Gazali Ve Kant_a Göre Din-Akıl Ilişkisi

159
1 GĐRĐŞ Varoluşundan itibaren insanoğlunun ayrılmaz bir parçası olan ve onu etkileyen din ile felsefe, düşünce tarihinde çeşitli şekillerde ele alınıp incelenmiş, mahiyetleri hakkında bir takım görüşler ileri sürülmüş ve aralarında nasıl bir ilişkinin olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla beşerî akla dayanan felsefe ile vahye dayanan din arasındaki ilişki konusu kadim ve temel bir problem olmaktadır. Din-akıl, din–felsefe, akıl–vahiy, akıl–nakil, akıl-iman ve din–bilim ilişkisi gibi çeşitli şekillerde ifade edilmiş olan bu problem, Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi iki büyük dinin düşünür ve filozoflarını meşgul eden temel konulardan biri olduğu gibi, Đslâm düşünür ve filozoflarının da üzerinde durduğu önemli problemlerden biridir. Bu itibarla söz konusu meseleyle düşünürler, sadece Đslâm medeniyetinde değil, diğer medeniyetlerde de şu veya bu şekillerde ilgilenmişlerdir. Bilindiği üzere Ortaçağ’ın zihnî planda en önemli ve en merkezî problemi din- felsefe ilişkisidir. Ortaçağda filozoflar din ile rasyonel düşünceyi gerçeğin iki kaynağı olarak kabul ettiler. Bu şekilde din ile felsefenin, gerçeğin elde edilmesi ve ortaya konması noktasında eşit derecede olan iki farklı otorite olarak kabul edilmesi, birbiriyle uyuşmayan, hatta birbirine zıt olan çeşitli görüşlerin ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur. Bu da beraberinde başka birtakım problemlerin oluşmasına neden olmuştur. Bütün değerlerin, kurum ve kuralların din, vahiy ve peygamberlik üzerine kurulu olduğu Đslâm toplumunda, genelde din–felsefe özelde din-akıl ilişkisi probleminin, felsefe ve bütün entelektüel etkinliklere yaşama imkânı verilebilecek bir şekilde çözüme kavuşturulması büyük bir önem arz ettiği için, daha Đslâm’ın ilk dönemlerinde Kaderiye, Cebriye ve Mutezile gibi mezhepler bu konuyla ilgilenmişlerdir. Daha sonra Kindî (ö. 252/866), Fârâbî (ö. 339/950), Đbn Sînâ (ö.428/1037), Đbn Rüşd (ö. 595/1198) ve Đbn Haldun (ö. 808/1407) gibi birçok Đslâm

description

Gazali ve Kant'a göre din- akıl ilişkisi

Transcript of Gazali Ve Kant_a Göre Din-Akıl Ilişkisi

  • 1

    GR

    Varoluundan itibaren insanolunun ayrlmaz bir paras olan ve onu etkileyen din ile felsefe, dnce tarihinde eitli ekillerde ele alnp incelenmi, mahiyetleri hakknda bir takm grler ileri srlm ve aralarnda nasl bir ilikinin olduu ortaya konulmaya allmtr. Dolaysyla beer akla dayanan felsefe ile vahye dayanan din arasndaki iliki konusu kadim ve temel bir problem olmaktadr. Din-akl, dinfelsefe, aklvahiy, aklnakil, akl-iman ve dinbilim ilikisi gibi eitli ekillerde ifade edilmi olan bu problem, Yahudilik ve Hristiyanlk gibi iki byk dinin dnr ve filozoflarn megul eden temel konulardan biri olduu gibi, slm dnr ve filozoflarnn da zerinde durduu nemli problemlerden biridir. Bu itibarla sz konusu meseleyle dnrler, sadece slm medeniyetinde deil, dier medeniyetlerde de u veya bu ekillerde ilgilenmilerdir.

    Bilindii zere Ortaan zihn planda en nemli ve en merkez problemi din-felsefe ilikisidir. Ortaada filozoflar din ile rasyonel dnceyi gerein iki kayna olarak kabul ettiler. Bu ekilde din ile felsefenin, gerein elde edilmesi ve ortaya konmas noktasnda eit derecede olan iki farkl otorite olarak kabul edilmesi, birbiriyle uyumayan, hatta birbirine zt olan eitli grlerin ortaya kmas sonucunu dourmutur. Bu da beraberinde baka birtakm problemlerin olumasna neden olmutur.

    Btn deerlerin, kurum ve kurallarn din, vahiy ve peygamberlik zerine kurulu olduu slm toplumunda, genelde dinfelsefe zelde din-akl ilikisi probleminin, felsefe ve btn entelektel etkinliklere yaama imkn verilebilecek bir ekilde zme kavuturulmas byk bir nem arz ettii iin, daha slmn ilk dnemlerinde Kaderiye, Cebriye ve Mutezile gibi mezhepler bu konuyla ilgilenmilerdir. Daha sonra Kind (. 252/866), Frb (. 339/950), bn Sn (.428/1037), bn Rd (. 595/1198) ve bn Haldun (. 808/1407) gibi birok slm

  • 2

    filozofu da, farkl ekillerde de olsa, sz konusu problemle ilgilenmiler ve kendilerine gre zm yollar sunmulardr.1

    Bu almamzda, konunun dna kmamak iin bunlarn ayrntlarna girmeyeceiz. Ancak u kadarn ifade etmek gerekir ki, slm filozoflarnn byk ounluu, din ile felsefenin temelde uzlatn kabul etmi olmakla birlikte bu konuda akla gsterilen nem noktasnda farkllklar da olmam deildir.

    Bu balamda din ile felsefe arasnda ilikiye deinen; din-akl ilikisine zgn yorumlar ve farkl bak asyla yeni almlar getiren dnrlerden biri de Gazl olmutur. Onun farkl bak asyla ortaya koyduu fikirler slam dnce tarihinde kendisinin milat kabul edilmesi sonucunu dourmutur. Gazl, kendisinden sonraki birok filozofu da dnceleriyle etkilemitir.

    Dier taraftan felsefe tarihini yzeysel olarak gzden geirdiimizde yle bir tablo ortaya kar: Antik dnemin heterojen dnya yaps 12. ve 13. yzyllarda yerini homojen bir yapya, 15. ve 16. yzyllardaki ok seslilik 17. yzylda yerini tek seslilie brakyor. Bu yzyln filozoflarndan Descartes, Hobbes, Spinoza, Leibniz ayr ayr sistemler oluturmalarna ramen hepsinin ele ald ortak sorun akln yaps ile ileyii ve akla gvendir. 17. yzylda, Rnesans dneminde elde edilen bulu ve ilkeler derli toplu bir biimde dzenlenir. Kendisine yntem olarak matematik-fiziin yntemlerini semesi felsefede birlik ve btnlkl bir yapy ortaya karr. Bu yzylda akla olduka fazla gvenilir. Matematik-fizik, doada bulunmayan, saf dnceden karlm olan matematiksel kavramlarla doann yapsnn kavranabileceini gstermiti. O halde doa ve akl arasnda bir uygunluk vardr. Rasyonel yapl doay, akl kavrayacak durumdadr. Doann kitab matematik harflerle yazlyd yani doann yaps ancak matematik kavramlar araclyla kavranabilirdi. Bu kavramlar ise empirik olarak karlmayp akldan tretilmilerdi. Bu noktada felsefenin kalc sorunlarndan biri olan akl-doa, suje-obje arasndaki uygunluk sorunu ortaya kyor. 17. yzyl bu uygunlua inanlan bir yzyl

    1 TRKER, Mbahat, Tehaft Bakmndan Felsefe ve Din Mnasebeti, Trk Tarih Kurumu

    Basmevi, Ankara, 1956, s. 1-40

  • 3

    grnmndeydi. Akl, matematik kavramlarla yani sadece kendi snrlar iinde kalarak, empirik olan bu yolla tam olarak kavrayabileceini iddia ediyordu. Bu anlayla hareket edilirse, sadece doann deil felsefenin Tanr, ruh, zgrlk, iyi ve doru gibi konular da saf akl ile bilinebilirdi. rnein Leibnize gre, zgr olmak, davranlarmzda kendimize akl klavuz yapmak, akla uymak demektir.2

    18. yzyl dncesi, akla gvenmenin dorua ulat adr. Bu ada doa karsnda baar kazanan akln kltr dnyasnda ve insan bilmede de ayn baary gerekletirme abas vardr.3 Bu yzylda temel anlay Akln kendin kullanma cesaretini gster dsturudur. Ancak bu yzyl ayn zamanda rasyonalizm ve speklatif metafiziklere kar kkl bir eletirinin balatld bir eletiri dnemidir. 17. yzyln duraan tablosunun yerini 18. yzylda bir canllk almtr. 18. yzyl, tm kurumlar akln eletiri szgecinden geirirken ayn zamanda akln kendisini de bu szgeten geirmeyi ihmal etmemitir. Akla bu kadar gvenmek iin onun iyapsn bilmek gerekir. Bunu en sistematik biimde gerekletiren Kant olmutur.

    Kant, Aydnlanma Felsefesine nemli katklar olan bir filozoftur. Onu aydnlanmac klan; eletirel felsefesiyle insan aklnn snrlarn ortaya koymas, akln mutlak otoritesini temele koyan etik anlay ve bilimci bir filozof olmas v.b. zellikleridir. Kantn eletirel felsefesi, Aydnlanma Dncesinin temel konularndan birounu anlaml bir biimde bir araya getirdii iin, Avrupa felsefesinin daha sonraki geliiminde nemli bir rol oynamtr.

    te bu balamda dnemlerinin iki nemli simas olan Gazl ve Kant ile tarih boyu sregelen tartma konularndan olan din-akl ilikisini konu alarak snrlandrdmz Gazl ve Kantta Din-Akl likisi adl bu aratrmada din-akl ilikisini din felsefesi alannda bir problem olarak ele almaya altk. Her iki filozofun felsefesinde, din ve akl kavramlarnn mahiyetlerini filozoflarn bak alaryla ortaya koymaya almakla birlikte, din-akl ilikisinin ne anlama geldiini inceledik. Bundan dolay tezimizde onlarn bilgi anlaylarna da gerektike yer

    2 GKBERK, Macit, Felsefe Tarihi, Remzi Kitapevi, st. 1990, S. 320

    3 GKBERK, a.g. e, S. 327

  • 4

    verme ihtiyac duyduk. Bu aratrmada Gazl ve Kantn din-akl ilikisi hakkndaki dncelerini incelememizin nedeni, biri slam gelenei ve kltrnde, dieri ise Hristiyan gelenei ve kltrnde hayat bulan bu iki filozofun ulamak istedikleri hedefleri tespit etmek, felsefi anlaylarna uygun olarak din-akl ilikisi problemine baklarnda ortaya kan farkllk ve benzerlikleri, mmkn olduu kadar irdelemektir.

    A. DN FELSEFES PROBLEM OLARAK DN-AKIL LKS

    Bilim (akl) ve din arasndaki iliki sorunu, dnce tarihi boyunca, din felsefesi, teoloji, kelam, bilim tarihi, bilim felsefesi, epistemoloji gibi pek ok disiplin iinde sahip olduu tarihsel yer ve nemi, gnmzde de oluka canl bir ekilde koruyan, hararetli tartmalarn yapld ve hemen her gn yeni eserlerin yaynland son derece gncel ve ok boyutlu felsefi problemlerden biridir. Bu sorunun, standart temel konulardan biri olarak, bal bana ele alnp irdelendii tek disiplin de din felsefesidir. Bununla birlikte, bu sorun, yalnzca bilim, felsefe ve din ile megul olanlar deil, akla gelebilecek her kesimden insan u ya da bu ekilde ilgilendirmekte ve etkileyebilmektedir.4

    Din-akl ilikisi zerine dnen entelektellerin bu konudaki dncelerinin genel ve formel yaps dikkate alndnda, ada Bat Hristiyan dncesinde olsun, slam dncesinde olsun, akl (bilim) ile din ilikisi konusunda drt temel felsefi yaklamn olduu gzlemlenmektedir. Bunlar; atma, ayrma, dinselleme (slamileme) ve uyuma olarak ayrabilir ve adlandrabiliriz.5

    Bu ilikiyi ele alnrken sz konusu drt yaklamdan biri doru, hakl ve zm yolu, dierleri yanl, haksz ve sorunlarn kaynadr eklinde yaklamlar sorunu zmeye yardmc olmamakta; aksine belki de sorunun bizzat kaynan tekil

    4 YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, S. 37

    5 YARAN, a. g. e, S. 37

  • 5

    edebilmektedir. Bu durumda bu temel yaklamlardan acaba hangileri yanl ve hangisi doru diye deil; her biri nerede, ne oranda ve niin yanl diye samimi, saduyulu, sorgulamac ve sabrl almalar yaplmaldr.

    imdi dilerseniz bahsettiimiz bu temel yaklamlara ksaca deinmeye alarak asl konumuzu tekil eden filozoflarmzn dncelerini inceleyerek, onlarn din-akl ilikisine hangi pencereden baktklarn grmeye, gstermeye abalayalm.

    1. atma

    Din ve bilim arasndaki ilikiye dair temel felsefi yaklamlardan birincisine gre, bilim ve din arasnda tam bir atma; hatta bu dncedeki farkl kiilerin az ok farkl ifadeleriyle bir sava, kavga, arpma, bir eliki, kartlk ya da en azndan bir gerginlik vardr.6

    Bu dnceyi benimseyenlerin iki farkl, hatta zt tre ayrlabileceini belirtmek gerekir. Bunlardan ilki bilim taraftar ve din kart atmaclar, dierleri ise yaklamn din taraftar olarak nitelenebilecek mensuplar eklinde deerlendirilebilir. Bunlardan ilkine gre bilim; akl, aydnl, zgr dnceyi, deneysel aratrmalar ve gerek deeri temsil ederken; din aksine kr inan, karanlk, banazlk, bilgisizlik, hogrszlk anlamlarna gelmektedir. Bu atmac retilerin banda pozitivizm ile evrimci ve felsefi natralizm gelir. Bu dncedekilerin, bilimle attn ne srdkleri dini toptan reddettikleri ve insanln ilerlemesinin midi olarak bilime sarldklar grlr. Genel bir ifadeyle bunlara gre, din ile bilim her dnemde direkt veya dolayl yollardan srekli atma iinde olan iki olgudur. Gerek anlamda bir atmann on altnc yzyldan sonraki modern bilim dneminde ve Hristiyan Bat dnyasnda ortaya ktn sylemek gerekir. slam ile bilim (akl) arasnda ise ciddi bir atma olayna pek

    6 YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, s. 38

  • 6

    rastlanmamaktadr. Din ile Hristiyanlk kastedildiinde, bilim ile din arasnda bir atmann olduu tarihsel olarak inkr edilemez bir gerektir. Ancak burada, Hristiyanlk ve slamn ayr dinler olduklar ve farkl zellikler tadklar gzden uzak tutulmamal ve Hristiyan ile Hristiyan kilisenin neden olduu ve yaad atmalar, ayn artlar gzlenmedike ve kantlanmadka slama yklenmemelidir.7

    kinci tr atmaclara gre ise, tam tersine meydana gelen atmalarn nedeni asla din veya uzantlar deil, bilimin yanl yorumlanmas veya arptlmasdr. atmann nedeni yine tek bir taraftr; ama bu gre gre bu taraf, genel olarak bilim, zelde ise yanl bilim veya bilimci dnya gr bulatrlm ve bylece arptlmtr. atmann nedenini tek tarafl olarak din ve uzantlarnda gren pozitivist yaklam gibi, bu nedeni yine tek tarafl olarak bilim ve uzantlarnda gren fundamentalist yaklam da pek tatminkr grnmemektedir.8

    2. Ayrma

    Din-bilim (akl) ilikisine dair ikinci yaklama gre, bilim ile din arasnda tam bir farkllk, ayrlk, blmleme vardr. Bilim ile din alanlar, yntemleri ve amalar itibariyle birbirinden tamamen farkldr. Aralarnda bu kadar farkllk ve uzaklk olan bu iki etkinliin de atmaya hatta bir rekabete bile girmesi sz konusu olamaz. Bu gr paylaanlar da ikiye ayrmak mmkn ve yararl grnmektedir; bunlardan birincisi, din ve bilimin ayrln gerek anlamda savunan ve ayrmay, din ile bilim arasndaki ilikiyi ifade eden en temel kavram veya yaklam olarak grenlerdir. kinci grup ise, ayrmann ateli bir taraftar olmaktan ok onu, epistemolojik bir olgu olarak benimseyen ve atmasz bir tecrbe btnl iin de gerekli grenlerdir.9

    7 YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, S. 39-44

    8 YARAN, a.g.e. S. 47-48

    9 YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, S. 49-50

  • 7

    Ayrmac yaklama rnek olarak yirminci yzyl pozitivizmi gsterilebilir; yirminci yzyl pozitivizmi, bilim ve teknolojinin alanlarnn ayrlmasnda srar etmektedir. Kuramlarnn deneysel ve toplumsal olarak test edilebilir zelliinden dolay pozitivistler, bilimi tek rasyonel ve nesnel bilgi edinme yolu olarak benimsemilerdir. Teolojik iddialarnsa aksine, bilimin metotlarna uymakta baarsz olduu ve bylece de asla herhangi meru bilgi ortaya koyamadn savundular. Pozitivistlere gre, yalnzca emprik konular, anlaml bir dil iin referans noktalar salar. Din dili ise ekseriyetle (Tanr, ruh, lmszlk gibi) emprik olmayan konulardan sz ettii iin, ou pozitiviste gre bilisel adan anlamszdr. Baz ayrmac yaklam yanllarna gre, din ile bilim arasnda asla unutulmamas gereken ayrlklar vardr ve bir atmann ortaya kmamas iin bunlar asla gzden uzak tutulmamaldr. Dier taraftan din ile bilim arasndaki ayrm ve dolaysyla ayrmac yaklamn nemini vurgulamakla birlikte, bu ayrma ilikisinin kat ve balantsz olmadn, lml ve doal farkllklarn gerektirdii lde anlalmas gerektiini zira bu ayrmn mutlak olmadn ifade edenler de olmutur.10

    3. Dinselletirme (slamiletirme)

    Bu gre gre, gerek Mslman olsun gerekse Hristiyan olsun her teist

    dnr, kantlanm bilimsel sonularla ideolojik girdiler arasndaki farkllklara ve bu ideolojik girdilerin tehlikesine dikkat ekmeli ve hatta bu tr ideolojik balantlardan bilimi ayrt etmelidir. te alternatif bilim modelleri (slami, Hristiyan, teistik vs.) savunanlarn yapmay tasarladklar ilk ey budur: bilimi, ona bulaan gereksiz ve zararl ideolojilerin etkisinden arndrmak. Bu ayklama faaliyetinden sonra yaplmas gereken temizlenmi bilginin dinsel eler ve anahtar kavramlarla bezenmesidir.11

    Konuya bilginin slamiletirilmesi zelinden bakacak olursak; bilime slami karakterini kazandracak olan en temel zelliklerden bir dieri de slami kltrde,

    10 YARAN, a.g. e, S. 51-57

    11 YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, s. 69

  • 8

    bilim ve teknoloji ile slami deerlerin (temel dini, metafizik ve ahlaki ilkelerin) birbirinin alanlarna ve zelliklerine tecavz etmemekle birlikte, birbirinden tmyle ayr ve kopuk olmamalardr. slam epistemolojisinin btncl yaklam ve onun din ile bilimin birlii, bilgi ile deerlerin, madde ile metafiziin uyumu ile ilgili vurgusu slami bilim nerisinin gsterdii metodoloji ierisinde geliecek bilimin, modern Batl bilimin dourduu sorunlar da potansiyel tehdidi de tamayaca; ama salad teorik ve pratik yararlar Mslmanlarla birlikte tm insanlk iin fazlasyla salayabilecei savunulmaktadr.12

    Olduka yakn denebilecek bir tarihi gemie sahip olan bilginin slamiletirilmesi yaklam zerine tartmalar epey bir mesafe almsa da daha ne tam bir olgunlua erimi ne de tam bir kabul grmtr. Bu aamada onun, nemle vurgulanmaya ve aydnlatlmaya deer ciddi tezleri olduu gibi, eletirel deerlendirmeleri gerektiren pek ok teorik ve pratik yn vardr.

    4. Uyuma

    Bilim ile dinin zellikle de slamn arasndaki en eski ve temel iliki, uyuma ilikisidir. Hem dinin hem de bilimin tahrif edilmemi olduu bir durumda din ile bilim arasnda vuku bulabilecek en doal ilikinin uyuma olduu apriori olarak bile sylenebilmekte ve sylenmektedir. Zira ayn Allahn yaratt evren ile vahyettii din arasnda, saf zleri dikkate alndnda bir atma veya balantszln olmayaca mantksal olarak aktr. Bu nsel akl yrtme, slam tarihi boyunca ve gnmzde doadan ve Kitaptan alnan aposteriori kantlarla da desteklenmeye allmakta ve belki de dier yaklamlara oranla en fazla sayda Mslman dnr tarafndan savunulmaktadr.13

    Burada sz edilen uyuma, bilhassa modern dnemde daha ok bilimin konu edindii evrenle ilgili hususlarda, dinin en azndan lafzen deimez ifadeleri veya

    12 YARAN, a.g. e, S. 71

    13 YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, s. 72

  • 9

    aklamalar ile srekli ortaya kan ve deien bilimsel aklamalar arasnda bir uygunluun olmas durumdur. Genelde din, zelde ise slam ile bilimin arasndaki uyumann balca iki tre ayrlabilecei sylenebilir: birincisi, doal, ak ya da kendiliinden uyuma; ikincisi ise, uyumann olabilmesi veya grlebilmesi iin tefsir, tevil, yorum gibi yntemlere dayal abalarn gerektirdii uyumadr. Bu da nihayetinde bir uyuma olsa da buna uyuturma veya uzlatrma demek daha uygun olabilir. Bu uyuma dncesini benimseyenlere rnek olarak, Aydnlanma dnemi uzlatrmaclarnn banda gelen John Locke verilebilir; ona gre Tanr dinde, ancak akla uygun yasalar bildirmitir, vahiy akln stndedir; ama akla uygundur.14

    Din-akl ilikisi probleminin daha iyi anlalabilmesi bakmndan yukarda belirttiimiz drt farkl yaklamdan birincisi (atmac), tek tarafl olarak kat bir bilim (akl) yanls ve din kart iken; ikincisi (ayrmac), her iki etkinlie de kendi alanlarnda deer veren, bir anlamda yansz bir tutum sergilemekte; nc (dinselletirme) ve drdncs (uyuma) ise daha ok din yanls bir tutum sergilemektedir. Nitekim birincisine gre, bilimden apayr olan din, tamamen anlamsz ve mantksz bir beeri rn iken; son ikisi hatta ne gre din, kendi iinde son derece meru ve deerli grlmektedir.

    Bu farkl drt yaklamn yan sra din-akl ilikisi problemine Gazl ve Kant zelinde onlarn dnceleri dorultusunda farkl bak alaryla da bakmaya alacak ve kendi zgn yaklamlarn karlatrmal olarak ele almaya devam edeceiz.

    B. TEMEL KAVRAMLAR

    Felsefeden, doa bilimleri ve matematikte olduu gibi kesin tanmlar bekleyen kii, bu beklentiden eli bo dnecei olasln gze almak zorundadr. Felsefe tarihinde deimez tanmlara rastlama olasl dktr. imdi bu balam da dikkate

    14 YARAN, a.g. e, S. 73

  • 10

    alarak genel anlamda din ve akln tanmn yapalm. Bu tanmlarn dnda Gazl ve Kantn doktrinleri ierisindeki tanmlama ve konumlamalar ilgili blmlerde yeri geldike yer alacaktr.

    1. Din

    Dinlerin ok fazla sayda olmas dinin net bir tanmn da olduka gletirmektedir. nk din kelimesi bile bir Mslman ile bir Budistin aklnda farkl bir biimde ekillenmektedir. Bir psikologa gre din yaanan bir tecrbedir. Bir sosyologa gre ise toplumsal bir kurumdur; bir kelamc ise dini aklla savunulabilen bir sistem olarak grmektedir. zellikle kitapl dinler dediimiz yani Yahudilik, Hristiyanlk ve slam inanlarna bakarak dini kiisel ve toplumsal yan olan, fikir ve uygulama asndan sistemlemi, inananna belli bir yaam tarz ve dnya gr veren ve onu bunlarn etrafnda toplayan bir kurumdur eklinde tanmlayabiliriz.

    Bununla birlikte szlkte din, insann kaderini bal grd stn bir g veya ilkeye inanc; bu inancn sonucu olan ve bir yaama kural yaratabilecek zihni ve ahlaki tutumdur. eklinde ifade bulmutur.15

    2. Akl

    Arapa kkenli bir kelime olan akl kelimesi szlkte, yasaklamak, engellemek, korunmak ve tutmak16 gibi anlamlara gelmektedir. Felsef bir kavram olarak ise akl, nsandaki soyutlama yapma, kavrama, bant kurma, dnme, farkllklarn ve benzerliklerin bilincine varma kapasitesi, karsama yapabilme yetenei17 ve eyann sebeplerini yakalama melekesi18 gibi farkl ekillerde tanmlanmaktadr.

    15 Meydan Larousse, Din Mad. 1969, c. III. S. 705

    16 Trke Szlk, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara 1988, c. I, S. 34

    17 CEVZC, Ahmet, Paradigma Felsefe Szl, Akl, md. Paradigma Yay. st. 1999, S. 28-29.

  • 11

    Dnce tarihine baktmzda her filozofun, bilginin veya mutasavvfn gerek akl ve gerekse dini kendi dnya grleri, sistemleri ve bal bulunduklar ekoller asndan ele alm olduklarn ve ona gre dnce sistemlerinde akla ve dine bir yer verdiklerini grmekteyiz. Burada zellikle, insann ihtiyalarn giderebilmesi iin dini nasl anlamal, akl nasl kullanmas gerektii sorusu ile akln insan hakikate ulatrp ulatramayaca ve bir snrnn olup olmad, bir baka ifadeyle insana her eyin bilgisini verip veremeyecei, dini inanlar akli bir deerlendirmeye tabi tutmann doru olup olmad, akla byle bir durumda ne kadar gvenilebilecei gibi problemler tartlm; din ve akln nasl bir iliki ierisinde olduu ortaya konmaya allmtr. Akl bu alardan ele alp deerlendiren en nemli filozoflardan ikisi de Gazl ve Kanttr. almamz boyunca bu iki dnrn din ve akl anlaylarn ve bunlarn karlkl ilikilerini hangi dzlemde tarttklarn karlatrmal olarak ele alacaz.

    18 BOLAY, S. Hayri, Felsef Doktrinler ve Terimler Szl, Akl md. Aka Yay. Ank. 1999, S.

    7

  • 12

    1. BLM GAZLDE DN-AKIL LKS

    A. GAZLNN HAYATI VE DNCE SSTEMNE GENEL BR BAKI

    1. Gazlnin Hayat

    Gazlnin asl ismi, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed et-Tusi Ebu Hmid el-Gazldir.19 Gazl, Huccetl slam (slmn hucceti, senedi, delili, ispatlaycs), Zeynddin (Dinin ss) gibi lakaplarla anlmaktadr. Horasann Tus ehrinde doduu iin et-Tus (Tuslu), afii mezhebini taklit ettii iin de e-afii denilmektedir.20 Knyesi Ebu Hmid olmakla birlikte, onun Hmid adnda bir olunun olup olmad bilinmemekte, eer varsa kk yata lm olabilecei tahmin edilmektedir.21 Gazl 450 (1058) ylnda Tusta (bugnk Mehedde) domutur.

    Babas yn eiricilii yapar, eirdii ynleri satarak geimini salard. Babas lmne yakn bir zamanda, iki olu Muhammed (Gazl) ve Ahmedi, mutasavvf bir dostuna, onlarn ilim, irfan yolunda yetitirilmeleri iin vasiyette bulunmu ve dostu da bu ricay kabul etmitir. Bu vasiyetin yannda, eitimlerinde harcanmak zere bir miktarda para brakmtr. Bu zat22 braklan bu paray onlarn renimine

    19 W. M. WATT, Gazlnin isminin, Tusun Gazala kyne nispetle Gazl eklinde okunmasnn

    m, yoksa yn eiricisi anlamna gelen, babasnn meslei olduu iddia edilen Gazzale nisbet edilerek Gazzl eklinde okunmasnn m daha doru olacan ilk tabakat kitaplarna dayanarak izah etmektedir. Farkl kaynaklarda her ikisine de yer verilmektedir. Ancak kaynaklar, daha ok Gazzl olarak imlasn tercih etmelerine ramen, Watt bunun doru olamayacan baz delillerle izah ettikten sonra tercihe daha yakn olann Gazl olduunu ifade eder. Nitekim kendisi de bu ekilde yazlmas gerektiine taraftardr. Geni bilgi iin bkz. W. Montgomery WATT, Mslman Aydn -Gazl Hakknda Bir Aratrma (ev. Hanifi zcan), Ett Yaynlar, Samsun 2003, S.163165 20

    GAZL, hyau Ulumid-Din, (ev. Ahmet Serdarolu), c. I, S. 2050. 21

    ARICI, Mustafa, T. D. V. slam Ansiklopedisi, Gazl maddesi, T. D. V. Yay. st. 1996, XIII/489. 22

    Bu zatn ad Yusuf Nessacdr. Bkz. UBUKU, . .Agah, Gazali ve phecilik, A...F. Yay. Ank. 1989, S. 60

  • 13

    harcam ve sonra onlar masraflar oraya ait olmak zere bir medreseye kaydettirmitir.23

    Gazl ilk ciddi tasavvufi formasyonunu Tus ve Niaburun nde gelen sufilerinden biri olan Ebu Ali el-Farmadiden almtr.24 lk fkh tahsilini ise Ali Ahmed bin Muhammed er-Razkani (Razekani) ve Ebu Nasr el-smailiden yapmtr. Daha sonra Niabura giden, maml Harameyn el-Cveynnin ders halkasna dhil olan Gazl, el- Cveynnin vefatna kadar bu derslere devam etmitir. Kaynaklarn ittifakla belirttii gibi Gazlnin olaanst bir zeka ve hafzaya sahip olduu dikkate alnrsa, onun Niabura gitmeden nce geirdii en az on iki yllk renim hayatnda, bata fkh olmak zere hadis, kelam, gramer gibi geleneksel ilim dallarnda iyi bir eitim ald sylenebilir. Niabura gidip, Cveynnin derslerine katlnca Cveyn ondaki hazineyi kefetmitir. Hakknda Gazl derin bir denizdir diyen hocas, ona sempati duymakla birlikte, sylendiine gre iin iin onu kskanmaktan da kendisini alamazm. Anlatlr ki, Gazl el- Menhul adl fkh kitabn yazdnda, Cveyn eseri ok beendiini, Beni saken mezara gmdn; lmm bekleyemez miydin! eklindeki szleriyle ifade etmitir.25

    484te Badata gelen Gazl, Nizamiye Medresesinde ders vermeye balar. Drt sene kadar burada ders verdikten sonra yerine kardei Ahmedi brakarak, 488de o byk dnmn gerekletirecei hac ve zhd yolculuuna kmtr.

    Gazlnin kelm, felsefe, Batnilik ve tasavvuf diye ayrd ann drt ana dnce akm zerindeki tenkiti dnceleri ve hesaplamalar, nihayet onu kendi kendisiyle hesaplamaya ve ayn tenkiti bakn bu sefer kendi zerine evirmeye gtrmtr. Geirdii i muhasebe, kendisi hakknda hi de iyi neticeler vermemiti. yle diyor Gazl: Bu durum karsnda, uurumun kenarnda bulunduuma, eer halimi dzeltmezsem atee yuvarlanacama kanaat getirdim.26

    23 ORMAN, Sabri, Gazali, nsan Yay. st. 1986, S. 31

    24 ARICI, slam Ansiklopedisi, Gazl Maddesi, c. XIII, S. 490

    25 ARICI, slam Ansiklopedisi, Gazl Maddesi, c. XIII, S. 490

    26 GAZL, el-Mnkz, s. 20; arc, Gazl md., D..A., c. XIII, s. 492.

  • 14

    Vard bu kanaat, Gazlyi iinde bulunduu hayatn dna iterken, hayatn kendisi onu ekiyordu. Bu tereddt hali sonunda Gazl, ciddi bir bunalma girmi, dili tutulmu ve konuamaz hale gelmiti. Bunun zntsyle yemek ve imekten kesilmi, sal bozulmutu. Nihayet Gazl, i dnyasnda tasavvuf bir uzlet ve zhd hayat yaama arzusunun baskn gelmesiyle 488/1095 ylnda, kendisi ve ailesinin nafakasna yetecek kadarnn dndaki servetini datp Nizamiyedeki mevkiini de terk ederek Badattan ayrlmtr.27

    Gazl yaad elikilerle ilgili olarak yle demektedir: Acizliimi anlayp da iradem iyice elimden alndktan sonra bakaca yapacak hibir eyi kalmam bir aresiz sfat ile Allaha sndm. Darda kalnca kendisine el aanlarn duasn kabul eden Allah, benim de duam kabul buyurarak bana maldan, mevkiden, evlatlarmdan ve dostlarmdan kolayca ayrlma gc balad.28

    Gazlnin pek az kiiye nasip olabilecek an, hret, mevki, itibar, zenginlik ve iktidar bir tarafa brakp, btn bunlarn ok uzandaki bir dervi hayatn tercih etmesi eitli yorumlara konu olmu ve deiik ekillerde aklanmaya allmtr.29

    Gazl Badattan ayrldktan sonra ama gitmi ve orada iki seneye yakn zamann hepsini sflerden rendii ekilde nefsi temizleme, ahlk dzeltme, yce Allah zikir iin kalbi tasfiye, uzlet, halvet, riyazet ve mcadele ile geirmitir.30 Daha sonra Gazl, Kudse gitmi orada da Kubbetus-Sahra adl makama ekilip kapsn kilitleyerek uzlet hayat yaam, sonra Hz. brahimin mezarn ziyaret ederek burada ey hakknda yemin etmitir:

    1. Sultanlarn yanna gitmemek, 2. Mnazara yapmamak ve taassup gstermemek,

    3. Sultanlardan maddi yardm almamak.31

    27 ORMAN, Gazl, S. 34-35; Ayrca Bkz: ARICI, Gazl md., D..A., c. XIII, 492; GAZL,

    el-Mnkz, S. 20 28

    GAZL, El-Mnkz, ev. Salih Uan, Kitap Dnyas Ne. st. 1984, S.20 29

    Bu yorumlar iin bkz. ORMAN, Sabri, Gazl, nsan Yay. st. 1986, S. 35-36; ARICI, Mustafa, Gazzl md., DA., c. XIII, S. 492 30

    Orman, Sabri, Gazl, S. 40 31

    UBUKU, . Agah, Gazzl ve phecilik, S. 61

  • 15

    1096 ylnda hac farizasn ifa iin Hicaza giden Gazl, oradan skenderiyeye uram, sonra yine ama gelerek oradan da Badata dnmtr. Gazl Badatta bir mddet kaldktan sonra muhtemelen 1099 ylnda Hamedana da urayarak memleketi Tsa dnm, evinin yanna bir tekke ve medrese yaptrarak etrafna toplanan bir renci topluluunun eitim ve retimiyle zel olarak uramaya balamtr.32 Ancak Gazlnin tasavvuf zhd ve ibadet hayat memleketine dnnden sonra da devam etmitir.33 On yl sren inziva dneminde telif faaliyetlerine de devam eden Gazl, en nemli eseri olan hyu Ulmid-Dini bu dnemde yazmtr.34

    Gazl 11051106 yllarnda, zamann sultan Nizaml-Mlkn olu Fahrl-Mlkn srarl daveti zerine uzlet hayatna son vererek Nizamiye Medresesindeki retim faaliyetine yeniden dnmtr.35 Ancak Gazl yeniden tedris hayatna balaynn eski hle dn olmadn u ifadeleriyle anlatmaktadr: Ben eskiden, kendisiyle mevki elde edilen ilmi yayyordum, insanlar sz ve amelimle buna davet ediyordum. Fakat imdi, mevki ve rtbeyi terk ettiren ilme davet ediyorum36

    Gazlnin bu ikinci retim dneminin birincisi kadar zevkli gemedii anlalmaktadr. Nitekim yeni bir sknet hayatnn zlemini duyarak muhtemelen salnn da hocalk faaliyetlerini zorlatracak lde bozulmaya yz tutmas sebebiyle yl akn bir sre ifa ettii resmi grevini bir defa daha brakp Tsa dnmtr.37

    Hayatnn son dnemlerini ders okutmak, gnl ehlinin sohbetlerine katlmak ve eser yazmakla geiren Gazl, ayrca o zamana kadar yeterince birikim sahibi olamadn belirttii hadis ilmiyle de megul olmutur.38

    32 ORMAN, Sabri, Gazl, S. 4041

    33 GAZL, El-Mnkz, S. 140

    34 ARICI, Gazzl md., DA., c. XIII, S. 493.

    35 ORMAN, Sabri, Gazl, S. 4546;

    36 GAZL , hy, nsz, c. I, S. 33.

    37 ARICI, Gazzl md., DA., c. XIII, S. 493.

    38 ARICI, Gazzl md., D..A, c. XIII, S. 494.

  • 16

    Gazl, arkasnda ilm bir miras brakarak, elli be yanda iken vefat etmitir. (H.505/M.1111) Tsta nl air Firdevsnin mezarnn yaknna defnedilmitir. Gnmzde burada bulunan yap halk arasnda Hruniyye adyla anlmakta ve bunun bahesinde yer alan yap Gazlnin mezar olarak gsterilmektedir.39 .

    2. Gazlnin ahsiyeti ve lmi Kiilii

    W. Montgomery Watt, Gazlyi konu edindii Muslim Intellectual-A Study of al Ghazali adl mtevaz almasnn hemen banda Gazl zerine yazmann g bir i olduunu itiraf ederek sze balamaktadr.40 Biz de bu ikrar yineleyerek buradaki zorluun, Gazlnin ilmi enginlii ve derinliinde yattn belirtmek isteriz. Onu tmel anlamda kapsamak, bir btn halinde tm fikirlerini sunmak zor bir itir. Gazl, bazen bir filozof, bazen tasavvufta gayeye ulam bir sufi, bazen bir mantk, bir yerde kelamc ve bir baka yerde ise bir fakih olarak karmza kmaktadr.41 Bylesine komplike bir kiilii belirli kalplar iinde deerlendirmek eksiklikten hali deildir. Gazlyi hakkyla anlamak, ancak kitaplarnn satr aralarn ok iyi okumaya baldr. te o zaman, Gazl gerek hviyetiyle ortaya kabilir.42

    Gazlnin yaad dnemde biri byk lde Yunan kltr ve dncesini temsil eden felsefe, dieri fkh, kelm ve tefsir gibi geleneksel slm ilimler olmak zere iki ana retim sistemi vard. Her biri slm toplumunun fikr temelini salama iddiasnda ve bu hususta dierleriyle rekabet halinde olan bu iki sistem veya ekol, hemen hemen birbirleriyle hibir alverite bulunmadan o zamana kadar srp gelmilerdi. slm ilimler alannda birok deerli lim yetimi olmasna ramen, zellikle fkh ve kelmn hayat realitelerden koparak ok ince ayrntlara saplanp kaldklar ve canllklarn kaybettikleri grlmektedir.43

    39 ARICI, Gazzl Md., DA, c. XIII, S. 494

    40 WATT W. Montgomery, Mslman Aydn -Gazl Hakknda Bir Aratrma, S.11

    41 TAYLAN, Necip, Gazzlnin Dnce Sisteminin Temelleri, M...F.V.Yaynlar, kinci Basm,

    stanbul, 1994, S. 25-26 42

    NAM, Ahmet, Gazlnin Kalb Ordusu, slami Aratrmalar Dergisi, Gazl zel Says, I/3, Say 34, Ankara, 2000, S. 513 43

    ORMAN, Gazl, S. 23

  • 17

    Gazl, Dou ve Batda aratrmaclarn eserlerini ve fikirlerini konu edindikleri, neredeyse btn ilim dallarnda bilgi sahibi olmasyla tannan bir slam mtefekkiridir. Gazlnin dini ilimlerdeki otoriter kimlii nedeniyle onu, hicri beinci asrn mceddidi olarak deerlendirenler bile olmutur.44 Yine Gazlye Huccetl slam lakabnn verilmesi, onun slam dnce tarihindeki bykln gsteren ak bir delildir.45 Bu lakab hak etmenin tesiriyle olacak ki Watt, Gazlnin Hz Muhammedden sonra en byk Mslmanlardan olduuna inanmaktadr.46 Yine rencisi Muhammed bin Yahya, Gazlyi ikinci afii olarak nitelendirmektedir. Btn ayrc vasflaryla Gazl, dneminde ve dier dnemlerde hep temayz etmitir ve Gazlnin mmet zerindeki etkisi, muhtemelen tm kelamclardan daha etkili olmutur.47

    Gazl, engin ansiklopedik bilgisi, kvrak bir zekas, inanlmaz alkanl ve velud yazarlyla temayz etmi mstesna bir ftrattr. Bir hakikat araycs ve avcsdr. Bu aray kalbiyle yapar. Bu hakikati O, Yalnz aklyla, ssl szlerle teye gitmeyen bir tutumla deil, bilgisiyle ahlakn, aklyla duygularn btnletirerek arayan biridir. Akln snrlarn grr, akl yle kavrar ki, onu hakikatin iine alarak, akl amay baarr.48

    Gazl, kendi dnemindeki halkn inancnn yaygn surette zayflamasn ve durgunlamasn drt sebebe dayandrmaktadr. Bu sebeplerden, Gazl dneminin din ve kltrel yapsn anlamamza yarar salayaca iin ksaca bahsetmemiz yerinde olacaktr.

    Bu sebeplerden ilki Batnilerdir; Batniler, slmda her eyin zahir manasnn yannda bir de batin manasnn olduunu ileri srmlerdir. Siyas manada halifelik hakknn Hz. Ali soyundan gelen imamlara ait olduunu savunmulardr.49

    44 APAYDIN, Yunus, Bir slam Hukukusu Olarak Gazl, Erciyes niversitesi Gevher Nesibe

    Tp Tarihi Enstits Yaynlar, Ebu Hamid Muhammed El Gazl, Yayn No.7, Kayseri 1988, S.37 45

    HENRY, Corbin, slam Felsefesi Tarihi (ev. Hseyin Hatemi), letiim Yay. st. 2002, c. I, S. 319 46

    WATT, W. Montgomery, Mslman Aydn - Gazl Hakknda Bir Aratrma, S.11. 47

    M. M. ERF, slam Dncesi Tarihi (ev. Komisyon), nsan Yay. st. 1990, c. II, S.261 48

    NAM, Ahmet, Gazlnin Kalp Ordusu, slami Aratrmalar Dergisi, S. 513 49

    UBUKU, . Agah, Gazzali ve Batnilik, Resimli Posta Matbaas, Ank. 1964, S. 2930

  • 18

    Gazl ikinci olarak felsefecileri zikretmektedir. Felsefecileri genel olarak ilahiyatlar, tabiatlar ve dehrler olarak e ayran Gazl, dehrilerin Allahn varln inkr ettiklerini, tabiatlarn Allaha inanmakla beraber ahireti inkr ettiklerini sylemektedir. Gazl Aristoya uyan ilahiyatlarn felsefelerinin bir ksmnn kfr, bir ksmnn bidatl gerektirdiini, bir ksmnn ise inkr edilemeyen gerekler olduunu sylemektedir.50 Gazl andaki mutasavvflara gelince: Bu dnemde tasavvuf cereyan yaygn bir hale gelmi, adeta moda halini almtr. Bununla beraber btn sfler tasavvufu ayn ekilde anlamyorlard. Bazlar farz olan ibadetlerde geveklik gsteriyorlar ve bunun yerine nafile ibadetler yapyorlard.51

    Halkn inanlarnn zayflamasnn drdnc sebebi, Gazlye gre ilim adamlardr. Vaizler, ilm gereklerden ziyade hikyelerden, iirlerden ve nkteli szlerden bahsediyorlard. Byk eyhlerden hadis dinlediklerini ve salam senetlere sahip olduklarn iddia eden muhaddisler gerekte hadis ilminin kurallarna riayet etmiyorlard. Kelmclar ise genel olarak, sapklk yolunu tutanlar ve doru yolda olanlar diye iki grup halinde idiler. Doru yolda olan kelmclar da grevlerini hakkyla yapamyorlard.52

    Ahmet Emine gre gnmzde yaanan Mslmanlk, bugne kadar gelen halini mam Eari ve Gazlye borludur.53 Eari ekol aslnda Gazlnin ortaya koyduu metodoloji ve sergiledii performansla asrlar boyunca ayakta kalabilmitir. Gazlnin Eari kelamnda yapt yenilik u esasta toplanmaktadr:

    1. Mantk ilkelerini kabul, 2. Delilin butlanndan medluln butlann red, 3. Felsefi konular kelama ilave etmek.

    50 GAZL, el-Mnkz, S. 110112

    51 UBUKU, slm Dncesi Hakknda Aratrmalar, AF Yay. Ank., 1983. S. 78

    52 UBUKU, slm Dncesi Hakknda Aratrmalar, S. 6971

    53 EMN, Ahmet, Yevml slam (slamn Bugn), ev.Abdlvehhab ztrk, slam Kitabevi

    Yaynlar, Gaziantep, 1977, S.122

  • 19

    Bu esasn kabulnden sonra kelamclar mtekaddim ve mteahhir olarak ikiye ayrlmlardr.54 Bu yenilik arasndan en etkili olan felsefenin kelma dhil olmasdr. Gazlnin el-ktisad fil tikad eseriyle Aristo mant kelam ilmine girmitir. Gazlnin bu hamlesini bir orijinalite olarak yorumlayan bn Haldun, Gazlden sonra gelen kelamclar Mteahhirin Kelamclar diyerek, nceki kelamclardan ayrmaktadr. Gazl, Aristo mant araclyla delilin butlannn, medluln de butlann dourmayacan gstermitir. Gazlnin at yoldan sonra kelamclarda felsefi gr ve metodoloji ylesine yer etmiti ki mesela Razi ve Crcani gibi kelamclarn eserlerinde kelam, st kalemle izilip karalanm bir felsefeden baka bir ey deildir anlay ifade edilmitir.55 Gazlden sonra kelam neredeyse felsefi bir hviyete brnmtr. Gazlnin felsefe ile ilgilenmesi, filozoflar hakknda yapaca tenkitlerin de zeminini oluturmaktadr.

    Filozoflarn metafizik grlerine sistematik ve felsefi ilk eletiriyi Gazl gerekletirmitir.56 Gazlnin filozoflarn ilahiyatla ilgili grlerine tenkit olarak

    yazd mehur Tehaftl Felasifesi, felsefi eletiri trnn ilk rneidir. Bu kitapla beraber slam dnce tarihinde Tehaft gelenei olarak bilinen bir eletiri, tenkit deti balamtr. Bu esere, reddiyye olarak bn Rd Tehaftt Tehaft adl bir eser yazmtr. 15. yzyla gelindiinde Hocazade ile Aleddin Tusi, Fatih Sultan Mehmetin emriyle karlkl iki ayr Tehaft yazmlardr. Daha sonra Kemal Paazade ile Karaba, Hocazadenin eserine birer haiye kaleme almlardr. Zamanla irili ufakl baka Tehaftlerin de yazlmasyla dnce tarihimizde bir Tehaft gelenei olumutur.57

    Gazlnin ortaya koyduu akl, kalb ve fikr bu baarlardan sonra, ilim dnyasnda bir iddia ortaya atlmtr. Bu, Gazlnin yapt eletirilerle, slamda fikri hayat felce uratt ynnde ortaya atlan bir iddiadr. kbale gre Gazl slam dnyasndaki aklcln belini krmtr. Hilmi Ziya lkene gre Gazl

    54 EVKURAN, Mehmet, Sosyal Bilimler Mant ve Kelam, Aratrma Yaynlar, Ankara 2005, S. 24

    55 TRKER, Mbahat, Tehaft Bakmndan Felsefe ve Din Mnasebeti, S. 27

    56 BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, A...F. Yay. Ankara 1988, S. 171

    57 CNDOLU, Dcane, Kef-i Kadim-mam Gazlye Dair, Gelenek Yay. st. 2004, S. 78-79

  • 20

    sadece eskiyi ykm yerine yeni bir felsefi sistem getirememitir.58 Gazlnin felsefeyi eletirmesiyle, Douda bir daha kendine gelemeyecek ekilde bir darbe indirdiini ileri srmek Henry Corbine gre gln bir dava olmaktan teye geemez.59 Bu ve benzeri iddialara sebep olarak Gazl gibi dnrlerin bizzat kendi grleri mi, yoksa o grlerin daha sonraki nesillere yaplan yorumlar m yol amtr, bunun ok iyi analizinin yaplmas gerekmektedir.60 Bizim, bu tr iddialara katlmamz mmkn deildir. nk her yenilenme ve dnm hareketinin, bir eletiri srecini de beraberinde getirmesi kanlmazdr. Gazl de yapt tecdit hareketinde hem pozitif bir oluumu hem de negatif bir tenkit hamlesini ayn anda gerekletirmitir.61

    Mehmet S. Aydnn hakikaten Gazl apnda byk mtefekkirler on ikinci asrdan beri yetimez oldu tespitine katlmamak mmkn deildir. Daha sonraki asrlarda ne yazk ki, Gazlnin son derece yapc ve modern olan bak as byk lde kenara itildi. Baka messirlere, baz menfi noktalara odaklanma oldu.62 On nc asrdan itibaren Mslmanlarn, yava yava, btn meselelerin halledilmi olduuna inanmalar, hikmet binasnn tamamlandna inanarak kendilerini sadece bu hikmetin tayclar olarak grmeleri bu duraanl kuvvetlendiren bir amil oldu.63

    Gazlden sonra ortaya kan felsefi ve fikri duraklamann nedenlerini Gazlnin ahsndan te baka yerlerde aramak gerekir. Bunun sebepleri, slam dnce tarihinde bir det ve meslek haline getirilen erh ve haiyecilik anlaynda aranmaldr. Alt, yedi asrdan beri teolojik ve felsefi dnceye dair yazlan eserler belki hacim ve nicelik olarak artm olabilir; ancak bu art, beraberinde kalite ve orijinaliteyi getirememitir. Niceliin artmasna karn, nitelik gnden gne irtifa kaybetti. Mteahhirin kelamclar, Razi ve Gazl gibi yeni, farkl eserler retmek

    58 VURAL, Mehmet, Gazzl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, Ankara Okulu Yay. Ankara 2004, S. 84

    59 HENRY, Corbin, slam Felsefesi Tarihi, c. I, S.321

    60 AYDIN, S. Mehmet, slamn Evrensellii, Ufuk Kitaplar, kinci Bask, st. 2000, S. 96

    61 ORMAN, Sabri, Gazlnin ktisat Felsefesi, nsan Yaynlar, stanbul 1984, S.181

    62 AYDIN, slamn Evrensellii, S. 182183

    63AYDIN, slamn Evrensellii, S. 184

  • 21

    yerine, kendilerinden nce yazlan kaynak kitaplarn tefsir, erh ve haiye yapmaya ynelmilerdir. Bu konunun en arpc misalini, mer en-Nesefinin yalnzca be on sayfalk Metnl Akaidine yaplan almalarda grmek mmkndr. Brockelmann, bu ufak metin zerine onu akn erhin, bu erhlerden birine, Taftazaninin erhul Akaid isimli erhine otuz kadar haiyenin ve bu haiyelerden biri zerine de yaklak yirmi kadar haiyenin haiyesinin yapldn syledikten sonra bunlarn listesini de vermektedir. Btn bunlarn yannda baz istisnai, orijinal nitelikte eserler ortaya kyordu; ancak bunlarda nceki kitaplarn birer muhtasar hviyetinde olup belki de erhlere konu olmak iin hazrlanyorlard.64 Bunlarn sonucunda, maalesef gelimenin yerini gerileme alarak felsef ve kelam eserlerde bir ksr dng olutu. slam bilginleri giderek birbirine benzeyen, ayn dili kullanan, ayn gndemle megul olan karakterler haline geldi. Dolaysyla bu yerinde say, Gazlnin entelektel almalarna hamletmek, eletirel, felsefi ve sorgulayc fikir ve tutumlarna atfetmek

    doru deildir.

    Felsefe gnmz ilim adamlarnn savunduklar gibi Gazlnin eletirileriyle yklmamtr.65 Gazlnin tenkiti, sentezci ve slahat faaliyeti, ayn zamanda slamn ruhani hayatnda verimli bir zemin oluturdu. Gazlnin balatt ve Snni slamn srdrd iddetli hcum karsnda akl felsefe lmedi, fakat yeraltna ekildi. Orada tasavvuf felsefesi klna brnmek suretiyle hazr ve gvenilir bir barnak bularak, yeniden ortaya kt.66

    Gazl, Snni kelamn biimsel ve dogmatik olan ifadesinin yaayan dinle irtibatn salayarak, onlar yeniden canlandrp, onlara vahyin asl ruhunu yerletirdi. Bylece o, akidenin dogmatik niteliini yumuatt ve dinin zahiri ve batini cihetleri arasnda bulunan hayati gc tespit etti. Bu projeyi de byk eseri hyada gerekletirdi.67 Bu eseriyle tasavvuf onunla yeni bir devreye girmi ve bir ivme kazanmtr. nceleri tasavvufa beslenen menfi duygular, mspet hale dnmtr.68

    64 WATT, slam Felsefesi ve Kelam, ev. Sleyman Ate, Pnar Yay. st. 2004, S. 191

    65 FAZLURRAHMAN, slam, Seluk Yay. nc Bask, Ankara 1993, S. 177

    66 FAZLURRAHMAN, slam, S. 201

    67 FAZLURRAHMAN, slam, S. 133

    68 BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, A...F. Yay. Ankara 1988, S. 242

  • 22

    Gazl ile gelien tasavvufi akm, panteistik ifratlardan, meczup sufilerin genel ahlaka ters temayllerinden uzak bir yapdadr. O bir yandan tasavvufu ehl-i snnet izgisine ekmeye alrken, te yandan ehl-i snneti tasavvufa yaknlatrmaya almaktadr.69

    Gazl ok ynl bir dnr olduundan dolay onu tek bir eseriyle veya tek bir bak asyla deerlendirmek bizi onun hakknda tutarl ve salkl bir sonuca gtrmez. Onu ve eserlerini bir btn halinde, eserleri arasndaki ilikiler, balantlar dikkate alnmak suretiyle incelemek gerekir. Baz eserlerinde o, halka, avama seslenirken, baz eserlerinde ise aydnlara, entelektel birikimi olan insanlara seslenmektedir. Felsefeyi ve filozoflar anlatt Mekasdl Felasife ve Tehaftl Felasife, mant esas ald Miyarl lim ve Mihekkn Nazar gibi eserlerinde aydn ve okumu kimseleri hedef alrken, lcaml Avam, Eyyhel Veled gibi eserlerde ise halk esas almtr. Gazlnin eletirilen ynlerinden biri de fikirlerinde tekdze olmamas, eserlerinde, kimi zaman paradoksal bir grnm arz etmesidir. Bu durum, onun farkl kesimlere hitap ettiinin gz ard edilmesinden kaynaklanmaktadr. Bu husus gz nnde bulundurulduunda onun eliki iinde olmad grlecektir.

    Gazl, duyulara ve akla gvenmeyip onlar eletirmesiyle Kanta, insann bilgilerinden ve bu bilgilerin kaynaklarndan phe etmekle Descartese, sezgiyi esas almasyla Bergsona, kalbi boyuta ve sevgiye yapt vurguyla Pascala, yeter sebep prensibiyle Leibnize, determinizmin zorunluluunu imkan ve ihtimale indirgemesiyle Humea, korku ve mit kavramlarna ykledii anlamla varoluu filozof Kierkegaarda, esnek bir tabiat kanunu anlayyla Malbranchea, fizik kanunlaryla spirital bir lem anlayn uzlatrmasyla Emile Boutrouxa nclk etmi ve bir bakma onlara k tutmutur.70 Gazlnin eserlerinin on kinci yzyldan

    69 ERF, M. M. slam Dncesi Tarihi, c. II, S. 242

    70 BOLAY, S. Hayri, Aristo Metafizii ile Gazzl Metafiziinin Karlatrlmas, Kalem Yay. st.

    1980, S. 402403

  • 23

    itibaren Latince ve braniceye evrildii71 dikkate alnrsa bu kimselerin Gazlden etkilenmi olmalar muhtemel grnmektedir.

    Gazlnin orijinalitesini ortaya koyan faaliyetleri ksaca u ekilde sralayabiliriz: Yapt btn almalarla Gazl, akaidi zanniyattan, kelam hasviyattan, tasavvufu batiniyattan, fkh ilmini ihtilafattan, hepsinden nemlisi felsefeyi yunaniyattan arndrmaya almtr.72

    3. Gazlnin Eserleri

    Gazl bilim ve dnce tarihinin en verimli mellifleri arasnda yer alr. yz veya drt yz civarnda eser braktn, eserlerinin sayfa saysn hayatnn gnlerine blnce, gn bana ortalama on alt sayfa gibi hayret verici bir rakam bulduunu syleyenler vardr.73

    Gazlnin eserleri gerek slm dnyasnda gerekse Batda pek az mellife nasip olan bir ilgiye kavumutur. slm dnyasnda eserleri ok sayda sadeletirme ve hlasalara, her biri ciltler tutan tarihelere ve erhlere, lehinde ve aleyhinde yazlm eserlere, eitli dillere yaplm tercmelere konu olmutur. Batda grd ilgi de byk olmutur. Hatta bir ksm Batllar onun bak tarznn dier birok slm limine oranla ada Avrupa ve Amerikann bak tarzna daha yakn olduunu ve bu sebeple onun daha kolay anlalr olduunu sylemilerdir.74

    Gazlnin eserlerinin bir zellii ok sayda olmalar ise, bir baka zellii de ok eitli alanlarda olmalardr. Gazlnin eserlerinin zellikleriyle ilgili olarak bir baka husus da, son derece sistematik olulardr. Bu birka bakmdan byledir: Birinci olarak her eserin, konusunun zelliine gre oluturulmu, snrlar gayet iyi

    izilmi birer plan ve mantk rgs, gayet salam rlm birer i sistematii

    71 BAYRAKTAR, slam Felsefesine Giri, S. 290

    72 CNDOLU, Kef-i Kadim-mam Gazlye Dair, S. 21

    73 ORMAN, Gazl, S. 53

    74 ORMAN, Gazl, S. 56

  • 24

    vardr. hyu Ulmid-Din gibi krk kitaptan, drt byk ciltten oluan hacimli kitaplarda bile bu byledir. kinci olarak, eitli alanlardaki kitaplar kendi aralarnda birer alt sistem olutururlar. Bir ksm deiik konularda birbirini tamamlar: Miyarul-lm ile Mizanul-Amel gibi. Bir ksm, ayn konular deiik yaklamlarla ele alr: Makasidul-Felasife ve Tehaftl-Felasife gibi. Bir ksm da ayn konular deiik seviyelerde ele alr: el-Basit, el-Vasit, el-Veciz ve el-Hlasa gibi.75

    Gazlnin eserleri kendinden sonra bir ok slam limini etkilemitir. Onun eserlerine birok erh ve haiye yazlmtr. Gazlden sonra eserlerine o kadar byk nem verilmitir ki Zebidi, sadece El Veciz adl eserine yetmi civarnda erhin yapldn kaydetmektedir.76 Yine Gazlnin el-Vasit isimli bir baka eserine bn Rifann el- Matlab adyla altm ciltlik bir erh yazd sylenmektedir.77

    hyu Ulmid-Din: Gazlnin en byk ve en mhim eseri budur. Bu eser sadece ihtisas erbabna deil, herkese yazlmtr. Bu sebeple kolay ve rahat okunan ekici bir slubu vardr. hynn insanla ilgili olarak iermedii konu yok gibidir. Bireysel ve toplumsal boyutlaryla insan kuatan bu eser adeta bir ansiklopedi niteliindedir. hynn bir zellii de, ihtiva ettii konularn daha ok pratik amal ve nitelikli olmasdr. Kendisinin de ifade ettii gibi, eserini drt eyrek esas zerine kurmutur; ibadetler, detler, ykc eyler, kurtarc eyler. Her eyrek bir cilt tekil etmekte, her cilt de on ayr kitaptan olumaktadr.78

    Gazalinin mevcut olan eserlerinden balcalar unlardr: El- Mustasfa, el-Menhul, el-Basit, el- Vasit ve el-Veciz eserleri slam hukukuna, Mikekkn Nazar, Miyarl lim mantk, el-ktisad, lcaml Avam, Faysalt Tefrika, Fedaihl Batniyye kelama, Makasdl Felasife ve Tehaftl Felasife felsefeye, hyau

    75 ORMAN, Gazl, S. 5455

    76 APAYDIN, Yunus, Bir slam Hukukusu Olarak Gazl, S. 46

    77 ORMAN, Gazlnin ktisat Felsefesi, S. 5556

    78 ORMAN, Gazl, S. 98101

  • 25

    Ulumid Din, Kimya- Saadet ve buna benzer birok eser ahlak ilmine dair eserlerdir.79

    Bu blmde Gazlnin eserlerini tek tek yazmak tezin konusunu aacandan, biz burada Gazlnin eserlerini konu alan almalar zikrederek gerekli grenlerin bu kaynaklara bakmalarn tavsiye ediyoruz.

    Gazlnin eserlerini ele alan baz almalar: 1- Ali Rza Karabulut, Gazlnin Eserleri, Erciyes niversitesi Gevher Nesibe Tp

    Tarihi Enstits Yaynlar, Ebu Hamid Muhammed el-Gazl, Yayn No.7, Kayseri 1988, S. 227248

    2- Abdurrahim Gzel, Gazl Bibliyografyas zerine Bir Deneme, Erciyes niversitesi Gevher Nesibe Tp Tarihi Enstits Yaynlar, Ebu Hamid Muhammed el-Gazl, Yayn No.7, Kayseri 1988, S. 249272.

    3- Hseyin nal, Gazl Hakknda Yazlm Eserler ve Tezler Bibliyografyas, slami Aratrmalar Dergisi, Gazl zel Says, c.13, say.34, Ankara 2000, S.540551.

    4- Sabri Orman, Gazlnin Hayat ve Eserleri, slami Aratrmalar Dergisi, Gazl zel Says, c.13, say.34, 2000, S. 245.

    5- T. D. V. slam Ansiklopedisi, Gazzali maddesi, T. D. V. Yaynlar, stanbul 1996, c.13, S. 518- 534.

    79 GAZAL, hya-u Ulumid-Din, ev. Ali Arslan, stanbul 1978, c. I, S. 4950; bkz. slam

    Ansiklopedisi, c.XIII, S. 489533

  • 26

    4. Gazlnin Dnce Sistemine Genel Bir Bak

    a- Hakikate Ulamada phenin Rol

    slam dnce tarihinde Gazlyi neredeyse btn slam dnrlerinden ayran en nemli zellii, onun hakikati bulma yolunda iine dt phe krizidir. stelik onun, bu phe krizini sistematik olarak tecrbe etmesi ayr bir neme sahiptir. Yakine ulamak iin felsefi manada pheye den ve sonuta taklitten syrlp tahkiki imana ulaan yegne slam filozofu Gazl`dir.80 Gazl, lmnden be yl nce otobiyografi tarznda yazd el-Munkz mine`d Dalal`de, bu metodik phesini ayrntlaryla anlatmaktadr.81 Bu blmde biz, Gazlyi meslektalarndan ayran bu septik sreci anlatmaya alacaz.

    Gazl, pheyi, aratrmay hakka ulamann bir art ve arac olarak gryordu.82 Bunun nemini gstermek iin Mizanl Amel`ini Gazl u cmlelerle noktalamaktadr: phe insan hakka gtrr. pheden korkulmaz. phe etmeyen aratrma ve inceleme yapma gerei duymaz. phe baktrr, bakan ise grr. phe etmeyen ise bakmaz ve gremez. Grmeyen de dnya ve ahirette kr kalr ve dalalete der. Byle bir duruma dmekten Allah korusun.83

    Gazl`nin dnsel dnyasnda niin? sorusunun ok nemli bir yeri vardr. O, niin?i sorgulamadan hibir eye taklitle bel balamak istemez. Bu da onun hakikate olan hrsndan kaynaklanmaktadr. yle grnyor ki, anlamak demek, var olmak demektir.84 Niin sorusunu nce fizik ve mantk ilimleriyle, doruluuna inandmz bilgilere yneltmitir. Kendisine, niin ve neden fiziki, hissi ve akli bilgiler dorudur, bunlarn yanl ve yalan olmad ne ile sabittir? gibi can alc bir

    80 UBUKU, Gazzali ve phecilik, S.10

    81 VURAL, Mehmet, Gazl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, S. 163

    82 AYMAN, Mehmet, Gazlde Bilgi Sistemi ve phe, nsan Yay. st. 1997, S. 113

    83 GAZL, Mizanl Amel, (Amellerin ls) ev. Remzi Bark, Klaslan Yay. Ank. 1970,

    S. 366 84GNDODU, Hakan, Gazlnin Teolojik Hermentiine Yorumlayc Bir Bak, slami Aratrmalar Dergisi, Gazl zel Says, I/3, Say. 34, Ank. 2000, S. 419

  • 27

    soru sormu, neticede Gazlnin ald cevap taklit olmutur. ncelikle taklit bandan kurtulmas gerektiini sorgulamakla ie balamtr.

    Bin doksan be ylndan itibaren Gazl, ruhi knt olarak nitelenebilecek bir durum iine girdi. inde balayan psikolojik ve ruhsal bu kriz, onu ders yapmaktan, yeme imeden alkoymutu.85 Gazl iin otuz alt ya bir dnm noktasdr. Yaad ontolojik ve epistemolojik buhran, yakini bulma krizi onda ok ciddi bir i bunalm dourmutur. Hakikat iin her eyi terk eden, Nizamiye Medreselerinin rektr ve Eariliin salam kalesi olan bu adamn, her eyi bir anda silip Badat`tan ayrlmas hayatnn dnm noktasdr.86

    Gazl bu srece, duyu yetileriyle oluan bilgilerden phe duymakla balamtr. nk alglar ve duygular dnyasn kavramak, var olmann ilk basamana adm atmaktr. ngiliz filozofu Berkeley bu hakikati, var olmak, alglamaktr szyle ifade etmektedir.87 D lem gerekten var mdr? sorusu, eski a felsefe tarihinden beri sorula gelmitir. Sradan bir ekilde yaayanlar iin hi de problem olmayan bu konu, yenia felsefesinde daha derin boyutlaryla tartlmtr.88

    Gazl algladmz d dnyaya kaynaklk eden duyularn ne kadar gvenilir olduunu kafasnda byk bir problem olarak ele alm ve sonuta onlara duyulan gvenin bo olduuna kanaat getirmitir. El Munkz`da bu sreci genie anlatmaktadr.89 Baka bir eserinde Gazl, gzn yedi kusurunu sayarak, algsal bilgilerin gvenilirliini iyice sarsmaktadr. Gz, kendini, ok yakn, perde arkasn, eyann iini gremez. Yine grebildii eyin sadece bir ksmn grr; sonsuz eyleri gremez, by kk, k byk, uza yakn, yakn uzak, hareketliyi durgun, durgunu hareketli grebilir. Btn bu kusurlara sahip olan gze, onun grdnn gerei yansttna nasl gven duyulabilir ki? Bir baka rnek olarak Gazl, katr

    85 WATT, W. Montgomery, Mslman Aydn- Gazl Hakknda Bir Aratrma, S. 119

    86 CORBN, Henry, slam Felsefesi Tarihi, c. I, S. 321

    87 CHAN, A. Kamil, bn Sina ve Gazlde Bilgi Problemi, nsan Yay. st. 1998, S. 151

    88 TAYLAN, Necip, Gazzlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 59

    89 GAZL, El-Munkz, S. 4041

  • 28

    misal getirmektedir. Katrn karnn ikin gren biri onun hamile olduunu syler. Hlbuki ona katrn hibir zaman dourmayaca bilgisi geldiinde, aklyla onun hamile olmadna hkm verir. Akl, gzn bu yanln dzeltir.90

    Gazl akln gvenilirliini sorgulayarak akla duyulan gvenin de bo olduunu aklamaktadr. Akla besledii gvenin ykln kendi dilinden dinleyelim: Belki sadece on, ten byktr, bir ey hem hdis hem kadim, hem var hem yok, hem bulunmas zaruri hem imknsz olamaz gibi evveliyat iine alan akliyata gvenmelidir dedim. Bunun zerine mahsusat: akliyata gveninin, mahsusata olan gvenin gibi olmadn nasl ispat edersin? Bana gveniyordun, akl hkimi geldi beni yalanlad. Eer o olmasayd, beni tasdikte devam edecektin. Belki akln, idrakin tesinde baka bir hkim vardr; o ortaya karsa, akl verdii hkmden dolay tekzip eder. Nitekim akl hkimi ortaya kt ve verdii hkmden dolay hissi yalanlad. Akl tekzip edecek idrakin ortaya kmay, onun olmayn gstermez iddiasnda bulundu. Bu cevap karsnda nefis, biraz duraklad ve phelerini rya ile kuvvetlendirip: grmyor musun? Uykuda birok eyin varlna inanyor, birok haller tahayyl ediyor, onlarn sebat ve istikrar olduuna kanaat getiriyorsun. u halde, bunlar hakknda pheye dmyorsun. Sonra uyannca dnp hayal ettiin ve inandn eylerin hibirinin aslnn olmadn anlyorsun. O halde uyankken his veya aklla inandn btn eylerin gerek olduuna nasl emin olursun? Gerekte bu, senin haline nazaran, gz nne alnrsa gerektir. Fakat sana yle bir hal gelebilir ki, bu halin senin uyanklk haline nispeti, uyanklk halinin uyku haline nispeti gibi olur ve senin uyanklk halin, ona nispetle uyku gibi olur. Bu hal gelirse, aklnla kuruntuya kapldn btn eylerin neticesiz olduunu kesin olarak anlarsn. Bu hal belki, sufilerin, kendilerinde bulunduunu iddia ettikleri haldir. Zira onlar, kendilerinden geip, hislerinden uzaklatklar zaman, bu makulata uymayan halleri mahede ettiklerini iddia ederler. Belki bu hal, lm halidir. nk Allah Rasl: insanlar uyur haldedirler; ldkleri zaman uyanrlar buyurmutur. Belki, dnya hayat ahirete nazaran bir uykudur. nsan lnce, her ey ona, imdi grndnden

    90 TAYLAN, Necip, Gazzlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 125

  • 29

    baka trl grnmekte ve o zaman kendisine: ite senden perdeni kaldrp atk, bugn gzn ne kadar keskindir.91 denilecektir.92

    Sonunda Gazl safsata mezhebine girdiini ifade eder: safsata mezhebine girmitim; ama kimseye syleyemiyordum. Bu safsatadan kurtuluunu salayan ey, istidlaller veya mantki deliller deil, Allah`n kalbine att bir nurdur.93 Bu sonuca Gazl hibir aba ve gayret sarf etmeksizin ulam deildir. Hummal ilmi ve akli bir abann, uzun sren hakikat araynn neticesinde, Allah`n kalbine att nura mazhar olmutur. Hakikatin, varln asl gereinin nerede olduunu bulmak iin nce kelam ilmini derinlemesine tetkik ve talim etmitir.94 Daha sonra hakikatin burada olamayacan anlayarak, felsefe tahsiline balamtr. ki seneden daha az bir zamanda felsefeyi, felsefede lim olacak kadar renmitir. Zira ona gre bir ilimde, o sahadaki en bilgili kimsenin seviyesine gelip de onu gemedike, o ilmin kusurlarn sylemek abestir. Felsefeden de eli bo dner ve aradn bulamaynca Batnilie ynelir.95 Batnilerin, talim mezhebinin akla, fikre aykr olduunu anlaynca onlar da terk eder.96 En sonunda da tasavvufa, sufilerin yoluna giren Gazl, hayatndaki metamorfozu, sufi hayat tarz iinde gerekletirmitir.97

    Gazl, bu buhranl dnemleri aslnda hayatnn sadece belli bir blmnde yaamamtr. Kendi ifadesine gre yirmi yandan beri var oluun ve ilmin derin, karanlk ve uurumlu vadilerinde dolamaktadr. O gnden beri hayat, hep fikri ve ilmi sanclarla gemitir.98 Gazl yaad, uzun ve yorucu bu ileli yolculuunun neticesinde, ne bulduunu, hangi geree ulatn u szleriyle aklamaktadr: Sufilerin, Allah`n yoluna girmi kimseler olduunu, onlarn hayat tarzlarnn en gzel hayat tarz olduunu, ahlaklarnn en gzel ahlak olduunu yakinen anladm.99 Gazl, his ve akln insan yanlttn, bunlarn yakine ulatramayacan anlaynca,

    91 Kaf Suresi, 22

    92 GAZL, El-Munkz, S. 4142

    93 GAZL, a.g. e. S. 42

    94 GAZL, a.g. e. S. 4446

    95 GAZL, a.g. e. S. 4748

    96 GAZL, a.g. e. S. 6169

    97 GAZL, a.g. e. S. 7072

    98 GAZL, a.g. e. S. 38

    99 GAZL, a.g. e. S. 74

  • 30

    gvenebilecei bilgi kayna olarak, dini tecrbeye dayal bilgi ve kalbi bilgiyi benimsemitir. Gazl ncelikle kendi edindii bilgiden, kendi varlndan phe etmeyerek hakikati bulmaya almaktadr.100 Bu ynyle o, kendisinden asrlar sonra yaayan Descartes`e ok benzemektedir. Descartes`te yntemini tesis ederken her eyden kukulanarak yola km, phe etmenin bir eit dnme olduunu anladnda dnyorum; yleyse varm karmyla yakine ulamtr.101

    Gazl`nin iine dt bu phe sreci, iki aamada deerlendirilebilir. lki teorik phe dnemidir. Bu dnemde onun, duyulara, zaruri bilgilere ve akla olan gveni yklm ve bilgi kayna olarak kullanlagelen btn bilgi odaklar zihninde kmtr. Adeta hibir mktesebat kendisini kurtaramamtr. Bu dnem, Gazl`nin yaad zihni ve epistemolojik sanclar ve pheleri barndrmaktadr. Daha sonra Gazl`nin bu fikri ve ilmi buhran pratik hayatna yansmtr. Yemez imez, ders okutamaz hale gelmi, srtn yaslayabilecei hibir salam dayana kalmamtr. Artk Gazl bu phelerin aresini hayatn iinde aramaya koyulmutur. Srasyla yaad dnemdeki popler ilimleri ve bu ilimlerin temsilcilerini incelemeye balamtr. Kelam, felsefeyi, batnilii ve tasavvufu mercek altna alm, hepsini phe eleinden geirerek en sonunda kurtuluun tasavvufta olduuna karar klmtr. te bu son aama da onun pratik phe dnemini oluturmaktadr.102

    Sonu olarak Gazl, yaad phe krizini metodik bir ekilde yaamtr. O, pheyi Yunanl septikler gibi meslek edinmemi, kronik bir vak`a haline dntrmemi, aksine onu zorunlu bilgiye gtren bir yntem ve ara olarak kullanmtr.103

    100 Vural, Mehmet, Gazzl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, S. 45

    101 Gkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, st. 1999, S. 233

    102 Ayman, Mehmet, Gazzl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 93110

    103 Vural, Mehmet, Gazl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, S. 171

  • 31

    b- Gazlde Bilgi Meselesi

    slam dncesinin en verimli dneminin ilk alt yzylda olup bittii ittifak edilen bir grtr. Gazlnin bu dnemde, beinci yzyln ikinci yarsnda yaam olduu hatrlanacak olursa onun, ad geen dnce faaliyetinin kemale erdii dnemde yaad anlalr. Konumuzla ilgili bulunan ilimler ve dnce abalar asndan bakldnda bu husus, kelm, tasavvuf ve felsefenin artk btn problemleriyle ortaya konduunu, bunlarla ilgili sistemlerin detaylarna kadar inildiini grrz.104

    te Gazl byle bir fikir atmosferinin zerine gelmitir. O, slam dncesi akmlarnn kesitii yerde bulunurken de salt bir dnr olmasnn yannda, bir din savunucusu (Hccetl-slam) roln de stlenmitir.105 Btn bu rollerinin yannda Gazl, slam dncesi ve imann btnln kurma grevini de stlenmi bir dnr ve bunlar kendi nefsinde uygulam bir kii olarak da karmza kar.

    Yine Gazlnin ileride grlecei zere metafizii insanlarn idrak seviyelerine gre yeniden dzenlemesi, metafizik alan iin akl st bilgi yollar aray, yani klasik kelm ekolnn bilgi teorisine balanp kalmamas, bilgi meselesine en nemli yeri vermi olmas ve en byk gayretinin bilgi iin salam temeller bulmay hedeflemi olmas daima dikkatleri zerinde toplayan taraf olmutur. Onun herhangi bir dnceye nyarg ile bakmad, her bilgi alann tanmak ve hakkn vermek dncesi ok aktr.106

    Gazl felsefesinin temelini, bilgi probleminin oluturduunu sylemek mbalaa olmaz. O, dnce sisteminde oluabilecek boluklarn bilgi meselesinden kaynaklanabileceini, salam ve gvenilir bilgi zerine kurulu bir dnce ve inan sisteminin her zaman ve her yerde savunulabileceini ok iyi bir ekilde tespit etmi grnyor. Ancak unu da hemen belirtelim ki, Gazlnin bilgi hakkndaki grn

    104 TAYLAN, Necip, Gazlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 19

    105 TAYLAN, Necip, a.g. e. S. 19

    106 GAZL, el-Munkz, S. 22

  • 32

    tespit etmek pek kolay bir i deildir. Bunun esas sebebi ise, dnrmzn ilgi alannn ok geni olmasdr. O kuvvetli bir felsefe eletiricisi olduu kadar, bir kelamc ve fakih, ayn zamanda tasavvufta maksadna ulaan bir slam mutasavvfdr.107

    Gazlnin bilgi probleminde yer alan nemli hususlar u ekilde sralamak mmkndr:

    1- Bilgi iin gvenilir ve salam bir yol bulmak, 2- Bilgiye konu olacak alanlarn kartrlmamas iin ona kesin bir snr tayin

    etmek,

    3- Bizzat akln kendisinden hareketle yine akla itimatszln tespit edilmesi, 4- Akln verdii hkmlerde ve duyu organlarnn ald duyumlarda hata

    imkn ve ihtimalinin daima mevcut olduu, 5- Allah bilmenin esas ve kaynann rasyonel bilgiye deil de ilhama

    balanm olmas. Zira Gazl, Allahn kalbine att nur olmasa, hakikate ulaamayacan aka ifade eder.108

    Gazlye gre, bilgi teorisinde bilen, bilinen ve bilgi diye daima bulunmas gereken temel unsur vardr. Ona gre burada bilen (lim) eyann hakikatlerinin kendisinde ortaya kt kalptir. Bilinen, bilinmek istenen (malm) eyann hakikatleridir. Bilgi (ilim) de eyann hakikatlerinin kalp aynasnda ortaya kmasndan ibarettir.109

    Bilme faaliyeti, bilen (sje) ve bilinen (obje) arasnda meydana gelen iletiim sonucunda ortaya kan bir durumdur. Her bilme bir objenin alglanmas neticesinde oluan bir bilgidir. Gazl`ye gre bilme ilevinde insan, objenin bizzat kendisini, hakikatini deil, duyu organyla onun benzerini, suretini veya bir bakma resmini alglamaktadr. Mesela gz, grd cismin suretini hayalinde izer. Nesne gzden kaybolduunda grme ilemi sona erer; ancak akl onun suretini, misalini hayalde

    107 LKEN, Hilmi Ziya, Gazl ve Felsefe, A...F. Dergisi, Ankara, 1957,Say: 34, S. 9

    108 GAZL, el-Munkz, S. 16

    109 GAZL, hyu Ulmid-Din, ev. Ahmed Serdarolu, st. 1985, c. III, S. 29

  • 33

    muhafaza ederek kalc hale getirmektedir. nsan yine bir eyi grrken, o eyi arazlarndan, renk, koku, miktar ve ekilden soyutlanm olarak deil de, bu arazlarla bir btn halinde grmektedir. Dolaysyla insann grme duyusu ve bu alg neticesinde ortaya kan bilme durumu, nesnelerin, objelerin salt hakikatini deil suretlerini bildiini ortaya koymaktadr.110

    Gazl dncesinde bilgi meselesi, en nemli meselelerden birisi olarak karmza kar. O, bilginin salam temellere oturtulmasnn gerekliliini kendisini sorgulamaya alt el-Munkz adl eserinde dile getirmi ve phe gtrmeyecek bilginin zorunlu olduunu ileri srmtr.

    lkin kendi kendime dedim ki: Benim maksadm ilerin hakikatlerini anlamak ve bilmektir. O hlde evvela bilgi nedir? Bunun hakikatini aratrmak icap eder. Nihayet anladm ki, yakin derecesine varan bilgilerde bilinen eyin asla ek gtrmeyecek derecede anlalm olmas gerekir. Bunda yanlm olmak, vehme kaplmak ihtimali sz konusu olmaz. Kalp byle bir ihtimale imkn veremez. Hatadan emin olmak iin bilgi o surette kuvvetli olmaldr ki, mesela birisi o bilginin batl olduunu iddia etse ve ta altna evirmek, denei ejderha yapmak suretiyle de davasnn doruluuna delil gsterse, bu keyfiyet o bilgi sahibini pheye drmez. Ben on saysnn saysndan byk olduunu bildiim halde birisi hayr says on saysndan byktr. Szme inanmanz iin de u denei ejderhaya evireceim dese ve dediini yapsa, ben de grsem bu yzden bilgimde bana bir phe arz olmaz; ancak o adamn bunu nasl yaptna aarm. Yoksa bildiim eyde phe etmem111

    Gazl bu szyle bilginin kesinlik arz etmesi gerektiini ve phe kabul etmeyeceini ileri srmektedir. nsan bilgilerinin idrak vastasyla meydana geldiini ve insann dnyaya gelirken herhangi bir bilgi ile gelmediini, lemlerden habersiz yaratldn ise yle aklamaya alr: nsan, asl yaratlta bilgisiz, Allahn

    110 AYMAN, Mehmet, Gazl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 56

    111 GAZL, el-Munkzu mined-Dell, ev. Hilmi Gngr, stanbul, 1989, S. 16

  • 34

    yaratt btn lemlerden habersiz olarak yaratlmtr nsann lemden haberdar olmas idrak vastasyla olur.112

    nce basit bilgiler sonra mrekkep, birleik bilgiler idrak edilmektedir. lemi bilmeyen, hudusu bilmeyen, lemin hadis oluunu da bilemez. Dolaysyla ilim marifetlerin birleiminden olumaktadr. Marifet ikiye ayrlr: aratrmakszn, duyularla elde edilen tekiller, dieri de aratrmayla ortaya kanlardr.113 Marifet basit bilgiyi ifade ederken, ilim bu basitlerin bir araya gelmesiyle oluan mrekkeb bilgi trn ifade etmektedir.

    Gazl`ye gre bilgi, marifet ve ilmin bir arada bulunmasyla teekkl etmektedir. Dier bir ifadeyle bilgi, tasavvur ve tasdikten olumaktadr. Bilginin oluabilmesi iin iki marifetin, iki tasavvurun olmas gerekir. Bu iki tasavvur arasnda iliki kurularak bir hkm verilir. te bu hkm de tasdik anlamna gelir. Tasdik ise iki kavram ya birbirine yaklatrmak ya da uzaklatrmaktr. Aa yeildir derken aa ile yeil kavramlar birbirine yaklatrlrken, ta canl deildir derken ise ta ve canl kelimeleri birbirinden uzaklatrlmaktadr.114 Gazl`ye gre sje bulunur, obje bulunur; ancak arada herhangi bir iliki kurulmazsa bilgi gereklemez. Mesela el ve kl bulunur, ancak el klc eline alp tutmazsa; tutma dediimiz fenomen olumaz.115

    b1. Genel Olarak Bilginin Kayna

    Bilgi teorisinin en esasl meselelerinden birisi, bilginin kayna ve deeri problemidir. Felsefenin mhim bir disiplini olan Bilgi Teorisi (Epistemoloji) her trl bilgi ve ilim iin temel tekil eder.

    112 GAZL, el-Munkz, S. 6465

    113 GAZL, Mihenkk`n Nazar(Dnmede Doru Yntem), ev. Ahmet Kayack, Ahsen Yay.

    st. 2002, S. 62 114

    AYMAN, Mehmet, Gazl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 58 115

    TAYLAN, Necip, Gazlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 50

  • 35

    nsan bilgisinin felsef bir izah, yorum ve tenkidi olan epistemoloji, ilimlerin ortaya koyduu felsef problemleri ele alan bir disiplin olarak prensiplerin, hipotezlerin tenkidini, bilginin mantk kaynan, deerini, geerliliini, eitli ilimlerin vard sonularn tenkidini ve nihayet ilm bilgilerin metotlarnn tenkidini yapar.116

    Genel olarak slam dncesi, bilginin kayna konusunda btncl bir gr benimser. Bilginin kayna konusunda slam dnrleri;

    1- Havass-i Selime (Salam Duyu Organlar ile Tecrbe) 2- Akl

    3- Sezgi

    4- lham

    5- Vahiy olmak zere be eit bilgi yolunu esas alrlar.

    Bunlardan duyu ve tecrbe madd varlk leminde geerlidir. Akl ve sezgi ruh-manev varlk leminde geerlidir. lham ve vahiy ise ilah kaynakl bilgilerin elde edilmesinde sz konusudur. Gazl, bilgi kayna olarak insanda ilk teekkl eden bilgi yolunun duyu organlar olduunu belirtir. 117 Duyu organlarndan sonra akl, sezgi, ilham ve sadece peygamberlere ait olan vahiy ile bilgi elde edilir.

    b-1.a Duyular

    Bilginin kaynaklar, o bilginin deerini, bu deer de kaynan gvenilirliini gstermektedir.118 Gazl`ye gre bilgi kaynaklarnn banda, doutan var olan duyu organlar gelmektedir.

    Gazl`ye gre insan hibir ey bilmeksizin ve Allah`n kendi dnda yaratt lemlerden habersiz olarak dnyaya gelmektedir. nsann bu lemleri renmesi,

    116 BOLAY, Sleyman Hayri, Felsefi Doktrinler Szl, Ankara, 1990, S. 79

    117 ERDEM, Hsameddin, Baz Felsefe Meseleleri, Konya, 1999, S. 112

    118 TAYLAN, Necip, Gazzl`nin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 52

  • 36

    onlardan haberdar olmas idrak denilen hasse ile mmkndr. draklerin her biri, insann onun vastasyla bir leme muttali olmas iin yaratlmtr. lemlerden kastedilen varlklarn cinsleridir. Gazl`ye gre insanda ilk yaratlan, oluan duyu dokunma duyusudur. nsan bununla eyada bulunan scaklk, soukluk, yumuaklk, sertlik gibi eylerle onlar tanmaya alr. Sonra insanda gz yaratlr ve insan bununla renkleri ve ekilleri idrak eder. Alg snr en geni olan duyu, gzdr. Daha sonra insann iitme duyusu geliir. nsan bununla sesleri ve nameleri iitir. Kulaktan sonra, en son yaratlan ve gelien, tatma duyusu olan dildir. nsan, alg lemini tamamlamasyla temyiz safhasna geer ki; bu da yaklak yedi yalarna tekabl etmektedir. Sonra insan daha baka bir devreye girer ve bu evrede insan, akledilebilir sahaya girerek akln kullanmaya balar. Akl sayesinde vacip, mmkn, muhal eyleri ve daha nceki devrelerde bulunmayan halleri idrak eder.119

    Gazl`ye gre duyu organlar akln memurlar gibidir. Akln ileyebilmesi iin akla hizmet etmektedirler. Btn bunlar mahedeye dayal olduu iin inkr mmkn deildir. Ayrca Gazl, Allah`n detinin bunlara uygun bir ekilde cereyan ettiini de hatrlatmaktadr.120

    b-1.b Akl

    Gazl`ye gre, akln verdii hkmler dorudur. Gazl akl, bilginin kayna, esas ve dou yeri olarak kabul eder. lmin kayna, dou yeri ve kk akl olduuna gre burada akln erefi de ortaya km olur.121

    Gazl`nin aklcl, felsefi anlamda salt aklclk deildir. nk ona gre vahiy, ilham ve duyular da akl gibi bilgi kaynadr. Akl, zat itibariyle snrl olduu iin tek bana hakikate ulaamamaktadr.

    119 GAZL, el-Munkz, S. 77-78

    120 AYMAN, Mehmet, Gazzl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 70

    121 GAZL, hya, c. I, S. 209

  • 37

    Akl, bilginin bir felsefe problemi olarak ortaya atld zamandan beri, hemen her trl bilgiyi izah iin yle veya byle bavurulan bir bilgi ve ifade kayna olarak grlmtr. Ancak Gazl, sadece akl muhakeme ile ilahi hakikatlere eriileceini imkansz sayar. Hlbuki insann en mhim ayrc vasfnn akl sahibi olmasndan kaynakland hususunda btn dnce tarihi boyunca ittifak edildii ortadadr. Yine, dnen ve konuan canl diye tarif edilmesinin de tamamen insann akll olmas esasna dayand da ok iyi bilinmektedir.122 Dnrmzn bu konudaki dnceleri Gazl`de akl blmnde genie yer alacaktr.

    b-1.c Sadk Haber

    Sadk haber sz konusu olunca akla hemen tevatr, mtevatir haber, vahiy, nbvvet, tarihi bilgi gibi kavramlar gelmektedir. Nitekim bunlarn bilinmesi bize ancak tevatr dediimiz kanalla gelmektedir. Haber-i sadk, vahyin bildirdii metafizik konularla ilgili, salkl ve doru bilgiler sunmaktadr.

    Tevatr, haber alma kaynaklar arasnda zgn bir yere sahiptir. Gazl`ye gre mtevatir bilginin kayna olan tevatrle biz, bizim iin gaibi olan hususlar salam bir ekilde idrak eder ve kabul ederiz. rnein Hz. Muhammed (s.a.v.)in davasndaki haklln, getirdii mucizelerle anlarz. Peygamberlik davasnn gerek olup olmadn anlamak iin mucize kanlmazdr. Bu bilgiler bize tevatren gelince biz de onlarn gerekliine ve doruluuna iman ederiz. O halde Hz. Muhammed(s.a.v.) de davasnda hakldr. Yine O, Kuran` getirmitir ve Kuran da onun en byk mucizesidir. Nitekim Hz. sa, Hz. Musa ve dier peygamberlerin tarihte yaam gerek birer Peygamber olduklarn tevatr vesilesiyle reniriz.123

    Mtevatir bilgi, Gazl`ye gre, mtevatiri idrak eden, mtevatirin ne olduunu bilen iin geerlidir. Tevatr hi bilmeyen ve bu konuda hibir malumat ve alt yaps olmayan iin mtevatir haber, bilgi kayna olarak bir anlam ifade

    122 TAYLAN, Necip, Gazl`nin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 72

    123 GAZL, el-ktisat, S. 16

  • 38

    etmez. Akl ve hissi gerekeler, aklsz ve hissiz kimseler mstesna, btn insanlar iin ortak gerekliktir. Nitekim grme duyusuyla elde edilen bir asl, anadan kr bir kimseye kar delil olarak kullanmak imknszdr.124

    b-1.d lham

    Gazl`nin bilgi edinme kaynaklar arasnda ilhamn nemli bir yeri vardr. ncelikle ilham, onun bilgi teorisi iinde nemli ve ncelikli bir yere sahiptir. lham, Gazl iin dier bilgi kanallarndan daha nceliklidir. Gazl`de mistik bilgi, akli ve duyusal bilgilerin nne gemitir.

    Bu bilgilerin oluabilmesi iin nefsin duru, kuvvetli ve hadiselere nfuz edecek kapasitede olmas gerekir. Nefs eer bu vasflara haiz olursa, bunlar phe duymakszn kabul edecektir. Gazl`ye gre sezgisi gelimemi kimseler bu trl eylere inanmak istemezler. Ne zaman ki bu kimselerin de, sezgisel gleri kuvvet kazanr, ite o zaman onlarda bu bilgileri anlar hale gelirler. Bu durumu ayn nn, aynaya az ya da ok yansmasna benzetir. Ayn farkl oranlarda yansmas da gnee olan uzaklna baldr. Bu bilgilerin kalbe gelmesi de, Allah`n marifetine ve onunla kurulan ilikinin yaknlna ve uzaklna gre deiiklik arz etmektedir.125 Gazl`ye gre ilhama dayanan bilgiler, tecrbe ile kazanlan bilgiler gibi kesindir. Bu tr bilgiler safi bir zihinde, aracsz olarak doduklar ve bir l aleti ile de llemedii iin inkr edene ancak tatmayan bilmez denilerek karlk verilmelidir.

    Bir baka yerde bu ilmin tahsil ynne iaret eden Gazl, insann, ilmi iki yolla elde edebileceini belirtmektedir: birincisi, insani yani kiinin kendi abasyla renmesi, ikincisi ise, Allah`n o kimseye retmesi suretiyle. Birinci yol, allm

    ve bilinen mehur yoldur. Her akll kii iin bu yol aktr. kinci yol olan rabbani renmeye gelince, bunun da iki yolu vardr: ya vahiy yoluyla ya da ilham yoluyla.

    124 GAZL, el-ktisat, S. 1718

    125 GAZL, Miyaru`l lim, S. 182

  • 39

    Vahiyle olan ilim, nebevi ilim; ilhamdan ortaya kan ilim ise lednni ilim olarak isimlendirilir. Tabii olarak lednni bilginin vehbi olarak elde edilmesi, hibir aba ve gayret gstermeme anlamna gelmez. Lednni ilmin kendine gre nclleri ve hazrlayclar vardr. Bunlar da Gazl`ye gre, bilisel ve sezgisel gler olup, yerinde kullanlmalar durumunda bu unsurlar, insanda manevi glerin olumasna zemin hazrlamaktadr.126

    Gazl`ye gre keifle elde edilen bilgi akla gre daha nceliklidir. Akl ile elde edilen bilgiyle sezgisel bilgi elimezler ve bunlar birbirlerine destek olurlar. Kalbi keif yoluyla insan, akln ulaamayaca bilgiler elde eder.127 Bu yzden kalpte oluan bilgi, akli bilgiye daha yakndr. Bu durum bir kimsenin, bir insan uzaktan grmesiyle yakndan grmesi, onun gizli vasflarn bilmesiyle bilmemesine benzemektedir. Eer kalbi mahede, bir insanda hsl olursa, iman esaslarn kalbinde hissedecektir.128

    Gazl`ye gre ister eyann ister Allah`n bilgisi olsun, ancak kalp ile elde edilebilir. Kalbin bu bilgisini deneysel yollarla tecrbe etmeye gerek yoktur. O, kendi bana kesin bilgiyi ihtiva etmektedir. Kalp, akldan ycedir ve gerek bilginin kaynadr.129

    c- Metafizik Bilgi ve mkn

    Felsefenin, varlklarn mahiyeti ve z ile ilgili sorunlar ele alp

    temellendirmeye ve bilgi vermeye alan dalna metafizik veya ontoloji (Varlk Bilim) denir.130

    126 MACT, Fahri, slam Felsefesi, Kelam ve Tasavvufuna Giri, nsan Yay. st. 2000, S. 108

    127 BAEC, Muhiddin, Gazl`nin Kelam lmine Verdii nem ve Kelam Metodu, Erciyes niv.

    Gevher Nesibe Tp Tarihi Enst. Yay. Yayn No: 7, Kayseri, 1988, S. 74 128

    MUHDDN, Baeci, a.g.m, s. 63 129

    BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, S. 256 130

    BOLAY, S.Hayri, Felsef Doktrinler Szl, Ankara, 1990, S. 173194

  • 40

    Fizik tesi anlamna gelen metafizik tabirini ilk kullanan Aristotelesin talebesi Rodoslu Andronikostur. Zamanla metafizik, varln ve kinatn zn aratran bir felsefe disiplini hline gelmi ve bu disiplin Tanr, ruh, lem (madde) gibi temel mesele zerinde durmutur.131

    Felsefenin en nemli blmlerinden birisi metafiziktir. Metafizik, genel olarak metafizik bilginin prensiplerini ihtiva eder. Bu prensiplerde de Allahn balca sfatlar, ruhumuzun lmezlii ve bizde mevcut btn ak ve basit mefhumlarn izah bulunur.

    Yaratlm varlklarn en mkemmeli ve en ereflisi olan insan, Allah

    tanmak iin yaratlmtr. Bu temel vasfn kaybeden insan, birok ynden benzedii ve ortak yan bulunan hayvan seviyesine der.132

    Gazlye gre varlklarn imkn ile ilgili temel kavram vardr: Bu kavramlar mmkn, vacip ve mmteni kavramlardr. Mmkn; var olup olmamasnda bir zaruret olmayan, Vacip; varl zaruri olan, Mmteni ise; yokluu zaruri olan demektir. Bu yaklamyla Gazlnin Allah hakknda bir bilginin imknn kabul ettiini, hatta insann asl zellik ve gayesinin bu bilgiye ulamakla ortaya kacan benimsedii grlr.

    Gerek Bat dncesi ve gerekse slam dncesinde baz dnrler, Allah hakkndaki bilginin ve inanmann ftr olduunu kabul ederler. Fesada uramam ve zne yabanclamam insan tabiatnn bu bilgiye doutan hazr ve yatkn bulunduunu Ontolojik Delil ad altnda ele almlardr.133

    Genel olarak metafizik, Allahn zat, sfatlar, hkmleri ve kazas, varlklarn zuhuru ve dzenlenmesi, ferd cevherler, yksek varlklar, kmil ruhlar, melek ve

    131 ERDEM, Hsameddin, Baz Felsefe Meseleleri, Konya, 1999, S. 35

    132 GAZL, hy, ev. Ahmet Serdarolu, st. 1985, c. III, S.9

    133 TAYLAN, Necip, Gazlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 154

  • 41

    eytanlarn hlleri zerinde durur ve peygamberlik bilgisi, mucize, keramet, uyku, uyanklk ve ryalarn makamlaryla megul olur.134

    u bir gerek ki Allah, varlklarn en zahirdir. Her insan, yaratlta Allahn var olduu bilgisine sahiptir ve Allah varlklarn en ycesidir. Onun dndaki varlklar, Onun kudreti, iradesi ve yaratmasyla varlk kazanmlardr. Bu nedenle, mevcudatn en ak idrak edileni Gazlye gre Allahtr. Bunun iin de en kolay, ilk bilinmesi ve anlalmas gereken de Allah olmaldr.135

    Bu ifadelerden de anlalabilecei gibi metafizik bir bilgi mmkndr ve insanda doutan bu tr bir bilginin elde edilmesine yatknlk vardr. Ancak bu bilgi, yaratl amac dna kan kiilerde ortaya kmayabilir.

    Allah bilmenin birok yolu vardr. Akl deliller, kozmolojik deliller, teleolojik deliller ve din tecrbe delilleri gibi. Bunlardan din tecrbe delili dorudan mistik ve tasavvuf bir bilgi temeline dayanr. Bu nedenledir ki, Gazl asndan geree, hakikate ulama noktasnda tasavvuf bilginin ok byk bir nemi vardr.

    d- limlerin Tasnifi

    Gazlnin yapt ilim tasniflerini tek at altnda toplamak mmkn deildir. Bu durum, Gazlnin btncl ilm alt yapsndan, ansiklopedik bir yazar olmasndan, neredeyse her ilmi disiplin hakknda sz syleyebilecek seviyede bulunmasndan kaynaklanmaktadr. Muhtelif eserlerinde ilimleri belirli ksmlara ayran Gazl, bu tasnifleri bazen ilmin gayesine, bazen konusuna, bazen de fayda ve zararna gre yapmaktadr. Biz onun yapm olduu bu farkl ayrmlardan sadece konumuzla ilgili olanlarn ksaca vermeye alacaz.

    En nemli eseri olan hya`da Gazl ilimleri u ekilde tasnif etmektedir:

    134 GAZL, Risletl-Ledniyye, ev. A. ener- S. Topalolu, Beyrut, 1986, S. 21

    135 GAZL, hy, c. IV, S. 576

  • 42

    limler ikiye ayrlr:

    1-er`i (ilahi) limler: er`i ilimler, usul fru, mukaddimat ve mtemmimat olmak zere drt

    ksmdr. Usul; kitap, snnet, icma ve sahabenin yoludur. Fru ise, dnya ilerini dzenleyen fkh ve ahiret ilerini dzenleyen ahlak ilminden olumaktadr. Mukaddimat, lgat ve nahiv ilimleridir. Mtemmimat ise, kraat, meharic-i huruf, tefsir, nasih-mensuh, has, nass, zahir gibi ilimlerdir ki, bunlar barndran ilme de usul- fkh ad verilmektedir.136

    2- er`i olmayan (beeri) ilimler: Vastalarla, aralarla elde edilen ilimlerdir. Bunlar da mahmud, mezmum ve mbah olmak zere ksmdr. Mahmud (vgye deer) ilimler tp, hendese, hesap ilmi gibi ilimlerden oluur. Mezmum (yerilen) ilimler, sihir, tlsm, gz bacl, illzyon gibi ilimlerdir. Geleneksel tutumun aksine mezmum ilimler arasnda Gazlnin felsefe ve mant saymamas dikkate deer bir husustur. Mbah ilimler ise tarih ve iir gibi ilimleri iine almaktadr. Gazl, mbah ilimlerin tahsilinde ar gidilmemesi gerektiini tavsiye etmektedir.137

    hya`da bir baka yerde ise Gazl ilimleri yle tasnif etmektedir. limler ikiye ayrlr: akli ve er`i ilimler. Akli ilimler ikiye ayrlr: zaruri (apriori, ftri, bedihi) ve iktisabi ilimler. ktisabi ilimler iki ksmdr: dnyevi (tp, matematik, geometri, astronomi vb.) ve uhrevi ilimler (tasavvuf, kelam vb.)138

    Bu ilimlerin birlikteliini, bunlarn birbirinden ayrlmamas gerektiini Gazl u cmleleriyle vurgulamaktadr: Akl nazara almadan yalnz taklit ile yetinmek cehalettir. Kuran ve snnetin nurunu atarak yalnz akl ile yetinmek aldanmaktr. kisini bir arada bulundurmak gerekir. Akli ilimler besin, er`i ilimler ise ila gibidir. Hasta olan insann iyilemeden ald besin kendisine zarar verir.139

    136 GAZL, hya, c. I,3435

    137 GAZL, hya, c. I, S. 34

    138 GAZL, hya, c. III, S. 20

    139 GAZL, hya, c. III, S. 21

  • 43

    B. GAZLDE AKIL

    1. Akln Tanm

    Gazl akl kelimesinin bir tek tarifinin yaplmasn uygun bulmayarak drt ayr anlam vermitir;

    Birinci anlam: Akl, insan hayvanlardan ayrt eden bir vasftr. nsan bu vasf sayesinde dnce mahsul olan ilimleri, tefekkr mahsul olan gizli sanatlarn tedvirini elde etmeye hazr bir vaziyette gelir() nsan, dnce mahsul olarak elde edilmesi mmkn olan ilimleri elde etmeye hazrlar. Akl ftratnn ilimlere olan nispeti, tpk gzn grmeye olan nispeti gibidir. Kuran ve din ilimlerini kefeden bu akl ftratnn Kurana nispeti, tpk gne nn gze nispeti gibidir. te bu ftrat anlamak gereklidir.140

    Akln ikinci anlam: Muhallerin muhal, mmknn de mmkn olduunu bilmek zaruri ilimlerdendir. Mesela iki saysnn bir saysndan fazla olduunu, bir ahsn ayn zamanda iki ayr yerde bulunmasnn mmkn olmadn bilmek gibi141

    Akln nc anlam: Hal ve durumlarn cereyan ile elde edilen denemelerden alnan ilimlerdir; nk denemelerden gemi ve eitli tecrbelerden tr olgunlam bir kimseye rf ve dette, akll denir. te bu da ilimlerin baka bir eididir ve bu eye akl ismi verilir.

    Akln drdnc anlam: Akl kuvveti yle bir dereceye gelir ki, akll, emirlerin sonucunu bilip, geici lezzetlere srkleyici ehveti yok edip ortadan kaldrr.142

    140 GAZL, hya c. I, S. 277279

    141 GAZL, ihya, c. I, S. 277

    142 GAZL, ihya, c. I, S. 277

  • 44

    Gazl birinci anlamn asl olduunu, dierlerinin bu anlamn sonucunda bu ismi alabileceini ifade etmitir. kincisi onun en yakn daldr. ncs birinci ve ikincinin daldr. Drdncs ise akln meyvesi olup akldan beklenen neticedir.143

    Bu akllarn sadece ikincisinde, insanlar eit durumdadrlar; herkeste bu apriori bilgiler yaratltan mevcuttur. Dier manada insanlar arasnda farkllklar arz edeceinde phe yoktur. Yaradltan gelen ftri akl da, insanlarda farkl oranlarda bulunmaktadr. Eer farkllk olmasayd insanlar, akl seviyelerine gre ahmak, zeki ve kmil diye snflara ayrlmazlard. nsanlarn bir ksm bir eyleri sratli bir ekilde renirken, dier bir ksm uzun emeklerden sonra ancak bir eyler renebilmektedir.144

    Akln bu drt anlam iinde ilk ikisi vehbi, son ikisi ise kesbidir. Mizan`l Amel`de bu durum gz nne alnarak akl sadece iki tryle ele alnmtr:

    1. Tabii akl 2. Mktesep akl145

    Gazl, el-Mustasfa`snda akln be ayr anlamndan sz etmektedir: 1- Zaruri bilgileri ifade etmek iin akl tabiri kullanlr. 2- Akl, bazen nazari bilgileri kavramaya yarayan ara manasna gelir. 3- Tecrb bilgiler iin bazen akl kavram kullanlr. 4- Davranlardaki dzgnlk ve vakar anlamnda kullanlr. 5- lim ve ameli birletiren kii iin akll denir ki; bu birletirme vazifesini

    gren de akldr.146

    Bazen Gazl, akl manasnda ruh, kalp ve nefs tabirlerini kullanmaktadr.147 Bunun sebepleri arasnda Gazl`nin, akln bedende bulunduu merkezi, ya beyin ya

    143 GAZL, ihya, c. I, S. 281

    144 GAZL, ihya, c. I, 122123

    145 GAZL, Mizan`l Amel, S. 45

    146 GAZL, el-Mustasfa, I/23

    147 UBUKU, Gazzl ve phecilik, S. 105; CHAN, A. Kamil, bn Sina ve Gazl`de Bilgi

    Problemi, nsan Yay. st. 1998, S. 96

  • 45

    kalp ya da nefs olarak grmesi gsterilebilir.148 Aralarndaki farklar belirtmekle beraber Gazl, bunlar, eyann hakikatlerini anlamaya yardmc olan varlklar olarak tanmlamaktadr.149

    Gazl akl bir havuza benzetmektedir. Bu havuzun beslendii iki kaynak vardr. Birincisi, dardan gelen kayna oluturan, duyular araclyla gelen bilgilerdir. kincisi ve Gazl`nin zerinde nemle durduu, ierden bizzat akln kendisinden oluan kaynaktr ki, bu da melekle kurulan iletiimin neticesinde oluan kutsal bilgi trdr. Melek kendini gsterirse vahiy, gstermezse ilham olumaktadr. Onun kullanm olduu bu havuz istiaresini ngiliz filozof Francis Bacon da kullanmtr.150

    Gazl`ye gre akln iki ilevi vardr. lki, karm yoluyla bilinenlerden, bilinmeyenlerin bilgisine ulamak, dier ilevi bir ksm nesnelerin bilgisine dorudan sahip olmaktr. lkine tefekkr, istinbat, ictihat adlar verilirken, ikincisine ilham ad verilmektedir. Baz aratrmaclar, buradan hareketle onun akldan baka kalp gz adyla bir bilme yetisi kabul ettii sonucuna varmlardr. Pascal ile Gazl`yi mukayese edenler, Pascal`n da Gazl`ye benzer ifadeler kullandn kaydetmektedirler. Aristo ve Gazl`nin metafiziklerini karlatran S. Hayri Bolay eserinde, Gazl bilgi sistemi iinde mantn yannda bir kalp gz mant ya da bir baka ifadeyle his mantnn mmkn olabileceini savunmutur.151 Ancak Gazl`nin, akl dnda byle bir bilgi kanaln kabul etmesi dnlemez. Akln saydmz karm ve ilham ilevi muhtemelen onlar byle bir yoruma sevk etmitir.

    2. Akln Snrlar

    Akln snrlarnn tayini meselesi nemli bir konudur. Gazl`nin felsefeyi tenkidinde baat rol oynayan faktr, filozoflarn her eyi akllaryla zmek

    148 GAZL, Mihakkn Nazar, S. 73

    149 VURAL, Mehmet, Gazzl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, S. 44

    150 CHAN, A. Kamil, bn Sina ve Gazl`de Bilgi Problemi, S. 147148

    151 BOLAY, S. Hayri, Aristo Metafizii ile Gazl Metafiziinin Karlatrlmas, S. 393

  • 46

    istemeleri ve akla herhangi bir snr izme gerei duymamalardr. Tehaft`te Gazl`nin, filozoflara ynelttii kat eletirileri bu balamda deerlendirmek mmkndr. zellikle metafizik ve lm tesiyle ilgili konularda insan bilgisi ve akl iin bir snr izilmesi gerekmektedir.152 Gazl`ye gre Allah` bilmenin dereceleri vardr ve her makamn kendi iinde snrlar bulunmaktadr. Nasl ki bir padiahn huzuruna hususi mahiyette yalnz veziri girer ve padiah da baz hususi meseleleri yalnz ona aar, haber verir; ayn ekilde avam da ilahi huzurda, padiahn divannda hususi bir yeri ve nemi olan vezir gibi deildir. Avamn bulunabilecei yer, meydann giriindeki eiktir. Onlar bu snr geemezler, geerlerse cezalandrlrlar. Arifler ise eii geerek meydana girme, orada bulunan eitli snr ve mevkileri gezip dolama hakkna sahiptirler. Hatta bunlarn tesinde yle bir makam daha vardr ki, bu makama ne ariflerin ayaklar ne de bakanlarn gzleri ulaabilir. Baksalar da gzleri hayret ve dehetten hemen kamar ve gz hibir ey gremeden geriye dner.153

    Akl, lm sonras hayat, ahiretin gerekliini, ruh beden mnasebetlerini, metafizik sahaya giren meseleleri din araclyla bilebilir. Gazl, akln ilahi ve gaibi hakikatler karsnda yaad aczi, Tehaft`nde ortaya koymaktadr. Nbvvet konusu da bu ekildedir. Akl nbvvetin gerekliliini bize bildirebilir ama nbvvetin verdiini veremez.154 ocuk mmeyyizin, mmeyyiz aklin halini nasl bilemezse, akl olan da nebinin durumunu ve o alana ait bilgileri bilemez.155 Akl, metafizik meseleler hakknda kesin bilgilere ulamaktan yoksundur. Akln byle bir giriimde bulunmas ise imknszdr.156

    Gazl, insann ksmi de olsa baz bilgilere sahip olmasnn mmkn olduunu ancak keyfiyeti hakknda tmel, evrensel ve de genel geer bilgiye sahip olamayaca konularn banda, mteabihat saymaktadr. Gazl, lcam adl eserinde, mteabih konusunda ilmin tam anlamyla yeterli olmadn ve bilginin snrlarn

    152 AYDIN, S. Mehmet, slamn Evrensellii, S. 85

    153 GAZL, lcam`l Avam an lmi Kelam, S.62

    154 TAYLAN, Necip, Gazzl`nin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 156

    155 AYDINLI, Yaar, Gazl: Muhafazakar ve Aydn, Arasta Yay. Bursa, 2002, S. 81

    156 AYDINLI, Yaar, Gazl: Muhafazakar ve Aydn, S. 114

  • 47

    aan bir mevzu olduunu beyan etmektedir. zellikle avamdan olanlar bu meseleyi renme ya da kavrama yolunu benimsememelidir. Bu tr insanlarn, aklna taklan konular olursa ilim ehline sormal, cevap verilirse onunla yetinmelidirler. Ancak sorulan kii de bu konuda baz problemleri zemeyebilir. O da meseleyi Allah`a havale etmelidir. Gazl`ye gre istiva gibi mteabih ayetlerin varlnda amalanan bir mana vardr. Bu mana da ancak ilimde belli bir yere gelmi insanlar tarafndan kavranabilir. O insanlarn avama nispeti, olgunlarn ocuklara nispeti gibidir. Dolaysyla ocuklara den vazife, anlamadklarn olgunlara sormalar olduu gibi, avamn bu konuda yapmas gereken ey de meseleyi limlere sormaktr. Olgunlarn vazifesi ise, onlarn bu ilere dalmalarnn gereksiz olduunu sylemektir. Kur`an bu hususu u ayetleriyle hatrlatmaktadr: bilmiyorsanz ilim ehline sorunuz.157 Eer onlarn anlayabilecei eyler varsa anlatn, yoksa kendilerine size ancak az bir bilgi verildi.158 ayetlerini okuyunuz.159

    Yine lcam`nda Gazl, mteabih konusunda, insana den grevler arasnda iman ve tasdik, acz-i itiraf, skut ve teslimiyeti saymaktadr.160 Acz-i itiraf bahsinde Gazl, Hz. Ebubekir`in Allah` tam anlamyla idrak etmenin mmkn olmadn idrak etmek, asl idraktir szleriyle insann bu konularda acizliini kabul etmesinin nemine iaret etmektedir.

    El-iktisat adl eserinde ise Gazl, Allah`n zat ve sfatlar hakknda her eyin bilinemeyecei ve insann kendisine dur demesi gerektiini yle bir misalle dile getirmektedir: Bir insan dnelim ki bu insan bir padiah tarafndan izzet ve ikrama mazhar olsun. Bu insan da nimetlere teekkrn, hkmdarn oturduu yeri, ailesiyle yatp kalkt odasn ve dier btn gizli srlarn aratrmak suretiyle etmi olsun. Bu durumda o kii verilen nimetlere nankrlk etmi ve hkmdar tarafndan dlanmay hak etmi olur. nk zerine vazife olmayan ilere girierek bu cezay hak etmitir. Hlbuki onun kendisini alakadar eden meselelerle ilgilenmesi gerekirdi. te bunun gibi, Allah` bilmek isteyen bir kimsenin de onun btn sfatlarn,

    157 Nahl Suresi, 43

    158 sra Suresi, 85

    159 GAZL, lcam, S. 45-46

    160 GAZL, lcam, S. 42-63

  • 48

    hikmetlerini, fiillerini ve fiillerdeki srlar en ince noktasna varncaya kadar bilmesi gerekli deildir. Aksi takdirde Allah`n hesab ve cezas ile kar karya gelmesi muhtemeldir.161 Btn bunlar gsteriyor ki akl bir snr dhilinde hareket etmektedir. Bu snr at takdirde tehlikeli ve menfi sonular onu beklemektedir. Buradan akln kullanlmamas ya da onun tembelce braklarak dnmeden braklmas anlam karlamaz. Akl her zaman son haddine kadar kullanlmal ancak Allah`n kendisine dur dedii yerde durmasn da bilmelidir.

    C. GAZLDE DN

    1. Gazlnin Tanr Anlay

    Gazlinin, Allahn nasl bir varlktr? sorusuna verdii cevap, konumuz itibariyle olduka nem arz etmektedir. Bir znenin bilgisinin doru ya da yanl olabilmesi iin, ncelikle onun ne olduunun bilinmesi, anlalmas gerekir. Zira anlalmayan bir ey ne reddedilebilir, ne de kabul edilebilir.162

    Gazli, etkin bir varlk olan Tanry, kendisinde bileim bulunmayan (basit) yaln, saf bir zat olarak tasavvur ettiinden, Tanry, kavramsal zmleme yntemiyle yani, erh etme veya resmetme yoluyla ifade edebileceimizi syler:

    Mesela, vcut kelimesi hepimizin bildii bir anlama sahiptir. Ak bir anlama sahip olduun