Artı Dergi 2. Sayı

20
DERGİ A T R I www.e-dergi.org Hayatiniza arti katar. SAYI: 0002 KASIM 2013 .

description

 

Transcript of Artı Dergi 2. Sayı

Page 1: Artı Dergi 2. Sayı

DERGİATRI

www.e-dergi.org

Hayatiniza arti katar.

SA

YI:

000

2K

AS

IM 2

013

.

Page 2: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

ATRI IÇINDEKILER

2

07 Artık Bilgi

15 + Yok Deve"Hiç"

19

1213 + Muhabbet

20 + Reklam

06+ DövmeDünyası"Dövme Çeşitleri"

10 + Eksi

14+ Muhabbet

18+ Kültür &Sanat"Cem Adrian"

03 Dergi Künyesi

1108

Asker YoluAskerlik Şubesi

veMemleket Konya"

"

09+ Yazmamakiçin yokkibahanem"Biliyor musun?"

16 + Don Lastiği"Havladı Badematıldık MEVZUYA"

17 + Siz

+ Siz

04 + İnsanTuncel Kurtiz

05+ LügatsızSıradanlaş-

tıramadıkları-mızdanmızısınız"

"

+ Eksi

+ ZüptüronikŞarj Çilesi" "

Page 3: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++ 3

DERGİAT

RI

KÜNYESİ

Genel Yayın Yönetmeni

Aykut BABÜRTwitter: @[email protected]

Yazar

Furkan İBATwitter: @[email protected]

İçerik Sorumlusu

Ekin DEMİRTwitter: @EkinDemirr

[email protected]

Yazar

Berkay BUDAKTwitter: @[email protected]

Yazar

Nur KOÇTwitter: @doubleheadd

[email protected]

Yazar

Yunus Can DOĞ[email protected]

Yazar

Mert MERCANTwitter: @mert_koralov

[email protected]

Reklam

[email protected]

Grafik - Tasarım

Aykut BABÜRTwitter: @[email protected]

Artı Dergi nin 1. Sayısı++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++

Artı Dergi olarak ikinci sayımızla tekrarsiz değerli okuyucularımızla buluşmanınmutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayımızda zengin içerikli, dikkat çekici yazılarımızla sizinleyiz. Gelecek sayılarımızda bize göstereceğiniz ilgi ve desteklere inancımız sonsuz. Bu sebeple her ay kaliteli bir sayı hazırlamak için maksimum çabayı gösteriyoruz. Bu sayımızda yazarlarımızdan BerkayBudak " Biliyor musun " adlı yazısıyla, MertMercan dövme çeşitleri hakkında, YunusCan Doğru " Beşçeşmeler " yazısıyla, Ekin

Demir edebi yazısıyla ve Nur Koç ise hayatile ilgili yazılarını sizlere sundu.Yine busayımızda pazarcı Doğan Barut ilemuhabbet havasındaki röportajımızıbulabilirsiniz. Nacizane ben Aykut Babür'de sizlere şarj aleti çilesi ile ilgili biryazı hazırladım. Artı Karşıtlar bölümümüzdebu sayıda Android ve İos karşıtlarını tartıştık.Serkan Kaylant "Cem Adrian" ı anlattı.Son olarak sizden gelen ve bir sonrakisayılarda gelecek olan yazılarımızı + sizbölümünde bulabilirsiniz. Keyifli okumalardileriz. Bizi takip etmeye devam edin...

Genel Yayın Yönetmeni

Aykut BABÜRTwitter: @[email protected]

Page 4: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++4

ATRI

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Bu sayımızda + insanlarımızdan, yakın zamandahayata gözlerini yuman Tuncel KURTİZ hakkındaelimizden gelidiğince birşeyler yazmak istedik. Tuncel Tayanç Kurtiz 1 Şubat 1936 yılındaKocaelinde doğdu. Birçok vasfından birkaçınısöyleyecek olursak ilk sıraları Türk sinemasına,tiyatro oyunculuğuna, yönetmenliğine, yapımcılığınave senaristliğini verebiliriz. Üniversite geçmişideçok sağlam olan Kurtiz hukuk, filoloji, felsefe,psikoloji ve sanat tarihi bölümlerini okumasınarağmen hiçbirinden mezun olmadı.

İş hayatına iett de ışık kontronörlüğüyle başlayanKurtiz ilk kez 1959 yılında Dormen Tiyatrosu'ndaoyunculuğa başladı. Birçok sinema filminde yeraldı. Sürü filmi ile zirve noktasına ulaştı. Bulunduğubazı projeleri söyleyecek olursak;- Sürü (Hamo)- Gül Hasan (Ayrıca filmin yönetmeni ve senaristi)- Die Abschiebung (Alman yapımı)- Den Frusna Leoparden (İsveç yapımı)- Bir Aşk Uğruna (Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü)- Tabutta Rövaşata (Reis)- İstanbul Kanatlarımın Altında (Topal Recep Paşa)- Yaşamın Kıyısında (Ankara Uluslararası Film Festivali En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü / Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü / Yeşilçam Ödülleri En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü)- Asi (Cemal Ağa - Tv Dizisi)- Güz Sancısı (Kamil Efendi)- Ezel (Ramiz Karaeski - Tv Dizisi)- Muhteşem Yüzyıl (Ebu Suud Efendi - Tv Dizisi)- Çok Tuhaf Soruşturma (Tiyatro - Orta Oyuncular- Şeyh Bedrettin (Tiyatro)- Keşanlı Ali Destanı (Berlin Schaubühne Tiyatrosu)- Martı (Tiyatro - Kent Oyuncuları)- Şahane Züğürtler (Tiyatro - Dormen Tiyatrosu) Şöyle bulunduğu projelere baktığımızda bilene kadar sağlam bir oyuncu, nekadar kaliteli bir insan olduğunu anlayabiliriz.

Madem Tuncel Kurtiz ile ilgili bir yazı yazıyoruz,Yılmaz Güney ile olan dostluklarına değinmeden degeçemeyiz. Kıskanılası iki sağlam dosttu onlar.Sisteme karşı tavırları ve duruşları her zamananlamlı olmuştur ve ezilenlerin sesi olmuşlardır hep.Hatta Tuncel Kurtiz vefat etmeden önce "Bir günölürsem eğer Yılmaz Güney'i göresim gelmiştir."demişti.

Şimdi de Tuncel Kurtiz'in birkaç repliğini sizlerlepaylaşalım; - " Madem bu dünya bile yok olacak bir gün sevgininbitmesine insan neden üzülsün? Sevgi mi kaderikovalar kader mi sevgiyi? "- " O benim kanım değil canım. "- “ - Fakirin yüzü soğuktur. - Niye soğuktur Cabbar Gardaş? - Parası yoktur da ondan. Mesela kış gününde,günün en soğuk vaktinde, cebinde paran olsaüşümezsin, hamamdaymış gibi terlersin. Ammavelakin para olmadı mı yaz gününde üşürsün.Neden? Çünkü para adamı sıcak tutar.” Bir röportajında; “En çok annemi özlüyorum. Anam da beni çok özledi. Sürgündeydim. Kızkardeşim aradı, ‘Annemiz ölüyor’ dedi. Gelemedim.Cenazesine bile gelemedim anamın. Uçaklaüstünden geçiyordum İstanbul’un, inemiyordum.Babam, ‘Ben bu evde bütün aileyi her akşam buyemek masasında görmek istiyorum’ dedi diye eviterk etmiştim. Kamyonetin arkasındaki bir somya,bir bavul evden uzaklaşırken, yaşlı gözlerle camdanbakan anam hâlâ gözlerimin önünde.” 27 Eylül 2013 hayatına gözlerini yumdu. Ölümüyleayrı bir üzüntü yaşattı, vasiyeti Tahtakuşlar Köyü'negömülmekti ve bunun gerçekleşmemeside hepimiziüzdü. Son olarak o sadece Dayı değildi. Oherşeyiyle güzel insan TUNCEL KURTİZ'di.

Tuncel Tayanç KURTİZ

Page 5: Artı Dergi 2. Sayı

İçerik SorumlusuEkin DEMİR

Twitter: @[email protected]

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++

++++++++5

ATRI LÜGATSIZ

Bir garip dünya! Normal olanı farklı olmayazorluyor. Farklı olanı normalleştiriyor. Bir kısmımızbuna karşı durabilirken çoğunluk normal olmaklafarklı olmak arasındaki afata sıkışıp kalıyor. Haliylekişilik bozukluğu çağın en büyük sorunu haline geliyor. Normal olan insanlar farklı olmaya çalışıpkalabalığın içinde öne çıkmaya çalışırken zavallıinsancıklar oluveriyorlar.

Farklı olanlarsa hor görülüyor insanlar tarafından yalnızlaştırılıyorlar,sıradanlaşıp kalabalığa karışıyor! Artık en zor çaba kendin olabilme çabası oluyor.

Bachata dansınıseven insanlartoplum erotik bir dansolarak gördüğü için dans etmekten vazgeçiyor. Kimisiyakın arkadaşına sevgisini sarılarak ifade etmekisterken karşı cinsin elini sıkmakla yetiniyor.

NEDEN?Çünkü toplum yanlış anlar!Kim bu bizi bizden uzaklaştıranlar?Kim bizi bu kadar korkutuyor kendimiz olmaktan?Neden çözümü toplumun istediğine göre şekillendiriyoruz.Kendimiz olmaya neden direniyoruz?Hayatımıza giren insan veya insanları kendimizemodel alıyoruz. Onlar gibi cevap veriyoruz, onlarınokudukları kitapları okuyup, onların dinledikleri müzikleri dinliyoruz. Paramız olmadığı için sevgilimiz olmadığı için değil kendimiz olmadığımıziçin ZAVALLIYIZ!

"YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN,YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL."MEVLANA

Sıradanlaştıramadıklarımızdanmızısınız

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Page 6: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++6

Dövme Motiflerive

Dövmelerin Anlamları +++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Merhaba arkadaşlar, bu sayıda sizlere dövme motifleri ve anlamlarıhakkında bilgiler vermek istiyorum. Bu ay ki yazıda 4 tane dövme çeşidiyle karşınızdayım diğerleriniilerdeki sayılarda bulacaksınız.

Bir dövme stili olarak kelebek oldukça popülerolmuştur. Kelebeğin enerjisi, denge dönüşüm vezarafetle bağdaştırılır. Kelebek aşağı sırt bölgesi içingüzel bir motif oluşturur.

Genelde motorcular, çevreciler, uç spor meraklılarıarasında talep edilen bir dövme stilidir. Kartalın enerjisi güç ve özgürlüğü anlatır.

Kelebek dövmesi:

Kartal dövmesi:

ATRI DÖVME DÜNYASI

YazarMert MERCANTwitter: @mert_koralov

[email protected]

Kurt dövmesi:

Somon (koi) dövmesi:

Kurt genelde insana olan aşırı benzerlik veçekiminden dolayı dövme motifleri arasında sıkkullanılır. Bizim evcilleştirilmiş köpeğimizin gelişmişhali olan kurt öğretme yeteneği, sadakat ve işbirliğinisimgeler.

Her zaman akıntıya karşı direnen somon balığıazmin kararlılığın simgesidir. Aynısı hayvanın ısrarcıve kararı totem doğası için de geçerlidir. Uzak doğuda akıntıya karşı yüzerek bahsi geçen efsanevinehrin kaynağına ulaşan koi bir dragona dönüşerekmanevi dünya ile maddi dünya arasında gidipgeleceğine inanılır.

Page 7: Artı Dergi 2. Sayı

ATRI K G

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++ 7

Bir hafta niçin 7 gündür?Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı.İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çokbelirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 günolarak kaldı.

Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğinışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir.

Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor?Tek nedeni vardır, vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe geçmiş iki kap vardır.Dıştaki metal bir kap olup içteki genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşluk vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de ılmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır.İçerden dışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.

Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya’da yaşayanların,japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütündünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diyenitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözüüstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözleriniyoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşitkar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğunkar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıklarıdaha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunlarıda rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğuengellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır.Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşkorur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

Page 8: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++8

ATRI ASKER YOLU

YazarFurkan İBATwitter: @[email protected]

akşam 5'de bitti işim. Ekimde tekrar geleceksin son defa asker sevk işlemlerini halletmeye dediler bendetamam dedim. Ekim geldi ve gittim tekrardan şubeyeve girdim sıraya ama bu sefer çokda erken gitmedim.Sıram geldi ve çıktım yukarıya kağıt verdiler yine vedoldurdum onu sıram geldi ve üst kata çıktım.Evraklarımı verdim kağıt doldurttu bana ve artık senaskersin hayırlı olsun dedi bende teşekkür ederimdedim.Tekrar gelcekmiyim abla dedim o da evet ama bu sefer silüsünü almaya gelceksin dedi bende tamamdedim.Askerlik şubesindeki olayları anlattım sizlereinşallah faydalı olmuşumdur sizlere.

Şimdide memleketimdeki yani Konyadaki ailemlegeçen askerlik anılarımı anlatacağım. Konyayagideceğim gün gelmişti uçağa bincektim ilk uçakmaceramı yaşayacaktım. Saatim gelmişti ve binmiştimuçağa bayağı zevkli birşeymiş uçağa binmek. Ve uçaklaKonyaya inmiştim dayım yengem çocuklarkarşılamışlardı beni. Direk annaanneme gitmiştik herkesoraya toplanmış ben geldim diye diğer dayım yengemve Nida. Herkes çok güzel karşılamışlardı ve çok dagüzel yedirdi herkes askere gidiyorum diye. Herkesinevine gittim krallar gibi ağırladılar güzelce besledilerdoyurdular beni. Bayramın ilk günü kurbanı kesmiştik ve çok güzel mangal yapmışlardı bana.Dayım esprisinetakıldı bak askere gidiyorsun diye böyle mangal yaptıksana diye :) Diğer günler bütün akrabalara gittik elleriniöptüm çok güzel karşıladılar asker harçlığı verdi hepsi :)Hepsine burdan çok çok teşekkür ediyorum iyiki varsınız.Çok çabuk geçmişti zaman döneceğim gün gelmiştihemen. Derler ya sayılı gün çabuk geçer diye o misalyani. Son gün yengem sağolsun börek çörek pasta kekfalan yaptı çok güzeldi ya :) Hepsinden iyice yedim.Akşam olmuştu ve dönüş zamanım geldi.Herkesle birbir vedalaştı bayağı üzüldüler tabiki bende üzüldüm.Herkesten helalliğimi aldım ve bindim uçağa İstanbulageldim. Sonra bir baktım arkadaşlarım beni karşılamayagelmiş çok şaşırdım ve çok sevindim. Burdan herkeseaileme Konyadaki Aileme ve candostum bütünarkadaşlarıma çok çok teşekkür ederim iyiki varsınız...

Bu 2. yazımda sizlere askerlik şubesinde yaşadığımolayları ve memleketim konyada ailemle yaşadığımolayları anlatacağım. İlk olarak askerlik şubesindeki anılarımı anlatacağım sizlere. Zaten şunu söylemeliyim ki askerlik askerlikşubesinde başlıyor. Sizi o kadar çok bekletiyorlar ki.İlk olarak kapısında sabahın 6 sında sıraya girersin.Saat 8:30 gibi memurlar gelmeye başlar ve sıraya geçmemiz için kağıt yollarlar. İlk gelen ismini yazar ve sonraki gelenler yazar isimlerini sonra bekleyiş başlar.Ordaki insanlarla başlarsın muhabbete. Ve askerliğinesas askerlik şubasinde başladığını öğrenirsin. Size bir anımı anlatayım. Hiç unutmam bir abiyle tanıştım ordaabinin adını bilmiyorum ama rehber öğretmeniydi.Uzun dönem çıkmış yedek subay olacak yani. Ama abi üzülüyordu uzun dönem gitmek istemiyordu çünkü,nişanlıymış evlencekmiş askerden dönünce. Çok uzunnapıcam ben orda diyordu. Ama abiye dedim parabiriktirirsin daha güzel evlilik yaparsın ev bile alırsın oparaya dedim ve bana hak verdi doğru haklısın eyvallahkardeşim dedi bende rica ederim dedim. Saat 11 gibibana sıra geldi benle birlikte 10 kişi çıktık yukarı. Kağıtverdiler bunu doldurun diye doldurduk kağıdı ve sıranumaramızın yanmasını bekledik.Esas yukarda gerginbekleyiş vardır çabucak bana sıra gelsin diye. Sıramgeldi ve bir üst kata çıktım.Verdim evraklarımı ben kasımda askere gitcem dedim eminmisin diye sordularbende evet eminim dedim. Evrakları sizlerle paylaşayımnüfus kağıdınız ve 3 fotokopisi 4 adet vesikalıkfotoğrafınız mezun olduğunuz üniversitenin diplomasının aslı ve 2 adet fotokopisi. Bitti mi dedimordaki görevli ablaya hayır dedi, aile hekimine gitceksinsağlık raporu alcaksın dedi bende tamam dedim alayım.Aşağıda indim tekrar sıraya adımı yazdırdım gelinceçabuk sıra bana gelsin diye. Direk atladım minibüsemaltepeye gittim aile hekimime. Boyumu ölçtü, tartıldım,birkaç test yaptırdı. Tamam sen elverişlisin dedi askerliğe, al bu kağıdı dedi aldım gittim. Tekrar sırabeklemeye başladım saat 4 gibi sıra geldi çıktım yukarısıram geldi ve o gün hallettim tüm işlemlerimi negündü ya sabah 6'da girdim sıraya ve tam anlamıyla saat

Askerlik Şubesive

Memleket Konya

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Page 9: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++ 9

ATRI Yazmamak için yokki bahanem

YazarBerkay BUDAKTwitter: @[email protected]

bu son olaylarda anladım ki senin kalbin de duygu diyebir şey olmadığını, kimseyi sevemeyeceğini. Allah’ımbak aklıma ne geldi seninle konuşurken nasıl damutluydum nasıl çarpıyordu kalbim aynı şuan ki,yerinden çıkacakmış gibi ama bu sefer sadece ritimleraynı nedenler farklı. Eskiden sevdiğim adamlakonuşuyorum diye çarpan bu kalp şimdi ise unutmaumuduyla çarpıyor. Belki de ben ilk defa bu kadar güçlükalkıyorum ayağa seveceksin diye değil sevmeyeceğimdiyerek. Ben gidiyorum artık çok zor olacak, çokağlayacağım belki ama bu şuan ki çektiğim acıdandaha az olacak eminim. Yeni bir hayat kuracağımkendime senin olmadığın bir hayat. Çok özleyeceğimseni hatta bazen pişman bile olacağım keşkelerimolacak bir sürü ama yapacak bir şey yok çıktım artık biryola. Mutsuz değilim şuan ama mutluda değilim aradaözlüyorum işte sen geliyorsun aklıma ağlıyorum deli gibihüngür hüngür nasıl yaparım diyorum ben bu adamınasıl unuturum? Bu kadar severken unutmak olur iş midiyorum. Ama sonra toparlanıyorum ve diyorum ki,unutacağım. Evet yine tutamadım kendimi duygularımyine gözlerimden akıp düşüyor karanlığıma. Bıkmadıminan bıkmadım senin hiçbir zaman okuyamayacağınduygularımı kağıda dökmekten bıkmadım. Seniunutmak çok zormuş, seni beklemek kadar zor hem de.Sanırım hiçbir zaman akıllanmayacak bu kalbim.Hayatıma giren en doğru yanlış, kalbime gelen anlıkmutluluk olan sen giderken bıraktığın tek şey gözyaşımı olacaktı? Resmine bakıp her gün ağlayan benbugün sana ait her şeyi çıkardım hayatımdan. Her günağlayarak baktığım resimleri sildim, her gün mesajatmakla atmamak arasın da kaldığım numaranı sildim,mesajlaşmalarımızı sildim ama Allah kahretsin kikalbimden silemiyorum seni. İnanıyorum unutacağımdiyorum ama daha öncede denemiştim oysakibaşaramamıştım olmayacağı halde deniyorum işte tıpkıgelmeyeceğini bildiğim halde beklemek gibi bir şey bu.Canın sıkılınca geldin canın sıkılınca gidiyor musun?Bu mu yani? Senin için bu kadar kolay mı? Sevmek neonu bile bilmiyorsundur ki sen. Benim sevdiğim adam buolamaz, bu kadar vicdansız olamaz. Hayatımdançıkarmayı başardım peki ya içiden? Çıkaramadım isteçıkaramadım. Ama istemiyorum biri hayatıma girsinistemiyorum seni unuttursun istemiyorum çünkü benseni kimsenin yardımı olmadan kendi içimden atmakistiyorum. Ya diyorum ki olmuyorsa zorlamaya gerekyok ama zaten benim yaptığım oturup beklemek öylecebeklemek. Bir şey olacağından değil, olsa fena olmazder gibi beklemek. Şimdi hayatımda giren her erkekteseni arayacağım sana benzeteceğim biraz daha içtengülse aynı sen diyeceğim. Çünkü özleyeceğim çünküseveceğim çünkü senden vazgeçemeyeceğim. Benimsesini unutmak üzere olduğum zamanlar sesini kimduyuyor olacak? Ben senden pek bir şey beklemedimhiçbir zaman neden sevmedin diye kızmadım,kızmamda ama… Ama niye umut verdin diye kızarımsana devamlı da kızacağım çükü hep soru işaretleriolacak kafamda cevapları arayacağım sende biten ocevapları öğrenemeyeceğim. Neden yaptım diyeceğimnefret edeceğim senden sonra… Sonra yine seveceğimişte. Ağlayacağım çok ağlayacağım hüngür hüngür çoközledim diyeceğim, hayatın da hiçbir değerim olmayanbu adamı çok özledim diyeceğim.

Tekrardan merhaba.Yeni bir sayı,yeni bir yazı.. Siz bizebizde yazmaya alışıyoruz yavaş yavaş.. Ben dergiyazarlığı dışında Tiyatro ile ilgileniyorum.. Bir lisedeeğitmenlik yapıyorum.. Ve bu sayıda öğrencimin kendihisleri ile kaleme aldığı ve bize karşı oynadığı bir tirad'ısizinle paylaşmak istiyorum.. Kübra Eken kardeşimiziburadan da kutluyor ve kalemine sağlık diliyorum.. Bençok beğendim.. Umarım sizde beğenirsiniz... BİLİYOR MUSUN ? Çok zor...Gözüm’ün önündesin ve seni görmekistemediğim heran karşımdasın sanki..Tam seni unuttumderken tekrar hatırlamak. Çok zor biliyor musun? Artık sevmiyorum dedikten sonra karşımdan geçipgittiğinde içimden,canımdan bir parça alıyorlarmış gibihissedip canımın yanması. Anlamıyorum Allah karhetsin ki anlamıyorum hangi ara bağladım ben bu kadar?Daha dün herkes gibi olarak gördüğüm bu adam nasılböyle farklı gelmeye başladı? Çok koyuyor biliyormusun? Seni hala sevmek çok koyuyor. Önümden geçipgiderken kolundan tutup sarılamamak çok koyuyor.Aslında bende farkındayım artık senden bana hayırgelmeyeceğini ama en çok da ne koyuyor biliyormusun? Umut verip defolup gitmen ve ben bunufarkında olmama rağmen sen bana geldim desen bensana git diyemem. Bak tutamadım kendimi yineyazıyorum sana. Nasıl bir yüzsüzüm dimi ben?Aramızda geçen onca şeye rağmen bana ettiğin oncahakaretlere rağmen sana olan sevgimin grameksilmemesi. Biliyorum ben farkındayım dagelmeyeceksin hiçbir zaman sevmeyeceksin de ama nebiliyim yine de bir şey var içimde küçük, küçücük birumut sanki gelsen kabul edecekmişim gibi vazgeçemiyorum senden bekliyorum öyle. Sen öyle biryerdesin ki bende ben bile şaşırıyorum. Ben sadeceseni sevmekten vazgeçemediğimi hiçbir zamansevmeyeceğini ve hiçbir zaman gelmeyeceğini biliyorum.Özlemek ne kadar zormuş gelmeyecek birini beklemek,sevmeyecek birini özlemek, ve aslında hiç gelmeyenbirine gitme demek. Yüzsüzüm ben yüzsüz bana dediğinyaptığın herşeyde bir sonuç aradım. Beni sev istedimözle istedim sana verdiğim değerin azını sen de banaver istedim. Devamlı senin için bir adım attım ve her attığım adımda kaybettim, yere düştüm ama herseferinde kalktım ayağa bazen sevecek diyerek bazense unutacağım diyerek. Her seferin de daha güçlü kalktığımı sandım ona inandım ama

Biliyor musun?

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Page 10: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++10

ATRI ARTI - EKSI

DemirKORTAN

S.1) Öncelikle sizi tanıyabilirmiyiz ?C.1) Merhaba. Ben Demir Ekinci Kortan. 3 Kasım 1978 doğumluyum. İş Bankası emeklisiyim.

S.2) Şuanda kullandığınız telefon markasını öğrenebilirmiyiz ?C.2) Samsung Galaxy Note 3.

S.3) Kaç yıldır Android kullanıcısısınız ?C.3) Çıktığından beri.

S.4) Size göre 'in 'a göre avantajları nelerdir ?C.4) Paylaşılan şeyler IOS a göre daha iyi.

S.5) Size göre Android'in eksik yanları ve beklentileriniz nelerdir ?C.5) Kullanılmayan çok uygulama var. Türkiye için daha cok uygulamaların olması.

S.6) Olmazsa olmaz uygulamalarınız nelerdir ?C.6) Facebook, Instagram, Whatsapp, Youtube, İşcep, Twitter, Tango.

S.7) Sizin bir telefonda ilk baktığınız kullanım kolaylığı ve arayüzmü yoksa performans mı ?C.7) Performans

S.8) IOS kullanıcılarına önerileriniz nelerdir ?C.8) Yorumlarda küfür olmaması.

S.9) Türkiye telefon pazarı hakkındaki düşüncelerinizi alabilirmiyiz ?C.9) Tam telefon manyağı bir milletiz.

S.10) Son güncellemeler hakkında düşünceleriniz nelerdir?C.10) Çok güzel.

Androit İOS'

Page 11: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++ 11

ATRI ARTI - EKSI

S.1) Öncelikle sizi tanıyabilirmiyiz ?C.1) Merhabalar. Ben Göktuğ Şükür. Lise eğitimimi geçtiğimiz sene Elginkan Anadolu Lisesi'nde tamamladım. Bu sene üniversiteye hazırlanmaktayım.

S.2) Şuanda kullandığınız telefon markasını öğrenebilirmiyiz ?C.2) Apple iPhone 5.

S.3) Kaç yıldır İOS kullanıcısısınız ?C.3) 3 senedir.

S.4) Size göre İOS'un Androit'e göre avantajları nelerdir ?C.4) Bildiğiniz gibi iOS işletim sistemini sadece iPod Touch, iPhone ve iPad kullanabiliyor. Apple her zaman bu konuda çok hassas ve dikkatli olmuştur. Android ise Google menşeili bir işletim sistemi ve neredeyse tüm firmalar kullanıyor. Bu Apple için büyük bir avantaj çünkü verebileceği en iyi performansı donanım ve yazılımın altına Apple imzası atarak veriyor. Bu ortaya en iyi ürünün çıkmasını sağlıyor.

S.5) Size göre İOS'un eksik yanları ve beklentileriniz nelerdir ?C.5) iOS her anlamda kullanıcı odaklı ve müşteri memnuniyetini esas alan bir işletim sistemi. Ancak kararlılık ve güvenlik açıkları konusunda bazen hayranlarını üzebiliyor. E o kadar kusur kadı kızında da olur deyip çok fazla uzatmayalım.

S.6) Olmazsa olmaz uygulamalarınız nelerdir ?C.6) Facebook, Twitter, Vine, Instagram, Foursquare, Whatsapp, Youtube, Fizy, Evernote, İşcep, Data Guard, Mobiett, iPhoto. Oyunlardan da Risk ve Badland.

S.7) Sizin bir telefonda ilk baktıklarınız kullanım kolaylığı ve arayüzmü yoksa performans mı ?C.7) Her ikiside. Aslında bir doğru orantı var. Kullanım kolaylığını sağlayan bir firma her zaman performans konusunda da en iyisini yapar.

S.8) Androit kullanıcılarına önerileriniz nelerdir ?C.8) Her ne kadar devlet meselesi gibi oturup saatlerce iOS'u savunmuş olsamda Samsung'un Note 3 telefonu ile Android'e bir nebzede olsa ısınmış oldum. Gerçekten kaliteli bir iş. Bir dahaki telefonunuz o olsun değerli Android kullanıcıları.

S.9) Türkiye telefon pazarı hakkındaki düşüncelerinizi alabilirmiyiz ?C.9) Akıllı telefon sektörünün bu kadar gelişmesi ile ülkemizde ki teknoloji açlığı bayağı bir ortaya çıkmış oldu. Telefon artık çağın gerekliliği haline gelmiş bulunmakta. İletişim çağı ve bizler bunun gerekliliğini yerine getiriyoruz. Artık 9-10 yaşında bir çocuğun elinde bile bir telefon var. Bu gerçekten çok üzücü birşey. Henüz gelişmekte olan beyinlerini oyun hamuru kıvamına getiren -kısaca aptallaştıran- bir şeyden bahsediyoruz. Aileler bu konuda gerekli tedbirleri aldığı sürece teknoloji her alanda insanlığa yardımcı olacaktır.

S.10) Son güncellemeler hakkında düşünceleriniz nelerdir?C.10) iOS 7 ve Jonathan Ive... Jonathan Ive Apple'ın gizli kahramanı ve dünyaya tasarımlarıyla yön veren bir adam. Bu mükemmeliyetçi düşüncelerini her Apple ürününde olduğu gibi iOS 7'de degösterdi. Tasarımdan bahsediyorum; çünkü bu yazılım tamamen tasarım açısından tartışıldı. Ha zevklerve renkler tartışılmaz deyip bunu da çok uzatmak istemem. Özetle iyiki varsın Apple. Steve Jobs,mekanın cennet olsun...

GöktuğŞÜKÜRTwitter:

@evserserisi

Page 12: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++12

ATRI MUHABBET

Pazarcı Doğan Abi ile Pazarlar hakkındahoş bir muhabbet

Bu sayımızın + muhabbet bölümünde röportajımızı pazarcı Doğan abimizle yaptık. Sohbet vemuhabbet havasında geçen röportajımız çok keyifli geçti. Lafı fazla uzatmadan röportaja geçelim.

S.1) Öncelikle sizi tanıyabilirmiyiz ?C.1) Adım Doğan Barut. 17 yıldır pazarcılıkla uğraşıyorum. 37 yaşındayım. Liseden sonra pazarişine başladım. Meyve, sebze ve yeşillik satıyorum.

S.2) Pazarcılığın zor yanları hakkındaki düşüncelerinizi alabilirmiyiz ?C.2) Bu işin zor yanı çok. Mesela gece hale gitmek zorundayız. En çok bu zorluyor bizi. Gece 1'dehale gidiyoruz. Haliyle gece uykusuna hasretiz.

S.3) Pazarcının bir günü nasıl geçiyor ?C.3) Dediğim gibi gece 1'de halde başlıyor mesai.Sabah 6'da tezgahı kurmaya gidiyoruz. Akşam8 - 9 gibi tezgahı toplamaya başlıyoruz. O saattensonra eve gitmemiz sürekli değişiyor açıkçası. S.4) Pazarcı olmasaydınız ne olmak isterdiniz ?C.4) Şimdi hayalini zaman zaman kuruyorsun.Esas Turizm Otelcilik bölümünü kazanmıştım.Ama gidemedim. İçimde hep böyle bir hayalvardı aslında.

S.5) Pazarda yaşanan komik bir olayınız var mı ?C.5) Haliyle sürekli oluyor. Fakat şuanda aklıma gelmedi.

S.6) Pazar yeri almak için ne yapmalıyız ?C.6) Rahatlıkla alamazsınız. En başta mal sahibiyle anlaşmalısınız. Bu işin bir kirayatutması var, birde satın alması var. Yani ya yer sahibi olursunuz ya kiracı. Mal sahiplerine ulaşmak için pazara gelip sormalısınız.

S.7) Satış yaparken zıpırlık bir işe yarıyor mu ?C.7) Yarıyor tabi. Dikkat çekiyor. Bağırırken fiyatla beraber söylüyoruz. Mesela biber 5 lira diyoruzo sırada biber pahalıysa müşteriyi çekiyoruz. Bir kaç kişi fazla toparlıyoruz.

Page 13: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++ 13

ATRI MUHABBET

S.8) Tarla ve hal fiyatları size göre nasıl ?C.8) Hale giren maldan bir halcinin kazanması gerekiyor. Haliyle kabzıman oluyor. Emekveriyor, kamyon çalıştırıyor, bir aracı oluyor. Kar koyması gerekiyor. Hal böyle oluncadatarla ve pazar fiyatları arasında fark oluşuyor.

S.9) Haftanın kaç günü çalışıyorsunuz ?C.9) Bir pazarcının kaç yeri varsa ona göre değişiyor. 3 pazar yeriniz varsa haftanın 3 günüçalışıyorsunuz.

S.10) Müşteri niye sizi seçmeli. Diğerlerinden farkınız nedir ? C.10) Bizi seçmelerinin nedeni biz çok kaliyeli mal satıyoruz. Bir çok müşteri bizi tebrik eder hatta bazı müşterilerin telefonu bile var.

S.11) Kim kim çalışıyorsunuz ? C.11) Bir yiğenim var. Bugün kendisi burada değil. Onun dışında günü birlik yardıma gelen arkadaşlar oluyor tabi.

S.12) Müşteri niye sizi seçmeli. Diğerlerinden farkınız nedir ?C.12) Bizi seçmelerinin nedeni biz çok kaliyeli mal satıyoruz. Bir çok müşteri bizi tebrik ederhatta bazı müşterilerin telefonu bile var.

S.13) Bizden önce sizinle röportaj yapanlar oldu mu ?C.13) Bir eczacı, kız arkadaşıyla bütün gün hayatımızıkameraya almıştı. Halden tezgah kurulmasına kadar.

S.14) Sizin eklemek istediğiniz düşüncelerinizvar mı ?C.14) Bir yerlere ulaşacaksa mesajımız şunusöylemek istiyorum. Pazarcılarla ve pazaralanlarıyla çok uğraşılıyor. Marketler ve toplusatışlardan dolayı pazarlar yıpratılmaya çalışılıyor. Meselaşuanda röportaj yaptığımız Maltepe pazarı buranın halkının şölenyeri haline gelmiş. Halkın pazara inip birbirini görmesi, istediği tezgahtanseçerek, görerek alışveriş yapması hatta beni beğenmez başkasından alır mecburdeğil. Biz artık müşterilerimize meyve, sebze satmanın dışında minibüslere, arabalarına, hattabazen binalarına kadar poşetlerini taşımalarına yardımcı oluyoruz. Pazarlar çok iyi bir olanakama kıymeti bilinmiyor ne yazık ki. Hem herkes pazar olsun, alışveriş yapalım istiyor amasokağımızı kapatmasın, arka bahçemde olsun istiyor. Pazarlara dokunmasınlar, pazarlarımızasahip çıkalım.

Bizimle bu röportajı yaptığı için Doğan BARUT'a sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz. Pazarlarhakkındaki iyi temennilerimizi iletiyoruz.

Page 14: Artı Dergi 2. Sayı

ATRI ZÜPTÜRONIK

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Şarj Çilesi Teknoloji bakımından şöyle bir etrafımabaktım. 24 senelik hayatımda teknolojiaçısından dünya çok büyük bir hızlailerlemiş ve ilerlemekte. Güncelhayatımızın büyük bir yüzdesini teknolojikaletler kaplamış durumda. Ama benimilgimi esas çeken şarj aletleri. Evetteknoloji bu denli ilerledi herşey çok güzelfakat şarj aletleri her geçen gün biraz dahageriye doğru gitmekte. Tabiki A1018 ile birakıllı telefonun yiyeceği şarj aynı değil amasiz telefonları bukadar akıllı yaparkenşarj aletleri neden bukadar aptal kalıyor. Akıllı şarj aleti diye bir teknoloji nedenoluşamadı. Yada oluştuda bunu insanlarlaneden paylaşmıyorsunuz. Ya insanlaraişkence çektirmek hoşunuza gidiyor. Yadabu işten birileri çok güzel karlar elde ediyor. Benim kendi fikrim şöyle ki telefonum azbiraz hatta az birazdan dahada büyükolabilir ama şarjı en azından 2 gündayansın ve beni yarı yolda bırakmasın.Şarjı bitecek diye telefonukullanmamaktansa büyük olsun amagönül rahatlığıyla kullanayım. Şarj

aletimi sürekli yanımda taşıyarak biryerlerdepriz arayıp takmak hiçte cazip bir fikir değil.Ama şöyle bir etrafınıza bakın hepimizşuanda bunu yapmıyormuyuz ? Çözüm önerilerini şöyle bir araştırdığımdakarşıma ufak tefek çözümler çıktı. Beni enfazla etkileyen şarjlı kapaklar oldu. Fiyatlarıhafiften yüksek olsada hoş bir çözüm olarakkarşımıza çıkıyor. En azından yanımızdaşarj aleti taşıyıp takacak fiş arayıpbeklemektense düğmesine basıyorsunuz vehoop şarja devam. Burdan yetkili kişilere seslenmek istiyorum.Elinizdeki teknolojiyle eminim ki bu sorunurahatlıkla çözebilirsiniz. Su altında çekimyapabilen telefon üretebilen kişiler eminim1 ay gidebilecek bir şarj pili ürete bilir. Az kafanızı bu yöne verseniz çok hoş olur.İnsanlardan hayır duası alırsınız =) Artık«şarjım bitti» cümlesinin lugatımızdançıkmasını istiyorum.#dirensarj#direniphonesarji#sarjimizbitmesinwww.yeterartiksarjimizbitmesinbizim=).com.tr

Takip Edilesi GüzelTwitter Hesapları

Sebnem Ferahin cok bilinmeyenAslinda cokta kullanmadigi

resmi twitter hesabi

Sina AfraMarkafoninin sahibiwww.sinaafra.com

Sermet YesilTiyatro ve Dizi

Oyuncusu

Eglenceli TweetlerBölümünde Bu SayidaZaytung Hesabi Var

@sebnemferah

@SinaAfra

@sermetyesil

@zaytungtweet

İşe Yarar Web Siteleriwww.

Belkide bir çoğunuzun bildiği fakat aranızda bilmeyenlerinde olabileceği düşüncesi içimde olduğu için bu sayıda bobiler.örg usizlere tanıtmak istedim. Karikatür havasında, eğlence açısından

tadından yenmeyecek bir site.

Yabancı dizilerin birçoğu hatta belkide neredeyse hepsinenizami bir düzenle ve rahat bir şekilde ulaşabileceğiniz bir site.

Tutkunu olduğunuz dizileri çıktıkları andan itibaret rahatlıklatakip edebilir ve hatta ilk bölümüne bile ulaşabilirsiniz.

Son site tanıtımımıda dergimizin bu ay sizlerle buluşan sitesiyleyapmak istedim =) İçerisinde dergide bulunan yazıları vederginin kendisini direk olarak bulabilirsiniz. Yazılara direk

olarak yorum yapabilir ve rahatlıkla bizimle iletişime geçebilirsiniz.

www.bobiler.org

www.dizi-mag.com

www.e-dergi.org

Genel Yayın YönetmeniAykut BABÜR

Twitter: @[email protected]

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++14

Page 15: Artı Dergi 2. Sayı

ATRI YOK DEVE

YazarNur KOÇTwitter: @[email protected]

Güçlü kadın olmak... Hayatım boyunca yaptığım şeydi bu sanırım. Ne yaşadın ne kadar yaşadın da

güçlü kadın olman gerekti diyebilirsiniz. Derseniz küfür ederim. 18 sene yaşadım şimdilik. Bunun son

6-7 senesi güçlü kalmaya çalışmakla geçti. Hayatımın azımsanamayacak bir kısmı yani. Beni güçlü

olmak zorunda bırakanların amına koyayım.

Düşünüyorum bazen. Ki genellikle düşünüyorum. Artık düşünmemem gerektiğini düşünüyorum. Bir hiç

olmak gerektiğini fark ettim. En güzeli hiç olmak. Olması gereken bu. Ulan. Nefret ederdim eskiden "

olması gereken" sözünden. Biri söylerdi bunu hep. Anlıyorum şimdi, olması gereken şeyler varmış

hayatta. Hayatın anlamsızlığından sıyrılmak için. Hiç olmakla tezat değil bu. Bahsettiğim hiçlik bi'

baltaya sap olamayıp boşa oksijen tüketmek değil. Benim bahsettiğim Neyzen'inki, Aziz Nesin'inki

gibi bir hiçlik.

Siyah.. İstanbul Boğazı simsiyah şu an. Köprüler, vapurlar, binalar ışıl ışıl. Ama bendeki siyahı yaran

ışık bunlardan değil. Kendi ışığım, kendi fikirlerimin ışığı, inancımın hatta. Dinsiz olabilirim ama inancım

var. İnandığım şey tanrı gibi değil, daha somut. Hayat gibi. Evet, sanırım. Sanırım hayata inanıyorum.

O değil de boğaz simsiyah. İçimde büyük bir saygı uyandırıyor. Siyahı seviyorum. Huzur verici.

Hiç

HİÇ!++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++ 15

Page 16: Artı Dergi 2. Sayı

ATRI DON LASTIGI

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++16

YazarYunus Can DOĞ[email protected]

Geçenlerde oturmuş çay içiyoruz arkadaşlarla, çay lan çay insan içiyor yani velhasıl konuyu saptırmanın alemi yok. Bizim sürekli oturup ağaçların altında çay içip sohbet ettiğimiz Maltepe Beşçeşmelerdeki masaları kaldıracaklarmış.Kaldırmakla kalmayıp park yapıcaklarmış, bank koyucaklarmış. Bira içeni, serserisi, uyuşturucusukol gezicekmiş.

Ben nasıl sinirlendim Badem'i (Köpek) Tansu'yu(Kedi) aldım yanıma nasıl çay içiyorum inadınaböyle fondip fondip içiyorum çayı. Demliğin dibini görmeyen beşçeşmelerin yıkıldığını görsün dedim. Çayın Demini fazla kaçırmışım kafa kıyak oldu tabii bağırıyorum meydanda ''LAN BİZ YEMEKTEN SONRA ÇAY SİGARA YAPMAK İÇİN YEMEK

YİYEN İNSANLARIZ. SEN KİMİN ÇAYINAKARIŞIYON ULEN.!'' ben bi gaz kaptım küp şekerleri koştum gittim belediyeye.

Yakıp yakıp atıyorum cam çerçeve bırakmadımdükkanlarında. Sonra baktım işler karışıyor bir topuk Beşçeşmelere 5 dakikada vardım. Tam giriyorum meydana alkış kıyamet dedim halk anladı benim fedakarlıklarımı sonradan arkadaş söyledi alkış eylemiymiş o Beşçeşmelere dokunmasınlar diye. O da olur dedim.

Adamın biride diyor ki orda bunların arkasında fetiş lobisi var. Dedim Gardaş bizim arkamızda sadece götümüz var sende de varsa buyur gel.Herkeşler bi ooooo yaptı tanıyan tanımayan. İşte ben bu meydanın bu huyunu seviyorum. Her çeşit insan var burada çocuklar hangi masaya gitse sevgiyle karşılanıyor. İnsanlar adını bile bilmedikleri insanlarla aynı masaya oturup sohbet ediyor yanmasanın esprisine gülüp komikmiş kardeş diyorlar. Ağacın gölgesinde içilen çayla huzur doluyorlar. Bunu bizden almayınız efendiler. Çaylar sizin kirli hesaplarınızın ve rantlarınızın esiri olmasınlar. Sonolarak ORAYI KALDIRANIN ANNESİ BABASI ÖLSÜN ben dedim diyeceğimi haydi bakalım.!Yapında görelim.!

''3 Dilek hakkım olsa 3 demlik çay isterim'' İsmail AbiÇay beşçeşmelerde içilir.!

HAVLADI BADEMATILDIK MEVZUYA

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Page 17: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++ 17

ATRI SIZ

Buket

ULU

Konuk Yazar

Bazı şarkılar vardır.. Dilinde düşürmediğin,duyduğunda burnunu sızlatan.. Geçmişi hattabelkide geçmemişi anımsatan.. Herkesin bir şarkısıvardır.. Her ilişkide 'bu bizim şarkımız olsun' denilen.. O şarkı öyle bir şeydir yüreğine dokunur..Kapandığını sandığın yarana tuz basar.. Ama hiçunutmazsın.. Yinede dilinden düşürmezsin..Şarkılar sadece aşkı anlatmazlar.. Bazen zamanayenik düşmüş bir dostluğuda anımsatır.. Bazendesöyleyemediğin sözleri söyler bir şarkı.. "Yeter kigel bana senede bir gün"!!! Bir şarkınız olsun sizianlatan, aşkınızı anlatan, dostlugunuzu anlatan vesöyleyemediğiniz sözleri söyleyen.. KazımKoyuncu'nun dediği gibi "Herşeye rağmenyeryüzünde şarkılar söyleyin"..Sevgiyle kalin..

Hepimiz ölecek yaştayız! Ne kadar soğuk, ürkütücü bir söz değil mi? Ama çok doğru hiçölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz.. Sabah yine günegözümüzü açacağımıza o kadar eminiz ki..Sözleşmemiz var sanki.. Ama yok!! Belki sabahuyanamayacağız.. O aylardır başka sebeplerleertelediğimiz arkadaşımızla buluşamayacağız..Belki hep gitmek istediğimiz ama bir türlü değerlizamanımızdan ayırıpta gitmediğimiz tiyatroya,sinemaya, konsere v.s. gidemeyeceğiz.. Belki desevdiğimize o lanet olasıca gururumuz yüzündensöyleyemediğimiz "seni seviyorum" cümlesini birdaha hiç söyleyemeyeceğiz.. Belki de denizinkokusunu bir daha içimize çekemeyeceğiz.. Belkide kırdığımız bir kalbi onarmaya vaktimizolmayacak.. Kim bilir.. Belkide yarın bu hayattaolmayacağız.. Garantisi yok.. Ertelememek lazımhayatı.. Bugün gitmeliyim o arkadaşa, bugüngitmeliyim o filme, bugün çekmeliyim denizinkokusunu ta içime, bugün kırdığım gönlü tamiretmeye calışmalıyım ve bugün söylemeliyim senisevdiğimi.. Bugün olmalı herşey.. Kim bilir belkideyarın olmayacağım bu hayatta.. Hepimiz ölecekyaştayız.. Ürkütücü hiç inandırıcı değil ama belkidebugün son günümüz.. Bu yüzden her günü songünmüş gibi yaşamalı..Sevgiyle kalın..

Ah Bu ŞarkılarınGözü Kör Olsun..

Ölecek Yaştayız++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Page 18: Artı Dergi 2. Sayı

Raden

Konuk Yazar

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++++++++18

ATRI SIZ

Erken başladık çözümü sonsuz olan denklemleri çözmeye.. Ha bir eksik ha bir fazla ne fark ederdi

Dünyadaki yerim, ne ifade ederdi insanlara ; en acısı sana ! Ben hep acılarla gözyaşının kesiştiği doğru

parçalarının, ibresi kopmuş pusulası olabiliyordum sadece.. Belki de tesadüflerin ölüm korkusu

konçertolarında.. Sahibi bilinmeyen kesik bir el çalardı kemanı sevgi adına, ve sahipleri ölmüş tüm

enstrümanlar eşlik ederdi bana. Benliği silik ressamlar fırçasını her vuruşunda kan damlardı tuvale..

Lanetli bir hikayenin 'tek' kahramanı olmamı istiyordu yönetmen, öyleydim zaten. Zor olmadı bu rolde

oynamam. Kapalı gişe oynanan filmlerde fragmandım sadece.. Çok kısa ama uzun metrajlı bir cehennem

azabı kıvamındaydı yaşadıklarım..

Sana uzun uzun ölümü anlatmak isterdim. O soğukluğunu, o birden bireliğini.. hele hiç beklemediğin

birinden hiç beklemediğin zamanda gelince nasıl acı verir insana.. nefes nefes çekersin içine korkuyu,

beynin uyuşur, buz kesilir bedenin. Keşke herşey ölüm kadar kolay olsun dersin sonra. Birde dönüşü

olmayan kaçışlarımız vardır. Bedelini varlığından bihaber yaşadığımız, hayatlarımızla ödediğimiz..

Sonunda kendi yaptığın hatanın bedelini ödemenin hazzıyla kucaklarsın düştüğün boşlukları. Bir lütuftur

ölüm artık ve ölümü haketmek YİĞİTliktir ' buket'siz bedenlerde.. Bencil bir savruluş sonrası utançla

karışırsın kalabalığa. Ki sen bile tanımazken kendini.. Oysa biz seninle hayatın sıradanlığından kaçıp

durduk. Yeni hayatlara.. Ama biz kaçtıkça o kendini daha çok hatırlattı seninle geçen her 'an'ı , 'anı'ya

çevirmeye çalışırken.. Sense yarattığımız imgeden gittikçe uzaklaşıyordun. Bir 'çağrıya hasret aşk'

duruyordu karşısında attığı mesajlar karşılığında. Ama doğru, istediğin gibi yazıyordun sen arkanda

bıraktığını düşünmeden..

Yıkabiliyordun tek sözünle kendi ellerinle kurduğun sevda kalesini.. yoktu bekçim falan.. istilaya

açık, bayrağı çoktan inmişti korkularımın.. 'ne insanlar kabul ettim hatalaraına rağmen' sen hep

kabulümsün. Ben diyor sen diyor ama biz diyemiyordum bir türlü. İçimden biri sesleniyordu bana,

varmıyordu dilim biz demeye.. ne sen alışkanlıklarından vazgeçebiliyordun, ne de ben biçare

hallerime zaman kısıtlaması koyabiliyordum..

Ey hayat.. Nasıl da kolay kurtuluyordu, suçu kadere atarak..

.. An Olur..

Page 19: Artı Dergi 2. Sayı

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

++++++++++++++++

19

ATRI KÜLTÜR & SANAT

Dergimizin bu ay ki sayısında farklı tarzı sıradışı yorumlamasıyla insanların kulaklarında yer eden vepopülerliği artan Cem ADRİAN'ı konu alacağız.

1980 Doğumlu Yugoslav kökenli bir ailenin çocuğu olan Cem Adrian, müzik çalışmalarına ortaokulyıllarında başladı ve ilk kayıtlarını yine o tarihlerde yaptı. 18 yaşında başladığı radyoculuk hayatına 6 yıldevam etti, bu süre içinde tiyatro ve fotoğrafçılık eğitimi aldı, çalıştığı radyonun kayıt stüdyosunda kendineait yaklaşık 250 şarkı kaydetti.Ses telleri normal bir insanın 3 katı uzunluğundadır. Sesi 7 oktavlık bir aralığa sahipken bunun yaklaşık 4.5 - 5 oktavlık bölümünü şarkı söylerken kullanabilmektedir. Cem Adriansahne soyadını doğduğu ve büyüdüğü Edirne şehrinin antik çağlardaki ismi olan Adrianapolis'tenesinlenerek almıştır.

Sonraki yıllarda müzik piyasasında şansını denemek ve amaçladığı noktalara gelebilmek için İstanbul'agelen Adrian, 2003 yılında Serkan ve Efkan Erdal ile birlikte kurdukları "Mystika" adlı etnik müzik grubundasolist ve dansçı olarak çeşitli mekanlarda sahne aldı. 2004 yılında, bir kafede çalıştığı sırada, Fazıl Say'ınbir arkadaşı ile tanışma fırsatı yakaladı ve pek çok enstrüman sesini kendi sesiyle taklit ederek hazırladığıdemosunu Fazıl Say'a ulaştırdı. Duyduğu sese hayran olan Say, Cem Adrian'ın Bilkent Üniversitesi'ndeözel öğrenci statüsünde eğitim alması için önayak oldu.

Fazıl SAY'ın anlatımı ile Cem ADRİAN Anlatması zor! En peslerden koloratur ötesi en tizlere yayılan, dile kolay, 4.5 oktavlık bir sese sahip.Sahip, evet! İç-sesi olarak da sahip: duygusuyla, hakimiyeti ve güzelliğiyle... Bütün bu renk ve ahenkpaletine yön veren “Cem-erkek-sesi,” “Cem-kadın-sesi,” “Cem-çocuk-sesi,” sesleri, ses renkleri veiç-sesleri... “Hassas” diyor doktorlar; ses telleri normal insanin 3 katı uzunluğunda...

Son olarak sizlere Cem Adrian'ın birkaç düetini ve birkaç coverını önermek istiyorum.Cem Adrian & Murat Yılmazyıldırım - Kan Revan İçindeyimCem Adrian & Aylin Aslım - Herkes Gider Mi ?Cem Adrian & Özge Fışkın - Tek BaşınaCem Adrian - Odam Kireç TutmuyorCem Adrian - Sari GelinCem Adrian - Kimler Geldi Kimler Geçti Burdan Cem Adrian'ın başarılarının devam etmesini diliyorum. Sizede takip ve araştırma önerisindebulunmak istiyorum.

Cem ADRİAN

YazarSerkan [email protected]

Page 20: Artı Dergi 2. Sayı

Sizde ReklamVermek

İ[email protected]

2010 yılından beri kullanıcılarına hizmet veren sergilesene.com'un başında genç girişimci ve E-Ticaret Danışmanı Emre Metin ve ekibi, daha önce ki tasarımını değiştirerek müşterilerine daha kullanışlı bir site,peşin fiyatına 3 taksit imkanı ve seçenekli kargo hizmetlerini sunmakta. Ayrıca Yeni tasarımı sebebiyle tümreklam ürünlerinde %5 indirim varmış.

Sergilesene.com’un sizlere temin ettiği ürün kategorilerini ele alırsak;

Alüminyum Çerçeveler, Broşürlükler, Poster Panolar, Işıklı Panolar, Yönlendirme Panoları, Kaldırım Panoları, Reklam Dubaları, Reklam Bayrakları, Roll Up Banner, Quick Banner (L Banner), X Banner, CrossBanner, Tanıtım Standları, Ürün Standı, Fuar Standı, Örümcek Stand, İlan Panoları, Tanıtım Masaları

www.sergilesene.com