B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... ·...

13
1 i. B u .Hz. Pey- gamber dev_ri. hadis özet olarak ele almak istiyo- . tuz. Daha sonra dü§Üll- iki da · olursa, sahabe ve Tabi'ün devirlerindeki hadis ay- m tetkik etmek dü§Üllcesin- deyiz. Niyetimiz böylece· · bir, bir-buçuk hadis seyrini ortaya koymaya önce etmeliyiz ki, burada söz konusu edilecek ha- dis maksat, Hz. Pey. gamber'e ait rivayetlerin ilk müslü- manlardan olu§an toplum. içinde ya- Bu durumda ta- biri rivayetten olarak··· ele rivayeti de yahut her ikisinin söylemele mümkündür. Ne var ki biz; rivayet- le, itibariyle hadisielin ve · zabt suretiyle tesbit edilerek ba§ka- lanna nakledilrri.esini; riyle de, gibi, toplum içinde · kasdetmelc Bu suretle tabiri daha umumi mahiyette rivayet ise adeta onun biri ol- Konumuza girmeden önce hadis tabirinin makta fayda görüyoruz. Ha d i s · gibi hadis kelimesinin. sözlük ola- rak "yeni, sonradan olan, yeniden meydana gelen'' dir.1. Kelimenin süla- si denilen kök fiilinde bu mana - . olmakla birlikte "bir §eyin ucu, ba§- gibi ikinci derece- de da HZ . PEYGAMBER DEVRi HADiS ·ÖGRENiMi' DR. MÜCTEBA UGUR Kerim'de hadis kelime- si söz ve haber olarak kul- ve · çok kere bizzat Kerim'in kendisine i§aret eder.. Me- sela, "Sizler, bu sözü küçümsiiyorsn- nnz'/ !"2 Muhammed ken- .disi uydur<ln diyenler) sözlerinde (kendileri dç) ona ben- zer bir söz getirsinler."s. (1) LlsAnu'l-Arab. (hds) maddesi; el- Cevhert, es-Sihah, 1396, I f278. es-SuyO.t!, Tedrtbu'r-RAvt (2. :Bas., Kahire, 1966), I j412. (2) 56. (3) 52. TO.r J34. . 136 ·@ JMAYIS 1979 18- SAYI: 3 D1YANET DERG15!

Transcript of B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... ·...

Page 1: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

1 ı

i.

B u araııtırmamızda .Hz. Pey­gamber dev_ri. hadis öğrenimini özet olarak ele almak istiyo-

. tuz. Daha sonra yayınlamayı dü§Üll­düğümüz iki ayrı araııtırmada da

· kısmet olursa, sahabe ve Tabi'ün devirlerindeki hadis öğrenimini ay­m ııekilde tetkik etmek dü§Üllcesin­deyiz. Niyetimiz böylece· · yaklaşık bir, bir-buçuk asırlık hadis öğrenim seyrini ortaya koymaya çalııımak­

tıı•.

önce ııurasına iııaret etmeliyiz ki, burada söz konusu edilecek ha­dis öğreniminden maksat, Hz. Pey. gamber'e ait rivayetlerin ilk müslü­manlardan olu§an toplum. içinde ya­yılmasıdır. Bu durumda öğrenim ta­biri rivayetten ayrı olarak··· ele alın­maktadır. Aslında öğrenirnin rivayeti de kapsadığını; yahut her ikisinin e§ manalı sayılabilece~ni söylemele mümkündür. Ne var ki biz; rivayet-

-;ı-' le, e~as itibariyle hadisielin hıfz ve · zabt suretiyle tesbit edilerek ba§ka­lanna nakledilrri.esini; öğrenim tabi~ riyle de, yukarıda oelirtildiği gibi, bazı vasıtalarla toplum içinde yayı!- · masını kasdetmelc ·durumundayız. Bu suretle öğrenim tabiri daha umumi mahiyette kullanılmakta; rivayet ise adeta onun vasıtalarından biri ol­maktadır.

Konumuza girmeden önce hadis tabirinin manalarmı kısaca hatırıat­makta fayda görüyoruz.

Ha d i s

· Bilindiği· gibi hadis kelimesinin. sözlük anlamı ~'kadim"in zıddı ola­rak "yeni, sonradan olan, yeniden meydana gelen'' dir.1. Kelimenin süla­si denilen kök fiilinde bu mana asıl - . olmakla birlikte "bir §eyin ucu, ba§-langıç, parlaklık" gibi ikinci derece­de manaları da vardır.

HZ . PEYGAMBER

DEVRi HADiS

·ÖGRENiMi'

DR. MÜCTEBA UGUR

Kur'an-ı Kerim'de hadis kelime­si söz ve haber kar§ıl~ğı. olarak kul­lanılır ve · çok kere bizzat Kur'an-ı Kerim'in kendisine i§aret eder.. Me­sela,

"Sizler, bu sözü mü küçümsiiyorsn­nnz'/ !"2 "(Kur'an-ı Keriın'i Muhammed ken­

. disi uydur<ln diyenler) eğer sözlerinde doğruysalar (kendileri dç) ona ben­zer bir söz getirsinler."s.

(1) LlsAnu'l-Arab. (hds) maddesi; el­Cevhert, es-Sihah, iifısır 1396, I f278. Krş. es-SuyO.t!, Tedrtbu'r-RAvt (2. :Bas., Kahire, 1966), I j412.

(2) 56. Viikı'af81.

(3) 52. TO.r J34. .

136 ·@ JMAYIS -HAZİRAN 1979 ı@. CİLT: 18- SAYI: 3 ıtj D1YANET DERG15! ıS

Page 2: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

"SÜPHESiZ . SÖZLERIN EN GÜZELi ALLAH'IN KiTABlDlR. EN KlYMETLi HiDAYET iSE HZ. MUHAMMED'iN (S.A.S.) YOLUDUR.".

ilahiyat Fakültesi Hadis Ast.

Bu iki ayette hadis kelimesi, görüldü~ü gibi, "söz" manasma gel­mekte ve Kur'an-ı Keri_rn'i kasdet­mektedir. Ayın lrelime benzerleri gi­bi §U iki ayette. "haber"·manasmadır:

"Sana Mftsii!nın haberi geldi ıhi ?""·

"İbrabiın'in ağırianan koniıldannın baberi sana geldi mi ?"s,

Hz. Peygamber'le ilgili rivayet­lerde de hadis kelimesinin çoğunluk­la yine "söz" manasma kullanılruğı

görülür. örnek vermek gerekirs~,

"Zandan Im9mın; ,9ünkü zan, sözün yalam en çoli: olamdır."G

Tanınmış sahabi Abdullah b. Mes'ıid'un (öl. 32f652) §U meşhur sö­zünde de hadis, aynı n!anaya gelir:

"Şüphesiz sözlerin en güzeli Allah'ın kitabulır. En kıymetli hidayet ise :Hz. Mnlıammed'in (s.a.s.) yoludnr."

Kur'an-ı Kerim ·ve hadislerde söz ve haber gibi manalarda kulla­nılmış. olan· bahis mevzuu hadis keli­mesi. teiim olarak, Hz. ·Peygamber'e ait söz, fiil, takrir ve sıfatıann ya­zılı ifadesidir.s Bu durumda Hz. Peygaı:nber'e nisbet edilen rivayetler; gerek fiil, ,gerek söz, gerekse tak­rir veya. vasıf §eklinde. ona atfedi­len, bir ·başka deyişle, o~nun1a ilgili

(4) 20. Tii.hiif9; 79. Nii.zi'ii.tf15. (5) 51. Zariyii.t f24. (6) Bubari, Vesayii., (İst. 1315), III f188;

Nikll.h: VIf136; Edeb: VIIf88, 9; Fe­ra'iz: VIIIJ3; MUslim, Birr, (İst. 1329-1333} VIII f10; Tirmizi, 28. Birr -56: (Kahire .1937-1975) IV f256 r. 1988; el-Muvatta (Mesabihu's-Sunne kenarında, Mısır, 1318), Husnu'l­Hulk: IIf199.

(7) Buhii.ri, Edeb: VIIJ96; İ'tisii.nı: VIIf · 139.

(8) Tedribu'r-Rilvi, gös. yer; el-Kıısımi, Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı

, Hadis Meseleleri ltzerine .. Tetltikler, İst, 1959, 3; İbn Haceri'l-Askalii.nt, Nuzhetu'n-Nazar Şerhu Nuhbeti'l­Fiker, İst:. 1305: 7: ez-Zurkll.ni, el­Menhelu'l-Hadis fi Ulümi'l-Hadiıs

(2. B as. Kah! re, 1363): I f50.

10 DİYANET DERGİSİ ıe· CİLT: 18- SAYI: 3 i® :MAYIS- HAZİRAN 1979 ı(i} 137

Page 3: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

[.

i ~

ı 1

'i 1

1

'i 1

H ' !i

'i ıl ll ıı. ii tı ~~ ,, '}l ~ il. '

olan nakiller hadisin esasını teşkil

ederler. Bu nakiller başlangıçta sa" habi denilen, Bz. Peygamber'i gören; O'nun sohbetinde bulunmuş olan ilk müslümanlar tarafından nakledildik­lerinden hadis, bir anlamda, O'na ait herhangi bir konuyu dile getiren sa­habe ifadeleri olmakta,dır.

Tammını kısaca hatırlatmay~

çalıştığımız hadisler, tekrar edelim, Hz. Peygamber'le ilgili rivayetlerdir. Şimdi bu rivayetlerin Hz. Peygam­ber zamanındaki öğrenimini ele ala­biliriz. Ancak daha önce bu devir ha­dis öğrenimine tesir eden arnillerden -ı söz etmek yerinde _olacaktır.

Hz. Peygamber De,Ti Hadis Öğrenimine Tesir Eclen Arniller

Hz. Peygamber'in, - peygamber­lik vazifesinin ilk nübüvvet merhale­sinden umumi tebliğ merhalesine ka­dare - emrolund~ğu vazifeleri hak­kıyla yapmış olduğu tarihi bir ger-. çektir. O bu v,azifeyi yaparken :Al­lah'ın vahiyle çizdiği yoldan yürü­müş; o yolun hudutlarını korurnu§­tiır. İslami prensipler en açık biçim­de onun sağlığında ortaya konul­muştur. Gerek bir peygamber ola­rak bu şekilde; gerekse insan: olarak kimdi kijitür ve insiyatifiyle o, içinde yaşadığı to!Jlumda yeni bir idare, hu­kUk, siyaset, iktisat ve terbiye siste­mi yerleştirmiştir. Öğretmen ve e~­ticisi Hz. Peygamber, öğrencisi saha­be, proğramı ise Kur'an-ı Kerim ve sünnet ·oıan bu yeni sistem çok kısa bir süre içinde insanlık tarihinde benzeri görülmemiş başanlı sonuç­lar vermiştir.

öte yandan vefatını takip e­den sahabe devri ictiinii'i hayati, fer­

. di haklar, aile nizanıı, devletler hu­kuku, siyasi ve ikt_isadi esı;ı.sların hep-

DR. MÜCTEBA UC.UR

si de O'nun. peygamberliği sırasında konulmuş kaidelerin devamından baş. ka bir şey değildir. Sa:habe; Hz. Pey­gamber'in sağlığında cereyan eden olaylan ve bu olaylan tanzim edici

- ma:hiyetteki tatbikatıan; .kendileri bizzat içinde yaşadıklarından, kolay­lıkla öğrenmişler; hem hayatta iken hem de vefatından sonra kendi ha­yatlannda uygulama yoluna gitmiş­lerdir. Bu nedenle Hz. Peygamber'in henüz sağlığında meydana gelen 6-

la.ylarla O'nun çeşitli söz, für ve dav­ramşlannı en ince teferruatına ka­dar, tesbit ve muhafaza etmek mümkün olabilmiştirıo. Şayet o dev­re ait bugün eli_mizde bulunan malu­mat bu kadar bolsa, bunu Hz. Pey­gamber'in şahsı ye tatbikatlanyla ilgili malumatın ilk müslümaniann oluşturduğu toplumda öğrenilmi§ ve yayı;,ın hale gelmi§ olmasına borÇ­luyuz. Eğer -öyle olmasaydı hiç de-

. ğilse muhafazası V-:! gelecek nesle ak­tarılması mümkün olmazdı. O halde diyebiliriz ki, Allah Resulünün yaşa­dığı devre ait maiumat, bu arada pek

. tabii olarak hadisler, sahabenin öğ­renimi ve aralannda -yaygın hale ge­tiı"lllesiyle -korunabilmiştir.

Gerek şifiihi gerekse amell, Hz. Peygamberle ilgili bütün malumatı

sahabenin öğrenmesi ve _ · aralannda yaygın hale getirmeleri ise, anıiller sayesinde mümkün olabilmiştir. Söz konusu ilmillerin en mühimleri şun­lardır:

(9) tbn Kayyimi'l-Cevziyye davet ve tebliğin beı;_ merhalede tamamlan­dığını belirtir. Bak. Ziidu'l-Me'ad, · (Kahire, tarihsiz): I f20.

(10) er-Ril.mehurmuzi, eıcMuhaddisu'l-

Fil.sıl Beyne'r-Ril.vi ve'l-Va'i, (Bey­rut 1971;, 159; el-Hatlbu'l-Bağdii.dt,

Şerefu Ashil.bi'l-Hadls · (Ankara, 1971), 43.

138 •& lVIAYIS -HAZİRAN .1979 i. CİLT: 18 - SAYI: 3 le DİYANET DERG!S! !$

Page 4: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

'

HZ. PEYGAMBER DEVRİ HAD1S öö-REN1:M1

a. Hz. Peygamber'in Teşviki

Hz. Peygamber, çevresini oluş­

turan ilk müslümanlarm fert ve toplum hayatıyla ilgili esaslar vaz e. derken onlara bunlan öğrenip başka­larına da öğretmelerini telkin ve tav.· siyeden uzak kalamazdı; zira bir söz söylerken veya bir davranışta bulunurken yani.nda bütün .sahabile­rin bulunmasına imkan yoktu. Söy­lediğini ya· da yaptığım bir grubun öğrenıriesi ise tebliğ prensibine zıt

düşerdi. Bu itibarla O'nun, kendisin­den öğrenilenleriri yayılmasım teşvik edişi, bir bakıma peygamberlik" göre­vinin tabii bir neticesiydi.

Kayntı.klarıınızda Hz. Peygam­ber'iıi, ke'!ldisinden i§itilen veya görü. ierek öğrenilenleri baııkalanna ulaş­tırmak konusunda çeşitli vesilelerle sahabeye yaptığı tavsiye ve. telkill­Iere hatta emirlere dair bir hayli ri~ vayet vardır. En meşhur 9lanlann­dan bir kaçım riakledelim.

"Bir ayet bile olsa, benden teb­liğ ediniz." 11.

"Benim sözümü işiten, güzelce öğrenip başkalarına ilet-en kimsenin Allah yüzünü ak etsin."ı2,

"Siz benden işitiyorsnnnz. Siz.. den de (başkası) i~itir; sizden işiten­den ise bir başkası duyar." ıs.

Veda Haccında sahabilere son o­larak tavsiye ettiği hususlar arasın­da kendisinden duyduklannı başka~

!arına tebliğ etmeleri de vardır.

"Burada bulunanlarınız bulun. mayanlarımza (benden işittiklerini)

tebliğ etsin; çünkü olur ki, burada bulunan bir kimse işittiğini kendisin­den daha .anlayışlı birisine uİaştırmış bulunur."ı-4.

O'n].lU ilim öğrenrrı:eğe teşvik ko. nusundalti sözlerini de aynı doğrul­tuda saymak müı_nkündUru.

ı ı

Burada işaret etmek yerinde o· lur ki, Hz. Peygamber'in,, kendisin" den öğrenilenleri tebliğ etmeğe te§­viki yalnızca dini konulara müııhasır değildir.· Bir başka değişle ö, salıa­beye sadece dini konulann öğrenilip öğretilmesini değil; ·aksine faydalı her ilmi tavsiye etmiştir. Söz geli­şi Zeyd b. Sabit'i <öl. 45f66S) yaban­cı dil öğrenmeye sevketmiştirıs. Bu da O'nun, sahabileri fert ve toplum hayatı için gerekli bütün ilimleri öğ. renrneğe ve bu ilimleri toplum için­de yayınağa teşvik ettiğini gösterir.

Denilebilir lti hadislerin· öğrenil­mesinde en önemli yeri Hz. P"eygam-ber'in sahabeyi teşviki alır. '

b. Sahabenin Şevk ve Gayreti

Hz .. Peygamber'in yukarıda söz konusu "edilen teşviltinin de tesiriyle sahabiler emsali görülmemi§ bir §evlt ve gayretle O'ndan görüp işittikleıi-

/ni öğrenmi§ler; ayrıca ba§kalanna naklederek onların .da öğrenmesini

(ll) Buhari, Bed'ul-Halk: IV f145; Tir­miz!, 42. İlim 13: Vf40 r. 2669; ed­Dii.riml, Sünen, muk., I f136; :Müs­ned Kahire 1313: II fl59, 202, 214. Kar., Şerefu Ashabi'l-Hadis, 13, 14, 15; Kadi İyad, el-İlına, Kahire 1970, ll.

(12) Ebü Davud, ilm: · III f322 r. 3660; Tirmizi 42. İlm 7: V f34 r. 2656, 7, 8; İbn :Mil.ce, :Muk., 18: I f84 r. 230; :Müsned: If437.

(13) Ebü Davud, !ım·: III f322 r. 3659; el­:Müstedrek I f95; 1\iüsne·d: IV ]340. Krş. Şerefu Ashabi'l-Hadis, 38; el­İlına'; io.

(14) Buhil.ri, ilm: I f25, 6; Hac: II f91; Tirmizi 42. tım 7: V f34 r. 2657; İbn Miice, Muk 18: If85 r. 233; :M:üs-ned: Vf73. .

(15) Bu konudaki hadisler için bak., İbn Abdi'l-Berr, Ciiml'u Beyil.ni'l-İlm (2. Baskı), II f16 vd. ·

(16) İbn Haceri'l-Askalfınl, el-İsiibe II f 593 r. 2882.

ıe DİYANET DERGİSİ !$' CİLT: 18 - SAYI: 3 iO MAYIS- HAZ1RAı'l" 1979 i$ 139

Page 5: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

.- . sağlamıı;ılardır. Onların peygamber- t

· lerinden öğrendikleri baı;ıta- Kur'an~ı

K:erim olmak üzere, kendilerine ye­tecek kad~r dini malumattır .. Hz. Pe_Ygamber'le bir arada bulundukla­rı zamanlar O'nun yaptıklarını bü-yük bir dikkatle takip etmi§ler; söy­lediklerini can kulağıyla diiıleyerelr

zaptetmi§lerdir. Böylece ondan og­rendiklerini kendi araJarında müza­kere etmek· suretiyle birbirlerine u­laııtırmıı;ılardır. Müzakere hadislerin hem sahabe arasında yayılınasını te~ min etmiı;ı hem de hafızalarda pekiş­mek. suretiyle kaybolmasını önlemiş­tir,

Sahabenin hadis öğrenme konu­sundaki azmi tamamen hasbidir. Gerçekten onlar benzersiz gayret ve azimlerinde tek hedef gözetmi§­lerdir. O da Hz. Peygamber;den bir §eyler öğrenebilmektir. Nitekim E­bü Hureyre'nin _(öl. 59J678) bir soru­suna Hz. Peygamber'in verdiği cevap sahabenin hadis öğrenme azınini a­çıkça göstermektedir. Aıiı.J.an saha.-bi bir gün "Ya Resülallah, demiş­

tir; lrıyaınet- günü şefaatin en çok kime ulaşa·cak?" Soruya verilen ce­vapta sahabenin \~lme düşkünlüğün­den de bahis vardır: "Ya EM. Hni'ey­re! Hadis beliemek üzere sende gördüğüm hırsa göre; bu hadisi sen­den evvel kimsenin bana sormaya- ı· cağını tahmin ediyordıim. Kıyamet

günü b:ilk içinde şefaatiıne en ı;ok

nail olacak olanlar, içinden gele­rek halisane bir şekilde "la. ilahe il­lallah" diyenlerdir."ı7,

Ebü Zerri'l-Gıfarinin (öl. 32J652) _ ensesini göstererek söyledikleri ise sahabedeki şevk ve gayretle bunla­rın nereden lraynaklandığını da gös­terecek niteliktedir. "Beni öldii.ı.-ınelr için) kılıcı ışuraya dayasanız; b~n de illlah Resulünden duymuş olduğum

. DR, 1\I[(J'CTEB.A. UG-UR

bir sozu siz isiDizi taınamlayıncaya (ba.5ım kesilinceye) · kadar tebliğe

vakit bulacağıını bilsem, o söZÜ size mutlaka yeti§tirirdim." ıa,

Ebü Hureyre'nin çok hadis riva­yet etmesi sebebiyle kendi-sini tenkit edenlere karşı söylediği meşhur söz~ leri de sahabenin hadis öğrenimine .. -esas teşkil eden sebeplerle birlikte onlardalti öğrenim azınine de i§~ret eder.

1

"Ebfi Hureyre çok lıfldis riva.­yet ediyor, diyorsunuz, Allah'a · ye­min ederiİn ki Kur'an-ı Kerim'de şu iki ayet olmasaydı o, tek bir hadis bile rivayet etmezdi: "0 · kinıseler ki, bizim indirdiğimiz burhanları ve hi­dayeti, kitapta insanlarm .faydalan­ması için açıklamamızdan sonra, yi­ne de gizler!er. Allah ve lfuıet edici­ler onlara lanet ederler. Aıi.cak tevbe edenlerin; kendilerini ııslah edenlerin ve .hakkı açığa çıkaralııaı:m tavbe­lerini kabul ederim. Ben, t.evbeleri Irabul edici ve günahları· bağışlayı­cıyım." 1\Iulıacirler ı;arşıda ticaretle, Ens1l.riler bağ ve bahçelerinde zi­raat!e uğraşirlarİı:cn Ebü Hureyre karın. tokluğuna Hz, Peygamber'e hizmet ediyor ve ondan hadis 1ıııp­

luyorduJ başkalarının bilmediği şey-lere şahit o!uyordiL"ıs; ·

Sahabenin hadis öğrenim azmi­ni belgeleyen nakiller arasmda onla­rm rıhle tabir edilen hadis öğrenim yolculukları da önemli bir. yer tu­tar. Biz ·burada Hz. Peygamber de~­ri hadis öğrenimine tesir eden fak-

(17) Buhar!, İlm: I J33. -(18) A.g.e. Aynı yer: IJ25. (19) EbO. Hureyre'nin okuduğu · ayetler

·2. el-Bakara St1resinin 159 ve 160 'ncı ayetler~dir. Hadis için bak Müsned (A. Muhammed §aldr· ne::;ri), XIIJ 269, 70.

140 1@ MAYIS - HAZtRAN 1979 ı@ CİLT: 18- S.A.YI: 3 ı® DİYANET DERGİSİ :®

Page 6: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

törlerden söz etmek durumunda . ol­duğumuzdan bu konumin teferruatı­na, in§aallah, Sahabe Devri Hadis öğreniminden bahsederken ineceğiz.

c. ilim Meclisleri

. Nübüvvetin Meklte Devrinde Er­k.am'ın· evinde ba.§layan İslami eği­tim ve öğretim ba§langıçta Kur'an~ı

Kerim öğretimi ııeklindedir. !lk Müs­lümanlar burada ve öteki fırsatlar­

da Hz. Peygamber'e' inen ayetleri öğremni§, açıklamasını 'kapsayan bilgiler almı§lardır. Hz. ömer'in müslüman olU§u kıssası Meklte İs-

. lam toplumunun daha peygamberli­ğın ilk yıllarında araların~a Kur'an-ı Kerim öğrenimi- yaptıklarının· mü­him bir belgesidir.

' Medine deVrinde İslami eğitim -öğretim Mescid-i Nebi'cle devam et­mi§tir. Bu sosyal kurulu§ Hz. Pey­gamber devrinin en önemli müesse­sesidir. Okul, misafirhane, . mahke­me, hastahane olaralt çoğunlu..lda bu­rası kullanılmıştır.2o. öte yandan ci­var kabUelerin herbiri kendi yur. dunda birer mescit inşa etıni§tir. Sü- · nen sahibi EbÜ Davud (Öl. 275J888) Hz. Peygamber zamanında Mediİı.e dahilinde dokuz mescit bulunduğunu söyler ve isimlerini ayrı ayrı verir2ı. Medine ri:ıescitleri İslam toplum ha­yatının merkezleri masabesinde ol­duklarından öğrenirnin de buralar­dan yayıldığı anla§ılm~tadır. Söz gelişi Benli Zureyk Mescidi ilk Kur'an okunan mescit olarak tanı­

nır22. Deıriek oluyor ki, başta Kur'­an-ı Kerim öğrenimi . olma.lı: üzere İslami öğrenimin, bu arada h;ıdis öğ­reniminin merkezini mescitler teşkil etmi§tir.

!lk İslam toplumiınun'fertleri o­lan sahabiler çok kere namazdan

... sonra, Hz. Peygamber'in etrafında.~.

halkalar §eldinde oturarak onun sözlerini, emir ve talimatlarım, ö­ğütlerini dikkatle dinlemi§lerdir. Bu §ekilde oluşan ilim meclisleri saha­bilerin kendi aralarında· te§kil et­tikleri meclislerle devam etıni§tir. Başlarında Hz. Peygamber bulun­sun, bulunmasın, sahabilerin ilim rrieclisleıi islami esasların ve tabia­liyle hadislerin öğreniminde ilk sı­

rayı almıştır. Emis b. Malik'in §U sözleri sahabenin ilim meclislerini kendi aralarında da devam ettirdik­lerini ve bahis konusu meclisierin is~ · lami öğrenimdeki yerini açıkca be­lirtir. "Sahabiler sabah namazını kıl­dlktaıı. sonra halkalar şelilinde otu­rurlar; Kur'an-ı Kerim okur, dini farzları ve · sünnetleri öğrenirler­

di.".es •.

Hadis öğreniminde önemli bir yer tutan ilim meclislerinin en ·bil­riz özelliği buralarda öğrenimin ya­nı sıra ahiald esasların hakim oldu­ğu ve yeni bir öğrenim metodu ge. liştirdlğidir. Gerçekte sahabe Hz. Peygamber'in başında bulunduğu i­lim meclislerinde yalnızca, Kur'an-ı

Kerim, dini esaslar ve sün-net de­ğil, bir takım ahlaki esaslar öğren­nti§ler; ayrıca yeni bir öğretim me­todunu burada görmüıılerdir. Bu ko­nudaki rivayetıere nazaran, Hz. Pey.

(20) İbn Sa'd, et-Tabakatu'l-KubrA (Beyrut, 1968-1970), If299, 313; el· Muvatta, · I f106; Buh!l.r!, Salll.t: It 117; Mesftcid, If119. Kar. Dr. Subh! es-SAlih en-Nuzumu'l-!slll.m!yye (2. Ba.s. Beyrut, 1388): 322, 3; el-Kettll.­nt, et-Teratibu'l-!dliriyye (B_eyrut, tar!hslz), I f445, 453. ·

(21) Merasil, 4. Ayni bu r!vayete atıfla

sayısı 22 ye çıkarır. Umdetu'I-:kiı.rı, !st., 1308: II f468.

(22) İbn Sa'd: If218. (23) Nüru'd-Din el-Heyseınt, Mecma'uz­

ZevA'id (2. Baskı, Beyrut, 1969: If 132. Kar.: et-Terll.tib., II f217, 18.

1@ D!YANET DERG1S! ıll)• CİLT: 18- SAY!: 3 r& :MAYIS- HAZİRAN 1979 $ 141

Page 7: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

1 ~ .

t

gamber'in meclislerinde· vekar ve ci d~ . diyet hakİ.\Udi. Kendisi konU§uyor­ken sahabe dinler; birisi konu§tiyor­ken değil o, kimse sözünü kesmezdi. Allah resulU ise söylediklerini iığı.r a. · ğır söyler; iyice anlaşılması için ge. rektiğinde üç kere tekrarlardı2'!: Öy. le ki, isteyen konuı;ıtuğunu ·kelime­kelime sayabilirdi25. Hitap ettikleri­nin anlayacağı ı;ıekilde konuı;ıtird1ı1.

Bazen kendisi ortaya bir soru atar; sahabilerin o konuda neler bildikle­rini ölçerdi. Böylece konuya dikkat­leri çekerek söyleyeceklerini iyice aİı.. larnalarına zemin hazırlamı§ o!urdu2o.

· Çok kere sorulan bir soruya istenen­den fazlasıyla cevap· verir; böylece sahabilerin daha fazla bilgi edinme­lerini satıardı27. Bıkkınlık gelme­mesi için. durumlarına göre gün _ve saat tayin ederdi2S.

Son olaraJı:; ı;ıuna da i§aret et­mek gerekir. Hz. Peygamber'in ilim meclisleri sadece . erkeklere mün:ha. sır kalmamıŞ; kadın:ların müracaatı·

üzerine · onlarada bir gün aynlmıı;ı . tır. Nakledildiğine göre Hz./ Pey­gamber tayin edilen günler karar­la§tırılan yerde bulu§arak kadın:Ia­

rın eğftimiyle de meı;ıgul olmuı;ıturııo.

Bu §ekilde mesçitlerde, ba§ka ·· yerlerde, çeı;ıitli fırsatlarda teı;ıkil - .

edilen ilim meclislerinde belli bir metot dahilinde islami eğitim ve öğ. retim yapılinıı;ıtır. Yukarıda da be­lirtildiği gibi sahabilei· öğı·endikleri­ni bu meclislerde. öğrenmi§lerdir. Bu. na göre hadis öğrenimini de _.bura. larda görınܧlerdir. Tabiatıyle bu meclislerdeki öğrenim bu ~lııkü öl­çülerle kıyas edilemez. Ne var ki son derece basit ölçülerde de olsa söz konusu eğiti.riı kısa bir süre içinde beklenen· neticeyi fazıasiyle verriıi§­

tir. Bu netice, hadislerin _öğrenile­

rek toplum içinde· yayılmasıdır.

DR. ıvr:tl'CTEBA-UQUR:

Hadis öğreniminde en önemli arnillerden biri · olan Hz. Peygam­ber'in ilim niEicliı:ılerine §üphesiz bil· tün sahabe katılamamıı;ıtır. · ݧ-güÇ sebebiyle katılamayan:Iar bilahare

kendi aralarında teı;ıkil ettikleri meclislerde öğrendiklerini milzakare ederek birbirlerine öğrettikleri için meydana gelen boı;ıluk böylece doldu­rulmu§tur.

d, Hz.· Peygamber'in Aileleri ve Diğer Kadınlar

İlk İslam toplumunun önemli -bir bölümünü teşkil eden kadınların, islami öğrenimden mahrum kalma. ılıkları bilinen bir gerçektir. Nite· kim Hz. Peygamber'in kadınlar için ayrı bir gün tayin ederek onlarla buluı;ıtuğu, toplumun bu ·kesinıiyle meı;ıgul olarak öğrenimleı:Ini sa.g-la­dığı yukarıda söylenmişti. Aslında

o, kadın:ların eğitilmelerini, dolayı.

· sıyle öğrenimden mahrum· bırakıl­

mamalarını sahabeye de tavsiye et· mi§tir. Şu hadisi bunu gösterir: •'1Jç grup insan vardır ki . (ainellerine karşılık) kendilerine iki ecir vardır:

/

Kendi peygamberine ve Mn:haınıned'e · inanan Ehl-i Kitabdan biri; Allah'ın ve efendisinin hakkını ödeyen köle; yanmda bir cariy@ olup da onu gü. zelce terbiye eden, öğrenimini sağla­yan. sonra da onuiıla evlenen kimse. İşte bunlara iki kat ecir vardır,"_So,

(24) Buhar!, !Im: I f32: · (25) Buhar!, Menakl b: IV f168: MUslim;

Zühd: . VIIIJ229.

(26) Buhllri, !Im: Bab, Tarhi'l-tınAmi'l­

Mes'elete· alA ashilb!ht 1!-yahtebira. mil indehum m!ne'l-!Im: If22_ • .

(27) A.g.e., aynı yer: If42.

(28) A.g.e., aynı yer: IJ25.

(29) A.g.e .. , aynı: If34. Kar. et-Ter!ltib., IIf235. _

(30) A.g.e., aynı yer: If33.

142 i3 MAYIS -HAZİRAN 1979 :. C!LT: 18- SAYI; 3 ıe DİYANET DE~GİSİ ıe

Page 8: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

HZ. PEYGA.l>l:BER DEVR! HADİS ÖGRENİMİ

ı Hz. Peygamber'in kadınlar için

ayırdığı vakitlerde onlara ög-I'ettikle· ri, hadislerin topluma intikalinin mü­him anıillerinden biridir. Böylece ha• dis öğreniminde kadınların da rolü olduğu, özellikle kadınlarla tlgili ko­nu1ardaki hadislerin onlar vasıtasıy­le toplum arasında yayılarak öğre- . nildiği tarihi bir gerçek .olarak kar­§ımıza çıkmaktadır. Gerçekte ba§ta Hz. A'i§e olmak üzere Mü':ıninlerin

Anneleri ve diğer müslüman kadın­lar kendi aralarında yap-tıklan top­lantılarda Hz, Peygamber ve saha­bilerden öğrendiklerini tıpkı erkek-

. ler gibi birbirlerine- öğretmi§lerdir.

Bu konuda Hz . .A,'i§e'nin özel bir ye­ri vardır. O, Hz Peygamber'e yakın­

lığı, ilim azmi, zeka ve fetaneti ile islam kadınlan arasında ayrı bir yer tutmu§ ve başka kadınlara nasip ol-­mayan Hz. Peygamber'e yakınlık gi­bi müstesna imkandan faydalanma,.. · sını bilmi.§tir. Sonunda Hz. Peygam­ber'den öğrendikleriyle sahabe ara­sında temayüz etmi§ ve aralannda halifelerin de bulundug-u pek çok sa­habirlin çeşitli ilmi konularda mü­racaat ettiği· alim bir kimse haline · gelmişti.J:ISı,

. Şurası da ayrı bir gerçektir ki, Hz. Peygamber'in hanımları olsun, diğer müslüman kadınlar olsun za­man zaman Hz. Peygamber·e müra­caat ederek mil§killleriıli arz~tıİıişler, ondan aldıklan cevapları yaşdıkları ortainın şartıanna uyarak dig"er ka­dınlar araSlillda yaymaya _çalı§ml§lar _ dır. Ensaı; kadınlarının Hz. Peygam-

. ber'e sordukları bir. soruyu Hz. A'işe oruann öğrenme azmiyle yorumlamış ve şunları söylemi§tir: ''Ensar k~­dınları ne kadınıarınışı Utaiıma duy­guları onları dini bilgiler edinmek­ten alık.oyamadı/'-'2.

Müslüman kadınların bu · gay­retleri de Hz. Peygamber devri hadis .. _

öğreniminin önemli arnillerinden biri- ·ı ni teşkil eder.

e .. Elçiler

Bilinen bir gerçektir ki Medine, hicretten sonra kurulan yeni nizamın merkezi ·olmuştur. Bu yeni nizarn Arap Yarımadası'nın her tarafına

buradan yayılmıştır . .Hicretin altın­cı yılında Mekkelilerle yapılan Hu----deybiye Barış Anlaııması, müslü­man1arıiı Yarımada dahilinde söz .sa­hibi siyasi bir varlık olduğunu çev­reye ilan etmi§tir. Bilhassa Mekke'­nin fethedilmesiyle müslüman1ann siyasi n~uzu daha da artınıştu·. So­nunda civar kabilelerden İslam Di­ni'ne giren1erin sayısında önemli öl­

. çüde artışlar meydana gelmiştir. Hz. . · Peygamber ise yeni nizamın henüz

müslüman olmuş kabileler aı·asında

tanıtıl~ası ve esaslarının öğretil­

mesi için buralara temsilciler gönder­miştir. Bunlara muallim ya da elçi

· nazarıyle bakmak da mümkündür. öte yandan İslam'ın merkezden mu­hite yayılmasını temin. edecek olan temsilcilerin yanı sıra Medine'ye ba-

. zı civar kabilelerden_ heyetierin gel-. diği de olmuştur.

. Civar kabile heyetlerinin Medi­ne'ye gelişi daha _çok dokiızuncu hic­ri yıla rastlar. Bu sebepten hicretin

_ dokuzuncu. yılına. Senetu'l-VüfO.d =

Elçiler yılı denilmiştir. Bun1arm Me­

dine'ye geliş sebepleri .çeşitlidir. ön;

ce bunları birkaç kategoFide tetkik

edelim .

(81) Siyer A'lil.mi'ıı-Nubelil. (Sn'idu'l-Ef­gil.ni aynı basımı), 80.

(32) Buhari, İlın: IJ41; MUslim, Hayz: I Jl80; Ebü Dil.vud, Tahil.re: I J85 r. 316; İbn Mil.ce, Tahil.re 124: IJ211 r.

. 634; Müsned:· VJ72; VIJ148 .

if& D!YANET DERG!S! !e CİLT: 18.- SAYI: 3 ıO MAYIS- H.ı\.ZİRAN 1979 O 143

Page 9: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

i' ' ·_:

J i;

'.

ea. filüslüman Olmaya veya " 1\Iüslüınan Olduğunu Bildi:ı'nıeye Ge­lenler

Benü Fezare, Benü Kilil.b heyeL leri bu gruba dahil eclilebilir.:ı3 So­nuncu kabile heyeti, aralarmda ta­nınnu?; şair Lebid b. Re bi' anın -da bu­lunduğu 13 ld§ilik bir kafile halinde ge_lerek Hz. Peygamber'in huzuruna çıkrnı§lar selam vererek şöyle de­mişlerdir: "Gönderdiğin el çin D ah­. hll.k b. Sufyan bize .A!JAiı'm kitabı~

m ve emrettiğin süıınetini nlaştırdı. Bizleri İslam'a ıhvet etti, Alliilı'a ve Resiliüne . itaat ettilr: Dalıhak,

zenginlerimizden zekat alarak fa.. lrirlerimize verdi.''34

Benü Kilab kabilesi sözcüleri-, . nin Hz .. Peygamber' e söylediklerin~

den açıkca anlaşılmaktadır ki· ci­var kabHelere gönderilen temsilcile­rin gittikleri yerde isliimi talimat ve emirleri öğretirken Hz. Peygam­ber'in süıınetine de yer vermişler­

dir. Bu ise· hadis öğrenimine yar­duncı olmalan demektir; zira gön­derilen temsilcilerin sünneti gittik­leri yere" ula§tırmalan aynı zamanda

·hadislerin de ora!ara ulaşması de­mektir.

eb. isıam· Esaslarını öğrenme­

·- ·ye ge~enler

Kabilesii:ı.de İsliim Dilıi'ne girdi­gı halde esaslarını öğrenmek üzere Medine'ye . gelenler içinde . en tanın­mış ölanı Benü Sa'd b. Bekr kabi­lesinden Duniim b. Sa'lebedir.35 Dı­miim, Hz. Peygamber'in hUZUrUna çıkarak sorUlar sormuş, aldığı ce­vaplan kabilesine ula§lıracağını ifa­de ederek geri dönmüştür.as

Rivayetlerin üzerinde birleştiği, -Dımarn'ın Hz. Peygamber'den · aldı-_ ği cevapları kabilesine götüreceğini __

DR. MÜCTEBA UG-UR

söylemesi üzerinde durduğumuz,

hadis öğreniminde elçilerin yeriıli

gösteren mühip:i olaylardan biridir.

Arap Yarunadası'nın güney ba­tismdaki Havlii.n Kabilesi adına ge_ len heyet de ayni şekilde İsliimi esasları öğrenmeğe gelenlerdendir; Söz konusu heyet Hz. Peygamber'in huzuruna çıkarak "Ya Resü!allah!· demişlerdir; ''Biz, Allah'a iman ettik. Resfııiinü tasdik ediyoruz. Hepiı:niz de arkamızdaki kavmimiz adına: ge. !iyoruz." Daha sonra dinleri hak~

kmda sorular sormuşlardır. Hz. Peygamber, heyet~ekilere · dinlerine ait esasları anlatmış, sahabilete de yeni müslümanlara Kur:an-ı Kerim ve sünnetleri . öğretmalerini emret­mi§tir. Bu tarihi olayı nakleden ril.­vi şöyle der: "Daha sonra bu he-. yettekiler Hz. Peygamber'in helal Iı:ıldıklarını helal; haram kıldıkları­

m da haram bilecek (lradar bilgiye sahip olarak ynrtlarına döndüler."s;

ec. Hz. Peygamber'in Çağrısı

üzerine Gelenler

Hz. Peygamber Bahreynlilere bir mektup göndererek aralarından yirıni kişiyi göndermelerini bildir­ıniş; bu mektup üzerine bir heyet halinde gelen bahreynliler Medtn_e'­de Renıle bint Haris'in evinde ağır­larunıştır. Kafile balikanı Abdullah b. Avf el- Eşecc Allah Resiliüne dL

·ni ma:lumat sormuştur.3s.

(33) İbn Sa' d: I J29'7, 8. (ll4) A.g.e., IJ300. Müslüman olmağa ve­

ya müslüman olduklarını ··bildirme­ye gelen diğer heyetler !çin bk. İbn Sa'd:· IJ303, 306, 315, 349, 352; İbn Hiııfl.m, (2. Bas. Beyrut, 1391) : IV f 205 vd; İbn Hazm, Cevfl.m!'us-Sire (Kahire, Tax!hslz), 259 vd.

(35) Tercüme-i hali için bk. el-İsllbe, IV J4B6; Usudu'l-Gabe, IIIJ57.

(36) İbn Sa'd: If299. . (37) A.g.e., IJ324.

(38) A.g.e., I f315.

144 :G MAYIS - HAZİRAN 1!)79 ıe CİL~: 18- SAYI: 3 ıe DlYANEiT DERGİSİ i$

Page 10: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

HZ, PEYGAMBER DEVRİ HADİS ÖGRENİMİ

Medine'ye gelenler her ne se-. beple gelmiş olurlarsa olsunlar, öğ­rendiklerini ve Hz. Peygambei-' den görüp işittiklerib.i de berş,ber1erin­

de · götlirmlişlerdir. Bu heyetler öğ­rendiklerini dönüşte kabile fertleri­D:e de öğretmek üzere. çok kere emir de almışlardır. Malik b. el-Huvey­ris'in (öl. 74}693) naklettikleri bu­nu gösterir: Malik· diyor ki: "Ya­rumda Imvmimden bir grup olduğu halde (Medine'ye giderek) Hz. Pey­gamber'in huznriıııa çıktıın. Orada

· 20 gün kaldık. O, mü'minlere karşı ç.ok ı,ıefkatü ve merhametli olduğu ·­için ailelerimizi özlediğimizi farke-

. dince "Artık dönün, dedi; onların

ariısında olun. (Burada öğrendikle­rinizi) onlara da öğretin. Beni nıi .. maz kılarkan gördüğünüz· gibi na­mazınızı lolın. Namaz vakti geldi­ğinde · birİniz ezan o.knsnn. En bü­yüğünüz de . size iriıamlık etsin"39

Medine'ye gelen temsilcilerin o­rada Hz. Peygamber'den ve sahabe­den öğrendiklerini kabilelerine na­sıl ulaştırdıklarını aynı kabileden birinden dinleyelim. EbU Kilabe §ÖY­

le demiştir: "Malik b. el-Huveyris Medine'den· geldi ve mescidimizde

l bize namaz kıldırdı. Sonra "Şüphe­siz, dedi; ben size namnzı kıldırıyo­rnm; Oysa kasdnn yalnız namaz de­ğildir. İstiyornm Id, Hz. Peygam­ber'i namaz kılıyorkan nasıl gördüy-

\ sem, size onu göstereyinı."40

GörüldüğÜ üzere kabilesini tem_ silen Medine~ye gelen . bir · kiriısenin burada öğrendikleri kabilesine aynı şekilde ulaşmaktadır. G_erçekten mü­şahade ve işitıneye dayanan bu ma­lumat onları nakledenlerili ağzında hadis halıne gelerek müslümanlığın ulaştığı yerlere kadar erişmiştir.

Buradakilerin öğrenmeleriyle ve git­tilderi yerlere kac;iar götürmeletiyle

., zamanla daha uzak topluluklara ka..

dar ulaşan hadisler aynı yolla ya­rımada dışına çıkııuş ve İ..slii.ıniyet'in eriştiği yerlerdeki topluluklara da intikal etmiştir.

Bütün bunlarla birlikte Hz. Peygamber'in şahsı ve getirdiği ni­zamm Yarımada sakinleri arasmda uyandırdığı merak, öyle görünüyor ki, oni.ın sünnetinin, dolayısiyle ha­dislerin toplum tarafından öğrEmn-

. ı:nesinde önemli ölçüde yardımcı ol­ı:nuştur. Hz. Peygamber'in Mekke'­de peygamberliğini ilan ettiğini du­yanların onu görmek, ondan bir şey­ler öğrenmek isteyecekleri tabiidir. İnSa.I).Oğlunun yaratılışındaki merak duygusunun normal bir neticesi o. laıı bu durum kanaatin;ıizce hadis öğreniminde daha doğrusu hadisle­rin toplum fertleri arasında yayıl­

masmda · azunsanamayacak tesirler icra etmiştir. Hz. Osman'ın hilafe­tinin sonlarına doğru vefat eden· sa. habi Aınr b. Abese es-Sulemi ile Ebu Zerri'l-Gıfan'nin Hz. Peygam­ber'i görmek üzere Mekke'ye gidiş~ leri bu . konuda tipik örnekler ve­rir.H Diğer taraftan lbn Sa'din naklettiği şu olay Hz. Peygamber'! merak eden birinin onun hakkında

duyduklarını tamamen öğrendiğini

göstermesi bakımından hayli Onem-. lidir. Aınr· b. Selime4:ı . diyor ki:

(39) Buharl, ·Ezan: If155, 167, 199; İca­ze Haberi Vahid: VIIIJ133; MUslim, Mesacid: IIf134; Nesil.'!, Ezil.n: IIfB; 9; Darlın!, Salil.t: If286; Müsned: illf436.

(40) Buha.r!, Ezil.n: If200: ( 41) Fazla. bilgi için bak. : MUslim, Sa­

ıat: II f208, 9; Müsned: IV fll2, 114, 385; el-İsabe: IVf658 r. 5907; Usu­du'l-Gil.be: IV f251 r. 3978; BuMrl. Mı:naklb: IVf158, 241; MUslim, Fe­d1Ulu's-Sahll.be: VIIf152.

(42)· Anır b. Selerne rivayeti de vardır. Tercüme-I hali için bak.· Usudu'l­Gll.be: IV f234 r. 8945: el-İsabe: IV f643 r. 5681.

IGD DİYANET DERG!St· iG CİLT: 18- SAY!: 3 :e MAYIS- HAZİRAN 1979 <@t 145

Page 11: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

: ·.

~ i •

'

' i'

"Kabllemiz insanların ~oltca. gelip geçtilderi bir yol üzerinıie bulunan su . başındaydı. Gelip geçeniere. ha.. vadis sorardık. "Bir adş.m, peygam-_ ber olduğunu, Allah'ın kendisine şun­ları şuııian vahyettiğini öne sürüyor" derlerdi. Ona indiğini söylediklerin­den her duyduğıunu kalbime yerleş. miş gibi ezberlerdim. Sonunda bir hayU şeyler öğrendiİn. ~Iekke'ıiin fetlıedildiğini duyunca bütün arap kabileleri İslam'a girdiler. Babam (Selim e) kabilanıizin de _ müslüman olduğunu haber vermeye gitti, Son­ra döndü; bizleri toplayara!J: §unları söyledi: "Allıih'a yemin ederim ki, size: Allah- Resülünden hak .şeyler getirdim. O, şuiı.ları şmılan emredi­yor; şunları şunları yasaklıyor."4S

Şu oiayı da ayııı doğrultuda gör­mek mümkündür. Abdullıih b. Selam anlatmıştır: "Hz. Peygamber Medi­ne'ye geldiğinde herkes onu görme­ye gitti "Allah Resülü geldi" dedi­ler. Onu göreyinı -diye halk arasmda ben de gittim. Yüzünü gördüğünide anladım ki asla yalancı bir kinise­nin yüzüne berizenıiyor. Onun konu­şurken ilk duyduğuni sözleri şun.

· lar oldu:- "Ey Insanlar· ı Aranızda se­ıanu yayınız. Yemeği· yediriniz; sı­

la-yı rahm ediniz. İnsanlar -uyurken naı;naz lulmn ki ebedi saadet yurdu olan Cennete giresiniz."~<~

- Görüldüğü gibi Abdullah b. Se-1&.'11. -Hz~ Peyga!llber'i ilk gördüğü gün onun tesirinde lta.lmış ve söy _

- iediği sözleri kolayca hıfzedebilıui§­tir. Anla§IWıyor ki Hz. · Peyg~­ber'in Abdullah · üzerinde meydana getirdiği illt tesir. merakını giderir­ken söylediklerini öğrenıııesine · de

. yol açmıştır.

Hz. Peygamber D6\Ti Hadis Öğ­renimi- ·

Yukanda söz konusu edildiği gibi tıadisler ilk müslümanlar ara-

DR. :MÜCTEBA UGUR

i _ sında başta Hz. :ı:>ergamber'in ilim meclisleri olmak üzere çe§itl~ il.mil­lerle yayılmı§tır. Sahabiler günlük meşguliyetlerinden fırsat buldukça onunla bir arada bulumnuş; _gerelt söyledilderini, gerekse füli _ ya da tatbiki olarak yaptıklarım büyük _bir dikkat ve ihtimamla takip etmişler­dir. Bununla birlikte her hangi b~~ sebeple Hz. Peygamber'i · devamlı olarak takip edemeyenler, onunla be­raber ol.madıkları zaman cereyan eden olayları takibedebilmek için bazı usüllere baş .vurmu§lardır. Hz. Ö~eı:'in (öl. -23/643) komııusuyla Me­dine'ye nöbetle§e inerek Hz. Pey. gamf:ıer'i takip etme usulü bu konu­da tipik bir örnek. teşlctl eder. Nak. ledildiğine göre İkinci Halife §Öyle demi§tir: "Ben ve Ensar'dan bir komşnııı Medine dışmda Benft Umey:. ye yurdunda . otıL'1.1l'duk. Hz. Pey_ gamlıer'in yaruna sırayla nöbetle!]e giderdili:. _Bir gün o giderdi; bir gün ben. O gittiği günün haberini getirir­di; ben. de gittiğim günün.'~4s

' Evsli Sahabi el-Beril. b. Aiib de {öl. 7~/691) ayın kanaattedir ve sa­habilerin hepsinin Hz. _Peygamber'i devamlı olarak takip edemediğini

belirtirken §unları söylenıiııtii': "Biz heplı-niz ha{1islerin hepsini. Hz. Pey. gamber'den iŞitmedik. _İşitmedikleri­mizi biz13 doStlarmuz söylerlerdi. Biz -deve gütmekle meşgul olurduk. Hz. Peygaınbe_r'in ashabı ise ondan biz­zat kendilerinin işitmedikleıinl öğ­

renıııek isterle~; onları yakıularm-.

dan, daha iyi öğrenen başkalanndan dinlerlerdi. IJepsi hadis · işittikleri

( 43) et-Tabakii.t: I f336. .

(44) A.g.e., If235; Müsned! Vf451. (45) Buhar!, !lm: If38; Buyü': IIIf2;

Hars: IIIf74; İ'tisilm: VIIIf158; MUsliıiı, Fedii.'ilu' s-Sahil. be:· VIII f 158, 60; Müsned: IIf240; 274.

146 !@ MAYIS -HAZİRAN 1979 ı.® CİLT: 18- SAYI: 3 10 DİY.A:NET DERG!S! (®

Page 12: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

HZ. PEYG.AJ.IIIBEJR DEVR! HAD İS. ·ÖÖRENİl\Iİ

ltim!Jeler üzerinde titizlikie dururlar­dı.''-~a

Enes b. MB.lik de ayın kon~ya yer verdiği bir sözünde Hz. Peygam­ber'in sağlığında hadis öğTeniminin nasıl olduğunu ııöyle belirtir: "Al~ lah Restuünün yanmda bulunur; on~ dan hadisler işitırdik. Onunla birlikte oldug-unıuz meclis kalkınca öğren" · diklerim.izi kendi aramızda. iyiee bel­leyineeye kadar müzakere ederdlk." .7

el.H!iklı:nu'n.NtsabOri'nin ( öl. 405/1014) ''Buhari ve MUslim'in §art. !arına uygundur" kaydıyle nakle.tti­ği §U hadis de sahabenin Hz. Pey. gamber'den öğrendiklerini kendi ara­larmda müzakere ettikleİiiıi göster­mektedir: "Mu'aviye b. Ebi Sufyfi.n bir güu Humus't.a bamama girip yıkandıldan sonra mescide gider. Ba­k!U" ki oradiı. bir grup t-oplanmııj. Sebebini sorar. Farz namazın lnlın­dığını, · arkasından bir kıssacıınn bi­kayeler anlattığını, o bitince Hz. Peygamber'in sünnetini müzakere ettikler..ni söylerler. Hz. Mu'Aviye bunun üzerine ''Hz. Peygamberle sohbeti olanlardan ·benim kadar az · hadis rivayet edeni yoktu.İ"' diye baŞ. layıp bir şeyler söyledikten . sonra

1 !}öyİe devam eder: "Bir gün Hz. Pey. ~ gaın~r'Ie birlikte idim. Mesclde gir­

di. Orada. oturmuş duran bir grup vardı. "Niçin otriruyorsnnnZ ?" ~ye sonru. Farz namazı laldık; &onra Allah kita:bıın ve Peygamberinliı

'sünnetini müzakere etmek Için oiur­duk" dedller.''.ıa

Buradan anlaşıldığına nazaran sahabiler ellerinden geldiğince Hz. Peygamber'i takip · ederek .ondan

· münikün olduğu kadar çok şeyler öğrenmeye çalışmı§lardır, Bu öğre. nim- ferdi olma.mış; her sahabi onun­

- la beraber olduğu sır~a görüp i§lt-

tiklerini dolayısiyle öğı.'endiklerini

milz~ere metoduyla bir başkw:ıına · da öğı.'etmiştir. özellikle son misalde

· görüldüğü gibi; sahabe hadis öğTe­niın usilllerini Hz. Peygamber'in ve. · fatından sonra da devam_ ettirıiliş­lerdir. Hadis terminolojisinde müza­kere denilen bu öğı.'eniın usulü, ayıu zamanda hadislerin doğı.'u ve sag-ıam bir şekilde zabdedllmesini de temin etmiştir ,.ı9

Diğer taraftan sahabilerin ha­disleri öğı.'enmeleri belli bir zaman veya mekana; yahut da muayyen vesilelere münhasır da kalma:mıştı.r. Onlar giinlük hayatın her safhasın.. da peygamberlerinin muhatabı ol­muşlardır. Çeşitli · vesiylelerle ona sorular sormu§lar, verilen cevaplar-· la- arzettilde ri mUşkillierine gösteri­len çözüm yollannı güzelce 'öğı.'en­mi§lerdir. Aslında bir soru soranın veya başından bir olay geçip de onun l.sl3.mi esaslara uygun olup oıma.. dığı.m öğrenmek isteyenin Hz. Pey-. gamber'den aldığı cevabı veya onun tasvibinden geçen olayı unutmaması,

. güzelce öğrenmesi gayet tabiidir. Ayrıca bu gibi olaylar sahabiler arasmda yayıldığı için unutulmw:ıı­

na, tahrif veya tağriye . uğranıasına imkan da dil§ünülemez. Şu hale göre soru sormak hadis öğrenimine zemin hazırlayan yollardan biri olmakta­dır.· Nitekim sahabilerııl zaruri hal-

(46)

. (47)

(48) (49)

el-HlUı:lm, Ma'rlfetu Ulüınl.'l-Hil.d!s,.

1977: 14. Kre., el-Müstedrek, !lm: IJ95: el-Muhaddisu'l-Fdsıl, 235. el-HattbU:1-Bagdil.dl'nin el-Cllml'U -AhllUı:l'r-Rilvi ve ll.dll.bl's-Sllmi' ad­lı eserinden naklen, Mıılıım'ı.nıed M­'cilc el-Hatlb, es-Sıinne Kable't-Ted- · vin, Kahire, 1963; 60. , el-Müstedrek,. İlm: If94, Hadis mUzakeersl konuııunda fazla . bilgi için bakınız: el-Muhaddisu'l­Fdsıl, 645 vd.: Ma'rlfetu UlO.mi'l­Had!s. 140 vd. ı

ıt1 DlYAl'{ET DERGİS! iS CİLT:_ 18- SAY!: 3 • MAYIS- HAZİRAN 1979 ;. 147

Page 13: B HZ . PEYGAMBER DEVRi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_3/... · Kavii.'idu'l-Tahdis (2. Bas, Kahire, 1961), 61; M. Tayyib Ok!ç, Bazı , Hadis Meseleleri

·.

i

ler dı.§ı.nda· soru sormaktan menedil­melerinden sonraso Medine ·dışından biri gelip Hz. Peygamber'e bir ııeyler. sorm da biz de bir §eyler qğrensek . diye bekledikleri; böyle birisi gel-

(: diğinde sevindikleri rivayeti de51 bu­nu· gösterir. Diğer. taraftan kadınla" rm islami edep: ve nezaJ.!:et Iraideleri içinde-sorduldan sorular da ilk müs­lümanlann-kadın cilsun erkek olsun~ Hz. Peygamber'den bir §eyler öğren•. me azınini ve soru sormayı ondan bir ııe;y;Ier öğrenmek için vasıta hııJ.i­ne .. getirdiklepnin açık bir . deİilini te§~l~e"der. Mü_slüman kafuclar,ın_ ~~. Peyg!ffil"Qer' e. soru .: sormalaruu · de.­ğerlendiren Hz. .A)§e'nin yukarıdıı nakledilen sözleri burada da: :hatır~· .. . . ~

lanmalıdır.

· Sahabilerin Hz: Peygamber'den .J:iıi.dil!'leri öğrenmelerine yoİ açan ba§lta · duru.n:lıar da ·vardır. Bı.İnlar~ dan bir kısmı onun ııa.hsiyle · ilgi-· lidir. · · Bi.ınlar, onun özel hayatı.Iı.a· ait bile olsalar, sahabi:lerin bilgi sı­nın dıŞında · kalmamııılardır~ ':Aym §ekilde müslümalııarm . aralarİnda geçen veyahut ferdi olarak kar§ı: ia§lp soii.radan ona arzedilen . olay.

· lar da sahabenin malumatma · d:ihi.ı . olmu§tur. Bu kabil olaylar ferdi ve~ ya iCtimai olsı:İn; Hz .. Peygamber'in ·

. bilgisine" sunulUnca dolayısıyle salia­beye de intikal etmiŞ ve onlann_ ma­luniat çerçevesine girmiştir.· Hz. Peygamber bilgisine sunulan i§leri kendisine anl~tılınca bazen. dfu:elt-

DR. :M;(JCTEBA. UGUR

mi§: bazen de tasdUt etmi§tir. Onun tasdikinden geçen §ekliyle sahabeye intikal ·eden olaylar sünnet hükmüne daılll olarak· ~ıimi sünnet mefhıimu içi~de" yer aımıııtır. :Bu kabil ofaylar süiınet arasında nisbeten a.z· yer tıi~

tarl~r. Buna rağmen ifade· .ettiği ger­çekleri veya hükümleri yansıtan ha.~· disler diğerleri gibi" sahabe arıı.sm.

da ya:iılma · _i.İnkı:i.ni :_bulabilmi§tir.

Netice· olarak diyebilirz ki, Hz. Peygamber devri hadis öğrenimi sa­habilerin ondan. i§itip gördüklerini, bir sorti sorduklarmda a.ldıkl.~n c.e­vabı, ba§l~daıi geçi!) de bilgisine

. sunduklaı:ı vakııi.J.ara dair tatbikatla­rını takip. ederek öğrenmek sonra kendi a:ralarıli.da müzakere suretiy­le diğ~rleriİı.e cie · öğretmek ııeklin­dedir. Hadisler' sahaöe arasmda böy­le _öğrenilmi§ böylece yayılmı§tır.

Sahabilerin ~ ÇeŞitli vesllelerle Hz .. Peygamber'den öğrendiklerini kendi aralarmda müzakere etmeleri ise bu deVir. hlı.dis . Öğrenim metodunun ÖZÜ­nÜ te§lill eder . .Bu metot sonralan da hadis öğreİıl.In · ve öğretiminin

en önemli metodu ölmu§tur.

(50) 5. ':Mil.'idef101. Rivayet edUdiğine · ·gB re bir lasım· salıabiler Hz. Pey­

gamber' e abes sorular. sormuıılar;

bunun üzer.ine bu .. ayet inmiııtir.

.. Ba;!ı:.: es:Suyütl, Lub!l.bu'n-Nuktl.i · fi Esb1i.bi'n-Nuzill CellÜeyn · Tefsiri Kenarında), Kalıire; 1955: r f175. ·

(51) <~'IUslim, İman: If32; · 33; Nesfı'i, Savpı: IVJ97 ..

148 ·• MAYIS - HA.Z!RAN 1979 i$· C!LT: 18- SAYI: 3 ıS DİYANET DERG1S1 '(D.