KÖŞE YAzArLığı DA YApıYOrarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/55YASAM/030_33.pdfçin bu sezon...

4
MART-NİSAN 2015 30 l İSMMMO YAŞAM YAŞAM’IN PORTRESİ ‘Seyircinin ayağına gitmeliyiz’ Berna Laçin bu yıl usta oyuncu Erdal Özyağcılar ile Hoşgeldin Boyacı oyununda başarılı bir performans sergiliyor. Seyirciden de tam not alan oyunun yanı sıra Laçin’le tiyatronun zahmetini, hazzını ve seyirciyle buluşma anını konuştuk.

Transcript of KÖŞE YAzArLığı DA YApıYOrarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/55YASAM/030_33.pdfçin bu sezon...

Page 1: KÖŞE YAzArLığı DA YApıYOrarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/55YASAM/030_33.pdfçin bu sezon Tiyatro Martı’nın yeni oyunu Hoşgeldin Boyacı’da Erdal Özyağcılar’la bir-likte

MART-NİSAN 201530 l İSMMMO YAŞAM

YAŞ

AM

’IN

PO

RTR

ESİ

‘Seyircininayağına gitmeliyiz’

Berna Laçin bu yıl ustaoyuncu Erdal Özyağcılar ileHoşgeldin Boyacı oyunundabaşarılı bir performanssergiliyor. Seyirciden detam not alan oyunun yanısıra Laçin’le tiyatronunzahmetini, hazzını veseyirciyle buluşma anınıkonuştuk.

Page 2: KÖŞE YAzArLığı DA YApıYOrarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/55YASAM/030_33.pdfçin bu sezon Tiyatro Martı’nın yeni oyunu Hoşgeldin Boyacı’da Erdal Özyağcılar’la bir-likte

B A N U B O z D E M İ r

Onu ekranların sarışın, güleç yüzlü oyuncusu olaraktanıdık. Gökkuşağı, Böyle mi Olacaktı, Ateş Dansı, EvdekiYabancı ve Belalı Baldız gibi birçok dizide rol aldı. Aslındao tiyatro kökenli bir sanatçı… Şimdilerde zaten ilk aşkı ti-yatroya yeniden kavuşmanın heyecanını yaşıyor. Usta oyun-cu Erdal Özyağçılar ile birlikte Hoşgeldin Boyacı oyunun-da başarılı bir performans sergiliyor. Evet, oyuncu Berna La-çin’den bahsediyoruz.

45 yaşındaki oyuncu aslında Yıldız Üniversitesi Mi-marlık Fakültesi’nde yüksek öğrenimine başlamış. Ancakoyunculuğun ağır basması sonucunda 1988 yılında okul-dan ayrılıp Devlet Konservatuarı’na girmiş. Aynı yıllarda Ken-ter Tiyatrosu’nda “Şafak Yıldızları” oyunuyla profesyonelhayata geçiş yaptı. 1990 yılında Şehir Tiyatrosu’na girenLaçin birçok dizi ve tiyatro oyununda rol aldı. Oyuncu Ber-na Laçin ile oyuncu olmanın keyfini ve zorluklarını konuştuk.

Bu sezon Hoşgeldin Boyacı oyununda Erdal Öz-yağcılar ile başarılı bir oyun sergiliyorsunuz.Oyunculuğa tiyatroyla başlayan biri için tiyatronunher dönem anlamı farklı olmalı. Sizin için tiyatro-nun önemi nedir?

Tiyatronun benim için önemi büyük ama aslında her-kes için büyük. Çünkü insanlık tarihi kadar eski ve kadimbir sanat. Aslında insanlığımızı, fark edip etmediğimizi, herşeyi biz tiyatroda saklıyoruz. Tıpkı genetik bir miras gibi ta-şıyoruz günümüze tiyatroyu. Aslında ülke tiyatrosu da önem-lidir; sizin ne olduğunuzu söyler. Tıpkı bir elmanın yarısı gibiseyirci ve oyuncu tiyatroyu bütün olarak oluştururlar. Be-nim için tiyatronun anlamı neyse bir seyirci için de anlamıo. Kendinde, etrafında, dünyasında ne olup bittiğini eleş-tirel gözle yakalamak isteyen herkes için tiyatro önemli.

İnsanları puzzle gibi düşünürüm ve her yeni oyun-da kendimi yeniden kuruyorum. O puzzle’daki karelerin yerideğiştikçe her seferinde kendimde yeni bir resim çıkıyor.Seyircinin de gittiği her oyunda o puzzle yer değiştiriyor.Şunu çok rahat söyleyebilirim ki kana kana oyunculuk yap-tığım yer elbette tiyatro.

Erdal Özyağcılar çok başarılı ve deneyimli biroyuncu. Tabii sizde. Karşılıklı sinerji diye bir şey var-sa bu tiyatroda tavan yapıyor olmalı. Siz ikili per-formansınızı nasıl değerlendirirsiniz?

Evet bizim çok iç içe geçen, birbirini yükselten bir ener-

MART-NİSAN 2015

YAŞAM’IN PORTRESİ

KÖŞE YAzArLığı DA YApıYOr20 Ağustos 1970 yılında İzmir’de doğan Berna Laçin dizi, tiyatro, sinema oyun-

culuğu ve sunuculuk yapıyor. İstanbul Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde eğitimalan Laçin, Gökkuşağı, Böyle mi Olacaktı, Ateş Dansı, Evdeki Yabancı ve Belalı Baldız gibipek çok unutulmaz dizide rol aldı. Bir Kadının Anatomisi, Kızılırmak Karakoyun ve Kol-tuk Belası gibi filmlerde rol alan Laçin, Vatan gazetesindeki yazılarına devam ediyor. La-çin bu sezon Tiyatro Martı’nın yeni oyunu Hoşgeldin Boyacı’da Erdal Özyağcılar’la bir-likte rol alıyor. Geçmişte ol aldığı tiyatro oyunları arasında Aile Şerefi, Kadınlar da Sa-vaşı Yitirdi, Dönme Dolap ve Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım da yer alıyor.

İSMMMO YAŞAM l 31

Laçin, HoşgeldinBoyacı oyu-nunda Erdal Öz-yağcılar ile.

jimiz var. Bu özel hayatımızda konuşurken de öyledir. Erdal abiyle konuşurken de öyle.Ama sahnede tavan yapıyor; evet seyircinin söylediği de bu. Biz aynı ipe çıkan iki cam-baz oluyoruz; aynı ipe çıkmayı başardık. Karşılıklı birbirimizden alarak yükselttik. Bubence çok önemli, her zaman yakalanmıyor. Bu iyi ya da kötü olmakla ilgili değil; aynıfrekansa geçebilmekle ilgili. Bu bizim oyunda gerçekten de var.

Seyircinin ilgisi nasıl?Seyircinin ilgisi çok güzel, mutluyuz. Gelen herkesin bize katılarak ortak enerji-

ye dahil olması bambaşka bir düzleme getiriyor oyunumuzu. Komediler öyledir; seyir-ciler katılmadan o oyun yarımdır. Bizim ilk oyunu izleyenlerle 15’ci oyunu izleyenler fark-lı bulacaktır. Çünkü seyirciyle yoğurarak yeniden yapılandırdık. Aslında onlarla birlikteyeniden prova etmiş olduk.

Oyun yabancı bir oyundan uyarlama ve başarılı bir grafik çiziyor. Bizeuyarlanan bölümleri oldu mu?

Uyarladığımız yerler elbette oldu. Çok masa başı çalışması yaptık diyebilirim. Buoyunun normal hali, üç buçuk saat kadar. Biz onu kestik biçtik. Çok fazla İngiliz espri-ler vardı onları düzenledik ama oyunun anlamını bozmadan...

Son yıllarda hep tiyatro izleyicisinin azaldığından yakınılır. Devlet veözel tiyatrolar açısından baktığınızda durum ne, seyirci azalıyor mu gerçekten?

Seyirci azalmıyor; seyirci şekil değiştiriyor istekleri değişiyor. Bazen bizim verdi-

Page 3: KÖŞE YAzArLığı DA YApıYOrarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/55YASAM/030_33.pdfçin bu sezon Tiyatro Martı’nın yeni oyunu Hoşgeldin Boyacı’da Erdal Özyağcılar’la bir-likte

ğimiz şeyin alıcısı olmayabiliyor gerçekten. Bunun da bir arasını bulmaklazım. Klasikler gibi vazgeçilmemesi gereken şeyleri sürekli ortaya koyarsakama bunu yeni bir algılayışla ve güncel bir yorumla ortaya koyarsak çağ-daş, genç seyirciyi de mutlaka yakalayacaktır. Şuna da bakmak lazım ta-bii. Gençlik nasıl bir algılayış içinde. Tiyatroda şunu yapmamak lazım. Benbunu veriyorum, bu iyi bir şey bunu almalısın dememek lazım. Eski olaniyi, yeni olan kötüdür diye bir şey de yok. Değişen bir algı, hız ve ritm var-sa tiyatronun da hiç kuşkusuz buna ayak uydurması gerekir. Bunu da ya-pan pek çok arkadaşımız var. Artık apartmanlarda, bodrum katlarında biletiyatrolar var. Tiyatro aslında biraz daha küçülerek yayılma yolunu seçti.Dünyada ve bizde de biraz yokluktan ama bu da güzel bir üslup doğur-du. Başarılı işler yapılıyor ve inanın yer bulamıyorsunuz. Özellikle şu gün-lerde ülkede nabız yüksek ve mutsuzluk hakimken tiyatronun yükselebileceği

bir ortam olduğunu söyleyebilirim. Çünkü sanat biraz yokluk, mü-cadele, sıkıntı, acı barındırır, verilen desteklerle çok yükselir amakendini bulması için de böyle durumlar gerekir. Çehov güllük gü-listanlık ortamda yazmamıştır eserlerini. Ülkemizdeki çalkantılarda tiyatroyu besliyor; tiyatroya karşı olan negatif tavır da tiyat-royu besliyor. Bu yüzden tiyatro her gün biraz daha yükseliyor.

Bir oyuncu için oyunculuk tarzını belirlemek müm-kün müdür? Sizin tarzınız komediye daha yatkın gibi…Siz ne dersiniz?

Tiyatroya başladığım yıllarda hep klasiklerde ve ağıroyunlarda oynadım. Bana hep dramatik bir üslubum olduğu söy-lendi. Ben özellikle kendim komedi oynamayı seçtim ki, orası içinde tarzımızı geliştirelim , orayla da haşır neşir olalım diye. Ondansonra “Aaa komedi senin tarzına yakınmış” dendi. Değil aslındao an neyi oynuyorsan o sana yakıştırılıyor gibi. O dönem güzel,başrol genç kız rolleri oynuyordum ama komedi de olabilir dedimve oynadım. Hatta Türkiye’deki ilk romantik komediyi yaptırtanbenim. Evdeki Yabancı’dır o da. İkisi de ayrı üslup ve ikisini de çokseviyorum. Büyük ihtimal tiyatroda bu oyundan sonra çok dramatikbir rolde oynarım. Çünkü bu tam doludizgin bir komedi. Bir oyun-cu için tür değiştirmek zordur ama ben çok seviyorum.

Kültür ve sanat hayatının İstanbul’da fazlaca ol-ması çok güzel ama bazı şehirler çok şanssız… Sanatınİstanbul merkezli olması konusunda ne düşünüyorsunuz?Turneye çıkmayı düşünüyor musunuz?

Turneye başlar başlamaz çıktık bile. Üçüncü dördüncü oyu-numuzu Ankara’da oynadık. Şinasi Sahnesi kapatılacağı için. Ta-rihe not düşmek benim için, hassas nokta... Hatta artık İstanbuliçinde bile turne yapıyorum. Ben buna eskiden çok kızardım, bizsabit olacağız, seyirci de tabii ki gelecek derdim. Artık İstanbul’dakitrafik, şehirlerarası gitmek gibi. Artık seyirciye hak veriyorum. Benbile oyunuma geç kalıyordum hem de çok yakın bir mesafeden.

Sanatı seyircinin ayağına götürmeye son derece olumlu bakıyorum. Eski-den Ankara’ydı sanatın tiyatronun merkezi. Diğer bölgeler ise zayıf kal-dı. Ama Devlet Tiyatrosu Diyarbakır’a çok şey kattı. Bunun arttırılması la-zımdı, her kentte olması gerekirken gittikçe azalıyor artık. Ve sahnelerazaltılıyor, bizim ihtiyacımız olan sahne zaten. Ama atıl olan binalar ya tu-tuluyor ya da AVM yapılıyor. Bu politik görüşle, sanat politikamızın ol-mamasıyla ilgili… Ama biz tabii ki oyunumuzu elimizden geldiğince çokyere götüreceğiz.

Tiyatroda da uzun saatler prova yapılıyor ama dizilerdeyaşanan uzun saatler hem oyuncuları hem de sette çalışanlarırahatsız ediyor. Bu konuda siz neler söylersiniz?

Tiyatro daha zor; onu bir kere belirtelim. Dizi sektöründekilere sa-

MART-NİSAN 201532 l İSMMMO YAŞAM

YAŞA

M’I

N P

OR

TRES

İ

Page 4: KÖŞE YAzArLığı DA YApıYOrarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/55YASAM/030_33.pdfçin bu sezon Tiyatro Martı’nın yeni oyunu Hoşgeldin Boyacı’da Erdal Özyağcılar’la bir-likte

dece dizi yaptıkları için tabii en zor dizi geliyoronlara. Tiyatro ama o kadar keyifli ki zorluğu-nu görmüyorsunuz. Çocuk büyütmek gibi... On-dan zoru yoktur hayatta ama o kadar seversi-niz ki ağır gelmez yükü... Tiyatronun keyfi de bü-yük. Dizinin de tatlı tarafları var ama tiyatro ka-dar keyifli olmadığından yükü daha ağır geliyor.Erdal abi 18 sene aradan sonra tiyatro yapınca“Ben dizilerde tatil yapıyormuşum” dedi. Tabiiçalışma saatlerini de ekledi; evet çalışma saat-leri dayanılır gibi değil. Tiyatronun avantajı oyunsaati belli, prova süren belli. Dizi hayatını ipo-tek altına alıyor. Yine de ben dizilerin insanla-rın evlere kadar giren enerjisine bayılıyorum. Aslada “Tiyatro harika, para için de dizi yapıyoruz”demem.

Kendinizi izleyen bir oyuncu musu-nuz?

Hiç değilim, hiç sevmem. Elbette bir kont-

rolüm, hareketlerime dışarıdan bakan bir göz var-dır ama seyretmez, sadece uyarı için oradadır.İzlerim ama sevmem, hata var mı diye bakarım.Oyuncu olarak kendine hayran olan biri değilim.

Sosyal medyayı sıkça kullanıyorsu-nuz; etkileşimlerinden memnun musu-nuz?

Ben çok seviyorum sosyal medyayı, ba-yılıyorum. Sosyal medyanın sağlıklı ilerlemesi içingünümüz şartlarını konuşmalıyız ama sosyal med-yayı konuşmak saçma. Bu yeni dünyanın gerçeği.Bundan faydalanmak lazım. Lehimize çevirmeklazım, benim ruhum buna uygunmuş, ben yıllarönce bilmeden ipad, iphone tarifi yapmışım, te-menni etmişim. İlk başlarda ‘ne her şeyimi ya-zacağım’ diye muhafazakar davrandım ama şim-di dediğim gibi bayılıyorum.

Canlandırmak istediğiniz bir ka-rakter var mı?

İyi ve bir çok döneme hitap edebilecek birfilmde oynamak isterdim. Bir de tiyatroda yenidenbir Çehov oyununda oynamak isterim.

Rolünüze özel olarak hazırlanma bi-çiminiz var mı?

Ben mesela tiyatroda hiçbir zaman otu-rup ezber yapmam. En zor olan rolü çıkartmaktırbana göre. zaten öğrenerek ezberleyebiliyorum.Bilerek öğrenme yolunu tercih ediyorum.

Başka projeleriniz var mı?Haftalık yazılarım Vatan gazetesinde de-

vam ediyor. Fairy’le reklam projesi devam... Ti-yatro oyunu oturana kadar dizilerde yer alma-yalım diye bir karar aldık Erdal abiyle. Ona uy-duk, oyun oturdu, galamızı yaptık. Bundansonra bir rutine gireceği için önümüzdeki gün-lerde hoşuma giden bir proje olursa dizi yapmayıdüşünebilirim. Çok netleşmiş bir proje yok amagelirse düşünebilirim.

MART-NİSAN 2015 İSMMMO YAŞAM l 33

YAŞAM’IN

POR

TRESİ

SİNEMADAN TEKLİF BEKLİYOr

Daha çok tiyatro ve dizilerde izlediğimiz Berna La-çin’e sinema da oynayıp oynamadığını soruyoruz. “Çokgüzel filmler yapıldı ama bana teklif gelmedi” diyen La-çin, içindeki sinema ukdesini şu sözlerle anlatıyor: “Sinemaülkemizde büyük bir boşluk döneminden geçti. Son yıl-larda daha iyi tabii. Seyirci gelsin, toplansın filmleri çokyapıldı bu arada. Bir şeyi yapmış olmak için de yapma-yı istemiyorum. Çok güzel filmler de yapıldı ama bana on-lardan bir teklif gelmedi. Bazılarından gelseydi ben de mem-nuniyet kabul ederdim. Sinema çok büyük aşkımdır be-nim. Her gün mutlaka bir film izlerim. Çok istiyorum birfilmde oynamak; umarım böyle bir şansım olur.”