DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

306

description

Evrim teorisinin her türlü bilimsel dayanaktan yoksun olmasına rağmen hala varlığını sürdürmesinin en önemli nedenlerinden biri, bu teoriye ön yargıyla bağlanmış kişilerin ısrarlarıdır. Bilim dünyasında ve medyada görev yapan pek çok kişi, evrim teorisinin bilimsel bir gerçek olduğu yanılgısına dair hayatları boyunca yoğun bir telkine maruz kalmıştır. Bazıları hala da bu telkinin etkisindedirler.

Transcript of DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Page 1: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 2: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 3: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 4: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

OKUYUCUYA

- Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ay-r›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini olufltur-mas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›l-d›r pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden ol-mufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çokönemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilme-si ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bu-labilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ayr›lmas›uygun görülmüfltür.

- Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tümkitaplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlarAllah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleriile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmaya-cak flekilde aç›klanmaktad›r.

- Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yedi-den yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili veyal›n anlat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam ola-rak uymaktad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar da-hi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤u-nu inkar edememektedirler.

- Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤igibi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade et-mek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili ken-di tefekkür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.

- Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›-na ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yaza-r›n tüm kitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple di-ni anlatmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›n-dan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir.

- Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin iseönemli sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imizözellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›f-lara sahip daha birçok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yarar-lanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r.

- Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüphelikaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkatetmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›m-lara rastlayamazs›n›z.

Page 5: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

D A R W I N ‹ Z MNASIL B‹R AÇMAZ?

HARUN YAHYAARALIK 2005

Page 6: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA

Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 yılında Anka-ra'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamladı. Daha sonra İstanbulMimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve İstanbul Üniversitesi Felse-fe Bölümü'nde öğrenim gördü. 1980'li yıllardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi ko-nularda pek çok eser hazırladı. Bunların yanı sıra, yazarın evrimcilerin sahtekarlıkla-rını, iddialarının geçersizliğini ve Darwinizm'in kanlı ideolojilerle olan karanlık bağlan-tılarını ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktadır.

Harun Yahya'nın eserleri yaklaşık 30.000 resmin yer aldığı toplam 45.000 say-falık bir külliyattır ve bu külliyat 41 farklı dile çevrilmiştir.

Yazarın müstear ismi, inkarcı düşünceye karşı mücadele eden iki peygamberinhatıralarına hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden oluş-turulmuştur. Yazar tarafından kitapların kapağında Resulullah'ın mührünün kullanıl-mış olmasının sembolik anlamı ise, kitapların içeriği ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-ıKerim'in Allah'ın son kitabı ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiyaolmasını remzetmektedir. Yazar da, yayınladığı tüm çalışmalarında, Kuran'ı ve Resu-lullah'ın sünnetini kendine rehber edinmiştir. Bu suretle, inkarcı düşünce sistemleri-nin tüm temel iddialarını tek tek çürütmeyi ve dine karşı yöneltilen itirazları tam ola-rak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve ke-mal sahibi olan Resulullah'ın mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duası olarakkullanılmıştır.

Yazarın tüm çalışmalarındaki ortak hedef, Kuran'ın tebliğini dünyaya ulaştırmak,böylelikle insanları Allah'ın varlığı, birliği ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde

düşünmeye sevk etmek ve inkarcı sistemlerin çü-rük temellerini ve sapkın uygulamalarını gözler

önüne sermektir.Nitekim Harun Yahya'nın eserleri

Hindistan'dan Amerika'ya, İngiltere'den En-donezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e,

İspanya'dan Brezilya'ya, Malezya'danİtalya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve

Rusya'ya kadar dünyanın daha pekçok ülkesinde beğeniyle okun-

maktadır. İngilizce, Fran-sızca, Almanca, İtal-

yanca, İspan-

Page 7: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boşnakça, Uygurca, Endonez-

yaca, Malayca, Bengoli, Sırpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullanılıyor),

Hausa (Afrika'da yaygın olarak kullanılıyor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullanılıyor), Dani-

markaca ve İsveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt dışında geniş bir okuyu-

cu kitlesi tarafından takip edilmektedir.

Dünyanın dört bir yanında olağanüstü takdir toplayan bu eserler pek çok in-

sanın iman etmesine, pek çoğunun da imanında derinleşmesine vesile olmaktadır. Ki-

tapları okuyan, inceleyen her kişi, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlaşılır ve sa-

mimi üslubun, akılcı ve ilmi yaklaşımın farkına varmaktadır. Bu eserler süratli etki et-

me, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri taşımaktadır. Bu

eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düşünen insanların, artık materyalist fel-

sefeyi, ateizmi ve diğer sapkın görüş ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savunabil-

meleri mümkün değildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inatla savu-

nacaklardır, çünkü fikri dayanakları çürütülmüştür. Çağımızdaki tüm inkarcı akımlar,

Harun Yahya külliyatı karşısında fikren mağlup olmuşlardır.

Kuşkusuz bu özellikler, Kuran'ın hikmet ve anlatım çarpıcılığından kaynaklan-

maktadır. Yazarın kendisi bu eserlerden dolayı bir övünme içinde değildir, yalnızca

Allah'ın hidayetine vesile olmaya niyet etmiştir. Ayrıca bu eserlerin basımında ve ya-

yınlanmasında herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir.

Bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, insanların görmediklerini gör-

melerini sağlayan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmasını teşvik etmenin

de, çok önemli bir hizmet olduğu ortaya çıkmaktadır.

Bu değerli eserleri tanıtmak yerine, insanların zihinlerini bulandıran, fikri kar-

maşa meydana getiren, kuşku ve tereddütleri dağıtmada, imanı kurtarmada güçlü ve

keskin bir etkisi olmadığı genel tecrübe ile sabit olan kitapları yaymak ise, emek ve

zaman kaybına neden olacaktır. İmanı kurtarma amacından ziyade, yazarının edebi

gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyeceği açıktır. Bu ko-

nuda kuşkusu olanlar varsa, Harun Yahya'nın eserlerinin tek amacının dinsizliği çü-

rütmek ve Kuran ahlakını yaymak olduğunu, bu hizmetteki etki, başarı ve

samimiyetin açıkça görüldüğünü okuyucuların genel kanaatinden anlayabilirler.

Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaşaların, Müslümanların çektik-

leri eziyetlerin temel sebebi dinsizliğin fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulmanın

yolu ise, dinsizliğin fikren mağlup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konması ve

Kuran ahlakının, insanların kavrayıp yaşayabilecekleri şekilde anlatılmasıdır. Dünyanın

günden güne daha fazla içine çekilmek istendiği zulüm, fesat ve kargaşa ortamı dik-

kate alındığında bu hizmetin elden geldiğince hızlı ve etkili bir biçimde yapılması

gerektiği açıktır. Aksi halde çok geç kalınabilir.

Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmiş olan Harun Yahya külliyatı, Allah'ın iz-

niyle, 21. yüzyılda dünya insanlarını Kuran'da tarif edilen huzur ve barışa, doğruluk

ve adalete, güzellik ve mutluluğa taşımaya bir vesile olacaktır.

Page 8: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t

w w w. h a r u n y a h y a . c o m

ARAfiTIRMAYAYINCILIK

Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi

‹brahim Elmas ‹fl Merkezi

A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul

Tel: (0 212) 222 00 88

Bask›: Seçil Ofset

100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi

4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul

Tel: (0 212) 629 06 15

Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.

Page 9: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

G‹R‹fi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .10

B‹L‹M VE TEKN‹K DERG‹S‹NDEK‹ YANILGILAR

Ümit Say›n'›n "Dünyada Yaflam›n Bafllang›c›" Bafll›kl›

Yaz›s›nda Yer Alan Yan›lg›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .13

"Uygarl›¤›n Do¤du¤u Dönem, Neolitik Ça¤" ‹simli

Yaz›daki Evrimci Telkin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .26

"Biyomoleküller ve Nanoteknoloji" Adl› Makaledeki

Darwinist Yan›lg›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .32

Bilim Çocuk Dergisinin Çocuklara Verdi¤i

Yan›lt›c› Bilgiler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .46

B‹L‹M VE ÜTOPYA DERG‹S‹NDEK‹ YANILGILAR

Tu¤rul Atasoy'un Yaz›s›ndaki "‹nsan Bilinci Maddeye

‹ndirgenemez" ‹tiraf› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .49

Evrimi Çürüten Bir Delili Evrime Delil Gibi

Gösterme Yan›lg›s› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .51

A¤ustos 2000 Tarihli Bilim ve Ütopya

Dergisinde Yer Alan Yan›lg›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .56

"Hayvan Bilinci" ‹le ‹lgili Yanl›fl Yorumlara Cevap . . . . . . . .67

CUMHUR‹YET B‹L‹M TEKN‹K DERG‹S‹NDEK‹ YANILGILAR

Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Ekinin

"Eksik Halka" Yan›lg›s› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .74

Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi ve Befl

Parmakl› Canl›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .77

Darwin'e Verilen Yersiz "Bin Y›l›n Bilim Adam›" Payesi . . .81

Say›n A.M.C. fiengör'ün "Hurafe ve Yaflam›n Evrimi"

Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .96

Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisindeki Yan›lt›c›

Evrim Mesajlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .107

‹Ç‹NDEK‹LER

Page 10: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Say›n Rita Urgan'›n Canl›l›¤›n Oluflumu Hakk›ndaki

Önemli Yan›lg›lar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .112

Evrimcilerin "Maymun" Saplant›lar›n›n Anlams›zl›¤› . . . .118

FOCUS DERG‹S‹NDEK‹ YANILGILAR

Focus Dergisinden Evrim Düflleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .124

Focus Dergisinin ve Sn. Demirsoy'un

Davran›fllar›n Kökeni Hakk›ndaki Yan›lg›lar› . . . . . . . . . . .131

Focus Dergisinde, Çöpe At›lm›fl Evrimci

‹ddialardan Bir Derleme . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .35

CUMHUR‹YET GAZETES‹NDEK‹ YANILGILAR

Bir Biyoloji Ö¤retmeninin Ciddi Yan›lg›lar› . . . . . . . . . . . .147

Darwin Zaman›n S›nav›n› Geçemedi ve

Modern Bilime Yenildi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .150

Primatlar›n ve Memelilerin Kökeni

Hakk›ndaki Yan›lg›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .159

HÜRR‹YET GAZETES‹NDEK‹ YANILGILAR

"Evrim Formülü Bulundu" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar . . .166

8 Eylül 1999 Tarihli Hürriyet Gazetesindeki Yan›lg› . . . . . .169

"Denizanalar› Evrim Harikas›" Bafll›kl› Yaz›daki Gaflar . . .172

Hürriyet Gazetesinin "‹lk Kara Omurgal›s›" Yan›lg›s› . . . .176

Hürriyet Gazetesinden Amatör Bir Evrim Propagandas› .180

Prof. Dr. Asl› Tolun'un Evrim Teorisi

Hakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .183

Darwinizm'i Kabul Etmenin ‹lericilik,

Reddetmenin ‹se Gericilik Oldu¤unu Sanma Yan›lg›s› . . .193

M‹LL‹YET GAZETES‹NDEK‹ YANILGILAR

"Robotlar Ak›llan›yor" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar . . . . . . .198

‹nsan›n Ortaya Ç›k›fl› ‹le ‹lgili Klasik Evrimci Yan›lg›lar . .203

Page 11: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

"Ne ‹nsan, Ne Maymun" Bafll›kl› Yaz›daki

‹nsan-Maymun Yan›lg›s› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .211

"Kufllar›n Atas›n›n Kufl" Oldu¤unu Evrimcilere

Kabul Ettiren Fosil . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .216

Sn. Yalç›n Do¤an'›n Darwinizm Hakk›ndaki Yan›lg›lar› . .220

Hayat›n Kökeni Hakk›nda Evrimci

Hayaller ve Konuyla ‹lgili Senaryolar . . . . . . . . . . . . . . . . .225

AKTÜEL DERG‹S‹NDEK‹ YANILGILAR

"Bilim 'Niçin'e De¤il 'Nas›l'a Cevap Arar"

Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .233

Evrimcilerin Ça¤ D›fl›

"Efendisi" Charles Darwin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .247

BASINDA YERALAN D‹⁄ER YANILGILAR

Sabah Gazetesinden Zülfü Livaneli'nin

"‹lkel Çorba" Yan›lg›s› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .268

Sabah Gazetesinin "Seçime Darwin Damgas›"

Bafll›kl› Haberindeki Yan›lg›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .271

Star Gazetesinin Neandertaller'le ‹lgili

"Yamyaml›k" Yan›lg›s› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .275

Sn. Türker Alkan'›n Evrim Teorisiyle ‹lgili Yan›lg›lar› . . . .279

Evrensel Gazetesinin Kula¤›n Evrimi ‹le

‹lgili Yan›lg›lar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .282

Ayy›ld›z Gazetesindeki

"Neanderthal'ler Aram›zda" Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar . . . . . .286

Show Dergisinin Evrimci Bak›fl Aç›s› ve

Homo Erectus Yan›lg›s› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .291

TIG Dergisinde Görüldü¤ü Gibi Evrimcilerin

Kambriyen Ç›kmaz› Büyüyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .293

Baz› Gazetelerde Yer Alan

"Mitokondriyel Havva" Tezindeki Yan›lg›lar . . . . . . . . . . . .295

Page 12: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

iyoloji ile ilgilenen insanlar, özellikle de dünya üzerindeki canl›lar›nnas›l ortaya ç›kt›¤› sorusuna cevap arayanlar, 20. yüzy›l boyunca "ev-rim" kelimesini çok fazla duydular. Ancak bu ifade çok büyük

yan›lg›lar içermekteydi..Darwin'den bu yana sürekli geliflen bilimin ortaya ç›kard›¤› tablo,

do¤an›n asla tesadüflerle ortaya ç›kamayaca¤›n›, do¤ay› mutlaka üstünbir güç ve bilgi sahibi bir Yarat›c›'n›n yani Yüce Allah'›n yaratm›fl oldu¤u-nu gösteriyordu. 20. ve 21. yüzy›l bilimi, Darwin'in tesadüfle aç›klanabi-lir sand›¤› canl›lar›n, gerçekte çok kompleks yap›lara sahip olduklar›n› or-taya koydu. Bu yap›lar›n detay›na inildikçe, evrimin savundu¤u tesadüfaç›klamas›n›n saçmal›¤› ve ak›l d›fl›l›¤› daha aç›k hale geldi.

Ne var ki, evrim teorisinin bilimsel olarak hiçbir geçerlili¤i olmad›¤›aç›kça görüldü¤ü halde, bu teori tarihin çöplü¤üne at›lmad›. Evrimi savu-nan bilim adamlar›n›n materyalist felsefeye olan dogmatik ba¤l›l›klar›yla,bu teori ayakta tutulmaya çal›fl›ld›.

Evrim teorisinin ayakta tutulmas› için en büyük çabay› harcayanlarise, kuflkusuz materyalist görüflü savunan baz› bas›n organlar› oldu.

Bugün baz› medya kurulufllar›n›n yay›nlar›na dikkatli bir gözle ba-k›ld›¤›nda, s›k s›k Charles Darwin'in evrim teorisini konu edinen haber-lere rastlamak mümkündür. Söz konusu birtak›m büyük medya kurulufl-lar›, ünlü dergiler, çeflitli yay›nlar periyodik bir biçimde bu teoriyi günde-me getirirler. Kulland›klar› üsluba bak›ld›¤›nda ise, bu teorinin, tart›flma-ya yer b›rakmayacak bir biçimde ispatlanm›fl mutlak bir gerçek oldu¤u iz-lenimi uyan›r.

Oysa gerçek hiç de böyle de¤ildir.

G‹R‹fi

B

Page 13: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Çünkü evrim teorisi, canl›l›¤›n nas›l olufltu¤unu aç›klamaktan sonderece uzakt›r; aksine, biyoloji, biyokimya, paleontoloji, anatomi gibi bi-lim dallar›ndaki her yeni geliflme, evrim taraf›ndan aç›klanamayan, daha-s› aç›klanmas› asla mümkün olmayan yeni yeni sorunlar ortaya ç›karmak-tad›r. Sadece 21. yüzy›l›n ilk aylar›nda kaydedilen geliflmeler dahi, Darwi-nizm'e büyük darbe indirmifltir

21. yüzy›lda yaflanan yeni ve önemli bir geliflme ise, insanlar›n evrimpropagandas›na karfl› tüm dünyada bilinçlendirilmesidir. Yak›n bir geç-miflte, evrim teorisini kesin ve ispatl› bir gerçek zanneden ço¤unluk, bu-gün hiçbir bilimsel delili olmayan, evrimcilerin demagojilerinden, bilim-sel sahtekarl›k ve aldatmacalar›ndan ibaret hayali bir senaryo oldu¤ununfark›ndad›r. Elbette ki bunda evrim teorisinin içyüzünü ortaya koyan ki-taplar›n, konferanslar›n ve di¤er çal›flmalar›n önemli etkisi olmufltur.

Tüm bunlar›n yan›nda, evrim teorisinin geçersizli¤inin topluma gös-terilebilmesi için, evrimcilerin bas›nda yer alan iddialar›na da tek tek ce-vap vermekte yarar bulunmaktad›r. Daha önce bu konudaki cevaplar›m›-z›, A¤ustos 1999'da yay›nlanan "Evrimcilerin Yan›lg›lar›" adl› kitab›m›zdaortaya koymufltuk. Bu elinizdeki kitap ise, ayn› amaçla haz›rlanan birdi¤er çal›flmad›r ve evrimci iddialara karfl› kaleme al›nm›fl makalelerimi-zin bir derlemesidir. fiimdiye kadar "www.netcevap.org" adresli internetsitesinde yay›nlanm›fl olan bu makalelerde, ülkemizin baz› gazete ve der-gilerinde evrim teorisi hakk›nda ç›kan yan›lt›c› haberlere bilimin ve akl›nverdi¤i cevaplar ortaya konmufltur. Evrimcilerin iddialar›na karfl› ver-di¤imiz cevaplar›, "www.netcevap.org" adresli internet sitesinden iz-leyebilirsiniz.

Bu kitapta evrim iddialar›na verilen cevaplardan da anlafl›laca¤› gibi,evrim teorisini savunan veya propagandas›n› yapan her haber yanl›fl vealdat›c›d›r. Çünkü evrim hiçbir zaman gerçekleflmemifltir. Canl›l›k, ev-rimin iddia etti¤i gibi, kör tesadüflerin eseri de¤ildir. Canl›l›k, sonsuz birgüç, ilim ve ak›l sahibi, üstün bir Yarat›c› olan Allah'›n eseridir. Dolay›s›y-la tüm bilimsel bulgular, Yarat›c›m›z olan Allah'›n varl›¤›na, kudretine vebenzersiz sanat›na iflaret etmektedir.

Girifl 11

Page 14: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 15: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ilim ve Teknik dergisinin May›s 2000 tarihli say›s›nda yer alan ve ÜmitSay›n imzas›n› tafl›yan "Dünya'da Yaflam›n Bafllang›c›" bafll›kl› yaz›-da, bilimsel çevreler taraf›ndan çoktan rafa kald›r›lm›fl baz› iddialar

tekrar gündeme getirilmifl ve bunlar bilimsel birer gerçek gibi lanse edil-mifllerdir. Konuyla ilgili gerçekleri aç›klamakta yarar vard›r.

Bilim Adamlar› D›fl›nda Hiç Kimse Evrim

Teorisini Anlayamaz ‹ddias›

Ümit Say›n, insanlar›n evrim teorisini anlayabilmeleri için "yo¤unbir bilim e¤itimine ve detayl› anlafl›lm›fl baz› kavramlara" gereksinimduyduklar›n› söyleyerek, daha yaz›n›n bafl›nda yazd›klar›n›n anlafl›lmas›-n›n mümkün olmad›¤› mesaj›n› vermifltir. (Hatta Ümit Say›n yaz›s›ndahalk›n "milyonlarca y›ll›k süreçler olan evrim" gibi basit bir tamlamay› bi-le anlayamayaca¤›n› iddia etmifltir.) Bu gerçek d›fl› mesaja göre evrimdo¤rudur, ancak bunu anlatmak da anlamak da çok zordur ve teorininbüyük halk kitleleleri taraf›ndan anlafl›lamamas›n›n tek nedeni budur.Oysa bilimsel geliflmeler, evrim teorisinin geçersizli¤ini, bu geçersizli¤ianlaman›n da anlatman›n da çok kolay oldu¤unu tüm aç›kl›¤›yla ortayakoymaktad›r. (Detayl› bilgi için bkz. Harun Yahya'n›n Evrim Aldatmacas›,Darwinizm'in Sonu ve Hayat›n Gerçek Kökeni isimli kitaplar›)

Klasik Evrimci Göz Boyama Yöntemleri

Yazar önceki yaz›lar›nda oldu¤u gibi bu yaz›s›nda da, -evrim teorisi-ni halk›n gözünde kurtarma amac›yla- geçersizli¤i ortaya konmufl baz›

ÜM‹T SAYIN'IN "DÜNYADA YAfiAMIN BAfiLANGICI"

YAZISINDA YER ALAN YANILGILAR

B

Page 16: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

köhne deneylere sar›lm›fl ve bu yolla insanlar› yan›ltmaya çal›flm›flt›r. Ko-nunun içeri¤iyle hiçbir ilgisi olmayan, hatta "Yarat›l›fl Gerçe¤i"ni ortayakoyan resimlerle yaz›s›n› süslemifl, bilimsel bir hava vermek için de yaz›-n›n sonuna 22 tane yabanc› kaynak ad› ilifltirmifltir. Oysa yaz›da söz ko-nusu kaynaklar›n hiçbirinden bir al›nt› bulunmamakta, klasik evrimciaç›klamalardan farkl› bilgi yer almamaktad›r.

Ümit Say›n, elinde hiçbir belge ve kan›t olmad›¤› için yaz› içinde s›ks›k "evrim teorisi do¤rudur", "evrim teorisi gerçektir", "evrim teorisinindo¤rulu¤u konusunda son nokta koyulmufltur" gibi beylik ifadeler kul-lanarak okuyucular› etki alt›nda b›rakma yoluna gitmifltir. Ümit Say›n ev-rim konulu tüm yaz›lar›nda oldu¤u gibi bu yaz›s›nda da kendince çokpürüzsüz bir senaryo çizmektedir. Bilimin her alanda evrim teorisinesözde kan›t sa¤lad›¤›n› ve bu konuda herhangi bir çeliflki bulunmad›¤›n›iddia etmektedir. Oysa art›k dünyaca tan›nan evrim savunucular› bile buderece pürüzsüz bir senaryoyla ortaya ç›kamamaktad›r. Ümit Say›n'›n ka-leme ald›¤› hayat›n kökeni senaryosunun her cümlesi, gerçekte evrimci-ler aras›nda y›llard›r birer ihtilaf konusudur. Bu durum, Bat›l› evrim lite-ratürünü düzenli izleyen kimselerin yak›ndan bildikleri bir gerçektir.

Gerçekte Ümit Say›n, bu yaz›y› okuyan bilimsel gerçeklerden uzakkifliler üzerinde, evrimin adeta her aflamas›nda ayd›nl›¤a kavuflmufl bi-limsel bir süreç oldu¤u izlenimi oluflturmaya çal›flmaktad›r. Bu nedenlede yaz›da yer alan bilimsel yan›lg›lar› aç›klamakta fayda vard›r.

Ümit Say›n'›n Yaflam›n Bafllang›c›

ile ‹lgili Yan›lg›lar›

Ümit Say›n yaz›s›nda Harold Urey ve Stan-ley Miller taraf›ndan 1953 y›l›nda yap›lan, Millerdeneyinin, aminoasitlerin ilkel atmosfer flartlar›n-da kendi kendine oluflabileceklerini, dolay›s›ylacanl›l›¤›n yeryüzünde tesadüfler sonucu ortayaç›kabilece¤ini ispatlad›¤›n› iddia etmifltir. Üstelik"En büyük problem ilk canl›l›¤›n nas›l olufltu¤ukonusuydu" cümlesiyle canl›l›¤›n nas›l olufltu¤u

14 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Stanley Miller

Page 17: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

sorununu "-di'li" geçmifl zamanda anlatarak, art›k bu problemin çok es-kilerde kald›¤› imaj›n› oluflturmaya çal›flm›flt›r.

Öncelikle flunu belirtmeliyiz: ‹lkel dünyadaki tüm göllerin ve deniz-lerin aminoasitlerle dolu oldu¤unu farzetsek bile bu aminoasitlerin uygunsay›, çeflit ve s›ralamada dizilerek tek bir faydal› protein molekülü olufltu-rabilmelerinin mümkün olmad›¤›, olas›l›k hesaplar›yla, fizik ve kimya ka-nunlar›yla ortaya konmufltur. Dolay›s›yla, ilkel dünyada aminoasitlerinbulundu¤u var say›lsa bile, bunun canl›l›¤›n oluflabilmesi aç›s›ndanhiçbir anlam› ve etkisi yoktur. Çünkü, aminoasitlerin proteinleri olufltur-mas›, proteinlerin hücrenin organellerini meydana getirmesi, organellerinhücre s›v›s› içinde biraraya gelip son derece kompleks bir zarla çevrilerekcanl› bir hücre oluflturmalar›, moleküllerin kendi kendilerine yapabilecek-leri rastgele kimyasal reaksiyonlar›n s›n›rlar›n›n çok ötesinde, ak›l almazkomplekslikteki olaylard›r. Bizzat evrimci bilim adamlar› bile evrimin da-ha iflin bafl›ndaki bu büyük açmaz›n› dile getirmifl-lerdir. Rus evrimcisi A. I. Oparin göz ard› edileme-yen bu gerçe¤i flöyle ifade eder:

"Maalesef hücrenin meydana gelifli evrim teorisi-

nin bütününü içine alan en karanl›k noktay› teflkil

etmektedir."1

Kald› ki ilkel dünyada aminoasitlerin oluflabil-meleri de mümkün de¤ildir. Miller, aminoasitlerinkendi kendilerine ilkel dünya flartlar›nda tesadüf-lerle oluflabilece¤ini kan›tlayabilmek amac›yla yap-t›¤› deneyiyle, gerçekte böyle bir olay›n kesinliklemümkün olamayaca¤›n› bizzat kendi elleriyle ortaya koymufltur. 1998'infiubat ay›nda yay›nlanan evrimci bilim dergisi Earth'deki "Yaflam›n Pota-s›" isimli makalede flu ifadeler yer al›r:

Bugün Miller'›n senaryosu flüphelerle karfl›lanmaktad›r. Bir nedeni, je-

ologlar›n flu an ilkel atmosferin bafll›ca karbondioksit ve azottan olufltu¤u-

nu kabul ediyor olmalar›d›r. Bu gazlar ise 1953'teki deneyde (Miller deneyi)

kullan›lanlardan çok daha az aktifler. Kald› ki, Miller'›n farz etti¤i atmosfer

var olmufl olabilseydi bile, aminoasitler gibi basit molekülleri çok daha kar-

Evrimci bilim dergisiEarth

15Ümit Say›n'›n "Dünyada Yaflam›n Bafllang›c›"

Bafll›kl› Yaz›s›nda Yer Alan Yan›lg›lar

Page 18: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

mafl›k bilefliklere, proteinler gibi polimerlere dönüfltürecek gerekli kimyasal

de¤iflimler nas›l oluflabilirdi? Miller'›n kendisi bile, problemin bu noktas›n-

da ellerini h›zla ileri uzat›p, "bu bir sorun" diyerek fliddetle iç çekmekte...

"Polimerleri nas›l yapacaks›n›z? Bu o kadar kolay de¤il"..."2

Görüldü¤ü gibi, Miller'in kendisi dahi bugün deneyinin, hayat›n

bafllang›c›n› izah etme aç›s›ndan hiçbir sonuca götürmeyece¤ini kabullen-

mifl durumdad›r. Böyle bir durumda, yerli evrimcilerin bu deneye dört el-

le sar›lmalar› bu kiflilerin çaresizli¤inin aç›k bir göstergesidir. National Ge-

ographic dergisinin Mart 1998 say›s›nda yer alan "The Rise of Life on Earth"

(Yaflam›n Bafllang›c›) makalesi de Miller deneyini Bat›l› evrimcilerin çok-

tan terk ettiklerinin bir ifadesidir. Söz konusu dergide flu ifadeler yer al›r:

Pek çok bilim adam›n›n bugün, ilkel atmosferin Miller'in öne sürdü¤ün-

den farkl› oldu¤una dair kuflkular› var. ‹lkel atmosferin hidrojen, metan

ve amonyak yerine karbondioksit ve azottan olufltu¤unu düflünüyorlar.

Bu ise kimyac›lar için kötü haber. Karbondioksit ve azotu tepkimeye sok-

16 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 19: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

tuklar›nda elde edilen organik bileflikler oldukça de¤ersiz miktarlarda. Ko-

ca bir yüzme havuzuna at›lan bir damla g›da renklendiricisiyle ayn› yo¤un-

lukta. Bilim adamlar› bu derece seyrek çözeltideki bir çorbada hayat›n orta-

ya ç›kmas›n› hayal etmeyi bile güç buluyorlar.3

Görüldü¤ü gibi bugün pek çok önemli bilim adam› dünyan›n oluflu-mu s›ras›ndaki atmosferin metan, amonyak kar›fl›m›ndan olufltu¤u konu-sundaki fikirlerini terk etmifllerdir. Bu kiflilerden birisi de bizzat StanleyMiller'dir. Miller 8-12 Eylül 1985 tarihleri aras›nda ‹sveç'in Stockholm fleh-rinde, ‹sveç Kraliyet Bilimler Akademisi taraf›ndan düzenlenen "Molecu-lar Evolution of Life" isimli sempozyumda sundu¤u bildiride flu ifadele-ri kullanm›flt›r:

"Metan, azot ve yok denecek kadar az miktarlardaki amonyak ile su bu-

har› kar›fl›m› ilkel dünya için daha gerçekçi bir atmosferdir."4

Stanley Miller'in bu bildirisi, Molecular Evolution of Life isimli kitaptatam metin olarak yay›nlanm›flt›r. fiüphesiz ki, Stanley Miller'in "‹lk at-

mosferdeki amonyak miktar› yok dene-cek kadar azd›." fleklindeki aç›klamas›Miller'in metan-amonyak modelindenvazgeçti¤ini göstermektedir. Çünkü Mil-ler deneyi çok yüksek miktarda amonyak-la gerçeklefltirilmifl olan bir deneydir.Amonyak olmadan yap›lan deneylerdehiçbir aminoasit elde edilemedi¤ine göre,ortada Miller Deneyi diye bir fley kalma-maktad›r.5

Evrimcilerin en büyük yan›lg›lar›ndan bir taneside yanda temsili resmi görülen ve ilkel dünyaolarak nitelendirdikleri ortamda canl›l›¤›n kendi-li¤inden oluflabilece¤ini düflünmeleridir. Millerdeneyi gibi çal›flmalarla bu iddialar›n› kendile-rince kan›tlamaya çal›flm›fllard›r. Ancak bilimselbulgular karfl›s›nda yine yenilgiye u¤ram›fllard›r.Çünkü 1970'li y›llarda elde edilen sonuçlar, ilkeldünya olarak nitelendirilen dönemdeki atmosfe-rin yaflam›n oluflmas› için hiçbir flekilde uygunolmad›¤›n› kan›tlam›flt›r.

17Ümit Say›n'›n "Dünyada Yaflam›n Bafllang›c›"

Bafll›kl› Yaz›s›nda Yer Alan Yan›lg›lar

Page 20: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Fakat nedense Ümit Say›n bu önemli ayr›nt›y› görmezden gelmekte,Miller Deneyi'ni hala büyük bir bilimsel kan›t gibi tekrarlamaya devametmektedir.

Uzaydan Gelen Aminoasitlerin Hayat

Oluflturabilece¤i Yan›lg›s›

Ümit Say›n ilkel dünya flartlar›nda tesadüfen aminoasit oluflamaya-ca¤› gerçe¤i karfl›s›nda yeni aç›klama aray›fllar›na da yönelmifltir. Bu ak›ld›fl› iddiaya göre uzaydan yeryüzüne düflen meteorlarda bulunan aminoasitler ile organik maddeler reaksiyona girmifl ve böylece canl›l›k olufl-mufltur. Ancak uzayda mevcut olan ortam, canl›lar›n yaflam›n› imkans›zhale getirmektedir. George Gamow, bu konuda flunlar› söylemifltir:

Uzayda yolculuk yapan sporlar› bekleyen ve donarak ölmekten daha ciddi

olan bir tehlikeyi unutmamak gerekir. Çok iyi bilindi¤i gibi güneflten mü-

him miktarda mor ötesi ›fl›nlar yay›lmaktad›r. Yeryüzünü kuflatan atmosfer

tabakas›n›n çok az›n›n geçmesine müsade etti¤i bu ›fl›nlar; uzay bofllu¤u

içinde kendilerini muhafaza edebilecek koruyucu mekanizmalar› bulunma-

yan bu mikroorganizma sporlar› için en büyük tehlikedir ve onlar› bir anda

öldürebilecek güçtedir. Bu sebeple bakterilerin hayali yolculuklar› daha en

yak›n gezegene dahi ulaflmadan onlar›n ölümüyle sonuçlanacakt›r. 1966 y›-

l›nda yap›lan bir baflka araflt›rma neticesi "uzaydan gelme" hipotezinin ta-

mamen terk edilmesine sebep olmufltur. "Gemini-9" uzay arac›n›n d›fl yüze-

yine özellikle seçilmifl en dayan›kl› mikroorganizmalar yerlefltirildikten son-

ra uzaya gönderilmiflti. Yap›lan incelemelerde

bunlar›n tamam›n›n yedi saat dahi geçmeden öl-

dü¤ü görüldü. Halbuki bu hipoteze göre hayat›

bafllatt›¤› ileri sürülen bakterilerin yolculu¤unun

y›llarca sürmesi gerekirdi.6

Bilimsel araflt›rmalar sonucu ortaya ç›kangerçek, uzaydan canl› mikroorganizmalar›n yer-yüzüne ulaflmas›n›n imkans›z oldu¤udur. Ancakbaflta da belirtti¤imiz gibi, ilk dünya koflullar›nda,uzaydan çok bol miktarda aminoasit gelseydi vehatta yeryüzü tamamen aminoasitlerle kapl› bile

18 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

George Gamov

Page 21: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

olsayd›; bu, canl›lar›n kökenini aç›klayan bir durum olmazd›. Çünkü ami-

noasitlerin tesadüfen ve rastgele biraraya gelerek son derece kompleks, üç

boyutlu bir proteini ve proteinlerin de hücrenin organellerini, ard›ndan da

bu organellerin tüm mucizevi yap›s›yla bir canl› hücreyi meydana getir-

mesi mümkün olmazd›.

Bu as›ls›z iddia ile Ümit Say›n, moleküler biyoloji, biyokimya, kim-

ya, matematik kurallar›n› tamamen gözard› etti¤ini ortaya koymufltur.

Çünkü yeryüzündeki en kompleks moleküllerden biri olan proteinlerin

kökenini Miller gibi evrimciler dahi çözümsüz bir problem olarak görür-

ken, Ümit Say›n bir ç›rp›da "Uzaydan gelen maddeler reaksiyona girdi

ve canl›l›k olufltu." diyebilmektedir. Oysa biraz biyoloji bilgisi olan bir

kimse;

❍ Proteinlerin en küçüklerinin dahi yüzlerce aminoasitin belli say›-

da, uygun çeflitte ve özel bir s›ralamada dizilmelerinden meydana geldi-

¤ini,

❍ Tek bir aminoasitin fazla, eksik ya da yerinin farkl› olmas›n›n o

proteini ifllevsiz hale getirece¤ini,

❍ Bir proteinde bulunan aminoasitlerin yaln›zca sol-elli olanlardan

oluflmas› gerekti¤ini, tek bir sa¤-elli aminoasitin araya kar›flmas›n›n bile o

proteini ifle yaramaz hale getirece¤ini,

❍ Aminoasitlerin aralar›nda yaln›zca peptid ba¤› denen özel bir

kimyasal ba¤la ba¤lanmas› gerekti¤ini, di¤er kimyasal ba¤lar›n proteinin

yap›s›n› bozaca¤›n›,

Son derece kompleks bir düzenesahip olan proteinler kendilerin-den daha küçük moleküller olanaminoasitlerin birleflmesiyle olu-flur. Ancak bu birleflme rastgelede¤ildir. Aminoasitlerin bir prote-ini oluflturabilmeleri için mutlakabelli bir düzen içinde s›ralanma-lar› gerekir. Aksi takdirde oluflanprotein hiçbir ifle yaramaz. Budurum tek bir proteinin bile tesa-düfen oluflamayaca¤›n› aç›kçaortaya koymaktad›r.

19Ümit Say›n'›n "Dünyada Yaflam›n Bafllang›c›"

Bafll›kl› Yaz›s›nda Yer Alan Yan›lg›lar

Page 22: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

❍ Proteine ifllevini kazand›ran unsurun onun üç boyutlu yap›s› ol-

du¤unu, bu üç boyutlu yap›n›n ço¤u zaman hücre içindeki ribozomda

protein sentezi yap›l›rken, özel enzimlerin yard›m›yla gerçekleflti¤ini, bu

yap›n›n birçok protein çeflidinde kendi kendine oluflamayaca¤›n› bilir.

Lise düzeyinde matematik ve kimya bilgisine sahip olan bir kimse,

yukar›da sayd›¤›m›z koflullar›n tek bir tanesinin bile kendi kendine, tesa-

düfler sonucu gerçekleflmesine olas›l›k hesaplar›n›n izin vermedi¤ini bi-

lir. Kald› ki tüm bu koflullar›n ayn› anda ve birlikte gerçekleflmesi ihtima-

li akl›n kavrama s›n›rlar›n›n çok ötesinde astronomik rakamlara ulafl-

maktad›r. Kontrollü bir deneme-yan›lma mekanizmas›n›n -yani amino-

asitleri bir flekilde biraraya getirip rastgele birlefltiren, bu dizilim ifle yara-

mad›¤›nda hatal› zinciri bozup yeni bir rastgele ihtimali deneyen bilinçli

bir mekanizman›n- bulundu¤unu var sayd›¤›m›z bir ortamda, 500 amino-

asitlik ortalama bir protein molekülünün do¤ru dizilimi yakalama ihti-

mali, 10950'de bir olarak hesaplanm›flt›r. Bu, teorik flartlar için hesaplanm›fl

ihtimaldir. Gerçek flartlarda ise bir protein molekülünün tesadüfen olufl-

ma ihtimali "0"d›r.

Miller Deneyi'ni Geçersiz K›lan Noktalar

Miller'in 50 y›l önce gerçeklefltirdi¤i deney, önyarg›l› ve tek tarafl› ev-

rimci mant›¤›yla de¤il de gerçekçi bir gözle de¤erlendirildi¤inde, duru-

mun evrimciler aç›s›ndan hiç de o kadar umutland›r›c› olmad›¤› görülür.

Çünkü aminoasitlerin ilkel dünya koflullar›nda kendi kendilerine oluflabi-

lecekleri tezinden yola ç›kan bu deney, birçok yönden tutars›zl›k göster-

mektedir. Ümit Say›n'›n da yaz›s›nda üzerinde durdu¤u bu noktalardan

baz›lar› flu flekildedir:

1- Ümit Say›n söz konusu yaz›s›nda öncelikle Miller deneyini geçer-

siz k›lan "so¤uk tuzak" (cold trap) isimli mekanizmadan bahsetmektedir.

Bu mekanizma aminoasitleri olufltuklar› anda ortamdan izole etmektedir.

Çünkü aksi takdirde, aminoasitleri oluflturan ortam›n koflullar›, bu mole-

külleri, oluflmalar›ndan hemen sonra imha ederdi. Halbuki ultraviyole,

y›ld›r›mlar, çeflitli kimyasallar, yüksek oksijen miktar›, vs. gibi unsurlar›

20 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 23: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

içeren ilkel dünya koflullar›nda, bu çeflit bilinçli düzeneklerin var oldu¤u-

nu düflünmek bile anlams›zd›r. Bu mekanizma olmadan, herhangi bir çe-

flit aminoasit elde edilse bile bu moleküller ayn› ortamda hemen parçala-

nacaklard›r. Kimyager Richard Bliss bu çeliflkiyi flöyle izah ediyor:

Miller'in aletlerinin can al›c› k›sm› olan "so¤uk tuzak", kimyasal tepkimeler-

den biçimlenmifl ürünleri toplama ödevi görüyordu. Gerçekten bu so¤uk

tuzak olmadan, kimyasal ürünler elektrik kayna¤› taraf›ndan tahrip edil-

mifl olacakt›.7.

Evrim hakk›ndaki elefltirel çal›flmalar›yla tan›nan Henry Morris de,

durumu flöyle aç›kl›yor:

Miller, ayg›tlar›na, aminoasitleri olufltu¤u anda yakalayacak bir ilave yapa-

rak onlar› üretildikleri ortamdan ay›rm›flt›r. E¤er böyle yapmasayd›, ayn› at-

mosferik flartlarda o aminoasitler hemen parçalanacaklard›. Halbuki Mil-

ler'›n bu koruyucusuna benzeyen bir araç ilkel yeryüzünde yoktu.8

Nitekim Miller, ayn› malzemeleri kulland›¤› halde so¤uk tuzak yer-

Miller'in, deneyini yaparken ortayaatt›¤› varsay›mlar ve gerçek koflul-lar karfl›laflt›r›ld›¤›nda deneyin ne-den geçersiz oldu¤u aç›kça görül-mektedir. Asl›nda Miller, deneyi ileevrimci varsay›mlar› çürütmüfltür.

21Ümit Say›n'›n "Dünyada Yaflam›n Bafllang›c›"

Bafll›kl› Yaz›s›nda Yer Alan Yan›lg›lar

gazlarburadaneklenir

elektrodlar

elektrikboflalt›m›

"Atmosfer":hidrojen, subuhar›, metan,amonyak

d›flar›

içeri

so¤uyan su

çözülmüflamino asit vedi¤er organikbileflikler

"Okyanus":kaynayan su

Page 24: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lefltirmeden yapt›¤› daha önceki deneylerde tek bir aminoasit bile elde

edememiflti.

Miller'›n amac› aminoasit elde etmekti ve kulland›¤› yöntem ve dü-

zenekler, bu aminoasitleri elde edebilmek için özel olarak ayarlanm›flt›.

Ancak, ilkel atmosferde bu tür metod, düzen ve ayarlar› sa¤layacak bir

zekan›n varl›¤›n› kabul etmek ise, herfleyden önce evrimin kendi mant›-

¤›yla çeliflmektedir.

Ümit Say›n'›n örnek olarak verdi¤i s›cak su kaynaklar›n›n birden so-

¤uyarak so¤uk tuzak oluflturduklar› tezi de ayn› tesadüfler zincirinin bir

devam›ndan baflka bir fley de¤ildir. Ümit Say›n yine yaz›s›n›n temelini

varsay›mlardan ve spekülasyonlardan öteye gitmeyen bir hezeyan üzeri-

ne kurmufl, içinde bulundu¤u bilimsel tutars›zl›¤› ise "Do¤ada bugüntahmin edilemeyen pek çok yap›, bunu meydana getirebilir." gibi yu-

varlak ifadelerle dile getirmifltir.

2- Miller'›n deneyinde canland›rmaya çal›flt›¤› ilkel atmosfer ortam›

gerçekçi de¤ildi. Bu gerçe¤i, 1980'li y›llar›n ortalar›na do¤ru konuyla ilgi-

lenen baz› jeologlar ortaya ç›kard›lar. Buna göre, Miller yapay ortam›nda

olmas› gereken azot ve karbondioksiti göz ard› ediyor, bunlar›n yerine

metan ve amonyak kullanmay› tercih ediyordu.

Peki evrimciler neden ilkel atmosferde a¤›rl›kl› olarak metan (CH4),

amonyak (NH3) ve su buhar›n›n (H2O) bulundu¤u konusunda ›srar et-

mifllerdi? Cevap basitti: Amonyak olmadan, bir aminoasitin sentezlenme-

si imkans›zd›. Kevin M. Kean, Discover dergisinde yay›nlad›¤› makalede

bu durumu flöyle anlat›yor:

Miller ve Urey dünyan›n eski atmosferini metan ve amonyak kar›flt›rararak

kopya ettiler. Onlara göre dünya, metal, kaya ve buzun homojen bir kar›fl›-

m›yd›. Oysa son çal›flmalarda o zamanlar dünyan›n çok s›cak oldu¤u ve er-

gimifl nikel ile demirin kar›fl›m›ndan meydana geldi¤i anlafl›lm›flt›r. Böylece

o dönemdeki kimyevi atmosferin daha çok azot (N2), karbondioksit (CO2)

ve su buhar›ndan (H2O) oluflmas› gerekir. Oysa bunlar organik molekülle-

rin oluflmas› için amonyak ve metan kadar uygun de¤ildirler.9

Ünlü jeolog Philip Abelson da metan/amonyak modelinin geçersiz

oldu¤unu flöyle vurgular:

22 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 25: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Metan ve amonyak gazlar›n› içeren bir ilkel atmosfer hipotezinin sa¤lam te-

mellerden yoksun oldu¤u ortaya ç›kt› ve gerçekten de çürütüldü. Art›k je-

ologlar bir baflka alternatif görüfl benimsediler. Atmosfer ve okyanuslar, vol-

kanlardan ç›kan gazlardan oluflmufllard›.10

Sonuç olarak, ilkel dünya atmosferinin Miller'›n tahmin etti¤indençok daha farkl› gazlardan meydana geldi¤i ortaya ç›km›flt›r. Peki bu gaz-lar kullan›larak yap›lacak deneylerde aminoasit elde edebilmek mümkünmüdür? Amerikal› bilim adamlar› J. P. Ferris ve C. T. Chen'in araflt›rmala-r› bu soruya gerekli yan›t› verdi. Ferris ve Chen karbondioksit, hidrojen,azot ve su buhar›ndan oluflan bir atmosfer ortam›nda Stanley Miller'›ndeneyini tekrarlad›lar. Ve bu gaz kar›fl›m›yla bir tek molekül aminoasit bi-le elde edemediler.11

Miller'›n deneyine duyulan güven oldukça sars›lm›flt›. Buna ra¤menbilim çevreleri ve ilgili medya kurulufllar›, Ferris ve Chen deneyini halkaduyurmamaya özen gösterdiler. Miller deneyi gündemde tutulmaya de-vam edildi. Ancak deneyden tam 33 y›l sonra, 1986 y›l›nda Stanley Miller,amonya¤›n yüksek miktarlarda kullan›ld›¤› ilkel atmosfer deneyleriningerçekçi olarak nitelendirilemeyece¤ini bizzat kendisi aç›klayarak flöylededi:

Metan (CH4), Azot (N2), çok az miktarlardaki amonyak (NH3) ve su buha-

r›ndan oluflmufl bir atmosfer, ilkel dünya için daha gerçekçi bir atmosferdir.

Çünkü amonyak gaz› okyanuslarda çözünece¤inden atmosferde çok mik-

tarlarda bulunamazd›.12

Fakat nedense yukar›da da bahsetti¤imiz gibi deneyin bizzat sahibidahi kendi deneyinin geçersizli¤ini ilan ederken, baz› evrimciler bu köh-ne deneyle evrim safsatas›n› ayakta tutmaya çal›flmaya devam ediyorlar.

Evrimcilerin "Görmedi¤ine ‹nanmama" Saplant›s›

Bu yaz›da dikkat çeken baflka bir nokta ise Ümit Say›n'›n evrimin çe-liflkilerini "4 milyar y›l öncesine gidip gözlem yapamay›z!" yöntemiyleörtbas etme giriflimidir. Ümit Say›n, "Kimse 4 milyar y›l önceye gitmemifl-tir; o günden bugüne de tek iz kalmam›flt›r; bilimsel yarat›l›flç›lar ne söy-lerlerse söylesinler, 4 milyar y›l önceye ait kesin kan›tlarla evrimcilerin

23Ümit Say›n'›n "Dünyada Yaflam›n Bafllang›c›"

Bafll›kl› Yaz›s›nda Yer Alan Yan›lg›lar

Page 26: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

karfl›s›na gelmeden evrimcilerin hiçbir söyledi¤ini çürütmüfl say›lamaz-

lar…" gibi garip mant›klarla, "Yarat›l›fl Gerçe¤i"ni savunanlar› kendince

zor duruma soktu¤unu sanmaktad›r.

Oysa dikkat edilirse, bu cümlelerde, evrimci zihniyet aç›s›ndan çokbüyük bir "geri ad›m" söz konusudur. Evrimciler yak›n zaman kadar,

"hayat›n kökenini aç›klad›k, türlerin kökenini izah ettik, evrim somut ve

tart›fl›lmaz bir gerçektir" üslubunda cümleler kullan›yorlard›. fiimdi ise

"Evet biz iddialar›m›z› delillendiremiyoruz, ama 4 milyar y›l öncesitam bilinemeyece¤i için teorilerimizi çürütemezsiniz." demeye baflla-

m›fllard›r. "Çürütemezsiniz" dedikleri iddialar da, yukar›da de¤indi¤imiz

ve "belki de ilkel dünyada so¤uk tuzaklar vard›, ne biliyorsunuz" fleklin-

deki bilim d›fl› avuntulard›r. Bu avuntular, evrim teorisinin bilimin d›fl›na

ç›kt›¤›n›n, adeta bir "ufo masal›"na dönüfltü¤ünün aç›k bir göstergesidir.

Kald› ki bu avuntular› dahi çürütmek çok kolayd›r.

Elbette hiç kimse 4 milyar y›l önceki ortam› gözüyle görmemifltir.

Ancak bilimsel alanda yap›lan çal›flmalar, ilk dünya atmosferinin özellik-

leri ile ilgili önemli bilgiler elde etmifltir. ‹lkel atmosferin metan-amonyak

yo¤unluklu olmad›¤›n›, yani yaflama elveriflsiz oldu¤unu yukar›da belirt-

tik. Bir baflka önemli konu, evrimcilerin uzun zaman reddetmeye çal›flt›k-

lar› oksijen sorunudur. ‹lkel dünya atmosferinde Ümit Say›n'›n iddia etti-

¤i gibi hayat›n oluflabilmesi için ozon tabakas›n›n koruyuculu¤u flartt›r.

Ozon tabakas› var olmad›¤› sürece dünya üzerindeki canl›lar›n uzaydan

gelen kozmik, radyoaktif ›fl›nlara, ultraviyole ›fl›nlar›na dayanmas› müm-

kün de¤ildir. Ama ayn› zamanda biliyoruz ki, ozon tabakas›n› olufltura-

cak miktarda oksijenin bulundu¤u bir ortamda, tesadüfen meydana gel-

mifl de olsa, uzaydan yeryüzüne inmifl de olsa aminoasitlerin parçalan-

mas› kaç›n›lmaz bir sonuçtur. Yani her ne durumda olursa olsun ilk dün-

ya koflullar›nda tesadüfen canl›lar›n oluflmas› mümkün de¤ildir. Bunlar

bugün bilimin ortaya koydu¤u gerçeklerdir. Biz o ortama flahit olsak da

olmasak da bu kanunlar›n iflledi¤ini biliriz.

Bunlar önyarg›s›z her insan›n kavrayabilece¤i gerçeklerdir. Ancak

hayatlar›n› evrim yalan›n› do¤rulama çabas› içinde geçiren kifliler, bir

yanda bilimsellik imaj›na s›¤›n›p di¤er yanda bilimin ortaya koydu¤u bu

gerçekleri göz ard› edebilmektedirler.

24 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 27: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Sonuç

Say›n yazara ve onunla ayn› anlay›flta olan evrimcilere bakacak olur-sak, atmosferdeki azot, karbondioksit, hidrojen ve su molekülleri zamaniçinde tesadüfen de¤iflerek; kusursuz biçimde renkli ve üç boyutlu göre-bilen, ses, tat, koku, s›cakl›k alg›layabilen, örne¤in yedi¤i yeme¤in tad›n›,kokusunu, k›vam›n› anlayabilen, hat›ralar› olan ve bunlar› hat›rlay›p se-vinen ve üzülen, müzik eserleri besteleyebilen, dinledi¤i müzikle danseden sanatç›lar›, bilim adamlar›n›, mühendisleri, profesörleri oluflturmufl-tur! Yani, ak›l ve bilim d›fl› evrimci anlay›fla göre, bilinçsiz atom bileflikle-ri düflünebilmekte, görebilmekte, alg›layabilmekte, sanat eserleri üretebil-mekte, kendilerini oluflturan atomlar›n yap›s›n›, molar a¤›rl›klar›n› ince-leyebilmektedirler! Evrimciler tüm bu mant›k d›fl› iddialar›n mümkün ol-du¤una inanmaktad›rlar.

Akl›n› ve vicdan›n› kullanan insan ise, bunlar›n saçmal›¤›n› kolayl›k-la görür. Çünkü o bilir ki kainattaki canl› cans›z tüm varl›klar› Yüce Allahçok büyük bir ilim ve sanatla yaratm›flt›r.

25Ümit Say›n'›n "Dünyada Yaflam›n Bafllang›c›"

Bafll›kl› Yaz›s›nda Yer Alan Yan›lg›lar

Page 28: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

arwinizm'in ba¤l›lar›, teorilerini ayakta tutabilmek için çeflitli yollarabaflvururlar. Bunlar asl›nda güçlü bir telkin ve göz boyama içeren birta-k›m propaganda yöntemlerinden baflka bir fley de¤ildir. Evrim teorisi-nin, bilimsel hiçbir geçerlili¤i olmamas›na ra¤men nas›l bu kadar yayg›n

olarak benimsendi¤i sorusunun cevab› da iflte bu propaganda yöntemle-rinde yatmaktad›r.

Günümüzde bu propaganday› hayat›n her alan›nda görmek müm-kündür. Bu propaganda insanlar›n karfl›s›na kimi zaman sabah okuduklar›bir gazetede, yoldaki bir reklam panosunda, okuldaki bir ders kitab›nda,bir sinema filminde ya da televizyon program›n-da, kimi zaman da bilimsellik iddias› içeren birdergide ç›kabilmektedir.

Bilim ve Teknik dergisinin May›s 2000 ta-rihli say›s›nda yer alan ve "Uygarl›¤›n Do¤-du¤u Dönem, Neolitik Ça¤" bafll›kl› yaz›da ayn› evrimci propagandan›n bir ürünü-dür. Bu yaz› da bu gibi dergilerde yay›nla-nan di¤er yaz›larda oldu¤u gibi bilimselbir bilgi vermek de¤il, insanlara evrimcibir telkin vermek hedeflenmifltir. Bu ne-denle de befl sayfadan oluflan ve on beflhayali resimle süslenen bu yaz›da, ma-sal›ms› bir anlat›m tercih edilmifl, çokfazla hayali ayr›nt› verilerek, anlat›lan

"UYGARLI⁄IN DO⁄DU⁄U DÖNEM, NEOL‹T‹K ÇA⁄"

‹S‹ML‹ YAZIDAK‹ EVR‹MC‹ TELK‹N

D

Page 29: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

senaryoya sözde gerçekçilik kat›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Gökhan Tok imzas›n› tafl›yan söz konusu yaz›da en çok dikkati çeken

husus, yaz›lanlar›n sözde do¤rulu¤u ispatlanm›fl, bilimsel bulgularla des-teklenmifl bir gerçekmifl gibi sunulmas›d›r. Bu yolla, bu yaz›y› okuyan veevrim teorisinin açmazlar›ndan habersiz olan kiflilerin söz konusu yaz›da-ki ak›l d›fl› anlat›mlara inanmas› hedeflenmifltir. Oysa bilimsel gerçekler buyaz›da anlat›lan tüm mant›klar› ve bilim ad›na ortaya at›lan iddialar› red-detmektedir. Çünkü günümüzde bilimsel geliflmeler, evrimcilerin iddia et-ti¤i insan›n evrimi senaryosunu reddetmekte, tüm evreni, evrendeki tümcanl›lar› ve elbette insan› Allah'›n yaratt›¤› gerçe¤ini bir kez daha gözlerönüne sermektedir.

Bu senaryonun geçersizli¤inin ilk delili, fosil kay›tlar›ndaki aç›klar-d›r. Bugüne kadar ne insanlar›n maymun benzeri canl›lardan, ne de her-hangi bir türün baflka bir türden evrimleflti¤ini gösteren tek bir ara geçiflfosili dahi bulunamam›flt›r. Milyonlarcas›n›n bulunmas› gereken araformlar›n hala bulunamamas›, öte yandan moleküler biyoloji ve genetikalan›nda yaflanan geliflmeler yeryüzünde evrimsel bir sürecin yaflanmad›-¤›n›n en büyük delillerindendir.

Ancak özellikle insan›n atalar›n›n maymunsu canl›lar oldu¤u yö-nündeki evrimci telkin o derece yo¤un bir propaganda ile yürütülmekte-dir ki, birçok insan hiç düflünmeden bilinçalt›nda bu safsataya inanabil-mektedir. Peki tüm bilimsel gerçekler aksini gösterdi¤i halde, insan›nmaymunlarla ortak bir atadan geldi¤i, yar› insan yar› maymun ilkel in-

Evrimcilerin medyayoluyla yürüttükleripropagandan›n enönemli unsuru, kahra-manlar›n hayal ürünümaymunsu canl›larolarak tasvir edilmele-ridir. Hiçbir bilimselbulguya dayanmayanbu hayali tasvirlerinamac› halk› yanl›fl bil-gilendirmek ve sözdeevrimin oldu¤unainand›rmakt›r.

"Uygarl›¤›n Do¤du¤u Dönem, Neolitik Ça¤" ‹simli Yaz›daki Evrimci Telkin 27

Page 30: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?28

Evrimciler iddialar›n› inand›r›c› k›lmak için hayali çizimleryapm›fl, yeryüzünde hiçbir zaman var olmam›fl ilkel insan re-simleri çizerek halk› yan›ltmaya çal›flm›fllard›r. Yanda evrim-ciler taraf›ndan ilkel olarak gösterilmeye çal›fl›lan Neandertal›rk›ndan bir yetiflkinin rekonstrüksiyonu.

sanlar›n var oldu¤u iddialar›n›n sözde dayana¤› nedir?Bu sözde dayanak, evrimcilerin üzerinde hayali yorumlar yapabile-

cekleri fosillerin çoklu¤udur. Tarih boyunca 6000'den fazla maymun türüyaflam›flt›r. Bunlar›n çok büyük bir bölümü, nesli tükenerek ortadan kay-bolmufltur. Bugün yaln›zca 120 kadar maymun türü yeryüzünde yafla-maktad›r. ‹flte, bu 6000 civar›ndaki nesli tükenmifl maymun türünün fosil-leri evrimciler için çok zengin bir malzeme kayna¤› oluflturur. Evrimciler,yok olmufl maymun türlerinden ifllerine gelen bir bölümünün kafataslar›-n› ve kemiklerini küçükten büyü¤e do¤ru dizmifl, bu seriye nesli tüken-mifl baz› insan ›rklar›na ait kafataslar›n› da ekleyerek insan›n sözde evri-mi senaryosunu yazm›fllard›r. Hiçbir bilimsel dayana¤› olmayan buhikayeye göre: "‹nsanlar ve günümüz maymunlar› ortak atalara sahiptir-ler. Bu varl›klar zamanla evrimleflerek bir k›sm› günümüz maymunlar›n›meydana getirmifl, evrimin di¤er bir kolunu izleyen bir baflka grup da gü-nümüz insanlar›n› oluflturmufltur".

Oysa, paleontolojik ve biyolojik bulgular bize, evrim savunucular›-n›n bu iddialar›n›n da di¤erleri gibi geçersiz oldu¤unu göster-

mektedir. ‹nsanla maymun aras›nda herhangi bir akrabal›koldu¤una dair hiçbir kan›t yoktur. Evrimcilerin baflvur-

duklar› sahtekarl›klar, çarp›tmalar, göz boyamalar, alda-t›c› çizim ve hayali yorumlar d›fl›nda... (Detayl› bilgi

için bkz. Evrim Aldatmacas›, Harun Yahya)Fosil kay›tlar› bizlere, tarih boyunca insanlar›n

insan, maymunlar›n da maymun olarak kald›klar›-n› göstermektedir. Evrimcilerin insan›n atas› ola-

SAHTESAHTE

Ç‹Z‹MÇ‹Z‹M

Page 31: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

rak gösterdikleri fosillerin bir bölümü, asl›nda günümüze çok yak›n tarih-

lere -örne¤in 10.000 sene öncesine- kadar yaflam›fl ve kaybolmufl eski in-

san ›rklar›na aittir. Dahas›, günümüzde halen yaflamakta olan birçok in-

san toplulu¤u, evrimcilerin insan›n atalar› gibi göstermeye çal›flt›klar› bu

soyu tükenmifl insan ›rklar›yla ayn› fiziksel görünüm ve özellikleri tafl›-

maktad›r.

Bilim ve Teknik dergisindeki yaz›da ise bu bilimsel gerçeklerden ve in-

san›n evrimi masal›n›n çoktan tarihin derinliklerine gömüldü¤ünden hiç-

bir flekilde bahsedilmemifl, tam tersine bu safsata üzerine çok kapsaml›

bir senaryo kurgulanm›flt›r. Bu senaryo, tamamen yazar›n›n hayalgücüne

dayal›d›r. Amaç insanlar›n gözlerinde asla var olmam›fl hayali bir ortam

canland›rmaya çal›flmak, bunun için de pek çok hayli ayr›nt›yla hikayeyi

süslemektedir. Öncelikle flunu belirtmeliyiz ki, insan›n tarihi konusunda

bize en önemli bilgiyi geçmifl dönemlere ait bulunan eflya ve fosiller ver-

mektedir. Bundan 100 bin y›l önce Avrupa'da ortaya ç›km›fl ve sonra ses-

siz bir biçimde yok olmufl -ya da di¤er ›rklarla kar›flarak asimile olmufl-

insanlar olan Neandertal ›rk›ndan kalan eflyalar buna çok önemli bir ör-

nektir. Neandertaller bir insan ›rk›d›r. Bugün bu gerçek hemen herkes ta-

raf›ndan kabul edilmektedir. Neandertal döneminden kalan yirmialt› bin

y›ll›k bir dikifl i¤nesi, bir flüt, çok say›da alet bize bu ›rk›n sahip oldu¤u

Sa¤daki resimlerde 70.000-80.000 y›ll›k Nean-dertal flütü görülmektedir. Müzikal aç›dan sonderece ustaca ölçülerle tasarlanm›fl (altta) buflüt Neandertal ›rk›n›n müzik kültürü oldu¤u-nu aç›kça ortaya koyuyor. Altta solda ise 26bin y›ll›k Neandertal dikifl i¤nesi fosili görülü-yor. Müzik ve giyim kuflam kültürüne sahipolan canl›lar› ilkel olarak nitelendirmenin an-lams›z olaca¤› aç›kt›r.

"Uygarl›¤›n Do¤du¤u Dönem, Neolitik Ça¤" ‹simli Yaz›daki Evrimci Telkin 29

Page 32: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

estetik ve sanat anlay›fl› hakk›nda bilgi vermektedir.

Ayr›ca New Scientist dergisinin May›s 1998 say›s›nda yay›nlanan bir

haberle, bundan 700.000 y›l önce insanlar›n gemicilik yapt›¤› ile ilgili ha-

ber tüm dünyada yank› uyand›rm›flt›r. "Ancient Mariners" (Antik

Denizciler) bafll›¤› ile verilen haber, evrimcilerin yaln›zca maymunlar›n

var oldu¤unu iddia ettikleri bir ortamda, gemi yapabilecek bilgi, teknolo-

ji ve kültüre sahip insanlar›n varl›¤›n› ortaya koymufltur.

Yine insan›n evrimi senaryosunu kökünden y›kan bir baflka haber ise

Discover dergisinin Aral›k 1997 tarihli say›s›nda yay›nlanm›flt›r. Yaz›da ‹s-

panya'da bulunan Atapuerca fosilinin 800.000 y›l önce yaflam›fl bir insana

ait oldu¤u aç›klanm›flt›r.

Tüm bunlar›n yan›s›ra insanlar›n varl›¤›n›n evrimci iddialar›n aksi-

ne çok daha eski dönemlere uzand›¤›n› gösteren delillerden biri Laeto-

li'de bulunan 3.6 milyon y›ll›k insana ait ayak izleri ve 1.7 milyon y›ll›k

tafltan yap›lm›fl kulübelerdir. Bu konudaki bilgileri çok daha fazla detay-

land›rmak mümkündür. (Detayl› bilgi için bkz. Harun Yahya Evrim Aldat-

30 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Yukar›daki haber New Scientist dergisinde yay›nlanan 14 Mart 1998 tarihli bir haberdir."ANT‹K DEN‹ZC‹LER: ‹lk insanlar sand›¤›m›zdan çok daha ak›ll›yd›..." bafll›kl› bu haberegöre; bundan 700 bin y›l önce, evrimcilerin Homo erectus olarak tan›mlad›klar› insanlargemi yolculu¤u yap›yorlard›. Gemi yapacak bilgi ve teknolojiye sahip olan bu insanlar› "il-kel" olarak tan›mlamak elbette son derece saçmad›r.

Page 33: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

macas› ve Hayat›n Gerçek Kökeni )Görüldü¤ü gibi insanl›¤›n tarihi ile ilgili evrimcilerin ortaya att›klar›

senaryolar hayali bir mant›k yürütmeden öteye gitmeyen, hiçbir bilimselbulgu ve kan›tla desteklenmeyen, aksine pek çok bulgu ile yalanlanan biriddiadan baflka bir fley de¤ildir. Amaç sadece Allah'›n varl›¤›n› inkar et-mek ve bunun için de eldeki her türlü bulguyu do¤ru yanl›fl, mant›kl›mant›ks›z ayr›m› yapmadan kullanmakt›r. Bu yolla insanlar›n bilinçalt›naulaflan bir telkinle, kendini hiç kimseye karfl› sorumlu hissetmeyen,Allah'a karfl› büyüklenen inkarc› toplumlar oluflturmakt›r.

Ancak bu yöntemlerin amac›na ulaflmas› mümkün de¤ildir. Çünküyarat›l›fl gerçe¤i her geçen gün çok daha fazla insana ulaflmakta ve bu ger-çek, tüm canl›lar› Allah'›n yoktan yaratt›¤›n›, Yüce Allah'›n insan› da engüzel surette var etti¤ini ve insan›n tekrar Allah'a dönerek dünyadaki ya-flam›ndan hesaba çekilece¤ini hat›rlatmaktad›r.

Resimlerde 3.5 milyon y›l önce yaflam›fl olan insanlara ait fosilleflmifl ayak izleri görülü-yor. Mary Leakey 1977 y›l›nda Tanzanya'n›n Laetoli bölgesinde buldu¤u bu insan ayak iz-leri üzerinde çal›fl›yor. (Sa¤da) Konuyla ilgili incelemeler yapan bilim adamlar›n›n ortakkan›s› bunlar›n günümüz insan›n›n ayak izlerinden tamamen farks›z oldu¤udur.

"Uygarl›¤›n Do¤du¤u Dönem, Neolitik Ça¤" ‹simli Yaz›daki Evrimci Telkin 31

Page 34: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ilim ve Teknik dergisinin A¤ustos 2000 tarihli say›s›nda yay›nlanm›fl,Selçuk Alsan'›n çevirisini yapt›¤› "Biyomoleküller ve Nanoteknoloji"isimli makale, evrimci düflüncenin tutars›zl›¤›n›, açmazlar›n›, ön yarg›-l› ve dogmatik zihniyetini, yan›ltma ve gerçekleri çarp›tma metodlar›-

n› ortaya koymas› aç›s›ndan dikkat çekicidir. Bafltan sona canl› hücrelerin-deki biyolojik makinelerin kompleks tasar›mlar›n› ve hayret verici fonksi-yonlar›n› konu alan yaz›, içerdi¤i somut bilgiler, gözlemler ve araflt›rma-lar aç›s›ndan ise gerçekte tam bir yarat›l›fl mucizesini gözler önüne ser-mektedir. Allah'›n yaratmas›ndaki muhteflem sanata ve üstün ilme farkl›bir boyutta, "moleküler düzeyde" bir kez daha flahit olunmas› aç›s›ndanbu makalenin okunmas›n› tavsiye ederiz.

Ancak makalenin içine serpifltirilmifl evrimci yorumlar›n de¤erlen-dirmelerini burada yapman›n önemli oldu¤u kanaatindeyiz.

Yaz›da paragraf aralar›na s›k›flt›r›lm›fl evrimci sloganlar, hiçbir bil-imsel niteli¤i olmayan evrimci kal›plar ve ara bafll›klara kat›lmaya özengösterilmifl "evrim" sözcükleriyle güya ortada evrimi destekleyen bir ko-nu varm›fl imaj› verilmeye çal›fl›lm›flt›r.

Bugüne kadar, sözde evrim sürecinin hiçbir mekanizmas›n› bilimselolarak ortaya koyamam›fl evrimcilerin baflvurduklar› en klasik yöntem lafoyunlar›d›r. Evrimci yaz›lar dikkatli olarak incelendi¤inde görülür ki, hiç-bir biyolojik olay›n ve yap›n›n evrim teorisine uygun bir aç›klamas› bilim-sel bir metodla anlat›lmaz. Bunun yerine içinde bir sürü 'evrim' sözcü¤ügeçen hikayeler anlat›l›r, kendinden emin gözükmeye çal›flan bir üsluplada bu hikayeler desteklenir ve konu sözde, 'bilimsel olarak aç›klanm›fl,

"B‹YOMOLEKÜLLER VE NANOTEKNOLOJ‹" ADLI

MAKALEDEK‹ DARWIN‹ST YANILGILAR

B

Page 35: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

kan›tlanm›fl' izlenimi verilir. Bir k›s›m okuyucunun evrim hakk›ndaki ön-yarg›l› kabulü, teknik bilgi ve muhakeme eksikli¤i de bu yan›ltma yönte-minin etkisini art›ran faktörlerdir. Söz konusu yaz›da da bu tür yan›ltmayöntemlerinin pek çok örne¤i yer almaktad›r. Bunlardan belli bafll› birka-ç›n› inceleyelim:

Yan›lg› 1: "Evrimin ilk basamaklar›ndaki hücreler bile, belli bir

plana göre atom üstüne atom koyarak proteinleri ve di¤er molekülle-

ri oluflturuyorlard›."

Bu tip cümleler evrimci yaz›larda s›k rastlanan göz boyay›c› anlat›müslubunun klasik örneklerinden birisidir. Cümle içinde geçen 'evrim' ke-limesinin hiçbir aç›klay›c› yönünün olmamas›, okuyucunun klasik birevrim propagandas›yla karfl› karfl›ya oldu¤unu göstermektedir. Amaç ev-rimin sözde bilimsel geçerlili¤i olan ve ispatlanm›fl bir süreç gibi göster-ilmesidir. Bu nedenle de, asl›nda hiç yaflanmam›fl bir sürecin sözdebasamaklar› gerçek gibi anlat›lmaktad›r. Bu basamaklarda ne oldu¤unabak›ld›¤›nda, orada da hiçbir bilimsel de¤eri olmayan ifadelerle karfl›la-fl›l›r: "Hücreler belli bir plana göre atom üstüne atom koyarak proteinlerive di¤er molekülleri oluflturuyorlar." Bunlar bilimsel olarak hiçbiraç›klay›c›l›¤› olmad›¤› gibi, pek çok soruyu ve çeliflkiyi de beraberinde ge-tiren ifadelerdir.

"Belli bir plan"› kim yapm›flt›r? Böyle bir plan›n, rastlant›larla yürü-dü¤ü kabul edilen evrim gibi hayali bir güç taraf›ndan yap›lm›fl olmas›mümkün müdür? Elbette biraz bile ak›l ve muhakeme yetene¤i olan birkimse bu sorular›n cevab›n›n aç›k bir "hay›r" oldu¤unu ve canl›l›¤›n he-nüz en temel aflamalar›ndan itibaren ilim, ak›l, bilinç, irade ve güç sahibibir Yarat›c›'n›n yani Yüce Allah'›n varl›¤›n›n aç›kça anlafl›ld›¤›n› kavraya-cakt›r. Yukar›daki cümleyi biraz daha inceleyelim. ‹fadede geçen, "hücre-de atom üstüne atom koyarak protein üreten mekanizma", kusursuzplana sahip, son derece kompleks sistemler içerir: Bir proteinin kromo-zomlardaki DNA zincirinde kodlanm›fl olan bilgisi, milyonlarca flifre ara-s›ndan özelleflmifl enzimler sayesinde bulunur. DNA zincirinin bu bölü-mü yine baflka özel enzimler taraf›ndan bir fermuar gibi ikiye ayr›laraküzerinde mesajc›-RNA'n›n rahatça kopyalanabilece¤i üç boyutlu flekle ge-tirilir. Di¤er farkl› enzimlerin yard›m›yla DNA'n›n bu bölümü kopyalan›r.Kopyalanman›n bafllamas›, kopyalama süreci, kopyalanman›n gereken

"Biyomoleküler ve Nanoteknoloji" Adl›Makaledeki Darwinist Yan›lg›lar 33

Page 36: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yerde bitmesi, bu esnada DNA sarmal›nda herhangi bir kar›fl›kl›k meyda-

na gelmemesi, sarmal›n di¤er k›s›mlar›n›n kopyalamay› engellemeyecek

biçimde tutulmas›, kopyalanmada oluflabilecek muhtemel hatalar›n kont-

rolü, düzeltilmesi, kopyalama bitti¤inde RNA'n›n ayr›lmas›, DNA zinciri-

nin eski haline getirilmesi ve bunlara benzer pek çok alt ifllem s›ras›nda

birçok farkl› enzim görev yapar ve her biri son derece muhteflem bir uyum

içinde çal›fl›r. Çekirdekten hücre s›v›s›na geçen RNA, tafl›d›¤› flifrenin oku-

naca¤› ve bu flifrede yaz›l› proteinin üretilece¤i ribozoma ba¤lan›r.

‹flte hücredeki protein oluflumunda yer alan süreçlerin yaln›zca bir

kesitini kabaca böyle özetleyebiliriz. Daha sonra da say›s›z ara ifllemlerin

ve çok çeflitli enzimlerin rol oynad›¤› bir süreçle canl› vücudunda kullan›-

34 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Protein sentezi, hiçbir laboratuvarda hücredeki kadar baflar›l› flekilde gerçeklefltirilemeyenbir ifllemdir. Yukar›da flematik anlat›m› görülen bu ifllemi evrimciler, kendili¤inden gerçekle-flebilecek gibi göstermeye çal›fl›rlar. Oysa burada ola¤anüstü bir olay gerçekleflmekte, birta-k›m moleküller baflka molekülleri tan›makta, onlar›n flifrelerini çözmekte ve bu flifrelerle ye-ni üretimler yapmaktad›rlar. Üstelik bu, bir canl›n›n varl›¤›n› sürdürebilmesi için vazgeçilmezbir üretimdir. Cans›z moleküllerin bu hayati fonksiyonlar› gerçeklefltirmesi elbette tesadüfle-rin eseri de¤ildir. Hücrede, Allah'›n yaratm›fl oldu¤u kusursuz bir sistem ifllemektedir.

deflifre edilmemifl zincir

flifre çözümü

protein

mRNA

5'

3'

5'

3'

DNA

m(RNA)flifresi çözül-müfl DNA zin-cirinin tamam-lanm›fl kopyas›

flifresi çözülmüfl zincir

flifre çözücü

Aminoasit

1

Aminoasit

2

Aminoasit

3

Aminoasit

4

Aminoasit

5

Aminoasit

6

Page 37: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lacak spesifik bir protein molekülü oluflturulur. Proteini oluflturan yüzler-

ce amino asitin hepsinin yerli yerinde, gereken say› ve çeflitte olmalar› zo-

runludur. Aksi takdirde proteinin ifllev görmesi mümkün de¤ildir.

Proteinin kendisi bir plan üzerine üretildi¤i gibi, bütün üretim siste-

minin kendisi de kompleks bir plan ve düzen içerir. Protein üretiminde

görev yapan bütün sistemler ve yap›lar bu kusursuz düzen sayesinde bir-

birleriyle uyum ve iflbirli¤i içinde görev yaparlar. Böyle kompleks ve üs-

tün bir düzenin evrimin iddia etti¤i gibi rastlant›larla oluflmas›, evrimci

bilim adam› Hoyle'un da itiraf etti¤i gibi bir hurdal›kta ç›kan kas›rga so-

nucunda bir Boeing 747'nin oluflmas›ndan daha zordur.

Sonuçta, evrimcilerin hücredeki protein üretimini, "atom üstüne

atom koymak" gibi ifadelerle tarif etmeye çal›flmalar›, bütün bu kompleks

sistemleri göz ard› ettirmeye, geçifltirmeye yönelik kas›tl› bir yöntemdir.

Bu flekilde, protein oluflumunu adeta tu¤la üstüne tu¤la koymak gibi ba-

sit bir sürece benzeterek, bunun da sözde evrimle rahatl›kla olabilece¤i

imaj›n› vermek istemektedirler.

Yan›lg› 2: "Evrim s›ras›nda trilyonlarca canl› kufla¤›n›n yarat-

m›fl oldu¤u çok say›da moleküler makine, yap› ve süreç bulunuyor."

Bu tür ifadelerle canl›lar›n oluflumunu evrimsel olarak aç›klad›klar›-

n› düflünen evrimciler, gerçekte kendi tutars›zl›klar›n› ortaya koymaktan

baflka bir fley yapmazlar. ‹fadedeki, 'canl›lar›n moleküler makineler, yap›-

lar yaratt›klar›' iddias› da buna bir örnektir. Canl›n›n kendi içinde makine

üretmesi için üretti¤i makineden çok daha kompleks ve geliflmifl bir üre-

tim sistemine ihtiyac› vard›r. Peki bu sistemi meydana getiren kimdir?

E¤er canl›n›n kendisi dersek zaten bu sistemler yokken canl› diye bir fley-

den bahsetmek mümkün de¤ildir. Evrimcilerin bu tür iddialar›, "zamaniçinde arabalar kendi içlerinde motorlar› ve transmisyon sistemleriniyaratarak hareket etmeye bafllad›lar" fleklinde bir iddia öne sürmekten

daha farkl› de¤ildir. Herkes bilir ki bir otomobilin ortaya ç›kmas› için, ge-

rek o otomobilin kaportas›ndan gerekse içindeki motordan ve di¤er ak-

samlardan çok daha geliflmifl ve kompleks tasar›ma sahip fabrikalar ge-

reklidir. Ve yine herkes bilir ki bu fabrikalar da ak›l, zeka, bilinç ve irade

"Biyomoleküler ve Nanoteknoloji" Adl›Makaledeki Darwinist Yan›lg›lar 35

Page 38: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

sahibi kimseler taraf›ndan dizayn edilir ve infla edilirler. Bir otomobilin

do¤a flartlar›yla kasas›n›n olufltu¤u, sonra da zaman içinde bu kasan›n

kendi içinde motorlar›, aküleri, radyatörleri ve di¤er sistemleri üretti¤ini

iddia etmenin ne anlama gelece¤i bellidir.

Üstteki ifadede bulunan bir di¤er mant›ks›zl›k da, canl›l›¤›n trilyon-

larca sene söz konusu moleküler makineler ve yap›lar olmadan varl›¤›n›

sürdürdü¤ü yan›lg›s›d›r. Zaten bu makineler ve yap›lar canl› hücresinde

bulunmadan hücrenin yaflamsal fonksiyonlar›n›, görevlerini yerine getir-

mesi, neslini sürdürmesi mümkün de¤ildir. Bu durumda, nas›l olsun da

bir canl› türü trilyonlarca kuflak süresince kendi içindeki hayati makine-

leri ve yap›lar› meydana getirmekle u¤rafls›n? Canl› hücresi, daha kendi

varl›¤›n› sürdürecek sistemleri, yap›lar› yokken, bu makineleri "üretecek"

mekanizmalar› nereden bulsun? Hangi ak›l, fluur ve iradeyle bu makine-

36 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Bir otomobilin ortaya ç›kmas› için, ka-portas›ndan içindeki motora ve di¤er ak-samlar›na kadar çok detayl› bir plan ge-reklidir. Bu plan ak›l, bilinç sahibi insan-lar taraf›ndan yap›l›r. Bu plan›n üretimegeçirildi¤i fabrikalar da yine insanlar ta-raf›ndan infla edilir. Afla¤›da baz› parça-lar› görülen otomobilin do¤a flartlar›ylakasas›n›n olufltu¤u, parçalar›n›n da za-man içinde biraraya geldi¤i gibi bir iddiane kadar anlams›zsa evrimcilerin canl›l›-¤›n oluflumu ile ilgili iddialar› da o kadaranlams›zd›r.

Page 39: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

leri planlayarak üretsin, bunlar›n yap›m planlar›n› da genetik flifreye kod-

lay›p eklesin?

‹çiçe geçmifl, her parças› birbiriyle ba¤lant›l› parça ve sistemlerden

oluflan canl› hücresinin tek bir organelinin bile eksikli¤i o hücrenin ölerek

yok olmas› anlam›na gelir. Hücrenin bu eksikli¤i zaman içinde telafi ede-

cek, "evrim"le tamamlayacak bir bekleme süresi yoktur. Yani milyonlarca

sene rastlant›lar›n küçük küçük parçalar› bir araya getirmesiyle bir canl›

hücre oluflmas› mümkün de¤ildir. Hücre, her parças›n›n ayr› ayr› dene-

me-yan›lma süreçleriyle oluflmas›n› bekleyemez. Hücrenin, varl›¤›n› ve

neslini sürdürmesi için daha en bafl›nda bütün parçalar›yla eksiksiz,

uyumlu ve kusursuz bir bütün halinde olmas› zorunludur.

Her ne kadar evrim propagandas› içeriyorsa da Selçuk Alsan'›n çeviri-

sini yapt›¤› "Biyomoleküller ve Nanoteknoloji" isimli makalenin baz› yerle-

rinde ister istemez bu kaç›n›lmaz gerçek itiraf edilmek zorunda kal›nm›flt›r:

Bir hücre yaflayabilecek bir kuflak oluflturamazsa, o zamana kadar elde et-

mifl oldu¤u tüm kal›tsal kazan›mlar› kaybolup gider...

... Canl› hücrelerinse böyle bir yap-boz özgürlü¤ü bulunmuyor. Hücre ku-

mar oynar ve içindeki hayati makinelerden birisini de¤ifltirirse, bu de¤ifl-

me derhal olumlu bir sonuç vermelidir; aksi halde sonuç bir felaket ola-

bilir.13

Görüldü¤ü gibi bu itiraflar evrim tezinin kendi iç çeliflkilerini ortaya

koymaktad›r. Bu ifadelerden de anlafl›laca¤› gibi hücrede herfleyin daha

ilk anda yerli yerinde, eksiksiz ve en mükemmel flekliyle bulunmas› zo-

runludur. En küçük bir eksiklik ya da de¤ifliklik hücrenin yok oluflu anla-

m›na gelecektir. De¤il milyarlarca, isterse trilyonlarca kere trilyonlar sene

sürsün evrimin iddia etti¤i türden bir deneme yan›lma sürecinin canl› bir

hücre meydana getirmesi mümkün de¤ildir. Evrimin mekanizmas› olan

bilinçsiz tesadüflerin, rastlant›lar›n, do¤a olaylar›n›n tek bir seferde hüc-

redeki indirgenemez komplekslikteki yap›lar› ve sistemleri ortaya ç›kar-

m›fl olmas›n›n ihtimal d›fl› oldu¤u da aç›kt›r.

Kald› ki cans›z do¤a koflullar› canl› varl›klar› sürekli düzensizli¤e,

bozulmaya, tahrip olmaya, parçalanmaya götüren say›s›z süreçle dolu-

dur. Canl›l›k ise, tüm do¤al flartlara direnç gösteren, varl›¤›n› ve neslini

"Biyomoleküler ve Nanoteknoloji" Adl›Makaledeki Darwinist Yan›lg›lar 37

Page 40: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

sürdürme yönünde düzenli, planl› yap› ve sistemlere sahiptir. Bu da can-

l›lar› Yüce Allah'›n yaratt›¤›n›n apaç›k bir delillerinden biridir.

Yan›lg› 3: "Biyolojik evrimin temel olaylar›, mutasyonlar ve bir

bireyde iki farkl› kiflinin (anne ve baban›n) genlerinin biraraya gelme-

sidir; buna "genetik rekombinasyon" denilir."

Mutasyonlar; canl›lar›n genetik flifrelerinde, radyasyon, kimyasal et-

kiler gibi birtak›m d›fl etkenler nedeniyle meydana gelen bozulma ve de-

¤iflmelerdir. Sa¤l›kl› bir canl›n›n genetik yap›s› kusursuz bir düzen ve di-

zilime sahiptir. Mutasyonlar ise bilim dünyas›n›n ortak kabulüyle DNA

üzerinde %99 zararl› ve tahrip edici, %1 ise etkisiz role sahiptir. Mutas-

yonlar canl›daki genetik bilginin kay›tl› oldu¤u DNA dizilimlerini parça-

lar, yok eder veya yerlerini de¤ifltirirler. Mevcut bilgiyi ortadan kald›r›r-

lar. Radyasyonun sebep oldu¤u mutasyonlar›n genler üzerindeki zararl›

etkisinin güncel örneklerinden birkaç› Hiroflima, Nagasaki ve Çernobil

vakalar›d›r. Bu felaketlere maruz kalanlarda meydana gelen genetik mu-

tasyonlar sonucunda, say›s›z insan ve canl› hayat›n› kaybetmifl, pek ço¤u

sakat kalm›fl, daha sonra gelen jenerasyonlarda dahi özürlü bireyler dün-

yaya gelmifltir.

38 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Yukar›da Çernobil'de meydana gelen nükleer reaktör kazas› so-nucunda oluflan manzara görülmektedir. Nükleer kazalar sonra-s›nda ortaya ç›kan radyasyon mutasyonlara neden olur. Mutas-yonlar›n insanlar üzerinde yaratt›¤› tahribat ise yanda görüldü-¤ü gibidir.

Page 41: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

%99'u olumsuz etkiye sahip olan mutas-yonlar, canl›lara hiçbir faydal› yeni özel-lik ekleyemezler. Aksine yandaki resim-de de görüldü¤ü gibi canl›lardaki kusur-suz yap›y› bozarak onlarda garip yap›la-r›n oluflmas›na neden olurlar. Resimde-ki y›lan hücrelerinde meydana gelenmutasyon nedeniyle iki bafla sahiptir.

Dolay›s›yla mutasyonlarla bir canl›n›n genetik bilgisinin artmas›,canl›n›n yeni özellikler kazanarak geliflmesi biyoloji kurallar›na ayk›r›d›r.Fakat evrimciler do¤ada evrime sebep olabilecek hiçbir mekanizma bula-mad›klar› için, çaresizce genetik flifre üzerinde tek etken unsur olan mu-tasyonlara sar›lmak zorunda kalm›fllard›r. Bu etkenin hiçbir evrimlefltiri-ci, gelifltirici faydas› olmad›¤›n›, tam aksine genetik flifre için en zararl› et-ken oldu¤unu bilmelerine ve bunu aç›kça gözlemlemelerine ra¤men.

Yukar›daki ifadede yer alan bir baflka yan›lt›c› nokta da anne babagenlerinin çocuklarda biraraya gelmesi olan "genetik rekombinasyon"unevrimin temeli oldu¤u safsatas›d›r. Bu iddia bütünüyle bir mant›k çökün-tüsünün ve çaresizli¤in ürünüdür. Genetik rekombinasyon, bir türün fert-lerinde bulunan farkl› genetik özelliklerin çapraz döllenmeler sonucundayeni jenerasyonlarda biraraya gelmesi, bu suretle yeni gen kombinasyon-lar›n›n ortaya ç›kmas›d›r. Örnek verecek olursak, k›sa boylu çekik gözlüÇinliler ile uzun boylu renkli gözlü Bat›l› ›rklar›n birleflmeleri sonucundauzun boylu-çekik gözlü veya k›sa boylu-renkli gözlü ya da her iki tarafta-ki fiziksel özelliklerin muhtelif kombinasyonlar›na sahip bireyler ortayaç›kacakt›r. Fakat bu temel biyolojik kural›n evrimleflmeyle hiçbir ilgisiyoktur.

Burada söz konusu olan olay yaln›zca farkl› bireylerdeki daha öncede mevcut olan farkl› genetik özelliklerin sonraki nesillerde biraraya gel-mesi, çaprazlanmas›d›r. Ortaya ye-ni bir tür, yeni bir özellik, yeni birgenetik bilginin ç›kmas› gibi birdurum yoktur. Evrim, bilindi¤i gi-

"Biyomoleküler ve Nanoteknoloji" Adl›Makaledeki Darwinist Yan›lg›lar 39

Page 42: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

bi, do¤a olaylar›n›n rastlant›larla canl›lara yeni özellikler katarak onlar›evrimlefltirdi¤i, türlerin zamanla baflka türlere dönüfltü¤ü gibi bir hikaye-yi savunur ki, genetik rekombinasyonu buna sözde olarak göstermekmümkün de¤ildir.

Her canl› türünün bütün bireylerinin tafl›d›klar› farkl› genetik özel-liklerin tümünün toplam›na o türün "gen havuzu" denir. Her türün genhavuzu sabittir. Bu havuz içindeki genler karfl›l›kl› çaprazlanmalar sonu-cunda ortaya ç›kan yeni nesillerde farkl› kombinasyonlarda biraraya ge-lirler. Fakat tür hep ayn› türdür. Sadece çeflitlenmeler artm›flt›r. Bu çeflit-lenmenin de her tür içinde belli bir limiti vard›r ve bu limitin ötesinde birçeflitlenme mümkün de¤ildir. Örne¤in çaprazlama sonucu befl metrelik yada saatte 150 kilometrelik h›zla koflan veya bir tonluk bir a¤›rl›k kald›ra-bilen bir insan›n ortaya ç›kmas› söz konusu de¤ildir.

Yani farkl› insan ›rklar›, aralar›nda ne kadar fazla say›da çaprazlan›r-sa çaprazlans›nlar, farkl› genetik özelliklere sahip bireylerin birarayagelmesiyle ne kadar melez nesiller üretirlerse üretsinler, bu çaprazlanma-lar sonucunda kanatl› ya da yüzgeçli bir insan ortaya ç›kmaz.

Burada yap›lmak istenen, bütünüyle farkl› bir mant›¤a ve mekaniz-maya sahip bir biyolojik olay›n, göz boyamayla çarp›t›larak evrime adap-te edilmeye çal›fl›lmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Bu yöntem de evrim-cilerin en s›k baflvurduklar› hilelerden birisidir.

Unutulmamal›d›r ki evrim, evrimcilerin yans›tmaya çal›flt›klar› gibi,bir biyoloji kanunu de¤ildir. Çünkü biyoloji deney ve gözlemler üzerinekurulmufl pozitif bir bilim dal›d›r. Evrim ise hiçbir deney ve gözlemle ka-n›tlanamam›fl, -buraya kadar olan örneklerde gördü¤ümüz gibi- yaln›zcabirtak›m dayanaks›z ve spekülatif teoriler, varsay›mlar, kabuller ve ön-yarg›lar üzerine kurulu bir iddiad›r. Materyalist felsefenin, canl›lar›n kö-keni konusundaki ideolojik ön yarg›s›na ve beklentisine verdi¤i isimdir.Somut bir gerçekli¤i yoktur.

Herhangi bir bilim adam›n›n evrimci olmas› evrimin bilimsel bir teorioldu¤u anlam›na gelmez. Sadece o bilim adam›n›n materyalist dünya gö-rüflüne sahip oldu¤unu ve olaylar› evrimci bak›fl aç›s›yla yorumlamaya ça-l›flt›¤›n› gösterir. Herhangi bir evrimci bilim adam›n›n bilimsel bir yaz›s›n-

40 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 43: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

da evrimi savunmas› da evrimin kan›tland›¤›n› göstermez. Yaz›da deney-

lerle, gözlemlerle kan›tlanm›fl çeflitli bilgi yer alabilir, ancak bu tür yaz›lar-

da birtak›m bilimsel gerçekler, bulufllar aras›nda "evrim" sözcü¤ünün ge-

çirilmesiyle evrim düflüncesine bilimsel bir gerçeklik kazand›r›lamaz. ‹n-

celedi¤imiz bu makalede oldu¤u gibi okuyucuya hiçbir bilimsel aç›klama

ya da kan›t sunulmad›¤› halde, göz boyamalar, laf oyunlar›, yan›ltma tek-

niklerine dayal› birtak›m yöntemlerle evrimciler sadece kendilerini avut-

maktad›rlar.

Yan›lg› 4: "Hayat›n tek bir ata hücreden evrimleflmesi sonucu,

bütün canl›lar›n moleküler planlar› ayn›d›r."

Dergide yer alan bu cümle de, hiçbir bilimsel ölçü ve de¤er tafl›ma-

maktad›r. 'Hayat›n tek bir ata hücreden evrimleflti¤i' tamamen soyut bir

iddiad›r. Hiçbir somut bulguya, bilimsel bir veriye ya da kan›ta dayanma-

maktad›r. Bütün canl›lar›n›n moleküler planlar›n›n ayn› oluflu ise evrim

gibi hayali bir iddiaya delil oluflturmaz. Hücredeki kompleks yap›lar›n,

organellerin ve sistemlerin içindeki milyonlarca proteinden en basitinin

bile rastlant›larla oluflmas› matematiksel olarak s›f›r ihtimal oldu¤una gö-

re, tek do¤ru aç›klama hücrenin bütün parçalar› ve yap› tafllar›yla birlikte

yarat›lm›fl oldu¤udur. Dolay›s›yla hayat tek bir ata hücrenin evrimleflme-

si sonucu de¤il, Allah'›n tüm canl› türlerini ayr› ayr› yaratmas›yla ortaya

ç›km›flt›r.

Bütün canl›lar›n moleküler planlar›n›n ayn› olmas› ise, bu dünya ko-

flullar›nda canl›l›¤›n var olmas› ve sürmesi için hepsinde ayn› ideal temel

yap› ve sistemlerin bulunmas› gerekti¤indendir. Yaln›zca bu bile canl›l›k-

ta son derece mükemmel ve kusursuz bir ortak düzen oldu¤unun ka-

n›tlar›ndan biridir. Ortada böyle üstün ve ortak bir düzen olmas› da gös-

terir ki elbette onu düzenleyip var eden tek bir Yarat›c› vard›r. O da tüm

canl›lar› yoktan var eden Yüce Allah't›r.

Ancak makalede kullan›lan üsluba dikkat edilirse, sanki hayat›n tek

bir ata hücreden evrimleflti¤i hikayesi kesin ve kan›tlanm›fl bir gerçekmifl

de, bu gerçe¤in ›fl›¤›nda birtak›m biyolojik olaylar yorumlan›yor gibi bir

imaj oluflturulmak istenmifltir. Bunun sebebi ise, evrimcilerin elinde teori-

"Biyomoleküler ve Nanoteknoloji" Adl›Makaledeki Darwinist Yan›lg›lar 41

Page 44: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lerini kan›tlayabilecek hiçbir bilimsel ölçü bulunmamas›d›r. Bu yüzden

konunun bilimsel detaylar›na ve kökenine inmeden birtak›m kelime

oyunlar›yla okuyucuya sözde güvenilir bir izlenim verme çabas› evrimci

yaz›lar›n ortak bir özelli¤idir. Bu flekilde sanki konunun detaylar› yaln›z-

ca uzmanlar›n anlayabilece¤i çok karmafl›k bilimsel metodlarla çözülmüfl,

ama okuyucuya, emin bir dille, var›lan sonuç aktar›l›yor görüntüsü ve-

rilmeye çal›fl›l›r. Yeterince bilgi sahibi olmayan baz› okuyucular da bu tak-

tiklere aldanarak evrimi bilimsel olarak kan›tlanm›fl bir gerçek san›r. Ortada bilimsel bir gerçek olsa -ki böyle birfley söz konusu de¤ildir-

bunun nas›l kan›tland›¤›n› anlamak o konunun uzmanlar› d›fl›ndakileriçin bazen gerçekten zor olabilir. Fakat, ortada mant›ks›zl›¤› ve gereçek-leflmesinin ihtimal d›fl› oldu¤u apaç›k olan bir iddia varsa, bunun safsataoldu¤unu anlamak için lise düzeyinde bir biyoloji ve matematik bilgisidahi rahatl›kla yeterli olur. Evrim için de durum bu flekildedir. Örne¤in,bir ihtimal hesab›yla, de¤il hücrenin, hücrede bulunmas› zorunlu olan 500amino asitlik orta büyüklükteki bir proteinin do¤ru diziliminin, tesadüf-ler sonucu ilkel dünya flartlar›nda kendili¤inden oluflmas›n›n 10-950 (10üzeri 950'de bir) ihtimal oldu¤unu bilen bir kimse art›k evrim hakk›ndane kadar dil dökülürse dökülsün, bunlar›n hepsinin maksatl›, çarp›t›lm›flve bilim d›fl› iddialar oldu¤unu rahatl›kla görür.

Biraz da dikkatliyse ve muhakemesi çal›fl›yorsa, inceledi¤imiz maka-lede geçen, "Bütün canl›lar 4 ana yap› tafl›ndan oluflurlar: protein, nük-leik asit, polissakarid ve lipidler... Evrimin ilk anlar›ndaki hücreler bu4 maddeyi, di¤er maddeler aras›ndan seçerek ald›lar..." fleklindeki ifade-lerin ne derece çeliflkili oldu¤una, evrimcilerin ne kadar büyük bir man-t›k çöküntüsü içinde bulundu¤una bizzat flahit olur. Öncelikle bu 4 anamolekül zaten hücrenin temelini, daha do¤ru bir deyimle bizzat kendisi-ni oluflturur. Bunlar olmadan hücre diye bir fleyden de bahsedilemez. Ohalde, olmayan bir hücre nas›l oldu da kendini daha sonra oluflturacakbu molekülleri di¤erleri aras›ndan seçti? Bu hayalet hücre kendisinioluflturacak molekülleri, yap›tafllar›n›, daha kendisi ortada yokken hangiak›l, fluur, irade ile kararlaflt›rd› ve seçerek kendi kendisini meydana ge-tirdi? ‹flte evrimcilerin iddialar› her seferinde böyle say›s›z çeliflki ve tu-tars›zl›¤› da beraberinde getirmektedir.

‹çinde gerçekten hücredeki moleküllerin hayret verici fonksiyonlar›,

42 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 45: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yap›lar›, özellikleri hakk›nda son derece faydal› ve ilginç bilgiler ve göz-

lemler yer alan bu makalede konu bir flekilde zorla evrime ba¤lanmaya

çal›fl›ld›¤›nda ortaya son derece çeliflkili, bilimle, mant›kla, bilim adam›

olmakla ba¤daflmayacak, herhangi bir kimsenin dahi içine düflmeyece¤i

tutars›zl›klar ç›kabilmektedir.

Buraya kadar, söz konusu makalede geçen evrimci iddialar› ana hat-

lar›yla inceledik ve de¤erlendirdik. Ayn› zihniyette kaleme al›nm›fl, ayn›

çarp›k mant›k örgülerinin yer ald›¤›, benzer yan›ltma ve çarp›tmalar›n ya-

p›lmaya çal›fl›ld›¤› di¤er baz› ilginç ifadeleri de, örnekleri ço¤altma ve ib-

ret kast›yla fazla aç›klamaya gerek duymadan bu madde alt›nda aktar-

makta yarar görüyoruz. Bu ifadeleri de daha önceki maddelerde yapt›¤›-

m›z aç›klamalar ›fl›¤›nda kolayl›kla de¤erlendirmek mümkündür.

‹flte felsefi bir üslupla süslenerek makalenin cümle aralar›na serpiflti-

rilmifl ve okuyucuyu farkl› aç›dan yan›ltmaya yönelik ifadelerden birkaç›:

- "Evrim s›ras›nda karfl›t görev gereksinimlerinin etkileflimi, bu es-

tetik aç›dan flafl›rt›c› sonucu do¤urmufltur."

- "En önemli evrimsel güç, büyük proteinlere gereksinim olmas›d›r."

Bu cümlelerin, dikkatli bir göz ve aç›k bir fluurla okundu¤unda içe-

rik olarak hiçbir anlam, bilgi ya da mant›k içermedikleri hemen görülür.

Büyük proteinlere ihtiyaç duyup bu ihtiyac› giderme karar› alan kimdir?

Henüz meydana gelmemifl bir hücre nas›l proteine ihtiyaç duyar ve mey-

dana gelmeden bu ihtiyac›n› karfl›lar?

- "Evrim beklenmedik bir sonuç yaratt›: Protein moleküllerinin si-

metrik oluflu."

- "Bir kere proteinler aras› ara yüzler çok özel ve çok yön gösterici-

dir; bu nedenle evrim ço¤u olguda alt birimler aras›nda tek bir tip bir-

leflmeyi seçer ve onu iyilefltirir."

Bu noktada flöyle bir deneme yaparak, baz› gerçekleri inceleyelim.

Yukar›daki ifadelerde yer alan "evrim" sözcü¤ü yerine herhangi bir Roma

veya Yunan sahte ilahlar›n›n ya da Eski Arap Yar›madas›ndaki putlardan

birinin ad›n› koyal›m. Bu cümleler bu flekilde okundu¤unda ise, yukar›-

da ifade edilen anlamlar›ndan hiçbir fley kaybetmeyecektir. Bu yöntemle,

"Biyomoleküler ve Nanoteknoloji" Adl›Makaledeki Darwinist Yan›lg›lar 43

Page 46: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Allah'› b›rakarak baflka ilahlar edinmifl olan ve ilahlar›na Allah'›n vas›fla-

r›n› vermeye çal›flan eski putperest toplumlar›n zihniyetinin ve olaylara

yaklafl›m›n›n bugünkü evrimcilerden hiç de farkl› olmad›¤›n› göreceksi-

niz. Tek farkla, sahte ilaha tak›lan isim de¤iflmifltir.Yan›lg› 6: "Evrim, orta derecede etkin bir proteini bir heykeltrafl

gibi yavafl yavafl yontarak, yap›s›n› görevine tam anlam›yla uyan birmolekül yarat›r. Bu süreç evrim aç›s›ndan kolay, fakat biyoteknolojiaç›s›ndan çok zordur."

20. hatta art›k 21. yy'›n teknolojisiyle donanm›fl ak›ll›, zeki, bilinçli in-

sanlar böyle bir süreci laboratuvarlar›nda gerçeklefltiremezken, evrim gi-

bi kör, fluursuz, tesadüf ve rastlant›larla iflledi¤i öne sürülen hayali bir

mekanizman›n, bu süreci kontrolsüz do¤a koflullar›nda kolayl›kla gerçek-

44 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Bu resimler antik kavimlerintapt›klar› sahte ilahlardan baz›-lar›na aittir. Evrimcilerin sözle-rinin aras›na bu sahte ilahlar›nisimleri konularak yap›lacak birkarfl›laflt›rma flafl›rt›c› olacakt›r.Evrimcilerin "do¤a ana"lar› ilegeçmifl kavimlerin hurafeleriaras›nda hiçbir fark olmad›¤›görülecektir.

Page 47: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lefltirdi¤i iddia edilmektedir. Böyle bir iddian›n ne derece sa¤l›ks›z biryarg›n›n ürünü oldu¤unu okuyucu rahatl›kla takdir edebilir.

Söz konusu makale, tüm canl›lar›n kökenini "Do¤a Ana" kavram›naba¤layarak ve bu ne oldu¤u belirsiz "Do¤a Ana"y› yücelterek sona ermek-tedir. Tafl, toprak, su, hava, gökyüzü vs.nin toplu ad› olan "Do¤a Ana" her-fleyin sözde yarat›c›s› ve adeta kutsal bir varl›k olarak an›lmaktad›r. K›sa-cas›, evrimciler, tarihteki di¤er putperestler gibi, cans›z, bilinçsiz madde-leri kendilerinin ve tüm canl›l›¤›n yarat›c›s› sanmakta ve saymakta, bu ne-denle de büyük bir hataya düflmektedirler. Tüm evreni ve evrendekibütün canl›lar› yoktan var eden, üstün güç ve kudret sahibi, efli ve benz-eri olmayan Yüce Allah't›r. Evrimciler, önyarg›lar› ve ideolojik kayg›lar›nedeniyle, her ne kadar bu gerçe¤i göz ard› etmeye ve ettirmeye deçal›flsalar, bu çabalar› boflunad›r.

Sonuç olarak, Selçuk Alsan taraf›ndan çevrilen ve "Bilim ve Teknik"dergisinin A¤ustos 2000 tarihli say›s›nda yay›nlanan "Biyomoleküller veNanoteknoloji" isimli makale, as›l olarak Darwinizm'in tam bir "cans›zmaddeye tap›nma" inanc›, yani bir tür putperestlik oldu¤unu göstermesiaç›s›ndan önem tafl›maktad›r.

"Biyomoleküler ve Nanoteknoloji" Adl›Makaledeki Darwinist Yan›lg›lar 45

Page 48: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ÜB‹TAK taraf›ndan yay›nlanan ayl›k Bilim Çocuk dergisinin Ekim 2000say›s›nda, Faruk Ayd›nc›lar imzal›, "Do¤adaki Yar›fl" isimli bir yaz› ya-y›nland›. Söz konusu yaz›da çocuklara verilen yan›lt›c› bilgiler nede-

niyle, baz› önemli noktalara dikkat çekilmesi gerekti¤ini düflünüyoruz. "Do¤adaki Yar›fl" bafll›kl› yaz›da, do¤ada canl›lar aras›nda var olan

mücadele ve do¤al seçilim konusu yeralmaktad›r. Yazar, konuyu çocukla-r›n anlayabilecekleri örneklerle anlatt›ktan sonra, çok önemli bir hata ya-parak, do¤al seçilimin canl›lar› evrimlefltirdi¤ini iddia etmektedir. Ne varki, günümüzde do¤al seçilim mekanizmas›n›n evrimlefltirici bir etkisi bu-lunmad›¤› ve dolay›s›yla canl›lar›n kökenini aç›klamaktan son dereceuzak kald›¤› art›k bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.

Asl›nda, yazar›n do¤al seçilimin ne oldu¤unu örnekleriyle aç›k aç›kanlatt›ktan sonra, bu mekanizmay› evrimle kendisinin de bir türlü ba¤-daflt›ramad›¤› üslubundan aç›kça belli olmaktad›r.

Do¤al seleksiyon, bilindi¤i gibi, do¤ada bulundu¤u koflullara en faz-la uyum sa¤layabilen, sahip oldu¤u fiziksel özelliklerden dolay› bulun-du¤u ortamda en fazla avantaja sahip olan canl›lar›n yaflama ve ço¤almaoranlar›n›n di¤erlerine göre daha yüksek olmas›d›r. Ancak bu avantaj hiç-bir zaman bir canl›n›n evrimleflmesi ile sonuçlanmaz. Örne¤in, dergideverilen örneklerde de yer ald›¤› gibi, renklerinden dolay› beyaz fareleregöre daha az avlanan siyah fareler, bu avantajlar›ndan dolay› hiçbir za-man bir baflka canl› türüne dönüflmezler veya daha önce sahip olmad›k-lar› yeni organ ya da özellik kazanmazlar. Do¤al seçilim, sadece onlar›n

B‹L‹M ÇOCUK DERG‹S‹N‹N ÇOCUKLARA VERD‹⁄‹

YANILTICI B‹LG‹LER

T

Page 49: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

daha çok üremelerine, say›lar›n›n be-yaz farelere göre daha çok olmas›na vebelki avlanma korkusu yaflamad›klar›için daha iyi beslenip güçlü olmalar›-na sebep olabilir.

Bu yaz›dan çok aç›k olarak anla-fl›ld›¤› gibi, evrimciler, son y›llardaevrim teorisinin iddialar›n›n geçer-sizli¤i çok aç›k olarak gözler önüneserildikten sonra, eskisi gibi iddiala-r›n› sürdürememektedirler. Eskiden"sürüngenler do¤al seleksiyon saye-sinde kufl oldu"gibi masallar› rahatrahat anlatanlar, bugün daha çe-kingen üsluplar kullanmaktad›rlar.Ama yine de son bir ç›rp›n›flla, sa-t›r aralar›nda "bu da evrimin te-mel kanunu" diyerek telkinlerinedevam etmeye çal›flanlar bulunmaktad›r. Ancak, TÜB‹TAK gibi son de-rece seçkin ve sayg›n bir kuruluflun bünyesinde bulunmas›na ra¤men, bi-limsel geliflmelerin d›fl›nda kalmak, 19. yüzy›l hurafelerini bilimsel ger-çeklermifl gibi anlatmak do¤ru ve sa¤duyulu bir davran›fl de¤ildir. Özel-likle çocuklar›m›z›n ve gençlerimizin do¤ru ve ispatl› bilgilerle e¤itilme-leri son derece önemlidir. Bilim Çocuk dergisinin de bu konuda duyarl›davranaca¤›n› umuyoruz.

Bilim Çocuk Dergisinin ÇocuklaraVerdi¤i Yan›lt›c› Bilgiler 47

Page 50: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 51: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

TU⁄RUL ATASOY'UN YAZISINDAK‹ "‹NSAN B‹L‹NC‹

MADDEYE ‹ND‹RGENEMEZ" ‹T‹RAFI

vrimci yay›nlarda yan›lg›lar kadar zaman zaman itiraflar da yay›nlan›-yor. Bunun bir örne¤i, Dr. Tu¤rul Atasoy imzas›yla Bilim ve Ütopya der-gisinin A¤ustos 1999 tarihli say›s›nda yay›nlanan "Bilinç Nedir?" bafl-l›kl› yaz› oldu. Atasoy, insan bilincine materyalist bir aç›klama getir-meyi hedefledi¤i halde, bu aç›klaman›n imkans›z oldu¤unu kabul edi-

yordu. Materyalistler ruhun varl›¤›n› reddetme yan›lg›s›na düfltükleri için,

insan bilincini sadece beynin bir ürünü olarak kabul ederler. "Ben" dedi-¤imiz varl›¤›n, sadece beynin içindeki nöronlar (sinir hücreleri) ve bunlararas›ndaki kimyasal reaksiyonlar oldu¤unu iddia ederler. Oysa bilimselbulgular, zihnin sadece beyinden ibaret olmad›¤›n›, aksine beynin ötesin-de, beyni kullanan madde-ötesi bir varl›¤›nbulundu¤unu göstermektedir. ‹flte materya-list yazar Atasoy da bunu flöyle kabul etmek-tedir:

Bilincin tam bir tan›m›n› bugün için yapa-

m›yoruz. Onu ancak bileflkenlerini tan›mla-

mak yoluyla tan›mlamaya çal›fl›yoruz. Yi-

ne de biliyoruz ki bilinç her zaman bile-

flenlerinin toplam›ndan fazlas›d›r…

Yani bilinç, "bileflenlerinin", örne¤inbeyindeki görme merkezi, duyma merkezigibi maddi etkenlerin toplam›ndan dahafarkl› bir fleydir. Bu durumda elbette bi-lincin aç›klamas› da materyalist bir bak›fl

E

Page 52: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

aç›s›yla yap›lamaz. ‹lginçtir ki, materyalist yazar Atasoy da bunu kabuletmekte ve bilincin aç›klanmas› için bu konuda 19. yüzy›ldan beri hakimolan materyalist bak›fl aç›s›n›n de¤iflmesi gerekti¤ini itiraf ederek flöyleyazmaktad›r:

Pekala tüm bunlardan sonra bilinç nedir? Yaz›n›n bafl›nda da belirtti¤imiz

gibi tam ve do¤ru bir yan›ta henüz ulaflabilmifl de¤iliz. Bu tan›m›n yap›la-

bilmesi ya da hiç olmaz ise onu daha iyi anlayabilmemiz için, bugün için ka-

bul edilen paradigmalar›n de¤iflmesi ile oluflacak olan bilimsel devrimlere

ihtiyac›m›z var gibi gözükmektedir.

Atasoy biraz daha araflt›rmac› davran›p etraf›ndaki bilimsel geliflme-leri izlerse, "ihtiyac›m›z var" dedi¤i "bilimsel devrim"in flu anda zaten ya-flanmakta oldu¤unu, dünyan›n dört bir yan›ndan say›s›z bilim adam›-n›n materyalist dogmay› terk etti¤ini görebilir.

50 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Evrimciler "ben" dedi¤imiz varl›¤›n, sadece beynin içindeki sinir hücreleri ve bun-lar aras›ndaki kimyasal reaksiyonlar oldu¤unu iddia ederler. Oysa bilimsel bulgu-lar, zihnin sadece beyinden ibaret olmad›¤›n›, aksine beynin ötesinde, beyni kulla-nan madde-ötesi bir varl›¤›n oldu¤unu göstermektedir. Bu varl›k, göze ihtiyaç duy-madan gören, kulak olmadan duyan, burna gerek duymadan koklayan "RUH"tur.

dokunma

uyan›kl›kbölgesi

koklama

tat alma

iflitme

koordinasyon

görme

Page 53: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ilim ve Ütopya dergisinin Temmuz 2000 tarihli say›s›n›n 78. ve 79. say-falar›nda, Kiraz Perinçek'in derledi¤i "‹nsanl›¤›n fiafa¤›: Güney Afri-ka'da Yeni Buluntular" bafll›kl› bir yaz› yay›nland›. Yaz›da, Güney Af-rika'da bulunan yeni fosil kay›tlar› konu edilmekte ve büyük bir ya-

n›lg› ile asl›nda maymun türü olduklar› çok önceleri anlafl›lan bir türe aitfosiller, insans› (hominid) bir tür gibi gösterilmektedir. Kiraz Perinçek'inyaz›s›ndaki önemli bilgi eksikliklerinin ve yan›lg›lar›n›n kamuoyunca bi-linmesi gerekti¤i kanaatindeyiz.

Yaz›da, Güney Afrika'da bulunan fosillerin Australopithecus robus-tus türüne ait oldu¤u belirtilmekte ve bu türden hominid (insans›) olaraksöz edilmektedir. Oysa Australopithecus robustus bir hominid de¤il, birmaymun türüdür.

Bilindi¤i gibi, evrimciler hiçbir bilimsel delili olmamas›na ra¤men,günümüz insan›n›n maymunsu birtak›m varl›klardan evrimleflti¤ini id-dia ederler. ‹nsanlar›n sözde ilk maymunsu atalar›na da "güney maymu-nu" anlam›na gelen Australopithecus ismini verirler. Oysa bu canl›lar (ya-z›da ismi geçen Australopithecus robustus da dahil olmak üzere) gerçek-te soyu tükenmifl eski bir maymun türünden baflka bir fley de¤ildir. Çün-kü;

1. Australopithecuslar'›n atas› oldu¤u iddia edilen türlerle ayn›

dönemde yaflad›¤› defalarca tespit edilmifltir.

Evrimciler insan›n evrimi hikayesinde "Australopithecus > Homohabilis > Homo erectus > Homo sapiens" fleklinde hayali bir s›ralama ya-parlar. Ve bu hayali s›ralamadaki türlerin her birinin sonrakinin atas› ol-

EVR‹M‹ ÇÜRÜTEN B‹R DEL‹L‹ EVR‹ME

DEL‹L G‹B‹ GÖSTERME YANILGISI

B

Page 54: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

du¤u izlenimini vermeye çal›fl›rlar. Oysa paleoantropologlar›n son bulgu-

lar›, Australopithecus, Homo habilis ve Homo erectus'un dünyan›n fark-

l› bölgelerinde fakat ayn› dönemlerde yaflad›klar›n› göstermektedir. Nite-

kim söz konusu yaz›da da, bulunan Australopithecus robustus fosilleri-

nin yan›nda homo fosilleri ve büyük ihtimalle kaz› aleti olarak kullan›l-

m›fl kemik uçlar› da bulundu¤u belirtilmektedir. Homo türünün, kendisi-

nin atas› oldu¤u iddia edilen Australopithecus robustus türü ile ayn› dö-

nemde yaflam›fl olmas› evrimcilerin ata-torun iddialar›n› tamamen geçer-

siz k›lar. Nitekim, bu yaz›da da fosilleri bulan jeolog André W. Keyser'in

de, bu çeliflkiyi flöyle ifade etti¤i belirtilmifltir:

Bu sorulara ra¤men, ne kadar çok fley bulursak o kadar çok fley ö¤reniyo-

ruz: Australopithecus robustus nas›l yaflam›fl, Homo ile beraber nas›l ayn›

anda var olmufllar?.. Kaz›ld›kça ve incelendikçe Drimolen'den daha çok ya-

n›t ve soru ç›kacak."

Görüldü¤ü gibi, evrimcilerin ata ve torunu olarak nitelendirdikleri

türlerin ayn› dönemde yaflad›klar›n›n ortaya ç›kmas› evrimcileri bu tür

ç›kmazlara sokmaktad›r. Ortada aç›k bir gerçek vard›r: Hiçbir tür bir di-

¤erinin atas› de¤ildir. Her türü birbirinden ba¤›ms›z olarak Allah yarat-

m›flt›r ve elde edilen bilimsel bulgular bu gerçe¤i her seferinde bir kez da-

ha do¤rulamaktad›r.

52 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Evrimci bilim adam-lar›n›n çok s›k kul-land›klar› bu may-mundan insana ge-çifl aflamalar› tama-men hayalidir. Böylebir süreç dünya üze-rinde hiç yaflanma-m›flt›r. ‹nsan her za-man insan, may-munlar ise her za-man maymun olarakyaflam›fllard›r.

Page 55: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

2. Australopithecuslar'›n fiziksel yap›lar› günümüz maymunla-

r›yla ayn› özellikler tafl›maktad›r.

Australopithecus türlerinin tümü, günümüz maymunlar›na benze-yen soyu tükenmifl maymunlard›r. Tümünün beyin hacimleri, günümüzflempanzelerininkiyle ayn› veya daha küçüktür. Ellerinde ve ayaklar›ndagünümüz maymunlar›ndaki gibi a¤açlara t›rmanmaya yarayan ç›k›nt›larmevcuttur ve ayaklar› dallara tutunmak için kavray›c› özelliklere sahiptir.Boylar› k›sad›r (en fazla 130 cm.) ve ayn› günümüz maymunlar›ndaki gibierkek Australopithecus diflisinden çok daha iridir. Kafataslar›ndaki yüz-lerce ayr›nt›, birbirine yak›n gözler, sivri az› diflleri, çene yap›s›, uzun kol-lar, k›sa bacaklar gibi birçok özellik, bu canl›lar›ngünümüz maymunlar›ndan farkl› olmad›klar›n›gösteren delillerdir.

Bu konudaki evrimci iddia ise, -bilimsel birdayana¤› ve ispat› olmamas›na ra¤men- Austra-lopithecus'un, tam bir maymun anatomisine sa-hip olmas›na ra¤men, di¤er maymunlar›n aksi-ne, insanlar gibi dik olarak yürüdü¤ü tezidir.Söz konusu "dik yürüme" iddias›, Richard Le-akey, Donald Johanson gibi evrimci paleoantro-

1924'de Raymond Dart taraf›ndankeflfedilen Taung çocu¤u fosili,Australopithecus'un bilinen ilk ör-ne¤iydi. Dart, kafatas›n›n konumu-nu maymun ve insan aras›ndakiara geçifl formu olarak belirlemiflti.Ve bu fosile ait hiçbir iskelet kal›n-t›s› olmamas›na ra¤men bu canl›-n›n iki ayakl› olmas› gerekti¤inekarar vermiflti. Oysa ilerleyen y›l-larda yap›lan araflt›rmalar Austra-lopithecus'un sadece bir maymuntürü oldu¤unu ve dik yürüye-medi¤ini ortaya ç›kard›.

Donald Johanson

Evrimi Çürüten Bir Delili Evrime Delil Gibi Gösterme Yan›lg›s› 53

Page 56: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

pologlar›n on y›llard›r öne sürdükleri bir görüfl-tür. Ama pek çok bilim adam›, Australopithe-cus'un iskelet yap›s› üzerinde say›s›z araflt›rmayapm›fl ve bu iddian›n geçersizli¤ini delilleriyleortaya koymufltur. ‹ngiltere ve ABD'den iki ana-tomist, Lord Solly Zuckerman ve Prof. CharlesOxnard'›n, Australopithecus örnekleri üzerindeyapt›klar› çok genifl kapsaml› çal›flmalar bu can-l›lar›n iki ayakl› olmad›klar›n›, günümüz may-munlar›n›nkiyle ayn› hareket flekline sahip ol-duklar›n› göstermifltir. ‹ngiliz hükümetinin des-te¤iyle, befl uzmandan oluflan bir ekiple bu canl›lar›n kemiklerini on befl

y›l boyunca inceleyen Lord Zuckerman, kendisi de evrim teorisinibenimsemesine ra¤men, Australopithecuslar'›n sadece s›radan

bir maymun türü olduklar› ve kesinlikle dik yürümediklerisonucuna varm›flt›r.14

Son olarak 1994 y›l›nda ‹ngiltere'deki Liverpool Üni-versitesi'nden Fred Spoor ve ekibi, Australopithecus'un

iskeleti ile ilgili kesin bir sonuca varmak için kapsaml›bir araflt›rma yapm›flt›r. Spoor'un vard›¤› sonuç,Australopithecus'un dört ayakl› oldu¤udur.15 Bu iseAustralopithecus'un, insanlarla hiçbir ilgisi olmayan,nesli tükenmifl bir maymun türü oldu¤u anlam›nagelmektedir.

Australopithecus'un insan›n atas› say›lamayaca-¤› son dönemde evrimci kaynaklar taraf›ndan da ka-bul edilmektedir. Frans›z bilim dergisi Science et Vie,May›s 1999 say›s›nda bu konuyu kapak yapm›flt›r.

54 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Prof. Charles Oxnard

HAYAL‹ LUCY TASV‹R‹Australopithecus evrimciler taraf›ndan insan›n

atas› gibi lanse edilmeye çal›fl›lmaktayd›. Bu yüzdeniki ayakl›, dik yürüyen Australopithecus resimleri çi-zildi. Ancak bu iddian›n temelsizli¤i çok yak›n bir za-manda ortaya ç›km›fl ve bu canl›lar›n soyu tükenmiflbirer maymun olduklar› anlafl›lm›flt›r.

SAHTESAHTE

Ç‹Z‹MÇ‹Z‹M

Page 57: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Australopithecus afarensis türünün en önemli fosil örne¤i say›lan Lucy'ikonu alan dergi, "Adieu Lucy" (Elveda Lucy) bafll›¤›n› kullanarak, Aust-ralopithecus türü maymunlar›n insan›n soya¤ac›ndan ç›kar›lmas› gerekti-¤ini yazm›flt›r.

Sonuç

Yukar›da anlat›lanlardan da aç›kça görüldü¤ü gibi, Australopithecusrobustus da dahil olmak üzere tüm Australopithecus türleri, soyu tüken-mifl birer maymundur. Ne var ki evrimciler, hayali olarak haz›rlanm›flolan evrim soyaca¤›na ideolojik olarak o kadar ba¤l›d›rlar ki, yeni gelifl-meler bu soya¤ac›n› kökünden söküp atm›fl olmas›na ra¤men, evrimekarfl› delil olan bulgular› dahi bu a¤ac›n bir yerine yerlefltirmeye çal›fl-maktad›rlar. Gerçekleri görmezden gelmek, "bu evrim aç›s›ndan bir çelifl-kidir, ama bir gün çözülecektir" diye bofl yere beklemek, bilim ve insanl›kaç›s›ndan önemli bir zaman ve emek kayb›d›r.

Art›k evrimcilerin gerçekleri kabullenmeleri gerekir: Evrim hiçbirzaman gerçekleflmemifltir ve bilim bunu her defas›nda bir kez daha ispat-lamaktad›r.

Evrimi Çürüten Bir Delili Evrime Delil Gibi Gösterme Yan›lg›s› 55

Page 58: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

enom Projesi'nin kapak konusu oldu¤u A¤ustos 2000 tarihli Bilim veÜtopya dergisinde yer alan birçok makalede önemli yan›lg›lar bulun-maktad›r. Bu yaz›, bu yan›lg›lar›n düzeltilmesi ve kamuoyunun do¤ruve ispatl› bilgilerle bilgilendirilmesi amac›yla haz›rlanm›flt›r.

ENDER HELVACIO⁄LU'NUN "MADALYONUN ‹K‹

YÜZÜ" BAfiLIKLI YAZISINDAK‹ ÖNEML‹

YANILGILAR VE B‹L‹M DIfiI EVR‹M MESAJLARI

1. Ender Helvac›o¤lu'nun, genom projesinin evrim teorisini ka-

n›tlad›¤› iddias› içi bofl bir evrim propagandas›d›r, bilimsel bir ger-

çekli¤i yoktur.

Ender Helvac›o¤lu bu yaz›s›nda, genom projesi ile elde edilen bilgi-lerin evrim teorisini sözde ispatlayarak art›k bir tart›flma konusu olmak-tan ç›kard›¤›n› iddia etmektedir. Sn. Helvac›o¤lu'nun bu yan›lg›s›, asl›ndaevrimcilerin klasik bilimsellikten uzak "evrim propagandalar›"na bir ör-nektir. Evrimciler, hiçbir zaman somut bir delil bulamad›klar› için bu du-rumu, içi bofl ama son derece iddial› görünen sloganlar kullanarak kendi-lerince telafi etmeye çal›fl›rlar. Bilimsel olarak hiçbir do¤rulu¤u olmayan"Genom projesi evrim teorisini kesin olarak ispatlad›" slogan› ise, genomprojesi gündeme geldi¤inden bu yana Türk evrimcilerinin en çok kullan-d›klar› cümle haline gelmifltir. Ne var ki, genom projesinde elde edilenbulgularla evrim teorisinin mekanizmalar›n›n ne olduklar›n›n bulunmas›aras›nda hiçbir ba¤lant› yoktur. Sn. Helvac›o¤lu'nun iddias›na göre, gen-lerle oynanarak canl›larda fiziksel de¤iflikliklere neden olmak evrim teori-

A⁄USTOS 2000 TAR‹HL‹ B‹L‹M ve ÜTOPYA DERG‹S‹NDE

YER ALAN YANILGILAR

G

Page 59: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

sinin sözde bir kan›t›d›r. Bu hiç düflünülmeden veya "belki düflünmeyen-ler etkilenirler" diye söylenmifl bir sözdür. ‹nsan Genomu Projesi dahilin-de, canl›lar›n bozuk genlerinin düzeltilerek, birçok kal›tsal hastal›¤›n iyi-lefltirilebilece¤i veya genlerle oynanarak bir türün daha mükemmelleflti-rilebilece¤i do¤rudur. Ne var ki, Sn. Helvac›o¤lu'nun göz ard› etti¤i konufludur: Bu müdahalelerin hepsi bilinç, ak›l, bilgi, yetenek ve teknoloji sa-hibi insanlar taraf›ndan bir kontrol dahilinde uyguland›¤› takdirde iyilefl-meye ve geliflmeye yönelik sonuçlar verecektir.

Evrim teorisinin hiçbir zaman aç›klamas›n›n mümkün olmad›¤› soruda bu noktadad›r. Evrim teorisinin iddias›, genlerin, proteinlerin, k›sacas›hayat›n tüm yap›tafllar›n›n ve neticesinde canl›l›¤›n, hiçbir bilinç olma-dan, tamamen tesadüflerin sonucunda zaman içinde kendi kendine olufl-tu¤udur. Bu, kesinlikle kabul edilebilir bir aç›klama de¤ildir. Ne bilim,ne de mant›k böyle bir tesadüf iddias›n› kabul etmemektedir. Çün-kü, genom projesinin gündeme gelmesiyle bir kez daha anlafl›l-m›flt›r ki, canl›l›k son derece kompleks, içiçe geçmifl ve hepsi bir-birine ba¤l›, biri olmadan di¤erinin olamayaca¤› yap›lardanoluflmaktad›r. Bu yap›lar›n her biri kusursuz bir plan ve düzenesahiptir. Dolay›s›yla böylesine mükemmel ve kompleks yap›la-r›n tesadüfler sonucunda, kendili¤inden oluflmalar› ve yine te-sadüfler sonucunda kendi kendilerini gelifltirerek çokdaha kompleks yap›lar› meydana getirmeleri im-kans›zd›r. Bunun için bilinç, ak›l ve bilgi gerekir.Bu sonucun bize gösterdi¤i tek bir gerçekvard›r: Canl›l›¤› sonsuz bir bilgi ve ak›l sa-hibi olanAllah yaratm›flt›r. Genom Projesiile elde edilen bulgular da, evrim teorisinikan›tlamam›flt›r, aksine Yarat›l›fl gerçe¤inibir kez daha gözler önüne sermifltir.

Bilimsel bulgular evrimci iddialar›n kabul edi-lemezli¤ini aç›kça ortaya koymaktad›r. Bu-nunla birlikte canl›l›kta ola¤anüstü bir düzenoldu¤unu göstererek bunlar›n üstün bir ak›lve bilgiyle var edildiklerini do¤rulamaktad›r.‹flte bu üstün akl›n sahibi Yüce Allah't›r.

57A¤ustos 2000 Tarihli Bilim ve Ütopya

Dergisinde Yer Alan Yan›lg›lar

Page 60: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

2. Genlerle oynamak "yaratmak" de¤ildir.

Sn. Helvac›o¤lu'nun bir di¤er yan›lg›s› ise,bilim adamlar›n›n genlere müdahale ederek de¤i-flikliklere neden olabilmelerinin sonucunda insa-n›n "yaratan" oldu¤unu sanmas›d›r. Bu, evrimcile-rin Allah'› inkarlar›n›n bir sonucu olarak her f›r-satta ortaya att›klar› son derece temelsiz ve ateizmpropagandas›na yönelik mant›k d›fl› bir iddiad›r.Çünkü, mevcut olan genler üzerinde oynamalaryapmak ve o canl›da de¤iflimlere neden olmak ocanl›y› yaratmak de¤ildir. Veya klonlama örne¤in-de oldu¤u gibi, bir canl›n›n kök hücrelerini alarak, o kök hücreyi bir canl›-n›n rahmine yerlefltirip o canl›n›n ayn›s›ndan üretmek de yaratmak de¤il-dir. Yaratmak, yoktan var etmektir. Ve evrimciler gayet iyi bilmektedirlerki, tek bir canl› hücresini dahi yoktan var etmekten acizdirler. Bu konudayapt›klar› çal›flmalar›n tamam› baflar›s›zl›kla sonuçlanm›flt›r.

3. Sn. Helvac›o¤lu'nun Yarat›l›fl gerçe¤ini kendince bir dogma,

evrim dogmas›n› ise gerçek sanma yan›lg›s›

Sn. Helvac›o¤lu yaz›s›nda, "Yarat›l›fl dogmas›na karfl›, evrim kuram›-n› savunman›n vazgeçilmez bir görev oldu¤u"nu belirtmifltir.

Sn. Helvac›o¤lu'nun Yarat›l›fl› bir dogma olarak nitelendirmesi çokbüyük bir yan›lg› ve tamamen kendi dogmatik ve tutucu bak›fl aç›s›n›n birürünüdür. Çünkü, asl›nda kendisi de gayet iyi bilmektedir ki, Yarat›l›fl,hiçbir bilimsel bulgu ile çeliflmeyen apaç›k bir gerçektir. Bilimsel bulgular,hep Yarat›l›fl'› destekler niteliktedir. Örne¤in, Big Bang, evrenin bir bafl-lang›c› oldu¤unu ispatlar bu ise Yarat›l›fl gerçe¤ini teyid ederken, mater-yalizmi yalanlar; canl› türleri fosil kay›tlar›nda hiçbir ataya dair iz olma-dan, aniden ve bugünkü halleriyle belirmektedir ve evrimcilerin oldu¤u-nu varsayd›klar› ara geçifl formlar›na ait bir tek fosil dahi bulunmamakta-d›r ve bu, evrim teorisini yalanlarken Yarat›l›fl gerçe¤ini ispatlamaktad›r.Canl›l›¤›n son derece kompleks yap›s› ise, tesadüflerin bir ürünü olama-

58 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Ender Helvac›o¤lu

Page 61: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yaca¤›n› canl›l›¤›n oluflumu için mutlaka ak›l, bilinç, bilgi ve yetenek ge-

rekti¤ini aç›kça ortaya ç›kartm›flt›r. Bu ise evrim teorisini yalanlarken,

üstün bir yarat›l›fl›n, yani Allah'›n varl›¤›n›n delili olmaktad›r. Bunlar ev-

rim teorisini ve materyalizmi yalanlarken, Yarat›l›fl'› destekleyen yüzlerce

bilimsel bulgudan sadece birkaç›d›r. Bu durumda Yarat›l›fl gerçe¤ini ka-

bul eden insanlar hiçbir zaman bilimsel bulgularla ters düflmezken, evrim

teorisini savunanlar bilimsel bulgular› göz ard› etmekte ve böylece evrim

teorisi ad›nda bir dogma oluflturmaktad›rlar.

ENDER HELVACIO⁄LU'NUN "B‹YOLOJ‹N‹N

ARDINDAK‹ ‹DEOLOJ‹" BAfiLIKLI YAZISINDA

GÖZ ARDI ETT‹⁄‹ ÖNEML‹ B‹R GERÇEK VE

D‹⁄ER YANILGILARI

1. Canl›lar›n genetik benzerliklerinin ortak bir atadan

geldiklerinin delili oldu¤unu sanma yan›lg›s›

Evrimcilerin en s›k kulland›klar› "evrim telkini" metodlar›ndan biri

de, bilimsel bir geçerlili¤i olmayan baz› iddialarda bulunmak ve bunlar›

evrimin sözde önemli ve çarp›c› bir delili gibi sunmakt›r. Sn. Helvac›o¤lu

da, evrimcilerin bu taktiklerine s›k s›k baflvurmufl ve yaz›s›nda türler ara-

s›nda genetik benzerlikler oldu¤unu ve bunun türlerin ortak bir atadan

geldiklerinin delili oldu¤unu iddia etmifltir. Bu yan›lg›s›na örnek olarak

ise insan›n genetik flifresinin meyve sine¤ininkiyle %70, maymununkiyle

ise %98 benzer oldu¤unu vermifltir.

Öncelikle belirtelim ki, insan ve maymun aras›nda %98 oran›nda ge-

netik benzerlik oldu¤unu iddia etmek bilimsel de¤ildir. Çünkü insan›n

genetik kodu henüz yeni çözülme aflamas›ndad›r. Maymunlar›n genetik

kodu hakk›nda ise çok daha az bilgi mevcuttur. Yap›lan karfl›laflt›rmalar,

hem insanda hem de maymunlarda en yo¤un olarak bulunan baz› prote-

inler üzerinden yap›lmakta ve böylece "%98" rakam›na kas›tl› olarak ula-

fl›lmaktad›r. Buna karfl›n evrim teorisi ad›na "hofla gitmeyen" veriler ise

59A¤ustos 2000 Tarihli Bilim ve Ütopya

Dergisinde Yer Alan Yan›lg›lar

Page 62: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

göz ard› edilmektedir. Dolay›s›yla maymunla insan aras›nda %98 genetikbenzerlik oldu¤unu iddia etmek bilimsel bir anlam ifade etmemektedir.

Öte yandan, e¤er canl›lardaki genetik benzerliklere dayal› evrimseliliflkiler kurulsayd›, o zaman insan›n maymunlara benzemesi, ancak ev-rimcilere göre uzak say›lan canl› türlerine hiç benzememesi gerekirdi. Oy-sa durum hiç de böyle de¤ildir.

Örne¤in, New Scientist dergisinde aktar›lan genetik analizler, nema-tod solucanlar› ve insan DNA'lar›nda %75'lik bir benzerlik ortaya koy-mufltur.16 Bu, elbette insan ile nematodlar aras›nda sadece %25'lik bir farkbulundu¤u anlam›na gelmemektedir! E¤er evrimcilerin kurgulad›¤› soya-¤ac›na bak›l›rsa, insan›n dahil edildi¤i Chordata filimu ile Nematoda filum-lar›n›n 530 milyon y›l önce bile birbirlerinden ayr› olduklar› görülür.

Nitekim farkl› türlere ve s›n›flara ait canl›lar›n DNA ve kromozomanalizleri sonucunda elde edilen bulgular karfl›laflt›r›ld›¤›nda, canl›lar›nDNA ve kromozomlar›ndaki benzerliklerin ya da farkl›l›klar›n, öne sürü-len hiçbir evrimci mant›k ya da ba¤lant›yla uyuflmad›¤› çok aç›k bir bi-çimde ortaya ç›kmaktad›r. Evrimci teze göre canl›lar›n kompleksliklerin-de kademeli bir art›fl yaflanm›fl olmal›, buna paralel olarak da genetik bil-gilerini oluflturan kromozomlar›n›n say›s›n›n kademeli olarak artmas›beklenmelidir. Fakat elde edilen veriler bu tezin tamamen hayal ürünü ol-du¤unu göstermektedir. Örne¤in, domatesin 24 kromozomu varken, çokdaha kompleks bir organizmaya ve sistemlere sahip olan copepode yen-

gecinin sadece 6 koromozomu vard›r. Ya da, tekhücreli bir canl› olan Euglena'da 45 kromozombulunurken, Amerika'da yaflayan büyük bir tim-sah türü olan Alligatör'de 32 kromozom bulu-nur. Bununla birlikte mikroskobik bir canl› olanRadiolaria'da 800'den fazla kromozom vard›r.

Evrim teorisyenlerinden Rus bilim adam›Dobzhansky, canl›lar ve DNA'lar› aras›ndaki bukurals›z iliflkinin evrimin aç›klayamad›¤› büyükbir sorun oldu¤unu flöyle itiraf etmektedir:

60 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Ünlü genetikçi TheodosiusDobzhansky

Page 63: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Daha kompleks organizmalar›n genelde basit olanlara göre hücrelerinde da-

ha fazla DNA'lar› vard›r. Fakat bu kural›n dikkat çeken istisnalar› vard›r.

Amphiuma (amfibiyen), Propterus (bir akci¤erli bal›k), ve hatta s›radan kur-

ba¤alar ve kara kurba¤alar› taraf›ndan geçilen insan ise, liste bafl› olmaktan

çok uzakt›r. Neden bu durum bu kadar uzun zamand›r bir bilmece olarak

kald›?17

Yine evrimci homoloji tezine göre, canl› büyüdükçe kromozom say›-

s›n›n artmas›, küçüldükçe ise kromozom say›s›n›n azalmas› beklenmeli-

dir. Oysa birbirileriyle bütünüyle farkl› boyut ve yap›lara sahip olan ve

aralar›nda herhangi bir evrimsel ba¤lant› oldu¤u iddia bile edilemeyen

canl›lar›n eflit say›da kromozomlara sahip olmalar›, canl›lar›n kromozom

benzerlikleri üzerine kurulan yüzeysel evrimci mant›klar› alt üst etmekte-

dir. Buna birkaç örnek verecek olursak, hem yulaf bitkisinin hem de ma-

kak maymununun 42'fler kromozomu vard›r. Deer faresinin 48 kromozo-

mu bulunurken kendisinden kat kat büyük olan gorilin de ayn› say›da,

yani 48 kromozomu bulunur. Bir di¤er ilginç örnek de çingene güvesi ve

efle¤in kromozom say›lar›d›r. Her ikisi de 62 kromozoma sahiptir.

Moleküler düzeydeki di¤er karfl›laflt›rmalar da, evrimci yorumlar›

anlams›z k›lan pek çok tutars›zl›k örne¤i oluflturmaktad›r. Çeflitli canl›lar-

daki protein dizilimleri laboratuvarlarda analiz edildikçe, ortaya evrim-

ciler aç›s›ndan hiç beklenmedik, hatta kimi zaman hayret verici sonuçlar

ç›kmaktad›r. Örne¤in insandaki Sitokrom-C proteini bir at›nkinden 14

amino asit farkl›yken, bir kangurununkinden yaln›zca 8 amino asit fark-

l›d›r. Yine Sitokrom-C dizilimi incelendi¤inde, kaplumba¤alar›n insanlara

kendileri gibi bir sürüngen olan ç›ng›rakl› y›lanlardan daha yak›n oldu¤u

görülür. Bu durum evrimci bak›fl aç›s›na göre yorumland›¤›nda kaplum-

ba¤alar›n insanlarla, y›lanlardan daha yak›n akraba olduklar› gibi anlam-

s›z bir sonuç ç›kcakt›r.

Her ikisi de sürüngenler s›n›f›na dahil olan kaplumba¤a ve ç›ng›rak-

l› y›lan›n aras›nda 100 kodonda 21 amino asitlik fark, çok ayr› s›n›flar›n

temsilcileri aras›ndaki farklardan belirgin bir flekilde daha büyüktür. Ör-

ne¤in, tavuk ve su y›lan› aras›ndaki 17, veya at ve köpekbal›¤› aras›ndaki

16, hatta iki ayr› filuma ait köpek ve solucan sine¤i aras›ndaki 15 amino

61A¤ustos 2000 Tarihli Bilim ve Ütopya

Dergisinde Yer Alan Yan›lg›lar

Page 64: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

asitlik farktan bile daha büyüktür.South Carolina Üniversitesi T›p Fakül-

tesi'nden biyokimya araflt›rmac›s› Dr. Chris-tian Schwabe, moleküler alanda evrime de-lil bulabilmek için uzun y›llar›n› vermifl birbilim adam›d›r. Özellikle insülin ve relaxintürü proteinler üzerinde incelemeler yapa-rak canl›lar aras›nda evrimsel akrabal›klarkurmaya çal›flm›flt›r. Fakat çal›flmalar›n›nhiçbir noktas›nda evrime herhangi bir delilelde edemedi¤ini pek çok kereler itiraf et-mek zorunda kalm›flt›r. Trends in Biochemical

Sciences dergisindeki bir makalesinde flöyle demektedir:

Moleküler evrim, evrimsel akrabal›klar›n ortaya ç›kar›lmas› için neredeyse

paleontolojiden daha üstün bir metod olarak kabul edilmeye baflland›. Bir

moleküler evrimci olarak bundan gurur duymam gerekirdi. Ama aksine,

türlerin düzenli bir geliflme kaydetti¤ini göstermesi gereken moleküler

benzerliklerin pek çok istisnas› olmas› oldukça can s›k›c› görü-

nüyor. Bu istisnalar o kadar çok ki, gerçekte, istisnala-

r›n ve tuhafl›klar›n daha önemli bir

mesaj tafl›d›klar›n› düflünüyorum.18

Schwabe, canl›lardaki lizozim-ler, sitokromlar ve pek çok hormon-lar›n da amino asit dizilimlerininkarfl›laflt›r›lmas›n›n evrimcileraç›s›ndan "beklenmedik sonuç-lar ve anormallikler" ortayakoydu¤unu belirtmektedir.Schwabe, tüm bu kan›tlara daya-narak, proteinlerin hepsinin hiçbirevrim geçirmeden bafllang›çtaki ya-p›lar›na sahip olduklar›n› ve mole-

62 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Protein molekülleri

Kompleks yap›s›yla Sitokrom C proteini

Page 65: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

küller aras›nda, ayn› fosiller aras›nda oldu¤u gibi, hiçbir ara geçifl formubulunmad›¤›n› savunmaktad›r.

Michael Denton da moleküler biyoloji alan›nda elde edilen bulgula-ra dayanarak flu yorumu yapar:

Moleküler düzeyde, her canl› s›n›f›, özgün, farkl› ve di¤erleriyle ba¤lant›s›z-

d›r. Dolay›s›yla moleküller, ayn› fosiller gibi, evrimci biyoloji taraf›ndan

uzun zamand›r aranan teorik ara geçifllerin olmad›¤›n› göstermifltir... Mole-

küler düzeyde hiçbir organizma bir di¤erinin "atas›" de¤ildir, di¤erinden

daha "ilkel" ya da "geliflmifl" de de¤ildir... E¤er bu moleküler kan›tlar bun-

dan bir as›r önce var olsayd›... organik evrim düflüncesi hiçbir zaman kabul

görmeyebilirdi.19

Özetlemek gerekirse, canl›lardaki benzer organlar ya da benzer mo-leküler yap›lar, bu canl›lar›n ortak bir atadan evrimlefltikleri teorisine hiç-bir destek sa¤lamamaktad›r. Aksine, bu benzerlikler, canl›lar aras›nda ku-rulabilecek her türlü hiyerarflik evrim flemas›n› imkans›z hale getirmekte-dir. ‹nsan, bir protein karfl›laflt›rmas›na göre tavuklara, bir di¤er karfl›lafl-t›rmaya göre nematod solucanlar›na, bir baflka analize göre de timsahlara"benzer" gibi ç›k›yorsa, insan›n bu canl›lardan herhangi birinden ya dabaflka hiçbir canl›dan evrimleflti¤i öne sürülemez.

K›sacas›, canl›larda anatomik ya da kimyasal benzerlikler arayan bu-nu evrime delil saymaya çal›flan homoloji varsay›m›, bilimsel bulgularkarfl›s›nda geçersizdir.

Peki bu durumda canl›lardaki benzer yap›lar›n bilimsel aç›klamas›nas›l yap›labilir? Bu sorunun cevab›, Darwin'in evrim teorisi bilim dünya-

s›na hakim olmadan önce verilmifltir. Canl›larda-

Canl›lardaki benzer organ-

lar› ilk kez gündeme getiren

Carl Linneaus ya da Ric-

hard Owen gibi bilim adam-

lar›, bu organlar› "ortak bir

plan” örne¤i olarak

aç›klam›fllard›r. Son bulgu-

lar, bu aç›klaman›n do¤ru

oldu¤unu göstermektedir.

63A¤ustos 2000 Tarihli Bilim ve Ütopya

Dergisinde Yer Alan Yan›lg›lar

Page 66: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ki benzer organlar› ilk kez gündeme getiren Carl Linneaus ya da RichardOwen gibi bilim adamlar›, bu organlar› "ortak bir plan" örne¤i olarakgörmüfllerdir. Yani benzer organlar, ortak bir atadan tesadüfen evrimlefl-tikleri için de¤il, belirli bir ifllevi görmek için bilinçli bir flekilde plan-lanm›fl olduklar› için benzerdir.

Modern bilimsel bulgular ise, benzer organlar için ortaya at›lan "or-tak ata" iddias›n›n tutarl› olmad›¤›n› ve yap›labilecek yegane aç›klaman›ntüm canl›l›¤› üstün kudret sahibi Yüce bir Yarat›c›'n›n yani Rabbimiz olanAllah'›n yoktan var etti¤i oldu¤unu göstermektedir.

Dolay›s›yla Sn. Helvac›o¤lu'nun, türler aras›ndaki genetik benzerlik-leri evrimin bir delili gibi göstermeye çal›flmas›, bilimsel bir aldatmaca-dan baflka bir fley de¤ildir.

AYKUT GENCE'N‹N "B‹YOTEKNOLOJ‹ TAMAM,

AMA EKOLOJ‹YE D‹KKAT!" BAfiLIKLI YAZISINDAK‹

"TUTUCU EVR‹MC‹" YANILGILAR

1. Say›n Gence'nin evrimi en önemli gerçek sanma yan›lg›s›

Say›n Gence, yaz›s›nda evrimci Dobzansky'nin "Evrimin ›fl›¤› d›fl›n-da biyolojide hiçbir fleyin anlam› yoktur" sözlerini tekrarlam›fl ve biyolojiile ilgilenen herkesin evrimi "z›mnen" kabul etmifl olaca¤›n› ve aksinin"abesle ifltigal etmek" oldu¤unu iddia etmifltir. Say›n Gence'nin evrim te-

orisinden bu kadar emin ve kesin sözleri, evrimteorisinin bilimsel bir kanun olmas›ndan de¤il,Sn. Gence'nin evrim teorisine "herfleye ra¤men"inan›lmas› gerekti¤ini savunan tutucu yaklafl›-m›ndan kaynaklanmaktad›r.

Evrimci bilim adamlar›, evrimin hiçbir bi-limsel delili olmad›¤›n› asl›nda bilmektedirler.Ancak bunu görmezlikten gelerek, ateizm vemateryalizm u¤runa, evrim teorisine adeta birdin gibi inan›rlar. Evrimin bir din gibi kabul gör-

64 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Julian Huxley

Page 67: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

dü¤ü, evrimci baz› "ideologlar" taraf›ndan aç›k-ça ortaya konmaktad›r. Bunlar›n en bilinenleri,Julian Huxley ile Aykut Gence'nin kendisindenal›nt›lar yapt›¤› evrimci Dobzhansky'dir. Bu ikiisim, "evrimsel hümanizm" ad› verilen ak›m›nöncüleridir. Bu bat›l inanç, Julian Huxley'in1958'de yay›nlad›¤› Religion Without Revelation(Vahiysiz Din) adl› kitab›nda ifade edilmifltir.Ayn› konu, Mary Midgely'nin 1986'da yay›nla-nan Evolution as Religion (Bir Din Olarak Evrim)adl› kitab›nda ve Marjorie Grene'nin The Faith ofDarwinism (Darwinizm ‹nanc›) adl› makalesin-de (Encounter, 1959) ele al›nm›flt›r. Aykut Gence'nin hemen her yaz›s›ndaat›fta bulundu¤u Dobzhansky ise, söz konusu bat›l evrim dinini, Frans›zevrimci Teilhard de Chardin'den yapt›¤› bir al›nt›yla flöyle ifade etmekte-dir:

Evrim bir teori, bir sistem ya da bir hipotez midir? Hay›r, o bunlar›n hepsin-

den öte bir fleydir. Evrim, kendisinden kuflku duyulmayan yegane ilkedir

ki, tüm teoriler, tüm sistemler, tüm hipotezler, ciddiye al›nabilir ve do¤ru

olabilmek için ona dayanmak zorundad›rlar. Evrim, tüm gerçekleri ayd›n-

latan bir ›fl›k, tüm çizgilerin kendisinden ç›kmas› gereken bir ana çizgi-

dir. ‹flte, evrim budur.20

Görüldü¤ü gibi, Aykut Gence'nin referans› olan evrimciler, evrim te-orisini sözde "herfleyi ayd›nlatan bir ›fl›k" olarak tan›mlamakta ve var olanbaflka herfleyin bir ön kabul olarak evrimi benimsemesi gerekti¤ini gibiak›l d›fl› bir düflünceyi savunmaktad›rlar. Burada evrim kavram›na meta-fizik bir anlam verildi¤i ve bu kavram›n temel ve de¤iflmez bir dogmaolarak kabul edildi¤i aç›kt›r.

2. Aykut Gence'nin genetik materyalin benzer olmas›n›n, evrime

delil oldu¤unu sanma yan›lg›s›

Sn. Gence'nin bu yan›lg›s›n›n cevab› Sn. Helvac›o¤lu'nun genetik

Bir Din Olarak Evrim adl›kitab›n yazar› Mary Midgely

65A¤ustos 2000 Tarihli Bilim ve Ütopya

Dergisinde Yer Alan Yan›lg›lar,

Page 68: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

benzerli¤i evrimin delili sanma yan›lg›s›na veri-len cevapta aç›klanm›flt›r. Ancak burada bir ko-nuya daha dikkat çekmek istiyoruz. Evrimciler,bazen bilgi yetersizliklerinden, bazen bildikleri-ni ifllerine gelmedi¤i için görmezlikten geldikle-rinden, bazen de pek üzerinde düflünmeden, ev-rimi savunmak için heyecana kap›ld›klar›ndandolay›, asl›nda evrime delil olmayan, hatta evri-mi çürüten verileri veya bulgular›, evrimin deli-li olarak öne sürerler.

Yak›n geçmifle kadar, halk›n bu konulardadetayl› bilgiye sahip olmamas›ndan faydalanm›fllard›r. Ne var ki, özellik-le son y›llarda, do¤ru bilgiye ulaflmak herkes için çok daha kolay oldu-¤undan, evrimcilerin bu yöntemleri pek ifle yaramamaktad›r. Ne zaman,delil olmayan bir fleyi evrim teorisinin delili gibi sunmaya kalksalar, ger-çek ve ispatl› bilgilerle oyunlar› bozulmaktad›r.

Sonuç olarak, evrimcilerin gerçek bilgileri sapt›rmadan, tarafl› veyanl›fl yorumlarla üzerlerini örtmeden halka sunmalar› bilim ve toplumahlak› aç›s›ndan son derece önemli ve gereklidir.

66 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Prof. Aykut Gence

Page 69: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

as›m 2000 tarihli Bilim ve Ütopya dergisinde, Harvard Üniversite-si'nden psikolog Marc D. Hauser'in American Scientist dergisinde yaz-d›¤› ve Türkçe'ye Hürcan Asl› Aksoy taraf›ndan çevrilen "HayvanlarSay›lar Hakk›nda Ne Düflünür?" bafll›kl› bir makale yay›nland›. Ma-

kalede, insan›n say› sayma bilinci üzerinde yap›lan baz› deneyler ile bafl-ta maymunlar olmak üzere farkl› hayvan s›n›flar› üzerinde yap›lan de-neyler karfl›laflt›r›l›yordu. Makalenin amac›, insanlar›n maymun benzeriyarat›klardan evrimleflti¤i iddias›na psikoloji bilimi yönünden sözde birdayanak sa¤layabilmekti.

Oysa gerçekte makalede söz konusu dayanaktan eser yoktu. Çünküevrim teorisini destekleyen hiçbir delil öne sürülememiflti. Nitekim maka-lenin yazar› da bunu yaz› içinde bir kaç kez kabul etmek zorunda kalm›fl-t›. Örne¤in, insan›n evrimi iddias›n›n spekülasyona (delile dayal› olma-yan tahminlere) dayand›¤›n› flöyle itiraf etmiflti:

Atalar›m›zda, say›lar› hayvanlara göre daha yetkin bir flekilde göstermeleri-

ni ve kavramlaflt›rmalar›n› sa¤layan hangi mekanizmalar evrimleflmifltir?

Bu soruya verece¤imiz yan›t spekülasyona çok aç›kt›r.

Yaz›n›n bir baflka yerinde, insan bilincinin sözde "evrimsel kayna-¤›"n›n belirsiz oldu¤u da flöyle ifade ediliyordu:

Say› ve dil sistemlerimizi birlefltiren araç, s›n›rl› say›daki ö¤eleri s›n›rs›z çe-

flitlilikteki ifadelerle ba¤daflt›rmay› sa¤lar. Bu kapasitenin evrimsel kayna-

¤› henüz aç›kl›¤a kavuflmam›flt›r.

Yaz›n›n kapan›fl sat›rlar›nda ise, insan bilincine evrimsel bir kökenbulunamad›¤› itiraf ediliyor, ancak evrimcilerin de¤iflmez avuntu yönte-

"HAYVAN B‹L‹NC‹" ‹LE ‹LG‹L‹ YANLIfi

YORUMLARA CEVAP

K

Page 70: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

mi olan (ve hiçbir zaman gerçekleflmeyecek olan) "ilerde bir gün belki bu-

luruz" mant›¤› tekrar ediliyordu:

Unutmamal›y›z ki, bu tür sistemler hayvan atalar›m›zdan bize kalan bir temel

üzerine yükseliyor. fiimdi bile, bu iki bilgi alan›n›n evrim veya geliflim süre-

cinde birbirini nas›l etkiledi¤ini anlayam›yoruz. Ama bir gün anlayaca¤›z.

Maymun-‹nsan Evrimi ‹ddias›, Bilimsel

Temeli Olmayan Bir Varsay›md›r

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Bilim ve Ütopya dergisindeki makale,

insan›n maymunlarla ortak bir atadan evrimleflti¤i varsay›m› üzerine ku-

ruludur. Bu varsay›m sanki bilimsel bir gerçek gibi kabul edilmifl ve sonra

da buna dayal› yorumlar yap›lm›flt›r. Oysa ki, bu propaganda yönteminin

çok yüzeysel oldu¤u ortadad›r. Bunun iki temel sebebi flöyle say›labilir:

1. Maymun benzeri memelilerden insanlara do¤ru bir evrim gerçek-

leflti¤ini gösteren herhangi bir fosil kayd› yoktur. Evrimcilerin spekülas-

yon malzemesi yapt›klar› fosillerin hiçbiri, gerçekte böyle bir evrimin ya-

fland›¤›n› göstermemektedir. Evrim teorisinin 20. yüzy›ldaki en bilinen

savunucular›ndan biri olan Ernst Mayr, "Homo sapiens'e (günümüz in-

san›na) uzanan zincir gerçekte kay›pt›r" diyerek bu gerçe¤i kabul eder.21

2. Maymunlarla insanlar aras›ndaki dev zihinsel ve bedensel farklar

-Bilim ve Ütopya'daki makalede de k›smen itiraf edildi¤i gibi- asla mutas-

yonlara dayal› bir do¤al seleksiyon süreciyle aç›klanamaz. Evrimciler, in-

san›n maymunlarla ortak bir atadan evrimleflti¤i iddias›n› delilsiz olarak

kabul ederler, ancak bu evrimin nas›l oldu¤u sorusuna hep Bilim ve Ütop-

ya'daki makalede de oldu¤u gibi "bilmiyoruz, belki gelecekte bir gün an-

lar›z" cevab›n› verirler. Örne¤in evrimci paleoantropolog Elaine Morgan

flu itiraflarda bulunur:

‹nsanlarla (insan›n evrimiyle) ilgili en önemli dört s›r flunlard›r: 1) Neden iki

ayak üzerinde yürürler? 2) Neden vücutlar›ndaki yo¤un k›llar› kaybettiler?

3) Neden bu denli büyük beyinler gelifltirdiler? 4) Neden konuflmay› ö¤ren-

diler? Bu sorulara verilecek standart cevaplar flöyledir: 1) Henüz bilmiyo-

ruz. 2) Henüz bilmiyoruz. 3) Henüz bilmiyoruz. 4) Henüz bilmiyoruz. Soru-

lar çok daha art›r›labilir, ama cevaplar›n tekdüzeli¤i hiç de¤iflmeyecektir.22

68 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 71: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Hayvanlardaki Bilincin Anlam› Nedir?

Yaz›n›n bafl›nda Bilim ve Ütopya makalesinden aktard›¤›m›z k›sa al›n-t›lardan dahi anlafl›labilece¤i gibi, söz konusu makale, insan bilinci ilehavyanlarda görülen bilinç örnekleri aras›nda evrimsel bir iliflki kurmayaçal›flm›fl, ancak bunu baflaramam›flt›r. Çünkü gerçekten de insan bilinci ilehayvanlarda görülen bilinçli davran›fl örnekleri aras›nda dev farkl›l›klarvard›r ve insan bilincinin hayvan bilincinden evrimleflti¤i ididas›n› des-tekleyen hiçbir bilimsel kan›t yoktur.

Evrimcilerin bu konuda en çok baflvurduklar› yöntem, maymunlar-da rastlanan baz› bilinç örneklerini kamuoyu gündemine getirerek, may-munlar›n insanlara benzer oldu¤u ve dolay›s›yla arada evrimsel bir iliflkibulundu¤u yönündeki bilim d›fl› iddialar›n›n propagandas›n› yapmakt›r.Bilim ve Ütopya'daki makalede de bu yönteme baflvurulmufl ve may-munlar üzerinde yap›lan deneyler, bebekler üzerinde yap›lan deneylerlekarfl›laflt›r›larak sözde bir benzerlik kurulmaya çal›fl›lm›flt›r.

Oysaki do¤adaki bilinç örnekleri yaln›z maymunlarla s›n›rl› de¤ildir.Evrimcilerin kurduklar› hayali evrim flemas› içinde insana çok dahauzak olan canl›larda da oldukça flafl›rt›c› bilinç örnekleri bulunmaktad›r.

Örne¤in, balar›lar›, say› saymaktan çok daha ileri giderek,

Balar›lar› bulduklar› yiyecekkayna¤›n›n yerini kovandakiarkadafllar›na tam olarak ha-ber verebilirler. Bunu yandakiresimde görülen danslar›n›kullanarak yaparlar. Bir böce-¤in böylesine bilinçli hareket-leri kendi kendine yapamaya-ca¤› çok aç›kt›r. Allah Ku-ran'da balar›lar›n›n Kendi il-ham› ile hareket ettiklerini bil-dirmifltir.

69"Hayvan Bilinci" ‹le ‹lgili Yanl›fl Yorumlara Cevap

Page 72: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ördükleri bal peteklerinin aç›lar›n› hesaplar ve her seferinde kusursuzolarak tekrar ederler. Dahas›, balar›lar›n›n yiyecek kaynaklar› ile kendikovanlar› aras›ndaki aç›y› da hesaplad›klar›, bunu kovandaki di¤er ar›la-ra dans yoluyla haber verdikleri bilinmektedir. (bkz. Harun Yahya, Balar›-s› Mucizesi, 1999)

Termitlerin dev gökdelenler yapt›klar› ve bu gökdelenlerin içindehava dolafl›m kanallar›, tar›m alanlar› vs. oluflturduklar›, k›sacas› ciddi bir"inflaat bilinci" içinde çal›flt›klar› bilinmektedir.(bkz. Harun Yahya, Termit Mucizesi, 2000)

Dikkat edilirse ar› ve termit gibi canl›lar,birer böcektir ve sözde "evrim flemas›" içindeinsana en uzak canl›lar aras›nda yer al›rlar.

‹nsanla aras›nda hiçbir yak›nl›k kurula-mayan canl›larda bilinçli davran›fl örnekleri,Bilim ve Ütopya dergisindeki makalede de

70 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Termitler kar›nca ben-zeri canl›lard›r ve kendiboyutlar›na göre gök-delen say›labilecekyanda resmi görülenyuvalar› yaparlar. Ter-mit yuvalar›nda mü-kemmel bir havaland›r-ma ve ›s›tma sistemivard›r. As›l flafl›rt›c›olan bütün bunlar› ya-pan termitlerin kör ol-mas›d›r. Önünü bile gö-remeyen bir canl›n›ngökdelenler infla etmeyetene¤i kazanmas›n›tesadüflerle aç›klamakimkans›zd›r.

Page 73: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

belirtilmektedir. Güvercinler üzerinde yap›lan bir deneyde, yem almakiçin bir dü¤meyi gagalamas› gereken güvercinin, 45 kez gagalama ile 50kez gagalamay› ay›rdetti¤i, yani 45 ve 50 say›lar›n› sayabildi¤i gözlemlen-mifltir.

Tüm bunlardan çok daha flafl›rt›c› olan bir baflka gerçek ise, sözde ev-rim flemas› içinde en "ilkel" ve insana da en uzak canl› olarak tan›mlananbakterilerin de bilinçli davran›fllarda bulunmas›d›r. Son y›llarda bakteri-ler üzerinde yap›lan gözlemler, bu tek hücreli canl›lar›n son derece "zeki-ce" davrand›klar›n›, içinde bulunduklar› ortam› de¤erlendirip karar ver-diklerini göstermektedir. Moleküler biyolog Michael Denton flöyle yazar:

Bir toz zerresinden bile daha küçük olmalar›na ra¤men, amipler, çok daha

kompleks canl›lara benzer yaflam stratejileri izlerler. E¤er bir amibi al›p

onu bir kedinin boyutlar›na getirebilseydik, bu memeliyle yaklafl›k ayn›

derecede bir zekaya sahip oldu¤unu görecektik. Peki ama bu küçücük can-

l›lar nas›l olup da bu denli iyi hesaplanm›fl kararlar alabilmektedirler?.. Bir

amip yakalamak istedi¤i av›n› bilinçli olarak kovalar, av› yön de¤ifltirdi¤in-

de o da onun ard›ndan yön de¤ifltirir, bu takibi uzun süre devam ettirir. Bu

davran›fllar moleküler düzeyde aç›klanamamaktad›r.23

Üstteki al›nt›n›n son cümlesine dikkat etmek gerekir. Amiplerin dav-ran›fllar›, "moleküler" düzeyde, yani kimyasal reaksiyonlarla, fiziksel etki-lerle aç›klanabilecek türden de¤ildir. Bu canl›lar, bilinçli olarak, karar ve-rerek hareket etmektedirler. Ama ne ilginçtir ki, ne bir beyne, ne de sinirsistemine sahiptirler. Protein, ya¤ vesudan oluflan bir hücredirler sadece.

‹flte konunun en önemli yan› dabudur. Evrimciler, materyalist anlay›flasahip olduklar› için, canl›lardaki bilin-ci sadece maddeyle (yani beyin kapasi-teleriyle, sinir sistemiyle vs.) aç›klama-ya çal›flmaktad›rlar. ‹nsan›n evrim so-nucu bilinç kazand›¤›, maymunlar›ninsana en yak›n bilince sahip olmas›gerekti¤i, "ilkel" sayd›klar› canl›larda

Hiç bir düflünme organ› bulunmayan amip-lerin bilinçli davran›fllar›na maddesel biraç›klama getirmek imkans›zd›r.

71"Hayvan Bilinci" ‹le ‹lgili Yanl›fl Yorumlara Cevap

Page 74: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ise bilinç olmamas› gerekti¤i inanc›n-dad›rlar. Oysa bilimsel bulgular duru-mun hiç de böyle olmad›¤›n› göster-mektedir. Ne insan bilinci için ne dedi¤er canl›lardaki bilinçli davran›fllariçin materyalist (ve dolay›s›yla evrim-ci) bir aç›klama yap›lmas› mümkünde¤ildir.

Bilincin Gerçek Kayna¤›

Sonuçta, "en kompleks canl›" sa-y›lan insandan, "en basit canl›" say›lantek hücrelilere kadar, canl›lardamateryalist bir anlay›flla aç›klanamayacak, hayret verici bir bilinç vard›r.

Kuran'da, bu konuda çok önemli bilgiler veririlir. Örne¤in balar›la-r›ndan söz edilen bir ayette, bu canl›lar›n gösterdikleri "bilinçli" davran›fl-lar›n kendilerine Allah taraf›ndan ilham edildi¤i bildirilmektedir:

Rabbin bal ar›s›na vahyetti: Da¤larda, a¤açlarda ve onlar›n kurduklar›

çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece

Rabbinin sana kolaylaflt›rd›¤› yollarda yürü-uçuver. Onlar›n kar›nlar›n-

dan türlü renklerde flerbetler ç›kar, onda insanlar için bir flifa vard›r. fiüp-

hesiz düflünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vard›r. (Nahl

Suresi, 68-69)

Allah balar›s›na oldu¤u gibi tüm canl›lara hakimdir. Bir baflka ayet-te tüm canl›lar›n O'nun hakimiyetinde oldu¤u haber verilmektedir:"O'nun, aln›ndan yakalay›p-denetlemedi¤i hiç bir canl› yoktur. " (HudSuresi, 56)

‹flte Kuran'da aç›klanan bu s›r, canl›lardaki bilincin kayna¤›d›r. Bi-linç, materyalistlerin sand›¤› gibi maddenin bir özelli¤i de¤ildir. Madde-yi oluflturan atomlar› her ne yaparsan›z yap›n, bilinç sahibi k›lamazs›n›z.Bilincin, mutlaka bir baflka bilinçten gelmesi gerekir. Canl›lardaki bilinçise, Allah'›n ilham›ndan kaynaklanmaktad›r.

72 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

"Ar›y›, büyük mate-

matikçilerin (pete-

¤in yap›s›ndaki ince

hesaplar›) buluflla-

r›ndan çok önce pe-

tek gözlerini yap-

maya yönelten

içgüdü için ne

diyece¤iz?"

Charles Darwin

Page 75: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 76: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Ekim 1999 tarihli Cumhuriyet gazetesinin Bilim ve Teknik ekinde "Evrim:Eksik Halka Bulundu" bafll›¤› ile bir haber yay›nland›. Haberin bafll›¤›,okuyuculara, evrimcilerin 140 y›ld›r aray›p da bulamad›klar› "kay›p

ara form"un art›k bulundu¤u gibi bir izlenim veriyordu. Cumhuriyet yep-yeni bir keflfi duyururmuflças›na bir bafll›k kullanm›flt›, oysa gerçekte sa-dece bir buçuk ay kadar önceki (23 A¤ustos 1999 tarihli) bir Time dergisihaberinin tercümesini yay›nl›yordu. Time dergisinin söz konusu haberin-de ise, gerçekte insan›n sözde evrimini destekleyecek bir "kay›p halka" fo-silinden söz edilmemiflti.

Time dergisinin, "How Man Began" (‹nsanNas›l Do¤du) bafll›¤›yla kapaktan yay›nlanansöz konusu haberi, asl›nda evrimci çevrelerinABD'nin Kansas eyaletindeki geliflmeler nede-niyle duyduklar› pani¤in bir ifadesiydi. Kansaseyaleti mahkemesi, evrim teorisinin bilimsel birgerçek olmad›¤›n›, bir varsay›mdan ibaret oldu-¤unu belirtmifl ve bu teorinin e¤itim müfreda-t›ndan ç›kar›lmas› yönünde karar alm›flt›. Bu ge-liflme, evrimcilerin on y›llard›r s›¤›nd›klar› "ev-rim bilimin temelidir, evrimi reddetmek bilimireddetmek anlam›na gelir" fleklindeki aldatmacan›n anlams›zl›¤›n› ortayakoydu. ‹flte Time'›n haberi, evrimcilerin bu geliflme karfl›s›nda "alarm" du-rumuna geçmelerinin bir ifadesiydi.

Bu durum, Time'›n haberinin henüz ilk cümlesinde bile aç›kça görü-

CUMHUR‹YET GAZETES‹ B‹L‹M TEKN‹K EK‹N‹N

"EKS‹K HALKA" YANILGISI

2

Time dergisinin ilgilisay›s›

Page 77: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lüyordu. Haber "yarat›l›flç›lar›n ve onlar›n entellektüel müttefiklerinintüm protestolar›na ra¤men.. bilim uzun zamand›r insano¤lunun da sade-ce bir tür hayvan oldugunu ögretmifltir" diye okuyucuyu yönlendirmeyihedefleyen bir telkinle bafll›yordu.

Oysa insano¤lunun "sadece bir tür hayvan" oldu¤u yan›lg›s›n› gün-deme getiren kaynak, bilim de¤il, evrim dogmas›d›r. Evrimciler 140 y›ld›rbu aldatmacay› savunmakta, ancak kendilerini destekleyen hiçbir bilim-sel bulgu elde edememektedir. Aksine, bilimsel bulgular, insan›n kökeni-nin hayvanlardan tümüyle ayr› oldu¤unu, insan›n da, tüm di¤er canl›la-r›n da ayr› ayr› yarat›ld›klar›n› göstermektedir.

Time dergisinin "‹nsan Nas›l Do¤du" bafll›kl› haberi, evrim ad›nasözde yeni ve önemli bulgular elde edildi¤i izlenimi verecek flekilde ha-z›rlanm›flt›. Cumhuriyet ise bu izlenimi daha da art›rmaya çal›flarak "Ek-sik Halka Bulundu" gibi iddial›, ama gerçek d›fl› bir bafll›k kulland›.

Oysa bu evrimci yay›nlar›n oluflturmaya çal›flt›¤› söz konusu izleni-mi destekleyecek hiçbir somut veri yoktu. Time'›n yapt›¤› fley, flimdiye ka-dar elde edilen ve evrim teorisine hiçbir flekilde delil teflkil etmeyen fosilbulgular›n› birbiri ard›na s›ralay›p anlatmaktan ibaretti. Bu bulgular hak-k›nda evrimcilerin kendi aralar›ndaki anlaflmazl›klar konu ediliyor, bilim-sel bir temeli olmayan farkl› evrimci varsay›mlar birbiri ard›na s›ralan›-yordu.

Time dergisi, farkl› Australopithecus türlerini anlat›yor ve bunlar›ninsanlar›n atas› say›labilece¤ini öne sürüyordu. Buna delil olarak da Aust-ralopithecus'un dik olarak yürüdü¤ü fleklindeki klasik evrimci yan›lg›y›tekrarl›yordu. Oysa 1994 y›l›nda uzmanlar›n yapt›¤› analizler, bu iddian›ngeçersizli¤ini ortaya koymufltu. Fred Spoor, Bernard Wood ve Frans Zon-neveld adl› üç anatomi uzman›, insan ve maymunlar›n iç kulaklar›ndayer alan ve denge sa¤lamaya yarayan yar›-çembersel kanallar› karfl›laflt›r-mal› olarak analiz ettiler. Dik yürüyen insanlar›n kanallar› ile, e¤ik yürü-yen maymunlar›n kanallar› birbirlerinden somut baz› farkl›l›klarla ayr›l›-yorlard›. Spoor, Wood ve Zonneveld'in, inceledikleri tüm Australopithe-cus ve dahas› Homo habilis örneklerinin iç kulak kanallar› günümüzmaymunlar›n›nkiyle ayn›yd›. Homo erectus'un iç kulak kanallar› ise, ay-

Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Ekinin"Eksik Halka" Yan›lg›s› 75

Page 78: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

n› günümüz insanlar›ndaki gibiydi.24

Bu bulgu, gerek Australopithecus türlerinin, gerekse asl›nda Austra-lopithecus s›n›f›na dahil edilmesi gerekirken "Homo habilis" adl› hayalive art›k reddedilmeye bafllanm›fl s›n›flamaya dahil edilen fosillerin, kesin-likle dik yürümediklerini ortaya ç›karm›flt›r. Sözde evrim s›ras›nda bu s›-n›flamalar›n ard›na konulan Homo erectus (ya da Homo ergaster) ise tar-t›flmas›z dik yürüyen, iskeletleri bizden farks›z insan ›rklard›r. Yine 1994y›l›nda Amerikal› antropolog Holly Smith'in Australopithecus diflleri üze-rinde yapt›¤› detayl› analizler de, bu canl›lar›n insanlarla benzerlik tafl›-mayan bir maymun türü oldu¤unu göstermifltir. Smith, flöyle demifltir:

Difllerin geliflimi ve yap›s› kriterine dayanarak yapt›¤›m›z analizler, Austra-

lopithecus türlerinin Afrika maymunlar›yla ayn› kategoride oldu¤unu gös-

termektedir.25

Ancak Time dergisi, "insan›n sözde evrimi" konusunda 10 sayfal›k birhaber yay›nlamas›na ra¤men, bu somut bilimsel bulgulardan hiç söz et-memifltir. Haberde, zaten bilinen ve insan›n evrimi iddias›na hiçbir somutdelil oluflturmad›¤› evrimciler taraf›ndan da kabul edilen fosiller s›ralan-m›fl ve bunlar›n üzerine yaz›lan evrimci senaryolar anlat›lm›flt›r. Türki-ye'deki evrimci medya kurulufllar›n›n, kaynak olarak Time'›n söz konusumakalesi gibi propaganda amaçl› ve bilim d›fl› kaynaklara sar›lmalar› ise,evrim teorisinin içinde bulundu¤u "kriz"in bir göstergesi olmas› aç›s›n-dan anlaml›d›r.

76 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Yanda görülen difller üze-rinde yap›lan incelemelerevrimcilerin bir senaryosu-nu daha y›km›flt›r. Difllerüzerinde 1994 y›l›nda yap›-lan analizler Australopithe-cuslar'›n insan de¤il Afrikamaymunlar› ile ayn› katego-ride canl›lar olduklar›n› or-taya ç›karm›flt›r.

Page 79: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

vrim teorisini savunmay› kendine görev edinmifl yay›nlardan biri olanCumhuriyet gazetesinin haftal›k Bilim ve Teknik eki (CBT), 6 Kas›m1999 tarihli say›s›nda "‹nsanlar›n neden 5 parma¤› vard›r?" bafll›kl› biryaz› yay›nlad›. Dergide, insanlar›n, memelilerin, sürüngenlerin ve am-

fibiyenlerin el ve ayaklar›nda hep 5'er parmak bulundu¤u belirtiliyor vebu bilgi, söz konusu canl›lar›n ortak bir atadan evrimleflti¤i yan›lg›s›nasözde bir delil olarak gösteriliyordu. Oysa CBT'nin verdi¤i bilgi de, bubilgiye dayanak yapt›¤› yorum da gerçekleri yans›tm›yordu. Bunu göre-bilmek için, öncelikle CBT'nin söz konusu yorumlar›na temel oluflturanevrimci yan›lg›lar› k›saca hat›rlamak yerinde olur.

Canl›larda benzer yap›lar oldu¤u gerçe¤inden yola ç›karak, bu can-l›lar›n sözde ortak bir atadan evrimlefltikleri iddias›n› öne sürmek, "ho-moloji" olarak bilinen kavrama dayan›r. Evrimciler "homolog" organlarasahip canl›lar› ayn› sözde evrimsel flema içine yerlefltirir ve kendilerince"akraba" sayarlar. CBT'nin sözünü etti¤i "farkl› canl›larda befl parmakl› elve ayak yap›lar›n›n benzerli¤i" konusu da, evrimci literatürde uzun y›llarkullan›lan bir "homoloji" örne¤idir. Ancak son 20-30 y›l içinde yürütülenbilimsel bulgular, homoloji iddias›n›n bilimsel bir temele dayanmayanhayali bir varsay›mdan öteye gitmedi¤ini göstermektedir. S›ras›yla;

1- Evrimcilerin hiçbir evrimsel ba¤ kuramad›klar›, bütünüyle farkl›s›n›flara ait canl›larda bile homolog (benzer) organlar›n var olmas›,

2- Homolog organlara sahip canl›larda, bu organlar›n genetik flifrele-rinin çok farkl› olmas› ve

3- Homolog organlara sahip canl›larda, bu organlar›n embriyolojik

CUMHUR‹YET B‹L‹M TEKN‹K DERG‹S‹ VE

BEfi PARMAKLI CANLILAR

E

Page 80: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

geliflim safhalar›n›n birbirinden çok farkl› olmas›, homolojinin evrime da-yanak oluflturmad›¤›n› ortaya koymaktad›r. (Ayr›nt›l› bilgi için bkz. Ha-run Yahya, Evrim Aldatmacas›)

Birinci maddede sözü edilen gerçek, CBT'de konu edilen "befl par-makl›l›k" konusu için de geçerlidir. CBT'deki yaz›da, tüm beflparmakl›canl›lar›n tek bir hayali ortak atadan geldi¤i iddia edilmektedir, ancak bu-gün gerçekte evrimciler bile, aralar›nda hiçbir evrimsel iliflki kuramad›k-lar› farkl› canl› gruplar›nda befl parmakl›l›k özelli¤i oldu¤unu kabul et-mektedir. Örne¤in evrimci biyolog M. Coates, 1991 ve 96 y›llar›nda yay›n-lad›¤› iki ayr› bilimsel makaleyle, befl parmakl›l›k (pentadactyl) olgusu-nun, birbirinden ba¤›ms›z olarak iki ayr› kez ortaya ç›kt›¤›n› belirtmekte-dir Coates'e göre, befl parmakl› yap›, hem anthracosaurlarda hem de am-fibiyenlerde birbirinden ba¤›ms›z olarak ortaya ç›km›flt›r.26 Bu bulgu, beflparmal›l›k olgusunun hayali "ortak ata" varsay›m›na delil oluflturamaya-ca¤›n›n bir göstergesidir.

Evrimci tezi bu konuda zora sokan bir di¤er nokta da, söz konusucanl›lar›n hem ön hem de arka ayaklar›n›n befler parmakl› olmas›d›r. Oy-sa evrimci literatürde ön ve arka ayaklar›n tek bir "ortak ayak"tan geldik-leri öne sürülmemektedir ve ayr› ayr› gelifltikleri varsay›lmaktad›r. Dola-y›s›yla ön ve arka ayaklar›n yap›s›n›n da, farkl› rastlant›sal mutasyonlarsonucu, farkl› olmas› beklenmelidir. Moleküler biyolog Michael Denton,"Evolution: A Theory in Crisis" (Evrim: Krizdeki Bir Teori) adl› kitab›n›n"The Failure of Homology" (Homolojinin Çöküflü) adl› bölümünde bu ko-nudan flöyle söz eder:

Gördü¤ümüz gibi tüm karada yaflayan omurga-

l›lar›n ön ayaklar› ayn› pentadactyl (befl parmak-

l›) dizayna sahiptir ve bu da evrimci biyologlar

taraf›ndan, bu canl›lar›n ortak bir atasal kaynak-

tan geldikleri fleklinde yorumlanmaktad›r. An-

cak arka ayaklarda da yine ayn› pentadactyl ta-

sar›m vard›r ve gerek kemik yap›lar› gerekse

embriyolojik geliflimleri yönünden ön ayaklara

çok benzerler. Ancak hiç bir evrimci, arka ayakla-

78 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Michael Denton

Page 81: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

r›n ön ayaklardan geldi¤ini ya da arka ve ön ayaklar›n ortak bir kaynaktan

evrimleflti¤ini savunmamaktad›r... Asl›nda, biyolojik bilgi artt›kça, canl›lar-

daki benzerlikleri ortak atadan geldikleri varsay›m› ile aç›klamak daha za-

y›f hale gelmektedir... Evrim ad›na öne sürülen di¤er pek çok "dolayl› delil"

gibi, homolojiden gelen deliller de ikna edici de¤ildir, çünkü çok fazla anor-

mallikle, çok say›da karfl›-örnekle ve kabul edilmifl (evrimsel) tablo içine s›¤-

d›r›lamayan pek çok olguyla karfl›lafl›lmaktad›r.27

Befl parmakl›l›k homolojisi konusundaki evrimci iddiaya as›l darbe

ise, moleküler biyolojiden gelmifltir. Evrimci yay›nlarda uzunca bir za-

man savunulan "beflparmakl›l›k homolojisi" yan›lg›s›, bu parmak yap›s›-

na sahip olan farkl› canl›larda, parmak yap›lar›n›n çok farkl› genler tara-

f›ndan kontrol edildi¤i anlafl›ld›¤›nda çökmüfltür.

Karada yaflayanomurgal› canl›lar›nhemen hepsinde -resimde de görül-dü¤ü gibi- 5 par-makl› bir kemik ya-p›s› vard›r. Evrimci-ler bunu evrime bü-yük bir delil olaraklanse etmeye çal›fl-m›fllard›r. Ancakson bilimsel bulgu-larla bu kemik yap›-lar›n›n canl›lardaçok farkl› genler ta-raf›ndan kontroledildi¤ini ortayaç›km›flt›r. Bu gerçek"5 parmakl›l›k ho-molojisi" varsay›m›-n› çökertmifltir.

Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi ve Befl Parmakl› Canl›lar 79

kol kemi¤i

radyus

dirsek kemi¤i‹nsan kolu

küçük elkemi¤i

el bile¤i

tarak kemikleri

kol kemi¤i

yunustarak kemikleri

tarak kemikleri

radyus el bile¤i küçük elkemi¤i

dirsek kemi¤i

kol kemi¤i

kol kemi¤i

dirsekkemi¤i

radyus el bile¤i

yarasa kanad› küçük el kemi¤i

dirsekkemi¤i

radyus küçük el kemi¤i

el bile¤i kemi¤ikufl kanad›

Page 82: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Evrimci biyolog William Fix, befl-parmakl›l›k hakk›ndaki evrimci tezinçöküflünü flöyle anlat›r:

Evrim konusunda homoloji fikrine

s›kça baflvuran eski ders kitaplar›n-

da, farkl› hayvanlar›n iskeletlerinde-

ki ayaklar›n yap›s› üzerinde özellikle

duruluyordu. Dolay›s›yla bir insan›n

kolunda, bir kuflun kanatlar›nda ve

bir yarasan›n yüzgeçlerinde bulunan

pentadactyl (beflparmakl›) yap›, bu

canl›lar›n ortak bir atadan geldikleri-

ne delil say›l›yordu. E¤er bu de¤iflik

yap›lar, mutasyonlar ve do¤al selek-

siyon taraf›ndan zaman zaman mo-

difiye edilmifl ayn› gen-kompleksi taraf›ndan yönetiliyor olsalard›, bu teori-

nin de bir anlam› olacakt›. Ama ne yaz›k ki durum böyle de¤ildir. Homolog

organlar›n, farkl› türlerde tamamen farkl› genler taraf›ndan yönetildi¤i art›k

bilinmektedir. Ortak bir atadan gelen benzer genler üzerine kurulmufl olan

homoloji kavram› çökmüfl durumdad›r.28

Dikkat edilirse William Fix, "beflparmakl›l›k homolojisi" hakk›ndakievrimci iddialar›n eski ders kitaplar›nda yer ald›¤›n›, ancak moleküler ka-n›tlar›n ortaya ç›kmas›ndan sonra bu iddian›n terk edildi¤ini söylemekte-dir. Ama Cumhuriyet Bilim Teknik, tam da bu terk edilmifl iddiay› günde-me getirmekte ve "beflparmakl›l›¤›n evrimi nas›l ispatlad›¤›" (!) yönündehikayeler yay›nlamaktad›r. Bu durum, bir kez daha, Türkiye'de evrim te-orisini savunmak ad›na ortaya ç›kan baz› kimselerin gerçekte çok ciddibir bilgi eksikli¤i içinde olduklar›n› ve on y›llar önceden reddedilmifl ev-rimci iddialara körü körüne inand›klar›n› göstermektedir. Gerek CBT eki-binin gerekse tüm di¤er evrimcilerin, geliflen bilimin bulgular›n› incele-meleri gerekmektedir. 2000'li y›llar› yaflad›¤›m›z flu günlerde, körükörüne savunduklar› "evrim" safsatas›n›n hiçbir dayana¤› kalmad›¤›n› busayede görebilirler.

80 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Homolog organla-

r›n, farkl› türlerde

tamamen farkl› gen-

lerce yönetildi¤i ar-

t›k bilinmektedir.

Sözde ortak bir ata-

dan gelen benzer

genler üzerine ku-

rulmufl olan homo-

loji kavram› çökmüfl

durumdad›r.

Page 83: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

fiubat 2000 tarihli Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde, derginin busay›s›ndan itibaren her hafta bin y›l›n bilim insanlar›ndan birinin tan›-t›laca¤› haber veriliyordu. Ve derginin anlatmak üzere seçti¤i ve kapakyapt›¤› ilk "bin y›l›n bilim adam›" ise Charles Darwin'di. Bin y›l›n tümbilim insanlar› gözden geçirildi¤inde, derginin Charles Darwin'i bafl

s›raya koymas› ise elbetteki enterasan bir seçimdi. Say›n A.M.C. fiengör taraf›ndan kaleme al›nan söz konusu yaz›n›n,

Charles Darwin ile ilgili olarak yaz›lm›fl di¤er yaz›lardan hiçbir fark› yok-tu. Darwin'in hayat› anlat›lm›fl ve hayat›yla ilgili türlü detaylar verilmifl,ancak Darwin'in ortaya att›¤› teorinin kan›tlar›ndan kesinlikle söz edil-memiflti.

Charles Darwin'i Bilim Adam›

Olarak Gösterme Çabas›

Tarafl› bir tutumla haz›rlanm›fl oldu¤uaç›kça anlafl›lan yaz›n›n hemen hemen ta-mam›nda Charles Darwin'in ne kadar bili-me yak›n, ne kadar araflt›rmac› bir insan ol-du¤u ve ortaya ne kadar önemli bir kuramatt›¤› vurgulanmaktayd›. Anlafl›lan Cumhu-riyet Bilim Teknik dergisi Charles Darwin'in20. yüzy›lda a¤›r yara alan bilimsel itibar›n›kendince onarmak istemiflti. Ancak yaz›y›dikkatle okuyan herkesin de görebilece¤i gi-

DARWIN'E VER‹LEN YERS‹Z

"B‹N YILIN B‹L‹M ADAMI" PAYES‹

5

Charles Darwin

Page 84: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

bi, yaz›da Darwin'in bilimselli¤i kurtar›-lamam›fl, aksine bilimsel oldu¤unu kan›t-lamak gayretiyle öne sürülen örnekler,Darwin'in kendi teorisini birinci derece-den ilgilendiren temel konulara dahi nekadar uzak ve acemi bir yaklafl›m› oldu-¤unu gözler önüne sermifltir.

Yaz›da da aç›kça belirtildi¤i üzere,Charles Darwin'in evrim kuram› için ilkad›m› att›¤› iddia edilen Galapagos gezi-sine ç›karken jeoloji, botanik, biyoloji vezooloji konusunda hiçbir e¤itimi ve arafl-t›rmas› yoktu. Ancak Say›n fiengör, yinede kendince Darwin'in konuyla çok yak›ndan ilgilendi¤i imaj›n› vermekiçin olsa gerek, okuldaki botanik hocas› ile s›k s›k ç›kt›¤› yürüyüfllerin onabüyük bir fayda sa¤lad›¤›n› belirtmifltir. Yazara göre Darwin'i konuyla il-gili k›lan ikinci husus ise, yine Beagle adl› gemiye binerken eline tutufltu-rulan jeoloji kitab›d›r.

Darwin'i sürekli olarak bilgili, zeki, araflt›rmac› göstermeye çal›flanbu yaz›lar asl›nda Darwin'in bu konudaki eksikli¤ini daha da vurgula-maktan öteye gitmemektedir. Oysa, hiçbir yazar hiçbir zaman New-ton'un, Einstein'›n, Kepler'in, Archimed'in, Pasteur'ün veya Galilei'nin bi-lim adam› kimli¤ini ispatlamak zorunda hissetmemifltir kendini. NitekimDarwin'le ilgili yaz›dan sonraki sayfada Edison ile ilgili yaz›y› okuyanlar

82 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

HMS Beagle adl› gemi

Johannes KepplerLouis PasteurGalileo Galilei

Page 85: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

bu yaz›da böyle bir kayg› olmad›¤›n› göreceklerdir.

Ayr›ca yaz›n›n ilerleyen k›s›mlar›nda yazar›n kendisi de Darwin'in

Türlerin Kökeni isimli kitab›nda daha önce Buffon ve Lamarck taraf›ndan

ortaya at›lan iddialara yeni bir ekleme getiremedi¤ini, yazd›klar›n›n onla-

r›n bir tekrar› ve düzenlenmesinden öteye gitmedi¤ini belirtmifltir. Bunu

kendileri bile itiraf ederken, 1800'lerde yaflam›fl, yafll› ve amatör bir gez-

ginin, tamamen hayalgücüne dayanarak üretti¤i varsay›mlar› bu kadar

kuvvetle benimsemenin ve bu insan› bin y›l›n bilim adam› olarak lan-

se etmenin anlam› ne olabilir?

Bunun bir tek anlam› vard›r; Darwin'in hayalgücüne dayanarak or-

taya att›¤› teori bir Yarat›c›'n›n varl›¤›n› inkar etmekte, tüm canl›lar›n ba-

fl›bofl tesadüfler sonucunda var oldu¤u yan›lg›s›n› öne sürmektedir. Bu

nedenle Darwin, ateist ve materyalist çevreler taraf›ndan böylesine

sahiplenilmekte ve bin y›l›n en hevesli gezgini yerine bin y›l›n en önem-

li bilim adam› gibi gösterilmeye çal›fl›lmaktad›r.

Darwin'in Do¤al Seleksiyon ile Yeni Türlerin Olufltu¤unu

Gösterdi¤ine ‹nanma Yan›lg›s›

Yaz›da birçok çeliflki ve tutars›z ifade yer almaktad›r. Bunlardan biri

flöyledir: Yaz›n›n bir bölümünde, Darwin'in Türlerin Kökeni kitab›nda

türlerin de¤iflimine ait ortaya hiçbir mekanizma koyamad›¤›, hatta ki-

tab› okuyan arkadafl› Charles Lyell'in defterine "bu çeflitlili¤i yapan

güç nedir? ‹flte esas mesele budur" diye yazd›¤› belirtilmifltir. Bu son

Buffon (en solda) ve JeanB. Lamarck (yanda). La-marck evrim aldatmacas›n›kapsaml› olarak savunanilk kiflidir. Ancak ortaya at-t›¤› teori genetik bilimi kar-fl›s›nda yenik düflmüfltür.

83Darwin'e Verilen Yersiz "Bin Y›l›n Bilim Adam›" Payesi

Page 86: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

derece yerinde ve do¤ru bir tespittir. Gerçek-ten de Darwin kitab›nda türlerin kökenini vetürlerin birbirlerinin atas› olduklar›, baz› or-ganlar›n baz› etkenler sonucunda de¤iflerekortaya yeni türler ç›kt›¤› gibi hikayeler anlat-m›fl, ancak bu canl›lar› de¤iflime u¤ratan, onla-r› gelifltiren mekanizmalar›n neler oldu¤unabir cevap verememifltir.

Ne var ki, bu itiraftan bir kaç paragraf önceyazar içi bofl bir eminlikle flöyle yazm›flt›r: "Dar-

win nihayet evrimin mekanizmas›n› bulmufltur."Söz konusu mekanizman›n ise do¤al seleksiyon oldu¤u iddia edilmekte-dir. Ancak bugün çok iyi bilinmektedir ki do¤al seleksiyon bir türün di-¤erine de¤iflimini kesinlikle aç›klayamaz. Bunun neden imkans›z oldu¤u-nu k›saca aç›klayal›m:

Do¤al seleksiyonun as›l manas› fludur: güçlü ve içinde bulundu¤udo¤al flartlara uygun olan canl›lar›n hayatta kalmas›. Örne¤in aslanlar ta-raf›ndan tehdit edilen bir zebra sürüsünde, daha h›zl› koflabilen zebralarhayatta kalacakt›r. Ama h›zl› koflan zebralar›n hayatta kalmas› demek, buzebralar›n bir süre sonra bir baflka türe dönüflecekleri, örne¤in at halinegelecekleri anlam›na gelmez. Do¤al seleksiyon sadece bir canl› türü

84 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Charles Lyell

Do¤al seleksiyon Darwinistler taraf›ndan yeni canl›lar yaratan sihirli bir de¤nekgibi anlafl›l›r. Oysa bu mekanizma, sadece bir canl› popülasyonu içindeki zay›f vekusurlu bireyleri ay›klanmas›n› sa¤lamakta, yeni bir genetik bilgi üretilmesine ve-sile olmamaktad›r. Do¤al seleksiyon "evrimlefltirici" de¤il, "muhafaza edici" birmekanizmad›r.

Page 87: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

içindeki sakat, zay›f ya da çevre flartlar›na uy-mayan bireylerin ay›klanmas›na vesile olanbir mekanizmad›r. Bu mekanizma yeni canl›türleri, yeni genetik bilgi ya da yeni organlarmeydana getiremez.

Harvard Üniversitesi paleontolo¤u evrimciStephen Jay Gould, do¤al seleksiyonun bu aç-maz›n› flöyle dile getirmektedir:

Darwinizm'in özü tek bir cümlede ifade edilebi-

lir: 'Do¤al seleksiyon evrimsel de¤iflimin yarat›c›

gücüdür.' Kimse do¤al seleksiyonun uygun olmayan› elemesindeki negatif

rolünü inkar etmez. Ancak Darwinci teori, "uygun olan› yaratmas›"n› da is-

temektedir.29

Nitekim do¤al seleksiyonun canl›lar› evrimlefltirdi¤ine dair tek birgözlemlenmifl delil yoktur. Kendisi de bir evrimci olan ‹ngiliz paleontologColin Patterson, bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Hiç kimse do¤al seleksiyon mekanizmalar›yla yeni bir tür üretememifltir.

Hiç kimse böyle bir fleyin yak›n›na bile yaklaflamam›flt›r. Bugün neo Darwi-

nizmin en çok tart›fl›lan konusu da budur.30

Günümüzün önde gelen evrimcilerinin dahi do¤al seleksiyonmekanizmas›yla yeni türler üremeyece¤ini aç›kça itiraf etmelerine ra¤-men Say›n fiengör'ün bu konuda kesin bir üslup kullanmas› ve hatta ken-di yaz›s› içinde dahi çeliflmesi zannedersek konuya uzak bir alanda uz-manlaflm›fl olmas›ndand›r.

Çeflitlenmeyi Evrim Zannetme Yan›lg›s›

Yaz›da yer alan bir di¤er önemli bilgi hatas› ise türler içindeki çeflit-lenmenin, yeni türler oluflmas› ile kar›flt›r›lmas›d›r. Darwin konuya ama-törce ve son derece eksik bir bilgi ile yaklaflt›¤› için böyle bir kavram kar-maflas›n›n içine düflmüfltür. Ancak günümüzde Darwin'i ve evrimi savu-nan birçok bilim adam›n›n ayn› yan›lg›ya düflmemeleri gerekmektedir,çünkü bugün çeflitlenmenin yeni tür oluflumu ile bir ilgisinin olmad›¤› bi-linen bir gerçektir.

Darwin, Türlerin Kökeni ile canl›l›¤›n ola¤anüstü çeflitlili¤ini aç›kla-

Stephen Jay Gould

85Darwin'e Verilen Yersiz "Bin Y›l›n Bilim Adam›" Payesi

Page 88: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yan bir teori ortaya att›¤›n›zannediyordu. "Canl›lar do¤al ola-rak kendi içlerinde çeflitlenebiliyor-lar, demek ki uzun zaman dilimleriiçinde bütün canl›l›k tek bir ortakatadan gelmifl olabilir" fleklindeasl›nda hiç de bilimsel olmayan birmant›k yürütmüfltü.

Darwin'in "türlerin kökeni" hak-k›nda ortaya att›¤› bu senaryo, ger-

çekte türlerin kökenini hiçbir flekilde aç›klam›yordu. Genetik biliminingeliflmesiyle birlikte, bir canl› türü içindeki çeflitlenmenin hiçbir zamanyeni bir tür oluflumuna yol açmayaca¤› anlafl›ld›. Darwin'in "evrim" san-d›¤› olgu, gerçekte "varyasyon"du.

Darwin, teorisini ortaya att›¤›nda varyasyonlar›n bir s›n›r› olmad›¤›-n› san›yordu. Loren Eiseley The Immense Journey adl› kitab›nda Darwin'in1844'te yazd›¤› bir yaz›s›nda, "ço¤u yazar do¤adaki varyasyonun bir s›n›-r› oldu¤unu kabul ediyor, ama ben bu düflüncenin dayand›¤› tek bir so-mut neden bile göremiyorum" dedi¤ini yazm›flt›r. Türlerin Kökeni'nde deispinozlar, inekler gibi varyasyon örneklerini teorisinin en büyük delili gi-bi göstermiflti. Darwin'in, bu "s›n›rs›z de¤iflim" yan›lg›s›n› en iyi ifadeeden ise, Türlerin Kökeni'nde yazd›¤› flu cümleydi:

86 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Charles Darwin'in Türlerin Kökeni kitab›

Suda yüzen ay›lar bir süre sonra balinaya dönüflebilir mi? Bu sorunun cevab› elbette kihay›rd›r. Ancak bu soruya evet cevab›n› veren biri vard›r. Darwin, kitab›nda balinalar›nyüzmek için çabalayan ay›lardan olufltu¤unu iddia edecek kadar bilimsellikten uzakt›.

Page 89: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bir ay› cinsinin do¤al seleksiyon yoluyla giderek daha fazla suda yaflamaya

uygun özellikler elde etmesinde, giderek daha büyük a¤›zlara sahip olma-

s›nda ve sonunda bu canl›n›n dev bir balinaya dönüflmesinde hiçbir zorluk

göremiyorum.31

Darwin'in bu denli hayali örnekler vermesinin nedeni, içinde yaflad›-¤› yüzy›l›n ilkel bilim anlay›fl›yd›. 20. yüzy›l bilimi ise, canl›lar üzerindeyap›lan benzeri deneyler sonucunda "genetik de¤iflmezlik" (genetik ho-moestatis) denilen bir ilkeyi ortaya ç›kard›. Bu ilke, bir canl› türünü de¤ifl-tirmek için yap›lan tüm efllefltirme (farkl› varyasyon oluflturma) çabalar›-n›n sonuçsuz kald›¤›n›, canl› türleri aras›nda afl›lmaz duvarlar oldu¤unuortaya koyuyordu. Yani farkl› inek varyasyonlar›n› çiftlefltiren hayvan ye-tifltiricilerinin sonunda inekleri baflka bir türe dönüfltürmeleri, kesinliklemümkün de¤ildi.

Dolay›s›yla Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki "Hayvanlar›n busuretle (çeflitlenme ile) zaman içinde yeni türler ürettiklerini gösterenDarwin…" ifadesi kesinlikle bilimsel bir yorum de¤ildir ve bilimin çokaç›k ve kesin olarak kabul etmedi¤i bir iddiad›r.

Darwin dönemindeki ilkel laboratuvar aletleri ile ortaya at›lan varsay›mlar›n geçersiz-li¤i günümüzde ortaya konmufltur. Bu durumda o dönemin bilgileriyle ortaya at›laniddialar› savunmaya çal›flman›n hiçbir anlam› yoktur.

87Darwin'e Verilen Yersiz "Bin Y›l›n Bilim Adam›" Payesi

Page 90: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Genetik Bilimindeki ‹lerlemelerin ve Mutasyonlar›n

Keflfinin Evrim Teorisini ‹spatlad›¤› Yan›lg›s›

Yaz›da dikkat çeken bir baflka önemli hata ise, genetik bilimindekigeliflmelerin ve mutasyonun keflfinin evrim teorisine destek oluflturduk-lar› ve teorinin açmazdaki noktalar›na aç›kl›k getirdikleri yönündeki id-diad›r. Hatta yazar, Darwin'in döneminde kal›t›m kanunlar› ve mutas-yonlar bilinmedi¤i için Darwin'in teorisini aç›klamaktan aciz kald›¤›n› davurgulamaktad›r. Oysa afla¤›da nedenlerini k›saca özetleyece¤imiz gibi,e¤er Darwin'in yaflad›¤› dönemde kal›t›m kanunlar› ve mutasyonlar›nözellikleri biliniyor olsayd›, Darwin büyük bir ihtimalle böyle bir teoriüretmez ve bunu insanlar›n bilgisine sunamazd›. Bunu yapm›fl olsa bileonu destekleyen bir tek kifli bile olmazd›. Çünkü:

1. Genetik bilimindeki geliflmeler evrim teorisini kan›tlamaz ak-

sine yalanlar:

Say›n fiengör genetik biliminin Darwin'in hakl›l›¤›n› ortaya ç›kard›-¤›n› öne sürmüfltür. Ancak benzeri yaz›larda oldu¤u gibi bu inanc›n› hiç-bir delille desteklememifl ve bunlar› kendince önemli zaferler olarak nite-lendirmekle yetinmifltir.

Herfleyden önce genetik kurallar›n› ilk olarak bilim dünyas›na sokankifli evrim iddias›na karfl› ç›km›fl olan araflt›rmac›-din adam› Gregor Men-del'dir. Journal of Heredity dergisinde yay›nlanan "Mendel's Opposition toEvolution and to Darwin" (Mendel'in Evrime ve Darwin'e Muhalefeti) bafl-l›kl› bir makalede, "Mendel, Türlerin Kökeni'neaflinayd› ve Darwin'in teorisine karfl› ç›k›yordu.Darwin, do¤al seleksiyonla ortak atadan evrim-leflme teorisini öne sürerken, Mendel özel yarat›-l›fla inan›yordu"32 denmektedir.

Mendel'in ard›ndan genetik konusundayap›lan araflt›rmalar da yine Say›n fiengör'üniddias›n›n aksine evrimi desteklemez, hatta ev-rim teorisini çok daha büyük ç›kmazlar içine so-kar. Çünkü bu araflt›rmalar sonucunda –ki bunaSay›n fiengör'ün de¤indi¤i DNA'n›n yap›s› ile il-

88 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Gregor Mendel

Page 91: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

gili önemli bulufl da dahildir- canl›lar›n tesadüfler sonucunda gelifleme-

yecek kadar kompleks yap›lara sahip olduklar› görülmüfltür.

Genler dedi¤imiz yap›larda, yani DNA zincirinde çok kapsaml› bir

bilgi flifrelenmifltir. Örne¤in insan DNA's›nda, 900 ciltlik bir ansiklopedi-

yi dolduracak kadar bilgi bulunmaktad›r. Üstelik bu bilgi gözle göreme-

di¤imiz kadar küçük hücrenin kendisinden kat kat daha küçük olan çe-

kirde¤inin içine s›¤d›r›labilmifltir. Bu mükemmel düzen ve var olan ola¤a-

nüstü bilginin kayna¤›n›n ne oldu¤u sorusu ise canl›lar›n bir tesadüf ürü-

nü olduklar›n› iddia eden Darwinizm'i bir kez daha aç›kça yalanlamakta-

d›r.

Ayr›ca bu genetik bilgi yine baflka mekanizmalarca yorumlanmakta

ve kullan›l›r hale gelmektedir. Dahas› bu bilgi ile ilgili mekanizmalar›n

89Darwin'e Verilen Yersiz "Bin Y›l›n Bilim Adam›" Payesi

Page 92: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

DNA ile ayn› anda var olmalar› gerekti¤i yine bilimin bir keflfidir.

Say›n fiengör yaz›s›n›n sonlar›na do¤ru ise Darwin'in de¤iflikliklerin

rastgele olmalar› gerekti¤ini anlad›¤›n› ve genetik biliminin onun bu gö-

rüflünü destekledi¤ini iddia etmifltir. Say›n fiengör san›r›z ki, bu konunun

uzman› olmad›¤› için okuyucuya birtak›m yan›lt›c› bilgiler vermektedir.

Çünkü genetik bilimi, Darwin'in de¤iflikliklerin rastlant›lar sonucunda

meydana geldi¤i ve bunun sonucunda yeni türlerin olufltuklar› iddias›n›

kesin olarak çürütmüfltür. Genetik bilimindeki geliflmeler canl›lar›n var

olmas›nda rastlant›lar›n rol alamayaca¤›n› göstermifltir.

Örne¤in Florida Üniversitesi'nden David A. Kaufman genetik bilgi-

nin kökeninin evrim taraf›ndan kesinlikle aç›klanamad›¤›n› flöyle itiraf

eder:

Evrim, hücrelerle beraber dikkatlice tasarlanm›fl genetik kodlar›n kökenine

dair kabul edilebilir bir bilimsel aç›klama getirmekten uzakt›r. Ki bunlar ol-

mazsa proteinler ve dolay›s›yla hayat da olamaz.33

Genetik bilgi, gerçekte canl›lar›n rastlant›sal de¤iflikliklerle oluflama-

yacak kadar kompleks bir düzene sahip oldu¤unu göstermekle, evrim te-

orisini yalanlamakta ve yarat›l›fl gerçe¤ine aç›k bir delil oluflturmaktad›r.

Ancak evrimciler, Darwinizm'e ve ateizme körü körüne ba¤l›l›klar› nede-

niyle, bunu görmezlikten gelirler.

90 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Evrimciler mutasyonlar›evrimlefltirici bir meka-nizma gibi göstermeyeçal›fl›rlar. Oysa mutas-yonlar bir tahrip meka-nizmas›d›r. Herhangi biretkiyle mutasyona u¤ra-yan canl›larda yandaki-ne benzer anormalliklerbafl gösterir.

Page 93: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

2. Mutasyonlar evrimlefltirici bir mekanizma olamazlar

Mendel'in genetik keflifleri, klasik Darwinizm'i bu yüzy›l›n bafl›ndaoldukça zorlad› ve Neo-Darwinistler türlerin kökenini kendilerince aç›k-lamak için bu sefer de mutasyonlara yöneldiler. Bu yeni Darwinistyan›lg›ya göre bir türün baflka bir türe dönüflmesi için mutasyonlar ve do-¤al seleksiyon olmak üzere iki mekanizma görev görüyordu. Ancak1960'l› y›llarda yap›lan araflt›rmalar bu görüflün kesinlikle imkans›z oldu-¤unu ortaya koydu. Hatta 1980'li y›llar›n baz› evrimci bilim adamlar› mu-tasyonlar›n canl›lara sadece zarar getiren bir mekanizma oldu¤unu ve do-lay›s›yla canl›lar› gelifltiremeyeceklerini gözlemleyerek bu iddiada bulu-nan di¤er evrimciler ile karfl› karfl›ya geldiler.34

Canl›lar› gelifltiren yararl› de¤iflikliklerin neden "rastgele mutasyon-lar" olamayaca¤›n› ve dolay›s›yla mutasyonlar›n Say›n fiengör'ün öne sür-dü¤ü gibi evrim teorisini destekleyici yönlerinin bulunmad›¤›n› k›sacaözetleyelim:

Mutasyonlar, canl› hücresinin çekirde¤inde bulunan ve genetik bilgi-yi tafl›yan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucun-da meydana gelen kopmalar ve yer de¤ifltirmelerdir. MutasyonlarDNA'y› oluflturan nükleotidleri tahrip eder ya da yerlerini de¤ifltirirler.Ço¤u zaman da hücrenin tamir edeme-yece¤i boyutlarda birtak›m hasar ve de-¤iflikliklere sebep olurlar.

Dolay›s›yla evrimcilerin arkas›nas›¤›nd›klar› mutasyon, hiç de san›ld›¤›gibi canl›lar› daha geliflmifle ve mükem-mele götürmez, hatta onlara sadece za-rar verir. Mutasyonlar›n sebep olduklar›de¤iflikliklere ancak Hiroflima, Nagasa-ki veya Çernobil'deki insanlar›n u¤rad›-¤› türden de¤ifliklikler örnek olarak ve-rilebilir: Yani ölüler ve sakatlar...

Amerikal› genetikçi B. G. Ranga-nathan bunu flöyle aç›klar:

91Darwin'e Verilen Yersiz "Bin Y›l›n Bilim Adam›" Payesi

Kal›t›msal bir hastal›k olan Mongolizmzihinsel ve fiziksel bozukluk meydana

getirir.

Page 94: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Mutasyonlar küçük, rastgele ve za-

rarl›d›rlar. Çok ender olarak meyda-

na gelirler ve en iyi ihtimalle etkisiz-

dirler. Bu dört özellik, mutasyonlar›n

evrimsel bir geliflme meydana getire-

meyece¤ini gösterir. Zaten yüksek

derecede özelleflmifl bir organizmada

meydana gelebilecek rastlant›sal bir

de¤iflim, ya etkisiz olacakt›r ya da za-

rarl›. Bir kol saatinde meydana gele-

cek rastgele bir de¤iflim kol saatini

gelifltirmeyecektir. Ona büyük ihti-

malle zarar verecek veya en iyi ihti-

malle etkisiz olacakt›r. Bir deprem bir

flehri gelifltirmez, ona y›k›m getirir.35

‹kinci Dünya Savafl›'n›n ard›ndan nükleer silahlar›n sonucunda oluflanmutasyonlar› incelemek için kurulan Atomik Radyasyonun Genetik Etkile-ri Komitesi'nin (Committee on Genetic Effects of Atomic Radiation) haz›r-lad›¤› rapor hakk›nda evrimci bilim adam› Warren Weaver flöyle diyordu:

Ço¤u kimse, bilinen tüm mutasyon örneklerinin zararl› oldu¤u sonucu kar-

fl›s›nda flafl›racakt›r, çünkü mutasyonlar evrim sürecinin gerekli bir parças›-

d›r. Nas›l olur da iyi bir etki-yani bir canl›n›n daha geliflmifl canl› formlar›na

evrimleflmesi-pratikte hepsi zararl› olan mutasyonlar›n sonucu olabilir?36

‹nsan için de durum ayn›d›r. ‹nsanlar üzerinde gözlemlenen tümmutasyonlar zararl›d›r. T›p kitaplar›nda "mutasyon örne¤i" olarak anlat›-lan mongolizm, albinizm, cücelik, orak hücre anemisi gibi zihinsel ya dabedensel bozukluklar›n ya da kanser gibi hastal›klar›n her biri, mutasyon-lar›n tahrip edici etkilerini ortaya koymaktad›r. Elbette ki insanlar› sakatya da hasta yapan bir süreç, "evrim mekanizmas›" olamaz.

Materyalistler Darwinizm'den Kurtulmaya m›

Çal›fl›yorlar?

Say›n fiengör'ün yaz›s›nda dikkat çeken bir di¤er nokta ise flimdiyekadarki benzerlerinden oldukça farkl› olarak, komünizmin kurucusu olan

92 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

"Evrim, hücrelerle

beraber dikkatlice

tasarlanm›fl genetik

kodlar›n kökenine

dair kabul edilebilir

bir bilimsel aç›kla-

ma getirmekten

uzakt›r."

David A. Kaufman

Florida Üniversitesi

Page 95: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Karl Marx'›n Darwin'in görüfllerine kat›lmad›¤›, hatta Das Kapital'in ilkcildini Darwin'e ithaf etmek isteyiflinin gerçek olmad›¤› yönündeki iddi-as›d›r. Bu, asl›nda son derece ilginç bir aç›klamad›r. Çünkü herkes bilmek-tedir ki, bugün Darwinizm'in hiçbir bilimsel geçerlili¤i olmamas›na ra¤-men bu kadar genifl çevreler taraf›ndan savunuluyor olmas›n›n ard›ndayatan neden materyalist çevrelerin Darwinizm konusundaki hassasiyetle-ridir. Dahas› Marx'›n Darwin'in fikirlerine olan hayranl›¤› bizzat kendieserlerinde ve mektuplar›nda yer alan bir gerçektir.

Öyle ki, Karl Marx, Charles Darwin'in yazd›¤› ve evrim teorisinin te-melini oluflturan Türlerin Kökeni adl› kitap için, Engels'e yazd›¤› 19 Aral›k1860 tarihli mektubunda, "Bizim görüfllerimizin do¤al tarihsel temeliniiçeren kitap budur iflte." demifltir. Bu gerçek Natural Science dergisindeDavid Jorafsky'nin makalesinde yer alm›flt›r. Marx Darwinizm'e verdi¤iönemi aç›kça ifade etmifltir. Engels de Darwinizm'in kendi ideolojileri içinne derece önemli oldu¤unu kavram›fl ve Marx'a flöyle yazm›flt›: "fiu andaokumakta oldu¤um Darwin'in çal›flmas› muhteflem."37

Ayr›ca Marx, Darwin'in teorisinin, s›n›flararas› mücadele ve bunaba¤l› olarak tarihte meydana gelen de¤iflim iddias›n›, sözde bilimsel birzemine oturttu¤unu düflünüyordu. Bu nedenle Türlerin Kökeni'ni (Ori-gin of Species) eline al›r almaz kitab›n önemini anlam›flt›. Marx'›n Dar-win'in fikirlerini ne derece benimsedi¤i 16 Ocak 1861'de Ferdinand Las-salle'a yazd›¤› mektupta aç›kça ortaya ç›kmaktad›r:

Darwin'in kitab› (Türlerin Kökeni) çok önem-

li ve tarihteki s›n›f savafl›m›n› do¤a bilimi aç›-

s›ndan destekledi¤i için bana çok uygun dü-

flüyor...38

Sahip oldu¤u evrimci bak›fl aç›s› sebebiylegerçekten de Darwin'in fikirleri Marx'a çok uy-gundu. Ayr›ca ideolojisinin açmazlar›n› da buteoriyle yamayabilirdi. Bu nedenle hiç vakitkaybetmeden Darwin'in teorisini program›naald›. Darwinizm tam istenilen zamanda gelmifl-ti; teori ortaya ç›kar ç›kmaz sosyalistler Darwi-

Karl Marx

93Darwin'e Verilen Yersiz "Bin Y›l›n Bilim Adam›" Payesi

Page 96: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

nizm'le kendi teorilerinin do¤ruland›¤›n› ve ta-mamland›¤›n› sand›lar. Organik dünyada bilesürekli geliflim (sözde evrim) oldu¤u fikri onla-ra göre, Marx'›n sosyal geliflmeyle ilgili teorisi-nin desteklenmesi anlam›na geliyordu. Marx"Bizim teorimiz evrimin teorisidir, ezberlene-cek ve mekanik olarak yinelenecek bir dogmade¤ildir."39 derken, Darwinizm'le olan s›k› ba¤-lar›n› bir kez daha vurguluyordu.

Karl Marx materyalist ve ateist dünya görü-flüne sahipti ve evrim teorisi onun bu idelojisinidestekler nitelikteydi. Bu nedenle Marx'›n Darwi-nizm'e s›cak bakmad›¤› yönündeki iddia kesin-likle inand›r›c› de¤ildir ve hatta materyalist vekomünist ideolojilere sahip çevrelerce de kabul

edilebilir de¤ildir. Ancak Say›n fiengör'ün bu ilginç iddias› flöyle bir ça¤-r›fl›m yapmaktad›r: Acaba evrim teori-sinin çökmüfl oldu¤unu gören baz› "ile-ri görüfllü" Marksistler, bu teorinin çö-küflü ile kendi ideolojilerinin de tarihegömülece¤ini anlayarak, bu bilim d›fl›safsatadan kendilerini kurtarmaya m›çal›flmaktad›rlar?

Sonuç

Say›n fiengör'ün Charles Darwinile ilgili yaz›s›ndaki yan›lg›lar, 150 y›l-d›r süregelen evrimci yan›lg›lardanfarkl› de¤ildir. Bu konuda yaz› yazanbilim adamlar›n›n veya yazarlar›n flim-diye kadar evrim teorisi hakk›nda yaz›-lan ve söylenenleri ezbere aktarmama-

94 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Marx, Das Kapital adl›kitab›n›n Almancabask›s›na el yaz›s›ylaflunlar› yazm›flt›:"Charles Darwin'eateflli bir hayran› olanKarl Marx'tan"

"Bizim görüfllerimizin

do¤al tarihsel temeli-

ni içeren kitap

budur iflte"

"fiu anda okumakta

oldu¤um Darwin'in

çal›flmas› muhteflem".

"Bizim teorimiz evri-

min teorisidir, ezber-

lenecek ve mekanik

olarak yinelenecek bir

dogma de¤ildir."

Karl Marx

Page 97: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lar›, konular üzerinde küçük bir araflt›rma yap›p biraz düflünmeleri bu türyan›lg›larla dolu yaz›lar›n oluflmas›n› engelleyecektir.

Günümüzde internet veya di¤er iletiflim araçlar› sayesinde ülke-mizde de dünyan›n dört bir köflesindeki bilimsel geliflmelere an›ndaulafl›labilmektedir. Buna vakit bulamayanlar bu yeni geliflmelerin derlen-dikleri baz› eserleri takip edebilirler ve en önemlisi geliflmeleri hiçbir ön-yarg› tafl›madan de¤erlendirebilirler. Evrim teorisi bilimin gerçekleri kar-fl›s›nda çökmüfltür. Evrim teorisinin temel iddialar›n› yalanlayan bilimselgerçekler son derece yal›n, aç›k, anlafl›l›r ve kesindir. Bu kesinli¤e ve aç›k-l›¤a ra¤men halen baz› kimselerin ayn› hatalar› ve yan›lg›lar› okuyucu-nun karfl›s›na getirebilmeleri pek anlafl›l›r bir tutum de¤ildir. Küçük bir il-kokul çocu¤unun dahi kolayl›kla kavrayabildi¤i konular› bilgili, tecrübe-li ve son derece zeki baz› bilim adamlar›m›z›n kavrayamamalar› söz ko-nusu olamayaca¤›na göre, san›r›z bu kimselerin tutucu ve önyarg›l› tav›r-lar›ndan vazgeçmeleri gerekecektir.

95Darwin'e Verilen Yersiz "Bin Y›l›n Bilim Adam›" Payesi

Page 98: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Mart 2000 tarihli, Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde, Say›n A.M.C.fiengör, "Hurafe ve yaflam›n evrimi" bafll›kl› yaz›s›nda, Say›n MehmetSak›nç'la evrimle ilgili olarak yapt›¤› bir sohbete yer vermifltir. Bu soh-bette birçok yan›lg› ve eksik bilgiden kaynaklanan baz› hatal› yorum-lar yap›lm›flt›r. Söz konusu yan›lg› ve hatalar›n kamuoyunca da bilin-

mesinde fayda görmekteyiz:

Tüylü Dinozorlar› Evrimin Delili Sanma Yan›lg›s›:

Say›n A.M.C. fiengör, bir ö¤rencisinin National Geographic'in bir say›-s›nda Çin'de bulunan son tüylü dinozoru gösterdi¤ini ve bunun evrimemuhteflem bir delil oldu¤unu düflündü¤ünü yazm›flt›r. Bu noktada bir ya-n›lg› ve bir bilgi eksikli¤i bulunmaktad›r. Tüylü dinozorlar evrimin ger-çekleflti¤ine dair delil olamayaca¤› gibi, Say›n fiengör, söz konusu tüylüdinozor haberlerinin bir senaryo oldu¤unun daha sonra ortaya ç›kt›¤›n-dan da habersizdir.

Evrimciler her yeni fosil bulgusunda, dinozor-kufl ba¤lant›s› hakk›n-da spekülasyonlar öne sürerler. Ancak detayl› analizler sonucunda bu fo-sillerin evrime delil oldu¤u ile ilgili spekülasyonlar› daima yalanlanmak-tad›r.

Say›n fiengör'ün ö¤rencisinin gösterdi¤i tüylü dinozor haberi, NationalGeographic dergisinde yer alm›flt›r. Söz konusu yaz›da Çin'de bulunan üçtheropod dinozoru fosiline yer verilmifl, bu fosiller bir medya propaganda-s› ile evrimin bir delili gibi gösterilmek istenmifl, hatta Türkiye'de dahi ba-z› medya kurulufllar› bu hayali iddialara yer vermifllerdir.

SN. A.M.C. fiENGÖR'ÜN "HURAFE VE YAfiAMIN

EVR‹M‹" YAZISINDAK‹ YANILGILAR

11

Page 99: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Söz konusu üç fosilden National Geograp-hic dergisinde flöyle söz edilmektedir:

1. Archaeoraptor2. Sinornithosaurus3. BeipiaosaurusNational Geographic'in verdi¤i bilgilere göre her

üç fosil de yaklafl›k 120 milyon y›l yafl›ndayd›. Herüçü de theropod dinozorlar s›n›f›na dahildi. (Thero-pod dinozorlar, Tyrannosaurus rex ve velociraptorgibi etobur dinozor türlerinin geneline verilen isim-dir.) Ancak National Geographic bu dinozorlar›n baz›"kufl-benzeri" özellikler tafl›d›klar›n› öne sürüyordu. Buözelliklerin en önemlisi ise, iddiaya göre, bu fosil dinozorlar›n kufllarabenzer tüylere sahip olmas›yd›.

Konuya aflina olmayan okurlar belki bu "tüylü dinozor" kavram›n›ilk kez duyuyorlard›. Oysa gerçekte bu kavram iki y›l kadar önce de gün-deme gelmifl ve bilim dünyas›n›n gündemini iflgal etmiflti. Yine Çin'de bu-lunan ve Sinosauropteryx ad› verilen bir dinozor, tüm dünyaya "tüylü di-nozor" olarak tan›t›lm›fl ve pek çok gazetede haber yap›lm›flt›.

Ancak ilerleyen aylarda Sinosauropteryx üzerinde yap›lan detayl›

Beipiaosaurus'un hayali çizimi

Sn. A.M.C. fiengör'ün "Hurafe ve Yaflam›n Evrimi" Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar 97

Caudipteryx

Velociraptor

Protarchaeopteryx

Archaeopteryx

National Geographic'te yay›nlanm›fl olan bu hayali çizelge evrimcilerin dinozorlardan kufla ge-çifl iddias›n› özetlemektedir. Ancak böyle bir dönüflüm bilimsel olarak imkans›zd›r. Evrimcilerinbu konudaki senaryosu bir masaldan farks›zd›r. Senaryoya göre baz› dinozorlar ön ayaklar›ylasinek avlamaya çal›fl›rken, yavafl yavafl kanatlanm›fllard›r. Oysa sinek kovalamak canl›y› mu-tasyona u¤ratmayaca¤›na göre genlerinde hiç bir de¤ifliklik yapamaz. Canl› herhangi bir se-beple mutasyon geçirse ve bu mutasyon ön ayaklar›n› etkilese bile, mutasyon tahrip edici etkiyapacak ve canl› avantajl› de¤il dezavantajl› hale gelecektir. Bu senaryo tümüyle hayali oldu¤ugibi fosil kay›tlar› aç›s›ndan da anlams›zd›r. Çünkü fosil kay›tlar›nda tek bir tane bile "yar›mkanatl›"ara form yoktur.

Page 100: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

analizler, evrimci araflt›rmac›lar›n heyecanla "kufl tüyü" olarak tan›tt›klar›yap›lar›n tüylerle ilgisi bulunmad›¤›n› göstermiflti. Science dergisinde ya-y›nlanan "Plucking the Feathered Dinosaur" (Tüylü Dinozorun Tüyleri-ni Yolmak) bafll›kl› bir makalede, evrimci paleontologlar taraf›ndan "tüy"olarak alg›lanan yap›lar›n gerçekte tüylerle ilgisiz oldu¤u belirtiliyordu:

Bir y›l kadar önce, paleontologlar "tüylü dinozor"a ait foto¤raflar›n ortaya

ç›kmas›yla heyecan yaflam›fllard›. Çin'in Yixian bölgesinde bulunan Sinosa-

uropteryx adl› fosil, New York Times'›n ön sayfas›nda yay›nlanm›fl ve kuflla-

r›n kökeninin dinozorlar oldu¤una dair etkili bir delil olarak sunulmufltu.

Ama geçti¤imiz ay Chicago'daki omurgal›lar paleontolojisi toplant›s›nda

verilen hüküm daha farkl› oldu: Fosil örneklerini inceleyen yar›m düzine

Bat›l› paleontolog, bu yap›lar›n modern tüyler olmad›¤›n› söylediler... Kan-

sas Üniversitesi paleontolo¤u Larry Martin, bu yap›lar›n y›pranm›fl kolla-

98 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Sinosauropteryx'in hayali çizimi (solda) ve fosili (sa¤da)

Hayali Archaeopteryx ve Sinornithosaurus rekonstrüksiyonlar›. Evrimci yay›nlarda yukar›da-kilere benzer hayali resimlere s›kl›kla rastlamak mümkündür. Evrimi kan›tlayacak hiçbir bi-limsel delilleri olmayan evrimciler bu gibi propaganda yöntemlerine baflvurmaktad›rlar.Darwinist ön yarg›larla yap›lan bu rekonstrüksiyonlar bilimsel temelden yoksundur.

Page 101: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

gan fiberleri oldu¤unu ve kufllarla hiç bir iliflkisi olmad›¤›n› belirtti.40

Görünen odur ki, evrimciler, Sinosauropteryx hakk›ndaki spekülas-yonlar›n›n bofla ç›kmas›n›n ard›ndan Archaeoraptor, Sinornithosaurus veBeipiaosaurus ad› verilen yeni fosil bulgular› üzerinde spekülasyona gi-riflmifllerdir. Evrimi dogmatik bir yaklafl›mla ve üzerinde düflünmeden,bir ön kabulle kabullenmek bu tür yan›lg›lar›n ve hatal› yorumlar›n olufl-mas›na neden olmaktad›r. Çünkü söz konusu fosiller kufllarla dinozorlararas›nda bir ba¤lant› kurmamakla birlikte, birçok tutars›zl›¤› da gündemegetirmektedir. Bu tutars›zl›klardan baz›lar›n› k›saca özetlemek gerekirse;

Kufllar›n Atas› Olarak Öne Sürülen Bu Tüylü Dinozorlar

Archaeopteryx'ten Daha Gençtirler

Çin'de bulunan Archaeoraptor, Sinornithosaurus ve Beipiaosaurusadl› fosil dinozorlar yar› kufl-yar›dinozor olarak gösterilmeyeçal›fl›lmaktad›r. Fosilleri yorumla-yan evrimci paleontolog ChrisSloan, bu canl›lar›n uçamad›klar›-n›, ancak kanatlar›n› dengeli kofl-mak için kulland›klar›n› öne sür-mektedir. Yani bu iddialara göre,bu fosilin, henüz uçamayan "kuflatalar›" olarak kabul edilmesi ge-rekir.

‹flte bu noktada çok büyükbir çeliflki vard›r. Çünkü bu fosil-ler sadece 120 milyon y›l kadar es-kidir. Ancak yeryüzündeki bilinenen eski uçabilen kufl olan Archa-eopteryx, 150 milyon y›l yafl›nda-d›r. Archaeopteryx günümüz kufl-lar›yla ayn› uçufl yetene¤ine sahipolan uçucu bir kufltur. Uçufl için Evrimciler taraf›ndan spekülasyon konusu yap›l-

maya çal›fl›lan Archaeopteryx

Sn. A.M.C. fiengör'ün "Hurafe ve Yaflam›n Evrimi" Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar 99

Page 102: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

gerekli olan genifl kanatlara, asimetrik ve kompleks tüy yap›s›na, sternum

(gö¤üs) kemi¤ine sahiptir. Evrimciler uzun zamand›r Archaeopteryx'i

kendilerince "kufllar›n ilkel atas›" olarak göstermeye çal›flmaktad›rlar.

Ama karfl›laflt›klar› en büyük sorun, bu canl›n›n zaten tüm kufl özellikle-

rine sahip ve kusursuz bir biçimde uçabilen bir canl› olmas›d›r.

K›sacas› Archaeopteryx, eski kufllar›n bundan 150 milyon y›l önce

gökyüzünde uçmakta olduklar›n›n bir kan›t›d›r. Bu durumda elbette 120

milyon y›l yafl›ndaki baz› dinozor fosillerinin, "kufllar›n henüz uçamayan

ilkel atalar›" olarak gösterilmesi imkans›zd›r. Bu durum, Archaeoraptor,

Sinornithosaurus ve Beipiaosaurus adl› fosil dinozorlar hakk›ndaki ev-

rimci iddialar›n aç›k bir çeliflki içinde oldu¤unu göstermektedir.

Theropod Dinozorlar ve Kufllar

Evrimci medyada yer alan spekülatif haberler bir yana b›rak›l›r ve

100 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Evrimciler Archa-eopteryx'i kendi-

lerince kufllar›natas› olarak kabulettirmeye çal›fl›r-lar. Ancak evrim-

cileri bekleyençok büyük bir

problem vard›r.Archaeopteryx

uçufl için gerekliolan genifl kanat-lara, asimetrik vekompleks tüy ya-

p›s›na, sternum(gö¤üs) kemi¤ine

sahip tam birkufltur. Bu özel-

likleri canl›n›n birara form de¤il,

gerçek bir kufl ol-du¤unu göster-

mektedir.

3 parmakl› el

S-biçimli boyun

difl

omuz kemi¤i

üst kol kemi¤i kabart›s›

parmak pençeleri

tüyler

incik kemi¤ine ba¤lananayak bile¤i

ayak kemik ba¤lant›s›

ayak parma¤›ndasivrilmifl pençeler

dört parmakl› ayak, üçü öndeküçük olan arkada

uzun, düz kuyruk

Page 103: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

theropod dinozorlar ile kufllar›n fosil kay›tlar› ve anatomileri incelenirse,

gerçekte ortada hiçbir "evrim" olmad›¤› görülür. Amerikal› biyolog, Ric-

hard L. Deem "Demise of the 'Birds are Dinosaurs' Theory" ("Kufllar Dino-

zordur" Teorisinin Sonu") bafll›kl› makalesinde flöyle yazmaktad›r:

Son çal›flmalar›n sonuçlar› göstermektedir ki, theropod dinozorlar›n elleri

(önkol kemiklerindeki) birinci, ikinci ve üçüncü hanelerden türemifltir, ama

kufllar›n kanatlar›, ikinci, üçüncü ve dördüncü hanelerden türerler.... ‹kinci

bir çal›flma göstermektedir ki, theropod dinozorlar, kufllar›nkine evrimlefle-

bilecek bir iskelet ya da akci¤er yap›s›na sahip de¤ildir. (Theropod dinozor-

lar diyaframl› solunum yapar, kufllar›n ise diyafram› yoktur.) Theropod bir

dinozorun kufllara evrimleflmesi, diyafram›nda ciddi bir handikap oluflma-

s›n› gerektirecektir, ama bu durum canl›n›n nefes alma yetene¤ini çok kritik

bir biçimde s›n›rlayacakt›r. Dr. Ruben'in belirtti¤i gibi, 'buna neden olabile-

cek bir mutasyonun seçici bir avantaj sa¤lamas› imkans›z gözükmektedir.

"Kufllar dinozordur" teorisiyle ilgili baflka problemler de vard›r. The-

ropodlar›n önayaklar› Archaeopteryx'e k›yasla, vücutlar›na göre çok kü-

çüktür. Bu canl›lar›n a¤›r vücutlar› da düflünüldü¤ünde, bir tür "ön-ka-

nat" (proto-wing) gelifltirmeleri olas› gözükmemektedir. Theropod dino-

zorlar›n çok büyük bölümü (kufllarda bulunan) semilunatik bilek kemi-

¤inden yoksundur ve Archaeopteryx'te hiçbir benzeri bulunmayan baz›

bilek parçalar›na sahiptir. Bütün theropodlarda V1 sinirleri di¤er baz› si-

nirlerle birlikte kafatas›n› yandan terk eder, kufllarda ise ayn› sinirler ka-

fatas›n› ön taraftan kendilerine ait bir delikten geçerek terk eder. Bir bafl-

ka sorun ise, theropodlar›n çok büyük k›sm›n›n Archaeopteryx'ten daha

Solda theropod dinozorlar›n temsili resmi yanda ise bu canl›lara ait fosil kemiklerigörülmektedir.

Sn. A.M.C. fiengör'ün "Hurafe ve Yaflam›n Evrimi" Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar 101

Page 104: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

sonra ortaya ç›km›fl olmalar›d›r.41

Öte yandan theropod dinozorlar› kufllardan ay›ran bir di¤er önemli

fark ise, bu dinozorlar›n kalça kemiklerinin yap›s›d›r. Dinozorlar, kalça

kemiklerinin yap›s›na göre iki temel gruba ayr›l›rlar: Saurischian (sürün-

gen-benzeri kalça kemikliler) ve Ornithischian (kufl-benzeri kalça ke-

mikliler) gruplar›. Ornithischian grubundaki dinozorlar›n kalça kemikle-

ri kufllara gerçekten çok benzerdir ve bu nedenle bu ismi alm›fllard›r. An-

cak di¤er yönlerden kufllara hiç bir benzerlik göstermezler. Bu yüzden ev-

rimciler, theropodlar›n dahil olduklar› Saurischian (sürüngen-benzeri kal-

ça kemikliler) dinozorlar›n› sözde "kufllar›n atas›" saymak zorunda kal›r-

lar. Oysa, tan›mdan da anlafl›laca¤› gibi, bu dinozorlar›n kalça kemi¤i ya-

p›s› kufllara benzerlik göstermemektedir.42

K›sacas›, kufllar›n theropod dinozorlardan evrimleflmifl olmalar› im-

kans›zd›r, çünkü böyle bir evrimi meydana getirecek ve iki canl› grubu

aras›ndaki büyük farkl›l›klar› ortadan kald›rabilecek bir mekanizma yok-

tur.

Bu gerçek, evrim teorisinin di¤er tüm iddialar›n› da temelinden ge-

çersiz k›lmaktad›r. Evrimciler, canl›lar aras›nda benzerlikleri bulmaya ça-

l›flmakta ve bu benzerliklere dayanarak türlerin birbirlerinden evrimlefl-

tiklerini öne sürmektedirler. Ama önemli olan, farkl› türleri birbirlerine

dönüfltürecek mekanizmalar›n bulunmay›fl›d›r. Öte yandan fosil kay›tlar›

da türlerin aniden belirdiklerini göstermekte, yani yarat›ld›klar›n› ortaya

koymaktad›r.

Dünya üzerinde yaklafl›k 1,5 milyon canl› türü yaflamaktad›r ve on

milyonlarca farkl› türün de soyu tükenmifltir. K›sacas› yeryüzünde ola¤a-

nüstü bir çeflitlilik vard›r. Bu çeflitlilik içinde yüzbinlerce farkl› sürüngen

ya da kufl türü de bulunmaktad›r. Kara sürüngenleri, uçan sürüngenler ya

da deniz sürüngenleri de vard›r. Kufllara benzeyen sürüngenler vard›r,

kufllara benzemeyen sürüngenler vard›r, tüylü sürüngenler de olabilir. Bu

benzerlikleri göstererek bunlar› "evrim" kan›t›ym›fl gibi göstermek ise tü-

müyle temelsiz bir yaklafl›md›r ve gerçekte evrimcilerin ön yarg›l› tutum-

lar›n›n bir ifadesidir.

102 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 105: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bakterilerin Antibiyotiklere Karfl› Dirençli Olmalar›n›

Evrimin Delili Sanma Yan›lg›s›

Say›n fiengör yaz›s›nda Say›n Sak›nç'›n, "Yahu yeni kefliflere ne ge-rek var evrimi anlamak için? ‹laç endüstrisi her gün mutasyon geçirenvücut düflmanlar›na ilaç yetifltirece¤im diye u¤raflm›yor mu?" dedi¤iniaktarm›flt›r. Bu, uzun süre önce bilimsel araflt›rmalar neticesinde geçersizk›l›nm›fl bir iddiad›r.

Baz› evrimciler, ayn› Mehmet Sak›nç gibi, baz› bakterilerin antibiyo-tiklere karfl› direnç göstermelerinin evrimin bir delili oldu¤unu san›rlar.Baz› kimyasal maddelerin bakterilerde mutasyona neden oldu¤unu vebunun sonucunda bu antibiyoti¤e karfl› bir direnç olufltu¤unu iddia eder-ler.

Oysa bakterilerde görülen direnç söz konusu canl›lar›n antibiyotikle-re karfl› mutasyon sonucunda sonradan gelifltirdikleri özellikler de¤ildir.Çünkü bu canl›lar söz konusu özelliklere antibiyoti¤e maruz kalmadanönce de sahiptirler. Scientific American dergisi Mart 1998 say›s›nda bu ko-nuya flöyle yer vermektedir:

Çok say›da bakteri, daha ticari antibiyotikler kullan›lmaya bafllamadan

önce de direnç genlerine sahipti. Bilim adamlar› bu genlerin neden evrim-

lefltiklerini ve varl›klar›n› sürdürdüklerini kesinlikle bilmiyorlar.43

Görüldü¤ü gibi, direnç sa¤layan genetik bilginin, antibiyotiklerdenönce var olmas›, evrimciler taraf›ndan aç›klanamayan ve teorinin iddias›-n› geçersiz k›lan bir gerçektir.

Dirençli bakterilerin, antibiyotiklerin keflfinden önce mevcut oldu¤u,bilimsel bir yay›n olan Medical Tribune dergisinin, 29 Aral›k 1988 say›s›n-da da ilginç bir olay aktar›larak belirtilmektedir: 1986'da yap›lan bir arafl-t›rmada, 1845 y›l›nda bir kutup keflfi s›ras›nda hastalanarak hayat›n› kay-beden denizcilerin buzda korunmufl cesetleri bulunmufltur. Bu cesetlerinüzerinde 19. yüzy›lda yayg›n olan baz› bakteri çeflitleri tespit edilmifl vebunlar test edildi¤inde, 20. yüzy›lda üretilmifl pek çok modern antibiyoti-¤e karfl› direnç özellikleri tafl›d›klar› hayretle saptanm›flt›r.44

Bu tür direnç özelliklerinin penisilinin icad›ndan önce de birçok bak-

Sn. A.M.C. fiengör'ün "Hurafe ve Yaflam›n Evrimi" Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar 103

Page 106: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

teri türünde mevcut oldu¤u t›p dünyas›nda bilinen bir gerçektir. Dolay›-s›yla bakterilerdeki direnç özelli¤inin evrimsel bir geliflme gibi öne sürül-mesi kesinlikle aldat›c› bir iddiad›r.

Peki günlük dilde "bakterilerin ba¤›fl›kl›k kazanmas›" denen süreçgerçekte nas›l oluflur?

Bakterilerin kendi türleri içinde say›s›z varyasyonlar› (çeflitleri) var-d›r. Bu varyasyonlar›n bir k›sm› ise, yukar›da belirtti¤imiz gibi, baz› ilaç-lara karfl› direnç sa¤layacak genetik bilgiye sahiptir. Bakteriler belli bir ila-c›n etkisine maruz kald›klar›nda, ilaca dayan›ks›z varyasyonlar yok olur;dirençliler ise hayatta kal›r ve daha fazla ço¤alma imkan›na kavuflurlar.Belli bir zaman sonra tamamen yok olan dirençsiz bakterilerin yerini, h›z-la ço¤alan bu dirençli bakteriler doldurur. Bir süre sonra, ayn› bakteri tü-rü yaln›zca söz konusu antibiyoti¤e dirençli olan bireylerden oluflmufl birkoloni haline gelir ve art›k ayn› antibiyotik o bakteri türüne karfl› etkisizolur. Ancak bakteri yine ayn› bakteri, tür yine ayn› türdür. Dolay›s›yla birevrim söz konusu de¤ildir, sadece var olan bir bakteri türü, yani söz ko-nusu antibiyoti¤e karfl› dirençli olan bakteri türü daha fazla ço¤alm›flt›r.

104 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Bakterilerin antibiyotiklere karfl› göster-dikleri direnç, evrimcilerin ileri sürdü¤ügibi mutasyonlar›n bir sonucu de¤ildir.Bilimsel bulgular, bakterilerin antibiyotik-lerle karfl›laflmadan önce de direnç özel-liklerine sahip oldu¤unu göstermektedir.

Page 107: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bu durumun evrimle bir ilgisi olmad›¤› son derece aç›kt›r.

Canl› Türleri ‹çindeki Çeflitlenmeyi Evrimin Delili

Sanma Yan›lg›s›

Say›n A.M.C. fiengör'ün yaz›s›nda aktard›¤›na göre Say›n Sak›nç,

türler içindeki çeflitlili¤in, yani varyasyonlar›n evrimin delili oldu¤unu

sanmaktad›r. Oysa bu, geçersizli¤i çok önceleri anlafl›lm›fl klasik bir ev-

rimci yan›lg›d›r. (Bak›n›z. Aktüel dergisi, "Evrimcilerin Ça¤ D›fl› "Efendisi"

Charles Darwin" Bölümü)

Fosil Kay›tlar›n›n Evrime Delil Oluflturdu¤u Yan›lg›s›

Söz konusu yaz›da yine Say›n Sak›nç'›n fosil kay›tlar›n›n evrim teori-

sinin do¤rulu¤unu ispatlad›¤› yönündeki yan›lg›s›na yer verilmektedir.

Oysa, fosil kay›tlar› daha Darwin'in zaman›ndan itibaren evrim teorisinin

en büyük sorunlar›ndan biri olmufltur. Fosil kay›tlar›n›n evrimi ispatlama-

s› beklenirken, beklenilen ara geçifl formlar›na ait fosiller hiçbir zaman bu-

lunamam›flt›r, aksine fosil kay›tlar›nda canl›lar hep geliflmifl ve tam halle-

riyle yer almaktad›rlar. (Detayl› bilgi için bak›n›z. Sabah Gazetesinin "Seçime

Darwin Damgas›" Bafll›kl› Haberindeki Yan›lg›lar" bölümü)

Bir bilim adam›n›n literatürü takip etmesi, araflt›rmas›, ça¤›n›n ge-

risinde kalmamas› gerekti¤i konusunda Say›n fiengör'e kat›l›yoruz.

Say›n fiengör söz konusu yaz›s›nda evrimin bir hurafe oldu¤unu söy-

leyen bir profesörü araflt›rmac› olmamakla ve ça¤›n›n gerisinde kalmakla

itham etmifltir. Ancak Say›n fiengör'ün yaz›s›ndan ç›kan tablo, bu ithamla-

r› kendisi ve Say›n Sak›nç için de düflünerek de¤erlendirmesi gerekti¤i yö-

nündedir. Çünkü Say›n fiengör'ün ve Say›n Sak›nç'›n evrim teorisi ile ilgi-

li iddialar› ve kendilerince delil olarak öne sürdükleri baz› bulgular, bilim-

sel araflt›rmalar kapsam›nda yap›lan detayl› analizler sonucunda geçersiz-

likleri ispat edilmifl, spekülatif bilgiler olduklar› aç›klanm›fl ve bilim çevre-

lerince de yalanlanm›fl konulard›r. Bilimsel literatürü yak›ndan takip eden,

ça¤›m›za ait geliflmeleri ilgi ile ve tarafs›z bir gözle izleyen herhangi biri ta-

Sn. A.M.C. fiengör'ün "Hurafe ve Yaflam›n Evrimi" Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar 105

Page 108: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

raf›ndan dahi kolayl›kla bilinebilecek bu bilgilerin, baz› kimselerce gözard› ediliyor olmas› son derece flafl›rt›c›d›r.

Evrim teorisi 19. yüzy›la ait bir teoridir ve bu yüzy›l›n bilimsel sevi-yesi ile ortaya at›lm›flt›r. Ancak yukar›da verilen bilgilerden de anlafl›laca-¤› gibi aradan geçen 2 yüzy›lda bilim alan›nda çok fazla geliflme ve ilerle-me olmufltur. 19. yüzy›lda karanl›k olan birçok konu ayd›nlanm›fl, say›s›zyan›lg› ortaya ç›km›flt›r. Say›n fiengör ve Say›n Sak›nç'›n bilimsel literatü-rü daha yak›ndan takip etmeleri ve bugüne kadar edindikleri bilgileri, bi-limin yeni bulufllar›n›n›n süzgecinden geçirmeleri gerekmektedir.

Aksi takdirde "evrimi anlamak için yeni kefliflere ne gerek var?", "fo-sillere bak›nca türleflmeyi de, ara flekilleri de bal gibi görürüz" gibi slogan-vari sözlerle evrim propagandas› yapmaktan, demagoji ile insanlar› iknaetmeye çal›flmaktan öteye gidemezler.

106 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 109: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Haziran 2000 tarihli Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde, "Atalar›m›z›nSürpriz Buluflmas›: Homo sapiens-Neandertal rekabeti" bafll›kl› biryaz› yay›nlanm›flt›r. Yaz›n›n konusu, günümüzden yaklafl›k olarak

27.000 y›l önce kaybolmufl olan Neandertal ›rk›n›n göçleri, di¤er Avupal››rklarla karfl›laflmas› ve sahip oldu¤u özellikler ve kültürdür. Bizim bura-da söz etmek istedi¤imiz konu ise, bu yaz›n›n aralar›na yerlefltirilmifl olanyan›lt›c› ve çeliflkili evrim mesajlar›d›r.

Özellikle son 50 y›ld›r, paleontoloji, mikrobiyoloji gibi bilim dallar›n-da kaydedilen geliflmeler ve elde edilen yeni bulgular, yeryüzünde evrimdiye bir sürecin kesinlikle gerçekleflmedi¤ini ortaya koymufltur. Bugünevrimcilerin, evrimin herhangi bir aflamas›na delil olarak gösterebilecek-leri bir tek bulgu veya keflif bulunmamaktad›r. Bu yüzden, evrim teorisi-nin çöküflünü -ideolojik nedenlerden ötürü- bir türlü kabullenmek iste-meyenler bilimsel olmayan yöntemlerle bu teoriyi ayakta tutmaya çal›fl-maktad›rlar. Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki yaz› da, bu çaban›n ti-pik bir örne¤idir.

Yak›n zamana kadar evrimciler, kendi ideolojilerine yak›n medyay›çok daha fliddetli evrim propogandalar› için kullan›yorlard›. Ve yaklafl›k150 y›ld›r devam eden evrim propagandas›n›n en önemli özelli¤i, geçer-sizli¤i defalarca ispatlanm›fl bilgi ve bulgular› evrimin delili gibi sunarakanlatmalar› ve bu hayali bilgileri yine hayali resimlerle süslemeleriydi.Ancak son birkaç y›ld›r, Darwinizm'in tüm aç›klar›n›n, sahtekarl›klar›n›nve hayali delillerinin deflifre edilerek, büyük kitlelere ulaflt›r›lmas›n›n et-kisiyle, evrimciler, propagandalar›nda daha ihtiyatl› davranmaya baflla-

CUMHUR‹YET B‹L‹M TEKN‹K DERG‹S‹NDEK‹

YANILTICI EVR‹M MESAJLARI

17

Page 110: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

m›fllard›r. CBT'deki Neandertaller'le ilgili yaz›da da, do¤ru bilgilerin ara-s›na s›k s›k evrimci yan›lg›lar ve gerçek d›fl› mant›klar yerlefltirilerek butelkin yöntemi kullan›lm›flt›r.

Söz konusu yaz›da Neandertaller'in -kendi ifadeleriyle- "tümüylekültive olmufl bir insan türü" oldu¤u birçok bulgu ile desteklenerek anla-t›lmas›na ra¤men, sat›r aralar›nda Neandertaller''in, henüz Homo sapienskadar geliflimini tamamlamam›fl bir hominid (yar› insan yar› maymun)oldu¤u aldatmacas›n›n mesajlar› verilmektedir.

Oysa son 10-20 y›l›n bilimsel bulgular›, Neandertaller'in günümüzinsan›na göre hiçbir "ilkel" yan› olmayan bir insan ›rk› oldu¤unu ortayakoymaktad›r. Hatta bu nedenle bir zamanlar Homo neanderthalensis s›-n›flamas›na dahil edilerek Homo sapiens'ten tümüyle ayr› tutulan Nean-dertaller, art›k evrimciler taraf›ndan bile Homo sapiens neanderthalensisolarak an›lmakta ve böylece günümüz insan›n›n bir türü olarak kabuledildi¤i teyid edilmektedir.

Bu konuda önde gelen bir otorite say›lan ve CBT'deki yaz›da da ken-disinden al›nt› yap›lan New Mexico Üniversitesi'nden paleoantropolog

Neandertaller evrimci yay›nlarda üsttekine benzer hayali çizimlerle yar› maymun-yar› insan canl›lar olarak kabul ettirilmeye çal›fl›l›r. Bu çizimler bilimsel bir bulguyade¤il de, kiflisel hayalgüçlerine dayand›¤› için her biri bir di¤erinden farkl›d›r. Üstelik son bilimsel bulgular Neandertaller'in insan›n atas› olmad›¤›n›, farkl› bir in-san ›rk› oldu¤unu aç›kça ortaya koymufltur. Bu gerçek 1 Nisan 2000 tarihli Milliyetgazetesinde de "29 bin y›ll›k s›r çözüldü" bafll›kl› haber ile itiraf edilmifltir.

1909 y›l› çizimi 1962 y›l› çizimi 1999 y›l› çizimi

108 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 111: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Erik Trinkaus flöyle yazar:

Neandertal kal›nt›lar› ve günümüz insan› kemikleri

aras›nda yap›lan ayr›nt›l› karfl›laflt›rmalar göster-

mektedir ki, Neandertaller'in anatomisinde, ya da

hareket, alet kullan›m›, zeka seviyesi veya konuflma

kabiliyeti gibi özelliklerinde günümüz insanlar›n-

dan afla¤› say›labilecek hiçbir fley yoktur.45

Zaten CBT dergisinde de 5 sayfa boyunca Ne-andertaller'in bir insan ›rk› oldu¤u ile ilgili bilgiverilmekte, ancak yine de evrimci aldan›fllar›n ge-tirdi¤i al›flkanl›kla olsa gerek, arada bu insan ›rk›n›n tam geliflmemifl birara geçifl aflamas› oldu¤una dair bilimsel bir de¤eri olmayan imalarda bu-lunulmaktad›r.

Evrimcilerin Asla Aç›klayamad›klar›

"‹çi Bofl" Cümleler

Evrim teorisi ortaya at›ld›¤› günden bu yana, yan›ltma amaçl› kul-lan›lan, hiçbir evrimci taraf›ndan aç›klanamayan baz› kavramlar ve cüm-leler evrimci yay›nlarda s›k s›k yer almaktad›r. ‹çi bofl ve bilimsel anlamtafl›mayan bu tür cümleler bu yaz›da da kullan›lm›flt›r. Bu cümlelerin kul-lan›l›fl amac› bilimsel ve mant›ksal olarak gerçekleflmesi imkans›z olanolaylar›, insanlara bir nevi telkin yoluyla olmufl gibi göstermektir.

Evrimcilerin bu tür telkin metodlar›na bu yaz›dan flöyle iki örnek ve-rebiliriz:

‹nsano¤lu günümüzden 40.000 y›l önce kültürü keflfetti¤inde birden bire ta-

k›, müzik ve heykel gibi sanatsal u¤rafllar da edinmiflti.

Büyük "zeka patlamas›" böylece ilk kez bundan 40.000 y›l önce gerçekleflti-

¤inde, insano¤lu birden bire ince ruha sahip ressam veya alet ustas› gibi be-

ceriler edinen bir türe dönüflerek "ö¤renme/kavrama iste¤ine ve kültüre da-

yal› bir devrim yaratm›flt›.

Evrimciler, evrimin her aflamas›n› bu flekilde aç›klanamaz de¤iflimlerolarak aç›klarlar. Örne¤in yukar›daki cümlelerde belirtilen de¤iflimin na-s›l gerçekleflti¤ini, zekadan, anlay›fltan, estetikten, zevkten, bilinçten ve

Neandertal kafatas›

Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi'ndekiYan›lt›c› Evrim Mesajlar› 109

Page 112: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yetenekten yoksun bir canl›n›n nas›l olup da, düflünen, dinleyen, konu-flan, sevinen, sanat eserleri oluflturan, hesap yapabilen, seven, flefkat vemerhamet duyan, heyecanlanan, flevklenen bir canl›ya dönüfltü¤ünü ke-sinlikle aç›klayamazlar.

Evrimciler, iki mekanizman›n sözde evrime neden oldu¤unu iddiaederler. Bunlardan bir tanesi do¤al seleksiyondur. Ki do¤al seleksiyonvas›tas›yla yeni bir canl› türü meydana gelemeyece¤i bugün bilimsel ola-rak kabul görmüfl bir gerçektir. (Bu konudaki detaylar› Harun Yahya'n›nEvrim Aldatmacas› kitab›nda bulabilirsiniz) Evrimcilere göre di¤er evrimmekanizmas› ise, mutasyonlard›r. Yap›lan araflt›rmalar mutasyonlar›ncanl›lara daima zarar getirdi¤ini, onlar› hasta veya sakat yapt›¤›n›, aslaonlara iyi bir özellik kazand›ramad›¤›n› göstermifltir.

Kald› ki, ne mutasyonlar›n ne de do¤al seleksiyon mekanizmas›n›n,bir canl›ya yetenek, zeka, ince düflünce, sanat ve estetik zevki kazand›ra-mayaca¤› çok aç›k ve herkesin kabul edece¤i bir gerçektir.

Evrimci olmas›na ra¤men J. Hawkes, New York Times'da yay›nlananbir yaz›s›nda evrim mekanizmalar› ile ilgili flöyle bir itirafta bulunmufltur:

Kufllar›, bal›klar›, çiçekleri vb. göz kamaflt›r›c› güzelli¤i salt do¤al seleksiyo-

na borçlu oldu¤umuza inanmakta güçlük çekiyorum. Dahas›, insan bilinci

öyle bir düzene¤in ürünü olabilir mi? Nas›l olur da tüm uygarl›k nimetleri-

ni meydana getiren insan beyni; Sokrates, Leonardo da Vinci, Shakespeare,

Newton ve Einstein gibileri ölümsüzlefltiren yarat›c›l›k "yaflam savafl›m›"

denen orman yasas›n›n bize bir arma¤an› olsun?46

Bu tespit do¤rudur; do¤ada var olan hiçbircanl›n›n, fluursuz mekanizman›n veya gücün in-sana bu özellikleri kazand›ramayaca¤› çok aç›k-t›r. Bunu evrimciler de dahil olmak üzere herkesgörebilmektedir.

‹nsan›, tüm di¤er canl›lar gibi Allah ya-ratm›flt›r ve insan ilk var oldu¤u andan itibaren"bugünkü gibi" ak›l ve fluur sahibi bir varl›kt›r.Tarihin her döneminde maymunlar maymun, in-sanlar ise insan olarak var olmufllard›r. ‹nsan›n sa-

110 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

J. Hawkes

Page 113: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

hip oldu¤u özellikleri ona veren ise onu yoktan var eden Allah't›r. Allahinsan› yaratm›fl ve ona ruhundan üflemifltir. ‹flte insan› di¤er canl›lardanay›ran en önemli özelliklerinden biri bir ruha sahip olmas›d›r. Evrim te-orisinin ise, ruhun varl›¤›n›, nas›l olufltu¤unu aç›klayabilmesi kesinliklemümkün de¤ildir.

21. yüzy›l›n en önemli geliflmelerinden biri, 150 y›ld›r anlat›lan evrimmasal›n›n sona ermesidir. Bugün evrimcilerin teorilerine delil olarak gös-terebilecekleri bir tek fosil, bir tek laboratuvar deneyi veya do¤ada göz-lemlenmifl bir olay yoktur. Evrimcilerin kendilerince evrime delil olarakgösterdiklerinin ise evrime kesinlikle delil oluflturmad›klar› zaman içindeortaya ç›km›flt›r. CBT'de konu edinilen Neandertal insan› da bu örnekler-den biridir.

Do¤ada çok belirgin bir düzen ve estetik vard›r.Pek çok evrimci dahi, ön yarg›s›z olarak düflündüklerinde, bu düzen ve esteti¤in amaç-s›z ve bilinçsiz bir "evrim" sürecinin ürünü olamayaca¤›n› anlamaktad›r. Gerçekte do-¤a Allah'›n sanat›d›r ve bizlere O'nun sonsuz güç ve akl›n› göstermektedir.

Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi'ndekiYan›lt›c› Evrim Mesajlar› 111

Page 114: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

umhuriyet Bilim Teknik dergisinin 15 Temmuz 2000 tarihli say›s›nda, Ri-ta Urgan'›n "Yaflam›n nas›l ortaya ç›kt›¤›n› ö¤renebilecek miyiz?" bafl-l›kl› bir yaz›s› yay›nland›. Say›n Urgan bu yaz›da, canl›l›¤›n oluflumuile ilgili flahsi düflünce ve duygular›n› anlat›yordu. Her ne kadar yaz›-n›n yay›nland›¤› sayfan›n bafll›¤› "21. Yüzy›la Bak›fl" ise de Sn. Urgan

yaz›s›nda, 21. yüzy›l›n tüm bilimsel geliflmelerini ve bulufllar›n› göz ard›ederek, kulaktan dolma bilgilerle baz› ç›kar›mlarda bulunmufltur. Yan›lt›-c› ç›kar›mlarla dolu bu yaz› hakk›nda baz› önemli gerçekleri hat›rlatmak-ta yarar görüyoruz.

Sn. Urgan'›n "Yaflam›n Deneme

Sonucu Tesadüfen Ortaya Ç›kt›¤›n›

Zannetme" Yan›lg›s›:

Say›n Urgan yaz›s›nda flu cümleyikullanmaktad›r: "Yaflam ne denli büyüleyicive renkli olursa olsun, bildi¤imiz kadar›yla tekbir deneme sonucunda ortaya ç›kt›." Bu cüm-lenin hiç düflünülmeden, tamamen ev-rimci telkinlerle yaz›ld›¤› çok aç›kt›r. Sn.Urgan bu cümlesi ile, baz› maddelerinen uygun zamanda ve en uygun flartlar-da, yine en uygun miktarlarla tesadü-fen biraraya geldiklerini ve ola¤anüstüçeflitlilikteki canl›lar› oluflturduklar›n›

SN. R‹TA URGAN'IN CANLILI⁄IN OLUfiUMU

HAKKINDAK‹ ÖNEML‹ YANILGILARI

C

Page 115: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ifade etmektedir. Sn. Urgan'a göre bilinçsiz do¤a, kör tesadüflerle bir de-neme yapm›fl, o deneme "tutmufl" ve bildi¤imiz muazzam çeflitliliktekicanl›l›¤› oluflturmufltur.

Böyle bir iddian›n gerçekleflmesinin imkans›z oldu¤u, bugün bilimtaraf›ndan defalarca ispatlanm›flt›r. Bilim adamlar›, canl›l›¤›n olufltu¤udönemdeki koflullar›, kontrollü ve son derece geliflmifl laboratuvar ortam-lar›nda meydana getirerek denemeler yapm›fllar ancak bunlar›n tümü so-nuçsuz kalm›flt›r. Her ne deneme yap›l›rsa yap›ls›n tek bir canl› hücresidahi üretilememifltir. Ve sonuçta bu denemelerden vazgeçilmifltir. AncakSn. Urgan, bilinçsiz ve fluursuz do¤adaki atomlar›n, nas›l olduysa bilinçlive fluurlu insanlar›n baflaramad›¤› bu denemeden baflar›l› ç›kt›¤›n› iddiaetmektedir. Böyle bir iddian›n ne kadar mant›k d›fl› oldu¤unu göstermekiçin, evrimci bilim adamlar›n› bir "deneme" yapmaya davet edelim:

Evrimciler, büyük varillerin içine canl›l›¤›n yap›s›nda bulunan fosfor,azot, karbon, oksijen, demir, magnezyum gibi elementlerden bol miktardakoysunlar. Hatta normal flartlarda bulunmayan ancak bu kar›fl›m›n içindebulunmas›n› gerekli gördükleri her türlü malzemeyi de bu varillere ekle-sinler. Kar›fl›mlar›n içine, istedikleri kadar (do¤al flartlarda oluflumu müm-kün olmayan) amino asit, istedikleri kadar da (bir tekinin bile rastlant›ylaoluflma ihtimali 10950'de bir olan) protein doldursunlar. Bu kar›fl›ma istedik-leri oranda ›s› ve nem versinler. Bunlar› istedikleri geliflmifl cihazlarla kar›fl-t›rs›nlar. Varillerin bafl›na da dünyan›n önde gelen evrimci bilim adamlar›-n› koysunlar. Bu uzmanlar nöbetleflerek milyarlarca, hatta trilyonlarca senevarillerin bafl›nda beklesinler. Bir canl›n›n oluflmas› için hangi flartlar›n varolmas› gerekti¤ine inan›l›yorsa hepsini kullanmak da serbest olsun.

Ancak ne yaparlarsa yaps›nlar o varillerden kesinlikle bir canl› ç›ka-ramazlar. Zürafalar›, aslanlar›, ar›lar›, kanaryalar›, bülbülleri, papa¤anla-r›, atlar›, yunuslar›, gülleri, orkideleri, zambaklar›, karanfilleri, muzlar›,portakallar›, elmalar›, hurmalar›, domatesleri, kavunlar›, karpuzlar›, in-cirleri, zeytinleri, üzümleri, fleftalileri, tavus kufllar›n›, sülünleri, renkrenk kelebekleri ve bunlar gibi milyonlarca canl› türünden hiçbirini olufl-turamazlar. De¤il burada birkaç›n› sayd›¤›m›z bu canl› varl›klar› ç›kar-mak, bunlar›n tek bir hücresini bile elde edemezler. Üstelik ak›l ve bilinç

Sn. Rita Urgan'›n Canl›l›¤›n OluflumuHakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar› 113

Page 116: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

114 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Evrimcilerin istedikleri tüm flartlar sa¤lansa bir canl› oluflabilir mi? Elbette ki hay›r. Bunu dahaiyi anlamak için flöyle bir deney yapal›m. Soldakine benzer bir varile canl›lar›n oluflumu için ge-rekli olan bütün atomlar›, enzimleri, hormonlar›, proteinleri k›sacas› evrimcilerin istedikleri, ge-rekli gördükleri tüm elementleri koyal›m. Olabilecek her türlü kimyasal ve fiziksel yöntemi kulla-narak bu elementleri kar›flt›ral›m ve istedikleri kadar bekleyelim. Ne yap›l›rsa yap›ls›n, ne kadarbeklenirse beklensin bu varilden canl› tek bir varl›k bile ç›karamayacaklard›r.

Page 117: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

sahibi bir insan› bu deneyle asla meydana getiremezler. K›sacas›, Sn. Ur-gan'›n bahsetti¤i "büyüleyici ve renkli" canl›l›¤› böyle bir varilden ke-sinlikle ç›kartamazlar.

Tüm koflullar evrimcilerin isteklerine göre ayarlansa bile, böyle birdenemenin baflar›s›z olaca¤› kesinlikle aç›kt›r. Peki, kontrolsüz koflullar-da, hiçbir bilincin müdahalesi olmadan böyle bir denemenin baflar›l› ol-du¤unu iddia etmek mant›k d›fl› de¤il midir?

Sn. Urgan'›n Olas›l›k Hesab›ndaki Önemli Yan›lg›s›

Sn. Urgan, canl›l›¤›n tesadüfen oluflma ihtimalini, ilk kez piyango biletiald›¤›nda en büyük ikramiyeyi kazanma veya 10 kere para att›¤›nda her seferin-de tura gelmesi ihtimali ile karfl›laflt›rmaktad›r. Ve bu nedenle, canl›l›¤›n te-sadüfen oluflma ihtimalini kendince olas› görebilmektedir. Kuflkusuz buç›kar›mlar önemli bir bilgi eksikli¤inin ve yanl›fl bak›fl aç›s›n›n izlerini ta-fl›maktad›r. Çünkü bilim adamlar›n›n yapt›klar› hesaplara göre, de¤il tümcanl›lar› oluflturan hücrelerin, hücrenin yap›tafllar›ndan olan ortalama bü-yüklükteki bir protein molekülünün tesadüfen oluflma ihtimali dahi10950'de birdir. Matematikte 1050'de bir ihtimalin "0" (s›f›r) olarak kabuledildi¤ini göz önünde bulundurursak, tek bir protein molekülünün tesa-düfen oluflma ihtimali "kesinlikle imkans›z" demektir.

Sn. Urgan'›n, kendi matematiksel hesaplar› yerine, canl›l›¤›n tesadü-fen oluflmas›n›n imkans›zl›¤› ile ilgili bilim adamlar›n›n hesaplamalar›n›ve karfl›laflt›rmalar›n› kullanmas›, kuflkusuz daha gerçekçi ve güvenilirolacakt›r. Canl› hücrelerinin yap›tafl› olan prote-inlerin oluflumu ile ilgili uzun y›llard›r araflt›rmayapan pek çok bilim adam› vard›r. Ve bu çal›flma-lar›ndan ç›kan sonucun, de¤il bir hücrenin, tekbir proteinin bile tesadüfen oluflmas›n›n imkan-s›z oldu¤unu defalarca ifade etmifllerdir.

Örne¤in, Cambridge Üniversitesi'nden ma-tematikçi ve astronom Fred Hoyle bir materyalistolmas›na ra¤men, tesadüfler sonucu canl› birhücrenin meydana gelmesiyle, bir hurda y›¤›n›-na isabet eden kas›rgan›n savurdu¤u parçalarla

Fred Hoyle

Sn. Rita Urgan'›n Canl›l›¤›n OluflumuHakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar› 115

Page 118: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

tesadüfen bir Boeing 747 uça¤›n›n oluflmas› aras›nda bir fark olmad›¤›-n› belirtir.47

Amerikal› jeolog William Stokes ise hücre için gereken bir proteinintesadüfen oluflmas›n›n imkans›zl›¤›n› flöyle tarif eder:

E¤er milyarlarca y›l boyunca, milyarlarca gezegenin yüzeyi gerekli amino

asitleri içeren sulu bir konsantre tabakayla dolu olsayd› bile yine (protein)

oluflamazd›.48

New York Üniversitesi kimya profesörüve DNA uzman› Robert Shapiro, sadece basitbir bakteride bulunan 2000 çeflit proteinin rast-lant›sal olarak meydana gelme ihtimalini he-saplam›flt›r. Elde edilen rakam, 10 üzeri40.000'de 1 ihtimaldir. Cardiff Üniversite-si'nden Uygulamal› Matematik ve AstronomiProfesörü Chandra Wickramasinghe bu rakamkarfl›s›nda flu yorumu yapar:

Bu rakam (10 üzeri 40.000) Darwin'i ve tüm

evrim teorisini gömmeye yeterlidir. Bu gezege-

nin ya da bir baflkas›n›n üzerinde hiçbir za-

man (hayat›n do¤abilece¤i) bir ilkel çorba olmam›flt›r ve yaflam›n bafllan-

g›c› rastlant›sal olarak gerçekleflemeyece¤ine göre, amaçl› bir akl›n ürü-

nüdür.49

Bu aç›klamalar›n sonucunda anlafl›lmal›d›r ki; canl›l›k için, "nas›l ol-duysa oldu, bir flekilde kendili¤inden ve tesadüfler sonucunda olufltu"demek, tamamen evrimci ön yarg›lar›n, bilgi yetersizli¤inin ve geliflen bi-limi takip etmemenin sonucudur. Çünkü bugün bilim, canl›l›¤›n kökenin-de tesadüflere yer olmad›¤›n› kesin olarak ispatlam›flt›r. (Detayl› bilgi içinbkz. Hayat›n Gerçek Kökeni, Harun Yahya)

Sn. Urgan'›n, Fosil Kay›tlar›n›n Evrim Teorisini

‹spatlayacak Düzenlili¤e Sahip Oldu¤unu Sanma Yan›lg›s›

Fosil kay›tlar› Sn. Urgan'›n zannetti¤i gibi evrimciler aç›s›ndan "tu-tarl›" de¤ildir. Aksine evrim aç›s›ndan büyük ve çözülemez çeliflkilerle ve

116 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Chandra Wickramasinghe

Page 119: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

boflluklarla doludur. Fosil kay›tlar›, canl›lar› birbirlerinden ayr› olarakAllah'›n yaratt›¤› gerçe¤ini bir kez daha teyid etmektedir. (Detayl› bilgiiçin bak›n›z. "Sabah gazetesinin "Seçime Darwin Damgas›" Bafll›kl› Habe-rindeki Yan›lg›lar" Bölümü)

Sonuç olarak, 21. yüzy›lda ulafl›lan bilgi seviyesi ve teknolojik im-kanlar, 19. yüzy›la ait köhne bir teori olan evrim teorisinin ne kadar bilimd›fl› oldu¤unu aç›k ve kesin olarak göstermektedir. Ayn› flekilde 21. yüz-y›l bilimi, evreni ve tüm canl›lar› Yüce Allah'›n yoktan yaratt›¤›n› da teyidetmektedir. Canl›l›¤›n kökenine yarat›l›fl gerçe¤i d›fl›nda bir aç›klama ara-mak, büyük bir zaman kayb› ve yan›lg›dan baflka bir fley de¤ildir.

Sn. Rita Urgan'›n Canl›l›¤›n OluflumuHakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar› 117

Page 120: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

umhuriyet Bilim Teknik dergisinin 29 Temmuz 2000 tarihli say›s›nda,Darwinist bir yaz›ya yer verildi. "Yok birbirimizden fark›m›z" bafll›kl›yaz›da, maymunlar›n insanlara benzer birçok davran›fllar›n›n bulun-du¤u öne sürülerek, insanla maymunun aras›nda san›ld›¤›ndan dahaaz bir fark oldu¤u yan›lg›s› ifade ediliyordu. Sadece evrim propagan-

das› amac›n›n güdüldü¤ü aç›kça belli olan yaz›daki tarafl› yorumlar› veçarp›tmalar› s›rayla aç›klayal›m.

Maymunlar›n, insanlarda da görülen baz› davran›fllara sahip olduk-lar› bir gerçektir. Ancak, do¤ada insanla benzer davran›fllar gösteren, hat-ta e¤itimli bir insan›n dahi gösteremeyece¤i, zekice tav›rlar sergileyen bir-çok hayvan vard›r. Hatta baz› hayvanlarda, insanlara has flefkat, merha-met, efline veya çocuklar›na düflkünlük, fedakarl›k gibi tav›rlar› görmekde mümkündür. Ancak nedense, sadece maymunlardaki benzerlikler ba-z› çevreleri müthifl bir heyecana kapt›rmaktad›r. Oysa do¤ay› tarafs›z veevrimci saplant›lardan uzaklaflm›fl bir gözle inceleyen her insan, pek çokcanl›n›n insan› hayrete düflürecek derecede zekice tav›rlara sahip oldu¤u-nu görecektir.

Söz gelimi, kendisine oldukça geliflmifl teknik altyap›ya sahip bir yu-va ve yuvas›n›n uygun koflullarda bulunmas›n› sa¤layan bir baraj inflaeden kunduz, bir maymundan çok daha zekice tav›rlar sergilemekte, çokdaha önemli ve kompleks kararlar almaktad›r.

Ar›lar›n ise, petek inflas›ndaki yetenekleri, alt›gen petek seçimininönemi, bu alt›gen petekleri kusursuzca, aralar›nda hiçbir boflluk b›rakma-dan tamamlayabilmeleri, nektar bulma yöntemleri ve de¤erlendirmeleriher biri zeka ürünü davran›fllard›r. Özellikle petek inflas›nda yapt›klar›

EVR‹MC‹LER‹N "MAYMUN"

SAPLANTILARININ ANLAMSIZLI⁄I

C

Page 121: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Do¤adaki pek çok canl›insanlardakine benzerdavran›fllar gösterir. Ör-ne¤in kunduzlar çokbaflar›l› bir flekilde yuvakurar, barajlar (yanda)infla ederler. ‹flçi ar›laryavrular›n bak›m› içinola¤anüstü bir fedakar-l›k gösterirler. Bu canl›-lar›n davran›fllar› insan-la benzerlik kurulmayaçal›fl›lan maymunlaragöre çok daha zekice-dir.

Page 122: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

matematik hesaplar evrim teorisinin kurucusu Charles Darwin'i bile hay-

rete düflürerek flunlar› söyletmifltir: "Ar›y›, büyük matematikçilerin (pe-

te¤in yap›s›ndaki ince hesaplar›) bulufllar›ndan çok önce petek gözleri-

ni yapmaya yönelten içgüdü için ne diyece¤iz?"

Kuzey kutbunda yaflayan bir erkek penguenin, aylarca k›m›ldama-

dan yavrusunu ayaklar›n›n aras›nda tutarak donmas›n› engellemesi, bu

esnada difli penguenin denize ulaflarak birkaç ay boyunca yavrusuna yi-

yecek bulmak için tehlikeli bir yolculu¤a ç›kmas› ve dönüflünde binlerce

birbirinin ayn› görünen penguen aras›ndan eflini ve yavrusunu tan›yabil-

mesi de fluur gerektiren davran›fllard›r.

Maymunlar ise, birçok hayvan›n insan davran›fllar›na olan benzerli-

¤inden çok daha az bir benzerli¤e sahiptir. Ancak, bir maymunun bafl›n›

kafl›mas›, yavrusunun bafl›n› okflamas› veya elini ç›rparak sevinç ifade et-

mesi evrimcileri müthifl heyecana kapt›rmaktad›r. Çünkü evrimciler, in-

sanlar›n maymunlarla ortak bir atadan evrimleflti¤i yalan›na inan›rlar, do-

lay›s›yla maymunlar›n insanlara benzer tav›r göstermelerini sözde akraba-

l›klar›n›n bir sonucu olarak görmek isterler. Ama bu esnada do¤an›n geri

kalan›n› göz ard› ederler. Çünkü ne yukar›da baz› davran›fl örneklerini

verdi¤imiz kunduzlar›, penguenleri veya ar›lar›, ne de kar›nca, örümcek,

120 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Erkek penguenler yavrular›n›tüylü ayaklar›nda koruma alt›naal›rlar. Aksi takdirde yavrularkuzey kutbunun dondurucu so-¤u¤unda öleceklerdir. Aylarcahiç k›m›ldamadan durarak yav-rular›n› koruyan penguenlerinsahip olduklar› fluurun kayna¤›Allah'›n ilham›d›r.

Page 123: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yunus, gibi di¤er hayvanlar›, insanlara benzer birçok davran›fla sahip ol-

malar›na ra¤men, insan›n akrabas› olarak gösteremeyeceklerini bilirler.

Özellikle ar›, kar›nca, örümcek, termit gibi böceklerin insanlar gibi ak›l

ürünü ifller yapmalar› evrim aç›s›ndan çok büyük bir sorundur, çünkü bu

canl›lar sözde "evrimsel akrabal›k" flemas›nda insanla tamamen ba¤lant›-

s›zd›rlar.

Sonuç olarak maymunlar›n insanlarla benzer davran›fllar göstermele-

ri, bu canl›lar›n insanlar›n sözde evrimsel akrabalar› oldu¤unu kesinlikle

göstermez.

Canl›lardaki, ak›l ve bilinç ürünü davran›fllar›n ise tek aç›klamas›

vard›r. Kunduzlar›n veya ar›lar›n kusursuz mimari yap›lar infla etmeleri,

ne kendisi de bilinçsiz olan do¤an›n bir arma¤an›d›r, ne de bu canl›lar›n

kendi iradeleriyle sahip olduklar› özelliklerdir. Müstakil bir akla ve bilin-

ce sahip olmayan bu canl›lar, kendilerini yaratan Allah'›n ilham› ile hare-

ket ederler. Allah, Kuran'da balar›s›n› örnek vererek, bu gerçe¤i bizlere

bildirmifltir:

Rabbin balar›s›na vahyetti: Da¤larda, a¤açlarda ve onlar›n kurduklar›

çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece

Rabbinin sana kolaylaflt›rd›¤› yollarda yürü-uçuver. Onlar›n kar›nlar›n-

dan türlü renklerde flerbetler ç›kar, onda insanlar için bir flifa vard›r. fiüp-

hesiz düflünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vard›r. (Nahl

Suresi, 68-69)

Kald› ki, evrimcilerin iddia ettikleri gibi, mutasyonlar ve do¤al selek-

siyon, hiçbir maymunu evrimlefltirerek bir insana dönüfltüremez. Çünkü

insan, bir ruha, bilince ve akla sahiptir. Bu nas›l bir mutasyon olacakt›r ki,

bir maymuna hissetmeyi, düflünmeyi, önemli konularda karar vermeyi,

renkleri, desenleri, gölgeyi en güzel ve en uyumlu flekilde kullanarak bir

sanat eseri oluflturmay›, trigonometri hesaplar› yapmay›, Sultan Ahmet

Camisi'ni, Taç Mahal'i, Eyfel Kulesi'ni infla etmeyi, beyin ameliyat› yap-

may›, en üstün teknoloji ile donat›lm›fl hayalet uçaklar› tasarlayarak uçur-

may› ö¤retecektir?. J. Hawkes, evrimci bir bilim adam› olmas›na ra¤men

bu önemli gerçe¤i flöyle aç›klam›flt›r:

Kufllar›, bal›klar›, çiçekleri vb. göz kamaflt›r›c› güzelli¤i salt do¤al seleksiyo-

Evrimcilerin "Maymun" Saplant›lar›n›n Anlams›zl›¤› 121

Page 124: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

na borçlu oldu¤umuza inanmakta güçlük çekiyorum. Dahas›, insan bilinci

öyle bir düzene¤in ürünü olabilir mi? Nas›l olur da tüm uygarl›k nimetle-

rini meydana getiren insan beyni; Sokrates, Leonardo da Vinci, Shakespe-

are, Newton ve Einstein gibileri ölümsüzlefltiren yarat›c›l›k "yaflam sava-

fl›m›" denen orman yasas›n›n bize bir arma¤an› olsun?50

Evrimci Roger Lewin ise evrim teorisinin insan ruhunun oluflumuhakk›nda büyük bir ç›kmaz içinde oldu¤unu flöyle itiraf eder:

Fiziksel anlamda, insan›n evrimi hakk›ndaki herhangi bir teorinin, güçlü çe-

neleri ve iri kesici diflleri olan ve bizden dört kat h›zl› koflan maymun ben-

zeri bir atan›n nas›l yavafl yavafl, iki ayakl› bir hayvana dönüfltü¤ünü aç›k-

lamas› gerekir. Bu güçlere akl›, konuflmay› ve ahlak› ekleyin, bunlar›n

hepsi evrim teorisine bafl kald›rmaktad›r.51

Do¤ada, insan›n sahip oldu¤u ruhu ona verebilecek hiçbir güç yok-tur. Bu ruhu, insana Allah vermifltir. Kuran'da bildirildi¤i gibi Allah insa-na ruhundan üflemifltir. Bu, Darwinistler'in asla aç›klama getiremeye-cekleri ve tamamen yenilgiyi kabul ettikleri bir gerçektir. "Maymunlarlabirbirimizden hiçbir fark›m›z yok" sloganlar› ile yazd›klar› yaz›lar ise,Darwinizm'e olan körü körüne ba¤l›l›klar›n› gösteren bir delil olmaktanöteye gitmemektedir.

122 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Kör tesadüflerin bir maymunusanat eserleri ortaya ç›karan yada teknolojik makinalar üreteninsanlar haline getirmesi elbetteki mümkün de¤ildir.

Page 125: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 126: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ocus dergisinin May›s 2000 tarihli say›s›nda "Gelece¤in Hayvanlar›"isimli bir yaz›ya yer verilmifltir. Derginin "Zooloji" sayfas›nda yer alanyaz›da, ‹skoçyal› bir paleontolog Dougal Dixon'un Gelece¤in Zoolojisiisimli kitab›ndan örnekler verilmektedir. Söz konusu kitapta, günü-

müzden 50 milyon y›l sonra hayvanlar›n ne tür de¤iflimlere u¤rayacakla-r›, görünümlerinin, beslenme ve avlanma al›flkanl›klar›n›n nas›l olaca¤›,nas›l bir davran›fla sahip olacaklar› gibi detayl› yorumlar yap›larak, adeta"kehanette" bulunulmufltur. Ayr›ca 50 milyon y›l sonra var olaca¤› iddiaedilen bu hayali varl›klar, tüm detaylar›yla resmedilerek konuya ikna edi-ci bir görünüm sa¤lanmaya çal›fl›lm›flt›r.

Bilimsel nitelikli bir derginin yine "zooloji" gibi bir bilim dal› ile ilgi-li sayfas›nda yer alan, ancak bilimle uzaktan yak›ndan bir ilgisi olmayanbu yaz›n›n ve yaz›ya konu olan kitab›n as›l amac› kuflkusuz "evrim pro-pogandas›"d›r. Bu ve benzeri çal›flmalarla ilgili baz› noktalar›n kamu-oyunca bilinmesi gerekti¤i düflüncesindeyiz.

1. Dougal Dixon'un gelece¤in hayvanlar› ile ilgili olarak verdi¤i

bilgiler tamamen hayal ürünüdür ve yazar, bilimsel yöntemler kullan-

madan gelecekle ilgili kehanetlerde bulunmufltur.

Focus dergisinde belirtildi¤ine göre Dougal Dixon Gelece¤in Zoolojisiisimli çal›flmas›nda, günümüzden 50 milyon y›l sonra hayvanlar›n evrim-leflerek büyük farkl›l›klar gösterecekleri gibi hayali bir senaryo anlatmak-tad›r. Dixon'›n bilim d›fl› iddias›na göre yarasalar kanatlar›n› yitirerek ye-re inecekler ve yerde yiyecek bulamay›nca su alt›nda flanslar›n› deneye-

FOCUS DERG‹S‹NDEN

"EVR‹M DÜfiLER‹"

F

Page 127: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

cekler, timsahlar sözde evrimleflerek Dixon'›n birde isim verdi¤i "desert shark" (çöl köpekbal›¤›)'adönüflecekler, a¤açlarda yaflayan maymunlar ye-re inerek vahflileflecekler ve aslanlar›n yerini ala-rak onlara benzer bir görünüm elde edecekler.Bunlar bilimsel olarak hiçbir de¤eri olmayan,Dixon'un hayali hayvan listesinden sadece birkaç›.

Dixon, gelecekte yaflayaca¤›n› varsayd›¤›hayvanlar ile ilgili oldukça detayl› bilgiler ver-mifl, hangi hayvan›n hangi organ›n›n neye dönü-flece¤ini anlatm›fl, davran›fllar›n›n nas›l etkilenece¤ini, neyle beslenip, ne-relerde yaflayaca¤›n› belirtmifl, hatta her birine bir de isim takm›fl; ancakbu de¤iflimlerin nas›l meydana gelece¤ine dair tek bir bilimsel aç›klama-da bulunmam›fl, bunu denemeye dahi çal›flmam›flt›r.

Oysa, bir bilim adam›, gelecekle ilgili bir tahminde bulunurken bu-nu mutlaka güçlü ve kesin bilimsel verilere dayand›rmal›, tahminlerini ta-mamen bilimsel yöntemler kullanarak ortaya koymal›d›r. Aksi takdirdehurafelerle u¤raflan "kahin"lerden veya "falc›"lardan hiçbir fark› kalmaz.

Söz gelimi bir jeolog, bir kara parças›n›nmilyonlarca y›ld›r ne kadar h›zla yer de¤ifltirdi¤iile ilgili tüm verileri göz önünde bulundurarakbu kara parças›n›n 50 milyon y›l sonra neredebulunaca¤› ile ilgili bir tahminde bulunabilir.Veya, bir genetik bilimci, genler üzerine yap›-lan tüm araflt›rmalar› göz önünde bulundura-rak, yak›n bir gelecekte, genetik kökenli han-gi hastal›klar›n yeryüzünden tamamen sili-

Paleontolog Dougal Dixon

Focus dergisinde "gelece¤in hayvanlar›" olarakyandaki tavsirler yay›nlanm›flt›r. Ancak bunlar›ntümü fantezilerden ibarettir. Bilimsel yöndenhiçbir de¤eri yoktur.

125Focus Dergisinden "Evrim Düflleri"

Page 128: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

nebilece¤ine dair bir tahminde veaç›klamada bulunabilir.

Dixon'›n varsay›mlar› ise hiç-bir bilimsel veri ile desteklenmedi-¤i gibi, tamamen kendisinin ha-yalgücüne dayal›d›r. Nitekim Fo-cus dergisi de bu gerçe¤i itiraf et-mekte ve Dixon'›n bu çal›flmay›,bilimde olmas› gerekti¤i gibi bi-limsel yöntemlerle de¤il, insanibaz› özelliklerine yenilerek ha-yalgücünün etkisi alt›nda kalarakhaz›rlad›¤›n› belirtmektedir. Yaz›-n›n giriflindeki flu cümleler olduk-ça ilginçtir:

Kuflkusuz bilim kendi yöntemleri olan, ayn› deneylerin ayn› koflullarda ay-

n› sonuçlar verdi¤i bir alan… Bu bilimselli¤in s›n›rlar› içinde çal›flanlar, el-

bette bu kat› kurallara uyuyorlar. Ama, zaman zaman insan olman›n daya-

n›lmaz hafifli¤ini hissediyorlar. Bu nedenle HAYAL GÜÇLER‹N‹ ZORLA-

YAB‹L‹YORLAR. ‹flte "Gelece¤in Zoolojisi" isimli eserin yarat›c›s› ‹skoç-

yal› paleontolog Dougal Dixon da bunlardan biri… Eserinde gelece¤in

hayvanlar›n› mutlaka bilimsel bir süreçten geçiriyor, kendisinden de çok

fleyler kat›yor…

Sadece hayalgücüne dayan›larak yap›lm›fl ve fantazi bir senaryodanöte herhangi bir anlam tafl›mayan bu çal›flman›n, Focus gibi bilimsellik id-dias› tafl›yan bir derginin "zooloji" sayfas›nda yer almas› son derece yan›l-t›c›d›r. Okuyucular böyle bir haberi bir bilim kurgu sayfas›nda veya "fan-tazileriniz", "hayalgücünün eserleri" gibi konulu sayfalarda okuduklar›n-da herhangi bir sak›nca olmayabilir. Ancak bir kiflinin hayalgücünün ürü-nü olan baz› garip varl›klar›n resimlerinin ve detayl› bilgilerinin bilim ileilgili bir sayfada yer almas› ve kullan›lan manfletlerde, bu hayali canl›larlailgili fantezilerin sanki bilimsel bir sonuç gibi aktar›lmas› son dereceyanl›flt›r. Burada yap›lmak istenen, evrim aldatmacas›na körü körüne ina-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?126

Bu hayali çizimlerin amac›, evrim zaten var-m›fl ve hala devam ediyormufl gibi gerçek d›-fl› bir izlenim vermektedir. Bilimsel temeli kal-mayan evrim teorisi, propagandaya ümitba¤lam›flt›r.

Page 129: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

nan baz› bilim adamlar›n›n "hayal güçlerini zorlayarak" uydurduklar› ma-sallar›n, bilimsellik görüntüsü alt›nda kitlelere empoze edilmeyeçal›fl›lmas›ndan baflkas› de¤ildir.

Bu yöntem, asl›nda son derece tan›d›k bir yöntemdir. Teorilerini bi-limsel bulgulara dayand›ramayan evrimciler s›k s›k bu tarz yan›lt›c› ha-berler yapmakta, asla gerçekleflmemifl senaryolar› konu ile ilgili bilgileris›n›rl› kiflilere gerçekmifl gibi sunabilmektedirler. Kendi ön yarg›lar›n› vehayal güçlerini "bilim" gibi göstererek insanlar› aldatmaya çal›flmaktad›r-lar. Frans›z zoolog Pierre Paul Grassé, kendisi de bir evrimci olmas›nara¤men, evrim teorisinin bu gibi iddialar› için flu yorumu yapm›flt›r:

Hayal kurmaya karfl› bir yasa yok, ama bilim buna dahil edilmemelidir.52

2. Geçmiflte evrim yaflanmam›flt›r ki, gelecekte yaflans›n.

Gerek Dixon'›n çal›flmas›nda gerekse Focus dergisinin bu çal›flmay›aktar›fl›nda, evrim teorisi, bilimsel olarak ispatlanm›fl bir gerçekmifl gibisunulmakta ve "geçmiflte evrim yafland›¤›na göre gelecekte de evrim ya-flanacakt›r" gibi son derece yanl›fl bir düflünceyle yola ç›k›lmaktad›r. Oysageçmiflte evrim yaflanmad›¤› gibi gelecekte de evrim yaflanmayacakt›r.Bu, modern bilimin bulgular›yla ortaya konmufl bir gerçektir.

Evrimciler, onlarca y›ld›r geçmiflle ilgili say›s›z senaryo üretmifller vekulland›klar› telkin ve propoganda yöntemleri ile bu hayali senaryolar›bilimsel gerçeklermifl gibi insanlara empoze etmifllerdir. Ancak 20. yüzy›-l›n ikinci yar›s›nda meydana gelen bilimsel ve teknolojik geliflmeler ev-rimcilerin tüm düzenlerini altüst ederek, evrimin asla gerçekleflmedi¤iniaç›k ve kesin olarak ortaya koymufltur.

Evrimin en önemli açmazlar›ndan biri evrimleflmenin hangi meka-nizmalarla gerçekleflti¤ini aç›klayamamas›d›r. Söz gelimi, Dixon bu çal›fl-mas›nda, yarasalar›n büyük bir de¤iflim geçireceklerini, önce kanatlar›n›yitireceklerini ve ard›ndan su alt›nda yaflamaya bafllayacaklar›n› iddia et-mekte ve bu iddias›n› da hayali bir çizimle desteklemektedir. Bu çizimdegörülen ise yarasalar›n kanatlar›n›n yerini iki kolun ald›¤›d›r. Dixon'›n buiddias›n›n bilimsel bir nitelik kazanabilmesi için, yarasan›n kanatlar›n›nnas›l olup da bir kola dönüflece¤ini, uçan bir memeli olan yarasan›n nas›l

127Focus Dergisinden "Evrim Düflleri"

Page 130: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

olup da sualt›nda yaflayabilecek, nefes alabilecek,avlanabilecek nitelikler kazanaca¤›n› aç›klamas›gerekir.

Dixon'›n bilim d›fl› bu iddi-as›na göre yarasan›n birçokorgan›nda önemli de¤iflik-likler olacakt›r ve bu de¤i-fliklikler son derece bilinçli ve amacayönelik bir s›ra izleyecektir. Tamamen ihtiyaç-tan kaynaklanan bu de¤iflimlerin mutlaka bilinçli bir me-kanizma taraf›ndan gerçeklefltirilmesi gerekir. Öyle bilinçli birmekanizma olmal›d›r ki bu, havada yiyecek ihtiyac›n› karfl›layamayan ya-rasan›n önce kanatlar›n› kol haline getirip onun karada avlanmas›n› ko-laylaflt›rmal›d›r. Yarasan›n karada da yeterli besin bulamad›¤›n› görünceyarasaya solungaçlar ve di¤er donan›mla sa¤lamal› ve yarasay› suyun al-

t›nda yaflatmal›d›r. Peki ama do¤adaki bu bilinçli,

ak›ll›, yetenekli mekanizma nedir?Evrimciler 150 y›ld›r do¤adaki bu"olmas› gereken" mekanizmay› tar-t›flmaktad›rlar. Ancak do¤ada varolan hiçbir mekanizman›n böyle birdönüflümü gerçeklefltiremeyece¤ison derece aç›k ve kesindir. Evrimci-lerin sözde evrimlefltirici iki meka-nizma olarak öne sürdükleri "do¤alseleksiyon" ve "mutasyonlar"›n iseasl›nda böyle bir süreci gerçekleflti-remeyecekleri ortadad›r ve bunu ev-rimciler dahi kabul etmektedirler.Do¤al seleksiyon ve mutasyonlar›n"yeni varl›klar" meydana getirecekmekanizmalar olmad›¤› bugün bi-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?128

Evrimciler yarasalar›n ileride bu hale dönüfle-ceklerini iddia etmektedirler. Nedenleri ve na-s›llar› incelendi¤inde bu hayali iddian›n dahiçbir bilimsel dayana¤› olmad›¤› görülecektir.

Page 131: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lim çevreleri taraf›ndan kabul görmüfl bir gerçektir. (Ayr›nt›l› bilgi içinbkz. Harun Yahya; Evrim Aldatmacas›, Hayat›n Gerçek Kökeni)

3. Dixon'›n çal›flmas›n›n ve Focus'taki haberin tek amac› "evrim

propogandas›d›r."

Evrim teorisi, bundan 2 yüzy›l önce -19. yüzy›lda- ortaya at›lm›fl vegünümüzde bilimsel bulgularla geçersizli¤i ortaya ç›km›fl bir teoridir.Charles Darwin'den bu yana bilimin her alan›nda ve teknolojide muaz-zam geliflmeler meydana gelmifltir ve 19. yüzy›lda inan›l›r gibi görünenbirçok fleyin asl›nda imkans›z oldu¤u anlafl›lm›flt›r.

Ancak tüm bunlara ra¤men evrim teorisi, di¤er köhne teori ve fikir-ler gibi çöpe at›lmam›fl, aksine büyük bir özenle muhafaza edilmeye çal›-fl›lm›flt›r. Çünkü evrim teorisi, yüzy›llard›r, inançs›zl›klar›na, Allah'› in-karlar›na, bafl›bofl ve sorumsuz insan anlay›fllar›na, maddeye verdikleriöneme sözde bilimsel bir k›l›f olmuflve insanlar›n gözünde bir meflruiyetarayan çevrelere sahte de olsa bir des-tek kazand›rm›flt›r. Bu nedenle bilim-sel yöntemlerle büyük umutlar ba¤la-d›klar› teorilerini savunamayan evrim-ciler, telkin, göz boyama ve propagan-da yöntemleri ile bunu sa¤lamaya çal›-fl›rlar. Konuyu detayl› incelemeyen in-sanlar ise "bilimsellik" maskesi alt›ndagizlenen gazete ve dergiler, kitaplar vs.arac›l›¤›yla evrimin gerçek oldu¤unaikna edilirler.

‹flte Dixon'›n gelecekte evrim so-nucunda meydana gelece¤ini iddia et-ti¤i bilim kurgu filmlerinden f›rlam›flhayali varl›klar, bu propagandan›n birparças›d›r. Bu, evrimcilerin ilk kez kul-

129Focus Dergisinden "Evrim Düflleri"

Evrimciler teorilerini destekleyen delillerbulmakta gösteremedikleri baflar›y›, hayal-gücüne dayal› çizimlerde sergilemekte-dirler.

Page 132: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

land›klar› bir yöntem de de¤ildir. Söz gelimi yak›n geçmiflte, yine bir ev-rim savunucusu olan Richard Dawkins, "gelece¤in insan›"n› çizmiflti. Et-kileyici bir görüntü verilmek istenen bu sözde "gelece¤in insan›" da ayn›amaçla ortaya at›lm›flt› ve hiçbir bilimsel yöntem kullan›lmadan tamamenhayal ürünü olarak üretilmiflti.

Evrimcilerin bu denli bilim d›fl› yöntemlere, adeta "çocuk kand›rma"metodlar›na baflvurmalar›, gerçekte Darwinizm'in bilim karfl›s›nda u¤ra-d›¤› yenilginin bir sonucudur. Hiçbir laboratuvar deneyi veya bilimselgözlem evrim teorisini desteklemedi¤i için, evrimci biyologlar "hayalgüçlerini zorlayarak" uydurma canl›lar çizmekte ve bu sayede konu hak-k›nda bilgisi olmayan insanlar› etkilemeye çal›flmaktad›rlar. Bunlar, Dar-winizm'in son çabalar›d›r. ‹nsanl›k, bilim ad›na utanç verici bir safsataolan bu teoriden çok yak›nda tamamen kurtulacakt›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?130

Page 133: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

A¤ustos 2000 tarihli Focus dergisinde yay›nlanan "Deprem ve Hayvan"bafll›kl› yaz›da, hayvanlar›n depremleri önceden sezme yetenekleri ko-nu edilmifl ve hayvan davran›fllar› konusunda evrimci biyolog Ali De-mirsoy'un fikirlerine yer verilmifltir. Say›n Demirsoy'un verdi¤i bilgi-lerde ise baz› yan›lg›lar ve aç›klanmas› gereken

noktalar bulunmaktad›r. Söz konusu yaz›da, "Dav-ran›fllar›n Evrimi" alt bafll›¤›nda Sn. Demirsoy'unKal›t›m ve Evrim isimli kitab›ndan bir al›nt› yap›l-m›flt›r ve bu al›nt›da özetle flu iddia yer almaktad›r:"Davran›fllar canl›lar›n birço¤unda, belirli bir kal›t-sal düzenlemenin etkisi alt›nda ortaya ç›km›fl ve birçeflit içgüdü olarak dölden döle aktar›lm›flt›r." Say›nDemirsoy'un ve di¤er evrimcilerin, bu cümleyi ka-bul etmekle ne tür yan›lg›lar içinde bulunduklar›n› vehangi cevaps›z sorularla karfl› karfl›ya kald›klar›n›aç›klamakta fayda görmekteyiz:

Evrimciler "‹çgüdülerin" Kayna¤›n› Aç›klayamazlar:

"‹çgüdü" kelimesi, evrimci bilim adamlar› taraf›ndan, hayvanlar›ndo¤ufltan sahip olduklar› baz› davran›fllar› tan›mlamak için kullan›l›r. An-cak hayvanlar›n bu içgüdüleri nas›l edindikleri, içgüdü ile yap›lan birdavran›fl›n ilk olarak nas›l ortaya ç›kt›¤› ve bu davran›fllar›n nesilden ne-sile nas›l aktar›ld›¤› sorusu her zaman cevaps›zd›r.

Evrimci genetikçi Gordon Rattray Taylor, The Great Evolution Mystery

FOCUS DERG‹S‹N‹N VE SN. DEM‹RSOY'UN

DAVRANIfiLARIN KÖKEN‹ HAKKINDAK‹ YANILGILARI

8

Ali Demirsoy'un Ka-l›t›m ve Evrim kitab›

Page 134: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

(Evrimin Büyük Bilinmezi) isimli kitab›nda içgü-dülerle ilgili bu ç›kmaz› flöyle itiraf etmektedir:

‹çgüdüsel bir davran›fl ilk olarak nas›l ortaya ç›k›-

yor ve bir türde kal›t›msal olarak nas›l yerlefliyor

diye sorsak, bu soruya hiçbir cevap alamay›z.53

Gordon Taylor gibi itirafta bulunamayan ba-z› evrimciler ise bu sorular› üstü kapal›, gerçektebir anlam ifade etmeyen cevaplarla geçifltirmeyeçal›fl›rlar. Evrimcilerin yan›lg›lar›na göre, içgüdü-ler canl›lar›n genlerine programlanm›fl olan dav-ran›fllard›r. Bu aç›klamaya göre örne¤in bir balar›-s› son derece muntazam ve bir matematik harika-s› olan alt›gen petekleri içgüdüleri ile yapar. Di¤er bir deyiflle yeryüzün-deki tüm balar›lar›n›n genlerinde kusursuz flekilde alt›gen petek infla et-me içgüdüsü programlanm›flt›r.

Bu durumda ak›l ve mant›k sahibi her insan flöyle bir soru soracak-t›r: E¤er canl›lar, davran›fllar›n›n büyük ço¤unlu¤unu, böyle davranmayaprogramland›klar› için yap›yorlarsa, onlar› kim programlam›flt›r? Hiçbirprogram kendi kendine oluflamaz. Her program›n mutlaka bir program-c›s› olmal›d›r.

Ayn› flekilde, Ali Demirsoy'un bafltaki ifadesinde bahsetti¤i "genetikdüzenleme"yi kim yapm›flt›r? Çünkü Say›n Demirsoy'un kulland›¤› "dü-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?132

Balar›lar›na (solda) muhteflem petekleri,çardak kufluna (altta) süslü yuvalar› yapt›-ran içgüdülerin kayna¤› Allah'›n ilham›d›r.

G.Taylor'›n Büyük Ev-rim Gizemi adl› kitab›

Page 135: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

zenleme" kavram›, kendi kendine, rastlant›lar-la meydana gelebilecek bir olay de¤ildir. "Dü-zenleme" kavram›, ad› üstünde rastlant›, bafl›-boflluk, tesadüf kavramlar›n›n etki etmedi¤ikontrollü ve bilinçli müdahalelerin gerçekleflti-¤i bir ortam›n varl›¤›n› gerektirir. Bu durumdaSay›n Demirsoy "genetik düzenleme"den bah-sederken ister istemez bu gerçe¤i de kabul et-mektedir. Dolay›s›yla tesadüflerle, kendi ken-dine, bafl›bofl ilerleyen rastlant›sal süreçlerleaç›klanmaya çal›fl›lan evrim tezini de otomatikolarak reddetmifl olmaktad›r. Peki Prof. Ali De-mirsoy'un sözünü etti¤i düzenlemeyi yapanak›ll› ve bilinçli varl›k kimdir?

Evrimciler, bu soruya verebilecek bir yan›t bulamad›klar› gibi, ko-nuyla ilgili yay›nlarda flöyle bir göz boyama yöntemi kullan›rlar: Tümcanl›lara sahip olduklar› özellikleri verenin "tabiat ana" oldu¤unu söyler-ler. "Tabiat ana" ise bildi¤imiz tafl, toprak, su, a¤aç, bitki, vs. den oluflur.Acaba bunlardan hangisinin, canl›lara bilinçli ve ak›l yüklü eylemler yap-t›rmas› mümkün olabilir? Tabiat›n hangi parças› canl›lar› programlamakiçin gerekli akla ve yetene¤e sahiptir? Do¤ada gördü¤ümüz herfley yara-t›lm›flt›r ve dolay›s›yla yarat›c› olamaz. Hangi ak›l sahibi insan bir ya¤l›boya tablo gördü¤ünde "boyalar ne kadar güzel bir tablo yapm›fllar" di-yebilir? Kuflkusuz bu, son derece ak›l d›fl› bir düflünce olur. Öyle ise ken-dileri de yarat›lm›fl olan, hiçbir akla ve bilince sahip olmayan varl›klar›nyarat›c› olduklar›n› iddia etmek, di¤er varl›klar›n ak›lla ve bilinçle dav-ranmak üzere programlad›klar›n› söylemek de ayn› flekilde ak›l d›fl›d›r.

Bu noktada karfl›m›za çok aç›k bir gerçek ç›kmaktad›r: Bu canl›lar sa-hip olduklar› üstün özellikleri kendi ak›llar› ile bulup yapamad›klar›nagöre ve bu canl›lar bu özellikleri ile do¤duklar›na göre, bu özellikleri on-lara veren, onlar› bu tav›rlar› gösterecek flekilde yaratan üstün bir Ak›l ve‹lim Sahibi vard›r. Tüm do¤ada gördü¤ümüz bu akl›n ve ilmin sahibi dehiç flüphesiz Allah't›r.

Türkiye'deki evrim savu-nucular›ndan Prof. Ali

Demirsoy

Focus Dergisinin ve Sn. Demirsoy'un Davran›fllar›nKökeni Hakk›ndaki Yan›lg›lar 133

Page 136: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Allah, Kuran'da balar›s›n› örnek vererek, bu canl›n›n gösterdi¤i ak›l-c› davran›fllar› ona Kendisi'nin ilham etti¤ini bildirmektedir. Yani evrim-cilerin "içgüdü" dedikleri veya "hayvanlar bunu yapmak için programlan-m›fllard›r" diyerek aç›klamaya çal›flt›klar› fley asl›nda Allah'›n ilham›d›r.Bu gerçek Kuran'da flöyle bildirilir:

Rabbin bal ar›s›na vahyetti: Da¤larda, a¤açlarda ve onlar›n kurduklar›

çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece

Rabbinin sana kolaylaflt›rd›¤› yollarda yürü-uçuver. Onlar›n kar›nlar›n-

dan türlü renklerde flerbetler ç›kar, onda insanlar için bir flifa vard›r. fiüp-

hesiz düflünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vard›r. (Nahl

Suresi, 68-69)

Asl›nda evrim teorisinin sahibi Charles Darwin de hayvanlar›n dav-ran›fllar›n›n ve içgüdülerinin, teorisi için büyük bir tehlike oluflturdu¤unufark etmifl ve bunu "Türlerin Kökeni" isimli kitab›nda aç›kça, hatta birkaçkez itiraf etmiflti:

‹çgüdülerin birço¤u öylesine flafl›rt›c›d›r ki, onlar›n geliflimi okura belki te-

orimi tümüyle y›kmaya yeter güçte görünecektir.54

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?134

Evrimcilerin tabiat ana olarak nitelendir-dikleri ve sözde yarat›c› gücü oldu¤unusand›klar› kavram; bildi¤imiz tafl, top-rak, kaya, su veya rüzgardan oluflan birbütündür. Bu bütünün cans›z ve bilinç-siz oldu¤u çok aç›kt›r. "Tabiat ana" ev-rimcilerin aldatmaca olarak kulland›klar›hayali bir kavramdan baflka birfley de¤il-dir.

Page 137: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ocus dergisinin 10 Ekim 2000 tarihli say›s›nda yay›nlanan "Nereden,nereye?" bafll›kl› bir yaz›da evrim teorisinin evrimciler taraf›ndan bileterk edilmifl pek çok iddia ve tezleri, masals› bir anlat›mla yenidengündeme getirildi.

Focus dergisi, insan›n sözde evrimi hakk›nda ortaya at›lm›fl senaryo-lardan derledi¤i k›sa bölümleri bir hikaye üslubu içinde art arda s›ralaya-rak, sözde "insan›n evrimi" masal›n› tekrar etti. Bu masal›n bilimsel yön-den geçersiz oldu¤u önceki konularda anlat›ld›¤› için, konunun detayla-r›na girmeyece¤iz. Ancak Focus'un iddialar›n›n geçersizli¤ini özetlemekgerekirse, afla¤›daki noktalar belirtilebilir:

Focus dergisinde sayfalarca yer verilen veinsan›n atas› oldu¤u iddia edilen Australopit-hecus'un nesli tükenmifl bir maymun türündenbaflka bir fley olmad›¤› defalarca kan›tlanm›flt›r.Bu gerçe¤i art›k evrimciler de kabul etmekte veAustralopithecus'u zaten hayali olan "insan›nsoya¤ac›"ndan ç›karmaktad›rlar. (Örn. Scienceet Vie, "Adieu Lucy", (Elveda Lucy) May›s 1999)

Focus dergisinde Homo habilis ad›yla ta-n›t›larak insan›n atas› gibi gösterilmeye çal›fl›-lan canl›lar da ayn› Australopithecuslar gibi nes-li tükenmifl bir maymun türüdür. Günümüzde baz› evrimci fosil bilimci-ler de bu s›n›flaman›n hayali oldu¤unu, Homo habilis denen canl›lar›n as-l›nda bir Australopithecus türü oldu¤unu savunmaktad›r.

FOCUS DERG‹S‹NDE, ÇÖPE ATILMIfi EVR‹MC‹

‹DD‹ALARDAN B‹R DERLEME

F

"Elveda Lucy" bafll›kl› Science et Vie dergisi

Page 138: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Focus dergisindeki sözde "insan›n soy a¤ac›" flemalar›nda yer verilen

Homo rudolfensis fosili evrimcilerin kemiklerini yanl›fl monte ederek in-

sana benzettikleri bir maymun kafatas›d›r.

Evrimcilerin Homo erectus ad›n› verdikleri fosiller de insan›n sözde

atas› olan ilkel varl›klar de¤il, günümüz insan›n›n çeflitli ›rklar›d›r. Bu ›rk-

lar›n anatomi ve zeka bak›m›ndan günümüz insan›ndan herhangi bir te-

mel farkl›l›¤› yoktur.

"‹nsan›n evrimi" senaryosunda, bir insan ›rk› olan Homo erectus ile

kendisinden önce gelen maymunlar (Australopithecus, Homo habilis)

aras›nda büyük bir uçurum vard›r. Yani fosil kay›tlar›nda beliren ilk in-

sanlar, evrim süreci olmadan, ayn› anda ve aniden ortaya ç›km›fllard›r.

Evrimcilerin insan›n atas› olarak tan›mlayarak okuyucular›n› aldat-

maya çal›flt›klar› Neandertal insan›, nesli tükenmifl bir insan ›rk›d›r. Bilim-

sel bulgular, Neandertaller'in zeka ve kültür düzeyi yönünden bizlerden

geri olmayan bir insan ›rk› oldu¤unu göstermektedir.

‹spanya'n›n Atapuerca bölgesinde bulunan ve günümüz insan›yla t›-

pat›p ayn› olan 800.000 y›ll›k fosil insan›n hiçbir zaman evrim geçirmedi-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?136

Australopithecus kafatas› H. habilis'in ayak kemi¤i fosili H. habilis'in çene kemi¤i fosili

Evrimcilerin iddia ettikleri gibi Australopithecus zamanla Homo habilis'e, onlar da zaman-la Homo erectus'a dönüflmüfl olsayd› -ki bu hiçbir zaman gerçekleflmemifltir-, bu türlerinyaflad›klar› dönemlerin de birbirini izlemesi gerekirdi. Oysa böyle bir s›ralama yoktur. Ak-sine Louis Leakey, Olduvai Gorge bölgesindeki Bed II çukurunda Australopithecus, H. ha-bilis ve H. erectus fosillerini neredeyse yanyana bulmufltur. Yani bu türler birbirleriyle ay-n› dönemlerde yaflam›fllard›r. Dolay›s›yla birbirlerinin atas› olamazlar.

Page 139: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

¤inin aç›k bir kan›tlar›ndan biridir. Dergide de konu edilen bu fosil (s.

102) evrimcilerin ifline gelmedi¤i için ayr› bir tür olarak kabul edilmifl ve

kar›fl›k evrimci s›ralamalar aras›na s›k›flt›r›larak dikkatlerden kaç›r›lmaya

çal›fl›lm›flt›r. Bu da evrimcilerin kendi aleyhlerindeki kan›tlar› yok edeme-

dikleri takdirde nas›l göz göre göre çarp›tabildiklerinin bir örne¤idir.

‹nsan, tarihin her döneminde insan olarak var olmufltur. Hiçbir evrim geçirmemifltir.Tarihe ait bulgular bu gerçe¤i kan›tlamaktad›r. Örne¤in Irak'taki Shanidar Ma¤ara-s›'ndaki bir Neandertal mezar›. (üstteki resim) Polen analizi, yabani çiçeklerin cese-din bafl›na yay›lm›fl olduklar›n› göstermektedir. Bu da söz konusu adam›n insanc›lbir törenle gömüldü¤ünün iflaretidir. Altta, ‹srail Kebara ma¤aras›nda 60.000 y›l ön-cesine ait ve bilinçli olarak gömülmüfl bir di¤er Neandertal adam›.

Focus Dergisinde, Çöpe At›lm›fl Evrimci ‹ddialardan Bir Derleme 137

‹spanya'n›n Atapuercabölgesinde yap›lan kaz›-larda günümüzdeki in-sanlara t›pat›p benzeyenyap›ya sahip kemikler ve800 bin y›ll›k insan yüzüparças› bulunmufltur.Discover dergisi bu ha-beri “Bizim geçmiflimizeait yüz bu mu?” bafll›-¤›yla kapak yapm›flt›r.

Page 140: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Mary Leakey'nin Laetoli'de buldu¤u3.6 milyon y›ll›k ayak izleri, Focus dergi-sinde kas›tl› olarak sapt›r›lmak istendi¤i gi-bi A. afarensis'e de¤il insana aittir.55 Bu iz-ler günümüz insan›n›nkinden hiçbir fark›olmayan ayaklar taraf›ndan b›rak›lm›flt›r.Bu durum ç›plak gözle dahi rahatl›kla an-lafl›ld›¤› gibi, izler üzerinde yap›lan bilim-sel çal›flmalar da bu gerçe¤i kan›tlam›flt›r.

Focus'un Tek Malzemesi:

Hayali Çizimler

Üstteki aç›klamalarda izah edilen ko-nular›n d›fl›nda, Focus dergisinde evrimci-lerin en s›k baflvurduklar› göz boyamayöntemlerinden biri olan sahte çizimlere, heykellere ve rekonstrüksiyon-lara da genifl yer verildi¤i görülüyor. Dergide sözde evrimi destekler ma-hiyette sunulan bu canland›rma yöntemleri asl›nda dikkatli gözler içinevrimci hileleri ve sahtekarl›klar› ele veren somut birer kan›t niteli¤inde.

‹nsan›n kökeni iddias›na dair fosil kay›tlar› ço¤u zaman da¤›n›k veeksik olduklar› için, bunlara dayanarak herhangi bir senaryo kurmak, bü-tünüyle hayal gücüne dayal› bir ifltir. Bu yüzden evrimciler taraf›ndan fo-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?138

Mary Leakey 1977 y›l›nda Tan-zanya'n›n Laetoli bölgesinde ba-z› ayak izleri buldu. Bu izlerin in-sanlara ait oldu¤u ç›plak gözlebile rahatl›kla anlafl›labiliyordu.Nitekim analizler de bu gerçe¤ido¤rulad›. 3.6 milyon y›ll›k bu iz-ler evrim teorisinin temeli olan"soya¤ac›" flemas›n› çürütmeyeyetiyordu.

Mary Leakey

Page 141: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

sil kal›nt›lar›na dayan›larak yap›lan rekonstrüksiyonlar, tamamen evrim

ideolojisinin gereklerine uygun olarak tasarlan›rlar.

Focus'ta da bu yan›ltma yönteminin somut örneklerine rastlamak

mümkün. Örne¤in nesli tükenmifl bir maymun türü olan Australopithe-

cuslar'›n hayali rekonstrüksiyonlar›n›n yap›m›na yard›mc› olan Tel Aviv

Üniversitesi ö¤retim üyesi Yoel Rak, bunlar› iki aya¤› üzerinde dik yürü-

yen canl›lar olarak tasvir etmesinin tamamen kendi sübjektif yorumu ol-

du¤unu dergide aktar›lan al›nt›s›nda flöyle ifade etmekte:

Eski atan›n kamburu ç›km›fl olarak yürüdü¤üne iliflkin klasik ön yarg›y-

la mücadele etmek istedik. Tersine Australopithecus'lar›n, bizden farkl›

olsalar bile iki ayak üstünde kamburu ç›kmadan durdu¤unu, hatta biraz

Evrimciler nesli tükenmifl maymun türlerini temel alarak yukar›dakilere benzerrekonstrüksiyonlar yaparlar. Oysa fosil kay›tlar› incelendi¤inde bu çizim ya damaketlerin gerçe¤i yans›tmad›¤› görülmektedir. Böyle canl›lar›n yaflad›¤›na dairhiç bir delil yoktur.

Focus Dergisinde, Çöpe At›lm›fl Evrimci ‹ddialardan Bir Derleme 139

Page 142: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

arkaya meyletti¤ini SANIYORUM.56

Görüldü¤ü gibi ortada herhangi bir bilimsel kan›t olmadan bilimsel-

lik ad› alt›nda ortaya sürülen heykeller o anda onu yapanlar›n duygu ve

tahminlerini, hayal ve beklentilerini yans›tmaktan öteye gitmemektedir.

Focus Dergisi Bilimi 100 Y›l Geriden ‹zliyor:

Lamarckist Mant›klar

Focus dergisindeki yaz›da, 150 y›l öncesinin ilkel bilim anlay›fl›n›

yans›tan ve yüzy›l önce bilim dünyas›n›n çöplü¤üne at›lan Lamarckist

düflünceyi içeren ifadeler yer de al›yor.

Darwin, teorisini gelifltirirken kendisinden önceki pek çok evrimci

biyologtan, özellikle de Frans›z biyolog Lamarck'tan etkilenmiflti. La-

marck'›n yan›lg›lar›na göre canl›lar yaflamlar› s›ras›nda kazand›klar› özel-

likleri sonraki nesle aktar›yorlar, böylece sözde evrimlefliyorlard›. Örne-

¤in zürafalar, ceylan benzeri hayvanlardan türemifllerdi, yüksek a¤açlar›n

yapraklar›n› yemek için çabalarken nesilden nesile boyunlar› uzam›flt›.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?140

Australopithecus robustus türüne ait fosilkafatas› (üstte) günümüzdeki maymunlarlabüyük benzerlik gösterir. Yandaki çizimdekibedenin sol taraf› flempanze sa¤ taraf› ise A.afarensis'in iskeletini göstermektedir.Görüldü¤ü gibi Australopithecus her yöndengünümüz maymunlar›na benzeyen canl›lar-d›r.

Page 143: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Lamarck zürafalar›n ceylan benzeri hayvanlardan türedikleri gibi bilim d›fl› bir görü-fle inan›yordu. Onun yan›lg›lar›na göre otlara uzanmaya çal›flan bu canl›lar›n zamaniçinde boyunlar› uzam›fl ve zürafalara dönüflüvermifllerdi. Bu mant›k d›fl› iddiaya gö-re canl›lar yaflamlar› s›ras›nda kazand›klar› özellikleri sonraki nesle aktar›yorlar,böylece evrimlefliyorlard›. Evrimciler bu masals› anlat›m› afla¤›dakine benzer hayaliflemalarla destekleyerek ayakta tutmaya çal›flm›fllard›r. 100 y›l öncesinin bat›l inanç-lar› olarak nitelendirilebilecek bu iddian›n genetik biliminin geliflmesiyle birlikte hiç-bir dayana¤› kalmam›flt›r. Mendel'in 1865 y›l›nda keflfetti¤i kal›t›m kanunlar›, yaflams›ras›nda kazan›lan özelliklerin sonraki nesillere aktar›lmas›n›n mümkün olmad›¤›n›ispatlam›flt›r. Böylece Lamarck'›n zürafa masal› da tarihe kar›flm›flt›r.

ZÜRAFANIN HAYAL‹ EVR‹M fiEMASI

Okapi vezürafan›n sözde

atas›zürafa çizgisi

okapi çizgisi

Page 144: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

O zaman bilim san›lan bu görüfllerin ger-çekte birer bat›l inanç olduklar› 20. yüzy›l›nbafllar›nda genetik kanunlar›n›n bulunmas›y-la anlafl›ld›. Lamarckç› düflünceyi esas alanDarwinizm de bu flekilde köklü bir darbe ald›ve teorinin temelinden çöktü¤ünü gören ev-rimciler yeni tezler, spekülasyonlar üreterekher ne pahas›na olursa olsun Darwinizm'iayakta tutma çabas›na girdiler.

Focus dergisi ise birazdan örneklerini s›-ralayaca¤›m›z ifadelerde adeta yüz elli y›l ön-cesinden seslenir gibi Darwinizm'in temel di-re¤i Lamarckist yan›lg›lar› makalesinin kilit noktalar›na yerlefltirmifl.Çoktan çürüdü¤ü için yerini neyle dolduraca¤›n› düflünen evrimci yan-dafllar›n›n aksine Focus dergisi sanki zaman makinesine girmifl gibi, enufak bir tereddüt göstermeden Lamarckist yorumlara ard›na kadar kap›-s›n› açm›fl. ‹flte örnekler:

Yaflam›n aç›k arazilerde iki ayakl›l›¤a nas›l yol açt›¤›n› gösteren pek çok

kuram var. Kabul gören aç›klamalardan birine göre, insangiller s›caktan

korunmak istemifllerdi. Dik duran birisinin, yaln›zca bafl›n›n tepesi gü-

neflin yak›c› dik ›fl›nlar›na maruz kal›r. Bu da s›cakl›¤›n yüzde 60 oran›n-

da düflmesi demek.

Yukar›daki ifadeler adeta birer "bilimsel facia" niteli¤indedir. Her-fleyden önce canl›n›n iki ayakl› m›, dört ayakl› m› olaca¤› onun hücre çe-kirde¤indeki genleri taraf›ndan kontrol edilir. DNA's›nda "iki ayakl›l›kgeni" varsa o canl› iki ayakl›, dört ayakl›l›k geni varsa o canl› dört ayakl›olur. Dört ayakl› bir canl› güneflten korunmak için istedi¤i kadar dik dur-maya çabalas›n, bu durumunu uzun süre koruyamaz ve tekrar dört aya-¤› üzerine geri döner. Ayr›ca yaln›zca iskelet yap›s› de¤il, dolafl›m sistemi,sinir sistemi ve di¤er tüm organlar› dört ayakl›l›¤a uyumlu bir yap›ya vefonksiyonlara sahiptir. Dolay›s›yla canl›n›n s›cak bast›¤› için bütün bu or-ganlar›n› ve sistemlerini iki ayakl›l›¤a göre ayarlamas› ve genetik flifresi-ni de bu yönde de¤ifltirmesi gerekmektedir. Böyle bir de¤iflimi de ne ak›l-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?142

Frans›z biyolog Lamarck

Page 145: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

s›z bir maymunun ne de dünyan›n en dahi insan›n›n gerçeklefltirmesi

mümkündür. Bu bir nevi aç›k denizde suya atlayan bir insan›n hayatta

kalmak ve deniz flartlar›na uyum sa¤lamak için, kendinde yüzgeç ve so-

lungaçlar oluflturmas›na benzer. ‹stemekle ve gayret etmekle bu tür bir

de¤ifliklik oluflamayaca¤› meydandad›r. Aksine bir düflünce ise ancak or-

taça¤ cehaletinin getirdi¤i bir hayal ürünü olabilir.

Kald› ki, e¤er bir insan›n kendi vücut yap›s›n› de¤ifltirebilece¤i var-

say›lsa, bunun sonraki nesilleri etkilemeyece¤i aç›kt›r. Bu, Mendel'den bu

yana biyolojinin en temel gerçeklerinden biridir. Buna ra¤men Focus der-

gisinin hala Mendel öncesi ilkel kal›t›m inançlar›na ba¤l› olarak Lamarc-

kist yorumlar yapmas›, "dik durmaya çal›flan maymunlar giderek daha

fazla dikleflip insan oldular" gibi ak›l d›fl› iddialar öne sürmesi, kesinlikle

bilimsel ve mant›kl› de¤ildir.

‹nsan iskeleti (en solda) dik yürümeye uygun bir tasar›ma sahiptir. Omurga, le¤en ke-mikleri ve di¤er yap›lar sayesinde insan iki aya¤›n›n üzerinde dik yürüyebilir. May-munlar ise öne e¤ik bir iskelet yap›s›na, k›sa bacaklara ve uzun kollara sahiptir (ensa¤da) Bu iki yap› aras›nda bir geçifl formu anatomik olarak çok verimsiz olacakt›r vedolay›s›yla bu yönde bir evrim yaflanm›fl olmas› imkans›zd›r.

Focus Dergisinde, Çöpe At›lm›fl Evrimci ‹ddialardan Bir Derleme 143

kafatas›merkezindekigenifl kanal

insan omuriligidaha e¤imli

kafas›n›n arkamerkezindeki

genifl kanal

insan kalça kemi¤idaha yuvarlak ve k›sa

insan baflma¤›di¤er parmaklarla

bir s›ra halinde

‹nsan iskeleti Goril iskeleti

Page 146: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Sonuçta, yukar›daki kuram›n bilim dünyas›nda kabul görmesi flöyledursun, biraz biyoloji bilgisi olan bir kimsenin bile bu kuram› ciddiye al-mas› mümkün de¤ildir.

‹flte Focus'tan benzer bir mant›k çöküntüsü daha:

(Australopithecus'lar) Do¤u ve Güney Afrika ikliminin 2.5 milyon y›l ön-

ce kuraklaflmas› sonucunda evrimleflmifllerdi.

‹klimin kuraklaflmas›n›n bir canl›n›n genetik flifresinde o iklimeuyum gösterecek bir de¤ifliklik oluflturmas› mümkün de¤ildir. Dolay›s›y-la yukar›daki ifadenin de Lamarck'›n 150 y›l önce öne sürdü¤ü, "zürafala-r›n yüksek dallardaki yapraklara eriflmek için çabalarken boyunlar›n›nuzad›¤›" fleklindeki bilim d›fl› yaklafl›m›ndan hiçbir fark› yoktur.

Bu hurafelerin ne derece bilim d›fl› olduklar› elbette bu tür makalele-ri haz›rlayanlar taraf›ndan da çok iyi bilinmektedir. Fakat konu hakk›ndadetayl› bilgisi olmayan bir kesimüzerinde bu tür hikayelerle etkioluflturmak istenildi¤inde gerekti-¤inde 150 y›l öncesinin safsatalar› bi-le "evrim aldatmacas›"na malzemeyap›labilmektedir.

Ayn› bilim d›fl› yaklafl›m›nyaz›da yer alan çok daha aç›k bir ör-ne¤i de flu cümlededir:

Kurak otlaklardaki hareketli ya-

flam tarz› terlemeye yol açt›¤›n-

dan, tüyler döküldü ve deri soluk

almaya bafllad›. Pürüzsüz derili,

uzun boylu, büyük beyinli insan-

lar evrimleflti.

Birincisi; kurak ortamda terle-menin tüylerin dökülmesiyle hiçbirilgisi yoktur. Bugün kurak ortamdayaflayan binlerce maymun türününvücudu s›k tüylerle kapl›d›r. E¤er

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?144

‹nsanlar›n maymun benzeri canl›lardan evrim-leflti¤ini iddias› ancak Lamarkcist mant›klarlasavunulabilmektedir. Oysa Lamarck'›n ilkel id-dialar›, 100 y›l önce bilimin d›fl›na at›lm›flt›r.

Page 147: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

tüy dökülmesi, derinin pürüzsüzleflmesi evrimin bir kan›t› ise -ki hiçbirflekilde de¤ildir-, tüm insanlar›n, ayn› zamanda Afrika gibi s›cak ve kurakortamlarda yaflayan tüm canl›lar›n binlerce y›l öncesinden vücutlar›ndatek bir tüy bile kalmam›fl olmas› gerekmektedir.

‹kincisi; varsayal›m iklim nedeniyle baz› canl›lar›n tüyleri döküldü.Bu durum onlar›n genetik flifrelerine etki etmeyece¤i için, daha sonra ge-lecek nesiller yine tüylü olacaklard›r. Aksini savunmak, yani d›fl etkenler-le kazan›lan bir fiziksel özelli¤in sonraki nesillere geçti¤ini öne sürmekLamarck'›n teorisiyle ayn›d›r. Focus'un savundu¤u ak›l d›fl› görüfl de bu-dur.

Üçüncüsü; terlemeden, tüylerden ve deriden bahsederken ayn› cüm-lenin devam›nda birdenbire, "pürüzsüz derili, uzun boylu ve büyük be-yinli insanlar geliflti" gibi inan›lmaz bir ç›kar›ma gidilmifltir. Acaba uzunboy ve büyük beyin de terleme sonucunda m› ortaya ç›km›flt›r? Anlafl›lano ki tüy dökülmesi için uydurulan türden bir senaryo, uzun boy ve büyükbeyin için de zorlama olarak kullan›lm›fl ve senaryoya dahil edilmifltir. Buflekilde, uzun boyun ve büyük beyinin esrar› da evrimciler taraf›ndan "bi-limsel olarak" aç›klanm›flt›r!

Sonuç

Buraya kadar görüldü¤ü gibi, evrim savunucular›n›n geldikleri sonnokta "hezimet" kelimesiyle dahi ifade edilemeyecek boyutlara ulaflm›flt›r.Y›llarca öncesinin çürütülmüfl fosilleriyle, 150 y›l öncesinin ilkel bilim an-lay›fl›yla evrimi ayakta tutmaya çal›flanlar›n gerçekte kendi elleriyle ken-di fikir sistemlerini yok etme sürecine girdikleri ve bu sürecin art›k geridönülmez oldu¤u aç›kça ortadad›r.

Focus Dergisinde, Çöpe At›lm›fl Evrimci ‹ddialardan Bir Derleme 145

Page 148: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 149: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ürkiye'de evrim teorisini savunma niyetiyle yaz› yazan kalemlerin ço-¤unun ortak özelli¤i, konu hakk›nda çok az bilgiye sahip olmalar›d›r.Bu nedenle, on y›llar önce bilim literatüründen ç›kar›lm›fl, evrimcilerinbile terk ettikleri iddialar› büyük bir evrimsel kan›t sanarak heyecanl›yaz›lar yazmaktad›rlar.

Necla Türkel adl› biyoloji ö¤retmeninin Cumhuriyet gazetesinin 7Temmuz 1999 tarihli say›s›nda yay›nlanan "Evrim Gerçe¤i Hala Okul D›-fl›" bafll›kl› yaz›s›, bu vahim durumun yeni bir örne¤iydi. Yüzlerce ö¤ren-ciye biyoloji konusunda e¤itim vermekle sorumlu bir insan, ne yaz›k kigeçersizli¤i çoktan anlafl›lm›fl bulunan "Embriyolojik Rekapitülasyon"yan›lg›s›na sahip ç›karak flöyle yaz›yordu:

‹nsan embriyosunda organlar›n birço¤u, ilk olufltu¤unda bal›k ve kurba¤a-

n›n ergin haline benzer. Sonra evrim geçirerek sürüngen ve kufllar›n iç organ

yap›s›na, do¤um öncesi insan›n organ yap›s›na

dönüflür. (Bu evrimin kan›t›d›r.)… Döllenmifl

yumurta embriyoyu oluflturur. Embriyo çeflitli

aflamalardan geçerek ergin canl›y› oluflturur. Bu

ontogenik evrimdir. Ontogenik evrim aynen

canl› türlerinin evrimine benzer.

Türkel'in "evrimin kan›t›d›r" sanarak sa-vundu¤u iddia, Ernst Haeckel adl› evrimci bi-yolog taraf›ndan 19. yüzy›lda ortaya at›lm›fl, an-cak bu yüzy›l›n ikinci yar›s›nda terk edilmifl biriddiad›r. ‹nsan embriyosunda Haeckel'in iddia

B‹R B‹YOLOJ‹ Ö⁄RETMEN‹N‹N

C‹DD‹ YANILGILARI

T

Sahte çizimleriyle bilimdünyas›n› aldatan Haeckel

Page 150: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

etti¤i gibi "solungaçlar" bulunmad›¤›, embriyonun evrimsel bir geliflim iz-

lemedi¤i görülmüfltür. Bunu bugün evrim teorisinin en önde gelen isim-

leri de kabul etmektedir. Dahas›, Haeckel'in embriyolar› birbirine benze-

tebilmek için sahte çizimler yapt›¤› da anlafl›lm›flt›r. (Bu gerçek, evrimci

bir bilim dergisi olan Science'›n 9 May›s 1997 tarihli say›s›nda "Sahtekar-

l›k Ortaya Ç›kar›ld›" bafll›¤›yla detayl› olarak aç›klanm›flt›r.) (Detayl› bil-

gi için bkz.Harun Yahya, Evrim Aldatmacas› ve Hayat›n Gerçek Kökeni)

Biyoloji ö¤retmeni Say›n Türkel, yaz›s›nda, bununla kalmay›p, bir

di¤er geçersiz evrimci iddia olan "körelmifl organlar" safsatas›na da kend-

ince "evrim kan›t›" olarak at›fta bulunuyordu:

‹nsandaki körelmifl kuyruk (kuyruk sokumu) ve otçul hayvanlarda bitkisel

besinlerin sindirimini sa¤layan geliflmifl haldeki kör ba¤›rsa¤›n (apandis) in-

sanda körelmifl olmas›, birer evrim kan›t›d›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?148

Evrimcilerin körelmifl organlarla ilgili id-dialar›, evrim literatüründe uzunca birsüre yer alm›fl ancak geçersizli¤inin an-lafl›lmas›yla birlikte sessizce terk edil-mifltir. Kuyruk sokumu (yanda) ve ap-pendiks (üstte) evrimcilerin körelmifl or-gan zannettikleri organlard›r. Ancak gü-nümüzde her ikisinin de önemli ifllevle-rinin oldu¤u anlafl›lm›flt›r. Kuyruk soku-mu önemli kaslar›n tutunma noktas›d›r.Appendiks ise savunma sisteminde rolalmaktad›r.

kuyruksokumu

kolon

körba¤›rsak

inceba¤›rsak

insan apendiksi

Page 151: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Körelmifl organlar iddias› evrimciler taraf›ndan bundan bir as›r ka-dar önce ortaya at›lm›fl yan›lg›lardan biriydi. ‹ddia sadece bilgi eksikli¤i-ne dayan›yordu. Bilim ilerledikçe bu sözde "ifllevsiz organlar›n", ifllevleribirer birer bulundu. Örne¤in Necla Türkel'in körelmifl organ sand›¤› kuy-ruk sokumunun, le¤en kemi¤i çevresindeki kemiklere de destek sa¤lad›-¤› ve küçük baz› kaslar›n tutunma noktas› oldu¤u anlafl›ld›. Apandisitinise, gerçekte vücuda giren mikroplara karfl› mücadele eden lenf sistemi-nin bir parças› oldu¤u belirlendi.

Kendisi de bir evrimci olan S. R. Scadding, "(Biyoloji hakk›ndaki) bil-gimiz artt›kça, körelmifl organlar listesi de giderek küçüldü... "körelmiflorganlar"›n evrim teorisi lehinde herhangi bir kan›t oluflturamayaca¤› so-nucuna var›yorum" diyerek "körelmifl organlar" hikayesinin çöktü¤ünükabul eder.57

Üzücü olan, Türkiye'deki baz› bilim adamlar›n›n ya da e¤itmenlerin,bu gibi çoktan terk edilmifl evrimci iddialar› sahiplenerek ortaya ç›kmala-r›d›r. Kendilerine tavsiyemiz, e¤er evrimi savunmaya niyetlilerse, konuhakk›nda ciddi bir araflt›rma yapmalar›d›r. Hem o sayede teorinin art›ksavunulacak hiçbir yönü kalmad›¤›n› da belki görebilirler.

Bir Biyoloji Ö¤retmeninin Ciddi Yan›lg›lar› 149

Page 152: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ay›s 2000'de Sabanc› Üniversitesi taraf›ndan evrim teorisi konulu birkonferans düzenlendi. Konferansta, beklenildi¤i gibi klasik evrimci ar-gümanlar tekrarland› ve özellikle son y›llarda bilimin evrim teorisinegetirdi¤i elefltirilere bir tek cevap dahi verilmedi.

18 May›s 2000 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ise "Darwin Zama-n›n S›nav›n› Geçti" bafll›kl› haberde, bu konferansta konuflmac› olarakyer alan Harvard Üniversitesi ö¤retim üyesi Andrew Berry'nin konuflma-s›n›n baz› bölümlerine yer verildi. Evrimcilerin içi bofl cümlelerine iyi birörnek teflkil eden söz konusu konuflmada yer alan evrimci iddialara bi-limsel gerçeklerle cevap verelim.

Ça¤dafl Bilim Darwin'in ‹ddialar›n› Geçersiz K›lm›flt›r

Cumhuriyet gazetesindeki yaz›da Andrew Berry'nin flu sözlerine yerverilmifl ve hatta hiçbir do¤ruluk pay› içermeyen bu sözler yaz›n›n bafll›-¤›n› oluflturmufltur: "Darwin'in 1859'da söyledikleri, zaman›n s›nav›n›geçmifl bilgilerdir." Berry, konuflmas›n›n devam›nda ise evrimin bir ger-çek olup yafland›¤›n› ve kan›tlar›n da bunu gösterdi¤ini iddia etmifltir. Nevar ki, Berry bu iddialar›nda yan›lmaktad›r.

fiu bir gerçektir ki, evrimcilerin her konuflmalar›nda ve her yaz›lar›n-da kendilerince evrimin bilimsel bir gerçek oldu¤unu savunan iddial› vekesin cümlelerine bolca rastlamak mümkündür. Ancak evrimcilerin ko-nuflmalar›nda ve yaz›lar›nda eksik olan, var olduklar› iddia edilen somutdelillerdir. Evrimciler bu konuda çok s›k›flt›klar›nda, bilimsel bulufllar vegeliflmeler ile geçersizlikleri defalarca ispatlanm›fl olan sözde delilleri öne

DARWIN ZAMANIN SINAVINI GEÇEMED‹

VE ÇA⁄DAfi B‹L‹ME YEN‹LD‹

M

Page 153: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

sürerler. Oysa evrimin, bilimsel olarak geçerlili¤i ispatlanm›fl bir teori ola-

rak kabul edilebilmesi için, ayn› yerçekimi kanunu veya suyun kald›rma

kuvveti gibi, bilim taraf›ndan kesin delil ve bilgilerle aç›klanabilmesi ge-

rekmektedir.

Ancak, Berry'nin iddias›n›n tamamen aksine, Darwin'in 1859 y›l›nda

ortaya att›¤› iddialar›n hiçbiri bilim taraf›ndan ispatlanamam›flt›r. Aksine,

modern bilim Darwin'in iddialar›n›n kesinlikle yanl›fl oldu¤unu defa-

larca ortaya koymufltur. (Detayl› bilgi için bkz. Hayat›n Gerçek Kökeni, Ha-

run Yahya)

Darwin'in "Do¤al Seleksiyonla Evrim" ‹ddias›n›n

Geçersizli¤i Anlafl›lm›flt›r

Berry'nin de¤indi¤i konulardan biri do¤al seçilimdir. Darwin türle-

rin do¤al seçilim sayesinde birbirlerinden türediklerini ve gelifltiklerini

iddia etmifltir. Oysa bilimsel bulgular, do¤al seçilimin asla bir türün

baflka bir türe geliflimini sa¤layamayacak bir mekanizma oldu¤unu is-

Do¤al seleksiyon mekanizmas›yla sadece canl› türlerindeki sakat ya da zay›f olan bireylerinay›klanmas› sa¤lan›r. Daha önce do¤ada var olmayan bir canl› türünü ortaya ç›karamaz. ÜnlüSanayi Devrimi kelebeklerinin durumu bu konuda iyi bir örnektir. Sanayi Devrimi ile birliktea¤açlar›n renkleri koyulaflm›flt›r. Dolay›s›yla bu a¤açlarda yaflayan kelebeklerden aç›k renkliolanlar kufllar taraf›ndan daha kolay avlanm›fl ve dolay›s›yla say›lar› azalm›flt›r. Koyu renkli ke-lebekler ise a¤açlar›n üzerinde kamufle olduklar› için (üstte sa¤da) say›ca art›fl göstermifller-dir. Elbette ki bu bir evrim de¤ildir. Çünkü yeni bir tür oluflmam›flt›r. Sadece nüfus oranlar› de-¤iflmifltir.

151Darwin Zaman›n S›nav›n› Geçemedi

ve Modern Bilime Yenildi

Page 154: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

patlamaktad›r. Do¤al seçilim sonucunda hiçbir zaman bir canl› baflka bircanl› türüne dönüflmez ve yeni bir genetik bilgi dolay›s›yla yeni bir özel-lik veya organ ortaya ç›kmaz. (Detayl› bilgi için bkz. Evrim Aldatmacas›,Harun Yahya) Günümüz evrimcilerinden Stephen Jay Gould, Darwi-nizm'in bu büyük yan›lg›s› için flöyle der:

Darwinizmin özü tek bir cümleye dayan›r: Do¤al seleksiyon evrimsel de¤i-

flimde yarat›c› güçtür. Kimse do¤al seleksiyonun zay›f olan›n elenmesinde-

ki rolünü inkar etmez. Ancak Darwin teorisi do¤al seleksiyonun uygun ola-

n› yaratmas›n› da istemektedir.58

Evrimci C. Loring Brace ise, American Scientist dergisinde yay›nlananbir makalesinde Darwinizm'in bilimsel bulgular taraf›ndan reddedildi¤i-ni ve do¤al seleksiyonu da türleri oluflturan bir mekanizma olarak göre-meyece¤imizi flöyle aç›klar:

American Scientist okuyucular›, biyolojinin büyük bir k›sm›n›n ve paleonto-

lojinin tamam›n›n Darwin'in organik evrim hakk›ndaki görüfllerini reddet-

ti¤ini fark etmiyor olabilirler. Do¤al seleksiyon sadece "ince ayar" olarak gö-

rüldü¤ü için reddediliyor, adaptasyon ise pratikte kesinlikle geçerli görül-

müyor.59

Evrimciler Do¤adaki Kusursuz Yarat›l›fl›

Görmek ‹stemezler

Berry'nin konuflmas›nda yer alan klasikevrimci argümanlardan bir di¤eri ise, StephenJay Gould taraf›ndan ünlendirilen "Panda'n›nbafl parma¤›" konusudur. Pandan›n befl parma-¤› d›fl›nda, bile¤inden ç›kan "radyal susams› ke-mik" (radial sesamoid bone) olarak isimlendiri-len bir kemik ç›k›nt›s› daha bulunmaktad›r.

Bu yap›n›n evrimciler aç›s›ndan öneminegelince; evrimcilere göre panda, ay›, köpek gibihayvanlar›n dahil oldu¤u etçiller s›n›f›ndand›r.Ve panda daha sonra bambu ile beslenmeyebafllam›flt›r ve evrimci senaryoya göre alt›nc›

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?152

Panda'n›n Bafl Parma¤›adl› kitap

Page 155: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

parmak bambu yeme¤e uyum sa¤lamas› için sonradan ç›km›flt›r. Evrim-

cilerin bir baflka iddias› ise, bu alt›nc› parma¤›n mükemmel olmad›¤›, do-

¤al seleksiyonun elindeki malzemeyi kullanarak ancak bu kadar›n› olufl-

turabildi¤i yönündedir. Oysa bunlar, hiçbir delili ve geçerli aç›klamas› bu-

lunmayan, tamamen evrimci ön yarg›lar ile ileri sürülen hayal ürünü id-

dialard›r. S›ras›yla incelersek:

-Pandalar›n, etçil atalardan türedikleri yan›lg›s›

Evrimcilerin pandalar› etçil s›n›f›na dahil etmelerinin nedeni, genifl

çeneleri, diflleri ve güçlü pençeleridir. Evrimciler pandalar›n sözde atala-

r›n›n bu özelliklerini di¤er hayvanlara karfl› kulland›klar›n› iddia ederler.

Oysa pandalar›n tek düflman› insanlard›r, hayvanlar aras›nda düflmanla-

r› yoktur. Güçlü difllerinin ve çenelerinin nedeni ise bambu saplar›n› ko-

layca kopar›p çi¤neyebilmeleridir. Güçlü pençeleri ise bambular›n gövde-

lerine t›rmanmalar› içindir. Dolay›s›yla, ço¤unlukla bambu ile, zaman za-

man ise meyve ve bitkilerle beslenen pandalar›n etçil atalardan türedikle-

rine dair bir delil yoktur ve evrimciler de pandan›n hangi hayvandan tü-

redi¤ine dair fikir birli¤i sa¤layamam›fllard›r. Öyle ki baz› evrimciler pan-

dalar› ay›larla ayn› kategoriye koyarken, baz›lar› da rakunlarla ayn› s›n›f-

lama içine dahil etmektedir. Çünkü gerçekte bu canl›lar›n bir baflka canl›

s›n›flamas›ndan evrimleflti¤ine dair hiçbir bulgu yoktur. Evrimciler sade-

ce benzerliklerden yola ç›karak tahminler yapmakta, bu tahminler tama-

men hayali oldu¤u için de birbirleri ile ihtilafa düflmektedirler.

-Pandalar›n alt›nc› parmaklar›n›n mükemmel olmad›¤›,

dolay›s›yla tesadüfün eseri oldu¤u yan›lg›s›

Pandan›n ünlü baflparma¤› meselesindeki as›l nokta budur. Evrimci-

ler bu parma¤›n mükemmel olmad›¤›n› ama ifle yarad›¤›n› söylerler.

Berry de konuflmas›nda "mükemmel olmayan bu parmak yap›labilenin

en iyisidir" diyerek bu evrimci iddiay› yinelemifltir.

Gerçekte, söz konusu alt›nc› parmak "radiyal susams› kemik" olarak

adland›r›lan bir kemik türündendir ve bu kemik genellikle eklem yerle-

rinde bulunarak hareketi kolaylaflt›r›r ve tendonlar›n y›rt›lmas›n› engel-

153Darwin Zaman›n S›nav›n› Geçemedi

ve Modern Bilime Yenildi

Page 156: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?154

Evrimciler yarat›l›fl› kendilerince inkar etmek için do¤ada kusurve uyumsuzluk ararlar. S. J. Gould'un pandalar›n bafl parmak-lar› ile ilgili iddias› buna bir örnektir. Oysa Gould yan›lmaktad›r.Çünkü bu kemiksi parmak sand›¤› gibi bir kusur de¤ildir. Aksi-ne hareketi kolaylaflt›r›r ve tendonlar›n y›rt›lmas›n› engelleyicietkiye sahiptir. 1999 y›l›nda Nature dergisinde yay›nlanan bir inceleme, panda-n›n baflparma¤›n›n hayvan›n do¤al ortam› aç›s›ndan son dere-ce verimli oldu¤unu göstermektedir. Dört Japon araflt›rmac›n›nortak yürüttükleri çal›flma, “kompüterize tomografi” ve “man-yetik rezonans resimlendirmesi” teknikleri ile yürütülmüfl vesonuçta pandan›n baflparma¤›n›n “memeliler aras›nda bulu-nan en ola¤anüstü yönlendirme tekniklerinden biri” oldu¤u so-nucuna var›lm›flt›r. (Endo, H., Yamagiwa, D., Hayashi, Y. H., Ko-ie, H., Yamaya, Y., and Kimura, J. 1999. Nature 397: 309-310)Sa¤da, çal›flmay› yürüten uzmanlar›n pandan›n el yap›s› ile il-gili yapt›klar› bilgisayar çizimi yer al›yor.

bafl pama¤›

PANDANIN PARMA⁄I MÜKEMMEL B‹R YARATILIfiTIR

Page 157: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ler. Pandan›n bile¤inden ç›kan bu kemik ise asl›nda bir parmak de¤ildir,ancak parmaklar›n bambunun gövdesini kavramas›n› kolaylaflt›ran birdestektir.60 Evrimciler bu kemi¤in, parmak yerine geliflti¤ini, ancak par-mak görevi göremedi¤ini, örne¤in filizleri ay›klayamad›¤›n› öne sürerler.Ancak kavrama ifli için yeterince iyi oldu¤unu da belirtirler. Zaten bu al-t›nc› kemi¤in görevi budur ve pandan›n di¤er ifllemleri kusursuzca yap-maya yetecek kadar parma¤› bulunmaktad›r.61 Bu yap›n›n en ideal flekli-nin gerçekte tam bir "parmak" olmas› gerekti¤i, evrimcilerin ön yarg› ileöne sürdükleri dayanaks›z bir iddiad›r. Söz konusu kemik, mevcut haliy-le canl› için son derece uygundur.

Evrimcilerin do¤ada uyumsuzluk veya kusur aramalar›n›n tek nede-ni, Allah'›n kusursuz yarat›fl›n› inkar etmek için kendilerine sözde delilaramalar›d›r. Ancak bu çabalar›, pandan›n parmaklar› konusunda da ol-du¤u gibi her zaman sonuçsuz kalm›flt›r. Asl›nda her ça¤da, do¤ada ku-sur aramak inkar edenlere ait bir özellik olmufltur ve Kuran'›n Mülk Su-resi'nde böyle bofl bir çaba içine girenler flu flekilde haber verilmifltir:

O, biri di¤eriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratm›fl

oland›r. Rahman (olan Allah)›n yaratmas›nda hiçbir 'çeliflki ve uygunsuz-

luk' (tefavüt) göremezsin. ‹flte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çat-

lakl›k (bozukluk ve çarp›kl›k) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere da-

ha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmifl bir

halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)

Sonuç olarak pandan›n alt›nc› parma¤›, panda için en kullan›fll› ya-p›d›r. Canl›lar›n tüm di¤er özellikleri gibi, üstün bir güç ve ak›l sahibiolan, flefkatli ve merhametli Allah taraf›ndan kusursuzca yarat›lm›flt›r.

"Bilim ve Din Birbirlerinden Ayr› Düflünülemez."

Andrew Berry'nin bu sözleri son derece dikkat çekicidir. Bilim ve di-nin ayr› düflünülemeyece¤i kesinlikle do¤rudur. Ünlü bilim adam› AlbertEinstein bir sözünde flöyle der:

Derin bir imana sahip olmayan gerçek bir bilim adam› düflünemiyorum.

Bu durum flöyle ifade edilebilir: Dinsiz bilime inanmak imkans›zd›r.62

155Darwin Zaman›n S›nav›n› Geçemedi

ve Modern Bilime Yenildi

Page 158: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Çünkü din, Allah'tan bize ulaflan bilgiye da-yan›r. Bilimin konusu olan evren ve do¤ay› daYüce Allah yaratm›flt›r. Dolay›s›yla, her ikisi ara-s›nda bir çeliflki olmas› imkans›zd›r. Ancak,kendilerince din ahlak›n› ortadan kald›rmak is-teyenler, özellikle son iki yüzy›ld›r dini ve bilimikarfl› karfl›ya getirmeye çal›flm›fllard›r. Ancak buçabalar› boflunad›r. Kuran Allah'›n vahyidir vehiçbir de¤iflikli¤e u¤ramam›flt›r. Bilimsel hiçbirbulgu Kuran ayetleri ile çeliflmez. Aksine atomalt› parçac›klar›, anne karn›ndaki üç karanl›k böl-ge, demir filizlerinin yeryüzüne göktafllar› ile gel-mesi ve k›talar›n kaymas› gibi geçti¤imiz yüzy›lda keflfedilen bilgiler,1400 y›l önce vahyedilmifl olan Kuran'da bildirilmifltir. (Detayl› bilgi içinbkz. Kuran Mucizeleri ve Kuran Bilime Yol Gösterir, Harun Yahya)

Ancak, Berry'nin bu aç›klamas› Cumhuriyet gazetesinin hofluna git-memifl olacak ki, bu cümlenin hemen ard›ndan Berry'nin evrim teorisininkesin do¤ru oldu¤u yan›lg›s›yla ilgili cümleleri eklenmifltir.

Sonuç

Yaz›n›n giriflinde de söz etti¤imiz gibi, ortada Berry'nin iddia etti¤igibi evrimi kan›tlayan, flaibesiz, bilimsel yöntemlerle ortaya konan tek birdelil dahi yoktur. Evrimciler y›llard›r, geçersizli¤i defalarca bilimsel ola-rak gösterilmifl sahte delilleri insanlar›n önüne tekrar tekrar getirirler. Ko-nuyla ilgili detayl› bilgi sahibi olmayan insanlar, bilim adam› s›fat› tafl›yanbu insanlara güvenir ve anlatt›klar›n› sorgulamazlar. Ancak çok küçük biraraflt›rma yapan biri dahi, evrimcilerin y›llard›r ayn› hikayeleri anlatarak

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?156

Albert Einstein inançl›bir bilim adam›yd›

Bundan 1400 y›l önce vahyolunan Kuran'da o dönemde bilinmeyen pek çok bilimselgerçek haber verilmifltir. ‹nsan›n yarat›l›fl›, dünyan›n atmosferi, evrenin yarat›l›fl› yada yeryüzünün yap›s› gibi konular hakk›nda Kuran'da bildirilen ve o dönemin tekno-lojisi ile insanlar taraf›ndan tespit edilmesi hiçbir flekilde mümkün olmayan detaylarKuran'›n Allah sözü oldu¤unu ispatlar.

Page 159: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Gerçekten o (Kuran) Alemlerin

Rabbinin bir indirmesidir.

(fiuara Suresi, 192)

Page 160: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

insanlara bir tür hipnoz yapmaya çal›flt›klar›n› görebilir. Bilimin evrim te-orisini yalanlad›¤›n› asl›nda evrimcilerin kendileri de çok iyi bilmektedir-ler. Ancak, dinsizli¤in ve materyalizmin tek dayana¤› olan evrim teorisi-ni ayakta tutabilmek için, bu gerçe¤i insanlardan gizlemektedirler. Otto-wa Commonwealth Biyolojik Kontrol Enstitüsü Baflkan› W.R. Thompsonevrimcilerin bu tutumunu flöyle ifade eder:

Bilim adam› olmayan kiflilerin dikkatini, evrimle ilgili anlaflmazl›klar›n üze-

rine çekmek uygun ve do¤ru olacakt›r. Fakat baz› evrimcilerin son görüflle-

ri bunu makul bulmad›klar›n› gösteriyor. Bilimsel olarak tan›mlayamaya-

caklar› bir doktrini savunmak için biraraya gelen bilim adamlar›n›n zorluk-

lar› göz ard› ederek ve elefltirileri gizleyerek inançlar›n› halk›n gözünde de-

vam ettirme giriflimi bilimsel aç›dan anormal ve istenmeyen bir durum-

dur.63

Ülkemizde de evrim teorisinin açmazlar› çok güçlü delillerle ve he-men herkese ulaflacak flekilde gözler önüne serilmifltir. Bu nedenle ülke-mizdeki evrimci bilim çevrelerinin çok daha büyük bir ivedilikle bilimselaç›dan yanl›fl ve tutucu tutumlar›n› b›rakarak, gerçek ve sapt›r›lmam›fl bi-limsel verilere göre düflünmeleri gerekmektedir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?158

Page 161: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

kuyucular›n›n ço¤unun "primat" kavram›n› ilk kez duyaca¤›n› düflü-nen evrimci yay›nc›lar, bu kavram›n yan›na bol bol "evrim" kelimesiserpifltirdikleri zaman "bilimsel" bir görünüm vereceklerini ve böylecebaflar›l› bir propaganda yapacaklar›n› sanmaktad›rlar.

7 Ekim 2000 tarihli Cumhuriyet gazetesinde "Paflalar'daki Kaz›lar 14Milyon Y›l Önce Yaflayan Primatlar›n Evrimleflmesini Ayd›nlatacak" bafl-l›kl› bir haber yay›nland›. Haberde, Bursa'ya 68 kilometre uzakl›ktaki birda¤ köyü olan Paflalar'da yürütülen kaz›larda çok say›da primat (meme-lilerin bir tak›m›) fosili bulundu¤u anlat›l›yor ve elde edilen bulgular›nevrim teorisine destek sa¤lad›¤› ileri sürülüyordu.

Gerçekte Cumhuriyet'teki yaz›da asl›nda evrim teorisini destekleyenhiçbir bilgi yoktu. Yaz›da primatlar›n evrimleflti¤ine dair hiçbir kan›t ilerisürülmüyordu. Sadece bulunan baz› fosiller vard› ve bunlar›n bulunmuflolmas›, "evrim" kelimesinin s›kça kullan›lmas› yoluyla, Darwinizm ad›nabir propaganda malzemesi yap›lmak istenmiflti.

Oysa ki primatlar›n kökeni konusu (di¤er tüm canl› s›n›flar›n›n kö-keni gibi), evrim teorisinin lehinde de¤il aleyhinde bir delildir.

Fosil Kay›tlar›n›n Mesaj›

Fosil kay›tlar›n›n ortaya ç›kard›¤› gerçeklerin en önemlilerinden biri,"aniden ortaya ç›k›fl" olgusudur. Bildi¤imiz tüm temel canl› s›n›flamala-r›, daha önce kendilerine benzer baflka canl›lar yaflamam›fl iken, fosil ka-y›tlar›nda aniden belirirler. Kambriyen devirde (530-500 milyon y›l önce),bilinen tüm temel canl› gruplar› (filumlar) aniden ortaya ç›kar. Sonraki

PR‹MATLARIN VE MEMEL‹LER‹N KÖKEN‹

HAKKINDAK‹ YANILGILAR

O

Page 162: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

devirlerde de bal›klar, böcekler, amfibiyenler, sü-rüngenler, kufllar gibi temel canl› s›n›flamalar› vebunlar›n alt gruplar› hep aniden ve hiçbir atalar›olmadan belirir.

Bu durum, evrim teorisinin temel iddias›olan "uzun zaman içinde tesadüfler yoluyla ka-deme kademe geliflim" kavram›n› y›km›fl durum-dad›r. Dahas› bu durum yarat›l›fl ad›na da önem-li delillerden biridir. Evrimci bir fosil bilimci olanMark Czarnecki, bu gerçe¤i bir itiraf niteli¤inde-ki flu aç›klamas›yla kabul etmektedir:

Teoriyi (evrimi) ispatlaman›n önündeki büyük bir engel, her zaman için fo-

sil kay›tlar› olmufltur... Bu kay›tlar hiçbir zaman için Darwin'in varsayd›¤›

ara formlar›n izlerini ortaya koymam›flt›r. Türler aniden oluflurlar ve yine

aniden yok olurlar. Ve bu beklenmedik durum, türlerin yarat›ld›¤›n› savu-

nan argümana destek sa¤lam›flt›r.64

Memelilerin Kökeni

Ayn› durum, memeliler s›n›flamas›na dahil olan canl›lar için de ge-çerlidir. Memeliler s›n›flamas›na dahil çok say›da farkl› canl› türü, yeryü-zünde aniden ortaya ç›km›flt›r. 20. yüzy›l›n evrim otoritelerinden ve Neo-Darwinist teorinin kurucular›ndan biri olan George Gaylord Simpson ise,evrim teorisi aç›s›ndan çok flafl›rt›c› olan bu gerçe¤i flöyle ifade eder:

Dünya üzerindeki yaflam›n en kafa kar›flt›r›c› olay›, Mezozoik Ça¤›'n›n, ya-

ni sürüngenler devrinin, memeliler devrine aniden de¤iflmesidir. Sanki

bütün baflrol oyunculu¤unun çok say›da ve türdeki sürüngenler taraf›ndan

üstlenildi¤i bir oyunun perdesi bir anda indirilmifltir. Perde yeniden aç›ld›-

¤›nda ise, bu kez baflrolünde memelilerin yer ald›¤› ve sürüngenlerin bir ke-

nara itildi¤i yepyeni bir devir bafllam›flt›r. Ortaya ç›kan memelilerin bir ön-

ceki devire ait izleri ise yok gibidir.65

Dahas›, aniden ortaya ç›kan memeliler birbirlerinden çok farkl›d›r-lar. Yarasa, at, fare ve balina gibi son derece farkl› canl›lar›n hepsi meme-lidir ve ayn› jeolojik dönemde ortaya ç›km›fllard›r. Bu canl›lar›n aralar›n-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?160

G. Gaylord Simpson

Page 163: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

161Primatlar›n ve Memelilerin Kökeni

Hakk›ndaki Yan›lg›lar

A¤ustos 2000 tarihli orjinal Focus dergisinde yay›nlanan "Memelilerin Evrimi"flemas›, asl›nda evrim teorisinin tamamen hayali ve kan›tlardan yoksun oldu¤u-nu gösteren bir delil niteli¤inde. fiemada halen bilinen 21 temel memeli grubuyanyana dizilmifl ve bunlar›n geçmifl dönemlerde hangi atalardan evrimleflmiflolabileceklerine dair hayali bir "soya¤ac›" ç›kar›lm›fl. (fieman›n üst s›ras›ndakimarsupials (keseliler), rabbits (tavflanlar), bats (yarasalar) gibi kategoriler, me-melilerin 21 temel grubunu oluflturuyor. fieman›n sol k›sm›nda ise, bu canl›lar›nbugünden kaç milyon y›l önce, hangi jeolojik devirlerde ortaya ç›kt›klar›n› göste-ren zaman çizelgesi yer al›yor.)Ancak fleman›n sa¤ taraf›ndaki aç›klama kutusunda flöyle yaz›yor:"Bu soya¤ac›, memeli evrimi ile ilgili görüfllerin birini yans›tmaktad›r. K›rm›z› çiz-giler fosil kal›nt›lar›n› göstermektedir. Sar› çizgiler ise, muhtemel evrimsel iliflki-leri göstermektedir."Bu aç›klamayla birlikte flemaya bakt›¤›m›zda ise, ortada hiç bir "evrim" olmad›¤›kendili¤inden görülüyor. Çünkü k›rm›z› çizgiler, yani var olan fosiller, farkl› me-meli gruplar›n›n aralar›nda hiç bir iliflki olmadan belli tarih aflamalar›nda ortayaç›kt›klar›n› gösteriyor. Bunlar› birbirine ba¤layan sar› çizgiler ise, hiç bir kan›t› ol-mayan evrimsel varsay›mlar. Bu hayali sar› çizgiler ç›kar›ld›¤›nda gerçek tabloortaya ç›k›yor: Fosil bulgular› farkl› canl› gruplar›n›n, aralar›nda evrimsel bir ilifl-ki olmadan, ayr› ayr› ortaya ç›kt›klar›n› gösteriyor. Evrim teorisini geçersiz k›lanbu gerçek, yarat›l›fl›n da aç›k bir ispat›.

HAYAL‹ "EVR‹M fiEMASI"NIN GÖSTERD‹⁄‹ GERÇEK:H‹Ç B‹R ARA FORM YOK

Page 164: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

da evrimsel bir ba¤ kurmak, en genifl hayal gücüiçinde bile imkans›zd›r. Evrimci zoolog EricLombard, Evolution (Evrim) adl› dergide flöyleyazar:

Memeliler s›n›f› içinde evrimsel akrabal›k ilifl-

kileri (filogenetik ba¤lar) kurmak için bilgi

arayanlar, hayal k›r›kl›¤›na u¤rayacakt›r.66

Yine George Gaylord Simpson'›n aç›klama-lar›, evrim teorisinin ne kadar büyük bir ç›kmaziçinde oldu¤unu göstermektedir:

Bu, memelilerin 32 ayr› tak›m›n›n hepsi için geçer-

lidir... Her tak›m›n bilinen en eski ve en ilkel üyesi, bu tak›ma ait temel ka-

rakterlerin hepsine zaten sahiptir ve hiçbir durumda bir tak›mdan bir di¤e-

rine do¤ru ilerleyen devaml› bir geliflim bilinmemektedir. Ço¤u örnekte

farkl›l›k o kadar keskin ve boflluk o kadar büyüktür ki, tüm bir tak›m›n kö-

keni spekülatif ve son derece tart›flmal›d›r…67

Memelilerin 32 ayr› tak›m›ndan biri ise, sözde "insan›n atas›" olarakkabul edilen canl›lar›n dahil edildi¤i "primatlar" tak›m›d›r.

Primatlar: Aniden Ortaya Ç›km›fl Bir Tak›m

Primatlar tak›m›n›n en önemli özelli¤i, el ve ayak yap›lar›n›n belir-ginli¤idir. Lemur, tarsier gibi ufak memeliler ve tüm maymunlar primattak›m›na aittir.

Peki primatlar›n kökeni nedir?Cumhuriyet gazetesinde yay›nlanan "Paflalar'daki Kaz›lar 14 Milyon

Y›l Önce Yaflayan Primatlar›n Evrimleflmesini Ayd›nlatacak" bafll›¤›n›okuyan bir insan, ortada "primatlar›n evrimi" diye bir kavram bulundu-¤unu ve bulunan fosillerle bunun daha da ayd›nlanaca¤› gibi bir izlenimekap›labilir. Oysaki bu tamamen yanl›fl bir izlenimdir.

Gerçekte primatlar da tüm di¤er canl› s›n›flamalar› gibi, evrimleflme-mifl, bugünkü halleriyle yarat›lm›fllard›r. Bunun paleontolojik aç›dan çokbelirgin bir kan›t› ise, primatlar›n yeryüzünde, daha önce kendilerinebenzer hiçbir atalar› olmadan aniden ortaya ç›km›fl olmalar›d›r.

Evrimci paleoantropolog Elwyn Simons bu konuda flöyle der:

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?162

Zoolog Eric Lombard

Page 165: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Lemur (en solda) ve tarsi-er (yanda) primat tak›m›n-dan canl›lard›r. Bu canl›la-r›n fosil kay›tlar›na bak›ld›-¤›nda birdenbire ortayaç›kt›klar› görülmektedir.Bu bilimsel gerçe¤e ra¤-men evrimciler afla¤›dakigibi hayali tablolar yapa-rak bu canl›lar›n kökeninekendilerince aç›klama ge-tirmeye çal›fl›rlar. Primat-lar›n afla¤›daki soya¤ac›da, memeliler için yap›lanhayali soya¤açlar› kadartemelsizdir.

HAYAL‹ PR‹MAT SOYA⁄ACI

lemur tarsier gibon goril insanflempanzeorangutaneski dünyamaymunu

yeni dünyamaymunu

163Primatlar›n ve Memelilerin Kökeni

Hakk›ndaki Yan›lg›lar

Page 166: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Son bulgulara ra¤men, primatlar›n kökeninin yeri ve zaman› s›r içinde giz-

li kalmaya devam etmektedir.68

Paleontoloji alan›nda dünyan›n en önde gelen otoritelerinden biri

olan Romer ise, yine bir evrimci olmas›na ra¤men, en eski lemurlar›n (le-

murlar ilk primatlar aras›nda kabul edilirler) "sanki hiç bilinmeyen bir

bölgeden göç etmiflçesine aniden ortaya ç›kt›klar›n›"69 yazar.

Evrimciler, hiçbir bilimsel dayanaklar› olmamas›na ra¤men, primat-

lar›n böcek yiyen memelilerden evrimleflti¤ini varsaymaktad›rlar. Fakat

bu iddiay› destekleyen tek bir fosil dahi yoktur. Evrimci fosil bilimci Kel-

so, "böcek yiyicilerden (insectivore) primatlara olan geçifl, fosiller taraf›n-

dan belgelenmifl de¤ildir" diyerek bu gerçe¤i kabul eder.70

K›sacas›, primatlarla ilgili fosil kay›tlar› da tüm di¤er canl› s›n›flama-

lar› gibi evrim teorisinin iddialar›n› geçersiz k›lmaktad›r. Primatlar, baflka

canl›lardan evrimleflerek de¤il, aniden ve farkl› yap›lar›yla ortaya ç›km›fl-

lard›r. Bu bilimsel gerçek, bu canl›lar›n yarat›ld›klar›n›n bilimsel kan›t›d›r.

Allah tüm canl›lar› oldu¤u gibi primatlar› da örneksiz olarak yaratm›fl ve

yeryüzünde türetmifltir.

Sonuç

Dikkat edilirse Cumhuriyet gazetesindeki haberde ve benzeri tüm di-

¤er evrimci yay›nlarda, buraya kadar k›saca aktard›¤›m›z bilimsel gerçek-

lerden hiç söz edilmemektedir. Darwinizm'in iddias›n› destekleyecek hiç-

bir somut kan›t sunulmamakta, hiçbir ara form örne¤i gösterilmemekte-

dir. (Çünkü gösterilebilecek bir kan›t yoktur.)

Bunun yerine sadece göz boyama ve ucuz propaganda yöntemi kul-

lan›lmaktad›r. Okuyucular›n›n ço¤unun "primat" kavram›n› ilk kez duya-

ca¤›n› düflünen evrimci yay›nc›lar, bu kavram›n yan›na bol bol "evrim"

kelimesi serpifltirdikleri zaman "bilimsel" bir görünüm vereceklerini ve

böylece baflar›l› bir propaganda yapacaklar›n› sanmaktad›rlar.

Oysa bundan belki 30-40 y›l önce etkili olan bu yöntemler art›k ev-

rimciler ad›na fayda etmemektedir. ‹nsanlar›n bilgiye kolayca ulaflabil-

dikleri ça¤›m›zda, yarat›l›fl gerçe¤i de bir kez daha aç›kça ortaya ç›kmak-

tad›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?164

Page 167: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 168: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Eylül 1999 tarihli Hürriyet gazetesinde "Evrimin Formülü Bulundu" bafl-l›kl› bir haber yay›nland›. Haberde, üç Frans›z araflt›rmac›n›n "evrim na-s›l gerçeklefliyor" sorusuna cevap arayarak ortaya matematiksel bir for-mül koyduklar› bildiriliyordu. Hürriyet'in haberiyle oluflturulmaya

çal›fl›lan imaj ise, "evrim"in bilimsel bulgular taraf›ndan sözde ispatlanm›flkesin bir gerçek oldu¤u, geriye sadece "formülü"nün keflfedilmesinin kald›-¤› yönündeydi.

Oysa Hürriyet'in haberinde çizilen bu tablo aç›k bir yan›lg›d›r. Evrimbir varsay›mdan ibarettir ve bu varsay›m› destekleyecek ciddi bilimselbulgular yoktur. Aksine, pek çok bulgu, evrimci iddialar› geçersiz k›lar.

Peki o zaman Hürriyet'in haberinde sözü edilen "evrim formülü" ne-dir?

Bu formül ya da buna benzer tüm evrimci spekülasyonlar, önce ev-rimi kendilerince mutlak bir gerçek olarak kabul eden, sonra da bu kabulüzerine senaryolar yazan araflt›rmac›lar›n ürünüdür. Bu kifliler insan›nmaymunlarla ortak bir atadan geldi¤i yan›lg›s›n› kabul etmekte, sonra in-san ile maymunlar›n aras›ndaki farkl›l›klar› hesaplamakta, son olarak da"bu farkl›l›klar evrimin kanunlar›na göre ne kadarl›k bir zaman dilimiiçinde flekillenmifl olabilir" sorusundan yola ç›k›p formüller üretmektedir-ler. Ancak dikkat edilirse, tüm bu hesaplama, evrim diye bir sürecin ya-fland›¤› yönündeki bir ön kabule dayanmaktad›r.

Oysa böyle bir sürecin yaflanmad›¤›n› gösteren say›s›z kan›t vard›r. E¤er bu tür spekülatif "formül"ler bilimsel bir bulgu olarak kabul

edilirse, her türlü hayali senaryo bilimin içine sokulabilir.Örne¤in bir insan kalk›p önce "yer sars›nt›lar›, dünyay› kar›flt›rmak

"EVR‹M‹N FORMÜLÜ BULUNDU" BAfiLIKLI

YAZIDAK‹ YANILGILAR

3

Page 169: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

isteyen uzayl›lar›n uzaktan kumanday-la oluflturduklar› olaylard›r" diye birvarsay›m ortaya atabilir. Sonra da kal-k›p "uzayl›lar bunu hangi s›kl›kla mey-dana getiriyorlar" diyerek bir "formül"oluflturabilir. Hatta sonra da kalk›p, "buformül asl›nda günlük hayat›m›z› da et-kiliyor, ekonomik geliflmeler, siyasi çal-kant›lar hep asl›nda bu formüle göre fle-killeniyor" diyebilir.

‹flte Hürriyet'in haberine konu olanevrimcilerin bulduklar› "evrim formü-lü" de bundan daha bilimsel de¤ildir.Nitekim bu formülün bilimsel ciddi-yetsizli¤i, Hürriyet'in afla¤›daki sat›rla-r›ndan da anlafl›lmaktad›r:

(Formülü bulan) Jean Chalin'e göre,

yap›lacak çal›flmalar sonunda ayn›

formül, mevsimlerde meydana gelen

de¤iflimi, yer sars›nt›lar›n›n frekans›-

n›, hatta menkul k›ymetler borsas›ndaki çöküflleri bile izah edebilir.

Hürriyet'in haberi incelendi¤inde, haberde dile getirilen evrimci iddi-alar›n tümüyle hayali ve gerçek d›fl› oldu¤u da görülmektedir. Örne¤inFrans›z evrimcilerden aktar›larak yaz›lan "primatlar›n evriminin nas›lgerçekleflti¤i biliniyor, bir tek insanla maymun aras›ndaki kay›p halkakald›" fleklindeki yorum tümüyle çarp›kt›r. Çünkü memeli canl›lar›n birgrubu olan primatlar, evrimciler için "çözülmüfl bir mesele" de¤il, aksineasla aflamad›klar› bir engeldir.

Primatlar, di¤er tüm canl› gruplar› gibi, fosil kay›tlar›nda bir anda vedi¤er canl›lardan çok farkl› flekilleriyle ortaya ç›karlar. Kendilerine sözdeevrimsel bir "ata" oluflturabilecek baflka hiçbir canl› grubu yoktur. Bu konu-da otorite say›lan evrimcilerden biri olan Elwyn Simons, "her türlü bulgu-ya ra¤men, primatlar›n kökeni bir s›r olarak kalmaya devam etmektedir"diye yazar.71 Bir di¤er evrimci Romer "Omurgal› Paleontolojisi" adl› kitab›n-

Hürriyet gazetesindeki haberde "evriminformülü bulundu" denmektedir. Gerçekteisteyen herkes bir tahtan›n önüne geçip"‹nsan›n formülü"nü diledi¤i gibi yaz-abilir. Ancak bu uydurma formülüngerçeklerle hiç bir ilgisi yoktur.

"Evrimin Formülü Bulundu" Bafll›kl›Yaz›daki Yan›lg›lar 167

Page 170: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

da primatlar›n en eski türlerinden biri olan lemurlar için "bu canl›lar sankihiç bilinmeyen bir yerden gelmifl gibi aniden ortaya ç›karlar" demektedir.72

Dolay›s›yla evrimciler, ne primatlar›n ne de insan›n kökenini aç›kla-yamamaktad›r. Asl›nda hiçbir canl› grubunun kökenine aç›klama getire-memektedirler, çünkü bütün türler fosil kay›tlar›nda hiçbir atalar› olma-dan, bir anda ve kusursuz flekilde ortaya ç›kmaktad›r. Bu bulgu bir kezdaha yarat›l›fl› ispatlarken, evrim iddias›n› da bilimin d›fl›na itmektedir.

‹flte bu yüzden evrimciler de, Hürriyet'in haberinde oldu¤u gibi, ha-yali formüller üretmekten ve içi bofl senaryolar yazmaktan öteye gideme-mektedirler.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?168

Page 171: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Eylül 1999 tarihli Hürriyet gazetesinde "New York'un Göbe¤inde Pre-historik Kafatas›" bafll›kl› bir haber yay›nland›. Haberde, New York fleh-rinde yap›lan bir kaz›da, flafl›rt›c› bir biçimde eski bir kafatas› bulundu-¤u bildiriliyordu. Yine bildirildi¤ine göre, bu kafatas› onu bulan pale-

oantropologlar taraf›ndan Homo erectus s›n›flamas›na dahil edilmiflti.Haberi okuyan okuyucular, belki bu kafatas›n›n "insan›n evrimi" iddi-

as›na bir delil oluflturdu¤unu sanm›fl olabilirler. Nitekim Hürri-yet'teki haberde böyle bir imaj veriliyor ve kafatas› hakk›nda veri-len bilgilerin ard›ndan sözde "insan›n evrimi" hakk›ndaki teori-lerden söz ediliyordu. Ancak gerçekte New York'ta bulunan buyeni kafatas›n›n evrime delil oluflturma yönünde hiçbir iddias›yoktu.

Bunu görmek için öncelikle bu kafatas›n›n dahil edildi¤iHomo erectus s›n›flamas›ndan söz edelim. Homo erectus kav-ram› "dik yürüyen insan" anlam›na gelir. Evrimciler bu insan-lar›, "erect" s›fat› ile daha önceki devirlere ait s›n›flamalardanay›rmak zorunda kalm›fllard›r. Çünkü eldeki tüm Homo erec-tus fosilleri, sözde atalar› olan Australopithecus ya da Homohabilis örne¤inde görülmedi¤i kadar diktir. Günümüz insan›n›niskeleti ile Homo erectus iskeleti aras›nda hiçbir fark yoktur.

Bunun iyi bir göstergesi, Homo erectus s›n›f›na dahil edilen"Turkana Çocu¤u"fosilidir. Bu fosilin sahibinin 12 yafl›nda bir ço-cuk oldu¤u ve büyüdü¤ü zaman yaklafl›k 1.83 boyunda olaca¤›saptanm›flt›r. Fosilin dik iskelet yap›s› günümüz insan›ndan fark-

8 EYLÜL 1999 TAR‹HL‹ HÜRR‹YET

GAZETES‹NDEK‹ YANILGI

8

TurkanaÇocu¤u fosili

Page 172: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

s›zd›r. Amerikal› paleoantropolog Alan Walker, "ortalama bir patolojistinbu fosilin iskeletiyle, günümüz insan›n›n iskeletini birbirinden ay›rmas›-n›n çok güç oldu¤unu" söyler.73

Evrimcilerin Homo erectus'u "ilkel" saymaktaki yegane dayanaklar›ise, kafatas› hacminin (900-1100 cc.) günümüz insan›n›n ortalamas›ndanküçüklü¤ü ve kal›n kafl ç›k›nt›lar›d›r. Oysa bugün de dünyada Homo erec-tus'la ayn› kafatas› ortalamas›nda pek çok insan yaflamaktad›r (örne¤inpigmeler) ve bugün de çeflitli ›rklarda kafl ç›k›nt›lar› vard›r (örne¤in Avus-turalya yerlileri Aborijinler'de). Kafatas› hacmi farkl›l›¤›n›n zeka ve beceriyönünden hiçbir fark oluflturmad›¤› ise bilinen bir gerçektir. Zeka, beyninhacmine göre de¤il, beynin kendi içindeki organizasyonuna göre de¤iflir.74

Nitekim evrimci Richard Leakey bile Homo erectus'un günümüz in-san› ile olan farkl›l›¤›n›n ›rksal farkl›l›ktan öte bir anlam tafl›mad›¤›n› flöy-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?170

Turkana çocu¤u iskeleti bu-güne kadar bulunmufl belkide en eski ve en eksiksiz in-san kal›nt›s›d›r. Toplanan ke-mikleri inceleyen Alan Walkerve Richard Leakey, (yanda)kal›c› köpek difllerinin henüzç›k›yor oldu¤una dikkat çek-mifllerdir.

En solda evrimcilerindaha küçük hacimli ol-du¤u için "ilkel" sayd›k-lar› Homo erectus kafa-tas› fosili görülüyor. Buevrimcilerin önemli ya-n›lg›lar›ndan biridir.Çünkü halen dünyadaHomo erectus'la ayn›hacimde kafatas›na sa-hip -yandaki Aborijinyerlisi gibi- birçok in-san yaflamaktad›r.

Page 173: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

le ifade eder:

Herhangi bir kifli farkl›l›klar› fark edebilir: Kafatas›n›n biçimi, yüzün aç›s›,

kafl ç›k›nt›s›n›n kabal›¤› vs. Ancak bu farkl›l›klar bugün de¤iflik co¤rafyalar-

da yaflamakta olan insan ›rklar›n›n birbirleri aras›ndaki farkl›l›klardan daha

fazla de¤ildir.75

K›sacas› evrimcilerin Homo erectus s›n›flamas›na dahil ettikleri in-

sanlar, zeka düzeyleri bizden farkl› olmayan kay›p bir insan ›rk›d›r. Bir in-

san ›rk› olan Homo erectus ile sözde "insan›n evrimi" senaryosunda ken-

disinden önce gelen maymunlar (Australopithecus ya da Homo habilis)

aras›nda ise büyük bir uçurum vard›r.

Dolay›s›yla dünyan›n herhangi bir yerinde herhangi bir Homo erec-

tus fosilinin bulunmas› evrim iddias›na delil oluflturmaz.

Evrime delil oluflturacak bir bulgu öne sürmek için, evrimcilerin ger-

çek bir insan olan Homo erectus ile, Australopithecus ya da Homo habi-

lis s›n›flamalar› aras›nda geçifl formlar› bulmalar› gerekir. Oysa bu iki s›-

n›flama da, e¤ik yürümeye uygun iskeletleri, küçük kafatas› hacimleri ve

maymunsu hatlar›yla, Homo erectus'tan çok farkl›d›rlar.

Bu nedenle, Hürriyet gazetesinin haberinde konu edilen Homo erec-

tus kafatas› bulgusu da, evrime delil de¤ildir. Evrimciler isterlerse bir mil-

yon tane daha Homo erectus kal›nt›s› bulabilirler. Ama as›l bulmalar› ge-

reken fosilleri, yani ara geçifl formlar›n› asla bulamamaktad›rlar. Bu ne-

denle de teorileri bir hayalden öteye gidememektedir.

8 Eylül 1999 Tarihli Hürriyet Gazetesindeki Yan›lg› 171

Page 174: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ürriyet gazetesinin 21 Ekim 1999 tarihli say›s›nda "Denizanalar› EvrimHarikas›" bafll›kl› bir haber yay›nland›. Haber, evrim teorisini körü kö-rüne de olsa ›srarla savunmaya kararl› olan medya kesimlerinin, art›kher türlü bilimsel kayg›y› bir kenara b›rak›p, tamamen propagandaya

baflvurduklar›n›n bir ispat› niteli¤indeydi. Çünkü haberde "denizanalar›evrim sürecinin en baflar›l› örneklerinden biri" deniyordu, ama bu bilimd›fl› iddiay› destekleyebilecek tek bir bulgudan bile söz edilmemiflti. Ha-beri yazanlar, bir yerde resmini görüp de be¤endikleri bu canl›yla ilgilibilgilerin yan›na, "evrim" kelimesini s›k›flt›rmaktan baflka bir fley yapma-m›fllard›. Gerçekte ise denizanalar› evrim teorisinin lehinde de¤il, aley-hinde bir delildir. Çünkü evrim teorisi ne bu canl›lar›n kökenini, ne de na-s›l olup da 600 milyon y›l boyunca hiç de¤iflmeden bugüne kadar gelebil-diklerini aç›klayabilmektedir.

"DEN‹ZANALARI EVR‹M HAR‹KASI"

BAfiLIKLI YAZIDAK‹ GAFLAR

H

Bu bafll›¤›n amac› okuyu-cularda ilk anda deniza-nalar›n›n evrim sonucuolufltuklar› gibi bir izlenimyaratmakt›r. Ne var ki ya-z›n›n içeri¤i incelendi¤in-de evrim ile ilgili hiçbirdelil sunulamad›¤› aksinedenizanalar›ndaki yarat›-l›fl delillerinin anlat›ld›¤›görülecektir. Evrim teori-sinin klasik propagandayöntemlerinin anlafl›lmas›bak›m›ndan bu yaz› güzelbir örnektir.

Page 175: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Önce birinci konuyu, yani bu canl›lar›n kökenini ele alal›m. Deniza-nalar›, di¤er pek çok farkl› omurgas›z deniz canl›s› türü gibi, 600 milyony›l kadar öncesine uzanan Kambriyen devirde ortaya ç›km›flt›r. Kambri-yen devir öncesindeki fosil katmanlar›nda ise, tek hücreli bakteriler d›fl›n-da hiçbir canl› türü yoktur. Yani deniz analar› ve di¤er omurgas›zlar "ani-den" ortaya ç›km›fllard›r. Bu o kadar aç›k bir gerçektir ki, evrim teorisininünlü savunucusu Richard Dawkins bile, The Blind Watchmaker (KörSaatçi) adl› kitab›nda "Kambriyen canl›lar›, ilk olarak ortaya ç›kt›klar› hal-leriyle, oldukça evrimleflmifl bir flekildeler. Sanki hiçbir evrim tarihine sa-hip olmadan, o halde, orada meydana gelmifl gibiler" demek zorunda ka-l›r.76

Canl›lar›n bir anda, hiçbir atalar› olmadan ortaya ç›kmalar› ise, evri-min de¤il, yarat›l›fl›n delilidir.

‹kinci konu ise, bu canl›lar›n ortaya ç›kt›klar› dönemden itibaren hiç-bir "evrim" geçirmemifl olduklar›d›r. En eski denizanas› fosilleri ile günü-müzdekiler aras›nda fark yoktur. ABD'deki Northwest State College üni-versitesinden biyolog Jerry Berg-man, bir makalesinde denizanalar›ve di¤er türler için geçerli olan bu"de¤iflmezlik" durumunu flöyleaç›klar:

fiu anda yaflamakta olan ço¤u

bakteri türü, böcekler, denizana-

lar›, sürüngenler ya da bal›klar,

fosil kay›tlar›nda bulunan en eski

atalar›na çok büyük bir benzerlik

göstermektedir.77

Elbette bir canl›n›n 600 milyon

Yeryüzündeki ilk kompleks canl›larKambriyen Devir'de birdenbire ortayaç›km›fllard›r. O dönemden günümüzegelen canl›lardan olan denizanalar› isefosillerinde de aç›kça görüldü¤ü gibihiçbir de¤iflikli¤e u¤ramam›fllard›r. Yan-da, Kambriyen devirde yaflam›fl baz›canl›larla ilgili bir ilüstrasyon.

"Denizanalar› Evrim Harikas›"Bafll›kl› Yaz›daki Gaflar 173

Page 176: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Üstteki ve alt sa¤daki resim de-nizanas› fosillerine aittir. Günü-müzdeki örneklerinden hiçbirfark› olmayan bu fosiller deniza-nalar›n›n hiçbir zaman evrim ge-çirmediklerini kan›tlar. Bu canl›-lar evrime de¤il, tam tersine ya-rat›l›fla bir delildirler. Fosil kay›t-lar›nda aniden ortaya ç›kan vekusursuz bir yarat›l›fla sahipolan bu canl›lar› yaratan YüceAllah't›r.

Page 177: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

y›l boyunca de¤iflim geçirmemifl olmas›, evrimin de¤il, yarat›l›fl›n bir deli-lidir. K›sacas› paleontolojik bulgular, denizanalar›n›n evrimle ortaya ç›kma-d›klar›n›, aksine yarat›ld›klar›n› ispatlamaktad›r. Denizanalar›n›n Hürriyetgazetesinde de k›saca de¤inilmifl olan kompleks yap›lar›, bu canl›lar›nüstün bir yarat›l›fl›n eseri olduklar›n› gösterir. ‹lginç olan, Hürriyet'teki "De-nizanalar› Evrim Harikas›" bafll›kl› yaz›y› kaleme alanlar›n, evrim teorisiniaç›k bir biçimde geçersiz k›lan bir delili bile "evrim kan›t›" sanmalar›d›r. Bu,evrimcilerde yayg›n olan dogmatik bak›fl aç›s›n›n dikkat çekici bir örne¤i-dir. Bu bak›fl aç›s›, bilim felsefecisi Karl Popper taraf›ndan da teflhis edilmifl-tir. Popper'in belirtti¤ine göre, Darwinistler, do¤ayla ilgili gördükleri herfle-yi "evrimin delili" olarak alg›layan ve bu nedenle de bilimsel düflüncedenyoksun olan kiflilerdir.

Ne yaz›k ki Türkiye'nin büyük bir gazetesi olan Hürriyet'te de ayn›bilim d›fl› zihniyet sözde "bilimsellik" görüntüsü alt›nda ifade bulmakta-d›r. Bir insan, bu yanl›fl bak›fl aç›s› ile gördü¤ü herfleyi evrime delil sana-bilir. "Kufllara bak›n ne güzel uçuyorlar, tam bir evrim delili" diye düflü-nebilir. Ya da "bal›klar›n renkleri ne kadar güzel, evrimin aç›k bir kan›t›"diye de avunabilir. Oysa gerçekte evrime delil sand›¤› bu canl›lar, evrimede¤il, yarat›l›fla delildirler. Çünkü fosil kay›tlar›nda aniden ortaya ç›k-maktad›rlar ve hiçbir rastlant›sal süreçle aç›klanamayacak kusursuzyarat›l›fla sahiptirler. Evrimi savunma çabas› içindeki di¤er medya kuru-lufllar›, bu bilimsel gerçekleri art›k görmeli ve kendilerini komik durumadüflüren bu çabadan vazgeçmelidirler.

"Denizanalar› Evrim Harikas›"Bafll›kl› Yaz›daki Gaflar 175

Page 178: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

May›s 2000 tarihinde Hürriyet Gazetesi'nin 30. sayfas›nda, "‹lk KaraOmurgal›s›" bafll›kl› bir haber yay›nland›. Yaklafl›k yar›m sayfa yer ve-rilen habere göre, "sudan karaya uzanan yaflam zincirinin sözde kay›phalkas›" bulunmufltu.

Bu haberin, bilimsel birçok gerçek göz ard› edilerek, sadece klasik bir"evrim propagandas›" yapmak amac›yla haz›rlanm›fl oldu¤u aç›kt›r. Ev-rimci fosil bilimciler, daha önce binlerce kez yapt›klar› gibi, ellerine geçenküçük kemik parçalar›ndan yola ç›karak tamamen hayali ve bilimsel te-meli olmayan yorumlar yapm›fllar ve bu da kamuoyuna "evrim ad›naönemli bir bulufl" gibi gösterilmifltir.

Söz konusu yaz›da, 1953 ve 1964 y›llar›nda ayr› ayr› bulunan iki çe-ne parças›ndan söz edilmektedir. 11 sene ara ile bulunan bu iki parçan›n,50 y›l önce Litvanyal› bir paleontolog taraf›ndan tesadüfen bulundu¤u veo zamandan beri de Rusya'da bir koleksiyonda sakland›¤› haber veril-mektedir. Önemli olan nokta ise, bu iki çene kemi¤i parças›n›n, tümomurgal› kara canl›lar›n›n sözde atas› olan yar› bal›k yar› sürüngen bircanl›ya ait oldu¤unun iddia edilmesidir.

Ancak bu iddian›n tamamen spekülasyondan, yani bilimsel temeliolmayan bir varsay›mdan ibaret oldu¤u aflikard›r. Soyu tükenmifl bircanl›n›n sadece çene kemiklerinden yola ç›k›larak canl› ile ilgili oldukçadetayl› bir senaryo yaz›lm›fl; canl›n›n solungaçlara, bal›k kuyru¤una, hemyüzgeç hem ayak görevi gören 4 uzuva sahip, timsaha benzeyen biromurgal› oldu¤u ileri sürülmüfltür.

Gerçekte iki ayr› tarihte iki parça halinde bulunmufl bir çene parça-

HÜRR‹YET GAZETES‹N‹N "‹LK KARA OMURGALISI"

YANILGISI

5

Page 179: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

s›ndan bu kadar detayl› bilgi edinilemeyece¤i aç›kt›r. Bu, evrimcilerin s›ks›k baflvurduklar› ve sadece kendi kendilerini ve taraftarlar›n› avutmakiçin kulland›klar› bilim d›fl› bir "spekülasyon denemesi"nden baflka birfley de¤ildir.

Nitekim, bizzat baz› evrimci bilim adamla-r› dahi, bulunan bu gibi kemik parçalar›n›n ev-rimci meslektafllar›nca ço¤u zaman yanl›fl yo-rumland›klar›n› belirtmifllerdir. Örne¤in,evrimci fosil bilimcilerden Richard Leakey vebilim yazar› Roger Lewin, yetersiz fosil parçala-r›ndan kesin bir sonuç elde edilemeyece¤iniflöyle aç›klam›fllard›r:

…Fosil buluntular› çok yetersiz oldu¤undan

farkl› yorumlar yapabilmek için zemin çok

müsaittir. Sorunu daha da güçlefltiren bir unsur

da her hayvan türünde, bir miktar do¤al görü-

nüm farkl›l›¤›n›n bulunmas›d›r. Canl› bir örnek olarak çevremizdeki hem-

cinslerimize bakman›z yeterlidir.

E¤er soyu tükenmifl canl›larda bu tür de¤iflkenlik büyük idiyse, geride b›-

rakt›klar› kemiklerdeki fark öylesine büyük olabilir ki, bilim adamlar› ger-

çekte ortada tek bir tür varken, birkaç de¤iflik tür oldu¤unu düflünerek

yan›lg›ya düflebilirler… Bu yüzden e¤er alt› araflt›rmac›dan, fosilleri uygun

gördükleri flekilde s›n›fland›rmalar›n› isteseydik, her birinin seçiminin de¤i-

flik olma ihtimali bizi flafl›rtmamal›d›r. Kuflkusuz baz› kifliler, belli bir fosil

parças›n›n hangi gruba dahil edilece¤i konusunda anlaflamayacaklard›r.78

Berkeley-California Üniversitesi'nden evrimci antropolog Dr. TimWhite ise, kemik parçalar› hakk›ndaki tahminlerin nas›l yan›lt›c› olabile-¤ini flöyle bir örnekle aç›klar:

‹nsan›ms› bir canl›n›n köprücük kemi¤i oldu¤u düflünülen 5 milyon y›ll›k

bir kemik parças›n›n, asl›nda bir yunusun kaburga kemi¤inin bir parças›

oldu¤u anlafl›ld›.79

Evrimcilerin kemik kal›nt›lar›ndan yola ç›karak hem kendilerini hemde bilim dünyas›n› aldatt›klar›na dair daha pek çok örnek vard›r:

Evrimci paleontologRichard Leakey

Hürriyet Gazetesinin "‹lk KaraOmurgal›s›" Yan›lg›s› 177

Page 180: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Yandaki diflin nas›l bir canl›ya ait oldu¤u-nu tahmin edebilir misiniz? Peki ya bucanl›n›n ailesini, yaflad›¤› ortam› tasviredebilir misiniz? Bu sorulara pek çok in-san "elbette ki hay›r" diye cevap verecek-tir. Evrimciler hariç. Çünkü evrimciler bu

diflten yanda görülen yar› maymun yar› insan canl›-y› tasvir edecek kadar evrim büyüsüne kap›lm›fllar-d›r. "Nebraska Adam›" dedikleri bu diflin bir domuzdifli oldu¤u ise sonradan anlafl›lm›flt›r.

-1922 y›l›nda bulunan bir yaban domuzudifli, y›llarca bilim dünyas›na "Nebraska Adam›" ola-

rak tan›t›lm›flt›r...-Coelacanth s›n›f›na ait bal›klar, 1938'de ilk canl› örnekleri bulu-

nuncaya kadar, "sudan karaya geçmekte olan ara form" olarak tan›t›lm›fl,ama canl› örnekleri bulundu¤unda bal›¤›n hiçbir ara form özelli¤i tafl›ma-d›¤› görülmüfltür...

-Ramapithecus uzun y›llar boyunca insan ile sözde maymunsu ata-lar› aras›ndaki en önemli ara form olarak gösterilmifl, ama 1980'lerdekiyeni bulgular üzerine evrimciler bu canl›n›n günümüz maymunlar›na çokbenzeyen ve insanla hiç ilgisi bulunmayan bir maymun türü oldu¤unukabul etmifltir...

Hürriyet'teki haberde sözü edilen çene kemikleri hakk›nda yap›lanevrimci yorumlar da, üstteki evrimci yan›lg›lar gibi temelsiz ve hayalidir.Evrimci bilim adamlar›, kendilerini teorilerine körü körüne inand›rd›kla-r› için, rastlad›klar› en ufak bir fosil parças›ndan cesaret bularak tamamenhayali senaryolar yazmakta, baz› medya kurulufllar› da bunlar› dünyaya"evrimin yeni bir kan›t› bulundu" gibi tamamen aldat›c› bir üslupla sun-maktad›rlar.

Oysa gerçek bu gibi yalanlarla gizlenemeyecek kadar aç›kt›r. Dar-win'in "e¤er teorim do¤ruysa say›s›z ara form bulunmal›" diyerek sözünüetti¤i ara formlardan eser yoktur. Yani Darwin'in teorisi tamamen yanl›fl-t›r. Canl›lar evrimleflerek ortaya ç›kmam›fllard›r. Evreni ve içindeki tümcanl›lar› Allah kusursuzca yoktan var etmifltir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?178

Page 181: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Evrimciler uzun y›llar boyunca Coelacanth'›n fosilini kullanarak, bu bal›¤› sudan karaya ge-çiflte ara form gibi göstermeye çal›flm›fllard›r. Ancak geçti¤imiz yüzy›l›n bafllar›ndan itiba-ren defalarca bulunan canl› Coelacanthlar (üstte solda) evrimcilerin iddialar›n›n hepsininbir aldatmaca oldu¤unu kan›tlam›flt›r. Evrimciler canl›s› bulunana kadar bu bal›¤› "tüm kara canl›lar›n›n atas›" gibi göstermeyeçal›flm›fllard›r. Ancak canl› Coelacanthlar üzerinde yap›lan incelemeler sonucunda bu ba-l›klar›n evrimcilerin hayal ettiklerinden çok farkl› özelliklere sahip olduklar› a盤a ç›km›flt›r.‹ddia edilenin aksine bu bal›klar›n ne ilkel bir akci¤ere, ne de büyük bir beyne sahip olduk-lar› görülmüfltür. Evrimcilerin ilkel akci¤er dedikleri yap›, bir ya¤ kesesinden baflka bir fleyde¤ildir. Bu konuyla ilgili olarak Der Spiegel dergisinin 01 Aral›k 2000 say›s›nda yay›nlan-m›fl olan bir haberin bafll›¤› flöyledir: "Yaflayan Fosil: Dalg›çlar Tarih Öncesi Bal›¤a Çarpt›lar"Haberde özetle flu bilgiler yer almakta-d›r: "Hint Okyanusu'nda bir Coelacanthkolonisine rastland›. Kuzey Afrikal› dal-g›çlar taraf›ndan bulunan bu bal›klaryaklafl›k 100 m. derinde koloni halindeyafl›yorlar. Uzun süre nesli tükenmiflolarak bahsedilen bu bal›k örne¤in1938'de Kuzey Afrika’n›n do¤u k›y›lar›n-da bir bal›kç›n›n a¤›na tak›lm›flt›. Dahasonra 1952'de Komor Adalar› Anjuan’datekrar bir Coelacanth yakaland›. ‹lerle-yen y›llarda baflka bölgelerde de200'den fazla Coelacanth yakaland›."Coelacanth örne¤i evrimcilerin iddialar›-n›n dayanaks›zl›¤›n›n anlafl›lmas› bak›-m›ndan son derece önemli bir delildir.

YAfiAYAN FOS‹L: COELACANTH

Üstte Coelacanth'›n günümüzdekihali yanda ise 410 milyon y›ll›k fo-sili görülmektedir.

‹lk olarak 1938 y›l›nda Kuzey Afrika'n›n do¤u k›-y›lar›nda yakalanan Coelacanth görülmektedir.

Page 182: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ürriyet gazetesinin 5 May›s 2000 tarihli nüshas›nda, "Bütün BebeklerAyn› Dili Konufluyor" bafll›kl› bir haber yay›nland›. Haber, birbirinesar›lm›fl küçük bir bebek ve yavru bir gorilin resmi ile birlikte veril-miflti. Resmi görenler, haberin içeri¤inde de gorillerle insanlar aras›n-

da bir yak›nl›k oldu¤unu zannederek yaz›y› okumaya bafllad›lar. Ancakhaberde bir kez bile gorillerden veya herhangi baflka bir hayvandan söz e-dilmiyordu.

Haberin konusu, dünyan›n her yerinde bebeklerin konuflmaya bafl-lamadan evvel ayn› sesleri ç›kartmalar› hakk›nda yap›lan bir araflt›rmay-d›. Resmin yan›nda yeralan yaz›da ise, "iki bebe¤in muhteflem iletiflimi"ifadeleri kullan›l›yor ve Zuri isimli goril yavrusunun "bir baflka primatta"yani insan yavrusunda sevgiyi arad›¤› söyleniyordu! Haberin içeri¤i ilehiçbir ba¤lant›s› olmayan bu ifadeler ve resim ise elbetteki rastgele seçil-memiflti. Amaç, her ne vesile ile olursa olsun evrim propagandas›yd›.

Bilinçalt›na Yönelik Propaganda

Dikkat edilirse, bu haberde son derece gizli, insanlar›n bilinçaltlar›-na etki etmeye çal›flan bir telkin söz konusudur. Haberin içeri¤inde ev-rimle ilgili hiçbir bilgi olmamas›na ve tamamen farkl› bir konuda bilgi ve-rilmesine ra¤men, kullan›lan resim ve resmin yan›nda yap›lan yorumlar-la insanlar›n bilinçaltlar›na evrimin gerçek oldu¤u yönünde telkin veril-mifltir. Resmin yan›ndaki yaz›da ise goril yavrusu için "s›cakl›¤› baflka birprimatta, insan yavrusunda ar›yor" gibi bir izah yap›lm›fl ve bu ifadelerle

HÜRR‹YET GAZETES‹NDEN AMATÖR

B‹R EVR‹M PROPAGANDASI

H

Page 183: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

insanlarla gorillerin sözde ayn› atadan evrimleflen canl›lar olduklar› gibi

bir telkinde bulunulmufltur.

Oysa insanla gorilin ortak bir atadan evrimlefltiklerine dair tek bir bi-

limsel delil yoktur. Evrim teorisinin hiçbir iddias›n› destekleyen bilimsel

bir delil yoktur. ‹flte bu yüzden evrim yanl›s› dergilerde, gazetelerde s›k

s›k evrimi hat›rlatan resimler, illüstrasyonlar kullan›larak insanlar›n bilinç

altlar›nda, evrimin bilimsel bir gerçek oldu¤una dair bir kan› oluflturul-

maya çal›fl›lmaktad›r. (Detayl› bilgi için bkz. Harun Yahya'n›n Evrim Al-

datmacas› ve Evrimcilerin Yan›lg›lar› isimli kitaplar›)

Yarat›l›fl›n Bir Delili Daha

Öte yandan Hürriyet'te yer alan ve dünyan›n her yerinde bebeklerin

konuflmaya bafllamadan evvel ayn› sesleri ç›kartt›klar›na dair bilginin,

gerçekte yarat›l›fl› destekleyen bir delil oldu¤unu da belirtmek gerekir.

Hayali çizimler, yaz›n›niçeri¤i ile ilgisi olmayanabart›l› bafll›klar, bilimselhavas› vermeye çal›flanLatince isimler... Bunlarevrimcilerin bilimsel ola-rak kan›tlayamad›klar›evrim teorisini telkinlehalka kabul ettirmeye yö-nelik kulland›klar› taktik-lerden birkaç›d›r. Örne-¤in yandaki hayali resim-de insan›n maymundanevrimleflti¤i telkini veril-meye çal›fl›lmaktad›r. An-cak bu iddian›n hiçbir bi-limsel delili yoktur. Aksi-ne fosil kay›tlar› insan›nmilyonlarca y›ld›r insanoldu¤unu kan›tlar.

Hürriyet Gazetesinden AmatörBir Evrim Propagandas› 181

Page 184: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Dilin kökeni konusunda iki farkl› görüflvard›r. Birinci görüfl, insan›n do¤du¤un-da tamamen "bofl" bir zihinle do¤du¤uve konuflmay› sadece çevresinden görüpö¤rendi¤i fleklindedir. Oysa dil bilimciNoam Chomsky, bilimsel verilerle, ista-tistik ve gözlemlerle ortaya çok farkl› birsonuç koymufltur. Buna göre insan "bofl"bir zihinle do¤mamaktad›r. ‹nsan zihnin-de, dil ö¤renmeye ve konuflmaya yöneliközel bir e¤ilim bulunmaktad›r. Bu özele¤ilimin nedeni ise, insan›n önceden"programlanm›fl" olmas›, yani özel biryarat›l›fla sahip olmas›d›r.80

‹flte Hürriyet'teki haber, gerçekte buikinci görüflü destekleyen yeni bir bilim-sel delildir. Dünya üzerindeki tüm be-beklerin ortak sesler ç›karmalar›, hepsi-nin, konuflmaya, söz söylemeye yönelik özel bir ilhamla do¤duklar›n›göstermektedir.

Elbette insan›n, do¤adaki di¤er canl›lar›n hiçbirinde olmayan bufarkl› özellikle yarat›lm›fl olmas›, Allah'›n bir ilmidir. Nitekim Kuran'da"Herfleye nutku verip-konuflturan Allah"t›r (Fussilet Suresi, 21) diye bil-dirilmektedir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?182

Dil bilimci Noam Chomsky, insan›n do-¤um öncesinde konuflma için "prog-ramlanm›fl" oldu¤unu söylemektedir.

Page 185: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ay›n Prof. Dr. Asl› Tolun'un, 2 Temmuz 2000 tarihinde Hürriyet Gaze-tesi'nin Pazar ekinde yay›nlanan röportaj›nda ve ayn› günün gecesi te-lefon ba¤lant›s› ile kat›ld›¤› Kanal 7 televizyonunda yay›nlanan "SiyahBeyaz" isimli programda, ‹nsan Genomu Projesi hakk›nda yapt›¤› aç›k-lamalarda birçok bilimsel yan›lg› bulunmaktad›r. Kendisi ülkemizin

sayg›n profesörlerinden biri oldu¤u için, yorumlar›ndaki önemli yan›lg›-lar›n ve bilgi hatalar›n›n düzeltilmesi gerekti¤i kanaatindeyiz.

Say›n Prof. Tolun'un Evrim Teorisini ‹spatlanm›fl

Bilimsel Bir Gerçek Sanma Yan›lg›s›

"Siyah Beyaz" program›na konuk olarak kat›lan iki de¤erli bilim ada-m›n›n, evrim teorisinin kesinlikle bilimsel bir teori olmad›¤›na dair aç›k-lamalar›na ve gösterdikleri baz› delillere karfl›l›k olarak, Prof. Tolun, prog-rama telefonla ba¤lanm›fl ve evrim teorisinin kesinlikle tart›flmaya aç›k ol-mad›¤›n›, ispatlanm›fl bilimsel bir gerçek oldu¤unu öne sürmüfltür.

Öncelikle flunu belirtmemiz gerekir ki, evrim teorisinin "tart›flmayaaç›k olmayan kesin olarak bilimsel aç›dan ispatlanm›fl bir teori" oldu¤uiddias›n›, günümüzde dünyan›n en önde gelen, en ateflli evrim otoritele-ri dahi ileri sürememektedir. Sn. Tolun'un bu konuda bu kadar emin vekesin konuflabilmesinin nedeni, muhtemelen güncel geliflmeleri ve bu ko-nuda dünya çap›ndaki literatürü detayl› olarak takip edememesinden ve1960'lar›n 70'lerin bilgilerini kullanarak görüfl bildiriyor olmas›ndand›r.Çünkü e¤er evrim teorisi ile ilgili geliflmeleri yak›ndan takip ediyor olsay-d›, teorinin "ispatlanm›fl gerçek" oldu¤u yan›lg›s›na düflmezdi.

PROF. DR. ASLI TOLUN'UN

EVR‹M TEOR‹S‹ HAKKINDAK‹ ÖNEML‹ YANILGILARI

S

Page 186: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Günümüzde, ilgili hiçbir bilim dal›nda, evrim teorisine delil olufltu-rabilecek bir bulgu veya deney bulunmamaktad›r. Örne¤in evrim teorisi-nin canl›lar›n birbirlerinden türediklerini gösteren bir tane bile ara geçiflformu yoktur. Bugüne kadar evrimcilerin delil gibi sunduklar› sözde arageçifl formlar›n›n her birinin geçersizli¤i teker teker anlafl›lm›flt›r.

Say›n Tolun'un uzmanl›k alan› olan genetik konusu ise evrim teorisiiçin bafll› bafl›na bir muamma ve ç›kmazd›r. Ha-yat›n tesadüfler sonucunda meydana geldi¤iniiddia eden evrimciler, bu konuda hiçbir bilimselaç›klama getirememektedirler. Nitekim bunu enateflli evrim savunucular› dahi bu flekilde itirafetmektedirler. Örne¤in Nobel ödülü sahibi ev-rimci J. Monod, "Tek hücreli basit hayat›n ev-rimle oluflma ihtimali s›f›rd›r" diyerek bu itiraf›yapm›flt›r.81

Paris Üniversitesi'nden Schutzenberger vedi¤er bilim adamlar› ise evrim teorisinin karfl›karfl›ya oldu¤u matematiksel olas›l›k problemleri ile ilgili bir konferanstaflöyle demifllerdir:

Sonuç olarak, neo-Darwinist evrim teorisinde çok büyük bir boflluk oldu¤u-

na ve bu bofllu¤un, mevcut biyolojik bak›fl aç›s› ile doldurulamaz oldu¤una

inan›yoruz.82

(Burada yer verdiklerimiz evrimcilerin itiraflar›ndan yaln›zca bir ka-ç›d›r. Bu konudaki detayl› bilgiye Harun Yahya, Evrimcilerin ‹tiraflar› isim-li kitaptan ulaflabilirsiniz.)

Nitekim Say›n Tolun da, konunun uzman› olmas›na ra¤men, canl›l›-¤›n nas›l evrim sürecinde olufltu¤una dair televizyon program› esnas›ndada hiçbir aç›klama getirememifl, ilgisiz konular› tekrar ederek, konuyu ce-vaps›z b›rakm›flt›r. Bir bilim adam› olarak Say›n Tolun da çok iyi bilmek-tedir ki, bir teori için birkaç bilim adam›n›n a¤›z birli¤i ederek "bu teorikesin bir gerçektir" demeleri yeterli de¤ildir. Bunun için bilimsel delillere,gözlem ve deneylere ihtiyaç vard›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?184

Jacques Monod

Page 187: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Say›n Tolun'un, Genetik Benzerliklerin Evrimin

Delili Oldu¤unu Belirtmesi Önemli Bir Yan›lg›d›r

Asl›nda Sn. Tolun'un da çok iyi bildi¤i gibi genetik benzerlikler evri-me delil oluflturamaz. Canl›lar›n genetik yap›lar›nda benzerlikler oldu¤udo¤rudur ve bu çok do¤ald›r. Sonuçta canl›l›¤› oluflturan malzeme ayn›-d›r. Ancak bunun canl›lar aras›nda sözde evrimsel bir akrabal›k oldu¤u-na dair delil oldu¤unu söylemek çok büyük bir yan›lg›d›r; özellikle de birgenetik bilimci aç›s›ndan. Çünkü, birbirinden çok farkl› türler aras›ndadahi, büyük genetik benzerlik mevcuttur. Genetik benzerli¤in evrimin de-lili olamayaca¤› ile ilgili detaylar› "Say›n Yalç›n Do¤an'›n DarwinizmHakk›ndaki Yan›lg›lar›" bafll›kl› konuda bulabilirsiniz.

Say›n Tolun'un Tesadüflerin Kusursuz Bir Yap›ya

Sahip Canl›lar› Oluflturdu¤una ‹nanma Yan›lg›s›

Say›n Tolun, Hürriyet Gazetesi'ndeki röportaj›nda flu aç›klamalarayer vermifltir:

Evrim aflamas›nda belli bir flekilde olufltuk, buna fazla müdahale edilemez,

çünkü sistemimiz kald›rmaz. Ama belli bir dokuya gen eklemek mümkün…

… Diyelim ki, domuzun eti çok ya¤l›, bu nedenle sa¤l›¤a zararl›. Eti az ya¤-

l› bir domuz üretilirse insan sa¤l›¤› için çok yararl› bir ifl yapm›fl olacaklar-

d›. Hayvan› de¤ifltirmeye çal›flt›lar. Domuzlardaki çal›flmalar baflar›s›z oldu.

Ya¤s›z et üretmeye çal›fl›rken baflka hastal›klar ç›kt›. Çünkü her organizma,

insanlar da dahil, evrim sürecinde belli bir yolda

ilerlemifl. Üç metrelik bir insan yaratmak istedi¤i-

nizde bu kez dolafl›m sistemi yetmeyecek buna.

O nedenle bence çok da kolay de¤il insan› de¤ifl-

tirmek. ‹nsan için bunu yaparlar m›? Bilmiyo-

rum. Bu da hangi amaçla yap›l›r onu da bilmiyo-

rum. Ama insanla pek oynanmayaca¤›n› san›yo-

rum.

Say›n Tolun'un da sözlerinde belirtti¤i gibi,her canl› son derece kompleks ve hassas bir den-geye sahiptir ve her canl› kusursuzca infla edil- Prof. Dr. Asl› Tolun

185Prof. Dr. Asl› Tolun'un Evrim Teorisi

Hakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar›

Page 188: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

mifltir. Böyle kusursuz, kompleks ve hassasbir yap›n›n tesadüfen meydana gelen mutas-yonlar ve do¤al seleksiyon gibi bilinçsiz birmekanizma taraf›ndan oluflturulmas› ise ke-sinlikle imkans›zd›r.

En az›ndan Sn. Tolun, kendisinin çokyak›ndan tan›d›¤› DNA'n›n tesadüfler sonu-cunda nas›l oluflabilece¤i üzerinde düflünebi-lir. DNA gibi gözle görülemeyecek bir yerde,milyarlarca bilgiyi bar›nd›ran bir yap›n›n te-sadüfen oluflmas› kesinlikle imkans›zd›r.DNA'da bulunan bilginin 500'er sayfal›k 900ciltten oluflan bir ansiklopedideki bilgilerleeflit oldu¤u hesaplanmaktad›r. En basit canl›-lar olarak kabul edilen tek hücrelilerin dahigenetik bilgisi ola¤anüstü derecede detayl›-d›r.

Peki bu genetik bilgi nas›l oluflmufltur?Bu bilginin, nükleotidlerin (yani DNA basa-maklar›n›n) tesadüfen dizilmesiyle oluflmas›n›n imkans›zl›¤› çok aç›kt›r.Evrimci Frans›z bilim adam› Paul Auger flöyle demektedir:

Rastgele kimyasal olaylar sayesinde nükleotidler gibi karmafl›k molekülle-

rin ortaya ç›k›fl› konusunda bence iki aflamay› net bir biçimde birbirinden

ay›rmam›z gerekir; tek tek nükleotidlerin üretilmesi -ki bu belki mümkün

olabilir- ve bunlar›n çok özel seriler halinde birbirine ba¤lanmalar›. ‹flte

bu ikincisi, olanaks›zd›r.83

Uzun y›llar moleküler evrim teorisini savunan Francis Crick bileDNA'y› keflfettikten sonra, böylesine kompleks bir molekülün tesadüfen,kendi kendine, bir evrim süreci sonucunda oluflamayaca¤›n› itiraf etmiflve flöyle demifltir: "Bugünkü mevcut bilgilerin ›fl›¤›nda dürüst bir adamancak flunu söyleyebilir: Bir anlamda hayat mucizevi bir flekilde ortayaç›km›flt›r."84

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?186

DNA molekülü

Page 189: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Evrimci biyolog Prof. Dr. Ali Demirsoy da, DNA'n›n kökeni hakk›n-da flu itiraf› yapmak zorunda kal›r: "Bir proteinin ve çekirdek asitinin(DNA-RNA) oluflma flans› tahminlerin çok ötesinde bir olas›l›kt›r. Hattabelirli bir protein zincirinin ortaya ç›kma flans› astronomik denecek ka-dar azd›r."85

Bu noktada çok ilginç bir paradoks daha vard›r: DNA, yaln›z prote-in yap›s›ndaki bir tak›m enzimlerin yard›m› ile efllenebilir. Ama bu enzim-lerin sentezi de ancak DNA'daki bilgiler do¤rultusunda gerçekleflir. Birbi-rine ba¤›ml› olduklar›ndan, efllemenin meydana gelebilmesi için ikisininde ayn› anda var olmalar› gerekir. Hayat›n kökeni araflt›rmalar›n›n tan›n-m›fl bir ismi olan John Horgan bu ikilemi flöyle aç›klar:

DNA efllemesi s›ras›nda (a) DNA polimeraz kompleksi ad›ndaki enzimler ana DNA çiftsarmal›n› bir fermuar gibi açar ve her iki zinciri de kopyalar. Kopyalardan biri örnekolarak kullan›l›r: polimeraz kompleksi mesajc› RNA ile bafllayan küçük bir parça sen-tezler (1). Bundan sonra ikinci küçük parçaya geçer (2). Polimeraz ikinci bölümü bi-tirir bitirmez, mesajc› RNA aradan ç›kar ve iki parça DNA ile birlefltirilir.

187Prof. Dr. Asl› Tolun'un Evrim Teorisi

Hakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar›

yeni sentezlenmiflsarmal

mesajc›RNA

mesajc›RNA

ikinci yeni zincir

proteinler DNA'y› tekzincir halinde muhafazaederler.

DNA polimerazkompleksi

efllenme yönü

ana DNAçiftsarmal›

DNA'NIN EfiLENMES‹

sarmal

anlaml› DNA zinciri

anlaml› DNA zinciri

ilk yeni zincir

Page 190: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

DNA, katalitik proteinlerin ve enzim-

lerin yard›m› olamadan yapt›¤› ifli,

yeni DNA üretmek de dahil olmak

üzere, yapamaz. K›sacas› DNA olma-

dan proteinler var olmaz, ama DNA

da proteinler olmad›¤› durumda olufl-

maz.86

Evrim teorisinin savunucular›n-dan Jacques Monod da konuyu flu fle-kilde aç›klamaktad›r:

fiifre (DNA ya da RNA'daki bilgi), ak-

tar›lmad›kça anlams›zd›r. Günümüz

hücresindeki flifre aktarma mekaniz-

mas› en az 50 makromoleküler parça-

dan oluflmaktad›r ki, bunlar›n kendi-

leri de DNA'da kodludurlar. fiifre bu birimler olmadan aktar›lamaz. Bu

döngünün kapanmas› ne zaman ve nas›l gerçekleflti? Bunun hayali bile

afl›r› derecede zordur.87

Bu durum, canl›l›¤›n rastlant›larla oluflmas› senaryosu bir kez dahaçökertmektedir. Amerikal› biyokimyac› Jacobson, bu konuda flöyle der:

‹lk canl›n›n ortaya ç›kt›¤› zaman, üreme planlar›n›n, çevreden madde ve

enerji sa¤laman›n, büyüme s›ras›n›n, bilgileri büyümeye çevirecek mekaniz-

malar›n tamam›na ait emirlerin o anda ve birarada bulunmalar› gerekmek-

tedir. Bunlar›n hepsinin kombinasyonu tesadüfen gerçekleflemez.88

Yukar›daki ifadeler, James Watson ve Francis Crick taraf›ndanDNA'n›n yap›s›n›n ayd›nlat›lmas›ndan iki y›l sonra yaz›lm›flt›. Ancak bi-limdeki tüm geliflmelere ra¤men, bu sorun evrimciler için hala çözümsüzolmaya devam etmektedir. Bu nedenle Alman biyokimyac› Hofstadterflöyle demektedir:

Nas›l oldu da genetik bilgi, onu yorumlayan mekanizmalarla (ribozomlar

ve RNA molekülleri ile) birlikte ortaya ç›kt›? Bu soru karfl›s›nda kendimizi

bir cevapla de¤il, hayranl›k ve flaflk›nl›k duygular› ile tatmin etmemiz ge-

rekiyor89.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?188

RNA sarmal›

Page 191: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

San Diego California Üniversitesi'nden Stan-ley Miller'in ve Francis Crick'in çal›flma arkadafl›olan evrimci Dr. Leslie Orgel ise, 1994 tarihli birmakalesinde ayn› gerçek karfl›s›nda flöyle demek-tedir:

Son derece kompleks yap›lara sahip olan protein-

lerin ve nükleik asitlerin (RNA ve DNA) ayn› yer-

de ve ayn› zamanda rastlant›sal olarak oluflmalar›

afl›r› derecede ihtimal d›fl›d›r. Ama bunlar›n birisi

olmadan di¤erini elde etmek de mümkün de¤ildir.

Dolay›s›yla insan, yaflam›n kimyasal yollarla orta-

ya ç›kmas›n›n asla mümkün olmad›¤› sonucuna varmak zorunda kalmak-

tad›r.90

"Yaflam›n kimyasal yollarla ortaya ç›kmas›n›n imkans›z olmas›" de-mek, "yaflam›n tesadüfen ortaya ç›kmas› imkans›z" demektir. Dolay›s›ylayaflam›n kökenini tesadüfle aç›klamaya kalkan evrim teorisi, daha bu ilknoktada çökmektedir.

Yaflam›n kökeni tesadüf olmad›¤›na göre, bilim aç›kça göstermekte-dir ki, yaflam bilinçli bir flekilde yarat›lm›flt›r. Yaln›zca ilk canl›l›k de¤il,yeryüzündeki tüm farkl› canl› s›n›flamalar› ayr› ayr› yarat›lm›fllard›r. Ni-tekim fosil kay›tlar› bu hususu do¤rulamakta, tüm türlerin yeryüzündebir anda ve özgün yap›lar›yla ortaya ç›kt›klar›n›, arkalar›nda hiçbir evrimsüreci olmadan yarat›ld›klar›n› göstermektedir.

Dolay›s›yla Say›n Tolun'un telaffuz etti¤i "evrim aflamas›nda bir fle-kilde olufltuk" fleklindeki iddia, bilime ayk›r› bir yan›lg› ve bat›l inan›flt›r.Ne insan ne de bir baflka canl› "evrim aflamas›nda bir flekilde" oluflmam›fl,hepsini Allah yoktan yaratm›flt›r.

Sonuç

Sonuç olarak, DNA'n›n tesadüfen olufltu¤una inananlara afla¤›dakisorular› soral›m:

Bir da¤ bafl›ndaki ma¤araya girdi¤inde, 500 sayfal›k bir tarih kitab›-n› bulan bir adam›n, bu kitab›n bir yazar› olamayaca¤›n›, kitab›n bu ma-

Dr. Leslie Orgel

189Prof. Dr. Asl› Tolun'un Evrim Teorisi

Hakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar›

Page 192: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

¤arada ya¤murlar›n, rutubetin, f›rt›nalar›n, y›ld›r›mlar›n etkisiyle olufltu-

¤unu iddia etmesi mant›kl› m›d›r?

Bir hurda y›¤›n›na isabet eden kas›rgan›n savurdu¤u parçalarla tesa-

düfen bir Boeing 747 uça¤›n›n olufltu¤unu iddia eden bir adam ne derece

inand›r›c›d›r? (Bu örnek, ‹ngiliz matematikçi ve astronom Sir Fred Hoy-

Bir ma¤araya girdi¤inde, içeride bir kitap bulan insan ne düflünür? Elbette ki kendisindenönce bu ma¤araya giren ve kitab› b›rakan birilerinin oldu¤unu anlar. Hiçbir zaman için ak-l›na bu kitab›n ma¤arada zaman içinde kendi kendine olufltu¤u gibi bir ihtimal gelmez. Böy-le bir düflüncenin mant›kl› olmayaca¤›n› her insan bilir. Ancak canl›lar›n genetik bilgisininrastlant›larla olufltu¤unu düflünen ve bunu ›srarla savunan evrimcilerin iddialar› bundanfarkl› de¤ildir.

Page 193: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

le'un, 12 Kas›m 1981'de Nature dergisine verdi¤ibir demeçte, hücrenin tesadüfen oluflmas›n›n im-kans›zl›¤›n› anlatmak için verdi¤i bir benzetme-dir.)

Bir bas›mevinde meydana gelen patlamasonucunda flans eseri bir ansiklopedinin "bir fle-kilde" bas›l›vermifl oldu¤una inanan kiflinin ak›lsa¤l›¤›ndan flüphe edilmez mi?

Bu flekilde daha pek çok örnek s›ralayabili-riz. Burada anlafl›lmas› gereken özetle fludur: Te-

sadüfün kusursuz bir yap›ya sahip DNA'y› olufl-turdu¤una inanan insan yukar›dakilere de inanmak zorundad›r çünküDNA'n›n tesadüfen oluflmas› yukar›da sayd›klar›m›zdan çok daha zor-dur. Madem Sn. Tolun, cans›z maddelerin tesadüfler sonucunda canl›l›¤›meydana getirdi¤ini düflünüyor; öyle ise bir deney düzenledi¤imizi farzedelim ve kendisine soral›m:

Tüm evrimci bilim adamlar› bir araya gelerek, bir varilin içine, can-l›l›k için gerekli gördükleri tüm atomlar› doldursunlar. Hatta onlara, buvarilin içine canl›l›k için gerekli olan aminoasitleri de eklemelerine izinverilsin. Daha da ileri gidilsin ve ev-rimciler istedikleri malzemeyi bu vari-le koymakta serbest olsunlar. Hatta,uzaydan dahi istediklerini getirtip buvarile koyabilsinler. Sonra bu varili is-ter ›s›ts›nlar, ister üzerine y›ld›r›mlar›göndersinler, istedikleri kadar elektrikfloku versinler. K›sacas› bu deneydeher istediklerini yapabilsinler. Zamanproblemleri de olmas›n, nöbeti birbir-lerine devrederek, varilin bafl›nda mil-yarlarca y›l beklesinler. Acaba bu vari-lin içinden, bütün evrimci bilim adam-lar› biraraya gelerek, tek bir canl› hüc-

Fred Hoyle

"Bugünkü mevcut bil-

gilerin ›fl›¤›nda dürüst

bir adam ancak flunu

söyleyebilir: Bir an-

lamda hayat mucizevi

bir flekilde ortaya

ç›km›flt›r."

Francis Crick

(DNA'n›n yap›s›n›

keflfeden bilim adam›)

191Prof. Dr. Asl› Tolun'un Evrim Teorisi

Hakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar›

Page 194: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

reyi ç›kartabilirler mi? Veya bu varilden, tavflanlar›, kedileri, ceylanlar›,gülleri, orkideleri, çam a¤açlar›n›, begonyalar›, karpuzu, çile¤i, palmiyea¤açlar›n›, kufl kanatlar›n›, sincaplar›, tavuskufllar›n›, ku¤ular›, genetikyap›s›n› inceleyen profesörleri, Mozart gibi bestekarlar›, Leonardo DaVinci gibi ressamlar› ç›kartabilirler mi?

Kuflkusuz, bu sorulara "evet" yan›t›n› vermekle evrim teorisine inan-mak ayn› fleydir. Çok az da olsun düflünmek, tutucu davranmamak vegerçeklerden kaçmamak bu aç›k gerçe¤in görülmesini sa¤layacakt›r.

Fred Hoyle hücrenin te-sadüfen oluflamayaca¤›-n› vurgulamak için flöylebir örnek vermifltir: Birhurda y›¤›n›na isabeteden kas›rgan›n savur-du¤u parçalar tesadüfenbiraraya gelerek Boeing747 uça¤› oluflturamaz-lar. Ayn› flekilde hücre-nin de tesadüflerle orta-ya ç›kmas› imkans›zd›r.

Page 195: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

A¤ustos 2000 tarihli Hürriyet Gazetesinin 28. sayfas›nda "‹kinci RauntDarwin'in" bafll›kl› bir haber yay›nland›. Bu haberde, geçen y›l Ameri-ka Birleflik Devletleri'nin Kansas Eyaleti E¤itim Kurulu'nun, okul müf-redat›ndan Darwin'in evrim teorisini ç›kartt›¤›, bu seneki kurulun ise

teoriyi tekrar müfredata ekledi¤i konu edilmiflti. Ancak, Hürriyet gazetesi bu haberi aktar›rken önemli bir yan›lg› ser-

gilemifltir. Haberde, evrim teorisini müfredattan kald›ranlar ve Yarat›l›fl›savunanlar muhafazakar, evrim teorisini savunanlar ise ilerici olarak ta-n›mlanm›flt›r. Okuyucunun dikkatini bu önemli yan›lg›ya çekmenin ge-rekli oldu¤unu düflünüyoruz.

Din ahlak›na karfl› olan baz› çevrelerin, insanlara dinsizli¤i empozeetmek için en s›k kulland›klar› yöntemlerden biri, dini sözde gerici, yo-baz, tutucu, bilim düflman› bir inanç olarak göstermeye çal›fl›rken, dinahlak›na uygun olmayan düflünceleri kendilerince ilericili¤in, ayd›n vemodern olman›n bir göstergesi olarak sunmalar›d›r. Bu büyük bir aldat-macad›r. Bu aldatmacada ise en önemli rol 1800'lü y›llarda ortaya at›lanDarwinizm'e aittir. Evrim teorisine getirdi¤i elefltiriler ve bu konuda yaz-d›¤› kitaplarla dünya çap›nda tan›nan Philip Johnson bu aldatmacay› flöy-le ifade eder:

Modern bilimin liderleri, kendilerini 'dini fundamentalistlere' -yani bir Ya-

rat›c›'n›n var oldu¤unu ve bu dünyadaki olaylarda rol oynad›¤›n› kabul

edenlere- karfl› giriflilen bir savafl›n öncüleri olarak görmekteler… Darwi-

nizm ise, 'fundamentalizme' karfl› giriflilen bu savaflta yeri doldurulamaz bir

ideolojik rol oynamaktad›r. ‹flte bu nedenle, bugün bilim çevreleri, Darwi-

DARWIN‹ZM'‹ KABUL ETMEN‹N ‹LER‹C‹L‹K, REDDETMEN‹N

‹SE GER‹C‹L‹K OLDU⁄UNU SANMA YANILGISI

6

Page 196: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

nizm'i test etmeyi de¤il, ne olursa olsun korumay› kendilerine amaç edin-

mifllerdir. Bilimsel araflt›rmalar›n kurallar› da, bu ideolojiyi do¤rulayacak

flekilde belirlenmektedir.91

Johnson'›n da belirtti¤i gibi, Darwinizm'e inananlar bilimsel gerçek-ler nedeniyle de¤il, dinin reddedilmesi gerekti¤ine kendilerini flartland›r-d›klar› için Darwinizm'i sahiplenirler. Ve kendilerine evrimi geçersiz k›lanne kadar çok bilimsel gerçek gösterilirse gösterilsin aksine ikna olmazlar.‹flte bu nedenledir ki, as›l tutucu, yobaz, gerici olan evrim teorisine körükörüne inanan bu çevrelerdir.

Sümer efsanelerinin 1800'lü y›llarda tekrar gündeme getirilmesiyleortaya at›lan Darwinizm, 19. yüzy›l›n ilkel bilim anlay›fl› içinde bir yeredinebilmiflti. Ne var ki, 20. yüzy›l›n özellikle ikinci yar›s›nda meydanagelen bilimsel geliflmeler, evrim teorisinin kesinlikle yanl›fl oldu¤unuyüzlerce delil ile ortaya koydu. Günümüzde ise evrimcilerin ne paleonto-loji, ne mikrobiyoloji, ne anatomi, ne jeoloji ne de ilgili di¤er bilim dalla-r›nda evrimin do¤ru oldu¤una dair gösterebilecekleri tek bir delili dahibulunmamaktad›r. Bugüne kadar evrimin ispat› olarak öne sürdükleri de-liller ya sahte ç›km›fl, ya da geliflen bilim ile geçersizlikleri anlafl›lm›flt›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?194

Darwinizm, 19.yüzy›l›n ilkel bilimdüzeyi içindedo¤mufl ve kabulgörmüfl birdüflüncedir. Do¤ahakk›nda çok k›s›tl›bir bilgiye sahip olanDarwin veyandafllar›, canl›l›¤›nbasit bir yap›yasahip oldu¤uvarsay›m› ile hareketetmifllerdir.Günümüz bilimi,bunun ne kadarbüyük bir yan›lg›oldu¤unu göster-mektedir.

Page 197: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Lehigh Üniversitesi Biyoloji pro-fesörü Michael Behe: "Evren vecanl›l›k amaçlanm›flt›r" diyerekevrime karfl› ç›kar.1

New Orleans Üniversitesi, Kimyaprofesörü Edward Boudreaux: “‹çin-de yaflad›¤›m›z dünya ve bu dünya-n›n kanunlar›, insanlar›n yaflamalar›-na en uygun biçimde Allah taraf›n-dan yarat›lm›flt›r.” demektedir.4

Berkeley Ünv. Moleküler ve HücreBiyolojisi profesörü JonathanWells, bilimdeki son geliflmelerincanl›lar›n yarat›lm›fl olduklar›n›gösterdi¤i savunur.3

Whitewort Üniversitesi Felsefeprofesörü Steven Meyer, hücre-nin tesadüfen oluflamayacak ka-dar kompleks oldu¤unu söyle-yen inançl› bir bilim adam›d›r.2

BUGÜN DÜNYADA B‹RÇOK SAYGIN B‹L‹M ADAMININ

EVR‹M TEOR‹S‹N‹ REDDETT‹⁄‹N‹ B‹L‹YOR MUSUNUZ?

195Darwinizm'i Kabul Etmenin ‹lericilik, Reddetmenin

ise Gericilik Oldu¤unu Sanma Yan›lg›s›

1 Michael J. Behe, Darwin's Black Box, s.1962 Mere Creation: Reclaiming the Book of Nature-Conference on Design and Origins,Biola University, Nov. 14-17. 19963 William Dembski, Mere Creation, Science, Faith & ‹ntelligent Design, s.4624 BAV, "Evrim Teorisinin Çöküflü: Yarat›l›fl Gerçe¤i", konferans›, 5.7.98

Page 198: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?196

Ancak, evrimciler bunlara ra¤men evrimden vazgeçmemektedirler. Bu-nun nedeni yukar›da da belirtildi¤i gibi evrim teorisinin bilimsel de¤ilideolojik bir anlam›n›n olmas›d›r; bu anlam ise evrimin ateizme ve mater-yalizme sahte bir bilimsel aç›klama getirmesidir.

Günümüzde bilim taraf›ndan reddedilen bir teoriyi sahiplenmeninilericilik de¤il, gericilik ve ba¤nazl›k oldu¤u aç›kt›r. Nitekim 21. yüzy›lagirerken son derece iç aç›c› ve ümit verici geliflmeler yaflanm›flt›r ve dün-yan›n dört bir köflesinde Darwinizm'in bu büyüsünden kurtulan insanla-r›n ve özellikle bilim adamlar›n›n say›s›nda büyük bir art›fl gözlemlen-mifltir. Bugün dünyan›n dört bir yan›nda evrim teorisinin geçersizli¤i an-lat›lmaktad›r.

Nitekim Hürriyet gazetesinin söz konusu haberinde kendilerince"içaç›c› olmayan sonuçlar" olarak verdi¤i anket sonuçlar›nda ise, durumaç›kça görülmektedir. ‹nsanlar›n büyük bölümü evrim teorisi konusundabilinçlenmifl ve gerçekleri görmeye bafllam›flt›r. Ancak, 1800'lü y›llar›n ce-haleti içinde oluflturulan bilim d›fl› safsatalara tak›l›p kalanlar, geliflmele-ri yakalayamayanlar gerçeklerden habersiz kalmakta veya gerçekleri ka-s›tl› olarak görmezden gelerek yaflamaya devam etmektedirler. Fakat,Hürriyet gazetesi gibi, genifl bir kitleye hitap eden bir gazetenin, "ilerici","ayd›n" ve "geliflmeleri izleyebilen" bir çizgiden uzaklaflmamas› gerekti¤i-ni düflünüyoruz.

Page 199: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 200: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Ocak 2000 tarihinde, Milliyet gazetesinde "Robotlar Ak›llan›yor" bafl-l›kl› bir yaz› yay›nland›. Yaz›n›n genelinde verilen bilgi, yak›n bir gele-cekte robotlar›n h›zla geliflece¤i ve insanl›¤a pek çok alanda çok önem-li katk›larda bulunabilece¤i yönündeydi. Ancak bu bilgilerin aktar›l›fl›

klasik bir evrim propagandas› fleklinde yap›lm›fl ve yaz› boyunca son de-rece hayali ve bilimle ilgisi olmayan evrimci ön yarg›lar bilgisayar tekno-lojisinde yaflanan geliflmelerle ba¤daflt›r›lmaya çal›fl›lm›flt›. Bu yaz›dakievrimci yan›lg›lar›n baz›lar›n› flöyle s›ralayabiliriz:

Söz konusu yaz›da bilgisayarlar›n 2010 y›l›nda kertenkele zekas›naulaflacaklar›, 2050 y›l›nda ise insan beynine rakip olacaklar› iddia edil-mektedir. Bilindi¤i gibi evrimciler, insanlar›n atalar›n›n önce bal›klardanevrimleflen sürüngenler olduklar› ve sürüngenlerin evrimleflerek may-munlara ve nihayetinde insanlara dönüfltükleri gibi bilimd›fl› bir tezi öne sürmektedirler. Bu yaz›da da bilgisayarla-r›n geliflimi ayn› süreç ile aç›klanmaya çal›fl›lm›fl, bilgisa-yarlar›n da insan beyni ile rekabet edebilmek için sözdeayn› evrimsel safhalardan geçmeleri gerekti¤i söylen-mifltir. Bu yan›lg›ya göre bilgisayarlar›n ilk önce bir sü-rüngen olan kertenkelenin zekas›na ulaflmalar› kehanetin-de bulunulmufl, hatta bunun için bir de kesin bir tarih be-lirlenmifltir: 2010.

Günümüzde evrim teorisinin bilimsel aç›dan hiçbir ge-çerlili¤i olmad›¤› kesin olarak ispatlanm›flt›r. Ancak evrimci-ler, körü körüne ba¤l› olduklar› teorilerini b›rakmamak için

"ROBOTLAR AKILLANIYOR" BAfiLIKLI

YAZIDAK‹ YANILGILAR

9

Page 201: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

farkl› taktikler kullanarak, evrimin bilimsel olarak ka-n›tlanm›fl ve her konuyu aç›klayabilen bir teori ol-du¤u yalan›n› insanlara telkin etmeye çal›flmakta-d›rlar. Robotlarla ilgili yaz› da bunun tipik bir örne-¤idir. Bilgisayarlar›n, sürüngenden insana uzananhayali evrim sürecini izleyeceklerini iddia etmek,evrimcilerin çaresizliklerinin bir göstergesinden baflkabir fley de¤ildir.

‹nsan Beyni Maddeden ‹baret De¤ildir

Yaz›daki en büyük yan›lg›lardan biri bilgisayarlar›n bir gün gelip in-san beyni ile ayn› ifllevlere sahip olaca¤›n›n iddia edilmesidir. Yaz›da buiddian›n dile getirildi¤i cümlelerden biri flöyledir: "2040'da ise bilim kur-gunun bafll›ca temas› gerçek olacak ve robotlar› yapman›n orijinal hedefi-ne ulafl›lacak: Bir insan›n düflünme kabiliyetine sahip olarak serbest birflekilde hareket eden bir makine."

Evrimciler materyalist bir dünya görüflüne sahiptirler ve bu nedenleinsan bilincinin ve zihninin sadece beyinden ibaret oldu¤unu ve insanbeyninin ise kablolara, elektrik devrelerine indirgenebilece¤ini zannet-mektedirler. Oysa bugün insan zihninin ve bilincinin sadece beyinden

‹nsan beyni bir bilgisa-yar gibi kablolara ve

elektrik devrelerine in-dirgenemez. Evrimcile-rin ortaya att›¤› bu ma-

teryalist yaklafl›m da, di-¤er bütün evrimci iddi-

alarda oldu¤u gibi bilimkarfl›s›nda yenilmifltir.

Bilim insan zihninin sa-dece beyinden ibaret ol-

mad›¤›n› ortaya koy-maktad›r. ‹nsan› insanyapan, onu di¤er can-

l›lardan farkl› k›lanruhudur.

199"Robotlar Ak›llan›yor" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar

Page 202: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ibaret olmad›¤› bilimsel araflt›rmalar neticesinde anlafl›lm›flt›r. Dolay›s›y-

la, hiçbir geliflme bilgisayarlar›n, elektrik devrelerinin, kablolar›n veya

cans›z maddelerin insan zihni ile ayn› özelliklere sahip olmalar›n› sa¤la-

yamaz. Elektrik kablolar›n›n düflünemeyecekleri, muhakeme ve yarg› ye-

teneklerinin olmayaca¤›, insiyatiflerine göre karar veremeyecekleri, se-

vinç, üzüntü, sevgi, merhamet, flefkat, fedakarl›k gibi duygular› yaflaya-

mayaca¤› çok aç›kt›r. Bu özelliklerin hepsi insan ruhuna ait özelliklerdir.

Bunlar› nöronlar›n veya elektrik kablolar›n›n ifllevi olarak görmek büyük

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?200

Evrimcilerin iddialar› bilim-kurgu filmlerinin senaryolar›ndan farks›zd›r. ‹nsan zihninibilgisayarlar ile k›yaslamaya çal›flan evrimciler maddenin kendi kendini organizeedemeyece¤i gerçe¤ini göz ard› edecek kadar dogmatik davranmaktad›rlar.

Page 203: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

bir yan›lg›d›r.

Bilgisayarlar gelifltikçe insanlar›n üzerlerindeki birçok sorumlulu-

¤un daha da azald›¤› bir gerçektir. Ancak bunun bir insan›n ka¤›t kalem-

le hesap yapmas›ndansa bilgisayarda veya hesap makinesinde hesap yap-

mas›ndan hiçbir fark› yoktur. Sonuçta bilgisayarlar insan zekas›n›n ve

teknolojinin imkanlar›n›n el verdi¤i ölçüde geliflecek ve bu geliflimler in-

sanl›¤a birçok katk›da bulunacakt›r. Ancak bilim kurgu filmlerinde oldu-

¤u gibi bilgisayarlar›n veya robotlar›n insanlara rakip olacaklar›, insanlar

gibi düflünüp, karar verebilecekleri bir geliflim asla mümkün olamaz, çün-

kü yukar›da da de¤indi¤imiz gibi insan zihni ve bilinci sadece beyinle ve-

ya nöronlarla aç›klanamaz, maddeye indirgenemez, bunlar›n ötesinde

çok önemli özelliklere sahiptir.

Madde Kendi Kendini Organize Edemez

Evrimcilerin insan beyni gibi düflünebilen bilgisayarlar üretilebilece-

¤ini söylerken insanlara telkin etmeye çal›flt›klar› bir di¤er yan›lg› ise flu-

dur: Evrim teorisi canl›l›¤›n cans›z maddelerin kendi kendilerini tesadüf-

ler neticesinde organize etmeleri sonucunda meydana geldi¤ini iddia ed-

er. Evrimciler, bu yan›lg›lar›n›n bir devam› olarak da cans›z maddelerden

oluflan bilgisayarlar›n bir canl› ile ayn› temel özellikleri gösterebilece¤i

yan›lg›s›n› öne sürmüfllerdir. Böylece "bilgisayarlar gibi cans›z maddeler

bunu yapabildilerse, demek ki geçmiflte de bu gerçekleflmifltir" gibi

mant›k d›fl› bir düflünceyi insanlara telkin etmeyi amaçlam›fllard›r. Oysa

bilgisayarlar, gerçekte maddenin hiçbir zaman kendi kendini organize

edemedi¤inin bir kan›t›d›r. Çünkü hiçbir bilgisayar, hatta bir bilgisayar›n

en ufak parças› dahi "kendi kendine" ve do¤al süreçlerle oluflmaz. Aksi-

ne, bu konuda uzman olan insanlar taraf›ndan bilinçli bir flekilde olufltu-

rulur. Canl›lar› da üstün bir ak›l ve ilim sahibi olan Allah yaratm›flt›r.

Propaganda Yöntemleri Darwinizm'i Kurtaramayacakt›r

Milliyet gazetesindeki haberde yer alan evrimci mant›klar, asl›nda bi-

limsel hiçbir dayana¤›n›n bulunmad›¤› anlafl›lan evrim teorisini ayakta

201"Robotlar Ak›llan›yor" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar

Page 204: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

tutmak için baflvurulan propaganda yöntemlerinin bir örne¤idir. Evrimci-ler evrimle hiçbir ilgisi olmayan konular› dahi evrimle ilgiliymifl gibi gös-termeye çal›flmaktad›rlar. Ünlü Amerikal› biyokimya profesörü Michael J.Behe, evrimcilerin ümitsiz ç›rp›n›fllar›n›n bir ürünü olan bu taktiklerindenflöyle söz etmektedir:

Hatta bu teori (evrim), baz› bilim adamlar› taraf›ndan insan davran›fllar›n›n

anlafl›lmas› için de geniflletilmiflti: ‹ntihar eden insanlar neden bunal›ma dü-

fler, neden gençler evlenmeden çocuk sahibi olurlar, neden baz› gruplar ze-

ka testlerinden di¤erlerinden daha baflar›l› olur ve neden dini misyonerler

evlenemez ve çocuk sahibi olamazlar! Evrimsel düflünceye konu olmam›fl

hiçbir fley kalmam›flt›r asl›nda -bir organ veya fikir, görüfl ya da duygu olsa

bile!92

Bir di¤er Amerikal› bilim adam› Henry M.Morris ise evrim teorisinin ulaflt›¤› ilgisiz alanla-r›n neler oldu¤unu s›ralam›flt›r:

Evrim kavram› k›sa zamanda biyolojik alan›n

d›fl›na da yay›lm›flt›r. Bir yanda y›ld›zlar ve kim-

yasal elementlerin oluflumu gibi inorganik ko-

nular, bir yanda dil bilimi, sosyal antropoloji,

karfl›laflt›rmal› kanun ve din gibi konular evrim-

ci bir aç›dan incelenmeye bafllanm›flt›r, ta ki bu-

gün bizler evrimi evrensel ve herfleyi sar›p kufla-

tan bir süreç olarak görene kadar.93

Bu bilim adam›n›n da belirtti¤i gibi evrimcilerin amaçlar› hiçbir bi-limsel geçerlili¤i olmamas›na ra¤men evrim teorisini "evrensel ve herfleyisar›p kuflatan bir süreç" gibi göstermektir. Milliyet gazetesindeki yaz› dabu yanl›fl bak›fl aç›s›ndan etkilenerek kaleme al›nm›flt›r. Ancak bu gibiabart›l› propaganda yöntemleri, Darwinizm'in ne denli büyük bir çaresiz-lik içinde oldu¤unu göstermekten baflka bir sonuç do¤urmamaktad›r.

‹nsanlar nas›l herhangi bir evrim süreciyle oluflmay›p, sonsuz ak›l veilim sahibi Allah taraf›ndan yarat›ld›larsa, bilgisayarlar da evrimleflemez-ler. Bilgisayarlar› ve robotlar› da, Rabbimiz olan Allah'›n kendisine verdi¤izekay› ve ilmi kullanan bilinç sahibi insanlar gelifltirir ve di¤er insanlar›nhizmetlerine sunarlar. Milliyet gazetesinin yay›nlar›nda bu gerçe¤i göz ö-nünde bulundurmas›, daha ak›lc›, bilimsel ve güvenilir bir tav›r olacakt›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?202

Henry M. Morris

Page 205: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Ocak 2000 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan "‹nsan, Diliyle HayattaKald›" bafll›kl› haberde insan›n maymunlarla ortak bir atadan geldi¤iyönündeki Darwinist yalan tekrarland›. Ancak haberde önemli baz›bilgi hatalar› yer al›yordu. Bu bilgi hatalar›n›n bafl›nda, soyu tükenmiflbir insan ›rk› olan Neandertal insanlar›n›n sözde "ilkel" ve konuflama-

yan bir tür olarak gösterilmesi geliyordu. Oysa, evrimci paleontologlar ta-raf›ndan uzun y›llar boyunca savunulmufl olan bu görüfl, son y›llardakibilimsel bulgular karfl›s›nda çökmüfl durumdad›r. Milliyet'in haberindeyer alan di¤er bilgi hatas› ise, evrimciler taraf›ndan "Homo sapiens" s›n›f-lamas›na dahil edilmeyen di¤er "Homo" (‹nsan) gruplar›n›n "insan" ola-rak say›lmamas›yd›. Yani evrimciler taraf›ndan Homo erectus ve Homoneanderthalensis s›n›flamas›na dahil edilen insanlar, Milliyet taraf›ndan"insan" olarak say›lm›yor, sözde "ilkel" bir canl› türü olarak yorumlan›-yordu.

Milliyet Gazetesi'nde yer alan bilgi hatalar›n›n ve yan›lg›lar›n do¤rucevaplar› "8 Eylül 1999 Tarihli Hürriyet Gazetesi'ndeki Yan›lg›", "Star Ga-zetesi'nin Neandertaller'le ‹lgili Yamyaml›k Yan›lg›s›" ve "Ayy›ld›z Gazete-si'ndeki Neandertaller Aram›zda Yan›lg›s›" bafll›klar› alt›nda anlat›lm›flt›r.Bu nedenle burada tekrar edilmeyecektir.

Say›n Yalç›n Do¤an'›n Evrim Yan›lg›s›

Say›n Yalç›n Do¤an'›n köflesinde, "Milyon Y›l Sonra: ‹nsan BizeBenziyor" bafll›kl› bir yaz› yay›nland›. Yalç›n Do¤an bu yaz›s›nda insan›nmaymunlarla ayn› ortak kökenden geldi¤i yönündeki Darwinist iddiay›

‹NSANIN ORTAYA ÇIKIfiI ‹LE ‹LG‹L‹ KLAS‹K

EVR‹MC‹ YANILGILAR

9

Page 206: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

savunuyordu. Yalç›n Do¤an'›n bu iddiayakendince "delil" olarak gösterdi¤i en önem-li konu ise, insan ve maymun DNA'lar› ara-s›nda % 99'luk benzerlik bulundu¤u yö-nündeki klasik evrimci anlat›md›. Do¤anflöyle yaz›yordu:

‹nsan ve maymun... Eski tez... Modern bilim bu

benzerli¤i art›k iyice kan›tl›yor... ‹nsan›n en ya-

k›n› maymunlar. Hatta bu benzerlik son bulgu-

larla yüzde 99'a ç›k›yor.

Yalç›n Do¤an'›n sözünü etti¤i insan ilemaymun DNA'lar› aras›ndaki benzerlikkonusu, evrimcilerin topluma yönelik birpropaganda malzemesi olarak kulland›k-

lar›, son derece çarp›t›lm›fl bir bilgidir. Gerçekte ise ne maymunlar ile in-sanlar ne de bir baflka canl› s›n›f› aras›ndaki genetik ya da biyokimyasalkarfl›laflt›rmalar, Darwinist teoriyi desteklememekte, aksine yalanlamak-tad›r.

‹nsan, Maymun, Solucan ve Patates

Öncelikle belirtmek gerekir ki, yeryüzünde yaflayan canl›lar›n birbir-lerine yak›n DNA yap›s›na sahip olmalar› beklenmedik bir durum de¤il-dir. Canl›lar›n temel yaflamsal ifllevleri birbiriyle ayn›d›r ve insan da can-l› bir bedene sahip oldu¤una göre, di¤er canl›lardan farkl› bir DNA yap›-s›na sahip olmas› beklenemez. ‹nsan da di¤er canl›lar gibi proteinlerlebeslenerek geliflir, onun da vücudunda kan dolafl›r, hücrelerinde her sani-ye oksijen kullan›larak enerji üretilir.

Dolay›s›yla canl›lar›n genetik benzerliklere sahip olmalar›, ortak biratadan evrimlefltikleri yan›lg›s›na delil olarak gösterilemez. Evrimciler,e¤er ortak atadan evrimleflme teorisini kendilerince delillendirmek isti-yorlarsa, birbirinin atas› oldu¤u iddia edilen canl›lar›n moleküler yap›la-r›nda da bir ata-torun iliflkisi oldu¤unu göstermek zorundad›rlar. Oysa,birazdan inceleyece¤imiz gibi, bu yönde hiçbir somut bulgu yoktur.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?204

Genetik bilimi, canl›l›¤›n nedenli kompleks oldu¤unugöstermektedir.

Page 207: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bu hat›rlatman›n ard›ndan "insanDNA's› ile maymun DNA's› aras›ndakibenzerlik" konusunu ele alal›m. Evrimci ya-y›nlarda bu yan›lg› bir tür slogan haline gel-mifltir ve ço¤u insan buna aldanarak Darwi-nizm'in çok büyük bir ispat› san›r. Ancake¤er bu konuda biraz daha genifl bir araflt›r-ma yap›l›rsa, çok daha ilginç baflka canl›la-r›n DNA's›n›n da insan›nkine benzerlik gös-terdi¤i görülebilir.

Bu benzerliklerden biri, insan ile nema-tod s›n›flamas›na ait solucanlar aras›ndad›r.New Scientist dergisinde aktar›lan genetikanalizler, nematod solucanlar› ve insanDNA'lar›nda %75'lik bir benzerlik ortayakoymufltur.94 Bu elbette insan ile nematodlar aras›nda sadece %25'lik birfarkl›l›k bulundu¤u anlam›na gelmemektedir! E¤er evrimcilerin kurgula-d›¤› hayali soya¤ac›na bak›l›rsa, insan›n dahil edildi¤i Chordata s›n›flama-s› ile Nematoda s›n›flamas›n›n 530 milyon y›l önce bile birbirlerinden ayr›olduklar› görülür. Bu durum aç›kça göstermektedir ki, iki farkl› canl› kate-gorisinin DNA zincirlerindeki benzerlik, bu canl›lar›n ortak bir hayali ata-dan evrimlefltikleri iddias›na delil oluflturmamaktad›r.

Evrimcilerin "insan ile maymun aras›ndaki genetik benzerlik" konu-sunda kulland›klar› örneklerden bir di¤eri, insanda 46, flempanze ve go-rillerde ise 48 kromozom bulunmas›d›r. Evrimciler, kromozom say›lar›n›nyak›nl›¤›n› sözde evrimsel bir iliflkinin göstergesi sayarlar. Oysa e¤er ev-rimcilerin kulland›¤› bu mant›k do¤ru olsayd›, insan›n maymundan da-ha yak›n bir akrabas› olmas› gerekirdi: "Patates"! Çünkü patatesin kro-mozom say›s› insana goril ve flempanzeden çok daha yak›nd›r: 46. Yaniinsan ve patates kromozomlar› eflit say›dad›r. Bu durum, DNA benzerli-¤inin evrime kan›t oluflturmayaca¤›n›n çarp›c› bir göstergesidir.

Evrimcilerin bu konuda yapt›klar› tek fley, bilgileri seçici olarak kul-lan›p bunlar›n aras›ndan propaganda malzemesi oluflturmakt›r. ‹nsan ile

DNA sarmal›

205‹nsan›n Ortaya Ç›k›fl› ‹le ‹lgili Klasik

Evrimci Yan›lg›lar

Page 208: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

maymunun ortak bir atadan geldi¤ini iddia ettikleri için, insan DNA's› ile

maymun DNA's› aras›ndaki benzerli¤i ön plana ç›karmaktad›rlar. E¤er

insanlar›n en yak›n akrabalar›n›n solucanlar veya patatesler oldu¤unu

öne sürüyor olsalard›, bu kez üstte verdi¤imiz bilgilerden propaganda

malzemesi oluflturacaklard›.

Oysa konuya bu gibi s›n›rl› örneklerle de¤il de, bir bütün olarak ba-

k›l›rsa, canl›lar›n aras›ndaki biyokimyasal karfl›laflt›rmalar›n Darwinizm'i

desteklemedi¤i, görülmektedir.

Biyokimsayal Karfl›laflt›rmalar Darwinizm'i Yalanl›yor

Say›n Yalç›n Do¤an, Milliyet'teki yaz›s›nda moleküler biyolojideki

geliflmelerin Darwinizm'i do¤rulad›¤›n› öne sürmektedir. Oysa son 20-30

y›ld›r farkl› canl›lar›n biyokimyasal yap›lar›n› karfl›laflt›rmak için yü-

rütülen çal›flmalar, beklenenin aksine, evrimciler aç›s›ndan hiç de se-

vindirici olmayan sonuçlar ortaya koymufltur. Çeflitli canl›lardaki prote-

in dizilimleri laboratuvarlarda analiz edildikçe, ortaya Darwinist soya¤a-

c›n› alt-üst eden sonuçlar ç›kmaktad›r.

Örne¤in insandaki Sitokrom-C proteini bir at›nkinden 14 amino asit

farkl›yken, bir kangurununkinden yaln›zca 8 amino asit farkl›d›r. Yine Si-

tokrom-C dizilimi incelendi¤inde, kaplumba¤alar›n insanlara kendileri

gibi bir sürüngen olan ç›ng›rakl› y›lanlardan daha yak›n oldu¤u görülür.

Bu durum evrimci bak›fl aç›s›na göre yorumland›¤›nda kaplumba¤alar›n

y›lanlardan çok insanlarla yak›n akraba olduklar› gibi anlams›z bir sonuç

ç›kacakt›r.

Benzer gerçekler hemoglobin proteini için de bulunmufltur. Bu pro-

teinin insandaki dizilimi lemurunkinden 20 amino asit farkl› iken, do-

muzdakinden yaln›zca 14 amino asit farkl›d›r. Durum di¤er proteinler

için de yaklafl›k olarak ayn›d›r.95

Evrimcilerin bu durumda, insan›n evrimsel olarak kanguruya attan

daha yak›n olmas› ya da domuzla lemurdan daha yak›n akraba oldu¤u

gibi sonuçlara varmalar› gerekir. Oysa bu sonuçlar, flimdiye kadar kabul

edilmifl tüm "evrimsel soya¤ac›" flemalar›na ayk›r›d›r. Protein benzerlik-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?206

Page 209: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

leri flafl›rt›c› sürprizler do¤urmaya devam etmektedir. Örne¤in: Cambrid-

ge Üniversitesi'nden Adrian Friday ve Martin Bishop ellerindeki "beflpar-

makl› canl›lar›n protein dizilimi" verilerini analiz etmifllerdir. Hayret verici

bir flekilde, yaklafl›k bütün örneklerde insan ve tavuk, birbirlerine en ya-

k›n akraba olarak eflleflmifllerdir. Bir sonraki en yak›n akraba ise timsah-

t›r.96

Yine bu benzerliklere evrimci bir mant›kla yaklafl›ld›¤› takdirde, in-

san›n en yak›n evrimsel akrabas›n›n tavuk oldu¤u gibi saçma bir sonuca

varmam›z gerekmektedir. Paul Erbich, moleküler analizlerin çok farkl›

canl› s›n›flar›n› birbirine yak›n gibi gösteren sonuçlar verdi¤ini flöyle vur-

gular:

Yaklafl›k ayn› yap› ve fonksiyonlara sahip proteinlere (homolog proteinler),

filogenetik olarak de¤iflik, hatta birbirinden çok farkl› canl› s›n›flar›nda git-

tikçe artan say›larda rastlanmaktad›r (örne¤in, omurgal›lardaki, baz› omur-

gas›zlardaki ve hatta baz› bitkilerdeki hemoglobin gibi.)97

Karada yaflayan omurgal›lar›n el ve ayaklar›n›n befl parmakl› olmas› uzun zamand›revrim lehine bir delil gibi gösterilir. Ancak son araflt›rmalar bu kemik yap›lar›n›n çokfarkl› genler taraf›ndan kontrol edildi¤ini dolay›s›yla ortak bir atadan evrimleflme id-dias›na delil olamayaca¤›n› göstermektedir.

timsah kufl balina at yarasa insan

207‹nsan›n Ortaya Ç›k›fl› ‹le ‹lgili Klasik

Evrimci Yan›lg›lar

Page 210: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

South Carolina Üniversitesi T›p Fakültesi'nden biyokimya araflt›rma-c›s› Dr. Christian Schwabe, moleküler alanda evrime kendince delil bula-bilmek için uzun y›llar›n› vermifl bir bilim adam›d›r. Özellikle insülin verelaxin türü proteinler üzerinde incelemeler yaparak canl›lar aras›nda ev-rimsel akrabal›klar kurmaya çal›flm›flt›r. Fakat çal›flmalar›n›n hiçbir nokta-s›nda evrime herhangi bir delil elde edemedi¤ini pek çok kereler itiraf et-mek zorunda kalm›flt›r. Trends in Biochemical Sciences dergisindeki bir ma-kalesinde flöyle demektedir:

Moleküler evrim, evrimsel akrabal›klar›n ortaya ç›kar›lmas› için neredeysepaleontolojiden daha üstün bir metod olarak kabul edilmeye baflland›. Birmoleküler evrimci olarak bundan gurur duymam gerekirdi. Ama aksine,türlerin düzenli bir geliflme kaydetti¤ini göstermesi gereken molekülerbenzerliklerin pek çok istisnas› olmas› oldukça can s›k›c› görünüyor. Buistisnalar o kadar çok ki, gerçekte, istisnalar›n ve tuhafl›klar›n daha önemlibir mesaj tafl›d›klar›n› düflünüyorum.98

Schwabe'nin relaxin proteini üzerinde yapt›¤› çal›flmalar oldukça il-ginç sonuçlar ortaya koymufltur:

Yak›n akraba oldu¤u bildirilen türlerin relaxinleri aras›ndaki yüksek de¤ifl-kenli¤in yan› s›ra, domuzun ve balinan›n relaxinleri bütünüyle ayn›d›r.Farelerden, Yeni Gine domuzundan, insandan ve domuzdan al›nan mole-küller, birbirlerinden yaklafl›k %55 uzakt›r. Buna ra¤men insülin, insan›flempanzeden daha çok domuza yak›n k›lmaktad›r.99

Schwabe, insülin ve relaxin d›fl›nda di¤er pek çok protein dizilimle-rini karfl›laflt›rd›¤›nda da ayn› gerçekle yüz yüze gelmifltir. Relaxin ve in-sülin türlerinin ortaya koydu¤u istisnalar d›fl›nda, evrimin öne sürdü¤ütürden düzenli bir moleküler geliflmeyi yalanlayan pek çok protein türüoldu¤unu belirten Schwabe flunlar› söylemektedir:

Relaxin ve insülin aileleri, moleküler evrimin klasik "tek a¤açtan evrimlefl-me" yorumu karfl›s›ndaki yegane istisnalar de¤ildir. Anormal protein ben-zerli¤i örnekleri, görünürde aç›klamas› ancak hayal gücüyle s›n›rland›r›la-bilecek bir say›y› kaplamaktad›r.100

Schwabe, canl›lardaki lizozimler, sitokromlar ve pek çok hormonla-r›n da amino asit dizilimlerinin karfl›laflt›r›lmas›n›n evrimciler aç›s›ndan"beklenmedik sonuçlar ve anormallikler" ortaya koydu¤unu belirtmekte-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?208

Page 211: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

dir. Schwabe, tüm bu kan›tlara dayanarak, proteinlerin hepsinin hiçbirevrim geçirmeden bafllang›çtaki yap›lar›na sahip olduklar›n› ve molekül-ler aras›nda, ayn› fosiller aras›nda oldu¤u gibi, hiçbir ara geçifl formu bu-lunmad›¤›n› savunmaktad›r.

Moleküler Biyoloji Evrimi Reddetmektedir

Avusturalyal› moleküler biyolog Prof. Mic-hael Denton, Evolution: A Theory in Crisis (Ev-rim: Kriz ‹çinde Bir Teori) adl› kitab›nda, Darwi-nizm'in iddialar›n›n en aç›k olarak molekülerbiyoloji alan›nda elde edilen bulgular taraf›n-dan geçersiz k›l›nd›¤›n› belirtir. Denton, bu ko-nuda flu yorumu yapmaktad›r:

Moleküler düzeyde, her canl› s›n›f›, özgün,

farkl› ve di¤erleriyle ba¤lant›s›zd›r. Dolay›s›yla

moleküller, ayn› fosiller gibi, evrimci biyoloji

taraf›ndan uzun zamand›r aranan teorik ara ge-

çifllerin olmad›¤›n› göstermifltir... Moleküler

düzeyde hiçbir organizma bir di¤erinin "atas›"

de¤ildir, di¤erinden daha "ilkel" ya da "gelifl-

mifl" de de¤ildir... E¤er bu moleküler kan›tlar bundan bir as›r önce var ol-

sayd›... organik evrim düflüncesi hiçbir zaman kabul görmeyebilirdi.101

Özetlemek gerekirse, canl›lardaki benzer organlar ya da benzer mo-leküler yap›lar, bu canl›lar›n ortak bir atadan evrimlefltikleri teorisine hiç-bir destek sa¤lamamaktad›r. Aksine, bu benzerlikler, canl›lar aras›nda ku-rulabilecek her türlü hiyerarflik evrim flemas›n› imkans›z hale getirmekte-dir. ‹nsan, bir protein karfl›laflt›rmas›na göre tavuklara, bir di¤er karfl›lafl-t›rmaya göre nematod solucanlar›na, bir baflka analize göre de timsahlara"benzer" gibi ç›k›yorsa, insan›n bu canl›lardan herhangi birinden ya dabaflka hiçbir canl›dan evrimleflti¤i öne sürülemez.

Michael Denton'›n Evrim:Kriz ‹çinde Bir Teori adl›

kitab›

209‹nsan›n Ortaya Ç›k›fl› ‹le ‹lgili Klasik

Evrimci Yan›lg›lar

Page 212: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Sonuç

Say›n Yalç›n Do¤an muhtemelen bu konularda evrimci yay›nlar›n et-kisinde kalm›fl ve tarafs›z kaynaklar› inceleme imkan› bulamam›flt›r. E¤erkonuyu biraz daha yak›ndan inceleme imkan› bulursa, ne moleküler bi-yolojinin, ne de paleontoloji veya anatomi gibi baflka bilim dallar›n›n,Darwin'in evrim teorisini desteklemedi¤ini görebilir.

Darwinizm, Yalç›n Do¤an'›n "eski tez" derken kabul etti¤i gibi bir19. yüzy›l fikridir. Ama 19. yüzy›ldaki pek çok fikir gibi yanl›flt›r ve yan-l›fll›¤› ça¤dafl bilim taraf›ndan ortaya konmufltur. Bilim, canl›lar›n aras›n-da evrimsel iliflkiler bulunmad›¤›n›, her bir canl› s›n›f›n›n birbirinden ba-¤›ms›z olarak ortaya ç›kt›¤›n› ve canl›larda rastlant›larla aç›klanmas›mümkün olmayan üstün tasar›mlar bulundu¤unu göstermektedir. Di¤erbir deyiflle, bilim, canl›lar› Yüce Allah'›n yaratm›fl oldu¤u gerçe¤ini birkez daha tasdik etmektedir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?210

Page 213: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Nisan 2000 tarihli Milliyet gazetesinin 2000 ekinde "Ne ‹nsan Ne May-mun" bafll›kl› bir yaz› yay›nlanm›flt›r. Söz konusu yaz›da Güney Afri-ka'da Sterkfontein Ma¤aralar›nda bulunan 2 milyon y›ll›k kafatas›n›n,insans› bir tür maymuna ait oldu¤u ve bu kafatas›n›n incelenmesiyleinsan›n sözde atalar› hakk›nda bilgi edinilebilece¤i iddia edilmektedir.

Oysa birkaç paragrafl›k bu yaz› incelendi¤inde, verilen bilgilerin evrimcimasallar› tasdik eden hiçbir yönü olmad›¤›n› görmek mümkündür.

Yaz›da söz konusu kafatas›n›n "Paranthropu robustus" türünden birdifliye ait oldu¤u belirtilmifltir. Öncelikle flunu belirtmeliyiz ki, "Paranth-ropu robustus" -di¤er ad›yla Australopithecus robustus- kesinlikle bir may-mun türüdür ve insanlarla hiçbir ilgisi yoktur. Bu konuyla ilgili flu bilgi-leri verebiliriz:

Australopithecus kelimesi "güney maymunu" anlam›na gelir. Bu can-l›lar›n ilk olarak Afrika'da 4 milyon y›l kadar önce ortaya ç›kt›klar› ve 1milyon y›l öncesine kadar da yaflad›klar› san›lmaktad›r. Australopithecus-lar aras›nda baz› ayr›mlar vard›r. Evrimciler Australopithecus türlerini çe-flitli flekillerde isimlendirmifllerdir.

Ancak flunu belirtmeliyiz ki, Australopithecus türlerinin tümü,günümüz maymunlar›na benzeyen soyu tükenmifl maymunlard›r. Tü-münün beyin hacimleri, günümüz flempanzelerininkiyle ayn› veya dahaküçüktür. Ellerinde ve ayaklar›nda günümüz maymunlar›ndaki gibia¤açlara t›rmanmaya yarayan ç›k›nt›lar mevcuttur ve ayaklar› dallara tu-tunmak için kavray›c› özelliklere sahiptir. Boylar› k›sad›r (en fazla 130cm.) ve ayn› günümüz maymunlar›ndaki gibi erkek Australopithecus di-flisinden çok daha iridir. Kafataslar›ndaki yüzlerce ayr›nt›, birbirine yak›n

"NE ‹NSAN NE MAYMUN" BAfiLIKLI YAZIDAK‹

‹NSAN-MAYMUN YANILGISI

30

Page 214: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

gözler, sivri az› diflleri, çene yap›s›, uzun kollar, k›sa bacaklar gibi birçok

özellik, bu canl›lar›n günümüz maymunlar›ndan farkl› olmad›klar›n› gös-

teren delillerdir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?212

Rekonstrüksiyon çi-zimler ve yandakinebenzer hayali soya¤açlar› bilimsel ka-n›tlara dayanmaz. ‹n-san›n kökeni ile ilgilifosil kay›tlar› ço¤uzaman da¤›n›k ve ek-siktir. Bu nedenlebunlara dayanaraktahminlerde bulun-mak tamamiyle hayalgücüne dayanan birifltir. Evrimcilerin fo-sil kay›tlar›na baka-rak oluflturduklar›hayali evrim delilleri,evrim ideolojisiningereklerine uygunolarak tasarlan›r. Bü-tün bunlar göz önün-de bulunduruldu¤un-da evrimcilerin sah-tekarl›klar›n›n boyut-lar› daha iyi anlafl›l-maktad›r.

Homo sapiens (Dünya çap›nda)

H. neandethalensis(Avrupa ve Bat› Asya)

H. heidelbergensis(Tüm eski dünya)

H. erectus (Do¤u Asya)

P. robustus(G. Afrika)

H. rudolfensis(D. Afrika)

H. ergaster(D. Afrika)

A. garhi(Etiyopya)

A. bahrelghazali(Çad)

Ardipithecus ramidus(Etiyopya)

Australopithecus anamensis(Kenya)

A. africanus(G. Afrika)

Paranthropusaethiopicus(D. Afrika)

A. afarensis (Etyopya ve Tanzanya)

H. habilis(Altsahra -Afrika

P. boisei(D. Afrika)

H. antecessor(‹spanya)

Page 215: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bu konudaki evrimci iddia ise, Aust-ralopithecuslar'›n, tam bir maymun anato-misine sahip olmalar›na ra¤men, di¤ertüm maymunlar›n aksine, insanlar gibidik olarak yürüdükleri tezidir. Ama pekçok bilim adam›, Australopithecus'un iskeletyap›s› üzerinde say›s›z araflt›rma yapm›fl vebu iddian›n geçersizli¤ini ortaya koymufltur.‹ngiltere ve ABD'den iki anatomist, Lord SollyZuckerman ve Prof. Charles Oxnard'›n, Austra-lopithecus örnekleri üzerinde yapt›klar› çok ge-nifl kapsaml› çal›flmalar bu canl›lar›n iki ayakl›olmad›klar›n›, günümüz maymunlar›n›nkiyleayn› hareket flekline sahip olduklar›n›göstermifltir. ‹ngiliz hükümetinin deste-¤iyle, befl uzmandan oluflan bir ekiple bucanl›lar›n kemiklerini on befl y›l boyunca in-celeyen Lord Zuckerman, kendisi de bir ev-rimci olmas›na ra¤men, Australopithecuslar'›nsadece s›radan bir maymun türü olduklar› vekesinlikle dik yürümedikleri sonucuna varm›flt›r.102 Bu konudaki araflt›r-malar›yla ünlü di¤er evrimci anatomist Charles E. Oxnard da Australopit-hecuslar'›n iskelet yap›lar›n› günümüz orangutanlar›n›nkine benzetmek-tedir.103

Son olarak 1994 y›l›nda ‹ngiltere'deki Liverpool Üniversitesi ‹nsanAnatomisi ve Hücre Biyolojisi Bölümü'nde görevli Fred Spoor, BernardWood ve Frans Zonneveld adl› üç anatomi uzman› çok farkl› bir yöntem-le, Australopithecuslar'›n 4 ayakl› olduklar› sonucuna ulaflt›lar. Bu yöntem,insan ve maymunlar›n iç kulaklar›nda yer alan ve denge sa¤lamaya yara-yan yar›-çembersel kanallar›n karfl›laflt›rmal› analizine dayan›yordu. Dikyürüyen insanlar›n kanallar› ile, e¤ik yürüyen maymunlar›n kanallar› bir-birlerinden somut baz› farkl›l›klarla ayr›l›yorlard›. Spoor, Wood ve Zon-neveld'in, inceledikleri tüm Australopithecus örneklerinin iç kulak kanalla-

Australopithecuslar'›n ha-yali çizimlerine bir örnek

213"Ne ‹nsan Ne Maymun" Bafll›kl› Yaz›daki

‹nsan-Maymun Yan›lg›s›

Page 216: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

r› günümüz maymunlar›nkiyle ayn›yd›. Bu bulgu çok önemli bir sonucugöstermekteydi: Australopithecus türleri, e¤ik yürüyen, yani maymun is-keletine sahip canl›lard›. ‹nsanlarla ilgileri yoktu. Nature dergisi 23 Hazi-ran 1994 tarihli say›s›nda yay›nlanan makalelerinde flu sonucu ifade et-mifllerdi:

Güney Afrika'da yaflayan Australopithecus ve Paranthropus kafataslar›n-

daki yar› dairesel kanal›n boyutlar›, bugün halen yaflamakta olan büyük

maymunlarla ayn› özellikleri göstermektedir.104

Tüm bu bilgilerin sonucunda ortaya ç›kan ise fludur: Australopithe-cuslar, insanlarla hiçbir ilgisi olmayan, nesli tükenmifl bir maymun türün-den baflka bir fley de¤ildirler.

Dolay›s›yla yak›n zamanda bulunmufl olan 2 milyon y›ll›k Australo-pithecus robustus türüne ait kafatas›n›n, insan›n evrimi masal›n› do¤rula-yan hiçbir yönü yoktur. Bu tarz haberler belirli bir amaca hizmet etmek-tedir: Evrim propagandas›n› aral›ks›z sürdürmek ve insanlara hiçbir za-man gerçekleflmemifl olan bu masal›n gerçek oldu¤u yönünde telkinde

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?214

Evrimciler Australopithecus türlerinin dik yürüdüklerini dolay›s›yla in-san›n atas› olduklar›n› iddia ediyorlard›. Ancak insan ve maymunun içkulaklar›ndaki denge merkezleri karfl›laflt›r›lm›fl ve sonuçlar,Australopithecus'un dik yürüdü¤ü iddias›n› yalanlam›flt›r.

kanal

yar›m dairekanallar›

yuvarlakpencere

ovalpencere

koklea

kokleasiniri

kanal siniri

kanal kokleasiniri

Page 217: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

bulunmak…Ancak flunu da hat›rlatmal›y›z ki, insanlar özellikle son dönemlerde

evrimin nas›l bir safsata oldu¤u konusunda bilinçlenmifllerdir. Her günsansasyonel bafll›klarla, içeri¤i bombofl yaz›larla, çocuklar›n bile inanma-yaca¤› iddialarla ortaya ç›kan evrimcilerin tutumu, akl› bafl›nda insanla-r›n gözlerini boyamay› baflaramamaktad›r. Çünkü gerçek bilime sahip ç›-kan ve savunan insanlar, maymun-insan hikayelerinin Yarat›l›fl Gerçe¤i'nireddetme çabas› içinde olan baz› kiflilerin gündemde tuttuklar› bir yalanoldu¤unu art›k anlam›flt›r.

215"Ne ‹nsan Ne Maymun" Bafll›kl› Yaz›daki

‹nsan-Maymun Yan›lg›s›

Page 218: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Haziran 2000 tarihli Milliyet gazetesi'nde, "Kufllar›n Atas› Kufl Ç›kt›"bafll›kl› bir haber yay›nland›. Söz konusu haber Orta Asya'da yeni bu-lunan bir canl› fosili hakk›ndayd›. Science ve Nature gibi ünlü bilimdergileri ve dünyaca tan›nm›fl BBC televizyonu taraf›ndan duyurulan

bu geliflme flöyle:

Orta Asya'da bulunan ve günümüzden 220 milyon y›l önce yaflad›¤› anlafl›-

lan söz konusu fosilin tüm vücudunun tüylerle kapl› oldu¤u, kufllar›n atas›

oldu¤u iddia edilen Archaeptoryx'de ve günümüz kufllar›nda oldu¤u gibi

bir lades kemi¤ine sahip oldu¤u ve tüylerinde ise içi bofl saplar›n bulundu-

¤u tespit edildi. Bu ise, ARCHAEOPTERYX'IN KUfiLARIN ATASI OLDU-

⁄U ‹DD‹ALARINI GEÇERS‹ZLEfiT‹R‹YOR. Çünkü bulunan fosil Archa-

eopteryx'ten 75 milyon y›l daha yafll›; yani kufllar›n atas› oldu¤u iddia edi-

len canl›dan 75 milyon y›l önce de tüm özellikleriyle tam bir kufl yafl›yordu.

Bu buluflun öneminin daha iyi anlafl›lmas› için evrimcilerin kufllar›nevrimi hakk›ndaki iddialar›n› özetlemekte fayda var.

"KUfiLARIN ATASININ KUfi" OLDU⁄UNU

EVR‹MC‹LERE KABUL ETT‹REN FOS‹L

25

Page 219: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Evrimciler, 100 Y›ld›r En Büyük Delil Diye

Gösterdikleri ‹ddian›n Çürük Oldu¤unu

Anlad›lar

Evrimciler, yaklafl›k 100 y›ld›r kufllar›n dinozor-lardan evrimlefltiklerini öne sürerler ve kendilerincebuna da delil olarak Archaeopteryx isimli kuflun fosi-lini gösterirler. Evrimcilerin bilim d›fl› iddialar›na gö-re günümüzden 150 milyon y›l önce yaflayarak soyutükenen Archaeopteryx, iyi uçamayan yar› dinozor-yar› kufl fleklinde bir canl›d›r. Oysa evrimcilerin bir-çok kereler yanl›fl oldu¤u gösterilen bu iddialar› 1997y›l›nda bulunan yeni bir Archaeopteryx fosili ile bera-ber kesin olarak y›k›lm›flt›. Bu fosilde, tamamen kufl-lara has ve uçufl sa¤layan kemik olan "sternum" kemi-¤inin bulunmas›, Archaeopteryx'in evrimcilerin iddia ettikleri gibi yar›kufl-yar› dinozor bir canl› de¤il, tam bir uçucu kufl oldu¤unu gösteriyordu.

Orta Asya'da bulunan fosilin ise 220 milyon y›ll›k olmas›, yani tam biruçucu kufl özellikleri göstermesine ra¤men kufllar›n sözde atas›ndan 75 y›ldaha yafll› olmas› ise, evrimcilerin iddialar›na Milliyet gazetesinin de ifade-siyle "büyük darbe indirdi". Daha do¤rusu bu iddiay› tamamen y›kt›.

Bas›nda yer alan kufllar›n atas›n›n dinozorlar oldu¤u ile ilgili yan›lt›-c› haberlere, di¤er çal›flmalar›m›zda defalarca yan›t verilmifl ve bilimselgerçekler aç›klanm›flt›. Ne var ki evrimciler bu aç›k bulgular› görmezdengeliyorlard›. Ancak son bulunan fosil ile art›k bu konuda daha fazla ›srar-c› olamayacaklar›n› anlam›fl olacaklar ki, evrimci propogandaya s›kça yerveren gazeteler dahi haberi büyük pun-tolarla verebildi.

Bunun önemli ve olumlu bir ge-liflme oldu¤unu düflünüyoruz. Çünkü ev-rim teorisini çürüten deliller sürekli bulun-maktad›r. Yani bu son fosil, evrimcilerin iddi-alar›n› çürüten ilk delil de¤ildir. Ancak evrim-ciler, evrim teorisini ideolojik sebeplerle sa-vunduklar› için mümkün oldu¤unca bu delil-

Archaeopteryx fosili

217"Kufllar›n Atas›n›n Kufl" Oldu¤unu

Evrimcilere Kabul Ettiren Fosil

Page 220: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

leri örtbas eder, halktan gizleyerek evrim teorisini gerçekmifl gibi göster-

meye çal›fl›rlard›. Ancak baz› bas›n organlar› bu konuda daha fazla diren-

meme ve gerçekleri oldu¤u gibi aktarma karar› alm›fl gibi görünmektedir.

Nitekim Milliyet gazetesinin bu haberi bu aç›dan olumlu ve ümit verici bir

geliflmedir.

Paleontoloji Tarihinde Bir Dönüm Noktas›

Öte yandan, Archaeopteryx'in evrime delil oluflturacak bir "ara geçifl

formu" olmad›¤›n›n bizzat evrimciler taraf›ndan da kabul edilmesi, pale-

ontoloji tarihinde önemli bir dönüm noktas›d›r. Çünkü Archaeopteryx,

150 y›ld›r evrimcilerin ileri sürebildikleri bir kaç hayali "ara geçifl formu"

aras›nda her zaman en iddial›s› olmufltur. Evrimcilere "Darwin say›s›z ara

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?218

Archaeopteryx yaklafl›k 100 y›ld›r evrimciler taraf›ndan "kufllar›n ilkel atas›" olarak gös-terilir. Üsttekine benzer soya¤açlar›nda, Archaeopteryx hep en eski ve ilkel kufl olaraktasvir edilir. Archaeopteryx'ten 70 milyon y›l daha yafll› ve günümüzdekilerden farks›z birkufl olan Longisquama'n›n fosilinin bulunmas›, tüm bu varsay›mlar› çökertmifltir.

Archaeopteryx dinazor

Page 221: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

geçifl formu bulunmas› gerekti¤ini yazm›flt›, oysa 150 y›ld›r arad›n›z, birtane bile yok" denildi¤inde, verdikleri cevap hep "Archaeopteryx gibi birkaç örnek var, aramaya devam ediyoruz" fleklinde olmufltur. Ancak bu ka-ç›fl yolu da art›k kapanm›fl ve paleontoji dünyas› gerçeklerle yüzyüze gel-mifltir: Evrime delil olabilecek tek bir ara form bile yoktur.

Bunun gösterdi¤i sonuç ise aç›kt›r. Milliyet de bunu kabul etmifl ve"kufllar›n atas› kufl ç›kt›" diye bafll›k atm›flt›r. Evet, kufllar›n en eski atas›da bir kufltur. Bal›klar›n en eski atas› bal›k, atlar›n en eski atas› at, kangu-rular›n en eski atas› kanguru ve insanlar›n en eski atas› da insand›r. Yani,tüm farkl› canl› s›n›flamalar›, yeryüzündeki bugünkü farkl›, özgün ve ku-sursuz yap›lar›yla ortaya ç›km›fllard›r. Bir baflka deyiflle, yarat›lm›fllard›r.

Evrimciler bu apaç›k gerçe¤e karfl› gösterdikleri tutucu direniflera¤men, art›k son dayanaklar›n› da kaybetmifllerdir.

Bas›nda evrimin kan›tlar› bulunmufl havas›nda verilen ve hayali resimlerle süslenme-ye çal›fl›lan haberlere birkaç örnek. Yeni bulunan fosille bu haberlerde yürütülenevrim propagandas›n›n tamamen temelsiz oldu¤u ortaya ç›km›flt›r.

219"Kufllar›n Atas›n›n Kufl" Oldu¤unu

Evrimcilere Kabul Ettiren Fosil

Page 222: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ilindi¤i gibi, son günlerde tüm dünya çok önemli ve ümit verici bir ge-liflmeye tan›kl›k etmektedir: ‹nsan›n Gen Haritas›'n›n önemli ölçüdeortaya ç›kart›lm›fl olmas›. Ne var ki, bu önemli geliflme ile birlikte, or-tal›kta birçok spekülatif ve yan›lt›c› haber dolaflmaya bafllad›. Genel-

likle bilgi yetersizli¤inden kaynaklanan bu yan›lg›lar›n halka ulaflt›r›lma-s›nda ise medyan›n rolü büyük. Bu nedenle, bas›n›n bu konuda çok has-sas davranarak, spekülatif, kulaktan dolma ve bilimsel de¤eri olmayanbilgilere yer vermemeleri gerekti¤ini düflünüyoruz. Bu yaz›da da, Milliyetgazetesi yazarlar›ndan Say›n Yalç›n Do¤an'›n, 28 Haziran 2000 tarihli kö-fle yaz›s›nda yer alan yan›lg›lara yer verece¤iz:

1. ‹nsan Genleri ile maymun genlerinin %98 oran›nda benzer ol-mas›n›n Darwin'in teorisine delil oldu¤u yan›lg›s›: Bu konu ile ilgiligerçek bilgiler, yine Say›n Yalç›n Do¤an'›n 9 Ocak 2000 tarihinde yazd›¤›bir yaz›ya cevap olarak aç›klanm›flt›. Bu kitapta "Say›n Yalç›n Do¤an'›nEvrim Yan›lg›s›" bafll›¤› alt›nda bu aç›klamalar› bulabilirsiniz.

2. Gen Haritas›n›n bulunmas›n›n evrimci-lerin tek hücreli canl›dan insana uzanan evrimmasal›n› kan›tlad›¤› yan›lg›s›:

Say›n Yalç›n Do¤an yaz›s›nda, birkaç y›l ön-ce okudu¤u, Dinozorlar›n Sessiz Gecesi isimli ki-taptan etkilendi¤ini ve o kitapta anlat›lan "tekhücreli canl›n›n evrimleflerek nihayet maymunave en son insana dönüfltü¤ü" hikayesinin art›kkan›tland›¤›n› belirtmektedir.

SN. YALÇIN DO⁄AN'IN DARWIN‹ZM

HAKKINDAK‹ YANILGILARI

B

Page 223: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Öncelikle flunu belirtmek gerekir ki, Darwi-nistlerin iddia ettikleri evrim sürecinin hiçbiraflamas› bilimsel olarak kan›tlanm›fl de¤ildir. Sn.Do¤an bu noktada çok büyük bir yan›lg› içeri-sindedir. Son geliflme, sadece insanda var olangenetik flifrede yer alan harflerin bir k›sm›n›ndo¤ru olarak dizilmesidir ve bunun sonucunda,insan›n genetik kodunun ne denli kompleks vekusursuz bir yarat›l›fla sahip oldu¤u görülmüfl-tür. Bulunanlar›n evrime delil olacak hiçbir yö-nü yoktur. Aksine evrimin asla oluflamayaca¤›-n›, yani bu kadar kompleks ve kusursuz bir ya-p›n›n tesadüfler sonucunda oluflmas›n›n kesin-likle imkans›z oldu¤unu bir kez daha ortayakoymufltur. Bilindi¤i gibi canl›lar›n bilgi banka-s› olan DNA'da milyarlarca bilgi mevcuttur. Bumuazzam bilgi 500'er sayfal›k 900 ciltlik bir an-siklopediyi dolduracak kadar çoktur.

Daha da etkileyici ve düflündürücü olanise, bir futbol sahas› büyüklü¤ündeki kütüpha-neyi dolduracak kadar muhteflem büyüklüktekibu bilginin, milimetrenin yüzbinde biri büyük-lü¤ündeki gözle görülemeyecek kadar küçükyere paketlenerek s›¤d›r›lm›fl olmas›d›r. Sn. Do-¤an'›n da takdir edece¤i gibi, bu kadar muaz-zam bilginin oluflturulmas›, daha sonra gözlegörülmeyecek kadar küçük bir alana s›¤d›r›lma-s› ve dahas› bu bilginin at›l kalmayarak, muhte-flem ve kusursuz bir sistem taraf›ndan kullan›-ma geçirilmesi tesadüflerin, karmaflan›n, ka-osun sonucunda oluflamaz. Bu futbol sahas› bü-yüklü¤ündeki bir kütüphanede yer alan kitapla-r›n tamam›n›n, yere düflen harflerin tesadüfen

221Sn. Yalç›n Do¤an'›n Darwinizm

Hakk›ndaki Yan›lg›lar›

Page 224: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yanyana gelerek, ansiklopedideki bilgileri oluflturdu¤unu iddia etmek

kadar ak›l, mant›k ve bilimsellik d›fl›d›r. Nitekim bugüne kadar, de¤il te-

sadüfen, en geliflmifl laboratuvarlarda, yüzlerce ak›l, bilinç ve bilgi sahibi

bilim adam› son derece kontrollü laboratuvar koflullar›nda yapt›klar› de-

neylerle tek canl› hücresini dahi meydana getirememifltir. Dolay›s›yla ge-

netik kodun deflifresi, onun müthifl yap›s›n› ve asla tesadüfen oluflamaya-

ca¤›n› ortaya koymufltur. Bu gerçek Darwinizm'in bir hurafe oldu¤unu

bir kez daha ortaya koyan önemli bir geliflmedir.

Ayr›ca, Sn. Do¤an, al›nt› yapt›¤› Dinozorlar›n Sessiz Gecesi isimli kita-

ba tekrar, tarafs›z bir gözle bakma imkan› bulabilirse, kitab›n yazar› olan

Alman Psikiyatri ve Nöroloji Profesörü, evrimci bilim yazar› Hoimar Von

Ditfurth'un evrimi, gerçekleflmesi imkans›z bir süreç olarak gördü¤ünü,

ancak buna ra¤men di¤er alternatifi, yani Yarat›l›fl'› kabul etmemek için

evrimi savundu¤unu itiraf etti¤ini görecektir. Afla¤›da Dinozorlar›n Sessiz

Gecesi isimli kitaptan yapt›¤›m›z al›nt›larda, yazar›n evrim teorisi hakk›n-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?222

Bütün teknolojik imkanlar kullan›larak modern laboratuvarlarda yürütülen çal›flmala-ra ra¤men insan hücresinin bir benzerini üretmek mümkün olmam›flt›r. Bu durumdahücrenin kendili¤inden oluflabilece¤ini düflünmek son derece anlams›z olmaktad›r.

Page 225: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

daki ciddi flüpheleriyle ilgili yaln›zca birkaç ifadesi görülmektedir:

Bugünkü bilgilerimiz, evrimin genel ilkesinin burada gerçekleflmedi¤ini; il-

kel hücrenin gelifle gelifle nihayet çekirdekli, organl› hücreye dönüflmesi gi-

bi bir durumun söz konusu olmad›¤›n› göstermektedir.105

Hücre, daha do¤du¤u anda gerekli miktarda enzime sahip olmufl olmal›d›r,

yani atmosferin oksijeniyle burun buruna gelmeden önce. "Salt rastlant›" so-

nucu ortaya ç›km›fl böyle bir uyum, gerçekten de mümkün müdür? Oksije-

ne uyum sa¤layabilecek tek bir hücrenin, tam o kaç›n›lmaz biçimde gerekli

oldu¤u anda ortaya ç›km›fl oluflunun, sadece anlaml› bir olayla kalmay›p,

bu karmafl›k kimyasal tepkimenin yeryüzündeki hayat›n devam› bak›m›n-

dan kesinlikle vazgeçilmez oluflunu, bilimsel bir yoldan aç›klamak istiyor-

sak, rastlant› kategorisine baflvurmaktan baflka çaremiz var m› ki? Ama iflte

belli bir amaca hizmet edici rastlant›lar›n böyle üst üste birikmesi de, bizim

inand›r›c›l›¤›m›z› tart›fl›l›r hale getirmektedir.106

Gerçekten de biyolojik ifllevler yerine getiren tek bir protein molekülünün

kuruluflunun o ola¤anüstü özgünlüklerine bak›nca, bunu, hepsi do¤ru ve

gerekli bir s›ra içinde, do¤ru anda, do¤ru yerde ve do¤ru elektriksel ve me-

kanik özelliklerle birbirine rastlam›fl olmalar› gereken birçok atomun, tek

tek rastlant› sonucunda buluflmalar›yla aç›klamak mümkün de¤il gibi gö-

rünmektedir.107

Say›n Yalç›n Do¤an'›n Zaman Yan›lg›lar›

Asl›nda Sn. Yalç›n Do¤an'›n ne yaz›k ki konu hakk›nda fazla bir arafl-

t›rma ve inceleme yapmadan Darwinizm'i alelacele benimsedi¤i yaz›s›n-

daki baz› önemli bilgi hatalar›ndan da anlafl›lmaktad›r. Örne¤in Sn. Do-

¤an'›n yaz›s›nda yer alan afla¤›daki paragraf, çok önemli hatalarla dolu-

dur:

Dünyan›n ömrü seksen milyar y›l. fiu anda on beflinci milyar y›lday›z. Tek

hücreli canl›, yirmi milyon y›l önce olufluyor. Sonra gelifliyor. ‹nsandan ön-

ce, en geliflmifl canl› varl›k, maymun. ‹nsan maymundan türüyor.

Öncelikle, dünyan›n ömrü "seksen milyar y›l" olamaz, çünkü zaten

evrenin ömrü bilimsel hesaplara göre 17 milyar y›l civar›ndad›r. (Big

Bang'den bugüne geçen zaman). Yine bilim adamlar›n›n hesaplar›na göre

223"Kufllar›n Atas›n›n Kufl" Oldu¤unu

Evrimcilere Kabul Ettiren Fosil

Page 226: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

dünyan›n ömrü de 5-6 milyar y›l kadard›r. Öte yandan Sn. Do¤an'›n "tekhücreli canl›n›n 20 milyon y›l önce olufltu¤u" fleklindeki bilgisi de çok ha-tal›d›r. Çünkü bilinen en eski tek hücreli canl› fosilleri 3.5 milyar y›l önce-sine uzanmaktad›r. San›r›z Sn. Yalç›n Do¤an'›n, "insan maymundan türe-di" gibi Darwinist iddialar› kesin bir gerçek gibi sunmadan önce, konuhakk›nda daha detayl› inceleme yapmas›nda yarar bulunmaktad›r.

Sonuçta, Milliyet gibi ülkemizde sayg›n bir yeri olan bir gazetenin yi-ne sayg›n bir yazar› olan Sn. Do¤an'›n, halk›n do¤ru bilgilendirilmesi aç›-s›ndan önemli bir sorumlulu¤u üstlendi¤ini ve yaz›lar›nda daha sa¤l›kl›,do¤ru ve ispatl› bilgiler vermesi gerekti¤ini düflünüyoruz.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?224

Page 227: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

illiyet gazetesinin 14 A¤ustos 2000, Pazartesi tarihli nüshas›n›n 9. say-fas›nda yer alan "HAYATIN KÖKEN‹ YA⁄!" bafll›kl› yaz›da insan›nvaroluflunun kökenini evrimci bak›fl aç›s›yla aç›klama gayretlerinin ye-ni ve gülünç bir örne¤i daha sergilenmifltir. Söz konusu yaz›da, bugü-

ne kadar canl›lar›n kökenini do¤a flartlar› ve tesadüflerle aç›klama çaba-lar› her seferinde sonuçsuz kalan ve bilimsel verilerle ters düflen evrimci-lerin ürettikleri yeni bir hayal ürünü senaryo anlat›lm›flt›r.

Yaz›da yer alan bilim d›fl› iddiaya göre, suya dökülen zeytinya¤›n›nbir süre sonra küçük kürecikler halinde ayr›flmas› gibi ilkel dünyadaki ok-yanuslarda -her nas›lsa- bulunan ya¤ molekülleri de etraflar›ndaki mole-külleri kuflatarak ilk canl› hücrelerini oluflturmufllar... Yepyeni bir bilimselbulufl gibi lanse edilen bu teorinin sundu¤u baflka hiçbir bilimsel aç›kla-ma yok. Biyoloji hakk›nda hiçbir bilgisi olmayanlar›n kafas›nda belki so-

HAYATIN KÖKEN‹ HAKKINDA EVR‹MC‹ HAYALLER VE

KONUYLA ‹LG‹L‹ SENARYOLAR

M

Page 228: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ru iflareti b›rakabilecek bu görsel senaryonun konuyla biraz ilgili olanlar›

gülümsemekten öteye götürmeyece¤i bir gerçek.

En basit bir canl› hücresinin bile ne derece özelleflmifl enzimler, kom-

pleks organeller, iletiflim, üretim ve depolama sistemleri, bilgi bankas›,

hassas dengeler, ço¤alma mekanizmalar› içerdi¤i bilinmektedir. Etraf›n-

daki birkaç molekülü kendi içinde toparlayan bir ya¤ küreci¤inin bu tür

kompleks bir yap› meydana getirmesinin ne kadar gerçeklerden uzak ol-

du¤u da buradan anlafl›l›r. Bu bak›fl aç›s›n›n, bir deprem bölgesinde yere

yay›lm›fl tafl, toprak, moloz ve beton k›r›klar›n›n grayderlerle küçük kü-

çük arsalarda bir araya s›k›flt›r›larak binalar, gökdelenler oluflaca¤›n› san-

maktan hiçbir fark› yok.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?226

Enerji üreten santraller (mitokondri), üretilecek ürünlerle ilgili bilgilerin sakland›¤›bilgi bankas› (DNA), ulafl›m› sa¤layan özel kanallar (endoplazmik retikulum), malze-melerin sakland›¤› depo (golgi ayg›t›) hücrede bulunan organellerden birkaç›d›r.

granüllü endoplazmik retikulum

granülsüz endoplazmik retikulum

ribozom

koful

hücre zar›

mitokondri

çekirdek zar›

çekirdekçikçekirdek poru çekirdek

vilüs

sentriol

lizozom

golgi ayg›t›

kesecik

çekirdek s›v›s›

Page 229: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Ama, "biz ne kadar saçma olursa olsun, ne kadar anlams›z ve imkan-s›z görünürse görünsün canl›l›¤›n ortaya ç›k›fl›n› bir flekilde rastlant›laraba¤layaca¤›z" gibi bir ön yarg›yla bu tür saçma teoriler üretince gülünçduruma düflmek de kaç›n›lmaz oluyor.

‹talyan Panorama dergisi kaynakl› oldu¤u belirtilen yaz›da, görsel se-naryolar d›fl›nda herhangi bilimsel bir iddia olmamakla birlikte, bugünbilim dünyas›n›n ortak görüflü olan pek çok gerçekle taban tabana z›t id-dia ve kabuller yer al›yor.

Örne¤in yaz›da, dünyan›n ilk zamanlar›nda "atmosferin azot, metan,amonyak ve karbondan olufltu¤u" fleklinde bir ifade geçiyor. 20 y›l› aflk›nbir süredir evrimci otoriteler taraf›ndan dahi terk edilmifl olan bu tez san-ki halen kabul görüyormufl gibi laf aras›nda geçiriliyor. Oysa ki 1950'ler-deki Miller deneyinin temeli olan bu varsay›m çoktan çökmüfl durumda.Son bilimsel bulgular, dünyan›n ilk zamanlar›ndaki atmosferin, metan veamonyak içermedi¤ini, onun yerine bafll›ca azot ve karbondioksit içerdi-¤ini kan›tlam›fl bulunuyor. Örne¤in, 1998'in fiubat ay›nda yay›nlanan bi-lim dergisi Earth'deki "Yaflam›n Potas›" bafll›kl› makalede flu ifadeler yeralmakta:

Miller 1953 y›l›nda ilkelatmosferde bulundu-¤unu varsayd›¤› -da-ha sonra bulunmad›¤›anlafl›lan- bir gaz kar›-fl›m›n› kullanarak ami-noasit üretmeye çal›fl-m›flt›r. ‹lkel dünya at-mosferinin organikmoleküllerinrastlant›sal oluflumuiçin uygun olmad›¤›bugün art›k tüm bilimdünyas› taraf›ndankabul edilmektedir.

227Hayat›n Kökeni Hakk›ndaki EvrimciHayaller ve Konuyla ‹lgili Senaryolar

Page 230: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bugün Miller'›n senaryosu flüphelerle

karfl›lanmaktad›r. Bir nedeni, jeologlar›n

ilkel atmosferin bafll›ca karbondioksit ve

azottan olufltu¤unu kabul etmeleridir. Bu

gazlar ise 1953'teki deneyde (Miller dene-

yinde) kullan›landan çok daha az aktifler.

Bir di¤er ünlü bilim dergisi NationalGeographic'in Mart 1998 say›s›ndaki, "Yer-yüzündeki Yaflam›n Kökeni" bafll›kl› ma-kalede ise, konuyla ilgili flu sat›rlara yerverilir:

Pek çok bilim adam› bugün, ilkel atmos-

ferin Miller'in öne sürdü¤ünden farkl› ol-

du¤unu tahmin ediyor. ‹lkel atmosferin,

hidrojen, metan ve amonyaktan çok, kar-

bondioksit ve azottan olufltu¤unu düflü-

nüyorlar. Bu ise kimyac›lar için kötü ha-

ber! Karbondioksit ve azotu tepkimeye

soktuklar›nda elde edilen organik bile-

flikler oldukça de¤ersiz miktarlarda.

Örnekleri ço¤altmak mümkün. Sonuçta, görüldü¤ü gibi en ünlü ev-rim taraftar› yay›nlar dahi, ilkel atmosferin metan ve amonyaktan olufl-mad›¤› hakk›nda fikir birli¤i halindeyken, söz konusu yaz›y› yay›nlayan-lar›n bu gerçe¤in aksini savunmalar› akla iki ihtimali getiriyor: Birincisi,'ya¤ küreciklerinden canl› hücresi oldu' gibi gülünç teorileri üreten "bilimadamlar›" kendi literatürlerinden habersizler. Bu durumda kendi teorile-rinin ne derece bilimsel de¤ere sahip ve muteber oldu¤u sorusu akla ge-liyor. ‹kincisi, ayn› "bilim adamlar›" gerçekleri bildikleri halde kas›tl› ola-rak çarp›t›yor ve laf aralar›nda küçük aldatmacalara baflvurma ihtiyac›duyuyorlar. Bu durumda da söz konusu teorileri üreten "bilim adamla-r›"n›n güvenilirlik, samimiyet ve dürüstlükleri sorgulama konusu halinegeliyor.

Yaz›da geçen di¤er baz› yan›lt›c› ifadeler ise flöyle:

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?228

Miller deneyini yaparken gerçe¤euygun olmayan yapay bir ortamoluflturmufltu.

Page 231: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Yan›lg› 1: "Genetik enformasyona flekil veren nükleik asitler kar-

mafl›k bir biçimde örgütleniyorlar"

Bu cümledeki iddian›n aksine, de¤il DNA, RNA gibi son derece

kompleks yap›ya sahip ve büyük miktarda enformasyon kodlu olan mo-

leküllerin, bunlar›n tek bir nükleotidinin bile kendili¤inden meydana ge-

lemeyece¤i bilinmektedir. Örgütlenme denilen kavram bilinç, ak›l ve de-

netim gerektiren bir süreçtir. Buna ra¤men yaz›da tek bir cümleyle, sanki

bu moleküller zaten kendili¤inden var olmufl, bunun yan› s›ra da karma-

fl›k bir biçimde örgütlenmifller gibi bir ifade geçirilmifltir. Bilimsel olarak

kendili¤inden gerçekleflmesi imkans›z olan böyle bir süreç güya gerçek-

leflmifl ve bunun da herkesçe bilindi¤i gibi bir üslupla konu hakk›nda ye-

terli bilgisi olmayanlar› yan›lt›c› bir yöntem kullan›lm›flt›r.

Yan›lg› 2: "Enzimler sahneye ç›k›yor, farkl› zamanlarda enzim-

ler ve RNA parçalar› ya¤ kapsüllerini kolonize ediyor."

Hiçbir bilimsel de¤eri ve dayana¤› olmayan bir baflka cümle... En-

zimler canl›larda kompleks reaksiyonlar› yöneten son derece kompleks

yap›lara sahip özelleflmifl proteinlerdir. Yüzlerce hatta binlerce amino asi-

tin hücre içinde özel bir dizilimde dizilmeleriyle üretilen enzimlerin 3-bo-

yutlu amino asit dizilimini belirleyen bilgi, canl› hücresinin çekirde¤i olan

DNA'da kodludur. Yani enzimin oluflmas› için gereken bilgi DNA'dad›r.

DNA molekülü olmadan enzimin oluflmas› mümkün de¤ildir. Ayr›ca bir

enzimin üretilmesi için DNA'daki bilginin yan› s›ra, hücre içindeki pek

çok üretim mekanizmas›n›n da (ribozom, mitokondri gibi organeller, tafl›-

y›c›-RNA, mesajc›-RNA gibi nükleik asitler) devreye girmesi gerekmekte-

dir. Yani hücre gibi bu ifl için özelleflmifl son derece kompleks bir labora-

tuvar olmadan, do¤ada kendili¤inden bir enzimin oluflmas› mümkün de-

¤ildir. Gerçekler böyleyken "enzimler sahneye ç›k›yor" gibi ifadelerin bi-

limsel bir anlat›mdan ziyade hayal mahsulü hikayeler oldu¤u aç›kt›r. Bu

arada ayn› cümlede yer alan, RNA parçalar›n›n nas›l olup da kendilikle-

rinden ortaya ç›kt›klar› da evrimci bak›fl aç›s›yla aç›klanmas› mümkün ol-

mayan bir durumdur. Ne var ki yaz›lar›nda bu açmazlar› dile getirmek-

229Hayat›n Kökeni Hakk›ndaki EvrimciHayaller ve Konuyla ‹lgili Senaryolar

Page 232: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

tense sanki her aflama kolayl›kla kendili¤inden olup bitmifl, ortada hiçbirsorun yokmufl gibi bir üslup kullanmay› tercih ederler.

Yan›lg› 3: "Genetik enformasyonu kapsayan ön hücreler ortaya

ç›k›yor."

Yukar›da da bahsetti¤imiz gibi genetik enformasyon hücre çekirde-¤indeki DNA molekülünde kodludur. DNA molekülünün ve içerdi¤i mu-azzam bilginin tesadüfler sonucu oluflma ihtimali ise s›f›rd›r. Ayr›ca birhücrenin ço¤almas› ve yeni jenerasyonlar oluflturmas› için az önce bahset-ti¤imiz gibi yaln›zca DNA yeterli de¤ildir. Di¤er pek çok özelleflmiflkompleks organel, enzim ve moleküllerin de ayn› hücre içinde var olma-s› ve kusursuz iflleyen bir düzen ve iflbirli¤i içinde fonksiyon göstermele-ri gereklidir. Tüm bu yap›lar›n ve flartlar›n birarada oluflup ifllemeleri iseson derece kompleks bir düzen gerektirir. Böyle kompleks bir yap› vedüzen içeren sistemin ise kendili¤inden tesadüflerle meydana gelmesimatematiksel olarak ihtimal d›fl›d›r. Böyle bir sistemin var oluflunu "... or-taya ç›k›yor" gibi bir ifadeyle geçifltirmenin ise hiçbir bilimsel de¤eri ol-mad›¤› ortadad›r. Daha do¤rusu, evrimci yaklafl›m›n bilimsel bir aç›kla-mas› olmad›¤› için canl›lar›n varoluflundaki en temel ve kritik noktalar butür romans› bir üslupla örtbas edilmeye çal›fl›l›r. "Oldu, bitti, ortaya ç›kt›,sahneye ç›kt›, meydana geldi" gibi kal›plarla evrimin aç›klayamad›¤› afla-malar geçifltirilerek okuyucu yanl›fl yönlendirilir. Dikkat edildi¤inde ev-rimci yay›nlarda ayn› klasik yan›ltma ve göz boyama yönteminin kulla-n›ld›¤› hemen fark edilebilir.

Yan›lg› 4: "Ya¤ damlac›klar› çevresindeki molekülleri kapsaya-

rak kümeler oluflturuyor. Zaman içinde baz›lar›n›n kopyalar› oluflu-

yor."

Görüldü¤ü gibi bu da bahsetti¤imiz yan›lt›c› üslubun kullan›ld›¤› birbaflka ifade: "Ya¤ kümelerinin zaman içinde kopyalar›n›n oluflmas›." Azönce "kopyalanarak ço¤alma süreci"nin ne derece kompleks sistemler ge-rektiren bir süreç oldu¤undan ve bu kompleks sistemlerin, tesadüfen or-taya ç›kmas›n›n hiçbir biçimde söz konusu olamayaca¤›ndan k›saca bah-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?230

Page 233: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

setmifltik. Fakat, bilindi¤i gibi evrimci düflünce bilimselli¤i sadece bir slo-gan ve propaganda malzemesi olarak kullan›r. ‹zledi¤i yöntemin, kullan-d›¤› üslubun, öne sürdü¤ü aç›klamalar›n ise hiçbir bilimsel metodla veyaklafl›mla ilgisi yoktur.

Evrimci söylemlerin hemen hepsinde, hayal gücüne dayal› senaryo-lar›n, hikayelerin baflrolde oldu¤u, gerçeklerin ötbas edildi¤i, kritik nok-talar›n, çeliflki, açmaz ve tutars›zl›klar›n laf oyunlar›yla geçifltirildi¤i ya-n›lt›c› ve çarp›t›c› bir üslup hakimdir.

Bu yaz› da söz konusu klasik evrimci üsluba çok aç›k bir örnek tefl-kil etmektedir.

231Hayat›n Kökeni Hakk›ndaki EvrimciHayaller ve Konuyla ‹lgili Senaryolar

Page 234: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 235: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ktüel dergisinin 26 A¤ustos 1999 tarihli say›s›nda "Bilim 'Niçin'e De¤il,'Nas›l'a Cevap Arar" bafll›kl› bir söylefli yay›nland›. Aktüel muhabiriDefne Asal'›n Veysel Atayman isimli evrimci mütercimle yapt›¤› söy-leflide, evrim teorisinin sözde bilimsel bir gerçek oldu¤u, yarat›l›fl›n ise

bilimle ilgisi bulunmayan bir inanç say›lmas› gerekti¤i yönündeyan›lg›lar dile getirildi. Ancak bu iddialar› seslendiren Atayman'›n aç›kla-malar›, önemli bilgi yanl›fllar› ve yarg› bozukluklar› içeriyordu.

Türkiye'deki di¤er evrimci yay›nlardada s›k s›k gözlemlenen bu yan›lg›lar› s›ras›y-la inceleyelim.

1) Yarat›l›fl Bilimsel Bir

Gerçektir

Veysel Atayman, Aktüel'e yapt›¤›aç›klamalarda, "bilim niçin sorusuyla de-¤il, nas›l sorusuyla ilgilenir" demekte vekendince bunu da yarat›l›fl gerçe¤ininbilim d›fl›nda kalmas› gerekti¤i iddias›-na delil gibi göstermektedir. OysaAtayman'›n kurmufl oldu¤u bu man-t›k son derece tutars›zd›r.

Çünkü yarat›l›fl gerçe¤i, canl›la-r›n "niçin" var olduklar› de¤il, "na-s›l" var olduklar› sorusuyla ilgilidir. Ev-

"B‹L‹M 'N‹Ç‹N'E DE⁄‹L, 'NASIL'A

CEVAP ARAR" BAfiLIKLI YAZIDAK‹ YANILGILAR

A

Veysel Atayman ve Aktüeldergisindeki yaz›s›

Page 236: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

rim teorisi, yeryüzündeki canl›l›¤›n, sadece do¤al süreçler ve tesadüfiolaylarla ortaya ç›kt›¤›n› iddia eder.

Yarat›l›fl ise, canl›l›¤› ak›l sahibi bir varl›¤›n, yani üstün güç ve kudretsahibi Yüce Allah'›n yaratt›¤›n› söyler. Dikkat edilir-se, bu aç›klamalar›n her ikisi de "canl›lar nas›l orta-ya ç›kt›lar" sorusuyla ilgilidir.

Her ne kadar Atayman bu gerçe¤i görmezdengeliyor olsa da, evrim teorisinin önde gelen savunu-cular› bu gerçe¤i kabul etmektedirler. Nitekim, Evo-lutionary Biology (Evrimsel Biyoloji) kitab›n›n yazar›Douglas Futuyma kitab›nda flöyle belirtmifltir:

Yarat›l›fl ve evrim, yaflayan canl›lar›n kökeni hak-

k›nda yap›labilecek yegane iki aç›klamad›r. Canl›lar

dünya üzerinde ya tamamen mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya ç›k-

m›fllard›r ya da böyle olmam›flt›r. E¤er böyle olmad›ysa, bir de¤iflim süreci

sayesinde kendilerinden önce var olan baz› canl› türlerinden evrimleflerek

meydana gelmifl olmal›d›rlar. Ama e¤er eksiksiz ve mükemmel bir biçimde

ortaya ç›km›fllarsa, o halde sonsuz güç sahibi bir ak›l taraf›ndan yarat›lm›fl

olmalar› gerekir.108

Görüldü¤ü gibi,hem evrim hem de yarat›l›fl canl›l›¤›n nas›l meydanageldi¤i sorusunun cevab›n› arar. Hangisinin do¤ru oldu¤unu bilimselyöntemle bulabilmek içinse, Futuyma'n›n belirtti¤i gibi, bilimsel bulgula-ra bakmak gerekir. Fosil kay›tlar›n›, canl›lar›n kompleks yap›lar›n›, biyo-kimyasal verileri incelemek gerekir. Bu incelemeyi yapt›¤›m›zda ise, do¤-ru olan aç›klaman›n yarat›l›fl oldu¤unu aç›kça görürüz. (Detaylar için bkz.Harun Yahya, Evrim Aldatmacas›)

Bu nedenle de, evrimcilerin yarat›l›fl› savunan kimselere "sizin sa-vundu¤unuz aç›klama bilimsel de¤il" diyerek polemik yapmalar›, asl›ndabir kaç›fltan baflka bir fley de¤ildir.

2) "‹nsan Embriyosundaki Solungaçlar" Yan›lg›s›

Aktüel'deki söyleflide Atayman, kendince evrime en "somut" delilolarak insan›n embriyolojik geliflimi konusunu göstermektedir. Atay-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?234

Futuyma'n›nEvolutionary Biology

adl› kitab›

Page 237: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

man'›n bu konudaki sözleri flöyledir:

Hamilelikte oldu¤u gibi; dört ayl›k bir evrim süreci yafl›yorsunuz, adeta bi-

rileri belge b›rakm›fl size. Bal›k embriyosu halinizi, solungaçl› halinizi yafl›-

yorsunuz; ta ki insan haline gelinceye kadar. Buralara bak›n, iflte buralardan

geçtik diyor, bir çeflit haf›za.

Atayman'›n burada sözünü etti¤i ve "insan embriyosundaki bal›k so-lungaçlar›" kavram›yla ünlenen evrimci teorinin ismi "Embriyolojik Reka-pitülasyon"dur. Teori, Darwin döneminde yaflayan Alman biyolog ErnstHaeckel taraf›ndan ortaya at›lm›fl ve Darwin taraf›ndan da kendi teorisi-ne sözde bir delil olarak kullan›lm›flt›r. Haeckel, insan, tavuk, bal›k, sü-rüngen gibi farkl› canl› gruplar›n›n embriyolar›n›n ilk baflta birbirlerineçok benzediklerini iddia etmifl, bunun evrime delil oldu¤unu sanm›flt›r.Atayman, yaklafl›k 120 y›l önce ortaya at›lan -ve günümüzde çürütülmüflolan- bu iddiay› kendince en büyük evrim delili olarak karfl›m›za ç›kar-maktad›r.

Ancak Atayman'›n ve Türkiye'deki di¤er evrim savunucular›n›n ço-¤unun bilmedikleri ya da kabul edemedikleri çok önemli bir gerçek var-d›r: Söz konusu Embriyolojik Rekapitülasyon teorisinin bir bilim sahte-karl›¤› oldu¤u çoktan ortaya ç›km›flt›r.Teoriyi ortaya atan Haeckel'in, embriyo-lar› birbirine benzetmek için çizim hilele-ri yapt›¤›, gerçekte bal›k ve insan embri-yolar› aras›nda benzerlik olmad›¤› y›llarönce anlafl›lm›flt›r.

Atayman'›n sözünü etti¤i "insanembriyosundaki solungaçlar›n" ise, ger-çekte insan›n orta kulak kanal›n›n, para-tiroidlerinin ve timüs bezlerinin bafllan-g›c› olan kanallar oldu¤u anlafl›lm›flt›r.

Haeckel'in teorisinin sahtekarl›ktanibaret oldu¤u en önde gelen evrimci oto-riteler taraf›ndan da kabul edilmektedir.Dünyaca ünlü Science dergisinin, 5 Eylül Alman biyolog Ernst Haeckel

"Bilim 'Niçin'e De¤il, 'Nas›l'a Cevap Arar" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar 235

Page 238: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

1997 tarihli say›s›nda yay›nlanan "Haeckel'in Embriyolar›: Sahtekarl›k Ye-

niden Keflfedildi" bafll›kl› haberde bu konuda flöyle yaz›lmaktad›r:

Londra'daki St. George's Hospital Medical School'dan embriyolog Michael

Richardson, '(Haeckel'in çizimlerinin) verdi¤i izlenim, yani embriyolar›n

birbirine çok benzedikleri izlenimi yanl›fl' diyor... O ve arkadafllar› Haec-

kel'in çizdi¤i türdeki ve yafltaki canl›lar›n embriyolar›n› yeniden inceleyerek

ve foto¤raflayarak kendi karfl›laflt›rmalar›n› yapm›fllar. Richardson, Ana-

tomy and Embryology dergisine yazd›¤› makalede, 'embriyolar ço¤u zaman

flafl›rt›c› derecede farkl› görünüyorlar' diye not ediyor.

Haeckel'in embriyolar› benzer gösterebilmek için, baz› organlar› ka-

s›tl› olarak çizimlerinden ç›kard›¤›n› ya da hayali organlar ekledi¤ini bil-

diren Science dergisi, makalenin devam›nda flöyle diyor:

Richardson ve ekibinin bildirdi¤ine göre, Haeckel sadece organlar eklemek

ya da ç›karmakla kalmam›fl, ayn› zamanda farkl› türleri birbirlerine benzer

gösterebilmek için büyüklükleri ile oynam›fl, bazen embriyolar› gerçek bo-

Haeckel'in yandaki tabloyu haz›r-lamaktaki amac› çeflitli canl›lar›nembriyolar›n›n birbirlerine çokbenzedikleri, dolay›s›yla birbirle-rinden türedikleri gibi bir izlenimoluflturmakt›. Ancak embriyolar› çizerkensahtekarl›k yapm›flt›. Gerçektebirbirine benzemeyen embriyolar›benzetebilmek için baz› hayalik›s›mlar eklemifl, baz› k›s›mlar›silmiflti.Bugün Haeckel'in yapt›¤› busahtekarl›k biliniyor. ‹nsan em-briyosunda solungaçlar olmad›¤›,bunun ilkel bir efsane oldu¤u dabiliniyor. Ama ülkemizdeki baz›evrimciler 100 y›l öncesindekalm›fl bu bat›l inanc› halasavunmaya devam ediyorlar.

236 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 239: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yutlar›ndan on kat farkl› göstermifl. Dahas› Haeckel farkl›l›klar› gizleyebil-

mek için, türleri isimlendirmekten kaç›nm›fl ve tek bir türü sanki bütün bir

hayvan grubunun temsilcisi gibi göstermifl. Richardson ve ekibinin belirtti-

¤ine göre, gerçekte birbirlerine çok yak›n olan bal›k türlerinin embriyolar›n-

da bile, görünümleri ve geliflim süreçleri aç›s›ndan çok büyük farkl›l›klar

bulunuyor. Richardson '(Haeckel'in çizimleri) biyolojideki en büyük sahte-

karl›klardan biri haline geliyor' diyor."

‹flte evrimci Veysel Atayman'›n teorisine delil sand›¤› "embriyo ben-zerli¤i" masal›n›n iç yüzü budur. Bilimsellik iddias›yla ortaya ç›kan kifli-lerin, delil olarak skandal niteli¤indeki bilim sahtekarl›klar›na sar›lmala-r›, düflündürücüdür. Bilim ad›na ortaya ç›kan kifliler en az›ndan iddiadabulunduklar› konuyla ilgili literatürü takip etmelidirler. Belki o zaman,tart›fl›lmaz bir gerçek sand›klar› evrim teorisinin gerçekte "kriz içinde birteori" oldu¤unu da görebilirler.

3) Genler Evrime De¤il, Yarat›l›fla Delil Oluflturur

Evrimcilerin, özellikle de teori hakk›nda fazla bir bilgiye sahip olma-y›p ona körü körüne inananlar›n ilginç bir özelli¤i, teorilerine dayanarakkurduklar› varsay›mlar›, bir süre sonra teorinin delili sanmaya bafllama-lar›d›r. Örne¤in önce "e¤er evrim do¤ruysa, canl›lar›n genetik bilgisi deevrim sürecinin bir ürünü olmal›" diye bir varsay›mda bulunurlar. Bir sü-re sonra ise bu varsay›m "canl›lar›n genetik bilgileri oldu¤una göre, evrimteorisi do¤ru" fleklinde bir safsataya dönüflür.

Bu bozuk mant›k örgüsü bilim felsefecisi Karl Popper taraf›ndan tefl-his edilmifl ve Popper bu nedenle Darwinizm'i bilim d›fl› bir inanç olaraknitelendirmifltir.

Aktüel'de yay›nlanan söyleflide de ayn› bozuk mant›k örgüsünü gör-mek mümkündür. Veysel Atayman, "gen, evrimin hem sonucu hem kan›-t›d›r" demektedir. Ama bu ilginç iddias›n› destekleyecek hiçbir delil gös-terememektedir. Bir insan ayn› mant›kla "insanlar›n iki gözlü olmas› evri-min hem sonucu hem kan›t›d›r" da diyebilir. Ya da "ellerimizde befl taneparmak var, demek ki evrimleflmifliz" gibi bir sonuca da varabilir. Amabunlar›n son derece saçma mant›klar oldu¤u aç›kça ortadad›r.

Atayman'›n bu noktada söyledi¤i tek söz "insanlar 'evrimin biriktir-

"Bilim 'Niçin'e De¤il, 'Nas›l'a Cevap Arar" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar 237

Page 240: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

di¤i bilgi ve deneyimleri depolad›¤› bir yer ol-mas› gerekir' diye düflündükleri için DNA'y› bu-labildi" fleklinde bir demagojidir. Bu bir demago-jidir, çünkü DNA'n›n bulunmas›, "evrim nas›lgerçeklefliyor" sorusundan de¤il, "kal›t›m nas›lgerçeklefliyor" sorusundan kaynaklanm›flt›r. Ka-l›t›m kavram›n› bilim dünyas›na sokan kifli ise,evrim iddias›na karfl› ç›km›fl olan araflt›rmac›-din adam› Gregor Mendel'dir.

Konu hakk›nda biraz daha bilgi sahibi olanevrimciler, genlerin gerçekte evrim teorisininaç›klayamad›¤› büyük bir sorun oldu¤unun fark›ndad›r. Çünkü genlerdedi¤imiz yap›larda, yani DNA zincirinde, inan›lmaz bir bilgi flifrelen-mifltir ve bu bilginin kayna¤› asla rastlant›larla aç›klanamaz. Alman ev-rimci Hofstadter flu itiraf› yapar:

Nas›l oldu da genetik bilgi, onu yorumlayan mekanizmalarla (ribozomlar

ve RNA molekülleri ile) birlikte ortaya ç›kt›? Bu soru karfl›s›nda kendimizi

bir cevapla de¤il, hayranl›k ve flaflk›nl›k duygular› ile tatmin etmemiz gere-

kiyor.109

Moleküler biyoloji alan›ndaki bilinen evrimcilerden biri olan Dr. Les-lie Orgel ise, genetik bilginin mekanizmalar› olan DNA ve RNA'n›n rast-lant›larla aç›klanamad›¤›n› ve dolay›s›yla canl›l›¤›n do¤al etkenlerle olu-flamayaca¤›n› flöyle kabul eder:

Son derece kompleks yap›lara sahip olan proteinlerin ve nükleik asitlerin

(RNA ve DNA) ayn› yerde ve ayn› zamanda rastlant›sal olarak oluflmalar›

afl›r› derecede ihtimal d›fl›d›r. Ama bunlar›n birisi olmadan di¤erini elde et-

mek de mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla insan, yaflam›n kimyasal yollarla or-

taya ç›kmas›n›n asla mümkün olmad›¤› sonucuna varmak zorunda kalmak-

tad›r.110

Genetik bilgi, gerçekte canl›lar›n ne denli kompleks bir düzene sahipoldu¤unu göstermekle, yarat›l›fla aç›k bir delil oluflturmaktad›r. AncakVeysel Atayman gibi evrimciler, Darwinizm'e (ve asl›nda materyalizmeve ateizme) olan körü körüne ba¤l›l›klar› nedeniyle, bunu görmezden ge-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?238

Alman evrimci DouglasHofstadter

Page 241: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lir. Avustralyal› moleküler biyolog Michael Denton, Evolution: A Theory in

Crisis (Evrim: Kriz ‹çinde Bir Teori) adl› kitab›nda bu durumu flöyle anla-

t›r:

Yüksek organizmalar›n genetik programlar›n›n yap›s›, milyarlarca bit (bilgi-

sayar birimi) bilgiye ya da bin ciltlik küçük bir kütüphanenin içindeki tüm

harflerin dizilimine eflde¤erdir. Bu denli kompleks organizmalar› oluflturan

trilyonlarca hücrenin geliflimini belirleyen, emreden ve kontrol eden say›s›z

karmafl›k ifllevin tamamen rastlant›ya dayal› bir süreç sonucunda olufltu¤u-

nu iddia etmek ise, insan akl›na yönelik bir sald›r›d›r. Ama bir Darwinist, bu

düflünceyi en ufak bir flüphe belirtisi bile göstermeden kabul eder!111

Atayman sat›r aras›nda "gen mühendisli¤i" kavram›na da de¤inmek-

tedir. Anlafl›lan di¤er baz› evrimciler gibi, canl›lar›n genlerinde yap›lan bi-

linçli baz› de¤iflikliklerle elde edilen geliflmeleri, evrime delil sanmaktad›r.

Oysa burada da aç›k bir mant›ksal çeliflki vard›r. Gen mühendislerinin

DNA üzerinde oynamalar yapmalar›n›n evrimle hiçbir ilgisi yoktur. Aksi-

ne, bunlar yarat›l›fla delildir, çünkü DNA gibi kompleks bir yap›n›n ancak

Protein üretimi, hücrenin fabrika-s› diyebilece¤imiz ribozomda ger-çekleflir. Mesajc› RNA ribozomunbir ucundan içeri girer ve yavaflyavafl ilerler. Bu s›rada, Transfer-RNA ad› verilen tafl›y›c›lar, üreti-lecek protein için gerekli olanparçalar›, yani amino asitleri ek-siksiz olarak ve do¤ru s›rayla ri-bozoma tafl›rlar. Buraya getirilenamino asitler, mesajc› RNA'n›nüzerindeki flifre sayesinde do¤rus›ralama ile birbirleriyle birleflir-ler. Mesajc› RNA'n›n her ilerleyi-flinde, orada yaz›l› olan bilgiyekarfl›l›k gelen aminoasit zincireeklenir. Böylece sonuçta yeni birprotein üretilmifl olur. Üretimi ta-mamlanan protein, görevine bafl-lamak üzere ribozomdan ayr›l›r.

"Bilim 'Niçin'e De¤il, 'Nas›l'a Cevap Arar" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar 239

Page 242: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

çok bilinçli müdahalelerle gelifltirilebilece¤ini, yani evrimin iddia etti¤i "te-

sadüfen geliflim" iddias›n›n bofl bir hayal oldu¤unu göstermektedir.

4) "Beynin Evrimi" Yan›lg›s›

Evrimci Atayman'›n evrim teorisine delil sand›¤› konular aras›nda,

"beynin evrimi" kavram› da vard›r. Atayman, Aktüel'e yapt›¤› aç›klama-

larda flöyle demektedir:

Üç kategorik ayr›mdan oluflan insan beyni: Alt, orta ve üst beyin. ‹lk ikisi-

nin evrimsel görevi gerilemifl. Üstteki ise bugünkü hayat›m›z› kontrol edi-

yor. Bunlar›n aralar›nda garip bir koordinasyon var, ama alttaki iki beynin

faaliyetleri bast›r›lm›fl durumda, geri planda duruyor ve zaman zaman or-

taya ç›k›yor. Burada evrimin muazzam ipuçlar› var ve bunlar›n inkar› im-

kans›z.

Atayman'›n "evrimin inkar edilemeyecek muazzam ipuçlar›" derken

kulland›¤› mant›k, gerçekte az önce belirtti¤imiz genler konusunda kul-

land›¤› çeliflkili mant›kla ayn›d›r: Önce evrimci varsay›mlardan yola ç›ka-

rak bir organ hakk›nda senaryo yaz›lmakta, sonra da bu senaryo "evrimin

muazzam delili" say›lmaktad›r.

‹nsan beyninin ön, orta ve arka olarak üç temel alana ayr›ld›¤› do¤-

rudur, ama bu ayr›m›n evrime delil oluflturan hiçbir yönü yoktur. Çünkü

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?240

‹nsan›n gen haritas›n›n ç›kar›lmas› için yap›lan çal›flmalar, yarat›l›fla delil olmufltur.

Page 243: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

beyin, her üç alan›yla birlikte "indirgenemez" bir yap›d›r. Yani bir insan›nön beynini ç›kar›p, kalan ikisiyle idare etmesini bekleyemezsiniz; o insanhemen ölecektir. Dahas›, bu alanlar›n sadece birisine ya da ikisine sahipbir insana hiçbir zaman rastlanmam›flt›r. Fosil kay›tlar›nda bu yönde hiç-bir iz yoktur. Dolay›s›yla beyindeki bu alanlar›n "kademe kademe" gelifl-tikleri, önce birinin olufltu¤u, onu di¤erlerinin izledi¤i gibi evrimci bir se-naryo yazmak imkans›zd›r.

Asl›nda beyin, evrimciler ve materyalistler için Atayman'›n sand›¤›gibi "muazzam, inkar edilemez bir delil" de¤il, aksine büyük bir sorun-dur. Bunun nedenlerinden biri, insan zihninin materyalistlerin iddias›n›naksine, asla beyne indirgenememesidir. Materyalistler ruhun varl›¤›n›reddettikleri için, insan bilincini sadece beynin bir ürünü olarak kabulederler. "Ben" dedi¤imiz varl›¤›n, sadece beynin içindeki nöronlar (sinirhücreleri) ve bunlar aras›ndaki kimyasal reaksiyonlar oldu¤u yan›lg›s›n›öne sürerler. Oysa bilimsel bulgular, zihnin asla beynin fonksiyonlar› ileaç›klanamayaca¤›n› göstermektedir.

Sorun materyalistler aç›s›ndan o denli büyüktür ki, bazen bu konu-da samimi itiraflarda bulunmaktad›rlar. Türk materyalistlerden Dr. Tu¤-rul Atasoy, Bilim ve Ütopya dergisinin A¤ustos 1999 tarihli say›s›nda ya-y›nlanan "Bilinç Nedir?" bafll›kl› yaz›s›nda flöyle demektedir:

‹nsan beyni evrimciler ve materyalistler için büyük bir ç›kmazd›r. Çünkü bilimsel bul-gular, insan›n bilincinin asla beyne indirgenemedi¤ini göstermektedir. Bu ise ruhunvarl›¤›n›n aç›k bir delilidir.

"Bilim 'Niçin'e De¤il, 'Nas›l'a Cevap Arar" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar 241

Page 244: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bilincin tam bir tan›m›n› bugün için yapam›yoruz. Onu ancak bileflkenleri-

ni tan›mlamak yoluyla tan›mlamaya çal›fl›yoruz. Yine de biliyoruz ki bilinç

her zaman bileflenlerinin toplam›ndan fazlas›d›r.

Yani bilinç, "bileflkenlerinin", örne¤in beyindeki görme merkezi,

duyma merkezi gibi maddi etkenlerin toplam›ndan daha farkl› bir fleydir.

Bu ise, insana özgü olan bilincin, asla beyinden ibaret say›lamayaca¤›n›n

bir göstergesidir.

5) Farkl› Yaflam fiekilleri Yan›lg›s›

Atayman, Aktüel'deki söyleflisinde, canl›l›¤›n tesadüflerle aç›klanma-

s›n›n imkans›zl›¤›n› gördü¤ü için, birtak›m kaç›fl yollar›na baflvurmufltur.

Bunlardan biri, "farkl› yaflam flekilleri" senaryosudur. Atayman flöyle de-

mektedir:

Hayat sadece bu yaflad›¤›m›z biçimiyle olmak zorunda olsayd› ve geliflme-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?242

Yandaki flematik anla-t›mda farkl› ba¤larla bir-birlerine ba¤lanan kar-bon atomlar› görülmek-tedir. Karbon atomlar›-n›n birbirleriyle yapt›kla-r› tek ve çift ba¤larla bir-çok farkl› organik yap›oluflur. Canl›l›k, sadecekarbon atomuna dayal›bir yap›ya sahip olabilir.Evrimcilerin ortaya att›-klar› "silikon temelli ha-yat" iddialar›, bilim-kur-gu fantazilerinden öteyegidememifltir.

Page 245: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

nin amac› bu hayat› bulmak olsayd›,

evet (tesadüfle aç›klanamazd›).

Ama hayat ortaya ç›kan fleyin

ad›ysa, o zaman yeni bir rast-

lant› anlay›fl› laz›m... Belki de

baflka bir evrende silisyum

üzerine kurulmufltur hayat.

Hayat›n bu flekilde olmas› ge-

rekti¤ini nereden biliyorsunuz?

Atayman'›n burada ifade et-mek istedi¤i fley, "karbon temelli ya-flam" yerine baflka yaflam biçimlerininolabilece¤i ve bunun da "tesadüf" ihti-malini art›rd›¤› yan›lg›s›d›r.

Önce "karbon temelli yaflam" kavram›n› aç›klamak gerekir. Bildi¤i-miz bütün canl›lar›n temel malzemesi, aminoasitler ve bunlar›n birlefli-miyle oluflan proteinlerdir. Bu moleküller, karbon atomunun oksijen,azot, hidrojen gibi di¤er elementlerle kurdu¤u farkl› ba¤lardan oluflur. Ki-lit element karbondur. Karbonun yerini tutabilecek baflka bir element iseyoktur; çünkü baflka hiçbir element, karbon gibi s›n›rs›z türde ba¤ yapmaözelli¤ine sahip de¤ildir. ‹ngiliz kimyager Nevil Sedgwick, Chemical Ele-ments and Their Compounds (Kimyasal Elementler ve Bileflikleri) bafll›kl› ki-tab›nda karbon hakk›nda flunlar› yazar:

Karbon, yapabildi¤i bilefliklerin say›s› ve çeflitlili¤i yönünden, di¤er ele-

mentlerden tamamen farkl›, özgün bir yap›dad›r. fiimdiye dek karbonun ya-

r›m milyonun üzerinde farkl› bilefli¤i ayr›lm›fl ve tan›mlanm›flt›r. Ama bu bi-

le karbonun güçleri hakk›nda çok yetersiz bir bilgi verir, çünkü karbon tüm

canl› maddelerin temelini oluflturur.112

Atayman'›n sözünü etti¤i "silikon (silisyum) temelli hayat" senaryo-su ise, bu yüzy›l›n ortalar›nda baz› biyokimyac›lar taraf›ndan ortaya at›l-m›flt›r ve baflta bilim-kurgu filmleri olmak üzere baz› fantazilere kaynaksa¤lam›flt›r. Ancak ilerleyen y›llardaki yeni araflt›rmalar, silikon temellihayat senaryosunun bir fantaziden öteye gitmedi¤ini göstermifltir. Ame-

Silisyum elementinin moleküler yap›s›

"Bilim 'Niçin'e De¤il, 'Nas›l'a Cevap Arar" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar 243

Page 246: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

rikal› biyokimyac› George Wald, "silikon kaya oluflturmak için ideal birelement olabilir, ama hayat oluflturmak için ideal tek element karbondur"diyerek bu konuyu özetler.113

E¤er evrimciler "silikon temelli hayat" fantazisinde ›srar edeceklerse,

ortaya bilimsel bir delil koymal›, örne¤in laboratuvara gidip silikon temel-

li bir canl› hücre üretmelidirler. Böyle bir fley yapamayacaklar›n› bildikle-

rine göre, bu fantazileri bilim ad›na dile getirmekten vazgeçmelidirler.

Dolay›s›yla Atayman'›n ortaya att›¤› "her flarta göre, farkl› bir yaflam

flekli olabilir" iddias›, bilimsel geçerlili¤i olmayan bir fantaziden ibarettir.

Hayat sadece belirli elementlerle ve belirli flartlar sa¤land›¤› takdirde var

olabilir.

(Kald› ki, evrenin baflka bir köflesinde, ya da Atayman'›n iddias›na

göre baflka bir evrende, farkl› bir yaflam biçimini

düflünsek bile, yine ayn› ihtimallerle karfl› karfl›-

ya kal›r›z. Karbon temelli bir proteinin tesadü-

fen oluflma ihtimali nas›l pratikte s›f›r ise, silikon

temelli teorik bir proteinin tesadüfen oluflma ih-

timali de pratikte s›f›r olacakt›r.)

K›sacas› Atayman'›n seslendirdi¤i "evrende

bir amaç yoktur, hayat tesadüfi bir flekilde ve te-

sadüfi bir yap›yla ortaya ç›km›flt›r" fleklindeki

evrimci senaryo, gerçekte bir masaldan ibarettir.

Aksine, son 30-40 y›l›n bilimsel bulgular›, hem

büyük bir düzen bulundu¤unu, hem de evrenin insan yaflam› için çok

hassas dengelerle ayarland›¤›n› göstermektedir. Moleküler biyolog Mic-

hael Denton, Nature's Destiny: How the Laws of Biology Reveal Purpose in the

Universe (Do¤an›n Kaderi: Biyoloji Kanunlar› Evrendeki Amac› Nas›l

Gösteriyor) adl› kitab›nda bu konuda flu yorumu yapar:

20. yüzy›l astronomisi içinde ortaya ç›kan yeni tablo, geçti¤imiz dört as›r

içinde bilimsel çevrelerde yayg›n kabul gören bir varsay›ma karfl› ciddi bir

baflkald›r› oluflturmaktad›r. Bu varsay›m, yaflam›n evren içinde ortaya ç›k-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?244

Biyolog Michael Denton

Page 247: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

m›fl tesadüfi ve önemsiz bir kavram oldu¤u düflüncesidir.114

‹ngiliz fizikçi John Polkinghorne ise flöyle demektedir:

Do¤a kanunlar›n›n gördü¤ümüz evreni yaratmak için ne denli ola¤anüstü

bir flekilde ayarland›¤›n› fark etti¤inizde, evrenin öylesine oluflmad›¤›n›, ar-

kas›nda bir amac›n olmas› gerekti¤ini görüyorsunuz.115

Körü Körüne Ateizm

Tüm bunlar, evrimci mütercim Veysel Atayman'›n Aktüel dergisindedile getirdi¤i evrimci iddialar›n bilimsel gerçeklerle aç›kça çeliflti¤ini gös-termektedir. Atayman'›n evrim ad›na savundu¤u sözde "deliller"; embri-yojik rekapitülasyon gibi bilim sahtekarl›klar›ndan, çeliflkili ve tutars›zmant›k örgülerinden ya da "silikon temelli hayat" gibi fantazilerden öteyegidememektedir.

Peki neden Atayman ve onun gibiler evrimi savunmakta bu derece›srarl›d›r? Ünlü ‹ngiliz astronom Sir Fred Hoyle, bu konuda flu yorumuyapar:

Asl›nda, yaflam›n ak›l sahibi bir varl›k taraf›ndan meydana getirildi¤i o ka-

dar aç›kt›r ki, insan bu aç›k gerçe¤in neden yayg›n olarak kabul edilmedi¤i-

ni merak etmektedir. Bunun (kabul edilmemesinin) nedeni, bilimsel de¤il,

psikolojiktir.116

‹flte bu psikolojik flartlanma, evrimcileri akl›n ve bilimin s›n›rlar›n›nd›fl›na do¤ru itmektedir. ‹mkans›z› ve saçma olan› savunduklar› için, sü-rekli olarak yarg› bozukluklar› içine düflmektedirler.

Bu psikolojik flartlanman›n temelinde ise ateizm yatmaktad›r. Sözkonusu kifliler, bilime ba¤l› olduklar› için de¤il, ateizme ba¤l› olduklar›için evrim teorisini savunmaktad›rlar. Kendilerince Allah'›n varl›¤›n› red-detmek için, imkans›z senaryolara inanmaktad›rlar. Bunlardan birisi, Al-man biyolog Hoïmar von Ditfurth'tur. Bir di¤eri ise, Von Ditfurth'un ki-taplar›n› Türkçe'ye çeviren Veysel Atayman'd›r. Von Dithfurt'un yazd›¤›ve Atayman'›n çevirdi¤i afla¤›daki sat›rlar, evrimci biyologlar›n zihninde-ki ateist dogmay› aç›kça gösterir:

Salt rastlant› sonucu ortaya ç›km›fl böyle bir uyum, gerçekten de mümkün

"Bilim 'Niçin'e De¤il, 'Nas›l'a Cevap Arar" Bafll›kl› Yaz›daki Yan›lg›lar 245

Page 248: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

müdür? Bu, bütün biyolojik evrimin en temel sorusudur... Modern do¤a bi-

liminden yana olan bir kimse, bu soruya "evet" yan›t›n› verme ötesinde bir

seçene¤e sahip de¤ildir. Çünkü do¤a olaylar›n› anlafl›l›r yollardan aç›klama-

y› kendisine hedef k›lm›fl, bunlar›, do¤aüstü müdahalenin yard›m›na bafl-

vurmadan do¤ruca do¤a yasalar›na dayanarak türetmeyi amaçlam›flt›r?117

Bir insan yukar›daki al›nt›da ifade edildi¤i gibi "ben do¤aüstü müda-halenin varl›¤›n› kabul etmeyece¤im" diye ifle bafllarsa, art›k her türlü im-kans›za inanabilir. Cans›z maddenin kendi kendine canland›¤›na, bir y›-¤›n tesadüf sonucunda da insan haline geldi¤ine, yani "evrim" gibi safsa-talara da inanabilir. Çünkü onun hedefi gerçe¤i bulmak de¤il, ateizm üze-rine kurdu¤u hayal dünyas›nda yaflamaya devam etmektir.

Kendisini bu tür bir flartland›rmayla körlefltirmeyen, do¤aya ak›l vesa¤duyu ile bakan herkes ise, flu aç›k gerçe¤i görecektir: Tüm canl›lar›,sonsuz güç sahibi bir Yarat›c› var etmifltir. O üstün Yarat›c›, göklerin, ye-rin ve ikisinin aras›nda bulunan herfleyin Rabbi olan Allah't›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?246

Page 249: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ktüel dergisinin ilavesi olarak 1999 y›l›nda yay›nlanan MILLENNIUMadl› derginin 9. say›s›nda, Charles Darwin'in hayat hikayesi kapak ya-p›lm›fl ve Darwinizm'in bilimsel bir gerçek oldu¤unu öne süren bilimd›fl› iddialar dile getirilmifltir. Dergideki üsluba bak›ld›¤›nda, yazarla-r›n›n ateizme inand›klar› ve Darwinizm'i de bu nedenle benimsedikle-

ri aç›kça anlafl›lmaktad›r.Elbette herkes diledi¤i gibi düflünmekte özgürdür. Ancak ateistler,

Darwinizm'e dayanarak bilimin kendi taraflar›nda oldu¤unu iddia et-mektedirler ki, bu çok büyük bir yan›lg›d›r. Çünkü, daha önce de belirtti-¤imiz gibi, art›k bilim, evrim teorisini reddetmekte ve yarat›l›fl› destekle-mektedir.

Evrimcilerin "Tutucu" Fikirleri

Her an teknolojiden t›bba, biyolojidenarkeolojiye kadar birçok alanda say›s›z gelifl-menin gerçekleflti¤i bir dönemde yafl›yoruz.Bilim, insan›n genetik flifresini çözmek üzerekendisiyle yar›fl›yor, t›p alan›nda en ac›mas›zhastal›klar bile çareye kavuflturuluyor. Tarihboyunca bilim hiçbir zaman bu kadar büyükbir h›zla geliflim göstermemiflti.

Ne var ki, bilim bu kadar h›zla ilerleme-sine ve insan hayat›na sürekli bir yenilik ge-tirmesine ra¤men ülkemizde baz› kimseler

EVR‹MC‹LER‹N "ÇA⁄DIfiI EFEND‹S‹"

CHARLES DARWIN

A

Page 250: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

hala "gerici", "ba¤naz" ve "tutucu"diyebilece¤imiz bir zihniyetle 19.yüzy›l›n (2 yüzy›l öncesinin) ilkelbilim anlay›fl› ile üretilmifl, bugünçocuklar›n bile güldükleri teorileresahip ç›kmaya çal›fl›yorlar.

‹flte, yukar›da belirtti¤imiz Ak-tüel'in eki olarak verilen Millenniumdergisinin 9. say›s›nda da bu tutumaç›kça sergilendi. Derginin kapakkonusu, bilimin çoktan tarihe göm-dü¤ü evrim teorisini ortaya atanCharles Darwin idi. Derginin Char-les Darwin'e yaklafl›m› ise son dere-ce ilginçti. Yaz›da Darwin'in ortayaatt›¤› evrim teorisinin bilimsel hezi-meti gizlenmifl ve Darwin sanki yüzy›l›n dehas› gibi anlat›lm›fl, övülerekgöklere ç›kart›lm›flt›.

Oysa "Türlerin Efendisi", "sayg›n bilim adam›" gibi s›fatlarla yücelti-len, ortaya att›¤› teori ile tüm karfl›tlar›na karfl› direnen bir bilim adam› gi-bi lanse edilmeye çal›fl›lan Darwin, asl›nda bilim tarihindeki en büyük ya-n›lg›n›n mimar›d›r.

Darwin'in hiçbir somut bilimsel bulguya dayanmayan teorisi, kendi-sinin de kabul etti¤i gibi sadece bir "mant›k yürütme"dir. Hatta, Dar-win'in, kitab›ndaki "Teorinin Zorluklar›" bafll›kl› uzun bölümde itiraf etti-¤i gibi, teori birçok önemli soru karfl›s›nda çaresiz kalm›flt›r.

Yine de Darwin, teorisinin önündeki zorluklar›n geliflen bilim tara-f›ndan afl›laca¤›n›, yeni bilimsel bulgular›n teorisini güçlendirece¤inisanm›flt›r. Bunu da kitab›nda s›k s›k belirtmifltir. Ancak geliflen bilim, Dar-win'in umutlar›n›n tam aksine, teorinin temel iddialar›n› birer birer daya-naks›z b›rakm›flt›r. Öyle ki evrim teorisi bugün, lehinde yürütülen tümpropagandalara ra¤men, Avustralyal› moleküler biyolog Michael Den-ton'›n Evolution: A Theory in Crisis adl› kitab›nda vurgulad›¤› gibi "kriz

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?248

Charles Darwin

Page 251: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

içinde bir teori"dir.118

Michael Denton'a göre, evrim teorisi, özellikle moleküler biyolojinin

ortaya koydu¤u kan›tlar karfl›s›nda kriz içindedir.

Darwinizm'in bilim karfl›s›ndaki yenilgisi, üç temel bafll›kta özetle-

nebilir:

1) Teori, hayat›n yeryüzünde ilk kez nas›l ortaya ç›kt›¤›n› asla aç›kla-

yamamaktad›r. Darwin'in basit bir su haznesi sand›¤› tek bir canl› hücre-

sinin bile, rastlant›lar ve do¤al süreçlerle oluflmas› imkans›z olan kusur-

suz bir yarat›l›fla sahip oldu¤u günümüzde görülmüfltür.

2) Teorinin öne sürdü¤ü "evrim mekanizmalar›"n›n, gerçekte evrim-

lefltirici bir etkiye sahip oldu¤unu gösteren hiçbir bilimsel bulgu yoktur.

Mutasyonlar canl›lar› sadece tahrip eder, do¤al seleksiyon ise yeni organ-

lar ve özellikler oluflturmas›na neden olmaz.

3) Fosil kay›tlar›, evrim teorisinin öngörülerinin tam aksine bir tablo

ortaya koymaktad›r. Canl› türleri Darwin'in iddia etti¤i gibi çok say›da

"ara form"un arka arkaya gelmesiyle de¤il, bir anda ve kursuzsuz yap›la-

r›yla yeryüzünde ortaya ç›km›fllard›r.

K›sacas›, evrim teorisinin iddialar›n› destekleyebilecek hiçbir bilim-

sel bulgu yoktur. Darwin, 19. yüzy›l›n ilkel bilim düzeyi içinde düflündü-

¤ü için yan›lm›fl, ve bilgisizli¤in verdi¤i bir cesaretle hayali bir senaryo

gelifltirmifltir. Ama bilimin ilerlemesiyle birlikte bu senaryo aç›kça çök-

müfltür.

Aktüel Dergisi Evrim Propagandas› Yaparken

Bilimsel Bir Delil Sunmam›flt›r

Tüm bu gerçeklere ra¤men, Aktüel'in bir ilavesi olan söz konusu Mil-

lenium dergisinde, evrim teorisinin "oldukça elle tutulur kan›tlara" dayan-

d›¤› yan›lg›s› öne sürülmüfltür. Peki acaba bu kan›tlar nedir? Derginin

sayfalar›na bakt›¤›m›zda, bu konuda sadece Darwin'in Galapagos adala-

r›nda gözlemledi¤i farkl› ispinoz türlerinden söz edildi¤i görülmektedir.

Bunun d›fl›nda yaz›lanlar›n tümü, Darwin'in hayat hikayesiyle ilgili duy-

gusal yorumlardan ibarettir.

249Evrimcilerin Ça¤d›fl›

"Efendisi" Charles Darwin

Page 252: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Galapagos adalar›ndaki ispinoz türleri, evrimci kaynaklar›n 140 y›l-

d›r dillerinden düflürmedikleri bir konudur. Darwin, bu adalardaki ispi-

noz topluluklar›n›n farkl› gaga yap›lar›na sahip olduklar›n› gözlemlemifl,

bu gaga yap›lar›n›n zaman içinde oluflan bir çeflitlenme oldu¤u sonucuna

varm›fl, sonra da bunu teorisi lehinde bir delil sanm›flt›r.

Oysa son 20 y›l›n araflt›rmalar›, ispinozlarda ya da benzeri örnekler-

de "çeflitlenme" olgular›n›n, evrim teorisine hiçbir delil oluflturmad›¤›n›

göstermektedir. Dahas›, canl› türleri aras›ndaki "çeflitlenme" örneklerinin

evrime kesinlikle bir delil olmad›¤› bugün dünyan›n en önde gelen ev-

rimci otoriteleri taraf›ndan da kabul edilmektedir. Yani yeryüzündeki hiç-

bir canl› Darwin'in iddia etti¤i "çeflitlenme" yoluyla meydana gelmemifl-

tir. Allah tüm canl›lar›, sahip olduklar› kusursuz özelliklerle birlikte ya-

ratm›flt›r.

Darwin'in Varyasyon Örnekleri

Darwin, 1859 y›l›nda Türlerin Kökeni'ni yay›nlad›¤›nda, canl›l›¤›n

ola¤anüstü çeflitlili¤ini aç›klayan bir teori ortaya att›¤›n› düflünüyordu.

Bir canl› türü içinde do¤al çeflitlenmeler (varyasyonlar) oldu¤unu

gözlemlemiflti. Az önce belirtti¤imiz ispinozlar örne¤i, bu gözlemlerin il-

kiydi. Daha sonraki y›llarda ‹ngiltere'deki hayvan pazarlar›n› gezerken,

ineklerin çok farkl› cinsleri bulundu¤unu, havyan yetifltiricilerinin de

bunlar› seçici bir biçimde çiflefltirerek yeni cinsler türettiklerini izlemiflti.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?250

Darwin'in dar görüfllü ç›-kar›mlar›ndan biri de ispi-nozlarla ilgilidir. ‹spinon-az gagalar›ndaki varyasy-onu gözlemleyen Darwin,bu örnekte gözlemledi¤içeflitlenme olgusu ile tümbir canl›l›¤›n kökeniniaç›klayabilece¤inisanm›flt›r. Gerçekte,varyasyon tür s›n›rlar›içinde kal›r ve bir "evrim"oluflturmaz.

Darwin'in ‹spinozlar›

Page 253: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

De ki: "Siz, Allah'›n d›fl›nda tapt›¤›n›z ortaklar›-

n›z› gördünüz mü? Bana haber verin; yerden ne-

yi yaratm›fllard›r? Ya da onlar›n göklerde bir or-

takl›¤› m› var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermi-

fliz de onlar bundan (dolay›) apaç›k bir belge

üzerinde midirler? Hay›r, zulmedenler, birbirleri-

ne aldatmadan baflkas›n› vadetmiyorlar.

(Fat›r Suresi, 40)

De ki: "Siz, Allah'›n d›fl›nda tapt›¤›n›z ortaklar›-

n›z› gördünüz mü? Bana haber verin; yerden ne-

yi yaratm›fllard›r? Ya da onlar›n göklerde bir or-

takl›¤› m› var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermi-

fliz de onlar bundan (dolay›) apaç›k bir belge

üzerinde midirler? Hay›r, zulmedenler, birbirleri-

ne aldatmadan baflkas›n› vadetmiyorlar.

(Fat›r Suresi, 40)

Page 254: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bundan yola ç›karak da, "canl›lar do¤al olarak kendi içlerinde çeflitlenebi-

liyorlar, demek ki uzun zaman dilimleri içinde bütün canl›l›k tek bir ortak

atadan gelmifl olabilir" fleklinde bir mant›k yürütmüfltü.

Oysa Darwin'in "türlerin kökeni" hakk›nda ortaya att›¤› bu varsa-

y›m, gerçekte türlerin kökenini hiçbir flekilde aç›klam›yordu. Genetik bi-

liminin geliflmesiyle birlikte, bir canl› türü içindeki çeflitlenmenin hiçbir

zaman yeni bir tür oluflumuna yol açmayaca¤› anlafl›ld›. Darwin'in "ev-

rim" sand›¤› olgu, gerçekte "varyasyon"du.

Evrim ile Varyasyon Aras›ndaki Fark

Varyasyon, genetik biliminde kullan›lan bir terimdir ve "çeflitlenme"

demektir. Bu genetik olay, bir canl› türünün içindeki bireylerin ya da

gruplar›n, birbirlerinden farkl› özelliklere sahip olmas›na neden olur. Ör-

ne¤in yeryüzündeki insanlar›n hepsi temelde ayn› genetik bilgiye sahip-

tirler, ama bu genetik bilginin izin verdi¤i varyasyon potansiyeli sayesin-

de kimisi çekik gözlüdür, kimisi k›z›l saçl›d›r, kimisinin burnu uzun, ki-

misinin boyu k›sad›r.

Varyasyon evrime delil oluflturmaz, çünkü varyasyon, zaten var olan

genetik bilginin farkl› eflleflmelerinin ortaya ç›kmas›ndan ibarettir ve ge-

netik bilgiye yeni bir özellik kazand›rmaz. Evrim teorisi için önemli olan

ise, yepyeni bir tür oluflturacak yepyeni bir bilginin nas›l ortaya ç›kabile-

ce¤i sorusudur.

Varyasyon her zaman genetik bilginin s›n›rlar› içinde olur. Genetik bi-

liminde söz konusu s›n›ra "gen havuzu" denir. Bir canl› türünün gen havu-

zunda bulunan bütün özellikler, varyasyon sayesinde çeflitli biçimlerde or-

taya ç›kabilir. Örne¤in varyasyon sonucunda, bir sürüngen türünün için-

de di¤erine göre biraz daha uzun kuyruklu ya da biraz daha k›sa ayakl›

cinsler ortaya ç›kabilir, çünkü k›sa ayak bilgisi de, uzun ayak bilgisi de sü-

rüngenlerin gen havuzunda vard›r. Ama varyasyon sürüngenlere kanat ta-

k›p, tüy ekleyip, metabolizmalar›n› de¤ifltirip onlar› kufla dönüfltüremez.

Çünkü bu tür bir dönüflüm canl›n›n genetik bilgisinde bir art›fl olmas›n›

gerektirir, fakat varyasyonlarda böyle bir durum söz konusu de¤ildir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?252

Page 255: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Darwin, teorisini ortaya att›¤›nda iflte bu gerçe¤in fark›nda de¤ildi.Varyasyonlar›n bir s›n›r› olmad›¤›n› san›yordu. 1844'te yazd›¤› bir yaz›-s›nda, "ço¤u yazar do¤adaki varyasyonun bir s›n›r› oldu¤unu kabul edi-yor, ama ben bu düflüncenin dayand›¤› tek bir somut neden bile göremi-yorum"119 demiflti. Türlerin Kökeni'nde de az önce sözünü etti¤imiz ispi-nozlar, inekler gibi varyasyon örneklerini teorisinin sözde en büyük deli-li gibi göstermiflti. Darwin'in, bu "s›n›rs›z de¤iflim" fikrini en iyi ifadeeden ise, Türlerin Kökeni'nde yazd›¤› flu cümleydi:

Bir ay› cinsinin do¤al seleksiyon yoluyla giderek daha fazla suda yaflama-

ya uygun özellikler elde etmesinde, giderek daha büyük a¤›zlara sahip ol-

mas›nda ve sonunda bu canl›n›n dev bir balinaya dönüflmesinde hiçbir

zorluk göremiyorum.120

Darwin'in bu denli hayali örnekler vermesinin nedeni, içinde yaflad›-¤› yüzy›l›n ilkel bilim anlay›fl›yd›. 20. yüzy›l bilimi ise, canl›lar üzerindeyap›lan benzeri deneyler sonucunda "genetik de¤iflmezlik" (genetik ho-moestatis) denilen bir ilkeyi ortaya ç›kard›. Bu ilke, bir canl› türünü de¤ifl-tirmek için yap›lan tüm efllefltirme (farkl› varyasyon oluflturma) çabalar›-n›n sonuçsuz kald›¤›n›, canl› türleri aras›nda afl›lmaz duvarlar oldu¤unuortaya koyuyordu. Yani farkl› inek varyasyonlar›n› çiftlefltiren hayvan ye-tifltiricilerinin sonunda inekleri baflka bir türe dönüfltürmeleri, kesinliklemümkün de¤ildi.

Darwin Retried adl› kitab›n yazar› Norman Macbeth bu konuda flöy-le yazar:

Sorun canl›lar›n gerçekten de s›n›rs›z bir biçimde varyasyon gösterip göster-

medikleridir... Türler her zaman için sabittirler. Yetifltiricilerin yetifltirdikleri

de¤iflik bitki ve hayvan cinslerinin belirli bir noktadan ileri gitmedi¤ini, hat-

ta hep orijinal formlar›na geri döndü¤ünü biliriz.121

Hayvan yetifltiricili¤i konusunda dünyan›n en önemli uzmanlar›n-dan biri say›lan Luther Burbank bu gerçe¤i, "bir canl›da oluflabilecekmuhtemel geliflmenin bir s›n›r› vard›r ve bu kanun, bütün yaflayan canl›-lar› belirlenmifl baz› s›n›rlar içinde sabit tutar" diyerek ifade etmektedir.122

Biyolog Edward Deevey de, varyasyonun hep belirli genetik s›n›rlariçinde gerçekleflti¤ini flöyle aç›klar:

Evrimcilerin Ça¤d›fl›"Efendisi" Charles Darwin 253

Page 256: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Çaprazlama çiftlefltirme yöntemiyle çok önemli

sonuçlara var›lm›flt›r... Ama sonuçta bu¤day hala

bu¤dayd›r, üzüm de¤ildir. Domuzlar üzerinde

kanat oluflturmam›z da, kufllar›n yumurtalar›n›

silindir fleklinde üretmeleri kadar imkans›zd›r.

Daha güncel bir örnek, son bir yüzy›l içinde dün-

yadaki erkek nüfusunda görülen boy ortalamas›

yükseliflidir. Daha iyi beslenme ve bak›m koflul-

lar› sayesinde erkekler son bir yüzy›l içinde rekor

say›labilecek bir boy ortalamas›na ulaflm›flt›r,

ama bu art›fl giderek durma noktas›na gelmifltir.

Çünkü varabilece¤imiz genetik s›n›ra dayanm›fl durumday›z.123

K›sacas› varyasyonlar, ancak bir türün genetik bilgisinin s›n›rlar›içinde kalan baz› de¤iflimler meydana getirmekte, ancak hiçbir zamantürlere yeni bir genetik bilgi eklememektedir. Bu nedenle hiçbir varyas-yon "evrim" örne¤i say›lamaz. Farkl› köpek ya da at cinslerini ne kadarçiflefltirirseniz çiftlefltirin, sonuçta ortaya yine köpekler ya da atlar ç›ka-cak, ama yeni türler oluflmayacakt›r. Danimarkal› bilim adam› W. L. Jo-hannsen bu konuyu flöyle özetler:

Darwin'in bütün vurgusunu üzerine dayand›rd›¤› varyasyonlar, gerçekte

belirli bir noktan›n ilerisine götürülemezler ve bu nedenle varyasyonlar 'sü-

rekli de¤iflim'in (evrimin) nedenini oluflturmazlar.124

Dolay›s›yla Milennium dergisinin "sadece ispinoz kufllar›ndaki çeflit-lenme bile evrim teorisinin do¤ru oldu¤unun ispat›d›r" fleklindeki yoru-mu, içi bofl, bilim d›fl› bir iddia olmaktan öteye gidemez.

"Mikroevrim" ‹tiraflar›

Görüldü¤ü gibi, Darwin'in "türlerin kökeni"nin aç›klamas› sand›¤›varyasyonlar›n gerçekte böyle bir anlam tafl›mad›klar›, genetik bilimininbulgular›yla anlafl›ld›. Bu nedenle evrimci biyologlar, tür içindeki çeflit-lenme ile yeni tür oluflumunu birbirinden ay›rmak ve bunlar hakk›nda ikiayr› kavram öne sürmek durumunda kald›lar. Tür içindeki çeflitlenmeye,yani varyasyona, "mikroevrim" ad›n› verdiler. Yeni türlerin oluflmas› var-say›m› ise "makroevrim" olarak adland›r›ld›. ‹flin önemli yan›, Darwinist

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?254

Page 257: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

teorinin sözde "delil" olarak kabul etti¤i tüm biyolojik olaylar›n "mikroev-

rim"den ibaret olmas›, buna karfl›l›k "makroevrim"in temelsiz bir varsa-

y›mdan öteye gidememesiydi. Evrimci biyologlar, Gilbert, Opitz, ve Raff,

Developmental Biology dergisinde yay›nlanan 1996 tarihli bir makalelerin-

de bu konuyu flöyle aç›klarlar:

Modern sentez (neo-Darwinist teori) önemli bir baflar›d›r. Ancak, 1970'ler-

den bafllayarak, çok say›da biyolog bunun aç›klay›c› gücünü sorgulamaya

bafllam›flt›r. Genetik bilimi, mikroevrimi aç›klamak için yeterli bir araç ola-

bilir, ama genetik bilgi üzerindeki mikroevrimsel de¤ifliklikler, bir sürünge-

ni bir memeliye çevirebilecek ya da bir bal›¤› amfibiyene dönüfltürecek tür-

den de¤ildir. Mikroevrim, sadece uygunlar›n hayatta kalmas› kavram›na

yard›mc› olabilir, uygunlar›n oluflumunu aç›klayamaz. Goodwin'in 1995'te

belirtti¤i gibi, "türlerin kökeni, yani Darwin'in problemi, çözümsüz kalma-

ya devam etmektedir."125

Evrimci biyologlar›n varyasyonlar› "mikroevrim" olarak tan›mlama-

lar›, belki yan›lt›c› bir izlenim oluflturabilir. Nitekim konu hakk›nda de-

Varyasyon evrime delil oluflturmaz. Çünkü varyasyon ile zaten var olan genetik bilgifarkl› flekillerde eflleflir. Örne¤in varyasyon sonucunda bir köpek türünün içinde çe-flitlilikler ortaya ç›kar ama köpek baflka bir canl›ya dönüflmez.

Evrimcilerin Ça¤d›fl›"Efendisi" Charles Darwin 255

Page 258: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

rinlemesine bilgi sahibi olmayan pek çok kifli "mikroevrim uzun zamana

yay›ld›¤›nda makroevrim oluflturur" gibi yüzeysel bir düflünceye kap›l-

maktad›r. Oysa burada sorun, "mikroevrim" denen kavram›n, bir canl› tü-

rüne hiçbir yeni genetik bilgi katmamas›d›r. Aksine, bir canl› türü içinde-

ki varyasyonlar artt›kça, bu varyasyonlar›n genetik bilgi s›n›r› da daral›r.

"Mikroevrim" ad› verilen varyasyonlar›n "makroevrim" iddias›na,

yani türlerin kökenine hiçbir aç›klama getiremedi¤i, baflka evrimci biyo-

loglar taraf›ndan da kabul edilmifltir. Evrimci paleontolog Roger Lewin,

Kas›m 1980'de Chicago Do¤a Tarihi Müzesi'nde 150 evrimcinin kat›ld›¤›,

dört gün süren ünlü sempozyumda bu konuda var›lan sonucu flöyle an-

lat›r:

Darwin'in (varyasyonlardan yola ç›karak) yapt›¤› mant›k yürütmeleri hakl›

m›yd›? Evrimsel biyolojinin tarihindeki son 40 y›l›n en önemli konferansla-

r›ndan birine kat›lan bilim adamlar›n›n ortaya koyduklar› yarg›ya göre, bu

sorunun cevab› "hay›r"d›r. Chicago konferans›ndaki temel mesele, mikroev-

rimi sa¤layan mekanizmalar›n, makroevrim ad›n› verdi¤imiz fenomeni

aç›klamak için de kullan›l›p kullan›lamayaca¤› olmufltur.... Cevap aç›kl›kla

verilebilir: Hay›r.126

Bu gerçek flöyle de özetlenebilir: Darwinizm'in yüzy›l› aflk›n bir sü-

redir sözde "evrim delili" olarak gördü¤ü varyasyonlar›n, gerçekte "türle-

rin kökeni"yle hiçbir ilgisi yoktur. ‹nekler milyonlarca y›l boyunca farkl›

eflleflmelerle çiftlefltirilebilir ve farkl› inek cinsleri elde edilebilir. Ama

inekler hiçbir zaman baflka bir canl› türüne, örne¤in zürafalara ya da fil-

lere dönüflmeyecektir. Ayn› flekilde ispinozlar›n gagalar›ndaki çeflitlenme-

ler de evrime delil oluflturmaz. Bu çeflitlenmeler hep belirli bir genetik s›-

n›r›n içinde kalacak ve asla yeni bir tür oluflumuna yol açmayacakt›r. ‹flte

bu nedenle de, Darwin'in problemi, yani "türlerin kökeni", evrimciler için

hala cevaps›zd›r.

Darwin Galapagos'taki Yarat›l›fl Delillerini

Neden Görememiflti?

Okyanusun ortas›nda yemyeflil birtak›m aday› ziyaret etti¤inizi dü-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?256

Page 259: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

flünün. Ana karadan binlerce kilometre uzak olan bu küçük kara parças›n-da dünyan›n hiçbir yerinde göremeyece¤iniz güzellikte, çeflitlilikte vezenginlikte bitkiler ve hayvanlar var. Kufllar›n her biri ayr› renklere, görü-nümlere hatta farkl› seslere sahipler. Daha önce dünyan›n hiçbir yerinderastlamad›¤›n›z çeflit çeflit canl›lar yafl›yor. Böyle bir yerde bulunsayd›n›zve bu muhteflem tabloyu seyretseydiniz, canl›lara bakt›¤›n›zda ne düflü-nürdünüz?... Muhtemelen renkler, canl›l›k, çeflitlilik karfl›s›nda büyük birhayranl›k duyar ve bu kadar çok canl›n›n nas›l meydana geldi¤ini kendi-nize sorard›n›z. Ard›ndan ulaflt›¤›n›z sonuç, büyük bir okyanusun orta-s›nda küçücük bir kara parças› üzerinde çok büyük bir yarat›l›fl sergilen-di¤i olurdu. Nitekim normal bir anlay›fla ve bilgiye sahip olan her insan,biraz önce tarif edilen mekana gitti¤inde ve bu canl›larla karfl›laflt›¤›nda,her birinin yarat›l›fl›nda bir ola¤anüstülük oldu¤unu fark edebilir.

Oysa do¤ada gördü¤ü bu mucizevi çeflitlilik Darwin'i, pek çok insa-n›n aksine, tüm varl›klar›n rastlant› eseri meydana geldi¤i gibi bilim vemant›k d›fl› bir sonuca götürmüfltür. O, tüm bunlar› yaratan Allah'›n son-suz kudretini takdir edememifltir. Evrendeki sanattan etkilenmesi ve biraraflt›rmac› olarak bu gerçe¤i hemen anlayabilmesi gerekirken, Darwin'debu mant›k tam tersine ifllemifltir.Kuflkusuz bu, onun mant›k bo-zuklu¤unu gözler önüne sermek-tedir. Ama tüm bunlara ra¤menMillenium dergisi, Charles Dar-win'i son derece zeki, baflar›l› veefsanevi bir bilim adam› olarak ta-n›tm›flt›r. Oysa Darwin'in hayat›ve görüflleri göz önünde bulun-duruldu¤unda, gerçe¤in hiç de buflekilde olmad›¤› aç›kça görüle-cektir. Herfleyden önce Darwin,Beagle gemisi ile söz konusu gezi-ye ç›kt›¤›nda biyoloji konusundahiçbir e¤itimi ve deneyimi yoktu. Darwin'in seyahat etti¤i HMS Beagle adl› gemi

Evrimcilerin Ça¤d›fl›"Efendisi" Charles Darwin 257

Page 260: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

O güne kadar canl›lar üzerinde ciddi olarak bir araflt›rma yapmam›flt›. Galapagos adalar› özellikle kufl ve sürüngen türlerinin a¤›rl›kl› ola-

rak bulundu¤u, birçok canl› türünün yaflad›¤› bir bölgedir ve dolay›s›ylaburaya giden bir bilim adam›n›n inceleyebilece¤i say›s›z canl› türü bulun-maktad›r. Ancak dikkat edilirse Darwin bu canl›lar›n binlercesini toplay›pispirtoda saklamas›na ra¤men, sadece ispinoz türlerine dikkat çekmifl vebu canl›lar› inceledi¤inde de son derece dar görüfllü ç›kar›mlar yapm›flt›r.‹spinozlar›n gagalar›n›n inceli¤i, uzunlu¤u veya k›sal›¤› elbette incelene-bilir. Ama yaln›zca bu incelemeyle tüm canl› türlerinin kökenine; örne¤indev boyutlu balinalar›n, farkl› görünümleriyle fillerin, muhteflem uçuflyetene¤i ile sineklerin, kanatlar›ndaki ola¤anüstü simetri ile dikkat çekenkelebeklerin, denizalt›nda yaflayan birbirinden çok farkl› bal›klar›n, ka-buklu deniz canl›lar›n›n, kufllar›n, sürüngenlerin ve en önemlisi de ak›l vefluur sahibi insan›n nas›l var oldu¤una yönelik bir ç›kar›m yapmak, ak›lve bilim yoluyla düflünen insan›n benimsemeyece¤i bir davran›flt›r. Her-fleyden önce gerçek bir bilim adam›, ispinoz kufllar›n› inceledi¤inde ilkolarak bu canl›lar›n nas›l olup da kusursuz bir uçma mekanizmas›na sa-hip olduklar›n› düflünür. Kufl kanatlar›n› kusursuzca var edenin, onlar›mükemmel bir teknoloji ile infla edenin kim oldu¤unu sorar. Tek bir kufltüyündeki aerodinamik özelli¤i, uçmaya elveriflli olarak hafif ve esnek ya-p›y›, tüyleri birbirine ba¤layan milyarlarca küçük kancan›n nas›l var ol-du¤unu araflt›r›r.

Tüyler ve kanatlar tüm bu teknik kusursuzluklar›n›n yan› s›ra ayn›zamanda son derece estetik ve gözal›c›d›rlar. Kimi benekli, kimi renga-renk kimi ise son derece gösteriflli olan bu kanatlardaki simetri, renkler,estetik tesadüfen meydana gelmemifltir. ‹flte aç›k bir fluurla, fikri saplant›-lardan uzak bir flekilde düflünen bir bilim adam› öncelikle bunlar› sorufl-turur. Ve tüm bu araflt›rma ve düflüncelerinin sonucunda çok aç›k ve ke-sin olan bir gerçe¤i görür: Bu kusursuz düzen, eflsiz güzellikler ve say-makla bitirilemeyecek kadar çok olan çeflitlilik, Allah'›n yaratmas›n›neserleridir.

Örne¤in bir tavuskuflunun tüyleri son derece göz al›c›d›r ve bu tüy-lerdeki düzen, estetik ve simetrik görünüm, ak›l ve vicdan sahibi bir insa-n›n hemen bu güzelli¤i yaratan› düflünmesine arac› olur. Ancak bak›n,

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?258

Page 261: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Darwin tavuskuflunun tüyleri ile ilgili neler düflünmektedir:

Gözü düflünmek ço¤u zaman beni teorimden so¤uttu. Ama kendimi za-

manla bu probleme al›flt›rd›m. fiimdilerde ise do¤adaki baz› belirgin yap›lar

beni çok fazla rahats›z ediyor. Örne¤in bir tavuskuflunun tüylerini görmek

beni neredeyse hasta ediyor.127

Kuflkusuz tek bafl›na bu örnek bile Darwin'in bilime ve do¤ada kar-

fl›laflt›¤› varl›klara karfl› olan ön yarg›l› bak›fl aç›s›n›n bir göstergesidir. An-

lafl›lan Darwin, Galapagos adalar›nda karfl›laflt›¤› canl›lar›n büyük bir bö-

lümünden dolay› da adeta "hasta olmufl" ve onlar› "ispirtoda saklamakla"

yetinmifl, ama onlarda gördü¤ü özellikler üzerinde düflünmek istememifl-

tir.

Oysa bir insan›n tüm evrende var olan Yarat›l›fl delillerini görebilme-

si için Galapagos adalar›na gitmesine de gerek yoktur. ‹nsan kendi bedenin-

den, bafl›n› hafifçe kald›r›p bakt›¤› gökyüzüne kadar her yerde Allah'›n var-

l›¤›n›n, gücünün, üstün akl›n›n ve ilminin say›s›z delilini görebilir.

Kufl tüylerindeki her tüycü¤ün üzerindeçok daha küçük tüycükler vard›r. (üstte)Bu tüycükler birbirlerine özel çengellerletutturulmufltur. Ayr›ca her kuflun tüy yap›-s› kendine özgüdür. Örne¤in suda avlanankufllar›n tüyleri ›slanmayacak bir yap›yasahiptir. (yanda)

Evrimcilerin Ça¤d›fl›"Efendisi" Charles Darwin 259

Page 262: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Örne¤in Darwin'i teorisinden so¤utan göz, bu say›s›z delilden sade-ce biridir. Göz, tesadüfler sonucunda oluflamayacak kadar kompleks vekusursuz bir yap›ya sahiptir. 40 ayr› organelden oluflan gözün önemli biryönü, "indirgenemez komplekslik" olarak adland›r›lan bir özelli¤e sahipolmas›d›r. Bunun anlam› fludur; gözün ifllev görebilmesi için bu 40 orga-nelin her birinin ayn› anda birarada olmas› gerekir. Bunlar›n biri olmasagöz hiçbir ifle yaramaz. Bu 40 ayr› parçan›n her biri de kendi içlerindekompleks bir düzene sahiptir. Örne¤in gözün arka k›sm›ndaki retina ta-bakas› 11 ayr› katmandan oluflur. Bu katmanlardan biri kan damar› a¤›d›r.Vücudun en yo¤un damar a¤›n› oluflturan bu tabaka ›fl›¤› yorumlayan re-tina hücrelerinin oksijen ihtiyac›n› karfl›lar. Di¤er tabakalar›n her birininise ayr› görevleri vard›r. Hiçbir evrimci bu denli kompleks bir organ›n na-

s›l olufltu¤u sorusuna ma-kul bir cevap veremez.Çünkü göz, Allah'›n kusur-suz yarat›fl›n›n delillerin-den biridir. Kuran'da bildi-rildi¤i gibi;

O Allah ki, yaratand›r, ku-

sursuzca varedendir, 'flekil ve

suret' verendir. En güzel

isimler O'nundur. Göklerde

ve yerde olanlar›n tümü

O'nu tesbih etmektedir. O,

Aziz, Hakimdir. (Haflr Sure-

si, 24)

Charles Darwin iseöyle karmafl›k ve sa¤l›ks›zbir düflünce yap›s›na sa-hiptir ki, do¤ada var olanbu kusursuzluklar› gördü-¤ünde, ak›l ve vicdan sahi-bi her insan gibi Allah'a

Tavus kuflu ve ihtiflaml› tüyleri

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?260

Page 263: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

iman edece¤i yerde, hastalanm›fl, bunal›ma girmifl, hatta intihar etmek is-

tedi¤ini söylemifltir. Darwin'in canl›lardaki kusursuz tasar›mlar› gördü-

¤ünde hissettiklerini anlatan sözlerinden baz›lar› flöyledir:

Bu mükemmel evreni, özellikle de insan›n do¤as›n› izlemekten mutlu

olam›yorum… Herfleye dizayn edilmifl kanunlar›n bir sonucu olarak bak-

maya e¤ilimliyim… Ve bütün bu kanunlar aç›kça herfleyi bilen, gelecekteki

tüm olaylar› ve sonuçlar› gören bir Yarat›c› taraf›ndan dizayn edilmifltir.

Ama daha fazla düflündükçe daha fazla kafam kar›fl›yor.128

Tamamen ümitsiz bir karmaflan›n içinde oldu¤umun bilincindeyim. Gör-

dü¤ümüz dünyan›n bir flans eseri oldu¤unu düflünemiyorum. Ama ayn› za-

manda her ayr› parçaya da bir Dizayn'›n sonucu olarak bakam›yorum.129

Her s›n›ftaki hayvanla ilgili birçok flafl›rt›c› ve ilginç örnekler verebilirim;

bunlar›n say›s› o kadar çok ki flans eseri olmalar› mümkün de¤il.130

Ayr›ca Darwin, ortaya att›¤› teorinin yanl›fll›¤›n› ve temelsizli¤ini de

fark etmifl ve flöyle yazm›flt›:

Okur yap›t›m›n (Türlerin Kökeni) bu bölümüne varmadan önce bir y›¤›n

güçlükle karfl›laflm›fl olacakt›r. Bunlar›n baz›lar› bugüne dek üzerlerinde

‹nsan gözü günümüzde üretilmifl olan son model foto¤raf makinele-rinden, kameralardan çok daha kompleks bir yap›ya sahiptir.

Evrimcilerin Ça¤d›fl›"Efendisi" Charles Darwin 261

cams› bölme

kirpiksi kas

lens

kornea

irisretina

koroid kaplama

göz ak›

kör nokta

optik sinir

kan damar›

sulu bölme

göz bebe¤i

Page 264: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

belirli bir ölçüde duraksamadan düflüne-

medi¤im kadar çetindir.131

Yak›n dostu Asa Gray'e yazd›¤› bir mek-tupta ise "Oldukça iyi biliyorum ki spekülas-yonlar›m meflru bilimin s›n›rlar›n›n oldukçailerisine uzanm›flt›r." diyerek teorisini bilimd›fl› bir spekülasyon olarak de¤erlendirmiflti.

Darwin'e körü körüne inananlar›n veonu kendilerine "efendi" ilan edenlerin, onunbu yönlerini de mutlaka gözönünde bulun-durmalar› gerekmektedir.

Fikri Saplant›lar, Dar Bak›fl Aç›lar›

Önceki sat›rlarda Darwin'in ve evrimcilerin ne kadar dar bir düflün-ce yap›s›na sahip olduklar›ndan söz etmifltik. Darwin gibi tüm evrimcile-rin ve materyalistlerin bak›fl aç›lar› da ayn› mant›ktad›r. Örne¤in Darwin,ispinoz kufllar›na bak›p onlar›n sadece gagalar›n› görebilmifl, sonra da bunoktadan hayali ç›kar›mlar yapm›flt›r. Oysa ispinoz kuflunun sindirim sis-teminden, kulland›¤› uçufl tekniklerine, gözlerinin yap›s›ndan nas›l av-land›¤›na kadar binlerce özelli¤i bulunmaktad›r. ‹spinoz kuflunun hücre-lerini oluflturan tek bir protein molekülünde bile Allah'›n varl›¤›n› kan›t-layan say›s›z delil ve mucizevi özellik bulunmaktad›r. Sadece gagalar›nabakarak, "bunlar tek bir türden çeflitlenmifllerdir, sonuç olarak canl›l›laryarat›lmam›fllard›r" diye son derece ak›l ve bilim d›fl› bir ç›kar›m yapmakveya bu ç›kar›m› savunmak, söz konusu çevrelerin tutucu bak›fl aç›lar›n›nbir göstergesidir.

Bu bak›fl aç›s›na sahip herhangi bir insan, gökyüzünde her gece gör-dü¤ü aya bak›p, hiçbir araflt›rma yapmadan "demek ki ay›n üzerinde hertarafa florasan benzeri ›fl›k yayan bir madde var" diyerek kendine bilimadam› dedirtebilir. Veya ortaça¤ hurafelerine inanan insanlar gibi, etin üs-tünde kurtçuklar› gören bir kifli hiçbir araflt›rma yapmadan ve düflünme-den "demek ki et gibi cans›z maddeler, kurtçuk gibi canl› maddeleri olufl-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?262

"Tamamen ümit-

siz bir karmafla-

n›n içinde oldu¤u-

mun bilincinde-

yim. Gördü¤ümüz

dünyan›n bir flans

eseri oldu¤unu

düflünemiyorum."

Charles Darwin

Page 265: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

turabilmektedir" diye bir sonuca varabilir.

‹flte ihtiyar bir gezginin 19. yüzy›ldan kalma bunlara benzer ç›kar›m-

lar›n›n, 21. yüzy›lda baz› çevrelerce savunulmas› gerçekten ibret vericidir.

Darwin'i izleyen evrimcilerin ve materyalistlerin bu, yeniliklere kapal›

anlay›fllar› birçok konuda kendini gösterir. Özellikle ideolojik aç›dan tam

bir fikri saplant› içindedirler. Hatta bilimsel araflt›rmalar› kendileri yap›p,

yarat›l›fl›n delillerini gözleriyle görmelerine ra¤men yine de "biz materya-

lizme olan inanc›m›zdan vazgeçemeyiz" diyebilmektedirler. Söz konusu

çevrelerin bu durumunun beyaz bir tahtaya bak›p "bu tahta asl›nda beyaz

ama ben onun siyah oldu¤una inan›yorum ve bu inanc›mdan da asla vaz-

geçmeyece¤im, ileride bir gün belki bunun siyah oldu¤unu bilimsel ola-

rak da ispatlayabilirim" diyen bir adamdan en küçük bir farklar› yoktur.

Darwinist ve ateist bir genetikçi olan Richard Lewontin flöyle bir itirafta

bulunur:

Bizim materyalizme bir inanc›m›z var, 'a priori' (önceden kabul edilmifl,

do¤ru varsay›lm›fl) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir aç›klama ge-

tirmeye zorlayan fley, bilimin yöntemleri ve kurallar› de¤il. Aksine, mater-

yalizme olan a priori ba¤l›l›¤›m›z nedeniyle, dünyaya materyalist bir aç›kla-

ma getiren araflt›rma yöntemlerini ve kavramlar›n› kurguluyoruz. Materya-

lizm mutlak do¤ru oldu¤una göre de, ‹lahi bir aç›klaman›n sahneye girme-

sine izin veremeyiz.132

Bu sözler evrimcilerin ideolojileri ile ilgili saplant›lar› oldu¤unu, ger-

çe¤i görseler bile inand›klar›ndan vazgeçmeyeceklerini anlamak aç›s›n-

dan yeterlidir. Evrimci Robert Shapiro ise bilim taraf›ndan hiçbir zaman

ispatlanmayan baz› terimlerin s›rf ideolojilerine uygun oldu¤u için savu-

nuldu¤unu flöyle itiraf eder:

Bizi basit kimyasallar›n var oldu¤u bir kar›fl›mdan, ilk etkin replikatöre

(DNA veya RNA'ya) tafl›yacak bir evrimsel ilkeye ihtiyaç vard›r. Bu ilke

"kimyasal evrim" ya da "maddenin kendini örgütlemesi" olarak adland›r›l›r,

ama hiçbir zaman detayl› bir biçimde tarif edilmemifl ya da varl›¤› gösteri-

lememifltir. Böyle bir prensibin varl›¤›na, diyalektik materyalizme ba¤l›l›k

u¤runa inan›l›r.133

Darwincilerin ve materyalistlerin bu dogmatik bak›fl aç›s›, insanlar›,

Evrimcilerin Ça¤d›fl›"Efendisi" Charles Darwin 263

Page 266: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

toplumu ve sosyal olaylar› de¤erlendirmelerine de yans›r. Do¤an›n sözde

bir "yaflam mücadelesi"nden ibaret oldu¤una, bu mücadelede ise sadece

güçlü olanlar›n hayatta kalabildi¤ine dair bir saplant›lar› vard›r. Ayn› ya-

flam mücadelesinin sözde "geliflmifl bir hayvan" olarak gördükleri insan

için de geçerli oldu¤unu iddia ederler. Dolay›s›yla her insan›n, hayatta

kalabilmek için çetin bir mücadele vermesi, ç›karlar›n› ölümüne koruma-

s›, fedakarl›k, baflkalar›n›n iyili¤ini kollama gibi insani birtak›m özellik-

lerden de özenle kaç›nmas› gerekti¤ine inan›rlar. Oysa insan, tüm di¤er

canl›lardan farkl› olarak Allah'›n kendisine verdi¤i ak›l ve fluura sahiptir.

Akl›n› kullanan bir insan ise yeryüzünün bir "yaflam mücadelesi" yeri ol-

mad›¤›n›, aksine dünyada Allah'› tan›mak ve O'na kulluk etmek için bu-

lundu¤unu bilir. Bundan dolay› da karfl›l›ks›z sevgi, sayg›, fedakarl›k,

ba¤l›l›k, vefa gibi güzel ahlak özelliklerine sahip olur. ‹flte insan›, insan

yapan da bu üstün ahlaki özelliklerdir.

Sonuç

Aktüel'in ilavesi olan Millenium dergisinde, evrim teorisinin "oldukça

elle tutulur kan›tlara" dayand›¤› iddia edilmifltir. Oysa bafltan beri üzerin-

de durdu¤umuz gibi gerçekte evrim teorisini destekleyen hiçbir somut

bulgu yoktur. Darwin'in 140 y›l önceden büyük bir delil sanarak öne sür-

dü¤ü ispinozlar ve benzeri örneklerin geçersizli¤i ise, burada inceledi¤i-

miz gibi, aç›kça ortaya ç›km›fl durumdad›r.

Bugün tüm Türk halk› bu gerçekleri ö¤renmifltir. Anadolu'da yafla-

yan küçük bir çocu¤a bile sorsan›z, Darwin'in iddialar›n›n ne kadar ça¤-

d›fl› oldu¤unu size anlatabilecektir. Peki o halde neden hala evrimci bilim

adamlar› Darwin'e bu denli ba¤l›d›rlar? Bu sorunun cevab›n›, yine Mille-

nium dergisindeki yaz›larda bulmak mümkündür: Darwinizm'e olan ba¤-

l›l›¤›n nedeni ateistlerin, bu teorinin inançs›zl›klar›na sözde bilimsel bir

temel oluflturdu¤unu sanmalar›d›r. Kendilerini yaratm›fl olan Allah'› tan›-

mayan bu insanlar, inkarlar›na dayanak sand›klar› Darwin'in ça¤ d›fl› id-

dialar›na körü körüne sar›lmaktad›rlar. S›rf inkar edebilmek için 1800'ler-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?264

Page 267: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Canl›larda Darwin'in varsay›mlar›n›n aksinebüyük fedakarl›k örnekleri vard›r. Anne hayvan-lar›n yavrular› için kendi canlar›n› tehlikeye at-malar›, onlar›n beslenmesi ve her türlü bak›m›y-la b›kmadan ilgilenmeleri evrimciler aç›s›ndanaç›klanmas› mümkün olmayan davran›fllard›r.

Page 268: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

de yaflam›fl "yafll› bir gezgini" kendilerine "efendi" olarak ilan edebilmek-tedirler. Oysa ak›l ve sa¤duyu sahibi bir insana düflen, bu tip bir tarafgir-li¤i ve tutuculu¤u bir kenara b›rak›p, nas›l var oldu¤u konusu üzerindesamimi bir flekilde düflünmektir.

Tüm Darwinistler'e flunu hat›rlatmakta yarar vard›r: Kendilerini ya-ratm›fl olan Allah'›n varl›¤›n› kabul ettiklerinde, bu dünyada niçin var ol-duklar› sorusunun gerçek cevab›n› bulacak ve kendi kendilerini aldat-maktan kurtulmufl olacaklard›r. Bir insan için bundan daha büyük bir ka-zanç olamaz.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?266

Page 269: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?
Page 270: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

abah gazetesi köfle yazar› Sn. Zülfü Livaneli, 13 May›s 2000 Cumartesitarihli "‹nanç ve Bilim" bafll›kl› yaz›s›nda, evrim teorisinden söz eder-ken, "aminoasit, protein gibi organik maddeler kar›flt›r›l›p kaynat›-l›nca hayat olufluyor, canl›l›k bafll›yor" fleklinde bir aç›klamada bu-lunmufltur. Ancak bu aç›klama bilimsel verilerle taban tabana z›tt›r.

Darwinist teorinin "organik maddeler ilkel çorba içinde ilk canl› hüc-reyi oluflturdu" yönünde bir iddias› oldu¤u do¤rudur. Ama bu iddia, Li-vaneli'nin yaz›s›ndaki anlat›m›n aksine, bugüne kadar hiç ispatlana-mam›flt›r. Bu iddian›n ispatland›¤›n› iddia eden bir evrimci biyolog dayoktur. Livaneli'nin sözünü etti¤i gibi bir deney veya gözlem (yani ami-noasit, protein gibi organik maddeler kar›flt›r›l›p kaynat›l›nca hayat›n bafl-lamas›) hiç olmam›flt›r. Bu sonuca varmak için say›s›z deney yap›lm›fl,ama hiçbirinde istenen sonuca var›lamam›flt›r.

Evrimci literatürde hala sözü edilen tek öne sürülen deney, StanleyMiller'in 1953 y›l›nda yapt›¤› ve baz› gazlar› kar›flt›r›p ›s›tarak bir kaç ami-no asit oluflturmas›ndan ibaret olan bir deneydir. Ancak aminoasit olufl-mas›, canl›l›k oluflmas› demek de¤ildir. Canl› hücresini dev bir fabrikayabenzetirsek, amino asitler bu fabrikan›n birer tu¤las› olabilir. Önemli olanbu tu¤lalar›n nas›l dizilip tasarlanaca¤›d›r. Bugüne kadar hiçbir deney,aminoasitlerin tesadüfen veya kendi kendilerine organize olup fonksiyo-nel bir protein oluflturduklar›n› göstermemifltir. Canl›l›¤›n oluflmas› için-

SABAH GAZETES‹NDEN SN. ZÜLFÜ L‹VANEL‹'N‹N

"‹LKEL ÇORBA" YANILGISI

S

Evrimcilerin iddia ettikleri gibi aminoasitler ve benzeriorganik maddelerin kar›flt›r›l›p kaynat›lmas› ile hayat›nbafllamas› mümkün de¤ildir. (yanda) "‹lkel çorba" ev-rimcilerin hayal güçlerinin bir yans›mas›d›r.

Page 271: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

se yüzlerce farkl› proteinin, DNA kodlar›n›n, bunlar› yorumlayan enzim-

lerin, seçici geçirgen bir hücre zar›n›n vs., yani çok kompleks bir mekaniz-

malar bütününün oluflmas› gerekir.

Kald› ki, Miller'in amino asit olufltururken kulland›¤› gazlar›n (me-

tan ve amonyak) ilkel dünya atmosferini yans›tmad›¤›, ilkel dünya at-

mosferinin aminoasit oluflumu için çok daha elveriflsiz oldu¤u 1970'ler-

den bu yana genel bir kabul görmektedir.

E¤er Say›n Livaneli'nin sözünü etti¤i gibi bir bilimsel veri olsayd›,

(yani aminoasit, protein gibi organik maddeler kar›flt›r›l›p kaynat›l›nca

hayat›n bafllamas›), bugün hayat›n kökeni konusunda hiçbir tart›flma ol-

mazd›. Oysa bu konu evrimci biyologlar taraf›ndan "çözülememifl bir mu-

amma" olarak tan›mlanmaktad›r. Örne¤in, bu alandaki en önemli isimler-

den biri olan San Diego Scripps Enstitüsü'nden jeokimyac› Jeffrey Bada,

Sabah Gazetesinden Sn. Zülfü Livaneli'nin "‹lkel Çorba" Yan›lg›s› 269

Page 272: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

fiubat 1998 tarihli Earth dergisinde flöyle yazmaktad›r:

Bugün, 20. yüzy›l› geride b›rak›rken, hala, 20. yüzy›la girdi¤imizde sahip ol-

du¤umuz en büyük çözülmemifl problemle karfl› karfl›yay›z: Hayat yeryü-

zünde nas›l bafllad›?134

Almanya'daki Johannes Gutenberg Üniversitesi Biyokimya Enstitü-sü Baflkan› Prof. Dr. Klaus Dose ise, ayn› y›l›n Interdisciplinary Science Re-views dergisinde flu ifadede bulunmufltur:

Kimyasal ve moleküler evrim alanlar›nda, yaflam›n kökeni konusunda otuz

y›l› aflk›n bir süredir yürütülen tüm deneyler, yaflam›n kökeni sorununa ce-

vap bulmaktansa, sorunun ne kadar büyük oldu¤unun kavranmas›na ne-

den oldu. fiu anda bu konudaki bütün teoriler ve deneyler ya bir ç›kmaz

sokak içinde bitiyor ya da bilgisizlik itiraflar›yla sonuçlan›yor.135

Sorun, evrim teorisinin canl›l›¤›n kendi kendine, tesadüflerle, do¤alolaylarla olufltu¤unu iddia etmesidir. Oysa bu, Nobel ödüllü ‹ngiliz bilimadam› Fred Hoyle'un ifadesiyle "bir hurda y›¤›n›na isabet eden kas›rgan›nsavurdu¤u parçalarla tesadüfen bir Boeing 747 uça¤›n›n oluflmas›" kadarimkans›zd›r. Yine Hoyle, bu bilimsel gerçe¤in ortaya koydu¤u sonucuflöyle izah eder:

Asl›nda, yaflam›n ak›l sahibi bir varl›k taraf›ndan meydana getirildi¤i o

kadar aç›kt›r ki, insan bu aç›k gerçe¤in neden yayg›n olarak kabul edilme-

di¤ini merak etmektedir. Bunun (kabul edilmemesinin) nedeni, bilimsel de-

¤il, psikolojiktir.136

Nitekim bugün pek çok bilim adam›, hayat›n bilinçli bir biçimdeplanland›¤›n›, yani yarat›ld›¤›n› kabul etmektedir. Darwinizm'in ortayaatt›¤› ve asl›nda 19. yüzy›l›n ilkel bilim düzeyinin bir sonucu olan "orga-nik maddeleri kar›flt›r›n, kendi kendilerine hücre olufltururlar" fleklindekiiddia ise, bilim d›fl› bir bat›l inan›fl durumundad›r. Bilim, tüm canl›lar›Yüce Allah'›n kusursuzca yaratt›¤› gerçe¤ini bir kez daha tasdik etmekte-dir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?270

Page 273: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

A¤ustos 1999 tarihli Sabah'ta, "Seçime Darwin Damgas›" bafll›kl› bir ha-ber yay›nland›. Haberde, ABD'de yap›lacak olan Baflkanl›k seçimlerin-de, Demokrat Parti ve Muhafazakar Parti adaylar›n›n canl›lar›n köke-ni hakk›nda farkl› görüfller savundu¤u bildiriliyordu. Bu haberiyle Sa-bah, ABD'de süregiden güncel bir tart›flmay› okuyucular›na aktar›yor

görüntüsü çizdi.Ancak haberde, gerçeklerle uyuflmayan bir kaç önemli hata vard›. Bu

yan›lg›lar› flöyle s›ralayabiliriz:

Evrim Teorisini Bilimle Özdefl Sanma Yan›lg›s›

Sabah'›n haberinde "bilim adamlar› flokta" altbafll›¤› ile flu sat›rlar yeral›yordu:

Darwin tart›flmas›n›n raflardan yeniden indirilip alevlendirilmesi, bilim

adamlar›n› floka soktu. Bilim adamlar› 21. yüzy›la girerken Amerika'n›n ko-

mik duruma sokuldu¤unu belirtiyorlar. California Üniversitesi genetik uz-

manlar›ndan Francisco Ayala, 'Çocuklar›m›za bilimi ö¤retemezsek, bilim ve

teknoloji üzerine kurulu bu dünyada engellerle karfl›lafl›rlar' fleklinde ko-

nufltu.

Bu sat›rlarda ve Sabah'›n haberinin genelinde verilen çok yanl›fl birmesaj vard›r: Evrimin "bilim adamlar›", yani tüm bilim dünyas› taraf›n-dan kabul edildi¤i mesaj›. Sabah, "bir k›s›m muhafazakarlar yarat›l›fl› sa-vunuyor, bilim adamlar› ise flok olmufl durumda" derken, evrimin bilim-sel bir gerçek oldu¤u ve dolay›s›yla tüm bilim adamlar› taraf›ndan kabuledildi¤i gibi gerçeklerle uyuflmayan bir mesaj vermektedir.

SABAH GAZETES‹N‹N "SEÇ‹ME DARWIN DAMGASI"

BAfiLIKLI HABER‹NDEK‹ YANILGILAR

31

Page 274: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Oysa bu aç›k bir yan›lg›d›r. Evrimi savunanlar bilim dünyas›n›n ge-

neli de¤il, baz› bilim adamlar›d›r. Di¤er pek çok bilim adam› ise yarat›l›fl

gerçe¤ini savunmaktad›r.

Yani evrim ve yarat›l›fl konusundaki tart›flma, sadece, "muhafazakar-

lar" ile "bilim adamlar›" aras›nda de¤il, bilim dünyas›n›n kendi içinde de

sürmektedir. Dahas›, son 20-30 y›ld›r bu tart›flmada somut deliller getiren,

karfl› taraf›n iddialar›n› çürüten taraf, yarat›l›fl› savunan taraft›r.

Sabah gazetesinin haberinde kendisinden al›nt› yap›lan Francisco

Ayala, zaten evrim teorisinin en koyu savunucular›ndan biridir. Ama ne

yaz›k ki Sabah'›n haberinde Ayala'n›n görüflü tüm bilim dünyas›n›n ortak

kanaatinin ifadesi gibi yans›t›lm›flt›r. E¤er sadece evrimcilerin görüfllerini

almak yerine; Michael J. Behe, Philip Johnson, Michael Denton, Dean

Kenyon, Charles Taxton, Siegfried Scherer gibi dünyaca üne sahip ve ev-

rim teorisine karfl› ç›kan bilim adamlar›ndan da görüfl al›nm›fl olsayd›, or-

taya çok daha farkl› bir tablo ç›kacakt›.

Do¤al Seleksiyonun Yeni Türler Oluflturdu¤unu

Sanma Yan›lg›s›

Sabah'›n haberinde ayn› zamanda Darwinizm'in teorik iddialar›ndan

da söz ediliyor ve özellikle do¤al seleksiyon iddias› vurgulan›yordu. Sa-

bah gazetesinin bu konudaki yorumu flöyleydi:

Darwin'in evrim teorisini destekleyen en önemli buluflu, do¤al seleksiyon-

du. Yani do¤a, bir tür içerisindeki fertlerden dayan›kl›, güçlü ve üremeye el-

veriflli olanlar›n yaflamas›na izin veriyor, di¤erlerini ise ölüme terk ediyor-

du. De¤iflik hayvan türleri hep böyle oluflmufltu.

Bu sat›rlarda ifade edilen görüfl "do¤al seleksiyon yeni türler olufltu-

rur" iddias›d›r. Ancak bu iddia hiçbir zaman bilimsel gözlemler taraf›n-

dan do¤rulanmam›flt›r. Bu gerçe¤i bugün evrim teorisini savunan pek çok

bilim adam› da itiraf eder.

Önce do¤al seleksiyon mekanizmas›n›n neden yeni tür oluflturama-

yaca¤›n› mant›ksal bir de¤erlendirmeyle bulal›m. Do¤al seleksiyon, Sa-

bah'›n haberinde de yaz›ld›¤› gibi, güçlü ve içinde bulundu¤u do¤al flart-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?272

Page 275: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

lara uygun olan canl›lar›n hayatta kalmas› demektir. Örne¤in aslanlar ta-

raf›ndan tehdit edilen bir zebra sürüsünde, daha h›zl› koflabilen zebralar

hayatta kalacakt›r. Ama h›zl› koflan zebralar›n hayatta kalmas› demek, bu

zebralar›n bir süre sonra bir baflka türe dönüflecekleri, örne¤in at haline

gelecekleri anlam›na gelmez. Do¤al seleksiyon sadece bir canl› türü için-

deki sakat, zay›f ya da çevre flartlar›na uymayan bireylerin ay›klanmas›na

vesile olur. Yeni canl› türleri, yeni genetik bilgi ya da yeni organlar mey-

dana getiremez.

Nitekim do¤al seleksiyonun canl›lar› evrimlefltirdi¤ine dair tek bir

gözlemlenmifl delil yoktur. Bir evrimci olan ‹ngiliz paleontolog Colin Pat-

terson, bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Hiç kimse do¤al seleksiyon mekanizmalar›yla yeni bir tür üretememifltir.

Hiç kimse böyle bir fleyin yak›n›na bile yaklaflamam›flt›r. Bugün neo-Darwi-

nizmin en çok tart›fl›lan konusu da budur.137

Dolay›s›yla Sabah'›n haberinde yer alan "de¤iflik hayvan türleri hep

böyle (do¤al seleksiyonla) oluflmufltu" cümlesi de gerçeklere ayk›r›d›r.

Darwinizm'in Fosiller Taraf›ndan Do¤ruland›¤›n›

Sanma Yan›lg›s›

Sabah'›n haberinde dile getirilen bir di¤er iddia ise afla¤›daki cümle-

de ifade edildi:

Darwin'in teorisi insan›n da maymundan geldi¤i tezlerini ortaya at›yor ve

bunu fosil kay›tlar›yla do¤ruluyordu.

Bu iddian›n gerçeklere ayk›r› oldu¤unu görmek için, çok basit bir

araflt›rma dahi yeterlidir. Öncelikle evrim teorisinin Darwin'in zaman›n-

da fosiller yoluyla kan›tland›¤›n› düflünmek komiktir; çünkü Darwin'in

kendisi bunun aksini kabul etmifltir. Türlerin Kökeni adl› kitab›nda, "fosil-

ler sorunu"na özel bir bölüm ay›rm›fl, "Teorinin Sorunlar›" (Difficulties on

Theory) adl› k›s›mda ise flu itirafta bulunmufltur:

E¤er gerçekten türler öbür türlerden yavafl geliflmelerle türemiflse, neden sa-

y›s›z ara geçifl formuna rastlam›yoruz? Neden bütün do¤a bir karmafla ha-

linde de¤il de, tam olarak tan›mlanm›fl ve yerli yerinde?

Sabah Gazetesinin "Seçime Darwin Damgas›"Bafll›kl› Haberindeki Yan›lg›lar 273

Page 276: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Say›s›z ara geçifl formu olmal›, fakat niçin yeryüzünün say›lamayacak kadar

çok katman›nda gömülü olarak bulam›yoruz... Niçin her jeolojik yap› ve her

tabaka böyle ba¤lant›larla dolu de¤il? Jeoloji iyi derecelendirilmifl bir süreç

ortaya ç›karmamaktad›r ve belki de bu benim teorime karfl› ileri sürülecek

en büyük itiraz olacakt›r.138

Darwin'in "teorime karfl› ileri sürülecek en büyük itiraz" dedi¤i fosilkay›tlar›, o zamandan bu yana giderek daha da büyük bir sorun halinegelmifl bulunmaktad›r. Bir baflka evrimci paleontolog Mark Czarnecki fluyorumu yapar:

Teoriyi (evrimi) ispatlaman›n önündeki büyük bir engel, her zaman için fo-

sil kay›tlar› olmufltur... Bu kay›tlar hiçbir zaman için Darwin'in varsayd›¤›

ara formlar›n izlerini ortaya koymam›flt›r. Türler aniden oluflurlar ve yine

aniden yok olurlar. Ve bu beklenmedik durum, türlerin Tanr› taraf›ndan ya-

rat›ld›¤›n› savunan yarat›l›flç› argümana destek sa¤lam›flt›r.139

Fosil kay›tlar›n›n evrime karfl› oluflturdu¤u bu meydan okuyufl, "insa-n›n evrimi" iddias› için de geçerlidir. Evrimciler farkl› maymun türleri ileinsan ›rklar›n›n kafataslar›n› ardarda dizerek çeliflkili ve gerçek d›fl› "soya-¤açlar›" olufltururlar. Ancak bu soya¤açlar› sadece varsay›mlara dayal›d›rve evrime somut bir delil oluflturmamaktad›r. Evrim teorisinin 20. yüzy›l-daki önde gelen savunucular›ndan biri olan Ernst Mayr, "Homo sapiens'e(günümüz insan›na) uzanan zincir gerçekte kay›pt›r" diyerek bu gerçe¤ikabul eder.140

Paleoantropoloji hakk›ndaki önemli bir kitab›n yazar› olan WilliamFix ise, flu yorumu yapar:

‹nsan›n kökeni hakk›nda hiçbir flüphe duymamam›z gerekti¤ini söyleyen

hala say›s›z bilim adam› vard›r, ancak tek eksiklikleri bir delillerinin olma-

mas›d›r...141

Sabah gazetesi de sürekli olarak evrimden flüphe duyulmamas› ge-rekti¤i yönünde telkinlerde bulunmaktad›r. Ama tek eksi¤i, hiçbir delili-nin olmay›fl›d›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?274

Page 277: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Eylül 1999 tarihli Star gazetesinde "‹nsano¤lunun atas› say›lan Nean-dertaller'in yamyam oldu¤u ispatland›" diye yaz›l›yordu. Oysa Star'›nhaber kayna¤› olan Science dergisi, sadece bu konuda bilimsel bir tar-t›flma sürdü¤ünü ve ço¤u bilim adam›n›n "yamyam Neandertaller" te-zini reddetti¤ini bildirmiflti.

Star gazetesinin 30 Eylül 1999 tarihli say›s›nda "ATALARIMIZ YAM-YAMMIfi" bafll›kl› bir haber yay›nland›. Star Gazetesi, Science dergisindenald›¤›n› iddia etti¤i bilgilere dayanarak, flöyle yaz›yordu:

Science dergisinde yay›nlanan bir araflt›rmaya göre, Neandertaller yamyam-

d›. ‹nsanlar›n atas› Neandertaller'in insan yedikleri bilim çevrelerinde uzun

süredir tart›fl›lan bir konu. Fransa'n›n Ardeche bölgesinde bir ma¤arada bi-

lim adamlar›n›n çal›flmalar› sonucunda bulunan kal›nt›lar bu tart›flmalar›

sona erdirdi.

Yani Star'›n haberine göre, Fransa'n›n Ardeche bölgesindeki bulgu-larla birlikte, tüm bilim dünyas› Neandertal insanlar›n›n yamyam olduk-lar›n› kabul etmiflti. Star gazetesindeki bu haberin "insan›n evrimi" masa-l›n› topluma empoze etmek için düzenlendi¤i aç›kça belli oluyordu. Nite-kim bu gerçeklerle uyuflmayan imaji pekifltirebilmek için, Neandertal in-sanlar›yla hiçbir ilgisi olmayan yar› maymun-yar› insan hayali bir varl›-¤›n çizimi de habere eklenmiflti.

Oysa haberin gerçek kayna¤›na bakt›¤›m›zda, durumun hiç de Stargazetesinde anlat›ld›¤› gibi olmad›¤› görülmektedir. Neandertaller'in"yamyam" olduklar› tezi, sadece bir kaç evrimci paleontolog taraf›ndansavunulmakta, buna karfl›l›k yine evrimci olan çok say›da uzman ise bu

STAR GAZETES‹N‹N NEANDERTALLER'LE ‹LG‹L‹

"YAMYAMLIK" YANILGISI

30

Page 278: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

teze fliddetle karfl› ç›kmaktad›r.

Bu konudaki detayl› bilgiler, Star gazetesinin haber kayna¤› olarak

gösterdi¤i Science dergisinin 1 A¤ustos 1997 tarihli say›s›ndaki bir maka-

lede yer almaktad›r. Makalede, Tim White ve Christy G. Turner II adl› fo-

sil bilimcilerin "yamyam Neandertaller" teorisini savunduklar›, ancak çok

say›da bilim adam›n›n da bu teze karfl› ç›kt›¤› belirtilmektedir.

Örne¤in Cambridge Encyclopedia'n›n "yamyaml›k" maddesinin yazar›

olan arkeolog Paul Bahn; The Man-Eating Myth: Anthropology and Anthro-

pophagy adl› kitab›n yazar› ve New York Universitesi antropolo¤u William

Arens; Case Western Reserve Üniversitesi'nden fiziksel antropolog Mary

Russell gibi uzmanlar "yamyam" Neandertaller tezini bilimsel dayanak-

lardan yoksun bulduklar›n› söylemifllerdir. Mary Russell, yamyaml›k de-

lili olarak gösterilen Neandertal kemiklerindeki darbe izlerinin, asl›nda

bir ölü gömme rituelinin kal›nt›lar› olabilece¤ini belirtmifltir. Ayn› flekilde

New Mexico Müzesi arkeolo¤u Peter Bullock da yamyaml›k iddilar›na

karfl› ç›km›fl ve bunun sadece bir varsay›m oldu¤unu vurgulam›flt›r.

Fransa'daki Ardeche bölgesindeki bulgular da Star gazetesinin yaz-

d›klar›n›n aksine, yamyaml›k tezini ispatlamamaktad›r.

Paul Bahn, Tim White'in "yamyaml›k delili" sayd›¤› izlerin, gerçek-

te farkl› bir ölü gömme rituelinin, bir savafl›n ya da benzeri bir silahl› ar-

bedenin izleri olabilece¤ini aç›klamaktad›r.

Tim White (sa¤da)ve birkaç fosil bi-limcinin ortaya at-t›klar› "yamyam Ne-andertaller" tezinepek çok bilim ada-m› karfl› ç›km›flt›r.Nitekim Tim Whi-te'›n iddialar›n›ndelilsiz birer varsa-y›m oldu¤u zamaniçinde anlafl›lm›flt›r.

276 DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?

Page 279: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

New Mexico Universitesi arkeolo¤u Peter Y. Bullock ise, Science der-

gisinin 1 A¤ustos 1997 tarihli say›s›nda yay›nlanan okuyucu mektubun-

da, Turner ve White taraf›ndan ortaya at›lan "yamyam Neandertaller" te-

zi hakk›nda flunlar› söylemifltir:

Turner ve White taraf›ndan ortaya at›lan tarih öncesi yamyaml›k teorileri sa-

dece bir teori olarak kalmaya devam etmektedir. Bu araflt›rmac›lar eldeki

bulgular› gerçek içeriklerinden farkl› olarak yorumlamaktad›rlar. Kullan-

d›klar› analiz yöntemleri tarafl›d›r. ‹nsanlarla havyanlar›n kemikler üzerin-

de b›rakabilecekleri izleri ay›rdederken kulland›klar› kriterlerde kuflkulu-

dur. Baz› insan kemiklerinin di¤er insanlar taraf›ndan de¤iflime u¤rat›ld›k-

lar› do¤rudur, ama bunlar savafl, idam ve ölü gömme törenleri gibi yam-

yaml›ktan çok daha farkl› nedenlerle aç›klanabilir. Bu araflt›rmac›lar›n ke-

miklerde bulduklar›n› söyledikleri "kazanda kaynatma izleri"nin önemli bir

bölümü ise, y›rt›c› hayvanlar taraf›ndan yap›lm›fl tahribatlard›r.

a, b- Etiyopya Omo Ba-sin'deki Kibish oluflu-mundan iki kafatas› par-ças›. ‹kisi de muhtemelen125,000 y›l öncesine ait.OmoI' in tamamen günü-müz insan›na benzer birgörüntüsü var.

c- ‹srail'de Nazareth'in he-men d›fl›ndaki Jebel Qafzehma¤aras›. d- ‹srail - Jebel Qafzeh ma-¤aras›nda bulunan ve günü-müz insan›ndan farks›z birgörünümü olan Qafzeh insa-n› yaklafl›k olarak 92,000 ya-fl›ndad›r.

(a) (b)

(c)

(d)

Star Gazetesinin Neandertaller'le ‹lgili "Yamyaml›k" Yan›lg›s› 277

Page 280: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Tüm bunlar, "yamyam Neandertaller" teorisinin sadece bir kaç ev-

rimci araflt›rmac› taraf›ndan savunulan, ama somut bir delili bulunmayan

bir varsay›m oldu¤unu göstermektedir. Science dergisi bu konudaki tart›fl-

malar› gündeme getirmifltir.

Ama ne yaz›k ki Star gazetesi, "atalar›m›z›n yamyam olduklar› ispat-

land›" gibi son derece gerçek d›fl› bir haberle okuyucular›n› yanl›fl yönlen-

dirmektedir.

Öte yandan Star gazetesinin Neandertaller'i "günümüz insan›n›n

atas›" olarak göstermesi de büyük bir yan›lg›d›r.

Neandertaller'in sadece kaybolmufl bir insan ›rk› oldu¤unu bugün

evrimciler dahi kabul etmektedirler. Bulgular, Neandertaller'in ölülerini

gömdüklerini, çeflitli müzik aletleri yapt›klar›n› ve geliflmifl bir kültürü

paylaflt›klar›n› aç›kça göstermektedir. (Detayl› bilgi için bak›n›z; Evrim Al-

datmacas›, Harun Yahya)

Asl›nda evrimci medya kurulufllar›n›n, Darwinizm'i savunmak ad›-

na bu gibi asparagas haberlere ra¤bet etmeleri, evrim teorisinin ne denli

dayanaks›z bir iddia oldu¤unun da aç›k bir göstergesidir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?278

Evrim yanl›s› gazeteve dergilerde ç›kan ha-berlerde yandakinebenzer hayali "ilkel"insanlar›n resimleris›kl›kla kullan›l›r. Buhayali resimlere daya-narak oluflturulan ha-berlerdeki tek kaynak,yazan kiflilerin hayalgücüdür. Ancak evrimbilim karfl›s›nda o ka-dar çok yenilgi alm›flt›rki art›k bilimsel dergi-lerde evrimle ilgili ha-berlere daha az rast-lan›r olmufltur.

Page 281: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

May›s 2000 tarihli Radikal Gazetesi'nde, Say›n Türker Alkan'›n "Konu-flan Hayvanlar" bafll›kl› bir yaz›s› yay›nland›. Say›n Alkan yaz›s›nda,evrim teorisini savunanlar ve evrim teorisine karfl› ç›karak Yarat›l›flGerçe¤ini savunanlar aras›ndaki tart›flmalar› konu edinmifl ve bu ko-nudaki kiflisel görüfllerine yer vermiflti. Yaz›da, kat›ld›¤›m›z, ›l›ml› ve

sa¤duyulu bir yaklafl›m olarak gördü¤ümüz noktalar›n bulunmas›n›n ya-n›s›ra, Say›n Alkan'›n baz› konularda yan›lg› içinde oldu¤unu ve bu yan›l-g›lar›n›n aç›klanmas› gerekti¤ini düflünüyoruz.

Yarat›l›fl, Bilimsel Araflt›rma ve Bulgularla ‹spatlanm›fl

Aç›k Bir Gerçektir

Say›n Alkan yaz›s›nda, evrimcilerle yarat›l›fl› savunanlar aras›ndakitart›flmalar›n gereksiz oldu¤unu, çünkü evrim teorisini savunman›nAllah'›n varl›¤›n› inkar etmeyi gerektirmedi¤ini söylemifltir. Burada aç›k-lanmas› gereken çok önemli nokta fludur:

Evrimi savunanlar ile yarat›l›fl› savunanlar aras›ndaki temel farkl›l›k,"canl›lar ayr› ayr› m› ortaya ç›kt›lar, yoksa birbirlerinden geliflerek mi or-taya ç›kt›lar" sorusu de¤ildir. Bu soru, as›l konunun sonucu olarak ortayaç›kan bir yan konudur. As›l konu, "canl›lar tesadüflerle ve do¤a olayla-r›yla m› olufltular, yoksa bilinçli bir flekilde mi yarat›ld›lar" sorusudur.Bu konuda ise bilimsel bulgular "canl›l›k tesadüflerle ve do¤al etkenlerleolufltu" fleklindeki cevab› kesin olarak reddetmektedir. Çünkü canl›l›ktaola¤anüstü derece kompleks düzen ve plan örnekleri bulunmaktad›r. Tekbir canl› hücresi dahi, "tesadüfle oluflmak" kavram›n› tamamen geçersizk›lan büyük bir yarat›l›fl harikas›d›r. Evrimcilerin canl›l›¤›n ve canl› sis-

SN. TÜRKER ALKAN'IN EVR‹M TEOR‹S‹YLE

‹LG‹L‹ YANILGILARI

28

Page 282: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

temlerin kökenini tesadüflerle aç›klama çabas› da tamamen hayalk›r›kl›¤›

ve yenilgiyle sonuçlanm›flt›r.

Canl›l›ktaki söz konusu üstün düzen ve plan, elbette ki tüm canl›-

lar› üstün bir ak›l ve bilgiyle Yüce Allah'›n yaratt›¤› gerçe¤ini göster-

mektedir ki, "yarat›l›fl"›n manas› da budur.

Yarat›l›fl›n, varl›¤› aç›k oldu¤una göre, geriye, canl›lar›n nas›l bir sü-

reç içinde yarat›ld›klar› sorusu kalmaktad›r. Say›n Alkan'›n bahsetti¤i ve

"canl›lar birbirlerinden evrimleflmifl olsalar bile bu yarat›l›fl olamaz m›"

fleklindeki mant›k, bu soruyla ilgilidir.

E¤er Allah dileseydi canl›lar› evrimsel bir süreçle de yoktan var et-

mifl olabilirdi. E¤er bilim, canl›lar›n evrimleflerek birbirlerinden türedik-

lerini ispatlam›fl olsayd›, biz de o zaman "Allah canl›l›¤› evrimi kullana-

rak yaratm›flt›r" diyebilirdik.

Örne¤in, kufllar›n sürüngenlerden evrimleflerek olufltuklar›na dair

bir delil bulunsayd›, "Allah, 'OL' emriyle, sürüngenleri bir kufla dönüfltür-

müfltür" derdik. Çünkü sonuçta her iki canl› da rastlant›larla aç›klanama-

yacak kadar kusursuz düzenle dolu bedenlere sahiptir. Bu düzenlerin bir-

birine dönüflmesi de -e¤er böyle bir fley olsayd›- ancak bir baflka yarat›l›fl

delili olurdu.

Ancak, bilimsel veriler (özellikle fosil kay›tlar› ve karfl›laflt›rmal› ana-

tomi) bunun aksini göstermektedir; çünkü dünya üzerinde evrimsel bir

sürecin yafland›¤›na dair hiçbir delil yoktur. Fosil kay›tlar›, farkl› canl› s›-

n›flar›n›n küçük kademelerle birbirlerinden evrimleflerek ortaya ç›kt›klar›-

n› de¤il, aksine çok farkl› canl› s›n›flar›n›n kendilerine benzer hiçbir atala-

r› olmadan bir anda ve özgün yap›lar›yla ortaya ç›kt›klar›n› göstermekte-

dir. Ne sürüngenler kufllara dönüflmüfl, ne de bal›klar kara canl›s› haline

gelmifltir. Her canl› s›n›flamas› kendi özellikleriyle ayr› ayr› yarat›lm›flt›r.

Türler Aras›ndaki Genetik Benzerlikler Evrime

Delil Oluflturmaz

Say›n Türker Alkan, yaz›s›nda ayr›ca, flempanzelerin genlerinin in-

san genleri ile % 99 benzerlik gösterdi¤ini ve bunun flempanzenin bir go-

rilden çok insana daha yak›n oldu¤unun ve dolay›s›yla evrim teorisinin

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?280

Page 283: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

bir delili oldu¤unu savunmufltur. Bu da evrimcilerin, halk›n bu konular-daki bilgisizli¤inden faydalanarak ortaya att›klar› "sahte" bir delildir. Vesan›r›z Say›n Alkan da konuyla ilgili pek fazla araflt›rma imkan› olmad›¤›için bu benzerlikten dolay› önemli bir yan›lg›ya düflmüfltür.

Yeryüzünde yaflayan canl›lar›n genetik benzerlikler göstermeleri sonderece ola¤and›r, çünkü canl›lar›n yap›tafllar› birbiriyle ayn›d›r. Ancak bu,onlar›n ortak bir atadan evrimlefltiklerinin bir delili olamaz. Bu konu ileilgili detayl› aç›klamalar "Say›n Yalç›n Do¤an'›n Darwinizm Hakk›ndakiYan›lg›lar›" bafll›kl› bölümde verilmifltir. Bu nedenle burada tekrar edil-meyecektir.

Sonuç

K›sacas›, Say›n Türker Alkan'›n evrim teorisine kendince delil olarakbelirtti¤i hususlar›n hiçbiri teoriye delil oluflturmamaktad›r. Say›n Al-kan'›n önerdi¤i "hem evrimi hem de yarat›l›fl› kabul etmek" fleklindekiyaklafl›m ise, evrimin bilimsel bir de¤eri olmamas› nedeniyle yanl›flt›r. Za-ten kendisinin gösterdi¤i bu ›l›ml› yaklafl›m evrim teorisini savunan ço¤ukimse taraf›ndan da kabul gören bir yaklafl›m de¤ildir. Aksine Darwinist-lerin ezici bir ço¤unlu¤u, Darwinizm'in ayn› zamanda ateizm anlam›nageldi¤inin bilincindedirler ve zaten ateist olduklar› için Darwinizm'i körükörüne savunmaktad›rlar.

Bu kifliler, söz konusu ideolojileri u¤runa, bilimsel olarak geçersizli-¤i ispatlanm›fl olmas›na ra¤men evrim teorisini savunmakta ve çeflitli ke-lime oyunlar› ve hilelerle evrim teorisini do¤rulu¤u kesinleflmifl bir teoriolarak halka sunmaktad›rlar. Ancak, insanlar›n evrimcilerin bu aldatma-calar›na kanmamalar›, en az›ndan do¤ru ve ön yarg›s›z bilgiye ulaflabil-meleri için, ayd›n, ›l›ml› ve sa¤duyulu kiflilerin, her türlü bilgiyi araflt›r›pvicdanlar› ve sa¤duyular› do¤rultusunda karar vererek, bu bilgileri halkaulaflt›rmalar› kuflkusuz 21. yüzy›l›n en büyük ve en önemli hiz-metlerinden biri olacakt›r.

Sn. Türker Alkan'›n Evrim Teorisiyle‹lgili Yan›lg›lar› 281

Page 284: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ugün insano¤lu tüm ak›l, bilgi ve teknoloji birikimiyle tek bir canl›hücre dahi üretmeyi baflaram›yor. Böyleyken do¤adaki milyonlarcafarkl› canl› türünün sadece tesadüflere dayal› bir süreç sonucunda or-taya ç›kt›klar›n› iddia etmek, yani evrim teorisini savunmak, molekü-

ler biyolog Michael Denton'›n ifadesiyle "insan akl›na yönelik bir sald›r›-d›r".

Bu nedenle evrim yan›lg›s›n› savunanlar, sürekli olarak ya ciddi bi-limsel hatalar ya da yarg› bozukluklar› sergiliyorlar. Bu yaz›da, söz konu-su evrimci yan›lg›lar›n ulusal medyadaki baz› güncel örneklerini incele-yece¤iz.

"Kula¤›n Evrimi" Yan›lg›s›

Evrimcilerin, özellikle de konu hak›nda yeterli bilgileri olmad›¤› hal-de teoriye körü körüne inananlar›n ilginç bir özelli¤i, evrim teorisiyle hiç-bir ilgisi olmayan konular› kendi lehlerinde sözde bir delil saymalar›d›r.Bunun bir örne¤i, Veysel Atayman adl› evrimci yazar›n, Evrensel gazetesi-nin 13 Haziran 1999 tarihli Pazar ekinde yay›nlanan "Maddeci 'Madde',Evrimci Madde" bafll›kl› yaz›s›nda sergilendi. Atayman evrimin kendince"delilleri"nden söz ederken flöyle yaz›yordu:

‹flitme organ›m›z kula¤›m›z da, derimiz dedi¤imiz, endoderm ve egzoderm

tabakalar›n›n evrimi sonucunda olufltu. (Hala bas sesleri karn›m›z›n derisin-

de hissetmemiz bir kan›t!)

Ses dedi¤imiz kavram, gerçekte havada yay›lan birtak›m titreflimler-

EVRENSEL GAZETES‹N‹N KULA⁄IN EVR‹M‹

‹LE ‹LG‹L‹ YANILGILARI

B

Page 285: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

dir. Kula¤›m›z, ola¤anüstü derecede kompleks sistemi sayesinde, bu ses

titreflimlerini frekanslar›na göre elektrik sinyallerine çevirir. Bu elektrik

sinyallerinin beynimizde yorumlanmas›yla da ses oluflur.

Titreflim fiziksel bir etki oldu¤una göre, dokunma duyumuz taraf›n-

dan da alg›lanabilir. Dolay›s›yla yüksek ve bas bir sesi, elbette fiziksel ola-

rak da hissedebiliriz. Dahas›, bu sesler cisimleri de fiziksel olarak etkiler.

Çok güçlü kolonlar›n kullan›ld›¤› bir odada pencere camlar›n›n k›r›lmas›

bunun bir örne¤idir.

‹lginç olan, evrimci yazar Atayman'›n bunlar› "kula¤›n evrimi"ne bir

delil sanmas›d›r. Atayman, "kulak ses titreflimini alg›lar, derimiz de bu

titreflimden etkilenir, demek ki kulak deriden evrimleflmifltir" diye

çarp›k bir mant›k yürütmektedir. E¤er Veysel Atayman'›n bu çeliflkili

mant›¤› ile düflünürsek "kulak ses titreflimini alg›lar, pencere cam› da bu

titreflimden etkilenir, demek ki kulak pencere cam›ndan evrimleflmifltir"

diye de düflünebiliriz. Yanl›fl mant›k örgüleri kurmaya bafllad›ktan sonra,

ak›l d›fl› teoriler üretmenin bir s›n›r› yoktur.

E¤er Atayman ya da bir baflka evrimci gerçekten kula¤›n evrimle olufl-

tu¤una inan›yor ve buna delil göstermek istiyorsa, bu tür ilgisiz benzetme-

ler de¤il, gerçek bilimsel deliller sunmal›d›r. Kulak kepçesinin ses yükselt-

me özelli¤inin, kulak zar› hassasiyetinin, orta kulaktaki üç hassas kemikçi-

¤in, iç kulaktaki "salyangoz" adl› içi özel bir s›v›yla dolu organ›n, bu orga-

çekiç

kemik

salyangoz

iflitmeborusu

farinks

ovalpencere

kulakzar› yuvarlak

pencere

örs kemi¤i

üzengi

yar›m dairefleklindekikanallar

‹nsan kula¤› bafll›bafl›na birmucizedir. Sesleri bizi ra-hats›z etmeyecek oranda,ihtiyac›m›z oldu¤u kadar›y-la duyabilmemiz için tasar-lanm›flt›r. Kulak, iç organla-r›m›z›n çal›fl›rken ya da bö-ceklerin yürürken ç›kard›k-lar› sesleri alg›lamaz. Bu dabizim için bir konfordur. Ak-si son derece rahats›zl›k ve-rici olan bu durum, Allah'›ninsanlar üzerindeki s›n›rs›zflefkatinin ve korumas›n›ntecellilerinden yaln›zca birörnektir.

Evrensel Gazetesinin Kula¤›n Evrimi ‹le ‹lgili Yan›lg›lar› 283

Page 286: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

n›n yüzeyinde bulunan ve s›v› içindeki titreflimleri alg›layarak bu titreflim-lere göre elektrik sinyali üreten onbinlerce al›c› hücrenin ve kulak içindekidaha yüzlerce hassas dengenin nas›l olup da "tesadüfen" olufltu¤unu aç›k-lamal›d›r. Ama bir aç›klama yapamazlar, çünkü böyle bir aç›klama yoktur.Bu konuda biraz daha bilgi sahibi olan evrimciler, kendilerini komik duru-ma düflürecek örnekler vermektense, susmay› tercih etmektedir.

Evrimi Bir "Tercih Meselesi" Sanma Yan›lg›s›

Evrimci yazar Veysel Atayman'›n bir di¤er yan›lg›s› ise, yarat›l›fl veevrimi, insanlar›n genel dünya görüfllerine göre tercih edebilecekleri ikifarkl› bak›fl aç›s› olarak göstermeye çal›flmas›d›r.

Veysel Atayman Evrensel gazetesinin 13 Haziran 1999 tarihli Pazarekindeki yaz›s›nda bir bal›¤›n çevreye uyumu konusu örnek vermektedir.Oysa bir bal›¤›n rengi ve biçiminin nas›l olufltu¤u sorusu, do¤rudan bil-imsel verilere bakarak de¤erlendirilecek ve cevab› bulunabilecek birsorudur. Bir bal›¤› ya da baflka bir canl› türünü inceledi¤imizde, buvarl›klarda hiçbir do¤a olay›yla ya da kendi iradeleriyle aç›klanamayacakdüzen ve plan bulundu¤unu görürüz. Her düzen, bu düzeni meydana ge-tiren bilinçli bir iradenin varl›¤›n› gösterir. Bu da canl›l›¤› Yüce Allah'›nyaratt›¤›n›n bir ispat›d›r.

Atayman, yarat›l›fla inanmay› kendince bir "tercih meselesi" gibi gös-termeye çal›flmakla, bu gerçe¤i gizlemek istemektedir. E¤er ayn› mant›¤›kullan›rsak, "bir insan bir kitaba bakt›¤›nda, 'bu kitap ne kadar güzel ya-z›lm›fl' der, bir di¤eri ise 'kitap kendi kendini ne güzel yazm›fl' diye düflü-nür" gibi bir cümle de yazabiliriz. Ancak aç›kt›r ki, bu iki aç›klaman›n sa-dece birincisi do¤rudur, ikincisi ise ak›l d›fl› bir safsatad›r. ‹flte Atayman'›nverdi¤i bal›k örne¤indeki evrimci mant›k da ayn› derecede saçmad›r.Çünkü hiçbir bal›k kendi renklerini ve biçimini belirlemez, yani kendisi-ni yaratamaz. Kendi biçim ve renginin fark›nda bile de¤ildir ki, onlar› dü-zenlesin. Aç›kt›r ki bunu üstün güç sahibi olan Allah yaratm›flt›r. Bu bir"tercih meselesi" de¤il, ak›l ve bilimin ortaya koydu¤u apaç›k bir gerçek-tir.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?284

Page 287: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

...Allah'›n ya¤d›rd›¤› ve kendisiyle yeryüzünü

ölümünden sonra diriltti¤i suda, her canl›y›

orada üretip-yaymas›nda, rüzgarlar›

estirmesinde, gökle yer aras›nda boyun

e¤dirilmifl bulutlar› evirip çevirmesinde düflünen

bir topluluk için gerçekten ayetler vard›r.

(Bakara Suresi, 164)

...Allah'›n ya¤d›rd›¤› ve kendisiyle yeryüzünü

ölümünden sonra diriltti¤i suda, her canl›y›

orada üretip-yaymas›nda, rüzgarlar›

estirmesinde, gökle yer aras›nda boyun

e¤dirilmifl bulutlar› evirip çevirmesinde düflünen

bir topluluk için gerçekten ayetler vard›r.

(Bakara Suresi, 164)

Page 288: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ay›n hayat› k›sa süren Ayy›ld›z gazetesinin 1 Ekim 1999 tarihli say›s›n-da, Say›n ‹skender Öksüz'ün köflesinde, "Neandertaller Aram›zda"bafll›kl› bir yaz› yay›nland›. Say›n Öksüz, yaz›s›n›n genelinde Nean-dertal insanlar›n› evrimci bir bak›fl aç›s›yla yorumlam›flt›. Neandertal›rk›n›n, günümüz insan›na göre ilkel oldu¤unu, soyut kavramlar› içer-

meyen sadece 100-200 kelimelik ilkel bir dil konuflabildi¤ini, hiçbir sanatve kültüre sahip olmad›¤›n› öne sürmüfltü.

Say›n Öksüz sayd›¤› tüm bu iddialara bir kaynak belirtmemiflti, an-cak anlafl›lan "insan›n evrimi" iddias›n› savunan ve bu iddiaya dayal› se-naryolar üreten bir kitap okumufl ve bu kitab›n etkisi alt›nda kalarak Ne-andertaller'i "ilkel insan" olarak tasavvur etmiflti.

Say›n Öksüz'ün Neandertaller hakk›ndaki iddialar› gerçekten deuzun bir zaman evrimci çevreler taraf›ndan savunulmufltur. Oysa son y›l-lar›n bilimsel bulgular›, bu iddialar› çürütmüfl ve Neandertaller'in zeka vekültür yönünden bizlerden farkl› olmad›¤›n› göstermifl bulunmaktad›r.

Neandertaller'in Dili

Öncelikle Neandertaller'in anatomik yönden hiçbir "ilkel" yap›lar›yoktur. Bu konuda önde gelen bir otorite say›lan New Mexico Üniversite-si'nden paleoantropolog Erik Trinkaus flöyle yazar:

Neandertal kal›nt›lar› ve modern insan kemikleri aras›nda yap›lan ayr›nt›l›

karfl›laflt›rmalar göstermektedir ki, Neandertaller'in anatomisinde, ya da ha-

reket, alet kullan›m›, zeka seviyesi veya konuflma kabiliyeti gibi özelliklerin-

de modern insanlardan afla¤› say›labilecek hiçbir fley yoktur.142

AYYILDIZ GAZETES‹NDEK‹ "NEANDERTALLER

ARAMIZDA" YAZISINDAK‹ YANILGILAR

Y

Page 289: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Neandertaller'in anatomik yap›-lar›, gerek beyin bölümleri gerekse bo-¤az-yutak-çene gibi organlar›, bu in-sanlar›n konuflma yetene¤i aç›s›ndanbizden hiçbir eksiklikleri olmad›¤›n›göstermektedir. Say›n ‹skender Ök-süz'ün yararland›¤› kaynak da bunukabul etmek durumunda kalmakta,ama sonra "Neandertaller'in dilleri çokbasitti, sadece 100-200 kelime konufla-biliyorlard›" demektedir. Oysa bu id-dia, hiçbir bilimsel dayana¤› olmayanhayali bir yorumdan ibarettir.

Çünkü Neandertaller hakk›ndakibilgi kayna¤›m›z fosil kay›tlar›d›r vebir fosile bak›larak onun "kelime haz-nesi" tespit edilemez! "100-200 kelime-lik ilkel dil" iddias›, Neandertaller'inkonuflabildiklerini gösteren fosil bul-gular› karfl›s›nda köfleye s›k›flan evrimcilerin, "ilkel Neandertaller" efsane-sini koruyabilmek için ortaya att›klar› bofl bir masald›r.

Neandertaller'in Müzik Zevki

Say›n Öksüz Neandertaller'in sanattanyoksun olduklar›n› da yazm›flt›r. Oysa bu id-diay› geçersiz k›lan çok aç›k deliller vard›r.Bunun çok çarp›c› bir örne¤i, Neandertal in-sanlar›na ait olan kemikten yap›lm›fl bir flüt-tür.

Bir ay›n›n uyluk kemi¤inden yap›lm›flolan söz konusu flüt, arkeolog Ivan Turk tara-f›ndan 1995 Temmuz'unda Kuzey Yugoslav-ya'daki bir ma¤arada bulunmufltur. Daha son-

Neandertaller'le ilgili bilimsel bulgular onla-r›n da bizler gibi insanlar olduklar›n› ortayakoymaktad›r.

Kemikten yap›lm›fl Neandertalflütü

Ayy›ld›z Gazetesinin "Neandertaller Aram›zda" Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar 287

Page 290: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ra da bir müzikolog olan Bob Fink, flütü analiz etmifltir. Fink, karbon tes-tine göre yafl›n›n 43.000 ile 67.000 y›l aras›nda oldu¤u düflünülen bu ale-tin, 4 nota ç›kard›¤›n› ve flütte yar›m ve tam tonlar›n da oldu¤unu tespitetmifltir. Bu keflif, Neandertaller'in Bat› müzi¤inin temel formu olan yedinota ölçüsünü kulland›klar›n› göstermektedir. Flütü inceleyen Fink, "eskiflütün üzerindeki ikinci ve üçüncü delikler aras›ndaki mesafenin, üçüncüve dördüncü delikler aras›ndaki mesafenin iki kat›" oldu¤unu belirtmek-tedir. Bunun anlam› birinci mesafenin tam notay›, ona komflu olan mesa-fenin de yar›m notay› temsil etti¤idir. "Bu üç nota inkar edilemez bir fle-kilde diatonik bir ölçekteki gibi ses ç›kar›r" diyen Fink, Neandertaller'inmüzik kula¤› ve bilgisi olan insanlar oldu¤unu ortaya koymufltur.143

Neandertal Kültüründen Örnekler

Di¤er baz› fosil bulgular›, Neandertaller'in ölülerini gömdüklerini,hastalar›na bakt›klar›n›, kolye ve benzeri tak› eflyalar› kulland›klar›n› gös-termektedir.144

Öte yandan fosil kaz›lar› s›ras›nda Neandertal insanlar› taraf›ndankullan›ld›¤› tespit edilen 30 bin y›ll›k bir dikifl i¤nesi de bulunmufltur. Ke-mikten yap›lm›fl olan bu i¤ne son derece düzgündür ve iplik geçirilmesiiçin aç›lm›fl bir deli¤e sahiptir.145 Elbette dikifl i¤nesine ihtiyaç duyacak birgiyim-kuflam kültürüne sahip olan insanlar "'ilkel" say›lamaz.

Neandertallerin Aletleri

Neandertaller'in alet yapma yete-nekleri hakk›nda yap›lan en kapsaml›araflt›rma New Mexico Üniversitesi'ndeantropoloji ve arkeoloji profesörü olanSteven L. Kuhn ve Mary C. Stiner'a aittir.‹ki bilim adam› da evrim teorisini savun-malar›na ra¤men, yapt›klar› arkeolojikaraflt›rmalar ve analizler sonucu, ‹tal-ya'n›n güneybat› sahilindeki ma¤aralar-

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?288

30 bin y›ll›k Neandertal insan›n›n dikifl i¤nesi

Page 291: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

da binlerce y›l yaflam›fl olan Neandertaller'in, günümüz insan› gibi komp-

leks bir düflünce yap›s› gerektiren faaliyetlerde bulunduklar›n› ortaya

koymufllard›r.146

Kuhn ve Stiner bu ma¤aralarda çeflitli aletler bulmufllard›r. Buluntu-

lar, m›zrak uçlar› da dahil olmak üzere kesici türden sivri uçludur ve dik-

katli bir flekilde çakmaktafl›n›n kenarlar›ndaki katmanlar›n yontulmas›y-

la yap›lm›flt›r. Böyle sivri uçlar meydana getirecek flekilde katmanlar›

yontmak, kuflkusuz zeka ve beceri gerektiren bir ifllemdir. Bu ifllemdeki

en önemli problemlerden biri kayalar›n ucundaki bask›lar sonucu meyda-

na gelen k›r›lmalard›r. Bu yüzden ifllemi yapan kifli, bir dahaki sefere uç-

lar› do¤ru muhafaza edebilmek için "ne kadar vurmal›y›m" ya da e¤ri bir

alet yap›yorsa "ne kadar e¤riltmem gerekir" diye karar vermek ve kendi

Ma¤aralarda gördü¤ü-müz benzer resimler odönemde yaflam›fl insan-lar›n zeka ve becerileriniyans›tan delillerdendir.Cisimleri ya da canl›lar›resmetmek yetenek ge-rektiren zor bir ifltir. Ma-¤ara duvar›n› oyarak re-sim yapmak ise çok dahabeceri ister. Bunlar düflü-nüldü¤ünde Neandertalinsan›n›n ilkel olarak ni-telendirilmeye çal›fl›lma-s›n›n ne kadar anlams›zoldu¤u anlafl›lmaktad››r.

Ayy›ld›z Gazetesinin "Neandertaller Aram›zda" Yaz›s›ndaki Yan›lg›lar 289

Page 292: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

kendine ince bir hesap yapmak durumundad›r.California Üniversitesi'nden Margaret Conkey Neandertaller'den

önceki dönemlere ait olan aletlerin dahi ne yapt›¤›n›n bilincinde olan ze-ki topluluklar taraf›ndan yap›ld›¤›n› flöyle anlatmaktad›r:

Arkaik insanlar›n elleriyle yapt›klar› nesnelere bakacak olursan›z, hiç de

acemi ifli fleyler olmad›klar›n› görürsünüz. Arkaik insanlar kulland›klar›

malzemenin nas›l bir fley oldu¤unun ve nas›l bir dünyada yaflad›klar›n›n bi-

lincindedirler.147

Sonuç

K›sacas›, bilimsel bulgular, Neandertaller'in zeka ve kültür düzeyiyönünden bizlerden fark› olmayan bir insan ›rk› oldu¤unu göstermekte-dir. Bu ›rk, di¤er ›rklarla kar›fl›p asimile olarak ya da bilinmeyen bir flekil-de tükenerek tarih sahnesinden çekilmifltir. Ama hiçbir flekilde "ilkel", "ya-r› maymun" vs. de¤ildir. Çünkü Neandertaller de, aynen bizler gibi, insanolarak yarat›lm›flt›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?290

Page 293: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

yl›k SHOW dergisinin Aral›k 1999 say›s›nda, "‹nsano¤lu YeryüzüneNas›l Yay›ld›" bafll›kl› bir yaz› yer al›yordu. Yaz›da eski bir insan ›rk›olan Homo erectus'tan söz ediliyordu. Ancak Homo erectus hakk›nda-ki bilgiler tamamen evrimci bir bak›fl aç›s› ve üslupla yorumlan›yor,dahas› konu hakk›nda pek çok önemli bilgi hatas› sergileniyordu. As-

l›nda bu yaz›y› kaleme alan SHOW dergisi muhabirinin konuyu ciddi birbiçimde araflt›rmad›¤›, sadece evrimci bir imaj oluflturmak istedi¤i aç›kt›.Öncelikle haberde kullan›lan resimlerin büyük bölümünün konuyla ilgisiyoktu. Sadece Homo erectus'u konu alan yaz›n›n etraf›na; uzayda gezinenbiyonik bir insan çizimi, insan beyninin yap›s›yla ilgili bir flema, "düflünenbilim adam›" foto¤raflar›, önlerine yerlefltirilmifl bilgisayarlarla oynayanflempanzeler, büyükçe bir memeli hayvan›n fosilini inceleyen bir paleon-tolog ve insan vücudundaki farkl› ›s› bölgelerini gösteren bir flema gibikonuyla hiçbir ilgisi olmayan resimler serpifltirilmiflti. Homo erectus'utemsil etti¤i san›larak yaz›ya eklenmifl bir kafatas› rekonstrüksiyonu res-mi ise, Homo erectus'u de¤il Neandertal insan›n› konu alan ve geçti¤imizy›llarda National Geographic dergisinde yay›nlanm›fl bir resimdi.

Yaz›n›n içinde de önemli bilgi hatalar› vard›. Homo erectus'un ilkolarak 3.5 milyon y›l önce Afrika'da ortaya ç›kt›¤› yaz›lm›flt›. Oysa gerçek-te bilinen en eski Homo erectus kal›nt›lar› 2 milyon y›ldan daha geriyegitmemektedir. Evrimciler taraf›ndan 3.5 milyon y›l öncesinde Afrika'dayaflad›¤› kabul edilen canl›lar, Australopithecus s›n›flamas›na ait farkl›türlerde maymunlard›r. K›sacas› SHOW dergisindeki "‹nsano¤lu Yeryü-züne Nas›l Yay›ld›" bafll›kl› yaz›, medyadaki di¤er benzeri evrimci propa-

SHOW DERG‹S‹N‹N EVR‹MC‹ BAKIfi AÇISI VE

HOMO ERECTUS YANILGISI

A

Page 294: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

ganda örnekleri gibi, ciddi yanl›fllara ve yüzeysel bir yaklafl›ma dayan›-yordu. Zaten yaz›da, Homo erectus hakk›ndaki farkl› ve çeliflkili evrimcigörüfllerin dile getirilmesinden baflka bir fley yap›lmam›flt›.

Homo erectus'un gerçek bir insan oldu¤u, günümüz insan› ile fark-l›l›klar›n sadece ›rksal farkl›l›klardan kaynakland›¤› ile ilgili bilgiler, "8Eylül 1999 Tarihli Hürriyet Gazetesindeki Yan›lg›" bafll›¤› alt›nda detay-l› olarak anlat›ld›¤› için burada tekrar edilmeyecektir.

Java adas›nda bulu-nan 27 bin y›ll›k Ho-mo erectus kafatas›çok büyük ilgi uyan-d›rm›flt›. Çünkü bukafatas› günümüz in-san›ndan tamamenfarks›zd›.Yanda Time DergisiKas›m 1996 say›s›n›nkonu ile ilgili habereyer verdi¤i sayfagörülüyor.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?292

Page 295: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

nlü bilim dergisi TIG, fiubat 1999 tarihli say›s›nda evrim teorisinin bü-yük açmazlar›ndan biri olan Kambriyen devri fosillerini ele ald›. Kana-da'daki British Columbia eyaletinde yer alan Burgess Shale adl› fosilyata¤›ndaki fosillerin konu edildi¤i yaz›da, bu bölgedeki fosil bulgula-r›n›n evrimciler taraf›ndan asla aç›klanamad›¤› kabul ediliyordu.

Burgess Shale'deki söz konusu fosil yata¤›, ça¤›m›z›n önemli paleon-tolojik bulgular›ndan biri say›l›yor. Bu bölgedeki fosil canl›lar›n özelli¤i,çok farkl› türlere ait olmalar› ve önceki tabakalarda hiçbir atalar› olma-dan, bir anda ortaya ç›kmalar›.

Oysa bilindi¤i gibi evrim teorisi, tüm canl› türlerinin, daha önce ya-flam›fl baflka türlerden kademeli olarak evrimlefltiklerini iddia ediyor. Bur-gess Shale fosilleri ve benzeri paleontolojik bulgular ise, farkl› canl› türle-rinin bu iddian›n tam aksine, yeryüzünde hiçbir atalar› olmadan bir andave kusursuz biçimde ortaya ç›kt›klar›n› gösteriyor.

TIG dergisi, Darwinizm'in önündeki bu büyük paleontolojik sorunuflöyle ifade ediyor:

Küçük bir mekanda bulunmufl olan bu fosillerin, evrim biyolojisindeki bu

büyük sorunla ilgili k›zg›n tart›flman›n tam merkezinde yer almas› oldukça

garip gözükebilir. Fakat bu hararetli tart›flmalara neden olan fley, Kambriyen

Devrinde yaflayan hayvanlar›n fosil kay›tlar›nda flafl›rt›c› bir bollukta ve bir-

denbire belirmeleridir. Radyometrik tarihlendirmelerin daha kesin sonuçla-

r› ya da giderek artan yeni fosil bulgular› ise, sadece bu biyolojik devrimin

anili¤ini ve alan›n› keskinlefltirmifltir. Yeryüzünün yaflam potas›ndaki bu

de¤iflimin büyüklü¤ü bir aç›klama gerektirmektedir. fiu ana kadar birçok

TIG DERG‹S‹NDE GÖRÜLDÜ⁄Ü G‹B‹ EVR‹MC‹LER‹N

KAMBR‹YEN ÇIKMAZI BÜYÜYOR

Ü

Page 296: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

tez ileri sürülmüfl olsa da, genel fikir hiçbirinin

ikna edici olmad›¤›d›r.

"Hiçbiri ikna edici olmayan" bu fikirler,elbette evrimcilere ait. TIG dergisi bu konuda

iki evrimci otoriteden sözediyor: Stephen J.Gould ve Simon Conway Morris. Her ikisi de

Burgess Shale'deki "aniden ortaya ç›k›fl›", evri-me göre kendilerince aç›klayabilmek için birer

kitap yazm›fllar. Gould'un kitab› Wonderful Life,Morris'inki ise The Burgess Shale and the Rise of Animals ad›n› tafl›yor. An-cak bu iki otorite de, TIG dergisinin vurgulad›¤› gibi, ne Burgess Shale fo-sillerini ne de genel olarak Kambriyen Devre ait di¤er fosil kay›tlar›n› birtürlü aç›klayam›yorlar.

Fosil kay›tlar›n›n ortaya koydu¤u gerçek sonuç ise, evrime körü kö-rüne ba¤lananlar d›fl›nda, herkes taraf›ndan görülecek kadar aç›k: Fosillercanl›lar›n yeryüzünde hep bir anda ve kusursuz bir biçimde ortaya ç›kt›k-lar›n› gösteriyor. Bu ise, tüm canl› türlerini Allah'›n ayr› ayr› yaratm›fl ol-du¤unun aç›k bir kan›t›d›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?294

Sa¤da fosili görülen trilobit bundan yaklafl›k 530 milyon y›l önce yani Kambriyen Devirde ortayaç›km›fl ve soyu tükenmifl bir canl›d›r. Her biri çift mercek içeren yüzlerce küçük petek gözden oluflantrilobit gözleri bu canl›n›n tesadüfen ortaya ç›kmas›n›n imkans›z oldu¤unu kan›tlayan aç›k bir delildir.

Page 297: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

on günlerde baz› gazetelerde "Adem ve Havva Hiç Buluflmam›fl" gibibafll›klarla baz› haberler yay›nlanm›flt›r. Bu haberlerde -tam da ne ol-du¤u anlafl›lamadan- sözü edilen iddia, evrimciler taraf›ndan ortayaat›lan ve "Mitokondriyel Havva" tezi olarak bilinen bir varsay›md›r.

"Mitokondriyel Havva" Tezi Nedir?

Günümüzün popüler bilimsel terimleri, evrime sözde bilimsel k›l›fuydurmada s›k kullan›l›r. Bunlardan DNA da evrimcilere bu yönde mal-zeme olmaktad›r.

DNA çekirdekte bulunmas›n›n yan›nda, enerji üretim merkezleriolan mitokondrilerde de bulunur. Çekirdekteki DNA, anne ile babadangelen DNA'lar›n birleflmesi sonucu oluflurken, mitokondrideki DNA'n›nkayna¤› ise yaln›zca annedir. Bu noktadan hareketle, sizin mitokondriyelDNA'n›z annenizinkiyle ayn›, annenizinki de anneannenizinkiyle ayn›d›r.Bu yöntemle iz sürerek kökenimiz araflt›r›labilir.

"Mitokondriyel Havva" tezi ise, söz konusu bilimsel gerçe¤i evrimteorisinin dogmalar›na göre yorumlayarak ortaya at›lm›fl bir varsay›md›r.Birkaç evrimci bilim adam›, kökenimizin flempanze oldu¤u iddias›n› san-ki tart›flmas›z kan›tlanm›fl bir gerçekmifl gibi sunarak, ilk insans› canl›n›nmitokondriyel DNA's›n›n flempanze DNA's› oldu¤unu iddia etmifltir. ‹d-dialar›na göre yüzbinlerce y›l içinde rastgele mutasyonlar, flempanzeDNA's›n› bizim flu anki mitokondriyel DNA'm›za dönüfltürmüfltür. Buönyarg›dan hareketle mevcut evrim soya¤ac›n›n hangi tarihte nerede bafl-lad›¤›n› belirlemeye çal›flm›fllard›r.

BAZI GAZETELERDE YER ALAN

"M‹TOKONDR‹YEL HAVVA" TEZ‹NDEK‹ YANILGILAR

S

Page 298: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Oysa söz konusu çal›flmada kullan›lan metodun tarafs›z bir bilimselgözle incelendi¤inde, ilk insanlara ait tarih ya da co¤rafi yer belirlemedekullan›lamayaca¤› kolayca görülür.

Tezin Yükselifli ve Çöküflü

‹lk olarak 1987 y›l›nda ortaya at›lan bu tez,daha sonra 1992 y›l›nda da do¤rulanmaya çal›fl›l-d›. Bu teoriyi ilk olarak ileri süren Berkeleyli bi-yokimyac›lar Wilson, Rebecca Cann ve Mark Sto-neking, üç temel ön yarg› ve kan›tlanmas› imkan-s›z tahminlerden yola ç›kt›lar:

1- Mitokondriyel DNA'n›n kökeni, "homi-nid"lere, yani maymunsu canl›lara dayan›yordu.

2-Mitokondriyel-DNA'da mutasyonlarladüzenli de¤ifliklikler olmal›yd›.

3-Bu mutasyonlar sabit bir h›zda, yani hep meydana gelmeliydi.Bu tahminleri temel alan araflt›rmac›lar, sözde evrim sürecinde türle-

rin hangi h›zda de¤iflti¤ini gösterecek olan, "moleküler saat"e ulaflabilecek-lerine inan›yorlard›. Asl›nda bu program› yazanlar›n yapt›klar›, daha enbafltan var›lmak istenen sonuca göre çal›flmalar›n› yönlendirmekti.

Dayand›klar› varsay›mlar, varl›¤› kan›tlanamayan, deney ve gözlem-le bile örneklendirilememifl olan iddialard›. (Gerçekte mutasyon, bir can-l› yap›da sadece düzensizli¤e ve ölüme neden oldu¤u gözlemlenmiflDNA bozulmas›d›r. Mutasyonlar canl›y› daha üst bir düzeye tafl›yan her-hangi bir ilerlemeye asla sebep olmaz.)

Evrimci araflt›rmac›lar ön yarg›lar›n› kamufle edece¤ini umduklar›bir bilgisayar program› gelifltirdiler. Program hayali evrim sürecinin endirekt ve verimli yolu takip etti¤i yarg›s› temel al›narak yap›lm›flt›. Oysabu, evrim teorisinin temel varsay›mlar›na bile ayk›r› olan hayali bir tablo-dur.

Nitekim bu tezin bilimsel bir de¤er tafl›mad›¤›, evrim teorisini savu-nan pek çok bilim adam› taraf›ndan dahi kabul edildi. Ünlü Nature dergi-sinin editör kurulundan Henry Gee, "Afrika Cenneti Üzerindeki ‹statistiksel

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?296

Mark Stoneking

Page 299: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Bulut" adl› yaz›s›nda mtDNA çal›flmas› sonuçlar›n› "süprüntü" olarakde¤erlendirdi.148 Gee'nin yaz›s›nda mevcut 136 mtDNA serisi ele al›nd›-¤›nda, çizilen soy a¤açlar›n›n say›s›n›n 1 milyar› geçti¤i bildiriliyordu. Ya-ni yap›lan bu çal›flmada bu 1 milyar kadar tesadüfi soy a¤ac› görmezlik-ten gelinmifl ancak flempanze-insan aras›nda sözde evrim oldu¤u varsa-y›m›na uygun olan tek soya¤ac› seçilmiflti.

Washington Üniversitesi'nden genetikçiAlan Templeton da DNA serilerinden yola ç›ka-rak günümüz insan›n›n kökeni için bir tarih be-lirlemenin imkans›z oldu¤unu bildirdi. ÇünküDNA'lar insan topluluklar› aras›nda bile oldukçafazla harmanlanm›flt›r.149 Bu, matematiksel olarakbak›ld›¤›nda soya¤ac›nda tek bir insana aitmtDNA'y› ay›rd etmenin imkans›z oldu¤u anla-m›na gelir.

En önemli itiraf ise, tezin sahiplerinden gel-di. 1992 y›l›nda çal›flmay› tekrarlayan ekiptenMark Stoneking (Pennsylvania Eyalet Üniversitesi) Science dergisineyazd›¤› bir mektupta "Afrikal› Havva" iddias›n›n geçersiz oldu¤unukabul etti.150 Çünkü çal›flman›n her yönü ile sonuca yönelik ayarland›¤›ortadayd›.

Tezin Mant›ksal Çeliflkileri

Mitokondriyel DNA tezi, baflta da belirtti¤imiz gibi DNA'daki mu-tasyonlardan yola ç›k›larak gelifltirilmifltir. Ama flu soruyu sormak gere-kir: "Bir evrimci, insan DNA's›na bakt›¤›nda hangi DNA basamaklar›n›nmutasyonlar›n sonucu olufltu¤una, hangilerinin de orijinal-de¤iflmemifloldu¤una nas›l karar verebilmektedir?" Elbette ki, bu soruya cevap vere-bilmesi için orijinal, insan›n atas› oldu¤unu iddia ettikleri canl›ya ait DNAserilerini biliyor olmas› gerekir. Çal›flmaya bafllarken varl›¤›n› iddia ettik-leri orijinal insan DNA's›ndan yola ç›kmak zorundad›rlar. Ama evrimci-lerin burada yapt›¤› hile ortadad›r; kendilerine baz olarak flempanzeDNA's›n› almaktad›rlar.151

Genetikçi Alan Templeton

Baz› Gazetelerde Yer Alan "Mitokondriyel Havva" Tezindeki Yan›lg›lar 297

Page 300: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Baflka bir deyiflle, insan DNA's›n›n flempanze DNA's›ndan evrimlefl-ti¤ine kan›t arand›¤› bir çal›flmada, tarih öncesi orijinal insan diye flem-panze bafllang›ç noktas› olarak al›nmaktad›r. Daha çal›flman›n bafl›ndaevrim gerçekleflmifl varsay›m› ile hareket edilmekte, sonra da elde edi-len sonuç "evrim kan›t›" gibi gösterilmektedir. Bu yüzden çal›flma bilim-sellikten son derece uzakta, magazinsel bir niteliktedir.

Evrimci araflt›rmac› e¤er DNA'da meydana geldi¤ini iddia etti¤i dü-zenli yararl› mutasyonlar› "moleküler saat"i hesaplamada temel olarakkullanacaksa sözde mutasyonlar›n h›z›n› da hesaplamak zorundad›r.Ama çekirdekteki ya da mitokondrideki DNA'da ne s›kl›kta mutasyonau¤rad›klar›n› gösterir herhangi bir gösterge bulunmaz.

‹çindeki mant›klar› de¤erlendirdi¤imizde bu tez flunu göstermekte-dir: Bir kez daha evrim, evrimden yola ç›k›larak kan›tlanm›fl gibi göste-rilmeye çal›fl›lmaktad›r. DNA ile evrime kan›t aramak, tarafs›z olarak ya-p›lan bir çal›flma de¤il, fakat "evrim zaten olmufl" önyarg›s› hareket nok-tas› al›narak yap›lm›fl bir göz boyamad›r.

Evrimcilerin neden göz boyama ihtiyac› duyduklar› sorusunun ceva-b› ise, evrimi destekleyen hiçbir gerçek bilimsel kan›t olmay›fl›d›r.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?298

DNA çekirdekte bulunmas›n›n yan›nda, enerji üretim merkezleri olan mitokondrilerde de bulunur. Çe-kirdekteki DNA anne ile babadan gelen DNA'lar›n birleflmesi sonucu oluflurken, mitokondridekiDNA'n›n kayna¤› yaln›zca annedir. Evrimciler bundan yola ç›karak bir tez ortaya atm›fllard›r. Ancak butez incelendi¤inde bilimsel gerçeklerin çarp›t›ld›¤› ve tarafl› bir yorum yap›ld›¤› görülmektedir.

yumurta

mitokondri

mitokondri

sperm

mitokondriyelDNA

Page 301: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

... Sen yücesin, bize ö¤retti¤inden baflka

bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen,

herfleyi bilen, hüküm ve hikmet

sahibi olans›n. (Bakara Suresi, 32)

Page 302: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

1- A. I. Oparin, Origin of Life, s. 1962- Earth, "Life's Crucible", fiubat 1998, s.343- National Geographic," The Rise of Life onEarth", Mart 1998, s.684- Stanley Miller, Current Status of the Prebi-otic Synthesis of Small Molecules, MolecularEvolution of Life, s. 7, 19865- J. P. Ferris – C. Chen, Journal of AmericanChemical Society, 97:11, s. 29666- Biyoloji 3, Musa Özet, Osman Arpac›, Ali Us-lu, Sürat Yay›nlar›, A¤ustos 1999, s.2547- Richard B. Bliss and Gray A. Parker, Originof Life, California, 1979, s. 148- S. L. Miller, "Production of Amino Acids Un-der Possible Primitive Earth Conditions", Sci-ence 1953, Say› 117, s. 2589- Kevin McKean, Bilim ve Teknik, Say›, 189, 710- Philip H. Abelson, "Chemical Events o thePrimitive Earth, National Academy of Science Pro-ceedings", Say› 55, 1965, s. 136511- J. P. Ferris anda C. T. Chen, "Photoche-mistry of Methane, Nitrogen and Water Mixtu-re As a Model for the Atmosphere of the Primi-tive Earth", Journal of American Chemical Soci-ety, cilt 97, say› 11, 1975, s. 296412- Stanley Miller, Molecular Evolution of Life:Current Current Status of the Prebiotic Synthetisof Small Molecules, 1986, s. 713- Bilim ve Teknik dergisi, A¤ustos 2000, s.6114- Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower,New York: Toplinger Publications, 1970, ss. 75-9415- F.Spoor, B.Wood, F.Zonneveld, "Implicati-on of Early Hominid Labryntine Morphologyfor Evolution of Human Bipedal Locomotion",Nature, Cilt 369, s. 645-64816- Karen Hopkin, "The Greatest Apes", NewScientist, 15 May 1999, s. 2717- Theodosius Dobzhansky, Genetics of the

Evolutionary Process, 1970, s. 17-18.18- Christian Schwabe, "On the Validity of Mo-lecular Evolution", Trends in Biochemical Scien-ces, c. 11, Temmuz 1986, s. 28019- Michael Denton. Evolution: A Theory inCrisis, London: Burnett Books, 1985, ss. 290-9120- Boyce Rensberger, Houston Chronicle, 5 Ka-s›m 1980, Bölüm 4, s. 1521- Scientific American, Aral›k 199222- Elaine Morgan, The Scars of Evolution, NewYork: Oxford University Press, 1994, s. 523- Michael Denton, Nature's Destiny, s.22824- Fred Spoor, Bernard Wood, Frans Zonne-veld, "Implication of Early Hominid Labrynti-ne Morphology for Evolution of Human Bipe-dal Locomotion", Nature, cilt 369, 23 Haziran1994, s. 645-64825- Holly Smith, American Journal of PhysicalAntropology, Cilt 94, 1994, s. 307-32526- Coates M. 1991. New palaeontologicalcontributions to limb ontogeny and phylo-geny. In: J. R. Hinchcliffe (ed.) DevelopmentalPatterning of the Vertebrate Limb 325-337.New York: Plenum Press; Coates M. I. 1996.The Devonian tetrapod Acanthostega gunnariJarvik: postcranial anatomy, basal tetrapod in-terrelationships and patterns of skeletal evolu-tion. Transactions of the Royal Society of Edin-burgh 87: 363-42127- Denton, Michael, Evolution: A Theory in Cri-sis (Bethesda, MA: Adler &Adler, 1985), p. 151,15428- Fix, William, The Bone Peddlers: Selling Evo-lution (New York: Macmillan Publishing Co.,1984), s. 18929- Stephen Jay Gould, "The Return of HopefulMonsters", Natural History, cilt 86, Temmuz-A¤ustos 1977, s. 2830- Colin Patterson, "Cladistics", Brian Leek ile

NOTLAR

Page 303: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Röportaj, Peter Franz, 4 Mart 1982, BBC

31- Charles Darwin, The Origin of Species: A

Facsimile of the First Edition, Harvard Univer-

sity Press, 1964, s. 184

32- B.E. Bishop, "Mendel's Opposition to Evo-

lution and to Darwin," Journal of Heredity 87

(1996): pp. 205-213; ayr›ca bkz. L.A. Callender,

"Gregor Mendel: An Opponent of Descent

with Modification," History of Science 26 (1988):

s. 41-75

33- SBS Vital Topics, David B. Loughran, Ni-

san 1996, URL: http://www.rmplc.co.uk /edu-

web/sites/sbs777/vital/evolutio.html

34- Gary Parker, Creation: The Facts of Life. San

Diego: CLP Publishers, 1980

35- B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsylva-

nia: The Banner Of Truth Trust, 1988

36- Warren Weaver, "Genetic Effects of Atomic

Radiation", Science, Cilt 123, 29 Haziran, 1956,

s. 1159

37- "Evolution, Marxian B›ology and the Social

Scene", Zirkle Conway, University of Pennsyl-

van›a Press, 1959, s. 527

38- Karl Marx-Friedrich Engels, Seçme Yaz›flma-

lar 1, 1844-1869, Sol Yay›nlar›, 1. Bask›, Kas›m

1995, s. 141

39- Karl Marx-Friedrich Engels, Seçme Yaz›flma-

lar 2, 1870 - 1895, Sol Yay›nlar›, Birinci Bask›,

Ekim 1996, Ankara, Çev.: Yurdakul Fincanc›

(Kitab›n orjinali Moskova 1975 bas›m›), s. 214

40- Ann Gibbons, "Plucking the Feathered Di-

nosaur", Science, volume 278, Number 5341 Is-

sue of 14 Nov 1997, pp. 1229 – 1230

41- http://www.yfiles.com/dinobird2.html

42- Duane T. Gish, Dinosaurs by Design, Master

Books, AR, 1996. s. 64-65

43- Stuart B. Levy, "The Challange of Antibiotic

Resistance", Scientific American, Mart 1998, s.

35

44- Medical Tribune, 29 Aral›k 1988, ss. 1, 23

45- Erik Trinkaus, "Hard Times Among the Ne-

anderthals", Natural History, cilt 87, Aral›k

1978, s. 10; R. L. Holloway, "The Neanderthal

Brain: What Was Primitive", American Journal

of Physical Anthropology Supplement, Cilt 12,

1991, s. 94.

46- J. Hawkes, "Nine Tentalizing Mysteries Of

Nature," New York Times, no.33, 1957

47- Fred Hoyle, The Intelligent Universe, Dor-

ling Kindersley Limited, 1983, s. 19

48- W. R. Bird, The Origin of Species Revisited,

Nashville, Thomas Nelson Co., 1991, s. 305

49- F.Hoyle, C.Wickramasinghe, Evolution from

Space, Simon and Schuster, s.148

50- J. Hawkes, "Nine Tentalizing Mysteries Of

Nature," New York Times, no.33, 1957

51- John Peet, The True History of Mankind,

www, pages.org/uk/org/bcs

52- Pierre Paul Grassé, Evolution of Living Orga-

nisms, Academic Press, New York, 1977, s.103

53- Gordon R. Taylor, The Great Evolution

Mystery, Harper & Row Publishers 1983, s. 222

54- Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Ya-

y›nlar›, Beflinci Bask›, Ankara 1996, s. 273

55- R.H.Tuttle, Natural History, Mart 1990, s.61-

64

56- Focus, Ekim 2000, sf.101

57- S. R. Scadding, "Do 'Vestigial Organs' Pro-

vide Evidence for Evolution?", Evolutionary

Theory, Cilt 5, May›s 1981, s. 173

58- Stephen Jay Gould "The Return of Hopeful

Monsters", Natural History, vol. 86 (Hazi-

ran/Temmuz 1977), s. 22-30

59- C. Loring Brace, review of Species, Species

Concepts, and Primate Evolution, edited by

William H. Kimbel and Lawrence B. Martin

(Plenum Press, 1993, s. 560), American Scientist,

vol 82 (Eylül/Ekim 1994), s. 484-486

60- http://www.ath-

ro.com/evo/pthumb.html

61- http://www.users.bigpond.com/rdo-

olan/panda.html)

62- Einstein, Science, Philosophy, And Religi-

on: A Symposium, 1941 ch. 13

63- Charles Darwin, Origin of Species kitab›n›n

Everyman's Library bask›s›n›n Önsözü, 1956

Notlar 301

Page 304: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

64- Mark Czarnecki, "The Revival of the Cre-ationist Crusade", MacLean's, 19 Ocak 1981, s.5665- George Gaylord Simpson, Life Before Man,New York: Time-Life Books, 1972, s. 42.)66- Eric Lombard, "Review of EvolutionaryPrinciples of the Mammalian Middle Ear, Ge-rald Fleischer", Evolution, Cilt 33, Aral›k 1979,s. 123067- George G., Simpson, "Tempo and Mode inEvolution", Columbia University Press, NewYork, 1944, p. 105, 10768- Simons, E. L., Annals New York Academy ofSciences, Vol. 167, 1969, s. 31969- Romer, A. S., Vertebrate Paleontology, 3rdEd., Chicago: Univ. of Chicago Press, 1966, s.25470- Kelso, A. J., Physical Anthropology, 2nd Ed.,New York: J. B. Lippincott, 1974, s. 14271- E. L.Simons, Annals New York Academy ofSciences, Vol. 167, 1969, s.31972- A. S. Romer, Vertebrate Paleontology, 3rdEd., Chicago: Univ. of Chicago Press, 1966, s.21873- Boyce Rensberger, The Washington Post, 19Kas›m 198474- Marvin Lubenow, Bones of Contention,Grand Rapids, Baker, 1992, s. 8375- Richard Leakey, The Making of Mankind,London: Sphere Books, 1981, s. 11076- Richard Dawkins, The Blind Watchmaker,London: W. W. Norton 1986, s. 22977- Jerry Bergman, Some Biological ProblemsWith The Natural Selection Theory, CRS Quar-terly, Volume 29, Number 3, Aral›k 199278- Richard Leakey - Roger Lewin, "Göl ‹nsan-lar› - Evrim Sürecinden Bir Kesit", TÜB‹TAK, 2.Bas›m, Ankara, s.3679- Dr. Tim White, New Scientist, 28 Nisan1983, s. 19980- Noam Chomsky, Language and Responsibi-lity, sf.6081- W.R. Bird, "The Origin of Species Revisited",

Nashville, 1991, s. 30182- Schutzenberger, Algorithms and the Neo-Darwinian Theory of Evolution, in MathematicalChallenges to the Neo-Darwinian Interpretati-on of Evolution, s.73-7583- Paul Auger, De La Physique Theorique a la Bi-ologie, 1970, s. 11884- Francis Crick, Life Itself: It's Origin and Na-ture, New York, Simon & Schuster, 1981, s. 8885- Ali Demirsoy, Kal›t›m ve Evrim, Ankara:Meteksan Yay›nlar›, 1984, s. 3986- John Horgan, "In the Beginning", ScientificAmerican, Cilt 264, fiubat 1991, s. 11987- Jacques Monod, Chance and Necessity, NewYork: 1971, s.14388- Homer Jacobson, "Information, Reproduc-tion and the Origin of Life", American Scientist,Ocak 1955, s.12189- Douglas R. Hofstadter, Gödel, Escher, Bach:An Eternal Golden Braid, New York:Vintage Bo-oks, 1980, s. 54890- Leslie E. Orgel, "The Origin of Life onEarth", Scientific American, Cilt 271, Ekim 1994,s. 7891- Philip Johnson, Darwin on Trial, 2.b. Illino-is: Intervarsity Press, 1993, s. 15592- Michael J . Behe, Darwin'in Kara Kutusu,Aksoy Yay›nc›l›k, 1998, s. 1493- Henry M. Morris, The Long War AgainstGod, Baker Book House, 1996, s. 1994- Karen Hopkin, "The Greatest Apes", NewScientist, 15 May 1999, s. 2795- Pierre Paul Grasse, Evolution of Living Orga-nisms, New York: Academic Press, 1977, s. 19496- Mike Benton, "Is a Dog More Like Lizardor a Chicken?" New Scientist, c. 103, 16 A¤ustos1984, s. 1997- Paul Erbich, "On the Probability of theEmergence of a Protein with a Particular Func-tion", Acta Biotheoretica, c. 34, 1985, s. 5398- Christian Schwabe, "On the Validity of Mo-lecular Evolution", Trends in Biochemical Scien-ces, c. 11, Temmuz 1986, s. 280

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?302

Page 305: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

99- Christian Schwabe, "Theoretical Limitati-ons of Molecular Phylogenetics and the Evolu-tion of Relaxins", Comparative BiochemicalPhysiology, c. 107B, 1974, s.171-172100- Christian Schwabe and Gregory W. Warr,"A Polyphyletic View of Evolution", Perspecti-ves in Biology and Medicine, c. 27, ‹lkbahar 1984,s. 473Michael Denton. Evolution: A Theory in Crisis.London: Burnett Books, 1985, ss. 290-91101- Michael Denton. Evolution: A Theory inCrisis. London: Burnett Books, 1985, ss. 290-91102- Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower,New York: Toplinger Publications, 1970, s. 75-94103- Charles E. Oxnard, "The Place of Austra-lopithecines in Human Evolution: Grounds forDoubt", Nature, Cilt 258, s. 389104- F.Spoor, B.Wood, F.Zonneveld, "Implicati-ons of Early Hominid Labyritine Morphologyfor Evolution of Human Bipedal Locomotion",Nature, 23 Haziran 1994, s.645-648105- Hoimar Von Ditfurth, Dinozorlar›n SessizGecesi 2, Alan Yay›nc›l›k, Mart 1995, ‹stanbul,çev: Veysel Atayman, s.22106- Hoimar Von Ditfurth, Dinozorlar›n SessizGecesi 2, Alan Yay›nc›l›k, Mart 1995, ‹stanbul,çev: Veysel Atayman, s.64107- Hoimar Von Ditfurth, Dinozorlar›n SessizGecesi 1, Alan Yay›nc›l›k, Kas›m 1996, ‹stanbul,çev: Veysel Atayman, s.123108- Douglas J. Futuyma, Science on Trial, NewYork: Pantheon Books, 1983. s. 197109- Douglas R. Hofstadter, Gödel, Escher, Bach:An Eternal Golden Braid, New York: Vintage Bo-oks, 1980, s. 548110- Leslie E. Orgel, "The Origin of Life onEarth", Scientific American, Cilt 271, Ekim 1994,s. 78111- Michael Denton, Evolution: A Theory inCrisis, London: Burnett Books, 1985, s. 351112- Nevil V. Sedgwick, The Chemical Elementsand Their Compounds, vol 1. Oxford: Oxford

University Press, s. 490113- George Wald, "The Origins of Life", Proce-edings of the National Academy of Sciences,USA, 1964, vol. 522, s. 603114- Michael Denton, Nature's Destiny: How theLaws of Biology Reveal Purpose in the Universe,The New York: The Free Press, 1998, s. 14-15115- "Science Finds God", Newsweek, 27 Tem-muz 1998116- Fred Hoyle, Chandra Wickramasinghe,Evolution from Space, New York, Simon &Schuster, 1984, s. 130117- Hoimar Von Ditfurth, Dinozorlar›n SessizGecesi, Cilt 2, Çev. Veysel Atayman, 2.b. ‹stan-bul: Alan Yay›nc›l›k, Mart 1995, s. 64118- Michael Denton, Evolution: A Theory inCrisis, London: Burnett Books, 1985119- Loren Eiseley, The Immense Journey, Vinta-ge Books, 1958, s. 186120- Charles Darwin, The Origin of Species: AFacsimile of the First Edition, Harvard Univer-sity Press, 1964, s. 184121- Norman Macbeth, Darwin Retried: An Ap-peal to Reason, Harvard Common Press, 1971, s.33122- Norman Macbeth, Darwin Retried: An Ap-peal to Reason, s. 36123- Edward S., Jr. 1967. The reply: Letter fromBirnam Wood. Yale Review. 61:631-640124- Loren Eiseley, The Immense Journey, Vinta-ge Books, 1958. s 227125- Scott Gilbert, John Opitz, and Rudolf Raff,"Resynthesizing Evolutionary and DevelopmentalBiology", Developmental Biology 173, ArticleNo. 0032, 1996, p. 361126- R. Lewin, "Evolutionary Theory Under Fi-re", Science, vol. 210, 21 November, 1980, p. 883127- Norman Macbeth, Darwin Retried: An Ap-peal to Reason, Boston:Gambit, 1971, s.101128- Francis Darwin, The Life and Letters ofCharles Darwin, Cilt II, New York:D. Appletonand Company, 1888, s. 105129- Francis Darwin, The Life and Letters of

Notlar 303

Page 306: DARWINİZM NASIL BİR AÇMAZ?

Charles Darwin, Cilt.II, s. 146130- Francis Darwin, The Life and Letters ofCharles Darwin, Cilt.I,s. 455131- Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Ya-y›nlar›, Beflinci Bask›, Ankara 1996, s. 185132- Richard Lewontin, "The Demon-HauntedWorld", The New York Review of Books, 9 Ocak,1997, s. 28133- Robert Shapiro, Origins: A Sceptics Guideto the Creation of Life on Earth, Summit Books,New York, 1986. s. 207134- Jeffrey Bada, "Life's Crucible", Earth, fiu-bat 1998, s. 40135- Klaus Dose, "The Origin of Life: More Ques-tions Than Answers", Interdisciplinary ScienceReviews, cilt 13, no. 4, 1988, s. 348136- Fred Hoyle, Chandra Wickramasinghe,Evolution from Space, New York, Simon &Schuster, 1984, s. 130137- Colin Patterson, "Cladistics", Brian Leek ileRöportaj, Peter Franz, 4 Mart 1982, BBC138- Charles Darwin, The Origin of Species: AFacsimile of the First Edition, Harvard Univer-sity Press, 1964, s. 172, 280139- Mark Czarnecki, "The Revival of the Creati-onist Crusade", MacLean's, 19 Ocak 1981, s. 56140- Scientific American, Aral›k 1992141- William R Fix, The Bone Peddlers, Macmil-lan Publishing Company: New York, 1984,sf.150-153142- Erik Trinkaus, "Hard Times Among theNeanderthals", Natural History, cilt 87, Aral›k1978, s. 10; R. L. Holloway, "The NeanderthalBrain: What Was Primitive", American Journalof Physical Anthropology Supplement, Cilt 12,1991, s. 94143- The AAAS Science News Service, Nean-dertals Lived Harmoniously, 3 April 1997144- Ralph Solecki, Shanidar: The First FlowerPeople, Knopf: New York, 1971,sf.196; Paul G.Bahn and Jean Vertut, Images in the Ice, Leic-hester: Windward, 1988, sf.72145- D. Johanson, B. Edgar, From Lucy to Langu-

age, s. 99, 107146- S. L. Kuhn, `Subsistence, Technology, andAdaptive Variation in Middle Paleolithic Italy,American Anthropologist, cilt 94, no 2, 1992, s.309-310147- Roger Lewin, Modern ‹nsan›n Kökeni, Tü-bitak Popüler Bilim Kitaplar›: Ankara, 1997, s.169148- Henry Gee, "Statistical Cloud over Afri-can Eden," Nature, 355 (13 February 1992): 583. 149- Marcia Barinaga, "'African Eve' BackersBeat a Retreat," Science, 255 (7 February 1992):687. 150- S. Blair Hedges, Sudhir Kumar, KoichiroTamura, and Mark Stoneking, "Human Ori-gins and Analysis of Mitochondrial DNA Se-quences," Science, 255 (7 February 1992): 737-739. 151- Barinaga, "Choosing a Human FamilyTree," Science, 255 (7 February 1992): 687.

DARWIN‹ZM NASIL B‹R AÇMAZ?304