Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

8
Bugün mümkün olayabilir, Belki yarın da olmayacak, Ama bir gün mutlaka Tüm Kıbrıs Türk Olacak 20 Temmuz Özel Sayı DİRENİŞ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye(KKTC): Kıbrıs Türk Halkının 135 yıldır sürdürdüğü Özgür- lük,Egemenlik,İsklal ve varoluş mücadelesinin en önemli sonucudur… KKTC, çocuklarımıza, torunlarımıza, kısacası gele- ceğe bırakacağımız en değerli mirasımızdır… KKTC var olmazsa Kıbrıs Türk Halkı da var ola- maz… İşte bu nedenledir ki tüm dünya, KKTC’nin tasfi- yesini sağlamak için her yola başvurmaktadır… Yıllarca içimizden seçkleri zayıf insanları Avru- pa’nın ve ABD’nin en güzel şehirlerinin en lüks otellerinde ağırlayarak beyinlerini yıkadılar. Türk kimliklerini çeke çeke aldılar… ne AB, ne ABD ne de diğer sömürgeci ülkeler diğer ülkeler için ve özellikle de KKTC’nin varlığı ve gele- ceği için uğraşan yardımsever melekler değil. Sa- dece sömürü için, sadece kendi ülkelerinin çıkarları ve sadece kendi halklarının refah ve geleceği için her türlü insanlık ayıbına ve zulme başvurabilecek kadar gözleri kararmış bir güruhlar topluluğu ol- maktan başka bir değer yargısına sahip değillerdir. Sömürecekleri ülke ve toplumlara satmaya çalışk- ları değerler, sadece kendi halklarına layık gördük- leri değerlerdir. Diğer ülkelere olan düşmanca, insanlık dışı saldırılar gerçekleşrmektedirler. Bu gerçeklere uyan davranışlarına her gün tanık olmu- yor muyuz? Bu gerçekler nedeniyledir ki; uzun yıl- lardır Kıbrıs Türk Halkına karşı hayasızca insanlık dışı bir ambargo ve izolasyon uygulamaktadırlar. Bu nedenlerle; ellerini kana bulama pahasına Kıb- rıs’ta zulüm yapan, en acımasız yöntemler uygula- yarak vuran,öldüren, katliam yapan, Türklere karşı etnik temizlik uygulayan Rumların yanında yer ala- rak olayların günahsızı, mazlumu olan Kıbrıs Türk- leri cezalandırma küçüklüğünü göstermişr. Ba emperyalizminin dincileri, askerleri, siyasileri ve kurumları bar bar bağırıyorlar ‘’ Türkler, geldik- leri Orta Asya’nın karanlıklarına uğurlanmalıdır.’’ Kıbrıs adası fethedildiği günlerde ‘’Akdeniz bir Türk Gölü haline gelmişr’’ söylemleri yapılıyordu. Ba emperyalizminin yüz yıllardır süregelen ‘’Türk- leri Orta Asya’ya sürelim’’ polikaları sonucu, bu gün Akdeniz’de Kıbrıs, Türk Varlığını barındıran tek ada konumuna gelmişr. Ba emperyalizminin aramızdan seçerek man- kurtlaşrıp Türk Düşmanı mahluklar haline ger- diği insanlarımızla bizi sırmızdan hançerleyerek 442 yıldır var olduğumuz bu güzel adadan yok et- meye çalışğı yadsınamaz bir gerçekr… Bugün eğer dünya gündeminde isek ve örneğin bir BM Genel Sekreteri Cumhurbaşkanımızın önünde saygı ile cekenin düğmesini ilikliyorsa; bunun bir tek nedeni vardır, bu da ‘’Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’imizin VARLIĞI VE 30 YILDIR GU- RURLA YAŞATILMASIDIR.’’ Eğer menhus hedefle- rine ulaşıp Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye’ni tasfiye ederek ortadan kaldırırlarsa; ark dünya günde- minde değil, KIBRIS Cumhuriye’nin iç meselesi oluruz. Bu da kısa sürede Kıbrıs’ın Türklerden arıl- masını gerecekr… Son yıllarda ülkemizde yaşadıklarımız ortada… KKTC için, Kıbrıs Türk Halkı için gerekli olanlar yapıl- mamış. Aksine devlemizin, egemenliğimizin yara alması için etkinlikler ortaya konmuştur. Yıllardır, emperyalizmin beyinleri yıkanmış işbirlik- çileri KKTC’yi ortadan kaldırmak amacıyla ülkede kaos yaratmakla meşgulken; ikdarda olanlar bun- lara karşı gerekli önlemleri alamadılar. Kıbrıs Türk Halkı tüm bunları hak etmiyor. Şu anda bir seçim ortamındayız. 2 aydan daha kısa bir süre için iş başına gerilen hükümet üyelerinin en az 8’inin KKTC’nin tasfiyesini savunanlardan oluştuğu iddia ediliyor. Adaylıkları kesinleşenlerin büyük bir çoğunluğu da ayni yolun yolcusu… Kaos yaşadık, ekonomik sorunlar yaşıyoruz. Haksız- lık, kanunsuzluk, adaletsizlik diz boyu. Bunların ke- sinlikle düzellmesi gerekiyor. Düzellebilir de… Ama KKTC’yi kaybetmenin dönüşü yok.. Gücünü ve desteğini dış güçlerden alanlarla sa- dece Kıbrıs Türk Halkına inanan ve güvenenlerin ayrımını doğru yapmalıyız… Hem bize 2010’dan ibaren yaşalanları unutma- dığımızı ve yaşatanları oylarımızla cezalandırmak için mutlaka sandığa gitmemiz gerekiyor. Bu, Ana- yasamızın bize yüklediği önemli bir görevdir. San- dığı boykot etmemizi veya ısrarla ‘’sandığa gideceksiniz mühür kullanmayın karma oy kulla- nın’’ diyenlerin en az 2010’dan beri bize karanlık günler yaşatanlar kadar art niyetli olduklarını unut- mayın… Bir ülke Cumhuriye ve halkın egemenliğini yine halkın sağduyulu tepkileri koruyabilir. Maküs kade- rimizi aşmanın tek yolu budur… Bu gerçek ve ne- denlerle ölümüne arkasında durmak bize direnişimizin ve direnişi başlap sürdürerek bize, ‘’Bir devlete sahip olma onurunu yaşatan ‘’ liderle- rimiz ile direnişçilerimize ve de her aşamada yanı başımızda yer alan Anavatanımıza karşı vatan bor- cumuzdur, namus borcumuzdur… Gelin hep bir- likte tüm dünyaya güçlü sesimizi duyuralım… Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyene inananların ve her ne pahasına olursa olsun yaşatmak isteyenle- rin, bu bilince ve sağ duyuya sahip bayraklarına,egemenliğine,vatanına,özgürlüğüne ölümüne sahip çıkalım. Türklüğümüze, Türk kimliğimize ve kültürümüze koşulsuz olarak sahip çıkalım… KKTC’nin ve onurlu geleceğimiz için haydi hep bir- likte… TÜRKLÜĞÜMÜZE, KÜLTÜRÜMÜZE KOŞULSUZ OLARAK SAHİP ÇIKALIM 20 TEMMUZ 1974, KIBRIS’TA TARİH AKIŞINI DEĞİŞTREN ÖNEMLİ BİR TARİHTİR. BEŞPARMAK DAĞLARINDA MEHMETÇİK VE MÜCAHİT KUCAKLAŞARAK BUGÜNKÜ SINIRLAR ÇİZİLDİ Yılmaz Boraz Arman Rap Ata Atun KKTC Devle’nin resmen tanınma konusu diğer konular- dan daha önemlidir. KKTC’nin resmen tanınması ile KKTC Devle’nin tüm diğer sorunları çözümlenecekr. Biz Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs'ta, Rumlarla hemen hemen ortak hiç bir yanımız ve taramız yok. Ne dilimiz benzer, ne dinimiz, ne de kültürümüz. Sayfa: 7’de 20 Temmuz 1974 coşkusu Sayfa: 7’de Rumlarla ortak faaliyetler ve vatandaşlık Tanınma şimdi 20 Temmuz 1974'de Türk Silahlı Kuvvetlerince haklı ve uluslararası hukuka uygun ola- rak gerçekleştirilen müdaha- lede biraz daha geç kalınsaydı bugün Kıbrıs'ta Girit'de ki Türklerin akıbeti ile karşı karşıya gelinecekti. Sayfa: 2’de CMYK KIBRIS TMT MÜCAHİTLER DFFERNEĞİ YAYIN ORGANIDIR

description

 

Transcript of Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

Page 1: Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

Bugün mümkünolayabilir,Belki yarın daolmayacak, Amabir gün mutlakaTüm Kıbrıs TürkOlacak

20 Temmuz Özel Sayı

DİRENİŞKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye (KKTC):

Kıbrıs Türk Halkının 135 yıldır sürdürdüğü Özgür-lük,Egemenlik,İs3klal ve varoluş mücadelesinin enönemli sonucudur…

KKTC, çocuklarımıza, torunlarımıza, kısacası gele-ceğe bırakacağımız en değerli mirasımızdır…

KKTC var olmazsa Kıbrıs Türk Halkı da var ola-maz…

İşte bu nedenledir ki tüm dünya, KKTC’nin tasfi-yesini sağlamak için her yola başvurmaktadır…Yıllarca içimizden seç3kleri zayıf insanları Avru-pa’nın ve ABD’nin en güzel şehirlerinin en lüksotellerinde ağırlayarak beyinlerini yıkadılar.Türk kimliklerini çeke çeke aldılar…ne AB, ne ABD ne de diğer sömürgeci ülkeler diğerülkeler için ve özellikle de KKTC’nin varlığı ve gele-ceği için uğraşan yardımsever melekler değil. Sa-dece sömürü için, sadece kendi ülkelerinin çıkarlarıve sadece kendi halklarının refah ve geleceği içinher türlü insanlık ayıbına ve zulme başvurabilecekkadar gözleri kararmış bir güruhlar topluluğu ol-maktan başka bir değer yargısına sahip değillerdir.Sömürecekleri ülke ve toplumlara satmaya çalış4k-ları değerler, sadece kendi halklarına layık gördük-leri değerlerdir. Diğer ülkelere olan düşmanca,insanlık dışı saldırılar gerçekleş3rmektedirler. Bugerçeklere uyan davranışlarına her gün tanık olmu-yor muyuz? Bu gerçekler nedeniyledir ki; uzun yıl-lardır Kıbrıs Türk Halkına karşı hayasızca insanlıkdışı bir ambargo ve izolasyon uygulamaktadırlar.Bu nedenlerle; ellerini kana bulama pahasına Kıb-rıs’ta zulüm yapan, en acımasız yöntemler uygula-yarak vuran,öldüren, katliam yapan, Türklere karşıetnik temizlik uygulayan Rumların yanında yer ala-rak olayların günahsızı, mazlumu olan Kıbrıs Türk-

leri cezalandırma küçüklüğünü göstermiş3r.Ba4 emperyalizminin dincileri, askerleri, siyasilerive kurumları bar bar bağırıyorlar ‘’ Türkler, geldik-leri Orta Asya’nın karanlıklarına uğurlanmalıdır.’’

Kıbrıs adası fethedildiği günlerde ‘’Akdeniz birTürk Gölü haline gelmiş3r’’ söylemleri yapılıyordu.Ba4 emperyalizminin yüz yıllardır süregelen ‘’Türk-leri Orta Asya’ya sürelim’’ poli3kaları sonucu, bugün Akdeniz’de Kıbrıs, Türk Varlığını barındıran tekada konumuna gelmiş3r.

Ba4 emperyalizminin aramızdan seçerek man-kurtlaş4rıp Türk Düşmanı mahluklar haline ge3r-diği insanlarımızla bizi sır4mızdan hançerleyerek442 yıldır var olduğumuz bu güzel adadan yok et-meye çalış4ğı yadsınamaz bir gerçek3r…

Bugün eğer dünya gündeminde isek ve örneğinbir BM Genel Sekreteri Cumhurbaşkanımızınönünde saygı ile ceke3nin düğmesini ilikliyorsa;bunun bir tek nedeni vardır, bu da ‘’Kuzey KıbrısTürk Cumhuriyet’imizin VARLIĞI VE 30 YILDIR GU-RURLA YAŞATILMASIDIR.’’ Eğer menhus hedefle-rine ulaşıp Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye3’ni tasfiyeederek ortadan kaldırırlarsa; ar4k dünya günde-minde değil, KIBRIS Cumhuriye3’nin iç meselesioluruz. Bu da kısa sürede Kıbrıs’ın Türklerden arı4l-masını ge3recek3r…

Son yıllarda ülkemizde yaşadıklarımız ortada…KKTC için, Kıbrıs Türk Halkı için gerekli olanlar yapıl-mamış. Aksine devle3mizin, egemenliğimizin yaraalması için etkinlikler ortaya konmuştur.Yıllardır, emperyalizmin beyinleri yıkanmış işbirlik-çileri KKTC’yi ortadan kaldırmak amacıyla ülkedekaos yaratmakla meşgulken; ik3darda olanlar bun-lara karşı gerekli önlemleri alamadılar.Kıbrıs Türk Halkı tüm bunları hak etmiyor.Şu anda bir seçim ortamındayız. 2 aydan daha kısabir süre için iş başına ge3rilen hükümet üyelerininen az 8’inin KKTC’nin tasfiyesini savunanlardan

oluştuğu iddia ediliyor. Adaylıkları kesinleşenlerinbüyük bir çoğunluğu da ayni yolun yolcusu…Kaos yaşadık, ekonomik sorunlar yaşıyoruz. Haksız-lık, kanunsuzluk, adaletsizlik diz boyu. Bunların ke-sinlikle düzel3lmesi gerekiyor.

Düzel3lebilir de…Ama KKTC’yi kaybetmenin dönüşü yok..

Gücünü ve desteğini dış güçlerden alanlarla sa-dece Kıbrıs Türk Halkına inanan ve güvenenlerinayrımını doğru yapmalıyız…

Hem bize 2010’dan i3baren yaşa4lanları unutma-dığımızı ve yaşatanları oylarımızla cezalandırmakiçin mutlaka sandığa gitmemiz gerekiyor. Bu, Ana-yasamızın bize yüklediği önemli bir görevdir. San-dığı boykot etmemizi veya ısrarla ‘’sandığagideceksiniz mühür kullanmayın karma oy kulla-nın’’ diyenlerin en az 2010’dan beri bize karanlıkgünler yaşatanlar kadar art niyetli olduklarını unut-mayın…Bir ülke Cumhuriye3 ve halkın egemenliğini yinehalkın sağduyulu tepkileri koruyabilir. Maküs kade-rimizi aşmanın tek yolu budur… Bu gerçek ve ne-denlerle ölümüne arkasında durmak bizedirenişimizin ve direnişi başla4p sürdürerek bize,‘’Bir devlete sahip olma onurunu yaşatan ‘’ liderle-rimiz ile direnişçilerimize ve de her aşamada yanıbaşımızda yer alan Anavatanımıza karşı vatan bor-cumuzdur, namus borcumuzdur… Gelin hep bir-likte tüm dünyaya güçlü sesimizi duyuralım…

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye3ne inananların veher ne pahasına olursa olsun yaşatmak isteyenle-rin, bu bilince ve sağ duyuya sahipbayraklarına,egemenliğine,vatanına,özgürlüğüneölümüne sahip çıkalım.

Türklüğümüze, Türk kimliğimize ve kültürümüzekoşulsuz olarak sahip çıkalım…

KKTC’nin ve onurlu geleceğimiz için haydi hep bir-likte…

TÜRKLÜĞÜMÜZE, KÜLTÜRÜMÜZEKOŞULSUZ OLARAK SAHİP ÇIKALIM

20 TEMMUZ 1974, KIBRIS’TA TARİH AKIŞINI DEĞİŞTREN ÖNEMLİ BİR TARİHTİR. BEŞPARMAKDAĞLARINDA MEHMETÇİK VE MÜCAHİT KUCAKLAŞARAK BUGÜNKÜ SINIRLAR ÇİZİLDİ

Yılmaz Boraz

Arman Ra p

Ata Atun

KKTC Devle3’nin resmentanınma konusu diğer konular-dan daha önemlidir. KKTC’ninresmen tanınması ile KKTCDevle3’nin tüm diğer sorunlarıçözümlenecek3r.

Biz Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs'ta,Rumlarla hemen hemen ortakhiç bir yanımız ve tara!mız yok.

Ne dilimiz benzer, ne dinimiz,ne de kültürümüz.

Sayfa: 7’de

20 Temmuz1974 coşkusu

Sayfa: 7’de

Rumlarla ortakfaaliyetler vevatandaşlık

Tanınma şimdi

20 Temmuz 1974'de TürkSilahlı Kuvvetlerince haklı veuluslararası hukuka uygun ola-rak gerçekleştirilen müdaha-lede biraz daha geç kalınsaydıbugün Kıbrıs'ta Girit'de kiTürklerin akıbeti ile karşıkarşıya gelinecekti. Sayfa: 2’de

CMYK

KIBRIS TMT MÜCAHİTLER DFFERNEĞİ YAYIN ORGANIDIR

Page 2: Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

2 DİRENİŞ

20 TEMMUZ COŞKUSU

20 Temmuz 1974'de Türk Si-lahlı Kuvvetlerince haklı veuluslararası hukuka uygun ola-rak gerçekleş8rilen müdaha-lede biraz daha geç kalınsaydıbugün Kıbrıs'ta Girit'de ki Türk-lerin akıbe8 ile karşı karşıya ge-linecek8. Ada'nın sahibi olanKıbrıs Türk halkının adadabarış, huzur ve güven içindeyaşamaktan öte başka biramacı olmamış9r. Gerek Rum-lara ve gerekse diğer azınlıklarakarşı hiç bir kötü ve de olum-suz düşünce içinde olmamış9r.Ama bütün bunlara rağmen1878'den başlayarak günü-müze kadar devam eden sü-reçlerde sahnede daimaKıbrıslı Rumları gördük. Onla-rın ortaya koydukları tavırlaraKıbrıs Türk halkı doğru ve haklıolanı yapmaya çalış9. Ama Kıb-rıs Türk halkının bu iyi niyetlidavranışları hep havada kaldı.Zira Kıbrıslı Rumların ENOSIShayallerine kapılarak Kıbrıs'ıngerçek sahibi bizleri yok say-maya devam e;ler. Kıbrıs HE-LEN'dir diyerek çık9kları yoldahiç bir engel tanımadılar.1878'de Osmanlıların Kıbrıs'ıİngilizlere icarı bizler için üzücübir olaydı. 1914'de birincidünya savaşı münasebe8 ile İn-giltere'nin tek taraflı olarak ya-yınladığı beyanname ile adaİngiltere'ye ilhak ediliyordu. Buolay da Kıbrıs Türk halkının de-rinden yaralanmasına sebepoluyordu. Olaylar peş peşedevam e;. 1923'de Lozan'davarılan antlaşma mucibinceKıbrıs adası İngilizlere bırakıl-mış9. Kıbrıs Türk halkı bu an-tlaşmayı da büyük bir hüzüniçinde karşıladı. Ama gelecekteKıbrıs'ta ki idarenin değişmesisöz konusu olması halinde adaeski sahibine bırakılacak9.1931'de Rumlar ENOSIS içinVali Konağını yak9lar, 1950' demeydanlara inerek Kıbrıs'ın Yu-nanistan'a ilhakını talep e;ler.1954'de Kıbrıs meselesini selfdeterminasyon için BM'ye gö-türdüler ama İngiltere ve Tür-kiye'nin muhalefe8 ilekarşılaşınca yöntem değiş8re-rek önceden Kıbrıs'ta kurduk-ları EOKA tedhiş örgütüaracılığı ile, 1 Nisan 1955'deaçıkça silahlı mücadeleye baş-ladılar. Bütün bu aşamalardaKıbrıs Türk halkı başında da be-lir;ğimiz gibi Kıbrıs'ta barış,huzur ve güven içinde yaşa-maktan öte bir amacı olma-mış9r ama bu gelişmelerkarşısında da elleri kolları bağlıkalamazdı, gerekli ve doğruolanları yapmaya çalış9. Bütünbu aşamalarda Kıbrıs Türk halkıyarınından asla endişe duy-madı. Karamsarlığa ve umut-suzluğa kapılmadı. BakışlarınıKuzeydeki Toroslar'dan aslaayırmadı. Büyük Türk Ulu-

su'nun kopmaz bir parçası ol-manın düşünce ve inancı ile ya-şamını birlik ve beraberlikiçinde sürdürdü. Bugünkü aşa-maya gelinceye kadar nice sı-kın9ları ve acılarıgöğüslemesini bildi ve asla yıl-gınlığa kapılmadı. 11 yıllık (21Aralık 1963 — 20 Temmuz1974) acı ve yokluklar içindegeçen yaşamdan ötürü pes et-medi. Rumların devamlı su-re:e sürdürdükleri baskılaraboyun eğmedi. Herkesin gıptae;ği bir dayanışma örneğigösterdi. Kıbrıs Türk halkınınşartların bir sonucu olarak ya-ra<ğı savunma amaçlı TMT ileçık9ğı çe8n yolu halkı ile bü-tünleşerek Mücahit olarak sür-dürdü ve 20 Temmuz 1974sabahı Mehmetçikle kucakla-şarak yıllardan beri özlemlebeklediği barış, huzur ve gü-vene kavuştu. O zor yıllarda da-vaya ters ve olumsuzdavranışlar içinde bulunanlaroldu ama halkımız onlara i8baretmedi. Bugün de yine küçükbir azınlık gurup aynı anlayışiçerisinde Ulusal davaya zararverici davranışlarda bulun-makta ve halkımızın tepkile-rine neden olmaktadır. Zamanzaman Ana vatanımıza, TMT veTürk Silahlı Kuvvetlerine diluzatacak kadar gaflet içinde-dirler.

Halkımızın yara<ğı TMT veonun devamı Mücahitlerimizolmasaydı ve 15 Temmuz 1974Rum ile Yunan'ın ENOSISamaçlı darbesine karşı 20 Tem-muz 1974'de Türk Silahlı Kuv-vetleri müdahalesiniyapmasaydı Kıbrıs Türk halkı ilebirlikte onlarda var olacakmıydı?

Akıl, insaf ve biraz sağduyunerede kaldı? Rumlarla bera-ber savundukları Birleşik Kıb-rıs'ın bizleri nereyegötüreceğini bunca olaydansonra hala daha anlamadılarmı?... Varsın onlar Rumlarlabirlikte ortak projelerde bulu-şup Birleşik Kıbrıs'ı yaratacak-larını sansınlar.

Sonunda yanıldıklarını anla-yacaklar ama geç kalmış ola-caklar ve Kıbrıs'ta yaşananolaylardan ders almamanın sı-kın9ları ile baş başa kalacaklar-dır. Bizler Anavatanımızlabirlikte yürüdüğümüz bu haklıve meşru yoldan asla ayrılma-yacağız. İt ürür kervan yürürmisali yolumuza devam edece-ğiz. Kıbrıs'ın yaşanmış gerçek-leri bizlere doğru yolugöstermektedir. Mutlu BarışHarekâ9’nın 39. yılında bir kezdaha Büyük Türk Ulusu'na veonun gözbebeği Türk SilahlıKuvvetlerine minnet ve şük-ranlarımızı sunarız. Kıbrıs TürkHalkı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cum-huriye8 ve ne de Anavatanın-dan asla vazgeçmeyecek8r. BUBÖYLE BİLİNE...

20 Temmuz1974 coşkusu

Yılmaz Bora

20 Temmuz Özel Sayı

Bazı çevrelerin, Rumlarla birliktesavundukları birleşik Kıbrıs tezinin bizlerinereye götüreceğini düşünmek bile istemiyoruz

Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasını sağlayan 20 Temmuz BarışHarekâ%'nın 39'uncu yıldönümü törenlerle kutlandı. En görkemli etkinlik isekırmızı beyaza bürünen Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'ndaki resmi geçit töreniydi

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın39’uncu yıldönümü nedeniyle dün Le%oşa Dr. FazılBulvarı’nda tören düzenlendi.

Türkiye ve KKTC bayraklarıyla dona9lmış bulvardakalabalık bir halk kitlesinin ka9mlıyla gerçekleş8ri-len coşku dolu tören renkli görüntülere sahneoldu.

Saat 9.30’da is8klal marşının okunmasıyla başla-yan törende, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, törenbirliklerini denetledi ve halkın bayramını kutladı.

Birliklerin denetlenmesi sırasında Derviş Eroğ-lu’na Güvenlik Kuvvetleri Komutanı (GKK) Tümge-neral Baki Kavun eşlik e;.

Türkiye Cumhuriye8 (TC) Cumhurbaşkanlığı Tem-silcisi Mustafa İsen, TC Cumhurbaşkanı AbdullahGül’ün 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramınıkutlama mesajını Eroğlu’na ile;. CumhurbaşkanıEroğlu’da günün anlam ve önemini içeren mesajınıAbdullah Gül’e ile8lmek üzere İsen’e takdim e;.

Törende, Yavuz Çıkarma Plajı’ndan genç atletlertara$ndan ge8rilen bayraklar da CumhurbaşkanıEroğlu’na takdim edildi.

Gençlik Dairesi Devlet Halk Dansları Toplulu-ğu’nun da gösteri yap9ğı törende, Polis Genel Mü-dürlüğü polis 8mleri de çeşitli gösterilergerçekleş8rdi.

Törende, Türk Silahlı Kuvvetleri, Güvenlik Kuvvet-leri Komutanlığı, KKTC Hava Sporları Federasyonuparaşütçülerinin oluşturduğu ekibin bin 200 metreyükseklikten serbest düşüş şeklinde yap9kları at-layışlar da ilgiyle izlendi. Paraşütçüler KKTC ve TCBayrakları ile alana indiklerinde konuklardan alkıştopladı.

Törende, KKTC Hava Sporları Federasyonu de ikimotorlu yelken kanat, iki Çensa uçağı ile şeref tri-bününü selamladı. 20 Temmuz Barış ve ÖzgürlükBayramı töreni resmi geçitle sona erdi.

CMYK

Page 3: Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

3 DİRENİŞ 20 Temmuz Özel Sayı

Mutlu Barış Hareka8’nın 39. yıldönümüBarış ve Özgürlük Bayramımız Kutlu olsun.

Kıbrıs Türk halkı’nın yaklaşık bir asırdırdevam eden zorlu direniş ve hasre7 buönemli tarihte sona eriyor barış ve özgürlü-ğüne kavuşuyor.

1959 Londra ve Zürih antlaşmaları sonu-cunda, İngiliz sömürge idaresi tara$ndanKıbrıs’a bağımsızlık verilmiş7r. Bunun sonu-cunda 1960’da %70 - %30 ortaklığa daya-nan Kıbrıs Cumhuriye7 kurulmuştur. Rumtara$ ENOSİS’ten, Türk tara$ TAKSİM’denvazgeçmişlerdi. İki Anavatanlar yanında İn-giltere de Garantör olmuşlardı. Türkiye Os-manlı İmparatorluğu zamanında 1571’de 70bin şehit vererek fete:ği ve Türk vatanıyap8ğı adayı 1878’de önceleri kiracı olarakdaha sonra da 1. Dünya Savaşı’nda savaş-madan İngiliz’e kap8rmış8. Tüm toprakla-rını Türk yurdundan alarak genişleyenYunanistan MEGALİ İDEA yolunda herzaman ENOSİS’ten yana Rumların arkasındaKıbrıs’a sahip olmak sevdasındadır. Ancakadadaki Türk varlığı kendi kültürünü koru-muş her zaman Anavatan’ına bağlı kalmış,öncü Liderlerinin gayret ve çalışmaları so-nucunda hem ENOSİS’e set çekmiş hem deKıbrıs’ı Anavatan’ın “ Milli Davası” konu-

muna ge7rmeyi başarmış8r. Daha sonralarıTürk tara$ ENOSİS’e karşı TAKSİM tezini be-nimsemiş YA TAKSİM YA ÖLÜM diyerek ada-nın gerçek sahibi olarak verebileceği en sontavizi öne sürüyordu. Rum tara$ 1955’de,EOKA tedhiş örgütü ile terör ve silah zoruile ENOSİS’i gerçekleş7rmek istemiş7. Tür-kiye ve Yunanistan’ın NATO içinde birlikteüye olmaları etkili olmuş ve büyük bir uyuş-manın sonucunda ortaklık Kıbrıs Cumhuri-ye7 kurulmuştur.

ENOSİS için silahlanan ve yola çıkan Rumtara$ sonuçtan ve özellikle Türklere sağla-nan haklardan memnun kalmadı. Henüz an-tlaşmaların mürekkebi kurumadan bizzatCumhurbaşkanı olan Başpiskopos Makari-os’un söylem ve beyanatları ile Cumhuriyetsarsılmaya başlamış8r. Cumhuriye7 ele ge-çiren EOKA’cılar silahlarını Türklere yönelt-mişlerdir. Anayasanın Türklerle ilgilimaddeleri uygulanmıyor Türk vatandaşlarve Türk köyleri EOKA’cı Rum polisleri tara-$ndan sürekli tedirgin ediliyordu. Makari-os’un Anayasa tadil teklifi bardağı taşıranson damla olmuş ve 21 Aralık 1963’de“Kanlı Noel” olayları ile Kıbrıs Cumhuriye7silah zoru ve katliamlarla Rumlar tara$ndangaspedildi. Rum Cumhuriye7ne dönüştü-rüldü. Kıbrıs Türk halkı ve Anavatan bu oldubi:yi kabul etmemiş ve 11 yıl süren zorlubir direniş başla8lmış8r. Çok zor geçen 4-5yılın ardından kısıtlı da olsa “Kıbrıs Türk Yö-ne7mi” oluştu. 3-4 günde Türkleri dize ge-7receğini planlayan Rum tara$ yenidentedirginlik yaşamaya ve bölünmeye başladı.Her geçen gün pres7j kaybeden Yunanis-tan’daki Albaylar Cuntası ile Makarios’unarası iyice bozulunca 15 Temmuz 1974’deMakarios’a karşı darbe yapıldı. Makarios ka-çarak kurtuldu ancak iç ça8şmada2.000’den fazla Rum haya8nı kaybe:. EO-KA’cı Nikos Sampson “Kıbrıs Elen Cumhuri-ye7” Cumhurbaşkanı ilan edildi. Bunakayıtsız kalmayan zamanın Anavatan Baş-bakanı Bülent ECEVİT; Garantör Ülke olarakmüdahale yetkisini kullanarak Türk SilahlıKuvvetlerine harekat emrini verdi. Bir ta-ra%an da büyük bir diploma7k harekat yü-rüterek 20 Temmuz 1974’de Türk SilahlıKuvvetleri Kıbrıs’ta tarihin akışını değiş7ren

“Mutlu Barış Hareka8”nı gerçekleş7rdi.Rumun yıllarca “bekledim de gelmedin” de-diği Mehmetçik hiç beklemediği yerden Gir-ne’den ve havadan geldi. “Gelirsekurtaracak Türk bulamayacak” dediği Beş-parmak Dağlarında Mehmetçik ve Mücahitkucaklaşarak 1 ve 2’ci harekat sonrası bu-günkü sınırlarımızı çizdi.

Gerek 1974 öncesi gerekse 1974 sonra-sında Kıbrıs Türk tara$ ve Anavatan hep ba-rışcı yolları sabırla denemektedir. İlkgörüşmeler 1968’de başlamış8r.1’inci hare-ka9an sonra da karşı tarafa çözüm öneril-miş7r. Reddedilince de 2’inci Barış Hareka8gerçekleş7rilmiş7r.13 Şubat 1975 dahanüfus değişimi yapılmadan “Kıbrıs Türk Fe-dere Devle7” ilan edilerek çözüm öneril-miş7r. 5 Ağustos 1975’de nüfus değişimiyapılmış 1977 ve 1979 Doruk antlaşmalarıyapılmış ancak sonuç alınamamış8r. Rumtara$ ENOSİS odaklı olduğu için her öneriyireddetmektedir. Türk tara$ son çare olarak15 Kasım 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cum-huriye7’ni ilan etmek zorunda kalmış8r.Rumlar hala bizimle yetki paylaşımı istemi-yorlar. Bizi azınlık olarak görmek is7yorlarve ENOSİS’ten vazgeçmiş değillerdir.

Annan Planını reddederken, AB’ye üyeolurken, biz kalıcı çözüm derken, onlar ENO-SİS’i hayal etmektedirler. Şimdilerde ENO-SİS yerine OZMOSİS diyorlar. Helen adasıdedikleri Kıbrıs’ı biz idare edeceğiz diyorlar.Hala bizi azınlık olarak görüyorlar. Gerçekşudur ki 20 temmuz 1974 Mutlu Barış Ha-reka8 ile durum tamamen değişmiş7r. Ar8kRumun düşündüğü gibi geriye dönüş müm-kün değildir.

29 yıl sonra Mutlu Barış Hareka8nın so-nuçlarına göz atacak olursak:

- Kıbrıs Türk halkı soykırımdan kurtulmuşve özgürlüğüne kavuşmuştur.

- Kıbrıs’a Kıbrıs Rum tara$na ve Yunanis-tan’a barış gelmiş7r.

- Nüfus değişimi ile adanın Kuzeyi KıbrısTürk vatanı oldu.

- ENOSİS tarihe gömülmüştür.- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye7 doğmuş-

tur.

Bugün adanın iki tara$nda iki ayrı idareve devlet vardır. Güney’deki “Kıbrıs Cumhu-riye7” ünvanını kullanmaktadır. Ancak ta-mamen “Rum Cumhuriye7’dir” UluslararasıToplumun bu gerçeği görüp değerlendir-mesi gerekmektedir. Kuzey’de ise 30 yaşınagelmiş en az Güney’deki kadar yasal KuzeyKıbrıs Türk Cumhuriye7 vardır. Onlar nekadar yasal ise biz de o kadar yasalız. Ha9abiz daha yasalız çünkü onlar gaspe:kleriKıbrıs Cumhuriye7 ünvanını kullanıyorlar.Bu durum Kıbrıs Cumhuriye7 kuruluş yasa-larına aykırıdır. BM ve AB sorunu çözün di-yorlar. Ancak Güney, Kıbrıs Cumhuriye7olarak tanındığı müddetce bu mümkün de-ğildir.

Rum tara$ Kıbrıs Cumhuriye7 ünvanınıkullanarak elde e:ği AB kar8nı kullan-makta Türkiye ve Kıbrıs Türk tara$nın zayıfgününü kollamaktadır. Bu şekilde görüşme-ler ne7cesiz sürdürülmektedir.

Kıbrıs Türk halkı en kötü günlerde:“KIBRIS YUNAN OLAMAZYA TÜRK KIBRIS VAR OLURYA MÜCAHİT YAŞAMAZ”

Diyerek direnişini sürdürdü ve mutlusona ulaş8. Barış Hareka8ndan sonrabugün şartlar değiş7. Kendi özgür ve ege-men devle7mizde kendi idaremiz al8nda,siyasal, sosyal ve ekonomik savaşımızı sür-dürüyoruz. Bunda da başarılı olmak zorun-dayız. Çünkü mücadelenin sonu yoktur.Yarın yeni bir dayatma ile karşılaşabiliriz.Onu da atlatmanın yolu birlik, beraberlik,dayanışma ve çok çalışmakla üretmeklemümkündür. Bize düşen görev devle7mizesahip çıkarak ekonomik savaşı da kazan-mak8r. KKTC’yi huzurlu insanımızı mutlu et-mek7r. Tüm görevlilerimiz tarafsız,görevlerini tam ve eksiksiz yerine ge7rir-lerse her sorun çözülür.

Mutlu Barış Hareka8nın 39. yıldönü-münde; Tüm halkımızı, yöne7cilerimizi,asker ve mücahitlerimizi, Şehit ve Gazileri-mizi sevgi ve saygıyla selamlarım.

KIBRIS YUNAN OLAMAZTÜRK MÜCAHİDİ DURAMAZYA TÜRK KIBRIS VAR OLURYA MÜCAHİT YAŞAYAMAZ

Celal BAYAR

20 TEMMUZ1974

Page 4: Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

4 DİRENİŞ

Bu gün, Mutlu Barış Harekâ9’nın 39. Yıl dönü-müdür... Kutlu olsun... Barış Harekâ9nın KıbrısTürk halkı için ne denli haya8 bir gereklilik oldu-ğunu , Kıbrıs’ın yakın tarihini ve harekâ9n yapıl-dığı tarihe kadar Kıbrıs’ta yaşanan olaylarıirdelemeden anlamak ve kıyme8ni takdir etmekmümkün değildir. Özellikle EOKA’ nın kurulduğutarih olan 1 Nisan 1955 tarihinden sonra yaşa-nanları çok iyi incelemek lazım.

Tedhiş örgütü kurulduğu gün yayınladığı bildiride,gayesinin adadaki İngiliz Sömürge İdaresi’ne sonvererek Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını sağlamak ol-duğunu açıkça ilan etmiş8r. Karşı çıkanları da enacımasız bir şekilde cezalandıracağını, bu konudahiç bir engel tanımadığını belirtmiş8r. O tarihteni8baren, Kıbrıs Cumhuriye8’nin kurulduğu 1960 yılıortalarına kadar beş yılı aşkın bir süre bir çok İngi-liz sivil ve askeri ile silahsız Türkleri de katletmiş8r.Yalnız katletmekle kalmamış Türklere karşı uygula-dığı acımasız ambargolar ile kurduğu barikatlardayağmur ve güneş al9nda yoklama bahanesiylearaçlarından çıkardığı kardeşlerimizi akıl almazyöntemlerle adeta işkenceye tabi tutarak yıldır-maya çalışmış9r.

Kıbrıs Cumhuriye8’nin ilanını müteakip cumhur-başkanı olan papaz Makarios, antlaşmaları kerhenimzaladığını, mücadelelerinin bitmediğini ve bu an-tlaşmaların, Elenizmin müşterek hedefi olan, Eno-sis’e, yani adanın Yunanistana ilhak edilmesine birsıçrama tahtası olduğunu alenen ilan etmekten çe-kinmemiş8r. Bunu bilen TMT, Rumların yenidenTürk halkına acımasızca saldırarak enosis’i gerçek-leş8rmeye çalışacağını bildiği için, saldırılara karşıkoyabilmek ve Türkiye’nin antlaşmalardan doğanmüdahale hakkını kullanıncaya kadar, sayı ve silahgücü olarak bizden çok üstün olan Rumlar karşı-sında direniş gücünü ar9rma ve örgütlenme faali-yetlerine devam etmiş8r. İlk raundu kazandıklarınızanneden Rum-Yunan ikilisi, hazırladıkları “ Akritas

Planı”nı, (Türkleri imha planı) 21 Aralık 1963 tari-hinde yürürlüğe koydular. Bu saldırılara hazırlıklıolan TMT mücahitleri halkımızla bütünleşerek,adanın her köşesinde bulundukları bölgeleri tümimkânlarını ortaya koyarak savundular. TMT ile bü-tünleşen mücahit Kıbrıs Türk halkının tarihe malolan bu destansı direnişi, 11 yıl devam e;. Bu uzunsüre zar&nda, Büyük Türk Ulusu ve onun bağrındankopan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni daima yanındabulan, bir mensubu olmaktan gurur duyduğummücahitlerimiz, bir gün mutlaka Mehmetçikleringelerek Rum zulmüne son vereceğine olan ümit veinancını yi8rmeden her müşküle katlanarak aslan-lar gibi direnmiş8r... Yunan cunta yöne8mi, 15Temmuz darbesiyle Makarios’u görevden alarakazılı EOKA’cılardan biri olan Nikos Sampson’u cum-hurbaşkanı yapmış ve Sampson ilk icraat olarak;Enosis’in gerçekleş8rildiğini,adanın Yunanistan’ailhak edildiğini ilan etmiş8r. İşte bu hareket Türkiyeve Kıbrıs Türkleri açısından bardağı taşıran sondamla olmuş ve tam beş gün sonra, askeri müda-hale ile ilgili tüm prosedürü tamamlayan ve barışçıyolları deneyen, Başbakan Bülent Ecevit Hüku-me8, Kıbrıs Cumhuriye8’nin garantörlerinden biriolan İngiltere’nin de müşterek müdahale etmeyikabul etmemesi üzerine, tek taraflı müdahale hak-kını kullanarak adaya çıkarma yapılması kararı ver-miş8r. Bunun üzerine 20 Temmuz 1974 günüsabahı Mehmetçikler Kıbrıs Adası üzerine bir güneşgibi doğmuştur. Kısa sürede Mücahitlerle birleşenve kucaklaşan Mehmetçikler, Kıbrıs Türk halkının,gözü dönmüş Rum çapulcuları tara&ndan imhasınıönlemiş8r...

Bu mutlu yıldönümünde, tüm şehitlerimize Al-lah’tan rahmet diliyor, gazilerimizi saygıyla selâm-lıyorum. Barış Harekâ9 kararını alan zamanınTürkiye Cumhuriye8 Hükume8 mensuplarına, TC.Büyük Mi.llet Meclisi parlamenterlerine ve Kahra-man Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplarına şükran-larımı sunuyorum. Ecevit’le Erbakan’ı rahmet vesonsuz sevgi ve saygılarımla anıyorum...

Harekâta ka9lan bir TMT mensubu olarak, o gün-lerin anısına 22 Temmuz 1988 tarihinde yazdığımbir şiirimle yazıma son veriyorum.:

Yirmi TemmuzYirmi Temmuz denince, özgürlük akla gelirÖlümlerden kurtuluş, hürriyet akla gelirMehmetçikle Mücahit kucaklaşmış9 o günOnbir yıl direnişin mükaâfa9dır o günO gün kara bulutlar çekildi üstümüzdenDüşmanlar dize geldi şahlanan ülkümüzdenEnosis hayalleri karanlığa karış9Mehmetçiğin emeli bağımsızlık, barış9Dost-düşman anladı ki Türk’le oynanmaz oyunTürk gücü karşısında kıldan incedir boyunCumhuriyet kuruldu şanlı Yavruvatan’daGaziler çok sevindi yerde şehit yatan da

Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığınısürdüre geldiği 442 yıllık süreçte,büyük önemi olan birçok dönümnoktaları yaşanmış9r. Şüphesiz bun-ların en önemlilerinden biri 1878’dir.

1878’den i8baren 82 yıl süreyleKıbrıs Türkleri, İngiliz sömürge dö-neminin art niyetli ve acımasız uy-gulamaları ile mücadele etmekzorunda kaldı. Bu 82 yılın ilk 70 yı-lında korumasız, desteksiz tam anla-mıyla kendi kaderiyle baş başa birvaroluş, özgürlük ve egemenlik mü-cadelesi sürdürüldü.

1948 yılında adayı ziyaret eden 50Öğretmen, 1 Milletvekili ve 2 gaze-teciden oluşan kafile büyük bir he-yecan ve coşku ile karşılanmış ve 15gün süre ile ziyaret e;kleri her yer-leşim yerinde beklemedikleri birduygu seli ile karşılaş9lar. Bu kafi-lede bulunanlar, yaşadıklarından okadar etkilenmişler ki; yaşamları bo-yunca adeta fahri temsilcilerimizolmuş ve Kıbrıs Türklerinin Tüm Tür-kiye’de tanınmasında büyük katkı vehizmetleri bulunmuşlar. 1948’deni8baren Anavatan, Kıbrıs Türklerinekarşı adeta bir kültür atağına geç-miş, okullar yap9rmış, en değerli öğ-retmenlerini Kıbrıs’a göndermiş8.Bu ziyare:en sadece 7 yıl sonra, bukültür atağı henüz semeresini gös-teremeden Kıbrıs Türkleri yeni vekanlı bir sürece girdi. 1955 yılının 1Nisan’ında örgütlenmesini ve silah-lanmasını tamamlamış olan terörörgütü EOKA, kanlı saldırılarına baş-lamış… Bu saldırılara karşı “VOL-KAN”, “KARA ÇETE” ve “9 EYLÜLCEPHESİ” gibi bazı yerel örgütler ku-rulmuş ama bu örgütlerin, I. DünyaHarbinden kalma üç-beş çak9malmaz silahı ve arkalarında bir dev-let gücü olmayışı, mücadeleyi ge-rek8ği gibi sürdürmeleri için yeterliolmamış9r. Bu nedenle Türkiye ileyapılan uzun görüşmelerin ardından31 Temmuz 1958’de adaya gelenbirkaç profesyonel TSK Subayının(RIZA Vuruşkan ve ekibi’nin) idare-sinde, onurumuz, gururumuz ve bu-günkü yaşam nedenimiz olmuş TürkMukavemet Teşkila9 (TMT) nin ku-ruluş çalışmalarına başlandı.

Rumların 21 Aralık 1963’teki, Akri-tas Katliam Planı’nı uygulayarak,Kanlı saldırılarına başlarken ar9kkarşısında örgütlenmiş ve silahlan-mış bir TMT vardı. TMT sayesindevarlığımızın devamını sağlayabilmişama 11 yıl süren, Rumların ve em-peryalist ülkelerin haksız ve mes-netsiz olarak Kıbrıs Türklerineuyguladıkları insanlık ayıbı niteliğin-deki ambargo ve izolasyondan kur-tulamadık…

Temmuz, 1974’e gelindiğinde Kıb-rıs Türklerine uygulanan İfestos 74katliam Planından Mücahit Kuvvet-lerimizin direnişi ve Türk Silahlı Kuv-vetlerinin gerçekleş8rdiği 20Temmuz Barış Harekâ9 sayesindekurtulduk. 1974 Barış Harekâ9, Kıb-rıs Türklerini bir yeni Katliamdankurtarmakla kalmadı. 1974 Barış Ha-rekâ9, Kıbrıs Türklerine yeni bir

yaşam verdi, özgürlük verdi, canverdi, umut verdi, güven verdi, ege-menlik verdi... 1974 Barış Harekâ-9ndan sonra ar9k, öncesindeolduğu gibi Kıbrıs Türk İnsanı, a<ğıher adımda arkasını kollamak duru-munda değildir. Özgürce ülkenin heryerine seyahat edebilir. Ar9k Akde-niz’e Boğazın bir köşesinden uzaktanbakarak ye8nmez, serbestçe kendiniAkdeniz’in serin sularına atarak ne-feslenebilir. Ar9k evinden işine gi-derken korkusuzca, çekinmeden birşarkı mırıldanabilir, neşeli neşeli ıs-lıklar çalarak hürriye8n tadını çıka-rabilir. Ar9k yaşadığı bu güzeltopraklarda Hürriyet’i, Özgürlüğü,ciğerlerinin en uçrak yerlerine kadardoldurarak mutluluk içinde yaşaya-bilir. 20 Temmuz Barış Harekâ9 Kıb-rıs Türklerine, üzerinde yaşayacağı,kendine ait bir VATAN bahşederken;ayni zamanda Bir Devlete SahipOlma olanağını ve onurunu da sun-muş, kendi devle8ni, kendi Cumhu-riye8ni ilan etmenin gururunuyaşatmış9r… 20 Temmuz Barış Ha-rekâ9nın 39 uncu yılını yaşadığımızbu günlerde, gururumuz, canımız,göz bebeğimiz Cumhuriye8mizin de30 uncu yılını kutlamaktayız;

Ne mutlu bize,Ne mutlu bu devle8 kuranlara ve

yaşatanlara,Gönlümüz, yüreğimiz şükran duy-

gularıyla dop dolu, bu uğurda şehitolanlara, şehit çocuklarının arkasın-dan “VATAN SAĞ OLSUN” diyerekonları bize emanet eden yüce yü-rekli analara, babalara, eşlerine, ya-vuklularına…

Emperyalizm ve Rumların önceliklihedefleri KKTC’yi tasfiye etmek veKıbrıs Türklerini Rum çoğunluğunhegemonyasında bir azınlık duru-muna geriletmek8r.

Üzülerek söylemek isterim kibugün, bizi savunmak durumundaolanlarla bizim adımıza görüşmelersürdürenlerin tümü, bu kadar yıllıkmücadelenin sonunda sahip olabil-diğimiz Cumhuriye8mizi, egemenli-ğimizi ve self-determinasyonhakkımızı ortadan kaldırmak içinadeta bir yarış içindedirler.

Bugüne kadar 30 yıldır onurla ya-şatmakta olduğumuz Cumhuriye8-mizin tanınması için hiç kimse kılınıbile oynatmadı. Bu tavır da düş-manlarımızda “Türkler Devlet iste-mez, teslim olmaya hazırdır.”İzlenimi yaratmaktadır…

Bugünkü seçim ortamında bileKKTC’yi tasfiye ederek Kıbrıs Türkle-rini uyduruk bir federasyonda hiçbirsöz hakkı olmayan, ne olduğu belir-siz bir unsur haline ge8rmek içinKKTC’nin makamlarını işgal etmekisteyen par8ler ve siyasetçiler var…

Bu çirkin oyundan kurtulmanın tekyolu; Kıbrıs Türk Halkı olarak top-luca, birlik ve beraberlik içinde mü-cadele etmek8r…

20 Temmuz Barış Harekâ9nın anla-mını ve değerini unutmayın…

Şehitlerimizi şükran ve saygı ileanarım…

20 TemmuzKamil Özkaloğlu

20 Temmuz Özel Sayı

20 Temmuz denince...

Soner Çuvalcıoğlu

Page 5: Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

“Gördüm ön sa�a oturmuş neferesvaplı biri. Dinliyor vecd ile alı-nan tekbiri... Ne kadar saf idi si-ması bu mümin neferin. Kimdi?Mimarı mı? Bu ulu eserin... TaMalazgirt ovasından yürüyenTürkoğlu bu nefer miydi? Deringözleri yaşlarla dolu; yüzü, yüz-lerin en güzeli...”

(Yahya Kemal BEYATLI)

“O gece tam 187 kişiydiler! 20Temmuz 1974’de, Kıbrıs adasındayaşayan soydaşlarının, Kıbrıs Türkhalkının, Rumlar tara"ndan topye-kün ortadan kaldırılmasını önle-mek amacıyla; Türk Askeri Kıbrısadasına çık6ğından beri Güneyegidebilmek için devamlı yer değiş-5riyorlar ve esir düşmemek içinbüyük çaba sarfediyorlardı!

Ama olmadı yakalanmışlardı işte!Halbuki bu yıl sevdiği erkeğe ka-

vuşacak ve çocukluk aşkı Hristo ileevlenecek5... Onun için 1974 yılı,çok önemli idi! Çünkü sevdiğiadamla birlikte, 18 yaşını bi5riyor-lardı. Bu düşünceler içerisinde bo-calarken, küçük kızkardeşininağlama sesiyle kendine geldi. Kar-deşi henüz 3 yaşındaydı, aç oldu-ğunu söyleyerek yemek is5yorduama onlarda aç6, susuzdu ve ça-resizdiler. Sert bir sesle kardeşininisusması için ikaz e8, çevrededuran silahlı askerlerin dikka5niçekmek istemiyordu! Bugün Ağus-tosun 14’ü idi Hristo yedek olaraksilak al6na alınalı 1 ay 2 gün ol-muştu. Acaba şu anda ne yapı-yordu? Haya7a olması için duae8. Savaş tüm acımasızlığıyladevam ediyordu... Etra$an gelensilah sesleri, çevrelerinde yananağıllardan gelen ineklerin sesle-rine karışıyordu.

Her şey alt üst olmuştu...Günün ışıkları yerini gecenin ka-

ranlığına bırakmak üzereydi, çev-resine bakındı. Çoğu yaşlı, kadınve çocuk olan bu insanlar, toplan-dıkları bölgede birbirlerine sokul-muşlar; açlığın, susuzluğun verdiğibitkinliğin yanı sıra, en çok da ölü-

mün korkusunu yaşıyorlardı!Acaba bu gecenin sabahı olacak

mıydı? Onları esir alan bu “ BarbarTürkler” yaşamalarına müsadeedecekmiydi?

Ona çocukluğundan beri Türkle-rin insan kanı içen korkunç yara-6klar olduğu öğre5lmiş5! O haldebu gecenin sabahı olmayacak vebir daha Hristo’sunu göremeye-cek5! Kalbi bir an yerinden çıka-cakmış gibi oldu içini büyük bir acıkaplamış6... Saatler ilerlemeyebaşlamış, gecenin yarısı çoktanaşılmış6. Mariya biraz daha ken-dini toparlamış ve etra$a olan bi-teni anlamaya çalışıyordu...

Kendilerini esir alan Türk asker-lerinin, söylediği her şeyi büyük birsaygı ile yerine ge5rdikleri genç biradamın farkına vardı! Gecenin ka-ranlığını aydınlatan ay ışığındasanki savaş tanrısı ZEUS gibi duru-yordu!

Bu şahıs, mutlaka askerlerin ko-mutanı olmalıydı diye düşündü.Kısa bir süre sonra bu komutanbulunduğu yere doğru yürümeyebaşladı... Onlara doğru yaklaş6kçasanki ömürleri bir okadar daha kı-sılıyordu!

Ar6k yolun sonuna geldik, şimdihepimizin öldürülmesi için çevre-deki askerlere talimat verecekdiye düşündü bir an!

O genç adam yürüdü yürüdü vetam Mariya’nın karşısında durdu...

Gecenin karanlığını aydınlatan ayışığında göz göze geldiler... Gözleriçakmak çakmak parlayan Türk ko-mutanı yüksek bir ses tonu ile “İn-gilizce bilen varmı” diye bağırdı?

Mariya o gecenin karanlığında “Yes I’am” diye yanıt verişini ömrüboyunca ha6rlayacak6...

Genç komutan korkmamamız ge-rek5ğini, hiç birimize zarar veril-meyeceğini ve hepimizi bir süreburda konuk olarak bulunduraca-ğını ve daha sonra üst komutanla-rından gelecek emre göre hareketedeceğini söyledi.

Ayaklarımızın al6ndan kaya-makta olan yeryüzüne yenidenmerhaba diyorduk! Haya6mız ba-ğışlanmış biz ar6k yaşıyorduk...

Bir an yerimden "rlayıp bu TürkKomutanın boynuna sarılmakgeldi içimden çevremdekiler yan-lış anlar diye kendimi zor tu7um.Sonraki saatlerde sanki muhteşembir rüya yaşıyorduk. Komutan be-nimle yap6ğı konuşmadan sonraçok aç ve susuz olduğumuzu öğ-renmiş ve askerlerine verdiği tali-matla onlardan topladığı yiyecekve içeceklerin bulunduğumuz böl-geye ge5rilmesini sağlamış6, dahasonra ise bulunduğumuz yerdenuzaklaş6...

Gelen yiyecekleri adaletli bir şe-kilde paylaş6rmaya başlamış6mki! Bizimle birlikte esir düşen Mia-milya Kilisesinin Papazı ayağakalk6 ve “ Bu yiyeceklere ve suyadokunmayın bunların hepsi ze-

hirli” “ bu barbar komutan bizi buşekilde öldürecek” diye bağırdı...Hepimiz donup kalmış6k...

Bir tara$a günlerin verdiği açlık,diğer tara$a ise ölüm vardı!

Kısa bir süre sonra yanımızadönen komutan, askerlerindentopladığı yiyecek ve içeceğe hiçdokunulmamış olduğunu görünceçok şaşırdı! Bana neden yemediği-mizi sordu? Kendisine aramızdabulunan Papazın bize söyledikle-rini aktardım...

Çok kızdığı her halinden belliolan komutan, hiç bir şey söyle-meden bize ikram edilenlerdenherhangi birisini ağzına atarak ye-meğe başladı ve bizim için bırakı-lan sudan iç5... bize dönerek “birsüre bekleyin; eğer bana bir şeyolursa size verilenlere dokunma-yın, bir şey olmaz ise anlayın ki bupapaz size yalan söylemiş” dedi veyanımızdan ayrıldı...

Hepimiz çok utanmış6k!Türk askerleri, bize onlar için çok

önemli olan yiyecek ve içeceklerinivermişlerdi ama papaz efendi uy-durduğu yalanla, bizi Türklerekarşı mahcup etmiş hepimizölümü beklerken bize böyle dav-ranan bu genç Türk subayının yü-celiğini anlayamamış6k...

Bu karmaşık duygular içerisindeuyuya kalmışım. Sabahleyin uyan-dığımızda, o genç Türk subayınıgörebilmek ve ona teşekküretmek için sabırsızlıkla bekliyor-dum. Aradan ne kadar bir zamangeç5ğini bilmiyorum ama bir anyanıbaşımda onun sesi ile irkildim!Geceyi nasıl geçirdiniz diye soru-yordu?

Ayağa kalk6m ve ona tüm Rumesirler adına ve göstermiş olduğubu insancıl davranışı için teşekküre8m ve boynuna sarılarak yana-ğına kocaman bir öpücük kondur-dum. Çok şaşırmış6 bir an neyapacağını bilemedi ama onun daçok duygulandığını gözlerindenanlamış6m. Kısa bir sessizliğin ar-dından bize eliyle Rum bölgesinigöstererek, bulunduğumuz yerinhemen önünden geçen yolu takipederek oraya gidebileceğimizi vesebest olduğumuzu söyledi...

Bunun için tam bir saatlik zama-nımızın olduğunu ile8ğinde, hepi-miz sevinçten çılgına dönmüştük!“Özgürlüğe giden yol” bizi bekli-yordu...

Aradan tam 11 yıl geç5... Şu andaHıristo ile mutlu bir haya6mız veküçük bir de oğlumuz var ve benbu mutluluğumu o genç Türk ko-mutanına ve onun askerlerineborçluyum. Eğer o gün bizleri ser-best bırakıp, özgürlüğümüze ka-vuşturmasaydı bu günleri aslagöremeyecek5m.

Ama bir şeyi daha anlatmadangeçemeyeceğim! O yiğit insan biz-lere haya6mızı bağışlayıp, kendi yi-yecek ve içeceklerinden ikramederken, aynı tarihte bizim asker-

lerimizin Muratağa ve Atlılar köy-lerinde bizim durumumuzdakiTürkleri diri diri toprağa gömdük-lerini öğrendiğim zaman kahrol-dum!

Onlar insan olamazlardı. Bizebarbar diye tanı6lan Türk’ler sava-şın o acımasızlığı içerisinde hepi-mize insanlık dersi verirken, Helemedeniye5nin temsilcisi oldukla-rını ilan eden benim ırkımın insan-ları, Kıbrıs Tarhinin en büyüksuçlarından birini daha işlemiş5...( Bk. Tarihten Gelen Çığlık kita-bım...)

Yaşadığım süre içerisinde bir güno iyi yürekli komutan ile karşılaşa-cak olursam, bu insanlık ayıbı içinondan özür dileyeceğim. Ama kar-şılaşmasam bile bu yaşadığım ger-çeği herkes ile paylaşmak adınayazıyorum...

Kim bilir belki bu duygularımonada ulaşır. Sana minne7arımcesur Türk...O çakmak çakmakbakan gözlerini yeniden görebil-mek umuduyla...”

Bizzat benim ve o tarih ve yer ke-si5nde görev alan silah arkadaşla-rımın yaşadığı bu savaş anısı; 1985yılında Güney Rum Kesimininyerel basınında da yayınlanmış6r.Bu gerçek olay, tara"mdan kalemealınmış olan ve 1 Temmuz 1997 yı-lında yayınlanan “ Girne’denDoğan Güneş” isimli Kitabım ileAğustos 2004 tarihinde yayımla-nan ve yine tara"mdan kaleme alı-nan “ Unutanlar Unu7urulanlar YaDa Ha6rlayamadıklarımız, Kıbrıs20 Temmuz 1974 ve Sonrası / birbölük Komutanın kalemindenisimli 1974 Kıbrıs savaşlarını anla-tan Kitaplarımda tüm detaylarıylaanla6lmış6r...

Bu yaşananların tamamı 16Ağustos 1974 tarihinde Le#oşayakınlarındaki Miamilya köyünündomuz mandıraları bölgesindegerçekleşmiş5r. O 187 esirin neyapacağının yanı6nı bekleyen böl-genin tabur komutanı Yarbay Bur-han Kanıt; üst komutanlıktan almışolduğu yanı6n, esirlerin akıbe5ninkendi inisiya5fine bırakıldığını öğ-renince ne yapacağını şaşırmış6!Bunca insanı nasıl muhafaza ede-cek ve nasıl besleyecek5r? Geribölgeye sevk etmek istese, nasılve hangi araç ile gönderecek5r?Kaldı ki savaş bütün hızı ve acıma-sızlığı ile devam etmektedir... Busırada bölük komutanları içeri-sinde oğlu gibi sevdiği üsteğmenA5lla Çilingir yanına gelerek, tümsorumluluğu üzerine aldığını ve azönce esirleri Rum kesimine geç-meleri için serbes bırakıldığını söy-ler... Yarbay Kanıt, sadece başınısallayarak, bu inisiya5fi onayladı-

ğını belli eder. Büyük bir mesuli-yet, mutlu bir son ile noktalanmış-6r...

Evet, sevgili okurlar; tam 39 yılönce yaşadığım o çok özel gündetopladığımız esirlerin yaşadığı tambir dramdı. Kucaklarında bebekleriolan kadınlar, elleri bastonlu yaşlı-lar, korkulu gözlerle ne olduğununfarkında bile olmayan çocuklar...

O zaman kesi5nde; bir an kendiyakınlarım gözlerimin önüne gel-miş5...

Sonuçta; böyle bir durum karşı-sında insan olan herkesin yapmasıgerekeni yap6k...

Ve o gece “ Kahraman Mehmet-çiğin” aç kalmaları pahasına yiye-cek ve içeceklerini o muhtaçinsanlarla paylaş6ğı savaş tablo-sunu, tüm canlılığıyla ha6rlıyo-rum...

O gece boyunca bana tercüman-lık eden Rum kızı Mariya’nın, yıllarsonra bu öyküsünü yazdığını, 1985yılında adaya ikinci kez görevli ola-rak geldiğimde öğrendim, kendi-sine ulaşmayı çok denedim amaolmadı. Çünkü ailece Yunanista’agöç e8klerini bilgisini aldım...

39 yıl önce yaşanan bu gerçek-leri, “Türk Mille5nin” bir ferdi ve“Türk Askerinin” komutanı olarakdaima büyük bir gurur ve onur ileha6rladım. O geceyi hiç ama hiçunutamadım...

ama aynı gecenin o saatlerinde,Gazi Mağusa yolu üzerindeki “ At-lılar ve Muratağa” köylerinde;Rum canilerinin, bebek, çocuk,kadın, yaşlı, genç demeden; elisilah tutmayan sivil halkı, sırf Türkoldukları için canice katle8klerinide asla unutmadım...

bu savaş anım vesilesiyle; 39 yılönce Kıbrıs adasında “ O Gazi Top-raklarda” vatan ve vazife uğrunabirlikte savaş6ğım ancak şimdi ha-ya7a olmayan çok değerli TaburKomutanım, Yarbay Burhan Kanıt’ıve Beşparmak Dağlarının taşınatoprağına “ Ay Yıldızlı, Al Bayrağı-mızı” can ve kan bedeli ödeyerek,6rnaklarıyla kazıyan tüm şehitleri-mizi rahmetle “ Gazi Silah Arka-daşlarımı”Kıbrıs Türk halkınınadadaki varlığını büyük bir azimleyıllarca savunan “Mücahitlerimi”minnet ve şükran duygularım ileanıyorum. Vatan onlara minnet-tardır...

O gece, oradaki Rum’lara göster-dikleri insanlık fazile5 ile büyük birders veren Mehmetçiklerimlegurur duyuyor ve onları da min-netle yad ediyorum...

İşte “Türk olmak Türk Ulusunun”bir parçası, bir ferdi olmak böylebirşeydi...

5 DİRENİŞ 20 Temmuz Özel Sayı

ÖZGÜRLÜĞE GİDEN YOL( 20 Temmuzların anısına gerçek bir savaş öyküsü...)

A*la ÇİLİNGİR

Page 6: Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

6 DİRENİŞ 20 Temmuz Özel Sayı

20 Temmuz Barış ve ÖzgürlükBayramının 39. Yıl dönümü nede-niyle Kıbrıs TMT Mücahitler Derne-ğini temsilen Me5n FahrioğluBaşkanlığındaki Heyet ve 16 kişilikMücahit Mangası Şükran Etkinlik-leri kapsamında Mersin ve Si-li#e’de yapılacak törenlereka6lmak üzere Adana üzerindenMersin’e gidiyor.

17 Temmuz Çarşamba günü Mer-sin’e gidecek olan Kıbrıs TMT Mü-cahitler Derneği Heyet BaşkanıMe5n Fahrioğlu ve Heyet BaşkanYardımcısı Mehmet Bakkaloğlu 18Temmuz Perşembe günü saat09.00’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhu-riye5 Mersin Konsolosluğu’nu ziya-ret edeceklerdir.

Ayni gün 20 Temmuz Barış ve Öz-gürlük Bayramının 39. Yıldönümünedeniyle KKTC Mersin KonsolosuZalihe Erden, Kıbrıs TMT MücahitlerDerneği’ni temsilen Heyet BaşkanıMe5n Fahrioğlu ve Heyet BaşkanYardımcısı Mehmet Bakkaloğlu sı-rasıyle Akdeniz Bölge ve GarnizonKomutanı Tuğamiral sn. Hayre7nİmren’i, Mersin Büyükşehir Bele-diye Başkanı sn. Macit Özcan’ı, Si-li#e Kaymakam’ı sn. Fa5hDamatlar’ı, Sili#e Belediye Başkanı

sn. Bayram Ali Öngel’i ziyaret ede-cekler . 19 Temmuz Cuma günü deMersin Valisi sn. Hasan Basri Güze-loğlu’na yapılacak ziyare5n ardın-dan , Türkiye Harp Malulü Gaziler ,Şehit Dul ve Ye5mleri Derneği , Kıb-rıs Türk Kültür Derneği Mersin ŞübeBaşkanlığı , Türkiye Muharip GazilerDerneği Mersin Şübe Başkanlığı,Türkiye Emekli Astsubaylar DerneğiMersin Şübe Başkanlığı ziyaret edi-lecek5r.

KKTC’den 16 kişilik Mücahit Man-gası’nın da geleceği bugünün ardın-dan Mersin Büyükşehir BelediyeBaşkanlığı tara"ndan akşam yemeğiverilecek5r.

20 Temmuz Cumartesi günü saat09.00’da Mersin Cumhuriyet Ala-nında yapılacak törende Me5n Fah-rioğlu Kıbrıs TMT MücahitlerDerneği adına bir konuşma yapa-cak. Törenin ardından Kıbrıs TürkKültür Derneği Mersin ŞübeBaşkan-

lığı , Kıbrıs TMT Mücahitler DerneğiHeye5ne öğle yemeği verecek5r.

Saat 15.30’da Sili#e’de de KıbrısBarış Hareka6 Şehitleri Ha6ra Or-manı’nda da bir tören yapılacak.Tö-rende Me5n Fahrioğlu, Kıbrıs TMTMücahitler Derneği adına konuşmayapacak.Gece de Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriye5 Mersin Konsolos’usn. Zalihe Erden Barış ve özgürlükBayramı’nın 39. Yıldönümü onu-runa Mersin Subay Orduevi’nderesepsiyon verecek5r.

21 Temmuz Pazar günü akşamı daTürkiye Muharip Gaziler DerneğiMersin Şübe Başkanlığı tara"ndanKıbrıs TMT Mücahitler Derneği He-ye5 için Mersin Orduevi’nde i$aryemeği verecek5r.

Kıbrıs Barış Hareka6 39. Yıl dö-nümü etkinlikleri kapsamında Mer-sin’e giden 18 kişilik Heyet 23Temmuz Salı günü KKTC’ne dönüşyapacak6r

Bir yandan KKTC’nin siyase5nde meydana gelen dalga-lanmaların ve diğer yanda Anavatanımız Türkiye’de bizleriderinden üzen gelişmelerin yaşandığı bu ortamda, Kıbrıs so-rununun çözümüne ilişkin ard arda önerilerin ortaya kon-duğu bir süreçle karşı karşıyayız. Ortaya konan önerilerinbizleri yılgınlığa ve teslimiyete mahkum ederek Kıbrıs me-selesini bir oldu bi7ye ge5rmeye yönelik çabalar olduğugözden kaçmamaktadır. Kıbrıs sorununun Türkiye’nin ABüyeliği için yegane engel olduğu görüşü hala gündeme ge-5rilerek Anavatan Türkiye’yi tavizlere zorlamaktadır. Diğeryanda Maraş’ın Rumlara iadesi halinde, Türkiye’nin AB üye-liği için bekle5len 14 başlığın açılacağı, Maraşın Rumlara ia-desi halinde Mağusa Limanının da BM göze5mindeişle5lmeye açılacağı yine son günlerde basında Maraş ile il-gili çıkan haberlerde, Maraş’ın Rumlara iadesine karşılık ola-rak Ercan Hava Alanının uluslararası uçuşlara açılacağındansöz edilmektedir.

Maraş’tan bu kadar söz edilmesine rağmen Maraş’ın vakıfmalı olduğu gerçeğinden nedense hiç bir kimse söz etme-mektedir.

Elli yıldan beri, Rumların ENOSİS hayalleri yüzünden or-taya çıkan Kıbrıs sorununa siyasi bir çözüm bulunamaması-nın gerçek sebebi Kıbrıs’ın son elli yıldan beri Rumlarınsebep olduğu acı olayların gözardı edilmesindendir. GerekTürkiye’deki ortamdan ve gerekse buradaki iç siyasi dalga-lanmalardan yararlanmak isteyenlerin bu "rsa6 değerlen-dirmeye çalışacakları aşikardır. Rumların kasıtlı olaraküzerinde durmadıkları Annan Planının yeniden gündemege5rilmeye çalışılması bir tesadüfden ibaret değildir. ZiraAnnan Planına onlar HAYIR derken Kıbrıs Türk halkı EVETdemek durumunda bırakıldı. İşte bu noktadan hareketleRumların HAYIR’larını EVET’e dönüştürmek için Türk tara-"ndan daha da tavizler istenecek5r. Oysa Annan Planı’nınsunuluşunda bir tara"n HAYIR demesi, planı öngörüldüğügibi hükümsüz ve geçersiz kılmış6r. Böyle bir planın yenidengündeme ge5rilmeye çalışılması asla kabul edilemez.

21 Aralık 1963’te Kıbrıs’ta Rumların saldırıları ile Türklerile Rumların eşit ortaklığı ile kurulan Kıbrıs Cumhuriye5 yı-kılmış6r. Kıbrıs Türk halkı ortak olduğu Kıbrıs Cumhuriye5n-den o tarihten beri silah zoru ile dışlanmış ve kendiiradesiyle ayrı yöne5mini oluşturmuştur. 11 yıl Kıbrıs Türkhalkı yaşama hakkını koruyabilmek için çok çe5n bir müca-dele vermiş5r. Kıbrıs’ta barışı korumakla görevli BM BarışGücü Kıbrıs Türk halkını insafsız ve insanlık dışı Rum saldırı-larından koruyamamış6r. Rumlar ve Yunanlılar ve onlaraarka çıkanlar, Kıbrıs Türk halkının bu zor şartlarda daha fazladirenemeyip teslim olacağı beklen5si içinde bulundular.Ama beklenen olmadı, buna rağmen gerek BM ve gereksediğer büyük devletler Rum’un bu gayri meşru yöne5minearka çıkmaya ve Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs Cumhuriyet’nineşit ortağı olduğunu inkar etmeye devam e7ler ve maale-sef bunu hala sürdürmekten geri kalmıyorlar.

Bunca olay ve aradan geçen yarım asırlık bir süreden berisanki Rumların ENOSİS için Kıbrıs Türk halkına soykırım uy-gulayanların kendileri değilmiş gibi ve de üstelik Kıbrıs so-rununun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin adanın Kuzeyini bir işgalsorunu olduğu yalanlarını ara vermeden dillendirmektenvazgeçmemeleri daldıkları hayal aleminden kurtulamadık-larını göstermektedir. Bütün bu çaba ve entrikalara dayalısürdürdükleri siyase5n, Kıbrıs Türk halkının adadaki haklı vevazgeçilmez varlığını ortadan kaldırmaya yönelik olduğuherkesce anlaşılmış olmasına karşın ilgili kuruluş ve devlet-lerin duyarsızlığı devam etmektedir.

Rumların her zaman olduğu gibi istek ve arzularına göresonbahar’da başla6lacağı söylenen ikili görüşmelere, “ kal-dığı yerden başlaması, Hristofyas’ın kabul ve önerileri benibağlamaz” diyen Anastasiadis’in Türk tara"na verdiği bu "r-sa6 en iyi bir şekilde değerlendirme zamanıdır. Bu süretleTalat’ın verdiği tavizlerden kurtulmuş olacağız. Gayri meşrubir idarenin temsilcileri ile masada çok zamankaybedilmiş5r.

Bütün bu gerçekler ışığında yasal ve meşru olan KKTC ta-nınmadan görüşme masasında ar6k yer almamalıdır.

Hal ve durum böyle iken içteki siyasi çekişmelerin bu süreciolumsuz etkileyeceği göz ardı edilmemelidir. Bugünkü or-tamda siyasilerimizden sağduyu ile davranmalarını bekliyo-ruz. Siyasilerimizin aralarındaki ilişkileri olumlu ve halkımızınkabul edebileceği bir seviyeye ge5rmeleri kaçınılmazdır. Aksihalde siyasilere karşı duyulan güveni daha da sarsacağı gibiseçim sandıklarına ka6lım oranı çok aşağılarda seyredecek-5r.

TMT Mücahitler Derneği

BASIN BİLDİRİSİ14/6/2013

KIBRIS TMT MÜCAHİTLER DERNEĞİHEYETİ VE MÜCAHİT MANGASI MERSİN’DE VESİLİFKE’DE YAPILACAK TÖRENLERE KATILIYOR

Me�n Fahrioğlu

Page 7: Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

7 DİRENİŞ

20 Temmuz 1974 sabahı yıllardan beriKıbrıs'ta Rumların Türklere yönelik sür-dürdükleri vahşet dolu olayların, kan vegözyaşlarının son bulduğu ve tüm Kıbrıs'ıkaranlıktan aydınlığa kavuşturduğu müs-

tesna bir gündür... Kıbrıs Türk halkı yaşa-dığı o çok kötü günlerin bir kere dahageri gelmemesi için haklı olarak vemeşru bir şekilde kurduğu bağımsız veegemen Devle9nden asla vazgeçmeye-ceği gibi her aşamada onu yalnız bırak-mayan Büyük Türk Ulusundan da aslavazgeçmeyecek9r. Bu azim ve inançlaHalkımızın 20 Temmuz Zafer Bayramını

kutlarken bundan 39 yıl önce Türk SilahlıKuvvetlerinin gerçekleş9rdiği MutluBarış Harekâ: dolayısıyla düzenlenecekŞafak Nöbe9ne halkımızla hep birlikte veel ele o günleri coşkuyla yaşamaya koşa-lım. Ne Mutlu Kıbrıs Türk halkını soykı-rımlardan kurtaran Türk SilahlıKuvvetlerine !...

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği

Biz Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs'ta, Rum-larla hemen hemen ortak hiç bir yanı-mız ve tara%mız yok.

Ne dilimiz benzer, ne dinimiz, ne dekültürümüz.

Tarihimiz ve tarihi değerlerimiz defarklıdır. Bizim sevinçle kutladığımız,kahramanlarını takdirle andığımız Kur-tuluş Savaşımız onlar için “Küçük AsyaFelake9”dir. Biz kutlarken onlar ağlar-lar.

Cumhurbaşkanımız Derviş Eroğlu ileRum Lider Anastasiadis'in sosyal nite-likli bir toplan: amacı ile BM tara%n-dan 29 Mayıs gecesi olarak organizeedilen akşam yemeği, Rumların bu ta-rihin İstanbul'un Fethi’nin 560'ncı yıl-dönümü olduğu gerekçesi ile i9razetmeleri sonucunda değiş9rildi. İstan-bul'un Fethi’ni biz kutlarken onlar duy-mak bile istememektedirler. KıbrıslıTürkler ile Kıbrıslı Rumlar arasında

ortak şirket, ortak köy kahvesi, ortakspor kulübü ve benzeri sosyal faaliyet-lerin yapıldığı yerler ve kuruluşlar 1931isyanının gerisinde kaldı. 1941'de ikihalkın ayrılığı başladı, 1950'de RumOrtodoks Kilisesi’nin organize e<ğiadanın Yunanistan'a bağlanması Plebi-si9nden (Halk Oylaması) sonra ayrılıkbelirginleşmeye, 1 Nisan 1955'te EO-KA'nın faaliyete geçmesi ile de iyicederinleş9. 21 Aralık 1963'te de Rumla-rın Akritas Planı uyarınca Türklere sal-dırısı ile de ayrılık, bölgesel ve kumtorbaları ile oldu. Bu ayrılık halen dedevam etmekte.

Ben haya:mın tümünü, eği9m yılla-rım hariç hep Mağusa'da geçirdim.

Kıbrıs adasında sözde Rumlarla or-taklaşa yaşadığımız yıllarda, yani 1974öncesi, Rumların adına Kataklizmosdedikleri, dini kökenli “Deniz Pana-yırı”nı hiç birlikte kutlamadığımız gibi,Rumların, biz Türklerin kutladıkları birşenliğe veya da dini bayrama ka:ldık-larını da görmedim.

Ortak bir kültürümüz, dinimiz, dili-miz, geleneklerimiz ve göreneklerimizolmadığı için hiç bir sosyal, kültürel vedini faaliye9miz de ortak değildi Rum-larla.

Ama sanki de daha evvel böylesi faa-liyetlerimiz varmış gibi, bir müdde<rMağusa Belediye Plajı’nda Kataklizmoskutlaması yapılıyor, Rumlarla birlikte.Konuşmalar yapılıyor, yeniliyor, içiliyor,belediyenin folklor ekibi gösteriler ya-pıyor sonra da birleşme ve ortakyaşam için vaazlar verilip, isteklerdebulunuluyor.

Geçmişte bu adadan bizi atmak ve iz-lerimizi silmek için elden gelen herşeyi yapmış olan, 1974 sonrası da biz-leri dünyadan soyutlamak ve kendiidareleri al:na sokmak için her tür am-bargoyu uygulatan, izolasyonların kal-dırılmaması için her yolu deneyen buKıbrıslı Rumlarla, bu koşullar al:ndaortak kutlamalar yapmayı anlamakmümkün değil. Ortak bir yaşama baş-

lanacaksa, önce izolasyonlar ve am-bargolar kaldırılmalı, direkt uçuşlarısözde Rum hüküme9 serbest bırak-malı sonra ortak faaliyetlerde bulunul-malı. Ortaklık tek taraflı olmamalı.

1974 yılının 19 Temmuz'unu 20 Tem-muz'a bağlayan gecenin sabahında,hepimizin siperlerde “Türk askeri busefer gelir inşallah” dualarının kabulgörüp, Türk ordusunun adaya çıkarakbizleri özgürlüğe kavuşturduğu saba-hın kutlamasına karşı çıkılması isekabul edilebilir bir yaklaşım değil. Buanıyı yaşatmak isteyenler 20 Temmuzsabahı “Şafak Nöbe9”ni tutacak veTürk askeri sembolik olarak karşılana-cak, bağırlara basılacak ve şehitlerinruhları da şad edilecek elbe;e.

Rumlarla Kataklizmos kutlanırken,diğer tara'an Şafak Nöbe9’ni de hoşkarşılamak demokrasinin bir gereği.

***Ülkede bir kesim “vatandaşlık” olay-

larına fena halde karşı. Oysa, KKTC'ninyasalarına uygun bir şekilde hak sahibiolan kişileri, bu topraklarda yıllarca te-rini akıtmış, evlenmiş, çoluk çocuğa ka-rışmış insanlarımızı, soydaşlarımızıvatandaş yapmak suçmuş gibi, 2009yılından beri yapılan vatandaşlıklarınsayısını açıklayarak sanki bir suç işlen-miş havasını yaratmaya çalışmak kabuledilebilir bir davranış değil.

Yasal kriterlere uyan herkesin vatan-daş yapılması veya da vatandaşlığakabul edilmesi normal bir uygulama.ABD koyduğu kriterlere uyan başvuru-lar arasında “Vatandaşlık Piyango Çe-kilişi” yaparken, AB kurallarına uyanherkesi ortalama 5 senelik ikamet son-rası neredeyse otoma9kman vatandaşyapmakta...

Bizdeki vatandaşlık kavramı nere-deyse İngilizce de “Apartheid” olaraktanımlanan “Irkçılığa” dönüşmeküzere. Bu kadar aşırılığa kaçmak, eği-9m düzeyi bu denli yüksek ve asırların“hoşgörüsü” nü genlerimizde taşıyanbizlere hiç yakışmıyor...

KKTC Devle9’nin resmen tanınma konusu diğerkonulardan daha önemlidir. KKTC’nin resmen ta-nınması ile KKTC Devle9’nin tüm diğer sorunları çö-zümlenecek9r. Rumlarla görüşme masasınaoturmanın hiçbir anlamı yoktur. Bu gerçeği görme-yenler veya görmek istemeyenler, KKTC halkının fe-deral bir çözüm ile mahali bir yöne9m içinesürükleneceğini ve en önemlisi 30 yıllık KKTC dev-le9nin bu çözüm ile ortadan kalkacağını iyi bilmeli-dirler. Önümüzdeki erken seçimle hangi par9ik9dara gelirse gelsin veya hangi par9lerle koalis-yon kurulursa kurulsun, bu gerçekleri iyi değerlen-dirmeli ve KKTC halkının ve devle9nin bağımsız,egemen olarak yola devam etmesi için hemen yenibir poli9ka uygulama koymalıdır.

Erken seçimden sonra ik9dara gelecek olan par9-ler federasyon çözümünden yana bir poli9ka izler-lerse, KKTC halkı o bitmek bilmeyen ve hiçbir sonuçelde edilmeyeceği çoktan belli olan görüşmeleriniçine sürüklenecek ve karanlık bir gelecekle başbaşa bırakılacak:r. Bu gerçek apaçık ortadadır.BM’nin AB’nin ve Rumların amacı bu görüşmeleritekrar başlatmak, KKTC devle9ni dünyaya bir‘’taraf’’ olarak tanıtmak ve yavaş yavaş federalçözüm ile KKTC devle9nin ortadan kalkmasını sağ-lamak:r.

İşte bu yüzden erken seçimden sonra kurulacakyeni hükümet bu konuları iyice inceleyerek KKTCdevle9nin bağımsız egemen devlet olarak yolunadevam etmesine yönelik bir poli9ka izlemesi ge-rekmektedir. İlk yapılacak iş KKTC devle9nin ta-nınma yoluna girmesini sağlamak:r. Uluslar arasıHukuk al:nda tanınma hakkına sahip 30 yıllık KKTCdevle9nin Türkiye Cumhuriye9 tara%ndan tanını-mış olması büyük önem taşımaktadır. Uluslar arasıHukuk der ki’’Bağımsızlığını ilan eden bir devleteğer bir başka devlet tara%ndan resmen tanın-mışsa, bu devle9 diğer devletlerde tanınmalıdır.’’

Erken seçimden sonra ik9dara gelecek olanlar bukonuyu, yani tanınma konusunu uzmanlarla görü-şüp kendilerine bir yol çizmelidirler. Bir devle9n,halkının ve hüküme9nin tanınma istemesindendaha doğal bir şey yoktur. Bu bir hak:r. Bu hak Ulus-lar arası hukukun açıca belir<ği ve kendi madde-leri ile anla=ğı bir hak:r. KKTC devle9nin vehalkının bu hakkını kimse elinden alamaz. Tüm ger-çekler yukarıda belir9len noktaların içinde yer al-maktadır.

KKTC halkının Rum Kıbrıs cumhuriye9 içinde birazınlık olarak yer alması söz konusu olamaz. Rum-ların federal çözüm ile KKTC devle9ni ortadan kal-dırmak istediklerini ve ‘’kurucu devlet ‘’ safsatası ileKıbrıs Türk halkını mahali bir idareye mahkumetmek istediklerini görmemek veya görmek iste-memek acizlik9r. Hiç bir siyasi par9nin KKTC halkınıböyle biz çözüme itmek istediğini sanmıyorum.Ancak federal sisteme bir kurtuluş çözümü olarakbakanların da var olduğunu unutmamak gerekir.

Bu arkadaşlara gerçekler bir kez daha anla:lmalı.Rumların bayıla bayıla, göbek atarak federal sistemiistediklerini görmemek mümkün mü?... erken se-çimden sonra kurulacak yeni hüküme9n tanınmapoli9kası uygulaması içim şimdiden çalışmalarabaşlaması gereklidir. KKTC devle9nin tanınmasınıhala bir hayal olarak görenler büyük yanılgı içinde-dirler. Federasyon çözümü isteyenler de büyük biryanılgı içindedirler. Federasyon çözümü isteyenlerde büyük bir yanılgı içindedirler. Bunların bilinmesigerekir.

Tanınma ŞimdiArman RATİP

20 Temmuz Özel Sayı

Basın Bildirisi15/7/2013

Prof. Dr. Ata Atun

Rumlarla ortakfaaliyetler vevatandaşlık

CMYK

Page 8: Direniş_20 temmuz Özel sayı_2013

TÜRKİYE’NİN 16 AĞUSTOS 1974 TARİHİNDEATEŞKES İLAN ETMESİNİ MÜTEAKİP, YULLARDIRÇEŞİTLİ ZORLUKLAR İÇİNDE YAŞAYAN KIBRISTÜRK HALKINI ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURDU

Gelişen bu olaylar üzerine Kıbrıs’ta ga-rantör olan Türkiye, 20 Temmuz 1974günü, adaya müdahale ederek uzun sü-redir devam eden ça5şmalara, kan dö-külmesine ve çekilen acılara son vermeküzere harekete geçmiş4r. Türkiye, 1959yılında hazırlanan ve 1960’ta KıbrısCumhuriye4’nin kuruluşuyla uluslar-arası geçerlilik kazanan Garan4 Anlaş-ması’ndan doğan haklarını kullanaraksöz konusu müdahaleyi gerçekleş4rmiş-4r.

20 Temmuz 1974 sabahı başlayan Bi-rinci Barış Harekâ5, Türk birliklerininLe!oşa-Hamitköy-Gönyeli ve Pınarbaşıbölgelerine hava indirme, Yavuz plajınada çıkarma yapmasıyla başlamış5r. 21Temmuzda Türk uçakları Rum mevzile-rine karşı harekete geçmiş; 4’üncü Para-şüt Taburu ile birleşen Kıbrıs Türk

Kuvvetleri, Le!oşa Havalimanı ve Kay-maklı bölgesine taarruza başlamış5r.

Bu arada 2’nci ve 3’üncü Komando Ta-burları da Zey4nli is4kame4nde ilerle-mişlerdir. 22 Temmuz günü 3’üncüParaşüt Taburunun taarruzu sonucu,Deliktepe düşerken Türk birlikleri önceGirne’ye girmiş, daha sonra Le!oşa’yayönelmiş4r. Böylece Girne-Le!oşa ha7birleş4rilmiş4r.

Gerek Birleşmiş Milletler GüvenlikKonseyinin çağrısı gerek Kıbrıs'taki çı-karmanın askerî durumu nedeniyle; Tür-kiye, 22 Temmuz günü saat 17.00’deni4baren harekâta son vermiş4r. Ancakbu ilk Barış Harekâ5, Kıbrıs Türk toplu-munun güvenliğinin sağlanabilmesi içinyeterli olmaktan uzak5r. Le!oşa-Girneyolunun dene4m al5na alınmasıyla, Lef-koşa’nın Türk kesiminin denizle bağlan-

5sı sağlanmış5r. Bunun dışında kalanyerleşim bölgelerinde ise, başta Magosaolmak üzere çok sayıda Türk güvenliktenyoksun kalmış; Rum ve Yunan kuvvetle-rinin merhame4ne bırakılmış5r

Kıbrıs’ta ateşkes sağlanması ile bir-likte Yunan Hükûme4 is4fa etmiş, Kara-manlis Fransa’dan A4na’ya dönerekulusal birlik hükûme4 kurmuş, Kıbrıs’taise Sampson ik4dardan çekilerek yerineeski Temsilciler Meclisi Başkanı Gla!osKlerides geçmiş4r.

Kıbrıs konusunda garantör devlet olanİngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın Dışiş-leri Bakanları Cenevre’de bir araya gele-rek, 25-30 Temmuz ve 8-13 Ağustostarihleri arasında iki aşamada barış ko-şullarını görüşmüşlerdir. Burada KıbrısTürklerini temsil eden heyet, adanınyeni bir anayasaya ih4yacı olduğunu, iki

kesimli bir federasyon kurularak Türk ta-ra na %34 toprak bırakılması gerek4ğinibelirtmiş, Rumlar ve Yunanistan bunayanaşmamış5r. Tüm bu gelişmeler üze-rine Türkiye, 14 Ağustos sabahı “İkinciBarış Harekâ5”nı başlatmış5r. Harekâ5namacı, doğuda Magosa ve ba5da da Lef-ke’ye kadar olan bölgelerin Rum işgalin-den kurtarılmasıydı. Plan dâhilindehareket eden Türk Ordusu, 15 Ağustosgünü Magosa’yı, 16 Ağustos günü deLe!e’yi ele geçirmiş4r. Türkiye’nin 16Ağustos 1974 tarihinde ateşkes ilan et-mesini müteakip, yıllardır ekonomik vetoplumsal zorluklar içinde yaşayan Kıb-rıslı Türkler özgürlüklerine kavuşmuşlar-dır. Türk Ordusunun o tarihten bugünekadar Kıbrıs'ta devam eden varlığı, ada-daki barışın ve her iki tara n güvenlikle-rinin temina5 olmuştur.

1959 yılında Türkiye, İngiltere ve Yuna-nistan arasında imzalanan Zürih (11Şubat 1959) ve Londra Anlaşmaları (19Şubat 1959) ile bu ülkelerin garantörlü-ğünde Türk ve Rum halklarının ortakeşitliğine dayalı olarak kurulan KıbrısCumhuriye4’nde, Rum toplumu lideriMakarios Cumhurbaşkanı, Türk top-lumu lideri Dr. Fazıl Küçük ise Cumhur-

başkanı Yardımcısı seçilmiş4r. Ancak,1963 yılından i4baren Rumların silahlısaldırıları sonucu Kıbrıs Türkleri ülke yö-ne4minden baskı ile uzaklaş5rılmış5r.Rumların, adayı Yunanistan’a bağlamahedefine ulaşmak yani Enosis'i gerçek-leş4rmek üzere yürü6ükleri saldırılar veambargolar 1963-1974 yılları arasındaartarak devam etmiş, Kıbrıs Türk halkı

adanın %3’lük bir bölümüne sıkış5rıl-mış5r.

1974’e gelindiğinde Yunan Cunta Hü-kûme4, adanın ilhak edilme zamanınıngeldiğine inanmış, fakat Makarios’u dabu ilhak için engel olarak görmüştür. Busebeple A4na, adadaki Yunan subaylarıvasıtasıyla Makarios’u ik4dardan düşür-meye çalışmış5r. Nihayet 15 Temmuz

1974 tarihinde Yunanistan’da ik4dardabulunan cuntanın desteğiyle KıbrısCumhurbaşkanı Makarios’a karşı darbeyapan Nicos Sampson, adayı Yunanis-tan’a bağlamayı amaçlayan süreci baş-latmış5r. Sampson darbesinden sonraCunta, hem kendine karşıt olan soydaşıKıbrıslı Rumları hem de Türkleri katlet-meye başlamış5r.

CMYK