ŞEHÂDET YOLUNUN İLK TÂLİBLİLERİ BABA YÂSİR BİN · PDF...
-
Upload
phunghuong -
Category
Documents
-
view
224 -
download
0
Transcript of ŞEHÂDET YOLUNUN İLK TÂLİBLİLERİ BABA YÂSİR BİN · PDF...
3
ŞEHÂDET YOLUNUN İLK TÂLİBLİLERİ
AMMÂR BİN YÂSİR AİLESİ ( Radıyalla hu anhum)
BABA YÂSİR BİN ÂMİR RADIYALLÂHU ANH:
Nesebi:
Ya sir bin  mir radıyalla hu anh arab asıllıdır. Kendilerine Ârab-ı  ribe ismi
verilmektedir. Kabilesinin yerleşim yeri Yemen olup, Kahtanı ler olarak isimlendirilirler.
Mekke’ye Hicreti:
Ya sir radıyalla hu anh’ın kardeşlerinden bazıları bozuk yo netim, kıtlık ve
kuraklık gibi sebebler yu zu nden memleketlerini terkederek Mekke’ye hicret ettiler. Bir
zaman sonra da Yasir, dig er kardeşleri Ma lik ve Ha ris ile birlikte Mekke’de bulunan
kardeşlerini aramak ve oraya yerleşmek için yola koyuldular. Bu do nemde birçok insan
vatanını terkederek iş bulmak ve geçimini sag lamak için Mekke’ye hicret etmekteydi.
Ya sir, kardeşleri Ma lik ve Ha ris’le birlikte çıktıg ı bu yolculuk sonunda Mekke de kaldı.
Kardeşleri ise geri do ndu ler.
Yasir, Mekke’ye yerleşmek için kendisine bir halı f bulmalıydı. Ârablar eman
verdikleri kimseleri -du şmanları dahi olsa- koruyorlardı. Yasir de benı Mahzu m
kabilsesine mensub olan ebu Huzeyfe bin Mug ire bin Âbdilla h bin Ö mer bin Mahzu m
ile dostluk anlaşması yaptı. Ârtık Mekke’de rahatca hareket edebilecekti. Ya sir’in du ru st
ve gu venilir oldug unu iyice anlayan ebu Huzeyfe, cariyesi olan Su meyye binti Hayyat ile
4
Ya sir’i evlendirdi. Bu evlilikten du nyaya gelen Âmma r’ıda dog duktan sonra azad etti.
Ya sir ailesi, zaman zaman putperest Mekke toplumunun durumunu kendi
aralarında konuşurlardı. Birgu n Ya sir Su meyye’ye “Kureyş ahalisinden birtakım
kimseler bana neden kendi putlarına tapmadıg ımı soruyorlar. Kendi elleriyle yaparak
fayda ve zarar sag layamayacak olan şeylere tapmalarına hayret ediyorum. Ü stelik kimi
zaman bu putları helva ve hurmadan yapıyorlar, acıktıklarında ise taptıkları bu putları
yiyerek karınlarını doyuruyorlar”.
Subhanalla h! Âlla h subha nehu ve tea la nın eşrefi mahlu kat kılarak kendilerine
akıl nimeti verdig i bu kimselerin durumları gerçekten de şaşkınlık vericidir. Geçmişte
oldug u gibi gu nu mu zde de aynı sapkınlıklar devam etmektedir. Deg işen sadece putların
ismi ya da şeklidir. Sonuç itibariyle yapılan fiil aynıdır. Canlı ya da cansız putlardan
yardım isteniyor, onlara dua ediliyor, fayda ya da zarar vermeleri bekleniyor. Heyhat!
Yalnızca Âllah’u Tea la ’ya ait bu sıfatların bir başkasında da bulundug una inanmak kişiyi
şirk ehli kılar. Bu hal u zere o len kimselerin akıbeti ise -neu zubilla h- sonsuz bir
cehennem hayatından başkası deg ildir.
Ya sir ailesi, bu şirke bulaşmış toplumun arasında yaşamalarına rag men hiçbir
zaman putlara tapmayan ve toplum tarafından sevilen kimselerdi. Rasu lulla h sallalla hu
aleyhi ve sellem’i risa letinden o nce de tanıyorlar, zulme karşı durmak adına kurulan
Hılfu’ Fudu l adlı toplulukta bulundug unu ve zulme karşı mu cadele ettig ini biliyorlardı.
Âlla h azze ve celle Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem’e risa let go revini verdikten
sonra, Ya sir ailesi og ulları Âmma r’ın kendilerine aktardıkları bilgiler sonucunda
mu slu man oldular.
Bu durumu o g renen ebu Huzeyfe o ncelikle Ya sir ailesini korkutma cihetine
giderek onların atalarının dinine do nmelerini istedi. Fakat bu teklifi red edilmişti. Ya sir
5
ailesi için zor gu nler başlıyordu. Çeşitli işkencelerle dinlerinden do nmeleri istense de
onlar bu teklifleri kabul etmiyorlardı. Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem bazı
zamanlarda Ya sir ailesine yapılan işkenceleri bizzat go ru yordu.
Bir keresinde Ya sir, yapılan işkencelerin şiddetinden dolayı Rasu lulla h
sallalla hu aleyhi ve sellem’e ‘zaman hep işkenceli mi olacak? Deyince, Rasu lulla h
sallalla hu aleyhi ve sellem ona “Sabretmelerini so ylemiş ve Âllah’ım! Ya sir ailesine
bo yle işkence edilirken merhamet et” diye dua etmiştir. Bir başka zaman ise onları şu
so zleriyle cennetle mu jdelemiş ve teselli etmiştir. “Sabrediniz ey Ya sir ailesi! Hiç
şu phesiz sizin mu ka fa tınızı alacag ınız yer veya varacag ınız yer cennettir”.
Kaynaklarda Ya sir radıyalla hu anh’ın şehit oluşunun keyfiyeti hakkında kesin
bir bilgiye ulaşılamamaktadır. Fakat, onun ilk İ slam şehitlerinden oldug u rivayetlerle
sa bittir. Rabbim kendisinden razı olsun.
ANNE SÜMEYYE BİNTİ HAYYÂT RADIYALLÂHU ANH:
Âsha bı Kira m’ın hayatlarını anlatan eserler incelendig inde Su meyye radıyalla hu
anh ‘ın deg işik isimlerle ku nyelendig ine şahit olunmaktadır. Fakat kaynaklarda en çok
Su mmeyye binti Hayya t şeklinde geçmektedir. Mu cahid rahimehulla h’dan gelen
rivayetlerinin birinde ise, Su meyye binti Hayya t’ın İ sla m Dinı ’ni kabul eden ilk yedi
kişinden biri oldug u naklolunmuştur.
Su meyye radıya llahu anh, ku fru n o nderlerinden ebu Cehil tarafından işkence
edilirken şehit edilmiştir. Bir rivayette karnına saplanan mızrak sebebiyle şehit
du şerken, başka bir rivayette ise ebu Cehil, mızrag ı o nce uylug una veya kalbine
saplamış, ardından oradan çıkararak karnından mızraklayarak Su meyye radıyalla hu
anh’ı şehit etmiştir. İ sla m’ın bidayetinde “ilk kadın şehit” olma şerefini kazanmış olan
6
bu gu zide insandan Âlla h subha nehu ve tea la razı olsun.
AMMÂR BİN YÂSİR RADIYALLÂHU ANH:
Şemâili ve Kişiliği:
Âmma r radıyalla hu anh; geniş omuzlu, esmer ve uzun boylu bir kimse idi. Çok
fazla konuşmaz ve devamlı fitnelerden Âlla h’u Tea la ’ya sıg ınırdı. Bu hakikati ibni Ö mer
radıyalla hu anhuma şu so zleri ile ifa de eder: “Fitnelerden Âlla h'a bu kadar sıg ınan
kimse bilmiyorum.” Du nyaya ve du nyalıklara karşı ilgisi olmayan saha bı nin hiçbir
zaman namazlarını kazaya bırakmadıg ı da rivayet olunmaktadır. Hatta bir keresinde
cu nub oldug u, gusu l abdesti için su bulamadıg ından kendisini tog rag a buladıg ı rivayeti
meşhurdur.
Bu durumu Rasu lulla h aleyhissela tu vessela m o g rendig inde ona teyemmu mu
o g reterek bir kez daha bu hal başına gelirse, bu şekilde yapmasını so ylemiştir.
Kendisinden nakledilen gu zel so zlerden birkaç tanesi şo yledir:
"Salih dost gu zel kokuya benzer, onda ancak gu zel koku bulursun, onun kokusu
sana ulaşır. Ko tu dost ise ko ru k gibidir. Önun ateşini yakmazsan şerri sana isabet
etmez. Kokusu da ig renç kokar."
"Ö g u t olarak o lu m yeter, zenginlik olarak yakı n yeter, meşguliyet olarak ise
iba det yeter."
Nesebi:
Babası gibi arab asıllı olan Âmma r radıyalla hu anh, Âns kabı lesinin Ya m
kolundandır. Âns kabilesine mensubiyetinden dolayı el-Ânsi diye de anılan saha bı nin
ku nyesi Ebu l-Yakza n’dır. Hangi tarihte dog dug u ise kesin olarak bilinmemektedir. Vefat
7
yılından yola çıkılarak yapılan hesablamalar neticesinde, yaklaşık olarak miladi 563-
567 yıllarında du nyaya gelmiştir.
Âmma r radıyalla hu anh, Mu slu man olmadan evvel de putlara tapmayan sayılı
kimselerdendi. Bir gu n rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem’in Ka be’de Kur’an
tilavetini işitti. Âmma r radıyalla hu anh Kur’an-dan daha fazla dinlemek ve peygamber
aleyhissela tu vesselam ile tanışmak için karar aldı. Mu slu manların Erka m bin ebil
Erka m’ın evinde gizlice toplandıklarından da haberdar idi. Kendisi de gizlice bu meclise
katılmak ve Mu slu man olmak istiyordu. Bu kararını uygulamak için birgu n Erka m bin
ebil Erka m’ın evine gitmek için yola koyuldu. Fakat evin o nu nde bir arkadaşı da
bekliyordu. Bu kimse Su heyb’ti.
Öna burada ne işin var? diye sordu. Âynı soru Su heyb tarafından kendisine
yo neltilince durumu ona açıkca anlattı. “Ben buraya Muhammed’in so zlerini dinleyip
onun dinine girmek , Mu slu man olmak için geldim.” Su heyb’te aynı şey için geldig ini
so yleyince birlikte eve girdiler. Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem’i dinledikten sonra
Mu slu man oldular.
Ammâr bin Yâsir radıyallâhu anh’ın Çocukları, Torunları ve Kardeşleri:
Âmma r bin Ya sir radıyalla hu anh’ın iki og lu ve bir kızı vardır. Ög ullarının
isimleri Sa’d ve Muhammed, kızının adı da Ü mmu ’l-Hakem’dir. Sa’d’dan olan torunun
ismi Âbdulla h’tır. Âbdulla h’ında Mihsan ve Na c adında iki çocug u olmuştur. Ög lu
Muhammed’den olma torunu ise neseb a limi olan ebu Übeyde’dir.
Kardeşleri ise Hureys ve Âbdulla h’tır. Âbdulla h, anne ve babası ile birlikte ilk
iman edenler arasındadır. Âyrıca yine anne ve babası ile birlikte işkence edilirken şehit
edilmiştir. Âlla h kendisinden razı olsun.
8
Uğradığı işkenceler:
Mekke’de Mu slu manların çog almasından rahatsız olan ku fru n o nderleri, İ sla m
dinı ni kabul eden kimselere farklı şekillerde baskı uyguluyorlardı. Gu çlu olan
Mu slu manlara karşı so zle tehditte bulunuyorlar, zayıf olanları ise bedeni işkencelerle
dinlerinden do ndu rmek için ug raşıyorlardı. Ö zayıf, gu çsu z saha bı lerden biriside
Âmma r bin Ya sir radıyalla hu anh’dır. Kimi zaman anne ve babasına yapılan işkenceler
sebebiyle manen, çog u zaman da bedenine yapılan eziyetler sonucu maddi işkencelere
ta bi tutuluyordu.
Âmma r radıyalla hu anh'a sıcag ın en kızgın oldug u o g len vakitlerinde beni
Mahzum tarafından işkence edilirdi. Mekke kayalıg ı olan Ramda'da çeşitli işkenceler
yapılır, sıcaktan kendinden geçerdi. Ö yle ki ne so yledig ini bile anlayamazdı. Sıcak
kumun ve ug radıg ı işkencelerin etkisiyle vu cudunda oluşan yanık ve şişliklerin izleri
geçmemiştir. Sonraları bu izleri go ren mu slu manlara başından geçenleri tek tek
anlatmıştır.
Yine başka bir zaman sırtı ateşle dag lamış olan saha bı yi go ren Rasu lulla h
sallalla hu aleyhi ve sellem onun başından geçen bu u zu cu hadiseyi o g renmiştir. Sonra
da onun go zyaşlarını silmiş ve teselli etmiştir.
Âmma r radıyalla hu anh bir başka zaman ug radıg ı işkenceler sonucunda çok
gu çsu z du ştu ve dayanacak taka ti kalmadı. Mu şrikler ondan Muhammed aleyhisselama
ko tu so z so ylemesini, sahte ila hlarını da yu celtmesini taleb ettiler. Dayanacak gu cu
kalmayan saha bı onların bu isteg ini yerine getirdi ve ellerinden kurtuldu. Fakat yaptıg ı
şeyden oldukça rahatsız olmuştu ve ag layarak Rasu lulla h'ın sallalla hu aleyhi ve sellem
yanına gitti. Başından geçen olayları anlattı.
9
-Beni kuyuya sallayıp, kızgın kumlara yatırdılar. Lat ve Üzza hakkında o vu cu ,
senin hakkında ise ko tu so zler so ylememi, aksi takdirde beni o ldu receklerini so ylediler.
Bende durumun ciddiyetinden istediklerini yaptım. Lat ve Üzza'nın dini Muhammed’in
sallalla hu aleyhi ve sellem dininden daha hayırlıdır dedim. Bir yandan anlatıyor, dig er
yandan bardaktan boşalırcasına ag lıyordu.
-Peygamber sallalla hu aleyhi ve sellem Âmma r radıyalla hu anh'a ag lama
sebebini sordu.
-Ö da hu zu nlu bir şekilde çok çirkin bir iş yaptım. Önların isteklerini yerine
getirdim ve senin hakkında ko tu konuşup onların ila hlarını o vdu m dedi.
-Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem ey Âmma r! Sen bu so zleri so ylerken
kalbinin durumu nasıldı ? dedi.
- Ö da ya Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem kalbim imanla dolu ve inancım
da sapasag lamdı dedi.
- Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem de onu teselli etti ve yine aynı şeyi
tekrarlarlarsa onların so yletmek istediklerini so yle ve kurtul dedi. Ve ardından Nahl
su resinin 106. ayeti kerimesi na zil oldu.
'Kim imanından sonra Âllah'a (karşı) inka ra sapıp da, -kalbi imanla tatmin
bulmuş oldug u halde baskı altında zorlanan hariç- inka ra go g u s açarsa, işte onların
u stu nde Âlla h'tan bir gazab vardır ve bu yu k azab onlarındır.
Âmma r radı yalla hu anh ayetin inişine çok sevinmiş ve rahatlamıştır.
Habeşistan Hicreti:
Mekke'de Mu slu manlara karşı uygulanan işkenceler artınca Âllah Rasu lu
10
sallalla hu aleyhi ve sellem asha bının Habeşistan'a hicret etmelerini istedi. Öranın
hu ku mdarının zalim olmadıg ını bildig inden dolayı bu kararı almıştı. Kaynaklarda
geçtig i u zere Âmma r radıyalla hu anh'ta hicret edenler arasındaydı. Fakat Rasu lulla h
sallalla hu aleyhi ve sellem'den ayrı kalmak yerine sıkıntı ve eziyetlere sabrederek
Ö'nunla beraber olmayı tercih etmiş ve Mekke'ye geri do nmu ştu r.
Medine Hicreti:
Hicret emrine ilk ta bi olan sahabı ler arasında Âmma r radı yalla hu anh'ta
bulunmaktadır. Buha ri rahimehulla h Bera bin Âzib'ten radıyalla hu anh şo yle nakleder. "
Bize ilk olarak hicret edip gelen Mus'ab bin Ümeyr ile İ bni Ü mmi Mektu m olmuştur.
Sonra Âmma r ve Bila l geldiler." Âllah Rasu lu sallalla hu aleyhi ve sellem Ensa r ve
Muha cirleri birbirlerine mua ha t yani manevı kardeş yapmıştır. Âmma r radı yalla hu anh
Medı ne'de Huzeyfe bin el-Yema n radıyalla hu anh ile kardeş kılınmıştır.
İlk İnşâ Edilen Kûba Mescidi:
Mu slu manlar Medine'ye hicret ettikten sonra, namazlarını kendilerine ait arazi
ve bahçelerde eda ediyorlardı. Bir mescid inşa edilmeliydi. Çu nku mescidin birçok
fonksiyonu bulunmaktadır. Her ne kadar gu nu mu zde camiler,mescidler genellikle
namaz kılmak için kullanılsa da, bunun dışında du g u n yapmak, istişare etmek, ilim
tahsili ve birçok meşru iş için kullanılabilir. Âmma r radıyalla hu anh Rasu lulla h
sallalla hu aleyhi ve sellem'e o g leyin sıcaktan korunacag ı, hem namaz kılıp hemde
istirahat edebileceg imiz bir mescid bina edelim fikrini arz etmiştir. Bu fikri onaylayan
Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem mescidin yapılması için emir vermiştir. Tu m
mu slu manlar canla başla çalışmışlar ve kısa zamanda takva u zere kurulan ilk mescidi
inşa etmişlerdir. Âlla h azze ve celle hepsinden ra zı olsun.
11
Mescidi Nebevî:
Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem Kuba 'dan sonra Medı ne de bir mescid
yapımı başlattı. Mescidin inşa sı sırasında Medı ne'de ebu Eyyu b el-Ensarı 'nin evinde
kalmıştır. Âmma r radıyalla hu anh bu mescid yapımında da tu m gu cu yle çalışmıştır.
Herkes bir taş taşırken o iki taş taşıyor, bir yandan da şu so zleri so ylu yordu.” Biz
mu slu manlar mescidler inşa ederiz!...” Bu manzara karşısında Âlla h Rasu lu sallalla hu
aleyhi ve sellem, ensar ve muhacir için Âlla h'u tea la'dan bag ışlanma diliyordu.
İ bn Sa'd ve ibn Hişam'ın naklettig i başka bir rivayette ise Âmma r radıyalla hu
anh'ın arkadaşlarından fazla kerpiç taşıdıg ını, bu durumu da şo yle açıkladıg ını
naklederler. Birisini kendim için, dig erini de Rasu lullah sallalla hu aleyhi ve sellem için
taşıyorum der. Peygamber aleyhisselatu vesselam kendisine 'arkadaşların gibi bir tane
taşısan olmaz mı?' demiştir. Ö ise, daha çok taşıyarak fazla ecir murad ettig ini
so ylemiştir. Bu konuşma sonrasında Âlla h'ın nebı si sallalla hu aleyhi ve sellem “ Ey
Su meyye'nin og lu. Herkesin bir ecri, senin ise iki ecrin vardır” buyurmuştur.
Vâlilik Dönemi:
Âmma r radıyalla hu anh Ö mer radıyalla hu anh do neminde Ku fe'ye va li olarak
seçilmiştir. Âyrıca namazlarda ima m olarak ta yine Âmma r radıyalla hu anh'ı seçmiştir.
Ku fe halkının şikayetlerinin artması sonucu Âmma r radıyalla hu anh getirildig i bu
go revden daha sonra azledilmiştir.
Müfettiş Ammâr radıyallâhu anh:
Ösman radıyalla hu anh'ın hila feti do neminde, dig er şehirlerdeki va lilerinin
denetlenmesi için gu venilir ve ehil kimseler seçilerek go revlendirilmiştir. Bu kimseler
arasında Âmma r radıyalla hu anh Mısır'a teftiş ve araştırma go revi için seçilmiştir. Bu
12
teftiş harekatından sonra mu nafıkların çıkardıg ı fitne ve karışıklar sonucunda birçok
u zu cu ha dise yaşanmıştır.
Hakkında Nâzil Olan Âyetler:
Mu fessirler esba b-ı nu zu lden yola çıkarak bazı ayetlerin Âmma r radıyalla hu anh
hakkında indig ini so ylemişlerdir. Bu ayeti kerimeler; Nahl Su resi 106, En'a m Su resi 52
ve 122 ve  l-i İ mra n Su resinin 69. a yeti kerı mesidir.
Rivâyet Ettiği Hadis Sayısı:
Âmma r radıyalla hu anh'ın Buha ri, Mu slim ve dig er hadı s kitaplarında yaklaşık
olarak 62 adet riva yet ettig i hadı s bulunmaktadır.
Hakkında Rivâyet Olunan Bazı Hadîsler:
"Âli radıyalla hu anh'tan rivayet olundug una go re, Âmma r radıyalla hu anh
Rasu lulla h'ın sallalla hu aleyhi ve sellem yanına girmek için izin istedi. Peygamber de
ona mu sade edin girsin! buyurdular. Âmma r girince de Tayyib (temiz) ve mutayyeb
(temizlenmiş) Âmma ra merhaba! diyerek sela mladılar." (Tirmizı , Âhmed b. Hanbel ...)
Tirmizı 'nin Enes b. Ma lik' radıyalla hu anh'tan riva yet ettg ine go re Rasu lulla h
sallalla hu aleyhi ve sellem şo yle buyurmuştur. Cennet, u ç kişiye o zlem duyar. Âli,
Âmma r ve Selma n."
Katıldığı Savaşlar:
Âmma r radıyalla hu anh rivayetlere go re Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem'in
katıldıg ı tu m gazvelerde bulunmuştur. Şimdi de bu gazvelerde aldıg ı go revleri ve
mu cadelesini o g renerek kendimize dersler çıkaralım.
1- Bedir Gazvesi'nde Âmma r radıyalla hu anh: Âmma r radıyalla hu anh
13
mu slu manların ku ffara karşı ilk savaşı olan ve zaferle sonuçlanan Bedir'de hem
habercilik yapmış, hem de birçok mu şrig i kendi elleriyle o ldu rmu ştu r. Bu savaşta
ku fru n o nderleri olan ebu Cehil, Ü meyye bin Halef ve dig erleri o ldu ru lmu ştu r.
2- Ühud ve Hendek Gazvesi'nde Âmma r radıyalla hu anh: Âmma r radıyalla hu
anh Ühud'da bulunmuş ve İ slam ordusuna faydalı olmuştur. Yine Hendek'te canla başla
mu cadele eden saha bı ler arasında da kendisine rastlamaktayız. Rabbim onlar gibi
bizleride dinı ne hizmetka r eylesin. Âlla humme a min.
Âmma r radıyalla hu anh bunlardan başka Tebu k'te Rasu lulla h sallalla hu aleyhi
ve sellem'e yapılacak suikasti o g renerek Ö'nun sırdaşı olmuş, Zatu'r Rika'da Rasu lulla h
sallalla hu aleyhi ve sellem'i korumak için no bet tutmuş, Âli radıyalla hu anh ile Zu'l
Üşeyre gazvesine katılmış, Rıdvan beyatı ve Mekke'nin fethinde de bulunmuştur. Cemel
ve Sıffın savaşlarına da katılan saha bı Sıffın'da şehit du şmu ştu r. Âmma r radıyalla hu anh
Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem'in vefatından sonra da Hulefa i Raşidin'le birlikte
birçok fetih hareketinde yer almıştır. Âlla h'u tea la kendisinden ra zı olsun.
Vefâtı:
Âmma r radıyalla hu anh Sıffın savaşında mila di 657 yılında şehit edilmiştir. Bir
riva yete go re onu o ldu renler ibn Havva Esaksaki ve Ebu el-Âdiye'dir. Cemel ve Sıffın
savaşları mu slu manlar arasında yaşanmış u zu cu olaylardandır. Gu nu mu zde İ sla m
du şmanları bu olayları gu ndeme getirmekte, yaşanan olayları çarpıtarak insanların
sahabeye karşı bakış açılarını bozmaktadırlar. Ehli Su nnet'in inanç esaslarından bir
tanesi de sahabeyi hayırla ya d etmek, onların birer insan olmaları hasebiyle du ştu kleri
hatalardan ibret almak, bu hataları sebebiyle onlara en ku çu k bir tan etmemek,onlara
dua etmek ve hesa blarını Âlla h'u tea la 'ya havale etmektir.
14
Son olarak Âlla h Rasu lu sallalla hu aleyhi ve sellem'in birkaç hadı sini okuyalım
ve az o nce zikredilen hakikatin ehemmiyetini iyice idrak edelim.
Ö mer radı yalla hu anh’dan riva yete go re, Rasu lulla h sallalla hu aleyhi ve sellem
şo yle buyurdu: “Âsha bıma dil uzatanları go rdu g u nu z vakit, Âlla h'ın laneti u zerinize
olsun deyiniz.”(Tirmizı )
“Âlla h, Âsha bıma so vene la net etsin” (Ebu Da vud)
“Ârkadaşlarıma so vmeyin! Muhammedi'in canını elinde bulunduran Âlla h'a
yemin olsun ki, siz Ühud dag ı kadar altın infak etseniz onların yaptıg ına, hatta yarısına
bile ulaşamazsınız!” (Ebu Da vud)
Hamd a lemlerin rabbi olan Âlla h'u tea la 'ya, sala t ve sela m yaratılmışların en
hayırlısı olan Muhammed sallalla hu aleyhi ve sellem'in u zerine olsun.
15