PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

16
psikoRAM Hiç kimse geriye dönüp yeni bir başlangıç yapamaz, Fakat herkes bugünden başlayarak yeni bir son yaratabilir. M. Robinson Oryantasyon Okula Uyum Eylül-Ekim 2015 Sayı 8 HALİLİYE-Şanlıurfa Rehberlik ve Araştırma Merkezi E-Dergi

description

Şanlıurfa Rehberlik ve Araştırma Merkezi Aylık E-Dergisi

Transcript of PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Page 1: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

psikoRAM

Hiç kimse geriye dönüp yeni bir başlangıç yapamaz,

Fakat herkes bugünden başlayarak yeni bir son yaratabilir.

M. Robinson

Oryantasyon

Okula Uyum

Eylü

l-E

kim

2015 S

ayı

8

HA

LİL

İYE

-Şan

lıu

rfa

Reh

ber

lik

ve

Ara

ştır

ma

Mer

kezi

E-D

ergi

Page 2: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Çocuklarda Ayrılık Kaygısı

Önsöz

Film Önerisi

Kitap Önerisi

3

4

14

13

11

8

RAM’dan Haberler

Okula Uyum Sürecinde

Aileye Öneriler

BU SAYIMIZDA

6

Çocuğum Okula Başlamaya

Hazır mı?

10 Yeni Atanan Bir Öğretmen

En Kötü Nasıl Hisseder

9 Yeni Atanan Psikolojik

Danışman İşe Nereden

Başlamalıdır

15 Karikatür

ŞANLIURFA REHBERLİK VE

ARAŞTIRMA MERKEZİ ADINA

İMTİYAZ SAHİBİ

Kadir CENAN / Kurum Müdürü

GENEL YAYIN SORUMLUSU

Bozan DOĞAN / PDR Bölüm Başkanı

EDİTÖR

Aslıhan YILMAZ / Psikolojik Danışman

YAYIN KURULU

Bozan DOĞAN

İbrahim UZUN

Gazi TUNÇ

A.Sinan YILDIRIM

Aslıhan YILMAZ

Hüseyin BENGİ

İNCELEME KURULU

Kadir CENAN / Kurum Müdürü

İbrahim Halil ERDEM / Müdür Yrd.

Bozan DOĞAN / PDR Bölüm Başkanı

GÖRSEL TASARIM

İbrahim UZUN / Psikolojik Danışman

Page 3: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

ÖNSÖZ

Merhaba;

Yeni bir eğitim ve öğretim yılıyla ve yeni bir dergi gündemimizle sizlerle birlikteyiz. Öncelikle yeni

eğitim ve öğretim yılının bütün öğretmenlerimize, velilerimize ve öğrencilerimize hayırlı uğurlu olsun

temennisinde bulunuyorum.

Bu sayımızda, çocuğun okula uyum sürecini kısaltmak ve daha sağlıklı bir eğitim-öğretim yılı

oluşturmak adına yapılabilecekleri, okula yeni başlayan öğrencilerimizin yaşamış olduğu heyecanı, te-

dirginliği ve uyum sürecini ele aldık. Bu süreçte öğretmenlere ve velilere düşen görevler konusuna yer

verdik.

Bu süreçte Şanlıurfa Rehberlik ve Araştırma Merkezi rehber öğretmenleri, anaokullarına ziyaretlerde

bulundu. Okula uyum sürecinde zorluk yaşayan çocukların aileleriyle ve öğretmenleriyle görüştü. Bu

ziyaretlerde emeği geçen bütün rehber öğretmenlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.

Yine Şanlıurfa Rehberlik ve Araştırma Merkezi olarak yeni atanmış bütün öğretmenlerimizi tebrik eder,

huzurlu ve başarılı bir yıl geçirmeleri temennisinde bulunuyorum.

Bir sonra ki sayıda görüşmek dileğiyle…

Kadir CENAN / Kurum Müdürü

Page 4: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Okul, okuma-yazmadan başlayarak en yüksek

düzeyde bilim ve sanat bilgisi vermeye kadar, çeşitli

derecede toplu olarak öğretimin yapıldığı yer,

mektep olarak tanımlanabilir.

Okula yeni başlayacak çocuk için okul;

-uyulması gereken kuralları olan,

-arkadaş ilişkileri geliştireceği

-öğrenme becerilerinin gerekli olduğu yepyeni bir

sosyal çevredir.

6 yaş çocuğunun artık sosyal, duygusal, fiziksel ve

zihinsel olarak okula hazır olması beklenir. Çocuğun

okula başlamaya hazır olmasına “okul olgunluğu”

denir.

Okula başlama sürecinde anne babaların özellikle

merak ettiği konu çocuğum okula başlamaya hazır

mı?

Çocuğum Okula Başlamaya Hazır mı?

İlkokula başlayacak çocukların bazı becerileri

kazanmış olması gereklidir. Bu beceriler;

Özbakım becerileri: Tuvaletini yalnız başına

yapabilir, elbiselerini ıslatmadan yüzünü yıkayıp,

kurulayabilir, dişlerini fırçalayabilir, kendisi yemek

yiyebilir, düğmelerini ilikleyip çözer, kendi başına

giyinip soyunabilir. Defteri, çantası, ceketi gibi kendi

eşyalarına sahip çıkabilir, toplayabilir.

Sosyal gelişim: Kurallara uygun davranışlar

sergileyebilir, arkadaşlık başlatabilir ve sürdürebilir,

belli ölçüde gerilim ve öfkeyle baş edebilir, bir oyun

için gerekli kuralları anlayabilir, sırasını bekleyebilir,

sosyal kuralların nedenlerini anlayabilir

Page 5: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Psikolojik Danışman İbrahim UZUN

İnce motor beceriler: Daire, kare, dikdör tgen,

üçgen şekillerini çizebilir, dikey, yatay, eğik, eğri

çizgileri çizebilir, kopya edebilir, şekillerin sınırını

taşırmadan boyayabilir, baş, vücut, kollar, bacaklar,

ağız ve gözlerden oluşan insan çizimi yapabilir.

Kaba motor beceriler: Sekerek sıçrama hareketi

yapabilir, öne doğru takla atabilir, kendine atılan

küçük bir topu elleriyle tutabilir.

Bilişsel gelişim; Algılama, dil ve kavram

alanındaki gelişimleri içerir.

Algılama gelişimi: Renkler i tanır , eşleştir ir , aynı

anda birbirini takip eden 2-3 emri yerine getirebilir.

(“Suyu mutfaktan al, sonra bana getir ve yanıma

otur” gibi), anlatılan bir öyküdeki detayları

hatırlayabilir, sebep -sonuç ilişkilerini kurabilir.

Dil gelişimi: Adını soyadını söyleyebilir, ailedeki

kişilerin isimlerini söyleyebilir, niçin sorusunu

açıklayarak cevaplayabilir, geçmiş şimdiki ve

gelecek zaman ile ilgili konuşurken kelimeleri (dün,

bugün, yarın) doğru kullanır, dilbilgisi kurallarına

uygun konuşur, zıt anlamlı s kelimeleri söyleyebilir.

(şişman-zayıf, sert-yumuşak ağır-hafif,

gece-gündüz ).

Kavram gelişimi ölçütleri: Büyük- küçük

kavramlarını, sağını, solunu bilir, nesneleri

büyüklük, genişlik ve uzunluk özelliklerine göre

sınıflandırabilir.

İlkokula başlayacak çocukların okula hazır olmasının yani çocuğun duygusal, zihinsel ve bilişsel

becerilerin kazanmasının yanı sıra ailenin de çocuğu psikolojik olarak hazırlaması ve güven vermesi

gerekmektedir. Aileler her ne kadar çocuğu okula psikolojik olarak hazırladığını düşünseler de okulun ilk

günleri çocuğun verdiği tepkiler normal karşılanmalıdır. Okula ilk başlayacağı gün anne-babanın çocuk ile

birlikte okula gitmesi, sınıfına kadar eşlik etmesi çocuğun okuluna ve sınıfına adaptasyonu için önemlidir. Her

okula yeni başlayan çocuk gibi çocuğunuz da ağlayabilir, burada kaygılanılmamalı ve bu sürecin çocuğun

öğretim hayatını etkileyeceği düşünülmemelidir.

Page 6: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Okula gitme isteğinde azalma, okul ortamında sürekli

ağlama, anneyi isteme, okulun açıldığı ilk günde

şiddetli baş ve karın ağrıları çekme, okulda içe

çekilme vb. tepkilerle kendini gösteren ayrılık

korkusu, ilk kez aile ortamından okul ortamına geçiş

yapan çocuklarda sıklıkla rastlanan bir durumdur.

Ayrılık korkusu ailenin çocukla geliştirdiği ilişki

biçimine göre şekil alan psikolojik kökenli duygusal

bir problemdir. Ayrılık kaygısı çocuğun okula

başlamadan çok daha öncesine dayanabiliyor.

Bebeklik döneminde, çocuğun anneyle yoğun

bağımlılık ilişkisi yaşadığı sırada, anneyi bulamadığı

zamanlarda bebeğin taşıdığı yoğun kaygı ve bu

kaygının ebeveyn tarafından yeterince giderilmemiş

olması olabilir. Çocuğun bakıcıya bırakılmasının,

çocuk üzerinde yaratmış olduğu terk edilme,

reddedilme, istenmeme düşüncesi bu kaygıyı

pekiştirebilir. Çocuğun daha önce yaşadığı korkuları

çağrıştıracak yeni bir ayrılık hali ortaya çıktığında

duygusal tepki vermekten kendini saklayamıyor ve bu

tepki ağlama, inat etme, gerileme davranışları

sergileme şeklinde ortaya çıkıyor.

Okulu reddetmenin nedenleri bu psikolojik durumla

sınırlı değil elbet, yine okul ortamının fiziksel şartları,

çocuğun hassas yetiştirilmeye bağlı olarak genel

tuvaletleri kullanamaması, çocuğun oluk ortamında

duygusal ve fiziksel şiddete maruz kalmaz, yalnız

kalması, oyun grubuna dâhil olamaması gibi sebepler

sayılabilir. Anne-babalar için kâbus denilebilecek bu

korkunun ortaya çıkmasını engellemek ya da var olan

korkuyu sonlandırmak mümkün değil mi? Elbette

anne, baba, öğretmen tutumlarıyla bu hasarlı süreç

sağlıklı bir şekilde atlatılabilir. Öncelikle problemin

sebepleri üzerinde ailenin uzman desteğiyle sağlıklı,

objektif bir analiz yapmasında fayda vardır.

Ayrılık korkusunu tetikleyen durum her zaman için

çocuktan kaynaklanmaz. Annenin kendisinin bu

sürece hazır olmayışı ve okula başlangıç zamanında

çocukla abartılı ilgilenmesi, sürekli ‘iyi olacağından

eminim’ ya da ‘bu duruma alışabilecek misin’ vb.

cümlelerle kişisel kaygısını çocuğa hissettirmesi

sorunu kronik hale getirebilir.

ÇOCUKLARDA AYRILIK KAYGISI

Page 7: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

ÖĞRETMENİN YAPMASI GEREKENLER

Öğretmen öncelikle iyi bir gözlemci olarak çocukların

adaptasyon durumlarını ölçmeli, gruptan uzak duran,

ağlayan, annesini arayan, iç çekilen çocukları tespit

edip özel olarak ilgilenmeli.

Ailenin taşımış olduğu kaygıyı, normal bir düzeye

çekmeli, bu sorunun geçiciliği vurgulanmalı ve

psikolojik danışmanla temas kurulması sağlanmalı.

Çocuğun kendini yetersiz hissettiği durumlarda,

çocuğun özgüvenini arttırmaya yönelik çabalar

sergilemeli.

AİLENİN YAPMASI GEREKENLER

Okul başlamadan öğretmeniyle tanıştırılarak yabancı

bir ortama gittiğinde dair düşünceler yumuşatılabilir.

Okulun ilk zamanlarında giymesi için yeni bir elbise

alınabilir, bu şekilde okulun kendisi için sunduğu

kazanımlar fark ettirilebilir.

Bazen kardeş kıskançlığı, çocuğun reddedildiği

düşüncesini pekiştirir, okulun başlangıç döneminde

kıskançlığı artıracak davranışlardan özelikle

kaçınmalıyız.

Okulun başlangıç döneminde sorunlarla

karşılaşıldığında, sınıf öğretmeniyle ve okulun

psikolojik danışmanıyla diyalog halinde olmamız

ayrılık krizinin daha sağlıklı çözülmesinde yarar

sağlar.

Uzman Psikolojik Danışman Bozan DOĞAN

Page 8: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Bilindiği üzere aile çocuk eğitiminin başladığı

ilk yerdir. Çocuk dünyaya geldiği ilk günden bugüne

en önemli sosyal ortamı aile olacaktır. Daha sonra

çocuk belli bir yaşa geldiğinde öğretim hayatı

başlayacaktır. Bu öğretim hayatı yaş gruplarına göre

farklılık göstermektedir. Kimisi kreşlere, kimisi

anaokullarına, kimisi ilkokula başlayacaktır. Bu okula

başlama sürecinde çocuk bazı uyumsuzluklar

yaşayabilir.

Çocuk ilk günler çok heyecanlı ve ne ile

karşılaşacağını tam olarak bilmediği için tedirgin

olacaktır. Çünkü daha önceden kuralları ve

sorumlulukları olan bir ortama girmemiştir. Bu ortam

onun için zorlayıcı bir durum haline gelebilir.

Bu durumda da çocukta okula gelmeme isteği başlar.

Ağlama nöbetleri, okula gitme konusunda direnç

gösterme, verilen sorumlulukları yerine getirmeme bu

süreçte karşılaşılabilecek durumlardandır. Sabırlı

olmalı, bu süreçte çocuğa destek olmalı ve okula

uyum sürecini kolaylaştırmalıyız.

Bu süreç içerisinde çocuğun aileden sonra

önem taşıyacağı ilk kişi öğretmenler olur.

Öğretmenler çocuğun okula uyum sürecinde en aktif

olan kişidir. Bu nedenden dolayı bu süreçte

öğretmenlere de büyük sorumluluklar düşmektedir.

Okul ortamını çocuğun seveceği şekilde dizayn

etmeli, çocuğu okula gelmesi yönünde

cesaretlendirmelidir.

Çocuğun okula olan uyumunu kolaylaştırıcı

bazı yöntemler bulunmaktadır. Bunları çocuklarla

beraber uygulamaya geçirmemiz halinde okul ile

çocuk arasındaki uyum sürecini güçlendirmiş oluruz.

Peki nedir bu yöntemler isteseniz bunlara bir göz

atalım:

Çocuğu önceden okula hazırlamalıyız, okulla ilgili

sohbet konuları açmalı bu sohbete onu da dahil

etmeliyiz. Okuldaki arkadaşlık ve sınıf ortamından

bahsedilip, çocuğu okula özendirmeliyiz.

Okulun ilk günleri ona eşlik edebiliriz fakat bu

durum süreklilik arz etmemelidir.

Okula bıraktığımız zaman vedalaşma çok uzun

sürememelidir.

Çıkışta çocuğu alacaksak söz verdiğimiz vakitte

orda olmalıyız, Çocukta güvensizlik ve korku

oluşturmamak adına.

Sabırlı olun, onu eve götürün, içecek ve yiyecek

bir şeyler verin ve sonra kendi istediği zaman

gününü size anlatmasına izin verin.

Gerekirse ders programı akşamdan hazırlanmalı ve

çocuğu dağınıklıktan kurtarmalıyız.

Okul ile olan ilişkimizi daima canlı tutmalıyız.

Eğer çocuk sürekli ağlama tepkileri veriyorsa

çocuğa kızmamalı, onu anladığımıza yönelik

tepkiler vermeliyiz.

Çocuk okula gidiyor diye korku, tedirginlik

hissederseniz bunu kesinlikle çocuğa

yansıtmamalıyız. Çünkü çocukta da aynı endişeler

baş gösterebilir.

Çocukla ilgili aşamadığınız konular olduğu

zamanda okul psikolojik danışmanından gerekli

yardımı alabilirsiniz.

OKULA UYUM SÜRECİNDE AİLEYE ÖNERİLER

Psikolojik Danışman Aslıhan YILMAZ

Page 9: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Yeni atanan Psikolojik Danışman/Rehber Öğretmenler işe nereden

başlamalıdır?

Yeni atanan psikolojik danışman/rehber öğretmenlere

yeni görevlerinde başarılar dileyerek söze başlamak gerek

herhalde.

Bu zevkli ve bir o kadar da sorumluluk gerektiren

mesleği icra ederken birçok engel ve sıkıntıyla

karşılaşacaksınız. Engel ve sıkıntıları atlatmanın yolları

neler olabilir bu konuda size fikir vermesi açısından bu yazı

kaleme alındı.

Yeni atanan bir psikolojik danışman ilk nereden

başlamalıdır? Ne yapmalıdır?

Elbette burada yazdıklarım yapılacak olan işlerin tamamı

olmayacaktır. Sadece bir fikir ve bir başlangıç olması için

düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.

1. Öncelikler yola yeni çıktığını bilerek her şeyi bir anda yapamayacağını bilmelisin. Yeni atandığın okulu

tanımaya çalış; fiziki şartları, öğretmen profili, öğrenci profili, idarecilerin rehberliğe bakış açısı gibi konularda

gözlem yapmalısın.

2. Rehberlik servisini düzenleyin fiziki eksiklerini giderin. Dosyalama sistemin yoksa desiminal sistemini

oluşturmalısın.

3. Sıra geldi plana, bir planın olmalı ve sırayla planını uygulamalısın. Yapman gereken öncelikle okul psikolojik

danışma ve rehberlik planını hazırlamak olmalıdır. Bunu hazırlarken mümkün olduğu kadar uygulanabilir

olmasına dikkat etmelisin. Rehberlik ve Araştırma Merkezleri çerçeve planlarını her yıl sitelerinden yayınlarlar.

Bu çerçeve planlarını bilgisayarına indirip incele okula uyarla ve uygulamaya başla.

4. Beklentilerin ile karşılaştıkların sende hayal kırıklığına neden olabilir. Sudan çıkmış balık gibi olabilirsin ama

üzülme herkes senin yaşadığın süreci yaşadı. Mümkün olduğu kadar hayal kırıklıkların seni engellemesin.

Yapabileceğini düşündüğün hedeflerini zamana dağıt, hedeflerini uygulamak üzere bir sonraki eğitim-öğretim

dönemlerine erteleyebilirsin.

5. İlk aylarda sorumlu olduğun sınıflara girerek kendini ve rehberlik çalışmalarını tanıtmak faydalı olacaktır.

6. “ Okullarda Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Uygulama Kılavuzu, Danışmanlık Tedbiri

Uygulamaları El Kitabı’’ gibi kaynakları okuman faydalı olur.

7. Rehberlik ve Araştırma Merkezlerini ziyaret et orada sana yardımcı olacak meslektaşlarını bulacaksın.

8. En önemli iş alanlarımızdan birinin öğrenci, veli görüşmeleri ve danışmaları olduğu için görüşmelerini

mutlaka kayıt etmelisin.

9. İlk aylarda okula uyum (oryantasyon) konusunda seminer çalışması yapabilirsin.

10. Okulda çalışmanın 6 saatini doldurmak çoğu zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda kendi evrak işlerini

yapabilirsin. Ya da mesleki gelişim ile ilgili araştırma, kitap okuma gibi etkinlikler yapılabilirsin.

11. İlk bir kaç yıl meslekte zorluk çekmeniz gayet normaldir. Bu nedenle kendinize çok fazla haksızlık

yapmayın. Tecrübeli ve mesleğini seven psikolojik danışman arkadaşlarla irtibata geçin. Yakınınızda ki

rehberlik servisleri ile diyaloğa geçmeniz sizin için faydalı olabilir. Başarılar diliyorum.

Psikolojik Danışman İbrahim UZUN

Page 10: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Yeni Atanan Bir Öğretmen Kendini En Kötü Nasıl Hisseder?

Her işin başlangıcında olduğu gibi öğretmenlik mesleğinin başlangıcında da karşılaşılan bazı

durumlar ve bazı sorunlar vardır. Bunların ilki sayılabilecek olan uyum (adaptasyon) sorunudur. Meslek

hayatına göre daha rahat diyebileceğimiz üniversite hayatından iş hayatına dönüş biraz zor olabiliyor.

Üniversite hayatında kişinin sahip olduğu özgürlük alanı ,rahat ,serbest davranabilme alanı meslek

hayatına başlayınca daralmış oluyor. Bu da doğal olarak kişide bazı olumsuz diyebileceğimiz durumlara

neden olabiliyor. Hareket alanı üniversite hayatına göre kısıtlandığı için kişi mutsuz olabiliyor. Meslek

hayatı ona beklediğinden ,düşündüğünden daha ağır gelebiliyor. Böyle olunca da kişi yeni hayatının

başlangıcında kendisinde eksiklik olduğunu , buna bağlı olarak mesleği iyi yapamayacağını düşünebiliyor.

Meslek hayatının başlangıcında karşılaşılan bir diğer durumda kişinin üniversite hayatında

yeterince uygulama yapma , pratik yapma imkanı bulamadığı için sahada ,alanda kendisini yetersiz

görmesidir. Yeterince uygulama imkanı olmadığından kişi karşılaştığı durumlar karşısında ne yapacağını

bilemeyebiliyor , bu da tabi haliyle kişinin kendisini şiddetle şekilde suçlayıcı ifadelerle kendisini

eleştirmesine hatta kendisine kızmasına neden olabiliyor. Yukarıda bahsettiğim durumda bunun üzerine

eklenince kişi ciddi şekilde kendisinin yeterliliği sorgulamaya başlıyor . Kendisinin mesleği

bilmeyen ,yeterli donanıma sahip olmayan biri olarak değerlendiriyor. Bu da tabi haliyle

mutsuzluğa ,eksiklik duygularına ve huzursuzluğa neden oluyor.

Bahsettiğim bu durumlar hemen hemen herkesin az ya da çok şiddette ya da farklı şekilde

yaşayabileceği şeylerdir. Bu durumlarla karşılaştığımızda bilmemiz gereken şey şudur ;bu dönem alışma

dönemi, yeni bir hayatın başlangıcı dolayısıyla zor diyebileceğimiz bu durumlar olacaktır. Yeni hayata

alıştığımız zaman , saha ortamını gördüğümüz zaman işler yolunda gitmeye başlayacaktır. Kendimize

güvendiğimizde ,eksik olan konularda kendimizi geliştirdiğimizde , bazı şeyleri yaptığımızı gördüğümüzde

ve yavaş yavaş alana hakim olmaya başladığımızı hissettiğimizde tüm bu olumsuzlukların yerini olumlu

şeylerin alacağını emin olun göreceksiniz. Başarılar…..

Psikolojik Danışman Hüseyin BENGİ

Page 11: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

RAM’DAN HABERLER

Yeni Atanan Psikolojik Danışmanlarla Toplantımız

Eylül 2015 atamasıyla ilimiz Haliliye, Karaköprü ve Bozova ilçelerine yeni atanan 36 Psikolojik

Danışmana psikolojik danışma ve rehberlik, özel eğitim hizmetleri ve okullarda karşılaşabilecekleri güçlükler ve

çözüm yolları konularında İl Milli Eğitim Şube Müdürü Şükran BÜYÜKHAN ve Haliliye İlçe Milli Eğitim Şube

Müdürü Nurettin GÜLTEKİN ‘in katılımları ile toplantı düzenlendi.

Toplantıya katılan meslektaşlarımıza teşekkür ediyor ve mesleğimizde başarılı olmalarını diliyoruz.

Page 12: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

RAM’DAN HABERLER

Anaokulu Ziyaretlerimiz

Anaokullarında Rehber Öğretmen bulunmadığından dolayı

okulların ilk haftasında yaşanabilecek muhtemel sorunları en aza

indirmek, uyum sürecinin sağlıklı şekilde geçirilmesine yardımcı

olmak ,öğrenci ,veli ve öğretmenlere gereken desteği verebilmek

amacıyla bölgemizdeki anaokullarını ŞANLIURFA RAM olarak

ziyaret ettik ve gerekli desteği vermeye çalıştık.

Kurumumuz Psikolojik danışmanlarından Aslıhan YILMAZ, Belkıs ÜZÜMCÜ, Gazi TUNÇ ,Hüseyin BENGİ,

Sinan YILDIRIM ve Ahmet ATÇI bölgemizdeki FEVZİ ÇAKMAK, METE HAS, TOGEM KEÇİÖREN,

BAHÇELİEVLER, ZÜBEYDE HANIM, NARÇİÇEĞİ ve GÜZELŞEHİR ANAOKULLARINA destek amaçlı

ziyaretlerine gerçekleştirdiler. ŞANLIURFA RAM olarak bölgemizdeki anaokullarına yönelik çalışmalarımız

devam edecektir.

Page 13: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

2007 yapımı, yönetmenliğini Aamir Khan, Amole Gupteve Ram Madhvani'nin yaptığı bir

dram filmidir. Başrollerini Darsheel Safary veAamir Khan paylaşmaktadır.

Taare Zameen Par( Yerdeki Yıldızlar )

FİLM ÖNERİSİ

Harfleri sayıları algılama problemi yaşayan Ishaan çevresi ve ailesi tarafından tembel geri

zekalı muamelesi görür. Çalışmayı öğrenebilmesi için yatılı okula verildikten sonra tanıştığı resim

öğretmeni ile değişen hayatı ve başarısını anlatan bir film. Ishaan derslerinde başarısız, yaptığı

işlerin çoğunda tutarsız bir çocuktur, yazı yazmayı ve okumayı 3.sınıfta olmasına rağmen

öğrenememiştir, kitabı her açtığında kelimeler sanki dans ediyor gibi gelir ona. Bu başarısızlığın

sonucunda içine kapanık ve karamsar bir ruh haline bürünür, mutluluğu ve özgürlüğü insanlardan

uzaklaşmakta bulur. Annesinin ilgisine karşın babasının katı tutumu Ishaan'ın zihinsel dünyasında

gidiş gelişler yaşamasına sebep olur. Tam her şeyden ümidini kesmişken resim öğretmeni

Ishaan'ın hayatını tam anlamıyla değiştirir. İyi Seyirler...

Page 14: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Bu kitabın konusu, bebeklik ve ilk çocukluk

dönemini ciddi bir sorun yaşamadan geçiren,

zamanında konuşan, kendi işlerini yapabilen,

zihinsel olarak tamamıyla normal görünen; ancak

okula başladığı günden itibaren okul yaşamı ve

öğrenmelerine uyum sağlayamadığı için ailesi ve

okul tarafından sorunlu olarak görünen

çocuklardır. Bu kitabın yazılmasındaki temel

amaç, yazarın yıllardır üzerinde gözlem yaptığı,

okul ve aile yaşantıları hakkında bilgi topladığı,

ne istediklerini anlamaya çalıştığı risk taşıyan

bu çocukları tanıtmak ve onlara nasıl yardımcı

olunması gerektiğini ortaya koymaktır. Sayıları

hiç de az olmayan bu farklı ve okulda başarısız

olan çocukların mutsuzluklarının temel kaynağı

anlaşılamamaktır. Aileler çok normal görünen bu

çocukların başarısızlıklarına anlam veremedikleri

için kendilerini ve çocuklarını hırpalar. Aile

öğretmen ve çocuğu, öğretmen aile ve çocuğu

suçlama yoluna gider. Bu arada hem okulda hem

de evde hırpalanan, ne olduğunu, okulda niçin

başarılı olamadığını, evde ve okulda sürekli

Okula Uyum Sağlayamayan Farklı Çocuklar

KİTAP ÖNERİSİ

başarısız olduğu için niçin suçlandığını anlamayan çocuğun ne kadar acı çektiğini kimse görmez. Bu çekilen

acıların faturası, maalesef ergenlikle birlikte depresyon, madde bağımlılığı, intihar eğilimi ya da suça yönelme

olarak kendisine, ailesine ve topluma çıkacaktır. Bu hale gelmeden, içlerinden sessizce, "Yardım et bana,

anne-baba!" diyen seslerini, gözlerinden okuyalım.

Page 15: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

KARİKATÜR

Page 16: PsikoRAM Eylül-Ekim 2015

Adres : Kamberiye Mah. No:57 Akbank Karşısı Haliliye / ŞANLIURFA

Telefon : 0414 216 91 00

http://sanliurfaram.meb.k12.tr/

[email protected]

ŞANLIURFA

REHBERLİK VE ARAŞTIRMA

MERKEZİ

facebook.com/pages/Şanlıura-RAM

@PsikoRAM