AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK...

185
i T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK POLİTİKASI VE KAZAKİSTAN Yüksek lisans Tezi Yerik ILYASSOV Ankara - 2010

Transcript of AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK...

Page 1: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

i

T.C.ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜULUSLARARASI İLİŞKİLER

ANABİLİM DALI

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA

YÖNELİK POLİTİKASI VE KAZAKİSTAN

Yüksek lisans Tezi

Yerik ILYASSOV

Ankara - 2010

Page 2: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

ii

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİSOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ULUSLARARASI İLİŞKİLERANABİLİM DALI

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA

YÖNELİK POLİTİKASI VE KAZAKİSTAN

Yüksek lisans Tezi

Yerik ILYASSOV

Tez Danışmanı

Yrd. Doç. Dr. Özlem KAYGUSUZ

Ankara - 2010

Page 3: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

iii

T.C.ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜULUSLARARASI İLİŞKİLER

ANABİLİM DALI

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA

YÖNELİK POLİTİKASI VE KAZAKİSTAN

Yüksek lisans Tezi

Tez Danışmanı:

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

.................................................................... ........................................

.................................................................... ........................................

.................................................................... ........................................

.................................................................... .........................................

.................................................................... .........................................

.................................................................... .........................................

Tez Sınavı Tarihi ..................................

Page 4: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

iv

TÜRKİYE CUMHURİYETİANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.(……/……/201…)

Tezi Hazırlayan Öğrencinin

Adı ve Soyadı

………………………………………

İmzası

………………………………………

Page 5: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

i

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER………………………………………………………………………iKISALTMALAR…………………………………………………………………...iii

GİRİŞ………………………………………………………………………………...1

I. BÖLÜMAVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK POLİTİKALARININ

KAVRAMSAL TEMELLERİ

1.1.AB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası……………………………………………..71.1.1. Uluslararası Bir Aktör olarak AB……………………………………..71.1.2. Yeni Uluslararası Tehditler ve AB……………………………………131.1.3. Avrupa’daki Yeni Güvenlik Yaklaşımları ve AB’nin Ortak Dış ve Güvenlik politikasında Orta Asya’nın Yeri…………………………..211.1.4. Orta Asya’nın Jeopolitik Önemi……………………………………...24

1.1.4.1. ABD………………………………………………………...301.1.4.2. Rusya………………………………………………………..311.1.4.3. Avrupa Birliği………………………………………………32

1.2. AB’nin Orta Asya ile Karşılıklı İlişkileri: Geçmişi ve Bugünü………………...351.2.1. AB ve Orta Asya ülkeleri Arasında İşbirliği Oluşması……………….351.2.2. İşbirliğinin Amaçları ve Çıkarları…………………………………….421.2.3. İşbirliğinin Güncel Sorunları ve Perspektifleri……………………….47

II. BÖLÜMAB’NİN YENİ KOMŞULUK POLİTİKASI VE EKONOMİK, SİYASİ

İŞBİRLİĞİNİN ULUSÜSTÜ MEKANİZMALARI

2.1. AB ve Orta Asya ülkeleri arasındaki işbirliğinin temel belgeleri ve Programları:Avrupa Birliği’nin Komşuluk Politikası……………………….....552.2. Dış politika aracı olarak TACIS programı……………………………………...602.3. SPECA……………..……………..……………..……………..……………….692.4. Enerji-ulaşım alanındaki projeler……………..……………..………………….71

2.4.1. Yeni İpek Yolu: TRACECA……………..……………..…………….712.4.2 INOGATE……………..……………..……………..……………..…..76

2.5. 2007–2013 AB’nin Orta Asya’ya Yönelik Bölgesel Yardım Stratejisi………...78

III. BÖLÜMAB NİN ORTA ASYA POLİTİKASINDA KAZAKİSTAN’IN YERİ VE DIŞ

VE GÜVENLİK POLİTİKALARI BAKIMINDAN ÖNEMİ

3.1. Kazakistan’ın Bölgedeki Önemini Artıran Özellikleri…………………………883.1.1.Genel Özellikler……………..……………..………………………….903.1.2.Coğrafi Konum ve Demografik Özellikler……………..……………..963.1.3.Siyasi Yapı……………..……………..……………..………………...983.1.4.Ekonomik Yapı……………..……………..…………………………1053.1.5.Enerji ve Doğal Kaynaklar……………..…………………………….110

Page 6: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

ii

3.2. Kazakistan’ın Dış Politikası ve Bölgedeki Uluslararası Güçlerle İlişkileri…...1173.2.1. Kazakistan Dış Politikasının Genel Özellikleri……………………..1173.2.2. Kazakistan’ın Yeni Dış Politika Konsepti…………………………..1253.2.3.Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği……………..……………………..127

A) Uluslararası Tehditler……………..…………………………….129B) Uluslararası Güvenlik Politikası……………..………………….130C) Milli Güvenlik Stratejisi……………..………………………….131

3.2.4.Bölgesel Entegrasyon Çabaları……………..………………………..1323.3. AB-Kazakistan İlişkileri……………..……………..…………………………137

3.3.1.Bağımsızlık Sonrası İlişkiler……………..…………………………..1373.3.2.Sektörel Anlaşmalar……………..……………..…………………….1403.3.3.AB Mali Yardımları……………..……………..…………………….1433.3.4.AB Projeleri……………..……………..……………..……………...144

3.4. AB Kazakistan İlişkilerinde Stratejik Öncelikler……………..………………1463.5. AB ve Kazakistan İşbirliğinin Sorunları ve Perspektifleri……………………149

SONUÇ……………..……………..……………..……………..…………………155

KAYNAKÇA……………..……………..……………..……………..…………...164

Page 7: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

iii

KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

AGİT : Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı

AET : Avrasya Ekonomik Topluluğu

AGSK : Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği

AGSP : Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası

ASİ : Avrupa Siyasi İşbirliği

BAB : Batı Avrupa Birliği

BDT : Bağımsız Devletler Topluluğu

BM : Birleşmiş Milletler

BTC : Bakü Tiflis Ceyhan

CACO : Central Asian Cooperation Organization

CFSP : Common Foreign and Security Policy

CICA : Conference on Interaction and Cooperation in Central Asia

CNPC : Chinese National Petroleum Company

DCI: Development Coorperation Instrument

DTÖ : Dünya Ticaret Örgütü

EBRD : European Bank for Reconstruction and Development

ECHO : European Commission Humanitarian Office

EurAsEC : Eurasian Economic Community

EU : European Union

IMF : International Monetary Fund

INOGATE : Interstate Oil and Gas Transport to Europe

Page 8: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

iv

İKT : İslam Kalkınma Teşkilatı

KOBİ : Küçük ve Orta Boy İşletmeler

NATO : North Atlantic Treaty Organization

OAİT : Orta Asya İşbirliği Teşkilatı

ODGP : Ortak Dış ve Güvenlik Politikası

OİA : Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması

OPEC : Organization of the Petroleum Exporting Countries

PCA : Partnership and Cooperation Agreement

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

SCO : Shanghai Cooperation Organization

ŞİÖ : Şangay İşbirliği Örgütü

SPECA: UN Special Programme for the Economies of Central Asia

TACIS :Technical Assistance for the Commonwealth of Independent

States

TİKA : Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı

TRACECA : Transport Corridor Europe-Caucasus-Asia

TUPNT : Treaty on Universal Prohibition of Nuclear Tests

Page 9: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

1

GİRİŞ

Avrasya kıtasında Asya ve Avrupa’nın kesişim bölgesinde bulunan ve bu

nedenle stratejik bir öneme sahip olan Orta Asya, yüzyıllardır iki kıtayı bir araya

getirmektedir. Orta Asya ülkelerinden Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan,

Türkmenistan ve Özbekistan ile bağımsızlıklarını kazandıkları dönemden bu yana

çok çeşitli etnik kökenleri içine alan bir anlayış ve bölgeler arası iletişim geliştirerek

siyasi ve ekonomik alanda önemli bir gelişme göstermiştir.

Tarihsel süreç içerisinde çeşitli nedenlerden ötürü her zaman için önemli bir

konumda yer alarak gündemdeki yerini korumuş olan Orta Asya, özellikle Sovyetler

Birliği’nin 1991 yılında yıkılıp tarihe karışmasının ardından dünya konjonktüründe

yaşanan gelişmeler ile birlikte çok daha önemli bir konuma yükselmiştir. 1991

yılının Orta Asya için önemli bir milat olması, bölgenin, bu tarihten itibaren ‘‘büyük

güçler’’in rekabet alanı haline gelmesi ile açıklanabilir. Bu rekabetin aktörleri olarak

büyük güçler şeklinde nitelendirilen ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri ve

Rusya gelmektedir. Bu büyük güçleri, İran, Çin, Hindistan, Pakistan ve Türkiye takip

etmektedir. Bu listede son zamanlara kadar eksik olan bir başka büyük güç, Avrupa

Birliği de yaşanan son gelişmeler ile birlikte Orta Asya’daki rekabete daha etkin bir

şekilde katılmak üzere hazırlanmaya başlamıştır. İki kutuplu uluslararası sistemin

çözülmesiyle ortaya çıkan yeni uluslararası yapılanma ve güçler dengesi tüm dünyayı

etkilediği gibi AB’yi de etkilemiş, Avrupa’nın tehdit ve güvenlik anlayışı yeniden

değerlendirmeye alınmıştır. Avrupa’daki mevcut düzenin korunması için uluslararası

kuruluşların da yeni roller üstlenmesi ve “Yeni Avrupa Düzeni’ni oluşturan

Page 10: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

2

Birleşmiş Milletler (BM),Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT),Kuzey

Atlantik İttifakı (NATO), Avrupa Birliği(AB) ve Avrupa Konseyi’nin işbirliği içinde

çalışma ve yeniden yapılandırılmaları gerekmiştir.1

Berlin Duvarı’nın yıkılma süreci döneminde Avrupa Birliği daha çok

genişleme sürecine yoğunlaştığı için, Orta Asya o dönemde AB’nin gündeminde yer

almamıştır. Bölgenin enerji kaynakları bakımından AB için büyük önemi kavranınca,

AB üyesi ülkeler Orta Asya ile ilgilenmeye başlamışlardır. Kazakistan, Kırgızistan

ve Özbekistan ile imzalanan Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmaları 1999’da yürürlüğe

girmiştir.2 Eski Sovyet Cumhuriyetleri ile imzalanan ortaklık ve işbirliği anlaşmaları,

AB ve ilgili ülkeler arasında gelecekteki ekonomik ve siyasi ilişkilerin gelişiminde

çerçeve anlaşmaları niteliğindedir. Avrupa Birliği’nin Orta Asya Stratejisi, barışçıl,

demokratik ve ekonomik olarak güçlü bir Orta Asya’nın oluşturulması, komşu

ülkelerde barışın korunması ve refahın sağlanmasını amaçlamaktadır.3 Strateji ile

AB, bu ülkelerle olan işbirliğindeki öncelikli alanları belirlemekte, ikili ve bölgesel

işbirliğine dayalı bir yaklaşım getirmektedir. AB’nin Orta Asya için geliştirmiş

olduğu strateji, bölgedeki AB politikalarının genel çerçevesini oluşturmaktadır.

AB’nin bölgeye yönelik ilgisi günümüze kadar üç noktada toplanmıştır ve bu üç

amaç doğrultusunda AB, projeler geliştirmiştir.

Bunlardan birincisi söz konusu bölgenin ekonomik potansiyelidir. Bölgenin

sahip olduğu doğalgaz ve petrol rezervleri AB için büyük bir önem arz etmektedir.

1 Süleyman, Şensoy, Avrupa Birliği – Türkiye Orta Asya’nın çok boyutlu güvenliği, 24.10.2009,http://www.siyasaliletisim.org/suleyman-sensoy-kose-yazileri/189-avrupa-brl-tuerkye-orta-asyanin-cok-boyutlu-guevenl.html

2 European Union, “EU A World Player” Avroope on the move,European Commission Directorate-General for Press and Communication, Manuscript finalised in July 2004. 3 Süleyman, Şensoy,a.g.m.

Page 11: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

3

Özellikle Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz krizi sonrasında enerji

açısından alternatif yollar arayışına gitmek zorunda olduğunu gören AB, bu

kapsamda Orta Asya’yı potansiyel bir enerji alanı olarak da görmektedir. Orta Asya

strateji belgesinde ifade edildiği biçimiyle AB’nin güvenli bir enerji akışını

gerçekleştirmeyi başarmasına yönelik politikalar, tüm bu politikaların ana

çekirdeğini oluşturmaktadır.

AB’nin bölgeye yönelik politikasının ikinci önemli nedeni, güvenlik ve

istikrar arayışıdır ve bu politika Afganistan merkezli yürütülmektedir. Afganistan’da

görev yapmakta olan Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF) kapsamında

bölgede asker bulundurmakta olan AB üyesi ülkeler, bu kapsamda uluslararası

terörizm, radikal dini faaliyetler, uyuşturucu ticareti, insan ve silah kaçakçılığı gibi

tehditleri kaynağında durdurmak istemektedir; böylece hem kendi bölgeleri hem de

dünya genelinde bir tehdit olmaktan çıkarmak istemektedirler.4

Üçüncü ve son önemli sebep ise, AB’nin Orta Asya bölgesini, bölgede etkili

olan diğer bölgesel ve küresel aktörlerle iyi bir işbirliği zemini olarak görmesi

yönündeki algısıdır. Bu aktörlerin başında ABD, Rusya ve Çin gelmektedir.

Özellikle Çin’in dünya çapında bir ekonomik güç olarak rekabet şartlarını

yönlendirmesi, deyim yerindeyse oyunun kurallarını belirleyen role bürünmesi

ABD’nin olduğu kadar AB’nin de gözünü korkutmaktadır. Hatta sadece uzak bir

coğrafyadan göz korkutmanın ötesinde, Afrika gibi AB’nin arka bahçesi olan

bölgelerde de AB’ye alternatif politikalar geliştirerek vahşi pazar kapma yarışının bir

4 Şensoy, a.g.m.,s.3.

Page 12: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

4

numaralı oyuncusu haline gelmesi AB’nin Çin ile rekabette farklı yollar arayışını

hızlandırmış ve Orta Asya jeopolitiğini bir derece daha artırmıştır.5

Geniş bir açıdan bakıldığında farklı yönlerdeki tüm bu politikaların aslında

ortak bir amaca hizmet ettiği ve bu ortak amacın da bölge içinde ve bölgeler arasında

demokratik, şeffaf, istikrarlı ve güvenli bir ortam oluşturarak, enerji transferi gibi ana

konuların huzur içerisinde gerçekleştirilmesinin başarılmasıdır.

Bu nedenle tezin ilk bölümünde öncelikle uluslararası bir aktör olarak AB’nin

Avrupa’daki yeni güvenlik politikaları ve AB’nin ODGP’ sinde Orta Asya’nın yeri

ve öneminin anlaşılması açısından öncelikle ODGP oluşum süreci ve yapısı

incelenmiştir. Sonra da AB’nin genel Orta Asya Strateji’si ele alınmıştır. Ayrıca Orta

Asya Bölgesi’nin AB’nin bölge politikasının oluşumuna temel teşkil eden jeopolitik

konumu incelenmiştir. Bu bölümde AB’nin yeni güvenlik yaklaşımlarının hangi

koşullar altında oluşturulduğunu anlamak için de yeni uluslararası tehditler

tanımlanmıştır.6

Çünkü Çin gibi küresel güç adayı, üstelik nükleer güç sahibi bir ülke bir

tarafında, Rusya gibi eskisi kadar olmasa da bölgede etkisini korumaya çalışan yine

nükleer güç sahibi ve eski gücünü toplamaya çalışan diğer önemli iki büyük ülkenin

çevrelediği Doğu-Batı, Kuzey-Güney geçiş koridorlarının kesişme noktasında

bulunan Orta Asya Bölgesi, birçok jeopolitik teoride “kilit bölge” olarak

5 Şensoy, a.g.m.,s.3-4.6 Evrosoyuz i Tsentralnaya Aziya: Strategiya Novogo Partnerstva (AB ve Orta Asya: Yeni İşbirliğinin

Stratejisi), 23.10.2009, / http: // europa. eu. int/comm

Page 13: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

5

tanımlanmıştır. Aynı zamanda AB, Orta Asya ile karşılıklı ilişkilerini başladığı

zamandan hem günümüze kadar gerçekleşen ve yapılan yani tarihi yöntemle

incelenmiş olan anlaşmaları hem projeleri hem de günümüzde meydana gelen bazı

sorunları bu bölüm kapsamaktadır.

İkinci bölümde AB’nin yeni komşuluk politikası ve ekonomik, siyasi

işbirliğinin ulusüstü mekanizmaları analiz edilerek araştırılmıştır. Orta Asya

Bölgesi’nin jeopolitik önemini bir kat daha artıran sahip olduğu enerji kaynakları

özellikle Hazar Bölgesi’ndeki kaynaklardır. Bu nedenle bu bölümde enerji

kaynakları da kısaca incelenmiştir. Enerji kaynakları konusu başlı başına geniş bir

konu olması nedeniyle bu tezde kaynaklar petrol, doğalgaz, boru hatlarının dışa

açılım güzergahları ve bölge için oldukça önemli olan elektrik enerjisi ile

sınırlandırılmıştır. Bunun için Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra kurulan 5 devlet ve

topraklarının önemli bir kısmı Orta Asya’da bulunan Rusya Federasyonu ile AB

arasında imzalanan Ortaklık Anlaşması, Yeni İpek Yolu olarak tanılan TRACECA

(Transport Corridor Europe-Caucasus-Asia), INOGATE (Interstate Oil and Gas

Transport to Europe) ve TACIS (Technical Assistance to CIS)7 programlarının

uygulamaya konulması, AB’nin Orta Asya’ya Yönelik 2007-2013 Bölgesel Yardım

Stratejisi ve petrol ve doğalgaz bakımından dışa bağımlı olan AB ülkeleri için

AB’nin Orta Asya bölgesinde önemli ekonomik çıkarları, özellikle bölgedeki hem

siyasi hem de ekonomik açısından daha önemli ülkeler ile ilişkisi incelenecektir.

Üçüncü bölümde ise özel olarak Kazakistan’ın AB’nin Orta Asya politikası

açısından öneminin anlaşılması için Kazakistan’ın bölgede değerini artıran

7 Marat Rysbekov, “Kazakistan’ın Avrasya Ekonomik Topluluğundaki Yeri ve Önemi”, Asya-Avrupa Dergisi, Sayı:3, 04 Mart 2006.

Page 14: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

6

özellikleri, Kazakistan’ın dış politikası ve bölgedeki diğer güçlerle ilişkileri ve AB-

Kazakistan ilişkilerinde ortaya çıkan anlaşmalar, projeleri detayla incelenmiştir.

Sonuç bölümünde AB ve Orta Asya, özellikle AB-Kazakistan ilişkilerinde

stratejik önceliklerin neler olduğu ve AB için Kazakistan’ın sahip olduğu hangi

özellikleri nedeniyle diğer Orta Asya ülkelerinden daha ayrıcalıklı bir konuma

sahiptir gibi tezin bütününde cevap aranan soruların genel bir değerlendirmesi

yapılacaktır.

Tezin hazırlanması sırasında genelde İngilizce, Rusça ve Türkçe, Kazakça

ikincil kaynak taraması yapılmıştır. Tezin yazım aşamasında Kazakistan’da

bulunulması ise konuyu Kazakistan’ın, Rusya’nın bakış açısıyla da değerlendiren

kaynaklara erişim olanağı sağlamıştır. Kazakistan Üniversiteleri, Milli Kütüphanesi

ve çeşitli araştırma ve uygulama merkezlerinde araştırma sırasında edinilen

izlenimler Kazakistan’la ilgili genel değerlendirmelerde kişisel gözlem olarak son

bölümde yer almıştır. AB’nin, Türkiye’nin, Rusya’nın ve Orta Asya

Cumhuriyetleri’nin resmi internet sitelerinden resmi stratejiler, politikalar ve konuyla

ilgili anlaşmaların incelenmesi bakımından yararlanılmıştır.

Page 15: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

7

BİRİNCİ BÖLÜM

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK POLİTİKALARININ KAVRAMSAL TEMELLERİ

1.1. AB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası

1.1.1. Uluslararası Bir Aktör olarak AB

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ilk dönemlerde AB’nin Orta Asya

konusundaki stratejileri diğer global güçlerin gerisinde kalmıştır. AB için ABD’nin

ki gibi güçlü bir Orta Asya politikasının varlığından söz edilemez. Bağımsızlığın ilk

yıllarında AB’nin Orta Asya’da öncelikli çıkarları olmaması da buna neden olmuştur.

Bununla birlikte AB bağımsızlıktan bu yana BDT için Teknik Yardım (TACIS)

çerçevesinde yaptığı mali ve teknik yardımlarla bölgenin ekonomik kalkınması ve

demokratikleşmesini desteklemiştir. Bölgeye en çok mali ve teknik yardım AB

tarafından yapılmıştır. Bölge ülkelerinin birçok alanda işbirliğine, desteğe ve bilgiye

ihtiyacı olması, AB’nin desteği ve işbirliğini bu ülkeler için daha da değerli

kılmaktadır.8

11 Eylül saldırıları sonrasında ise AB, Orta Asya’nın kendi istikrar ve

güvenliği için önemini anlamış ve Orta Asya’da istikrarın sürdürülmesi için

ekonomik kalkınma ve demokrasinin geliştirilmesine destek olmayı güvenlikle ilgili

öncelikli politikaları arasına almıştır. Bölgenin öneminin kavranmasını sağlayan

diğer önemli olay ise Rusya’nın neden olduğu enerji krizidir.9 Doğalgazın önemli

kısmını Rusya’dan temin eden AB ülkeleri Rusya’nın enerjiyi tehdit aracı olarak 8 J.Sehring, A.Warkotch, The EU and Central Asia (AB ve Orta Asya), NY:Routledge, 2009, Part 1, s.16. 9 “Rusya’nın devlete ait gaz şirketi Gazprom tarafından yapılan açıklamada, Ukrayna’ya gaz verilmesinin 1 Ocak saat 10.00 itibariyle kesildiği ve 2009’da yeni bir anlaşma yapılmadığı takdirde de, gaz arzının devam etmesine yönelik hiçbir yasal mecburiyet bulunmadığı kaydedildi.”(Rusya Ukrayna’ya verdiği gazı kesti, AB panikte), 02.01.2009, http://www.euractiv.com.tr/enerji/article/rusya-ukraynaya-verdigi-gazi-kesti-ab-panikte-003997

Page 16: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

8

kullanması ihtimaline karşı ve enerji güvenliğini sağlamak açısından kaynak

çeşitliliği arayışına girmişlerdir. Orta Asya Bölgesi zengin Hazar kaynaklarıyla AB

için de iyi bir alternatif oluşturmaktadır. Maastricht Anlaşması ile benimsediği Ortak

Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) çerçevesinde kendi savunma ve güvenlik

sistemlerini oluşturmaya ve uluslararası alanda etkili küresel bir güç olmaya çalışan

AB için Orta Asya Bölgesi’nin istikrarı da çok önemlidir.

AB’yi küresel bir aktör yapan öncelikle ekonomik ve ticari başarısıdır. AB

dünyadaki birçok ülkeyi ve bölgeyi içine alan anlaşmalar ağına ve dünyadaki en

büyük dış ticaret hacmine sahiptir. 5 kıtadaki yardım projelerine ayda 500 milyon

AVRO harcanmaktadır.10

AB, ODGP ile dünya sahnesinde tek bir güç olarak hareket edebilmeyi ve

sonunda da siyasi birlik oluşturmayı arzulamaktadır. Bu kapsamda savunma

yeteneğini geliştirmek için bir güvenlik ve savunma politikası oluşturmaya

çalışmaktadır. AB dünya çapında güvenliğin ve istikrarın sağlanmasına yardım

etmekle kendi sınırları içindeki insanların güvenliğini de sağlamayı hedeflemektedir.

Global aktör olarak AB, 450 milyonluk nüfusuyla (ABD ve Rusya’nın toplam

nüfusundan fazla) dünyanın en büyük hacmine sahiptir ve dünya zenginliğinin dörtte

birini oluşturmaktadır.11 Fakir ülkelere diğer yardım veren kurumlar veya ülkelerin

hepsinden daha fazla yardım yapmaktadır. AB’nin para birimi olan avro, dolardan

sonra uluslararası finansal piyasalarda ikinci sırada gelmektedir. II. Dünya Savaşı

sonrası Avrupa’daki ulusları ve insanları bir araya getirerek daha çok güvenliği ve

10 Bretherton,C.; Vogler,J., The European Union as a Global Actor (Küresel Aktör Olarak AB), NY: Routledge,1999, Part 1.

11 Bozdemir, I., Avrupa Birliği- Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Ekonomik İlişkileri, s.2., 28.10.2009,http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/ead/disticaretgelistirmedb/turk%20cumhuriyetleri/sayfa117.doc

Page 17: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

9

barışı sağlamak amacıyla kurulan AB’nin kurulduğu sırada dünya gücü olmak gibi

bir amacı yoktu. Ancak Birlik genişleyip, sorumlulukları artıkça dünyanın geri kalan

kısmıyla ilişkilerini yeniden düzenlemek durumunda kaldı. Gümrük sınırlarını

kaldırarak, Birlik sınırları içinde daha fakir bölgelerin gelişmesine ve barışçıl bir

işbirliği ortamının oluşmasına yardım etti.12

Birliğin diğer ülkeler ve uluslararası örgütlerle işbirliği içinde çalışması

üyelerin her birine ekonomik gelişme ve istikrar gibi avantajlar sağlamıştır. Birlik

aynı zamanda uluslararası alanda üye ülkelerin yasal ekonomik ve ticari çıkarlarının

en iyi şekilde savunulmasını sağlamıştır.

AB’nin Birlik sınırlarının ötesinde de istikrar ve güvenliğin yaygınlaşmasını

sağlamak hedefi, Birliğin ODGP geliştirmesi gerekliliğini doğurmuştur, böylece

dünyada daha geniş bir alanda istikrar, işbirliği ve uzlaşma için tek bir güç olarak

hareket edebilme olanağına kavuşma çabası ortaya çıkmıştır.

Kırk yıldan fazla süren Soğuk Savaş dönemi dünyayı iki kutba ayırmıştır. Bu

dönemin sona ermesi ise daha karmaşık ve öngörülmesi zor bir dünya düzeninin

ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu da çatışmaların önlenmesi, barışın korunması

ve terörle mücadele gibi konularda AB’nin daha çok müdahil olmasını gerektirmiştir.

AB, Afganistan’ın yeniden yapılanması için 1 milyon AVRO vermiş, 2003 yılında

Balkanlar ve Afrika’da da ODGP çerçevesinde ilk görevlerini yüklenmiştir.13 Daha

geniş bir alanda daha güvenli ve istikrarlı bir dünya yaratmaya çalışmakla AB, kendi

sınırları içinde hayatın daha güvenli hale gelmesine çalışmaktadır.

AB, ülkelerin ortak ekonomik ve politik çıkarlar etrafında nasıl başarıyla

biraraya gelebileceğinin başarılı bir örneği olduğunu göstermiştir. Dünyanın diğer

12 Michael, Gehler, Avrupa, Çev. Özgür Pozan, İstanbul, İnkılap, 2005, s.112.13 Boaz Mark, EU Launches African Clinical Trials Program, IAVI Report-February/ April, 2003.

Page 18: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

10

bölgelerinde birlik oluşturmak isteyen ülkeler için de iyi bir model olmaktadır.

Örneğin Orta Asya Bölgesi’ndeki ülkeler AB’yi bölgede oluşturacakları birlik için

model olarak almaktadırlar. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra

Avrupa’da patlak veren anlaşmazlıklar ve son zamanlarda oldukça gündemde olan

uluslararası terörizm sorunu AB liderlerinin daha etkili bir şekilde ortak hareket etme

gerekliliğini ortaya koymuştur. Son 15 yılda Birlik ekonomik konumundan

faydalanarak uluslararası politik ve güvenlikle ilgili konularda daha fazla rol almak

için yoğun çaba harcamaktadır.14

1990’lı yılların başında AB Avrupa’da güvenlik alanında bir güç olamamıştır.

AB’nin Eski Yugoslavya ve Kosova’da herhangi bir varlık gösterememesi, dış

politikada ortak karar alma ve eylemde bulunma yeteneği olmamasından

kaynaklanmaktadır. Eski Nato Genel Sekreteri Javier Solana’nın Yüksek Temsilcisi

olduğu Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) da bu konuda yeterli güce sahip

değildir. Solana Komisyona değil Konsey’e bağlıdır. Dolayısıyla 25 ülke

bakanlarının ortak çıkarlarını gözeterek dış politika kararları almak oldukça zordur.

Öte yandan AB NATO’dan bağımsız savunma politikaları oluşturmaya çalışsa da

AB’nin güvenliğinin sağlanmasında NATO’nun egemenliği devam etmektedir. 15

AB ekonomik alanda başarılı bir birlik olsa da, Ortak Dış ve Güvenlik

Politikası oluşturmakta pek başarılı değildir, bunun önemli bir nedeni de AB’nin

ODGP mekanizması içinde etkin bir ortak karar mekanizması olmamasıdır. Fransa

ve Almanya’nın diğer üye ülkelerden daha etkin konumda görülmesi, İngiltere’nin

ABD ile birlikte hareket etmesi ve üye ülkelerin ulusal güvenlik ve savunma

14 European Union, “EU A World Player” Avroope on the move,European Commission Directorate-General for Press and Communication, Manuscript finalised in July 2004 15 Michael Gehler, Avrupa, Çev. Özgür Pozan, İstanbul, İnkılap, 2005, s.112.

Page 19: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

11

alanında çok hassasiyet göstermeleri de AB’nin ODGP mekanizmasının işlerlik

kazanmasını güçleştirmektedir.16

AB tarafından güvenlik ve savunma alanında yakın tarihe kadar bir karar

alınmamıştır. Nice ve Amsterdam Anlaşmaları ile ODGP’nin eksik yönleri giderilip

daha etkili olması için kararlar alınmışsa da, AB’nin Yugoslavya’da ve son olarak da

Irak krizi gibi fiili olarak yaşanan sorunlarda bir varlık gösterememesi global bir güç

olarak uluslararası alanda henüz yeterince etkin olmadığını göstermektedir. Gerçek

bir global güç olabilmesi için ODGP’nin etkinliğinin artırılması ve AB’nin askeri

yaptırım gücünün de olması gerekir. Dolayısıyla ODGP, her zaman NATO’nun

gölgesinde kalmaktadır. Yeni katılan ülkelerle üye sayısı da artan AB’nin siyasi

birliğini oluşturması daha da güçleşmiştir. AB üye ülkelerinin kendi dış politikalarını

oluşturma hakkından feragat edip görüş birliğini oluşturması ve ortak hareket

edebilmelerinin güçlüğü, ODGP için aşılması gereken en temel sorundur. Ancak

siyasi olarak güçlü ve etkili bir ODGP’ye sahip AB, ABD karşısında önemli bir

denge unsuru olabilecektir. Doğu Blok’unun çökmesiyle başlayan uluslararası

değişimler, AB’yi de etkilemiş ve dünya çapında bir rol almaya zorlamıştır. Sadece

ekonomik birlik olarak varlık göstermenin artık yetmediği anlaşılmış, siyasi olarak

da işbirliği ve tek bir güç olarak hareket edebilme gerekliliği doğmuştur. Bunu

sağlayacak olan da ortak bir dış ve güvenlik politikasıdır.

Aslında savunma anlamındaki ilk girişim Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu

(AKÇT)’nun imzalandığı 1951 tarihinden bile önce 1950 yılında “Pleven Planı” adı

altında ortak bir Avrupa Ordusu ve Avrupa Savunma Topluluğu kurulması için

16 Halil Bilecen, "Maastricht Antlaşması’ndan Günümüze Avrupa Birliği Ortak Dış ve Güvenlik Politikası", UHP, C.1, Sayı: 1-2, 2005 Kış-Bahar, s. 1-34.

Page 20: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

12

yapılan çalışmalardır.17 Ancak uzun yıllar etkisi sürebilecek olan bu plan, 30 Ağustos

1954’te Fransız Parlamentosu’nun vetosu nedeniyle işler hale gelememiştir.18

Avrupa için o dönemde ekonomik ve demokratik yapıların kurulması için savaşın

neden olduğu hasarların ortadan kaldırılması her şeyden öncelikliydi. İç piyasaların

oluşması ve parasal birliğin sağlanması için federal bir yapının gerekmediği

düşünülüyor, politik işbirliği ve egemenlik haklarının kısmen devredilmesi yeterli

görülüyordu.19

Öte yandan 1960’lı yıllarda yaşanan ekonomik bütünleşme ile ilgili

gelişmeler “Altıları” siyasal alanda topluluk çatısı altında olmasa bile hükümetler

arası boyutta işbirliğine zorlamıştır. Avrupa Siyasi İşbirliği (ASİ) Projesinin

oluşmasına neden olan 27 Ekim 1970’deki “Davignon Raporu” ile ilk defa üye

devletlerin dış politika alanında eşgüdüm sağlanması hedeflenmiştir.20 Ancak bu

rapor 1 Temmuz 1987’de yürürlüğe giren Tek Avrupa Senedi (ATS) ile AT’ye dâhil

edilmiş ve kurumsallaşmıştır. Bu girişim AT ülkelerinin dış politikada ortak bir

tutum içinde hareket etmelerini sağlayamasa da ODGP’nin temelini oluşturduğu

söylenebilir. ATS ile amaçlanan hedeflerin çoğu hayata geçirilmiş ve AB ekonomik

olarak küresel bir güç olma yolunda önemli adımlar atmıştır. 1990’lı yıllarda yaşanan

gelişmeler, özellikle Doğu Bloğunun çökmesi sonucunda ise Birliğin ortak bir dış ve

güvenlik politika oluşturması kaçınılmaz olmuştur.21

1.1.2. Yeni Uluslararası Tehditler ve AB

17 Derek W.Urwin, The Community of Europe: A History of European Integration since 1945, Longman, 1995, p.18. 18 Gehler, a.g.e.,s.51-52.19 Gehler, a.g.e.,s.51.20 Mehmet Özcan, “AB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası”,Turkishweekly,29 Ekim 2004,http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=18#_ftnref12#_ftnref12

21 Özcan, a.g.m.

Page 21: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

13

1 Kasım 1993’de yürürlüğe giren Maastricht Anlaşması’nda Avrupa

Topluluğu(AT), Avrupa Birliği (AB) olmuştur. AB’nin dayandığı üç sütundan biri

(II. sütun) Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) olmuştur. Avrupa Siyasi

İşbirliği(ASİ)’nin yerini ODGP almıştır. ASİ çerçevesinde tek taraflı olarak özgürce

hareket edebilen üye ülkelerden artık “bağlılık” ve “karşılıklı dayanışma” ilkelerine

göre sistematik bir işbirliği içinde hareket etmeleri beklenmekteydi. Maastricht

Anlaşması ODGP’nin amaçlarını dile getirmekle kalmamış, aynı zamanda, ODGP

için çeşitli uygulama araçlarını (ortak tutum, ortak eylem ve ortak karar) da ortaya

koymuştur.

Zaman içinde ise Maastricht Anlaşması ile oluşturulan ODGP özellikle

Avrupa’da meydana gelen uluslararası anlaşmazlıklarda etkin olmaması nedeniyle

çok eleştirilmiştir. Bosna, Kosova ve Irak krizi gibi daha da artırılabilecek örneklerde

AB’nin dış politika ve savunma alanında ortak ve etkili bir tutum alamaması

ODGP’de ciddi değişiklik ve düzenlemeler yapılmasını kaçınılmaz hale getirmiştir.

Dolayısıyla 1 Mayıs 1999’da yürürlüğe giren Amsterdam Anlaşması22 ile ODGP’de

bir takım yenilikler yapılmıştır. Öncelikle ODGP’nin uygulama araçları (ortak

strateji vs.) çeşitlendirilmiş ve kullanım kuralları belirlenmiştir. Bu anlaşma ile

yapılan önemli bir değişiklik de ODGP’nin amacına uygun şekilde yürütülmesi

amacıyla Yüksek Temsilci atanmasıdır. Bir nevi Birliğin Dışişleri Bakanı olarak

hareket edecek olan Yüksek Temsilcilik görevine NATO Genel Sekreteri Javier

Solana Madariaga Ekim 1999’da beş yıllığına getirilmiştir. Bu Anlaşma ile bir de

“Ortak Planlama ve Analiz Birimi” oluşturulmuştur. Diğer bir değişiklik de Birliğin

görev alanındaki genişlemedir. Amsterdam Anlaşması ile AB’nin savunma ve

22 Treaty of Amsterdam, Official Journal C 340 of 10 November 1997.

Page 22: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

14

güvenlik politikalarına “insani amaçlı barış faaliyetleri”, “kriz yönetimi” ve “dış

sınırların korunması” gibi unsurlar eklenmiştir.

Ancak karar alma yapısında bazı iyileştirilmelere gidilse de oybirliği ilkesinin

hala birçok konuda geçerliliğini korumakta olması, etkin bir dış politika

oluşturulmasına engel olmaktadır. Bu sebeple ODGP’nin içeriği ve uygulama

alanında yapılan değişikliklere rağmen, etkinliği ve uygulanabilirliliği tam olarak

sağlanamamıştır. Bu durum ise, AB üyesi ülkeleri Maastricht Anlaşması’ndan

itibaren daha çok sivil inisiyatifler ile yürütülen ODGP kapsamında yeni bir savunma

ve güvenlik yapılanması arayışına itmiştir.

Bu konuda hukuki bir revizyonun gerekliliğini gören AB, Nice’de yapılan

AB Zirvesi’nde ODGP’nin uygulanabilirliği için yeni kararlar almıştır. 26 Şubat

2001’de imzalanan Nice anlaşması ile Batı Avrupa Birliğinin23 (BAB) kriz yönetimi

işlevleri AB’ye dahil edilmiştir. AB’nin askeri kapasitesinin geliştirilmesi, daimi,

siyasal ve askeri yapıların kurulması gibi kararlar da Birliğin ODGP’sı açısından

olumlu gelişmelerdir. Nice Anlaşması ayrıca Birliğin bütünü olarak karar alıp

amaçlarını gerçekleştirmenin zor olduğu durumlarda üye devletler (en az sekiz üye

devlet) kendi aralarında artırılmış işbirliği kurabilirler hükmünü içermektedir.24

Soğuk Savaş döneminde ABD’ye olan gereksinim nedeniyle AB’nin

savunma politikasını sağlayacak olan BAB gelişmemiş ve NATO’nun gölgesinde

kalmıştır. Ancak Soğuk Savaş sonrası Avrupa’da Amerikan varlığının azalma

23 Batı Avrupa Birliği (Western European Union, WEU), yarı etkin bir Avrupa güvenlik ve savunma örgütüdür. 17 Mart 1948 tarihinde imzalanan Brüksel Antlaşması’yla birlikte kurulmuş ve 1954 yılında İtalya ile Batı Almanya’nın katılımlarıyla büyümüştür. (http://www.main-board.eu/siyaset-bilimi/256126-bati-avrupa-birligi-bab.html)24 Halil Bilecen, "Maastricht Antlaşması’ndan Günümüze Avrupa Birliği Ortak Dış ve Güvenlik Politikası", UHP, C.1, Sayı : 1-2, 2005 Kış-Bahar, s. 1-34.

Page 23: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

15

tehlikesi AB’yi kendi savunma ve güvenlik kimliğini oluşturma konusunda arayışlara

itmiştir.

ABD Avrupa savunmasına ayrılan kaynaktan rahatsızdır, savunmaya yılda

165 milyar dolar harcayan AB’nin, ABD’nin yıllık savunmasının %60’ı olan bu

tutarla NATO’dan bağımsız bir örgütlenme ile güvenlik alanında başarılı olması güç

görünmektedir. ABD’yi destekler nitelikteki İngiliz politikası ve bağımsız bir

Avrupa savunmasından yana olan Fransız görüşünün aksine, savunmaya diğer

ülkelerden daha az kaynak ayıran Almanya yine NATO’nun şemsiyesi altında AGSP

geliştirilmesinden yanadır.25 AB’nin güvenlik ve savunma alanındaki arayışları

1999’da gerçekleştirilen Köln ve Helsinki Zirve’lerinde de sürmüş ve Avrupa

Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) bu şekilde ortaya çıkmıştır. Aslında

AGSP’nin temeli İngiltere ve Fransa’nın 4 Aralık 1998 tarihinde Saint –Malo

zirvesinde atılmıştır. 1997’de imzalanan Amsterdam Anlaşması Avrupa Güvenlik ve

Savunma Politikasını (AGSP) hayata geçirme hedeflerini ortak bir deklarasyonla

açıklamıştır. Bu deklarasyonda ilk defa Birliğin uluslararası krizlere müdahale

edebilmek için otonom eylem kapasitesine sahip askeri güçle desteklenmiş

operasyonel birim oluşturmasının gerekliliği belirtilmiştir. 26

Haziran 1999’ da gerçekleştirilen Köln Zirvesi’nde daha önce Batı Avrupa

Birliği (BAB)’ne ait olan Petersberg görevleri (insani yardım, kurtarma, barışı

koruma ve kriz yönetiminde muharebe kuvveti) olarak adlandırılan BAB’ın kriz

yönetimine ilişkin görevlerinin 2000 yılında AGSP’ye dâhil edilmesi kararlaştırılmış

ve AB’nin askeri yapılanmasına (küçük de olsa) ilişkin çeşitli komitelerin kurulması

kararlaştırılmıştır. Birbirini izleyen Avrupa zirveleri de (Helsinki, Feira ve Nice) BM 25 Kamer Kasım, Nato’ya ve ABD-AB İlişkilerine Etkisi Bakımından Ortak Avrupa Dış veGüvenlik Politikası,,2002, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, C.1,Sayı: 2, Bahar, 2002,s.87–89.26 Bilecen,a.g.e.,s.5-8.

Page 24: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

16

ilkelerine uygun, BM Güvenlik Konseyi yetkilerini tanıyarak, Birliğe uluslararası

kriz yönetiminde özerk eylem kapasitesi kazandırma isteğini gerçekleştirmek için

somut adımlar atılmasına vesile olmuştur.27

Aralık 1999’da gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi’nde ise askeri kabiliyetler

bakımından ana hedefler belirlenmiştir. Bu hedefler; 2003 yılına kadar Petersberg

görevlerinin tamamını gerçekleştirebilecek kapasitede 60 gün içinde kriz bölgesine

konuşlandırılabilecek ve bir yıl kadar orada idame ettirilme niteliğine sahip 60 bin

kişilik Acil Müdahale Gücü’nün kurulmasına karar verilmiştir. Bu zirvede ayrıca kriz

durumunda Konsey içinde politik kontrol ve stratejik yönlendirme yapacak Politik ve

Güvenlik Komitesi ve bir Askeri Komite oluşturulmasına karar verilmiştir.

2000’deki Feira Zirvesi’nde28 ise dört öncelikli alanda kriz yönetiminin sivil

taraflarını geliştirmeye karar vermiştir. Bunlar polis, hukukun üstünlüğünün

güçlendirilmesi, sivil yönetimin güçlendirilmesi ve sivil korumadır. Polis hizmeti

için konulan hedeflerin uygulanması için üye ülkelerin kriz yönetiminde

kullanılabilecek şekilde, 5 bin kişilik bir polis gücü oluşturmaları ve bunların içinden

1000 kişiyi 30 günden daha kısa bir sürede yerleştirebilmesi öngörülmüştür. Aralık

2001’de yapılan Leaken Zirvesi’nde AB’nin kriz yönetimi operasyonlarını

uygulayabilecek duruma geldiğini duyurulmuştur. AB üyesi olmayan NATO üyesi

ülkelerin AB Acil Müdahale gücüne katılımları konusundaki belirsizlik 2002 Brüksel

Zirvesi’nde düzeltilmiştir. Ayrıca bu zirvede AGSP’nin hiçbir koşulda NATO

müttefiki bir ülkeye karşı kullanılmayacağı, NATO askeri kriz yönetiminde AB üye

ülkelerine karşı eyleme geçemeyeceği kararlaştırılmıştır.29 Mayıs 2003’de AB, Acil

27 Özcan, a.g.m.28 Presidency Conclusions, Feira European Council, 19–20 June 2000, http://ue.eu.int/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/00200-r1.en0.htm, 24 Şubat 2006.29 Özcan, a.g.m.

Page 25: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

17

Müdahale Gücü’nün operasyonel hale geldiğini ilan etmiştir. 1 Şubat 2003’de

yürürlüğe giren Nice Anlaşması30 ile de BAB’ın AB içindeki görevleriyle ilgili

maddeler AB Anlaşması’ndan çıkarılmıştır. ODGP ile ilgili olarak çoğunluk sistemi

ile karar alınan alanlar genişletilmiştir.

1999 yılından itibaren AB’nin AGSP oluşturma çabası çerçevesinde

“NATO’nun askeri imkân ve yeteneklerinden yararlanma talebi” NATO ile AB

işbirliği ve dayanışmasını zorunlu kılmıştır. Bunun ilk görüldüğü tarih Haziran 1996

NATO Bakanlar Konseyi’nin Berlin toplantısıdır. Bu toplantıda NATO içinde bir

AGSK’nin geliştirilmesine karar verilmiştir. Savunma konusundaki AB NATO

etkileşimindeki en önemli sorunu, bu yeni oluşumun AB üyesi olmayan NATO

müttefiki ülkeler ve NATO’nun genel misyonuna olan etkisi oluşturuyordu. AB ile

NATO arasında konuya ilişkin anlaşmaya ise 16 Aralık 2002’de varılmıştır. Bu yeni

düzenleme ile AB’nin düzenleyeceği harekâtlarda NATO’nun planlama ve lojistik

imkânlarından yararlanılması kararlaştırılmıştır.31

AB’nin AGSP için yaptığı tüm bu çalışmalar ve gelişmelerin ışığında son

yıllarda uluslararası krizlerde kendi askeri ve güvenlik gücü ve politikaları dahilinde

dünyanın çeşitli yerlerinde görevler almaya başlamıştır.

11 Mart 2003’te ise Avrupa Komisyonun yayımladığı, Avrupa Komşu

Ülkeler Politikası’nın temel prensiplerini ortaya koyan “Daha Geniş Avrupa ve

Komşuluk: Doğu ve Güneydeki Komşularımızla İlişkilerimizin Yeni Çerçevesi”32

adlı bir belge ile genişleme sonrası AB’yi çevreleyecek ülkeleri kapsayan Belge

30 Treaty of Nice, Official Journal C 80 of 10 March 2001.31 NATO-EU Declaration on ESDP, 16 December 2002, http://www.Europea-euun.org/articles/en/article_1871_en.htm, 21 Şubat 2006.32 Commission of the European Communities, Wider Avroope-Neighbourhood: A Framework for Relations with our Eastern and Southern Neighbours, Communication from the Commission, Brussels, 11 Mart 2003, COM (2003), 104 final.

Page 26: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

18

AB’nin komşu ülkelerle ilişkileri yeniden şekillendirme zorunluluğunun birinci

öncelikleri arasında olduğunu gösteriyordu. AB’nin küresel ve bölgesel bir güç olma

arayışı “Daha İyi bir Dünyada Güvenli Avrupa” başlıklı rapora dayalı “Daha İyi bir

Dünyada Güvenli Avrupa: Avrupa Güvenlik Stratejisi”nin kabul edilmesi ile

pekiştirilmişti.33

Öte yandan 29 Ekim 2004’de son şeklini alan ancak Fransa ve Hollanda’daki

referandumlar sonucu yürürlüğe giremeyen AB Anayasası da, ODGP’ye ilişkin bir

takım önemli değişiklikler ortaya koyuyordu. Anayasada ODGP, dış politikanın tüm

alanlarını kapsıyor ve üye ülkeler arasında tedrici bir geçişle ortak bir savunma

politikasının oluşumunu öngörüyordu. Tüm bu gelişmeler ve yeni savunma ve

güvenlik mekanizmalarına rağmen, aslında AB’nin ne dış politika alanında üye

ülkeler arasındaki politikaları uyumlaştırma ve ortak kararlara alabilme ne de tam

anlamıyla işleyen ODGP oluşturma çabaları sonuç vermiştir.

Ancak AB’nin genişlemesiyle oluşan yeni sınırlar, AB’yi genişleme dışında

kalan bölgelerden gelebilecek tehditlere karşı da harekete geçmek ve yeni politikalar

üretmek zorunda bırakacaktır. Bununla birlikte yeni güvenlik stratejileri kapsamında

tanımlanan yeni güvenlik alanları; askeri, siyasal, ekonomik, çevresel, teknolojik ve

toplumsal güvenliktir. Yeni tehditlerin34 askeri boyutu azdır, daha çok

küreselleşmenin yol açtığı ulusal toprak ve vatan kavramlarını da aşan küresel

tehditler bu yeni güvenlik boyutunu ortaya çıkarmıştır. Güvenlik kavramının

33 “Actor and the Role of Interregionalism”, European Foreign Affairs Review, 10 (4), 2005, s.535–552.34 Yeni tehditler kavramı, güvenlik kavramının yeniden tanımlanmasında olduğu gibi ve hatta ondan da yaygın bir biçimde 90’lı yıllar boyunca fazlasıyla kullanılır olmuştur. “Yeni karşılıklı bağımlılıklar”, “olumsuz karşılıklı etkileşimler”, “enlemesine tehditler”, “Stratejik nitelikteki aseri olmayan tehditler” gibi anlamlara sahiptir. /Dedeoğlu, Beril, Dünden Bugüne Avrupa Birliği, Boyut Kitapları:İstanbul, 2003, s.422./

Page 27: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

19

tanımındaki diğer bir değişiklik de tehdit kavramının yanında daha genel bir kavram

olan risk kavramının daha ağırlıklı olarak yer almasıdır.

AB açısından önemli olan bu yeni tehditlerin en başında terörizm

gelmektedir. Devletler ve toplumların en temel tehdidi olarak değerlendirilen

terörizm, demokrasilerin en temel istikrarsızlık nedeni olarak da

değerlendirilmektedir. Terörizmin tam bir tanımını yapmak da zordur. 21. yüzyılın

arifesinde azgelişmiş dünya artan nüfusla birlikte milliyetçi ve dinsel uyanışlar

sonucu aşırı davalar için harekete geçen terörist gruplara şahit olacaktır.

Diğer önemli tehdit ise organize suçlardır. Bu da oldukça esnek bir

kavramdır. Uluslararası suç örgütlerinin silah, nükleer madde, uyuşturucu, organ

kaçakçılığı, insan kaçakçılığı gibi yasadışı faaliyetlerini ulusal sınırlara ilişkin endişe

taşımadan yürütmeleri organize suç olarak tanımlanmaktadır. IMF kaynaklarına göre

yasa dışı faaliyetlerden elde edilen yıllık gelir yılda 3000 milyar franka ulaşmıştır.

Mafyanın hakim olduğu klasik ülkelerin doğu ve güneydeki yeni taraftarları ile

işbirliği yapmaları sonucu birçok ülkede etkili oldukları söylenmektedir. Uyuşturucu

trafiği de önemli tehditler arasındadır. Yıllık uyuşturucu ticaretine ilişkin rakamlar

300 ile 500 milyar dolar gibi rakamlarla ifade edilmektedir.35

İktisatçı Pierre Moussa’ya göre güneyden kuzeye ihracatın en önemli kalemi

olan uyuşturucunun, üretim, işleme ve satış aşamalarında elde edilen yüksek karlılık

son yıllarda üretimdeki artışının da nedenidir.36 Yasadışı üretim yapan ülkeler

Afganistan, İran, Pakistan (Altın Kavşak), Birmanya, Laos, Tayvan (Altın üçgen)

35 2006 Avrupa Uyuşturucu Raporu, Yasa Dışı Uyuşturucu Ticareti, http://www.karapara.gen.tr/tipolojiler/Yasa%20D%C4%B1%C5%9F%C4%B1%20Uyu%C5%9Fturucu%20Ticareti.doc36 Pierre Moussa, Caliban Naufrage ,Les Relations Nord-Sud a la fin du XX éme siecle,Fayard, Paris,1994,s.101.,(Aktaran Esra Çayhan, “The European Union’s Central Asia Strategy”, Ahmet Yesevi Üniversitesi Bilig Dergisi,Sayı: Bilig 26-Yaz 2003. )

Page 28: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

20

grubudur. Son zamanlarda Meksika, Çin, Vietnam, Kolombiya ve Orta Asya

ülkelerinde de artan bir üretim görülmektedir.

Uyuşturucu trafiğinin güneyden kuzeye önemli bir güzergahı da Orta Asya

Bölgesi’nden Rusya’ya ulaşmaktadır. Avrupa’yı korkutan ve tehdit olarak algıladığı

diğer bir olgu da uluslararası göçtür. İstikrarsızlığa doğrudan neden olan bir olgu

olmamasına rağmen kitleler halinde gelip Avrupa’yı istila edebilecek göçmenler

resmi olarak bir risk olarak tanımlanmaktadır. Başlangıçta Avrupa bütünleşmesi

güvenlik konusunu dikkate almamıştır. 1990’lı yıllarda terör, uyuşturucu ile

mücadele, sınır denetimi gibi stratejik konuları içeren iç güvenlik kavramı ortaya

çıkmıştır. Bu yeni tehditler karşısında Avrupa’nın en etkili polis kuruluşu olan

Avrupa Polis Teşkilatı (EUROPOL) oluşturulmuştur.

Çift kutuplu sistemin sona ermesiyle Doğu-Batı ideolojik çatışmasına

endeksli güvenlik ve savunma anlayışlarına sahip askerler, siyasetçiler, silah

üreticileri, gazeteciler, akademisyenler ve uzmanlar yön çizelgelerini yitirmiş ve yeni

tehdit arayışlarına yönelmişlerdir Doğu-Batı karşıtlığının yerine Kuzey-Güney

karşıtlığı ve radikal İslam tehdidi konulmaya başlanmıştır. AB de bu gelişmelerden

etkilenerek Avrupa güvenliği için yeni hukuksal kanallar oluşturmaya

çalışmaktadır.37

37 Philippe Marchesin, “Yeni Tehditler” Karşısında Avrupa”, Çev. Beril Dedeoğlu, Dünden Bugüne Avrupa Birliği, Der. Beril Dedeoğlu, Boyut Kitapları, Ekim 2003,s.421-433.

Page 29: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

21

1.1.3. Avrupa’daki Yeni Güvenlik Yaklaşımları ve AB’nin Ortak Dış ve

Güvenlik Politikasında Orta Asya’nın Yeri

AB başlangıçta Orta Asya’yı, NATO’nun genişlemesi, nükleer gücün

kontrolü ve silahsızlanma gibi bölgedeki tüm sorunları Batı’nın güvenliği ve

BDT’nin jeo-stratejisi genel çerçevesi içinde değerlendirmiştir. 38

Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle askeri tehdidin ortadan kalkması AB’de

güvenlik konusunun yeniden sorgulanmasına neden olmuştur. 39 Dışarıdan gelen bir

saldırıya yönelik sınırları savunmayı içeren eski güvenlik kavramının yerini

transnasyonalizasyon denilen ulusların dışında gelişen olgulardaki artış nedeniyle

güvenlik kavramı genişlemiştir, güvenlik artık sadece ulusal güvenlikle sınırlı

kalmamakta iç ve dış güvenlik kavramları içice girmektedir.40 AB, bu dönemde

güvenlik stratejisini artık sınırların savunulması değil sınır ötesindeki menfaatlerin

korunması olarak değiştirmiş ve bu bağlamda Orta Asya’da oluşabilecek

istikrarsızlığın kendi güvenliği için de tehdit olabileceğini algılamaya başlamıştır.

1995 yılında AB’nin, BDT’ye TACIS kapsamında yapılan yardımı artırmaya karar

vermedeki amacı, ekonomik modernleşme, ekonomik ve politik reformların

desteklenmesi ve bu sayede AB politikasının esas amacı olan güvenlik ve istikrarı

sağlamaktır. AB istikrarı sağlamak için ABD’nin aksine ekonomi, finans ve politik

alanlarını da kapsayan çok yanlı bir politika izlemeyi tercih etmiştir. ABD’nin

güvenlik stratejisinin esas önceliği ise BDT’den kaynaklanabilecek her türlü askeri

38 Laumulin, Murat, The Security, Foreign Policy and International Relationship of Kazakhstan After Independence: 1991-2001 (Bağımsızlık Sonrası Kazakistan’ın Güvenliği, Dış Politikası ve Uluslararası İlişkileri: 1991-2001), Almaty, 2002., s.212. 39 Acar, Cemal, Soğuk Savaş Dönemi-Süper Güçlerin Hakimiyet Kavgası, Mm Yayıncılık, AnkaraBasım: 1991, s.20. 40 Laumulin, a.g.e., s.77-79.

Page 30: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

22

ve politik tehdidi yerinde yok etmek ve uzaklaştırmaktır.41 AB ise ABD’ye göre daha

yumuşak bir politika izlemektedir.

İki kutuplu sistemin çözülmesi ile ABD dünyanın tek süper gücü durumuna

gelmiştir. Bununla birlikte 21.yüzyıl çok kutuplu bir sisteme doğru gitmektedir.

Değişen dünya dengeleri sonucu 21. yüzyılda güvenlik konseptine askeri boyutun

yanında siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik boyutlar da eklenmiştir. Uluslararası

güvenlik kavramının öncelikleri ise; uluslararası terörizmle mücadele,

demokratikleşme ve ekonomik kalkınma olmuştur. Stratejik güvenlik konsepti ise

sınırların korunması değil sınır ötesi menfaatlerin korunması olarak değişmiştir.

Olumsuz gelişmelerin ve çatışmaların oluşmadan önlenmesi ve yerinde çözülmesi

söz konusu strateji kapsamındadır.42

Orta Asya Bölgesi’nin AB için önemi de bu strateji kapsamında

değerlendirilmektedir. Soğuk Savaş sonrası AB için doğrudan nükleer güç ve

uluslararası terörizmden başka tehdit kalmamıştır. Bu dönemde de AB’nin güvenlik

arayışları NATO ile ilişkileri çerçevesinde sürmektedir.

Soğuk Savaş’ın sonucu Avrupa’nın bölünmüşlüğü de ortadan kalkmış fakat

bu sefer de milliyetçilik, organize suç, uluslararası terörizm, kitle imha silahın

artması genel güvenlik ve barış ortamını tehdit etmeye başlamıştır.

Yeni Avrupa yapılanması çerçevesinde oluşturulan ODGP kapsamında BDT

ile ilişkiler ayrı bir önem taşımaktadır. Bu ülkelerle bütünleşme öngörülmediği için

AB’nin bu ülkelerdeki yaptırım gücü kısıtlı kalmaktadır. AB yeni güvenlik

stratejisinde Orta Asya’daki istikrarsızlığın AB’yi de tehdit edeceği görüşünü

41 Laumulin, a.g.e.,s.77-79.42 Hasret Çomak, Avrupa’da Yeni Güvenlik Anlayışları ve Türkiye, İstanbul, Tasam Yayınları, Ekim 2005, s.11.

Page 31: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

23

benimsenmiştir. İstikrarı sağlamak ve korumak için izlenecek politikalarda öncelikli

olan bu ülkelerde demokratikleşme ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesidir.

Uluslararası sistemde ise güvenlik politik garantilere dayanmaktadır. Bu

bağlamda Avrupa’nın güvenliğini tehdit eden tüm faktörleri içeren geniş çaplı bir

güvenlik kavramına ihtiyacı vardır.

Varşova Paktı’nın ortadan kalkması NATO’nun kuvvet yapısında önemli

indirimler ve stratejilerinde önemli değişiklikler yapmasına neden olmuştur. Ayrıca

yeni ve alan dışı görevler getirilmiştir. Bunlar BM, AGİT ve AB ile yakın çalışma

ilişkileri geliştirmek, yeni askeri komuta ve kuvvet yapıları oluşturmaktır. AGİT

özellikle 11 Eylül’den sonra bölgedeki güvenliği artırma çalışmalarına aktif olarak

katılmıştır. AGİT Orta Asya’da temel hukuk ve demokrasi gibi değerlerin yerleşmesi

için de ciddi çabalar göstermiştir. Bu da demokratik kurumların yerleşmesinde

başarılı sonuçlar doğurmuştur. Uzun vadede bölgede istikrarı sağlayacak ana unsur

demokratik kurumların yerleşmesi olduğundan AGİT bunu sağlayacak donanıma

sahiptir. AB de AGİT’in bölgedeki gücünü daha da artırmak için desteklemektedir.

Son on yılda AB ve AGİT’in bölge üzerinde ve içindeki politikalarında önemli

işbirliği seviyelerine ulaşılmıştır. AGİT’in İnsan Hakları Ofisi ve Demokrasi

Kurumları’nın projelerinin yarısı AB fonlarından karşılanmıştır. Bu konudaki AB-

AGİT ortak projelerine 850.000 AVRO kaynak sağlanmıştır. Bölgede koordine ve

birbirini tamamlayan ortak çalışmalar iki tarafın da gücünü daha da artırmasını

sağlayacaktır.43

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla tek kutuplu hale gelen uluslararası sistemin

gelecekte çok kutuplu sisteme dönüşeceği öngörülmektedir.44 Bu yeni sistemde etkili

43 Avrupa Topluluğu, http://ec.Europea.eu/comm/external_relations/ceeca/index.htm, 12 Mayıs 2006.44 Çomak, a.g.e., 11-13.

Page 32: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

24

olacak yeni global güçlerin başında ise AB ve Çin gelmektedir. Rusya’nın da bu yeni

sistemde bir denge unsuru olarak yer alacağı öngörülmektedir. Rusya’nın bölgede

yeniden nüfuzunu artırma çalışmaları ve Rusya Çin yakınlaşması yakın dönemdeki

mücadelenin ilk işaretleri olarak sayılabilir. 21 yüzyılda Avrupa güvenlik yapısı

oluşturulmasında BDT ve dolayısıyla Orta Asya’nın konumu çok önemlidir.

BDT ülkelerindeki geleceğin belirsizliği ve istikrarsızlık potansiyeli

nedeniyle AB ve NATO güvenlik ve savunma ile ilgili yapılanmalarını oluştururken

bu bölgedeki gelişmeler dikkatle gözlenmeli ve dikkate alınmalıdır. AB’nin

bütünleşmesi ve hür bir Avrupa BDT ülkelerinin Avrupa ile sağlıklı bir şekilde

kaynaşmalarıyla mümkün olabilecektir.

1.1.4 Orta Asya’nın Jeo-Politik Önemi

Orta Asya jeopolitik yapısını belirleyen ana unsurların başında küresel güce

sahip ABD, Rusya, Çin ve AB gibi uluslararası aktörlerin birbirleri ve Orta Asya

ülkeleri ile olan ilişkileri gelmektedir.45

Jeopolitik kavramının kurucusu sayılan Sir Halford John Mackinder'in

"merkez bölge" (heartland) olarak adlandırdığı Doğu Sibirya ile Volga havzası

arasında uzanan ve Orta Asya'yı da içeren geniş ova "dünya adasını"

denetleyebilmek için mutlaka elde tutulması gereken bir bölgeydi.46

Mackinder bu görüşünü "Doğu Avrupa'ya egemen olan Merkez Bölgeyi

denetler. Merkez Bölgeye egemen olan Dünya Adasını denetler. Dünya Adasına

egemen olan dünyayı denetler" sözleriyle belirtmişti. 1948'de ABD Ulusal Güvenlik

45 Laumulin, M., Tsentralnaya Aziya v zarubejnoy politologyi i mirovoy geopolitike(Dış Siyaset Bilimi ve Dünya Siyasetinde Orta Asya), Cilt 1, KİSİ, Almatı,2005.46 Tsentralnaya Aziya do I posle 11 Sentiyabriya: geopolitika I bezopastnost' (11 Eylül Öncesi ve Sonrası: jeopolitika ve güvenlik), Almaty: KISI, 2002, s.209.

Page 33: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

25

Konseyi'nin hazırladığı ilk raporlardan birinde, Sovyetler Birliği'nin tüm Avrasya

Bölgesine hakim olmasının ABD açısından kabul edilemez olduğunu ve

Mackinder'in Merkez Bölge olarak adlandırdığı toprakların Sovyetler Birliği'nin

egemenliğinde olduğu bir ortamda yapılması gerekenin, bu bölgeye kenar teşkil eden

bölgelerin ABD tarafından denetlenmesinin hayati olduğunun altı çizilmekteydi.

1950’de ABD Başkanı Harry Truman tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Ulusal

Güvenlik Konseyi'nin 68 numaralı kararı ile "uluslararası komünizmin çevrelenmesi"

ABD'nin başlıca dış politika önceliği haline gelmiştir.47

Dünyada, 1990’lı yılların başından itibaren yeni bir siyasal atmosfer

şekillenmektedir. Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle, yeni siyasal aktörler, yeni

güç ilişkileri, yeni çıkar çatışmaları ve yeni egemenlik arayışları siyasal atmosferin

unsurları olarak belirginleşmektedir. Bu dinamik ortamda yeni “jeopolitik boşluklar”

yeni sürecin egemenlik ve güç ilişkilerinin odağı durumuna gelmiştir. Bu yeni düzen

arayışında küresel güçler için Orta Asya Bölgesi birçok bakımdan öne çıkmaktadır.

Küresel güçler jeopolitik ve ekonomik çıkarlar sağlamaya çalışırken yeni

bağımsızlığını kazanan cumhuriyetler de bu mücadeleden faydalanarak

bağımsızlıklarını pekiştirmeye ve ekonomik kalkınmalarını gerçekleştirmeye

çalışmaktadırlar.48

Gorbaçov’un SSCB’yi yeniden yapılandırmak için izlediği Perestorika

(Yeniden Yapılanma) ve Glasnost (Açıklık) politikası eski Sovyet

Cumhuriyetleri’nin bağımsızlık taleplerine zemin hazırlamıştır. Çöküşü

durdurabilmek için yapılan 19 Ağustos 1991 darbesi de durumu değiştirmemiş

47 Henry J. Brajkovic, The Foreign Policies of Harry S. Trumen, Yale – New Haven Teachers Institute, California, 1975,p.56.(Aktaran Oznobishev, S., Rossiya i SŞA: Nevypolnennaya povestka dniya (Rusya ve ABD: Gerçekleşmeyen Gündem), Mirovaya Ekonomika i Mejdunarodnye Otnosheniya, Moskova, 2005,Sayı:1, s.34. 48 Laumulin, a.g.e.s.98.

Page 34: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

26

Yeltsin’in müdahalesi ile Sovyet Sistemi yıkılarak bölgede15 yeni bağımsız devlet

ortaya çıkmıştır. Yeni stratejik ilişkiler Merkez Bölge’de Rusya, Ukrayna, Beyaz

Rusya; Orta Asya’da Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan

ve Güney Kafkasya’da Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan olmak üzere üç grup

halinde ortaya çıkmıştır. Kuzey – Güney ve Doğu - Batı bağlantı yollarının kesişme

noktasında bulunan Orta Asya, eskiden İpek Yolu’nun kazandırdığı avantajları şimdi

doğal kaynak zenginlikleri ve coğrafi konumu sayesinde tekrar elde etmeye

çalışmaktadır. Bölgenin zenginliği sadece petrol ve doğalgazdan oluşmamaktadır.

Kömür, uranyum, demir, altın ve alüminyum gibi çok sayıda ve miktarda maden ve

metal kaynaklarına da sahiptir. Bölge tahıl, pamuk ve et üretiminde hem kendine

yeterlidir hem de ihracat yapmaktadır. Ayrıca iyi eğitimli nüfusa, bilimsel ve teknik

potansiyeli de vardır. Ancak doğal kaynakları zengin olan bu bölgede kaynakların

dağılımı dengeli değildir. Kazakistan ve Türkmenistan enerji kaynaklarına (petrol ve

gaz); Kırgızistan ve Tacikistan su kaynaklarına sahiptir. Özbekistan ise enerji

kaynakları konusunda kendi kendine yeterli bir konumdadır. 49

Orta Asya’nın jeo-stratejik konumuna gelince, Rusya ve Çin gibi iki büyük

güç arasında tampon bölge oluşturmaktadır, Kuzey Kafkasya ve Çin/ Afganistan

arasında yer alması bölgeyi mal ve insan hareketleri (uyuşturucu, silah, v.s.) için

transit geçit alanı haline getirmektedir. Özellikle bölge için sorun olan Afganistan

kaynaklı uyuşturucu trafiği Orta Asya Bölgesi’nden Rusya ve Avrupa’ya

ulaşmaktadır. İran ve Türkçe konuşan ülkeler (Azerbaycan) arasında bulunması ise,

bölgeyi iki farklı dil grubunun etkisinde bırakmaktadır. Kazakistan, Türkmenistan,

49 Heidemaria Gürer, “Forms of Regional Cooperation in Central Asia”(Orta Asya’da Bölgesel İşbirliğinin Formları), Conference Paper Given at the Workshop on “Facing the Terrorist Challenge -Central Asia’s Role in Regional and International Cooperation”, Reichenau, 05-08 November 2004, http://www.dcaf.ch/_docs/CentralAsia_terror/Ch.1.pdf , 02 Haziran 2005.

Page 35: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

27

Kırgızistan Cumhuriyeti ve Özbekistan’da Türk unsurlar, Tacikistan’da ise Farsi

unsurlar ağırlıklı olarak yer almaktadır. Azerbaycan da dahil edilirse Orta Asya’nın

yüzölçümü Avrupa ve Asya arasındaki 4 milyon km2’lik bir alanı kapsamaktadır.

Yüzölçümünün büyüklüğüne oranla nüfus daha az ve seyrek olarak dağılmıştır. Amu

Derya ve Sır Derya nehirlerinin arasında yaklaşık 65 milyon nüfus yaşamaktadır.

Toprakların büyük kısmı çöl ve steplerden oluşmaktadır. Tarıma elverişli alan sadece

% 7,8’lik kısımdır. Orta Asya Bölgesi Avrupa ve ABD açısından öncelikli olarak

kaynak çeşitliliği, fiyat rekabeti ve enerji güvenliği açısından yaşamsal önem

taşımaktadır. Orta Asya ülkeleri sahip oldukları petrol, doğalgaz ve diğer ihraç

mallarını Rusya, Çin, Güney Asya, İran ve Türkiye piyasalarına güvenli şekilde

ulaştırmak zorundadır. Bölgeye yakın sorunlu bölgelerden Afganistan’daki rejim

değişikliği ve Türkmenistan’ın işbirliği çabalarına daha fazla katılması bölgeyi daha

güvenilir hale getirecek ve Doğu-Batı ve Kuzey-Güney taşıma koridorlarını yeniden

tercih edilebilir bir rota haline getirecektir.50

Orta Asya bir enerji arz bölgesidir. Hazar Denizi havzasındaki zengin

rezervler önümüzdeki yüzyılda dünya ihtiyacının önemli bir kısmına cevap

verebilecek potansiyeldedir. Üretim ve taşıma konusunda gerekli iyileştirmeler

yapıldığı takdirde uzun vadede Afganistan’a, Çin’e, Güney Asya’ya ve hatta Rusya

kanalıyla Doğu Avrupa’ya ihracat yapabilecek kapasiteye sahiptir. Öte yandan Orta

Asya’da bölgenin refah düzeyini artırmak amacıyla çeşitli uluslararası kredi

kurumlarının teşvikleri mevcuttur. Orta Asya devletlerinin üyesi oldukları Asya

Kalkınma Bankası, “Mekong Alt Bölgesi Planı” ile Güney Doğu Asya’da bölgesel

işbirliğini teşvik etmektedir. Bu çerçevede banka yardımıyla Orta Asya’da sınırları

50 Laumulin, M., Tsentralnaya Aziya v zarubejnoy politologyi i mirovoy geopolitike(Dış siyaset bilimi ve dünya politikalarındaki Orta Asya), Cilt 1, KİSİ, Almatı,2005.

Page 36: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

28

birbirine bağlayacak çok sayıda yol projesi gerçekleştirilmiştir. AB’nin TRACECA

programı Orta Asya Cumhuriyetleri’ne kendi ihtiyaçlarını tanımlamaları konusunda

danışmanlık sağlamaktadır. 51

İki kutuplu sistemin sona ermesiyle ABD tek süper güç haline gelmiştir,

Rusya Federasyonu da İngiltere, Almanya, Çin gibi büyük devletlerle bir arada

değerlendirilmeye başlanmıştır. Güç dengelerinin köklü bir şekilde değişmesi ve

ideolojik kutuplaşmanın ortadan kalkması, Soğuk Savaş döneminde ideolojilere

sığınılarak yapılan güç mücadelesinin niteliğini değiştirmiş, güç mücadelesi daha

açık bir biçimde yapılmaya başlamıştır. Uluslararası sistemin uluslararası hukuk

temeline dayalı olduğu varsayımı bir kenara bırakılarak, uluslararası sistemin güç

ilişkilerine dayalı, hiyerarşik, kuralsız (uluslararası hukukun hiyerarşik yapıya hizmet

ettiği) ve değerlerden (demokrasi, insan hakları, vs.) bağımsız işleyen bir sisteme

daha çok benzediği görülmektedir.52

Batı değerlerinin yaygınlaşması anlamına gelen “küreselleşme” olgusu yeni

bağımsızlık kazanan cumhuriyetlerde de etkili olmuştur. Komünist sistemin yerine

örnek alınan sistem batının değerleri olan serbest piyasa ekonomisi ve demokrasidir.

Küreselleşme sadece Batı değerlerinin yaygınlaşması değil uluslararası sistemde de

önemli değişikliklere neden olmuş, uluslararası ilişkilerin aktörleri artık sadece

devletler değil büyük çokuluslu şirketler, örgütler, çıkar grupları hatta mafya ve

yasadışı gruplar bile birer aktör olarak küresel sistem ilişkilerine dahil olmuştur.53

Orta Asya’nın jeopolitik durumunda da Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün yanında,

51 Güven, Delice, “Orta Asya Ülkeleri ve Bölgesel İşbirliği Girişimleri” , Avrasya EtüdleriYıl: 12, Sayı: 27-28 (2005),2005, s.109-115.52 Mert Gökırmak “Avrasya Jeopolitiğinde Türkiye”,Uludağ Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt: 19 Sayı:4, Kış Dönemi Aralık 2001.53 Laumulin, a.g.m., s.10-15.

Page 37: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

29

uluslararası terör grupları El Kaide, Hizbullah, uyuşturucu mafyaları gibi yasadışı

grupların da etkisi olmaktadır.

Diğer yandan Hazar gibi önemli bir jeopolitik merkeze sahip olmasının Orta

Asya üzerindeki etkisi öne çıkmaktadır. Üçüncü olarak da Hindistan, İran, Pakistan

ve Türkiye gibi bölgesel orta seviyedeki jeopolitik aktörlerin Orta Asya ülkeleri ile

ilişkileri, büyük küresel güçlerle ve birbirleri ile olan ilişkileri de Orta Asya

jeopolitiğini etkilemektedir.

Orta Asya’nın mevcut jeopolitik durumunu etkileyen iç ve dış faktörlere

gelirsek, Irak ve Afganistan’da süren ABD ve müttefiklerinin de taraf olduğu askeri

çatışmalar, Orta Doğu’nun durumu, uluslararası terörizmle mücadele, Petrol İhraç

Eden Ülkeler Örgütü (OPEC)’in petrol politikası, büyük taşıma ve iletişim projeleri

(Baku-Tiflis-Ceyhan, Kazakistan-Çin, Rusya –Japonya boru hattı projeleri), NATO

ve AB’nin genişlemesi ve Orta Asya ülkelerinin Sovyetler Birliği sonrası bütünleşme

projeleri sayılabilir. 54

Orta Asya’nın jeopolitik öneminden bahsederken küresel ve bölgesel güçlerin

bölgedeki faaliyetlerinden söz etmekte yarar vardır.

1.1.4.1. ABD

ABD 11 Eylül sonrası uluslararası terörizme karşı mücadele söylemine

sığınarak bölgede askeri gücünü artırmıştır. Bölgedeki büyük petrol şirketlerinin

çoğu Amerikan şirketidir.55 Bölgede en çok yatırım yapan ülke olan ABD halen

bölgede en etkili güç konumundadır. Soğuk Savaş sonrası uluslararası hiyerarşik

54 Murat Laumulin, “The Modern Geopolitical Situation Around Central Asia”, Central Asia’s Affairs,No:3(2004), s.10-15.55 Doing Busines with Kazakhstan (Kazakistan ile İş yapma), prepared by the Almaty office of McGuireWoods LLP, 5.01.2010.

Page 38: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

30

sistemin belirleyicisi olan ABD’nin tarihsel ve stratejik hedefleri bu açıdan önem

kazanmaktadır.

“Bu hedefler üç ana başlık halinde tanımlanabilir:

1. Amerikan yaşam tarzını korumak ve bunun için küresel sistemin ekonomik ve

teknolojik lideri olarak kalmak.

2. Avrasya’nın tek bir siyasi-askeri gücün etki sahası ya da egemenliği altına

girmesini önlemek.

3. Üçüncü Dünya ülkeleri arasından statükoyu bozacak radikal bir gücün çıkmasını

ve böyle bir eğilimi kolaylaştıracak kitle tahrip silahlarının yayılmasını

engellemek.”56

Bu hedeflerin detaylarına bakacak olursak şunları görürüz; Amerikan tarzı

yaşamın gereği olan endüstriyel üretim ve tüketim ekonomisini sürdürebilmek için

enerji ve özellikle ucuz ve bol petrol gerekmektedir. Bunu sağlayabilmek için

yapılması gereken ise petrol ve petrolün çıkarıldığı bölgelerin ve ülkelerin, petrolün

nakil ve ihraç yolu üzerinde bulunan ülkelerin, petrolün fiyatının ve sürekli petrol

akışının kontrol altında tutulması, ABD açısından yaşamsal önem taşımaktadır.

Bununla birlikte ABD dış politikasında her zaman güçlü bir petrol lobisi

etkili olmaktadır. ABD’nin Avrasya’daki hedeflerini etkileyebilecek üç önemli güç

vardır: Avrupa Birliği, Rusya ve Çin. Bu güçlerin her birinin ayrı ayrı ABD’yi

zorlayacak bir etkileri yoktur, fakat üçü ya da ikisi arasında oluşacak bir ittifak ABD

açısından tehlikeli olabilir. Örneğin son dönemde ŞİÖ’ de ortaya çıkan Çin-Rusya

yakınlaşması bu şekilde değerlendirilmektedir. AB’nin güçlü ekonomik yapısı ve

56 Gökırmak,a.g.e.

Page 39: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

31

NATO’dan bağımsız bir savunma kimliği arayışı, Rusya’nın nükleer gücü ve Putin

yönetiminde bölgede yeniden etkili olma çabaları, Çin’in hızla artan ekonomik

rekabet gücü, nüfusu ve askeri gücü, ABD’yi yeni manevralar yapmaya

zorlamaktadır. Aksi takdirde bölgedeki hakimiyetini kaybedecektir.

ABD ve diğer güçler arasındaki mücadele açık bir savaşa dönüşmekten

uzaktır. Mücadele daha çok politik ve ekonomik manevralarla yapılmaktadır. ABD

politikasında önemli olan müdahale yeteneğini kaybetmemektir, yani gerektiğinde

müdahale için gerekçe yaratabilmek ve bunun için yeterli güç vasıtalarını devreye

sokabilmektir.

11 Eylül 2001’de yaşanan olaylar, ABD'nin birçok alanda müdahale

edebilmek için uluslararası terörizmi önlemek adına geçerli bir gerekçe olarak

işlerini kolaylaştırmıştır. Ayrıca sahip olduğu ekonomik-siyasi güç, modern silah

teknolojisi ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki üsleri ile müdahale yeteneği anlamında

da sorunu yoktur. Fakat Brzezinski'ye göre, Amerika güce ve küresel iktidara

sahiptir, ama otoritesi yoktur, bunun aksine Birleşmiş Milletler (BM) de giderek daha

fazla küresel otoriteye kavuşmuşken, etkin bir küresel güçten yoksundur.57

1.1.4.2. Rusya

Rusya ise bu bölgeyi hala kendi etki alanında görmekte fakat eski gücü ve

yaptırımı olmadığı için çeşitli işbirliği ve anlaşmalarla yeni Avrasya Birliği Stratejisi

dahilinde etkisini sürdürmeye çalışmaktadır.58 Bu stratejiye göre Rusya, Türkiye,

İran, Çin ve Orta Asya ülkelerinin oluşturacağı yeni bir bölgesel Avrasya Birliği, çok

kutuplu bir dünyanın yolunu açacak ve ABD’nin tek kutuplu olması için çaba

57 Brzezinski, Zbigniew , Büyük Satranç Tahtası, Amerika'nın Küresel Üstünlüğü ve Bunun Jeostratejik Gereklilikleri, İst. İnkılap Kitabevi, 2004.(Aktaran Gökırmak Mert, Avrasya Jeopolitiğinde Türkiye, Uludağ Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt: 19 Sayı: 4, Kış Dönemi Aralık 2001.)58 Tarakçı, N., Türkiye ve Dünyanın 2010 yılı, İst.:Jeopolitik, 01.02.2010, s.32.

Page 40: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

32

gösterdiği ve tüm stratejik bölgeleri kontrolüne almaya çalıştığı yenidünya düzenine

karşı denge unsuru olarak ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda Türkiye ve İran ile

ilişkilerini geliştirmekte, bazı alanlarda Çin’le birlikte hareket etmektedir Şanghay

İşbirliği Örgütü ile Çin’in bölgedeki varlığı kurumsallaşmıştır.

Şanghay İşbirliği Örgütü’nü ABD’nin bölgedeki etkisini azaltmak için bir

denge unsuru olarak kullanılmaya çalışılması da ABD için endişe kaynağı

olmaktadır. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün, 2005 yılında ABD’nin askeri varlığının

bölgeden çıkarılmasına ilişkin kararı alması bu görüşleri destekler niteliktedir. Bu da

akıllara ister istemez bölgede bu kez de ABD ve Rusya’nın başını çektiği ve arasında

bölgedeki diğer güçlerin de bulunduğu bir grup arasında, enerji alanları ve enerji

taşıma hatlarına kimin hakim olacağı mücadelesinin yapıldığı, yeni bir büyük oyun

mu oynanıyor sorusunu getirmektedir.59

1.1.4.3. Avrupa Birliği

AB’nin başlangıçta Orta Asya konusundaki stratejileri zayıf da olsa zaman

geçtikçe bölgenin önemini anlamasını sağlayan olaylar sonucunda yeni politikalar ve

araçlar geliştirmiştir. Özellikle bölgenin doğalgaz alanında bağımlı olduğu Rusya’ya

karşı alternatif bir enerji kaynağı olabilecek olması, AB’nin enerji güvenliği

açısından önemlidir. AB’nin oluşturmaya çalıştığı küresel rolü için de bölgedeki

istikrarın korunması önem taşımaktadır. Küresel bir güç olma yolundaki AB

uluslararası alanda Birlik olarak tek bir güç olarak hareket etmek için Maastricht

Anlaşması’yla siyasi birlik olma yolunda önemli adımlar atmıştır. Daha önceki

politikaları daha çok üye ülkeler, aday ülkeler ve komşu ülkeler politikasından ibaret

olan AB, Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) oluşturma kararı ile ilk defa 59 İsabayeva,S., ŞOS İşet Puti Bezopasnosti (ŞİÖ Güvenlik Yollarını Aramakta), Kapital-KZ, 11 Ekim 2007.

Page 41: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

33

AB’nin küresel rolünden bahsetmiş ve savunma politikaları da gündeme gelmiş hatta

küçük bir askeri birliğin kurulması kararı alınmış ve daha önce NATO çerçevesinde

savunma politikalarını görüşen Birlik ülkeleri ilk defa AB’nin kendi savunma

politikalarını oluşturma çabasına girişmiştir. Bu alınan kararlar sonunda Birlik ilk

defa uluslararası alanda Makedonya ve Kongo gibi ülkelerde barış gücü olarak

başarılı görevler üstlenmiştir. Etkili bir OGDP yürütmesi halinde AB bölgede ABD,

Rusya ve Çin arasında önemli bir denge unsuru olabilecektir. Genişlemelerle 25’i

bulan üye sayısıyla birçok ülkenin çıkarlarını tek bir ortak dış ve güvenlik

politikasında birleştirmek AB için oldukça güç olmakla birlikte ilerlemeler yavaş da

olsa, bu konuda önemli adımlar atılmakta, sürekli iyileştirmeler ve düzeltmelerle

uzun vadede bu politikanın daha iyi bir zemine oturacağı düşünülmektedir.

Bir yandan siyasi alanda bağımsızlıklarını güçlendirip korumaya diğer

yandan serbest piyasa ekonomisi kurallarını uygulamaya çalışan bölge ülkelerinin de

birçok alanda işbirliğine, desteğe ve bilgiye ihtiyacı olması AB’nin desteği ve

işbirliğini bu ülkeler için de değerli kılmaktadır. Bölgedeki ülkelerin en büyük dış

ticaret ortağı AB ülkeleridir. Uluslararası güvenlik sorunları açısından ise kritik bir

jeopolitik konumda bulunması bölgenin uluslararası güçler tarafından her zaman

dikkatle izlenmesine neden olmaktadır. Bölgede hala mevcut olan belirsizlik

nedeniyle Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ortaya çıkan jeopolitik boşluğu kendi

çıkarına göre kullanmak isteyen güçler arasındaki mücadele uzun sürecek gibi

görünmektedir.60

Orta Asya ülkeleri ise Rusya Federasyonu yeniden güç kazanarak kontrolü

tekrar ele almasına fırsat vermeden, zengin doğal kaynaklarını süratle dış yatırımlarla 60 Haukkala, Hiski, “A Problematic Strategic Partnership” (Sorulara Dolu Stratejik İşbirliği), EU-Russian Security Dimensions, Occasional Paper, No46,Lynch,D.(ed.)Paris:EU ISS,July 2003.

Page 42: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

34

işletmeyi ve bu sayede ekonomik gelişmelerini tamamlamayı, Rusya’ya bağımlı

olmayan ihraç nakil yollarıyla, zengin doğal kaynaklarını ihraç gelirlerine

dönüştürmeyi ve böylece ulus-devlet yaratma yolundaki çabalarını güvence altına

almayı hedeflemişlerdir. 61 Bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için de Batının hakim

olduğu uluslararası sistemle bütünleşmeye ve jeopolitik çoğulculuğa yönelmişlerdir.

Bölge ülkeleri arasındaki yakınlaşmalar ve işbirliği çabaları bu ülkelerin varlıklarını

koruma ve çıkarlarını savunmada daha güçlü olmalarını sağlayacaktır. Bu amaçla

bölgede çeşitli entegrasyon arayışları mevcuttur. Örneğin Avrasya Ekonomik

Topluluğu, AB modeli bir entegrasyonu model olarak almaktadır. 2000’li yıllara

gelindiğinde bölgede önemli bir ilerleme gerçekleşmemekle birlikte, ülkeler

bağımsızlıklarını ve egemenliklerini sürdürme kapasitesinde olduklarını

kanıtlamışlardır. Çeşitli azınlıkları barındırdıkları için ortaya çıkan sorunları,

Moskova’ya başvurmak yerine kendi içlerinde çözmeye çalışmakta, ülke

kaynaklarını kontrolleri altına almakta, milli dil ve kültürlerini ön plana çıkarmaya

çalışmaktadırlar.62

61 Akmoldoev, Kıyalbek, Avrasya Ekonomik Topluluğu: Rusya’nın Orta Asya’daki Ekonomik Ayağı mı?, Stratejik Yorum No:265, 2006, http://www.tasam.org/index.php?altid=139762 Siyasi ve sosyal Araştırmalar Vakfı, Dünyadaki Jeopolitik Yönelimler ve Türkiye, İstanbul, Tunç Ofset A.Ş.,Ağustos 2000.

Page 43: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

35

1.2. AB’nin Orta Asya ile Karşılıklı İlişkileri: Geçmişi ve Bugünü

1.2.1. AB ve Orta Asya ülkeleri Arasında İşbirliği Oluşması

AB Stratejisi ikili ve bölgesel işbirliğine dayalı bir yaklaşım getirmektedir.

Bölgedeki her bir ülkenin farklı ihtiyaçları ve göstermiş olduğu performanslar

dikkate alınarak AB tarafından bölge ülke politikaları dengelenecek ve bu denge

stratejisi gerek kendi aralarında gerekse diğer bölgelerle olan ilişkilerinin

geliştirilmesine hizmet edecektir.63

İkili işbirliği, AB tarafından geliştirilen strateji çerçevesinde özel bir önem

taşımaktadır. Her bir bölge ülkesinin bireysel önerileri ayrıca dikkate alınarak ikili

ilişkilerin güçlendirilmesi planlanmaktadır. İşbirliğinin yoğunluğu her bir ülkenin

dönüşümü ve reformuna olan bağlılığını yansıtacaktır.

Bölgesel işbirliği ise; organize suçlar, ilaç ve silah kaçakçılılığı, terör,

yasadışı göç, çevre kirliliği gibi ortak bölgesel tehditlerin üstesinden gelinmesine

hizmet edecektir. Bu sorunların çözümlenmesinde AB, diğer uluslararası mali

kuruluşlar, çok taraflı ve bölgesel teşkilatlar ve kuruluşlar ile işbirliğine girmeyi

planlamaktadır. Avrupa Birliği faaliyetlerinin istikameti1990 yıllardan itibaren Dış

politika ve güvenlik politikası olmaya başladı. Bu istikamet Avrupa’nın siyasi

işbirliğini geliştirerek AB ile anlaşmak ve AB ülkeleriyle dış politikada işbirliği

yapmak için çalışmıştır. Aynı zamanda bu prensip 1993 tarihinde Maastricht

Zirvesinde meydana gelmişti.64 O Avrupa Birliği’nin Avrupa dışındaki ülkeler ile

bölgesel politika yürütmek işlevini de taşımaktadır.

63 Laumulin, a.g.e., s.13. 64 Amanzhol, a.g.m., s.11.

Page 44: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

36

1990 yıllarının başında AB kendi stratejik etkisini yeni Orta Asya ülkeleri

üzerinde dağıtmayı ön plana çıkardı. Dolaysıyla AB’nin kontrol etme yetkisinden

gözlemci rolüne geçmesini bölgesel düzeyde dört aşamaya ayırabiliriz:

Birinci dönem 1991–1995 yıllarına denk gelir. Bu yıllarda AB Orta Asya’ya

ve Kazakistan’a yönelik stratejisini ve onun aşağıdaki istikametler boyunca

çalıştığını görebiliriz:

Orta Asya devletlerinde politikayı istikrarsızlaştırmak;

Demokratik reformlar ve Avrupa etik kriterlerini karşılamak;

Dış ekonomik bağlantıları düzenlemek ve pazara girme sürecinde yeni

demokratik devletlere ekonomik yardım yapmak vb. 65

1991–1992 yıllarında tarafların birbirleri hakkındaki görüşleri ve bilgileri çok

net değildi. Bu nedenle karşılıklı politikalar oluşturulurken birtakım sıkıntılar

yaşandı. Bununla birlikte AB kendi Batı tarzı demokrasi ve ekonomik politikaların

bölgede yaygınlaştırmak amacıyla bölgedeki eski Sovyet cumhuriyetlerini

destekleme kararı, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından önce şekillenmeye

başlamıştır. AB Komisyonu Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle endüstriyel işbirliğini

artırma kararı içinde eski Sovyet cumhuriyetlerinde yer alıyordu ve bu strateji aktif

olarak işlerlik kazanmaya başlamıştır.1990 yılı sonunda yapılan zirvede AB üyeleri

yeni gelişmeye başlayan Sovyetler Birliği’ndeki değişim çabalarını desteklemeye

karar vermişti. Bu da AB’nin genişleme stratejisine doğuyu katmasının başlangıcını

oluşturuyordu.66

65 Avrupa Birliği ve Orta Asya: Yeni İşbirliği Stratejisi, Haziran 2007, s.14., 25.09.2009,

/ http: // europa. eu. int/comm66Aşimbayev,M., Aktualnyie Problemy Mirovoi Politiki (Dünya Siyasetinin Aktuel Sorunları),

Akademik Çalışmalar Dergisi, 2.bölüm, Almatı,2005.

Page 45: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

37

Bu stratejinin esas dayanağı, Sovyetler Birliği’nin dışarıdan yardım almadan

pazar ekonomisindeki reformları gerçekleştiremeyeceği görüşüydü. Bu koşullar

altında Komisyon, Sovyet Cumhuriyetleri için Uluslararası Teknik Yardım Fonu’nu

kurmaya karar verdi.

AB’nin genel politikası bu ülkelerin ekonomik ve politik değişim ve

gelişimlerini desteklemek için bölge ülkeleriyle birlikte çalışmaktır. Ortaklık ve

İşbirliği Anlaşmaları da bu ilişkilerin hukuki temelini oluşturmaktadır. Orta Asya’da

AB’nin kullandığı mali araç yukarıda bahsedildiği gibi TACIS’dir. Avrupa

Komisyonu Doğu Avrupa ve Orta Asya’da 8 delegasyonla bir temsilciler ağı

oluşturmuştur. Bunlar Almatı, Chisinau, Kiev, Moskova ve Tiflis, Bişkek, Duşanbe

ve Erivan’dır. Ayrıca Baku ve Taşkent’te Avrupa Evleri ve Minsk’te de TACIS Şube

Ofisi mevcuttur. AB üye ülkeleri ile birlikte bölgedeki ülkelere en geniş teknik

yardımı sağlayan kurumdur.1991–1999 yılları arasında TACIS programı ile yapılan

yardım avro 4,226 milyon olup, 2000–2006 dönemi içinde bu tutara AVRO 3.138

milyon daha ilave edilecektir. Bunun yanında AB Orta Asya ülkelerinin en önemli

dış ticaret ortağıdır.67

Aslında programın amacı bağımsızlığını kazanan cumhuriyetlerin

demokrasiye ve piyasa ekonomisine geçiş süreçlerine yardımcı olmaktır. Başlangıçta

AB’nin dikkatini daha çok Orta ve Doğu Avrupa Devletleri çekmiştir. Afganistan

Savaşı ve 11 Eylül 2001 sonrası ise Orta Asya’nın istikrar ve güvenliğinin stratejik

önemi anlaşılmış ve Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve

Özbekistan için yoksulluğun azaltılmasına ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın

gerçekleştirilmesine yardımcı olmak amacıyla, 2002–2006 yılları için yeni bir Orta

67 Avrupa Komisyonu’nun Web sayfası, http://ec.europa.eu/world/enp/index_en.htm, 6.12.2009.

Page 46: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

38

Asya stratejisi belirlenmiştir. Kazakistan’a gelince, söz konusu Ocak 23, 1995

tarihinde Brüksel’de meydana gelen Kazakistan Cumhuriyeti ile Avrupa Topluluğu

ve onun üye ülkeleri arasında imzalanan Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu

Anlaşma Mayıs 1997'de Meclis tarafından onaylanmış ve yürürlüğe 1 Temmuz 1999

tarihinde girmiştir.68

Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması iki taraflı ana anlaşmalardan önemlisidir ve

belgede Kazakistan ve AB arasında siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin

geliştirilmesi amaçlanıyor. Anlaşma her iki tarafın demokrasini güçlendirmeyi, insan

hakları, hukuk ve pazar ekonomisinin üstünlüğü ve yapıcı bir siyasi diyalog

temelinde kurulan açık ticaret ve taraflar arasındaki yatırım rejimini sağlamaktadır.

Sonra gerçekleşen ikinci dönemi (1996–2000) hayal kırıklığı bir dönem

olarak kabul edilebilir. Çünkü Orta Asya Cumhuriyetleri, 1991–1995 döneminde

piyasa ekonomisi ve demokrasi yolunda Avrupa standartlarına AB’nin tahmin ettiği

kadar yakınlaşamadı. Aynı zamanda bölgedeki ülkelerin iç siyasi durumu Batılı bir

ideolojinin tesisi için kendisini istikrarsızlaştıracağını kanıtladı. Demokrasinin batı

standartları birçok yönden dini Rönesans sürecine başlamak için kullanıldı. Bu

durumda bize, Kırgızistan’da meydana gelen 1999 tarihindeki Ağustos Olayı ilk kez

İslami militanların baskın düzenlediğini hatırlatıyor. Zaten bu dönemde Orta Asya,

gerilim ve istikrarsızlığın yer aldığı bölgeydi. Hatta Avrupa Birliği politikasına engel

olup sonra AB ülkeleri ile uzaklaşma fırsatını yakaladı.69

AB ile işbirliği ilk yıllarda çok taraflıydı. Birlik BDT ülkeleriyle ilgili

geliştirdiği stratejileri, bir bütün olarak görüyordu. Tüm bağımsızlığını kazanmış

68 Omarov, Nur, “Zachem Evrope Tsentralnaya Aziya? Bıvshiye Sovetskye respubliki v svete novoy sstrategyi sotrudnichestva s ES”(Avrupa’ya Neden Orta Asya? AB ile Yeni Strateji yapmakta eski Sovyet Cumhuriyetleri), 30.06.2008, http://www.ng.ru/courier/2008-06-30/17_asia.html69 Aşimbayev,M., a.g.m.

Page 47: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

39

yeni devletlerin sorunlarını aynı açıdan değerlendiriyordu. Ayrıca Komisyon 1994

yılında yaptığı açıklamalarla Rusya ve BDT ülkelerinin yakın gelecekte AB’ye tam

üyeliklerinin mümkün olmadığını, ilişkilerin temelini geniş bir alana yayılan ortaklık

ve işbirliğinin oluşturduğunu bunda da önceliğin serbest ticaret alanı yaratılmasına

verilmesi gerektiğini bildirmiştir. İlişkinin başlangıçtaki ana hatları şu şekildeydi:70

Ekonomik ilişkileri güçlendirmek; bundaki amaç işletmelerin özelleştirilmesi

ve dönüşümünün sağlanması, KOBİ’lerin desteklenmesi, finansal yapının

modernizasyonu ve geliştirilmesiydi, ODGP çerçevesinde politik işbirliğini

güçlendirmek - İç politikayla ilgili ve hukuki sorunların çözümünde ortak politikalar

geliştirmek. Buradan da anlaşılıyor ki açıklanan TACIS programının amaçları sadece

ekonomik konuları kapsamıyordu, politika ve devlet yönetimiyle ilgili alanlarda da

amaçlar belirlenmiş olması nedeniyle oldukça geniş kapsamlıydı.

Üçüncü dönem (2001–2004) AB girişiminin yeniden başlaması ile ilgiliydi.

Bu dönemin amacı üç temel hedefe ayrılıyor:

1) Orta Asya Cumhuriyetlerinde demokratik bir toplumun oluşumu ve

gelişimi;

2) Orta Asya’yı AB ülkelerine ve AB politikalarına bağlamak için bölge

ülkelerine mali destek;

3) Orta Asya Cumhuriyetlerinde siyasi durumun istikrarını hedefleyen

önlemlerin uygulanması;71

Birinci hedefte kanıtlandığı gibi, 11 Eylül olayları sonrasında, başlangıçta

sadece serbest piyasa ekonomisinin ve demokrasinin yerleştirilmesi ve gelişmesi için

teknik ve mali yardımı öngören AB’nin Orta Asya politikasına bir de istikrar ve

70 AB Resmi Web Sayfası, http: // europa. eu. int/comm, 25.09.2009. 71 AB ve Orta Asya: Yeni İşbirliği Stratejisi, s.14, / http: // europa. eu. int/comm, 25.09.2009.

Page 48: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

40

güvenlik boyutu eklenmiştir. AB’nin yeni güvenlik politikası sadece sınırların

korunması değil sınırların ötesinde de menfaatlerin korunması olarak değişmiştir.

21.yüzyılda güvenlik kavramına askeri boyutun yanında siyasi, ekonomik, sosyal ve

teknolojik boyutlar da eklenmiştir. Uluslararası güvenlik kavramının öncelikleri;

uluslararası terörizmle mücadele; demokratikleşme ve ekonomik kalkınma olarak

değişmiştir. Soğuk Savaş sonrasında farklı güvenlik algılamaları güvenlik ve

savunma alanında yeni politikaların gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.

Orta Asya işte bu yeni güvenlik öncelikleri açısından önem kazanmaktadır.

Orta Asya komşu olduğu bölge ve ülkeler açısından kilit bir noktada bulunmaktadır.

Bir yanda ABD’nin mücadelede zorlandığı uluslararası terörizm ve uyuşturucu

madde üretimi ve ticaretiyle öne çıkan Afganistan diğer yanda yine ABD ile nükleer

silah üretimi konusunda anlaşmazlık yaşayan İran bölgede ciddi güvenlik sorunlarına

yol açabilecek iki komşusudur. Bunun yanında Çin, Hindistan, Pakistan ve Rusya

nükleer güce sahip diğer komşularıdır.72

Bölgede El Kaide ve Hizbullah gibi terörist unsurların da mevcut olması ve

yoksul halkın kolayca radikal İslam dininin hedefi haline gelme ihtimali de bölgenin

uluslararası güvenlik açısından stratejik önemini artırmaktadır.

Aynı zamanda, ikinci hedefi, Hazar sorunun çözülmesini beklemektedir.

Çünkü bölgedeki enerji ve diğer maden kaynakları üretmekte ve elde etmekte

Avrupa Birliği’nin menfaatleri vardır. Özellikle, Hazar denizinin boyundan yer alan

Kazakistan toprağında. Bu nedenle Kazakistan’da "TotalFina”, “Agip”, “ENI”,

“Shell”, “British Gas”, “British Petroleum” gibi Avrupa’nın büyük şirketleri

çalışmaya başladı."

72 Laumulin, a.g.e., s.165.

Page 49: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

41

11 Eylül 2001 olayları sırasında Avrupa Birliği genel olarak bölgede artan

işbirliği alanındaki gelişmeleri değerlendirerek Orta Asya’ya dikkat çekmeye başladı.

Bu düzenin bir sonucu olarak AB, bölgeye yönelik yardım stratejiyi ve politikayı

değiştirmeye karar verdi. Bu değişime yönelik TACIS programı revize edilmiştir.

2002–2004 yıllar için yapılan Gösterge Niteliğindeki Program, AB tarafından Orta

Asya bölgesi ile ilişkilerini düzenlemek için yeni bir yaklaşım olarak tanımlanmaya

başladı. Gösterge Niteliğindeki Program çerçevesinde üç yıllık programın toplam

bütçesi 150 milyon Euro (herkese 50 milyon Euro’dan). Bu anlamda unutmamak

gerekiyor ki, programın aracı bölgedeki tüm ülkeler için düşünülmüştü: Kazakistan,

Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan. Sonuçta, TACIS’in küçük ve bölgesel

projeleri hem ulusal hem de bölgesel anlam taşımıştır.73

Aslında Program boyunca ülkelere verilen destekler farklıdır ve onun içinde

Kazakistan’ın payı diğer ülkelere göre azdır. Onun nedeni de ülkenin ekonomik

gelişme oranının diğer ülkelere göre yüksek olmasıdır. Bu dönemdeki AB’nin 2002–

2006 Orta Asya Stratejisinin temel amacı bölgede güvenlik ve istikrarı teşvik etmek

ve sürdürülebilir ekonomik gelişme ve yoksullukla mücadeleye yardım etmek olarak

özetlenebilir. 1991 yılında teknik ve mali yardım amaçlı başlayan AB’nin, BDT ile

ilişkileri gittikçe daha kapsamlı bir boyut almış ve TACIS AB’nin bölge ülkeleri ile

ilişkilerini düzenleyen önemli bir stratejik araç haline gelmiştir.

Dördüncü dönemde Avrupa Birliği konumunun Orta Asya ülkeleri ve Hazar

bölgesi üzerinden yer alması ve onun genişlemesi söz konusudur. Günümüzde AB,

zaten bir bölge olarak Orta Asya geleceği için uyuşturucu kaçakçılığı, yasadışı göç

ve dini aşırılık için bir engel haline getirme açısından bir vizyon geliştirdi. Aynı

73 Laumulin, a.g.e., s.166.

Page 50: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

42

zamanda da Hazar Denizi’ne yönelik politikalarını izlemektedir. Çünkü AB

ülkelerinin enerji talebi bu politikaya neden olmaktadır. Zaten şu anda görebildiğimiz

gibi AB'nin ekonomik ve enerji ağırlıklı politikası, daha önce tartışılan demokrasi,

çoğulculuk ve insan hakları konusundaki soruları ikinci plana çıkarmaktadır.74

Sonuçta Sosyalist Bloğun çökmesi AB’de de yeni görüş ve politikalar ortaya

çıkarmıştır. Daha önce Doğu Blok ülkelerinin güvenlik açısından farklı safta yer

alması AB için bir tehdit oluşturuyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılması bu tehdit

algısının ortadan kalkmasını sağlamıştır. Bu dönemde AB ile yeni bağımsızlık

kazanan cumhuriyetler arasında yakınlaşma başlamıştır. Başlangıçta AB’nin amacı

öncelikle bölgede barış ve güvenliğin sağlanması ve Bağımsız Devletler

Topluluğu(BDT) ülkelerinin eski düzene dönmelerinin engellenmesiydi. AB yalnızca

birlik olarak değil, içinde yer alan üye ülkeler ve AGİT, AİKB, Avrupa Konseyi gibi

Avrupa’nın diğer siyasi ve ekonomik kurumları aracılığıyla da bağımsızlıktan bu

yana bölgede varlığını sürdürmüştür.

1.2.2. İşbirliğinin Amaçları ve Çıkarları

AB için kendi dış politikasının stratejik hedeflerindeki türlü politika

istikametleri önemlidir ve mevcut tüm araçların içindeki Orta Asya ülkeleri ile

çalışan değişik politikaları bir bileşimi, tutarlılığı taşımaktadır. Bölgesel ve küresel

stratejik amaçları, her ülkeye yönelik olarak izledikleri yaklaşımlar sonucunda

gerçekleştirdikleri faaliyetler ile kanıtlanır. Aynı zamanda AB’nin Orta Asya ile

işbirliğinin temelini oluşturur. Bu temeller aşağıdaki koşullarla hizmete girer75:

- Bölgede istikrar ve güvenliğin sağlanması;

74 AB ve Orta Asya: Yeni İşbirliği Stratejisi, s.14, / http: // europa. eu. int/comm, 25.09.2009. 75 Bozdemir, a.g.m. s.3.

Page 51: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

43

- Yoksulluğun giderilmesi ve yaşam standartlarını yükseltmek;

- Orta Asya ve AB devletlerinde, özellikle enerji, ulaşım, yüksek eğitim

ve çevre sektörlerinin kalkınması.

Çıkarları açısından baktığımızda Orta Asya bölgesinde AB politikasını

incelediğimizde ekonomik unsurun olduğunu, kesinlikle siyasi unsurun ağır bastığını

görebiliriz. Onları detaylı bir şekilde inceleyelim:

1. Enerji ile ilgili çıkarlar

AB ekonomik çıkarlarının temelinde Orta Asya topraklarında petrolün yüksek

oranda yer alması vardır ve Orta Doğu'dan akan petrol ithalatını çeşitlendirmek de

yer almaktadır. Bu durumda AB Enerji politikası, Orta Asya’dan Hazar Denizi’ndeki

yoğunlaşan petrol ve doğal gaz kaynaklarının da alternatif bir arter olduğunu

düşünmektedir.76

Hazar Havzası petrol ve doğalgazı, Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin,

özellikle Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan'ın en önemli gelir

kaynaklarını oluşturmaktadır. Hazar Bölgesi petrol rezervlerinin dünya rezervlerinin

% 4'ü oranında olduğu tahmin edilmektedir. Bölgenin doğalgaz rezervleri ise, dünya

doğalgaz rezervlerinin %6'sı kadardır. Hazar Bölgesi’nin 2010 yılına kadar dünya

petrol üretiminin %4'ünü karşılayacağı hesaplanmaktadır. Bununla birlikte bölgeden

çıkarılan petrol, OPEC dışında kalan ülkelerin üretiminin %36-50'sine karşılık

gelmektedir. “Gaz üretimi açısından bakıldığında, söz konusu 4 ülkenin 2010 yılı

üretimlerinin (iyimser senaryo) 201 milyar metreküp, ihraç potansiyellerinin ise 84

milyar metreküp olduğu tahmin edilmektedir. Kötümser senaryoda 2010 yılı ihraç

76 Urazov,A., Politika Evrosoyuza v otnoshenyi Kazakhstana (AB Kazakistan’a yönelik politikası),// http.kazpravda. kz/ 2006-09-26

Page 52: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

44

değeri 71,6 milyar metreküptür. 2020 yılı için iyimser senaryoda 120 milyar m3,

kötümser senaryoda ise 115,9 milyar m3 ihraç potansiyeli öngörülmektedir.77

AB taktikleri “Druzhba” gibi şu anda var olan boru hattı ile hidrokarbonları

Çek Cumhuriyeti, Almanya ve Avusturya gibi ülkelere teslim etme amacıyla

kullanma anlamına gelir. Onunla beraber Hazar Denizi enerji kaynaklarını üretme

sürecine katılma fikri de taktiklerden biridir. Çarpıcı bir örnek boru hattı olarak

Aktau-Baku-Tiflis-Ceyhan boru hattını söyleyebiliriz. Kazakistan toprağında Avrupa

şirketleri CPC (Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu) inşasına katılmıştır ve

Karachaganak gaz alanının gelişmesinde de büyük bir katkıda bulundular. Hazar

bölgesindeki petrol ve gaz üretmeye katılan şirketlerin arasında Shell (Hollanda),

TotalFinaElf ve Schlumberger (Fransa), ENI ve Agip (İtalya), British Petroleum ve

Lasmo (Birleşik Krallık), Repsol (İspanya), Wintershall (Almanya), Petrom'un vardır

(Romanya) ve Statoil (Norveç) vardır. Genel olarak, Avrupa Birliği ülkelerinin

ihracatçısı olarak Kazakistan tanımlanmaktadır ve her yıl bölgede üretilen petrol ve

gazın % 20 AB’ye iletilmektedir. Kazakistan Cumhuriyeti İstatistik Ajansının

belgelerine göre bazı Avrupa ülkelerine, onun içinde Almanya (% 10), çok yüksek

seviyede - İtalya (% 74), İngiltere’ye (% 11) oranda ulaşılmıştır.78

AB, ABD ile birlikte Trans-Hazar ve NABUCCO gibi Rusya’yı by-pass

edecek boru hatlarının yapılması konusunda Kazakistan ve Türkmenistan’ı teşvik

etmekte.79 Hazar enerji kaynakları Avrupa enerji güvenliği bakımından büyük önem

taşımasına rağmen, üye devletlerin etkili ODGP ve ortak enerji politikası

77 Pamir, a.g.m.78 Urazov,A., Politika Evrosoyuza v otnoshenyi Kazakhstana (AB Kazakistan’a yönelik politikası), // http. kazpravda. kz/ 2006-09-26

79 Coşkun, Burak, AB Enerji politikaları ve Türkiye, http://www.emo.org.tr/ekler/be79387cf426fe3_ek.pdf

Page 53: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

45

oluşturamaması nedeniyle, AB’nin Hazar-Orta Asya enerji kaynakları konusunda

etkisi en azından orta vadede sınırlı kalacaktır.

2. Ulaşım ile ilgili çıkarlar

AB, Orta Asya bölgesinde iletişim ve ulaşım ağlarını modernleştirmek

çabalanmaktadır. Aslında Avrupa Birliği'nin stratejisi yatırım ve "bağlayıcı" anlamını

taşımaktadır. Projeye göre Avrupa üzerinden Pasifik kıyısına kadar devam edecek

"İpek Yolu" stratejisi ortaya çıkacaktır ve onun gelişmesi sağlanacaktır. Bu amaca

ulaşmak için Brüksel’de iki girişim meydana gelmiştir. Avrupa'ya petrol ve gaz

pompalamak yoluyla entegre bir iletişim sistemini yaratmak amacıyla ortaya çıkan

INOGATE projesi ve TRACECA (Avrupa-Kafkasya-Orta Asya Ulaşım Koridoru).

TRACECA – Transport Corridor Europe Caucasus Asia - (Avrupa-Kafkasya-Asya

Ulaştırma Koridoru), Avrupa Birliği tarafından, zengin kaynaklara sahip Orta Asya

cumhuriyetlerini Kafkasya üzerinden Avrupa’ya bağlamayı hedefleyen ağırlıklı

olarak demiryolu olmak üzere tüm ulaşım sistemlerini kapsayan bir Doğu – Batı

Koridorudur. TRACECA, uluslararası kuruluşlardan büyük mali ve teknik destek

alan Avrasya bölgesi ulaşım koridoruyla ilgili tek projedir. Avrupa Birliği’nin yeni

bağımsız devletlere yönelik politikasının temel taşlarından biri olan TRACECA

programı, “21. Yüzyılın İpek Yolu Projesi” olarak adlandırılıyor. Bu koridor aynı

zamanda Gürcistan’ın Karadenizdeki limanları (Poti ve Batum) ve Gürcistan ve

Azerbaycan topraklarına uzanan demiryolu, Hazar denizi sistemindeki Baku-

Türkmenbaşı feribot sistemi, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan

demiryolları ve Çin’i Pasifik Okyanusunun daha fazla yerlerine bağlamayı

Page 54: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

46

amaçlamıştır. AB, TRACECA çerçevesinde yapılan projeleri gerçekleştirmekte $

110 milyar harcamıştır.80

3. Siyasi çıkarlar ve güvenlik sorunu

AB'nin siyasi çıkarları ve güvenlik sorunu konusu üzerinde durduğumuzda

AB’nin Orta Asya’ya yönelik siyasi çıkarları somut bir anlam taşımakta olduğu

aklımıza gelir. Çünkü bugüne kadar Avrupa Birliği dış politikasında ülkeye ilişkin

bir mekanizma geliştirmemiştir. Ancak AB’nin birkaç ulusüstü organları (Avrupa

Konseyi, Avrupa Komisyonu ve AB Bakanlar Konseyi) ile herhangi bir karar almak

yetkisine sahiptir. AB’nin Orta Asya’ya yönelik politikasında meydana gelen en

büyük sorun, bölgeden bölgesel bir ortak bulma sorunudur. Bu manada nesnel

nedenlerle, böyle bir "ortak" ülke olarak şimdilik sadece Kazakistan düşünülebilir.81

Hatta Brüksel’de belirtildiği gibi Kazakistan’ın AGİT çerçevesinde ekonomik

göstergelerinin ön plana çıkması, 2010 yılında Başkanlık yapacağı, batı politikasında

önemli röle sahip olduğunu kanıtlar.

AB’nin endişe duyduğu diğer bir konu da Şanghay İşbirliği Örgütü’nde

Rusya Çin yakınlaşması ve Orta Asya ülkelerini de etkileri altına alma tehlikesidir.

Önde gelen bir Alman Dış Politika Enstitüsü’nün geliştirdiği Hazar Denizi’nde

İstikrar Anlaşması olarak adlandırılan hükümet politikası AB’nin de görüşlerini

yansıtmaktadır.82 Bu politikanın üç ana unsuru vardır; Doğu-Batı arasında iletişim ve

ulaşım bağlantıları oluşturmak; bölgedeki yeni cumhuriyetlerde demokrasi ve serbest

80 AB ve Orta Asya: Yeni İşbirliği Stratejisi, s.14., / http: // europa. eu. int/comm, 25.09.2009. 81 Nazarbayev,N., Yakor stabilnosti v Tsentralnoy Azyi (Orta Asya’da istikrarın anlayışı), 3.10.2009,// http: // www. ia-centr. ru/public_details. php? id=352

82 Sultanov,B.,Krumma,R., ŞİÖ ve Orta Asya’da Güvenlik Sorunları: Uluslar arası Konferanslar Belgeleri, Almatı,2004.

Page 55: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

47

piyasa ekonomisi şartlarını geliştirmek ve jeo-politik rekabeti, ekonomik rekabete

dönüştürmek.

Ayrıca AB, NATO’nun doğuya doğru genişlemesinin stratejik sonuçlarını

yumuşatmayı ve NATO’nun bölgedeki ülkelerle Barış İçin Ortaklık (BİO)

programının Rusya’ya karşı bir hareket olarak değil, barış ve istikrarın korunması

için bir araç olarak görülmesini arzu etmektedir.

Diğer yandan AB bölgede politik ve ekonomik çıkarların gözetilmesi

açısından dünyadaki diğer büyük güçlerin gerisinde kalmaktadır. Bunda ABD ve

Rusya’nın bölgedeki güç mücadelesi de etkili olmaktadır. Her ne kadar Orta Asya

Bölgesi şu anda sakin görünse de AB, bu bölgenin çatışma ve istikrarsızlık

potansiyelinin yüksek olduğunu gözden kaçırmamalıdır. AB kendi güvenliği için

bölgedeki istikrarın sürekliliği için çaba göstermelidir. AB ile kaynaşmış bir Orta

Asya, AB’nin geleceği açısından önemlidir.

1.2.3. İşbirliğinin Güncel Sorunları ve Perspektifleri

Aslında AB ve Orta Asya ülkeleri arasındaki ilişkilerinin son derece hızlı

gelişmesine rağmen, var olan sorunları sıralamak ve onların çözümlerini

değerlendirmek tezin amaçlarından biridir.

Birinci sorun, Orta Asya’da çatışma ve istikrarsızlık riskin yer almasıdır.

Bölgedeki bir ülkede ciddi ve uzun süreli bir istikrarsızlık olursa bu bütün bölge için

tehlikenin nedeni olabilir. Bu özellikle, Özbekistan için geçerlidir ve burada fazla 25

milyon kişi yaşamaktadır ve Orta Asya'nın en kalabalık ülkesidir. Bölgede sınır

sorunu halen varlığını sürdürmektedir. Çünkü çoğunlukla yasadışı sınır ve göç

Page 56: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

48

sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu komşu devletlerin huzursuzluğuna mülteci akışlar

üzerinden yol açabilir. Sonra da ülkeler arasındaki altyapının benzediğinden dolayı

hala büyük ölçüde birbirlerine bağımlı olduğu söylenilebilir ve bu yüzden herhangi

durumda ciddi ekonomik sorunlar ortaya çıkabilir. Eğer insani sorunları bir yana

farklı şekilde koyarsak Orta Asya istikrarsızlığı, AB ve üye ülkelerin çıkarlarını

etkileyebilir. Son deneyimde mültecilerin potansiyel bir hedefleri Avrupa’ya

gitmektir. 83

Genel olarak, Orta Asya ülkelerin AB tarafından dikkat edilen sorunlarını

incelemekte de yarar vardır. Çünkü yukarıda bahsedildiği gibi bölgede yer alan

istikrarsızlık seviyesi komşu devletlerde farklıdır.

Enerji kaynaklarından gelirini sağlamakta olan Kazakistan, uzun zamandır

daha istikrarlı Orta Asya ülkesi olarak kabul edilmiştir. Ancak endişe verici işaretler

vardır. Şubat 2006 tarihinde Kazakistan’da önemli bir muhalif politikacı Altınbek

Sarsenbayev’in ölümü ve Rahat Aliyev’in tutuklanması ile uluslararası bir skandal

meydana geldi.84

Bu alanda Kırgızistan’da Mart 2005 yılında Parlamento seçimlerinden sonra

halkın ayaklanmasıyla eski Cumhurbaşkanı Askar Akayev ülkeden kovuldu.

Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev ve onun hükümeti hala kendi güçlerini

pekiştirmek için mücadele ediyor. Ekonomik kaynaklar üzerinde kontrol için olan

uzun süreli mücadele istikrarsızlığa yol açmıştır. Devlet kurumları neredeyse

harekete geçmemiştir ve oluşan vakum suç çeteleri tarafından dolmuştur.

Cumhurbaşkanlığın yetkisini sınırlama yönünde yapılan anayasa değişikliği dahil

83 Kazantsev, A., Tsyentralnaya Aziya: Stanovyashiyisya Mejdunarodnoy Region?(Orta Asya: Uluslar arası Bolge Olurken), http: // www. ia-centr. ru/public_details. php? id=483

84 Kamziyeva, Gulmira, Orta Asya haberleri, http://rus.azattyq.org/content/article/1180696.html, 28.12.2009.

Page 57: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

49

olmak üzere söz verilen reformlar, başarısız kampanyanın sürdürülmesinde daha

fazla hükümet desteğini azalmıştır.

Tacikistan, görünüşe göre, bölgede istikrarlı ülkelerdendir, ancak 1990

yılında iç savaşın etkileri günümüzdeki siyasi olayları etkilemektedir. Onu hala

ekonomik ve siyasi yaşamda yer alan sorunlardan görebiliriz. Ülke yoksul olarak

sınıflandırılır ve bu nedenle yurtdışında yüz binlerce Tacikistan vatandaşı

çalışmaktadır.85 Rüşvet düzeyi çok yüksek ve Afgan eroin ticaretinden gelen gelir ve

güç, kurumları doğrudan etkilemektedir. Ülke, Rusya ile yakın ilişki içindedir ama

Tacikistan veya Rusya ekonomisini etkileyen sorunlar göçmen işçiler ile ilişkindir.

Bu tür sorunlar Tacikistan için tehlikeli sosyal ve ekonomik sonuçlara yol

açabilecektir. Bir diğer önemli husus; Tacikistan’ın etnik yapısıdır. Tacikistan’da

etnik manada şimdiye kadar sıcak bir çatışmanın yaşanmaması, bundan sonra da

yaşanmayacağı anlamına gelmemektedir. Tacikistan’da siyasal ve kültürel anlamda

bir Tacik hakimiyeti söz konusudur.86 Ülkede sayısal olarak Taciklerden sonra ikinci

sırada bulunan Özbekler, ileride siyasal ve kültürel hak talebinde bulunabilir. Bu

bağlamda Tacikistan Özbekleri, bölge liderliğini oynamaya çalışan Özbekistan’dan

destek de alabilir. Nitekim Özbekistan ile Tacikistan arasında Sovyet döneminden

beri devam eden bir takım sorunlar mevcuttur. Diğer taraftan, Afganistan’da üretilen

uyuşturucu maddenin Tacikistan üzerinden yapılan ticareti, Rusya açısından da ciddi

bir tehdit oluşturmaktadır. Tüm bu sorunların devam ediyor olması, Rusya ile olan

bölgesel güvenlik anlaşmaları çerçevesinde bölgedeki Rus askeri varlığını

85 Volkov, Vitalyi, Kto i chto stoit za pokazannoi deportatsiyei tadjikov iz Rossyi? (Göz Boyatıcı bir Sınırdışına Kim ve Ne değer?), 13.12.2002, http://www.ferghana.ru/article.php?id=118286 Askarov, Aset, Brosok na Afganistan: Novye ugrozy dlja Tsentralnoi Azyi (Afganistan’a Baskı: Orta Asya için Yeni bir Tehlike), 3.03.2009, http://www.russians.kz/politics/993364-brosok-na-afganistan-novye-ugrozy-dlja.html

Page 58: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

50

meşrulaştırmaktadır. Dolayısı ile, uzun bir süre daha Rusya’nın bölgedeki etkisinin

devam edebileceği söylenebilir.87

Türkmenistan dünyanın en kapalı ve baskıcı rejimin yer aldığı ülkelerinden

biri olarak sayılmıştı. Cumhurbaşkanın siyasi hayat ve zengin doğal gaz rezervleri

üzerindeki kontrolü farklı bir bakış açısı yaratır. Ülkede demokratik reformların

yapılmaması ve insan haklarına yönelik reformların yenilenmemesi, ülkede insani

krizin meydana geleceğini kanıtlamaktadır. Büyük Türkmenistan 3’e bölünmüştür

Türkmenistan, İran ve Afganistan bu da bir Türk dünyası içinde ortak çözülmesi

gereken meseledir. Azerbaycan ile Türkmenistan’ın Hazar’ın statüsü nedeniyle ciddi

sorunları bulunuyor. Bu sorunlar Türkmen başı döneminde ilişkilerin alt düzeye

inmesine neden olmuştu.88

Özbekistan için en büyük tehdit ciddi istikrarsızlıktır. Ülkenin Orta Asya’da

Türkmenistan gibi politik baskı alanında ikinci ölçekli olması söylenebilir ve

Cumhurbaşkanı İslam Kerimov rejiminin uzun zaman sürmesi de yüksek ve güçlü

otoritenin devam ettiğini göstermektedir. Çok yıllar boyu feci ekonomik politikaları

sebebiyle öfkeli halk ayaklanmaya hazırdılar ve hayatta kalmak için milyonlarca

insan savaşmak zorunda kaldılar. 2005 Mayıs’ta Özbek Güvenlik Güçleri ülkenin

doğusunda yer alan Andican şehrinde meydana gelen ayaklanmayı ezmişti ve

neticesinde silahsız yüzlerce sivil öldürüldü. Rusya ve Çin hükümetinin Andican

şehrindeki olaylardan sonra iyileşmesine rağmen Avrupa ile ilişkisi soğudu ve hatta

bazı alanlarda kesilmiştir. Andican olaylarından sonra ülke sakinleşti ancak hükümet,

huzursuzluğa neden olan temel sorunları çözmek için istekli değildir. Kazakistan ve

87 Burget, F., “Avrasya Jeopolitiğinde Tacikistan: ABD-Rusya Arasında Ayakta Kalabilme Mücadelesi”, 01.02.2005, http://www.turksam.org/tr/a117.html88 Türkmenistan: Olumlu ve Olumsuz Yanları, 27.5.2009, http://halapturkmen.blogcu.com/turkmenistan-olumlu-ve-olumsuz-yanlari_44674081.html

Page 59: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

51

Türkmenistan gibi otoriter kuralın devam etmesi ve onun mirası üzerine acı bir

mücadelenin ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Ülkede yakın ve orta vadede daha

fazla istikrarsızlık riski yüksektir.89

İkinci sorun - enerji güvenliğidir. 2006 Ocak ayında meydana gelen Rusya ve

Ukrayna arasındaki gaz çatışması, en yüksek siyasi düzeyde Avrupa Birliği enerji

güvenliği politikasında gündeme getirilen konulardan biriydi. Bu durumda

Brüksel'de üst düzey yetkilileri ve AB üyesi ülkeleri başkentlerinin Rusya’ya olan

bağımlılığını azaltmak için adımlar atmaya başlamış oldu. Gecikmiş olmasına

rağmen, AB, Orta Asya potansiyel önemini anlamaya başladı. Petrol ve gaz

kaynakları doğrudan Kafkasya ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya sayılıyorlar ve temin

edilebilir. “Bu bizim için en büyük sorundur” - diye Doğu Avrupa diplomatı kendi

konuşmasında – “Biz tek Rusya'ya bağımlı olmamalıyız, çünkü o enerji güvenliği

açısından tehlikelidir. Çatışma önemli ki bir ortak olarak Orta Asya ile ekonomik ve

enerji alanlarında işbirliği gerek.”

AB’nin dışa bağımlılığı artmaktadır. Veri enerji kaynakları için Rusya,

AB'nin bağımlılığı üzerinde kendileri için koşullar belirtmiştir: AB’nin ihtiyaçlarını

karşılamak ve 2030’larda Birlik, kendi petrolünün % 94 ve % 84 gaz ithalat etmek;

% 46 Rusya’nın ürettiği gazı AB ithal edecektir. Dolaysıyla, AB özellikle Rusya ile

yaşanan enerji krizinden sonra Hazar Bölgesi için ayrı strateji geliştirme ihtiyacı

duymuştur. Bu gelişmeler doğrultusunda, yüksek petrol ve doğalgaz rezervleri, hızla

artan petrol ve doğalgaz üretimi ve güvenilir petrol ve doğalgaz ihraç yolları ile

89 Kasenov,U., Bezopasnost Tsentralnoy Azyi(Orta Asya Güvenliği), Almatı, 1998.

Page 60: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

52

Hazar Bölgesi’nin, özellikle Kazakistan’ın AB için önemi her geçen gün daha da

artmaktadır.90

Terör örgütlerinin gelir kaynaklarından en önemlisi uyuşturucu kaçakçılığıdır.

Uyuşturucu günümüz dünyasında maliyeti ucuz getirisi fazla olan illegal bir

sektördür. BM kaynaklarına göre yıllık küresel getirisi 500 milyar doları bulan

uyuşturucu kaçakçılığı, her suç organizasyonu için olduğu gibi, terörist

organizasyonlar için de çok cazip bir finansman kaynağıdır. Günümüzde ise Pakistan

ve Afganistan'dan Batıya giden uyuşturucu trafiği sayesinde her yıl 40 milyar doların

üzerinde gelir elde edilmektedir. Afganistan'daki Taliban rejiminin silahlandırılması

bu gelirle sağlandığı gibi, başka bölgelerdeki Islamist ve diğer dini radikal

gruplarının faaliyetleri ve silahlandırılmaları için kullanılmaktadır. Ruslara karşı

Aralık 1994'de başlayan ve bir buçuk sene devam eden Çeçen direnişinin Pakistan ve

Afganistan yoluyla kısmen bu yolla finanse edildiği bilinmektedir. Yine bu yolla

uyuşturucu yolu üzerinde ve son noktalarındaki birçok ülkenin gümrük birimleri ve

bürokratik kademeleri de kasalarını doldurmaktadırlar. Uyuşturucu geliri ile elde

edilen silahlanma da yine silah üreticisi ve pazarlayıcısı devletlerin isine

yaramaktadır.

Pakistan ve Afganistan'da başlayıp,

1) Orta Asya - Hazar ve Rusya üzerinden Avrupa,

2) Orta Asya - Kafkaslar ve Türkiye üzerinden Avrupa,

3) Güney Asya, Iran, Orta Doğu üzerinden Avrupa,

Üzerinde oluşmuş olan "Golden Crescent" ismindeki uyuşturucu yolu bugün

olduğu gibi, daha da etkili olarak 21.Yüzyıl jeopolitiğinin önemli bir parçası

90 Pamir, Necdet, a.g.m.

Page 61: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

53

olacaktır. İnanç ve düşünce farklılıklarının sivrilmesi ve aktif politikaya hükmetme

eğilimleri ile uyuşturucu trafiğinin Türkiye ve komsu bölgelerin jeopolitiğinde

ağırlık kazanması hızla yükselmektedir.91

Şu anda öncelikle Orta Asya için çok ciddi bir sorun haline gelen su ve

hidroenerji olmak üzeri doğal kaynakların akıllıca kullanımı zamanıdır. Sadece Orta

Asya bölgesi için geçerli olmaksızın trajik sonuçlarına götüren Aral Gölü’nün

gittikçe kurumaya başlaması bunun net bir örneğidir. Özbekistan Cumhurbaşkanı

İslam Karimov’un BM Genel Asamblesi 48. Ve 50. oturumlarında yaptığı

konuşmalarında, Aral Gölü’ndeki ekoloji afet sorunu küresel karakterini taşıdığını

vurgulamıştır.

Aral Gölü’nün kuruması, bölge sınırı dışında da iklim değişikliğine

sürüklemektedir. Her sene Aral’ın beyazlaşan kısımlarında milyonlarca ton tuz ve

tozun havaya karışarak, hava kirliğine ve büyük bölgelerin toprak temellerinin

bozulmasına neden olmaktadır. Bu sorunları çözmek için ilgili diğer devletlerin

çıkarlarına gölge bırakmaksızın ve iki önemli koşulu garanti ederek, yapısal yaklaşım

ve hoşgörülü temelinde projelerin gerçekleştirimi yapılmalı: Birincisi – nehir akımın

alt seviyesinde yerleşen ülkelere akım seviyesini azalmasına izin verilmemeli;

İkincisi – Bölgedeki ekoloji güvenliği ihlal edilmemeli.92

Daha bir önemli sorun Afganistan’dır. Eğer Orta Asya, Avrupa Birliği’nin

ilgisini o kadar çekmemişse 11 Eylül 2001 tarihinden sonra onun coğrafi durumu

büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle Avrupa için Afganistan ne kadar önem

taşırsa Orta Asya da aynıdır. Dolaysıyla, Afganistan istikrarlığı komşuların istikrarlı

91 Binay, M., “Doğal gaz, petrol ve uyuşturucu”, Paris, 12 Mayıs 1997, http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz30.htm92 Orta Asya'da Su-Enerji Sorunları, 28.12.2009, http://www.turkey.mfa.uz/modules.php?op=modload&name=News&file=article&sid=2820&mode=thread&order=0&thold=0

Page 62: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

54

olmasını talep edecektir. Çünkü Afganistan sorununu Orta Asya devletlerinin etkisi

olmadan çözmek mantıksızdır. Bu pozisyona kanıt olarak NATO gücü ile bölgede

bulunan askeri – hava kuvvetlerinin olmasını söyleyebiliriz. 2001 yılından itibaren

Fransa kendi askeri potansiyelini Duşanbe havalimanında yerleştirebildi. Almanya

ise 300’e kadar askerini Özbekistan’ın güneyindeki Termez şehrine yerleştirdi. 93

Böylece AB ve Orta Asya işbirliği birkaç sorunlara doludur. Ancak sonraki

bölümde araştırılacak işbirliğinin geliştirilen karşılıklı yardım programları,

bahsedilen sorunların çözülmesini hedeflemektedir.

93 Laumulin., M., Tsentralnaya Aziya, a.g.e.s.10.

Page 63: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

55

II. BÖLÜM

AB’NİN YENİ KOMŞULUK POLİTİKASI VE EKONOMİK, SİYASİ

İŞBİRLİĞİNİN ULUSÜSTÜ MEKANİZMALARI

2.1. AB ve Orta Asya Ülkeleri Arasındaki İşbirliğinin Temel Belgeleri Ve

Programları: Avrupa Birliği’nin Komşuluk Politikası

Avrupa Birliği’nin Komşuluk Politikası, (ABKP: European Neighbourhood

Policy-ENP) AB’nin genişleme sürecinde ortaya çıkan fırsatlara yönelik olarak

geliştirdiği bir projedir.94 Bu kapsamda, Mart 2003’te Komisyon tarafından “Geniş

Avrupa Komşuluğu: Doğu ve Güney Komşularımızla İlişkilerimiz İçin Yeni Bir

Çerçeve” isimli tebliğ yayınlanmıştır.12 Mayıs 2004 tarihinde ise komşuluk

politikasının temel belgesi niteliğinde olan “Avrupa Komşuluk Politikası Strateji

Belgesi” kabul edilmiştir. AB Komisyonu 4 Aralık 2006 tarihinde yayımladığı tebliğ

ile (2006/724/COM) ile ABKP kapsamındaki komşu ülkelerin Trans- Avrupa

Ulaştırma ve Enerji Şebekeleri Programları’na katılımlarının sağlanacağını

duyurmuştur. Ayni tarihte yayımlanan ikinci bir tebliğ (2006/726/COM) ile

ABKP’nin güçlendirilmesi için gerekli unsurlar ele alınmıştır. 95

AB’nin Komşuluk Politikası, AB’nin aday statüsünde olmayan yakın komşuları

olan İsrail, Ürdün, Moldavya, Fas, Tunus, Filistin, Ukrayna, Ermenistan,

Azerbaycan, Mısır, Gürcistan, Lübnan, Cezayir, Suriye, Libya ve Belarus olmak

üzere 16 ülkeyi kapsamaktadır. Bu ülkeler ile ortaklık anlaşmaları imzalanmakta,

daha sonra anlaşmalar çerçevesinde eylem planları hazırlanmaktadır.

94 Aliboni,R.,The Geopolitical Implications of the European Neighbourhood Policy (Avrupa Komşuluk Politikasının Jeopolitik Boyutları), European Foreign Policy Affairs Review,2005,Vol.10,No1.

95 Daha fazla bilgi için bakınız. http://ec.europa.eu/world/enp/index_en.htm

Page 64: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

56

ABKP’nin temel amacı beşinci genişleme dalgasının ardından, AB’nin yeni

komşularıyla ilişkilerinin derinleştirilmesi olup, yeni komşular arasındaki bağların

güçlendirilmesi amacıyla oluşturulmuştur. Politikaların ana hedefi, her iki tarafın da

refah, istikrar ve güvenliğini arttırmak için ortak çıkarların desteklenmesidir. Bu

hedefe yönelik olarak politika kapsamındaki her bir komşu ülkenin ihtiyaçları göz

önünde bulundurularak, ülkelere özgü bir şekilde farklılaştırılmış projeler

uygulanmaktadır.96

AB, Mart 2003 tarihli tebliği ile AB’nin Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya ve

Moldavya ile Batı Balkan ve Akdeniz ülkeleriyle sınırlarında işbirliğini artırmayı

hedeflemiştir. Yeni Komşuluk Aracı İçin Hazırlık isimli tebliğ, “Geniş Avrupa

Komşuluğu: Doğu ve Güney Komşularımızla İlişkilerimiz İçin Yeni Bir Çerçeve”

başlıklı tebliğin devamı niteliğindedir. Tebliğ, gelecekteki sinir ötesi işbirliği için

dört ana hedef belirlemektedir. Bunlar; sınır bölgelerindeki ekonomik ve sosyal

gelişimi teşvik etmek, çevre, kamu sağlığı ve organize suçla mücadelede ortak

çalışmalar yapmak, sınırların güvenliğini sağlamak ve yerel halklar arası faaliyetleri

özendirmektir.

Brüksel’de toplanan AB Konseyi, (17-18 Haziran 2004) Komisyon’un Avrupa

Komşuluk Politikası’nı olumlu bulmuş ve yeni komşuluk ilişkilerinin

geliştirilmesinin teşvik edilmesi gereği üzerinde durmuştur. Konsey, ABKP

kapsamına Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ın da alınmasını ve bu üç ülkeyle

ilişkilerin arttırılmasından dolayı memnuniyetini dile getirmiştir.97

96The Centre for European Policy Studies, 4.11.2009,http://www.ceps.eu/category/research-area/eu-neighbourhood-policy97 Sadık,Rıdvan Karluk, Relations Of EU With Central Asian Countries In A Globalizing World And Its Strategy Towards The Region (Küreselleşen Dünyada AB’nin Orta Asya Ülkeleri ile İlişkileri ve Onun Bölgeye Yönelik Stratejisi),http://www.bildiri.anadolu.edu.tr/papers/bildirimakale/1073_b220p82.doc

Page 65: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

57

AB, Komşuluk Politikası’ndan esinlenerek Haziran 2007’de 2007–2013 yıllarını

kapsayan Orta Asya Stratejisi’ni belirlemiştir.98 Bu kapsamda AB, Orta Asya

bölgesindeki istikrar ve güvenliği korumayı, bölge ülkelerine ekonomik yardım

sağlayarak yoksulluğun giderilmesine katkı yapmayı, ayni zamanda bölge ülkeleriyle

daha yakin işbirliği ilişkileri oluşturmayı kararlaştırmıştır. Bu yeni strateji

kapsamında 2013 yılına kadar yukarıda da söz edildiği gibi beş Orta Asya ülkesine

toplam 750 milyon Euro ekonomik yardım sağlanacak, Orta Asya ülkelerinin

ekonomilerini çeşitlendirmesine katkı yapılacak, ayrıca bölgedeki bütün ülkelerin en

kısa sürede Dünya Ticaret Örgütü'ne katılmasını sağlamak için girişimlerde

bulunulacaktır.

AB’nin bölgeye yönelik ilgisi günümüze kadar iki noktada toplanmıştır: Enerji

ve istikrar99 AB Orta Asya politikasını bu parametreler üzerinden yürütmeye çalışmış

ve bu amaçlar doğrultusunda yeni projeler geliştirmiştir. Bu projeleri birbirleri ile

ilişkili üç başlık altında toplamak mümkündür: TACIS (Technical Assistance to the

Commonwealth of Independent States), TACIS’in imkanlarından faydalanarak

hayata geçirilmeye çalışılan INOGATE (Interstate Oil and Gas Transport to Europe)

ve TRACECA (Transport Corridor Europe, Caucasus, Asia ) 100

2004-2006 yılları arasında AB’nin sinir ötesi işbirliğine yönelik oluşturulacak

komşuluk programları; var olan INTERREG, (Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu

çerçevesinde Avrupa Birliği bölgeleri arasındaki işbirliğini güçlendirmeye yönelik

olarak 1990 yılında uygulanmaya başlanan ve hibe yardımlarından oluşan girişim)

PHARE, TACIS, CARDS (Topluluk İstikrar, Gelişme ve Yeniden Yapılanma

98 AB Web Sayfası, http://ec.europa.eu/external_relations/kazakhstan/index_en.htm99 Mehmet Seyfettin Erol, “EU’s New Central Asian Policy and its Energy Dimension” (AB’nin Yeni Orta Asya Politikası ve Onun Enerji İhtiyacı), The Journal of Turkish Weekly, 1 April 2007.

100 Karluk, a.g.e.,s.264.

Page 66: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

58

Yardim Programı: Community Program for Assistance to Reconstruction,

Democratisiation, and Stabilization) ve MEDA (Akdeniz Ekonomik Kalkinma

Alani:Mediterranean Economic Development Area) programları ile birlikte

yürütmüştür.

Bunlardan PHARE, Orta Asya için de örnek olmuştur. Avrupa Birliği, Doğu

Avrupa’da özellikle, planlı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçen ülkelerin

Bati Avrupa ve dünya ekonomisi ile bütünleşmesini amaçlayan ve TACIS

programına benzeyen PHARE Programı’nı eski Doğu Avrupa ülkelerine

uygulamıştır. PHARE Programı, demokrasiye ve piyasa ekonomisine geçişi

desteklemenin ilk yıllarından sonra, katılıma yönelik bir araç olacak şekilde yeniden

biçimlendirilmiştir.101

1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılması ve

kutuplardan birinin ortadan kalkması, Avrupa Birliği’nin dünya ölçeğinde

etkinliğinin artmasına yol açmıştır. Bu ortamda AB, küresel etkinliğe sahip olma

konusunda Orta Asya’da girişimler başlatmıştır. Orta Asya’da özellikle Kazakistan,

Türkmenistan ve Hazar Havzası’nda bulunan enerji kaynakları bölgenin önemini

arttırmış ve Orta Asya günümüzde küresel mücadelenin oyun alanlarından biri haline

gelmiştir.

Sovyetlerin 1990’ların başında dağılmasıyla birlikte Orta Asya (Kazakistan,

Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan) ülkelerinin bağımsızlıklarını

elde ettiğinden birinci bölümde bahsetmiştik. Bağımsızlık sonrası süreçte ekonomik

olarak pek de iyi sayılamayacak şartlarla karşılaşan ve Sovyetler döneminde merkeze

bağlı ekonomiler olarak yönetilen Türk Cumhuriyetleri, eski yapıyı bir an önce

101 Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, s.264-266.

Page 67: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

59

kırmak ve serbest piyasa ekonomisine geçerek dünya ile bütünleşmeyi

gerçekleştirmek amacında olmuşlardır. Bu ülkelerin, amaçlarına ulaşabilmek için

sahip oldukları en önemli kaynak ise potansiyel durumdaki enerji kaynaklarıdır.102

Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin sahip oldukları enerji kaynaklarının

yanında, sistem değiştiriyor olmanın zorlukları, bu ülkeleri her türlü tesire açık hale

getirmiştir. Batı ülkelerindeki sermaye fazlalığı yanında, bu ülkelerin uzun dönemde

ihtiyaç duyacakları ham maddelerin bu bölgede bulunuyor olması, başta ABD olmak

üzere bütün ülkeleri Orta Asya’ya çekmiştir.103

Avrupa Birliği de Sovyetlerin dağılmasından sonra başlayan sürece ilgisiz

kalmamıştır. Orta Asya, Avrupa Birliği için Balkanlar kadar öncelikli bir konumda

olmasa da, AB, bu bölgedeki ülkelerle ilişkileri geliştirmekten geri kalmamaktadır.

1990’lı yılların başından beri AB’nin söz konusu ülkelerle ticari ilişkileri

artmaktadır. AB ülkeleri genel olarak bölgeye teknolojik ürünler ihraç ederken, bölge

ülkelerinden enerji ithal etmektedir.

Bunun dışında, AB, bölge ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek amacıyla, birçok

programı hayata geçirmiştir. Örneğin TACIS, genel olarak söz konusu ülkelerin

demokrasiye ve serbest piyasa ekonomisine geçişlerini kolaylaştırmak amacındadır.

Başlangıçtan itibaren AB, mali destek sağlayarak, ikili ilişkilerin dışında, söz konusu

ülkelerle bölgesel düzeyde işbirliğini geliştirme düşüncesinde olmuştur. Aynı

biçimde, Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru (TRACECA) Programı yerli

ürünlerin AB ülkelerine ihracatını desteklemek amacıyla hayata geçirilmiştir. Enerji

konusunda ise destek mekanizmaları, Avrupa’ya Petrol ve Doğalgaz Taşımacılığı

102 Çağrı, Kürşat, Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin Enerji Potansiyelleri ve Önemi, 23.03.2010, //http.www.usakgundem.com., 103 AKDİŞ, Muhammet, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İlişkiler-Bölgeye Yabancı İlgisi ve Beklentiler, DTM Dış Ticaret Dergisi, Sayı: Temmuz 1999.

Page 68: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

60

(INOGATE) Programı ile hayata geçirilmiştir. Bunların dışında, Avrupa Birliği’nin

çevre, su ve uyuşturucuyla mücadele gibi birçok alanda da işbirliği programı hayata

geçirilmiştir.104

Bu çalışmada, AB’nin, Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte başlayan süreçte,

Türk Cumhuriyetleriyle geliştirdiği ticari ilişkiler ele alınacaktır. Birinci bölümde

AB’nin dış ticareti genel olarak ele alınacak, ikinci bölümde ise AB’nin söz konusu

ülkelerle olan ticaretine değinilecektir. Üçüncü ve son bölümde ise AB’nin bu

ülkelerle ilişkilerini geliştirmek adına başlattığı proje ve programlardan söz

edilecektir.

2.2. Dış Politika Aracı Olarak TACIS Programı

1990 yılında gerçekleştirilen Konsey toplantısı sonunda Bağımsız Devletler

Topluluğu (CIS) üyesi 11 ülkenin dünya ekonomisi ile bütünleşmelerini sağlamak

üzere AB 1991 yılında TACIS Programı’nı (Bağımsız Devletler Topluluğu

Ülkelerine Teknik Yardim) yürürlüğe koymuştur.105 Programı 1993-1995 döneminde

geçerli olacak şekilde uzatan Yönetmelik, Konsey’in 19 Temmuz 1993 tarihli

toplantısında kabul edilmiştir

Yeni Yönetmelik CIS ülkelerinde piyasa ekonomisine geçişin

kolaylaştırılması ve demokratik kurumların yerleşmesi amacıyla belirlenmiş çeşitli

öncelikli alanlarda Batinin bilgi ve deneyimlerinin aktarılmasını, bu şekilde de özel

sektörün gelişmesini teşvik edici ortamın yaratılmasını öngörmüştür.

104 Güven, Delice, Orta Asya Ülkeleri ve Bölgesel İşbirliği Girişimleri, Avrasya EtüdleriYıl: 12, Sayı: 27-28 (2005),2005, s.109-115.

105 Regulation (EC) No. 99/2000, 21.01.2000 - 31.12.2006. (OJ L 12 of 18.01.2000), Regulation (EC) No. 2112/2005, 28.12.2005. (OJ L 344 of 27.12.2005)

Page 69: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

61

TACIS’in amacı, serbest piyasa ekonomisine geçişte bu cumhuriyetlere

yardımcı olmak, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün gelişmesine destek vermek,

siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasına imkan yaratmaktır. TACIS Programı

başlatıldığında sadece teknik yardıma yönelik bir program iken, günümüzde artik 12

ülke ile ilişkilerin oturduğu temel bir model haline gelmiştir. Ülke temsilcileri ile AB

yetkilileri, devamlı olarak bir araya gelmektedirler. AB’nin genişleme süreci içinde

TACIS, AB ile taraf ülkeler arasında çok daha stratejik bir önem kazanmıştır.

Program, 1279/96 sayılı Konsey Yönetmeliği’nin 31 Aralık 1999 tarihinde son

bulmasından sonra çıkarılan 99/2000 sayılı ve 29 Aralık 1999 Yönetmelik ile

yeniden düzenlenmiştir.106

Yeni Yönetmelik çerçevesinde AB ile 12 ülke arasında kuramsal, yasal ve

idari reform, özel sektör ve ekonomik kalkınma, altyapı yatırımları ve toplumsal

değişimin sonuçları, çevrenin korunması, kırsal kalkınma ve nükleer emniyet

konuları üzerinde işbirliğine gidilecektir. Bu alanlarda en çok üçü seçilerek işbirliği

geliştirilecektir. Projelerin de belli büyüklükte olması şartı aranacaktır. Rusya ve

Ukrayna’da bu kriter 2 milyon Euro, diğer ülkelerde ise 1 milyon Euro’dur. TACIS,

ulusal ülke ve bölgesel programlarına destek vermektedir. Ulusal ülke programları 3-

4 yıl geçerlidir. Bölgesel programlar ise daha çok çerçevenin korunması ve ulaşım

gibi yakin komşu ülkeleri kapsamaktadır.107

Avrupa Konseyi Doğu Bloğunda meydana gelen köklü gelişmeler karşısında

Nisan 1989 tarihli Lüksemburg Zirve toplantısında Doğu Avrupa’ya yönelik AT

politikası koordinasyonunun Topluluk kapsamında yapılmasını kararlaştırmıştır.

Bundan kısa süre sonra, Temmuz 1989 tarihinde, G-7 grubu toplantısında da Doğu

106 Karluk, a.g.m.107 TACIS Yıllık Raporu 2005, Brüksel: Komisyon, 2000.

Page 70: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

62

Bloğuna yapılacak yardımı koordine etme görevi Avrupa Komisyonuna verilmiştir.

Başka bir deyişle, Komisyon ilk defa başka bir örgüt tarafından görevlendirilmiş ve

dış politika alanında bir aktör konumuna yükseltilmiştir. Bu nedenle, Doğu Bloğu

ülkeleriyle işbirliği konusunda daha çok birinci sütün kapsamına giren tasarruf türleri

kullanılmaktadır. Böylece dış ekonomik ilişkilerden sorumlu olan Komisyon 1989

yılından sonra AT’nın (AB’nın) Doğu Bloğuna karşı sürdürülen dış politikasında

önemli bir konuma sahip olmuştur. 108

AB tarafından uygulanmakta olan TACIS programı eski SSCB ülkelerine

(artı Moğolistan) yönelik sağlanmakta olan teknik ve mali yardımın en önemli

kaynaklarından birisidir ve daha çok söz konusu ülkelerde geçiş döneminin

hızlandırılması amacını taşımaktadır. 109

TACIS programının başlatılmasına Aralık 1990 yapılan Avrupa Konseyi

Roma Zirvesinde karar verilmiştir. Roma Zirvesinde AT üyesi ülkelerin devlet ve

hükümet başkanları, SSCB’de büyük zorluklarla sürdürebilmekte reform

hareketlerini desteklemek amacıyla bilgi ve teknik yardım niteliğinde bir yardım

programının başlatmasını uygun bulmuştur. Başka bir deyişle, AT üyesi devletler

Avrupa’da ve genel olarak bütün dünyada kalıcı barış ve istikrarın sağlanmasına

katkıda bulunmak amacıyla, reform sürecini başlatan, fakat büyük ekonomik ve

sosyal nitelikli sıkıntılar yaşayan SSCB’ye mali yardımda bulunmaya karar

vermiştir.

15 Temmuz 1991 tarihli 2157/91 sayılı Konsey Tüzüğü ile programın ilkeleri

belirlenmiş ve Komisyon programın sürdürülmesinden sorumlu kılınmıştır.110 AB

108 Karluk, a.g.m.109 Delovaya pressa (İş Yayını), No 15(307), 13.07.2000http://www.businesspress.ru/newspaper/article_mId_3_aId_28914.html) / İş yayını, No 15(307)110 TACIS Resmi Web Sayfası, //http.www.tacis.org

Page 71: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

63

bütçesinden finanse edilmekte olan TACIS programının sürdürülmesinden 1993-

1994 yıllar aralığında Komisyonun “Dış Ekonomik İlişkiler” Müdürlüğü sorumlu

olmuştur. Günümüzde ise, söz konusu programdan Komisyonun “Dış İlişkiler”

müdürlüğü (Common Service for External Relations (SCR)) sorumludur. SCR

AB’nin yapmakta olduğu tüm yardım programlarının uygulanmasını

gözetlemektedir. Üstelik Komisyonun SCR birimi yardım programlarının

denetlenmesinden de sorumludur.111

SSCB’nin 1991 yılında sürpriz bir şekilde dağılmasından sonra ve yerini yeni

15 bağımsız devlete bırakmasından sonra, önceleri sadece eski SSCB ülkelerine

yönelik tasarlanan TACIS programı yeni şartlarla uyumlulaştırıldı. Program

kapsamında Türk Cumhuriyetleri dahil olmak üzere 12 partner devletler aldı. Üç

Baltık Cumhuriyetleri ise PHARE programı kapsamında dahil edildi. TACIS

konusunda 1991 tarihli tüzük yerine, 1993 yılında 2053/93 sayılı yeni Konsey tüzüğü

kabul edildi. Yeni tüzükte “Demokrasinin güçlendirilmesi” gibi siyasi konulara

ağırlık verilmiş ve üç yıllık “Belirleyici” programları (indicative) çaşlatılmıştır. 1993

yılının sonuna doğru TACIS, eski SSCB cumhuriyetlerine yapılan en büyük teknik

yardım programı olmuştur.112

1996 yılında TACIS konusunda 1279/96 sayılı yeni Konsey tüzüğü kabul

edilmiştir. Yeni tüzükte Ortaklık ve İşbirliği Antlaşmalarının ve demokrasi, insan

haklarına saygı gibi siyasi konuların önemi vurgulanmıştır. Bu tüzüğün geçerlilik

süresi 31 Aralık 1999 tarihinde sona ermişti.

111Daha fazla bilgi için bakınız. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/290/2638.pdf112Avrupa Birliği - BDT Ülkeleri İlişkilerinin Hukuki Çerçevesi, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/290/2638.pdf

Page 72: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

64

2000–2006 yıllar aralığını kapsayan 99/2000 sayılı yeni tüzükle gelecek yedi

yıllık süre için toplam 3,138 milyon Euro dolayında mali yardım verilmesi

öngörülmüştür.

Son TACIS tüzüğü, Komisyonun kendi içinde ve ilgili taraflarla yapılan

danışma ve görüş alış verişi sonucu yapılmıştır. Örneğin, bu amaçla çeşitli

hükümetler dışı örgütler (NGO), akademisyenler ve ortak devlet temsilcileriyle

Almatı, Tiflis, Moskova ve Kiev’de görüşmeler yapılmıştır. Kısaca, yeni tüzük

önceki dönemlerin tecrübesi tahlil edilerek yapılmıştır. Bunun sonucunda birtakım

değişiklikler öngörülmüştür. Örneğim, TACIS programı kapsamında her bir partner

ülkeye ona özgü bir programın benimsenmesi; Ortaklık ve İşbirliği Antlaşmaları

amaçlarının yerine getirilmesinin desteklenmesi; özellikle bölgesel düzeyde ve

spesifik nitelikli yatırımların yapılmasının teşvik edilmesi gibi konular üzerinde

durulmuştur. 113

Bununla birlikte, açık piyasa ekonomilerinin geliştirilmesi ve demokrasinin

kurumsallaşması konuları önceleri olduğu gibi, TACIS programının başlıca hedefleri

olarak benimsenmiştir.

Yeni 2000 tarihli TACIS tüzüğü, program çerçevesinde işbirliği yapılacak

konuları şöyle belirlemişti:

1. Kurumsal, hukuki ve idari reformlar;

2. Özel sektör ve ekonomik gelişme;

3. Altyapı sistemlerinde ve toplumda yaşanan değişimlerin etkileri;

4. Çevreyi koruma;

5. Kırsal bölgelerde ekonomi;

113 TACIS Yıllık Raporu 1999, Brüksel: Komisyon, 2000,s.3.

Page 73: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

65

6. Nükleer güvenlik;

Yeni tüzükte taraflar arasındaki işbirliğinin karşılıklı bir süreç olduğu fikrinden

hareket edilmektedir. Bu nedenle, “talep eksenli” (demand-driven) bir programdan

“dialog eksenli” (dialog - driven) bir programa geçilmesi istenilmektedir. Ayrıca

bölgesel ve sınır aşırı işbirliğinin önemi vurgulanmaktadır. 114

Bilindiği üzere, AB her yıl 150’den fazla ülkeye yaklaşık 7 milyar avro dış

destek sağlamaktadır. Bu desteğin amacı daha çok uzun vadeli ortaklık ilişkileri

geliştirmektir. AB dış yardımları genellikle kâr amacı gütmeyen kuruluşların

projelerine verilir. Söz konusu yardım genellikle AB’nin dış yardım programlarından

(PHARE, TACIS, FYROM, MEDA, ALAÜ, EDF) birinin adı altında sağlanır.

Bu çerçevede, TACIS, işbirliğinin karşılıklı bir süreç olduğu esasına dayanan

ve talep yönlü programlamadan ziyade diyalog yönlü programlamayı destekleyen bir

anlayış üzerine kurulmuştur. Bu program, potansiyel teknik desteğin her bir üye

ülkenin kapasitesine göre işlemesini sağlayacak niteliktedir. Halihazırda yürürlükte

olan TACIS yönetmeliği (2000–2006), TACIS aktivitelerini, kurumsal, yasal ve idari

reformları destekleme; özel sektörü ve ekonomik gelişmeyi destekleme; geçişin

sosyal sonuçlarını ortaya koymaya yardımcı olma; altyapı ağlarını geliştirme; doğal

kaynakların korunması ve yönetilmesi; tarımsal ekonominin gelişmesi;

uygulanabilecek yerlerde nükleer güvenliğin sağlanması gibi alanlar üzerine

yoğunlaştırmıştır. Bu alanlar birbirlerini tamamlamak üzere tasarlanmışlardır. Her bir

ulusal veya çoklu ülke programı, maksimum verim almak amacıyla bu alanlardan en

fazla üç tanesi üzerinde yoğunlaşabilmektedir.19

114 TACIS Yıllık Raporu 1999, Brüksel: Komisyon, 2000,s.3.19 Avrupa Komisyonu Projeleri, http://ec.europa.eu/comm/europeaid/projects/tacis/foreword_en.htm

Page 74: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

66

Diğer taraftan, söz konusu yönetmelik Rusya ve Ukrayna için 2 milyon, diğer

üye ülkeler için 1 milyon avroluk projeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yönetmelik

ayrıca, Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmalarının hedeflerini desteklemektedir.

Bu çerçevede yapılan TACIS yardımlarının her bir Türk Cumhuriyetinde ne

şekilde kullanıldığına kısaca bakmak faydalı olacaktır. Ayrıca, her bir ülkenin bu

yardımlardan ne miktarda yararlandığı da aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Tacikistan

Tacikistan’a ayrılan TACIS fonları, 2003 yılından kamu sektörü reformlarına

yoğunlaşmıştır. 2003 yılından itibaren, söz konusu fonların yoksulluğun azaltılması

stratejisi kapsamında kullanılmasına ağırlık verilmiştir. Ortaklık ve İşbirliği

Anlaşmasının yürürlülüğe girmesinden bu yana, Tacikistan’a yapılan AB yardımları

yön değiştirmiş; insani yardımların yerini, rehabilitasyon, kalkındırma ile AB ve

Tacikistan arasındaki yatırım ve ticaretin geliştirilmesine yönelik yardımlar almıştır.

AB yardımlarının ayrıca, bölgesel işbirliğini ve rehabilitasyonu desteklemek yoluyla

gerçekleşmekte olduğu görünmektedir.21

Özbekistan

Özbekistan, 1991 yılından beri TACIS programından yararlanmaktadır.

Özbekistan’ın bu çerçevede 1992 ile 2005 yılları arasında yararlandığı TACIS fonu

miktarı 146 milyon avro civarındadır. Özbekistan’a yapılan TACIS yardımları daha

çok kurumsal ve yapısal reformların desteklenmesine yöneliktir. Bu reformların

arasında mali reform, DTÖ’ye girişi destekleme, firmaların gelişimi, insan

21 Avrupa Komisyonu Delegasyonu, 4.03.2010,http://ec.europa.eu/comm/external_relations/azerbaidjan/intro/index.htm

Page 75: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

67

kaynaklarının ve demokrasinin gelişimi sayılabilir. Bunların yanında, enerji, ulaşım

ve iletişim altyapılarının ve tarım ile tarımsal sanayinin geliştirilmesi için destekler

verilmiştir. Şu an yürürlükte olan TACIS yönetmeliğine göre Özbekistan için 3

öncelik alanı belirlenmiştir. Bunlar; kurumsal, yasal ve idari reformlar; geçiş

sürecinin sosyal sonuçlarını ortaya koymak ve tarımsal ekonominin gelişimidir.22

Kazakistan

Kazakistan, bugüne kadar 150 milyon avro değerinde TACIS yardımı

almıştır. 2001–2003 tarihlerini kapsayan Ulusal Belirleyici Program; kurumsal, yasal

ve idari reformlar; özel sektörün ve ekonomik gelişimin desteklenmesi, doğal

kaynakların korunması ve yönetilmesi konularına odaklanmıştır. Bu çerçevede, 2001

Ulusal Aksiyon Programı, başta Ortaklık İşbirliği Anlaşması olmak üzere

uluslararası taahhütlerin yerine getirilmesi, Ulusal Sivil Servis Eğitim Merkezi’ne ve

bölgesel KOBİ’lerin gelişimine destek olmak gibi projelerle yukarıda sayılan

hedeflerin yerine getirilmelerine yardımcı olmaya çalışmıştır.

Bugüne kadar TACIS, Kazakistan’da kamu yönetimi reformu, yerel

yönetimin gelişiminin desteklenmesi, KOBİ’lerin gelişimi ve devlet dışı

organizasyonların gelişimi konularında olumlu sonuçlar almıştır.

22 Commission’s Strategy Paper For Central Asia 2002-2006, European Commission Official website

Page 76: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

68

Kırgızistan

Kırgızistan, 1991 yılından itibaren 88 milyon avro değerinde TACIS yardımı

almıştır. 2001–2003 yılları arasında yardım yapılan alanlar; kurumsal, yapısal ve

idari reformlar; özel sektörün ve ekonomik gelişimin desteklenmesi ve altyapı

gelişimi olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede, 2001 Ulusal Aksiyon Programı, merkezi

ve yerel kademelerdeki kamu yönetimi reformunun desteklenmesi, bankacılık

dışındaki finansal sektörün ve ulaşım sektörlerinin desteklenmesi gibi projelerle

yukarıda sayılan hedeflerin yerine getirilmelerine yardımcı olmuştur.

Türkmenistan

Türkmenistan, TACIS fonundan şu ana kadar 51 milyon avro değerinde

destek almıştır. 1996-1999 yıllarını kapsayan Ulusal Belirleyici Program; işbirliği,

yapısal ve kurumsal reformlar, tarım ve tarımsal sanayinin gelişimi ve altyapı

gelişimi alanlarına odaklanmıştır. Bu çerçevede 1999 Ulusal Programı; KOBİ

gelişimi, tarım, gıda ve pamuk, petrol ve doğal gaz sektörlerini destekleme projeleri

ile belirtilen hedeflerin gerçekleşmelerine yardımcı olmaya ağırlık vermiştir. 23

23 Commission’s Strategy Paper For Central Asia 2002–2006, European Commission Official website

Page 77: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

69

2.3. SPECA

1990 yılların ikinci yarısından beri AB’nin Orta Asya ile yeni bölgesel girişimleri

yürütülmektedir. Amacı bölgedeki devletlere ekonomik ve teknik yardım

sağlamaktır. Bu politikanın izlenmesine yönelik olarak Orta Asya için özel program

(SPECA) yapılmıştır. SPECA, resmen Birleşmiş Milletler’in bölgesel ekonomik

komisyonu olarak Avrupa Ekonomik Komisyonu (ECE), Asya ve Pasifik’e yönelik

Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCAP) himayesinde uygulanacaktır. Ancak bu

politikada söz konusu olan şey AB'nin bölgedeki siyasi ve ekonomik etkisinin

yayılmasıdır.115

SPECA programının geliştirilmesi ve uygulanmasında ana rolü 1947 yılında

ortaya çıkan ECE alacaktır. Doğu ve Batı arasındaki soğuk savaş sırasında ECE, iki

karşıt sistemdeki devletlerarasındaki ilişkileri bağlamak amacıyla çalışan bir kuruluş

olarak görev yaptı. 1990’lı yılların öncesinde uluslararası sistemin değişmesinde

ECE’nin temel stratejik aktiviteleri reforme edilmiştir. Bununla birlikte aktif olarak

AB’nin bölgesel politikasında ve bu bölgesel politikanın ötesinde yer aldı. Önemli

olan şey ECE’nin Orta Asya ve Doğu Avrupa ülkelerinin toplumsal-ekonomik

süreçlerine katılımı ve Ortak Avrupa pazarına onların da dahil olmasını

sağlamaktı.116

SPECA, Orta Asya bölgesinde AB’nin stratejik etkisini genişletmek ve bölgeye

ilgisini arttırmak gibi yeni girişimleri olduğunu belirtti. Hatta Orta Asya ülkelerinde

SPECA programının içerdiği ECE Bölgesel politikasının oluşturulması bugüne kadar

oldukça etkin gidiyordu: 1990’lı yılların birinci yarısında bölgedeki 5 devletin

115 The Experience with Regional Economic Cooperation Organizations, 4.03.2010, http://www.unece.org/speca/pdf/gen/aboutsp.pdf

116 UN Forum for Central Asian Countries to Tackle Economic Crisis, 4.03.2010, http://www.unescap.org/unis/press/2009/nov/n33.asp

Page 78: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

70

ECE’ye üye olması ve ECE’nin SPECA meydana gelmeden önce Orta Asya’da

toplumsal-ekonomik girişimleri uygulaması söz konusu oldu. Aktif olarak ECE

Kazakistan'da varlığını sürdürdü. Kazakistan kuruluşa 1994 yılında katıldı ve 1995

yılında bu kuruluşun faaliyetlerinde rol alabildi.

Kazakistan’a yönelik yardım programı öncellikle Bölgesel program aracılığıyla

danışmanlık hizmetinden başlamıştır. Böylece, 1998 yılında ECA, Kazakistan’a

enerji, çevre, girişimcilik, KOBİ, istatistiksel veri işleme ve bilgi yapılarını

oluşturmak için işletmelerin yenilenmesi, ulaşım altyapısı gibi alanlarda teknik

yardım sağlamıştır.117

SPECA, aslında ESCAP, ECE ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan

Nazarbayev tarafından 1997 yılında tasarlanmıştır. Program Orta Asya ülkelerine

teknik yardım sağlamak üzere başlatılmıştır. Bütün Orta Asya devletleri, BM

bölgesel komisyonlarının parçası olarak ECE ve ESCAP’a üyedir. SPECA

Programının organizasyon yapısı şu anda son şeklini aldı. Programın yönetim organı,

Bölgesel Danışma Komitesi (BDK) ve başkanı yılda 1 Ulusal Koordinatörler

Komitesinin üyeleri arasında dönüşümlü olarak seçilir. Bu yüksek Programın

koordinasyonu hızlı olanak sağlar ve en üst düzeyde SPECA çerçevesinde önemli

konuları ele alır ve Orta Asya ülkelerinin liderleri dahil olmak üzere organizatörler

kuruluşun amaçlarına uyararak ortaya çıkan sorunları çözerler. SPECA’nın 2005–

2006 Çalışma planı çeşitli alanlarda 28 projeyi içermektedir.118

Dolayısıyla, SPECA’nın açık ve nihayet yeterli yapıya sahip olduğunu

söyleyebiliriz ve yeterli finansman ve üyeleri için tutarlı bir strateji huzurunda

olduğunu da belirterek etkin işlev yapabilecek bir yapı kurduğunu da söylemeliyiz. 117 Ashimbayev, M., a.g.e. 118 The Experience with Regional Economic Cooperation Organizations, 6.03.2010, http://www.unece.org/speca/pdf/gen/aboutsp.pdf

Page 79: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

71

Yukarıda bahsettiğimiz programlar ve projeler ile Orta Asya ve AB ilişkilerini

sınırlamamaktadır. Çünkü günümüzde onlardan başka türlü alanlarda bazı

programlar vardır. Ancak bu tezde onların içinde en önemli olanları ve AB’nin

bölgedeki politikalarını gösterenleri dikkate alındı.

2.4. Enerji-Transport Alanındaki Projeler

2.4.1. Yeni İpek Yolu: TRACECA

AB, Rusya Federasyonu’nun ulaştırma ağları üzerindeki tekeline alternatif

olacak ve Orta Asya-Güney Kafkasya-Doğu Avrupa güzergahını izleyecek yeni

ulaşım koridorları projelerine önem vermektedir. Bu ulaştırma projelerinden en

önemlisi, ABD tarafından da desteklenen Rusya’nın güneyinde bir Avrasya koridoru

oluşturmayı amaçlayan TRACECA projesidir. 119

Asya’yı Avrupa’ya bağlayan bir ticaret yolu olan TRACECA, Doğu

Avrupa’dan başlayıp (Bulgaristan, Romanya, Ukrayna), Türkiye’ye uzanıyor.

Karadeniz üzerinden Gürcistan’daki Poti ve Batum limanlarına ulaşıp, Güney

Kafkasya ulaştırma ağları ile bölgeyi kara yolundan Türkiye’ye bağlıyor.

TRACECA, Azerbaycan üzerinden Hazar feribotları (Baku-Türkmenbaşı, Baku-

Aktau) ile Orta Asya devletleri Türkmenistan ve Kazakistan’a demiryolu ağları ile

ulaşıyor. Bu ülkelerin ulaştırma ağları Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan

üzerinden Çin ve Afganistan sınırına dayanıyor. Avrupa’ya alternatif ulaşım hattı

sunması nedeniyle stratejik önemi bulunan TRACECA, ayrıca, Orta Asya ülkelerinin

Uzakdoğu ile yeniden ticari bağlantılarını sağlayıp, tarihi İpek Yolu’nun yeniden

119 TRACECA Web sayfası, //http.www.traceca-org.org

Page 80: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

72

önemli bir ticaret yolu haline gelmesine zemin hazırlıyor. Tarihi "İpek Yolu"nu

demiryolu ağlarında yeniden canlandıracağı için "İpek Demiryolu" olarak nitelenen

proje, batıda boğaz geçişli Marmaray demiryolu tüneliyle Avrupa demiryolu ağına,

doğuda da Kazakistan ve Çin demiryolu hatlarına bağlanacak. En geç üç yıl içinde

400 milyon dolar harcanarak gerçekleştirilecek proje tamamlandığında, İngiltere’den

hareket eden bir trenin kesintisiz bir biçimde Çin’e kadar gidebilmesi öngörülüyor.

Avrupa Birliği, projenin hayata geçirilmesi yönünde mali anlamda da desteğini

sürdürüyor. Böylece Avrupa’yla Orta Asya arasındaki yük taşımacılığının büyük

oranda demiryoluna kaydırılması hedefleniyor. 120

Tarihi İpek yolunu yeniden hayata geçirmek için Avrupa, Karadeniz,

Kafkasya, Hazar Denizi ve Asya’da ekonomik işbirliğinin, ticaretin ve ulaştırma

bağlantılarının gelişimi amacıyla Ermenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan,

Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Romanya, Tacikistan, Türkiye, Ukrayna ve

Özbekistan Hükümet temsilcileri, Avrupa-Kafkasya-Asya Koridorunda çok Taraflı

Temel Anlaşma’yı Baku’de 8 Eylül 1998 tarihinde imzalamışlardır.

Anlaşma, taraflar arasında bölgelerarası işbirliğinin gelişimini

amaçlamaktadır. TRACECA Programı, AB’nin desteği ile teknik yardim

çerçevesinde gelişme yolunda olan ülkelere sunduğu özel bir projedir. Söz konusu

proje, küresel AB stratejisine uygun olup ülkelerin politik ve ekonomik

bağımsızlığını Avrupa ve dünya pazarına alternatif ulaştırma rotaları ile açılma

kapasitelerini güçlendirerek desteklemek amacındadır.

120 Şensoy, S., a.g.m., 25.10.2009, http://www.siyasaliletisim.org/index.php/suleyman-sensoy-kose-yazileri/187-demrden-pek-yolu-traceca-projes.html

Page 81: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

73

Üye ülkeler arasındaki bölgesel işbirliğini teşvik etmek, uluslararası finansal

kuruluşları ve özel yatırımcıların desteğini etkilemek iзin TRACECA’nin katalizör

olarak kullanılması ve Trans-Avrupa Şebekesi ile birleştirmesi amaçlanmıştır.

Başlangıçta TRACECA AB tarafından finanse edilirken 2004 yılından sonra

finansmanı üye ülkelerce yapılmaktadır. 2006 yılında TRACECA’nin bütçesinin

yüzde 75’den fazlası üye ülkelerin katkılarıyla karşılanmıştır. TRECECA’nin

başarısı, bölgedeki barış ve istikrara büyük katkı sağlayacaktır.

Projeye 1996 yılında Moğolistan ve Ukrayna, 1998’de Moldova dahil

olmuşlardır. Daha sonrasında Mart 2000’de ise ilk yıllık toplantıda Bulgaristan,

Romanya ve Türkiye Traceca Projesine katılmışlardır. Traceca Projesinin temel

amacı, Avrupa Birligi öncülüğünde, AB fonlarının kullanılması ve teknik yardımın

alınması suretiyle Avrupa’dan başlayarak Karadeniz, Kafkaslar, Hazar Denizi ve

Orta Asya arasında tasıma koridorunun oluşturulmasıdır.121

Bu kapsamda;

Projeye üyesi ülkelerin Avrupa ve küresel pazarlara erişimlerinin

sağlanması, bağımsızlıkları ve ekonomik seviyelerinin güçlendirilmesi,

TRACECA koridorlarının Trans-Avrupa Şebekesi (TEN) ile

bağlantılarının kurulması,

Bölgesel işbirliğinin desteklenmesi,

Proje ile birlikte üye ülkelere uluslararası finans kurumlarının ilgisinin

artırılması ve yabancı sermaye yatırımlarının çekilmesi, öncelikli hedefler olarak

saptanmıştır. TRACECA Projesi toplam 39 teknik destek projesi ve 14 altyapı

121 Şensoy,S., a.g.m., 26.10.2009

Page 82: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

74

rehabilitasyon projesi ile kapsamlı bir hal almış özellikle denizyolu, demiryolu ve

karayolu tasıma altyapısının modernizasyonu konusunda 1993 yılından bugüne

bayağı bir mesafe almıştır.122

TRACECA’nın diğer amaçları da Avrupa, Karadeniz bölgesi, Kafkasya,

Hazar Denizi bölgesi ve Asya’da ekonomik ilişkilerin, ticaretin ve ulaştırma

bağlantılarının gelişimine yardım etmek, uluslararası karayolu, demiryolu ve

denizcilik pazarına girişi garantilemek, trafik güvenliğini, kargo ehemmiyetini ve

çevresel korunmayı garanti etmek, ulaştırma alanında ulaştırma politikalarını ve

yasal yapıyı uyumlaştırmak, ulaştırma işlemleri arasında eşit rekabet oluşturmak

şeklinde belirlendi. Bu amaçlar doğrultusunda hazırlanan çok taraflı Temel Anlaşma

(MLA), 1998 yılında Azerbaycan’da düzenlenen “TRACECA Zirvesi- Tarihi İpek

Yolu Restorasyonu”nda imzalandı ve 2000 yılında da Gürcistan’da Hükümetler arası

Komisyon (IGC) kuruldu. TRACECA’ya üye ülkeler arasında Türkiye, Ukrayna,

Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Romanya, Moldova, Moğolistan, Kırgızistan,

Kazakistan, Gürcistan, Bulgaristan, Azerbaycan ve Ermenistan yer alıyor.

Türkmenistan, üye olmamakla birlikte programa katılıyor. Afganistan ve İran’ın da

dâhil edilmesi öngörülüyor.

Diğer taraftan, bu üç ülkenin yanı sıra, Kazakistan’ın da projeye dahil olması

bekleniyor. Kazakistan’ın BTK Demiryolu’na katılması için Tiflis’te konuyla ilgili

bir görüşme dahi gerçekleştirildi. Kazakistan, demiryoluna destek vermek için Çin’le

de ilişkili. Batı Kazakistan’daki Aktau Limanı’nı Çin’le birleştiren Dostık-Aktau

demiryolu gerçekleştikten sonra Kafkas ve Avrupa’ya, Kazakistan ve Çin yüklerinin

taşınmasını sağlayacak. Bu nedenle, projeye ilgi duyan Pekin de, Rus topraklarını

122 Erdal, Murat, Yeni İpek Yolu:Avrupa Kafkasya Asya Taşıma koridoru (TRACECA) projesi , 24.11.2009, http://www.meslekiyeterlilik.com/lojistik/18.TRACECA%20Projesi.pdf

Page 83: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

75

by-pass ederek mallarını Güney Kafkasya ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya

ulaştırmayı planlıyor. Bu durumda BTK Demiryolu gerçekten ‘‘Demirden İpek

Yolu’na dönüşecek. Kazakistan’ın demiryoluna katılması diğer Orta Asya

Cumhuriyetleri ve Güney Doğu Asya ülkelerinin de demiryoluna katılmasını

sağlayabilir.

Rusya ve Çin’in ekseninde Orta Doğu ve Kafkaslarda etkin bir taşımacılık

pazarına sahip olmak isteyen İran, Türkiye veya Türkiye üzerinden Avrupa’ya

gitmek amacıyla İran topraklarına giren, Orta Asya trafiğini güçleştirerek Türkiye’yi

bu kârlı ticaretten dışlamak istemektedir. Bu amaçla Orta Asya’ya hizmet sunan Türk

karayolu araçlarına karşı caydırıcı ve maliyet yükseltici davranışlar içersindedir.

Bunun yanı sıra asıl önemli faaliyeti Orta Asya ulaşımını kuzey-güney aksına

çekmek istemesidir. Bu amaçla Sarakhs (Türkmenistan)-Meşhet (İran) demiryolu

hattını tamamlayıp, Orta Asya ülkeleri ile bağlantısını kurmuştur. Bu gelişmelerin

yanı sıra Rusya, Azerbaycan ve İran, "Kuzey-Güney" Uluslararası Ulaşım Koridoru

çerçevesinde Kazvin-Reşt-Enzeli-Astara Demiryolu Hattının inşaatına ilişkin bir

anlaşma imzalamışlardır. Proje Tahran’ı Azerbaycan üzerinden Rusya’ya (bir ölçüde

de Türkiye’yi by-pass ederek Avrupa’ya) bağlamayı hedeflemektedir. Aynı amaçlar

doğrultusunda İran, Tükmenistan ve Kazakistan ile yeni bir demiryolu ağı projesini

hayata geçirmeye çalışmaktadır.123

Avrupa Birliği’nin TRACECA projesi ile belirginleşen Orta Asya açılımı ve

küresel çekişme ile bağlantısı olduğu gibi bir izlenim vermektedir. Bu büyüklükteki

küresel bir proje çok yönlü çıkarlar ve çatışmalar barındırmaktadır.124 ‘‘21. Yüzyılın

Demirden İpek Yolu’’ olarak tanımlanan TRACECA projesine üye ülkeler, projeye

123 Erdal, a.g.m.124 Daha fazla bilgi için bakınız. //http.www.traceca-org.org

Page 84: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

76

Avrupa pazarına açılmada ilave bir bağlantı olma ve küresel ticarete entegre olma

açısından stratejik bir önem vermektedir. Ayrıca TRACECA Programı anlaşmalarda

transit ücretlerini rekabetçi seviyede tutarak, hükümetler ve ulaştırma sektörü

arasında yakın bir işbirliği ve bağlantılar yaratmış ve de sınır geçişleri prosedürlerini

kolaylaştırmıştır. TRACECA koridorundaki, Batı-Doğu yönünde en kısa, potansiyel

en hızlı ve en ucuz kara ulaştırması bağlantısı olmasından dolayı, yük

taşımacılığındaki artış nakliyecilerin bu rotaya ilgisini göstermektedir.

2.4.2. INOGATE

Ülkelerin enerji güvenlikleri ve ulusal güvenlikleri arasında güçlü bir ilişki

mevcuttur. Her ülke için ucuz, kesintisiz, verimli kaynaklar ve temin yolları

açısından çeşitlendirilmiş enerji politikası hayati önem taşımaktadır. Dünya birincil

enerji üretiminde fosil yakıtların önemi uzun süre devam edecektir. Doğalgaz çevreyi

daha az kirletmesi açısından pazar payını biraz daha artıracaktır. Gerek Avrupa,

gerekse ABD’nin 21.yüzyılda enerji güvenliği ve kaynak çeşitliliği açısından Hazar

Bölgesi petrol ve doğalgaz kaynakları yaşamsal önem taşımaktadır. OPEC’in tavrı ile

kontrolsüz olarak yükselen petrol fiyatları da Hazar Bölgesinin ayrıca fiyat rekabeti

açısından önemini göstermektedir. Özellikle Avrupa’nın doğalgazın çoğunu

Rusya’dan temin etmesi arz güvenliği ve fiyatlandırma açısından tehlike arz

etmektedir. Buna karşılık Rusya’ya alternatif olan Hazar kaynaklarının uluslararası

pazara ihracı Rusya aracılığıyla yapılmaktadır.125 İşte bu amaçla 1994-95 yıllarında

125 Pamir, Necdet, “Hazar Bölgesi’nde Enerji Politikaları: Avrupa’nın ve ABD’nin Konseptleri” , 13 Kasım 2000, http://www.turksam.org/tr/yazararsiv.asp?yazar=84 ,28 Şubat 2006.

Page 85: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

77

yürürlüğe konan INOGATE projesi günümüzde AB-Güney Kafkas ülkeleri

ilişkilerinin temel taşlarından biri olarak sayılmaktadır.

INOGATE (Petrol ve Gazın Avrupa'ya Devletlerarası Nakli) Projesi, Avrupa

Birliği'nin eski SSCB için öngördüğü teknik yardım çerçevesinde esas bölgesel

program olarak gerçekleştirilmektedir. Programın hazırlığı 1995-1997 yılları

arasında yapılmış, daha sonra bazı Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerini de

kapsayacak şekilde genişletilmiştir. INOGATE Programının esas hedefleri, yeni

bağımsız devletlerin aşağıdaki konularda çabalarını desteklemekten ibarettir126:

• Bölgesel gaz ulaştırma sisteminin, petrol ve petrol ürünlerinin nakli sistemlerinin

yeniden yapılanması, geliştirilmesi ve modernizasyonu;

• Hazar Denizinden ve Merkezi Asya bölgesinden Avrupa ve Batı pazarlarına

karbonhidrat nakli için alternatif yolların belirlenmesi.

Bu hedeflere ulaşılması ve programın tam olarak uygulanması için TACIS

çerçevesinde şu alanlarda yardım yapılmaktadır:

- Yenilenme, geliştirilme ve modernizasyon konularında öncelikli projelerin tespiti

ile birlikte bunların gerçekleşebilme ve uluslararası mali kuruluşlar tarafından

finanse edilebilme olanaklarının araştırılması;

-Yönetici kadronun çağdaş gaz nakli sistemleri, yönetim ve organizasyon

konularında eğitilmesi;

Uluslararası standartlar ve Avrupa Enerji Şartı ilkeleri çerçevesinde, istikrarlı

bölgesel ihracat pazarlarının oluşturulması için hukuki düzenlemelerin hazırlanması;

- Çevrenin korunmasına ilişkin çağdaş teknolojik yöntemlere uygun olarak sınır

bölgeleri altyapısına yatırım yapılmasının sağlanması. 126 The European Union INOGATE Programme, INOGATE Newsletter, No: 1, Brussels,Summer 1998, p.l.

Page 86: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

78

Program çerçevesinde, AB, BDT, MDAÜ ve Türkiye dahil 50'ye yakın ülke

işbirliğinde bulunmaktadır. Program doğrultusunda yapılan esas hukuki düzenleme,

“petrol ve gaz” uluslararası nakli sisteminin kurulmasına ilişkin kurumsal temeller

hakkında çerçeve Anlaşmadır. Bu Anlaşma, hem Avrupa Enerji Şartı'nın hükümleri,

hem de AB'nin BDT ülkeleri ile yapmış olduğu Partnerlik ve İşbirliği Anlaşması'nın

ilgili prensipleri uyarınca hazırlanmıştır. 127

2.5. 2007–2013 AB’nin Orta Asya’ya Yönelik Bölgesel Yardım Stratejisi

Bu bölümde Orta Asya’ya yönelik yeni politikalar üretme çabası içine giren

AB’nin girişimlerini incelemek üzere taraflar arasında 2007 yılında meydana gelen

önemli bir yardım stratejinin geliştirilen ilişki biçiminin niteliği belirlendi ve

tarafların arasındaki ortaklığın geliştirilmesi ve derinleştirilmesi için atabilecekleri

adımlardan söz edildi.

Son zamanlarda AB’nin Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerini geliştirme çabası

değerlendirildiğinde 2007 yılında Almanya’nın dönem başkanlığı sırasındaki bazı

girişimleri önemli adımlar olarak nitelendirilebilir. Nitekim Almanya dönem

başkanlığı için önceliklerini sıralarken “Avrupa’nın güvenlik ve istikrar alanının

genişletilmesi” hedefini birinci sıraya yerleştirmiş ve bunun sağlanabilmesi için de

özellikle Orta Asya ülkeleri, Karadeniz Bölgesi ve Rusya ile ilişkilerin gözden

geçirilmesi gereği üzerinde ısrarla durmuştur. 128

Bu süreçte bölgeye yönelik politika değişikliğine giderken, Orta Asya ile

ilişkileri yeniden yapılandırma kapsamındaki girişimleri dolayısıyla, AB’nin ya da 127 INOGATE Newsletter, No: 3, Brussels, February 1999, p.1-2.128 Esra Hatipoğlu, Avrupa Birliği - Orta Asya ilişkilerinde Yeni bir stratejiye Doğru mu?, OAKA, Cilt:3, sayı: 5, 2008, s.1-25.

Page 87: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

79

bu girişimi başlatan veya destekleyen Avrupalı karar-vericilerin ya da politika

önderlerinin bazı eleştirilerle karşılaştığı da bir gerçektir. Bu eleştirilerin başında da,

“otoriter/totaliter” ya da “baskıcı” olarak nitelendirilen yönetim biçimleri dolayısıyla

tenkit edilen Orta Asya ülkeleri ile iyi ilişkiler geliştirme çabası içerisine girerken

Avrupalı politikacıların Avrupa’nın asıl savunduğu “etik değerleri” hiçe saydıklarına

dair yapılan eleştiriler gelmektedir.129 Bu açıdan ele alındığında, 2007’den başlayan

dönemden itibaren AB için asıl önemli olanın, bu bölümde inceleyeceğimiz 2007–

2013 Strateji Belgesi’nin, Avrupa’nın sürekli vurgu yaptığı etik değerler ile

çıkarlarının hassas dengesinin kurularak - uygulanabilmesi, bölgeye olan ilgi

artışının Almanya’nın Dönem Başkanlığı ile sınırlı kalmaması ve uzun vadeli, net,

tutarlı politikalar üreterek bölgede sürdürülebilir bir etkinlik yaratabilen, güvenilir ve

ayrıcalıklı bir aktör haline gelebilmek olduğu görülmektedir.

2007’den itibaren ise, bölge ülkelerine yapılan yardımlar Komisyon’un 2007-

2013 yılları arasını kapsayan Orta Asya için Strateji Belgesi ve 2007- 2010 yıllarını

kapsayan Tanıtıcı Programda öngörüldüğü biçimde yapılacaktır. Bu belgelerde de

AB’nin bölgeye yönelik öncelikleri bölgesel işbirliği ve iyi komşuluk ilişkilerinin

geliştirilmesinin teşvik edilmesi (ayrılan toplam bütçenin %30-35’i), yoksulluğun

azaltılması ve hayat standartlarının yükseltilmesi (ayrılan toplam bütçenin %40-45’i),

bölge ülkelerinde iyi yönetişimin ve ekonomik reformların desteklenmesi (ayrılan

toplam bütçenin %20-25’i) şeklinde ortaya konulmuştur. Bölgesel düzeyde

desteklenecek projelerin çevre, enerji, bölge ülkeleri arasında ulaştırma ağları ve

piyasaların bütünleşmesi, örgütlü suçlarla mücadele, eğitim gibi konulara

odaklanması kararlaştırılmıştır. 2007–2013 yılları arasında yapılacak yardımlar 129 Esra Hatipoğlu, Avrupa Birliği - Orta Asya ilişkilerinde Yeni bir stratejiye Doğru mu?, OAKA, Cilt:3, sayı: 5, 2008, s.7.

Page 88: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

80

konusundaki en önemli gelişme ise artık yardımların tamamının Kalkınma İşbirliği

ve Ekonomik İşbirliği Aracı adı altında yapılacak olmasıdır. Söz konusu dönem için

AB’nin bölgeye ayırdığı bütçe ise toplam 719 milyon avrodur.130

2007–2013 AB işbirliği araçlarını incelerken Orta Asya ülkeleri, Kalkınma

İşbirliği Aracı üzerinden (DCI) destek alacağı bellidir. 2000–2006 tarihleri için

yapılan Bölgesel Programı ve TACIS bölgesel programı sağlamak için Orta Asya

ülkeleri mali desteği ENPI Doğu bölgesel programı temelinde ENPI131 kararının

Madde 27 boyunca yararlanabilirler.

Kalkınma İşbirliği Aracı Ocak 1, 2008 tarihinde yürürlüğe girdi.132 Bu

bağlamda Orta Asya bölgesinde Avrupa Birliği’nin bir işbirliği yeni aracı - Kalkınma

İşbirliği Aracı meydana gelmiştir. Bu program TACIS programının yerine gelen ve

tamamlayacak bir projedir. Bununla birlikte TACIS program kapsamında hazırlanan

ve tüm mevcut projelerin uygulanmasını sağlayan ilgili hükümetler, kamu yetkilileri,

sivil toplum örgütleri ve diğer ortaklar planlandığı gibi devam edecektir.

Daha önceki programda yalnızca teknik yardım sağlayacak ise yeni işbirliği

aracı daha geniş bir yelpazesi içerir. Avrupa Komitesi tarafından yapılan DCI mali

önlemler yardımı ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün Kalkınma Yardımı

Komitesi (OECD / DAC) desteğine ihtiyaç ülkeler listesindeki gelişmekte olan

ülkeler ile coğrafi alanda işbirliğini sağlamak hedefleniyor. DCİ yardım aracının

temel amacı, demokrasi promosyonun sağlanması dahil olmak üzere sürdürülebilir

130 “Central Asia: Regional Strategy Paper 2007-2013”, Temmuz 2007; http://ec.europa.eu/external_relations/ceeca/c_asia/).

131Daha fazla bilgi için bakınız, www.enpi-programming.eu132 “Central Asia: Regional Strategy Paper 2007-2013”, Temmuz 2007; (http://ec.europa.eu/external_relations/ceeca/c_asia/).

Page 89: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

81

kalkınma bağlamında ortak ülke ve bölgelerde yoksulluğun ortadan kaldırılması, iyi

bir kontrol sisteminin oluşturulması, insan haklarının korunması ve hukukun

üstünlüğü vb. Bu araç uyumlu ve daha etkili işbirliği programlarına ulaşmak için

yapılan esnek bir araçtır.

AB'nin temel felsefesinin tüm yatırım araçları şunlardır:

• Yerel fonlar;

• Finansman.

1. Coğrafi programları. Coğrafi programlarının amacı geliştirmeyi sağlamak

ve ülke ve bölge ile işbirliğini coğrafi alanlarında güçlendirmektir. Onlar beş bölgeyi

içerir: Latin Amerika, Asya, Orta Asya, Orta Doğu ve Güney Afrika kapağı.

Avrupa Komisyonu, hedefleri, , sonuçları, yönetim teknikleri ve planlanan finansman

toplam miktarın beklentilerini sunarak yıllık eylem programı hazırlar. Onlar finanse

edilen faaliyetlerin bir açıklamasını içeren miktarları, her çalışma için ayrılan ve

uygulanması için bir göstergeyi içerir. Söz konusu olan bu araç, 26 çeşitli faaliyetin

listesini meydana getirdi ve onlar DCİ tarafından finanse edilecektir:

• Yoksulluğun azaltılması;

• Sosyal kalkınma;

• Sosyal eşitlik ve istihdam;

• Demokrasi, insan hakları ve kurumsal reformlar için destek;

• Ticaret ve Bölgesel Entegrasyon;

• Su ve enerji;

• Altyapı, iletişim ve ulaşım;

• Tarımsal kalkınma, bölgesel planlama, tarım ve gıda güvenliği;

• Kriz sonrası durumlar ve kırılgan devletler;

Page 90: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

82

• Çevre ve doğal kaynakların korunması vb.

2. Tematik programlar. Tematik programlar önemli ölçüde özel ihtiyaçlarına

yanıt olarak coğrafi programları tamamlayacaktır. Bu arada gıda güvenliği, tematik

programının amacı, yoksul ve savunmasız halk faydası için gıda güvenliğini artırmak

ve Binyıl Kalkınma Hedefleri ile yoksulluk ve açlığı bir eylem birleşimi yoluyla

çözmek, evrensel koordinasyon, tamamlayıcılık dahil dış AB girişimlerini

geliştirmektir.133

Aslında Tematik programın amacı sivil toplum örgütleri ve yerel yetkililerine

mali destek, devlet dışı aktörler ve yerel düzenleyici kurumların geliştirilmektir.

Hükümet dışı aktörler tahsis edilmelidir ve bu programlar için öngörülen finansman

en az %85’tir. Bu program daha İnsan sermayesine yatırım yatırma konusunu da

içermektedir. Programın teması “insan sermayesine yatırım” üzerinde AB yardımının

amacı belli olacaktır ve devamı olarak aşağıdaki eylemleri doğrudan insanların

yaşam standartları tanımlanmış alanlarda odaklanmaktır.

Program aşağıdaki alanları içerir:

1. Sağlık hepimiz için

2. Eğitim, bilgi ve becerileri

3. Cinsiyet eşitliği

İnsani ve sosyal gelişimin diğer yönleri:

4. Kültür

5. Gençler ve çocuklar

6. İstihdam ve sosyal eşitlilik.

7. Çevre ve enerji dahil olmak üzere doğal kaynakların dengeli yönetimi. 133 “Central Asia: Regional Strategy Paper 2007-2013”, Temmuz 2007; http://ec.europa.eu/external_relations/ceeca/c_asia/).

Page 91: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

83

Çevre, enerji ve su boyunca tematik programın amacı, doğal kaynakların

sürdürülebilir kullanımı, kalkınma politikayı ve diğer AB dış politikalarının çevre

koruma şartlarının ortak iyiliği için çevre ve enerji yurtdışında AB politikalarını

teşvik etmek, AB ve ortak ülkelerin çıkarlarını öne sürdürmektir.

8. Göç ve kaçakları yerleştirme. Göç ve kaçakları yerleştirme alanlarında

tematik programının amacı üçüncü ülkelerle işbirliği yapmak ve tüm boyutlarda göç

akışını yönetmek için faaliyetleri desteklemektir. Tematik programın konusu AB göç

faaliyetleri olacaktır ve doğu göç akımları dikkate alınacaktır. 134

Global dünyanın karşılaşmış olduğu bir çok zorluk Avrupa ve Orta Asya’yı da

etkilemekte ve ortak bir tepki geliştirmelerine sebep olmaktadır. Güvenlik sorunları

ve bölgesel iktisadi kalkınma, özellikle Afganistan, Pakistan ve İran gibi ülkelere

yakınlıkları dikkate alındığında AB ve her bir Orta Asya ülkesi arasında yakın

işbirliğini gerektirmektedir. Diğer bir ifadeyle; göç, organize suçlar, uluslararası terör

gibi alanlarda yakın işbirliğini gerekli kılmaktadır.

Diğer yandan, AB’nin enerji kaynaklarına olan bağımlılığı ve güvenli bir enerji

piyasasının yaratılabilmesini temin edebilmek için farklı enerji kaynaklarının

piyasaya sunulmasına imkan sağlayan politikaların geliştirilmesine olan ihtiyaç da

taraflar arasındaki işbirliğini güçlendirmektedir. AB’nin yerel enerji piyasalarını

güçlendirmek için göstereceği çabalar, bölgedeki yatırım ortamını güçlendirerek

enerji üretimindeki verimliliği artıracak ve enerji kaynaklarının güvenli olarak

dağıtılmasında farklı yolların açılmasına sebep olabilecektir.

2007-2013 dönemi için öngörülen yardım programı ve belirlemiş oluğu strateji

ile AB söz konusu ülkelerle olan işbirliğindeki öncelikli alanları belirlemektedir. AB,

134 Kazantsev, a.g.m.

Page 92: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

84

söz konusu dönemde Orta Asya ülkelerine yapılacak olan yardımları iki katına

çıkarmayı planlamaktadır.

AB, bu strateji çerçevesinde:

- Dışişleri Bakanları seviyesinde düzenli bir bölgesel siyasi diyalog tesis etmeyi,

- “Avrupa Eğitim İnsiyatifi” oluşturmayı,

- “AB Hukuk Devleti İnsiyatifi”ni başlatmayı,

- Her bir bölge ülkesiyle “İnsan Hakları Diyalogu” tesis etmeyi,

- Bölge ülkeleriyle düzenli bir enerji diyalogu geliştirmeyi planlamaktadır.135

Sonuçta AB’den bölgede, işbirliği, demokratik kurumların oluşturulması ve

yaygınlaştırılması, insan haklarına ilişkin diyalogun geliştirilmesi, piyasa

ekonomisine geçiş konusundaki reformların gerçekleştirilmesi, eğitimin

iyileştirilmesi ve etnik ve dine dayalı anlaşmazlıkların çözümü konularının tamamına

yönelik çözümler içeren kapsamlı bir politika oluşturması beklenmektedir. Aslında

AB, bölgeye ilişkin başarılı, uzun vadeli ve etkin politikalar üretmek ve yürütmek

istiyorsa, bölgenin gerçeklerine ve bölge ülkelerinin ortak ya da kendilerine özgü

problemlerine sağduyulu bir şekilde yaklaşması gerekmektedir.

AB’nin bölge politikasını gözden geçirirken nelere dikkat etmesi gerektiği de

dolayısıyla bölge ülkelerinin ortak sorunlarında gizlidir. AB, her şeyden önce,

bölgeye bir taraftan topyekun yaklaşırken, diğer taraftan da bölge ülkelerinin farklı

etnik, dilsel, dinsel ve sosyal gruplardan oluştuğu, bağımsızlıktan bu yana

geçirdikleri farklı “geçiş dönemleri” sonrasında “farklı sonuçlara” ulaştığı gerçeğini

göz ardı etmemelidir. Bugün gelinen noktada, AB’nin öncelikli olarak bölge

ülkelerinden bazılarıyla daha sıkı ilişkiler kurmak suretiyle Orta Asya politikasını

135 “EU’s relations relations with Central Asia,”2009, http://ec.europa.eu/external_relations/central_asia/index_en.htm

Page 93: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

85

kademeli olarak geliştirmesi mümkün olabilir. Nitekim bölgeye yönelik olarak

hazırlanan yeni Strateji çerçevesinde de hem her ülkeye göre hazırlanmış özel ikili

ilişkiler düzeyinde, hem de daha geniş kapsamlı bölgesel düzeyde politika

oluşturulması kararlaştırılmıştır.136

Yukarıda Stratejiden alınan eklemelerden gördüğümüz gibi AB, bölgedeki

ülkeleri, onların aralarındaki çıkar alanları ve ortak ilgilerini, özellikle, uyuşturucu,

örgütlü suçlarla ve terörizmle mücadele, silah ticaretiyle ve su ve sınır yönetimi,

çevrenin korunması gibi alanlarda) doğru olarak tespit etmeleri konusunda teşvik

etmeli ve aralarında işbirliği geliştirme hususunda çok da hevesli olmayan bölge

ülkelerine destek vermelidir. Şimdi de her bölge ülkesinin kendine özgü sorunlarına

ilişkin de, AB’nin, bölgedeki herhangi bir ülke ile ikili ilişkilerini geliştirerek ortak

çözümler üretme çabası içinde olduğunu “o” ülkeye hissettirerek biçimde hareket

etmesi yerinde olacaktır. Yani burada esas önemli olan AB’nin her bir ülke ile

geliştirdiği ikili ilişkileriyle, çok taraflı bölgesel politikası arasındaki hassas dengeyi

ayarlayabilmesidir.

Bunları yaparken de, AB’nin bölgedeki diğer rakiplerini karşısına almadan,

kendisinin görece daha güçlü olduğu alanlara yönelerek hareket etmesinin daha

doğru olacağı değerlendirilmektedir. Ancak hepsinden önemlisi, AB’nin öncelikle

“kendisini”- amacını, işleyişini, kurumlarını, karar-alma mekanizmasını,

özelliklerini- bölge ülkelerine tanıtarak işe başlaması, AB’nin bölgedeki diğer

aktörlerden farklı olduğunu ortaya koyacak çalışmalara imza atması, rakiplerinin

faaliyet alanlarında ısrarcı olmaması lazım. Özellikle de dayandığı temel değerlerle

136 Satpayev, Dosym, “Europe Discovers Central Asia”, RIA Novosti , 2 Nisan 2007; (http://en.rian.ru/analysis/20070402/62945253.html)

Page 94: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

86

uyumlu bir şekilde bölge ülkelerinin demokratikleşme ve reform çabalarına destek

vermesi gerekmektedir.137

Önümüzdeki dönemde AB’nin söz konusu bölgede daha fazla yer bulabilmesi

mümkün olabilecektir. Zira yakın gelecekte bölge ülkelerinde meydana gelen

değişikliklerle, bu ülkelerin dış dünya ile etkileşiminin getirdiği farklılaşma, Orta

Asya’da birbirinden bugünkünden daha da farklı ülkelerin yer alma olasılığını

artıracak ve bu tür bir değişiklik de AB’ye reform ve modernleşme girişimlerini

destekleyebileceği bölge ülkeleri açısından daha fazla seçenek sunacaktır. Bunun için

Almanya’nın dönem başkanlığında hız kazanan AB’nin Orta Asya’ya yönelik yeni

bir Strateji oluşturma çabası önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir ancak

yeterli değildir. AB, bölgede ciddi bir stratejik aktör olmak istiyorsa, bölgenin sosyal,

siyasi, ekonomik dönüşümünü sağlayacak politikalar geliştirerek etkinliğini artırmak

zorundadır. 138

Orta Asya’da gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel bu değişimin kaynağı olarak

da Neil Melvin’in “Building Stronger Ties, Meeting New Challenges: The European

Union’s Strategic Role in Central Asia” adlı yayınlanan makalesinde beş unsurdan

söz etmektedir. Bunlar bölgede yaşanan yönetici liderlerin el değiştirme süreci,

ekonomik değişiklikler, neslin farklılaşması, Rusya ve Çin’in bölgede artan etkisiyle

ortaya çıkan farklı jeo-politik etkileşimler ve gelişen yeni asimetrilerdir.139

Bölge ülkelerinde Sovyet döneminden kalan liderlerin yavaş da olsa siyaset

sahnesini terk etmeye başlamasıyla birlikte başa gelen yeni liderlerin ülkeleri için

137 Neil Melvin, “Building Stronger Ties, Meeting New Challenges: The European Union’s Strategic Role in Central Asia”, CEPS Policy Brief , Sayı: 128, 2007; (http://shop.ceps.eu/BookDetail.ph p?item_id=1484).

138 Hatipoğlu, Esra, Avrupa Birliği - Orta Asya ilişkilerinde Yeni bir stratejiye Doğru mu?, OAKA, Cilt:3, sayı: 5, 2008, s.22. 139 Neil Melvin, a.g.m.

Page 95: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

87

daha fazla değişiklik yapma arzusunda olmaları önemlidir. Ununla birlikte son

yıllarda, özellikle, Kazakistan’da enerji kaynağı ihracatına dayalı olarak yükselen

büyüme oranları, yatırımın artması, piyasa ekonomisine geçişin hızlanması gibi

gelişmeler AB’nin bölge ülkeleri ile ilişkileri açısından farklı bir zemin

yakalanmasına imkan verecektir.140

Sonuçta bölgede Sovyet-sonrası dönemin sonlarında doğup yetişkinliğe

henüz ulaşan, çoğunluğu Batı’da eğitim almış ve günümüz bölge yöneticilerinden

oldukça farklı düşünen yeni neslin, ülke yönetim kademelerinde gün geçtikçe

etkinliğini artıracak olması da AB ile bölge ülkeleri arasında yeni bir dönemin

başlamasına olumlu katkı sağlayacaktır.

140 Neil Melvin, a.g.m.

Page 96: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

88

III. BÖLÜM

AB’NİN ORTA ASYA POLİTİKASINDA KAZAKİSTAN’IN YERİ VE

DIŞ VE GÜVENLİK POLİTİKALARI BAKIMINDAN ÖNEMİ

3.1. Kazakistan’ın Bölgedeki Önemini Artıran Özellikleri

XX. yüzyılın sonu ve XXI. Yüzyılın başında Kazakistan Cumhuriyeti’nin

Orta Asya bölgesindeki güçlere karşı yürüttüğü politikaları anlamak için

geçmişindeki bazı bağları ve şu anda bulunduğu duruma gelinceye kadar geçirdiği

evrelerin de analize edilmesinde yarar vardır. Bu yüzden 3. bölümün başında

öncelikle kısaca Kazakistan’ın da parçası olduğu Orta Asya bölgesinin Sovyetler

Birliği’ne dahil olmalarından bağımsızlığa kadar giden süreç içinde yer aldıkları

sosyoekonomik yapının bu ülkeleri ne şekilde etkilediği ve Kazakistan’ın da

bağımsızlık sürecine hangi tarihi ve sosyolojik şartlar altında girdiği

değerlendirilecektir.

Orta Asya devletlerinin birçoğunun Sovyetler Birliği’ne katılmasına sebep

olan 1917 Bolşevik İhtilalı’ndan sonra sosyalist temellere dayalı yeni bir rejim

kurulmasıyla başlayan Sovyetler Birliği döneminde, federal bir yapıda

birleştirileceklerini söyleyerek Orta Asya halklarını da Sovyet Sosyalist

Cumhuriyetler Birliği’ne dahil etmişlerdi.141 Rusya’nın Stalin döneminde Orta

Asya’da izlediği politikayla, daha önce Türkistan diye anılan bölgede, hiçbirinin tek

başına kendi kendine yetemeyeceği birbirine ve Rusya’ya bağımlı, dil ve diyalekt

kavramlarıyla suni bir milliyetçiliğin yaratıldığı yeni cumhuriyetler (Azerbaycan,

Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan) oluşturulmuştur.

141 Kazakistan Tarihi, Almatı, Atamura: 2002, Cilt:3, s.156.

Page 97: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

89

Sovyetler Birliği hakim olduğu geniş coğrafyada kültürel ve ideolojik

dönüşümü de sağlayarak sosyo-ekonomik politikalarını uygulayabileceği sağlam bir

zemin oluşturmuştur. Bu dönemde özel mülkiyet hakları kaldırılmış ve her alanda

devletleşme sağlanmıştır. Öte yandan Orta Asya’nın modernleştirilmesi planları ile

bölgenin tüm kaynaklarına hakim olunmuştur.142

20.yüzyılın sonlarına gelinceye kadar Sovyetler Birliği içinde askeri ve

teknolojik üstünlüğe sahip olan Rusya, ekonomik ve ideolojik açıdan da baskın bir

yönetim izlemiştir. Öyle ki siyasi kadrolar, yönetici sınıf ve kilit kadrolarda sadece

Ruslar görev alabiliyordu. Rusya, Orta Asya ve ilerleyen dönemlerde etkisine aldığı

SSCB’yi oluşturan diğer cumhuriyetler (Ukrayna, Beyaz Rusya, Moldova,

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Gürcistan,

Tacikistan, Ermenistan, Estonya, Letonya, Litvanya ) aracılığı ile kendine Rusya

ülke sınırlarının batısından güneydoğusuna kadar, bir güvenlik koridoru

oluşturmuştu. Bu Cumhuriyetler sahip oldukları petrol, doğal kaynaklar, geniş tarım

alanları ve ucuz insan gücü ile Rusya’nın kalkınması ve gücünü daha da artırması

için çalışıyordu. Aslında Cumhuriyetler kalkınmak ve zenginleşmek için petrol,

doğalgaz, geniş tarım arazileri ve iş gücüne sahiptiler ve doğudan batıya giden ticaret

yolları üzerinde bulunmaları da önemli bir avantajdı. Ancak Rusya hiçbirisinin

zenginleşecek kadar kendine yeterli olmasına izin vermiyordu. SSCB’nin izlediği

‘ekonomik ihtisaslaşma politikaları’ sonucunda kendi başlarına kalkınmayı

gerçekleştirecek şartlardan yoksun bırakılmışlardı. Bu ülkeler birlik içinde bir

cumhuriyet olarak görünmekle birlikte, sadece coğrafi bir topluluk olmaktan öteye

gidememişlerdi. 1980’li yıllarda bu durum değişmeye başlamış daha önce merkezi

142 Nazif, Shahrani, “Orta Asya ve Sovyetler Dönemi Uygulamalarını Sorgulama” Çev. Vildan Serin, Akademik Araştırmalar Dergisi, Sayı:6, 5 Nisan 2006, s.4.

Page 98: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

90

planlamanın ekonomiye sağladığı kazançlar tersine dönmüş, üretim kalitesi dünya

standartlarının çok altında kalmış ve sosyalist ekonomik yapı tıkanmaya başlamıştı.

Bunun sonucu olarak 1985 yılında Gorbaçev yeni ekonomik tedbirleri

uygulamaya koymuştu. Ekonomik sistemde yaşanan bu kriz sonucu cumhuriyetlerle

ilişkilerini daha liberal ve gevşek bağlarla yürütmeye çalışsa da sistemin çöküşüne

engel olamadı ve iki kutuplu dünyanın diğer ayağı olan SSCB 1991 yılında resmen

dağıldı.143 Herhangi bir mücadele olmadan gerçekleşen bu gelişme karşısında arka

arkaya bağımsızlıklarını ilan etmek durumunda kalan cumhuriyetler, oldukça

hazırlıksız yakalanmışlardı. Fakat Sovyetler Birliği’nin Stalin döneminde bilinçli

olarak oluşturulan bu yeni ulus devletlerin144 temeli o kadar sağlam ve düşünülerek

atılmıştı ki Sovyetler dağıldıktan sonra da bu yapı üzerine bağımsız devletler olarak

devam etmeleri çok zor olmadı, sadece komünist ideolojiyi çıkarıp yerine dünyaya

entegre olabilmek için yeni ekonomik ve siyasal yapıların ilavesiyle yeni ulus devlet

bilincinin geliştirmeleri kolay oldu. Yeni cumhuriyetlerin yeni devlet başkanları da

zaten Sovyet döneminde de Komünist Parti ya da KGB içinde görev almış yani eski

yönetimin devamı olan kişiler olduğu için çoğunlukla Sovyet dönemindeki sistem

devam etti.

3.1.1.Genel Özellikler

Kazakistan’ın dünya siyasetindeki, onun içinde Orta Asya Bölgesi’ndeki

öneminin daha iyi vurgulanması açısından coğrafi konumu, dış politikası,

143 Fatih Turan,Atakan Özdemir “Türkiye –Türk Cumhuriyetleri Ticari ve Ekonomik İlişkileri Hakkında Değerlendirme”, http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/fatih.htm, 3 Nisan 2006, s.2.144 Olivier Roy, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Metis yayınlar, İstanbul,2000.

Page 99: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

91

demografik yapısı, sahip olduğu doğal kaynakları ve siyasi ve ekonomik yapısının

incelenmesinde fayda vardır.

Kazakistan Sovyetler Birliği döneminde bir dönem sürgün yeri olarak

kullanılmıştır. Bölgedeki Kazak halkın büyük çoğunluğu savaş dönemlerinde ve

yerleşik düzene geçirme çalışmaları sırasında hayatlarını kaybetmişlerdi. “Bakir

Topraklar” Projesi vasıtasıyla Kazakistan’daki toprakların tarıma açılmasıyla ise çok

sayıda Rus ve Slav ülkeye getirilerek kendilerine geniş araziler verilmişti.145 Sonuç

olarak Kazak nüfus azınlık durumuna düşürülmüştü. Ruslar izledikleri çeşitli

politikalarla kendi ideoloji ve kültürlerini baskın hale getirmişlerdi. Ruslaştırmanın

en başarılı olduğu Cumhuriyet Kazakistan’dı. İdari ve siyasi olarak Kazaklar uzun

bir zaman yönetimde yer alamadılar,146 SSCB’de oldukça güçlü bir konumda olan

Kazak lider Dinmuhammed Konayev’in görev almasına kadar. Konayev döneminde

ise Kazakistan ekonomik ve sosyal olarak ilerleme göstermiştir. Konayev

Kazakistan’ın toprak bütünlüğü konusunda da başarılı hizmetlerde bulunmuş, onun

döneminde halkın refahı da diğer cumhuriyetlere göre yükselmeye başlamıştı.

Komünist Parti ve Politbüro içinde de güçlü durumda olan Konayev’in, Gorbaçev

tarafından zorla istifa ettirilerek 16 Aralık 1986 yılında görevden alınmasına

Kazakistan halkının gösterdiği tepkiler Kazakistan’ın bağımsızlık için verdiği ilk

mücadele olarak sayılabilir. Gösteriler sırasında birçok öğrenci hayatını kaybetti,

Ruslar Alma-Ata’yı 70 bin askerle kuşattı. Ayaklanmanın yayılmasından korktukları

için 1987 yılında Kazakistan Komünist Partisi 2.sekreterliğine yine bir Kazak olan

Saidullah Kubaşev’i getirerek bu karışıklığa son verdiler.

145 Bakir Topraklar Projesi, //http.www.bibilgi.com/Bakir-Topraklar-Projesi, 17.03.2010, 146 Kayyum A.Kesici, Dün Bugün ve Hedefteki Kazakistan, İstanbul, IQ Kültür Sanat ,2003, s.215.

Page 100: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

92

Kazakistan’ın kaderini büyük ölçüde değiştiren Nazarbayev’in Komünist

Parti’ye girişini de Konayev desteklemişti. Kazakistan Komünist Partisi’nin başına

geçen Nazarbayev ise Sovyetler döneminde Gorbaçev ve Yeltsin’den sonra üçüncü

büyük şahsiyet olarak ortaya çıkmıştı. Ülkedeki büyük Rus nüfusunu da dikkate

alarak ulusal hakları, aşırı milliyetçilikten kaçınarak meşru bir zeminde aramaya

çalışmıştı.

Glasnost ve Perestroyka politikalarının da etkisiyle Nazarbayev demokrasi ve

serbest piyasa ekonomisi yolunda ilk adımları 1990 yılında atmaya başlamıştı.

Serbest piyasayla ilgili kanun değişiklikleri, çok partili sisteme geçiş çalışmaları, dış

yatırım için ülkelerin Kazakistan’a davet edilmesi ve ülkedeki petrol ve madenlerin

Kazakların kontrolüne alınması bu çalışmalar arasındaydı.147

26 Mart 1990’da yapılan seçimle de Kazakistan Parlamentosu yenilendi. 24

Nisan 1990’da Parlamentonun Nazarbayev’i Cumhurbaşkanı olarak seçmesi ile daha

etkili kararlar almaya başladı. 25 Ekim 1990’ da Kazakistan’ın egemenliğini ilan etti.

Böylece ekonomi ve doğal kaynaklar Kazakların denetimi altına alınmış oldu.

Ülkede yaşayan tüm etnik grupların eşit haklara sahip olacağı açıklandı. Rusya’dan

sonra SSCB sınırları içinde ikinci coğrafi büyüklüğe sahip Kazakistan’ın Rusya için

ayrı bir önemi vardı. Kazakistan’ın barındırdığı Rus nüfus açısından da kendisine en

bağlı cumhuriyet olarak görüyordu.

Sovyetler Birliği’nin beklenmedik çöküşü sırasında bağımsızlıklarını kazanan

bu cumhuriyetlerin hiçbirinde ekonomik, teknolojik ve kültürel olarak bağlı ve

bağımlı oldukları Rusya’ya karşı önemli bir muhalefet hareketi görülmemişti.148

Nitekim Kazakistan da bağımsızlığını ilan etmede hiç acele etmedi hatta o dönemde 147Kazakistan, Glasnost ve Perestroyka Politikalarının etkisi altında,http://www.ikiyabanci.com/.../12583-glasnost-ve-perestroyka.html148 Shahrani,a.g.e.,s.5.

Page 101: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

93

yapılan halk oylamasında Rusya ile birlikte devam etme kararı çıkmıştı. Kazakistan

Gorbaçov’un önerdiği yeni birlik anlaşmasını diğer Orta Asya ülkeleriyle birlikte 20

Ağustos 1991’de imzalamaya hazırdı. Fakat Moskova’daki statülerini korumak

isteyen Kızıl Ordu, KGB ve Komünist Parti’nin bazı yetkililerinin yaptığı darbe

girişimi sonucu oluşan kaos bu anlaşmanın imzalanmasının engellenmesine ve

cumhuriyetlerin arka arkaya bağımsızlıklarını ilan etmesine yol açmıştı. 16 Aralık

1991’de bağımsızlığını en son ilan eden cumhuriyet Kazakistan olmuştur. Nitekim

Rusya bu nedenle kuzeydeki sınırda bazı ayarlamalar yapmak istemiş fakat

Nazarbayev’in bu konuda taviz vermemesiyle de sınırların değişmezliği konusunda

Rusya Federasyonu ile Kazakistan Cumhuriyeti sınırlarının değişmezliğini kabul

eden bir antlaşma imzalamıştır.149

Küreselleşmenin en etkin silahlarından biri olan ideolojik ve kültürel

propaganda stratejileri daha önce iki kutuplu dünyada da farklı bir şekilde cereyan

ediyordu. Bir kutbunda Batı kendi kültürünü ve İngilizceyi empoze ederken, Rusların

egemen olduğu eski Sovyet cumhuriyetlerinin yer aldığı büyük coğrafyada da etkin

olan dil Rusça ve kültür de Rus kültürüydü.

Kazakistan, Orta Asya’da Sovyet döneminden önce gerçek bir milliyetçi

hareket yaşayan tek ülkedir. Ama aynı zamanda en güçlü Ruslaşma da bu ülkede

görülmüştür. Kazakistan’ın sürekli korkusu, Rus çoğunluğa sahip olan kuzeydeki

bölgelerin ülkeden ayrılması tehlikesidir. Soljenitsin’in 1990’da, Rusya’nın

geleceğinin Slav mekanının merkezinin değişmesinde yani Kazakistan’ın

bölünmesinde yattığı yolunda bir açıklama yapması, Kazakistan’da muazzam bir

öfkeye neden olmuştur. Parçalanma tehlikesini saf dışı etmek isteyen devlet başkanı

149 Nazarbayev N.A., V potoke istoryi (Tarihin akışında), Almatı, 1999, s.148.

Page 102: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

94

Nazarbayev bir taraftan ülke içi siyasal alanı kazaklaştırmaya çalışırken, öte yandan

Rusya’ya yakın durmaya gayret etmektedir. Bir cümleyle söylersek, Kazak vagonunu

Rus katarına bağlamaya çalışırken, Rusları da birinci mevkiden atmayı istemektedir.

Orta vadede ustalıkla yürüyen bu politika, uzun vadede ancak kazakların lehine açık

bir demografik değişim yaşanırsa etkili olabilir. Şubat 2009’da gerçekleşen nüfus

sayımında % 67 Kazak ve yalnızca % 25 Ruslardır. Bu, yüzyılın başından beri

görülen en yüksek düzeydir.150 Bununla birlikte ülkede olan Rus baskısı,

bağımsızlığın ilanındaki geçilmeyi, Kazakistan’ın BDT’nin kurulmasında oynadığı

rolü (20-21 Aralık 1991 Almatı deklarasyonu). Rusya’yla entegrasyon

anlaşmalarının (gümrük, silahlı kuvvetler, sınır muhafazaları) imzalanmasını,

Rusçanın iletişim dili olarak belirlenmesi, nükleer silahların reddini, Baykonur

üssünün Ruslara verilmesini, vb. açıklar. En önemlisi, Kazakistan 1996’da Rusya ve

Beyaz Rusya ile diğer Orta Asya ülkelerinin zararına bir iktisadi entegrasyon

anlaşması imzalamıştır. Orta Asya’da Rusçanın yaşadığı gerileme geri döndürülemez

artık. Ücret ve terfi yoksulluğundan Rus eğitmenler gitmektedir, okullarda artık

Rusça ayrıcalıklı konumunu kaybetmeye başlamıştır. Rus televizyonunu izleme

olanakları kısıtlıdır, yolculuklar pahalılaşmıştır, seçkinler İngilizce öğrenmektedir;

Moskova ne yardımcı, ne eğitmen, ne burs ne de kitap sağlamaktadır. 151

Ama Nazarbayev’in otoriter başkanlık rejimi Özbekistan ya da

Türkmenistan’daki yönetimlerle aynı değildir. Kazak toplumu, Maveraünnehir’deki

diğer ülkelere kıyasla daha karmaşık ve daha çok parçalı niteliktedir. Etnik çeşitlilik,

ülkenin genişliği, Ruslaşmanın ağırlığı, bir sektörün varlığı ve daha yüksek

150 Oliviyer Roy, a.g.e., s.253. 151 Olivier Roy, a.g.e.,s.254.

Page 103: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

95

kentleşme oranı, siyasetin ve kamunun denetimini Türkmenistan’a kıyasla

zorlaştırmaktadır. Bu çeşitlik siyasal ve kültürel alana da yansır.152

Bugün hala Rusçanın medeniyet ve kültür dili olarak özendirilmesi sonucu

halkın büyük çoğunluğu Rusçayı en az anadili kadar iyi bilmekte ve Rusça bir

iletişim dili olarak ağırlığını sürdürmektedir. Öte yandan ülkenin resmi dilinin

Kazakça iletişim dilinin ise Rusça olması Kazak seçkinleri arasında sıkıntı

yaratmaktadır ve bunun bir an önce düzeltilmesini istemektedirler. Ancak fiiliyata

bakarsak da kırsal bölgelerin haricindeki halk hala kendini Rusça daha iyi ifade

edebilmektedir ve ülkede konuşulan dil genelde Rusçadır. Gençlerin yaklaşık %40’ı

da Kazakça bilmemektedir. Halk daha önce konuşmaya çekindiği dilini

sahiplenmeye çalışsa da birçok kelimenin Kazakça karşılığı unutulmuş

durumdadır.153

Bağımsızlıktan sonra Batı tarzı sosyo-ekonomik yapılanmanın bir sonucu

olarak eğitim ve kültür alanında da Batı’nın değerleri etkisini artırmaktadır. Öte

yandan bölgede Çin de kendi kültürünü tanıtmak için çalışmalarda bulunuyor. Batı

kültürü ve İngilizcenin etkisinin artmasının AB ile ilişkilere olumlu katkıda

bulunacağı söylenebilir. Rusya’nın bu bölgeyi uzun yıllar kendi kültür ve

ideolojisinin etkisi altına alarak kolayca yönetebildiği göz önüne alınırsa bu iki

kültürün karşılaşması daha da önem kazanmaktadır.

Bu arada bağımsız bir ülkenin millet olabilmesinin en önemli koşullarından

biri olan anadilinin yaygınlaşması ve işlerlik kazanması için birçok çalışma

yapılmaktadır. Bağımsızlıktan hemen sonra ülkede “Kazaklaştırma” çalışmaları

başlamış ve Kazakça eğitim yapan okul sayısı artırılmıştır. Yine Nazarbayev’in 152 Olivier Roy, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Metis yayınları, İstanbul, 2000,188 s.254. 153 Nazarbayev, Nursultan, Tarihin Akışında, OM Politika, İstanbul, 2000 s.50-51.

Page 104: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

96

geleceğin yöneticilerini yetiştirmeyi planladığı “Bolaşak” programı ile her yıl 3000

öğrenci dünyanın en yüksek seviyede eğitim veren üniversitelerine eğitime

gönderilmektedir.154 Bağımsızlıktan sonra halk da sadece kültürel düzey ile sınırlı

kalan milli değerlerine daha çok sarılarak yıllarca bastırılmış olan kimliklerini ve bir

millet olmanın gereği olan ulus bilincini yeniden oluşturmaya çalışmaktadır.

3.1.2.Coğrafi Konum ve Demografik Özellikler

Uluslararası ilişkilerde her hangi bir ülkenin coğrafi konumu, jeopolitik

yapısı, tarihi, demografik ve etnik yapısı, o ülkenin sosyo-ekonomik politikalarını ve

uluslararası güçlerle ilişkilerini doğrudan etkileyen faktörler olması155 gerçeğinden

hareketle tezin ana konusuna altyapı oluşturması açısından Kazakistan’ın coğrafi

özelliklerine de kısaca değinilmesi önemlidir.

Avrasya kıtasının tam ortasında yer alan Kazakistan, kuzeyden güneye ve

doğudan batıya geçiş koridorlarının kesiştiği bölgededir. Geçmişte bu özelliği

nedeniyle bu ülkeden geçen tarihi İpek Yolu önemli bir ticaret güzergahı olmuştur.

AB’nin TRACECA ve INOGATE projeleriyle tarihi İpek Yolu artık sadece malların

ulaşım yolu değil bilginin ve enerjinin de ulaşım yolu yapılmaya çalışılmaktadır.156

Coğrafi olarak Kazakistan 2.717.300 (Dünyanın en büyük yüzölçümüne sahip

9. ülkesi) kilometrekarelik geniş yüzölçümü ile Rusya Federasyonu’ndan sonra eski

Sovyet alanının ikinci büyük Cumhuriyetidir. Kuzeyde ve batıda Rusya Federasyonu

154 Nazarbayev, Nursultan, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’ın Kazakistan Halkına Bildirisi”Astana, 18 Şubat 2005,http://www.kazakhstan-embassy.org.tr/tr/sektor_getir.php?sektor_id=16, 3 Mayıs 2006.155 Hatipoğlu, Esra, “Türkiye Kazakistan İlişkileri”, Türkiye’nin Avrasya Macerası:1989-2005,Der.Mustafa Aydın basım aşamasında, İst., 2006.156 Rysbekov, Marat, “Kazakistan’ın Avrasya Ekonomik Topluluğundaki Yeri ve Önemi” ,Asya- Avrupa Dergisi, Sayı : 04 Mart 2006.

Page 105: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

97

(6.846 km), doğuda Çin Halk Cumhuriyeti, (1.533 km), Güneyde Türkmenistan (379

km), Özbekistan (2.203 km)ve Kırgızistan (1.051 km) ile sınır komşularıdır.157

Bu geniş yüzölçümüne oranla 16.167.704 (Şubat 2009) olan nüfusunun azlığı

dikkat çekmektedir. İnsanlık artan dünya nüfusu ve azalan kaynaklar ve yaşam

alanları karşısında uzayda bile milyarlarca dolar harcayarak yaşam alanları yaratma

mücadelesi verirken, Kazakistan bu sorunun çok uzağında gibi görünmektedir. Yine

Kazakistan’ın sıkça vurgu yapılan zengin yeraltı kaynakları yanında tarıma elverişli

toprakları ve zengin su kaynakları bulunmaktadır.

Kazakistan’ın başkenti 1998’ den bu yana Astana’dır. (Daha önce Alma Ata

idi). En önemli şehirleri; Almatı, Türkistan, Karagandı, Çimkent, Taraz, Pavlador,

Öskemen, Atırau, Aktau ve Aktöbe’dir. Çok uzun ve çoğunlukla güvensiz olan Rus

sınırı(7591 km) Kazakistan’ın Rusya’ya karşı özellikle boru hatları konusunda

izlediği politikalarda çok daha dikkatli olmasını gerektirmektedir.158

Kazakistan topraklarında Kazakların dışında çoğunluğunu Rusların

oluşturduğu 130’dan fazla farklı milliyet diasporalarından insanın bir arada yaşadığı

homojen olmayan bir nüfus barındırmaktadır. Dolayısıyla Nazarbayev, Kazakistan’ın

tüm politikalarını oluştururken bu gerçeği mutlaka göz önünde bulundurmakta ve

sürekli halkların birliğini vurgulayan mesajlar vermektedir.159 Özellikle

çoğunluğunun kuzeyde olduğu, yaklaşık %27 oranındaki Rus nüfus nedeniyle,

kuzeyde yaşayan Rusların, Rusya ile birleşme ihtimalinden dolayı yaşanan

tedirginlik ülkenin bütünlüğünün korunması için çok dikkatli bir politika izlenmesi

gereğini ortaya çıkarmaktadır. Nazarbayev’in Pantürkist ve Panislamist söylemlerin

157 İsmail Adem, Kazakistan Cumhuriyeti Ülke Raporu, KOSGEB, Aralık 2004, http://www.kosgeb.gov.tr/Yayinlar/default.asp?Action=...&ID=120, 5 Temmuz 2006.158 Baycaunavo, Suale, “Kazakistan Petrol ve Gazının Türk ve Rus Dış Politikalarında Yerive Önemi”,Avrasya Dosyası, Asam Yayınları, Sayı : 2, C. : 6, Yaz 2000, s.260.159 Olivier Roy, a.g.e., s.188.

Page 106: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

98

şiddetle karşısında olması ve ülkenin başkentini Almatı’dan kuzeyde olan Astana’ya

taşıma kararının altında yatan nedenlerden biri de budur.

Kazakistan Cumhuriyeti’nde nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı

incelendiğinde, kadın nüfus erkek nüfustan sayısal olarak daha fazladır. Nüfusun %

48’i erkek, % 52’si kadındır. Nüfusun % 64,2’ sini 15–59 yaş oluşturduğu oldukça

genç bir nüfusa sahip olduğu söylenebilir. Kazakistan’ın bağımsızlıktan sonra

yaşadığı önemli bir demografik sorun da çoğunluğunu Ruslar ve Almanların

oluşturduğu bazı nitelikli iş gücünü oluşturan etnik grupların ülke dışına kendi

milliyetlerinin tabi olduğu ülkelerine göç etmeleridir. Bu dış göçün nedenleri

arasında bağımsızlık sonrası yaşanan ekonomik kriz ve “Kazaklığın” ön planda

olduğu politikaların izlenmesi sayılabilir. İlerleyen yıllarda Kazakistan’ın ekonomik

yapısındaki düzelmeyle birlikte dış göç de oldukça azalmıştır. Aksine ülke dışarıdan

göç almaya başlamıştır. Kazakistan’da diğer etnik grupların nüfusunun azalmasına

karşın son yıllarda devletin de teşvikiyle Kazak nüfusunda artış görülmektedir. Bu

durumun yaşanmasında Nazarbayev’in ülke dışında yaşayan Kazakların ülkeye

göçünü teşvik etmesi ve Kazaklar arasındaki yüksek doğum oranı da etkili olmuştur.

Ayrıca son yıllarda Kazakistan’ın gösterdiği ekonomik gelişme ve iş imkanlarının

artması komşu ülkelerden de Kazakistan’a göçü artırmıştır. Bu oldukça hareketli

görülen demografik yapının kaçınılmaz olarak Kazakistan’ın sosyo-ekonomik ve

politik yapısında da etkileri vardır.160

3.1.3.Siyasi Yapı

Kazakistan’ın uluslararası güçler açısından değerini artıran önemli bir özelliği

bağımsızlıktan bu yana görece istikrarlı bir siyasi yapıyı sürdürmesidir. Bu siyasi 160 Demirtepe,Turgut, “Kazakistan’da Demografik Trendler”, USAK Stratejik Gündem, 29 Haziran 2006.s.14-25.

Page 107: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

99

istikrar, ekonomik gelişimin de en önemli teminatı olmuştur. Bunu sağlayan ise

Nazarbayev’in sürdürdüğü dikkatli ve dengeli politikalardır. Kazakistan, AB

tarafından da uzun zamandır bölgedeki en istikrarlı ve geleceği en parlak ülke olarak

görülmektedir. Bununla birlikte Kazakistan’ın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği

Teşkilatına (AGİT) başkanlık görevini üstelenmesine kısa bir süre kalmış

bulunmaktadır. AGİT‘in 30 Kasım 2007’de Madrid’de yapılan 15. toplantısında 56

ülke Kazakistan’ın 2010 yılında teşkilatın siyasi liderliğini üstlenmesini kabul

etmişti.161

Kazakistan AGİT’in başkanlığı sırasında önemli görevler üstlenmeyi

hedeflemektedir. İlk olarak, eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde en gelişmiş

ülkelerden biri olarak Kazakistan demokratik süreçleri farklı hızlarla yaşayan Batı ve

BDT ülkeleri arasında bir köprü görevi görebilir. Ayrıca bünyesindeki etnik gruplar

arasında uyum bulunan Kazakistan diğer ülke ve halklara bu konuda bir örnek

olabilir.

Etnik ve dini hoşgörü tüm ülkeler için çok önemlidir. Kazakistan AGİT’in

İslam Dünyası ile geniş çaplı işbirliği ile girmesine büyük önem verecektir. Bu

çerçevede Avrupa’da yaşayan Müslümanların kendi inançlarını yaşaması ve aynı

zamanda bulundukları ülkelere uyumu ve diğer sorunlar konusuna hassasiyet

gösterecektir. Kısacası Kazakistan’ın AGİT dönem başkanlığı Batı ile Müslüman

Doğu arasındaki diyalogun pekişmesine önemli katkılar sağlayabilecektir.

Kazakistan tarafından ele alınacak bir diğer önemli meselelerden biri de Avrupa ve

dünyanın istikrarı ile güvenliğinin sağlanması konusudur. Günümüzün önemli

meselelerinden birinin Avrupa ve dünyanın kalan kısmında istikrar ve güvenlik 161Kara, A., Kazakistan AGİT Dönem Başkanlığı için Hazırlanıyor, Türk Birlik, 24 Ağustos 2009, http://www.turkbirlik.gen.tr/...abdulvahap-kara/874-kazakistan-agit-donem-baskanligi-icin-hazirlaniyor.html

Page 108: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

100

olduğuna hiç şüphe yoktur. Kazakistan’ın 2010 yılı için AGİT dönem başkanlığına

seçilmesi bu teşkilata üye ülkelerin Asya bölgesinde demokrasi rehberi ve dünyanın

istikrar ve güvenliğinin önemli aktörlerinden biri olması beklenen bir ülke için büyük

saygı ve güveninin sonucudur.162

Zaman zaman dış güçler tarafından otoriter bir lider olmakla suçlanan

Nazarbayev gerçekten de ülkenin yönetiminde söz sahibi olan tek kişidir ve merkezi

otoriter bir yönetimden yanadır. Nazarbayev Kazakistan için Güney Kore veya

Singapur gibi otoriter yönetim biçimi altında gelişen ekonomik modelin uygun

olduğunu düşünmektedir.163 Bu durumda ülkenin Cumhurbaşkanı Nursultan

Nazarbayev ülke çıkarlarını en iyi bu şekilde koruduğuna inanmaktadır. Kırgızistan,

Gürcistan ve Ukrayna’da demokrasiyi yerleştirmek adına ABD’nin desteklediği

renkli devrimlerin olması ve bu devrimler sonucu bu ülkelerde ciddi karışıklıklar

yaşanması ise Nazarbayev’in bu politikasında daha çok ısrar etmesine neden olmuş

ve bu olaylardan sonra ülkedeki birçok sivil kuruluşun faaliyetlerini kısıtlayan

kararlar alınmıştır.

Bölgede çok yaygın olan yolsuzluk ve rüşvet Kazakistan’ın da yaşadığı

önemli sorunlardandır. Ülkedeki büyük çaplı yolsuzlukların çoğunlukla devlet

kurumlarında yapılıyor olmasını ülkenin milli güvenliği için bir tehdit olarak gören

Nazarbayev, 2 Nisan 2002’de aldığı kararla “Yolsuzlukla Mücadele ve Memurların

İş Ahlakına Uyumunun Sağlanması” amacıyla bir komisyon kurdurmuştur.

Dolayısıyla, bu kanunla günümüzde ülkede yolsuzluğa karşı politikalar yürütülüp

uygulanmaktadır.

162 Kara, a.g.m. 163 Hatipoğlu, a.g.m.

Page 109: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

101

Kazakistan Cumhuriyeti’nin 28 Ocak 1993 tarihinde kabul edilen ilk

Anayasası, demokratik, laik ve üniter bir devlet yapısını öngörmektedir.

Vatandaşların medeni, siyasi, ekonomik hak ve özgürlüklerden eşit bir biçimde

yararlanacakları, özel mülkiyet hakkının tanındığı ve özel mülkiyetin dokunulmazlığı

teminat altına alındığı da yine bu Anayasa’da belirtilmiştir. Kazakistan güçlü bir

başkanlık sistemiyle yönetilen anayasal bir cumhuriyettir. Siyasi sistem hukuki ve

fiili olarak geniş yetkilere sahip Cumhurbaşkanı’nın etkisi altındadır. Başbakan ve

Hükümet üyeleri doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. Bununla birlikte

Başbakan Yardımcıları ve Dışişleri, İçişleri, Savunma, Maliye Bakanları ile Devlet

Güvenlik Komitesi Başkanı’nın atanmasında Parlamento’nun onayı gereklidir.

Başbakan ise daha çok ekonomik ve teknik işlerden sorumlu, Cumhurbaşkanı

yardımcısı gibi görev yapmaktadır. Nazarbayev’in devlet anlayışına merkezi yönetim

görüşü hakimdir. Nazarbayev’e göre, etnik huzursuzluklara izin vermemek için aşırı

milliyetçi akımlara müsamaha gösterilmemeli ve Sovyet dönemindeki sınıf

mücadelesinin yerine adil bir gelir dağılımı, sosyal adaletin olduğu bir sınıfın

geliştirilmesine çalışılmalıdır.

Ülkede yaşanan bazı siyasi gelişmeler sonucu Kazakistan’ın İkinci

Anayasa’sı 30 Ağustos 1995’te yapılan referandumla kabul edilmiştir. Bu

Anayasa’yla Cumhurbaşkanı’nın yetkileri artırılmıştır. Ancak 2007 yılındaki

Anayasaya yapılan bazı değişmeler Parlamentonun yetkisini arttırmıştır. Kazakistan

parlamentosu iki meclisli bir sistem uygulamaktadır. Senato niteliği taşıyan birinci

meclis ve senatonun altında yer alan Milli Meclis.164 Son Anayasa değişikliğiyle

164 Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası, Kazakhstanskaya Pravda gazetesi, Almatı 2007

Page 110: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

102

Meclisin görev süresi 4 yıla, Senato’nun süresi ise 6 yıla çıkarılmıştır. Kazakistan

tarihindeki ilk serbest genel seçimler 7 Mart 1994 tarihinde yapılmıştır.

Cumhurbaşkanı yıllık halka hitabında Kazakistan halkına ülkedeki durum ve

iç-dış politikanın ana hatlarını açıklayan, bir mesaj vermekte. İlk Sesleniş Ekim

1997’de verildi ve “Kazakistan halkı için Refah, Güvenlik ve Esenlik” olarak

adlandırıldı. O daha çok Kazakistan’ın kalkınma stratejisi 2030 veya Kazakistan–

2030 olarak ta bilinir. Bundan sonraki Cumhurbaşkanın Hakla her yılki seslenişleri

söz konusu Kazakistan-2030 Stratejisi temelinde ele alındı ve sürekli olarak yeni

hedefler koyuldu.165

Söz konusu Stratejinin hedefi, Kazakistan’ın bağımsızlığının pekişmesi ve

ülkenin her yönüyle kalkınmasıdır. Bunu gerçekleştirebilmek için de dev projeler

gerçekleştirilip programlar yapılmaktadır. Stratejinin öncellikleri devlet başkanı

Nazarbayev’in “Kazakistan 2030” adlı seslenişinde yer almaktadır. Ona göre:

“Birincisi, Kazakistan egemen, bağımsız bir devlet oldu. Birçok insan bunun

gerekli olduğuna inanmamaktadır. Fakat her Kazakistan vatandaşı, Kazak tarihini

göz önüne getirerek, buna ne kadar zor badirelerden geçerek ulaşabildiğini hiçbir

zaman unutmamalıdır.

İkincisi, bizler, büyük sosyal, siyasi ve ekenomik reformları gerçekleştirme

yolundayız. Bahsedilen hedefe henüz ulaşmış değiliz, fakat bazı konularda başarıya

ulaştığımız da bir gerçektir.”166

Kazakistan’da 10 Ocak 1999 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanı seçimlerinde

Nazarbayev Nursultan Abişeviç oyların % 82’sini alarak 8 Ekim 1998 tarihinde

yürürlüğe giren Anayasa değişiklikleri çerçevesinde yedi yıllığına yeniden

165 Kazakistan 2030 Stratejisi, Cumhurbaşkanlık Web sitesi: www.akorda.kz166 Ali, Tokul; Nurhat, Şakızadaulu, Kutup Yıldızı, Otırar Kitabevi, Almatı, 2000, s.233.

Page 111: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

103

Kazakistan Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Seçimler hem Türkiye’den gelen

milletvekillerinden oluşan bir heyet, hem de AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan

Hakları Bürosu uzmanları tarafından izlenmiştir. 162 Cumhurbaşkanı Nazarbayev,

18 Şubat 2005’de yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasında batının siyasi reformlar

konusundaki eleştirilerine karşı, görüşlerini belirtmiş, Kazakistan’ın Batı’nın

demokratik değerlerini ve uygulamalarını aynen almasının ülkesi için doğru

olmayacağını, siyasi reformları yaparken kendi ülke gerçeklerini göz önünde

bulundurmak ve temkinli hareket etmek gerektiğini söylemiştir. Bu amaçla

muhalefetinde görüşü alınarak yeni bir Siyasi Reform Programı’nın hazırlanacağını

bildirmiştir. Siyasi reformlar konusunda Türkiye, Singapur, Malezya ve Güney Kore

gibi hızlı gelişen Asya ülkelerinden uzmanlar çağrılarak yardım alınacağını, konuyla

Demokratikleşme ve Sivil Toplum Sorunlarıyla ilgilenen Milli Komisyonu

görevlendirdiğini belirtmiştir. Demokrasi konusundaki tüm eleştirilere rağmen

Nazarbayev demokrasi konusundaki gelişmeler ve yapılan çalışmaların yeterli

olduğunu düşünmektedir.

Son olarak 4 Aralık 2005’de yapılan seçimlerde Nursultan Nazarbayev

yeniden Cumhurbaşkanı seçilmiştir. AGİT gibi örgütlerin ve Human Rights Watch

ve Amnesty International gibi insan hakları kuruluşlarının, muhalefetteki adayların

hareketlerinin kısıtlanması, muhalefetin medyada yeterince yer alamaması,

bürokrasinin başındaki kişilerin açıkça Nazarbayev’i desteklemesi gibi seçimin tam

demokratik şartlarda olmadığını belirten eleştirilerine rağmen, seçimler bölgedeki

Page 112: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

104

diğer ülkelere kıyasla uluslararası kriterlere en yakın seçimlerden biri olarak

değerlendirilmiştir.167

Halk da kalkınma hamlelerini başarılı bulduğu, ülkenin refahını yükselten,

sürekli ülkenin sosyo-ekonomik gelişmesini daha da ileri götürmek için çalıştığı

izlenimi veren Nazarbayev’i desteklemektedir. Bölgede her geçen gün ağırlığı daha

çok hissedilen Rusya ve Çin, ve bölgede en çok yatırıma sahip ABD de Nazarbayev

yönetimini desteklemektedir.165 AB açısından ise hem içerdeki güçler, hem de

dışarıdaki güçler tarafından desteklenen Nazarbayev’in yeniden iktidarda olması,

Kazakistan’ın 2012’ye kadarki dönemde politik ve ekonomik istikrarının güvencesi

olarak görülmektedir.

Ülkede faaliyet gösteren çok sayıda parti, dernek ve toplumsal hareket vardır.

Kazakistan’da üç tip siyasi parti yer almaktadır. Birincisi hükümet tarafından

kurulmuş Nazabayev’i destekleyen ve mecliste de çoğunluğu oluşturan partiler;

ikincisi önceden yönetim kademesinde olup da daha sonra ayrılanların kurduğu

partiler ve üçüncüsü de hükümetle bağı olmayanların kurmuş olduğu muhalefet

partileridir. Ülkede genelde Nazarbayevin desteğiyle kurulan siyasi partilerin en

önemlisi “Nur-Otan” partisi olmuştur. Yine Nazarbayev’in desteğiyle 2003 yılının

Ekim ayında Nazarbayev’in kızı Dariga Nazarbayeva “Asar” partisini kurarak

siyasete atılmıştır.Ancak 2006 yılında bu parti babasının yönettiği parti ile

birleşmiştir.168 Kazakistan’da muhalefet partisi olabilmek ciddi zorluklar

taşımaktadır. Çıkarılan seçim yasalarıyla hem teknik anlamda, hem de Nazarbayev’in

167 Turgut Demirtepe, "Kazakistan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine Dair",USAK Stratejikhttp://www.usak.org.uk/junction.asp?mod=articles&st=PrintArticleDetail&id=147&lm=58649JLFD0932&ln=TR , 5 Nisan 2006.168 Gaziza Baituova, “Party’s Over for Kazak President’s Daughter”, WPR’s Reporting Asia, No.455, 10 July,2006.

Page 113: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

105

yetkilerinin fazla olması nedeniyle bürokrasinin de içinde olduğu ciddi bir siyasi

baskı da muhalefetin işini güçleştirmektedir.

3.1.4.Ekonomik Yapı

Kazakistan’ın bağımsızlıktan sonraki ilk dönemlerinde, Cumhuriyetin

ekonomik ve siyasi politikalarını belirlerken önünde örnek alabileceği birçok seçenek

vardı ancak Kazakistan ekonomik açıdan serbest piyasa ekonomisi şartlarını

benimsedi.

AB’nin Kazakistan’la yaptığı Ortaklık ve İşbirliği Anlaşma’sında özellikle

belirtildiği gibi Kazakistan’ın piyasa ekonomisine geçişi, ekonomisinin geliştirilmesi

ve demokrasinin güçlenmesi AB’nin işbirliğindeki ana amaçlarındandır.

Kazakistan’da düzgün giden piyasa ekonomisi ve istikrarlı siyasi yapı AB ve diğer

güçlerle ilişkilerin de temelini oluşturmaktadır.

Kazakistan’ın zengin yeraltı kaynaklarıyla dünya piyasasına çıkmasıyla

birlikte birçok ülke bu fırsatı değerlendirmek için devlet düzeyinde ekonomik,

bilimsel ve kültürel ilişkiler kurmaya çalışmışlardır. Kazakistan’ın bağımsız dış

ekonomi politikası geliştirmesinde, yaklaşık ülke ile olan ticari ilişkilerinin de

faydası vardır. Kazakistan ekonomisinin gelişmesinde aralarında Amerika, Japonya,

İngiltere, Fransa, Almanya, Avrupa Birliği ve Dünya Bankası gibi ülkeler ve

örgütlerden aldığı yıllık yaklaşık 60-80 milyon dolarlık geri ödemesiz yardımın

etkileri de yadsınamaz.169

Orta Asya cumhuriyetleri arasında en çok doğrudan yabancı sermaye yatırımı

yapılan Kazakistan’a yapılan toplam yatırımlar arasında AB ülkeleri toplam olarak 169 Söylemez, Orhan, Bağımsızlığın 10.yılında Kazakistan Cumhuriyeti, Türkler, C.19, Ankara, 2002, s.361.

Page 114: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

106

%27’lik oranla, ABD’den (%33) sonra ikinci sırada yer almaktadır. AB üyesi ülkeler

arasında ise en çok yatırımı AB’nin de bölgedeki toplam yatırımının %80’ini

oluşturan İngiltere (%26,8) ve Hollanda (%52,5) yapmaktadır.170

Kazakistan ilk yıllarda finansman, kalifiye işgücü, teknoloji eksikliği ve

tecrübesizlik nedeniyle ekonomisinde ciddi sıkıntılarla karşılaşsa da 1996 yılından

sonra AB’nin Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmaları ve TACIS programı kapsamında

yaptığı teknik ve ekonomik yardımların da etkisiyle, serbest piyasa ekonomisine

geçiş yolunda yaptığı düzenlemelerin olumlu sonuçlarını kısa zamanda almaya

başlamıştır. 1998 yılında Rusya’da yaşanan ekonomik krizin etkileri de, ekonomide

alınan bu tedbirlerle atlatılmıştır.

Kazakistan’ın ekonomisinde enerji sektörünün yeri öncelikli olmakla birlikte,

tarım ve hayvancılık sektörü de önemli bir yer tutmaktadır. Ülkedeki toplam

istihdamın % 35,8’i tarım sektöründedir. Önde gelen tarım ürünleri ise buğday, tahıl

ürünleri ve pamuktur.171 Kazakistan’ın ekonomideki hedefi petrol ve doğalgazdan

elde ettiği gelirleri petrol dışı alanlardaki yatırım ve üretimi destekleyerek

sektörlerde çeşitlilik yaratmak ve böylece sadece hammadde ihracına bağımlı bir

ekonominin getireceği riskleri azaltmaya çalışmaktır. Bu amaçla 2003 yılında kabul

ettiği Kazakistan Cumhuriyeti’nin “Endüstriyel Yenilikçi Kalkınma Stratejisi 2003-

2015” ile yüksek teknoloji alanında (petrokimya, mühendislik ve bilgi teknolojisi

alanlarında) çokuluslu şirketlerin ülkeye çekilmesi, ticaret alanında da hammadde

ihracatından, yüksek teknoloji gerektiren ürünlerin ihracına geçilmesi için altyapının

geliştirilmesi, BDT içinde Kazak mallarının yaygınlaştırılması ve ülkenin gümrük ve

170 Avrupa Komisyonu Kazakistan Delegasyonu, AB Kazakistan İlişkileri, AB Web sitesi, 23.03.2009, //http.www.delkaz.cec.eu

Page 115: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

107

tarife rejimlerinin serbestleştirilmesi kararları alınmıştır. Bu stratejinin Kazakistan’ın

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’ne girişini de kolaylaştıracağı varsayılmaktadır.171

Kazakistan’da devlet ekonomik kalkınmayı sağlamaya çalışırken diğer sosyo-

ekonomik problemlerin çözümü için de çeşitli ve geniş kapsamlı kalkınma

programları ile sosyal ve ekonomik kalkınmayı birlikte gerçekleştirmeye

çalışmaktadır. Temel amacın sosyal refahın, istikrar ve ekonomik güvenliğin

artırılması olan programda öncelik alanları da belirlenmişti. Bunlar; bölgesel

kalkınmışlık farklarının azaltılması, tarımsal reformlar, endüstriyel kalkınma

stratejisinin uygulanması, eğitim ve bilimin gelişmesi için çalışmalar, KOBİ’lerin

desteklenmesi, sosyal refah ve emeklilik sisteminin iyileştirilmesi ve kalifiye

işgücünün artırılması olarak sayılabilir. Kalkınmayı sağlamak için önem verilen

başka bir husus da ülkeye daha çok yatırım çekebilmektir. Bu amaçla çeşitli vergi

düzenlemeleri ve teşviklerle yabancı yatırımcılar için kolaylıklar sağlanmaktadır.172

Bu amaca hizmet etmek için 1998’de kurulan Kazinvest de yatırımların

desteklenmesi amacıyla çalışmalarını devam ettirmektedir.173 2000 yılından sonra

sürekli daha olumluya giden ekonomik göstergelerden de anlaşılacağı üzere,

Kazakistan ekonomisi hızla gelişme ve büyüme eğilimine girmiştir. Dünyanın önde

gelen uluslararası finans kuruluşları ve örgütlerinin arka arkaya Kazakistan

ekonomisi hakkında olumlu değerlendirmeler yapması bunun en iyi kanıtıdır.

Kazakistan’a 2001 yılında AB ve 2002 yılında ABD tarafından piyasa ekonomisine

sahip ülke statüsü verilmiştir. Sovyet alanında bu statü verilen ilk ülke

Kazakistan’dır. 2002 yılında Moody’s ülkenin ratingini Suudi Arabistan ve Bahreyn

171 Askarov, Tulegen, “Neft do dobra ne dovedet” (Petrol Hayra Götürmez), Respublika-Delovaya Obozreniye, 26.10.2007.172 Askarov, Tulegen, a.g.m.173 Hatipoğlu, a.g.m.

Page 116: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

108

ile aynı düzeye çıkarmıştır. The Economist Intelligent Unit’e göre Kazakistan % 9,4

büyüme hızıyla 2005 yılının en hızlı büyüyen 10 ülkesi arasındadır.174

Diğer ekonomik göstergelere de bakarsak Kazakistan’ın gelişimi dikkat

çekecek şekilde diğerlerinden ayrılmaktadır; 2005 yılı enflasyon oranı %6.8 olarak

gerçekleşmiştir, 2004 yılı GSYİH ise 39,5 milyar dolar ile alım gücü paritesine göre

Rusya ve Ukrayna’dan sonra üçüncü sıradadır. GSYİH’sinin % 80’ini özel sektör

oluşturmaktadır. Sanayi sektörünün GSYHİ içindeki payı ise % 33’ dür. Tüm bu

verilerden anlaşıldığı üzere, Kazakistan Orta Asya’da bağımsızlığını kazanan diğer

cumhuriyetler arasında, piyasa ekonomisi şartlarını başarıyla yerine getiren tek ülke

olmuştur. Ancak Kazakistan’da ülkede artan yatırımlar sonucu oluşacak petrol

gelirlerinin beklenenden yüksek olmasının ülkede “Hollanda Sendromuna” yol

açacağından endişe edilmektedir. Kazakistan’ın sadece petrol gelirine bağlı bir

ekonomi olarak kalması halinde Arap dünyasının da yaşadığı gibi bazı önemli

sorunları (petrol gibi tek ürüne dayalı ekonomilerde petrol dışı sektörlerdeki sanayi

ve üretiminin desteklenmezse, karşı karşıya kalacağı, demokratikleşememe,

olağanüstü zenginliğin güçlü bir ekonomik yapıya engel olması ve siyasette

yozlaşma gibi) yaşayabileceği öngörülmektedir.175

Bu konuda alınan tedbirlerden biri bu gelirlerin Ağustos 2000 tarihinde

kurulan Kazakistan Ulusal Fonu’na aktarılmasıdır. Ancak bu fonun kullanımında

şeffaf denetim yapılamaması fonun işlevine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı

konusunda şüphelere neden olmaktadır. Bu ve buna benzer alınan diğer tedbirler

sonucunda 2005 yılındaki IMF raporunda Kazakistan’da petrol dışı sektörlerde -

174 Kazakistan’ın İngiltere’deki Büyükelçilik sitesi, 14.12.2009, //http. www.kazakhstanembassy.org.uk, 175 Sedat, Laçiner, “Türk Dünyası Araplaşırken”, Küresel Bakış, www.usakgundem.com 2.01.2010

Page 117: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

109

özellikle inşaat ve hizmet- gelişmenin etkileyici olduğu belirtilmiştir.176 Kazakistan

sanayisinin petrol dışı ürünleri de kapsayacak şekilde gelişebilmesi için diğer bir

önemli politika da ülkedeki dış ticaret uygulamalarıdır. Kazakistan dış ticaret

politikasının birinci önceliği, milli çıkarlar, serbestleşme, ticaret engellerinin

uluslararası uygulamalar doğrultusunda azaltılması ve dış pazarın genişletilmesini

sağlamaktır. Öte yandan ihracata dayalı kalkınma için, Almanya’daki Hermes,

İtalya’daki SACE benzeri “İhracat Sigorta Kurumu” oluşturulması çalışmaları

başlatılmıştır. Kazakistan dış ticaret hacmi artan bir seyir izlemektedir.2004 yılında

Kazakistan’ın dış ticaret fazlası 4 milyar dolar olmuştur.

Kazakistan’ın dış ticaretinde ithalat ve ihracatta ilk sıralarda dış politikada da

öncelik verdiği AB, Rusya ve Çin yer almaktadır. AB daha önce Kazakistan dış

ticaretinde 39. sırada olduğu halde hızlı artan ekonomik ilişkiler sonucu birinci sıraya

yerleşmiştir. Kazakistan’ın AB üyesi ülkelere ihracatı toplam ihracatının % 27,6’sını

oluşturmaktadır. [(Fransa (%6.8), İtalya (%15.4), ), Portekiz (%1.8) Hollanda (%2.3)

İspanya (%1.3)] İhracatta ağırlıkta olan diğer ülkeler ise Rusya, İsviçre ve Çin’dir.

İthalatta da en büyük ağırlık halen Rusya ve BDT ülkelerindedir (% 47). AB’nin

ithalattaki toplam payı ise %18 ‘dir. [(Almanya (%8.3) İtalya (%3.3) Fransa (%2.5),

İngiltere (%2.4), Hollanda (%1.5) )] 177

Kazakistan ülkede halen mevcut problemlere, daha önce benzer sorunları

yaşayan ülke tecrübelerinden gerekli dersleri çıkararak dikkatlice yaklaşmakta ve

gerekli önlemleri almaktadır. Alınan yardımlar, artan ihracat gelirleri ve izlenecek

176 Ariel, Cohen, “Onfronting Kazakhstan’s Dutch Disease”, The Heritage Foundation, 26 Mart 2003, //http.www.heritage.org/Press/Commentary/032603c.cfm, 2 Ocak 2010 177 EU, “Trade İssues”, www.trade.ec.Europea.eu/doclib/docs/2006/may/tradoc_113406.pdf, 2.01.2010.

Page 118: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

110

doğru ekonomi politikalarıyla desteklenen bu önlemler sonucu Kazakistan’ın uzun

vadede ekonomideki başarılarını sürdüreceği tahmin edilmektedir.

3.1.5.Enerji ve Doğal Kaynaklar

Kazakistan’ın tüm dünyanın ve tabii AB’nin de bu kadar ilgisini çekmesinin

en birincil nedeni sahip olduğu enerji potansiyelidir. Rusların Sovyetler Birliği

döneminde bölgede oluşturduğu çarpık endüstriyel yapılanma nedeniyle Kazakistan

sahip olduğu enerji potansiyeline rağmen hala enerji ihtiyacının bir kısmını ithal

etmektedir.

Bağımsızlık ertesinde Kazak Hükümeti, enerji sektörünün düzeltilmesi için

devletin elindeki enerji üretim tesislerinin büyük çoğunluğunu özelleştirilmiştir. Bu

bağlamda elektrik enerjisi sektörüne milyon dolardan fazla yabancı yatırım

yapılmıştır. Kazak ekonomisinde GSYİH içindeki en önemli pay da enerji ve

madencilik sektöründedir. Son dönemde sanayinin temelini oluşturan enerji

sektöründe yüksek oranlarda yabancı sermaye girişi sayesinde önemli bir üretim

artışı sağlanmıştır. Bu da ülkenin son yıllardaki hızlı ekonomik gelişiminin itici gücü

olmuştur. Enerji yatırımı yapan önemli uluslararası şirketler arasında Texaco

Chevron(ABD), Exxon Mobil(ABD), Shell (İngiliz Hollanda), BP(İngiliz),

Lukoil(Rus), AGİP(İtalya) ve CNPC(Çin) sayılabilir. Ağırlık ABD’li şirketlerdedir.

Enerji alanındaki yartırımlarda AB üyesi ülkeler arasında İtalya, İngiltere ve

Hollanda öne çıkmaktadır. “Petrol ve doğalgaz; ham petrol ve sıvı doğalgaz üretimi,

2003 yılında günde 1 milyon varil iken artmaya devam etmiş ve 2004 yılında % 16

oranında artarak günde 1.2 milyon varil (59.4 milyon ton) olarak gerçekleşmiştir.

Bunun 50.6 milyon tonu ham petroldür. 2015 yılında ise 100 milyon tonu Hazar

Page 119: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

111

Denizi’nden olmak üzere toplam 150 milyon tonluk üretim seviyesi

planlanmaktadır.” Toplam üretimin % 83’ü ihraç edilmektedir. Kazakistan’da petrol

üretiminin % 85’ini yabancı firmalar, %15’ini ise devlet petrol şirketi Kaz Munai

Gaz yapmaktadır. Şu anda Kazakistan’ın en büyük petrol üreticisi, toplam üretimin

% 29’unu gerçekleştiren Tengizchevroil (TCO) Konsorsiyumu’dur. Amerikan

ChevronTexaco firmasının liderliğindeki bu Konsorsiyum, Batı Kazakistan’da

bulunan ve 6 ile 9 milyar varil arasında rezerve sahip olan Tengiz petrol yataklarını

işletmektedir. Şirketin 2004 yılında üretimi % 6.3 oranında artarak 13.6 milyon tona

ulaşmıştır.” 178

Karaçaganak ve Kuzey Hazar petrol yatakları da uluslararası konsorsiyumlar

tarafından işletilmektedir.

Kazakistan’ın en önemli petrol alanları:

- Tengiz Petrolleri - Tengizchevroil TCO-JV tarafından işletilmektedir. 25

milyar varil rezervi bulunmaktadır. Dünyanın altıncı büyük yatağıdır. Tengiz yatağı

ilk olarak 1979 yılında keşfedilmiştir. O zamanki Sovyet teknolojisi bu petrolle başa

çıkamamış ve alışılmadık şekilde ABD’li Chevron Şirketinden yardım istenmiştir.

Böylece Chevroil’in bölgedeki varlığı başlamıştır. Bağımsızlıktan sonra da devlete

ait Kazak petrol şirketiyle birleşerek Tengizcehvroil olmuştur.

- Kaşağan’da dünyanın ikinci büyüklükteki petrol yatağı ise 2000 yılında

bulunmuştur. Yaklaşık 40 milyar varil rezerv ile 2020 yılında Kazakistan’ın dünyaya

günde 10 milyon varil petrol satabileceği hesaplanmaktadır (yaklaşık Suudi

Arabistan kadar). Şubat 2001’de Kaşağan ortakları aralarında uzlaşma sağlayarak

siyasi olarak bağımsız İtalyan’ın AGİP şirketini operatör olarak seçmişlerdir.

178 DEİK, “Kazakistan Ülke Bülteni”, Mayıs 2005, s.1.

Page 120: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

112

Kaşağan petrolleri AGİP Kazakhstan North Caspian Operation Company tarafından

işletilmektedir

- Karaçaganak Petrolleri – Karachaganak Integrated Organization KIO

tarafından işletilmektedir. 2-3 milyar varil petrol ve gaz rezervine sahiptir.

- Kumkol petrolleri- Petro Kazakhstan tarafından işletilen yatak 1 milyar varil

rezerve sahiptir.

- Zhaznol petrolleri – China National Petroleum Company tarafından

işletilmekte ve 1-2 milyar varil rezervi bulunmaktadır.

Son yıllarda doğalgaz üretimindeki artış ( 1996’dan bu yana iki katı artmıştır)

ülkeye yapılan doğalgaz yatırımlarını artırmıştır. 2004 yılında doğalgaz üretimi, 11.6

milyar m3’lük hacmiyle önceki yıla göre % 53 oranında artış göstermiştir.182

Kazakistan doğalgaz rezervi 65 trilyon ayak küp (1.84 trilyon m3 tür. ). Bu rezervin

%40’dan fazlası kuzeybatı Kazakistan’daki Karaçaganak Sahası’ndadır.

Karaçaganak Sahası’nın geliştirilmesi ve işletilmesi için 1997 yılında oluşturulan

uluslararası konsorsiyumda yer alan şirketler ve paylaşımları şu şekildedir; AGIP

(İtalya) %32,5, British Gaz (BG - İngiltere) %32,5, TEXACO (ABD) %20,

LUKOIL(Rusya) %15 şeklindedir. 183 Kazakistan Enerji Bakanlığınca 2010 yılına

kadar 1.66 trilyon ayak küp, 2015 yılına kadar 1.84 trilyon ayak küp doğalgaz

üretimi planlanmaktadır.

Ülkenin petrol işleme endüstrisi ise devlet tarafından idare edilmekte ve

düşük kapasiteyle çalışmaktadır. Petrol üretimi için ülkeye birçok yabancı sermaye

gelirken, rafineriler ve genel olarak petro-kimya sektörü bu imkana sahip değildir.

Mevcut rafineriler 2004 yılında bir önceki yıla göre % 7 artışla 9,4 milyon ton petrol

işlemişlerse de halen yarı kapasiteyle çalışmaktadırlar. Kazakistan petrol ve doğalgaz

Page 121: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

113

ihraç boru hatları için çeşitli uluslararası şirketlerle doğuya ve batıya doğru farklı

alternatif arayışlarına girmiştir. Kazakistan’ın bugünkü mevcut boru hatları ise

dağınık bir şekildedir. Mevcut boru hatlarından iki tanesi batıda (ihraç), diğeri

doğuda (ithalat), bir diğeri de güneydedir. Batı’daki ihraç boru hattı bölgenin

petrolünü Rusya’ya taşımaktadır. Halbuki doğu bölgesi ülkenin sanayisinin ve

yerleşimin daha yoğun olduğu bölge olmasına rağmen batıdaki petrol üretim

bölgesine boru hatları ile bağlanmamıştır. Kazakistan bu bölge için Rusya’dan petrol

ithal etmek zorunda kalmaktadır. Kazak Hükümeti mevcut petrol boru hatlarını

işletmek için Nisan 1997’de KazTrans Oil Pipeline şirketini kurmuştur. Boru

hatlarını modernleştirmek ve tamiri için yaklaşık 300 milyon dolar gerektiği için

Kazak Hükümeti ile Suudi Arabistan’ın Alsuwaiket Grubu arasında boru hatlarının

modernizasyonu için bir anlaşma imzalanmıştır.179

Tengiz’den Rusya’nın Karadeniz’deki limanı Novorossisk’e uzanan Hazar

Boru Hattı Konsorsiyumu (CPC)’nun Kazakistan’da daha önce 2001 yılında faaliyete

geçirdiği hat, Kazakistan’ın ilk ihracat hattıdır.180Bu hattan sonra 2005’de yapımı

tamamlanan ve çalışmaya başlayan Çin’e uzanan 1000 kilometrelik yeni petrol hattı

ile Rusya aracılığı olmadan dünya piyasalarına petrolünü satabileceği ikinci hattına

da kavuşmuştur. Ülkede artan petrol üretimi nedeniyle alternatif arayışları

sürmektedir.

Bu amaç doğrultusunda Kazakistan, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı

projesine de dahil olduğunu 9 Haziran 2006’da açıklamıştır. Bakü-Tiflis-Ceyhan

Boru Hattı Türkiye’den Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Azerbaycan

Cumhurbaşkanı Ilham Aliyev, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikheil Saakaşvili ve

179 Neft Kazakhstana (Kazakistan Petrolü), Ekim 2008, http://www.gasonline.ru/kazneft180 DEİK,a.g.e.,s.7

Page 122: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

114

Kazakistan Başbakanı Daniyal Akhmetov’un katıldığı bir törenle 13 Temmuz

2006’da açılmış ve Bakü’den ilk petrol pompalanmaya başlanmıştır. Bu boru hattına

Kazakistan’ın Aktau limanının da bağlanması ile Kazak petrolü dünya piyasalarına

iletilecektir. Kazakistan’ın hatta dahil olması boru hattının etkin kapasiteyle

kullanımı açısından da önemlidir.

Diğer yandan Kazakistan'ın endüstriyel üretimindeki artış, büyük ölçüde,

metal sanayine dayanmaktadır. Bağımsızlık sonrası özellikle alüminyum, krom, bakır

ve altın sektöründe yabancı firmaların faaliyetlerinde önemli ölçüde artış olmuştur.

1999–2000 yıllarında Kazakistan’ın ihracatında metallerin payı %30 dolayında

seyretmektedir. Bu sektörün yeterince gelişmesini ise kurumlar arası borçların

yüksekliği olumsuz şekilde etkilemektedir. Demir dışı metal sektöründe metal

bazında rezervler; bakır 23 milyon ton, altın 285 ton, kurşun 9 milyon ton, gümüş 15

bin ton ve çinko ise 26 milyon tondur. Kazakistan Hükümeti ilgili kuruluşlardaki

hisselerinin büyük bölümünü satma veya yönetimi devretme kararı almıştır. Demir

dışı metal sanayindeki büyük şirketlerin birçoğu özelleştirilmiştir.

Kazakistan toprakları altında keşfedilmiş maddi zenginlik 2 trilyon dolardan

fazladır Kazakistan; berilyum, bizmut, kadmium, krom, bakır, ferroalyos,

magnesium, rheinyum, kalay, uranium ve çinko gibi metaller ile arsenik, barit,

kömür, altın, molibden, doğalgaz, petrol, fosfat kayaları ve tungsten gibi önemli

minerallerin en büyük üreticilerinden biri olagelmiştir.

Kazakistan bulunduğu coğrafyada sahip doğal kaynakların zenginliği ile

gelecek için umut verici bir ülkedir. Yukarıda da belirtildiği şekilde hacim ve çeşit

bakımından mineral ve hammadde yatakları ile dünyanın sayılı ülkelerinden biridir.

Kazakistan’da 1225 çeşit mineral ihtiva eden 493 yatak bulunmaktadır. Uranyum,

Page 123: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

115

krom, kurşun ve çinko yataklarının zenginliği ile dünyada ikinci sırada gelmektedir,

mangan kaynaklarıyla dünya üçüncüsü, bakır rezervleri de dünya beşincisidir.181

Petrol ve doğalgaz sektöründen sonra ikinci önemli sanayi olan metal üretimi

şu anda birkaç büyük yabancı sermayeli firmanın tekelindedir. Son yıllarda

sektördeki yatırımların arttığı gözlense de petrolle kıyaslandığında henüz istenen

seviyede değildir. Bağımsızlığını kazanmasından önceki dönemde Sovyetler

Birliği’nde kromun % 90’ını, kurşun, tungsten, bakır ve çinkonun yarısını ve

kömürün % 20’sini üretmiştir. Yabancı yatırımcıların artması sektörün daha çabuk

gelişmesini sağlamaktadır.

Kazakistan’da başlıca ihraç ürünü olan bakırın üretiminin tamamına yakını

Kore’den Samsung firmasının ortak olduğu Kazakhmys firması tarafından

gerçekleştirilmektedir. Karaganda’da üretilen çelik Çin’in artan talebinin etkisiyle

2004 yılında üretim hacmi 5 milyon 388 bin ton olarak gerçekleşmiştir.

Kazakistan’ın güney bölgesinde de kurşun ve çinko sanayi gelişmiştir. Son

dönemlerde gündemde olan nükleer enerji üretiminin en önemli maddesi olan

Uranyum üretiminde Kazakistan, Kanada ve Avustralya’dan sonra dünyanın en

büyük üçüncü üreticisidir.190 Kazakistan’ın Hazar Gölü kenarında işletme halinde

bir Nükleer Güç Reaktörü bulunmaktadır.182

Kazakistan ulusal nükleer kuruluşu Kazatomp- i rom 2000 yılında 1.740 ton

üretimi gerçekleştirmiş, Belçika, ABD ve Japonya'ya uzun vadeli kontratlarla yaptığı

satışlardan dolayı üretim düzeyini sürekli kılmak durumunda kalmıştır.

181 Doing Busines with Kazakhstan (Kazakistan’la İş Yapma), prepared by the Almaty office of McGuireWoods LLP, 5.01.2010,http://www.mcguirewoods.com/newsresources/publications/international/kazakhstan_business.pdf182 DEİK, a.g.e., s.8.

Page 124: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

116

“2004 yılında 3,719 ton uranyum üreten Kazakistan’daki toplam rezervlerin

1.5 milyon ton (tüm dünyadaki rezervlerin % 20’si) olduğu hesaplanmakta ve Kazak

hükümeti, 2010 yılına kadar 7 yeni uranyum madeni açarak yıllık üretimi 15,000

seviyesine getirmeyi planlamaktadır.”183

Dünya demir rezervinin % 6’sı da Kazakistan’dadır. Ülkenin mineral ve

hammadde üretimi ise, kendi ihtiyacının çok üstündedir. Bu nedenle metalik bizmut,

süngersi titanyum, kil ve rafine bakır, mangan ve konsantreleri üretiminin % 90'ı,

petrol, metalik kurşun ve çinko üretiminin % 80'i ile doğalgaz, kömür, demir cevheri

ve krom üretiminin de % 50'den fazlası ihraç edilmektedir.

Orta Asya cumhuriyetleri ve Rusya’nın kömür ihtiyacının yarısından fazlası

halen Kazakistan’dan sağlanmaktadır. Kazakistan yılda Rusya’ya 16, Ukrayna’ya ise

6 milyon ton kömür ihraç etmektedir. Bakır rezervleri açısından dünyada dördüncü

sırada, bakır üretimi açısından ise yedinci sıradadır. Kazakistan’ın kuzeyinde

bulunan ve 382 ton altın rezervi tahmin edilen ülkenin en büyük altın yatağıdır.

Yabancı uzmanlar, Vasilovskoe altın rezervlerinin değerini 3 milyar dolar ve ton

başına 2,8 gram altın içeren cevherin miktarlarının da 150–200 milyon ton olduğunu

belirtmektedirler. Altınaimak maden ergitme şirketi Bakırcık altın şirketi Kanada'lı

Indochina Goldfield firmasıyla yüksek arsenik ve karbon içeren kaynaklardan

çıkartılması için ortaklık kurmuşlardır. Halen Üskemen, Balkhas ve Selinli

bölgelerinde üretilen altın üretilmektedir.

Öte yandan Kazakistan sanayisinin %70’nin kullandığı elektrik enerjisi

sektörü çeşitli sorunlar yaşamaktadır. Bununda nedeni sanayinin birçok alanında

olduğu gibi Sovyetler dönemindeki yanlış yapılanma sonucu ortaya çıkan elektrik

183 DEİK, a.g.e.,s.43.

Page 125: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

117

dağıtım sistemindeki sorundur. Kazakistan kendi ihtiyacı için yeterli miktarda

elektrik enerjisi üretmesine rağmen, dağıtım ağının ayrılması nedeniyle; 1997 yılında

1,7 milyar kw saat elektrik enerjisi ihraç ederken, 8,4 milyar kw saat enerjiyi de ithal

etmek zorunda kalmıştır. Yerli ihtiyacın %14’ü Rusya ve Kırgızistan’dan ithal edilen

elektrik enerjisi ile karşılamaktadır. Kazakistan’da 54 adet fosil yakıtlı, 5 adet

hidroelektrik ve 1 adet nükleer enerji ile çalışan enerji santraline sahiptir.

Kazakistan’ın enerji üretiminin %80’i kömürden, %10’u da hidroelektrik

santrallerinden sağlanmaktadır. Kazakistan, Balkaş Gölü kenarına üç üniteli yeni bir

nükleer enerji santralı kurmayı planlamaktadır.

Bu santral ünitelerinin her biri 640 mw enerji üretecek ve santral 2 milyar

dolara mal olacaktır. Sonuncu ünitenin 2012 yılında devreye gireceği planlanan

nükleer santral öncelikle Alma-Ata’nın ihtiyacını karşılayacak ve aynı zamanda Çin

ve diğer Orta Asya ülkelerine enerji ihracatı yapacaktır.184

3.2. Kazakistan’ın Dış Politikası ve Bölgedeki Uluslararası Güçlerle

İlişkileri

3.2.1. Kazakistan Dış Politikasının Genel Özellikleri

Kazakistan’ın jeopolitik konumu Avrupa ve Asya kıtaları arasında bağlantı

noktasında yer alması geniş yüzölçümü ve zengin doğal kaynakları dış politikasında

da belirleyici olmaktadır. Geniş bir alana yayılan çıkarlarının gerektirdiği şekilde

184 Elverdi, Özcan: T.C.Kazakistan Almatı Büyükelçiliği Ekonomi Müşavirliği 2004 Yılı Kazakistan Ülke Raporu, Almatı, 2005,s.44

Page 126: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

118

hem Avrupa-Atlantik, hem de Asya-Pasifik bölgesiyle ilişkilerini geliştirmek

durumundadır.185

Kazakistan bağımsızlıktan bu yana tüm dünya güçleriyle dengeli ve sürekli

bir ilişki kurmak için çaba göstermekte ve bunu yaparken de Rusya’yla olan

geçmişteki bağlarını tamamen kopartmamaya ve işbirliği içinde olmaya gayret

etmektedir. Nazarbayev’in dış politika stratejisinin ana prensipleri bölge ve

dünyadaki gelişmeleri dikkate alan aktif çok yönlü ve dengeli bir dış politikadır.

Bölgedeki çıkar mücadelesi nedeniyle birbirinden çok farklı güçlerin

mücadele alanı olmasına rağmen Nazarbayev’in istikrarı korumadaki aşırı hassasiyeti

ve dengeli ilişkileri sayesinde Kazakistan’ın ulusal bütünlüğü korunmuş ve herhangi

bir karışıklığın çıkmasına izin verilmemiştir.

Kazakistan bölgede ve dünyada güvenilen ve istikrarlı bir devlet olma

yolunda yol almaktadır. 21.yüzyıl Kazakistan için dönüşüm ve refah yüzyılı olabilir.

Tarihi İpek Yolu’nu yeniden canlandıran projeler, tamamlanan petrol ve doğalgaz

yatırımlarının ülkenin ihracat gelirlerini artırması Kazakistan’ı hızlı bir değişim ve

ekonomik kalkınmaya götürebilir. Ekonomik açıdan bağımsız olan ülke siyasi açıdan

da daha özgür hareket edebilecek, dış politikası da ona göre şekillenecektir.

Kazakistan’ın temel amacı 21.yüzyılın tehditlerini dikkate alarak uzun vadeli aktif ve

dengeli bir politika izlemek, bu amaçla Rusya, Çin, ABD, AB ile işbirliğinin

geliştirilmesi ve çıkarlarına uygun şartlarda Dünya Ticaret Örgütü’ne üyelik olarak

değerlendirilebilir. Bağımsızlıktan sonra Kazakistan dış politikasının öncelikleri ve

hedefleri dönemsel olarak ayrılabilecek zaman dilimlerine göre değişiklik

göstermektedir. Bu bağlamda dış politika oluşum süreci üç ana dönemde

185 Zharas, Ibrashev;Elmira Ensebayeva, “Evropeyski Soyuz, Kazakhstan: Dinamika Torgovo-Ekonomiçeskogo Sotrudn,çestva”, Tsentralnaya Aziya i Kavkaz, No:1(25), 2003

Page 127: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

119

incelenebilir: 1990’ların başından ortalarına kadar geçen ilk oluşum dönemi,

1995’den sonra dış politikanın gelişme gösterdiği ikinci dönem, son olarak da

bölgede önemli stratejik değişikliklere neden olan 11 Eylül olayları sonrasında

yaşanan üçüncü dönem186.

İlk yıllarda Kazakistan’ın dış politikasını etkileyen temel unsurlar arasında

jeo-politik konumu, bölgede etkin olan iki büyük güçle komşu olması, dört tarafının

da karayla sınır olması ve ülkede 100’den fazla etnik grubun birlikte yaşaması

sayılabilir. Öte yandan bu dönemde Kazakistan’ın ekonomik ve askeri gücünün hala

zayıf olması, dış politikasını oluştururken askeri değil siyasi araçlardan yararlanma

zorunluluğu doğurmuştur. Kazakistan’ın ilk yıllardaki amacı dünya toplumuna

entegre olabilmektir. Bu doğrultudaki hedefleri; BDT ülkeleriyle sıkı işbirliği;

uluslararası sistemle bütünleşebilmek; demokrasi ve piyasa ekonomisine dönüşümü

sağlayabilmek için uluslararası örgütlere ve dünya finans kurumlarına üye olmak ve

diğer ülkelerle ikili ilişkileri geliştirmek olmuştu.187

Nitekim bu dönemde Kazakistan birçok ülke ile ikili ilişkilerini geliştirdi,

uluslararası kuruluşlara üye oldu. Bu dönemdeki Kazakistan politikası Avrupa ve

Asya arasında “Avrasya Köprüsü” olma konsepti üzerine inşa edilmişti. Bu dönemin

diğer önemli konusu da Kazakistan’ın sahip olduğu nükleer güçten vazgeçerek

START 1, Nükleer Silahların Artırılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) ve Nükleer

deneylerin Yasaklanması Anlaşmasını(TUPNT Treaty on Universal Prohibition of

Nuclear Tests) imzalayarak, 1995 yılından sonra nükleer silah ve deneme sahalarını

ülkesinden çıkarmasıydı. Bu arada tüm bu anlaşmaların imzalanması ve nükleer

gücün Kazakistan’dan uzaklaştırılması için ABD’nin de çok baskısı olmuştu.

186 Laumulin, a.g.m., s.152-155. 187 Zharas, Ibrashev;Elmira Ensebayeva,a.g.m.

Page 128: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

120

İkinci dönemde ise, köprü politikasının yerini çok yönlü politikalar almaya

başlamıştı. Bu politikanın temel prensibi dünyanın her yerindeki önemli güçlerle eşit

mesafeli ve farklı düzeylerde ilişkiler kurmaktı. Bu güçler arasında BDT, Orta Asya,

Doğu, Batı, Avrupa, Asya, endüstriyel güçler, İslam dünyası yer almaktaydı. Bu

dönemde Kazakistan’ın dış politika öncelikleri ise; bölgesel işbirliği ve entegrasyon

süreçlerini BDT, AvroAsEc, SCO, CICA, CST gibi mevcut bölgesel örgütleri

kullanarak geliştirmek; ikili ilişkileri geliştirmek, öncelikli olarak Rusya, Çin, ABD

ve AB ve bu büyük güçler yanında Japonya, Türkiye, İran ve Hindistan’la da ikili

işbirliği çalışmalarını artırmak; Hazar Bölgesi sorunlarının çözümü, ulusal sınırların

belirlenmesi; ülkenin eskiden İpek Yolu’nda olduğu gibi geçiş bölgesi olma

özelliğinin geliştirilmesi; sınır-ötesi ortak su kaynakları sorununun(sınır-aşırı

nehirlerin kullanımı) çözümü; dış politikanın ekonomik yönünün de geliştirilmesi;

Kazak ürünlerinin dünya pazarına girişinin teşvik edilmesi ve yeni teknolojilerin

ülkeye kazandırılması amacıyla belirli sektörlerde ülkeye yabancı yatırım girişinin

teşvik edilmesiydi.188

Üçüncü dönemde ise tüm dünyanın stratejik yapılarını değiştiren 11 Eylül

olayları, Kazakistan’ın da dış politika önceliklerini değiştirmişti. Güvenlik sorunu

ülke gündeminin ilk sırasına yerleşmiş, bölgesel ve ulusal güvenliğin sağlanması,

21.yüzyılın temel tehditlerinden olan uluslarası terörizm ve uyuşturucu trafiğiyle

mücadele yeni öncelikler olarak dış politikada yerini almıştır. Bu dönemde ABD’ye

terörle mücadelede tam destek verilmiştir. Öte yandan Nazarbayev bölgede yaşanan

“renkli devrimlerin etkisiyle” kendi ülkesinde de yaşanabilecek bir sivil devrimi de

en az uluslararası terör kadar tehlikeli bir tehdit olarak görmeye başlamıştı. 188 M.Laumulin; L.Muzaparova; D.Kaliyeva, New Chalenges and New Geopolitics in Central Asia: After September 11 (Orta Asya’da Yeni Sorunlar ve Yeni Jeolpolitikler: 11 Eylül Sonrası), Almaty,KazISS, 2003,s.152-156

Page 129: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

121

Bölgesel işbirliği ve bölgede entegrasyon süreçlerinin geliştirilmesi

başlangıçtan bu yana olduğu gibi bu dönemde de Kazak dış politikasında önemini

korumaktaydı. Yine aynı dönemde Kazakistan ülkede ekonomik bağımsızlığı

sağlamak ve istikrarı sürdürmek amacıyla küresel güçlerle ilişkilerinde dengeli ve

tarafsız davranmaya dikkat etti. Nazarbayev’in 18 Şubat 2005 Ulusa Sesleniş

konuşmasında da belirttiği gibi Kazakistan, 21.yüzyılın tehditleri karşısında uzun

vadeli milli çıkarlarını koruyabilmek için Rusya, Çin, ABD ve AB arasında aktif,

dengeli ve çok yönlü bir dış politika izlemeye çalıştı.189 Bölgedeki güçlerden birinin

tek başına etkisini artırma ihtimaline karşı tek taraflı bağımlılığı önlemek için, tüm

güçlerle dengeli ilişkiler kurmaya çalışan Kazakistan’a, bu politikası uluslararası

alanda manevra kabiliyeti sağladı.

Kazakistan’ın son dönemdeki dış politikasındaki önemli bir unsur da

bağımsız bir ekonomik ve siyasi yapıyı oluşturmasının sağlanması için ülkeye

gelecek dış yatırımları ve yüksek teknoloji transferini teşvik etmektir.

Her zaman sorumlu ve güvenilir bir uluslararası ortak olma gayreti içindeki

Kazakistan’ın bağımsızlıktan bu yana oluşturmaya başladığı dış ilişkilerinde bugün

başarıyla sürdürdüğü denge politikasından da anlaşılacağı üzere ciddi bir mesafe

kastedilmiştir. 18 yılda gelinen noktada bugün Kazakistan’ın belli prensipleri olan

gelişmiş bir dış politikaya sahip olduğu söylenebilir. Böyle bir dış politikanın

yapılacağı artık hissedilir sonuçlarını vermiştir. Artık “günlük” diplomasi,

Kazakistan’ın diğer devletlerle karşılıklı ilişkilerinin altyapısının geliştirilmesine

yönetilmiş zahmetli iş başlıyor. Ülkenin bağımsızlığının güçlendirilmesinde 1993

yılında Kazakistan ve Çin arasında imzalanmış bildirge çok büyük önem taşıyor.

189 Politika SŞA v Tsentralnoi Azyi (ABD'nin Orta Asya Politikası), Almatı: TSAPI, F.Ebert Fonu, 2003, s.104.

Page 130: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

122

Kazakistan Cumhurbaşkanı N.Nazarbayev ve Çin Halk Cumhuriyetinin Başkanı

Tsyan Tzemin bu temel belgeyi imzalayarak güvenlik ve işbirliği gibi önemli bir

konuda son noktayı koydular. Anlaşma gereği Çin Kazakistan’a karşı nükleer silah

kullanmayacağı, zor kullanmayacağı ve zor kullanmakta tehdit etmeyeceği,

devletimizin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyacağına ilişkin

taahhüdünde bulunmuştur.190

Bu anlamda, kuşkusuz, ABD ile yüksek düzeyde imzalanmış “Demokratik

İşbirliğine İlişkin” bildirge büyük önem taşıyor. Kazakistan’ın Rusya ile ilişkileri de

temel belgelerle resmileştirilmiştir. Dostluk hakkında, işbirliği ve karşılıklı yardım

hakkındaki anlaşmalar çok sayıda sözleşme ve anlaşma için alt yapı oluşturmuştur.

Kazakistan – Rusya ilişkilerinin hukuki altyapısının olgulaştırılması süreci üzerinde

çalışmalar devam etmektedir.

Böylece, diplomatik eylemlerle Kazakistan’ın dış politikasının birinci

aşamasının hedefine ulaşılmıştır. Şimdi ise Kazakistan’ın uzun vadedeki çıkarlarının

ülkenin dünyadaki gelişmelerle daha yakından temas etmesi, özellikle bölgesel ve

küresel düzeydeki gelişmelere, çatışma sonrası realitelerin güçlenmesine ve

uluslararası hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesine yardım edecek uluslararası

kurumların oluşturulmasına aktif şekilde katılımına uygun gelmektedir.

Kazakistan’ın stratejik çıkarlarının temin edilmesi için diplomasi tarafından

tüm ülkelerle geniş politik manevra alanı, demokratik ve yapıcı partnerlik

ilişkilerinin genişlemesi, iyi komşuluk ve karşılıklı çıkara dayalı işbirliğini

desteklemesi gerektiğinden bahsedilmiştir. Kazakistan’ın dış politikasının özellikleri,

ilkesellik; uzun vadeli amaçlara ulaşmak isterken temel çıkarlarda esneklik ve

190 Tokayev, Kasımjomart, Galibiyet: Diplomasi öyküleri, Kurmay Kitap Yayın dağıtım, Ankara,2005, s.513.

Page 131: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

123

sağlamlık; aynı zamanda dengelilik, eşit mesafede durmak ve önceden tahmin

edilebilirlik olduğu belirtilmiştir. Bu özellikler Kazakistan’ın siyasi konumuna daha

çok uygun gelmektedir. Kazakistan’ın bir merkezi Asya devleti olarak dış politika

araçlarıyla küresel ve bölgesel düzeyde kendi konumunu ve saygınlığını

güçlendirmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu anlamda Kazakistan’ın dış politikasının

öncellikleri aşağıdakilerdir:191

Kazakistan diplomasi Sovyet sonrası ülkeler arasındaki ilişkilerinin

değiştirmek kursunu devam ettirmelidir. Bu siyaset paralel olarak iki düzeyde

gerçekleştirilmelidir. Birincisi, ikili ilişkilerin geliştirilmesidir. İkincisi, Bağımsız

Devletler Topluluğunun faaliyetinin kabiliyetsiz bir birliğe dönüşmesinin önlenmesi,

onun, üyelerinin olgunlaştırılması amacıyla büyük vazifelerin üstesinden gelebilen

bir topluluğa dönüştürülmesi yönündeki faaliyetlerin artırılması gerektiği

vurgulanmıştır.

Küreselleşme, tedricen karşılıklı bağımlılığın, karşılıklı ilişkinin ve karşılıklı

bağlılığın sistematik şekillendiği, evrensel bütünlüğün oluştuğu bir süreçtir. Objektif

şekilde bu sürecin içine çekilmiş süjeler, beşeriyetin yaşamını sürdürmesi ve gelişimi

için karşılıklı şekilde faaliyet göstermek, günümüz dünya uygarlığının tehdit ve

tehlikelerine karşı cevap aramaya çalışmaktadırlar.” diye eski Kazakistan Devlet

sekreteri, Dışişleri Bakanı K.K.Tokayev’in Dış Politika Danışma Konseyinin birinci

toplantısındaki konuşmasında günümüzün önemli konularından birisi, kaçınılması

imkansız olsa da, her türlü sübjektif faktörlerin maksimum düzeyde

zayıflatılmasından söz etmiştir. Bununla birlikte devlet tarafından son yıllarda

yapılanları ve uluslararası konumuzun bundan sonraki dönemde güçlendirileceğini

191 Kazakistan’ın Dış Politikası: Öncelikler ve Vazifeler, Kazakistanskaya Pravda, 22 Ekim, 1994

Page 132: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

124

ortak çabalarla cesaretli bir şekilde değerlendirmenin çok önemli olduğunu da

belirtmiştir.192 Mesela:

1) Kazakistan, kendisin, başından itibaren barış ve güvenliğin güçlendirilmesi için

üzerine konmuş olan sorumluluğun bilincinde olan bir devlet gibi göstermiştir.

Bugün konuşulanlara bakılmaksızın, nükleer silahtan imtina etmek ve Nükleer

Silahların Yayılmamasına ilişkin Anlaşmaya katılmak doğru bir adamdı. Bu karar,

bugüne kadar Kazakistan’ın uluslararası toplulukta saygınlığının artmasına hizmet

etmektedir. Bu durum, kısa süre önce Devlet Başkanının mesajında da

vurgulanmıştır.

2) Kazakistan’ın güvenliği BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olan nükleer

süper güçler tarafından hukuki anlamda garanti altına alınmış, nitekim bu ülkelerle

ikili anlaşmalar imzalanmıştır.

3) Karmaşık jeopolitik ortamda bulunan Kazakistan, komşu devletlerle istikrarlı ve

güvenli ilişkiler kurabilmiştir. Böylece, sınırları boyunca kendine özgü bir güvenlik

şeridi oluşturulmuştur.

4) Çok önemli uluslararası ilişkiler süjelerinin, yani Kazakistan’ın gerçek anlamda

çıkarlarına hitap eden kurumların büyük çoğunluğuyla işbirliği kurulmuştur. Burada

ABD, aynı zamanda Avrupa ve Asya’nın süper devletleridir.

5) Büyük araziye, o kadar da çok olmayan ve dispers nüfusuyla Kazakistan,

kendisini entegrasyonu ve çok taraflı işbirliğini katiyetle destekleyen bir devlet gibi

tanıtmıştır. Bu tür politika ekonomik gerekçelere dayanır ve siyasal haklı olduğunu

doğrulanmıştır. Burada öncelik verdiğimiz Avrasya Ekonomik Topluluğu, OTsAS ve

ŞOS’dur.

192 KC Devlet Sekreteri, Dışişleri Bakanı Tokayev’in Dış Politika Danışmanı Konseyinin birinci toplantısındaki konuşması, Almatı, 4 Mayıs 2002.

Page 133: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

125

6) Kazakistan CICA ile ilgili inisiyatif bugün uluslararası ilişkilerin gündeminde

tutabilmiştir. Bu inisiyatif olumlu rolünü oynamış ve bundan sonra Kazakistan’ın

diplomatik olanaklarının sunulması açısından ve buna uygun olarak, uluslararası

konumunun güçlenmesi açısından çok büyük önem arz edecektir.

7) Devletimiz esas uluslararası kuruluşlarla sıkı işbirliği kurabilmiştir. Bugün

Kazakistan’ı BM ve kurumları, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve diğer

uluslararası kurumlarla karşılıklı ilişkiler dışında algılanamayacaktır.

8) Dış işleri Bakanlığı, yurtdışındaki büyükelçilikler ve konoloskluklar gibi gereken

diplomatik altyapı oluşturmuştur.

9) Kazakistan, diplomatik ve enformasyon araçlarını kullanarak, kendisini, dünya

ekonomik topluluğuna entegre etmeye ve yatırım projelerine katılmaya çalışan açık

bir devlet gibi göstermiştir. Ülkemizin mali ve yatırım güvenilirliği gereken

düzeydedir.

10)Bağımsızlık kazanıldıktan sonra Kazakistan’ın uluslararası ilişkilerinin sağlam

hukuki temeli atılmıştır.193

Konuyu özetlersek, Kazakistan Cumhuriyeti dış politikasının ana esası,

Kazakistan’ın egemen bir devlet olarak gelişme stratejisinin başarılı bir şekilde

gerçekleştirilmesidir.

3.2.2. Kazakistan’ın Yeni Dış Politika Konsepti

Kazakistan da, uluslararası sistemde yaşanan değişim ve etkileşimin bir hayli

etkisiyle, bu tür tartışma ortamının faydasını anlamış bulunmaktadır. Bu

düşüncelerden hareketle, 11 Aralık 2008 tarihinde Kazakistan Cumhuriyeti Dışişleri

193 Tokayev, a.g.e., s.196.

Page 134: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

126

Bakanlığı Genişletilmiş Kurulu gerçekleşmişti. Farklı ülkelerde hizmet eden Kazak

diplomatları Astana’ya çağrılmış ve dünyada olup-biten gelişmeler konusundaki

görüşlerinin aktarılması ve diğer meslektaşlarla paylaşılması talep edilmişti. Söz

konusu Genişletilmiş Kurula Kazakistan’ın baş dış politika stratejisi ve ülkenin

Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev de katılmıştı. Katılma amacı ise, Kazakistan

“Dış İşleri Dairesinin” dış politika alanında kılavuzluk edecek yeni noktaların

saptanması ve birlikte tartışması idi.194

Kurul katılımcılarına seslenen Cumhurbaşkanı, Kazakistan’ın mevcut olan

dünyadaki vaziyete karşın dış tehditlere layıkıyla cevap verdiğini söyledi. Ayrıca

farklı veçhelerde geliştirilen diplomatik aktiviteler sayesinde Kazakistan’ın küresel

süreçler içinde aktif ve tam değerli üye olması sağlanmıştı, diyerek Kazakistan’ın

önemli konumunun altını çizmeye çalışmıştı.

Ayrıca bu toplantıda Kazakistan’ın yeni bir dış politika konseptine ihtiyaç

duyduğu konusunda mutabakat sağlanmış ve Dışişleri Bakanlığı’na söz konusu dış

politika konsepti ile alakalı olan çalışmalarının başlatılması kararlaştırıldı.195

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’ın geliştirecek olan yeni dış politika

konsepti konusundaki düşünceleri ise şu şekildedir: “Söz konusu metin dünyada

süregelen vaziyetin derin analizini içermelidir. Ayrıca önemli uluslararası sorunlara

karşı net pozisyonun yanı sıra, küresel ve bölgesel ölçekteki münasebetlerinde

Kazakistan’ın dış politika menfaatleri ile rolü belirlenmelidir. Çünkü Kazakistan

194Kosnazarov,Daniyar, Taktikler, Konseptler ve Dış Politikalarındaki Yaklaşım Benzerlikleri, 31 Aralık 2008 (http://uiportal.net/content573.html)195 Kosnazarov, Daniyar, a.g.m.

Page 135: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

127

dünya siyasetinin subjesine dönüşmekte ve bu da demek oluyor ki, Kazakistan’ın

düşünce ve tutumuna diğer dünya ülkeleri önem vermektedirler.196

3.2.3.Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği

Kazakistan kendisini bölgesinde lider konumunda, uluslararası alanda

işbirliğine önem veren güvenilir bir ortak olarak görmektedir. Güvenlik konusunda

Kazakistan’ın izlediği politikalar arasında nükleer silahsızlanma ve askerden arınma

politikası önceliklidir. Bu amaçla dünyada dördüncü büyüklükteki nükleer santrali

olan Semey’den kendi isteğiyle vazgeçerek, bölgedeki güvenlik açısından önemli bir

adım atmıştır. Bu önemli bir adımı incelemekte fayda vardır. Çünkü Sovyetler Birliği

dağıldıktan sonra, dünya ülkelerinin dikkatli hep yeni oluşmuş cumhuriyetler

üzerinde yoğunlaşmıştır. Çünkü dünya dengesini ayakta tutan önemli problemleri,

hayata daha yeni atılmış olan bu devletler çözmek zorundaydı; bunu uluslararası

ilişkilere zarar vermeksizin yapmaları gerekirdi.

Bu problemlerden en önemlisi, Sovyetlerin mirasçısı olan bazı ülkelere

yerleştirilen yaklaşık 30000 adet nükleer silahtı. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra

nükleer silahlar ve Kazakistan’a yerleştirilen 1400 nükleer başlıkla donatılmış 104

SS–18 roketleri gündeme gelmiştir. Bundan başka Kazakistan toprağında 240

nükleer roket ile donatılmış 40 adet TU–95 MS stratejik bombardıman uçağı

mevcuttu.

Bu çok hassas bir konuydu. Olayların gelişimini hiçbir devlet kurumu veya

batılı politik merkezden öğrenmek ve analizlerini yapmak mümkün değildir. Aslında

196 “Nursultan Nazarbayev prinyal uçastie v rasşirennom zasedanii kollegii Ministerstva inostrannıh del RK” (Nursultan Nazarbayev’ın Kazakistan Dışişleri Bakanlığı Genişletilmiş Kuruluna Katılımı), Kazakistan Dış İşleri Bakanlığı Sitesi, 11 Aralık 2008

Page 136: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

128

bu konuların, düşüncelerin, uluslararası güvenlik açısından önemi büyüktür. Bununla

birlikte 90’lı yıllarda özellikle nükleer silahları azaltma, geliştirmeme gibi konular

dünya gündemine gelmiştir. Kazakistan, Beyaz Rusya, Rusya ve Ukrayna Devlet

Başkanları 1991 Aralık’ta Almatı Deklarasyonu’nu imzalayıp, nükleer silahları ortak

kontrol etme, stratejik taarruz silahlarını azaltma konusundaki SSCB’nin yüklenmiş

olduğu uluslararası sorumluluğa karşı olmadıklarını belirttiler. Böylece Kazakistan

Parlamentosu 1992 Temmuz’da START–1 ve Lizbon şartnamesini, 1993 Aralıkta

Nükleer Silahları Dağıtmama Şartı’nı imzalamıştır.197

Kazakistan’ın Cumhurbaşkanı Nazarbayev, ABD Dışişleri Bakanı J.Baker ile

yaptığı ön görüşmelerin hepsinde, stratejik önem taşıyan roketlerin Kazakistan’da

kalmasının mecburiyet olduğunu, Kazakistan’a güvenliğin sağlanacağına dair garanti

verilmedikçe, roketleri vermeyeceklerini kesin olarak belirtmişti.

Bununla birlikte Kazakistan’da 20 yıl boyunca korunarak gelen 600 kilo

uranyum vardı. Nükleer silahların yayılmasını Önleme Anlaşmasına imza

atılmasından sonra, bu kadar uranyumu saklamak, Kazakistan için çok pahalıya mal

olacaktı. Hem Kazakistan, hem dünya için tehlikeli idi. Kazakistan bu yüzden onu

satmaya karar vermiştir. Antlaşma ABD ile yapıldı. Amerikalılar, uranyumun

güvenli bir yerde korunacağına, askeri amaçla kullanılmayacağına teminat verdiler.

Tehlikeli yükün ABD’ye taşınmasını sağlayan SAPFİR operasyonu gerçekleştirildi.

ABD başkanı B.Clinton: “Dünya, nükleer silahların yayılması ve nükleer terörizm

tehlikesinden bir kez daha kurtuldu. Bu işi Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in

öncü olduğunu kabul ediyorum” diyerek, Kazakistan devlet başkanına büyük

verdiğini belirtmiştir.

197 Ali, a.g.e. s. 209–214.

Page 137: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

129

26 Mayıs 1995 tarihinde Kazakistan’daki nükleer silahlar meselesi, kesin

çözüme ulaşmıştır. O gün Kazakistan tehlikeli roketlerin Kazakistan’dan tamamen

taşındığı halkla duyurmuştur.198

A) Uluslararası Tehditler

Kazakistan güvenlik için bölgesel işbirliğine çok önem vermektedir, öncüsü

olduğu “Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler” (CICA) konferansı bölgede

güvenlik anlamında önemli örgütlerdendir ve Türkiye’nin de dahil olduğu 16 üyesi

vardır. CICA’nın temel hedefi ve faaliyet istikameti Asya’da barışın, güvenliğin ve

istikrarın sağlanması konusundaki çok taraflı yaklaşımların işlenip hazırlanması

yoluyla işbirliğinin güçlendirilmesidir.199

Bu amaca ulaşmak için üye devletler CICA’nın, Asya’da güvenlik

konusundaki problemlere ilişkin diyalog, danışma, kararlama ve önlem alınması

forumu olarak gelişmesi için gereken adımları atar. Bu alanda Kazakistan, taraf olan

bütün üye devletleri bu çalışmaları BM Ana Sözleşmesinde öngörülen ilkeler

doğrultusunda barışçıl şekilde çözmeye çağırmaktadır ve ikna etmeğe devem

etmektedir.200

Kazakistan ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmelerini tehdit eden uluslararası

tehditler olan köktendinciliğin, istikrarsızlığın, uyuşturucu kaçakçılığı, uluslararası

terörizm, organize suçlarla mücadele ve uyuşturucu ticareti ile mücadelede tüm

devletler ve uluslararası örgütlerle aktif işbirliği içindedir. Soğuk savaşın sona

ermesiyle uluslararası toplumda nükleer silahsızlandırmanın öncelikli konu olarak

ele alınması olanağı ortaya çıkmıştır. Kazakistan bu amaca ulaşmak için tüm 198Nükleer Enerjinin Tarihçesi, 12.12.2009, http://www.nukleer.web.tr/tarihce/1980s.htm199 Tokayev, a.g.e. s.643. 200 Tokayev, a.g.e. s.644.

Page 138: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

130

devletleri; nükleer silahlar konusundaki sözleşme üzerinde genel ve bastırıcı

kontrolün işlenip hazırlanması ve nükleer tehlikeyi bertaraf etmek üzere uluslararası

konferans çağıma olanakları dahil her türlü çabayı göstermeye çağırmaktadır. Ayrıca

bölge devletleri arasındaki anlaşmaya dayalı olarak nükleer silahlardan ve kitle imha

silahlarının diğer türlerinden arınmış bölgelerin oluşturulmasını desteklemektedir.201

Uyuşturucuların yasadışı dolaşımı iç ve dış istikrar, ülkelerin ve bütünlükte

kıtanın güvenliğine, ayrıca halkların refahına karşı yönelmiş önemli tehdittir. Bu

sorun bazı bölgelerde oluşmuş sosyal-ekonomik ve siyasi durumla, uluslararası suç,

“para aklanması” ve hafif silahların yasa dışı ticariyle dünyadaki terörcü faaliyetlerle

ve uluslararası terör gruplarıyla sıkı ilişkidir. Kazakistan’a göre Asya’nın birkaç

ülkesine yasadışı uyuşturucu ticaretine karşı mücadelede uluslararası topluluk

tarafından öncelikli dikkat ve yardım yapılması gerekmektedir. Bu konuya ilişkin

Afganistan uyuşturucu faaliyetini söz konusu devlet yani Kazakistan, 2010 yılında

AGİT’te başkanlık yapacağı sırada gündeme getirecektir.

B) Uluslararası Güvenlik Politikası

Bu politika kapsamında Kazakistan terörizm karşıtı ittifakta görev alarak

Irak’a mayın uzmanlarını göndermiş ve terör karşıtı politikanın aktif destekçisi

olduğunu göstermek istemiştir. Kazakistan’ın eski Dış işleri bakanı Kasımjomart

Tokayev, bu konuda: “Devletler, terörizmi ve her türlü biçim ve türünü ve onun

desteklenmesini veya teröre bizzat karşı çıkmayarak susulmasını kayıtsız-şartsız ve

oybirliği ile yargılamak gerekir. Biz, her bir terör eylemini, usulünü ve metodunu suç

201 Almatı Akti, Egemen Kazakistan gazetesi, 28 Ocak 1998

Page 139: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

131

olarak kabul etmekteyiz, ayrıca terörle ve muhtemel kaynaklarıyla mücadelede gerek

iki taraflı, gerekse çok taraflı işbirliğinde kararlı olduğumuzu beyan ederiz. Barış ve

güvenliğe karşı olana bu tehdidin kökünün kazılması amacıyla, her hangi bir ülkede

ve her hangi bir şekilde terörün hazırlanmasına, yardım ve yataklık edilmesine,

propagandasına ve maliyeleştirilmesine müsaade etmeme yönündeki çabalarımızı

genişlendirecek ve bir araya getireceğiz, ayrıca terörcülere sığınma ve korunmasına

izin vermeyeceğiz.” demiştir.202

Aynı şekilde Kazakistan Yüksek Mahkemesi dört terörist örgütü kanun-dışı

ilan etmiştir. (Bunlar arasında PKK da mevcuttur). Ayrıca “köktencilik faaliyetlerini

önleme hakkında” da kanun kabul edilmiştir. Kazakistan tüm bu tehditlerle etkin bir

şekilde mücadele edebilmek için devletlerarası işbirliğine ve BDT Kolektif Güvenlik

Antlaşması Teşkilatı ve Şanghay İşbirliği Örgütü içinde ortak tatbikatlar ve aynı

şekilde NATO ile ortak anti-terör operasyonlara katılmanın gerekliliğine

inanmaktadır.

C) Milli Güvenlik Stratejisi

Kazakistan’ın Milli Güvenlik Stratejisi içinde güvenlik tanımı (askeri,

ekonomik, sosyal, çevresel gibi tüm boyutlarıyla) geniş anlamıyla ele alınmaktadır.

2000 yılında kabul edilen 2000–2005 dönemini kapsayan Kazakistan Askeri

Doktrini’nde amaç, ülkenin savunulması için yeterli askeri gücün bulundurulması,

askeri ve ekonomik potansiyelin hareketliliğinin sağlanması ve BDT ülkelerinin

askeri oluşumları arasında işbirliği olarak belirtilmiştir. Doktrinde güvenlik için

202 Kasımjomart, Tokayev, a.g.e. s.646–647.

Page 140: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

132

temel tehdit alanları olarak; ülkenin yakın çevresindeki çatışma alanları, uluslararası

terörist grupların ülkeye girmesi, bölgede bir veya birden fazla ülkenin askeri gücünü

artırması ile bölgesel istikrarın zayıflaması, bölgedeki kitle imha silahlarının artması

ve bunların terörist grupların eline geçmesi olarak tanımlanmıştır.

Kazakistan’ın 2006–2010 yılı Milli Güvenlik Stratejisi hedefleri içinde en

önemlisi Kazakistan’ın bütünlüğünün güçlendirilmesi için yüksek uluslararası

standartlara sahip profesyonel bir ordu kurulmasıdır.

Ayrıca özgün tehditler söz konusu olması nedeniyle Kazakistan için yüksek

savunma teknolojileri kullanılması gerektiği öngörülmektedir.203

3.2.4. Bölgesel Entegrasyon Çabaları

Kazakistan, dış ilişkilerinin temel önceliklerinden biri de bölgesel işbirliği

oluşumlarını desteklemek ve gerekirse öncülüğünü yapmaktır. Cumhurbaşkanı

Nazarbayev, her zaman eski Sovyet cumhuriyetleri arasında bütünleşmenin

savunucusu olmuş ve özellikle de Orta Asya’da bölgesel işbirliği ve serbest ticaret

konularındaki girişimlere öncülük etmiştir. Kazakistan, önce BDT Gümrük Birliği

olarak kurulan, Ekim 2000 itibariyle ise Avrasya Ekonomik Topluluğu adını alan

oluşumun bir üyesidir. Diğer üyeleri Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya, Kırgızistan

ve Tacikistan’dır. Avrasya Ekonomik Topluluğu (AET) içinde kurucuları olan Rusya

ve Kazakistan’ın ağırlıkları daha fazladır. Topluluğun organları bu iki ülkede yer

almakta ve karar alma süreci de yine bu iki ülkenin oy ağırlığına göre işlemektedir.

Topluluğun geleceğini de yine bu iki ülkenin ilişkileri belirleyecektir.204

203 Hatipoğlu, “Türkiye-Kazakistan İlişkileri” a.g.m. 204 Rysbekov, Marat, “Kazakistan’ın Avrasya Ekonomik Topluluğundaki Yeri ve Önemi” ,Asya- Avrupa Dergisi, Sayı: 04 Mart 2006.

Page 141: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

133

Nazarbayev, Rusya - Kazakistan arasında imzalanan Ortak Ekonomik Alan

Anlaşması için gittiği Moskova’da 5 Nisan 2006’da Duma’da yaptığı konuşmada

eski Sovyet bölgesinde her türlü entegrasyon sürecinde Rusya ve Kazakistan’ın

lokomotif olacağını belirtmiştir. Hatta 1,5 milyar dolar sermayeli AET üyelerine

kredi verecek ortak bir Rus- Kazak Bankası kurulması önerisinde bulunmuştur. Bu

da sadece AET’de değil bölgedeki tüm işbirliği örgütlerinde Rusya ve Kazakistan

ikilisinin baskın rolde olduğunun göstergesidir.

Yukarıda da değinildiği gibi Kazakistan dış politikasında uluslararası büyük

güçlerle iyi ilişkiler yanında bölgesel işbirliği de çok önemlidir. Nazarbayev, Avrupa

Birliği gibi bir Orta Asya Birliği kuramazlarsa, bölge ülkelerinin bağımsızlıklarının

gelecekte tehlikeye düşebileceğine, bölgedeki istikrarın ancak bölge ülkeleri arasında

her türlü işbirliğinin geliştirilmesiyle sağlanacağına inanmaktadır. Nazarbayev, bölge

ülkelerinin işbirliğine sağlam bir zemin oluşturacak ekonomik çıkar, dil, din ve ortak

dış tehditler gibi birçok ortak noktanın bulunduğunu, ileride askeri, siyasi ve

ekonomik bağımsızlıklarını koruyabilmenin tek yolunun “Orta Asya Devletler

Birliği” adı altında entegrasyona gitmekle sağlanabileceğini söylemiştir.205

Bu birlik ortak bir çatı altında siyasi bir birlik olmaktan çok, ortak stratejik

çıkarların korunacağı ekonomik bir birlik olacaktır. Bu inanca bölgede lider ülke

olma çabası da eklenince, Kazakistan’ın öncülük yaptığı birçok işbirliği örgütü ve

konferans bulunmaktadır. Bunlar arasında Kazakistan’ın en önem verdiği

Nazarbayev’in öncülüğüyle kurulan “Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler

Konferansı(CICA)”dır. Temel amacı Asya’da güvenliği sağlamak olan bu örgüt fikri

ilk kez 1992 yılında 47.BM Genel Kurul toplantısında Nazarbayev tarafından dile

205 Nazarbayev, Nursultan, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Kazakistan Halkına Seslenişi Astana, 1 Mart 2006.

Page 142: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

134

getirilmiştir. Bölge ülkelerinin oluşturduğu bir diğer birlik de 1994’de kurulan Orta

Asya Birliği Konseyi, yatırım bankası ve askeri bölümüyle (CENRASBAT, hem

politik hem ekonomik alanda işbirliğini amaçlayan birlik) Kazakistan, Kırgızistan ve

Özbekistan tarafından kurulmuştur. Rusya önce gözlemci olarak katıldığı birliğe

daha sonra asil üye olmuştur. Tacikistan’ın da 1998’de katıldığı Taşkent’teki zirvede

birliğin resmi adı Orta Asya İşbirliği Örgütü (CACO) olarak değişmiştir.

Üye ülkeler arasında bazı konularda görüş ayrılıkları olması özellikle de

Kazakistan ile Özbekistan arasındaki bölgede lider olma mücadelesinden

kaynaklanan anlaşmazlıklar nedeniyle örgüt fazla etkinlik gösterememiştir. Ukrayna,

Gürcistan ve Türkiye bu örgütte gözlemci statüsündedir.206

Diğer yandan yukarıda da ifade edildiği gibi bölgede kurulan çok sayıda

örgütten son zamanlarda en dikkat çekici olanı Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’dür.

Başlangıçta Şanghay Beşlisi olarak Rusya, Kazakistan, Çin, Tacikistan ve

Kırgızistan’ın, özellikle aralarındaki sınır sorunlarını çözmek ve radikal İslami

hareketler, bölücülük ve örgütlü suçlara karşı üye ülkeler arasında koordinasyon

sağlamak amacıyla, 1996’da kurdukları bu örgüt zamanla yapısını genişleterek

güvenlik, diplomasi, ekonomi ve kültür alanında işbirliğini hedef alan bir yapıya

dönüşmüştür. 2001 yılında Özbekistan’ın da katıldığı örgüt adını Şanghay İşbirliği

Örgütü olarak değiştirilmiştir. Aynı yıl Moğolistan, Pakistan, Hindistan ve İran’a

gözlemci statüsü tanınmıştır. ŞİÖ son dönemlerde bölgedeki güç dengeleri üzerinde

etkili rolü olan ve farklı anlamlar yüklenen bir örgüt olarak değerlendirilmektedir.207

206 Galym, Zhussipbek, AGSP Gelişim Süreci ve Sovyet Sonrası Coğrafya Güvenliğine Etkisi,Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: AÜ, SBE,2008,s.428.207 Çebotaryov, Andrey, “Kazakistan Cumhuriyetinde Siyasi Durum”, Stratejik Analiz, C.3, Sayı :6, Haziran 2002.

Page 143: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

135

ŞİÖ potansiyeli yüksek bir örgüt olmasına rağmen, gelecekteki rolü

konusunda önemli ölçüde belirsizlik hissedilmekte. ŞİÖ ortak düşmana karşı

kurulmuş bir örgüt, askeri ittifak niteliğinde değil, üstelik mevcut şartlar dahilinde

Rusya ve Çin’in katılımıyla Batı karşıtı nitelikte kalıcı jeopolitik ittifakların ya da

eksenlerin kurulma olasılığı oldukça düşük görünmektedir.208

Ancak tüm bu girişimlere rağmen bölgesel bütünleşmenin sağlanması

mümkün olmamıştır. Bunun farklı nedenleri bulunmaktadır. Orta Asya ülkeleri,

sahip oldukları kaynaklar, gelişmişlik düzeyleri, ekonomi ve dış politikaları

bakımından farklılıklar göstermektedirler. Bölgedeki ülkelerin Rusya’ya

bağımlılığının devam etmesi de entegrasyonu engelleyen başka bir husustur.

Kazakistan Rusya ile ilişkilerine diğer cumhuriyetlerden daha çok özen

göstermektedir. Kuzeydeki Rus nüfusun Rusya ile birleşme ihtimalinin Kazakistan

için her zaman bir güvenlik tehdidi olarak algılanması da bunun en önemli

sebeplerinden biridir.

Uzun yıllar Sovyetler Birliği’nin bir parçası olmanın yarattığı psikoloji ile

oluşan tekrar bağımsızlığını kaybetme korkusu da bölge ülkelerinin bütünleşme

fikrine soğuk bakmalarına neden olmaktadır. Bölge ülkeleri arasında suni olarak

yaratılan sınırlar da zaman zaman anlaşmazlıklara neden olabilmektedir. Üstelik

bölgenin lider ülkesi olma konusunda Kazakistan ve Özbekistan arasında da bir

rekabet söz konusudur.209

Zaman zaman sınırlar ve su kullanımı gibi konularda da anlaşmazlıklar

olmaktadır. Ayrıca Özbekistan’ın ABD ile özellikle askeri alandaki işbirliği, 208 Galym, Zhussipbek, AGSP Gelişim Süreci ve Sovyet Sonrası Coğrafya Güvenliğine Etkisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: AÜ, SBE,2008,s.430.209 Çebotaryov, a.g.e.,s.7.

Page 144: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

136

Kazakistan’ı rahatsız etmektedir.210 Entegrasyon için bütün bu olumsuzluklara

rağmen ekonomi alanındaki entegrasyon başarıyla gerçekleştirilebilir. AB de bu tür

bölgesel işbirliği ve entegrasyonları desteklemektedir AB cumhuriyetler arasındaki

entegrasyon çabalarına teknik ve idari destek vererek süreçleri hızlandırma yönünde

hareket etmektedir. Bölgedeki cumhuriyetler arası işbirliği, ülkeler arasındaki etnik

ve politik sorunları azaltacak ve birbirlerinin ülkesinde yaşayan azınlıkları kendi

amaçları için kullanmalarına engel olacaktır.211 Nazarbayev AB’nin “ortak pazar” ve

“ortak para birimi”ndeki başarısının Orta Asya ülkelerinin sahip oldukları ortak

değerler nedeniyle daha kolay gerçekleştireceğine inanmaktadır.

Güven oluşturmanın zaman aldığı yavaş bir süreç olan AB entegrasyon süreci

Orta Asya ülkeleri için iyi bir model olabilir. Ancak unutmamalıdır ki hızlı ve

hazmetmeden alınan kararlar entegrasyon sürecine zarar verebilir. Orta Asya

Birliği’ni gerçekleştirme yolunda önemli adımlar atılmaktadır. Her ne kadar çok

zorlu bir yol olsa da, tüm engel ve zorlukları aşılıp Orta Asya Birliği

oluşturulabilirse, dünya barışı, bölgenin istikrarı ve ticaretin gelişmesi için çok büyük

katkıları olacağı kesindir.212

210 Erik Forsberg, “Integration based on the EU model:A Central Asian Union?”, Kisi, http://www.kisi.kz/old/English/Extpol/04-29-03Forsberg_en.html ,26 Nisan 2006.211 Esra Hatipoğlu, “Regional Cooperation Between The Central Asian Republics and İntegration Movements”(Orta Asya Cumhuriyetleri ve Bütünleşme Hareketleri arasında Bölgesel İşbirliği), Tica, Evroasian Studies, No: 17, Spring-Summer, 2000.212 Hülya Özdemir, “AB’nın Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Açısından Kazakistan’ın bölgedeki Önemi,”(İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü tezi) İstanbul, 2006.

Page 145: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

137

3.3. AB-Kazakistan İlişkileri

AB, özellikle genişlemeden sonra Orta Asya Bölgesi ve Kazakistan’da,

güvenlik ve istikrar konusuna daha çok önem vermeye başlamıştır. Bir bölgede

yaşanan istikrarsızlığın kolaylıkla diğerlerine sıçrayabilecek olması, AB’yi güvenlik

açısından tedbirler almaya yönlendirmiştir. Ayrıca bölgenin istikrarlı olması, bölgeye

yapılan yatırımların daha verimli ve güvende olmasına ve savunma harcamalarına

daha az kaynak ayrılmasına da yarayacaktır.

AB’nin bölgede ve özelde Kazakistan’daki stratejik çıkarları; enerji alanında

işbirliğini artırarak Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlamak; Orta Asya ve Hazar

Bölgesi’nde istikrarın korunması ve Orta Asya ülkelerinin demokratikleşmesi olarak

özetlenebilir.

3.3.1.Bağımsızlık Sonrası İlişkiler

Sosyalist Bloğun çökmesi AB’de de yeni görüş ve politikalar ortaya

çıkarmıştır. Daha önce Doğu Bloğu ülkelerinin güvenlik açısından farklı yer alması

AB için bir tehdit oluşturuyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılması bu tehdit algısının

ortadan kalkmasını sağlamıştır. Bu dönemde AB ile yeni bağımsızlık kazanan Orta

Asya cumhuriyetleri arasında yakınlaşma başlamıştır.

Başlangıçta AB’nin amacı öncelikle bölgede barış ve güvenliğin sağlanması

ve BDT ülkelerinin eski düzene dönmelerinin engellenmesiydi.213 2 Ağustos 1991’de

Kazakistan AB ilişkisinin dinamiklerini belirleyen önemli bir olay meydana geldi.

213 Laumulin, a.g.e. s.11.

Page 146: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

138

Avrupa Konseyi Roma’da Sovyet Teknik Yardım Programı’nı kabul etti ve teknik,

hukuki, idari yönlerden AB ve Sovyetler Birliği arasında işbirliğini öngören bir

protokol imzalandı. Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasının kaçınılmaz

olduğunun anlaşılmasından sonra ise AB-Kazakistan ilişkilerinde ciddi değişiklikler

oldu. 2 Aralık 1991’de Avrupa Parlamentosu’nun görevlendirdiği Sovyet İlişkileri

Komitesi Başkanı M.Hoff önderliğinde bir grup Almatı’ya geldi ve Kazakistan

Yüksek Konsey Başkan Vekili S.Abdildin tarafından karşılandı. O zamanki en

önemli politik olay ise Kazakistan Devlet Başkanlığı seçimleriydi. AB – Kazakistan

arasındaki başlangıç anlaşması iki tarafın da karşılıklı yararlarının gözetildiği bir

şekil almıştı. 3 Aralık’ta M.Hoff, Nazarbayev’le görüştü ve kendisini Avrupa

Parlamentosu’na davet etti.

Birkaç hafta içinde de tüm dengeleri değiştirecek bir jeopolitik olay yeni

dinamikleri belirledi. 16 Aralık 1991’de resmi olarak Sovyetler Birliği’nin fesh

edilmesi üzerine, AB üye ülke dışişleri bakanlarını acilen Brüksel’de topladı.

Toplantının amacı Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortaya çıkan

yeni ülkeleri tanıma prensiplerini ortaya koymaktı. Sonuç olarak 31 Aralık 1991’de

Topluluk oybirliği ile bu yeni ülkeleri tanıma kararı alındı.214

Bu tarih Kazakistan-AB arasında uluslararası hukuk çerçevesinde eşit olarak

ikili ilişkilerin resmi başlangıç tarihi kabul edilmektedir. 1992’de Kazakistan-AB

ilişkileri çok dinamikti. Topluluğun Kazakistan’la ilişkilerini güçlendirmesinde çok

büyük çıkarları olduğu açıkça görülüyordu. Olabildiğince çabuk 9 Ocak 1992’de AB

Komisyonu Kazakistan-AB İlişkileri ile ilgili bir rapor hazırladı. AB ile işbirliğinin

ilk yılındaki temel özellik, işbirliğinin çok taraflı olmasıydı. Topluluk BDT

214 Laumulin, The Security ,Foreign Policy and Intl. Rel.Kazakhstan, (Kazakistan’ın Güvenliği, Dış politikası ve Uluslararası İlişkiler), Almatı, s.108-109.

Page 147: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

139

ülkeleriyle ilgili geliştirdiği stratejileri, bir bütün olarak görüyordu. Bütün yeni

bağımsız devletlerin sorunlarını aynı açıdan değerlendiriyordu. 11 Şubat 1992’de

Avrupa Komisyonu ve 12 yeni bağımsız ülke arasında 1992’ deki teknik işbirliğinin

kurumsal mekanizmasını güvence altına almak için bir Protokol imzalandı. 3 Mart

1992’de Kazakistan BM’ye katıldığı zaman Nazarbayev F.Andrijassen başkanlığında

bir başka AB Komisyon heyetini kabul etti. İki taraf da ilişkilerini daha yüksek

seviyede sürdürmek için daha yakın ilişkiler kurulması konusundaki görüşlerini

bildirdiler. Nazarbayev de karşılıklı sorunları konuşmak için Brüksel’e davet edildi.

7 Nisan 1992’de Avrupa Parlamentosu Kazakistan Parlamento Heyet Başkanı

S.Abdildin’i Strasbourg’a davet etti. 15 Nisan’da Avrupa Parlamentosu Başkanı

E.Kleptch tarafından kabul edildi. Taraflar karşılıklı çıkarları tartıştı. Bundan sonra

Avrupa Komisyonu ve Kazakistan Parlamentosu mali konularla ilgili bir muhtıra

imzalayarak TACIS programının Kazakistan’daki uygulamalarına ilişkin bir dizi

düzenlemeler getirdiler. Eylül 1992’de de Kazakistan’da TACIS Programını

yürütmek üzere bir Koordinasyon Ofisi kuruldu. Topluluk üye ülke devlet ve

hükümet başkanları eski Sovyet cumhuriyetlerinde demokrasi süreçlerinin

geliştirilmesi için yardım edilmesi konusunda bu ülkelerden gelen istekleri kabul

ettiğini açıkladı.

Kazakistan’ın Avrupa politikasındaki bir diğer büyük ve önemli gelişme de

Devlet Başkanı Nazarbayev’in 21-23 Eylül 1992 tarihleri arasındaki Almanya, 23-25

Eylül 1992 tarihleri arasındaki Fransa ziyaretleridir. Bu ziyaretler sırasında

Avrupa’nın bu iki büyük ülkesi ile ekonomik ve politik işbirliğini güçlendirmek için

belgeler imzalanmıştır. Böylece 1992 yılında Kazakistan AB ile ilişkilerini iki ayrı

zeminde ilerletiyordu. AB üye ülkeleriyle ayrı, AB ile ayrı şekilde, bir bütün olarak

Page 148: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

140

ilişkilerini geliştiriyordu. Bu yılın esas önemli gelişmesi ise Kazakistan’ın AB ile

işbirliğine zemin sağlayacak politik kurumların oluşturulmasıydı.

1994 yılında ikili ilişkilerin diplomatik temelini oluşturacak önemli gelişme

ise Kazakistan’ın AB nezdindeki ilk temsilciliğinin, Nazarbayev’in kararı ile

Belçika’daki Kazakistan Büyükelçiliği’nde açılmasıydı. 10 Nisan 1995’te ise Avrupa

Komisyonu Temsilciliği Almatı’de açıldı.215 Ayrıca AB Komisyonu 1994 yılında

yaptığı açıklamalarla Rusya ve BDT ülkelerinin yakın gelecekte AB’ye tam

üyeliklerinin mümkün olmadığını ilişkilerin temelini geniş bir alana yayılan ortaklık

ve işbirliğinin oluşturduğunu bunda da önceliğin serbest ticaret bölgesi yaratılmasına

verilmesi gerektiğini bildirmişti.

24 Mayıs 1994’ de AB - Kazakistan Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması

imzalandı. Bu anlaşma Rusya ve Ukrayna’dakinden farklı olarak hazırlanmıştı.

Avrupa Parlamentosu yanında üye ülke parlamentolarının da ayrıca onaylaması

gerekiyordu ve bu prosedür yaklaşık iki yıl sürdü. Bu gecikmeye demokrasi

konusundaki yetersizlikleri nedeniyle, AB üye ülkelerinin, Kazakistan’a demokrasi

konusunda yaptırımda bulunma talepleri de etkili olmuştur.

3.3.2. Sektörel Anlaşmalar

AB- Kazakistan arasında ilk kuşak anlaşmaları olarak nitelendirilen Ortaklık

ve İşbirliği Anlaşması imzalandıktan sonra, ikinci kuşak olarak tabir edilen ve

genelde ticari açıdan tarafların birbirlerine aynı rejimi uygulanmasını öngören

anlaşmalar da imzalanmıştı. Komisyon 14 Şubat 1994’de Kazakistan’la ticaret

anlaşmasının yapılmasını kabul etmiştir. Bu anlaşma gümrükler ve kota

215 Karluk, Rıdvan, Avrupa Birliği ve Türkiye, İstanbul, Beta, 1998,s.167.

Page 149: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

141

kısıtlamalarının kaldırılmasını amaçlayan ve ticaretle ilgili anti-dumping gibi

tedbirleri içeren ara bir anlaşmaydı. Anlaşmanın temel amacı Kazakistan’la AB

arasındaki ticareti artırmaktı. Nitekim bu anlaşma sayesinde Kazakistan’ın AB’den

yaptığı ithalat %34 arttı ve Kazakistan’a 161 kategorideki tekstil ürününü AB’ye

kota kısıtlaması olmadan ihraç etme olanağı tanındı. Ancak 1994 yılında AB bazı

Kazak ürünlerine anti-damping uygulamaya başladı, halbuki AB’nin toplam ithalatı

içinde Kazakistan’ın payı sadece %4.3’dü.

Orta Asya Cumhuriyetlerinin enerji üretimi ve ihracatının artmasının yanında

AB’nin de enerji tüketimi bu zaman zarfında artmıştır. AB’nin enerji tüketiminin

yaklaşık % 80’i petrol, doğalgaz ve kömürle karşılanmaktadır. Bunun da çok büyük

bir kısmı dışarıdan ithal edilmektedir. Bu durum AB’yi dışarıya karşı oldukça

bağımlı hale getirmektedir. Şu anda enerjide dışa bağımlılığı % 50 olsa da, 2030’lu

yıllarda bu oranın % 70’e çıkması beklenmektedir.216 Bu ise AB’yi uluslararası

petrol krizleri ve fiyat artışlarına karşı daha etkilenir hale getirecektir. Bu nedenle

AB, gelecekte karşılaşabileceği enerji sorununu çözmek için birçok ülke ile işbirliği

yapmakta, sınırlı sayıda ülkeye bağımlı kalmamaya dikkat etmektedir. Birliğin dış

enerji kaynaklarına bağımlılığının artarak devam edecek olması ve bu kaynakların

kesintisiz bir şekilde Avrupa enerji pazarına ulaşması AB'nin Rusya, Basra Körfezi

ve Kuzey Afrika gibi ana üretici ülkeler/bölgelerle ve transit ülkeler konumundaki

Hazar bölgesi ülkeleri ile güçlü işbirlikleri geliştirmesini gerekli kılmaktadır. Avrupa

Birliği bu sayede bu bölgelerdeki siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkları çözmeye

çalışarak enerji arz güvenliğini garanti etmeye çalışmaktadır.217

216 AB Web sayfası, http://europa.eu/pol/ener/overview_fr.htm217 Şensoy, Süleyman, Avrupa Birliği ve Enerji Güvenliği: Siyaset, Ekonomi ve Çevre, TASAM yayınları, 2005,s.3-4.

Page 150: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

142

AB, Kazakistan’ın en büyük dış ticaret ortağıdır. 2006 yılında AB üyeleri ile

Kazakistan arasında ticaret hacmi 17,6 milyar avro, 2007 yılının ilk yarısında ise 8,8

milyar avro olmuştur. AB’nin Kazakistan’a ihracatı 2,87 milyar, ithalatı 5,92 milyar

avro seviyesine çıkmıştır.218

Avrupa Birliği’nin Orta Asya Cumhuriyetleriyle ticari ilişkileri gelişme

yolunda ise de yukarıda gördüğümüz gibi henüz çok yüksek seviyelerde olduğu

söylenemez. Ayrıca, AB’nin Orta Asya Cumhuriyetlerinden her biriyle ticareti de

aynı oranda değildir. Bu nedenle, Avrupa Birliği’nin bölgedeki en önemli ticari

ortağı Kazakistan’ın olduğunu belirtmek gerekir. Aşağıdaki tablodan da görüleceği

üzere, 2006 yılında AB’nin Kazakistan’dan ithalatı yaklaşık 13 milyar avro civarında

olmuştur. AB’nin söz konusu ülkeye ihracatı ise aynı yıl içinde yaklaşık 4 milyar 700

milyon avro olarak gerçekleşmiştir.219

AB’nin Kazakistan’la yaptığı ticaretin yapısı incelendiğinde, ithalatın çok

büyük kısmını enerji ürünlerinin oluşturduğu görülürken, ihracatta makine ve nakliye

araç ve gereçleri baskın durumdadır.

AB ile Kazakistan arasında, Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması (PCA) dışında,

2005’te imzalanan Çelik Ürünleri Anlaşması, 2003’te imzalanan Nükleer Güvenlik

Anlaşması ve Nükleer Enerjinin Barışçıl Kullanımı gibi anlaşmalar da mevcuttur.

Kazakistan çelik üreticileri, çelik anlaşmasıyla, çelik ihracatı fırsatları

yakalamışlardır. Bunlara ek olarak, AB, Kazakistan’daki en geniş yabancı

yatırımlara sahiptir. 2005 yılında, Kazakistan’daki yabancı yatırımların % 40’ından

fazlası AB kaynaklıdır. Bu oran son 10 yılda giderek artmaktadır. AB yatırımları

218 Sultanov,B., “Politika i İnteresi Evrosoyuza”, Politika i İnteresy Mirovyh Derjav v Kazakhstane, Almaty: Friedrich Ebert fund,2007,s.116. 219 The Delegation of the European Commission to the Republic of Kazakhstan, EU relations with Kazakhstan, http://www.delkaz.cec.eu.int/pr/eng/proj/first.php?a=148 , 9 Mart 2006.

Page 151: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

143

2002 yılında ABD yatırımlarını geçmiştir. AB yabancı yatırımlarının % 80’inden

fazlası petrol ve gaz sektörüne yapılmaktadır. Bu yatırımların içinde ise en büyük

payı İngiltere, İtalya ve Hollanda almaktadır.220

Diğer yandan AB’nin Kazakistan’da demokrasi konusunda endişeleri

olmasına rağmen karşılıklı çeşitli görüşmelerden sonra anlaşmaya çelik ve radyoaktif

maddelerin ticaretiyle ilgili madde eklendikten sonra son haline gelen Kazakistan ve

AB arasında Nükleer Güvenlik Konusunda İşbirliği Anlaşması’nı, AB Komisyonu

Kasım 1996’ da imzaladı. 9 Ekim 2000’de ise Avrupa Birliği Kazakistan’a “özel

piyasa ekonomisi muamelesi” yapılmasını ön gören ek karar alması Kazakistan

ihracatçıları için olumlu ve motive edici olmuştu. 21 Şubat 2001 tarihinde

ferrosilikona uygulanan anti-damping uygulaması kaldırılmıştır. Bununla birlikte

Kazak çeliğine yönelik kısıtlayıcı önlemler devam etmektedir. Çelik ve çelik

ürünlerinde kota artırım çalışmaları devam etmektedir. Öte yandan tekstil malları

ticaretine ilişkin anlaşma 2003 sonuna kadar yürürlükte kalmış ve tekstil konusunda

görüşmeler devam etmektedir.221 Son olarak Kazakistan ve AVROATOM (European

Atomic Energy Community) arasında Haziran 2003 tarihinde nükleer güvenlik

konusunda da bir anlaşma imzalanmıştır.222

3.3.3.AB Mali Yardımları

Mayıs 1993’de AB Komisyonu’nun teknik yardımla ilgili yayınlanan belgesi

Kazakistan için çok önemliydi çünkü be belge ile ülkedeki özelleştirme çalışmaları

için 3 milyon ECU ödenek ayrıldığı belirtilmişti. Kazakistan, BDT ülke halklarına

220 İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi (www.igeme.gov.tr), Kazakistan ülke raporu221 Elverdi, a.g.e. 222 The Delegation of the European Commission to the Republic of Kazakhstan “EU relations with Kazakhstan: Other agreements between the EU and Kazakhstan” http://www.delkaz.cec.eu.int/pr/eng/proj/first.php?a=148 , 9 Mart 2006.

Page 152: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

144

temel gıda ve ilaç sağlamak için AB tarafından tahsis edilen 1.250 milyon ECU’ lük

özel krediden 55 milyon ECU almıştır. 1995 yılında TACIS’ in 470 Milyon ECU lük

bütçesinden de 17 milyon ECU almıştır.

Kazakistan Orta Asya ülkeleri arasında AB’den en çok yardım alan

cumhuriyettir. 2002 yılı itibariyle TACIS fonlarından toplam 134 milyon ECU

almıştır. 2001–2003 yılı yardımlar kurumsal, hukuki ve idari reformların yapılması,

özel sektörün desteklenmesi, çevrenin korunması ve doğal kaynakların yönetimi

alanlarında yoğunlaşmıştır. Bu çerçevede 2001’deki iki yıllık ulusal eylem programı

dahilinde Kazakistan’a 14 milyon ECU tahsis edilmiştir, bunun 1 milyon ECU’su

TEMPUS programı kapsamında yüksek öğrenim için verilmiştir.223

3.3.4. AB Projelerinde Kazakistan’ın Yeri

Yukarıda detaylı bir şekilde ele alınan TACIS programı yanında AB’nin bu

bölgeye yönelik ayrıca "Avrupa - Kafkasya - Asya Taşıma Koridoru" (Transport

Corridor Avroope - Caucasus - Asia / TRACECA); “Avrupa'ya Devletlerarası Petrol

ve Gaz Taşıma” (Intersate Oil and Gas Transport to Avroope / INOGATE) projeleri

de bulunmaktadır. Kazakistan, bugüne kadar 150 milyon avro değerinde TACIS

yardımı almıştır. 2001–2003 tarihlerini kapsayan Ulusal Belirleyici Program;

kurumsal, yasal ve idari reformlar; özel sektörün ve ekonomik gelişimin

desteklenmesi, doğal kaynakların korunması ve yönetilmesi konularına

odaklanmıştır. Bu çerçevede, 2001 Ulusal Aksiyon Programı, başta Ortaklık İşbirliği

Anlaşması olmak üzere uluslararası taahhütlerin yerine getirilmesi, Ulusal Sivil

Servis Eğitim Merkezi’ne ve bölgesel KOBİ’lerin gelişimine destek olmak gibi

223 EU, Strategy Paper 2002-2006 and Indicative Programme 2002 -2004 for CentralAsia, 30 October 2002.

Page 153: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

145

projelerle yukarıda sayılan hedeflerin yerine getirilmelerine yardımcı olmaya

çalışmıştır.

Bugüne kadar TACIS, Kazakistan’da kamu yönetimi reformu, yerel

yönetimin gelişiminin desteklenmesi, KOBİ’lerin gelişimi ve devlet dışı

organizasyonların gelişimi konularında olumlu sonuçlar almıştır. Yine son

zamanlarda oldukça gündemde olan NABUCCO projesi de oldukça önemlidir.

Çalışmamızda görüldüğü gibi, AB’nin Kazakistan Cumhuriyeti ile ticari

ilişkileri 1990’lı yılların başından bu yana hızla gelişmektedir. Özellikle petrol ve

doğalgaz potansiyeli yüksek olan ülkeyle ticaret her yıl artmaktadır. Daha önce de

belirttiğimiz üzere, Orta Asya Cumhuriyetlerinin AB ülkelerine ihracatında enerji

ürünleri genel olarak çok büyük yer tutmaktadır.

Bilindiği üzere, Avrupa Birliği’nin enerji politikası genel olarak sınırlı sayıda

ülkeye bağımlı kalmama doğrultusundadır. Bu nedenle, petrol ve doğalgaz

potansiyeli yüksek olan Kazakistan ile sağlam ticari ilişkiler kurulmaktadır. AB’nin

bu ülkelere tahsis ettiği fonları da bu kapsamda düşünmek mümkündür. Zira bu

yardımların bir işlevi de taraflar arasında yakın ilişkiler kurmak ve söz konusu

ülkelerde yatırım ortamını geliştirmek olarak düşünülebilir.

Bununla birlikte, her ne kadar son yıllarda yüksek artış oranları kaydedilse

de, Avrupa Birliği’nin Kazakistan’la ticaretinin çok yüksek bir hacme sahip olmadığı

da gözden kaçırılmaması gereken bir husustur.224 Kazakistan’ın ticaret yaptığı

ülkeler genelde BDT ülkeleri ya da Çin olup, AB ülkeleri daha geri sıralarda yer

almaktadır. Fakat taraflar arasındaki ticaretin, yabancı yatırımlar ve altyapı

çalışmaları sayesinde, önümüzdeki yıllarda daha fazla artacağı söylenebilir.

224 Galym, Zhussipbek, AGSP Gelişim Süreci ve Sovyet Sonrası Coğrafya Güvenliğine Etkisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: AÜ, SBE,2008.

Page 154: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

146

3.4. AB Kazakistan İlişkilerinde Stratejik Öncelikler

Kazakistan bağımsızlığının ilk yıllarında dış ve ekonomik politikalarını

geliştirirken genelde Avrupa ve özelde de Avrupa Birliği’nin ciddi olarak dikkate

alınması gereken ekonomik ve politik bir güç olduğunu kabul etmiştir.

Avrupa Birliği’nin Kazakistan için önemli olan stratejik güçler arasında

sayıldığı ilk belge “Bağımsız Bir Devlet olarak Kazakistan’ın Stratejilerinin

Oluşturulması ve Geliştirilmesi” adıyla 1992’de Almatı’da Parlamento binasında

yayınlanmıştır.225 Devlet Başkanı Nazarbayev “Dünya toplumuna entegre olabilmek

için piyasa ekonomisinin üç ana merkezi olan, Amerika, Japonya ve AB ile işbirliği

olasılıklarını dikkate almalıyız, biliyoruz ki bu ülkeler dünyadaki ekonomik ilişkileri

güçlendirmek için itici güçleri oluştururlar.

Bunlarla karşılıklı etkileşim bize uluslararası finansal kurumlarında yolunu

açacaktır” diyerek bu konuya dikkati çekmiştir. Böylece 1992’de Kazakistan’ın AB

ile işbirliğinin daha çok ekonomik bağlamda olacağı anlaşılmıştır.226

Kazakistan dış politikasında tek bir güce bağlı kalmaktansa çok yönlü

işbirliği ve ortaklık politikasını benimsemiştir. AB de Kazakistan dış politikasının

uzun vadeli değişmez öncelikleri arasında yer almaktadır. Kazakistan’ın AB ile

ilgilenmesinin en önemli nedeni ise AB’nin dünyanın en büyük ekonomik merkezi

ve en gelişmiş ticari ve ekonomik birliği olmasıdır.227

Kazakistan’ın dış politikadaki en büyük hedefi 2010’da yapılacak olan AGİT

dönem başkanlığını almaktı, bu hedef çok gerçekçi olmasa bile bu amacı

gerçekleştirmek için yapılacaklar ülkede olumlu gelişmelere yol açması bakımından

önemliydi. Siyasi özgürlükler ve ekonomik başarıların artması ve uzun vadeli olması 225 Nazarbayev N.A., Kazakistan Yolu, Almatı, 2226 Laumulin, a.g.e., s.121. 227 Zharas Ibrashev, a.g.m.

Page 155: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

147

Kazakistan için daha önemlidir. AB’ye aday ülkelerin içerideki reformları daha

çabuk gerçekleştirmesi gibi Kazakistan da DTÖ’ye üye adayı olarak aynı yolu

izleyebilir. Kazakistan’ın batı standartlarına göre ve AB’nin de izlemesini tercih

ettiği yol “dikkatli ve hassas bir dış politikayı sürdürürken, içeride de doğru

ekonomik tercihlerle başarısını devam ettirmesi ve politik reformları

gerçekleştirmesi”dir.228

AB bağımsızlık sonrası Orta Asya politika ve stratejilerini geliştirirken diğer

aktörlerden geri kalmıştır. Kazakistan enerji kaynakları açısından ayrıca önem

verilmesi gereken bir ülkeyken AB, başlangıçta Orta Asya için genel bir politika

uygulamayı tercih etmiştir. Bağımsızlık sonrası etkili stratejiler geliştirebilmek için

bölgeyi iyi tanımak gerekiyordu. Daha Sovyetler Birliği dağılmadan büyük petrol

şirketleri Hazar Bölgesi’yle ilgileniyorlardı ve Sovyetlere bu konuda sürekli baskı

yapıyorlardı. Bu nedenle bağımsızlık sonrası bölgeyi ve sistemi önceden tanımaları

nedeniyle fırsatları en iyi değerlendiren büyük petrol şirketleri olmuştu.229

500 milyon insanı ve 27 ülkeyi bünyesinde barındıran, dünyanın çeyreğinden

fazlasını kapsayan bir alan içinde, AB dünya ticaret ve ekonomisinin merkezi

olmuştur. Entegrasyon fikri AB’nin yaşadığı tecrübeden sonra dünyada daha çok

konuşulur olmuştur. Özünde savaşa karşı bir alternatif olarak kurulan AB, başarılı

Ortak Pazar ve Ortak Para uygulamalarıyla gerçekleştirdiği ekonomik entegrasyon

ile 21.yüzyılın en önemli ekonomik olayı olmuştur. Orta Asya da bu entegrasyon

fikrinden etkilenmektedir.244 AB fikir ve model olarak Kazakistan’a her zaman

cazip gelmiştir. 1995 yılında AB eski Doğu Bloğu ülkelerine karşı politikasında yeni

stratejiler geliştirmeye başlamıştır. O dönemki Avrupa Komisyonu Başkanı J.Santer 228 Apostolou, Andrew, “Kazakhstan’s Foreign Policy Strategy and the OSCE ” (Kazakhstan’ın Dış Politikası ve AGİT), Almaty, December 8-9,2004.,s.60.229 Özdemir, a.g.e.

Page 156: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

148

bir konuşmasında AB’nin BDT ülkelerinde demokrasi ve ekonomik reformların

geliştirilmesi için desteklenmelerinin gerektiğini söylemiş ve AB’nin bölgede

görülen örgütlü suçlardan, çatışmalardan ve nükleer güvenlik ihlallerinden duyduğu

endişeleri belirtmiştir. Bu konuşmadan sonra Avrupa Parlamentosu üyeleri arasında

Orta Asya Bölgesi’nin güvenlik açısından AB’ye karşı tehdit olabileceği izlenimi

oluşmuştur. Bu tarihten sonra AB’nin bölgeye bakış açısı değişmiştir.

Avrupa Parlamentosu da bu duruma karşı ortak bir korunma politikası

geliştirmek için bir çalışma grubu oluşturmuştu. Bu sırada Ocak 1995’de Fransa

AB’nin içinde bulunduğu yeni güvenlik şartlarını inceledikten sonra hem korunma

aracı olması hem de uluslararası çatışmaları önlemek için birliğin Batı Avrupa

Birliği’ne dönüştürülmesini önermişti. AB - Kazakistan ilişkilerinin AB’nin Orta

Asya Politikaları kapsamında olması sebebiyle, AB’nin Orta Asya ile ilgili görüşleri

aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

1) Orta Asya ülkeleri Sovyetler Birliği’ne bağlı Cumhuriyetler olmaktan

çıkıp yeni Bağımsız cumhuriyetler olma yolunda zorlu bir geçiş süreci

yaşamaktadırlar.

2) AB’nin Orta Asya’daki hayati çıkarları jeo-politik ve ekonomiktir.

Bölgedeki enerji sektörünün gelişmesi AB için önem taşımaktadır.

3) AB bölgedeki amaçlarına ulaşabilmek için bölgedeki demokratik

kurumların gelişmesi, çatışma potansiyelinin azalması ve ekonomik reformların

gerçekleştirilmesi gereklidir.

4) AB’nin, doğal kaynakların çıkarılması ve güç kullanımı konusunda karar

alma mekanizmalarına etki edebilmesi, kendi güvenliği açısından önemlidir.

Page 157: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

149

Yukarıdaki maddelerle ilgili AB Komisyonu özel bir bildiri hazırlamış ve

bölgeye ilişkin yukarıda belirtilen dört ana konuyla ilgili değerlendirmelerde

bulunmuştur. AB’nin Kazakistan’la ilişkilerinde dikkate aldığı stratejik çıkarlarının

ise dört ana kategoride değerlendirdiği görülmektedir. Bunlar;

- Yeni güvenlik sorunları ve yeni tehditlere karşı tedbir alınması,

- Ekonomik çıkarların korunması,

- Demokrasi, insan hakları ve serbest piyasa ekonomisi gibi Avrupa (Batı)

değerlerinin yaygınlaştırılması,

- Orta Asya’da stratejik önemi olan diğer güçlerle ilişkilerini etkilemesidir.230

AB’nin Kazakistan’daki stratejik öncelikleri jeopolitik ve ekonomik çıkarlar

üzerinde yoğunlaşırken, Kazakistan AB’yi uluslararası ticari ve politik sisteme

entegre olabilmek için önemli bir araç olarak görmektedir.

3.5. AB ve Kazakistan İşbirliğinin Sorunları ve Perspektifleri

Şimdiki aşamada Kazakistan dış politikasının önemli alanlardan biri AB ile

işbirliğinin daha da gelişmesidir. Bu doğrultunun uygulanması, özellikle, AB

genişlemesinin yapısına bağlı ve Kazakistan ile siyasi diyaloga hazır olmasına da

bağlıdır. Şu anda, AB dünyanın en gelişmiş ve başarılı entegrasyon birliğini temsil

etmektedir. Bu bağlamda Üye Devletlerle karşılıklı bütünleşmenin tecrübesi

Kazakistan için değerlidir.231

Kazakistan’ın AB ile ilişkileri artık istikrarlı ve uzun vadeli bir yoldu buldu.

Yukarıda da belirtildiği gibi, Kazakistan, Orta Asya ve BDT ülkelerinin içinde

AB'nin en büyük ticaret ortağıdır. Özellikle, petrol ve gaz sanayi alanlarında

230 Özdemir, a.g.e. s.145. 231 Nazarbayev, Nursultan, Kazakistan halkına Seslenişi, Astana: Ak Orda,2009.

Page 158: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

150

karşılıklı gelişme örnek olabilir. Eğer ilişkiler böyle devam ederse gelecekte

Kazakistan Avrupa pazarı için Hazar petrol ve doğal gaz kaynaklarının en büyük

tedarikçisi olacak. Ayrıca, ticaret ve ulaştırma alanında, onunla birlikte sanayi ve

tarım alanlarında genişleyen ekonomik ilişkiler söz konusu olabilir.

Ancak Kazakistan’ın Avrupa Birliği ile ticari ve ekonomik ilişkilerin

genişletilmesi konumunda olumlu eğilimler ile birlikte çözülmemiş sorunları

sıralamakta yarar vardır:

1. AB ve Kazakistan arasında ekonomik ilişkilere ilişkin herhangi bir Ortak

Stratejinin olmaması. Aslında Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkelerinin AB’nin

geleneksel jeopolitik çıkarları alanında dahil olmamıştır ve başka birçok iç-Avrupa

sorunlarının meydana gelmesi nedeniyle AB devletlerinin henüz Kazakistan gibi

Orta Asya bölgesi ile kalkınma işbirliği için genel bir strateji geliştirilmiş değil.

Fakat AB ülkelerinin aktif yatırım politikası esas olarak Kazakistan ekonomisinin

çıkarma sektöründe bulunmaktadır. Onunla birlikte bu alanda ön plana çıkan sektör

de petrol ve gaz endüstrisidir. Bu bağlamda bu aşamanı gelişmesi amacıyla

hükümetler arası düzeyde Kazakistan ve AB işbirliğinin genel kalkınma stratejisi

oluşturulması önemlidir.

2. Avrupa Birliği ile işbirliği yaparken aynı zamanda iç piyasanın

korunması.232 Günümüzde AB ülkelerinde artan eğilim, iç piyasayı korumak için

önlemlere ihtiyaç olduğudur. Avrupa Birliği için Kazakistan’dan gelen çelik, tekstil,

tahıl, et ve tarım ürünlerinin ithalatında kota uygulanmaktadır. Kotaların girişiminin

temel nedeni, ana ürünlerin Avrupa standartlarına uyumsuz olmasıdır.

232 Baykal, Sanem, “AB’nin Geleceği”, Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, Bahar 2004. s.40-98.

Page 159: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

151

3. Bağımsız Devletler Topluluğu tarife ve gümrük politikası ile tutarsızlık.

Avrupa Birliği ve Kazakistan arasındaki ticari-ekonomik ilişkilerin

geliştirilmesi için belirli bir engel, BDT ülkelerinin tarife ve gümrük politikasının

tutarsız olmasıdır. Yukarıda bahsettiğimiz sorunlara değerlendirme yapmakta ve

çözüm yolların sunmakta fayda vardır.

Günümüzde Kazakistan-AB ilişkilerinin geliştirilmesi Post – Sovyet ülkelerin

dışında da iyi derecede netice vermektedir. Aktif olarak terörle mücadele ve güvenlik

alanındaki işbirliği, kitle imha silahlarının yayılması, göç yönetimi ve diğer alanlarda

gelişerek anlaşma kapsamında olmayıp da ilişkiler iyi sonuçlanmaktadır. Ülkenin

hedeflerinden biri olan DTÖ’ye üye olma durumu Kazakistan'ın AB ile yapılması

gereken yeni bir anlaşmanın gündeme gelmesidir. Üyeliğe hazırlanma sırasında

Kazakistan, Avrupa Birliği ile Ortaklık Anlaşmaları içerisinde bulunmakta olan

Balkanlar ve bazı Latin Amerika ülkelerinin deneyimini almalıdır. Bu nedenle

Avrupa Komisyonu ile DTÖ için Kazakistan'ın önümüzdeki katılımına ilişkin

hedeflenen çabaları devam etmelidir.

Bununla birlikte ulaşım ve hesap sorunları içine alarak AB pazarına girmek

için yani ihracat için üretim maliyetini yüksek rekabet çerçevesinde ticaret ve tüketici

değeri ile listenin hazırlanması gerekir. Bunun artından Ortak eylemler için somut bir

plan yapılması arzu edilir.

TACIS projesinin yardımını almanın parçası olarak AB üye ülkelerinde

bölgesel kalkınma programları, Telekom kavramını geliştirmek, uzmanların

çağrılması, ulaşım sanayi vb soruları da gündeme koymakta yarar vardır. AB ve

Kazakistan ilişkilerinin gelişmesini kabul ederek AB ile stratejik işbirliğini

güçlendirmek lazım ve ticaret cirosunun önemli derecede büyümesini sağlamak

Page 160: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

152

gerekir. Onunla birlikte Avrupa Birliği, Dış işleri bakanlığı veya diğer makamlara

nitelikli Kazak uzmanların yetiştirilmesi için zemin hazırlamakta da fayda vardır. AB

ile Kazakistan işbirliğinin daha da geliştirilmesi için öneriler: Daha da genişletmek

için AB ve Kazakistan ilişkilerini derinleştirmek ve aşağıdaki pratik önlemler tavsiye

edilir:

İlk olarak, Kazakistan ve AB arasında işbirliğinin geliştirilmesi için bir

strateji oluşturmak. Bu stratejide öncelikli alanlar belirlemek gerekir yani eğitim ve

kültür alanları, siyasi, ekonomik, ekoloji ve sosyal alanların yer alması lazım. Strateji

geliştirirken aşağıdaki noktaları dikkate almalıyız: 233

1) Strateji, uzun vadede Kazakistan ve AB arasındaki ilişkilerin

geliştirilmesini tanımlayan temel bir belge olmalı;

2) Strateji, Kazakistan ve AB’nin genel çıkarlarından oluşması gerekir ve

çeşitli alanlarda iki taraf arasındaki ilişkilerin daha da gelişme potansiyelini

kullanmaya devam etmek gerekir;

3) Güvenlik açısından, bu Strateji kendi altında terörizm ve aşırılık,

uyuşturucu kaçakçılığı, yasadışı göç gibi güvenlik sorunları tutmalı ve bu boyunca

iki taraf arasında askeri-teknik işbirliği programı geliştirilip imzalanması gereklidir.

4) Strateji çerçevesinde ekonomik alan da geliştirmeli ve aşağıdakiler kabul

edilmelidir:

a) Kazakistan’ın enerji piyasasının oluşumu Programı. Bu programın temel

amacı, enerji ve kapasite alanında enerji kaynaklarının gelecekte AB ve Kazakistan

arasında işbirliğininde ortak pazarı teşvik etmek faaliyetlerini geliştirmektir.

233 Amanzhol, İskander, “Strana İnteresov” (Menfaatler lkesi), Delovaya Nedelya, No26(704), 7 Temmuz 2006, s.11.

Page 161: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

153

b) Kazakistan’da metalürji bir pazar oluşturma Programı. Bu programın temel

amacı, AB ve Kazakistan arasında metalurji sanayi ve demir ve demir dışı metaller

boyunca gelecekte ortak pazarın oluşturulmasını sağlamaktır.

c) Kazakistan Cumhuriyeti Ulaştırma Kalkınma Programı. Bu programın

temel amacı, AB ve Kazakistan’ın taşıma hizmetleri alanında işbirliğini geliştirmek

için teşvik etmek faaliyetleri ve ortak pazarı geliştirmektir. Program çerçevesinde

Kazakistan’ın ulaştırma alanındaki altyapısına tedbirler sağlamalıdır.234

Bu bağlamda ülkenin demiryolları ve karayolları, uçak filosu uluslararası

ortak yapım olarak yapılması gerekir. d) Kazakistan'da Tarım Kalkınma Programı.

Bu programın temel amacı, ortak bir tarım pazarı geliştirmektir. Programı, gıda

zincirinin her düzeyinde kontrol sistemi ve tarım teknolojilerinin yenilenmesi, ortak

girişimlerin başlatılması için uygun tedbirleri sağlamak lazım.

Strateji aynı zamanda Kazakistan ve Avrupa İş İşbirliği Merkezinin

kurulmasına ihtiyacı vardır. Bu yapının temel amacı, Kazakistan ve Avrupa

arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek için bir ortam yaratmaktır.

5) Strateji çerçevesinde sosyal alanda Kazakistan sosyal gelişiminin bir

programının benimsenmesi gerekir. Bu programın temel amacı, Kazakistan'da yaşam

standartlarını yükseltmek gibi ortak önlemleri kabul etmektir.

6) Eğitim ve kültür alanında Strateji çerçevesinde AB ve Kazakistan’ın

kültürel ilişkilerinin genişletilmesi ve geliştirmeli söz konusudur. Bu programın

temel amacı, Kazakistan’da kültür, eğitim ve turizm alanlarının gelişmesi için uygun

koşulları oluşturmaktır.

234 Amanzhol, İskander, a.g.m., s.12.

Page 162: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

154

Daha çok yapılması gereken önlemler vardır. Mesela, Strateji çerçevesinde

Avrupa’da yer alan Kazakistan’ın Büyükelçiliği yanına Kazakistan Merkezinin

kurulması söz konusudur ve bu kurumun yardımıyla Avrupa’da Kazakistan ve diğer

Orta Asya devletlerinin tarihı, desturu, dili ve sanatı hatta müzik propagandası

sağlanacaktır.235

Bu merkez, Avrupa ülkelerinde düzenli bir temel üzerinde sergiler,

festivaller, konserler diğer kültürel etkinlikler organize edebilir.

7) Söz konusu Strateji çerçevesinde ekoloji alanında AB ve Kazakistan

arasında çevresel işbirliği gibi bir programın benimsenmesi ve geliştirmeli lazım. Bu

programın amacı, Kazakistan'da iyi bir çevre durumunu oluşturmak ve çevre

korumayı sağlamaktır.

Yukarıda bahsettiğimiz öneriler ve çözüm yolları, AB ve Kazakistan’ın siyasi

ve ekonomik işbirliğinin daha da gelişmesinde, politika araçlarının uygulanmasında

katkıda bulunacaktır ve dolayısıyla, Kazakistan, böylece ekonomik büyüme amacını

elde ettiğinde DTÖ’ne üye olmasında başarılı olacağına şüphe yoktur.

235 EU Strategy in Central Asia was presented, Kazakistan Dışişleri Bakanlığı sitesi, 30.06.2007, http://www.mfa.kz/eng/?news=1@selected=220

Page 163: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

155

SONUÇ

AB, Sovyetlerin dağılmasından sonra ve kendisinin ulusüstü bir birlik olarak

oluşmasından başlayıp 11 Eylül olaylarıyla perçinlenen yeni güvenlik ve komşuluk

anlayışında artık sadece kendi sınırlarını korumaya yönelik bir savunma anlayışının

yeterli olmadığını anlamıştır; bu nedenle sınırların ötesinde bazı kritik bölgelerdeki

istikrarın korunması konusunu da yeni güvenlik anlayışı içinde değerlendirmeye

başlamıştır. Sınır ötesi menfaatlerin korunmasına yönelik bu yeni anlayışa göre Orta

Asya Bölgesi de AB için istikrarın korunması gerektiği önemli bölgelerden biri

haline gelmiştir. Zira bağımsızlığın ilk yıllarında Orta Asya AB’nin öncelikli

stratejileri politikaları arasında yer almasa da başlangıçtan bu yana Ortaklık ve

İşbirliği Anlaşmaları ve onun mali boyutunu oluşturan TACIS programı çerçevesinde

meydana gelen birkaç program sayesinde bölgeyle bağlantıları hep sürmüştür.

Diğer yandan AB son dönemlerde küresel bir güç olarak hareket edebilmek

için “siyasi bir birlik” olabilme yolunda da önemli adımlar atmaya çalışmaktadır.

Küresel güç mücadelesinin gözde mekanlarından birisi olan Orta Asya yeni

aktörlerin etkinlik arayışlarına da sahne olmaktadır. Bölgede ABD, Rusya ve Çin

arasında geçen kapsamlı rekabet ve mücadeleye katılma arzusunda olduğu

gözlemlenen AB de Orta Asya politikalarında önemli gelişmelere imza atmaya

başlamıştır. Bölgede yaşanan gelişmelere uzun yıllar boyunca oldukça uzak kalan ve

bu gelişmeleri yönlendirme kabiliyetine henüz sahip olmayan AB’nin öncelikli

hedefi, Orta Asya’da küresel bir aktör olarak kabul görmektir. Orta Asya

coğrafyasında yaşanan değişimin dışında kalmak istemeyen AB’nin bu yöndeki

politikaları açısından en önemli gerekçesi, jeopolitik oyunun dışında kalmamaktır.

Rusya, Çin, Hindistan ve İran için hayati önem taşıyan bölge, aynı zamanda

Page 164: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

156

ABD’nin küresel inşa politikalarının da önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Bu

anlamda, AB’nin Orta Asya devletleri ile bir nevi danışma yoluyla oluşturmaya

çalıştığı yeni stratejisinin daha “pragmatik” bir çizgide ortaya çıkması muhtemel

görünmektedir. Kısa ve orta vadede sonuç verebilecek gibi görünen bu yaklaşımın,

uzun vadede ne kadar etkili olacağını kestirmek ise şimdilik zor gibi gözükmektedir.

Fakat özellikle AB’nin lokomotif iki ülkesinden biri olan Almanya’nın AB dönem

başkanlığı sırasında yaşanan gelişmeler ve ardından Avrupa Güvenlik ve İşbirliği

Teşkilatı’nın (AGİT) 2010 yılı dönem başkanlığının Kazakistan’a verilmesi, gözlerin

aniden AB-Orta Asya ilişkilerine çevrilmesine neden olmuştur. Yaşanan gelişmeler,

AB’nin Orta Asya bölgesine olan ilgisinin önümüzdeki dönemde hızlı bir ivmeyle

artacağının sinyallerini vermektedir. AB’nin Orta Asya politikası ele alındığında da

bu gerçeğin açıkça görüldüğü söylenebilir. Aslında temel bazı ortak noktaların

oluşturulması dışında AB’nin Orta Asya’ya yönelik ortak, kapsamlı ve istikrarlı bir

politika izleyebildiğini söylemek mümkün gözükmemektedir. Dolayısıyla AB’nin

Orta Asya bağlamında temel öncelikleri bu bölgede bağımsızlığını yeni kazanan

cumhuriyetlerin Batı’nın ekonomik ve siyasal değerlerini benimsemesine yardımcı

olarak Batı’yla kaynaşmalarını sağlamaktır. Bu girişimin arkasında yatan temel amaç

da AB’nin bölgedeki stratejik çıkarlarının ve özellikle enerji alanındaki işbirliğinin

artırılması suretiyle Avrupa’nın enerji güvenliğinin sağlanmasıdır.

Dünyada değişen uluslararası tehdit anlayışları Orta Asya’nın önemini daha

da artırmaktadır. Uluslararası terörizm, uyuşturucu ticareti ve radikal İslam gibi yeni

tehditlerin çoğunun bu bölgeyle bağlantılı veya komşu bölgelerde yer alması Orta

Asya’nın istikrarını ciddi olarak tehdit etmektedir. Yukarıda da değinildiği gibi AB

için genelde Orta Asya, özelde ise Kazakistan öncelikle bölgenin uluslararası

Page 165: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

157

güvenlik ve istikrarına ilişkin boyutuyla daha sonra da enerji güvenliği açısından

önemlidir. Öte yandan bağımsızlıktan sonra bölgede hala belirsizlik ortamının ve

devletleşme sürecinin devam etmesi, bölgenin her türlü dış etkiye ve enerji için

yapılan güç mücadelesine açık olması istikrarsızlık tehlikesini artırmaktır. Büyük

küresel güçlerin enerji pastasından en büyük payı alma kavgası halen sürmektedir.

AB, Orta Asya bölgesinin güvenlik denkleminde henüz önemli bir yer

alamamış ve AB’yi mevcut şartlar dahilinde, bu bölgede ciddi siyasi aktör olarak

kabul etmek oldukça güçtür. AB’nin Orta Asya’daki etkinliği, bir yandan Ortak Dış

ve Güvenlik politikası ile Avrupa Güvenlik ve Savunma politikalarının sınırlılıkları,

diğer yandan Rusya’nın son yılları siyasi ve ekonomik etkinliğini arttırması

nedeniyle, en azından orta vadede sınırlı kalacaktır. AB’nin katkısı büyük olasılıkla

insani-amaçlı yardım, kamu hizmetlerinin sağlanması gibi sivil nitelikte

olabilmektedir. AB’nin Orta Asya ile ve Kazakistan’la ilgili jeopolitik stratejisi,

gelecekte bütün AB devletlerine doğru gelişmeyi kapsamaktadır. AB için de Orta

Asya devletleri ve özellikle Kazakistan ile istikrarlı ilişkilerin geliştirilmesi çok

önemlidir. AB’nin Kazakistan’a doğru yönetilmesinin nedenleri: Orta Asya ile

bağlantı kurarak bölgedeki Rus ve Çin etkisini engelleyip kendi etki alanını

genişletebilmektir.

AB’de özellikle son Rusya-Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz krizi

sonrasında enerjide kaynak çeşitliliğinin artırılması konusunda önemli tartışmalar

yapılmaya başlanmıştır. Bu bağlamda AB için Kazakistan’ın bölgede farklı bir

konumda olmasının ve öncelikli olarak değerlendirilmesinin en önemli sebebi olarak

Kazakistan’ın bölge ülkeleri arasında en zengin enerji kaynaklarına sahip olması

gösterilebilmektedir.

Page 166: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

158

Bağımsızlıktan bu yana iktidarda olan Nazarbayev’in “her zaman demokratik

yolları kullanmak suretiyle” olmasa da ülkenin siyasi istikrarına olan katkısıyla

Kazakistan ekonomik alanda bölgenin diğer ülkeleriyle kıyaslanmayacak kadar

başarılı gelişmeler yaşamıştır. Kazakistan uluslararası düzeyde söz sahibi olan finans

kurumları tarafından olumlu değerlendirilmekte ve bölgedeki yatırıma uygun olan

ülkelerin başında sayılmaktadır. Bu özellikleri sayesinde birçok doğrudan dış

yatırımı ülkeye çekmiş ve bu yatırımların ülke kalkınmasına verdiği ivmeyle de hızlı

bir büyüme eğilimine girmiştir. Enerji açısından değeri yadsınamayan Kazakistan’ın

bölgedeki önemini artıran diğer bir konu da bölgedeki güvenlik ve istikrarın

sürdürülmesindeki etkisidir. Kazakistan izlediği denge politikası ile bölgedeki birçok

büyük güç arasında izlediği politikayla kendi istikrarını korumayı başarmaktadır.

Rusya ve Çin gibi nükleer güce sahip iki büyük komşuya sahip olması, ABD’nin

başlangıçtan beri bölgeyi kontrolü altına almaya çalışması, AB ve üye ülkelerinin

Batı değerlerini dayalı bir sistem geliştirme çabaları ve ülkeyi dış yatırımlar için

uygun hale getirmeye çalışmaları, Türkiye ve İran’ın ortak kökenlere dayanma

gerekçesiyle daha yakın ilişkiler kurmak istemeleri Kazakistan’ı çok yönlü ve

dengeli bir dış politika izlemeye itmiştir. Uyuşturucu ticaretinde Güney - Kuzey

yolunda transit koridor olması da Kazakistan’ın güvenlik açısından önemini

artırmaktadır.

Kazakistan’ın bu özelliklerinin farkında olan AB, diğer Orta Asya ülkelerine

nazaran Kazakistan’a bölgede ayrıcalıklı bir konum vermektedir. Avrupa kurumları

ve AB üye ülke diplomatik temsilciliği sayısının en yüksek olduğu cumhuriyet

Kazakistan’dır. En çok mali ve teknik yardım Kazakistan’a yapılmıştır.

Kazakistan’ın dış ticaretinde AB üye ülkeleri önemli yer tutmaktadır. Kazakistan’a

Page 167: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

159

yapılan yatırımlarda da AB üye ülkelerinin payı büyüktür.236 Öte yandan ekonomik

açıdan dünyanın en önemli bütünleşme hareketi olarak değerlendirilen AB ile

ilişkiler dünya ticaretine entegre olma hedefi olan Kazakistan açısından da önemlidir.

Kazakistan AB ile öncelikle bölgesel ve uluslararası güvenlik alanında bunun

yanında ekonomi, sosyal ve kültürel gelişim alanlarında işbirliğinin derinleştirilmesi

taraftarıdır. Ayrıca AB ülkeleri için yatırım konusunda uygun koşullar yaratılarak,

ülkeye büyük projelerin, ileri bilgi ve teknolojinin gelmesi istenmektedir. Barış ve

güvenlik alanında ise AGİT’le işbirliğine önem verilmektedir. Avrupa’ya verdiği

önem çerçevesinde Kazakistan 2010’daki AGİT dönem başkanı olarak seçilmesi

konusunda da ciddi çabalar sarf etmektedir.

AB’nin Orta Asya stratejisinin güvenlik boyutu ise, enerji sektörü ile

bağlantılı ve önemlidir. AB de gittikçe bu önemin farkına vararak politikalarını bu

yönde geliştirmektedir. Belirsizliğin sürmesi ve dengelerin her an değişebilecek

olması bölgenin güvenlik açısından önemini daha da artırmaktadır. AB güvenlik ve

yeni komşuluk konusundaki önceliklerini belirlerken bu gerçeği göz önüne almak

zorundadır.

Bu tezde en çok dünya ekonomisi için Hazar’ın batısındaki petrol ve doğalgaz

kaynaklarının kullanımının önemli olduğu üzerinde durulmuştur. Çünkü dünyanın

yeni enerji tedarikçisi haline gelen Orta Asya ülkeleri, zengin enerji kaynaklarına

sahip olmanın yani sıra, Karadeniz ve Hazar Denizi enerji piyasaları arasında

bütünlük sağlanmasında da kritik rol oynamaktadır. Sonra Rusya’nın bölgedeki

etkisini azaltmak için demokratik kurumların yerleştirilmesinin şart olduğu ve Çin,

ABD gibi büyük güçlerin izlediği politikaları üzerinde de durulmuştur. Söz konusu

236 Nazarbayev, a.g.e., s. 153.

Page 168: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

160

Rusya’nın etkisinin azaltılması ise bu konuda arz çeşitliliği sağlamayı ve Rusya’ya

olan bağımlılığını azaltmayı amaçlayan NABUCCO hattının yapımına 2010 yılında

başlanacağını belirtmekte fayda vardır. Hattan 2013 yılında ilk gazin Avrupa’ya

ulaştırılması hedeflenmektedir.

AB’nin bir bütün olarak ya da üye devletlerin ikili ilişkileri düzeyinde Orta

Asya bölgesinde henüz diğer bölgesel ve küresel aktörler kadar etkin olduğu iddia

edilemez. Ancak Afganistan operasyonu ile birlikle işbirliğine daha açık bir bölge

haline gelen Orta Asya, Birlik açısından önemli fırsatlar barındırmaktadır. Nitekim

özellikle Afganistan operasyonu sonrasında yeniden şekillenen bölgede AB’nin de

önemli bir aktör olma niyetinde olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Nitekim sağlık,

eğitim ve sosyal projelere AB tarafından verilen destek ile önümüzdeki dönemde

bölge ile kurulması planlanan ekonomik ve siyasi işbirliğinin altyapısının

oluşturulması planlanmaktadır.

AB’nin Orta Asya bölgesinde etkili bir oyuncu olduğunu, AB’nin büyük bir

pazar olması nedeniyle, Orta Asyalı hammadde üreticisi ülkeler için önem taşıdığı,

bölgede sadece Özbekistan’ın AB’nin politik ortak olarak potansiyelini anladığını,

Kazakistan’ın dış politikasının çok fazla Rusya, Çin ve ABD odaklı olduğu

belirtilmiştir. Hazar Denizi’nin statüsü, boru hatlarının güzergahı, hidrokarbonların

çıkarılması konularının önemsenmesi için Avrupa’nın doğalgazının %50’sini

Rusya’dan alması bile yeterli bir sebeptir.

Belgede ayrıca Kazakistan’ın dış politika özellikleri ve uluslar arası güçlerle

ilişkisi dikkat çekilmiştir. Bu çalışmada eldeki veriler ve mevcut durumu

değerlendirerek bazı öngörülerde bulunmaya çalışılmıştır. Avrupa Birliği ve Orta

Asya ülkeleri arasında da güvenlik açısından ortak bir strateji oluşturmayı zorlaştıran

Page 169: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

161

sorunlar sürse de, karşılıklı stratejik çıkarlar iki taraf için de göz ardı edilemeyecek

kadar önemlidir.

Sonuç olarak yeni güvenlik ve komşuluk anlayışı çerçevesinde AB, yukarıda

sözü edilen tüm bu sebeplerden dolayı genelde Orta Asya’nın istikrar ve güvenliğini

kendi güvenlik perspektifinin bir parçası sayarak güvenlik öncelikleri arasına

almıştır. Orta Asya bölgesinde Kazakistan ise jeopolitik yapısı, ekonomik

gelişmişliği ve istikrarlı yapısıyla bölgedeki lider konumu ve sahip olduğu enerji

kaynaklarının zenginliği nedeniyle bölgenin güvenlik ve istikrarı açısından AB için

ayrıcalıklı ve temel aktör konumunda değerlendirilmektedir.

Page 170: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

162

Tablo - 1: Temel Ekonomik Göstergeler

Yılİthalat

(Milyon Avro)

AB Toplam

İthalatındaki

Payı (%)

İhracat

(Milyon

Avro)

AB Toplam

İhracatındaki

Payı (%)

Denge

(Milyon Avro)

2001 3.295 0,33 1.786 0,20 -1.509

2002 3.845 0,41 1.836 0,20 -2.009

2003 3.738 0,40 2.059 0,23 -1.679

2004 6.343 0,61 3.230 0,33 -3.113

2005 9.138 0,77 3.606 0,34 -5.532

2006 12.667 0,93 4.694 0,39 -7.973

2007 248.640 1,02 28.805 0,78 -

2008 278.856 - - - -

Page 171: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

163

Tablo 2: Dış Ticaretindeki Başlıca Maddeler

İHRACAT İTHALAT

ÜRÜN ORAN (%) ÜRÜN ORAN (%)

Mineral yakıtlar 65 Mineral yakıtlar 12

Makineler 42 Makineler 42

Metaller 20 Metaller 12

Kimyasallar 15 Kimyasallar 15

Gıda ürünleri 6 Gıda ürünleri 8

Page 172: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

164

KAYNAKÇA

KİTAPLAR VE SÜRELİ YAYINLAR:

Adem, İsmail, “Kazakistan Cumhuriyeti Ülke Raporu”, KOSGEB, Aralık 2004, http://www.kosgeb.gov.tr/Yayinlar/default.asp?Action=...&ID=120, 5 Temmuz 2006.

A.Kayyum Kesici, Dün Bugün ve Hedefteki Kazakistan, İstanbul, IQ Kültür Sanat, 2003, s.215.

Akmoldoev, Kıyalbek, Avrasya Ekonomik Topluluğu: Rusya’nın Orta Asya’daki Ekonomik Ayağı mı?, Stratejik Yorum No:265, 2006,http://www.tasam.org/index.php?altid=1397

Ali, Tokul; Nurhat, Şakızadaulu, Kutup Yıldızı, Otırar Kitabevi, Almatı, 2000, s.233

Aliboni,R.,”The Geopolitical Implications of the European Neighbourhood Policy”, European Foreign Policy Affairs Review, 2005, Vol.10, No1.

Amanzhol, İskander,“Strana İnteresov” (Menfaatler ülkesi), Delovaya Nedelya, No26 (704), 7 Temmuz 2006, s.11.

Ariel, Cohen, “Confronting Kazakhstan’s Dutch Disease”, The Heritage Foundation, 26 Mart 2003,

www.heritage.org/Press/Commentary/032603c.cfm, 2 Ocak 2010

Apostolou, Andrew, “Kazakhstan’s Foreign Policy Strategy and the OSCE ”, Almaty, December 8-9,2004.,s.60.

Askarov, Tulegen, “Neft do dobra ne dovedet” (Petrol Hayra Götürmez), Respublika-Delovaya Obozreniye, 26.10.2007.

Aşimbayev,M., Aktualniye Problemi Mirovoy Politiki(Dünya Siyasetinin

Aktuel Sorunları), Akademik Çalışmalar Dergisi, Almatı,2005.

Baycaunavo, Suale, “Kazakistan Petrol ve Gazının Türk ve Rus Dış Politikalarında Yeri ve Önemi”,Avrasya Dosyası, Asam Yayınları, Sayı: 2, C. : 6, Yaz 2000, s.260.

Baykal, Sanem, “AB’nin Geleceği”, Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, Bahar 2004.

Basheer, Margaret, “Makale Orta Asya Stratejik Kavşağın Ortasında” 2 Mayıs 2006, Turksam, http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=2&yazi=886., 7 Mayıs 2006.

Page 173: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

165

Bordachev, Timofey, “Evrosoyuz hochet ubit sovremennıi rossiyskiy kapitalizm”(Avrupa Birliği Çağdaş Rus kapitalizmini katletmek istiyor), Rossya v Globalnoy Politike, 22.03.2004, http://www.globalaffairs.ru/articles/o/2504.htm/

Boaz Mark, EU Launches African Clinical Trials Program, IAVI Report-February/ April, 2003.

Bretherton,C.; Vogler,J., The European Union as a Global Actor, NY: Routledge,1999.

Bordachev, Timofey, “Evrosoyuz hochet ubit sovremennıi rossiyskiy kapitalizm” (Avrupa Birliği çağdaş Rus kapitalizmini katletmek istiyor), Rossya v Globalnoy Politike, 22.03.2004, http://www.globalaffairs.ru/articles/o/2504.htm/

Coşkun, Burak, AB Enerji politikaları ve Türkiye, http://www.emo.org.tr/ekler/be79387cf426fe3_ek.pdf

Çağrı, Kürşat, Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin Enerji Potansiyelleri ve Önemi, www.usakgundem.com.

Çebotaryov, Andrey, “Kazakistan Cumhuriyetinde Siyasi Durum”, Stratejik Analiz, C.3, Sayı: 6, Haziran 2002.

Demirtepe, Turgut, “Kazakistan’da Demografik Trendler”, USAK Stratejik Gündem, 29 Haziran 2006.

Dedeoğlu, Beril, Dünden Bugüne Avrupa Birliği, Boyut Kitapları: İstanbul, 2003

Derek W.Urwin, The Community of Europe: A History of European Integration since 1945, Longman, 1995.

Davutoğlu, A., Küresel Bunalım, İst.: Küre Yayınlar, 2004.

Dosym, Satpayev, “Europe Discovers Central Asia”, RIA Novosti, 2 Nisan 2007; (http://en.rian.ru/analysis/20070402/62945253.html)

Dugin, Aleksandr, Nursultan Nazarbayev’in Avrasya Misyonu, Yeni Avrasya Yayınları, Ankara,2006, s.26.

Kara, Abdulvahap, Kazakistan AGİT Dönem Başkanlığı için Hazırlanıyor,Türk Birlik, 24 Ağustos 2009

Kamziyeva, Gulmira, http://rus.azattyq.org/content/article/1180696.html, 28.12.2009.

Page 174: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

166

Kazantsev,A., Tsyentralnaya Aziya: Stanovyashiyisya Mejdunarodnoy

Region?(Orta Asya: Uluslar arası Bolge Olurken), http: // www. ia-centr.

ru/public_details. php? id=483

Kasenov,U., Bezopasnost Tsentralnoy Azyi(Orta Asya Güvenliği), Almatı,

1998.

Kosnazarov, Daniyar, Taktikler, Konseptler ve Dış Politikalarındaki Yaklaşım Benzerlikleri, 31 Aralık 2008 (http://uiportal.net/content573.html)

Galym, Zhussipbek, AGSP Gelişim Süreci ve Sovyet Sonrası Coğrafya Güvenliğine Etkisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: AÜ, SBE,2008,s.430.

Gaziza Baituova, “Party’s Over for Kazak President’s Daughter”, WPR’s Reporting Asia, No.455, 10 July,2006

Gökçen Oğan,“Rusya’nın Kazakistan Algılamasında Değişiklik Sinyalleri”, 28 Ocak 2005,ASAM

Güven, Delice, “Orta Asya Ülkeleri ve Bölgesel İşbirliği Girişimleri”, Avrasya Etüdleri Yıl: 12, Sayı: 27–28 (2005),2005, s.109–115.

ERDAL, Murat, Yeni İpek Yolu:Avrupa Kafkasya Asya Taşıma koridoru (TRACECA) projesi, 24.11.2009, www.meslekiyeterlilik.com

Erik Forsberg, “Integration based on the EU model:A Central Asian Union?”, Kisi, http://www.kisi.kz/old/English/Extpol/04–29-03Forsberg_en.html, 26 Nisan 2006.

Elverdi, Özcan, T.C.Kazakistan Almatı Büyükelçiliği Ekonomi Müşavirliği 2004 Yılı Kazakistan Ülke Raporu, Almatı, 2005,s.44

Erhan, Çağrı, “ABD'nin Orta Asya Politikası ve 11 Eylül Sonrası Yeni Açılımları”, Stradigma, Kasım 2003,

/http://www.stradigma.com/turkce/kasim2003/vizyon.html/, 02 Ocak 2010.

Esra Hatipoğlu, Avrupa Birliği - Orta Asya ilişkilerinde Yeni bir stratejiye Doğru mu? OAKA, Cilt:3, sayı: 5, 2008

Esra Hatipoğlu, “Türkiye Kazakistan İlişkileri”, Türkiye’nin Avrasya Macerası:1989-2005, Der.Mustafa Aydın basım aşamasında, İst., 2006.

Esra Hatipoğlu, “Regional Cooperation Between The Central Asian Republics and İntegration Movements”, TİCA, Evroasian Studies, No: 17, Spring-Summer, 2000.

Halil Bilecen, "Maastricht Antlaşması’ndan Günümüze Avrupa Birliği Ortak Dış ve Güvenlik Politikası", UHP, C.1, Sayı: 1–2, 2005 Kış-Bahar, s. 1–34.

Page 175: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

167

Haukkala, Hiski, “A Problematic Strategic Partnership”, EU-Russian Security Dimensions, Occasional Paper, No46, Lynch, D. (ed.) Paris: EU ISS,July 2003.

Henry J. Brajkovic, The Foreign Policies of Harry S. Trumen, Yale – New Haven Teachers Institute, California, 1975

Hülya Özdemir, “AB’nın Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Açısından Kazakistan’ın bölgedeki Önemi,”(İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü tezi) İstanbul, 2006.

Hüseynov, Fuad, Avrupa Birliği Azerbaycan İlişkileri, Ankara, Yeni Avrasya Yayınları, 2003.

Fatih Turan, Atakan Özdemir “Türkiye –Türk Cumhuriyetleri Ticari ve Ekonomik İlişkileri Hakkında Değerlendirme”,http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/fatih.htm, 3 Nisan 2006, s.2.

İsabayeva,S.,”ŞOS İşet Puti Bezopasnosti” (ŞİÖ Güvenlik Yollarını Aramakta), Kapital-KZ, 11 Ekim 2007.

Laumulin, M.; L.Muzaparova; D.Kaliyeva, New Chalenges and New Geopolitics in Central Asia: After September 11, Almaty,KazISS, 2003,s.152-156

Laumulin,M., “Kazakhstan’s Foreign Policy: Experiences and Perspectives”, Central Asian Affairs, No: 3, 2005.

Laumulin, M., Tsentralnaya Aziya v zarubejnoy politologyi i mirovoy geopolitike(Dış siyaset bilimi ve dünya politikalarındaki Orta Asya), Cilt 1, KİSİ, Almatı,2005.

Laumulin, Murat, “The Modern Geopolitical Situation Around Central Asia”, Central Asia’s Affairs, No:3(2004), s.10–15.

Laumulin, Murat, The Security, Foreign Policy and International Relationship of Kazakhstan After Independence: 1991-2001, Almaty, 2002., s.212.

Mehmet Özcan, “AB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası”,Turkishweekly,29 Ekim 2004,http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=18#_ftnref12#_ftnref12,

Mehmet Seyfettin Erol, “EU’s New Central Asian Policy and its Energy Dimension”, The Journal of Turkish Weekly, 1 April 2007.

Michael, Gehler, Avrupa, Çev. Özgür Pozan, İstanbul, İnkılap, 2005, s.112.

Muhammet, AKDİŞ, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İlişkiler-Bölgeye Yabancı İlgisi ve Beklentiler, DTM Dış Ticaret Dergisi, Sayı: Temmuz 1999.

Page 176: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

168

Nazarbayev,N., “Yakor stabilnosti v Tsentralnoy Azyi (Orta Asya’da istikrarın anlayışı), // http: // www. ia-centr. ru/public_details. php? id=352

Nazarbayev, Nursultan, Tarihin Akışında, OM Politika, İstanbul, 2000 ss.50–51

Nazif, Shahrani, “Orta Asya ve Sovyetler Dönemi Uygulamalarını Sorgulama” Çev. Vildan Serin, Akademik Araştırmalar Dergisi, Sayı:6, 5 Nisan 2006, s.4.

Neil Melvin, “Building Stronger Ties, Meeting New Challenges: The European Union’s Strategic Role in Central Asia”, CEPS Policy Brief , Sayı: 128, 2007; (http://shop.ceps.eu/BookDetail.ph p?item_id=1484).

Nisanbayev,A., “Novıye Prentsipi v Tsentralnoy Azyi”,s.220.

Olivier Roy, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Metis yayınlar, İstanbul,2000.

Omarov, Nur, “Zachem Evrope Tsentralnaya Aziya? Bıvshiye Sovetskye respubliki v svete novoy sstrategyi sotrudnichestva s ES”(Avrupa’ya Neden Orta Asya? AB ile Yeni Strateji yapmakta eski Sovyet Cumhuriyetleri), 2008–06–30.http://www.ng.ru/courier/2008-06-30/17_asia.html

Osman Nuri Aras, “Yaşanan Yeni Süreçte Avrasya Enerji Kaynaklarının Yeri ve Önemi”, Stratejik Araştırmalar Dosyası, Sayı:9–10–11(2002), 2002,s.33–40.

Sedat, Laçiner, “Türk Dünyası Araplaşırken”, Küresel Bakış, www.usakgundem.com, 2.01.2010

Sokov, Nikolai, “The Not –So-Great Game in Central Asia” , Ponars Policy Memo, No:403., Monterey Institute of International Studies, December 2005, s.223-228.

Söylemez, Orhan, “Bağımsızlığın 10.yılında Kazakistan Cumhuriyeti”, Türkler, C.19, Ankara, 2002, s.361.

Sultanov,B., “Politika i İnteresi Evrosoyuza”, Politika i interesi Mirovyh Derjav v Kazakhstane, Almaty: Friedrich Ebert fund,2007,s.116.

Şensoy, Süleyman, Avrupa Birliği ve Enerji Güvenliği: Siyaset, Ekonomi ve Çevre, TASAM yayınları, 2005.

Şensoy, Süleyman, Avrupa Birliği – Türkiye Orta Asya’nın çok boyutlu güvenliği, 2008.

Page 177: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

169

Tarakçı, N., Türkiye ve Dünyanın 2010 yılı, İst.:Jeopolitik, 01.02.2010.

Tokayev, Kasımjomart, Galibiyet: Diplomasi öyküleri, Kurmay Kitap Yayın dağıtım, Ankara,2005, s.513.

Tsigankov, P., Teoriya Mejdunarodnıh Otnosheniy (Uluslararası ilişkiler Teorisi), Moskva:Gardariki, 2004.

Pamir, Nejdet, Avrupa Birliği’nin Enerji Sorunsalı ve Türkiye, Ankara,2005.

Pamir, Nejdet, “Hazar Bölgesi’nde Enerji Politikaları: Avrupa’nın Ve A.B.D.’nin Konseptleri”,13 Kasım 2000,http://www.turksam.org/tr/yazararsiv.asp?yazar=84, 28 Şubat 2006.

Politika SŞA v Tsentralnoi Azyi (ABD'nin Orta Asya Politikası), Almatı: TSAPI, F.Ebert Fonu, 2003, s.104.

Philippe Marchesin, “Yeni Tehditler” Karşısında Avrupa”, Çev. Beril Dedeoğlu, Dünden Bugüne Avrupa Birliği, Der. Beril Dedeoğlu, Boyut Kitapları, Ekim 2003,s.421–433.

Rysbekov, Marat, “Kazakistan’ın Avrasya Ekonomik Topluluğundaki Yeri ve Önemi”, Asya- Avrupa Dergisi, Sayı: 04 Mart 2006.

Rywkin, Michael, Moscow’s Muslim Challenge, M.E.Sharpe, 1990.

Urazov,A., Politika Evrosoyuza v otnoshenyi Kazakhstana (AB Kazakistan’a yönelik politikası), // www. kazpravda. kz/ 2006–09–26

Zharas, Ibrashev; Elmira Ensebayeva, “Evropeyski Soyuz, Kazakhstan: Dinamika Torgovo-Ekonomiçeskogo Sotrudn,çestva”, Tsentralnaya Aziya i Kavkaz, No:1(25), 2003

Zvyagelskaya, İ., Klyuchi ot schastya, ili Bolchaya Tsentralnaya Aziya(Mutluluğun anahtarı yada Büyük Orta Asya), Rusya v Globalnoy Politike,Moskva, 2005.No4.Cilt 3.,s.88-93.

Page 178: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

170

BELGELER:

“BOMCA/CADAP”, Central Asian Gateway, 24 September 2007, http://www.cagateway.org/en/topics/23/88/

EU Strategy in Central Asia was presented, Kazakistan Dışişleri Bakanlığı sitesi, 30.06.2007, http://www.mfa.kz/eng/?news=1@selected=220

“Nursultan Nazarbayev prinyal uçastie v rasşirennom zasedanii kollegii Ministerstva inostrannıh del RK” (Nursultan Nazarbayev’ın Kazakistan Dışişleri Bakanlığı Genişletilmiş Kuruluna Katılımı), Kazakistan Dış İşleri Bakanlığı Sitesi, 11 Aralık 2008

Nazarbayev, Nursultan “Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’ın Kazakistan Halkına Bildirisi”Astana, 18 Şubat 2005 (Çevrimiçi), http://www.kazakhstan-embassy.org.tr/tr/sektor_getir.php?sektor_id=16, 3 Mayıs 2006.

Treaty of Amsterdam, Official Journal C 340 of 10 November 1997.

Treaty of Nice, Official Journal C 80 of 10 March 2001.

Evrosoyuz ve Tsentralnaya Aziya: Strategiya Novogo Partnerstva (AB ve

Orta Asya: Yeni bir İşbirliğinin Stratejisi) / http: // europa. eu. int/comm

ŞİÖ ve Orta Asya’da Güvenlik Sorunları: Uluslar arası Konferanslar Belgeleri, Sultanov,B.;Krumma,R., Almatı,2004.

Regulation (EC) No. 99/2000, 21.01.2000 – 31.12.2006. (OJ L 12 of 18.01.2000), Regulation (EC) No. 2112/2005, 28.12.2005. (OJ L 344 of 27.12.2005)

Almatı Akti, Egemen Kazakistan gazetesi, 28 Ocak 1998

Dış İlişkiler: Küresel Bir Taahhüt, Representation of the European Commission to Turkey Official Website

Kazakistan’ın Dış Politikası: Öncelikler ve Vazifeler, Kazakistanskaya Pravda, 22 Ekim, 1994

“Central Asia: Regional Strategy Paper 2007–2013”, 2007; http://ec.europa.eu/external_relations/ceeca/c_asia/).

“EU’s relations relations with Central Asia,”2009, (http://ec.europa.eu/external_relations/central_asia/index_en.htm)

Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası, Kazakhstanskaya Pravda gazetesi, Almatı 2007

Kazakistan 2030 Stratejisi, Cumhurbaşkanlık web sitesi: www.akorda.kz

Page 179: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

171

Commission’s Strategy Paper For Central Asia 2002-2006, European Commission Official website

"Avrupa Birliği ve Enerji Güvenliği: Siyaset, Ekonomi ve Çevre" Raporu, http://www.trntp.org/arsiv/54-raporlar

The European Union INOGATE Programme, INOGATE Newsletter, No: 1, Brussels,Summer 1998.

TACIS Annual Report 1999, Brussels: Comission, 2000, s.50

INOGATE Newsletter, No: 3, Brussels, February 1999.

İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi (www.igeme.gov.tr), Kazakistan ülke raporu

EU , “Strategy Paper 2002–2006 and Indicative Programme 2002 -2004 for CentralAsia” , 30 October 2002.

The Delegation of the European Commission to the Republic of Kazakhstan “EU relations with Kazakhstan: Other agreements between the EU and Kazakhstan” http://www.delkaz.cec.eu.int/pr/eng/proj/first.php?a=148, 9 Mart 2006.

“Memorandum of Understanding in the field of energy between the European Union and the Republic of Kazakhstan”,

http://ec.europa.eu/dgs/energy_transport/international/regional/caucasus_centralasia/memorandum/doc/mou_kazakshtan_en.pdf, (Erişim tarihi: 20 Mart 2008).

European Commission, “Annex to the Green Paper: A European Strategy for Sustainable, Competitive and Secure Energy - What is at stake – Background document”, {COM(2006) 105 final}, Brussels, SEC(2006) 317/2.

Green Paper – Towards A European Strategy For The Security Of Energy Supply, European Commission, 29 November 2000.

Presidency Conclusions, Feira European Council, 19–20 June 2000, http://ue.eu.int/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/00200-r1.en0.htm, 24 Şubat 2006.

NATO-EU Declaration on ESDP, 16 December 2002,(Çevirmiçi) http://www.Europea-euun.org/articles/en/article_1871_en.htm, 21Şubat 2006.

European Community,http://ec.Europea.eu/comm/external_relations/ceeca/index.htm, 12 Mayıs

2006.

Page 180: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

172

Avrupa Birliği ve Orta Asya: Yeni İşbirliği Stratejisi, Haziran 2007, s.14./

http: // europa. eu. int/comm

Nazarbayev, Nursultan, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Kazakistan Halkına Seslenişi Astana, 1 Mart 2006.

Nazarbayev, Nursultan, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Kazakistan Halkına Seslenişi, Astana: Ak Orda,2009.

YAZARI BELİRTİLMEYEN KAYNAKLAR VE MÜLAKATLAR:

Siyasi ve sosyal Araştırmalar Vakfı, Dünyadaki Jeopolitik Yönelimler ve Türkiye, İstanbul, Tunç Ofset A.Ş.,Ağustos 2000.

KC Devlet Sekreteri, Dışişleri Bakanı Tokayev’in Dış Politika Danışmanı Konseyinin birinci toplantısındaki konuşması, Almatı, 4 Mayıs 2002

European Union, “EU A World Player” Avroope on the move,European Commission Directorate-General for Press and Communication, Manuscript finalised in July 2004.

“Actor and the Role of Interregionalism”, European Foreign Affairs Review, 10 (4), 2005, s.535–552.

Doing Busines with Kazakhstan, prepared by the Almaty office of McGuireWoods LLP, 5.01.2010.

DEİK, “Kazakistan Ülke Bülteni”, Mayıs 2005, s.1.

EU, “Trade İssues”,http:// www.trade.ec.Europea.eu/doclib/docs/2006/may/tradoc_113406.pdf

AFX News Limited, http://kazakhstan.newavroasia.net/?m=200511, “China completes pipeline link with Kazakhstan” – Xinhua 11.15.2005.

Orta Asya'da Su-Enerji Sorunları, 28.12.2009, http://www.turkey.mfa.uz/modules.php?op=modload&name=News&file=article&sid=2820&mode=thread&order=0&thold=0

Delovaya pressa, nomer, İş yayını, No 15(307), 13.07.2000.http://www.businesspress.ru/newspaper/article_mId_3_aId_28914.html)/

“Kazakistan BTC Boru Hattına Katılacak”, CNN Türk, 9 Haziran 2006, http://www.cnnturk.com/EKONOMI/GENEL/haber_detay.asp?PID=40&HID=1&haberID=189418 ), 9 Haziran 2006.

Page 181: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

173

2006 Avrupa Uyuşturucu Raporu, Yasa Dışı Uyuşturucu Ticareti, http://www.karapara.gen.tr/tipolojiler/Yasa%20D%C4%B1%C5%9F%C4%B1%20Uyu%C5%9Fturucu%20Ticareti.doc

The official web site of TURKSAM, http://www.turksam.org/tr/a117.html

The official web site of the EU, http: // europa. eu. int/comm

The official web site of UNESCAP, http:// www.unescap.org/oes/speca/

The official web site of TRACECA, http:// www.traceca-org.org

The official web site of INOGATE, http://www.inogate.org/

Avrupa Komisyonu’nun Web sayfası, http://ec.europa.eu/world/enp/index_en.htm

Türkiye’deki Kazakistan Cumhuriyeti Büyükelçiliğinin Web sitesi, http://www.kazakhstan.org.tr/icerik.php?cid=94

Kazakistan’ın İngiltere’deki Büyükelçilik sitesi,

www.kazakhstanembassy.org.uk

Page 182: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

174

ÖZET

Orta Asya, Avrasya kıtasında Asya ve Avrupa’nın kesiştiği bölgede yer

almıştır ve kendisinin stratejik bir öneme sahip olduğunu devam etmektedir.

SSCB’nin dağılmasıyla Avrupa Birliği ile eski Sovyet ülkeleri arasında bir

yakınlaşma başlamıştır ve AB Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerini genişleme

kapsamına alırken, üyelikleri mümkün görünmeyen Orta Asya ve Güney Kafkasya

ülkeleri ile de Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması çerçevesinde ilişkilerini yürütmektedir.

Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan ile imzalanan Ortaklık ve İşbirliği

Anlaşmaları 1999’da yürürlüğe girmiştir. Söz konusu anlaşmalar, Orta Asya ile

ilgilenmeye başlayan AB üyeleri tarafından yapılan, ekonomik ve siyasi geleceği

ispatlayan ve enerji bakımından büyük bir önem taşıyan yapı anlaşmalardır.

AB, bu anlaşmalar doğrultusunda birkaç projeler geliştirmiştir. AB’nin

bölgeye ilişkin politikasında, TACIS programı dahilinde yapılan teknik ve mali

yardımlarla demokrasiye ve serbest piyasa ekonomisine geçiş süreçlerinin

desteklenmesi amaçlanmaktadır. 1990’ların başında AB’nin dış politikasında Orta

Asya’ya yönelik özel politikalar üretilmediği görülse de değişen dünya dengeleri

içinde küresel bir rol oynamak isteyen AB bölgeye fazla kayıtsız kalamamıştır.

Sonunda Orta Asya üzerinde önemli jeopolitik ve ekonomik çıkarları olduğu kabul

edilmiştir.

Bu çıkarlara cevap olarak Avrupa Birliği kendi Orta Asya Stratejisini

meydana getirerek barışçıl, demokratik ve ekonomik olarak güçlü bir Orta Asya’nın

oluşturulması, komşu ülkelerde barışın korunması ve refahın sağlanmasını

amaçlamaktadır. AB’nin Orta Asya için geliştirmiş olduğu strateji, bölgedeki AB

Page 183: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

175

politikalarının genel çerçevesini oluşturmaktadır ve AB’nin bölgeye yönelik ilgisi

günümüze kadar iki noktada toplanmıştır: Enerji ve istikrar.

Avrupa Birliği’nin Orta Asya politikasında, özellikle, Kazakistan

Cumhuriyeti büyük bir önem taşımaktadır. Bu düzeyde Kazakistan’ın sahip olduğu

jeopolitik konum ve zengin enerji kaynakları ise AB’nin enerji güvenliği ve istikrarın

korunması açısından Kazakistan’ı diğer Orta Asya ülkelerinden daha ayrıcalıklı bir

konumda değerlendirmesine neden olmaktadır.

Bu bağlamda tezin araştırma konusu yukarıda bahsettiğim soruları

kapsayacaktır. Tezin amacı, AB’nin gerçekten bir Orta Asya politikası olup olmadığı

ve eğer varsa bu politikada Kazakistan’ın öne çıkma sebepleri, öneminin

araştırılması ve AB’nin bölgedeki çabaları oluşturmaktadır.

Page 184: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

176

ABSTRACT

Central Asia has been and continues to be a strategically important location,

as it is the crossroads between Europe and Asia. Following the disintegration of the

Soviet Union, the countries of the European Union (EU) and those of the former

Eastern bloc improved their relations considerably, and eventually became member

states themselves. While having adopted the countries of Central and Eastern Europe,

Central Asian and South Caucasian countries have thus far not been considered for

membership, however, in 1999, Kazakhstan, Kyrgyzstan and Uzbekistan ratified EU

proposed Partnership and Cooperation Agreements. These agreements are framework

agreements that are designed to predict the economic and political future of said

countries.

In accordance with these agreements the EU has developed several

projects. TACIS - an EU sponsored financial package - also plays an extremely

important role in the EU’s policy toward the region. The objective of TACIS is to

monitor and ease the modernization processes in these countries. During the early

90’s Central Asia was not considered a priority for the EU, however, as important

geo-political and economic interests in the region have actualized and international

politics have forced the EU to take on a more global perspective, it has become

evident that these former Soviet States can no longer be discounted either in terms of

economics or geopolitics.

In response to its interests in the region the EU has created a Central Asian

Strategy that aims at creating a peaceful, democratic and economically strong Central

Asia, while at the same time promoting peace and stability in neighboring countries.

Page 185: AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTA ASYA’YA YÖNELİK ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31118/312454.pdfii T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

177

The strategy sets forth a general framework for the region, focusing on two main

points: energy and stabilization.

Kazakhstan in particular has an important role to play in the EU’s Central

Asia policy. In this context, the geopolitical position and the energy resources of

Kazakhstan make it unique, especially if the latest energy dispute between Russia

and the EU is taken into account.

This thesis will expand in detail on the issues mentioned above. The objective

of this thesis is to discover the exact tenants of the EU’s Central Asian policy, and to

explain why Kazakhstan is instrumental to the implementation and future of EU

endeavors in this region.