DİNİ HİTABET 8 -...
Transcript of DİNİ HİTABET 8 -...
DİNİ HİTABET 8
Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞ[email protected]
2
Takdim Konuşması
3
Kısa konuşulmalıdır.
Önce topluluk selamlanır.
Hoşgeldiniz denilir.
Programın ismi ve öneminden bahsedilir.
Program akışından bahsedilir.
4
Konferansçı ya da panelistler hakkında bilgi verilir. Söz konusu alandaki yetkinlikleri
ifade edilir.
Konferansçının adı açık ve net olarak herkesin anlayacağı şekilde söylenmelidir.
İsmi söylenirken konferansçıya değil dinleyicilere bakılmalıdır.
5
Takdimci kendini ön plana çıkarmamalıdır.
İsmini söyler söylemez kürsü konuşmacıya bırakılmalıdır.
Takdimci konferansçının konuşması esnasında seyircilerin görebileceği bir
konumda bulunmamalıdır.
6
Sözlü Anlatım Türleri
7
KONFERANS
Herhangi bir bilimsel alanda, topluluk karşısında yapılan konuşmalara Konferans
denir.
8
Konferansı verecek kişi, kelimelerin telaffuzuna, (diksiyona) ve dil bilgisi
kurallarına dikkat etmelidir.
Verilmek istenen düşünceler; açık, anlaşılır ve orijinal olmalıdır.
9
Konferans verilirken konuşmacı, yazdıklarını kâğıttan okumamalıdır.
Sanki, söyleşi yapıyormuş gibi konuşmalıdır.
Arada sırada, yeri geldiğinde kâğıda bakmalıdır.
Konuşmacı, gözlerini dinleyicilerin üzerine çevirmeli, böylece onların kendisini ilgiyle
izlemelerini sağlamalıdır.
10
Konuşmacı; temiz giyinmeli, ciddî olmalı, kibar davranmalı, güzel konuşmalıdır.
Ses tonunu yerine göre ayarlamalı, vurguyu iyi yapmalıdır.
11
Konferans verilmeden önce, bir başkası konferansçıyı bütün özellikleriyle
dinleyicilere tanıtmalıdır.
Tanıtım yapılmamış ise konferansçı kendini kısaca tanıtmalıdır.
12
Konuşmacı; dinleyicileri sıkıcı ve bıktırıcı söz ve tavırlardan uzak durmalıdır.
Ayrıca, el, yüz ve vücut hareketlerini konunun anlamına uygun olarak yerinde ve
uyumlu yapmak zorundadır.
Hatiplik yeteneği olmayan konuşmacıların, vereceği konferansın etkisiz ve başarısız
olacağı da unutulmamalıdır.
13
Konferansta dikkat edilecek bir diğer özellik de zamana uymaktır.
Bir saati aşan konferansların dinleyici üzerinde etkisinin azaldığı bir gerçektir.
Konferansçı, bu gerçeğe dikkat etmeli, bir saatten az bir sürede konferansını
bitirmelidir.
Ayrıca, konferansçı; yersiz, taşkın el ve kol hareketlerinin konuşmanın değerini
düşürdüğünü unutmamalıdır.
14
Konferans plânı şöyle düzenlenebilir:
(a) Hitap cümlesi.
(b) Konunun sunuluşu.
(c) Konferansın amacı.
(ç) Konunun açılması ve anlatılması.
(d) Sonuç.
(e) Sorular ve cevaplar.
15
Konuşmaya, konferansı düzenleyenlere ve dinleyicilere saygı bildiren ve iltifat edici
sözlerle başlanmalıdır.
Sonra konunun çerçevesi çizilmeli ve ortaya konmalıdır.
Bundan sonra konuşmacı, amacına göre konusunu açmalı, o konudaki çeşitli
görüşleri kırıcı ve tahkir edici olmayan ifadelerle belirtmelidir.
16
Konuşmacı, bayağı ve argo sözler kullanmaktan kaçınmalıdır.
Zaman zaman canlı örnekler ve fıkralarla, konuşma tarzının değiştirilmesiyle, ses
tonuna verilecek iniş ve çıkışlarla dinleyicilerin dikkatini ve ilgisini uyanık
tutmaya çalışmalıdır.
17
Konferansta bir konunun bütün yönlerinin ve ayrıntılarının verilmesinin mümkün
olmadığı unutulmamalıdır.
Konuyu fazla dağıtmak, dinleyicinin konuşmayı takip edememesine neden olur.
Çok fazla ayrıntı, herkesi aynı ölçüde ilgilendirmeyeceği için dinleyiciyi sıkar.
18
Konferans, anlatılanların kısaca özetlenmesi, maksadın verilmesi ve
dinleyicilere saygı ve iltifat eden sözlerle bitirilmelidir.
Sorulacak sorular da kısaca ve soranı incitmeden cevaplanmalıdır.
19
KOLOKYUM
Belirli bir konuyu aydınlatmak amacıyla, bilim adamı ve araştırıcıların bir araya
geldikleri ve konunun bir bilim adamı ya da ekip tarafından sunulduğu ve tartışıldığı
toplantıdır.
20
KURS
Belirli bir konuyu, bu konuda yetişeceklere öğretmek amacıyla
yapılan etkinliklerdir.
21
SEMİNER
Belirli bir bilim dalındaki gelişmeleri, belli bir bilgi düzeyine sahip kimselere
tanıtmak amacıyla düzenlenen ve konunun değişik bölümleri, bu bilim dalında otoritesi ve yeteneği kabul edilen kişiler tarafından açıklanan
toplantılardır.
22
Yüksek öğretim kurumlarında lisans / lisansüstü öğrenci ve öğreticilerin katılımıyla yapılan seminerler, bu tanıtımın dışındadır.
Bunlar yüksek öğretim kurumlarında, öğretim üyesinin yönetimi altında,
öğrencilerin yaptıkları araştırmalarla ilgili rapor hazırlama, tartışma biçiminde
yürütülen toplantılardır.
23
PANEL
Bir konuşmacı grubunun dinleyiciler önünde, genellikle bilimsel, sosyal ya da
siyasî bir konuyu tartışmak amacıyla yaptıkları toplu görüşmelerdir.
24
Panelde bir başkan bulunur.
Başkan, konuşmacıların ortasında yer alır. Konuşmacılar, bir masanın çevresinde
toplanırlar.
Panelde en az üç, en çok altı konuşmacı bulunur.
25
FORUM
Bir başkanın yönetiminde, toplumu ilgilendiren bir konuda, farklı gruplardan
oluşan dinleyicilerin söz sırası alarak konuşma kuralları içerisinde yaptıkları
tartışmalara “forum” denir.
26
Forum, panelin devamında yapılacaksa başkan, panelin süresini bir saat,
forumun süresini de yarım saat olarak sınırlayabilir.
Bu durumda panelden sonra forum yapılacağı konuşmalara başlanmadan
duyurulmalıdır.
27
Forum, toplu tartışmaların başlı başına bir çeşidi sayılmamakla birlikte, dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif ve farklı bakış
açılarıyla düşünmelerini sağlar.
Foruma davet edilen uzmanların görüşlerine de müracaat edilerek ortaya
çıkabilecek yanlış anlayışların önüne geçilir.
28
Forumdan amaç belli kararlara varmak değil, konuyu değişik anlayışlarla, farklı boyutlarıyla
ortaya koymaktır.
Forumda söz alan dinleyiciler, konuyla ilgisi olmayan özel sorunlarına değinmemelidir.
Sorular kısa, açık ve net olmalı, tartışma saygı kuralları içerisinde, kırıcılıktan uzak, samimî bir
hava içerisinde yapılmalı, tartışmadan beklenen amaca yardımcı olunmalıdır.
29
SEMPOZYUM
Belli bir konuyu aydınlatmak amacıyla, bilim adamı ve araştırmacıların bir araya geldikleri
ve konuşmacıların konunun belirli bölümlerini sundukları, tartışmalı
toplantılardır.
Bir başka deyişle; ortaya konan konu hakkında aynı oturumda, çeşitli kişilerin yaptıkları açıklamalı konuşma türüdür.
30
Sempozyumlarda yapılan konuşmalara “bildiri” denir.
31
Bildiri sahiplerine ayrılan zaman oldukça kısadır. On dakikalık bir sürede 1500-2000 kelime kullanma şansı vardır. Buna göre,
hazırlanacak bildiri, dört sayfayı geçmemelidir.
Cümleler, kolay anlaşılır biçimde düzenlenmelidir. Metni yazmadan önce ana
başlıklar vurgulanmalıdır.
Sunulabilecek yansı sayısı da 5-6 civarında olmalıdır. Ayrıca, bildiri metni, yayımlanmaya
uygun biçimde hazırlanmalıdır.
32
Konuşmalardan sonra konuşmacılar, birbirlerine konu ile ilgili sorular
sorabilirler.
Böylece sempozyumdan "panel" e geçilir.
Daha sonra da tartışmalara seyirciler de katılırsa panelden "forum" a geçilmiş olur.
33
Bildiri metni, şu bölümlerden oluşmalıdır :
(a) Giriş: Araştırılan sorunun tanıtılması ve neden bu konunun ele alındığı, çalışmanın diğer
çalışmalar arasındaki yeri. (yarım sayfa)
(b) Deney: Malzeme ve yöntemin tanıtımı. (bir sayfa)
(c) Bulgular: Bildirinin en önemli bölümüdür. Dinleyiciler tarafından beklenen yeni bilgi, belge
ve önerilerin açıklanması ve tartışılması.
34
Bildiride her şeyden önce aranan özellik, bilimsel bir yenilik getirmiş olması ve
orijinal bir konuyu ele almış bulunmasıdır.
Bunun yanında bildiri, bilinen bir konuya yenilik getirme, değişik görüş ve
düşüncelerle yeni tezler ortaya koyma, bu tezleri bilimsel delillerle doğrulama ya da bir önceki tezi çürütme gibi özellikleri de
bünyesinde taşır.
35
Bildiri de konferans gibi bir dinleyici topluluğu önünde okunur.
Ancak bildirinin sunulduğu topluluk, o konuda az çok uzmanlaşmış kişilerden
oluşur.
36
Konferansta zaman zaman hazırlanan metinden uzaklaşma söz konusu
olabilirken bildiride metne bağlı kalma esastır.
Konferansta sözünü ettiğimiz konuşmanın bitiminde yer alan soru ve
cevap bölümü, bildiride konu çerçevesinde tartışma olarak ayrı bir
özellik gösterir.
37
Bildiriler, genellikle yayımlanan bir yazı türüdür. Bazen yabancı dillerde de
yayımlanabilir.
38
Bildiriler hazırlanırken kullanılan dil, uzmanlık dalının gerektirdiği terimler ve ifade yapısı ile de konferanstan büyük
ölçüde farklılık gösterir.
Son olarak, bildiride varılan sonuçlar ve ana noktalar özetlenerek ana düşünce bir kez
daha vurgulanmalıdır.
39
AÇIK OTURUM
Konusunda uzman kişilerin bir masa çevresinde toplanarak tartışmasına “açık
oturum” denir.
40
Açık oturumda tartışılacak konu, toplumun tümünü ya da bir bölümünü
ilgilendirmelidir.
41
Açık oturum; bir salonda izleyici önünde ya da televizyon ve radyoda dinleyici önünde
yapılmaktadır.
Açık oturumda izleyicilerin sorularını almak ve cevaplamak da mümkündür. Bu takdirde
açık oturum, "forum" a dönüşmektedir.
Televizyon ve radyodan tartışmayı izleyen kişiler, açık oturuma telefon sorularıyla
katılabilir.
42
Açık oturum bir "başkan" tarafından yönetilir.
Konunun ortaya atılması, giriş konuşmasının yapılması, soruların düzenli olarak sorulması
vb. durumlar başkanın idaresinde yapılır.
Bu nedenle, başkan, açık oturumdan önce plân yapmak zorundadır.
43
Başkan; tartışma sırasında meydana gelebilecek tatsız ve çirkin saldırıları da
önlemelidir.
Oturum sonunda ise, ortaya çıkan karşıt ya da aynı düşünceleri özetleyerek oturumun
genel değerlendirmesini yapmalıdır.
Bu nedenle başkan, açık oturumun temel ögesidir.
44
Başkan, konuyu belirtir, konuşmacıları tanıtır. Ele alınan konu ile ilgili bilgileri verir.
Sonra konuşmacılara ara ile sorular yöneltir. Konuşmacılar da görüşlerini belirtirler.
Gerekli bilgileri verirler.
Bu arada diğer konuşmacılar da konuşmakta olanın sözlerini özenle dinleyip, gerekli notu
alırlar. Gerekirse, konuşmacının bazı görüşlerine katılmadıklarını nedenleri ile
birlikte belirtirler.
45
Oturuma katılacak kişilerin konularında iyi hazırlanmış olmaları açık oturumun
kalitesini artırır.
Ayrıca, konuşmacıların diğer konuşmacılar ve izleyiciler karşısında
saygılı olmaları da çok önemlidir.
46
SÖYLEV (NUTUK)
Nutuk, kelime anlamı olarak, "söz, lakırdı; söyleyiş, söylemek kuvveti" demektir.
Türkçede bu kelime daha çok "bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet" karşılığında
kullanılmaktadır.
47
Dinleyenleri coşturmak ve belli bir amaca yöneltmek; onlara bir duyguyu, bir
düşünceyi, bir isteği, bir ülküyü aşılamak; önemli açıklamalarda bulunmak için
yapılan etkili, coşkulu konuşmalara Söylev (Nutuk) denir.
48
Söylevler; dinleyenlerin zekâ durumlarına, hayal güçlerine,
duygularına, ilgilerine göre hazırlanır.
Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyandırır, onları coşturur, onlara
beklenen davranışı yaptırır.
49
Söylevde; konuşmacıyı ve dinleyenleri yanılgıya düşürmemek için aceleye getirmeden düşünerek konuşmak,
dinleyenlere karşı iyi niyet beslemek, dinleyenlerin inanmasını sağlayacak biçimde
dürüst konuşmak gerekir.
50
Dinleyicilere karşı yaşının verdiği olgunluk içinde konuşmak, dinleyenleri kıracak biçimde konuşmamak, gerekirse kendini dinleyicilerin yerine koymasını bilmek, basmakalıp sözler kullanmamak, abartarak konuşmamak gibi
ahlâk ölçülerine önem verilmeli, özen gösterilmelidir.
51
Söylev (Nutuk), aslında bir sözlü kompozisyon ürünüdür. Yalnız nutuk,
yazıya geçmişse ve kitabî özelliği varsa aynı zamanda yazılı kompozisyon ürünü
olarak da kabul görür.
52
Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip
yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır.
Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır.
Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız
yapacaktır.
53
İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile daha önceden
konusunu hazırladıkları ve yanlarındaki küçük notlarından faydalandıkları ve o
andaki konunun ahengine göre konuşmalarını değiştirdikleri görülmüştür. Bu yüzden hatip, konuşma sırasında her
zaman metne bağlı kalmayabilir.
54
Nutkun giriş cümlesi toplumun dikkatini çekecek türden olmalıdır.
Hatta ilk cümleler şiirsel bir üslupta olabilir.
55
Düşüncelerin planı iyi yapılmalı ve kullanılacak üslup iyi seçilmelidir.
56
Gelişme bölümünde ise konu her türlü belgelerle konu açılır, örneklendirilir ve
ispatlanmaya çalışılır.
Dinleyicinin tansiyonunu yükseltecek fikirlerle sorulu cevaplı cümlelerle
sonuç bölümüne geçiş sağlanır.
57
Sonuç bölümünde ise işlenen konunun önemi ve toplumdaki tesirleri kesin ve
etkili bir dil ile anlatılır.
58
Hatip ele alacağı konuyu çok iyi bir şekilde savunabilmelidir.
Bunun için de hitap etme sanatının inceliklerini, toplum psikolojisini ve
düşünce yapısını çok iyi idrak etmelidir.
Seçtiği sözcükleri ve oluşturduğu cümleleri en etkili biçimde kullanmalıdır.
Sesinin tonu, mimikleri konuşmasının doğal akışıyla uygunluk göstermelidir.
59
SUNUM
Öğretmenler, derslerde cd, vcd, tepegöz, slayt, internet, bilgisayar gibi
teknolojilerden yararlanırlarsa; dersi daha iyi sunmak için gayret ederlerse dersin
daha iyi anlaşılmasını sağlarlar.
60
Bilgileri yenileyen, pekiştiren, hatırlatan, önemli noktaları öne çıkaran; bir çalışma
sonucunu açıklayan; laboratuvar araştırmalarını sunan, anket sonuçlarını ifade eden; önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalara
sunum adı verilir.
61
Sunumda amaç; bilgileri yenileme, araştırma ve anket sonuçlarını değerlendirme, bilime katkıda
bulunmadır. Sunumlarda dinleyici kitlesi, konuya ilgi duyan kişilerden oluşur ve sunumda eldeki teknik imkânlardan
yararlanmaya özen gösterilir.
62
Sunumu yapan kişinin sunumdan önce bazı noktalara dikkat etmesi gerekir.
- Öncelikle bir konu seçilmelidir. Bu konu güncel olmalıdır.
- Sunumun hazırlığında bol ve değişik kaynaktan yararlanmak faydalıdır.
- Sunum yerinin daha önceden görülmesi gerekir.
- Prova yapma, kullanacağı malzemelerin kontrolü sunumu yapan kişinin amacına ulaşmasında yararlı olacaktır.
63
Sunum sırasında yapılması gerekenler
- Sunum esnasında ciddi, ağırbaşlı, temiz ve derli toplu görünüm önemlidir.
- Sunum yapacak kişi konuşma anında ses tonuna, jest ve mimiklerine, sahneyi veya
kürsüyü rahat kullanmaya özen göstermelidir.
- Konuşmacının dinleyicilerle, başta bakışlar olmak üzere, vücut diliyle iletişim kurması
daha etkili olur.
64
- Konuşmacı ses ve kelimelerin doğru telaffuza özen göstermesi gerekir.
- Sunumda, bilgisayar, projeksiyon cihazı, slayt makineleri, mikrofon gibi teknolojik
araçlardan faydalanılabilir.
- Görsel malzemenin en az espri kadar konuşmaya ilgi ve tat katacağı
unutulmamalıdır.
65
Görsel malzemenin kullanılış amacı:
Dinleyicilerin verilen bilgileri iyi algılamaları için
Fikirleri, kavramları vb. anlatırken zaman kazanmak için
Yanlış anlamalardan kaçınmak için
Fikirleri sağlamlaştırmak için
Tat ve espri katmak için
66
İyi hazırlanmış görsel malzemeyi, konuşmacı konuyla güzel ve uyumlu bir şekilde kullandığı zaman başarılı olur.
Aksi durumlarda görsel araçlar dinleyicinin dikkatini dağıtabilir.
Başka konuşmacı görsel malzeme kullanıyor diye değil, sizin konuşmanız
görsel malzeme gerektiriyorsa kullanmalısınız.
67
Rakamlar, söylendiklerinde anlaşılmaları güç şeylerdir.
Görsel olarak sergilendiklerinde daha kolay anlaşılır.
68
Konuşmada; %55 görüntü, %38 ses, %7 sözler etkili olduğuna göre buradan slaytın
önemi daha iyi ortaya çıkar.
Bu yüzden sunum esnasında, slaytlarda, konunun önemli yönlerini belirten özlü,
açık ve etkili ifadeler yer almalıdır.
Slayt metinlerini dinleyiciler dikkatle okurlar. Slaytlarla konuşma eş zamanlı
olarak verilmelidir.
69
Sunumda, gerektiğinde daha önce hazırlanmış bazı belgeler, grafikler ve
şekiller kullanılabilir.
Malzemeleri bir başkası kullanacak ise konuşmacı ile malzemeleri kullanan kişi
arasında uyum kaçınılmazdır.
Sunumda gereksiz ayrıntılara girilmemesi gerekir.
70
Sunum sonrasında yapılması gerekenler;
Sunum yapan konuşmacı sunumdan sonra dinleyicilerin soru sormalarına
müsaade etmelidir.
Konuşmacı sorulan sorulara tartışmaya girmeden doyurucu, açık ve net cevaplar
vermelidir.
71
Sunumdan önce kendinizi topluluğa kısaca tanıtın.
Bazı seminerlerde bir oturum başkanı tayin edilir ve o sizi kısaca tanıtır ama böyle birisi
yoksa kendinizi tanıtmayı ihmal etmeyin.
Sunuma gelen herkes sizi tanıyor olmayacaktır. (20 dk'dan kısa sunumlarda 1-2 cümleyi
geçmemek gerekir.)
72
Sunumdan önce mutlaka prova yapılmalıdır. Bu sayede konuya, slaytların sırasına ve ne kadar
süre harcadığınıza hâkim olursunuz. Bir provadan sonra sunum performansınız
oldukça artacaktır.
73
Sunumda söylenecek tüm sözler perdeden tek tek okunmamalıdır.
Bir slaytta sadece ana hatlar yazıyor olmalıdır.
Slaytı metinle doldurup bunları perdeye bakıp tek tek okumak etkiyi azaltacak, sunumu başarısız hale getirecektir.
74
Sunuma kimler gelecek? Bilgi düzeyleri nedir?
Sunumu bu bilgilere göre ayarlamak gerekir.
Yapılan işe büyük bir hevesle bağlı olunması, konuyla alakalı ne var ne yok sunmak istenmesi güzel bir hissiyattır, fakat
dinleyicilerin buna hazır olmayabileceği düşünülerek hareket edilmeli ve aşırı dozun
geri tepebileceği unutulmamalıdır.
75
Görünüm çok önemli değildir. Fakat alakasız, göze batan giysiler giymemeye
özen gösterilmelidir.
Biryantinli saçlar, yakası bağrı açık, altın kol düğmeli bir gömlek gibi giysiler olumsuz
etkide bulunacaktır.
Giyim izleyenler üzerinde kendini beğenen bir tip olduğunuz imajını uyandırmamalı, antipati oluşmasına sebep olmamalıdır.
76
Slaytları numaralandırmak faydalı olacaktır.
Hem o anki slayt numarasını hem de toplam adeti gösterecek şekilde (30/50
gibi) izleyicilere bilgi sunulmalıdır.
Böylelikle daha ne kadar slayt kaldığı konusunda fikir sahibi olacaklardır.
77
Estetik eksiği olan grafik ögeleri sunumda kullanmamak gerekir.
MS Office'in Ataç karakteri gibi çok alışılmış sıradan clipartlar kullanılmamalı, Comic Sans
gibi fontları da kullanmamalıdır.
78
Aşırı sayfa animasyonlarından ise şiddetle kaçınılmalıdır.
Arka plan rengine ve onun üzerine yazılan metin rengine özen gösterilmeldir.
Sadece beyaz üstüne siyah olarak hazırlanmış bir sunum uyumsuz renk kullanımından daha verimli olacaktır.
79
Çok küçük font kullanılmamalıdır.
En arkada oturanların da rahatlıkla okuyabileceği bir font kullanılmalıdır.
80
Sunum süresi:
15-20 dk en ideal süredir. Derin olmayan bir konuda 20 slayt bu sürede sunulabilir.
Ama detaylı bir konu anlatılıyorsa ve oturumu düzenleyenler süre verdilerse 45
dakikayı aşmamak gerekir.
Dinleyiciler en fazla 20 dk. ilgilerini konuşmacı üzerinde odaklayabilirler.
81
Bazı taktikler ile 1-2 saat sıkılmadan dinlemeleri sağlanabilir:
-Esprili bir anlatım, slayttakinden bağımsız bir konuyu gündeme getirerek.
-Konu içeriğinin iyi anlaşılmasını sağlayacak günlük yaşamdan seçilmiş basit benzetme ve
örnekler.
82
-Multimedya, fotoğraf, illüstrasyon içeren slaytlar.
-Anlattığınız şeyin pratik uygulamalarını göstermek.
83
-Hata yapılması.
Mesela program çalışmaması slaytın atlamaması gibi.
İzleyenler bu sayede size tekrar odaklanacak ve hatanızı sizinle birlikte
aramaya kalkacaklardır.
84
-Çift yönlü iletişim kurulması.
Anlatılan konu ne kadar ilgi çekici de olsa seyircilerin sunumda ses çıkarmalarına müsaade edilmelidir, bu konuda teşvik
edilmelidir.
İstedikleri yerde soru sorabilmelidirler.
Zaman alacak soru soranlara, cevabı sonra vereceğinizi söyleyebilirsiniz.
85
-İzlemeye gelenlerin gözlerine bakmayı ihmal etmeyin.
Onlara sorular yöneltin.
86
Tam hakim olunmayan bir konuda sunum vermekten kaçınılmalıdır.
Cevabı verilemeyecek sorular sunuma eklenmemelidir.
Yavaş tempo ile masal anlatır gibi konuşulmamalı, canlı ve hızlı konuşma
tercih edilmelidir.
87
Sunumun başında sunumun bir kopyasını internete koyacağınızı, veya programdan
sonra vereceğinizi belirtiniz.
Sunumu veremeyecekseniz bunu da belirtmek faydalı olacaktır.
88
Çalışma ile ilgili materyal, tablo ve grafikler el altında bulundurulmalıdır.
Her hangi bir soru sorulduğunda veya söz o grafikleri kullanma ihtiyacı
oluşturursa faydalı olacaktır.
89
İlk sıradaki slaytlardan birine "içindekiler" başlığı ile sunumda izlenecek rota ve ana başlıklar
yerleştirilmelidir.
90
Yaptığınız sunumun mp3 çalar veya cep telefonu ile ses kaydını almanız size gelecek sunumlarınızda başarı
sağlayacaktır.
91
MÜNAZARA
Herhangi bir konu üzerinde zıt düşüncelerin karşılıklı olarak
savunulmasına “münazara” denir.
Münazarada önemli olan "savunma" dır.
Taraftarı az olan bir düşünce, iyi savunulduğu zaman çok kişi tarafından
takdir edilebilir.
92
Münazara için genellikle üçer ya da dörder kişilik iki grup kurulmalıdır. Gruplardan birisi işlenecek konuya olumlu, diğeri ise
olumsuz yönden savunmalıdır.
Yani, bir grup "tez", diğer grup ise "antitez" i almalıdır.
Ayrıca, münazara yapacak kişileri değerlendirecek bir "jüri" seçilmelidir. Jüri, ya başlangıçta ya da münazara yapılacağı
gün seçilebilir.
93
Olumlu tezin savunulması, olumsuzdan daha kolay olduğu için, konuşmaya, olumlu tezi
savunan gruptan biri başlamalıdır.
Konuşmacıların savunmalarının gücü kadar, taraflı ve tarafsız dinleyicilerin gösterilerinin
de jüri üzerinde etkisi bulunur.
Ancak, taraf tutan dinleyicilerin, karşı taraf konuşmacılarının moralini bozacak nitelikte
gösteride bulunmaları doğru değildir.
94
Münazaraya katılacak kişilerle, jüri üyeleri münazara tekniği konusunda
bilgilendirilmelidir.
İki grup da kendi aralarında iş ve konu bölümü yapıp münazara gününe kadar
hazırlıklarını tamamlamalıdır.
Konuşmacılara, araştırma için en az 2-3 hafta süre verilmelidir.
95
Gruptaki her kişi savundukları konunun değişik alt konuları hakkında konuşmak
zorundadır.
Birden fazla kişi, aynı alt konuyu savunamaz.
Münazarada yazılı metne bakarak okuma olmaz.
Savunulan konu; sözlü ele alınmalıdır. Konuşmacıların, konularını bir kâğıda yazıp
okumaları çok yanlıştır.
96
Münazarada etkili savunmanın önemli olması gibi, belli zaman içinde konuşmak
da önemlidir.
Bu nedenle konuşmacılara eşit zaman dilimleri verilmelidir. Bu zaman,
genellikle 5-15 dakikadır.
97
Ayrıca, münazarayı izleyen grup da çok önemlidir. Konuşmacılar; konularını savunurken izleyicilerin büyük bir
sessizlikle konuları dinlemesi gerekmektedir.
98
Konuşmacıların tutarsız bir düşüncesi, yanlış yerde yapılmış bir mimik hareketi izleyicilerde tepkiye neden olmamalıdır.
İzleyiciler savunulan düşüncenin doğruluğunu ya da yanlışlığını
onaylayacak davranışlardan uzak durmalıdır. Ancak, böylece jürinin doğru
ve tarafsız değerlendirmesi mümkün olur.
99
Jürinin, değerlendirmede dikkat edeceği özellikler:
a)Türkçeyi kullanma gücü. (Diksiyon, vurgu, tonlama, kelime hazinesi, cümle kurma vb.)
b) El, kol ve yüz hareketlerini yerinde kullanma.
c) Savunmada inandırıcı olma. (Belgeler, istatistikî bilgiler, resimler, gazete ve dergi haberleri, güncel olaylarla örnekleme vb.)
ç) Konuşmacıların fizikî özellikleri. (Temiz ve düzenli kıyafet)