Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında...

80
Sebahittin Korkmaz Ź TSE Ba kanı De erli okuyucular 2010 yılında faaliyetlerine ba layan slam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Ensti- tüsü (SMIIC), bugün 32’ye ula an üye ülke sayısıyla alanında güçlü ve etkili bir kurulu olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. slam birli i Te kilatı’na ( T) üye olan ülkeler arasındaki standardizasyon, metroloji ve akreditasyon faaliyetlerinde birli i ve uyumla tırmayı sa layarak bu ülkeler ara- sındaki teknik engelleri kaldırmayı, böylece slam ülkelerinin kar ılıklı ticaretini geli - tirmeyi amaçlayan SMIIC, ocak ayı itibariyle de akreditasyon alanında iç mevzuatını tamamlamı tır. Böylece OIC/SMIIC standartlarının T ülkeleri arasında kullanımı yay- gınla acak, belgelerin kar ılıklı olarak kabulü sa lanacaktır. OIC/SMIIC 1: 2011 Helal Gıda Genel Kılavuzu Standardını 2011 yılında Türk Standardı olarak adapte eden Enstitümüz, yine aynı yıl içerisinde bu standart kapsamında Helal Gıda Belgelendirmesi yapmaya ba lamı tır. Helal belgelendirme hizmetini Diyanet leri Ba kanlı ı ile i birli i içerisinde sürdüren Enstitümüz, belgelendirmenin gıda güvenli i yönünden incelemelerini de laboratuvarlarında gerçekle tirmektedir. Dergimizin bu sayısında TSE’nin, kurulu una ve geli imine önemli katkılar sundu u SMIIC’in ortaya çıkı ını, yapısal olu umunu, üye ülkelere sa layaca ı katkıları ve SMIIC standartları kapsamında yapılan helal belgelendirme faaliyetlerinin tüm dünyadaki Müslümanlar için ne ifade etti i gibi hususları bulabileceksiniz. Bölgesel ve küresel olarak ticaretin geli imine, slam dünyasında standardizasyon ve belgelendirme altyapısının olu umuna, i birli i imkânlarının, refah ve kalkınmanın artı ına hizmet edecek SMIIC gibi kurulu ların etkinli inin artması temel kaygımızdır. Böylesi kurumların etkinli inin artması bugün slam dünyasının kar ı kar ıya oldu u istikrarsızlık ve az geli mi lik gibi sorunlara da çare olacak ve co rafyamızın huzur ve sükûna eri mesine katkı sa layacaktır. Saygılarımla

Transcript of Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında...

Page 1: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

Sebahittin Korkmaz TSE Ba kanı

De erli okuyucular

2010 yılında faaliyetlerine ba layan slam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Ensti-tüsü (SMIIC), bugün 32’ye ula an üye ülke sayısıyla alanında güçlü ve etkili bir kurulu olma yolunda kararlılıkla ilerliyor.

slam birli i Te kilatı’na ( T) üye olan ülkeler arasındaki standardizasyon, metroloji ve akreditasyon faaliyetlerinde birli i ve uyumla tırmayı sa layarak bu ülkeler ara-sındaki teknik engelleri kaldırmayı, böylece slam ülkelerinin kar ılıklı ticaretini geli -tirmeyi amaçlayan SMIIC, ocak ayı itibariyle de akreditasyon alanında iç mevzuatını tamamlamı tır. Böylece OIC/SMIIC standartlarının T ülkeleri arasında kullanımı yay-gınla acak, belgelerin kar ılıklı olarak kabulü sa lanacaktır.

OIC/SMIIC 1: 2011 Helal Gıda Genel Kılavuzu Standardını 2011 yılında Türk Standardı olarak adapte eden Enstitümüz, yine aynı yıl içerisinde bu standart kapsamında Helal Gıda Belgelendirmesi yapmaya ba lamı tır. Helal belgelendirme hizmetini Diyanet leri Ba kanlı ı ile i birli i içerisinde sürdüren Enstitümüz, belgelendirmenin gıda güvenli i yönünden incelemelerini de laboratuvarlarında gerçekle tirmektedir.

Dergimizin bu sayısında TSE’nin, kurulu una ve geli imine önemli katkılar sundu u SMIIC’in ortaya çıkı ını, yapısal olu umunu, üye ülkelere sa layaca ı katkıları ve SMIIC standartları kapsamında yapılan helal belgelendirme faaliyetlerinin tüm dünyadaki Müslümanlar için ne ifade etti i gibi hususları bulabileceksiniz.

Bölgesel ve küresel olarak ticaretin geli imine, slam dünyasında standardizasyon ve belgelendirme altyapısının olu umuna, i birli i imkânlarının, refah ve kalkınmanın artı ına hizmet edecek SMIIC gibi kurulu ların etkinli inin artması temel kaygımızdır. Böylesi kurumların etkinli inin artması bugün slam dünyasının kar ı kar ıya oldu u istikrarsızlık ve az geli mi lik gibi sorunlara da çare olacak ve co rafyamızın huzur ve sükûna eri mesine katkı sa layacaktır.

Saygılarımla…

Page 2: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

26 Yavuz Sultan Selim Köprüsü

66 Quetzal

62

52 SMIIC Metroloji Komitesi

Page 3: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 3

Ekonomik ve Teknik DergiStandard

44 Türkiye’de ve Dünyada Helal Belgelendirme

56 TSE Denizli

12

18 30 34

Övüt

38 54 60 72

78

Page 4: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 20164

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile stanbul Bilgi Üniversitesi arasında standardizasyon, uygunluk de erlendirme ve bili im alanlarında i birli i ger-çekle tirilmesini içeren protokol imzalandı.

Protokol törenine TSE Ba kanı Sebahittin Korkmaz, stanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, Üniversite Mütevelli Heyeti Ba kanı Rıfat Sarıcao lu ile üniversite ve TSE’den yetkililer katıldı.

TSE Ba kanı Sebahittin Korkmaz törende yaptı ı ko-nu mada imzalanan protokolün Türkiye’deki kalite altyapısının güçlendirilmesi ve Enstitü hizmetlerinin yaygınla tırılması açısından büyük önem ta ıdı ını anlattı.

Protokol kapsamında Enstitü ile Üniversite arasında standardizasyon, uygunluk de erlendirme, bili im,

bili im sistemleri ve siber güvenlik alanlarında i bir-li ine gidilece ini belirten Korkmaz, siber güvenlik alanında yapılacak çalı malara özel önem verdikleri-ni söyledi: “ nsanların özel hayatları gibi kurumların, ülkelerin de özel yapıları vardır. Bu yapıların korun-ması ve güvence altına alınması zorunludur. Bugün her eyi dijital teknolojinin nimetlerinden faydala-narak kolayca gerçekle tirmek mümkün ama bu aynı zamanda insanlar için özel hayatların, kurum ve kurulu lar için ise gizli bilgilerin açı a çıkması gibi büyük bir tehdit de olu turuyor. te bu nedenledir ki siber güvenlik dedi imiz koruyucu zırhları olu -turmamız gerekiyor. Enstitü olarak üniversitemizle birlikte bili im alanında dünyanın en geli mi ko-ruyucu zırhlarını olu turmak ve bunları ihraç etmek üzere bu protokolü imzalıyoruz.”

Mevzuata aykırı sayaçlara 3 milyon lira cezaBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlı ı, geçen yıl tüketiciyi korumak, haksız kazancı ve rekabeti önlemek amacıy-la 464 bin sayacın denetimini gerçekle tirdi. Denetimlerde mevzuata aykırılıktan dolayı yakla ık 3 milyon lira ceza uygulandı.Yasal metroloji alanında yapılan denetimler, tartı aletleri, sayaçlar, takograf, taksimetre, di er ölçü aletleri (malzeme ölçerler, ısı sayacı, egzoz gazı emisyon cihazı ile akım ve gerilim ölçüm transformatörleri) gibi 5 ba lık altında yürütüldü.Tartı aletleri ürün grubunda 26 bin 239 denetim sonunda 851 bin 564 lira, sayaçlar ürün grubunda 464 bin 240 denetim sonunda 2 milyon 50 bin 352 lira, di er ölçü aletleri ürün grubunda bin 79 denetim sonunda 11 bin 718 lira, taksimetre ürün grubunda 3 bin 189 denetim sonunda 2 bin 510 lira, takograf cihazları ürün grubunda 3 bin 193 denetim sonunda 10 bin 920 lira ceza uygulandı.Ölçüler ve Ayar Kanunu kapsamında bulunan ölçü ve ölçü aletlerinin muayene ve damgalama i lemlerine yönelik de 1 milyon 555 bin 612 ölçü aletinin ilk muayenesi yapıldı. Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272 denetimde bulunuldu.Hazır ambalajlı mamul denetimlerine yönelik geçen yıl 4 bin 698 ürünün denetimi yapıldı. Bu kapsamda 4 bin 173’ü hazır ambalajlı gıda mamulü, 525 de hazır ambalajlı gıda dı ı mamul denetimden geçti. Mevzuata aykırılıktan dolayı 356 bin 746 liralık ceza uygulandı.

TSE ile Bilgi Üniversitesi arasında i birli i protokolü imzalandı

Page 5: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 5

Gaziantep Büyük ehir Belediye Ba kanı Fatma ahin, Kendirli Gazi Kültür Merkezi’ndeki belge takdim tö-reninde, hizmet yolunda özellikle kurumsal kapasite-nin artırılması gerekti ini belirterek, “Bilgiyi, insanı ve özellikle mali boyutta parayı iyi yönetmemiz lazım. Bilgi, insan, mali kaynaklar e ittir kalite. Dolayısıyla bu kalite belgesi dedi imiz ey elimize alıp, i yerimize götürece imiz veya elimize alıp evimize götürece i-miz bir ka ıttan ibaret de il” diye konu tu.

Bilginin güç oldu unu ve iktidar yaptı ını belirten ahin, “ ehirler yarı ıyor. Yerel yönetim yarı ında e er iddiamız varsa, bizim o dile ula ıp o standartları olu turmamız lazım ama önce kendi standartlarımı-zı yerine getirmemiz ve özümsememiz lazım. Dola-yısıyla bu uzun ince bir yolculuk” ifadelerini kullandı.

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Ba kanı Sebahittin Korkmaz da bir ürün ve hizmet verilirken, alan ki i-nin beklentilerinin kar ılanması gerekti ini belirtti.

Korkmaz, Gaziantep Büyük ehir Belediyesi'nin “TS EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi” alan yedinci belediye oldu unu dile getirdi.

TSE’nin, Otomotiv Test Merkezi Kurulum Projesi’nin de yürütücüsü oldu unu aktaran Korkmaz, “E er test edemiyorsanız hiçbir ürünü geli tiremezsiniz. Test edebilme gücünüz ne kadar yüksekse o ürü-nü geli tirebilirsiniz. Otomotiv yapmak istiyorsanız onu test edecek güce sahip olmanız lazım. te TSE, otomotiv gibi yüksek teknoloji gerektiren ürünlerin Türkiye’de üretilmesine katkı sa layan çok önemli projelere imza atıyor” eklinde konu tu.

Gaziantep Büyük ehir Belediyesi,Kalite Yönetim Sistemi Belgesi aldı

Gaziantep Büyük ehir Belediyesi, “TS EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi” alan yedinci belediye oldu

Page 6: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 20166

I. Sanayici Kadın Çalı tayıTürkiye Odalar ve Borsalar Birli i (TOBB) Sana-yici Kadın Giri imciler Çalı ma Grubu Ba kanı Zeynep Bodur Okyay, bugün Türkiye’de çalı an kadınların yakla ık yüzde 17’sinin sanayide istih-dam edildi ini belirterek, “Üzülerek söylüyorum ki sanayi için önem ta ıyan mühendislik gibi meslekler ülkemizde hala erkek i i olarak görü-lüyor” dedi.

Yasaların i hayatında cinsiyet e itli ini destek-ledi i halde, uygulamada en alttan en üst kade-meye kadar kadınlara yönelik ayrımcılı ın halen sürdü üne dikkati çeken Okyay, bu ülkede eko-nomik kriz dönemlerinde ilk olarak kadınların i ten çıkartıldı ını kaydetti.

Okyay, halka açık irketlerde kadın yönetim ku-rulu üyesi oranının sadece yüzde 12,9 oldu u bilgisini vererek, “Borsa stanbul’daki irketlerin 178’inin yönetim kurulu tamamen erkeklerden olu makta” ifadelerini kullandı.

Halka açık irketlerin sadece yüzde 3,1’inde ka-dın üst yöneticinin (CEO) görev yaptı ına i aret eden Okyay, Avrupa Birli inin (AB) birçok ülke-sinde yönetim kurullarında kadınlar için kota uygulandı ının altını çizdi.

Okyay, dünyada yapılan ara tırmaların kadın yöneticilerin çok oldu u irketlerin kârlılık ora-nının yüzde 36 daha fazla oldu unu gösterdi-ini belirterek, yönetim kurullarında çe itlili in güçlenmesinin daha geni bir yetenek havu-zundan yararlanmayı getirdi ini ve performansı artırdı ını dile getirdi.

Asansör Takip Sistemi ile etkin denetimBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri I ık, Türkiye’de yapı kullanım izni almı binalarda toplam 477 bin 386 asansör bulundu unu belirtti.

Asansör letme, Bakım ve Periyodik Kontrol Yö-netmeli i gere i, bütün asansörlere yönelik olarak, asansör bakım firması ile bina sorumlusu arasında bakım sözle mesi imzalanmasının zorunlu oldu-una i aret eden I ık, Bakanlı ın il müdürlüklerince gerçekle tirilen denetimlerde sözle menin yapıl-madı ının tespiti durumunda, bina sorumlusuna kanun gere ince idari para cezası uygulandı ını anımsattı.

I ık, Bakanlıkça yetkilendirilen 25 A tipi muayene ku-rulu u tarafından her asansöre yönelik yılda bir defa periyodik kontrol yapıldı ını belirterek, Alo 130 ve B MER vasıtasıyla Bakanlı a iletilen ikayetlerle de il müdürlükleri denetim personelince asansörlerle ilgili piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleri yürü-tüldü ünü vurguladı.

Bakan I ık, geçen yıl olu turulan Asansör Takip Sis-temi verilerine göre, Ankara için kırmızı etiketli asan-sör sayısının 9 bin 856 oldu unu belirterek, unları kaydetti:

“Bakım, letme ve Periyodik Kontrol Yönetmeli i gere i güvensiz olarak tanımlanan bir asansörün güvenli hale getirilmeden çalı tırılmasından do a-bilecek can ve mal kaybından bina sorumlusu, pe-riyodik kontrollerin yaptırılması için A tipi muayene kurulu u, protokol imzalanmaması durumunda ise ilgili belediye yetkilisi/il özel idaresi yetkilisi mesul-dür. Asansör firmalarıyla asansörün bulundu u bi-naların malikleri arasında ya anan ihtilaflarda taraflar genel hükümler çerçevesinde yargı yoluna ba vura-bilmektedir. Mevzuatımız çerçevesinde, gerçekle ti-rilen periyodik kontroller neticesinde kırmızı etiket almı ve can güvenli i açısından tehdit olu turan tüm asansörler kullanımdan men edilmek üzere, sı-nırları içerisinde bulunan ilgili idarelere (belediye ya da özel idare) bildirilmektedir. Yerel yönetimler ken-dilerine bu ekilde bildirilen tüm asansörlerin çalı -masını durdurmakla sorumludurlar.”

Page 7: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 7

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), MÜS AD Bur-sa ubesi ve Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli letme-ler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) Bursa ubesi i birli iyle Otomotivde E -de er Parça Semineri düzenlendi.

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Genel Sekreter Yardımcısı Aykut Kırba , BTSO hizmet binasında gerçekle tirilen seminerin açılı ında yaptı ı konu -mada, 1 Haziran 2015’te ba layan e de er parça uygulamasıyla TSE’nin onayladı ı ve bundan sonra onaylayaca ı muadil ürünlerin orijinal parçalar yeri-ne kullanılmaya ba ladı ını belirtti.

E de er parça uygulamasına çok önem verdiklerini ve bunun önemli bir faaliyet alanı oldu unu vurgu-layan Kırba , unları kaydetti:

“Ekim ayında ilk belgelendirmeleri yaptık. u an için 3 firmanın toplam 25 tane belgesi verilmi durum-da. Ancak test a amasında olan ve nihai a amaya gelen 16 firmamızın toplam 89 belgesi bulunuyor. Di er 14 firmamızın 84 parçaya ait i lemleri ise müracaat a amasında. Ba bakan Ahmet Davuto -lu’nun açıkladı ı hükümet programında TSE belge-lerinin desteklenmesi de yer alıyordu. Daha önce

KOSGEB tarafından en fazla 4 belgeye kadar belge ba ına 2 bin 500 liraya kadar destek sa lanıyordu. Artık TSE belgelerinde böyle bir sınır yok. Alaca ı-nız her belgenin belgelendirme ücreti KOSGEB ta-rafından hibe deste i eklinde tüm kurulu larımıza ödenecek. Aynı ekilde yakla ık yüzde 50’ye varan oranda laboratuvar hizmetleri deste i de KOSGEB tarafından verilmeye devam edilecek.”

Otomotiv sektöründe Ar-Ge, tasarım ve teknolo-ji kapasitesini artırarak Bursa’yı teknoloji merkezi-ne dönü türmeyi amaçladıklarını ifade eden BTSO Yönetim Kurulu Üyesi lker Duran da, “Bu noktada Avrupa’nın en iyi otomotiv test merkezini Bursa’ya kuruyoruz. Yerli otomobilin üretimi konusundaki inancımızı ve kararlılı ımızı da tüm Türkiye’ye du-yurmu tuk. n allah kentin ortak inanç ve kararlılı-ıyla ilk yerli otomobili Yeni ehir’de kurulacak mer-kezde test etme ayrıcalı ına sahip olaca ız” de er-lendirmesinde bulundu.

MÜS AD Bursa ubesi Yönetim Kurulu Ba kanı Mus-tafa Gürses de e de er parça yönetmeli inin 2015’te yürürlü e girmesiyle otomotiv yan sanayinin piyasa-ya sundu u yedek parçalara, e de er parça olarak belgelendirme yükümlülü ü getirildi ini hatırlattı.

Otomotivde E de er Parça Semineri

Page 8: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 20168

Orman ve Su leri Bakanlı ı Orman Genel Müdürlü-ü, yakla ık 2,4 milyon hektar orman alanını Orman Yönetim Konseyi (FSC) programına göre sertifika-landırdı.

Orman Genel Müdürlü ü Bursa, Bolu, Kastamonu, stanbul, Mu la ve Zonguldak Orman Bölge Müdür-lüklerine ba lı 29 i letme müdürlü ü bünyesindeki yakla ık 2,4 milyon hektar orman alanı için 2010’da çalı ma ba lattı. Türkiye’de geçen yıl 21 milyon 453 bin metreküplük dikili kabuklu gövde hacmindeki üretimin 4 milyon 893 bin metreküpü, yani yakla ık olarak yüzde 23’ü de bu sertifikalı orman alanların-dan gerçekle tirildi.

Orman Genel Müdürlü ü ile Türk Standardları Ens-titüsü'nün (TSE) sertifikasyonlarında maliyetin dü-ürülmesi ve Ulusal Sürdürülebilir Orman Yönetimi Standartlarının (PEFC, Türkiye) olu turulması için imzaladı ı protokol kapsamında yapılan çalı ma-larda sona yakla ıldı. Türkiye ormanlarının PEFC sertifikası almasıyla birlikte orman sertifikalandırma çalı malarında maliyetler de önemli oranda dü ü-rülecek.

Uluslararası geli melere paralel olarak 2019 yılına kadar 5 milyon hektar orman alanında sertifika alın-ması hedefleniyor. Bu sayede sertifikalı orman ala-nı, toplam orman alanının yüzde 23’üne çıkarılacak. Hedeflerin gerçekle mesi ile Türkiye’deki ormancı-

lık sektörünün dünya pazarları ile entegrasyonu da sa lanmı olacak.

Orman ve Su leri Bakanı Veysel Ero lu, ba ımsız organizasyonlar olan uluslararası sertifikasyon ku-rulu larının dünya ormanlarının yönetiminin geli -tirilmesi için çalı tı ını ve ürün üzerinde bulunan sertifikasyon etiketlerinin, tüketicinin orman ürünle-rini alırken tercih yapmasını kolayla tıran bir unsur oldu unu belirtti.

Sertifikasyonla en ba ta illegal kesim gibi yıkıcı ve zararlı uygulamalar sonucu elde edilen endüstriyel odun kullanımının önlenmesinin hedeflendi ini vurgulayan Ero lu, “Gerek orman yönetimi ve ge-rekse orman ürünleri sertifikasına sahip olmak, or-man ürünleri pazarı içerisinde en yüksek sosyal ve çevresel standartlara uyuldu unun göstergesi ola-rak kabul ediliyor” dedi.

Dünyada giderek artan çevre bilinci ile birlikte bir-çok kurulu un, ham madde ve yarı mamulleri iyi yö-netilmi ormanlardan sa lanmasını talep etti ini ve sertifikalı ormanların bu bakımdan çok önemli oldu-una dikkati çeken Bakan Ero lu, “ ster ah ap, ister ka ıt her türlü odun kaynaklı ürün üzerinde görülen sertifikasyon i areti, o ürünün elde edildi i ormanın ekolojik, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir bir biçimde yönetildi inin ve bunun ba ımsız bir kurul tarafından onaylandı ının i aretidir” diye konu tu.

2,4 milyon hektar ormanın sertifikası alındı

Page 9: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 9

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri I ık, Sanayi Ürünleri Güvenli i ve Denetimi Genel Müdürlü ü denetim sonuçlarına ili kin açıkla-malarda bulundu.

Tüketiciler tarafından yaygın olarak kullanılan pek çok sanayi ürünü piyasa gözetimi ve denetiminin, Sanayi Ürünleri Güvenli i ve De-netimi Genel Müdürlü ünce yapıldı ını anlatan I ık, bu faaliyetle-rin merkez ve ta ra te kilatında görevli 700 personelle etkin ekilde sürdürüldü ünü söyledi.

I ık, Sanayi Ürünleri Güvenli i ve Denetimi Genel Müdürlü ün, sa-nayi ürünlerinin teknik mevzuatına uygunlu unu ve piyasa güven-li ini sa lamayı, insan sa lı ı, can ve mal güvenli i ve çevreyi ko-rumayı, i letmeler arasında haksız rekabeti önlemeyi ve ihraç paza-rında Türk ürünlerinin imajını yükseltmeyi hedefledi ini vurguladı.

Denetçi gruplarına ürünler hakkında yo un teknik e itimler veril-di ini ve uygulamalı anlatımlar gerçekle tirildi ini dile getiren I ık, bu kapsamda geçen yıl 95 bin 29 farklı marka ve modelde ürün denetlendi ini ve bunlardan 24 bin 722’sinde uygunsuzluk tespit edildi ini bildirdi.

I ık, denetim sayısıyla birlikte uygunsuzluk oranının da arttı ını be-lirterek, “Risk odaklı yürütülen denetimler sonucunda yüzde 26,02 uygunsuzluk tespit edildi. Di er bir deyi le denetlenen her 100 ürü-nün 26’sı uygunsuz bulundu. Bu artı , piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinde etkinli in artırılmasında gelinen a amanın bir gös-tergesidir” diye konu tu.

Uygunsuzluk oranının en yüksek oldu u ürün grubunun, yüzde 76,51 ile ta ınabilir basınçlı ekipmanlar oldu una dikkati çeken I ık, “1976 yılından önce imal edilmi sanayi tüplerinin kullanımının Ba-kanlı ımızca yasaklanmasıyla birlikte bu yıl gerçekle tirilen dene-timler aynı zamanda bu tüplerin piyasadan çekilmesini sa ladı ve uygunsuzluk tespit oranları da bu nedenle yüksek çıktı. Uygunsuz-luk oranı yüksek di er ürün grupları yüzde 48,17 ile asansörler ve yüzde 26,31 ile makineler olarak tespit edildi” ifadesini kullandı.

I ık, güvensizlik üphesi ve belirtisiyle bin 179 farklı marka ve model ürünün teste gönderildi ini ve toplamda 9 milyon 160 bin 712 lira idari para cezası uygulandı ını kaydetti.

En fazla idari para cezasının asansör ürün grubuna uygulandı ının altını çizen I ık, denetimin en yo un gerçekle tirildi i ürün grubu-nun da elektrikli ekipmanlar oldu una de indi. Güvensiz oldu u tespit edilen 113 farklı ürüne ili kin toplatma kararı alındı ını ak-taran I ık, en fazla toplatma kararının da 79 farklı ürün ile elektrikli ekipmanlar için verildi ine i aret etti.

Güvensiz ürünlere ceza ya dı

Gübre analiz laboratuvarları belirlendiGübre Analizlerinin Yaptırıla-ca ı Analiz ve Referans Kurum Laboratuvarları ile Analiz Ücret-leri Hakkında Tebli , Resmi Ga-zete’de yayımlanarak yürürlü e girdi.

Düzenlemeyle kimyevi ve orga-nik gübre analizi yaptırılabilecek kurulu lar belirlenirken, piyasa ve ikâyet denetimleri sırasında alınan kimyevi gübre numunele-rinin analiz sonuçlarına itiraz edil-mesi halinde Türk Standardları Enstitüsü (TSE) laboratuvarları ile bu kurumdan yeterlilik belgesi almı olan Gübreta Gübre Fab-rikası TA Laboratuvarı referans kurulu olarak belirlendi.

Organik gübre numunelerinin analiz sonuçlarına itiraz edilmesi halinde ise Veteriner Hizmetleri, Bitki Sa lı ı, Gıda ve Yem Kanu-nuna tabi hastalıklar yönünden Zirai Mücadele Merkez Ara tırma Enstitüsü, di er parametreler yö-nünden TSE laboratuvarları refe-rans kurulu olacak.

Page 10: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201610

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri I ık, Ta ıt Araçları Yan Sanayicileri Derne i (TAY-SAD) 38. Ola an Genel Kurulu’nda yaptı ı konu mada, otomotiv sektörünün ana ve yan sanayi ayrımı yapmaksızın, Türkiye’nin en önemli ve sürükleyici sektörlerinin ba-ında geldi ini belirtti.

I ık, ubat ayında otomotiv sektöründe ana sanayinin ihracatının yüzde 17, yan sana-yinin ihracatının da yüzde 11 artı göstermesinin kendilerini çok sevindirdi ini dile getirerek, sözlerini öyle sürdürdü:

“Yeni yatırımlarla üretim kapasitemizin artıyor olmasından da büyük bir memnuniyet duyuyoruz. ubat ayında, Mercedes’in Aksaray’daki üretim kapasitesini ikiye katlayan yeni yatırımının temelini attık. Bir gün sonra Toyota, Sakarya’daki fabrikasının üretim kapasitesini yüzde 90 oranında artıraca ını açıkladı. Bunlar çok güzel geli meler ve eminim ki bu tür güzel geli melerin devamı gelecektir. Türkiye’deki üreticiler, yatı-rımlarını artırma konusunda bu tür kararlar almayı sürdüreceklerdir ancak bunun da ötesinde, önümüzdeki dönemde, Türkiye’de yatırımı olmayan firmaların da ülkemizi tercih edeceklerine inanıyorum.”

Türkiye’nin dünyada önemli otomotiv üretim merkezlerinden biri olmasını sa layan ba unsurun tedarik sanayisinin geli mi li i oldu unu ifade eden I ık, “Türk otomotiv tedarik sanayi firmalarının geni ürün gamı, ülkemizde imal edilen ta ıt araçlarının yüzde 85-90 oranında yerli imal edilmesine imkan verecek çe itliliktedir. Ülkemizde otomotiv tedarik sanayisinde faaliyet gösteren 3 bin 130 firma, 115 bin ki iye istih-dam sa lıyor. Bir ba ka deyi le otomotiv sektöründeki çalı anların yüzde 72,6’sı yan sanayi firmalarında istihdam ediliyor. Giri imci Bilgi Sistemi (GBS) verilerine göre, bu firmaların yüzde 53’ü Marmara Bölgesi, yüzde 25’i ç Anadolu, yüzde11’i Ege Bölge-si’nde ve yüzde 5’i Akdeniz Bölgesi’nde yer alıyor” diye konu tu.

Bakan I ık, 2015 yılında, otomotiv yan sanayisinin 6,25 milyar dolar ihracat yaptı ını, ihracatta gösterilen bu ba arıda, geleneksel pazar olan AB ülkelerinin yanı sıra yeni pazarlara açılım yapılmasının da çok belirleyici oldu unu vurgulayarak, tedarik sanayi firmalarının, ülkede yaptıkları yatırımların yanı sıra yurt dı ında da önemli yatırımlara imza attıklarını söyledi.

Otomotiv Strateji Belgesinin hazırlıklarını tamamladıklarını dile getiren I ık, unları söyledi:

“Yeni belgemizde temel hedefimiz yerli marka otomobillerimizi üretmek ve katma de eri yüksek ürünler ile dünya otomotiv pazarında daha fazla söz sahibi olmaktır. Bu belgeyi kurgularken, bugünden daha fazla yarına, sektörün gelece ine ve o gele-ce e en iyi ekilde hazırlanmaya odaklandık. Özellikle yazılım teknolojileri, nesnelerin

TAYSAD38. Ola an Genel Kurulu

Page 11: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 11

interneti, sensör teknolojileri ve yapay zeka çalı ma-ları, otomotiv sektörünün gelece inde çok belirleyi-ci olacak. Deyim yerindeyse artık ula ım ihtiyacımızı araçlarla de il de araç görünümlü bilgisayarlarla kar ılayaca ız. Sektörle ilgili olarak yapılmı pek çok ara tırma, önümüzdeki yıllarda alternatif yakıtlar-la elektrikli ve hibrit araçlarla ilgili ciddi geli meler ya anaca ını gösteriyor. 2014 yılında satılan araçlar içinde elektrikli araçların payı binde 3 civarındaydı ancak özellikle geli mi ekonomilerde elektrikli araç piyasasının çok hızlı büyüyece i, 2020’li yıllarda Av-rupa’da satılan her be araçtan birinin elektrikli ola-ca ı tahmin ediliyor.

Bakan I ık, otomotiv sektöründe yürütülen en önemli projelerin ba ında yerli otomobil projesi-nin geldi ini vurgulayarak, 2020’den önce, yerli otomobilin seri üretimine geçmeyi dü ündüklerini bildirdi.

“Dünyada birçok firmanın Türkiye’de yerli otomobi-lin üretimiyle ilgili bazı rolleri biz üstlenebilir miyiz” dedi ini anlatan I ık, sektörde büyük bir ihtiyaç olan

Otomotiv Test Merkezi'ni Bursa Yeni ehir’de kurmak için çalı malara devam ettiklerini belirtti.

Bakan I ık, çok büyük önem verdikleri bu test mer-kezinde, özellikle otomotiv sektörünün ihtiyaç duy-du u Tip Onay ve Ar-Ge testleri yapılaca ını kayde-derek, sözlerini öyle tamamladı:

“Test merkezini kuraca ımız 4 bin 300 dönüm arazi-nin tahsis ve kamula tırma i lemlerini tamamlamı durumdayız. Test merkezinin ilk a aması olarak fren test pistinin in aatına bu yıl içinde ba layaca ız. Özellikle yan sanayimiz için çok önemli olan E de-er Parça Uygulamasını hayata geçirdik. Haziran ayında ba vuruları almaya ba layan TSE, ilk etapta 3 adet yerli firmaya, motor kaputu, tampon, ya ve hava filtresi gibi parçaları 25 adet belge verdi. u anda 16 firmanın 84 adet ürünü için yaptı ı ba vu-rular tamamlanma a amasındadır. 14 firmanın 89 ba vurusuyla ilgili inceleme, muayene ve test i -lemleri de sürmektedir. Otomotivde bir üretim üssü olan ülkemizi aynı zamanda bir teknoloji üssüne de dönü türece iz.”

E de er Parça Uygulamasında haziran

ayında ba vuruları almaya ba layan TSE, ilk etapta 3 adet yerli firmaya, motor kaputu, tampon, ya ve hava filtresi gibi parçaları 25 adet belge verdi. u anda 16 firmanın 84

adet ürünü için yaptı ı ba vurular tamamlanma

a amasındadır.

Page 12: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201612

Ekonomist

Küresel Ekonomideki

IMF, tahminlerini revize ederek küresel büyümenin bu

Page 13: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 13

Risklere karşı daha duyarlı hale gelen dünya ekonomisinde yatırım hacminin gittikçe azaldığı gözlemleniyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) küresel ekonomik büyüme hızının, 2016 yılı için tahminlerin gerisinde kalacağını açıkladı ve büyü-me hızındaki düşüşün sakıncalarına dikkat çekti. IMF, tahminlerini revize ederek küresel büyümenin bu yıl daha önceki tahmin olan yüzde 3,5 değil yüzde 3,2 olacağını duyurdu. IMF raporunda, dünya bölgeleri arasındaki ekonomik geliş-me farkına dikkat çekilirken, petrol ihracatçısı ülkelerin petroldeki fiyat düşüşün-den etkilendikleri ve yatırım sermayesinin sanayileşmekteki ülkelerden çekildiği belirtiliyor. Gelir eşitsizliğinin artması, ekonomik gelişmenin sadece zenginlere yaradığı izlenimini yaratırken dar gelirli kesimin daha da gerilere düşmesine ne-den olduğu vurgulanıyor.

IMF ve diğer kuruluşlar dünya ekonomisinde süregelen belirsizliklerin artma-sından dolayı büyüme tahminlerini aşağı yönde revize etmek zorunda kalıyor. IMF yüzde 3’lük büyüme hızını alt sınır olarak kabul ediyor. Dünya nüfusu yılda yaklaşık olarak yüzde 2 oranında çoğaldığı için ekonomide yüzde 3'lük büyüme, dünyadaki ekonomik gelişmenin sağlanmasında yetersiz kalıyor.

Page 14: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201614

Amerika Merkez Bankası (FED), nisan ayı sonunda yaptığı açıklamada faiz artışı kararı alma-dığını ve faizlerin 0,25-0,50 aralığında devam edeceğini belirtti. Toplantı notlarında öne çı-kan satır aralarından birisi ise küresel ekonomik ve finansal gelişmelerin risk yarattığı ifade-sinin FED açıklamasından çıkarılması oldu. Karar metninde ‘küresel risk’ sözü kullanılmadığı için açıklamadan sonra uluslararası piyasalarda dolar kuru yukarı yönde hareketlendi. Ame-rikan ekonomisinde büyüme hızında azalma yaşanırken enflasyonun ise kısa vadede düşük kalması bekleniyor. Hedeflenen oran olan yüzde 2 ise ancak uzun vadede gerçekleşebilir. FED’in bir sonraki toplantısı 14-15 Haziran’da yapılacak. ABD’de istihdam verilerinin olumlu yönde devam etmesi haziran toplantısında yeniden faiz artışını gündeme getirebilir.

Çin ekonomisinde büyüme hızı yavaşlamaya devam ediyor. Çin'den ay ortasında gelen açık-lamalara göre, 2016 yılı ilk çeyrek GSYH büyüme rakamları, büyümenin yavaşlamaya devam ettiği beklentilerini teyit etti. 2016 yılının ilk çeyreğinde GSYH, yüzde 6,7 büyüdü. Çin’in 2015 yılı dördünce çeyreğinde GSYH büyüme oranı yüzde 6,8 olmuştu. İlk çeyrek GSYH büyüme oranı, ekonominin yüzde 6,2 büyüdüğü 2009 ilk çeyrekten bu yana görülen en yavaş büyü-me olarak kayıtlara geçti. Buna karşılık ilk çeyreğin son ayı olan martta sanayi üretimi beklen-tilerin üzerinde büyüdü. Geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında sanayi üretimi yüzde 6,8 arttı. Çin ekonomisinde gerçekleştirilen yapısal değişiklikler, büyüme modelinde hizmet sektörünün öne çıkması takip edilen konular arasında yerini alıyor.

Avrupa Birliği (AB), parasal genişleme programına devam ediyor ve gevşek para politikası sonucu düşen faizlere itiraz eden tasarruf sahiplerine karşın yatırımların artacağı ve piyasa-nın uzun vadede canlanacağı ümidini taşıyor. Uyguladığı para politikası nedeniyle eleştirilen Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Mario Draghi, yüksek faiz beklentisi içinde olanlara karşı çıkarak bunun ekonomi için kötü olacağını, deflasyonu, işsizliği ve resesyonu körük-leyeceğini belirtti. Buna karşın düşük faizlerin vergi mükelleflerini, konut yatırımı yapmayı düşünenleri ve girişimcileri memnun ettiğine dikkat çekti.

Dünyanın önde gelen ekonomilerinden İngiltere’nin AB’den ayrılması (Bretix) yönünde bek-lentiler sürekli canlı tutuluyor. En son olarak, ülkede bir grup ekonomist Bretix’in İngiltere’ye fayda sağlayacağını söyleyerek, ayrılmanın gerçekleşmesi halinde ekonomik büyüme hızı-nın yüzde 4 oranında artacağını belirttiler. Ekonomistlerin yapılan değerlendirmeye göre İngiltere’nin AB’den ayrılması işsizliğe de çözüm sağlıyor ve istihdamı 75 bin artıracağı sa-vunuluyor.

Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, küresel piyasalarda artan volatilitenin yani getirilerde beklenen belirsizliğin artması nedeniyle, dünya genelinde kredi koşullarının zayıflayabileceğini açıkladı. Kuruluşun “Artan piyasa volatilitesi küresel kredi koşullarını za-yıflatıyor" adlı raporunda, piyasalarda artan belirsizliğin, emtia fiyatlarındaki düşüşün ve Çin ekonomisindeki yeni denge arayışının dünya genelinde ülkelerin kredi notlarını olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunuldu. Kuzey Amerika, Avrupa, Asya-Pasifik ve Latin Ameri-ka’nın değerlendirildiği raporda, bu bölgelerdeki ülkelerin kredi durumlarının, geçen seneye kıyasla olumsuz olduğu belirtildi.*

* “S&P: Volatilite notları etkileyecek”, Dünya Gazetesi, Erişim Tarihi: 20 Nisan 2016

Page 15: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 15

2014 yılının ikinci yarısından itibaren 115 dolar seviyelerin-den 2015 yılı sonunda 30 dolarlara gerileyen varil başı petrol fiyatları, petrol endüstrisinde yatırım harcamalarını da dü-şürdü. 2016 yılı ocak ayı sonunda petrol fiyatları son 13 yılın en düşük seviyesine inerek 27 doların altına gerilemiş, bu seviyeler dünya devi petrol üreticilerinin kârlarında çok sert düşüşlere neden olmuştu. Örneğin; dünyanın en büyük pet-rol şirketlerinden Royal Dutch Shell’in yıllık kârı 2015 yılında son 13 yılın en düşük seviyesine gerileyerek, 2014 yılında 19 milyar dolardan 2015 yılı sonunda 4 milyar dolara kadar in-mişti.

Petrol endüstrisinde yaşanan bu daralma, küresel yatırımcı-ların başka alanlara kaymasına neden oluyor. Önümüzdeki 2-3 yıl içinde, petrol endüstrisine yatırımın daha da azalma-sı, arzın da düşmesine neden olabilir. Çünkü petrole yatırım yapılmaması doğal olarak üretimi de etkileyecek ve rafi-nerilerin modernizasyonu da sıkıntıya girecektir (özellikle Rusya ve İran’da). 2016 Küresel Enerji Zirvesi'nde bir konuş-ma yapan Total Yönetim Kurulu Başkanı Patrick Pouyanne, sektörün yaşadığı sıkıntılar nedeniyle petrol arzında azalma olabileceğini belirtti. Pouyanne, iki yıla yakın bir süredir dü-şük seviyelerdeki fiyatların petrol endüstrisindeki toplam harcamaları 2014'te 700 milyar dolardan, 2015'te 500 milyar dolara gerilettiğini ve 2016 yılı için de 400 milyar dolara düş-mesinin beklendiğini söyledi.

Her ne kadar Suudi Arabistan ve Rusya’nın üretim miktarla-rını askıya alacağı beklentisi olsa ve ABD ham petrol üreti-minin 2015’le karşılaştırıldığında yüzde 6 düştüğü görülse de, söylentiler petrole talebin artmasını sağlayamadı. Arzın azalacağı beklentisi nedeniyle bir parça yükselen fiyatlarda bugün gelinen seviyede, varil başı 45-47 dolar seviyeleri (Nisan 2016) zararı karşılamaya yetmiyor. Zaten 17 Nisan’da Katar’ın başkenti Doha’da yapılan Dünya Petrol Üreticileri Zirvesinde, Suudi Arabistan beklentileri boşa çıkararak ham petrol üretim seviyesini askıya almayacağını açıklamıştı. Buna neden olarak da bölgede petrol arzı konusunda reka-bet yaratmaya çalışan ve kendisi gibi OPEC üyesi olan İran'ın petrol üretimini kısmamasını göstermişti. Bu hareket aslın-da İran’a “piyasada İran petrolüne yer olmadığı” mesajını içeriyordu. Çünkü Suudi Arabistan için petrol üretimi sadece ülke için ekonomik bir güç değil aynı zamanda bölgesinde ve dünyada siyasi bir güç olarak algılanmasını sağlıyor. Buna karşın petrol fiyatlarındaki sert düşüş petrol üretimine daya-

Page 16: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201616

lı ekonomilerde farklı endüstrilere yönelme ihtiyacını ortaya çıkarttı. Dünya-nın en büyük petrol ihracatçısı ve OPEC’in en önemli üyesi Suudi Arabistan da bu ülkelerden biri olarak petrole bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Suu-di Arabistan’ın 2 trilyon dolarlık hedefe ulaşmayı planladığı ”Kamu Yatırım Fonu’’, ülkenin sadece petrol alanında değil ekonomi ve finans alanında da söz sahibi ülkeler arasına girmeyi planladığın en iyi göstergelerinden birisi olarak değerlendirilebilir.

Rusya’dan da 17 Nisan’da Doha’da gerçekleştirilen petrol zirvesi sonrasında yapılan açıklamada, petrol üretimi konusunda bir düşüş olmayacağı belirtil-di. Moskova’da düzenlenen Ulusal Petrol ve Doğalgaz Zirvesi’nde açıklama yapan Rusya Enerji Bakan Yardımcısı Kiril Molodtsov, küresel petrol piyasa-sındaki arz ve talep sorununun giderek azaldığı görüşünü paylaştı. Zirve’de, Rusya’nın petrol üretim planlarında önümüzdeki dönemde bir değişiklik olmayacağının da altı çizildi.

Gelinen noktada, petrol fiyatlarının düşmesinde en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkan petrol arzı fazlalığının azalmayacağı görülüyor. Dünyanın en büyük petrol üreticisi ve aynı zamanda tüketicisi olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve ambargosu kalkan İran, petrol arzını azaltmayacakları-nı açıklayarak bu konudaki kararlılıklarını göstermiş oldular. Ancak İran’ın teknolojik altyapı eksikliği nedeniyle istediği ölçüde petrolü çıkartamama-sı sözkonusu. Bir başka önemli konu da; petrol fiyatlarındaki son yıllardaki düşüşün OPEC üyesi ülkelerin petrol fiyatlarını belirlemedeki eski gücünü azalttığını gösteriyor. Her ne kadar iki OPEC üyesi ülke olan Suudi Arabistan ve ambargosu kalkan İran arasındaki petrol arzı rekabeti kızışsa da, ABD ve Rusya gibi OPEC üyesi olmayan ülkelerin nüfuzu petrol endüstrisinde öne çıkıyor. Bu durumda Suudi Arabistan’ın artık ABD’yi petrol endüstrisinde ka-lıcı bir aktör olarak kabullenmesi gerekiyor. Buna karşın, petrol fiyatlarının yukarı çıkması için her şeyden önce, dünya ekonomisindeki durgunluğun sona ermesi ve talebin canlanmasına ihtiyaç var.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), dördüncü çeyrek büyüme rakamlarını geçtiğimiz günlerde açıkladı. Buna göre; Türkiye ekonomisi 2015 yılı son çeyreğinde yüzde 5,7, yıl genelinde ise yüzde 4 büyüme gerçekleştirerek beklenenin üzerinde bir performans gösterdi. 2015 yılı içinde gerçekleşen iki genel seçime ve bölgemizde artan jeopolitik gerginliklere rağmen bü-yümenin düşmemesi olumlu yönde değerlendirildi. Uluslararası kredi de-recelendirme kuruluşu Moody’s, 2016 yılı için büyüme beklentisini yüzde 3,4, 2017 yılı içinse yüzde 3,6 olarak açıkladı. Moody’s, Türkiye’nin “Baa3” ile “yatırım yapılabilir” seviyedeki kredi notunu ve “negatif” not görünümünü değiştirmedi. Türkiye’de kişi başına düşen gelirin 2014'te 10.395 dolardan, 2015 yılında 9 bin 261 dolara indiği gözlemlendi. TÜİK verilerine göre, kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla değeri (SYH) 2015 yılında cari fiyatlarla 25 bin 130 TL oldu. Bu rakam 2014 yılında 22 bin 732 TL seviyesindeydi.

beklenenin üzerinde

Page 17: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 17

Türk vatandaşları için Avrupa’ya vizesiz seyahat yolunun açılması yönünde çalışmalar devam ediyor. Türkiye’nin bu hakkı elde etmesi için gerçekleştirmesi gereken 72 kriterden yarısından fazlasını tamamladığı, kalan kısmı için ise görüşmelerin devam ettiği belirtiliyor. Bu yönde bir açıklama Avrupa Birliği Komisyonu’ndan geldi. Komisyon, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya vizesiz seyahat edebilmesi için 4 Mayıs’ta tavsiye kararı almayı planladığını açıkladı. Tav-siye kararının Avrupa Parlamentosu’nda görüşülerek karara bağlanması bekleniyor.

‘Vizesiz geçişler’, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun değerini artıracak bir gelişme olarak değerlendiriliyor. TC Pa-saportu, Pasaportlar İndeksinde üst sıralara taşınacak ve ayrıca çevre ülkelerde, özellikle Ortadoğu’da yaşayanlar için, TC vatandaşlığının cazip hale gelmesi söz konusu olacak. Bu durum, maddi durumu iyi olan kişilerin ülkemize gelmesi ve büyük yatırımlarının Türkiye’ye yönelmesi anlamına gelebilir. Varlıklı kişilerin özellikle emlak yatırımı için Türkiye’yi seçmesi, ülkemiz ekonomisi için olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

Vizesiz geçiş döneminde 2011 yılında verilmiş olan pasaportların da yenilenmesi gerekecek. Yeni pasaportlarda biyonik imzanın olması, yani parmak izi eklenebilmesi ve diğer vatandaşlık bilgilerinin de bu pasaportta yer alması gündeme gelecek. Daha sonra ise bu pasaportlar da değiştirilerek uluslararası statü kazanacak endüstriyel pasa-portlar haline dönüştürülecekler. Avrupa Parlamentosu (AP) ve AB Konseyi’nin onayı olmadan Türk vatandaşlarının Schengen üyesi ülkelere vizesiz seyahati mümkün değil. AB Komisyonu, vize muafiyetiyle ilgili üçüncü ve son ra-porunu 4 Mayıs’ta açıklayacak. Raporda Türkiye’nin kriterleri yerine getirdiği sonucuna varılırsa Komisyon, vizelerin kaldırılması için tavsiye kararı alacak. Vizelerin kaldırılmasıyla, Türk vatandaşları 3 aya kadar seyahatlerinde vizeden muaf olacaklar.

Page 18: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201618

Ekonomi Bakanlığının 2016 yılı için öncelikli hedefleri ve çalışmaları

hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bakanlığımızın politika ve uygulamaları açısından bir pusula niteliğindeki 2023 ihracat stratejisi, üretim yapımızı modernize ederek ihracatta rekabet-çi bir ekonomi olmayı ve bu yolla Türkiye’yi önde gelen ekonomiler arasına taşımayı amaçlamaktadır.

Bu amaç doğrultusunda fiyat bazlı rekabetten teknoloji, kalite, Ar-Ge, ino-vasyon ve tasarım yapan, markalı ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını hedef alan bir sektörel yapıya odaklanıyoruz. Dolayısıyla, başta 2023 Tür-kiye İhracat Stratejisi olmak üzere, uygulanan politikalar ile katma değer, inovasyon ve ileri teknoloji konularına öncelik veriyoruz. Ayrıca, Bakanlık olarak yatırım-üretim-ihracat değer zincirinin her bir halkasına yönelik oluş-turulan programlarla tüm ihracatçılarımıza destekler sağlıyor ve ülkemizde Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma faaliyetlerini özendirecek şekilde uyguluyoruz.

Büyük resme bakıldığında, ülkemizin refah seviyesini yükseltmek ve küresel anlamda daha güçlü bir Türkiye için 64. Hükümet Programı çerçevesinde birçok yapısal reform hayata geçirilmekte ve Bakanlık olarak ilgili alanlarda azami katkı sağlanmaktadır. Bu noktada, belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için, gerek Hükümet Programı 2016 Yılı Eylem Planı’nda gerek 2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı’nda, gerekse 10. Kalkınma Planı kapsamın-da Öncelikli Dönüşüm Programlarında ortaya konan yeni yaklaşımlar bü-yük önem kazanmaktadır.

Röportaj

o o a aMustafa Elitas.

röportaj

Page 19: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 19

Page 20: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201620

Söz konusu eylem planlarında Ekonomi Bakanlığı ola-rak 2016 yılında ihracatçılarımızın Ar-Ge, patent, ya-tırım, tanıtım ve pazarlama destek programlarından faydalandırılmasının yaygınlaştırılması, ülkemiz ihra-catçısının ihtiyaç duyduğu ham maddelerin ve ara ma-mullerin en hızlı ve ucuz şekilde yurt içinden tedariki ve yatırım ortamını iyileştirici politikaların uygulanması gibi birçok eylem yer almaktadır. Söz konusu eylemler sorumlu ve ilgili paydaşlarla birlikte Bakanlığımız ko-ordinasyonunda yürütülmekte ve yakından takip edil-mektedir.

Ayrıca, Bakanlık olarak ihracatımızın gerek pazar çeşit-lendirmesi yoluyla gerekse de ihracat desteklerimizin genişletilmesi yoluyla artırılması için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Dolayısıyla, ülkemiz ihracatının 2016 yı-lında tekrar artış patikasına girmesini sağlayarak Türki-ye’nin dünyada ihracatını en hızlı artıran ülkeler arasın-da yer almasını hedefliyoruz.

Katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve üretimin ithalata bağlılığının azaltılması noktasında, yüksek tek-nolojiye sahip ürünlerin ihracatımızdaki payını artırmak ve tüm sektörlerimizde Ar-Ge ve yenilikçilik faaliyetle-rinin desteklenmesi adına gayret sarf etmekteyiz. İtha-lata olan bağımlılığın azaltılması kapsamında, imalat sanayiinin ihtiyaç duyduğu girdilerin uygun maliyette, sürekli ve yerli üretimle temini suretiyle yerlileşmeyi destekleyecek çalışmalara katkı verilmektedir. Ayrıca, yurtiçi üretim kapasitesi yeterli olmayan ürün grup-larında, temel ham maddeler ile teknoloji sahipliği ve küresel tedarik zincirlerinde doğrudan yer almayı sağ-layacak uluslararası doğrudan yatırımların ülkemize çe-kilmesi için yatırım ortamının iyileştirilmesi adına çalış-malarımız sürdürülmektedir.

Öte yandan, teknolojik değişime ve dönüşüme katkı sağlayacak, yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili sektörlerde yapılacak yatırımlar ülkemiz açısından son derece kritik bir öneme sahiptir. Bu doğrultuda, ifade edilen dönüşümü gerçekleştirmek üzere yatırım teşvik sistemi içerisine, büyüme potansiyeli olan sektörle-rin ara malı ithalat bağımlılığını azaltacak, Ar-Ge içeri-ği yüksek, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yatırımları “Stratejik Yatırım” olarak sınıflandırarak, bu yatırımlara olan desteğimiz artarak devam edecektir. Ayrıca, Ar-Ge ve ileri teknoloji içeren ürünlerin öncelikli

yatırımlar olarak değerlendirilmesi de önemli bir geliş-medir.

Son dönemde, yurt dışı dağıtım kanallarına firmalarımı-zın daha kolay ve etkin girişini sağlamak üzere Türkiye Ticaret Merkezleri ve ileri teknolojili firma satın alımı-na ilişkin destek mekanizmalarımız da sisteme alınmış olup 2016 yılında Bakanlığımız çalışmaları içerisinde büyük önem arz etmektedir.

2016 yılında, ayrıca, ülkemiz ihracatçısının üçüncü ülke pazarlarında karşılaştığı gümrük işlemleri ve bunların ortaya çıkardığı maliyetlerin asgariye indirilebilmesi için, Dünya Ticaret Örgütü kapsamında, Ticaretin Ko-laylaştırılması Anlaşmasının onaylanarak iç hukukun bir parçası haline getirilmesiyle, dış ticaret ve lojistik altya-pısının güçlendirilmesini amaçlıyoruz.

Bunlara ek olarak, ülkemizin geleneksel ihracat pazar-larındaki konumunu güçlendirirken, yeni alternatif pazarlara olan mal ve hizmet ihracatını artırmak için Bakanlığımızca gerekli tedbirler alınmaktadır. Bu çer-çevede, pazara giriş faaliyetlerinin yanı sıra, ihraç ürün-lerimizin uluslararası pazarlarda tanıtımının sağlanarak pazar payımızın artırılması amacıyla ticaret ve alım he-yetleri düzenlenmeye, yurt dışı fuarlara katılım ile yurt dışı ofis-mağaza ve tanıtım programları desteklenmeye devam edecektir.

Ayrıca, Türk Malı imajının geliştirilmesi ve Türk mar-kalarının küresel arenada rekabet edebilmeleri ga-yesiyle TURQUALITY ve marka destek programlarına büyük önem verilmektedir. Programda yapılan yeni düzenleme ile sağlık turizmi, ulaştırma, yazılım, gast-ronomi, teknik müşavirlik ve eğitim sektörleri gibi hiz-met sektöründe faaliyet gösteren şirketler de destek programları kapsamına alınmıştır. Buna ilaveten, son dönemde ihracatçı şirketlerimizde tasarım depart-manlarının kurulması ve geliştirilmesini teşvik edecek politikalar uygulamaya konulmuş olup, 2016 yılında söz konusu uygulamanın meyvelerinin alınması bek-lenmektedir.

Burada bahsi geçen destek programlarımız hakkında farkındalık yaratmak veya bu desteklerden daha fazla yararlanılmasını sağlamak amacıyla Bakanlığımız tara-fından çeşitli illerimizde ekonomi toplantıları düzenlen-mekte, seminer ve sunumlar gerçekleştirilmektedir.

Page 21: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 212121

Bakanlığınızın 2023 hedeflerinde belirlenen

ihracat rakamlarına ulaşılması için yapılması

gerekenlere ilişkin tespitleri nedir?

Küresel ekonomi ve ticaret ağının önemli bir par-çası olan ekonomimiz şüphesiz dünyadaki geliş-melerden yakından etkilenmektedir. Halen küresel ekonomik kırılganlıkların, yakın coğrafyamızda ortaya çıkan olumsuz siyasi ve ekonomik gelişme-lerin devam ettiği bir süreçten geçiyoruz. Petrol ve emtia fiyatlarındaki gerileme ile ABD Dolarının diğer para birimlerine karşı değer kazanması gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerin dış ti-caret performanslarının diğer yıllara kıyasla düşük kalmasına neden olmaktadır. Dünya Ticaret Örgü-tü rakamlarına bakıldığında, 2015 yılında küresel ticaretin düşüş seyrini sürdürdüğü görülmektedir (2015 yılında tahminen %11’lik düşüş).

Söz konusu gelişmeler kaçınılmaz olarak ülkemizin ihracat performansını etkilemiştir. Nitekim 2015 yılında ihracatımız, geçen yıla kıyasla, %8,7’lik aza-lışla 143,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, 2016 yılında DTÖ tarafından küresel tica-rette az da olsa ivmelenme beklenmekte ve bu kapsamda, başta AB ve ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin ihracatının %3,9 oranında, gelişmekte olan ülkelerin ihracatının ise 3,8 oranında büyü-mesi öngörülmektedir.

Ekonomi Bakanlığı olarak uluslararası ticarette ayakta kalabilmenin ön koşulunun, günün ihtiyaç-larına cevap verebilecek standartlarda üretim ve pazarlama olduğunun farkındayız ve bu nedenle, 2023 ve ötesine giden yolda Ar-Ge ve inovasyon kaynaklı üretim; marka ve tasarıma dayalı ihracat bizim dış rekabette temel önceliğimiz haline gel-miştir.

Bu yolda en önemli ve etkili araçlarımızdan biri dünyanın ve ülkemizin gereklerine uygun bir şe-kilde üç aşamalı olarak kurgulanan ve dinamik yapısıyla birlikte tüm bu gereklere cevap veren ih-racatta devlet yardımları sistemimiz ve buna ilave olarak 2012 yılında uygulamaya koyduğumuz ve dinamik bir yapıda revize ettiğimiz yatırım teşvik sistemimizdir.

■ Yatırım, üretim, istihdam, ihracat zincirini kuv-vetlendirmek

■ Ticari markalarımızın gücü ve bilinirliğini artır-mak, güçlenen Türkiye algısı ile markalarımızı desteklemek

■ Yatırım ortamını hem iç hem dış yatırımcılar için iyileştirip, nitelikli doğrudan yabancı yatırımlar çekmek ve böylece uluslararası rekabet gücü-müzü artırmak

■ Ülkemizde daha fazla katma değer yaratıp, net ihracatımızın büyümeye katkısını artırmak

■ İthalat bağımlılığımızı azaltıp, ithalat politika-larımızı yerli üretim ve sanayiyi desteklemek amacıyla kurgulamak

■ Uluslararası tanıtım, fuarlar, ticaret ve alım he-yetleri, Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markaya ağırlık veren yüksek teknolojili üretim ile birim fiyatı daha yüksek ihracat yapmak.

■ Tüm illerin üretim potansiyelini harekete geçi-rerek bölgesel kalkınmışlık farkını gidermek

■ Küresel ticari gelişmelere proaktif uyum sağla-mak

■ Kültür coğrafyamızla ekonomik ve ticari ilişkile-rimizi geliştirip bu ülkeler ile daha etkin çalış-maktır.

Page 22: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201622

İhracatta artış için nasıl bir strateji oluşturulmalı?

Bu stratejinin hangi öğelere dayanması gerekiyor?

Bu stratejide özellikle hangi sektörler öne çıkıyor?

Mevcut küresel iktisadi ve siyasi konjonktürde yüksek ve istikrarlı büyümeye ve ihracat artışına yönelik olarak özel sektör öncülüğünde tüm sektörlerimizde Ar-Ge ta-banlı, yenilikçi, yüksek katma değer yaratan üretim ve ihracat yapısını desteklemek önem arz etmektedir.

Öncelikle 2016 yılında OVP hedefi olan 155,5 milyar do-larlık ihracat hedefini yakalamak amacıyla başta 2023 Türkiye İhracat Stratejisi olmak üzere ihracatımızı hem

nicel hem de nitel yönden artırmak adına politikalar uy-gulanacaktır.

Başta 2023 Türkiye İhracat Stratejisi olmak üzere prog-ram ve stratejilerimiz özel sektörün ihtiyaçları ve talep-leri doğrultusunda dinamik ve esnek bir yapıda, ayrıca risk ve fırsatların dikkate alındığı, çağın ihtiyaçlarına ce-vap veren bir kurguda tasarlanmıştır. Bu bilinç doğrul-tusunda, mevcut ihracat yapısını değiştirerek fiyat bazlı rekabetten teknoloji, kalite, Ar-Ge, inovasyon ve tasarım yapan, markalı ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını hedef alan bir sektörel yapıya geçiş odaklanılmaktadır.

Page 23: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 23

Bu itibarla, uygulanan politika ve stratejiler ile ticarette yenilikçi ve inovatif yak-laşımlar arayışına girilmekte, pazar çeşitlendirilmesi ile yeni pazarlara ulaşmak ve aynı zamanda mevcut pazarlardan alınan payları artırmak amacıyla katma değer, inovasyon ve ileri teknoloji konularına öncelik verilmektedir. Diğer ta-raftan, ihracatçılarımıza eğitimden danışmanlık ve istihdama, pazar araştırması ve tasarımdan, TURQUALITY® ve marka programlarına, yurt dışında ofis mağa-za açma ve yurtdışında düzenlenen fuarlara katılıma kadar geniş bir yelpazede destekler sağlanmaktadır.

Bu itibarla, uygulanan istikrarlı para, maliye ve döviz kuru politikaları ışığında ihra-cat odaklı büyüme stratejisi yürütülmektedir. Bu çerçevede, ihracatımızın ülke ve ürün açısından çeşitlenmesi amacıyla, dış pazarlardaki ticari ve ekonomik gelişme-ler ile fırsatlar yakından takip edilmekte, yeni pazar ve sektörel açılımlara yönelik pazar araştırmaları ile hedef ülke stratejileri sürdürülmektedir.

Ayrıca, düzenlenen ticaret heyetleri ve tanıtım programları ile katma değeri yük-sek, inovatif, marka değeri taşıyan ve tasarımı ile öne çıkan ihraç ürünlerimizin tanıtımı ve pazarlanması sağlanmaktadır. Diğer taraftan, markalaşma, tasarım, Ar-Ge faaliyetlerine ağırlık verilmekte, üretim ve istihdama yönelik uzun vadeli yatırımlar teşvik politikaları ile desteklenmektedir.

Standardizasyon küresel ekonomik sistemde öne çıkan konulardan biri

olarak dikkat çekmektedir. Gelişmiş ülkeler standartları; teknoloji, bilgi

transferi ve küresel pazar istihbaratı sağlayan dokümanlar olarak değer-

lendirmekte, ulusal ve uluslararası standardizasyon faaliyetlerinde belirle-

yici rol oynamaya çalışmaktadır. Bu çerçevede ülkemizin standardizasyon

alanındaki tek yetkili kuruluşu olan TSE’nin bu alandaki etkinliğini artır-

mak için sizce neler yapılmalıdır? TSE’nin iş dünyasına yönelik Ayna Komi-

teler aracılığıyla ulusal ve uluslararası standart hazırlama süreçlerine katı-

lım çağrılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Standardizasyon, ürün güvenliği uygulamalarının temelini teşkil eden kalite alt-yapısının asli unsurlarından biridir. Ülkemizdeki ürün mevzuatının büyük bir kıs-mı standartlara atıf yapmaktadır. Ülkemizde geçerli olan standartlar uluslararası standartlarla uyumludur. İmalatçılarımızın ürünlerini üretirken esas aldığı stan-dartlar, insan can ve mal güvenliğinin korunmasının yanı sıra, üretimin kalitesi-nin yükseltilmesine ve bu şekilde ürünlerimizin özellikle dış pazarlarda imajının desteklenmesine de önemli katkılar sağlamaktadır.

Ülkemiz, Avrupa Birliği ile oluşturulan Gümrük Birliği sonrasında kalite altya-pısının gelişmesinde yapısal bir dönüşüm sağlamıştır. TSE, bu dönüşüm süre-cinde Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN) ve Avrupa Elektroteknik Stan-dardizasyon Komitesinin (CENELEC) tam üyesi olarak önemli bir başarıya imza attı. Böylelikle ülkemiz, standartların hazırlandığı uluslararası platformlarda da söz sahibi oldu.

Bu önemli gelişmenin ülkemizce çok iyi anlaşılması ve bu platformlara aktif katılım sağlanması elzemdir. Bu noktada da TSE bünyesinde oluşturulan Ayna Komitelere önemli görevler düşüyor. Uluslararası ve bölgesel standardizasyon

Bu alanda,

Page 24: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201624

örgütlerindeki komitelerin ülkemizdeki karşılığı olan bu komitelere katılım her ne kadar gönüllülük esasına dayansa da gerek kamunun gerekse özel sektörün ko-nusunda uzman kişileri bu komitelerde görevlendirme-si gerekmektedir.

Beklentimiz, ürünlerimizin kalite ve standartlarının gelişmiş ülkeler düzeyinde olduğuna yönelik farkın-dalığın artırılması, ayrıca standartların hazırlanmasın-da iş dünyamızın ihtiyaç ve görüşlerinin de dikkate alınmasıdır. Bu nedenle TSE’nin standart hazırlık sü-reçlerine katılım çağrılarını olumlu olarak değerlen-diriyorum. Bu alanda, KOBİ’lerin tecrübelerinden de yararlanılması elzemdir.

TSE, belgelendirme, muayene-gözetim ve labora-

tuvar hizmetlerinin tümünü kapsayan uygunluk

değerlendirme hizmetlerinde ülkemizdeki lider ku-

ruluş. Bu alanda TSE’nin iş dünyasının ihtiyaçlarının

karşılanmasına yönelik nasıl çalışmalar yapması ge-

rektiğini düşünüyorsunuz?

Bir ürünün ilgili teknik kriter ve standartlara uygunlu-ğunun değerlendirilmesi, standardizasyon gibi kalite altyapısının önemli bir diğer unsurudur. Bu kapsamda, uygunluk değerlendirmesi alanında faaliyet gösteren kuruluşların bir araya geldiği Uygunluk Değerlendir-mesi Derneğinin oluşumunda Bakanlığımız öncü bir rol üstlenmiştir.

İmalatçılarımızın, ürettiği bir ürüne yönelik uygunluk değerlendirmesi ve bunun belgelendirilmesi hizmetini yurtiçinde alabilmesi, bunun için ayrıca bir arayışa gir-me ihtiyacı duymaması gerekir. Bu nedenle, uygunluk değerlendirme kuruluşlarımızın bu hizmeti iş dünyamı-za sunabilecek yetkinlik ve yeterlikte olmaları son dere-ce önemlidir.

Diğer yandan günümüz dünyasında, bir ülkede uygun-luk değerlendirmesi alanındaki kuruluşların perfor-mansı, o ülkenin kalite altyapısında ulaştığı düzeyi de ortaya koymaktadır. Bu nedenle ülkemizin de bu alan-daki yetkinliği ve yeterliğinin en üst düzeye taşınması önemlidir.

TSE, kuruluşuna öncülük ettiği İslam ülkeleri ara-

sında ticaretin önündeki engellerin kaldırılması

amacıyla çalışmalar yürüten İslam Ülkeleri Stan-

dartlar ve Metroloji Enstitüsünün (SMIIC) Dönem

Başkanlığına da yürütmektedir. TSE, SMIIC’in ya-

yınladığı Helal Standartları esas alarak, 2011 yılın-

dan bu yana Helal Belgelendirme hizmeti vermek-

tedir. Helal Belgelendirme ile ilgili çalışmaların

Türkiye’nin ihracatına katkısını nasıl değerlendiri-

yorsunuz?

Dünyada yaşayan 1,8 milyar Müslüman nüfusun helal ürün ve belgelendirmesine ilişkin farkındalığı ve talebi giderek artmaktadır. “Helal” kavramı en başta yalnızca gıda ürünleri ile ilişkilendirilirken, günümüzde gıdanın yanı sıra tekstil, kozmetik, lojistik ve hizmetler gibi sek-törel olarak çok geniş bir alana hitap etmektedir. Dola-yısıyla, bu konu giderek önem kazanmaktadır.

Bu nedenle, ülkemizin öncülüğünde İslam İşbirliği Teş-kilatı (İİT) çatısı altına 2010 yılında kurulan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsünün (SMIIC) çalışma-larını önemsiyorum. SMIIC Helal Standartlarının yekne-saklaştırılması konusunda çalışmalarını Bakanlık olarak takip ediyor ve destekliyoruz. Zira, SMIIC standartlarının İslam ülkeleri arasında yaygın olarak kullanılması, helal ürünler konusunda tüm paydaşlar arasında ortak bir di-lin oluşmasını; böylece, İslam ülkeleri arasında ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasını sağlayacaktır.

SMIIC’e üye olan ülkelerin sayısı çok kısa bir sürede 32’ye yükselmiştir; ancak, bu sayının artırılması gerekmekte-dir. Bu nedenle, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin SMIIC’e üye olmalarını ve faaliyetlerine aktif bir şekilde katılım sağlayarak desteklemelerini dış ziyaretlerimde ve ikili görüşmelerimde bizzat gündeme getiriyorum.

Helal belgelendirmede hedeflenen sonuca ulaşmak adına, gerekli akreditasyonun devreye girmesi; ayrıca belgelerin karşılıklı tanınması son derece önemlidir. Bu nedenle, SMIIC bünyesinde üye ülkelerin akreditasyon kuruluşlarının içerisinde yer alacağı ve helal belgeleri-nin karşılıklı tanınmasına imkan sağlayacak devletle-rarası helal belgelendirme sisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmaları Ekonomi Bakanlığı olarak yakından izlemekte ve bu alanda ilgili kurum ve kuruluşlarımıza etkin destek vermekteyiz. Bir an önce bunların sağlan-masına yönelik çalışmaların tamamlanması gerektiğini düşünüyorum.

Belirttiğim altyapının oluşturulmasına müteakip Türk ürünlerinin, sahip olduğu olumlu güçlü algının da kat-

Page 25: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 25

kısıyla, helal belgeli ürünlerde de bir “marka” haline getirilmesi, bu suretle ihracatımızın artırılması Bakanlığımızın öncelikleri arasında yer almaktadır. Dolayısıyla, gittikçe büyüyen küresel helal ürün pazarından Türk ihraç ürün-lerinin ve belgelendirme firmalarının hak ettikleri payı alması ve mevcut potansiyelin gerçekleştirilmesi bu alandaki en temel hedef ve arzumuzdur.

TANAP (Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi) ülkemizin ekono-

misine nasıl katkı sağlar? Bu katkının artırılması için yapılması gere-

kenler nelerdir?

Ülkemizin jeopolitik konumundan faydalanmak suretiyle, bölgesindeki stratejik varlığını sürdürebilmesini teminen, doğal gaz boru hattı projeleri çok büyük önem arz etmektedir. Zira Türkiye’nin enerji stratejisinde, bölge-sel enerji iletiminde güvenli bir bağlantı noktası ve enerji terminali olmak önemli bir yer tutmaktadır.

Bu kapsamda, jeopolitik konumumuzu etkin bir şekilde kullanarak, enerji alanında bölgesel işbirlikleri yapmak; ülkemizi önemli bir enerji üssü haline getirmek konusundaki çalışmalar hızla sürdürülmektedir.

Haziran 2012’de Azerbaycan ile ülkemiz arasında imzalanan anlaşma ile başlatılan TANAP bu önemli projelerden biridir. 32 milyar metreküplük ka-pasiteye sahip 1.850 km uzunluğunda bir boru hattı vasıtasıyla, Gürcistan sınırımız ile Yunanistan sınırımız arasında uzanacak TANAP, Türkiye’nin stra-tejik önemini artıracak dev bir projedir. TANAP ile Şah Deniz-2 gaz sahasın-dan ve Güney Hazar Denizi’ndeki diğer sahalardan çıkarılacak Azerbaycan doğal gazı, Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine taşınabilecek-tir. TANAP zengin doğal gaz kaynaklarına sahip Hazar bölgesinden Avru-pa’ya gaz iletimini sağlayacak ilk projedir.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki bu ortaklık, ülkemizin enerji arz güven-liğini sağlamlaştırmasının yanında, bölgemizdeki diğer ülkelerin de enerji arz güvenliğine katkı sağlayacak bir öneme sahiptir.

Ülkemizin stratejik bir enerji üssü olmasına ve enerji arz güvenliğine kat-kı sağlamasının yanında, TANAP projesi ile önemli ekonomik kazanımlar elde edilecektir. TANAP ile doğal gaz taşıma maliyetinden önemli ölçüde tasarruf edilebilecek, önümüzdeki 5-10 yıl arasında artacak doğal gaz ihti-yacımız göz önüne alındığında, doğal gazın iletimindeki altyapı maliyetle-ri ülkemiz açısından düşmüş olacaktır. TANAP’ın ülkemiz ekonomisine bir diğer katkısı ise doğal gaz ithal maliyetlerini aşağı çekebilecek olmasıdır. Ayrıca, 15-20 bin yeni istihdam yaratması beklenen TANAP kapsamında kullanılacak çelik borular önemli oranda yerli üreticiden sağlanacak ve bu şekilde katma değerin ülke içinde kalması sağlanacaktır.

Ülkemizin Azerbaycan ile tarihten gelen kardeşlik bağlarını güçlendiren TANAP, aynı zamanda dünyaya işbirliği anlamında örnek teşkil edecek bir projedir. Gerek ülkemiz gerekse Avrupa için önem arz eden projenin hızlan-dırılması ve daha kapsamlı hale getirilmesi beklenmektedir.

SMIIC

helal ürünler

Page 26: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201626

YAVUZ SULTAN

Page 27: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 27

Yavuz Sultan Selim Köprüsü, birçok özelliği ile dünya mühendislik tarihi için büyük bir kilometre taşı olma niteliğindedir. Kullanılan yeni yapım teknikleri ve mal-zeme teknolojileri ile ileri düzeyde bir mühendislik ya-pısıdır. Halen dünyada inşaatı devam etmekte olan en önemli mühendislik yapılarının başında gelmektedir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün tasarım, yapım ve mal-zeme temininde, alanlarında dünyada önemli yerleri, bilinirlikleri ve tanınırlıkları olan teknik personel grubu ve şirketler ile çalışılmaktadır.

Birçok enleri bünyesinde barındıran Yavuz Sultan Selim Köprüsü, taşıyıcı sisteminin seçimiyle de dünya mühen-

dislik literatüründe seçkin bir yerde bulunmaktadır. Taşı-yıcı sistemi, asma köprü ile gergin eğik askılı köprünün birleşimi şeklinde olup, yüksek rijitlikli asma köprü veya hibrid köprü olarak adlandırılmaktadır. Hem bir asma köprü hem de bir gergin eğik askılı köprü olma özelliğini bünyesinde birlikte barındıran Yavuz Sultan Selim Köp-rüsü, bu özelliği ile de dünya mühendislik yapıları ara-sında önemli bir konumda bulunmaktadır. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, taşıyıcı sisteminin bu niteliği sayesinde, üzerinde bulunacak olan benzersiz büyüklükteki ölü ve canlı yükleri güvenle taşıyabilecek şekilde dizayn edil-miştir.

SELIM KÖPRÜSÜ.

Page 28: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201628

Üzerinde, gidiş ve geliş istikametlerinde 4’er karayolu şeridi ile karayolu şeritlerinin gidiş-geliş istikametlerinin arasında konum-landırılan 2 demiryolu şeridi olmak üzerinde toplam 10 şerit bu-lunmaktadır. Köprü genişliği 59 metreyi bulmakta olup dünyanın en geniş asma köprüsüdür. Yavuz Sultan Selim Köprüsünün üze-rinde bulunan demiryolu şeritlerinden, hem 160 km/saat seyir hızında hızlı trenler, hem de 3.250 ton ağırlığında yük trenlerinin geçişine imkan verecek şekilde dizayn edilmiş ve yapılmıştır.

Yine 322 metreyi aşan kuleleri ile de dünyanın en yüksek kule-sine sahip asma köprüsü niteliği taşımaktadır. 1.408 metre ana açıklığı ve yan açıklıkları ile beraber Yavuz Sultan Selim Köprü-sü'nün toplam boyu 2.164 metreyi bulmaktadır. Bu yönü ile üze-rinde raylı sistem bulunan dünyanın en uzun asma köprüsü Ya-vuz Sultan Selim Köprüsü olacaktır.

Esasında Yavuz Sultan Selim Köprüsü, büyük bir proje olan Kuzey Marmara Otoyolunun bir parçasıdır. İstanbul’un batısında TEM Otoyolu'nun Kınalı Kavşağı'nda başlayacak olan Kuzey Marma-ra Otoyolu, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya illerinin ve mevcut TEM Otoyolu'nun kuzeyinden kat ederek Sakarya ilinin Akyazı ilçesi yakınlarında mevcut Anadolu Otoyolu'na bağlanacaktır. Toplam yedi kesim olarak planlanan Kuzey Marmara Otoyolunun Yavuz Sultan Selim Köprüsünü de içeren Odayeri-Paşaköy kesiminin yapımı da hızla devam etmektedir. Kuzey Marmara Otoyolu, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ile de entegre edilecektir. Kuzey Marmara Otoyolu'nun, ilerleyen yıllar içerisinde yapılması planla-nan Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu'na da bağlan-masıyla Marmara Bölgesi içerisinde yüksek standartlı bir otoyol ringi hizmete açılmış olacak ve ulusal otoyol ağının önemli bir bi-leşeni tamamlanmış olacaktır. Böylelikle İstanbul’un çevre illere, Ege ve Akdeniz bölgelerine ulaşımında büyük kolaylıklar sağlan-mış olacak, mal ve hizmetlerin zaman kaybı olmadan dolaşımı sağlanarak ekonomik hayata efektif bir şekilde girmeleri temin edilmiş olacaktır. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçecek hızlı tren ve yük treni demiryolu sistemi ile Asya ve Avrupa’yı birbiri-ne bağlayan ulaştırma alternatifleri zenginleşecektir. Raylı sistem sayesinde İstanbul’un kuzeyinde yapılmakta olan 3. Havalima-nı ile mevcut Sabiha Gökçen Havalimanı ve şehir merkezindeki yerleşimlerin birbirlerine bağlantısı sağlanacak, ulaşım altyapısı gelişen ve büyüyen İstanbul, Avrasya bölgesinde sosyal ve eko-nomik bir merkez olma özelliğini uzun yıllar muhafaza edecektir.

Karayolu ve demiryolu şeritleri aynı seviyeden geçen, dolayısıyla tek katlı (single deck) olarak tasarlanan ve yapılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, bu dinamik tasarımı ile oldukça zarif bir görünüm kazanmakta ve hiç şüphesiz 2023 yılında 100. yaşını kutlayacak olan Cumhuriyetimizi taçlandıracak sembol bir yapı olma özelliği taşımaktadır.

Page 29: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 29

Kayn

ak: A

A

.

Page 30: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201630

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), 4 kıtaya yayılmış 57 üye ülkesiyle Birleşmiş Milletler'in ardından en büyük ikinci milletlerarası kuruluştur. Teşkilat dünyanın çeşitli toplumları arasında uyu-mu ve uluslararası barışı sağlama ruhuyla, İslam dünyasının çıkarlarının korunup kollanması görevini üstlenmiştir.

İİT’ye bağlı bir kuruluş olan ve Mayıs 2015 itibariyle bünye-sinde 32 üye devlet bulunan SMIIC, İİT devletleri arasında standartların uyumlaştırılması ve yenilerinin hazırlanması için sağlam bir mekanizma olarak üye devletlerdeki standartları uyumlaştırarak ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırıl-masına yardımcı olmayı ve böylelikle bu devletler arasındaki ticareti geliştirmeyi amaçlamaktadır.

SMIIC, üye devletler arasında metroloji, laboratuvar testleri ve standardizasyon faaliyetlerinde yeknesaklığı sağlamayı ve standardizasyon ve metroloji kapsamında İİT üye ülkelerine teknik desteğin yanı sıra eğitim ve mesleki eğitim vermeyi de amaçlamaktadır.

SLAM ÜLKELER STANDARTLAR VE METROLOJ ENST TÜSÜ

THE STANDARDS AND METROLOGY INSTITUTE FOR ISLAMIC COUNTRIES

tarihlerinde

Page 31: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 31

Akreditasyon faaliyetleri çerçevesinde ise standardizas-yon faaliyetleri ile ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırılması yolunda atılan adımların uygunluk değer-lendirme faaliyetlerinin uluslararası sisteme uygunlu-ğunun sağlanarak güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

1984 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Başkanlığında çalışmalarına başlayan İslam İşbirliği Teş-kilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) ilk toplantısında alınan, İslam ülkeleri arasında ticaretin geliştirilmesi adına çalışmaların başlatılması ka-rarının ardından, 1985 yılında Türk Standardları Enstitü-sü'nün (TSE) Sekretaryalığında İslam Ülkeleri Standardi-zasyon Uzmanlar Grubu (SEG) ile Koordinasyon Komitesi kurulmuş ve bunların çalışması sonucu “İslam Ülkeleri Arasında Standardizasyonunun Önemi” başlıklı bir do-küman hazırlanmış ve İSEDAK’ta onaylanmıştır. Anılan tarihten itibaren yapılan toplantılar neticesinde İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Teşkilatı'nın (SMOIC) ku-rulması uygun görülmüştür. 1996 yılında toplanan 7. Uz-manlar Grubu Toplantısı'nda ise Teşkilatın isminin İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) olarak değiştirilmesi kararlaştırılmıştır. 24–26 Mart 1998 tarihle-rinde Ankara’da düzenlenen 8. Uzmanlar Grubun Top-lantısı sırasında SMIIC Tüzüğü hazırlanması çalışmaları-nı müteakiben, SMIIC Tüzüğü 1–4 Kasım 1998 tarihle-rinde İstanbul’da yapılan 14. İSEDAK Toplantısı'nın gün-deminde yer almış ve toplantıda yapılan görüşmeler-den sonra onaylanmıştır. Böylece, SMIIC’in bir bölgesel standart kuruluşu olarak resmi çalışmalarına başlaması için önemli bir aşama kaydedilmiştir. SMIIC Tüzüğü, 4–7 Kasım 1999 tarihlerinde İstanbul’da yapılan 15. İSEDAK Toplantısı'nda ilk defa üye ülkelerin imzasına açılmıştır. Tüzüğü imzalayan ilk ülke Türkiye olmuştur.

Tüzük, Mayıs 2010’da 10 İİT üye ülkesinin imza ve onay şartı yerine getirildikten sonra yürürlüğe girmiştir. İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü'nün (SMIIC) 1. Genel Kurul Toplantısı, 2–3 Ağustos 2010 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilmiş ve söz konusu kuruluş res-men faaliyete geçmiştir.

1) Uyumlaştırılmış standartlar geliştirerek İİT üyesi ül-keler arasında dış ticaretin önündeki teknik engelleri kaldırmak

2) OIC/SMIIC standartlarını oluşturarak bunların verece-ği yararlardan İİT üye ülkelerinin en fazla şekilde fayda-lanmasını sağlamak

3) Standardizasyon, metroloji, laboratuvar, deneyler ve akreditasyon konusunda tekdüzelik/homojenlik sağla-mak

4) Standart kurumları olmayan İİT üye ülkelerine ilk etapta teknik destek sağlamak ve uzun vadede kendi kurumlarını kurup rekabet edecek düzeye gelmelerine yardım etmek

SMIIC 2–3 Ağustos 2010 tarihlerinde gerçekleştirilen 1. Genel Kurul Toplantısı sonrası resmen kurulmuş olsa da, faaliyetlerine fiilen İstanbul’daki merkezinin 2011 yılı sonu itibariyle oluşturulması sonrası başlamış bu-lunmaktadır. Kuruluş itibariyle resmi olarak sadece Tüzüğü ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile yapılan anlaşması bulunan Enstitü için SMIIC Genel Sekreterliği tarafından 2012 yılında kurumun işleyişini sağlayacak olan kurum içi yönetmelikler hazırlanmış ve kabul edil-miştir. 2012 yılının ilk yarısı itibariyle, SMIIC altyapısının kurulumu büyük ölçüde tamamlanmıştır.

SMIIC Teknik Komitelerinin ana görevi belli bir çalışma alanındaki birbiri ile ilişkili etkinliklere göre OIC/SMIIC standartlarını geliştirmek ve sistematik olarak gözden geçirerek ihtiyaca göre tekrar düzenlemektir (örnek: TC 1 (Teknik Komite 1) Helal Gıda konuları).

Teknik Komitelerin İİT içindeki üye devletlerin ticareti-ni ve altyapısını iyileştirmede yararlı olacak yeni OIC/SMIIC standartlarını oluşturmaya ilişkin önemli görev-leri bulunmaktadır. Teknik Komitelerin işleyişi açısın-dan, tüm üye devletlerin üye bulundukları komitelere faal olarak katılmaları hayati önem taşımaktadır. Genel Sekreterlik, fiili SMIIC çalışmalarının bu komitelerde gerçekleştirileceğini ve SMIIC üyeleri ile İİT üyeleri-nin kendilerini teknik açıdan güçlü ve daha deneyimli hissettikleri alanlarda oy hakları ve/veya yorumlarıyla SMIIC teknik çalışmalarına katılmalarını vurgulamakta-dır. Üye olmayan ülkeler de teknik komite çalışmalarına gözlemci statüsüyle katkıda bulunabileceklerdir.

Page 32: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201632

Teknik Komite; Başkan, Sekreter ve SMIIC üyelerinden oluşur. Ulusal delegeler SMIIC üyeleri tarafından belir-lenir. Toplantılarda SMIIC üyeleri bir kaç delege tarafın-dan temsil edilebilir. TC’deki Gözlemciler; SMIIC’e üye olmayan ülkeler, İİT Gözlemci Ülkeler veya o ülkelerde bulunan standardizasyon, metroloji veya akreditasyon alanlarında veya ilişkin konularda çalışan organizasyon-lar olabilirler. Gözlemciler, organizasyonlarının işbirliği tanınmış, TC’de çalışmak istediğini belirtmiş ve iştirak etme hakkını kazanmış olmalıdır.

Ana faaliyet alanlarından olan standardizasyon kapsa-mında aşağıda zikredilen Teknik Komiteler kurularak ça-lışmalarına başlamaları sağlanmıştır.

TC 1 : Helal Gıda KonularıTC 2 : Helal Kozmetik KonularıTC 3 : Hizmet Yeri Belgelendirme KonularıTC 4 : Yenilenebilir EnerjiTC 5 : Turizm ve İlgili HizmetlerTC 6 : Tarımsal FaaliyetlerTC 7 : UlaşımTC 8 : Deri ve Tabaklama MalzemeleriTC 9 : Tekstil ve İlgili ÜrünlerTC10 : Helal Tedarik Zinciri

Bunlara ek olarak da “Petrol ve Petrol Ürünleri”, “Mücev-herat Tedarik Zinciri”, “Tehlikeli Madde Taşımacılığı” ko-nularında teknik komiteler kurulması planlanmaktadır.

Mayıs 2011’den itibaren yürürlükte olan aşağıdaki üç adet OIC/SMIIC Standardı mevcuttur. Bu standartlar İİT üye ülkelerin uzmanlarının oluşturduğu SEG’in dört yıl-lık yoğun çalışmasının ürünüdür. OIC/SMIIC Helal Gıda Standartları, uygun uluslararası standartları ve İslami Fı-kıh kurallarını da kapsamaktadır.

OIC/SMIIC 1: 2011, Helal Gıda Genel Kılavuzu (CODEX, ISO 22000, ISO 22005 vb. atıfları ve İslami Fıkıh Kuralları)

Bu OIC/SMIIC Standardı; alınması, hazırlanması, işlen-mesi, sınıflandırılması, elde edilmesi, ambalajlanması,

etiketlenmesi, işaretlenmesi, kontrol edilmesi, yüklen-mesi-boşaltılması, nakliyesi, dağıtılması, depolanması ve servis edilmesi gibi gıda zincirinin her aşamasındaki helal gıda ve ürünlerinin İslami kurallara göre uyulması gereken genel kurallarını kapsar.

Bu standardın bütün kuralları geneldir ve gıda zincirin-deki bütün ilgili kurumların büyüklüğüne ve karmaşık-lığına bakılmaksızın tamamı için uygulanabilir olması amaçlanmıştır. Buna, gıda zincirinin herhangi bir veya daha fazla aşamasına doğrudan ilgili bütün kurumlar dâhildir.

OIC/SMIIC 2: 2011, Helal Belgelendirmesi Yapan Kuru-luşlar için Kılavuz (ISO/IEC 17020, ISO/IEC 17021, ISO/IEC 17025, ISO/TS 22003 vb. atıfları ve İslami Fıkıh Kuralları)

Bir ürünün, hizmetin veya bir kurumun yönetim sistemi-nin helal olarak belgelendirilmesi, o ürünün veya hizme-tin belirlenmiş standartlara ve diğer uyulması gereken belgelere uyduğuna ve kurumun ilgili faaliyetlerinin İs-lami kurallara uygunluk gösteren bir sisteme göre yöne-tildiğine dair güvence vermenin bir yöntemidir.

OIC/SMIIC 2 kuralları, Halal CB’lerin uyması gereken gereklilikleri belirtmektedir. Bu kurallara uyum Helal CB’lerin Helal ürün, servis veya yönetim sistemi belge-lendirmesini yetkin, süreklilik arz eden ve tarafsız bir şekilde yerine getirdiğini, bu sayede bu kuruluşların ve belgelerinin ulusal, uluslararası ve OIC/SMIIC temelinde tanınırlığını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu OIC/SMIIC 2 kuralları uluslararası ticarette Helal belgelerinin tanınırlı-ğını sağlamaya temel teşkil eder.

OIC/SMIIC 3: 2011, Helal Belgelendirme Kuruluşlarını Akredite Eden Akreditasyon Kuruluşu için Kılavuz (ISO/IEC 17011 vb. atıfları ve İslami Fıkıh Kuralları)

OIC/SMIIC 3 Standardı, Helal CB’lerini akredite eden He-lal Akreditasyon kuruluşları için gereken gereklilikleri belirtmektedir. OIC/SMIIC çerçevesinde ulusal ve ulus-lararası düzeyde değerlendirme mekanizmaları oluştu-rulmuştur ve Helal Akreditasyon kuruluşlarının bu OIC/

Page 33: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 33

SMIIC 3 Standardı kurallarına uygun faaliyet gösterdiklerinin bir güvencesidir. Bu de-ğerlendirmeyi geçen CB’ler OIC/SMIIC bünyesindeki karşılıklı tanıma anlaşmalarına üye olabilir. Düzenli yapılan tekrar değerlendirmelerle bu kurallara uyumun devamı sağla-nır. Üyeler arasındaki bu karşılıklı tanıma anlaşmaları, birbirlerinin akredite edilmiş He-lal belgelendirme uygunluk değerlendirmelerinin tanınırlığını ve kabulünü bir defada gerçekleştirme sürecini kolaylaştırır. Bu, bir ekonomi içindeki Helal CB’nin farklı Helal akreditasyon kuruluşları tarafından aynı kapsam için birden fazla akredite olma gereksi-nimini ortadan kaldırır.

Özetle, OIC/SMIIC Helal Gıda standartları serisinin uygulama mekanizması şu şekildedir. OIC/SMIIC 1 Standardına göre üretim gerçekleştiren üreticiler OIC/SMIIC 2 Standardı-na göre faaliyet gösteren Helal belgelendirme kuruluşlarınca denetime tabi tutulur ve belgelendirme kuruluşlarının yetkinliği de OIC/SMIIC 3 Standardına uygun çalışan Helal akreditasyon kuruluşlarınca yapılır.

Akreditasyon Komitesi, İİT üye devletlerinin akreditasyon kuruluşlarından oluşur ve üye-liği SMIIC üyeliğinden bağımsız olarak tüm İİT üye devletlerinin akreditasyon kurumla-rına açıktır. 25 üye kuruluşu ile İİT üye devletlerinde akreditasyon yapısının kurulmasını hedefleyerek faaliyet gösteren birimdir.

Akreditasyon Komitesi, uluslararası uygulamalara paralel olarak standardizasyon faali-yetleri sonrası uygunluk değerlendirme alanlarında başlayacak faaliyetlerin uluslararası sisteme entegrasyonunu sağlamak için çalışmalarına başlamış bulunmaktadır. İİT önce-liklerinden biri ve SMIIC’e verilmiş bir görev olan Helal konusunun SMIIC’in iş planındaki ilk gündem maddesi oluşu sebebiyle Akreditasyon Komitesi de bu konuyla ilgili olarak bir Helal Akreditasyon Sisteminin kurulmasını önceliği olarak belirlemiştir.

Akreditasyon Komitesinin bağımsız ve objektif yapısının ve OIC/SMIIC standartlarının rehberliğinin getirdiği avantaj ile tüketiciler için güvenilir belgeleri, helal belgelendir-me kuruluşlarının yeterliliğini, İİT bölgesi ve dışında çalışan belgelendirme kuruluşları tarafından verilen belgelerin karşılıklı tanınmasına olanak sağlayacak uluslararası akre-ditasyon yapısını sağlayacak bu sistemin tüm Müslümanların iyiliğine hizmet edeceği düşünülmektedir.

7 Kasım 2012 tarihinde SMIIC Forum 2012 öncesinde gerçekleştirilen 5. Yönetim Kuru-lu’nda metroloji alanlarında faaliyetleri yürütmek amacıyla bir Metroloji Komitesi kurul-ması kararı alınmıştır.

SMIIC Metroloji Komitesi, 36 üyesi ile metroloji ve laboratuvar deneyleri konusunda İİT ülkeleri arasında tekdüzeliğin/homojenliğin sağlanması için çalışmalarına başlamıştır.

Page 34: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201634

Sayın Övüt, öncelikle SMIIC’in yapısal oluşumunu ve

hangi hedeflerle kurulduğunu anlatabilir misiniz?

Ülkelerin standardizasyon, belgelendirme ve deney pratikleri arasındaki farklılıklarının, ticaretin önündeki dolaylı teknik engeller olduğu bilinmektedir. Bu anlam-da, uluslararası veya bölgesel bir kuruluşun çatısı altın-da yürütülen standartları ve uygunluk değerlendirme prosedürlerini uyumlaştırma çalışmaları, ilgili devlet-lerde ticareti olumsuz etkilemesi muhtemel faktörleri bertaraf etmeyi amaçlamakta olup, ürünlerin karşılıklı değişimini hızlandırmak amacıyla, öncelikle belgelerin karşılıklı tanınmasından başlayan ortak belgelendirme sistemlerini oluşturmayı içermektedir.

SMIIC, üye devletler arasında akreditasyon, metroloji, laboratuvar testleri ve standardizasyon faaliyetlerinde yeknesaklığı sağlamayı ve standardizasyon, metroloji ve akreditasyon kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üye ülkelerine teknik desteğin yanı sıra mesleki eğitim vermeyi de amaçlamak üzere İİT üye devletleri tarafın-dan kurulmuştur.

SMIIC, İİT’ye bağlı bir kuruluştur ve merkezi İstanbul’da-dır. İslam ülkeleri arasında standartların uyumlaştırıl-masını sağlamada etkin bir mekanizmayı tesis etme fikri, 1984 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaş-kanının Başkanlığında çalışmalarına başlayan İslam Konferansı Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin (İSEDAK) ilk toplantısına dayanmaktadır. Bu amaçla 1985 yılında kurulan İslam Ülkeleri Standar-dizasyon Uzmanlar Grubunun (SEG - Standardization Experts Group) çalışması sonucu oluşturulan SMIIC Tüzüğü 1998 yılında 14. İSEDAK toplantısında kabul edilmiştir. SMIIC Tüzüğü, üye ülkelere ilk kez İSEDAK’ın 1999 yılında İstanbul‘da gerçekleşen 15. toplantısında sunulmuştur. Tüzük, on İİT ülkesinin meclis onayının tamamlanmasından sonra Mayıs 2010’da yürürlüğe gir-miştir. SMIIC, resmi olarak 2-3 Ağustos 2010 tarihinde Ankara’da yapılan ilk açılış Genel Kurul Toplantısıyla ku-rulmuştur. SMIIC’in 2016 yılı Nisan ayı itibariyle 32 üyesi bulunmaktadır.

Röportaj

SMIIC Genel Sekreteri

röportaj

Page 35: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 35

SMIIC hangi alanlarda faaliyet yürütmektedir?

SMIIC, ülkelerin kalite altyapısının temel unsurları olan standardizasyon, metroloji ve akreditasyon alanların-da faaliyetlerine devam etmektedir. Yapılanma olarak SMIIC Genel Kurulu’nda İİT ülkeleri, standardizasyon kuruluşları tarafından temsil edilmektedirler. İlgili ku-ruluşlar SMIIC altında oluşturulmuş olan Teknik Komi-teler’e ilgili uzmanlarını göndererek standardizasyon faaliyetlerine katkı sağlamaktadırlar.

Metroloji alanında ise SMIIC üyeliğinden bağımsız olarak İİT ülkelerinin ulusal metroloji kuruluşlarından oluşan Metroloji Komitesi faaliyetlerini yürütmektedir. Kendi çalışma programı çerçevesinde özellikle kapasite

artırıcı eğitim faaliyetleri yürütmekte ve ilgili kuruluşla-rın altyapılarını yeknesak duruma getirecek planlama-lar üzerinde çalışmaktadırlar.

Akreditasyon alanında 57 İİT ülkesinin sadece 25’inde ulusal akreditasyon kuruluşu bulunmakta olup bun-lardan sadece 10 tanesinin akreditasyon birliklerince uluslararası tanınırlığı bulunmaktadır. Dolayısıyla yine SMIIC üyeliğinden bağımsız olarak İİT ülkelerinin ak-reditasyon kuruluşlarının katılımları ile faaliyetlerini yürütmekte olan SMIIC Akreditasyon Komitesi özellikle helal belgelendirme piyasasına çekidüzen getirecek bir Helal Akreditasyon Sistemi kurma yönündeki çalışma-larını sürdürmektedir.

günümüzde

Page 36: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201636

SMIIC standartlarının hazırlamasında nasıl bir süreç işliyor?

SMIIC bünyesinde standart hazırlama süreci uluslararası ve bölgesel standart kuruluşlarının uyguladığı standart hazırlama süreçlerine ben-zer olarak işlemektedir. Hâlihazırda SMIIC’in biri merkezi politika komi-tesi olmak üzere 11 adet standart hazırlama komitesi bulunmaktadır. SMIIC üyesi standart kuruluşlarının temsilcilerinden ve ilgili kuruluşlar-dan oluşan teknik komitelerde standart taslakları görüş birliğiyle ha-zırlandıktan sonra tüm üye kuruluşların onayına sunulur. Bu süreçte en önemli husus standardın kapsamı ile ilgili olarak, ulusal ve uluslararası paydaşların görüşlerinin standarda tam olarak yansıtılabilmesidir.

SMIIC standartlarının küresel (ISO) veyahut bölgesel (EN) stan-

dartları ile özellikle bağlayıcılık bağlamında benzeştiği ya da ay-

rıştığı noktalar var mıdır?

SMIIC standartları, ISO standartları gibi gönüllülük esasına dayalıdır. Bu noktada EN standartları gibi zorunlu kabul şartı yoktur. Öte yandan SMIIC standartları, standart yazım kuralları çerçevesinde yapısal olarak ISO ve EN standartları ile aynıdır. Mevcut standartlar önemli ölçüde uluslararası standartlara atıfta bulunmaktadır.

SMIIC’in akreditasyon konusundaki çalışmaları hakkında son ge-

lişmeleri bizlerle paylaşabilir misiniz?

SMIIC kapsamında akreditasyon çalışmaları, I. SMIIC Genel Kurulu’nda alınan kararla başlatılmıştır (Ağustos 2010, Ankara). SMIIC Akreditas-yon Komitesinin (AC) ilk toplantısı 4 Mayıs 2012 tarihinde yapılmıştır. Şimdiye kadar dokuz adet SMIIC AC Toplantısı ve iki adet de akreditas-yon denetçisi eğitimi gerçekleştirilmiştir.

SMIIC, AC dokuzuncu toplantısında alınan kararlar çerçevesinde 20 Ocak 2016 tarihi itibariyle bütün iç mevzuatını tamamlamış bulunmak-tadır.

SMIIC Akreditasyon Komitesinin bu gelişmelerden sonra öncelikli he-defi, üyelerinin en kısa zamanda helal akreditasyon faaliyetine başla-ması ve özellikle OIC/SMIIC standartlarının, İİT ülkeleri arasında kulla-nımının yaygınlaştırılması, İİT içinde helal belgelerin karşılıklı olarak kabulüne olanak sağlayacak mekanizmanın kurulması ve uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin akredite olarak yapılmasıdır.

Helal gıda veyahut daha genel bir perspektifte bakacak olursak

helal ürün çalışmalarınızda ulaşmak istediğiniz hedef nedir?

Helal gıda ve yaşam tarzı diye adlandırılan ve gıdadan turizme, kozme-tik ve ilaç sanayisine kadar birçok alanda hizmet aldığımız helal sektö-rü, günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle önemli bir ticari hacme sahip olmuştur. SMIIC de Müslümanlar üzerine farz kılınan ve aynı za-manda sağlıklı ve temiz ürünler kapsamında bütün dünyada yeni bir

Page 37: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 37

tüketici trendi olan helal ürün konusunda, ticarette meydana gelebilecek teknik engelleri, üzerinde uzlaşılmış olan OIC/SMIIC standartları aracılığıy-la ortadan kaldırmak ve Müslümanların kendisine helal olanı tüketmesini sağlayacak kontrol mekanizması olan belgelendirme faaliyetlerini, akre-ditasyon gibi şeffaf bir yapıda denetime tabi tutarak Müslüman ülkelerin ve gayrimüslim ülkelerdeki Müslümanlar için ham madde, imalat ve ürün alışverişini hızlandırarak ekonomilerine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla tüm insanlığa temiz, güvenilir ve sağlıklı ürün teminine altyapı oluşturmak en önemli hedefimizdir.

SMIIC’in üye ülkelerin ekonomilerine katkıları nelerdir?

SMIIC, devletlerarası bir kuruluş olarak başlıca amacına uygun olmak üzere üye ülkeleri arasında standartları uyumlaştırarak ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırılmasına yardımcı olmayı ve böylelikle bu devletler arasın-daki ticareti geliştirmeyi amaçlamaktadır. Teknik engellerin, SMIIC standart-larına göre verilen ve üye ülkelerce tanınan belgeler ile kaldırılması aktif bir ticaret ortamı oluşturarak ülke ekonomilerine özellikle gıda ürünlerinde önemli ekonomik katkılar sağlayacaktır.

SMIIC ayrıca, standart kurumları olmayan üye ülkelerine ilk etapta teknik destek sağlamak ve uzun vadede kendi kurumlarını kurup rekabet edecek düzeye gelmelerine yardım etmek gibi kalite altyapısını güçlendirmeyi he-defleyen çeşitli kapasite artırıcı program ve eğitimler düzenlemeyi ve bu şekilde ülkelerin ekonomilerine katkı sağlamayı amaçlamaktadır.

Page 38: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201638

Dünyada helal belgelendirme faaliyetleri, çoğun-luğun Müslüman olmadığı ülkelerde yaşayan Müs-lümanların talepleri doğrultusunda “helal ürün” güvencesi sağlamak üzere 1960’lı yıllarda başla-mıştır. İlk uygulamalar ABD’de gıda uzmanı olan Müslümanlar tarafından başlatılmıştır. Karma top-lumlarda yaşayan Müslümanların daha emin ve huzurlu bir şekilde gıda tüketimini temin etmek amacıyla ortaya çıkan “Helal Belgelendirme” kon-septi, günümüzde Müslüman çoğunluğun yaşadığı ülkelerde de (İslam İşbirliği Teşkilatı, İİT, üyesi ülke-ler başta olmak üzere) kabul görür hale gelmiştir. Pazar potansiyeli hızla artmakla birlikte kontrolsüz-lük ve anlayış farklılıkları da giderek artmaktadır. Bunun yanında küresel anlamda “ortak bir anlayış” ve “ortak bir kabul” zemini oluşturmak üzere çeşitli faaliyetler yürütülmektedir. Bu faaliyetlerin sonucu olarak birtakım organizasyonlar kurulmuş ve helal belgelerinin karşılıklı olarak kabulü veya tanınması yönünde çeşitli organizasyon birtakım faaliyetler yürütmektedir.

HELAL

Page 39: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 39

Bu organizasyonların temel hedefleri arasında Helal Belgelendirme standartlarının uyumlaştırılması, te-mel anlayış ve uygulama farklılıklarının giderilmesi veya en aza indirilmesi, helal belgelendirmeye yöne-lik global kabulün sağlanması ve bütün dünyadaki Müslüman ülkeler ve/veya Müslüman toplumlarca kabul gören bir akreditasyon prosesinin geliştirilmesi yer almaktadır.

WHC’de uluslararası tanınma konusunda bölgesel ve/veya ülkelerarası birebir tanınma prosesinin iş-letilmesini ve tanınma için her ülke veya bölgesel birliği belirlediği kriterlerin uygulanmasından yana bir tavır sergilenmektedir. Son dönemde WHC üyesi helal belgelendirme kuruluşu sayısı 35’ten 19’a inmiş durumdadır. Giderek etki alanlarının daraldığı görül-mektedir.

WHFC’de de WHC’ye benzer bir süreç işletilmektedir ve bu konseyin üye sayısı (helal belgelendirme otori-teleri/kuruluşları) 46’dır.

IHI ise küçülme ve dağılma sürecine girmiştir. Her yıl yaklaşık 1.5 milyon USD ile Malezya Hükümeti ve IC-CI’dan desteklenen WHF ve IHI organizasyonel olarak yıpranmıştır ve uluslararası tanınma konusunda har-monize standartları hazırlamakla yola başlanan süreç 2014 yılı itibariyle tıkanmış görünmektedir.

Halihazırda en güçlü ve hazırlıklı görünen SMIIC Ak-reditasyon Komitesi’dir. İİT’nin 57 üyesi vardır ve bun-ların 32’i SMIIC üyesidir. SMIIC AC üyeliği için SMIIC üyesi olunması şartı aranmamaktadır. Bu nedenle, bir kısım İİT gözlemci üyeleri de dahil olmak üzere SMIIC AC’deki üye ülke sayısı 17’ye ulaşmış durum-dadır. Ancak, bu yapı kısa sürede ete-kemiğe bü-ründürülemez, üyeler aktive edilemez, üye sayısı ve katılımı artırılamaz ve kurulacak yapının İİT nezdinde tanınması sağlanamazsa burada da sürecin tıkanma-sı riski bulunmaktadır.

1999’da Cakarta’da ABD, Endonezya, Avustralya ve Hollanda’da faaliyet göste-ren belgelendirme ajanslarının önderliğin-de kurulan, halihazırda 30 üyesi bulunan, Dünya Helal Konseyi (World Halal Council, WHC)

2011’de bir grup WHC üyesi tarafından yine Cakarta’da kurulan Dünya Helal Gıda Konseyi (World Halal Food Council, WHFC)

2004’de Kuala-Lumpur Malezya merkezli Dünya Helal Forumu (World Halal Forum, WHF) ve onun güdümünde 2007’de Ma-lezya’nın önderliğinde kurulan Uluslara-rası Helal Birliği İttifakı (International Ha-lal Integrity Alliance (“IHI Alliance”)), (bu kuruluş 2013 yılından beri pasifize olmuş durumdadır.)

2007 yılından beri İİT bünyesinde yapılan “ekonomi” ve “helal” başlıklı her etkinlikte İİT’den helal belgelendirme ve akreditas-yon konusunda yetki isteyen ve ancak bu talebi her defasında geri çevrildiği halde SMIIC AC’deki faaliyetlerin gerilemesi fırsa-tını bekleyen ICCIA (İslam Ülkeleri Ticaret, Sanayi ve Ziraat Odaları Birliği)

2014 yılında bir kısım üyelerinin talebiyle Helal Belgelendirme Çalışma Grubu kura-rak bu alanda akreditasyon alt yapısı oluş-turmaya çalışan PAC (Pasifik Akreditasyon Birliği)

2010 yılında bugünkü adıyla İslami İşbirliği Teşkilatı bünyesinde resmen kuruluşu ta-mamlanan İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC: Standardi-sation and Metrology Institution of Islamic Countries)’ bünyesinde 2012 yılında kuru-lan Akreditasyon Komitesi (SMIIC AC)

Mayıs 2016’da kurulduğu dünyaya ilan edilecek Dubai merkezli ve BAE ve Suudi Arabistan Hükümetlerince desteklenen Uluslararası Helal Akreditasyon Birliği

(IHAF)

1

23

4

5

6

7

Page 40: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201640

SMIIC AC’nin kuruluş amacı; bütün dünyada yaşayan Müslümanların güvenli bir şekil-de “Helal Belgelendirme” hizmeti almalarını sağlamak, bu sayede İslami açıdan “helal ürün ve hizmetleri” alım-satımına destek olmak ve öncelikle İİT üyesi ülkeler ile diğer Müslümanlar arasındaki ticaret ve işbirliği hacmini artırmak üzere uluslararası meka-nizmalar (denetim, değerlendirme ve karşılıklı tanınma vb.) geliştirmektir.

2006-2011 yılları arasında İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) çatısı altında helal ürün/hiz-met belgelendirme ve helalle ilgili standartların uyumlaştırılması ve helal ürün/hiz-met belgelerinin karşılıklı tanınması için bir sistem geliştirilmesine yönelik 39 İslam ülkesinden Standardizasyon Uzmanlar Grubu (SEG) oluşturulmuştur. Bu komite çalış-malarını Türkiye’nin ev sahipliği ve önderliğinde İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) aracılığıyla yürütmüştür. Nihayet 2011 yılında bu grubun çalışmaları sonucunda üç adet normatif doküman geliştirilmiş ve İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) üyeleri tarafından oybirliği ile yürürlüğe konmuştur;

1- Helal Gıdayla İlgili Genel Kurallar (OIC/SMIIC-1),

2- Helal Belgelendirme Kuruluşları İçin Şartlar (OIC/SMIIC-2),

3- Helal Belgelendirme Kuruluşlarını Akredite Eden Helal Akreditasyon Kuruluşları İçin Şartlar (OIC/SMIIC-3).

Ardından helal ürün/hizmet belgelerinin uluslararası tanınırlığını temin etmek üze-re helal akreditasyon kuruluşlarının denetlenmesi ve karşılıklı tanıma anlaşmalarının zeminini oluşturacak mekanizmanın ilk adımı olarak 2012 yılında SMIIC bünyesinde bağımsız ve tarafsız bir Akreditasyon Komitesi (SMIIC-AC) kurulmuş ve Başkanlığına TÜRKAK seçilmiştir.

Komite en son Kasım 2015’te 9. Toplantısını gerçekleştirmiştir.

SMIIC AC, 2012-2015 yılları arasında toplam 9 kez toplanmış, akreditasyon ve tanınma konularında uygulayıcı mekanizmanın nasıl olacağı hususunda tartışmalar gerçekleş-tirmiş, modeller geliştirmiştir. Üyeler bir modeli kabul etmiş ve modelin uygulanması için aralarında iş bölümü yapmışlardır. Komitenin 7. Toplantısında oy birliği ile kabul edilen logosu Şekil-1’de verilmektedir.

SMIIC AC’nin üyelerce kabul edilen organizasyonel modeli iki unsurdan oluşmaktadır. Bunlardan birincisi; SMIIC AC’nin dünyaya tek merkezden helal akreditasyon hizmeti sunması ve üye akreditasyon kuruluşlarının talep etmesi durumunda, “akreditasyon verme yetkisini” bu kuruluşlara “Gözetim Ofisi (Oversight Office)” ünvanı almaları ko-şuşuyla paylaşabilecektir. AC bu yetkisini, üye ülkelerin akreditasyon altyapıları ol-gunlaştıkça, aşama aşama bu kuruluşlara devredecektir. Daha sonra EA veya IAF gibi üst-çatı organizasyon olarak üyelerle MLA anlaşmaları imzalamak üzere faaliyetlerini sürdürecektir.

Şekil-1 SMIIC-AC Logosu

Page 41: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 41

Akreditasyon kararı, SMIIC AC Karar Kurulu’ndan çıkacak ve akreditasyon sertifikası tek merkezden verilecektir. Eğer yerel akreditasyon kuruluşu veya yapısı SMIIC AC’nin Gö-zetim Ofisi ünvanıyla faaliyet gösteriyorsa, bu durumda kendisi doğrudan akreditasyon başvurularını alabilecek, denetimleri gerçekleştirip raporlayabilecek ve denetim sonuç-landırıldıktan sonra SMIIC AC’den gelecek akreditasyon sertifikasını dilerse kendi logo-suyla birlikte denetlediği helal belgelendirme kuruluşuna sunabilecektir.

Hayata geçirilmesi planlanan SMIIC AC için organizasyon modeli aşağıda verilmektedir;

Bu merkezin başlangıç yapılanmasının Şekil-2’de verildiği gibi olması, daha sonra faali-yetlerinin etki alanı genişledikçe organizasyonun büyütülmesi, geliştirilmesi ve nihaye-tinde de münferit bağımsız bir kuruluş haline getirilmesi hedeflenmektedir.

SMIIC AC

Merkez Ofisi

DANIŞMA

KURULU (İslami Fıkıh

Uzmanları dahil)

KARAR

KURULU(AC üyeleri

arasında seçilen)

ÇALIŞMA

GRUPLARI

GÖZDEN

GEÇİRME VE

PLANLAMA

EĞİTİM

MUHASEBE

BİRİMİ

Denetçi, Teknik Uzman ve İslami Fıkıh Uzmanı Havuzu

(Bütün OIC ve/veya SMIIC üyesi ülkelerden)

GENEL

SEKRETERLİK

SMIIC AC

Gözetim Ofisleri

Şekil-2 SMIIC bünyesinde kurulması öngörülen Kombine Akreditasyon Modeli

Page 42: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201642

SMIIC AC’nin gözetim ofisi yetkisini alabilmek için SMIIC AC tarafından OIC/SMIIC-3 Standardı ve diğer AC kurallarına göre bir eş-değerlendirmeye (peer-evaluation) tabi olunması gerekecektir.

Özetle; helal belgelendirme kuruluşları müşterilerini OIC/SMIIC-1 ve ondan türe-tilen standart şarlarına göre belgelendirecek, bu belgelendirme süreçlerini işletir-ken de OIC/SMIIC-2’ye göre yapılanmış olacaklar. SMIIC AC de helal belgelendirme kuruluşunu OIC/SMIIC-2 ve ilave AC kurallarına göre denetleyip akredite edecek. Herhangi bir SMIIC AC üyesi akreditasyon kuruluşu veya OIC üyesi veya OIC dışın-da bir ülkedeki Müslüman akreditasyon yapıları, SMIIC AC’nin gözetim ofisi yetki-sini almak isterlerse OIC/SMIIC-3’e uygun bir organizasyon şeklinde işletilecekler ve AC tarafından OIC/SMIIC-3’e göre bir eş değerlendirmesine tabi tutulacaklar.

SMIIC AC

Uzman Kuruluşlar Paydaşlar Adaylar ÜyelerÜyeliğe

Hazırlananlar

■ IDB

■ ISESCO

■ IINA

■ MUI

■ IIFA

■ WHC/WHFC

■ JAKIM

■ NCA Kazakistan

■ SEMAC Fas

■ SENEGAL

■ LNCSM Libya

■ KAMERUN

■ IQAS Irak

■ FİLİSTİN

■ TÜRKAK Türkiye

■ SAC Suudi Arabistan

■ DAC Birleşik Arap

Emirlikleri

■ TUNAC Tunus

■ KAN Endonezya

■ NACl İran

■ PNAC Pakistan

■ EGAC Mısır

■ BAB Bangladeş

■ SDAC Sudan

■ KCA Kırgızistan

■ DSM Malezya

■ JAS Ürdün

■ ALGERAC Cezayir

■ JAS Ürdün

Şekil-3 SMIIC AC’nin Muhtemel Paydaşları ve İİT (OIC)’deki Öngörülen Konumu

Page 43: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 43

SMIIC AC’nin yürüteceği akreditasyon faaliyetlerinde muhtemel paydaşları aşağıda sıralanmaktadır, ancak bunlarla sınırlı olmayacaktır;

■ ICCIA - İslam Ülkeleri Ticaret, Sanayi ve Ziraat Odaları Birliği

■ IIFA - Uluslararası İslami Fıkıh Akademisi

■ WHC - Dünya Helal Konseyi

■ WHFC - Dünya Helal Gıda Konseyi

■ MUI - Endonezya Ulema Meclisi

■ JAKIM - Malezya İslami Otoritesi

■ MWL - Dünya Müslüman Ligi, RABITA

■ IDB - İslami Kalkınma Bankası

■ GSO-GAC - Körfez Ülkeleri Standardizasyon Teşkilatı, Körfez Ülkeleri Akreditasyon Merkezi

■ ARAC - Arap Akreditasyon Birliği

■ IFANCA - Amerika İslami Gıda ve Besin Maddeleri Kon-seyi

■ Avrupa’da yerleşik Helal Belgelendirme Kuruluşları

■ Amerika’da ve Kanada’da yerleşik Helal Belgelendirme Kuruluşları

■ Avustralya’da yerleşik Helal Belgelendirme Kuruluşları

■ Afrika’da yerleşik Helal Belgelendirme Kuruluşları

■ SMIIC

■ SMIIC AC üyeleri

■ İSEDAK (COMCEC) - İslam Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Daimi Komitesi

■ İİT üyesi ülkelerin helal akreditasyon ve belgelendir-me kuruluşları

■ Diğer ilgili taraflar

SMIIC AC’nin planlandığı ve kararlaştırıldığı şekilde orga-nizasyonel yapısının tamamlanması için bütün paydaş-ların olabildiğince katılımı ve katkı sağlaması hedeflen-mektedir. Bunun için Türkiye’de TSE ve TÜRKAK’ın geç-mişte olduğu gibi bütün yerel paydaşlarla yakın işbirli-ğini sürdürmeleri, sürecin başarıyla sonuçlanması adına çok önemlidir.

Bütün dünyada helal

“bir standart”, “bir belge”

gerek ulusal ve gerekse

Page 44: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201644

Koşer belgeleri 1920’li yıllarda verilmeye başlanmıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler başta olmak üzere Müslü-manların yaşadığı ülkelerde helal belge-lendirme ise, 1980’lerden itibaren  özel-likle dış ticaret ürünlerinde helal belgesi aranır hale gelmiş ve günümüzde artarak devam etmektedir. Bugün Endonezya, Malezya,  Suudi Arabistan, Fas, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Mısır, Katar, Brunei gibi Müslüman ülkelerde Helal Belgesi zorunlu uygulamadadır. Di-ğer taraftan Müslüman azınlığın bulun-duğu ülkelerde ise helal ürünlere daha fazla gereksinim duyulmaktadır. Ancak helal ürünler için belirlenmiş ortak stan-dartların olmaması ve helal belgelendir-mesindeki farklı uygulamalar, uluslarara-sı ticaretin gelişimine engel oluşturmak-tadır. Bu durum, İslam ülkeleri arasındaki ticaretin gelişimini de olumsuz etkile-

mektedir. Bunun yanında, küresel anlam-da “ortak bir anlayış” ve “ortak bir kabul” zemini oluşturmak üzere çok sayıda helal standardı ve belgelendirme organizasyo-nu kurulmuştur.

Uluslararası helal ticaretinde helal, temiz ve sağlıklı ürünler tüketmek arzusunda olan Müslümanların hassasiyetleri nis-petinde ve yeterli düzeyde üretim ve sunum yapılamamaktadır. Yaklaşık 1,8 milyar olan Müslüman nüfusun sadece helal gıdada değil; kozmetik, tekstil, am-balaj, lojistik ve hizmet sektöründe de her geçen gün  helal tüketim ihtiyacı art-maktadır. Pazarın büyük bölümünü 1,5 milyarlık bir nüfusa sahip İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 57 üye ülkesi oluşturmakla birlikte helal gıda ve diğer helal ürünlerin üretiminin yaklaşık %80’ini gayrimüslim-ler sağlamaktadırlar.

Belgelendirme

Körfez ülkelerine helal kırmızı et ihracatında en büyük payı Brezilya (%54), Hindistan (%11), Avustralya (%9) ve Yeni Zelanda (% 4) gibi Müslüman olmayan ülkeler almaktadır.

Page 45: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 45

Dünyanın nüfus bakımından %24’ü Müslümanlardan oluşmaktayken, Müslü-man ülkeler dünya ticaretinden ancak %10 pay alabilmektedir. Helal ürünler dünya üzerindeki Müslümanların birliği, dirliği ve aralarındaki ticareti geliştir-mek için bir fırsattır.

Suudi İslam Odasının açıklamalarına göre, Körfez ülkelerine helal kırmızı et ihracatında en büyük payı Brezilya (%54), Hindistan (%11), Avustralya (%9) ve Yeni Zelanda (% 4) gibi Müslüman olmayan ülkeler almaktadır. Ayrıca Körfez ülkelerine helal tavuk eti ihraç eden Brezilya %69, Avrupa Birliği Ülkeleri %27 ve ABD ise %4 oranındaki en büyük paylarla yine Müslüman olmayan ülkelerden oluşmaktadır.

Türkiye, kanatlı eti sektöründe yıllık üretim miktarı ile Avrupa’da ilk sırada yer al-maktadır. Türkiye olarak Kanatlı hayvan sektörü ihracatının % 80’den fazlası itha-latlarında Helal Gıda Uygunluk Belgesi arayan İİT üyesi ülkelere yapılmaktadır.

Türkiye bugün dünya standartlarına göre üretim yapan bir gıda sanayiine sa-hip olmasıyla dünyadaki en büyük 10 gıda ihracatçısı ülke arasında yer almakta olup, Yakın Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi'ne ise en büyük ihracatçı konumunda-dır. Yine ülkemiz,  zirai uygulamalardaki olumlu gelişmeler çerçevesinde tarım-sal üretimde dünyanın yedincisi, Avrupa’nın ise en büyük tarımsal ürün üreticisi konumuna gelmiştir.

Bu kapsamda Türkiye’nin çoğunluğu Müslüman ülkelere yaptığı gıda ihracatın-daki yaklaşık yıllık  %10’luk bir artış, Helal ürün arz ve talebini de buna paralel olarak artırarak pazarın gelişmesine imkân sağlamaktadır.

Helal ürünlerin üretiminin yakla ık %80’ini gayrimüslimler sa lamaktadırlar.

Page 46: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201646

Nitekim yerli kanatlı et üreticilerimizin Suudi Arabistan ve Kuveyt’e yaptıkları ihracat için Enstitümüz tarafın-dan Helal Kesim Belgesi düzenlenerek, ihracatçılarımı-zın işlemleri kolaylaştırıldığı gibi o ülkelerde helal gıda tüketimi arayışındaki Müslümanların da talepleri yerine getirilmektedir.

Bu kapsamda, 2015 yılı Hükümet Programı'nda “Yeni-likçi üretim, istikrarlı yüksek büyüme” başlığında ithala-ta olan bağımlılığın azaltılarak ve yüksek katma değerli ürünlerin ihracatının artırılması yoluyla dış ticaret açı-ğının azaltılması ve finansmanın mümkün olduğunca doğrudan yatırımlar ve uzun vadeli kaynaklarla karşı-lanması amaç edinilmektedir” ifadesiyle bu konuya ve-rilen önem ortaya konulmaktadır.

Programda alınan politika ve tedbirler arasında 188.tedbir olarak uluslararası düzeyde geçerliliği olan helal gıda standartları hakkında ülke çapında ihracatçıların bilgilendirilmesi yer almaktadır. Burada TSE, Diyanet işleri Başkanlığı ile birlikte sorumlu ve işbirliği yapıla-cak kuruluşlar arasında yer almaktadır. İslam ülkelerine yapılan ihracatta Helal Gıda Standardı sorununun orta-dan kaldırılması için uluslararası düzeyde kabul gören helal gıda standartlarının ihraç mallarda kullanımının yaygınlaştırılması için Türkiye’de yerleşik uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde çalıştay, seminer ve raporla-ma faaliyetleri yapılacaktır.

Ülkemizde ihtiyari nitelikte olan Helal Gıda Uygunluk Belgelerini üretici ve tüketicinin iyi okuması, sorgula-ması gerekmektedir. Uluslararası karşılıklı kabullerde ya da herhangi bir tedarikçiden yapılan satın alma işle-minde belgelendirmeye esas teşkil eden standart ya da kılavuzlarda yer alan şartların ve uygulamaların güveni-lirliğinin ortaya konması gerekmektedir.

Kısa adı SMIIC olan İslam Ülkeleri Standartlar ve Met-roloji Enstitüsü, Birleşmiş Milletler'in ardından en bü-yük ikinci hükümetler arası kuruluş olan İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) yetkili organıdır. Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanımızın onayı ile İstanbul’da kurulan SMIIC, İslam ülkeleri arasında standartların uyumlaştı-rılması ve yenilerinin hazırlanması için ticaretin önün-deki teknik engellerin kaldırılmasına yardımcı olmayı ve ticareti geliştirmeyi amaçlamaktadır. Üye devletler arasındaki materyal, imalat ve ürün alışverişini hızlan-dırmak amacıyla sertifika ve akreditasyon planları ha-zırlar. Standardizasyon, metroloji ve akreditasyon alan-larında üye devletler arasında yeknesaklığı sağlayarak kalite altyapılarını kurmalarını sağlamayı, teknik deste-ğin yanı sıra mesleki eğitim vermeyi amaçlamaktadır.

Bir standart kuruluşu olarak yeni helal standartları çalış-malarını yapmak ve helal sistemini bu standartlar üzeri-ne kurmak SMIIC görevleri arasındadır. Buna göre SMIIC bünyesinde kurulan Teknik Komitelerden TC-1 /Helal Gıda Konularındaki Teknik Komite'dir. SMIIC Yönetim Kurulu tarafından alınan kararlar ile söz konusu helal gıda standartlarını nihai olarak ele almak üzere SMIIC üyesi ülkeler ile SMIIC üyesi olmayan İİT ülkelerinin de gözlemci statüsünde katılımıyla  gerçekleştirilen Teknik Komite toplantısında İSEDAK tarafından referans do-küman olarak resmi niteliği haiz standartların son kez görüşülüp SMIIC standartları olarak onaylanması öngö-rülerek SMIIC Yönetim Kurulu kararına istinaden, Teknik Komite toplantısı, 16-17 Mayıs 2011 tarihlerinde Kame-run’da düzenlenmiş ve bu toplantıda alınan karar gere-ğince söz konusu 3 standardın SMIIC standartları olarak yayımlanması hususu kabul edilmiştir. Helal Gıda Uy-gunluk Belgelendirmesine esas teşkil eden OIC/SMIIC 1: 2011 Helal Gıda Genel Kılavuzu Standardı bu sayede İslam ülkelerinin hizmetine sunulmuştur.

SMIIC, toplantıda oy birliği ile kabul edilerek yürürlüğe giren Helal Gıda ile ilgili aşağıdaki üç standardı yayım-lamıştır.

OIC/SMIIC 1: 2011 “Helal Gıda Genel Kılavuzu”,

OIC/SMIIC 2: 2011 “Helal Belgelendirmesi Yapan Kuru-luşlar için Kılavuz”

OIC/SMIIC 3: 2011 “Helal Belgelendirme Kuruluşlarını Akredite Eden Akreditasyon Kuruluşu Kılavuzu”

Türkiye, kanatlı hayvan ihracatının %80’den fazlasını Helal Gıda Uygunluk Belgesi arayan T üyesi ülkelere yapmaktadır.

Page 47: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 47

Söz konusu standartlar Enstitümüz  tarafından 14.07.2011 tarihinde yapılan Teknik Kurul Toplantısında İngilizce dilinde adapte Türk Standardı olarak kabul edilerek millileştirilmiş, adapte edilen bu standartların Türk Standardı olarak kabulü esnasında Enstitümüzce başka herhangi bir değişiklik yapıl-mamıştır. Enstitümüz hâlihazırda TS OIC/SMIIC 1: 2011 Helal Gıda Genel Kılavuzu Standardı hükümlerine göre Helal Gıda Belgelendirme çalışmalarını yürütmektedir. Bu çerçevede oluşturulan standartlar, uluslararası standardizasyon kural-larının gereği yerine getirilerek yayımlanan ve sadece Helal Gıda Uygunluk Belgesi talep eden kuruluşların değil, belge-lendirme kuruluşları ile akreditasyon kuruluşlarının uyması gereken kuralları da belirlediğinden güvenilirliği sağlamak-tadır.

OIC/SMIIC tarafından hazırlanmış olan söz konusu standart-ların sadece SMIIC’e üye ülkelerde değil tüm İslam ülkelerin-de geçerli olması hedeflenmiştir. SMIIC Genel Kurulu'nda bu standartların tüm İslam ülkelerinde uygulamasının yaygın-laştırılması hususunda prensip kararı alınmıştır.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) çatısı altında, ülkemizin ve Ensti-tümüzün katkılarıyla 40 ülke, İİT’ye bağlı 6 kuruluştan 250 uz-manın ortak çalışması ile hazırlanmış olan 3 temel standart, SMIIC Standardı olarak uluslararası bir hüviyet kazanmıştır.

SMIIC bünyesinde kurulan Akreditasyon Komitesi ile dü-zenlenen Helal Gıda Uygunluk Belgelerinin tüm taraflarca kabul edilerek uluslararası geçerliliğinin olması ve uluslara-rası düzeyde akreditasyon kurallarına uygun belgelendirme çalışmalarının yürütülmesi ve tanıma tartışmalarının önüne geçilmesi hedeflenmiştir.

En son Malezya, Bosna Hersek ve Kırgızistan’ın üyeliği ile SMIIC üye ülke sayısı, iki gözlemci ülke ile birlikte toplamda 32 olmuştur.

2014 yılı stanbul Sanayi Odası verilerine göre, Türkiye’de ilk 1000 içinde yer alan firmaların gıda sektöründen helal belgeli olanların ço unlu u TSE’den Helal Belgelidir.

Page 48: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201648

bilgilendirme

Olumsuz

Olumlu

Kurulu

Page 49: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 49

Türk Standardları Enstitüsü, Helal Belgelendirme faali-yetlerine T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın ve Irak’ın ithalattaki piyasa talepleri ile 14 Temmuz 2011 tarihinde başlamış olup, İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) tarafından yayınlanan TS OIC/SMIIC 1: 2011 Helal Gıda Genel Kılavuzu Standardı-na göre Helal Gıda Belgelendirmesi yapmaktadır.

Belgelendirme öncesi müracaat aşamasında, Türk Stan-dardları Enstitüsü’nün web sayfasında (www.tse.org.tr) yer alan helal belgelendirme ile ilgili yayınlanmış dokü-manlar başvuru sahibi firma tarafından web sayfasından online doldurularak başvuru yapılabilmektedir. Kuru-luşlardan alınan başvuruların yeterliliğinin değerlendi-rilmesi ve uygun bulunması sonrasında, Diyanet İşleri Başkanlığı ve TSE’den olmak üzere konunun uzmanı en az iki kişiden oluşan İnceleme Heyeti tarafından üretim yerinde TS OIC/SMIIC 1/Aralık 2011 Helal Gıda Genel Kı-lavuzu Standardı baz alınarak ürünün ait olduğu ürün grubu Helal Gıda Belgelendirme föyü ve inceleme ra-poruna göre üretim yeri, mevcut personel, bilgi seviyesi, tesis, makina-teçhizat, gıda güvenliği yönetim sistemi ve uygulamaları değerlendirilir. Uygun bulunması halinde ürünü temsil edilecek numuneler inceleme heyeti tara-fından alınarak, standartta yer alan muayene ve deneyle-rin değerlendirilmesi için onaylı laboratuvarlar listemiz-de yer alan muayene ve deney laboratuvarlarına gön-derilir. Burada temel amaç ürünün ya da ürün bileşenleri olan girdilerin kaynağından emin olmak ve mevzutta yer alan hususların kontrolünün sağlanmasıdır.

Üretim yeri inceleme raporları ve alınan numunelere ait muayene ve deney raporları tamamlandıktan sonra değerlendirme yapılarak inceleme ve belgelendirme sürecinden bağımsız ve tarafsız Diyanet İşleri Başkanlı-ğından bir üyenin de bulunduğu 5 kişiden oluşan Helal Belgelendirme Komitesi’ne öneri niteliğinde sunulur.

Nihai belgelendirme kararı ise bu komisyon tarafından verilir. Komisyon çalışmalarında oy birliği esastır.  Diya-net İşleri Başkanlığı mensubu üyenin katılmaması du-rumunda hiçbir karar alınamaz.

TSE,  Helal Gıda Belgelendirme faaliyetleri için,  diğer belgelendirme faaliyetlerinde olduğu gibi yeterli sayı-da ve kalifiye uzman personele sahiptir. Belge almaya

hak kazanan kuruluş ile yapılan sözleşmeye istinaden geçerlilik süresi 1 yıl olan Helal Gıda Uygunluk Belgesi düzenlenmektedir. Helal Gıda Belgelendirmesi yapı-lan bir kuruluşa diğer incelemelerimizden farklı olarak ürün grubuna ve risk durumuna göre yılda en az 1 defa ara kontrol yapılmaktadır. Belgeli kuruluşun ara kont-rolleri sonucunda sözleşme hükümlerine aykırılık tespit edildiği durumlarda diğer belgelendirme uygulamala-rından farklı olarak, hiçbir uyarı yapılmaksızın belgesi iptal edilebilmektedir.

Türk Standardları Enstitüsü, 62 yıldır uygunluk değer-lendirme faaliyetlerinin geliştirilmesi ve yerleşmesi için bir kamu otoritesi olarak çalışmalarını yürütmektedir.

2014 yılı İstanbul Sanayi Odası verilerine göre, Türki-ye’de ilk 1000 içinde yer alan firmaların gıda sektörün-den helal belgeli olanların çoğunluğu TSE’den Helal Belgelidir.

OIC/SMIIC 1/Aralık 2011 Helal Gıda Genel Kılavuzu Standardı; gıda zincirinin alım, hazırlama, işleme, sınıf-landırma, elde etme, ambalajlama, etiketleme, işaretle-me, kontrol etme, yükleme-boşaltma, nakliye, dağıtım, depolama ve servis etme gibi İslami kurallara göre helal gıda ve mamullerinin her aşamasında uyulması gere-ken genel kuralları kapsar.

Standarttaki bütün kurallar genel olup, büyüklüğü ve gelişmişliği fark etmeksizin gıda zincirindeki her kuru-luşa uygulanabilmesi istenmiştir. Bu hususa gıda zinci-rinin bir veya daha fazla aşamasında çalışan kuruluşlar da dahildir.

Standart; et ve et mamulleri, süt ve süt mamulleri, yu-murta ve yumurta mamulleri, tahıl ve tahıl ürünleri, bit-kisel ve hayvansal kökenli sıvı ve katı yağlar, meyve ve sebzeler ve bunların mamulleri, şeker ve şekerleme ma-mulleri, meşrubat (alkolsüz içecekler), bal ve yan ma-mulleri, besin takviyeler, gıda katkı maddeleri, enzimler, mikro organizmalar, ambalaj malzemeleri, balık ve balık ürünleri, su ve diğer mamulleri ve hizmetleri kapsar.

Gıda sektöründe ülkemizde Helal belgelendirmede tüm sektörlerin içinde en fazla payı et ve et mamulleri almaktadır. Ardından bitkisel ve hayvansal kökenli katı ve sıvı yağlar gelmektedir. Daha sonra sırasıyla süt ve süt ürünleri, tahıl ve tahıl ürünleri, şeker ve şeker ma-mulleri gelmektedir.

Page 50: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201650

Helal gıda incelemelerinde üretilen ürün ve bileşenle-rinin helal kaynaklı olduğundan ve ürünün mevzuata uyumundan emin olmak tamamen güvenilir standart-ların kullanımına ve istismar edilmeden uygulanması-nı sağlayan güçlü bir belgelendirme sistemine bağlı-dır.

Bunun için Helal Belgelendirme akreditasyonu konu-sunda SMIIC’e Aralık 2015’te akreditasyon müracaatın-da bulunuldu.

Helal belgelendirmede gıda dışında helal kozmetikte de tüketicilerin beklentilerine karşılık verebilmek için TSE K 202:11.2013; T1:2014 – Helal Kozmetik Standardı esas alınmaktadır.

Enstitümüzün yayınladığı diğer Helal ürün ve hizmet standartları:

TS 13571/Ekim 2013 ‘‘Helal Yiyecek ve İçeceklerin Ha-zırlandığı, Saklandığı ve Sunulduğu Tesisler Hakkında TS OIC/SMIIC 1’in Uygulanması İçin Belirli Kurallar’’

TS 13572/Eylül 2013 ‘‘Helal Gıda Ambalajı ve Ambalaj Malzemeleri Hakkında TS OIC/SMIIC 1’in Uygulanması İçin Belirli Kurallar’’

TS 13683/Şubat 2016 ‘‘Helal Yönetim Sistemi-Oteller’’ standartlarıdır.

TSE Helal Belgelendirmede TS OIC/SMIIC 2: 2011 “Helal Belgelendirmesi Yapan Kuruluşlar için Kılavuz” standar-dına göre hazırlıklarını yapmış olup bu doğrultuda;

Helal Gıda Uygunluk Belgelendirmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini danışmanlığı ve desteğiyle yürütül-mektedir.

Helal ürün ve hizmet sektörünün Helal Uygunluk değer-lendirmesi ve incelemesi konusunda; ilgili meslek grup-larından oluşan, eğitim ve sınavdan geçen deneyimli teknik inceleme uzmanları ve Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenen ve müftü, müftü yardımcısı ya da vaizlerden oluşan İslami konular uzmanları ile çalışılmaktadır.

Belgelendirme sürecinde, sertifikalandırma ve karar alma aşamasında Diyanet İşleri Başkanlığınca görevlen-dirilen Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi görev almaktadır.

Çalışmalara fıkıh, sağlık, besin hijyeni, gıda bilimi ve teknolojisi, veterinerlik ve yasal düzenlemeler konu-sunda çoğunluğu uzman akademisyenlerden oluşan Akademik İstişare Kurulu destek vermektedir.

Ürünlerin helalliği ve kalitesinin laboratuvar ortamın-da tespitine yönelik olarak tesis edilen TSE Gebze Bi-yogenetik ve Gıda Laboratuvarının TS EN ISO/IEC 17025 Deney ve Kalibrasyon Laboratuvarlarının Yeterliliği İçin Genel Şartlar Standardına göre akredite edilmesini sağ-layarak belgelendirme hizmetinin uluslararası piyasa-larda kabul görmesini sağlamıştır.

Dokümantasyon ve birçok konuda yıllardır yürüttüğü akreditasyon deneyimi; eğitim, seminer, çalıştay, ulusal ve uluslararası panel, kongre, konferans ve sempozyum gibi etkinliklerde tecrübeli kadrosu ile çalışmalarını yü-rütmektedir.

Diğer taraftan başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere TOBB ve bağlı sanayi kuruluşları, SMIIC ve üye-leri, BASB üyesi ülkeler, TÜRKAK, üniversiteler ve ilgili bakanlıklarla ve yurtdışında da Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ile yakın işbirliği içindedir.

Sonuç olarak Enstitümüz, 50 yıllık belgelendirme tec-rübesi, vizyoner yönetim anlayışı, geniş, donanımlı uz-man kadrosu ve güçlü teknik altyapısını kullanarak bir kamu otoritesi olarak ülkemizde uygunluk değerlendir-me faaliyetlerinin geliştirilmesi ve yerleşmesinde helale halel getirtmemek için kanunla kendine verilmiş olan yetkilerini kâr amacı gütmeden uygunluk değerlen-dirmesinin dürüstlük, tarafsızlık ve yetkinlik ilkelerinin hakkıyla yerine getirilmesi için ehil ve emin ellerde ça-lışmalarını sürdürmektedir.

Helal Gıda Uygunluk Belgelendirmesi Diyanet leri Ba kanlı ı’nın dini danı manlı ı ve deste iyle yürütülmektedir.

Page 51: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 51

Page 52: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201652

SMIICMetrolojiKomitesi

İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitü-sü (Standards and Metrology Institute for Isla-mıc Countries – SMIIC), İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) bünyesinde 1984 yılında başlatılan uzun süreli çalışmalar neticesinde, aralarında Tür-kiye’nin de bulunduğu 10 ülkenin katılımıyla 2010 yılında kurulmuştur. SMIIC’in ana hedefi; standardizasyon, metroloji, akreditasyon ve la-boratuvar testleri alanlarında üyeler arasında uyumun sağlanarak ticarette teknik engellerin bertaraf edilmesi, böylece öncelikli olarak İs-lam ülkelerinin dünya pazarlarına erişimlerini artırarak ekonomik kalkınmalarına katkıda bu-lunmak ve İslam ülkeleri arasında helal ürünler için ihtiyaç duyulan uluslararası standartları çı-kararak yaygınlaştırmak ve böylece helal ürün-ler için oluşan farklılıkları da ortadan kaldır-maktır. Bu hedefe yönelik, SMIIC üye ülkelerin bu alanlardaki altyapılarının ve kapasitelerinin geliştirilmesi için eğitim, teknik yardım ve bilgi paylaşımı faaliyetleri düzenlemektedir.

SMIIC’in 2012 yılında yapılan 5. Yönetim Kurulu Toplan-tısı’na katılan metroloji enstitüleri temsilcilerinin İslam ülkeleri arasında metroloji alanındaki işbirliği ve koor-dinasyonu güçlendirmek hedefiyle başlattığı çalışmalar, 2013 yılında gerçekleştirilen 6. Yönetim Kurulu ve 4. Ge-nel Kurul toplantılarında alınan kararlar ile SMIIC Metro-loji Komitesinin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.

Üye ülkeler arasında metroloji hizmetlerinin uluslararası anlaşmalar ve bölgesel metroloji kuruluşlarının gerekli-likleri gözetilerek ve CIPM Karşılıklı Tanınma Anlaşması’na katılım hedefiyle geliştirilmesi ve uyumlaştırılması,

OIML (Uluslararası Yasal Metroloji Organizasyonu) yasal metroloji tavsiyeleri doğrultusunda metrolojik denetime tabi ölçüm cihazlarında aranacak koşullara dair üye ülke-ler arasında uyum sağlanması,

Üye metroloji kurumlarının kapasitelerinin geliştiril-mesine yönelik, üyeler arasında etkin işbirliği mekaniz-malarının kurulması vasıtasıyla tüm metroloji faaliyetle-rinin iyileştirilmelerini teşvik etmek,

Üye ülkelerin ekonomileri arasında daha yakın işbirli-ğinin kurulmasına ve ticarette teknik engellerin kaldırıl-masına katkı sunmak,

Üye metroloji kurumlarının teknik yeterliliklerinin artı-rılması amacıyla eğitim ve teknik danışmanlık program-ları düzenlemek olarak belirlenmiştir.

SMIIC Metroloji Komitesi, resmi olarak kurulduğu 2013 yılından itibaren üç kez uluslararası toplantı düzenleye-rek yaptığı ve yapmayı planladığı çalışmalar konusunda çeşitli kararlar almıştır. SMIIC Metroloji Komitesinin 2013 yılının Eylül ayında yapılan ilk toplantısında 23 olan üye

Dr. Sinan Fank

Page 53: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

sayısı, 2015 yılının sonu itibariyle 36’ya yükselmiştir*. Üye ülkeler ara-sında, uluslararası metroloji sistemi-ne tüm boyutlarıyla iştirak eden ve teknik olarak yüksek seviyede faali-yet gösteren Türkiye ve Mısır gibi ül-keler bulunmakta iken, çoğu üyenin metroloji kurumları henüz kurulma ve gelişme aşamasındadır. Bu se-beple, SMIIC Metroloji Komitesinin çalışmalarında, üye ülkeler arasında işbirliği sağlayarak en az gelişmiş ve gelişen metroloji kurumlarının tek-nik kapasitelerinin artırılmasına ve uluslararası metroloji sistemine da-hil olmalarına ve bu alanda her türlü faaliyeti yürütmeye özellikle vurgu yapılmaktadır. SMIIC Metroloji Ko-mitesi’nde yer alan en gelişmiş met-roloji kurumu olarak TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (TÜBİTAK UME), Komite'de Başkanlık görevini yürüte-rek komitenin çalışmalarına öncülük etmekte, uzmanlığını ve imkânlarını diğer üyeler ile paylaşmaktadır.

SMIIC Metroloji Komitesi tarafından ilk etapta yapılan çalışmalardan biri, üye metroloji kurumlarının özellikle en az gelişmiş kurumların altyapı, donanım ve eğitim alanlarındaki öncelikli ihtiyaçlarını belirlemek için yapılan bir anket çalışması olmuştur. Toplanan bilgiler Komite'nin ileriki zamanlarda izleyeceği eylem planı-nı oluşturmak üzere kullanılmıştır. Anket çalışmasından edinilen bilgi-ler doğrultusunda gerçekleştirilen ilk eylem 3-5 Kasım 2015 tarihlerin-de Tunus’ta Ulusal Metroloji Ajansı (ANM) tarafından düzenlenen yasal

* Azerbaycan, Benin, Bosna-Hersek, Burki-na Faso, Cezayir, Mısır, Gabon, Kazakistan, Kosova, Kırgızistan, Libya, Moritanya, Nijer, Nijerya, KKTC, Katar, Suudi Arabistan, Sierra Leone, Sudan, Tunus, Türkiye, BAE, Tacikis-tan, Komoros, Gambiya, Irak, İran, Mali, Fas, Gine, Senegal, Kamerun, Fildişi Sahili, Suri-nam, Yemen, Arnavutluk

metroloji eğitimi olmuştur. Bu eğiti-me Tunus, Senegal, Gabon, Burkina Faso, Benin, Komoros ve Sudan’dan toplam 22 kişi katılmıştır. SMIIC Met-roloji Komitesi eğitim programları-nın ikincisi TÜBİTAK UME’de 22-26 Şubat 2016 tarihlerinde düzenlen-miştir. Eş zamanlı olarak basınç, bo-yutsal, elektrik ve kimya alanlarında verilen eğitimlere Nijer, Benin, Sierra Leone, Bosna-Hersek, Burkina Faso, Senegal, İran, Gine ve Kamerun’dan toplam 33 kişi katılmıştır. Eğitim programlarının üçüncüsünün ise Bosna-Hersek Metroloji Enstitüsü tarafından Mayıs 2016’dan başlaya-rak yasal metroloji, kimya, sıcaklık ve kütle alanlarında düzenlenmesi öngörülmektedir. SMIIC Metroloji Komitesi tarafından verilen eğitim-lerin, yararlanan metroloji kurumla-rında çalışan teknik personelin bilgi ve teknik becerilerinin önemli ölçü-de artırılmasının yanı sıra, söz konu-su kurumlar arasındaki iletişim ve iş-birliği ortamının geliştirilmesine de katkıda bulunacağı beklenmektedir.

SMIIC Metroloji Komitesinin odak-landığı en önemli konulardan biri de, gelişen helal ürünler pazarında istismarları ve standart dışı ürünle-rin dolaşımını engellemek amacıyla, helal gıda ürünlerinin analiz ve de-netimlerinde yapılan ölçümleri gü-vence altına almak için sertifikalı re-ferans malzemelerinin üretilmesidir. Bu konu üzerinde Metroloji Komitesi bünyesinde Bosna-Hersek, İran, Ma-lezya, Mısır ve Türkiye’den temsilci-lerin bulunduğu bir çalışma grubu kurulmuştur. Şimdiye kadar TÜBİ-TAK UME, sertifikalı referans malze-melerin üretilmesine hazırlık olarak içeceklerde etanol tayini ve et ürün-lerinde köken tayinine yönelik DNA analizleri üzerinde çalışmalar yürüt-müştür. İleriki safhalarda, üretilecek referans malzemelerin niteliklerinin ve onlarda kullanılacak eşik değerle-

rin belirlenmesi için SMIIC Standart-lar Komitesi ve diğer paydaşlar ile işbirliği ve bilgi alışverişlerinde bulu-nulması hedeflenmektedir.

Önümüzdeki dönemlerde SMIIC Met-roloji Komitesinin çalışmalarına hız vermesi beklenmektedir. Üyeler tara-fından ifade edilen altyapı, teknik do-nanım ve bilgi transferi ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik gereken mali desteklerin sağlanması için OIC bün-yesinde faaliyet gösteren İslam Ül-keleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma Eğitim Merkezi (SESRIC) ve İslam Kalkınma Bankası nezdinde gi-rişimler yapılmış ve şimdiden olum-lu sonuçlar alınmıştır. 2015 ve 2016 yıllarında düzenlenen toplantılara ve eğitimlere “en az gelişmiş ülkeler” (Least Developed Countries – LDC) statüsünde bulunan ülkelerden ge-len temsilcilerin katılımı SESRIC’in (The Statistical, Economic and Social Research and Training Centre for Isla-mic Countries) katkılarıyla mümkün olmuştur.

Metroloji; kalite kontrol, standardi-zasyon, ürün denetim ve sertifikas-yon süreçleri için ihtiyaç duyulan uluslararası alanda tanınır referans ölçüm standartlarına izlenebilir öl-çümler vasıtasıyla teknik bir temel sağlaması nedeniyle, ekonomik olarak son derece hayati bir öneme sahiptir. Daha geniş bir çerçevede, uluslararası ticaretin geliştirilmesi, tüketicilerin kalitesiz ve sağlıksız ürün kullanmalarından korunması, çevre ve halk sağlığıyla ilgili yasal düzenlemelerin uygulanması için etkin ve güvenilir bir metroloji altya-pısı, her ülke için olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. SMIIC Metroloji Komitesi, bilgi ve kaynak paylaşımı yoluyla bu önemli alanda arzu edilen seviyenin tüm İslam ülkelerinde yakalanması için çabalarını güçlendirerek sürdür-meye devam edecektir.

standard nisan 2016 53

Page 54: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201654

4,5G ile iletişim yollarında şerit sayısı ve kapasitenin artırılması, hızın 10 kata kadar yükseltilmesi işi olduğu-nu dile getiren Yıldırım, “Böylece hangi işle uğraşırsak uğraşalım, yapacağınız her türlü hizmette ve üretimde teknolojinin bize sağladığı bu imkan sayesinde zaman tasarrufu sağlayacağız. Üretimde miktarı, kaliteyi ve re-kabet gücümüzü artırmış olacağız” yorumunu yaptı.

Yıldırım, 4,5G’de amaçlarının yurt içinde her noktaya belirlenen iş programı dahilinde yaygınlaşmasını sağla-mak olduğunu anlatarak, başlangıçta büyükşehirlerde, ardından daha az nüfuslu yerleşim yerlerine doğru hiz-metin yaygınlaştırılacağını bildirdi.

Teknolojinin ilerlemesinin ülkenin eriştiği seviyeyi gös-terdiğine işaret eden Yıldırım, “Bununla yetinemeyiz,

4,5G GEÇTİ

aynı zamanda bu teknolojiye sahip olacak, bilgiye sahip olacak, bilgiyi üretecek, kullanacak konuma gelmemiz lazım. Bunu da daha fazla araştırma, ürün geliştirme ça-lışması yaparak gerçekleştireceğiz. Yani akıl terine daha fazla sermaye aktaracağız, daha fazla zaman ayıracağız. Böylece katma değeri yüksek teknolojik ürünlerle ülke-mizin gücünü, dünya milletleri arasında üst konuma ge-tireceğiz. Nihai hedefimiz budur” dedi.

Türkiye’de ihracatın 1 kilogramı 2 liranın altındayken ge-lişmiş ülkelerde 10 doların üzerine çıktığını, bunun ne-deninin teknolojik, katma değeri daha fazla ürünler imal etmeleri olduğunu kaydeden Yıldırım, şunları bildirdi:

“Akıl parası diye bir şey var. Türkiye’nin ihtiyacı olan, akıl ve akılla üretilen ürünlerin ihracatımızda, kalkınmamız-da daha fazla pay almasıdır. Bu teknolojilerin asıl amacı da odur. Bunlar, bilişim altyapısıdır, akıl yollarıdır. Bunun üzerine ürünleri, hizmetleri koymak bundan sonra bizim işimizdir. Bu yönde Hükümetimiz, Bakanlığımız her tür-lü teşviki sağlamaktadır. BTK, Türkiye’de Ar-Ge faaliyet-lerinin artırılmasına yönelik ciddi önlemler almaktadır, teşvikler ortaya koymaktadır. Bunu 3G lisanslamasında gördük. Yerli üretimin artırılmasına yönelik yapılan çalış-malarda da gördük, 4,5G’de biraz daha yoğun bir şekilde bu konu üzerinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İşletme-cilerimiz kısa sürede 4,5G’ye geçişi sağlamak için ciddi gayret gösterdiler ama daha yolun başındalar. Bundan sonra asıl iş başlıyor, vatandaş kullanmaya başladığında kurulan altyapının, getirilen bu hizmetin ne kadar ihti-yacı karşıladığı veya karşılamadığı uygulamalarla ortaya çıkacak. Sahada, masa başında söylenenlerin hepsi ger-çekleşmiş oldu.”

BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan da elektronik haberleşme sektörünün büyük bir hızla geliştiğine dikkati çekerek, 2015 yılı sonu itibarıyla işletmeci sayısının 686’ya, sektör büyüklüğünün ise bir önceki yıla göre yüzde 17,6 artışla 39,5 milyar liraya ulaştığını kaydetti.

Geçen yıl sektördeki toplam yatırım miktarının bir önce-ki yıla göre iki kat artışla 17,3 milyar lira olarak gerçekleş-tiğini vurgulayan Sayan, genişbant internet abone sayı-sının ise yüzde 17,8 artışla 48,6 milyona, mobil abone sayısının 73,6 milyona yükseldiğini söyledi.

Page 55: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 55Kayn

ak: A

A

Page 56: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201656

TSE Denizli TekstilLaboratuvarıDenizli Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu

olan laboratuvarda, 110 de i ik ürün üzerinde 60'a yakın deney yapılarak tekstil ürünlerinin standartlara uygunlu unu

ölçülüyor, testten ba arıyla geçen ürünlere TSE Belgesi veriliyor.

Page 57: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 57

Türk Standardları Enstitüsünün (TSE) Türkiye'de tekstil üzerine tek akredite ihtisas laboratuvarı, TSE Denizli Tekstil Laboratuvarı Teknik Şefliği, tüm tekstil ürünlerinin standartlara uygunluğu-nu kontrol ediyor.

TSE Ege Bölge Laboratuvarları Müdürü Şahap Gürler Paşa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TSE Denizli Tekstil Laboratuvarının, tekstil ürün-lerinin çeşitli testlerle numune incelemelerinin yapılıp standartlara ve teknik şartnamelere uy-gunluğunu kontrol etmek üzere 1995 yılında ku-rulduğunu ifade etti.

Günlük kullanılan tekstil ürünlerinde insan sağ-lığını etkileyebilecek zararlı kimyasalların olup olmadığının, ürünlerin dış hava ve fiziksel şart-lara karşı dayanıklılığı gibi birçok açıdan kontrol edilerek uygunluğunun test edilmesi gerektiği-ne dikkati çeken Paşa, "TSE Denizli Tekstil Labo-ratuvarı, Türkiye çapında tekstil numunelerinin değerlendirildiği, özel ve kamu kurumlarına hiz-met veren bir laboratuvardır" dedi.

Page 58: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201658

Tekstil ürünlerinin belli standartlarda olması gerektiğine işaret eden Paşa, şunları söyledi:

"Tüm tekstil ürünlerinin kopma mukavemeti, yıkamaya karşı, tere karşı, ışığa karşı renk haslığı gibi deneyler yapıl-makta olup, bütün tekstil ürünlerinde yıpranmaya karşı, sürtünmeye karşı testler yapılmaktadır. Kumaşlarda iplik sa-yısı, sürtünme mukavemeti, kopma mukavemeti belli değerlerin üzerinde olması gerekiyor standartlara göre. Renk haslığı, ışıktan etkilenmesi, solması, bu tür parametrelerin test edilerek raporlandırılması gerekiyor. Laboratuvarı-mızda da bu kriterlere göre, bu standarttaki referans değerlere göre deneyler yapılıyor, uygunluk raporları veriliyor.

Laboratuvarımızda tekstil ürünleri kontrol edilip uygunluğu değerlendirilmektedir. Ürünlerin dış hava ve fiziksel şartlara karşı dayanıklılığı, insan sağlığını etkileyebilecek zararlı kimyasalların olup olmadığı tespit edilen laboratu-varımızda tekstil mamul ve kumaşlarının, hazır giyim ürünlerinin, ev tekstili ürünlerinin, ipliklerin, halıların, yatakla-rın deneyleri yapılmaktadır."

Laboratuvardan verilen raporların TSE'ye uygunluğunu temsil etti-ğini aktaran Paşa, "Genellikle TSE belgeli ürünler için alınan numu-nelerden gelen ürünlerin deneyle-ri yapılmakla birlikte kamu ve özel sektörün özel istek ve talepleri de laboratuvarımızda karşılanmakta-dır. Laboratuvarımız son teknoloji ile modern fiziki şartlarda hizmet vermektedir. Tekstil ürünleri belli standartlara göre üretilmekte ve belli standartlara göre de deney-ler yapılmaktadır. Bu standartlara göre yapılan deneylerden geçen numunelerin bu standardın üzerin-de olduğu kabul edilmektedir" diye konuştu.

Page 59: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 59

Paşa, laboratuvarda bayraktan askeri kıyafet kumaşlarına kadar bütün tekstil ürünlerinin fiziksel, kimyasal performans deneylerinin yapıldığının altını çizerek, "Labora-tuvarımız 110 değişik ürüne 60'a yakın metottan deney yapmak-tadır. Tekstil ürünlerinin kopma ve yırtılma mukavemetleri ile renk haslıkları laboratuvarımızda ölçül-mektedir. Çekme cihazı kullanıla-rak kumaşın kopmaya, yırtılmaya karşı mukavemeti ve uzaması test edilmektedir. Laboratuvarımızda kumaşların uzama, yıkamadan son-ra çekme tayini gibi mukavemet testleri yapılmakta, yıkama, ter, güneş ışığı gibi fiziksel ve kimya-sal etkilere karşı tekstil ürünlerinin performans deneyleri yapılmakta, tekstil ürünlerinin yıkamaya, tere, sürtünmeye, hava şartlarına karşı renk haslıkları tespit edilmektedir" ifadelerini kullandı.

Paşa, kamu kurum ve kuruluşlarının talepleri, belgelendirme faaliyetleri kapsamında talep edilen muayene ve deneyleri, özel muayene ve de-ney talepleri, firmaların Ar-Ge ça-lışmaları, tüketici şikayetleri, ithal malların uygunluk değerlendirme-si gibi taleplerin karşılandığını kay-detti.

Page 60: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201660

Page 61: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 61

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan doğal miras alanlarının neredeyse yarısı tehdit altında. Bu alanlar sadece doğal yaşamın sürmesi için değil, bölgedeki

insanların refahı ve geleceği için de yaşamsal öneme sahip. Buna rağmen, dünyadaki 229 kültür ve doğal miras alanının 114 tanesi kaçak ağaç kesimi, madencilik, yapılaşma, petrol ve gaz arama gibi çalışmalar yüzünden tehdit altında. 11 milyon insanın geleceği ise Dünya Miras Listesi’ndeki bu alanlara bağlı.

WWF, 6 Nisan’da başlattığı küresel kampanyayla doğal hayatı ve insanların geleceğini tehdit eden bu tür yıkıcı faaliyetlerin sona erdirilmesi için çağrıda bulunuyor. Tanzanya’daki Selous Yaban Hayat Parkı, İspanya’daki Donana Milli Parkı ve Belize’deki mercan resifleri başta olmak üzere koruma değeri yüksek bütün alanları tehdit eden faaliyetlerin durdurulması için gerekli adımların atılmasını istiyor. WWF’in talepleri arasında, doğal alanların daha iyi korunması ve yönetilmesi, endüstriyel kaynaklı tehditlere yol açan finansal nedenlerin gözden geçirilmesi ve özel sektör yatırımlarını düzenleyen uluslararası standartların güçlendirilmesi gibi çözüme işaret eden öneriler yer alıyor.

Türkiye’de ikisi hem kültürel hem doğal miras; 13’ü ise sadece kültürel miras olmak üzere toplam 15 Dünya Kültür Mirası alanı bulunuyor. Bu sayı İtalya, İspanya ve Fransa gibi ülkelerde 50’ye yakın. Türkiye gibi geniş ve özel bir coğrafyada halen doğal ve kültürel özellikleriyle “karma” Dünya Mirası alanları olarak tescillenmiş yalnız iki alan olsa da, eşsiz güzelliklere sahip çok sayıda doğal alan Dünya Mirası olarak tescillenmeyi hak ediyor. Doğal alanlarımızın dünya çapında tanıtımı ve en iyi şekilde korunması için Dünya Mirası Listesi'ne girmesi önem taşıyor.

WWF’in dünya çapındaki kampanyasına destek vererek, uluslararası düzeyde öneme sahip Dünya Mirası alanlarındaki acil tehditlere karşı harekete geçebilir, ülkemizde ve dünyada koruma değeri yüksek alanların Dünya Mirası olarak tescillenmesine ve korunmasına katkıda bulunabilirsiniz. 10 Temmuz 2016’da İstanbul’da başlayacak Dünya Mirası Komitesi’nin 40. toplantısına Türkiye’nin ev sahipliği yapacak olması Dünya Mirası kavramının ülkemizde daha iyi anlaşılması ve benimsenmesi için bir fırsat sunuyor. Doğal mirasımızın korunması ve daha fazla alanın bu listeye girmesini sağlamak için çalışmaların yapılması ve gerekli adımların atılması konusunda karar vericilerimize çağrıda bulunuyoruz.

Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) [1985]

Pamukkale-Hierapolis (Denizli) [1988]

İstanbul’un Tarihi Alanları [1985]

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) [1985]

Hattuşa (Boğazköy) - Hitit Başkenti (Çorum) [1986]

Nemrut Dağı (Adıyaman - Kahta) [1987]

Xanthos-Letoon (Antalya - Muğla) [1988]

Safranbolu Şehri (Karabük) [1994]

Troya Antik Kenti (Çanakkale) [1998]

Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) [2011]

Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) [2012]

Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) [2014]

Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri (2015)

Efes (2015)

Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) [2014]

Page 62: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201662

Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı ve TÜBİTAK BİLGEM Yazılım Tekno-lojileri Araştırma Enstitüsü (YTE) tarafından hayata geçirilen Kamu İnternet Siteleri Rehberi (KAMİS) Projesi, kamu internet sitelerinin kalite ve kullanı-labilirlik açısından veriminin artırılmasını amaçlamaktadır. Proje ile birlikte, kamu kurumlarının daha kullanılabilir, erişilebilir ve altyapısal açıdan daya-nıklı internet sitelerine sahip olmaları için farkındalıklarının artırılması ön-görülmektedir.

Kamu İnternet Siteleri Rehberi’nde, TSE Bilişim Teknolojileri Test ve Belge-lendirme Daire Başkanlığı tarafından belgelendirmesi yapılmakta olan TS EN ISO 9241-151 (İnsan-Sistem Etkileşiminin Ergonomisi Standartları) ve ISO/IEC 40500:2012 (Web İçeriği Kullanılabilirlik Standartları ve Kriteri) stan-dartlarında bulunan bilgilerin ve ölçeklerin daha kolay anlaşılmasını sağla-yacak açıklama ve örnekler yer almaktadır.

Proje kapsamında TÜBİTAK BİLGEM YTE tarafından Kamu İnternet Siteleri Rehberi ve Kamu İnternet Siteleri Rehberi Bilgilendirme Portalı hazırlan-maktadır ve yine TÜBİTAK BİLGEM YTE tarafından hazırlanan Kamu İnternet Siteleri Rehberi, Türk Standardları Enstitüsü (TSE) tarafından ulusal bir kriter haline (TSEK-318) getirilmiş ve belgelendirme süreci hayata geçirilmiştir.

TSE tarafından verilen belgelendirme hizmetinde Orta Doğu Teknik Üniver-sitesi (ODTÜ) İnsan Bilgisayar Etkileşimi (İBE) Laboratuvarında testler ISO 9241-151 ve ISO/IEC 40500 Standardına göre yapılmaktadır.

KA IS.

Kamu İnternet Siteleri Rehberi Projesi

Page 63: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 63

KAMİS projesinin tarihçesi aşağıdaki şekilde sunulabilir:

Kalkınma Bakanlığı tarafından 2005 yılında elektronik ortamda kamu hiz-meti sunan kurumların birlikte çalışabilirliğinin desteklenmesi amacıyla “Bir-likte Çalışabilirlik Esasları Rehberi” hazırlanmış ve 2009 yılında güncellenerek ikinci sürümü yayınlanmıştır.

TÜBİTAK tarafından 2006 yılında hazırlanan “Kamu Kurumları İnternet Sitesi Kılavuzu” ile kamu internet sitelerinde yer alan içeriklere yönelik standartlar belirlenmiştir.

TÜRKSAT tarafından 2009 yılında “Kamu Kurumları İnternet Siteleri Stan-dartları ve Önerileri Rehberi” hazırlanmış, kamu internet sitelerinin geliştiril-mesi aşamasında kullanılabilecek standartlar ve önerilerin sunulması plan-lanmıştır.

KAMİS Projesinin hayata geçirilmesindeki en temel amaç; web sitesi içerikle-rinin hedef kitle tarafından etkin ve doğru bir şekilde kullanılabilmesini sağ-lamak, web sitesi üzerinden sunulan hizmetlerin kullanıcılar tarafından kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştirebilmesi için gerekli altyapıyı hazırlamaktır. Bu nedenle, kullanılabilirlik ilkelerinin web sitesi geliştirme ve bakım süreçleri-nin tamamına dâhil edilmesi ve sitenin tamamını kapsaması gerekmektedir.

Şüphesiz ki kamu kurumlarına ait olan web sitelerinin, toplumun her kesi-mindeki birey tarafından kullanılabilecek duruma getirilmesi en önemli bek-lentilerden birisidir. Web sitelerinin bu derecede erişilebilirlik ihtiyacına yanıt verebilmesi ve memnuniyetsizliğe yol açabilecek durumların önüne geçile-bilmesi için KAMİS Projesinin benimsenerek tüm kamu çapında ciddiyetle işleme alınması ve gereklerinin uygulanması zaruri bir ihtiyaçtır.

sitelerinin

tekrarlayan

Page 64: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201664

KAMİS Projesi kapsamında web sitelerinin yaşayacağı iyileştirmelere ilk örnek olarak web siteleri uzantıları-nın belirlenmesi ve siteler için alternatif alan adlarının kullanılabilmesi verilebilir. Bunun yanı sıra URL’lerde kullanıcıların yorumlaması mümkün olmayan kod ifa-delerinin mümkün olduğunca azaltılması da projenin kapsamındadır.

Kamu web sitelerinin farklı web tarayıcılarına uyum sağ-laması, farklılaşan ve güncellenen web tasarım teknoloji-leri kullanıldığında bozulma yaşamaması gerekmektedir. Bu düzeltmenin web sitelerinde hayata geçirilmesi, web sitelerinin geniş bir web teknolojisi yelpazesinde çalıştırı-labilmesini sağlayacaktır. Ulaşılabilirliği artırmak için aynı dosya farklı formatlarda sunulmalıdır.

KAMİS Projesi ayrıca, web sitelerinin kullanıcıları tara-fından kişiselleştirilebilmesini ve tekrarlayan kullanım-larda kullanıcının ihtiyacına ve sitedeki amacına göre kullanım kolaylığı sağlamasını amaçlamaktadır.

Ölçü birimlerinin web sitesinin her bölümünde tutarlı olması ve web sitelerinin birçok dilde hizmet vermesi için düzenlemelerin yapılması, web sitelerinin geniş kitlelerle bağ kurabilmesi ve uluslararası bir perspektif kazanması açısından önemlidir.

KAMİS Projesinin kapsamında web içeriğinin ve web sayfalarının taşıdığı verilerin bütünlüğü ve güvenliği de sistemsel olarak kontrol altına alınacaktır. Kurumsal ve kişisel verilerin gizliliği proje açısından önemsenmekte-dir. Web sitelerinde, kurumsal gizlilik politikalarına yer verilecek olması zorunluluk olarak değerlendirilecektir. Ayrıca kullanıcıların kimlik ve iletişim bilgilerinin isten-diği internet sitelerinde, bu bilgilerin kullanıcıların izni olmadan başka kişiler ya da kurumlarla paylaşılmaması sağlanmalı, kullanıcılar bu konuda bilgilendirilmelidir. Kullanıcıların kredi kartı bilgileri ve hassas kişisel bilgi-lerle (örneğin TC kimlik numarası, doğum tarihi ve anne kızlık soyadı) işlem yapması gereken internet sitelerin-de yeterli güvenlik önlemleri alınmalıdır.

Bir diğer gereksinim ise web sitesinde yapılacak aynı türdeki işlemlerin aynı şekilde gerçekleştirilmesi ihtiya-cıdır. Bu uygulama, web sitesinde yönetilebilirliği kolay-laştıracaktır. Geliştirilebilirlik açısından önemi yüksek olan bu faktör, dönemsel ihtiyaçlara göre değişebilen web sitelerinin güncellenebilmesini kolaylaştırır ve web sitesinde bir istikrarın mevcudiyetine işaret eder.

KAMİS Projesi kapsamında ayrıca web sitelerinin dü-zenli periyotlarla arşivlenmesi de istenmektedir. Zaman zaman web sitelerinde yaşanan teknik problemler ve maruz kalınan siber saldırılar nedeniyle web sitelerinin arşivlenmesi, günümüzde önem kazanmış bir faaliyete dönüşmüştür.

Kamusal açıdan önem arz eden bir başka özellik ise, hi-yerarşik olarak birbirine bağlı olan kamu kurumlarının benzer temalardaki web sitelerini kullanmasının sağ-lanmasıdır. Bu sadece görsel açıdan değil, gerektiğinde birlikte çalışabilirlik açısından da faydalı olacaktır.

İnternet siteleri, kurumlar ile hitap ettikleri hedef kitle arasında köprü işlevi görmektedir. Bu nedenle, internet sitelerinin, kurumun misyonu ve vizyonu doğrultusun-da sağladığı hizmetlerin doğru ve etkili bir biçimde su-nulabilmesi, hedef kitlenin beklenti ve ihtiyaçlarına ce-vap verebilmesi, kolay erişilebilir ve kullanılabilir olması beklenmektedir.

Sunduğu hizmetlerin kapsamı göz önünde bulundu-rulduğunda, kamu internet sitelerinin hedef kitlesi olan vatandaşların tamamına hitap etmesi gerekmek-tedir. Kamu internet siteleri farklı özelliklere (Örneğin: yaş, cinsiyet, eğitim durumu, engel durumu, bilgisayar kullanım tecrübesi vb.) sahip kullanıcılar tarafından farklı amaçlarla ziyaret edilebilir. Ayrıca, kullanıcıların internet sitesine bağlanmak için kullandıkları donanım, işletim sistemi ve tarayıcı özellikleri de farklılık göste-rebilmektedir. Bu nedenle, bütün kullanıcıların inter-net sitesine sorunsuzca erişebilmesi ve siteyi kolaylıkla kullanabilmesi, kamu kurumunun hizmet kabiliyetinin artırılması için önemlidir.

Kullanılabilirlik prensiplerinin kamu internet sitelerine uygulanması ile birlikte;

Kamu hizmetlerinin etkili, verimli ve memnuniyet ve-rici bir şekilde işlemesini sağlayacaktır.

Vatandaşların hizmet almak ve bilgi edinmek için in-ternet sitelerini kullanmaları sağlanacak, telefon görüş-meleri veya birebir kurum içinden hizmet alma gibi ça-lışanlara iş yükü getiren uygulamalar ve bunlara ayrılan kaynaklar hem mali hem zamansal açıdan azalacaktır.

Kamu kurumlarına olan saygınlık ve güven artacak, kullanıcı memnuniyeti sağlanmış olacaktır.

Page 65: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 65

BİTKİSELÜRETİMDEİYİ TARIMUYGULAMALARIİÇ KONTROLÖRÜ

EĞİTİMİ

Eğitim Tarihi30-31 Mayıs/1-2 Haziran 2016

Sınav Tarihi3 Haziran 2016

Son Başvuru Tarihi20 Mayıs 2016

(0312) 416 63 21

Page 66: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201666

Paranın güzeli çirkini mi olurmuş dediğinizi duyar gibiyim. Ben de paranın pek çok sıfat ile anıldığını bilirdim ama güzelini bilmezdim doğrusunu isterseniz. Paranın, adını eski zamanların yaşam bi-çiminden alanları olur. Örneğin değiştokuşun topraklarında, giysi-lerinde sadece pamuk, keten, ipe-ğin, kaplarında toprak ve ahşabın, kadehlerinde gümüş ve altının hüküm sürdüğü krallıklarda, deniz kabukları imiş para. Dalga sesleri dalgalanırken kabukların parlak kıvrımlarında, değerinden habersiz elden ele geçermiş Sedie’ler. Kimi ile tropik meyveler alınırmış, kimi-leri de siyah derili ürkek bir kölenin satışına vesile olurmuş. Sınırların, kabile savaşçılarının mızrak uçla-rında çizili olduğu zamanlardan günümüze Gana adıyla uyanan ülkenin parası imiş Sedie. Zaman

içinde, içinde deniz dalgalanan sedef deniz kabuklarından, hışır-tılı kâğıtlara dönüşmüş. Sedie bu inanılmaz değişim içinde adını da kaybetmiş. Tekrar bulduğunda ise çoktan Cedi’ye dönüşmüş adı. Sırt çantalı, beyaz turistlerin dediğine göre, Kara Afrika’nın orta batısın-da, Gine Körfezi’ne yaslanan altın kumsalların deniz kabukları, hala geçmişlerini anlatıyor torunlarının torunlarının torunlarına.

Kimi ülkeler paralarına, katiline âşık olan kurbanların ruh hali için-de isim verirler. Orta Amerika’nın ortalarındaki Nikaragua güzel bir örnektir bu ruh haline. Santiago de Granada, Santiago de Leon şehir-lerini, en görkemli tapınaklarının üzerine, o tapınakların taşları ile ve yine o toprakların gerçek sahipleri-ne, kanlı kılıcının gölgesinde yaptı-ran kâşif ve fatih ve zalim İspanyol

işgalci komutan Francisco Hernan-dez de Cordoba’dan alır adını Nika-ragua parası Cordoba. Panama’nın Balboa’sı da böyle gelmiştir dünya-ya. Panamanın ince boğazını sıkıp Pasifik sahillerine ilk ulaşan Avru-palı, Vasco Nunez de Balboa’nın adını vermiştir paralarına, değer bilir Panamalılar. Yine Orta Amerika sakinlerinden olan Costa Rica ve El Salvador’un para birimleri ise adını, Amerika kıtasına ilk olarak ulaştığı kabul edilen Kristof Kolomb’un soyadının İspanyolcası olan Ko-lon’dan alır, keşfedilmelerinin onu-runa keşfedenin adını vererek. Her ne kadar kaderin cilvesi, bir ara donan Bering Boğazı’nı, binlerce yıl önce geçen Asyalı kabilelerin Amerika kıtasını, en kuzeyinden en güneyine kadar keşfedip yerleş-miş oldukları gerçeği kabul edilip yazılsa da hatta bir ara Vikinglerin

Quetzal

Page 67: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 67

bugünkü Kanada topraklarına denizden ulaşmış oldukları kanıtlanmış olsa bile yine de Amerika’nın kâşifi, geldiği toprakların yeni bir kıta olduğunu bilemeden keşfeden Kristof Kolomb’dur çünkü. Ancak zaman akmış, dünya değişmiş, yeni ekonomik ve politik fatihler almış eskilerin yerini. Costa Rica ve El Salvador da yeni fatihlerinin para birimlerini kullanır olmuşlar. Evet, tam da düşündüğünüz gibi günümüzde bu ülkelerde Amerikan Doları kullanılmaktadır.

Kullanıldığı ülkenin onurlu geçmişini bir şeref madalyası gibi gururla göğsünde taşıyan paralar da vardır aynı coğrafyada. Paraguay’ın para birimi Guarani, Avru-palı kâşiflerin ayak basmasından önce bu toprakların sahibi olan bir kabileden almaktadır adını. Honduras’ın Lempira’sı ise bir savaş destanının ta kendisidir. İspanyol istilacılara karşı kahramanca savaşan ve yine onlar tarafından barış ant-laşması bahanesi ve hile ile yakalanıp öldürülen bir kabile reisinin adıdır Lem-pira. Güney Amerika’nın güzel ülkesi Ekvador, Simon Bolivar ile birlikte hareket ederek 1531’de başlayan İspanyol istilasına, 1822’de son veren bağımsızlık sava-şının kahramanı General Jose Antonia de Sucre’nin adını onurlandırmak üzere parasına Sucre adını vermiştir. Perulu tüccarlar, İnka torunları, atalarının kutsalı İmparatorluk simgesi güneşin adını taşıyan para ile alıp satarlar. Keçuva dilinde güneş anlamına gelen İnti kullanırlardı 1800’lerde. Ancak günümüzde resmi dil-leri İspanyolca’da yine güneşin adı olan Sol’u kullanırlar.

Kimi para, binlerce yıl hüküm süren görkemli imparatorlukların onurlu tacını taşır başında, o imparatorluklar tarihin tozlu sayfalarında kaybolmuş bile olsa. Birr işte böyle bir paradır. Afrika’nın sömürge olmamış tek ülkesi Etiyopya’nın parası. Hani bizim eskilerde Habeşistan dediğimiz Etiyopya’nın. Hani Dünyamızın en uzun neh-ri Nil’in iki kolundan ana kol olanın, mavi Nil olarak doğduğu Tana Gölü’nü bağrın-da barındıran, Türkiye’mizin güneydoğu sınırından başlayıp, Tanganika Gölü’nü de içine alan, yaklaşık 6000 kilometre uzunluğundaki muhteşem Afrika Çatlağı, Great Rift Valley’in tam kalbinden geçtiği Etiyopya. Parası Birr, resmi dil Amharca’da gü-müş demektir. Eski adı Seiba ülkesi olan, günümüzde sınırları Eritre’yi, Yemeni, Mo-ca’yı içine alan ve dilimizde masallarımızın Saba Melikesi Belkıs’ın Etiyopyası. Hani yakışıklı, çapkın kral Süleyman ile aşkları eskiden dillere destan, yenilerde filmlere konu olan Seiba Melikesi güzeller güzeli Belkıs. Başkenti Yeni Çiçek anlamına ge-len Adis Ababa olan Etiyopya. Zenci Yahudilerin bulunduğu Dünyada tek ülke. İki bin yılı aşkın tarihi, Salomon soyundan gelen İmparator I. Menelik ile başlar. Birr’in yaşam bulması, yine aynı soydan gelen imparator II. Menelik eliyle 1894 yılında olur. Yani Birr, sonradan olma değil, anadan doğma bir Etiyopyalıdır. İnce yapılı, uzun boylu, başı dik, onurlu, onlarca kilometre koşabilen, gerçek bir kara Afrika-lıdır Birr. Tıpkı zayıf, uzun bacakları ile maraton şampiyonluğuna ilk kez Afrika’nın ve iki kez ülkesinin adını yazdıran efsane maraton şampiyonu Abebe Bikila gibi.

İsrail Şekeli de geçmişi binlerce yıla dayanan, ticaretin ana unsurlarından ağırlığı tanımlayan, terazi anlamını taşıyan özgün bir paradır, tıpkı Birr gibi. Yahudilerin uzun meşakkatli tarihi sinmiştir sanki üzerine Şekelin.

Afrika kıtası, 1885 Berlin Antlaşması ile Avrupalıların bir kararına konu olur. Sanayi Devrimi'nin yarattığı ham madde ihtiyacı bahane edilerek başlatılan ve 1885-1895 yılları arasında, beyaz Avrupa’nın daha çok toprak, daha çok ham madde, daha çok güç histerisi ile bir sömürgeleştirilme süreci yaşar. 10 yıl içinde Kara Afrika’nın yüz-de 90’ı işgal edilir. Harita üzerine cetvel konularak beyaz politikaları destekleyen sınırlar çizilir. Bir kabilenin yaşadığı topraklar ikiye üçe bölünür. Yahut 3 – 5 kabile

Orta Amerika ülkesi Guatemala’nın para birimi Quetzal, adını, aynı adı ta ıyan çok güzel tropikal bir ku tan alır

Page 68: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201668

aynı sınırlar içinde bırakılır. Böylece Afrika kıtasının birkaç bin yılda şe-killenen insan ve toprak düzeni sa-dece 10 yıl içinde allak bullak edilir. Yaklaşık yüz yıl kadar bir süre sonra gelen bağımsızlık, ülkelerin ekono-mik, politik ve sosyal süreçlerinde Avrupa ülkelerine görünmez bağ-larla bağımlılık biçiminde gerçekleş-ti. Afrika ülkelerinin bir bölümü sö-mürgecilerinin para birimlerinden kurtulamadılar. Ancak şans eseri yakın genlere sahip kabilelerin oluş-turduğu ve köklü kabile gelenekle-rine sahip olan ülkeler, geçmişlerini hatırlayıp, kendi özgün paralarını yarattılar. Madagaskar, bağımsız-lık sonrası, Fransa’nın Frank’ını terk edip, işgal öncesi para birimi olan Ariari’ye döndü. Botswana’nın Pu-la’sı da bunlardan biridir. Tswana di-linde yağmur anlamına gelen Pula, Kalahari Çölü’nün suya susuzluğunu ve yağmur özlemini de anlatır aynı zamanda.

Ülke paraları, Uzak Doğu’da daha bir özgün, daha bir kendine özgü-dür. Bhutan Krallığının Ngultrum’u, yerel Dzongka dilinde gümüş sikke anlamına gelir. Myanmar’da tama-men kendi kültürlerine özgü Kyat, Vietnam’da kendi dillerinde ‘çok para’ anlamına gelen ve adını 18. yüzyılda kullanılan madeni paraları Thong Bun’dan alan Dong kullanı-lır. Dünün gizem, günümüzün güç sembolü Çin’de, eski zamanların parası Taeldi. Binlerce yıllık tarihinde ne savaşlar, ne hanedanlar görmüş, ne korkunç işgallerle sarsılmıştır de-falarca Çin. Sistem değişiklikleri tali-hin rüzgâr gülü gibi çevirmiştir, ge-leceğe dönük yüzünü pek çok kez. Çin, Çin Halk Cumhuriyeti olarak tarih sahnesinde yerini aldığında, birimi Yuan olan Renminbi, yani Çin Halk Cumhuriyeti parası da Dün-

ya Finans Tiyatrosu’nda başrol için mücadeleye girişmiştir. Sakura’ların, samurayların, geyşaların ülkesi, gü-neş imparatorluğu Japonya’nın Yen’i ‘yuvarlak maden’ anlamını taşır. Kral-ları 1., 2.,,,,,,9. Rama diye adlandırılan Tayland, aslında bir altın ölçüsü olan Baht’ı seçmiştir ülke parasının adı olarak. Afganlı tam da adına ya-raşan Afgani’yi.

Yeryüzünde ticaret adına kullanı-lan pek çok para üzerinde, işgal dönemlerinin, sömürge çağlarının isimleri kalmıştır hayalet gemilerin yelkenlerini şişiren esinti gibi. Ama unutmak en güzel armağanıdır in-sana mitolojik dönem tanrılarının. Ülkelerin geleceğe umutları, ışı-ğıyla böyle paraları da yıkamış ak-lamıştır. Çok uluslu Rupiler, Liralar, başına ülke adı eklenerek kullanı-lan Dolarlar, İspanyol kanı taşıyan Pesolar, bir zamanların Güneş Bat-mayan İmparatorluğu İngiltere’nin Pound’u, Fransızların Frank’ı ve pek çok benzeri, ülkelerin tarihlerinden günümüze izler taşırlar. Kenya, So-

mali, Tanzanya, Uganda’nın Şilini; Kongo, Cibuti’nin Frank’ı bunlardan sadece birkaçıdır.

1995 yılından beri Avrupa Birliği ül-kelerinin ortak para birimi Euro ise tüm sorunlarına rağmen, güçlü Av-rupa’yı, Dünya Finans Sektöründe temsil eden ortak para birimidir.

Gelelim Dünyanın en güzel parası Quetzal’e. Orta Amerika ülkesi Gu-atemala’nın para birimi Quetzal, adını, aynı adı taşıyan çok güzel tropikal bir kuştan alır. Bu güzeller güzeli kuş aynı zamanda hem ülke armasını süsler hem de Guatema-la’nın milli kuşudur. Öylesine milli-dir ki Quetzal kelimesi yerel Nahu-atl dilinde bir kelimedir ve ‘büyük parlak kuyruk tüyü’ anlamındadır. Bilim dilinde adı Trogonidae aile-sinden Pharomachrus Euptilotis. Daha anlaşılır bir dille, anavatanı Orta Amerika olan ve gagasının ke-narları tırtıklı olduğu için ‘kemirgen gagalı’ da denilen olağanüstü gü-zel bir kuştur. Yaşam alanları 1500 metreden daha yüksek, genellikle sisler ve nemli bulutlarla kaplı tro-pikal bulut ormanlarıdır. Tropikal meyveler, küçük böcekler, kerten-keleler ve çevresindeki diğer küçük canlıları yiyerek beslenir. Taçlı, Altın Başlı, Beyaz Uçlu, Gösterişli, Pavo-nin ve Kulaklı Quetzal olarak adlan-dırılan cinsleri kırmızı, kahverengi, yeşil, mavi renklerdeki tüyleri ile birbirlerinden ayrılırlar. Kulaklı Qu-etzal olarak adlandırılan türü, ha-rikulade parlak kırmızı göğüs tüy-lerine sahiptir. Parlak yeşil ve mavi tüyler kanatlarını kaplar. Kırmızının üstünde yeşilden başlayıp, gece mavisi, mavi ve turkuaza uzanan bir renk yelpazesi, erkeklerinde 1,5 metreye varabilen turkuaz rengi iki kuyruk tüyünde tamamlanır. Uzun kuyruk tüyleri sadece erkeklerde

Page 69: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 69

bulunur ve 3 yaşından sonra gelişir. Bu harika tüyler, üreme zamanla-rında daha da gösterişli hale gelir. Dişiler de benzer parlak renkler ile süslenmişlerdir ancak uzun kuyruk tüylerinden yoksundurlar.

Bu benzersiz çiftin her mevsim iki veya üç adet olan yumurtaları mavi hatta turkuaz rengidir. Yuva olarak güçlü ağaçlarda bazen de kurumuş ağaç gövdelerinde açtıkları oyukla-rı kullanırlar. Erkek Quetzal’in muh-teşem kuyruğu çoğu kez yuvanın dışına doğru uzanarak yuvayı belli eder. Yavrular ancak üç haftalık ol-duklarında uçmaya başlarlar.

Eşim ile birlikte 2010 yılında yaptığı-mız Panama gezimizde bu çok özel ve çok güzel kuşların peşine düştük. Quetzal’i görmek için 1500 metreyi aşan Tropikal Bulut Ormanı’na çıka-cağız. Adına Quetzal Yolu denilen bir rotayı izleyeceğiz. Bu amaç ile Pa-nama’nın Guadalupe adı verilen ka-sabasına vardığımızda akşam olmak üzere idi. Kaldığımız otel-pansiyon iki katlı, ahşap, şirin bir yapı. Minik odamız beyaz dantel örtüler ve hay-ranlık uyandıran el işlemesi renga-renk çiçeklerle süslenmiş. İkinci katı çepeçevre ahşap bir balkon çevreli-yor. Ahşap köşe direklerine suluklar asılmış. Yorgun gözlerimiz etrafı in-celerken sulukların misafirleri birer birer gelmeye başladılar. Küçük kuş-lar uzun narin gagaları ile su içer-ken, havada durmaksızın çırpınan parlak zümrüt yeşili   ve eflatunum-su kanatlarının ışıltısı görünüyordu. Heyecanla, şaşkınlıkla seyrederken birden fotoğraf makinem aklıma geldi. Telaş içinde fotoğraflarını çek-meye başladım. Derken sarı, mavi, grilerin  dansı ile başka tropikal kuş-lar katıldı şenliğe. Hem fotoğraf, çok fotoğraf çekmek istiyordum hem de dünya gözlerim ile bu muhteşem

gösteriyi izlemek. Bu iki istek içim-de dalgalanırken, güneşin batışı ile havanın kararması arasında    ruhu-muzu doyuran kısacık zaman dilimi geçiverdi. Yerini giderek perde per-de koyulaşan alacakaranlığa bıraktı. Ben farkında olmadan, çekmek ile görmek aralığında güzel görüntüler yakalamışım. O gece yorgun argın uykuya dalarken,  birkaç saat önce-sinin büyüleyici gösterisinden ba-şım dönmekte idi hala.

Ertesi sabah gün doğmadan gelen rehberimiz ile birlikte dağlara doğ-ru gezimiz başladı. Bir süre araba ile gittikten sonra, ormanın içerilerine doğru yürüdük. Bizimle birlikte bir renk cümbüşü de yürümeye başladı sanki. Bugüne kadar hiç görmediği-miz ağaçlara sarılmış, hiç görmedi-ğimiz sarmaşıkların arasından, par-lak renkleriyle harikulade çiçekler fışkırmakta idi. Orkidelerin değişik cinslerini saymak mümkün değildi. Yapraklar, bizim tanıyıp bilmediği-miz bir sanatçı tarafından bambaş-ka formlarda çizilmişlerdi. Bazı ağaç

gövdelerine, asma filizi yeşilliğinde dantel dantel yosunlar dolanmıştı. Sabahın parlak ışığı işte bu dantelle-rin narin desenleri arasından süzü-lüyordu toprağa ulaşmak için. Ulaşı-yor muydu? Ne gezer? Toprak, açık yeşil, koyu yeşil, acı yeşil, filiz yeşili, küf yeşili kısaca kaç çeşit yeşil varsa gözün algıladığı yeşil frekansında, işte o kadar farklı yeşil bitki ile kap-lanmıştı. İnce bir patikadan yürüyor-duk, öyle ki yol, ayağımızı biraz uzun bir süre havada tutsak sanki yeşile boğulup kaybolacaktı ayaklarımızın altında. Yukarılara doğru tırmanır-ken, şelaleler dibinde göllenen pırıl pırıl sulardan, devrilmiş ağaç gövde-lerinden ibaret köprülerden geçtik. İrili ufaklı nilüferlerin renkleri yansı-yordu sulara. Yarım saat kadar sonra ağaçlar arasına gizlenmiş ahşap bir bina olan mola yerine vardık. Dört bir yanına kuş sulukları asılmıştı, aynı otelimizde olduğu gibi. Sulukların etrafı bayram yeri. Sabahın ilk ışıkla-rı gökkuşağı renklerinde ışıldıyordu minik kuş kanatlarında. Mis koku-lu bir fincan kahvenin buğusunda deklanşör çıkırtıları dalgalandı yine. Bizler, mola yerinde buluşanlar, Qu-etzal aşığı küçük bir grup olmuştuk. Birlikte yola çıkıp ormanın içlerine doğru tırmanmaya başladık. Artık konuşmalar fısıltılara dönüşmüştü çünkü Quetzallerin hüküm sürdüğü topraklara girmiştik. Dikkatli rehbe-rimiz, gözü yukarılarda adım adım yürüyordu. Çok sürmedi bekleyişi-miz. Çok uzun ağaçların çok yüksek dallarını işaret ettiğinde önce gö-remedik, sonra alev kırmızısı çarptı gözlerimize. Göğüs tüylerinin alevi-ni, kanatlarının yeşil mavi serinliği kaplıyordu. Yuvarlak başını zümrüt yeşili bir ibik süslüyordu. Bir metreyi aşan kuyruk tüyleri turkuaz renkli sa-ten bir kurdele gibi dallardan aşağı-ya akıyordu. Eşimin kolunu tutarak,

Page 70: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201670

‘Bu bizim kuşumuz olsun’ dediğimi hatırlıyorum hayal meyal. Guatema-la gibi biz de bu olağanüstü güzel-likteki kuşa gönlümüzü kaptırdık ve bize ait, bizden olsun istedik. Sonra bir tane daha gördük, bir tane daha erkek Quetzal. Birkaç dişi Quetzal de gördük. Onlarca, onlarca fotoğraf çektik, ormanın binbir ayrıntısında odaklanma sorunları ile boğuşarak. Işık uygun değildi, önünü dal kapa-tıyordu ama onu ülkesinde, yuvasın-da görmenin heyecanı ve mutlulu-ğu ile.

İşte bizim unutamadığımız Quetzal maceramız böyle rüya gibi geçti. Unutulmaz güzelliği bir renk dansı halinde anılarımızda çok özel bir yer etti.

Tarih bilimcilere göre Quetzal’e hay-ranlık yeni değil, geçmişi çok eski zamanlara dayanıyor. Özellikle, gü-nümüz Meksika topraklarını da içine alan geniş bir coğrafyada, çok farklı gelenekler, çok farklı yaşam tarzı ve gelişmiş sosyal yapılarla hüküm sür-müş olan Aztek İmparatorluğu'nda Quetzal kutsal sayılmış. Harikulade tüyleri imparator ve rahipler tara-fından seremonilerde kullanılmış. Özellikle Aztek İmparatoru II. Mon-tezuma’nın başlığı, bunların en ün-lüsü. Çünkü Azteklerin gizemli dün-yasından Avrupa dünyasına miras kalarak günümüze kadar ulaşmış olan Quetzal tüyü tek başlık o.

Hernan Cortes, İspanya kralı adı-na bugünkü Meksika topraklarını 1519 yılında işgal eden komutan-dır. Tarihçilerin yorumlarına göre Aztek İmparatoru II. Montezu-ma’nın Quetzal kuşu tüylerinden yapılmış olan başlığını ilk gören be-yaz yabancı da o olmuştur. Hayran kalmış olmalı ki, daha sonra gelişen olaylar sonrası o başlığa sahip ola-rak onu saklamıştır.

Hernan Cortes, Orta ve Güney Amerika’nın İspanyollar tarafından 15. yüzyıl sonları -16. yüzyıl başla-rında girişilen yağmasına, Aztek-lerin gizemli başşehirleri Tenoctit-lan’dan başlamıştır. Günümüz Mek-sika toprakları üzerinde Aztekler tarafından 14. yüzyıl başlarında ku-rulduğu sanılan Aztek uygarlığı, bu topraklardan gelip geçen pek çok kabilenin aksine, kalıcı, gelişmiş sosyal ve geleneksel yapıya, dü-zenli kontrol edilen ticari yollara ve kurallara sahip bir imparatorluk idi. Meksika’nın başkenti Mexico şeh-rinin yerindeki bataklık alanda bir ada üzerine başkentleri Tenoctit-lan’ı kurdular. Çünkü kuzeyden göç ederek gelen Aztekler, efsaneye göre ve rahiplerinin kehaneti doğ-rultusunda, bir kaktüs üzerine kon-muş, ağzında yılan tutan kartalı ilk kez adı Texcoco olan bu adada gör-düler. Bataklık toprakları, kamıştan yapılmış dikdörtgen platformlar üzerine toprak doldurarak ekilebilir hale getirdiler ve üzerinde, tahmin-lere göre 200 bin kişinin yaşadığı gelişmiş bir yerleşim yeri yarattılar. Hernan Cortes’in gördüğü Tenoc-titlan işte böyle bir şehirdi.

Aztekler, rahiplerin kraldan sonra en yüksek statüye sahip oldukları, doğa olaylarının tanrıların memnu-niyet ve kızgınlıklarına fazlaca bağlı olduğu bir inanç sistemine sahip-tiler. Bu da onları, Tanrılarına dur-maksızın kurban veren bir topluluk haline getirmişti. Vergiye bağlanan komşu kabilelerin savaşçıları, güzel kızları, hatta çocukları, savaş esirle-ri, köleler, Azteklerin vahşi kurban adetlerinin kurbanı olmakta idi. Hem de çok sık ve çok fazla sayıda. Bu nedenle sevilmeyen hatta nefret edilen bir kabile haline gelmişlerdi. Azteklerce yerleşim yeri gizli tutu-

lan başkent Tenoctitlanın yolunu Hernan Cortes’e açan da bu nefret olmuştu. Düşman kabilelerin, Teno-ctitlan’a ulaştırdıkları İspanyol kuv-vetleri, Aztekler tarafından dostça karşılanmış ve II. Montezuma Teno-ctitlan’da kalmalarına izin vermiş-tir. Ancak her köşesi altın ışıltıları ile dolu olan Tenoctitlan ve Aztek insanlarının üzerlerini süsleyen değerli takılar, kısa bir süre sonra küçük çaplı talanlara sahne olmuş, II. Montezuma’nın fazla üzerinde durmamasına rağmen Aztek ileri gelenleri ve savaşçılarının sert tep-kisine neden olmuştur. Çıkan karı-şıklıkta Hernan Cortes, II. Montezu-ma’yı öldürmüş ancak birlikleri ile birlikte Tenoctitlan’ı terk etmek zo-runda kalmıştır. Geri kalan askerle-rini toplayan ve yerli kabilelerin de katılımı ile güçlenen Hernan Cortes, 1520 yılında Tenoctitlan’ı ele geçir-miş, yerle bir etmiş ve yüzyılının en büyük katliamlarından birini ger-çekleştirmiştir. Ama unutamadığı II. Montezuma’nın Quetzal Tüyü baş-lığını bu kargaşada ele geçirmiş ve korunmasını sağlamıştır. Ancak acı-masızlığı ve katliamları öylesine ün yapmıştır ki 1541 yılında İspanya'ya geri çağrılarak yetkileri azaltılmıştır. Bu arada başlık da Meksika’da ko-runduğu yerde kalmıştır.

Bu olaylar ile kaderi değişen bu top-raklarda, 300 yıl boyunca altın - gü-müş talanı ve katliamlar durmamış, durulmamıştır. Madenlerde, tarlalar-da ölesiye çalıştırılan yerli erkekler tükenmiş, Afrika’dan durmaksızın taşınan köleler de yetmez olmuştur. Gelip yerleşen İspanyollar kendi şe-hirlerini kurmuşlar. Kimi ailelerini de yeni İspanya topraklarına getirmiş, kimi ise yerli kadınlarla yaşayıp me-lez çocuklara sahip olmuşlar. Ama öyle bir sosyal yapı geliştirmişler-

Page 71: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 71

dir ki, her şeye sahip olanlar hakiki İspanyol kanı taşıyanlardı. Mestizo denilen melezler gerçek çocukları kabul edilmemiş, daima ikinci sınıf olmuşlardır. 1800’lere gelindiğinde artık saf İspanyol kanı taşıyan ama bu topraklarda doğmuş çocukların kuşakları, anavatan İspanya’ya bağ-lılıklarını kaybettiler. Tüm zenginlik-leri İspanya’ya aktarıyor olmaktan bıkkın ve öfkeli idiler. Çok önceleri başlamış olan bağımsızlık hareket-leri pek çok cana ve kana mal olarak 1810 yılında Meksika’nın bağımsızlı-ğını getirdi.

Ama çileler bitmemişti. 1846 yılın-da başlayıp iki yıl süren Meksika - Amerika Birleşik Devletleri savaş-larında yenilen Meksika, toprak-larının yarısını kaybetti ki bu da 2 milyon kilometrekare gibi muaz-zam büyüklükte bir toprak parçası idi. 1861 yılında Fransa, Napolyon ve artçıları Avrupa’yı kasıp kavu-rurken, İspanya’nın zor durumda olmasından yararlanarak Meksi-ka’yı işgal etti. Avusturya İmpa-ratorluk Ailesi’ne mensup olan I. Maximilian, Fransa İmparatoru III. Napolyon ve Meksika’da monarşi yanlısı bir grup destekçi tarafından 1864 yılında Meksika İmparatoru ilan edildi. Amerika Birleşik Dev-letleri başta olmak üzere pek çok devlet bu atamayı tanımadı. Sade-ce 3 yıl süren Meksika İmparator-luğu sırasında I. Maximilian, yeni ülkesine sahip çıkabilmek adına bazı çalışmalar yaptı ise de Cum-huriyetçilerin başkaldırılarını bas-tıramadı. Başlarında Benito Juárez olan  Cumhuriyetçiler  tarafından yakalanıp Santiago de Queréta-ro’da 1867 yılında  kurşuna dizildi. Kısa süren hükümdarlığı sırasında konumuz ile ilgili yaptığı en önem-li şey, Hernan Cortes tarafından

II. Montezuma’nın kesilen başın-dan alınan Quetzal tüyü başlığı büyük bir hayranlıkla Avrupa’ya, Avusturya’nın başkenti Viyana’ya göndermesidir. Böylece kıta de-ğiştiren, türünün en güzel örneği, günümüzde Viyana’da bir müze-de sergilenmekte. Mexico City’de Chapultepec’deki eski kale saray, günümüzde muazzam bir müzeye dönüştürülmüş ve bu müzenin Az-tek medeniyetine ayrılan salonla-rında Aztek İmparatoru II. Monte-zuma’nın Quetzal tüyü muhteşem başlığının birebir benzeri sergi-lenmektedir. Gördüğümde hayran kalmıştım. Benzeri olduğunu öğ-rendiğimde, aslını da görme isteği hiç zaman kaybetmeden aklımın bir köşesine yerleşmişti.

Orta Amerika’nın muhteşem gü-zellikteki kuşu Quetzal, sıcak bulut ormanlarının nemli derinliklerinde yaşarken, güzelliğiyle insan yaşam-larına karışmış. Aztek asillerinin, festivallerin, seremonilerin kıymet-lisi olmuş. Bazıları güzel kuyruk teleklerini bu nedenle kaybetmiş. Tarihin ilgili sayfalarında yer alırken

de, bir ülkeye sembol olarak parası-nın başköşesine yerleşmiştir.

Quetzal, dünyada bilinen, bir pa-raya ismini vermiş tek kuş türüdür. Tabii aynı neden ile de, Guatema-la’nın güzel parası Quetzal, dünya-da bilinen, bir kuşun adı ile anılan tek paradır.

Ekonomist olmadığım halde dünya paralarının geçmişlerini ve adları-nın anlamlarını araştırma isteğini aklıma düşüren de yine aynı güzel-ler güzeli Quetzal kuşudur inanın.

Dünyamızın farklı kıtalarında, ülke-lerinde, farklı coğrafyaların değişik tarihsel dönemlerinde, sömür-gelerden bağımsızlık savaşlarına, kabile takaslarından günümüz pa-ralarına kadar kısaca birbirinden farklı döngülerin belki de merakla-rınızın hiç uğramadığı kavşaklarına götürdüm sizleri. Umarım ilginizi çekmiştir. Bu satırlarıma kadar oku-mayı sürdürdüyseniz ilginizi çek-miştir bence. Öyle ise başka ilginç dünya parçalarında ve tarihin yap-rakları arasına gizlenmiş gizemli olaylarda buluşmak dileğiyle şim-dilik hoşçakalın.

Page 72: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201672

İnsan kaynaklı faaliyetlerin neden olduğu küresel ısınma-nın iklim üzerindeki etkilerine karşı uluslararası alanda atılan ilk ve en önemli adım 1992 yılında Rio de Janeiro’da düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda imzaya açılan BM İklim Değişikliği Çerçe-ve Sözleşmesi’dir (BMİDÇS - United Nations Framework Convention on Climate Change). 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe giren sözleşmeye halen, aralarında ülkemizin de bulunduğu 193 ülkenin yanısıra, Avrupa Birliği (AB) de taraftır. Sera gazı salınımlarının dünyanın her yerinde artmaya devam etmesi ve iklim değişikliğinin olumsuz et-kilerinin giderek daha fazla hissedilir olması üzerine, özel-likle gelişmiş ülkelerin kararlı ve bağlayıcı yükümlülükler almaları için BMİDÇS’ye taraf ülkeler mevcut sözleşmenin niteliğini güçlendirmek amacıyla, Kyoto Protokolü’nü (KP) müzakere etmeye başlamışlardır. İki buçuk yıl süren mü-zakereler sonucunda protokol, sözleşmenin 1997 yılında Kyoto’da yapılan 3. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiş-tir. Protokol, Mart 1998-Mart 1999 arasında New York’ta imzaya açık kalmıştır. KP, 2005 yılında Rusya Federasyo-nu’nun onaylamasıyla yürürlüğe girmiştir (Dışişleri Bakan-lığı web sayfası).

Karbon Ticaretinde Finansal Araçlar

Elektrik SektöründeYeni Finansal Araçlarve

III

Bilimsel ve teknik

bilgilenme ve yasal bir

çerçeve için hazırlık

Eylem stratejileri

Yasal yüküm

lülük hedefleri

Yasal yükümlülükleri

yürütme etkinlikleri

(Kyoto kuralları)

İDÇS M

arakeş Anlaşması (Kasım

2001)

İDÇS Bonn Anlaşması (T

emmuz 2001)

İDÇS Buenos Aires Eylem Planı (Kasım 1998)

İDÇS Kyoto Protokolü (A

ralık 1997)

İDÇS Berlin Buyruğu (Nisan 1995)

BM İklim

Değişikliğ

i Çerçevesi S

özleşmesi (1992)

BM Çevre ve Kalkınma Konferansı (1992)

WMO İkinci Dünya İklim Konferansı (1

990)

Nordwijk Bakanlar Konferansı (1989)

BM Küresel İklim

in Korunması Kararı (1

988)

WMO/UNEP IP

CC'nin kuruluşu (1988)

Değişen Atmosfer Toronto Konferansı (1988)

WMO Birinci Dünya İklim

Konferansı (1979)

Page 73: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 73

Kyoto Protokolü, sera etkisi yaratan gazların salını-mında belirli bir süre içerisinde belirli ölçüde indirime gidilmesi konusunda belirli bir eylem planıdır. Bu pro-tokol ile hedeflenen, sera gazı emisyon salınımlarının çevreye olan olumsuz etkilerini düşürmektir. Protokole göre, “kirletici” olarak adlandırılan bütün ülkelere 1990 yılı salınım seviyelerine göre emisyon kredisi verilmiştir. Bu krediler ülkeler içindeki çeşitli endüstrilere yaptıkları kirletme miktarlarına göre dağıtılmıştır. Yine bu proto-kole göre emisyon oranlarını azaltacak üç mekanizma bulunmaktadır. Bunlardan ilki ortak yürütme mekaniz-masıdır. Bu mekanizmaya göre emisyon hedefi belirlen-miş bir ülke, emisyon hedefi belirlenmiş başka bir ülke-de, emisyon azaltıcı projelere yatırım yaparsa, emisyon azaltma kredisi kazanır ve kazanılan bu krediler toplam hedeften düşülür. İkinci mekanizma, temiz kalkınma mekanizmasıdır. Bu mekanizmaya göre, limitinden çok salınım yapan bir ülke, emisyonunu düşürmek yerine gelişmekte olan ülkelerden birindeki çevresel bir proje-ye katkıda bulunabilir. Böylece yaptığı bu katkıdan do-layı da yeni emisyon kredileri kazanır. Üçüncü mekaniz-ma, emisyon ticareti mekanizmasıdır. Emisyon hedefi belirlenmiş ülkeler, taahhüt ettikleri indirimi tutturmak için ilave olarak kendi aralarında emisyon ticareti yapa-bilme imkanı tanımaktadır. Emisyon hedefi belirlenmiş bir firma, emisyon hedefi belirlenmiş bir ülkede salınım azaltıcı projelere yatırım yaparsa emisyon azaltma kre-disi kazanır (KARAKAYA & ÖZÇAĞ, 2004). Oluşturulan emisyon kredi piyasası bu protokole uyumu sürdürmek için kullanılan bir araçtır. Emisyon piyasası, üreticilerin pahalı çözümler yerine daha optimal kararlar almaları-na olanak sağlamaktadır.

Türkiye; BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (BMİDÇS) 24 Mayıs 2004, Kyoto Protokolü’ne ise 26 Ağustos 2009 tarihinde taraf olarak iklim değişikliğiyle mücadelede yerini almıştır. Uluslararası sözleşmeler-den kaynaklanan yükümlülüklerin yanısıra AB mükte-sebatına uyum hedefi doğrultusunda Türkiye, karbon piyasalarının oluşturulması ve emisyon ticaret meka-nizmalarının kurulmasından sorumludur.

Küresel iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde 2001 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koordinasyonunda İklim Değişikliği ile Mücadele Koordinasyon Kurulu teşkil edilmiştir. Ayrıca, Türkiye 2006 yılından bu yana her yıl BMİDÇS çerçevesinde “Ulusal Sera Gazı Emisyon Envan-teri”ni BMİDÇS Sekretaryasına sunmaktadır.

Türkiye’nin Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi (2010 - 2020), Nisan 2010’da Yüksek Planlama Kurulu tarafın-dan onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Strateji Belgesin-de Türkiye’nin orta ve uzun vadede sera gazı emisyon-larının kontrol altında tutulması, teknoloji transferi ve iklim değişikliği ile mücadelenin finansmanı gibi konu-lara ilişkin politikalar yer almaktadır. Türkiye’nin 2008-2012 döneminde Kyoto Protokolü çerçevesinde emis-yon azaltım yükümlülüğü bulunmamaktadır.

2013 yılında Varşova’da düzenlenen taraflar konferan-sında BMİDÇS Sekretaryası tarafından tüm ülkelere 2015 yılında Paris’te düzenlenecek olan taraflar konferansında sera gazı emisyonlarının azaltılması yönünde sağlayabi-lecekleri katkıları belirlemeleri çağrısında bulunuldu.

Temiz Kalkınma Mekanizması (TKM): BMİDÇS Ek-1 ülkelerinin Kyoto Protokolü’nün üçüncü maddesinde sa-yısal olarak belirlenmiş emisyon salınımlarını sınırlandır-mak ve azaltma yükümlülüklerini yerine getirmek üzere bir araç olarak yer almaktadır. TKM ile BMİDÇS’nin Ek-1 ülkeleri, gelişmekte olan ülkelerde yaptıkları emisyon azaltma, ormanlaştırma ya da yeniden ormanlaştırma projelerini finanse ederek emisyon sertifikası elde etmek-tedirler. Bu tür projeler yatırımın yapıldığı ev sahibi ülke-nin sürdürülebilir kalkınmasına destek olmakta, projeyi finanse eden Ek-1 ülkesine azaltılmış emisyonları kendi envanterine kayıt etmesi sağlanmaktadır. Bu yöntemle elde edilen ve kayıt edilen emisyon miktarı eşdeğeri ‘CER Sertifikası’ olarak adlandırılmaktadır. Böylece projeyi uy-gulayan Ek-1 ülkesi kazandığı CER miktarı kadar ilave emisyon salma hakkı elde etmektedir (ARI, 2010).

Ortak Yürütme Mekanizması (OYM): Proje tabanlı bir mekanizmadır. Ek-1 ülkeleri OYM ile kendi aralarında emisyon azaltıcı projelerin yapılmasını veya yutak alan-ların artırılmasını gerçekleştirmektedir. Bu tür projeler sonucu yatırım yapan ülkeler ‘ERU Sertifikası’ kazana-rak, bunu kendi ülke taahhüdünü yerine getirmede ya da piyasalarda satmak için kullanmaktadır. Ev sahibi ülkede yapılan emisyon azaltım faaliyetleri sonucu ka-zanılan emisyonlar ev sahibi ülkenin AAU’ndan düşür-mektedir (ARI, 2010).

Uluslararası Emisyon Ticareti: Genel olarak emisyon ticareti, çevresel amaçlara ve hedeflere ulaşabilmek için insan faaliyetleri sonucu oluşan sera gazı emisyonları-nın azaltılmasında toplam maliyetin düşürülmesi için kullanılan bir araçtır. Emisyon ticaretinde, emisyon ser-tifikalarının veya tahsisatlarının alım satımı gerçekleşti-rilmektedir (ARI, 2010).

Page 74: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201674

Dünyanın önemli finans merkezlerindeki borsacılar, bu yüzyılın en önemli ticari malların-dan biri olarak emisyon sertifikasını görmektedirler. Önümüzdeki yıllarda emisyon sertifi-kası borsalarının en büyük ticari borsalardan biri olacağı pek çok piyasa analisti tarafından tahmin edilmektedir. Emisyon ticaretinde, ticareti yapılan varlıklar, emisyon sertifikasıdır. Emisyon sertifikası belirli bir zaman diliminde, tanımlanmış olan sera gazlarının sayısal olarak belirlenmiş miktarlarının salınması hakkı veya proje faaliyetleri (TKM ve OYM) so-nucu elde edilen emisyon azaltımı miktarının karşılığıdır (ARI, 2010).

Temiz Kalkınma Mekanizması (TKM) ve Ortak Yürütme (OYM) proje tabanlı mekanizma-lar iken, Emisyon Ticareti piyasa temelli bir mekanizmadır. Proje tabanlı mekanizmalarda üretilen emisyon sertifikaları bir değer olarak piyasa temelli emisyon ticareti sisteminde işlem görebilmektedir. Emisyon ticareti piyasasında yer alan sertifikalar iki farklı şekilde oluşabilmektedir. Birincisi Kyoto Protokolü’ne taraf ve Ek-B listesinde yer alan ülkelerin Ek-B’deki emisyon tahsisatlarının ticaretinin yapılması; ikincisi de proje tabanlı mekaniz-malar olan TKM ve OYM projelerinden kazanılan emisyon sertifikalarının ticaretinin yapıl-masıdır (ARI, 2010).

Gönüllü Emisyon Ticareti: Uluslararası hukuki bir taahhütten bağımsız olarak gönüllü-lük ilkesi çerçevesinde emisyon azaltım maliyetini düşürmeyi amaçlamaktadır. Bu ticaret, kamu kuruluşlarına, özel şirketlere, sivil toplum kuruluşlarına, uluslararası organizasyon-lara ve şahıslara açık yapıdadır. Gönüllü emisyon ticaretinde yer alan ilgili taraflar, hükü-met politikaları ve hedeflerinden bağımsız olarak sera gazı emisyonlarını gönüllü olarak azaltmayı ve/veya denkleştirmeyi hedeflemektedir. Gönüllü piyasadan alınan emisyon sertifikaları ülkelerin Kyoto Protokolü kapsamındaki taahhütlerini karşılamada kullanıla-mamaktadır. Türkiye’de gönüllü emisyon ticareti yapılmaktadır.

Fosil yakıtların tükenme eğilimi içersinde olması, çevreye olan zararlı etkileri ve ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının giderek artması gibi nedenler yenilenebilir enerjinin çeşitli teşvik mekanizmalarıyla desteklenmesini sağlamıştır. Aşağıda yenilenebilir enerji teşvik-lerine ilişkin mevzuat incelenecektir.

5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da 6094 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle yenilenebilir enerji destek mekaniz-ması oluşturulmuştur. Söz konusu mekanizma kapsamında yenilenebilir enerji kaynakla-rından üretilen elektriğe kaynak bazında 10 yıl süre alım garantisi getirilmiştir. Aşağıdaki tabloda kaynaklar bazında alım fiyatları yer almaktadır.

Yenilenebilir Enerji Kaynağına Dayalı

Üretim Tesis Tipi

Uygulanacak

Fiyatlar

(USD cent/kWh)

Azami Yerli Katkı

İlavesi

(USD cent/kWh)

Toplam

Destek

(USD cent/kWh)

Hidroelektrik üretim tesisi 7,3 2,3 9,6

Rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi 7,3 3,7 11

Jeotermal enerjisine dayalı üretim tesisi 10,5 2,7 13,2

Biyokütleye dayalı üretim tesisi (çöp gazı dahil) 13,3 5,6 18,9

Güneş enerjisine dayalı üretim tesisi 13,3 6,7 20,0

Page 75: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 75

6094 sayılı Kanun’un yayımı tarihi itibariyle işletmede olanlar dâhil, 31/12/2015 tarihine kadar işletmeye gire-cek bu Kanun kapsamındaki yenilenebilir enerji kaynak-larına dayalı üretim tesislerinden, ulaşım yollarından ve lisanslarında belirtilen sisteme bağlantı noktasına kadar ki TEİAŞ ve dağıtım şirketlerine devredilecek olanlar da dâhil enerji nakil hatlarından yatırım ve işletme dönem-lerinin ilk on yılında izin, kira, irtifak hakkı ve kullanma izni bedellerine %85 indirim uygulanmaktadır.

Ayrıca milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı ko-ruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban haya-tı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma bölgelerin-de ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise, ilgili koru-ma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir. Aynı Kanun’un yatı-rım dönemi uygulamalarını düzenleyen 7. maddesine göre; yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak sade-ce kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla azami bin kilovatlık kurulu güce sahip izole elektrik üretim tesisi ve şebeke destekli elektrik üretim tesisi kuran gerçek ve tüzel kişilerden kesin projesi, planlaması, master planı, ön incelemesi veya ilk etüdü DSİ veya YEGM tarafından hazırlanan projeler için hizmet bedelleri alınmamakta-dır. Ayrıca bu Kanun kapsamında;

■ Enerji üretim tesis yatırımları,

■ Kullanılacak elektro-mekanik sistemlerin yurt içinde imalat olarak temini,

■ Güneş pilleri ve odaklayıcılı üniteler kullanan elekt-rik üretim sistemleri kapsamındaki yapılacak Ar-Ge ve imalat yatırımları,

■ Biyokütle kaynaklarını kullanarak elektrik enerjisi veya yakıt üretimine yönelik Ar-Ge tesis yatırımları,

Bakanlar Kurulu kararı ile teşviklerden yararlandırılabi-lecektir. 4628 sayılı Kanun ile yenilenebilir enerji kay-naklarına dayalı, kurulu gücü azami bin kilovatlık üre-tim tesisi ile mikro kojenerasyon tesisi kuran gerçek ve tüzel kişiler, lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğün-den muaf tutulmuştur.

EPLY’ye göre, yerli doğal kaynaklar ile yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi kurmak üzere lisans al-mak için başvuruda bulunan tüzel kişilerden lisans alma

bedelinin %10’u dışında kalan tutarın tahsil edilmeyece-ği, yerli doğal kaynaklar ile yenilenebilir enerji kaynakla-rına dayalı üretim tesisleri için ilgili lisanslara derç edilen tesis tamamlanma tarihini izleyen ilk 8 yıl süresince yıllık lisans bedeli alınmayacağı; yine ilgili Yönetmelikte, lisan-sı kapsamındaki üretim tesisini tamamlamadan kendi talebi ile lisansını sona erdirmek isteyen üretim veya otoprodüktör grubu lisansı sahibi tüzel kişiler ile yerli doğal kaynaklar ve yenilenebilir enerji kaynaklarına da-yalı otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişilerden, lisansları kapsamındaki üretim tesisi için, içerisinde bulunulan yıl itibariyle geçerli olan lisans alma bedelinin tamamının defaten tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

Perakende satış lisansı kapsamında piyasada yürütüle-bilecek faaliyetler kapsamında perakende satış lisansı sahibi tüzel kişiler, serbest olmayan tüketicilere satış amacıyla yapılan elektrik enerjisi alımlarında, yenile-nebilir enerji kaynaklarına dayalı bir üretim tesisinde üretilen elektrik enerjisi satış fiyatı; TETAŞ’ın satış fiya-tından düşük veya eşit olduğu ve daha ucuz bir başka tedarik kaynağı bulunmadığı takdirde, öncelikli olarak söz konusu yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üre-tim tesisinde üretilen elektrik enerjisini satın almakla yükümlüdür.

Diğer taraftan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı faaliyet gösteren üretim tesislerine, sisteme erişim ve sistem kullanım hakları konusunda da EPLY’de öncelik tanınmıştır. Bu kapsamda; yerli doğal kaynaklar ile ye-nilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerine, TEİAŞ ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafın-dan, sisteme bağlantı yapılmasında öncelik tanınmak-tadır.

EPLY’de üretim lisansına ilişkin genel hükümlerin dü-zenlendiği 19. maddeye göre; 14/04/2009 tarih ve 27200 sayılı “Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği (DUY)” uyarınca yük alma ve yük atma tekliflerinin Piya-sa Mali Uzlaştırma Merkezi’ne (PMUM) zamanında ve-rileceği ve Ulusal Yük Dağıtım Merkezi (UYDM) tarafın-dan verilen yük alma ve yük atma talimatlarına uygun hareket etmesi zorunludur. Ancak bölgesel ısıtma ve müşterilerine ısı ve buhar sağlama taahhütleri bulunan jeotermal üretim tesisleri, rezervuarı olmayan hidroe-lektrik üretim tesisleri, rüzgâr, güneş, gel-git ve dalga enerjisine dayalı üretim tesisleri bu hükmün dışında tutulmuştur.

Page 76: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201676

Diğer taraftan kanal veya nehir tipi hidroelektrik üretim tesisleri, rüzgâr enerjisine dayalı üretim tesisleri, güneş enerjisine dayalı üretim tesisleri, dalga enerjisine dayalı üretim tesisleri, gel-git enerjisine dayalı üretim tesisleri, kojenerasyon tesisleri, jeotermal üretim tesisleri den-geleme birimi olma yükümlülüğünden muaf tutulmuş-tur. Ancak ilgili piyasa katılımcısı tarafından talep edil-mesi ve Sistem İşletmecisi tarafından uygun bulunması halinde dengeleme birimi olabilirler.

Ayrıca, 31/12/2015 tarihine kadar üretim tesislerinin sisteme bağlantısı için yeni iletim tesisi yapılmasının gerekli olduğu hallerde; bu tesislerin yapımı için TE-İAŞ’ın yeterli finansmanının mevcut olmaması duru-munda, söz konusu yatırımlar, bu tesise bağlantı ta-lebinde bulunan tüzel kişi veya kişilerce müştereken yapılabilmekte veya finanse edilebilmektedir. Yapılan yatırımın tutarı ilgili tüzel kişi veya kişiler ile TEİAŞ ara-sında yapılacak tesis sözleşmesi ile Bağlantı ve Sistem Kullanım Antlaşmaları çerçevesinde geri ödenir. 5784 sayılı Kanun’a göre 31/12/2012’ye kadar işletmeye gire-cek lisanslı tüzel kişilere işletmeye giriş tarihinden itiba-ren 5 yıl iletim sistem kullanım bedelinde %50 indirim yapılmaktadır. Üretim tesislerinin yatırım döneminde, üretim tesisleriyle ilgili yapılan işlemler ve düzenlenen kâğıtlar damga vergisi ve harçtan müstesnadır.

Yatırım döneminde arazi ihtiyacının karşılanmasına ilişkin çeşitli teşvikler de verilmektedir. 5346 sayılı Ka-nun’da arazi ihtiyacına ilişkin uygulamalar hakkında aşağıdaki hükümler yer almıştır:

■ Orman vasıflı olan veya Hazinenin özel mülkiyetinde ya da Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ta-şınmazlardan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi yapılmak amacıyla tesis, ulaşım yolları ve şebekeye bağlantı noktasına kadarki enerji nakil hattı için kullanılacak olanlar hakkında ÇOB veya Maliye Bakanlığı (MB) tarafından bedeli karşılığında izin verilir, kiralama ya-pılır, irtifak hakkı tesis edilir veya kullanma izni verilir.

■ Yukarıda belirtilen amaçlarla kullanılacak taşınmazla-rın 25.02.1998 tarih ve 4342 sayılı “Mera Kanunu” kapsa-mında bulunan mera, yaylak, kışlak ile kamuya ait otlak ve çayır olması halinde, Kanun hükümleri uyarınca bu taşınmazlar, tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescil edilir. Bu taşınmazlara ilişkin olarak, MB tarafın-dan bedeli karşılığında kiralama yapılır veya irtifak hak-kı tesis edilir.

■ 31.12.2012 tarihine kadar devreye alınacak bu tesis-lerden, ulaşım yollarından ve şebekeye bağlantı nokta-sına kadarki enerji nakil hatlarından yatırım ve işletme dönemlerinin ilk 10 yılında izin, kira, irtifak hakkı ve kul-lanma izni bedellerine %85 indirim uygulanır. Orman köylüleri kalkındırma geliri, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü geliri alınmaz.

■ Bu Kanun kapsamındaki hidroelektrik üretim tesisle-rinin rezervuar alanında bulunan Hazine’nin özel mül-kiyetindeki ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz mallar için MB tarafından bedelsiz olarak kul-lanma izni verilir.

5346 sayılı Kanun’un 7. maddesine göre yeterli jeoter-mal kaynakların bulunduğu bölgelerdeki valilik ve be-lediyelerin sınırları içinde kalan yerleşim birimlerinin ısı enerjisi ihtiyaçlarını öncelikle jeotermal ve güneş ter-mal kaynaklarından karşılamaları esastır.

18.04.2007 tarih ve 5627 sayılı “Enerji Verimliliği Kanu-nu’nun (EVK) 7. maddesinde enerji verimliliğinin artı-rılmasına ilişkin uygulamalar belirlenmiştir. Bu mad-deye dayanılarak hazırlanan “Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına İlişkin Yönetmelik” 25.10.2008 tarih ve 27035 sayılı Resmi Ga-zete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Yönetmeliğin 30. maddesinde; araştırma ve geliştirme projesi yürüten ve/veya destekleyen kamu kurum ve kuruluşlarının;

■ Yerli tarım ürünlerinden üretilen biyoyakıtların mali-yetinin düşürülmesi ve performansının artırılması,

■ Biyokütle kaynaklarından biyoyakıt veya sentetik ya-kıt üretim teknikleri,

■ Su, rüzgâr, güneş ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak ekonomik olabilecek hidrojen üretim tekniklerine

yönelik projelere öncelik vereceği ve başarıyla sonuç-landırılan projelerin uygulamaya geçilmesi yönünde tanıtım etkinlikleri ile birlikte teknik destek sağlayacağı belirtilmiştir.

Enerji Sektörü Araştırma Geliştirme Projeleri Destek-leme Programı (ENAR) Yönetmeliği 08.06.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmelik kapsamın-da aşağıdaki konulardan en az birini kapsayan projeler desteklenecektir.

Page 77: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 77

Yerli Enerji Kaynakları Potansiyelinin ve Kullanı-mının Geliştirilmesi

Yenilenebilir/Yeni/Temiz Enerji Teknolojileri

Enerji Elektro-Mekanik Teçhizatı İmalat Teknolo-jileri

Enerji Verimliliği Teknolojileri

Zararlı Emisyonları Azaltma Teknolojileri

Çevrim Teknolojileri

Enerji İletim ve Dağıtım Teknolojileri

Doğal gaza dayalı tesisler hariç her türlü elektrik üretim yatırımı, “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” kapsamında da desteklenmek-tedir. Genel teşvik uygulamaları kapsamında KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti sağlanmak-la birlikte söz konusu Karar’da belirtilen koşulla-rı taşıması halinde özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarının “stratejik yatırımlar” kapsamında değerlendirilerek daha yoğun bir şekilde teşvik edilmesi de mümkündür.

SONUÇ

Türkiye özellikle son 10 yıldır bölgesel güç olma iddiasını istikrarlı şekilde yürütmektedir. Bu id-dianın gerçekleşebilmesi için gerekli temel bile-şenlerden biri ekonomik istikrardır. Diğer taraftan ekonomik ve siyasi istikrara hem katkı veren hem de ihtiyaç duyan diğer bir bileşen ise, enerji arz güvenliğidir. Enerji kaynaklarına ve yutaklarına yakın olan Türkiye’nin enerji terminali olması, enerji yatırımlarını finanse edecek sistemi kur-masıyla ilişkisi, pozitif ve güçlü bir korelasyon içermektedir. Bu korelasyonun temel parametre-leri, sermayenin kabul edeceği bir ülke riski, yatı-rımcının tatmin olacağı bir risk primi ve bölgesel işbirliği ile sağlanacak siyasi istikrardır. Bu yalın mekanik yaklaşımın yanı sıra, Türkiye açısından en stratejik sonuç, refah seviyesinin göreli olarak artırılmasında enerjinin nispi payını yükseltirken elde ettiği ekonomik ve deneyim kazanımlarını diğer sektörlere anında aktararak çapraz devinim etkisi ile makro kalkınmayı hızlandırmasıdır. Unu-tulmamalıdır ki; istikrarlı kalkınma, senkronize edilmiş uzun vadeli sektörel planlamalarla sağla-nabilecektir.

KAYNAKÇA*

■ (tarih yok). Dışişleri Bakanlığı Web Sayfası: http://www.mfa.gov.tr/birles-mis-milletler_iklim-degisikligi-cerceve-sozlesmesi-_bmidcs_-ve-kyoto-proto-kolu-_.tr.mfa adresinden alındı■ ARI, İ. (2010). İklim Değişikliği İle Mücadelede Emisyon Ticareti ve Türkiye Uy-gulaması. DPT Uzmanlık Tezleri. ANKARA, TÜRKİYE.■ AŞIK, B. (2011). Türkiye’de Kamu Özel Sektör Ortaklıklarının Hukuki Statüsü. Ernst-Young.■ BAŞOĞLU, T. (2005). Enerji Türevleri ve Türkiye’de Uygulanabilirliği, Yüksek Li-sans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi.■ CEYLAN, A., & KORKMAZ, T. (1998). Borsada Uygulamalı Portföy Yönetimi. BUR-SA: Ekin Kitapevi.■ DEKTMK. (2007). Elektrik Enerjisi Ticareti Çalışma Grubu Raporu. ANKARA: DEK-TMK.■ ERDOĞAN, E. (2006). Enerji Türev Piyasaları. Yüksek Lisans Tezi. Zonguldak, Tür-kiye.■ FUSARO, P. C., & VASEY, G. (2005). Hedge Funs Change Energy Trading. Inerna-tinal Research Center for Energy and Economic Development.■ HINZ, J. (2000). Challenges in Pricing of Electricity Risk. Houston Business Jour-nal.■ KARAKAYA, E., & ÖZÇAĞ, M. (2004). İklim Değişikliği ve Kyto Protokolü Çerçeve-sinde Türki Cumhuriyetlerin Durumu.■ KARAN, M. B. (2004). Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi. ANKARA: Gazi Kita-pevi.■ MAXANT, R. (1997). Clarty in Understanding Electricity Contracts and Their As-sociates Risks. Sofy White Paper.■ MCCANN, K., & NORDSTORM, M. (1995). Energy Derivatives: Crude Oil and Na-tural Gas. CHICAGHO.■ SAKARYA, Y. (2009). Enerji Yatırımlarının Finansmanında Alternatif Yatırım Mo-deli Önerisi., (s. 1).■ TSPAKB. (2011). Menkul Kıymetler ve Diğer Sermaye Piyasası Araçları. Ankara: TSPAKB.

* Dergimizin 639-640-641. sayılarında yayımlanan Elektrik Sektöründe Yeni Fi-nansal Araçlar ve Teşvik Sistemi Uygulamaları I-II-III yazı dizisinde kullanılmış olan kaynakları içermektedir.

Page 78: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201678

Kronik HastalıkvePsikolojiIIYazımın birinci kısmında bir yaşam krizi olan fiziksel hastalıkları akut ve kronik hastalıklar olarak iki başlık halinde toplamıştım. Konumuz süreğen, kalıcı, yaşam kalitemizi oldukça etkileyen yani yaşam boyu bizimle olan kronik hastalıklar çer-çevesinde devam edecek.

Hastalığı öğrendiğimiz anda başlayan süreç, bir iyileşmeden söz edemeyeceği-miz fakat uyum sağlayabileceğimiz bir süreçtir. Çünkü kronik hastalıklarda iyileş-me yoktur, uyum vardır. Bu nedenle de evrensel olarak tüm insanlar kronik has-talık tanısı aldıklarında; şok/inkar, kızgınlık/öfke, pazarlık/ümit etme, depresyon ve en nihayet kabul etme/uyum süreçlerini yaşarlar.

Sonuçta kaybedilen bir organ, bir yeti, sosyal bir statü, bir davranış kalıbı ve en önemlisi sağlıktır. Bu yüzden kendi bedenimizde yaşadığımız bu kayıp bizim için kaçınılmaz bir acı süreci başlatarak bize geçmiş kayıplarımızı hatırlatır. Ancak süreç ruh sağlığı uzmanlarının desteği ile düzgün şekilde yaşanırsa psikolojik büyüme için bir araç haline getirilebilir.

Bugün en yakınlarınızdan bile bu tanıyı sık sık duyar olduk: “kanser”miş! Çağın neredeyse önüne geçilmesi imkânsız olduğu düşünülen en önemli sorunu kan-ser. Ölümcül hastalıklar içerisinde kamunun duymaktan korktuğu hastalık. Sık rastlanan bir problem olduğu için kansere de biraz değineceğim.

Kanser, ölümü ve yaşam üzerindeki kontrolün sınırlılığını sembolize eden kronik bir hastalıktır. Ancak herhangi bir durum gibi kanser de bireyden bireye farklı tepkiler alınabilecek bir “durumdur”. Burada tehdit yaşam olduğu için durumun ciddiyeti artmıştır. Fakat yine de türüne, safhasına, şiddetine, semptomlarına ve bunlardan daha önemli olarak “kişiye” göre değişen algılar oluşturur ve buna bağlı olarak farklı yaşanır.

Bilinmeyen bir tehlikenin, ızdırap ve acının, suçluluk ve utanç duygusunun, izo-lasyonun, karışıklık ve kavganın sembolüdür. Üzerindeki bu ağır kültürel yük nedeniyle kanser ile ilgili mesaj verilmesinin ardından kriz olarak tanımlanabi-lecek, yukarıda bahsettiğim aynı duygusal tepkiler ortaya çıkar. Ancak şiddeti daha fazla olabilir.

Page 79: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 2016 79

Hastalık üstündeki kişisel kontrolü yitirmemek her insan için önemlidir. Çünkü kontrol altına alabilme duygusu fiziksel ve özellikle psikolojik açıdan bizi rahatlatır.

Page 80: Sebahittin Korkmaz y TSE Ba · Periyodik muayene kapsamında 260 bin 636, ani muayene kapsamında 237 bin 32, = ikayetler kapsamında 131 bin 25 ve stok muayenesi kapsamında 272

standard nisan 201680

Duruma uyum sağlamaları için ailelerin, farklı tepkiler geliştirmeleri gerekir. Denge kesinlikle bozulur; aile içindeki beraberlik ve destek duygusu adeta teste tabi tutulur. Bu süreçte önemli olan; hastalık gibi istenme-yen bir durumu bile ailesel gelişim için bir araç olarak kullanabilmektir!!! Yani hastalık durumunda ailece da-ğılmak yerine, kenetlenerek hastalıkla ve onun getirdiği yeni yaşam şartlarıyla hep birlikte mücadele edip haya-tı farklı bir formatta yaşamaya alışmak gerekir. Hastala-nan kişinin ailedeki rolü ailenin duruma verdiği tepkiyi değiştirir. Örneğin hastalanan;

■ Baba ise; iş- ekonomik durum sıkıntı yaratır ve çocuk-lar ilgiden mahrum kalır.

■ Anne ise; ev işleri sıkıntı yaratır ve aile içindeki iletişimi ve dayanışmayı sağlayan bağ gevşer.

■ Çocuk ise; sorumluluklardan kaçar ve diğer kardeşle-re gösterilen ilgi azalacağından ebeveynlerle çocuklar arasındaki denge sarsılır.

Ancak tıpkı tanıyı ilk duyduğumuzda verdiğimiz tepki-ler gibi uyum sürecinde sergilediğimiz davranışlar da evrenseldir. Kronik hastalığa uyum sürecinde beş ortak problem alanı tarif edilmiştir:

■ Kişilerarası ilişkilerden uzaklaşma

■ Bağımlılık

■ Beden görüntüsünde bozulma

■ Yetersizlik duyguları

■ Ölüm korkuları

Bu alanlarla baş etmek için hastalığın neden olduğu yetersizlikle yüzleşmek, medikal işlemlere ve sağlık personeline uyum sağlamak, olumsuz duyguların kontrolünü ve dengesini kurabilmek gereklidir. Has-talık üstündeki kişisel kontrolü yitirmemek her insan için önemlidir. Çünkü kontrol altına alabilme duygu-su fiziksel ve özellikle psikolojik açıdan bizi rahatlatır. Hastalığı ve nerde ne yapacağımızı bilmek bu yüzden çok hayatidir. Aile ve sosyal çevreyle ilişkiyi kesmemek kendimize yapacağımız en değerli hareket olacaktır çünkü kişi sosyal destek sayesinde başkalarının ben-zer sorunlar karşısında bulduğu çözüm yollarından faydalanabilir, yalnızlık hissetmez ve bir başkasının şa-hitliğinde alınan kararları değiştirmek güçtür! Sosyal

destek hayatımızın sihirli değneği olacaktır! Umut ve sağlık arasında güçlü bir ilişki vardır, bu nedenle gele-ceğin belirsizliğini kabullenip getireceklerine hazırlıklı olmak ve bir yandan umudu yanınızda tutmak sizi po-zitif kılacaktır.

Aile içi etkileşimi, iletişimi ve görev dağılımını etkileyen böylesi bir sarsıntı eğer uygun stratejilerle atlatılmaz-sa aileyi de hastalığın seyrini de olumsuz yönde etki-lemektedir. Aile işlevlerinin sağlıklı seyrettiği ailelerde aile üyelerinin her biri kendini değerli ve psikolojik do-yuma sahip hissetmektedir. Fakat her birey yaşamının bir döneminde herhangi (kronik ya da akut) bir hasta-lıkla karşılaşır. Hastalıkla ilgili tüm aşamalara hasta ile birlikte hastanın yanında olan ve ona bakım veren kişi de şahit olmaktadır. Dolayısıyla baş etmenin zorlukla-rından hasta kişi kadar bakım veren kişinin de etkilen-mekte olduğunu unutmayalım.

Bugün hem sağlıksız beslenmemiz, hem teknolojiyle yarışır biçimde yaşıyor oluşumuz, hem de günlük ha-yatta yaşanan stresin olumsuz etkileri bizleri risk grubu içine dâhil etmektedir. Uzak akrabalardan bahsetmi-yoruz artık kanserin adını anarken veya şekeri çıkanlar artık çok yakın arkadaşlarımız oluyor. Ancak böyle dö-nemlerin, hepimize olabileceğini; güçsüz hissettiğimiz bazı zamanları yaşayabileceğimizi öngörelim ve bu kara bulutların dağılacağını, sürecin başarıyla atlatılabi-leceğini unutmayalım.

Sonuç olarak, kronik hastalığın girdiği evin tüm üyele-ri, hastalıktan ötürü pek çok sorunla karşılaşmakta ve anne baba görevlerine ek olarak aileyi bir arada tutma ve bu sorunla baş etmek gibi bir görevi de üstlenmek zorunda kalmaktadırlar. Hasta kişi, sağlık ekibi ve ai-lenin etkin bir diyalog içine girerek eşgüdüm içinde hareket etmesi gerekir. Gerekli görüldüğü anda diğer uzmanlara (psikiyatr, diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı vb.) yönlendirme yapılabilir.

Kronik hastalığın sahibi ve ailelerin tıbbi yardım sırasın-da stresle daha kolay baş edebilmeleri, hastalığa daha kolay uyum sağlayabilmeleri ve ruhsal açıdan en az dü-zeyde etkilenebilmeleri için tüm aile sistemine gerekli ruhsal destek verilmelidir. Uzman aile danışmanları ve aile terapistleri bu durumlarda en etkili çözümü suna-caklardır.