MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

75
MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ Doç. Dr. Hayrani ALTINTAŞ Psikoloji çok kullanılan umumi bir tabirle nefs veya ruh ilmidir. Ancak, bu tarif çok mükem.mel yapılmış bir tarif değildir. Çünkü nefs ve ruh kelimeleri farklı pek çok manalarda kullanılmaktadır. Halbuki ruhtan bahseden ilme daha ziyade metafizik denilmektedir. Öyle ise, psikolojiyi umumiyede yapıldığı şekilde, nasılolurlarsa olsunlar, zihrii olguların incelenmesi olarak tarif edebiliriz. Bu sebeple psikoloji şuurlu veya şuursuz bütün olayları inceleyen bir ilimdir. Nitekim P. Janet "Psikoloji her şeyi, ama her şeyi inceleyen, temas eden bir ilimdir", diyordu. Bu yönden ıısikoloji çok geniş kapsamlı bir ilimdir. Her yerde psikolojik olaylar vardır; bu sebeple psikoloji, içte ve dışta cereyan eden bütün insani davranışları, ve bu davranışların içteki ve dıştaki sebep- lerini araştırır, inceler. Tabii olm.ayan davranışların iyileşmeleri için tedayi yöntemleri uygular. Bunun için, psikoloji, mümkün olan pek çok insani davranışların incelenmesi ilmi ve sanatıdır, diye de tarif edilir. Bu açıdan psikolojiyi diğer beşeri ilimlerden ayıımak mümkün değildir. Zira, her ilim insanla alakalıdır. Başlangıçtan bu güne kadar İnsan daima tabii ve iyi (normal) bir hal içinde kalmamıştır. Zaman zam.an tabiiliğin dışında veya kötü (anormal) haller de yaşanuştır. Hele zamaınmızda tabiiliğin dışllida yaşayan pek çok insan vardır. Yani İnsanlar huzur içinde değillerdir. Şairin dediği gibi, "Afet-i gamden acep dünyada kim azadedir? Herkesin bir derdi var, mademki ademzadedir." Bunun sebebi İnsanın kendisi ve kendini çevreleyen kiiinat hakkın- daki bilgiye tam manasıyla sahip olamayışındandır. Biz bu makalede tabii ve tabiiliğin dışında (normal ve anormal) kalan İnsani davranış- lardan bir başka ifade ile psikolojiden söz edeceğiz.. YORGUNLUK VE ÇÖKME Yorgunluğu bir tehlike ziü olarak kabul etmek lazımdır. Bu zil duyuhmca, insan, bcdeni için dikkat kesilmelidir. Bedeni ve ruhi yön-

Transcript of MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

Page 1: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ

Doç. Dr. Hayrani ALTINTAŞ

Psikoloji çok kullanılan umumi bir tabirle nefs veya ruh ilmidir.Ancak, bu tarif çok mükem.mel yapılmış bir tarif değildir. Çünkü nefsve ruh kelimeleri farklı pek çok manalarda kullanılmaktadır. Halbukiruhtan bahseden ilme daha ziyade metafizik denilmektedir. Öyle ise,psikolojiyi umumiyede yapıldığı şekilde, nasılolurlarsa olsunlar, zihriiolguların incelenmesi olarak tarif edebiliriz. Bu sebeple psikoloji şuurluveya şuursuz bütün olayları inceleyen bir ilimdir. Nitekim P. Janet"Psikoloji her şeyi, ama her şeyi inceleyen, temas eden bir ilimdir",diyordu. Bu yönden ıısikoloji çok geniş kapsamlı bir ilimdir. Her yerdepsikolojik olaylar vardır; bu sebeple psikoloji, içte ve dışta cereyan edenbütün insani davranışları, ve bu davranışların içteki ve dıştaki sebep-lerini araştırır, inceler. Tabii olm.ayan davranışların iyileşmeleri içintedayi yöntemleri uygular. Bunun için, psikoloji, mümkün olan pekçok insani davranışların incelenmesi ilmi ve sanatıdır, diye de tarifedilir. Bu açıdan psikolojiyi diğer beşeri ilimlerden ayıımak mümkündeğildir. Zira, her ilim insanla alakalıdır.

Başlangıçtan bu güne kadar İnsan daima tabii ve iyi (normal) birhal içinde kalmamıştır. Zaman zam.an tabiiliğin dışında veya kötü(anormal) haller de yaşanuştır. Hele zamaınmızda tabiiliğin dışllidayaşayan pek çok insan vardır. Yani İnsanlar huzur içinde değillerdir.Şairin dediği gibi,

"Afet-i gamden acep dünyada kim azadedir?

Herkesin bir derdi var, mademki ademzadedir."

Bunun sebebi İnsanın kendisi ve kendini çevreleyen kiiinat hakkın-daki bilgiye tam manasıyla sahip olamayışındandır. Biz bu makaledetabii ve tabiiliğin dışında (normal ve anormal) kalan İnsani davranış-lardan bir başka ifade ile psikolojiden söz edeceğiz ..

YORGUNLUK VE ÇÖKMEYorgunluğu bir tehlike ziü olarak kabul etmek lazımdır. Bu zil

duyuhmca, insan, bcdeni için dikkat kesilmelidir. Bedeni ve ruhi yön-

Page 2: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

36 HAYRANİ ALTINTAŞ

den bir ihtiyaç başlamıştır. Dinlenme ve uyku en tabii ihtiyaçlardır.Faaliyetler uzun müddet devam ettiği sürece bunlar elzem hale gelirler.Uyku bir yenileştirme devresidir: çalışmalar anında beyin hücrelerindebiriken zehirli maddeler atılır ve değer kaybı telafi edilir.

Bunun için uykusuzluk gerçek bir zehirlenme ortaya çıkarır.Beyin hücrelerinde biriken enerji sarfedilince değer kaybına uğrayanhücrelerde zehirlenme başlar. Uyku esnasında, hücreler, kendilerini,biriken enerji ile yeniler, gıdalarla kazanılan yenileşmeden faydala-mrlar.

Bu sebeple yorgunluk, insan bedenin uyku veya dinlenme ileyenilenme, güç kazanma imkanını bulduğu, dolayısıyla da beyin hücre-lerinin zehirlenrnekten kurtulduğu tabii bir haldir. Onun için insanuyuduktan sonra, uyanınca, kendini rahatlamış ve dinlen"?-iş hisse-der. Sinir hücreleri faaliyetlerini tam yapabilmek için hayatiyetleriniyeniden kazanmalıdırlar . Yani her insanın taze bir güçle, dinç vekuvvetli olarak ayakta olmak ihtiyacı vardır.

Günümüz insanı yorgundur. Daha sabah kalkar kalkmaz kendinibitkin hissetmektedir. Ne yataktan kalkmak istemektedir, ne de işinegitmek için şevki vardır. "Bugün iyi uy~yamadun. Kendimi iyi hisset-miyorum. "Üzerimdeki yorgunluğu atamadım", gibi sözlerle bunu dilegetirmeye çalışır. Aneak böyle bir yorgunluk, normal bir yorgunlukdeğil, fakat anormal olmasına. rağmen, herkeste bulunan yani salgınhalindeki bir yorgunluktur. Bu tür yorgunluk, bir hayat tarzı. halinegelmiştir; uyku veya dinlenme, uzun süreli bile olsalar, ortadan kal-dırmamaktadır. Çok iyi bilinmektedir ki, modern hayat yaşayışımızısarsmakta, hayatımızın tabii seyrini ve ahengini bozmaktadır. Amagünümüzde, yorgunluk ahlaki hayatımızın bir parçası gibi bizi meşguletmekte ve kötü sonuçlara yol açmaktadır. Yorgunluk, kuvvetten düş-meye, kuvvetten düşın!ı bir şeye aşırı düşkünlüğe, bu aşırı düşkünlük,bitkinliğe, bitkinlik çökmeye; can sİkıntısı ve çarpınmaya, çökme,enerji eksikliğine, çeşitli olaylar karşısında zayıflığa ve geri çekilmeye;can sıkıntısı ise yalancı bir enerji ve fazla etkinliğe ve nihayet saldır-ganlığa yol açmaktadır. Çöküntü, isteksizlik, güçsüzlük, önemsememek,ayıplama ve eezalandırma duruınun yaratıcısı olarak görülürken, can-sıkıntısı veya çalkantı ise büyük bir istek ve kuvvet gelişmesine, yorul-mamaya, hayranlığa ve mükafatlandırılmaya sebep olarak tefsir edil-mektedir. Bu nasıl bir haldU? Bir kimse horgörülmüş olabilir, çünküyorgundur; bir başka kimse imrenilmiş ve mükafatlandırılınış olabilir,çünkü o tükenmiştir; saçma bir şey. Nasıloluyor yakından görelim:

Page 3: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZI MESELELERİ 37

Zamanımız çok fazla çalışma devridir; hunun için insan yorgun-luğa karşı durmakta, onu önemsememektedir. Çok çalışmak, mükMatalmak, her şeye karşı ve her yönde istekli olmak, dolayısıyala saldırganolmak, günümüz insanın özellikleri haline gelmiştil". Aşağıdaki sözlersık sık duyulan ifadelerdir: "Bu kadar sakin olması heni sinirlendiriyor"."H~yret! Hiç hir şey yapmıyor". "Sinirleri yokmuş gibi davranmasıbeni kızdırıyor". Ve zamanımız insanının ağzından düşürmediği sözlerde şunlardır: "-Haydi haydi, yorgunluk ne demek, huna vaktin yok"."-Yorgun musun, nc demek, bir parça gayret etsen her şey hallolur"."-Benim için yorgunluk diye bir şey yoktur, hep çalışırırn". "- Yorgıı-num diyenleri anlamıyorum, insan çalışmasını bilirse yorulmaz, doğrusuayıplıyorum, biraz kuvvet ycter" . "-Kendini yorgun ve bitkin hisse-diyorsun öyle mi? Biraz gayret göster, çabala, bak nasıl başaracaksın"."-Niçin bu kadar bitkinsin, biraz istekli olsan sonuca varırsın".

Kendini gerçektcn yorgun hisseden hir kimse, bu saçma sözler

karşısında ne yapar?Hor görülmekten ve ayıplanmaktan korkar, helini doğrultuı;, ça-

lışmaya devam eder. Daha ötelere ulaşmak için çabalar. Kendisine,bu yorgunluktan kıutularak onun ötesine geçme imkfınını verecekfırsatları kollar. Kuvvet üstüne kuvvet sarfederek bu yorgunluğunüstünden gelmek ister. Yorgun olması sebebiyle kuvvet sarfctmesibu şahıs için bir hayali zor ve yort.leu olur. Bu hal, güçsüz kalan kasıarınısarmak suretiyle onları tekrar kullanmaya benzer . Ve yorgun kimseinatla çalışır, ısrar eder, delicesine işe sarılır. Nihayet çok-büyük bir yor-gunluğa ve bitkinliğe düşer.

Normal bir insan şu tarz hir davranış içindedir: Önce tabii birhayat seyri içindedir; fakat bu seyir devamlı değildir. O, yorgunluk vcdinienlerne gibi iki kutup arasında dalgalanır durur. Çalışır, yorulur,dinlenir, tekrar başlar ve çalışır ... böylece dcvam eder. Yani davranış-larında bir yükselme, sonra azalma sonra dinlenme, sonra tekrar yük.sdmeye başlama ve yükselme vs.. En azla en yüksek, müsbetlemenfi, olumlu ile olumsuz arasında dalgalanır.

a) İnsan acele etmeksizin çalışır. Çalışmak insanın tahiatında var-dır. Bu çalışma bedeni, zihni ve sözlü olabilir,

b) Bu çalışma insanda yorgunluk adı verilen tabii bir hissi meydana

çıkarır,c) Faaliyet yavaşlar, nihayet durur. İnsan tanı bir rahatlık içinde

dinlenir ,

i

i

Page 4: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

38 HAYRANİ ALTINTAŞ

d) Gücünü yeniden kazanır, ve tekrar çalışmaya başlar.

Öyle ise, tabii (normal) insan çalışmadan dinlenmeye, ve dinlen-meden çalışmaya geçer. Bu ikisinin arasında yorgunluk bulunur.

Haıımki yorgunluğundan dolayı ayıplanacağına inanan kişi,a) Kötü çalışır, çünkü yorgundur,

b) Daha fazla yorulur,

c) Bu fazla yorgunluğu kalıul etmez, çalışmaya devam eder,d) Çok daha fazla yorulur,

e) Onu da kabüle yanaşmaz, nihayet hitkinlik hali ortaya çıkar.

Bitkinlikten hemen sonra iki önemli hal haşgösterir:

1- Çökme,

2- Çarpınma veya Endişe.

Bazan hiri, hazan diğeri kendini gösterir. çarpıntısız çökme ol.madığı gibi, çökmcsiz çarpıntı da olmaz. Esasen bu hal çökmüş birkimsenin hususiyetidir; o kimse bu iki hal arasında iner çıkar. Normal(tabii) bir kararsızlık hali içinde iken çıldırmış gibi aşırılıkla:r arasındagider gelir.

Bitkin bir insan, tabii olarak yorulmuş bir insanın karikatürügibidir. İnsanda, kuvvet yönünden düşüşler derinleşince çöküntübelirir; kuvvet sarf) mühalağalı Lir tarzda artar ve çarpıntı haline gelir.Yani şöyle,

konunun kuralı: - insan çalışır,

- yorulur,

- dinlenir,

- yeniden çalışmaya koyulur. Ve bunlar

çırpınır, endişelenir,hitkinleşir,

artık diıılenemez,

çırpınır ve sonra çöker vs., haline döner.

Bu hal, aralıksız süren ve sonu gelmeyen tahammülsüz bir zincir gibidevam eder gider. Çünkü bitkinlik hir zehir gihidir; bir taraftan uyu-şukluğu (çökmeyi), diğer taraftan da tahriki (çarpınmayı) teşvik eder.

Güçtcn düşme veya çökme halinde faaliyet son derecede azalır.yorgunluk ve uykusuzluktan yakınır. Çoğunlukla zayıflama görülür,

Page 5: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJINİN BAZI MESELELERİ 39

zira sindirim faaliyetleri bozulmuştur. Görme zayıflığı, kalb çarpıntılarıyanında yorgunluktan doğan titremeler de ortaya çıkabilir. Çüçtendüşme veya çökmede, hareket etme yetersizliği yüzünden otam.atikolarak davranış zorlıığu müşahede edilir, Tabii meşgaleleri rahatçaüslenme konusunda, meveut enerji yeterli değildir. Küçük, zararsızhir iş, güçten düşmüş kimse için, dağ gibi ağır hale gelir.

Sinir sistemi imkan vermediği içinçökm.üş kimse, güç vc kuvvetisteyen faaliyetler karşısında geriler.

Bütün bunlar tamamen bedenle ilgili gelişmelerdir.

Güçten düşmüş bir kimsenin bu tür davranışlarmı etrafm dabulunanlar nasıl değerlendirir? Etrafı onun kuvvetsiz düştüğünü ilerisürer. Bu doğrudur. Fakat Imrada hatalı bir değerlendirmeye düşülür.İnsanın kendi enerjisinin hakimi olduğuna ve istediği zaman onuortaya çıkardığına inanılır. Bu, t:ıJIl.amen hatalı bir düşüncedir. Etrafı,güçten düşmüş kimsenin kuvvetinin olmadığını çünkü isteğinin bulun-madığmı şöyler. Bu, daha iyi bir değerlendirmedir. Hatta şöyle dcni-lir: güçsüz düşen insan, kendinde istek bulunmamasından mes'uldür.Fakat bilmezler ki, tabii bir istek halinin bulunması sağlık ve dcngemeselelesidir. Öyle ise istek sahibi olmak yerine, isteği ortaya çıkaracakbeden ve sinir sağlığına sahip olmak tavsiye edilmelidir.

İstekli olmak, çok basit bir ifade ilc rahat olınak demektir.

Yetersiz bir halde olmak, çökmüş kimseye doğru dürüst hareketetmek imkanını vermez. Tabii (normal) bir kimse için çok küçük olanbasit bir çaba, çökmüş bir kimse için korkunç bir şeydir. Bu sebepleçökmüş kimse, yetersizliğini yenebilmek için durmadan kuvvet sarfeder;çünkü acı çekeı., çünkü ayıplanmaktan korkar. Buna rağmen her türlügüeü de reddeder. Bu kimse, daima korkak, maneviyat yönünden zayıfve ödlek olarak suçlanır. Kendisine karşı anlayışlı davranılmadığındanşikayetçi ve çökmüş kimse, daima eksik görülür. Hiç kimse anlamaz ki,çökmüş kimse, kendi isteğiyle böyle davranmaz, fakat böyle davran-maya, tereddüt etmeye, hatta gerilerneye sebep olan, onun içinde bu-lunduğu haldir.

Bunun sonucu olarak çökmüş kimse ayıplanır ve cezalandırılır.Kendini çeviren insanlar onun hakkında. hüküm verirler ve onu ayıp-larlar; çünkü onlara göre, çökmüş kimse .çökütüsünü kendi istcmiştir.

BİTKİNLİK ve ÇÖKME

Çok yorulmuş ve adeta kuvvetten düşmek üzere olan bir kimeyeıHinıa, ya sakinleştiriei veya kuvvctlendirici şeyler tavsiye edilir. Sinir-

Page 6: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

40 HAYRANİ ALTINTAŞ

lerikuvvetlendiren ilaçlar, şuruplar, dinlenme tavsiyeleri, eğlenceler,seyahatler, hatta gerekli ise yalnız kalma, başını dinleme ve ruhi te-daviler. Halbuki bedende ortaya çıkan hastalıkları mesela ülser veyaşeker hastalığını hekimler büyük bir ihtimamla tedavi ederler.

Kuvvetten düşme veya çökme, asabi veya psikolojik tansiyonunalçalması demektir. Onun için çökme çok umumi bir tabirdir. Bir sıradevam ed,en halleri kapsayan bir kavramdır. Bu haller, sırası gelince kendiözel durumlarını ifade eden adlar alırlar: asteni veya kuvvetten düşme,nörasteni veya sinir zayıflaması, psikasteni veya zihni kabiliyetıerinnoksanlaşması şeklinde görülen akıl hastalığı, musaHat fikir, şizofreniveya zihin ahenksizliği iIt~ beliren akıl hastalığı, ve nihayet deliliğekadar varan akıl hastalıkları, en basitten en tehlikelisine kadar. Güçtendüşme veya çökme hastalığının belirtileri duruma göre çoğalır. Çöküşünsebebi tamamen fiziki olabildiği gibi, buna psikolojik fenomenler deeklenebilir.

Bazı kereler, ~adınlarda, aybaşı hallerinin kesilmesi de çökmeninfiziki sebebi olarak gözükebilir. Fakat her aybaşı halinden kesilmeninçökmenin sebebi olduğu sonucunu çıkarmamak gerekir. Çünkü çök-menin meydana gelmesinde önem,li olan hastalığı hazırlayan sahadır.Bu hazırlayıcı, hipertansiyon ye şeker hastalığınd~ olduğu gibi, bedeniolduğu gibi psikolojik de olabilir. Bu durumda, aybaşı halinin kesilmesielektrik düğmesi gibi hizmet eder, daha önceden mevcut ve durgunlukhalinde olan bir halin ortaya çıkmasın\ kolaylaştırır. Tıpkı bunun gibi,çökmenin sebebi psikolojik, ailevi, ve dini olabilir; hatta uzun süren bircansıkıntısı, şüphe, endişe ve- korku sonucunda da gözükebilir. Çünkiibunlar bitkinlikle kendini gösteren bir sinir zayıflığının sebebi' olurlar.

Çöken bir insan, bu çöküntünün farkındadır, üzgün ve uyuşukgörünür. Bedeni infiiıHeri en aza inmiştir. Hareket yönünden çokcimridiı; çünkü en küçük bir hareket onu yorar. Ekseriyetle uykusuzlukhali müşahede edilir. Zayıflama da önemli bir belirti olarak kendinigösterir. Yorgunluktan doğan titremeler yanında, başarıları, yüksektansiyon, şiddetli yorgunluk hissi, devamlı yorgun olduğuna dairmusaHat fikir, herhangi bir konu üzerine dikkatini teksif edememe,kararsızlık, tereddüt, sebepsiz üzüntü, garip alışkanlıklar, vesvese,beyin ve boyun ağrıları ilc görme zorlu ğu bilinen belirtilerdir. Bun-lara iıaveten, iradesizlik, içkararması ve hüzün, nihayet deli olmakkorkusu sık sık rasnanan durumlardır.

Page 7: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJİNiN BAZI MESELELERI

İriidesizlik:

41

Bu hastalığa tutulan kimse her şeyi yapahileceğini ancak kendi-sinden bir şeyi istemekten m~af tutulmasını ister. Hakikaten, çökmüşkimse için "istemek" çok büyük hiı yüktür. Fakat. bu yetersizlik hissi,kendini düşünceden fiile geçerken gösterir. Hasta şu vcya bu işleri yap-mak ister, bu istek büyük bir şeydir; ancak bu arzunun gerçeklcşmesiölü kelimelerde kalır. İstek harekete geçmez, durgunluk onu alıp gö-türür. Sonra bir başka istek gelir, sonra bir başkası, ama hiç biri ger-çekleşmez. İstek düşünceyi gerçekleştirmek için bir adım hile atmaz.Pek çok parçalara ayrılmış bir istek mimzarası kaışısında bulunulur.Fakat hu parçalardan her hiri hareketi gerçekleştirme hususundayetersiz olarak bulunur~ar.

İradesizliğin hafif olınası da muhtemeldir. Bu durumda, fiil istektarafından gerçekleştirilebilir. Fakat faaliyet yavaş, yorucu ve insanıbitiren kuvvetlerle tamamlanır. "Üstelik işin zamanı da yoktur. Zekagenişliği yoktur, hataları vardır; aynı şekilde sebatı da yoktur, direnmegücünü kaybetmiştir. İradesizlik hastalığına hafif şekilde tutulmuşinsan, bir işi uzun müddet devam ettirmek gücünden yoksun olduğuiçin çok ufak işler yapabilir.

Bu hastalığın çok ciddi bir hal alması halinde, en küçük işler bileyapılması imkansız bir fiil haline gelir. Faaliyetler büsbütün bir kenaraitilir. Onlar artık şöyle söylerler:

"Tozları bile alamıyorum, halhuki onları almak istiyorum, çünkütozları alınadığım için kocamdan utanıyorum, aslında o beni anlıyor,fakat ne yapayım, güçsüzüm, bir bez alıp etrafın tozunu almak banaçok zor geliyor . Yemek yapmak istiyoruın, ama onu hile canım iste-miyor, düşüncelerinı parça parça. Her şey böyle birikiyor, onları yap-mak istiyorum, bu sefer de işler çoğalmış oluyor, bırakıyorum. Hiçgücüm, kuvyetim ve cesaretim kalmadı. Saçımı taramaya bile üşeni-yorum, ne yapacağımı bilemiyorum, ölmekten korkuyorum."

Kendini gücsüz hissetme, bir iş yapamama, ve kendinin hasta ol-duğuna inanma halleri devam eder, gider. Kişinin kendine güvenikalmaz. Küçük işler peşinde koşar durur, ama onları bile yapamaz.

Bunlar tabii (normal) çökme (depresyon) halleridir. Çok ciddihallerde hiç bir faaliyet yoktur. Çöken kişi kendini yatağa atar, kendisinisaran ve ona büyük eziyet veren pek çok psikolojik hisiçinde hareket-siz kalır. Niçin? Çünkü, çökme halinde, şuur ve duyularla alınan her

Page 8: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

42 HA YRANI ALTINTAŞ

şey, yani bütün fenomenler, hasta tarafından şuurlu olarak hissedilir.Bunlar da ona acı verir.

Böylece, hasta çevTesinin karşısında Im isteksizliğinin şuurundaolarak bulunur. Bunu kimi anlar, kimi anlamaz. Anlamayanlar çoğun-luktadır; bunun için onu teınhdlikle suçlarıar.

Bu hal nasıl tedtıvi edilebilir? İradesizlik çökme halinin belirtisi-dir. Çökme halinden kurtulunca iradesizlik te kaybolur. Şunu unut-mamak liIzımdır, tembel bir kimse yoktur, fakat hasta bir kimse vardır.Gerçek olan budur. İnsanın tabiatında isternek ve çalışmak vardır.Sinir si,.;temleri otomatik olarak çalışır ve kaslar harekete geçer. Bununiçin ikisinin veya ikisinden birinin iyi olması laZİmdır. Eğer bir kimseteınbelse (çocuk veya yetişkin olsun) hemen bunun sebebi aranma-lıdır. Bu tembellik, lwdenı veya ruhi veyahut da çeşitli durumlardankaynaklanan psikolojik bir acının Yeya sıkıntının belirtisidir. Bir şeyleryapma isteği verilirse tembellik ortadan kalkacak ve çalışma geri ge-lecektir.

ıç KARARMAsı (MELA~KOLİ) VEYA HÜZÜN

Bu hal derİıı ye devamlı üzüntüden ibarettir. Kötümserlik her şeyiher yandan kaplar, Fe1"llin bütün hareketleri bıkkmlık eseri olarakgözükür; dudaklar konuşmaz, alın kırışıklıklardan sanki oyulmuş. gi-bidir, sesi çoğu defa işitilmez haldedir. Her şeyeleme vesile olur; enbasit olaylar en kötü şekilde tecelli eder, hatta en güzel anlar bile üzül-mek için bahiine olur; hasta korkunç bil' şekilde iyi şeyIerde kötülüklerhulur,

Yaşama zevki hüzünlü kimsenin ilk infialidİı'. Onun için, her şeyeilgisizdir, hatta kendi acısına hile. Hcl' sabah, yeni başlayan bir üzüntükaynağıdır; yokolmak onun en büyük isteğidir. İr£idesizlik ve güçsüzlükşüphesiz her yanını kaplanuştır, en helirgin hususiyeti aldırışsız veilgisiz oluşudur. Daha bil' sürü psikolojik fenomenler buna ('klenir:hel' şeyonun için önemsiz olduğundan hüzünlü kimse bu kayıtsızlıktankendini kusurlu giirür. HüzünIii kimse veya melankolik, diiima kendinemusallat olmuş yakışıksız fikirlerle doludur. Sık sık kendini vicdan azab!ve suçlulukla mahkum edcr. Bu hastalığa tutulan ferd, kendini dur-madan en kötii şcylerle suçlar. Miinc'n şiddetli ve merhametsiz acılarçeker. Sabit ve yeknesak bir işkenceye tutulmuş gibidir. Zihnı bütünfaaliyetlerini bu vicdan azabı ve suçluluk üzerine teksif etmiştir. Bun-dan başka bir şey de diişüneınez olduğu an yemek yemez, hareketsiz

Page 9: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PStKOlOJİNtN BAZI MESELELERI

kalır. Fedde organik bozukluklar görülmeye başlar, iştahı yoktur,sindirimi hozuktur, peklik vardır. Çok ciddi hallerde yemek zorla ye-dirilir. Hasta vicdan azabıyla dolp. olduğundan bazen kendini cezalan-. dırmak ister; intihara kadar varabilecek şekilde kcndini cezalandırmayakalkar.

Zihni İştabsızlık:

Hüzünlü olmanın (melankolinin) bir başka şekli, özellikle kızlardagörülen çeşidi, zihni iştahsızlıktır. Nitekin~, hazı genç kızlar, onbeş ilayirmi yaşları arasında, herhangi bir sebep göstermeksizin yemekleriniazaltırlar. Yememe konusundaki inatları iyice yerleşmiştir. Yuınuşa-tıcı her şeyi kötüye kullanırlar ve kendilerine verilen besinleri gizlicekusarak dışarı atarlar. Kötü heslenme gitgide kendini gösterir ve önemlihir zayıflama ınüşahede edilir. Bazı hallerde ölüm arzu edilen bir sonuçolur (öyle zannediliyor ki bunu hasta ister). Bu hastalığın hissi birinfial sonucu ortaya çıkması çok muhtemeldir. Bu halin bazan evli.hanımlarda da görüldüğü olur. Dört veya beş yaşlarında görülen yemekyemerne hali, yeni gelcn bir erkek veya kı:.>;kardeş c karşı duyulan kıs-kançlıktan dolayıdır. Çocuk kcndinin bir kenara itildiğinden korkar veebebeynlerinin dikkatini çekmek için hastalık İcad eder.

Büluğ çağına gelen genç kızlarda, hazan, şiddetli bir utanç hissimeydana gelir. Dini veya cinsi konularda daha titiz davranırlar. Bedcniyönden kendini cezalandırma da görülen haller arasındadır. Bir başkahalde, büluğ hali, daha önce mevcut bazı marazi hallerin ortaya çık-masına sebep olabilir. Aynı şekilde, anne ve babaya karşı duyulan sev-ginin herhangi bir sebeple kesilmesi de bu halin saiki olabilir; bu çocuksuhalolup zamanla kaybolur.

Bu gibi hallerde, ailenin durumu çok yakından incelenmeli, varsahissi bozukluklar giderilmelidir. İlaçl~ veya ruhi yönden tedaviler ya-pılmalıdır.

Sonuç olarak, hüzün veya melankoli, zihni ve fiziki faaliyeti azal-. tır, ferdi atfılete sevkeder. Sessiz olma sık sık görülür. Siije bitkingörünür, bakışlar belirsiz ve ümitsizdir. Çok ciddi hallerde, en lüzuınluyiyeceklerin bile reddedilmesi ve intihar görülür.

Bu hastalığın çok çeşitli sebcpleri olabileceği gibi, bu arada, bit-kisel hayatı etkileyen sinir sistemi, yumurtalık ve tiroit bezi ile aHikalıbir durum da sebep olabilir. İlk sebep tamamen fizikidir, zihni durum-lar daha sonra gelir.

Page 10: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

44

Derilme Korkusu:

HAYRANİ ALTINTAŞ

Bu korku, daha ziyade güçtüren düşme (depresyon) hastalığınatutulanlarda görülür. Bu korku bazan musallat bir fikir olarak kişiyikaplar; acıması~, zalim ve insafsız bir musallat fikir. Bu konu ile ilgüine bir şeyokurlar ne de bir füim seyrederler. Güçten düşme durumunauğrayan kimse beyninde bir boşluk hisseder, düşüncelerini bir arayatoplayamaz. Fikirler ekseriyetle bulanıktır. Bu sebeple, yorgunluktandoğan musallat bir fikre kapılmış olması, ve Lu fikrin kendisini delir-teceğine inanması tabiidir. Pek çok hastanın ifadeleri bu yöndedir. Şuhusus u belü.tmek yerinde olur ki, bu korkunun gerçeğe yansıyan hiçbir yönü yoktur. Güçten düşme hastalığına tutulanlarda görülen delirmekorkusu, son derecede saçma lJir şeydir. Ama unutmamak gerekir ki,bu tür hastalarda en küçük bil' kelime ustalıkla yakalanır ve büyül-tulür. Hastalar meşum en basit telkine açıktır. Böyle bir kimseye delir-mekte olduğu söylense hemen inanır. Ama delirmesi için hiç bir sebepolamadığı siiylense inanmaz. Sıhhatı konusundaki endişeleri onu tama-men kaplamıştır. Organlarının, düşüncelerinin ve fikirlerinin çalışmasıhususunda, bir türlü atamadığı düşüncelere sahiptir. Bitkinliği onud£ıima kendini dinlemeye, incelemeye sevkeaer; en küçük bir bozuk-luğu yanlış anlamlara çeker. Hatalar yapar, çünkü yetersizdir. Marazidüşüncenin hiç bir düşmanı yoktur, ama bir dostu vardır: güçten düş-menin (depresyonun) kendisi. Böylece, bu marazi düşünce kendi ken-dine yeşerir. Tıpkı müdafasız bir organda yayılan mikroJ} gibi.

Öyle ise güçten düşnlP hastalığına tutulan kimse neleri kafasınakoymuşturda bir türlü ataınamaktadır? Beynine yerleştirdiği ve heran duyduğuna inandığı izlenimleri tekrar tekrar düşünmektedir. Bey-ninde boşluk, baş ağrıları, unutkanlık, düşüncelerini bir noktaya teksifedememe, giriştiği bir iii devam ettiremerne güçsüzlüğü gibi hususlar-dan bir türlü kurtularnamaktadır. Bu hususlar ona musallat olmuşlar,onu yiyip bitirmektedirler. Tabii şüphe ve tereddütlerde mübalağa edenmanüeri vardır; durmayan ve tekrar tekrar aklını meşgul eden hususlarhep aynidir. Ama bu hususlar hiç bir zaman insanı deliliğe götürmez.

Güçten Düşmenin Sehepleri:

Güçten düşme çok umumi bir deyimdir. Kuvvetten düşürücü veyaçökertici haller arasında müşterek belirtiler vardır. Onun için her halözel bir haldir; bu sebeple hastanın incelenmesi çok dikkatli yapılmalı-lıdır. Pek çok farklı sebeplerin asahi tansiyonu alçalttığına inanılır.Bununla birlikte, başlıca sebeplerden biri asabi ve zihnı bitkinliğin

Page 11: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZI MESELELERİ 45

sebebi olarak kalır. Bu halde, depresyonun sebebini aramak, bitkin-liğin sebebini buldurur. Bitkinliğin sebebi nedir? Psikologlar, bitkin- .liğin sebebi, insam bitkin yapan dayranışlardır, derler. O zaman şusoru sorulur: Öyle İse insanı bİtkin kılan davranışlar nelerdir? Ve niçininsanı bitkinleştirmektedirler? Bu hususta ilk akla gelen, aşın dere-cede çalışmadan ötürü meydana gelen bitkinlik yani sürmenajdır.

Öyle ise sürmenaj veya aşırı derecede çalışmadan meydana gelen'bitkinlik nedir? Bu konuda akla hemen bazı talebeler gelir. Sigaradumanları arasında sabahın saat iki veya üçlerine kadar çalışan veİmtihanlarında muvaffak olmak için aşırı gayret gösteren talebeler. çayveya kahve, yamnda sigara ile yorucu bir gece çalışması. Bunun sonun-da zihni çöküntü meydana gelebilir mi ? Veya niçin bazı talebcler buzihni çöküntüye maruz kalırlarda bazılanna hiç bir şeyolmaz? Buimtihana çalışma hazırlıkları mn bazı- zihni ve ahlaki hislerle kanştı-ğım düşünelim. Hazırlandığı bu imtihamn kendisi için son bir şansolduğunu varsayalım. Muvaffak olamama sıkıntısı İçiiıde çalışsın; busıkıntı korkudan İleri gelir. Mesala babasından korkmak, mesleki haya-tının geleceğinden kormak, veya ayıplanmaktan, hor görülmektenkorkmak gibi. Bunun İçin, çok çalışma sonunda meydana gelen zilınlbitkinliğin (veya sürmenajın) ortaya çıkışında bitkinliği kuvvetlendirenhissi unsurların büyük tesiri olduğ~ muhakkaktır. Bu sebepledir ki,aşırı derecede çalışmadan ötürü meydana gelen zilmi çöküntü şahıslaragöre değişmektedir. Enerji sarfiyatının imkanlan aşması halinde, buzihni çöküntü veya sürmenaj vardır. Bir organı, mesela beyni haksızcayormak onun gücünü azaltmaktır. Bedeni veya zihni aşırı çalıştırmak,seımayeyi saçıp savurmaktadır. Yorgunluk hissi, yaklaşan kötü durum-ların en önemli işaretidir. Bu hissi aşmak, bitkinliğe düşme tehlikesiniyaklaştırır. BitkinIik, tedavi edilebilir bir hal olsa bile bitkinliktir.Fakat bu bitkinIik, uzun zaman devam eder ve sık sık tekrar ederseçöküntüye doğru yaklaşılıyor demektir. Uyku ve yemek gibi büyüktamireiler yetersiz olmaya başlayınca, aşın çalışma sonucu zihni çöküntüveya sürmenaj kendini gösterir. Böylece sürmenajın her zaman kul-landığımız güçlerle a~akalı olduğu aşikardır.

Bu hal, zihnl ve bedenl kuvvetleri aşırı derecede kullanmaktanyani manen ve maddeten kendi imkanlarım aşmaktan, k~zandığındanfazla sarfiyatta bulunmaktan ileri gelir. Yorgunluğun beyin hücreleri-nin zehiılenmesini bildiren bir işaret olduğunu unutmamak lazımdır.O halde bu bitkinlik hali, koruyucu açıdan dikkate alınmalıdır. Herinsan kendi öz kuvvet ve imkanlarını bilmelidir.

Page 12: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

46 HAYRANİ ALTINTAŞ

İnsanı bitkinliğe düşüren bir faaliyetten hemen sonra güçten düşme.(depresyon) halinin başladığını düşünmemek lazımdır. Bu, çok nadirenmeydana gelen bir durumdur. Çünkü, bütün psikologlar ve hekimlerbilirler ki, güçten düşme hali peşipeşine gelen uzun yorgunluklarınneticesinde ve uzun bir zaman sonra kendini gösterir.

Kendisini aşırı derecede kullanmaktan dolayı bedeni yönden bit-kinliğe düşmek, çok sık raslanan bir durum değildir; ama zihni bitkin-lik veya sürmenaj -özellikle talebelerde- çok sık raslanan bir haldir.Zihni faaliyetleri teksifl bir surette yapmak yerine ölçülü bir şekildegerçekleştirmek ve zaınan zaman zihni dinlendirmek en iyi yoldur.Eğlenmek, spor yapmak, zihni boş bırakmak önleyici faaliyetlerdir.Hissi ve zihni bitkinlikler çok tehlikeli sonuçlar verebilir. Sahit fikirler,zihne musallat olan düşünceler beyni devamlı yorarlar. "Tasaları,üzüntüleri, endişeleri, zihnini karartan düşünceleri bir kenara at; güzelşeyler düşün, zihne;" serbest ol", demek iyi v~ güzel bir tavsiyedir,fakat bütün bunlar yetersizliğin sonucudur. İnsan kendi isteğiyle sabitfikirleri k:abul etmez, musallat düşüncelerin beynini oymasını istemez.

Bunun için, ilk önce bu fikirlerin toplandığı yeri ve sebepleri bul-mak gerekir. Bu psikolojinin görevidir.

Öyle ise insanın güeünü bitin~n faaliyetler nelerdir? İnsan dav-ranışIarını sınıflamak boşuna bir iştir. Aneak, bir şey kesindir: insamnyaptığı her çaba bir ortama kendini alıştıırnak, uygun hale getirmek'gayesini taşır . Ya hayatın yeni bir cephesine yönelinir veya yeni bir hayatdüzeni kurulur (evlenilir). Hayatın bu yeni cephesine girerken bir sırazorluklarla karşılaşılll', önemli m.iktarda da enerji sarfedilir. Fert herzaman kendini tükedip bitireeek faaliyetleri önceden hissetmez. Bunlar-dan bir kısmı şuuraltında bulunurlar. Şuuraltına ait olsun veya olmasın,bu faaliyetlerin yıkıeılığı hiç de az değildir. Psikologlar veya ruh hekim-leri, insanı bitkin kılan ve güçten düşüren unsurlar arasında aile orta-mının en müsaat kaynak olduğuna kanidirIer. Eğitim konusu çokciddi olarak burada roloynar. Bazı gençler, kendilerinde, hiç duyul-mamış zorluklar hissederler; bu zorluklardan her biri, hissi ve ahlakiözelliktedir. Aile hayatı bütün bir ömür devam eden karşılıklı uyuşmameselesidir. Çeşitli mizaçtaki insanlar bir arada bulunurlar; bu insan- .lar yumuşak ve anlayışlı bir uyuşma gerektirirler. Hiç beklenmeyenaksilikler, zıtlıklar ve uyuşmazlıklar ortaya çıkabilir. Eğer bu anlaş-mazlıklar hemen hallediliyorsa o zaman hiç bir mesele yoktur ve herşey güzel gider; bu, ister ferdin dengeli hayatı ile olsun, ister açıkla-malarla veya öfke ile olsun. Eğer sİnirlerin boşalması mümkün olu-,

Page 13: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJiNİN BAZI MESELELERİ 47

yorsa gene iyidir. Fakat, umumiyetle, bu sinirlerin boşalması gerçek-leşmez. Çocuklarla veya gençlerle ebebeyinler arasında sık sık olan budur.Boşalma (öfke veya karşı çıkm.a) gerçekleşmez, çünkü çocuklarla ana-baba arasındaki ahlaki münasebetler buna imkan vermez. İşte o zamanzihinde bazı şeyler durmadan düşünülür durur, zihni yorgunluğu tevlitedecek hissi ve şiddetli teessür yüklü düşünceler. Böylece uzun senelersürecek yorucu düşünceler ortaya çıkabilir. Şu husllsU itiraf etmeliyizki, yanlış öğretilm.iş veya yanlış anlaşılmış dini bilgiler de bu tür has-talıkların gelişmesi için uygu~ zeminlerdir. Her şey dini öğreten kişiyeve öğrenenin kabiliyetine bağlıdır. Pek çok gencin bu yüzden korkuve sıkıntı içinde olduklannı unutmamalıyız. Bunun için dini bilgileresas kaynaklardan, tam ve doğru olarak gençlere verilmelidir. Falanveya filanın dedikleri din değil, ama Kitap ve Sünnetin dediği dindir. -Yanlış bilgiler gençleri dinden soğuttuğu gibi, bazı ruhi hastalıklarında doğmasına sebep olur. Özellikle büluğ çağında bu hususa çok dikkatedilmelidir.

Bitkinlik ve Çarpınma (Veya Endişe):

Bitkinliğin güçten düşme ve endişeye (çarpınma) meydan verdiğikabul edilir. Endişenin iki büyük belirtisi vardır:

a) Mevcut şartlara karşı infial son derece düzensiz ve açık bir şe-kilde aşırıdır; - .

b) Bu hale maruz halan kerhangi bir frenleme yapma güeü olmak-sızın içtepilerinin oyuncağı olmuş intibaını verir.

Endişe içinde bulunanın davranışları, kontrol edemediği, birsıra, ani iç boşaltmalat olarak gözükür. Kendine hakim değildir.Tabii hayatın verdiği davranış rahatlığı ve serbestliği kaybolmuştur.Hareketler hızlı ve kısa veyahut sarsıntılıdır; sözler bir sel gibidir.Hareketlerde ve sözlerde irade' dışı gültinç haller (tik) müşahede edilir.Ani yüz ifadeleı'i değişikliği, acı veren spazmlar ve kasılmalar görülür.Elbette bunlar ruhi endişenin derecesine göre gelişen durumlardır.İnsamn kendine hakim olması, iradeli, iihenkli ve rahat hareket etmesidemektir. Eğer bir kimsede irade, istek ve kendine hakimiyet yoksao zaman bu üç hususu Jrar ve onlara başvurur. Çünkü bunlara sahipolan, onlardan yoksun olduğunu düşünmez. Bu konuda sinir sistemininahengini, dengeli hayatımız da oynadığı rolü, sıhhatİmiz için önemini,günlük hayatımızdaki faaliyetini ve eğitimle münasebetini iyi bilmek'lazımdır.

Page 14: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

48 HAYRANİ ALTINTAŞ

Herhangi bir şey düşünüldüğü takdirde beynimizin bir bütünhalinde çalıştığına inanılır. Bu doğru değildir. Gene, bir mesele üzerinebütünün dikkatimizi teksif ettiğimiz takdirde beynin çok şiddetli bil'tarzda çalıştığına inanılır. Bu da doğru değildir. Dikkatin bir noktayateksif edilmesi (yoğunlaştınlması) halinde beynin küçük bir kısmı faa-liyet halindedir; diğer bölümleri, ayrı bir şekilde, uyur veya faaliyetgöstermez. Bunun niçin böyle olduğunu göreceğiz. Kendini bir noktaüzerine vermiş, dikkatini teksif etmiş bir kimsenin ondan başka bir şeyiişitmediğini hepimiz biliriz. Onun etrafında bulunan radyo, televizyonve yapılan konuşmalar sanki yok gibidir. Niçin?

Sinir sistemleri bir uyarı alır almaz hemen, otomatik olarak, ikibüyük infiali ortaya çıkarırlar: a) bu uyarıyı onunla ilgilenen sinir.merkezlerine doğrudan gönderirler. Bu, bir uyarının tesiri altında bu-lunan organın faaliyetlerinin gelişmesi demektir. Sinirlerin bu uyarısıo anda gereken kuvvetin meydana çıkması için gerekli zemini de hazır-lar, b) sinir sistemi ayı:ıı zamanda, bu uyan alındığı zaman onunla ilgisiolmayan diğer sinir sistenılerini de abluka altına alır, yani kullanılma-larını durdurur. Bu tesirle ilgili olmayan bütün davranışların durmasıtemin edilmiş olur. Bu, başka olayın meydana gelmesine veya şuuravasıl olmasına mani olan psişik bir olayın tesiridir. Buna inhibisyonda denir. Öyleyse bu hal, bir tür uyku ve tesirsiz hale getirmedir . Yanibeynin diğer kısınıları bu olaya iştirak etmezler. Bazı sinir merkez-lerinin uyarılması, otomatik olarak diğer bir kısmının hareketten menedilmesini sağlar. Beyindeki uyarı bölgeleri ne kadar az olursa hare-ketten men edilen bölgeler o kadar çok olur.

Hayal: Hayal anında, beyin hiç bir süje tarafından uyarılmışdeğildir. Bu durum bir terk halidir; süje kendi beyninde cereyan edenduyumların seyircisidir. Hayal eden kimsenin dikkati belli hiç bir noktatarafından çekilmiş değildir. Uyarıların miktarı bir hayli çoktur. Öyleise beyin açık olup azami derecede uyandırılmıştır, buna karşılık hare-ketten men edilen kısım asgari seviyededir. Hayal zayıflar için birkaçış yoludur; bununla birlikte, hayalin bir de en üstün şekli vardır,bu da batılıların meditasyon dedikleri derin' tefekkürdür.

Tefekkür: Tefekkür, sinirlerle alakalı olarak hayale benzer. Te-fekkürle, .düşüncenin bir noktaya temerküz edilmesi (yoğunlaştırıl.ması) çoğu zaman karıştırılır. Hakiki tefekkül' belli bir şeyi kuvvetledüşünmek demek değildir. Aksine, tefekkül' beyni umumi bir konuetrafında dalgalanmaya bırakır. Tefekkül' anında insan pasif (münfail)dir; beyni ise aza.mi derecede duyum alır; Onun için derinliğine bir hayal

Page 15: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PStKOLOJİNtN BAZI MESELELERİ 49

olarak da kabul edilir. Beynin dalgalanması sebebiyle çok sayıda sinirmerkezi faaliyet halindc olup düşünceler kolayca akarlar.Zihin hiçbir kuvvct sarfetmeksizin murfıkcbeye dalar ve her şeye kolayca uzanır.Bu anda izlcnim. alma yeteneği ve zihin Jlçıkiığı fevkaladedir. Bununiçin, tefekkın, insan düşüncesinin muhtemelen en yüksek derccesidir.Bu düşünce, açık, ÇQkgeniş, çok yaygın ve çok rahat bir düşünce şek-lidir. İlhamları, izlenimleri ve sezgileri alahilme kabiliyeti son dcrecedeeh'erişli bir halde ikcn, beynin kullanılmaktan menedilmiş kısmı en azseviyededir.

Dikkat: Dikkat etmek, bir şcyin üzerİne dikkatle cğilmek demek-tir. Burada, zihin bazı şcyler veya bazı noktalar üzerine hassasiyetleeğilmiştir, yani bu noktada sabittir. Bu yöndcn dikkat, zayıf bir düşünceteksifi (yoğunlaştırm.ası) olarak kabul edilir. Zira, djkkat belli bir nok.taya yönelmiş ve uyarılar belli bazı sinir merkezıcrine yönlendirilmiş.lerdir. O halde, diğer bölümlerin çalışmadan menedilmesi birdenbireolur. Dikkatin çeşitli dereceleri vardır. İlkokul çocuğunun dağınık dik-katinden' tutun konferans dinlcyen kişinin dikkatine kadar çcşitlereayrılır. Dikkatin ileri derecesi düşüncenin yoğunlaştırılması olur. Dü-şünccnin bir nokta üzerine yoğunlaştırılması veya konsantrasyon,fikriyatın tek bir konu üzerinc şiddetle teksif edilmesidir. Çok zor birproblemin çözümlenmesi için sarfedilen fikri gayret bu nevidendir.Zihnin faaliyet halindeki bölümü çok azdır; bu normal bir durumdur,çünkü dikkat bir tek nokta üzerine verilmiş olup bir tek uyarı vardır.Sonuç olarak da, beyinin büyük bir kısmı faaliyetin dışındadır. Çokşiddetli bir konsantrasyon anında beynin büyük bir bölümü faaliyetindışında olduğu veya uyuduğu için, kişi bu anda etrafında cereyan edenolaylardan habersizdir. Hiç bir şeye dikkat etmez; çünkü zihnin diğerkısmı dışından gelen uyarılan (radyo, gürültü, konuşulan sesler gibi)almaktan uzaktır.

Sabit Fikir: Eskilerin deyimiyle "fikr.i sabit", musallat fikir gibi,zihnin bir konuda irade dışı ve marazi bir konsantrasyonudur. Düşüncebelli bir konu üzerinde sabit olarak kalır. Bu sebeple beynin bazı mer.kezlerinde şiddetli uyarılar vardır. Bu merkezler bitkinlik haline kadarçalışırlar. Sabit fikir, bir tek uyarı taşır; daima aynı olan uyarı. Bu açı-dan, beynin çok küçük bir kısmı aşırı derecede faaliyet halindedir,geri kalan bölüm uyur. Esasen sabit fikrc tutulmuş kimse, bu fikrindışında olan şcylere daikkat etmek gücünde değildir;

Düşüncenin bir nokta üzerine yoğuıılaştırılmasının yorucu bir işolduğunu biliyoruz. Bunun böylc olması tabii bir haldir, zira faaliyet

Page 16: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

50 HAYRANİ ALTINTAŞ

halindeki sınır merkezleri şiddetli bir uyarıya maruz kalmışlardu.Onun için çabuk tükenirler. Bunun için, çok çalışan öğrenciler kendi-lerini uykuya çabuk verirler. Bu husus, umumi bir yorgunluktan ötürüdeğil, fakat çok uzun ve şiddetli bir faaliyet içinde bulunan sinir mer-kezlerinin bitip tükenmelerindendir. Bu bakımdan, zihin bir konu üze-rine çok uzun müddet teks if edilmemeli, ara sıra boşkalmaya, eğlenmeyeyönelinmelidir. Şüphesiz, eğlence, zihnin bir nokta üzerine teksifedilmesinin bir başka şeklidir; başlangıçta olan bir 'şekil. Bu yöndeneğlerıme de bir başka çeşit uyar:ıdır. Ancak bu uyarı beynin başka mer-kezlerine yönelir, bu merkezler daha önce dinIerıme halinde olan mer-kezlerdir. Bu merkezler gelen uyarılar ile harekete geçince daha öncefaaliyet halinde olan ve yorulmuş bulunan merkezler dinlenmeye ge-çerler veya uyurlar.

Düşüncenin bir nokta üzerİne yoğunlaştırılması veya konsant-rasyon zihnin berraklığına mani olur. Zihin berraklığı veya zihnin açıkolması demek, geniş ve açık seçik bir idrake sahip olmak, çeşitli sahalarayayılan ve süklın veren bir uyanıklık demektir. Böylesine bir zihin ber-raklığı pek çok sinir merkezinin çalışmasını gerektirir. Zihni berrakolan kimse konsantrasyonun aksi bir noktada bulunuyor demektir.Yanikonsantrasyon zihin açıklığınııı antipotudur.

İnsan, düşüncelerini, zaman zaman bir mesele üzerini teksif eder,çünkü bu, lüzlımlu olur; ancak bu hal, zihni yönden büyük bir güçsarfetmek demektir. Bu güç sarfı da hakimiyet eksikliği demektir; buise, sırasında rahatlığın kaybolması, fikri enginliğin eksikliği demektir.Halbuki zihni yönden rahat ve süklın halinde olmak, insan sağlığı içinçok lüzlınılu bir ihtiyaçtır. Bir çok problemi kolayca halletmeye yarar.Konsantrasyona ihtiyaç hissettirmez. Zihne uzaktan gelen verilerikısa zamanda kavramaya imkan verir. Diğer yönden, düşünce ve dav-ranışta rahat olmak, şuurun büyük bir bölgesini açık tuttuğundanyorgunluğu önler. Her yönden açık beyne pek çok uyarı gelir ve alınır.

Zihnı kasılmalar: Dikkafalık, inat ve saldırgan fikirler ziIıinde aynımekanizmayı ortaya çıkarırlar. Dikkafalık ve inat ,fikri sabite benzerler.Şahıs beynine bir çivi gibi saplanmış nev'i şahsına münhasır kanaat-ların, gayri makul fikirlerin, peşin hükümlerin' tasallutu altındadır.Bu açıdan, dikkafalık, konsantrasyon ve fikri sabitte ortaya çıkan sinirmekanizması gibi, tek bir uyarıdır; bu halde de beynin küçük bir kısmıçalışır, diğer b}iyük kısmı uyur.

İnatçı bir insan, zihin açıklığından ve berraklığından mahrum birkişidir, şuurlu faaliyet sahası iyice daralmıştır. İnatçılık veya dikka-

Page 17: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZI MESELELERİ 51

falılık, tabir caizse, irade dışında bir konsantrasyondur vc pratik hiçhir ncticesi yoktur. İnatçı insanlar fikri yönden kısıtlı kimselerdir.Arzuları tamam.en tatmin bulmamıştır; içlerinde halledilmemiş mese- ı

lelerin kapladığı duygusal bir hava vardır. Zihinleri bu düşüncelerleadeta kasılmıştır. Bir tek düşüncenin tesiri altında adeta uyı,ırlar, neyaptıklarının farkında değildirler. Fasit bir daire içinde döner dururlar.Makulolmayan düşünceler içinde oldukları halde, çok iyi ve açık birşekilde düşündüklerine kilnidirler. İnatçılık, beynin büyük bir kısmınıkapladığından başka hiç uyarı oraya ulaşamaz. İnatçının çok genişbir anlamı varuır. Peşin hükme sahip bir kimse, inatçıdır. Çok azşey bilen ye bunı'ara sarılan kimse de inatçıdır. Aklındaki bir meseleetrafında dönüp duran kimse de inatçıuır. Kendinde "Ben"inden başkabir şey görmeyen de inatçıdır.

Kurtuluş nedir? İnatçılık, dikkafalık gibi' zihnimizi saran, sıkan,kasan şeylerden kurtulmak için, insan daima kendine sorular sormalıdır.İnatçılık etmiyor muyum? Farkında değilsem bile inatçı değil miyim?Yorgunum belki, onun için böyle ısrar ve inat ediyorum değil mi? Yor-gunluk zihnimin açık ve berrak olmasına mani oluyor, şuurlu hareketeuemiyorum? Bunun için zihnml takıldı kaldı, öyle değil miyim? İnat-çılık ediyorum, çünkü bu mesele beni korkutuyor değil mi? Bu konudaısrar ediyorum, zira bu mesele benim hep geri plana attığım, fakatbir türlü kurtulamadığım. şey; onun içİn böyle davranmıyor muyum?Utangaçlığım.dan, sıkılganlığımdan ötürü gerginleşen sinirli halimleinat etmiyor muyum? Saldnganım çünkü ısrar euiyorum öyle değilmi? Aşağılık duygusu hissediyorum ve kendimi kabul ettirmek isti-yorum, bunun için ısrar ediyorum? Benim düşüncem bana en doğrugeldiği için ısrar ve inat etmiyor muyum? Halbuki haksız da olabilirim?Hcr konuda çok şcy bildiğimi göstererek '-Ben" olmamda ısrar ve inatetmiyor muyum? Herkese benlikten kurtulmayı tavsiye ederken,kendimi öne sürerek kendi "Ben"liğimde ısrar etmiyor muyum? gibi.

Çünkü zihin berraklığı azaldığı mÜ,ddetçe ısrar ve inatçılık ortayaçıkar. Böylece, zihni kasılmalardan azilde olmanın, yanlış ve yanıltıcıduygusal davranışlara sebebiyet veren şuur hallerinden uzak bulun-manın ne derece faydalı bil' halolduğunu anlamış bulunuyoruz. Aynızamanda, zihnin her an açık ve berrak olmasının, tıpkı bir radar gibiufkumuzdaki her uyarıyı cn güzel şekilde almasının ehemmiyetinikavrıyoruz. Bedeni ve ruhi yönden sulh ve sükfın içinde olmanın, zilıniaçıdan ne kadar önemli olduğunu, görüş açımızın geniş olmasının ruhlhayatımız için ne derecede hayatiyet taşıdığını, şuurlu faaliyetlerimizi

Page 18: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

52 HAYRANt ALTINTAŞ

azaltan ve daraltan hissi durumların zararlı olduğunu ve onlardan kur-tulmak gerektiğini ve insani münasebetlerimizi nasıl bozduklarını veAllah'ın bize verdiği imkanları nas~ kısıtladıklarını görmüş bulunuyoruz.

Güçten düşme ve ruhi endişe (veya çarpınma) nasıl meydana gelir?

Sinir sistemi, bir hükümet gibi, içinde bulunulan ana bağlı olarak,faaliyete veya dinlenmeye (uyku) sevkeden düzenl~yiei olarak, değer-lendirilmelidir.

Bitkinlik halinde sinir sisteminde neler cereyan etmektedir? Budüzenleyici, yorgunluktan zehirlenmiş olduğundan, gelen bütün uyarı-ları herhangi bir kontrola tabi tutmaksızın geçirir. Pek tabii olarak buhal topyekün bir düzensizlik yani anarşidir. Beynin iyi çalışmasının,sinir hücrc1erinin iyi ve sıhhatli olmalarına bağlı olduğu gayet ~.çıktır.Bu husus, aynı ,zamanda, sinir sistemi tarafından gerçekleştirilen uygunmanevralara bağlıdır.

Eğer bitkinlik hali mevcutsa, bu takdirde bu yönlendirine gayritabii (anormal) bir tarzda yapılmış olacaktır. Bu halde, konumuzIailgili olarak, ikidurum bahis konusudur:

. a) ya gayri tabii olarak sinir tutukluğıı~un çok geniş birşekildehakimiyeti söz konusudur; bu halde güçten düşme (depresyon) ortayaçıkmıştır;

b) veya aşırı tahrikin anormal hakimiyeti vardır; bu da ruhi en-dişe (çarpınma) demektir.

Endişe halinde, sinir merkezleri aldıkları uyarılara mübalağalıbir şekilde t~pki yaparlar; normal sinir tutukJ.uğu halinde bundan fazlasıolmaz. Bu hale maruz kalan kimse faydasız içtepilerin önünü alamaz,onları bastıramaz; bu konuda gücüyoktur. Endişe içinde bulunan kim-senin davranışları, içinde bulunulan şartlar ve uyarılar hiç istemediğihalde, yuvasından çıkmış zembereğin ani fırlamas] gibi, bir güçle ha-rekete geçirilmişlerdir.

Bundan başka, ruhi endişe içinde bulunan kimsenin davranışları,onun istekli ve iradeli hareket etmekonusunda yetersiz olduğunu gös-terir. Niçin? Çünkü gerçek irade, hcyin hücrelerinin serbest ve rahatfaaliyet göstermelerini intac ettiği gibi, sinir sistenılerinin de ahenklibir tarzda çalışmalarını temin eder. İşte bu yüzden, endişeli kişi, düzen-siz sinir sistemleri tarafından kumanda edilen pek çok reaksiyonlarınıgemıemek yeteneğine sahip değildir. Esasen, bu genıleme olayınınbeynin faaliyetine bağlı olduğunu daha ileride göreceğiz.

Page 19: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PStKOLOJtNİN BAZI MESELELERİ 53

Endişeli kimsenin durumu güçten düşmüş kimseden daha iyidir.Zira, endişe halinde karanlık düşünceler kaybolmuş, yerine aşırı sevinçve çoşkunluk halinin hisleri hakim olmuştur. Sanki fevkalade bir ha-yatiyet harekete geçmiştir. Şüphe, tereddüt, kendini küçük görme veyetersiz olma duyguları kaybolmuştur. ,Bu haldeki ınsan ne tereddütne de şüphe eder. Kendine hakim vaziyete geçer. Ancak, bununla bir-likte büyük bir yorgunluğun hissiyatı mevcut olup biI his zamanla artar.

Sinir tutukluğundan dolayı güçten düşmüş kimsenin çok sakinolma.sına karşılık endişeli kim.sc daha faaldir. Fakat daha sonralarıbüyük durgunluklar kendini gösterebilir.

Endişeli Kimsenin Özel Hali

Güçten düşmüş kimsenin mükafatlandırılacağma inanılabilir mi?Bitkinliğine rağmen değil, fakat dış görünüşü itibariyle? Şimdi şu tabloyabakalım:

/ı/

güçten düşme

tgüç eksikliği, zayıflıkbazı durumlar karşısında

gerileme

yorgunluk

+zayıf bir güç

{,şiddetli iştihayorgunluk ötesi(bitkinlik) '"

">l

endişe veya çarınnmaiy

yalancı güç hissi, çokfazla faaliyet, saldırganlık

Endişeli kimse endişelenir; bu açık. Kendinden emin havası ilcçırpınması, koşması ve konuşmasıyla hayatiyet ve güç dolu olduğu in-tibaını verir.

Etrafı onu dışardan müşahede eder . Yani cevizin kabuğunu gorur,içini görmez; bu bir. İkinci olarak, irade ve güç yanlış olarak şöyledeğerlendirilir: kesiksiz pek çok fiil, sonu gelmeyen kuvvet, devamlıdüşünce teksifi, yumrukları sıkmak, çeneyi tutmak, kaşları çatmak,yorulmamak ve varlığını kabul ettirmek.

Page 20: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

54 HAYRANİ ALTINTAŞ

Durum böyle değerlendirilirse endişeli kimse güç ve iradeninhütün yönlerini gösterir. Bu yönden o, güç ve irtıde açısından değer-lendirilecektir. Bir defa yerine YÜ7-defa balta sallayan oduneununhulunduğunu ve bundan 7-evk aldığını düşünemeyiz lJile. işte endişeli(çarpınma halinde olan) kimsenin yaptığı budur. Öyle ise hakikat diye,çoğu zaman, görünüşü kabul etmekteyiz. Endişelinin çok kuvvetliolduğuna (halbuki zayıflamıştır), çok enerjik olduğuna (halbuki çok azenerjisi vardır), yorulmaz olduğuna (halbuki dinlenemediği için yorul-maz gözükür) inanılır. Vaziyeti bu tarzda yorumlamak ne kadar yanlıştır.Böyle yoruml'andığından endişe, halinde olan kimseye hayran olunur vehatta mükafatlandırılır. Çünkü, onun fcvkalfıde faal ve iradeli olduğunainanılır. Hatta kuvvet üstüne ku,;vet sarfettiğine inanılır. Şunu söy-liyelim ki, ruhi endişede olan kimse, başka türlü davranamaz. Kendinehükimiyet ortadan kalkınca kuvvet kendini gösterir.

Endişeli ve Güçten Düşmüş Kimse Münasebeti:

Endişeli ve güçten düşmüş kimseler birbirine çok benzerler, tabircaizse bir demir paranın iki yüzü gibidirler; biri paranın yazı tarafı,diğeri tura tarafı. ikisinin de temeli birdir; sadece dıştaki davranış-ları farklıdır. SıkıIganlıkta ve saldırganlıkta da aynı şeylerin olduğugibi. Öyle ise cerayan eden nedir? Güçten düşmüş kimsenin, iç haliniaksettiren hareketleri vardır. içinde 'olan her şey, dışarda tezahür eder.Güçten düşmüş kimse olduğu için onun güçten düştüğü dışardan aynengörülür; öyle ise her şey normal gibidir. Bizim, gerçek bir güçten düş-müş kimse ile yapılacak işlerimiz vardır.

Fakar, ruhi endişeli kimsede durum aynı değildir, bundan çokuzaktır. O da bir güçten düşmüş kimse olmasına rağmen dıştaki dav-ranışları tamamen aksinİ söyler. Daha önce gördüğümüz gibi, sankienerji dolu gibidir. Kendini güçlü, hareketli ve istekli olduğuna inan-dırır. Her şeyin kolayolduğunu söyler. Evet her şey kolaydır, fakatbu, mübalağalı bir durumdur. Endişeli 'kimse, güçten düşmüş kimsedendaha yorgundur. Güçten düşmüş kimse hareketsiz ve sükin olduğu için,endişeli kimse onu kınar; çünkü kendisi enerjik, atılgan ve hareketlidir.Ama kendisinin gerçek derin halind(~n haberi yoktur. Bumın için düşkünkimseyi güçsüzlüğünün üstüne çıkamadığından dolayı suçlar.

Gerçekten her ikisi de ikiz kardeşler gibidir. ikisi de yorgundur.Ama sinir sişteminin yönlendirmesi birini sakinliğe ve lıareketsizliğe,diğerini gücünün üstünde enerji kullanmaya doğru olmuştur. Endişelikendini her ne kadar enerjik ve hareketli görüyorsa da ilerde o da güç-süzlüğe düşecektir.

Page 21: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJİNiN BAZI MESELELERl

Güçten Düşmenin Tedavİsİ

55

Her şeyden önce,

a) güçten düşme halinin tahiatını aramak lazımdır; çünkü güçtendüşme çok ıımumi bir deyimdir. Esası bulmak için derinlere inmekgerekir.

h) Bu musihet halin sebeplerini tesbit etmek lazımdır. Tedaviişte buradan başlar. Çok yönlü, bir hekim muayenesi !jarttıro (Asabi,salgılarla, böbreklerle ve karaciğerle ilgili muayeneler). Daha sonrahastalığın sebebi beyin faaliyetlerinde aranmalıdır. Hastalığın manevi-yat bozukluğundan ileri gelip gelmediği hususunda, psikoloji üzerinedüşeni yapacaktır. Bugün iki büyük sinir fenomenini bilmekteyiz:bir tahrik altında herhangi bir organın faaliyetinin artması, yani dina-mojeni; ve başka olayların meydana gelmesine veya şuura ulaşmalarınamani olan psişik bir olayın etkisi, yani inhibisyon. Bu ikisi arasındakişaşırtıcı dengenin yeniden teessüsü tedavinin en beli ba~lı gayesi olacak-tır. Bu psikolojik tediivi derinliğine gerçeklcştirilmelidir. Bunda hiçşüphe olmamalıdır. Zira, sathi bir ruhi tedavi hiç bir şeye yaramaz.Tıpkı ağaçtan bir bacağa yakı yapıştırmak gibi bir şeyolur.

Fakat derinliğine tatbik edilen bu psikolojik tedavinin neticesinibeklerken ne yapılacaktır? Derhal güçten düşmüş kimseye yardım eliuzatılmalıdır. Bu yardım elbette dışardan, hekim veya ruh hekimindengelecektir. Güçten düşmüş kimsenin kendine yardım etmesi hemenhemen imkansızdır. Çünkü onun irade ve şuur imkanları sinir sistem-l?rindeki düzensizlik sebebiyle daralmış ve azalmıştır. İstemeyi arzueder; fakat isteme gücünden yoksundur. Süjede olayları farklı şekildegörme veya değerlendirme özelliği meveuttur; bununla, her şey oldu-ğundan daha başka bir hüviycte bürünür. Böyleee, güçten düşmüşkimse, kendini, dengesini kaybetmiş ve değişmiş olarak -görür. Buradaı'uh hekimine düşen, bütün bunları tabii haline sokmaktır, ta ki, hastakendini normal hir şuurla müşahede etmcye haşlasın. Bir taraftan tedavidevam ederken diğer taraftan da bu yardımlar sürmelidir.

Güç İsrafı:

Güçten düşmüş bir kimseden söz ederken "kapasitesinin üstündeyaşıyor" gibi bir ifade kullanılır. Aslında, "sermayesini kapıdan pen-cereden atıyor, çünkü hir başka şekilde davranamaz", demck dahadoğrudur. Güçsüz kimse, beyin faaliyctleri açısından kendindc zayıflıkgörülen kimsedir; bu hal, onun şartlarını ve imkfmları birleştirerek

Page 22: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

56 HAYRANİ ALTINTAŞ

bir karar ve sonuç çıkarmasına dolayısıyla randıman almasına engelolur. Bu kimsede geniş ve umumi bir irade ve istek yoktur; onun yerinepek çok arzu ve istek vardır; çok işe teşebbüs eder, fakat bunlar ne bil'sonuç verir ve ne de devamlı olurlar. İşte buradan, büyük bir yorgunluk,zeka ile irilde zenginliği ve genişliği yerine noksanlığı müşahede edilir.Normal bir iradeye sahip değildir, çünkü, gücü ahenk li olarak dağılmışdeğildir. Aynı şey, endi.~c1i veya çarpmmab kimse için de geçerlidir.Zira, endişeli kimse, uyartılmış veya eoşturulmuş hir güçsüz kimsedir.Bundan dolayı, güçten düşme (depresyon) halinde müşahede edilenbütün kaideler ruhi endişeli kimse içinde geçerlidir.

Öyle ise, onlara enerj~erini çok dikkatli ye iktisatlı kullanmalarıtavsiye edilmelidir. Çok az bir şeyle yaşamayı öğreneeeklerdir. Hayatsahalarını darallmak mecburiyetindedirler. Alınacak her karar, güçtendüşmüş kimse için çok büyük hir iştir. Bunun için büyük güç sarfederler.Öyle ise, psikoloji, benzer bir takım tedbirleri almak zorunluluğunu his-sedecektir; böylece güçten düşmüş kimseler kendilerini bitirip tüketentereddütlerden kurtarmış olacaklardır. Zaman zaman kendilerini küçükve donuk hir hayatın içinde hissedebilirler. Bu, hoşa gitmeyen bir iz-lenimdir, ama zoruruu ve geçici bir haldif.

Güçtendüşmüşlerin Marazı Durumları:

Burada, çok büyük miKtarda güç kaybı sözkonusudur. Güçtendüşmüş kimselerin büyük bir kısmında yorgunlukla ilgili bir sabitfikir varau'. Psikologlar, güçten düşmüş kimselerdeki yorgunluğungerçekten mi, yoksa mübalağalı mı olduğu konusunda uzun münakaşalaryapmışlardır. Bu kimseler için mutlak dinlenme mi şarttır, yoksa on-ları eyleme mi yöneltnıelidir? Ancak, esas mesele şudur: herhangi birgüçten düşmüş kimseyi bitkin kılan fiiller nelerdir? Bunun sebebinedir? Söz konusu olan, heyecana müteallik kişisel eylemler ınidir?Aile hayatı mıdır? İş veya dini çevre midir? Eğer söz konusu aile isetam bir dinlenme tavsiye etmek faydasızdır. Kendini yatağa atmaksuretiyle bir köşeye çekilmek, güçten düşmüş kimseler için bir nevimesuliyetlerden kaçmadır, Siijeyi. söz konusu çevreden (mesela aile-den) çekip aldığınız zaman, normal faaliyetlerine tekrar başlıyacaktır.Yani sebepleri ararken tedaviye hiç ara verilmemelidir, Hattadinlenme bile. Düşkün kimselerde ekseriyetle görülen bir diğer hal,onların mide ağrılarından şikayetçi olmalarıdır. Onlara bu ağrılarıngerçekten mevcut olınadığını söylemek, yalan söylemek olacaktır. Buağrılar gerçekten vardır. Düşkünlük halinde mide bezlerinin salgısı

Page 23: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJiNİN BAZI MESELELERİ 57

azalır; midedeki lüzumlu kas gerilimi eksilir; bu yüzden besinler midedeuzun müddet kalırlar. Bu sebepten anormal bir heyecan ve fermantas-yon başgösterir. Sindirim yavaş olur ve tam değildir. Süje daimayiyecekleri tam sindiremediğini düşünür. Bu hal, fasit bir daire gibidir,sinirlerin zayıflaması kötü bir hesin özümlenm~sini ortaya çıkanr, vebu kötü özümlerne, sarfedilmiş kötü enerjiyi yeniden canlandırır. Bu-radan, kanı bozan ve sinir hücrelerin güçsüzlüğünü artıran zehirlenmelerortaya çıkar. İşte burada çok teferruatlı, derin bir tıbbi muayene ya-pılmalıdır. Karaciğer yetersizliğinden meydana gelen düzensizliklerbilinmektedir. Mclankoli ilc karışık kan bozuklukları, uykuda kabuslar,sindirim ve kanama bozuklukları v.h. Böbrek yetersizlikleri de psiko-lojik bozukluklar tevlit edebilir; bu da nefreti ortaya çıkarabilir. İştehekimlerin tesbitleri böyledir.

Her halükarda, güçten düşme hallerinde, mide bozuklukları, ekse-riya doğrudan bu hale bağlı olarak ortaya çıkar. Vc onunla birliktekaybolurlar.

Süjenin, .besinler sindirim sistemi, bağırsakları ve pekiik konusun-da ileri sürdüğü hususlar yenilmeye çahşıImalıdır. Bazı hastalarda,yiyecekler konusunda sabit fikirler mevcuttur. Süje yemek yemektenkorkar. Bazı hallerde, durum çok aşırı gider ve hasta ömrünü aç olarakgeçirmeye başlar.

Bazı süjeler, düşüncelerini dilleri üzerine teksif ederler. Ceplerindedaima bir ayna bulundurur, sıksık bu aynayı çıkarıp dillerine bakarlar'Ve dillerindeki halin midelerinin bir aksi olduğunu söylerler. Bu, umu-miyetle hakikat değildir. Dilde bulunan beyazlık, organın bizzat ken-dindendir. HastalarlIl çoğu, günde bir çok defa dillerini yıkarlar. Hatta.oksijenle yıkayanları bile bulunur. Böyle bir dil elbette s~ğlıkh gözük-mez. Pek tabii, sahibi de korkar. Böyle bir anda, ona yardım edilmelidir.Her türlü muayene sonuçları hastaya bildirilerek onunla konuşulınahdı!'.Bedeni. bozukluklar konusunda hakikatları bilmelidir. Bu hakikatlarçoğu kere menfi karakterde olabilir; böyle de olsa hasta bilmelidir.Çok yönlü ve derinliğine yapılan psikolojik inceleme ve tedaviler, has-tada ortaya çıkan bedeni. ve ruhi bozukluklar (baş ağrısı, uykusuzluk,kabus v.b.) hakkında onu fikir sahibi yapacak ve böylece bunlardan birkısmı hemen kayboleaktır.

Bu tarzda, büyük güç kaybının gizli sebepleri ihtimamla ortayaçıkarılmış olacaktır. Zira, bu tedavinin gayesi, hastanın şahsi. bütün-lüğünü temin etmektir. Burada bahis mevzu olan, süjeyi çeşitli yön-lere dağıtan ve gücünü kaybettiren hususları tesbit ederek onları bir

Page 24: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

!iR HAYRANİ ALTINTAŞ

merkezde toplamaktır. Süjeye güc ve kuvvet vermek için binlerceparçaya ayrılmış iradesini yekvücud. haline getirmektir.

Bu hastalığa tutulan bütün İnsanlar, aşamadıkları bir engellekarşı karşıyadırlar. Bunun için, içinde bulundukları topluma intibaketmekte çok :r.orlu çekerler, çünkü böyle bir intibak, iç dünyalarındabüyük bir değişiklik gerektirir. Yeni şartlara uyma, zihinlerine yerleş-medikçe bu mümkün olmaz. Karşılaştıkları hcl' zor hal, bu tür bir zihniuyuşmayı intac eder. intibak etme yetersizliği varsa elbette intibakmümkün olmaz. Söz konusu yetersi:r.lik, anlayış ve :r.eka noksanlığı,zihniyet darlığı, heyecanlılık, ve daha bir çok ruhi kompleksler sebe-biyle tahakkuk etmeyebilir. Bu sebeplere, zihne kök salmış düşünceler,kurtulamadığı hisler, dini veya ahlaki yanlış telkinler ilave edilebilir.

Bu durumlarda, iş görme gücü harekete geçirilemediği ıçın, sUJeintibakda zorluk çeker ve kendini iideta felçli kılan olaylar tesirindekalır; daha önce yaşadığı heyecan hallerine tekrar gömülür, yeni şartlar,şahsiyetin umumi havasında eriyip ferde hakim olduğu zaman intibaktahakkuk eder.

işle dinlenme arasındaki tabii (normal) ve gayri tabii (anormal)münasebetler şöyledir:

-)- ış _.;.normal

normal--)- iş -? anormal

-+ iş -)- anormal(heyecanlı)

~... dinlenme

diıilenmebilmemek

çok dinlenme --)- iş -?

~':' sersemleşme

Uzun süren iş -7 yorgunluk

Uzun süren ış --)-çok yorulma --7'

Uzun sÜ,ren iş -> yorgunluk(fazla)

Endişeli çalışma -~ bitkinlik -+

Bunun için ilk iki sll'ada belirtildiği şekilde faaliyet gösteı meli, ikin-cilerden mutlaka çekinmelidir. Aksi takdirde bizleri güçsüz ve hastakılacak durumlarla karşı' kaşıya kalırız. insani, ahlaki ve dini yöndenruhi ve bedeni sağlığımızı korumaya mecburuz.

SIKILGA~LIK

Bu psikolojik hali, bir olayı sergileyerek anlatmaya çalışalım.Zira, sıkılganlık, hakikaten, tarifi hayli zor bir ruh halidir.

Bir üniversitede görevli öğretim üyesi ~ı. bir programda konuş-mak üzere televizyona davet edildi. Bu cazipbir teklifti. Milyonlarcaseyircinin karşısında konuşacaktı. Herkes onu tanıyacaktı. Hemen

Page 25: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJiNiN BAZr MESELELERi 59

hazırlıklara başladı. Bir m.etin yazması gerekiyordu. Hemen kalemesarılıp yazmaya başladı. Bir taraftan yazıyor, öbür taraftan da düşü-nüyordu. Kameranın karşısında konuşmak nasıldı? Yapahilecek miydi?Ya bir hata yaparsa ne olurdu? Bir topluluğun karşısına çıkacak vekonuşacaktı. İçini bir korku aldı. :Metni yazdı. Çekim için günü, bekolemeye başladı. O gün geldi. Televizyon binasına geldi. Saat 15.00'deçekim yapılacaktı. Üzerinde daha şimdiden bir rahatsızlık vardı. Kori-doı'larda yöneticiler geçiyor ve onu seliimhyorlardı. Göğsünde hir sı-kışma ve sıkıntı hissetti.

Stiidyonun kapısına yakın bir yerde istirahat etmesini söylediler.Koltuğa oturdu. Metni bir daha gözden geçirmek istedi. Ama olmadı.Okuyamıyordu, fakat düşünüyordu. Nasılolacaktı, becerebilecekmiydi? O kadaı' insanın karşısında konuşurken yanlış hir şey yaparsane demezlerdi. Hayal gücü çalışmaya başladı. Sanki titriyordu. Kalktı,oturdu, tek~ar kalktı ve tekrar oturdu. :Milyonlarca göz ona bakacak,bir o kadar kulak dikkat kesilmiş onu dinleyecek Bir hata yapsa affet,-mezler. İrticalen konuşmak ço~ zor olacak, yanlışsöylemernek içinmutlaka kağıda bakmalı.

Saat 14.45 de onu stüdyoya aldılar. Bir koltuğa oturdu. Ne kadarçok kamer,a var burada. Ya o tepeden gelen bir sürü ışık ne. Spotlar,spotlar. Daha şimdiden terlemeye başladı. Bu iş çok zor olacak. Kalbiküt küt atıyor. Yönetici konuşuyor: "Hocam rahat olun, kendinizzisıkmayın". Kendini sıkmak istemiyor ama sıkıyor. Üstelik staj içingelmiş bir kaç hanım, yönetici odasının camlarından ona bakıyorlar.Onların karşısında bu iş nasıl olacak? Herkes, herşeyona bakacak.Onun her hareketini seyredecekler, belki de tenkid edecekler. ~e sıkıcı.İnsana her yönden hakim olan bir hava var hurada, kıpırdıyamıyorsun.Acaba vazgeçse mi? Kravat da o kadar sıkıyor ki. Tıpkı o büyükoteldeki yemekte olduğu gibi, beceriksizliği üstünde. Aksi hir şey ya-pacak. Muvaffak olamamaktan çok korkuyor. Bu endişe gittikçe bü-yüyor ve onu her yöndensarıyor. Yönetici konuşuyor: "Hocam denemeiçin bir ses veriniz". Eyvah işte çekim başlıyor.

Hiç kıpırdıyanııyor, sesini bile işitemiyor. İyi akşamlar sayın se-yirciler, dedi mi? Zihni artık çalışmıyor. Kelimeleri nasıl telaffuz ediyor,bilmiyor. Camekiindan hala ona bakıyorlar mı? Yanlış mı okudu?Ellerini sıkıyor, ayaklarını birbirine sürtüyor. Kelimeleri yanlış söyledi.İkaz. Baştan alıyoruz. Olmıyacağını biliyordu. Bu defa da yaparnaya-yacak ...

Page 26: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

liO HAYRANİ ALTINTAŞ

Sıkılganlık nedir? Tarifi adeta imkansız. Çünkü sıkılgan kimse,karışık pek çok hisle doludur; çünkü, sıkılganlar kadar sıkılganlık var-

,dır. Gerçekten sıkılgan olanlar,' içinde bulunulan hiHe bağlı olarak sı-kılgan olanlar, büyük sıkılganlar, ve sıkılganlıkları bütün şahsiyet-lerini ve şahsi davranışlarını silen sıkılganlar vardır. Bunlara, şahsı kor-kutan şartlar ilave edilir (karşı cins, otorite, dini, içtimai durumlar vs.).

ilk anda görülüyor ki, sıkılganların ruhi muayeneleri çok deıin-liğine ve taın bir şekilde yapılmalıdır. Sıkılganlığının sebepleri sabırlave ihtimamla aranmalıdır. Bu sebeplerin ailevi, içtima), dini veya birbaşka şekilde olup olmadıkları iyice araştırılmalıdır. Şahıs çok fazlaheyecanlı olduğundan nu veya aksi bir durumdan mı sıkılgandır, hi-linmesi gereken hususlar arasındadır. Eğer sıkılganlığın bir tarifiniyapmak istenirse bütün sıkılganlıklarda müşterek olan vasfı ile denile-bilir ki, sıkılganlık, heyecanla alakalı sıkılgan ile diğer şahıslar arasındakimünasebetten doğan hissi bir karakter durumudur. Buna bağlı olarak,içinde bulunan duruma veya topluluğa intibak edememe gibi geçiciveyadevamlı olan davranış şeklidir. Bir tür psikolojik (ruhi) hastalıktır.

Sıkılganlarda Görülen Müşterek Noktalar:

Hekimlerin sıkılganlarda müsalıede ettikleri hususlar şunlardır:

Ellerde, ayaklarda terlemeler, tükrüğün kuruması, yutkunma gibisalgı bezlerine ait bozukluklar.

Vücudun dış tarafına yakın damar kanallarının genişlemesi (yüzünkızarması bu seb(~pledir); sıkılgan bundan rahatsız olur.

Vücudun dış tarafına yakın damar kanallarının daralması; yüzünrenginin solması buıidan olur.

Konuşmanın veya nefes alıp vermenin bazı kereler bozulması,göğüs kafesinin sıkışmış olma hissi, ses tellerinin gerginleşmesi, bundan

'dolayı ortaya çıkan ses kısılması, nefes alma güçlüğü, kekemelik,kesik kesik nefes alma, sesin değişmesi; anlaşılması ve işitilmesi zorsesler, b,u durumla ilgili olarak ortaya çıkan hallerdir.

, Kaslarda gerginlik: istekli hareketlerde önemli derecede becerik-sizlik, tereddüt, sonuçsuz girişimler, sendelemeler, eşya kırmalar- vedengesizlik gibi.

Ellerin titremesi, yürekte çarpıntılar, kalb~ duracak gibi olma,kalb büzülmesi.

Page 27: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZI MESELELERİ 61

Korku krizinden sonra: bitkinlik, terleme, hareketsizlik ve ümid.sizlik de bu devrede ortaya çıkan durumlardır. Bunlar fizyolojik teza-hürlerdir.

Sıkılganda meydana çıkan psikolojik tezahürlere gelince, şüphesizbunlar çok çeşitlidir; mamafili, ortak noktalar şöyle özetlenebilir.

Şuur alanı ve görüş berraklığı önemli nisbette daralır. Sıkılganaetki eden bir tek şey vardır: korkutucu ve sıkıcı şartlar. Bunun hari.cinde bir şey bilmez, hiç bir şey görmez ve müşahede ctmez. Şuursahası daraldığından çok çabuk aksülamel gösterme imkansızlaşır.Sıkılgan kendini felçli .gibi hisseder. Zeka kendini göstermediğinden 'saçma işler yapar. Bu hal, çok akıllılarda bile aptallık gibi gönünür.

Buna karşılık, korkutucu ve sıkıcı durum, acımasız bir keskinliklemüşahede edilir. Her şey sıkılganın beyninde sabitleşir. En küçük te-fenuat ve en küçük sözler zihne nakşolur. Zihni kurcalayıp duran fi-kirler tıpkı bir değişmen taşı gibi döner dururlar.

Nefes darlığıhissi ve önemli bir iç eziklikle beraber, bir pıinik havasımüşahede edilir. Bu paniği çoğu kere bir kaçış takibedcr. Bazan bukaçış kısmİ de olabilir (meseHi, konferans cı konuşmasını kısa keser).Bazan da şaşkınlık ve durgunluk takibedebilir. Bu kaçma isteğinireddetmek, paniği kuvvetlendirir. Her çekilme kesintiye uğrar ve sı-kılgan kişi sanki sıkıştırılmış bir hayvanın korkusu gibi bir korkuyakapılır. O derece ki, akıl ve zeka, insanı felçleyen donuk bir sisle kap-lanır. Sıkılgan kişi bu kaçma isteğine karşı koymadR!! önce bu korkuile kaplıdır. Çok önceden meydana çıkmış olan bu korku, ekseriyetlebir takım bedenİ rahatsızlıklar tevIit eder: sahte bir neZıe, mide ağrılan,çarpıntıyla beraber kalb ağrılan v.b. gibi. Sı~ganlık, üzerine pek çokdalın eklendiği bir ağaç gövdesidir. Bu dallar, suçhi..luk, kendi kendinicezalandırma ve hoşa gitmeyen daha pek çok benzeri hususlardır.

Sıkılganlıken çok ne zaman. görülür: İnsanın çocukluğundan iti.baren, ferdlerarası münasebetlerde, uzun süreli anormal bir hayattarzına sahip olması, sıkılganlığın sebebidir.

Çok sık görülen haller olarak,

_ Anne-baba tarafından çok fazla korunan çocuklarda (bu haldeanne ve baba çocuğun yerine her şeye karar verirler ve böyle yapmaklaçok iyi hareket ettiklerine inanırlar),

_ Yetişkinler tarafından cesareti. kinlnıış veya korkutulmuşçocuklarda; bu durumda duygusallık serbestçe gelişme imkanı bulamaz,(yaşlı bir kimsenin yanında yetişen öksüz bir çocuk gibi),

Page 28: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

62 HAYRANİ ALTINT AŞ

Sevgiden mahrum edilmiş ve bu eksikliği hisseden çocuklarda,

Anne .ve babası tarafından anlaşılmayan çocuklarda (meselamateryalist bir anne-babanın yanındaki idealist bir çocukta),

- Kendi isteklerinden başka bir şeyi kabul etmeyen anne-babagibi, tahakküm eden kimseleI'in yanındaki ezilmiş çocuklarda,

- çocuğunun süper zekalı olduğuna inanan ve bunu devamlıolarak ona söyleyen ebebeynlerin yanındaki çocuklarda. .

Bunların yanında, kendilerinde bedeni yönden bir eksiklik veyafarklılık gören ve bunların herkesin nazari dikkatini çektiğine inanankimselerde de sıkı1ganIık kısmen görülür. Çok küçük olduğu için, burnubüyük olduğu için, kırmızı saçlı olduğu için, boyu çok uzun olduğu'içın, konuşmaları sebebiyle kendisiyle sık sık alayedilen gençlerde vemaddi yönden sıkıntıda olanlarda ve benzerlerinde kendi ifadelerinebağlı olarak sıkı1ganlık müşahede edilebilir, ancak bu kimseleI'in sıkıl-ganIıklarının sebebi kendi bünyelerinde buldukları bu farklılıklar de-ğildir. Bizzat kendileri sıkılgandırlar, fakat buna bir mazeret aradık-ları için, bedeni farklılıklanm ileri sürerler. Böylece kendilerinde mevcutbu marazi hale bir suçlu ararlar. Şu unutulmamalıdır ki, kendindencidden emın, tabii, normal bir insan, burnu, boyu veya saçının ren-giyle fazla ilgilenmez, onları normal veya tabii bulur.

Bazı Kimselerdeki Muayyen Slkılgan1ıkIar:

Pek çok kimse, polis veya benzeri kimseler karşısında sıkılırlar.Niçİn? Çünkü polisin taşıdığı üniforma, bir engelolarak gözükül'. Bazıİnsanlar polisle anlaşmanın, tartışmamn imkansız olduğuna inanırlar.Böyle resmi bir elbise, karşısındaki İnsana güçsüzlük hissi ve korkutelkin eder. Onun için bu tür kimseler karşısında bazı insanlar kendiniküçülmüş, ağzı kurumuş hisseder, karşısındakini de saldırgan olarakgörürler. Hatta kendileri de saldırgan (mütecaviz) olurlar.

Bu tür sıkılganhk, budala kimseler karşısında da görülür. Niçin?Çünkü, akıllı adam için, budalalık da bir cins engeldir; budala kimseilc anlaşmak, fikirleri aktarmak imkansızlığı vardır. Budala veyaaptal kimseye kendini anlatabilmek ve onun tarafından anlaşılmayıtemin etmek, akıllı ve zeki bir kimse için çok zor, hatta imkansız biriştir. İşte bu/tarzda bir imkansızlık mevzu bahistil'. Onun için akıllıve aptal (veya budala) kimse, her ikisi de birbiriyle alayedildiğinizannederler ve kend~ni küçük görme ile korku ve tatminsizlik ortayaçıkar.

Page 29: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZı MESELELERİ 63

Demck ki, tcmelde daima tatminsizlik, istediği cevabı alamamave kendini küçük göıme kavramları bulunur. 5ıkılganlığın ayırdediciniteliğinin, başkasının veya başkalarının karşısında kendini açığa vur-mak, tabiatını ve içinde bulunduğu hali açıkça belli etmek. olduğu böy-lece tesbit edilmektedir. Bu hal, sıkılganlığın hususiyetidir.

5ıkılganın bir krize tutulması çok nadir görülenbir olaydır. Sıkılgankimse yalnız iken -ve kendisini korkutan, sıkan herhangi bir şey ufkundayokken' her şey tabiidir, normaldir. O da normalolarak hareket eder.

Ama eğer sıkılgan kimsenin esas korkusunun ne olduğu aranacakolursa, bunun alayedilmek korkusu veya anlaş ılmama olduğu görülür.Mesela, musikiden hiç anlamayan kimselerin karşısında sanatını icraeden udinin durumu böyledir; yani sıkılganlık buhranı gelir, çünkümusikiden anlamayanlar karşısında udinin alaya alınma tehlikesi var-dır. Musikiden anlamayan kimsc bu meşhur ud üstadıwn karşısındakendini küçük göreceğinden, karşısındakini dc alçaltmak isteyecektir,buradan alay hali ortaya çıkar.

Eğer, karşılarmdaki kendilerinden aşağıda olanların sayısı çok ise,bazı kimseler sıkılırlar, Niçin? Burada da alayedilme korkusu vardır.İşçilerin karşısında, onların anlıyacağı dilden konuşmayan müdür budurumdadır. Burada, işciler birleşmiş bir kütle durumunda olup kendi-lerini müdürün aşağısında hissederler. İşçi dilinden konuşmadığı tak-dirde müdürün karşısındakilerde kendini küçük görme hissi ile ortaya(açık veya sessiz) alay etm.e kendini gösterecektir. Alayedilme karşı-sında müdür kendini güçsüz hisseder.

Eğer müdür sıRılgan ise ne yapacaktır? Ya sertleşecek, veya iş-cileri pohpohlayacak vcya öfkelenecek veyahut cczai müeyyideler uy-gulayacak. Bütün bu infialler, gayri tabii yani anormaldir.

Sıkılgan Alay Edilmekten Niçin Korkar?

İstihza, alay ve tekcbbür (büyüklenme) niyetiyle söylemek iste-diğinin aksini ifade etmektir. İstihzada (alayda) yalandan bir bilgisizlik,ceh"alet vardır. İstihza, kötülükçü, alaycı, dokunaklı, iğneli ve gaddardır.

Şu hususu ifade etmek yerinde olur ki, istihza (alay) bazı kere sı-kılganlığın subabı olur; tiksinme ve ümidsizlik hallerinde de ayni şe-kilde tezahür edebilir. Alay, çok ileri hallcrde, zevklenme derecesinegelir. Mesela, bir kimse, çok heyecanlı olarak konuşan birine, "seninkendinden ne derece emin ve kendine ne derecede hakim olduğunu

Page 30: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

HAYRANİ ALTINTAŞ

herkes bifu" diyerek onunla zevklenir. Gene bir kadın sıkılgan bir er-keğe, "bu derecede sıkılgan olduğunuzu bilmiyordum, ayrıca bu bece.riksiz haliniz, kızarmanız, bu sıkılganlığınızı belli ediyor" diyerek onunlazevklenir.

Şu halde, istihza kendisiyle alayedilenin değerini düşürmektedir;höylece onu gülüç kılmakta ve küçük düşürmektedir. Sıkılgan kimsekendisiyle alayedildiği an başkalarının oyuncağı haline gelir. Artıkherkes onun açığını bulur, hatalarını yüzüne vurur. 'Öyle ise sıkılgan'kimse, hemen cevap isteyen duruma kolayca uymak ve gerekli olanısöylemek gücünden yoksundur. Onun bir tek cevabı olur, o da kızmak.tır; veya küfretmek veyahutta daha ileri giderek karşısındakine biryumruk atmaktır. Yani tecavüz hali (saldırganlık) ortaya çıkacaktır.Cevaplar içe atılmış olacak, çünkü güçsüzlük vardır.

Sıkılganlık ve Heyecanlılık:

Heyecanlılık beşeri her varlığın tabiatında olan en normal bir özel-!iktir. O, içten ve dıştan gelen her türlü uyarı ve tahriklere cevap ver-meye imkan sağlar. Bütün bu uyarılar veya talırikler "şartlar veyadurumlar" olarak adlandırılahilir. Heyecanlılık, apansızın ortaya çıkandeğişiklikler tarafından uyarılmış bünyevi basit bir infialdir (mesela,sıkılgan bir kimse, kendini aniden büyük bir salonda, yüksek seviyedeinsanlar arasında bulur, bunun için hemen tepki göstermek zorundadırveya bir kimse, hiç heklemediği bir anda bir kaza ile karşı karşıya kalır;veyahut biri apansızın kötü bir haber alır) ..

Heyecanlılık, yaygın innailel'le açığa vurulur: psikolojik, fizyolôjik,asabl, adalevi ve ifade vi gibi. Basit bir infial (tepki) olan heyecanlılık,dört ana şekilde tezahür eder: zevk, üzüntü, öfke ve korku.

Heyecanlılık Ne Zaman Anormaldir?

Bazan insanlarda aşırı heyecan hali görülür. Aşırı heyecan hali,infialin (tepkinin) tabii s:mırlarını aştığı zaman tezahür eder. Öyle iseinfial içinde bulunulan durumla orantılıdır. Mesela. bir kimse karanlıktabir ses işitmekten çok korkar, bir diğeri yarasadan fevkalilde heyecan-lanır. Demek ki, aşırı heyecan,

a) duruma veya şartlara verilen çok şiddetli bir cevap,

b) duruma veya şartlara verilen çok uzun bir cevap,

c) dışta tezahür eden bir cevaptır. Duyumla, ölçüyü geçen infialarasında ahenksizlik vardır.

Page 31: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJiNİN BAZI MESELELERİ 65

Aşırı heyecan halinin bütün infia1lerinde (tepkilerinde) fevkaladelikvardır:'

Aralıklı ve mübalağalı olarak ağlamak veya gülmek,

Kızarmak veya solmak,

Şiddetli terlemek,Yüz kaslarının kasılması,

Karın sancısı,KirpikIerin çok hızlı' seğremesi,

Kararsız bakışlar,Kısa ve sarsıntılı hareketler, v.b.

Bunlarııı yanında, insan, doğuştan aşırı heyecanlı 'bir tip olabilir.Bu kimse heyecanlı bir bünyeye sahiptir. Bunun yanında, aşırı heyecanhali, maruz kalınan şiddetli bir şoktan sonra da ortaya çıkabilir. Mesela,şiddetli asabı sarsıntılar, bulaşıcı hastalık sonrası meydana gelen kuv-vetten düşmeler, uzun süren güçten düşmeler, orgaııizma içindeki

/

sıvıların değişmeleri, aybaşı, büluğ, ve adetten kesilme ve benzeridurumlarda, aşırı heyecanlılık yerleşebilir.

İtieilik:

İticilik, ferdi' makulolmayan füDere iten mukavemet edilemezbir ihtiyaçtır; böyle bir ferdin kaba, hoyrat ve tahlikeli olma özelliğivardır. Benzer bir içtepi, dışardan herhangi bir sebep olmaksızın içtenbir itiş sonunda peyda olabilir. Böyle bir durumda, b!-ı"içgüdünÜ11,bir arzunun, bir ihtiyacın tatminidir. Mamafih, dışardan bir tesir se-bebiyle de harekete geçebilir. Bu takdirde tesire verilen cevap çok anive tesirin şiddetiy~e orantılıdır.

Aşırı Heyecan Hali ile İtieilik Arasındaki Fark Nedir?

İticilik tıpkı aşırı heyecan hali gibi,. psikolojik dengesizliğin hakimbir unsurudur. Gerçekte, aşırı heyecan hali ile iticilik, infial durumununmübalağalı olmasıyla, birbiriyle karıştırılır. Fakat, iticilik daha ziyadeferdin kendme duyduğu sevgiye ve duygunluğa bağlıdır. Demek ki,itieilik psiko-sôsyal bir infial (tepki) dir.

Bu konudaki en güzel tasnifi Fursac yapınıştır. Ona göre dörttip içtepi vardır: I) kızgınhkla ilgili hissı içtepiler, bunlar ekseriyetlekıskançlık, kin v~ marazı aşk hastalığı gibi, içtepiler, 2) Sinir hücre-lerini harekete geçiren içtepiler; hissiyatın dışında meydana geIdiği

Page 32: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

66 HA YRANİ ALTINT AŞ

sanılan içtepilerdir (mesela, saralı hastalarda ve bunaklarda). 3) Musallatfikir içtepileri, ferd, kendine rağmen musaHat fikrine uygun bir fiiliyapmaya itildiğini hisseder. 4) Stereotipi içtepileri (bu durumda fertaynı sözleri, aynı hareketleri Ye davranışları tekrar eder; içtepi onubunları yapmaya iter). \

Görüldüğü gibi, içtepiler çok çeşitli olabilirler: cinsİ, kandökücü,yıkıcı, tabiat ve toplum kanunlarına aykırı, yangın çıkartıeı, nakaratcı,hırsızlıkla ilgili ve benzerleri şeklinde ...

Her Sıkılgan Heyecanlı mıdır? veya .!ler Heyecanlı Sıkılgan mıdır?

Her iki durumda da tezahür eden haHer birbirine çok sıkı olarakbağlı olduğu için bu soruya eevap vermek hemen hemen imkansızdır.Şu halde, sıkılganlıkla, aşırı heyeeanlı olma hep aynileştirilir. Bu, doğrumudur, yanlış mıdır? Bilinmektedir ki, aşırı heyec'anlı olan kimse,heyecanına ait tepkilerin kölesidir, ve de aynı zamanda o, ekseriyaheyecanlıdır. Benzer tarzda, sıkılgan, korku krizi sırasında aynı içte-pilerin kölesi olur.

Sıkılga~lık, heyecanlı olma fenomeni olarak takdim edilmektedir.Buna göre, her heyeeanlı sıkılgandır.

Böyle olunca, eğer heyecanlılık değerlendirilirse o hale sıkılganlıkidhal edilemez. Tecrübeler göstermiştir ki, pek çok heyeeanlı kimsehiç de sıkılgan değildir; ve pekçok sıkılgan kimse de aşırı heyecanlıdeğildir.

Buradan şöyle bir sonuç çıkartılahilir: eğer sıkılganın krizi aşırıheyecan halini doğuruyorsa, bu aşırı heyecan halinin özel sebeplerivardır, onları araştırmak gerekir. Mesela, A., kadınlar karşısında aşırıheyecan dalgaları içinde kalmakta ve heyecanlanmaktadır. Aşırı heye-canlı olması hali, sıkılganlığıyla meydana gelen bir durum gibi gözük-mektedir; belki de cinsı bir korkudan kaynaklanmaktadır.

Bu tür hallerde, başkaSIlun kanaati sıkılganın en esaslı mütehar-rikidir. Sıkılgan kimse, kendini aniden meydana çıkacak gizli bir teh-didin altında hisseder. Mesela, sırada oturan sıkılgan bir öğrenci, sorusorulmasa bile, harekete hazır vaziyettedir, sinirli, sabırsız, korkulu birhaldedir. Bu ani harekete hazır olma hali, öğrencinin öğretmeningözlerinin kendisi üzerinde olduğunu zannetmesinden ileri gelmektedir.Bir soru soruldu ğu zaman kriz hemen meydana çıkacaktır.

Sıkılgan, iyi de olsa kendi hakkında hüküm verilmesinden korkar.Çünkü, bu iyi hüküm bile başkalarının karşısında onu bir eşya haline

Page 33: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJİNİN BAZı MESELELERİ 67

getirmektedir, sıkılgan buna inanır; onun için hemen tepki göstermeimkanından mahrumdur.

Aynı şekilde, hakkında kötü hüküm verilmesinden de korkar.Niçin? Çünkü, bu defa küçülmüş ve gülünç olmadan, oyuncak olmadankorkar.

Bütün bunlar, sılplganlığın içinde bulunulan şarta bağlı bir temeli-nın aşağılık duygusu olduğunu ifade eder. Öyle ise sıkılganlık sinirseltutukluğun bir değişik şeklidir.

Sıkılganlıkta Mevcut Sinirsel Tutukluluk:

Bu husus u bir misalle açıklamaya çalışalım.

Bir memur müdüründen izin almak için onun o?asına doğru gider.Tam kapısını vurmak üzere iken bir şeyelini bundan alıkor, memurbir an müdürün kapısını vurup vurmamakta tereddüd eder. Nelerolmuştur da memur müdürün kapısını vurmaDUştır? Niçin tereddütetmiştir.

İzin isteme durumu, memurda:

a) müdürünü görme mecburiyetini,

b) ayağa kalkmak ve müdürün odasına doğru yürüme hareketini,

c) kollarını kaldırıp kapısına vurma hareketini, meydana çıkarmış,

d) kapıyı vurma anında hareketi tamamlayacak olan güç, psi-kolojik bir frenle engellenir, tıkanır (sıkılganlık, korku v.b. gibi şey-lerle).

Burada, kapıyı vurma fiilinin, bu eylemin askıya alınması veyadurdurulması suretiyle, sinirsel yönden tutulması mevcuttur.

Duygusal bir çocuk, birdenbire, annesini kucaklamak için onadogru koşma içtepisine kendini kaptırır. Ayağa kalkar, yürür, koşar.Annesine yaklaştığı anda, daha önce düşündüğü işi yapmadan başkabir yöne sapar.

Burada da, herhangi bir sebeple saptırılmış bir fiille ortaya çıkansinirsel bir tutukluk meydana gelmiştir. Annesine doğru duygusalyönelişinin, çok işi olan bir anne tarafından geri itileceği korkusu onamani olmuştur.

Öyle ise sinir tutukluIuğu, bir fiilin tamamlanması için lüzumluolan enerjinin engellenmesinden, tıkanmasından. ibarettir. Psikolojikveya muharrik eylem azalmakta ve durmaktadır.

Page 34: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

68 HAYRANİ ALTINTAŞ

Eğitimin (ne kadar iyi olursa olsun) öne~ derecede insanı fren-Iediği, sinir tutukluğuna mecbur ettiği bir gerçektir. Pek çok fiil, pekçok istek ve pek çok içgüdü, mevcut sosyal, ailevi ve dini kanunlargereğince, tutulmuş, frenlenmiş, durulmuş veya yön değiştirmiş ol-malıdır .

.Meselenin esası, eğitim, içinde bulunulan şartlara bağlı olarak,aksülamelleri durmadan bu şartlara uydurur ve onları belli bir yönesevkeder. Yani eğitimin kanaIizatör rolü vardır. Böylece, yanlış bireğitimin tehlikesinin ne kadar' büyük ol~uğu meydana çıkmaktadır.Çok sayıda tutulmalar (sinir tutukluluğu) büyül've normali aşarlar;bu tutukluklar başkalarını getirir ve böylece bir halka teşkil ederler.Nihayet sinir tutukluiuğu ihtibas (şuuraltına itilme) şekline döner;tenkil edilirler.

Sinir tutukluğu mevcut gücü hapseder (mesela, bir topluluk karşı-sına çıkarken duyulan korku, hafızayı siler, kekemeliği, düşündüğünüsöylememe veya dilsizliği tahrik eder).

Görülüyor ki,' sinir tutukluğunun temeli eğitimde bulunmaktadır.Bu, gerekli midir? Şüphesiz evet. Çocukta bulunan pek çok içgüdününtutuklanması gerektiği (parmağıID emme vurma, kırma gibi) bir haki-kattir.

Bu şekildeki sinir tutukluluğunun normal seyirde kalmaları içintam bir ortamın bulunması mutlak surette gereklidir.

Sıkılgan kimse, karşısında bulunan kimsenin kanaatine hemeneevap vermek iktidarından, yeteneğinden veya güeünün ve zihnininkuvvetini göstermekten yoksundtir. İşte bu anda, sıkıntı ve iticiliksebebiyle, gerekli olan enerji engellenir. Onun için, gerekli eevabmtutulması ve bu cevaba lüzumlu olan enerjinin durdlirulması mev-cuttur.

SıkıIganlığın Telafisi veya Tazmini:

Buraya kadar gerçekten sıkılgan olan kimse incelendi. Görüldüki, bu kimse sıkılgandır; sıkılganlığını taşımakta ve ondan acı çekmek-tedir. Kısaca, hakikaten sıkılgan olan kimsenin durumu gözler önüneserilmeye çalışıldı. Bu şahıs kendisini ürküten, korkutan şartlara karşısıkılarak infial göstermektedir veya bu sıkıntıdan ötürü lüzumlu cevabıverememekte'dir. .

Bu şahıs gerçekten sıkılgan, maskesiz sıkılgan bir kimsedir. Fakatbunun yanında, maskeli sıkılganlar, hayali sıkılganlar, görünmeyen

Page 35: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZı MESELELERİ 69

sık.ılganlar ve yalancı sıkılganlar vardır. Şimdi onlara bir parça gözatalım.

Eğer sıkılganlık bir acı ıse (ki öyledir), bu acıdan acı çeken kimsene yapacaktır? Buna bir çare, bir emniyct ve sükı1n arayacaktır. Fakatbu sulhü ve sükı1nu, bu emniyeti nerede bulacaktır? Kendinde mi?Kendisi, kararsız, kumlu ve karmakarışık bir toprak gibidir. Onun içinsulhü ve sükı1nu kendinde araması imkansızdır. Zira emniyetsizliktcemniyet aranmaz. Korkusunda da güven ve kesin bir ümid lmlamaz.

Bu takdirde ne yapacaktır? Hiç şüphesiz ki, sulhü Ye sükı1nudışarda arayacaktır. Arzu edilen bu güzel hali ona sunacak olan, dışa-fısıdır. O, ister kendi keneline yetecek, sadece kendisine dayanmayıtemin edecek, kendini bulduracak tedavi şeklini, ihtimanu ve özeniarasın; ister kendisine yanıltıcı bir güven hissi veren, kötü, dengesizbir çare bulmuş olsun, hep dışarda arayacaktır.

Böyle bir halde, biz, şartların ona zorla kabulettirdiği yapmacıkbir yüz, bir çehre, yanlış bir durumla karşı karşıya bulunuruz. Bu al-datıcı görünüş, onun kendi henliğiyle asla uyuşmayan, izaH bir güvenve savunma hali olacaktır. Bu aldatıcı görünüş ODun kcndi benliğinindışında bir benlik olacaktır; böylece şahsiyeti ikili bir vasfa bürüne-cektir.

Yalandan saygısızlık, kabalık, ilgisizlik ve nükte yapacaktır. Latifeyapacak, alayedecek ve zevklenecektir.

'Bu aldatıcı görünüşün şideleti, sıkılganlığın şiddetine bağlıdır.Telafi, tıpkı bir termometreyc bcnzer. Eğer, aşağılanma, meselii - 10derece ise telafi + 10 dereeeyi gösterecektir. Asla ikisinin ortasını yaniO göstermeyecektir, çünkü bu nokta güç vc kuvvet noktası, denge nok-tasıdır, tedavinin ona vereceği noktadır.

Zararsız, küçük aldatıcı görünüşler de vardır. Aneak, burada da,cam haline gelmiş kumdan bir kale vardır; sıkılgan işte bu kalede sak-lanıı'. Bu, görünmeyen sıkılganlıktır. Herkesin gördüğü kale, içinegirilemeyen, donuk bir kaledir. Bazen, küçük bir tavşana ateş etmekiçin hazır bekleyen toplar gibi, sivri dikenlerle kaplanmıştır. Bu, korku,gerileme ve kaçış gibi kendi duygusal iç reaksiyonlarıyla bağdaşmayan'davrauışlara sahip, doğru ve geçerli olmayan bir sıkılgandır. 0, artık,sert, kibirli, kaba, kırıcı, gururhi Ye horgörücü bir insan haline gel-miştir. Kendinden emin bu insan, yeni şartlar karşısında asla tereddütetmez. Bu kiİnse, kendinden aşağı olanlarla korkak, üstün olanlarlakarmakarışık bir haldedir. 0, güçlü gibi görünürsc hepsi sahtedir. Sah-te bir kalenin içine girmiştir.

Page 36: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

70

.Mükemmelleşme:

HAYRANl ALTINTAŞ

Bu terim, olgun olana doğru yönelme olarak tarif edilebilir. Fakat,hangi mükemmellik? Hangi cins bir mükemmellik? Hangi ein's birolgunluk? Ve niçin?

Mükemmelleşrnek isteyen kimsenin daima kemal arzusuyla meşgulve bu fikrin ona adeta musallat olduğunu biliyoruz, (görünüşte olanbu). Bu musallat fikir onun gerçek olmayan karakterini ve sinir hastasıolduğu şeklindeki özelliğini gösterir.

Bunun için, müekkelleşme arzusunu, insanı kemali aramaya itenmusallat fikir görünümünde devamlı bir ihtiyaç olarak, düzeltilmişbir tarifle, açıklıyabiliriz. Ancak, bu tarif de doğru değildir. Niçin mi?Şunun için:

Aşağılanmış ve kendinde durum.u telafi etme düşüncesi yerleşmişsıkılgan bir kimse, bilir ki, mükemmel olmak, kendisi için imkansızdır.Çünkü kusurlu bir hal, mükemmelliğe asla müsaade etmez. Eğer ha-kiki kemal, hem içerden hem de dışardan kendisi için imkansızsa, bununyeıine neyi koyacaktır, durumunu nasıl kurtaracaktır? Orada görünür-deki mükemmeliği yerleştirerek, zahirde hir mükemmellik göstererek:

Öyle ise, yeniden bir düzeltme yaparak diyebiliriz ki, mükemmel.leşme arzusu, aşağılanmış kimseyi zahiri bir mükemmellik aramayaiten devamlı bİr ihtiyaçtır; bu arama yaygın, kuvvetli ve ıstırap verenbir musallat fikri de beraberinde taşır. İşte, aşağılanmış olma halindenızdırap çeken bir insan, kendisine bir çare arar, halbuki bu çare dahaçok ızdırap verir; ama görünü~te onu kurtarır. Bundan dolayıdır ki,devamlı olarak, mükemmele benzeyen bir hale yünelir. Bu sebeple,o görünüşü kendinde devamlı olarak muhafaza edecek her şeyi arardurur.

Fakat bu halin, kemalolduğu kime göredir? Elbette bir başka-sına göre. Öyle ise, mükemmelleşme arzusunda olan kimse, başkalarımnkendisini mükemmel görmesi için, durmadan dinlenmeden çalışır, herşeyi yapar. Onun için söz konusu olan, herhangi bir çatlak vermedenmutlak olarak kusursuz bir giirünüşü muhafaza etmektir. Her gündurmayan bir çalışma, kulaklarında çınlayan başkalarının kanaatİ.Unutmayalım ki, bu kimsenin iç huzuru ona hağlıdır. Mükemmellcşmearzusunun musallat karakteri göze böyle çarpar.

Bu kimse, hiç bir kusuru olmayan, bilgisi, tarafsızlığı, korunması,sükfınu ve scvimliliği olmayan birisi olacaktır. Asla öfkelenmeyen, iyi,

Page 37: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZI MESELELERİ 71

doğru, tam, sözünün eri, seven ve nefret etmeyen biri. Bütün bunlar,hergün her dakika, aldatıcı görünüşünde. muhafaza edilmesi lazımgelen vasıflardır.

Bu kemal sıfatlarından herbirinin başarısızlığı, onda gerginlik vesıkıntıyı teşvik edecektir. Zira başkalarının bu şahısta görülen halinonun esas varlığı olmadığını bilmeleri tehlikesi mevcuttur. Buna göre,mükemmelleşme arzusunda olan kimse, münasebette bulunduğu kim-seleri geçmeli veya en azından büyüklere eşit durumda bulunmalıdır.Öyle ise burada söz konusu olan, saldırgan bir telafi ş,klidir. Bir meydanokuma bahis mevzuudur. Fakat dikkat ediniz: kim devam.lı bir tarzdakendini mükemmel olarak takdim edebilir? Hem de görünen bir sal-dırganlık olmaksızın? Böyle olunca, bu şahsın içinde saldırganlık vemeydan okuma, dış görünüşünde de sevimlilik ve tebessüm eden sükfınbulunur. .

Herkes, aşağılanmış olma durumları içinde kendini gösteren bu"hafif" mükemmel insan~ yakından tanır. Mesela, filan konuda ihtisassahibi olmayan hir kimse, mütahassıs biriyle konuşur. Böyle .bir anda,mükemmel gözükme arzusunda olan kimsenin her sözden sonra gülüm-sediği ve başını sallayarak tasdik ettiği ve "evet, evet, tamyorum,biliyorum" gibi ifadeler kullandığı müşfıhede edilir. Halbuki o konudahir kelime bile bilmiyor veya sözü edilen kimseyi hiç tanımıyordur.Tahii (normal) bir insansa ya bilmediğini söyler veya sorular tevcihederek meseleyi öğrenmeye çalışır. Mükemmel gözükme arzusunda olanda sorular yöneltebilir, fakat o, bunlarla akıllı, zeki ve çelebi olduğunugöstermek ister.

Mükemmel görünmek isteyen bir başka kişi, fakat öncekine nisbetlctavrında daha hafif olan bir kişi, mesela bir daktilo memuresi. Sıkıl-ganlığı ona işinin en güzel şekilde yapılmasını ve bu işle ilgili olarakmükemmel bir zekiıya sahip olduğunu göstermeyi telkin eder, onubuna zorlar. Kendisine sekreterlik teklif edildiği zaman, çeşitli baha-nelerle reddeder. Bu yeni görevde kusurlarının olabileceğinden ko'rkar,öyle ise mükemmel değildir. Mükemmelolma arzusu belki bu yenişartlara intibak edemiyecektir.

Şimdi de mükemmel görünmek arzusunda olan bir haşkasını, ön-cekilerden daha ağır olanını görelim: büyük insan, mükem.mel, ilgisiz,serbest tavırlı insan görünümünde biri. Zavallı, ba~kaları için çok şeyödeyecek, kendisine bir şey verilmek istenince, büyük bir kibir ve den-sizlikle' reddedecek ve "bu zahmete değmezdi" diyecek. Kendisi de arzuettiği halde, arkadaşlarına sinema vcya tiyatro bileti alarak onlara bir

Page 38: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

72 HAYRANİ ALTINTAŞ

üstünlük gösterir. Başkaları için pek çok şey yapar; hatta başkalarınaiş bile bulur . Ve konuşma arasında "bunlar benim için küçük şeyler",demek için bunu yapar. Başkalarına yardım için yeri göğü altüst eder.Bu iş, başkaları için 'olduğundan ricada bulunanların karşısında kcndinirahat hisseder. Oynadığı koruyucu rolü, kendi emniyeti için değil midir.Yardım ettiği kimseler için, o "iş yapan el" değil midir ..

Kendisi için çok şey yapamaz. daima büyük insan olarak kalmakister. Bu fasit bir dairedir. Eğer büyiik adam fakirse, fakir büyük adamolarak kalır. Başkj türlü nasıl harcket etsin, onun rolü bu oyunu oy-namaktır. Emniyeti bu rol üzerine dayandıktadır, ve başkaları onunbu görünümünü hakikat zannederler.

Böyle bir kimsenin temelinde daima aşağılanma ve derin bir küçükdüşme vardır.

Böylece, ıİıükemmel olma arzusunda olan kinıse, davranışları az daolsa başkasına bağlı bulunan bir varlık haline gelmektedir. Bu açıdan,mükemmelleşme arzusu, başkalarının karşısında, aşağılanmanın teIa-fisidir. Bu takdirde de başkalarına karşı yöneltilmiş bir meydan oku-madır.

Başkalarına karşı sıkılganlık, başkalarına meydan okumaya;başkalarına m.eydan okuma, başkalamıın reddine, başkalarının reddi,görünüşte kemale götürür; ve görünüşteki kemalin de başkalarına ihti-yacı vardır.

Bundan dolayı çok açık bir tezat gözler önüne gelmektedir. Baş-kalarını reddetmekte, fakat mükemmelliğini açıkça ilan etm.ek için,başkalarına ihtiyacıbulunmaktadır. Madem ki emniyeti başkasınınkanaatine dayanmaktadır, bu takdirde, bağımsız olmadığı açıkça J?-ey-dandadır. Ancak, bağuHsız fert adına kalabalık fikrini reddeder. Fakat,bu kalabalık onu alkışlar; artık kalabalığı reddetmez, ta ki kalabalıkonun üstüıılüğünü ve kemalini ilan etsin.

Mükemmel olma arzusunda olan kimse, kendisi karşısında da. sıkıntıdadır. Zira, o, esas varlığı ile görünüşteki varlığı arasındaki tezadıbizzat müşahede eder. Yalnız olduğu 'zaman bile başkaları onun karşı-sında bulunur; bu halde de yeni silahlar icad eder, veya başkalarınınkendisi hakkmdaki kanaati zihnini devaııılı meşgul eder.

Tıpkı sıkılgan gibi, mükemmel olma arzusunda olan kimse de sinir-sel bir tutukluluk_ içindedir.

Bu, çok tablidir, çünkü, onda hüsnü rıza veya ihtiyar (kendili-ğinden, dışardan herhangi bir sebep olmaksızm faaliyetlerin meydana

Page 39: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSIKOLOJiNIN BAZI MESELELERİ 73

gelmesi) yoktur, bu hal adeta ölmüştür; zira, ihtiyar veya seçme ka-hiliyeti onun gerçek kişiliğini meydanaçıkara~:aktır, bu ise mükemmel-lik arayan kimse için tehlikeli gözükmektedir. Onun kendisi tarafındankontrol edilen ve bizzat kendisinin seçtiği hususlar, sadece dış görünü-şüne uygun düşen faaliyetler olacaktır; mesela, samimiyet, doğruluk,iyilik, fazilet ve asil öfke gibi ...

Mükeınmel olma arzusunda olan kimse, yalnız yaşayan bir şahıstır.Ama katiyyen iffet ve ismctiyle değil; fakat, ileri atılmak ve keşfedilmekkorkusu sebebiyle yalnızdır. Bu hal, denıni bir heyecansızlık, hcyecan-lanma niteliğini kaybetme, adeta hissisleşme halidir ki, bunu ona sa-dece psikolojik tedavi anlatabilir ve geri verebilir.

Öz~tliyecek olursak, mükemmel olma arzusu, aldatıcı bir dış gö-rünüş ortaya çıkarır, bu da güvensizlikten gelen kendine güveni mey-dana getirir.

Güvensizlik sıkılganlık, sıkılganlık acı çekme, acı çekme de çare(rahat olmak, üstün olmak gibi), çare de rahat 'olmanın imkansızlığıdemektir; çünkü fert sıkılgandır. Sıkılganlık rahat görünmek, rahatgörünmek de hiç kimsenin hakikatı görmeınesi için rahat görünmedemükemmeIleşme demektir. Hiç kimsenin hakikatı görmemesi içinrahat görünmede mümkün olduğu kadar mükemmelleşmek ise çokaçık davranmak demektir. Böyle bir tarzda çok açık davranmak tabu şekil davranışlarda ileri gitmek demektir; yani mevcut durum:umuhafazada, sözlerde, bilgide mükemmelleşme demektir. Rahat görün-mek dolayısıyla mükemmelleşmek ve buna bağlı olarak açık davran-mak bunları temin için davranışlarda ileri girmek, durumu muhafazaile her konuda mükemmelleşmeye yönelmek, ihtiyarın yani seçmeyeteneğinin sinirsel tutukluluk halini ortaya çıkarır. Bu son hal dehissizleşme (apati) halini ortaya çıkarır ve nihayet bu hissizleşmeveya hassasiyetsizlik hali de yalnızlıktan başka bir şey değildir.

Mütecaviz veya Saldırgan .

Kendisi eve geldiği zaman, herkesin süt köınüş kedi gibi bir köşedeoturduğu bir aile reisi patlamaya hazır bir bomba gibidir. Alnında adetaşöyle yazılır: "Dikkat, her an patlayabilir". Etrafında bulunanlar onunher anpatlamasından, hücumkar sözlerinden, alayından, hatta toka-mndan korkmaktadırlar. Onun bulunduğu yerde her şey korkudan tİt-remektedir: Masa, sandalye, duvar, tavan ve pek tabii olarak insanlarda. .. Bütün bunların karşısında, bir fırtına gibi, bir sıkılgan yalancıpehlivan olan mütecaviz veya saldırgan, bulunur.

Page 40: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

HAYRANİ ALTINTAŞ

Dinlenme halinde, bu saldırgan kimsenin, kaşları çatık, dişleri,elleri sıkılmış (yumruk halinde), çok sinirlidir; fakat kendinden son.dereccde emin hali vardır. Bütün tavırları hiç bir şcyden korkmadığıintibaını verir. Hatta kendineden bile korkmadığına inanılır.

Saldırı halinde ise, zincirden boşanmış gibidir, bağıran, çağıran,elini kolunu sallayan, hücumkar, tartaklayan, alayeden, tokatlayanveya yumruklayan, kendisine hir şey söylenmeden cevap veren birtiptir. Tıpkı patlamış bir bomba gibi.

Umumiycde, gergin, patlamaya hazır ve kasılmış bir durumdadır.Bu saldırganın, yeni bir hadise karşısında, bir parça durması, düşünmesive bu yeni şartlara uyması pek tabii olacağı halde, bu, hiç birzaman gerçekleşmez. Daha kendisine bakılır bakılmaz dikleşir vebütün silahlarını karşısındakine çevirir, bütün gücüyle ateş eder.Kendi yarattığı tayfunun içinde, her şeye ve herkese saldırır.Böyle birinin karşısında ne yapılır? Çok yumuşak eldivcnler alı.nır, cümleler hazırlanır, bu cümleler ağızda adeta emiIiI', sonra çiğ-nenir ve bütün anlamları geri döndürülür ... Daha sonra, sessiz adımlarbaşlar. Ayakların ucunda yürünür. Patlamasını sağlayacak en küçükşeyden kaçırolır. Başlar eğilir ve oradan usulca kaçılır. Haromı geriçekilir, çocuklar korkudan titrerler, varsa dostları kaybolurlar. Ondankorkulur, bazan da nefret edilir. Bazan onda hulunan güce imrenilir.Kimseden korkmadığı için ona imrenilir; kararlı, açık, hakaretamizve küçültücü cevaplarından korkulur.

Aşağılayıcı olarak görünür. Saldırgan, gürler, kuru ifadeler kul.lanır, tahkir eder; şiddetli ve yüksekten düşer gibi cümleler söyler.

Sonra, üstün biri olarak gözükül'. Saldırgan yağlaror, ve yumuşakbiri olur. Bütün silahlarını indirir. Fırtınaya döndürdüğü yer, adetagül bahçesine döner. Çok yumuşak ve tatlıdır, ne kadar da üstün biri-sidir; çünkü bu saldırgan kimse, sadece bir sıkılgandır.

Bu saldırgan 'günün birinde, sakin bir zamanında, "ben daha önceyumuşak, sakin ve sıkılgan biri idim, fakat bıktım ,'e karşı koydum",diyebilir.

Ellerine yumuşak bir tarzda bakar, çünkü ilk gün yumruklarınısıkmıştır. Ve sağa, sola, öne arkaya hasılı her yöne sallamıştır. Kendisiiçin tehlike arzeden her şeye yumuruklarını sıkmış ve sallamıştır. Ken-disi büyük bir sıkılgan oldu~u için, herşeyonun için bir tehlike olmuştur.İşte o zaman, çok basit olarak, her şeyden korkmuş, bu korkudan

Page 41: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJiNiN BAZI MESELELERi 75

kendini korumak için, herkese ve her şeye hüeum etmiştir. Sahte birsıkılgan doğmuş ve onun etrafı sakinliğe gömülmüştür.

Onu dikkatle tetkik ediniz. Her şeyi sahte görünür. Küçük bir kuyukazmak İçin, atom bombası kullanır. Sesi, konuşması sahtedir. Herşeyi kırıp döken eli yalancı bir güce sahiptir. Sert, sarsıntılı, sarsılmaz,çok hızlı ve çok güçlü adımlarında bir sahtelik vardır; onlar gerçcktenkendinin değildir. Scrt, otoriter ve kasılmış tebessümü de öyledir.Saldırgan, sallanan bir çan kulesindeki çatlak çanlar topluluğu gibidir.

Böylece, saldırgan kimse, kendisine. yapılan hareketlere tepkiverdiğine inanan kişidir. Hücum tepkisinin kararlı bir hareket olduğunainanır. Halbuki bu hareketler kcndisine rağmen meydana gelen infi-ailel'dir. Sıkılganlığınııı ve heyecanın üstüne çıkmak için gösterdiğigayretler, ekseriyetle onun sinir sistcmini yorgun kılarlar. Böylecebu kişi, gücü tükenmiş olmaktan ziyade tahrik olmuş şahıs haline gelir.

Saldırganlık Nedir?

Biyoloji, saldırganlığın bütün canlı varlıklarda bulunan temelbir husus olduğunu bildirmektedir. Gene biyoloji, insanlardaki ve hay-"anlardaki saldırganlığın içgüdüye bağlı olduğunu göstermektedir.

Bu tecavüz veya ani saldırı, esas manası itibariyle, tabii ihtiyaç-lann tatmini için bünyeyi kuşatan şeyin kullanılmasıdır. İşte bu manadatecavüz "eya saldırı tabii (normal) dir.

Psikologlar temel iki içgüdüden bahsederler (Freud teorisi): a)hayat içgüdüsü, b) ölüm içgüdüsü. Bunlardan birincisi einsi içgüdü iletemsil edilirken,. ikincisi, saldırgan ve yıkıcı içtepiler olarak belirlen-mektedir. Hayatın bütün faaliyetleri bu iki içgüdünün tezahürleri olarakteeelli ederler.

Çocuklarda Saldırganlık:

Çocukların, hayatlarını temin gayesine matuf olarak hareket et-tikleri, psikologlarca bilinen bir husustur. Bunu nasıl yaparlar? Anisaldırı içgüdülerini fiiliyata dökerek tabii. Bunun karşısında ailesi,onu yönlendirir, sevkeder, böylece çocuğun hayatını tabii düzene sok-maya çalışır. Bunu nasıl yapar? Tıpkı çocuğun yaptığı gibi, karşı sal-dırı kullanarak; ona yapması Hizım gelenleri zorla kabul ettirerek.Öyle ise saldırıya karşı saldırı söz konusudur ve ikisinin arasında birbağ vardır?

Page 42: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

76 HAYRANİ ALTINTAŞ

Eğer bir ailede, çocuğun tahii ve anlayışlı bir münasebeti varsamesele yoktur, çocuk yapıcı fiillere yönelir. Fakat, eğer anne ve baba,çocuğu çok sıkıyorlar, titizlik gösteriyorlar, onun üzerinde hakimiyetteessüs etmek için şiddet kullanıyorlar ve hir otorite sağlamak istiyor-larsa veya hiç de titiz değil, çocuğun istekleri doğrultusunda hareketetmeyi yeğliyorsa, pek tahiidir ki, çocuğun infialleri (reaksiyonları)veya tepkileri tıpkı ebeveyninkiler gibi gayri tabii yani anormal ola-caktır.

Modern psikologlar, çocuğun sinirlilik hali ve ruhi bozukluklarınınbaşlangıçını teşkil eden muhalefet tepkilerini çok iyi incelemi~lerdir.Bunlar arasında. kaçış, riyakarlık, içtenpazarlıklı kinler, açık kinler,şuuraltına itilmiş veya açık tehditler sayılabilir. Burada röfulmanlar(şuuraltına itilmeler) çok eiddi durumlardır; çünkü bu itilmeler çocuğunserbestçe açılmasına ve boşalmasına mani olur, mizaçın uzun zamanhozukkalmasına sebep ,olurlar.

Eğer ailesi kendisi için tehlike' arzediyorsa, böyle bir durumda,çocuk, kendini avutacak hayaJi düşüncelere dalar. Onu sinirli kılan hu-suslar ne kadar az olurlarsa olsunlar, bu avutucu düşünceler onungelecekteki anormal davranışlarının temelini teşkil eder.

Yetişkinlerde Saldırganlık:

Saldırganlık, yetişkinlerde, hücum için bir temayüldür. Düşmanlıkhislerinin kabardığı haHel'de ortaya çıkar. Saldırganlık füli (etken)veya röfule olabilir (mesela, müniikaşa sebebiyle birine saldırmak is-teyen kimse, ahliiki müIahazalar sebebiyle bunu içinc atar ve sal-dırmaz).

Biinyevı saldırganlık:, Bu cins bir saldırganlık, düşünmeden ha-reket eden ve -şiddetli tiplerde ve bu mizuca sahip gruplarda görülür;ayrıca saralı kimselerde ve belli bazı ırklarda müşahede edilir. Düşün~cenin düzenini ve berraklığını koruyamadığı hastalarda (paranoyak-larda) da bünyevi bir saldırganlık görülür; bu hal onları devamlı meşguleder ve hiç yumuşamazlar, daima tetikte bulunurlar.

Sonradan meydana çıkan saldırganlıklar: Bunlar arizi psikolojikbir durum sonucunda meydana gelen arizi saldırganlıklardır. Meselaçok büyük alınganlık halinde, karşılıksız aşklarda veya aşk kırılmaların-da, ihtiras hallerinde ortaya çıkan saldırganlıklar bu türdendir.

Beyinde meydana gelen şoklar da şahsiyet bozukluklarına sebepolduğu gibi, bazı defalar da saldırganlığa kaynak teşkil ederler. Zihni

Page 43: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZI MESELELERİ 77

ahenksizlik sebebiyle ortaya çıkan akıl hastalıklannda (şizofreni), ruhhastalıklarınd.a (bilhassa hallüsinasyonlu olanlarda), zalimlerde vemazlumlarda, kıskançlık hastalıklannda, sonradan meydana gelen sal-dırganlıklar müşahede edilir.

Sıkılgan, korku karşısında, bu korkuyu telafi etmek için geliş-tirdiği faaliyetlerin içinde yerini alır; hatta bu korkunun kendisine telkinettiği kaçış halini telafi etmek için şekillendirdiği mekanizma içindebulunur. .

Korku karşısında saldırganın hali nasıldır? Onun bütün davranış-lan, kendisinin korkmadığını hatta asla korm.adığını gösterir mahiyet-tedir. Kaçış halinde de, saldırgan, çok basit şekliyle hüeüm eder, tecavüzeder, kendisine dokunulmadan önce bile saldırır.

O halde, burada da, tıpkı endişe halinde olduğu gibi, yorgunkimsenin durumuna benzer bir hal ortaya çıkmaktadır.

Saldırgan, muzdarip olduğu ve çalkalanıp durduğu için. fiilininiradi, istekli ve gerçek bir eylem olduğuna inanır. Bu haliyle kendiniciddiye. alır. çırpınmasının enerjiden geldiğini zanneder. Ellerini, diş-lerini sıkmak suretiyle bu enerjiyi kazandığına inanır.

Bu tarzda inandığı için kendisini ciddiye alması tabii değil midir?Bu halinden memnun olması ve kendi kendini tahif etmesi normaldeğil midir? Halbuki, sinir sistemi, olmayan bir şeyle mükafatlandınl-maktadır. Böylece sıkılganlığının üstüne çıkmaya cesaret edebilmiştir.Hem de yalnız başına! Başkalarından korkan, şimdi kendisi korkutucuolmuştur. Durmadan devam eden hücumları sayesinde kendindenemindir. Tecavüzü dolayısıyla, etrafının boşalmasına da hayret eder.

Ancak, bazı kereler, saldırgan, bu işin gerçek' olmadığını hisseder.Aynı şekilde, gücünün sahte bir güç, enerjisinin de etrafa yayılan sahtebir enerji olduğunu hisseder.

Öyle ise, olduğu zannettiği ile esas varlığı arasındaki tezadı his-seder. Bu tezad onda sıkıntılı bir hal doğurur. Saldırganlığını bir katdaha kuvvetlendirerek bu sıkıntıyı telafi etmek ister. İşte burada dafasit bir daire teşekkill eder. Bütün gücünü boşuna kaybeder; kumdankulesini muhafaza etmek için kuvvet üstüne kuvvet sarfeder ve birkaç sene sonra, asahi güçsüzlüğe düşeı'.

İşte burada, yorgunluk idrak edilmeye başlar, duyular ve dimağyorulduğunu anlar. Ve bitkinlik, güçsüzlük, çarpınma kendini gösterir.Güçsüzlük onun sıkılganlığıw artınr; çaı1>ıntısı ve ızdırabı saldırganlı-

Page 44: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

7B HAYRANİ ALTTNTAŞ

ğını kamçılar, bu hal adalenin iyice gerginleşmesine kadar devam eder,ve nihayet ...

Sıkılganlığın Karışıklığı:

Sıkılganlık çok karmakarışık bir haldir. Zira, sıkılgan kimse gerçekhalde asla sıkılgan olmayan biridir. Şartlara göre, sıkılganlığın bütünevrelerini üst üste geçirir. Sonra, sıkılgan olur, mükemmelleşme arzu-sundaki kişi olur, bir başka halde saldırgan olur. Sıkılgaııı muzdaripkılan haller, güçsüzlük, isteksizlik ve isteme imkfmsızlığı ve nihayetmevcut bir durumun şartlarına hemen intibak etme imkansızlığıdır.

Özet olarak denilebilir ki, sıkılganlık ve aşırı heyecanlılık birbirinebağlı hususlardır. Sıkılgan daima kendi içine kapanır, kendini dinlerveya karşısındakine şiddetli hüeumda bulunur. Sıkılgan başarısızlık-larını tekrar eder durur; bu onun sıkılganlığının işaretidir. Sıkılganınarzu ve niyetleri sıkıIganlığı tarafından önlenir (halbuki aslında çokzekidir). Sıkılganlığı daima kendini koruyucu tedbirlere yöneltir.

Bütün buıılar, onun için bir emniyet halidir. Hepsi bu değildir.Başka şeyler de bunlara eklenebilir. Daha başka durumlar, idrakler vezihniyet görünüınleri bulunların üstünde kendini gösterebilir. Bu hallertamamen veya kısmen müşahede edilen hususlardır. Kendi güzelliğineaşık olma, suçluluk, kendi kendini cezalandırma, yüreğin daralması,tatmin duyguların şuuraltına it ilmesi v.b. bu haller arasında sayılabilir.

Sıkılganlığın Tedavisİ:

Sıkılganlık tedavi edilebilen marazı bir haldir. Ancak, onun içinözel bir ilaç ve bakım yoktur. Ancak, herhangi bir sıkılganlık için her-hangi bir tedavi yöntemi mevcuttur. Hatırlatalım ki, sıkılganlar kadarsıkılganlık vardır.

Her sıkılganlık hali için çok etraflı bir inceleme ve araştırma ya-pılmalıdır. Sıkılgaıılığın temeli araştınlmalı, bünyeden kaynaklanırkaynaklanmadığı ve sonradan kazaııılıp kazanılmadığı iyice tetkikedilmelidir. Sonradan meydana gelen sıkılganlıkların temelinde psiko-lojik etkenler vardır. Buna göre psikolojik tcdavi yöntenıleri kullanıl-malıdır. Psikoterapi (ruh hastalıklarının tedavisi) ve psikanaliz. bukonuda müracaat edileeck yöntenılerdir. Sıkılgana durumunu muha-keme etmesini ve böylece kurtulabileceğini söylemek bir fayda temineder mi?

Her sıkılgan kişi bilir ki, muhakemenin, sıkılganlığı üzerinde biretkisi yoktur. Esascn, o, bütün zamanını düşünerek ve kuvvet üstüne

Page 45: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLC)JİNİN BAZI MESELELERİ 79

kuvvet sarfederek geçirmektedir. Bu hastalığın aklen saçma olduğunuisbat etınek için kendini İsbata çalışmak ne fayda sağlar? Bu kişi sadecebünyesinde mevcut zihni bozukluğu ortadan kaldırmak İster. Bunuçok arzu eder, fakat gerçekleştirmek için gücü yetmez. Bu isteğiningerçekleşmesi ve marazi durumdan kurtulmak için makul' görünen herşeyi yapar ve sahip olduğu bütün akli saikleri arar ... Çok zeki, becerikli,güzel kitaplar yazan öğretim üyesine televizyon kaışısındaki sıkılgan-lığından dolayı, arkadaşları şöyle derler: Akıllısın, zekisin, herkes sanahayran, niçin sıkılıyorsun?". Sıkılacak ne var? Bu sözler neye yarar?Hiç bir şeye. Çünkü zihni etkenler, hissı etkenleri ortadan kaldırmaz.Öyle ise ne yapmak Hızını? Şu hususu tekrar edelim ki, sıkılganlık, birbütün halinde incelemek için, çok karmakarışık bir şeydir, bu kolayolmaz. Bunun için tedavi öncelikle şu tarzda olmalıdır: ,

a) Hastanın zihninde gizlenen kompleksIeri, ahlaki yaralanmaları,früstrasyonları (tatmin edilemeyip şuuraltına itilen arzuları), küçükdüşme hallerini bulup meydana çıkarmalıdır,

b) Sıkılganlığın biIlurlaşmasının sebeplerini bulup çıkar.malıdır.Şunu unutmamak gerekir ki, sıkılgan daima daha önce cereyan etmişolaylarla kuşatılınıştır, onların tesirindedir; süje bu olaylara adetabağlanınıştır. Bu olaylar, onun duygusal geçmişine saplanınış birerçivi gibidirler.

c) Beden gelişse de, bu duygusal yön çivilenmiş gibİ kalabilir.,

d) O zaman sıkılgan bugünün şartlarına dünün hissiyatı ilc cevapvermeye çalışır. Onun için bu çocuksu davranışları iyice aramak vetetkik etmek lazımdır.

Sıkılganlık ve Gençlik:

Gençlerde karşı cinsten olanlara karşı bir sıkılganlık vardır. Buhal, sıkılganlarda korkutmanın yeni bir şeklini meydana getirir. Hattasıkılgan olmayanlarda bile görlilür. Gençliğin heyecanlı bütün özel-likleri, bilinmeyen ve insanı karıştıran yeni bir alana doğru yönlen-dirilmişlerdir. Her kızın varlığı, genci adeta fclce uğratır. Her günsabah bir. kadını selihnlamak, haft~ sonunu kadınlarla geçirmek veyakadınlarla beraber yemek yemek birer işkencedir. Hatta, tezgahtarbiı. kızdan alış-veriş yapmak bile çok sıkıcıdır. Hatta hatta otobüslehanıuılara yer vermek bile zor gelir. O anda genç beceriksiz, çarpık,konuşmayan ve kızaran biri olur.

Page 46: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

"80 HA YRANl ALTINTAŞ

Genç kızlar beceriksizliklerini veya çarpıklıklarını ekseriye saldır-gan bir alayla örtmeye çalışırlar. Genç erkekler karşıdakini horgörmeve aşağılama He cevap verirler. Bütün bunlar bilinen şeylerdir.

tRADE

ilk bakışta bu kelimenin tarifi kolay gibi gözüküyor. Bir arkadaştarafmdan akşam yemeğine davet edilince kendi kendimize düşünü-yoruz (eğer süz vermemişsek): gidecek miyim, gitmiyecek miyim?gitmek için gerekli (olumlu) sebepleri veya gitmemek için, bizi mazurgösteren hususları düşünüyoruz ve karar veriyoruz: evet veya hayır.Bu karar bir irade fiilini meydana getiriyor.

!radi kara)."belli başlı iki etken tarafından teşvik edildi:

a) dış şartlar (davet)),

b) iç şartlar (mizaç, yorgunluk, ruhi durum, olayları değerlen-diriş tarzı ve eşyayı görüş,şekli, eğlenme ihtiyacı, sıkılma v.s.)

Bir başka misal şöyle olabilir: Dişimin durumu dolayısıyla dişçiyegitmek mecburiyetindeyim. Davramş tarzım, dişimin ağrısının şiddetine,korkup korkmadığrma, sİnirli olup olınadığıma, v.b. göre değişecek,farklı olacaktıl'.

Görülüyor ki, iradi bir fiil bizim eğilimlerimize, arzu ve temayül-lerimize, mİzacımıza, ihtiraslarımıza bağlıdır. Biz "istiyoruz", bumuhakkak. Fakat kararlarınıızı etkileyen bir şey daima mevcuttur.İşte insan gururunu itidalli nispetlere getiren budur .

.Pek çok istekli hareketleı'imizde izah edemiyeceğimiz sebeplervardır. Belki, kazanma hırsı, başkalarını geçme, onlardan üstün olmaarzusu ve diğerlerine hakim olma isteğidir. Haklı olduğumuzu göster-mek; kuvvetli olduğumuzu isbat etmek, yenebilmeye gücümüz yet-tiğini ilan etmek, güçlü kuvvetli bir karaktere sahip olduğumuzu gös-termek, ihtiyac:! olabilir.

Durum böyle olunca, acaba gerçek ve sahte istekler (iradeler)mevcut mudur? Bir asıl irade, onun yanında da gülünç olanlar varmıdır?

Irade Nasıl Tasavvur Edilir?

Pek çok kimse için, istekli, iradeli olmak, güçlü kuvvetli olmak,kaşları çatmak, zorlukların içine dalabilmektir. Bu, ~içte doğru olma-yan bir kanaattir.

Page 47: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJiNİN BAZI MESELELERİ 81

Veya irade kesin olarak kabul edilmiş bir sürü sloganla açıklamayaçalışılır. Neler bunlar?

İstemek? Herkese ve her şeye karşı hayır demek.

İstediğim zaman, istiyorum.

İsteyen muktedir olur. (Bu başlıca slogandır: ne söylenildiğininfarkında olmaksızın, akıl ve ruh hastalarına söylenen budur. İradesiolmayan insana "iradeli ol" demek çok kötü bir sözdür).

- Karar verdiğim zaman, bu kararlaştırılmış demektir. Hiçkimse beni fikrim.den caydıramaz. .

İrade? Bu, bütün engelleri aş~aktır.

İrade? Kendine ait sırları en gizli şekilde saklamaktır.

Eğer hayır diyorsam, hayırdır.

İrade, şiddetle istemektir, . ~. V.s.... v.s.

İm.di, bütün bu mefhumlar, davramşlar, iradenin altında tezahür-leLdir. Bu ifadeler gerçek iradeye çok -az benziyor.

Ne zaman iradeli, ne zaman iradesiz hareket ederiz?

iradeli hareket etmek, şuurlu sebepler içindavranışta bulunmak-tır. Eğer "ben istiyorum" diyorsak, hiç olmazsa ne için istediğiınizihiliyoruz demektir. Niçin şunu veya bunu seçtiğiınizi ve şuna veya l?unakarar verdiğimizi ve niçin olduğunu, şuurlu olarak biliyoruz demektir."İstiyorum" denildiği zaman, e~ azından, hangi sebeplerden dolayıistediğimizi şuurlu olarak sayabilmektir. Fakat % 70 şöyle söylenir:

Onu istiyorum.

Niçin,?

çünkü onu istiyorum, hepsi bu.

Bu insanlar iradeli olarak hareket ettiklerini iddia edeceklerdir.'Halbuki,' iratteli bir harekete şuurlu sebepler gösterebilmek lazımdır.Burada şuursuz bir otomatikleşme söz konusudur, yoksa iradeli bir fiildeğil.

Bir içgüdü ile karar vermiş bir insam, haklı olduğuna inanmakihtiyacı ile karar almış bir ferdi, veya tahakküm etmek üzere kararasevkedilıniş insanları ele alalım~ Bunlar görünüşte iradi hareket edi-yorlar görünürlerse de hakikatte böyle hareket etmedikleri açık değilmidir? Herkes şuursuz olarak hareket ettiklerini söyliyecektir. Aynitarzda, öfkenin şuurlu, iradeli bir hareket olduğu veya heyecan ile 01'-

Page 48: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

82 HAYRANİ ALTINT AŞ

)!

taya çıkan korkunun da iradeli bir davraruş olduğu bir insanın aklınagelmez.

İradesiz hareket etmek, şuursuzluk saikleriyle davranışlarda bu-lunmak demektir. Aksine insanlar bile, hareketleri irfıdesiz olan bin-lerce insan, yukarda belirtildiği gibi "istiyorum" der. Niçin? Çünküonların şuursuzlukları (şuuraltıları) şuurlarına nazaran daha kuvvet-lidir. İçtepilerden ve kompleksIerden kaynaklanan fiiller böyledir.

Bu insanlar hiç bir şey istemezler. Onları istemeye iten kendi şuur-alıılarıdır. Misal, bir adam yıllar öncesinden bir karar aldı ve şöylededi: "Ben büyük bir avukat olmak istiyorum" Çok sıkı bir şekildeçalışmaya başladı, inatla çalıştı, öyle ki Ilitkin düşüncek kadar çokçalıştı; o kadar fazla ki, bu bitkinliğin üzerine çıkacak kuvveti bilekalmadı. Ne olursa olsun hiç bir sözü dinlemedi, kendini gayesini tahak-kuk ettirmeye verdi. .

Şimdi bu adamın, daha önce, aşağılık duygusuna kapılmış olduğunufarzedelim. Kendisini aşağı hissettiğine göre, üstün olma iqtiyacınışuursuzca hissedecektir. Bu takdirde, o kimse, iradeli hareket etmişolacak mıdır? Yani şuurlu olarak iradi? Çok az; büyük bir avukat ol.maya karar veren kendisi değildir; fakat, onu bir üstiinlük aramayayönelten aşağılık duygusudur. Ama, kendisi muhtemelen bilmiyordur.Binlerce iradi fiil işlediğine inanmıştır; gerçekte, içten gelen itmelereitaat etmiştir. Bu sahte iradenin sonucu, şahsi ve içtimai açıdan, çokgüzelolabilir. Her halükarda, o hiç bir şekilde hakiki iradenin sonucudeğildir.

Öyle ise, her iradi harekette şuurlu ve şuursuz bir kanşım vardır.Buna göre,

a) Şuurlu mücip sebeplerin çoğalması nisbetinde irade de çoğalır.O zaman fert ııe istediğini ve niçin istediğini bilir. Öyle ise, hareketiniradi olabilmesi için çok derin bir tarzda kendini bilmek, zaruridir.

b) Şuursuz sebeplerin çoğalması nisbetinde de irade azalır. Böy-lece pek çok kimse' İç dünyadan kaynaklanan bazı fiillerine de iradidamgasını vurur.

Akli Jradp-: İnsani vasıflardan bir tanesi, ferdin fiilIerinin sonuç-larını önceden görebilmesidir. Mesela, bir fert, bilir ki, içki (alkol)kullanmak çok kötüdür; çok yakın bir zamanda veya daha sonrakibir anda bu kullanımdan dolayı ızdırap çekecektir (alışkanlık kazana-cak böylece müzmin (kronik) alkolizm ortaya çıkacaktır; dini açıdanharam olduğu için hem ahlaki, hem de içtimai yönden zararlıdır, do-

Page 49: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZI MESELELERİ 83

ğacak çocuklarda hastalıklara yol açacaktır v.b.) Bu durumu bilerek,fert şu anda içindc bulunduğu iyi durumu [içki (alkol) kullanmadanönce] daha sonra ortaya çıkacak marazı ve kötü durumla mukayeseedebilir. Bu durum çerçevesinde aklını kullanır ve iyi olanı seçer, içkikullanmaz veya kullanmaya teşebbüs etmez. Kısaca, insan isminelayık beşeri varlık fiilleri arasında bir muvazene yapma, onları aklıile değerlendirme vc onları tahlil edip zararlı olanlarını terk ilc faydalıolanlarını irtikap etmeye kabiliyetli ve kudretlidir.

Öyle ise, tekrar edelim ki, şuurlu mueip sebeplerimiz içimizdekibilinmeyen güçlerle (yani, içgüdüler, içtepiler, heyecanımız, mizacımız,ihtiyaçlarınıız v.L.) karışınışlardır. Eğer, irade, şuurlu sebeplere bağlıise, bu takdirde o, bizim kendimiz ve çevr~iz hakkında sahip olduğu-muz bilgilere tabi olmaktadır; onlara göre şekillenmektedir. Aşağıdaverilen misalleri ele alalım ve her zaman görülebilen bu durumlardasorulara verilen cevapların ne kadar basit olduğunu görelim.

- :'\için sigarayı bırakmaya karar verdiniz?

Bu soruya, her zaman duyulan aşağıdaki cevapları alırız; bu ce-vaplar hiç bir şekilde hakiki iradeyi göstermezler. Cevaplar:

- Çünkü sigara sağlık için çok zararlı bir şeydir (gerçekte, obukonuda ya hiç birşey bilmez veya çok az şey bilir; ama sadece kendinesöyleneni tekrar eder).

- Çünkü sigara içmek çok kötü bir alışkanlık, bu kötü alışkanlık-tan kurtulmak istedim (niçin kötü bir alışkanlık olduğunu etraflıcaanlatanuyacaktır) .

- Çünkü, iradenıi denemek istedim (böyle bir cevapla bu konudairadesinin olup olmadığını bilmiyor).

- Çünkü, sigara çok pahalılaştı, para yetiştiremiyorum.

- Zira sigaraya hayır dedim, içmiyorum (niçin hayır dediğinibilmez, öyle ise kararının sonucu ilgi çekici bile olsa mevzu bahs olaniradesi değil, ısrarı veya inadıdır;

- Çünkü, karım artık sigara içmemi istemiyor (bu, belki dahaaçık bir cevap).

Şimdi de bir hekimin sigara içmemeye karar verdiğini düşünelim.Niçin böyle bir karar verdi. Çünkü bu konuda çok fazla bilgisi vardır;sigaranın zararlarını en ince teferruatına kadar anlatabilir. Sigaraiçmeksizin sahip olduğu sıhhati .ilc içtiği zaman maruz k~laeağı has-talık veya rahatsızlıklar arasında rahatça bir mukayese yapabilir. Öyle

Page 50: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

HAYRANİ ALTINTAŞ

ise bu hekimin sigarayı bırakma sebepleri, diğer. kiınselerin sebeplerin-den daha şuurludur. Denilebilir ki, o diğerlerinden daha fazla iradesahibidir.

Aynı şekilde, bir karara varmış psikanalisti düşünelim. Bu psi-kanalist kendisini azami derecede tanıyor. Şuurunda bulunanları bütünteferruatıyla tahlil etmeyi başarmıştır . Yani, iradesinin sebepleriniteker teker ortaya döküp ayıklamaya muktedirdir. Neden böyle birkarar verdiğini açıkça izah edebilecek ve hem kendini hem de ka'rşı-sındakini ikna kudretine sahip bilinen sebepleri vardır. Bu yönden,iradesi, elbette daha geniş ve daha açık olacaktır.

Ahlfikf trade: Bu irade, bizi iyi olana, hayır olana doğru götüreniradedir. Her insan, içgüdüsel eğilimlerine itaat etmek yerine, aklınınsöylediklerini takibetmenin daha iyi olduğunu bilir, buna inanır; bunagöre, dünyanın en şuurlu insanı içgüdülerinden, şuursuz temayüllerinden(eğilimlerinden) kendini koruyan insandır.

Öyle ise, mükemmel bir aWaki iradeye sahip olmak için, sağlamve salim bir akla ve zihne malik olmak lazımdır.

Modern psikoloji, iyiyi, güzeli ve en iyiyi arayan iradeyi gerçekmanada bir irade olarak değerlendiriyor. Zevklerini, hazıarını, aramak,rahatmı istemek, iradeyi kullanmak demek değildir.

Güçlü Olma İradesi: Bu şekildeki bir irade, ferdi umumiyetle hem-cinslerine hakim olmaya, onlara tahakküm etmeye iter. Bu yönden o,kullanılan vasıtaları nazari itibare almaksızın daha güçlü olma tema-yülüdür. Öyle ise, bu güçlü olma iradesi, zararlı bir mefhumdur. Heryönden anormaldir; aşağılıkduygusu ve güçsüzlük hissine dayanır,başkalarından daha iyi yapmak, onlardan daha büyük ve daha kuvvetliolmak arzularından kaynaklanır, onun temelini bu söylediklerimizteşkil eder.

Otoriter bir tarzda hakimiyet tesis eden eğitimciler de ayni hal-dedirler. Çocukların iyiliklerini istediklerini söyliyerek veya böyle zan-nederek "iradelerini" zorla kabul ettirider.

Bu iradenin bir başka şekli, fakat daha üstünü şudur: fert, dahaçok değerli olmak, kendisine daha fazla hakimiyet kazanmak ve çokgüzel, çok değerli eserler gerçekleştirmek istediği zaman ortaya çıkar.Bu irade, mükemmel midir? Elbette hayır; Onun temelinde bencillikvardır. Fert, kendi iyiliğini, kendi hayrını arar, kendi eserini gerçek-leştirir; kendi değerine eğilir.

Page 51: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSIKOLOJİNIN BAZI MESELELERI

J1isal: Bir sanatkfır kendini tamamen eserine verir;irade ile onu tamamlar. Bu irade gerçek bir irade midir?insan kendini gcrçekleştiı'meyc yönelmiş, gücünü armnıştır.

83

haşin hirHayır! Bu

gaye edini.o, belli bir

Fakat, eğer bu eseriyle başkalarma bir mesaj vermeyiyorsa, o zaman bu fevkalade hir irade olur. Bu takdirdeölçüde başkalarının iyiliğinc yönelmiş dcmektir.

Güçlü olma iradesi (isteği), çok yaygındır. Erkeklerin çoğu onuntasallutundadır; bilhassa, insanların yal'lştığı bir toplum olan bizimtoplumumuz gibi bir cemiyette.

Böyle bir durumda, irade yerıne nevrozdan, güçsüzlükten veyazayıflıktan bahsetmek daha iyi olur.

Klasik irade mefhunıu: Umumiyetle kabul edildiği şekilde, iradelibir hareket dört devrede gerçekleşir.

a) İdrak: gerçekleştirilecek fiil zihinde teşekkül eder (mcsela,yemeğe davet edildiğimi idrak ederim).

b) Tezekkür (veya mütalaa): lehteki ve aleyhteki sebepler gözönüne getirilip karara hazırlık yapılır (davete niçin gitmek gerckiyorveya neden gitmemeli).

c) Karar: müzakere sonucunda ortaya çıkan hüküm.

d) İcra: hemen kararı takibeder.Bu dört bölümden üçüncüsü (karar) irade olacaktır.

Nazari yönden çok güzel bir şey, ama günlük hayatıınızda da böylemidir?

Mesleklerini höyle seçen kaç kişi vardır? Veya seyahatlarına böylekarar veren ne kadar insan mevcuttur?

Gerçekte, müziikerelerin, mütalaaların veya düşünüp taşınmalarınçoğu, içteki karmakarışık fikirler, hatta şuursuz olması muhtemeldüşüncelerIc yapılmaktadır. İçgüdüler, mizaçlar, kmkular, sıkıntılar,ızdıraplar, kompleksier, sinirli davranışlar ve benzerleri tesir etmekte-dir. Alınan son karar, her şeyden önce içimizde bulunan fikirle uyuş.makta, onun tarafından kabul görmektedir. Eğer çok sıkılgan biri birdavet alırsa, onun ilk infiali kuvvetli bir heyecan hali olacaktır. Nasılkarar verecektir, iradeli bir tarzda mı? Evet veya hayır dese bile, onuböyle bir karara sevkeden büyük ölçüde sıkılganlığı olacaktır. Böyleolunca ... ?

Page 52: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

86 HAYRANİ ALTINTAŞ

Üstelik, irade eylemi sadece icra ile nihayet bulabiliyor. Bir şeyekarar vermek onu iera etmek demek değildir. Kararla icra etmek ara-sında daima teredütler, şüpheler, düşüp durmalar vardır; bunlar kararamüdahale ederler, durumu yeniden müzakere etmeye, hatta yeni karar-lar almaya sevkederler. Çok sık görüldiiğü üzere bir karar alınır, fakatfert, bu kararını hemen ieraya koymaz. En basit misali sigara ve içkitiryakilerinin gösterdiklcı'i davl'anış değişikliğidir. Aynı durum, ruhive zilıni yönden rahatsız olanlarda da görülür. Bir yığın şey yapmakisterler ve "yarın" icra etmeye karar verirler. Bununla birlikte, aslaieraya koymazlar. iradi fül yolda muhilsara altına alınınıştır; budemektir ki, fili vuku bulmamıştır.

Hakiki ir£ıdeyi hcl' zaman kullanabiliyol' muyuz? Bir yolda yü-rüdüğümüzü farzedelim. Oldukça ağır bir yük taşıyan zavallı bir ih.tiyarla karşılaşıyoruz. Onu gören hiç bir fert, kayıtsız kalamaz, bu,imk£msız. Bu zavallı ihtiyarı görünce herkes birtakım hislere sahipolur. Şu şekilde düşündüklerini veya hissiyata kapıldıklarını kabuledelim:

ilk duygu merhamettir. Durumu gören kimse şöyle düşünerekharekete geçer: "zavallı adam! Bu yaşta hu kadar yükü nasıl taşıyor.Büyük bir zorluk çektiği nasıl da belli, fıdeta sürükleniyor, v.b ... "

İkinei duygu: "Ona yardım etmeliyim. Niçİn? Çünkii bu benimgörevim; çünkü bu tabii bir şey; çünkü onun böyle sürünür gibi git-mesine günlüm razı değil, çünkü kendimi onun yerine koyuyorum.v.h ... "

Bir başka duygu da şöyledir: sıkılganlık, onun yükünü taşıdığınııgörenler ne der?, gülünç olma korkusu v.l,."

~ihayet, fert hemen harekete geçer, adama yaklaşır ve yükü taşı-masına yardım eder. Bunu yapmaktan memnnndur, gururludur. İyibir hareket yapnuştır. Benliğine' karşı bir zafer kazanmıştır.

Veya, durumu gören kimse, geri döner ve kaçar gibi uzaklaşır.Hiç kılı kıpırdamaz. Onu öyle görmekten, zilletini müşahede etmektenmenuum değildir (bu hal ekseriyetle korkudan ve sıkılganlıktan kay-naklanır) .

Denilehilir ki, birinci İnsan iradesiyle hareket etmiş, ikinei adamkorkakça, adiee davranmıştır. Acaba doğru mudur? Görüyoruz ki,tereddütler ve kararlar, içimizdeki hazı hislerden (aşağılık duygusu,merh£ımet, sıkılganlık, ahlaki davraıuş, dayanışma, inanç gibi) kay-naklanmaktadır.

,i

Page 53: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

. MODERN PSİKOLOJİNIN BAZI MESELELERİ 87

Esasen, gerçek iradenin bunlarla bir münrısebeti olmadığı iddiaedilebilir. Söz konusu olan şey, bir kişi üstüne binen çok karışık birrefleksler yekünüdür; bu refleksler bize rağmen ortaya çıkar, bize tesireder ve bizim doğrudan bir tesirimiz olmadan bizi davranışa sevkeder-ler. Ferdi harekete geçiren, ona galehe çalan nedir? Çok basit olarak,en güçlü reflekstir.

Ama, bu takdirde irade ilc değil de, hislerin tesiriyle hareket edilmişolunmaz mı?

Bir başka kimseyi düşünelim. ihtiyarm halini göri?-r; içinde birkarışıklık, bir tereddüt, heyecandan kaynaklanan bir içtepi, utanma,gösteriş olmaksızm ona yaklaşır ve yardım eder. Fülini icra etmek içinhiç bir güç sarfetmez. Bu şekilde davranmak onun içinde kendiliğindenoluşmuştur. Çok tabii ve çok basit bir tarzda hareket etmiştir. Bunagöre, bu kimse, diğerlerinden daha rahat bir zihnı yapıya sahiptir.İradesini sanantıda bıraknuş mıdır? Hayır. Her şeyden önce, eylemihakkında bir akıl yürütmede bulunmamıştır. Diğerleri gibi, o da rcf-lekstlere (iyi ve mükemmel) itaat etmiş midir?

O zaman, filozoflarm ve psikologların asırlarca üzerine eğildikleriama, bir türlü tam manasıyla tarif edemedikleri irade nedir? Allah'minsana verdiği çok hususı bir kabiliyet. Ama irademizin yanında onunlabirlikte, bize tesir eden refleksler de var. O zaman bizim gerçek rolümüzmfu? .

Bir defa daha, kendimiz ve etrafımız hakkmda sahip olduğumuzbilgilerle karşı karşıyayız. Çevremiz, aldığımız kültür ve hissiyatımızmhütünü bize yön veriyor. Ama gene de biz irademizi onlara göre kul-lanıyoruz. Aklımız bu konuda en önemli rolü oynuyor.

Günlük hayatta, irrıde bir gayreti ifade eder. O zamanda, irade,yenmek, hakim olmak, üstün gelmı~k, üzerine çıkmak, söz konusu ol-duğu zaman müdahele ediyor demektir. Böylece, iradenin, sadece zor-lukların üstesinden gelmek için tahsis edildiğine inanılır.

Bu kanaatler kısmi müşahadclere ve bazı yanlış düşüncelere da-yanır. Eğer bir gayret sarfetmeye mecbursanız, bu eksikliğizin bir de-Iilidir. Eğer elli kiloyu kaldırmak için çok büyük bir güç sarfediyorsanız,bu sahada tam hazır değil, noksansmız demektir. Aksine çok kolay

.kaldırabiliyorsanız, bu demektir ki, böyle bir ağırlığı kaldırmak içinyeterli güce sahipsiniz. Elbette gayret, irı\dcnin bir işaretidir. Amaçok küçük hir şekil için: Üstün hir irade, denge ve kuvvete dayanır;bunun için de hir gayreti gerekli kılmaz. İnlde tam güee sahip olmadığı

Page 54: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

88 HAYRANİ ALTINTAŞ

anda inıdi gayretlerde bulunmaya mecbur kalınır. Elbette hu hal,yürürlükteki adetleri biraz değiştirir.

Öyle ise, mükemmel bir iradenin şartları nelerdir? Mükemmelbir irade, insanın, aklı selimiyle veya sağ duyusuyla, zekasıyla, aklıylagayesine doğru gitmesini ister. Eğer bizde birbirine muhalif, birbiriyleçelişen eğilimler mevcutsa, objektif olana sadece bizdeki bir kısım ilegidiyoruz ve yanından geçiyoruz dem.ektir. İçimizdeki birbirİne zıteğilimler, şahsiyetimizin birlik ve bütünlüğünü engellerler ve irademizibölerler. O zaman biz diğerlerine muhalefet eden kısmi iradelere sahipoluruz; bu takdirde de kısmen görebildiğimiz gayeye yönelmiş oluruz.

Kendini çocuklarının yetişmesİne adamış ve bunun için ölc~iyeçalışan bir anneyi düşünelim. Çabasının sonucuna ulaşabilmek içinkorkunç gayretler yapar. İradesiyle mi hareket etmektedir? Mademki gayesine ulaşmak istiyor, evet. Fakat bu, gerçek irade veya istekınidir? Tam manasıyla evet diyemeyiz; parça parça olmuş, yorgunluğave bitkinliğe dayalı iradeler vardır. Bu annenin fiili ne kadar güzelolursa olsun; gerçek iradesi (veya isteği) kaybettiği gücü yeniden ka-zanmak olacaktır. İrade, nezaket, zarafet gibi olmalıdır: görülmez.

İrade mefhumu bize ne düşündürür?

a) Metanet: İnsan; bir neticeye varmak ve bazı ,vasıtaları kul.kullanmak hususUnda azimkardır. Ancak, dengeli bir güç olan meta-nede, güçsüzlük ve zayıflık olan inatçılık çoğu kere birbirine karıştırılır.

h) Xefsine hakim olmak: Hislerine, içgüdülerine ve benzerlerinehakim olmak hir kabiliyettir. Ama, tekrar hatırda tutmalıdır ki,acaba söz konusu olan, gerçek bir ncfis hakiıniyeti midir, yoksa sahtemi?

c) Kararlı olma kahiliyeti: Karar zihniyeti, hızlı olmalıdır, mü-balağalı tereddütlerden ve olayları zihninde evirip çevirmeden uzakbulunmalıdır. Sonra bu karar zihniyeti gerçek olmalıdır. Mesela, iç-tepileriyle hareket eden, çabuk davranıyor gibi görünür ama gerçekteiradesi yoktur.

d) Müteşehbüs (girişken) bir zihİn: Bu, yeni bir işe teşebbüs ka-biliyetidir.

Bütün bu vasıflar bazı şartları gerektirirler. Bunlar nelerdir? Buhususu d'aha iyi anlıyabilmek için, iradeye mani olan unsurları görmeyeçalışalım.

,,,

Page 55: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

. MODERN PSİKOLOJINİN BAZI MESELELERI 89

-Bir atasözü vardır: "isteyen kimse muktcdir olur." Pek çok kimse

bu sözün doğruluğuna inanmıştır. Çünkü, bu söz doğrudur ve onlarabunun aksi bir söz de söylenmiş değildir. Bu sözün doğruluğu da nfıdirenbizzat tasdik edilmiştir.

Öyle bir zaman olur ki, bu kimseler de herhangi bir şekilde hastaolurlar. Pek çok zorluklarla karşılaşırlar, bilhassa psikolojik hastalık-larda. En basit şartlar, çok büyük güçler istemeye başlar. İşte Lu an,"isteyen kimse ınuktedir olur", sözünü. çağırına ve tatbikata koymazamandır. Ama gerçek şu ki, nazariyat başka şey, tatbikat daha başkaşeydir. İnsan her söylediğini, ber zaman yapamaz.

Bütün insani tezahürler gibi, irade de bazı kanunlara bağlıdır.Gerçek iradenin yanında, pek çok yalancı iradeler (veya irade gibigözüken fakat gerçek irade olmayan durumlar) vardır. Bir katır ısrarlagitmemekte inat ettiği, ayaklarıni yere adeta çaktığı zaman iradeligibi davranmıyor mu? Pek çok kimse de, samimi bir şekilde iradeliolduğuna inanarak, bu şekilde davranmıyar mu?

Şinidi, açık bir şekilde, iradenin gerçekleşmesine mani olan ve onuntahakkukuna imkan veren hususları görelim:

hiidenin tah~kkukuna mani olan hususlar:

Aşırı derecede içtepiye sahip olma. Aşırı derecede sinir tutukluiuğugüç zayıflığı ve sahte güçler (yorgunluk endişe, sinirlilik, heyecanlılıkv.s.). Marazi kayıtsızlık.

Iriidenin tahakkukuna imkan veren hususlar:

İçtepiler ve sinirsel tutukluk arasında dengeye sahip olma. Haya-tiyet, gerçek güç ve kuvvet. ruhi ve zihni denge nefse hfik.i.miyet. Duy-gusal alaka.

Aşırı derecede içtepiye sahip olma nedir?

İçtepi nedir? Bu, akıl yürütmc imkanı olmaksızın, insanı bir fiiliyapmaya sevk eden mukavemet edilemeycn şiddetli bir temayüldür.İçtepilerle hareket eden insan daima patlamaya hazırdır. Hücum eder.Kendini frenlemek ve hayatını dengeli bir tarzda devam ettirmek gü-cünden mahrumdl}r. Basit arzuları, şuursuzca ortaya çıkan otomatikhareketleri ve düzensiz hissiyatı tarafından yönlendirilir.

Hareketlerinde daima hırs vardır. O şeftir, sık sık, sert vC.kuru birşekilde tahkir ederek emir verir. Kendini insanları güden biri olarak

Page 56: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

90 HAYRANİ ALTINTAŞ

görür. Asla tereddüt etmez, hcl' zaman önden gider, yanılmayı ve al-datılmayı asla kabul etmez. Yani o, daima iradeli görünür. Aslındafiillerini murakebe etme gücünden yoksundur ve çok az, zayıf bir ira-desi vardır. İçtepileriyle hareket eden kimse, endişeli insana benzer,bu ikinci de, dünyanın en az enerjili adamı olduğu halde enerjikgözükül'. '

Hareket sarhoşu olmuş birisidir. Doğrudan hüeum eder, ekseriyetlekavgacıdır, yolunu değiştirme güeüıw de sahip olamaz. Bu iradeli birideğildir, iradesi dışında hareket eder.

İçtepileriyle hareket eden bir başka çeşit tip vardır. Gecikmelihareket eden içtepileriyle davranan tip. Dıştaki tepkisi ani değildir.Olayı zilıninde evirir, çevirir. Olaylar onda, tehlikeli bir techizfıt gibibirikir. Nihayet, şartlar ölçüsüz bir şekilde büyürler ve bütün dikkatiniüzerlerine çekerler. İçtcki sıkıştırmaları en yüksek deıeceye çıkar.İçtepileriyle hareket edrn bu tip, öfkelenir, coşar, hiddetlcnil' ye patlar.Esasen bu patlama kendisi, bu tipin kendisi tarafından da istenir,çünkü bu patlama onun içteki psişik sıkıştırmalarını düşünür. Bu ti-pin de, fiile geçen bir irade sahibi olduğu intibaını vermesi muhtemeldir.Ama bu bir şey değiL. Kendisi rahatça gözlenebilir. Karmakarışık birhaldedir, sinirlidir. Gayri muntazam davranışlarda hulunur., Sesi par-çalanmıştır. Ne kendinin, ne hareketlerinin, ne oc sözlerinin hakimidir.

Bu durumda, içtepileriyle hareket eden kimselerde hiç hir iradeyoktur, ama içgüdülere ait ve şuursuz kuvvetlere tam bir itaat vardır.Bu tipler hakimiyet ve güçlü olma isteklerini kuvvetlendiren bir aşa-ğılık duygusu içinde huhınurlar.

Aşırı sinirsel tutukluk hali ııasıldır?

Sinirsel tutukluk hali (inhibition), bir hareketi veya düşünceyifrenlemektir. İstidliilde bulunmak ve doğmluşunu tesbit etmek amacıyla,tasavvur edilmiş bil' fiili yavaşlatma imkanmı verir. Böylece normalbir insan iradi bir fiile geçmeden önce mütereddid kalır. Fakat butereddüt çok kısa olmalıdır.

Aşırı sinirsel tutuklulukta hiç bir şey böyle değildir. Teredüthali uzun zaman aevam eder, olayları zihninae evirir, çevirir, şüpheeder, daha önee verrtiği kararlara yenidcn geri gelir. Sinirsel tutuklukhali, tam bir abluka ilc sonuçlanır ve yapılması tasavvur edilen fiilgerçekleşemez.

Sinirsel tutukluluk. içinde bulunan kimse, fiil karşısında gözdenkaybolur; çünkü tasavvurunun üzerine çıkmaya muktedir değildir.

Page 57: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJiNİN BAZI MESELELERi 91

İstek veya irade yok değil, fakat hapistir. Mesela, sıkılgan biri kararınıgösterıneyi içten ister, fakat ona muktedir değildir. Çünkü içindekifrenler, onul1 isteme arzusundan daha güçlüdür; tıpkı yolda gitmekisteyen bir arabanın frenlerine basılarak durdurulması gibi; arabahareketine devam etmek ister ama frenler onu bırakmaz.

Sinirsel tutukluk hali içinde olan fert, olayların kendisi için kararvermesini bekler, veya daha kuvvetli hirinin kendini bu ahlukadan kur-tarmasını bekler. Bu eksiklik sıkılganlık, çöküntü, sinirlilik ve komp-leks haııerinde çok sık müşahede edilir.

Aksine: İrade (veya istek), şuurlu olarak hareket etme kabiliye-tidir. Hareket etme, davranışta bulunma, elbette bir parça içtepi ister.Fakat gördük ki, gerçek ve halis bir sinir tutukluIuğu içinde bulunankimse, istekli bir enerji ile hareket ediyormuş gibi görünse de, rüzgfmlahareket eden bir pervane gibidir, sebatsızdır, değişkendir. Böyle olunca,bir fiil de bu içtepilerin frenlenmesini ister (sinirsel tutukluluk hali:i~hibition). Normal bir fiil, içtepi ile sinirsel tutukluluk hali arasındabir denge olmasını gerekli kılar. İşte bu denge, herhangi bir sebeplekesintiye uğrarsa, o zaman aşırı bir sinriscl tutukluk veya hislerin kış-kırtılmasına düşülür; ve bizatihi (kendi kendine) irade noktasanlığıhali kendini gösterir.

Güçsüzlük halinde durum nasıldır?

Şu husus açıkça bilinir ki, güçsüzlük irade eksikliğini ortaya çı-karır. Yani insanda isteksizlik görülür. Kuvvetten düşmüş hiı' kimse,ane ak zayıf bir irade izhar edebilir; Kendisinde zayıf bir irfıde müşu-hade edilir.

Endişe halinde durum nasıldır?

Bu hal, aşırı şekilde içtepilerinin tesirinde kalma haliyle muka-yese edilebilir, ona benzer. Endişeli insan, durmaksızın ve güçtendüştüğünü hissetmeksizin pek çok fiili gerçekleştirebilir. O da pekçok güce sahip olduğu izlenimini verir, halbuki yok denecekkadar az enerjisi vardır. Düzeni bozulmuş, sinir sisteminin tesirialtındaki endişeli insan, çok hava değiştirir. Yani o, sahte hir irade(istek) ile kendini gösteren sahte bir enerji gösterir; gerçekte gücü ol-madığı halde, gücü varmış gibi davranarak, istekli hareket ediyor in.tibaını verir. İçtepilerin tesirinde hareket eden insan gibi; endişeli fertte son dereeede irade sahibi insan izlenimini verebilir, tabiı bu sathibir durumdur.

Page 58: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

92 HAYRANİ ALTINTAŞ

Güç eksikliği, aynı zamanda, heyeean ve sinirlilik ortaya çıkarır.Sinirli olanlar ve heyeeanlı tipler, zihnı belTaklıklarını otomatik olarakkaybederler, tahiı bunu temin eden vasatı da zayi ederler. Birçok si-nirsel bozuklukların tesiri altuıda kalırlar.Beynin dış çeperi iyi faaliyetgöstermez. İçlerinde meydana çıkabileeek fırtınalara müheyya ve mü-sait halde bulunurlar. Böyleee, onun hissiyatı nazik bir halde hulunur.Eğer bu kimseler bir karar alırlarsa bu karar irüdeli (istekli) bir kararmı(lır? Hayır, heyeeanlarının ürettiği içtepilerle böyle karar almayaitilmişlerdir.

Aynı tarzda, güçten düşme hali, bazı kereler mucıze gibi iradetezahürlerini teşvik edebilir. Her şeye rağmen çırpınan, içindeki kan-şıklığa rağmen hareketlere devam eden bu güçten düşmüş insanlararastlarız. Durmaksızın, yorgunlukların üstünde hareket ederler, din-lenme zamanlarını daha sonraya bırakırlar. Onları gören, bir iradeabidesi zanneder; ve zannedilir ki, bu insanların, hayran kalınacak,bitip tükenmiyen bir güçleri ve iradeleri vardır. Edebiyat, sinema. vegünlük hayat, bu tür insanların misalleriyle dolup taşmaktadır. Ama,yorgunlukların üzerine çıkarak, çalışmaya, uğraşmaya devam etmek,gerçek bir iradenin ifadesi midir? Cevap, elbette hayır'dır. İrade yoktur,fakat insanın kendi üzerine eğilmesi, büzülmesi ve inatla, ısrarla tama-men bitip tükenineeye kadar çalışması, çabalaması vardır.

Aksine: insanın değeri, her şeyden (ince, hayatiyetinde ve heryönden dengeli olmasında yatar. İnsanın kendine hakim olmasında,nefsİne hakim olmasında bulunur. Kendine hakim olabilecek bir irii-desi olmadığı halde, karşısına çıkan meseleleri sakin ve açık bir şekil-de değerlendirebilen bir insan yoktur; böyle birinin olduğunu tasav-vur etmek imkansızdır.

İlgisizlik halinde durum nasıldır?

İnsanın her kararında belli bir ölçüde ilgi vardır. Herhangi birşeye karar vermek, kararımızın nesnesiyle, şekli ne olursaolsun, ilgi-lendiğimizi gösterir. Halbuki pek çok insan vardır ki, (istekli olmalarınarağmen) herhangi bir şeye ilgi duymazlar. Bu ilgisizliğin sebebi mu-hakkak aranmalı ve giderilmeye çalışılmalıdır. Bu tür ilgisizlikler,kayıtsızlık, hissizlik, tembellik, ağırlık ve fiillerin yarım bırakılmasıgibi hususları tahrik ederler. Bu sebepler ekseriyetle şunlar olabilir:hedeni, ırsi, iç salgı bezleri sistemin iyi çalışmaması, beynin yorulması,ve sinir hastalığı v.b ..

Page 59: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSIKOLOJiNİN BAZı MESELELERİ 93

Aksine: İnsanın her yönden dengeli olmasına bağlı derin bir ilgi,kendiliğinden iradeyi (isteği) ortaya çıkarır. Öyle ise, ilgisizlik, gerçekbir irade hastalığıdır; bu sebeple hemen incelenmeli ve gerektiği şekildetedavi edilmelidir.

Iradeye mani olanlar

Zihnı sertlikİnatçılıkIsrarcılık.Zihne demir atmış kanaatlarTaassuba varan kanaatlar.İçedönüklük, saldırganlık.AhmaklıkŞuuralımın şuurun aleyhine ça-

lışması.Şahsiyeti parçalayan her şey.Zihnin terkibetme faaliyetine

mani olan şey.

Zihni katılık:

Irıldeye imkin verenler

Müsamahakarlık, yumuşaklık,ufuk genişliği, açık zihin.Şuı,;r ile şuuraltı arasındaki

ahenk.Şahsiyeti birleştiren ve denge-

leyen her şey.Zilınin olayları birleştirip yeni

bir sonuç çıkarabilmesine imkanveren her şey.

Bu sınıf içerisinde, kaya gibi katı ve sert insanlar bulunur. Esasensinirsel tutukluluk halinde bulunan insanlar arasında katı insanlarbulmak zor değildir.

Bu hal, özellikle sıkılgan ve aşağılık duygusuna sahip ferderindurumudur. Fiile geçmeden önce uzun, zaman düşünürler. Fakat fiilekarar verdikten sonra onda sabitleşir ve o fiille kenetlenirler. Sankibİr enıniyet gengeline asılmışlardır. Onun için, kararlarında bir metanetvardır. Esasen büyük bİr zayıflık, gevşeklik mevzu bahistir. Bu acizadam kendinden kurtulmuş değildir; o, kendisine bağlandığı bir kararınmahpusudur. Niçin? Çünkü, bu karar kendisine pahalıya malolmuştur.Bir başka neticeye ulaşmak için karannı yeniden gözden geçirmeyemuktedir olamaz; bu hal, tereddütlerle içinde uzamasına sebep olur.Demek ki, insan, bir defa belirlediği şeye sanlır. Buna ilaveten, buzayıf insan sarsılmaz kararına muhtaçtır. Bu karar ona enıniyet hissiverİr ve onu yorucu şüphelerden korur. İşte bunun içindir ki, bu insansert ve kau bir tavrın içinde donup kalır. Bn halinden menınun olarak,ekseriyetle şöyle der "Ben, bir defa karar verdikten sonra, ne teklifedilirse edilsin ondan vazgeçmem". Böylece katılığını yayacak, yu-

Page 60: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

94 HAYRANİ ALTlNTAŞ

muşatacak güçten mahrum olduğunu gösterir; bunu iradi bir hareketolarak göstermek ister. Sert, katı tabiatını daha iyi isbat etmek için,prensiplere dayanır.

Pek çok otorite taraflısı baha bu davranışlar içindedir. çocuğunisteğini kırarak pek çok tahribata sebep olur, tahrik ederler.

Israr, tnal ve Taassubi Fikirler:

Bunlar katılıktan daha kötü hususlardır. Katı bir insan düşüne-bilir, kendine mantıki gelen saçma prensiplerle' hile olsa, davranışınıizah edebilir. İnatçı bir kimse için böyle bir şey mümkün değildir. :Mu-annİt, dikkafa ve inatçı kimseler hep aynıdırlar. Hiçhir şey düşünmezler.Çok ciddi görünmelerine rağmen bunu yapmazlar. Zihni bir tetanozhastalığına yakalanmışlardır. Bu tür bİr insan için, bir kararı haklıgöstermek mesele değildir. Sadece şöyle dcr: "istiyorum, çünkü onuarzu ediyorum; karar verdim, çünkü karanm, düşüncem böyle, üzerindekonuşmak faydasız".

Etrafında bulunanlar, bazı kere ona sorarlar: " ... fakat, niçin böyleinatçılık yapıyorusun?" Hiç cevap vermez; çünkü herhangi bir açık-lama bulmak imkanına sahip değildir. O halde, ne yapmasını istiyor-sunuz? Böyle soruların karşısında daha çok katılaşır ve daha çok kendiiçine büzülür. Kendini çok üstün görerek, öyle bir tavı"ın içine girerki, kendisinden üstün hissettiği herkese hakim olmak ister. Onun kar-şısında başkaları ne yapsınlar? Çünkü karşılarındaki bir duvar gibidir.

Buna karşılık, müsamaha, hoşgörü, zihnen yumuşak olmak, zihninher türlü katılığına mühalefet eder. Zihnin genişliği hütün sert vedonmuş davranışların ortaya çıkmasına mani olur. Bu sebeple, sertlikve katılığın, dikkafalılığın, in..~tçılığınseb~plerini amyıp bulmak gerekir.Bu hususlar bazan ahmakça davranmaktan ileri gelir, fakat ekseriyetlede güçsüzlük, aşağılık duygularından ve içe atmalardan kaynaklanır.Bazan da bilgisizlik sebebiyle ortaya çıkabilir; bazı insanların haki-katini bilmedikleri, fakat görüneni hakikat zannettikleri bir meseledeisrar ve inat etmeleri de tabiidir; çünkü onlara göre hakikat odur. Tabii(normal) bir irade için, geniş bir görüş açısı şarttır. Zira geniş bir ufkasahip olan insan daima iyi düşünür, akıl yürütmelerini etraflıca yapar.Her şeyin bir gayeye doğru gittiğini görür. Herkesin kendis~ gibi düşü-nemiyeceğini bilir. Her zaman kendisinin haklı olamıyacağını idrak eder.Başkalarının fikirlerine hürmet ederek hakikati bulmaya çalışır. Ha-kikati sadece kendi ölçüleri ve bilgileri içinde aramaz.

Page 61: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJİNİNBAZI MESELELERİ 95

Sadece şuuraltmın verilerine göre hareket eden bir kimse, beşerıbir varlık olmayacak ama bir,makine olacaktır. İrade çok yüksek birkabiliyettir; onun için çok üstün ve salim bir şahsiyete istinat etmelidir.Günlük hayattil, gerçek bir irade görmek çok nadir raslanan bir durum-dur. Bunun için, pek çok kimse hayatını gerçek bir 5rade kullanmak-sızın, hakikaten iradeli bir hareket ,yapmaksızın geçirmektedir. Onlarsadece "istiyorum" sözünü tekrar ediyorlar. Niçin böyle olduğunuanlamak için, sinirlilik, kompleks, korku, sıkıntı ve telafi gibi durum.ları 'yeniden hatırlamak gerekiyor. Bu marazı haller, ferdi, tamamenyanlış hissiyat içinde harekete zorlarlar. Fert,' gayesine kendinden çokküçük bir parça ile gider. "İstiyorum" diyen parça şahsiyetin hastakısmıdır.

Otoriter bir kimseyi düşünelim. Başkalarına hakim olmak için"ben böyle istiyorum" der. Niçin? Zevk için ıni? Katiyyen hayır. Fakat,bir güç ve kuvvet ilIüzyonu ile kenedenmek için. O halde böyle dav-ranmak, onun şahsiyetinin hasta kısmından (zayıflık) kaynaklmııyorki, bu kısım onu "istiyorum" demeye meebur eder. Bu hal, bazan, diğerkimseler için ziUimane bir davranış olur. Kişi her yönden çekiştirilirve daima yüksek tansiyon halinde bulunur. Zanneder ki, içinde bulun-duğu halden en küçük bir fedakarlık yapmak, kendisinin zayıflığınıgösterecek, başkalarınıp. gözünde kendini küçük düşürecekt,ir.

Üstelik, içindeki karışıklıklar onun 'zihnı bir terkip yapmasına maniolurlar; bu terkip hayatın bütün olaylarının zihnen ~azmedilmesi de-mektir. Bazı kereler olur ki, zihin gelenleri hazmedemez, tıpkı midegibi; tabiı o zaman rahatsızlıklar ortaya çıkar. Öyle ise, zihin tarafın-dan hazmedilemeyen bu şeyler nelerdir? Şuuraltında bulunan ve ferdioraya buraya çekip duran her şey; yani her türlü psikolojik sapmalarve saplantılarla, yanlış olarak ortaya çıkan bütün hissiyat. .

Yukarda sözü edilen üstfuı kabiliyet irade, bu yanlış olarak belirenhissiyatın islah edilmesini ister. Fert, gerçek iradesini, ancak sağlamve salim bir akıl ve zihinle kullanabilir. Bunu teınin etmek de psikolo.jinin işidir.

Irade Bir Zarafettir:

İrade çok özel bir kabiliyet değildir. Psişik ve zihnı pek çok amile(etkene) bağlıdır. Beyinde bulunan bütün merkezlerin dengeli bir haldebulunmasıyla gerçek hüviyetiyle ortaya çıkar. Allah'ın insana bah-şettiği en öneJnli özelliklerden biridir. Onu, bize verildiği şekilde mu-hafaza etmeye meeburuz, bundan sorumluyuz. Şahsiyetimizin çal.

Page 62: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

,--------_ .. --- ---------~-------------------

96 HAYRANİ ALTINTAŞ

\kantılarına göre, ya da gerçek hüviyetiyle ortaya çıkar, veya kaybolurveyalıut ta değişik şekilde tezahür eder.

Şu husus u çok iyi biliyoruz ki, her türlü psikolojik saplantılarınürünü olmayan, dengeli, akıcı, berrak ve ahenkli gerçek bir güç, sfıkin,gorünmeyen, güçlü ve devamlı bir iradeyi ortaya çıkarır. Gücünü sağ-lam ve salim bir akıldan almayan, yapmacık, sahte bir güç, kuvvet-sizlik, içedönüçlük veya içine kapanmak, sinirlilik, yorgunluk, endişe,inatçılık, içtepi ve psişik saplantı ve sapmalır, sahtc bir irade veyairadesizlik veyahutta irade eksikliğini meydana çıkarırlar.

Bu durumda, irade (veya istek) bir sağlık meselesi olarak gö.zük-mektediro Evet, her şeydcn önce böyledir. Aııeak, buradaki sağlık ke-limesi, en geniş manasında ele alınmalıdır. Çünkü irade, varlığımızınbütünüyle gayeye doğru tevcih etmesini (yönelmesini) ister; bu da çokaz bir kuvvet ister . Yani herhangi bir zorlam.a ve ferdin içinde orayaburaya çekiştirmeler olmaksızın. Eğer biz eski alışkanlıklarımızı kırmakiçin, iradi bir güç sarfediyorsak, bu demektir ki, biz varlığımızın sadecebir bölümü ile bu füli gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

Sağlam bir irade ve sakin bir güce sahip olan kimse tabii olarakhareket eder, zira davranış ta bulunmak, hareket etmek, insanın husu-siyetidir. Bunun yanında, eğer o, açık ve berrak fikirli ise, içindeki hertürlü çekiştirmelerden uzaksa,. salim bir akla sahiptse onun iradesivardır. Yuınruklarf sıkarak, sert, katı 've inatçı olarak iradeye sahipolunmaz. Herhangi bir zorluk olmaksızın irade onun çağrısına cevapverir. Niçin? Çünkü bu kişi kendinde sadece istiyor, başka hiç bir şeyonu buna itmiyor. Çok büyük bir güç sarfetmeksizin bir işi tamam-lamak, onun için mümkündür. Eğer birlokomotif bakınılı, iyi bir haldeise güç verir; faaliyet yönünden mükem.mel olan insan .da gerçek iradeile hareket eder; onun saf bir iradesi vardır. İradesini tekemmül ettir-mek, güce, kuvvete, zihni dengeye ve berraklığa, salim bir akla, sahipolmak demektir. Öyle ise, umumiyetle söylendiği gibi, irade meselesisöz konusu değildir, fakat salim ve sakin bir akla dayanan manevi.yatın tezahürü bir güç ve kuvvet mevzu babistir.

Bozuk bir maneviyatın, saplantıların, ihtiras, öfke, kin, içe kapanık-lık ve sinirliliğin tezahürü sahte bir irade, kökleri buruşmuş, büzülmüş,cılız bir ağaç gibidir; halbuki gerçek irade genç bir meşe ağacı gibi,güçlü ve yumuşaktır.

Öyle ise herhangi bir konuda konuşurken "Bu bir irade mesele-sidir" , dememeli, fakat, "Bu, bir güç, açık ve berrak bir zihin mesele-sidir" demelidir.

Page 63: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNİN BAZI MESELELERİ 97

İrade kendini eğitir ve mükemmelleştirir; 0, sağlam, doğru ve güçlüinançlarm tezahürii, örf, adet, anane ve imanın ürünü, ahlaki eğilimlerdemetidir. Bunun için, o güçlerimizin, kuvvetlerimizin, kanaatları-nuzm ve eğilimlerimizin hep birli~te, bir bütün halinde, yaratılış gaye-sine uygun hareket etmesini ve o gayeye doğru ve bu tahakkuk ettirecekdiğer tali gayelere yönelmesini ister. İrade, ancak bu özellikte olduğutakdirde, her türlü aşırı eğiliinden uzak, hiç bir şeyin esiri olmayanhür bir şahsiyetin tezahürü olarak kendini gösterir; bu haliyle o, sakinbir faaliyettir. İrade, kendine ve dış dünyaya hakimiyettir. Bu sebeple,"Ben"i dağıtmak tehlikesi olan her şeyi bertaraf etmek lazımdır.

Hayatiyeti bozan, karıştıran her şeyden uzak kalınmalıdır. Buhayatiyeti bozan, karıştıran şeyler nelerdir? Boş inançlar, batll inanış-lar, kumar, içki, fal; yapıldığı zaman kalbimizi ve gönlümüzü rahatsızeden, vicdanı sızlatan fliller; başkalarına zarar verme; doğrudan, ger-çekten uzak geçici inanışlar; geçici zevkler; önce hoş gelen, haz veren,ama düşününce acılığı ortaya çıkan fiiller ve benzerleri; toplum düzenİ.iı.İbozan davranışlar (çünkü bunların tesiri dönüşlü olarak sonunda ferdetesir eder; mesela rüşvet veren veya alan kimse sırasında kendisi devermeye mecbur kalaeak, ahlakın bozulmasına sebep olacak, bozukahlaklı bir cemiyet içinde yaşayan bu kimse elbette bu halden müte-essir olacaktır). Umutmamak gerekir ki, cemiyet içindeki en küçükbir hareket dalga dalga etrafa yayılır. Daha sonra ferde tesir ederekiradcnin zayıflamasına sebep olur.

İddcnin kuvvetli olması, gerçek irade olması için, fert her türlüaşırılıldardan uzak, orta halli, itidalli bir şahsiyete sahip olmalıdır.itidani (orta ölçüde) bir hayatı temin edecek hususlar, din, ahlak, eğitim,edebiyat kitaplarında yazılıdır, mekteplerde öğretilmektedir.

Zihni, doğru olan, gerçek olana götürecek eserler okumalı zihnionlarla beslemelidir. Eğitim bize bazı fikirler verir. Bu fikirler, çoğun-lukla şuursuzluk haline gelir ve bizi harekete mecbur ederler. Şuursuzlukhaline gelen bu fikirlerin izini keşfetmeli ve onların doğru veya yanlışolup olmadıklarını kontrol etmelidir. İyi ve güzelolanı, doğruyu kendikendimize telkin etmeliyiz. Bu telkinler bizden gelen doğru, gerçek,iyi ve güzel oldukları için, bize ait ve daha şuurlu hareketler ortayaçıkarırlar.

Dikkatin kullanınu da bu hususta önemlidir. Zihni sağa sola da-ğıtmak yerine, bir işe teksif etmek yerinde olur. Pek çok insan zih-nini dağıtır; halbuki zihin (veya beyin) gerçekleştirilmek istenen şey

Page 64: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

Ya HAYRANİ ALTINTAŞ

üzerinde sabitleştirilmelidir; dalgınlığa meydan verilmemelidir. Öyleise, mevzu bahis olan, şuurlu bir düşünce temerküzü (yoğunlaştırması),düşüncenin belli noktada toplanmasıdır. Fakat, buna da dikkat edil-melidir! Bu konu daha önce işlenmişti. Düşüncenin bir noktada top-lanması, güçten düşmeye veya sabit fikre kadar gitmemelidir . Yaniher türlü aşmlıktan uzak olmalıdır. Çok derin ve çok uzun düşünceliolmamalıdır. Şunu da unutmamak gerekir ki, zihnin de dinlenmeyeihtiyacı vardır.

İnsan kendisi hakkında şuurlu bir bilgiye sahip olmalıdır. Bu hal,onu şuuraltının tesirlerinden kurtarır. Ama ~uuru işgal eden başkaşeyler de vardır. Sigara içişten, tesbih çekişe, çay içmekten telefon edişekadar, çeşitli hareket, söz ve benzeri itiyatlar, alışkanlıklar, tikler bumeyandaki hususlardır.

Vücudun her türlü tezahüründe kendi varlığını hissetmek önemlihususlardan biridir. Önee hareketlerden başlamak iyidir. Söz konusuolan kendine hakim olmak değil, ama şuurlu olmaktır. Her gün binlerceotomatik hareket yapıyoruz, bunların şuurunda mıyız? Bir kapıyıaçmak, ceketi giymek veya çıkarmak, çay, sigara içmek, tasdik ve redbabında kafayı sallamak, ele bir kalem almak, sigaranın külünü taba-ğına dökmek veya bir pencereyi açmak ve daha niceleri ...

Bu 'yüzlerce otomatik hareketi en iyi, şekilde anlamaya çalışmaken güzel alıştırmadır. Şunu veya bunu yaptığımızı hissetmek lazımdır.Kapıyı elimizle, kolumuzIa açtığımızı hissetmek lazım. Yapılan herhareketin bizİm tarafımızdan gerçekleştirildiğini duymak ve anlamakgerektir. Birisiyle konuşurken, yapılan her hareketin, yüz ifadesinin vesöylenen her sözün şuurunda olmak lazımdır.

Böyle söylemek suretiyle, iradeli olarak, hareketlere, sözlere ve el-kol hareketlerine hakimiyeti mi söz konusu etmek istiyoruz? Hayır,ancak mümkün olduğu kadar onların şuur1!nda olduğumuzu idraketmek söz konusu. Bütün bunlar gerçekleştirildiği takdirde kendinehakimiyet kendisi hakkında şuur sahibi olmak kendiliğinden gerçek-leşir.

Elbette, içtepilere hakimiyet te en helli başlı hususlardandır. Bili-yoruz ki içtepiler hiçbir şekilde şuurlu faaliyetler değildirler, her ne kadargörünüşte bir irade var gibi görünürse de, gerçekte böyle değildir; çokaz bir irade vardır.

Page 65: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSİKOLOJİNIN BAZI MESELELERİ

YAŞAMA SANATı

99

Evet, yaşamak bir sanattır, tabii insanca yaşamak. Ama bizlerinsanca yaşamıyor muyuz? Doğru insanca yaşıyoruz, ama ne olduğu-muzu, nasıl yaşadığımızı bilmeden, nasıl yaşamamız gerektiğinin far-kında olmadan, Mekanik bir tarzda. Gerçekten insanca yaşayanlarçok az.

İnsanız, insanca yaşamak istiyoruz. Ama insanca, ya.~amak içinneler lazım onu pek iyi bilmiyor. Etrafımız bize şöyle yaşanır deyincebiz öyle yaşamaya çalışıyoruz; veya haşkalarının yaşayışlarını görüponlara imrcniyor, onlar g'ibi yaşamaya yöneliyoruz. Veyahut televiz-yon, radyo, gazeteler, dergiler yaşama tarzımızı yönlendiriyor. Bizonlardan pek çok şeyi kabul ediyor, ama bize fayda ve zararlarını pekfazla değerlendirmiyoruz. Sadece pragmatist (faydacı) açıdan bakıyorve hemen kabul ediyoruz. Toplum içinde yaşadığımızı unutuyoruz,sadece kendimizi düşünüyor ve kendimiz için yaşıyoruz. Gençlerin"bırakın ben kendi hayatımı yaşıyayı~ı" şeklindeki isyanları bununen güzel ifadesi değilmi? Sadece kendi hayatımızı yaşayıp başkalarınınazarı itibare almamakla ne derecede umursamazlık içinde olduğumuzu,böylece insanca yaşamaktan uzaklaştığımızı idrak edebiliyol' muyuz?

İnsanlar, sulh, sükfın, saadet, iyilik, güzellik ve her yönden dengelibir hayat istiyorlar. Eğer gerekli olanın, istenilenin aksi yapılmasa,bu arzu çok güzel bir şey. Ama etrafımızda' gördüğümüz insanlarwpek çoğu sinirli, mütecaviz (saldırgan), öfkeli, sıkılgan, yorgun, bitkinve olasıya benciL. Peki, on,lan bu hallerinden kurtaracak, mesut, dengeliyapacak, sağlam ve sali~ bir hayata kavuşturacak olan nedir? Önceinsanı tanımak, sonra onun için zaruri yaşayış tarzwı tesbit etmektir.İçgüdülerden uzaklaşmak, yüksek değerlere sahip olmaktır. Bencilliktenuzaklaşmak, diğergam olmaktır. İnsanın yaratılışwı ve yaratılış gaye-sini bilmek lazımdır. Görüyoruz ki, basit alışkanlıklarla hayatıımzatatbik ettiğimiz pek çok fikir bizleri mesut etmiyor.

Bu makale okunurken görüldü ki, modern psikoloji ahlaki açık-lamalar yapmıyor, olayları bu açıdan değerlendirmiyor, "Şu iyidir,şu kötüdür" demiyor. Fakat şu tabiidir (norn;ıaldir), ~eya bu tabiideğildir (anormaldir) diyor. Tekrar edelim~ tabii olmayan (anormal)ne demektir? Eğer, zihni imkfınlarınız fazla, fakat siz onun ancak birkısmından faydalanıyorsanız, bu tabii değil (anormal) dir. Eğer, ken-diniz hakkında bir şuur sahibi olma imkanlarınız var da siz onun farkındadeğilseniz, bu da anormaldir. Eğer siz içtepileriniz ve kompleksleriniz

Page 66: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

100 HAYRANİ ALTINTAŞ

tarafından itilmiş olarak yaşıyorsanız bu anormaldir. Üstelik çok dayazıktır; çünkü imkanlarından faydalanamaınak vc yaratıcı'nın bizeverdiği imkanlardan fayôalanamaınak acınacak bir durumdur.

İçinde yaşadığımız şartlar bizim değilse kim tarafından yapılmış-tır? Elbette, bu şartları biz hazırlıyoruz. Eğer endişeli isek, çırpınıyor-sak, endişeli davranışlar sergileriz. Eğer ~ihni yönden durgun ve hare-ketsiz isek, kuvvetsiz hareketler göstereceğiz. Toplumumuzda, pekçok insanın şuursuzca, otomatik olarak yaşadıklarmı müş~hede etmeküzücü bir durumdur. Ya yaptıklarını bilmiyorlar veya çok az biliyorlar.Bir günün sonunda yatarken kim, yaptıklarının şuurundadır, şunu.şunu şuurlu olarak yaptım diyebilir? Halbuki bir düşünce sistemimizvar ki, her an şuurlu hareket etmemizi emrediyor. Bir nefs muhasebesi,bir günlük hayat hesabı yapmaksızın yarın için şuurlanıIır ını? Böyle-yapacak yerde, insanlar, makine gibi çalışıyor, düşünüyor, şuursuzca,günlük alışkanlıklarla yaşyodar.

Böylece, insanlardan birçoğu ölü gibi yaşıyorlar. Hayatları, keş-fetınek istemedikleri şuursuzluk haliyle yönlendiriliyor.

Şartları değiştirmek demek, kendimizi .değiştirmemiz demektir.Yaptığımız her şeyin büyük bir önemi vardır. Bu hareketlerin h~psibizde ve başkalannda bir kayıt görüyor, yani bize ve başkalarına tesirediyorlar. Böylesine büyük bir mesuliyeti taşıdığının idraki mevcutmudur? Bizi yönlendirenin ne olduğunu bilmeden yaşamak ne acı birdurum?

Kendinden, hayatından şuurlu olmak bir kemaldir. Ama şuur dairade gibidir; içteki kirlerin, bozuklukların, karışıklıklann temizlen-mesini ister. Eğer şuur mükemmelse, cn güzel şartları ister. O, her şeydenönce, denge ve ahenk ister. İçi itibariyle ahenksiz olan fert şuursuz birotomattır. Modem insan bir tehlikeyle karşı karşıyadır: makine halinegelmek. Eğer bir insan makinc haline gelmişse, elbette ondan sadırolacak hareketler de makine gıbi şuursuz olur. :aatta bu insan ilimle,şiirle veya musikiyle meşgulolsa bile durum aynıdır. jnsan ancak ken)dini tanımakla makinelikten kurtulur. Bu, belki oldukça uzun birçalışmadır, ama muhteşem bir keşiftir. Onun için, eskiler, "kendini tanı,kendini bilen Rabbini bilir" demişlerdir.

Yaşadığımız hayat içinde, insan tabiatının, seciyesinin rolü nedir?Önce insan tabiatı (karakteri) nedir? İnsan tabiatı, içinde bulunulanşartlara cevap verme şeklidir. Tabiatımız veya karakterimiz, sosyal. münasebetlerdeki davranışlarımızı, duygus.al özelliklerimizi, meyil-

Page 67: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSlKOLOJİNlN BAZI MESELELERİ 101

lerimizi ve hakim mizacımızı gösterir. Bizim tabiatımıza, mızacımı,.;a,sinir sistemimize ve zihnı eğilimlerimize ve kabiliyetlerimize bağlıdır.

Pek çok kimse, bu konuda "Bu benim. tabiatın, ne yapayım","Ben sinirliyim, kinciyim, heyecanlıyım" ve hen şuyum, ben Imyum;sonra, öyle kabul etmek lazım tabiatınl değiştiremez" diye mırıldanılır.

Ama aynı insan çeşitli sebeplerle oğlundan davranışlarını değiş-tirmesini ister. Bu kimse çocuğundan karakterini değiştirmesini ister;ama kendine hiç bir şeyemretmez, çünkü emretmek çok kolaydır.

Karakteri değiştirilmiyor demek bir atalct itirafıdır. Başarısızlıkitirafıdır. Bunu böyle söyleyenlerin çoğu zayıf, saldırgan tiplerdir.Onlar, hayatın problemlerinin kendilerine dokunmasına man i olan birkorkuluğun altına sokulmuşlardır. Yeni şartlardan korkarlar, çünküzayıflıkları bu yeni şarları taşıyamaz.

Onların ellerinin altında bir tek kabiliyet ve davranış vardır:sertlik ve donukluk.

Korkuların ve iç karışıklıkların çoğu, ınsanın gelişmesinde birdurgunluk meydana getirirler. Onun için pek çok kabiliyetli insan nor-mal bir gelişme gösteremez. Dengeli ve salim hir şahsiyete sahip olan-larsa hayatın meselelerine .kolayca cevap verir ve fevkalade bir tarzdagelişme gösterirler.

Böyle bir kimse hayatı en iyi yaşayan biridir. Açık ve berrak z)-hinli ve olayların şuurundadır. Nefsine veya kendisine hakimdir. Hayatınen çetin meselesine dalar, ama onlardan kolayca sıyrılır.

İradeli hareket etmek güzel yaşamak için, kişinin eğilimlerinden, ,içtepilerinden, içindeki karışıklıklardan kurtulmalıdır. Kendini salimolmayan herşeyden sıyırmalı, gerçek manada kendi olmalıdır. Öfkeliiken, kızdığı zaman, üzgün iken, yorgun olduğu an, sıkıldığı sırada kişigerçekten kendisi olamaz; bir tabm uııstİrların tesirinde hareket eder.Her ne kadar hu hallerde veya bunlara benzer başka hallerde, "benyapıyorum", "ben istiyorum", "ben düşünüyorum", "ben, seçiyorum",gibi ifadeler kullanır ve kendini daima ön plana geçirir. Ama gerçekte,kendisi, bu hallerin tesirinde hareket etmektedir. Sadece iradesiyledeğil, onun önüne geçen şuursuz içtepiler ve şuuraltından gelen tesir-lerle hareket etmektedir.

İnsan, bu durumların farkında olmalıdır, kepdini bu tesirlere bı-rakmamalıdır. Sıkılganım yerine, bende beni sıkılgan yapan bir şeyvar; üzgÜllüm yerine, bende, beni üzgün kılan bir şey var; mütered-

Page 68: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

102 HAYRANİ ALTTNT AŞ

didim yerine, bende, beni tereddüde düşüren bir ~cy var demeli ve onubulup,scbeplerini araştırmalı, o sebepleri izale etmeli ve içinde bulun-duğu durumdan kurtulup t.abii (normal) haline kavuşmalıdır. Yanigüzel düşünmelidir. Güzel düşünen, güzel görür, güzel gören hayattanzevk alır.

HaııHlki gunumüz insanı, çeşitli eğilimlerin, içdürtülcrin, zihnininçeşitli yerlerine yerleşmiş farklı fikirlerin tesirinde hareket ediyor.Emeııeri pek çok, hiç birisine tam olarak ıılaşaımyor. Toplum, heryönden çatlaklarla, ,bozulmuş ahlaklarla dolu. Onun için, insanlar,sinirli, öfkeli, canı sıkılnuş, yorgun, bitkin V.s. Bu sebepledir ki, güzeldüşünemiyor, güzel göremiyor ve mesut değiL.

. Şimdi karar veriyor, biraz sonra değiştiriyor; değiştirmesinin se-bepleri çok; içinde yaşadığı toplum, içdürtüler, eğilimler v.b .... Sonraverdiği bu kararın i~adesi olduğunu ve sadece kendi özüne ait olduğunusöylüyor. Doğru değiL. "Ben" demek. bir otomatizm olmamalıdır;ama bütün varlığı ile hareket ettiğini hissetmek olmalıdır. Bu hususelbette, kendisi hakkındaki şuura, zihiiı berraklığına ve gerçek iradeyebağlıdır.

İnsan ve Hayat:

Hayat akıp gidiyor. İnsan onun içinde yuvarlanıp gidiy9r. Hayatınseyri bize rağmen değişmiyor. Olaylar bazen lehimizde, bazen de aley-himizde gelişiyor. Çok iyi şartlar mevcut; kendilerinden faydalanıl-ınası için bizi bekliyor. Hayat seyrinin içinde yaşadığımız şartların iyiolması hep bize bağlı; zihnimizin açık ve berrak olmasına bağlı, Yukardasöylediğimiz gibi güzel düşünmemize bağlı. Açık H berrak zihine sahipolanlar, olayları iyi görenler, hayattan zevk alanlardır; mevcut şart-lardan faydalanamayanlar zihnen mahpus kimselerdir. İçlerinde karı-şıklıklar, problemler vardır. Hayat bazıları için iyi, bazıları için kötüdeğildir. Ona atfedilen sıfatlar bizim yakıştırmalarııruzdır. Bizim onayakıştırdığııruz sıfatlar da, içinde bulunduğumuz şartlara bağlı ve kültü-rümüze, ınlzaeııruza ve düşüncelerimize göre verilm.iştir. Mesut oldu-ğumuz zaman hayat güzel, sıkıntıda olduğumuz zaman da kötüdür.Öyle ise onun güzelliği veya kötülüğü bize göredir, izafidir.

Güzel yaşayabilmek, hayattan zevk almak için (bu zevk elbettemeşru bir zevktir), insanın ruh' ve zihin sağlığına sahip olması lazımdırPekala bu sağlık nasıl temin edilir?

H er şeyden önce, ruhi ve zihni sağlığı korumak veya temın etmekiçin, onu tehelit eden veya onu bozmuş olan tehlikeleri, unsurları ber-

Page 69: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSIKOLOJiNiN BAZI MESELELERi 103

taraf etmelidir. Bu tehlikelerin ve unsurların neler olduğunu tekrar tekersaymak oldukça zor, ama onlardan bclli başlılarını söylemek mümkün.Bunların başında, içki (alkol) ve kumar gelmektedir.

İçki, çok eski zamanlardan beri, aşkı, şevki ve isteği teşvik vetahrik ettirmck gayesiyle kullanılmaktadır. Özel günlerde, çeşitli me-rasimlerde kullanılırkcn daha sonraları yaygınlaşarak günlük kullanım-lar içinc girmiştir. Ancak, insanda manen ve maddcten meydana gc-tidiği tahribat ilk gündcn beri devam etmektedir. Az fakat devamlıkullanımı halinde bile, müzmin (kronik) alkolizın dcnilen içki alı~kan-lığını ıneydana getirmektedir. İçki, insana güç, kuvvet ve ya~am şevkiverir gibi görünürse de, gerçekte, durum bunun tamamen aksinedir.Önce insan bedeninde bir hararet meydana çıkarmaktadır; aldatıcıolan işte budur. Kana karıştığı andan itibaren sinirleri uyiışturmakta,tahrip etmektedir. Şuur ve iradc tamamen kaybolmakta, fert sadeceiçgüdü ve içdürtüleriyle, eğiliml~riyle hareket etmektedir. Görüş alanııııdaraltmakta, reflekslcri azaltmakta, düşünceyi zarara uğratmaktadır.Aklı ve şuuru tahrip ettiğinden kötümserlik hali ortaya çıkmaktadır.İçkinin tahrip ettiği beyin hücrelerinin yerine yenisi gelmemektedir.Trafik kazalarının % 25',i, iş kazalarının % 65'i alkol (içki) yüzündenolmaktadır. Bunların yamnda, karaciğerde büyük tahribat ıneydanagetirmektedir. İçkinin ortaya çıkardığı ayyaşlık v~ya alkolizm ise dün-yanın maruz kaldığı en büyük felaketlerden biridir. Akıl ve irade göre-vini yapamadığı, fert şuurlu olarak hareket edemediği, insiyaklarmıntesirinde davrandığı için, aile geçimsizliklerine, boşanmalara, çocuk-ların evden kaçmalanna sebep olmaktadır.

Kadınlarda doğacak çocukların sakatlıklarına sebep olmaktadır.-Ayyaş veya alkol ik insan, öfkeli, saldırgan ve şuursuzdur. Ahliiki yöndenkötü örnek olmaktadır; böylece eemiyetc zararlı olmaktadır. Ruh vezihin hastalıklarını ortaya çıkarmaktadır. Hayattan zevk almak içiniçtiğini söyleyen, daha sonra onun nekadar kötü bir şeyolduğunuanlamakta, fakat, bazan çok geç olmaktadır. İçkili bir insan hareketlerineve sözlerine hiikim değildir. Onun için davranışlarında ve konuşmala-rında anormallik vardır.

İşte bu yüzden ruh ve zihin sağlığı bozulmuştur. İnsanlığın içindebulunduğu en büyük felaketlerden biridir. Modern tıb, psikoloji, psi-kiatri, insanlığı tahrip eden bu felfıketi önlemeye çalışmaktadır.

İslam dini fert ve cemiyet için bu derece tehlikeli olan, insanın rühYe zihin sağlığını bozan, aklı ve şuuru tahrip edcn, iradcye yıkan bu

Page 70: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

104 HAYRANİ ALTINT AŞ

unsuru haram kılılliş yani y:asaklanııştır. Elbette Yaratıcı her ş~yıdaha iyi bilmektedir.

Kumara gelince, bu da bir illet olup sinirleri tahrip ile iradeyi yoketınektedir. İnsanın kazanma hissinden ileri gelmektedir. Çok kazan-mak, kolay kazanmak, düşüncesinden, üstün gelmek hissinden kaynak-lanmaktadır. Çok ~ski zamanlardan beri vardır. İnsanların maddi venakdivarlıklarından faydalanmak isteyenler tarafından daima teşvikedilmektedir. İnsanda bir heyecan ortaya çıkardığından fertler onayönelmektedir. Ancak, insanın aklı, iradesi, şuuru roloynamadığı(v~ya çok az "müessir olduğu için), SOllllÇ daima t~sadüflerin tesirindeortaya çıkar. İnsanın terkedemediği bir alışkanlık ortaya çıkarır.

İnsan yenilgiyi, kaybetmeyi kolay kolay kabul etmediği ve malınıçok sevdiği için daima kazanmak ister. İnsanda bulunan "Ben" (nefis)daima üstün, hakim, kuvvetli ve güçlü olmak ister. Fert, ne olursaolsun, kaybettiği an felaket başlar. Yeniden çalışmaya, kazanmak içinuğraşmaya başlar; ama niçin kaybettiğini çoğu kere bilmeden. Onu,bir hırs, bir öfke, bir saldırganlık hissi kaplar. Bunlar bütün benliğinisarar. Fert ondan başka bir şey düşüncmez olur. Kazanmak ve daimakazanmak ist~r; Kaybettild~rini de kazanmayı arzu eder. Çünkü kay-betmek için, kazanmaya uğraşır. Her kayb~dişte yeniden kazanmahırsı belirir. İşte bu hırs onun felaketi olur. Bir sabit fikir halinde yenidenkazanmak için varını yoğunu sarfed~r. O fertte artık irade yoktur.

Şuur çalışmaz; akıl doğruyu gösteremez; çünkü onlardan çokkuvvetli bir içdürtü, içtepi, hırs bütün zihni kaplamıştır. Fert onuntesirinde hareket eder. Her şeyini yitirir. Bu defa etraftan yardım ister,nakdi yardım, Yakınlarınm, ailesinin, çocuklarının paralarına el kor.Bu kompleks onu içkiye yöncItir. Bir taraftan içkinin söylediğimiz tah-ribiitı, diğer taraftan kumarın ortaya çıkardığı aşağılık duygusu ve bunuyenmek için sarfettiği gayret, kazanma hırsı, onu yer bitirir. Sinir illeti,öfke, hırs, aşağılık duygusu, saldırganlık, sabit fikirler davranışlarınayön verir. Bütiin btmların yekunu, o ferdi içkiye ve kumara çeker,durur; fert ondan kurtulamaz. Kurtulmak için çaba da serfetmez.Zira ıı'adesi, isteği yoktur. O zaman aile içinde münakaşalar, kavgalarbaşlar. Fert aile içinde münakaşalar, kavgalar başlar. Fert her tarafasaldırır; herkes ondan korkar. Hatta annesini, babasını bile döver.Polis kayıtlarında bunlara rastlamak mümkün. Artık bu fert, kumarve onunla beraber gelen içkiııin şekillendirdiği öfkeli, sinirli, hırslı,küskün ama saldırgan, aşağılık hissi ile dolu, kompleksierin yönlen-dirdiği, ir£ıdesiz, şuursuz bit varlıktır. Tedaviye muhtaçtır; tıbbi ve

Page 71: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJiNiN BAZI MESELELERi 105

psikolojik bir tedaviye. Ama kendinin bunu yapmaya, istemeye güeüyoktur, çünkü bitkindir.

Gene hemen burada ifade etmek yerinde olur ki, İsıam dini dahilbütün dinler bu afeti yasaklamışlardır.

Gelelim batIl inanışlara, insan zihnini bozan, aklını karıştıran vekompleks sahibi yapan unsurların ba~ında gelir. Bunlar aslı olmayan,boş inanışlardır; mevhum şeylerdir. İnsan 7:ihninimeşgul etmek suretiy-le vesveseye, tereddüde düşmesine sebep olurlar. Doğru inançları bilesarsarlar. Özellikle, az kültürlü topluluklarda y.aygındır. Esasen zayıfinsanlar bu tür inanışlara müheyyadırlar; çünkü şuurları başka şeylerlemeşgulolup, iradeleri zayıftır. İlfıhl bir kudrete, Allah inancına tammanasıyla sahip olamadıklarından, Im konuda bilgileri az olduğundanbu tür boş inançlara sahip olurlar. Mesela kadınlar arasında yaygınolan, bazı günlerde çamaşır yıkamama veya ev ~üpürmeme inancı,herkeste yaygın olan önünden kara kedi geçme inancı, bazı sayılarınuğursuzluğu inaneı ve fal gibi hususlar bunların başında gelir. Muhtelifbatıl inanışlar kişilere ve bölgelere göre değişmektedir.

Sabahleyin işine giderken bir kimsenin önünden karakedi geçerscne olacak? Eğer o kimsenin böyle bir batı! inancı varsa, bütün günü,gelecek kötü durumu beklemekle geçecektir. ~uuru değil, ama şuuraltıharekete geçecek veya müfsid bir düşünce onu devamlı meşgul edecektir.Kendisine bir kötülük geleceğini, bir uğursuzluğun vuku bulacağmıdüşünecek, işlerinin rast gitmeyeceğine inanacaktır. Dikkatsizliğiyüzünden bir yere çarpsa veya ayağı kaysa düşse sebebini kara kediyehamledecektir. Yani kötümser olacaktır. Veya bir otelin 13 nolu odasındakalmaya mecbur olan biri, bu sayımn uğursuzluğuna inanıyorsa, endişeli,heyeeanlı hir gün yaşayacaktır. Bu tür şeylerin, olaylarda bir rolü ol-mamasına rağmen buna inanmak, sinirleri gerginleştirecektir.

Gazetelerin hemen hepsinin, meemualardan bazılarının özellikleyayınlayıp inanılmasını teşvik ettikleri yıldız veya burç falları, geneözellikle kadınlar arasında yaygın kahve faIları, oyun kağıdı fallarıve benzeri bir çok fal çeşitlerin en yaygın olanlandır. Sabahleyin gaze-te deki burç falını okuyan bir kimse nasıl davranacaktır? O fala göredavranmayacak, zihnini oradaki hususlar az da olsa meşgul etmeyecekmidir? Olayların bir kısmını falın bildirdiği bir tarzda değerlendirme-yecek midir? .

Davranışlarımız, düşüncelerimiz bunların tesirİIıde olursa iradelihareket etmiş olacak mıyız?

\

Page 72: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

lOG HAYRANİ ALTINTAŞ

Her gün radyoda, televizyonda veya dolmuşlarda dinlediğimizşarkıların maalesef pek çoğu hize kötü tesir etmiyor mu? Bizi üzüpkötümserliğe teşvik etmiyor mu? "Tanrım Leni yeni baştan yarat"diyen türkü veya şarkı isyankür bir tutumla fertleri, içinde bulunduklarıduruma isyanla, kine, öfkeye, saldırganlığa teşvik etmiyor mu? 'İnsan-.ların hissiyatma tesir ederek, onları iç dünyalarına döndürmüyor,şuurları, iriıdeleri yerine, içdürtüleriyle harekete mecbur etmiyor mu?Kötümserlik telkin ederek içekapanıklığı, hayata küskiinlüğü telkinetmiyor mu? Böylece imanları melankoliye itmiyorlar mı? Neşeliinsanlar yerinl', üzgün imanlar görmüyor muyuz?

İşte, böylesine müteessir insanlar, güzel düşünemez, güzel göremezve hayattan zevk alamazlar. Zira onlar, üzgün, müteessir, küskün,isyankar, kindar insanlar haline gelirler.

İnsanın hayatını bozan, irüdeli, şUUl'lu hareket etmesini önleyenbir husus ta lüks özentisidir. Lüks bir hayat yaşamak istiyenler, insi-yaklarının tesirinde olduklarından, şuurlu, iddcli bir tarzda hareketedemezler; o lüksü temin gayesiyle en adi ve yanlış hareketlı:r<t tcvessülederler. Burada da, hıfS, tamah, açgözlülük, ferde yön veren saiklerhaline gelir. Zihin siıIim değildir. Gayeler adileşmiştir. "Gaye vasıtayımübah kılar", fikri prens~b haline gelir, ,hiçbir değer kaLul edilmez.-Her türlü insani, ahlüki, dinı ve mantıkı kıymet hükümleri hir kenaraatılır ve gayenin tahakkuku için her çareye başvurulur. Bu tarz birdavranış, mantıki olmadığı sebeple şuurlu iradeli de değildir. Dahaönce içe atılmış, içetepilmiş arzular, bu devrede şuura çıkarak ferdiyönlendirirler. Bu yüzden dert, psikolojik yönden rahatsızdır, sıkıntı-lar içindedir. Egoizm hütün şuuru kapladığıııdan sülim bir düşiinsekendini gösteremez. Çeşitli vesilelerle şuura gelen güzel fikirler, insi-yaklar vasıtasıyla geriye itilirler. Kişi, arzu ettiği lüks ~ayatı bulmasınaınani olahilecek her düşünceyi ısrarla unutmak ister. Beyinde, zihindeve şuu~da daima bir karışıklık vardır. İyi .fikirler şuura gelir, insiyaklaronları kovalar; kişi doğru olana, iyi ol~na yönelmek ister, ama bu hu-susta, iradesi içdürtülcr tarafından bastırıldığı için müessir olamaz,galip gelen, hep Im içtp.pilt>r yani insiyaklardır. iradı bir harekettebulunamayınca da huzur hulamaz.

Hayat diıima gelişmekte, ihtiyaçlar çoğalmakta olduğu, her günyeni yeni şeyler çıktiğı için, reklamlar yeni unsurları daima telkin et-tikleri için, lüks arzusu bil' türlü son bulmaz ve kişinin felaketine sebepolabilir. Çünkü iradeli hareket söz konusu değidir. Bu illetlin, bu kor-kunç hastalığın tedavisi, ancak kanaat, tevekkü) ve teslimiyetle olur.

Page 73: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJiNiN BAZI MESELELERI 107

Günümüzde, filim ve şarkı yapıcıların gayesi İnsanların hissiyat-Iarına hitabederek bu tür şeylere daha çok çekmektir. Böylece dahaçok kazanmaktır. Bu babta insanların ruhi ve zihni sağlıkları düşü-nülmez.

Gene günümüzde pek revaç bulan ve insanın zihnı ve rnhi sağ-lığını hozan bir başka unsU!' da talih oyunlarıdır. Zengin olmak isteyen-lerce veya bir şeyler kazanmak arzusunda biılunanlarca oynanan buoyunlar, alışkanlık, iptila halinc gelince, insanın ruhi ve zihni dengesinibozmaktadır.

Elbette, ferdin ruhi ve zihni dengesini bozan hususların başındainsanın ıier konuda ifrat ve tefrite (en çoğa vc en aza) gitmesi gelmek-tedir. İnsan ruh ve hedcn itibariyle bir denge içinde yaratılmıştır. Herne surctle olursa olsun, bu dengenin bozulması, psiko-somatik rahat.-sızlıkları ortaya çıkarmaktadır. Bedenimizıle bulunan içhezler normalinüzerinde ifrazatta bulunurlarsa dengeleri bozulduğundan rahatsızlıklarortaya çıkmaktadır. Psikolojik yönden aşırı faaliyetler dc, hem ruhi,hcm de bedeni rahatsızlıklarını tevlit etmektedir. Onun için her yöndenölçülü, itidaııi, orta bir yol tutmak, her türlü aşırılıklardan çekinmekruhi ve zihni dengemiz için esastır.

Sağlığımız için, hayattan zevk alabilmek için, olayları değerlen-dirme tarzımız da önemlidir. Çünkü bu değerlendirme tarzımız, <Iü-şüncelerimizi ve davranışlarımızı şekillendirecek, psikolojik ve biyolo-jik hayatımızı yönlendirecektir. Bilindiği gibi, güzel ve çirkin; iyi vekötü izaH şeylerdir. Bana göre güzel olan bir başkası için çirkin; birbaşkası için iyi olan benim"için kötü olabilir. Ama insanm hayattan zevkalabilmesi için her şeyin ve her olayın iyi ve güzel yanlarını Imlması ge-rekir. Yani insan iyimscr olmalıdır. Kainatta yaratılış itibariyle herşeyin bir gayesi vardır. Bu gaye idrak edilince bir çok husus kendili-ğinden iyileşir ve güzeııeşir. Güzel düşünmek, olayları iyi değerlendir-memize ve bu da ruhi sağlığımıza tes!r eder.

Bu konuda en öncmli husus, şüphesiz, nefse hııkİıruyetin sağlan-masıdır. Nefs bencilliğin esas kaynağıdır. Bu sebeplc, nefse hakimiyetinyoııarını öğrenmek gerekir: Bu konuda edebiyatımızda, kültürünıüzdcpek çok kitap vardır. Nefsİn arzuları çok ve çeşitlidir. Onları temin et-mek her zaman mümkün değildir. Temin ederneme tatminsizliğe yolaçtığı için psikolojik rahatsızlıklar söz konusu olur.

İnsan önce kendini tanımalıdır. Kendini, ancak çevresiyle bilirve tanır. Sonra da Yaratıcısına yönelir ve huzura kavuşur. O zaman,

Page 74: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

108 HAYRANİ ALTINTAŞ

lurs, öfke, tamah, açgözlülük, saldırganlık, yorgunluk ve sıkıntı yerinekanaat, tevekkül, şefkat, merhamet, iyilik, güzellik, sulh ve sükilngelir; insan güzel düşünür, güzel düşündüğü için güzel görür ve hayattanzevk alır.

Makalenin Hazırlanması Sırasında Başvurulan Eserler:

1- ALBEAUX-FERNET (M.), L'anorexie Mentale, Rev. Prat.içinde, Paris 1961.

2- Adaptation et Agressivite, colIeque, R. Komrilsky, A. Soulairac,P .. Gropin, Paris 1965.

3- ADASAL (Rasim), Ruh Hastalıkları, II, Psikozlar, Ankara1949.

4- ANDREANİ (Tony), La Conduite Emotive, Paris 1974.

5- AYD (Frank),. Les Depressions et leur diagnostique, fran. ter.M. Gourvitch, Paris 1974..

6- BARUK (Henri), La Desorganisation de la Personalite, Pa-rıs 1972.

7- BOREL (J.), Le Desequilibre Psychique, Paris 1963.

8- BOVTONİEH (1.), Le Facteur Psychique dans l'AnoraxieMentale, Paris 1948.

9- BYCHOWSKI (G.), Structure des depressions chroniques etlatentes, XXI. Congres iııternationale de Psyehanalyse, Copenhague,Juilet 1959, Rev. fr. PyschanaI.196L.

10- CANGVİLHEM (George), Le Normal et le Pathologiquc, Pa-1'1S 1979.

11- DELAY (J.), PİCHOT (P.), Abrege de Psychologie, Paris 1967.

12- DELAY (J.), Aspect de la Psychiatrie Moderne, Paris 1956.

13- DESHAİES (Gabriel), Psyeopathologie Generale (SUP), Pa.rıs 1971.

14- DİATKİNE (R.), Agressivite et fantasme d'agression, Rev.£1'. PsyehanaI., içi~de, Paris 1966.

15- FENtCHEL (O.), La Theorie Psychanalytique des Nevroses,Paris, 1953.

Page 75: MODERN PS.İKoLOJİNİN BAZI MESELELERİ YORGUNLUK VE ...

MODERN PSiKOLOJiNiN BAZI MESELELERİ 109

16- FREUD (S.), Psychopatologie de la vie quotidienne, fran. çev.S. Jankelevitch, Paris 1948.

17- HESNARD (J.), Les Troubles de la Personalite dans les etatsd'asthenie psychique, Paris 1909.

18- JANET (P.), Les Obsessions et la Psychatenie, Paris 1908.

19- LAGACHE (Daniel), L'unite de la Psyehologie, Paris 1979.

20- MEİLİ (R.), Les AUİtudes dans les reactions affectives, LesAUitudes, içinde, Paris 1961. .

21- OLERON (Pierre), Les activites intellectuelles, Paris 1964.

22- PALİARD (J.), La Pensee ct la Vie, Paris 1968.

23- PİAGET (Jean), La Prise de Conseience, Paris-Geneve 1974.

24- PİERON (Henri), Vocabulairc de la Psychologie, Paris 1973.

25- PİERNO (Henri), Psychologie Experimentale, Paris 1927.

26- RİBOT (Th.), Hissiyat Ruhiyatı, I, II, çev. M. Şekip Tunç.İst. 1927.

27- SİLLAMY (Norbert), Dictionnaire de la Psychologie, Paris1967.

28- SİVADON (P.), La Personalite et ses Troubles, Paris 1973.