Felsefe Ünite 10

download Felsefe Ünite 10

of 24

Transcript of Felsefe Ünite 10

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    1/24

    Oil Felsefesi

    JJil/else/:si dilin y(ljnSl. terirn lie IIimcclerirt (Irtlamlnri, dili: [hiIlJ'd ne iusan {hi-,qillc-esi ile lh,,-l'l~'-l. di! lsnll a nimi lie ilctisin ureri.ne ji:.'lseJi sr.rularin ItlFh,'lldlJl hiralan dir. Antil: do nemden itiharert dil urerine h(I'::ljdseJi 1'('IIIlklF ItlFIi,'llim,' OISdd a, hu. tartisrnaiar ozellilde epistemoloji tie (lrll(llrji rtlctnlrtrnt da jdse/emll lslasil:jJFohlemlertll eJ 'iill eiil: geh,,-liril en d li,qi ncderi d estelsle meA' i(ill blf{(lilllim,' ne ge II( Ihir dii lsuram r geh,,-lirilmeml,,-IiF. Fdse/ernrl hu alannn.n geh"imi :dO_ylizyt!u/ hl1-,'lIldtl t;zdlil'le Frege ne Russett'in ~-(lh,,-nulltlrlJ'1t1 haslar.AJJJllflllJ"IJJJIZBu Iim/eCi 'i II I ma mla dtlsla n sonra.< iD Di! jdse/:sirllil ~-(lh,,-m(l (11(1 rtlari ola tt serttalis, sema ntil: net-:nia iiI, arasin-

    d111'iavrimlari hdir/e),ehilec-d'.< iD [hI jelsejesilnll ternel lsanramlarrrn (1~-d"(IJ'(/hilcyel',< iD Di! je Isejesi In n Uasil:proht ernl erin de tt iiF/WUeF nerebi! ecelssinir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    2/24

    218 Fel sefeOrnek OlayAy,re ile Ediz Tanrt'rnn varhgz iizerine tarusiyorlardi. Tarm'nrn varlzgmz sauunanEdiz, aksini iddia eden Ay,re)!i ikna etmeyi beceremedigini Jark ettiginde ,royle dedi:Ediz: "Tanrt yoktur" diyorsun, ama bunu soyledigin anda kendinle reli,rmi,roluyorsun. Eger Tanrt olmasaydt, "Tanri" adirun da bir anlamt olamazdi, Dolayt-styla "Tanri" adirn anlamli bir ,rekilde kullandzgzm du,rundugune gore, Tanrt'ninda varlzgzm kabul etmen gerekir. Yani "Tanrt yoktur" lafi bence bir sacmahk. Ge-cehten Tanrt 'nrn varlzgma inanrmyorsan bu adz da leullanamazsrn,

    Ay,re: Peki 0balde gorii,rumu nastl dile getirecegim?Ediz: Getiremezsin, zaten soylemeye rah,rtzgzm da bu.Ay,re: 0balde Tanri'nm varlzgz iizerine tarttsmamuz da imkdnsta: oyle milEdiz: Aynen oyle.Ay,re: Edizcigim yuzyzllardzr insanlar bu konuyu tamsmislar, bala da tarns-

    maya deuam ediyorlar; yani sana gore imkanszZ1 mi basarmsslar?Ediz: Tarnstilelarirn sanrmslar sadece. Tanrt'ya inanmayanlarm O'nun adtnt

    kullanmaya balelari olamaa, Eger Tanrt yok ise, "Tanrt yoktur" sam ne baklemda?Tanrt baklemda olamayacagtna gore, birbir ,rey bahleinda olamaz: Yani bu lafla-rt ederken ashnda birbir ,reysoylemi,r olmuyorsun.

    Ay,re: Haytr, ben de senin hadar "Tanri" sozcugunun ne anlama geldigini bili-yorum. Nasil senin kullanma balelein uar ise benim de oar. Ben de bu toplumda bu-yudum, Turkrem seninki Ieadar iyi. "Tanrt yohtur" derken, bir Tanri leaurami dayoktur demiyorum ki. Aym kauramdan babsediyoruz:

    Ediz: 0balde "Tanrt yoktur" lafm Tanrt baklemda degil de Tanri kaurami bak-hinda, oyle mil

    Ay,re: Tabii.Ediz: Eee biraz: once demedin mi "Tanrt olmasa bile leaoram: uardtr" diye?Ay,re: Euet soyledim, ne olmus?Ediz: 0balde yine kendinle reli,rtin. "Tan" yoletur" lafin Tanrt balelemda degil

    de Tanri leaorami baleknnda ise, sonucta "Tan" leaurams yoktur" demis oluyorsun.Tanrt kauram: oar mz yok mu, bir learar uer.Ay,re: Kaurams uar; ama kendisi yok.Ediz: Bak tekrar soruyorum, "Tann yolaur" derken, ne bahlemda bir ,reysoylu-

    yorsun?Ay,re: Tanrt kaurami baklnnda, dedim ya.Ediz: Peki onun bakknnda ne diyorsun?Ay,re: Onun olmadzgmz.Ediz: Kauramm mi?Ay,re: Hayir, O'nun olmadigin soyluyorum.Ediz: Neyin? "0"dedi gin ne, Tanrt degil mil Yoksa 0 da kaurami mi?Ay,re: Aaa tamam, insani bunaltma, durduk yere leafami kanstmyorsun,

    Anahtar Kavramlar Sentales Semantik Pragmatik Anlam Kavram

    Gonderme GOnderge Idem Kaplam Baglam

    Ozne Yidelem Dogruluk Deger!

    iflndekller GIRI$ SENTAKS, SEMANTlK VE PRAGMATIK AYRIMI DIL FELSEFESIN1N TEMELKA VRAMLARI DIL FELSEFESIN1NKLASIK PROBLEMLERINDEN ORNEKLER

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    3/24

    U nite 10 - D i I Fe lsefes i 219

    GiRi$Oilin yapIsI, terim ve turncelerin anlamlan, dilin dunya ve insan dusuncesi ile ilis-kisi, dil kullarnrm ve iletisim uzerine felsefi sorulann tarnsildigr bir alan olan dil fel-sefesinin, diger bircok felsefi alana gore kisa bir tarihi vardir. Antik donernde veOrta

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    4/24

    2 2 0 F e l s e f e

    K u l l a n d I g l m IZ d i lin s en ta k t i ky a p l S I s ay e s i n d e ,h a y a t r r m z d a d ah a o n c e h i~k a r ~ 1Ia ~ m a d I g l m IZ y ep y en ib ir t u m c ey i d u yd u gu m u zd aa n I a y ab i I iy o ru z .

    D i Ie d on u ~ d on er n i , 2 0 .y uz yl lm b a ~ 1a rm d a fe l s e fs or u n la nn e le a lm r n a s m dad i Is e l ~ tiz um I em e yi o n p i a n a~ Ik a r a n g o r u ~ u ns av un u l d ug u d o n e m e i ~ a re te d e r .

    yapar. Oznenin ve yiiklemin tumce icinde sentaktik islevleri arasmda onemli birfark bulunur: Mannksal oznenin yalmzca tek bir nesneye gonderme yapma islevivarken yiiklem birbirinden farkh oznelere yuklenebilir. Bu sayede cok az sayidabasit terime sahip bir dilde; cok sayida, hatta bazr durumlarda sonsuz sayida tum-ce uretmek rnumkun hale gelir. Ornegin "Sokrates konuskandir" nimcesinde, man-tiksal ozne konumundaki "Sokrates" adi, tek bir nesneye gonderme yapar; ancak konuskandir'' yiikleminin boslugunu farkh oznelerle doldurarak yepyeniturnceler uretebiliriz. Frege ve Russell ve daha sonralan Chomsky, dogal dillerintumce yapilanndaki bu ozelligi cahsmalanrun en temel unsuru haline getirirler.

    Ozne konumunda yer alan terimler ozel adlarla sirurh degildir, adr olmayannesnelerden bahsetmemizi saglayan tekil terimler de bulunur. Bunlar arasmda enbasit olanlan, kisi ve nesne zamirleridir: "0", "bu", "sen", "ben" gibi tekil terimlersayes inde , isimleri olmayan ya da isimlerini bilmedigimiz nesneler hakkmda tum-celer kurabiliyoruz. Bunun yam stra bir nesneye betimleme yoluyla da gondermeyapilabilir. "Aristoteles'in annes i", "Turkiye'nin ilk kadm bakaru", "aym gorunme-yen yuzu", "en kii:~k asal sayi" gibi betimlemeleri bir tumcede ozne konumundakullanabiliyoruz. Bu tur karmasik (yani parcalardan olusan) tekil terimlerin i~ ya-pIsml ~ozumlemek de sentaksm alanma girer.

    Semantik"Anlarn nedir?", "Sozciikler nasil anlam kazamr?", "Sozcuklerin bir araya gelerekolusturduklan tamlama, tumce ve yiiklem gibi karmasik terimler nasil anlam olus-turur?", "Bir terimin anlami ile dunya arasmdaki iliski nedir?" gibi sorularm tarnsil-dlgl semantik, dil felsefesinin en temel alarudir. 20. yuzyilda ozellikle Gottlob Fre-ge'nin yolunu a~tlgl ve felsefe tarihine dile d6nu~ olarak ge~en donemden once,kapsamh bir anlam kuramma rastlayamayiz. Ancak anlam tizerine bircok felsefigorii:~un temellerinin Antik Yunan felsefesinde atildigiru gonryoruz. Formlann zi-hinden bagimsiz varhklar oldugunu iddia eden Platon, Frege'nin nesnel anlam ku-rammm zeminini olusturur. Aristoteles'in Platon'a karst cikarak olusturdugu Tu-meller Kurarm ve bunun bir uzantisr olan ve ozellikle Ortacag felsefesinde agirh-gml hissettiren Adcihk (norninalizrn) ogretisi de anlam uzerine bazi dusunceleriicinde barmdmr. Gunurnuz felsefesine buyuk etki birakrms olan Frege'nin an-lam/gonderme kurarm, varsaydigi metafizik savlan acismdan temelde bircok eles-tiriye maruz kalmis olsa da anlam kavrami uzerine bazi temel savlan hem dilbilim-de hem de dil felsefesinde yapilan cahsmalarda agirhguu koruyor. Bir terimin an-larm aracihgryla, 0terimin gonderme yaptigr nesneyi zihnimizde temsil etmemiz,onu dusunmemiz, ve onun hakkmda yargilarda bulunmamizm nasil olanakh oldu-guna dair Frege'nin one surdugu gorii:~,bircok dusunur tarafmdan kabul goruyor.Aynca bir tumceyi olusturan terimlerin anlamlarmm, 0tumcenin anlammi nasilolusturduguna dair Frege'nin gelistirdigi ~ozii:mleme yonterni ve terminoloji, diluzerine yapilan cahsmalarda merkezi konumunu gunumuzde de surduruyor.

    "Anlarn nedir?" sorusu sernantigin temel sorulanndan biridir. Bu soruya verilendegisik yamtlar farkh anlam kuramlannm dogmasma yol acmisnr. Bu kuramlan ki-saca daha soma ele alacagiz.Semantigin diger bir temel konusu, bir turncenin anlarm ile 0tumceyi olustu-

    ran terimlerin anlamlan arasmdaki iliskidir. Ornegin "Sokrates akilhdir" tiirncesininTurkcedeki anlarm, "Sokrates" ismi ile "akilhdir" yiikleminin anlamlarmm bileske-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    5/24

    U nite 10 - D i I Fe lsefes i 2 2 1

    sinden olusur. {:ogu dil felsefecisine gore tumce, bir dilin sentaktik yaplsl icindeyer alan karakterlerden (harf, sembol vs.) olusan terimlerin, belirli sentaktik kural-lara gore bir araya gelmesiyle olusur. Dolayisryla turnce, sentaktik bir varhk iken 0tumcenin anlami semantik bir varhktir. Bundan dolayi ~agda~ dil felsefecilerininbircogu tumceyi, 0tumcenin anlammdan aymr . Bu aynml daha iyi kavrayabilmekicin bir dilde ifade edilen bir turnceyi, 0ttimcenin bir baska dildeki cevirisiyle ki-yaslayabiliriz. Ornegin Turkcedeki "Sokrates akilhdtr" tumcesini lngilizceye cevir-digimizde elde edecegimiz "Socrates is wise" tumcesi farkli bir turncedir. Biri ikisozcukten olusurken digeri u~ sozcukten olusur, birinin yii:klem terimi "a" harfiylebaslarken digerininki "w" harfiyle baslar. Turnceler farkh olsa da iki tiimcenin an-lamlan (cevirinin dogru oldugunu varsayarsak) aymdir. Turnce ile 0nimcenin an-larm arasmda bir aynm yapilmasim gerekli kilan diger bir neden de farkh dillerikonusan insanlann aym inanclara sahip olmasi durumudur. Ornegin Turkce dism-da bir dil bilmeyen bir insan, dunyanm yuvarlak olduguna dair dusuncesini "Dun-ya yuvarlaknr'' nimcesiyle dile getirebilirken Cince dismda bir dil bilmeyen bir Cin-li aym dusunceyi farkli bir Cince turnceyle dile getirir. Eger bu iki insanm aym du-~unceye sahip oldugunu varsayarsak iki tumcenin aym anlama geldigini soylemekgerekir. Bu ve benzer nedenlerden dolayi ~ogu dil felsefecisi, tumce ile "onerme"arasmdaki aynml kabul eder: Oil felsefesi icinde teknik bir terim olarak kullamlan"onerme=yi, bir tumcenin bir dil icinde ifade ettigi anlam olarak tammlayabiliriz.Bu goruse gore dusunmenin temelini, tumceler degil onermeler olusturur. Dunya-run yuvarlak oldugunu diisunmek, salt bir tumceyi zihninde canlandirmak degil-dir. Kisi anlarruru bilmedigi bir tumceyi de zihinde canlandirabilir; ancak bu du-rumda dusunce (ya da inane, bilgi vs.) olusmaz. Bu dusunceye sahip olmak icin 0nimcenin ifade ettigi onerrnenin kavranmasi gerekir. Kimi felsefecilere gore bazidurumlarda zihinde bir tumce olmadan da onerrne kavranabilir, hatta eger bir di-lin kavramsal yaplsl sirurh ise 0dilde ifade edilemeyen onermeler de bulunabilir.Bu durumda dile getirilemeyen dusunceler olabilir.

    Semantigin en temel konularmdan biri de dil-dunya iliskisidir. Bu iliskiyi genel-de dil felsefecileri gonderme kavrarrn ile ifade ederler (Bu kavrarru "Oil Felsefesi-nin Temel Kavramlan" bolumunde aynnnh olarak ele alacagiz). Gercekci anlayisagore ozel ad, zamir, isim tamlamasr gibi turncenin ozne konumunda yer alan birtekil terim, tek bir nesneye gonderrne yapar. Burada so w ge~en nesne kavrammmkaplammm ne oldugu konusu varhkbilirnsel kuramlara gore degisir. Ornegin herseyin fiziksel oldugunu savunan bir fizikalist, nesneyi fiziksel bir varhk olarak elealrrken saYIgibi soyut nesnelerin varhgmi kabul edenler, nesneler kurnesini fizik-sel alanm otesine tasir. Diger yandan yuklemlerin gondergelerinin ne oldugu ko-nusu da baslangicr en azmdan antik felsefeye kadar uzanan turneller probleminekadar geri gider. Yiiklemlerin gondergeleri konusunda varhkbilirnsel goruslerinegore felsefeciler tumel, nitelik, ozellik, kavram, davrarnssal egilim vb. birbirindenfarkh bircok varhk tiirii onermislerdir. Dahasi bu onerilen varhklann ne tip seyleroldugu konusunda da bir uzlasma bulunmaz. Ornegin yuklemlerin gondergeleri-nin kavramlar oldugunu soyleyen iki felsefeci, kavramlann ne menem seyler oldu-gunda anlasamayabilirler, bazi adcilar (norninalistler), kavramlan zihinsel ve oznelvarhklar olarak gorurken Frege gibi bazi gercekciler (realistler) ise kavramlan zi-hinden bagimsiz, soyut varhklar olarak tammlarlar. Diger yandan "semantik ho-lizrn" adh ogretinin bazi yorumlarma gore, terimlerin gondergeleri ancak bir dilsel~er~eve ya da bir baglam icinde ortaya ~tkar.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    6/24

    2 2 2 Fel sefe

    Cok tarnsmah bir baska soru da tumce ile dunya arasindaki bagmtmm ne oldu-gu sorusudur. Bu soruyu ilk defa felsefi acidan ele ahp aynnnh bicimde tartisanFrege olrnustur. Frege'ye gore bir tumcenin gondergesi, iki nesneden biri olmah-dir: Dogru ve Yanhs. Ancak Frege'nin dogruluk degerlerini birer nesne olarak elealan bu gorii:~u cok kabul gormernistir. Ozellikle Russell'm bir donern savundugubir goruse gore, tumcelerin dunyada karsihk geldigi seyler "olgu"lardrr. Ancak Rus-sell bu iliskiyi dile getirirken gonderme kavrarruru kullanmaz. Bu gorusten yola ~l-karak dogru bir nimcenin dunyada bir olguya gonderme yapngim soyleyebiliriz.Ancak bu durumda, yanhs bir tiimcenin gondergesinin ne oldugu sorusunu yamt-lamak zor gorunur, Bundan dolayi bazi felsefeciler tiirncelerin olgulara degil, "ola-nakh durumlara" gonderme yaptigiru savunur. Ornegin "Sokrates bir filozoftu"turncesi gecmis bir olguya gonderme yaparken "Sokrates bir atletti" tumcesi ola-nakh (ancak gerceklesmernis) bir duruma gonderme yapar. Wittgenstein'm Trac-tatusta savunur gibi gorii:ndugu bu yaklasim da sorunsuz degildir. Bu durumdaolanakh olmayan bir durumu ifade eden (yani zorunlu olarak yanhs olan) bir tum-cenin gondergesinin ne olacagmi acrklayarnayiz, Diger yandan bazr felsefeciler deturncelerin anlamlan dismda aynca birer gondergeleri oldugunu reddederek busorunlardan kacmayi yegler.PragmatikTumcelerin yaplsml arastiran sentaks ile tiimcelerin anlamlanm arastiran seman-tik dismda, dil felsefesinin diger bir onemli alam olan pragmatik, tumcelerin kul-larumma dair felsefi sorulara yogunlasir. "Bir tumceyi kullanarak dusunce ifadeetmenin kosullan nelerdir?", "Tiimcenin anlami ile 0tumceyi kullanarak ifade et-mek istedigimiz dusunce ve 0tumceyi duyan dinleyicinin kavradigr dusunce ara-smdaki iliski nedir?" tiirunde dil kullarurru, dili kullananm icinde bulundugu bag-lam, kullarucirun niyetleri gibi konulann tarnsildig; bir alan olan pragmatik, hemdil felsefesi icinde hem de dil bilimde ozellikle 20. yuzyihn ikinci yansmda ye~er-rnis bir alandrr. Bir uimcenin (bir dil icinde) ifade euigi anlam ile 0uimceyi kul-lanan kisinin dile getirmek istedigi anlam arasmda P. Grice'm yapngi ayrtm, prag-rnatigin en temel konulanndan biridir. Ornegin bakkala girip "Ekrnek var rrur" di-ye sordugumuzda amacumz bakkalda ekmek olup olmadigi konusunda rneraki-rmzr gidermek degil, ekmek satm almak istedigimizi dile getirmektir. Bu istegimizturncenin anlammdan degil, 0baglamda kurulan iletisime dair bazi pragmatik ku-rallardan ortaya cikar. Pragmatik alamna 20. yuzyilda damgasmi vuran John Aus-tin, tumce anlammm dil kullarurnmdan tamamen aynlamayacagi gorii:~unden yo-la cikarak gelistirdigi "Oil Edimleri Kurami" ile hem felsefede hem de dilbilimdeonemli bir iz birakrrusnr.Oil FElSEFESiNiN TEMEl KAVRAMLARIAnlamAnlam kurarnlanrun kaynagmi, daha once "Epistemoloji" ve "Metafizik" tinitelerin-de bahsettigimiz ve Antik Yunan felsefesinin temel sorunlanndan biri olan Tumel-ler Sorunu'nda buluyoruz. Simdi bu sorunun ne oldugunu ammsayahm ve dil fel-sefesi icerisindeki yerini anlamaya cahsahm. Ortak bir niteligi olan iki nesne elealahrn; ornegin farkh tonda iki kirrruzi cismi dusundugumuzde, iki cismin renklerinpanp aym olmasa da, yani birinin kirnnzahgr ile digerininki farkh olsa da ikisi de

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    7/24

    Unite 10 - Di I Felsefesi 2 2 3sonucta kirrruztdir. Bu durumda iki cismin tikelolarak farkh olan krrrruzthklanrunyam srra, ikisinde ortak olan bir kirrruzt tumeli var rntdir? Yoksa ikisine de kirrmzidememiz nasil olanakh oluyor? Bu soruya Platon, Formlar Kurarm ile yamt veriyor.Butun kirrruzr nesneler arasmda ortak olan ~ey, bu nesnelerin hepsinin soyut birKirrruzr Formu'na ait olmalan. Platon'a gore boyle bir Form'un yoklugunda, bunesneler arasmda ortak bir ~ey oldugunu soylernek, dahasi bizirn "kirrmzi" sozcu-giinii anlarnarruz rnumkun olamazdi. Formlar Kurarm'ru kullanarak Platon, felsefe-nin temel sorularma yamt arar. Ornegin adaletin ne oldugunu anlamarmz icin Ada-let Formu'nu bilmemiz gerekir, yalrnzca ornekler yoluyla adaletin ne oldugunukavrayamayiz. Aym sekilde, tahtaya ya da kagida cizilen bir ucgen, en iyi cetvelle-ri ve kalemleri kullansak da, kusursuz olamaz. En iyi cetvellerle ya da bilgisayarprogramlanyla ~izilmi~bir ii~gene mikroskobun altmda bakngurnzda ucgeni olus-turan ~izgilerin tam duz olmadigim, hatta ucgenin i~ acilannm toplammm tam ta-mma 180 derece ~lkmadlgml gorebiliriz. Yani bizler, bu fiziksel diinyada kusursuzbir ucgen gormemisizdir; ancak ii~genin ne oldugunu yine de biliriz. Bu bilgi, mut-lak ve kusursuz soyut Formlar Dunyasi'nm bilgisidir. Ancak bu bilginin uzeri or-tulrmistur, dolayisryla ogrenmek, bir anlamda yeniden bilir hale gelmek, ya da ki-sacasi ammsamaktan ibarettir.Gtimirmizde Platon'un kurarru kabul gormeyebilir, hatta ruhlara ve ogrenmeye

    dair savlan bazilanna sacrna da gelebilir. Ancak Platon, Formlarm soyut varhklarolarak bizden bagunsiz varhklar oldugunu soylerken aym zamanda, gercekci (rea-list) ve nesnel bir anlam kurammm da temelini atryordu. Nitekim, Frege'nin kura-mmda anlam ve kavram denen seyler de tipki Platon'un Fonnlan gibi zihinden ba-glffiSIZolarak var olan soyut seylerdir. Diger yandan Platonik Formlara "anlarn" de-mek yanhs olur; ornegin O~gen Formu Platon'a gore, ii~ dogrudan olusan ve i~a~l-lanrun toplarm 180 derece olan soyut bir varhknr. Ancak "ii~gen" sozcugunun an-Iamirun, ii~ dogrudan olustugunu ve i~ acilanrun toplammm 180 derece ettigini soy-leyemeyiz. lira bir sozrugun anlarruru, i~acilan olan bir ~ey olarak dusunmeyiz.

    Platon'un kurammda Formlar, fizikscl dunyarnn ncsnclcrindcn bagimsiz ola-rak varhklanm surdurur. Bu gorii~e karst cikan Aristoteles, Formlarm ya da digerbir adryla Tumellerin, nesnelerin icinde yer aldigmi savunur. Ornegin Kmruzi Tu-meli, turn kirrruzr nesnelerin icindedir. Platon'a gore turn kirrrnzr cisimler yok 01 -sa dahi Kmruzi Turneli varhgmi surdururken Aristoteles icin Kmruzi Tumelininvarhgr, kmmzi nesnelerin varhgim gerektirir. Aristoteles'e gore, turn kirrruzt nes-neleri "kirrruzi" olarak adlandirmarruza neden olan ~ey, bu nesnelerin aym tume-li (Kirrrnzr Turneli'ni) paylasmalandir. Aristoteles icin bir sozcugun anlarmrn kav-ramak, 0sozcugun dogru olarak uygulandigi nesneler arasmdaki benzerligi kav-ramaknr. Giirnirnuzde de bircok savunucusu olan bu gorii~, temel bir elestiriyemaruz kalrr: Nesnelerden bagunsiz soyut bir varhk olarakform, tame; ya da an-latm. kabul etmeyen bu tezin temel kavrarm olan benzerlik, nasil soyut olmayanbir varhk olarak nesnelerin icerisinde yer ahyor? Yani "kirrruzr" sozcugunun anla-rruru kavramak icin kirrrnzr nesneleri tecrube edip bunlar arasmdaki benzerliginfarkma varmak gerekiyorsa, aym yolla "benzerlik" sozcugunun anlammi kavra-mak nasil olanakh oluyor? {:agda~ felsefede bu sorunu ~ozme yollanm arayan ba-Zl dusunurler, benzerligin de bir tur tikel oldugu gorii~iinii savunarak nomina-lizme (adcihga) donus yapar.Tumeller sorununa Zityonde verilen yamt, bizi nominalizm adh ilginc ogretiye

    goturuyor. Her ne kadar ~ogu "-izm" son ekiyle biten felsefi ogretide oldugu gibi,

    P la to n'a g or e F or m la nnb i I g i sin e f iz i k se l d u n ya d asa h i p 0 1 am a y a~ a g l m rz ag ore, b u b i Ig i n in k ay na g l0 1 u rnsuz 0 1 an ve ashnd a her~ ey i b ile n r uh u m uz d ur .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    8/24

    224 F e l s e f eT um e lc i g or u ~e g o red u n y a m rz d a k i tu m k l r m IZIn e sn e l e r y ok 0 1 s al a r d a ,k l r m r z r h k v a r h g ln l s urd u ru r ,b en ze r b ir b i~ im d ed un ya m lz da k i tu my on e ti m Ie ri d i k ta to rl e r e l eg e~ ir s e d a h i d em o kr a s is o yu t b i r t u m e l o la r a k y i n ed e va rd r r .

    nominalizmin birden ~ok tarurru ve degi~ik bicimleri olsa da en genelde bu ogre-ti, tiirnellerin varhgmi reddeder. Yani bunin kirrruzt cisimlerde ortak olan bir kir-rruzi tumeli olmadigi gibi, bunin demokrasilerde ortak olan bir demokrasi turneliya da tum asklarda ortak olan bir ask tumeli vs. bulamayiz bu iddiaya gore. Varo-Ian her seyin fiziksel oldugunu iddia eden fizikalizm tezinin bir uzannsidir bu. Zi-ra tum kirrruzt nesneler, fiziksel cisimler olsalar da bu cisimleri kirrruzr yapan ortakbir kirrruzt tiirneli oldugunu soylemek, bu kirrruzt turnelinin soyut bir ~ey olduguiddiasiru iceriyor, Bu tur soyut varhklan reddeden nominalist goru~, 20. yuzyildaozellikle deneyimci felsefe geleneginde, ozellikle modern bilimin temel dayanagigibi gorunen fizikalizrne yakm olanlar arasmda bircok savunucu bulmustur. Nite-kim modern bilim, daha onceleri cok soyut gibi gorunen surecleri, fiziksel olarakaciklamaya ~alt~lyor. Bir norologa gore, bir duyguya sahip olmak, ornegin huzunhissetmek, beyindeki molekiillerin belirli bir dizilisinden ibaret olan tamamen fi-ziksel bir surec olabilir. Ancak diger yandan, tum ~ekiciligine karsm nominalizm,bir anlamda negatif bir anlam kurarru olarak ciddi sorunlara da yol a~lyor. Egertum kirrmzi cisimler arasmda ortak olan bir ~ey yoksa bu cisimlere "kirrruzi" sifa-tiru atfetmemiz nedendir? "Kirrruzr" sozcugunu ya da herhangi bir sozcugu ogren-merniz nasil rnumkun oluyor? Bir sozcugun dogru olarak uygulandigi nesnelerarasmda bir ortakhk yok ise bu sozcugun anlarru nereden geliyor? Nasil oluyor dasozcukler aracihgryla iletisim kuruyoruz? Diger yandan nominalizm ogretisine go-re dunyada karsihgr olmayan ornegin "ejderha" gibi bir sozcugun anlamh olmasi-ru nasil acrklayacagrzr

    Bu alanda ~ah~an ~ogu felsefeciye gore, dil felsefesinin en temel kavrarru ola-rak gorulen anlam uzerine, ozellikle 20. yuzyilda bircok kuram gelistirilmistir. Birsozrugun anlammm dilden ve insan zihninden bagunsiz soyut bir varlik oldugunusavunan (i) gerrekfilik (realizm), anlamm insanm zihninde ya da beyninde yer al-digmi savlayan (ii) oznelcilih, anlamm sozciikleri duydugumuzda gosterdigimizgozlenebilir davraruslarda yatngrm one suren (iii) davran~phk, bir turncenin an-lammm 0uimcenin dogruluk kosullannda yauigmr iddia eden (iv) dogrulaman-1 1 k , sozcuklerin anlamlanmn dl~ dunya tarafmdan belirlendigi gorusune dayanan(v) d~salnhk, sozcuklerin anlamlarmm tek tek degil bir dilin kavramsal cercevesiicinde bir butun olarak kuruldugunu savunan (vi) bolizm gunurnuz felsefesinde izbirakmis bashca anlam kuramlandrr.i.Ger~ek~ilikFrege'nin onciilugurni yaptigi gercekci anlam kurami, anlamlann insan zihnindenve insanm yarattigi dillerden bagimsiz soyut varhklar oldugunu soyler. Bu gorusegore bir tumcenin ifade ettigi anlam, 0tiirncenin parcalannm anlamlanndan olu-san nesnel bir varhktir. Frege, insan dusuncesinin bir kusaktan bir baska kusaga yada bir dilden bir baska dile aktarmamn olanakh olmasmi ancak bu sayede acikla-yabilecegimizi soyler. Ornegin "Dunya yuvarlaktrr" turncesinin anlami , yuzyillaronce bir baska dilde barnbaska bir tumce ile dile getirilebiliyordu. 0dili konusaninsanlarm kavradiklan anlam ile bizirn Turkcede bu turnce ile ifade ettigirniz an-lam, aym olmalidir, lnsan dusuncesi de tumcelerin ifade ettigi bu nesnel anlamla-nn kavramlan sayesinde gerceklesir. Bundan dolayi "dusunce" dedigimiz ~ey, ya-ni bir tumcenin anlarm, onu dusunen kisiden ve onu ifade ettigimiz dilden bagim-SIZ olarak var olan soyut bir varhknr. Peki bu soyut varhklar nasil ortaya cikrmslar-drr? Platon'un Formlan gibi zamandan ve rnekandan bagimsiz seyler midir? Bu so-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    9/24

    U nite 10 - D i I Fe lsefes i 2 2 5

    rulara Frege acik bir yamt getirmez. Ancak Kant'm seylerin kendilerini farkh bicirn-lerde "sunus bicimleri" olduguna dair fikrinden yararlamr. Ornegin Venus gezege-ni, kendini gunes batnktan sonra ilk gorulen gok cismi olarak sunabildigi gibi, gu-nes dogmadan once en son panldayan gok cismi olarak da sunuyor. lste bu tur su-nus bicimleri sayesinde bizler Venus gezegenini farkh farkh du~unebiliyoruz. Budegisik sunus bicimlerinin olusturdugu anlamlar sayesinde, dis dunyarun seylerinitemsil etmemiz ve onlar hakkmda dusunmemiz olanakh hale gelir. Frege'nin ger-~ek~i kurarm, ozellikle bilimsel bakis acisryla ~eli~tigi goru~unde olan bircok felse-feci tarafmdan elestirilmistir. alan her seyin fiziksel dunyada oldugu ve anlam de-digimiz seyin insan ve insanm yaratngi diller sonucu ortaya ~lktlgl goru~unde olan-lar, bu tur bir gercekciligi kabul etmezler.

    ii. OznelcilikAdcihgm bir uzannsi da oznelcilik tezidir. Bu goru~un acik bir savunucusu olanLocke'a gore bir sozcugun anlarm, kisinin zihninde bir ideadan Cfikirden) olusur.Zihinsel surecler kisiden kisiye degistigine gore, bir sozrugun anlami da kisidenkisiye, hatta aym kisinin farkh zamanlardaki zihinsel durumuna gore degisebilir.Bu oznelci goru~ icin de benzer sorunlar var. Sozcuklerin anlarruru zihinsel surec-lerle ozdeslestirdigimizde iletisim kurmarruzi nasil acrklayacagizz Iki kisinin ileti-sim kurabilmesi icin sozcuklere aym anlamlan atfetmeleri gerekir; ancak "anlam"dedigimiz ~ey eger oznel bir zihinsel durum ise iki kisinin bir sozcukten aym se-yi anlamalan icin aym zihinsel durumda olmalan gerekir. Nitekim Locke, zihni-mizde aym ideaya sahip olmamiz durumunda iletisim kurabilecegimizi iddia edi-yor; ancak bu ideanm aym olmasmm nasil rmimkun oldugunu aciklarnryor. oz-nelci goru~, yirminci yuzyilda ozellikle dilbilimde bircok taraftar bulmustur. Orne-gin gunumuz dilbiliminin en etkili du~unuru olan Chomsky, sozciiklerin anlarru-run sozhiklerde ya da dis dunyada degil, "kafamn icinde" oldugunu iddia ederekLocke'un oznelciligine domis yapar. Bilissel Bilim ve bu disiplinin alt kolu olanYapay Zcka cahsmalannda da oznclci goru~ yaygm olarak kabul gormcyc devamediyor. Ornegin Sinir Aglan kurammm bir versiyonuna gore, bir sozcugun anla-rruru kavrama edimi, beyindeki noronlann aktivasyon duzeylerinin karmasik ilis-kisinin bir fonksiyonudur.

    iii. Davranl'~lhk20. yuzyilda psikoloji; dilbilim ve felsefede buyuk bir iz brrakan pozitivizmin biruzantisr olan Davrarnscihk ogretisinden yola ~lkarak ozellikle Quine'm onculugun-de bir anlam kurarru gelismistir. Bu akim Platon/Frege gercekciligine karst cikarakdeneysel olarak gozlemlenemeyen soyut bir varhk olarak tumel ve anlarm turnuy-le reddeder. Ancak Locke tuni bir oznelcilik de yanhstir, zira insan zihninin icindeolup bitenler de gozlemlenebilir seyler degildir. Bu durumda bir sozcugun anlarm,o sozrugu duydugunda kisinin verecegi davrarnssal tepkilerde aranmahdir. tleti-sim kurma, sozciiklere benzer turde davrarnssal tepkiler vermemiz sayesinde ger-~ekle~ir. Ozellikle dilbilimde Chomsky'nin, felsefede Putnam gibi bircok dusunu-run davrarnscihga karst a~lgl savas ile bu ogreti gunumuzde gecerliligini bir hayliyitirrnis gorunuyor,iv. DolrulamaclhkMetafizigi tumden reddeden Mannkcr Pozitivizm okulunun temel aldlgl Dogrula-maci Anlam Kurami bir tumcenin anlarrurun, 0 turncenin dogruluk kosullannda 01-

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    10/24

    2 2 6 F e l s e f e

    D I~ sa l e l l a r a g or e k im i v a r h kto p lu lu k la n , o rta k d og a lt iz e ll i k l e r i d o l a y l s ly l a s u ,i ns a n, a ltm g ib i d og a I tG r l e ro l us t u r i r . O r ne g in i~ in d ey G z d G g G m G z d e n iz , i~ t ig im i zr e n k s iz SIVI, y a g a n y a g m u rg ib i v ar h kla n b e l i r g in k im io rta k o z el l i k l er i d o l a y l s ly l a" s u' ' 0 1a ra k a d I a n d m n z

    G o n d e rm e k a v ra m m m d i Ife l s e f e si n d e b u d en l i o ne m I iv e rn e r k ez t b ir k on um u n u n0 1m a sr r u n n e d e n i, b i rta ra fta n d i I i le d G n yaa r a sm d a , d ig er y a nd a n d ad G ~G n ee i le d G ny aa ra sm d ak i k op rG yG k ura n b irk a v r a m o lmasid r r .

    dugu savidir. Yani bu kurama gore, bir tumcenin anlarruru kavramak, 0turnceninhangi kosullarda dogru, hangi kosullarda yanhs oldugunu kavramayi gerektiriyor.Bu kuramdan yola cikarak Mannkcr Pozitivistler, klasik felsefenin metafizik turnce-lerinin dogrulanabilir ya da yanhslanabilir olamamalanndan dolayi anlamsiz oldu-gunu gostermeye cahsu.v. DIIsalclhkLocke'm temellerini atngr oznel anlam kuramlanna karst cikan bazi ~agda~ felsefe-ciler anlarm, "kafanm icinde" degil dis dunyada aramarmz gerektigini ileri surer.Bu gorii:~un onde gelen temsilcilerinden Putnam, bir sozcugun anlarruru ve 0an-lamm biri tarafmdan kavranmasmi, salt kisinin zihninde olup bitenlerle aciklama-run olanakh olmadigirn savunarak Dissalci Anlam Kurarm'nm gelisrnesinde oncuolmustur. Putnam'a gore ozellikle dogal turlere iliskin sozcuklerimizin anlamlan,dunyarnn durumuyla olusur. Ornegin "su" sozcii:gunun anlarm, bu sozcugii: duy-dugumuzda zihnimizde olusan imgeler ya da dusunceler ile degil, dogada bulunansu turunun kendisi tarafmdan belirlenir.vi. HolizmOzellikle ~agda~ bilim felsefesinde cok etkili olmus olan Holizm (Butunculuk) ad-h kurami, kabaca, sozcuklerin tek tek degil bir butun olarak anlam kazandiklangorii:~u olarak tammlayabiliriz. Ornegin "ogretmen" sozcugunun anlamim kavra-mak icin, "ogrenci", "ogrenme", "egitirn" gibi bircok sozcugun anlamim da aym an-da kavramak gerekir. Yani "ogretmen" sozcii:gunun anlarruru kavrayip da "ogren-ci" sozcugunun anlarruru kavramamak olanakh degildir. Bu goruse gore sozcukler,birbirleriyle girdikleri iliskilerin olusturdugu bir "kavrarnsal cerceve" icinde anlamkazamr.

    Giimirmizde anlam uzerine one surulmus bu farkh gorusler uzerine tartismalar,yogun olarak surerken dilbilimciler ve felsefeciler arasmda anlam uzerine buyukcaph bir uzlasunm saglandigiru soylemek cok zor gorunuyor.KavramBaZI felsefecilere gore kavram ve anlam aym seydir. Digerleri kavramlarm her tur-hi terimin degil yalmzca cins isim gibi birden cok ~eye uygulanabilen terimlerinanlamlan oldugunu soyler. Bu goruse gore ornegin "rnasa" sozcugunun anlami birkavramdir; ancak "benirn masam" sozcuklerini kullandigmnzda tek bir masaYI kas-tediyorsak bu sozcuk grubunun anlami bir kavram degildir. Yani kavramlar heptumeldir, tikel olamazlar. Kavramlann turnel olma nitelikleri sayesinde, dunyayikategorilere aylrma islevleri vardrr. Frege'nin kurammda ise kavram ve anlam bir-birlerinden tamamen aynhr. Bunu birazdan daha aynntih olarak gorecegiz.GondermeOil felsefesinin uzerine en cok yogunlastigr diger bir temel kavram da gondermekavrarrudir, lngilizcedeki "reference" teriminin karsihg; olarak dilimizde "yonletim''CArda Denkel), "yoneltim'' (Vehbi Hacikadiroglu) ve "irnlerne" (Harun Rizatepe)terimleri kullarulmis olsa da dilbilimciler tarafmdan kabul goren ve gundelik dildede sikhkla kullamlan "gonderme" terimi hem diger seceneklere gore daha kolayanlasilabilir olmasi hem de yeni turetrnelere acik bir terim olmasi nedeniyle bazidil felsefecileri tarafmdan yeglenir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    11/24

    U nite 10 - D i I Fe lsefes i 227Dil-dunya iliskisine dair basit bir ornek vermek gerekirse tumcenin ozne konu-

    munda yer alan bir terimini, ornegin bir ozel adi, ele alabiliriz. "Sokrates konusma-yl cok severdi" uimcesindeki "Sokrates" adr ile Sokrates arasmda bir iliski olmah-dir, aksi takdirde tumce Sokrates iizerine bir dusunceyi dile getiremezdi. lste "Sok-rates" adi ile Sokrates arasmdaki bu iliskiyi, gonderme kavrarru ile dile getiriyoruz:"Sokrates" adi Sokrates'e gonderme yaplyor. Adm gonderme yapngi nesneye de(bu durumda Sokrates) 0adm gondergesi diyoruz. Eger iki terim aym nesneyegonderme yaplyor ise bu terimlere "esgonderirnli" terimler deniyor (Ornegin "enkuciik asal sayi" ile "en kuciik cift sayi" esgonderimli terimlerdir). Diger yandanozne konumunda kullamlan ozel ad dismdaki (tek bir nesneye gonderme yapmaislevi bulunan) diger tekil terimler de benzer sekilde gonderme yapabilirler. Dil-dunya iliskisi konusunda geleneksel gercekci goruse gore, ornegin "Ataturk'un an-nesi onu sevgiyle buyutni" tumcesinde "Atatiirk'tin annesi" terimi Zubeyde Ha-mm'a gonderme yaparj "Dunyada ~u anda hayatta olan en yash kisi buyuk ihtimal-le Cin'de yasryor'' nimcesinde, "dunyada ~u anda hayatta olan en yash kisi' terimi,o kisi her kim ise, ona gonderme yapar. Turncenin ozne konumunda kullamlabi-len "0", "bu'', "su", "ben", "sen" gibi zamirleri de tekil terimler olarak gonderme ya-pan dilsel unsurlardir.

    Diger yandan tumcenin yuklern konumundaki terimlerinin neye ve nasil gon-derme yapnklan konusunda dil felsefecileri arasmda bir uzlasun yoktur. Ornegin"Cimen yesildir'' tumcesinde kullamlan "yesildir" yuklemi kimine gore ye~l kav-rarrnna, kimine gore yesil nesneler kurnesine, kimine gore ye~llik niteligine ve ki-mine gore de ye~llik turneline gonderme yapar. Diger bir tartismah konu da tum-celerin gonderme yapan dilsel unsurlar olup olmadiklan ve eger oyleyse neyegonderme yaptiklandir. Frege'nin kurammda bir tumce, dogruluk degerine gon-derme yapar. Iki dogruluk degeri oldugunu kabul eden Frege, bunlann birer kav-ram degil nesne oldugunu soyler. "Dogru" ve "Yanhs" yii:klem degil isimdir. Or-negin "Dunya yuvarlaktrr" nirncesi Dogru'ya, "Dunya duzdur" nimcesi de Yanhs'agonderme yapar. Kimi felsefeciler tumcelerin gondergeleri olmadigim savlarkenbazilan da turncelerin olgulara, onerrnelere ya da durumlara gonderme yaptikla-rim savunmuslardir.

    ~u ana kadar tartrsnguruz gonderme kavrarm, ozde semantik bir kavramdir; ya-ni bir terim ile bir ~ey (nesne, kavram, nitelik vs.) arasmdaki iliskiye isaret eder.Diger yandan, kisinin bir terimi kullanarak bir ~eye gonderme yapmasl durumunuifade eden pragmatik bir gonderme kavrarru da hem felsefede hem de gundelikdilde sikhkla kullaruhr. Semantik gonderme kavrami, bir terim ile bir ~ey arasmdasoyut bir iliskiyken pragmatik gonderme kavrarru bir kisinin bir terimi kullanarakgerceklestirdigi bir i~, daha dogrusu (Austin'in deyimiyle) bir dil edimidir. Ornegin"Sokrates ~ok konusurdu" tiirncesini dile getirdigimde "Sokrates" ismini kullanarakSokrates'e gonderme yaplyorum. Bu durumda ismin semantik gondergesi ile be-nim bu ismi kullamrken gonderme yaptigim ~ey aymdir. Ancak bazi durumlardasemantik gonderge ile pragmatik gonderge birbirlerinden farkli olabilir.

    "Bir tiimc:enini~inde g~en bir terim yerine ~gonderimli bir baska terim koyarsak 0tiim-cenla dogruluk degeri deg~mez, yani ilk tiimc:edogruysa ikind tiimc:ede dogru, ilk tiimc:eyanh~ ikincl tiimc:e de yanh~ olur." Ornegin, "Diinya yuvarlakttr" tiimc:esinde "diinya" te-rimi yerine "iizerinde tnsaalarm ~1g. tek gezegen" terimini koyarsak "Uzerinde insan-larm ~dlg. tekgezegen yuvarlakttr" tiimc:esini elde ederiz ve ilk tiimc:edogruysa ikincl-si de dogrudur. ~imdi bu kurala kar~l bir ornek bulmaya ~~ln.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    12/24

    2 2 8 Fel sefe

    Btr te rim in sem an tik g on de rg es i H e 0t er im i b ir t iim ce i~inde k ul la n an b ir ki~inin bahset-mek i st ed ig J .~eyin ( ya n i p ra gma ti kg ond er ge sin in ) f ar kh o ld u gu b ir d u ruma o rn ek v er in iz .Anlam ve Gonderme ili,kisiAnlam ve gonderme uzerine felsefe tarihinin en etkili kuramim gelistirmis olanFrege, daha once de belirtildigi uzere Kant felsefesinin temel bir kavrammdan yo-la cikrmsnr. Ol~ dunyarun nesneleri, Kant'm deyimiyle bizlere kendilerini "sunar-lar", ancak bu sunduklan yuzleri dismda bir de sunmadiklan yuzleri vardir. Kantburadan yola cikarak fenomenler dunyasi ile numenalar dunyasi arasmdaki mes-hur aynmml yapar (bkz. "Episternoloji" unitesi). Frege'nin boyle bir aynml benim-sedigine dair bir ipucu bulamayiz cahsmalannda. Ancak nesnelerin bizlere "sunu-Ius bicimleri" oldugu fikri, Frege'nin kurarni icin bir temel olusturuyor. Aym nes-ne, bird en cok (hatta sonsuz) sekilde kendini sunabilir: Ornegin Venus gezegenikendini gun batimmdan bemen sonra ilk ortaya pkan parlak gok cismi (AksarnYtldizi) seklinde sundugu gibi, gun dogumundan bemen once en son gorunenparlak gok cismi (Sabah Ytldizi) seklinde de sunar. Iste nesnelerin bu farkh sunu-Ius bicimlerine Frege "Sinn" diyor. (Turkcede bu terime karsihk en yakm sozcuk"anlam'tdrr. Ancak bu \;evirinin dogrulugu tartisma konusu olmaya devam ediyor.)Oil ile dunya arasmdaki iliski, Frege'nin kurammda dogrudan kurulan bir iliski

    olamaz. Sozcuklerimiz hep anlamlan aracihgryla gonderme yaparlar. Bir isrne han-gi anlarru yukleyecegimiz bizirn secimimize kalsa da 0anlamm dunyada hanginesneyi belirleyecegi bizirn karanmiza bagh degildir. Anlamlar, nesnelerin kavram-sallastmlmasi islevini gorur ve bir nesneyi kavramsallastirmadan ondan bahsetme-miz ya da onu dusunmemiz olanakh degildir. Ornegin Venus gezegenine gonder-me yapabilmemiz icin, onu gun dogumundan bemen once en son goriinen parlakgok cismi veya gun battmtndan bemen sonra ilk ortaya pkan parlak gok cismi yada baska bir bicimde kavramsallasnrmarmz gerekiyor. Dili, dusunmeyi ve iletisirniolanakh kilan anlam Locke'ta oldugu gibi, zihnimizde yer alan oznel varhklar de-gildir Frege'ye gore. Bunu aciklarnak icin ilginc bir benzetme yapar. Bir teleskop-la aya bakngumzda dogrudan ayl degil, aym teleskopun lensi uzerinde olusturdu-gu imgeyi goruruz, Ayarlan sabit tuttugumuzda 0imge hep lensin uzerinde ola-caknr. Yani ay nesnel gercekligin bir par\;aSl ise aym lens uzerindeki imgesi de biranlamda nesnel gercekligin bir par\;aSl olmak durumunda. Teleskobun ayarlan ya-pildigmda lens uzerinde olusan imge, kimse teleskoba bakmasa bile orada varhgi-ru surdurur. Diger yandan teleskoba bakan bir gozlerncinin goz bebegi uzerindeolusacak imge ise ozneldir ve kisiden kisiye degisir. Bir sozcugun anlarm, 0anla-mm biri tarafmdan kavranmasi ve 0sozcugun gonderme yapngi nesne arasmdakiiliski de benzer bir durum icerryor. Aym anlarm farkh kisiler farkh bicimlerde kav-rayabilir; ancak kavranan anlam ve sozcugun gonderme yaptigr nesne aymdir. Ya-ni goz bebegin tizerinde olusan imge kisiden kisiye degisecegi gibi, bir sozcugunanlammm kavranmasi (ki buna Frege zihinde olusan "idea" der) da oznel bir su-rectir, Ancak teleskobun uzerinde olusan imge gibi, 0kavranan anlam da nesnelve bizden bagimsiz bir varhk olmak durumunda. Diger yandan aym varhgmm nes-nelligi gibi sozciigun gonderme yaptigr ~ey de bizden bagimsiz, dis dunyanm birparcasidir.Sozciikler belirli mantiksal kategoriler icerisinde anlam kazamrlar. Bu kategori-

    ler arasmda iki tanesini temel ahr Frege: Ozne ve yuklem. Ozne tekil bir terimdir,

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    13/24

    U n i t e 1 0 - D i I F e ls e f e s i 2 2 9

    yani tek bir nesneye gonderme yapar. "Ahmet", "Venus" gibi ozel isimler; "bu","~u"gibi isaret zamirleri; "ben", "sen" gibi kisi zamirleri; "en ku~uk asal sayi'', "Tur-kiye Cumhuriyeti'nirl kuruldugu yil" gibi betimlernelerin hepsi ozne konumundakullarnlabilen tekil terimlerdir. Yuklernler ise tek bir nesneye degil bircok nesneyeuygulanabilir. Bir ttimcenin oznesini kaldirdigumzda geriye kalan terime "yuklem"diyor Frege. Ornegin "Sokrates akilhdir" tumcesinde "Sokrates" ozne olduguna go-re, bu ismi kaldirdignrnzda geriye kalan akilhdir" terimi yuklerndir. Yuklernyalmzca "akilhdir" sozcugunden olusmuyor bu ornekte, ozneyi kaldirdiguruzdageriye kalan bosluk da yuklernin bir par~asl.

    Frege'nin kurammda ozne ile yuklemin bir araya gelmeleri, bir par~asl eksik(doymamis) bir dilsel ogenin -yuklern- eksiksiz (doyrnus) bir dilsel oge -ozne- ilebutunlesmesi sonucunu doguruyor. Iste bu sekilde de bir tumce elde ediyoruz. Bi-lesik ve turemis bir yaplsl olan turnce, dil-dunya iliskisinin anlasilmasr acismdanbuyuk onern tasryor Frege'ye gore. 2ira ancak tumce duzeyinde bir ~eyuzerine biriddiada bulunabiliyoruz. Bunun en acik gostergesi de "dogru" ya da "yanhs" dedi-gimiz seyler ancak bir tumce tarafmdan dile getirilen seyler oluyor.

    Frege'ye gore karmasik bir terimin bir par~asl olan bir terirnin yerine, aym nes-neye gonderme yapan (esgonderimli) bir baska terim koyarsak 0karmasik terimingondergesi degismez. Ornegin "Ataturk'un annesi" terimi Zubeyde Harum'a gon-derme yaplyorsa bu terirnin bir par~asl olan "Atatiirk" ismi yerine "Turkiye'nin ilkCumhurbaskarn" terimini koydugumuzda elde edecegimiz "Turkiye'nin ilk Cum-hurbaskam'run annesi" terimi de yine Zubeyde Harum'a gonderme yapar. Aym turbir ikarneyi bir tumce icinde yaptigumzda turncenin gondergesinin ne oldugunubuluruz: "Dunya yuvarlaknr" tiimcesinde "dunya" yerine "gunese uzakhgi acism-dan u~uncu gezegen" terirnini koydugumuzda "Gune~e uzakhgi acismdan u~uncugezegen yuvarlaktrr" nirncesini elde ederiz. Frege'ye gore, bu tumceler arasmdaortak olan ~ey dogruluk degeridir. Turnceler farkhdir, nirncelerin anlamlan farkh-dir, degismeyen tek ~ey dogruluktur. Yani ilk tumce dogru ise ikincisi de dogru 01 -mak durumunda, ilk turnce yanhs ise ikincisi de yanhs olmak zorunda. Bu tiir birakil yurutrne sonunda tumcelerin gondergelerinin dogruluk degerleri oldugu so-nucuna vanr Frege. lki dogruluk degeri vardir bu kurama gore: Dogru ve yanhs.Ancak bu demek degil ki her anlarnh tumce ya dogru ya da yanhs olmah.

    Frege'nin anlam/gonderrne aynml, gunurnuz dilbiliminde ve dil felsefesindesikhkla kullamlmaya devam etse de bazi elestirilere de rnaruz kalrmstir. Bunlararasmda en etkili olmus olan Russell'm anlam kurarrudir. Russell'a gore dogal dil-lerin yuzey gramerleri yamlticidrr. Ona gore bir tumcenin rnannksal oznesini -birnimcenin hakkmda oldugu seyi- kavrayabilmemiz, onu dogrudan bilebilmemiziya da diger bir deyisle onunla dogrudan tam~zk olmarmzi gerektirir. OzellikleHume etkisinin cok oldugu deneyimci bir gelenekten gelmesi sonucu, bir insa-run dis dunyanm nesnelerini dogrudan bilebilmesinin olanakh olmadigi goru~u-rni savunur.

    Dogrudan bilemedigimiz dis dunyanm nesnelerini ancak dolayh olarak bilebi-liriz ve bu yol icin de dil, bir temel olusturur. Bizirn dogrudan tarusik olup bilebil-digimiz, nesnelerin kendileri degil, zihnimizde birakugi izlerdir. Russell bu izlereduyu veri/en der. Kendi ornegini ele alacak olursak, omirmizde duran bir masaYIalgilarken dogrudan masaYI degil, masanm zihnimizde olusturdugu (renk ve sekilgibi) duyu verilerini algilanz. Masamn varhgmi bilebilmemiz icin, zihnimizde olu-san duyu verilerinin nedeni olan bir masa olduguna dair bir ~lkarlffi yapmak gere-

    T ek b a sm a " S e k r a t e s" i s m ib ir id d ia tasrm a ya ~a g l g ib ite k b a sm a u__ a k r l h d Ir"y u ki e m i d e b i r i dd i ai ~e re m e z, a n c a k i k i s i b i ra r ay a g e l i p "S e kr a te sa k il l ! d l r" tu m c es i n i0 1 u st u rd u kl a n nd a d o g ru y ad a y an l!~ b ir ~e y s iiy le m i~o l u r u z .

    R u ss el l 'a g o r e e ge r " A lig el m e d i" tu m e es in i nm a n t i k sa l i iz n e s i A I i' n i nk e nd i 0 1 s a yd r, b u tu m c en i na n l a m rr u k av ra m a k A I i' d e nb a sk a k i m s e y e n a si pol rnazdi . Z ir a h i~ k im s ek e nd in d e n b a ~ ka Sin Id o g r u d a n b i Ie m e z .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    14/24

    2 3 0 Fel sefe

    kir Russell'a gore. Bu da masaYI betimlememizi gerektirir. Yani ''bu duyu verileri-ne neden olan sey" gibi bir betimleme sayesinde, masaYI dolayh olarak bilmemizrnumkun olur. Ol~ dunyanm tum nesneleri icin bilgi ancak bu sekilde elde edilir.

    Russell, bir terimin anlami ile gondergesi arasmda bir aynm yaprnaz; ona goreanlam gondergedir. Bu durumda bir turncenin anlarmru kavramak icin, 0turnce-nin parcalanrun gondergelerini bilmek gerekir. Dogrudan bilebilecegimiz iki ~eyvardir: Zihnimizdeki duyu verileri ve tumeller. Dolayisryla bir turncenin anlami dabu ikisinden olusmahdir, yoksa turnceleri kavrarnarmz rmimkun olamaz. Russelltumeli, aym Frege'de oldugu gibi bir fonksiyon olarak tammlar. Ornegin san tU-meli, sandir" yukleminin gonderme yaptigr bir fonksiyondur. Boslugafarkli nesneler koyarak farkli onermeler elde ederiz. Tumeller herkes tarafmdankavranabildikleri icin dilin ortak yanml olusturur. Ancak duyu verileri kisiden kisi-ye degi~tigi icin ozneldir. Kisacasi Russell'm kurammda bir turncenin anlami kis-men nesnel, kisrnen de ozneldir.

    An 1am ll o lu p d a g on de rg es i o lm a ya n b ir te rim e o rn ek v er in iz . B u te rim i b ir tiim c en in o z -nest konumundakul landlgtnlzda 0 t iimce dog ru ya da yanl t~ o la b il ir m i ?iCilemve KaplamOil felsefesinde ozellikle Carnap'm etkisiyle yerlesmis olan teknik bir aynm da "ic-lem" ile "kaplam" arasmdaki aynmdrr. Ancak bu aynmm nasil yapilacagma dairfelsefeciler arasmda bir uzlasim bulunmaz. Bazilan bir terimin kaplamiru 0terimingondergesi ile, iclemini ise anlami ile ozdes tutarlar. Bu durumda iclem/haplasn.aynml, anlamlgonderme aynrnryla aymdir. Ancak ~ogu felsefeci, ytiklemlerin kap-lamlan ile gondergelerini birbirinden aylm. Ornegin "Cimen yesildir" tiirncesininytiklemi olan "yesildir" teriminin gondergesinin ye~illik niteligi ya da ye~il kavramioldugunu soyleyen bazi felsefeciler, bu yuklemin kaplarmni tum ye~il nesnelerinkiimesi olarak ele alir. Frege'nin de paylasugi bu goruse gore, yuklemlerin gonder-geleri ile kaplamlan hicbir ~ekilde aym olamaz. Eger "yesildir" yuklerninin gonder-gesi kaplarm ile aym olsaydi, "C;;:imenyesildir'' derken cimenin bir kume oldugunusoylemis olurduk. lclem konusunda da tam bir uzlasuna rastlayarnayiz. Kimine go-re bir terimin iclemi, 0terimin anlarmdir; bazilanna gore ise terimin iclemi, 0teri-min kaplammi belirleyen karmasik bir yapidir.

    BaglamC;;:ogudilbilimci ve dil felsefecisine gore terimler ancak bir baglarnda anlam ifadeeder. Baglamm en onemli unsurlarmm basmda, zaman ve mekan gelir. Ornegin"Turkiye'nin Curnhurbaskaru laiktir" tumcesinin oznesinin kime gonderme yapti-gl, zamana gore degisir. Benzer bicimde "Hava yagrnurlu" gibi bir tumce de hemzamana hem de rnekana bagh olarak anlam kazamr. Diger yandan bazr durumlar-da bir tumcenin ifade ettigi anlam, 0ttimcenin kullamldigi ortamm bazi ozellikle-rine, tumceyi kullananm ve dinleyicilerin niyetlerine, inanclanna baghdir. Ozellik-le kisi ve e~ya zamirlerinin kullamldigi tumcelerin anlam ve gondergelerinin be-lirlenmesinde bu baglamsal unsurlar onern kazarnr. Ornegin "0 cok iyi bir insan-di'', "Sunu versene!" vb. turncelerde, yalmzca sozcuk anlamlarmdan yola cikaraktumce anlamma varamayiz. Diger yandan ozellikle Grice'm etkisiyle genelde ka-bul gormus olan tumcenin anlami ile 0tumceyi kullanan kisinin ifade ettigi an-lam arasmda yapilan aynmda da baglam ozgul bir rol oynar. Grice'in orneginde

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    15/24

    Unite 10 - Di I Felsefesi 231"Polis geliyor" nimcesinin bir baglamdaki tumce anlami ile, 0tumceyi kullananbirinin ifade ettigi anlam birbirlerinden farkh olabilir. Kullaruci bu tumce ile "Ha-di kacahm" gibi bir du~unceyi dile getirebilir. Bu durumda kullarucmm ifade etti-gi anlarru belirleyen baglamsal unsurlar, tumce anlarruru belirleyenlerden dahakarmasik olacaktir.

    Frege'ninki gibi semantik agirhkh kuramlarda, bir dilin turnceleri (ki bunlar ge-nelde sonsuz saytdadir) 0dili konusan kisiler tarafmdan hie kullarnlmarms olsalarbile bir anlam ifade ederler. Ornegin "Aristoteles'in annesi besinci dogurn gunu-nun sabahmda hafif bir kahvalti etti." gibi btryuk ihtimalle daha once Turkcede hiekullarnlmarms olan bir tumcenin, buradaki kullammmdan once de bir anlarm var-dir, Diger yandan bu gorii:~Wittgenstein (gee donern, bkz. s.277-279) ve Strawsongibi bircok felsefeci tarafmdan elestirilmistir.

    Ozne veYiiklemOzellikle Kant'm etkisiyle felsefi terminolojiye yerlesmis olan ozne/yuklern aynml,hem dilbilimde hem dil felsefesinde ve ozellikle sentaks alanmda cok temel bir roloynar.

    Kant'in Almancada "Praedikat" olarak ifade ettigi ve "yuklem" olarak cevirdigi-miz terim, bazen bir tumcenin sentaktik bir par~asml ifade ederken bazi durumlar-da da bir nesneye yii:klenen niteligi ya da ozelligi kasteder. Bu ~ift anlamhhgi or-tadan kaldirmak icin Frege, yii:klemi bir tumcenin sentaktik bir par~asl olan bir te-rim olarak kabul eder. Gumirmiz felsefesinde genel kabul goren bu goruse gore,bir yii:klem ile 0yuklemin bir tumce icinde ifade ettigi anlam birbirlerinden aynhr.En yaygm olarak kullamlan "yuklem'' tarumi soyledir: "Bir tumcenin ozne konu-mundaki terimini ~lkardlglffilzda tumcenin geriye kalan bolumu, 0tumcenin yuk-lemidir." Basit ozne/yuklem formundaki tumcelerde yuklemin islevi, oznenin gon-derme yaptigr nesneye bir ozellik ya da nitelik yuklemektir. Mannk terminolojisin-de "Cimen yesildir" tumcesindeki "ye~ildir" tiirii yii:klemlere "tek bosluklu yii:klem-ler" deniyor. Ancak "Ahrnet Ayse'den uzundur" uimcesinin yuklemi bir nesneyenitelik yuklemek yerine iki nesne arasmda bir iliski kurar. Bu tur yuklemlere de"~ift bosluklu yii:klemler" diyoruz. Benzer bicimde u~ ya da daha cok nesne ara-smda iliski kuran tiirde yuklemler de bulunur. Oaha once sozli edilen niceleyicilerde yuklern olarak kabul edilir. Ancak bunlar, bir nesneye degil bir kavrama, birozellige ya da bir nitelige yii:klenir. Ornegin "Ejderha yoktur" turncesinde yer alan"yoktur" yii:klemi bir hayvana degil bir kavrama Cejderba kavramma) yuklerne ya-pip bu kavramm bos oldugunu, yani hicbir nesneye dogru olarak yuklemleneme-yecegini ifade eder. Bu tur yuklemlere de "ikinci-dereceden yuklem'' denir.Turkcedeki "ozne'' sozcugu (ve neredeyse tum dillerdeki karsihklan), birden

    cok anlam ifade eder. Oil ve mantik felsefesinde bir tumcenin oznesi dedigimizdegenelde kastettigimiz, 0nimcenin ozne konumunda yer alan terimidir. Tipki yuk-lem gibi, ozne de bir dile ait ve harf veya karakterlerden olusan sentaktik bir un-surdur. Buna bazilan "sentaktik ozne" der. Ornegin "Ahrnet cok ~ah~lyor" turnce-sinin oznesi Ahmet'in kendisi degil "Ahrnet" ismidir. Diger yandan bir turnceninhakkmda oldugu ~eye de (bu durumda Ahmet'in kendisine) genelde "mantiksalozne" ve Frege gelenegindeyse "nesne'' adiru veriyoruz.Oil felsefesinin temel sorunlanndan biri de ozne ile yuklerni tumce icerisinde

    bir arada tutan seyin ne oldugu konusudur. Frege'ye gore yuklem, bosluklu (doy-manus) bir terim iken (sentaktik) ozne, bosluksuz (doyrnus) bir terimdir ve bu sa-

    K ant d a d a h i I b i r~ okfe l s efe ciy e g iir e in s a nd u ~ u nc esi, h er k u I tu r v e h erd il i~ in h e p ii zn e/ yu k le mfo rm u n da d l r.

    Y u kle rn , b ir tu rn ce nin iiz nek onu m u n d a k i te rim i ni~Ik a r d l g l m rz d a tu m c en i ng er iy e k a la n b iilu m u d u r.

    S en ta k ti k iiz n e , h a r f v ey aka r a k t e rl er den 0 1 u sa n v eiiz ne k onu m u n d a y er a I ante rim d ir . M a ntlk sa l iiz ne is e,b i r t u r nc en in h a k k r n d ao ld u g u ~ e yd ir .

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    16/24

    2 3 2 Felsefe

    R u ss el l g i b ib i r ~ ok f el s ef ec i,d Gn ya h a k km d a ki b i rt um c e nln a n la r nh o la b il m es ii~ in b ir id dia i~ e rm e sig e r ek t ig i ni s a v u nu r .D ola Y ls ly la b ir tu rn ce n ed og ru ne d e y anh ~ b ir ~ eys ti yl G y or s a b i r i d di ai ~ erm i yo r d em e kti r k i b ud ao t u rn ce nln a nla m SI Zo l du g u nu g t is te r ir .

    yede ozne, yuklemin bosluguna oturarak birlikte bir tumceyi olustururlar. Gunii-rnuz felsefesinde haH. kabul goren ve Kant felsefesinin onernli savlarmdan biriolan bir gorii:~e gore insan du~uncesi, temelde ozne/yuklern formundadir. Digeryandan Wittgenstein'm erken ve Russell'm Mannksal Atomizm donemlerinde sa-vunduklan bir goruse gore, gercekligi olusturan olgular da ozne/yuklern formun-dadirlar. Dolayisryla dil felsefesi icerisinde yer alan bu sentaktik aynmm, felsefe-nin ozellikle epistemoloji ve varhkbilirn gibi temel alanlarmda dogurdugu bircokonernli sonuc, felsefe tarihinde onemli yer tutar.

    Oogruluk OegeriSemantigin temel konularmdan biri olan dil-dunya iliskisini, bir tumce ile 0tum-cenin dogruluk degeri arasmdaki iliski cinsinden de dusunebiliriz. Klasik gorii:~egore dunyaya dair bir dusuncemizi dile getirdigimiz bir tumce, eger dunyada birolguya karsihk geliyorsa dogru, gelmiyorsa yanhstir. Ancak 20. yUzyll felsefesindedogruluk uzerine farkh kuramlar da gelistirilmistir. Modern rnannkta genelde yal-rnzca iki dogruluk degeri (dogru ve yanhs) oldugu gorii:~u hakim olsa da u~ veyadaha fazla degerli mantik dizgeleri de ortaya cikrrnstir.Oil FElSEFESiNiN KlASiK PROBlEMlERiNOENORNEKlERRussell, dil felsefesinin klasik makalelerinden biri haline gelmis olan "On Deno-ting" adh ~ah~masmda, bir dil kurarruru smamak icin u~ temel semantik problem-den soz eder. Bunlardan ilki, felsefe tarihinde farkh bicimlerde ve genellikle var-hkbilimsel bir sorun olarak ortaya ~lkml~ olan "gonderimsiz terimler" ile ilgilidir.Russell'm rneshur orneginde "Fransa'run simdiki krali keldir" nirncesinin ozne ko-numundaki "Fransa'run simdiki krali" teriminin, bu dunyada bir kar~lhgl (yani gon-derme yaptigr bir nesne ya da kisaca gondergesi) yoktur. Bu durumda turncenindogru bir say one surdugunu soyleyerneyiz. Her anlamh savm ya dogru ya da yan-h~ oldugunu varsayarsak bu tumcenin dogru olmadigina gore yanhs oldugu sonu-cuna varmarmz gerekir. Ancak 0durumda da mantigm bir baska kurah olarak ka-bul goren "Eger bir turnce yanhs ise, 0turncenin mantiksal degili dogrudur'' savi-m kabul edersek "Fransa'run simdiki krah kel degildir'' tumcesinin dogru olmasigerekir ki bu da kabul edilebilir gibi gorunmez, Russell'm bu soruna kapsamh bir~ozii:mu vardir. Russell, bu tur gonderimsiz terimlerin bulundugu turncelerin ~o-zurnlenmesinde Frege ile ozde aynhr. Frege'ye gore bir tumcenin oznesi gonde-rimsiz ise 0tumce ne dogru olabilir ne de yanhs; ancak soz konusu tumce yine deanlamli olabilir. Russell'a gore ise her anlamh tumce ya dogru ya da yanhs olmasigerektiginden, 0bu tur turnceleri gelistirdigi "Betirnlemeler Kurami" ile farkh birsekilde ~ozumler.Antik donemden baslayarak felsefe tarihinde cok tarnsilmis bir problem de var-

    Ilk savlanna dairdir. Bir seyin var olmadigmi soyledigimizde, gorunuste once 0varolmadigirn savladigmnz ~eye gonderme yaplp soma da 0seyin var olmadigiru soy-leriz ki bu da savi celiskili kilarrms gibi gorunur. Ornegin "TamIyoktur" turncesin-de, ozne konumundaki "Tarin" adr eger Tann'ya gonderme yaplyorsa pesinenTann'run varhgim kabul etmis gibi gorunuruz. Daha soma onun yok oldugunusoyledigimizde de ~eli~kiye duseriz (unitenin basmda verdigimiz ornek olayi hatir-laym). Diger yandan, eger "Tarin" admm hicbir ~eye gonderme yaprnadigmr var-sayarsak da savrrruzm mantiksal bir oznesi bulunmaz. tid turhi de dogru olarak bir

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    17/24

    U nite 10 - D i I Fe lsefes i 233seyin var olmadigmi soylemek olanakh olmaz. Bu sorun, oncelikle ontolojinin te-mel bir problemi olarak ortaya ~tkml~ve sorunun ~ozUmune yonelik ilginc varhkkuramlanmn gelisrnesine neden olrnustur. Bunlar arasmda en etkili olam Mei-nong'un kuramma gore, her dusuncenin bir nesnesi olmasi gerektiginden, yoklu-gunu savladigmnz nesnelerin de birer "dusunce nesnesi" oldugu sonucu cikar. Budurumda zaman-rnekan icinde yer almayan ve varhgi olmayan nesneler bulunur.Meinong ontolojisini reddeden Russell, varhk felsefesinin bu temel problemine dilfelsefesi icinde bir ~ozum getirir. Russell'a gore varhk turnceleri gorunuste basit oz-ne/yuklern formunda gorunmelerine karsm, derin sentakslan cok farkhdir. Bununnedeni "varhk" yukleminin normal bir yuklern olmamasmdan kaynaklanrr. Fre-ge'nin de Russell'dan bagunsiz olarak savundugu bu goruse gore, "varhk" yukleminesnelere degil kavramlara yuklenen ikinci-dereceden bir yuklemdir. lste bu say,modern mantigm kurulmasmda cok onernli bir yer tutan "niceleyici'' kavrammmdogmasmi saglamisur. "X vardir" formunda bir tumcede, "X" bir nesneye degil birkavrama gonderme yapar ve "vardir" yuklemi de 0kavramm altma dusen en az birnesne bulundugunu soyler, Frege ve Russsell, bu goruslerinden yola ~lkarak biryandan modern niceleyici mantigm kurulmasma yol acmislar, diger yandan saylgibi matematiksel nesnelerin aslmda mantiksal nesnelere indirgenebilecegi sonu-cuna varmislardir. "Mantiksalcihk" olarak tarihe gecmis bu kurama gore tum mate-matiksel onermeler, manttksal onermeler ninine indirgenebilir. Ancak daha somaRussell'm ortaya ~tkardlgl bir paradoks (Russell'm Paradoksu) Mantiksalcihk proje-sinin ~okmesine neden olmustur.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    18/24

    234 F"I~"j"

    Oze t}1il [eisejesi ni n ~.aZl~';fnaalanlart r.lar: sentaies:s ema ru ll ne /~rt.1Hlna!ik!arasindalei ayrfrniarlbelirle vehi ltne k.nil fcl"dec,inin ,:ah~ma alanlanndan ola n c,enLak,dilin yap,c,m, arastmr SenLakc, alarunm kururusukalvul c dilcn Frege'\'e ghre hac,iL ut mcclcr, (.7.nevc yulclcrn olarak iki manu kc,al kaLegorive avn hr.I\una ghre oznc ko numu ndaki t.crirn t.c k hir ncs-neye ghndume vaparkc n ncs ncvc nitdik atfct-mcrnizi "aglayan vuklcm konumundaki t.crirn debirlurindcn farkh kavramlara './'7.neicrc) ghndu-me yapaluhr. ()7.ne konumundaki tcrimlcr, (.7.dadIar 01ahi Ic cd: lcr i g ihi, ki ~i vc nec'n e za m iric-rin dc n olusan Lekil tcrimlcr de o lalvilir nil fclc,e-k"inin hir digu ,:ah~ma alarn olan scm ant.ik , tc-mcldc "ordugu "Anlam nc dir?" c,Ofuc,uvia tc rirnlc-rin an lamia n li7.uinde n.gu n la~an hi r aland: r.I\ir ut mrcv i farkh hir dilc ,:evirdigim izd.: anlam-Ian aynl olan iki farkh turr:c cldc cdcr iz ltu du-rum.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    19/24

    ll nite 10 - D il F e l,e ie ,i 2 3 S

    duge"i. hir turn Ce i(:uic,inde ki hi r t .crirn ilc hir~ey :lr:l"md:lki C,OYllLliskivc k:lr~l hk gclirken hirtcrirnin pr:lglTI:lLik gi>ndugec,i, hu tcrirni hir ut m-Ce i,:cri"inde ku llanan ki~inin hal isctrnck ic,Ledigi~eye k:lr~l hk ge lir nil fc Ic,cfec,inin hir h:l~k:l Le-mel kavrarru, i(:lem vc kaplarndir. Kimi fclc,deci-len; gi>re hir t.crirn in kaplarru, 0tcrirn in gi>ndcr-ge"ini. hir tcrirn in i(:kmi de 0tcrirn in anlam irnolu sturur ....ncak hin:ok fclc,deci, kaplam ilc gim-dcrgcy: :lyn tut.ar. ltu na gi>re vu klcrn konumun-da ycr alan tcrimin gi>ndugec,i, vu klcrn in niLeligiy:l da kavrarm ikcn vu klcrnin kaplarrn hu vuk lc-min olu st.urdugu nec,nekr klimec,i olarak ek ali-mr. (lnemli hir ha~ka kavrarn da haglam kavra-ITIldi r ';~ogu di I fc Ic,decic,i t.crirn lc rin anrak hirh:lghm i,:uic,inde anl ar n ifadc cttiklor in i savu-nur. I\:lghm kavrarrnrn olusturan unsurlar arasm-da: utmcekrin zam an vc me Idna gi>re anlam ka-zanmalan, turncenin ku llamldijn ortarn in i>7.ellik-lcri, Llimceyi kullanarun vc dinlcvicilc rinin nivct-lcr i vc inanrla n YU ahr (l7.ne vc vu klcrn kav-ram lan da dil fclc,cfec,inin uzcrindc du rdugu kav-rarnlardandir Fn yaYgm vuklcrn tamrruna gi.re,Inr rum renin oznc konumundaki t.crirn ini ' :' kar-d,gllTIl7.d:l ut mrcrun gui\'e kalan hi>lli murre, 0rurnccnin vu klcmi ad1vcrilir Yuklcmlcr i~kvkri-nc gi>re t.c k ho~ luk lu, (:i ft ho~lu klu, iki nr i-dcrc-ceden yli k lcrnlcr olarak avn hr. (l7.ne kavrarrumda "enL:lkLik vc rn a nukc,al oznc olarak avirahili-riz. Hun:l gi>re 7.ne ic,e hir Llimcenin loak-kmd:l oldugu ~eydir nil fc I c,dec,inin Lemel kav-r:llTIhnnd:ln olan dogrulu k degcri kavralTIl, ek:lilTIl~ oldugumu7. c,on kavra md1r nil ik dlinvaili~ki"ini hir Llim Ce ik 0Llimcenin dogruluk de-gcri :lrEmdaki ili~ki cinc,inden de ek alahiliri7.(lrnegin klac,ik gi>rli~. dlim'a\'a dair hir dli~lince-mi7.i dilc gcLirdigimi7. hir Llimcenin, eger dli nva-d:l hir olguya kar~l hk gelin.rc,a dogru, gclm ivor-';a \'anll~; r.ldugu nu kahul drni',;lil'

    Dl] , t t ? I . ' : : . t::(e.';.i r i ir: p la.' ; . j i ! /)Y(lhif! rnieri rld~rl r : ; Y N ~ k ! If ! Yierebilmelenil fd,de"inin klasik problcrnlcrindcn hiri, Rus-"ell'm ortaya koymu ; oldugu gi>nduimc,i7. tcrim-lcr il.: i Ig iii di r 1\ u""e ll'inhu kon uda ki me~I ru r or-negi, "Fransa'run ~imdiki kr ah kcldir" ut ITlcec,idirI\u turru-cnin i>7.ne"i olan "Fransa'ru n ~imdiki kra-li" t.criminin gi>ndcrge"i yoktur Sorun. hiwk hirdururrida hu rum renin dogru va da van h~ hir savil cr i "lirdliglinli "i>ykdigimi7.de i(:ine dli~Lligli-rnuz dururn du r. Frege'ye gi>re hir turn cenin i>7.-ncsi, ghnrlL:r irn:-:.i7. hir tcrim is .c ( } utmrc nc dog-rudur nc de y:lnh~L1r; :lnc:lk vine de anlamh ola-bilir I\u""ell':I gi>re i"e I rcr anlarn h utmrc dogruy:l da y:ln h~ olrn E1 gcrd:Ligi ndc n gi>ndcrim siztcrimlc rl.: ilgili "orun. ln~k:l turlu (;I'7.li mlcnrn eli-dir Nit.ckim 1\ U""e II bu "orunu IkLimkmekr Ku-rarru il.: ykri 7.vc hu da ,,:1\'1 , :el i~kili ki larrrn~ gihigi>rlinlir. ~kinong ontolojixinc gi>re. lrc r du sun-rcnin hir ne"ne"i olmE1 gcrd:Liginden voklugu-nu ,':lvhd,gllTIl7. ne"nekrin de lvirc r dli~lince ncs-ne"i olrn E1 gerd:m ckt.cd ir. Russc II hu c,orunaMeinong'L:ln farkh olarak dil fclc,dec,i i(:uic,indehir re hu sorun: varlik vuk-l cm inin, diger yuk lcm lcrin ahi nc , norma I hiryuklcm olmarn Emd:ln kaynaklanm aktadir Rus-"ell':I gi>re varhk vu klcmi nec,nekre degil kav-rarnlara yuk lcmr \'e 1m yli7.den ikinci-dcrecedenhir ylikkmdir.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    20/24

    236 Fel sefe

    Kendim i zi S inaya llm1 . A;lagldakilerden hangisi dil felsefesinin arastirdigralanlardan biri deglldJr?

    a. Dilin yaprsib. Dillerin ortaya pkl;l sektllcrtc. Dilin kullarurrud. Dilin dunyayla olan iliskisie. Terirnlerin anlarru

    2. A;lagldaki sorulardan hangisi dil felsefesinin calismaalanlarindan olan sernantigin arasurdigi bir sorudur?

    a. Terimlerin birlikte bir tiimce olusturrnasim sag-layan ;ley nedir?

    b. Bir tiimcenin bir dil icinde ifade ettigi anlam ile,o tiimceyi kullanan kisinin dile getirmek istedi-gi anlam arasmda nasil bir iliski vardir?

    c. Bir tiimceyi olusturan terimler rnantiksal olaraknasil cozumlcncbilir?

    d. Bir terimin anlarru ile dunya arasindakt iliskinedir?

    e. Tum dillerin yapilan temelde aym rmdu?

    3. Dil felsefesinin ~ali;lma alanlarindan biri olan sen-taksla ilgili olarak asagrdaki iddialardan hangisiyan.h~tu?

    a. Daha once duyrnadigirmz bir tiimceyi ilk defaduyrnarruza ragmen anlayabilmemizin nedenle-rind en biri kullandigumz dilin sentaktik yapisidir.

    b. Az sayida basit terime sahip bir dogal dilde coksayida turnce kurabilmernizi saglayan sey turn-celerde yer alan yuklemlerin birbirinden farkhnesnelere uygulanabilir olmasidir.

    c. Bir tiimce icerisinde yer alan ozne konurnunda-ki terimin tek bir nesneye gonderme yapmasirusaglayan sey ozne konumunda yer alan terirnle-rin her zarnan icin ozel adlar olmalandir.

    d. Bir nesneye betimleme yoluyla da gonderrncyapilabilir.e. Ozne konumunda yer alan "0", "bu" gibi kist ve

    nesne zamirlerinden olusan tekil terimler de nes-nelere gonderme yapmak icin kullarnhr.

    4. Gonderme kavrarru ile ilgili iddialardan hangisiyanh~tu?

    a. Bir turnce icerisinde yer alan yuklern terimininneye gonderme yaptigi konusunda felsefecilerarasmda bir uzlasirn saglanamarmstir,

    b. Bir terim ile bir nesne arasindaki iliski "gonder-me" kavrami ile aciklamr.

    c. Gonderme kavrarru, hem dil ile diinya arasinda-ki hem de dusunce ile diinya arasindaki baglan-tiyi kurrnarruzi saglar.

    d. iki terimin ayru nesneye gondcrrnc yaprnast du-rumunda bu terimlere "esgondcrimli" terimleradi verilir.e. Bir terimin semantik gondcrgest ile pragmatikgondergesi her zaman aynidir.

    5. A~agldaki terirn ciftlcrindcn hangisi esgondcrimlideglldir?

    a. Kusluk vakti-Aksarnustub. Thales-llk tozun su oldugunu savlayan felsefecic. Belcika'nm baskcnti-Brukscld. Tiirkiye'nin ilk kadm tiyatrocusu-Afife Jalee. Persembe-Haftarnn dorduncu gunu

    6. A~agldaki terimlerden hangisin in gondcrgesiyoktur?

    a. Tiirkiye'nin en zengin adarrub. Dunyarun en zengin adarruc. Gunes sisteminin yirminci gezegenid. Diinyadaki kadm pilotlare. Tarihteki ilk insan

    7. Asagidakt anlam uzerine gelistinlen kuramlardanhangisi gercekciligi dile getirir?

    a. Anlarn, insarun zihninde ya da beyninde yer ahr.b. Anlarn, insarun zihninden ve dilden bagimsizdrr.c. Anlam, sozcukleri duydugurnuzda verdigimiz

    davrarussal tepkilerde yatar.d. Anlam, sozcuklerin birbirleriyle girdikleri ili;l-

    kilerin olusturdugu kavramsal cerceve icindeolusur.

    e. Anlarn, tiimcelerin dogruluk kosullannda yatar.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    21/24

    Un ite 10 - D il Fel sef es i 237

    8. Dil felsefesinin tem.el kavramlanndan olan ozne veyuklern kavrarnlanyla ilgili olarak asagidaki iddialardanhangisi yanh~ttr?

    a. Harf veya karakterlerden olusan ve tiimceninozne konumunda yer alan terime sentaktik oz-ne adi verilir.

    b. "Erhan akilltdrr" tiimcesindeki "akrllrdir" yukle-mi tek bosluklu bir yuklerndir.

    c. "Serhat Ferhat'tan kisadir" turncesinin yuklemiikinci dereceden bir yuklerndir.

    d. Bir turncenin ozne konumunda yer alan terimi-ni cikardigimizda turncenin geriye kalan bolu-rnune 0tiimcenin yuklerni adi verilir.

    e. Bir tiimcenin hakkinda oldugu seye mannksa!ozne ya da kimi felsefecilere gore nesne adiverilir.

    9. A;iagldaki turncelerden hangisi Frege'ye gore ne dog-ru ne de yanhs olan ancak anlarnh kabul edilebilecekturnceye bir orncktir?

    a. "Ay dunyarnn uydusudur."b. "5+7=14."c. "Ankara Tiirkiye'nin baskentidir."d. "Dunya kendi ekseni etrafinda donrnez"e. "Turkiye'nin ~imdiki padisahi san sachdir."

    1 O . Dil felsefesinin Varhk savlan ile ilgili olarak a;iagl-dakilerden hangisi saylenemez?

    a. "Ucan hah" gibi varolrnayan bir seyi "ucan ha-l!yoktur" tiimcesiyle ifade etmeye calisrnakproblemlidir.

    b. "Ucan halt" adirun gondergesi olrnadigirn varsa-yarsarn, "ucan hahlar hep siyah olur" gibi birtumcerun mantiksal bir oznesinin olmadigiru ka-bul etmek zorunda kalmrn.

    c. Zaman ve rnekan tcmde yer almayan dusuncenesnelerinin bulundugunu soyleycbilmck icinvarhk yukleminin nesnelere dcgil kavrarnlarayuklendigini savlarnak gerekir.

    d. Varhk savlan ile ilgili ortaya cikan sorunlara kar-~I gelistirebilecegirn bir yol, her dusuncenin birnesnesi oldugu ontolojisini gelistirm ek olabilir.

    e. Varhk savlan ile ilgili sorunlara karst gelistirebile-cegirn bir yol, "varlik" yUkleminin diger yuklem-lere bcnzcrncdigi iddiasindan yola cikarak, buyuklerni iceren turncelerin sentakslanrun ayn ola-rak irdelenmesi gerektigini savunrnak olabilir.

    Okuma Par~aslFelsefj {:oziimlemenln DogaslFelsefenin tarnmlar sagladigmi one surmernizden, filo-zofun islevinin ahsilrrus anlarnda bir sozluk derlemekoldugu anlarm cikanlmarnahdrr. C;:iinkiifelsefenin sag-Iarnasi gereken tamrnlar, sozcuklerde bulrnayi bekle-diklerirnizden ayn turdendir, Bir sozcukte, bashca, be-lirtik (explicit) diyebilccegimiz tarumlan; felsefedeysekullarumdahi (in use) tarumlan aranz. Kisa bir acikla-rna bu aynrrun dogasim daha belirli kilabilir.Bir simgeyi belirtile olarak tarumlamak icin, onunlaesanlarnh olan bir baska simge ya da simgesel anlatirnortaya koruz. "E;ianlamh" sozcugunun buradaki kulla-rnhsi 0yoldadir ki, bir dildeki iki simgeden, eger veancak, ikisinin de anlamh olarak icinde yer alabileccgtbir turncede, birinin dogruca otekmm yerine konma-siyla, her zarnan birincisiyle esdeger bir tumce ortayacikryorsa, bu iki simgeye esanlarnh denir. Aym dilin ikiturncesi, cger ve ancak, bunlardan biriyle birlikte bulu-nan belli bir tumceler takirmmn gerektirdigi her tumce-yi otekiylc birlikte olan ayru takimda gerektiriyorsa buiki turncenin csdcger oldugunu soyleriz. "Gerektirme"(entail) sozcugunun bu anlarrunda bir t turncesiyle an-latilan bir onerrne, bir s tumcesiyle anlatilan onerrnc-den crkanlabiltyorsa s, t'yi gerektirir denir; p onerrnesi-nin yadsmrnasmin q'nun savlanrnasryla ~eli;ikili olrnasidurumunda da, p, q'dan cikanlabilir ya da onun sonu-cudur denir.Bu olcutlcrm edinilrnis olmasi, olagan konusrnada veri-len tarurnlardan buyuk bolumunun belirtik tarumlar 01 -dugunu gormernizi saglar, Ozellikle Aristoteles'ci man-tikcilann cok dikkat ettikleri per genus et differentiamtarnrn surecinin her zarnan, yukaridaki anlarnda belirtikolan tarurnlar verdigtni belirtmekte yarar var. Boylece,bir gozcuyu goz doktoru diye tarumladrguruzda, ingilizdilinde "gozcu" ve "goz doktoru" simgelerinin esanlam-li oldugunu savlarrus oluyoruz. Genel olarak denebilirki, bu bicimdcki tarurnlarla bagintih olarak mantikcila-rin tarnsugi butun sorunlar, belli bir dilde belli bir terimicin esanlamli sozcukler bulrnamn olabilir yollanyla il-gilidir. Biz bu konulara kendiligirnizden girrrieyecegiz:cunku bunlar bizirn ~u siradaki felsefenin yonterniniaciklarna amacirruzla ilgili degildir. Daha once de dedi-girniz gibi, filozof belirtik tamrnlann degil kullarumda-ki tarumlann saglanmasiyla ilgilidir.Kullansm dahi bir sirngeyi, onun baska bir simgeninesanlarnhsi oldugunu soyleyerek degil de, onun, icindeanlamh olarak ortaya pktlgl turncelerm, tarurnlanarnn

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    22/24

    238 Fel sefe

    Kend im iz i S in ay allm Van lt A nahta rl(definiendurn) kendini de, onun hicbir esanlamhsim daicermeyen csdcger turncelere nasil ccvrtlcbildigini gos-tererk yapariz. Bu surecin iyi bir orneklemesint Ber-trand Russell 'm, olagan anlarruyla bir kuram olrnayip,";ioyle ve ;ioyle" bicimindeki butun turncelerm tarum-lanmasi gereken yolu gostercn, belirli betimlemeler ku-rami saglar, Bu kurarna gore, bu bicimdeki bir simgeselanlatirru iceren her turnce, bu tur bir anlatirru icerrne-yen fakat, belli bir ozelligi, bir ve ancak bir nesnenin ta-;ildlgml savlayan bir alt-turnce iceren bir turnceye cevri-lebilir. Boylcce, "Yuvarlak kare varolmaz" turncesi"Hi!;bir nesne hem kare hem de yuvarlak olarnaz" turn-cesiyle csdcgerdtr: "Waverly'nin yazan Iskoctur" turn-cesi de "Waverly'yi bir ve yalruz bir ki;ii yazdi ve bu ki-;iiIskoctu=yla esdcgcrdtr. Bu orneklerden birincisi bize,bir olumsuz varolussal turncenin oznesi olarak ortayacikan bir belirli betimleyici cumlcctgin (phrase) elenmeyolunun tipik bir ornegini: ikincisi de, baska tipten her-hangi bir llimcenin herhangi bir yerinde ortaya cikanherhangi bir belirli betimleyici cumlecigin e1enme yolu-nun tipik bir ornegini saglar. Demek ikisi birden, belir-li bir betimleyici cumlectk iceren herhangi bir turncedeanlatilan seyin, oylc bir curnlecik kullanmadan nasil an-Iatilacagmi gosteriyorlar. Boylcce, bize bu turncelerinbir kullammda-tamrnuu saglamis oluyorlar.

    Kaynak: Ayer, A.J. (1936). Dil, DogruIuk ve MantJk.ceviren: V. Hacika diroglu, istanbul: Metis Yayinlan,1984, s.45-47.

    Yarutiruz dogru degilse, unitenin "Giris" bolu-rnunu yeniden okuyun. Dillerin ortaya pkl;i se-killerinin dil felsefesinin arasnrdigi konulardanbiri olmadigim goreceksiniz.Yarutiruz dogru degilse, unitenin "Sentaks, Se-mantik ve Pragmatik Aynrru" bolurnunu yeni-den okuyun. "Bir terimin anlarru ile dunya ara-smdaki iliski nedir?" sorusunun semantigin birsorusu oldugunu hatirlayacaksimz.Yarutiruz dogru dcgilse, unitenin "Sentaks, Se-mantik ve Pragmatik Aynrru" bolurnunu yeni-den okuyun. Ozne konumunda yer alan terim-lerin her zarnan icin ozel adlarla sirurlr olmadik-lanru hatirlayacaksimz.Yarutiruz dogru dcgilse, unitenin "Dil Felsefesi-nin Temel Kavrarnlan" bolurnunu yeniden oku-yun. Bir terimin semantik gondcrgcsi ile prag-matik gondcrgesinin farkh olabileccgi durumla-rm oldugunu ogreneceksiniz.Yarutiruz dogru dcgilse, unitenin "Dil Pelsefesi-nin Temel Kavramlan" bolurnunu yeniden oku-yun. "Kusluk vakti" terimi ile "Ak~amuslli" teri-minin csgondcrimli olmadigim anlayacaksiruz.Yamttruz dogru degilsc, unitenin "Dil Pelsefesi-nin Teme1 Kavrarnlan" bolurnunu yeniden oku-yun. "Gunes sisteminin yirminci gezegeni" teri-minin anlarnli olmasma ragmen herhangi birgondcrgcsinin olmadigiru anlayacaksimz.Yarutmtz dogru dcgilse, unitenin "Dil Felsefesi-nin Teme1Kavrarnlan" bolurnunu yeniden oku-yun. Anlarrun, insamn zihninden ve dilden ba-grrnsiz oldugunu savunan gorii;iiin gercekcilikolarak adlandmldigmi ammsayacaksirnz.Yarutiruz dogru degilse, unitenin "Dil Pelsefesi-nin Temel Kavrarnlan" bolurnunu yeniden oku-yun. "Serhat Ferhat'tan kisadir" tumcesinde "Fer-hat'tan kisadir" yukleminin ikinci dereceden biryuklem degil, Serhat ile Ferhat arasinda "kisaolrna" iliskisini kurrnasindan oturu ctft boslukluyuklern oldugunu anlayacaksimz.

    9. e Yarutiruz dogru degtlse, unitenin "Dil Pelsefesi-nin Klasik Problemlerinden 6rnekler" bolurnu-nu yeniden okuyun. "Turkiyc'nin ~imdiki padi-salu san sachdir" turncesinin Frege'ye gore nedogru ne yanlis ancak anlamli bir tumce oldu-gunu anlayacaksiruz.

    10. c Yarutiruz dogru degilsc, unitenin "Dil Pelsefesi-nin Klasik Problemlerinden 6rnekler" bolurnu-

    l.b

    2 . d

    3. c

    4. e

    5. a

    6. c

    7. b

    8. c

    nu yeniden okuyun. Zaman ve mekan icindeyer alrnayan dusuncc nesnelerinin bulundugu-nu soylcyebilmck icin Meinong'un yaprrus 0 1 -dugu turden bir ontolojiyi benimsemek ve bu-na gore her dusuncenin bir nesnesi oldugunusavlarnak gcrektigini anlayacaksiruz.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    23/24

    S lra S izde Y anlt A nahtarlUnite 10 - D il Fel sef es i 239

    Sua SJzde1Icinde "inanmak", "bilrnek", "istemek" gibi insan zihni-nin edimlerine yonelik olarak kullarnlan fiillerin yer al-digt turncelerde, bu kurala karst ornekler bulmak belkirnumkun olabilir. Diyelim ki Ali yasadigi selur olan is-tanbul'un cok guzel olduguna inamyor ve ayru zaman-da Tiirkiye'nin baskentinin istanbul oldugunu samyor.Bunun sonucunda "Turkiye'nin baskenti guzel mi?" di-ye sordugurnuzda kendinden emin "Evet" diyor. Digeryandan tatil icin gittigi Ankara'yi da hi~ sevmernis. Budurumda "Ali Tiirkiye'nin baskentinin guzel oldugunainaruyor" turncesi dogru iken bu tiimcenin parcasi olan"Tiirkiye'nin baskcnti" terimi yerine, onunla esgondc-rimli olan "Ankara" adtru koydugurnuzda elde cdeccgt-rniz "Ali Ankara'run guzel olduguna inamyor" turncesiyanlis olur. Bu tur orneklerin gcrcektcn bu kurah rii-tup curutmedtgt, dil felsefesinde hala onemli bir tartis-rna konusudur.

    Sua SJzde2Felsefeciler tarafindan tartisilmis klasik bir ornege ba-kahrn: Bir partide daha once den tamdigirn bir hammarasthyorurn, yamnda da kocasi oldugunu sandigirn birbey ile tarnsrp keyifli bir sohbet ediyorum. Daha somayammdakine "Kocasi cok nazik biri" dcdigirni dii~iine-lim; bu durumda "kocasi" terimi ile kastettigim (gon-derme yaptigirn) bu bey olacaktir. Ancak varsayahrn kibu bey kadirun kocasi degtl ve gercck kocasi bir baskayerde. Bu durumda gorunuse bakihrsa benim "kocasi"terimini kullanarak gonderme yapngim ~ey (pragrnatikgondergc) ile terimin semantik gondergesi birbirlerin-den farkli olur. Bu ayrisrnaya karst cikryor gibi gorunenWittgenstein gee donerntnde, terimlerin kullarurndanbagrmsiz anlam ve gondcrgelerinin olmadigim savunur.i~te Wittgenstein'm "AnIam kullarurndir" seklmdc slo-ganlasan bu gorusunun 1~lgmda giden bazi dil felsefe-cileri sernantik gonderme kavrarmru turnuylc reddede-rek gonderrncrnn hep bir dil edimi olacagi gorusunusavunmuslardir,

    Sua SJzde3Goridergesi olmayan terimleri kullanarak olan ile 01 -rnayaru ayirt cdebiliyoruz, olmayan hakkmda dii~ ku-rabiliyoruz ve varlik uzerine sorular sorabiliyoruz. Bun-dan dolayi dil felsefesinin cok onemli bir konusu, butur terimler. Simdi ~oyle bir ornek ele alalim: "Turki-ye'nin ilk kadin cumhurbaskaru". ~u ana kadarki turn

    curnhurbaskanlanrruz erkek olduguna gore bu teriminbir gondergest yoktur. Bu terimi ozne konumunda kul-lanarak bir tumce kurahrn: "Turkiye'run ilk kadm cum-hurbaskarn felsefe egitirni gordu." Bu turnceyi okudu-gunuzda ne dcndigini anhyorsunuz, dolayisiyla turnce-ye "anlarnsiz" demek yanhs olur. Ancak tiimcenin man-tiksal bir oznesi yok; yani bir anlamda hicbir ~ey hak-kinda bir ~ey soylemiyor. Bundan dolayi bu tumce dog-ru olamaz. Ancak yanlis da demek cok yamltici olur;cunku tiimcenin yanhs oldugunu soylcrnck sanki birilk kadm cumhurbaskarnrmz varrrus da felsefe egitimigorrnernis izlenimini verir. Bundan dolayi Frege vebircok felsefeci, bu tur tiimcelerin ne dogru ne de yan-h~ oldugunu savunur. Tabi gelecekte bir kadin cum-hurbaskamrruz olursa bu tiimce, 0zarnan, dogru ya dayanhs olacak.

    Ya ra rla nlla n v e Bavu ru l ab ile c e kKaynaklarAltmors, A. (2000). Dll Felsefesl Sozliigii. istanbul:

    Paradigrna Yayinlan.Altug, T. (2000. Dile Gelen Felsefe. istanbul: Yapl

    Kredi Yayinlan.Aristoteles MetafizikAyer, A.J. (1936). Language, Truth andLogic.Gollancz

    Press. (Dll, Dogruluk ve Mantlk), ceviren: V.Hacikadiroglu, istanbul: Metis Yayinlan, 1984.

    Aysever, 1. (2002). "AnIam Sorunu", FelsefeTart.t~malarl, Pandora, 29. Kitap.

    Carnap, R. (1937). The Logical Syntax of Language.Routledge &Kegan Paul.

    Cevizci, A., (editor) (2003). Felsefe Ansiklopedisl, Cilt1, (Bkz. Anlam, Anlarna, Anlarnhhk, Anlambilim,Anlam Kurarnlari), istanbul: Etik Yayinlan.

    Cevizci, A., (editor) (2006). Felsefe Ansiklopedlsl, Cilt4, (Bkz. Dil, Dil Dusunce Iliskisi, Dil Felsefesi, DilFelsefesinin Tarihi, Dil Felsefesi Tarihi, Dil Oyunlari,Dil Sosyolojisi, Dil ve Feminist Ideoloji, Dil veKimlik, Dilbilg isi, Dilbilim, Dile Donus,Dilegetirilebilirlik Ilkesi, Dilin Ozerkligi, DillendirmeEdirni, Dilsel Cerceve, Dilsel Gore lilik Hipotczi),Ankara: Babil Yayinlan.

    Chomsky, N. (1965). Aspects of the Theory of Syntax.MIT Press.

    Cotuksokeri, B. (1990. "Kavrarn Kavrarru", FelsefeTart.t~malarl, Pandora, 10.Kitap.

  • 8/3/2019 Felsefe nite 10

    24/24

    240 Fel sefeDavidson, D. (1984). Inquiries into Truth and

    Interpretation. Oxford: Clarendon Press.Denkel, A. (1981). Yonletim: Dil Felsefesinde Bir

    Konu. Bogazici Universitesi Yayinlan.Denkel, A. (1996). Anlam ve Nedensellik. istanbul:

    Kabalci Yayinevi.Denkel, A. (1989). "Frege'nin Dil Felsefesi: Ana Cizgiler",

    Felsefe Tartt~malarl, Pandora, 5. Kitap.Denkel, A. (1994). "Dusunrne, Dil ve Anlam", Felsefe

    Tartt~mala1"1,Pandora, 16. Kitap.Donnellan, K. (1966). "Reference and Definite

    Descriptions", Philosophical Review 75, 281-304.Dowty, D. Wall, R.U., Peters, S. (1981). Introduction

    to Montague Semantics. Kluwer.Frege, G. (1892). "Uber Sinn und Bedeutung",

    Zeitschrift fur Philosophie und philosophischeKritik 100: 25-50 (ingilizceye ceviren: Black, M."On Sense and Reference", Translations from thePhilosophical Writings of Gotdob Frege. eds. M.Black and P. Geach, Blackwell Publishers)(Turkceyc ceviren: Elkatip, ~. (1989). "Anlam veYonletim Uzerine", Felsefe Tartt~ma1arl, 5. Kitap).

    Grice, H.P. (1989). Studies in the Way of Words.Harvard University Press.

    Hacikadiroglu, V. (1990). "Imleme mi Yoneltim mi?",Felsefe Tartt~ma1arl, Pandora, 9. Kitap.

    Hacikadiroglu, V. (1991). "Yine imleme ve Y6nletimUzerine", FelsefeT~malart, Pandora, 10. Kitap.

    Husserl, E. (1900). Logjsche untersuchungen. ErsterTeil: Prolegomena zur remen Logik. Halle a.d.S.:Max Niemeyer. (Ingilizceye ceviren: J. N. Findlay.(1973). Logical Investigations. London: Routledge.)

    Kripke, S. (1972). Naming and Necessity. HarvardUniversity Press.

    Kripke, S. (1979). "Speaker's Reference and SemanticReference", Contemporary Perspectives in thePhilosophy of Language. French, Uehling, andWettstein (eds.), University of Minnesota Press.

    Kuhn, T. (1970). The Structure of ScientificRevolutions, Chicago: The University Press.

    Locke, J. (1690). "Of Words", An Essay ConcerningHuman Understanding. Book III. (Turkceycceviren: V. Ha cika diroglu, (1996) . "SozcuklerUzerine", Ucuncu Kitap, Insan An11g1 Uzerine BirDeneme. istanbul: Kabalci Yayinevi,

    Martinich A.P. (1985). The Philosophy of Language.Oxford Univeristy Press.

    Meinong, A. (1904). Uber Gegenstandstheorie.Leipzig.

    Mill, J.S. (1843). "Of Names", A System of Logic.(Collected Works of John Stuart Mill (1963). J.M. Robson (ed.), Toronto: University of TorontoPress.

    Platon. Diyaloglar: Menon, Devlet, Cratylos.Putnam, H. (1975). "The Meaning of 'Meaning'",

    Language, Mind and Knowledge. (ed.Gunderson, K.) University of Minnesota Press.

    Quine, W.V. (1992). Pursuit of Truth. HarvardUniversity Press.

    Rizatepe, H. (1991). "Imlerneyle Ilgili U I; Gorus", FelsefeTartt~malarl, Pandora, 10. Kitap.Rizatepe, H. (1994). "Kavrarnlarin Edinilmesi Uzerine

    Dusuncelcr", Felsefe Tartl~malarl, Pandora, 17.Kitap.

    Rizatepe, H. (1996). "Kavramlar, Konulan veGelisrneler", Felsefe Tarusmalan, Pandora, 19. Kitap.

    Russell, B. (1905). "On Denoting", Mind. 14: 479-93.Russell, B. (1985). The Philosophy of Logical

    Atomism. Open Court, Illinois.Salmon, N. (1986). Frege's Puzzle. MIT Press.Searle, J. (1985). Expression and Meaning: Studiesin the Theory of Speech Acts. CambridgeUniversity Press.

    Sezgin, E. (1989). "Onerme Kavrarrurun Gelisimi",Felsefe Tartt~malarl, Pandora, 5.Kitap.

    Soykan, O.N. (1995). Felsefe ve Dil: WittgensteinUzerine Bir Ara~tlrma, Kabalci Yayinevi.

    Strawson, P. (1950). "On Referring", Mind 59: 320-44.Uygur, N. (1962) (1984). Felsefenin ~agnsl. istanbul:

    Rernzi Kitabevi.Uygur, N. (1962) (1994). Dilin Guru. Kabalci Yaymevi,Wittgenstein, 1. (1922). Tractatus Logico-

    Philosophicus. C.K. Ogden (trans.), London:Routledge &Kegan Paul. (Orijinal: (1921). "Logisch-Philosophische Abhandlung", in Annalen derNaturphilosophische, Vol. XIV, 3/4.)

    Wittgenstein, 1.(1953). Philosophical Investigations.G.E.M. Anscornbe and R. Rhces (cds.), G.E.M.Anscombe (trans.), Oxford: Blackwell.