DUYGUSAL ZEKA
description
Transcript of DUYGUSAL ZEKA
DUYGUSAL ZEKA
1
2
Türk çocuğu, çok zekisin, bu belli; fakat,
zekanı unut, daima çalışkan ol.
Mustafa Kemal ATATÜRK
3
İNSAN BEYNİ
İnsan beyninde ortalama 100 milyar hücre vardır. Nöron (Sinir Hücresi) Beyin hücrelerinin %10’u nöronlardan oluşur. Glia %90 Yapı taşları işlevi üstlenen glialardan
oluşur.
Bizim zekamızı belirleyen sinir
hücrelerinin sayısı değil, onlar arasında yapılan bağlantıya
bağlıdır.
Prof. Dr. Yüksel ÖZDEN 4
İNSAN BEYNİ
Araştırmalar çok oynamayan ve kendisine
dokunulmayan çocukların beyninin yaşıtlarına göre
%20 ila %30 daha az geliştiğini ortaya
koymaktadır.
5
İNSAN BEYNİ
İki yaşındaki çocuğun beyni yetişkin bir
insanın harcadığının iki katı enerji harcar.
6
İNSAN BEYNİ
Çocuk altı yaşına geldiğinde beyindeki bağlantı temellerinin %60’ı kurulmuş olur.
7
ÖĞRETİM LİDERLİĞİ
Sinir hücreleri arasındaki bağlantılar kişinin
deneyimlerine göre şekillenir.
Bu durum 10-12 yaşına kadar devam eder. 12 yaşından sonra zayıf bağlantılar silinir, güçlü
bağlantılar korunur.
8
İNSAN BEYNİ
“Ancak hangi bağlantıların korunup, hangilerinin
silineceğini belirleyen kalıtsal
şifreler mevcuttur.”BUGÜN
Beyindeki bağlantıların %30-60 oranında Kalıtıma,
%40-70 oranında çevresel etkilere bağlı olarak oluştuğu
kabul edilmektedir.
9
İNSAN BEYNİ
On sekiz yaşına gelindiğinde beynin elastikiyeti azalır fakat
gücü artar.
Egzersiz beyne oksijence zengin kan göndererek yüksek düzeyde
öğrenme sağlar.
10
İNSAN BEYNİ
Beyin Uyaranların bol olduğu deneyimlerle gelişir.Beyin pozitif duygularla dolu
olduğunda bol miktarda endorfin üretir. Endorfin ise sinir
hücrelerinin birbiriyle bağlantı kurmasına yarayan
nörotransmiter üretir.
Beyin stres altında olduğunda ise uyaranlar NEOKORTEKS ‘e hiç
ulaşamıyor olabilir.
11
İNSAN BEYNİ
12
Zekâ
Üzerinde yıllardır çalışılan zekâ, soyut bir kavramdır. Zekâ sözcüğünün bilimsel
alanyazında kullanılan Latince “intelligence”(inter-legintia) sözcüğünü,
Aristotales’in “dianoesis” teriminin neredeyse birebir çevirisi olarak ilk kullanan Cicero
olmuştur.
13
Zekâ
Günümüze dek araştırmacılar bireylerin zihinsel yapılarına ve
davranışlarına bakarak zekâ üzerinde fikirler yürütmüşlerdir.
Buna göre zekâ, kimi zaman bir testten alınan puan, kimi zaman
çevreye uyum sağlama, kimi zamanda problem çözme olarak
düşünülmüştür.
14
Bu kuramlarda çoğunlukla dil, matematik ve mekanik gibi
yeteneklerle, verilen yeni bir problem durumunun
çözülebilmesi ölçüt alınmıştır (Bümen, 2005).
15
Zekâyı ilk kez Galton (1822-1911) ölçmeye çalışmıştır.
Duyuların duyarlılığı incelenmiş; zekâ, bilgileri yapısallaştırma ve kullanma olarak ele alınmıştır.
16
Thorndike’a göre genel bir zekâ yoktur, zekâlar vardır. Soyut zekâ, Sosyal zekâ ve
Mekanik zekâdır. Daha sonra psikolog Alfred Binet 1900’lü yılların başında Fransız Eğitim Bakanının isteğiyle,
okulda başarı gösteremeyen risk altındaki çocukları belirlemek üzere bir test
geliştirmişlerdir. Bu test, belirlenen amaç için oldukça etkili bulunmuş, ancak daha
sonra bu amacın dışına çıkılarak bireylerin genel kapasitelerini ya da
zekâlarını ölçmede kullanılan psikometrik bir ölçek haline gelmiştir
17
Binet’in ölçeğinden yola çıkarak Wechsler 1939 yılında yetişkinler için WAIS adında
bir zekâ ölçeği geliştirmiş, daha sonra 1949 ‘da çocuklar için ikinci bir ölçek
(WISCE) düzenlemiştir.
Piaget, geleneksel zekâ anlayışına karşı çıkarak zekânın, zekâ testinden alınan puan olmadığını belirtmiştir. O, zekâyı
zihnin değişme ve kendini yenileme gücü olarak tanımlamıştır.
18
Görüldüğü gibi son yirmi yıla kadar, psikologlar bireylerdeki zekâ kapasitesini test etmek için problem setleri hazırlamış
ve bireylerin çözmesini istemişlerdir. Önerilen çözümlere göre de,
bireylerin doğruluğu, çabukluğu ve kavrayışı kestirilmeye çalışılmıştır.
Aslında bu testlerdeki problemler, özel bir ilgiye odaklanmamıştır ve pek de önemli
sorular değillerdir.
19
Testlerin kültürel ayrımcılık yaptığı eleştirilerinden sonra zekâ testleri gerçekte
neyi ölçüyor? Sorusu gündeme gelmiştir.
Örneğin günlük yaşamda, IQ testinde doğru cevaplar veren bir kişi
çevresindekilerle iletişim problemi yaşayabilir ya da çok başarılı bir müzisyen
bu testten çok düşük bir puan alabilir. Başka bir deyişle, dünyadaki zeki ya da yetenekli bireyleri belirleyebiliriz, ancak bu beceriler
bir teste sığmayacak kadar karmaşıktır. Tekil boyutlu düşünüldüğünde ve ölçüldüğünde
çok sınırlı bilgi verir.
20
Nöropisikoloji ve gelişim uzmanı Gardner, geleneksel zekâ anlayışını inceledikten sonra,
70’li ve 80’lı yıllarda bireylerin bilişsel kapasitelerini araştırmaya başlamıştır. Bu araştırmaları sırasında psikometrik bakış
açısıyla açıklanamayan farklı bir şeyler gözlemlediğini fark etmiş ve bunu şöyle ifade etmiştir. Gardner,1983 yılında, içinde çoklu
zekâ teorisinin bulunduğu ve yedi ayrı evrensel kapasite önerdiği zihin çerçeveleri (Frames of Mind) isimli kitabını yayınladı. Kendi ifadesi ile “O küçük, sadık kitabın fikirlerinin, eğitimciler tarafından önce
Amerika Birleşik Devletlerinde sonradatüm dünya da tutularak bir ilk
olacağını beklemiyordum” diyor.
Çoklu Zekâ
21
Gardner, «zekâ, insanın problem çözme ya da bir ya da birden fazla kültürce değer verilen bir şeyler yapma yeteneğidir». Çoklu zekâ teorisinin ileri sürdüğü zekâ anlayışında
anahtar sözcük “çoğul”dur; yani, zekâ çok yönlüdür. Ayrıca bir bireyin doğuştan getirdiği
zekâsı iyileştirilebilir, geliştirilebilir ve değiştirilebilir; yani bir birey zeki olmayı
öğrenebilir. Dolayısıyla, çoklu zekâ teorisi, bir insanın yetenek repertuarının günümüzdeki birçok okulun da geleneksel olarak üstünde yoğunlaştığı üzere birtakım sözel ve sayısal
becerilerin çok ötesinde olduğunu kabul etmektedir (Saban, 2001).
Çoklu Zekâ
22
Çoklu Zekâ NİCELİKSEL ANLAYIŞ
ZB: ZEKÂ BÖLÜMÜ
NİTELİKSEL ANLAYIŞ
ÇZ: ÇOKLU ZEKÂ
Tekil, bütüncül yaklaşım Çoğulcu yaklaşım
Gerçek yaşamdan soyutlama Gerçek yaşam faaliyetlerini temele alma
Sayısallaştırma Zekâ profili çıkarma
Ölçme Yorumlama, betimleme
Doğuştan gelme ve sabitlik Değişme ve gelişme
Bireyleri sınıflama Bireyleri tanıma ve keşfetme
Prof. Dr. Yüksel ÖZDEN 23
Çoklu Zekâ
24
Çoklu Zekâ
Kuşkusuz kuram eğitimcilere yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Getirdiği en
önemli farklılık bireylerin zeki ya da aptal değil; farklı olduklarını vurgulamasıdır. Kurama göre herkes farklı nedenlerle,
farklı yollarla, farklı hızlarda öğrenir. Öğretmenlerin öğretim sürecinde
sadece bu görüşü dikkate alması bile pek çok değişkeni etkiler (Bümen, 2005).
25
Çoklu Zekâ
Literatür incelendiğinde, çoklu zekâ teorisinin lise ve yükseköğretim düzeyinde
uygulamasına yönelik yapılan araştırmaların sayısının daha az olduğu görülmektedir
(Hürsen ve Özçınar, 2008). Can (2007)’ın dokuzuncu sınıf öğrencileri üzerinde yaptığı
araştırmada da öğrencilerin baskın çoklu zekâ alanları birbirine yakın ve aralarında
anlamlı bir farklılaşma olmadığı ve en baskın iki çoklu zekâ alanı içsel ve sosyalken en az baskın olan zekâ alanı ise mantıksal zekâdır.
Çeliköz (2009)’un bulgularından ayrılmaktadır.
26
Duygusal Zekâ
“Duygusal zekâ ” kavramını ilk olarak ortaya koyan Salovey ve
Mayer (1990) olmuştur. Goleman(1994,1998)’ ın (emotional
intelligence) çalışmaları tüm dünyada çok ilgi çekmiştir.
Goleman’a göre geleneksel olarak kabul edilmiş olan zekâ
kavramından başka bir de duygusal zekâmız vardır ki aslında
hayatımızdaki önemi ve etkisiçok daha büyüktür.
27
Duygusal Zekâ
Duygu bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir
dizi hareket eğilimidir(Goleman, 1996).
Duygular iki amaca hizmet ederler (Passons 1975).Bunlardan birincisi, kişinin harekete
geçmesi için enerji temin etmeleridir.
İkincisi ise, kişinin kendi gereksinimlerini karşılayabilmesi için çevreyi manipüle
edebilmesi ya da bu gereksinimleri karşılayacak uygun davranışları yapabilmesi için, yönlendirici
ya da değerlendirici bir fonksiyon göstermeleridir.
28
Duygusal Zekâ
Genelde duygusal ve akılcı zihin denge halindedir. Ancak yaşamın tehlikede olduğu anlarda, hisler yoğunlaştıkça ve tutkular öne
çıktıkça, bu ikisi arasındaki denge bozulur ve duygusal zihin üstünlük sağlayarak akılcı zihni etkisiz hale
getirir (Goleman 1996).
29
Duygusal Zekâ
Bugünkü IQ ya dayalı zekâ anlayışımızın çok dar olduğunu vurgulamakta ve duygusal zekâyı
fedakarlık, kişisel motivasyon, empati, yetenek, sevgi, insanlar tarafından sevilmek gibi kavramlarla
açıklamaktadır.
1. Duygularının farkında olma
2. Duygularla başa çıkabilmek
3. Kendini motive etmek
4. Başkalarının duygularını fark etmek(Empati kurabilmek)
5. İlişkileri yürütebilmek(Salovey ve Mayer ,1990)
30
Duygusal Zekâ
Goleman’ın duygusal zekâsınınbeş boyutu vardır; özfarkındalık(self- awareness), özdentim (self-
regulation), güdülenme, empati ve sosyal beceriler. Gardner’ın bireysel
zekâlar olarak sınıfladığı sosyal ve özedönük zekâlar ile benzerliği dikkat
çekmektedir. Goleman’ın duygusal zekânın boyutları olarak ele aldığı beceriler, Gardner’in sosyal ve
özedönük zekâlarda tanımladığı becerilerde detaylanmaktadır.
31
Duygusal Zekâ
Gardner’ın sosyal zekâ betimlemelerinde duyguların rolüne ve
ustaca yönetilmesine oldukça yer verilmiş olsa da, duygunun zekâ
üzerindeki rolüne ayrıntılı bir biçimde bakmayıp, sadece duygu hakkındaki bilişler üzerinde durduklarını ve zengin duyu deryasının daha çok
araştırılması gerektiğini bildirmektedir. Gardner’ın bu noktayı ihmal etmesi, onun görüşlerini biçimlendiren zamanın psikolojik modelinden (davranışçı/bilişsel
paradigma çatışması) kaynaklanmaktadır.
32
Duygusal Zekâ
Gardner ve Goleman’ın aynı fikirde olduğu temel noktalar, zekâların
doğuştan gelen, sabit bir özellik değil, insan beyninin yapısı dolayısı ile
sürekli gelişebilen nitelikler olduğu ve çevreden çok fazla etkilendiğidir. Her
iki yazar da bu tanımlamaların eğitim ve öğretim süreçlerine
yansıtılması gerektiği konusunda hem fikirdirler.
33
34
Duygusal Zekâ
HAZIRLAYAN
REMZİ DEMİR
ODTÜ GV ÖZEL MERSİN İÖO MDR.YRD.