demircisempozyumu.cbu.edu.trdemircisempozyumu.cbu.edu.tr/db_images/site_9002/file… · Web...
210
Transcript of demircisempozyumu.cbu.edu.trdemircisempozyumu.cbu.edu.tr/db_images/site_9002/file… · Web...
MCBÜ Eğitim Fakültesi’nin Elektrik İhtiyacının Güneş Enerjisiyle Karşılanması
Ali Murat ATEŞ a, Özer KESTANE b, Koray ÜLGEN c a Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi
Bölümü, MANİSAb Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu, Bilgisayar Programcılığı Programı, İZMİR
c Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü, Güneş Enerjisi Bölümü, İZMİ[email protected], [email protected], [email protected]
ÖZET
Türkiye 3.600Wh/m2 radyasyon değeri ve yıllık 2.737 saat güneşlenme süresi ile oldukça yüksek bir güneş enerjisi potansiyeline sahiptir. Bu potansiyel 2013 yılına kadar büyük oranda solar termal sistemler olarak kullanılmıştır. 2013 yılında yapılan yasal düzenlemeler ile 1 MW güce kadar olan yenilenebilir enerjiden elektrik üretim santrallerinin lisanssız, bu gücün üstündekilerin de lisanslı olarak kurulumuna izin verilmiştir.
Bu çalışmada Manisa ilinin Demirci ilçesinde bulunan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin elektrik enerjisi ihtiyacının şebekeye paralel fotovoltaik enerji santrali ile karşılanması için gerekli hesaplamalar yapılmıştır. Demirci’de yatay yüzeye gelen radyasyon değeri 4.810Wh/m2 iken en iyi eğim açısı olan 33° de bu değer 5.480Wh/m2’dir. Eğitim Fakültesi’nin yıllık enerji tüketimi, son 3 yıla ait elektrik faturalarının ortalaması alınarak, 198.179kWh olarak hesaplanmıştır. Fakülteye kurulacak bir güneş enerji santralinin 25 yıl boyunca üretim yapacağı ve her yıl sistemin toplam veriminin %1 civarında düşeceği planlanarak, 25 yıl boyunca Fakültenin hiç elektrik faturası ödememesi için gerekli olan santral gücünün 170kW olması gerektiği hesaplanmıştır. Santralin yatırım maliyeti yaklaşık 221.000$ olarak hesaplanmış ve 7,5 yılda kendini amorti edeceği öngörülmüştür. 25 yıl boyunca ödenmeyecek olan elektrik faturalarından ve sistemin üreteceği fazla elektriğin dağıtım şirketine satılmasından elde edilecek toplam kar da 419.514$ olarak hesaplanmıştır.
Demirci’deki radyasyon değerlerinin Türkiye ortalamasının üzerinde olması, buraya yapılacak bir güneş enerji santralinin hem üretim değerleri, hem de yatırımın geri dönüş süresi açısından oldukça avantajlı olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Şebekeye paralel fotovoltaik sistem, güneş enerjisi, MCBÜ Eğitim Fakültesi
Meeting Electricity Consumption of MCBU Education Faculty by Using Solar Energy
ABSTRACTTurkey has a high solar power potential with 2,737 hours insolation duration and daily average
of 3,600Wh/m2 power value. This potential had been used mostly in solar-thermal systems until 2013. After the regulations made in 2013, plants up to the power of 1MW are allowed without license, but plants with the power over this value are subject to license.
In this study, calculations were made to meet the electrical energy requirement of Manisa Celal Bayar University Faculty of Education in Demirci district of Manisa with an on-grid photovoltaic power plant. Daily average insolation amount is 4,810Wh/m2 on horizontal surface and with the optimal slope angle 33o, it has value of 5,480Wh/m2 in the Demirci. The annual energy consumption of the Faculty of Education is calculated as 198,179kWh by taking the average of the electricity consumption values of the last 3 years. It has been estimated that a solar power plant to be installed in the faculty will be producing for 25 years and the total efficiency of the system will decrease by 1% each year, and the plant power required for faculty to pay no electricity bill for 25 years should be 170kW. The investment cost of the power plant is estimated to be approximately $221,000 and it is predicted that it will amortize itself in 7.5 years. The total profit from the electricity bills that will not be paid for 25 years together with the income from the sale of excess electricity generated to the distribution company is calculated as $419,514.
The fact that the radiation values in Demirci are above the average in Turkey indicates that a solar power plant to be built here is quite advantageous both in terms of production values and investment return period.
Keywords: on-grid PV system, solar energy, MCBU Education Faculty
Demirci’de Otonom Fotovoltaik Sokak Aydınlatma Sistemi Değerlendirmesi
Koray ÜLGEN a, Ali Murat ATEŞ b, Özer KESTANE c
a Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü, İZMİRb Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi, MANİSA c Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu, İZMİR
[email protected], [email protected], [email protected]
ÖZETTürkiye, güneş enerjisi potansiyeli yönünden zengin sayılabilecek bir coğrafi konumdadır.
Yaklaşık 2/3’ü yıllık 1.500kWh/m2 ya da daha fazla güneş enerjisi potansiyeline sahiptir. Radyasyon değerlerinin en düşük olduğu Aralık ayında, günlük güneşlenme süresi 3,75 saat iken, aynı dönemde 1,59kWh/m2 güneş radyasyon değerine sahip bulunmaktayız. Manisa ilinin bulunduğu Ege Bölgesi, bölgeler bazında sıralama yapıldığında güneşlenme süresi bakımında Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi’nden sonra üçüncü sırada yer almaktadır. EİE verilerine göre Demirci ilçesi yıllık ortalama 4,10kWh/m2-gün global radyasyon değerine sahiptir. Demirci’de günlük güneşlenme süreleri incelendiğinde Temmuz ayında 11,35 saat süre ile en yüksek, aralık ayında 3,30 saat ile en düşük değere sahiptir.
Bu çalışmada günlük 4 saat güneşlenme süresi ile tam şarj olabilecek, bu şarj ile sorunsuz aydınlatma yapabilecek bir sistem planlanmıştır. Elektrik tüketiminin minimum olması için sistemde aydınlatma aracı olarak power led kullanılmıştır. 40W gücünde PV panelden elde edilen enerji 12V-20A jel aküde depolanacaktır. 12 aylık süre içerisinde akülerde 22,4kWh enerji depolanacak, power ledlerde 9,9kWh enerji harcanacaktır. Üç gün güneşten hiç enerji kazancı olmadan sistem çalıştırıldığında, geceleri sorunsuz bir aydınlatma sağlanacaktır. 60W gücünde bir lamba ile aydınlatma bedeli hesaplandığında, tasarlanan sistem 5 yılda kendisini amorti edebilecektir.
Anahtar Kelimeler: Güneş enerjisi, sokak aydınlatması, otonom fotovoltaik sistem
Evaluation Of Automatic Photovoltaic Street Lighting System In Demirci
ABSTRACTTurkey is a geographical location that can be considered as rich in solar energy potential.
Approximately 2/3 of our country has a solar energy potential of 1,500kWh/m2 or more per year. While the daily sunshine duration is 3.75 hours in December, when the radiation values are the lowest, we have 1.59kWh/m2 solar radiation value. The Aegean Region where Manisa province located in is ranked third after South-eastern Anatolia and the Mediterranean Region in terms of the duration of sunbathing when it is ranked according to regions. According to EIE data, Demirci has an average annual radiation value of 4.10kWh/m2-day. When the daily sunshine periods in Demirci are examined, they have the highest value for 11.35 hours in July and 3.30 hours in December.
In this study, a system is planned which can be fully charged with 4 hours sunshine per day and that can make trouble-free lighting with this charge. In order to minimize electricity consumption, Power LED is used as a lighting device in the system. The energy obtained from the PV panel at 40W power will be stored in the 12V-20A gel battery. Within 12 months, 22.4kW of energy will be stored in the batteries and 9.9kWh of energy will be consumed in the power LEDs. When the system is started for three days without any energy gain from the sun, night-time illumination will be provided. When a light is calculated with a lamp in a 60W power, the designed system will be able to amortize itself in 5 years.
Keywords: Solar energy, street lighting, autonomous PV system
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fizik Bölümü
Demirci Astrofizik ve Uzay Bilimleri Ana BilimdalıAtıf AKIN
Visual Arts Department Mason Gross School of the Arts 33 Livingston Avenue, Suite 124New Brunswick, NJ 08901, USA
Bu bildiri, sonucunda Demirci’ye Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü kapsamında Astrofizik ve Uzay Bilimleri Ana Bilimdalı ve ilgili tesis, rasathane ve
altyapıların kurulmasını öneren bir araştırma raporudur. Rapor ilk üç bölümünde bu girişimin Demirci’nin coğrafyası, tarihi ve sosyal yapısı itibari ile ne kadar anlamlı olabileciğini tartışır. Demirci coğrafi olarak üç temel sebeple bu girişim için oldukça elverişlidir: Yüksekliği, temiz havası ve yoğun yerleşim birimlerinden uzaklığı dolayısıyla ışık ve sinyal kirliliğinden de arı oluşu. Ayrıca bu bölümde Asi Tepe ve benzeri yakınlıkta bazı diğer zirveler detaylı bir şekilde incelenmiştir.
Aslında Demirci’nin tarihi ve coğrafyasını birbirinden farklı ele almak da doğru olmaz; zira ilk Demircililer sadece kahraman değil aynı zamanda meraklı, coğrafyayı ve doğayı iyi bilen insanlardı. Nitekim bu özellikleri onların Demirci’de yaşam kurmalarına imkân sağladı. Bu nedenle Demirci doğa bilimlerine yapılacak bir yatırımı tarihi olarak çoktan hak etmiştir. Demirci geçmişte oldukça başarılı bilim insanları yetiştirdi; ancak bu bağlamda daha önemlisi sosyal olarak Demirci halkı gerek misafirperverliği, gerekse ilime duyduğu saygı ve ilgi sayesinde bu tür bir akademik birimin ihtiyaç duyacağı üst düzeyde yetişmiş bilim insanlarına en iyi biçimde ev sahipliği yapacaktır. Demirci’nin sakin, izole ve nezih gündelik hayatı da psikolojik olarak yüksek bir odaklanma gerektiren bu bilim dalı için biçilmiş kaftandır.
Dördüncü bölüm Anadolu, Orta Asya ve dünyanın diğer başka kesimlerinden benzer uzay araştırma merkezlerinin konum ve politik tarihlerini Demirci ile karşılaştırmalı olarak sunar. Ayrıca raporda Sovyetler Birliği, İsviçre ve Şili’den benzer kurum ve yerleşkelerin görüntülerine de detaylı biçimde yer verilmiştir. Bu tür bir akademik birimin Manisa Celal Bayar Üniversitesi yapısı içerisindeki yeri ve yapısı ilgili idareci ve bürokratların bilgisine sorulmalıdır.
Bu tür bir yatırımın Demirci’nin sosyal, ekonomik ve düşünsel hayatına çok büyük ve olumlu katkısı olacağı şüphe götürmez. Eğitim fakültesinin ilçeye sunduğu imkânları da göz önünde bulundurarak, Astrofizik ve Uzay Bilimleri gibi akademik disipline had safhada gerek duyan ve teknik anlamda çok üst düzey yatırımları gerektiren bir bölümün ilçemize katabilecekleri, sonuç kısmından bir önceki kısımda ele alınmıştır.
Anahtar Kelimeler: astrofizik, uzay bilimleri, orta asya, avrasya, demirci, bilim politikalarıAtıf AKIN
Visual Arts Department Mason Gross School of the Arts 33 Livingston Avenue, Suite 124New Brunswick, NJ 08901, USA
ABSTRACTThis paper is a research report which finally proposes the establishment of Department of
Astrophysics and Space Science, its related facilities, observatories and infrastructures as part of the Department of Physics of Manisa Celal Bayar University School of Arts and Sciences in Demirci Campus. In the first three chapters the paper discusses how meaningful this initiative is in terms of the geographical, historical and social structure of Demirci. Demirci is geographically very convenient for this establishment for three main reasons: the height, the clean air and the distance from the densely populated areas, resulting in light and signal pollution. In addition, in this section some other peaks in the vicinity of Asi Tepe have been examined in detail.
In fact, it is not right to discuss the history and geography of Demirci separately, because the first settlers of Demirci were not only heroes but also curious people who knew geography and nature well. As a matter of fact, these skills they had, made it possible for them to make a living in Demirci. For this reason, Demirci has already deserved an investment in natural sciences. In the past, Demirci has been home to successful scientists, but more importantly in this context, socially the Demirci will be a generous host to a highly educated scientist community who need such hospitality, curiosity and interest. This discipline of science is tailor-made for Demirci's calm, isolated and decent social life, which requires high focus.
The fourth chapter presents the position and political history of similar space research centers in Anatolia, Central Asia and other parts of the world in comparison to the Demirci. In addition, this report features detailed images of similar institutions and settlements in Soviet Union, Switzerland and Chile. The place and structure of such an academic unit within the structure of Manisa Celal Bayar University should be consulted with the administrators and bureaucrats.
There is no doubt that such an investment would be a great and positive contribution to the social, economic and intellectual life in Demirci. Taking into consideration the opportunities offered by the School of Education in the district already, what an academic discipline such as Astrophysics and Space Science which requires high-end technological investment and utmost discipline in research may bring to Demirci is discussed in the penultimate chapter.Keywords: astrophysics, space science, central asia, eurasia, demirci, politics of science
FARKLI TİPTE GÜNEŞ GÖZLERİNDEN OLUŞAN FOTOVOLTAİK MODÜLLERİN PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ: MANİSA-
DEMİRCİ ÖRNEĞİÖzer KESTANE1, Koray ÜLGEN2
1 Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu, [email protected] Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü, [email protected]
ÖZETGüneş enerjisi santrallerinin en önemli bileşeni olan fotovoltaik modüllerin güç
kapasitelerinde, güneş ışınımı ve ortam sıcaklığı gibi çevresel faktörlere bağlı olarak artış ya da azalış gözlemlenmektedir. Güç kapasitesinin değişken olması, fotovoltaik modüllerin performans analizinin önemini arttırmaktadır. Ticari olarak yarısaydam ve opak formda üretilen fotovoltaik modüller, monokristal (mono c-Si), polikristal (poli c-Si), ince film olarak; amorf silisyum (a-Si), kadmiyum tellür (Cd-Te) ve bakır indiyum seleneid (CIGS) şeklinde sıralanabilir.
Bu çalışma kapsamında, standart test koşullarına (STC) göre maksimum verimlilikleri bilinen fotovoltaik modüllerin, performans değişimlerini belirleyecek olan bir hesaplama algoritması geliştirilmiştir. Aynı zamanda fotovoltaik modüllerin Manisa-Demirci iklim koşulları altında belirlenen aylar için performans değişimleri incelenmiştir. Ayrıca, yarısaydam ve opak fotovoltaik modüller için yıllık bazda üretilen elektrik enerjisi ile birim enerji maliyetleri hesaplanarak, enerji ekonomisi açısından kıyaslamaları gerçekleştirilmiştir.
Elde edilen bulgular neticesinde, yarısaydam fotovoltaik modüller, opak olanlara göre daha yüksek verim göstermişlerdir. Ayrıca çalışma kapsamında gerçekleştirilen algoritmaya dayalı hesaplamalara göre, CdTe fotovoltaik modüllerin Manisa-Demirci iklim koşulları altında maksimum yıllık elektrik enerjisi üretimini sergilediği ve minimum birim elektrik enerjisi başına minimum maliyet oluşturduğu belirlenmiştir. Buna karşılık, ticari olarak temin edilebilen fotovoltaik modüller söz konusu olduğunda, en düşük birim elektrik enerjisi maliyetini ve en yüksek yıllık elektrik enerjisi üretimini a-Si fotovoltaik modüller sağlamıştır. Ayrıca, tüm fotovoltaik teknolojiler açısından en düşük yatırım maliyetinin CIGS teknolojisiyle sağlandığı gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Güneş gözesi, fotovoltaik modül, modül verimi, performans değerlendirmesi, ekonomik analiz,
Performance Evaluation of Photovoltaic Modules Consisting of Different Type Solar Cells
The power capacities of the photovoltaic modules, which are the most important component of solar power plants, are observed to the increase or decrease due to environmental factors such as solar radiation and ambient temperature. Variability in power capacity increases the importance of performance analysis of photovoltaic modules. Commercially produced photovoltaic modules are monocrystalline (mono c-Si), polycrystalline (poly c-Si), as a thin film; amorphous silicon (a-Si), cadmium telluride (Cd-Te) and copper indium selenide (CIGS).
In this study, a calculation algorithm has been developed that will determine the performance evaluation of photovoltaic modules which are reported the maximum efficiencies according to standard test conditions (STC). At the same time, the performance variations of photovoltaic modules for months determined under Manisa-Demirci climatic conditions were investigated. In addition, comparisons have been made in terms of energy economy by calculating the unit energy costs with the annual electricity generated for semi-transparent and opaque photovoltaic modules.
As a result of the findings, semi-transparent photovoltaic modules have shown compared higher efficiency than opaque ones. Calculations show that for the PV modules, Cd-Te exhibits the maximum annual electrical energy generation resulting into minimum cost per unit electrical energy, whereas a-Si possesses the maximum annual electrical energy generation giving minimum cost per unit electrical energy when commercially available solar modules are concerned. CIGS has shown the lowest capitalized cost over all other PV technologies.
Keywords: Solar cell, photovoltaic module, module efficiency, performance evaluation, economic analysis.
Manisa İli Demirci İlçesi Arazi Kullanımının Zamansal Değişiminin İncelenmesi
Mehmet Serdar ORUÇa , Ramazan GÜNGÖRa
a Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Demirci Meslek Yüksekokulu, 45900, [email protected]
ÖZETArazi kullanımı, doğal afetler ve insan faaliyetleri sonucunda sürekli olarak değişime
uğramaktadır. Sürdürülebilir bir arazi yönetimi için arazi kullanımında meydana gelen değişimlerin belirlenmesi ve izlenmesi gerekmektedir. Uydu görüntüleri arazi kullanımındaki değişimlerin çok büyük alanlarda çok kısa aralıklarla izlenmesine olanak sağlamaktadır. Bu çalışmada, 2000, 2010 ve 2017 yıllarına ait Landsat uydu görüntüleri ile Manisa ili Demirci ilçesinin arazi kullanımındaki zamansal değişimlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Uydu görüntülerinden elde edilen NDVI (Normalleştirilmiş fark bitki indeksi) görüntüler vasıtasıyla yersel çözünürlüğü 30 metre bantların seçildiği uydu görüntülerine CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) ile kontrollü sınıflandırma yapılmıştır. Çalışma alanı, orman (iğne yapraklı ve yapraklı orman), mera (mera, çayır, çimen, seyrek bitkilerin bulunduğu alanlar), tarım (kuru ve sulu tarım) ve yerleşim (yerleşim yerleri, yollar, kayalıklar, çıplak alanlar, kar v.b. ) olmak üzere dört sınıfta değerlendirilmiştir. Sınıflandırma işleminin ardından uydu görüntüleri için doğruluk analizi yapılmıştır. Yapılan analizlerde 2000 yılı için genel doğruluk oranı % 80, kappa değeri 0,73, 2010 yılı için genel doğruluk oranı % 90, kappa değeri 0,87 ve 2017 yılı için genel doğruluk oranı %85, kappa değeri 0,80 olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak yeterli doğrulukla sınıflandırılan alanlar hesaplanarak arazi kullanımında meydana gelen değişimler karşılaştırılmıştır. 2000-2010 yılları arasında mera ve yerleşim alanları artarken orman ve tarım alanların azaldığı, 2010-2017 ve 2000-2017 yılları arasında orman, mera ve tarım alanları artarken yerleşim alanlarının azaldığı belirlenmiştir. 2017 yılına kadar yerleşim sınıfında bulunan 11463 hektar çıplak alanın orman, mera ve tarıma dâhil olduğu gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Arazi Kullanımı, CBS, Demirci, Landsat
SEARCH OF TEMPORAL LAND USE CHANGES IN DEMIRCI DISTRICT OF MANISA CITY
Mehmet Serdar ORUÇa , Ramazan GÜNGÖRa
a Manisa Celal Bayar University, Demirci Vocational High School, 45900, [email protected]
ABSTRACTLand use is continuously changing as a result of natural disasters and human activities. For
sustainable land management, it is necessary to identify and monitor land use changes. Satellite imagery allows changes in land use to be monitored in very large areas at very short intervals. In this study, it is aimed to determine the temporal changes of Landsat satellite images of 2000, 2010 and 2017 and land use in Demirci district of Manisa city. By means of NDVI (Normalized Difference Plant Index) images obtained from satellite images, satellite images with local resolution of 30 meters are selected and supervised classification by GIS (Geographic Information Systems). The study area is investigated in four classes as; forest (coniferous and leafy forest), pasture (pasture, meadow, grass, areas with rare plants), agriculture (dry and irrigated agriculture) and settlement (settlements, roads, rocks, bare fields, snow etc.). After the supervised classification process, an accuracy analysis is performed for the satellite images. İt is determined that for 2000; the overall accuracy rate is 80%, the kappa value is 0,73, for 2010; the overall accuracy rate is 90%, the kappa value is 0,87 and for 2017; the overall accuracy rate is 85% and the kappa value is 0,80. As a result, the areas classified with sufficient accuracy are calculated and the changes that occurred in land use are compared. Between 2000 and 2010, while pasture and settlement areas increase, forests and agricultural areas decrease. Between 2010-2017 and 2000-2017 while settlement areas decrease, forest, pasture and agricultural areas increase. Until 2017, 11463 hectares of bare land in the settlement class are observed to convert forest, pasture and agriculture areas.
Keywords: Land Use, GIS, Demirci, Landsat
Türk Coğrafyasının Kısa Tarihi
Yasin KOÇ, Bekir DERİNÖZ, Yunus Emre MUTLUAdres: Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, B Blok, Kat:4, Çağış
Kampüsü, 10145, Altıeylül / BALIKESİRE-Posta: [email protected], [email protected], [email protected]
ÖZET Bir bilim dalının mevcut durumunu anlamak için geçmişini de bilmek, gözden geçirmek
gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de coğrafya disiplinin tarihi süreçte kuramsal açıdan geçirdiği değişiklikleri ortaya koymaktır. Bu amaçla araştırma yöntemi olarak geniş çaplı literatür taraması ve doküman incelemesi yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgular göstermektedir ki Türkiye’de coğrafyanın bir bilim dalı olarak kökleri Cumhuriyet döneminden çok daha eskilere gitmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’ndan öncesine ait eserlerin günümüze ulaşamadığı bilinmektedir. Bu nedenle başlangıçtan Kâtip Çelebi’ye kadar olan dönemde genel anlamda klasik Osmanlı ve Türk coğrafyasına ait çalışmalar görülmektedir. Kâtip Çelebi’den 20. yüzyıl başlarına kadar olan dönem, Türk coğrafyasının modernleşme (batılılaşma) geçirdiği dönemdir. 20. yüzyıl başlarından itibaren yaklaşık yarım asırlık bir dönemde ise Türk coğrafyası kuruluş ve örgütlenme düzenini oluşturma çabasına girmiştir. 1930’lu yıllardan itibaren yabancı coğrafyacıların Türkiye’deki üniversitelerde ders vermeye başlamaları ve akademik anlamda öğrenci yetiştirmeleri önemli bir geleneğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Söz konusu yabancı coğrafyacıların genelde fiziki coğrafyacı olması nedeniyle özellikle 1970’lı yıllara kadar Türkiye, fiziki coğrafya alanında Avrupa ülkeleriyle boy ölçüşür duruma gelmiştir. Bu nedenle 20. yüzyıl ortalarından 20. yüzyıl sonlarına kadar olan dönem, Türk coğrafyasında özellikle fiziki coğrafya alanında bir yükseliş ve yaygınlaşma dönemi olmuştur. 20. yüzyıl sonlarından günümüze kadar olan dönemde ise Türk coğrafyası yeni arayışlar ve yönelimler içine girmiştir. Dünya coğrafyası (özellikle Avrupa ve Amerikan coğrafyası) ile yakından irtibatlı, işbirliği ağları oluşturan, modern akımlara kapılarını açan ve CBS gibi sayısal coğrafyanın da giderek önem kazandığı bu dönemde en büyük rolü yurt dışına yükseköğrenim için gönderilip, daha sonra ülkeye dönen coğrafyacılar üstlenmiştir. 2000’li yıllardan itibaren Türkiye’ye dönen bu yeni nesil coğrafyacıların etkisiyle yeni çalışmalar yapılmış, disiplin baştan aşağı yeni bir değişim sürecine girmiştir.
Anahtar Kelimeler: Türk Coğrafyası, Coğrafya Tarihi, Coğrafyada Değişim 2
A Brief History of Turkish GeographyYasin KOC, Bekir DERINOZ, Yunus Emre MUTLU
Address: Balikesir University, Science and Art Faculty, Geography Depatment, B Block, Floor:4, Cagis Campus, 10145, Altieylul / BALIKESIR
E-Mail: [email protected], [email protected], [email protected]
ABSTRACT:
In order to understand the current situation of a science branch, it is necessary to know the past and to keep an eye on it. The aim of this study is to reveal the changes in geography discipline in Turkey from the theoretical perspective. For this purpose, extensive literature search and document review methods were used as research methods. Obtained findings show that geography as a science branch in Turkey has its roots much earlier than the republican period. It is known that the works belonging to the prehistoric period of the Ottoman Empire can not reach to the present day. For this reason, studies from Classical Ottoman and Turkish geographies are seen in the period from the beginning to the time of Kâtip Çelebi. The period from Kâtip Çelebi to the beginning of the 20th century is the period in which Turkish geography has undergone modernization (westernization). In the period of about half a century since the beginning of the 20th century, the Turkish Geography has tried to establish organization and organization order. Since the 1930s, foreign geographers have begun to teach at universities in Turkey, and in the academic sense, the training of students has led to an important tradition. Since the foreign geographers in general are physical geographers, especially in the 1970s, Turkey has become comparable to European countries in the field of physical geography. For this reason, the period from the middle of the 20th century to the end of the 20th century has been a period of rising and widespread in Turkish Geography, especially in the field of Physical Geography. In the period between the end of the 20th century and the present day, Turkish Geography has entered into new quests and orientations. In this period, which is closely related with the world geography (especially European and American Geography), forming cooperation networks, opening the doors to modern trends and increasingly important in digital geography such as GIS, geographers who are sent abroad for higher education and then returned to the country have undertaken geography. With the impact of these new generation geographers who have returned to Turkey since 2000, new studies have been made and the discipline has entered into a completely new process of change.
Keywords: Turkish Geography, History of Geography, Change in Geography
MANİSA İLİ DEMİRCİ İLÇESİNDE KENTSEL AÇIK-YEŞİL ALAN GEREKSİNİMİNİN İRDELENMESİ
Yekta KÖSE
Öğr.Gör., M.C.B.Ü. Demirci MYO Ormancılık Bölümü, Manisa.
ÖZET
Son yıllarda ülkemizde kentleşme oranı yüksek değerlere ulaşmakta ve kentleşme gelişimine bağlı olarak insanların vakit geçirebileceği değerde açık yeşil alan miktarının önemi her geçen gün anlaşılmaktadır. Çağdaş süreçlere dayalı olarak açık yeşil alanların sayısı kentleşme ile sınırlanmakta ve özellikle ülkemizde ekolojik denge bozulmaktadır. Kent dokusu içinde ekolojik dengeyi sağlamak adına kamusal açık yeşil alanların planlaması, tasarımı ve uygulaması zamanında ve yetkili kişilerce gerçekleştirilmelidir.
Kentsel açık yeşil alanlar kent dokusuna katkı sağlayan, yaşam kalitesini ve rekreasyonel olanaklar ile işlevselliği arttıran alanlardır. Yeşil alanların ekonomik, ekolojik, sosyal ve fiziksel gibi bir çok işlevi bulunmaktadır. Bu çalışma ile mevcut açık yeşil alanların yeterliliği ve sosyal işlevlerinin Demirci İlçesine sağladığı katkılar analiz edilecektir. Açık yeşil alanların ulaşabilir, kullanılabilir ve işlevsel olması kullanım açısından önemlidir. Açık yeşil alanların değerinde sosyal istekler önemlidir. Demirci, yükseköğrenim kurumlarına sahip bir ilçedir ve bu özelliği ile aktif yeşil alan ve rekreasyonel etkinlik ihtiyacı artmaktadır. Demirci’de aktif yeşil alanların konumları, büyüklükleri, ulaşabilirlikleri ve nitelikleri incelenmiş ve halkın uygun kullanımı için kişi başına düşen yeşil alan miktarının da analizi yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Açık yeşil alan, Kentsel peyzaj, Kent parkı, Kentleşme.
SCRUTINIZATİON OF NECESSİTY OF OPEN GREEN FİELD ( PARK) FOR MANİSA, DEMİRCİ DİSTRİCT
Yekta KÖSE
Lecturer, M.C.B.U. Demirci Vocational High School Depart of Forestry, Manisa.
ABSTRACT
The rate of urbanization in our country has reached to high values in last years and the importance of open green field that people can spend time is increasing due to urbanization every day. Based on contemporary processes, the number of open green areas is limited by urbanization and especially the ecological balance in our country is distorted. In order to ensure the ecological balance within the city texture, public open space must be realized by authorized personnel in the course of planning, designing and application of green spaces.
Urban open green spaces are areas that contribute to urban texture, increase the quality of life and increase recreational facilities and functionality. Green areas have many functions such as economic, ecological, social and physical. This study will analyze the sufficiency of the existing open green spaces and their contributions to the social functions for the Demirci District. It is important for open green areas to be accessible, usable and functional in terms of usage. Social needs are important in the value of open green spaces. Demirci is a city with higher education
Institutions and this feature increases the need for active green space and recreational activities. The locations, sizes, accessibility and qualities of active green areas in Demirci have been examined and the amount of green space per capita for the appropriate use of the people has been analyzed.
Key words: Open green area, Urban landscape, Urban park, Urbanization.
Coğrafyada Değişen Paradigmalar
Bekir DERİNÖZ, Yasin KOÇAdres: Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, B Blok, Kat:4, Çağış
Kampüsü, 10145, Altıeylül / BALIKESİRE-Posta: [email protected], [email protected]
ÖZET:
İnsan-mekân arasındaki etkileşimi ele alması ve yer bilimleriyle olan ilişkisi nedeniyle coğrafya bilimi çok geniş bir çalışma alanına sahip olup bir disiplin olarak kendine özgü yöntem ve ilkeler kullanmaktadır. Söz konusu yöntemler ciddi tartışmalar sonucunda değişikliğe uğramıştır ve bu değişim insan-mekân ilişkilerinde ortaya çıkan sorunlara bağlı olarak değişmeye devam etmektedir. Coğrafya bilimi artık sömürgecilik faaliyetlerine hizmet eden bir bilim olmaktan çıkmış, içinde bulunduğumuz yüzyılda insanların çevreleriyle olan ilişkilerini, bu ilişkinin ortaya çıkardığı sorunları inceleyen; bunlara çözüm üreten bir disiplin halini almıştır. Coğrafya düşünce geleneğinde birbirinden farklı çok sayıda yaklaşım görülmektedir. Bu durum yalnızca coğrafyada çalışılan konuların geniş ve çeşitli olmasından değil, aynı zamanda disiplinin kendi içindeki farklılaşmasının diğer alanlara göre daha geç başlamasından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmanın amacı coğrafya biliminde ortaya çıkan paradigmaların temel dayanaklarını ortaya koymak, buna bağlı olarak disiplinin kendi içinde geçirdiği değişimleri ele almak ve temel farklılıkları açıklamaktır. Çalışmada araştırma yöntemi olarak literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. Konuyla ilgili bilimsel bildiri, makale ve kitaplar veri kaynağı olarak değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları göstermiştir ki, sosyal bilimlerde pozitivist yaklaşımların ve bu yaklaşıma karşı ortaya çıkan görgül araştırmaların etkileri coğrafya biliminde de ortaya çıkmıştır. Ancak coğrafya biliminin ayırt edici özelliği, sosyal bilimlerle doğa bilimleri arasında yer alması ve buna bağlı olarak yöntembilimsel anlamda kendine özgü yaklaşımlara ihtiyaç duymasıdır. Bu açıdan bakıldığında özellikle beşeri coğrafya çalışmalarındaki fenomonolojik yaklaşımlar insan-çevre ilişkisine yeni bir perspektif kazandırmıştır. Bunu takiben devam eden süreçte politik ekoloji yaklaşımı politik ekonominin temel argümanlarını da kullanarak günümüzün ana yaklaşımını oluşturmuştur. Dikkati çeken bir diğer husus ise coğrafyanın sosyal bilimlerdeki bütün paradigma değişimlerinden doğrudan etkilenmiş olmasıdır. Coğrafya bilimindeki bu paradigma değişimleri ve etkilenme, coğrafyanın derleme bir bilim değil, kendine özgü yöntem ve yaklaşımları olan bir disiplin olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Coğrafya, Paradigmalar, Değişim
Changing Paradigms in Geography
Bekir DERİNÖZ, Yasin KOÇAddress: Balikesir University, Science and Art Faculty, Geography Depatment, B Block, Floor:4,
Cagis Campus, 10145, Altieylul / BALIKESIRE-Mail: [email protected], [email protected]
ABSTRACT: Due to the interaction between man and space and its relation to earth sciences, geography science has a wide working area and uses its own methods and principles as a discipline. These methods have changed as a result of serious debates and this change continues to change depending on the problems that arise in human-space relations. Geography is now a science that serves for colonialism. It is a science that explores the relationships people have with their environment in the century we are in, it has become a discipline that produces solutions to these problems. There are many different approaches to geographical thought tradition. This is not only because of the wide and diverse nature of the issues being studied in the region, but also because the differentiation within the discipline itself begins later than in other areas. The aim of this study is to reveal the basic foundations of the paradigms emerging in geography, to deal with the changes that discipline has in itself and to explain the fundamental differences. Literature search method was used as research method in the study. Scientific papers, articles and books related to the subject are considered as data sources. The results of the research showed that positivist approaches in social sciences and the effects of empirical researches that emerged against this approach also appeared in geography. However, the distinguishing feature of geography science is that it takes place among social sciences and natural sciences and accordingly, the method needs its own approach in scientific sense. From this point of view, the phenomonal approaches in human geography studies have given a new perspective to the human-environment relationship. Subsequently, in the ongoing process, the political ecology approach has taken the main arguments of the political economy as the main approach of our day. One thing worth noting is that geography is directly affected by all the paradigm shifts in social sciences. These paradigm shifts and influences in the science of geography show that geography is not a science but a discipline with its own methods and approaches. Keywords: Geography, Paradigms, Change
Propolisteki Fenolik Bileşiklerin Bölgesel Çeşitliliği ve Önemi
Ezgi DÜNDAR a , Hatice KALKAN YILDIRIMa, Eser YILDIRIM SÖZMENb
aEge Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, İZMİRbEge Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyokimya Bölümü, İZMİR
E posta adresi: [email protected]
ÖZETPropolis, çeşitli bitki kaynaklarından (Populus spp., Fagus sylvatica, Betulla alba, Castanea
sativa, Aesculus hippocastanum, Alnus glutinosa) bal arıları (Apis mellifera L.) tarafından toplanan reçinemsi maddenin arılar tarafından çiğnenerek tükürük enzimleri ile karıştırılması ve kısmen sindirmeleri ile oluşan ve balmumu ile karıştırılarak kovanda kullanılan bir arı ürünüdür. Son yıllarda dünyada bu ürünün kullanımı her geçen gün artmaktadır. Bu değerli arı ürününün çok sayıda yararlı biyolojik aktivite gösterdiği anlaşıldıktan sonra dünya ticaretinde ve marketlerde düzenli olarak alınıp satılan bir ürün haline gelmiştir. Bu ürün polifenoller (flavonoid aglikonlar, fenolik asitler) ve onların esterleri, fenolik aldehitler, alkoller ve ketonlar, sekuiterpen kinonlar, kumarinler, steroidler, amino asitler ve inorganik bileşikler gibi çeşitli kimyasal yapıları kapsayan 300’den fazla bileşen içermektedir. Dünya’da propolis kavak tipi (Avrupa, Kuzey Amerika, Asya’nın tropik olmayan bölgeleri, Yeni Zelanda, Çin), Brezilya yeşil propolisi (Brezilya), huş ağacı kaynaklı propolis (Rusya), kırmızı propolis (Küba, Brezilya, Meksika), akdeniz propolisi (Sicilya, Yunanistan, Malta) ve Clusia bitkisi kaynaklı propolis (Küba, Venezuella) olmak üzere gruplandırılmıştır. Farklı coğrafi bölgelerden elde edilen ürünlerin özellikle fenolik bileşen içeriğinde farklılıklar gözlemlenmektedir. Dolayısıyla, propolisin fenolik bileşik içeriği toplandığı bölgedeki yerel bitkinin özgünlüğüne ve bu bölgenin coğrafi ve iklim özelliklerine bağlıdır. Propolisin bölgesel çeşitliliğinin belirlenmesi, propolis üretiminin arttırılmasında ve daha yüksek standartlaştırma derecelerine ulaşılmasında büyük önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: propolis, fenolik bileşikler, bölgesel çeşitlilik
TEBLİĞİN İNGİLİZCE BAŞLIĞI İLE YAZARLARININ BİLGİLERİ YOK???????????????????????????????????????????????????????
ABSTRACTPropolis is a bee product which is produced partially by digesting the resinous material
collected by honey bees (Apis mellifera L.) from various plant sources (Populus spp., Fagus sylvatica, Betulla alba, Castanea sativa, Aesculus hippocastanum, Alnus glutinosa) by mixing with salivary enzymes and wax and used in the hive. In recent years, the use of this product in the world is increasing day by day. It has become a product that is regularly bought and sold in the world trade and markets after it has been found that this valuable bee product demonstrates a great deal of useful biological activity. This product contains more than 300 components including various chemical compounds such as polyphenols (flavonoid aglycones, phenolic acids) and their esters, phenolic aldehydes, alcohols and ketones, sekuiterpen quinones, coumarins, steroids, amino acids and inorganic compounds. In the world it is grouped as poplar type (Europe, North America, non-tropical regions of Asia, New Zealand, China), Brazilian green propolis (Brazil),propolis originating from a birch tree (Russia),red propolis (Cuba, Brazil, Mexico),Mediterranean propolis (Sicily, Greece, Malta) and propolis from Clusia plant (Cuba, Venezuela). Differences in the phenolic component content of products obtained from different geographical regions are observed. Therefore, the contents of the propolis phenolic compound depend on the specificity of the local plant in the area in which it is collected and the geographical and climatic characteristics of this region. Determination of the regional diversity of propolis is of great importance in increasing propolis production and achieving higher standardization ratios.
Keywords: propolis, phenolic compounds, regional diversity
Sınavsız Geçişin Sonlandırılması Sonucunda MCBÜ Demirci Meslek Yüksekokuluna Yapılan Yerleştirmelerin Değerlendirilmesi ve İlgili MCBÜ
MYO Programlarıyla Karşılaştırılması
Anıl İlkem ÖZCAN1 Nihat Kamil ANIL2 Taner ÖZBEK 3 Rıza KÖKEN4
1Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, MANİSA, [email protected]
2Kırklareli Üniversitesi Vize Meslek Yüksekokulu, KIRKLARELİ, [email protected] Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, MANİSA, [email protected] Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, MANİSA, rızakö[email protected]
ÖZET2017 yılı itibariyle meslek liselerinden meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş kaldırılmıştır.
2017 yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan 214.430 toplam kontenjanın 163.613’ü önlisans programlarına aittir. Tüm kontenjanlar itibariyle doluluk oranı 2016-2017 akademik yılında % 95.3 iken 2017-2018 akademik yılında % 74.7’ye gerilemiştir. Önlisans programlarındaki doluluk oranlarının ise %91,42’den %62,55’e düştüğü görülmektedir. Meslek yüksekokullarının kontenjanlarının yüksek sayıda boş kalmasının bir sebebi tercih yapmayan ya da yapamayan meslek lisesi öğrencileridir. YÖK’ün yayınladığı istatistiklere göre 2016 yılında meslek lisesi öğrencilerinden %77’si (785.740 öğrenciden 610.583’i) tercih yaparken 2017 yılında %50’sinin (729.252 öğrenciden 366.916’sı ) bu hakkını kullanmış olmasıdır.
Yapılan bu çalışma ile Demirci Meslek Yüksekokulu bünyesinde yer alan programlara 2017 yılı YGS sınavı ile yerleşen öğrenci sayıları incelenmiştir. Elde edilen sayılar MCBÜ de yer alan diğer meslek yüksekokullarında bulunan aynı programlar ile karşılaştırılmıştır. Elde edilen veriler incelendiğinde; 2017 yılı itibari ile meslek liselerinden sınavsız geçişin kaldırılması ile meslek lisesi öğrencilerinin zorunlu dersler (Türkçe, matematik, tarih ve coğrafya) yerine daha yoğun olarak
mesleki dersleri görmelerinin başarı oranlarında düşüşe neden olduğu açıkça görülmektedir. Bu nedenle meslek lisesi müfredatlarında değişikliğe gidilerek zorunlu ders saatlerinin arttırılması ve gerekli görülmesi durumunda içeriklerinin değiştirilmesi ya da yapılan YGS sınavının öğrencilerin bölümlerine yönelik olarak mesleki sınav haline dönüştürülmesi önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: 2017 YGS, Sınavsız Geçiş, Meslek Yüksekokulları, MCBÜ
Evaluation of Placement of Students at MCBU Demirci Vocational College after the Abolisment of Open Admission and Comparison with Same
Programs at other Vocational Colleges of MCBU
Anıl İlkem ÖZCAN1 Nihat Kamil ANIL2 Taner ÖZBEK 3 Rıza KÖKEN4
ABSTRACTOpen admission system from vocational high schools to vocational colleges offering a two
year –AA- degree abolished in 2017. According to 2017 university entrance exam results, 163,613 out of 214,430 unfilled university quotas belongs to associate degree programs. In 2017-2018 academic year, the total placement rate (undergraduate and associate degree programs) dropped to 74.7% while it was 95.3% in 2016-2017 academic year. The placement rate in associate degree programs accrued as 61.55% in 2017-2018 while it was 91.42% in 2016-2017 academic year. One of the reasons of these high unfilled university quotas was that vocational high school students did not use their right to apply a vocational college. According to statistics revealed by Turkish Higher Education Council (YOK), in 2016, 77% of vocational high school graduates (610,583 out of 785,740 students) opted for the higher education while it was realized as 50% (366,916 out of 729,252 students) in 2017.
This study aims to investigate the students placed in MCBU Demirci Vocational College in 2017 and to compare the results with same programs at other vocational colleges of MCBU. According to the findings, abolition of open admission from vocational high schools to vocational colleges plays the important role because the courses in vocational high schools focus on mainly vocational courses rather than mandatory lectures (Turkish, mathematics, history, geography) in regular high schools. Therefore, course plan changes should be implemented in vocational high schools and mandatory course hours should be increased and if necessary, vocational tests related to vocational programs should be implemented.
Keywords: 2017 YGS, Open Admission, Vocational Colleges, MCBU
Tekstil Teknolojisi ve Giyim Üretim Teknolojisi ProgramıÖğrencilerinin Geleceğe ve İstihdama Yönelik Beklentileri
Gonca Şimşek GÜNDÜZa, Çağdaş GÜNDÜZb, Volkan AKÇİTc
a Pamukkale Üniversitesi, Denizli Teknik Bilimler MYO, Tekstil Giyim Ayakkabı ve Deri Bölümü, DENİZLİ
[email protected] Adnan Menderes Üniversitesi, Söke MYO, Finans Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü, AYDIN
[email protected] Pamukkale Üniversitesi, Honaz MYO, Yönetim ve Organizasyon Bölümü, DENİZLİ
Çalışmanın amacı, Denizli Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören Tekstil Teknolojisi ve Giyim Üretim Teknolojisi programları öğrencilerinin kariyer hedeflerini tespit etmek ve bölümlerinden mezun olduktan sonra geleceğe yönelik istihdam kaygısı taşıyıp taşımadıklarını ortaya koymaktır. Araştırma, 2016-2017 eğitim öğretim yılında Pamukkale Üniversitesi Denizli Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu’na bağlı Tekstil Teknolojisi ve Giyim Üretim Teknolojisi programlarına kayıtlı durumdaki ön lisans öğrencileri kapsamında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada veri toplamak için anket yöntemi uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan söz konusu ankette İstanbul Üniversitesi Kariyer Gelişim Merkezi’nin “Kariyer Beklentisi” ölçeğinden yararlanılmıştır. Verilerin analizinde frekans ve yüzdeler kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin bilinçli olarak bölüm tercihinde bulunmadıkları, öncelikli olarak kamu sektöründe çalışmayı arzuladıkları, çalışacakları kurumdan yüksek maaş getirisi sağlamayı umdukları tespit edilmiştir. Ayrıca, mezun olduktan sonra iş bulamamaları durumunda kız öğrencilerin herhangi bir kariyer planlarının olmadığı, erkek öğrencilerin ise askere gitmeyi planladığı görülmüştür. Sonuç olarak, araştırma kapsamındaki öğrencilerin mezun olduktan sonra istihdama katılmalarına yönelik kaygı taşıdıkları ve geleceğe yönelik kariyer planlamalarında profesyonel desteğe ihtiyaç duydukları görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: tekstil, giyim üretim, istihdam, kariyer planı
The Expectations of Textile Technology and Clothing Production Technology Program Students for the Future and Employment
Gonca Şimşek GÜNDÜZa, Çağdaş GÜNDÜZb, Volkan AKÇİTc
ABSTRACT The aim of the study is to determine the career goals of the students in the Textile Technology and Clothing Production Technology Program being taught at Denizli Technical Sciences Vocational School and to show that whether they have some concerns about their employment conditions after they have graduated from their departments. The study is carried out within the scope of associate degree students registered in Pamukkale University Textile Technology and Clothing Production Technology program affiliated to Denizli Technical Sciences Vocational High School in 2016-2017 education year. Survey method is applied to collect data in the study. The questionnaire used as a data collection tool in the survey is taken from the scale of Istanbul University Career Development Center. Frequency and percentages are used in the analysis of the data. As a result of the research, it has been determined that the students do not consciously choose the department, they prefer to work in the public sector firstly and they expect to get a high salary income. Furthermore, it has been observed that, in case of failure in finding a job after graduation, female students had no career plans and male students planned to go to the military. Finally, it has been observed that the students have concerns about joining employment after graduation and they need professional support for their future career planning. Key Words: textile, clothing production, employment, career plan
TEBLİĞİN TÜRKÇE ÖZETİ YOK ?????????????????????????????????????????????????????????????
AN APPLICATION OF LEARNING SCIENCES, AN INNOVATIVE EDUCATİONAL DESIGN FOR TEFL
Ahmet Selçuk AKGÜL
ABSTRACT Learning sciences (LS) is an emerging interdisciplinary field evolved within the requirements of the 21st century. In this work, an application of LS, an innovative educational design for Teaching English as a Foreign Language, has been given. As English has been the "Lingua Franca" in the 21st century, Innovation in Teaching English can be taken as a priority for those who want to create value added in education.
As for the originality of the research, “-rather than the traditional grammar-Generative grammar“ with its evolutionary path have been taught to English language learners, which is at the center of our methodology of “Teach English As Foreign Language” (TEFL). As for the content of the session, real-life examples with value added gains have been developed in accordance with the recent advances in internet technology.
Our research question is whether it could be possible to teach English in such an innovative design. For an appropriate application, it has also been investigated whether it would be be possible to promote the world citizenship and global values in an innovative design if we are able to teach “the Lingua Franca” efficiently in a new setting necessitated by New Economy.
To test this new design, ten adult learners have been accepted for this research. Interviews, case studies, questionnaires and international exams have been used to assess the success of the innovative educational design on them.Finally, a high level of participant satisfaction has been reached, the only limitation being the number not enough to draw statistically significant conclusions.
Key Words: Innovation, TEFL, educational design, Learning sciences
Sınıf Öğretmeni Adaylarının Bilgisayar Destekli Matematik Öğretimine Yönelik Tutumları ile Öğrenme Yaklaşımları Arasındaki İlişkinin
İncelenmesi
Bülent Nuri ÖZCANManisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü
ÖZETBu çalışmanın amacı sınıf öğretmeni adaylarının bilgisayar destekli matematik öğretimine
ilişkin tutumları ile öğrenme yaklaşımları ve ders çalışma alışkanlıkları arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2016-2017 eğitim öğretim yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı’nda birinci sınıfta öğrenim gören ve Temel Matematik I dersini almakta olan 88 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak “Bilgisayar Destekli Eğitim Yapmaya İlişkin Tutum Ölçeği” ve “Öğrenme Yaklaşımları ve Çalışma Becerileri Ölçeği (ASSIST)” kullanılmıştır. Araştırmadaki ölçeklerden elde edilen veriler bilgisayarda SPSS istatistik programıyla çözümlenmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, Kruskal-Wallis Testi ve Spearman Korelasyon Katsayısı kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, öğrencilerin öğrenme yaklaşımlarını tercih etme düzeylerine göre bilgisayar destekli matematik öğretimine yönelik tutum puanların istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmadığını ve öğrencilerin bilgisayar destekli matematik öğretimine yönelik tutumları ile yüzeysel öğrenme yaklaşımı arasında negatif yönlü düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Bilgisayar destekli matematik öğretimi, sınıf öğretmen adayları, Öğrenme yaklaşımları ve çalışma becerileri.
The Investigation of The Relationship Between Preservice Primary School Teachers’ Approaches to Learning and Attitudes to Computer Assisted
Mathematics Education
Bülent Nuri ÖZCAN
ABSTRACTThe aim of this study is to investigate the relationship between the attitudes of the primary
school teacher students’ program of education faculty, towards computer assisted education and approaches to learning and study skills. The sample of the study composed of first year students attending primary school teacher education program at Manisa Celal Bayar University, Education Faculty. The sample of the study will be composed of 88 students who study in the first class of Manisa Celal Bayar University Primary School Teacher Department. In the study, computer assisted education attitude scale and the approaches and study skills inventory for students (ASSIST) were used. Descriptive statistics, Kruskal-Wallis Test ve Spearman correlation coefficient were used in the analysis of the data. Findings revealed that the attitude scores for computer assisted mathematics teaching did not differ statistically according to the level of students' preference for learning approaches.
Keywords: Computer-assisted mathematics education, preservice primary school teachers, students’ approaches to learning and study skills
Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin 3+1 İşbaşı Eğitimi Sistemine Bakış Açısının Değerlendirilmesi: Honaz MYO Örneği
Volkan AKÇİT a , Çağdaş GÜNDÜZb a Pamukkale Üniversitesi, Honaz MYO, Yönetim ve Organizasyon Bölümü, DENİZLİ
[email protected] Adnan Menderes Üniversitesi, Söke MYO, Finans Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü, AYDIN
ÖZETÇalışmanın amacı, Pamukkale Üniversitesi Honaz Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören
öğrencilerin 3+1 İşbaşı Eğitimi Sistemini nasıl değerlendirdiklerini belirlemektir. Araştırma, 2017 - 2018 güz döneminde 3+1 İşbaşı Eğitimi sistemi kapsamında firmalarda çalışacak Dış Ticaret, İşletme Yönetimi, Lojistik ve Pazarlama öğrencileri üzerinde yapılmıştır. Çalışmada veri toplamak için anket yöntemi kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS programından yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda araştırmaya dâhil olan öğrencilerin 3+1 İşbaşı Eğitimi sistemini çoğunlukla olumlu olarak yorumladıkları gözlemlenmiştir. Araştırma kapsamındaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun 3+1 İşbaşı Eğitimi sistemini gelecekteki iş hayatları için fırsat olarak gördükleri, bu sistemin kendileri için yararlı olacağına inandıkları, sistemin kişisel gelişimlerine katkısı olacağını düşündükleri görülmüştür. Bunun yanı sıra öğrencilerin bir kısmının bu sistemi akademik ortalamalarını artırmak için kullanabilecekleri bir ders olarak gördükleri sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak araştırmaya dâhil olan öğrencilerin 3+1 İşbaşı Eğitimi sistemine olumlu bir bakış açısı olduğu, sistemin olumsuz olarak algılanmadığı aynı zamanda akademik başarıyı artıracak bir etmen olarak görüldüğü tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: 3+1 İşbaşı Eğitimi, Meslek Yüksekokulu, Honaz
TEBLİĞİN İSMİNİN VE YAZAR BİLGİLERİNİN İNGİLİZCESİ YOK ?????????????
ABSTRACTThe aim of the study is to determine how students studying at Honaz Vocational School in Pamukkale University evaluate the 3+1 Occupational Training System. The research was conducted on Foreign Trade, Business Administration, Logistics and Marketing students who will work in firms within the scope of 3+1 Occupational Training System in fall term of 2017 - 2018. The data was collected by survey. SPSS program was used in the analysis of data. As a result of research, it was observed that the students mostly interpreted the 3 + 1 Occupational Education system positively, the majority of the students think that 3 + 1 Occupational Training system as an opportunity for their future business life and they believe that this system would be beneficial for their personal development. In addition some of the student believe that this system is a lesson that they can use to increase their academic averages. Finally, it has been observed that students have a positive thoughts about system and also seen it as a factor to increase their academic achievement.
Keywords: 3 + 1 Occupational Training, Vocational School, Honaz
THE COMPATIBILITY OF LOCAL ECONOMIES IN A GLOBALIZING WORLD : A STUDY ON DEMIRCI REGION OF
MANISA
aProf. Dr. Cengiz Yılmaz, bDoç. Dr. Tuncer Özdil, cÖğr. Grv. İlham Yılmaz
aMCBÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 45140 – Manisa
e-posta:[email protected]
bMCBÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 45140 – Manisa
e-posta: [email protected]
cMCBÜ Ahmetli Meslek Yüksekokulu 45450 - Ahmetli/Manisa
e-posta: [email protected]
ABSTRACTLately the liberalization of trade and the increase in the volume of transactions worldwide, the
capital movements between countries and the substantial cost reduction in logistics and communications added with the recent developments in information technologies provide multiple
options for the manufacturers as to where to produce and whom to sell a product. As a result there has been an abundance of manufacturers and companies competing worldwide and the competition rate has increased substantially among these firms. While the international expansion as a result of globalization and investments abroad helps expand the domestic markets it also creates substantial market opportunities on a global scale.
Additionally the advancements in information technologies helped eliminate the logistical boundaries and brought the international markets together by turning the world into a homogenous marketplace. Thanks to innovation brought by the advancements in information technologies today events happening in one part of the world affect the whole world economies by disseminating to masses in a short amount of time. We call this process “globalization” in short. While it is easier to convey the scientific and technological advancements along with the capital flow thanks to globalization it is also seen that the competition brought by international corporations has put a heavy burden on local firms in emerging countries. To evade the negative effects of globalization local firms need to come up with new strategies aligned with the needs of the new globalizing age.
With so much at play it is impossible for the local and national economies of the industrial and emerging countries to stay out of the globalozation game. In this study we identify the strategies to tackle with the positive and negative impacts of globalization from a stand point of emerging countries and local economies by specifically focusing on Demirci region of Manisa. The study aims to provide political solutions to the aforementioned issues.
Keywords: Globalization, Local Economies, Globalization Index, Local Economy in Demirci, Manisa
Demirciye Genç Bakış – 1: Kent Dinamikleri Özelinde Demircide Sürdürülebilir Yerel Kalkınma Modelleri ve Destekleyici Unsurlar
Ali ERFİDAN
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Eğitim Merkezi Md.Dumlupınar Mah. Kocaokul Sk. No:11/a 10145 Karesi, Balıkesir, Türkiye
Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri A.B.D. [email protected]
ÖZET
Bu çalışma tarihi, kültürel ve sosyal dokusuyla önemli bir yere sahip olan Manisa ili Demirci ilçesinin yerel kalkınma açısından mevcut durumunu, geçmişe yönelik değerlendirmeleri ve ilçenin gelecekteki konumu hakkında yorum yapabilmek adına gençlerin görüşleri, literatürde yer alan ilgili çalışmalar ve Demirci’ye eşdeğer ilçelerin değerlendirilmesi ile bir bütün olarak tamamlanmıştır. Gençlerin bakış açısını ortaya koymak ve Demirci ile ilgili görüşlerini elde edebilmek amacıyla araştırmanın örneklemi Demircili olup Demirci’de ve Demirci dışında ikamet eden 22-30 yaş arası en az lisans mezunu 10 kişi gönüllülük ve farklı alan mensupluğu esasına dayalı seçilerek oluşturulmuştur. Örneklem seçilirken Lisans mezuniyetinin dikkate alınmasının sebebi farklı alanlarda uzmanlaşmış kişilerin farklı bakış açılarıyla yorumlamalarına olanak sağlamaktır. İkamet ile ilgili
dağılımda da Demircinin yine farklı açılardan ikamet ve gelecek için tercih edilme ve edilmeme nedenlerine ulaşabilmek amaçlanmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacı ve uzmanların görüşleri alınarak oluşturulmuş ve geçerlik çalışması yapılmış olan yarı-yapılandırılmış mülakat formu kullanılmıştır. Mülakatlar öncelikle ses kayıt cihazıyla kaydedilmiş, ardından bunlar Microsoft Word programında yazıya geçirilerek analize hazır hale getirilmiştir. Microsoft Word’deki görüşmeler Nvivo 9.2 programına yüklenerek kodlar, alt kodlar ve temalar oluşturulup okuyucu için anlamlı hale getirilerek analizi yapılmıştır.
Değerlendirmeler yapılırken literatürde yer alan yerel kalkınma modelleri incelenmiş, Demirci’ye ait kent dinamikleri gözetilmiş, önerilen yöntem ve stratejiler kentin sosyal, kültürel, ekonomik ve diğer değerleri göz önünde bulundurularak kente özel yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda sürdürülebilir yerel kalkınmanın sağlanması için gerekli yöntem ve stratejiler ortaya konulmuş; sürdürülebilir ekonomi, kültürel yapının korunması, Bölgede yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplumun, yerel yönetimin ve diğer grupların yer aldığı katılımcı yönetim anlayışına dayalı hemşehrilik bilinci içerisinde bir yönetim mekanizmasının, dinamik ve çok fonksiyonlu bir yapıyla gerek toplumun sorunlarına çözüm sunmak, gerekse de kente aidiyet hisseden, bilinçli ve sosyal bir yapı oluşturmak için birçok proje ve faaliyetin ortaya konulmasının kolaylaştıracağı, kentte yaşam kalitesini artırmak için destekleyici unsurlar ve marka kent olma yolunda atılabilecek adım ve öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Yerel kalkınma, Sürdürülebilir ekonomi, Kültürel yapı, Kent, Katılımcı yönetim, Demirci, Genç bakış
Abstract
İNGİLİZCE ÖZET EKSİK !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Sanayi Sicil Veri Tabanına Göre Demirci İlçesi
Doç.Dr. Rasim AKPINAR
Doç. Dr. Ahmet UÇAR
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, Uluslararası İlişkiler Bölümü, MANİSAE posta adresi: [email protected], [email protected]
ÖZET
Manisa ve çevresindeki iller, sosyoekonomik gelişmişlik açısından üst sıralarda yer almaktadır. Kalkınma Bakanlığı tarafından 2003 ve 2011 yıllarında birbirinden farklı değişkenlerle hazırlanan “İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi Sıralaması” çalışmaları incelendiğinde Manisa’nın 25. sıradan 23. sıraya yükselmiş olması dikkat çeken bir gelişmedir. Yine Kalkınma Bakanlığı’nın 2004 yılında yayımladığı “ilçelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması araştırması”na göre; Demirci ilçesi 16 ilçe arasında 12. Sırada yer almaktadır. Demirci ilçesi, aynı çalışmanın sonuçlarına göre; 872 ilçe arasında 439. sırada yer almaktadır. İlde imalat sektöründe üretimin üçte birinden fazlası elektrikli teçhizat ve gıda sektörlerinden elde edilmektedir. İlde yoğunlaşmanın yüksek olduğu sektörlerden elektrikli teçhizat imalatı %19’luk pay ile imalat sanayi üretim değerine en çok katkı sağlayan sektör konumundadır. Bu çalışmanın amacı sektörel
çeşitliliğiyle birlikte Manisa sanayisinin mekânsal dağılımını haritalandırılmış bir biçimde ortaya koymak ve Demirci ilçesini 16 ilçe arasında konumlandırmaktır.
Bu çalışmada; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sanayi sicil kanununa göre sanayi işletmelerinin vermek zorunluluğu olan sanayi sicil belgelerinden istifade edilmiştir. Bu veri tabanına göre; 2012-2016 dönemi için Manisa’da ilçeler bazında sanayi işletmelerinin sektörleri, faaliyet adları, ciroları, çalıştırdıkları mühendis sayısı, üretim değerleri yer almaktadır. Bu çalışmada ArcGIS Spatial Analyst modülü kullanılmış olup; bu model ileri düzey mekânsal modelleme ve analiz uygulamaları sunduğu için tercih edilmiştir.
Bu çalışma ile Manisa sanayisinin ilçeler bazında mekânsal yoğunlaşmaları ortaya çıkacak; Manisa sanayisinin sektörel farklılaşmaları ortaya konulmuş olacaktır. Mekânsal analiz yöntemi kullanılmak suretiyle haritalandırılmış biçimde Manisa sanayisi ilçeler bazında ortaya konulmuş olacak ve Demirci ilçesinin 16 ilçe arasında konumu net olarak görülecektir.
Anahtar Kelimeler: Manisa sanayisi, Demirci İlçesi, mekânsal analiz, sanayi sicil.
Demirci District According to Industrial Records Database
ABSTRACT
Manisa and its environs are at the top in terms of socioeconomic development. It is noteworthy that Manisa has risen from the 25th place to the 23rd place when the works of "Socio-Economic Development Index Ranking of Provinces", which was prepared by the Ministry of Development with different variables in 2003 and 2011, were examined. According to the "research on the socio-economic development order of the districts" published by the Ministry of Development in 2004, Demirci is located in 12th place among 16 districts. Demirci district, according to the results of the same study; It ranks 439 among 872 districts. In the manufacturing sector, more than a third of the output is derived from the electrical equipment and food sectors. Electricity equipment manufacturing is the sector that contributes the manufacturing industry production value with 19% share in sectors where concentration is high. The purpose of this study is to present the spatial distribution of the Manisa industry in a mapped form with the sectoral diversity and to locate the Demirci District between 16 districts.
This work; According to the industrial registry law of the Ministry of Science, Industry and Technology, the industrial enterprises have been obliged to give industrial registration documents. According to this database; For the period of 2012-2016 Manisa has sectors of industrial enterprises, names of activities, production lines, number of engineers they work with, production values. The
ArcGIS Spatial Analyst module is used in this study; this model is preferred because it provides advanced spatial modeling and analysis applications.
Spatial intensities will emerge on the basis of the provinces of Manisa; The sectoral differentiations of the Manisa industry will be revealed. Using the spatial analysis method, the map of Manisa industry will be mapped on the basis of maps and the position of Demirci District between 16 districts will be clearly seen.
Key words: Manisa Industry, Demirci District, spatial analysis, industry register.
Demirci’deki Şahıs İşletmesi Sahiplerinin Sürdürülebilir Kalkınma Bilgi, Tutum ve Davranış Düzeylerinin Belirlenmesi
aMehmet EVRENSEL, bAbdurrahman GÜMRAH
aManisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, MANİ[email protected]
bSelçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, [email protected]
ÖZETKüreselleşmeyle birlikte sürdürülebilir kalkınmanın önem ve gerekliliği gün geçtikçe
artmaktadır. Yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesi, toplumun bilinçlenmesi, çevre koruma politikalarının güçlendirilmesi sürdürülebilir kalkınma kavramının daha geniş kitleler tarafından bilinmesine ve öneminin artmasına neden olmuştur. Söz konusu önem doğrultusunda çalışmanın amacını Manisa ili Demirci ilçesinde faaliyette bulunan şahıs işletmesi sahiplerinin sürdürülebilir kalkınma bilgi, tutum ve davranış düzeylerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Bu bağlamda literatürde daha önce kullanılmış ve yazarlar tarafından Türkçeye çevrilmiş olan ve 4 bölümden oluşan anket formları kullanılmıştır. Anket formları yüz yüze görüşme yöntemiyle Ağustos 2017 tarihinde 122
katılımcıya uygulanmıştır. Anketin birinci bölümünde araştırmaya katılanların demografik bilgilerinin yer aldığı 7 adet soru yer almaktadır. İkinci bölümde katılımcıların sürdürülebilir kalkınma bilgi düzeylerinin ölçüldüğü ve doğru – yanlış şeklinde cevaplandırdıkları 15 soru yer almaktadır. Üçüncü bölümde sürdürülebilir kalkınma tutum düzeyinin, dördüncü bölümde ise sürdürülebilir kalkınma davranış düzeyinin ölçüldüğü ve 5’li likert ölçeği kullanılarak oluşturulmuş 15’er adet soru yer almaktadır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre katılımcıların sürdürülebilir kalkınmaya yönelik yüksek düzeyde bilgiye, orta düzeyde tutuma ve orta düzeyde davranışa sahip oldukları tespit edilmiştir. Araştırmada sürdürülebilir kalkınma tutum düzeyi ile davranış düzeyi arasında pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir. Sürdürülebilir kalkınma bilgi düzeyinin ölçüldüğü ölçekte araştırmaya katılanların tamamının doğru cevap verdiği ifadenin “Sürdürülebilir kalkınma eğitimi, insanlık ve ekonomik refahın kültürel geleneklerle dengelenmesini ve yeryüzündeki doğal kaynaklara saygının sağlanmasını amaçlar.” ifadesinin olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada son olarak katılımcıların sürdürülebilir kalkınma tutum ve davranış düzeylerinin demografik değişkenlerle ilişkisini inceleyebilmek için geliştirilmiş olan çeşitli hipotezler test edilmiştir. Bu bağlamda çalışanların sürdürülebilir kalkınma tutum ve davranış düzeyleri yaşa, cinsiyete, doğum yerine, öğrenim düzeyine, mesleki deneyimine ve bağlı bulunduğu meslek odasına göre istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Sadece sürdürülebilir kalkınma tutum ve davranış düzeyinin medeni duruma göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaştığı bu farklılaşmanın ise evli olanlarda olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın sonuç kısmında elde edilen bulgular analiz edilerek çeşitli öneriler geliştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilirlik, tutum, davranış, bilgi düzeyi
TEBLİĞİN İSMİNİN VE YAZAR BİLGİLERİNİN İNGİLİZCESİ YOK ?????????????
ABSTRACTThe importance and necessity of sustainable development with globalization is increasing day
by day. Promoting the use of renewable energy, community awareness and strengthening environmental protection policies have led to wider awareness and increased emphasis on the concept of sustainable development. The aim of the study in this respect is to determine the sustainable development knowledge, attitudes and behavior levels of the owners of the individuals operating in the province of Demirci in Manisa. In this context, questionnaire forms which have been used in literature and translated into Turkish by the authors and composed of 4 sections have been used. The questionnaire forms were applied to 122 participants by face-to-face interview method on August 2017. In the first part of the questionnaire, there are 7 questions in which the demographic information of the participants participated. In the second part, there are 15 questions that participants assessed the levels of sustainable development knowledge and answered them as true-false. In the third part, the level of sustainable development attitude, in the fourth part, the level of sustainable development behavior is measured and in the fourth part, 15 questions are generated using the 5 point likert scale. According to findings from the survey, participants were found to have high level of knowledge, moderate attitude and moderate behavior toward sustainable development. A positive relationship was found between the level of attainment of sustainable development and the level of behavior in the research. It has been determined that all of the respondents to the survey on the scale of the level of sustainable development knowledge expressed the statement "Sustainable development education aims to balance humanity and economic prosperity with cultural traditions and respect for the natural
resources on earth.". Finally, in the study, various hypotheses have been tested to examine the participants' attitudes towards sustainable development and their relationship to demographic variables. In this context, it has been determined that the employees' attitudes and attitudes towards sustainable development do not differ statistically according to age, sex, place of birth, education level, professional experience and occupation room. It has been determined that only the sustainable development attitude and behavior level differed statistically according to marital status and this difference was married. The findings of the study were analyzed and various suggestions were developed.
Keywords: Sustainable development, attitude, behavior, level of knowledge
19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl Başlarında Türkiye’de ve Demirci’de Halıcılığın Gelişimi ve Tasarruf Şirketinin Demirci Ekonomisine Katkıları
Naci [email protected]
Bu bildirinin amacı yüzyıllardır Demirci ekonomisinin bel kemiği olan halıcılığın geçirdiği evreleri yeni kuşaklara aktarmaktır. Bu sayede el halıcılığı, halı endüstrisi ve yan iş dallarına yeniden hareket getirerek Demirci ekonomisine katkı sağlayacak projelerin ortaya çıkmasını sağlamak ve bu konuyu tartışmaya açmak amaçlanmıştır. Konuya ilişkin yayınlar, kitaplar, araştırmalar ve tezler taranmış, Tasarruf Şirketi’nin kuruluş belgeleri ve ana sözleşmeleri incelenmiş, sözlü tarih yöntemlerine başvurulmuştur.
Araştırmalarımız sonucu, savaştan yeni çıkmış, fakruzaruret içindeki bir ülkenin Demirci gibi küçük bir kasabasında ortaklık kültürünün hangi motivasyon unsurları ile ortaya çıktığı ve ilçe ekonomisine nasıl bir ivme kazandırdığı bulgularına erişilmiştir. Ayrıca Tasarruf Şirketi kuruluş kararnamesinin Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal tarafından imzalandığı ve üç kez yapılan sermaye arttırımlarının da gene 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından imzalandığı tespit edilmiştir. Bu kararnameler ilk kez bu sempozyumda kamuoyu ile paylaşılacaktır. Ayrıca İngilizlerin ve özellikle de Şark Halı Kumpanyası’nın (OCM) Türk halıcılığı
üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin bilgilere de ulaşılmıştır. Ancak birçok olumsuz etkiye rağmen atölye halıcılığı sisteminin Türk halıcılar tarafından da öğrenilmiş olması da olumlu olarak görülmüştür. Bu yöntem bir dönem Tasarruf Şirketi’nce de uygulanmıştır. Bir başka bulgu da bugün el halıcılığının yok olma noktasına gelmiş olmasına rağmen Demirci’nin cami halısı üretim merkezi konumunda olması ise olumludur. Ancak, bu durumun birkaç idealist sanayicinin kişisel gayretleri ile sınırlı kaldığı da gözlemlenmiştir.
Sonuç olarak, el halıcılığını yeniden geliştirmek, makine halıcılığının da cami halısı dışında farklı alanlara yönelmesini sağlamak amacıyla bir dizi tedbirlerin alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Görünen odur ki cami halısı alıcıları tüccar ya da iş adamı değildirler, din görevlisi ya da cami derneği, vakıf gibi STK başkanlarıdırlar. Bu aşamada işletme sahiplerinin kişisel çabaları yeterli gelebilir. Ancak ülkemiz ve ilçemiz ekonomisine daha fazla katkı sağlamak için turizm işletmeleri, rezidanslar gibi farklı alanlara ve yeni pazarlara erişebilmek için vizyoner bir pazarlama stratejisi oluşturulması, işletmelerin yenilenmesi, Organize Sanayi Bölgesi kurularak işletmelerin çağdaş ve prezantabl mekanlara, yerli ve yabancı konukları, alıcıları ağırlayabilecek ortamlara kavuşturulması gerekli görülmektedir.
Anahtar Kelimeler ??????????????????????????????????????
DEVELOPMENT OF CARPET MANUFACTURING IN TURKEY AND DEMİRCİ ON 19th AND 20th CENTURY AND THE CONTRIBUTIONS
OF TASARRUF COMPANY TO THE ECONOMY OF DEMİRCİ
Naci AKIN
The aim of this study is to transfer the knowledge of the phases of the main economic activity in Demirci to the young generations which is carpet manufacturing. Whereby, hand made carpet manufacturing, carpet industry and related sub sectors may achieve and new projects which contribute to the economy of Demirci may occur. My aim is to atract public opinion to this matter and start a negotiation for the development of Demirci economy.
In our research we discovered the main motivations how encouraged the culture of partnership and investment idea to contribute to the economy of Demirci, which is a small and poor town lost all their assets and tired of battles and wars for years. In our resaarch we olso dscovered that the establishment decree of Tasarruf Corporation has been signed by Gazi Mustafa Kemal the founder of modern Turkey and the first president of Republic of Turkey. Besides the establishmen decree, capital increment decrees signed by 2nd President İsmet İnönü and 3rd President Celal Bayar. These Decrees
are found at the archives of General Directorate of Turkish State Archives and they are shared first time with the publiv today in this symposium.
On the other hand the negative affects on carpet manufacturing of Turkey by the foreign cartels based in İzmir has been discovered in this study. Especcially the Oriental Carpet Manufacturing Company (OCM) widely permeated the western Anatolia carpet manufacturing network. However domestic carpet manufacturers has learned some new sytems from OMC such as work shop system . This method has been also used by Tasarruf Company for a small period.
Today Demirci has become a center for mosque type industrial carpets. İndustrialists of Demirci exports carpets for mosques and prayers houses all ower the İslamic world. However their customers are not businessman, they are only religion people or religious NGO’s leaders. This reputation has been provided by idealist carpet manufacturers efforts and for today this may be accepted sufficient. However in near future they will not have chance to compete with giant carpet industrialists. There fore they need to renew their old technology, have suitable areas an Professional mind.
As a conclusion, to enable enhancing the hand made carpet manufacturing again in Demirci and to improve carpet industry and export other than the mosque type carpets such as tourism sector and residances, we need to take som new measures. We need to have a visioner marketing and manufacturing strategy. We need to build an organised industrial zone to transfer the carpet industry to contemporary new factories with new Technologies. These measures are must for competing in merciless market worldwide.
Key Words ??????????????????????????????????????
Demirci’de Bir Antik Kent: Saittai
Enes HANÇER
Borlu Gazi Ortaokulu, Köprübaşı / MANİSA [email protected]
Saittai (Sidas – Sidas Kale), günümüzde Manisa il merkezine 142 km., Demirci ilçe merkezine ise 50 km. mesafedeki İcikler mahallesindedir. Demirci’nin güneyinde kurulmuş olan kentin deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 700 metredir. Lidya, Roma ve Bizans gibi devirleri yaşamış olan antik kent ile ilgili henüz arkeolojik kazı ve detaylı bilimsel araştırma yapılmamıştır. Kula’ daki Katakekaumene’nin (Yanık Ülke) kuzeyinde yer alan kent, Hermos (Gediz) ve Hyllos (Demirci Çayı) nehirlerinin arasındaki üçgende konumlanmıştır. Roma döneminde basılan sikkelerin üzerinde bu iki nehrin ismi ve bunları simgeleyen kabartmalar bulunur. Saittai, Antik Çağ’da ekonomik olarak canlılık göstermiş bir kenttir. Kentteki ayakkabıcılar bir cadde üzerinde toplanmış olup, Roma döneminde dokuma ve deri işçileri lonca benzeri mesleki örgütler kurmuştur. Ketenli ve yünlü dokumanın yapıldığı kentte ayrıca tarım, hayvancılık, deri işlemeciliği, ticaret gibi farklı ekonomik faaliyetler de yapılmıştır. Saittai, Hristiyanlık döneminde dini bir kimlik kazanarak piskoposluk merkezi olmuştur. Buradaki piskoposluk, Sardes metropolitliğine bağlıdır. Saittai piskoposları, Bizans devrinde çeşitli konsillere katılmıştır. Manisa’daki birçok antik kentten birisi olan Saittai’nin orta büyüklükte bir kent olduğunu ifade edebiliriz. Kentin çoğunluğu
toprak altında, yüzeydeki kısmı ise doğanın ve insanların tahribatı nedeniyle yok olmak üzeredir. Buna rağmen binlerce kişilik stadyum, bina kalıntıları, sütunlar ve lahit mezarlar yüzey araştırması sırasında karşımıza çıkmaktadır. Kısacası yok olmak üzere olan Saittai’deki tarihi mirasımıza sahip çıkmalıyız. Antik kenti çeşitli bilimsel araştırma, inceleme ve arkeolojik kazılar ile hak ettiği değere kavuşturmalıyız. Bu çalışmanın amacı da Saittai’ nin tanıtımına katkıda bulunmak ve bilim dünyasının dikkatini buraya çekmektir.
Anahtar kelimeler: Saittai , Demirci , arkeoloji , Lidya , Roma dönemi, erken Bizans dönemi.
An Ancient City in Demirci: Saittae
Enes HANÇER
Borlu Gazi Middle School, Köprübaşı / MANİSA [email protected]
Saittai (Sidas – Sidas Castle), is 142 km far from Manisa city centre, 50 km from Demirci city and located in İcikler District. Founded in the south of Demirci, the city is about 700 meters above sea level. There isn’t any detailed scientific search and archeological dig on this ancient city lived in Lydia, Roman and Byzantine era. The city ,placed in the north of Katakekaumene (Yanık Ülke) in Kula, is located between the Hermos and Hyllos river. There are also pargettings on coins that belong to Roman period. Saittai is an economically active city in the Ancient Age.All Shoe stores were on a main road and leather and weaving workers had job organization. There were also agriculture, animal husbandary, leather working, weaving and trading. Saittai gained religious identity in Christian period and became centre of eparchy. This eparchy is related to Sardes metropolis. Bishops of Saittai attended various councils. We can say that Saittai is one of the ancient cities in Manisa. Most of the city is underground and other parts of the city on surface are face with destruction of nature and people. However we can see stadium for thousands, ruins of buildings, sarcophagi at the time of surface researching.
In short, our historic heritage in Saittai, which is about to be destroyed, we must owe. The scientific researches and examinations to be done, the archaeological excavations and the antique city, we must bring the worth it deserves. The purpose of this study is; To contribute to the promotion of Saittai and attract attention of the world of science.
Key words: Saittae, Demirci, archaeology, Lydia , Roman period, early Byzantine period.
Yerel Tarih Konularının ve Kültür Eserlerinin Öğretiminde Bir Materyal: Zaman-Mekan Prizması (Demirci Örneği)
Ömür KIZIL
Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Bölümü, ANKARA
ÖZET
Sosyal bilgiler dersi, sosyal bilimlerin muhtelif disiplinlerinden elde edilen bilgi, beceri ve yöntemleri içinde barındıran disiplinler arası bir çalışma alanıdır. Dolayısıyla sosyal bilgiler dersinde öğrencilerin yaşadığı çevre bu anlayışla ele alınmalıdır. Bu sebeple okul ve öğrencinin bulunduğu çevrenin öğretim ortamlarındaki önemi artmaktadır.
Bu çalışmada, yakından uzağa ilkesine uygun olarak bir öğretim materyali geliştirilmiştir. Bu öğretim materyali, yalnızca Demirci’nin yerel tarihi ve somut kültürel eserlerini yansıtmak için değil, aynı zamanda sosyal bilgiler öğretim programındaki zaman ve mekanı algılama becerilerinin geliştirilmesini de hedeflemektedir. Zaman-mekan prizması, zaman-mekansal nitelikteki verilerin görselleştirilmesinde kullanılan bir tekniktir. Bu çalışmanın hem disiplinler arası anlayışla oluşturulacak öğretim materyali tasarımlarına örnek olacağı, hem de zaman-mekan prizmasının
ülkemizde tanıtımına vesile olacağı düşünülmektedir. Aynı zamanda Türkiye’de ilk kez bir ilçenin zaman-mekan prizması oluşturulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, zaman-mekan prizması, yerel tarih
İNGİLİZCE İSİM VE YAZAR BİLGİLERİ EKSİK ??????????????????????????????????????
ABSTRACT
The Social Studies course is an interdisciplinary field of study that incorporates the knowledge, skills and methods gained from various disciplines of Social Sciences. Therefore, in the Social Studies course, the environment in which students live should be handled with this understanding. For this reason, the importance of the teaching environment of the school and its surrounding area is increasing.
In this study, in accordance with near to far principle; in this study a teaching material is developed. This teaching material not only aims to reflect the local history and concrete works of the district of Demirci but also to develop the skills for the perception of spatial and time in the field of social studies curriculum. Time-space prism is a technique used to visualize spatio-temporal data. It is thought that this study will both be an example for the design of teaching materials to be formed with interdisciplinary understanding and will be a means of recognition of time-space prism in our country. At the same time, a time-space prism of a district will be established for the first time in Turkey.
Keywords: Social Studies, time-space prism, local history
Kent Kimliği Bağlamında Evliya Çelebi’nin Gözünden Demirci İlçesinin Analizi
Doç.Dr. Rasim AKPINAR
Yrd.Doç. İsmail BAŞARAN
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü, MANİSAE posta adresi: [email protected], [email protected]
ÖZET
Kent kimliği, bir kenti diğer kentlerden ayıran, farklılaşan niteliklerin ve kente özgü öğelerin toplamı olarak adlandırılabilir. Bu farklılıklar, doğal çevre koşullarından ve tarihsel gelişim süreci içinde kazanılmış olan sosyo-ekonomik ve kültürel çevre koşullarından kaynaklanabilir. Bir kentin kimliğinin tanımlanması yapılırken o kentin doğal çevresi, coğrafyası, geçirmiş olduğu kültürel süreç, gelenek ve görenekler, inanç sistemi, ekonomik yapısı, politik, yasal ve yönetsel çerçevesinin
tanımlanması gerekmektedir. Bu çalışmada, edebiyat sosyolojisi yöntem olarak belirlenmiş ve Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si kent sosyolojisi zaviyesinden incelemiştir.
Kent kimliği konusunda yapılan araştırmaları tarihi süreç içerisinde değerlendirdiğimizde 1960 yılında Lynch'in "The Image of the City" ilk ve öncü çalışma olarak karşımıza çıkar. Lynch'e göre okunaklı bir kent; bölgeleri, sınırları, yolları, odakları ve işaret öğeleri kolayca ayırt edilebilen ve bütünlüklü bir doku içinde gruplandırılabilen bir alan olacaktır. Özetle kent kimliği, bir kenti diğer kentlerden ayıran, farklılaşan niteliklerin ve kente özgü öğelerin toplamı olarak adlandırılabilir. Bu farklılıklar, doğal çevre koşullarından ve tarihsel gelişim süreci içinde kazanılmış olan sosyo-ekonomik ve kültürel çevre koşullarından kaynaklanmaktadır. Bir kentin kimliğinin tanımlanması yapılırken o kentin çok iyi izlenmesi yani; doğal çevresi, coğrafyası, geçirmiş olduğu kültürel süreç, gelenek ve görenekler, inanç sistemi, ekonomik yapısı, politik, yasal ve yönetsel çerçevesinin tanımlanması gerekmektedir. Bu izlemenin neticesinde ortaya konulacak olan yorum ve bu yorumun algılanması kentin kimliğini tanımlamış olacaktır. Bu çalışmada kentsel imgelerin kent kimliğine olan etkisini ortaya çıkarmak hedeflenmiş ve bunu yaparken, edebiyat sosyolojisi perspektifinden Demirci ilçesinin kent kimliği ve bu kimliğin kentsel mekâna yansımaları ele alınmıştır. Çalışmada edebiyat sosyolojisini kullanmak tercih edilmiştir; zira edebiyat sosyolojisi, edebiyat-toplum denklemini kurarak işe başlamakta ve her iki alanın birbirine etkilerini, katkılarını karşılıklı ilişki düzleminde irdelemektedir.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si, sosyal bilimciler için zengin muhtevasıyla dikkat çekmektedir. Bu çalışma edebiyat ile kent sosyolojisi disiplinlerinden faydalanmayı araç edinmiş; kent sosyolojisinin önemli konularından biri olan kent kimliğini Evliya Çelebi’nin gözünden ele almıştır.
Sonuç itibarıyla, sosyo-kültürel yapının kentin kimlik ögesi olmasını sağlayan verileri; kentin tarihsel yapısı, demografik yapısı, kültürel yapısı ve kurumsal yapısıdır. Bunların her biri münhasır bir kimlik öğesi olarak kent kimliği kavramını etkilemektedir. Bu çalışmada, Demirci ilçesinin kentin kimlik analizi yapılarak sonuçları tablo halinde sunulmuştur.Anahtar Kelimeler: Evliya Çelebi, Demirci İlçesi, kent kimliği, kent sosyolojisi.
Analysis of Demirci District of Evliya Çelebi in the Context of Urban Identity
ABSTRACT
The identity of a city can be called the sum of differentiating qualities and city-specific items that separate a city from other cities. These differences may be due to natural environmental conditions and the socio-economic and cultural environmental conditions gained during the historical development process. When defining the identity of a city, it is necessary to define the natural environment, geography, cultural process, traditions and customs, belief system, economic structure, political, legal and administrative framework of the city. In this study, literary sociology was determined as a method and examined by Evliya Çelebi's pessimism of the Sociology of Travels.
When we evaluate the researches about urban identity in the historical process; In 1960, Lynch's "The Image of the City" emerged as the first and pioneering work. According to Lynch; a legible city, territories, boundaries, roads, foci, and landmarks will be a field that can be easily distinguished and grouped into a unified texture. In sum, urban identity can be called the sum of
differentiating qualities and city-specific items that separate a city from other cities. These differences are due to natural environmental conditions and the socio-economic and cultural environmental conditions gained during the historical development process. When the identification of a city is made, the city is watched very well; cultural environment, geography, cultural process, traditions and customs, belief system, economic structure, political, legal and managerial framework. The interpretation and the perception of this interpretation that will be revealed at the end of this follow-up will define the identity of the city. In this study, it was aimed to reveal the effect of urban images on the urban identity and while doing this, the reflections of the urban identity of the Demirci District and the urban space of this identity were taken from the perspective of literary sociology. It is preferred to use sociology of literature in the study because literature sociology starts to work by establishing the equation of literature and society and examines the effects of both fields in terms of mutual relations.
Evliya Çelebi's Travelogue attracts attention with its rich content for social scientists. This study has taken advantage of the disciplines of literature and urban sociology; one of the important subjects of urban sociology, was taken up by Evliya Çelebi.
As a result, the socio-cultural structure is the identity of the city; historical structure, demographic structure, cultural structure and institutional structure of the city. Each of these affects the concept of urban identity as an exclusive item of identity. In this study, the identity of the city of Demirci was analyzed and the results were presented in tabular form.
Key words: Evliya Çelebi, Demirci District, urban identity, urban sociology.
Osmanlı ve Aydın Vilayeti Salnamelerine Göre Demirci Kazası
Serap TABAK
Manisa Celal Bayar Üniversitesi; Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Bölümü; MANİSA
Özet Salname, yıllık demektir. Bir yıl içinde Osmanlı Devleti’nde olan olaylar ile mülki, askeri ve
ilmiye teşkilatı hakkında resmi bilgiler salnamelerde yer almaktadır. Salnameler resmi ve özel olmak üzere ikiye ayrılır. Resmi salnameler; Osmanlı devlet, nezaret ve vilayet salnameleridir. İlk Osmanlı devlet salnamesi 1847 yılında, ilk Aydın vilayeti salnamesi ise 1880 yılında yayımlandı. Aydın vilayeti salnamelerinde; vilayetin idari teşkilatı, memur listeleri, mahalli tarih ve coğrafyası, eski eserleri, üretim ve ekonomik faaliyetleri ve nüfusu gibi pek çok konuda bilgi bulunmaktadır. Aydın vilayetinin Saruhan sancağının Demirci kazası 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başında önemli bir ticaret merkezi idi. Demircide sanayi, ticaret ve ziraat yapılıyordu. Halıcılık ve tarıma dayalı
uluslararası ticaret yapıldığı için, Demirci kazasında müslüman Türklerden başka, Rum, Ermeni ve yabancılar yaşıyordu. 1902-1903 yılları arasında Demirci kazasının merkezinde 505 dükkan, 37 mağaza, 3 han ve 5 hamam olduğunu 1320 Aydın vilayeti salnamesinden öğreniyoruz. 1908 yılında ise Demirci çarşısına ve çeşitli mahallelere kaldırım yapıldı. Bu mahaller 224 fener tarafından aydınlatılıyordu. Demirci kazası, günümüzde olduğu gibi, Osmanlı Devleti döneminde de eğitimde gelişmişti. 1900 yılında kazada 5 medrese, 1 ortaokul, 1 kız ve 1 erkek ilkokulu vardı. Demircide 1908 yılında 4 medrese, 8 özel erkek ilkokulu ve 2 kız ilkokulu eğitim vermekte idi. Osmanlı Devleti’nde 1836 yılında II. Mahmud döneminde redif müşirlikleri yeniden düzenlendi. Demirci kazasında Aydın redif müşirliğine bağlı 24. alayın ikinci Demirci taburu bulunuyordu. İkinci Demirci taburunun komutanı Binbaşı Mehmet Bey idi. Anahtar Sözcükler: Salname, Osmanlı Devleti, Aydın Vilayeti, Demirci kazası.
Demirci District According to Ottoman and Aydın Province’s Yearbooks
AbstractSalname means yearbook that includes events in Ottoman State and the official information about constitution, militariy and education in one year. It is divided into two types, official and private. The official yearbooks are the Ottoman state, ministerial and provincial yearbooks. The first state yearbook was prepared in 1847 and the first Aydın Province’s yearbooks was published in 1880. The Aydın Province’s yearbooks give informationus us about Aydın province like the administrative organization of the province, çivil servant lists, local history and geography, ancient monuments, production and economic activities and population.
Demirci district was an important commercial center at the beginning of the 20 century. Industry, trade and agriculture were done in Demirci. Besides the muslim Turks, Ottoman Greeks, Armenians and foreigners were lived in Demirci.According to 1320 Aydın Province’s Yearbook there were 505 shops, 37 stores, 3 inns and 5 hamams between 1902-1903. Education was also developed in Demirci during the Ottoman period as it is today.There were 5 madrasas, 1 middle school, 1 girl and 1 boy primary school in the district in 1900. 4 madrasas,8 boy primary schools and 2 girls primary schools were training in 1908. In
addition, there were 2 Demirci Battalion of 24 regiment in the district that Major Mehmed Bey was commender of this battalion.
Key words: yearbook, Ottoman State, Aydın Province, Demirci District.
Demografik, Ekonomik ve Kültürel Açıdan Türkiye’deki Göç Düzeyinin Ysa İle Tahmini
Büşra ÇETİN 1 , Figen BALO 2*, Ukbe Üsame UÇAR 3, Ümmü Gülsüm ERASLAN4 1 Fırat Üniversitesi, Elektrik ve Elektronik Mühendisi, 23279, Elazığ, Türkiye
E posta: [email protected] Fırat Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği, 23279, Elazığ, Türkiye
E posta: [email protected] Fırat Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği, 23279, Elazığ, Türkiye
E posta: [email protected] Fırat EDAŞ, 23279, Elazığ, Türkiye
E posta: [email protected]
ÖZET
Göç, çeşitli nedenlerden dolayı, insanların yaşadıkları coğrafyadan ayrılarak başka bir coğrafyaya yerleşmesi olarak ifade edilmektedir. İklimsel faktörler, ekonomik nedenler, savaşlar, iç karışıklıklar ve sosyal ya da dinsel baskılar bu faktörlerin başında gelmektedir. Göçler, ülkeler için çeşitli açılardan güç kaybı anlamına gelmektedir. İşgücü ve sermaye anlamında yaşanan göçler, göçün
yaşandığı yerlerdeki işgücü ve üretme yeteneğinin azalmasını dolayısıyla ihracat oranın düşmesini ifade etmektedir. Zihinsel anlamda yaşanan göçler ise belki de o ülke için en fazla zararlı olan göç çeşitlerinden birini oluşturmaktadır. Donanımlı ve yetenekli insanlar, en verimli zamanlarında başka ülkelere hizmet etmekte ve ülkeler kendi vatandaşlarının performanslarından yeterince yararlanamamaktadır. Bu çalışma ile bahsedilen göç unsurlarına göre göçlerin gelecekteki durumunun tespit edilmesi desteğiyle gerekli tedbirlerin alınarak gelecekteki göç oranının azaltılabilmesi açısından yapılabilecek çalışmalara ışık tutması hedeflenmiştir. Bu çalışmada, TÜİK verileri doğrultusunda, Türkiye’deki net göç hızına etki eden demografik, ekonomik ve kültürel unsurlar dikkate alınarak ve Yapay Sinir Ağları ile Regresyon Analizi metodu kullanılarak, gelecek 10 yıllık süreçteki net göç hızı tahmin edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak yapılan tahmin doğrultusunda, göç durumundaki artış oranının makullüğü tartışılmış ve alınabilecek önlemler seti üzerine önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: yapay sinir ağları, regresyon analizi, göç düzeyinin tahmini
Estimation of Immigration Level in Turkey with YSA from Demographic, Economic and Cultural Perspectives
ABSTRACT
Migration is expressed as the separation of people from the region they live in and moving to geography. Climatic factors, economic reasons, wars, internal disturbances and social or religious pressures are among the leading factors. Immigration means loss of power from various angles for the countries. Migrations in the sense of labor and capital diminish the labor force and the ability to produce places where migration occurs. Because of this, the export rate drops. Brain migration is perhaps one of the most harmful migration types for that country. Equipped and talented people serve other countries at their most productive times and countries cannot make full use of their citizens' performances. In this study, the net migration rate in the next 10 years was tried to be estimated by taking into account the demographic, economic and cultural factors affecting the net migration rate in Turkey and using the method of Regression Analysis with Artificial Neural Networks in the direction of TURKSTAT data. As a result, according to estimates obtained, the rate of increase in the case of immigration has been discussed and the measures to be taken have been tried to be determined.
Key Words: artificial neural networks, regression analysis, estimation of migration level
Demirci İlçesinin Yaşam Alanının Değerlendirilmesi
Eda İDİL , İsmet KOÇ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi,Eğitim Bilimleri Bölümü,MANİSA
[email protected] , [email protected]
ÖZET
Yaşam alanı, canlıların hayatlarını sürdürdükleri gerekli özelliklere sahip olan ortamdır. Yapılan bu araştırmanın amacı Demirci ilçesinde yaşayan eğitim fakültesi öğrencilerinin içinde bulundukları ortamı sağlık, barınma, ulaşım, eğitim, sosyal ve kültürel açıdan bir bütün olarak inceleyerek ilçenin aksaklıklarını ve beğenilen yönlerini bulmaktır. Bulunan sorunların sonucunda da bu sorunların ortadan kaldırılması için gerekli çalışmaların yapılması adına yardımcı olmaktır. Bu araştırmada veriler, anket yöntemiyle toplanmıştır ve SPSS programı ile analiz edilmiştir. Araştırmaya 37 kişi sınıf öğretmenliği, 34 kişi fen bilgisi öğretmenliği, 48 kişi sosyal bilgiler öğretmenliği, 59 kişi Türkçe öğretmenliği, 5 kişi matematik öğretmenliği ve 54 kişi psikolojik danışmanlık ve rehberlik
bölümünden olan 123 erkek ve 114 kız olmak üzere toplam 237 öğrenci katılmıştır. Yapılan analiz sonucunda göze çarpan en önemli bulgular anketin 17. sorusu olan “Şehirlerarası ulaşımı yeterli buluyorum.” sorusu ile anketin 4.sorusu olan “Fakültenin sosyal, sağlık ve spor alanlarındaki faaliyetlerinden yararlanıyorum.” olmuştur. Anketin 17. sorusuna cevap verenlerin %70’i bu soruya kesinlikle katılmıyorum demiştir. Cinsiyete göre değerlendirilen anketin 4.sorusuna verilen kesinlikle katılıyorum cevabının ise %89,7’sini erkekler, %10,3’ünü kızlar oluşturmaktadır. Anketin 23. sorusu olan “İlçe halkını yardımsever buluyorum.” cümlesi üniversiteye gelmeden önceki yaşanılan yere göre değerlendirildiğinde ankete cevap veren öğrencilerin %28,3’ü ilçe halkını yardımsever bulmuştur. Bu sorunun %37,2’sine büyükşehirden gelenler, %25’ine ilçeden gelenler ve %24,4’üne de ilden gelenler katılıyorum demiştir. Yapılan bu araştırmanın sonucunda bazı öneriler bulunmaktadır. Bu önerilerin başında ulaşım şartlarının iyileştirilmesi, sağlık hizmetlerinin arttırılması ve eğitim imkânlarının çoğaltılması gelmektedir.
Anahtar kelimeler: Demirci, ilçe, yaşam, alan, Manisa
İNGİLİZCE TEBLİĞ ADI VE YAZAR BİLGİLERİ YOK ????!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ABSTRACT
Living space is defined as the environment which contains all the required features for living beings to survive. The reason why this research has been done is to examine the environment of the students from the facility of education, who live in Demirci county, in terms of health, harboring, transportation, education, social and cultural points, in order to determine the lacks of the county and in which points it is seen admirable. It is aimed that helping to annihilations of problems within the county through results of this research. In this research, data is collected through survey method and analyzed with SPSS program. The research is participated by many students from different departments. Indeed, 37 students from primary school teaching department, 34 students from science teaching department, 48 students from social sciences teaching department, 59 students from Turkish teaching department, 5 students from mathematics teaching department and 54 students from psychological counseling and guidance department are participated and contains 123 male and 114 female students, in total, 237 students. Thanks to the results of the analysis that has been made, the most notable findings of the research are seen to be the 17 th question of the survey, ''I find interurban
transportation sufficient.'', and the 4th question, ''I benefit from the facility's social, healthy and sport activities.''. %70 of the people who answered the 17 th question said that hey strongly disagree. On the other hand, in the 4th question, which is examined through genders, the gender-based rate of the students who chose 'Strongly agree' is divided into %89.7 male students and %10.3 female students. In the 23rd question, 'I find people of the county helpful', when it is compared to the living area of the students before they came to the university, %28.3 of the students agreed with the sentence. %37.2 of the students who agreed with the sentence come from a metropolis, while %25 of the students come from a county and %24.4 of the students come from a province. In the results of this survey some suggestions lie. The main points are improvement of transportation conditions, increase of the health-care services and multiplication of the educational opportunities.
Keywords: Demirci, town, living, area, Manisa
Demirci’nin (Manisa) Yaban Çiçekleri
Seda AKKURT GUMUS , Erdal GUMUS
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu
Demirci, İç Batı Anadolu bölümündeki konumuyla İç Anadolu bölgesi ile Ege bölgesi arasında bir geçiş kuşağındadır. Bu plato sahası (ortalama yükseklik 950 m) kuzeyden Simav dağları ile kuşatılmıştır. Nemli-yarınemli Akdeniz dağ iklimine sahip Demirci’de yıllık ortalama sıcaklık 13 °C, yıllık ortalama yağış 700 mm’dir. Vejetasyon devresi nisan ayı itibariyle başlayıp ekimde sona ermektedir. Akdeniz fitocoğrafya bölgesinde bulunan Demirci, İran-Turan ve Avrupa Sibirya fitocoğrafya bölgelerine yakınlığıyla da birçok farklı bitki türünün yetişme ve kesişme noktasıdır.
Coğrafi özellikleri sebebiyle içerisinde barındırdığı çiçekli bitki zenginliğinin araştırılacağı bu çalışmada Demirci’nin antropojen etkiden uzak kesimlerinde gerçekleştirilecek arazi tatbikatlarıyla doğal çiçekli bitki envanterinin çıkarılması, profesyonel ekipmanlarla doğa ve stüdyo fotoğraflandırmaları yapılması, türlerin bulunduğu noktaların belirtildiği bir harita hazırlanması ve toplanan bitki örneklerinin herbaryum yöntemleriyle saklandığı bir bitki arşivi oluşturulması hedeflenmiştir.
“Muhteşem Manisa (Marvelous Manisa)” adlı projenin bir ayağını oluşturacak olan bu çalışmayla Demirci’nin doğal güzelliklerinin öncelikle yerel halk tarafından keşfedilmesi amaçlanmaktadır. Araştırma sonucu çıktılarında ön lisans ve lisans eğitimi alan öğrencilere yönelik düzenlenecek arazi çalışmaları, doğa fotoğrafçılığı etkinlikleri, kurutulmuş bitki sergisi, bitki fotoğrafları sergisi ve bitkiler hakkında farklı konuları içeren sunu ve söyleşilerin yapılması planlanmaktadır. Ayrıca çalışmanın uzun süreli hedefleri içerisinde “Demirci’nin Çiçekleri” kitabı, broşürü, haritası ve cep kitabı gibi iki dilden oluşan (Türkçe-İngilizce) basılı yayınlar da bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Manisa, yaban çiçekleri, bitki coğrafyası, herbaryum
Wildflowers of Demirci (Manisa)
Seda AKKURT GUMUS , Erdal GUMUS
Manisa Celal Bayar University Demirci Vocational School
Demirci is a transition zone between the Central Anatolia Region and the Aegean Region located in the Inner West Anatolian Part. This plateau area (mean height of 950 m) is surrounded by the Simav Mountains from the north. Demirci, with a moist and semi-moist Mediterranean mountain climate, average yearly temperature is 13°C and annual average precipitation is 700 mm. The vegetation period starts in April and ends in October.
Demirci is in the territory of the Mediterranean phytogeographical sub region and it’s the point of growth and intersection of many different plant species in proximity to the Irano-Turanian and European Siberian phytogeographical sub regions.
In this study, where the flowering plant richness that it has been sheltering due to its geographical characteristics, is investigated, it is aimed to introduce the natural flowering plant inventory with field works to be carried out in the anthropogenic distant parts of Demirci, to take nature and studio photography with professional equipment, to prepare a map in which the points of species are indicated and to collect the plant samples with herbarium methods to create plant archives.
It is aimed to be explored the natural beauties of Demirci primarily by local people with this study which is a step of the project named "Marvelous Manisa". In the end of the research, it is planned to make presentations, interviews, and organizing nature photography activities, field works for the students who have bachelor and associate degree education, dried plant and plant photography exhibitions. In addition, within the long-term goals of the study, there are also bilingual (Turkish-English) printed publications including "Wildflowers of Demirci" book, leaflet, map and pocket book.
Keywords: Demirci, Manisa, wildflowers, vegetation geography, herbarium
ANADOLU KARAÇAMI MEŞÇERELERİNDE VERİMLİLİK İÇİN GÖSTERGE BİTKİ ANALİZLERİ: DEMİRCİ (MANİSA) YÖRESİ
ÖRNEĞİ
Tunahan ÇINAR, Serkan GÜLSOY
Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı, 32200, Çünür-Isparta
Bu çalışmada Anadolu karaçamı (Pinus nigra Arn. subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe) meşçerelerinde verimliliğin göstergesi olabilecek bitki türlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Karaçam, ülkemiz için ekolojik ve ekonomik olarak önem arz eden bir orman ağacı türüdür. Boniteti yüksek olan verimli alanlarda bu türün yetiştirilmesi, ülkemiz ormancılık stratejileri açısından büyük önem arz etmektedir. Bu aşamada ise konuya ilişkin pratik bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır. Mevcut yetişme ortamı koşullarında aynı ortamı paylaşan bitki türlerinin çeşitli konularda birbirleri için gösterge olabilecekleri öngörülmektedir. Buradan hareketle türün önemli yayılış alanlarından birisi olan Demirci (Manisa) yöresinde karaçam meşçerelerinin verimliliğine gösterge olabilecek bitki türlerini tespit etmek amacıyla 40 örnek alanda çalışma yapılmıştır. Bu örnek alanların her birinde bonitet (yaş-boy) tablosu kullanılarak üst boy değerleri 100 yaşa endekslenmiş olup, bonitet sınıfları (I-IV arası) elde edilmiştir. İstatistiksel değerlendirme safhasında Nitelikler Arası İlişki Analizi ve Gösterge Tür Analiz yöntemleri ile bitki türleri ve bonitet sınıfları ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak, sırasıyla Urtica dioica L., Rosa canina L., ve Rubus canescens DC. türlerinin yöredeki karaçam yayılış alanlarında verimliliğin iyi birer göstergesi olabileceği kanaatine varılmıştır.
Anahtar kelimeler: Anadolu karaçamı, Demirci yöresi, gösterge bitki, verimlilik
INDICATOR PLANT ANALYZES FOR THE PRODUCTIVITY OF ANATOLIAN BLACK PINE STANDS: SAMPLE OF DEMİRCİ
(MANİSA) DISTRICT
Tunahan ÇINAR, Serkan GÜLSOY
Süleyman Demirel University, Faculty of Forest Engineering, Department of Soil Science and Ecology, 32200, Çünür-Isparta
This study aimed to determine the plant species that could be indicator for the productivity of Anatolian blackpine (Pinus nigra Arn. subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe) stands. Blackpine is an ecologically and economically important forest tree species for our country. The growth of this species in the most productive stands of the forest lands is of great importance for the forestry strategies of Turkey. At this stage, practical knowledge about the subject is needed. It is envisaged that plant species sharing the same environment in the current site conditions may be indicators for each other in various life processes. 40 sample field studies were carried out in order to determine the plant species that could be indicator of the productivity of blackpine stands in Demirci (Manisa) district which is one of the important distribution areas of this species. For each plots, height values of blackpine indexed to 100 years of age using the bonitet table (age-height) and have been obtained bonitet class (from I to IV). Finally, plant species and bonitet class have been associated by using Interspecific Correlation Analysis and Indicator Species Analysis methods. As a result, Urtica dioica L., Rosa canina L., and Rubus canescens DC, species have been determined as most effective indicator plant species for the productivity of black pine stands in district, respectively.
Keywords: Anatolian blackpine, Demirci district, indicator plant species, produstivity
Teşekkür: Çalışmaya maddi destek sağlayan SDÜ-BAP-4742-YL1-16 kurum ve çalışanlarına teşekkür ederiz
Demirci İlçesi Organik Tarımsal Kapasite Durumunun Belirlenmesi
Alev KIR a and İslam KÖSE b
aTürkiye Cumhuriyeti, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB), Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), Zeytincilik Araştırma Enstitüsü (ZAE), Üniversite Cd. No:43
35100 Bornova İZMİR/ TÜRKİYE, [email protected], [email protected], [email protected]
b Türkiye Cumhuriyeti, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB), Demirci İlçe Tarım Müdürlüğü, Sofular Mah. Şehit Kadir Bey Sokak No:20 Demirci/ Manisa /TÜRKİYE
ÖZETManisa'nın Demirci ilçesinde birçok köy bulunmakta olup, alanla ilgili yayımlanmış raporların
büyük çoğunluğu 'Organik Tarım Yönetimi' (OTY) de dahil olmak üzere sürdürülebilir tarım sistemleri için önemli ve büyük ölçekli bir kapasiteye sahip olduğu sonucuna varmıştır. Demirci ilçesinde tarım alanlarında survey çalışmaları; organik tarımda kullanılmak üzere bitki genetik kaynaklarının toplanması ve ex-situ korunması; OTY’e uygun/potansiyel alanları belirlemek; küçük aile çiftliklerinin tarımsal ve hasat sonrası uygulamaları ile geleneksel bilgilerini kayıt etmek ve "organik tarım" konusunda eğitim vermek projedeki planlanan başlıca hedeflerdir. Çalışmalar Demirci Belediyesi’nin maddi desteği ile yürütülmektedir. Demirci Kaymakamlığı koordinasyonunda, GTHB-TAGEM Zeytincilik Araştırma Enstitüsü (ZAE), OTY ile ilgili köylerde tarama ve veri toplama konusunda GTHB Demirci Tarım İlçe Müdürlüğü teknik ekibi ile işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Demirci'nin 20 köyünde survey ve toplama çalışmaları sonucunda; toplam 250 yerel çeşit, Türkiye Tohum Gen Bankası'nda (Ankara/Türkiye) "Demirci İlçe Koleksiyonu" olarak saklanmak üzere gönderilmiştir. Bu materyallerin organik ürün üretim kapasitesi yüksektir. Ancak, birçok küçük aile çiftçisinin köylerinin tapularıyla ilgili sorunları nedeniyle, bu alanlar halen kontrol ve sertifikasyon sürecinde yer alamamaktadır. "Organik Tarım" konusundaki eğitim ve kapasite geliştirme çalışmaları devam edecek ve alan, uygun ve avantajlı diğer kaynaklar açısından ayrıntılı olarak incelenecektir. Ayrıca proje sonuç aşamasında, toplanan verileri içeren bir kitapçık basılacaktır. Yakın gelecekte bölgenin planlarında bilinçli kararlar almak için muhtemelen raporlar ve ilgili yayınlar kullanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Demirci, organik tarım, yerel çeşit, geleneksel bilgi.
Sorumlu Yazar: Dr. Alev KIR, [email protected], [email protected]
Determination and Highlighting of State of
Organic Farming Capacity of Demirci District
Alev KIR a and Islam KOSE b
a Republic of Turkey, Ministry of Food, Agriculture and Livestock (MFAL), General Directorate of Agricultural Research and Politics (GDAR), Olive Research Institute (ORI)-IZMIR, Department of
Plant Nutrition and Soil-Water Resources, University Street No:43 Bornova 35100 IZMIR/TURKEY, [email protected], [email protected], [email protected]
bRepublic of Turkey, Ministry of Food, Agriculture and Livestock (MFAL), Demirci District Directorate of Provincial Food Agriculture and Livestock, Sofular - Şehit Kadir Bey Street No:20
Demirci/Manisa /TURKEY
ABSTRACTDemirci District of Manisa Province has many villages and great majority of published reports
related to area concluded that it has a considerable and large-scale capacity for sustainable farming systems including ‘Organic Farming Management’ (OFM). Survey of existing areas in Demirci District and determine the suitable/potential areas for organic farming, collecting and ex-situ conservation of plant genetic resources and recording traditionally knowledge concerning with agricultural and post harvest applications of small family farms and training on “organic farming” are the main objectives in the project planned with the financial support of Demirci Municipality. Under the coordination of Demirci District Governorship, MFAL-GDAR Olive Research Institute (ORI) has been working in cooperation with MFAL Demirci District Directorate technical staff on screening and data collection on OFM appropriation. Totally 250 landraces from 20 villages of Demirci surveyed, collected and conserved in Turkey Seed Gene Bank (Ankara/Turkey) as “Demirci District Collection”. These materials have great capacity to production of organic crops. But unfortunately, because of problems related to land register of the villages of many small family farmers; these fields could not be part in Control and Certification process, currently. Activities will be extended on training and capacity building on "Organic Farming" and the area will also be examined in detail in terms of suitable and advantageous other resources. Additionally, a booklet will be pressed containing collected data at the end of the project. Reports and related publications most probably will be used in order to make informed decisions in plans of the area in the near future.
Key words: Demirci, organic farming, landraces, traditional knowledge.
Corresponding Author: Dr. Alev KIR, [email protected] , [email protected]
Türkiye’deki Hayıt Yaprağı Hasat Miktarları ve Etnobotanik Kullanımı* Simge ÇİZGEN 1 , Gamze TUTTU2, Serhat URSAVAŞ2
1-2Çankırı Karatekin Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Çankırı / TÜRKİYE*[email protected]
ÖZETOrman Genel Müdürlüğü (OGM), Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığının 1989-
2016 yılları arasındaki verilerinden yararlanarak hayıt yaprağı hasat miktarlarını ve elde edilen geliri ortaya koymak, aynı zamanda içerdiği maddelerin önemini ve kullanım alanlarını vurgulamak çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu bağlamda literatür taraması yapılmış ve OGM Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığının 1989-2016 yılları arasındaki verilerinden yararlanılmıştır. Verbenaceae familyasına ait olan Vitex agnus-castus L. halk arasında Ayıd, Hayıt, Hayıt Ağacı, Ayıt, Ayit, Beşparmak Otu, Hayit, Ayıt Otu, gibi farklı isimlerle bilinmektedir. Geçmişten günümüze Vitex agnus-castus L. pek çok alana konu edilmiştir. Özellikle tıp alanında sıkça kullanıldığı yapılan literatür taramalarında tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Anadolu’da yaprak ya da meyveleri çeşitli amaçlarla ve birçok yöntemle tüketilmektedir. Meyvelerinden hazırlanan infüzyon yatıştırıcı, gaz söktürücü ya da idrar arttırıcı özelliklerinden yararlanmak amacıyla kullanılmaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yine meyvelerinden hazırlanan infüzyonun doğumların erken gerçekleşmesini önlediği gerekçesiyle tüketilmektedir. Geleneksel kullanım amaçları galaktojen, emenagog (adet hızlandırıcı), anafrodizyak ve sedatif olarak bilinmektedir. Bitkinin çiçekleri karaciğer hastalıkları ve ishale karşı kullanılırken, toz haline getirilen bitki yeşil kısımları antihemorajik özelliğinden yararlanmak amacıyla tüketilmektedir. Hayıt, hormonları düzenleyici nitelik taşımaktadır. Bu nedenle genelde adet düzensizliği, merkezi sinir sistemi bozuklukları ve halsizlik gibi rahatsızlıklara karşı sıkça tercih edilmektedir. Tohumları ise karaciğer hastalıkları, gebeliği önlemek ya da ödem için kullanılmaktadır. Bu bağlamda elde edilen bulgulara göre OGM Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığının 1989-2016 yılları arasındaki verilerine göre hayıt yaprağı hasadının ilk kez 2000 yılında yapıldığı görülmektedir. Bu hasattan elde edilen toplam ürün miktarı 500 kg olup elde edilen toplam gelir 15 TL olarak kaydedilmiştir. 27 yıllık veriler incelendiğinde şimdiye kadar Isparta, Muğla ve Antalya Orman Bölge Müdürlüklerinden hayıt yaprağı hasadı yapılmıştır. En fazla toplam üretim 2004 ve 2005 yıllarında eşit miktarda 25.000 kg olup elde edilen toplam gelir 425 TL olarak Muğla Orman Bölge Müdürlüğünde kaydedilmiştir. Anahtar Kelimeler: Odun dışı orman ürünleri, Hasat, Orman, Vitex agnus-castus
Harvest Amounts and Ethnobotanical Uses of the Leaf of Vitex agnus-castus In Turkey
* Simge ÇİZGEN 1 , Gamze TUTTU2, Serhat URSAVAŞ2
1-2Çankırı Karatekin University, Faculty of Forestry, Department of Forestry Engineering, Çankırı / TURKEY
ABSTRACTThe General Directorate of Forestry (GDF) utilizes the data from 1989-2016 of the Department
of Non-Wood Products and Services to reveal the amount of harvested Vitex agnus-castus L and harvested income and at the same time the purpose of the work to emphasize the importance and usage areas of the materials it contains. In this context; literature survey was made and the data of GDF Department of Non-Wood Products and Services was utilized between 1989-2016. Belonging to the family Verbenaceae Vitex agnus-castus L. is known among people with different names such as Ayıd, Hayıt, Hayıt Ağacı, Ayıt, Ayit, Beşparmak Otu, Hayit, Ayıt Otu. Vitex agnus-castus L. has been the subject of many fields in the past. Especially in the field of medicine, the literature which is frequently used has been found in the literature. In addition to this, leaves or fruits are consumed in Anatolia for various purposes and in many ways. The infusion prepared from the fruit is used to take advantage of shooting, gas extractor or urine enhancer properties. The Southeastern Anatolia Region is consumed with the reason that the infusion prepared from fruits is preventing the early births. Traditional uses are known as galactogens, emenagogs (menstrual accelerator), anaphrodysia, and sedatives. While plant flowers are used against liver diseases and diarrhea, powdered green parts are consumed in order to benefit from antihemorrhagic feature. Vitex agnus-castus L. is hormone-regulating. For this reason, menstrual irregularity, central nervous system disorders and malaise are often preferred against discomfort. Seeds are used for liver diseases, to prevent pregnancy or for edema. In this context, according to the data of 1989-2016 of GDF Department of Non-Wood Products and Services, it is seen that the harvest of Vitex agnus-castus was made for the first time in 2000. The total amount of product obtained from this hasan was 500 kg and the total income was recorded as TL 15. When 27 years data are examined, up to now: leaf of Vitex agnus-castus harvest has been made from Isparta, Muğla and Antalya Forest Regional Directorates. The maximum total production was 25.000 kg in 2004 and 2005 in equal amount and the total income was recorded as 425 TL in Muğla Forest District Directorate. Key words: Non-wood forest products, Harvest, Forest, Vitex agnus-castus
Türkiye’deki Zeytin-Zeytin Sürgünü Hasat Miktarları ve Etnobotanik Kullanımı
* Simge ÇİZGEN 1 , Gamze TUTTU2, Serhat URSAVAŞ2
1-2Çankırı Karatekin Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Çankırı / TÜRKİYEÖZET
Orman Genel Müdürlüğü, Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığının 1989-2016 yılları arasındaki verilerinden yararlanarak zeytin ve zeytin sürgünü hasat miktarlarını ve elde edilen geliri ortaya koymak, aynı zamanda içerdiği maddelerin önemini ve kullanım alanlarını vurgulamak çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu bağlamda literatür taraması yapılmış ve OGM Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığının 1989-2016 yılları arasındaki verilerinden yararlanılmıştır. Zeytin, Anadolu’da geçmişten günümüze geleneksel tedavi yöntemlerine konu edilmiştir. Özellikle Hatay civarında zeytinyağının sıkça kullanıldığı görülmektedir. Sedef hastalığı, kabızlık, saç dökülmeleri, yanık, mantar enfeksiyonları gibi birçok rahatsızlığa karşı zeytinyağı ile oluşturulan çeşitli karışımlar kullanılmaktadır. Yine ağrılara ve doku zedelenmelerine karşı (masaj yapmak) zeytinyağı tercih edilmektedir. Zeytin yaprağında (flavanol, flavonlar, fenoller, flavan-3-ol) ve çeşitli yollarla elde edilen kara suyunda hidroksitirosol, p-hidroksifenil asetik asit, tirosol, kaffeik asit, 3,4-dihidroksifenil asetik asit, ferulik asit, p-kumarik asit gibi pek çok etken madde bulundurmaktadır. Bu etken maddeler bitkiye antitümör, antimikrobiyal, antioksidan, antihiperglisemik, antienflamatuar, antihipertansif gibi özellikler kazandırmaktadır. Bu bağlamda yapılan literatür taramalarında in-vitro ve in-vivo çalışmalara rastlanmıştır. Oleaceae familyasının önemli bir türü olan zeytinin bünyesinde bulunan etken maddelerin insan sağlığı üzerindeki etkileri çeşitli çalışmalara konu edilmektedir. Özellikle antioksidan nitelik göstermesi tıp (diyabet, kanser, kalp-damar hastalıkları) ve eczacılık alanlarında sıkça kullanılmasının sebepleri arasında bulunmaktadır. Bu bağlamda Orman Genel Müdürlüğü, Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığının 1989-2016 yılları arasındaki verilerine göre; zeytin sürgünü hasadı ilk kez 2003 yılında İzmir ve Muğla Orman Bölge Müdürlüklerinde yapıldığı görülmektedir. Bu verilere göre; zeytin sürgünü hasadından elde edilen toplam ürün miktarı 94.661 adet olup, elde edilen toplam gelir ise 14.202 TL olarak kaydedilmiştir. Zeytin hasadında ise ilk kez 2015 yılında; Balıkesir, Eskişehir, İzmir, Mersin ve Muğla Orman Bölge Müdürlüklerinde yapıldığı görülmektedir. Bu hasattan en çok ürün 14.570 kg ile İzmir’den elde edilmiştir. Gerçekleştirilen ilk zeytin hasadından elde edilen toplam ürün miktarı 33.583 kg ve toplam gelir 85.881 TL’dir. 27 yıllık veriler incelendiğinde şimdiye kadar Balıkesir, Muğla, Adana, Mersin, İzmir, Eskişehir ve İstanbul Orman Bölge Müdürlüklerinden zeytin ve zeytin sürgünü hasadı yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Zeytin, Oleaceae, Zeytin Sürgünü, Türkiye
Harvest Amounts and Ethnobotanical Uses of the Olive and Olive Shoots In Turkey
* Simge ÇİZGEN 1 , Gamze TUTTU2, Serhat URSAVAŞ2
1-2Çankırı Karatekin University, Faculty of Forestry, Department of Forestry Engineering, Çankırı / TURKEY
ABSTRACTUsing the data of 1989-2016 of the General Directorate of Forestry, Department of Non-Wood
Products and Services, the purpose of the study is to reveal the amount of olive and olive shoots harvested and the income earned, as well as to emphasize the importance and uses of the materials it contains. In this context; literature survey was made and the data of OGM Department of Non-Wood Products and Services was utilized between 1989-2016. In Anatolia, the past has been the subject of traditional treatment methods. Especially around Hatay olive oil is often used. Various blends of olive oil are used against many diseases such as psoriasis, constipation, hair loss, burns, fungal infections. Again olive oil is preferred against pain and tissue damage (massage). In the olive leaf (flavanol, flavones, phenols, flavan-3-ol) and in the glaucoma (olive sap) obtained by various routes, hydroxytyrosol, p-hydroxyphenyl acetic acid, thirosol, caffeic acid, 3,4- dihydroxyphenyl acetic acid, ferulic acid as many active substances are present. These active ingredients add antitumor, antimicrobial, antioxidant, antihyperglycemic, antiinflammatory, antihypertensive properties. In this context, in-vitro and in-vivo studies have been found in literature reviews. The effects of the active substances in the olive (an important species of the Oleaceae family) field on human health are subject to various studies. In particular, antioxidant properties are among the reasons for frequent use in medicine (diabetes, cancer, cardiovascular diseases) and pharmacy. In this context, the General Directorate of Forestry, Department of Non-wood Products and Services, according to the data between 1989 and 2016, it is seen that olive shoots were first made in Izmir and Muğla Forest Regional Directorates in 2003. According to this, The total amount of product obtained from the olive shoots harvest was 94.661 and the total income was recorded as 14.202 TL. Olive harvest is the first time in 2015; Balıkesir, Eskişehir, Izmir, Mersin and Muğla Forest Regional Directorates. This is harvest most products are obtained from Izmir with 14.570 kg. Total amount of product obtained from the first olive harvest was 33.583 kg and total income was TL 85.881. When the 27 years data are examined, up to now: The olive and olive shoots were harvested from Balıkesir, Muğla, Adana, Mersin, Izmir, Eskişehir and Istanbul Forest Regional Directorates.Key words: Olive, Oleaceae, Olive Shoot, Turkey
Isparta Park ve Bahçelerindeki Bazı Ihlamur Türlerinin Çiçeklerine Ait Uçucu Bileşenlerin Belirlenmesi
Samim YAŞAR1, Abdullah BERAM1*, Gürcan ÜLER1, Ahmet Ferhat AŞIKDOĞAN1, Mehmet Cemal
GÖRGÜN1
1Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, ISPARTA
*Sorumlu Yazar (Corresponding author): [email protected]
ÖZET
Bu çalışmada, 2014 yılında Isparta ilinin park ve bahçelerinden toplanan Tilia argentea ve Tilia platyphyllos türlerine ait çiçeklerde bulunan uçucu bileşenler tespit edilmiştir. Türlere ait çiçekler, oda sıcaklığında karanlık ortamda kurutulmuştur. Sonrasında, katı faz mikro ekstraksiyon tekniği (SPME) ile elde edilen uçucu bileşenler gaz kromatografisi kütle spektroskopisi (GC- MS) yardımı ile belirlenmiştir. Tilia argentea türüne ait çiçeklerde 38, Tilia platyphyllos türüne ait çiçeklerde ise 34 adet uçucu bileşen tespit edilmiştir. Tilia argentea türünde belirlenen ana bileşenler trans,trans-2,4-Heptandienal (%24.03), Hexanal (%15.71), n-Hexanol (%13.96) ve trans-2-Hexenal (%9.86) iken, Tilia platyphyllos türünde ise ana bileşenler trans,trans-2,4-Heptandienal (%37.27), n-Hexanol (%10.93), cis-3-Hexenol (%8.79) ve Hexanal (%6.00) şeklindedir. Her iki türde de en yüksek miktarda bulunan bileşen trans,trans-2,4-Heptandienal’dir. Heptandienal gıda sektörü ve kozmetikte kullanılan bir maddedir. Tilia argentea türünde ikinci etken bileşen olan Hexanal gıda endüstrisinde katkı maddesi olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Tilia platyphyllos türünde ikinci ve Tilia argentea türünde üçüncü etken bileşen olan n-Hexanol gıda sektöründe baharat hazırlamada ve organik bileşiklerin sentezinde kullanılan önemli bir maddedir.
Anahtar Kelimeler: Tilia argentea, Tilia platyphyllos, Uçucu Bileşenler, HS-SPME, GC-MS.
Determination of Volatile Components of Some Tilia Species’ Flowers from Parks and Gardens in
Isparta
ABSTRACTIn this study, volatile constituents of Tilia species (Tilia argentea and Tilia platyphyllos)
were detected. Flowers of the plants were collected from different parks and gardens in Isparta province of Turkey in 2014. The materials were dried in dark place at the room temperature. Gas chromatography mass spectroscopy (GC-MS) was performed to determine volatile components after headspace solid phase micro extraction (HS-SPME) of samples. 38 components in the Tilia argentea sample and 34 components in the Tilia platyphyllos sample were detected. trans,trans-2,4-Heptandienal (24.03%), Hexanal (15.71%), n-Hexanol (13.96%), trans-2-Hexenal (9.86%) were the major volatile compounds of Tilia argentea, whereas trans,trans-2,4-Heptandienal (37.27%), n- Hexanol (10.93%), cis-3-Hexenol (8.79%), Hexanal (6.00%) were the dominant volatile compounds of Tilia platyphyllos. The distinctive compound was trans,trans-2,4-Heptandienal in both species. Heptandienal is a substance used in the food and cosmetic industries. Hexanal which was the second major component in Tilia argentea is often used as additive in the food industry. n-Hexanol which was the second dominant component in Tilia platyphyllos and the third main component in Tilia argentea is an important substance in preparation of spices in the food industry and in synthesis of organic compounds.
Key Words: Tilia argentea, Tilia platyphyllos, Volatile Components, HS-SPME, GC-MS.
Türkiye’de Turizmde Sosyal Medyanın Kullanımı Konulu Yayınların Bibliyometrik Profili
Ahmet KÖROĞLU ¹, Esin ÖZKAN ², Samet Can CURKAN³
¹ Balıkesir Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
² Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Seyahat İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
³ Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Seyahat İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
Bu çalışmada, Türkiye’de 2000 yılı ile 2017 yılının Haziran ayı arasında turizmde sosyal medya kullanımı konusunda hazırlanan tez, bildiri, makale vb. yayınların genel bir değerlendirmesi yapılmıştır. Bu amaçla, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının internet adresinde kayıtlı olan lisansüstü tezler bibliyometrik açıdan incelenmiştir. Tezler, adı geçen internet adresinde turizm, sosyal medya, turizm ve sosyal medya, turizmde internet kullanımı anahtar kelimeleri ile taranmıştır. Bunun yanında ulusal ve uluslararası kongre/sempozyumlarda bildiri olarak tam metni yayımlanan çalışmalar ve çeşitli indeksler tarafından taranan dergiler de çalışma kapsamına dâhil edilmiştir. Kayıt altına alınan tüm yayınlar SPSS for Windows 21.0 paket programına aktarılmıştır. Çalışmada yayınlar “tür”, “dil”, “yıl”, “üniversite”, “enstitü”, “anabilim dalı” ve “konu” gibi bibliyometrik özellikleri açısından incelenmiştir. Araştırma sonucunda yayınların en çok facebook ve twitter açısından incelendiği görülmektedir. Bu bağlamda turizm işletmelerinin en çok bu iki sosyal medya platformunda boy gösterdiği saptanmıştır. Zaman açısından incelendiğinde en fazla çalışmanın 2000-2013 yılları arasında hazırlandığı sonucu da ortaya çıkmıştır.
Anahtar sözcükler: Turizm, sosyal medya, sosyal medya ve turizm, bibliyografik araştırma, turizmde internet kullanımı, Türkiye.
Bibliometric Profile of the Publications on Use of Social Media for Tourism in Turkey
Ahmet KÖROĞLU ¹, Esin ÖZKAN ², Samet Can CURKAN³
¹ Balıkesir Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
² Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Seyahat İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
³ Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Seyahat İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
In this study, an overall evaluation of the publications (e.g. dissertations, manuscripts, journal articles, and etc.) on use of social media for tourism over the period June 2000 and 2017 is presented. For this reason, the post-graduate dissertations which are available in online database of the Council of Higher Education of Turkey were investigated from a bibliometric perspective. These dissertations were found on the website by searching some certain keywords: tourism, social media, tourism and social media, and internet usage for tourism. Furthermore, the journals inspected by various indexes and the studies published as a manuscript in full length in national and international conferences or symposiums are within the scope of this paper. All the publications acquired were transferred to the SPSS software package for Windows 21.0. The publications in this study were examined in different bibliometric aspects including “type”, “language”, “year”, “university”, “institute”, “department”, and “subject”. As a result of the research, it was revealed that the focus of most publications is Facebook and Twitter. Accordingly, tourism businesses mainly use these two social media tools. Considering the “year” aspect, it was found that most studies conducted over the period 2000 and 2013.
Keywords: Tourism, social media, social media and tourism, bibliographic research, internet usage for tourism, Turkey.
YSA Tabanlı Bir Analiz ile Turist Sayısının Tahmini
Büşra ÇETİN 1 , Figen BALO 2*, Ukbe Üsame UÇAR 3, Ümmü Gülsüm ERASLAN4 1Elektrik ve Elektronik Mühendisi, 23279, Elazığ, Türkiye
E posta: [email protected] Fırat Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği, 23279, Elazığ, Türkiye
E posta: [email protected] Fırat Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği, 23279, Elazığ, Türkiye
E posta: [email protected] Fırat EDAŞ, 23279, Elazığ, Türkiye
E posta: [email protected]
ÖZET
Turizm, birçok ülke için temel gelir kaynaklarından birini oluşturmaktadır. Halkın ekonomik ve kültürel açıdan işgücü potansiyelinin aktive edilebilmesi ve kültürel bağların geliştirilmesi ile dış ülkelerde ülkemiz açısından daha da olumlu algıların geliştirilmesi turizm sayesinde mümkün olacaktır. Ülkeler, turizm sektörü için ciddi yatırım politikaları oluşturmakta ve yüksek harcamalar yapmaktadır. Doğru bir turizm politikasının gerçekleştirilmesinde, geçmiş veriler esas alınarak ülkelere gelecek turist sayısının doğru bir şekilde belirlenmesi birçok açıdan büyük önem arz etmektedir. Ekonomik açıdan bakıldığında yapılacak yatırımların büyüklüğünün doğru tespit edilebilmesi; ileride karşılaşılabilecek alt yapı problemlerine karşı önlemler alınabilmesi ve turistlerin ülke ekonomisine döviz anlamında yapacağı katkı oranının yaklaşık olarak belirlenmesi, gelecek turist sayısının doğru bir şekilde tahmin edilmesiyle sağlanabilecektir. Bu çalışma ile ülkemizin uluslararası turizm pazarının gelecekteki potansiyelini belirlemek amacıyla elde edilen bu veriler doğrultusunda, ülkemiz için turizm esaslı farklı ekonomik kaynaklar üretmeye çalışan devlet kuruluşları ve özel kuruluşların doğru bir şekilde yatırım politikalarını gerçekleştirmesine katkıda bulunması amaçlanmıştır. Bu çalışmada TÜİK ve TÜRSAB’dan alınan veriler doğrultusunda, Türkiye’ye gelecek yabancı turist sayısı, gelecek 10 yıl için, ekonomik ve kültürel faktörler dikkate alınarak Yapay Sinir Ağları ve Regresyon Analizi metodolojisi ile tahmin edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak yapılan tahmin doğrultusunda, yabancı turist sayısındaki artış hızı analiz edilerek, gelen turist sayısını artırmak ve turizm altyapısını güçlendirmek adına geliştirilebilecek stratejiler için önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: yapay sinir ağları, turizm, tahmin, veri madenciliği.
Estimated of Tourist Number with ANN Based Analysis
ABSTRACTTourism is one of the main sources of income for many countries. It will be possible through
tourism to develop more positive perceptions in terms of our country in foreign countries by activating the labor potential of the people economically and culturally and developing cultural ties. Countries create significant investment policies for the tourism sector and make high expenditures. In the realization of a proper tourism policy, it is of great importance in many respects that the number of tourists coming to the countries on the basis of historical data is correctly determined. From the economic point of view, the magnitude of the investments to be made can be determined correctly; measures to be taken against infrastructural problems that may be encountered in the future and the approximate determination of the contribution of tourists to the country's economy in terms of foreign exchange will be achieved by correctly estimating the number of future tourists. This study aims at contributing to the realization of investment policies correctly of state and private institutions which are trying to produce different tourism based economical resources for our country in the direction of this data obtained in order to determine the future potential of our country's international tourism market. In this study, the number of foreign tourists coming to Turkey in the direction of data taken from TURKSTAT and TÜRSAB has been tried to be estimated with Artificial Neural Networks and Regression Analysis methodology considering economic and cultural factors for next 10 years. As a result, the rate of increase in the number of foreign tourists has been analyzed in the direction of the forecast, suggestions have been made to increase the number of tourists and to strengthen the tourism infrastructure.
Key Words: artificial neural networks, tourism, forecasting, data mining.
Gökgöl Mağarası’nın (Zonguldak) Jeoturizm Potansiyeli
Bekir DERİNÖZ, Yasin KOÇ, Serkan KÖKSALAdres: Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, B Blok, Kat:4, Çağış
Kampüsü, 10145, Altıeylül / BALIKESİRE-Posta: [email protected], [email protected], [email protected]
ÖZETJeoturizm 20. yüzyılın son çeyreğinde gündeme gelen ve Türkiye’de özellikle 21. yüzyıl
başlarından itibaren tanınmaya başlanan bir turizm türüdür. Jeoturizm küreselleşen ve yersizleşen dünyada, yere vurgu yapan önemli bir araç olarak göze çarpmaktadır. Bu turizm türü, dünyada özellikle kırsal alanlarda yaşayan yerel halkın kalkındırılması noktasında etkili bir araç olarak uygulanmaktadır. Ayrıca jeoturizm, alternatif turizm oluşturarak turizmi tüm yıla yayma noktasında iyi bir yöntem olarak görülmektedir. Bu çalışmanın amacı Gökgöl Mağarası’nın jeoturizm potansiyelini ortaya koymaktır. Çalışmada literatür taraması ve saha çalışması teknikleri kullanılmıştır. 2015 ve 2016 yıllarında alanda saha çalışmaları yapılmıştır. Araştırma sonuçları göstermiştir ki, Gökgöl Mağarası sahip olduğu özgün karakteri ile jeoturizm açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Mağara toplam 3350 metre uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun mağaraları arasındadır. Birbirine bağlı Tersiyer yaşlı çökelti katlarından oluşan mağara yatay yönlü gelişmiş olup, oluşumu hala devam etmektedir. Mağara girişinden itibaren görülen fosil kalıntılar, zengin damlataşı sütunları, mağara gülleri, makarna sarkıtlarının oluşturduğu görsel yapı ve mağara içerisinde akmakta olan yüksek debili yeraltı akarsuyu jeoturizm açısından önem arz etmektedir. Alan, ikisi fosilleşmiş ve biri de aktif olmak üzere toplam 3 girişi ile özgün bir mağara özelliği taşımaktadır. Ancak 2006 yılından itibaren yürüyüş rotaları ve ışıklandırma çalışmalarında yapılan hatalar mağarada yosunlaşma problemini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmaların yeniden gözden geçirilmesi mağara açısından hayati öneme sahiptir. Çalışma alanının jeoturizm potansiyelinin değerlendirilmesi, alanı kullanan yerel halk açısından da anlamlıdır.
Anahtar Kelimeler: Gökgöl Mağarası, Jeoturizm, Mağara Turizmi, Zonguldak
Geotourism Potential Of Gökgöl Cave (Zonguldak, Turkey)
Bekir DERİNÖZ, Yasin KOÇ, Serkan KÖKSALAddress: Balikesir University, Science and Art Faculty, Geography Depatment, B Block, Floor:4,
Cagis Campus, 10145, Altieylul / BALIKESIRE-Mail: [email protected], [email protected], [email protected]
ABSTRACT Geotourism is a type of tourism that has come to the fore in the last quarter of the 20th century
and has been recognized in Turkey since the beginning of the 21st century. Geotourism is a crucial tool in the globalizing and dispossessed world. This type of tourism is being applied as an effective tool in the development of the local people especially in rural areas. Moreover, geotourism is seen as a good method of spreading tourism by creating alternative tourism. The purpose of this study is to reveal the geotourism potential of Gökgöl Cave. Literature search and field study techniques were used in the study. Field work was done in the field in 2015 and 2016. The results of the research showed that Gökgöl Cave has an important potential in terms of geotourism with its unique character. The cave is one of the longest caves in Turkey with a total length of 3350 meters. The cave is composed of Tertiary sedimentary layers connected to each other and developed horizontally. The fossil remains visible from the entrance of the cave, the rich dripstone columns, the cave roses, the visual structure of the pasta stalactites and the high running underground stream flowing in the cave are important in terms of geotourism. The area carries a unique cave property with a total of 3 entries, two of which are fossilized and one is active. However, since 2006, errors in walking routes and lighting studies have revealed the problem of cave algae. The re-examination of these works has vital importance in terms of the cave. The evaluation of the geotourism potential of the study area is also meaningful for the local people using the area.
Keywords: Gökgöl Cave, Geotourism, Cave Tourism, Zonguldak
Turizmde Kullanılan Sosyal Medya Platformlarının Kavramsal Analizi
Ahmet KÖROĞLU ¹, Esin ÖZKAN ², Samet Can CURKAN³
¹ Balıkesir Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
² Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Seyahat İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
³ Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Seyahat İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
ÖZETİnternetin gelişmesiyle beraber Web 2.0 teknolojilerinin oluşumu sosyal medya denilen bir
platformu ortaya çıkarmış bu oluşum yerini günümüzde Web 4.0’a bırakmıştır. Sosyal medyanın hızlı bir şekilde artan gücü sayesinde tüketiciler de işletmeler de bu platformu etkin bir şekilde kullanmaya başlamıştır. Turizm işletmeleri, sosyal medya ortamlarında bir araya gelen turizm tüketicilerinin istek ve ihtiyaçlarını belirleyerek eksik yönlerini tamamlamaktadır. Sosyal medya pazarlamasını etkin bir biçimde kullanan turizm işletmeleri önceden hiç olmadığı kadar hızlı ve çok düşük maliyetlerle potansiyel turizm tüketicilerine ulaşmaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye ve dünya çapında turizm sektöründe uygulanan sosyal medya çalışmalarını güncel örneklerle literatür taraması yardımıyla incelemektir. Çalışmada sosyal medya kavramı derinlemesine incelenerek sosyal medya ve turizm arasındaki ilişki araştırılmaktadır. Ayrıca turizmde kullanılan sosyal medya platformları analiz edilmiştir. Araştırmanın ana sonucu turizmde kullanılan başlıca sosyal medya platformlarının Facebook ve Twitter olduğunu göstermektedir. Araştırmanın alt sonuçları ise, turistlerin yaşadıkları deneyimleri sosyal medya üzerinden paylaşmaları ile birlikte ağızdan ağıza iletişim yoluyla birçok tüketicinin karar verme sürecinde sosyal medyayı kullandığını ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca işletmelerin sosyal medya üzerinden yaptıkları tanıtım ve pazarlama faaliyetleri ile çok geniş kitlelere düşük maliyetlerle ulaştığı da tespit edilmiştir. Son olarak turizm işletmelerinin sosyal medya platformlarını etkin bir biçimde kullanmaları ve sosyal medya hesaplarını profesyonel bir şekilde yönetmeleri gerektiği de önerilmektedir.
Anahtar sözcükler: Turizm, sosyal medya, sosyal medya ve turizm, sosyal medya platformları.
A Conceptual Analysis of the Use of Social Media Platforms for Tourism
Ahmet KÖROĞLU ¹, Esin ÖZKAN ², Samet Can CURKAN³
¹ Balıkesir Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
² Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Seyahat İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
³ Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Seyahat İşletmeciliği Bölümü, Türkiye, [email protected]
ABSTRACTWith the development of the internet, a phenomenon named social media has grown out of
Web 2.0 technologies which have recently been overshadowed by the emergence of Web 4.0. As the power of social media has been growing, both consumers and businesses started utilising social media platforms. Tourism businesses identify and fulfil the needs and wants of the tourism consumers who interact with each other through social media sites. Tourism businesses taking advantage of social media marketing are now able to connect with their potential customers quicker and cheaper than before. The purpose of this study is to examine the studies on social media in the tourism industry by reviewing the relevant literature with recent examples in the context of Turkey and worldwide. The present study investigates the relationship between social media and tourism by discussing the notion of social media in detail. Moreover, the social media platforms that the tourism industry utilises are examined. The key finding of the study is that the main social media platforms used for tourism are Facebook and Twitter. The other findings of the study show that tourists share their experiences on social media, and accordingly, most tourism consumers use social media while making decisions as a result of word of mouth (WOM) communication. Furthermore, businesses can reach a wide range of consumers at a very low cost thanks to their marketing activities on social media. Finally, it is recommended that tourism businesses should use their social media accounts actively and manage their accounts professionally.
Keywords: Tourism, social media, social media and Tourism, social media platforms.
Turizm Eğitimi Alan Lisans Öğrencilerinin Staj Deneyimi Üzerine Bir Araştırma
Doç. Dr. Nilgün AVCI1, Arş. Gör. Mehmet Alper NİSARİ2, Ayşe KURT3
1Ege Üniversitesi Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Konaklama İşletmeciliği, Türkiye, [email protected]
2Ege Üniversitesi Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Konaklama İşletmeciliği, Türkiye [email protected]
3Ege Üniversitesi Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Konaklama İşletmeciliği Mezunu [email protected]
ÖZET
Bu araştırmanın amacı lisans eğitimi sırasında staj yapan öğrencilerin deneyimlerinin incelenerek mezuniyet sonrası kariyer hedeflerini nasıl etkilediğini ortaya koymak ve staj sırasında karşılaştıkları sorunları tespit ederek otel, okul ve öğrencilere yönelik çözüm önerileri getirmektir. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket tekniği kullanılmış ve Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Turizm sektörü dünyada hızla gelişen, ekonomik ve sosyal boyutlara sahip potansiyel bir gelir kaynağıdır ve tüm dünyada artık en az sanayi kadar önemli bir endüstri haline gelmiştir. Turizm işletmelerinin sektörden en yüksek düzeyde kazanç elde etmelerinin yolu kaliteli hizmet üretmek ve müşteri memnuniyetini sağlamaktan geçmektedir. Sektörde üretim ve tüketim eş zamanlı olduğundan dolayı insan faktörü ön plana çıkmaktadır. İnsan faktörünün ön plana çıktığı bu sektörde, hizmet kalitesinin arttırılması ancak nitelikli personel ile mümkün olduğundan turizm işletmelerinin, sektörün ana unsuru olan çalışanların nitelikli olmasına dikkat etmeleri gerekmektedir. Çalışanların nitelikli olması ise ancak iyi bir beceri eğitimi ile sağlanabilmektedir. Bu noktada turizm eğitimi veren kurumların sağladığı uygulamalı eğitimler ön plana çıkmaktadır. Araştırmanın sonucunda edilinen bulgulara göre staj yapan öğrencilerin büyük çoğunluğu çeşitli düzeylerde problemlerle karşılaşmaktadır. Problem kaynakları olarak personel, yönetici ve okul ortaya çıkmıştır. Sorunların çözümü için önerilerde bulunulmuştur. Ayrıca araştırmada uygulamalı eğitimin yaz döneminden bahar yarıyılını tamamen kapsayacak şekilde genişletilmesinin etkileri gözlenmiş ve paydaşlarla olan ilişkileri irdelenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçların literatüre katkı sağlamasının yanında turizm eğitimi veren kurumlara ve otel işletme yöneticilerine de yararlı olacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Turizm Eğitimi, Turizm Stajı Uygulamaları, Staj Deneyimi, Stajda Yaşanan Sorunlar
ABSTRACT
The aim of the reseach is to determine the effects of internship on the students’ future career desicions and the problems they have faced during the internship period. Survey method have been used and the data has analysed. The surveys have completed by the second, third and fourth grade students of Çeşme School of Tourism and Hospitality. As a fast growing industry tourism has and both economical and social dimentions. Tourism, is world’s one of the fastest growing industry and has a great potential of high profit. The way of companies to make high profits on the market is showing great importance on quality and satisfied customers. The main property of tourism is synchronization of production and consumption of the product of tourism services. The main tourism service is produced by labor and the quality of labor force is determined by the well trained work force in region or country. The tourism education in the academic organisations across the companies’ outer environment should not only be theoric but also practical. Due to the results of the reseach the students who had internship experience had many problems in different stages of the process and the problems usually caused by supervisor, colleagues and school. The effects of changing internship period to the spring term has been analysed and relationships between hotels, school and students are observed.
Key Words: Tourism Education, Tourism Internship, Internship Experience, Difficulties in Internship.
MANİSA İLİ DEMİRCİ İLÇESİNDEKİ ORMAN İÇİ DİNLENME YERLERİNİN REKREASYON POTANSİYELLERİ VE KULLANICI
TERCİHLERİNİN BELİRLENMESİ
Öğr.Gör.Yekta KÖSE, Öğr.Gör. M. Serdar ORUÇ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci MYO Ormancılık Bölümü, Manisa.
ÖZET
Kentsel ve kırsal alanlarda bir planlama yapılmadan önce en uygun olan alan kullanım ölçütlerinin belirlenmiş olması gerekmektedir. Eğer bu ölçütler göz önünde bulundurulmazsa amaca uygun olmayan kullanımlar oluşacak ve birçok sorunu beraberinde getirecektir. Bu bağlamda kırsal peyzajın içerisinde yer alan rekreasyon alanları da ekolojik, kültürel, sosyal ve ekonomik açıdan değerlendirilerek oluşturulmalıdır. Çünkü rekreasyon alanları, açık-yeşil alan aktiviteleri gereksinimine olanak sağlayan alanların başında gelmektedir. Rekreasyonel alanlar arazi kullanımında, doğal ve kültürel peyzaj varlıklarının değerlendirilmesi ve hizmete sunulmasında önemli bir araçtır. Eğer bu alanlar plansız ve amaçsız olarak oluşturulursa, doğanın tahribatına ve peyzaj özelliklerinin bilinçsiz kullanımına yol açacaktır.
Bu çalışmada, Manisa ili Demirci ilçesindeki Başalan, Güldürdek ve Sarıçayır orman içi dinlenme yerlerinin mevcut potansiyellerinin ve bu alanları kullanan ilçe halkının talep ve eğilimlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Belirleme aracı olarak Gülez yöntemi ve anket uygulaması kullanılmıştır. Başalan ve Sarıçayır’ın düşük, Güldürdek’in ise orta rekreasyon potansiyeline sahip olduğu tespit edilmiştir. Yapılan anket uygulaması ile rekreasyon alanlarında halkın talep ve eğilimleri belirlenmiştir. Elde edilen bu veriler ile Demirci’deki orman içi dinlenme yerlerinin rekreasyon potansiyellerinin artırılması için öneriler getirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Kırsal Peyzaj, Orman İçi Dinlenme Yeri, Rekreasyon Alanı, Rekreasyon Potansiyeli.
THE POTENTİAL OF FOREST RESTİNG PLACES AND DETERMİNİNG USER PREFERENCES FOR MANİSA, DEMİRCİ DİSTRİCT
ABSTRACT
Before planning in urban and rural areas, it is necessary to determine the most suitable land use criteria. If these criteria are not kept in sight, inappropriate use will occur and many problems ascertain.. In this context, the recreation areas within the rural landscape should be created by taking ecological, cultural, social and economic aspects into consideration since recreational areas are at the top of the fields that meet the need for open-green space activities. Recreational areas are an important tool for land use, for the evaluation and service of natural and cultural landscape assets. If these areas are unplanned and purposeless, they will lead to destruction of nature and unconscious use of landscape features.
In this study, it is aimed to determine the current potentials of the resting places of Başalan, Güldürdek and Sarıçayır in Manisa province Demirci District and the demand and tendencies of the district people using these areas. Gülez method and questionnaire survey are used as the determining tool. It has been determined that Başalan and Sarıçayır have low recreation potential and Güldürdek has medium recreation potential. With the questionnaire survey, the demands and tendencies of the people are determined for the recreation areas. With these data obtained, suggestions are done to increase the recreation potentials of the forest resting places in Demirci.
Keywords: Demirci, Rural Landscape, Forest Resting Place, Recreation Area, Recreational
Özel Eğitim Gereksinimi Olan Bireylerin ve Ailelerinin Sorunları ve Bu Sorunlara Yönelik Çözüm Önerileri: Demirci Örneği
Bahar DURSUN1, Fatma ÖZARSLAN2, Rukiye Rümeysa ARSLAN3, Özlem ATEŞ4
1 Sınıf Öğretmeni
2,3 Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi,
4Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Temel Eğitim Bölümü
[email protected] , [email protected] , [email protected] , [email protected]
ÖZETBu çalışmanın amacı Manisa ilinin Demirci ilçesinde ve köylerinde ikamet etmekte olan ve
Demirci Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinden yararlanan özel eğitim gereksinimi olan bireylerin ve ailelerinin sorunlarını ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini tespit etmektir. Çalışma betimsel bir tarama çalışmasıdır. Amaca yönelik veri toplamak için araştırmacılar tarafından alanyazın araştırılmış, konuyla ilgili akademik çalışmalarda yer alan sorular revize edilerek 27 soruluk bir anket hazırlanmıştır. Hazırlanan bu anket gönüllülük esasına dayalı olarak ailelere uygulanmıştır. Yapılan anket sonuçlarına göre bu merkezden; süreğen hastalık, dil ve konuşma güçlüğü, özel öğrenme güçlüğü, zihinsel yetersizlik, fiziksel yetersizlik ve işitme yetersizliğine sahip bireylerin yararlandığı belirlenmiştir. Yaşları 2 ile 33 arasında değişen bu bireylerin yaşadığı toplumsal sorunlar arasında işsizlik, toplumsal duyarsızlık, ailenin sağlık güvencesinin olmayışı, sosyal faaliyetlerin yetersizliği, dışlanma ve ulaşım sorunları bulunurken; eğitimde yaşadıkları sorunlar arasında öz bakım becerilerini geliştirememe, eğitime devam edememe, ulaşım güçlüğü yaşama sosyalleşememe, devlet okuluna gidememe, öğrenmede güçlük yaşama ve psikolojik sorunlar bulunmaktadır. Elde edilen verilere göre kaldırımlar ve rampalar sorununu çözmek için çevre düzenlemelerinin yapılması, sosyal faaliyetlerin arttırılması, özel eğitim gereksinimi olan bireylerin istihdamının sağlanması, evde bakım imkânı ve maddi destek imkânlarının sağlanması aynı zamanda bilinçlendirme çalışmalarının yapılması bu bireylerin ve ailelerinin beklentileri arasında yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: özel eğitim gereksinimi olan bireyler, sorunlar, çözüm önerileri
Problems of Individuals and Their Families with Special Education Needs and Solution Suggestions for These Problems: A Case of Demirci
ABSTRACTThe aim of this study is to identify the problems and solution suggestions of individuals with
speacial education needs and their families who benefit from the Demirci Special Education and Rehabilitation Center. Descriptive research model was used in this study. In order to collect data, the researchers were revised the questions in the academic studies related to the topic, and a questionnaire of 27 questions was prepared. This questionnaire was applied to the families based on volunteerism. According to the results of the questionnaire, it was determined that there were individuals with mental disability, persistent illness, language and speech difficulty, special learning difficulty, physical disability, and hearing impairment. The social problems of these individuals, aged between 2 and 33, were identified as unemployment, social insensitivity, lack of family safety, social insufficiency, exclusion and transportation problems. Among the problems they have experienced in education are reported such as inability to develop self-care skills, inability to continue education, inability to socialize, having difficulty in transportation, inability to go to public school, having difficulty in learning and psychological problems. According to the results obtained; environmental regulation to solve pavement and ramp problems, the improvement of social activities, the employment of the disabled individuals, the possibility of home care and financial support as well as the awareness raising activities are among the expectations of the individuals with special education needs.
Keywords: individual with special education needs, problems, solution suggestions
Yer Adlarının Değişimi Üzerine Bir İnceleme:Develi (Kayseri-Türkiye)
Serkan KÖKSAL, Bekir DERİNÖZ, Yasin KOÇAdres: Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, B Blok, Kat:4, Çağış
Kampüsü, 10145, Altıeylül / BALIKESİRE-Posta: [email protected], [email protected], [email protected]
ÖZET Develi, Erciyes dağının güneyinde ovalık bir alan üzerine kurulmuş bir yerleşmedir. Alanın
yerleşme tarihi M.Ö. 2500’lere kadar dayanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, kuruluşundan günümüze kadar geçen zaman diliminde bu yerleşmenin adında yaşanan değişimi ortaya koymaktır. Çalışmada literatür taraması ve saha çalışması teknikleri kullanılmıştır. Araştırma kapsamında 2012-2016 yılları arasında bölgede saha çalışmaları yapılmıştır. Saha çalışmaları kapsamında yerel halk ile mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçları göstermiştir ki Develi, geçmişten günümüze Kayseri’ye açılan güney ticaret yolları üzerinde olması nedeniyle gerek yerleşim gerekse de ticaret açısından oldukça eskiye tarihlenen bir alandır. Bölgedeki fetihler tarihi süreç içerisinde yer adlarının değişmesindeki en önemli unsurlardan biri olmuştur. Çalışma alanında tarihi süreçte Hititler, Frigyalılar, Kapadokya Krallığı, Roma İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu fetihler yoluyla hâkimiyet kurmuşlardır. Alanın farklı medeniyetler arasında el değiştirmesi beraberinde isim değişikliklerini de getirmiştir. “Gabadonya”, “Everek” gibi adlar tarihi süreçte alana verilen adlardan bazılarıdır. 11. yüzyılda Türklerin Anadolu’ya girmesi ile alana oğuz boyları yerleşmiştir. Selçuklu İmparatorluğu’nun bölgeyi fethetmesi üzerine alanın adı “Devali” olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine gelindiğinde ise yerleşmenin adı bugünkü halini almaya başlamıştır.
Anahtar Kelimeler: Develi, Yer Adları, Kayseri
A Review On The Exchange Of Place Names: Develi (Kayseri-Turkey)
Serkan KOKSAL, Bekir DERINOZ, Yasin KOCAddress: Balikesir University, Science and Art Faculty, Geography Depatment, B Block, Floor:4,
Cagis Campus, 10145, Altieylul / BALIKESIRE-Mail: [email protected], [email protected], [email protected]
ABSTRACTDeveli is a settlement built on an oval area to the south of Mount Erciyes. The settlement date
of the site BC It lasts up to 2500. The aim of this study is to reveal the change in the name of this settlement during the time period from its foundation until its day. Literature search and field study techniques were used in the study. Within the scope of the research, field studies were conducted in the region between 2012-2016. Interviews with local residents were conducted within the scope of fieldwork. The results of the research showed that Develi is on the southern trade routes that opened to Kayseri from day to day, so it is an area that is dated quite in terms of settlement and trade. The conquests in the region became one of the most important elements in the change of place names in the historical process. Historically, the Hittites, the Phrygians, the Cappadocia Kingdom, the Roman Empire and the Ottoman Empire ruled in the field of study through conquest. The site's change of hand among different civilizations has also brought name changes. Names such as "Gabadonya" and "Everek" are some of the names given to the field in history. In the 11th century, with the entrance of Turks into Anatolia, the oguz tribe settled in the area. On the conquest of the region of the Seljuk Empire, the name of the area became "Devali". When the Ottoman Empire came to its recent times, the name of the settlement began to take its present form.
Keywords: Develi, Place Names, Kayseri
Manisa İli Demirci İlçesi Yerel Kültür Envanterinde Çalışma Örneği : “Ulu Çınardan Genç Fidana Miras”
Resul ATTİLA
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Türkçe Eğitimi ve Sosyal Bilimler Bölümü, MANİSA [email protected]
ÖZET
Bu çalışmanın amacı yerel tarih kültür envanteri çalışmalarının önemine dikkat çekmektir. Zira yerel kültür çalışmaları, Türkiye’de çok eskilere dayanan bir konu başlığı değildir. Günümüzde ulusal, uluslar arası, siyasi ve diplomatik gelişmeler kuşkusuz insanlık tarihinin bir parçasıdır. Ama bizler yaşadığımız kentte en yakınımızda da neler olup bittiğini, kültürel değerlerimizi bilmek, tanımak geçmişte ve yaşadığımız zamanda olan bitenleri bizden sonraki kuşaklara da kalıcı bir yol ve yöntemle aktarmakla sorumluyuz. Çalışma grubu Manisa ili Demirci ilçesinde yaşayan, yaşları 72 ile 97 arasında eğitim düzeyi, okur yazar ve ortaokul düzeyinde 7 kişidir. Araştırmada, görüşme yapılacak kişilerin yaşları, uzun süre Manisa ili Demirci ilçesinde yaşamış olmaları, bu araştırmaya gönüllü olarak katılmak istemeleri, görüşmeye engel herhangi bir sağlık durumlarının olmamalarıdır. Nitel yöntemlerden betimsel analiz yöntemi ile çalışılmıştır. Araştırmada veri toplama için önceden belirlenmiş açık uçlu sorular görüşmeye katılanlara yöneltilmiştir. Veriler araştırmacının kendisi tarafından hazırlanan açık uçlu yarı yapılandırılmış sorular yoluyla toplanmıştır. Görüşmeye katılan kişilerin yaş düzeyleri ve sağlık durumları dikkate alınarak, sorulara cevap vermede kendi özgün düşüncelerini dile getirmelerine ortam sağlanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada yerel kültür çalışmalarında, kent kültür öğelerinin yaşayan canlı örneklerinin yaşadıkları, gördükleri ve sonraki kuşaklara hazır tecrübe olarak aktarmak istedikleri kültürel değerler için bir köprü olmaya çalıştık. Kent kültürünün yaşayan canlı örnekleri her geçen gün aramızdan sessizce ayrılıyorlar. Bu araştırma o sessizliğin kalıcı sesi olmasına küçük bir örnektir.
Anahtar Kelimeler: Yerel Tarih, Kültürel Miras, Gelenek – Görenek, Aile Yaşantısı
A Local Culture Inventory Research Sampe Of Demirci District İn Manisa Province : “Inheritance From Noble Plane To Young Plant”
ABSTRACT
The aim of this research is to raise concern about the importance of local cultural inventory studies. “local cultural studies” is not a topic that is dating back too far times in Turkey.Nowadays national,international,political and diplomatic developments undoubtedly a piece of the humanity history.but we are responsible what learn happens in our closest environment-our town; to learn about what happened in the past and transfer our cultural values in a permanent way and method to next generations.The working group of the study is 7 literate participants aged between 72 and 97 who live in Demirci Distinct of Manisa Province.This people are selected from people who lived for a long time in the city and also who do not have any health problem that could be an obstacle for the research. The mehtod used in this research is “descriptive analysis”which is a “quantative methods” In this research,data collection is made by directing to the participants the semi-instructed;open-ended questions prepared by the researcher himself. And the researcher took care of the participants confort by answering the questions because of their age and health conditions.In this research it is aimed to be a bridge to live personifications of town’s cutural items’ life experiences and the culture they want to transfer to next generations in local cultural studies.As the personifications of town’s cultural background are expiring silently day by day this reasearch is a permenant voice of this silence.
Keywords: Local history, Cultural heritage, customs, family life
Demirci – Köprübaşı Arasında Kalan Borlu ve 2010 Referandumu
Enes HANÇER
Borlu Gazi Ortaokulu, Köprübaşı / MANİSA [email protected]
Borlu, günümüzde Manisa’nın Köprübaşı ilçesine bağlı bir mahalledir. 1958 yılına kadar ise Borlu, şimdiki Demirköprü Barajı’nın olduğu yerde, barajın su tutmasından sonra ise günümüzdeki yerinde hayat sahası bulmuştur. Bu tarihten sonra kurulan Köprübaşı ile Borlu arasında yıllardır süren bir rekabet söz konusudur. 1950’ lerden önce aslında Borlu ve Köprübaşı ayrı birer yerleşim değildir. 1954 – 1960 arasında Gediz nehrinin üzerine yapılan Demirköprü Barajı, Gördes’e bağlı Borlu bucak merkezini sular altında bırakmıştır. Halkın bir bölümü, bucağa bağlı yakındaki Tahtacı köyüne, bir bölümü de şimdiki Köprübaşı ilçe merkezinin olduğu yere taşınmıştır. Bazı Borlulular ise daha farklı yerlere göç etmiştir. Yerleşmede başlayan bu fikir ayrılığı, 1960’lardan günümüze dek sürmüştür. Borlu’nun son 60 yıllık tarihindeki gelişmeler, hem Demirci’yi hem de Köprübaşı’nı doğrudan etkilemiştir. Örneğin Borlu ve çevresindeki nüfusun Demirci’den eksilmesinin, kuşkusuz siyasi ve ekonomik yansımaları olmuştur. Borlu, 5 km yakınındaki Köprübaşı’na bağlanmak yerine yıllarca 45 km. uzaklıktaki Demirci’nin belediyesi olmayı tercih etmiştir. 2010’da halktan gelen talepler ve siyasi nedenlerden dolayı Borlu Belediye Meclisi, Köprübaşı ile birleşme konusunda referandum kararı almıştır. Referandum sürecinde Borlu’ya, Köprübaşı ve Demirci’den heyetler halinde birçok ziyaret olmuştur. Borlulular, bu ziyaretlerde beklentilerini ve çekincelerini dile getirmiştir. 14 Şubat 2010’ da yapılan oylamaya 1480 kişi katılmıştır. Geçerli oyların yaklaşık % 72’ sinin hayır çıkmasıyla Borlu halkı, Köprübaşı ile birleşmeyi reddetmiştir. Referandumun sonuçları, Demirci’de memnuniyetle karşılanmıştır. Yerel Halıkent gazetesi, seçim sonuçlarını “Borlu kazandı.” manşetiyle duyurmuştur. Borlu yıllarca yakınlığa rağmen Köprübaşı’ na mesafeli bakmış olup tercihini Demirci’den yana kullanmıştır. Ancak 2012’de çıkarılan 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu, Borlu’nun kaderini doğrudan etkilemiştir. Bu kanun gereğince 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden itibaren Borlu kasabası ve çevresindeki 11 köy, Demirci’den ayrılarak Köprübaşı’nın mahallesi olmuştur. Tarihsel süreçte birçok kırılma noktası yaşayan Demirci - Köprübaşı - Borlu ilişkileri, günümüzde farklı bir noktaya gelmiştir. Bu noktada, Borlu’nun bütünleşmeden kaynaklı beklentilerinin ve çekincelerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini ise zaman gösterecektir. Bu çalışmamızda aynı köklere dayanan Borlu ve Köprübaşı arasındaki rekabetin tarihsel süreci, nedenleri ile birlikte incelenecektir.
Anahtar kelimeler: Borlu, Demirci, Köprübaşı, Referandum
Borlu Between Demirci - Köprübaşı And 2010 Referendum
Enes HANÇER
Borlu Gazi Middle School, Köprübaşı / MANİSA [email protected]
ABSTRACT Borlu is a place connected to Manisa 's Köprübaşı district today. Until 1958, Borlu was the place where the present Demirköprü Dam was located and after the water reserves of the dam, it was found a place of life in the present place. There have been a competition for years between Köprübaşı and Borlu. Before 1950 Borlu and Köprübaşı were not separate settlements in fact. Between 1954 and 1960, the Demirköprü Dam built on the Gediz river flooded the Borlu subdistrict center connected to Gordes. Some of the people were moved to the nearby Tahtacı village, and some of them were moved to the present Köprübaşı district center. Some Borlularities migrated to different places. This idea of separation that started in the settlement lasted from 1960 to the present day. Borlu 's developments on the last 60 years have directly affected both Demirci and Köprübaşı. For example; Borlu and its surrounding population has undoubtedly been political and economic repercussions of Demirci.
Borlu, about 5 km from Köprübaşı, preferred to be the municipality of Demirci 45 km far from Köprübaşı instead of being connected to Köprübaşı for years. Borlu Municipal Council received a referendum decision with Köprübaşı because of the requests and political reasons in 2010. There have been many visits to the Borlu, Köprübaşı and Demirci delegations in the referendum process. Borlulairans have expressed expectations and reservations on these visits.
1480 people participated in the vote held on 14 February 2010. With negative votes more than 72% , the Borlu people refused to unite with Köprübaşı. The results of the referendum were welcomed by Demirci. Local Halıkent newspaper announced the election results as “Borlu Wins” Despite the closeness to Köprübaşı, Borlu chose to be connected to Demirci. However, the Metropolitan Law No. 6360 issued in 2012 directly affected the fate of Borlu. According to this law, as of 30 March 2014 local elections, Borlu Town and 11 villages around it were separated by Demirci and became Köprübaşı's neighborhood. Demirci - Köprübaşı - Borlu associations, who have experienced many breaking points in the historical process, have come to a different point today. At this point, it will be time to see whether Borlu's anticipated anticipations and drawbacks will be realized. The historical process of the competition between Borlu and Köprübaşı, which are based on the same roots in this study, will be examined together with their reasons.
Key words: Borlu, Demirci, Köprübaşı, Referendum
Kriyojenik İşlemin AISI D2 Halı Kesme Bıçaklarının Takım Ömrü Üzerine Etkisinin Araştırılması
Yusuf ARSLANa, Sadık Alper YILDIZELb, Mehmet EVRENSELc, Hidayet BAYRAKTARa*
(a)Düzce Üniversitesi, Düzce Meslek Yüksekokulu, Makine ve Metal Teknolojileri Bölümü, DÜZCE ([email protected])
(b) Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisi Bölümü, KARAMAN ([email protected])
(c)Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Demirci Meslek Yüksekokulu, Muhasebe ve Vergi Bölümü, MANİSA ([email protected])
*([email protected]) Email of the corresponding author
ÖZETAISI D2 takım çeliği halı kesme bıçakları halı üretiminde yaygın olarak kullanılır. Bu
çeliklerin mekanik özelliklerinin özellikle aşınmalara karşı iyi olması arzu edilir. Son zamanlarda çeşitli çelik bileşenlerinin mekanik tepkisini geliştirmek için kriyojenik işlem gerçekleştirilmektedir. Kriyojenik işlemin D2 takım çeliği üzerindeki etkisinin araştırılması için, D2 takım çeliği numuneleri ve halı kesme bıçaklarına, -145 °C’de kriyojenik işlem yapılmıştır. Aynı D2 malzeme dairesel kesme bıçakları piyasadan standart hazır ürünler olarak tedarik edilmiştir. Çalışma başlangıcında, D2 takım çeliği numuneleri ve bıçakları, geleneksel ısıl işlem ve geleneksel ısıl işlem sonrası -145 ⁰C'de 36 saat kriyojenik işlem olmak üzere iki farklı grupta işlendi. Kriyojenik işlemden kaynaklanan mikroyapıda meydana gelen değişiklikleri belirlemek için SEM, EDX, XRD analizleri yapılmıştır. Kriyojenik işlemden kaynaklanan mekanik özelliklerin değişimini belirlemek için makro ve mikro sertlik, çekme mukavemeti analizleri yapılmıştır. Makrosertlik ölçümleri için Rockwell sertlik test cihazı kullanıldı. Numuneler, test standartlarına göre hazırlanmış ve Hoytom 1003 test makinesi kullanılarak D2 takım çeliği malzemesinin değerlendirilmesi için Rockwell sertlik (HRC) ölçeği kullanılmıştır. Numunelerin mikrosertlik derecesi, DUROLINE-M mikrosertlik test cihazı ile belirlenmiştir. Çekme mukavemeti analizi için önceden yapılmış numuneler test standartlarına göre yapılmıştır. Kriyojenik işlemli ve işlemsiz halı kesme bıçakları, hav yüksekliği 10 ila 13 mm olan akrilik, pamuk ve yün malzeme karışımlı makine halıları üzerinde kesme işlemi yapmıştır. Her bir bıçağın ağırlık kaybı, 1000, 2000, 3000, 4000 ve 5000 m kesim sonunda ölçülmüş, ayrıca bıçakların yanak aşınma görüntüleri optik mikroskop ile elde edilmiştir. Ağırlık kayıpları için, 1x10-3 g hassasiyetli hassas terazi (ELE L 200S Sartorius Laboratory) kullanılmıştır. D2 takım çeliğinin analizleri değerlendirildiğinde, 36 saat derin kriyojenik işlemin tavsiye edilen bir uygulama olduğu ve gerilme mukavemetinde yaklaşık %3,2 artış olduğu sonucuna varılmıştır. Takım çeliğinin makro ve mikro sertlik sonuçlarının, kriyojenik işlem yapılanlarda sırasıyla %1,2 HRC ve %2,7 HRC'lik arttığı görülmüştür. Kriyojenik işlem numunesi, %5'lik bir kalıntı östenit fraksiyonu göstermiştir. Bu durum, işlemsiz numunede gözlemlenen kalıntı östenitin hacimsel olarak %50'sinin pratikte kriyojenik işlem ile martensite dönüştürüldüğü anlamına gelmiştir. D2 takım çeliğine yapılan kriyojenik işlem önemli iyileşmeler göstermiştir. Bu iyileşmeler, karbür partiküllerin düzgün dağılımını arttırmış, kalıcı östeniti azaltmış, sertliği artırmış, çekme mukavemetinde artış sağlamıştır. Kriyojenik işlem halı kesme bıçaklarının ağırlık kayıplarını azalttığını göstermiştir. Ek olarak, kesme yüzey aşınmalarının, işlemden geçirilmemiş bıçaklardan daha az olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, kriyojenik işlemin kullanılması D2 bıçakların ömrünü ve performansını önemli ölçüde iyileştirmiştir. Üstelik çevre dostu bir uygulamadır.
Anahtar Kelimeler: Kriyojenik işlem, AISI D2, Takım ömrü, Halı bıçakları, Sertlik, Mikroyapı, Kalıntı östenit
ABSTRACTCommonly AISI D2 tool steel is used to carpet cutting blades in the carpet produce. It is
desirable that the mechanical properties of these metals are good, especially against wear. Recently cryogenic treatment is performed to improve the mechanical response of various steel components. To investigate the effect of the cryogenic process on D2 tool steel, D2 tool steel samples and carpet cutting blades were cryogenically treated at -145 °C. The same D2 material round cutting blades were supplied as standard ready-made products from the market. At the beginning of study, the D2 tool steel specimens and the blades were treated in two different groups such as referans, conventional heat treatment and cryogenic process at -145 ⁰C for 36h after conventional heat treatment. SEM, EDX, XRD analyses were made in order to determine the changes in the microstructure caused by cryogenic treatment. Macro and micro hardness, tensile strength analyses were made in order to determine the changes in the mechanical properties caused by criyogenic treatment. For the macrohardness measurements, a Rockwell hardness tester was used. The samples were prepared according to the test standards, and the Hoytom 1003 testing machine was used to evaluate the D2 tool steel material on the Rockwell hardness (HRC) scale. The microhardness of the samples was established by the DUROLINE-M microhardness tester. For the tensile strength analysis, the pre-pared samples were aplieded according to the test standards rules. Cryogenic treated and non-treated carpet cutting blades were conducted on acrylic, cotton and wool materials blended machine made carpets which were machine carpet with a pile height of 10 to 13 mm. The weight losses each blade were measured at the end of 1000, 2000, 3000, 4000 and 5000 m cut, also the flank wears of blades were obtained by the optic microscope images. For the weight losses, a precision balance (ELE L 200S Sartorius Laboratory) with a sensitivity of 1×10−3 g was used. It is concluded that analyzes evaluated of the D2 tool steel, it is an advisable application of 36 hr deep cryogenic treatment and aproximately 5% increased in tensile strength. The hardness results show that the cryogenic treatment increased the macro and micro hardness of the tool steel by 1,2% HRC and 2.7% HRC, respectively. The cryogenic treatment sample showed a fraction to %5 of retained austenite. This means that practically the 50% in volume of the retained austenite observed in the untreated sample were transformed into martensite by the cryogenic treatment. Cryogenic treatment of D2 tool steel has shown significant improvement in their properties. This improvement enhanced uniform distribution of carbide particles, reduces retained austenite, increase in hardness, increase in tensile strength. The cryogenic process showed that carpet cutting blades reduced weight losses. In addition, the wear of the cutting surfaces was seen to be less than non-treated blades. Consequently, the use of cryogenic treatment significantly improved D2 blades life and performance. It is also an eco-friendly.
Keywords: Criyogenic treatment, AISI D2, Tool life, Carpet blades, Hardness, Microstructure, Retained austenite
DEMİRCİ HALI SECCADELERİ
Halil İbrahim ERYILMAZBAŞLIK BÜYÜK VE YAZARIN KİŞİSEL BİLGİLERİ YOK !!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Bu çalışmada Demirci halı seccadeleri hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Bunun için Demirci ilçesine bağlı bazı mahallelerde alan incelemesi yapılmış, uzman kişilerle görüşülmüş ve literatür taraması yapılmıştır. Her devirde evlerimizin eşyası olan halı, Türklerin sanat dünyasına bir hediyesidir. Bugün Anadolu’da, Konya, Kayseri, Isparta, Milas, Sındırgı, Uşak, Kula, Gördes, Ezine, Kars bölgeleri, Türk halı sanatının canlanmasına ve yaşatılmasına çalışıldığı bölgelerdendir.
Anadolu’da eski halı örneklerini sürdürmeye çalışan yerlerden biri de Demirci’dir. Coğrafi konum olarak Gördes-Uşak-Kula üçgeni içerisinde kaldığından Demirci’de de halıcılık bilinmektedir. Ancak daha sonra bilinmeyen bir sebeple halıcılık ortadan kalkmıştır. XIX. yüzyılın sonuna doğru Demirci’de halı imalatına tekrar başlanmıştır. Hicri 1300-1301 Yılı Aydın Vilayet Salnamesi’nde, ‘‘(Temurçi Kazasında) Kula ve Gördes kasabalarının imalatına benzeyecek surette halı ve seccade nescine (dokumasına) henüz başlanmıştır. Bu sanatın orada dahi gelişeceği ümit olunur.” şeklinde bir bilgi bulunmaktadır.93 harbi sonrasında halkın ekonomik sıkıntısını gidermek için Demirci’nin bazı ileri gelenleri, Gördes’e gitmişler ve Hacı Hamideyler denen bir aileyi Demirci’ye getirerek Demircililerin, dokuma ve boyacılığı öğrenmelerini sağlamışlardır. XVII. yy.dan itibaren Anadolu’da, Osmanlı saray halılarına dayanan seccadeler çeşitli örnekler halinde bol miktarda dokunmaya başlanmıştır. Seccade, üzerinde namaz kılmak amacıyla dokunan küçük ölçülü, ince dokunmuş halıdır. Genellikle dört metrekareden küçük dokunan halılara da seccade denir. Demirci seccadeleri, XVI. ve XVII. yüzyıldan itibaren Kula ve Gördes seccadelerine benzeyecek şekilde dokunmaya devam etmiştir. Yöre seccadeleri zemin kompozisyonlarına göre, tek mihraplı, çift mihraplı, madalyonlu ve serbest tasarımlı olmak üzere dört gruba ayrılabilir. Seccadelerde mihrap üstündeki alınlığa genellikle yer verilmemiş, mihrabın altındaki tabanlık ise çoğu zaman ince tutulmuş ve stilize bitkisel motiflerle doldurulmuştur.
Yörede dokunan halı seccadeler çoğunlukla tek mihraplıdır ve namazlık olarak kullanılmıştır. Tek mihraplı seccadelerde mihrap tepesinden genellikle bir kandil motifi sarkmaktadır. Kandil motifinin, Kandilli Gördes ve Kandilli Kula halılarıyla etkileşimin bir sonucu olarak Demirci seccadelerinde kullanılması muhtemeldir. Yine yöre seccadelerinde, Kula halılarında (Vazolu Kula) da görülen saksıdan çıkan bir hayat ağacının, mihrap içini doldurduğu da görülür. Bu motiflerin yanında sütunceler de bol miktarda seccadelerde kullanılmıştır. Öyleki kandil, hayat ağacı ve sütunce tek mihraplı seccadelerde vazgeçilmeyen motifler olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Demirci, halı, seccade.
DEMIRCI PRAYER RUGS
Halil Ibrahim ERYILMAZABSTRACT
In this study, it is aimed to give information about Demirci’s prayer rugs. For this reason, a field study was conducted in some districts connected to Demirci district, interviewed with experts and literature survey was conducted.The carpet, which is the property of our homes in the era, is a gift of the Turks to the art world. Today, in Anatolia, Konya, Kayseri, Isparta, Milas, Sındırgı, Uşak, Kula, Gördes, Ezine, Kars regions, are the regions where the art of Turkish carpet is revitalized.Demirci is one of the places in Anatolia that is trying to maintain old carpet samples. As a geographical location, Gördes-Usak-Kula remains within the triangle, so carpentry is also known in Demirci. But later on, for an unknown reason, the carpet was disappeared.XIX. towards the end of the century, the production of carpets in Demirci was resumed. Within 1300-1301 Aydin Province Annual, carpets and prayer rugs (textiles) have just begun to be similar to those of Kula and Gördes towns. There is hope that this art will develop even there. "
In order to get rid of the economic hardship of the people after the 93 War, some of Demirci's elders went to Gördes and they brought a family called Hacı Hamideyler to Demirci and they learned to learn the weaving and dyeing of Demirci’s peoples.From the seventeenth century in Anatolian started to touch the abundant quantities of various examples of the antlers of the Ottoman palace. Prayer is a small, fine woven carpet woven to pray on. It is generally called a prayer circle with a small touch of four square meters.Demirci’s prayer rug, from XVI. and XVII. centuries continued to weave the resemblance of Kula and Gördes. According to the floor compositions of the local quarters, four groups can be divided into, with single mihrap, with double mihrap, medallion and free design. The pediment on the mihrap usually does not take place, but the treadle under the mihrap is often kept thin and filled with stylized plant motifs.
Most of the prayers in the region are with single mihrap and used as prayer rug. In the single mihrap’s rug prayers usually have a candle motif hanging from the top of the mihrap. It is probable that the candle motif is used in the Demirci's rug prayers as a result of interacting with Gordes and Kula carpets. It is also seen that a tree of life coming out of the flowerpot is filling up the mihrap in these prayer rugs, which is seen in Kula carpets. In addition to these motifs, the columns are also used in large quantities. Such that candle, a tree of life and column in the with single mihrap prayer rugs became an indispensable motifs.
Keywords: Demirci, carpet, prayer rug.
SİGORTACILIK SEKTÖRÜNÜN DEMİRCİ İLÇESİNDEKİ TARİHİ GELİŞİMİ ve MEVCUT DURUMU
Yrd.Doç.Dr. Pınar PEHLİVAN, Öğr.Gör. Mazhar DEDE
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Demirci Meslek Yüksekokulu, Bankacılık Sigortacılık Bölümü
[email protected], [email protected]
ÖZET
Bir ekonomide finansal sistemin bankacılık sektöründen sonraki ikinci en önemli aktörü sigorta sektörüdür. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin göstergelerinden biri olan sigortacılık sektörü, ekonomiye fon yaratması ve yön vermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Sigortanın en temel fonksiyonu, karşılaşılabilecek risklerin bertaraf edilmesini sağlamasıdır. Günümüzde çok yoğun rekabet altında çalışan sigortacılık sektörü ülkemizde özellikle 2000’li yıllardan sonra ciddi bir ivme kazanarak önemli ölçüde gelişme göstermiştir, aynı zamanda gelecek yıllarda da gelişme potansiyeli en fazla olan sektörlerden biridir.
Bu çalışmanın amacı, Manisa il merkezine uzak bir konumda bulunması nedeniyle sosyoekonomik açıdan yeterince gelişme gösteremeyen Demirci ilçesindeki sigortacılık faaliyetlerini ortaya koymaktır. İlçede faaliyet gösteren sigorta şirketleri ve bankalar ile yapılan anketler sonucunda edinilen bilgiler derlenmiş, 2016 yılsonuna ilişkin veriler çeşitli göstergeler vasıtasıyla toplu olarak değerlendirilmiş ve Demirci ilçesindeki sigortacılık faaliyetlerinin boyutu gözler önüne serilmiştir. Bu amaçla çalışmada öncelikle Demirci ilçesinde sigortacılık sektörünün tarihi gelişimi ele alınmış, daha sonra da çeşitli göstergeler ile sigorta sektörü ilçe bazında değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimler: Sigortacılık Sektörü, Demirci, Manisa
HISTORICAL DEVELOPMENT AND CURRENT SITUATION OF INSURANCE SECTOR IN DEMIRCI DISTRICT
ABSTRACT
Insurance sector is the second important element of economy after banking sector.Insurance sector – one of the indicators of country’s development level- is important in terms of creating funds and directing them. The most important function of insurance is eliminating risks that may be experienced. Insurance sector that works with great competiton has developed greatly since 2000 and insurance is one of the sectors that has future development potential.
The aim of this study is, indicating insurance activities for Demirci that has not developed socioeconomically sufficiently due to its far geographical location. Questionnaires are applied to insurance companies and banks working in the city and the 2016 year-end data obtained from them are assessed and insurance activities in the city are expressed.In this study, historical development of insurance sector in Demirci is handled primarily and then the sector is assessed by using various indicators.
Key Words: Insurance Sector, Demirci, Manisa
MANİSA İLİ DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK İHRACATININ YILLAR İTİBARİYLE İLÇE EKONOMİSİNE KATKISI VE İHRACAT İŞLEMİ
GERÇEKLEŞTİREN İŞLETMELERİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLARIN ANALİZİ
Mazhar DEDE, Güldeniz KARADAĞ, Deniz KARADAĞ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu
[email protected], [email protected], [email protected]
ÖZET
Halıcılık yüzyıllardır Demirci’de çeşitli üretim teknikleri kullanılarak markalaşmış bir meslektir. Koyun yününün kırkılıp yıkanması ve boyanması suretiyle çeşitli el aletleriyle bükülüp, örnek desenler çizilerek dokunan bir sanat eseridir. Demirci ilçesi tarihi boyunca el halıcılığı ile anılmış; Halıkent ünvanını kazanmıştır. Günün gelişen koşulları dâhilinde el halıcılığı yerini makineleşmeye bırakmıştır. İlçenin bazı bölgelerinde el halısı dokumacılığı hala muhteşem desen ve dokusuyla devam ederek el halısı üretim sanatı nesilden nesile aktarılmaktadır. Halıcılık ilçenin başlıca geçim kaynağı olması, kalite bakımından en üst seviye ürünler ortaya çıkmasını sağlamıştır. Demirci ilçesinin halıcılık geçmişi ve üretilen kaliteli ürünler, dünyada Demirci halısını aranan bir marka konumuna dönüştürmüştür. Yurtiçi ve Yurtdışı yüzlerce cami, otel ve yurt referansları bulunduran Demirci halıcılığı, ilçenin ekonomik gelişimi ve tanıtımına katkı sağlamaktadır. Artan rekabet piyasası, halıcılığın dünya pazarına açılmasını sağlamış ve başarılı girişimlerle yurtdışı şubeleşme yoluyla yıllarca ilerleme kaydetmiştir.
Bu çalışmada yapılan yurtdışı halıcılık ihracatı işlemlerinin yıllar itibariyle ilçe ekonomisine katkısı ve ihracat seyri analiz edilmiş, çalışma kapsamında Demirci Ticaret ve Sanayi Odası ile Ege İhracatçı Birliklerinden temin edilen veriler kullanılmıştır. Ayrıca halıcılık sektöründe faaliyet gösteren ve ihracat yapan firmalarla mülakatlar yapılmıştır. Sonuç olarak Demirci’nin halı ihracat potansiyeline sahip bir ilçe olduğu; ancak imar alanı yetersizliği, ulaşım, kurumsal altyapının geliştirilememesi gibi sorunlar tespit edilmiş ve bunlara çözüm önerileri getirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Halıcılık, İhracat
İNGİLİZCE BAŞLIK İLE YAZAR BİLGİLERİ YOK !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ABSTRACT
Carpeting has been branded in Demirci for centuries by using various production tecniques. Sheep’s wool is clipped, washed, dyed, curled and carpeted vis-a-vis sample designs. Demirci district is known with hand made carpets thus known as Halıkent. Nowadays handmade carpeting gives place to mass production. In some regions of Demirci hand made carpeting is still in progress with its magnificent design and passes down from generation to generation. Carpeting is the main source of income thus the quality of the products are high quality. Carpeting background of Demirci and high quality production make Demirci carpets requested brands wordwide. Demirci carpeting has numerous national and international mosque, hotel and dormitory references therefore contributes to city’s financial development and publicity. Increasing competition provides integration to World market and develops by opening new offices.
In this study, the contribution and process of carpet export is analysed vis-a-vis Demirci Chamber of Commerce and Industry and Aegean Exporters’ Association. Furthermore, interviews with the exporter firms are done. As a conclusion, it is determined that Demirci has the potential of carpet export but there are some problems such as,transportation and insufficient corporate infrastructure and solution alternatives are offered.
Key Words: Demirci , Carpet , Export
MANİSA İLİNİN YEREL KALKINMASI AÇISINDAN BANKACILIK FAALİYETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Yrd.Doç.Dr. Pınar PEHLİVAN
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu Bankacılık Sigortacılık Bölümü
ÖZET
Küreselleşmenin hız kazanması sonucunda günümüz ekonomik hayatının karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlarından biri, ekonomilerde görülen bölgesel gelişmişlik farklılıklarıdır. Son dönemlerde bölgesel gelişmişlik farklılıklarının giderilmesinde sadece devlet kaynaklarından yararlanma düşüncesi bir kenara bırakılarak, bölgelerin kendi sahip oldukları kaynaklardan da yararlanma fikri ön plana çıkmıştır. Böylece sahip olunan yerel kaynakların ve potansiyelin değerlendirilmesine dayalı bölgesel kalkınma yaklaşımı ülkemizde ve tüm dünyada ağırlık kazanmıştır.
Bölge dinamiklerinin harekete geçirilmesinde şüphesiz en önemli fonksiyonu finansal sistem ve bu sistemin temel unsuru olan bankacılık sektörü üstlenmektedir. Bankalar, ekonomideki fon fazlalarını ve tasarrufları toplayarak bunların yatırıma dönüşmesine ve dolayısıyla büyüme ve kalkınma için gerekli olan kaynağa ulaşılmasına olanak yaratmaktadır. Böylece yerel kaynakların, ekonominin ihtiyaçları doğrultusunda kalkınma amacıyla kullanılmasına da katkı sağlanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Manisa ilindeki bankacılık faaliyetlerinin çeşitliliğini ve büyüklüğünü ve yerel kalkınmaya ne şekilde etki ettiğini 2016 yılsonu verileri ile ortaya koymaktır.
Anahtar Kelimeler: Yerel Kalkınma, Bankacılık Sektörü, Manisa
ASSESSMENT OF BANKING ACTIVITIES OF MANİSA IN TERMS OF LOCAL DEVELOPMENT
ABSTRACT
One of the most important problems of financial life is regional development differences due to fast globalization. Exploitation of state sources has been left aside recently and using local sources is fore in order to eliminate regional development differences. Thus, local development concept based on assessing local sources and potential has gained importance both in our country and the World.
Doubtlessly, financial system and the main element of the system banking sector undertake the most important function to activate these local dynamics. Banks enable to reach the sources needed for development by collecting fund surplus and savings. Thus they contribute usage of local sources for ceonomical development.
The aim of this study is,indicating variety and greatness of banking activities and how they effect local development of Manisa by expressing 2016 year-end data.
Key Words: Local Development, Banking Sector, Manisa,
Demirci Yöresi Türkülerinden Hasip Zeybek Türküsü
Öğr. Gör. Şükran OĞUZ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, MANİSA
ÖZET
Türk milletinin sözlü kültür geleneğinde önemli bir yer tutan türküler, Türk halk kültürünün en eski dönemlerden günümüze gelinceye kadar milletimizin tarihsel seyirdeki yaşam serüveniyle özdeşleşmiştir. Türkülerimizin konusu incelendiğinde insanımızın her türlü sevinç, kaygı, ümit, üzüntü, sıkıntı, doğayla mücadelesi, iç ve dış düşmanla olan mücadeleleri, ayrılık, mutluluk, kavuşma, gurbet, sevda vb. olduğu görülmektedir. Kısaca türkü “Türk” demektir. Türkülerimiz bizi anlatır, bizi biz yapan her türden duygu, durum, düşünce, nesne, olay, olgu türkülerde yerini almıştır. Sözlü kültür ortamının en yaygın türü olan türküler kültürel bellek aktarım aracı olarak ayrı bir öneme ve değere sahiptir.
Bu çalışmamızda tarihte yaşanmış gerçek bir olay ve gerçek bir şahsı konu alan, Demirci yöresi türkülerinden Hasip Zeybek Türküsü, toplumsal ve kültürel bağlamda ele alınıp değerlendirilecektir. Hasip Zeybek Türküsü, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Demirci yöresinde eşkıyalık yapan Hasip Zeybek’in öldürülmesini konu almaktadır. Hasip Zeybek Türküsü kültürel bellekte sözlü olarak yaratılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Çalışma metin merkezli, betimsel bir çalışmadır. Hasip Zeybek etrafında oluşan anlatmalar, yaşam öyküsü, türkünün ortaya çıkışı ve hikâyesi ayrıntılı olarak incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Zeybek, Türkü, Kültürel Bellek, Hasip Zeybek Türküsü
The Hasip Zeibek Folk Song from the Folk Songs of Demirci Region
ABSTRACT
Folk Songs, who holds an important place in the oral cultural tradition of the Turkish nation, has become identified with the historical adventure of our nationality until the day when the Turkish popular culture is sung from the earliest times. When we discuss the subject of our Turks, we can see that our human being has all kinds of joys, anxieties, hopes, sorrows, difficulties, conflicts with nature, conflicts with internal and external enemies, separation, happiness, reunion etc. In short, the folk song means “the Turkish”. Our Folk Songs tell us, all kinds of emotions, situations, thoughts, objects, events, facts that made us take place in Folk Songs. Folk Songs, the most common type of oral cultural environment, has a separate prescription and value as a cultural memory transfer tool.
The Hasip Zeibek Folk Song which has a real subject and a real personality in history and one of the folk songs of Demirci region will be considered and evaluated in a social and cultural context. The Hasip Zeibek Folk Song is about the murder of Hasip Zeibek, who was a bandit in Demirci district and region during the First World War. The Hasip Zeibek Folk Song was created verbally in cultural memory and reached to daylight. The study is a text-centred, descriptive study. The narratives, the story of life, the emergence and story of Turkish around Hasip Zeibek will be examined in detail.
Key Words: Demirci, Zeibek, Folk Song, Cultural Memory, the Hasip Zeibek Folk Song
Tarihimiz, Kültürümüz ve Demirci
Kadir ADAMAZManisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Demirci/Manisa
ÖZET
Demirci bölgesinde yerleşim, eski çağlara kadar uzanmaktadır. Saruhanoğulları ile Türk yönetimine giren Demirci ve çevresinde Türk egemenliği günümüzde de devam etmektedir. Bir bölgenin kontrolünü elinde tutanların değişmesi o yörenin kültürel kimliğini kaybettiği ve yeni sahiplerinin kültürel kimliğini kazandığı anlamına gelmez. Bunun için hâkim olan gücün kendi kültürel özelliklerini bu bölgede egemen kılması gerekmektedir. Türkler, Demirci ve çevresine hâkim olduktan sonra bunu gerçekleştirmiş, burayı Türk kültürüne ait eserlerle donatmışlardır. Yakın döneme kadar da bu durum devam etmiş, bu eserlerin önemli bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir. Ancak yapmış olduğumuz incelemelerde Demirci ve çevresindeki Türk Kültürüne ait eserlerin hızla yok olmaya başladığı ve her geçen gün bu sürecin hızlandığı ve neredeyse yok olma noktasına geldiği tarafımızca üzülerek gözlemlenmektedir. Biz bu çalışmamızda Demirci ve çevresinin kaybolan veya kaybolmaya yüz tutmuş kültürel varlıklarının tespitini yaparak, günümüzde gelinen noktayı ve bundan sonra neler yapılabileceği hususundaki düşüncelerimizi ortaya koymaya çalıştık. Bu konuda kaybolan kültürel varlıklarımızı geri getirmenin mümkün olmadığı; ancak kalanlara sahip çıkma konusunda adımlar atılmasının da önemli olduğu kanaatindeyiz. Bu amaçla yaptığımız tespitler yanında önerilerimizi de bu çalışmada sunmaktayız.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Kültür, Saruhanoğulları, Osmanlı, Tarihi Eser
Our History, Culture and Demirci
ABSTRACT
Settlement in Demirci region goes back to ancient times. Turkish domination in Demirci and its vicinity which came under Turkish rule with Saruhanoğulları still continues. When the rulers of a region change, it does not mean that the region has to lose its cultural identity and adopt the cultural identity of new rulers. Predominant power should make their cultural characteristics dominant in this region to achieve this. Turks achieved this after having dominant in and around Demirci and provided here with artistic works belonging to Turkish culture. This trend has sustained until recently and a good part of these works could survive until today. However in our analysis, it is unfortunately observed that works in Demirci belonging to Turkish culture are rapidly being destroyed and the process is gaining speed everyday and come to the point of total disappearance. In this study we have determined cultural assets which have disappeared or about to disappear in Demirci and its vicinity and put forward the current status and present ideas about measures to be taken after this point. We consider that it is not possible to bring back the lost cultural assets yet it is important to take steps about preserving those we have in hand. For this aim we provide our suggestions apart from our observations.
Keywords: Demirci, Culture, Saruhanoğulları, Ottoman, Historical Artifacts
Demirci Veli Kültü
Öğr. Gör. Şükran OĞUZ, Öğr. Gör. Dr. İsmail OĞUZ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, MANİSA
[email protected], [email protected]
ÖZET
İslam dinini kabul eden Türkler, Türk kültürünün özelliklerini İslam kültür ve medeniyetine taşıdılar. Türk halk kültüründe atalar kültünün varlığı bilinmektedir. Atalar kültü ataların ruhlarına saygı göstermeyi temel almaktadır. Bu anlayış İslam kültür ve medeniyet dairesindeki veli kültünde de görülmektedir. Veli, Allah dostudur. Veli kişi, Allah’ın himayesindedir ve O’nun ilgi ve sevgisine mazhar olmuştur. Tasavvuf düşüncesine göre Allah, velileri kötülüklerden korur ve onların bütün dualarını kabul eder. Ayrıca onlara diğer insanlarda bulunmayan olağanüstü güç ve özellikler verir, keramet bağışlar.
Çalışmamıza konu olan Veli kültü, kısaca, fevkalâde kuvvet ve kudretlerle mücehhez olup Allah’a yakın kabul edilen bir şahsiyetin herhangi bir konuda -sağ veya ölü iken- yardımının dokunacağına inanılması ve bunu temin için belli yollara başvurulması, şeklinde tarif edilmektedir. Halk tarafından Allah dostu olarak bilinen şahsiyetler öldükten sonra veli, ermiş, dede, baba, efendi, evliya gibi adlarla anılmakta ve mezarları ziyaret edilmektedir. Velilerin mezarları ziyaret edilirken bazı uygulamaların yapıldığı da görülmektedir. Bu uygulamalarda dinî ve folklorik unsurlar dikkat çekmektedir.
Evliyalar ocağı, erenler yurdu Anadolu’nun her yöresinde olduğu gibi Demirci’de de pek çok veli ve ziyaret yeri bulunmaktadır. Çalışmanın amacı Demirci ilçe merkezindeki velileri tanıtmak, veli kültünü oluşturan uygulama ve anlatmaları tespit etmek ve değerlendirmektir. Bu amaçla Demirci ilçe merkezindeki (günümüze ulaşabilen veya ulaşamayan) veli mezarları tespit edilerek; arşiv çalışması, araştırma-inceleme, saha araştırması, görüşme (mülakat), röportaj, sözlü tarih çalışması yöntemleri kullanılarak incelenecektir. Elde edile bulgular velilerin kimlikleri, mezarlarının ziyaret nedenleri, veliler ile ilgili anlatmalar ve uygulamalar açısından değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Veli, Veli Kültü, Demirci, Tasavvuf
ABSTRACT
Demirci Saint Culture
The Turks, who accepted the Islamic religion, carried the characteristics of Turkish culture to Islamic culture and civilization. Ancestry cult is known in Turkish folk culture. Ancestry cult is based on respect for the souls of ancestry. This understanding is also seen in the cult of saint of Islamic culture and civilization. Saint is friend of Allah. Saint is under the protection of Allah and has been the source of his love and affection of Allah. According to Sufi thought, Allah protects saint from evil and accepts their entire duality. It also gives them extraordinary strengths and qualities that are not found in other people, donations of miracles.
Saint Culture which is the subject of our study is described as the belief that a person who is equipped with extraordinary powers and powers and who is considered to be close to Allah will be helpful in any matter (alive or dead) and that certain means are taken to ensure this. The personalities known as the friends of Allah by the people, after death, they are called with names such as saint (veli), ermiş, dede, baba, efendi, evliya and the graves of the saints are visited. It is also seen that some applications have been made while visiting the graves of the saints. Religious and folkloric elements attract attention in these practices.
There are many saints and sanctuary in Demirci as well as being in every area of Anatolia, country of saint. The aim of the study is to introduce the saints of the district centre of Demirci, to identify and evaluate the practices and narratives that constitute the parental culture. For this purpose, the tombs of Parents in the district centre of Demirci (reaching or not reaching to the day) were determined; Archival studies, research and investigation, field research, interviews, interviews, oral history studies. The identities of the founders will be evaluated in terms of the reasons for visiting the tombs, the descriptions and practices related to the saints.
Key Words: Saint, Saint Culture, Demirci, Mysticism
Demirci Ağzının Dîvânu Lugâti't-Türk’teki Örnekleri
Yrd. Doç. Dr. Cihan ÇAKMAK
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler ve Türkçe Eğitimi Bölümü, MANİSA
ÖZETKarahanlı döneminin en önemli eserlerinden biri olan Dîvânu Lugâti't-Türk 1074-1077 yılları
arasında Kâşgarlı Mahmud tarafından yazılmıştır. Kâşgarlı Mahmud bu eserle Türk dilinin ilk sözlüğünü ve dilbilgisi kurallarını ortaya koymuştur. İçerdiği zengin söz varlığıyla yazıldığı döneme ve Türkçeye dair geniş bilgiler sunmaktadır. Bu özelliğiyle Dîvânu Lugâti't-Türk’te, Türk töre ve geleneklerine, Türk şiirine, atasözlerine, Türk felsefesi ve dünya görüşüne, spordan yemek adlarına kadar Türklüğe ait günlük hayatta akla gelebilecek hemen her konuda bilgiler ve Türk lehçelerine ait geniş bir söz varlığı mevcuttur.
Dîvânu Lugâti't-Türk, içerdiği söz varlığı ile bugüne kadar çok sayıda çalışmaya konu olmuştur. Türk Dili tarihinin bu eşsiz hazinesi ihtiva ettiği zengin malzemeyle hala incelenmeye ve araştırılmaya gereksinim duymaktadır. Bu çalışmada ilk olarak Demirci ağzında kullanılan ve Derleme Sözlüğü’nde madde başı olarak yer alan kelimeler ile Dîvânu Lugâti't-Türk’te yer alan karşılıkları mukayeseli olarak tespit edilmiş ve bu sayede Demirci ağzının arkaikliği ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Dîvânu Lugâti't-Türk, Demirci ağzı, söz varlığı, arkaik kelimeler.
ABSTRACT
Dîvânu Lugâti't-Türk, one of the most important pieces of Karakhanid period, was written by Kâşgarlı Mahmud between 1074 and 1077 years. Kâşgarlı Mahmud produced the first dictionary and grammar rules of Turkish language. It presents wide knowledge about its age and Turkish with included rich vocabulary. With this characteristic, information on Turkish morals and traditions, Turkish poetry, proverbs, Turkish philosophy and worldview, information about nearly every imaginable subject in daily life from sports to food names and wide vocabulary of Turkic dialects are available in Dîvânu Lugâti't-Türk.
Dîvânu Lugâti't-Türk has been the subject of various studies for the vocabulary it contains. This unique source of Turkish Language history needs to be investigated and searched with the rich material it contains. In this study, firstly the words used in Demirci’s regional accent and appearing as entry in Assembly Dictionary have been determined comparatively with their equivalents in Dîvânu Lugâti't-Türk and archaic aspect of Demirci’s regional accent is tried to be introduced.
Keywords: Dîvânu Lugâti't-Türk, Regional accent of Demirci, vocabulary, archaic words.
Salihli, Köprübaşı Arası Yol Güzergah İyileştirme Çalışmaları
Osman Salih Yılmaz1, Ramazan Güngör2, Fatih Kadı3
1MCBÜ, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, Mim. ve Şehir Planlama.Bölümü, Demirci, Manisa
[email protected]Ü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, Mim. ve Şehir
Planlama.Bölümü, Demirci, [email protected]
3Arş.Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Harita Mühendisliği Bölümü, Merkez, Trabzon
Bu çalışmada Manisa ili Salihli, Köprübaşı ve Demrici ilçeleri arasındaki karayolu güzergâhının yeniden revize edilmesi, güzergâhta geometri ve üstyapıya yönelik iyileştirme çalışmaları ile eski güzergâha göre daha konforlu ve daha kısa güzergâh elde ederek Salihli ile Demirci arasındaki seyahat süresini kısaltıp bölgenin kalkınması ve ekonomisi açısından daha verimli hale gelmesini hedeflemektir. Bu amaca yönelik olarak bölgenin 1/ 25 000 ölçekli topografik haritalardan ve uydu görüntülerinden faydalanılmış, Yazılım olarak ise NetCad 7.6, ArcGis 10.2 ve Autocad 2017 yazılımları kullanılmıştır. Eski güzergah tespit edilmiş ve yeniden güzergah geçirilerek boykesit (profil), çalışmaları kırmızı kot çalışmaları ve enkesit çalışmaları yapılarak farklı alternatif güzergahlar ile karşılaştırılıp en uygun güzergah belirlenmiştir. Belirlenen güzergâha göre proje maliyeti ve müteahhitlik maliyetleri hesaplanmıştır.
Anahtar kelimeler: Güzergâh, Boykesit (Profil), Enkesit, Topografik Harita
ABSTRACT
In this study, revising the highway route from Demirci to Salihli, making improvements about route’s geometry and superstructure, obtaining more comfortable and shorter route thus shortening the travel time and contributing to region’s economy, are aimed. In accordance with this purpose, 1/ 25000 scale Standard scale topographic maps and satellite data are used. As for software, NetCad 7.6, ArcGis 10,2 and Autocad 2017 are used. Old route is determined and alternative ones are organized by using profile, grade elevation and cross section works. Then, alternative routes are compared and most suitable one is determined. Furthermore, construction and Project costs are calculated vis-a-vis the determined route.
Key words : Route, profile, Cross section, Topographic map
Taşınmaz Mal Değer Tespitine Yönelik Bir Araştırma: Demirci İlçesi Örneği
Ramazan GÜNGÖR1, Osman Salih YILMAZ2
MCBÜ, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu, Mim. ve Şehir Planlama.Bölümü, MANİSA [email protected]
ÖZET
Ülkemizde her geçen gün taşınmaz (Gayrimenkul) tabanlı projeler ve çalışmalar yoğunlaşmakta, özellikle kentsel alanların düzenli ve sistematik bir başlıkta geliştirilmesi ve mekâna bağlanması işlemi sürdürülebilirlik açısından önem arz etmektedir. Bu bağlamda taşınmaz sektörünün olmazsa olmazlarından olan “Taşınmaz Değerleme veya Geliştirme Stratejileri” gelişen ve değişen teknolojik durum ışığında kesin sonuçlara tam anlamıyla ulaşılamamasına rağmen yapılan istatistiksel çalışmalarda sonuçların daha stabil durumda olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumun gerekliliği, özellikle yapılan uygulamalarda ne denli önemli olduğu yadsınmaz bir gerçektir. Özellikle taşınmaz piyasasını yakından ilgilendiren emlak alım-satım değerlerinin karşılaştırılması ve aralarındaki tutarsızlıklar, taşınmaz rehin içeren banka uygulamaları, arazi ve arsa düzenlemelerinde (arazi toplulaştırılması ve 18. Madde uygulamaları) taşınmaz üzerinden elde edilebilcek haksız kazanç ve rantın önüne geçmek ve mağduriyeti minimize etmek amaçlı taşınmaz malların değerlerinin (TL/m 2) yakından incelenmesi ve yakın sonuçlarla tespit edilmesi gerekmektedir. Manisa ili Demirci ilçesi Fatih Mahallesi bazlı yapılan bu araştırma kapsamında mevcut zeminde bulunan taşınmazların değerleri rayiç bedelleri üzerinden hesaplanmıştır. Hesaplama işleminde taşınmaz değerleme çalışmalarından istatistiksel yöntemlerden biri olarak görülen “Nominal Değerleme Yöntemi” kullanılmış; hesaplanan faktör değerleri ile birlikte elde edilen katsayıyı kullanan yöntem değerlendirilmiştir. Ayrıca mevcut durum analizi, altlık haritaların üretilmesi ve ilişkilentirilmesi safhasında Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Taşınmaz Değerleme, Nominal Yöntem, Coğrafi Bilgi Sistemleri(CBS).
ABSTRACT
Real estate based projects gradually intensify in our country and designing urban areas properly and systematically have great importance in terms of sustainability. “ Land valuation and Development Strategies” , a must for the sector , effect positively with developing and changing technology but haven’t reached exact results yet. The necessity of this situation is clearly seen especially in application. The value of real estates should be scrutinized and determined in order to prevent unfair earnings and minimize unjust treatment. Also, comparing commercial values of land and inconsistencies between them and bank applications involving deposits should be examined. In this study, values of real estates in Manisa, Demirci, Fatih street are calculated by considering current market value. While calculating , one of the statistical methods “ Nominal Valuation Method” is used. Furthermore, geographic information systems are used in the phase of current situation analyse, producing and relating sub- maps.
Keywords: Land valuation, Nominal Method, Geographic Information Systems (GIS).
Coğrafyada Değişen Yaklaşımlar Açısından Humanistik Coğrafya
Yasin KOÇ, Bekir DERİNÖZAdres: Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, B Blok, Kat:4, Çağış
Kampüsü, 10145, Altıeylül / BALIKESİRE-Posta: [email protected], [email protected]
ÖZET1950’li yıllardan sonra sosyal bilimlerde pek çok yaklaşım ortaya çıkmıştır. Coğrafya bilimi
de insan-çevre ilişkisine bu bağlamda yeni yaklaşımlar getirmiştir. Bunlardan en fazla dikkat çekenlerden biri pozitivizme tepki olarak ortaya çıkan humanistik coğrafyadır. Humanistik çalışmaların sayısı Türkiye’de son derece azdır. Bu nedenle bu çalışma literatürdeki boşluğu doldurması açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı coğrafya biliminde değişen yaklaşımlar içerisinde humanistik coğrafyanın temel savlarını, bunların dayanaklarını, kuramsal olarak coğrafya ve daha genel olarak sosyal bilimlerde neye karşılık geldiğini ortaya koymaktır. Bu amaçla çalışmada araştırma yöntemi olarak literatür taraması ve doküman incelemesi yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan veri kaynakları humanistik coğrafyayla ilgili kitap, makale ve bildirilerden oluşmaktadır. Çalışmada elde edilen bulgular özellikle pozitivist yaklaşımların insanı duygulardan arındıran, adeta bir nesne haline dönüştüren yaklaşımlarına karşı, humanistik yaklaşımların yer kavramının kişisel tecrübelerle ilişkisine ve yerin insan için anlamına odaklanmış olduğunu göstermektedir. Çalışmanın sonucu göstermektedir ki, humanistik coğrafya yaklaşımı pozitivist, feminist ve Marksist yaklaşımların aksine, insanı duygularıyla birlikte ele alan, kesin ve net bir epistemolojisi olmayan etkili bir yöntemdir. Humanistik coğrafyaya farklı ve etkili bir yöntem olma özelliğini kazandıran bu niteliğinin temelinde özellikle yer ve mekân arasındaki ayrımlar konusunda yaptığı açıklamalar yatmaktadır. Humanistik coğrafya yer ve yersizlik gibi kültürel öğelere getirdiği açıklamalar ile insan ve çevre arasındaki ilişkilere yeni bir boyut kazandırmış, bu tür çalışmalarda yöntem olarak temelde fenomonolojik yaklaşımın benimsendiği görülmüştür. Humanistik coğrafyanın verileri nesnel olan öğeler değil, çevreyi şekillendiren aktörler, insan duyguları ve algı biçimleridir. Bu yaklaşım özellikle doğa koruma, göç ve küreselleşme gibi günümüz modern toplumunun mekânla olan ilişkilerinde yaşadığı etkili sorunlara açıklayıcı çözüm önerileri sunmasının yanı sıra, mevcut durumun sağlıklı bir şekilde analiz edilmesi noktasında da önemli katkılar sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Humanistik Coğrafya, Mekân, Coğrafyada Yaklaşımlar
Humanistic Geography in Terms of Changing Approachesin Geography
Yasin KOÇ, Bekir DERİNÖZAddress: Balikesir University, Science and Art Faculty, Geography Depatment, B Block, Floor:4,
Cagis Campus, 10145, Altieylul / BALIKESIRE-Mail: [email protected], [email protected]
ABSTRACTAfter 1950s many approaches emerged in social sciences. Geography has brought new
approaches to human-environment relations in this context. One of the most remarkable of these is the humanistic geography that emerged as a reaction to positivism. The number of humanistic studies is very small in Turkey. For this reason, this study is important to fill the gap in the literature. The aim of this study is to reveal the basic arguments of humanistic geography in their changing approaches in geography, their underlying theories, the theoretical geography and, more generally, what they correspond to in social sciences. For this purpose, literature search and document examination methods were used as research methods in the study. The data sources used in the study consist of books, articles and notifications related to humanistic geography. Findings in the work show that humanistic approaches focus on the personal experience of the concept of place and on the meaning of the place for the person, especially against the approaches positivist approaches purify from human emotions and turn human into an object. The end result of the study is that the humanistic geography approach is an effective method that does not have a definite and clear epistemology that treats human with emotions, unlike positivist, feminist and Marxist approaches. On the basis of this qualification, which gives the humanistic geography the ability to be a different and effective method, lies especially the explanations made about the distinctions between space and space. Humanistic geography has brought a new dimension to the relationship between human and environment through the explanations it brings to cultural items such as location and dishonesty, and it has been seen that in these kinds of studies, the method is basically adopting the phenomenological approach. The giving of humanistic geography is not the objective items but the actors that shape the environment, human emotions and forms of perception. This approach not only offers suggestive solutions to the current problems of contemporary modern society such as nature conservation, migration and globalization, but also presents important contributions to the analysis of the current situation in a healthy way.
Keywords: Humanistic Geography, Space, Approaches in Geography
Büyük Menderes Havzası’nın Batısında Günlük Yağış Şiddetleri ve Sıklıkları
Yıldırım KIVANÇ
Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü Buca-İZMİR
ÖZET
Bu çalışmayla Büyük Menderes Havzası’nın batısındaki sahanın yağış özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bunun için Aydın, Didim, Germencik, Koçarlı, Söke ve Kuşadası meteoroloji istasyonlarının 1975-2016 dönemine ait mevcut olan günlük yağış verileri kullanılmıştır. Şiddetleri itibariyle yağışlar; normal yağışlar, az şiddetli sağanak yağışlar, orta şiddetli sağanak yağışlar ve şiddetli sağanak yağışlar olarak sınıflara ayrılmıştır. Her bir yağış sınıfının yağış miktarı, yağışlı gün sayısı ve tekrarlanma süresi hesaplanmıştır.
Akdeniz iklim koşullarının egemen olduğu çalışma sahasında yağışlar ağırlıklı olarak kış aylarında oluşmaktadır. Cephe faaliyetlerinin fazla olduğu bu mevsimde ortalama yağışlı gün sayısı 30 gündür. Yağışlı gün sayısı yağış olasılığı olarak değerlendirildiğinde kışın her üç günde bir yağışın oluşma olasılığı bulunmaktadır. Ortalama olarak aralık ayının 11.4 günü, ocak ayının 9.1 günü, şubatın ise 9.3 günü yağışlı geçmektedir. İlkbahar mevsiminde ortalama yağışlı gün sayısı 19.1 gün, sonbaharda ise 13.3 gündür. Başka bir deyişle ilkbahar mevsiminde yaklaşık olarak her beş günde bir, sonbaharda ise 7 günde bir yağışın meydana gelme ihtimali bulunmaktadır. Yaz mevsimi ise kurak geçmektedir
Yağışlı gün sayısı kadar yağışın şiddeti de önem taşımaktadır. Atmosferik aktivitenin yüksek olduğu kış aylarında, cephe faaliyetlerine bağlı olarak yağış miktarında ve şiddetinde artışlar meydana gelmektedir. Dağların uzanış doğrultusu da yağış miktarı ve şiddeti üzerinde etkili olmaktadır. Örneğin çalışma sahasına güneybatı yönünde sokulan nemli hava kütleleri, Dilek Yarımadası dağları tarafından alıkonulmakta, dolayısıyla bu dağların güneye bakan yamaçları fazla yağış almaktadır. Nitekim sağanak karakterdeki yağışların en fazla olduğu istasyonun Söke olması bu durumu kanıtlamaktadır. Çalışma sahası geneline düşen toplam yağışın % 62.9’unu normal yağışlar, % 37.1’ini sağanak karakterdeki yağışlar oluşturmaktadır. Kıyıdan iç kesimlerine doğru gidildikçe yağışın şiddeti azalmaktadır. Yani normal ve düşük şiddetteki yağışların yıllık toplam yağış içindeki payı artmaktadır.
Sonuç olarak çalışma sahasında yağışlar yılın belli bir döneminde toplanmış olmasından dolayı yağışlı gün sayısı azdır. Denizel etkilere açık olma ve denize yakınlık durumu ile orografik koşullar, yağışın miktarı ve şiddeti üzerinde etkilidir. Kıyıdan iç kesimlere doğru gidildikçe yağış şiddeti azalmaktadır. Kış aylarında cephe faaliyetleri, yağışın miktarı ve şiddetini arttırmaktadır. Yaz mevsimi kurak geçmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yağışlı gün sayısı, yağış şiddeti, hava kütlesi, normal yağış, az şiddetli sağanak yağış, orta şiddetli sağanak yağış, şiddetli sağanak yağış.
Daily Precipitation Intensity And Density In The West Of Büyük Menderes Basin.
ABSTRACT
Through this work, İt’s aimed to determine the precipitation features in the area in the west of Büyük Menderes Basin. Fort his purpose, present daily precipitation data of 1975-2016 period from the meteorology stations in Aydın, Didim, Germencik, Koçarlı, Söke and Kuşadası have been used. İn terms of their density, precipitation has been classified as normal, non-intense, medium intense and intense. The amount, number of days with precipitation and period of repetition of each precipitation class have been regarded.
In the research area where Mediterranean climate conditions are dominant, precipitation is heavily formed in winter months. During this season when the front activities are the densest, the average time of the rain is 30. When the number of days with precipitation is regarded as probability of precipitation, there’s a probability that one in every there days is precipitation. In average, 11.4 days in december, 9.1 days in january and 9.3 days in february are precipitation. The average number of precipitation days in spring is 19.1 and the average number of precipitation days in autumn is 13.3. İn the other words it is probable that nearly 1 in 5 days in spring and 1 in 7 days in autumn is precipitation. Summers are dry.
The density of precipitation is as important as the number of days with precipitation. In winter months when atmospheric activity is high, there is an increase in both the amount and the density of precipitation due to front activities. Also, there is an effect of the direction of mountains on the amount and the density of precipitation. For example, the humid mass of air coming to the research area from the direction of South-west is blocked by the mountains of Dilek Peninsula, so the South sides of these mountains get much more precipitation. As a matter of fact, the fact that the station where precipitation of heavy character one seen is Söke, proves this situation. 62.9 % of the total precipitation falling on the research area is normal precipitation and 37.1 % is rainstorm character precipitation. The density of precipitation decreases in the iner parts of the region. That is, the rate of normal and low precipitation in yearly total rain increases.
As a result, because precipitation is mostly seen in a specific period of the year in the research area, the number of precipitation days in low. Being open to marine effects, being close to the sea and orographic conditions have effect on the amount and the density of precipitation. The density of rain in the inner parts is lower than the density of precipitation on the coastal parts. Frontal activities increase the amount and the density of precipitation in winter months Summers are dry.
Key Words: The number of precipitation days, the density of precipitation, air mass, normal precipitations, non-intense rainstorm, medium intense rainstorm, heavy rainstorm.
Eskişehir-Çatacık Yöresinde, Landsat Uydu Görüntüsü İle Kızılgeyik Dışkı Yoğunluğu Arasındaki İlişkilerin Belirlenmesi
Mehmet Serdar ORUÇ a , Ahmet MERTb , İbrahim ÖZDEMİRb
a Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Demirci Meslek Yüksekokulu, Ormancılık Bölümü, 45900, Manisa b Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü,
32260, Isparta
ÖZETYaban hayvanları farklı habitat tiplerinde dağılım göstermektedir. Tehdit altındaki yaban
hayvanlarının mekânsal dağılımı ile habitatları arasındaki ilişkiyi anlamak, bu türlerin korunması ve yönetiminde etkin rol oynamaktadır. Koruma ve yönetim planlarının hızlı, ekonomik ve güvenilir olması gerekmektedir. Bu sebeple uzaktan algılama yöntemleri, yaban hayvanlarının habitatları hakkındaki bilgiye ulaşmada bir araç olarak kullanılmaktadır. Sürekli olarak veri sağlaması yönüyle uydu görüntüleri biyolojik çeşitliliğin izlenmesinde büyük öneme sahiptir. Bu çalışmada, Eskişehir-Çatacık yöresinde bulunan Kızılgeyik’in (Cervus elaphus) habitat uygunluğu için Landsat uydu görüntüsü ile Kızılgeyik dışkı yoğunluğu arasındaki ilişkilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kızılgeyik’in hangi habitatları tercih ettiği ve hangi alanları yoğun olarak kullandığı ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Kızılgeyik habitatları için arazi çalışmalarında dışkı, iz ve belirtilerden yararlanılmaktadır. Bu yüzden, Çatacık yöresinde Kızılgeyik dışkılarına rastlanan 100 x 100 m büyüklüğünde hücrelerden (1 ha) oluşan örnek alanlarda dışkı sayımı gerçekleştirilmiştir. Arazi envanterinden sonra Landsat uydu görüntüsünden üretilen Normalleştirilmiş Bitki Fark İndeksi (NDVI) verisi ile Kızılgeyik dışkı yoğunluğu arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. NDVI verisi için kullanılan doku özellikleri; homojenlik, entropi ve varyanstır. Bu doku özelliklerinin, çalışma alanının Kızılgeyik tarafından hangi yoğunlukta kullanıldığını açıklamaya yetmediği tespit edilmiştir. Aynı dışkı sayılarına sahip örnek alanların farklı doku özellikleri ve meşcere yapılarına sahip olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çatacık Yöresi, Dışkı Sayımı, Habitat Uygunluk, Kızılgeyik, Uydu Görüntüsü
4755-YL1-16 No`lu Proje ile bu çalışmayı maddi olarak destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi Başkanlığı’na teşekkür ederiz.
DETERMINATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN THE LANDSAT SATELLITE IMAGE AND THE RED DEER PELLET
DENSITY IN ESKİŞEHİR-ÇATACIK REGION
Mehmet Serdar ORUÇ a , Ahmet MERTb , İbrahim ÖZDEMİRb
a Manisa Celal Bayar Unıversity, Demirci Vocational High School, Department of Forestry, 45900, Manisa
b Süleyman Demirel University, Faculty of Forestry, Department of Wildlife Ecology and Management, 32260, [email protected]
ABSTRACTWild animals are distributed in different habitat types. Understanding the relationship between
the spatial distribution of endangered wild animals and their habitats plays an active role in the conservation and management of these species. Conservation and management plans must be fast, economic and reliable. Therefore, remote sensing methods are used as a means of accessing information about habitats of wild animals. Due to the fact that, satellite images consistently providing data has great importance for the monitoring of biological diversity. In this study, it is aimed to determine the relationship between Landsat satellite image and Red deer (Cervus elaphus) pellet density for Red deer habitat suitability in Eskişehir-Çatacık region. It has been tried to exhibit which habitats are preferred and which areas are heavily used by Red deer. Pellets, tracks and signs are used in the field studies for the Red deer habitats. For this reason, pellet counts are conducted in sample plots of 100 x 100 m cells where Red deer pellets are found in Çatacık region. After the land inventory, the relationship between the Normalized Plant Difference Index (NDVI) data generated from Landsat satellite image and the Red deer pellet density is investigated. Texture features used for NDVI data; homogeneity, entropy and variance. It has been determined that these texture features are not sufficient to explain at what intensity the study area is being used by Red deer. It has been observed that the sample plots with the same pellet counts have different texture features and stand structures.
Keywords: Catacık Region, Habitat Suitability, Pellet Count, Red Deer, Satellite Image
MANİSA İLİ DEMİRCİ İLÇESİ MAHALLE BAZLI DEPREM SİGORTALILIK ORANLARININ COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ
ORTAMINDA RİSK ANALİZİ1Mazhar DEDE, 2Ramazan GÜNGÖR
1Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu Bankacılık Sigortacılık Bölümü
[email protected] Celal Bayar Üniversitesi Demirci Meslek Yüksekokulu Coğrafi Bilgi Sistemleri Programı
ÖZET
Sigortacılık sektörü insanların karşılaşabileceği çeşitli risklere yönelik güvence veren bir sistemdir. Oluşabilecek zararların telafisi sigortalının sisteme katılımıyla mümkündür. Karşılaşılabilecek risklerin sınırsızlığı günümüzde sigortacılık sektöründe artan bir rekabet piyasası oluşturmuş ve günün koşulları tüketicilerin talepleri doğrultusunda yeni güvence ürünleri ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen deprem, doğal afet sigortalarına yönelik gerekliliği ortaya çıkarmıştır. 2000 yılında doğal afet sigortaları kurumu (DASK), kamu kuruluşu olarak kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır. Deprem ve depreme bağlı olarak meydana gelecek zararların telafisi bakımından sigortalı konut sahibi vatandaşların yaşama kaldığı yerden devam etmesini amaçlayan kuruluştur. Diğer sigorta türlerinden farklı olarak riskin maliyet yüksekliği dolayısıyla denetim, gözetim ve faaliyetlerin sürdürülebilirliği devlet tarafından sağlanmaktadır.
Coğrafi Bilgi Sistemleri, elde edilen veriler yardımıyla potansiyel deprem risk alanlarının tespitinde ve alınacak önlemlerde etkin bir rol oynamaktadır. Manisa ili Demirci ilçesi 1.derece deprem kuşağında bulunmaktadır. Bu çalışmada Demirci ilçesinin 2016 yılı mahalle bazlı deprem sigortalılık oranları incelenmiş ve Demirci merkezi baz alınarak yakın çevresinde meydana gelen deprem sayıları, şiddetleri ve derinlikleri incelenmiş Coğrafi Bilgi Sistemleri ortamında ArcGIS yazılımı yardımı ile mahalle bazında yorumlanmış analizi yapılarak risk değerlendirmelerinde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Doğal Afet Sigortaları Kurumu, Zorunlu Deprem Sigortası, CBS, Sigortacılık
Rısk Analysis of Settlement Based Earthquake Insurance Ratios of Manisa, Demirci District in terms of Geographical Information Systems
ABSTRACT
Insurance system provides assurance for various risks that may be experienced. Compensation of probable loss can only be organized by the participation of insured. Infinity of probable risks create an increasing competition thus new assurance products ascertain. 17 August 1999 earthquake explains the necessity of natural disaster insurances. Turkish Catastrophe Insurance Pool ( Tcip) was founded in 2000 and began its activities then. Tcip aims that the insured should resume their life in case of an earthquake. As a result of high cost- different from other insurance branches- supervision, observation and sustainability of activities are provided by the state.
Geographical Information systems have an important role in terms of determining potential earthquake risk districts and taking necessary precautions with the available data. Demirci district is in first stage seismic belt. In this study, settlement based earthquake insurance ratios of 2016 for Demirci are scrutinized and the number, intensity and depth of earthquakes are examined. Furthermore, interpreted analysis is done by using Geographical Information systems ArcGIS software and risk is assessed.
Key Words: Demirci, Turkish Catastrophe Insurance Pool ( Tcip), Compulsory earthquake insurance.
XIX. Yüzyıl Ortalarında Demirci’de Perakende Olarak Yaşayan AşiretlerErtan GÖKMEN -Bayram YELBOĞA
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Türkiye.Bilim Uzmanı, Türkiye
ÖZET
Temettuat defterlerinde XIX. Yüzyıl ortalarında Osmanlı Devleti’nin sosyal ve ekonomik yapısını ortaya koyacak bazı bilgiler bulunmaktadır. Bu defterlerde vergi mükellefi olan kişilerin sahip oldukları mal varlıkları etraflı bir şekilde yazılmıştır. Temettuat defterleri genel olarak bir yerleşim alanının nüfus ve etnik yapısına, şahıslar bazında sahip olunan menkul ve gayrimenkullere, mükelleflerin yıllık kazancına ve vergi yüküne, toplam vergiye, şahısların mesleklerine, tarım ürünlerine ve yetiştirilen hayvanlara dair bilgiler vermektedir. Bu çalışmada temettuat defterleri çerçevesinde Demirci çevresinde perakende olarak ikamet eden aşiretlere yer verilmiştir. XIX. yüzyıl ortalarında Demirci dolaylarında yaşayan üç aşiret bulunmaktadır. Bunlar Anamaslı, Gökmusalı ve Tahta aşiretleridir. Bu üç aşirete mensup temettuat kayıtları 108 sayfalık 1808 numaralı defterde yer almaktadır. Ancak Gökmusalı aşiretinin yaşadığı Kuyucak Mahallesi 1792 numaralı defterde zikredilmiştir. Çarbaşa, Hacılar, Kemeralanı, Saraycık, Tekeburnu ve Yortan mahallerinde Anamaslı aşiretine mensup mükellefler yaşamaktadır. Armutluk, Demirharmanı, Kalabak, Karapınar, Kireçlik, Kuşkonağı, Kuyucak, Oyarda, Tepeköy ve Yenipınar mahallelerinde Gökmusalı aşiretine bağlı kişiler bulunmaktadır. Kızılcalı mahallesinde ise Tahtacı aşiretine bağlı mükellefler yaşamaktadır. Çalışmada, belirtilen mahallelerde yaşayan aşiretlerin sosyal ve ekonomik durumu temettuat defterleri ışığında ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Temettuat Kayıtları, Aşiret.
Tribes Living as Messy in Demirci in the Middle of XIXth Century.
ABSTRACT
Temettuat registers contain some information that will reveal the social and economic structure of the Ottoman State in the middle of the XIXth century. The assets of the taxpayers are written in these books in a comprehensive manner. Temettuat books generally give information about the settlement area, population and ethnic structure, movable property owned by individuals, annual income and tax burden of taxpayers, total taxation, professions of individuals, agricultural products and animals raised. In this study, tribes resident in the vicinity of Demirci have been examined in the frame of temettuat books. There are three tribes living in the vicinity of Demirci in the middle of XIXth century. These are the Anamaslı, Gökmusalı and Tahtacı tribes. The records of these three tribe members are in book number 1808. However, the Kuyucak neighborhood where the Gökmusalı tribe lived was mentioned in the book numbered 1792. Taxpayers belonging to anamaslı tribe live in Çarbaşa, Hacılar, Kemeralanı, Saraycık, Tekeburnu and Yortan neigborhood. Besides, Taxpayers belonging to Gökmusalı tribe live in Armutluk, Demirharmanı, Kalabak, Karapınar, Kireçlik, Kuşkonağı, Kuyucak, Oyarda, Tepeköy and Yenipınar neighborhoods. In the Kızılcalı district, only taxpayers belonging to the Tahtacı tribe live. In the study, the social and economic situation of the tribes living in the mentioned neighborhoods will be discussed in the light of the temettuat books.
Key Words: Demirci, Temettuat Records, Tribes.
12 Eylül 1980 Öncesi İzmir Basına Göre Demirci (1977-1980)
1Dr. Melih AKDENİZ , 2Dr. İsmail OĞUZ
1Manisa Celal Bayar Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü OkutmanMANİSA
2Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi DEMİRCİ / MANİSA
Türkiye 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren dış politikada yalnızlaşma, iç politikada da siyasi gerilimlerin, iktisadi bunalımların, toplumsal kutuplaşmaların giderek artan oranda görülmeye başladığı bir döneme girmiştir. Dış etkenli ve ideolojik olduğu görülen bu olaylar, 1976 yılından itibaren trajik bir artış göstermiştir. 1977-1980 yılları arasında da sürekli artan oranda bir seyir izlemiştir. Bu olaylar 12 Eylül 1980’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği müdahaleye kadar devam etmiştir.
Çalışmamızda 1977-1980 yılları arasında Türkiye’de yaşanan siyasi gerilimlerin, iktisadi bunalımların Demirci ilçesine olan etki ve yansımaları ele alınacaktır. Dönemin Türkiye’sindeki teknolojik gelişmeler düşünüldüğünde ulusal ve bölgesel haber kaynakları arasında yazılı basın önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle çalışmamız dönemin ulusal ve bölgesel yazılı basını taranarak gerçekleştirilmiştir. Amacımız henüz akademik ve bilimsel anlamda araştırılmamış olan 1977-1980 yılları arasında Türkiye’de yaşanan acı olayların ve sonuçlarının Demirci ilçesi üzerindeki sosyoekonomik ve toplumsal etkisini ortaya koymaktır. Çalışmada tarama, araştırma-inceleme, röportaj, sözlü tarih çalışması, görüşme (mülakat) yöntemleri kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Demirci, Basın, Toplumsal Olaylar.
Before September 12, 1980 Demirci According to İzmir Press (1977-1980)
Abstract Since the second half of the 1970s, Turkey has entered a period of isolation in foreign politics, political tensions in domestic politics, economic crises, and increasing social polarization. These events, which seem to be external and ideological, have shown a tragic increase since 1976. Between 1977 and 1980, he followed a constantly increasing course. These events continued until September 12, 1980, when the Turkish Armed Forces intervened. In our study, the political tensions in Turkey between 1977 and 1980, the impacts and reflections of the economic crises on the Demirci count will be discussed. When the technological developments in Turkey are considered, the written press is important among national and regional news sources. For this reason, our study period was conducted by screening national and regional print media. Our aim is to reveal the socioeconomic and social effects of the painful events and consequences of Turkey in the period of 1977-1980, which have not yet been investigated academically and scientifically. In the study was used methods which screening, research-examination, interview, oral history studies, interview (interview). Key Words: Demirci, Press, Social Events
DEMİRCİ’DE BASIN HAYATI1 Cengizhan ERDEM4- 2Prof.Dr.Ertan GÖKMEN 3Namık Kemal ERDEM
1Halıkent Müstakil Bölge Gazetesi Müdürü
2 Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
3Halıkent Müstakil Bölge Gazetesi Genel Yayın Müdürü
ÖZET
Şehir tarihi çalışmalarına ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Şehir tarihi çalışmaları ilk zamanlarda büyük şehirler ölçeğinde yapılırken bu çalışmalar şimdilerde yerini daha küçük yerleşim yerlerine bırakmış durumdadır. Üniversiteler bulundukları şehirler yanında bağlısı olan ilçeler üzerine de çalışmalarını yoğunlaştırmışlardır. Yapılan bu çalışmalarda Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi arşiv vesikaları, kurumlara ait arşiv verileri, araştırma eserler, anılar kaynak olarak kullanılmaktadır. Yapılan bu araştırmalarda kullanılan bir diğer önemli kaynak da yazılı ve görsel basındır. Gerek ulusal gerekse yerel ölçekte yayın yapan birçok basın materyali araştırmalarda önemli bir kaynak olarak kullanılmaktadır. Yazılı basın bir şehrin sosyal ve ekonomik durumunu yansıtacak pek çok bilgiyi bünyesinde barındırmaktadır. Demirci kazasında basın hayatı 1957 yılında başlamış ve farklı tarihlerde farklı isimlerle bugüne kadar gelmiştir. Ele alınan bu bildiride Demirci’de basın hayatının nasıl ve ne zaman başladığı; yayınlanan gazetelerin hangi yıllar arasında kaç sayı ve ne periyotta yayınladığı ve kimin tarafından çıkarıldığı; Demirci basınına emek verenlerin kısa biyografileri, gazete muhabirleri; gazetelerin hangi teknoloji ile basıldığı; gazete yazarları, gazete köşeleri ve yazı dizileri; Demirci gazetelerinin yaşadığı maddi sıkıntılar ve diğer problemler; Demirci’de basın adına neler yapılabileceği; gazetelerin arşiv durumu, gazetelerin ne kadarının basılı olduğu ve dijital kopyasının bulunduğu; gazetelerin dağıtım durumu; araştırmacıların Demirci basınına dair materyalleri nasıl temin edebilecekleri ve gazetelerin ulusal kütüphanelerdeki durumu hakkında bilgiler verilecektir. Yapılan çalışmaya Demirci gazetelerinin ilk ve son sayılarının fotoğrafları ile Demirci basın hayatına yön veren kişilerin fotoğrafları ve matbaalara dair resimler çalışmaya ek olarak verilecektir.
Anahtar Kelimeler: !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
MEDIA LIFE IN DEMİRCİ
Cengizhan ERDEM – Prof.Dr.Ertan GÖKMEN – Namık Kemal ERDEM
ABSTRACT
Interest in studies fort he city history increases day by day. While studies for city history were made on the basis of big cities at first, this studies give way to smaller settlements in these days. The univercities intensify their studies on bound provinces in addition to the cities they are settled on. In these studies, archive documents belonging to Ottoman and Republic periods, archive datas belonging to institutions, surveys and memories are used as sources. Another important source used in these studies is printed and mass media. Many media materials broadcasting in both national and local formats are used as an important source. Printed media embodies much imformation that reflects social and economical conditions of the city. Media life in Demirci started in 1957 and it comes to these days with different names in different dates. In this bulletin, there is information about how and when media life started in Demirci; in which years, how many times and in which periods these newsagents publish and who they are published by; short biographies of those who labor to Demirci Media; newspaper reporters; technology used in printing newspaper; newspaper writers; columns and article series; economic troubles and other problems of Demirci newsagents; things to do for Demirci Media; archive conditions of newsagents, in what rate newspapers have pressed and digital copies; hand-out conditions of the newspapers; how researchers can procure the materials of Demirci Media and information about the position of newspapers in national libraries. In this study, the photographs of the first and last issues of Demirci newspapers, the photos of those who direct to Demirci media life and the photos of printing houses are used as supplementary metarials.
Key Words: !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
XIX. Yüzyıl Ortalarında Ortapare Nahiyesi Köylerinin Sosyal Ve Ekonomik Durumu
Bayram YELBOĞA Ertan GÖKMEN
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Yüksek Lisans Programı Mezunu.
([email protected]) Prof. Dr. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.
([email protected])ÖZET
Temettuat defterleri Osmanlı şehir tarihi çalışmaları için kullanılan önemli kaynaklardan biridir. Tanzimat’ın ilanından sonra yazılmaya başlanan bu defterler XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumunu ortaya koyacak bilgiler içermektedir. Temettuat sayımının yapıldığı yerlerde yaşayan mükelleflerin sahip oldukları mal varlıkları ve gelirleri bu defterlere ayrıntılı bir şekilde kaydedilmiştir. Bu çalışmada Saruhan sancağının Demirci kazasına bağlı Ortapare nahiyesi köylerinin XIX. yüzyıl ortalarındaki sosyal ve ekonomik yapısı incelenmiştir. Çalışmanın ana kaynağını nahiyeye bağlı köylerin temettuat defterleri oluşturmaktadır. Bu defterlere kişilerin sahip oldukları bütün mal varlıkları ayrıntılı şekilde kaydedilmiştir. Temettuat defterlerinde ele alınan yerleşim yerinin toplam arazi miktarı, toplam ekili arazi miktarı, arazilerin kullanım alanları, arazilerde yetiştirilen ürünlerin neler olduğu ve bu ürünlerden alınan vergi miktarına ilişkin bilgiler yer almaktadır. Yine defterlerde mükelleflere ait hayvan sayıları ve gelirleri verilmiştir. Ortapare, Demirci Kazası’na bağlı üç nahiyeden biridir. Nahiye’ye 28 köy bağlı bulunmaktadır. Çalışmada temettuat defterlerinin Osmanlı sosyo-ekonomik tarihi için öneminden bahsedildikten sonra Ortapare nahiyesi temettuat defterlerinin tanıtımı yapılmıştır. Daha sonra nahiyenin idari durumu ve nüfus yapısı, mükelleflerin sektörel dağılımı ve sosyal statüleri ele alınmıştır. Bu bilgilerden sonra nahiye köylerindeki iktisadi yapı, hayvancılık ve nahiyedeki zirai üretim miktarı hakkında bilgi verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Ortapare, Temettuat, Osmanlı, Saruhan.
The Social And Economic Situation Of Villages Of Ortapare Township In The Middle Of XIXth Century
ABSTRACT
Temettuat books are one of the important sources used for Ottoman city history studies. These books started to be written after the publication of Tanzimat contains information that will reveal the social and economic situation of the Ottoman State in the XIXth century. The assets and revenues of the taxpayers are recorded in these books in detail at the place where the dividend count is made. In this study, The social and economic structure of the villages of Ortapare township belonging to the Demirci Town of Saruhan Sanjak, was examined in the middle of the XIXth century. The main source of the study is the temettuat books of the villages connected to the township. All of the possessions of the taxpayers were recorded in these books in detail. The total amount of land, the total amount of cultivated land, the usage areas of land, the details of the products grown in the land and the amount of tax from these products are included in the temettuat book. Ortapare is one of the three quarters of the Demirci town. There are 28 villages in township. After mentioning the significance of the book of temettuat for the Ottoman socio-economic history, in the study, Ortapare township temettuat books were introduced. Later on, the administrative status of the township and the population structure, sectoral distribution of taxpayers and social statues were held. After this information, knowledge was given about the economic structure, livestock farming and the amount of agricultural production in the township.
Keywords: Demirci, Ortapare, Dividents, Ottoman, Saruhan.
Aydın Vilayeti Salnameleri Işığında XX. Yüzyıl Başlarında Demirci Kazasının Ekonomik Durumu
Doç. Dr. İbrahim İNCİ
MCBÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü
ÖZET
Demirci kazasının ekonomisinde Anadolu’nun tamamında olduğu gibi tarım ve hayvancılığın ağırlıklı bir yeri vardı. Batı Anadolu bölgesinde Anadolu’nun iç ve doğu bölgelerine oranla tahıl üretimi daha dar bir alanı kaplamaktaydı. Tarımsal alanların büyük bir bölümü meyve ve sınai bitki üretimine ayrılmıştı. Batı Anadolu’daki tarımın bu özelliği Demirci için de geçerliydi. Demirci kazası arazisinin çoğu dağ ve ormanlarla kaplı olduğundan tarım yapılan arazi dardır. Tarım arazisinin büyük bir bölümü tahıl üretimine ayrılmıştı. Tahıl üretimi daha çok öz tüketim amaçlı yapılmaktaydı. Kazanın üretimi tüketimine yetmediğinden dışarıdan buğday satın alınmaktaydı. Üretimi yapılan üzüm ve palamut kazanın en önemli gelir kaynağını oluşturan iki üründü. Kaza ekonomisinde hayvancılık tarımdan (bitkisel üretim) sonra gelmekte, arazinin dağlık ve ormanlık olması nedeniyle daha çok küçükbaş hayvan yetiştirilmekteydi. Demirci’de halı üretimi el tezgahlarında gerçekleştirilmekte ve kazanın önemli gelir kalemlerinden birini oluşturmaktaydı. Kazada yetersiz sermayeye sahip bir Ziraat Bankası şubesi bulunmaktaydı. Ulaşım Salihli tren istasyonuna kadar katır sırtında ve at arabalarıyla şose üzerinden sağlanmakta, Salihli’den itibaren Manisa ve İzmir istikametine trenle sürdürülmekteydi.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Tarım, çiftçi, tüccar, gelir.
The Economıc Condıtıon Of Demırcı Dıstrıct At The Begınnıng Of The XX. Century Through The Aydın Provınce Annual
ABSTRACT
The agriculture and stock raising had an important role in Demirci district as in the exactly of Anotolia. The grain production was lesser in west anatolia region beside the interior and east region. Agricultural lands were used for production of fruit and industrial plant.This situation of west anatolia was the same in Demirci. Agricultural land was very few in Demirci distict because of forest and mountain. The large part of the agricultural land was used for the grain production. Grain production mostly was made for self-consumption. Wheat was supplied from outside because it was not enough for the district. Grape and acorn were the two important products as a source of income in disrtict. Agriculture( herbal production) was most important than animal raising in distirct economy, sheep and goat farming was widespread because of highland and woodland. The carpet production was made in handloom in Demirci and it had an important role in income of district. There was a Agricultural Bank in district but it hadn't got an enough fund. The transportation was made with mule car and horse cars up to Salihli train station, from Salihli to Manisa and İzmir it was made by train.
Key Words: Demirci, Agriculture, farmer, merchant, income.
Demircili Bir Aydın: Burhan Ümit Toprak
Prof. Dr. Nurettin GÜLMEZ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi MANİSA
Özet
Burhan Ümit Toprak, 1906 yılında Demirci’de dünyaya gelmiştir. Babası Ali Rıza Bey ve annesi Ayşe Huriye Hanım’dır. Babası Demirci eşrafından “Eski Şeyhler” diye de bilinen “Hacı Şeyhoğulları”ndandır. İzmir Erkek Lisesi mezunudur. Daha sonra Paris Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirmiştir. Güzel Sanatlar Akademisi sanat tarihi profesörlüğü ve müdürlüğünü 13 sene başarıyla yürütmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi olarak da çalışmıştır. Resim ve Heykel Müzesi’nin kuruluşunda büyük emeği geçmiştir. İlk eşi Mareşal Fevzi Çakmak’ın kızı Muazzez Hanım olup 1938 yılında çocuksuz olarak vefat etmiştir. İkinci eşi ise Hayriye Hanım’dır. Burhan Ümit Toprak, 1967 yılında vefat etmiştir.
Burhan Ümit Toprak Cumhuriyet rejiminin ilk aydın kuşağındandır. Mustafa Kemal’in Avrupa’ya öğrenime gönderdiği Afet İnan, Necip Fazıl Kısakürek, Suat Hayri Ürgüplü gibi aydınlar arasında Burhan Ümit Toprak da bulunmaktadır. Çalışmamızda Burhan Ümit Toprak’ın doğup büyüdüğü Demirci’de ailesinde ve sosyal çevrede edindiği değerler; şahsiyetini oluşturan değerlerin araştırma-inceleme eserleri, çevirileri, makaleleri üzerindeki etkisi ve aydın kişiliğinin yansımaları üzerinde durulacaktır. Amacımız Demircili bir Cumhuriyet aydınının sahip olduğu değerler ve bu değerleri akademik ve bilimsel çalışmalarına etkisini ortaya koymaktır. Çalışmada tarama ve araştırma-inceleme yöntemleri kullanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Demirci, Aydın, Burhan Ümit Toprak, Değerler.
An Intellectual of Demirci: Burhan Umit Toprak
Abstract
Burhan Umit Toprak was born in Demirci in 1906. His father is Ali Riza Bey and his mother is Ayse Huriye Hanim. His father is Demirci’s noble family which “the sons of Haci Sheikh”, also known as the “Old Sheikhs”. He graduated from İzmir Male High School. Later he completed the Sorbonne University Faculty of Literature at Paris. Fine Arts Academy has been a professor and director of art history for 13 years successfully. The Ministry of National Education also worked as an inspector. In the establishment of the Museum of Painting and Sculpture has passed a great deal of effort. His first wife is Muazzez Hanim, daughter of Marshal Fevzi Çakmak, died in 1938 without children. The second wife is Hayriye Hanim. Burhan Umit Toprak died in 1967.
Burhan Umit Toprak is the first intellectual branch of the Republican regime. Burhan Umit Toprak is also among the intellectuals such as Afet Inan, Necip Fazil Kisakurek and Suat Hayri Urguplu which Mustafa Kemal sent to Europe. In our work will focus on the values that in family and social environment in Demirci where Burhan Umit Toprak was born and grew up; the effects of the values that make up the personality on the research-examination works, the translations, the effects on the articles, and the reflection of the intelligent person. Our aim is to reveal the values that a stalemate Republican intellectual possesses and to influence these values on academic and scientific studies. In the study were used screening and research-investigation methods.
Key Words: Demirci, Intellectual, Burhan Umit Toprak, the Values
Firidun Bey Köçerli'nin Sanatçı Kişiliği ve Faaliyetleri
Yrd. Doç. Dr. Ayvaz MORKOÇ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
e-posta: [email protected]
ÖZET
Firidun Bey Köçerli, yalnızca Azerbaycan’da değil, tüm Türk dünyasında meşhur olan edebiyat tarihçisi, tenkitçi ve eğitimcidir. 1863 yılında Şuşa’da dünyaya gelen Köçerli, o dönemde çok ünlü olan Gori Müellimler Semineriyası’nda eğitim görür. Rus edebiyatını yakından öğrenmesine vesile olan bu okuldan mezun olunca Erivan Gimnaziyası’nda (lise) bir süre öğretmenlik yapar. Gerek şiire, gerekse nesre ilgi duyan Köçerli, Rusça’dan Türkçe’ye edebi tercümeler yapmaya yönelir. Eğitimci kişiliğiyle bağlantılı olarak Puşkin, Lermontov ve Koltsov’a ait bazı şiirleri önce Türkçeye çevirir, ardından o dönemde Azerbaycan’da okutulan ders kitaplarına dâhil eder. Bu çalışmanın amacı Türk dünyasının değerli şahsiyetlerinden olan Firidun Bey Köçerli’nin Türkiye’de tanınması, böylece hak ettiği değeri görebilmesidir. Yapılan araştırma ve inceleme neticesinde yazarın önemli eserler kaleme aldığını ve bunların Azerbaycan’da büyük rağbet gördüğünü tespit ettik.
1885 yılında Erivan Lisesi’ne Azerbaycan Türkçesi hocası olarak tayin edildikten sonra, burada başarılı bir eğitimcilik dönemi geçirir. Öğretmenlik yıllarında başlayan eğitim meselelerine yönelik araştırma ve çalışmaları ömrünün sonuna kadar kesintisiz devam eder. Bu sırada Zöhrabzade ile ortak çalışmanın bir ürünü olan Talim-i Lisan-ı Türki adlı eseri lise ders kitabı olarak hazırlar. Ardından Talim-i Sokrat (Felsefi eser, 1891) ve Puşkin (1892) adlı eserleri matbaa yüzü görmüştür (Akpınar, 1994, 425).
Firidun Bey Köçerli, Gori’deki öğretmenliği döneminde daha sonra tüm Azerbaycan’da ünlenecek olan aydın ve edebiyatçılarla sıkı ilişkiler kurmuştur. İleri seviyede Rusça bilen yazar, Müslüman Türk toplumunun türlü sorunlarını dile getiren bir sıra makalelerini Rusça çıkan gazete ve dergilerde yayımlamıştır. Bunlardan 1895 yılında Novaya Obozreniye gazetesinde yayımlanan “Azerbaycan Komedyaları” adlı makalesi dikkat çekicidir.
Sonuç olarak Önce Azerbaycan'da, ardından da Türk Dünyasında velut bir edip olarak çalışmalarını sürdüren, genç yaştan itibaren toplumda eğitimin itici bir güç olduğunu savunan Köçerli, medeni yükselişin eğitimle sağlanacağına inanıyordu. Bu amaçla Azerbaycan’da hem milli edebiyatın, hem de milli matbuatın gelişmesi için çaba sarf ediyordu.
Anahtar Kelimeler: Azerbaycan edebiyatı, Firidun Bey Köçerli, Azerbaycan'da eğitim faaliyetleri, bilimsel makaleler.
Firidun Bey Köçerli As A Writer And His WorkAsst. Assoc. Dr. Ayvaz MORKOÇ
Manisa Celal Bayar Universty Faculty of Arts and Sciences
Department of Turkish Language and Literature
ABSTRACT
Firidun Bey Köçerli is a writer, historian of a literature, critic and educator who is famous not only in Azerbaijan but around all Turkik world. Köçerli was born in 1863 in Şuşa and studied in one of the famous schools of his time Gori Müellimler Seminary and because of this school he knew Russian literature really well. After graduating this school he taught for some period of time in Yerevan Gymnasium (high school). He was interested both in poetry and literature and he started to do literary translations. As an educator he firstly translated Pushkin, Lermontov and Koltsov into Turkish and then he added them into school books in Azerbaijan. In 1885 he was appointed as a teacher of Azerbaijan language in Yerevan High School and then spent there a succeful period as an educator. He started research and worked with problems in education during his teaching career and continued this work
till the end of his life. At the same time the result of his work with Zöhrabzade Talim-i Lisan-ı Türki was prepared as a course book. Then his works Talim-i Sokrat (philosophical work, 1891) and Puşkin (1892) were published (Akpinar, 1994, 425). Firidun Bey Köçerli during his teaching career in Gori built close relationships with the intellectuals and writers who would later become famous in Azerbaijan. Later as a writer who knows Russian he published several articles in newspapers and magazines about problems of Muslim Turks. One of them “Azerbaycan Komedyaları” (Azerbaijan Comedies) which was published in 1895 in Novoeye Obozreniye newspaper took attention.
From his young ages he believed that education is a driving force of society and that civilization could be achieved through education. For this purpose, Azerbaijan was trying to develop both national literature and national publishing house.
Keywords: Azerbaijan literature, Firidun Bey Köçerli, Educational activities in Azerbaijan, Scientific articles
İsmail Gaspıralı ve Fatih Kerimî’nin Ceditçilik Faaliyetleri
Yrd. Doç. Dr. Cihan ÇAKMAK
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler ve Türkçe Eğitimi Bölümü, MANİSA
ÖZET Türk dünyasında ceditçilik dendiğinde ilk akla gelen şahsiyetlerinden biri İsmail Bey
Gaspıralı’dır. Gaspıralı eğitim faaliyetlerinde modernleşmenin kaçınılmaz bir gereksinim olduğunu sürekli vurgulamış, bu amaçla açtığı usul-i cedid okullarda adeta reform niteliğinde uygulamalar gerçekleştirmiştir. Açtığı modern okullarda halka kırk beş günde okuma yazma öğretmiş, reformlarına yayıncılık faaliyetleriyle devam etmiştir. Kırım’ın Ruslar tarafından işgalinin 100. yılında, 10 Nisan 1883 tarihinde Rusça adı Prevodçik olan Tercüman gazetesini neşretmiştir. Tercüman gazetesi otuz yıldan fazla süre Kırımdan Kafkaslara, Balkanlardan Çin’e kadar geniş bir coğrafyada okunmuş, uzun müddet Türkler arasında ortak bir anlaşma vasıtası olarak önemli bir işlev görmüştür.
Gaspıralı’nın ideallerini benimsemiş bir aydın olan Fatih Kerimî Kazan Tatarlarının ilk reformistlerinden biridir. Kerimî İstanbul’da tahsil görmüş, Ahmet Midhat Efendi ile yakın diyalog kurmuştur. Bu sayede dönemin Osmanlı fikir ve sanat çevreleriyle yakın münasebette bulunan Kerimî, Balkan savaşlarının gidişatını bizzat takip etmiş, notlarını İstanbul Mektupları adlı eseriyle yayımlamıştır. Eserlerinde Tatar toplumunun Ruslar ve Batı medeniyeti karşısında geri kalmışlığını sıklıkla dile getiren Kerimî ömrünü Kazan Tatarlarının ilerlemesi yolunda harcamıştır. Bu çalışmada ceditçilik kavramı ile Türk Dünyasının en önemli iki reformist ismi olan Fatih Kerimî ile İsmail Bey Gaspıralı ayrıntılı bir şekilde tanıtılmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İsmail Gaspıralı, Fatih Kerimî, Tercüman, usul-i cedid, ceditçilik.
ABSTRACT
İsmail Bey Gaspıralı is one of the first individuals springing to mind when it comes to usul-i cedid. Gaspıralı persistently declared that modernism is one of the inevitable necessities in educational activities and for this purpose, he carried out revolutionary implementations in innovation schools he opened. He taught the people how to read and write in forty five days in the schools he opened and continued his reforms in publishing services. He diffused Tercüman named as Prevodçik in Russian, in 10th April 1883, the 100th anniversary of Krym’s occupation by the Russians. The newspaper Tercüman was read in a wide geography from Krym to Caucasus, from Balkans to China and functioned as a mutual communication tool among the Turks for a long time.
Fatih Kerimî is an intellectual who is one of the first reformists of Kazan Tatars adopting Gaspıralı’s ideals. Kerimî studied in İstanbul and established a close dialog with Ahmet Midhat Efendi. By this means, Kerimî in close relationships with the age’s Ottoman art and ideal region personally followed the pattern of Balkan Wars, published his notes in piece Letters of Istanbul. Kerimî stating Tatar society’s underdevelopment across Russian and Western civilisation frequently in his pieces spent his life for the improvement of Kazan Tatars. In this study, beside the concept of usul-i cedid, Fatih Kerimî and İsmail Bey Gaspıralı who are the most important reformists of Turkic World will be tried to be explained elaborately.
Keywords: İsmail Gaspıralı, Fatih Kerimî, Tercüman, usul-i cedid, jadidism.
REMZÎZÂDE İLMÎ VE MANZUM FERÂİZ’İ
Suat DONUKManisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi ve Sosyal Bilimler Bölümü
ÖZETAsıl adı Mehmet’tir. Galata, Mardin gibi çeşitli beldelerde kadılık yapan Remzî Mustafa
Efendi’nin oğlu olması hasebiyle Remzîzâde İlmî Efendi olarak tanındı. Edirne’de doğdu. İyi bir eğitim aldı. Ebussuud Efendi’den mülazım olup Edirne Selimiye Medresesi’ne müderris olarak atandı. Kırk akçelik medreseden azledilmişken Aralık-Ocak 1570-71’de Haydar Paşa Medresesine atandı. Ekim-Kasım 1575’te Kaplıca payesine yükseltildi. Ağustos-Eylül 1577’de Sahn-ı Semân müderrisi oldu. Nisan-Mayıs 1580’de Ayasofya Medresesi Müderrisliği'ne getirildi. Aralık-Ocak 1583-84’te Süleymaniye Medreseleri’nden birine; Ekim-Kasım 1584’te Edirne Selimiye Medresesi'ne atandı. Ağustos-Eylül 1586’da Halep kadısı oldu. Ağustos-Eylül 1591’de Bursa kadısı oldu. Mayıs-Haziran 1592’de görevden alındı. 1597-98 yılında İstanbul'da vefat etti ve Kovacı Dede Mescidi avlusuna defnedildi.
Yazma eser kütüphanelerinde Remzîzâde İlmî’ye ait Manzum Feraiz adlı bir eser bulunmaktadır. Hacimsiz olduğu izlenimi veren bu eserin Türkiye kütüphanelerinde sekiz yazma nüshası kayıtlara geçmiştir.
Sözlükte “takdir ve tayin edilmiş şey, belirlenmiş hisse, kesin dinî emir” manalarına gelen farîza kelimesinin çoğulu olan feraiz, İslam hukukunda mirasçıların mirastan alacakları paylar ve miras hukuku anlamlarında kullanılan bir terimdir. Remzîzâde İlmî Efendi de Manzum Feraiz adlı eserde İslam hukukuna göre miras konusunu şiir formunda ele almaktadır.
Bu tebliğde Remzîzâde İlmî Efendi’nin yaşamı hakkında bilgi verilecek, onun Manzum Feraiz adlı eserinin muhteva ve şekil incelemesi neticesinde elde edilen malumat paylaşılacak, Manzum Feraiz’in altı nüshanın mukayesesiyle kurulan metni ilim âlemiyle paylaşılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Remzîzâde İlmî, Feraiz, Manzum
REMZÎZÂDE İLMÎ AND HİS MANZUM FERÂİZ
ABSTRACTHis name is Mehmet. He was recognized as Remzîzâde Ilmî Efendi for being the son of
Remzî Mustafa Efendi who judge in place like galata and Mardin. he was born in edirne. He received a good education. He is the assistant to your master Ebussuud Efendi and gave lessons at the Madrasah of Edirne Selimiye. While dismissed from the forty pockets madrasah appointed to Madrasah of Haydar Paşa in December-January 1570-71. İts degree increased to Kaplıca. He was a proffessor at the Madrasah of Sahn-ı Semaniye in August-September 1577. He was a proffessor at the Madrasah of Ayasofia in April-May 1580. He appointed to one of the Süleymaniye Madrasahs in December-January 1583-84, Madrasaf of Edirne Selimiye in October-November 1584. He was the judge of Haleb in August-September 1586. He was the judge of Bursa in August-September 1591. He was dismissed in May-June 1592. He died in Istanbul in 1597-98 and he was buried in the courtayrd of Mosque of Kovacı Dede.
There is a work of Remzîzâde İlmî, that name is Manzum Feraiz in the manuscript libraries. This work gives the thought of being short. There is eight copies in Turkey libraries.
Feraiz is plural of fariza that means "an appreciation, a designated thing, a designated share, a definite religious order". Faireiz is a term used in the meaning of inheritance law and inheritance shares of inheritors in Islamic law. Remzizade İlmi Efendi also treats the subject of inheritance in the form of poetry according to Islamic law in the work Manzum Feraiz.
In this paper, information about the life of Remzîzâde Ilmî Efendi will be shared with the text of the science established by the comparison of the six copies of Manzum Feraiz, whose information obtained in the context of the content and shape examination of his work, Manzum Feraiz, will be shared.
Key Words: Remzîzâde İlmî, Feraiz, Poem
Demirci’deki İlk Özel Kütüphane ve Öncüsü Muazzez Akın
İlknur BURSALITürk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Halıkent Müstakil Bölge Gazetesi Köşe Yazarı[email protected]
Ülkemizde kütüphaneler, eğitim öğretimde büyük katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede ilçemizdeki ilk özel kütüphanenin kuruluşu bu bildiride ele alınmıştır. 1926 doğumlu olan Muazzez Akın iki ilköğretim okulundan başka okulu bulunmayan Demirci’den dışarıya tahsil için giden ilk kız öğrencidir.1944 İzmir Kız Lisesi mezunudur. Muazzez AKIN, 60 yaşında Kur’an-ı Kerim’i okumayı; 80 yaşında bilgisayar kullanmayı öğrenmiştir. Demirci’den Ankara’ya tahsile gelen bütün gençler Muazzez Teyze’nin evine konuk olarak kabul ettiği evlatları olmuştur. Bu öğrencilerden oluşan sosyal medyada “Demircili Muazzez Teyze Hayranları” grubu kurulmuş yüzlerce üyesi bulunmaktadır. Yatılı okumanın nasıl bir duygu olduğunu bildiği için öğrencilerin Muazzez Anne’si olarak onlara destek vermiştir. 87 yaşında iken, 2013 yılı Mart ayında birinci baskısı yapılan kaybettiği eşine "Öteye Mektup" adlı, anılarını yazdığı kitabı yayımlanmıştır. Bu kitaptan elde edilen geliri Atıf Akın Kütüphanesi’ne bağışlanmaktadır. Emekli maaşıyla Demirci'deki evininin bir kısmını müze, bir kısmını ise eşinin anısına 20 bin kitaptan oluşan Atıf Akın Kütüphane’sini kurarak eğitime büyük destek vermiştir. 2009 yılında, Türk Kütüphanecilik Derneği tarafından, “Yılın Kütüphane Dostu” ödülüne layık görülmüştür. “Ömür Dediğin” programına katılmış, ulusal basında topluma örnek olan yaşamıyla her zaman yer almıştır.
Anahtar Kelimeler: Özel kütüphane, kültür, eğitim.
Demirci’deki İlk Özel Kütüphane ve Öncüsü Muazzez Akın
İlknur BURSALI ,Teacher of Turkish Language and Literature
Columnist in Halıkent Newspaper, Independent Regional [email protected]
ABSTRACT
In our country the libraries make a big contribution to education. In this context ,the foundation of the first private library of our town is handled in this report. Muazzez Akın, born in 1926, was the first schoolgirl who went out of Demirci to have a good education because there were only two primary schools in Demirci. She graduated from İzmir Girl’s High School in 1944. Muazzez Akın has learnt Quran when she was sixty years old and she has learnt using computer when she was eighty years old. All the young students, coming from Demirci to Ankara for studying , have become childs of Muazzez aunt in her house. These students have formed a group page on social media, named “Demircili Muazzez Teyze Hayranları” . This group consists of hundred of members. Because of knowing how hard to live in boarding shools, she has always given support to the young students as Muazzez, mother of students. At the age of 87, in March of 2013, the first edition was published in the book “Öteye Mektup” .She wrote her memories in this book for her dead husband. The income obtained from this book is donated to the Atıf Akın Library. She has given great support to the education by establishing a part of her house in Demirci as a museum and forming Atıf Akın Library consisting of twenty thousand of books. In 2009, he was awarded the "Library Friendly of the Year" award by the Turkish Librarianship Association. She participated in “Ömür Dediğin” program and has always taken place in national press with her exemplary life.
Key words: Private library, culture, education
Sınıf Öğretmeni Adaylarının Bilgisayar Destekli Matematik Öğretimine Yönelik Algıları: Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Örneği
Bülent Nuri ÖZCAN1, Ali Murat ATEŞ2, Özlem ATEŞ3
1 Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü2 Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi
Bölümü3 Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Temel Eğitim Bölümü
[email protected]; [email protected]; [email protected]
ÖZETBu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının bilgisayar destekli matematik öğretimi
(BDMÖ) kavramına yönelik sahip oldukları algılarını metaforlar yardımıyla ortaya çıkartmaktır. Çalışmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2016-2017 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı’nda birinci sınıfta öğrenim gören ve Temel Matematik II dersini almakta olan 90 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Öğretmen adaylarının BDMÖ kavramına ilişkin metaforik algılarını belirlemek için kendilerinden “Bilgisayar destekli matematik öğretimi …… gibidir. Çünkü ……” cümlesini tamamlamaları istenmiştir. Toplanan veriler içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Öğretmen adaylarının oluşturdukları metaforların; olumlu yönüyle BDMÖ, olumsuz yönüyle BDMÖ, yapısal özellikleri açısından BDMÖ ve nötr yönüyle BDMÖ kategorilerinde yer aldığı belirlenmiştir. “Kolaylaştırma”, “fayda sağlama”, “zenginlik katma”, “zaman kazandırma”, “destekleyici olma” ve “eğlenceli olma” olumlu yönlere; “yetersiz olma”, “anlaşılması zor olma”, “zarar verme”, “kalıcı olmama” ve “hoşa gitmeme” olumsuz yönlere; “kullandıkça geliştirme”, “istikrar gerektirme”, “vazgeçilmez olma” ve “değişken olma” alt kategorileri yapısal özelliklere; “hem yararlı hem zararlı olma” ve “nötr olma” alt kategorileri ise nötr yönlere ait alt kategorileri oluşturmaktadır. Birinci sınıfta öğrenim görmekte olan öğretmen adaylarının algıları; tutumlarına yönelik göstergeler sunabileceğinden ve gerek öğrenim hayatlarının devamında gerekse öğretmenlik sürecinde etkili olabileceğinden öğretmen adaylarının BDMÖ’ye yönelik algılarının tespiti önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Bilgisayar destekli matematik öğretimi, sınıf öğretmen adayları, metafor.
Preservice Primary School Teachers’ Perceptions on Computer Assisted Mathematics Education: A Case of Manisa Celal Bayar University Faculty
of Education
ABSTRACTThe purpose of this study is to examine the perceptions of preservice primary school teachers’
on computer-assisted mathematics education (CAME) by using metaphors. Descriptive research model was used in the study. The data was collected in spring semester of 2016-2017 academic year. 90 first grade preservice primary school teachers taking Basic Mathematics II course at Manisa Celal Bayar University participated in this study. The forms consisting of the statement “Computer-assisted mathematics education is like …………. because………” were used as data collection tool. The data was analyzed by content analysis. According to the findings, metaphors were grouped under four conceptual categories such as CAME in terms of positive aspects, negative aspects, structural properties and neutral aspects. For the positive aspects category "facilitation", "usefulness", "enrichment", "time saving", "supportive" and "amusing"; for the negative aspects category "inadequate", "difficult to understand", "harmful", "not being permanent" and "unpleasant"; for the structural properties category "development as used", "need for stability", "indispensability" and "variability"; for the neutral aspects category “both useful and harmful" and "neutral” categories are specified as the subcategories. It is important to determine the perceptions of the first grade preservice teachers on CAME since these perceptions may provide indications for their attitudes and be effective throughout their undergraduate education and teaching careers.
Keywords: Computer-assisted mathematics education, preservice primary school teachers, metaphors
İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLERİNİN HAZIRLADIĞI SINAVLARIN BİÇİMSEL OLARAK İNCELENMESİ
Yrd. Doç. Dr. Ahmet DELİL; Yrd. Doç. Dr. Bülent Nuri ÖZCANManisa Celal Bayar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi
[email protected]; [email protected]
Bu çalışmanın amacı matematik öğretmenlerinin sınavlarını biçimsel olarak nasıl hazırladıklarını ortaya koymaktır. Bu amaçla, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında, Manisa ili Demirci ilçesinde görev yapan 13 farklı ortaokuldaki 18 matematik öğretmeninin hazırlamış olduğu, birinci ve üçüncü yazılı sınavı olarak uygulanmış olan 30 adet sınav kâğıdı doküman analizi yöntemi ile incelenmiştir. Verileri oluşturan sınav kâğıtları “soruların matematikle ilgisi”, “yönerge”, “yazım”, “boşluklar”, “gereksiz yazılar” ile “genel görünüm” başlıklarından oluşan 6 tema altında ve toplamda 22 alt-başlıkta incelenmiştir. Bulgulara göre, sınav kâğıtlarının çoğunluğunda sınav süresinin belirli olduğu, büyük çoğunluğunda puanlamanın belirli olduğu, hemen hemen tümünde soru numarasının belirli ve doğru sırada olduğu tespit edilmiştir. Buna karşın, sınav kâğıtlarının hiç birinin başında bir yönerge olmadığı, hiç birinde sınavda uyulacak kuralların belirli olmadığı, hiçbirinde çoktan seçmeli sorularda yanlışların doğruları götürüp götürmediğinin belirli olmadığı, hemen hemen tümünün resim olarak kesilip yapıştırıldığı, hemen hemen hiçbirinde yazı tipinin tüm sorular için aynı olmadığı ve yaklaşık üçte birinde gereksiz resim, özlü söz, dilek, öğüt vb. dikkat dağıtıcı unsurlar olduğu tespit edilmiştir. Bulgulara dayalı olarak sınav kâğıtlarının genel olarak ölçme-değerlendirme kurallarına uyulmadan hazırlandığı sonucuna varılmıştır. Bu sonuçtan hareketle öğretmenlerin bir ölçme-değerlendirme hizmet içi eğitimi almaları ya da her okulda veya en azından her ilçede ölçme-değerlendirme uzmanlarının görevlendirilmeleri önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Öğretmen yapımı sınavlar, ilköğretim matematik öğretmenleri, sınav kâğıdı inceleme.
AN ANALYSIS OF TEACHER MADE TESTS
IN TERMS OF TEST FORMAT CONSTRUCTION ERRORS
Assist.Prof.Dr. Ahmet DELİL; Assist.Prof.Dr. Bülent Nuri ÖZCANManisa Celal Bayar University, Faculty of Education
[email protected]; [email protected]
The aim of this study is to demonstrate how mathematics teachers formally prepare their exam papers. For this purpose, 30 exam papers which were prepared by 18 mathematics teachers of 8th graders in 13 different schools in Demirci district of Manisa were analyzed by the method of document analysis. The exam papers were investigated under 6 themes consisting of topics “relation with mathematics”, “directives”, “spelling”, “spaces”, “unnecessary writings” and “general appearance”, and in total 22 sub-titles. According to findings, it has been determined that in most cases, the number of questions is determined, in most of the cases, the scoring is definite, and in almost all cases the question number is in a certain and correct order. On the other hand, it has been determined that that none of the test papers have a direction at the beginning, none of them have rules to be followed in the exam, almost all of them are cut and pasted as pictures and about one third of them include unnecessary pictures/concise words/wishes and advices. Based on the findings, it is concluded that the exam papers are generally prepared without complying with the measurement and evaluation rules. Based on this result, it is recommended that an in-service training be given to teachers, or measurement and evaluation experts be assigned for each school or at least for each district.
Keywords: Teacher made tests, primary school mathematics teachers, test format construction errors.
Demirci’de Bulunan Cumhuriyet Öncesi ve Erken Cumhuriyet Dönemi Yapı Harçlarının Mikro Yapısının İncelenmesi
Sadık Alper YILDIZEL a , Yusuf Arslanb, Mehmet EVRENSELc
a Karamanoğlu MehmetBey Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, KARAMANb Düzce Üniversitesi, Düzce Meslek Yüksekokulu, DÜZCE
c Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Demirci Meslek Yüksekokulu, MANİ[email protected], [email protected], [email protected]
ÖZETBu çalışma kapsamında Manisa ili Demirci ilçesinde bulunan Cumhuriyet öncesi ve erken
Cumhuriyet dönemi inşa edilen konut tipi yapıların, yapı harçları araştırılmıştır. Mevcut yapılardan alınan harç örnekleri laboratuvar koşullarında kurutularak mikro-yapı incelemesine hazır hale getirilmiştir. Uygun hale getirilen malzeme örnekleri, ölçümde 0,001 mm hassasiyetine ve 250 kez büyütme özelliğine sahip bir optik mikroskop ile incelemiştir. Ek olarak eldeki numunelerin kimyasal analizleri de yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar ışığında Demirci ilçesinde Cumhuriyet öncesi ve erken Cumhuriyet dönemlerinde kullanılan harçların yapısının, modern lifli harç üretimi teknolojisi sonucu üretilen harçlarla büyük oranda benzerliğinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma ile ilçede bulunan kaynaklar ile ileride yapılacak ilgili yapı malzemelerinin üretilmesi çalışmalarına katkı sağlanacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Harç, Mikro Yapı, Harç Mikro Yapısı, Demirci Harç tipi
İNGİLİZCE İSİM YOK !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1
ABSTRACTStructural Mortar properties of the residence type buildings that were constructed during pre-
republic and early republic periods in Demirci were investigated within the scope of this study. Mortar samples taken from the existing structures were dried in laboratory conditions and made ready for micro-structure examination. Proper samples were examined with an optical microscope with a sensitivity of 0.01 nm and a magnification of 250 times. In addition, chemical analyzes of the samples were made. In the light of obtained results, it has been determined that the structure of the mortars used in the Demirci county in the pre-Republican period and early republic period is similar to the resultant of mortars produced with the modern fiber mortar production technology. It is thought that this study will contribute to the study of the production of the related building materials to be improved in the future within the limits of the district.
Keywords: Mortar, micro structure, mortar micro sturucture, Demirci mortar type.
Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün Endüstrideki Gelişimi ve Etkileri
1 Sidem KANER , 2M. Levent KOCAALAN
1Pamukkale Üniversitesi Honaz Meslek Yüksekokulu, İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü, [email protected]
2Pamukkale Üniversitesi Honaz Meslek Yüksekokulu, İşletme Yönetimi Bölümü, [email protected]
ÖZET
İş sağlığı ve güvenliği dünya üzerinde gelişimini tamamlamış ve gelişmekte olan ülkelerin endüstri alanlarında öncelikli öneme sahip çalışma alanlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma alanları baz alınarak çalışana, ortama ve üretim alanlarına sağladığı katma değer sayesinde bilinçli güvenlik kültürünün oluşturulması sağlanmaktadır. Buradaki en önemli faktör sistemin içerisinde doğru, etkin ve yeterli eğitimin sağlanabilmesidir. Bu şekilde kişilerdeki güvenlik kültürünün bakış açısı genişletilmektedir. Eğitim ile birlikte uygulama alanlarına çalışanların katkısını sağlamak önemlidir. Çalışanın sağladığı katkının başarıya dönüşmesi ve diğer çalışanlar için örnek olması sistemin yayılması için başarılı sonuçlar sağlayabilmektedir. Bu aşamada işçiden yöneticiye sistemin başarısına inanmak ve uygulamak gelişimin sağlanabilmesi için önem arz etmektedir. Çalışma alanlarına bakıldığında büyük ölçekli ve sistematik çalışan endüstriyel alanların iş sağlığı kültürüne olan inancının eğitim ve uygulama ile bütünleştiği görülebilmektedir. Endüstride sayıları oldukça yüksek olan orta ve küçük ölçekli çalışma alanlarının iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilebilmesi için çalışmalara olan katkılarının arttırılacağı başarılı adımlar atılmalıdır. En önemli etki ise devlet, işveren ve işçi arasında sistemin öneminin kavranması için birlikte yapılan ve sürdürülebilir olması beklenen çalışmalardır. Bu çalışmada farklı endüstri alanlarında iş sağlığı ve kültürünün gelişimine yönelik çalışmalar ve etkileri incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler; İş Sağlığı ve Güvenliği, Güvenlik Kültürü, Endüstriyel Alan, Güvenlik Eğitimi
Occupational Health and Safety Culters Devolopment and Effects on Industry in Turkey
ABSTRACT
Occupational health and safety has completed development on Earth and emerging as one of the priority areas of work in the industrial areas of developing countries. Based on the work areas, it provides the creation of a conscious safety culture through the added value it provides to the areas of work, accommodation and production. The most important factor in this is to provide accurate, effective and adequate education within the system. In this way, the perspective of the security culture in the person is expanded. It is important to provide the contribution of the employees to the application areas together with the training. It is able to provide successful results for spreading the system that the employee contribution contributes to success and is an example for other employees. In this stage, the success of the management system is important for the success of the system to believe and implement. When we look at the study areas, it can be seen that the belief that large scale and systematic industrial areas are occupational health cultures are integrated with education and practice. Successful steps should be taken to increase the contributions to the work to improve the health and safety culture of work in medium and small-scale workplaces where the number of industries is very high. The most important effect is the work that is expected to be done and sustainable in order to grasp the system's importance among the state employers and workers. In this study, studies and effects on the development of occupational health and culture in different industrial fields are examined.
Keywords; Occupational Health and Safety, Safety Culture, Industrial area, Safety Education
BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK KURULUŞUNDA AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMINA YAKLAŞIM
1 Vahide ÇAKMAK , 2 Müberra DURAN
1Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Doktora Öğrencisi, Demirci/MANİSA. [email protected]
2Demirci Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı, Dr, Demirci/MANİSA.
Özet
Türkiye’de akılcı olmayan ilaç kullanımı çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Ülkemizde en sık kullanılan ilaçların başında antibiyotikler gelmektedir. Son yıllarda bilinçsiz kullanılan ilaçların yol açtığı bu sorunları engellemeye yönelik önlemlerden biri olan akılcı antibiyotik kullanımı gündeme taşınmaktadır. Bu çalışmanın amacı akılcı antibiyotik kullanımı yönünden birinci basamak sağlık kuruluşuna başvuranlara rutin olarak yapılan Hızlı Antijen Testi uygulamasını değerlendirmektir. Çalışma tanımlayıcı ve kesitsel olarak gerçekleştirildi. Çalışma verileri 24 Ocak-30 Haziran 2017 tarihleri arasında 13 aile sağlığı birimine ait kayıtlardan elde edildi. Çalışmanın evrenini boğaz ağrısı, ateş ve yutma güçlüğü ile aile sağlığı merkezine başvuran 3442 hasta oluşturdu. Evrendeki tüm hastalar araştırma kapsamına alındığından örneklem oluşturulmadı. Veriler bilgisayar ortamında SPSS programında sayı ve yüzdelik olarak değerlendirildi.
Çalışma kapsamında 3442 hasta akılcı antibiyotik kullanımı yönünden değerlendirildi. Toplam skor puanına göre 597 hastaya Hızlı Antijen Testi uygulandı. Hızlı Antijen Testi uygulama oranı %17.3 olarak bulundu. Hızlı Antijen Testi uygulananların % 50.4’ü kadın hastaydı. Uygulanan Hızlı Antijen Testi sonuçlarına göre % 30.5’i pozitif bulundu. Hızlı Antijen Testi sonuçları negatif çıkan hastalara ise herhangi bir antibiyotik ilaç tedavisi başlanmadı.
Bu çalışmada akılcı antibiyotik kullanımı yönünden birinci basamak sağlık kuruluşuna başvuranlara rutin uygulanan Hızlı Antijen Testi sonucuna göre; pozitif çıkan hastalara antibiyotik reçete edilerek gereksiz antibiyotik yazılması önlendi. Çalışmamızdaki Hızlı Antijen Testi pozitif çıkma oranı Manisa ili geneline göre düşük çıktı. Ülkemizde akılcı ilaç kullanımına yönelik çalışmalarda rutin uygulanan Hızlı Antijen Testi kullanımının desteğini belirleyen istatistiki bir çalışma tarafımızca bulunamadığından, ülkemizdeki Hızlı Antijen Testi uygulaması sonuçları ile karşılaştırılamadı. Bu nedenle benzer çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Akılcı ilaç kullanımını destekleyecek faaliyetlerle farkındalık yaratılarak, bilgi ve bilinç düzeyi arttırılabilir, gereksiz antibiyotik kullanımı önlenebilir.
Anahtar Kelimeler: Akılcı antibiyotik kullanımı, hızlı antijen testi, aile hekimliği
APPROACH TO THE RATIONAL ANTIBIOTIC USE IN THE PRIMARY HEALTH CARE CENTER
1 Vahide ÇAKMAK , 2 Müberra DURAN
1Manisa Celal Bayar University, Health Sciences Institute, Nursing Department, PhD student, Demirci/MANİ[email protected]
2Demirci Community Health Center President, Md, Demirci/MANİSA
Abstract
Non-rational drug use in Turkey brings with it various problems. Antibiotics are the most commonly used drugs in our country. The use of rational antibiotics, one of the measures to prevent these problems caused by unconscious medicines in recent years, is on the agenda. The aim of this study is to evaluate the application of Rapid Antigen Test routinely to those who apply to the primary health care center for rational antibiotic use. The study was carried out descriptively and cross-sectional. Study data was obtained from records of 13 family health units between January 24 and June 30, 2017. The study's universe consisted of 3442 patients with sore throat, fever and dysphagia who applied to the family health center. All patients in the study were not included in the study. Data were evaluated as number and percentage in SPSS program in computer environment.
In the study, 3442 patients were evaluated for rational antibiotic use. Rapid Antigen Test was administered to 597 patients according to the total score. Rapid Antigen Test application rate was found to be 17.3%. 50.4% of the patients who was applied with Rapid Antigen Test were female. According to the results of the Rapid Antigen Test performed, 30.5% was positive. If the results of the Rapid Antigen Test were negative, no antibiotic treatment was started.
In this study, according to the result of Rapid Antigen Test routinely applied to primary health care center providers due to rational antibiotic use; positive antibiotics were prescribed and unnecessary antibiotics were prevented from being written. The rate of positive outcome of the Fast Antigen Test in our study was lower than that of Manisa Since a statistic that determines the support of routine Rapid Antigen Test used in rational drug use studies in our country can not be found by our study, it can not be compared with Rapid Antigen Test results in our country. For this reason similar studies are needed. By raising awareness through activities that support rational drug use, knowledge and awareness can be increased, unnecessary use of antibiotics can be avoided.
Key words: Rational antibiotic use, rapid antigen test, family medicine
Yumurtacılık Sektöründe Maliyetleri Etkileyen Faktörler: Başmakçı’da Faaliyet Gösteren Farklı Ölçekteki İşletmeler Üzerine Bir
Araştırma
Emin ÇAĞLAKAfyon Kocatepe Üniversitesi, Başmakçı Meslek Yüksekokulu, AFYONKARAHİSAR
Türkiye Yumurtacılık sektöründe % 4’lük (3.2 milyon tavuk) bir paya sahip olan Başmakçı ilçesindeki yumurta üretimi yapan firmaların haftalık yumurta üretim kapasitesi ortalama 15 milyondur. Üretilen Bu yumurtaların % 60’ı iç piyasada % 40’ının da ihraç edildiğini göz önüne alınacak olursa Başmakçı’nın yumurta fiyatları üzerindeki etkisi göz ardı edilemez. Bu nedenle birim maliyetin nasıl oluştuğu, bu maliyete etki eden kontrollü veya kontrol edilemez faktörlerin neler olduğunun belirlenmesi ve ona göre politikalar üretilmesi sektörel rekabet açısından önem kazanmaktadır.
Yapılan bu çalışmada söz konusu fiyatlara etki eden maliyet kalemleri rakamsal ve oransal olarak tespit edilerek bu maliyet kalemlerinin hangilerinin dövize veya Türk Lirasına endeksli olduğu saptanıp bu maliyetler üzerinde üreticilerin inisiyatifinin ne ölçüde olduğuna bakılacak ve ölçek büyüklüğünün maliyetler üzerine etkisinin derecesi tespit edilip grafikler yardımıyla yorumlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yumurta Fiyatları, Maliyet Kalemleri, Fiyat, Başmakçı
İNGİLİZCE BAŞLIK !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ABSTRACT
Basmakci town forms about 4% of the egg production sector with 3,2 million chickens in Turkey. The weekly capacity of average egg production in Başmakçı is 15 million. The 40% of this production is offered to the domestic market and the 60% of production is used for exportation.Therefore, how the price is forming, is important in Başmakçı. How unit price occurs, what the controllable and uncontrollable factors are which effects the unit price and to determine the policy on this direction are so imponrtant for sectoral competition.
In this study here, the effects to price are taken in the count , the identified numerically and proportionally to be analyzed by using graphical analysis method and detecting with change or determine linked to Turkish Lira to take the discretion of manufacturer on these cost or price which are essentially can be the scale and magnitude of the impact on the cost to be sustainable.
Keywords: Egg Production, Cost Elements, Price, Başmakçı
Büyük Ağustosböceği [Lyristes Plebejus (Scopoli, 1763) (Hemiptera: Cicadidae)]’nin İzmir İlinde Saptanan Yumurta Bıraktığı Bitkilera
Cevdet KAPLAN b , Serdar TEZCANc
aE. Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü’nde 4.05.2009 tarihinde tamamlanan doktora çalışmasının bir bölümüdür.
b Siirt Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü, 56100, Siirtc Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü, 35100, Bornova, İzmir
[email protected], [email protected]
ÖZET
Bu çalışma 2005-2008 yıllarında İzmir İlinde kiraz bahçelerinde zararlı olan Büyük Ağustosböceği [(Lyristes plebejus (Scopoli, 1763) (Hemiptera: Cicadidae)]’nin yumurta bıraktığı otsu ve odunsu bitkileri belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada 17 ilçede toplam 98 bahçede gözlem ve inceleme yapılmıştır. L. plebejus erginlerinin doğada bulunduğu haziran-eylül ayları arasında bahçelerde yapılan haftalık gözlemlerle ağaçlar ve bahçe içerisinde ve çevresinde bulunan otsu bitkiler gözle kontrol edilmiştir. Çalışma sonucunda L. plebejus’un 5 familyaya bağlı 13 ağaç türü ile 8 familyaya bağlı 18 tür otsu bitkiye yumurta bıraktığı belirlenmiştir. Odunsu bitkilerden kavak (Populus nigra L.) ve kirazı ( Prunus avium L.), otsu bitkilerden ise kanyaş (Sorghum halepense L.) ve sirkeni (Chenopodium album L.) daha çok tercih ettiği gözlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Lyristes plebejus, kiraz, yumurta bırakılan bitkiler
Egg laying plants of Lyristes plebejus (Scopoli, 1763) (Hemiptera: Cicadidae) determined in the province of İzmir, Turkey
ABSTRACT
This study was carried out during 2005-2008, to determine the herbaceous and woody host plants of Lyristes plebejus (Scopoli, 1763) (Hemiptera: Cicadidae) which is harmful in cherry orchards in İzmir province of Turkey. Investigation were carried out in a total of 98 orchards in 17 districts. Observations were made in orchards during june and september when the adults of L. plebejus were appeared in nature by weekly intervals. As a result of this study, it was determined that L.plebejus females lay their eggs on 13 tree species belonging to 5 families and 18 herbaceous plant species belonging to 8 families. It was observed that the most preferred woody plant were poplar (Populus nigra L.), cherry (Prunus avium L.), aleppograss (Sorghum halepense L.) and bathua (Chenopodium album L.).
Keywords: Lyristes plebejus (Scopoli), cherry, egg laying plant
SAİTTAİ (İCİKLER-DEMİRCİ) ANTİK KENTİNDE PALEOCOĞRAFYA - JEOARKEOLOJİ ARAŞTIRMALARI
1 Serdar VARDAR , 2 Christopher H. ROOSEVELT1İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Coğrafya Bölümü
[email protected]ç Üniversitesi, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü, İstanbul
ÖZET
Coğrafya, insanların doğal çevreleri ile aralarındaki etkileşimi inceleyen bir bilim alanıdır. Geçmişin coğrafi koşullarını inceleyen paleocoğrafya ve geçmişte var olmuş kültürlerin dönemlerindeki coğrafi çevre özelliklerinin belirlenmesi konusunda çalışan jeoarkeoloji, coğrafyanın multidisipliner konularıdır. Arkeoloji günümüzde paleocoğrafya ve jeoarkeoloji disiplinlerinin katkılarından yararlanmaktadır. Arkeolojik kazıların konusu olan antik kentlerde, doğal çevrenin etkisi altında kurulan yerleşimler ve gelişen kültürlerin etkileri jeoarkeoloji ve paleocoğrafya çalışmaları ile açıklanabilmektedir. Bu çalışmada Saittai antik kenti çevresinde karotlu sondajlara ve yüzey araştırmalarına dayanan paleocoğrafya-jeoarkeoloji değerlendirmeleri yapılmıştır. Saittai (Sidas) antik kenti Lidya dönemine ait görkemli izleri taşıyan Sardis kentinin kuzeydoğusunda Demirci ilçesi İcikler mahallesinde yer almaktadır. Antik kent İcikler mahallesinin 3 km güneydoğusunda iki derin vadi arasında uzanan bir plato düzlüğünün üzerinde bulunmaktadır. Uygun iklim koşulları, su kaynakları, tarım yapılabilecek alanları ve konumu itibarı ile Lidya döneminde yerleşim alanı olarak tercih edilmiştir. Saittai kent alanında Lidya dönemine ait antik çeşme, kemerler, tapınak gibi yapıların parçaları yüzeyde görülebilmektedir. Stadyum en belirgin korunmuş yapı olarak dikkati çekmektedir. Saittai’de yapılan 12 delgi sondaj kentin bulunduğu çanak şeklindeki alanda yaklaşık 5-10 m arasında değişen kolüvyal dolguların bulunduğunu ortaya koymuştur. Kentin yüzeyde görülen az sayıdaki bölüm ve parçaları dışında yaklaşık %90’ının bu dolguların altında örtülü kaldığı anlaşılmıştır. Yamaç sellerinin taşıdığı materyalin birikmesi ile oluşan bu kalınlıktaki kolüvyal dolgular yaklaşık 2500 yılda birikmiştir. Saittai antik kentinin su ihtiyacının eski tabaka kaynaklarından sağlandığı belirlenmiştir. Kentteki yapılarda çevredeki anakaya olan Menderes masifine ait mermer ve gnaysların kullanıldığı saptanmıştır. Killerden yapılan element ve malzeme analizlerine göre kullanılan killerin bir bölümü kuzeydeki Miyosen tortullarının katmanlarından alınmıştır. Bunun yanında, kent alanındaki bazı seramiklerin ve taşların bölgenin killeri ve ana kayası ile uyumlu olmadığı dikkati çekmiştir. Bu malzemelerin ticaretle Sidas’a ulaştığı söylenebilir. Nitekim arkeolojik verilere göre, Saittai, diğer Lidya yerleşimleri arasındaki konumu ve kral yoluna yakınlığı ile önemli bir ticari merkez olmuştur.
Anahtar kelimeler: Saittai, Lidya, Paleocoğrafya, Jeoarkeoloji, Demirci.
PALEOGEOGRAPHICAL - GEOARCHAEOLOGICAL RESEARCH IN THE SAITTAI ANCIENT CITY (İCİKLER-DEMİRCİ)
ABSTRACT
Geography is a science that studies the interactions between people and their environment. Paleogeography that examines the geographical conditions of the past and geoarchaeology that studies the geographical characteristics of the past cultures are multidisciplinary disciplines of geography. Archeology today benefits from the contributions of paleogeography and geoarchaeological disciplines. In the ancient cities which are the subject of archaeological excavations, the settlements established under the influence of the natural environment and the effects of the developing cultures can be explained by geoarchaeology and paleogeography studies. In this study, paleogeography-geoarchaeological evaluations based on core drillings and surface surveys were carried out around the ancient city of Saittai. Saittai (Sidas) is located in the İcikler district of Demirci in the north-east of the city of Sardis, which has spectacular traces of the Lydian period. The ancient city is situated on a plateau extending between two deep valleys in 3 km south east of the İcikler. Due to its favorable climatic conditions, water resources, agricultural landscapes and location, it has been chosen as a settlement area in the Lydian period. In the city area of Saittai, fragments of structures such as ancient fountains, arches, temples belonging to Lydian period can be seen on the surface. The stadium stands out as the most prominently preserved structure. 12 core drillings in Saittai revealed that the colluvial fillings varying from about 5-10 m in the bowl shape relief where the city is located. It has been understood that approximately 90% of the city remains covered under these colluvial fillings, except for a small number of parts and fragments seen on the surface of the city. The colluvial fillings of this thickness formed by the accumulation of the material carried by the floods from slopes have accumulated in about 2500 years. It has been determined that the water requirement of the ancient city of Saittai is provided from the old strata springs-sources. It was determined that marble and gneisses belonging to the Menderes massif, which is the bedrock of the surrounding area, were used in the structures in the city. According to element and material analyzes made from clay minerals, some of the used clays was taken from layers of Miocene sediments in the north. However, it is noticed that some ceramics and stones in the area of the city are not compatible with the clays and the gneiss bedrock of the region. Thus, it can be said that these materials reached Sidas in trade. As a matter of fact, according to archaeological evidence, Saittai became an important commercial center with its proximity to other Lydian settlements and the way of the king.
Keywords: Saittai, Lydia, Paleogeography, Geoarcheology, Demirci.
BALIK VE BİTKİ FOSİLLERİNİN IŞIĞINDA DEMİRCİ NEOJEN HAVZASININ PALEOCOĞRAFYASI ÜZERİNE
DEĞERLENDİRMELER
Serdar VARDAR
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Coğrafya Bölümü
ÖZET
Coğrafyacıların yaklaşımı ile geçmişin coğrafi koşullarını inceleyen paleocoğrafya, jeologların fasiyes olarak ele aldıkları bir kavramdır. Jeoloji araştırmalarında havza içindeki kayaçların içerdikleri fosiller de dikkate alınarak eskiden yeniye doğru kronostratigrafik bir değerlendirmesi yapılmaktadır. Oysa eskinin coğrafyası o dönemin tüm coğrafi çevre bileşenlerini ifade etmektedir ve jeologlar bu konuda coğrafyacılardan farklı bir bakış açısına sahiptirler. Bu çalışmada, yapılan arazi çalışmalarının, ulaşılan balık, bitki ve diğer omurgalı fosillerinin dağılışının ve yansıttıkları ortamların dikkate alınması ile neojen paleocoğrafyası üzerine coğrafi yaklaşımla değerlendirmeler yapılmıştır. Bu değerlendirmelerde özellikle fiziki coğrafya bileşenleri üzerinde durulmuştur. Demirci neojen havzasının değerlendirilebilmesi için alandaki neojen birimlerinde belirlenmiş üç profil üzerinde durulmuş ve örnekler alınmıştır. Neojen sedimanlarından alınan örneklerin sedimantolojik ve element analizleri eski ortam koşullarının aydınlatılmasında kullanılmıştır. Bunun yanında sedimanter kayaçlar içindeki canlı kalıntıları araştırılmıştır. Demirci’nin 2 km kuzeyindeki balık ve bitki fosilleri içinde bulundukları sedimanter birimlerin tüm katmanları incelenerek ele alınmıştır. Demirci’nin 3 km güneydoğusundaki omurgalı fosilleri de yaşama ortamları açısından değerlendirilmiştir. Fosillerin tanımlanmasında konularının uzmanları olan Neriman Rückert, Tanju Kaya ve Serdar Mayda ile çalışılmıştır. Yapılan analiz ve arazi çalışmaları sonucunda, Demirci Neojen havzası için kıyı, sığ göl ve derin göl ortamlar şeklinde üç birim belirlenmiştir. Bu birimlerin çevresindeki-kıyısındaki bitki örtüsü ile ilgili yorumlar yapılmıştır. Bu gölsel ortamları dolduran ve çoğu yerde üzerinde gelen kaba pliosen yaşlı sel tipi dolgular ayırt edilmiştir. Demirci’nin Eskihisar ve Sevinçler mahalleleri arasında kalın tabakalar halinde görülen bu dolgular bir dönemin sel rejiminin değerlendirilmesi için araştırılmıştır. Neojen havzasındaki silisifiye kayaçlar, kumtaşları, aglomeralar ve tüfler içinde genişçe bir alanda mağaralar bulunmaktadır. Mağaralar Menderes masifinin temeldeki şist-gnays birimlerin üzerindeki sedimanter kayaçların içinde şekillenmiştir. Bu mağaraların gelişmesi neojen havzalarını ortaya çıkaran eski ve özellikle pliosen ile sonrasında gelişen daha genç tektonik zonların kontrolünde olmuştur. Mağaraların tarih öncesinden günümüze insanlar tarafından barınma amacıyla kullanılmış olması bu morfolojik oluşumlara önem kazandırmaktadır. Bunların yanında alandaki fosillerin silisifiye olarak korunmasını sağlayan volkanosedimanter birimler için kronostratigrafik yorumlar yapılmıştır.
Anahtar kelimeler: Neojen Paleocoğrafyası, Balık Fosili, Gergedan Fosili, Bitki Fosili, Demirci.
EVALUATIONS ON THE PALEOCEOGRAPHY OF THE DEMIRCI NEOGEN BASIN IN THE CASE OF FISH AND PLANT FOSSILS
ABSTRACT
Paleogeography, which examines the geographical conditions of the past with the approach of geographers, is a concept that geologists treat as facies. In the geological research considering the fossils contained in the rocks in the basin, a chronostratigraphic evaluation is made from old to new. Whereas the geography of the past refers to all the geographical environmental components of that time, geologists have a different point of view than geographers in this respect. In this study, geographical interpretations of Neogene paleogeography was carried out geographically with consideration of the field studies, distribution of the fish, plants and other vertebrate fossils reached and the environments they reflect. Especially physical geographical components are emphasized in these evaluations. In order to evaluate the Demirci Neogene basin, three profiles determined in the Neogene units in the area were studied and samples were taken. Sedimentological and elemental analyzes of the samples taken from Neogene sediments were used to clarify the old environmental conditions. In addition, remains of creatures in the sedimentary rocks have been investigated. Fish and plant fossils 2 km north of Demirci are discussed by examining all layers of the sedimentary units they are in. The vertebrate fossils 3 km south of Demirci were also evaluated in terms of their living environment. Neriman Rückert, Tanju Kaya and Serdar Mayda, who specialize in defining fossils, have worked with them. As a result of the analysis and field works, three units were determined for the Demirci Neogene basin as coastal, shallow lake and deep lake environments. Interpretations have been made about the surrounding vegetation of these units. The coarse Pliocene flood-type deposits that fill these lacustrine environments and come on in most places are distinguished. These fillings, which are seen as thick strata between Eskihisar and Sevinçler districts of Demirci have been investigated for the evaluation of a flood regime. There are many caves widespread in the siliceous rocks, sandstones, agglomerates and tuffs in the Neogene basin. Caves are formed in sedimentary rocks over the schist-gneiss units of the Menderes massif. The development of these caves is under control of the older, and especially younger, tectonic zones that develop after the Pliocene, which reveal the Neogene basins. The fact that caves were used by people for the purpose of settelement from past to present, gives importance to these morphological formations. In addition, chronostratigraphic interpretations have been made for volcanosedimentary units that provide protection of the surrounding fossils as silicification.
Keywords: Neogene Paleogeography, Fossil Fish, Fossil Rhinoceros, Fossil Plant, Demirci.
DEMİRCİ GELENEKSEL BAĞCILIK KÜLTÜRÜNDEN GÜNÜMÜZ BAĞCILIK KÜLTÜRÜNE DÖNÜŞÜM İLE İKLİM SICAKLIK
DEĞERLERİNİN NÜFUS ÜZERİNE ETKİLERİ
Yrd. Doç. Dr İsmail TAŞLI
M.C.B.Ü. Demirci Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi
Özet
17. yüzyılda Demirci’ye uğrayan Evliya Çelebi, Demirci halkının birinci derecede geçim kaynağını teşkil eden bağcılığın onun hayatında çeşitli yönleri ile etkiler yaptığını, bağda çalışmanın yanında bunu bir eğlenceye de dönüştürdüğünü ifade eder. Bağların bir bakıma Demirci halkı için sayfiye yeri özelliği taşıdığı, kışlık sebze, meyve ihtiyaçlarının buralardan karşılandığından bahisle her bağda birer ikişer katlı bağ köşkünün, (Daha basit olanlarına evcik denir.) köşklerin önünde pınar ve havuzların bulunduğundan, erkeklerin gündüzleri şehre inerek günlük işlerini takip ettiklerinden bahseder.
Yine bugün çok az örnekleri kalsa da bağlarda “Ha Varyoooo” şeklinde ifade edilen büyük meydan ateşleri yakılırdı. Bu ateşler büyüklerin kontrolünde ve eş, dost, akraba bir arada çocukları eğlenceye doyuran, onlara bağ kültürünü aşılayan etkinlikler biçiminde sürer giderdi. Bu arada bağlarında misafir bulunanlar çeşitli havai fişek ve emsalleri ile bu şenliğe bambaşka bir renk daha katardı. Buna komşu bağlardan da aynı şekilde cevap verilince bağlar, vadisi hiçbir yerde emsaline rastlanmayan muazzam bir şehrayin manzarası arz ederdi.
Demirci, 1970 li yıllardan itibaren gerek 1969 depremi ve gerekse sosyal ve ekonomik yönden Demirci’yi aşan insanların göç dalgasını yaşadı. Halıcılık başta olmak üzere pek çok Demircili iş sahibi, iş alanlarını Ege ve Marmara başta olmak üzere başka şehirlere taşıdı. İstihdamda okumakla dokumak arasında fazla tercihi olmayan çalışan kesim ise dokuma sektörü olan el halıcılığının önemini yitirmesi ile okumayı ön plana çıkardı. Gelişen bu süreç Demirci’nin şehir nüfusunun hızla eksilmesi anlamına geldi. Aynı zamanda bağ kültürü yavaş yavaş yok olurken bu anlamda kullanılan pek çok arazi de boş ve terk edilmiş bir görünüm arz etmeye başladı.
Bugün Demirci’de bağ kültürü yeniden canlanmaya başlıyor. Ancak yeterli düzeyde olduğu söylenemez. Hâlbuki Demirci gerek doğal ortam şartları ve yine doğal iklim şartları bir arada düşünüldüğünde ülkemizin en yaşanabilir yerleri arasındadır. İnsanın günlük yaşamında kendini rahat hissedebildiği ve “rahatlık bölgesi” olarak tanımlanan aralıklar (dönemler) iklim unsurlarının kombine etkilerini yansıtır. Bu etkililerle ilgili olarak, araştırıcılar tarafından bir takım eşik değerler belirlenmiştir. Örneğin Türkiye geneli için insanın kendini rahat hissedebileceği effektif sıcaklık değerleri 16,7 ile 24,7 olarak hesaplanmıştır. Demirci, bu değerler arasında en uzun süre kalabilen ender yerlerimizden birisidir. Nitekim Demirci; haziran, temmuz, ağustos ve eylül aylarında 132 gün süre ile bu eşik değerler arasında kalmaktadır. İzmir ve Manisa ise Haziran, Temmuz ve ağustos aylarında 92 gün süre ile bu değerlerin dışında kalarak insan yaşamını zorlaştıran iklim koşulları altında kalmaktadır. Esasen insanların dinlenmeye, iklim kürleri almaya ve bu yolla rekreasyon sağlamaya ihtiyacı vardır. Demirci, fiziki güç, moral güç kazanmak için yaz ayları boyunca ideal bir iklim çevresidir. Bu iklim şartları ve geleneksel bağ kültürünün modernize edilerek günümüze taşınması gerçekleşirse temmuz-ağustos aylarında Karadeniz insanının kendi şehirlerinde yoğunlaştığı gibi Demirci de benzer yoğunluğu yaşayabilir. Bu bağlamda bu çalışmada geçmişten ve bugünden örneklerle Demirci bağ kültürü ve nüfus üzerine değerlendirmeler yapılacaktır.
Anahtar Sözcük: Bağcılık Kültürü, Demirci Bağları, Demirci İklimi, Demirci nüfusu, Doğal ortam şartları
THE EFFECTS OF CLIMATE TEMPERATURE VALUES ON THE POPULATION BY TRANSFORMATION TO CURRENT BUSINESS
CULTURE FROM DEMIRCI TRADITIONAL CONSUMPTION CULTURE
Yrd. Doç. Dr İsmail TAŞLI
M.C.B.Ü. Demirci Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi
Abstract
Evliya Çelebi, who visited Demirci in the 17th century, said that the vineyard, which constitutes the source of livelihood for the people of Demirci, made various influences in his life, besides working in the tie, it transforms it into an entertainment. A vignette of the vineyards Carrying the countryside property for the Blacksmith, That the winter vegetables and fruit needs are met from here, and that there is a double-ply vineyard in every vineyard (the simpler one is called house), there are fountains and pools in front of the mansions, and men follow the day-to-day affairs of the city.
Even today, very few examples remain, but in the vineyards,; Ha Varyoooo ;expressed in the form of large firefighters were burned. These feathers are under the control of the elders and the children of the spouse's family it was going to take them in the form of activities that overcame the bond culture to feed them. In the meantime, guests in the vineyards with a variety of fireworks and empires, this festival is a completely different color adds cost. When the neighboring ties were answered in the same way, the tender valley offered a magnificent view of the city, nowhere seen in its precedents.
Since 1970, Demirci has experienced the wave of immigration of people who have exceeded Demircir in 1969 earthquake and, if necessary, social and economic direction Carpentry and many other business owners, especially in the Aegean and Marmara business areas, especially Carpets, Carried with other cities. The working group, which is not much preference between reading and weaving in employment, made the foreground to read with the loss of the importance of hand-made carpets. his developing process has meant that Demircinin has rapidly lost its urban population. At the same time, as the culture of the bond gradually disappeared, many of the land used in this sense began to appear empty and abandoned.
Today, bond culture in Demirci is starting to revive. But it can not be said to be adequate However, Demirci is among the most livable places of our country when natural environment conditions and natural climate conditions are considered together. The intervals (periods) defined as the ;comfort zone; in which people can feel comfortable in their daily life reflect the combined effects of climatic factors. Regarding these effects, a number of thresholds have been set by the researchers. For example, for Turkey, the effective temperature values that a person can feel comfortable withWas calculated as 16.7 to 24.7 (Sungur, 1980). Demirci is one of these rare places that can stay for the longest. As a matter of fact, Demirci is between these threshold values for 132 days in June, July, August and September. İzmir and Manisa in June, remain under climatic conditions make it difficult to remain outside these values human life for a period of 92 days in July and August. n fact, people need to rest, to take climate conditioning and to provide recreation in this way. Demirci, is an ideal climate environment during the summer months to gain physical strength, morale power. If these climate conditions and the traditional bond cultures are modernized and carried on a daily basis, then in July-August the Black Sea population will concentrate in their own cities as Demirci may have a similar intensity. In this context, this study will make evaluations on Demirci culture and population with past and present examples.
Key Words: Viticulture culture, Demirci Climate, Demirci Population, Natural environment conditions
