KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan...

78
NICOLO BARBARO KOSTANTİNİYE MUHASARASI RUZNAMESİ Bu eser İSTANBUI FETHİ DERNEĞİ tarafından neşredilmiştir 1 9 Q 3

Transcript of KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan...

Page 1: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

N IC O LO B A R B A R O

KOSTANTİNİYE MUHASARASIRUZNAMESİ

Bu eser

İSTANBUI FETHİ DERNEĞİ

tarafından neşredilmiştir

1 9 Q 3

Page 2: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin
Page 3: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

İstanbul - HALK - Basımevi

Page 4: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

KOSTANTİNİYE MUHASARASIR U Z N A M E S İ

1 4 5 3

Y a z a n :

N i C O L O B A R B A R O

(Venedik asilzadesi)

E N R i C O C O R N E T t a r a f ı n d a n n o t l a r v e v e s i k a l a r i l â v e e d i lm iş t i r

VİYANA

T en d le r ve Ş. K i t a p h a n e s i

1 ö 5 6

Page 5: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin
Page 6: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Bugün okuyuculara takdim efaıekte olduğum uz bu eser, mukadde- mesinden de görüleceği veçhile, 1452 senesinin son aylarmdan başla­yarak İstanbul’un fetkini takib eden günlere kadar şehirde cereyan etmiş olan vakaların M üellif tarafından günü gününe not edilmesile vücuda gelmiştir. Eser, M üellifin ana lisanı olan Venedik dilinde yazılmıştır.

Tercümede talcib ve tatbik edilen prensip ve usul metnin gerek lâfzı­na gerekse ruhuna tâm bir sadakat ve mütabakatı istilzam eylediğinden, eserin originalliğine hâlel vermemek gayesile, muayyen gramer kaidele­rine riayet edilmeksizin yazılmış olan bu ruznamenin tercümesinde bu ifade şeklini aynen muhafaza etmek mecburiyeti hâsıl olmuştur. Bundan başka, yine ayni sebepler dolayısile. M üellifin Türkler ve M ehmet II. hakkında sarfetmiş olduğu ve İstanbul’un muhasarası ve fethi günle­rinde içinde yaşadığı şartların ve haleti ruhiyenin ve tabiî kin ve husu­metin ifadesini teşkil eden birtakım kelimeler de bizzarure aynen mu­hafaza edilmiştir.

M etinde bazı şahıs isimleri muhtelif yerlerde başka başka şekiller­de ve ilk harfleri hazan büyük bazan da küçük harflerle yazılmış olup, ayni mülâhazalarla bu küçük yanlışlıklar da tercümede aynen muhafaza edilmiştir.İstanbul, 29-5-1953

Ş. T. D iler

MÜTERCİMİN NOTU

Page 7: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin
Page 8: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Modern muharrirlerden ziyade Sakızlı Leonardı veya Şark im- peratorluğunun felâketine gahid olan veya bu hâdiseden az sonra gel­miş bulunan BizanslIları sahife sahife okumuş olanlar bile, şimdi neşredilmekte olan bu ruznâmeyi takdir sebebini bulacaklardır. Ve filhakika Venedikli asilzadenin bizzat görmüş olduğu hâdiselerin hi­kâyesi oka:dar nadide, sâf ve teferruatlıdır ki, hepsinden ziyade değer­li ve takdire şâyan görünmektedir. Ve Barbaro’nun hikâyesi yeni vakalar itibarile daima zengin olmamakla beraber ve daha az ehem­miyetli olan diğer hâdiselerin izahında da aksi mütalâada bulunan bütün tarihçilerden uzaklaşmasına rağmen, Müellifimizin, Mehhı'ed’- in ordularına karşı okadar kudretle dayanmış olan Venediklilerden bahsetmeğe başladığı zaman :;ok mühim, hattâ bu sahada biricik mu­harrir olarak telâkki edilmesi lâzımgelir.

Ve, gerek Venediklilerin durumları hakkında, gerekse saldırıcı Türk kitlelerini Konstantiniyeden atmak ve Avrupayı onlardan kur­tarmak için Venedikliler tarafından alınmış olan tedbirlere dair Barbaro kadar ince teferruata girişmiş kinişe yoktur. Asya ile Avrupanın hâkimi Bizans rumların alça;klığı. ve müstekreh hasisliği yüzünden, ve eski ve kangrenleşmiş dahilî ve dinî ihtilâflar sebebile Mehmed’in dehasına mağlûb olduğu halde, onu müdafaada okadar bü­yük bir yararlık göstermiş olan sayısı az Venediklilerin şecaati, talih­siz olmakla beraber, ebediyen namdar kalacaktır. Ben bu ruznâme- nin değerli vasıflarını baştan başa izaha girişmek niyetinde olmadı­ğımdan, sadece çok mühim bir tek hâdiseye kısaca işaret edeceğim ki bunun hakkında tarihçiler tereddüde düşmüşlerdir. Beyoğlundaki Cenevizlerin, bütün muhasara esnasındaki mübhelm; ve kapalı hareket tarzları cümlece malûmdur; faka(t Venedikli Cocco’nün başarısız te­şebbüsünde onların oynamış oldukları rol aynı derecede tavazzuh et­memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun

Page 9: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

muhteşöm cesaretini münakaşaya cüret etmektedirler. - Fakat bu se­fil vakanın hikâyesi Barbaro’nun eserinde o derece incelenmiştir ki, bunun ihanetler silsilesini zenginleştiren bir vaka olduğu iddiası, sağ­lam temelli bir hakikatin ifadesini teşkil eder.

Şimdi de, Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin­de muhafaza edilen ve müeUi Cinin elyazısiyle yazılmış olan eser hak- kındaki mütalâalara gelelim (1 ). Çok fâzıl Cicogna, Saggio di Ublio- grafia veneta (Venedik bibliografiası denemesi) adlı eserin 105. ci sahifesinde, bu elyazması eserden bahisle, kitaba eklemiş olduğu bir yaprakta aşağıdaki malûmatı vermiştir :

“ Eser tamamen müellifin elile yazılmıştır; yalnız endeksi ihtiva eden ilk iki sahifesi ile (2 ), İlâve edilmiş olan son iki sahifesi, 67 ve 67 nin arka sahifesi ve Eserde ufak tefek dağınık bazı ilâveler (3) mü­teveffa Marco oğlu Marco Barbaro tarafından yazılmıştır ki, şecere müellifi olarak tanırim,ış olup Mardano kütüphanesinde evlenmelere dair bir eseri mevcud olan bu Marco, Nicolo Barbaro ailesine men­suptur” .

"Bu ailenin vârisleri, bugün Santa Maria Zobenigo’da bulunan Gritti’ler olmuştur, ve diğer bütün evrak ve başka kodekslerle birlikte bu da onların ehne geçmiştir. En son olarak, münevver bir adam olan ve resîmde meleke sahibi bulunan Domenico Gritti’nin elinde bulunu­yordu; ve kendisi Venedik Yatılı Lisesinde bulunduğu zaman,, bu kita­bı kendi çalışmaları için daha faideli kitaplarla değiştirerek, Rove- reto’lu rahib Don Valerio Giason Fontana’ya verdi.

Mumaileyh Venedikten hareketinde kitabı beraberinde götürmüş­tü. Hâfızı kütüb rahib Bay Bettio, hiç neşredilmemiş ve aynı zaJnan- da o zamana kadar o meşhur muharebenin müverrihlerile Venedik vakayil tetkikçilerinin meçhulü olduğu zannedilen bir esere ’miuailey-

— 8 —

(1) İtayan elyazmaları katalogunun zeyilnaınesinde DCCXLVI kısım VII.(2) Bu endeks eserin matbu metnine ilâve edilmemiştir.(3) Benim tarafımdan sahife altlarına işaret edilmiştir ki bunlara şu a-

şadakileri de iâave etmlek lâzımdır :Sah. 2 satır 15: Yelkenleri indirmek istememişti.

„ 2 „ 22; Diğerlerini parça parça kestirdi.2 „ 25: Öldürtmeği kararlaştırmıştı.6 „ 8: MCCCCLII senesi, X IV Kânunuevvel perş'imbe

günü.„ 6 „ 34: Yekûn X XI.

(Burada gösterilen sahife numaralan İtalyanca m;atbu metne göre yazılniıştr.)

Page 10: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

hin mâlik bulunduğunu öğrenince, E. Cicogna vasıtasile, masrafı kü­tüphane taraifından verilmek üzere kendisi için bundan bir suretin istinsah edilmesini arzu eyledi. (1) Ve Cicogna dâ bunun üzerine Fon- tana’ya yazdı ve mumaileyh de eserin istinsahım büyük bir vuzuh ve itina ile ve adeta eserin bir faksimilesini teşkil edecek derecede mükemmeliyetle yaptırdı _Yei8^9 J^yliHiinde bizzat kendisi bunu Hâ- fızıkütüb Bay Bettio’ya götürdü ve müstensihe verilecek yüz elli svaiı- sihten ibaret ücreti tahsil etti.”

“ Bilâhara 1835’te rahib bay Fontana’nın vefatile Cicogna, müel­lifin elyazısiyle yazılmış eseri elde et,mek için vârislerin peşine düş­mekten geri kalmadı ve bunlar tarafından bu talep müteaddit defa­lar reddedildikten sonra, nihayet bedelini talebetmeleri üzerine, el­yazması 9 Haziran 1837 günü İstinaf Reisi Francesco degli Orefici hazretleri vasıtasile Venediğe gönderildi. Mumaileyh, Rovereto’iu Bay Ginseppe Telani ile birlikte, vârislerin de değerini anlamış oldukları bu eseri teslime kendilerini ikna hususunda büyük gayret ve mesai sarfetmiştir. Ve bugün de aym ayın lO.cu günü, ben E. Cicogna, Ha- fızıkutüb Bay Bettio eline teslim ve tevdi ediyorum ve vârisler tar£p fından katî ve nihaî olarak istenilecek olan bedel miktarı da Degli Orefici Hazretleri tarafından bana bildirilince ben de mumaileyhe bunu söyliyeceğim.”

Em. Cicogna.

“Katî ve nihaî olarak takdir edilen bedel sadece elli florinden ibaret olmakla 6 Teımımuz 1837 günü tediye olundu.”

P. Bettio.

İtalya’yı seven ve bu sevgi ile onun tarihine hizmetlerde bulunan Dr. Tommaso Gar, İtalyan tarih arşivini bu ruznâme ile zenginleştir­mek gayesile, daha 1847 Kânunusanisinden itibaren bundan bir nüsha istinsah ettirmişti. Bunun tabı hususunda ne gibi manialar zuhur etti­ğini bilmiyorum; malûm olan bir cihet varsa o da, 1854 te, uzun se­nelerden beri çok sıkı dostluk i’âbıtalarile bağlı bulunduğum Gar tara­lından eser, neşredilmek üzere bana tevdi olundu. Elyazması elime ge­çince, bunu istinsah edilmiş suret ile karşılaştırarak düzeltmeğe çahş- tıtn ki, bu meselim, vaktin dailığı dolayısile, çok değerli hafızıkütüb rahip Valentinelli’nin nazik yardımile kolaylaştırıldı. - Ve bu tab’a mümkün olan en büj'^ük mükemmeliyeti vermek arzusu ile de F^erle-

— 9 —

(1) Bu suret, İtalyan Elyazmaları kataloğlunun VII. ci kısmında DCKCVİII numaraya kaydedilmiştir.

Page 11: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

rin arşivinden alınmış bazı orijinal vesikalarla zenginleştirmeği müna­sip buldum ki„ bu münasebetle, Venedik tetkikatında büyük hİ2jmetler- de bulur^muş ola,n şövalye Mulinelli ve bu vesikaların suretlerinin bü­yük bir itina ve vuzuhla çıkartılmasına nezaret etmiş olan âlim pale- • ograf Cesare Foucard’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım (1 ).

— 10 —

Ruznamenin zirine arada sırada ilâve edilmiş olan ufak tefek bazı notların, metnin hiç de kolay olmayan anlaşılmasına kâfi geleceklerini tahmin ediyonj^m; eserin irnlâ şeklini aynen ve dikkatle muhafazayı da, bu hususta bazılarının aksi fikirde olmalarına rağmen, arzu eyle­dim.

Viyana, Teşrinisani 1855 E. C.

(1) Bunların sayısı 15 tir ve Venedik Cumhuriyeti tarafından Kostanti- niyenin sukutundan az evvel tahsisi tensip edilmiş olan sayısı az bir takım yardımlardan başka Türkle 1454 Nisanında yapılmış olan sulh müzakerelerine de taallûk etmektedirler.

Page 12: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Bu talihsiz Kostantiniye şehrine bizzat gelmiş olduğumdan, türk Muradın (1) oğlu Mehmed beyin (2) Kostantiniye denilen şehir için y£!ptığı muharebe dolayısile cereyan eden bütün şeyleri yazı ile tesbite İcarar verdim; ve bu şehrin ne şekilde alındığının daha iyi anlaşılabil­mesi için evvelâ, türkün Rumlara karşı yaptığı muharebenin nerede cereyan ettiğini anlatacağım, ve sonra şehrin çetin ve ihtiraslı bir şe­kilde fethine kadar yapılan bütün muharebeleri, başlangıçtan sonu­na kadar günü gününe ve sırasiyle anlayacaksınız.

Bin dört yüz elli iki senesi Mart ayında, türk Mehmed bey Kostan- tiniyeden altı mil uzakta, büyük denizin (3) ağzına doğru çok güzel bir kalâ yaptırmağa başladı (4 ) ; bu kalâda on dört kule vardır, bun­ların başlıcaıları beş aded olup üzerleri kurşunla örtülüdür ve büyük ve sağlamdırlar; ve sözü geçen türk bu kalayı inşaya geldiği zaman Geliboludan hareket etti ve çok Imükemmel bir surette teçhiz edilmiş 6 lîadırga ve 18 küçük kalyon ve 16 parandarya (5) ile geldi; ve bu ka­layı inşa etmek için Kostantiniye sularına geldi, ve bunu, Rurn i;mpe- ratorluğu cihetinden Kostantiniyeden 6 mil uzakta, eski kalâ civarın-

(1) Murat II.(2) 1451 Şubatında Murat II ye halef olan Mehmed II,(3) Ortaçağda Karadeniz bu isimle anılıyordu.(4) Mehmed, tahta çıkar çıkmaz, rum imperatorluğuna harp ilân etme­

diği gibi. Edirne Beyi Süleymanm torunu Orhanın senelik tah.sisatı- nı bahşetti. O esnada Mehmet, Karamana karşı harekete geçmiş bulu­nuyordu Rumlar, kendilerinin Kostantiniyede muhafaza ettikleri Orhan için iki misli tahsisat veriln\esi hususunda Mehmed’i tazyik ettiler ve aksi takdirde bunu, taht için bir namzet olarak ortaya ata­cakları tehdidinde bulundular. İşte bunun üzerinedir ki Mehmed, dorhal Karaman ile sulh yaparak, B i^ n s imperatorluğuna saldırıp yıkmağa karar verdi ve bu işe bu kalanın inşası ile başladı.

(5) Yük ve harp gemisi. Bak Jal. archeologie navale.

Page 13: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

da inşa etti (1 ) ; ve 1452 senesi Ağustos sonuna kadar bu kalâ tamam­landı, ve bu kalâ Kostantiniye şehrini ele geçirmek için yapıldı. - Türk olan düşmanlarından korkan imiperator, kalâyı inşa etmekte olan tür- ke hergün hediyeler gönderiyordu ve hergün elçi heyetleri gönderi­yordu, ve imperator bütün bunları korkusundan yapıyordu. Ve kalâ tamamlandığı zaman, ki 1452 Ağustos ayında oldu, bu kal̂ ^̂ ratorun iki elçisini alıkoyarak kafalarını kestirdi ve o zaman türkün Rumlara karşı muharebesi başlamış oldu; ve o zamsin türk taltriben 5000 kişi ile gelerek Kostantiniyede ordugâh kurdu ve üç gün müddetle ordugâhta kaldı, ve donanma Geliboluya dönerek hazarı vaziyete döndü, ve orayai 6 Eylül günü vasıl oldu, ve karadakiler de öyle yaptılar. Bu kalâ, deniz cihetinden çok kuvvetli olup deniz kena­rındaki ve duvarlarm üzerindeki topların da pek çok olması dolayısi- le, hiçbir surette ele geçirilemezdi; kara tarafından da muhkem ol­makla beraber deniz tarafından olduğu kadar değildi. Bu kalanın bü­yük topunun attığı ilk gülle, Karadenizden gelen Antonio Rizo’nun gemisini batırdı (2) Kostantiniyeye yardım için arpa getiren bu ge­mi yelkenleri indirmek istememişti; hâdise 26 Teşrinsani 1452 tari­hinde oldu; geminin sahibi denizde ele geçirildi ve Edirnede Türk be­yine gönderildi, ve orada hapse atıldı; ve 14 gün sonra Bey onu kazık­latmak suretile öldürttü; ve gemide bay Domenogo di Maistri’nin kâtibinin hizmetinde bulunmuş olan bir oğlunu da sarayına koydu, ve- gemicilerden bazılarının Kostantiniyeye gitmelerine müsaade etti; diğerlerini parça parça kestirdi; ve mezkûr Antonio Rizzo’nun ölü­münden evvel onu kurtarmak için Kostantiniye baylosu türkçe elçi olarak bay Fabruzi Conner’i gönderdi, ve hiçbir şey yapamadı, çünki. hân bey onu öldürtmüş bulunuyordu, veya kazığa kakılmak suretile öldürmeği karairlaştırm.ıştı.

Oraya elçi olarak giden bay Fabruzi Corner, Kostantiniyeye bay Chabriel Trivi.yan’ın kadirgasile döndü ve bu, biz Venediklilerle har­be girişmek için bir başlangıç oldu; çünkü esasen daha evvel Rum;- larla muharebeye tutuşmuş bulunuyorlardı (3 ). Mezkûr Türk bu­raya Kostantiniyeye gelip muharebe etmek için bu Kânunusaiîi ayın-

— 12 —

(1) Eski kalâ Yıldırım Bayazıd tarafından inşa edilmiş olup Güzelhisar tesmiye ediliyordu ve Mehmet II ninkine de Boğazkesen deniliyordu.

(2) Hâsiyedo şöyle yazılıdır: Vazettiği kanuna göre, Karadenizden gelen vu Boğaza giren bütün gemilerin, yelkenlerini indirmeleri ve ge­çiş ruhsatı istihsâl etmek için kayıklarını kalâ kumandadına gönder­meleri lâzımdı, aksi takdirde denizin dibine gönderilirlerdi. Dahası var: her gemi bir vergiye tâbi idi.

(3) Yani Türk ile Rumlar arasında muharebe. Kostantin, Mehmed’I ikna

Page 14: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

da hazırlıklara başladı ve endişe içinde yaşayan bu sefil şehre karşı mücadeleye girişmek iğin kara ve denizden büyük ordu hazırlamağa koyuldu. Şubat ayında türk, toplarını on bin türkle birlikte Kostan- tiniyeye doğru göndermeğe başladı. Mezkûr ay içinde rumlar 3 tek­ne ile Türklere karşı akınlara çıkmışlardı, ve onların memleketlerine çok zarar verdikleri gibi, bir çok türkleri esir alıp Kostantiniyeye getiriyor ve satıyorlardı, ki bu hareket Türkler arasında büyük infial uyandırdı, ve ramları mahvetmeğe yemin ettiler. Bugünlerde bura­ya, Kostantiniyeye, iki küçük kadirganın ikinci kaptanı bay Chabriel Trivixan geldi, bunlardan birinin süvarisi şövayle bay Zacaria Grioni idi, ve bu iki küçük kadırgayı Venedik devleti, Tunadan gelen 3 ti­caret kadırgasına Venediğe kadar refakat etmeleri için göndermişti. Ve aynı zamanda bu Kostatiniye şehrine yardım için gelmişlerdi. Bir kaç gün geçtikten sonra Cenovadan ve Cenevizlere ait bir gemi vâsıl oldu, otuz altı bin kantar istiabmda olan bu gemide Rusya Kardinali bulunuyordu (1) ki mumaileyhi ittihadı yapmak vazifesile papa gönderiyordu; ve beraberinde, bu Kostantiniye şehrine imidad ola­rak, tüfekçi ve okçu olarak 200 adanı getirmişti,, ve bu ay içinde Ci­ritten yine bu şehrin iaşesi için malvazya şarabı yüklü sekiz gemi gel­di. Ve 10 Teşrinisani günü buraya Kafa’dan gelen İki büyük kadırga vâsıl oldu V ebu kadırgalar türk kalâsının önüne vardıkları zaman, yelken açmış olarak geldikleri için türkler bağırmağa başladılar ; kaptan, senin menfaatin için, yelkenleri indir; ve buna rağmen ka­dırgalar yelkenlerile yollarına dev4m ediyorlardı ve türkler tekrar : yelkenleri indir, kaptan. Bunun üzerine kaptan, yelkenleri yarıya ka­dar indirtti, ve maiyetindeki diğer gemi de aym şeyi yaptı, ve nıez- kûr Türkler yine söylüyorlardı: aşağıya kadar indir. Türkler, onun yelkenleri indirmek istemediğini görünce toplarla ateş etmeğe baş­ladılar ve birçok tüfek ve pekçok miktarda ok e.ttılar ve gemilerdeki adamlara çok zarar verdiler. — Kaptan, adamlarından çoğunun ya­ralandığım görünce yelkenleri aşağıya kadar indirmeğe karar verdi ve maiyetindeki gemi de asmı şekUde hareket etti; yelkenleri indi­rince Türkler ateşi durdurdular; ve o esnada akıntı da kadırgaları Kostahtaniyeye doğru itiyordu; ve kadırgalar kalayı geçtikleri için

— 13 —

hususunda yaptığı bütün teşebbüslerin netice vermediğini görünce hasad zamanı yaklaşmış olmakla, hiç olmazsa Boğaz kıyılarındaki köy­ler halkına mı^rhamet etm,esini ondan rica etti. Fakat her gey beyhude oldu ve 1452 Haziranında, hasad işlerile meşgul olan runüarla Sultanın askerleri arasında müsademeler oldu. Kostantin bunun üzerine, Kostantiniyenin kapılarının kapatılmasını emretti.

' (1) Bu zat rum kilisesi ile lâtln kilisesinin ittihadım tahakkuk ettirmek

Page 15: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

ve Türklerin topları artık bunlara yetişemediğinden kaptan derhâl yelkenleri kaldırttı ve maiyetindeki gemi de aym şekilde hareket etti ki bu müteveffa bay Bernardo oğlu bay Jeruolemo Morexini ida­resinde idi, ve salimen Kostantaniyeye vâsıl oldular ve bu iki ka­dırganın gelmesi dolayısile büyük inşirah duyduk, ve bu 10 Teşrini­sani günü oldu

Kânunuevvelin ikinci günü Trabzon kadırgası Karadeniz boğa­zından içeri girdi ve bu kadırga boğaza girer girmez Türkün kalasını gördü, ve kadırga görününce Türklerin 12 teknesi kadırgaya geldi; bunlar yeni yapılmış olan o kalâdan hareket etmişlerdi, ve bu tek­neler kadırgalım etrafına dost gibi geldiler ve kadırgadakiler de on­ları dost gibi karşıladılar, ve o teknelerin kaptanına kadırganın kap- tam tarafından güzel bir hediye verildi, ve o kaptan hediyeyi eline alır almaz hiddetlenerek derhâl onu denize attı, çünkü kendisi daha büyük bir hediyeye lâyık olduğuna kani idi, ve bunun üzerine o tek­nelerin sözü geçen kaptanı geri döndü ve o teknelerle yeni yapılan kalâsma gitti ve kalâ subaşısının o kadırgayı alıkoymasını talep etti ve bunun üzerine kadırgalar, niüdebbirane bir düşünce ile. Türkün hiddetlendiğini görerek, Türklerin teknelerinin arkasından yavaşça gitmeğe karar verdiler ve tekneler kalâya vardıkları zaman kaptan karaya çıkarak yukarda söylediğim gibi, kadırganın alıkonulması için kalâ subaşısına gitti; ve bununla beraber kadırgadakiler Kos­tantaniyeye doğru nauzafferane kürek çekmekte idiler, ve kalânın karşısına geldiğimiz zamsin onları dost gibi selâmlamağa başladık ve kürekleri kaldırarak ve borular çalarak ve büyük neşe ve heyecan göstererek, üçüncü defa selâmladığımız zaman kalânın hizasını geç­miş bulunuyorduk, ve esasen sular da bizi Kostantaniyeye doğru a- tıyordu; taifeler, kalânın çok tehlikeli olan o geçidini aşmış olma­ları şebebile sevinçten büyük bir gayretle kürek çekiyorlardı ve ka­dırga. sanki muharebe olmak üzere imiş gibi hazırlanmış bir vaziyet­te idi, ve bunun Kostataniyeye vâsıl oluşu da 4 Kânunuevvel günü ol­du; kadırganın sahibi büyük bay Jacopo Coco idi.

13 kânunuevvel günü Ayasofya kilisesinde, kilise, mensupları­nın muazzam ve mutantan merasimile ittihad yapıldı (1 ), ve papa ta-

— 14 —

gayesile Nikola V tareıfından gönderilen kiow arşipeskoposu kardinal İzidor idi,

(1) 12 Kânunuevvel günü, Lamartine, Türkiye tarihi adlı eserinde îtti- had teşebbüslerinin sebebiyet verdiği fena neticelere işaretle, çok ince bir şekilde Söyle diyor; l’Eglise avait tue la patrie (Kilise vatanı öl­dürmüştü.) ■

Page 16: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

reıfından gönderilmiş olan muhterem Rusya kardinali de hazır bulu­nuyordu ve haşmetli imperator da, bütün asılzadelerile birlikte ha­zır bulunuyordu, ve bütün Kostantiniye halkı da gelmişti ve o gün şehirde herkes aghyordu ve bu ittihaddan maksat biz frenkler gibi müttehid olmak, ve kilisede artık ayrılık olmaması, ve hep bir kanun ve bir dine malik bulunulması, ve onların kiliselerinde bizim de dua etmemiz ve bizim İâtin kiliselerimizde de onîann dua etmesi idi.

Yine kânunuevvelin 13 üncü günü, Kostantiniyenin muhafazası için büyük ticaret kadırgalarının aJıkonulmasına karar verildi, ve bu karar Ayasofya kilisesinde verildi, ve imperator île Rusya kar­dinali, ve Midilli peskoposu (1) ve imperatorun bütün asilzadeleri ve memleketin bütün tüccarları, ve şehir halkının büyük bir kısmı da orada hazır bulunuyordu ve herkes bir ağızdan söylüyordu: Şayet Venediklilerin bu kadırgaları halen limanda bulunan bu gemilerle birlikte bu memleketten gidecek olurlarsa, biz derhâl Türklerin eli­ne düşeriz; ve bu mütalâa beyan edildikten sonra, imperator bütün asılzadelerile birlikte yemeğe gitti, ve herkes aynı şekilde hareket etti, ve .bugün başka bir şey yapılmadı, yalnız fazlasile münakaşalar oldu, mütalâalar beyan edildi.

Bugün, yani 14 Kânunuevvel günü, yemekten sonra, nıuhterem Rusya kardinali Midilli peskoposu ile birlikte kadırgaya, bay kap­tanın nezdine geldi, ve bay baylos da, imperatorun bir çok asılzadele- rile ve bizim bütün tüccarlarımızla birlikte geldi, ve iki küçük kaSır- gamn kaptan muavini bay Cabriel Trivixan da orada idi, ve büyük kadırgaların her üç sahibi de orada idiler, ve daha bir çok kimseler de vardı. Hepsi kaptanın kadırgasına geldikten sonra evvelâ kardi­nal konuşmağa başladı ve şöyle dedi: bu 5 kadırga bu Kostantiniye şehrinde kaldıkça, bu kış zarfında Türk gemilerinin limanırmza za­rar veya başka yollarla rnücadele etmiek istemiyeceklerini zannedi­yoruz; ve Midilli peskoposu ve îımperatorun asilzadeleri de ayni şeyi söylediler, ve bu Kostantiniye şehrinin müdafaası için kadırgaların alıkonulması meselesi hakkında çok konuşuldu, ve sonna bay baylos şöyle dedi: bay kaptan, evvelâ Allah aşkma, sonra hıristiyanlarm şerefi için, sizin burada Kostantiniyede imperatorun emrinde kalma­nız icabettigine kani bulunuyorum,; çünkü bizim Venedik devletimiz sizin burada kalmanızdan çök memnun olacaktır. Herkes sözünü bi­tirdikten sonra bay kaptan cevap verdi : siz çok mukaddes peder, ve

— 15 —

(1) Sakızlı Leonard idi ve Kardinal tzidor’la birlikte Kostantiniyeye gelmişti.

Page 17: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

— l e ­

şiz muhterem bay ve siz bay baylos, ve buradat hazır bulunup beni dinleyen bütün sizler, kadırganın Trabzon’dan buraya gelmesinden itibaren bu memlekette benim 10 günden fazla kalamıyacağıma dair devletimin bana talimat vermiş olduğunu bilmiyor musunuz? Bina­enaleyh bu memlekette kalmamı nasıl arzu edebilirsiniz? Fakat siz göreceksiniz ki, kad ırgaca ticaret eşyası almama müsaade etme­diğiniz için hayırlı bir seyahat yapmak üzere bu gece yöla çikâcâgihı ve yalnız gemideki safra ile hareket edeceğim', ve Venediğe gelmek isteyen gelebilir. Bay Baylos ile tüccarlar, bay kaptanın söylemiş ol­duğu veçhile harekete â(made olduğunu anlayınca, bay baylos, tüc­carlarla birlikte karaya çıktı, ve orada toplanıp, evvelâ Allah aşkına, sonra hırıstiyanlığın şerefi iğin, Kostantiniyenin müdafaası gayesi- le kadırgaların ahkonulması kararlaştırıldı. Bu toplantı üzerine ka­dırgalar alıkonuldu ki, bu toplantıda nasıl bir hareket tarzı takip e- dildiğini aşağıda göreceksiniz.

MCCCCLII, XIV kânunuevvel perşembe günü ;Toplantı burada Kostantiniyede San Marco (1) kilisesinde, Vene­

dik devletinin Kosta^tiniyedeki liyakatli baylosu asîl ve tnıühteşem bay Jeruelemo Minoto’nun riyaseti altmda yapılarak .aşağıda yazılı centilmenler toplantıda bulundular:

bay FeUpo Contarini vekilharçmüteveffa bsıy Bemardo oğlu bay Nicolo Zustinian.müteveffa bay Zuane oğlu bay Fabruzi Cornermüteveffa bay Zuane oğlu bay Catarin Contarinimüeveffa bay Lunardo oğlu bay Nicolo Mozenigo (birincisi)müteveffa bay Benedeto oğlu bay Michiel Boldu■müteveffa bay Homobun oğlu bay Batista Gritti.müteveffa bay Doınenego oğlu bay Dolfin Dolfinmütevaffa bay Marino oğlu bay Tomao Mozenigomüteveffa bay Benettin oğlu baty Alvixe BemboGirid gemisi sahibi bay Zuan Venierbay Marin oğlu bay Nicolo Balbibay Zuane oğlu bay Piero Nanibay ... oğlu bay Francesco Michiel -bay Matio oğlu bay Zaparia Barbaromüteveffa bay Benettin oğlu bay Antonio Bembo

(1) Daha ilerde Santa Maria denilmektedir.

Page 18: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

bay Polo oğlu bay Zuan Loredan müteveffa bay Francesco oğlu bay Piero Contarini

■ bsy Zuane oğlu bay Piero Trivixan bay Bernardo oğlu bay Francesco Venier bay Nicolo oğlu bay Antonio Pizamano

-........... - Yekûn: X XI

Mumaileyh bay baylos tarafmdan yapılan teklif:

Evvelâ mumaileyh muhterem bay .baylos tarafından yapılan teklif yukarda isim;leri gösterilen asiller tarafından bir çok mesele­ler hakkında münakaşa edildikten sonra, mumaileyh bay baylos ta­rafından aşağıdaki şekil üzerinde r^ye konuldu.

Bu Rumların türk beyi ile yaptıkları muharebe dolayısile bu şehrin ihtiyacı için üç büyük ticaret kadırgasile iki küçük kadırga­nın bu şehrin müdafaası için alıkonulmalarını kendilerinin talebet- meleri ve ne tüccarlann ne de ticaret emtiasının memleketten çıkarıl­masına müsaade etmemeleri üzerine, keyfiyetin çok mühim olduğu nazarı itibara alınarak: bu heyetin iktidar ve salâhiyetine binaen bay baylos r.ezdinde icabına tevessül etmek üzere iki müşavirin in­tihabı kararlaştırıldı. — Ve bu iş için şunlar müşavir tayin edildiler:

Müteveffa bay Bernardo oğlu bay Nicolo Zustinian müteveffa bay Zuane oğlu bay Fabruzo Corner.

Türk beyinin yakm zaman içinde, yedi iktidarında bulunan bütün kuvvet ve imkânlarile denizden ve karadan savletini bekliyen bu şehir için halen her türlü yardımın pek mübrem olduğunu düşünerek; ve aynı zamanda çok haşmetli imperator ile çok m_uhterem ve muhteşepn bay kardinalin talebini göz önünde tutarak; ve mezkûr şehrin umu­mî isteği veçhile; ve aynı zamanda Allahın şerefi ve bizim çok yüksek Venedik devletimizin ve bütün hırıstiyanlığın şerefi namına : çok muhteşem bay baylos ile bu işte taüşavir intihab edilîniş olan bay Nicolo Zustinian ve bay Fabruzi Corner’in fikirleri ve kararlan reye konulacaktır, yani üç büyük ticaret kadırgası ile iki küçük kadırga­nın bu şehir ile halen Kostantiniyede bulunan tüccarların ve ticaret emtiasının müdafaası için, bizim Venedik devletirnizin bu hususta di­ğer herhangi bir emir ve talimatına lüzüm kalmaksızın, alıkonulması icab edip etmediği kararlaştırılacak; ancak, bu işte yeni bir vaziyet doğacak, yani mezkûr Türk bu şehre gelmeyecek olursa, o zaman bu heyet tarafından üç büyük kadırga ile iki küçük kadırganın serbest bırakılacağı, ve bundan başka imperatorun da 400 dukat ile büyük

F. P.

— 17 —

Page 19: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

kadırga ve küçük kadırgaların aylık ekmeğini ve burada alıkonulduk­ları müddetçe taifelerin ekmeğini vermek mecburiyetinde olduğu; ve iki kaptanın, yani üç büyük kadırganın kaptanı ile iki küçük kadır­ganın kaptanının da, bu karar ve reye riayet etmedikleri takdirde, beherinin, kendi şahsî -emvali üzerinden 3000 dukattan ibaret bir ce­zaya çarptırılacağı, ve bu cezanın yansının Venedik avukatlığı vs diğer yansınm da Venedik Delediyesi tarafından tahsil olunacağı, kararlaştırıldı.

X X I rey lehtebir rey aleyhte.

Kadıgaların Kostantiniyede kalması heyetçe kararlaştırılmakla, kaptanlar herhalde gitmek istedikleri takdirde herbirinin 3000 du- katt£n ibaret bir ceza ödemesi icabedecektir, binaenaleyh tüccarlar tarafından, ticaret eşya ve maliarı hususunda bir hak deı:_Tıeyan edi­lebilmesi için bir protesto çekilmesi ve hareket etmemeleri için kap­tanlara protesto gönderilmesi kararİEştınldı ki bu protesto aşağıya dercedilm,iştir :

Allahın ve bütün dünyanın nazarında §ayanı takdir bir şeydir ki. bütün tehlikeli halleri nazarı itibara alarak, bizim en münasip ve dürüst tarzda hareket etjneşmiz lüzumu hususunda haşmetli impera- torun yapmış olduğu müessir talep üzerine ve bilhassa haşmetli im- peratorun Ayasofya kilisesinde muhteşem bay baylosa yapmış olduğu talebi de nazarı itibara alarak, çok yüksek Venedik Devletinin bu Kostantiniye şehrinin ve imperatorluğunun içinde bulunduğu fevka­lâde büyük tehlikeyi hissederek, mazide daima pek bâriz bir şekilde vaki olduğu gibi, şimdi de aynı surette gereğini ifa edeceğine hiç şüp­he olmadığım bsyan ile bay baylos neticeten, bütün bu vaziyet bizim mezkûr devletimize bildirilip oradan başka bir emir ve talimat gelin­ceye kadar halen burada bulunan 3 büyük kadırga ile iki küçüğün, burada, bu şehrin muhafazası için kalmaları icap ettiğini söyledi; ve bu talepten başka ayrıca, kapıların kapanmış ve çok sıkı bir mu­hafaza altına alınmış olması üzerine, buradan hareket etmek imkân­sızlığı karşısında biz tüccarların şahıslarımızın bu memleketteki bütün mallarımız ve servetimizle birlikte keza alıkonulmamız lüzumlunda mütabakat hasıl oldu; haşmetli bay baylosun yapmış olduğu bu talep ve teahhüd üzerine biz tüccarlar, 3 büyük kadırganın çok liyakatli kaptanı olan siz bay Aluvixe Diedo ile, bu iki küçük kadırganın li­yakatli ksptanı sıfatile yanımızda bulunan sız bay Chabriel Trivixan’-

_ 18 ~

Page 20: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

ın huzurunuza................... (1) ve yukarda yazılı olan hususatı sizearzetmeğe geldik. Mııjmaileyh bay Aluixe Diedo’dan hiç bir netice alınamadı, sadece, nihayet bizim şahsımızla mallarimızı karaya çı­karmaktan başka bir şey yspamıyacağı görüldü; neticeten alınan bu cevap üzerine, mezkûr muhteşem bay baylos ile bütün biz tüccarlar oradan hareket edip Kostantiniyede Santa Maria kilisesine gittik, on ikiler meclisini topladık; fakat mesele çok mühim olduğundan orada yii'mi iki centilmen toplandık; ve orada çok ciddî olan bu vaziyet mü­nakaşa edilerek, bu 3 büyük kadırga ile bu iki küçüğünün dürüst bir şekil ve tarzda ve takarrür ettirilmiş olduğu veçhile alıkonulması kararlaştırıldı ve bu karar okunmak üzere, bu Kâxıunuevvel ayının 14. cü günü gece saat birde'muhteşem bay baylosun kançeları vasıta sile derhal size gönderildi. Siz bunun bir suretini istediniz ve müşavirler­den biri sizin bu teklifinizi tasvip etti; bunun üzerine ertesi sabah, aynı Kânunuevvel ayının 15. ci günü, değil yalnız bu müşavir, fakat aynı zamanda muhteşem bay baylos ile bütün biz tüccarlar, mezkûr kara­rın bir suretile huzurunuza gelecektik, ve bay baylosun kararının iki bendinin sureti sizin tetkikinize gönderildikten sonra, bugün sabah­leyin 16 Kânunuevvel günü, ya gitmek yahut ta kalmak hususunda bir karar vereceğinize dair sizden cevap alacaktık; ve bugün bunu sormak üzre bay Nicola Zustignan huzurunuza geldiğinde siz mum.a- ileyhe cevap ver. (m e?) diniz. (2) Şimdi bu işin hayli uzadığı görül­mektedir. Bu sebeple biz daha ziyade oyalandırılmak istememeğe karar verdik, ve kendimizi şefaatkâr efendimiz Hazreti Isa ile vâlide- si mukaddes Merycşr! ananın ellerine cimanet ederek, aşağıda imzala­rımız bulunan biz hepimiz, bizi'm için yapılması mümkün her türlü İsrarlı ricalarımızı da ilâve eder, protesto ederiz, ve kaptanlık maka­mınıza karşı olan hürmetimiz bakî kalmak şartile, sizin buradan ha­reketiniz ve bizi burada bütün mallarım,ızla birlikte bırakmanız ne­ticesinde gerek şahıslarımıza gerekse emvalimize arız olabilecek her

— 19 —

(1) Mütercimin notu : Kitabın 8 ci sahifesinin 23 cü satırında görüleceği vsçhile, burada bir nokta....... şeklinde geçilmiştir ki bu da ya mü­ellifin elyazması üzerinde bu noktanın aynen böyle açık bırakılma­sından veyahut orada mevcut kelimenin, elyazır.asını tabeden Enrico Cornet tarafından degifre edilememiş olmasmdan ileri gelmiştir.

(2) Mütercimin notu: Barbaronun metninde "siz mumaileyhe cevap verdiniz,, şeklinde yazılı ise de bu el yazmasını neşr ve tab’eden Enrico Cornet, eserin mıuhtelif yerlerinde yapmış olduğu ilâveler, izahlar, notlar, haşiyeler ve saire meyanında bu noktada da, man- tıhan bu “verdiniz,, kelimesinin "vermediniz,, olnaası lâzımgeiece- ceğini ifade için kelimenin ortasına kendisi (me) şeklinde bir not ilâve etmiştir.

Page 21: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

bir zarar ve ziyan dolayısile, bu maksat ve niyetle ve sizin şahsınıza ve emvalinize nnıüteveccih olmak ve m üm kün olan her türlü tesiri haiz bulunmak üzere, sizi protesto edoriz.

Kaptanın Kostantiniyede kalması için aşağıda imzalan bulunan bu zevat, yukarda yazılı bulunan protestoyu imzaladılar :

Ben müteveffa bay Bernardo oğlu N ico lo Zustignan, tamamile yukarda yazıh olduğu veçhile herbir tesiri haiz olmak üzere sizi protes­to ederim.

ben müteveffa bay Zuane oğlu Fabruzi Corner,gerek kendi namına gerekse maiyetimdeki kimseler namına tam am ile yukarda yazılı oldu­ğu veçhile sizi protesto ederim..

ben müteveffa bay Nicolo oğlu Dam enego Balbi, gerek ken­di namıma ve gerekse maiyetimdeki kim seler namına sizi protesto ederim.

ben müteveffa bay Zuane oğlu Catarin Contarini tamamile yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

Ben müteveffa brinci Lunardo oğlu N icolo Mozenigo, gerek kendi namına gerekse maiyetimdeki kim seler namına aynen ve tama­men yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

ben, müteveffa Benedeto oğlu Michiel Boldu, gerek kendi namıma ve gerekse maiyetimdeki kimseler namına,, aynen ve tamamen yukar­da yazıh olduğu veçhile sizi protesto ederim.

ben, müteveffa bay Marin oğlu Torna Mozenigo, aynen ve tamamen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

ben, bay Marin oğlu Nicolo Balbi, tamamen yukarıda yazılı olduğu veçhile protesto ederim.

ben, bay Matio oğlu Zacaria Barbaro aynen ve tams.men gerek kendi namıma ve gerekse m aiyetim deki kimseler namına sizi protesto ederim.

biz müteveffa bay Benetin oğlu A loise Bembo ile Antonio Bembo, gerek kendi namlantoıza ve gerekse maiyetimizdeki kimseler namına aynen ve tamamen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protes­to ederiz.

ben, müteveffa bay Domenego oğlu Dolfin Dolfin gerek kendi na­mıma ve gerekse maiyetimdeki kimseler namına aynen ve tamamen yu­karda yazılı olduğu veçhile protesto ederim.

— 20 —

Page 22: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

ben, mütevefa bay Jacomo oğlu Pietro Contarini, gerek kendi namıma ve gerekse maiyetimdeki kimseler namma aynen ve tamamen yukarda yazılı olduğu veghile sizi protesto ederim.

ben, bay Zunne oğlu Piero Trivixan vuku bulacak herbir za­rar dolayısile gerek kendi namıma gerekse mahiyetimdekiler namına

- a y j ı e n .ve. tamamen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ede­rim.

ben, bay Francesco oğlu Bertolamio Zorzi, gerek kendi na­mıma gerekse maiyetimdekiler namına aynen ve ta.mamen sizi pro­testo ederim.

ben, müteveffa bay Jaeo!mo oğlu Aluvixe Contarini, gerek kendi namıma gerekse maiyetimdeki kimseler namma aynen ve ta­mamen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

ben, bay Bertuzi oğlu Marin Contarini, aynen ve tamamen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

ben, bay Jacomo oğlu Nicolo Morexini, gerek kendi namıma gerekse maiyetimdeki kimseler namma, aynen ve tamamen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

ben, müteveffa bay Michiel oğlu Aluvixe Navaier, aynen ve tam.amen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

ben, müteveffa bay Piero oğlu Mafio di Pirolli, aynen ve tamıamen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

ben, müteveffa bay Piero oğlu Donao Trun,-gerek kendi namıma gerekse maiyetimdeki kimseler namına aynen ve tamamen sizi protesto ederim.

ben, Pietro Zantaiiıi, gerek kendi nâ:xnıma, gerekse maiyetim­deki kimseler namma yukarda yazılı olduğu veçhile protesto ederim.

ben, Luca di Rossi, ve kendi maiyetimdekiler için aynen yu­karda yazılı olduğu veçhile protesto' ederim.

ben, Aluvixe Faxol, diğerlerinin yaptıkları gibi protesto ederim.

bsn, Zuan Zon, aynen yukarda yazılı olduğu veçhile pro­testo ederim.

ben, Aluvixe Redolfi sizin nallarınız üzerine protesto ede­rim.

ben, Antonio Davanzo, aynen yukarda yazılı olduğu veçhile protesto ederim.

— 21 —

Page 23: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

ben, Zuan Zon, aynen yukarda başkaları için yazılı olduğu veçhile protesto ederim,

ben, Domenego Grimaldi, aynen yukarda yazılı olduğu veç­hile protesto ederim.

bsn, Aluvixe Traldini. aynen yukarda yazılı olduğu veçhile protestp_ ederim.. .

ben, '-nüteveffa bay Bartolamio oğlu Aluvixe de Chanal, ge­rek kendim için gerekse maiyetimdekiler için, aynen yukarda yazılı olduğu veçhile sizi protesto ederim.

Şehrin müdafaası için burada Kostantiniyede kalmak lüzumu hususunda müzakere edilip karar verildikten, ve yukarda yazılı pro­testo da yapıldıktan ve biz Lücoarlann büyük bir kısmı tarafından imiaîandıktan sonra, bizim burada kadırgalar ve mallarımızla birlikte alıkonulmanız keyfiyetinin çok m,uhteşem Venedik Devleti­mize her bir vasıta ve şekilde lıaber verilmesi icabediyordu; bu sebep­le biz Kostantiniyenin santa İVIaria kilisesinde onikiler heyetini top­layarak ve Zuan Diusnaigi’nin, gemisile birlikte Venediğe gidip bay baylosun ve Tuna kadırgaları kaptanı bay Aluvixe Diedo ile iki küçüli kadırganın ikinci kaptanı bay Chabriel Trivixan’m m.ektup- lanm takdim etmesi kararlaştırılacaktı; öyle ki orası, bizim Kostan­tiniyede alıkonulmamızdan malûmaîtar oîmuş olacaktı .

Bu toplantı 17 Kânunuevvel günü yeipildı. Zuan Diusnaigi’nin Venediğe gitmesi hususunda itarar verildikten sonra, o gün başka bir toplantı yapılmayıp yine Kânunuevvelin 19. cu günü, mümkün olan bütün vasıtalarla karadan mektuplar gönderilmesine ve bizim bursda alıkonulmamız hakkında mezkûr devletimize malûmat ver'mek için ;Sakız tarikile de haber gönderilmesine karar verildi; yine bu ay için­de, ayın 22.ci günü bu alıkonulmamıza dair Türkiye tarikile Venediğe bir haberci daha gönderimek için onikiler meclisini toplıyarak müza­kere ettik ve karar verdik ve bu haberle birlikte üç mektup ta gönde­rildi ki bunlar da Venedik devletlinize hitaben ve alıkonulmamız hak­kında daha evvel malûmat edinmesi maksadile gönderildi; ve bu üç kı­sa mektubun, onları götürenlerin üzerinde bulunmamalarının teminine çalıştık. Çünki bunlar Türklerin eline geçtiği takdirde, yapmış olduğu­muz bütün hazırlıklar hakkında jmalûmat edinmiş olacaklardı. Bunlar­dan birini bay baylos yazdı, diğerini Tuna kadırgaları kaptainı Aluvixe Diedo yazdı, ve diğerini de iki küçük kadırganın ikinci kaptanı yazdı.

26 Kânunusani günü (1) bay baylos kadırgaların her iki kaptanı

— 22 —

(1) 26 Kânunusani 1453.

Page 24: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

ve bütün bizim tüccarlarımız ile birlikte haşmetli imperatorun huzu­runa çıktı ve bizim mallarımızın kendi kadırgalarımıza yüklenmesi için icabeden müsaadenin verilmesini rica ederek, zencilerin memleke­tinde yapıldığı gibi sizin memleketinizin kapılarında üstümüzün araş- tırılmamasını talep etti; mallarımızı kadırgalarımıza götürmek iste­diğimiz takdirde bunu serbestçe pekâlâ yapabileceğimizi söyledik; çün - ki biz Kos_tan_tiniyeyi altmış sene müddetle elimizde bulundurduğu­muz zaman (2) sizin Devletinizden almış olduğumuz salâhiyete isti­naden bunu yapabiliriz; şimdi sizden bu salâhiyetin bize iadesini isti­yoruz ; fakat bütün bu şeyleri bir tarafa bırakarak, sizin iyi evlâtları nız mesabesinde olan bizler, sizin hükümdarlığınızın lûtfünü isti­yoruz ki ticarî eşyalarımızın ve mallarımızın kadırgalarımıza yükle- tilm:esine müsaade buyurasınız; ve şayet hükümdarlığınız ticarî malla­rımızı vermek istemiyecek olursa, ben bu gece Allahın adına, kadır­galarda bulunan ticarî mallarla birlikte yola çıkacağım, ve bu mem­lekette, sanki köle imişiz gibi, alıkonulmuş olarak kalmak istediğimi hiç zannetmeyin! İmperator bütün ticaret eşyalarının kadırgalara yük- letilmesini isteyen kaptanlarla bay baylosun konuşmasını dinledikten sonra, etrafında bulunan bütün asilzadelerini toplayarak müzakere etti ve, aralarında iyice konuştuktan sonra, hassas bir adam olan bay baylosa ve iki kaptana cevap verdi : muhteşem baylos ve siz, mjtıhte- şem kaptanlar, hakikatte ben şunun farkındayım ki,, sizler ticarî mal­larınızı kadırgalarınıza yükler, yüklemez ilk gecesinden hareket ede­ceksiniz ve Allah ile gideceksiniz ve benim hâin düşmanım olan türk Mehmet beyin ordusuna karşı beni yalnız bırakacaksınız. Kendisi gün­den güne bunu bekliyor, kendisi denizden ve karadan, yedi iktidarında bulunan bütün kuyvetlerile benim hükümdarlığıma karşı muharebe etmek istiyor. — Kadırgaların kaptanları cevap verdi :

Haşmetli imperator, Biz Venediklilerin şerefi üzerine, bizim üze­rimize ve başlarımızın üzerine size vâdediyoruz ki kadırgalarımız yüklendikten sonra sizin bu Kostantiniye lim.anmızdan kadırgaları­mızla asla çıkıp gidecek değiliz, meğer ki buradan hareket etmemiz için hükümdarlığmızca müsaade verpsin veyahut bizim Venedik devletimiz­den hareketimize dair emir gelsin. Bunun üzerine İmperator cevap ver­di ve şöyle dedi : Ey sen, büyük kadırgaların kaptanı, sizin ticaret em­tialarınız benim memleketimde, senin kadırgalarında olduğundan daha fazla bir emniyette değil midir? Fakat hakikatte ben pekâlâ farkında-

— 23 —

(2) Şehir 12 Nisan 1204 te fethedildi ve 26 Temmuz 1261 de kaybedildi.

Page 25: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

yım ki sen bunu, bir gece kaçmak ve beni hasmı canım olan hâin türke karşı sefil ve acıklı bir vaziyette bırakmak için yapıyorsun. Neticede imperator tarafından kendisine tâm bir müsaade verilmedikçe yola çıkmıyacağına dair büyük kadırgaların kaptanı yemin etmedikçe im­perator ticaret eşyalarının kadırgalara yükletilmesine katiyen müsaa­de etmek istemedi; ve böylece kaptan, imperatorun müsaadesi olm a­dıkça yola çıkamıyacağına dair yemin etti; ve bunun üzerine impera- ’ tor bütün tüccarların, ticaret mallarını bizim kadırgalarımıza yükle­melerine ve arzu ettiğimiz zaman da, kendi memleketimiz gibi, mal­ları tekrar karaya çıkarmamıza müsaade etti; ve böylece o gün mal­ları yükledik ki, memleket kaybedildiği zaman Venediğe bu mallarla birlikte geldik.

Kadırgaların hamulesi şudur :

— 24 —

ipek 82 balyabakır 614 balyaçivit 4 balyazencefil 11 balyaaltın işleri 3 balyabalmumu 438 balyakırmız 31 balyareçina 6 balyatıbbî tohum 1 balyasakız 7 balya

ceman yekûn 1197 balya.

Yine bu 26 Kânunusani günü Cenovalı Zuan Zustignan kaptan, takriben bin iki yüz fıçılık bir gemi üzerinde Kostantiniyeye geldi ve yanında sekiz yüz fıçılık bir gemi daha vardı, ve yediyüz kişi ile bir­likte, yukarda dedeğim gibi Kostantiniyeye geldi, çünki Kostantini- yenin ihtiyacını anlamıştı,, ve bu hıristiyanlığın menfaati ve dünya­nın şerefi namına lüzumlu idi. İmperator bu gemileri kendi emniyeti için alıkoydu ve bir kaç gün sonra bu Zuan Zustignan’a küçük bir ka­dırga........... (1 ) hediye etti (2) ve onu kendisinin kara kıtalarınınkumandanı tâyin eyledi, ve türk Mehmed beyin ordusunu beklemesi

(1) Matbu metninde burada bir kelimelllt bir yer boş bırakılmış ve........şeklinde bir liaç nokta konulmuştur. (Matbu metin, sahife: 13, satır 18).

(2) Bu Giovanni Giustiniani Longo iki sene evvel Haytada belediye reisi sıfatile bulunmuştu. Kostantin kendisini pek parlak bir şekilde kar­şıladı ve, Mehmet muhasaradan vazgeçtiği takdirde, kendisine Limni adası beyliğini vermeği vâdetti.

Page 26: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

için onu kara surlarına tahsis etti; türk beyinin ordusile birlikte ge­lip bu sefil Kostantiniye şehri etrafında ordugâh kurması günden gü­ne bekleniyordu.

26 Şubat gecesi Piero Davanzo, gemisile birlikte, Venediğe git­mek üzere Kostantiniye limanından kaçtı ve paçavra yüklü altı Girit gemisi de Girid’e gitmek üzere kalktılar ve bunlar limandan hareket etikleri zaman saatte 10 mil süratle esen rüzgâr vardı. Yedi gemi iyi bir yolculukla gittiler; ve bu yedi gemi, bizim ̂ kadırgalarımız gibi, on ikiler meclisinin kararile alıkonulmuşlardı, ve bu gemilerin bu şekilde kaçıp gitmeleri, gelip şehre karşı harbedecek olan türkün ver­diği korku tesirile oldu ; türkün gelmesi günden güne bekleniyordu; ve onlar bu korku sebebile kaçtılar ve bu gemilerle bir çok kimseler de, takiben 700 kişi kadar kaçtı ve sözü geçen bu gemiler toplu birhâlde türkün donanması onlara ............. maksızın Tenedosa kadargittiler; bunlar Gelibolu boğazından dışarı çıktıkları zaman birbir­lerinden ayrıldılar; altı gemi Giride doğru gitti; Piero Davanzo da Venediğe doğru gitti, ve yedi geminin hepsi de kendi memleketlerine kavuşarak kurtuldular.

İmperator, Türkün her ne pahasına olursa olsun bu zavallı Kos­tantiniye şehrine saldırnaağa geleceğini nazarı itibara alarak, ve kara cihetinden bütün surlar çok sağlam olup 10 kademden oniki ve daha fazla kademe kadar kalın olduklarını; ancak saray cihetinde çok za­yıf ve mazgalsız olduklarını, ve etrafında hendekler bulunmadığını ve bu sebeple bu noktadan tedbir almak ve bu sarayını tahkim ettir­mek icabettiğini düşündü, öyle ki, Türk geldiği zaman herhangi bir zarar ika edemesin; binaenaleyh bu noktalar hakkında gereken ted­birlerin alınması lâzımgeldiğinden, imperator, Tuna kadırgaları kap­tanından, lütfen Kadırgalarile birlikte kendisinin bu sarayına kadar gitmesini, ve burasını tahkim ettirmek için adamları vasıtasile sara­ya bitişik bir çukur kazılmasını, ve bu çukurun sekiz kadem, derinli­ğinde ve yüz adım uzunluğunda olmasını talebetti. Kaptan imparato ­ra şöyle cevap verdi : ben evvelâ Allahın şerefi ve bütün hıristiyanlı- ğın şerefi için„ ve Türkün saldırmış olduğu sizin imperatorluğunuza itaat ettiğim için bunu memnuniyetle yaparım; sizin m.emleketinizin kuvetli olmasını temin maksadile, pazartesi günü sabahleyin kadir-

— 25 —

(1) Matbu metnin 13 üncü sahifesinin 74 üncü satırında bir kelimelik yer boş bırakılmış v e ............ noktalarla geçlmiştir.

Page 27: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

galanmla birlikte hareket edip chinigo’ya geleceğim (1) ve oradan biz hepimiz karaya çıkıp herkes kendi vazifesini gayret ve liyakatle ya­pacaktır. Ve Martın 14 üne tesadüf eden pazartesi günü gelince, kap­tanımız gemileri ile hereket etti ve imparatorun emretmiş olduğu ma­halle gitti ve burada kadırgaları durdurarak orada herkes büyük bir şevkle karaya çıktı; ve kimi kazmalarla, kimi küreklerle, kimi de top­rağı taşımak için Küfelerle herekete geçti r^ve imparator bütün asılza- - delerile birlikte, bu güzel mesaiyi seyrediyordu; ve kadırgaların her- birinin sahibinin de, bütün adamlarını bir yere toplamak için flaması vardı (2 ) ; ve bugün büyük çukurlar ve hendekler kazıldı; bunun se­bebi de herkesin, evvelâ Allah, sevgisile, sonra Türk dolu dizgin sur­lara kadar gelnaesin diye, büyük bir şevk ve gayretle çalışması idi. Akşam olunca, kaptanın Venedik devleti namına yapmış olduğu bü­yük iyilik dolayısile imperator kendisine çok teşekkür etti; bunun üzerine kaptan, iki küçük kadırganın ikinci kaptanı olan bay Chab- riel Trivixan’a kendi küçük kadırgalarile gidip mezkûr sarayın sur­larım tahkim için elindeki adamlarla mümkün olduğu kadar fazla hendek kazdırmasını emretti.

Mezkûr bay Chabriel Trivixan onun emirlerini yerine getirdi ve güneg batıncaya kadar toprağı kazdırmağa devam etti ve sonra ge­milerle birlikte eski yerine döndü, ve bu da 1453 mart ayının 14 üncü günü oldu.

Martın son gününe tesadüf eden mükaddes cumartesi günü, haş­metli imperator, Tuna kadırgaları kaptanına verdiği emirde, tamam­lanmamış olan bir hendeği biraz daha kazdırmasını ve böylece her noktanın takviyesini talebetti. Haşmetli imperator, asılzadelerile bir­likte, bu kazma işini teşvik için bizzat nezaret etmek istedi ve saat yirmi üçe gelince, bay kaptan limana eski yerine döndü, ve mezkûr kaptan cumartesi günü gün doğmadan evvel üç büyük kadırgasile bir­likte limandan hareket ederek chinigo denilen mahalle gitti,, çünki bu­rasını kazmak lâzımgeliyordu ve burada imperatorun, asilzadelerinin büyük bir kısmı ile birlikte, toprağın kazılması için kadırgaları bek­ler bir vaziyette buldu. Galyalar yaklaşır yaklaşmaz derhal, bay Alu- ixe Diedo imperatorun huzuruna çıktı ve toprağın kazılması işine baş-

— 26 —

(1) Buraya Kynegion deniliyordu, çünkü Romalılar devrinde burada bir meydan, yani anfitiyatro vardı ve üzerinde insanlarla vahşî hayvan­lar, veyahut vahşî hayvanlar birbirile dövüşürlerdi. Leon. Chiens, ed. Paris, 1823, Sondaki notlar.

(2) Bu flârna küçük ve uzun bir bayrak olup ucu çatal şeklinde ikiye bö­lünüyordu. Boerio.

Page 28: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

lanjidı, ve mezkûr kadırgaların sahipleri, süvarileri ve bütün zabit­leri, okçuları, bütün arkadaşlar ve taifeler, dünyanın şerefi için şevk ve gayretle toprağı kazıyorlardı; kimi toprağı kazıyor, kimi kaldırıp götürüyordu; o gün çok çalışıldı, çünki herkes bu işe büyük bir istek­le sarılmıştı. Ve çünki imparator da bu işe nezaret ediyordu, ve bay kaptan da aynı şekilde hareket ediyordu ve bu devamlı çalışmada im- perator” TürkleYin ğelip’ te çâlışrnâklâ ölâri kirnselere saldırmamaları için dağın tepesine iki bekçi koymuştu e bunlar ortalığı gözetliyor­lardı; e Allahın lûtfu ile, sözü geçen hendeklerin kazılması nihayet buluncaya kadar Türkler hiç gelmediler; akşam geç vakit kazma ame- liyesi nihayet buldu ve kadırgalar da evvelce bulundukları Pera önün­deki yerlerine döndüler.

İki nisan günü haşmetli imperator, limanda baştan başa, yani Kostantiniyeden Peraya kadar zincir gerilmesini bay Bortolamio Soligo’ya emretti; mezkûr bay Bortolamio Soligo imperatorun emri üzerine zinciri limanda boydan boya gerdirdi; ve bu zincir çok iri ve yuvarlak ağaçlardan yapılmıştı ve bu kütükler birbirine büyük demir kancalarla ve demirden yapılmış kalın zincirlerle bağlanmıştı. Ve zincirlerin daha sağlam ve emin olm;ası için de bir ucu Kostantiniye surlarına, diğer ucu da Pera surlerı üzerine tesbit edildi. Bu zincir li­manın ağzına gerildikten sonra, kara cihetinden de gerekli tedbirle­rin alınması lâzımgeliyordu. Binaenaleyh bütün Venedik asilzade­leri imperatora giderek, karadaki dört kapının, yâni kara tarafındaki kapıların tahkim edilmesi lüzumunu hatırlattılar. O zaman haşmetli impei'ator nazikâne cevap verdi : Kostantiniye, Kumlardan ziyade Venediklilerin olmuştur ve Venediklilerindir; ve kendisi ve Venedik­lileri çok sevdiği için,, kara cihetinde bulunan dört kapının muhafaza­sını bütün muhafaza anahtarlarile birlikte, Venediklilere vermek is­tedi; ve böyle yaptı, ve böylece bunlar dört Venedikli asile verildi; ve Venedikli asiller onikiler meclisine davet edildi ve bu meclis tarafın­dan bu dört kapının muhafazası bizim dört asilimize verildi. Cresca adındaki birinci kapı (1) müteveffa bay Zuane oğlu Catarin Conta- rini’ye verildi; ikinci kapı müteveffa bay Zuane oğlu bay Fabruzi Corner’e verildi; üçüncü kapı müteveffa bay Lunardo oğlu bay Nico-lo Mazenigo’ya tevdi edildi; ki bu kapının ismi Elpigi’dir (2) Haşmet­li imperatorun sarayı olan dördüncü ve sonuncu kapı da müteveffa bay Domenego oğlu bay Dolfin Dolfin’e verildi; ve bu dört kapının

— 27 —

(1) Corsia veya Galigarya mı?(2) Bunun, isminin Pigi olmasînm sebebi, yunancada 'tttîyV tesmiye edilen

pınar Mukaddes Bakiresi kilisesine giden yolun buradan geçmesiydi.

Page 29: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

anahtarları bu asillerde bulunuyordu ve kendileri de onları çok iyi muhafaza ediyorlardı. —

Bundan sonra muharebeler başbyor ve kendisi de (1) gelip şehrin etrafında ordugâh kurdu, fakat burada evvelâ, Mehmed beye karşı harbetmek üzere bu Kostantiııiye şehrinde hazır bulunan Venedikli biıtün asülerin isimlerini zikretmek isterim ki etmiş olan bütün asillerin hâtırası ebediyyen anılsın.

Kostaniye balyosu bay Jeruolemo Minoto, bay Jeruolemo oğlu bay Zorzi Minoto, bay Jeruolemo oğlu bay Polo Minoto,Tuna kadırgaları kaptanı bay Alvixe Diedo,bay Alvixe oğlu bay Marco Diedo,bay Alvixe oğlu bay Vetor Diedo,iki kadırganın ikinci kaptanı bay Cabriel Trivixan,bay Cabriel oğlu bay Marco Trivixan ,süvari şövalye bay Zacaria Grioni,büyük bir kadırganın sahibi bay Silvestro Trivixan,büyük bir kadırganın sahibi bay Jacomo Coco,büyük bir kadırganın sahibi, müteveffa bay Bernardo oğlu bayJeruolemo Morexini,müteveffa bay Zuane oğlu bay Catarin Contarini, bay Bertuzi oğlu bay Marin Contarini, m.üteveffa bay Jacomo oğlu bay Aluixe Contarini

— 28 —

il^i kâird6SMüteveffa bay Jacomo oğlu bay Piero Contarini bay Nicolo oğlu bay Cabriel Contarini, bay Jacomo oğlu bay Nicolo Morexini, müteveffa bay Bernardo oğlu bay Nicolo Zustignan, bay Nicolo oğlu bay Bernardo Zustignan, müteveffa bay Nicolo oğlu bay Domenego Balbi, bay Marin oğlu bay Nicolo Balbi, bay Domenego oğlu bay Bernardo Balbi, müteveffa bay Benetin oğlu bay Antonio Eembo müteveffa bay Benetin oğlu bay Antonio Bembo müteveffa birinci Lunardo oğlu bay Nicolo Mozenigo, müteveffa bay Marin oğlu Toma Mozenigo, müteveffa bay Michiel oğlu bay Alöixe Navaier,müteveffa bay..... oğlu bay Jeruolemo Corner,müteveffa Piero oğlu Câ da Pexaro’lu bay Antoino,

(1) Yani Mehmet.

Page 30: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

— 29 —

bay Zuane oğlu bay Piero Nani, bay Zuane oğlu bay Piero Trivixan,müteveffa bay..... oğlu bay Adartıo Trivixan,müteveffa bay Benedeto oğlu bay Michiel Boldu, müteveffa bay Ombon oğlu bay Batista Griti,bay Triadan oğlu bay Luca Griti,.......... ..........bay Matio oğlu bay Zacaria Barbaro, bay Marco oğlu bay Nicolo Barbaro (1) bay Bernardo oğlu bay Francesco Venier,Girit gemisi sahibi bay Zuan Venier, bay Polo oğlu bay Zuan Loredan, müteveffa bay Piero oğlu bay Aloixe di Prioli ̂müteveffa bay Piero oğlu bay Mafio di Piroli ̂bay Jacomo oğlu bay Antonio Capo, müteveffa bay Zuane oğlu bay Fabruzi Corner, bay Antonio oğlu bay Jeruolemo Abramo,Giritli bay Marco Abramo, bay Anzolo oğlu bay Alesandro Lolin, )bay Anzolo oğlu bay Zuan Lolin. )Giritli bay Nadal Signolo,Giritli bay Piero Barbarigo, müteveffa bay Renier oğlu bay Daniel Vituri,müteveffa b a y ..... oğlu bay Andrea Malipiero,bay Nicolo oğlu bay Antonio Pizamano, müteveffa bay Donado oğlu bay Piero Michiel, müteveffa bay .... oğlu bay Francesco Michiel, müteveffa bay Nicolo oğlu bay Nadal Salanaon, bay Antonio oğlu bay Fantin Zen, müteveffa bay Piero oğlu bay Donao Trun, müteveffa bay Zuane oğlu bay Zacaria da Mulin, müteveffa bay Francesco oğlu bay Marco Dalleze,, müteveffa bay Andrea oğlu bay Nicolo Pixani,Bay Bart. oğlu bay Aluixe da Canal bay Bart. oğlu bay Jer^ıoleme da Canal bay Piero oğlu bay Jacomo Taiapiero,müteveffa bay.... oğlu bay Felipo Contarini,müteveffa bay Domenego oğlu bay Dolfin Dolfin, müteveffa bay Francesco oğlu bay Bortolo Zorzi.

Adet 68.

iki kardeş

iki kardeş

(iki kardeş)

(1) Bu ruznamenin müellifi.

Page 31: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Burada kendisinin (1) ııasıl memleket etrafına ordugâh kurduğu­nun hikâyesi başlıyor, ve ileride göreceğiniz gibi muharebeler günü gününe takip edilmektedir.

5 Nisan günü gündüz saat birde Mehmet bey Kostatiniyede ordu­gâh kurdu, Takriben yüz altnuş MnJTjürk idi^r, ve Kostatiniye sur- larmdan takriben iki buçuk mil uzakta ordugâh kurdular.

Yine bu ayın 6. cı günü Türk beyi adamlarmın yansı ile kara sur- lannm bir mil yakınına kadar geldi.

Yine bu ayın 7. ci günü, bey, kuvvetlerinin büyük bir kısmiyle ay­ni surların bir çeyrek mil yakınma kadar geldi ve Cresca’dan Chnigo’ ya kadar altı mil uzunluğunda olan kara surlarının imtidadınca ken­disinin bu ordugâhı uzanmış ve yayılmış bulunuyordu.

Türk bu şehrin etrafında büyük bir ordu ile ordugâh kurmuş oldu­ğundan gereken tedbirlerin iyice alınması icabediyordu; yani, hıristi- yan milletinin düşmanı olan bu dinsiz adamın gayesini bizim aleyhimi­ze tahakkuk ettirememesi icabediyordu; binaenaleyh haşmetli impa­ratorun emrile her kapı muhafızının ve ayni zamanda her kule muha­fızının da, ve adamlarile birlikte muhtelif noktalarda vazifelendiril­miş bulunan herkesin, düşmanımıza karşı dikkatli olmaları lâzımdı.

Yine nisanın 6. cı günü, haşm'etli imperator sarayından çıkarak Cressu (2) tesmiye edilen bir kapı tarafındaki kara surlarına gitti. Bu kapı şehrin kapılanıun hepsinin en zayıfı idi, ve haşmetli impera torun yanında asilzadelerinin ve şövalyelerinin mühim bir kısmı da bulunuyordu; ve ona refakat ediyor, onu teselli ediyorlardı, fakat bu­na rağmen hain düşmanı olan Türkten çok şüpheleniyor ve endişe edi­yordu, ve bu da her ân taarruza hazırlanıyordu.

Yine aynı ayın 6. cı günü, biz Venediklilerin baylosumuz bay Jeru- clemo Minoto, sarayından hareketle, haşmetli imperatorun sarayına gitti, çünkü imperatorun sarayı kara tarafındaki surların yanında idi. Ve buradan, surlar etrafında yapılan harekât görülebiliyordu ve böy- lece saraya herhangi bir kimsenin girmesine de mani olunabilecekti ve bundan başka bu sarayda bizim asil tüccarlarımızın bir çoğu bulunu­yordu ve bunlar bizim balyosumuzun yanında ona refakat ediyorlardı ve gerek onu, gerekse şehir halkını teselli ediyorlar, maneviyatı takvi­ye eyliyorlardı.

— 30 —

(1) Yâni Mehınedin(2) Altjn kapı mı?

Page 32: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

împeratördan sonra Kostantiniyenin en ileri gelen adamı olan bü­yük duka (1) liman cihetinden sahilleri inuhafaza ediyordu ve elinde yüz tane hücum âtı bulunuyordu ve bunları, şehrin lüzumlu mahalle­rine yardıma daima hazır bir vaziyette, yanında bulunduruyordu.

Rahipler, surların deniz cihetinden takriben bir mil uzunluğunda olan bir kısmını muhafaza ediyorlardı.

Ve Kostaııtiniyede imperatorun yanında bulunan Orhan adlı Türke, maiyetinde bulunan Türklerle deniz tarafından bir noktanın muhafazası tevdi edilmişti; fakat bunlar bir müddet evvel efendileri­ne karşı isyan etmişlerdi; ve böylece Kostatiniyenin bütün ileri gelen­lerine memleketin başlıca mühim noktalarının rnüdafaası tevdi edil­mişti ve bilhassa Chinigo mahallinde gok iyi muhafızlar vardı.

Yine nisanın bu altıncı günü 3 Tuna kadırgası ile iki küçük kadır­ganın harbe iştirâk etmeleri hususunda haşmetli imperatorun emri üzerine bunlar limanda iskele mevkiinden hareketle beşi de birden Chi­nigo denilen bir m,ahalde karaya iskele atmağa gittiler ve bu beş kadır­ganın cem’an bin kişiden ibaret olan mürettebatı kâmilen müsellâh olarak ve icabettiği derecede intizam içinde karaya çıktılar ve her bir kadırganın sahibi kendi kadırgasının bölüğü ile gidiyordu, kendi mert ve cesur adamları da önden gidiyorlardı; fakat kadırgaların kaptanla­rı, sahiplerinden daha önde gidiyorlardı ve bu kaptanlar, o adamlarile birlikte haşmetli imperatorun huzuruna çıktılar ve kadırgaların o a- damlarına ne gibi bir emir vermek arzu ettiğini kendisinden sordular. İmperator kendilerine kara tarafındaki surların etrafına gitmelerini emretti ki, böylece düşm.ammız hâin Türk onları okadar büyük bir in­tizam, içinde görünce memlekette çok büyük kuvvetler olduğunu zan- nedecekti. Bütün bu adamlar, ordugâhın kurulmuş olduğu ve altı mil uzunluğunda olan yalnız kara surları etrafında bir defa dolaştıktan sonra kadirgalara dönüp silâhlarını yerlerine koydular ve kadirgalar da Pera önündeki iskelelerine döndüler; bu adamların bu manevrası şehrin halkı için güzel bir teselli teşkil e tti; ve düşmana da garip gö­ründü.

Yine bu nisan ayının dokuzuncu günü, bu hâin Türkün menfur maksadına nail olmak ve zavallı Kostantiniye şehrim almak için kara ordusuna zamimeten donanmasile de gelmeği tasmdm eylediği görü­lerek, bu nokta üzerinde de yani liman cihetinden esaslı tedbirlerin, alınması icap ediyordu; ve bu sebeple, limanda baştan başa gerilmiş

— 31 —

(1) Luca Notara, Lâtinlerin ve ittihadın idi.

Page 33: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

olan zincirin yanına, limanda bulunan genıilerin en büyüklerinden do­kuzunu koymamız lâzımı geliyordu; bu gemiler, zincir boyunca sıra­lanarak, Kostantiniyeden Peraya kadar uzanacaklardı ve bu dokuz geminin hepsi de çok iyi takviye edilmişti (1) ve harbe hazır vaziyet­te ve büyük bir intizam içinde idiler ve biri diğerinden daha mükem- n^el bir yaziyette^bulunuyprlardı ; bunların sahipleri aşağıdaki şahıs­lardı :

Cenovah bay Zorzi Doria, 2500 fıçılık gem i;Cenovali bey Zuan Zustignan, 1200 lıç ılık ;Ancona’lıların bir gemisi, 1000 fıçılık ;Kostantiniye imperatorunun bir gemisi, 1000 fıçılık;Giritli bay Zuan Venier, 800 fıçılık ;Giritli Filamati gemisi, 800 fıçılık ;Giritli Guro gemisi, 700 fıçılık;Cenovah diğer bir gemi, 1000 hçıhk;Cenovali bir Belingier (2) gemisi; 700 fıçılık.

Limanda zincirin iç tarafında direkleri üzerinde sepet şeklinde tarassut yerleri bulunan ön yedi gemi, ve üç tane Tuna kadirgası, Ve­nedikli iki küçük kadirga, ve Kostantiniye imperatorunun beş kadir- gası kalmıştı, ve bu beş kadirga teslih ve teçhiz edilmiş bir vaziyette değildi; ve techizatsız ve silâhsız daha bir çok gemi vardı, bunlar yan­gın ve top gülleleri korkusile sahile çekilmişlerdi. Denizde bizim bu ka­dar donanmamız bulunduğundan hâin Türkün donanmasına karşı ken­dimizi emniyette görebiliyorduk; ve bilhassa limanın ağzında zincir de bulunduğundan ve şehrin her iki cihetinde yani biri Kostantiniye tara­fında diğeri de Pera tarafında birer kule de bulunduğundan bunlar da bizim müdafaaımızı çok kuvvetlendiriyorlardı.

Yine nisanın on birinci günü, Türk beyi emeline daha çabuk va­rabilmek için, toplarını kara surlarının karşısına, şehrin en zayıf nok­talarına doğru yerleştirtti. Bu toplar dört mahalde yerleştirildiler; evvelâ haşmetli imperatorun sarayının karşısına üç top yerleştirildi; ve diğer üç topu da pigi ve diğer iki topu da Cresu kapısına koydurdu, ve diğer dört topu da San Romano kapısına yerleştirdi ki burası bütün o havalinin en zayıf kapısı idi. San Romano kapısına yerleştirilen bu dört toptan birisinin güllesi bin iki yüz libre agırlığmdadır; taşı on üç çeyrekliktir ki, güllenin düştüğü yere yapacağı müthiş darbeyi düşü-

— 32 —

(1) Jal. archeologie navale, cild 2. s. 174(2) Yelkenli seyrüsefer gemisi.

Page 34: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

nün (1 ). İkinci topun güllesi sekiz yüz libre ağırlığında idi, taşı dokuz çeyreklikti; bu iki top bu Türk hânının elinde bulunan en büyük top­lardır; diğer toplar daha küçüktür; beş yüz libreden iki yüz libreye kadar, ve daha aşağı ağırlıktadırlar.

Yine nisanın on ikinci günü, saat dokuza doğru. Türkün donan­ması Köstantiniye limanı önüne'geldi f hü'dönâiTfhâ clâimâ'küfeTt çeke­rek ilerliyordu, ve Anadolu cihetine doğru gitti, çünkü bu memleket Türkün id i; çünki bu donanma Kostantiniye yakası tarafından gelsey­di, biz hıristiyanlarm donanma,mız tarafından sıkıntıya düşürülecekti. Gündüz saat 7 de sözü geçen bütün donanmanın iskeleye yanaşması ni­hayete ermiş bulunuyordu; sütunlar adı ile anılan burası(2) Karadeniz cihetinde ve Kostantiniyeden iki mil mesafededir, ve dediğim gibi o mahalle, şiddetli haykırmalarla ve çalpara ve davul sesleriyle ilerledi, öyle ki âdeta bizim donanmamıza ve şehir halkına korku verdi. Türkün sözügeçen donanması, kadırgaları, küçük tekneler, kalyonlar ve firka­teynlerden mürekkep olarak cenıan yüz kırkbeş parçadan ibaretti, fa­kat mükemmel bir şekilde teçhiz edilmiş on iki kadırga, yetmiş veya seksen kadar kalyon, yirmibeş parça parandorya vardı, ve gerisi de kü­çük teknelerden müteşekkildi; ve Türkün bu donanmasında takriben üçyüz fıçılık bir gçjmi de vardı ki bu, top güllelerile hasır kamış gibi şeyler, odun, ve kendisinin ordusu için lüzumlu diğer cephanelerle dolu olarak Sinoptan geliyordu; ordugâhta lüzumlu şeyleri bulundurmak âdetti. Türkün bütün donanması sütunlar mevkiine geldikten sonr.'i o gün artık bizi rahatsız edecek başka bir harekette bulunmadı. Herkes sakin ve rahat durdu; fakat biz hıristiyanlar düşmanımızdan şüphe­lendiğimiz için bütün gün ve gece silâhlarımızı bırakmadık; böylece gemiler kadırgalarımız ve sağlam bir durumda bulunan zincirimiz, onun her an gelip bizim donanmamıza saldırmasını bekliyorduk,, vü dediğim gibi onun donanması sütunlar mevkiinde bulunuyordu. Fa­kat düşmanımızın ne gece ne de gündüz herhangi bir tecavüzde bu­lunmaması için lâzımgelen tedbirlerin alınması icabediyordu, ve bu se­beple, Türklerin donanmasının bizim donanmamıza doğru harekete ge­çip geçmediğini anlamak için, Pera surları üzerinde devamlı bir surette ve arada bir değiştirilmek suretile iki nöbetçinin bulundurulması ka­rarlaştırıldı ; şayet bu nöbetçiler, bir kalyon veya kadırga veyahut fir ­kateyn veya diğer herhangi bir teknenin hareket ettiğini görecek olur-

— 33 —

(1) Bu, macar Orbanın dökmüş olduğu müthiş toptu.(2) Bu “sütunlar,, mevkii eserin muhtelif yerlerinde geçmektedir. Bu­

nun bir ismihas olması lâzımdır;fakat daima küçük harfle yazılmıştır.

Page 35: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

— 34

larsa, derhal gelip Tuna kadırgaları kaptanlarını haberdar edecekler­di, çünki mumaileyh Liman reisi tayin edilmişti; ve bay kaptan, bütün bu gemilerin harekete geçtiğini haber alır almaz derhal mukabele boru ­sunu saldıracaktı ve ânide herkes umumî bir taarruz başhyorm uş gibi silâh başına koşacaktı; böylece, zincizin yanındaki gemilerde bulunan adamlar da silâh başında bekleşiyorlardı ve bizler de.h.er an Türkün donanmasının gelip saldırmasını bekliyorduk; öyle ki hergün bu kâbus ve büyük dehşet içinde yaşıyorduk ve yukarda dediğim gibi gece gün­düz silâh başında bekliyorduk; ve böyle olduğu halde bu donantna bir türlü harekete geçm iyordu; fakat bazan bir kaç kadırga hareket ettiy ­se de bunlar Anadolu yakasına veya Karadeniz ağzına doğru, onun yeni yaptırdığı kalaya doğru gidiyorlardı; ve onun bu donanması h içb ir za­man gelip saldırmadı; fakat oniki nisandan yirmidokuz mayısa kadar gece gündüz korkudan bizi silâh başında beklemeğe mecbur etti. Bu ayın yani nisanın onikinci gününden aynı ayın onsekizinci gününe ka dar ne denizden ne de karadan büyük bir rahatsızlık vermedi, sadece gece gündüz mutad bombardımanlarına devam ediyordu, ve Türkleria âdeti olduğu veçhile kara sularındaki adamlarla birkaç döğügmeden başka bir şey olm adı; Türkler ve bilhassa Türk beyinin askerleri olan yeniçeriler, döğügmek için kara surlarının altına kadar geliyorlard ı, ve içlerinden biri veya ikisi ölünce, o Türklerden derhal diğerleri ge­liyordu ve ölmüş olan bu Türkleri tıpkı domuzlar gibi omuzlarına alıp götürüyorlardı, ve kendilerinin kara surlarının yanında bulunmalarına ehemmiyet vermiyorlardı; fakat surların üzerinde bulunan bizirnkiler; tüfek ve oklarla sırtında ölü türkü taşıyan türke ateş ediyor veya ok atıyorlardı, ve böylece her ikisi de ölü olarak yere yıkılıyordu; ve a r­kasından diğer Türkler geliyordu ve ölümden hiç korkjnaksızın, yer- dekileri alıp götürüyorlardı; surların önünde bir türk ölüsünü terket- rnek ziUetine dügmemek için, içlerinden on kişiyi feda etmeği tercih ediyorlardı.

Yine bu nisan ayınm on sekizinci günü büyük Türk kafileleri sur­lara kadar geldi, ve bu vaka gecenin takriben saat ikisinde oldu ve çarpışma gecenin altısına kadar devam etti; ve bu çarpışmada Türk- lerin bir çoğu öldü, ve bu Türkler surlara kadar geldikleri zaman ka­ranlıkta, ve ânî olarak bizimkilere saldıırnak için geîmişlerdi; fakat nekadar şiddetli haykırmalarla ve çalparalar gürültüsile surlara gel­miş olduklarını hiç sormayın; öyle ki, hakikatte orada mevcut oldu­ğundan çok daha fazla miktarda Türkün gelmiş olduğu zannediliyordu: kendilerinin ordugâhlarından oniki mil uzakta olan Anadoludan bile

Page 36: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

onların sesleri ve gürültüleri işitiliyordu; ve bu şiddetli haykırma ve gürültüler içinde; zavallı imperator çok müteessir olarak, o gece Türk- lerin Umumî taarruza geçmek niyetinde olduklarını zannederek, ve biz hıristiyanlar da o Türklerin umumî taarruzuna henüz hazırlanmamış olduğumuzdan, ağlamağa başladık; imperatorun büyük kederi bun­dan -ileri geliyordu.-Fakat ebedî Allah o aralık öyle büyük bir fecaate müsaade etmek istemedi ve gecenin saat altısında çarpışmalar, dinsiz­lerin büyük bir mahcubiyeti ve yine kendilerinin büyük kayıplarile nihayet buldu, çünki onlardan ikiyüz kişiden çok fazla adafn öldü ve Allaha şükür bizlerden tek kimse ölmedi ve hattâ yaralarimadı.

Yine bu nisan ayının yirminci günü saat üçte dört büyük gemi gel­di ki bunlar garptan, Çanakkale tarafından, tahminimize göre Ceno- vadan geliyorlardı' ve şehre yardım etmek için Kostantiniyeye geliyor­lardı; ve Kostantiniyeye yardıma gelecek herbir Ceneviz gemisinin, hamulesi ne olursa olsun, ijmperatora ait her bir vergiden bütün tica­ret emtaasınm muaf olacağına dair haşmetli Kostantiniye im,perato runun Cenevizlilere yapmış olduğu bir tebliğ üzerine geliyorlardı. Sö- zügeçen bu dört gemi cenup rüzgârlarile yelken açıp gelirken, dertli ve acıklı şehre yaklaştıkları zaman, bu dört gemi Kostantiniye önüne ge­lince, Allahın takdirile, derhâl i'üzgâr kesildi, ve sözü geçen bu gemiler durgun bir hava içinde deniz ortasında kaldılar; bunların böyle rüz­gârsız kalmaları üzerine hıristiyan dininin haini olan Türk Mehmed beyin deniz donaniması, büyük bir ruhî kudretle harekete geçti, ve sü­tunlar mevkiinde bulunan bu donanma, şiddetli çalpara gürültüleri ve haykırmalar arasında, düşmana karşı muzaffer olmağa azmetmiş a- damlar gibi,; büyük bir hızla kürek çekerek dört gemiye doğru geldiler; fakat kendilerine zafer vermesi için Muhajmmed’lerine niyaz eylemeleri faide vermedi; hattâ bu muharebede bizim muzaffer olmamız için biz hıristiyanların dualarımızı aşağıda göreceğiniz gibi, ebedî Allahımız kabul etti. Dört gemi yelken açmış gelirlerken rüzgâr kesildiğinden. Türkün donanması hareket etti ve bu gemilere doğru geldi, ilk olarak Türkün donanmasının kaptanı, Kostantiniye imperatorunun ge'ıTtıisinin kıç tarafına büyük bir şiddetle saldırdı ve diğer bütün donantna da,dört gemiye ellerinden geldiği kadar.........saldırdılar. Fakat Türklerinkaptanının kadırgası da, haşmetli imparatorun arkasına, yani gemisinin arkasına, mahmuzlamaktan (1) hiç geri kalmadı ve şiddetli hücumlar­da ve taarruzlarda bulundu; ve böylece Türkün bütün diğer donanma-

— 35 —

(1) Kürekle gekilen gemilerin baş tarafı mahmuz gibi sivri idi.

Page 37: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

sı da şiddetli bir muharebeye tutuştu; ve bu dört gemiden kiminin et­rafını 5 kadırga sarmıştı, kiminin etrafını 30 tekne, kiminin 40 paran- dorya sarmıştı; öyleki boğaz teslih edilmiş teknelerle o derecede dol­muştu ki bu gaddar köpeklerin bütün bu donanması arasında sular güç görünüyordu., Muhjırebe iki üç saat kadar devam etti ve taraflardan hiçbiri muzaffer olmadı; bununla beraber biz hirrstiyâSlâîTn“dört'ge- mimiz büyük şerefe nail oldu, çünki üzerlerine Türklerin yüzkırkbeş yelkenlisi saldırdığı halde onlardan ioırtulabildiler.

Böylece mücadele içinde ve aynı zamanda rüzgârsız da kalmış ol­dukları halde ilerlemeğe gayret ediyorlardı ve Kostantiniye şehrinin önlerine kadar ilerliyebildiler, fakat onların donanması gece olmasın­dan korkuyordu. Fakat hava kararıp gece olduğundan biz bu gemilere yardın! için icabeden tedbirleri aldık; iki kadırganın ikinci kaptanı baj Chabriel Trivixan, şövalye bay Zaccaria Grioni’nin kadırgasile gönde­rildi ve bunun hakikatte olduğundan çok daha fazla silâhlı olduğunu düşmanımıza göstermek için boru ve muzıka sesleri ve taifelerin şid­detli haykırmaları arasında ve büyük bir savletle Kostantiniye liman zincirinin dışına çıktı, ve her kadırgada iki üç borazan olduğu halde en az yirmi kadırga mevcutmuş gibi idi ve Türkler bu gürültüyü görün<;e çok korktular ve bizim bu iki kadırgamız dört gemiyi yedeklerine ala­rak Kostantiniye limanı içine çektiler. Türkün donanraası sütunlar mevkiindeki iskelesine memnuniyetle çekildi; Türkler bizim bütün donanmamızın kendilerine karşı yürümek üzere harekete geçmesinden endişe ediyordu. - Ertesi gün,, ki yirmibir nisan günü idi, Türk beyi ordugâhtan yani Kostantiniye surlarından hareket ederek ve takriben on bin süvari ile yürüyerek donanmasının bulunduğu sütunlar mevkii­ne geldi; kendi kaptanının, bütün o donanmasile, sadece dört getniyi ele geçirememiş olmasının sebebini görmek ve anlamak istiyordu. Türk beyi donanmaya vâsıl olunca derhal donanmasının kaptanını karaya çağırttı ve huzuruna getirtti ve bunun üzerine hâin Türk, kaptanına karşı büyük bir hiddetle şöyle dedi : Muhammed’in dinine ihanet ettin ve efendin olan bana ihanet ettin; idaren altında bulunan bütün bu donanma ile hıristiyanların dört gemisini yakalayamamış olmanuı sebebi nedir? Hava çok durgun olduğundan onlara karşı pekâlâ muka­bele edebilirdin. Sen bu gemileri ele geçiremedikten sonra, Kostantiniye limanı içinde bulunan donanmayı nasıl ele geçireceksin? Kaptan Türit beyine şöyle cevap verdi ; Efendim, gözlerinle bak kİ kalbinle inanabi- lesin; ve hiddete kapılmamanı rica etmek isterim. Kendi gözlerinle gö­rüyorsun ki yalnız benim kadırgamda, muharebe esnasında, hıristiyan-

— 36 -

Page 38: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

1ar tarafından, Muhanımed’in kanununa mensup yüz on be§ kişi Öldü ve sen bilirsin ve herkes te görmüştür ki, kadırgamm baş tarafındaki mah­muzu ile, imperatorun gemisinin kıç tarafına saldırmaktan bir an geri kalmadım ve daima giddetle muharebe ettik, açıkça görüldüğü veçhile birçok adamlarım öldü ve aynı şekilde diğer kadırgalarda ve teknelerde bir çok adamlar öldü ve parandoryalarda^da'sayısız zayiat oldu ve fir­kateynler battı; ben kendim elimde olan bütün gayreti gösterdim; öy­le ki; efendim, beni affetm,eni ve hiddete kapılma;manı rica ederim. Her türlü fena düşüncelerle ve şeytanatla dolu bir adam olan ve aynı zamanda kaptanına karşı kötü niyet de besliyen Türk beyi usul ve ka­nunu hiç nazarı itibara almaksızın kendisine şöyle dedi : hâin, senin kafanı kendi elimle kesmek isterim; kaptan ,o kadar iyi sözler sarî etti ki nihayet hayatını kurtarabildi ve efendisinin o hayvani tehevvü­rünü bertaraf edebildi (1 ). Fakat Türk beyi kendisini o donanmanın kaptanlığından çıkardı ve bu kaptan kaptanlıktan çıkarılınca, bu Tür­kün babası (2) zamanında Piero Loredan kendilerini mağlûp ettiği za­man kaptanı-derya olmuş olan adamın oğlu ileriye doğru yürüyerek Türk beyine şöyle dedi : Efencîim, şayet sen beni senin donanmanın kaptanı yapacak olursan, ve ben de hıristiyanlann savletini karşılıya- cak olursam, hıristiyanlann bütün donanmasını sapasağlam senin el­lerine vermeyi ş:îmdiden sana vâdediyorum; ve böylece babamın inti­kamını almış olacağım ve sana bu söylediklerim doğru çıkmıyacak olursa hiç başka bir şey ilâve etmeksizin şimdiden sana söyliyeyîm ki derhal kafamı kestirebilirsin; ve onun bu konuşması Türke kanaat ge­tirdi ve onu bütün donanmasının ı^mümî deniz kaptanı yaptı, ve asası­nı orada eline verdi, ve onu kendi kaptanı tayifi etti, öyle ki efendisinin yerini tutsun ve umumî kaptan olduğundan istediğini yapsın ve boz­sun. —

Şimdi deniz tarafını bırakalım da kara surları hâdiselerine gele­lim : Yine bu nisanın yırmibirinci günü,, bütün gün. San Romario cihe­tinden kara surlarını bombardıman etmekten geri kalmadı ve aynı gün içinde, bütün bu bombardımanlar neticesile, birçok sur parçalarile birlikte bir kule yere yıkıldı. Bugün, gerek karada bulunanların gerekse donanmadakilerin korkuya kapılmalarının başlangıcı oldu. Çünki her­kes o gün onun umumî taarruza girişeceğinden şüpheleniyordu; herkes az zaman sonra Türk serpuşlarını mdmleket içinde göreceklerini zan­nediyordu ; fakat o kadar merhametli olan bizim şefaatkâr efendimiz

^ 37

(1) Bu mağlûp amiralin ismi Baltaoğlu idi, (2j Yani Murat II.

Page 39: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

hazreti İsa, vahiy ve kehanetin tahakkuk edebilmesi için müddeti uzat­mak istedi. Bu kehaneti, Mukaddes Lena’nm oğlu Kostantiniye impa- ratorlarmdan mukaddes Kostantin söylemişti. İşte, bu bofnbardanan neticesile o kadar büyük bir sur parçası yıkılmca herkes, birkaç gün içinde okadar .büyük bir sur parçasının nasıl ^kıldığını düşünerek ar­tık bütün cesaretli kaybetmişti; filhakika, şayet o günlerde Türk, sa­dece on bin kişi ile surlara gelmek istemiş olsaydı hiç şüphesiz tnemle- kete girecekti ve fethedecekti, ve biz de onu bukadar adî bir şekilde kaybetmiş olacaktık; fakat, mutad olduğu üzere dünyanın her köşesin­de kıymetli ve cessur adamlar mevcut olduğundan, ve bu Kostantiniye şehrinde de birkaç kıymetli ve şeci insan bulunduğundan, bunlar ara­sında, Rumlardan çok daha cesur olan Venedikli asilzadeler, yıkılmış olan surların icabeden noktalarında esaslı ve sağlam tamirata girişli­ler ; bu tamirat taş ve toprak dolu fıçılar dizilmek suretile yapıldı ve hu fıçıların arkasında da oldukça büyük bir hendek kazıldı ve hendeğin arkasında hafriyattan çıkarılan topraklar, dal, deynek, çalı çırpı bir araya getirilmek suretile de küçük bir sed yapıldı, bütün bu malzeme ve toprak su ile karıştırılarak bir nevi balçık yapıldı çok sağlam oldu ve o sed tıpkı bir duvar gibi kuvvetli ve sağlam oldu, artık o mahalde o Türklerden endişeye sebep kalmamıştı. Bununla beraber gaddar Türk, gece ve gündüz her saatte, tamiratın yapılmış olduğu ve San Romano tesmiye edilen o kapıyı bütün kuvvetile bombardıman etmekten geri kalmıyordu. On beş karışlık büyük topu ile bu kapıyı bombardıman et­mek için büyük bir gayret sarfediyordu; ve diğer toplarile de bombar­dıman ediyordu ve hattâ pek çok tüfek, sayısı belli olmıyan ok yaylan, çok miktarda sapan kullanıp, tamiratı yapan adamlara karşı bunları daimî surette atıyordu. Tamiratın yapıldığı yerlere girmeğe çalışan toplu bir kitle halinde gelen Türklerin sayısının nekadar büyük olduğu­nu artık siz anlarsınız; o Türklerle ve bilhassa yeniçerilerle orası oka- dar dolmuştu ki toprak hiç görünmez olmuştu. Türkün kendi askerle­rinden olan bu yeniçeriler, mumaileyhin rnâlik bulunduğu askerler ara­sında en yiğitleridir. Orada beyin çok köleleri de vardı ki bunlar beya'-c serpuşlarından belli oluyordu, çünki hakikî Türkler kırmızı serpuş gi­yiyorlardı ki bunlara azapi denir; o gün zarfında başka bir faaliyet ve zarar olmadı.

Yine bu nisan ayının yirmi ikinci günü Türk beyi, bütün kuvvetle- rile tecrübe ettikten sonra kara tarafından zarar vermediğini görüp teemmül ederek, bu sebeple . . . . gaddar dinsiz düşündü, ve sütunlar mevkiinde duran donanmanın bir kısmını Kostantiniye limanı dahiline

— 38 —

Page 40: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin
Page 41: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

korkuyorduk, zincirin yanında bulunan gemileri yakmağa gelmiş ol malarından şüpheleniyorduk ve bilmecburiye hepimiz, deniz tarafın­da gece gündüz silâh başında beldeşiyorduk ve ortalık büyük bir kor­ku içinde bulunuyordu. Yine biz denizdekiler, onlardan şüphelendi­ğimizden, ihtiyati tedbir olarak Pera burnunda küçük bir kadırga bülıindüfüyördük' ve' 'sütühlaf “meWiihde T)ülüiî'ân'Sönanmahı^^ ̂ket ettiğini görünce, o tarassut kadırgası derhâl gelip bunu deniz ka,o- tanına bildiriyordu ki bu zat bay Alvixe Diedo idi, ve derhal herkes silâhını alıp yerine geçiyordu; fakat bu hal az vaki oldu, çünki o Türk- 1er öyle ânî olarak zincire yaklaşmaktan çekiniyorlardı, ve zincirin yanında bulunan bizim bütün o donanmamıza karşı harbetmeği arzu eylemiyorlardı. Ve o Türkler sadece arada sırada gece baskınları yap mağa gayret ediyorlardı; fakat hıristiyan kullarına karşı rahim olan ebedî Allahımız, o anda o kadar fenalığa tahammül etmek is­temedi, hattâ bizim onlara saldırmamız lüzumunu kalplerimize tel­kin etti ki„ ileride göreceğiniz gibi, biz hıristiyanlar o dinsizlere kar­şı saldırdık, fakat bizim bu taarruzumuz istediğimiz şekilde olamadı.-

Yine bu nisan ayının yirmi üçüncü günü, dağlar yolundan Kostan-, tiniye limanı dahiline geçirilmiş olan Türkün bu donanması mfeselesi hakkında acele bir tedbir almak icabetti ve bu sebeple bugün Kostan- tiniyede Santa Maria kilisesinde onikiler meclisini topladık ve Pera iskelesi dahilinde bulunan Türk donanmasını gidip yakmağa karar verdik. Karar reye konulduktan sonra ittihaz edildi, böyle bir müda­halenin ve akının tesirli olması için bunun ne şekilde tatbik edilebilece­ği münakaşa edildi ve mecliste herkes fikrini söyledi; mecliste bazı­ları, bizim limanda bulunan donanmamızın, bütün gemi ve kadırga­ların ve bütün teknelerin güpegündüz harekete geçip onların bu do­nanması üzerine tesirli bir şekilde saldırmasını ve yangın çıkarıl­masını istiyordu; bazıları ise karaya adamlar çıkarılmasını ve kara­da bulunan ve donanmaya bekçilik eden çadırlara taarruz editnesini ve deniz cihetinden sadece iki küçük kadırganın harekete geçirilmesi­ni istiyordu. Trabzon kadırgalarının sahibi olan bay Jacomo Coco da kendi fikrini söyledi ve herkes tarafından tasvib edildi ki Türkün sö- zügeçen donanmasının yakılmasına ait olan ve bu akın üzerine tahad- düs eden bu müthiş vakayı aşağıda göreceksiniz.

Bu ayın, yani nisanın yirmi dördüncü günü, Trabzon kadırgası sahibi bay Jaconıo Coco, beheri takriben beşyüz fıçılık iki gemi ayırdı ve bunların etrafım pamuk çuvallarile ve yün çuvallarile doldurdu, öyle ki top darbesi, nekadar büyük olursa olsun bunlara zarar vere-

— 40 —

Page 42: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

miyecekti. Bu iki gemiyi hazırladıktEin sonra, kadırgaların ve tekne­lerin yardımı olmaksızın bu iki geminin donanmaya saldırmalar ı mümkün olmadığından, iki küçük kadırga hazırlattı ve büyük kadir- galardan her biri imperatorun teknelerinden yirmi dört çifte bir tek­ne teçhiz ve teslih etti, ve gemilerden her biri de yine onun büyük ka- yıklârıhdân' bîrim leçTıiz vel:8Sİih'“etti,'düşmâhin dohahhîâsihi gidip yakmak için bütün donanma hazırlandıktan sonra, gece saat birde her­kesin teknesile hazır bulunması için emirler verildi, ve gece yarısı herkes liman reisi olan bay Alvixe Diedo’nun kadırgasına gitti ve o- rada bu akının yapıhp yapılamaması meselesi münakaşa edildi ve ekseriyet gece yarısının o saatinde gidip saldırmak, ve derhâl saldı­rınca da, Türk donanması içinde yangın çıkarılması fikrinde oldu. Vo ö esnada, hıristiyan dininin düşmanları Pera Cenevizleri bu şeyi, yani bizim düşman donanmasını yakmak istediğimizi hissettiler; ve der­hâl Pera belediye reisi (1) kendi cenevizlerinden iki kişiyi elçi olarak Türk beyine gönderdi; mumaileyh Kostantiniye surları civarında San Romano da bulunuyordu; ve Cenevizler bay kaptanın kadırgasında yaptıkları müzakerede, o hain Ceneviz köpekleri şöyle dediler : Bay kaptan, bu gece siz yalnız başınıza böyle bir akına girişmeknelisiniz; fakat şayet bunu başka bir geceye tâlik edecek olursanız, biz Pera Cenevizleri, onun donanmasını daha iyi yakabilmek için size refakaı etmeği teklif ediyoruz. Kaptan bu teklifleri işitince işin başka bir ge­ceye talik edilmesinden memnun oldu, ve Cenevizler sabah olduğunu görünce, Türklerle de sulh içinde bulunduklarından, Pera kapılarından birini açtılar ve Türke bir adam gönderdiler; bunun ismi Fainzo idi, ve bu Fainzo, Türk beyinin çadırına giderek bir gece evvel Venedikli­lerin, Pera mendireğinde bulunan donanmasını yakmağı düşünknüş olduklarını bildirdi, Türk Beyi bu sözleri duyunca, peradakilerin gön­dermiş oldukları bu elçiye çok teşekkür etti ve kendisini derhal Pera- ya gönderdi. Mumaileyh oradan ayrıhr ayrılm.az Türk beyi derhâl mendirekte bulunan donanmasına pek çok miktarda tüfekçi gönderdi ve tüfeklerden başka iki de sahil topu koydurdu, ve mendireğin diğer tarafına da ayrıca iki top koydurdu, ve sözü geçen mendireğin etra.ü çalı ve şiltelerle örtülmüştü ve ne tüfekler ve ne de oklar tarafından herhangi bir zarar verilemiyecek bir surette takviye edilmişti öyle ki artık kendilerini emniyette görüyorlardı ve bu ihaneti hıristiyan dini­nin âsileri melun Cenevizler yaptı. —

— 41 —

(1) Pera’lı Anzolo Zacaria bunu Türke bildirdi. Sahife kenarı notu. Be­lediye Reisinin ve komiserinin ismi Angelo Giovanni idi. Bak. : Serra, Eski Liguria’nın tarihi. Capolago 1835. Ciid. 3, Sayfa 195, N ot; 2

Page 43: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Mezkûr ayın yirmi dördüncü gününden yirmisekizinci gününe ka­dar bu akın meselesile meşgul olduk; biz Venedikliler, o hain Ceneviz- lerin tertipleri hakkında bir §ey bilmiyorduk; fakat şunu düşünüyo­rum ki, İlerde göreceğiniz gibi, vukua gelen o müthiş hâdisede, oray^ giden bazı kimselerin günahlarının cezalandırılması Allah tarafından irade edilmişti.

Yine bu nisan ayının yirmi sekizinci günü, Hazreti îsa efendimi­zin namına, hain Türkün bu donanmasını yakmak için bu akının ya­pılmasına karar verildi, sabaha iki saat kala, mukaddes ruh na(mıne, limandaki iki gemi hareket etti; bu gemiler tamamile yün çuvalları- le ve pamuk çuvallarile örtülmüştü, ve bunların refakatinde bay Gab- riel Trivixan’ın kadırgası ile şövalye bay Zacaria Grioni kadırgası bulunuyordu, ve bunların her ikisi de körfez armatörleri idi (1) ve beheri yirmi dört çifte kürekli üç tekne de vardı ki bu tekneler Ro ­manya kadırgalarının üç sahibi tarafından, ve taifelerile birlikte, teçhiz ve teslih edilmişlerdi, bu sahiplerin isimleri şunlardır : Bay Ni colo oğlu bay Silvestro Trivixan, müteveffa bay Bernardo oğlu bay Jeruolemo Morexini ve bay Jacomo Coco.

Ve bundan başka daha birçok firkateynler de teçhiz ve teslih edildi, bunlar gemilerin sahipleri tarafından teçhiz edildi ve mezkûr firkateynlerde, yani bunların bir kısmında zift, çah çırpı ve top barutu bulunuyordu ki bunlar içlerine ateş konularak Türk donanması üze­rine atılacaktı,fakat, verilen emre göre gemilerin saldırmak üzere ile­ri gitm.eleri lâzımdı, çünki bunlar top darbelerini karşılıyacak ve mu­kavemet edecek bir durumda bulunuyordu; fakat, Trabzon kadırgası sahibi hamiyetli ve zavallı bay Jacomo Coco, bu dünyada şeref kazan­mak için, bu donanmada hücuma geçen ilk adam olmak istedi. Bütün donanma(mız mendireğin önünde bulunduğu sırada - ki Türkün donan­ması da burada idi, gemilerin ileri gitmeleri lâzımdı, fakat gemi yal­nız kırk çift kürekle seyrettiğinden, bu sebeple bir kadırga kadar ça­buk ilerliyemiyordu; fakat Trabzon kadırgası sahibi bay Jacomo Co­co bu dünyada şeref kazanmak isteyen bir adam olduğundan evvelâ geminin saldırmasını bekle|mek isteimedi, hattâ mezkûr bay Jaemo Co­co sözü geçen Türk donanmasına saldıran ilk adam olmak istedi; mez­kûr bay Jacomo Coco hızlı hızlı kürek çektirerek o donanmaya doğru ilerledi ve Türkün donanması önüne varıldığı zaman Türkler, topları­nın birile endaht ettiler, ve kıç tarafının pek yakınından geçti, hiç b i­

— 42 —

ci) Devletin düşmanlarına karşı korsanlık yapmak üzere silâhlanmış ve teçhiz edilmiş gemilerin kaptanları.

Page 44: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

şey yapmadı, sonra bir top daha attılar bu sefer teknenin ortasına isa­bet etti ve onu baştan başa katetti; o tekne on defa paternoster (1) diyecek bir zaman kadar bile su üstünde kakmadı, ve üzerindeki bütün adamlarla birlikte derhal denizin dibine gitti. Hepimiz onun bu şekilde battığını görünce çok müteessir olduk; ona hiç bir surette yardım et­mek mümkün olmadı.-Batan-tekneyle birlikte boğulan başlıca adam­lar şu aşağıda gösterilenler olmuştur : Evvelâ geminin sahibi bay Ja- cdmo Coco; geminin süvarisi Korfu’lü bay Antonio; yeminli kaptan bay Andrea da Ruodo; arkadaşlarından Marin Gebelin; arkadaşların­dan Polo Catanio, arkadaşlarından Andrea dall’Aqua; arkadaşlarından Andrea Siteco, okçu Zuan Marangon, okçu Zuan Di Chirato; okçu Zu • an de Nicolo da Cataro; okçu Nicolo Dandre; okçu Nicolo Gulias; ok­çu Lio Faxon; okçu Renaldo da Ferara, okçu Troilo de Grexi, okçu Zorzi da Trau; okçu Baiardo Gradenigo; okçu Stefano de Sardaia; kürekçiler yetmiş kişi, idi. Bütün bu yukarda isimleri yazılı adamlar tekne ile birlikte denizin dibine gittiler, hepsi boğuldu, Allah taksirle­rini affetsin. Bu tekne denizin dibine gittikten sonra da, küçük kadır­gadaki adamlar bu yedek gemilerinin kaybının farkında olmamışlardı, ve kadırgalardaki adamlar yine bu muharebeye devam iediyorlardı ve teknenin kendilerini takib etmekte olduğunu zannediyorlardı ve vaziyetin de kendi lehlerinde olduğunu zannediyorlardı, ki bunun se­bebi de, o teknenin battığını görmemiş olmalarından ileri geliyordu: teknenin battığını görmek mümkün olmamıştı, çünki toplardan ve tü­feklerden çıkan dumanlar okadar çoktu ki„ ortalıkta hiç bir şey gö- rülmiyordu; ve her taraftan gelen haykırmalar o derece idi ki hemen hemen inanılmıyacak bir şey gibiydi. Bay Cabriel Trivisan’ın kadırga • sı bu şekilde ilerlerken, bu Türk köpekleri derhâl iki top endaht ek­tiler ve bu kadırganın orta yerine isabet ettirerek gülleler bir yandan girip öteki yandan çıktılar; ve kadırganın alt tarafında iki kişi yara­landığından, kadırganın su üstünde kalabilmesi için bu adamlar der­hal o delikleri kalın keçelerle tıkadılar fakat bu kadırga yansına ka­dar su içine battı, ve elinden geldiği kadar da tutunmağa çalıştı, ve li­manda evvelce bulunduğu yere kadar gidebildi. Saldıracak olan diğer tekneler de bu tahribatı görünce geri döı^eğe ve evvelce bulunduk­ları mahalle gitmeğe karar verdiler, öyle ki bizim düşmanımıza kar­şı tatbikini tasarlamış olduğumuz tasavvur bir neticeye ulaştırılama­dı; hattâ diyebilirim ki Türkün bu zaferi dolayısile biz hıristiyanlai' acı acı ağladık ve okadar biçarelerin boğulması dolayısiyle çok üzül­dük, Allah hepsinin taksiratını affetsin, ve birçokları korkudan ağ-

— 43 —

(1) Paternoster hıristiyanlarm çok kısa bir duasıdır (Mütercim).

Page 45: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

lıyordu, çünki Türklerin o donanmalarile o zafer dolayısile kendiler; ni yakalamalarından korkuyorlardı; şayet Türkler o gün muharebe­ye girlşselerdi hiç şüphesiz hepimiz hem denizden hem de karadan on­ların eline düşecektik, çünki hepimiz korkudan kaçışıyorduk, faka: ebedî Allah sözü geçen şehrin alınmasını tehir etmek istedi. Fakat o dinsizler ne yaptılar ?-0 yetmiş iki teknelerile yün çuvallarile örtülmüş olan o iki geminin üzerine gittiler; donanmaya saldıracak olan gemiler bunlardı, ve bu iki gemi Türkün donanmıasının' tanri ortalarına kadar sokuldular, ve bu zavallı iki gemi biz hıristiyanlardan yardım bekle­dikleri için ilerlemişlerdi, fakat kendilerinin imdadına koşmak hiçbir suretle mümJtün değildi, çünkü bu takdirde biz de Türk teknelerinin eline düşmüş olacaktık. Türkler talihlerinin yardım ettiğini görünce cesaretle karar verdiler ve bütün donanmalarile ilerliyerek o iki ge­miye saldırdılar ve müthiş ve şiddetli bir .muharebe cereyan etti; fa­kat doğrusu o köpeklerin haykırmaları o derece idi ki kendinûzi ha­kikaten cehennemde zannediyorduk. Tüfek ve oklar sayısız miktar­da idi; top ve sapanlar da pek çoktu; bu iki geminin bu sert ve şiddetli muharebesi bir buçuk saatten fazla devam etti, ve iki taraftan hiçbiri maksadına nail olamadı. Bizim donanmamız yerine döndü ve yetmiş iki tekne de kendi mendireğine döndü, o gün ne denizde ve ne de karada başka bir şey olmadı, yalnız bay Jacomo Coco’nun teknesinin batırıl­ması dolayısiyle Türk ordugâhında çok şenlikler yapıldı. Bu, îsa di­ninin düşm.anları olan Cenevizlerin ihanetinden neşet etti, ve Ceneviz- 1er hıristiyanlara karşı bu ihaneti, Türk beyine olan dostluklarını iz­har etmek için yaptılar. (1)

Yine bu Nisan ayının yirmi dokuzuncu günü, Trabzon kadırgası sa­hibi bay Jacomo Coco tekne ile boğulmuş olduğundan, kadırgaya bir kaptan vekili tayin etmek lâzımgeliyordu; bu sebeple kadırgaların kaptanı bay Aluvixe Diedo, müteveffa bay Domenego’nun oğlu bay Dolfin Dolfin’i bay Jacomo kadırgasına kaptan vekili tayin etti, Allah taksiratını affetsin. Sözü geçen bay Dolfin Dolfin kara cihetindeki kapıyı muhafaza ediyordu ki bunun ismi saray kapısıdır, kuvvetli bir kapı idi ve herkes tarafından iyi muhafaza ediliyordu; mumaileyh ka­pı muhafızlığını terkederek kadırgaya nakletti; saray kapısında onun yerine bay Polo’nun oğlu bay Zuane Loredan kaldı. Mezkûr Nisan ayı zarfında, ne denizde ne de karada başka bir şey olmadı; yalnız çok dö-

— 44 —

(1) Türkün donanmasını yakma teşebbüsünün akim kalması vak’ai ell- mesi, bu hâdisenin hikâyesinde müellifimizden uzaklaşan diğer ta­rihçilerin hiçbirinde, Barbaro’nun ruznamesinde olduğu kadar te­ferruatlı bir şekilde anlatılmış değildir.

Page 46: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

vüşmeler ve bombardımanlar oldu; toplar surları dövdüler, surlara gece gündüz top atmaktan geri kalmıyordu ve bu sebeple her ân kara tarafındaki surlar daima yıkılıyor ve memleket de gittikçe daha bü­yük bir tehlikeye maruz kalıyordu, ve şehirde bulunan bizler de, lü­zumlu olan yerlerde fıçılar, ağaç ve çalı demetleri ve toprakla buraları iyice. tamir„ediyorduk, öyle .ki, iu tamir ettiğimiz yerler sanki sur du­varları imiş gibi sağlam idi ve eskisi kadar sağlam idi, top darbesi artık bunlara bir zarar veremiyecekti, çünkü bu yerlere gülleler tesir edemiyecek şekilde tamirat yapılmıştı.

Bir mayıs günü, ve yine bu aym ikinci günü ne denizde, ne de ka­rada herhangi bir faaliyet olmadı, yalnız onun bombardımanı devam ediyordu, dövüşmeler oldu ve Türklerin âdetleri veçhile şiddetli bağı- nşmalar duyuldu; gıda maddeleri azalmağa başladığından memleket büyük sıkıntı içinde idi; bilhassa ekrriegin, şarabın ve insan vücuduna lüzumlu diğer bütün şeylerin eksikliği hissediliyordu.

Yine bu .mayıs ayının üçüncü günü, oldukça büyük iki topun, men­direkteki donanmanın karşısına isabet eden deniz kapılarından birine yerleştirilmesine karar verildi; tekneyi denizin dibine gönderen top­lar burJar oldu ve bizim toplarımız türkün teknelerini daima bombar ­dıman ediyordu, öyle ki türkler bu şiddetli bombardımanlar dolayısile çok zarar görüyorlardı. Türkler, bizim toplanrmzın kendi teknelerini batırmakta olduğunu ve yine bizim toplanrmzın darbelerile kendile­rinden bir çok kimsenin öldüğünü görerek, bizim bu iki topumuzun kendilerine zarar vermemesi için lüzumlu tedbirleri almağa karar ver­diler; mezkûr türkler, teknelerden müteşekkil donanmalarının bulun­duğu mahalle üç büj^k top yerleştirdiler, bunlar bizim teknelerimizin karşısına isabet ediyorlardı ve gece gündüz bombardıman etmekten başka bir şey yapmıyorlardı, ve topların karşı karşıya bulunuşu bü­yük haşan mucip oluyordu. Bu şekilde karşılıklı bombardımanlar tak­riben on gün müddetle gece ve gündüz fasılasız devam etti; taraflar­dan ne biri ne de ötekisi büyük bir zarara uğramadı, çünkü bizim top­larımız surlar içinde bulunuyordu, ve onların toplanmn önünde de iyi manialar mevcuttu, ve topların arasındaki mesafe de yarım mil uzun­luğunda idi. İmdi, bu muharebelerin bu aksilikleri içinde, haşmetli im­parator Kostantin, kaptanlarımıza şuıdan söyledi: kaptan beyler, ye bütün sizler Venedik asilleri, siz açıkça görüyorsunuz ki, sizin Venedik devletiniz benim bu talihsiz şehrime yardım için bana hiçbir donanma göndermiyor, binaenaleyh, sizin Venedik donanmamzı karşılamak için Negropont’a doğru küçük bir gemi göndermek iyi olacaktır, ve derhal

— 45 —

Page 47: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

mayıs ayının üçüncü günü on iki kişilik bir firkateyn teçhiz edildi, bu firkateyn Çanakkale boğazından geçip adalar denizine gidecekti ve orada bizim donanmamız hakkında bir haber almağa çalışacaktı. Ve o donanmaya tesadüf ettiği takdirde de, donanmanın kaptanı bay Ja- como Loredan’a, derhal kalkıp Kostantiniyeye gelmesini ve şehrin hı- ristiyanlar .tcirafıııdan Jıâlâ.iyi -muhafaza ediLmekte .olduğunu söyliye- cekti ve Türk donarmiasından hiç çekinmeden serbestçe buraya gele­bileceklerini de söyliyecekti. Bu firkateyn bu ayın üçüncü günü gece- yarısı hareket etti. Kostantiniye limanı zinciri haricine çıktığı zaman, bu firkateynin üzerinde bulunan bütün adamlar türk kıyafetine gir­mişlerdi ve gemiye bayrak olarak da türk beyinin armasını çekmişti, ve Allahın ismile bu firkateyn, herhangi bir aksilikle karşılaşmaksı- zın iyi bir yolculukla Adalar denizine kadar gitti ve bizim donanmann^- hakkında hiçbir haber alaimadı ve bunun nereye vasıl olmuş bulundu­ğunu da öğrenemedi. Bu küçük geminin tayfaları, bizim donanmamız hakkında hiçbir haber alamadıklarını görünce aralarında görüştüler ve muhtelif neticelere vardılar; bu gemicilerden biri diğerlerine şöyle dedi: Kardeşlerim açıkça görülüyor ki bizler Kostantiniyeden hareket ettiğimiz zaman türklerirı' umumî taarruzu her an beklenilmekte idi; ve o imperatorluğun hain türk tarafından yıkılacağını da açıkça görü­yorsunuz, çünkü o ımemleketten ayrıldığımız zaman ora halkı ve va­ziyet kötü durumda idi; bu sebeple, kardeşlerim, en kısa yoldan hıris- tiyan topraklarına gitmemiz lâzım geldiği fikrindeyim, çünkü §u sa­atte türkün Kostantiniyeyi ele geçirdiğini açıkça biliyorum. Firkatey­nin diğer arkadaşları cevaben arkadaşlarına şöyle dediler; Bak, kar­deş, imparator bizi, bu işi yapmak için buraya gönderdi ve biz de yap­tık; binaenaleyh Kostantiniye ister türkün elinde olsun, ister hıris- yanlarm elinde bulunsun, oraya dönmek istiyoruz, öyle ki, ister ber- hayat, ister ölü olarak yolumuza gidebilelim; ve böyle yaptılar ve sağ salim Kostantiniyeye döndüler ve memleketin henüz imparatorun e- linde olduğunu gördüler (1). Şehre vasıl olunca yaptıkları şeyleri haş­metli imparatora arzettiler ve Venediklilerin hiçbir donanmasını bu­lamadıklarım söylediler; o zaman haşmetli imparator, Venediklilerin kendisine yardım göndermediklerini görerek, teessürle hüngür hün­gür ağlamağa başladı; imparatror bu vaziyeti görünce kendisini şefa- atkâr efendimiz Hazreti İsa’nın ve onun annesi Mukaddes Meryem ana­nın, ve şehrinin alemdarı efendimiz Mukaddes Kostantin’in ellerine e- maneı eımeğe karar verdi; ve hıristiyanlığm düşmanı olan bu hain

— 46 —

(1) Bu geminin Kostantiniyeye dönüşü ileride, 58. ci sayfada anlatılmış­tır,

Page 48: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

türke karşı hıristiyanlık âlemi yardım etmek istemediğinden şehri on- lann muhafaza etmelerini niyaz eyledi.

Yine bu Mayısm beşinci günü, zarar verici ve gaddar Türk, Pera ü- zerinde bulunan dağlarm tepelerine büyük toplar yerleştirdi, ve bu toplarla, zincirin yanında bulunan donanmamızı bombardıman etmeğe başladı; ye Pera .üstünden endaht ediyordu,-ve bombardıman günlerce devam etti ve tanesi iki yüz libre ağırlığında gülleler atıyordu, ve to­pun üçüncü darbesinde, Cenevizlilerin üç yüz fıçıhk bir gemisi battı; bu gemi ipek yüklü idi ve başka mallarla da yüklü idi, bunların kıy­meti on iki bin dukattı, ve bu gemi derhal denizin dibine gitti, öyleki geminin ne kafesi ne de teknesi görünmedi ve üzerinde bulunan o ma­lûm kafalar da boğuldu ( ! ) . Bu gemi top darbesile denizin dibine git­tiğinden ve Türkler de üçüncü top endahtında gemiyi denizin dibine gönderdiklerini görünce bundan o kadar büyük bir gurur duydular ki, kendileri o toplarile hıristiyanların bütün donanmasım birkaç gün için­de batırabileceklerini zannettiler. Fakat bizim donanmamaza o top dar­belerinden çok zarar geldiğini görerek, limandaki zinciri kırmağa ka- rcir verdik, ve yalmz gemilerin yerlerini değiştirmeği düşündük, ve bunlar Pera surları önüne getirildi, çünkü top gülleleri burada onlara zarar veremiyecekti; bunlar on gemi idi ve bizim kadırgalarımız da bu şekilde hareket ettiler. Bu gemiler ve bu kadırgalar Pera surları yakı- ninde bulunduklarından yine Türklerin bombardımanlarına maruz idi­ler, ve bu sebeple çok büyük üzüntü ve ölüm korkusu içinde bulunuyor- la;-dı, çünkü her top darbesi bizim kadirgalarımızdaki adamları öldü­rüyordu; bazı gülleler dört kişiyi öldürüyordu, bazı gülleler iki kişiyi, fakat umumiyetle her top güllesi birkaç kişiyi ortadan kaldırıyordu ve kadırgalar da parçalanıyordu ve gemiler de aynı vaziyette idiler. Bu bombardıman günlerce devam etti; velhasıl mezkûr toplar çok zarar verdiler; sonra Türk bu topları ortadan kaldırdı ve onian bir burun ü- zerine yerleştirdi; buradan Kostantiniyenin Chinigo tesmiye edilen bir semtine endaht ediyorlardı; ve bu mahalle çok miktarda gülle attı­lar, fakat Allaha şükür bunlar hiçbir zarar vermediler; sonra bey bu toplan oradan kaldırttı ve diğer toplarla birlikte kara surlarını bom­bardıman etmek üzere naklettiler.

Yine mayısın altıncı günü, ne gündüz ne de geceleyin, mühim hiç bir şey olmadı, yalnız kara surlarına karşı bombardımanlar ile şehrin halkını korkutmak için bağrışmalar ve çalpara gürültüleri devam etti.

Yine mayısın yedinci günü gecenin saat dördünde kara surlanmn

— 47 —

Page 49: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

önünde çok muntazam ve mükemmel bir vaziyette otuz bin türk geldi, birkaç da kedi başı (koç başları) getirmişlerdi (1) ve memlekete giz­lice girmek istiyorlardı, çünkü şehrin içinde bulunan bizler taarruzun başlıyacağına henüz ihtimal vermiyorduk. Fakat ebedî Allah bizimki-

■ lere yardım etti ve kuvvet verdi, ve şeci bir savletle türkler geri atıldı­lar ve kendileri rezil oldular ve çok zarara uğradılar, ve birçoklan öl­dü, yani içrerinden büyük mıkdartfa insan öldü.

Yine bu gece biz deniz tarafından, o gaddar dinsizlerin bu zavallı şehrin surları etrafındaki o şiddetli bağrışmalarını duyduk. O dere­cede ki, bu bağrışmalar, türkün ordugâhından oniki ,mil uzakta olan Anadolu sahilinden bile duyuluyordu; ve bizler denizden bütün bunla­rı görerek ve şiddetli gürültüleri duyarak o esnada onun umumî taar­ruza geçmek istediğini zannettik, çünkü çalpara ve davul sesleri o de­recede şiddetli idi ki, bunları bizzat işitmemiş olan inanmazdı; ve yu­karda söylediğim' gibi biz denizden, onun bu gece taarruz edeceğini zannederek derhal biz denizdekiler hepimiz silâhlarımıza sarıldık ve gerek kadirgalarda gerekse gemilerde herkes şecaatle kendi yerine geçti. Onun kara cihetindeki bu muharebesi gecenin saat yedisine ka­dar devam etti ve yalnız üç saat sürdü. Fakat Türkün donanması ha­reket etmek istemedi, çünkü bizim donanmamızdan korkuyordu; bi­zim donanmamız, emir bekliyerek, zincirin yanında duruyordu; öyle ki o gün deniz cihetinden başka bir şey yapılmadı ve kara tarafından da o gece o mahalde başka bir hareket olmadı. Fakat mezkûr türkler orada hiçbir şey yapamadıklarım görünce, muharebe ettikleri o ma­halden hareket etmeğe karar verdiler ve şiddetli haykırmalarla gitti­ler ve saray tahkimatının kapısında yangm çıkardılar ve tamamen yak­tılar ve bunun üzerine bizimkiler derhal oraya koştular ve Türkleri geri atarak o kapıyı duvarla ördüler.

Yine aynı günde gemiler zincirin yanına döndüler, bu gemiler bom­bardıman endişesile oradan hareket etmişlerdi ve Pera surları önü­ne gitmişlerdi ve zincir evvelce olduğu gibi o gemilerle takviye edildi.

Mayısın sekizinci günü onikiler meclisini topladık, ve-bütün tica­ret eşyalarının Kostantiniyeye çıkarılmasına karar verdik; bu ticaret emtiaları Tuna kadırgalarında bulunuyordu ve her üç geminin de im­paratorun tersanesinde karaya çekilmesine karar verildi; ve bu kadır­gaların boşaltılmasına karar verildikten sonra boşaltma işine başlana-

— 48 —

(1) Bunlar, uçlan kedi başı seklinde muharebe âletleri idi ki surları döv­mek için kullanılıyordu. Aynı zamanda dehliz, çit, bağ, m âna^rına da gelir.

Page 50: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

cağı sırada derhal tayfalar kılıçlarını çekerek gemilerin kapılarına hü­cum ettiler ve şöyle dediler: Bu gemilerden bu malları kimin dışarıya çıkaracağını görmek isteriz; bizim ımaUanmız nerede ise evlerimiz de oradadır, ve bu kadırgaları boşaltıp onları tersaneye çekince, bu Ruitl- 1ar derhal onları bu şehirde, kendi köleleri imiş gibi alıkoyacaklar, hal.

-buki şimdi biz gerek gitmek ve gerekse kalmak hususunda hürfiyetimi- zç malik bulunuyoruz; şayet kadırgaları boşaltmak lâzımgelecekse, o zaman Cenabı Hakkın şefaatine kendimizi emanet etmek, ve bu işi kendisinin halletmesini niyaz eylemek, ve işleri oluruna terketmek, ve bizim hakkımızda ne dilerse onu yapmasım temenni etmekten başka çare yoktur; çünkü biliyoruz ve açıkça görüyoruz ki hâlen bu zavallı şehirde bulunan hıristiyanlann hiçbiri, bu gaddar dinsizin gazabından niasun kalamayacaktır. Biz hepimiz türkün kılıcından geçirileceğiz; binaenaleyh bütün biz kadırgalılar, bu kadırgaların üzerinde ölmeğe karar verdik, çünkü bizim evimiz burası idi, ve bizler hiçbir suretle karada ölmek istemiyoruz. Ve bu tayfalar kadirgalar üzerinde kalmak için çok uğraştılar ve maksatlarına nail oldular, çünkü bu işte kadır­gaların kaptanı cüret ve cesaret gösterdi ve bütün adaımlarile birlikte Pera sahil şeddinin yamnda bulunan kadırgEilannda kaldı. Fakat bü­tün bugün zarfında türk, kara surlarının San Romano kapısına doğru büyük topu ile ve diğer toplarile bombardıman etmekten bir an geri kalmadı.

Yine Mayısın dokuzuncu günü onikiler meclisini topladık ve bu mecliste iki kadırganın kaptan muavini bay Cabriel Trivixan’ın kendi kadırgasından 400 adam alarak karaya çıkması ve kara surlarına gitme si ve kendisinin iki küçük kadırgasımn da teçhizatının kaldırılarak bunların muhafazasının bay Aluvixe Diedo’ya tevdi edilmesi karar­laştırıldı ; bu zat Tuna kadırgalarının kaptanı olup,, onikiler meclisinin karan üzerine bay Cabriel Trivixan kendisine verilmiş olan emre itaat etti ve iki kadırganın teçhizatım kaldırdı ve kendi kadırgasından dört yüz adam alarak karaya çıktı ve kara surlarına gitti; ve onlar yukarda söylediğim gibi bay Aluvixe Diedo’nun mıihafazası altına konuldular.

Yine mayısın onuncu günü Kostaniyede meşhur santa Maria kilisesinde onikiler meclisini topladık.

Bütün tehlikeli hallerde, deniz işleri hususunda icabeden tedbirleri almanın iyi bir şey olacağım düşünerek ve bu hain Türkün donanma­sının bizimkine nazaran çok kuvvetli ve kudretli olduğu da herkes ta­rafından açıkça görülmekte olduğundan; ve diğer cihetten bu Kostan- tiniye ve Pera limanında, muhtelif cemaatlere ve muhtelif mahallere

— 49 —

Page 51: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

mensup gemiler, kadırgalar ve diğer tekneler bulunduğundan, deniz cihetinden yapılacak muharebelerde işlerin daha fazla bir intizam da­iresinde idaresinin temini gayesile, ve biz hıristiyanlann da Türke kar­şı zafer ve şeref kazanabilmemiz için. Tuna kadırgaları kaptanı asil a- dam bay Aluvixe Diedo’nun amumî deniz kumandanı tayin edilmesi Meclis tarafıridari kârâriâştifıIdırMümaileyh bU limandâ'hazır bulunan donanmanın kaptam olacak ve bu limanda bulunan bütün tekneler hakkında her istediğini yapmak salâhiyetini haiz olacaktı. Bu karar verildi, mezkûr bay Diedo bugün kumandanlığı memnuniyetle kabul etti ve derhal bu liman ve gemilerle kadırgaları iyice tanzime koyuldu; fakat bilhassa limandaki zincire ehemmiyet verdi, çünkü bu zincir bi­zim donanmamızın ve limamrmzın kurtuluşu demekti; liman ciheti tak­viye edilince, artık deniz hususunda endişeye düşmeden müsterih ola­bilecektik.

Yine mayısın onbirinci günü ne denizden ne de karadan başka bir şey yapılmadı, yalmz kara tarafından surlara karşı çok bombardıman­lar oldu; bugün söyleniimeğe değer başka hiçbir şey olmadı.

Yine mayısın onikinci günü, gece yarısı saray surlarına iyice teç­hiz edilmiş ve ımuntazam ellibin türk geldi, tıütün saray bu hâin türk- 1er tarafından, âdetleri olduğu veçhile şiddetli haykırmalar ve çalpara ve davul seslerile kuşatıldı, mezkûr türkler bu sarayın surları önünde büyük bir muharebe yaptılar; öyle ki, karada memleket halkımn bü­yük bir kısmı o gece şehri kaybetmek üzere olduklarını zannettiler. Fakat şefaatkâr efendimiz Hazreti îsa bu şehrin bu gece böyle sefilâne kaybedilmesini istemedi ve Allan da, kehanetlerin tahakkukunu istedi. Bu kehaneti, Kostantiniyeye malik bulunmuş ilk imperator olan mukaddes Kostantin yapmıştır ki mumaileyh, ay bedritâm hâlinde bu­lunurken ortalık karanlıklar içinde kalmadıkça, yani ayın yalnız yansı görünmedikçe o gece şehrin asla kaybedilmesi ihtimali olmadığım söy­lemişti ; bununla beraber bu kıymetli imperatorluğım kaybedilmesi ve yıkılması zamanı gittikçe yaklaşıyordu.

Yine bu mayıs ayımn onüçüncü günü küçük kadirgalann kaptcuı muavini bay Cabriel Trivixan, kadırgalarını Uman reisinin muhafaza­sına terkederek, kadırgalardaki adamlarile birlikte kara surlarına git­ti; mezkûr bay Gabriel orada surlara baktı, top darbeleri üzerine ya­pılmış olan tamiratı tetkik etti; ve mezkûr bay Cabriel, şehir türkün eline geçinceye kadar orada surlarda kaldı. Yine o gün bir kaç türk surlara geldi, ve çarpıştılar, fakat mühim bir şey olmadı; fakat toplar,

— 50 —

Page 52: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

bütün gün ye bütün gece, zavallı surları bombardıman etmekten geri kalmadılar.

On dördüncü günü (yuakrdaki izahat on üçüncü güne aittir), ya­ni mayısın bu ondördüncü günü saat üçte Türk beyi Pera dağı üzerin­deki toplan prad ve bu toplar i)izim-donanmamızı mütema­diyen bombardıman ediyorlardı; bu topların bizim donanmamıza at- mı§ olduğu gülleler sayıldı ve ikiyüz oniki gülle oldukları anlaşıldı. Ve her biri ikiyüz libreden fazla ağırlıkta idi ; ve Pera dağındaki bu top­ları kaldırdıktan sonra, bunları bir noktaya yerleştirdi ki buradan. Chi- nigo tesmiye edilen bir kapıyı bombardıman ediyordu; burası haşmet­li imperator sarayına doğru bir mahaldir ve buraya bu türkler çok miktarda top attılar ve hiçbir zarar veremediler; Ve sonra bu topları o noktadan kaldırıp götürdüler ve kara surlanmn karşısına , şehri bom­bardıman etmek üzere San Romano’ya, diğer toplann yanına koydular; kara cihetinin en zayıf noktası burası idi ve gece gündüz bu toplar bu zavallı duvarlan darbelemekten hiç geri kalmadılar. Ve her zaman bü­yük miktarda sur uarçaları yıkılıyordu ve biz de karada gece gündüz, surlann yıkılan yerlerini fıçılar, kazıklar ve topraklar ve bu iş için lü­zumlu diğer malzemelerle iyice tamir ediyorduk; öyleki tamir edilen yerler hemen hemen eskisi kadar sağlam oluyordu ve binaenaleyh tah­ribat dolayısile türklerden korkumuz yoktu. Fakat diğerlerinden da­ha fazla tahrip edilmiş olan kapıya o mahallin müdafaası için, bütün techizatlan mükemmel bir vaziyette üç yüz adam koymuştuk. Bu a- damların hepsi de yabancı idi, içlerinde hiç rum yoktu, çünkü bu rum- 1ar alçak ruhlu insanlardı ve bu yüç yüz adajmıv ellerinde iyi toplar, iyi tüfekler, birçok tatar oku ve bu i§ için lüzumlu başka şeyler vardı.

Yine bu mayıs ayının on beşinci günü, ne denizden ne de karadan hiçbir muharebe ve taarruz olmadı; yalnız surlara karşı yapılan bom­bardımanların sonu hiç gelmiyordu; ve bizler, surlar yıkılır yıkılmaz delikleri içerden ve dışardan, dediğim gibi, iyice tamir ediyorduk. Bu­gün Türkler kendi ordugâhlarında rahat durdular ve âdetleri olduğu veçhile surlar etrafında dövüşmeler yapmadılar.

Yine bu mayıs ayımn onaltmcı günü takriben saat yirmi ikide, türklerin bazı firkateynleri geldi; bunlar, sütunlar mevkiinde bulu­nan donanmalarından hareket etmişlerdi; ve Türklerin bu firkateyn­leri, hızlı hızlı kürek çekerek limanın zincirine kadar geldiler; ve zin­cirin yanında bulunan biz hıristiyanlar onları büyük bir sevinçle bek­liyorduk. Çünkü bunların Türk donanmasından kaçan ve. kendilerini

— 51 ^

Page 53: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

— 5 2 -

daha büyük bir emniyette görmek için bize gelmek isteyen hıristiyan- 1ar olabUeceğinl düşünüyorduk. Ve mezkûr firkateynler liman zinciri­ne yaklaştıkları zaman, zincirin yanında bulunan gemilere karşı birkaç küçük topla ateş açtılar ve biz denizden, âni olarak yapılan bu hareketi görünce firkateynlerimizle onların üzerine yürümeye karar verdik; ve Türkler, üzerlerine doğru yürüdüğümüzü’ görünce kaçmağa t>aşladı- 1ar, ve bizimkiler onlan takip ettiler ve yanlarına yaklaştılar ve onlar­la müsademeye tutuştular; fakat Türkler çabuk davranarak küreklere sarıldılar ve kendi donanmalarına kaçtılar, ve bizimkiler liman zinciri içine döndüler ve bugün denizde başka bir şey olmadı.

Bu onaltı ımayıs günü, kara cihetinde şu aşağıda anlattıklarım vaki oldu. - Türkler bir lâğam, dehliz (1) inşa etmişlerdi; bununla surların altından içeri girmek istiyorlardı, ve bu tünel bugün keşfe­dildi: türkler bunu surlardan tam yarım mil uzaktan ksızmaga baş­lamışlardı ve bu dehUz surların temellerinin altına doğru uzanıyordu; fakat karadaki adamlarımız geceliyin bu tünelin kazıldığını duydular; tünel surların temellerinin altından geçmiş bulunuyordu ve bu kaz­ma ameliyelerinin gürültüsü duyulunca derhâl büyük duka bunu haş­metli imperatora bildirdi, ve bu tünelin durumu kendisine anlatıldı, ve imparator bu işe çok hayret etti; fakat haşmetli imperator derhal bu tünel hakkında icabeden tedbirleri aldı. Derhal bütün şehirde, toprak altından tünel açan bütün ustalar arattırıldı, ustalar bulununca der­hal büyük dukaya gönderildiler, ve burada mezkûr büyük duka bu us­talara, toprak altında bir dehliz açtırdı; bu dehliz Türklerin dehlizile karşılaşıyordu; ve iki dehliz birbirile karşılaşınca bizimki onunkini bulmuş oldu; ve bizimkiler derhal onunkini ateşe verdiler ve onların dehlizi içinde kakılmış olan bütün direkleri yaktılar ve o dehlizin du­varlarını tutan kalaslar yanınca topraklar dökülmeğe başladı ve bu tünelin içinde bulunan bütün Türkler toprak altında kaldılar ve ya­hut ateş içinde kalarak yandılar. - Bu dehliz Calegaria tesmiye edilen bir mahalde bulundu, ve Türklerin dehlizi burada açmalarının sebebi, bu mahalde surların takviye duvarlarının bulunmamasından ileri ge­liyordu. Bu dehliz şehre büyük korku saldı, çünki bir gece bu dehliz­ler vasıtasile onların taarruz etmelerinden endişe ediyorlardı; Türkler bugün fena bir duruma düştüler; bugün başka bir şey olmadı, yalnız onlarm âdetleri veçhile çok bombardımanlar oldu ve şiddetli bağıng- malar duyuldu, o derecede ki sanki gökyüzü açılıyordu.

(1) Bu bir tüneldi, Alman Yohann Grant, Türklerin birçok tünel teşeb­büslerini bertaraf etmiş meşhur tünelci idi. Türklerin dehlizcileri SIrbistanlI idiler ki ekserisi NoVoborda’lı idi.

Page 54: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Yine mayısın onyedinci günü saat yirmi üçte, bizim donanmamı­zın vaziyetini ve nizamını tetkik etmek üzere limanın zincirine kadar beş tekne geldi, ve aynı zamanda bizim kendilerinden korkup korkma­dığımızı anlamak istiyorlardı; ve bizimkiler bu beş teknenin zincire doğru geldiğini görünce derhal gemidekiler o teknelere karşı top ate­şi -açmağa başladılar; -Kostantiniyedekiler,-gemilerdekiler ve kadır- gadakiler bir ân içinde yetmişten fazla gülle attılar, fakat aksi tesa­düf eseri olarak bunların hiçbiri teknelerden hiçbirine isabet etmedi, ve türklerin bu tekneleri bütün bu bombardımanı görerek karar verdi­ler, ve sütunlar mevkiinde bulunan kendi donanmalarına doğru gitti­ler ve orada bizjm donanmamız hakkında gördüklerini kendi kaptan­larına Einlattılar ve türkler denizde bizden pek çok korktular. O gün denizde başka bir şey olmadı, karada çok bombardımanlar oldu ve bi­raz da müsademeler oldu, fakat kayda değer bir derecede değil; yalnız bütün memleket halkı, her ân umumî taarruzun başlamasını bekliye- rek büyük bir korku içinde idiler, çünki bu taarruz neticesinde, tecrü­benin de gösterdiği gibi, herkes türkün kölesi olacağını anlıyordu.

Yine bu mayıs ayının onsekizinci günü Türkler çok güzel bir kalâ burcu inşa ettiler i bunu bu gece ne şekilde yapmış olduğunu aşağıda anlıyacaksmız.

Bu Türkler bütün bu gece büyük bir Türk kalabalığı ile çalışmağa koyuldular ve aynı gece zarfında bir kalâ burcu inşa ettiler ki bu, hen­deklerin kenarında bulunuyordu ve surların takviye duvarlarını aşı­yordu. Ve bu kalâ burcu, Cresca tesmiye edilen bir mahallin önünde bulunuyordu. Bu kalâ burcu o kadar mükemmel bir şekilde yapılmış­tı ki, bunun ne tarzda yapılmış olduğunu kimse anhyamadı,, ve hiçbir dinsiz bu kadar mükemmel bir şey ve böyle bir sanat eseri yapmış de­ğildi.

Şunu da söyliyeyim ki Kostantiniyenin bütün hıristiyanları böyle mükemmel bir şey yapmak isteselerdi bunu bir ayda yapamazlardı; halbuki o bunu bir gecede yapıverdi. Bu mühim kalâ burcu şehrin e- sas surlarından on adım ilerde idi ve bu kalâ burcu endişesiyle surlar üzerinde çok miktarda adamın bulunması icabediyordu, ve bunun bir gecede yapıldığını söyledim, fakat dört saatten az bir zaman içinde yapıldığını söyliyebilirim; okadar süratle yapıldı ki, surlar üzerinde bulunan ve o tarafa bakan adamlar onun inşa edildiğinin farkında bile olmadılar. Ancak sabahleyin yapılmış bitmiş bir vaziyette onu gördü­ler, ve böyle bir şeyden o kadar büyük bir Jtorku duydular ki, bu şa­

— 53 —

Page 55: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

yanı hayret cihazı görüp tetkik ettikten sonra derhal gidip haşmetli imparatora söylediler, bunun nasıl yapılmış olduğunu anlattılar. Derhal imperator bütün asılzadelerile birlikte kalktı ve bu şayanı hay­ret şeyi görmeğe geldi ve gördükten sonra herkes, korku ve endişeden ölü gibi kaldı, çünki surların takviye duvarlarını aşan bu alâ burcu­nun, şehrin sukutuna yardım edeceği endişesi içinde kalındı

Mezkûr kalâ burcu, aşağıda göreceğiniz şekilde yapılmıştı. Evve­lâ sağlam ağaçlardan yapılmıştı, ve etrafı deve derilerile tamamen ör­tülmüştü ; ve böylece örtülmüş olup içerisi yarısına kadar taşlarla dolu idi, ve dış taraftan da, yarısına kadar toprakla örtülü idi; öyle ki top darbesi veya tüfek veyahut başka silâh darbesi ona bir zarar veremez­di ve dış ve üst taraflarına çit örgüsü koymuştu ki bunlar deve derilerinin üzerine konulmuştu, ve kalâ burcundan başlıyarak ordu­gâha doğru tam yarım ;mil uzunluğunda bir de yol yapılmıştı ve bir yandan diğer yana çifte çitlerle örtülmüştü ve en üst kısımda deve de­rilerile örtülmüştü.

Öyle ki kalâ burcundan ordugâha kadar üzeri örtülü yoldan gidi­lebilirdi ve ne tüfek ne da başka bir silâh buna hiç bir zarar veremez­di ; ve kalâ burcunun içinde bulunan Türkler toprağı kazıp hendeklere atıyorlar ve bunları dolduruyorlardı; okadar çok toprak attılar ki surların takviye duvarlarından daha yüksek bir hale getirdiler ve fil­hakika şehrin alınmasında bu kalâ burcunun türklere çok büyük yar­dımı dokundu. Ordugâhtaki türkler bu kalâ burcunu o kadar mükem:- mel bir şekilde yaptıklarından ve hendeğin çukur olan yerini toprakla doldurduklarından, kendilerini ilerlemiş addettiler; bugün gece ve gündüz, ne karada ne de denizde başka bir şey olmadı. Şurası doğrudur ki Türkler, bugün kalâ burcunun bulunduğu yerden şehrin içine doğ­ru çok -miktarda ok attılar; âdeta ordugâha neşe vermek için atıyor­lardı, ve bizimkilerin hepsi korkudan büyük üzüntü içinde kaldılar

Yine bu mayıs ayının on dokuzuncu günü,, her türlü fenalıklarla dolu olan mezkûr gaddar türkler, uğraştılar ve iyi netice elde ederek bir köprü yaptılar, bu köprü limanı baştan başa katediyordu, yani Pera toprağından Kostantiniye yakasına kadar direkler üzerinde uza­nıyordu, ve bu köprü birbirine bağlanmış çok büyük dubalardan ya­pılmıştı ve bu dubaların üzerine birbirine iyice bağlanmış olan kalas­lar konulmuştu, öyle ki bu çok güzel ve kuvvetli bir köprü oldu; ve bu köprüyü umumî taarruz günü limana baştan başa germek için böy­le yapılmış ve hazırlanmış bir halde tuttu ve bunun sebebi de o Türk-

— 54 —

Page 56: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

lerin kara cihetinde topların tesirile surların yıkılmış olduğu yerler­den maksatlarına daha çabuk varabilmek için memlekete kargı daha şiddetle saldırmak cirzusu idi; bu köprü umumî taarruz gününden ev­vel limanda gerilmiş olsaydı, bir tek top darbesi onu parçalıyabilecek, tamamen bozabilecekti; fakat yukarda söylediğim gibi, o başka birşey yapmadı, yalnız adamlarını surlar, boyıınca dağıttı. Bu köprü Chinigo kapısı karşısında uzanmış duruyordu; fakat bu köprü hiç bir zaman yerine konulmadı çünki Türklerin buna ihtiyaçları kalmadı; i§te bu­gün gerek deniz cihetinde gerekse karada takip ettiğim şeylerin hep­si bundan ibarettir; fakat kara tarafında, gece gündüz bonabardıman etjmekten hiç geri kalmıyordu ve çok miktarda surların yıkılmasına sebebiyet veriyor, ve bizimkiler de her ân mütemadiyen fıçılarla ve toplarla tamirler yapıyorlardı, öyle ki surlar, hemen hemen eskisi ka­dar sağlam oluyordu. Türklerden sayısız miktarda ok tüfek yağıyordu. Ve böylece bize hergün ok ve top atıyorlar ve âdetleri veçhile haykırı­yorlardı. —

Yine bu mayıs ayının yirminci günü, ne denizde ve ne de karada fazla muharebe veya müsadc'"ie olmadı; ancak âdetleri veçhile, bom­bardımanlar oldu ve heı- daim fasılasız ve çok miktarda surlar yıkı­lıyordu ve biz hıristiyanlar bu tahribatı derhâl fıçı parçaları, asma kü­tükleri ve çalı çırpılarla ve toprakla iyice tamir ediyorduk, o şekilde ki hömen hemen eskisi kadar sağlam oluyordu. Fakat bu tamiratta erkekler,, kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar, râhipler, herkes bir arada bu tamiratta çahşıyordu, çünki mesele mühimdi ve bu tamirat pek lüzum­lu idi, çünki toplar bütün toprakları kazıyordu. Gülleler atıldığı za­man, toprakla yapılmış olan tamirat yerlerine giriyordu. Bu toplar çok büyüktü.Ve içlerinde bir tanesinin ağırlığı bin iki yüz libre idi, yani attığı güllenin ağırlığı; şunu da söyliyeyim ki bu top, surlara ateş ettiği zaman, kara cihetindeki bütün surları şiddetle sarsıyor, hırpa­lıyor, yıkıyordu; ve bütün şehrin toprağı, ve hattâ limandaki donan­ma bile bu şiddetli sarsıntıyı hissediyordu. Bu şiddetli gürültü yüzün­den, hâmile olan bir çok kadınlar bu darbelerin korkusile çocuk düşür­düler; dünyada, bütün dinsider âleminde bundan büyük bir top görül­memişti ; şehrin okadar surlarını yıkan top bu oldu. Bugün başka bir şey olmadı.

Yine bu mayıs ayının yirmibirinci günü, gün doğmadan evvel sa­at ikide, Türkün sütunlar mevkiinde bulıman donanması hareket etti ve büyük bir gayretle kürek çekerek limanın zincirine kadar geldiler, ye şiddetli davul ve çalpara gürültüleri arasında çok heyecanlı idiler;

— 55 -

Page 57: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

bunu bizi korkutmak için yaptılar. Ve bu donarimanın tekmili zinci­rin önüne gelince, orada yerleştiler ve limanm ortasmda kaldılar ve bütün bizler denizden onlarm bize saldırmasmı cesaretle bekliyorduk ve bizler hepimiz silâh başında idik ve maneviyatımız iyi idi, bilhas­sa zincirin yanında bulunan on gemi tamamen ve iyice mücehhez ve hazırlanmış ve intizam içinde sıralar^mış -duruyorlardı ve. Türkün dor nanmasını bekliyorlardı. Bu gemilerin üzerinde çok adam vardı. Fa­kat Türkler saldırmakta tereddüt ettiler; fakat zincirin yanında bu­lunan bu donanmanın böylece orada kaljması üzerine bütün memleket, bugün onların umumî taarruza geçmek arzusunda olduklarından şüphe lenerek, her tarafta çanlar çalmağa başladı; fakat bütün memleketin silâh başına koşması ve herkesin haşmetli imperator tarafından tayin edilen yere geçmesi için çanlar şiddetle çalınıyordu. Türkün sözü ge­çen donanması, bizîm donanmamızın bu kadar mükemmel ve hazır bir vaziyette olduğunu ve bütün memlekette çanların çalındığını gö­rünce bÜ3Öik bir tereddüt içinde kaldı ve derhal evvelce bulunduğu sütunlar mevkiine döndü. Gündüzün saat ikisinde her iki tarafta sü­kûnet avdet etti,, öyleki hiç bir muharebe olmadı. Yani denizde bir şey olmadı. Fakat kara cihetinde, aynı gün öğle vaktinde bizimkiler Ca- legaria mevkiinde bir tünel buldular, türkler bunu kara surlarının temellerinin altından açmışlardı ve buradan geçip bir gece şehre bas­kın yapmak istiyorlardı; fakat bu tünel fazla korkulacak bir şey de­ğildi. Karadaki kuvvetlerimiz bu tüneli keşfeder etmez gidip içinde yangın çıkardılar ve dışarda bulunan Türkler bizim yangın çıkarmak niyetinde olduğumuzu hissederek, ve onlar da derhal harekete geçip orasını ateşe verdiler ve böylece her iki taraf bir ân içinde tüneli ate­şe vermiş oldular. Neticede o tüneli biz kendi şerefimizle kazanımş ol­duk ve bundan artık korkmak için bir sebep kalmamıştı. Yine aynı günde Türkler zavallı surları şiddetle topa tuttular ve bugün surların birçok yerlerini ve bir kulenin bir kısmını yıktılar ve biz de derhal fıçı parçalarile ve diğer malzemelerle iyi tamirat yaptık, öyle ki, gerek denizde, gerekse karada çok uğraşmak mecburiyetinde kaldık ve ak­şam üstü yorgunluktan pek bitkin bir halde idik.

Yine bu mayıs ayının yimıiikinci günü gece yarısından az evvel bizimkiler Calegaria mevkiinde bir tünel buldular, bunu ordugâhtaki Türkler yapmıştı; bu tünel kara temellerinin altından kazılmıştı ve şehrin içine kadar uzanıyordu, ve bu tünel dün bulunan diğer tünelin yanında yapılmıştı, ve dünkü gibi açılmıştı, ve bizimkiler bunun için­de yangın çıkardılar ve onu şecaatle yakarak büyük şeref kazanmış olduk, ve onun içinde kalıp derhal dışarıya çıkamamış plan birkaç

— 56 —

Page 58: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

türk de yandı. Yine aym günde, yine bu Calegaria .mevkiinde, surların takviye duvarlarının bulunmadığı bir noktada diğer bir tünel daha keşfedildi, bu tünel biraz tehlikeli idi, fakat Allahın inayeti sayesinde bu tünel kendi kendine yıkıldı ve içinde bulunan bütün türkler öldüler. Fakat sizin anhyabilmeniz için izah ediyorum ki, bu tüneller toprak kazılarak açüıyordu, sonra hafriyat ilerledikçe kazılan yerlerin tavan­ları iri ve sağlam direklerle tutturuluyor,, takviye ediliyordu, ve bu şekilde kazılarak şehrin temellerine doğru uzanıyordu ve sonra da te­mellerin altından hafriyat devam ediyordu. Ve böylece şehrin içine girilmiş oluyordu ve onlar tünellerini bu şekilde açıyorlardı.

Yine mayısın bu yirmiikinci günü gece saat birde gökyüzünde fevkalâde güzel bir işaret görüldü; bu işaret, Kostantiniyenin liyakat­li imperatoru Kostatine, kendisinin şerefli iraperatorluğunun sonla­rına doğru yaklaşmakta olduğunu bildirdi ki filhakika böyle oldu, Bu İşaret şu şekil ve şartlarda oldu; bu akşam gece saat birde ay doğdu, ve bugün tostoparlak olması lâzımdı; bu ay doğduğu zaman bedirtâm halinde olması lâzımdı, fakat ay doğduğu zaman sanki üç günlük imiş gibiydi ve az görünüyordu; lıalbuki hava temiz ve pâk bir kristal gibi berraktı; bu ay bu şekilde dört saat kadar devam etti, sonra yavaş yavaş yuvarlak olmağa başladı ve gecenin saat altınsında bedritânı hâline geldi. Bütün biz hıristiyanlar ve dinsizler, bu muhteşem işareti görünce , Kostantiniye imparatoru bundan çok korktu ve etrafındaki asiller de öyle yaptılar; bunun sebebi de, rumların bir itikada inanma­ları idi, ki buna göre, gökyüzünde ay bedritâm hâlinde iken işaret ver­medikçe Kostantiniye asla kaybedilmiyecekti; işte rumların korkusu bundan ileri geliyordu. Fakat Türkler bu işaretin verdiği neşe dolayı- sile büyük şenlik yaptılar, çünkü kendilerinin zafere ulaştıklarını zannettiler ki hakikatte de esasen böyle oldu (1).

Yine bu mayıs ayının yirmi üçüncü günü şafak vakti Calegaria mev­kiinde diğerlerinin bulunduğu mahallin yakınında bir tünel bulundu: şunu bilesiniz ki, bu Calegaria mevkii imperatorun sarayının yanında­dır; biz bu tüneli bulunca derhal içini ateşe verdik ve çabucak hepsi yandı ve yanar yanmaz da yıkıldı ve içinde bulunan bazı Türkler al­tında kalarak ezildiler ve içlerinden ikisi canlı olarak çıkarıldı; bun­lar bu tüneli açan ustalardı. Bu iki ustaya rumlar tarafından eza cefa edildi ve diğer tünellerin nerede bulunduklarını ifşa ettiler, ve itiraf ettikten sonra kendilerinin kafaları kesildi ve vücutları türklerin or-

— 57 —

(1) Bizans imperatorluğunun sükutu hakkmdaki muhtelif mucize ve İtikatlar hususunda Hammer’e bak.

Page 59: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

dugâhlannın bulunduğu tarafta kara surlarından aşağı atıldı, ve Türk- 1er bu adamların surlardan aşağı atıldıklarını görünce çok müteessir oldular ve ramlara ve biz italyanlara çok kızdılar. Yine aynı günde, gün doğmadan bir saat evvel, Çanakkale boğazı tarafından bir fir­kateyn geldi; bu firkateyn evvelce türk gemisi gibi donatılmıştı, ve bi­zim donanmamızla karşılaşıp JCostantiniyeniruhâlâ -dayanmakta oldu­ğunu ve derhal buraya gelmesini bildii'jmek üzere Adalar denizine gön­derilmiş olan firkateyn bu idi. Fakat sütunlar mevkiinde bulunan tür­kün donanması, bu firkateynin acele acele kürek çektiğini görerek bu­nun bizim donanmamıza mensup bir gözcü olmasından şüphelendi, çünki onlar bunun bir türk teknesi olmadığını pekâlâ biliyorlardı; bi­naenaleyh türklerin mezkûr donanmaları sütunlar mevkiinden hare­ket etti ve bu firkateyne doğru geldi; fakat bu firkateyn limanın zinci­rinin önüne geldiği zaman işaret verdi ve limana girerek kurtuldu, ve türkün donanması bunu görünce bütün donanmasıle birlikte geri dön­dü ve mutad mahalline gitti, fakat bizim donanmamızda herkes kendi yerini muhafaza ediyordu ve mutad veçhile silâhlı ve teçhizatlı bulu­nuyorduk, çünkü türkün mezkûr donanınasımrı zincire taarruz et­mesinden korkuyorduk (ve) hepimiz gündüz saat bir buçuğa kadar silâh başında durduk. Sonra hepimiz silâhlarımızı bıraktık, bugün başka bir şey olmadı, fakat şehirde, söylediğim gibi donanma endişe- sile, adamları deniz kenarında toplamak için, büyük bir çan gürültüsü devam ediyordu. Kara cihetinde bugün surlara karşı çok bOitnbardı- man yapıldı ve hayli uzunlukta surlar yıkıldı ve bizler derhal mükem­mel bir şekilde tamirler yaptık, bugün çok çalıştık ve uğraştık, ve ge­rek denizde, gerese karada, ordugâh tarafından çok heyecan ve sıkın­tı gördük. —

Yine bu mayıs ayının yirmidördüncü günü, öğle vakti, Calegaria’- da, evvelki tünellerin yanında bir tünel bulundu ve bu gaddar türkler surlarda takriben on adım ileride ve direklerle kuleye benzer bir şey yapmışlardı ki, buradan bir yangın çıkarak kulenin yıkılmasını temin edecekler ve böylece şehre derhâl gireceklerdi. Fakat bizim Allahımız efendimiz o anda okadar fenalığa ve şehrin o şekilde kaybedilmesine müsaade etmek istemedi. Rumlar bu son tüneli keşfeder etmez derhal toprağı kazmağa ve süratle duvar örmeğe koyuldular ve çok takviye ettiler, hemen hemen eski haline getirdiler, öyle ki (o noktada) endi­şeye artık mahal kalmamıştı. Bugün türkler kara surlarını toplar,, tüfeklerle, sayısız oklarla okadar taciz ettiler ki bugün çok fena ve berbad bir gün oldu. Deniz cihetinden hiç izaç edilmedik, onun donan­masının korkusundan hep silâlı başında idik, ânî olarak gelip taarruz

— 58 —

Page 60: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

etmesinden korkuyorduk.

Türkün ordugâhında bugün çok şenlik yapıldı, çalgılar çalındı ve diğer neşe alâmetleri görüldü, çünki pek yakında umumî taarruza geçmek istedikleri anlaşılıyordu.

yine.bu mayıs ..ayının, y ir mibegind: günü akşamüstü yine .aynı .Ca- legaria mahallinde diğer tünellerin yanında bir tünel bulundu, bu tü­nel sağla(m ve tehlikeli idi. Çünki bunun içine direklerden bir duvar yapılmıştı, ve bunun içi ateşe verildiği takdirde bu tünel yıkılacaktı ve tünel yıkılınca da bu türkler derhal bu şehrin içine gireceklei-di ve hiç bir maniaya tesadüf etmeden şehri sapasağlam elegeçirmiş ola­caklardı. Bu en son olarak açılan ve en son olarak elegeçirilen tünel oldu, fakat bulunan tünellerin en tehlikelisi idi. Fakat yine aynı gün­de türkler kara surlarının içine pek çok top attılar, ve çok miktarda sur duvarlarını yıktılar ve biz derhal toprakla ve fıçılarla iyice tamir ettik ve eskisi kadar sağlam bir hâle getirdik; bugün sayısız derecede ok attılar, denizde türkün donanması hiçbir harekette bulunmadı, bi­zimki de bulunmadı; ancak biz gece ve gündüz, gerek gemilerde ge­rekse kadırgalarda silâh başında idik. —

Yine bu mayıs ayînm yirmialtmcı günü, gecenin saat birinde türk­ler bütün ordugâhlarında büyük miktarda ateşler yaktılar, ordugâhta bulunan her bir çadır iki ateş yakmıştı; bunlar pek büyük ateşlerdi ve bu ateşlerin şiddetli ışıkları dolayısile ortalık gündüz gibi aydınlan­mıştı ; bu müthiş ateşler gece yarısına kadar devam etti; bu ateşleri türk beyi ordugâh için yaktırdı, çünkü ordugâh halkına neşe vermek zavallı şehrin tahribi yaklaşmakta olduğundan, şiddetli taarruza ve muharebeye hazırlanmak için yaktırıyordu. Ve bu dinsinler, bu ateş­leri yakarak, türk âdeti veçhile haykırıyorlardı, o derecedeki sanki gökyüzü açılacakıHUş gibiydi ( ! ) . Bütün şehir dehşet içinde kaldı ve herkes ağlayarak, dinsizlerin bu şiddetli tehevvüründen kendilerini korumaları için Allaha ve mukaddes Meryeme yalvarıyorlardı. Fakat bütün bugün zarfında topların San Romano surları içini ne kadar şid­detle bombardıman ettiğini ve büyük topun yaptıklarım hiç sorma­yın; o derecedeki bugün çok acı duyuldu ve dehşet içinde kaldık. De­nizde mühim bir şey olmadı, yalmz donanmanın kaynaşmakta olduğu­nu görüyorduk.

Yine bu mayıs ayının yirnüyedinci günü, yine bu fena dinsinler bü­tün bu gece de aynı şekilde, evvelki gece yaptıkları gibi, ateşler yaktı­lar ve ateşler, pek müthiş haykırmalarla gece yansına kadar devam et­

— 59 —

Page 61: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

ti; ve bu haykırmalar, ordugâhtan on iki mil uzakta olan Anadolu sa­hilinden bile duyuluyordu; öyle ki bütün biz hıristiyanlar pek büyük bir korku içinde kaldık; bu dehşet sabah oluncaya kadar devam etti; fakat bütün gün zavallı surları topa tutmaktan geri kalmadı ve bugün surların büyük bir kısmı yıkıldı ve bize büyük keder ve endişe verdi, denizde hiçbir şey ölmâdi, bü gece TiaşTfâ"bîr şey“ölihâ‘dı.

Yine bu mayıs ayımn yirmisekizinci günü Türk beyi bütün or­dugâhta davullar çaldırarak bir emir verdi; bu emre göre kendisinin türk birliklerine kumanda eden bütün paşaları, bütün subaşıları ve di­ğer bütün kumandanları hangi derece ve seviyede olurlarsa olsunlar, bütün bugün zarfında kendi yerlerinde buluriımak mecburiyetinde idi­ler, aksi takdirde kafaları kesilecekti; bunun sebebi de, yarın türk be­yinin bu elemli şehre karşı umumî taarruza geçmek istemesiydi. Bu emir ordugâha verilince herkes derhal kendi yerine geçti ̂ hattâ koşa koşa gittiler, fakat bütün bu,t>ün, sabahtan geceye kadar türkler hiç­bir şey yapmadılar, yalnız yarın kullanmak üzere surların yakinine çok dik merdivenler getirdiler, çünki yarın feci taarruz günü olacak­tı. Bu merdivenlerin sayısı takriben ikibin idi; merdivenleri surların duvarlarına doğru kaldırırken adamları korumak için büyük mıkdar- da hasırlar da konuldu. Bu da yapıldıktan sonra türkler ordugâh halkına neşe vermek için boru, trampete ve çalpara çalarak ordugâ­hı dolaşıyorlar ve şöyle diyorlardı ; Ey Muhammed’in evlâtları, ne­şeli olun, yarın elimize okadar çok hıristiyan geçireceğiz ki, esir ola­rak iki tanesini bir dukata satacağız; ve okadar servete malik olaca­ğız ki, hepimiz altın içinde yüzeceğiz; ve rumlarm sakalından köpek­lerimize ip yapacağız; ve rumlarm kanlan ve kızları bizim cariyele- rimiz olacak; bu sebeple, ey Muhammed’in evlâtları, azimli ve iradeli olun, ve Muhammedimiz’in aşkı için seve seve ölüme atılın. Ve bu şe­kilde bu dinsizler ordugâhı teşci ediyorlardı. Bu da olduktan sonra bü­tün ordugâhta menadilerini bağırttı; her türk, âmirleri tarafından kendisine verilecek emre göre duracak, gidecek ve faaliyette buluna­caktı. Akşam üstü bütün türkler intizam içinde ve bütün silâhlarile mücehhez olarak yerlerine geçmiş bulunuyorlardı, dağ gibi ok yığın­ları hazırlanmıştı; akşam olunca bütün türkler yerlerine geçmişlerdi ve herkesin maneviyatı iyi idi ve taarruza geçmek arzusunda idiler ve hepsi Muhanümedine dua ediyor ve zafer ve yardım niyâz ediyordu. Fakat bugün türkler zavallı surlara okadar çok top attılar ki âdeta kıyamet kopuyor gibi oldu; böyle yapmalarının sebebi, artık bombar­dımana nihayet verme gününün gelmiş olmasıydı. Biz hıristiyanlar

— 60 - -

Page 62: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

bugün kara tarafından surların mazgallarına konulmak üzere asker­leri koruyacak mantelet’lerden (1) yedi araba dolusu hazırladık; bun­lar hazırlandıktan sonra meydana götürüldü ve bay baylos bunir.rın surlara götürülmelerini emretti : ve rumlar kendilerine peşin para ve­rilmedikçe bunları asla götürmek istemediler, ve hemen hemen akşa- ma-kadar bu ihtilâf devam etti, öyle ki biz Venedikliler bunların nak­li için icabeden parayı kesemizden vermek mecburiyetinde kaldık,, ve rumlar ihiçbir para vermediler: ve manteletler surlara vâsıl oldukları zaman gece olmuştu ve muharebe için bunlar surların mazgallarına yerleştirilemedi ve sipersiz kaldık; bu da rumlarm hasisliğinden ile­ri geldi. Yine bugün öğle saatinde bay Baylos VenedikU olan herkese bir emir verdi; evvelâ Allahın aşkı için, sonra memleketin menfaati uğruna, ve bütün hıristiyanlığın şerefi için herkesin kara surlarına gitmesini, herkesin kendi isteğile ölmesini, ve herkesin yerli yerinde bulunmasını emretti; ve herkes bay Baylos’ım emrine memnuniyetle itaat etti, ve elimizde mevcut olan herşeyi daha iyi bir intizam içine sokmamız , ve aynı surette denizdeki donanmayı ve bilhassa limanın zincirini ve bütün gemi ve kadırgaları tertip ve intizama koymamız lâzımdı. Bugün türk beyi, onbin atlı ile birlikte, donanmasının intizam içinde olup olmadığını görmek için, sütunlar mevkiinde bulunan do­nanmasına gitti, ve yarın umumî taarruza geçmek için donanmanın hazır olmasını ve ne şekilde saldırması lâzımgeldiğini mezkûr türk donanması kumandanına bildirilerek emirler verdi. Bu da olduktan sonra sözü geçen bey deniz kumandanile ve diğer subaşılarile neşe­den bağırışıp haykırdılar ve âdetleri olduğu veçhile hepsi de sarhoş oldular bundan sonra sözügeçen bey ordugâha döndü, mezkûr bey ken­di yerine gelinciye kadar neşeli ve keyifli idi. Bütün bugün, bütün şe­hirde herkesin kendi yerine geçmesi için şiddetli çanlar çalındı ve ka­dınlarla çocuklar hep bir arada surlara taş taşıyorlardı; bu taşlar, türklerin üzerlerine atılmak üzere mazgallara konulacaktı; herkes bü­yük bir korku ve teessür içinde ağlıyordu. Gece saat bir olunca, ordu­gâhta bulunan türkler, bütün ordugâhta, evvelki iki gece yakmış ol­dukları ateşlerden çok daha büyük müthiş ateşler yaktılar; okadar haykırdılar ki biz hıristiyanlar buna tahammül edemiyorduk, ve hay- kırmalarile birlikte top ta atıyorlardı, pek çok tüfek ve sayısız derece­de havaî fişek atıyorlardı,, öyle ki hepimiz kendimizi cehennemde zan­nediyorduk. Onun bu şenlikleri ve neşe, sevinç ve bayramı gece yarı­sına kadar devam etti, sonra ateşler söndürüldü, fakat o dinsizler bü-

— 61 —

(1) Tahtadan yapılmış, üzerlerinde ok atmağa mahsus ufak delikler bulunan paravana şeklinde nakli kabil siperler.

Page 63: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

tün gün ve bütün gece Muhammedlerine duadan geri kalmadılar, ve bu Kostantiniye şehrine malik olmak için ondan zafer niyaz ettiler, ve biz hıristiyanlar bütün gün ve gece Allaha ve onun validesi mukaddes Meryem Anaya ve gökteki bütün aziz ve azizelere dua ediyorduk ve bize zafer vermelerini ve bu gaddar dinsizin tehevvüründen koruma­sını niyaz ediyorduk. Her iki taraf kendi allahına dua edip,-onlar ken-- dilerine ve bizler de bize zafer verilmesini istedik, bizim Allahımız e- fendimiz, gökte validesile birlikte yarın neticeye varacak olan bu şiddetli ve çetin muharebede kimin ilerliyeceğini kararlaştırdı.

Yine bu mayıs ayının yirmi dokuzuncu günü, ki muharebenin son günüdür, bizim Allahımız efendimiz rumların aleyhinde sert ve acı kararını verdi ve bu şehrin bugün merhum türk Murad’ın oğlu Meh- med beyin eline düşmesini arzu etti, ki bu umumî taarruzun ne şekilde vaki olduğunu burada muntazaman ve sırasile göreceksiniz, ve ebedî Allah da bütün eski vahiy ve İlham ve mucizelerin ve bilhassa mukad­des Kostantinin yapmış olduğu ilk vahiy ve ilhâmin tahakkuku için bu elemli hükmünü vermek istedi; Sen Kostantinin bu vahiy ve ilha­mına göre, bu şehirde aya sofya kilisesi yanında at .üzerinde duran mu­maileyh, elile Anadoluyu yani Türkiyeyi göstererek : ‘‘Beni yıkacak olan kimse buradan gelecek” demiş. Diğer vahiy ve ilhama göre, He- lena oğlu Kostantin adında bir imparator geldiği zaman, onun hüküm­darlığı zamanında Kostantiniye kaybedilecek; diğer vahiy ve iüıam da şöyle diyor : Gökyüzünde ay işaret verdiği zaman, birkaç gün son­ra türkler Kostantiniyeyi alacaklar; öyle ki, bu vahiy ve ilhamların üçü de tahakkuk etti,, yani türkler rum memleketine geçtiler, Helena oğlu Kostantin imparator olarak bulundu, ve ay da gökyüzünde işa­ret verdi; bütün bunlar tahakkuk etti; öyle ki Allah hıristiyanların aleyhine, ve bilhassa Kostantin’in imparatorluğu aleyhine sert ve şid­detli hükitoler vermek istedi, ve bu karan ileride göreceksiniz. Bu bindörtyüz elliüç senesi yirmi dokuz mayıs günü gün doğmadan evvel üçte merhum türk Murad’ın oğlu Mehmet bey umumî taarruza geç­mek için bu Kostantiniye şehrinin surlarına bizzat geldi ve bu taarruz neticesinde Kostantiniyeyi aldı. Bu türk beyi adamlarını üç gurupa ayırdı, her bir gurupta ellibin kişi bulunuyordu; bir gurup hıristiyan- lardan müteşekkildi, bunlar ordugâhta zorla duruyorlardı; ikinci gUr rup aşağı tabakaya mensup kimselerden, ayak takımından müteşek­kildi ; üçüncü gurup hep beyaz keçe külâhh yeniçerilerden müteşekkil­di ki bu yeniçerilerin hepsi beyin askerleri idi; bunların maaşları gü­nü gününe ödenir, hepsi seçilmiş ve muharebeye ehliyetli adamlardır, ve bu yeniçerilerin arkasında bütün subaşılan ve bunların arkasında

— 62 —

Page 64: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

da türk beyi bulunuyordu. Hıristiyanlardan müteşekkil birinci gurup merdivenleri surlara getiriyordu ve kendileri bu merdivenleri sur­lara doğru kaldırmak isteyince bizimkiler derhâl o merdivenleri, onla­rı kaldıran adamlarile birlikte yere atıyordu, ve bunların hepsi derhâl ölüyorlardı ve bizimkiler surların mazgallarından aşağı büyük taşlar atıyorlardı, öyle ki onlar arasından az kimse hayatını kurtarabiliyor­du surların altına nekadar adam gelirse okadâr öldürülüyordu, ve mer­divenleri kaldıran adamlar okadar insanın öldüğünü görünce, taşlar­la öldürülmemek için geriye, ordugâha dönmek istiyorlardı; ve arka­da bulunan diğer türkler bunların kaçtığını görünce deıhal kılıçla on­ların kafalarını kesiyorlardı, öyle ki onlar da mecburen surlara dönü­yorlardı, velhasıl ya bu şekilde ya o şekilde ölmek mecburiyetinde idi­ler ; bu ilk grup ölünce ve yıkılınca, ikinci gurup şecaatle ilerliyordu; fakat birinci grup iki sebepten öne sürüldü : Evvelâ, kendi türklerin- den ziyade o hıristiyanların ölmesini istiyorlardı; saniyen şehirde bu­lunan bizleri yormak istiyorlardı ve dediğim gibi bu birinci grup ölüp kırılınca ikinci grup iplerini koparmış aslanlar gibi, san Ramano tarafından surlara doğru saldırdı; ve biz bu dehşeti görünce derhal bütün memlekette ve surların her noktasında şiddetli çanlar çalmağa başladık herkes bağırarak bu hain Türke karşı Allahtan yardım ve şefaat niyaz ediyordu; öyle ki„ bütün adamlar bu dinsizlere karşı sal­dırdı ve orada bulunanlar surların takviye duvarları arkasına çekil­meğe başladı. Fakat bu ikinci grup hep kuvvetli ve usta adamlardan müteşekkildi ve dediğim gibi surlara gelip orada yaptıkları savaşlarla şehirdekileri çok yordu, bu ikinci grup ta surların üzerlerine merdiven­leri kaldırmağa çalıştı, fakat surların üzerinde bulunanlar bunları şecaatle tahrip ediyor ve yere atıyorlardı ve birçok türkleri öldürü­yorlardı. Fakat bizim oklarımız ve toplarımız her an ordugâha doğ­ru ateş ediyorlardı, öyle ki inanılmayacak derecede çok miktarda türkler öldürülüyordu. Bu ikinci grup gelip şehre girmek için geyre- tini sarfedip muvaffak olamayınca o esnada üçüncü grup geldi; bunlar yeniçerilerdir, onun maaşlı askerleridir ve subaşılandır, ve hep kıymetli ve şeci adajmlardan müteşekkil usta askerlerdir; hepsinin ar­kasından türk beyi geliyordu. Bu üçüncü grup bu zavallı şehrin sur­larına, türkler gibi değil, fakat arslanlar gibi atıldı, okadar haykırma­lar ve çalpara gürültüleri geliyordu ki kıyamet kopuyor gibiydi haykır­malar ordugâhtan oniki mil uzakta olan Anadoludan duyuluyordu. De­ğerli Türklerden müteşekkil olan bu üçüncü grup, birinci ve ikinci' gruplarla harbetmiş olan surlardaki adamları pek yorgun bir halde buluyor ve bu dinsizler muharebe için ateşli ve taze bir kuvvet teşkil

— 63 —

Page 65: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

ediyorlardı. Fakat muharebe meydanında türklerin çok şiddetli ba- ğırışmaları bütün şehri korku içinde bırakıyordu ve bu haykırmalar ve muzıkalarla maneviyatı büsbütün yıkıyorlardı; memleketin halkı kendilerini âdetâ teslim olmuş görüyordu; karar verildi ve bütün şe­hirde şiddetli çanlar çalmağa başladı; ve aynı şekilde surlar üzerinde

. de çâhlâr çahnıyöi'dü ve yüksek'se'^e heirkes'hâykırryöfdü ;felaât,"şe­faat ey Allahım, gökten bu Kostantiniye imparatorluğuna yardım gönder ki dinsiz millet imparatorluğa hâkim olmasın. Fakat bu şehir­de bütün kadınlar dizçökmüşlerdi ve erkekler de aynı vaziyette idiler. Herkes acı acı ağlıyordu ve çok büyük bir tevekkül ile kadiri mutlak Allahımıza ve onun Validesi mukaddes Meryem anaya ve gökyüzünde- ki sarayın bütün aziz ve azizeltrine yalvarıyorlardı ve bu dinsiz halka, hıristiyan dininin düşmaları olan gaddar türklere kargı kendilerine zafer vermelerini rica ediyorlardı. Bunlar bu dualar içinde iken türk- 1er kara tarafından. San Romano noktasında çok çetin ve şiddetli bir surette muharebe ediyorlardı; bu noktada haşmetli imparator ile bü­tün asilzadelerinin dairesi bulunuyordu, kendisinin başlıca şövalyele­ri ve kıymetli adamları da orada idi ve bunların hepsi imparatorun yanında idiler ve daima şiddetle muharebe ediyorlardı; memlekete girmek azmile bu Türkler de, dediğim gibi san Romano noktasında, yani kara tarafmda, muharebe ederek,, bu dinsizler çok miktarda top ve tüfek ve sayısız derecede ok atıyorlardı, mezkûr dinsizlerin haykır­maları o derecede idi ki sanki gökyüzü açılıyor gibiydi; fakat güllesi bin ikiyüz libre ağırlığında olan büyük topla ateş ediyorlardı ve or­dugâh etrafında altı mil uzunluğunda olan surlar boyunca ok atıyor­lardı ; surların takviye duvarları içindekiler bol bol seksen deve yükü, ve hendeklerdekiler de ihtimal yirmi deve yükü teşkU edebilirdi. Bu- kadar sert ve şiddetli olan muharebe şafak vaktine kadar devam etti.

Bizimkiler fevkcdâde bir şekilde müdafaa ediyorlardı, yani biz Venedikliler. Kalâ burcu tarafındaki burcda mezkûr türklerle muaz­zam bir muharebe cereyan ediyordu, fakat biz^m müdafaamız bir işe yaramıyordu çünki ebedî Allah bu şehrin türklerin eline geçmesi hu­susundaki hükmünü esasen vermiş bulunuyordu ve Allah kararını ver­dikten sonra artık yapacak hiçbir şey kalmıyordu; öyleki, şu dakika­da bu elemli şehirde bulunan bütün biz hıristiyanlar, şefaatkâr efendi­miz İsa’nın ve validesi mukaddes Meryam ananın yeddi emanetine ken­dimizi tevdi ediyoruz; ve bugün bu can ahcı muharebede ölecek olan ruhlarınuza şefaat etmelerini niyaz eyledik. Şunu iyi anlayın ki gün doğmadan bir saat eıvvel türk beyi büyük topunu harekete geçirtti ve

— 64 —

Page 66: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

bu top bizim yapmış olduğumuz tamiratm içine ateş etmeğe başladı ve buralarını yere yıktı ve bu topun çıkarmış olduğu kesif duman do- layısile ortalık hemen hemen görünmez bir hâle geldi ve mezkûr türk- 1er o dumanın arkasından gelmeğe başladılar ve takriben üç yüz türk surların takviye duvarlarından içeriye girdi ve rumlarla Venedikhler onları şiddetle bu duvardan dışarıya attı ve bunların büyük bir kısmı öldü; takviye duvarlarından geçinceye kadar hemen hemen hepsi öl­dü. Bu aralık bu müsademeyi başaran rumlar kendilerini bu dinsizle­re karşı hakikaten muzaffer zannediyorlardı ve biz hıristiyanlar he­pimiz bundan büyük bir teselli duyuyorduk. Mezkûr türkler surların takviye duvarlarından dışarı atılınca büyük topla bir defa daha ateş ettiler ve o dinsizler, köpekler gibi o topun dumanı arkasından gelme­ğe başladılar hepsi tehevvür içinde birbirini iterek yabani koyunlar gibi ilerliyordu, öyle ki bir çeyrek saat içinde otuz binden fazla türk takviye duvarlarından içeri girdi. Okadar bağırışıyorlardı ki insan kendisini cehennemde zannediyordu; bu bağırıgmalar Anadoludan bi­le duyuluyordu. Bu türkler bu takviye duvarlarından içeri girince, bu duvarların manialarını ellerine geçirdiler, fakat onlardan birçok­ları içeri girinceye kadar surların üzerindeki adamlarımız taşlar ata­rak onların birçoğunu öldürdüler, nekadar istedilerse okadar fazla adam öldürdüler. Bu ilk maniayı ele geçirince türklerle azepler mu­vaffakiyetten cesaret aldılar, bunun üzerine takviye duvarlarının içi­ne tam yetmişbin türk daha girdi, okadar büyük bir şiddetle ilerliyor­lardı ki sanki cehennemden geliyorlarmış gibiydi; öyleki, bir ucundan öteki ucuna kadar tam altı mil uzunluğunda olan takviye duvarlarının içi derhal türklerle doldu. Fakat, yukarda söylediğim gibi, surların üzerinde bulunan adamlarımız, taşlarla bu türklerden okadar çok mik­tarda adam öldürüyorlardı ki kırk araba bu türk ölülerini taşıyamaz­dı. Bunlar şehre girmeden evvel ölmüşlerdi. Şimdi bizim hıristiyanlar çok büyük bir korku içinde idiler; haşmetli imperator bütün şehrin çanlarını şiddetle çaldırttı ve surların muhtelif noktalarında her­kes bağırıyordu : şefaat,, ebedî Allahımız; erkekler ve kadınlar ve bilhassa rahibelerle kızlar böyle bağırışıyorlardı. Bunların ağlamaları o derecede idi ki pis yahudiler bile bu manzara karşısında müteessir olabilirdi. Bunu görünce Cenovalı Ceneviz bay Zuan Zustignan bulun­duğu yeri terketmeğe karar verdi (1). Ve zincirin yanına konulmuş olan gemisine koştu ve bu Zuan Zustinian’ı imparator kara kumanda­nı yapmıştı; ve kumandan olan adam kaçarken ve şehrin içinden ge-

— 65 —

(1) Cünki okla yaralanımstı (salıife kenarı notu).

Page 67: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

çerken bağırıyordu : Türkler memlekete girdiler; halbuki yalan soy­uyordu, çünki onlar henüz içeriye girmemişlerdi. İmdi halk, türklerin memlekete girdiklerine dair bu kumandanın bu sözlerini işitince her­kes kaçışmağa başlıyor ve derhal herkes bulunduğu yeri terkediyor ve gemilerle ve kadırgalarla kaçabilmek için herkes deniz kenarına doğru koşuşmağa başlıyor. Güneş doğarken vaki olan bu gürültü ve kargaşalık içinde Kâdiri mutlak AUah çok sert ve acı hükmünü veri­yor ve bütün vahiy ve ilhamların tahakkukunu istiyor; öyleki, dedi­ğim gibi, güneş doğarken türkler san Romano noktasından şehre gir­diler, bu noktada surlar onların topları tarafından yere yıkılmıştı. Fa­kat memlekete girmeden evvel, o Türklerin gürültülerile karışan şehir hıristiyanlannın gürültüsü en son haddine varmıştı; okadar çok mik­tarda adam öldü ki cesetlerle taim yirmi araba doldurulabilirdi ve ilk türkler ölünce birinci grupun arkasından ikinci grup gelmeğe başladı, bunlar öteye beriye koşuşarak ilerliyorlardı ve memleket içinde kimi buluyorlarsa kılıçtan geçiriyorlardı, her bir tabakaya mensup kadın­ları, erkekleri, ihtiyarları, çocukları öldürüyorlardı, bu kital, t.ürkle- rin girdikleri saat olan güneşin doğması ânından öğleye kadar devam etti, öyleki o savlet ve tehevvür içinde karşılarına çıkan herkesi kı­lıçtan geçirdiler. Fakat bizim tüccarlarımız kaçıp yer altındaki mah­zenlere saklandılar; o tehevvür geçtikten sonra bunlar türkler tara­fından bulundu, hepsi ele geçirildi, sonra köle olarak satıldı. Türkler şehre girmiş oldukları san Romano mevkiinden beş mil uzakta olan meydana varınca, üzerinde San Marco ile haşmetli imperatorun ar­ması bulunan bir kulenin üzerine çıktılar ve mezkûr dinsizler derhal San Marco’nun armasını söküp attılar ve sonra haşmetli imparatorun armasını da oradan attılar sonra bu aynı kulenin üzerine türk beyinin bayrağı çekildi. O iki arma yani San Marco ile imparatorun aıfrnası oradan atılıp türk beyinin bayrağı çekilince, şehirde bulunan bütün biz hıristiyanlar bu türkün yapmış olduğu bu fetih dolayısile çok elem duyduk. Kendi bayraklarını çekip bizim armalarımızı attırınca, mem­leketin tamamen alınmış olduğunu ve o gün için artık şehiri geri al­mak çaresi kalmamış olduğunu gördük.

Karada olan şeyleri söylediğim için şimdi size denizden bahsede­ceğim,, gün doğmadan bir saat evvel deniz donaniması, bulunduğu sü­tunlar mevkiinden hareket etti ve liman zincirinin önüne geldi ve zin­cire taarruz etmek için geldi; fakat onun donanmasının kaptanı, bi­zim limanımızın gemilerle ve kadırgalarla iyice mücehhez ve munta­zam bir durumda olduğunu ve bilhassa zincirin yanında, her biri sekiz-

— 66 —

Page 68: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

yüz fıçıdan fazla hacimde olan on geminin bulunduğunu görünce ve o kumandan bizim donanmamızdan korktuğundan, karar verdi ve şeh­rin arkasından, Çanakkale tarafından muharebe etmeğe gitti. Ve li­man muharebesini terketti ve orada, arka tarafta karaya çıktı ve ya- hudi mahallesi tarafında o donanmnın bir kıdmı kraya asker çıkardı, oradaki yahudilerin evlerinde çok-servet-ve- bilhassa mücevherat bu­lunduğundan daha iyi çalabilmek için böyle yaptılar. Evvelce Pera dağı üzerinden geçirilmiş olup limanın içinde bulunan ve kaptan Za gano paşanın kumandası altında olan yetmiş tekne de hepsi birden ve anî olarak memleketin Fanari (1) tesmiye edilen bir noktasında karaya asker çıkardılar, ve orada surların üzerinde bulunan hıristi- yanlar cesaretle onları geriye püskürttüler.

Fakat mezkûr donanma, hıristiyanların Kostantiniyeyi kaybet­tiklerini kendi gözlerile gördükten sonra, ve türk Mehmet Beyin flâ- masının şehrin en büyük kulesi üzerine çekildiğini ve San Marco ile im- peratorun armasının da sökülüp aşağı alındıklarını görünce, ozaman o yetmiş teknedekilerin hepsi karaya çıktı ve aynı şekilde Çanakkale yakasında bulunan donanmadakilerin adamları da hep karaya çıktı­lar ve donanmaları sahilde bomboş olarak bıraktılar, ve bunu yapma­larının sebebi de hepsinin köpekler gibi şiddet ve tehevvürle karaya çıkıp altın, mücevherat, ve diğer servetleri aramağa ve tüccarlar ara­sından esir almağa koşmaları idi; ve rahipleri bilhassa arıyorlardı ve bütün rahibeler donanmaya götürüldüler ve türkler tarafından bunla­rın hepsinin ırzlarına geçildi, ve sonra bütün bu kadınlar Türkiyede meydanlarda esir olarak satıldı ve diğer bütün kızların da ırzlarına geçildi ve sonra mezatlarda satıldılar, fakat o kızlardan bazıları, türk- lerin eline düşmektense, kendilerini kuyulara atıp boğulmayı tercih ettiler; evli kadınlarda böyle yaptılar. Bu türkler bütün donanmayı esirlerle ve büyük ganimetlerle doldurdular. Bu türklerde bir âdet vardı bir eve girince derhal oraya kendi bayrağını ve arm.asını asıyor­du; diğer türkler o bayrağın çekilmiş olduğunu görünce, başka bir türk o eve hiçbir suretle girmeğe teşebbüs etmiyordu, fakat bayrağı olmayan bir ev aramağa gidiyordu ve böj'lece bütün manastırlara ve bütün kiliselere o bayraklar çekiliyordu. Benim anladığıma göre,, bü­tün Kostantiniyede bütün evlerin üzerine o türk bayraklarından ikiyüz bin tane kadar konulmuştu; bazı evlerin üzerlerinde on tane bayrak vardı, bunu türk milletini sevindirmek için yapıyorlardı ve onların el-

— 67 —

(1) Phanarium kapısı veya sadece Phanarium, yakininde fener kulesi vardı. Leon. Chiensis in notis.

Page 69: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin
Page 70: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin
Page 71: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Cenevizlerin zincirin yanında bulunan yedi gemisi ile Cenevizli Zorzi Doria’nın bir gemisi kaçtılar; ikibin dörtyüz fıçılık olan bu gemi Pera yakınında bulunuyordu; bu gemi yedi gemi ile birlikte akşama doğru kaçtı; velhasıl muharebe şafak vaktinden, öğleden sonra saat üçe ka­dar devam etti, yani karada katliâm yaptı, o saate kadar ölen öldü, kalan kaldı, o saatten sonra kalanların hepsi esiıredlldirBey,~bizim balyosumuz bay Jeruolemo Minoto’nun kafasını kestirdi, ve bununla Kostantiniyenin fethi neticelendirildi, ki bu da bindörtyüz elliüç sene­si mayıs ayının yirmi doltuzuncu salı günü oldu. —

Altmıgbin kişi esir edildi ve Türkler namütenahi zenginlikler bul­dular. Hıristiyanların zararı 200 bin dukat olarak, ve tabaların zararı da 100 bin dukat olarak tahmin edildi (1).

Türklerle yapılan muharebelerde Ölen asiller şunlardır :Baylos bay Jeruolemo Minoto,(Onun oğlu (2), bay Jeruolemo oğlu bay Zorzi Minoto;Müteveffa bay Zuane oğlu bay Zacaria da Mulin;Müteveffa bay Zuane oğlu bay Fabruzi Corner;Trabzon kadırgası sahibi bay Jacomo Coco ki mumaileyh denizde

boğuldu.

Bugün kadırgalarla ve gemilerle kaçan asiller şunlardır ;Kadırgaların kaptanı bay Aluvixe Diedo;Kadırga sahibi bay Silvestro Trivixan;Kadırga sahibi bay Jeruo'iemo Morexini;Kadırga sahibi vekili bay Dolfin Dolfin;Girit gemisi sahibi bay Zuan Venier;Bay Triadan oğlu bay Luca Griti;Müteveffa birinci Lunardo oğlu bay Nicolo Mozenigo;Müteveffa bay Marin oğlu bay Toma Mozenigo;Müteveffa bay Berncurdo oğlu bay Nicolo Zustignan;Müteveffa bay Beneto oğlu bay Michiel Boldu;Müteveffa bay Piero oğlu bay Aluvixe di Prioli;Bay Bertuzi oğlu bay Marin Contarini;Müteveffa bay Jacomo oğlu bay Piero Contarini;Bay Piero oğlu bay Jacomo Taiapiera;Bay Piero oğlu bay Antonio da Pexaro;Müteveffa bay Bortolo oğlu bay Aluvixe da Canal;

— 70 —

(1) Sahife kenarı notu.(2) Sahife kenarı notu.

Page 72: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Müteveffa bay Bortolo oğlu bay Jeruolemo da Cana! ;Bay Aluvixe oğlu bay Marco Diedo;Bay Aluvixe oğlu bay Victor Diedo;Bay Marco oğlu bay Nicolo Barbaro;Bay Nicolo oğlu bay Bernardo Zustignan;Müteveffa bay Francesco oğlu bay Marco da Leze ;Müteveffa bay Piero oğlu bay Donao Tnın;Bay Jeruolemo oğlu bay Polo Minoto,Bay Cabrlel oğlu bay Marco Trivixan;Müteveffa bay Nicolo oğlu bay Nadal Salamun;Bay Antonio oğlu bay Jeruolemo Abramo ;Bay Nicolo oğlu bay Antonio Pizamano;Bay Nicolo oğlu bay Cabriel Contarini;Müteveffa bay Renier oğlu bay Daniel Vituri;Bay Jacortıo oğlu bay Antonio Capo;Bay AnzoJo oğlu bay AIexandro Lolin; ı Bay Anzolo oğlu bay Zuan Lolin; \

Yekûn aded 33.Memlekette Türklerin elinde esir olarak kalmış bulunan asiller

şunlardır :Körfezin kaptan vekili bay Cabriel Trivixan;İkinci kaptan,, şövalye bay Zacaria Grioni;Müteveffa bay Nicolo oğlu bay Domenego Balbi;Müteveffa bay Zuane oğlu bay Catarin Contarini;Bay Francesco oğlu bay Bortolo Zorzi;Müteveffa bay . . . oğlu bay Filipo Contarini;Müteveffa bay Benetin oğlu bay Aluvixe Bembo;Müteveffa bay Benetin oğlu bay Antonio Bembo;Müteveffa bay Piero oğlu bay Mafio di Prioli Bay Marin oğlu bay Nicolo Balbi,Müteveffa bay Michiel oğlu bay Aluvixe Novaier;Müteveffa bay Jacomo oğlu bay Aluvixe Contarini;Bay Matio oğlu bay Zacaria Barbaro;Müteveffa bay . . . . oğlu bay Jeruolemo Carner;Bay Domenego oğlu bay Bernardo Balbi;Bay Bernardo oğlu bay Francesco Vinier;Müteveffa bay . . . oğlu bay Francesco Michiel;Müteveffa bay Donao oğlu bay Piero Michiel;Bay Antonio oğlu bay Fantin Zen;Bay Zuane oğlu bay Piero Nani;

— 71 —

Page 73: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Müteveffa bay Omobon oğlu bay Batista Griti;Bay Zuane oğlu bay Piero Trivixan;Bay Jacomo oğlu bay Nicolo Morexinl;Müteveffa bay Anrea oğlu bay Nicolo Pisani;Müteveffa bay Polo oğlu bay Zuan Leredan;Müteveffa bay . . . . oğlu bay Andrea Malipiero;Bay Marco Abramo )Bay Piero Barbarigo i Ciritten Bay Nadal Signolo ^

Yekûn aded 29

Türklerin eline esir düşen bütün bu yirmidokuz Venedik asilinin hepsi de Venediğe döndü; bunların hepsi, kimi ikibin dukat, kimi bin dukat, kimi sekizyüz dukat fidyeinecat verdiler; bir seneden az bir zaman içinde hepsi Venediğe döndü. —

Bu taarruz ve muharebe gününde Kostantiniyede hazır bulunmuş, ve yukarda söylediğim gibi bir kısmı ölmüş, bir kısmı memlekette esir düşmüş ve bir kısmı da kadırgalarla ve gemilerle kaçmış olan bütün Venedik asilleri bunlardır; bu hâdisede hazır bulunmuş olan asillerin kimler olduğunun bilinmesi için bunları işaret etmek istedim ki bun­ların sayısı, aşağıda gördüğünüz gibi, altmış sekizdir, —

Kostantiniye baylosu bay Jeruolemo Minoto;(Onun oğlu) bay Jeruelomo oğlu bay Zorzi Blinoto;Bay Jeruelomo oğlu bay Polo Minoto;Kadırgaların kaptanı bay Aluvixe Diedo;Bay Aluvixe oğlu bay Marco Diedo;Bay Aluvixe oğlu bay Victor Diedo;2 kadırganın kaptan muavini bay Cabriel Trivixan;Bay Cabriel oğlu bay Marco Trivixan;İkinci kaptan, şövalye bay Zacaria Grioni;- Büyük bir kadırga sahibi bay Silvestro Trivixan;Büyük bir kadırganın sahibi bay Jeruolemo Morexini;Müteveffa bay Domenego oğlu ikinci sahib bay Dolfin Dolfin; Büyük bir kadırganın sahibi bay Jacomo Coco;Müteveffa bay Zuane oğlu bay Catarin Contarini;Bay Bertuzi oğlu bay Marin Contarini;

— 72 —

Müteveffa bay Jacomo oğlu bay Piero Contarini; Müteveffa bay Jacomo oğlu bay Aluvixe Contarini

Page 74: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Bay Nicolo oğlu bay Cabriel Contarini;Müteveffa bay . . . . oğlu bay Felipo Contarini;Bay Jacomo oğlu bay Nicolo Morexini;Müteveffa bay Bernardo oğlu bay Nicolo Zustignan;Bay Nicolo oğlu bay Bernardo Zustignan;Müteveffa bay Nicolo oğlu bay Domen^p ..Balbi;Bay Marin oğlu bay Nicolo Balbi;Bay Domengo oğlu bay Bernardo Balbi;Müteveffa bay Benetin oğlu bay Aluvixe Bembo) kardeş Müteveffa bay Benetin oğlu bay Antonio Bembo ̂Müteveffa bay Michiel oğlu bay Aluvixe Navaier;Birinci bay Lunardo oğlu bay Nicolo Mazenigo;Müteveffa bay Marin oğlu bay Torna Mazenigo;Müteveffa bay . . . . oğlu bay Jeruolemo Comer;Bay Piero oğlu bay Antonio da cha da Pexaro;Bay Zuana oğlu bay Piero Nani;Bay Zuane oğlu bay Piero Trivixan;Müteveffa b a y ............oğlu bay Adamo Trivixan;Müteveffa bay Benedeto oğlu bay Michiel Boldu;Müteveffa bay Omobon oğlu bay Batista Griti;Bay Triadan oğlu bay Luca Griti;Bay Bernardo oğlu bay Francesco Venier;Bir Girit gemisi sahibi bay Zuan Venier,Bay Matio oğlu bay Zacaria Barbaro;Bay Marco oğlu bay Nicolo Barbaro Bay Polo oğlu bay Zuan Lorendan;Müteveffa bay Piero oğlu bay Mafio di Pirioli;Müteveffa bay Piero oğlu bay Aluvixe di Prioli Bay Jacomo oğlu bay Antonio Capo;Müteveffa bay Zuane oğlu bay Fabruzi Corner;Bay Antonio oğlu bay Jeruolemo Abramo;Giritli bay Marco Abramo;Bay Anzolo oğlu Bay Zuan Lolin Bay Anzolo oğlu bay Alexandro Lolin Giritli bay Nadal Signolo;Giritli bay Piero Barbarigo;Müteveffa bay Renier oğlu bay Daniel Vituri;Bay Francesco oğlu bay Bartolo Zorzi;Müteveffa bay.. . . oğlu bay Andrea Malipiero;Bay Nicolo oğlu bay Antonio Pizamano ;Bay Piero oğlu bay Jacomo Taiapiera;

— 73 —

İki kardeş

İki kardeş

Page 75: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

îki kardeş

Müteveffa bay . . . oğlu bay Francesco Michiel;Müteveffa bay Donado oğlu bay Plero Michiel;Müteveffa bay Nicolo oğlu bay Naval Salamun ;Müteveffa bay Bortolo oğlu bay Aluvixe da Canal;Müteveffa bay Bortolo oğlu bay Jeruolemo da Canal;Müteveffa bay Andrea oğlu bay Nicolo Pixani;Bay Antonio oğlu bay Fantin Zen;Müteveffa bay Piero oğlu bay Donao Trun;Müteveffa bay Francesco ğlu bay Marco da Leze;Müteveffa bay Zuane oğlu bay Zacaria da Molin;

Yekûn aded 68

Kostantiniye şehri alındığı anda sayısı altmışsekiz olan asillerden, şehrin alınmasından sonra ölen asiller şunlardır :

Kostantiniye baylosu bay Jeruölomo Minoto;Trabzon kadırgası sahibi bay Jac mo Coco;Müteveffa bay . . . oğlu bay Adamo Trivixan;Müteveffa bay Zuane oğlu bay Fabruzi Gömer;Müteveffa bay Zuane ğlu bay Zacaria da Mulin;Müteveffa bay Jeruolemo ğlu bay Zorzi Minoto,Müteveffa bay . . . oğlu bay Felipo Contarini;Müteveffa bay Aluvixe oğlu bay Marco Diedo;Bay Piero oğlu bay Antonio de cha da Pexaro;Müteveffa bay Benetin oğlu bay Aluvixe Bemb ;Müteveffa bay Michiel oğlu bay Aluvixe Navaier;Müteveffa bay Jacomo oğlu bay Aluvixe Contarini;Müteveffa bay Jeru lemo oğlu bay Polo Minoto;Şövalye bay Zacaria Grioni;Müteveffa bay Piero oğlu bay Donao Trun;Bay Aluvixe oğlu bay Vetor Died ;Müteveffa bay Francesco ğlu bay Bortolo Zorzi;Bay Marin oğlu bay Nicolo Balbi;Müteveffa bay , . . oğlu bay Jeruolemo Corner;Bay Domenego oğlu bay Bernardo Balbi;Müteveffa bay Marco ğlu bay Aluvlxe Diedo;Müteveffa bay Nicolo oğlu bay Antonio Pizamano;Bay Bernardo oğlu bay Antonio Venier;Müteveffa bay Anzolo oğlu bay Alesandro Lolin;Giritli bay Nadal Signol ;

— 74 —

Page 76: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin
Page 77: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

Şu ciheti işaret ederim ki, ben, bay Marcp oğlu Nicolo Barbaro bu kitabı kendi elimle yazdım, türkün Kostantiniyede yapmış olduğu bütün muharebeleri, mezkûr türk beyi tarafından şehir alındığı güne kadar günü gününe kaydettim. Çünki ben, şehir alındığı zaman orada, Kostantiniyede bulunuyordum. Ve her şeyi muntazaman yazdım, ve bu -şehir 1453 senesi 29 mayıs salı günü şafak yakti alındı.

— 76 —

18 Temmuz 1453 günü (1 )

Romanya seyahatinde bir kadırganın sahibi bulunmuş olup bu eserin 31. ci sahifesinde (2) gösterildiği veçhile ölmüş bulunan bay Jacomo Coco’nun evlâtlarına gelecek bir senelik gıdaları için tuz müstelzimlerinden 60 dukat ver-meleri, ve bu sene zarfında hâlis akçe olarak 600 altın dukat miktarında tahvilât satın almağa mecbur tu­tulmaları ve bunları mezkûr bay Jacomo Coco’nun kızı namına, mu- maileyhanm evlenmesi gayesile, kaydettirmeleri, ve bu kız evlenin- ceye kadar bunların sermayeye ilâve edilmesi kararlaştırıldı; ve mu- maileyha evlenmeden evvel öldüğü takdirde, bu tahvilâtın kardeşine ait olması, ve yukarda gösterilen, müddet zarfında onların erkek ev­lât namına kaydedilmek üzere aynı miktarda tahvilât satın almaları kararlaştırıldı.

împerator çok fakir olduğundan asilzadelerden borç para istedi onlar paralan olmadığını söyliyerek itiraz ettiler sonra Türkler çok para buldular ve o asilzadelerden birinde 30 bin dukat bulundu, ve o karışıklıklar esnasında ağır mükellefiyetler koymaması ve kilisedeki gü müş eşyalara el konulması imparatora tavsiye edildi ve böyle yapıldı.

Şehir alındıktan sonra Türk, menadiler vasıtasile her tarafa ha-

(1) Bu ilâve şecereci namile maruf Marco Barbaro’nundur.(2) Elyazmasmın 31. ci ve matbu metnin 30. cu ve müteakip sahifele-

rinde ve bu türkçe tercümenin de 43 üncü sahifesinde.

Page 78: KOSTANTİNİYE MUHASARASI - media.turuz.com · memiş olmalıdır ki, o mluharebeyi anlatan müverrihler bu Cocco’nun. ... Venedikte Marciana-imperatorî ve kralî kütüphanesin

77

ber saldı, ve her kimin Kostantiniyede evi varsa ihbar etmesini ve bun­ları iade ettireceğini bildirdi, ve birçok rumlar ve lâtinler gidip kendi­sine evlerinin nerede olduğunu söylediler; bunlar arasında bizim Bay- losumuz ile Trabzon konsolosu da vardı; ve evlerin yerine Türk o kon­solosun ve mensubininden diğer iki kişinin ve bizim baylosumuz ile oğluriW ve diğer iki ■âsilzâdeiSizih, TDire^rin 61. mcı saıhifesinde (1) görüldüğü veçhile kafalarını kestirdi; ve karşısına çıkan kimselerin hepsini öldürtmek istiyordu, fakat bunları öldürtmeyip kendilerin­den fidyeinecat alınmasının daha istifadeli olacağı kendisine hatırla­tıldı.

Ve söylenildiğine göre büyük bir rum asilzadesi, o Türke yaran­mak için, kendisine iki kızını gönderdi; kızların ellerinde, içi para dolu birer tepsi varmış; ve Türk te o asilzadeye çok iltifat etmiş, ve onun bu hareketi pek makbule geçmiş. Mumaileyhe yapılan bu iyi muame­leleri diğer rum asilzadeleri görerek,, herbiri elinden geldiği nisbette bir para miktarını ona takdim etti; muamileyh hediyeleri kabul ey­ledi ve onları getirenlere çokjltifat etti; fakat bu hediyelerin sonu gelince, mumaileyh onları getirenlerin hepsinin kafasını kestirdi ve kendilerine, evvelce bu paraları kendi efendilerine vermeyip şehrin sukutuna sebebiyet vermiş olmakla koca köpekler gibi hareket etmiş olduklarını hatırlattı.

Bizim senatörlerimiz. Türkün Kostantiniyeye karşı donanma çı­karabileceğine inanmak istemiyorleurdı; bununla beraber 19 Şubat 1953 günü (2), 15 kadırga ve beheri 800 fıçılık 2 gemi teçhiz etmeğe karar verdiler; ve ancak Türkün muhasaraya başlamış olduğu haber alındıktan sonra bunların gönderilmesine başlanıldı.

(1) Elyazmasınm 61. ci sahifesi matbu metnin 59 ve 60 ıneı sahifeleri.(2) Venedik takvimi hesabile. Vesikalara bak.