New GÜMRÜK BİRLİĞİ VE SERBEST TİCARET ANŞLAŞMALARININ … · 2019. 6. 27. · 2013...
Transcript of New GÜMRÜK BİRLİĞİ VE SERBEST TİCARET ANŞLAŞMALARININ … · 2019. 6. 27. · 2013...
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
1
GÜMRÜK BİRLİĞİ VE SERBEST TİCARET ANŞLAŞMALARININ TÜRKİYE
İLAÇ SEKTÖRÜ İTHALATINA ETKİSİ
Füsun YENİLMEZ1
Esin KILIÇ2
Özet
Türkiye ilaç sektörü ithalatı zaman içerisinde artan bir eğilim göstermekte ve bu sektördeki dış ticaret açığı sürekli artmaktadır. Sektör piyasası ilaçların parasal değerleri açısından incelendiğinde, piyasanın yarısı ithal ilaçlardan oluşmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin AB ülkeleri ile yaptığı Gümrük Birliği Anlaşması ve son yıllarda sayısı hızla artan serbest ticaret anlaşmaları, imalat sanayi dolayısıyla da ilaç sanayi sektörü ithalatının gümrük vergilerine tabi olmadan yapılmasını sağlamaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’nin yaptığı Gümrük Birliği Anlaşması ve serbest ticaret anlaşmalarının ilaç sektörü ithalatı üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla 2003-2012 yılları arasında Türkiye’nin 33 ülke ile yaptığı ilaç sektörü ithalatı, panel veri analizi yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen bulgular, Türkiye’nin yaptığı Gümrük Birliği Anlaşması ve serbest ticaret anlaşmalarının ilaç sektörü ithalatını arttırıcı yönde bir etkisi olduğunu işaret etmektedir. Anahtar Kelimeler: İlaç Sektörü, Gümrük Birliği, Serbest Ticaret Anlaşmaları, Panel Veri Analizi Jel Kodları: F14, F53, C23
Abstract
Turkey’s imports of pharmaceutical sector shows an increasing trend over time and the foreign trade deficit in this sector is growing continuously. When the market in this sector is analyzed in terms of the monetary value of drugs, the half of the market is consists of imported drugs. Furthermore, Turkey's Customs Union Agreement with the EU countries and the rapidly growing number of free trade agreements in recent years ensure that imports are made without being subject to customs duties on manufacturing industry sector and accordingly pharmaceutical sector production. In this study, the effects of Customs Union Agreement and free trade agreements on Turkey’s pharmaceutical sector imports are investigated. To this end, Turkey’s pharmaceutical imports from 33 countries during the period 2003-2012 are examined using panel data analysis method. The findings indicate that Customs Union Agreement and free trade agreements have an increasing effect on Turkey’s pharmaceutical sector imports. Key Words: Pharmaceutical Sector, Customs Union, Free Trade Agreement, Panel Data Analysis Jel Classification: F14, F53, C23 1Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisat Bölümü, [email protected] , Tel: 02222393750-‐‑1152
2Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisat Bölümü, [email protected] , Tel: 02222393750-‐‑1120
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
2
GİRİŞ
Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda ilaç sanayii “beşeri ve veteriner hekimlikte tedavi edici,
koruyucu, besleyici, tanı aracı olarak kullanılan sentetik, biyolojik, bitkisel ve hayvansal
kaynaklı ilaç etkin ve yardımcı maddeleri ile farmasötik teknolojiye uygun olarak müstahzar
ilaç üreterek sağlık hizmetlerine sunan bir sanayi dalı” olarak tanımlanmaktadır (DPT, 2007:
1). Sağlık ve tedavi hizmetlerinin ülkelerin refah seviyesiyle ilgili önemli bir gösterge olması
ilaç sanayiinin stratejik sektör olarak görülmesinin temel sebeplerindendir. İlaç sanayii ulusal
güvenlikle ilişkisi nedeniyle de kilit bir sektördür. Bunların yanı sıra ilaç endüstrisi yoğun
AR-GE faaliyetleri oluşturulduğu durumlarda yüksek katma değer sağlayabilme kapasitesi ile
ekonomik açıdan da stratejik bir konum elde etmektedir (TOBB, 2012).
Dünya ilaç sektörü son yıllarda hızla artan bir büyüme trendi izlemektedir. Dünya ilaç
sektörünün büyümesinde demografik değişim, ortalama yaşam süresinin artışı, hastalık
paternlerindeki değişimler, sosyal küreselleşme, sağlık hizmetlerine erişimdeki anlamlı artış
ve sosyal devlet olgusunun doğuşu gibi etmenler rol oynamaktadır (T.C. Ekonomi Bakanlığı,
2014:1).
2012 yılında 961 milyar dolarlık değere ulaşan dünya ilaç piyasası ABD, AB ve Japonya
pazarlarında yoğunlaşmaktadır. ABD ilaç pazarı dünya pazarından %50 pay alırken, Avrupa
ilaç pazarının dünya pazarından aldığı pay %29, Japon ilaç pazarının ise küresel pazardan
aldığı pay %9.9 olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu ülkelerin piyasadaki büyümenin lokomotifi
olma rolleri, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pharmerging adı verilen gelişmekte olan
ilaç pazarlarının önemi ve büyümeye etkisinin artması dolayısıyla önemini kaybetmektedir.
Bu ülkeler artan milli gelirlerinin yanı sıra yükselen sağlık kaliteleri ve erişimi kolaylaşan
sağlık hizmetleri ile ilaç piyasasında güçlü bir konum kazanmaktadır (İlaç Endüstrisi
İşverenler Sendikası, http://www.ieis.org.tr/ieis/tr/indicators/32/dunya-ilac-pazari). Bölgelere
dayalı toplam dünya ilaç pazarı 5 yıllık bileşik büyüme rakamlarına bakıldığında, 2007-2011
yılları arasında Çin en yüksek büyüme oranına sahip ülkedir. 2012-2016 dönemi için
öngörüler ise Çin, Brezilya, Hindistan ve Rusya’nın en fazla büyüme artışları yaşanacak
ülkeler olacağı yönündedir (TC Ekonomi Bakanlığı, 2014).
Dünya ilaç pazarının %95’ine uluslararası alanda faaliyet gösteren şirketler sahiptir. İlaç
sanayi teknolojik gelişme için yüksek AR-GE harcamaları gerektirmekte olan bir sektör
olduğu için pazarda yoğun bir rekabet ortamı mevcuttur. Bu durum ilaç şirketlerinin
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
3
faaliyetlerine devam edebilmek ve pazardaki konumlarını koruyabilmek için birleşme ya da
anlaşma yoluna gitmelerine sebep olmaktadır. Son yıllarda çok sayıda şirket birleşmesi ve
şirket satın alma anlaşmaları meydana gelmiştir. Yapılan uluslararası bir araştırmaya göre
toplam 500 anlaşma yapılmış olup bunların 289’u Avrupa, 157’si ABD ve 30’u Japonya
firmalarına aittir. (Yılmaz, 2010: 7).
İlaç sektörü küresel dış ticaret rakamları incelendiğinde; dünya ilaç ihracatının 2012 yılında
bir önceki yıla oranla %0,86 azalış kaydederek 490 milyar dolar olarak gerçekleştiği
görülmektedir. Dünya ilaç ithalatı ise, 2012 yılında bir önceki yıla oranla %1 azalışla 512,5
milyar dolar değerine gerilemiştir. Dünya ilaç üretiminde olduğu gibi ihracat ve ithalatta da
önde gelen ülkeler; AB ülkeleri ve ABD’dir. 2012 yılı itibariyle dünya ilaç ihracatında
Almanya, İsviçre, Belçika, ABD, İngiltere ve Fransa; ithalatta ise ABD, Almanya, Belçika,
Fransa, İngiltere ve Japonya ilk sıralarda her almaktadır. Gelişmiş ülkeler ilaç ticaretini
birbirinden yapmakta ve gelişmekte olan ülkelerle yaptıkları ithalat oldukça sınırlı olmaktadır.
Türkiye, yüksek ilaç ihracatı yapan ülkeler sıralamasında toplam ihracattan aldığı %0,1
oranındaki pay ile 37., ilaç ithalatçısı ülkeler arasında ise 22. sırada yer almaktadır. (TC
Ekonomi Bakanlığı, 2014).
Türkiye ilaç sektörünün tarihsel gelişimine bakıldığında önemli yatırımların gerçekleştiği iki
dönem söz konusudur. Bunlardan ilki, 1952 yılından 1970’li yılların başlarına kadar geçen
dönemdir. Bu dönemde ‘1954 Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu’nun kabulünden sonra
başlayan yabancı yatırımlara paralel olarak yerli firmalar yeni ve modern fabrikalar kurmaya
yönelik yatırımlar yapmışlardır. İkinci dönem ise Dünya Sağlık Örgütü’nün İyi imalat
yöntemleri (Good Manufacturing Practices-GMP) gereklerinin karşılanması ve gerekli
teknolojik ilerlemenin sağlanması amaçlarına yönelik olarak yatırımların arttığı 1984 yılından
günümüze kadar geçen zaman dilimini kapsamaktadır (TOBB, 2008).
Türkiye 1984 yılında yürürlüğe giren İyi Üretim Uygulamaları’nın gerektirdiği yatırımları
yaparak teknolojik gelişimini hızlandırmış AB ülkeleri ile kıyaslanabilir bir teknolojik düzeye
ulaşmıştır. Türkiye, üretim standartları ve kapasitesi itibarı ile de oldukça gelişmiş bir ilaç
sanayiine sahiptir. Türkiye ilaç sanayi pek çoğu lisans anlaşması çerçevesinde de olsa önemli
miktar ve çeşitlilikle üretim ve ihracat imkanına sahip ve katma değeri yüksek olan
sektörlerden biridir.
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
4
Ancak Türkiye ilaç endüstrisinin mamul üretimi ve hammadde üretim kapasite kullanımı
düşüktür. Türkiye ilaç sektöründe, hammadde üretiminde kullanılmayan kapasite oranı %62
ve mamul üretiminde kullanılamayan kapasite oranı %38’dir. Kullanılamayan kapasite
yüksekliğinde üretimde uygulanan GMP kurallarına uyum ve bunun gereksinimleri;
ruhsatlandırma sürecindeki uygulamaların yasada öngörülen 210 günden çok daha uzun süre
alması gibi etkenlerin yanı sıra hammadde üretiminde hammadde girdilerindeki pahalılık,
teknoloji zafiyeti, AR-GE noksanlığı, kalifiye eleman noksanlığı gibi rekabeti zorlaştıran
faktörler önemli etkenler olarak öne çıkmaktadır (TOBB, 2012)
Tüm bunlara rağmen Türkiye ilaç sektöründe önemli ve büyüyen bir pazar konumundadır.
2013 yılında, Türkiye ilaç pazarı, 2013 yılında kutu bazında %0,6'lık bir artış ile pazar
değerlerini korurken, iskonto düşüşleri ve ithal ürünlerdeki artışın etkisi ile TL bazında %6,5
büyümüştür. 2012 yılında tutar ölçeğinde %37,7 olan eşdeğer ilaçların pazar payı, 2013
yılında %36,7’ya gerilemiştir. Kutu ölçeğinde ise %51,8’den %52'ye çıkmıştır. (İlaç
Endüstrisi İşverenler Sendikası, http://www.ieis.org.tr/ieis/tr/indicators/33/turkiye-ilac-pazari)
Türkiye, Intercontinental Marketing Services Health tarafından Çin, Brezilya, Meksika, G.
Kore, Hindistan ve Rusya ile birlikte gelişmekte olan 7 pazardan biri olarak
değerlendirilmektedir. İlaç sanayi ürettiği ilaçların kalitesi etkinliği ve güvenilirliği ile birçok
ülke ile rekabet edebilecek düzeye gelmiş ve dış pazarlara açılmaya başlamıştır. Türkiye’nin
sektörde sahip olduğu potansiyele rağmen, hem iç hem de dış kıyaslamalarda Türk ilaç
endüstrisinin potansiyelini kullanamadığı görülmektedir. Sektörün dünya pazarı içinde payı %
0,2 dolayındadır. (TC Ekonomi Bakanlığı, 2014). Türk ilaç endüstrisi, dünya ticaretinde
ortalamanın çok altında bir paya sahiptir.
Türkiye’nin ilaç ihracatı 1978 yılında başlamış ve yıllar itibariyle hızlı bir artış göstermiştir.
2013 yılında ihracatı önceki yıla göre %13,7 oranında artarak yaklaşık 818 milyon dolar
olarak gerçekleşmiştir. Son yıllarda ilaç üretiminde merkez konumunda olan AB ülkeleri ve
ABD gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 100’den fazla ülkeye ihracat yapılmaktadır.
Türkiye’nin 2013 yılı ilaç ihracatında ilk sırayı İran almaktadır. Irak, Almanya, İsviçre, ABD,
G. Kore, Azerbaycan ve KKTC diğer kayda değer ihracat pazarlarıdır. Irak’a yönelik önemli
miktarda gerçekleştirilen kayıtsız ilaç ihracatı da göz önüne alındığında, Türkiye’nin
potansiyeli en yüksek pazarlarından birisinin Irak olduğu düşünülmektedir. (TC Ekonomi
Bakanlığı, 2014).
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
5
Türkiye’nin ilaç ve diğer eczacılık ürünleri ithalatı ise 2013 yılında önceki yıla oranla %3
oranında artış göstermiş ve 4,5 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. (TC Ekonomi Bakanlığı,
(2014). . Türkiye çok yeni yüksek teknoloji gerektiren veya biyoteknoloji ürünü olduğu için
belirli üretim merkezlerinde yapılabilen ilaçların yokluğu ve ithalatı, ilaç hammadde ve ara
maddelerinde yüksek oranda ithalata bağımlılığın olması, tüketimi az olduğu için ülkede
üretimi ekonomik olmayan ilaçlar ithal edilmesi ve gereksiz bitmiş ürün ithalatı nedeniyle
ihracat potansiyelini tam olarak kullanamamakta ve dış ticaret açığı artmaktadır.
Türk ilaç sanayi teknolojik altyapı, dünya standartlarında üretim ve canlı bir iç pazara sahip
olmasına rağmen yeni teknolojiler, AR-GE yatırımları ve çalışmaları konularında ciddi
sıkıntılar yaşamaktadır. Ayrıca hammadde konusunda yerli üretimin azalması ve buna bağlı
olarak hammadde ithalatının giderek artması, sektörün rekabet edebilme şansını azaltmaktadır
(Yılmaz, 2010). Devlet, endüstriyi stratejik sektörler arasına alarak bu yönde adımlar atmakta
ancak fiyatlandırma ve geri ödemeye ilişkin politikalar düzeltilemediği için sektör arzu edilen
yönde gelişme göstermemektedir. (TOBB, 2012)
1.1.1996 tarihinde AB ile Gümrük Birliği’nin gerçekleştirilmesiyle birlikte tıbbi
müstahzarların terkibinde bulunan ilaç başlangıç maddeleri ile ilaç hammaddeleri üretiminde
kullanılan maddeler ve tıbbi müstahzarların AB’den ithalat ve bu ülkelere ihracatı gümrük
vergisinden muaftır. Ancak Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütü’nün ilkelerini belirlediği İyi
Üretim Uygulamaları (GMP) kurallarına uygun üretim yapılmaması durumunda AB’ye ilaç
ihracatı mümkün değildir. Benzer şekilde Türkiye’de de İlaç Tanıtım Yönetmeliği,
Ambalajlama ve Etiketleme Yönetmeliği, İlaç Araştırmaları Yönetmeliği, Kozmetik
Yönetmeliği, Biyo Yararlanım Yönetmeliği, Ruhsatlandırma Yönetmeliği, İyi Klinik
Uygulamaları (GCP), İyi Laboratuvar Uygulamaları (GLP), İyi Dağıtım ve Depolama
Uygulamaları (GDP) ile ilgili yönetmelikler AB kuralları ile uyumlu hale getirilmiş ve
yürürlüğe girmiştir. Eylül 1995’te Patent Yasası yayınlanmış ilaç ve hammaddeleri ürün ve
üretim yöntemi bazında 1.1.1999 tarihinde başlayacak şekilde patent kapsamına alınmıştır.
AB İlaç Ruhsatlandırma Kriterleri de kabul edilerek ruhsatlandırmadaki yükümlülükler
genişletilmiştir.
Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye dış ticaretine etkisi literatürde
genellikle çekim modelleri çerçevesinde incelenmiştir. Karagöz ve Karagöz (2009), Türkiye
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
6
dış ticaretine Gümrük Birliği ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Konferansı’nın etkilerinin yanı
sıra komşuluk, ortak din ve tarihsel-kültürel yakınlığın etkilerini panel çekim modeli
çerçevesinde ele alan bir çalışmadır. Çalışmada elde edilen bulgular, Gümrük Birliği
Anlaşması’nın tek başına dış ticareti arttırıcı bir etkisinin olmadığı, ancak diğer etkenlerle
birlikte dış ticareti arttırıcı etkisinin ortaya çıktığı yönündedir. Özkaya (2011), ikili ve çok
taraflı ekonomik ve ticari anlaşmaların Türkiye’nin 113 ülkeyle olan ihracatına etkisini panel
çekim modeli ile test etmiştir. 1996-2006 dönemini kapsayan çalışmada ikili ticari
anlaşmaların ve Gümrük Birliği’nin ihracat üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı, diğer çok
taraflı anlaşmaların ise ihracatı arttırıcı etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Aysun, Öksüzler
ve Yılgör (2012), Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin AB-15 ülkeleri ile yaptığı dış ticarete
etkilerini, 1980-2009 dönemi verileriyle panel çekim modeli kullanarak incelemiştir.
Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre ilgili dönemde Gümrük Birliği’nin ihracat üzerindeki
etkisi anlamsız iken, ithalat üzerindeki etkisi ithalatı ve dolayısıyla dış ticaret açığını arttırıcı
yöndedir.
Fisunoğlu ve Yücel (2008), Gümrük Birliği’nin Türkiye ile 12 AB üyesi ülke arasındaki
sektörel dış ticareti üzerindeki 1988-2002 dönemi verileriyle ele almıştır. Panel veri analizinin
kullanıldığı çalışmada, Gümrük Birliği’nin sektörel ithalat üzerindeki etkisini inceleyen
modelde bağımsız değişken olarak Türkiye’nin GSYH’si, sektörel katma değerler, sektörel
kapasite kullanım oranı ve Türkiye’nin ele alınan AB ülkeleri dışındaki ülkelerle yaptığı
ithalat değerleri yer almaktadır. Elde edilen bulgular Gümrük Birliği Anlaşması’nın genel
olarak ithalatı arttırdığı yönündedir. Sektörel olarak ise metal ana sanayi ve işlenmiş metal
ürünler, makine ve ekipmanları ve taşıma araçları ve ekipmanları sektörlerinde Gümrük
Birliği’nden sonra bir ithalat artışı olduğu sonucu elde edilmiştir. Çalışmada Gümrük Birliği
Anlaşması’nın ilaç sektörünün de içerisinde yer aldığı kimyasallar ve plastikler sektörü
ihracatı üzerine ise anlamlı ve negatif etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Çolpan Nart (2009), Türkiye’nin Gümrük Birliği öncesi ve sonrası ihracat ve ithalat talebini
1990-2006 dönemi için panel veri analizi ile tahminlemiştir. Gümrük Birliği etkisi, gayrisafi
yurtiçi hasıla ve reel döviz kuru bağımsız değişkenleri ile birlikte Gümrük Birliği öncesi ve
sonrası dönem kuklası, AB üyesi ve üye olmayan ülke kuklası ve AB-GB arasında interaktif
kukla olmak üzere üç farklı kukla kullanılan altı model kullanılarak araştırılmıştır. Çalışmada
Gümrük Birliği’nin hem ithalatı hem de ihracatı arttırıcı yönde anlamlı etkiye sahip olduğu
şeklinde sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca Gümrük Birliği sonrası dönemde GB öncesi döneme
göre Türkiye’nin AB ülkelerine olan ihracatında gerçekleşen artışın, AB ülkelerinden yaptığı
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
7
ithalatta meydana gelen artıştan daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Türkiye’nin AB dışı
ülkelerle olan dış ticaretinin ise Gümrük Birliği sonrasında da istikrarlı olarak artığı, diğer bir
deyişle Gümrük Birliği’nin ticaret saptırıcı etkisinin olmadığı çalışmada ulaşılan bir diğer
sonuçtur.
Bekmez (2002), Türk imalat sanayi için eksik rekabet koşullarının geçerli olduğu varsayımı
altında geliştirdiği genel denge modeli çerçevesinde, Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkeleri ve
diğer ülkelerle olan ticaretini dört farklı senaryo üzerinden incelemektedir. Çalışmada
Gümrük Birliği’nin, Avrupa Birliği ülkeleri ile yapılan ilaç sektörünü de kapsayan kimyasal
ürünler sektörü ithalatını %4.3 oranında arttırırken, diğer ülkelerle olan kimyasal ürün ithalatı
artışının %3.2 oranında olacağı yönünde bulgular elde edilmiştir. Türkiye’nin AB’ye tam üye
olması senaryosuna göre AB ülkeleri ile olan kimyasal ürün ithalatı %9.3 oranında artarken,
diğer ülkelerle yapılan ithalatta anlamlı bir değişme gözlenmemektedir. Tüm ülkelerle serbest
ticaret anlaşması yapılması senaryosu altında ise Türkiye’nin AB ülkeleri dışındaki ülkelerle
yaptığı ithalatın, AB ülkeleriyle yapılan ithalattan daha fazla artış göstereceği sonucuna
ulaşılmıştır.
Literatürde gümrük vergisinden muaf olarak yapılan dış ticaretin sektörel etkilerini araştıran
çalışmalar oldukça sınırlı kalmaktadır. Bu çalışmada, Gümrük Birliği ve serbest ticaret
anlaşmalarının katma değer potansiyeli yüksek olan ilaç sektörü ithalatına etkisi Türkiye
özelinde incelenerek literatüre katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bir sonraki
bölümünde analizde kullanılan model ve veri seti tanıtılacaktır. Ekonomik Analiz başlığı
altında Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye ilaç sektörü ithalatına etkisini
belirlemek amacıyla yürütülen panel veri analizi sunulacaktır. Çalışmanın son bölümünde ise
elde edilen sonuçlar değerlendirilerek politika önerilerinde bulunulmaya çalışılacaktır.
Model ve Veri Seti:
Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye ilaç sektörü ithalatına etkisinin
araştırıldığı bu çalışmada, ithalat talep modeline Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşması
kuklası eklenerek Eşitlik (1)’de sunulan model elde edilmiş ve ekonometrik analiz bu model
üzerinden yürütülmüştür.
𝐿𝑜𝑔 𝐼𝑀 = 𝛼 + 𝛽!𝐿𝑜𝑔 𝑌 + 𝛽!𝐿𝑜𝑔 𝑅𝐸𝑅 + 𝛽!𝐷!"!!"# + є (1)
Modelde IM Türkiye’nin ilaç sanayi reel ithalatını ifade etmektedir. Reel ithalat, TL cinsinden
541 kodlu Eczacılık ve Eczacılık ürünleri sektörü nominal ithalatının SITC 54 kodlu Tıp ve
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
8
Eczacılık Ürünleri ihracat birim değer indeksi ile deflate edilmesiyle elde edilmiştir. İhracat
birim değer indeksi için baz yılı 2005’tir. Y, TL cinsinden Türkiye nominal GSYİH değerinin
TÜFE kullanılarak fiyat etkisinden arındırılmasıyla elde edilen reel milli gelir değişkenidir.
Fiyat etkisini arındırmakta kullanılan TÜFE için baz yılı 2005 olarak alınmıştır. RER, ikili
reel döviz kuru endeksini göstermektedir. İkili reel döviz kuru; E ithalat yapılan ülke para
birimi’nin TL cinsinden değeri şeklinde ele alınan nominal döviz kurunu, P* ithalat yapılan
ülkenin TÜFE değerini ve P Türkiye’nin TÜFE değerini göstermek üzere RER=P*xE/P
formülü ile hesaplanmıştır. Daha sonra elde edilen reel döviz kuru serileri baz yılı 2005=100
alınarak endekse dönüştürülmüştür. 𝐷!"!!"# Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşması
kukla değişkeni olup, Türkiye’nin Gümrük Birliği ya da serbest ticaret anlaşması yaptığı
ülkeler için 1 değerini, diğer ülkeler için 0 değerini almaktadır. Kukla değişken dışındaki tüm
değişkenler modelde logaritmik formda yer almaktadır. Teorik olarak 𝛽! katsayısının pozitif,
𝛽! katsayısının ise negatif değer alması beklenmektedir. 𝛽! katsayısının işareti ve anlamlılığı
ise bu çalışmanın araştırma konusunu oluşturmaktadır.
Türkiye’nin ülke bazında SITC Rev 3. 541 kodlu eczacılık ve eczacılık ürünleri ithalat verileri
ile sektörel bazda ihracat birim değer indeksi verileri Türkiye İstatistik Kurumu web
sitesinden alınmıştır. Nominal GSYİH verisi ile döviz kuru verileri TCMB web sitesinden
temin edilmiştir. Döviz kuru verisi oluşturulurken efektif alış kurunun yıllık ortalaması
alınmıştır. Türkiye ve ilaç sanayi ithalatı yapılan ülkeler için TÜFE verileri WorldBank’tan
sağlanmıştır ve tüm ülkeler için baz yılı 2005’tir. Tayvan için TÜFE verisi WorldBank veri
tabanında bulunmadığından National Statistics Republic of China veri tabanından 2011 baz
yılında elde edilmiş ve baz yılı 2005’e dönüştürülmüştür
(http://eng.stat.gov.tw/mp.asp?mp=5 ).
Ekonometrik analize 19’u Türkiye’nin Gümrük Birliği ya da serbest ticaret anlaşması
kapsamında ilaç ithalatı yaptığı ülkeler olmak üzere toplam 33 ülke dahil edilmiştir.3 2012
3 Gümrük Birliği ya da Serbest Ticaret Anlaşması çerçevesinde ticaret yapılan ülkeler: Fransa, Hollanda, Almanya. İtalya. İngiltere, İrlanda, Danimarka, Yunanistan, İspanya, Belçika, Norveç, İsveç, Finlandiya, Avusturya, İsviçre, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Mısır. (Gümrük vergisinden muaf olarak ticaretin başladığı yıl, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan için bu ülkelerin Avrupa Birliği’ne üye olduğu 2004, Mısır için serbest ticaret anlaşmasının yapıldığı 2007 yılı olarak alınmıştır.) Gümrük Birliği ya da Serbest Ticaret Anlaşması bulunmayan ülkeler: Rusya, Güney Afrika, ABD, Kanada, Meksika, Brezilya, Hindistan, Tayland, Malezya, Singapur, Çin, Güney Kore, Japonya, Avustralya.
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
9
yılında, ele alınan ülkelerle yapılan ilaç sanayi ithalatı, Türkiye ilaç sanayi ithalatının
%97.7’sini oluşturmaktadır.
Ekonometrik Analiz
Türkiye ilaç sektörü ithalatına Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının etkisi
incelenirken panel veri analizi yöntemi kullanılmıştır. Analize geçilmeden önce modelde yer
alan verilerin durağan olup olmadıkları Levin-Lin-Chu (2002) panel birim kök testi ile test
edilmiştir.
Levin, Lin ve Chu (2002), panel birim kök testinde sıfır hipotezi değişkenlerin birim kök
içerdiği şeklindedir ve birim kökün varlığı üç adımda test edilmektedir. Öncelikle
değişkenlere ADF regresyonu uygulanmakta ve ortogonalleştirilmiş artıklar üretilmektedir.
Ardından uzun dönem standart sapmaların kısa dönem standart sapmaları hesaplanmakta ve
son aşamada panel test istatistikleri hesaplanmaktadır. Birinci aşamada t zamanı göstermek
üzere her i yatay kesiti için ilgili y değişkeni hesaplanan ADF regresyonu Eşitlik (2)’de
verilmektedir:
∆𝑦!" = 𝛿𝑦!"!! + 𝜃!"∆𝑦!"!!!!!!! + 𝛼!"𝑑!" + 𝜀!" , 𝑚 = 1, 2, 3 (2)
Burada ∆𝑦!" = 𝑦!" − 𝑦!"!! , 𝜀!" ise beyaz gürültü hata terimini ifade etmektedir. pi gecikme
derecesi göstermekte ve modelde yatay kesitler arasında değişlik göstermesine izin
verilmektedir. Elde edilen otoregresyon derecesi pi’ler için ortogonalleştirilmiş artıkları elde
etmek amacıyla iki yardımcı regresyon hesaplanmaktadır. Yardımcı regresyonlar, ∆𝑦!" ve
𝑦!"!! bağımlı değişkenleri ile ∆𝑦!"!! , 𝐿 = 1,… ,𝑝! ve uygun deterministik değişken olan 𝑑!"
bağımsız değişkenleri kullanılarak oluşturulmaktadır. Yardımcı regresyonlar kullanılarak elde
edilen artıklar, 𝜎!" standart hataları ile normalleştirilmektedir. İkinci adımda uzun dönem
varyansın kısa dönem varyansa oranını hesaplamakta kullanılacak uzun dönem varyansı birim
kök boş hipotezi altında elde edilmektedir.
LLC panel birim kök testi, 𝑡! = 𝛿 𝑆𝑇𝐷 𝛿 t istatistiğine dayanmaktadır. Birinci ve ikinci
adımda elde edilen ortogonalleştirilmiş artıklar ve uzun dönem varyanstan elde edilen uzun
dönem standart sapmalar 𝛿 ve 𝑆𝑇𝐷 𝛿 değerlerinin hesaplanmasında kullanılmaktadır. Levin,
Lin ve Chu (2002) hesaplanan bu t istatistiğine düzeltme uygulayarak elde ettiği t-
istatistiğinin asimptotik normal dağılıma uyduğu da göstermiştir. Elde edilen LLC
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
10
düzeltilmiş t istatistikleri için hesaplanan olasılık değerleri de asimptotik normal dağılım
varsayımı altında hesaplanmaktadır.
Türkiye’nin ilaç sektörü ithalatına Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının etkisini
incelemek amacıyla oluşturulan modelde yer alan değişkenlere LLC panel birim kök testinin
uygulanmasıyla elde edilen sonuçlar Tablo 1’de verilmektedir.
Tablo 1. LLC Panel Birim Kök Test Sonuçları
Model (1) (Sabit terim ve trend
yok)
Model (2) (Sabit terim dahil)
Model (3) (Sabit terim ve trend
dahil) Değişken t-İstatistiği Olasılık(t) t-İstatistiği Olasılık(t) t-İstatistiği Olasılık(t) Log(im) 11.3551 1.0000 -3.30089 0.0005 -13.6943 0.0000 Log(y) 13.8773 1.0000 -8.72741 0.0000 -8.36794 0.0000 Log(𝑹𝑬𝑹) -4.1827 0.0000 -10.6684 0.0000 -6.15237 0.0000
Tablo 1’de verilen sonuçlara göre Log(IM) ve Log(Y) değişkenleri modele sabit ve trend dahil
edilmediğinde birim kök içerirken Log(𝑅𝐸𝑅) değişkeni birim kök içermemektedir. Modele
yalnız sabitin dahil edildiği ve trend ve sabitin birlikte dahil edildiği model göz önünde
bulundurulduğunda ise değişkenlerin birim kök içerdiği şeklindeki birim kök hipotezi tüm
değişkenler için %1 anlam düzeyinde reddedilmektedir. Bu noktada Log(IM) ve Log(Y)
değişkenlerinin grafikleri incelenerek değişkenlerin yukarı yönlü trende sahip oldukları tespit
edilmiştir. Dolayısıyla sabitin ve trendin modele birlikte dahil edildiği LLC panel birim kök
test istatistikleri esas alınarak değişkenlerin hiçbirinin birim kök içermediği sonucuna
varılmıştır.
Değişkenlerin birim kök içermediği saptandıktan sonra, Türkiye ilaç sanayi ithalatına Gümrük
Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının etkisini araştırmak amacıyla kurulan modele panel
veri analizi (sabit ve rassal etkiler) uygulanmıştır. Basit bir panel regresyon modeli i birimleri
ve t zamanı göstermek üzere Eşitlik (2)’deki gibi yazılabilir (Greene 2012, 259).
𝑦!" = 𝛼 + 𝑥!"! 𝛽 + 𝜀!" 𝑖 = 1,… ,𝑁, 𝑡 = 1,… ,𝑇 (3)
Burada 𝛼 sabiti, 𝛽 K×1 boyutlu matrisi göstermektedir. Hata terimi 𝜀!" , 𝑢! modele dâhil
edilememiş bireye özgü bileşeni ve 𝑣!" bileşeninden oluşmaktadır (Baltagi, 2011). 𝑢!, zaman
içinde sabitken, 𝑣!" hem zamana hem de bireye göre değişmektedir. Hata terimi 𝜀!", hata
bileşenlerine ayrıldığında sabit etkiler modeli Eşitlik (4)’teki gibidir.
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
11
𝑦!" = 𝛼 + 𝑥!"! 𝛽 + 𝑢! + 𝑣!" (4)
Bu modelde 𝛼 + 𝑢! burada tahmin edilebilir bileşenlerdir ve bu toplam 𝑎! şeklinde
gösterilebilir. 𝑎! zamana bağlı olarak değişmediğinden modelin tahmininde EKK tahmincisi
kullanılabilmektedir. Sabit etkiler modeli T sabit ve N→ ∞ ise, 𝛽 için sabit etkiler tahmini
tutarlı iken 𝑎! için elde edilen tahminciler tutarlı değildir (Greene, 2012).
Rassal etkiler modelinde ise hata bileşenleri sıfır ortalama ve 𝜎! varyansla normal
dağılmaktadır (𝑢!~𝑁 0,𝜎!! ve 𝑣!"~𝑁 0,𝜎!! ). Ayrıca bağımsız değişkenler ile 𝑢! ve 𝑣!"
arasında ilişki bulunmamaktadır. Dolayısıyla rassal etkiler modelinin varyansı sabit ve
𝑣𝑎𝑟(𝜀!") = 𝜎!! + 𝜎!!’e eşit olmaktadır. Bu durumda hata terimleri arasında seri korelasyon
ortaya çıktığı için, diğer bir deyişle korelasyon katsayısı 1 olacağı için GLS tahmincisi en iyi
doğrusal sapmasız tahminci olmaktadır.
Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye ilaç sanayi ithalatına etkisini
incelemek amacıyla oluşturulan modelin sabit ve rassal etkiler modeli kullanılarak analiz
edilmesiyle elde edilen sonuçlar Tablo 2.’de verilmektedir.
Tablo 2. Panel Veri Analizi (Sabit ve Rassal Etkiler) Sonuçları Sabit Etkiler Modeli (Bağımlı Değişken: Log(IM)
Açıklayıcı Değişkenler Katsayı Standart Hata (robust)
t istatistiği Olasılık(t)
C -21.87204 9.3273 -2.34 0.025 Log(𝒀) 3.4050 0.9193 3.70 0.001 Log(𝑹𝑬𝑬𝑹) -0.7450 0.7381 -1.01 0.320 𝑫𝑮𝑩!𝑺𝑻𝑨 0.3394 0.1403 2.42 0.021 𝐹 = 40.53 Olasılık(𝐹)= 0.000
Rassal Etkiler Modeli (Bağımlı Değişken: Log(IM)
Açıklayıcı Değişkenler Katsayı Standart Hata (robust)
t istatistiği Olasılık(t)
C -21.2394 9.2196 -2.30 0.021 Log(𝒀) 3.3491 0.9093 3.68 0.000 Log(𝑹𝑬𝑹) -0.8248 0.7330 -1.13 0.261 𝑫𝑮𝑩!𝑺𝑻𝑨 0.3777 0.1363 2.77 0.006 Wald 𝜒! = 118.71 Olasılık(𝜒!)= 0.000
Sabit ve rassal etkiler modelleri kullanılarak yürütülen panel veri analizi sonuçları birbirine
oldukça yakın elde edilmiştir. Her iki model de bir bütün olarak anlamlı modellerdir. Analiz
sonucunda Türkiye’nin reel geliri (Log(Y)) değişkeni için elde edilen katsayı teorik
beklentiyle uyumluluk göstermektedir. Reel gelir değişkenine ait katsayı Türkiye’nin
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
12
GSYİH’sında %1’lik bir artışın ilaç sanayi ithalatında %3.40 oranında bir artış yarattığını
göstermektedir ve istatistiksel olarak anlamlıdır.
Reel döviz kuruna ilişkin elde edilen katsayı ise teorik beklenti ile uyumlu olarak negatif elde
edilmekle birlikte istatistiksel olarak anlamlı görünmemektedir. Diğer bir deyişle, reel döviz
kurundaki bir artış ilaç sanayi ithalatında anlamlı bir düşüşe neden olmamaktadır. Bu sonuç
birkaç nedene bağlanabilir. Birincisi ilaç sektörü, ihracatı ithalata bağımlı bir sektör
görünümü sergilemektedir. Döviz kurundaki artış ihracatta fiyat rekabeti avantajı yaratması
dolayısıyla ihracatı arttırıcı bir etkiye sahiptir ancak ihracatın ithalata bağımlılığı söz
konusuysa ihracatı arttırabilmek için ithalatın devam etmesi gerekmektedir. TL’nin değeri
düştüğünde ithalatta yeterli bir düşüş gerçekleşmiyor olmasının bir diğer nedeni de eşdeğer
ilacın yurtiçinden temin edilememesidir. Patentlerle korunan ya da yüksek maliyet ve
teknoloji yetersizliği nedeniyle Türkiye’de üretimi yapılamayan hayati tedavi grupları için
gerekli ilaçların ithalatını düşürmek mümkün olmamakta; bu durum ithalatın pahalı olduğu
durumda bile ithalata devam etmeyi gerektirmektedir.
Çalışmanın asıl araştırma konusunu oluşturan Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşması
kukla değişkeninin katsayısı ise pozitif elde edilmiştir. Elde edilen pozitif katsayı, Gümrük
Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye ilaç sektörü ithalatını arttırıcı bir etkisi
olduğunu göstermektedir. Bu durum ihracat artışı sağlanamadığı durumda dış ticaret açığını
arttırıcı bir etkiye neden olacaktır.
Sonuç:
İlaç sektörü gerek sosyal, gerek ekonomik, gerekse ulusal güvenlik açısından stratejik bir
sektördür. Yüksek katma değerin yüksek AR-GE harcamalarına bağlı olduğu sektör üretimi
ve ihracatında ABD ve AB ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerin payı oldukça yüksektir. Türkiye
ilaç sektörü üretimi ve ihracatında geçen zaman içinde önemli gelişmeler gösterse de, ilaç
sektörü ihracatı ithalata bağımlı bir görünüm sergilemektedir. Türkiye, 1996 yılından beri
Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde sektördeki ciddi rakiplerinden olan AB ülkeleri ile ve
serbest ticaret anlaşması yaptığı diğer ülkelerle gümrük vergisine tabi olmadan dış ticaret
yapmaktadır.
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
13
Bu çalışmada Gümrük Birliği Anlaşması’nın ve diğer ülkelerle yapılan serbest ticaret
anlaşmalarının Türkiye’nin ilaç sanayi ithalatı üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Söz konusu
etki, Türkiye’nin 33 ülke ile yaptığı ilaç sanayi ithalatı için ve 2003-2012 dönemi ele alınarak
panel veri analiziyle araştırılmıştır. Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının etkisi
araştırılırken, ithalat talep fonksiyonuna Gümrük Birliği Anlaşması ve serbest ticaret
anlaşması kukla değişkeninin eklendiği model kullanılmıştır.
Panel veri analizinin (sabit ve rassal etkiler) kullanıldığı çalışmada gelir ve reel döviz kurunun
ilaç sanayi ithalatına etkisini gösteren katsayılar teorik beklentiyle uyumludur. Gelir değişkeni
için elde edilen katsayı, Türkiye’nin GSYİH’sında %1’lik bir artışın ilaç sanayi ithalatında
%3.40 oranında bir artış yarattığını göstermektedir. Reel döviz kuruna ilişkin elde edilen
katsayı istatistiksel olarak anlamlı görünmemektedir. Hayati tedavi gruplarında yurtiçinden
eşdeğer ilaç temininin mümkün olmadığı durumlarda ve ilaç sektörünün ihracatının ithalata
bağımlılığı nedeniyle, döviz kurunda bir artış yaşansa bile ilaç ithalatında anlamlı bir düşüş
gözlenmiyor olması beklenebilecek bir durumdur. Çalışmanın asıl araştırma konusunu
oluşturan Gümrük Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye’nin ilaç ithalatına
etkisine yönelik elde edilen bulgular ise yapılan anlaşmaların Türkiye’nin ilaç ithalatını
arttırdığını göstermektedir. İlaç sektöründe AB ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler birbirleriyle dış
ticaret yapma eğiliminde olduğundan, Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının
Türkiye ihracatına etkisi aynı miktarda arttırılamadığında bu durum dış ticareti açığını arttırıcı
etkiye neden olacaktır.
19 Haziran 2012 tarihinde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı, büyüme potansiyeli olan
sektörlerin ara malı ithalat bağımlılığını azaltmak ve yüksek katma değerli yatırımları
yükseltmek adına KDV istinası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi
işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği, KDV iadesi gibi destekler
getirilmiştir (TOBB, 2012). 2012 yılında yürürlüğe giren bu Teşvik Yasası’nda ilaç
endüstrisinin stratejik yatırımlar kapsamında yer alması umut verici adımdır. Teşvik
Yasası’nda büyük ölçekli yatırım teşviklerinden faydalanılabilmesi için gerekli asgari yatırım
tutarının düşürülmesi ve Türkiye’de üretim ve yatırım açığı bulunan biyoteknoloji, onkoloji
ve kan ürünleri gibi özel alanlara atıfta bulunulması önemli gelişmelerdir. Ancak sunulan bu
desteklerin yanı sıra öngörülebilir ve sürdürülebilir bir ilaç politikası ve AR-GE faaliyetlerine
daha fazla önem verilmesi Türk ilaç sektörünün rekabet gücünün sağlanması noktasında
zorunlu görülmektedir. Bu noktada üniversite ve araştırma merkezleri ile işbirliği sağlanması
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
14
ve sektörde daha fazla ve yetkin bilim adamı yetiştirilmesi ilaç sektöründe sahip olunan
potansiyeli açığa çıkarmak için son derece önem arz etmektedir. Ayrıca yenilikçi ilaçların ilk
adımı olan molekül keşfi de Türkiye’de henüz yapılmamıştır. Türkiye’nin AR-GE
kapasitesini geliştirebilmesi için uluslararası klinik araştırmalara dahil olması var olan
potansiyeli geliştirmek için son derece gerekli bir adımdır.
Kaynakça
Aysun, A., Öksüzler, O. ve Yılgör, M. (2012). Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin dış ticareti
üzerine etkisi: Panel çekim modeli uygulaması. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 13(2), 15-26.
Baltagi, B. H. (2011). Econometrics. Fifth Edition, New York: Springer.
Bekmez, S. (2002). Sectoral impacts of Turkish accession to the European Union: A general
equilibrium analysis. Eastern European Economics, 40(2), 57–84.
Çolpan Nart, E. (2010). Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin dış ticareti üzerine etkileri: panel veri
analizi. Journal of Yasar University, 17(5), 2874-‐2885.
DPT, (2007). Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013 İlaç Sanayii Özel İhtisas Komisyonu
Raporu. Yayın No: DPT: 2747-ÖİK: 694. Ankara.
Fisunoğlu, H. M. ve Yücel, F. (2008). Panel veri yaklaşımı altında Gümrük Birliği
anlaşmasının Türk imalat sanayine etkilerinin bir analizi. Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, 1(2), 1-18.
Greene, W. H. (2012). Econometric analysis. (7. edition). New Jersey: Prentice Hall.
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası. Temel Göstergeler: Dünya İlaç Pazarı.
http://www.ieis.org.tr/ieis/tr/indicators/32/dunya-ilac-pazari (Erişim Tarihi: 13.07. 2014).
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası. Temel Göstergeler: Türkiye İlaç Pazarı.
http://www.ieis.org.tr/ieis/tr/indicators/33/turkiye-ilac-pazari (Erişim Tarihi: 13.07. 2014).
EconWorld2014@Prague International Conference in Economics Prague, Czech Republic September 03-05, 2014
15
Karagöz, K. ve Karagöz, M. (2009). Türkiye’nin küresel ticaret potansiyeli: Çekim modeli
yaklaşımı. C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 10(2), 127-144.
Levin, A.; Lin, C. F. ve Chu, C. S. J. (2002). Unit root tests in panel data: asymptotic and
finite-sample properties. Journal of Econometrics, 108(1), 1-24.
Özkaya, H. (2011). İkili ve çok taraflı anlaşmaların Türkiye’nin ihracatı üzerindeki etkisi.
Doğuş Üniversitesi Dergisi, 12(2), 279-288.
T.C. Ekonomi Bakanlığı, (2014). Sektör Raporları: İlaç ve Eczacılık Ürünleri Sektörü. www.ibp.gov.tr/pg/sektorpdf/sanayi/ilac_eczacilik.pdf (Erişim Tarihi: 12.7.2014).
TOBB, (2008). Türkiye İlaç Sanayi Meclisi Sektör Raporu. Yayın Sıra No: 2008/76. Ankara.
TOBB, (2012). Türkiye İlaç Sanayi Meclisi Sektör Raporu 2011. Yayın Sıra No: 2012/170.
Ankara.
Yılmaz, N. (2010). İlaç Sanayi. www.ceidam.com/FileUpload/bs238314/File/ilac_sanayi.pdf
(Erişim Tarihi: 12.1. 2014)