İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi...

33

Transcript of İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi...

Page 1: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni
Page 2: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

İ Ç İ N D E K İ L E R

ERİK AĞACI

2 Ay l ık Sanat-Edebiyat

E-Dergis i

Y ı l : 1 Sayı : 2

Mart-Nisan Sayıs ı

2020

SAHIBI VE GENEL

YAYIN YÖNETMENI

Serpi l Tuncer

YAYIN KURULU

Serpi l Tuncer

Fatma Türkdoğan

Hat ice Eği lmez

GRAFIK TASARIM

Cem Toprak

WEB TASARIM

Ömer Can Talu

İLETIŞIM

[email protected]

dergi.erikagacioyku.com

Yazıların hukuki

sorumluluğu yazana

aittir. Dergideki yazılar

yayınlansın veya

yayınlanmasın veril-

mez. Dergideki yazılar

kaynak gösterilerek

alıntı yapılabilir.

ISSN 2458-9063

D Ü Ş Ü N E N A D A M

G Ü Z S A R I S I

U Ç A M AYA N K E L E B E K L E R

O TO B Ü S

K U R A K YA L N I Z L I K

TA N R I D A Ğ L A R I N D A Z A M A N

G Ö Z L E R I M E B A K

Ş A I R I N S Ö Z L E R I

K U RT U L U Ş

T E F T I Ş

M O R C I V E RT R A D Y O

İ N C I L I TO K A

H A S R E T I M H E-YA

3

4

16

21

7

8

5

6

23

27

29

9

13

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

2

Page 3: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Parkta hava ser inParkta adam yalnızAdam düşüncel iydi ,Ve yalnız l ığının iç indeBir i giz l iydi . Neden gelmişt i yabancı kenteSiyah bankta , s iyah e lbisel iK amburu ç ık ık bi r düşünen adam,Bir defa yaşamak , yaşamadık lar ın ı ya lancıktan. Derken adam unuttu düşündük ler in i ,B i r k ahk aha sa l ıverdi k aranl ığı y ı r tan.H ırç ınlaşt ı Çigan melodi ler iBel i rdi kumlarda ayak iz ler iCanlandı Hügo’nun sef i l ler iAşk di lendi ler,Etten kemikten mabedi , bu kent l i -ler d ikt i ler. H ıçk ı ra h ıçk ı ra ağl ıyordu düşünen adamDudak lar ı k ıpı r k ıpı rdı yaprak lara denkParkta hava ser inParkta adam yalnızAdam düşüncel iydiVe yalnız l ığının iç indeBir i giz l iydi .

İ smail TürkdoğanDÜŞÜNEN ADAM

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

3

Page 4: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Herkes in ağzında bir parça türküGet i r i r ve ıht ı r ı r ey lülün k apıs ınaSıcak bir yaz ın ağladığı o lur B i r ç ığ l ık uzun vadi lerden geçerVe int ihara k alk ış ı r dağ başlar ında.Değişmeyen tek şeyCinayete kurulu bir saatt i r oysa .Yelkovanı b i r annenin yüreğine z immetl id i r.Son saniye, b i r babanın a lnında vururVe cevabı b i l inmeyen sorular sorarAşk hâlâ oturuyor mu Hüznün bir a l t sok ağında?

İşte güz de gidiyorAcının k arş ı k ıy ıs ında bir yurdun müjdesiy leGüz de gidiyor kuşlar ın ı toplayıpÇok sevdiği ö lüler rahat uyusun diye.

Hasan I ldız GÜZ SARISI

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

4

Page 5: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Muhammed Balaban GÖZLERİME BAK

Gözler ime bak , yara lar ım yüzün-den mi? Yoksa iç imdek i k aranl ık mı kor-kuttu seni? Bana ölüymüşüm gibi bak ma, iç imdek i ç içek ler soldu sadeceVe o ç içek ler in k at i l i ya lnızca sensin .

B i lmeni i s ter im k i k a lbiy le seven-ler, ak l ıy la unutamaz.Ak l ıy la sevenler bi r k ar tanesi -nin tene değiş i gibi , çok kolay er i t ip yok eder sevgiy i ve ger iye a labora olmuş bir geminin enk a-z ını b ı rak ı r lar ok yanusun en der in yer inde…

Şimdi iç inde bir benim adım olan bütün zamanlar ı tak vimlerden yok etmek ist iyorum birçok haf ızadan s i l inmek ist iyo -rum ve şu iç imde bir ikenler i anla-tacağım gün benden kork acak herkes.

Mezar taş lar ın ı okuyarak adını unutmaya çal ış ıyorum… Mezar taş ıma adımı bi le yazdır-mak istemiyorum…

Bir fani b i lecek herkes beni… Çünkü mezar taş ımız bi le tek ola-cakt ı ve ben bu hayale ihanet etmek istemiyorum. Vars ın adsız o larak bi l ineyim… Aramızda uçurumlar vardı dediğin gibi .

Ben bir başk as ının e l in i tutma-mışken, sen bir yabancının göğ-sünde uyuyacaksın ya .Vursunlar beni şak ağımdan…Kör bir kurşuna yazs ınlar adres imi .

Sen iç ine öfke k amufle edi lmiş bi r mutluluğu yaşa…

Günün bir inde düşerse maskeler,Sana dediğim en son sözü hat ı r la .Yapt ığın yanına k almayacak , Acı çek meni göremeyecek bi leme -yecek k adar uzak larda olacağım. O vak it arayacağın tek k iş i ben olacağım.

Sen hela l l ik d iyeceksin ben pişmanl ık …

Ama her şey iç in çok geç olacak …

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

5

Page 6: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Murat Öztürk ŞAİRİN SÖZLERİ

Gecenin en k aranl ık deminde dolandı ş i i r ler in saçlar ımaRuhuma dokundu nefes indek i ş i i r avcıs ıYı ld ız lar ın par ladığını gördüm göz bebek ler indeDüştü kük rerces ine ruhumdan k ı r-mız ının son hal i

En ateş l i ş i i r ler in şa i r in in sözler i ,Heyhat kendine âş ık etmekte geceyi . . .Fer yat f iganlar nöbette bir k a lbin pençesindeTozlu sat ı r lara hûn olmuş yorgun bedeni . . .Ş i i r lere hamal l ıkt ı payına düşen ser vet

Bir şark ının eşs iz melodis in i f ı s ı l -d ıyordu âdeta ,

Ağır gelen yükünü omuzlarcas ına. . .Ruhundak i k aranl ık lara rağmen maviye boyadı k anat lar ın ıNe söylenen sözler umurundaydı ar t ık ne de yalnız l ık . . .Zamanın raks ında sess iz l iğe bürünüyordu

İ pek böcek ler in i anımsat ıyordu benl iği ,Sank i kozas ından ç ık acak bir kelebek gibiydi . . .K aranl ığa k avuşuyordu hayal ler, Hayal ler inde yer eden renk ler gözler inde uçuşuyordu Biraz yeş i l b i raz hâk i en çok ta maviye bulanan el ler in i son defa k aldırdı ve. . .Ve. . .Gözler in i ebediyen tüm renk lere k apadı . . .

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

6

Page 7: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Muhammed Korkmaz KURAK YALNIZLIK

Bak yüksel iyor M imar Bak yüksel iyor M imar S inan’ın camiler inde S inan’ın camiler inde kubbelerkubbelerSen bir inde ay oluyor-Sen bir inde ay oluyor-sun diğer inde güneşsun diğer inde güneşGece ve gündüz bir le -Gece ve gündüz bir le -ş iyor e l ler inde ş iyor e l ler inde Bir yak ana hüznü Bir yak ana hüznü diğer ine sevinci d iğer ine sevinci i l ik l iyorsuni l ik l iyorsun

Toprak bir test i e l ler inToprak bir test i e l ler inÂşık lar ın ac ı lar ına Âşık lar ın ac ı lar ına şarap sunuyorsunşarap sunuyorsunÖmer Hay yam’ın Ömer Hay yam’ın rubai ler indenrubai ler indenK ırmız ı b i r üzüm gibi K ı rmız ı b i r üzüm gibi k anıyor gözler in k anıyor gözler in Yudum yudum sarhoş-Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsunluğuma damlıyorsun

Fuzul i dolduruyor seni Fuzul i dolduruyor seni dudağından dudağından Çini i ş lemel i b i r Çini i ş lemel i b i r k adehek adeheS en geleceği S en geleceği göster iyorsungöster iyorsun

Tac mahal inşa edi l i -Tac mahal inşa edi l i -yor H indistan’dayor H indistan’daİç ine defnedi l iyor İç ine defnedi l iyor aşk ın tohumlar ı aşk ın tohumlar ı B i r yüzün ölümün Bir yüzün ölümün bak ış ı d iğer i b i tmeyen bak ış ı d iğer i b i tmeyen güzel l iğingüzel l iğin

M ıs ı r ’a sultan M ıs ı r ’a sultan oluyorsun oluyorsun Ama bir kurak l ığa Ama bir kurak l ığa tutuluyor yalnız l ığıntutuluyor yalnız l ığınBir yağmur dam-Bir yağmur dam-las ına yas lanmayı las ına yas lanmayı bek l iyorsunbek l iyorsunParmak lar ı kes i l iyor Parmak lar ı kes i l iyor rüzgâr ın k anat lar ındarüzgâr ın k anat lar ındaSen hep çocuk k al ı -Sen hep çocuk k al ı -yorsun sevdanın yorsun sevdanın ocağındaocağında

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

7

Page 8: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Ömer Di lbazTANRI DAĞLARINDA ZAMAN

Tanr ı dağlar ında zaman bir başk a geçer ,Ak babalar ın ç ığı r t ıc ı ses ine,K argalar ın ç ığl ık lar ı k ar ışarak ,Üşümüş rüzgâr h ı r-ç ınca eser.

Tanr ı dağlar ında zaman bir başk a ak ar,Bembeyaz k ar, bozk ır-lar ın baş ını okşayarak ,Tanr ı dağlar ına hüzün ve sevinçle yağar.Toprağa k ar ış ı r âş ık la-r ın nefes ini soluyarak

Tanr ı dağlar ında zaman hiç durmaz,Ulurken kur t lar ay ış ığında,Korkup bı ld ı rc ınlar uyuyamaz,Ay ’a ümits izce küsmüş gibi güneş ,Tanr ı dağlar ın ı h iç ı s ı tmaz. . .

Tanr ı dağlar ında zaman hiç durulmaz,Gel ince bahar aç ı l ı r Aygülü,Koşuşturur bozk ır-larda ak y ı lk ı lar,S evdasına koşan âş ık gibi h iç yorulmaz.

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

8

Page 9: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Emine Peker ŞansalİNCİLİ TOKA

Güz ç içek ler i gibi soluk renk l i ber jer koltuğundan k alk ıp, y ı l lar ın esk i temediği ter l ik ler iy le bütün gün çal ış ıp, koltuğu-nun a l t ına s ık ışt ı r -dığı ik i s ıcak somunla ümits iz l iğine yürüyen yorgun bir inşaat i şç is i gibi gi t t i , camı k apatt ı . “Bu k ış çok çet in geçeceğe ben-z iyor Gülseren.” dedi . Hat ı ra lar ın üstündek i tozu s i lkeler gibi e l in-dek i tozu bir öfkeyle s i lerken, nedensiz bi r hüzün gel ip gözle -r ine oturdu. “Güneşin çok aceles i varmış gibi çok erken terk ett i bu y ı l sonbahar ı . Ç içek ler dal lar ı , yaprak lar ağaçlar ı , ç imenler toprağı umduk lar ın ı bulamamış lar gibi terk ett i ler.” Güldü. “ Yine çenem düştü çok konuşuyorum deği l mi Gülseren?”

Acık mışt ı . Yı l larca kürek mahkûmluğu yapmış bi r in in ayak la-r ın ın i t i raz ediş i gibi ayak lar ı yürümeyi reddediyordu. Gebe kedi ler in sak inl iğiy le mutfağa doğru yürür-ken bugün kendini iy i h issetmediğini b i r kez daha fark ett i . Dolabı aç t ı , yemek yapacak ne sebzesi vardı ne isteği . Tabağın etra-f ında kurumuş, sar ım-sağa dönmüş pey-nir ler i çöpe atarak k alan peynir i ek meğin aras ına koyup yedi . “Zaten ar t ık çok az y iyorum Gülseren, canım bir şey çek mi-yor yanl ış anlama.” dedi mutfaktan savaş mağduru küçük bir çocuk gibi ç ık arken.

Tek rar gel ip koltu-ğuna y ığı l ıp k alma-dan; ucundan k ıy ıs ın-dan görünen, mutsuz bir gel in in edasıy la kendis ine göz k ı rpan denize bakt ı . Deniz lac iver t ve çok dalga-l ıydı . B i l inmeyen bir tar ih in lanet l i şehr inin öfkes ini iç inden atmak isterces ine sahi le vuruyordu kendini . Bu gece f ı r t ınayı get i re -cekt i yanında emindi buna. Yine o anlam veremediği hüzün-ler yer ett i yüre -ğinde. Yemek taba-ğına yak laşan kediy i kovalarcas ına iç in-dek i hüznü kovmak iç in k alkt ı gramofo -nun yanına gitt i , takt ı b i r Müzey yen Senar 45’ l iği . Gök yüzüne ç iv i lenmiş gibi k a la-k aldı . Ne yürüyebi l i -yor ne uçabi l iyordu ar t ık . Ne zaman bu gramofonu çal ışt ı rsa o, hayat ının en ac ı

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

9

Page 10: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

gününü hat ı r l ıyordu. “Sana da aş ina geldi mi Gülseren?” dedi . Gülseren, yüzünde hiç eks ik o lmayan bebek gülüşüyle, çağlayan-lar ın gel ip, bak ış la-r ında duraladık lar ı gözler iy le ve sonsuz-luğa uzanan gerda-nına ik i k a leyi andıran omuzlar ına dökülen at yeles i z i f i r saç lar ıy la ona bak ıyordu.

Evl i l ik ler in in bir inci y ı ldönümüydü. M ahir Bey, e l indek i hediye paket iy le k apıda Gülseren’e uzun uzun sar ı ld ı . İ lk bahar yumu-şak l ığında buseler kondurmuştu yana-ğına. Gülseren heye -canl ı , zamansız açan ç içek ler gibi te laş l ı , k aymaktan yok olmak-tan kork an y ı ld ız lar gibi par lak , asalet in i gücünden a lan güneş gibi s ıcacık , dokunsa-lar ağlayacak bulut-lar gibi nazenin. Mahir Bey ’i gramofonun başına k adar gözle -r in i k apatarak get i rdi . Mahir Bey gözler in i aç ıp k aranl ığın iç in-dek i küçük pır ı l t ı -lar k aybolduğunda

gördüğüne inanama-mışt ı . Çok istediği gra-mofon mist ik çağlar-dan kopup gelen bir denizk ız ı gibi kendi-s ine gülümsüyordu. B i r k aç şark ıy la zafer sarhoşu bir s i lah-şor gibi dans ett ik-ten sonra “Çok zor durumdayız , e l imiz-dek i her şeyi bu evi a labi lmek iç in e lden ç ık ardık . Bunu a lacak parayı nerden…….”-cümlenin sonunu get i -remeden, Gülseren’in bi r ç i f t bulutu andıran gözler iy le göz göze geldi . Aldı bak ış la-r ın ı Gülseren, b ı rakt ı uzak lara . Pencereden bir şeyler i görmek isterces ine uzun uzun didik ledi k aran-l ığı . N ice sonra yeme -nini tuttu att ı baş ın-dan, usulca o an e l in-dek i hediye paket i yere düştü. “Saçlar ımı caddenin sonundak i kuaföre kest i r ip ona satt ım.” dedi . “Olsun bir daha uzar, kökü bende zaten.” dedi .Dedi…Dedi…Daha neler neler dedi de Gülseren, duyan k im? Dipsiz bi r kuyuya düşmüştü de M ahir Bey vaveylas ını

k imseye duyuramı-yordu. Ama kendis i de yanı baş ındak i maral ın mır ı l t ı lar ın ı duyma-mak iç in kör kuyular ın sonsuza k adar üstüne k apanmasını i s terdi . O, Gülseren’in upuzun at yeles i gibi saç la-r ına âş ıkt ı . Geceler i o saçlara yüzünü gömmese uyuyamazdı . Olayı k i l imin a l t ına süpürmek isteyen Gülseren “eeee sen bana ne a ldın bak al ım, ver hediyemi ” deyince hıçk ı r ık lara boğuldu Mahir Bey. Ölü bir k ı r langıç gibi yerde yatan paket i a l ıp aç t ı Gülseren. Aylardan ber i i s tediği inc i l i tok ayı kutuda görünce sank i haylaz rüzgâr-lar gel ip gözler indek i bulut lar ı dür tük lemiş-lerdi . Sabaha k adar bi rbir ler ine ihanet eden ik i suçlu k ader or tağı gibi sar ı l ıp ağladı lar.

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

10

Page 11: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Saçı uzayan Gülseren sonrak i y ı l larda saçın-dan inci l i tok as ını h iç ç ık armadı . Ve tok anın diş ler i gibi deği l büyük bir çark ın az ı l ı d iş ler i gibi b i rbir le -r ine s ımsık ı kenet len-di ler. Bu evde bir i k ız b i r i erkek ik i çocuk-lar ın ı , umutlar ı gibi sevgi ler i gibi gele -ceğe dair p lanlar ı gibi k atmer k atmer büyüt-tüler. Bu evde yaş-landı lar, bu evde ölecek lerdi .

Çukura k açmış gözler i yaş lar la doldu M ahir Bey ’in . “Çok sulu göz oldum deği l mi , her şeye ağlar o ldum deği l mi Gülseren?” dedi , gülümserken ona Gülseren. Çok yok luk çekt i ler, çok yar ı aç yar ı tok yatmak zorunda k aldı lar bu bahçe iç indek i ik i k at l ı ev i a labi lmek iç in . Ş imdi çocuk lar ona küskün “Şehirde bir apar tmana yer leşt i re -l im seni , müteahhitte verel im evi ne güzel b i r v i l la o lur ” d iyor lar. “Hayır,” d iyor M ahir Bey. Bedenim, kele -bek ler in k anat lar ında

ç içek ler in tozlar ına bulaşt ığında, nefes im ağaçlar ımın kokusuna bulaşt ığında, gel in ne yaparsanız yapın, dedi .

“Çocuk lar mı? Ah Gülseren ah, ne hayır-s ız evlat lar ımız var. O ğlun olacak Burak on gündür a l ışver iş yapmadı bana, k ız ın olacak Ezgi b i r haf-tadır gel ip k i r l i ler i atmadı mak ineye, b i r k aş ık çorba yapmadı bana. Ne çok özledim seni Gülseren, b i lsen koşa koşa ger i gel i rdin cennettek i b i l lurdan köşenden.

K alkt ı , ağlamak l ı odasına giderken balkon k apıs ın ı rüzgâ-r ın öfkeyle vurduğunu gördü. K apıy ı k apat ı r -ken bahçeye şöyle bi r göz gezdirdi . Onu bu par ı l t ı s ı sönmüş bir y ı ld ız o lan dünyada bahçesi k adar mutlu eden başk a bir şey k almamışt ı . Onlara bak ar, sular, temiz-ler, onlar la saat lerce sohbet ederdi . Cennet yavrusu bahçesi de üç ay önce cennet i

terc ih eden Gülseren Hanım’ın bu dünyadan sess izce e l etek çek i -ş ine şahit o lmuşlardı . Ve Mahir Bey i le gün-lerce yas tutmuşlardı . Çiçek ler solmuş, dal lar zamansız yaprak lar ın ı dök müş, kuş lar ebedi uykuya dalmışças ına susmuş, toprak k an kusmuş, bahçe hayat-tan her gün adım adım uzak laşmışt ı sank i .

Ama bu gece bir başk a göründü bahçesi gözüne. Çiçek ler i şark ı söylüyor, ağaçlar dans ediyor, rüzgâr bi le hangi tar ih öncesi çağlardan a l ıp get i r -mişse gar ip bir ezgi tutturmuş kendince söylüyordu.

Sulardan soğuk , geceden z i f i r i yata-ğına girdiğinde hat ı r -lamışt ı i laç lar ın ı içmemişt i . Olsundu Gülseren’inden ayr ı -l ı ş ın ın 96.gecesi ve yeterdi vuslat vakt i gelmişt i . Özlemişt i t i t -reyen el in i , s ız layan diz ini , gören gözünü, çarpan yüreğini .

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

11

Page 12: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Gecenin en z i f i r i saa-t inde uyandı , etraf ına bak ındı , h içbir şeyden ış ık yansımıyordu. E lektr ik ler in soluğu kes i lmişt i , k apı lar ve pencereler anlamsız bi r k avganın eş iğinde del i gibi bağr ış ıyor-lardı sank i . Ş iddet l i f ı r t ına bir i ler inden k açarcas ına içer iye sokulmak ist iyordu. Mahir Bey e l yorda-mıyla yataktan k alk ıp k apıy ı buldu, balkon k apıs ına yöneldi . O an olduğu yere çak ı ld ı . Anlamsız bi r korku gel ip oturdu yüre -ğine. Görecek ler inden kork arcas ına k apıya yak laşt ı , cennet kopyası bahçesi ateş le yanmış, suyla balç ık-laşmış, taş la yoğrul-muş gibiydi . Fı r t ına tarumar etmişt i Gülseren’den ger i k a lan k ı r ınt ı hayat ını . Mahir Bey, y ık ınt ı -lar aras ında bir s i luet gördü sank i . Beyazlar iç inde at yeles i gibi z i f i r saç l ı , masum bak ış l ı , bebek gülüş lü bir i . Tanıdı ; kendi-s ine uzanan el i tutmak iç in koşar adım i ler-ledi . Tuttu pamuk-tan yumuşak e l le -r in i , avuçlar ına a ldı .

Gülseren, gül ler i k ıs -k andıran gülümseme -s iy le avuçlar ın ı aç t ı . İ nc i l i tok as ı e l indeydi . E l e le tutuşup cennet i imrendiren bahçede kelebek k anat lar ında k ayboldular.

Günler sonra ç i l ingi -r in yardımıyla aç ı lan k apıdan içer i gi ren Burak ve Ezgi h içbir yerde babalar ın ı bula-madı lar, te laş la her yere bakt ı lar, n i tek im Ezgi ’n in balkondak i ç ığ l ığıy la her şey anla-ş ı ld ı . Mahir Bey, bal -konun hemen alt ında yüzükoyun kurumuş k anlar ve parçalanmış ç içek ler iç inde yat ı -yordu. Dudak lar ında anlamsız bi r tebes-süm gözler inde uzak-lara dal ıp giden bir çocuğun huzuru, sağ avucunda Gülseren’ in inc i l i tok as ı .

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

12

Page 13: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Ahmet Öğünç HASRETİM HE-YA

Rüzgâr bahçedek i yaş l ı iğde ağacının dal lar ın ı okşarken, k adi fe perdel i ark a komşunun evinden gelen ninni ses i , fer-yadın bask ıs ı a l t ında k ayboldu. Salon duvar ındak i saat in bir e l l i y ı la yak ın sağa sola devinen sark aç t ık ı r t ıs ı durdu. Yaşanmış l ığın ardında k alan nesneler bel i r -s iz l iğe taş ındı . Sükût , çoktan gel ip boşluğa kuruldu. Yerdek i k ararmış taban tah-ta lar ı ç iv i ler in i d ışa vursa da mahzundu. S inek pis l iği i le renk değişt i rmiş f loransan lambanın aks i duvara yansımadı , camdan dışar ı sok ağa yol a lan huzmeler k im-senin iç in i aydınlat-madı . Mutfaktak i i f tar hazı r l ığı çeş i t l i yemek kokular ı , keyi f l i ses ler i i le gıc ı r gıc ı r öten bi l lur bardağın tat l ı

ses i , her şey ama her şey sustu. Güzel gün-ler in yadigâr ı fotoğ-raf ı taş ıyan duvardak i ç iv i de boynunu bük-müştü. Salona ayr ı b i r güzel l ik k atan dev ayna, o da k ararmış, güzel görüntü vermeyi b ı rak mışt ı . . .

Ya , o esk i sevinç-ler. . . Mutluluk lar. . . Odalar ı ç ın latan şen k ahk ahalar… Küçük adıml ı çocuk koştur-malar ı , c iyak c iyak çocuk naralar ı , hopla-yanı z ıplayanı . . . K apı aras ındak i f ı s ı l t ı lar… Gece huzur la k apanıp, gündüze umutla aç ı lan gözler. . . Hepsi hepsi b i t t i b i rden bire… Bahçedek i yaş l ı iğde ağacı ve asma bi le keder le soldu. . . Gün inmek üzere, tat l ı k ız ı l -l ık her yer i sarmışt ı , o, etraf ın ı kuşatan küçük k ız ı Hacer ve

büyük gel in i aras ında harap halde gözler in i tavana dikt i ve soru-lar ı cevapsız bı rak-mışt ı . . . Sonunda hazan geldi , “Memnune gel in ölmüş” deni ldi . . . Konak ağlama, u luma i le sa l landı . . .

İ ş te o günden sonra Bucak Mahal les i ’ndek i konağın üstüne gün doğmadı . Hep üze -r inde k ara s is ler dolaşt ı . Farel i konak olarak anı lmaya baş-landı , kendi hal ine terk edi ld i . Ar t ık konağın sultanı yoktu. Memnune gel in in ac ıs ına dayanamayan; gençl iğinde Ekselans, or ta yaşta Hacı Ömer, son dönemlerdek i namıyla ‘Cüppel i ’, üç gün sonra dük k âna geldiğinde ‘veres iye satan-peşin satan’ tab -losunu yerde gördü.

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

13

Page 14: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Ayağının ucuyla i ler iye i t iverdi . Sonra e l indek i su bardağını üzer ine düşürdü, cam çerçeve darmadağın oldu. Beş dak ik a sonra peşin satan adam f igürü suyun etk is iy le s i l indi . Veres iye satan adam, benim iç hal im derces ine uzun uzun bakt ı ona.

Ay geçmedi , tüm has-ta l ık lar ın sa ldır ıs ına uğradı . Yedi düvele k arş ı savaşan dede -ler i gibi o da k ı rk tür lü der t le savaşt ı . Savaşta yeni lmedi , gücü ora-nında k arş ı l ık verdi . Geldiği yere gide -ceği anı bulduğunda sevgi l i s ine k avuştu. K alabal ık halk onu omuzlar ında taş ıdı , Çarş ı Cami önündek i musal la taş ına . Üçü, yedis i , k ı rk ı hüzün iç inde yer ine get i r i ld i . Gelenek ler in har f i -yen yer ine get i r i lme -s iy le sank i her şey bit-mişt i . Herkes çek i ld i bar ınağına.

Yı l lar geç t i , Hacer, a i lenin a l tmış l ık küçük k ız lar ı ; “S ı la i R ahim” dedi , düştü yola . B i r sabah Ank ara’dan Bolvadin otogar ına

giren otobüsten öğleden sonra indi . Onu k arş ı layan olma-mışt ı . Zaten k imseye zahmet vermek iste -memesi onun doğal hal iydi . Yeğenler ine, “ ben gel iyorum” demedi . Abi ve diğer erkek k ardeş ise ne zaman gelece -ğini sormamışt ı b i le. O togardan bindi b i r taks iye, indi Bucak M ahal les i ’n in K asaplar ara l ığının baş ında. Dik i ld i , özenle i ler i ger i bakt ı . Acaba bir tanıdık la k arş ı -laş ı r mıy ım düşün-ces indeydi . Meşhur Bucak Çeşmesi , hemen onun ark as ındak i f ı r ınc ı İ smet Aba’nın f ı r ın ı da yoktu. K imsecik ler i göre -medi , sank i mahal le, sok ak , komple terk edi lmişt i . Çarş ı f ı r ın ın-dan a l ınan ek meğin konumdan komşudan sak landığı dönem bit-mişt i . Her evden gelen hamur tek neler i yoktu ar t ık . Çocuk luğunda, f ı r ın ın külüne gömülü çaydanl ık ; iç indek i ıh lamur, K âbe k amış ı , k aranf i l kokusunu sok ağa yaymıyordu. Gemici ler in , fabr ik a-dan a l ınan ser t sar ı

buğday unundan yoğrulan hamurlar ı get i r ip, ev ek meği yapan da k almamışt ı .

Küçük val iz in i e l ine a ldı , baba evinin önündek i basamağa ç ık madan, ahşap k afes l i pencerelere dik k at l ice bakt ı .

Dantel perdeler onun çocuk luğunda tar ihe k ar ışmış, yer in i naylon tül lere bı rak mışt ı . Onun bek lent is i , b i r k anadı aç ık pencere -den s ızan ufak es in-t in in perdeyi ya la-ması ve bir hareket , b i r canl ı l ığa şahit o lmakt ı . Göremedi , k afes ç ı ta lar ın ı k apla-yan örümcek ağlar ın-dan başk as ını .

K apıya yöneldi , üç basamağı yavaş yavaş ç ık arken, orada baca-ğında k adi fe şa lvar ı , baş ında çar ı i le anne -s inin oturduğu anlar geldi ak l ına .

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

14

Page 15: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Mavi boyal ı ahşap aynal ı çata l k apının mandal ına basmadan, konum komşunun, “hey biz geldik , k apıya bak ar mıs ınız ! ” derce -s ine, mandal ı üç beş kez bas ıp bırak arak , ‘şak şak ’ ses ini hat ı r -ladı . O k apıy ı ça lmadı , bast ı mandala ve daldı içer iye. Yer ler bayan ayak k abı la-r ıy la doluydu. Hoplaya z ıplaya boşluğa bırakt ı ayak k abı la-r ın ı . İ k inci k apıdak i tü lü s ıy ı rdığında evin gel in i ; “Ooo Hacer abla !” deyip sar ı ld ı . O turanlarda ayak-landı . Zaten ak raba günü varmış. Hepsi sar ı ld ı lar Hacer ’e, “maşal lah, h iç değiş-memişs in!” sözle -r iy le. “O tural ım hele, he -ya’nız ı bozdum. K aldığınız yerden devam edin de, ben de memlekette olup bitenler i öğreneyim.” d iyerek he -ya’ya dâhi l o luverdi . Özlemişt i geçmiş in he -ya’ lar ın ı , öz lemle ar ıyordu, ama ne Ank ara da he -ya yapı lacak k iş i , ne de zamanı vardı . . .

Perdenin kenar ın-dan güneşin k ız ı l -l ığı içer i vurmuştu. M isaf i r lerde bir te laş baş ladı ; akşam oldu gidel im gayr i d iyen-ler le akşama ne piş i r -sem sorusunu tek rar-layanlar ın sözler i b i r -bi r ler ine girmişt i . B i rden k alkt ı gençler-den bir i . Gel in hanım, “Aha, bu ne birden-bire zengin k alk ış ı . . .” derken, hemen hepsi ; “Hacer, b ize de buyur gel gi tmeden, Al lah’ın ı seversen!” d iyor lardı . Giydi ler pardösüler in i , o iht işaml ı aynanın k arş ıs ında eşarplar ın ı düzelt ip ç ıkt ı lar d ışar ı . “ Yine buyurun gel in , b ize de buyurun, b iz de bek ler iz , haydi güle güle !” sözler in i k ı rk kere tek rar ederek yola indi ler. Hemen hepsi de birer tonluk , yürümekte zor lanıyor-lar, b i r sağa bir sola , eği le k alk a , paytak paytak ördek yürüyüşü i le uzak laşt ı lar. İ k is i “ya anam, ben yürüye -mem!” sözü i le oğul la-r ın ı çağır ıp otomobi l le evler ine yol a ldı lar.

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

15

Page 16: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Kezban Şahin Taysun UÇAMAYAN KELEBEKLER

Huzur yer yüzüne niye eş i t dağı lmaz k i? Zulme yenik düşer hep mutluluk lar… Ama niye? K ınal ı kuzu-lar ım, Sar ı S eçi l ’im… Ser vi boylu M er t ’im. Beni anlamanız ı i s ter-dim ş imdi… Siz lerden ayr ı lmak beni üzmedi sanmayın, sak ın .

Darmadağın hisset-t im kendimi… Böyle olmasını i s temezdim. Olmadı… İstediğim gibi gi tmedi h içbir şey. Özgür olmayı beceremedim. H iç k imsenin görme -diği ancak sadece benim gördüğüm göz-ler le örülü bir k afes in iç inde yaşadım hep. Bask ı lar ve mecbur bırak ı lmalar beni çok yordu. K anats ız kelebek gibiydim. Doğduğumdan ber i k anat lar ımı fark etmemem iç in uğraş-t ı lar. K imler mi?

S özde dör t dör t-lük ler ! “ Yazgını yaşa ,” deyip durdu-lar. Eminim yanımda duran k adının yaşa-mında da benzer şeyler o lmuştur. K im o? Bi lmiyorum. Ben de bugün k arş ı laşt ım. Aynı yolun yolcusu-yuz nas ı l o lsa , tanış ı -r ız e lbet .

Yolculuk lar ı hep sev-miş imdir. K ısa ya da uzun hiç fark etmez. H iç unutmuyorum bir gün, Gülhane Park ı ’nda dolaş ı r -ken yaş l ı b i r ç i f t gör-müştüm. Giys i ler i esk i püskü id i . K adın teker lek l i sandalyede, adam ise k adının san-dalyes ini yürütü-yordu. Durdu adam. Çantas ından bir s imit ç ık ardı . Sonra onu ik iye ayı rdı . B i r par-ças ını k adına verdi . “ Teşek kür eder im,” d iyordu k adın. Adam

ise, “Ne yapt ım k i hayat ımın tadı ! Af iyet o lsun!” d iye yanıt l ı -yordu. Huzur böyle bi r şey olmal ıydı ; yolunda gitmese de hayat , e l e le ver ip gülümsemeye çal ış -makt ı . O ysa bunu çoğu zaman başara-mıyorduk . Keder ler in gölgesinde burnumu-zun dibindek i güzel -l ik ler in fark ına vara-madan geçip gidi -yordu zaman! Bahar ın gel iş in i , ağacın ç içek aç ış ın ı ve bir ar ın ın menekşeye konu-şunun büyüsünü hissedemeden…

Bir gün rüyamda ren-gârenk menekşe tar-las ına bak an ç i f t k at l ı b i r k ı r ev indeydim. Pencereden dışar ı bak ıyordum. K ara bulut lar ın aras ından ç ık an güneşi hayran-l ık la iz ledim.

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

16

Page 17: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Merdivenin basamak-lar ında ise k ı rmız ı gül ler ve yanan mumlar vardı . Bahr i yuk ar ıdan, “Hadi k ar ı -c ığım, gel yanıma!” d iyordu. Nası l da dokunak l ıydı bak ış-lar ı ; iç inde aşk vardı ! Uyandığımda hıçk ı ra-rak ağlamışt ım. O gün Bahr i ’ye kendis inden bir eş o larak bek len-t i ler imi söylemişt im. “Böyle şeyler ancak f i lmlerde olur, sen çok hayalperests in ,” deyip gülmüştü sözler ime.

Yanımdak i k adına dair merak ım ar t ıyor. A z daha dayan, d iyorum kendime. Öğreneceksin nas ı l o lsa… Başk a şeylere odak lanmak ist iyo -rum. Hayat ımda güzel şeyler yok muydu, gerçekten? Dedemin bağ evinde kuzine -nin üzer inde k aynayan çaydanl ık ve a l t ında uyuk layan k ara kedi ! İ k i b isküvi aras ına konulmuş pembe lokum… Bunlar iç imde coşku uyandır ıyor. Ya Sonra? S iyah beyaza dönmüş bir hayat benimk is i ! Sevinç k at i l ler im yüzünden olsa gerek!

Ah, hayat ! İ y i ya da kötüye hep gebe bırak ı r insanı . Onun çatal l ı yol lar ında pek çok insan tanır ız . Unuttuk lar ımız çoktur ancak en kötüler i as la unutamayız . N iye mi? Onlar iç imizde gömütlük ler i o lanlar-dır. Gönlümüzde yer etmeyi h içbir zaman başaramamış, yaşar-ken biz i yar ı d i r i b ı ra-k anlardır. Benci l ve k at ı yürek l id i r ler. Var l ığımız hep faz la gel i r onlara ! Kendimiz i kötü hissetmemizi sağlar lar. O ysa iy i ler öyle mi? Onlar tam ters ine değer l i ve önemli o lduğumuzu ispat lar lar b ize.

Ah, yağmur ç ise l iyor ! Ne çok severdim böyle havalar ı ! Yağmur ses i , iç imde k ıpır t ı o luştu-rurdu. Görmesem de o k adının yüzünü, iç in i okuyor gibiy im… Biz k adınlar b i rbir imize az çok benzer iz . Tek far-k ımız , b i r imiz in diğe -r inden daha özgür olmasıdır belk i de. İç içe geçmiş Matruşk a bebek ler gibi . En iç te olanın özgür lüğü yoktur. Annem gibi…

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

17

Page 18: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Annem! Yaşam deni len boş sepet i bol mik-tarda hüzünle dol-durmayı seven bir k adındı ! Ev ini kendi şüpheler iy le donat-t ığı hapishaneye çevirmişt i . Ak l ı koca-s ının onu a ldata-cağı korkusu i le meş-guldü. İ nsanlar ı çek iş-t i rmekten zevk a l ı rdı . Onun niç in böyle dav-randığını anlamakta güçlük çek miş imdir hep. Cadı görümce -ler, d i l i uzun k ayınva-l ide, p int i k ayınpeder ve olumsuz i l i şk i ler le dolu bir hayat h ik â-yes i vardı . Tamam da bu k adar bozuk k arak-ter onun hayat ına nas ı l toplanmışt ı? Bazı ta l ihs iz l ik ler i yaşadığı doğruydu. N itek im on sek iz yaş ındayken annesini k aybetmiş ve yaşamı boyunca üvey anne entr ik ala-r ıy la uğraşmışt ı . İ k i çocuğunu bir yaş ına bi le gelmeden y i t i r -mişt i . Sonra doğan ik i çocuğu hayatta k almış ancak onlar ı da kocası büyütmüştü. K ız lar ın ın bi l inçalt ına sürek l i “B i r gün kendis inin de öleceği ve kocasının çocuk lar ına üvey anne get i receği ” yargıs ın ı

yer leşt i rmişt i .

Yı l lar geçmişt i . Korkulan olmamışt ı . Annem ölmemiş, babam başk a bir i -s iy le evlenmemişt i . Fak at daha kötüsü oluşmuştu. Kötü üvey anne rolünü annem kendis i üst lenmiş, öz k ız lar ına ac ımasızca davranır o lmuştu. Çocuk luğumda babamın k ızgın anla-r ında annemi dövdü-ğünü de görmüştüm. Annem bu hale nas ı l gelmişt i k i? Yoksa o, iy i l iğin var o ldu-ğuna dair umudunu mu k aybetmişt i? Belk i bu yüzden mutlulu-ğun tanımını yapama-dım ben. Uğradığım haksız l ık lar k arş ı -s ında direnemedim. Bahr i ’n in yanında zaval l ı b i r k adın oldum.

Bahr i ’ye i lk başk aldı -r ış ımda s indir i lmişt im zaten. “ Tamam, boşan o zaman! Kolaysa başar bunu! Çocuk lar benim yanımda k alacak , bunu unutma! Haydi , sana güle güle !” demişt i . Beynimden vurul -muşa dönmüştüm. Ben

çocuk lar ımdan ayr ı nas ı l yaşayabi l i rd im k i? Demek k i , onun iç in hiçbir değer im yok muş! O ysa bir in-c i l ik le okul b i t i rmiş yüksek hemşire bi r k adındım. İ nsanlara yardımcı o lmayı sevi -yordum. Evlendikten sonra bana, “Hayır, i z in vermiyorum!

Çal ışmayacaksın . Evde çocuk lar ın ın baş ında duracaks ın! B ı rak başk alar ına hizmet etmeyi ! Geç bunlar ı geç, N i lüfer ! ” demişt i . Nedense adım onun ağzından donuk bir i fade olarak ç ık ardı ve hiçbir zaman hoş bir melodiye dönüşemedi…

Dışar ıdan beni gören-ler zengin yaşa-mıma imreniyor lardı . Belk i de hak l ıydı lar… Zamanımın çoğunu Londra’da geçir iyor-dum. Matruşk a bebek-ler in en dışta olanı gibi en özgürü ben olmal ıydım, deği l mi?

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

18

Page 19: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Ö yle olmadı i ş te… Bahr i ’n in Moskova’dan get i rdiği M atruşk a bebeğe bir başk a yönden benziyor-dum. Onun v i l las ı -n ın eşyalar ı aras ına konulmuş bir b ib -loydum. Gideceği yer lere ise şoför le taş ınan… Araba kul -lanmak istediğimde, “Senin gibi aptal -lar araba süremez!” d iye k arş ı ç ık mışt ı Bahr i . Sevmediğim müze ve sergi lere zor la götürürdü beni . Bu s ı rada, “Surat asma! Mutlu rolü yap. Gülümse!” derdi . Ö yle ya! Matruşk a bebek-ler her zaman gülüm-serdi , ağlayanı h iç üret i lmemişt i r. Ancak o günden sonra rol yapamadım.

Moskova’dan döndüğü gün çok fark l ıydı Bahr i ! Çok şaş ı rmışt ım. Hangi dağda kur t ö lmüştü acaba? Çocuk lar ın ın yanında Moskova’dan get i rdiği p ı r lanta kolyeyi boynuma tak-mışt ı . Bunun gerçek sebebini öğrendiğim gün y ık ı lmış ve gün-lerce kendime gele -memişt im. S onras ında

Bahr i ’n in yeni ham-le ler inden kork ar o lmuştum. B i r gün bir yolunu bulup çocuk-lar ımı benden soğut-mayı da başarmışt ı .

Zaman geç t ikçe er idim, yok oldum. Ant idepresan i laç lar gi rdi haya-t ıma. “ İç imde f ı r t ı -nalar es iyor. Dalgal ı b i r deniz gibiy im. Ne olur, d indir in bu acıy ı ! Sak inleşs in ruhum! Yüzüne bak ı lma-yan k adın, sevi lme -yen k adındır, deği l mi Doktor Bey?” demiş-t im psik iyatr ist ime. Şaş ı rmışt ı Doktor. “S iz güzel b i r k adın-s ınız N i lüfer Hanım! Başk alar ın ın s iz i sevmesi önemli deği l , s iz kendiniz i sevin ,” demişt i .

Herkes in derdi başk a-dır… Yanımdak i k adın k im bi l i r neler yaşa-mışt ı r da buradadır? Ona dair öğrendik-ler im şunlar ; kocas ı a lkol iğin tek iymiş ve öldüres iye dövermiş onu. En son k ar ıs ına yapt ık lar ı ve söyledik-ler i gazete manşet le -r ine konu olmuş.

İ ş in gerçeği b iz o k adınla duyars ız l ığa as ı l ı k a lmış ik i ç ığ l ık-t ık ! G azete sayfa la-r ına konulunca fark edi ld ik . Aramızda sayfa ayr ımı vardı sadece. Ben bir inci sayfa haber iydim, o ise üçüncü. O ysa benzer bi r k ader i paylaşmışt ık .

B i r inc i sayfada, yürek s ız latan bir haber daha vardı . Sayfanın a l t köşes inde “Sevgi l i N i lü,” d iye başlayan bir mektup… Bu, b i r denizc i suba-yının int ihar etmeden hemen önce k ar ı -s ına ve sevdik ler ine yazdığı veda mektu-buydu. İ f t i raya kurban gitt iği iç in haks ız yere hapis yatan yarbay, serbest bı rak ı lması -nın ardından tek rar hapishaneye gönde -r i lme k arar ı ç ık ınca bunal ıma girmiş ve onurunu inciten olaylar k arş ıs ındak i düşünceler in i de yaz-mışt ı mektubuna.

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

19

Page 20: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Haber in a l t ında subayın mutlu gün-ler inden bir fotoğraf k ares i vardı . K arak aşl ı , k ara gözlü ve aydın-l ık yüzlü bu adamın gözler indek i as i l bak ış ve dudak la-r ındak i gülümseme, onun nası l b i r insan olduğunun ipuçlar ın ı ver iyordu as l ında. O yürekten bağl ı o lduğu hayat ark adaşı N i lüfer Hanım’a sevgi ve say-gıy la ses lenen duyar l ı b i r eşt i . H iç kuşkusuz muhteşem bir baba, har ik a bir evlat ve iy i b i r k ardeş olmal ıydı da . Yazık o lmuştu; hain bir kumpas onun int ihar ına sebep olmuş, a i les ini de ac ıya boğmuştu.

Aynı sayfanın üst köşes indek i fotoğ-raf k ares i i se bana a i t t i . Haber in baş-l ığında “Payam Holding’in Yönet im Kurulu Başk anı Bahr i Ayaz ’ın k ar ıs ı N i lüfer Ayaz baş ına daya-dığı tabanca i le int ihar ett i ” yaz ıyordu. Haber in devamı şöy-leydi : “ İ nt ihar sebe -binin kocasının Moskova’da oyuncu sevgi l i s i Mucize

Şahin i le gazetelerde yayımlanan samimi fotoğraf lar ı o lduğu söyleni l iyor…”

Anladım k i , zamanın geçiş in i tak vim yap -rak lar ıy la ayr ımsarken, b i r gün bir tar ihte durur ve ger is in i görmek istemeyebi l i r -miş insan!

As l ında, k adını erkeği yoktur v icdanın! Benim başıma gelen-ler i yaşayan her k adın gibi , ben de Bahr i ’n in ç i f te ahlak anlayı -ş ına hayret ett im. Hak ve özgür lük ler yal -nızca za l imler iç in var görünüyordu bu dünyada…

O yarbayla benzer bi r düş k ı r ık l ığı yaşamış olmal ıydık k i ; ik imiz de sonsuz bir yolcu-lukta k arar k ı lmış-t ık . B i r daha dönme -mecesine bu a lçak dünyaya… Kör ç ık-mazda k aldığımız o noktada iy i l iğin , ada-let in ve bar ış ın evrene geleceğine dair ümi-dimiz i y i t i rmişt ik . Tıpk ı annem gibi… Annemle i lgi l i b iz çocuk lar ın ın göre -mediği şey ise onun

yaşarken öldüğüydü. Onun görünen boyutu yalnızca ik i ayak l ı b i r canl ı o luşuydu. Duygular ı yoktu. Çünkü yaşama sevinci çok önceden kurşuna diz i lmişt i .

İ s tanbul ’dak i bu camide ik i k adın var.

Tabut lar ımız yan yana. Ne i lginç! Yalan ya da gerçek olduğu ayır t edi lmese de göz-yaş lar ı d inmiyor bu avluda.

O k adının haber baş-l ığında ise şöyle yazıyor :

“ Yine Erkek Terörü! K at i l koca K azım Duru şunlar ı söyledi : ‘K ar ımı her zamank i gibi dövdüm ama bu kez öldü.’”

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

20

Page 21: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Nazl ı AydınOTOBÜS

O tobüste tam da k ar-ş ımda oturuyordu. K i r l i e l ler iy le belk i de en çok k i r l i v icda-nıy la k arş ıma ç ık mışt ı . Vicdan muhasebe -s ini henüz tamamla-yamamış oluşu sürek l i oynaşan göz bebek le -r inden anlaş ı l ıyordu. Morarmış gözalt lar ı ve bayağıdır kes i l -memiş olduğunu fark ett iğim uzun el t ı r -nak lar ı , k ahverengi sa laş penyesi ve bol pantolonu, penye -s inde yer edinmiş lekeler i le otobüs-tek i ler i korkutması da cabasıydı . Belk i de korkutmamışt ı . Yalnızca ben ürk müş-tüm, belk i bu da bir iht imaldi . Düşük göz k apağı , a ln ındak i k ı r ı -ş ık l ık , yorgun bak ış lar ı yaş ının i ler i o lduğunu ele ver iyordu. Belk i k ı rk , belk i k ı rk beş ancak e l l i deği ldi .

Küçük k ız çocuğu-nun gülüşü geldi kula-ğıma. Onun da kula-ğına aynı ses ça l ın-mışt ı . G ayr i iht iyar i ik imiz de k ıza bakt ık . K ız ı ondan korumak istedim. Bunu neden istedim bi lmiyorum. G al iba onu da inci t-mesinden korktum. K imse onunla konuş-mamal ı o k imseyle i le -t iş im kurmamal ıydı .

Yaş l ı b i r k adın bindi s ı radak i duraktan. Yaş l ı k adına yer verdi . Onun iy i b i r i o ldu-ğunu düşünmek istedim.

Hayret ! Muhay yi lemde bi le iy i b i r i o lamı-yordu. Yaş l ı k adının duasıy la yüzünde tebessüm bel i rdi . Tebessümü bi le bi r k at i l in soğuk k anl ı l ı -ğını bar ındır ıyordu. Onunla k arş ı laşma-dan önce hayat ının

nas ı l o lduğunu tahay-yül ett im. Onun da evde bir bek leyeni var, k apıy ı ça ldığında boynuna at layacak bir evladı o labi l i rd i .

Hayır, bunu ona yak ış-t ı rmamışt ım, za l im-leşecekt im biraz ama durakta bir l ikte bek-lediğim bu adamın duraktak i ler le k avga ediş i , ağza a l ınma-yacak hak aret ler le bi r genç k ız ı i tek le -y ip otobüs geldiği iç in tar t ışmasını yar ıda kesmiş olması . . .

Hayır, bu i r i yar ı ve k ibar l ıktan yoksun adam evlenmiş olma-mal ıydı . Hele k ız h iç o lmamal ıydı . K ibar l ıktan yoksun bu adamın bir meleğin k albini k ı rması i ş ten bi le deği ldi .

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

21

Page 22: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

O tobüs ne k adar da yavaş gidiyordu. Bu adamın nerede ineceği bana meçhul-ken bir an önce inme -s ini çok ist iyordum.

Çünkü ik i durak sonra ben otobüsten ine -cekt im, küçük mahal-lemde onunla tek rar k arş ı laşmak istemez-dim. Acaba, kendini i fadeden yoksun olduğu iç in mi k avga etmişt i? Durakta k avga sahnesini hat ı r -lay ınca diks iyonunun çok da düzgün olma-dığı or tadaydı .

Aman canım… Her derdini anlatama-yanda k avgaya başvu-racaksa iş imiz iş .

N ihayet h ız lanan oto -büsten inmek iç in iz in istedi şoförden. Onun yer ine oturan teyze ark as ından “Aman, ne efendi insanmış, koskoca yolu ayakta

gidiverdi . ”d iye met-hiyeler in i s ı ra l ı -yordu. As l ında efendi deği l , ne k adar k aba bir adam olduğunu anlatacakt ım k i , h ız-lanan otobüsle bi r-l ikte ineceğim durağa gel ivermişt ik .

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

22

Page 23: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Hatice Eği lmez KayaKURTULUŞ

Keşke bütün tutsak l ık-lar ımızdan kur tulsak bir gün… Al ın yazı -mız ın bir oyunu gibi görünen tasalar ımız-dan. Bazı kuş lar gibi hür o lsak ya da günı-ş ığı k adar asude.

“ İ nsanlar hür o larak doğar ama her yerde z inci re vurul -muş olarak yaşar lar.” d iyen Jean Jacques Rousseau da özgür lük-ler imiz in k aybından duyduğu keder i aç ık etmemiş midir?

Kur tuluş bazen başl ı baş ına bir mucize, bazen de küçücük çocuk lar ın bi le ceva-bını b i ld iği b i lmeceler k adar kolay.

Her insan kendis ini bağlayan z inci r ler-den ş ik âyetç i deği l -di r. B i r is i iç in a l ışk an-l ık o lmuştur esaret , b i r başk as ı iç in ise üzer inde durup

düşünülecek bir der t b i le deği ldi r. Nelerden kur tulmak ister insan? H içbir imiz in tutsak l ığı b i r d iğer inink ine ben-zemez. Parmak iz ler i -miz gibi fark l ıd ı r tut-sak l ık lar ımız . Bazı lar ı maddî , bazı lar ı manevî z inci r lerden ötürü göz yaşı döker. K imi bi r kötünün, k imi de kendi nefs inin köles i o lmuştur.

Bu hayalden dünyayı gerçek sananlar iç in dünya geniş , eğlen-cel i ve rengârenk bir mek ân özel l iği gös-ter i rken hak ik at in fark ına varanlar iç in gurbet yer idi r, geçic i b i r süre dinleni len gölgel ikt i r, sefas ı yok cefas ı çok olan diyar-dır. Bu durumda mana gözü k apal ı insanlara göre ölüm faciayla ve yok olmayla eşanlaml ı , korkutucu bir o layken gönül ehl i iç in gurbet-ten kur tuluşun, s ı laya

k avuşmak demekt i r.

B i r kuş türü bi l iyo -rum, hepimize çok benzeyen. Evler imizde s ık s ık rast ladığı -mız ; mavi , beyaz , yeş i l ya da sar ı k anat-lar ı o lan, gözler i ı ş ı l -t ı l ı fak at yüreği faz-las ıy la ürkek bir kuş türü… Güzel ses ler iy le muhabbet in s imgesi o lan bu türden kuşlar b i rer k afes in ev sahip -ler id i r ya da zorunlu misaf i r ler i . . . Es i r doğup es i r ö lür ler onlar. Sahipler i lüt fe -dip k afes ler in in k apı-s ın ı açar larsa , ç ık ıp odalarda bir ik i tur atar lar. Aks i takdirde mahpushaneler in in iç inde ç ı rpınmazlar b i le “Beni b i raz sa l da uçayım” diye. Onlar ın daralt ı lmış dünyalar ı bana hüzün ver i r.

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

23

Page 24: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Gerçi , şunu da unut-mayal ım k i bu türden canl ı lar iç in özgür-lük ölümle eşanlamlı -dı r. Kur tuluş hayal ler i kuramamalar ını k ına-mayal ım o zaman.

Bir de çayır kuş lar ı var. Onlar özgür doğar, özgür yaşar ve özgür ölür ler. Üstel ik sahip olduk-lar ı bu nimet uğruna isyan ç ık ar tmalar ına , minic ik bağır lar ın ı oradan oraya vurmala-r ına da gerek yoktur. Özgür yaşayabi lmek ayr ıca l ığı onlara ata la-r ından ve genler inden mirast ı r. Uçsuz bucak-s ız k ı r larda, yemyeşi l ağaç dal lar ında baht ı yar b i r ömür sürer ler. Yeter k i e l i sapanl ı , s ı r t ı tüfek l i b i r âde -moğluyla k arş ı laşma-s ınlar. Tabiat ın cömer t koynunda, d i ledik ler i gibi şak ı r lar bu çayır kuş lar ı . Bazen evler i -miz in pencereler inden tutsak bir hemcinsle -r ine bak ıp onun iç in üzülür ler. Namel i ses-ler iy le dışar ı çağır ıp onu, oyunlar oyna-maya davet eder ler. K afestek i bedbaht ın yaral ı k a lbinde ne f ı r -t ınalar kopar o zaman,

k im duyar?

Yunan as ı l l ı tanınmış bi r d in adamı , aynı zamanda da düşünür olan Demophi lus tutsak l ığın s ın ı r la-r ın ı şöyle bel i r lemiş : “S eçimler in olmadığı yerde köle l ik baş lar.” Bu demekt i r k i b iz ler eğer hür i rademizle terc ihler imiz i gerçek-leşt i remiyorsak tutsak yaş ıyoruzdur. Bence terc ihler imiz i bel i r ler-ken başta v icdanımız olmak üzere birçok kurala kendi beyni-miz le ve k albimiz le r iayet etmek köle l ik deği ldi r. Aks ine insan olmanın başta gelen şar t lar ından bir is id i r. Yeter k i başk alar ın ın biz im önümüzdek i ter-c ihler i yok etmeler ine veya bu terc ihlerden bir ine biz ler i mahkûm etmeler ine iz in ver-meyel im. Çünkü seçe -nek ler imiz azalt ı ld ıkça tutsak l ığımız çoğal ı r. Özgür lük seçenek çok-luğudur as l ında.

Kur tuluş denince hepimiz in ak l ına şüp -hesiz sadece biz im deği l , bütün doğu halk lar ın ın tar ih le -r ine s ı rmal ı har f ler le

yaz ı lan İst ik lâ l Savaş ımız gel i r. Samsun’da başlayıp, Ank ara’da resmi adı konan, Afyon’da anıt-laş ıp İ zmir ’in masmavi sular ında son bulan İst ik lâ l Savaş ımız . B i r İ zmir l i o larak i lk kurşun anıt ın ı ne zaman görsem;

Sütçü İ mamlar ın , K ara Yı lanlar ın , Nene Hatunlar ın adını ne zaman iş i tsem iç imi sevinç ve gurur-dan örülü bir h is k aplar. Emper yal izm olarak adlandır ı lan; Mehmet Ak i f ’in tek diş i k a lmış canavar dediği et i , k anı , canı ve ruhu olmayan gar ip mahlûk en etk i l i dar-besini engin gönül lü Anadolu insanından yemişt i r geç t iğimiz yüz yı l ın baş lar ında. Pek i ya ölmüş müdür? Ne yazık k i hayır… Şu anda dünyanın dör t b i r yanında dolanı-yor ağzından salyalar saçarak ve t ı rnak lar ı k anl ı .

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

24

Page 25: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Her kur tuluş berabe -r inde emeği gerekt i -r i r. Emek harcamaz-sak eğer, sadece ş ik â-yetç i o lduğumuzu kurda kuşa, anla-tarak dolanırsak etraf ta , h içbir o lumlu sonuç e lde edeme -yiz . Başk alar ından bir şeyler umarak , misk in misk in hayal -ler kurarak , düşler i -mizde zafer şark ı lar ı söyleyerek huzurun mahal les ine bi le yak-laşamayız . Herhangi bi r tutsak l ığımız-dan kur tulabi lmemiz iç in öncel ik le kendi güç ve yeter l iğimize güvenmel iy iz .

Bana öyle gel iyor k i gücümüzle doğru orant ı l ıd ı r özgür-lük ler imiz , esaret i -miz ise acz imiz k adar-dır. B iz ler kur t lar sofras ına benze -yen dünyada güçlü olmak la , ac iz yanı-mız ı kem gözlerden sak lamak la yüküm-lüyüz. Kur t o la l ım demeye de di l im var-mıyor. Kur t luk zor zanaat ! H iç deği lse kuzu da k almayal ım eğer k ana bulanmış diş ler iy le bize bak an yarat ık lar dolanıyorsa

etraf ta . S i lahlar edine -l im, k ı l ıç lar kuşanal ım, kendimiz ve sevdik le -r imiz iç in

s ı r t ımızda faz laca ağır l ık yapmayan z ı rhlar o luştura-l ım. Hayatta k alma-nın ve ayakta dur-manın gerek ler in i yer ine get i re l im. Fak at herkes i kur t bel leyip k imsenin günahını da a lmayal ım, o lur mu?

Bazı bağlar vardır b iz ler iç in hazı r lanmış. H iç k imse kötü bir söz söyletmez kendi-s in i mıh gibi tutan bu türden bağlara dair.

Hani Türk halk ı -nın or tak duyuş ve düşünüşünün aynası o lan mani ler imizden bir inde de söz edi l i r ya bu tadı hak k ında tar t ışmaya bi le f ı rsat bulamayacağımız esa-ret imizden: “Değme z inci r k âr etmez zül fün te l i bağ bana” Yâr inin saçlar ın ın kokusu mudur acaba âş ığı fe lç eden yoksa rengi mi?

Tutsak l ık k avramı-nın z ı t anlaml ıs ı o lan özgür lük bağımsız

hareket edebi lme, düşünebi lme ve düşündük ler imiz i söy-leyebi lme hal imiz olsa gerek . Eğer özgür-sek hiç k imse ken-dinde biz i herhangi bi r konuda k ıs ı t -lama hak k ı ve gücü bulamaz. Tutsak l ık bu anlamda istedik-ler imiz i yapamamak-tan çok istemedik ler i -miz i yapmaya zor lan-makt ı r. Fak at şunu da bel i r tmel iy iz k i s ın ı r-s ız özgür lük ta le -binde bulunmak da bir ömür boyu es i r yaşamak gibi yanl ış b i r davranış tar z ı o lurdu. Modernl ik k isves i a l t ında böyle bir hatayı i ş lemek ; ak l ı , benl iği ve ruhu olan insanın düşün-meden ve hissetme -den yaşayan hay van seviyes ine inmesine neden olur. Toprağa bağl ı yaşayan bitk i lere ve toplumsal b i r var l ık o lan insana oranla hay vanlar ın özgür lük-ler i neredeyse s ın ı r-s ızdır. As l ında hay van-lara bi le dik k at ett iği -mizde bel l i baş l ı s ın ı r-lar dâhi l inde yaşadık-lar ın ı görebi l i r iz .

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

25

Page 26: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Kur tuluş üzer ine hamasî sözler söyle -mek , nutuk lar atmak gal iba yapı lacak en kolay iş . O ysak i as lo lan bu deği l -di r. Lezzet i h içbir mey vede olmayan özgür lük iç in bi r ta-k ım fedak âr l ık lar ı göze a lmal ıy ız . Z i ra özgür lüğün sadece tadı güzel deği l -di r. Beden ve ruha k azandırdık lar ı k ıy-metl i k ı lar onu. Orhan Vel i de bir ş i i r inde bu konudak i adalets iz-l ikten dem vuruyor : “Neler yapmadık vatan iç in , k imimiz öldük , k imimiz nutuk söyle -dik ” Fak at nedense ölenler in , kur tuluş uğruna kendis ini ateşe atanlar ın deği l , nutuk atanlar ın borusu öter her zaman. Olsun belk i de her şeye rağmen ölmek laz ım bir şeyler in uğruna! Yoksa kur tuluş uğruna ölmeyi deği l yaşa-mayı mı terc ih etme -l iy iz onun iç in? Ne ders iniz?

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

26

Page 27: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Nermin Güday Kaçar TEFTİŞ

Ünivers i teyi b i t i r -dikten sonra İç iş ler i Bak anl ığının aç t ığı s ınavlar ı k azanmış, müfett iş o larak atan-mışt ım. Çok ideal ist ve ener j ikt im.

H izmet aşk ıy la yanıp tutuşuyordum. Bana devlet im taraf ın-dan sağlanan eğit im hizmetinin k arş ı l ı -ğını verebi lmek iç in ne iş ver i l i rse ver i ls in hemen yapıyordum.

Uzun bir süre geç-t ikten sonra beni de ar t ık tef t iş iç in gön-dermeye başlamış-lardı . Gideceğim yeni görev yer i yeni kurulan bir i lçenin belediye tef t iş iydi . Evrak lar ı postayla göndermek istemiş-ler fak at ben yer inde inceleme yapmak istemişt im. Gitme zamanı yak laşt ıkça heyecanlanıyordum.

Belediyenin aracı k amyonet i lçenin bağl ı o lduğu K … dan a lmaya gelmişt i . Yol lar bozuk ve toz toprak iç indeydi . K amyonet , yolda i ler lerken ara ara öksürük k r iz ine tutulmuş gibi tek l i -yordu. Dura k alk a ç ık-t ığımız yolculuk , güç bela i lçede sona erdi . Tahminim doğru ç ık-mışt ı ; buras ı b i rk aç bak k al dük k ânı ve bir k ahvehaneden ibaret , Anadolu’nun bağr ı yanık insanlar ı -n ın yaşadığı küçük bir yerdi .

Belediyeye gelmiş-t ik . Esk i b i r b inayı tamir ett i rmeye çal ış -mış lardı fak at y ine de değiş ik l ik yok gibiydi . Tabela as ı l -mamış, k apının gi r i -ş inde duvara dayal ı duruyordu. O tel in olmadığı k asabada, bana binanın iç inde

bir oda hazır lamaya çal ışmış lardı .

Odanın iç inde köşeye kurulmuş saç odun sobasıy la onun tam k arş ıs ında duran tahta k ar yola i le tahta masadan iba-rett i . Böyle bi r yerde bu k adar ını bulmak bi le mucize sayı l ı rd ı . Belediyenin odacıs ı ve k amyonet in şoförü aynı k iş iydi . Sobayı yakt ıktan sonra biraz bek ledi ve başk a iht i -yacım olup olmadığını sorduktan sonra git t i .

Tek baş ına k almışt ım binada. B i raz oturdum oyalandım. Gece çok uzun olduğu iç in vak it geçmiyordu. En iy is i uyumakt ı . Hazır lanan yatağa yatt ım. O s ı rada sobanın iç in-dek i odunlar yanmış, ateş in söndüğünü de fark etmemiş im.

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

27

Page 28: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Yorganı üzer ime çekt im ıs ınmaya çal ış -t ım. Yatt ığım anda çok pis b i r kokuyla yorganı üstümden att ım. Fak at bu kez de t i t remeye başladım. O geceyi “aç- k apat ” şek-l inde geçirdim.

Er tes i sabah görevl i geldiğinde saygıy la ;

“Müfett iş Bey, dün gece rahat uyuyabi l -diniz mi?” d iye sordu-ğunda “ Çok üşüdüm dün gece.” dedim.

“Eğer yorgan az gel -diyse bir tane daha get i reyim s ize.” demez mi .

Sanır ım yün y ık an-mamışt ı ve o kokuyla gece boyu mücadele etmişt im.

“Burada battaniye satan dük k ân varsa bana üç dör t tane bat-taniye a l ıver in s ize zahmet.”

Cebimden ç ık ardı -ğım parayı verdiğim adam bana şaşk ın şaşk ın bak arak ç ıkt ı odadan. O yorganı yapabi lmek iç in k aç k iş i emek harcamışt ı .

İ lçe halk ı yüreğini or taya koymuş olma-l ıydı yaşanı l ı r b i r şehir yapmak iç in .

Neredeyse emek l i -l iğim geldi . Ondan sonra bir sürü i lçeye tef t işe git t im. Aynı heyecanla görevimi yer ine get i rdim. Buna benzer bi r sürü anım oldu. K âh ağladım, k âh güldüm. Çal ışma azmimi hiç k aybetme -dim. K aybedeceğimi de sanmıyorum. Vatanım ve mi l let im iç in her yere gider im seve seve.

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

28

Page 29: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Harika Ufuk MORCİVERT RADYO

Bir k amu kurulu-şunda memur olarak çal ış ıyordum. Sabah sek iz buçuk akşam beş buçuk aras ın-dak i yoğun tempoda kendime ayıra-cak zamanım bi le yoktu. O saatten sonra eve gelmek , yemek yapmak , sofra kurmak , yemekten sonra eş imle çayı -mız ı veya k ahve -miz i içmek , te leviz-yon seyretmek , er tes i gün giyeceğimiz k ıya-fet ler i ütüleyip hazır etmek derken gecenin 23’ünü geçir ip 24’üne doğru uzanıyorduk . Sabah erken k alk ıp k ahvalt ı hazı r lamak , bulaş ık lar ı ça lk ala-y ıp mak ineye dizmek , a le lacele giy inip ar t ık a l ışk anl ık hal ine get i r -diğim mak yaj ımı yapıp sok ağa f ı r lamak … Her gün aynı i ş , aynı yüzler… Rut in yaşama al ışmak bazen huzur lu

k ı lar insanı , bazen de bıkt ı r ı r.

“Emek l i o lsam da dinlensem!” diye mır ı l -danmaya ve emek l i -l ik hayal in i kurmaya başladıktan k ısa bi r müddet sonra emek l i o lmak iç in di lekçemi yazdım. Ö yle ya otuz y ı l ça l ışt ıktan sonra evde oturmak önceler i tat i l gibi beni sevin-dir iyordu. B i r süre sonra s ık ı lmaya baş-ladım. Her gün gide -ceğim bir i ş im olma-yınca boşlukta k aldım. Önce Belediye’nin aç t ığı k ısa adı Seymer olan Meslek Edindirme Kurs lar ına yazı l -d ım. Tak ı Tasar ımı , Ebru Sanat ı , Res im, Diks iyon, Ahşap Boyama derken bir süre Almanca, İ ngi l izce ; b i r süre de Web Tasar ımı kurs-lar ına devam ett im. İç ler inden en hoşuma

giden tak ı tasar ımı kursu oldu. H ız ımı a la-madım onlarca kolye, küpe, b i lez ik yapt ım. Önceler i her k ıyafet im iç in ayr ı ayr ı tak ı lar yapt ım. Sonra eşe dosta hediye ett im. B i r süre sonra s ık ı ld ım bu işten… Daha başk a uğraş lar aramaya başladım.

Biz im apar tma-nın beşinci k at ında oturan bir komşumuz vardı . Edebiyat öğret-menl iğinden emek l i o lmuştu. Yı l lardır ş i i r yaz ıyordu. Edebiyat dergi ler inde ve her gün a ldığımız gazete -lerden bir inde de köşe yazar ıydı . On ik i tane de k i tap ç ık armışt ı . Yazdık lar ın ın çoğu ş i i r o lmak la bi r l ikte hik â-yeler i ve romanlar ı da vardı .

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

29

Page 30: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Ödül ler i de çoktu. Zaman zaman el in-dek i p laket iy le gülüm-seyen fotoğraf lar ı i le gazetelerde, dergi -lerde s ıkça boy gös-termekteydi . B i r gün ona sabah k ahve -s ine gitt im. Ş i i r yaz-dığımı söyledim. L ise dönemindek i her genç gibi k anımız ın coşkun akt ığı dönemde birk aç k aralamam olmuştu. K adıncağız benimle i lgi lendi . Eğit imci o lduğu iç in bendek i iç s ık ınt ı -s ın ı da fark etmişt i . Destek olmak ama-cıy la ş i i r ler imi görmek istedi . Mürek kebi b i le solmuş, yaprak-lar ı y ıpranmış def te -r imle bir gün k apı-s ın ı ça ldım. O, ş i i r le -r ime bak arken ben de onun yüzünü incel i -yordum. İ fadesizdi . “ ” Yel iz Hanım, güzel duygular la yazmışs ı -nız ancak ş i i r o lması iç in imge gerek ir. Baz ı lar ın ı k af iyel i yazmaya çal ışmış-s ın ız . K af iye sandı-ğınız ses benzer l ik-ler i redi f maalesef… Hece sayı lar ı da tut-muyor. Duygular ın ız ı güzel i fade edebi l -mek iç in bol bol ş i i r

okumal ıs ın ız . Ben s ize birk aç edebiyat dergis i vereyim; onlar ı okuyun ama en az bi r dergiye abone olma-l ıs ın ız k i şa i r ler i tak ip edip onlardan bir şeyler k apabi les iniz . Şa i r o lmanın baş şar t ı d i l in i iy i b i lmek ve doğru kul lanabi lmek-t i r. ” dedi .

Saçmal ık … Ben Türkçe konuşmuyor muyum? Di l imi bi lmi-yor muyum da dergi okuyayım? Dergi , bana anadi l imi mi öğre -tecek? Laf i ş te hem neden abone olacak-mış ım k i ! Ben iş letme fakültes i mezunuyum. Bu zamana dek çok ş i i r okudum. Dergiye ver i lecek para gerek-s iz… Tabi i yaş ına hür-meten söylemedim bunlar ı ona ama çok bozuldum. Neyse… Uzun bir süre uğrama-dım evine…

Günün bir inde devamlı akt i f o lduğum S osyal Paylaş ım Sites inde tesadü-fen bir özel radyo -nun l ink ini gördüm. Ark adaşlar ımdan bir i beni de et iket le -diği iç in l ink sayfama

düşmüştü. Akşam yayın varmış. L inke t ık ladım, yorumla-nan ş i i r ler i d inlemeye başladım.

Derken bir gün radyoda komşumun ş i i r in in okunduğuna tanık oldum. Kendi yol lamamış. Yorumcu beğendiği iç in o ş i i r i ses lendirmiş. Kendine söyledim, hoşuna gitt i .

- Ş i i r in iz i d inledim Morciver t radyoda… Kutlar ım.

- Teşek kür eder im. O radyoyu bi lmiyo -rum. Ş i i r de gönder-medim. Nası l o luyor bu?

- R adyodak i ş i i r yorumcusu s iz in ş i i -r in iz i internet-ten okumuş, beğen-miş, ses lendir-miş. Dinledim, çok beğendim.

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

30

Page 31: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

- Bak ın ak l ıma ne geldi . Madem dergi okumak iste -miyorsunuz o halde bu radyoyu tak ip edin . S ize faydal ı o labi l i r. Usta lardan okunan ş i i r lere dik k at edin . B i r şeyler k apabi l i rs in iz .

- E lbette… Üye olacağım. Akşam dokuzdan veya ondan sonra yayını d inle -r im. İ ş im yok . Eş im de bazen hastanede gece nöbet ine k al ıyor. Çocuk lar fark l ı şehir-lerde okuyor lar. K ız ı da yeni everdik . Anlayacağınız ar t ık boş vakt im çok .

O akşam k ay-doldum radyoya… Sunucular “Hoş gel -diniz Yel iz Hanım!” dedikçe bir k as ı l ı -yordum k i sorma-yın . Sunucu, yorumcu Zafer Hoşaf Bey “Şu anda biz i bütün Türk iye dinl iyor.” dedi . Düşündüm ulusal k anal lar ı b i le bütün Türk iye iz lemiyor-ken N iğde i l imizdek i evden yapı lan bir yayın nas ı l bu k adar dinlenebi l i r k i ! Gerç i te leviz yondak i hangi

k anal ı iz lesem sunu-cular ın sözler i aynıydı : “Şu anda biz i bütün Türk iye iz l iyor.”

M adem iz leyic is i bu k adar çok f ı rsat bu f ı rsat adımı duyur-manın tam vakt i ! Bar i b i r ş i i r göndereyim dedim. Şai r komşum ş i i r imi pek beğenme -mişt i ama olsun. O, sank i b i l i rk iş i mi? Boş versene sen! Ş i i r im şuydu:

S evgi l imS evgi l im ben seni çok sevdim,S en beni h iç sevmedinAma yine de sevgi l im diyorum sana!K avuşmak ist iyorum,Kol lar ın ı aç bana!Ağl ıyorum yüzüme baksana,Al lah aşk ına!Bunu yazan: Yel iz S emiz

Morciver t R adyonun sunucusu bin bir övgü i le ş i i r imi okudu. Sohbet pane -l indek i ler a lk ış ve k alp emoj i lar ı gönderdi-ler. “ Yüreğine sağl ık ! ” dedi ler. Ar t ık şa i r o lmuştum. On k iş i l ik hayran k i t lem de vardı . Konu komşuya

haber ver iyordum. “Akşam ş i i r im okuna-cak . Mutlak a dinle -y in!” d iye… Dinleyip dinlemedik ler in i b i l -miyorum ama kendi-ler i b i l i r ler ar t ık . Bu, onlar ın k aybı e lbette !

Yeni ş i i r ler yazmam laz ımdı . B i r ç içek le yaz gelmezmiş. B i r ş i i r le de şa i r o lunmaz e lbette… Bir tür lü i lham gelmiyordu. Şai r l iği z i r vede mi bı raksam diye düşün-düm ama k ısa sürede vaz geç t im. Yeni ş i i re gerek yoktu. Bu ş i i r i tornistan edecekt im. Adını da değişt i recek-t im tabi i…

Aşk ımAşk ım, ağl ıyorum yüzüme baksana,Canım kol lar ın ı aç bana,K avuşmak ist iyorum sana…Ne olursun Al lah aşk ına,Dön sevgi l im dön bana!Sevgi l im ben seni çok sevdim,Sen beni h iç sevmedinAma yine de sevgi l im diyorum sana!

Yazan: Şai r Yel iz Semiz

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

31

Page 32: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Akşam M orciver t R adyoda okunan bu ş i i r im y ine çok beğe -ni ld i . Sohbet panel i a lk ıştan y ık ı ld ı desem yalan olmaz. Sunucu beni anlat ı rken o k adar çok övüyordu k i “Acaba başk a bir Yel iz Semiz daha var mı?” d iye düşünüyordum. O müstesna şa i r bendim ben… “Hey yavrum hey Or tadoğu’nun, Balk anlar ’ın en iy i şa i r i Yel iz Semiz gel iyor. Yol aç ın!” d iye bağıran te l la l lar ı görüyordum düşümde…

İ lham denen şey her neyse uğramı-yordu bana… Ben şai rdim, hayran k i t lem vardı . Ş i i r im okun-duğunda “ Yüreğine sağl ık ! ” ve “Bravo!” yaz ıyor lardı panele… Beğeni l iyordu ş i i r le -r im yani… Gençl ik y ı l -lar ımda yazdığım ş i i r -lerden seçerek gönde -r iyordum. İsterseniz s iz ler le de paylaşayım.

AşkAşk bir sudur,İç iç kudur.Benim aşktan anladı-ğım da budur.İçmezsen aşk deni len suyu,

Kudurmazsın ömür boyu…Bunu yazan: Yel iz S emizŞair l ikte esk idir b i les iniz .

Şa i r l ik benim iş im… Adım bi le k af iyel i… R ahmetl i anneme ve babama şük ranlar ımla beraber bi rer Fat iha yol ladım.

Yorumcu bazı ş i i r -ler i k l ip hal ine get i -r iyordu. R ica ett im. Sağ olsun “Olmaz.” demedi . “B i raz daha uzun bir ş i i r seçel im.” dedi . Benim ş i i r le -r im bu k adar iş te nas ı l uzatabi l i r im k i ! Sonra ak l ıma başk a şa i r-lerden dizeler a lmak f ik r i yer leşt i . K im anlayacak k i ! Gerç i b i r tanesini komşum şair k adına göster-dim “ Yel iz Hanım, bu int ihal…” dedi . “ İ nt ihal ” her ne demekse! R adyoda okunduğunda y ine a lk ış landım. Bu iş tutar canım! B i r örnek sunayım:

H ik âyemÖnce haf i f ten bir rüzgâr es iyor ; Yavaş yavaş sa l lanıyor

Yaprak lar ağaçlarda; Uzak larda, çok uzak larda,Sucular ın hiç durma-yan ç ıngırak lar ıŞehr imi dinl iyorum, gözler im aral ık …K ırmız ı b i r kuştur soluğum Kumral gök ler inde saçlar ın ın Seni kucağıma a l ıyorum K aram, k aram K aşı k aram, gözü k aram, baht ı k aram Sı la kok ar, ar zu tüterI lgı t ı lgı t buram buram. Benim doğduğum köylerdeKuzey rüzgâr lar ı eserdiVe bu yüzden dudak-lar ım çat lakt ı rÖp biraz !Bi r h ik âye bi l i r söyler imDost y ı ld ız lara k arş ı ve sabaha doğruBu hik âyenin bir ucu sendedir.

E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0 d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m

32

Page 33: İÇİNDEKİLER · 2020. 8. 30. · Ömer Hayyam’ın rubailerinden Kırmızı bir üzüm gibi kanıyor gözlerin Yudum yudum sarhoş-luğuma damlıyorsun Fuzuli dolduruyor seni

Kur tarmak ister im kur-tarmak ister im

Bütün uçur tmalar ın ip i e l indedir.

Yel iz Semiz

K im bi lecek bu ş i i r in Orhan Vel i , Gülten Ak ın , Cemal Süreya, Cahit Külebi ve Bedr i R ahmi Eyüboğlu k ar ış ımı o lduğunu! M orciver t radyoya yol ladım. Yorumcu Bey çok beğendi . “ Yel iz Hanım, bu ne güzel b i r ş i i r böyle… Diğer ler i de çok güzeldi ama bu ş i i r in iz bambaşk a olmuş. Har ik a bir ş i i r… Hayran oldum. Hani benden k l ip yapmamı istemişt in iz ya buna k l ip yapal ım.” dedi . O haf ta bu ş i i -r imle “Haf tanın şa i r i ” seç i ld im. K im tutar beni ! Daha da komşu k adına göster i rsem ik i o lsun!

Hani b i r zaman-lar b i r Grup R apt iye’de rap şark ıc ıs ı b i r k ız vardı . Doksanlarda Anadolu’dan İstanbul ’a ar t ist

o lmaya k açan k ız lar ı ve o k ız lar ın yaşa-dık lar ın ı anlatan dramatik bi r şar-k ıydı . K ız , “Haf taya k almaz ar t iz im anne!” d iyordu. “Hey kom-şular, b i lhassa üst k attak i şa i r k adın , rad-yocular, dost lar, düş-manlar, k ısk ançl ık-tan çat ı r çat ı r çat la-yanlar ve bütün şa i r ler beni iy i d inleyin . Ben de haf taya k almaz en mükemmel şa i r im ha!”

d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m d e r g i . e r i k a g a c i o y k u . c o m E R İ K A Ğ A C I Ö Y K Ü | M A R T - N İ S A N 2 0 2 0

33