Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre...

11
1 Güncel konularla her Çarşamba AKPde resmi ağızlardan başkanlık teklifinin Ocakta Meclis'te görüşülüp Nisan ayında referanduma gidilebileceğini söylenmesi, an ibarıyla Musulu etkili bir iç polika malzemesi haline germiş durumda. Bu nedenle Musul hakkında ufuktaki referanduma yönelik söylem ile Musulda gerçekte neler olup olabileceği hakkında ayrımı şimdi çok dikkatli yapmak gerekiyor. Yoksa yarım yapılabilir ülke notunu taze kaybetmiş Türkiyede, ikdarın neo -Osmanlı heveslerle Orta Doğuda topyekûn bir savaşa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalışmak işten bile değil. Aksine. Musul üzerinden Osmanlının tarihteki toprak büyüklüğüne bol referanslı söylemlerin, Türkiyenin risk primi üzerinde olumsuz etkiler yaratması kalıcı görünmüyor. Risk priminin yükselip yükselmeyeceğini kesrmek için daha çok, Ocak ayında Meclise geleceği söylenen anayasa değişikliği pake içindeki başkanlık sisteminin yapısına bakarak karar vermek gerekiyor. 19 Ekim 2016 Çok kullanışlı Musul söylemi ve gerçeklerAKPde resmi ağızlardan başkanlık teklifinin Ocakta Meclis'te görüşülüp (MHPnin artık çok açık desteğiyle) Nisan ayında referanduma gidilebileceğini söylenmesi, an itibarıyla Musul u etkili bir iç politika malzemesi haline getirmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğanın başkanlık sistemi arzusunun şiddeti yanında Başbakanın başkanlık sistemini en önemli yapısal reformdiye sunuşu zaten veri olarak elimizde. Musul da hafta başında başlayan savaşın aylarca süreceği beklentisi de hâkim görüş. Bu ikisi birleşince ortaya çıkan, başkanlık sistemini garantileyecek %50 için milliyetçi tonu yüksek bir söylemin devrede olacağı. Bu da demek ki biz Türkiyede, Musul hakkında yüksek perdeden söylenmiş iddialı sözleri referandum geri sayım süreci boyunca -en az altı ay- bolca dinliyor olacağız. Musul hakkında ufuktaki referanduma yönelik söylem ile Musulda gerçekte neler olup olabileceği hakkında ayrımı şimdi çok dikkatli yapmak gerekiyor. Yoksa yatırım yapılabilir ülke notunu taze kaybetmiş ve yatırımcının temkinli baktığı Türkiyede, iktidarın neo-Osmanlı heveslerle Orta Haftanın Ortası

Transcript of Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre...

Page 1: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

1

Güncel konularla her Çarşamba

AKP’de resmi ağızlardan başkanlık

teklifinin Ocak’ta Meclis'te görüşülüp

Nisan ayında referanduma

gidilebileceğini söylenmesi, an itibarıyla

Musul’u etkili bir iç politika malzemesi

haline getirmiş durumda. Bu nedenle

Musul hakkında ufuktaki referanduma

yönelik söylem ile Musul’da gerçekte

neler olup olabileceği hakkında ayrımı

şimdi çok dikkatli yapmak gerekiyor.

Yoksa yatırım yapılabilir ülke notunu

taze kaybetmiş Türkiye’de, iktidarın neo

-Osmanlı heveslerle Orta Doğu’da

topyekûn bir savaşa yöneldiğini sanmak

ve risk primini ona göre belirlemeye

çalışmak işten bile değil. Aksine. Musul

üzerinden Osmanlı’nın tarihteki toprak

büyüklüğüne bol referanslı söylemlerin,

Türkiye’nin risk primi üzerinde olumsuz

etkiler yaratması kalıcı görünmüyor.

Risk priminin yükselip yükselmeyeceğini

kestirmek için daha çok, Ocak ayında

Meclis’e geleceği söylenen anayasa

değişikliği paketi içindeki başkanlık

sisteminin yapısına bakarak karar

vermek gerekiyor.

19 Ekim 2016

Çok kullanışlı Musul söylemi ve gerçekler…

AKP’de resmi ağızlardan başkanlık teklifinin Ocak’ta Meclis'te

görüşülüp (MHP’nin artık çok açık desteğiyle) Nisan ayında

referanduma gidilebileceğini söylenmesi, an itibarıyla Musul’u

etkili bir iç politika malzemesi haline getirmiş durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemi arzusunun şiddeti

yanında Başbakan’ın başkanlık sistemini “en önemli yapısal

reform” diye sunuşu zaten veri olarak elimizde. Musul’da hafta

başında başlayan savaşın aylarca süreceği beklentisi de hâkim

görüş. Bu ikisi birleşince ortaya çıkan, başkanlık sistemini

garantileyecek %50 için milliyetçi tonu yüksek bir söylemin

devrede olacağı. Bu da demek ki biz Türkiye’de, Musul hakkında

yüksek perdeden söylenmiş iddialı sözleri referandum geri sayım

süreci boyunca -en az altı ay- bolca dinliyor olacağız.

Musul hakkında ufuktaki referanduma yönelik söylem ile

Musul’da gerçekte neler olup olabileceği hakkında ayrımı

şimdi çok dikkatli yapmak gerekiyor. Yoksa yatırım

yapılabilir ülke notunu taze kaybetmiş ve yatırımcının temkinli

baktığı Türkiye’de, iktidarın neo-Osmanlı heveslerle Orta

Haftanın Ortası

Page 2: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

2

19 Ekim 2016

Kaynak: Institute for the Study of War , Egeli & Co.

Grafik 1: Irak’ta Musul Savaş Alanı

Page 3: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

3

Doğu’da topyekûn bir savaşa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalışmak

işten bile değil.

O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden öteye, gerçeklere bakalım.

Musul’da “arazi” gerçeği…

Savaş öncesinde iki milyon nüfusu şimdilerde bir milyona inen Musul’da bu hafta başlayan savaşın

“sokak savaşı” niteliğinde ve uzun zamandır görülmemiş şiddette kanlı geçmesi bekleniyor. Irak

nüfusunun %67’si Şii fakat Şiiler daha çok ülkenin güney taraflarında yoğun. Yine de Musul’da

Sunni Araplar, Sunni Kürtler, Sunni Türkmenlerin yanında, önemli sayıda Şii Türkmenler, Şii

Araplar, Şabaklar, Ezidiler, Hristiyanlar ve Kakailer bulunuyor.

Musul’da neler olabileceğini anlamak için biraz geriye dönerek bilgileri tazelemek gerek.

Hatırlanacağı üzere, El-Kaide’den koparak terörizm ajandasını devlet kurmak üzerinden uygulayan

IŞİD (Irak Şam İslam Devleti), Haziran 2014’te elini kolunu sallayarak Musul’u işgal etmişti. Irak

Güvenlik Güçleri (IGG) Musul’dan sessizce çekilirken, dünya Musul’un düşüşünü şok içinde

karşılamış; bir de üzerine IŞİD lideri Bağdadi’nin “IŞİD-Irak başkenti” Musul’da halifeliğini ilan

edişine tanık olmuştu. Hem halife hem de devlet elinde olunca, IŞİD’in militan toplamada El

Kaide ile girdiği rekabeti de doğal olarak IŞİD kazanmıştı.

İşte o Musul 2014 ortalarından beri 28 aydır Sünni IŞİD’in kontrolünde kapalı kutu.

IŞİD lideri Bağdadi’nin çoktan IŞİD’in Suriye başkenti Rakka taraflarına geçtiği yazılıp çizilmekte.

Buna rağmen, sayısı 5,000-8,000 civarında tahmin edilen Musul’daki IŞİD milislerinin uzun

süredir şehrin etrafına üç sıra boyunca hendekler kazdığı biliniyor. İlk sıra hendek ağır araçların

geçmesini engellemek için. İkinci sıra, karadan geleceklerin önünü kesmek üzere içlerine petrol

boruları yönlendirilmiş ve petrolle doldurulmuş durumda. Saldırı anında IŞİD hemen bu petrolü

yakmaya başlayarak havayı karartıyor. Üçüncü halkadaki hendekler de siper amaçlı. Ellerinde

Irak Ordusu’ndan kalan tanklar, silahlar, cephaneler ve para var. Bir de Musul kentinin 60

kilometreye yakın çevresindeki köylerin büyük bölümüne IŞİD’in hâkim olduğu gerçeği, büyük

çapta direniş odakları bulunduğu anlamına geliyor.

19 Ekim 2016

Page 4: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

4

Sivillerin şehirdeki varlığı ve IŞİD canileri tarafından canlı kalkan olarak kullanılacağı düşünülürse,

Musul merkezine bombardıman öyle kolay bir seçenek değil. IŞİD üzerinde fazla etkili de

olmayabilir zaten işin uzmanlarının söylediklerine göre. Geriye, karadan piyade olarak girilmesiyle

bir kara savaşının “göğüs göğüse” yapılması seçeneği kalıyor. Bu da IŞİD karşıtı güçlerin geçici bir

süre için bir arada çalışmak zorunda olması demek. Ve tabi Musul Savaşı’nın uzun sürmesi ve

bu süre boyunca zaten karışık güç dengelerinin çok kırılgan ve değişken olması demek

aynı zamanda.

Musul’da “güç dengeleri” gerçeği…

Musul’u IŞİD’in elinden kurtarmak için savaşa katılanlar, Orta Doğu tarihine bakınca normal şartlar

altında bir araya gelmesi neredeyse olanaksız güçler.

Kuzey Irak’taki Kürdistan yönetimi merkezi Irak hükümetinden kopma arzusunu zaten

gizlemiyor. IŞİD karşısında verdiği mücadeleyi kaldıraç haline getirerek, zaten kimin hükmettiği

belirsiz bölgelere hâkimiyet peşinde denebilir. Irak’ın 1932’de bağımsızlığını ilan etmesinin

ardından Baas döneminde Araplaşan Musul’u yeniden 1900’lerin başındaki gibi bir Kürtleştirirken,

Musul’un içinden geçen Dicle Nehri’nin doğusu ile Erbil arasında kalan bölgeyi sorunsuz bir Kürt

19 Ekim 2016

Grafik 2: Kuzey Irak Güç Dağılımı

Kaynak: NTV, Egeli & Co.

Page 5: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

5

bölgesi haline getirmek istiyor. Musul’un doğu, kuzey ve kuzeybatısına konuşlanarak Musul

Savaşı’na destek veren Peşmerge’nin ilerleyişine Irak Kürdistan’ını genişletme

perspektifinden bakmak gerek.

Türkmenler tarafında da

resim karışık. Bir kere tüm

Türkmenlerin Sünni olmadığını

bilmek gerekli. IŞİD Musul’u

aldığında yaptığı “temizlikte”,

en ağır darbeyi yiyenlerin

arasında Şii Türkmenler de

vardı. Şimdi bu Şii Türkmenler

yeniden evlerine, Musul’a

dönmek arzusundalar. Not

etmek gerek: Musul’un %30’u

Şii; Musul’a bağlı Türkmen

bölgesi Tel Afer’in de çoğunluğu

Şii. İran destekli milis olarak

IŞİD’le savaşmaya başlayan;

daha sonra Irak Ordusu’na

resmen bağlanan ve Türkiye’nin

Musul’u “kurtarmasını-girmesini” istemediğini Erdoğan’ın bizzat kendi ağzıyla çok net ifade ettiği

Haşd el Şaabi’nin (Halk Seferberlik Gücü) içinde binlerce Şii ve hatta Sünni Türkmen

savaşıyor. Detaylara inince iş zaten çok karışık; ama büyük resimde Musul-Türkmen ekseninde

2014’te IŞİD’den kaçıp kurtulan Şii ve Sünni Türkmenlerin istediği evlerine geri dönmek. Bunun

için Şii-Sünni ayrımı gözetmeden bir arada savaşmaktalar. Ve hatta Cumhurbaşkanı’nın IŞİD’den

sonra Musul’da sadece “Sünni Araplar, Sünni Türkmenler ve Sünni Kürtler” olması gereği ifadesini,

“Haşd el Şaab’ın girmesine izin verilmemeli” sözlerini tepkiyle bile karşılıyorlar. Neden IŞİD

Musul’da Türkmenleri öldürürken Türkiye’nin harekete geçmediği sorusunu yüksek Sünni Türkmen

19 Ekim 2016

Kaynak: The Global State, Egeli & Co.

Grafik 3: Irak’ta Etnik-Mezhepsel Dağılım

Page 6: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

6

ağızlardan da ekleyerek. Şimdi net olan, içinde Şii Türkmenlerin bolca olduğu ve hatta lideri de

Türkmen olan Haşd el Şaab’ın Musul’un batı cephesindeki güvenlik güçlerini Telafer ve Musul

merkezi üzerinden destekleyeceği.

Sünni Araplar daha etkisiz

ve dolaysıyla sessiz. Irak’ta

Saddam sonrası yönetim Şiilerin

eline geçince zaten önemli bir

statü kaybına uğramışlardı; bir

de son iki senede IŞİD’e destek

atanlar; IŞİD’in de artık fetret

devrine girdiğinin farkında.

Baas döneminde Musul’da

varlıkları kademe kademe

artırılan Sünni Araplar, Musul

IŞİD’den temizlendikten sonra

Şiiler girmesin, Şii ağırlıklı Haşd

el Şaab girmesin deseler de;

Musul’da aktif savaşan Irak

Ordusu’nun Haşd el Şaab

desteği olmadan

kazanamayacağı gerçeği,

isteklerinin karşılıksız kalmasına

neden oluyor. Daha önce

Sünnilere saldırılarda bulunmuş

olan Haşd el Şaab’ın da Irak Ordusu kontrolünde bir Sünni katliamı yapacağına olasılık zaten

verilmiyor. Tikrit, Ramadi ve Felluce’de Irak Ordusu ve Haşd el Şaab’ın ortak operasyonlarında

IŞİD hızla temizlenirken, Sünni Arapların korkulan “katliama” maruz kalmaması örnek veriliyor.

19 Ekim 2016

Kaynak: Vox, Egeli & Co.

Grafik 4: Musul

Page 7: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

7

Sünni kesim bu anlamda bölünmüş durumda. Sadece Irak hükümetini destekleyenler var; Irak

Ordusunu desteklerken Türkiye’nin kategorik olarak “Şii” diye reddettiği Haşd el Şaabi’ye

katılanlar var. Türkiye’nin desteklediği yaklaşık 1000 kişilik “Haşd el Vatani” var. Sünni Araplar

içinde Kürtlerle beraber çatışanlar var.

Ve IŞİD’e karşı şu anda el ele vermiş gibi görünen bu güçler aslında düşmana karşı

güvenle sırt sırta vermiş bir grup değil. Aksine zoraki bir kolajla bir arada bulunurken

ufak bir kışkırtmayla ilk fırsatta mezhepler gerginlikler üzerinden birbirlerinin boğazına sarılmaya

hazırlar. Fehim Taştekin’in ifadesiyle, “Şiiler Sunnileri, Sunniler Şiileri; Araplar Kürtleri, Kürtler

Arapları; Türkler Kürtleri, Kürtler Türkleri; Heşdi Şabi, Heşdi Vatan’ı; Heşdi Vatan Heşdi Şabi’yi

istemiyor”. Çatışma riski sadece Sünni-Şii ekseninden çok ötede karmaşık. Haşd el

Şaabi ile Peşmerge’nin bir birine girmesi de mümkün. Kurtardığı yerlerde Arap nüfusun geri

dönmesini engellediği söylenen Peşmerge ile başka etnik grupların çatışması da gündeme gelebilir.

Irak Başbakanı Abadi’nin de zaten Musul’a sadece resmi ordu ve polis güçlerinin

girmesine izin verileceğini söylemesi, Musul geri alındıktan sonra olası bir mezhepsel

gerginliğin fitilinin ateşlenmesini önlemek için. Çünkü savaş sonrasında “masada”

Musul’u kimin yöneteceğine karar verilecek. Başbakan Abadi’nin planlarına göre, ki kendisi

ABD’nin planları hakkında sözcü niteliğinde daha çok, Musul IŞİD’ten temizlendikten sonra Haşd el

Şaabi ve Peşmerge geri çekilecek. Musul’un kontrolü Irak ordusu ve yerel/federal polis birimlerine

bırakılacak. Gerçek hayatta ise işler bu kadar pürüzsüz ilerlemeyebilir tabi; hele Orta Doğu söz

konusuysa.

Musul alındıktan sonra “masa” gerçeği…

Anlaşıldığı üzere, Musul Savaşı öyle temiz ve kolay olmayacak. Kısa da sürmeyecek. IŞİD sonrası

dönem dikkatli yönetilmezse, şimdilik aylarla ifade edilen savaşın etnik-mezhep kırıklar üzerinden

yıllara uzaması hali de mümkün. Çünkü önemli bir adım olsa da, Irak-Suriye ekseninde yaşanan

sorunlar açısından Musul’un IŞİD’den kurtulması tek başına çözüm anlamına gelmiyor. IŞİD

sonrası Musul’da kentin kozmopolit yapısının korunması, mezhepler arası dengelerin gözetilmesi

19 Ekim 2016

Page 8: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

8

kritik. Yoksa “Musul’u paylaşmada” hata yapılması hali Musul’dan başlayarak hızlıca tüm bölgeye

yayılacak bir mezhep savaşına dönüşebilme potansiyeline sahip.

Türkiye’nin de uyarısı aslında bu yönde ancak Erdoğan’ın bakışında Musul, bir Sünni kenti.

19 Ekim 2016

Grafik 5: Ortadoğu Ülkelere Göre Mezheplerin Dağılımı

Kaynak: FT, Egeli & Co.

Page 9: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

9

Türkiye’nin isteklerini Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan ziyaretinde Dubai

merkezli Rotana TV’ye yaptığı bir röportajda sıralamış durumda. Türkiye işbirliği ile

Musul’un IŞİD’ten kurtarılmasına razı; ancak sonrasında kentte sadece Sünni Araplar, Sünni

Türkmenler ve Sünni Kürtlerin kalmasını öneriyor. Şii olarak gördüğü Haşd el Şaabi’nin Musul’a

girmesine şiddetle karşı. Al Monitor kaynaklı bir habere göre, Türkiye Sünni Türkmenlerin Sünni

Kürtlerle beraber hareket etmesinden yana.

Ve tabi hemen ilk akla gelen Türk askerinin Başika kampındaki sorunlu varlığı.

Hatırlanacağı üzere, 2015 sonlarında 20 tank ve 1000 Türk askeri, Musul merkezinin kuzey

doğusundaki Başika kampına yollanmıştı. Irak hükümetinin bilgisi dâhilinde olduğu vurgulanarak;

ancak o zaman da Irak hükümeti konuyu BM’ye taşımıştı. Şimdi Irak Başbakanı Abadi, Başika

kampında Türk varlığına yine karşı ancak yaptırım gücü de sınırlı. İş ABD ile yapılan pazarlıklarda

bitiyor. Zaten ABD de, Ankara ile Bağdat arasını yapma yolunda şu sıralar.

Basında çıkan haberlere göre,

Bağdat’a giden Dışişleri

Müsteşarı, Bağdat’lı

muhataplarıyla bir sayfalık bir

mutabakat metni üzerinde

çalışıyor. Anlaşma sağlanırsa,

Başika kampı, Türkiye’nin kendi

seçtikleri kadar diğer gruplara

da açılacak. Irak yönetimi

Musul operasyonunun ardından

Başika’nın durumunun yeniden

ele alınmasından yana çünkü söyledikleri orası bir Türk üssü değil ve Irak toprakları içinde.

Türkiye’nin bölge içindeki arzuları Musul’la bitmiyor. Rusya ile tazelenen yakınlaşma

sonrasında Rakka’nın da etnik kökeni ne olursa olsun, Sünni mezhepten nüfusun kontrolüne

bırakılması yazılanlara göre kapalı kapılar ardında konuşulanlar arasında. Bir anlamda IŞİD’in

19 Ekim 2016

Grafik 6: Türkiye’nin Başika Kampı

Kaynak: IMÇ, Egeli & Co.

Page 10: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

10

artık sona doğru gittiği tezinden yola çıkarak, IŞİD’ten boşalacak topraklarda Sünni bir varlık,

eyalet, devlet… adı her ne ise; oluşturmak Türkiye’nin ana gündemi bölgedeki. Ve tabi Irak-

Suriye Sünnilerinden bölgede oluşacak yapıda hamisi olabilmek.

Böylesi büyük hedefler etnik açıdan Kürtlerin, mezhepsel açıdan Şiilerin de rüyalarını süslüyor.

Farkı, Şii ve Kürt askeri varlığının Şii ve Kürt nüfusu üzerinden desteklenerek “arazide” bu

amaçları uğruna savaşıyor ve ABD-Rusya ile de pazarlık ediyor olmaları. Sünni Türkmenler nüfus

olarak yetersiz kaldıkları gibi, bölünmüş durumdaki Sünni Araplara dayanarak yola çıkmak Türkiye

açısından kolay değil. Askeri varlığı kullanarak Türkiye’nin Irak-Suriye topraklarının söz konusu

alanlarına, sözünü geçirebilmesi bu demografik nedenlerle gerçekçi de değil.

Diğer yandan, Savunma Bakanı’nın son açıklamasına göre, Türkiye’nin “arazide” olma

isteği koalisyon uçaklarının Diyarbakır ve İncirlik’i kullanmalarına karşılık hava

unsurlarıyla sınırlı olacak. Türkiye bu uçuşlarda Kandil’i de vurmayı planlıyor olabilir.

Zaten arazideki durumu değerlendirince de anlaşılan Musul özelinde savaşın havadan değil,

karada savaşarak kazanılacağı/ ya da kaybedileceği. Bu anlamda ABD Savunma Bakanı’nın Cuma

günü Türkiye’de olması önemli olsa da, Türkiye’nin mevcut Sünni Musul tezini kabul ettirme gücü

sahadaki gerçeklere bakınca oldukça kısıtlı görünüyor. Fakat elbette, Türkiye’nin Musul ve ötesi ile

ilgili yapılan pazarlıklarda masada kalabilmesi mühim ve gerekli. En fazla da iç güvenliğin

sağlanması açısından.

Başa dönersek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı başkanlığa taşıyabilecek anayasa

referandumu milliyetçi MHP’nin desteği ile artık aylar sonrası ile telaffuz ediliyor. Doğal

olarak referandum geri sayımında %50’yi yakalayacak en kolay ortak payda milliyetçi

damara hitap etmek. Bu yüzden Cumhurbaşkanı’nın milliyetçi söylem tonunu

yükseltmesi beklenmeli. İçerde PKK’ya karşı, Orta Doğu’da da sıklıkla Osmanlı’nın eski

geniş topraklarına referans yaparak. Fakat iş ima edilmekte olduğu gibi gerçekten

Türkiye’nin IŞİD’in başkentleri Musul ve Rakka için ya da IŞİD’in elindeki başka şehirleri tümden

Sünnileştirmek için bir kara savaşına girebilme aşamasına gelirse, işte orada biraz durup pastayı

paylaşmaya heveslilerin profiline, arazideki etkilerine bir daha bakarak düşünmek gerek.

19 Ekim 2016

Page 11: Haftanın Ortası3 Doğu’da topyekûn bir savaa yöneldiğini sanmak ve risk primini ona göre belirlemeye çalımak iten bile değil. O zaman gelin Musul’la ilgili söylemden

11 19 Ekim 2016

Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. (“Egeli & Co.“ Mersis No: 0-3254-1422-0400018) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK

düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim

şirketidir. (Yetki belgeleri: 03.11.2010 PYS./PY. 35/946 ve 03.11.2010 PYS./YD. 15/946). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti

veren Egeli & Co. 2002 yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel

bireysel portföylere hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma

becerisinden gelmektedir. Egeli & Co.’yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli &

Co. Türk sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için

uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır.

YASAL UYARI:

Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne

şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan,

yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle

birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir

yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu

belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan

(ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan

dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil

ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor

hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz.

İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji

+90 532 347 82 06 [email protected]

Uzun lafın kısası Musul ve

Rakka üzerinden Osmanlı’nın

tarihteki toprak büyüklüğüne

bol referanslı söylemlerin,

Türkiye’nin risk primi

üzerinde olumsuz etkiler

yaratması kalıcı görünmüyor.

Risk priminin yükselip

yükselmeyeceğini kestirmek

için daha çok, AKP-MHP

ortak çalışmasıyla Ocak

ayında Meclis’e geleceği

söylenen anayasa değişikliği

paketi içindeki başkanlık sisteminin yapısına bakarak karar vermek gerekiyor.

Kaynak: T24, Egeli & Co.

Grafik 7: “Irak Musul’da Savaşan Güçler” –Tan Oral’ın Çiziminden