KUR’AN’I ANLAMA YOLUNDAisamveri.org/pdfdrg/D261949/2017/2017_BAYINDIRA.pdf ·...
Transcript of KUR’AN’I ANLAMA YOLUNDAisamveri.org/pdfdrg/D261949/2017/2017_BAYINDIRA.pdf ·...
3
KURAMER
KUR’AN’I ANLAMA YOLUNDA
KURAMERKONFERANSLARI-II
KURAMER Konferansları - II
2
İstanbul 29 Mayıs ÜniversitesiKur’an Araştırmaları Merkezi Yayınları
KURAMER Yayınları: 23 İlmî Toplantılar Serisi: 8
KUR’AN’I ANLAMA YOLUNDAKURAMER KONFERANSLARI - II
EditörProf. Dr. Yusuf Şevki Yavuz
İmlâ-Transkripsiyon ve DizinAliye UzunlarZeynep Sülün
Yayın KoordinatörüM. Turan Çalışkan Kapak ve Sayfa TasarımıFurkan Selçuk Ertargin
Basım ve Cild: Pasifik Ofset Ltd. Şti.Cihangir Mah. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi A Blok Kat: 2 34310 Haramidere/İSTANBUL Tel: +90 (212) 412 17 77Sertifika No: 12027
Birinci Basım: İstanbul, Ağustos 2017ISBN 978-605-9437-16-5
© Her hakkı mahfuzdur.
Yayıncının izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz. Kaynak gösterilmek şartıyla iktibas edilebilir.
KURAMERİstanbul 29 Mayıs ÜniversitesiKur’an Araştırmaları Merkezi Kısıklı Cad. Haluk Türksoy Sok. No:4 Kat: 2 34662 Üsküdar/İstanbulTel: 0216 474 08 60 / 1910 www.kuramer.org
71
Kur’an’da ‘Kur’an’ ve ‘Hikmet’ Kavramları*
Okuyabildiğimiz tefsir ve meallerde, içinde ‘Kur’an’ kelimesi geçen
âyetlerinçoğunaverilenanlam,bizegöreisabetlideğildir.Aynışey;kitap, hikmet, te’vîl, muhkem, müteşâbihvemesânîgibiKur’ankavramlarıileilgili
olarakdasöylenebilir.YazıdabukavramlarKur’ân, Te’vîlveHikmetkapsa-mındaelealınacaktır.
I. KUR’AN
A. Sözlük anlamı
Fîrûzâbâdî’nin,kelimenintüretildiğikökileilgilinaklettiğigörüşler
şöylesıralanabilir:
1-El-Kur’ân(القرآن)yenikonmuşözel isimdir;herhangibirkökten
türetilmişdeğildir.
2-Kur’an,misafirağırlamaanlamınagelenالقرى=el-qıra’dantüretil-miştir.Çünküo,Allah’ın,müminlereaçtığıziyafetsofrasıdır.
3-Kur’an, ikiveyadahaçokşeyinbirleşmesianlamınagelenkırn=.kökündentüremiştir.Çünküo,eşsizanlamlariçerenaçıksözdür القرن
4-Kur’an(القرآن)okunanşeyinadıdır;nitekimkurbân(القربان)daken-disiileAllah’ayaklaşılanşeyinadıolmuştur.
Prof. Dr. Abdülaziz Bayındırİstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı
* 24Ocak2014,KURAMER.
Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır
KURAMER Konferansları - II
72
5-Kur’an,kur’القرءveyakar’القرء ’dantüretilmiştir.
قرأ يقرأ )قرأ وقراءة( وقرآنا.Onabuadınverilmesi,harflerinvekelimelerinbirarayagelmesinden
dolayıdır. Bir de o; hükümlerin, gerçeklerin, anlamların ve hikmetlerin
birleştiğiyerdir
1
.Çünkükelimeninkökanlamıtoplamadır
2
.
Bize göre doğru olan beşincisidir;Kur’an, karaa قرأ fiilininmastarı
olankur’القرءveyakar’القرء ’dantüretilmiştir.
Mastar olarak kullanıldığı gibimakrû’ (مقروء) = bütünlük ve küme
anlamındaisimolarakdakullanılır.Şuâyettekur’ânقرآنilekaraaقرأfiiliarasındakibağaçıktır;herikisidetoplamaanlamındakullanılmıştır.
بع قرآنه إن علينا مجعه وقرآنه . فإذا قرأناه فات
“Onu toparlayıp kur’ân haline getirmek bizim işimizdir. Onu kur’ân ha-line getirdiğimizde kur’ânına uy.”(Kıyâmet75/17-18)
Okumak, kelimeleri biraraya getirip ortaya çıkan anlamı kavramak
olduğuiçin قرآنfiilineokumaanlamıdaverilir.Arapça’daKur’anقرأ ’ınçoğuluyoktur;tekiliçindeçoğuliçindekullanılır.Busebeplekur’ân=.kelimesine“kur’ânlar”diyedeanlamverilebilirقرآن
B. Terim Anlamı
Kur’an,terimolarak,şöyletarifedilebilir:
“Kur’an,Allah’ın,sonNebîsiMuhammed’eCebrailvasıtasıylaindir-
diği,Fâtiha ilebaşlayıpNassûresiylebiten114sûredekisözlerini içerenArapçametindir.”
Butarif,kelimeninsözlükanlamınauygundur.Çünküometin,114
sûreninbirarayagetirilipbirbirineeklenmesiyleoluşmuştur.
Kur’an’ıniçindeikitürlüâyetkümelerivardır.Biri,birarayagelmiş
olanvegörünenâyetkümeleridir,diğeridefarklıyerlerdebulunduğuiçin
görünmeyenkümelerdir.
1 Muhammed b. Ya’kûb b.Muhammed el-Fîrûzâbâdî (ö. 817/1415), Beṡâ’iru ẑevi’t-temyiz fî
leṭâ’ifi’l-kitâbi’l-‘azîz, Beyrut, tarihsiz, c. I, s. 78.
2 İbnManzur,CemalüddinMuhammedb.Mukrim(630-711),Lisânü’l-‘Arab,Beyruttrs.ءرقmad.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
73
a- Görünen kur’ânlar (âyet kümeleri)
Kur’anokuyanherkes,bunlarıgörebilir.BaştaKur’an’ınkendisi,Al-
lah’ıntümzamanlardaindirdiğiâyetleribirarayatoplayanbüyükkümedir.
İlgiliâyetşöyledir:
إبراهيم وموسى به ينا وما وص إليك أوحينا ذي وال نوحا به ين ما وص الد من لكم ع ش
تبي إليه من يشاء ي كني ما تدعوهم إليه ال قوا فيه كب عل الرش ين ول تتفر وعيسى أن أقيموا الد
قوا إل من بعد ما جاءهم العلم بغيا بينهم ولول كلمة سبقت من ويدي إليه من ينيب . وما تفر
ذين أورثوا الكتاب من بعدهم لفي شك منه مريب ى لقض بينهم وإن ال ربك إل أجل مسم
“Allah Nuh’a ne buyurmuşsa onu, sizin için bu dinin şeriatı yapmıştır. Sana vahyettiğimiz, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya emrettiğimiz şudur: Bu dini ayakta tutun ve ayrı düşmeyin. Senin çağırdığın şey müşriklere ağır gelir. Allah doğru tercihte bulunanı kendi tarafına alır ve doğruya yöneleni de kendine yönlendirir. Ayrı düşenler, kendilerine bu ilim geldikten sonra ve sadece bir-birlerinin haklarına göz diktikleri için ayrı düşerler. Eğer belirli bir süre için Rabbin tarafından verilmiş bir söz olmasaydı, aralarında hüküm verilirdi. Arkalarından Kitaba varis kılınanlar da kitaptan dolayı endişe veren bir şüphe içine girerler.”(Şûra42/13–14)
İkinciâyetkümelerisûrelerdir.Onlarâyetlerinbirarayagetirilipek-
lenmesiyle oluşan kümeler oldukları için onlardan her birine de kur’ândenir.Nitekimbirâyetşöyledir:
ثاين والقرآن العظيم ولقد آتيناك سبعا من ال
“Sana o mesânîden yedi taneyi; Yüce Kur’an’ı verdik.” (Hicr15/87)
Şu hadis, âyetteki atfın, atfî tefsir olduğunu gösterdiğindenmealde
“ve”bağlacıkullanılmamıştır:
ذي أوتيته ثاين والقرآن العظيم ال بع ال رب العالني هي الس المد ل
KURAMER Konferansları - II
74
“El-hamdu lillah (Fatiha sûresi) bana verilmiş yedi mesânî; Yüce
Kur’an’dır.
3
FatihaYüceKur’anisediğersûrelerdenherbirinedeKur’andenebil-
mesigerekir.
Ayrıcasûreleriniçindedeâyetkümelerivardır.Onlarkıssalar,meseller
veyabazıkonularıanlatankümeleridir.Nitekimilkinenâyetler,yeraldık-
larısûreniniçindebirkümeoluşturduğuiçinonlaradael-kur’ândenmiş-
tir.İlgiliâyetşöyledir:
ذي أنزل فيه القرآن شهر رمضان ال
“Ramazan, içinde o kur’ân’ın (o âyet kümesinin) indirildiği aydır”.(Ba-kara2/185)
b- Görünmeyen kur’ânlar (âyet kümeleri)
Bunlar,biraradaolmayanâyetlerin,müteşâbih-mesânîyöntemiylebir
arayagetirilmesiyleoluşturulacakolansayısızkur’ânlardır.Birâyetşöyledir:
لناه تنزيل وقرآنا فرقناه لتقرأه عل الناس عل مكث ونز
“Onu kur’ânlar halinde böldük ki, insanlar müks içinde iken sen onu onlara okuyasın.”(İsrâ17/106)
Âyette geçen وقرآنا فرقناه ifadesinde قرآنا kelimesi, gizli nun’ فرقناهmef ’ulüolanهzamirindenhaldir.فرقناه قرآنا فرقناه takdirindedir.Buzamir
الكتابaveya‘القرآن‘zamirininrâciolduğumahzufه âyetindekiأنزلناه وبالق’arâcidir.
Müks=مكث,“durupbeklemek”demektir
4
.“Alâmüksin=عل مكث”debeklentiiçindeolmaktır.Demekki,birâyetininceonuaçıklayanâyetin
inmesibekleniyordu.Budakümelerioluşturanâyetlerinaynıandaindi-
rilmediğinigösterir.Bugünisebirkonudahikmeteulaşmakisteyenlerin,
ilgiliâyetleribulunanakadarbeklemelerigerekir.
3 Buhârî,“Tefsir”,1;Nesâî,“İftitah”,26.
4 Ahmedb.Farisb.Zekeriya,Mu‘cemu mekāyîsi’l-luğa,Beyrut,ts.,(مكث)maddesiوانتظار توقف عل تدل كلمة
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
75
Şuâyetler;müks konusunaaçıklıkgetirmektedir:
دث لم ذكرا . فتعال هم يتقون أو ي فنا فيه من الوعيد لعل وكذلك أنزلناه قرآنا عربيا وص
ب زدين علام . اللك الق ول تعجل بالقرآن من قبل أن يقض إليك وحيه وقل ر ال
“Böylece onu, Arapça kur’ânlar halinde indirdik. Belki çekinirler ya da yeni bir bilgi edinirler diye onun içine tehditleri, değişik şekillerde yerleştirdik. Gerçek hâkimiyet elinde olan Allah pek yücedir. Vahyi tamamlanmadan o kur’ânlar ile hüküm vermekte acele etme; “Rabbim ilmimi artır” de.”(Tâhâ20/113-114)
Bunu,birbaşkaşekildeaçıklayanâyetşudur:
بع قرآنه . ثم إن علينا بيانه ك به لسانك لتعجل به . إن علينا مجعه وقرآنه . فإذا قرأناه فات ل حتر
“Onunla bir an önce (hükmetmek için5) dilini harekete geçirme. Onu to-parlayıp kur’ân haline getirmek bizim işimizdir. Kur’anlar haline getirdiğimiz-de kur’ânına uy. Onu açıklamak zaten6 bizim işimizdir.”(Kıyâmet75/16-19)
İlgiliâyetlerdenbirideşöyledir:
قوم يعلمون. لت آياته قرآنا عربيا ل كتاب فص
“Bu bir kitaptır ki, âyetleri; bilenlerden oluşan bir topluluk için Arapça kur’ânlar halinde açıklanmıştır.” (Fussilet41/3)
HikmetÖrnekleribaşlığıaltındagörüleceğigibibirkonuyuaçıklayan
âyetler,çoğuzamanfarklıyerlereserpiştirilmişolur.
1. Kitap
Sözlüktekitap(كتاب),birşeyibirşeyeeklemektir
7
.Bazenharfleriya-
zıyla eklemeye, bazen de ağızdan çıkan sözleri birbirine eklemeye kitap
5 en-Nahl16/11.
6 ninkökanlamı,nazikçebirarayagelmektir.Kişibirşeyitopladığında’(ثمم)ثم .derثممت اليشء ثامBuna“tamirettimveuygunhalegetirdim”anlamıdaverilir(Mekāyîsu’l-luğa)Semme( ye’(ثمuzaktaolduğunuifadeiçin“orası”anlamıverilir. -sıralamadabirinindiğerindensonraoldu,ثم
ğunugöstermekiçinkullanılanatıfharfidir.
7 Mu‘cemu meḳāyîsi’l-luğa,Ahmedb.Farisb.Zekeriya,Beyrut,tarihsiz,(كتب)mad.يشء إل يشء مجع عل يدل
KURAMER Konferansları - II
76
denir.Kelimelerineklenmesiilemeydanagelenanlamlıcümlelerdekitap
diyeadlandırılır.Busebeplebütünkonuşmalarakitapdendiğigibiküçük
veyabüyükolmasınabakılmaksızınbütünyazılıbelgeleredekitapdenir
8
.
Böylecekitapilekur’ânkelimeleriarasındabenzerlikolduğuortayaçıkar.
Şuâyetobenzerliğigöstermektedir:
ثاين تشاهبا م ل أحسن الديث كتابا م نز ال
“Allah sözün en güzelini, müteşâbih mesânî bir kitap halinde indirmiştir.” (Zümer39/23)
Buâyetegöremüteşâbihvemesânîolmakkitabınözelliğidir.Bunlar
aynı zamanda kur’ân’ın da özelliğidir. Çünkü her kur’ân, müteşâbih ve
mesânîayetlerdenoluşur.
2. Âyet
Âyet(الية),açıkalâmetyanigöstergedemektir
9
.Kur’an’daAllah’ınsöz-
lerinigösterencümlelereâyetdendiğigibivarlıklarâlemindeO’nungücü-
nüvekudretinigösterenherşeyedeâyetdenir.BöyleceAllah’ınâyetleri
ikiyeayrılmışolur;biriindirdiğiâyetler,diğeriyarattığıâyetlerdir.Allah
Teâlâ,şöyledemiştir:
ثم كفرتم به من أضل من هو يف شقاق بعيد سنريم آياتنا يف قل أرأيتم إن كان من عند ال
ء شهيد ه عل كل يش ه الق أومل يكف بربك أن لم أن الفاق ويف أنفسهم حتى يتبني
“De ki; baksanıza: O (Kur’an) Allah katındansa, siz de onu görmezlikten geliyorsanız; böyle derin bir ayrılık içinde olandan daha şaşkını kim olabilir. Âyetlerimizi onlara, hem çevrelerinde hem de kendi içlerinde göstereceğiz, so-nunda onun (Kur’an’ın) gerçek olduğu onlar açısından iyice anlaşılacaktır.” (Fussilet41/52-53)
Yaratılanâyetler,indirilenâyetlerindoğruluğununbelgesidir.Bunların
herikisidefıtratıanlattığıiçinAllahTeâlâdinifıtratolaraktanımlamıştır.
8 Rağıbel-İsfahânî,(ö.425h.),Müfredât(الكتب)md.(thk:SafvanAdnanDâvûdî),Dımaşkve
Beyrut,1412/1992.
9 Bkz.Müfredâtأيmd.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
77
ين ذلك الد تبديل للق ال فطر الناس عليها ل تي ال ين حنيفا فطرة ال فأقم وجهك للد
القيم ولكن أكثر الناس ل يعلمون
“Sen yüzünü dosdoğru bu dine, Allah’ın fıtratına çevir. O, insanları ona göre yaratmıştır. Allah’ın yarattığının yerini tutacak bir şey yoktur. İşte sağlam din bu dindir. Ama insanların çoğu bunu bilmezler.”(Rum30/30)
Allah’ın indirdiği âyetleri dinlememiş olanlar, yaratılmış âyetlerden
eldeedecekleribilgilerledoğrularınçoğunubilirler.Zatenbilim,felsefeve
teknoloji,dahaçokyaratılanâyetlerdeneldeedilir.
GeleneğimizdeKur’an;inanç, ibadetveahlakvehukuklasınırlıhü-
kümler koyan bir din kitabı sayılır. Ama bunlarla ilgili âyet sayısı bini
geçmez.Oâyetlerdenherbiribaşkakonularladailgilidir.
Kur’anherşeyiaçıklamıştır.Onunaçıklamalarınayaniondakihikmete
ulaşmak için âyetler arası ilişkiyi;muhkemi,müteşâbih ve te’vîli bilmek
gerekir.Bu,rakamlararasıilişkiyebenzer.0’dan9’akadartoplam10rakam
vardır;hesaplaronlarlayapılır.Rakamlararasıilişkiler,nekadarbilinirse
okadarhesapyapılır.Kimionu,günlükhesaplarınıyapacakkadarbilir.
Kimidebilgisayarınvedahaniceşeylerinhesaplarınıyapacakkadarbilir.
Herinsanonlardan,kendibilgisiölçüsündeyararlanır.Kur’anâyetlerinden
yararlanma da öyledir. Bazıları, âyetler arasındaki ilişkiyi bilmez, bilgisi
ölçüsündeondanyararlanır.Bazılarıonunenderinaçıklamalarınaulaşacak
donanımdadır.Mesela,SüleymanaleyhisselamzamanındaKitap’tanbilgisi
olanbirkişi,Belkıs’ıntahtınıgözaçıpkapayıncayakadar,Yemen’denKu-
düs’egetirmiştir.
Sebe Kraliçesi Belkıs, ona karşı konamayacağını anlamış, onun ça-
ğırısınauyarakSüleyman’a teslimolmaküzere yola çıkmıştı.Kraliçe’nin
büyükvegösterişlibirtahtıvardı.BuhaberialanSüleyman,öndegelen
adamlarınıtopladıveşöylededi:
ن أنا آتيك كم يأتيني بعرشها قبل أن يأتوين مسلمني. قال عفريت من اجل ا الل أي قال يا أي
ذي عنده علم من الكتاب أنا آتيك به قبل به قبل أن تقوم من مقامك وإين عليه لقوي أمني. قال ال
ا عنده قال هذا من فضل رب ليبلوين أأشكر أم أكفر ومن شكر أن يرتد إليك طرفك فلام رآه مستقر
ام يشكر لنفسه ومن كفر فإن رب غني كريم. فإن
KURAMER Konferansları - II
78
“Ey önderler! Onlar gelip teslim olmadan hanginiz kraliçenin tahtını bana getirebilir? Cinlerden bir ifrit dedi ki: Ben, onu sana sen makamından kalkıncaya kadar getiririm. Benim buna gerçekten gücüm yeter, bana güvene-bilirsin. O Kitap’tan bir bilgiye sahip olan kişi; onu sana gözünü açıp kapayın-caya kadar getiririm dedi ve getirdi. Süleyman tahtı, yanında kurulu görünce dedi ki: Bu beni denemek için Rabbimin bir ikramıdır; şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü? Kim şükrederse faydasını görür. Nankörlük eden etsin. Rabbimin kimseye ihtiyacı olmaz, iyiliği de boldur.” (Neml27/38-40)
Tahtı,çokkısasüredegetirenzatınbilgialdığıkitapTevrat’tır.Çünkü
Süleymanaleyhisselamınmakamındasözüedilen“Kitap=el-Kitab”Tev-
rat’tanbaşkasıolamaz.
Oşahısiçin,“Kitabıbilen”değilde“Kitap’tanbilgisiolan”(الكتاب من ذي ifadesininkullanılmışolmasıönemlidir.Demekki,Kitab’ın(علم عنده ال
tamamınıdeğil,uzmanlıkalanıileilgiliâyetleribilmesiyeterliolmuştur.
Bu,uzaktakieşyayıgetirmebilgisidir.Bugüneşyayıışınlamaileilgiliça-
lışmalaryapılıyoramauzaktakibireşyayıgetirmekhayalbileedilemiyor.
Kur’an, sadece din kitabı sanılınca yukarıdaki âyetler anlaşılamıyor.
Kimileribuolayıkeramet,kimilerideSüleymanaleyhisselamınmucizesi
sanmıştır.Mucize,Allah’ınelçisininelçilikbelgesi;kerametdebirkuluna
ikramıdır.Kimseonunadınasözveremeyeceğindenkeramettedemucizede
deiddiaolmaz.İlgiliâyetşöyledir:
. وما كان لرسول أن يأت بآية إل بإذن ال
“Hiçbir elçinin, Allah’ın izni olmadan mucize getirme yetkisi yoktur.” (Ra’d13/38)
Tahtıngetirilmesiolayındaiddiavardır.Kitap’tanbirbilgiyesahipolan
kişi,Süleyman’a “Ben onu sana gözünü açıp kapayıncaya kadar getiririm”
demiştir.Öyleysebuolaynemucizedir,nekeramet.Allah’ınkitabından
alınmışbirilimdir.BuilimKur’an’dadaolmalıdır.ÂyetlereKur’an’ıngös-
terdiği yöntemle yaklaşılırsa o bilgiyi bulup çıkarmakmümkün olur.O
yöntemintemelkavramlarımüteşâbih,mesânîvete’vîldir.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
79
3. Müteşâbih
Müteşâbih,benzerlikanlamınagelenşibhveyaşebeh’tentüremiştir;
birbirinebenzeyenikişeydenherbiriiçinkullanılır
10
.Bu,teşbihtenfark-
lıdır.Teşbih,benzerliğigöstermekiçindeğil,güçlüveetkilibiranlatım
içinyapılır. “Aslangibi cesur adam”veya “tilkigibikurnaz çocuk”der-
kenadamcesaretteaslana,çocukkurnazlıktatilkiyebenzetilir.Aslındane
adamaslana,nedeçocuktilkiyebenzer.Yanibunlarmüteşâbihdeğillerdir.
Dolayısıylateşbihileteşâbühbirbirindenfarklıdır.
Varlıkların sınıflandırılmasında da teşâbüh çok önemlidir. Müteşâbih
olanşeylercinsleri,nevilerivesınıflarıoluşturur.Yiyecekler,giyecekler,bi-
nekler,tarım,hayvancılıkvs.şeklindekisınıflandırmalar,hepmüteşâbihvar-
lıklarınbirleştirilmesiyleyapılır.Bazıvarlıklar,çoksayıdakümeniniçindeyer
alır.İlimlervemesleklerbuşekildefarklılaşır;ihtiyaçlarbuşekildekarşılanır.
Müteşâbihkelimesi aşağıdakidört âyette,birbirinebenzeyen şeyleri
ifadeiçinkullanılmıştır.
ام رزقوا منها من الات أن لم جنات تري من حتتها النار كل ذين آمنوا وعملوا الص ال وبرش
ذي رزقنا من قبل وأتوا به متشاهبا. ثمرة رزقا قالوا هذا ال
1. “İnanan ve iyi işler yapanlara müjde ver; içinden ırmaklar akan cen-netler onlar içindir. Onun ürününden yararlandık her zaman, “bu daha önce yararlandığımız şeydir” diyeceklerdir. Hâlbuki onlara orada müteşâbih (dün-yadakilere benzer) şeyler verilmiş olur.” (Bakara2/25)
ذين من قبلهم مثل قولم أو تأتينا آية كذلك قال ال منا ال ذين ل يعلمون لول يكل وقال ال
تشاهبت قلوهبم.
2. “Kendini bilmezler derler ki: “Allah bizimle de konuşsa yahut bize de bir belge gelse ya! “Onlardan öncekiler de bu ağzı kullanmıştı. Onların kalpleri müteşâbih oldu.” (Bakara2/118)
يتون والز أكله متلفا رع والز والنخل معروشات وغي معروشات جنات أنشأ ذي ال وهو
ان متشاهبا وغي متشابه. م والر
10 İbnManzûr,Lisanü’l-Arab, شــبه mad.; el-Halil b. Ahmed (öl. 170 h.) El-ayn, tahkik,M.
el-Mahzûmî ve İbrahim es-Samirâî, ts. شــبه mad; Müfredât شــبه mad.
KURAMER Konferansları - II
80
3. “Çardaklı ve çardaksız bitkileri, yenmeleri farklı hurma ve ekini; zey-tini ve narı, müteşâbih ve gayri müteşâbih hâlde var eden O’dur.” (En’âm
6/141)
ذي أنزل عليك الكتاب منه آيات مكامت هن أم الكتاب وأخر متشاهبات هو ال
4. “Sana bu Kitab’ı indiren odur. Onun bir kısmı muhkem âyetlerdir. Onlar Kitab’ın anasıdır. Öbürleri ise müteşâbihtirler.” (Âl-iİmrân3/7)
Müteşâbihâyetkonusuaşağıdagelecektir.
Aslındakelimesekizâyettegeçer.OnlardanZümer23.âyetidahaönce
görmüştük.Diğer üç âyet;Bakara 70,En’âm 99 veRa’d16.âyetlerdir.
Âyetlerinsekiztaneolmasıdamüteşâbihvemesânîyöntemineuygundur.
4. Mesânî
Mesânî(مثاين),mesnâ(مثنى)’nınçoğuludur.Mesnâ mimlimastardır; iki-
liolmaanlamındadır.Mesânîde“ikililerolma”anlamınagelir.Müteşâbih
olanyanikarşılıklıolarakbirbirinebenzeyenâyetlerkendiaralarındaikili
sistemoluştururlar.Mesnâkelimesi,aşağıdakidörtâyettegeçer:
وإن خفتم أل تقسطوا يف اليتامى فانكحوا ما طاب لكم من النساء مثنى وثلث ورباع فإن
خفتم أل تعدلوا فواحدة أو ما ملكت أيامنكم ذلك أدنى أل تعولوا.
1. “Yetim kızların haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız size helal olan diğer kadınlardan ikişer (mesnâ), üçer veya dörder nikâh edin. Eşit dav-ranamayacağınızdan korkarsanız bir kadınla veya emrinizde olan (esir ka-dınla) evlenin. Böylesi, sıkıntıya düşmemeniz için daha uygundur.” (Nisa4/3)
روا ما بصاحبكم من جنة إن هو مثنى وفرادى ثم تتفك ام أعظكم بواحدة أن تقوموا ل قل إن
إل نذير لكم بني يدي عذاب شديد.
2. “De ki; size bir tek öğüdüm var: Allah için ikişer ikişer (mesnâ) ve teker teker kalkın ve iyi düşünün; arkadaşınızda bir delilik yoktur, o sadece şiddetli bir azâbın öncesinde sizi uyaran biridir.” (Sebe34/46)
اموات والرض جاعل اللئكة رسل أول أجنحة مثنى وثلث ورباع. فاطر الس المد ل
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
81
3. “Gökleri ve yeri yaratan, melekleri, ikişer (mesnâ) üçer ve dörder ka-natlı elçiler kılan Allah, neylerse güzel eyler...” (Fâtır35/1)
. ل أحسن الديث كتابا متشاهبا مثاين نز ال
4. “Allah sözün en güzelini, müteşâbih ve mesânî bir kitap olarak indir-miştir.” (Zümer39/23)
Muhkemveonuaçıklayanmüteşâbihâyet,ikiâyeteder.Bazıkonular-
dabuâyetlerdört,altı,sekiz…şeklindeuzargider.Buâyetleribuluportaya
çıkaranlar,okonudaeninceayrıntıyaulaşabilirler.
II. TE’VÎL
Te’vîl(التأويل),asladönme(الصل إل الرجوع)demekolanevl(أول)kö-künden türetilmiştir; bir şeyi istenenhedefe çevirme إل) الغاية الرادة منه اليشء رد )11anlamınagelir.İstenenhedefeçevirmek,onunlabirleştirmek
içinolur.
“Birşeyitoparlayıpdüzelttim”(وأصلحته مجعته)anlamındaşuifadekullanılır:
اليشء ألت
Tehzîbu’l-luğa’nınyazarıEbûMansûr(öl.370h.)te’vîlişöyletanımlamıştır:
) التأويل ؛ مجع معان مشكلة بلفظ واضح ل إشكال فيه .
“Te’vîl,kapalıanlamları,kapalıolmayanaçıkbirsözdebirleştirmektir
12
.”
Kur’an’date’vîlkelimesiningeçtiğidörtgrupayetianlamayaçalışalım.
A. Musa ve Hızır Olayının Te’vîli
Musa aleyhisselam Hızır’la
13
yolculuk yapmış ve onun yaptıklarına
dayanamamıştı.Hızır,öncebindiklerigemiyidelmiş,sonrabirerkekço-
cuğunuöldürmüşdahasonradakendilerinimisafiretmekistemeyenbir
11 Rağıbel-İsfahânî,Müfredât,اولmad.
12 EbûMansûr,Muhammedb.Ahmedel-Ezherî(öl.370h.),Tehzîbu’l-luğa,Tahkik,Muhammed
b.AvdMur’ib,Beyrut2001,toplam15cilt,c.15s.329
13 Kur’an’daHızıradıgeçmez.BuşahsınHızırolduğuhadisteyeralır.Bkz.Buhârî,İlim,44.
KURAMER Konferansları - II
82
kasabada yıkılmak üzere olan bir duvarı doğrultmuştu. Ayrılmaya karar
verdiklerisıradaHızırşöyledemişti:
ا. ليه صب سأنبئك بتأويل ما مل تستطع ع
“...sabır gösterip dayanamadığın işlerin te’vîlini sana anlatacağım.” (Kehf,18/78)
“Gemi, denizde çalışan ve başka işi olmayan birkaç kişinindi; istedim ki onu kusurlu hale getireyim. Çünkü arkalarında sağlam gemilere zorla el koyan bir kral vardı.
Oğlanın da ana babası mümin kimselerdi. O onları aşırılığa ve küfre sü-rükler diye korktuk. İstedik ki Rableri onlara, daha temiz ve daha merhametli birini versin.
Duvar ise, şehirde iki yetim erkek çocuğundu. Altında onlara ait bir hazine vardı. Babaları iyi insandı. Rabbin istedi ki; onlar reşit olsunlar ve hazinelerini çıkarsınlar. Bu, Rabbinden bir ikramdır; bunları kendiliğimden yapmış deği-lim. Sabır gösterip dayanamadığın işlerin te’vîli işte budur.” (Kehf18/79-82)
Hızır,te’vîliyapıncaMusaaleyhisselamınte’vîlininyanlışolduğuor-
tayaçıkmıştı.BuyüzdenNebîmizsallallahualeyhiveselleminşöyledediği
rivayetedilmiştir:
“Musa’ya Allah rahmet eylesin; çok isterdik ki, sabır gös tersin de bize, birlikte yapacakları daha çok şey anlatılsın14
.”
B. Rüya Te’vîli
Yusufaleyhisselamzindandaikenkral,şöylebirrüyaanlatmıştı:
“Ben, yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini; yedi yeşil başak ve bir o kadar da kuru başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Rüya yorumlamayı biliyor-sanız rüyamı doğru yorumlayın.” Dediler ki: Bunlar karışık rüyalar; biz böyle rüyaların te’vîlini bilmeyiz”.(Yusuf12/43-44)
Rüyayıte’vîl,rüyadakisimgelerinhayattakibenzerlerini,rüyayıgöre-
nindurumuylabirleştirerekanlaşılırbirsonucavarmaktır.Yusufaleyhis-
selamşöyledemişti:
14 Buhârî,“İlim”,44.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
83
“Yedi yıl sürekli ekim yapın, bütün hasadı başağında bırakın; yiyeceğiniz az bir kısım başka. Sonra yedi kıtlık yılı gelir, bütün birikiminizi yer tüketir; sakladığınız az bir kısım başka. Sonra arkadan, halkın rahat edeceği bir yıl gelir, o zaman da (meyve ve yağlı bitkileri) sıkarlar”.(Yusuf12/47-49)
Kralınyorumcuları,osimgelerin,hayattakikarşılığınıbulamadıkları
içinrüyayıte’vîledememişlerdi.Yusufaleyhisselamiseyedisemizineğin,
yediyılsürecekbolluğu,onlarıyiyenyedizayıfineğindebuyıllarınbiri-
kiminitüketecekyedikıtlıkyılınısimgelediğini;yediyeşilbaşakileyedi
kurubaşağındabunudesteklediğinianlamışveyukarıdakite’vîliyapmıştı.
C. Dünya Hayatının Te’vîli
Dünya imtihanyeridir.Buradakiherolayınahirettebirmüteşâbihi,
birbenzerivardır.AllahTeâlâomüteşâbihliğişöyleanlatmıştır:
يئة فل يزى إل مثلها وهم ل يظلمون. من جاء بالسنة فله عرش أمثالا ومن جاء بالس
“Kim bir iyilikle gelirse ona onun on misli verilir; kim de bir kötülükle gelirse ona sadece onun bir misli ceza verilir; onlara bir haksızlık yapılmaz.”(En‘am6/160)
Misil ,(مثل) iki şeyarasındakidenkliğiveaynılığıgösterir. “Oonunmislidir”demek“onunyerinegeçer”demektir.
15
Cehennemdekiler,orada
gördüklerinidünyadayaptıklarıilebirleştirincedoğrute’vîleulaşacakveo
cezayıhakettiklerinianlayacaklardır.AllahTeâlâşöylebuyurur:
نا بالق فهل لنا ذين نسوه من قبل قد جاءت رسل رب هل ينظرون إل تأويله يوم يأت تأويله يقول ال
ون. وا أنفسهم وضل عنهم ما كانوا يفت ذي كنا نعمل قد خس من شفعاء فيشفعوا لنا أو نرد فنعمل غي ال
“Onlar onun te’vîlinden başkasını mı bekliyorlar? Te’vîli geldiği gün ev-velce onu unutmuş olanlar şöyle diyeceklerdir: “Rabbimizin elçileri gerçekten doğruyu getirmişler. Bize şefaat edecek kimseler var mı ki şefaat etsin. Ya da geri gönderilsek de yaptığımız işlerden başkasını yapsak.” Onlar kendilerini tü-ketmiş kimselerdir. Uydurdukları şeyler de kaybolmuş olacaktır.”(A’râf7/53)
15 İbnManzûr,Lisanü’l-‘Arab,misil(لثم)md.
KURAMER Konferansları - II
84
D. Âyetlerin Te’vîli
Âyetlerin te’vîline geçmeden yukarıdaki üç olaydan çıkan sonuçlara
bakalım:
1-Te’vîl,aralarındadoğrudanilgibulunanşeyleribirbirinebağlamak-
tır.Builgionlarımüteşâbihyaptığındante’vîl,müteşâbihlerarasındaolur.
2-Te’vîlde,ögelerdenenazbiribilinir.Musaaleyhisselâmgördüğü
olayları;kraldarüyasınıbiliyorduamaonlardoğrute’vîlyapamıyorlardı.
Musaaleyhisselamınyanlışte’vîliHızırileilişkisinibitirdi.Yusufaleyhis-
selamındoğrute’vîliiseonukralyanındaitibarlıbirkonumagetirdi.
3-Dünyahayatınınte’vîlifarklıdır;ondamüteşâbiholaylarınikiside
bilinir.Çünkükendinebirelçinintebliğiulaşanlar,dünyadakidavranışla-
rınahirettekite’vîliniondanöğrenirler.Onainanan,ahiretteumduğuna
kavuşur. İnanmayandakendi arzusunauygunbir te’vîl yaparakkendini
itibarsızlaştırır.Meselaşöyleder:
نها منقلبا ا م ددت إل رب لجدن خي اعة قائمة ولئن ر وما أظن الس
“Öyle bir saatin (Kıyametin) olacağını sanmam ama şurası bir gerçek ki, Rabbimin huzuruna çıkarılsam kesinlikle bundan daha iyisini bulurum.”(Kehf18/36)
Rabbininhuzurunaçıkarıldığızamangerçeklekarşılaşıramaartıkçok
geçtir.
Şimdi,te’vîlileilgiliâyetianlamayaçalışalım:
ذين ا ال ذي أنزل عليك الكتاب منه آيات مكامت هن أم الكتاب وأخر متشاهبات فأم هو ال
اسخون والر يف قلوهبم زيغ فيتبعون ما تشابه منه ابتغاء الفتنة وابتغاء تأويله وما يعلم تأويله إل ال
نا ل تزغ قلوبنا بعد إذ هديتنا ر إل أولو اللباب. رب ك نا وما يذ يف العلم يقولون آمنا به كل من عند رب
اب وهب لنا من لدنك رمحة إنك أنت الوه
“Sana bu Kitab’ı indiren O’dur. Onun bir kısmı muhkem âyetlerdir; onlar Kitab’ın anasıdır. Öbürleri ise (onlara) müteşâbihtirler. Kalplerinde kayma olanlar, onu te’vîl ederek fitne çıkarma isteği ile ondan (hedeflerine) müteşâbih olana uyarlar. Oysa onun te’vîlini yalnız Allah bilir. Bu konuda sağlam ilme sahip olanlar derler ki; “Biz ona inandık; hepsi de Rabbimizin
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
85
katındandır.” Bu bilgiyi ancak dik duruşlu16 olanlar elde ederler. Onlar derler ki, “Rabbimiz! Bizi yoluna kabul ettikten17 sonra kalplerimiz kaydırma. Bize katından ikramda bulun; sen çokça bağış yaparsın.”(Âl-iİmrân3/7-8)
Âyetibölümlerhalindeanlamayaçalışalım:
1) “Sana bu Kitab’ı indiren odur. Onun bir kısmı muhkem âyetlerdir; onlar Kitab’ın anasıdır. Öbürleri ise (onlara) müteşâbihtirler.”
ذي أنزل عليك الكتاب منه آيات مكامت هن أم الكتاب وأخر متشاهبات هو ال
Müteşâbih;birbirinebenzeyenşeyleriçinkullanılır
18
.Birşeyinben-
zerliğindensözetmek içinonunbenzediği şeyolmalıdır.Buradabenze-
yenlerâyetlerolduğundanbenzerlikancakmuhkemlerlediğerleriarasında
olur.Böylecemuhkemlerdedâhilbütünâyetlermüteşâbihvasfınıkazanır.
Bunuşuâyetaçıkçagöstermektedir:
. ل أحسن الديث كتابا متشاهبا مثاين نز ال
“Allah sözün en güzelini, müteşâbih ve mesânî bir kitap olarak indirdi.” (Zümer39/23)
16 İsmailb.Hammâdel-Cevherî, eṡ-Ṡıḥaḥ,TahkikAhmedAbdulgafurAttar,3.Baskı,Beyrut.
,Kökanlamı,yapışıpkalmak(لــب):Mekâyîsu’l-luğa’daşuifadelergeçer.ألــب بالــكان، أي أقــام بــه ولزمــه
safveiyiolmaktır.Biryereyerleşeniçinألــب بالــكانdenir.Biriştesebatgöstereniçinهبــذا رجــل لــبdenir.İçindedaimakocasınınsevgisiniامــرأة لبــةdenir.Ferrâdediki:“Kocasınısevenkadınaالمــر
taşıyordemektir.”
17 Hidayet,nazikçeyolgöstermektir.Allah’ınhidayetidörtçeşittir.
1-Herkesevarlığınıvebirliğini,defalarcagöstermesidir.Busebepleherinsanışirktensorumlu
tutarakşöyleder:“Allah kendisine ortak koşulmasını bağışla maz, bunun dışında olanı dilediği kimse için bağışlar.” (Nisa4/48)Bakara2/27ileilgiliaçıklamalarabkz.
2-İnsanaiyiyikötüdenayırmakabiliyetivermesidir. “Rabbimiz her şeye şeklini veren, sonra yol gösterendir.(Taha20/50) ÂyetlersırfKur’an’daolanlardeğildir;çevredeveinsanıniçindeolanlarıdavardır.Zorunlubilgileronlardanalınır.AllahTeâlâşöylebuyurur:“Doğruları arayanlar için yeryüzünde âyetler vardır; kendinizde de vardır; görmez misiniz?”(Zariyât51/20-21).
3-Elçileriaracılığıileyolgöstermesidir.AllahTeâlâşöylebuyurur:“O elçileri, bizim emrimizle yol gösteren önderler yaptık” (Enbiyȃ 21/73).
4-Allah’ınbirikramıolarakhidayetvermesidir.Buyayolagelmekisteyenlereolur.AllahTeâlâ
şöylebuyurur:“Biz, her elçiyi kendi toplumunun dili ile gönderdik ki, onlara iyice açıklasın. Bun-dan sonra Allah dileyeni sapıklıkta bırakır, dileyeni de yola getirir.”(İbrahim14/4)Buikramyada
yolagelmişolanlaraolur.AllahTeâlâşöylebuyurur:“Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini düzeltir.” (Teğȃbun64/11) İman eden ve iyi işler yapanlara Rableri, imanları sebebiyle doğru yolu gösterir.” (Yunus10/9)Müfredat’tanyararlanılmıştır.
18 İbnManzûr,Lisânü’l-‘Arab,شبهmad.;Kitabu’l-‘Ayn,شبهmad;Müfredâtشبهmad.
KURAMER Konferansları - II
86
2) “Kalplerinde kayma olanlar, onu te’vîl ederek fitne çıkarma isteği ile ondan (hedeflerine) müteşâbih olana uyarlar.”
ذين يف قلوهبم زيغ فيتبعون ما تشابه منه ابتغاء الفتنة وابتغاء تأويله ا ال فأم
Ondan (hedeflerine) müteşâbih olana”ifadesi,bukişilerin=ما تشابه منه“fitneçıkarmakiçinKitap’tan,kendilerineuygunâyetaradıklarınıgösterir.
Hâlbukiinsanlar,Allah’tanbaşkasınakulolmasınlardiyeKitabınte’vîlini
yalnızAllahyapar.Birâyetşöyledir:
نه دن حكيم خبي أل تعبدوا إل ال إنني لكم م لت من ل الر كتاب أحكمت آياته ثم فص
نذير وبشي
“Elif, Lâm, Râ. Bu bir kitaptır ki, âyetleri muhkem kılınmış sonra hakîm olan, her şeyin iç yüzünü bilen Allah tarafından açıklanmıştır. Bu, Allah’tan başkasına kul olmamanız içindir.” (Hûd11/1-2)
Musa’nın yaptığı yanlış te’vîl, nasıl onu Hızır’dan ayırdıysa âyetleri
yanlışte’vîldeinsanıAllahyolundanayırır.Musaaleyhisselamkonunun
bağlantısınıöğrendiktensonrahalayanlışte’vîlyapsaydı,kötüniyetliol-
duğunahükmedilirdi.
MuhkemâyetlerileonlarıaçıklayanâyetlerintamamıKitap’tavardır.
Te’vîli,Allah’ın yaptığını görmezliktengelerek arzularınauygun te’vîller
peşindekoşanlarınkötüniyetinden şüphe edilmez. تشابه fiilininmef ’ûlü
yerine(hedeflerine)ifadesinikoymamızbundandır.Âyetinnüzûlsebebiile
ilgilişurivayet,bunlarıdoğrulamaktadır:
“NecrânHıristiyanlarındanbirgrupNebîsallallahualeyhivesellemin
yanınagelerekİsahakkındatartışmışlarveonaşöylebirsorusormuşlardı:
-YaMuhammed!Sen,İsa’nınAllah’ınkelimesiveondanbirruhol-
duğukanaatindedeğilmisin?Oda “evet”deyincehıristiyanlar; “İştebu
bizeyeter”demişlerdi.OnunüzerineÂl-iİmrân7.âyet,dahasonradaşu
âyetinmişti:
كمثل آدم خلقه من تراب ثم قال له كن فيكون إن مثل عيسى عند ال
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
87
“Allah katında İsa’nın durumu, tıpkı Âdem’in durumu gibidir. Âdem’i topraktan yarattı; sonra ona ‘ol” dedi; o da oluverdi19.”(Âl-iİmrân3/59)
Hıristiyanlar,Nebîmizesorusorarken,kendihedeflerinebenzergör-
düklerişuâyetedayanıyorgözükmüşlerdi:
وكلمته ألقاها إل مريم وروح منه ام السيح عيسى ابن مريم رسول ال إن
“Meryem oğlu İsa Mesih, başka değil, yalnızca Allah’ın elçisidir; O’nun, Meryem’e ulaştırdığı (ol) sözü ve kendinden bir ruhtur.” (Nisa4/171)
Âyetibağlamındankopardıkları içinyanlış te’vîl yapmışlardı.Doğru
te’vîl,buâyeti,biröncekiâyetleyaniÂl-iİmrân59ilebirlikteanlamaktır.
Birâyeti,hedeflerineuygunte’vîlederekfitneçıkarmaisteğiilehare-
ketedenlerinözelliklerişuâyetteaçıklanır:
يف أولـئك عوجا ويبغونا ال سبيل عن ون ويصد الخرة عل نيا الد الياة يستحبون
ضلل بعيد
“Onlar, yaşadıkları ânı ilerisinden çok seven, Allah’ın yolunu çarpıtmaya çalışarak ondan uzaklaşan kimselerdir. Onlar derin bir sapkınlık içindedirler.”(İbrahim14/3)
3) “Oysa onun te’vîlini yalnız Allah bilir.”
اسخون والر وما يعلم تأويله إل ال
“YalnızAllahbilir”demek,“Kitab’ınte’vîliyalnızKur’an’dadır;başka
yerdearanamaz”demektir.YaniAllah’ınkitabındaanlatılanyöntemindı-
şındabiryöntemlete’vîlyapılamaz.Bu,Musa-Hızırkıssasındate’vîliyalnız
Hızır’ın,rüyaolayındayalnızYusufaleyhisselamınbilmesigibidir.
Âyetinsonundakişuifade,bute’vîlinöğrenilebileceğinigösterir:
ر إل أولو اللباب ك وما يذ
“Bu bilgiyi ancak dik duruşlu olanlar elde ederler.”
19 Muahammedb.Ceriret-Taberî,Câmiʿu’l-beyân ‘an te’vîli âyi’l-Ḳur’ân,III/177.
KURAMER Konferansları - II
88
Âyettekiulu’l-elbab’ınyani “dik duruşlu olanlar”ınözelliklerişuâyetanlatır:
وأولئك هم أولو اللباب ذين هداهم ال ذين يستمعون القول فيتبعون أحسنه أولئك ال ال“Söze kulak veren, sözlerin en güzeline (Kur’an’a) uyanlar var ya; işte
onlar, Allah’ın yoluna kabul ettiği kişilerdir. İşte dik duruşlu olanlar onlardır.”(Zümer39/18)
Bunlar,Allah’ınhikmetverdiğikişilerdir.Bununlailgiliâyetşöyledir:
ر إل أولوا اللباب ك ا كثيا وما يذ كمة فقد أوت خي كمة من يشاء ومن يؤت ال يؤت ال
“Allah hikmeti, tercihini doğru yapana verir. Kime hikmet verilirse ona çok iyilik yapılmış olur. Bu zikri (bilgiyi) sadece dik duruşlu olanlar elde eder-ler.(Bakara2/169)
Burada تأويله = “Onun te’vîlini” sözündeki ه =hû zamiri kitabı veya
başkatarafaçekilmekistenenâyetigösterir
20
.Kitabınmüteşâbihâyetlerini
birbirinebağlayarakte’vîliyapanAllah’tır.O,birkonuyuaçıklayanâyetler
arasınabenzerlikkoymuşturki,Arapdilini,Kur’an’ı veüzerineçalışılan
konuyubilenlerdenoluşanbirtoplulukAllah’ınte’vîlinibulsunveaçıkla-
mayaulaşsın.Allah’ınte’vîliniancakonlarbulabilirler.İlgiliâyetşöyledir.
لت آياته قرآنا عربيا لقوم يعلمون كتاب فص
“Bu bir kitaptır ki, âyetleri; bilenlerden oluşan bir topluluk için Arapça kur’ânlar olarak açıklanmıştır.” (Fussilet41/3)
Âl-iİmrân7.âyetinbubölümüneşuanlamdaverilebilir:
“Oysa onun te’vîlini yalnız Allah, bir de bu konuda sağlam ilme sahip olanlar bilir.”
Buanlam,âyetiniçbütünlüğüneuymaz.Çünküyanlışte’vîlyapanlar,
yanlışıbilebileyapmalıki,oağırsuçlamayıhaketsinler.Öyleyse“bu ko-nuda sağlam ilme sahip olanlar”te’vîlibildikleriiçindeğil,kendiarzularınauymadıklarıiçinövülmüşlerdir.
20 Buradazamirinmercii “ما تشابه منه” sözündeki ما’dır.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
89
4) “Bu konuda sağlam ilme sahip olanlar derler ki; “Biz ona inandık; hepsi de Rabbimizin katındandır.”
نا اسخون يف العلم يقولون آمنا به كل من عند رب والر
Buradasözüedilenالعلم =ilim;âyetleri,müteşâbih-mesânîkümeler-
denoluşankur’ânlarhalinegetirerekte’vîlyapmailmidir.BunuyalnızAl-
lahbilir.Obildirmezsekimsebilemez.BusebepleAllah,şuemrivermiştir:
ب زدين علام . ول تعجل بالقرآن من قبل أن يقض إليك وحيه وقل ر
“Vahyi tamamlanmadan o kur’ânlar ile hüküm vermekte acele etme; “Rabbim ilmimi artır” de.”(Tâhâ20/113-114)
Dürüstdavrananlar;“Biz ona inandık; hepsi de Rabbimizin katından-dır” derken,âyetlerinancakAllah’ınistediğigibite’vîledilebileceğinisöy-lemişolurlar.Kalplerikaymasındiyedeşuduayıyaparlar:
“Rabbimiz! Bizi yoluna kabul ettikten sonra kalplerimizi kaydırma. Bize katından ikramda bulun; sen çokça bağış yaparsın.”(Âl-iİmrân3/8)
Te’vîldenbahsedilenbiryerdeonubilmeyene“sağlam ilim sahibi”de-nemeyeceği açıktır. Kur’an’ın inmesi tamamlandığından bütün âyetlerin
te’vîlionuniçindedir.Yönteminibilenleronaulaşırlar.BuyüzdenNebî-
miz,İbnAbbasiçinşuduayıyapmıştır:
مه التأويل كمة وعل اللهم أعط ابن عباس الAllah’ım!İbnAbbas’ahikmetiverveote’vîliöğret
21
.
Bütünbunlardansonrate’vîlinKur’an’ahastanımınışöyleyapabiliriz:
“Te’vîl, hikmete ulaşmak için bir konuyu açıklayan (müteşabih) âyetleri, o konunun muhkemine bağlamaktır.”
Şimdihikmetkonusunageçebiliriz.
21 Ahmedb.Hanbel,Müsned,c,I,s.269,(MusneduAbdillahb.Abbas)
KURAMER Konferansları - II
90
III. HIKMET
Hikmet,bütünnebilerevebazıinsanlaraverilmişdoğruhükümverme
yeteneğidir.AllahTeâlâ,Nuh’tanİsa’yakadar18nebîyisaymış
22
veşöyle
demiştir:
اط مستقيم اتم وإخوانم واجتبيناهم وهديناهم إل ص ي ومن آبائهم وذر
“Bunların babalarından, soylarından ve kardeşlerinden de seçtik ve doğru yolu gösterdik.”(En‘âm6/87)
OnlarınbabalarıÂdem’e,oğullarıMuhammedsallallahualeyhivese-
lemekadaruzanır.Kardeşleridekatılarakbütünnebîlereişaretedilmişve
şöylebuyurulmuştur:
ة ذين آتيناهم الكتاب والكم والنبو أولئك ال
“Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve nebîlik verdiğimiz kimselerdir.”(En‘âm6/89)
Şu âyet nebilere, kitapla birlikte verilen hükmün hikmet olduğunu
bildirmektedir:
لام ق مصد رسول جاءكم ثم وحكمة كتاب من آتيتكم لام النبيني ميثاق ال أخذ وإذ
ي قالوا أقررنا قال فاشهدوا ه قال أأقررتم وأخذتم عل ذلكم إص ن معكم لتؤمنن به ولتنص
اهدين وأنا معكم من الش
“Allah nebîlerden söz aldığında “Size Kitap ve hikmet veririm de elinizde olanı tasdik eden bir resûl (elçi) gelirse ona kesinlikle inanacaksınız ve destek vereceksiniz. Kabul ettiniz mi? Bu ağır yükümü yüklendiniz mi?” dedi. Onlar da “Kabul ettik!” dediler. “Siz şahit olun, sizinle birlikte ben de şahidim” dedi.”(Âl-iİmrân3/81)
Hikmet ,(الكمة) hükm (الكم) kökünden çeşit bildiren mastardır
-doğruhükümverme”anlamındadır.İsimolarak“doğruhü“;(مصدر للنوع)
küm”ve“doğruhükümvermeyeteneği”anlamlarınagelir.Nebîlerveon-
22 Âyetlerdekisıralamaşöyledir:“İbrahim,İshak,Yakub,Davud,Süleyman,Eyyub,Yusuf,Musa,
Harun,Nuh,Zekeriya,Yahya,İsa,İlyas,İsmail,Elyesa,YunusveLut(aleyhimusselâm).
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
91
ların yolundan gidenler,Allah’ın kitabı ile hüküm verirler. İlgili âyetler
şöyledir:
ين ومنذرين وأنزل معهم الكتاب بالق النبيني مبرش ة واحدة فبعث ال كان الناس أم
ليحكم بني الناس فيام اختلفوا فيه
“İnsanlar tek bir ümmetti; Allah onlara, müjde veren ve uyarıda bulunan nebîler gönderdi. Beraberlerinde doğruları gösteren kitap da indirdi ki, o nebî, ayrılığa düştükleri konularda insanlar arasında o kitapla hükmetsin.” (Bakara2/213)
انيون ب ذين هادوا والر ذين أسلموا لل كم هبا النبيون ال ا أنزلنا التوراة فيها هدى ونور ي إن
ول واخشون الناس شوا ت فل شهداء عليه وكانوا ال كتاب من استحفظوا بام والحبار
عليهم وكتبنا . الكافرون هم فأولـئك ال أنزل بام كم ي مل ومن قليل ثمنا بآيات وا تشت
ن واجلروح ن بالس فيها أن النفس بالنفس والعني بالعني والنف بالنف والذن بالذن والس
كم بام أنزل ال فأولـئك هم الظالون ي ه ومن مل ارة ل ق به فهو كف قصاص فمن تصد
“İçinde hidayet ve nur olan Tevrat’ı biz indirdik. Allah’a teslim olmuş nebîler, yahudiler arasında onunla hükmederlerdi. Hocalar ve âlimler ise ken-dilerinden Allah’ın kitabını korumaları istendiği için onunla hükmederler ve ona şahit olurlardı. Siz, insanlardan korkmayın; Benden korkun. Âyetlerimi geçici23 bir bedelle değişmeyin. Kim Allah’ın indirdiği ile hüküm vermezse onlar kâfir olanlardır.”
Tevrat’ta onlara şunu yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılık kısas gerekir. Kim onu sadakasına sayarsa kendi için kefaret olur. Kim Allah’ın indirdiği ile hüküm vermezse onlar, zalim kimselerdir.(Mâide5/44-45)
فأولئك هم الفاسقون كم بام أنزل ال فيه ومن مل ي نجيل بام أنزل ال وليحكم أهل ال
“İncil’i bilenler, Allah’ın o kitapta indirdiği ile hüküm versinler. Kim Al-lah’ın indirdiği ile hüküm vermezse onlar fâsık kimselerdir.”(Mâide5/47)
kelimesininقليل 23 ikikökanlamıvardır;biriazlıkdiğeride istikrarsızlık,biryerdekalamama,
yerindenolmadır.Biryerdesüreklidurmayankişiiçinجل .denirتقلقل الر
KURAMER Konferansları - II
92
AllahTeâlâ,sonNebîsiMuhammedaleyhisselamadaşuemrivermiştir:
وأن احكم بينهم بمآ أنزل ال ول تتبع أهواءهم واحذرهم أن يفتنوك عن بعض ما أنزل
قوم يوقنون ال إليك .أفحكم اجلاهلية يبغون ومن أحسن من ال حكام ل
“Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet; onların arzularına uyma. Dik-katli ol; Allah’ın sana indirdiği herhangi bir şeyden seni şaşırtabilirler.Bunlar Câhiliye24 hükümlerini mi arıyorlar? Kesin bilgi sahipleri için kimin hükmü Allah’ın hükmünden güzel olabilir?“(Mâide5/49-50)
Hikmet,nebîlerehasdeğildir;diğerinsanlardadaolabilir.İlgiliâyet-
lerşöyledir:
ر إل أولوا اللباب ك ا كثيا وما يذ كمة فقد أوت خي كمة من يشاء ومن يؤت ال يؤت ال
“Allah tercihini doğru yapana hikmeti verir. Kime hikmet verilirse çok hayır verilmiş olur. Bu zikri25 (bilgiyi) sadece sağlam duruşlu olanlar elde ederler.” (Bakara2/269)
كمة أن اشكر ل ولقد آتينا لقامن ال
“Allah’a şükretsin diye Lokman’a hikmeti verdik.” (Lokman31/12)
Kur’an’daLokman’ınnebîolduğunadairbirişaretyoktur.
Nebîmizinhikmetkonusundaşöyledediğirivayetedilmiştir:
24 ÂyetegöreAllah’ınhükmüdışındakalanbütünhükümlercahiliyehükmüdür.
25 Müfredat’agörezikir(الذكر),kişinineldeettiğibirmarifetikorumasınaimkânverenözelliktir.
YineMüfredat’agöremarifet bir(املعرفة) şeyibağlantıları ilebirliktedüşünereköğrenmektir.
ÖyleyseMüfredat’agöre“Zikir, bağlantılarıyla birlikte düşünülüp öğrenilen bir bilgiyi kullanıma hazır tutmaktır.”Onukalbevedilegetirmeyedezikirdenir. KelimeyebuanlamısadeceMüfre-
datvermiştir.Diğerlügatler“unutmanınzıddı”dedikleriiçinhıfızlazikriayırmamışlardır.İlgili
âyetlerebaktığımızdaMüfredat’ınönemlibirfarkyakaladığınıamadiğerlügatlergibikelimenin
asılmanasınıdeğil,ikinciveüçüncüderecedekimanasınıverdiğinigörürüz.Zikrinasılmanası
“marifet” yani evrenselnitelikteki doğrubilgidir.HemAllah’ın yarattığı kitapolan varlıklar
âlemindenhemdeindirdiğikitaplardaneldeedilir.Busebeplezikir,Kur’ananlamındadır. “Sana da bu zikri indirdik ki kendilerine ne indirildiğini bu insanlara bildiresin; belki düşünürler.”(Nahl16/44)ZikirAllah’ınindirdiğibütünkitaplarınortakadıolacakkadarönemlidir.(bkz.Enbiya
21/24)Âyetleregörenebîningörevi tezkîr (Gāşiye88/21), insanlarıngörevide tezekkür’dür.
(En‘âm6/80)Zikirdeherikitarafınkullandığıdoğrubilgidir.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
93
ال آتاه ورجل ، الق يف هلكته عل فسلط مال ال آتاه رجل : اثنتني يف إل حسد ل
مها الكمة فهو يقض هبا ويعل
“İki kişiden başkası kıskanılmaz; biri Allah’ın verdiği malı, yerli yerinde tüketmek için kendini zorlayan kişi26, diğeri de Allah’ın hikmet verdiği kişi ki, hükmünü ona göre verir ve onu öğretir27”.
İbnAbbasşöyledemiştir:
كمة مه ال م إل صدره وقال اللهم عل عليه وسل ني النبي صل ال ضم
“Nebîsallallahualeyhivesellembenibağrınabastıve“Allah’ım, ona hikmeti öğret”dedi28.
A. Hikmete Ulaşma Yöntemi
Şuâyet,hikmeteulaşmanınbiryöntemiolduğunubildirmektedir:
لخآئنني خصيام ا أنزلنا إليك الكتاب بالق لتحكم بني الناس بام أراك ال ول تكن ل إن
“Sana bu kitabı, tümüyle gerçek olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği yöntemle hükmedesin. Sakın hainlerin savunucusu olma.”(Nisâ4/105)
“Allah’ın gösterdiği yöntem”Kur’an’daaçıklanmıştır.AllahTeâlâşöyle
buyurur:
إنني لكم إل ال تعبدوا دن حكيم خبي. أل لت من ل الر كتاب أحكمت آياته ثم فص
نه نذير وبشي م
“Elif, Lâm, Râ. Bu bir kitaptır ki, âyetleri muhkem kılınmış sonra hakîm olan, her şeyin iç yüzünü bilen Allah tarafından açıklanmıştır. Bu, Allah’tan başkasına kul olmamanız içindir. (De ki:) Ben de o kitapla sizi uyaran ve müjdeleyen kişiyim.” (Hûd11/1-2)
26 Buradafiilmechuldur,hazfedilenfailbaşkasıolsa,baskıylayapılanhayırdandolayıövgüolmaz.
Failkişininkendisiolmalı,malsevgisininbastırmasınarağmenAllahrızasınıtercihederekma-
lınıharcamalıki,övgüyühaketsin.Kelimeye“kendinizorlayan”anlamıvermemizbundandır.
27 Buhârî,ilim,15.
28 Buhârî,“Fedâilu’l-ashâb”,24.
KURAMER Konferansları - II
94
Buna göre âyetler;muhkeme vemufassile olmak üzere ikiye ayrılır.
Allah,muhkem ile onu açıklayan âyet arasınabenzerlikkoymuş ve ikili
sistemkurmuştur.Dahaöncegörüldüğügibibirbirinebenzeyenâyetlere
müteşâbih,onlardanoluşanikilisistemedemesânîdenir.
Konuyubirbaşkaaçıdanaçıklayanâyetşöyledir:
وهو الذي أنزل إليكم الكتاب مفصل
“Kitabı size, mufassal olarak indiren odur.”(En‘am6/114)
Mufassal, fasıllarhalindedemektir.Fasıl,bir şeyibir şeydenayırma
veaçıklamaanlamlarınagelir
29
.Bizegöreherikianlamıbirlikteanlamak
dahauygunolur.Kur’an’amufassaldenmesi,muhkemâyetebağlananâyet-
lerinbirerfasıl,birerkur’ânoluşturmasındanveKitabınoşekildeaçıklan-
masındandolayıdır.Şuâyet,bunugösterir:
لت آياته قرآنا عربيا لقوم يعلمون كتاب فص
“Bu bir kitaptır ki, âyetleri; bilenlerden oluşan bir topluluk için Arapça kur’ânlar olarak açıklanmıştır.” (Fussilet41/3)
Kur’ânkavramıdahaönceanlatılmıştı.Kitabın,“bilenlerden oluşan bir topluluk için” açıklanmışolmasıdabirmuhkemâyetebağlananâyetlerden
oluşankur’ânların,ancakböylebirtopluluktarafındanbulunupçıkarılabi-
leceğinigösterir.
İşteKitap,herşeyiböyleaçıklarveondakihikmeteböyleulaşılır.Bir
âyetşöyledir:
ى للمسلمني ء وهدى ورمحة وبرش لنا عليك الكتاب تبيانا لكل يش ونز
“Biz bu Kitab’ı sana indirdik ki; her şeyi açıklasın, doğru yolu göstersin, ona bağlananlar için bir ikram ve bir müjde olsun.” (Nahl16/89)
Kur’an’ınherşeyiaçıklayankitapolması, insanlar tarafındanyazılan
kitaplarabenzememesinigerektirir.Kur’an,bellikonularıdeğil,her şeyi
29 Lisânü’l-ʿArab(فصل)maddesi
لناه بيناه. لناه، له معنيان: أحدمها تفصيل آياته بالفواصل، والعنى الثاين يف فص وقوله عز وجل: كتاب فص
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
95
açıklar.Bu,birklavyedeolansınırlısayıdakiharflerverakamlarlasınırsız
bilgilerinyazılmasınabenzer.Klavyeyibilmeyenyazıyazamaz.Yazacağıbir
bilgiolmayandaboşşeyleryazar.Kur’an’ınklavyedenfarkı,âyetlerarası
ilişkilerikuramayanlarındaondanyararlanabilmesidir.Çünküo,güzelbir
çiftlikgibidir;ondanbilenlerdebilmeyenlerdeyararlanırlar.
Allah’ınElçisi,buyöntemikullanmışveKur’an’dakihikmetiümme-
tine öğretmiştir. Onun öğrettiği hikmete bugün Sünnet denmektedir.
Yöntembilinmediği içinSünnet ileKur’an arasındakibütünlükgörüle-
memekteveyenihikmetlereulaşılamamaktadır.Buyüzdenmüslümanlar,
sahabedönemindensonraproblemçözemezveKur’an’danbilgiüretemez
hâlegelmişlerdir.
Allah’ın kurduğu bu bağlantı bulunmadan hikmete ulaşılamaz. Bu
açıdanşuâyetleritekrardüşünmekgerekir:
بع قرآنه . ثم إن علينا بيانه ك به لسانك لتعجل به . إن علينا مجعه وقرآنه . فإذا قرأناه فات ل حتر
“Onunla bir an önce (hükmetmek için30) dilini harekete geçirme. Onu toparlayıp kur’ân haline getirmek bizim işimizdir. Kur’ânlar haline getirdi-ğimizde kur’ânına uy. Onu açıklamak zaten31 bizim işimizdir.” (Kıyâmet
75/16-19)
B. Hikmet Örnekleri
Hikmeteancak,muhkemvemüteşâbihayetlerdenoluşankur’ân ile
ulaşılacağına dair, biri ibadet diğerimuamelelerle ilgili olmak üzere iki
örnekvermekistiyoruz.
1. Safa ile Merve Arasında Sa’y
Sa‘y,hacveyaumreyapankişininKâbe’yitavaftansonraSafaileMer-
ve tepeleri arasında ibadet niyetiyle yedi kere gidip gelmesidir. Câhiliye
30 en-Nahl16/116.
31 ninkökanlamı,nazikçebirarayagelmektir.Kişibirşeyitopladığında’(ثمم)ثم .derثممت اليشءثامBuna“tamirettimveuygunhalegetirdim”anlamıdaverilir(Meḳāyîsu’l-luğa)Semme( ye’(ثمuzaktaolduğunuifadeiçin“orası”anlamıverilir. -sıralamadabirinindiğerindensonraoldu,ثم
ğunugöstermekiçinkullanılanatıfharfidir.
KURAMER Konferansları - II
96
Araplar’ıbutepelereİsaf(إساف)veNâile(نائلة)adındabirerputkoymuşlar-dı
32
.Müslümanlar,putlariçinyapıldığıkanaatiylesa’yetmezlerdi
33
.Hicrî
6.yıldaHudeybiyeAntlaşmasısırasındaşuâyetindi
34
:
” واالج والعمرة ل “وأت
“Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın. ...”(Bakara2/196)
Buâyet,haccınveumrenineksikyapıldığınıbildiriyorduamaeksi-
ğinneolduğunuaçıklamıyordu.Yapılacakaçıklamayıbeklemekgerekirdi.
Çünküşuayetler,bunuemrediyordu:
“Onu kur’ânlar halinde böldük ki, insanlar beklenti içindeyken sen onu onlara okuyasın.”(İsrâ17/106)
“Vahyi tamamlanmadan o kur’ânlar ile (ilgili âyet kümeleriyle) hüküm vermekte acele etme. “Rabbim ilmimi artır” de.”(Tâhâ20/114)
“Onunla bir an önce (hükmetmek için35) dilini harekete geçirme. Onu to-parlayıp kur’ân haline getirmek bizim işimizdir. Kur’ânlar haline getirdiğimiz-de kur’ânına uy. Onu açıklamak zaten bizim işimizdir.”(Kıyâme75/16-19)
Dahasonra,hacveumredeneyineksikyapıldığınıgösterenşuâyet
indi:
ف هبام فمن حج البيت أو اعتمر فل جناح عليه أن يطو روة من شعائر ال فا وال إن الص
“Safa ile Merve Allah’ın koyduğu simgelerdendir. Kim hac veya umre için Kâbe’ye gelirse, bu ikisi arasında sa’y etmesinde bir günah yoktur.” (Bakara2/158)
Buâyetegöresa’y,putlariçindeğil,Allahiçinyapılır.Nebîmizbuiki
âyettenşuhikmetiçıkardı:
ماأتم اهلل تعال لمرئ حجة ولعمرة ليطوف لابني الصفا والروة
32 El-Cevherî,“eṡ-Ṡıḥaḥ”,اسفm.
33 Ahmedb.Alib.Hacerel-Askalânî,(773-852h.)Fetḥu’l-bârî şerḥu Ṡaḥîḥi’l- Buḫârî,Beyrut,tarihsiz, c. III. s. 500, Vücûbu’s-Safâ ve’l-Merve.
34 eş-Şâfiî,Muhammedb.İdris(öl.204h.)el-Um,Beyrut1410h.1990m.c.II,s.173.
35 en-Nahl16/116.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
97
“Allah, Safa ile Merve arasında sa’y etmeyen kişinin ne haccını tam sayar, ne umresini36.”
Buhadistegeçen;‘Allah’,‘Safa ile Merve arası’,‘sa’y etme’,‘kişi’,‘hac’,‘umre’ ve ‘tamamlama’ kelimeleri her iki âyetin ortak kelimeleridir. İki
âyeti birleştirincebu cümleortaya çıkmaktadır.Bu, 1 ile 2’yi bir araya
getirip 12 rakamını yazmak gibidir. Bunlar bir araya getirilmeden 12
rakamıyazılamaz.
Nebîmiz’inşusözüdeöncekisözününözetidir:
عي كتب عليكم الس اسعوا، فإن ال
“Allah size sa’yi farz kıldı; sa’y edin.37”BeklentiiçindeolansadeceNebîmizdeğildi;oaçıklamayısahabede
beklediğiiçinkonuhemenanlaşıldı.Âişevalidemizinşusözübununsaha-
betarafındankavrandığınıngöstergesidir:
لعمري ما أتم اهلل حج من مل يسع بني الصفا والروة ول عمرته.
“Hayatıma yemin ederim ki, Safa ile Merve arasında sa’y etmeyenin ne haccı tam olur, ne de umresi38.”
Kur’an’ınKur’ânlarhalindeaçıklanmasıyöntemiuygulanmadığı için
buâyetlerinikisideanlaşılamamıştır.Buyüzden“Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın. ...”âyetibirtürlüanlaşılamamıştır.Sa’ykonusundadakimi
fakihleryalnızBakara158’e,kimileriyalnızhadiseuymuşkimileriiseâyete
dehadisedeuymamışlardır.
YalnızBakara158.’edayananlaragöreSafaileMervearasındasa’y
mübahtır;farzdeğildir.Çünkü“birgünahyoktur”sözübaşkabirşeyi
göstermez
39
.
Yalnız hadise dayananlara göre sa’y, haccın ve umrenin rüknüdür.
İmamŞafiî’ninsözlerişöyledir:
36 Buhari,“Hac”,Hadisno1790;Müslim,“Hac”,1277/259.İbnMace,“Menasik”,43.
37 Ahmedb.Hanbel45/252,363,367.Müsnedu’ş-Şafi,1/372,2/264.38 Sahîh-iMüslim,“Hac”,260(1277).
39 en-Nevevî,EbûZekeriyyâMuhyiddînb.Şeref(öl.676h.)Kitabu’l-Mecmûʿtahkikeden,notlarekleyenMuhammedNecîbel-Mutıî,Beyrut,tarihsiz,c.VIII,s.77.
KURAMER Konferansları - II
98
“Hadisolmasaydısa’ynafileolurdu.Onanafilediyenlerâyetedayanır-
lar.Çünkü“sa’yingünaholmaması”farzolduğunudeğil,mübaholduğunu
gösterir
40
.”
“SafâileMervearasındasa’yfarzdır;hiçbirşeyonunyerinegeçemez…
Sa’y,tamyedikereyapılmazsayeterliolmaz.Birkişi,yediyitamamlamadan
evinedönseeksiğisadecebirzirakadarolsa,hiçsa’yetmemişgibiolur.
Geriyedönüpyenidensa’yetmesigerekir
41
.”
Hanefîlerbukonuda,neKur’an’anedeSünnet’euyabilmişlerdir.Se-
rahsîşöyleder:
“Şafiî’yegöresa’y,hacveumreninrükünlerindendir;sa’yolmadan,kim-
seninhaccıveumresitamamolmaz.Onundelili,Nebîsallallahualeyhivesel-
leminSafaileMervearasındasa’yettiktensonraashabınasöylediğişusözdür:
إن اهلل كتب عليكم السعي فاسعوا“Allah size sa’yi yazdı; sa’y edin”
Yazılanşeyrükündür.Nebîmizbirdeşöyledemiştir:
ما أتم اهلل تعال لمرئ حجة ول عمرة ل يطوف لا بني الصفا والروة
“Allah, Safa ile Merve arasında sa’y etmeyen kişinin ne haccını tam sayar ne umresini.”
BizimdelilimizAllahTeâlâ’nınşusözüdür:“Kim hac veya umre niyeti ile Kâbe’yi tavaf eder ise o ikisi arasında sa’y etmesinde bir günah yoktur.”Böyle bir söz vacip için değil,mübah içindir. Bu sebeple âyetin zahiri,
say’ınvacipolmamasınıgerektirir.AmabizSa’yinvacipolduğuhükmünde
âyetinzahiriniterkederekicmadelilinedayandık
42
.”
Kimsevacibe,Hanefîlerinverdiğianlamıvermediğiiçinonlarınvacibi
üzerindeicmaolamaz.BusebepleHanefîler,ibadetleilgilibirkonudade-
lilsizhükümvermişlerdir.
40 En-Nevevî,el-Mecmû‘ c.VIII,s.65-66.41 Şafiî,Muhammedb.İdris,el-Um,Beyrut1393/1973,cII,s.231.
42 Serahsî,Hanefîleringörüşünüşöyleanlatır:
وحجتنا يف ذلك قوله تعال فمن حج البيت أو اعتمر فل جناح عليه ان يطوف هبام ومثل هذا اللفظ للباحة ل للياب فيقتضظاهر الية ان ل يكون واجبا ولكنا تركنا هذا الظاهر يف حكم الياب بدليل المجاع …
Serahsî,Şemsüddin,el-Mebsût,Mısırl324/1906.C.IV,s.50.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
99
2. Evliliğin Denetlenmesi (Evlenmede Velâyet)
AllahTeâlâ, evlenilmesiharamolankadınları saydıktan sonra şöyle
buyurmuştur:
وأحل لكم ما وراء ذلكم أن تبتغوا بأموالكم مصنني غي مسافحني
“Bunlar dışında kalanlar namuslu yaşamanız ve zinadan kaçınmanız şartıyla mallarınızla isteyesiniz diye size helal kılınmıştır.”(Nisa4/24)
Evlenmeisteğindebulunanbakirelerleilgilimüteşâbihâyetşudur:
نيا نا لتبتغوا عرض الياة الد ول تكرهوا فتياتكم عل البغاء إن أردن حتص
“Eğer evlenmek isterlerse, şu hayatın malı için kızlarınızı isyana zorlama-yın43...”(Nûr24/33)
Boşanmışkadınlarlailgilimüteşâbihâyetşudur:
فل تعضلوهن أن ينكحن أزواجهن إذا تراضوا بينهم بالعروف
“(Boşanmış) Kadınlar kocalarıyla (koca adaylarıyla) marufa uygun ola-rak anlaştıkları zaman evlenmelerine engel olmayın.” (Bakara2/232)
Kocasıölmüşkadınlarlailgilimüteşâbihâyetdeşudur:
فإذا بلغن أجلهن فل جناح عليكم فيام فعلن يف أنفسهن بالعروف
“(Kocası ölen kadınlar) Bekleme süresinin sonuna vardıklarında kendi-leri için marufa uygun olarak yaptıklarında size bir günah yoktur.” (Bakara2/234)
43 Ulaşabildiğimiztefsirvemealler,âyeteşuşekildeanlamvermişlerdir:
“Eğernamuslukalmakisterlersecariyelerinizi,dünyahayatınınmalınıarzuederekzinayazorla-
mayın.”Bununiçinikikelimeninanlamıdeğiştirilmiştir.Gençkızlardemekolan“feteyâtفـتيات“amecazolarakcariye,yanikadınköle;isyandemekolan“el-biğâالبغاء”kelimesinedemecaz
olarakzinaanlamıverilmiştir.Birkelimeyemecazanlamıvermekiçinhakikianlamınınuygun
düşmemesigerekir.Buradaisekelimeninhakikianlamınındışınaçıkmakuygundüşmez.Çün-
küozaman,namuslukalmakistemeyencariyeye,zorladaolsazinayaptırıpparakazanmanın
helalolacağıgibiKur’an’a tersbir anlamortayaçıkar.Sözlüklerin“el-biğâ البغاء ”kelimesine
zinaanlamıvermelerideşaşırtıcıdır.İbnManzûr’unbildirdiğinegörekelimeyebuanlamıveren
İbnHâleveyh(ابن خالويه)olmuştur.BuşahsınŞiî-İsmailîolduğuilerisürülür.(TürkiyeDiyanet
VakfıİslamAnsiklopedisi,İstanbul1999,İbnHâleveyhmaddesi)Âyetin, نا kısmınaإن أردن حتص
“evlenmekisterlerse”yerine“namuslukalmakisterlerse”anlamıdaverilebiliramaâyetevlenme
ileilgiliolduğundanbuanlamuygundüşmez.Çünkükadın,istisnalardışındanamusluolur.
KURAMER Konferansları - II
100
Buradakikur’ânıdörtâyetoluşturmaktadır.Allah’ınElçisi’ninşusöz-
leri,onunbuâyetkümesindençıkardığıhikmetlerdir:
“Velisiznikâholmaz
44
.”
“Hangi kadın, velisinin izni olmadan nikâhlanırsa nikâhı batıldır,
nikâhıbatıldır,nikâhıbatıldır.Erkekonunlailişkiyegirmişsebuilişkiye
karşılıkkadınınmehiralmahakkıvardır.Eğeranlaşamazlarsasultan(yet-
kilikişi)velisiolmayanınvelisidir
45
.”
Mezheplerdenbizeulaşanbilgiler,onlarınbukonudaserbestdavran-
dıklarınıgösterir.HanefîMezhebi’nehâkimolangörüşegöreevlenmede
velişartıyoktur.Bunadelilolacakbirhadisolmadığındanburadaşuâyet-
lerdelilalınmıştır:
فإذا بلغن أجلهن فل جناح عليكم فيام فعلن يف أنفسهن
“(Kocası ölen kadınlar) Bekleme süresinin sonuna vardıklarında kendileri hakkında yaptıklarında size bir günah yoktur. (Bakara2/234)
Buâyetteki“marufagöre=بالعروف”bölümünükırpmışlardır;kırpma-
salardımealşöyleolurdu:
“(Kocası ölen kadınlar) Bekleme süresinin sonuna vardıklarında kendileri hakkında marufa uygun olarak yaptıklarında size bir günah yoktur.”
Marufauygunlukşartı,denetimigerektirir.Âyetikırpmasalardıdelil
alamazlardı.
Hanefîleriniyicekırparakdelilaldıklarıâyetşudur:
أن ينكحن أزواجهن
“...o kadınların kocalarıyla nikâh kıymaları...”(Bakara2/232)
Bu âyetin başındaki “onlara engel olmayın = تعضلوهن ”فل kısmı kır-
pılmıştır.Çünküengelolmamaemri,engelolmayetkisinesahipkişilere
verilir.Onlardaevliliğidenetleyecekolanvelilerdir.Ayetinbaştarafıkır-
pılmasaydıonlaradelilolmazdı.
44 Et-Tirmîzî,Nikâh,bab14,hadisno1101;İbnMâce,Nikâh,bab15,hadisno1880;Ahmedb.
Hanbel,Müsnedc.VI,s.260.45 EbûDâvûd,Nikâh,bab20,Hadisno2083;Tirmîzî,Nikâh,bab14,hadisno1102;İbnMâce,
Nikâh,bab15,hadisno1879;Ahmedb.Hanbel,Müsnedc.VI,s.66.
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
101
Âyetinşartbölümüdekırpılmıştır.
إذا تراضوا بينهم بالعروف“Koca adaylarıyla marufa göre anlaşmışlarsa...”
Âyetinbubölümüevliliğindenetiminizorunlukılmaktadır.Âyetlerin
bukadarkırpılması,ilgilihadislerindeğerlendirmedışıbırakılmasınızo-
runluhalegetirmiştir
46
.
Malikî, Şafiî veHanbelîler,Hanefîlerin zıddına veliye aşırı yetkiler
vermişlerdir.Onlaragöreveli,nikâhınrükünlerindendir.Eğerveli,kadın
adınanikâhatarafolmazsanikâhsahiholmaz.Kadınnikâhtanekendini,
nedebaşkasınıtemsiledebilir.Velisindenbaşkasınıvekiletmeyedeyetkili
değildir.Aksihâldenikâhgeçersizolur
47
.
Onlara göre evlilik konusunda iki türlü velilik vardır; biri bağlayıcı
olan (velâyet-imücbire), diğeri de bağlayıcı olmayan veliliktir (velâyet-i
gayrimücbire).Babanınbakireüzerindekiveliliğibağlayıcıdır.O,buyet-
kiyedayanarak,bakirekızını,onunistemediğikişiyleevlendirebilir.
Bağlayıcıolmayanvelilikise(velâyet-ihasse)kadınınerkekyakınları-
natanınanveliliktir.Kızdulisebabanınveliliğibukısmagirer.
Onlarındelilaldıklarıâyet,Hanefîleriniyicekırptıklarışuâyettir:
فل تعضلوهن أن ينكحن أزواجهن إذا تراضوا بينهم بالعروف
“Kadınlar, kocalarıyla (koca adaylarıyla) marufa uygun olarak anlaşır-larsa evlenmelerine engel olmayın.”(Bakara2/232)
Âyetikırpmakyetmemiş,kelimelerinanlamlarınıdadeğiştirmişlerdir.
Onlardaşartıalmamış,amaayetinbaşındaki“onlara engel olmayın = فل :kısmınıalmışlardır”تعضلوهن
فل تعضلوهن أن ينكحن أزواجهن
“Kadınların kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın.48
46 Serahsî,el-Mebsûṭ,c.V,s.11-12.
47 İbnKudâme,Abdullahb.Ahmedel-Makdisî(540/620)el-Muğnî,Beyrut,1405,c.VII,s.5.
48 Bakara2/232.
KURAMER Konferansları - II
102
Âyetin“ bölümüne“Onlara engel olmayın” şeklindedoğru”فل تعضلوهنanlamverilirseevlenmedekadınlarındayetkiliolduklarıortayaçıkar.Çünkü
yapmagücüolmayanaengelkonamaz.Busebepleâyetinanlamınıbozarak
meali; “kadınlarıevlendirmektenkaçınmayın=من تزويهن ”فل تتنعوا şeklineçevirmişvekadınıevlendirmeninveliyebırakıldığınındeliliyapmışlardır.
49
Âyettekişartıkaldırmakveemrinanlamınıdeğiştirmekdeyeterliol-
mamıştır.Çünküينكحن أن أزواجهن =kocalarıyla nikâhlanmaları…”bölü-
mündekadın,nikâhınfâilidir.Buengelidenikâhlamafiilinemecazanlamı
vererekaşmışlarveşöyledemişlerdir:
“Buradakadınınnikâhfiilininfâiliolması,nikâhınkonusuolmasın-
dandolayıdır.Kadınnikâhıntarafıolamadığınagöreveliveyavekilolarak
birtekkişiyibileevlendirmesicaizolmaz.”
Bunlar,şuhadisidedelilolarakyazmışlardır:
“Hangi kadın, velisinin izni olmadan nikâhlanırsa nikâhı batıldır,
nikâhıbatıldır,nikâhıbatıldır.Erkekonunlailişkiyegirmişsebuilişkiye
karşılıkkadınınmehiralmahakkıvardır.Eğeranlaşamazlarsasultan(yet-
kilikişi)velisiolmayanınvelisidir
50
.”
51
Buhadistevelininyetkisi,evlenmeizniylesınırlanmıştır.Veliizinver-
mezsekadınyetkilimakamabaşvurur.Buradadanikâhınfâilikadınoldu-
ğundanhadis,hiçbiraçıdanbumezhepleredelilolamaz.
BirbakirekızAişe’ninyanınageldive“Babambenikardeşininoğluy-
laevlendirdiki,benimlekendikonumunuyükseltsin.Amabenbundan
hoşlanmıyorum.”dedi.Aişe,“Allah’ınElçisisallallahualeyhivesellemge-
linceyekadarotur.”dedi.SonraAllah’ınElçisigeldi;kızdurumuonabil-
dirdi.Peygamber,hemenbabasınabiradamgönderipçağırttı.Okonudaki
yetkiyikızaverdi.Kızdediki:
“EyAllah’ınElçisi!Aslındabenbabamınyaptığınaizinvermiştimama
bukonudakadınlarınbirhakkıvarmı,yokmu;onuöğrenmekistedim
52
.”
49 İbnKudâme,el-Muğnî,c.VII,s.338.El-Muğnî’ninifadesişöyledir:تزويها من المتناع عضلها فإن50 EbûDâvûd,“Nikâh”,bab20,Hadisno2083;Tirmîzî,“Nikâh”,bab14,hadisno1102;İbn
Mâce, “Nikâh”, bab 15, hadis no 1879;Ahmed b.Hanbel,Müsned c. VI, s. 66.
51 İbnKudâme,el-Muğnî,c.VII,s.338.
52 en-Nesâî,“Nikâh”,36;İbnMâce,“Nikâh”,12,hadisno1874;EbûDâvûd,“Nikâh”,26,Hadis
no2096;Ahmedb.Hanbel,Müsnedc.VI,s.136.(MetinNesâî’denalınmıştır.)
Prof.Dr.AbdülazizBayındır
103
Buyanlışyöntem,hemmezhepleriaffedilemezbirvebalaltınasokmuş,
hemİslam’ıngörüntüsünübozmuşhemdeçoksayıdasıkıntınınkaynağı
olmuştur.HanefîMezhebi,denetimsiznikâhıgeçerlisaydığıiçinikişahit-
lekıyılangizlinikâhlarınvekızkaçırmalarınyolunuaçmıştır.Bumezhepte
zorlakıyılannikâhdageçerlisayıldığıiçinmahkemenindurumamüdaha-
lesideengellenmiştir.
Şâfiî,Mâlikî veHanbelî mezheplerinin görüşü, bir yandanmutsuz
evliliklere,intiharlaravetörecinayetidiyenitelenencinayetlere,diğerta-
raftandabaşlıkparasınayolaçmıştır.Velinintarafolmadığınikâhgeçer-
siz sayılınca, onu iknanın enkısa yolubaşlık vermektir.Başlığımehirle
karıştırmamakgerekir.Mehirkızaverilir.Başlıkisebabasına,kardeşine,
amcasınavs.verilir.
Âyetvehadislereuyulsanekızkaçırmaolur,nemutsuzevliliklerege-
çitverilir,nedebaşlıkparasıortayaçıkardı.Buyanlışdinalgısınıngeçerli
olduğuyerlerdekızlarınintiharıvetörecinayetidiyeadlandırılancinayetler
deolmazdı.
Sonuç
GörüldüğügibiKur’an’a,Kur’an’ıngösterdiğiyöntemleyaklaşmayın-
caneKur’annede‘hikmet’anlaşılabilmiştir.BudurumdaKur’an-Sünnet
bütünlüğügörülememişvemutlulukkaynağıolandin,sıkıntıkaynağına
dönüşmüştür.Problem çözmesi gerekenmüslümanlar, artık birer prob-
lemdir.Busebeplekonu,sondereceönemlidir.