğim ve

Muhammed'i buradan çıkaracağım" demiştir. Münafıklar mescidi inşa edip

bitirdiklerinde Hz. Muhammed'i içerisinde namaz kılması için davet etmişlerdir. Fakat

Allah bu ayetleri indirince Hz. Peygamber, Müslümanlara karşı zararlı faaliyetler için

1639 Tevbe 9/107-108. 1640 Vâkıdî, Megâzî, III, 1046; Taberî, Tarih, III, 110; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 23 (İbn İshâk'tan

naklen). 1641 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 530, 554. 1642 Vâkıdî, Megâzî, III, 1048. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 23-26; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb,

XVI, 198; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3653-3654. 1643 Vâkıdî, Megâzî, III, 1073.

Page 233: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

222

bir karargâh niteliğinde olan bu mescidin yıkılmasını emretmiştir.1644 Kaynaklarda,

mescidi inşa edenlerin isimleri zikredilmiştir.1645

Ayette geçen "ilk günden temeli takva üzere kurulan mescit" ifadesi ile Kuba

mescidi, bazılarına göre ise Mescid-i Nebevi kastedilmektedir ki bu bilgiyi Vâkıdî

vermektedir.1646 "Orda temizlenmeyi seven adamlar vardır" ifadesi ise, Uveym b. Saide

hakkındadır. Çünkü o, su ile temizlenmektedir.1647 Burada kastedilenlerin Kuba halkı

olduğunu söyleyen ve hadis kaynaklarında geçen bir rivayet daha vardır.1648 Vâkıdî,

Dırar mescidi hakkında, 109 ve 110. ayetleri de zikreder ve bu kısmın münafıklardan iki

adamı kastettiğini ifade eder.1649

5.1.7. İman Edip Allah Yolunda Savaşanlar

Tevbe sûresinde Allah yolunda savaşanlar ve mükafatları da konu edilmiştir:

"İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile iyilikle onlara uyanlar var ya,

Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır..."1650 İbn Hişâm bu ayeti,

İbn İshâk'tan aktarmak suretiye, ilk muhacirler ve ensar hakkında inen ayetlerden

olduğu açıklaması ile zikreder.1651 Vâkıdî, ilk Müslümanlar ile iki kıbleye de yönelmiş

olarak namaz kılanların ve fetihten önce ve fetihte Müslüman olanların kastedildiğini

belirtmiştir.1652 Tefsir kaynaklarında ilk muhacirlerin kimler olduğuna dair farklı

rivayetler zikredilmiştir.1653

"Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği

cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve

1644 Belâzurî, Ensâbu'l-Eşrâf, I, 335; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 23-26; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, VI,

452; Zemahşerî, Keşşâf, III, 182; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 198-199; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3653-

3654; Hüseyin Algül, "Mescid-i Dırâr", DİA, Ankara, 2004, XXIX, 272; Osman Zümrüt, "İslam

Tarihinde Zararlı Mescid (Mescid-i Dırar) Olayı ve Günümüze Anımsattıkları", Ondokuz Mayıs

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 17, 2004, s. 13-21; Özaktan, Siyerin Tefsirdeki Yeri, s.

160-162. 1645 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 24-26; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3654. 1646 Vâkıdî, Megâzî, III, 1048. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 26-27; Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-

Kur'ân, VI, 453; Zemahşerî, Keşşâf, III, 184; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 200; İbn Kesîr, Tefsîr,

VII, 3655; Köksal, İslam Tarihi, I, 12; Algül, "Mescid-i Kubâ", s. 279. 1647 Vâkıdî, Megâzî, III, 1073. Ayrıca bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 30. 1648 Ebu Davud, Tahare, 23; İbn Mace, Tahare, 28; Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 30. 1649 Vâkıdî, Megâzî, III, 1073. 1650 Tevbe 9/100. 1651 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 553. 1652 Vâkıdî, Megâzî, III, 1025, 1072. Ayrıca bkz. Zemahşerî, Keşşâf, III, 168. 1653 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 6-9; Zemahşerî, Keşşâf, III, 168-169; Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI,

172-176; İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 3601-3602.

Page 234: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

223

ölürler. Allah, bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân’da kesin olarak vaat etmiştir. Kimdir

sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten

dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır."1654 Vâkıdî, ayete göre Allah'ın, kendi

yolunda savaşan ve mallarını infak edenlerin mallarını ve canlarını cennet karşılığında

satın aldığını ifade etmiştir.1655 İbn Hişâm'ın 111. ayeti zikredip Tebük gazvesi bahsini

tamamladığını belirtmek gerekir.1656 Tefsir kaynaklarında ayetin Akabe'de Hz.

Peygamber'e biat edenler hakkında nazil olduğunu belirten bir rivayet vardır.1657 İslam'ı

kabul eden ilk muhacirler ve ensarın övülmesinin yanı sıra sefere katılanların mükâfat

kazandıkları hususu da vurgulanmaktadır.

5.1.8. İnananların Toptan Sefere Katılmalarının Doğru Olmaması

Tevbe sûresinde, inananların tamamının sefere katılmalarına gerek olmadığı

şeklinde yorumlanan ayetler de, müelliflerimiz tarafından Tebük seferi başlığı altında

zikredilmişlerdir. "Medine halkı ve onların çevresinde bulunan bedevîlere, Allah’ın

Rasulü'nden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün tutmak yaraşmaz. Çünkü

onların, Allah yolunda çektikleri susuzluk, yorgunluk, açlık, kâfirleri öfkelendirmek

üzere bir yere adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi

hiçbir olay yoktur ki karşılığında kendilerine iyi bir amel(in sevabı) yazılmış olmasın.

Şüphesiz Allah, iyilik yapanların mükâfatını elbette zayi etmez."1658 Vâkıdî'nin bu ayet

hakkında aktardığına göre, Hz. Peygamber'in ashabından bazıları ve Medine

çevresindeki bedeviler, kabilelerine İslam'ı öğretmek için çöle çıkıyorlardı. Münafıklar,

"Muhammed'in ashabı çölde kaldılar" veya "çöl ashabı helak olmuştur" gibi sözler sarf

ettiler. Bunun üzerine bu ayet ve 122. ayet indirilmiştir.1659 Vâkıdî başka bir yerde bu

ayet hakkında, Gıfar, Eslem, Cüheyne, Müzeyne ve Eşca' kabilelerinin kastedildiğini,

onların Tebük gazvesinden geri kalmalarının uygun olmadığını söyler ve bunu 121. ayet

ile birlikte verir.1660

1654 Tevbe 9/111. 1655 Vâkıdî, Megâzî, III, 1074. 1656 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 554. 1657 Zemahşerî, Keşşâf, III, 194; Kurtubî, Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, VIII, 413; İbn Kesîr, Tefsîr, VII,

3660; Kur'an Yolu, III, 63. 1658 Tevbe 9/120. 1659 Vâkıdî, Megâzî, III, 1022, 1060. 1660 Vâkıdî, Megâzî, III, 1075. Ayrıca bkz. Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XVI, 229-230.

Page 235: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

224

"(Ne var ki) müminlerin hepsi toptan seferber olacak değillerdir. Öyleyse

onların her kesiminden bir grup da, din konusunda köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve

döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için geri kalsa ya! Umulur ki sakınırlar."1661

Vâkıdî'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber, Tebük'ten dönünce, "Bizden sonra gelip,

bize yetişenler de bu seferin sevabına ortaktırlar" demişti. Hz. Aişe, "Yolculuk

dolayısıyla sıkıntı çektiğiniz halde, sevabınıza nasıl ortak olabilirler?" diye itiraz

etmişti. Hz. Peygamber ona, "Allah kitabında "(Ne var ki) müminlerin hepsi toptan

seferber olacak değillerdir..." demiyor mu? Biz onların savaşanları, onlar da bizim

oturanlarımızdır. Onların duaları, düşmana karşı bizim silahlarımızdan daha etkilidir."

diye cevap vermiştir.1662 Vâkıdî'ye göre Allah bu ayette, Hz. Peygamber bir sefere

çıktığında bütün Müslümanların kadın ve çocukları bırakarak Medine'den çıkmalarının

doğru olmadığını söylemektedir. Her kabileden bir grup çıkarsa yeterli olacaktır. Bu da,

Hz. Peygamber'in nasıl cihat ettiğin görmeleri, örnek almaları ve sefer esnasında

söylediği şeyleri işitip kavramaları içindir. Vâkıdî bu rivayette, bu ayeti, 123. ayet ile

birlikte verir.1663

Müfessirlerin anlattıklarına göre "Medine halkı ve onların çevresinde bulunan

bedevîlere, Allah’ın Rasulü'nden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün

tutmak yaraşmaz"1664 ayeti indiği zaman bazı münafıklar, "Muhammed ile birlikte

sefere çıkmaktan geri kalan çöl halkı helak oldu" dediler. O zaman ashabtan bazıları

çöldeki kabilelerine dinlerini öğretmek için gitmişlerdi. Münafıkların bu tür sözleri

nedeniyle geri döndüler ve İslam'ı öğretme faaliyetlerinden geri kaldılar. Bu

münasebetle Allah bu ayeti indirmiştir.1665 Başka bir rivayete göre ise münafıkları

seferden geri kalmaları nedeniyle kınayan ayetler nazil olunca müminler, hiç bir

seferden geri kalamayacaklarını söylediler. Bunun üzerine, bütün Müslümanların

seferber olup Medine'den çıkmalarının doğru olmadığını söyleyen bu ayet inmiştir.1666

Bu ayetin, İslam'ı öğrenmek için büyük gruplar halinde Medine'ye gelen bedeviler

1661 Tevbe 9/122. 1662 Vâkıdî, Megâzî, III, 1057. 1663 Vâkıdî, Megâzî, III, 1075-1076. 1664 Tevbe 9/120. 1665 Taberî, Câmiu'l-Beyân, XI, 64-65. 1666 Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, 269; Ateş, Tefsir, IV, 154.

Page 236: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

225

hakkında indiğine dair bir görüş daha vardır.1667 Vâkıdî, Tevbe sûresinin 128 ve 129.

ayetlerini de zikrederek, Tebük Gazvesi bahsini kapatmıştır.1668

Tebük Gazvesi başlığı altında, Tevbe sûresinin 84 ayeti1669 zikredilmiştir.

Bunlardan 65 ayetin1670, doğrudan Tebük Seferi ve münafıkların sefer öncesi-sonrası ve

sefer esnasındaki davranış ve tutumları ile alakalı oluğunu görmekteyiz. Mezkûr ayetler,

araştırmamızda esas kabul ettiğimiz kaynaklarda, ayette geçen bazı kelime ve ifadelerin

tefsir edilmesi1671, sebeb-i nüzûlünün1672 ve tarihsel arka planının açıklanması1673, ayette

bahsedilen kişi veya kişilerin bildirilmesi1674, ahkâmul-Kur'ân'ın açıklanması1675,

ayetteki hitabın kime yönelik olduğunun ifade edilmesi1676, konuyla alakalı bilgi

verilmesi1677, ayetin anlamının tekit edilmesi1678 ve ayetteki müphemin beyan

edilmesi1679 suretiyle zikredilmişlerdir.

5.2. Diğer Ayetler

Vâkıdî'ye göre, seferden geri kalanlar hakkında ayrıca "Allah’ın çağrısına

uyulduktan sonra O’nun hakkında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında

batıldır. Onlara bir gazap vardır. Onlar için çetin bir azap vardır"1680 ayeti de

inmiştir.1681 Ancak Şûrâ sûresinin Mekkî bir sure olduğu dikkate alınırsa, ayetin

seferden geri kalanlarla alakasının olmadığını söylememiz gerekir. Muhtemelen Vâkıdî,

bu ayeti konuyu destekeyici mahiyette kullanmış olmalıdır. Ayetin nüzûlünü olayla

ilişkilendirmesi ise hatalı görülmektedir. Yine Vâkıdî'nin naklettiğine göre Ammar b.

Yasir, Tebük seferi esnasında yapılan Hz. Peygamber'e suikast girişimi hakkında, "Ben

onların on beş kişi olduklarına şehadet ederim..." demiş ve "O gün zalimlere,

1667 İslamoğlu, Gerekçeli Meal, s. 365; Şimşek, Tefsir, II, 513-514; Derveze, Tefsîru'l-Hadîs, VII, 429;

Ateş, Tefsir, IV, 155; Kur'an Yolu, III, 73; Özsoy, Kur'an Ve Tarihsellik Yazıları, s. 162 1668 Vâkıdî, Megâzî, III, 1076. 1669 Tevbe 9/38-69, 71, 73-77, 79-84, 86-111, 113-114, 117-124, 126-129. 1670 Tevbe 9/38-54, 56-59, 61-62, 64-68, 73-77, 79-84, 86-88, 90-96, 106-111, 117-124, 126-127. 1671 Tevbe 9/41, 91, 117, 124. 1672 Tevbe 9/48, 49, 61, 64-65, 74, 79, 80, 84, 92, 102, 103, 107, 113, 118, 120. 1673 Tevbe 9/38, 39, 49, 117. 1674 Tevbe 9/44, 45, 47, 48, 56, 58, 61, 66, 75, 79, 90, 92, 106, 107, 117. 1675 Tevbe 9/60. 1676 Tevbe 9/40. 1677 Tevbe 9/40, 47, 60, 64, 126. 1678 Tevbe 9/42, 43, 46, 47, 57, 59, 83, 100, 111, 127. 1679 Tevbe 9/74, 91, 101, 108. 1680 Şûra 42/16. 1681 Vâkıdî, Megâzî, III, 1060.

Page 237: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

226

mazeretleri fayda vermez. Lanet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır"1682 ayetini

okumuştur.1683

6. KUR'ÂN'I KAYNAK OLARAK KULLANMASI AÇISINDAN İLK

DÖNEM SİYER VE İSLAM TARİHİ MÜELLİFLERİ

Önceki kısımda, siyer ve İslam tarihi müelliflerinin, belirlenen konularla alakalı

olarak eserlerinde yer verdikleri ayetler ve bu ayetlerle birlikte verilen malumat

incelenmiştir. Bu başlıkta ise, müelliflerin Kur'ân'ı kaynak olarak kullanma biçimleri,

ayet-olay ilişkisini nasıl kurdukları ve ayetleri tefsir etmeleri gibi hususlar

değerlendirilecektir.

6.1. İbn İshâk'ın Ayet Kullanımı ve Ayetleri Tefsir Etmesi

Kur'ân-ı Kerim'de siretü'n-Nebî konusunda kaynak olabilecek birçok ayet

mevcuttur. Hatta Hz. Peygamber'in sireti, Kur'ân'da işlenen ana konulardan biri

sayılmıştır.1684 Bu sebeple siyer müellifleri, ele aldıkları konuları yeri geldikçe ayetlerle

delillendirmişlerdir. Bu konuda İbn İshâk -dolayısıyla İbn Hişâm- ve Vâkıdî'nin diğer

müelliflere göre daha önde geldiğini belirtmek gerekmektedir.

İbn İshâk, nakletmiş olduğu rivayetlerin doğruluğunu ortaya koymak amacıyla,

ayetleri delil olarak getirmektedir. Mesela Ehl-i kitabın din alimlerinin, Hz. Peygamber'i

ve onun geleceği zamanı bildiklerini, çünkü Hz. Peygamber'in ismini, sıfatlarını ve

kendilerinden ona uymaları için söz alındığını, kutsal kitaplarında okumakta olduklarını

bildirmiş ve şu ayetleri delil olarak göstermiştir1685: "Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve

İncil’de yazılı buldukları Rasule, o ümmî peygambere uyan kimselerdir..."1686, "Hani,

Meryem oğlu İsa, “Ey İsrâiloğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen

Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi

müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti..."1687, "İşte bu, onların

Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır..."1688 ve "(Tevrat’tan) tanıyıp bildikleri (bu

1682 Mü’min 40/52. 1683 Vâkıdî, Megâzî, III, 1045. 1684 Yiğit, “Kur’an ve Siretü’n-Nebevi”, s. 94. 1685 İbn İshâk, Sîre, s. 62-63. 1686 A’raf 7/157. 1687 Saff 61/6. 1688 Fetih 48/29.

Page 238: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

227

peygamber) kendilerine gelince ise onu inkâr ettiler..."1689 Başka bir örnek vermek

gerekirse; İbn İshâk, Cahiliye döneminde müşriklerin telbiyelerinde, önce Allah'tan

başka ilah olmadığını sonrasında ise sadece putların ona ortak olduğunu söylediklerini

rivayet eder. "Onların çoğu Allah’a ancak ortak koşarak inanırlar"1690 ayetinin de bu

durumu desteklediğini belirtir.1691

İbn İshâk'ın ayetleri zikretme sebeplerinden biri de, nüzûl sebebi olan hadiseleri

nakletmesidir. Bu hususa örnek olarak şu rivayet verilebilir: Mekke'de bir adam Hz.

Peygamber'e gelip "Sen atalarımız hakkında kötü şeyler söylüyormuşsun" demiş ve ona

karşı edep yerini açmıştır. Bunun üzerine Hz. Peygamber bu adama beddua etmiş ve bu

beddua sebebiyle "Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul

edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder"1692 ayeti nazil

olmuştur.1693 Başka bir rivayette ise bir müşrikin Hz. Peygamber'e "Seninle birlikte bir

melek indirilseydi, o da bizimle konuşsaydı ya" demesi üzerine "Bir de dediler ki: “Ona

(açıktan göreceğimiz) bir melek indirilse ya!” Eğer (öyle) bir melek indirseydik artık iş

bitirilmiş olurdu, sonra da kendilerine göz açtırılmazdı"1694 ayetinin inzal olunduğu

ifade edilmiştir.1695

İbn İshâk, bazı ayetleri, kim hakkında nazil olduğu açıklamasıyla birlikte

zikreder. Bu yönde verilen rivayetlerden birine göre, Ebû Bekir, Mekke'de müşriklerden

eziyet gören zayıf Müslüman köleleri sahiplerinden satın alıp azat ederdi. Babası Ebû

Kuhafe, "Köle azat edeceksen bari güçlü köleleri azat et ki sana faydaları dokunsun"

diye tavsiyede bulununca Hz. Ebû Bekir, Allah'ın rızası için böyle yaptığını belirtti.

Onun hakkında "O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak

yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar)"1696 ayetleri nazil oldu.1697 Ayrıca

1689 Bakara 2/89-90. 1690 Yusuf 12/106. 1691 İbn İshâk, Sîre, s. 100. Örnekler için bkz. İbn İshâk, Sîre, s. 109; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I,

78, 205, 233, 400, 484. 1692 Âl-i İmran 3/128. 1693 İbn İshâk, Sîre, s. 217. 1694 En’am 6/8. 1695 İbn İshâk, Sîre, s. 274. Örnekler için bkz. İbn İshâk, Sîre, s. 253, 285, 301, 314; İbn Hişâm, Sîretü'n-

Nebeviyye, I, 36, 237, 241, 302, 308, 309, 311, 313, 351, 393, 395, 396, 520, 604, 663; II, 49, 80, 89,

96, 120, 205-206, 215, 296, 303, 399, 516, 525, 536-537, 560, 567, 626. Ayrıca bkz. Batchaev, Siret-

i İbn İshâk'ta Tefsir Rivayetleri, s. 13. 1696 Leyl 92/19-20. 1697 İbn İshâk, Sîre, s. 172; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 319.

Page 239: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

228

"Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der"1698 ayetinin

Nadr b. Haris hakkında nazil olduğu rivayet edilmiştir. İbn İshâk, onun hakkında sekiz

ayet indirilmiş olduğunu söyler.1699 Fakat "esâtîrul-evvelîn" ifadesi Kur'ân'da dokuz

ayette1700 geçmektedir. Kasas sûresinin 52-55. ayetlerinin Mekke döneminde, Hz.

Peygamber'e gelip iman eden Hıristiyan heyeti hakkında nazil olduğu1701; Kasas

sûresinin 56. ayetinin de Ebû Tâlib hakkında nazil olduğu bildirilmiştir.1702 Bu konuda

dikkat çekilmesi gereken bir nokta vardır. Kur'ân'ın hükümleri belli kişi veya kişilere

yönelik değildir, evrenseldir. Ayetlerin kim hakkında nazil olduğu veya ayette işaret

edilen kimselerin isimleri, Kur'ân'ı anlamak ve hayata geçirmek amacıyla okuyan birisi

için önemli değildir. Hatta önemli olmamalıdır. Çünkü Kur'ân'ın şahıs, yer, zaman gibi

unsurları açıkça zikretmemesinin birçok hikmeti vardır. 1703 Fakat bu tür bilgiler, tarihi

olayları açıklığa kavuşturması açısından tarihçiler için önemlidir.

İbn İshâk, yaşanan hadiselerden, yapılan savaşlardan ve ele almış olduğu

konulardan sonra, o konuda nazil olmuş ayetleri topluca zikretmektedir. Mesela, üç yıl

süren gizli davet sonrasında, tebliğin açık bir şekilde devam etmesini emreden Şuara

sûresinin 214-215 ve Hicr sûresinin 89, 94. ayetlerinin nazil olduğunu belirtmiştir.1704

Bedir Savaşı'nı anlatırken, savaş sonrası nazil olan Enfâl sûresinin ilgili ayetlerini kısa

tefsir cümleleri ile birlikte zikretmiştir.1705 Kureyş'in Yahudilerden öğrendikleri bir

takım soruları Hz. Peygamber'e sorması üzerine nazil olan Kehf sûresinin 1-8.

ayetlerini;1706 Allah'ın Ashab-ı Kehf hakkında indirdikleri olarak da Kehf sûresinin 9-

18, 21-26 ayetlerini zikreder.1707 Hz. Peygamber'in kendisi için hazineler istemesi ve

destek olacak bir meleğin gelmesi talebinde bulunanlara cevap olarak Furkân sûresinin

7-10, 20 ve İsra sûresinin 90-93. ayetlerinin nazil olduğunu bildirir.1708 Ebû Cehil'in

1698 Kalem 68/15. 1699 İbn İshâk, Sîre, s. 182; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 300. 1700 En'am 6/25; Enfâl 8/31; Nahl 16/24; Mü'minûn 23/83; Furkân 25/5; Neml 27/68; Ahkâf 46/17;

Kalem 68/15; Mutaffifîn 83/13. 1701 İbn İshâk, Sîre, s. 200; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 392. 1702 İbn İshâk, Sîre, s. 221. Başka örnekler için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 271-272, 307, 311,

356, 357, 358, 521, 522, 523, 524, 526, 641; II, 47, 60, 106, 216-217, 549, 553, 660. 1703 Serinsu, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, s. 248; Özaktan, Kur'an'ın Anlaşılmasında

Siyerin Rolü, s. 198-199; İslamoğlu, Kur'an'ı Anlama Yöntemi, s. 402. 1704 İbn İshâk, Sîre, s. 126; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 262-263. 1705 İbn İshâk, Sîre, s. 285-288; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 666-677. 1706 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 302-303. 1707 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 303-306. 1708 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 309.

Page 240: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

229

yaptıkları ile alakalı olarak Alak sûresinin 9-19. ayetlerinin;1709 Peygamber'e indirileni

dinlememek için inat edenler hakkında da Fussilet sûresinin 5 ve İsra sûresinin 45-51.

ayetlerinin nazil olduğunu yazmıştır.1710 Peygamber'e savaş emrinin gelmesi konusunda

Hacc sûresinin 39-41 ve Bakara sûresinin 193. ayetlerine yer vermiştir.1711 Münafıklar

ve Yahudiler hakkında inenler olarak Bakara,1712 Âl-i İmran,1713 Nisâ,1714 Mâide1715

sûrelerinden çok sayıda ayet ve diğer bazı ayetler1716 kısa tefsir ve kısa sebeb-i nüzûl

açıklamalarıyla ele alınmıştır. Ardından, Âl-i İmrân sûresinin 1-64. ayetleri Hıristiyanlar

hakkında inenler olarak verilmiştir.1717 Uhud Savaşı ile alakalı olarak Âl-i İmrân

sûresinin 121-179 ayetlerinin,1718 Reci' günü hakkında ise Bakara sûresinin 204-207

ayetlerinin nazil olduğu bildirilmiştir.1719 Benî Nadîr hakkında inenler olarak Haşr

sûresinin 2-16,1720 Hendek kazımında çalışanlar ile ilgili olarak Nûr sûresinin 62-64,1721

Hendek ve Kurayza hakkında ise Ahzâb sûresinin 9-27 ayetleri zikredilmiştir.1722 Hz.

Aişe'nin masumiyetine dair Nûr sûresinin 11-12,15, 22 ayetlerinin,1723 Hudeybiye'den

sonra Fetih sûresinin 1-27 ayetlerinin,1724 Hudeybiye Barışı'ndan sonra hicret eden

kadınların durumu hakkında Mümtehine sûresinin 10-11 ayetlerinin,1725 Resûlullah ile

müşrikler arasındaki antlaşmaları bozmak için Tevbe sûresinin 1-37 ayetlerinin1726 ve

1709 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 311. 1710 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 316-317. Bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 357-364, 393,

418, 485. 1711 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 467-468. 1712 Bakara 2/1-24, 40-42, 44, 58, 61, 74-78, 80-90, 94-102, 108-109, 113, 118, 135, 141-147, 159, 170.

İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 530-552. 1713 Âl-i İmran 3/ 12-13, 23-24, 65-68, 71-73, 79-81, 98-102, 105, 113-114, 118-119, 181, 186-188. İbn

Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 552-559. 1714 Nisâ 4/37-39, 44-47, 51, 54, 163-166. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 560-563. 1715 Mâide 5/11, 18-19, 41-42, 49-50, 57, 59, 61, 68. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 563-569. 1716 A’raf 7/187; Tevbe 9/31; İsrâ 17/88; Zümer 39/67; İhlâs 112/1-4. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I,

530-572. 1717 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 576-583. Eser, olayları kronolojik olarak aktarmasına rağmen,

Yahudi ve Hıristiyanlar ile ilişkiler hakkında nazil olan ayetler, konu bütünlüğü içerisinde

verilmiştir. 1718 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 106-121. 1719 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 174-175. 1720 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 193-195. 1721 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 216-217. 1722 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 245-250. 1723 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 303. 1724 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 320-322. 1725 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 326-327. 1726 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 543-548.

Page 241: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

230

Tebük Gazvesi hakkında da Tevbe sûresinin 38-111 ayetlerinin1727 nazil olduğu ifade

edilmiştir.

İbn İshâk'ın, bazı ayetleri verdikten sonra, ayetle bağlantılı farklı bilgilere yer

verdiği de görülmektedir. Örneğin, açık daveti emreden ayetlerin nazil olmasından

sonra, Hz. Peygamber'in yakın akrabalarını uyarmak amacıyla evine davet ettiğini

anlatan uzun bir rivayeti aktarmaktadır.1728 Başka bir örnekte ise, "Müşrik karılarınızın

nikâhlarına tutunmayın..."1729 ayeti ve sebeb-i nüzûlünü naklettikten sonra, ayetteki

emir gereğince hangi sahâbîlerin müşrik olan hanımlarını boşadığı hakkında bilgi

vermektedir.1730 Ayrıca Ebû Cehil hakkında indiği belirtilen Alak sûresinin 9-18 ayetleri

zikredilirken, "Biz de zebânileri çağıracağız." ayeti hakkında Rebi' b. Enes'in, " Onlar

on dokuz kişi olan cehennem bekçileridir" dediği nakledilmiştir.1731

İbn İshâk'ın bazı hadiselerin aktarılmasında, Kur'ânî anlatımı tarihî anlatıma

çevirdiği,1732 yani ayeti zikretmeksizin, ayetin manasını tarihi anlatım içerisinde

naklettiği1733 görülmektedir. Misal verecek olursak; Hendek Savaşı'ndan bahsederken,

Müslümanların başlarına gelenin zorlaştığını, korkunun büyüdüğünü, düşmanların

aşağıdan ve yukarıdan geldiğini, ayrıca münafıkların faaliyetlerinin de arttığını ifade

eder. İbn İshâk bu anlatımı, Ahzâb sûresinin 10. ayetini tarihi anlatıma dönüştürerek

hikâye etmektedir.1734 Ayrıca müşriklerin Hz. Peygamber'e, "Sana bu sözleri

Yemame'de bulunan Rahman adında birinin öğrettiğini öğrendik. Andolsun ki biz o

adama inanmayız..." demelerini de İsra sûresinin 92. ayetini tarihi anlatıma çevirerek

vermiştir.1735

İbn İshâk'ın bazı ayetleri, nazil olduğu yer ve zamanı belirterek zikrettiği de

olmuştur. O, Taha sûresinin, Hz. Ömer'in Müslüman olduğu zaman, yeni inmiş bir sûre

olduğunu bildirir.1736 Fetih sûresinin de Hudeybiye dönüşü Mekke-Medine arasında bir

1727 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 549-554. 1728 İbn İshâk, Sîre, s. 126. 1729 Mümtehine 60/10. 1730 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 327. Başka bir örnek için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II,

530. 1731 İbn İshâk, Sîre, s. 213. 1732 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 263. 1733 Bu yöntem uygulanarak yazılmış örnek bir çalışma olarak bkz. Öz, Kur'ân'ın Peygamberi, Endülüs

Yayınları, İstanbul, 2017. 1734 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 222. 1735 İbn İshâk, Sîre, s. 179; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 311. 1736 İbn İshâk, Sîre, s. 161.

Page 242: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

231

yerde indiğini ifade eden rivayete yer verir.1737 Ayrıca İbn İshâk, Kur'ân'ı hadiselerin

tarihlendirilmesinde kullanmaktadır. Bu duruma misal olarak, Kur'ân'ın hangi gün

indirilmeye başlandığını saptamak amacıyla "...Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden

ayrıldığı gün, (yani) iki ordunun (Bedir’de) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize

inandıysanız (bunu böyle bilin). Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir"1738 ayetinin

zikredilmesi verilebilir. O, bu ayette Bedir Savaşı'ndan bahsedildiğini belirttikten sonra,

Bedir Savaşı'nın ramazan ayının on yedinci günü meydana geldiğini bildiren rivayeti

nakletmiştir. Böylece Kur'ân'ın, ramazan ayının 17'sinde nazil olduğu sonucuna

varmıştır.1739 Ayrıca Kur'ân'ın nüzûlünün ramazan ayında başladığına dair, Bakara

sûresinin 185, Kadir sûresinin 1-5 ve Duhan sûresinin 1-5. ayetlerini de zikretmiştir.1740

İbn İshâk, nazil olan ayetlerle birlikte teşri kılınan hükümleri de belirtmiştir. O,

haccın rükünlerinin açıklanması amacıyla Bakara sûresinin 199. ayetinin indiğini ifade

eder.1741 Halid b. Velid'in, babasına ait olan faizi istemesi ile ilgili olarak da, faizi

yasaklayan Bakara sûresinin 278 ayetinin geldiğini bildirir.1742

Bunlara ek olarak, Hz. Peygamber'in yapmış olduğu bir konuşma veya yazmış

olduğu bir vesika içerisinde geçmesi sebebiyle zikredilen ayetler de vardır. Kendisine

tebliğinden vazgeçmesi için birtakım teklifler sunmaya gelen Utbe b. Rebia'ya Fussilet

sûresinin 1-38. ayetlerini okuması1743 ve Necaşî'ye yazmış olduğu mektupta, Âl-i İmrân

sûresinin 64. ayetinin geçmesi1744 misal olarak gösterilebilir. Aynı şekilde sahâbîlerin

konuşma esnasında zikrettiği ayetler de bulunmaktadır. Kur'ân'ı açıktan okuyan ilk

kişinin Abdullah b. Mesud olduğunu ifade eden rivayette, onun yüksek sesle "Rahman,

Kur'ân'ı öğretti" ayeti ile başlayıp Rahman sûresini okuduğu bildirilmiştir.1745

İbn İshâk'ın bazı yerlerde sûreleri ismen zikretmiş olduğu görülmektedir. O, Hz.

Ali'nin şöyle dediğini aktarır: "Berae sûresi nazil olunca Allah'ın Elçisi, Kâbe'nin çıplak

1737 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 320. 1738 Enfâl 8/41. 1739 İbn İshâk, Sîre, s. 110; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 240. 1740 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 240. 1741 İbn İshâk, Sîre, s. 90; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 203. 1742 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 414. 1743 İbn İshâk, Sîre, s. 187; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 294. 1744 İbn İshâk, Sîre, s. 210. Örnekler için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 483; II, 340, 412. 1745 İbn İshâk, Sîre, s. 166; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 314. Örnekler için bkz. İbn İshâk, Sîre, s.

196; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 336, 615; II, 656, 661.

Page 243: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

232

olarak tavaf edilmesinin yasaklandığını bildirmem için beni Mekke'ye gönderdi."1746

Ayrıca Cafer b. Ebî Tâlib'in, Habeşistan'da Necaşî karşısında Meryem sûresini

okuduğunu bildirmektedir.1747

Fakat İbn İshâk'ın Kur'ân'ı delil olarak kullanması konusunda bazı hususların

dile getirilmesi gerekmektedir. İbn İshâk, ilk olarak delâilü'n-nübüvve konusuna yer

veren müellif olarak görülmüştür.1748 O, peygamberliğin delillerinden olduğu gerekçesi

ile birçok mucizevî anlatıya yer vermiştir. Doğumu esnasında Amine'den bir nur

çıkması ve Busra saraylarını aydınlatması,1749 çocukluğunda göğsünün yarılıp

temizlenmesi (şakk-ı sadr),1750 ağaçların Hz. Peygamber'e yürüyüp gelmeleri1751 gibi

birçok olağanüstülük içeren rivayetlerin eserinde bulunduğunu görmekteyiz. Nakletmiş

olduğu konuları, ayetlerle delillendirme konusunda genel olarak başarılı olduğunu

gözlemlediğimiz İbn İshâk, bu tür rivayetleri destekleyecek ayet olmamasına, hatta

Kur'ân'a aykırı olması dolayısıyla eleştirilen rivayetler olmalarına rağmen1752 yine de

eserinde zikretme gereği duymuştur. İbn İshâk, yaşadığı dönemin şartlarına ve kendi

tarih telakkisine göre eserini vücuda getirmiştir. O, rivayetleri neredeyse hiç

yorumlamadan ve tenkide başvurmadan nakletmiştir.

İbn İshâk, zikretmiş olduğu ayetlerin birçoğunu tefsir ederek vermiştir.1753 Bu

nedenle İbn İshâk'ın ilk müfessirlerden sayılabileceği1754 ve eserinin de Kur'ân tefsiri

mahiyetinde olduğu1755 ifade edilmiştir. Nitekim tefsir kaynakları incelendiği zaman,

İbn İshâk'tan birçok nakil yapıldığı görülmektedir.1756 O, eserinde yer verdiği sûre veya

pasajları, ayet ayet, cümle cümle tefsir etmektedir. Fetret-i vahiyden sonra nazil olan

1746 İbn İshâk, Sîre, s. 80. 1747 İbn İshâk, Sîre, s. 196; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 336. 1748 Fayda "İbn İshâk", s. 95; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 266. 1749 İbn İshâk, Sîre, s. 28. 1750 İbn İshâk, Sîre, s. 26-27. 1751 İbn İshâk, Sîre, s. 257. 1752 Değerlendirmeler için bkz. Azimli, Siyeri Farklı Okumak, s. 61-66, 73-77; Bağcı, Beşer Olarak Hz.

Peygamber, s. 125, 245-374; İslamoğlu, Üç Muhammed, s. 95-181. 1753 Bu konuda yapılmış bir çalışma için bkz. Magomet Batchaev, Siret-i İbn İshâk'ta Tefsir Rivayetleri,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara,

2013. 1754 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 263. 1755 Yasin Yılmaz, "Bir Siyer Müellifi Olan İbn İshâk'taki Bazı Hadiseler Örneğinde Siyer-Tefsir

İlişkisi", Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 22, 2013, s. 116. 1756 Bkz. Taberî, Câmiu'l-Beyân, IV, 70, 86; X, 146; XXVI, 94; Râzî, Mefâtihu'l-Ğayb, VIII, 223, 229-

230; İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1359; VII, 3508; XII, 6482; XIII, 7340-7341 vd. Taberî'nin naklettiği

rivayetlerden yaklaşık sekiz yüzünün senedinde İbn İshâk bulunmaktadır. Özaktan, Kur'an'ın

Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 162.

Page 244: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

233

Duha sûresini tefsir ederek vermesi örnek olarak verilebilir.1757 Hz. Peygamber'e

indirileni dinlememek için inat edenler hakkında nazil olan İsra sûresinin 45-51.

ayetlerini de tefsir ederek zikreder.1758 İbn İshâk'ın eserinde, bu durumun pek çok örneği

bulunmaktadır.

İbn İshâk, Kur'ân'ın anlaşılması konusunda, özellikle esbab-ı nüzûl bağlamında

büyük katkı sağlamıştır. Ayrıca ayetlerin tarihsel arka planını ortaya koyarak da

ayetlerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. O, "Ey Âdemoğulları! Her

mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü

O, israf edenleri sevmez. De ki: “Allah’ın, kulları için yarattığı ziyneti ve temiz rızkı kim

haram kılmış?” De ki: Bunlar, dünya hayatında müminler içindir. Kıyamet gününde ise

yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için ayetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz"1759

ayetinin, Kureyş'in Kâbe'yi tavaf ederken elbise giyilmesini yasaklaması, çıplak olarak

tavaf etmeyi emretmeleri ve Harem dışından getirilen şeylerin Harem'de yenmesini

nehyetmeleri sebebiyle, inmiş olduğunu belirtir.1760 "Allah’ın yarattığı ekinlerden ve

hayvanlardan O’na bir pay ayırdılar ve akıllarınca, “Şu, Allah için, şu da bizim

ortaklarımız için” dediler. Ortakları için olan Allah’ınkine eklenmiyor. Allah için olan

ise ortaklarınkine ekleniyor. Ne kötü hükmediyorlar!"1761 ayeti hakkında ise şu bilgiler

verilmektedir: Havlan denilen yerde Umyanis adında bir put bulunuyordu. Halk

hayvanlarından ve mahsullerinden bu puta pay ayırmaktaydı. İddia edildiğine göre bir

pay ona bir pay da Allah'a ayrılırdı. Allah için ayırdıklarını putların hissesine

aktarırlardı ama putların hissesini Allah'ın hissesine eklemezlerdi. Ayet bu hususta nazil

olmuştu.1762 Verilen bu malumatın, ayetin doğru anlaşılması hususunda ne denli önemli

olduğu izahtan varestedir.

Müellifimiz bazı yerlerde, ayetin kime hitap ettiği konusunda açıklamalara yer

vermektedir. O, "Eğer fetih istiyorsanız işte size fetih geldi..."1763 ayetinin Kureyş'e

hitap ettiğini rivayet etmektedir.1764 Ayrıca "Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için;

1757 İbn İshâk, Sîre, s. 115; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 241-243. 1758 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 316-317. 1759 A’raf 7/31-32. 1760 İbn İshâk, Sîre, s. 90; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 203. 1761 En'am 6/136. 1762 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 80. Ayrıca bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 205. 1763 Enfâl 8/19. 1764 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 668.

Page 245: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

234

Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir

örnek vardır"1765 ayetinde müminlere hitap edildiği belirtilmiştir.1766

İbn İshâk'ın eserinde, ayetin maksadının açıklanması suretiyle tefsir edilmesinin

örnekleri mevcuttur. Örnek olarak sunduğumuz şu rivayet, ayetin hangi maksatla

indiğini ortaya koymaktadır: Mekke döneminde Hz. Peygamber Kur'ân okurken, onu

gizlice dinleyen müşrikler olurdu. Hz. Peygamber sesini yükseltince, gizlice

dinlendiğinin farkına vardığını düşünürler ve dinlemeyi bırakıp ayrılırlardı. Bu sebeple

"Namazda sesini pek yükseltme" emri geldi. Dinlemek isteyenin rahatça dinlemesi için

de "çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut"1767 buyruldu.1768

Ayetlerde geçen bazı kelimelerin açıklandığı rivayetlere de yer verilmiştir. İbn

Abbas'ın "Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’ân’da lânetlenmiş bulunan o ağacı da

sırf insanları sınamak için vesile yaptık..."1769 ayetinde geçen "mel'un" kelimesinin

"kınanmış ve zemmedilmiş" anlamına geldiğini ifade ettiği ve bu ayetin Ebû Cehil

hakkında nazil olduğu rivayet edilmiştir.1770 Benî Nadîr'in kuşatması esnasında, hurma

ağaçlarının kesilmesi hakkında nazil olan Haşr sûresinin 5 ayetinde geçen "liyne"

kelimesi ile acve dışındaki hurmaların kastedildiği söylenmiştir.1771

İbn İshâk'ın ayetleri zikrederken, ayette bulunan müphem ifadeleri mübeyyen

hale getirmeyi ihmal etmemiştir. İfade ettiğine göre, "Onlar yaralandıktan sonra

Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir"1772 ayetinde geçen "onlar"

zamiri, Uhud'dan hemen sonra Hamrâülesed'e katılanları işaret etmektedir.1773 "Hani

onlar size hem üst tarafınızdan hem alt tarafınızdan gelmişlerdi"1774 ayetinde üst taraftan

gelenler Benî Kurayza, alt taraftan gelenler de Kureyş ve Gatafan kabileleri olarak

açıklanmıştır.1775 "Allah, sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak

basmadığınız topraklara varis kıldı"1776 ayetinde geçen "ayak basmadığınız araziler"

1765 Ahzâb 33/21. 1766 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 247. 1767 İsrâ 17/110. 1768 İbn İshâk, Sîre, s. 186; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 314. 1769 İsrâ 17/60. 1770 İbn İshâk, Sîre, s. 192. Ayrıca bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 89-90, 393. 1771 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 193. 1772 Âl-i İmran 3/172. 1773 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 121. Bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 193, 246, 320. 1774 Ahzâb 33/10. 1775 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 245. 1776 Ahzâb 33/27.

Page 246: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

235

ifadesi ile maksadın, Hayber olduğu belirtilmiştir.1777 "Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve

size bundan başka yakın bir fetih daha verdi"1778 ayetindeki "yakın bir fetih" ifadesi,

Hudeybiye Barışı olarak açıklanmıştır.1779

Ayrıca İbn İshâk, ayetleri, benzer ifadelerle tekit etmek suretiyle zikretmiştir.

Mesela, "Eğer onları savaşta yakalarsan, bunlar(a vereceğin ceza) ile arkalarındakileri

de dağıt ki ibret alsınlar"1780 ayeti hakkında "yani onları yakalayınca cezalandır, belki

akıllarını başlarına toplarlar" demiştir.1781 Ayetleri topluca vermiş olduğu yerlerde, bu

türden ifadeler çokça bulunmaktadır.

İbn İshâk, Hz. Peygamber'in tefsiri konusunda da bazı rivayetleri nakletmeyi

ihmal etmez. Verilen bir rivayete göre, Medine'de Yahudiler Hz. Peygamber'e gelerek

"...Size pek az ilim verilmiştir"1782 ayetinde hitap edilenlerin kendileri mi yoksa Hz.

Peygamber'in kavmi mi olduğunu sordular. Hz. Peygamber de her ikisinin de

kastedildiğini söyledi.1783

İbn İshâk'ın, Kur'ân'ın tefsirinde önemli olan Mekkî-Medenî ayrımı hususunda

bazı tespitlerinin olduğunu da görmekteyiz. O, geçmiş peygamberler ve toplumlarla

ilgili ayetlerin ve Hz. Muhammed'in peygamberliğini ispat etme amacı taşıyan ayetlerin

Mekke'de nazil olduğunu; farzları ortaya koyan ayetlerin ise Medine'de nazil olduğunu

ifade etmektedir.1784 İbn İshâk’ın eseri incelendiğinde, onu nakletmiş olduğu

rivayetlerin, ayetleri tefsir edici mahiyetteki ifadelerinin ve yapmış olduğu tespitlerin,

hem tefsir hem de siyer ilmi için ne derece mühim olduğu görülecektir.1785

6.2. İbn Hişâm'ın Ayet Kullanımı

İbn Hişâm, İbn İshâk'ın nakletmiş olduğu rivayetlerde geçen kelimeleri, birtakım

delil ve destekler ile açıklamıştır. Kimi zaman rivayette geçen bir kelimeyi açıklarken,

bir ayete başvurmuş, kimi zaman da ayette geçen bir kelimeyi açıklamak için şiir ve

rivayetlerden yararlanmıştır. Hatta ayetlerde geçen kelimeleri, başka bir ayet ile

1777 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 250. 1778 Fetih 48/27. 1779 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 322. 1780 Enfâl 8/57. 1781 İbn İshâk, Sîre, s. 285. 1782 İsrâ 17/85. 1783 İbn İshâk, Sîre, s. 184; İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 308. 1784 İbn İshâk, Sîre, s. 256. 1785 Bkz. Özel, "Bir Tefsir Kaynağı Olarak İbn Hişâm'ın es-Sîre'si", Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi, Sayı: 13-14, İzmir, 2001, s. 205-215.

Page 247: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

236

açıkladığı da görülür. Öz, bu açıdan bakıldığında İbn Hişâm'ın, Kur'ân'ın Kur'ânla

tefsirini yaptığını söylemektedir.1786

Anlaşılması kolay olmayan kelimelere "garîb",1787 Kur'ân'da geçen bu tür

kelimeleri açıklayan ilime de garîbu'l-Kur'ân1788 denilmektedir. İbn Hişâm, es-Sîretü'n-

Nebeviyye'sinde yapmış olduğu lügavî açıklamalar ile garîbu'l-Kur'ân literatüründe

önemli bir yere sahip olmuştur.1789 İbn Hişâm, ayetlerde geçen garîb kelimeleri şu

şekillerde açıklamaktadır:

a) Başka bir ayete dayanarak: Mesela, "Doğrusu insanlardan bazı kimseler,

cinlerden bazılarına sığınırlardı da, cinler onların taşkınlıklarını artırırlardı"1790

ayetinde geçen "reheka" kelimesini "Çocuğa gelince, anası babası mümin insanlardı.

Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk"1791 ayetine dayanarak "azgınlık,

taşkınlık" olarak anlamlandırır. Ayrıca kelimenin "zorluk" anlamına da geldiğini,

"Mûsâ, “Unuttuğum için bana çıkışma ve bu işimde bana güçlük çıkarma!” dedi"1792

ayeti ile delillendirerek ifade eder.1793 Bir başka örnekte, Alak sûresinin 17. ayetinde

geçen "nâdî" kelimesine de Ankebut sûresinin 29. ayetine dayandırarak "meclis" anlamı

vermekte; aynı zamanda bunun "nediy" şeklinde de okunabileceğini söyleyip, Meryem

sûresinin 73. ayetinin bu duruma bir örnek olduğunu belirtmektedir.1794

b) Nakle Dayanarak: İbn Hişâm, Ebû Ubeyde'ye1795 dayanarak, "Fakat onlar yüz

çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim selini gönderdik"1796 ayetinde geçen "Arim"

kelimesinin set anlamına geldiğini belirtir.1797 Fil sûresinin 4. ayetinde geçen "siccil"

kelimesine de Yûnus en-Nahvi ve Ebû Ubeyde'den nakillerde bulunarak, "sert" anlamını

1786 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 360. 1787 İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab, I, 640. 1788 Suyutî, İtkân, I, 271; Sadrettin Gümüş, Garîbu'l-Kur'ân Tefsirinin Doğuşu", Marmara Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 5-6, Yıl: 1987-1988, İstanbul, 1993, s. 10. 1789 Cerrahoğlu, "İbn Hişâm ve Sîresindeki Garîbu'l-Kur'anı", s. 1-6; Nurdan Mendeş- Vehbi Karakaş,

"Garîbu'l-Kur'an Literatüründe İbn Hişâm'ın Yeri ve Râğıb el-Isfahânî'nin el-Müfredât'ıyla

Mukayesesi", Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 5, 2014, s. 50-

51. 1790 Cin 72/6. 1791 Kehf 18/80. 1792 Kehf 18/73. 1793 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 206. 1794 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 312. Örnekler için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 211-212,

242, 310, 312, 358, 538, 555, 561, 569, 674; II, 107, 174, 304, 547. 1795 Ebu Ubeyde, eseri Mecazu'l-Kur'an'da, Kur'an'da geçen garib kelimeleri açıklamaktadır. Hamevî,

Mu'cemu'l-Üdebâ, VI, 2707; Gümüş, "Garîbu'l-Kur'ân Tefsirinin Doğuşu", s. 22-23. 1796 Sebe 34/15-16. 1797 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 13.

Page 248: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

237

verir.1798 "Meryem’i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini atarlarken sen

yanlarında değildin"1799 ayetindeki "kalemlerini" ifadesinin, Hasan Basri'ye dayanarak

"kura okları" demek olduğunu ifade eder.1800

c) Beyitlere dayanarak: Buruc sûresinin 4. ayetindeki "uhdûd" kelimesi, Şair

Zürrüme'ye ait olan bir şiir delil gösterilerek hendek, çukur ve su arkı olarak

açıklanır.1801 Âl-i İmrân 3/112'de geçen "ribbiyûn" kelimesini, Ebu Züeyb el-Hüzelî'nin

bir beyiti ile destekleyerek, "topluluk" olarak açıklamaktadır.1802

e) Doğrudan açıklaması: Fil sûresinin 3. ayetinde geçen "ebâbil" kelimesinin,

dayanak göstermeksizin, "topluluk" anlamına geldiğini ifade eder.1803

İbn Hişâm'ın şiirlerde geçen bazı kelimeleri de ayetlerden delil getirerek

açıkladığını görmekteyiz. Ebu Ahmed b. Cahş'ın Esedoğullarının hicreti ile ilgili olarak

söylediği bir şiirde "iz" denilerek aslında "iza"nın kastedildiğini ifade eder ve Sebe

sûresinin 31. ayetini bu hususa örnek olarak zikreder.1804

İbn Hişâm, bazı durumlarda İbn İshâk'ın rivayetine itirazda bulunmuş ve onu

tashih etmiştir. Bu itiraz ve tashihlerinde de yeri geldiğinde ayetlerde geçen ifadeleri

delil olarak kullanmıştır. Örnek verecek olursak, Bedir'de öldürülenlerin sayısı İbn

İshâk tarafından elli olarak verilmiştir. Fakat İbn Hişâm yetmiş kişinin öldürüldüğünü

ifade eder ve bu konuda sunduğu deliller arasında "Onların (müşriklerin) başına

(Bedir’de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde, “Bu,

nereden başımıza geldi?” dediniz, öyle mi?"1805 ayeti de vardır. Müşrikler Uhud'da

yetmiş Müslümanı şehit etmişlerdir. Müslümanlar da Bedir'de yetmiş müşriki öldürüp

yetmiş kişiyi de esir almışlardı. Ayette bu duruma işaret edilmektedir.1806 Ayrıca İbn

Hişâm, Hz. Muhammed için sütannesi arandığı bildiren rivayette İbn İshâk'ın kullandığı

1798 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 55. 1799 Âl-i İmrân 3/44. 1800 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 580. Örnekler için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 362, 538;

II, 193. 1801 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 36. 1802 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 112. Örnekler için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 43, 56,

91, 205, 242, 263, 271, 272, 302, 303, 304, 305, 310, 311, 351, 355, 356, 359, 360, 393, 484, 520,

524, 530, 532, 533, 535, 536, 539, 542, 545, 548, 550, 554, 557, 561, 569, 572, 581, 583, 670, 671,

674; II, 106, 108, 113, 175, 194, 217, 246, 247, 248, 249, 321, 326, 545, 549. 1803 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 55. Örnekler için kz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 570, 579;

II, 569. 1804 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 474. Ayrıca bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 551; II, 112. 1805 Âl-i İmrân 3/165. 1806 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 714.

Page 249: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

238

"rad'â' " (süt emenler) kelimesini, "merâdi'" (sütanneler) diye düzeltir ve bu şekilde bir

kullanımın Kur'ân'da da geçtiğini göstermek adına Kasas sûresinin 12. ayetini

zikreder.1807

İbn Hişâm'ın, bazı ayetlerin tefsiri konusunda da İbn İshâk'a itirazlarda

bulunduğu ifade edilmelidir. Mesela İbn İshâk tarafından, İfk hadisesi sonrasında nazil

olan "O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur..."1808 ayetinde

bahsedilenlerin Hassan b. Sabit ve dedikoduyu yayan diğer kimseler olduğu ifade

edilmiştir. Fakat İbn Hişâm bu ayette bahsedilenlerin İbn Übey ve yandaşları olduğunu

söyleyerek farklı görüşte olduğunu belirtir.1809

İbn İshâk'tan aldığı rivayetler dışında, İbn Hişâm'ın kendisinin eklediği sebeb-i

nüzûl rivayetleri de vardır. Bu rivayetlerden birine göre, bir gün Hz. Peygamber

evinden çıktı ve yolda ona rastlayan hür ve köle herkesin onu yalanladığını gördü.

Evine döndüğünde Hz. Peygamber örtüsüne büründü ve Müddessir sûresi nazil oldu.

İbn Hişâm bu rivayeti naklederken, Hz. Peygamber'in Kureyş'ten gördüğü en ağır

eziyetin bu olduğu yorumunu da yapmıştır.1810 Yine İbn İshâk'tan nakledilenler

haricinde, ayetin kim hakkında nazil olduğu bilgisini de verdiği yerler vardır. "Allah’a

karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, “Bana vahyolundu” diyen,

ya da “Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim” diye laf eden kimseden daha

zalim kimdir?"1811 ayetinin Nadr b. Haris hakkında,1812 "Ey iman edenler! Allah’a ve

Peygamber’e hainlik etmeyin..."1813 ve "Diğer bir kısmı ise, günahlarını itiraf

ettiler..."1814 ayetlerinin de Ebû Lübâbe hakkında1815 nazil olduğu bilgilerini vermiştir.

Rivayet içerisinde Hz. Peygamber'in zikretmiş olduğu ayetler de, İbn Hişâm'ın,

eklemiş olduğu rivayetlerde geçebilmektedir. Onun verdiği bir rivayette, Mekke'nin

fethinde Hz. Peygamber'in Beyt'e girdiği, Hz. İbrahim'in elinde fal oklarıyla

1807 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 160. 1808 Nur 24/11. 1809 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 303. Başka bir örnek için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II,

321. 1810 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 291. Örnekler için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 355; II,

370, 373, 459. 1811 Enam 6/93. 1812 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 300. 1813 Enfâl 8/27. 1814 Tevbe 9/102. 1815 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 237. Örnekler için bkz. İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 569,

646.

Page 250: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

239

resmedilmiş halini gördüğü ve "Allah onları kahretsin, İbrahim'in fal oklarıyla ne işi

olur. İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka

yönelen) bir Müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi"1816 dediği ifade

edilmiştir.1817 Sahâbîler tarafından okunan ayetleri de zikretmiştir. Rivayete göre,

müellefe-i kulûptan İbn Mirdas, aldığı şeyi az görmesi üzerine bir şiir okudu. Hz.

Peygamber ise onu çağırttı ve "Benim aldığım, Akra ile Uyeyne'ninkinden az oldu"

diyen sen misin?" diye sordu. Hz Ebu Bekir, "Uyeyne ile Akra" diye düzeltti. Hz.

Peygamber, "İkisi birdir" dedi. Hz. Ebu Bekir ise, "Şahitlik ederim ki sen Allah'ın 'Biz,

o Peygamber’e şiir öğretmedik' 1818 dediği gibisin" ifadesi ile karşılık verdi.1819

Bunların dışında zikrettiği ayetler de vardır. Mesela evlatlıkların, bizzat

biyolojik babalarının adıyla zikredilmesini emreden "Onları babalarına nispet ederek

çağırın"1820 ayetini, Zeyd b. Harise ve Vâkıd b. Abdullah'ın nesepleri ile ilgili bilgi

verirken zikretmiştir.1821

6.3. Vâkıdî'nin Ayet Kullanımı ve Ayetleri Tefsir Etmesi

Vâkıdî'nin Kur'ân'ı ezberleme konusunda sıkıntı yaşadığına dair iddialar

mevcuttur. Bir rivayete göre halife Me'mun, Vâkıdî'den Cuma namazını kıldırmasını

istemiş, fakat Vâkıdî Cuma sûresini ezbere bilmediğini söylemiştir. Bunun üzerine

Me'mun, Vâkıdî'ye Cuma sûresini öğretmeye başlamıştır. Vâkıdî, sûrenin ilk yarısını

öğretiyor, ikinci yarısına geçtiklerinde ise unutuyordu. Bir süre çalıştılar ve Me'mun

yorulunca Ali b. Salih'e, Vâkıdî'ye Cuma sûresini öğretmesini söyledi. Ali b. Salih'in

çabaları da yeterli gelmedi ve Vâkıdî sûreyi öğrenemedi. Bu durum üzerine Me'mun,

"Bu adam te'vili hıfzediyor ama tenzili hıfzedemiyor" demiş ve cuma namazını

kıldırması için Ali'yi göndermiştir.1822 Fakat bu rivayet, zayıf olması ve Vâkıdî'nin

hıfzının kuvvetli olması ile ilgili rivayetlere1823 ters olması dolayısıyla tenkit

edilmiştir.1824 Nitekim eserinde bu kadar çok ayete yer veren, bu ayetleri tefsir eden ve

ahkâmu'l Kur'ân konusunda da bilgi sahibi olan birinin, Kur'ân'ı ezberleyememesini

1816 Âl-i İmrân 3/67. 1817 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 413. 1818 Yasin 36/69. 1819 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, II, 419. 1820 Ahzâb 33/5. 1821 İbn Hişâm, Sîretü'n-Nebeviyye, I, 249, 260. 1822 Zehebî, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, IX, 460-461. 1823 Sellûmî, Vâkıdî, I, 63-64. 1824 Sellûmî, Vâkıdî, I, 150-152.

Page 251: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

240

mantıklı bulmuyoruz. Sözlü kültürün yazılı kültürden daha baskın olduğu bir dönemde,

Vâkıdî'nin bu tür ithamlarla karşılaşması normaldir.

Vâkıdî'nin ayetlere yer vermesi, çoğunlukla, ayetlerin nüzûlüne sebep olan

olayları zikretmesi vasıtası ile olmaktadır. O, "Onları siz öldürmediniz, fakat Allah

onları öldürdü..."1825 ayetinin, Bedir Savaşı'ndan sonra ashabtan bazılarının "Filan kişiyi

ben öldürdüm" diye böbürlenmeleri üzerine nazil olduğunu bildirmektedir.1826 Başka bir

sebeb-i nüzûl rivayetine göre, Gatafan Gazvesi esnasında Hz. Peygamber'in bir ağacın

altına uzanıp dinlenirken, Du'sur adındaki müşrik gelip Hz. Peygamber'e kılıcını uzattı

ve "Seni bugün benden kim kurtaracak" dedi. Hz. Peygamber'in, Allah'ın kurtaracağını

söylemesi ile adamın elindeki kılıç yere düştü. Kılıcı Resûlullah aldı ve aynı şekilde

adama uzatarak "Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak" dedi. Adam ise "Hiç

kimse" diyerek karşılık verdi ve sonrasında Müslüman oldu. "Ey iman edenler! Allah’ın

size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya kalkışmıştı da, Allah

onların ellerini sizden çekmişti"1827 ayeti bu olay ile alakalı olarak nazil oldu.1828

Aynı zamanda Vâkıdî, ayetlerin sebeb-i nüzûlleri hakkında farklı rivayetlere de

yer vermektedir. "Sana ganimetler hakkında soruyorlar..."1829 ayetinin nüzûlü için;

ayetin Sa'd b. Ebî Vakkas hakkında nazil olduğunu ifade eden rivayete yer verir.1830

Ayrıca Sa'd b. Muaz'ın "Ganimet az, insanlar çok" demesi ve insanlar arasında ganimet

konusunda tartışma çıkması üzerine ayetin nazil olduğunu bildiren rivayeti de

nakleder.1831 Yine Vâkıdî'nin naklettiğine göre, Hz. Peygamber Uhud'da yaralandığında

"Peygamberine bunu yapan bir toplum nasıl iflah olur" diye serzenişte bulunduğu vakit

"Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder,

ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder"1832 ayeti inmiştir. Fakat ayetin,

Hamza'ya yapılanları gördükten sonra Hz. Peygamber'in, düşmanlara müsle yapıp

intikam alacağına dair yemin ettiği zaman indiğini bildiren rivayeti de vermektedir.1833

1825 Enfâl 8/17. 1826 Vâkıdî, Megâzî, I, 132. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 98, 135, 200, 245, 250, 290, 319, 321, 322, 327, 382;

II, 434, 442, 611, 620, 622, 732, 797, 798; III, 874, 979, 981, 1004, 1005, 1022, 1046, 1055, 1058,

1060, 1063, 1066, 1068, 1069, 1070, 1127. 1827 Mâide 5/11. 1828 Vâkıdî, Megâzî, I, 196. 1829 Enfâl 8/1. 1830 Vâkıdî, Megâzî, I, 98. 1831 Vâkıdî, Megâzî, I, 104. 1832 Âl-i İmrân 3/128. 1833 Vâkıdî, Megâzî, I, 320.

Page 252: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

241

Zikredilen başka bir rivayete göre ise bu ayet, Bi'ru Ma'ûne olayından sonra Hz.

Peygamber'in, Lihyan, Zi'b, Ri'l, Zekvan ve Usayye kabilelerine on beş veya kırk gün

boyunca sabah namazının ikinci rekâtında "semi'Allâhu limen hamideh" dedikten sonra

beddua etmesi üzerine inmiştir.1834

Vâkıdî bazı durumlarda, hadiseden hemen sonra ayetin nazil olduğu bilgisini

verir. Mesela, Bedir'de Hz. Peygamber'in dua etmesinin ardından Cebrail'in "Hani

Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, “Ben size ard arda bin melekle

yardım ediyorum” diye cevap vermişti"1835 ayetini getirdiği ifade edilir.1836 Fakat burada

ayetin savaş esnasında nazil olmasından ziyade, ayetin bu hadise ile alakalı olarak (daha

sonra) nazil olduğu kastedilmektedir. Aynı şekilde, Bedir Savaşı'ndaki mübareze

esnasında yaralanan Ubeyde b. Haris'in vefatı anlatılırken, mübarezeye çıkan taraflardan

bahsettiği ifade edilen "İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya

girmişlerdir"1837 ayetinin o esnada nazil olduğu söylenmiştir.1838 Burada maksadın,

ayetin o hadise hakkında nazil olduğunu belirtmek olduğunu düşünüyoruz. Başka bir

rivayete göre, Uhud günü şeytanın "Muhammed öldürüldü" diye bağırması ile

Müslümanlar dağılmışlardı. Hz. Ömer, o esnada dağa tırmanıyordu ve Hz. Peygamber'i

gördüğünde ona "Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler

gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi

döneceksiniz?"1839 ayeti nazil oluyordu.1840 Esasen bu ayetin de Uhud Savaşı sonrasında

nazil olduğunu biliyoruz. Fakat Hz. Peygamber'in öldürüldüğü söylentisi ile dağılan

Müslümanlar hakkında nazil olması hususu, rivayetlerde aktarılırken, Müslümanların

dağıldıkları esnada nazil olduğunu söyleyen bir ifadeye evirilmiştir. Nitekim İbn Sa'd,

"Bu ayet henüz o gün nazil olmamıştı, bu olaydan sonra nazil oldu" diyerek itiraz

etmektedir.1841 Kaynaklarımızda sıkça rastladığımız, olaydan sonra mezkûr ayeti nazil

olduğunu söyleyen ifadelerin, ayetin o olay hakkında nazil olduğu şeklinde anlaşılması

daha doğru olacaktır.1842

1834 Vâkıdî, Megâzî, I, 350. 1835 Enfâl 8/9. 1836 Vâkıdî, Megâzî, I, 56. 1837 Hacc 22/19. 1838 Vâkıdî, Megâzî, I, 70. 1839 Âl-i İmrân 3/144. 1840 Vâkıdî, Megâzî, I, 321. 1841 İbn Sa'd, Tabakât, III, 112. 1842 Öz, Kur'ân'ın Peygamberi, s. 15.

Page 253: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

242

Vâkıdî gerektiği yerlerde ayetin nüzûlünden sonra gerçekleşen hadiseye dikkat

çeker. Örnek verecek olursak, "(Antlaşma yaptığın) bir kavmin hainlik etmesinden

korkarsan, sen de antlaşmayı bozduğunu aynı şekilde onlara bildir"1843 ayeti nazil

olduktan sonra Hz. Peygamber'in Benî Kaynuka üzerine yürüdüğünü aktarır.1844 Başka

bir misalde, Fetih sûresi nazil olduktan sonra Cebrail'in Hz. Peygamber'i tebrik ettiğini

rivayet eder.1845

Vâkıdî, ayetin kim hakkında nazil olduğuna dair bilgi vermeyi ihmal etmez.

Mesela o, "Kim Allah’a ve Peygamberine hicret etmek amacıyla evinden çıkar da sonra

kendisine ölüm yetişirse, şüphesiz onun mükâfatı Allah’a düşer"1846 ayetinin, Medine'ye

hicret için çıkıp yolda vefat eden Cündüp b. Damre hakkında nazil olduğu bildirir.1847

"Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene, Allah’a

derinden saygı duyarak inanırlar. Allah’ın ayetlerini az bir değere satmazlar"1848

ayetinin Abdullah b. Selam hakkında1849, "Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin

de düşmanınız olanları dost edinmeyin"1850 ayetinin ise Hâtıb b. Ebî Beltea hakkında1851

nazil olduğunu nakleder. Ayrıca ayetin kim hakkında nazil olduğu hususunda farklı

görüşlere de yer vermiştir. Örnek verecek olursak "Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları

şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için

elem dolu bir azap vardır"1852 ayetinin bazılarına göre münafıklar hakkında, bazılarına

göre ise Yahudiler hakkında nazil olduğunu ifade eder.1853

Vâkıdî, vermiş olduğu bilgileri desteklemek için ayetleri referans olarak

göstermiştir. O, Kureyş'in Bedir Savaşı için 950 kişi olarak Mekke'den çıktıkları ve

beraberlerindeki 100 at ile gösteriş yaptıklarını ifade edip, "Şımarıp böbürlenmek,

insanlara gösteriş yapmak ve (halkı) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından

çıkanlar (Mekke müşrikleri) gibi olmayın"1854 ayetinin bu duruma işaret ettiğini

1843 Enfâl 8/58. 1844 Vâkıdî, Megâzî, I, 177, 180. 1845 Vâkıdî, Megâzî, II, 618. 1846 Nisâ 4/100. 1847 Vâkıdî, Megâzî, I, 73. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 509, 859; III, 1004, 1064, 1065, 1070. 1848 Âl-i İmrân 3/199. 1849 Vâkıdî, Megâzî, I, 329. 1850 Mümtehine 60/1. 1851 Vâkıdî, Megâzî, II, 798. 1852 Âl-i İmrân 3/188. 1853 Vâkıdî, Megâzî, I, 328. 1854 Enfâl 8/47.

Page 254: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

243

belirtmektedir.1855 Yine ona göre, Hz. Peygamber'in sabah erkenden Uhud'a geldiği ve

ashabını savaş için düzene soktuğu malumatı, "Hani sen müminleri (Uhud’da) savaş

mevzilerine yerleştirmek için, sabah erken ailenden (evinden) ayrılmıştın"1856 ayetiyle

desteklenir.1857 Yine Vâkıdî'nin ifadesine göre, Hendek günü Benî Kurayza'nın ihanet

etmesi, münafıkların iyice azıtması, kadınlar ve çocuklar için duyulan endişenin artması

durumu, tıpkı "Hani onlar size hem üst tarafınızdan hem alt tarafınızdan gelmişlerdi.

Hani gözler kaymış ve yürekler ağızlara gelmişti. Siz de Allah’a karşı çeşitli zanlarda

bulunuyordunuz"1858 ayetinde anlatıldığı gibidir.1859

İbn İshâk ve İbn Hişâm'da gördüğümüz, savaş sonrası nazil olan ayetlerin

topluca zikredilmesi hususu, Vâkıdî'de de görülmektedir. O, Bedir Savaşı'ndan sonra

Enfâl sûresinin ayetlerini ve Bedir'le alakalı olduğunu düşündüğü diğer ayetleri kısa

tefsirlerle zikreder.1860 Uhud'dan sonra Âl-i İmrân sûresini,1861 Benî Nadîr hakkında

Haşr sûresinin 1-19 ayetlerini,1862 Hendek'le ilgili olarak Ahzâb sûresinin 9-25

ayetlerini,1863 Hudeybiye'den sonra Fetih sûresinin ilgili ayetlerini1864 ve Tebük

Gazvesi'nde indirilenler olarak Tevbe sûresinin 38-129 ayetlerini1865 kısa tefsirlerle

zikretmektedir.

Vâkıdî bazen ayetlerin nüzûl zamanı ve yerini de bildirmiştir. Mesela, "O ağır

iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur..."1866 ayetinin sebeb-i nüzûlünü bildiren

rivayete göre ayet, İfk hadisesi sonrasında, Aişe'nin babasının evinde nazil olmuştur.1867

Âl-i İmrân sûresinin 172 ve 175 ayetlerinin, Hamrâülesed'de inzal olunduğunu

nakletmiştir.1868 Ayrıca Hudeybiye Antlaşması ile alakalı olan Fetih sûresinin,

Hudeybiye dönüşü Dacnân denilen yerde indiğini rivayet etmiştir.1869

1855 Vâkıdî, Megâzî, I, 39. Ayrıca bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 131; II, 809. 1856 Âl-i İmrân 3/121. 1857 Vâkıdî, Megâzî, I, 319. 1858 Ahzâb 33/10. 1859 Vâkıdî, Megâzî, II, 459. 1860 Vâkıdî, Megâzî, I, 131-138. 1861 Vâkıdî, Megâzî, I, 319-329. 1862 Vâkıdî, Megâzî, I, 380-383. 1863 Vâkıdî, Megâzî, II, 494-495. 1864 Vâkıdî, Megâzî, II, 617-623. 1865 Vâkıdî, Megâzî, III, 1022-1025, 1060-1076. 1866 Nur 24/11. 1867 Vâkıdî, Megâzî, II, 434. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, III, 889. 1868 Vâkıdî, Megâzî, I, 340. 1869 Vâkıdî, Megâzî, II, 618.

Page 255: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

244

Vâkıdî'nin ayetlerden çıkarımda bulunduğu da görülmektedir. Nitekim "Hani

(Allah) kendi tarafından bir güvenlik olarak sizi hafif bir uykuya daldırıyor; sizi

temizlemek, sizden şeytanın vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve

ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu"1870 ayetinden

anlaşıldığına göre ashabtan bazılarının cünüp olduğunu, yağan yağmur ile temizlenip

şeytanın vesvesesinden kurtulduklarını ve yağan yağmur sayesinde yumuşak olan

zeminin sertleştiğini ifade etmektedir.1871

Daha önce İbn İshâk'ta gördüğümüz, Kur'ânî anlatımın tarihî anlatıma

dönüşmesi durumu, Vâkıdî'de de müşahede edilmektedir. O, Hz. Ebû Bekir'in "İslam'da

Hudeybiye'den daha büyük bir fetih yoktur" sözünü naklederken "Şüphesiz biz sana

apaçık bir fetih verdik"1872 ayetine işarette bulunur.1873 Hayber'e çıkılırken,

Hudeybiye'den geri kalanların gelip, "Biz de sizinle çıkmak istiyoruz" dedikleri

nakledilirken, "Savaştan geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, “Bırakın

biz de sizinle gelelim” diyeceklerdir"1874 ayetindeki ifadeler kullanılmıştır.1875 Tebük

seferi hazırlıkları sürerken yedi kişi gelmiş ve Hz. Peygamber'den binek istemişlerdir.

Hz. Peygamber ise onlara, "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğinde, ağlayarak

geri dönmüşlerdir. Bu rivayet, "Kendilerini bindirip (cepheye) sevk edesin diye sana

geldikleri zaman, senin, “Sizi bindirebileceğim bir şey bulamıyorum” dediğin; bu

uğurda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş döke

döke geri dönen kimselere de bir sorumluluk yoktur"1876 ayetinin tarihi anlatıma

çevrilmesidir.1877

Vâkıdî, bazı durumlarda ayetle ilgili olarak bazı bilgilere de yer vermiştir.

Mesela, "Müşrik karılarınızın nikâhlarına tutunmayın"1878 ayetini zikrettikten sonra,

müşrik olan hanımlarını boşayan sahâbîlerden bahsetmiştir.1879 Vâkıdî'nin, zikretmiş

olduğu ayette işaret edilen hadise ile ilgili bilgi verdiği de olmuştur. Örneğin, "Hani

1870 Enfâl 8/11. 1871 Vâkıdî, Megâzî, I, 132. 1872 Fetih 48/1. 1873 Vâkıdî, Megâzî, II, 610. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 835. 1874 Fetih 48/15. 1875 Vâkıdî, Megâzî, II, 634. 1876 Tevbe 9/92. 1877 Vâkıdî, Megâzî, III, 993. 1878 Mümtehine 60/10. 1879 Vâkıdî, Megâzî, II, 632.

Page 256: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

245

kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak

kuruyorlardı"1880 ayetinde bahsedilen tuzağın, hicret öncesi müşriklerin Hz.

Peygamber'i öldürmek amacıyla Mekke'de kurdukları tuzak olduğunu ifade eder.1881

Ayrıca yeri geldiğinde ayetle ilgili yorumlarını belirtmekten de geri durmamıştır.

"Eğer eşlerinizden biri kâfirlere kaçar..."1882 ayeti için şu ifadeleri kullanmıştır: "İman

ettikten sonra kocasını terk edip müşriklere kaçan bir kadın var mı, bilmiyoruz. Bu ayet,

Allah'ın gerçekleşmesi muhtemel olaylar için önceden getirmiş olduğu bir hüküm

olmalıdır."1883

Vâkıdî, dönemin fakihleri arasında görülmektedir.1884 Onun bu özelliği, eserine

de yansımıştır. O ahkâmu'l-Kur'ân'ı da yeri geldiğinde açıklamaktadır. "Artık elde

ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yiyin"1885 ayeti ile ganimetlerin helal

kılındığını ifade etmektedir.1886 Ayrıca, Hz Peygamber'in Haşr sûresinin 7. ayetine

dayanarak Benî Nadîr'den elde edilen ganimetleri ashabına taksim etmediğini rivayet

eder.1887 Abdullah b. Cahş'ın Nahle seferinden getirdiği ganimetler, Hz. Peygamber

tarafından beşte biri ayrılmak, gerisi de ashaba dağıtılarak taksim edilmişti. Vâkıdî bu

taksimin, İslam'daki ilk humus olduğunu, Enfâl sûresinin 41. ayetinin daha sonra

indiğini belirtir.1888

Hz. Peygamber'in yapmış olduğu bir konuşma içerisinde geçmesi hasebiyle

zikredilen ayetler de vardır. Zira Hz. Peygamber, her fırsatta duruma uygun ayetler

okumuş ve ashabına hatırlatmıştır. Mesela, Bedir günü Hz. Peygamber'in, müminlere

hitap ettiği konuşması içerisinde Mümin sûresinin 10. ayeti de zikredilmiştir.1889 Ayrıca

ashabın okuması nedeniyle yer verilen ayetler de mevcuttur. Rivayete göre, Reci'

vakasında esir edilip Kureyş'e satılan Hubeyb b. Adiy, idam edilmek üzere iken, yüzünü

kıblenin tersi yönüne çevirdiler. Bunun üzerine, "Doğu da, Batı da (tüm yeryüzü)

1880 Enfâl 8/30. 1881 Vâkıdî, Megâzî, I, 133. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, III, 1061. 1882 Mumtehine 60/11. 1883 Vâkıdî, Megâzî, II, 632. 1884 Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 300, 337; Şeşen, "Vâkıdî", s. 151. 1885 Enfâl 8/69. 1886 Vâkıdî, Megâzî, I, 136. 1887 Vâkıdî, Megâzî, I, 377, 381-382. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 570, 578; III, 919, 1065. 1888 Vâkıdî, Megâzî, I, 18. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 473. 1889 Vâkıdî, Megâzî, I, 59. Ayrıca bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 109, 295, 313; II, 584, 586, 636, 643, 832, 835;

III, 891, 923, 966-967, 1057, 1098, 1112, 1117.

Page 257: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

246

Allah’ındır"1890 ayetini okudu ve Allah'a dua etti.1891 Hz. Aişe, İfk hadisesinde Hz.

Peygamber'in kendisine masumiyeti hakkında soru sorması üzerine, vermiş olduğu

cevapta "Artık bana düşen, güzel bir sabırdır"1892 ayetini okumuştur.1893 Daha sonra

olay zikredilirken okunan ayetler de zikredilmiştir. Örneğin, Ammar b. Yasir, Tebük

seferi esnasında yapılan Hz. Peygamber'e suikast girişimi hakkında, "Ben onların on beş

kişi olduklarına şehadet ederim..." demiş ve "O gün zalimlere, mazeretleri fayda

vermez. Lanet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır"1894 ayetini okumuştur.1895

Müşriklerin ve münafıkların söylediği sözlerin bazı ayetlerde birebir yer alması

da ayetlerin zikredilme nedenlerindendir. Mesela "Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’ân) senin

katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu

bir azap getir"1896 ayetindeki ifadelerin Nadr b. Haris'in sözleri olduğu belirtilir.1897 Âl-i

İmrân sûresinin 154 ayetindeki "Bu işten bize bir şey olsaydı burada öldürülmezdik"

ifadesinin de münafıklardan Muattib b. Kuşeyr'in sözleri olduğu bildirilmiştir.1898

Vâkıdî yeri geldiğinde, verilmiş olan malumatı tashih etmektedir. O, Nisâ

sûresinin 102'de belirtilen korku namazının Hudeybiye seferi esnasında nazil olduğunu

ve ilk kılınan korku namazının bu sefer esnasında olduğu ifade eden rivayete, ilk korku

namazının Zatü'r-Rika Gazvesi'nde kılındığına dair rivayetin daha sahih olduğunu

söyleyerek itiraz etmiştir.1899 Vâkıdî'nin ele aldığı konular hakkında yeri geldiğinde

farklı rivayetleri zikredip tartışması, İslam tarihçiliği açısından tenkidi tarih anlayışının

ilk örneklerini bize sunmaktadır.1900

Vâkıdî, bazı durumlarda ayeti zikretmez ama ayete işarette bulunur. Müreysi

seferi esnasında, su sıkıntısı çekmelerini anlatan rivayette, "Teyemmüm ayeti nazil

oldu" ifadesini kullanır.1901 Bazı durumlarda ise sûre isimlerini zikretmek suretiyle,

sûrenin bütün ayetlerine şamil olan bir hususu belirtir. Mesela Müreysi seferinde

1890 Bakara 2/115. 1891 Vâkıdî, Megâzî, I, 360. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 48, 265; II, 581, 582, 774. 1892 Yusuf 12/18. 1893 Vâkıdî, Megâzî, II, 433. 1894 Mümin 40/52. 1895 Vâkıdî, Megâzî, III, 1045. 1896 Enfâl 8/32. 1897 Vâkıdî, Megâzî, I, 133. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 810. 1898 Vâkıdî, Megâzî, I, 296, 324. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 325, 328; III, 993. 1899 Vâkıdî, Megâzî, II, 582. 1900 Fayda, "Vâkıdî", s. 474; Vâkıdî (Takdim), I, 34; Öz, İlk Siyer Kaynakları, s. 343. 1901 Vâkıdî, Megâzî, II, 427.

Page 258: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

247

yaşanan olaylar sonrasında Münâfikûn sûresinin indiğini ve sûresinin baştan sona kadar

İbn Übey hakkında olduğunu bildirmiştir.1902

Vâkıdî'nin Kur'ân tefsirine dair bir kitabının olduğu ve müfessirlerden

bazılarının ondan faydalandığı ifade edilmiştir.1903 Fakat Kâtip Çelebi bahsedilen bu

eserin megâzî müellifi Vâkıdî değil, Ebu Abdullah Hüseyin b. Vâkıd'a ait olduğunu

kaydetmiştir.1904 Ona ait bir tefsir eseri olmasa bile, müfessirlerin ondan faydalandığı

göz önünde bulundurulursa,1905 Vâkıdî'nin de tefsir konusunda önemli bir isim olduğunu

söylemek yanlış olmaz.

Vâkıdî ayetleri tefsir ederken, müşterek (çokanlamlı) lafızları açıklamaktadır.

Mesela o, Bakara 2/191 ve Enfâl 8/39 ayetlerinde geçen "fitne" kelimesinden maksadın,

Kureyş'in İsaf ve Naile putlarına tapması olduğunu söyleyerek, kelimenin "şirk"

manasını ön plana çıkarmaktadır.1906

Vâkıdî, zikretmiş olduğu ayetlerde geçen müphem ifadeleri tebyin etmektedir.

"Nasıl ki, Rabbin seni hak uğruna (savaşmak üzere) evinden çıkarmıştı"1907 ayetinde

geçen "evinden" ifadesinin "Medine'den" anlamında olduğuna dair bir görüşü

nakleder.1908 "Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye

yapmıştı"1909 ayetinde geçen "bunu" ifadesinin meleklerin sayısı olduğunu ifade

eder.1910 "Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla"1911 ayetinde

işaret edilen günün Bedir günü olduğu ifade edilmiştir.1912 "Hani sizden iki takım

(paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu"1913 ayetinde bahsedilen "iki bölük" ile

kastedilen, Benî Seleme ve Benî Harise'dir. Çünkü onlar evvelde Uhud'a çıkmak

1902 Vâkıdî, Megâzî, II, 420. Örnekler için ayrıca bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 18; II, 865; III, 1077, 1098. 1903 Şulul, Vâkıdî, s. 116. 1904 Kâtip Çelebi, Keşfü'z-Zunûn an Esâmi'l-Kütüb ve'l-Fünûn, I-II, Dâru İhyâi't-Türasi'l-Arabî, Beyrut,

tsz, I, 460. 1905 Mesela İbn Kesîr, Tefsir'inde Vâkıdî'den nakillerde bulunmuştur. Bkz. Özaktan, Kur'an'ın

Anlaşılmasında Siyerin Rolü, s. 165. 1906 Vâkıdî, Megâzî, I, 18, 134. 1907 Enfâl 8/5. 1908 Vâkıdî, Megâzî, I, 131. 1909 Enfâl 8/10. 1910 Vâkıdî, Megâzî, I, 132. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 136, 325, 328, 380, II, 619, 621, 623, 684; III, 1024,

1061, 1071, 1113. 1911 Duhan 43/16. 1912 Vâkıdî, Megâzî, I, 136. 1913 Âl-i İmrân 122.

Page 259: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

248

istememişler, fakat sonra çıkmışlardır.1914 Tevbe sûresinin 108. ayetinde "ilk günden

takva üzerine kurulan mescid" ifadesi ile de Kuba mescidi kastedilmiştir.1915

Vâkıdî, müphem ifadeleri açıklarken farklı görüşlere de yer vermektedir. "Allah,

size keder üstüne keder verdi ki..."1916 ayetinde geçen "iki keder"in neler olduğu

hususunda farklı görüşleri zikretmiştir.1917 Fetih sûresinin 16. ayetinde geçen "kuvvetli

bir kavim" ibaresi ile amaçlananın, bazılarına göre Fars ve Rumlar, bazılarına göre

Hevâzin, bazılarına göre de Benî Hanife olduğunu bildirir.1918

Ayette geçen kişi veya kişileri de açıklamaktadır. Enfâl sûresinin 60. ayetinde

geçen "sizin bilmediğiniz ama Allah'ın bildiği düşmanlar" ile kastedilenin Hayber

olduğunu ifade eder.1919 "Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak

davrandın"1920 ayetinde Hz. Peygamber'in etrafından dağılıp kaçışanların kastedildiğini

belirtir.1921 "Hani (düşman) ordular üzerinize gelmişti de..."1922 ayetinde bahsedilenlerin

Kureyş, Gatafan, Süleym ve Esed kabileleri olduğunu açıklar.1923

Ayrıca Vâkıdî, ayetin hitabının kime yönelik olduğunu da bildirmektedir. "Eğer

fetih istiyorsanız işte size fetih geldi"1924 ayetinin Ebû Cehil'in sarf etmiş olduğu,

"Allah'ım! Akrabalık bağlarını koparan ve bilinmeyen bir din çıkaranı helak et"

cümleleri ile ilgili nazil olduğunu ifade ederek, ayetin Kureyş'e hitap ettiğini

söylemiştir.1925 Haşr sûresinin 2. ayetinde "Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız"

ifadesi ile Allah'ın müminlere hitap ettiğini vurgular.1926

Ayette geçen bazı kelime ve ifadeleri de açıklamaktadır. Örneğin, "O’nun

ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır"1927 ayetinde geçen

"iman" kelimesinin "yakin" manasında olduğunu söyler.1928

1914 Vâkıdî, Megâzî, I, 319. 1915 Vâkıdî, Megâzî, III, 1048. 1916 Âl-i İmrân 3/153. 1917 Vâkıdî, Megâzî, I, 323. 1918 Vâkıdî, Megâzî, II, 620. 1919 Vâkıdî, Megâzî, I, 135. 1920 Âl-i İmrân 3/159. 1921 Vâkıdî, Megâzî, I, 324. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 326, 382, 383; II, 494, 619; III, 1023, 1025, 1046,

1060, 1061, 1062. 1922 Ahzâb 33/9. 1923 Vâkıdî, Megâzî, II, 494. 1924 Enfâl 8/19. 1925 Vâkıdî, Megâzî, I, 70, 133. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 327. 1926 Vâkıdî, Megâzî, I, 380. 1927 Enfâl8/2.

Page 260: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

249

Vâkıdî birçok yerde ayetin anlamını tekit eden ifadeler kullanır. Özellikle

savaşlardan sonra nazil olan ayetleri topluca zikretmiş olduğu kısımlarda, bu durumun

fazlaca örneğini bulmak mümkündür. Mesela, "Ey iman edenler! Allah’a ve

Peygamber’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi (aranızdaki) emanetlerinize de hainlik

etmeyin"1929 ayeti için, "Yani münafıklar gibi yapmayın, size verilen emanetleri sahibine

verin" ifadelerini kullanır.1930

O, yeri geldiğinde ayetin maksadını da açıklamaktadır. Rivayete göre, Bedir

ganimetleri arasında bulunan kırmızı bir halı kaybolmuştu ve o halıyı Hz. Peygamber'in

almış olabileceğini söylediler. Bunun üzerine "Hiçbir peygamberin emanete hıyanet

etmesi düşünülemez"1931 ayeti nazil oldu ki, ayette geçen "hıyanet" ifadesi ise

kastedilen, ganimetler konusunda Hz. Peygamber'e nispet edilen hıyanettir.1932

Ayeti misal getirerek açıkladığı da olmuştur. Örnek verecek olursak, "Onların

kalplerine korku salacağım"1933 ayeti için şöyle der: "Onların kalpleri, bir kaba konulan

çakıl taşları gibiydi."1934 Bazı durumlarda ise ayeti tavsif ederek açıklamaktadır. O,

"Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri

için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri

şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır"1935 ayeti hakkında şöyle der: "Zekât

vermeyen kişinin malı kıyamette yılan suretinde sahibinin boynuna dolanır ve "Ben

sana ait hazineyim" diyerek avurtlarını sokar."1936

Ayetteki mutlak ifadenin takyid edilmesi suretiyle de ayetin tefsir edildiğini

görmekteyiz. Mesela Vâkıdî, "İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar

verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et"1937 ayeti ile verilen istişare emrinin sadece

savaşta geçerli olduğunu, savaş dışında Hz. Peygamber'in ashabı ile istişare etmediğini

söyler.1938 Beni Nadir kuşatması esnasında, onlara ait olan hurma ağaçlarının kesilmesi

1928 Vâkıdî, Megâzî, I, 131. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 134, 322, 325; II, 494, 495, 618, 622; III, 1022,

1023, 1061, 1066, 1067, 1075. 1929 Enfâl 8/27. 1930 Vâkıdî, Megâzî, I, 133. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 319; II, 619, 623; III, 1023, 1060, 1062, 1063. 1931 Âl-i İmrân 3/161. 1932 Vâkıdî, Megâzî, I, 102. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, I, 320, 376. 1933 Enfâl 8/12. 1934 Vâkıdî, Megâzî, I, 132. 1935 Âl-i İmrân 3/180. 1936 Vâkıdî, Megâzî, I, 328. 1937 Âl-i İmrân 159. 1938 Vâkıdî, Megâzî, I, 324.

Page 261: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

250

ile alakalı olarak nazil olan "(Savaş gereği,) hurma ağaçlarından her neyi kestiniz yahut

kökleri üzerinde dikili bıraktınızsa hep Allah’ın izniyledir"1939 ayeti hakkında Vâkıdî,

"acve dışındaki hurma ağaçları" kaydını eklemiştir.1940

Vâkıdî'nin ayeti başka bir ayetle açıkladığı durumlar da söz konusudur. Örnek

verecek olursak, "Müminler, düşman birliklerini görünce, “İşte bu, Allah’ın ve

Rasulü'nün bize vaat ettiği şeydir. Allah ve Resûlü doğru söylemişlerdir” dediler. Bu,

onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır"1941 ayetinde geçen, Allah'ın vaat

ettiği şeyin, "Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden

cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber müminler, “Allah’ın

yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi

bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır"1942 ayetinde bildirilmiş olduğunu nakleder.1943

Vâkıdî, ayetin tefsirinde farklı görüşlere yer vermeyi ihmal etmez. Mesela,

"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler..."1944 ayeti

için İbn Abbas'ın ve İbn Mes'ud'un rivayetleri ayrı ayrı nakledilmiştir.1945

Ayrıca Vâkıdî, zikredilen ayetler arasında bulunduğu iddia edilen nâsih-mensuh

ilişkisine dair açıklamalar yapmıştır. O, "Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz

kişiye galip gelirler..."1946 ayetinin, bir önceki "Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi

bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler..." ayetini neshettiğini ifade etmektedir.1947

Ayrıca önceki müelliflerde rastlamadığımız bir iddiaya Vâkıdî yer vermektedir ki; bu

iddiaya göre, Bi'ru Ma'ûne'de şehit edilenler hakkında, "Rabbimize kavuştuğumuzu

kavmimize söyleyin. Allah bizden razı, biz de O'ndan razıyız" şeklinde bir ayet nazil

olmuş ve uzun bir süre okunmaya devam etmiş, fakat daha sonra bu ayet

neshedilmiştir.1948

1939 Haşr 59/5. 1940 Vâkıdî, Megâzî, I, 381. 1941 Ahzâb 33/22. 1942 Bakara 2/214. 1943 Vâkıdî, Megâzî, II, 495. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 621. 1944 Âl-i İmrân 3/169-171. 1945 Vâkıdî, Megâzî, I, 325-326. Bkz. Vâkıdî, Megâzî, II, 618; III, 1076. 1946 Enfâl 8/66. 1947 Vâkıdî, Megâzî, I, 135-136, 137. 1948 Vâkıdî, Megâzî, I, 350. Vâkıdî'nin tefsir ettiği ayetler için bkz. Sellûmî, Vâkıdî, II, 553-687.

Page 262: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

251

6.4. İbn Sa'd'ın Ayet Kullanımı ve Ayetleri Tefsir Etmesi

Araştırmamıza esas kabul ettiğimiz müelliflerin, ayetleri genel olarak nüzûl

sebebi olan hadiselerle birlikte zikrettiklerini ifade etmiştik. Tabakât müellifi İbn Sa'd

da, Hz. Peygamber'in hayatı ile ilgili nakletmiş olduğu rivayetler özelinde, nüzûl sebebi

olan hadisleri zikretmek suretiyle ayetlere yer vermiştir. Onun naklettiği rivayetlerin

birinde; Hz. Peygamber'in erkek çocukları ölünce As b. Vâil es-Sehmî, "Onun soyu

kesiktir, zürriyetsizdir." dediği vakit, Kevser sûresinin nazil olduğu bildirilmiştir.1949

Başka bir rivayette ise, "Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Müminleri,

tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı"1950 ayetinin, Hz.

Peygamber'in Uhud'da Übey b. Halef'i mızrak atarak yaralaması ve Übey'in bu yara

sebebiyle yolda ölmesi ile alakalı olarak nazil olduğu nakledilmektedir.1951

İbn Sa'd ayetin kim hakkında nazil olduğuna dair malumatı da zikretmektedir.

"Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar-

Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de müminlere"1952

ayetinin Ebû Tâlib hakkında nazil olduğunu bildirmiştir.1953 Yine rivayet ettiğine göre,

"Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar..."1954 ayeti Benî

Esed heyeti hakkında inmiştir ki onlar, "Ey Muhammed, sen bize bir elçi

göndermediğin halde biz kurak bir zamanda ve karanlık bir yolda yürüyerek sana

geldik" demişlerdir.1955 "Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen

kimselerdir"1956 ayeti de Benî Temîm hakkında nazil olmuştur.1957

Kur'ânî anlatımın tarihi anlatıma dönüşmesi durumu, İbn Sa'd'ın eserinde de

göze çarpmaktadır. Örneğin, Müreysi Gazvesi esnasında Beni Salim ile Benî Gıfardan

iki adamın tartışması ve olayın büyümesi sonucunda Abdullah b. Übey, "Eğer

Medine'ye dönecek olursak, güçlü olan güçsüzü oradan çıkaracaktır" dediği rivayet

1949 İbn Sa'd, Tabakât, I, 111. 1950 Enfâl 8/17. 1951 İbn Sa'd, Tabakât, II, 43. Örnekler için bkz. İbn Sa'd, Tabakât, I, 56, 100, 148, 168, 169, 210, 255; II,

32, 33, 42, 43, 55, 63, 68, 124, 148, 178; III, 12, 41; IV, 196, 386; X, 103, 104, 163, 166, 168, 177,

178, 186, 202. 1952 Tevbe 9/113. 1953 İbn Sa'd, Tabakât, I, 101. 1954 Hucurat 49/17. 1955 İbn Sa'd, Tabakât, I, 253. 1956 Hucurat 49/4. 1957 İbn Sa'd, Tabakât, I, 255. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, II, 16, 26, 30; III, 112, 141, 231, 507; IV, 294,

385; V, 119; VI, 97; IX, 139.

Page 263: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

252

edilmiştir ki böylece, Münâfikûn sûresinin 8. ayeti, tarihî anlatıma dönüştürülerek

nakledilmiştir.1958 Tebük hazırlıkları esnasında yedi kişinin gelip Hz. Peygamber'den

binek istemeleri ve Hz. Peygamber'in onlar için binek bulamaması üzerine ağlayarak

geri dönmelerini hikâye eden rivayet de Tevbe sûresinin 92. ayetinde işaret edilen

hadisedir.1959 Yine başka bir rivayete göre Hz. Peygamber Mekke'yi fethettikten sonra

bir kabrin başına geldi, ağlamaya başladı. Ashab neden ağladığını sordu. O, "Burası

annemin kabridir. Onu ziyaret etmek için Rabbimden izin istedim, verdi. Onun için

istiğfarda bulunmayı istedim, ama izin vermedi." dedi.1960 Bu rivayette Hz. Peygamber,

"Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar-

Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de müminlere"1961

ayetine işarette bulunmaktadır. Fakat İbn Sa'd'ın da belirttiği gibi, Hz. Peygamber'in

annesinin kabri Mekke'de değil Ebva'dadır ve dolayısıyla bu haber doğru değildir.

İbn Sa'd, ayetin nüzûlünden sonraki hadiseler hakkında bilgi veren rivayetlere de

yer vermiştir. O, "Allah, seni insanlardan korur"1962 ayetinin nazil olmasından evvel

Hz. Peygamber'i insanların koruduğunu, nazil olduktan sonra Hz. Peygamber'in

kendisini korumak için nöbet tutanlara, "Gidebilirsiniz, artık beni Allah koruyacaktır"

dediğini nakletmiştir.1963 Ayrıca "En Yakın akrabanı uyar"1964 ayeti nazil olduğu zaman

Hz. Peygamber'in Abdülmenâfoğullarını dine davet ettiğine dair uzun bir rivayete yer

vermiştir.1965

O'nun bazı hususlarda ayeti delil olarak kullandığını da görmekteyiz. Mesela o,

"Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’ân’da lânetlenmiş bulunan o ağacı da sırf

insanları sınamak için vesile yaptık. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu, sadece onların

büyük azgınlıklarını (daha da) artırdı"1966 ayetini İsra olayına ve o esnada gördüğü

şeylere delil olarak nakleder.1967 Yine, Bedir günü Müslümanların zemini kaygan bir

yerde olduklarına ve yağmurun yağıp yeri sertleştirdiğine "...ayaklarınızı sağlam

1958 İbn Sa'd, Tabakât, II, 61. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, I, 20; II, 21. 1959 İbn Sa'd, Tabakât, II, 151. 1960 İbn Sa'd, Tabakât, I, 96. 1961 Tevbe 9/113. 1962 Mâide 5/67. 1963 İbn Sa'd, Tabakât, I, 144. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, I, 169; II, 26, 172; V, 95; IV, 344; X, 185. 1964 Şûrâ 26/214. 1965 İbn Sa'd, Tabakât, I, 55. Bu rivayet, "Hz. Peygamber'in Soyu" başlığında geçer. 1966 İsrâ 17/60. 1967 İbn Sa'd, Tabakât, I, 183.

Page 264: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

253

bastırmak için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu"1968 ayetini delil olarak

gösterir.1969

İbn Sa'd bazı durumlarda ayetin nüzûl zamanı veya yerini de vermiştir. Rivayet

ettiğine göre, Fetih sûresinin Hudeybiye dönüşü Dacnân denilen yerde nazil

olmuştur.1970 Hudeybiye'de nazil olduğu da rivayet edilir.1971 "Bugün sizin için dininizi

kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim"1972

ayetinin de Veda Haccı sırasında, Hz. İbrahim'in durduğu yerde Hz. Peygamber vakfe

yaparken nazil olduğu bildirilir.1973 "Biz Kur’ân’ı, insanlara dura dura okuyasın diye

ayet ayet ayırdık ve onu peyderpey indirdik"1974 ayeti için de şöyle söyler: "Bize gelen

habere göre Kur'ân'ın nüzûl süreci on sekiz yıl sürdü. Hicretten önce sekiz yıl, on yıl da

Medine'de indirildi."1975

İbn Sa'd bazen, rivayette geçen bir kelimeyi açıklamak için ayete dayanmaktadır.

Örnek verecek olursak, Hz. Peygamber'in Bilal b. Hâris el-Müzenî'ye yazmış olduğu

mektupta geçen "şatrahû" (tarafında) kelimesini açıklamak için "Biz senin çok defa

yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz..."1976 ayetini delil

getirir.1977

İbn Sa'd, savaşlardan sonra nazil olan ayetleri zikretmiştir. Fakat o, önceki

müellifler gibi çok sayıda ayet zikretmez. Mesela o, Bedir Savaşı hakkında Enfâl

sûresinin bazı ayetleri ile, Hacc sûresinin 19 ve 55, Duhan sûresinin 16, Kamer

sûresinin 45. ayetlerini zikretmiştir.1978

O bazen bir konu hakkında bilgi verirken de bazı ayetleri zikretmektedir. Mesela

Hz. Peygamber'in komşu devlet başkanları ve kabile reislerine göndermiş olduğu davet

mektupları ile ilgili olan bölümünde şöyle bir rivayete yer vermiştir: Resûlullah ilk

başlarda mektuplarını “Bismike Allahümme” şeklinde yazıyordu. Nihayet "Binin ona.

1968 Enfâl 8/11. 1969 İbn Sa'd, Tabakât, II, 23. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, II, 69, 97; X, 185, 187. 1970 İbn Sa'd, Tabakât, II, 94. 1971 İbn Sa'd, Tabakât, II, 99. 1972 Mâide 5/3. 1973 İbn Sa'd, Tabakât, II, 169. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, X, 97. 1974 İsrâ 17/106. 1975 İbn Sa'd, Tabakât, I, 191. 1976 Bakara 2/144. 1977 İbn Sa'd, Tabakât, I, 235. 1978 İbn Sa'd, Tabakât, II, 16.

Page 265: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

254

Onun yüzüp gitmesi de durması da Allah’ın adıyladır"1979 ayeti nazil olunca

“Bismillah” yazmaya başladı. Sonra "De ki: (Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister

Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler

O’nundur"1980 ayeti nazil olunca “Bismillahirrahman” şeklinde yazmaya başladı. Daha

sonra da "Mektup, Süleyman’dan gelmiştir. O, ‘Bismillâhirrahmânirrahîm’ diye

başlamaktadır"1981 ayeti nazil olunca mektuplarının başında

“Bismillahirrahmanirrahim” yazmaya başladı.1982

İbn Sa'd'ın ahkâmu'l-Kur'ân konusunda yeri geldiğinde bilgi verdiğini

görüyoruz. Rivayet ettiğine göre, muhacir ve ensar arasındaki kardeşlik, onların

birbirine varis olmasını da kapsamaktaydı. Fakat Bedir'den sonra nazil olan "Daha

sonra iman edip hicret eden ve sizinle birlikte cihad edenlere gelince, işte onlar da

sizdendir. Allah’ın kitabınca, kan akrabaları birbirlerine (varis olmaya) daha

lâyıktırlar"1983 ayeti ile bu hüküm neshedildi ve sadece kan bağı olanlar birbirlerine

varis olabildi.1984

Hz. Peygamber'in okumuş olması dolayısıyla yer verilen ayetler de vardır.

Mesela Hz. Peygamber'in, hicret amacıyla evinden çıkarken "...Biz, onların önlerine bir

set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler..."1985

ayetlerini;1986 Mekke'nin fethinden sonra Kabe'deki putları devirirken de "Hak geldi,

batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur"1987 ayetini okuduğu rivayet

edilmiştir.1988

Aynı zamanda ashabın konuşma esnasında zikrettiği ayetler de vardır. Hz

Peygamber, vefat ettiği zaman Ebû Bekir'in "Muhammed, ancak bir peygamberdir.

Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin

geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar

1979 Hûd 11/41. 1980 İsrâ 17/110. 1981 Neml 27/30. 1982 İbn Sa'd, Tabakât, I, 227. 1983 Enfâl 8/75. 1984 İbn Sa'd, Tabakât, I, 205. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, II, 90. 1985 Yasin 36/1-10. 1986 İbn Sa'd, Tabakât, I, 194. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, I, 124, 147, 163, 239, 244; II, 96, 132, 161, 202,

225; X, 67. 1987 İsrâ 17/81. 1988 İbn Sa'd, Tabakât, II, 127.

Page 266: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

255

veremez. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır"1989 ayetini okuması1990 örnek

verilebilir. Daha sonraki zamanlarda olayların hatırlanması sırasında okunan ayetlerin

de zikredildiğini görmekteyiz. Örnek verecek olursak, Muhammed b. Ka'b el-

Kurazî'nin, "Kıble veya sünnet konusunda hiçbir peygamber bir peygambere muhalif

olmamıştır. Ancak Hz. Peygamber Medine'ye hicretten sonra on altı ay boyunca

Beytülmakdis'e yönelmişti" dediği ve ardından "Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa

düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya

emrettiğini size de din kıldı..."1991 ayetini okuduğu nakledilir.1992

İbn Sa'd, sûre adını vermek suretiyle, sûrenin tamamını kastedildiği rivayetlere

de yer vermiştir. Bu rivayetlerden birine göre Hz. Peygamber, "Hûd sûresi ve

kardeşleri1993 beni ihtiyarlattı" demiştir.1994

İbn Sa'd'ın Tabakât'ı incelendiği vakit, ayet kullanımı ile ilgili olarak dikkat

çeken bazı hususlar vardır. İbn Sa'd, Fil vakasına yer vermiştir ama bununla ilgili olarak

Fil sûresini zikretme gereği duymamıştır.1995 Ashabın Habeşistan'dan dönmesi ile

alakalı olarak Garanik olayına yer vermiş ve bu bağlamda Necm sûresinin 19-20 ve İsra

sûresinin 73-75. ayetlerini zikretmiştir.1996 Hz. Peygamber'in Tevrat ve İncil'deki

vasıflarını anlattığı başlıkta, Ahzâb sûresinin 45, Nahl sûresinin 43 ve Bakara sûresinin

159. ayetlerine yer vermiştir.1997 Fakat en ilginç olanı, "Hz. Peygamber'in Ahlakı"

başlığı altında hiç bir ayet zikretmemiştir.1998

İbn Sa'd'ın, eserinde, Hz. Peygamber'in eşleri hakkında inen ayetlerin (Ahzâb

33/6, 33-35, 38, 50-54) tefsirine dair bir kısım oluşturduğu görülmektedir.1999 Ayrıca o

Hz. Peygamber'in tefsirine dair rivayetleri nakletmeye de önem vermiştir. Mesela Allah

Rasulü’ne "Onlarla Allah'ın düşmanını ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat

1989 Âl-i İmran 3/144. 1990 İbn Sa'd, Tabakât, II, 234, 235, 236. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, I, 323; II, 96, 313; III, 149, 391; V, 55;

VIII, 111. 1991 Şûrâ 42/13. 1992 İbn Sa'd, Tabakât, I, 209. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, I, 367. 1993 Hûd sûresinin kardeşleri'nin Vâkıa, Kâria, Meâric ve Tekvir sûreleri olduğu belirtilmiştir. Bkz. İbn

Sa'd, Tabakât, I, 376. 1994 İbn Sa'd, Tabakât, I, 374. Örnekler için bkz. İbn Sa'd, Tabakât, I, 166, 270, 398. 1995 İbn Sa'd, Tabakât, I, 71-73. 1996 İbn Sa'd, Tabakât, I, 174-175. 1997 İbn Sa'd, Tabakât, I, 309-312. 1998 İbn Sa'd, Tabakât, I, 313-353. 1999 İbn Sa'd, Tabakât, X, 189-193.

Page 267: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

256

Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz"2000 ayeti sorulduğunda “Onlar

cinlerdir” dediğini nakletmiştir.2001 Yine "Allah dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp

bırakır. Ana kitap (Levh-i Mahfuz) O'nun yanındadır"2002 ayeti hakkında Hz.

Peygamber'in “Allah rızkı eksiltir ve çoğaltır. Eceli de eksiltir ve uzatır” dediği

bildirilmiştir.2003

İbn Sa'd, Tabakât'ında yer verdiği bazı ayetlerin sahabe ve tabiûn tarafından

yapılan tefsirlerine dair rivayetleri de zikreder. Mesela o, "De ki: Ben buna (yaptığım

tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret

istemiyorum"2004 ayeti ile ilgili olarak İkrime'nin şöyle dediğini aktarır: "Yani size

getirmiş olduğum konuda beni koruyamıyorsunuz, bari akrabalık vesilesi ile

koruyun."2005

İbn Sa'd yeri geldiğinde ayette işaret edilen kişi veya kişileri de açıklamıştır.

İfade ettiğine göre "Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben

Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir?"2006 ayetinde Hz.

Peygamber'den2007; "İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan

sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet

etme konumunda olanlar lânet eder"2008 ayetinde Yahudilerden bahsedilmektedir.2009

İbn Sa'd'ın ayette geçen bir ifade veya kelimeyi açıkladığı da görülmektedir.

Misal verecek olursak, "...Meryem oğlu İsa’ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-

Kudüs (Cebrail) ile destekledik..."2010 ayetindeki Ruhu'l-Kudüs'ün Cibril olduğunu

nakletmiştir.2011 "Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık

dokunmadan geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular"2012 ayetinde geçen "fadl"

2000 Enfâl 8/60. 2001 İbn Sa'd, Tabakât, IX, 436. 2002 Ra’d 13/39. 2003 İbn Sa'd, Tabakât, III, 531. Örnekler için bkz. İbn Sa'd, Tabakât, III, 531; IX, 437. 2004 Şûrâ 42/23. 2005 İbn Sa'd, Tabakât, I, 8. İbn Sa'd'da geçen tefsir rivayetleri hakkında bkz. Hikmet Akdemir, "Tefsir

Kaynağı Olarak İbn Sa'd'ın Tabakât'ı", Bir Âlim Bir Eser: İbn Sa'd ve Tabakât- Sempozyum

Bildirileri, Siyer Yayınları, 2014, ss. 149-175. 2006 Fussilet 41/33. 2007 İbn Sa'd, Tabakât, I, 169. 2008 Bakara 2/159. 2009 İbn Sa'd, Tabakât, I, 312. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, II, 305, 311, 316, 319; III, 57; X, 104, 169, 173. 2010 Bakara 2/253. 2011 İbn Sa'd, Tabakât, I, 164. Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, I, 168; X, 169, 189. 2012 Âl-i İmran 3/174.

Page 268: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

257

kelimesi ile de, Müslümanların Bedrü'l-Mev'id seferinde elde etmiş oldukları ticari

kazancın kastedildiğini ifade eder.2013

İbn Sa'd, ayette geçen müphem ifadeleri açıklamaktadır. O, "İlk günden temeli

takva üzerine kurulan mescit, içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır"2014 ayetinde

bahsedilen mescidin Kuba mescidi olduğunu bildirir.2015 Rivayet ettiğine göre,

"(Sadakalar) kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen

fakirler içindir"2016 ayetinde geçen "fakirler" ifadesi ile maksat Suffe ehlidir.2017 Fetih

sûresinin 18. ayetinde bahsedilen "yakın bir fetih" ile Hayber'in fethi

kastedilmektedir.2018 Ayrıca, Duhan sûresinin 10. ayetinde bahsedilen dumanın,

Mekke'nin fethi günü Mekke'de görülen duman olduğunu ifade etmiştir.2019

İbn Sa'd'ın ayeti tefsir ederken, tekit eden ifadeler kullandığı da görülmektedir.

Mesela o, "O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy. Sonra onu

açıklamak da bize aittir"2020 ayeti için şöyle der: "Yani sen sus ve dinle. Onu okuman

bize aittir."2021

İbn Sa'd bazı durumlarda ayetin maksadını açıklayan rivayetlere yer

vermektedir. O, "Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy

beklediğini) görüyoruz..."2022 ayeti hakkında, Hz. Peygamber'in namaz kılarken

Yahudilerin kıblesinden döndürülmesini istediğini ve bunun için de namazda başını

göğe doğru kaldırdığını nakleder. Ona göre ayetin maksadı, Hz. Peygamber'in de

arzulamış olduğu kıble değişiminin bildirilmesidir.2023

O yeri geldiğinde ayeti tavsif ederek açıklayan rivayetlere yer vermiştir.

"Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan

sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul

2013 İbn Sa'd, Tabakât, II, 57. 2014 Tevbe 9/108. 2015 İbn Sa'd, Tabakât, I, 211. 2016 Bakara 2/273. 2017 İbn Sa'd, Tabakât, I, 219; II, 23. 2018 İbn Sa'd, Tabakât, II, 109. 2019 İbn Sa'd, Tabakât, II, 132. 2020 Kıyame 75/18-19. 2021 İbn Sa'd, Tabakât, I, 168 Bkz. İbn Sa'd, Tabakât, II, 24. 2022 Bakara 2/144. 2023 İbn Sa'd, Tabakât, I, 208-209.

Page 269: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

258

etmiştir"2024 ayeti hakkında Abdullah b. Muhammed b. Akil b. Ebî Tâlib'in şöyle

dediğini aktarır: "Tebük seferinde iki veya üç kişi bir deveyi nöbetleşe kullanıyordu.

Hava çok sıcaktı. Çok susadılar ve develeri kesip işkembelerindeki suyu içtiler. Su,

temizlik ve yeme-içmede zorluk mevcuttu."2025

Ayeti temsil ile açıklayan rivayetler de mevcuttur. Mücahid'in "Yine şöyle

derler: Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?

(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da)

gözlerimizden mi kaçtılar"2026 ayeti hakkında, "Ebu Cehil (öbür dünyada) şöyle der:

"Bilal nerde? Falan nerede? Falan nerede? Filan nerede? Biz onları dünyada iken

kötülerden sayıyorduk. Şimdi ise onları cehennemde görmüyoruz. Yoksa onlar bizim

görmediğimiz bir yerdeler mi? Ya da onlar cehennemde de biz mi onların yerini

göremiyoruz?" dediği nakledilmiştir.2027

6.5. Taberî'nin Ayet Kullanımı ve Ayetleri Tefsir Etmesi

Taberî, nüzûl sebebi olan hadislerle birlikte, ayetlere de yer vermiştir.

Naklettiğine göre, İfk hadisesinde asılsız dedikoduyu yayanlar arasında Mıstah b. Üsase

de vardı. Bu sebeple Ebû Bekir, akrabası olan ve fakir olduğu için maddi olarak

yardımda bulunduğu Mıstah'a, yardımını kesti. Bunun üzerine, "İçinizden varlık ve

servet sahibi kimseler yakınlarına, düşkünlere ve Allah yolunda hicret edenlere (kendi

mallarından bir şey) vermeyeceklerine yemin etmesinler. Onlar affetsinler, vazgeçip iyi

muamelede bulunsunlar. Allah'ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? Allah çok

bağışlayandır, çok merhamet edendir"2028 ayeti nazil oldu.2029

Taberî, nakletmiş olduğu malumatı, ayetlerle desteklemektedir. Mesela, Hz.

Peygamber'in Yasin sûresini okuyup da müşrikler arasından geçip hicret yolculuğuna

başladığı hadiseyi anlattıktan sonra "Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da

2024 Tevbe 9/117. 2025 İbn Sa'd, Tabakât, II, 152. 2026 Sad 38/62-63. 2027 İbn Sa'd, Tabakât, III, 214. 2028 Nûr 24/22. 2029 Taberî, Tarih, II, 617. Bkz. Taberî, Tarih, II, 185, 298, 300, 306, 319, 324, 337, 413, 416, 447, 475,

508, 515, 529, 558, 563, 565, 567, 570, 622; III, 36, 102, 108, 110.

Page 270: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

259

(Mekke'den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak

kuranların en hayırlısıdır"2030 ayetini zikretmiştir.2031

Taberî, ayetin kimin hakkında indiğini de belirtmektedir. Hucurat sûresinin 4-5.

ayetlerinin, Benî Temîm heyeti hakkında;2032 Tevbe sûresinin 48. ayetinin münafıklar

hakkında2033 nazil olduğunu rivayet eder.

Taberî bazı durumlarda ayetin nüzûl yeri ve zamanını da zikretmektedir. Zekât

ve sadakalardan bahseden "Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve

temizleyeceğin bir sadaka (zekât) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için

sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir"2034

ayetinin hicretin 9. yılında nazil olduğunu bildirir.2035

Ayetin nüzûlünden sonra yaşanan gelişmeler hakkında da bilgi vermiştir.

Rivayet ettiğine göre "Anlaşma yaptığın bir kavmin hainlik etmesinden korkarsan, sen

de antlaşmayı bozduğunu aynı şekilde onlara bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez"2036

ayeti nazil olduktan sonra Hz. Peygamber Benî Kaynuka üzerine yürümüştür.2037

Taberî, zikredilen ayetle ilgili olarak farklı bilgi ve yorumları da nakletmiştir.

Mesela "...Zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle

evlendirdik..."2038 ayeti hakkında Hz. Aişe'nin şöyle dediğini bildirir: "Zeynep zaten

güzellik bakımından bizden üstündü. Bu ayetin nüzûlünden sonra başka bir hususta da

bizden üstün olduğunu anladık. Onun Allah tarafından Hz. Peygamber ile

evlendirilmesi beni üzdü. Bu büyük ve şerefli bir hususiyet dolayısıyla bize karşı

övüneceğini düşünüyordum"2039

Taberî, "Râvilerden bir kısmı Kur'ân'ın ramazan ayının 17'sinde nazil olduğunu

söylerler. Bu iddialarını Yüce Allah'ın şu ayetinden istidlal ederler: "...Eğer Allah'a; hak

ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, (yani) iki ordunun (Bedir'de) karşılaştıkları gün

kulumuza indirdiklerimize inandıysanız (bunu böyle bilin). Allah, her şeye hakkıyla

2030 Enfâl 8/30. 2031 Taberî, Tarih, II, 374. Bkz. Taberî, Tarih, II, 236, 283, 325, 347, 421, 423, 424, 521. 2032 Taberî, Tarih, III, 120. Bkz. Taberî, Tarih, III, 49, 96, 101, 111. 2033 Taberî, Tarih, III, 103. 2034 Tevbe 9/103. 2035 Taberî, Tarih, III, 124. 2036 Enfâl 8/58. 2037 Taberî, Tarih, II, 480. Bkz. Taberî, Tarih, II, 184, 319, 640. 2038 Ahzâb 33/37. 2039 Taberî, Tarih, II, 563.

Page 271: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

260

gücü yetendir."2040 Müşriklerle Müslümanların karşılaştığı olay ise ramazanın 17.

gününün sabahında cereyan eden Bedir Savaşı'dır"2041 diyerek bazı durumlarda

Kuran'ın, hadiselerin tarihlerini belirlemede kullanılabileceğinin örneğini vermiştir.

Kur'ânî anlatımın tarihi anlatıma dönüşmesi, Taberî'nin Tarih'inde de

görülmektedir. O, "Bu sırada çeşitli kabilelerden müteşekkil Arap ordusu gözüktü.

Müminler "İşte bu Allah'ın ve Rasulü'nün bize vaat ettiği şeydir. Allah ve Rasulü doğru

söylemişlerdir." dediler. Birleşmiş kuvvetlerin kuşatması ancak müminlerin imanlarını

arttırdı"2042 ifadeleri ile, Ahzâb sûresinin 22. ayetini tarihî anlatıma dönüştürmüştür.

Bunların dışında, Hz. Peygamber'in hitabı sırasında okuması ile zikredilen

ayetler de vardır. Mesela, Hz. Peygamber'in ilk cuma hutbesinde "Benim katımda söz

değiştirilmez ve ben kullara zulmedici değilim"2043 ayetini okuduğu rivayet edilir.2044

Ayrıca ashabın zikretmiş olduğu ayetlere de yer verilmiştir. Bedir Savaşı öncesi Hz.

Peygamber'in ashabıyla yapmış olduğu istişarede, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Kureyş

ile savaşılması gerektiği yönünde görüşlerini belirttikten sonra Mikdad b. Amr ayağa

kalkarak şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Rasulü! Allah sana neyi emrettiyse ona doğru

yönel. Biz de seninle beraberiz. Vallahi biz İsrail oğullarının Hz. Mûsâ'ya dedikleri gibi

"...Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız"2045 demeyiz. Sen ve

Rabbin gidin, onlarla savaşın, biz de sizinle birlikte savaşacağız. Seni hak ile gönderene

yemin ederiz ki, bizi Berkü'l-Ğamad'a bile götürecek olursan, seninle birlikte yürürüz."

Bu ifadeler üzerine Hz. Peygamber, Mikdad'a hayır duada bulunmuştur.2046

Taberî, daha küçük yaşlarda Kur'ân'ı ezberlemiş ve kıraat ilminde kendini

geliştirmiştir. Hadis ilimlerinde Tirmizî ve Nesâî'nin derecesinde bir muhaddistir. Arap

edebiyatı ve şiirine, alanın ileri gelenleri ile tartışabilecek kadar vakıftır. Fıkıh alanında,

kendi mezhebini kurmuş bir müçtehittir. Yaratılıştan başlayıp kendi dönemine kadar

olan sürecin tarihini yazmış, şeyhü'l-müverrihîn kabul edilmiş bir alimdir. Bütün bu

2040 Enfâl 8/41. 2041 Taberî, Tarih, II, 294, 419. 2042 Taberî, Tarih, II, 570. 2043 Kaf 50/29. 2044 Taberî, Tarih, II, 395. Bkz. Taberî, Tarih, II, 164, 335, 373, 476-477, 478; III, 17, 61, 128, 150, 192. 2045 Mâide 5/24. 2046 Taberî, Tarih, II, 434. Bkz. Taberî, Tarih, II, 333, 592, 616; III, 37, 201, 202.

Page 272: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

261

hususiyetler, tefsir alanında onu ileri taşımış ve "imâmü'l-müfessirîn" adıyla anılmasına

neden olan eserini telif etmede, ona avantajlar sağlamıştır.2047

Taberî'nin Tefsir'i2048, Hz. Peygamber, sahabe ve tabiûndan gelen rivayetlere

dayandığı için rivayet tefsiri olarak nitelendirilmektedir. Taberî bu eserinde de,

Târih'inde yaptığı gibi, kendisine ulaşan konuyla alakalı bütün rivayetleri nakletmiştir.

Fakat onun rivayetler arasında tercihlerde bulunması, tercih yaparken nakli deliller

yanında akli delillere de dayanması, bazı durumlarda tevile gitmesi, doğru bulmadığı

görüşleri çürütmeye çalışması gibi hususlar, eserin dirayet yönünün bulunduğunu da

göstermektedir.2049 Fakat Taberî, sadece bu eserinde değil, Tarih'inde zikretmiş olduğu

ayetleri de gerekli gördükçe tefsir etmiştir, fakat tefsir rivayetleri az sayıdadır. Hatta

diğer müelliflerle kıyaslandığı vakit Taberî'nin daha az sayıda ayeti iktibas ettiği

görülmektedir. Bunun sebebi muhtemelen, kendisinin ayrıca bir tefsir eseri olması ve

zaten o eserde siyere dair malumata fazlaca yer vermesidir.

Taberî, ayette bahsedilen kişi veya kişiler hakkında açıklamalar yapmıştır.

"Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır..."2050 ayeti nazil olduktan sonra Hz.

Peygamber'in, "Uveym b. Saide onlardan biridir" dediğini nakletmektedir.2051

Ayrıca Taberî'nin ayette geçen bir kelime veya ifadeyi açıkladığına da şahit

olmaktayız. O, "Tan yerinin ağarmasına andolsun"2052 ayetinde geçen "Fecr"

kelimesinin, yılın ilk ayı olan muharrem olduğunu nakleder.2053

Taberî'nin neshi kabul ettiğini görmekteyiz.2054 O, Maûne Kuyusu hadisesinden

sonra indiği iddia edilen ayetin2055, "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma.

2047 Fayda, "Taberî", s. 316; Aydın, Taberî'nin Kur'an'ı Yorumlama Yöntemi, s. 28; Şeşen,

Müslümanlarda Tarih, s. 52-53. 2048 Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerir, Câmiu'l-Beyan fî Tefsîri'l-Kur'an, C. I-XXX, Mısır,1953-

1954/1372-1373. 2049 Bayar, Taberî'nin Tefsir Metodolojisi, s. 395; Aydın, Taberî'nin Kur'an'ı Yorumlama Yöntemi, s. 29-

30. 2050 Tevbe 9/108. 2051 Taberî, Tarih, III, 07. Bkz. Taberî, Tarih, II, 504; III, 102. 2052 Fecr 89/1. 2053 Taberî, Tarih, II, 390. 2054 Bayar, Taberî'nin Tefsir Metodolojisi, s. 269-280; Aydın, Taberî'nin Kur'an'ı Yorumlama Yöntemi, s.

39. 2055 "Kavmimize Rabbimize kavuştuğumuzu, onun bizden razı olduğunu ve bizim de ondan razı

olduğumuzu bildirin."

Page 273: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

262

Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin

sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar..."2056 ayeti ile neshedildiğini söyler.2057

2056 Âl-i İmran 3/169-170. 2057 Taberî, Tarih, II, 549-550.

Page 274: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

263

SONUÇ

Hz. Peygamber'in hayatının gerektiği gibi örnek alınması, onun hayatının doğru

bir biçimde tanıtılması ile mümkün olur. Bunun için de, siyer çalışmalarının sağlam

kaynaklara dayanarak hazırlanması gerekmektedir. Sağlam kaynak denildiği vakit, akla

ilk gelen şüphesiz ki Kur'ân-ı Kerim olacaktır. Kur'ân, bütün İslamî ilimlerin ana

kaynağı olduğu gibi, siyer ve İslam tarihinin de en mühim kaynağı konumundadır.

Kur'ân'ın Hz. Peygamber'e, onun ahlakına ve örnekliğine vurgu yapması, onun hayatına

olan ilgiyi artırmıştır. Bu yönüyle Kur'ân, bu ilimlerin gelişmesinde önemli rol oynar.

Ayrıca sunmuş olduğu bir takım malumat ile de, bu ilimlere kaynaklık yapmaktadır.

Kur'ân, Allah'ın Cebrail aracılığı ile Hz. Peygamber'e indirdiği vahiyleri içeren

bir kitaptır. Kaynağı Allah olması dolayısıyla, sahihliği konusunda hiçbir şüphe

bulunmamaktadır. Kur'ân'ın kendisi için kullandığı "lâ raybe fih", "bi'l-hakk" gibi

tabirler de bu durumu ifade etmektedir. Bunun yanında Kur'ân, hem hıfz hem de yazıyla

muhafaza altına alınmış ve Hz. Peygamber'e vahyedildiği şekliyle, herhangi bir tahrifat,

ekleme ve eksiltme olmazsızın günümüze kadar gelmiş orijinal/otantik bir metindir.

Onun, incelenecek döneme muasır bir kitap olması, tarihi kaynaklık değerini artıran bir

unsurdur. Ayrıca Kur'ân, Hz. Peygamber, ashab, müşrikler ve münafıkların iç dünyaları,

duygu ve düşünceleri hakkında bilgi veren yegane kaynaktır.

Kur'ân beşerin hissî yaklaşımlarından uzaktır. Kur'ân'ın ifade etmiş olduğu

hususlar, değer yargıları göz önünde bulundurulduğunda elbette bir taraf belirtmektedir.

Fakat o, yaşanan hadiseleri herhangi bir savunma ve temize çıkarma olmadan, tahrif

etmeden olduğu gibi anlatmakta, gerektiği yerlerde Hz. Peygamber ve müminlere

uyarılar yapmaktadır. Hatta Hz. Peygamber'in duyulmasından çekindiği bir hususu bile,

tüm insanlara duyurmaktadır. Bu yönüyle Kur'ân'ın objektif bir kaynak olduğunu

söylemek mümkündür.

Kur'ân'ın sahih, otantik/orijinal ve objektif bir metin olması, onun tarihi bir

kaynak olarak değerini artıran unsurlardır. Ne var ki Kur'ân bu özelliklerine rağmen bir

tarih kitabı değildir. Geçmiş, gelecek ve şimdiki zamana dair çok zengin açıklama ve

yorumlarda bulunmasına rağmen, onun bir tarih kitabı olarak değerlendirmek

imkânsızdır. Onun bu hususları anlatma amacı, muhataplarının ders ve ibret almalarını

sağlamak, geçmiş toplumların yapmış olduğu hataları yapmamaları için onları uyarmak

Page 275: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

264

ve zor durumdaki inananları teselli etmektir. Kur'ân bu sebeple olay ve olgulardaki

teferruatları değil, kendi gayesine uygun olanı ve o dönemde ihtiyaç duyulan esas

noktayı vurgulayarak aktarır. Bu amaca hizmet etmeyen zaman, mekân ve

kahramanların isimleri gibi ayrıntılar zikredilmez. Ayrıca Kur'ân, hadiselerin zaten

toplum tarafından bilinen ayrıntılarını değil, bilinmeyen noktaları, arka planını, gizli

kalmış hususları, kahramanların iç dünyalarını ve hadislerden çıkarılacak dersleri

açıklamaktadır.

Kur'ân'ın mevcut tertibi, onu tarih kaynağı olarak kullanmayı zorlaştıran

unsurlardan biridir. Karşılaşılan bu zorluk, Kur'ân ayetleri ve sûrelerinin kronolojik

sırası ve nüzûl zamanları tespit edilerek aşılmalıdır. Bu amaçla nüzûl sırasına dayanan

çalışmalar yapılmıştır. Fakat oluşturulan nüzûl tertiplerinden hiçbirisinin yüzde yüz bir

doğrulukta olduğunu iddia etmemiz mümkün değildir.

Kur'ân'ın siyere kaynaklığı konusunda esbâb-ı nüzûl rivayetlerinin ayrı bir

öneme sahip olduğu belirtilmelidir. Esbâb-ı nüzûl, vahyin olgu ile irtibatını veya olguya

müdahalesini ifade eder. Herhangi bir olay veya olgu sonrasında Kur'ân nassının ortaya

çıkması hususu her ne kadar esbâb-ı nüzûl ismini alsa da, nas-olgu ilişkisinden dolayı

bir siyer olayıdır. Bu nedenle esbâb-ı nüzûl, İslam tarihi ve siyer araştırmacıları için,

başvurulması gereken çok önemli bir Kur'ânî ilimdir. Fakat nüzûl sebepleri tamamen

rivayetle gelen bilgilere dayanması münasebetiyle, Kur'ân'ın bizzat sunmuş olduğu

bilgiler gibi kesinlik arz etmez. Bu sebeple sıkı bir tenkit faaliyetinden sonra dikkatli bir

biçimde kullanılması gerekmektedir. Hadis usulünde, rivayetin sıhhatini belirleyen

kriterler, sebeb-i nüzûl rivayetlerinin sıhhatini belirlemek için de kullanılmıştır. Fakat

bu durum kaynaklarda birçok çelişkili rivayetin bulunmasına engel olamamıştır.

Nüzûl sebeplerinin yanı sıra, Kur'ân'ın nazil olduğu ortam hakkında bilgi sahibi

olmak, hem Kur'ân'ın hem de Hz. Peygamber'in hayatının doğru anlaşılmasında önemli

bir role sahiptir. Kur'ân, inmiş olduğu döneme ait sosyal, kültürel, ekonomik vb.

durumu düzenlemiş, tashih etmiş ve değiştirmiştir. Bu sebeple nüzûl ortamına ait

şartların, mesajın verilme sebebi olduğunu, dolayısıyla Kur'ân'ın tamamının nüzûl

sebebi sayıldığını söylemek mümkündür. Netice itibariyle, Kur'ân'ın doğmuş olduğu

tarihi vasatın iyi tetkik edilmesi gerekir.

Page 276: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

265

Kur'ân'ın tarih felsefesi konusunda faydalanabileceğimiz önemli bir metin

olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Esasen tarih, mekanik ve determinist yasalara

tabi değillerdir. Fakat bu durum geçmişi incelemenin ve elde ettiğimiz veriler yardımı

ile geleceğe ışık tutacak tespitler yapmanın lüzumsuz bir faaliyet olduğu anlamına

gelmez. Aksine Kur'ân, ısrarla muhataplarından, toplumsal olayların sebeplerini

araştırmalarını, bu sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan sonuçları görmelerini, ilahi

yasaları keşfetmelerini ve kendi yaşayışlarını bu yasalara göre düzenlemelerini tavsiye

eder. Bu yönüyle Kur'ân, sünnetullah dediğimiz toplumsal yasalara dair bir takım ilkeler

ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Kur'ân, tarih felsefesi açısından da, kendisinden

faydalanılması icap eden mühim bir metindir.

Kur'ân bir tarih kitabı olmamasına rağmen, ihtiva ettiği haberler, verdiği tarihi

bilgiler, olaylar ve olgulara dair yorumlar ile siyer ve İslam tarihine kaynaklık

etmektedir. Fakat sadece Kur'ân'a bağlı olarak yapılan tespitler konunun ana hatlarını

belirleyecek boyuttadır. Ayrıca bu tespitler her zaman Kur'ân'da doğrudan sunulmaz.

Bazen araştırmacının çıkarımlarda bulunması ve bunun için Kur'ân'ı defalarca kez titiz

bir şekilde gözden geçirmesi gerekmektedir. Bir tarihçi için en önemli kaynak olsa da,

tek kaynak elbette ki değildir. Konunun yeteri kadar anlaşılabilmesi, başka kaynaklara,

yani hadis ve İslam tarihi rivayetlerini içeren eserlere, başvurulmak suretiyle mümkün

olabilmektedir. Müslüman tarihçiler, Kur'ân'ın ihtiva ettiği bu öz malumatı, elde etmiş

oldukları rivayetler ile genişleterek, siyer, megâzî ve kısas-ı enbiyâ türünden eserler telif

etmişlerdir.

Siyere kaynaklığı bakımından Kur'ân'dan ne ölçüde istifade edildiği hususunu

ortaya koymak amacıyla incelediğimiz eserlerde, Bedir ile ilgili olarak Enfâl sûresine,

Uhud ile ilgili olarak Âl-i İmran sûresinin 120. ayetinden sonraki kısmına, Hendek ile

ilgili olarak Ahzâb sûresinin 9-27 ayetlerine, Hudeybiye ile alakalı olarak Fetih

sûresine, Tebük seferi ile alakalı olarak da Tevbe sûresinin 38. ayetinden sonraki

kısmına yer verilmektedir. Ayrıca, araştırmamıza esas kabul ettiğimiz beş müellifin

eserlerinde kullandıkları ayetleri toplu bir şekilde göstermek amacıyla bir tablo

oluşturulmuş ve çalışmanın sonuna eklenmiştir.

Bu hadiselerle alakalı olarak, zikredilen sureler dışındaki ayetlere yer verildiği

de görülür. Mesela, Enfâl sûresi dışında daha birçok ayette Bedir Savaşı'na işarette

Page 277: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

266

bulunulduğu ifade edilmektedir. Fakat bu ayetler incelendiği vakit, birçoğunun Bedir

Savaşı ile bir alakasının bulunmadığı görülmektedir. Bu ayetler genel olarak müşriklerin

başına gelecek olan azaptan bahsetmektedirler. Fakat Kur'ân'da geçmiş toplumların

başlarına gelenlere dair anlatılar ve ortaya konan helak tabloları, Kureyş müşrikleri için

de bir helak/azabın inmesi gerektiği düşüncesini beraberinde getirmiş ve bu durumu

Bedir Savaşı ile ilintilendirmeleri ile sonuçlanmıştır.

Müelliflerin, eserlerinde ayetlere fazlaca yer verdikleri görülmektedir. Onlar

nakletmiş oldukları rivayetlerin doğruluğu konusunda delil olarak ayetleri

zikretmişlerdir. Ayrıca nüzûl sebebi olan hadiseleri aktarırken, hadise sonunda nazil

olan ayetlere de yer vermektedirler. Zikrettikleri ayetin nerede, ne zaman ve kim

hakkında nazil olduğuna dair bilgiler vermişlerdir. Ayrıca Kur'ânî anlatımı, tarihî

anlatıma dönüştürerek anlattıkları da görülmektedir. Nadiren de olsa ayetleri,

hadiselerin tarihini belirlemede kullandıkları da olmuştur. Bunun yanında ayet-olay

ilişkisine dair farklı rivayet ve görüşleri de nakletmişlerdir.

Müelliflerin, zikretmiş oldukları ayetleri tefsir ettikleri, ayette geçen müphem

ifadeleri tebyin ettikleri, ayetin kim hakkında indiğini bildirdikleri, ayetin tarihsel arka

planı hakkında bilgi verdikleri ve ayetin manasını tekit ettikleri görülmektedir. Ayetler

arasında nasih-mensuh ilişkisi olduğu iddia ediliyorsa bunu belirtmişlerdir. Ayrıca

ayetlerle birlikte teşri kılınan hükümler varsa zikretmişlerdir. Gerektiği durumlarda

ayette geçen bazı kelime veya ifadeleri açıklamışlar, çokanlamlı kelimelerde hangi

anlamın ayete ve vakıaya uygun olduğu konusunda bilgi vermişlerdir. Ayetlerde veya

rivayetlerde geçen kelimeleri açıklama konusunda İbn Hişâm'ın ayrı bir yerinin olduğu

belirtilmelidir. İbn Hişâm ayetlerde geçen garîb kelimeleri, başka bir ayete, şiire veya

nakle dayanarak açıkladığı gibi, rivayetlerde geçen bazı kelimeleri ayetlerden örnekler

getirerek açıklamaktadır.

Araştırmamıza esas kabul ettiğimiz eserlerde, bir konuşma içerisinde tilavet

edilmesi dolayısıyla zikredilen ayetler de bulunmaktadır. Fakat bazı durumlarda

zikredilen bu ayetlerin, o hadiseden daha sonraki bir dönemde nazil olduğu tespit

edilmiştir. Yani, o sırada henüz nazil olmamış bir ayetin Hz. Peygamber veya ashab

tarafından zikredildiğini ifade eden rivayetler bulunmaktadır. Bu durum, rivayetlerin

karışması ve hadisenin vuku bulduğu zaman veya mekanın nakil sırasında değişime

Page 278: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

267

uğraması gibi nedenlerden kaynaklanabileceği gibi; bu rivayetler, geriye dönük tarih

inşasının birer ürünü de olabilirler. Sadece konuşma içerisinde okunan ayetlerde değil,

ayetlerin hadiselerle ilişkilendirilmesi sırasında da benzer hatalara rastlanmaktadır. Bazı

ayetlerin, nüzul zamanı dikkate alınmadan kullanıldığı, ayet ile hadisenin arasındaki

zaman farkının göz ardı edildiğine dair örnekler mevcuttur.

Bazı durumlarda ise "bu hadise hakkında şu ayet nazil olmuştur" veya "ayet şu

hadise hakkında nazil olmuştur" gibi açıklamaların, "ayet bu olay sonrasında/sırasında

nazil olmuştur" ifadelerine dönüştürüldüğü görülmektedir. Bu durum ayetlerin nüzul

zamanını ve kronolojisini belirleme konusunda zorluklara neden olmaktadır.

Kaynaklarımızda sıkça rastladığımız, ayetin olaydan sonra veya olay esnasında nazil

olduğunu söyleyen ifadelerin, aslında ayetin o olay hakkında nazil olduğu şeklinde

anlaşılması daha doğru olacaktır.

Ayetlerin kullanımı konusunda İbn İshâk, dolayısıyla İbn Hişâm ve Vâkıdî'nin

daha ileri bir konumda olduğu görülmektedir. Onlar, metin içerisinde birçok ayete yer

vermelerinin yanında; yaşanan hadiselerden, yapılan savaşlardan ve ele almış olduğu

konulardan sonra, o konuda nazil olmuş ayetleri topluca zikretmektedirler. Sûrelerde

olayların kronolojik bir tertiple anlatılmamış olmalarından dolayı, ayetlerin topluca

verildiği kısımlarda müelliflerin de olaylara, kronolojik biçimde değil, sure içerisindeki

sıralama ile yer verdikleri görülür. Ayetlerin topluca verildiği bu bölümlerde, hadise ile

doğrudan alakalı olmayan veya başka bir hususa işaret eden ayetler de zikredilmiştir.

Kur'ân'ın birçok ayeti, Hz. Peygamber'in sireti ele alınırken, yaşanan hadiselere

referans olarak gösterilmiştir. Fakat bu ayetlerin, söz konusu hadiseleri hikâye eden

rivayetleri gerçekten destekleyip desteklemediği konusu pek sorgulanmamıştır. Kur'ân

ayetleri hadiselere, hadiseler de ayetlere referans gösterilmiş, ayetler ait oldukları zaman

ve mekânla ilişkilendirilmiştir. Fakat ayet-hadise ilişkisinin sıhhati; rivayetlerde geçen

zaman, mekân ve şahısların vakıa ile örtüşüp örtüşmediği söz konusu edilmemiş olduğu

görülmektedir.

Ayetler ile hadiseler ilişkilendirilirken birbirinden farklı birçok rivayet ortaya

çıkmıştır. Bu rivayetler ayetlerin bağlamı ve hadisenin kahramanlarını tespit etmede

kafa karışıklığına sebep olmaktadır. Fakat ayetler ile hadiselerin bağdaştırılması

hususunda tefsir literatüründen elde edilen malumat, siyer ve İslam tarihi eserlerine göre

Page 279: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

268

daha çeşitli, ayrıntılı ve işin içinden çıkılmasını zorlaştıracak derecede kafa

karıştırıcıdır. Olayların kronolojisini dikkate alma, tarihi gerçekleri göz önünde

bulundurma gibi hususlar dolayısıyla siyer müelliflerinin ayetler ile hadiseler arasındaki

ilişkiyi açıklama konusunda nispeten daha başarılı oldukları görülmektedir. Fakat bu

durum Kur'ân'ın kaynaklığı konusunda tefsir literatürüne başvurmanın gereksiz olduğu

anlamına gelmez. Aksine bazı meseleler, tefsir kitaplarının sunduğu malumat ile daha

iyi anlaşılmaktadır.

Müelliflerimiz, naklettiği haberleri kendi dönemlerinin şartları çerçevesinde

tenkit etmişlerdir. Eserlerini telif ettikleri dönem için yeterli olan bu eleştiri

ameliyesinin, günümüzdeki tarih tenkidi prensiplerine uymadığı ve beklentileri

karşılamadığı bir gerçektir. Fakat tarihçinin kendi çağının insanı olduğunu da

unutmamak gerekir. Bu nedenle ilk dönem siyer eserlerini, bugünün tarih anlayışına

göre tenkit ederek yargılamak doğru bir davranış olmaz. Yine de daha doğru bir tarih

bilgisine ulaşabilmek için İslam tarihi kaynaklarını modern tarih araştırmaları

metodolojisiyle gözden geçirilip eleştirel metotla incelenip tahkik edilmesi gerekir.

Bunun yanında bu kaynakların değerlendirilmesinde Kur'ân'dan azami derecede istifade

etmek gerektiği izahtan varestedir. Kur'ân'ı dikkate almadan yapılan bir siyer çalışması,

bizi sağlıklı sonuçlara götürmeyecektir. Hz. Muhammed'i doğru anlama ve tasavvur

etme konusunda temel ölçü Kur'ân olmalıdır. Kur'ân'da Hz. Peygamber'in beşer

olmasının sık sık vurgulanması, onun bazı durumlarda uyarılması ve tashih edilmesi

yersiz değildir. Fakat onun hayatını konu alan eserleri incelediğimiz zaman, aslı

olmayan birçok olağanüstü halin Hz. Peygamber'e nispet edildiği görülmektedir.

Kur'ân Hz. Peygamber'in risalet öncesi hayatı üzerinde çok fazla durmamış, bu

döneme dair ayrıntılı bilgiler vermemiştir. Fakat buna rağmen eserlerde bu döneme dair,

Kur'ân'ın genel ilkelerine aykırı, akla ve tarihi gerçeklere uymayan bir yığın rivayet

nakledilmiştir. Sadece risalet öncesi hayatı değil, Hz. Peygamber'in hayatının tamamı

mucizevî-mitolojik anlatılarla doldurulmuştur. En eski kaynaklarda bu tür rivayetler

daha sınırlı iken, zaman içerisinde artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Hakkında çok

sayıda ayet inmiş olan savaşlar konusunda bile, birçok mucizevî rivayet üretilmiş ve bu

rivayetler ayetlerle ilintilendirilmiştir. Hâlbuki Hz. Peygamber'i doğru bir şekilde

anlayıp gereğince örnek almak için, onun insani yönüne dikkatlerin çekilmesi

Page 280: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

269

gerekirken, mucizevî-mitolojik anlatımlar ile onun örnekliğine gölge düşürüldüğünü

ifade etmek gerekir.

Kaynaklarımızda çok sayıda ayet geçmesine rağmen, tarihe kaynaklığı

hususunda Kur'ân'ın hakkını vererek değerlendirildiğini söylemek zordur. Tarihin

babası olarak nitelendirilen Taberî dahi, Bedir Savaşı'nı anlatırken konu ile yakın ilgisi

bulunan Enfâl suresine gereği kadar yer vermez, sadece bir kaç ayete değinmekle

yetinir. Fazlaca ayet kullanan müelliflerimiz de, yukarıda bahsedilen hata ve ihmallere

düşmekten kurtulamamışlardır. Araştırmacıların, Kur'ân'ı siyerle, siyeri de Kur'ân'la

birlikte okuyup tetkik etmeleri ve siyer kaynaklarını eleştirel bir gözle inceleyip tahkik

etmelerinde fayda vardır. Kaynaklarda bulunan hata veya ihmallerin ancak bu şekilde

tespit edilebileceği kanaatindeyiz.

Page 281: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

270

KAYNAKÇA

Abdulfettah el-Kâdî, Esbâb-ı Nüzûl, Ter. Salih Akdemir, Fecr Yayınları, Ankara,

2016.

Acar, Cafer, "Siyer Rivayetlerinde Bir Aktör Olarak İblis/Şeytan", Hitit Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Sayı:30, 2016, ss. 311-338.

Ahmed, Imtiaz, "Bir Muhaddis Olarak Vâkıdî", Çev. Ramazan Özmen, Yüzüncü Yıl

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:3, 2000, ss. 429-440.

Akdemir, Hikmet, "Tefsir Kaynağı Olarak İbn Sa'd'ın Tabakât'ı", Bir Âlim Bir Eser:

İbn Sa'd ve Tabakât- Sempozyum Bildirileri, Siyer Yayınları, 2014, ss. 149-175

Albayrak, Hâlis, Kur'ân'ın Bütünlüğü Üzerine, Şûle Yayınları, İstanbul, 2009.

Algül, Hüseyin, "Mescid-i Dırâr", DİA, Ankara, 2004, XXIX, ss. 272-273.

----------, "Mescid-i Kubâ", DİA, Ankara, 2004, XXIX, ss. 279-280.

Apak, Adem, Anahatlarıyla İslam Tarihi-I (Hz. Muhammed Dönemi), Ensar Neşriyat,

İstanbul, 2009.

----------, "Siyere Kaynaklığı Açısından Kur'ân'ın Değeri ve Önemi", İSTEM, Yıl:8,

Sayı: 16, Konya, 2010, ss.9-18.

----------, "Siyer Yazıcılığında Hz. Peygamber'in (sav) Doğru Tanıtılması Üzerine

Tespit ve Teklifler", Siret Sempozyumu -I- Türkiye'de Siret Yazıcılığı, Haz.

Tahsin Koçyiğit, Ankara, 2012, ss. 271-290.

Arslan, Abdürrahim, "Uyûnül-Eser Yazarı İbn Seyyidinnâs'a Göre Vâkıdî'nin

Güvenilirliği", Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl:23, Sayı:39,

2018, ss. 155-170.

Ateş, Süleyman, Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsiri, I-XII, Yeni Ufuklar Neşriyat,

İstanbul, 1997.

----------, Kur'ân-ı Kerim'e Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, Bağımsız Gazeteciler ve

Yayıncılık, İstanbul, 2003.

Atmaca, Gökhan, Hz. Ömer'in Kur'an-ı Kerim Anlayışı ve Tefsir İlmine Katkıları,

(Yayımlanmamış Doktora Tezi), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Sakarya, 2009.

Avcı, Casim, "Benî Kurayza", DİA, Ankara, 2002, XXVI, ss. 431-432.

----------, "Tebük", DİA, Ankara, 2011, XL, ss. 227-228.

Aycan, İrfan, "İslam Tarihinin Kaynaklarıyla İlgili Problemler ve Çözümüne İlişkin

Bazı Düşünceler", İslâmî İlimlerde Metodoloji (Usûl) Mes'elesi II, Ensar

Neşriyat, İstanbul, 2005

Aydın, Atik, Taberî'nin Kur'an'ı Yorumlama Yöntemi, Ankara Okulu Yayınları,

Ankara, 2005.

Aygün, Abdullah, "Tefsir Tarihi Açısından Mükerrer Nüzûl Görüşünün Tenkidi", Usul

İslam Araştırmaları, Sayı:21, İstanbul, 2014, ss.39-66.

Azimli, Mehmet, "Tarihin Kırılma Noktası; Hudeybiye Antlaşması", Hikmet Yurdu

Düşünce-Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, Yıl:3, Cilt:3, Sayı:6,

Temmuz-Aralık 2010, ss. 35-48.

----------, Siyeri Farklı Okumak, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2013.

----------, Siyer Okumaları, Ankara Okulu Yayınları Yayınları, Ankara, 2017.

Page 282: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

271

Bağcı, H. Mûsâ, Beşer Olarak Hz. Peygamber, Ankara Okulu Yayınları, Ankara,

2014.

Balcı, İsrafil, "Siyer Okumalarında Kur'ân'ın Rolü ve Belirleyiciliği: Necm Sûresi

Örnekliğinde Bazı Siyer Konularının Kritiği", İSTEM, Yıl:8, Sayı:16, Konya

2010, ss. 35-60.

----------, Hz. Peygamber'in Savaşlarında İlahi Yardım, Ankara Okulu Yayınları,

Ankara, 2014.

----------, Peygamberlik Öncesi Hz. Muhammed, Ankara Okulu Yayınları, Ankara,

2014.

----------, Hz. Peygamber ve Mucize, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2014.

Başaran, Selman- Sönmez, M. Ali, Hadis Usûlü ve Tarihi, Uludağ Üniversitesi

Basımevi, Bursa, 2001.

Batchaev, Magomet, Siret-i İbn İshâk'ta Tefsir Rivayetleri, (Yayımlanmamış Yüksek

Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2013.

Bayar, Fatih, Taberî'nin Tefsir Metodolojisi, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Uludağ

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2008.

Bayraklı, Bayraktar, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Tefsiri, I-XXI, Bayraklı

Yayınları, İstanbul, 2008.

Belâzurî, Ahmed b. Yahya, Ensâbu'l-Eşrâf, Cilt: I, Thk. Süheyl Zekkâr- Riyâd Zirikli,

Dâru'l-Fikr, Beyrut, 1996/1417.

Belâzurî, Ahmed b. Yahya, Fütûhu'l-Büldan, Ter. Mustafa Fayda, Siyer Yayınları,

İstanbul, 2013.

Bilge, Mustafa L., "Necran", DİA, Ankara, 2006, XXXII, ss. 507-508.

Bilgiz, Mûsâ, "Kur'ân-ı Kerimin Bazı Özellikleri", Tefsir Araştırmaları Dergisi, Ekim,

2017, Cilt: 1, Sayı: 2, ss.185-213.

Birışık, Abdülhamit, "Kur'ân: Tarifi ve İsimleri- Tarihi- Tertibi-", DİA, Ankara, 2002,

XXVI, ss. 383-388.

Brockelmann, C., "İbn Hişâm", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul,

1977, V, s. 754.

----------, "İbn İshâk", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1977, V,

ss. 757-758.

Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmail, Sahîhu’l Buhârî, I-VIII, y.y., 1315 H.

Buhl, Fr., "Tebük", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1974, XII, s.

103.

----------, "Bedir", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1986, II,

ss.443-444.

----------, "Uhud", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1986, XIII, ss.

13-14.

Büyük, Enes, "Mevdûdî'nin Enfâl 67 ve 68. Ayetler Hakkındaki Yorumuna Eleştirel

Bir Yaklaşım", Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt:

2, Sayı: 1, 2015, ss. 89-121.

Câbirî, Muhammed Âbid, Fehmü'l-Kur'an- Siyer Eşliğinde Kur'an'ı Anlamak, I-III,

Çev. Muhammed Coşkun, Mana Yayınları, İstanbul, 2013.

Page 283: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

272

Candan, Abdulcelil, Kur'an'ı Nasıl Anlamalı, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2012.

Carr, Edward Hallett, Tarih Nedir?, Çev. Misket Gizem Gürtürk, İletişim Yayınları,

İstanbul, 2011.

Cerrahoğlu, İsmail, "İbn Hişâm ve Sîresindeki Garîbu'l-Kur'anı", Ankara Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi İslamî İlimler Dergisi, Sayı: 3, Ankara 1977, ss. 1-28.

----------, Tefsir Usûlü, TDV Yayınları, Ankara, 2014.

Coşkun, Muhammed, Kur'ân Yorumunda Sîret-Nüzûl İlişkisi, Fikir Yayıncılık,

İstanbul, 2014.

Çağatay, Neşet, İslam Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1993.

Çelebi, İlyas, "Sünnetullah", DİA, Ankara, 2010, XXXVIII, ss. 159-160.

Çelik, Ahmet, "Birey ve Toplumun Islahı Açısından Kur'an Kıssaları", Atatürk Üni.

İlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 22, Erzurum, 2004, ss.54-87.

Çelik, Ali, "İbn Sa'd'ın Hadisçiliği", Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 13, 2017, ss. 277-294.

Çelik, Hüseyin, "Fey Ganimet Ayetleri Çerçevesinde Hz. Ömer'in Sevad ARâzîsi

Hakkındaki Uygulamasının Değerlendirilmesi", Kahramanmaraş Sütçü İmam

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 15, 2010, ss. 71-94.

Çetiner, Bedrettin, Fatiha'dan Nâs'a Esbab-ı Nüzûl, I-II, Çağrı Yayınları, İstanbul,

2013.

Demir, Halis, "Rasûlullah'ın Yolculuklarının Tabloyla Zaman ve Mekan Boyutu",

İslamî Araştırmalar Dergisi, Cilt: 29, Sayı: 1, 2018, ss.79-94.

Demir, Recep, "İsim ve Sıfatları Çerçevesinde Kur'an", Tarih Kültür ve Sanat

Araştırmaları Dergisi, Cilt:2, Karabük, 2013, ss. 263-282.

Demircan, Adnan, “Kur’ân’ın, Nüzûl Dönemi Putperest Arapları İçin Kaynaklığı

Üzerine”, İSTEM, Sayı:4, Konya, 2004, s. 53-61.

----------, Tarihin Akışını Değiştiren Son Peygamber, Beyan Yayınları, İstanbul, 2014.

----------, Siyer, Beyan Yayınları, İstanbul, 2016.

----------, Tarih ve Tarihçi, Beyan Yayınları, İstanbul, 2016.

Demirci, Muhsin, "Esbâb-ı Nüzûl", DİA, Ankara, 1995, XI, ss. 360-362.

----------, "Nas-Olgu İlişkisi Açısından Mükerrer Nüzûl", Marmara Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 20, 2001, ss. 5-21.

----------, Tefsir Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları,

İstanbul, 2014.

Derveze, M. İzzet, et-Tefsîru'l-Hadîs- Nüzûl Sırasına Göre Kur'an Tefsiri, I-VII, Çev.

Şaban Karataş vd., Ekin Yayınları, İstanbul, 1998.

----------, Kur’an’a Göre Hz. Muhammed’in Hayatı, I-II, Çev. Mehmet Yolcu, Düşün

Yayıncılık, İstanbul, 2011.

Dindi, Emrah, Kur'an'da İslam Öncesi Kültür- Nassın Olguyla Diyalektik İlişkisi,

Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2017.

Dindi, Korkut, Siyer-Kur'an İlişkisi (Mekke Dönemi), (Yayımlanmamış Doktora Tezi),

Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2017.

Doğrul, Ömer Rıza, Tanrı Buyruğu Kur'an-ı Kerim'in Tercüme ve Tefsir-i Şerifi, I-II,

Bilgi Yayınevi, İstanbul, 1955.

Page 284: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

273

Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Cilt: I, Redaktör: Hakkı Dursun Yıldız, Çağ

Yayınları, İstanbul, 1992.

Dönmez, Kazım, "Anakronizme Karşı Siret ve Kronoloji İlişkisi", Siret Sempozyumu -

I- Türkiye'de Siret Yazıcılığı, Haz. Tahsin Koçyiğit, Ankara, 2012, ss 723-744.

Draz, Abdullah, Kur'an'a Giriş, Çev. Salih Akdemir, Kitâbiyât, Ankara, 2006.

Duman, Fatih, İslâmiyet Öncesi Arap Folkloru ve Kur'an, Araştırma Yayınları,

Ankara, 2018.

Durî, A. Aziz, İlk Dönem İslam Tarihi, Çev. Hayrettin Yücesoy, Endülüs Yayınları,

İstanbul, 1991.

Ebû Dâvud, Süleyman b. El-Eş’as es-Sicistânî, es-Sünen, I-IV, Thk. Muhammed

Muhyiddîn Abdülhamid, y.y., tsz.

Erbaş, Muammer, "Bir Tefsir Kaynağı Olarak Taberî'nin "Tarihu'l-Ümem ve'l-Mülûk"

İsimli Eseri", Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 31,

2010, ss. 49-91.

Erdem, Mehmet, "Salâtü'l-Havf", DİA, Ankara, 2009, XXXVI, ss. 21-23.

Erkoçoğlu, Fatih, "Tarih-Mekan İlişkisi: Uhud Savaşı'nın Mekanı Üzerine Bazı

Mülahazalar", Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XV,

Sayı:1, 2011, ss. 319-350.

Erkut, Abdülkadir, "8/el-Enfâl Sûresinin 48. ve 30. Ayetlerinin Tefsiri Çerçevesinde

Şeytanın Temessülü İle İlgili İbn Abbas'tan Nakledilen Rivayetler", Ankara

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: LVI, Sayı: 2, 2015, ss. 103-132.

Erul, Bünyamin, "Tedlis", DİA, Ankara, 2011, XL, ss. 262-264.

----------, "Telfîk", DİA, Ankara, 2011, XL, ss. 400-401.

----------, Siret Tedkikleri, Otto Yayınları, Ankara, 2017

Esed, Muhammed, Kur'an Mesajı: Meal-Tefsir, Çev. Cahit Koytak- Ahmet Ertürk,

İşaret Yayınları, İstanbul, 2017.

Eser, Mithat, "Eseri Günümüze Ulaşan İlk Siyer Müellifi İbn İshâk'ın Güvenilirliği",

İSTEM, Sayı:13, 2009, ss. 261-280.

Ezrakî, Ebu'l Velîd, Ahbâru Mekke, Çev. Yûnus Vehbi Yavuz, Ankara Okulu

Yayınları, Ankara, 2017.

Fazlurrahman, İslam, Çev. Mehmet Dağ- Mehmet Aydın, Ankara Okulu Yayınları,

Ankara, 2008.

Fayda, Mustafa, "Bedir Gazvesi", DİA, Ankara, 1992, V, ss, 325-327.

----------, "Bedrü'l-Mev'îd", DİA, Ankara, 1992, V, ss. 335.

----------, "Bey'atürrıdvân", DİA, Ankara, 1992, VI, ss. 39-40.

----------, "İbn İshâk", DİA, Ankara, 1999, XX, ss. 93-96.

----------, "İbn Hişâm", DİA, Ankara, 1999, XX, ss. 71-73.

----------, "İbn Sa'd", DİA, Ankara, 1999, XX, ss. 294-297.

----------, "Siyer ve Megâzî", DİA, Ankara, 2009, XXXVII, ss. 319-324.

----------, "Taberî", DİA, Ankara, 2010, XXXIX, ss. 314-318.

----------, "Tarih", DİA, Ankara, 2011, XL, ss. 30-36.

----------, "Vâkıdî", DİA, Ankara, 2012, XLII, ss. 471-475.

Page 285: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

274

----------, "Siyer Sahasındaki İlk Telif Çalışmaları", Bir Bilim Olarak Siyer ve

Kaynakları, Der: Adnan Demircan, Siyer Yayınları, İstanbul, 2014, ss. 9-21.

Gördük, Yûnus Emre, "Bazı Ayetler Işığında Hz. Peygamber (sas)'in Öfkesi ve Sabrı",

Ekev Akademi Dergisi, Yıl: 19; Sayı: 62, 2015, ss. 185-204.

Gözeler, Esra, Kur'an Ayetlerinin Tarihlendirilmesi, Kuramer Yayınları, İstanbul,

2016.

Guillaume, Alfred, The Life of Muhammad: a Translation of Ishaq's Sirat Rasûl Allah,

Oxford University Press, Karachi, 1998.

Gül, Ali Rıza, "Kur'an Ayetlerini Tarihlendirmede Nüzûl Sebeplerinin Rolü", Dini

Araştırmalar Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 19, 2015, ss. 191-220.

Gümüş, Sadrettin, "Garîbu'l-Kur'ân Tefsirinin Doğuşu", Marmara Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 5-6, Yıl: 1987-1988, İstanbul, 1993, ss. 9-26.

Günaltay, M. Şemseddin, İslam Tarihinin Kaynakları -Tarih ve Müverrihler-, Endülüs

Yayınları, İstanbul, 1991.

Gündüz, Şinasi, "Kur'an Vahyinin Dinler Tarihi Bağlamı", Kur'an ve İslami İlimlerin

Anlaşılmasında Tarihin Önemi, Ed. M. Mahfuz Söylemez, Ankara Okulu

Yayınları, Ankara, 2013, ss.105-118.

Güneş, Abdulbaki, "Kur'ân'da Sünnetullah ve Toplumların Çöküş Nedenleri",

Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 4, 2005, ss. 61-93.

Halife b. Hayyât, Târihu Halife b. Hayyât, Thk. Ekrem Ziya' el-Ömerî, Ter.

Abdülhalik Bakır, Bizim Büro Basımevi, Ankara, 2001.

Halil, İmadüddin, İslam'ın Tarih Yorumu, Çev. Ahmet Ağırakça, Risale Yayınları,

İstanbul, 1998.

----------, "Tarih Kaynaklarımıza Kayıtsız Şartsız Teslim Olmamaya Çağrı", Çev: M.

Emin Özafşar, Soruşturma IV: Tarih-Siyer, Sor Yayıncılık, Ankara, 1991

Halkın, Leon Ernest, Tarih Tenkidinin Unsurları, Çev. Bahaeddin Yediyıldız, Türk

Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2014.

Hamevî, Ebû Abdillah Yâkût b. Abdillah, Mu'cemu'l-Buldân, I-V, Dâru Sâdır, Beyrut,

1977/1397.

----------, Mu'cemu'l-Üdebâ, I-VII, Thk. İhsan Abbas, Dâru'l-Garbi'l-İslamî, Beyrut,

1993.

Hamidullah, Muhammed, Hz. Peygamber'in Savaşları, Çev. Nazire Erinç Yurter, Yeni

Şafak Gazetesi Kültür Armağanı, İstanbul, ty.

----------, İslam Peygamberi, I-II, Çev. Salih Tuğ, İrfan Yayımcılık, İstanbul, 1991.

----------, "Hendek Gazvesi", DİA, Ankara, 1998, XVII, ss. 194-195.

----------, "Hudeybiye Antlaşması", DİA, Ankara, 1998, XVIII, ss. 297-299.

----------, Kur'an-ı Kerim Tarihi, Çev. Abdülaziz Hatip- Mahmut Kanık, Beyan

Yayınları, İstanbul, 2013.

Hamidullah, Muhammed- Avcı, Casim, "Uhud Gazvesi", DİA, Ankara, 2012, XLII, ss.

54-57.

Hasan, Münir, Kur'an'da Savaş Olgusu, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2008.

Hatiboğlu, İbrahim, "Selmân-ı Fârisî", DİA, Ankara, 2009, XXXVI, ss. 441-443.

Page 286: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

275

Hatiboğlu, Mehmed Said, Hz. Peygamber ve Kur'an Dışı Vahiy, Otto Yayınları,

Ankara, 2016.

Heykel, Muhammed Hüseyin, Hz. Muhammed'in Hayatı, I-II, Çev. Vahdettin İnce,

Yöneliş Yayınları, İstanbul, 2000.

Hitti, Philip K., Siyâsî ve Kültürel İslam Tarihi, I-IV, Çev. Salih Tuğ, Boğaziçi

Yayınları, İstanbul, 1989.

Hizmetli, Sabri, İslam Tarihçiliği Üzerine, DİB Yayınları, Ankara, 1991.

Horovitz, Josef, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu İlk Siyer/Meğazî Eserleri ve Müellifleri,

Çev. Ramazan Altınay- Ramazan Özmen, Ankara Okulu Yayınları, Ankara,

2002.

Isfahanî, Hüseyin b. Muhammed. Mufaddal er-Rağıb (425), Müfredat (Kur’an

Kavramları Sözlüğü), Ter. Abdülbaki Güneş- Mehmet Yolcu, Çıra Yayınları,

İstanbul, 2012.

Işık, Emin, "Ahzâb Sûresi", DİA, Ankara, 1989, II, ss, 195-196.

----------, "Âl-i İmrân Sûresi" DİA, Ankara, 1989, II, ss. 307-309.

----------, "Enfâl Sûresi", DİA, Ankara, 1995, XI, ss. 236-237.

----------, "Feth Sûresi", DİA, Ankara, 1995, XII, ss. 456-457.

Işıltan, Fikret, "Taberî", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1979,

XI, ss. 594-598.

İbnu'l-Esîr, Ebu'l-Hasan İzzeddin Ali b. Muhammed, el-Kâmil fî’t-Târîh, I-XI, Thk.

Ebu’l- Fidâ Abdullah el-Kâdî, Beyrut, 1987.

İbn Haldûn, Mukaddime, I-II, Haz. Süleyman Uludağ, Dergâh Yayınları, İstanbul,

2013.

İbn Hallikân, Ebu'l Abbâs Ahmed b. Muhammed, Vefeyâtu'l-A'yân ve Enbâu Ebnâi'z-

Zamân, I-VIII, Thk. İhsan Abbas, Dâru Sâdır, Beyrut, 1968.

İbn Hanbel, Ahmed, Müsned, I-VI, Beyrut, 1398/1978.

İbn Hibbân, Ebû Hatim b. Muhammed, es-Sîretü'n-Nebeviyye ve Ahbâru'l-Hulefâ- Hz.

Peygamber ve Halifeler, Ter. Harun Bekiroğlu, Ankara Okulu Yayınları,

Ankara, 2017.

İbn Hişâm, Ebû Muhammed Abdülmelik, es-Sîretü'n-Nebeviyye, I-II, Thk. Mustafa es-

Seka, İbrahim el-Ebyârî, Abdü'l-Hafîz eş-Şelebî, y.y., tsz.

-----------, Siret-i İbn Hişâm, I-IV, Terc. Abdülvehhab Öztürk, Kahraman Yayınları,

İstanbul, 2014.

İbn İshâk, Muhammed b. Yesar, Siretü İbn İshâk el-Müsemma bi-Kitabi'l-Mübtede'

ve'l-Meb'as ve'l-Meğâzî, Thk. Muhammed Hamidullah, Rabat, 1976.

----------, Kitâbü's-Siyer Ve'l-Meğazî- Hz. Peygamber'in Hayatı ve Gazveleri, Thk.

Süheyl Zekkâr, Ter. Ali Bakkal, İlk Harf Yayınevi, İstanbul, 2013.

İbn Kesîr, Ebu'l-Fidâ İsmail b. Ömer, Hadislerle Kur'an-ı Kerîm Tefsiri, I-XVI, Çev.

Bekir Karlığa- Bedrettin Çetiner, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1993.

----------, el-Bidâye ve'n-Nihâye, I-XXI, Thk. Abdullah b. Abdulmuhsin et-Türkî, Dâru

Hicr, Cîze, 1997.

İbn Kuteybe, Ebu Muhammed Abdullah b. Müslim ed-Dineveri, el-Meârif, Thk.

Servet Ukkâşe, Dâru'l-Meârif, Kahire, 1969.

Page 287: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

276

İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed, Sünen-i İbn Mâce, I-II, Thk. Muhammed Fuad

Abdülbâkî, Beyrut, 1975.

İbn Manzur, Cemaluddin Muhammed, Lisanu'l-Arab, I-XVIII, Neşru Edebi'l-Havza,

Kum, 1405/1363.

İbn Nedîm, Muhammed b. İshâk, el-Fihrist, Ter. Mehmet Yolcu vd., Çıra Yayınları,

İstanbul, 2017.

İbn Sa'd, Muhammed b. Sa’d b. Menî el-Haşimi el-Basrî, Kitâbü’t-Tabakâti’l- Kebîr,

I-XI, Thk. Dr. Ali Muhammed Ömer, Kahire, 2001.

İbn Sa'd, Muhammed b. Sa’d b. Menî el-Haşimi el-Basrî, Kitâbü’t-Tabakâti’l- Kebîr,

I-XI, Thk. Dr. Ali Muhammed Ömer, Çev. Abdurrahman Elmalı vd., Ed.

Adnan Demircan, Siyer Yayınları, İstanbul, 201

İbn Seyyidinnâs, Uyûnu'l-Eser fî Fünûni'l-Meğâzî ve'ş-Şemâil ve's-Siyer, I-II, Thk.

Muhammed el-Îd el-Hatravî- Muhyiddin Mestû, Mektebetu Dâri't-Turâs,

Medine, 1992.

İslamoğlu, Mustafa, Hayat Kitabı Kur'an Gerekçeli Meal-Tefsir, Düşün Yayıncılık,

İstanbul, 2009.

----------, Kur'ân'ı Anlama Yöntemi: Tefsir Usulü, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2014.

----------, Üç Muhammed, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2015.

İstemi, Fuat, Hicret Bağlamında Tarih ve Hadis Metodolojileri, Ankara Okulu

Yayınları, Ankara, 2017.

Kallek, Cengiz, "Ukıyye", DİA, Ankara, 2012, XLII, ss. 67-70.

Kandemir, M. Yaşar, "Ka'b b. Mâlik", DİA, Ankara, 2001, XXIV, ss. 4-6.

Karabacak, Mustafa, "Ka'b b. Malik'in Tebük Seferine Katılmaması İle İlgili Hadis

Hakkında Bir Değerlendirme", Ekev Akademi Dergisi, Yıl: 19, Sayı: 63, 2015,

ss. 195-211.

Karataş, Ali, "Kur'ân'da Çokanlamlı Kelimelerde Anlamın Tayini Meselesi -Savaş

Ayetleri Bağlamında Fitne Kavramı Örneği-", Marife, Bahar 2013, ss. 67-87.

Kapar, Mehmet Ali, "Eyyâmü'l-Arab", DİA, Ankara, 1995, XII, ss. 14-16.

Kapar, Mehmet Ali, "Hudeybiye Seferi ve Hz. Muhammed'in Barışçı Siyaseti",

Tarihin Peşinde- Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı: 16,

Yıl: 2016, ss. 155-175.

Kâtip Çelebi, Hacı Halîfe Mustafa b. Abdullah, Keşfü'z-Zunûn an Esâmi'l-Kütüb ve'l-

Fünûn, I-II, Dâru İhyâi't-Türasi'l-Arabî, Beyrut, tsz.

Keleş, Ahmet, Hadislerin Kur'ân'a Arzı, İnsan Yayınları, İstanbul, 2011.

Kelpetin, Mahmut, "Benî Kurayza Gazvesi İle İlgili Rivayetlerin Değerlendirilmesi:

İbn Hişâm Örneği", Tarih Dergisi, Sayı: 53 (2011/1), İstanbul, 2012, ss. 1-18.

Kılıç, Sadık, "Tarih Felsefesi Açısından Kıssalar", I. Kur'an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

Yayınları, Ankara, 1994, ss. 87-98.

Kılıç, Ünal, "Hz. Peygamber'i Anlama ve Anlatmada Kaynak ve Araştırmaların Yeri

ve Önemi", İSTEM, Yıl:7, Sayı:13, 2009, ss. 25-49.

Kılıç, Ünal, "Düşmanlarına Bile Merhametli Muhammed (sav) (Savaşlar

Çerçevesinde), Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 17,

Sayı: 2, 2013, ss. 11-34.

Page 288: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

277

Kitabı Mukaddes, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1985.

Koçyiğit, Hikmet, "Kur'ân'ın Nüzûl Sırasına Göre Tefsir Edilmesi", Hitit Üni. İlahiyat

Fak. Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 23, Çorum, 2013, ss.183-201.

Koçyiğit, Talat, "Abdullah b. Übey b. Selûl", DİA, Ankara, 1988, I, ss. 139-140.

Kolkıran, Gönül, Tarih ve Hadis Disiplini Açısından Güvenilirlik Sorunu: İbn İshâk ve

Vâkıdî Örneği, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2004.

Korkmazgöz, Rıza, Kur'ân'da Tarih Algısı, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011.

Kök, Bahattin, "Ka'b b. Malik el-Ensârî ve Tebük Seferiyle İlgili Durumu", Atatürk

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 8, 1988, ss. 129-141.

Köksal, M. Asım, İslâm Tarihi- Medine Devri, I-XI, Şamil Yayınevi, İstanbul, 1981.

Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Haz. Hayrettin Karaman vd., I-V, Diyanet İşleri

Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2012.

Kur'ân-ı Kerim Meali, Haz. Halil Altuntaş- Muzaffer Şahin, Diyanet İşleri Başkanlığı,

Ankara, 2008.

Kurtubî, Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed, el-Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, I-XX,

Ter. M. Beşir Eryarsoy, Buruc Yayınları, İstanbul, 2005.

Kütükoğlu, Mübahat S., Tarih Araştırmalarında Usûl, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul,

1998.

Lammens, Henry, "Hudeybiye", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul,

1977, V, ss. 578-479.

Mâturîdî, Ebu Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, I-

XVII, Thk. Ahmet Vanlıoğlu vd., Ed. Bekir Topaloğlu, Mizan Yayınları,

İstanbul, 2005-2010.

Mendeş, Nûrdan- Karakaş, Vehbi, "Garîbu'l-Kur'an Literatüründe İbn Hişâm'ın Yeri

ve Râğıb el-Isfahânî'nin el-Müfredât'ıyla Mukayesesi", Çanakkale Onsekiz

Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 5, 2014, ss. 43-67.

Mennâu'l-Kattân, "Esbab-ı Nüzûl", çev: Erdoğan Pazarbaşı- İbrahim Görener, Erciyes

Üni. İlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 11, Kayseri, 2001, s.153-171.

Mevdudî, Ebu'l-A'lâ, Tefhimu’l-Kur’ân, I-VII, Çev. Muhammed Han Kayani vd.,

İnsan Yayınları, İstanbul, 1999.

Mittwoch, E., "İbn Sa'd", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1977,

V, s. 798.

Muir, William, The Life of Mahomet, I-IV, Smith Elder and Co, London, 1861.

Muir, William, The Coran: Its Composition And Teaching, Pott Young and Co,

London, 1878.

Müslim, Ebu’l Hüseyn b. el-Haccac, Sahîhu Müslim, I-V, Thk. Muhammed Fuad

Abdülbâkî, Mısır, 1955.

Nagel, Tilman, "Tarihi Araştırma Konusu Olarak Kur'ân", Çev. Ali Dere, İslami

Araştırmalar Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 1-2-3-4, 1996, s. 54-61.

Nesaî, Ebû Abdirrahmân Ahmed b. Şuayb, es-Sünen, I-VIII, Mısır, 1964.

Page 289: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

278

Onat, Hasan, "İslam Bilimleri ve Yöntemi Açısından Tarihin Anlam ve Önemi",

Kur'an ve İslami İlimlerin Anlaşılmasında Tarihin Önemi, Ed. M. Mahfuz

Söylemez, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2013, ss. 11-65.

Önen, Hacı, "Tefsirde Tarih İlminden Yararlanma: Taberî Örneği", e-Şarkiyat İlmi

Araştırmalar Dergisi, Sayı: 10, 2013, ss.17-25.

Önkal, Ahmet, Rasûlüllâh'ın İslâm'a Da'vet Metodu, Hayra Hizmet Vakfı Yayınları,

Konya, 1981.

----------, "Müzakere", Kur’ân ve Tefsir Araştırmaları II, İstanbul, 2001, ss. 103-104.

Öz, Şaban, "Tarih Felsefesinde 'Tarihin Yasaları' Üzerine", Kahramanmaraş Sütçü

İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 11, 2008, ss. 31-

44.

----------, İlk Siyer Kaynakları ve Müellifleri, İsar Vakfı Yayınları, İstanbul, 2008.

----------, İslâm Tarihi Metodolojisi, İz Yayıncılık, İstanbul, 2010.

----------, Siyer'e Giriş, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2012.

----------, Siyer Tasarımı, Mana Yayınları, İstanbul, 2015.

----------, Kur'ân'ın Peygamberi, Endülüs Yayınları, İstanbul, 2017.

----------, Hz. Peygamber'in Sîretiyle İlgili Mevzû Haberlerin Tarihî Değeri, Endülüs

Yayınları, İstanbul, 2017.

Özaktan, Fatih, Enfâl ve Tevbe Sûreleri Bağlamında Siyerin Tefsirdeki Yeri,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul, 2010.

----------, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Siyerin Rolü, Marmara Akademi Yayınları,

İstanbul, 2017

Özdemir, Mehmet, "Siyer Yazıcılığı Üzerine", Milel ve Nihal, Cilt: 4, Sayı: 3, 2007,

ss. 129-162

Özel, Mustafa, "Bir Tefsir Kaynağı Olarak İbn Hişâm'ın es-Sîre'si", Dokuz Eylül

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 13-14, İzmir, 2001, ss. 205-215.

Özkan, Mustafa, "Tarihin Öznesinin Tespitinde, Kur'ân'ın Tarih İlmine Katkısı/

Kaynaklığı Üzerine -Bedir Savaşı Örneği-", İSTEM, Yıl: 8, Sayı: 16, Konya

2010, ss. 19-33.

Özkan, Mustafa, "Hudeybiye Antlaşması Özelinde Hz. Ömer'in Kişilik Tahlili

Denemesi", İSTEM, Yıl: 8, Sayı: 15, 2010, ss. 43-59.

Özkavukçu, Şaban, Hz. Peygamber'in Hayatı- Kur'ân-ı Kerîm Işığında Siyer-i

Nebî'nin Kronolojik Okunuşu, İz Yayıncılık, İstanbul, 2012.

Özkuyumcu, Nadir, "Benî Nadîr", DİA, Ankara, 2006, XXXII, ss. 275-276.

Özsoy, Ömer- Güler, İlhami, Konularına Göre Kur’an (Sistematik Kur’an Fihristi),

Fecr Yayınları, Ankara, 2014.

Özsoy, Ömer, Sünnetullah, Fecr Yayınları, Ankara, 2015.

----------, Kur'an Ve Tarihsellik Yazıları, Otto Yayınları, Ankara, 2018

Öztürk, Mustafa, Tarih Felsefesi, Akçağ Yayınları, Ankara, 2010.

Öztürk Mustafa- Ünsal, Hadiye, Kur'an Tarihi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara,

2017.

Page 290: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

279

Palabıyık, Hanefi, "Akademik Siyer Yazıcılığı -Yaklaşımlar, Metotlar ve Sorunlar

Bağlamında-", Siret Sempozyumu -I- Türkiye'de Siret Yazıcılığı, Haz. Tahsin

Koçyiğit, Ankara, 2012, ss. 133-186.

Paret, Rudi, Kur'an Üzerine Makaleler, Çev. Ömer Özsoy, Bilgi Vakfı Yayınları,

Ankara, 1995.

Polat, Salahattin, "Siyer'in Neliği Bağlamında Siyer Yazıcılığının Sorunları", Siret

Sempozyumu -I- Türkiye'de Siret Yazıcılığı, Haz. Tahsin Koçyiğit, Ankara,

2012, ss. 257-270.

Râzî, Fahruddîn Muhammed b. Ömer, Mefâtîhu'l-Ğayb, I-XXXII, Dâru'l-Fikr, Beyrut,

1981.

Robson, James, "İbn İshâk'ın İsnad Kullanışı", Çev. Talat Koçyiğit, Ankara

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt. X, Ankara, 1962, ss. 117-126.

Sarıcık, Murat, Hz. Muhammed'in Çağrısı Medine Dönemi, Hilal Ofset Matbaası,

Isparta, 2016.

Sarıçam, İbrahim, "Hamrâülesed Gazvesi", DİA, Ankara, 1997, XV, ss. 498-499.

----------, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, DİB Yayınları, Ankara, 2004.

Sarıçam, İbrahim- Özdemir, Mehmet- Erşahin, Seyfettin, İngiliz ve Alman

Oryantalistlerin Hz. Muhammed Tasavvuru, Nobel Yayın, Ankara, 2011.

Sarmış, İbrahim, Hz. Muhammed'i Doğru Anlamak, I-II, Ekin Yayınları, İstanbul,

2007

Sellûmî, Abdülazîz b. Süleyman b. Nasır, el-Vâkıdî ve Kitâbuhu'l-Meğâzî- Menhecuhu

ve Mesâdiruhu-, I-II, el-Câmiatü'l-İslamiyye, Medine, 2014.

Serinsu, Ahmet Nedim, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzûl'ün Rolü, Şûle

Yayınları, İstanbul, 1994.

Sıddıkî, Abdülhamid, Tarihin Yorumu, Çev. Beşir Eryarsoy, Düşünce Yayınları,

İstanbul, 1978.

Sıddıkî, Mazharuddin, Kur'ân'da Tarih Kavramı, Ter. Süleyman Kalkan, Pınar

Yayınları, İstanbul, 1982.

Söylemez, M. Mahfuz, "Kur'an'ın Anlaşılmasına Tarihin Etkisi: Kureyş ve Fil Sûreleri

ile Necm Sûresi 19-23. Ayetleri Örneği", Kur'an ve İslami İlimlerin

Anlaşılmasında Tarihin Önemi, Ed. M. Mahfuz Söylemez, Ankara Okulu

Yayınları, Ankara, 2013, ss. 67-80.

Suyutî, Abdurrahmân Celâlüddîn, el-İtkân fî Ulûmi'l-Kur'ân, I-II, Ter: Sakıb Yıldız-

H. Avni Çelik, Hikmet Neşriyat, İstanbul, 1987.

Süheylî, Abdurrahman b. Abdullah, er-Ravdu'l-Unuf fî Şerhi's-Sîreti'n-Nebeviyye

li'bni Hişâm, I-VII, Thk. Abdurrahman el-Vekîl, Kahire, 1967.

Sülün, Murat, Kur'ân Kılavuzu: Mutlak Gerçeğin Sesi, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2013.

Şahin, Davut, Hz. Ömer'in Kur'an Anlayışı ve Yorum Yöntemi, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2009.

----------, "Sûrelerin Dönemine İlişkin Bir Ölçüt: Adem (as)- İblis Kıssası",

Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt: 13, Sayı: 3, 2013, ss. 69-87.

Şaraldı, Mustafa Yücel, Kur'an'ı Anlamada Nüzûl Ortamının Yeri, (Yayımlanmamış

Yüksek Lisans Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum,

2012.

Page 291: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

280

Şengül, İdris, "Kur'an Mesajını Ulaştırmada Kıssaların Önemi", I. Kur'an

Sempozyumu, Bilgi Vakfı Yayınları, Ankara, 1994, ss. 133-140.

----------, "Kur'ân Kıssalarının Tarihi Değeri", Kur'an Kıssalarının Anlam ve Değeri

(IV. Kur'an Sempozyumu), Fecr Yayınevi, Ankara, 1998, ss. 169-184.

Şeriati, Ali, Kur'an'a Bakış, Çev. Ali Seyyidoğlu, Fecr Yayınevi, Ankara, 1996.

Şeşen, Ramazan, "Vâkıdî", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul,

1986, XIII, ss. 150-153.

----------, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İSAR Vakfı Yayınları, İstanbul,

1998.

Şiblî Numanî, Mevlânâ, Son Peygamber Hazret-i Muhammed, Çev. Yûsuf Karaca, İz

Yayıncılık, İstanbul, 2014.

Şimşek, M. Sait, Hayat Kaynağı Kur'an Tefsiri, I-V, Beyan Yayınları, İstanbul, 2012.

----------, Kur'an Kıssalarına Giriş, Kardelen Yayınları, Konya, 2013.

Şulul, Kasım, İlk Siyer ve Megazî Müelliflerinden Muhammed b. Ömer b. Vâkıd el-

Vâkıdî- Hayatı, Eserleri, Tarihçiliği ve Etkileri-, (Yayımlanmamış Doktora

Tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 1996.

----------, "İslam Düşüncesinde Tarih Felsefesi", Divan, Sayı: 11, 2001, ss. 91-127.

----------, "Siyer Yazıcılığında Kronoloji Meselesi", Siret Sempozyumu -I- Türkiye'de

Siret Yazıcılığı, Haz. Tahsin Koçyiğit, Ankara, 2012, ss. 663-703.

----------, İslâm Düşüncesinde Tarih Tasavvuru ve Usûlü, İnsan Yayınları, İstanbul,

2013.

----------, Ana Hatlarıyla Siyer-i Nebî, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2015.

Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerir, Câmiu'l-Beyan fî Tefsîri'l-Kur'an, I-XXX,

Mısır, 1953-1954/1372-1373.

----------, Tarihu'r-Rusûl ve'l-Mülûk, I-XI, Thk. Muhammed Ebu'l-Fazl İbrahim,

Dâru'l-Meârif, Mısır, ty.

Tirmizî, Ebû İsâ Muhammed b. İsâ b. Sevra, es-Sünen, I-V, Thk. Abdülvehhâb

Abdullatîf, Kâhire, 1964.

Togan, A. Zeki Velidî, Tarihte Usûl, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1985.

Topaloğlu, Bekir, "Batşe-i Kübrâ", DİA, Ankara, 1992, V, ss. 203-204.

Topaloğlu, Bekir, "Tevbe Sûresi", DİA, Ankara, 2011, XL, ss. 585-588.

Tosh, John, Tarihin Peşinde, Çev. Özden Arıkan, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul,

2005.

Türcan, Selim, "Kur'ân'ın İfade Kalıpları Nüzûl Kronolojisini Aydınlatabilir mi?

Müzzemmil Sûresi Örneğinde Bir Yöntem Denemesi", Hitit Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 17, 2010, ss. 67-100.

Uzun, Mustafa, "Siyer ve Megâzî", DİA, Ankara, 2009, XXXVII, ss. 319-326.

Ünalan, Abdullah, "İbn İshâk ve Hadis Rivayetindeki Yeri", Şarkiyat İlmi

Araştırmalar Dergisi, Sayı: II, Kasım 2009, ss. 97-113.

Ünsal, Hadiye, "Metin-İçi ve Metin-Dışı Bağlam Çerçevesinde Ahzâb Sûresinin Nüzûl

Ortamı ve Temel Vurguları", Tefsir Geleneğinde Anlam-Yorum Nüzûl-Siret

İlişkisi, Ed. Mustafa Öztürk, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2017, ss.91-124.

Page 292: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

281

Vahıdî, İbnü'l-Hasan Ali b. Ahmed, Esbâbu'n-Nüzûli'l-Kur'ân, Dâru'l-Kütübi'l-

İlmiyye, Beyrut, 1991.

Vâkıdî, Muhammed b. Ömer, Kitâbü'l-Meğâzî, I-III, Thk. Marsden Jones, Âlemü'l-

Kütüb, Beyrut, 1984/1404.

Vâkıdî, Muhammed b. Ömer, Kitâbü'l-Meğâzî- Hz. Peygamber'in (s.a.v.) Savaşları, I-

III, Thk. Marsden Jones, Ter. Mûsâ K. Yılmaz, İlk Harf Yayınevi, İstanbul,

2014.

Watt, W. Montgomery, Kur'an'a Giriş, Çev. Süleyman Kalkan, Ankara Okulu

Yayınları, Ankara 2000.

Wensinck, A. J., "Handak", İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul,

1977, V, s. 209.

Yaman, Ahmet, "Siyer", DİA, Ankara, 2009, XXXVII, ss. 316-319.

Yarba, Rıdvan, "Cerh ve Ta'dil Alimlerine Göre Vâkıdî", Çukurova Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014 (2), ss. 143-168.

Yaşar, Naif, Oryantalistlere Göre Kur'an'ın Kaynağı ve Metinleşmesi, Ankara Okulu

Yayınları, Ankara, 2017.

Yaşaroğlu, M. Kâmil, "Mümtehine Sûresi", DİA, Ankara, 2006, XXXI, s. 562.

Yavuz, Ömer Faruk, "Yaygın Kur'an İmajları", Dinbilimleri Akademik Araştırma

Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 2, 2011, ss. 43-71

Yavuz, Yûsuf Şevki, "Vahiy", DİA, Ankara, 2012, XLII, ss. 440-443.

Yazır, Elmalılı Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, I-X, Sadeleştirenler: İsmail Karaçam

vd., Azim Dağıtım, İstanbul, 1992.

Yazır, Elmalılı Hamdi, Kur'ân-ı Kerîm ve Yüce Meali, Sadeleştirenler: M. Sadi

Çögenli- Nevzat H. Yanık, Huzur Yayın, İstanbul, 1996.

Yıldız, Abdullah, Tarih Bilinci, Denge Yayınları, İstanbul, 1994.

Yılmaz, Yasin, "Bir Siyer Müellifi Olan İbn İshâk'taki Bazı Hadiseler Örneğinde

Siyer-Tefsir İlişkisi", Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi, Sayı: 22, 2013, ss. 100-127.

Yiğit, İsmail, “Kur’an ve Siretü’n-Nebevi”, Kur’ân ve Tefsir Araştırmaları II,

İstanbul, 2001, ss. 91-100.

Yiğit, İsmail, "Tebük Gazvesi", DİA, Ankara, 2011, XL, ss. 228-230.

Zehebî, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed, Siyeru A'lâmin-Nübelâ, I-XXV, Thk.

Şuayb el-Arnavût vd., Müessesetü'r-Risâle, Beyrut, 1996/1417.

Zemahşerî, Ebu'l-Kasım Mahmud b. Ömer, el-Keşşâf an Hakâ'ikı Ğavâmidı't-Tenzîl ve

Uyûni'l-Ekâvil fî Vucûhi't-Te'vil- Keşşaf Tefsiri (Metin-Çeviri), I-III, Ed. Murat

Sülün, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İstanbul, 2017.

Zührî, İbn Şihab, el-Meğâziyyü'n-Nebeviyye, Thk. Süheyl Zekkâr, Dâru'l-Fikr,

Dımaşk, 1981/1401.

Zümrüt, Osman, "İslam Tarihinde Zararlı Mescid (Mescid-i Dırar) Olayı ve

Günümüze Anımsattıkları", Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Dergisi, Sayı: 17, 2004, ss. 9-30.

Page 293: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

282

EKLER

Tablo 1: İlk Siyer ve İslam Tarihi Müelliflerinin Eserlerinde Kullandıkları Ayetler

Konu: İBN İSHÂK İBN HİŞAM VAKIDİ İBN SA'D TABERİ

Peygamberler

Âl-i İmrân 3/81

En'am 6/56

Yûnus 10/71

Hud 11/54-55

Hacc 22/27

Ahkaf 46/35

Mümtehine 60/4

Âl-i İmrân 3/81 Bakara 2/127

Yasin 36/13-14

Cahiliye

Dönemi

Bakara 2/158,

199, 200

Araf 7/ 28,31,

32

Yûsuf 12/106

Nahl 16/123

Hacc 22/28

Hucurat 49/13

Kamer 54/46

Bakara 2/199

Maide 5/103

En'am 6/136,

139, 143, 144

Araf 7/31-32

Tevbe 9/37

Yûnus 10/59

Yûsuf 12/106

Sebe 34/15-16

Nuh 71/23-24

Buruc 85/4-8

Fil 105/1-5

Kureyş 106/1-4

Fil Olayı Fil 105/2-4

Hz.

Peygamber'in

soyu

Tevbe 9/128

İbrahim 14/9

Furkan 25/38

Şuara 26/214,

219

Şura 42/23

Peygamberlik

Öncesi Kasas 28/12 Duha 93/7 Taha 20/76

İlk Vahiy

Fatiha 1/1-7

Bakara 2/185

Enfâl 8/41

Duhan 44/1-3

Talak 65/12

Abese 80/ 26-31

Alak 96/1-5

Kadir 97/1-5

Bakara 2/185

Enfâl 8/41

Duhan 44/1-5

Alak 96/1-5

Kadir 97/1-5

Alak 96/1-5

Enfâl 8/41

Alak 96/1-5

Page 294: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

283

Peygamberlik

Hicr 15/89, 94

İsra 17/110

Meryem 19/64

Şuara 26/214-

215

Duha 93/1-11

Kevser 108/1-3

Nisâ 4/3

Ra'd 13/31

Hicr 15/89, 94

İsra 17/85, 110

Kehf 18/1, 2, 3,

4, 5, 6, 7, 8, 9,

10, 11, 12, 13,

14, 15, 16, 17,

18, 21, 22, 23,

24, 25, 26, 83,

85

Meryem 19/64

Furkan 25/7, 8,

9, 10, 20

Şuara 26/214,

215

Lokman 31/27

Müddessir 74/1-

2

Duha 93/1-11

Bakara 2/129,

253

Nisâ 4/80

Maide 5/67

İsra 17/106

Şuara 26/214

Ahzâb 33/45

Yasin 36/14

Saffat 37/35

Fussilet 41/33

Kıyamet 75/16-

19

Hicr 15/94

Şuara 26/214,

215, 216

Kalem 68/1-6

Müddessir 74/

1-2,3-4

Duha 93/1-4

Tebliğde

yaşanan

zorluklar

Âl-i İmrân

3/128

En'am 6/26

Tevbe 9/113

Hicr 15/91-92,

95

İsra 17/60, 85

Kasas 28/56, 57

Sad 38/6-8

Zümer 39/64-66

Fussilet 41/1-2,

5, 26, 37

Necm 53/61

Kalem 68/13,

15

Nuh 71/12

Müddessir

74/10-26

Abese 80/1-10

Alak 96/9-18

Tebbet 111/1-5

En'am 6/8, 9,

10, 52, 53, 54,

93, 108, 111

Yûsuf 12/82

Ra'd 13/30

Hicr 15/90-93,

94-96

Nahl 16/103

İsra 17/45, 46,

47, 48, 49, 50,

51, 60, 90-93

Kehf 18/55

Meryem 19/73,

77, 78, 80

Enbiya 21/26,

27, 28, 29, 98,

99, 100, 101,

102

Furkan 25/5-6,

27

Ankebut 29/29

Sebe 34/47

Yasin 36/78,

79, 80

Saffat 37/151-

152

Sad 38/1, 2, 5,

6, 7

Fussilet 41/1-5,

26

Zuhruf 43/31,

32, 57, 59, 60,

61

Duhan 44/43-46

Casiye 45/7-8

Enam 6/26

Tevbe 9/113

Meryem 19/77-

80

Kasas 28/56

Tebbet 111/1

Kasas 28/56

Sad 38/4, 5, 6, 7

Zümer 39/64-66

Mümin 40/28

Kafirun 109/1-6

Tebbet 111/1-5

Page 295: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

284

Kalem 68/10,

11, 15

Müddessir

74/11-16, 17-

22, 23-25, 31

Abese 80/1, 2,

13, 14

Alak 96/9-19

Hümeze 104/1-

9

Kevser 108/1-3

Kafirun 109/1-2

Tebbet 111/1-5

Garanik Olayı Hac 22/52

Nem 53/19

İsra 17/73-75

Necm 53/19-20

İsra 17/73-75

Hacc 22/52

Necm 53/1- 20,

21-26

Habeşistan'a

Hicret Meryem 19/1

Diğer Din

Mensupları

(Mekke

Dönemi)

İsra 17/85

Kehf 18/1-2

Kasas 28/52-55

Bakara 2/89

Maide 5/82, 83

A'raf 7/89

Kasas 28/52, 53,

55

Bakara 2/97-

101 Rum 30/1-6

İsra ve Mirac En'am 6/8 İsra 17/60

Saffat 37/102 İsra 17/60

Meryem 19/57

Necm 53/9

Mucizeler En'am 6/109-11

Ra'd 13/31

Cinler Ahkaf 46/29-30

Cin 72/1-10

Kehf 18/73, 80

Ahkaf 46/29,

30, 31

Cin 72/1-10

Ahkaf 46/29 Ahkaf 46/29, 30

Cin 72/1, 2

Hicret

Enfâl 8/30

Yasin 36/1-5, 9

Zümer 39/53-55

Tur 52/30-31

Tevbe 9/40 Tevbe 9/108

Yasin 36/1-10

Enfâl 8/30

Yasin 36/1-4, 9

Kaf 50/29

Tur 52/29, 30,

31

İbadet-

Muamelat

Bakara 2/183-

185, 187, 199

Araf 7/31-32

Tevbe 9/60 Tevbe 9/ 60

Fatiha 1/1

Bakara 2/142,

143, 144, 273

Nisâ 4/19, 22

Enfâl 8/75

Şura 42/13

Bakara 2/143,

144

Tevbe 9/103

Gazve ve

Seriyyeler

Bakara 2/193,

217, 218

Nisâ 4/94

Maide 5/11

Hacc 22/39, 40,

41

Bakara 2/217

Nisâ 4/29, 102

Maide 5/11, 33

Enfâl 8/41, 46

Âl-i İmrân

3/173-174

Maide 5/11, 33

Münafikun 63/8

Bakara 2/190,

191, 192, 193,

217

Nisâ 4/94

Maide 5/11

Bedir Gazvesi

Nisâ 4/97

Enfâl 8/48, 57,

60, 61, 62-63,

64-65, 67, 68,

Bakara 2/108

Âl-i İmrân 3/

12, 13, 165

Nisâ 4/97

Âl-i İmrân

3/161

Nisâ 4/100

Maide 5/24, 118

Enfâl 8/1, 11,

12, 25, 26, 42,

70

Hacc 22/19, 55

Maide 5/24, 118

Enfâl 8/ 7, 9,

10, 39, 41, 42,

47, 67, 68

Page 296: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

285

69, 70, 73, 75, Maide 5/24

Enfâl 8/1, 5, 6,

7, 9, 11, 12, 13,

15, 16, 17, 19,

20, 21, 22, 23,

24, 26, 27, 29,

30, 32, 33, 34,

35, 36, 38, 39,

40, 41, 42, 43,

44, 45, 46, 47,

48, 57, 60, 61,

62, 63, 64, 65,

66, 67, 68, 69,

70, 73, 75

Muhammed

47/35

Müzzemmil

73/1, 11-13

Afar 7/185

Enfâl 8/1, 2, 4,

5, 6, 7, 9, 10,

11, 12, 13, 14,

15, 16, 17, 19,

20, 28, 29, 30,

31, 32, 33, 35,

36, 38, 39, 41,

42, 43, 45, 46,

47, 48, 49, 50,

52, 55, 57, 58,

60, 61, 62, 63,

64, 65, 66, 67,

68, 69, 72, 73,

75

Yûnus 10/88,

109

İbrahim 14/28,

36

Nahl 16/28, 29,

30, 103, 106,

107,108, 109,

110

İsra 17/80

Enbiya 21/67

Hacc 22/19, 55

Müminun

23/64, 77

Furkan 25/77

Ankebut 29/10

Secde 32/21

Mümin 40/10

Duhan 44/16

Tur 52/1-2

Kamer 54/45

Nuh 71/26

Müzzemmil

73/11

Duhan 44/16

Kamer 54/45

Yûnus 10/88

İbrahim 14/36

Kamer 54/45,

46

Nuh 71/26

Reci Vakası

Bakara 2/204,

205, 206, 207

Meryem 19/97

Bakara 2/115

Bi'ri Maune

Olayı

Âl-i İmrân

3/128

Âl-i İmrân

3/169, 170

Uhud Gazvesi Enfâl 8/36

Nahl 16/126

Âl-i İmrân 3/14,

86, 121, 122,

123, 124, 125,

126, 127, 128,

129, 130, 131,

132, 133, 134,

135, 136, 137,

138, 139, 140,

141, 142, 143,

144, 145, 146,

147, 149, 150,

151, 152, 153,

154, 156, 157,

158, 159, 160,

161, 162, 163,

Âl-i İmrân

3/121, 122, 123,

124, 125, 126,

127, 128, 130,

133, 134, 135,

138, 139, 140,

141, 142, 143,

144, 145, 146,

147, 148, 149,

151, 152, 153,

154, 155, 156,

157, 158, 159,

161, 162, 163,

164, 165, 166,

167, 168, 169,

Âl-i İmrân 3/

128, 140, 144,

169, 173

Enfâl 8/17, 36

Âl-i İmrân

3/122, 128, 143,

144, 152, 153,

154, 165

Nahl 16/126

Page 297: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

286

164, 165, 166,

167, 168, 169,

170, 171, 172,

173, 174, 175,

176, 177, 178,

179

Enfâl 8/36

Hud 11/82-83

Nahl 16/10,

126, 127

Fetih 48/29

Kamer 54/13

170, 171, 172,

173, 174, 175,

176, 177, 178,

179, 180, 181,

182, 183, 186,

187, 188, 191,

193, 195, 196,

197, 199, 200

Enfâl 8/9, 17,

36

Nahl 16/126

Ahzâb 33/23, 25

Hamrau'l-

Esed Seferi

Âl-i İmrân

3/172, 175

Hendek

Gazvesi

Nûr 24/62, 63,

64

Ahzâb 33/9, 10,

11, 12, 13, 14,

15, 16, 18, 19,

20, 21, 22, 23,

24, 25

Bakara 2/214,

239

Nisâ 4/51

Ahzâb 33/9, 10,

11, 12, 13, 14,

15, 16, 22, 25

Ahzâb 33/ 9, 10,

22, 23, 25, 26

Nisâ 4/50, 51,

52, 53

Nûr 24/62-63

Ahzâb 33/12-

22

Fetih 48/29

Hudeybiye

Antlaşması

Fetih 48/1, 2,

10, 11, 15, 18,

19, 20, 21, 24,

25, 26, 27

Mümtehine

60/10-11

Bakara 2/58,

196

Nisâ 4/102

Maide 5/25

Ra'd 13/31

İsra 17/10

Fetih 48/ 1, 2, 3,

4, 5, 6, 7, 9, 10,

11, 12, 15, 16,

18, 19, 20, 21,

22, 23, 24, 25,

26, 27, 29

Hadid 57/10, 19

Mümtehine

60/10-11

Bakara 2/194

Meryem 19/71-

72

Fetih 48/1

Mümtehine

60/10-11

Fetih 48/18, 24,

25

Mümtehine

60/10, 11, 12

Kaza Umresi Bakara 2/194

Fetih 48/27

Bakara 2/194-

195

Mekke'nin

Fethi

Âl-i İmrân 3/67

Hucurat 49/13

Mümtehine

60/1, 4

Nisâ 4/94

Yûsuf 12/92

İsra 17/81, 93

Mümtehine 60/1

Beled 90/1-2

Nasr 110/1

Tebbet 111/1-5

Nisâ 4/94

Yûsuf 12/92

İsra 17/81

Duhan 44/10

Hucurat 49/ 13

Mümtehine 60/1

Huneyn Savaşı Tevbe 9/25-26

Yasin 36/69

Nisâ 4/24

Araf 7/138

Tevbe 9/25

Hud 11/114

Mute Savaşı Meryem 19/70-

72

Tebük Seferi

Tevbe 9/38, 39,

40, 42, 43, 47,

49, 65, 81-82,

88, 89, 90, 92,

Tevbe 9/ 38, 39,

41, 42, 43, 44,

45, 46, 47, 48,

49, 50, 51, 52,

Tevbe 9/92, 117

Tevbe 9/48, 49,

64, 65, 81, 92,

107, 108, 117,

118, 119

Page 298: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

287

93, 95, 96, 98,

99, 100, 101,

102, 103, 106,

107, 111, 117,

118, 119

53, 54, 55, 65,

66, 74, 79, 80,

81, 82, 83, 86,

87, 90, 91, 92,

93, 94, 95, 96,

97, 98, 99, 100,

101, 102, 103,

104, 105, 106,

107, 108, 109,

110, 111, 113,

114, 117, 118,

119, 120, 121,

122, 123, 124,

126, 127, 128,

129

Mümin 40/52

Yahudiler

Bakara 2/89-90

Lokman 31/27

Bakara 2/1, 2,

40, 41, 42, 44,

58, 61, 74, 75,

76-78, 80, 81-

84, 85, 86, 87,

88, 89, 90, 94-

96, 97, 99, 100-

102, 108, 109,

113, 118, 135,

141, 142, 143,

144, 145, 147,

159, 170,

Âl-i İmrân 3/7,

12, 13, 23, 24,

65-68, 71-73,

79, 80, 81, 98,

99, 100-102,

105, 113, 114,

118, 119, 181,

186, 187, 188

Nisâ 4/37, 38,

39, 44, 45, 46,

47, 51, 52, 54,

55, 153, 163,

164, 165, 166

Maide 5/11, 18,

19, 41, 42, 49,

50, 57, 59, 61,

68

En'am 6/19, 20

Araf 7/89, 187

Tevbe 9/31

Yûsuf 12/41

İsra 17/88

Meryem 19/47

Hacc 22/52

Zümer 39/67

Feth 48/29

Kamer 54/37

Mülk 67/4

İhlâs 112/1-4

Bakara 2/109

Âl-i İmrân

3/186

Âl-i İmrân

3/186

Şuara 26/197

Ahkaf 46/10

Beni Kaynuka Enfâl 8/58 Enfâl 8/58 Enfâl 8/58

Page 299: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

288

Beni Nadir

Zümer 39/53-55

Haşr 59/2, 3, 5,

6, 7, 11

Haşr 59/1, 2, 3,

4, 5, 7, 8, 9, 10,

11, 12, 13, 14,

15, 16, 18, 19

Haşr 59/5

Beni Kurayza Ahzâb 33/25,

26, 27

Maide 5/41

Enfâl 8/27

Tevbe 9/102

Hayber Taha 20/14

Saffat 37/177

Fetih 48/20

Mutaffifin 83/2

Fetih 48/18-20 Taha 20/14

Hıristiyanlar Maide 5/82-83

Furkan 25/63

Âl-i İmrân 3/ 1,

2, 3, 4, 5, 6, 7,

8, 18, 19, 20,

21, 26, 27, 31,

32, 33, 34, 35,

36, 37, 42, 43,

44, 45, 46, 47,

48, 49, 50, 51,

52, 53, 54, 55,

58, 59, 60, 61,

62, 63, 64

Meryem 19/21

Âl-i İmrân 3/

59-62

Ehl-i Kitap

Âl-i İmrân

3/106

Araf 7/157

Muhammed

47/17

Fetih 48/29

Saff 61/6

Bakara 2/159

Tevbe 9/31

Nahl 16/43

Münafıklar Maide 5/51-52

Bakara 2/1-5, 6,

7, 8, 9, 10-13,

14, 15-19, 20-

23, 24

Âl-i İmrân 3/86,

154

Nisâ 4/60

Maide 5/51, 52,

53

Tevbe 9/47, 48,

49, 57, 58, 61,

62, 65, 66, 73,

74, 75, 79, 81,

82, 84, 86, 107

Ahzâb 33/12, 13

Haşr 59/11, 16

Tevbe 9/ 56, 57,

58, 59, 61, 62,

63, 64, 65, 66,

67, 68, 69, 71,

73, 74, 75, 76,

77, 80, 84, 108,

109

Şura 42/16

Münafikun 63/5

Tevbe 9/ 49, 74

Müşrikler Saffat 37/176-

177

Mümtehine

60/8-9

Davet

Mektupları Âl-i İmrân 3/64

Bakara 2/136,

144

Hud 11/41

İsra 17/110

Neml 27/30

Şura 42/15

Beyyine 98/1

Heyetler Ra'd 13/11, 13

Hucurat 49/4, 6, Bakara 2/278

Hucurat 49/4, 6,

17

Maide 5/1

Hud 11/18

Page 300: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

289

7

Nasr 110/1-3

Maide 5/90

İsra 17/32

Hucurat 49/2, 6

Hucurat 49/4, 5,

17

Ebu Bekir'in

Hac Emirliği

Bakara 2/14

Araf 7/40

Tevbe 9/1, 2, 3,

4, 5, 6, 7, 8, 9,

10, 11, 13, 14,

15, 16, 18, 19,

28, 29, 34, 36,

37

Veda Haccı

Bakara 2/201

Nisâ 4/21

Tevbe 9/37

Bakara 2/201

Maide 5/3 Tevbe 9/ 36, 37

Ashab

Hakkında

İnenler

Bakara 2/1-5

Maide 5/53-56

En'am 6/ 82

Taha 20/1-3,15-

16

Şura 42/37-42

Rahman 55/1-2

Vakıa 56/79

Tekvir 81/14

Leyl 92/5-21

Bakara 2/278

Maide 5/55-56

Enfâl 8/27

Tevbe 9/102,

108

Ahzâb 33/5

Rahman 55/1-2

Leyl 92/ 5,6, 19,

20, 21

Âl-i İmrân

3/173

Enfâl 8/1

Ahzâb 33/36

Bakara 2/159,

160, 184, 207,

245

Âl-i İmrân

3/172

Nisâ 4/29, 41,

94, 95, 100,

105-112, 176

Maide 5/24

Enfâl 8/75

Tevbe 9/ 92,

108, 118

Ra'd 13/43

Nahl 16/41, 76,

90, 106, 120,

126

Kehf 18/22

Taha 20/14

Enbiya 21/69

Şuara 26/197,

224, 227

Ankebut 29/2

Rum 30/19

Lokman 31/15

Ahzâb 33/5, 23,

40

Sad 38/62-63

Zümer 39/9

Mümin 40/1-3

Ahkaf 46/10

Muhammed

47/19

Fetih 48/18, 29

Hucurat 49/2

Kaf 50/19

Mücadele 58/1

Mümtehine

60/10, 12

Cuma 62/11

Tevbe 9/108

Rahman 55/1-6

Page 301: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

290

Münafikun 63/8

Cin 72/6

Abese 80/1-10

Alak 96/1

Zilzal 99/7-8

Aile Hayatı,

Eşleri,

Çocukları

Ahzâb 33/28-

29, 37, 51, 52 Ahzâb 33/50

Bakara 2/156

Nisâ 4/54, 128

Ahzâb 33/6, 28,

29, 30, 31, 32,

33, 34, 35, 37,

38, 50, 51, 53,

54, 58, 59, 60,

62

Fatır 35/18

Sad 38/34

Mümtehine 60/7

Tahrîm 66/1, 2,

3, 4, 5

Kevser 108/3

Ahzâb 33/37

İfk Hadisesi

Bakara 2/226

Nisâ 4/176

Yûsuf 12/18

Hacc 22/65

Nûr 24/11, 12,

15, 22

Yûsuf 12/18

Nûr 24/11, 12

Yûsuf 12/18

Nûr 24/11, 12,

15, 22

Hz.

Peygamber'inT

efsiri

Bakara 2/274

Enfâl 8/60

Yûnus 10/61

Ra'd 13/39

Genel Medine

Dönemi Nûr 24/55

Felak 113/1-5

Nas 114/1-6 Fecr 89/1-2

Vefatı

Bakara 2/143

Âl-i İmrân

3/144

Bakara 2/156

Âl-i İmrân

3/144, 185

Nisâ 4/69

Meryem 19/6

Enbiya 21/35

Kasas 28/83, 88

Zümer 39/30,

60

Muhammed

47/19

Nasr 110/1-3

Âl-i İmrân

3/144

Kasas 28/83

Zümer 39/30,

31, 60

Nasr 110/1-3

Page 302: İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI KUR'ÂN'IN SİYERE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02976.pdf · 2020. 8. 20. · İslam Tarihi Kaynaklarında Ayet Kullanımı, Doktora Tezi,

291

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler:

Adı ve Soyadı : Belkıs ÖZSOY DEMİRAY

Doğum Yeri ve Yılı : Dinar/ Afyonkarahisar 1988

Medeni Hali : Evli

Eğitim Durumu:

Lisans Öğrenimi: Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve

Ahlak Bilgisi Öğretmenliği- 2009

Yüksek Lisans Öğrenimi: Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Estitüsü-

2012

Yabancı Diller ve Düzeyi: Arapça (Orta) ve İngilizce (Orta)

İş Deneyimi:

1. 2009-2011 Milli Eğitim Bakanlığı (Öğretmen, Afyonkarahisar)

2. 2011- ... Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (Araştırma Görevlisi)

Bilimsel Yayınlar ve Çalışmalar:

1. Göksoy, İ. Hakkı- Özsoy, Belkıs, "Iran at the Beginning of 20th Century as Seen in

"Sayahat al-Kubra" by Karchinzada Suleyman Shukru", The 9th International

Congress on Persian Language and Literature, Organised by the Payami Nour

University, 27-29 August 2014, Bojnourd, Iran.

2. Göksoy, İ. Hakkı- Özsoy, Belkıs, "Iran at the Beginning of 20th Century as Seen by

Suleyman Shukru in His Travelogue of Sayahat Al-Kubra", International Journal of

Business and Entrepreneurship Development, Vol. 1, No. 1, October 2015, s.25-39.

3. Özsoy Demiray, Belkıs, "İngiliz Müsteşrik William Muir'in Siyer Kaynaklarına

Yaklaşımı", İSTEM, Sayı: 30, 2017, s. 393-414.

4. Özsoy Demiray, Belkıs, "Kur'ân'ın Tarihi Kaynak Değeri", Süleyman Demirel

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:40, 2018/1, s. 268-292.