ANTİ-TEMELCİLİK’ ANLAYIŞLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

22
FLSF (Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), 2012 Bahar, sayı: 13, s. 165-186 ISSN 1306-9535, www.flsfdergisi.com ÇAĞDAŞ DİL FELSEFESİNİN VE ERKEN ALMAN ROMANTİZMİNİN ‘ANTİ-TEMELCİLİK’ ANLAYIŞLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Ömer Faik ANLI * ÖZET Bu çalışmada çağdaş dil felsefesinin anti-temelcilik (anti- foundationalism) yaklaşımı ile Erken Alman Romantizmi’nin yaklaşımının karşılaştırılacaktır. Pek çok çağdaş filozof gibi, erken romantikler de şüphecilikten uzak duran bir eleştirelliğe değer veren ve saf göreliliğe düşmeyecek bir biçimde temelciliğin hatalarını gösteren bir epistemoloji ararlar. Bununla birlikte, postmodernistler gibi, onlar da temelciliğin olanağına, eleştirinin evrensel standartlarına ve tamamlanmış sistemlere karşı şüphecidirler. Bu çalışma özellikle bir sorunun yanıtını açığa çıkarmayı amaçlamaktadır: Çağdaş dil felsefesinin Richard Rorty tarafından temsil edilen kanadı anti-temelcilik üzerinden bir tür neo-romantizm olarak Erken Romantizmin devamı mıdır yoksa değil midir sorusu. Anahtar Kelimeler: Erken Alman Romantizmi, Anti-temelcilik, Dil, Rorty (Comparison of Contemporary Philosophy of Language's and Early German Romanticism's Understandings of Anti-foundationalism) ABSTRACT In this paper, contemporary philosophy of language’s view of anti- fountationalism will be compared with Early German Romanticism’s view. Like many contemporary philosophers, the young romantics sought an epistemology that valued criticism yet escaped pure skepticism, one that recognized the failures of foundationalism yet did not surrender to relativism. And also, like postmodernists, they were skeptical of the possibility of foundationalism, of universal standards of criticism, of complete systems. This investigation specially aims to reveal the answer of a question: The question of the contemporary philosophy of language’s one wing which represented by Richard Rorty is a continuation of Early Romanticism on anti-foundationalism as a kind of neo- romanticism or not. Keywords: Early German Romanticism, Anti-foundationalism, Language, Rorty * Ankara Üniversitesi DTCF Felsefe Bölümü Araştırma Görevlisi

Transcript of ANTİ-TEMELCİLİK’ ANLAYIŞLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

  • FLSF (Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), 2012 Bahar, say: 13, s. 165-186

    ISSN 1306-9535, www.flsfdergisi.com

    ADA DL FELSEFESNN VE ERKEN ALMAN

    ROMANTZMNN ANT-TEMELCLK

    ANLAYILARININ KARILATIRILMASI

    mer Faik ANLI*

    ZET

    Bu almada ada dil felsefesinin anti-temelcilik (anti-

    foundationalism) yaklam ile Erken Alman Romantizminin yaklamnn

    karlatrlacaktr. Pek ok ada filozof gibi, erken romantikler de

    phecilikten uzak duran bir eletirellie deer veren ve saf grelilie

    dmeyecek bir biimde temelciliin hatalarn gsteren bir epistemoloji ararlar.

    Bununla birlikte, postmodernistler gibi, onlar da temelciliin olanana,

    eletirinin evrensel standartlarna ve tamamlanm sistemlere kar

    phecidirler. Bu alma zellikle bir sorunun yantn aa karmay

    amalamaktadr: ada dil felsefesinin Richard Rorty tarafndan temsil edilen

    kanad anti-temelcilik zerinden bir tr neo-romantizm olarak Erken

    Romantizmin devam mdr yoksa deil midir sorusu.

    Anahtar Kelimeler: Erken Alman Romantizmi, Anti-temelcilik, Dil, Rorty

    (Comparison of Contemporary Philosophy of Language's and Early

    German Romanticism's Understandings of Anti-foundationalism)

    ABSTRACT

    In this paper, contemporary philosophy of languages view of anti-

    fountationalism will be compared with Early German Romanticisms view. Like

    many contemporary philosophers, the young romantics sought an epistemology

    that valued criticism yet escaped pure skepticism, one that recognized the

    failures of foundationalism yet did not surrender to relativism. And also, like

    postmodernists, they were skeptical of the possibility of foundationalism, of

    universal standards of criticism, of complete systems. This investigation specially

    aims to reveal the answer of a question: The question of the contemporary

    philosophy of languages one wing which represented by Richard Rorty is a

    continuation of Early Romanticism on anti-foundationalism as a kind of neo-

    romanticism or not.

    Keywords: Early German Romanticism, Anti-foundationalism, Language,

    Rorty

    * Ankara niversitesi DTCF Felsefe Blm Aratrma Grevlisi

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 166

    Frederick C. Beiser, Erken Alman Romantizminin (Frhromantik)

    tarihsel neminin dayand faktrler olarak, ilkin onun Kartezyen mirasn

    mekanik doa anlayndan, zihin - beden dalizminden ve kesin ilk ilkelere olan

    temelci inancndan ayrlmasn, ikinci olarak da Aydnlanma rasyonalizminin

    tarih-d (ahistorical) akl anlayn ve koulsuz ilk ilkelerini sorgulamasn

    gstermektedir.1 Bununla birlikte, Manfred Frank, eer ontolojik realizmi

    bilinten bamsz bir gerekliin var olduu tezi olarak ve epistemolojik

    realizmi de bamsz gerekliin kuatc (tketici) bilgisine sahip

    olunamayaca tezi olarak kabul edersek, Erken Alman Romantizminin ontolojik

    ve epistemolojik realizm ile rttn ileri srmektedir.2 Bu sava gre, Erken

    Alman Romantikleri realizm dncesinden dn vermeden Kartezyen gelenek

    ile balayan ve Aydnlanma dncesi ile gelitirilen bilgi ve temellendirme

    anlayna, bilginin temellerinin mutlak ya da koulsuz klnmas yoluyla mutlak

    olana ulalabilecei dncesine kar kmlardr. Bir baka deyile mutlak

    kavram yoluyla ulalabilecek bir ey deildir. Bu balamda aa kan ve Kant

    sonras felsefi tartmalar ekillendiren kendinde-eyin bilinebilirlii ile

    balantl olarak bilgimizin temelleri sorunu, ada dil felsefesi ierisinde dil-

    gereklik ilikisi balamnda temeller, koulluluk, dolaym gibi kavramlar

    zerinden devam etmektedir.

    Yirminci yzyl ncesi dil tartmalarnda, merkezi yaklam dilin

    dnceye eklemlenen, onu baka znelere aktarmak iin kullanlan bir ara

    olduu ynndedir. Buna gre gereklik ile ilikilendirilen ey kavramlardr.

    Szckler ise bu kavramlarn ifade edilebilirlii iin kavramlarla ilikilendirilen

    dilsel elerdir. Yirminci yzyl dil tartmalarnda ise dil, dnyann snrlarn

    belirleyen merkezi bir konumdadr. yle ki dnyay anlamak dili anlamak olarak

    kabul edilmektedir. Buna karn, dil ile dilin tesini anladmz savlayan 17

    18. Yzyl empirizm dncesiyle paralellik gsteren yaklam, genel gereklik

    algmz (John Searlen mevcut durumlar3 olarak adlandrd) empirist realist

    temel kabuller zerinde biimlendirmektedir. Buna gre, deneyimlerimizden,

    dncelerimizden ve dilimizden bamsz, kendinde bir gereklik vardr ve bu

    kendinde gereklik ile dolaysz ilikiyi duyularmz ile kurarz. Dilimizde ak

    anlamlara sahip olan szckler ile kurduumuz ifadeler, kendinde gereklik

    ierisinde nesnenin bulunduu durumla, e deyile olgu ile rtp

    rtmediine bal olarak doru ya da yanl deerini alrlar. Kabaca bu

    ekilde betimlenen bir dnya algs, zellikle kendinde-gereklike (kendinde-

    1 Frederick C. Beiser, The Romantic Imperative, Harvard University Press, Cambridge,

    Massachusetts, and London, England, 2003, s. 2. 2 Manfred Frank, The Philosophical Foundations of Early German Romanticism,

    translated by Elizabeth Milln-Zeibert, State University of New York Press, s. 28. 3 John Searle, Zihin Dil Toplum, ev. Alaattin TURAL, Litera Yay., stanbul, 2006, s. 18, 19.

  • mer Faik ANLI 167

    eye) ilikin kabul ile realizm olarak adlandrlan felsefi akmn temel

    grlerine uygunluk gstermektedir. Ancak, dnyaya duyularmz aracl ile

    dorudan kurulduu iddia edilen algsal eriime daima bir adlandrmann

    (dilin) da elik etmesi ve ou zamanda adlandrmann duyularn tesine tamas

    kendinde-gereklik ile kurulan ilikinin dil dolaymyla kurulduu dncesini

    dourmaktadr. Dilin felsefenin ana konusu olarak grld akmlarda,

    geleneksel felsefenin dnceye ykledii anlamn dile yklenmeye baland

    gz nnde tutulursa, tartmann gereklik dnce ilikisinin evrilmesi olarak

    ele alnmas da olanakl hale gelmektedir. Searlen anti-realizm olarak

    konumlandrd ve bu mevcut durumlar arasndaki atmalar zerinden

    kendinde gereklikin varln sorunsal haline getiren ada akmlar, bizim

    gereklik hakkndaki bilgimizin asla dolaysz olmadn, daima bir bak

    asnn, belli bir tercihler grubunun dolaymnda ya da siyasi bir grup veya

    ideolojiye ballk gibi siyasi etkenlerin belirleniminde elde edildii eklindeki

    dnceyi temel almaktadrlar. Bu bak alar, tercihler grubu, ideolojiler,

    dilsel referanslar, sylemler vb. dilsel tasarmlar iseler ve kendinde-

    gereklik ile ilikide zorunlu bir biimde birer dolaym olarak ilev

    grmekteyseler ya da gereklii onun bilgisini de ierecek biimde ifade etmede

    gerekliin karsndaki etkin (biimlendirici) taraf olarak konumlanyorlarsa

    hibir zaman dnyaya dair dolaysz bilgi sahibi olmak sz konusu olamayacaktr.

    Bu balamda gerek dnya ya da kendinde-gereklik diye bir ey de yoktur

    veya onun hakknda konumak bile yararszdr ya da bylesi bir konuma ilgi

    ekici bile deildir gibi savlar aa kmaktadr. Bu yaklam, en genel anlam

    ile dil gereklik ilikisine odaklanmakta ve dilin bir tekabliyet (karlkllk /

    uygunluk) ilikisini temel almadn vurgulamaktadr. Buna gre, gereklikle

    rtme gibi bir nitelie sahip olmayan dil ierisinden bilgiye temel salayacak,

    gereklie ilikin dolaysz, koulsuz bir ilk ilke elde etmek de olanakszdr. Bu

    akm ierisinde yer alan Richard Rorty, dil felsefesini ve zelde de dile (dilsel)

    dn (linguistic turn) terimini felsefi problemlerin ya dili reforme ederek ya

    da kullandmz dili daha iyi anlayarak zlebilecek (ya da feshedilebilecek

    [iptal edilebilecek] problemler olduu4 sav balamnda kullanarak

    epistemolojik, ontolojik ve hatta politik problemleri dil temelinde ele almakta

    fakat bununla beraber dili fetiletirme, kutsallatrma eiliminden de uzak

    durmaya, tek gereklik dildir demekten kanmaya almaktadr. Dier

    taraftan da Rorty dil felsefesi zerine alrken, onu epistemoloji olarak felsefe

    anlay ile rtecek biimde ele almamaktadr. O, bu konuda u ifadeleri

    kullanmaktadr:

    4 Richard Rorty, The Linguistic Turn: Essays in Philosophical Method, The University of

    Chicago Pres, 1992, s. 3.

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 168

    Son otuz yl boyunca gerekleen en nemli eyin, dile dnn

    kendisi deil, Platon ve Aristotelesten bu yana filozoflar skntya

    sokan belli epistemolojik zorluklar batan sona yeniden dnmenin

    balamas olduunu savlamak isterim. Bu yaklamn yaratt

    epistemolojik zorluklar olmasayd, metafiziin geleneksel

    problemlerinin (rnein evrenseller, tzsel form, zihin ile beden

    arasndaki iliki problemi) hibir zaman tasarlanmayacan

    savlamaktaym.5

    Bir baka deyile de, dile dn, yirminci yzyln ilk yarsnda yaanan

    ve dilin zneye deil, znenin dile ait olduunu savlayan, akldan, deneyden

    ve olgudan dile dn hareketidir.6 Bu balamda dile ynelen Rortyye gre,

    dil, bir kendindelik olarak i dnyann ya da yine bir kendindelik olarak d

    dnyann temsili deildir. Bu nedenle de dildeki hibir ifade ya da yarg bu

    gerekliin temsili olarak ya da kendisinden bu gerekliin bilgisinin

    tretilmesinin temeli olarak ilev gremez. Fakat bu durum dilden (dnceden /

    zihinden) bamsz bir gerekliin var olmad sonucunu gerektirmemektedir.

    Bir baka deyile, dilin bu ekilde merkeze alnmas, bir d gerekliin (dil-

    dnn) varlnn kabul olarak realizmin de iptal edilmesi anlamna

    gelmemektedir. Bu, dilsel bir ifadeye mutlaklk nitelii kazandracak dil d ya

    da dilsel bir temel olmad, bylesi bir temel araynn belli bir felsefe

    syleminin rettii bir ama (sorun) olduunu savlamaktr.

    Bu almada ada dil felsefesinin genel hatlaryla yukardaki biimde

    betimlenebilecek anti-temelcilik (anti-foundationalism) yaklam ile Frankn

    bilginin temellerine ilikin phecilik, mutlan bilinemezlii, koulsuzluun

    olanann tartlmas gibi karakteristiklerle niteledii, Beiserin ise phecilie

    dmeyen epistemolojik bir eletirellik ve grelilie dmeyecek bir biimde

    temelciliin sorunlarn belirleme olarak karakterize ettii Erken Alman

    Romantizminin yaklamnn karlatrlmas ve ada dil felsefesinin bir

    kanadnn anti-temelcilik zerinden romantizmin devam olarak nitelendirilebilip

    nitelendirilemeyecei tartlacak ve bu tavrn bir tr anti-realizm ile sonulanp

    sonulanmayaca sorusuna yant aranacaktr.

    Erken Alman Romantizmi Balamnda Bilgimizin Temelleri ve Anti-

    Temelcilik Anlay

    Gerekliin gerek ekli ierisinde bilinip bilinemeyecei tartmasna

    bal olarak, Kant sonras bu grevi stlenecek felsefenin bilim olmas gerektii

    ve bunun iin de sistemlemesi gerektii sav felsefenin kendisini yeniden

    5 Richard Rorty, The Linguistic Turn: Essays in Philosophical Method, s. 39. 6 Gkhan Yavuz Demir, Sosyal Bir Fenomen Olarak Dilin Belirsizlii, Paradigma Yay., stanbul, 2007, s. 6.

  • mer Faik ANLI 169

    tanmlamas ihtiyacn da dourmutur. Felsefenin bilim olmas, gerekliin

    felsefe yoluyla bilinmesi, kavranmas anlamna gelecektir. Felsefenin

    sistemlemesi ve kavram yoluyla gereklii bilmesi onun bilimselleme

    kouludur. Erken Alman Romantizmi olarak adlandrlan akm da bu tartma

    ierisinde, felsefenin koulsuz bir ilk ilkesi olmas gerektii ve ancak bu yolla

    bilimselleebilecei savna kar epistemolojik anti-temelcilik (epistemological

    anti-foundationalism) olarak adlandrlan kukucu bir yaklam sergileyerek

    ortak bir felsefi ball paylamlardr.

    Kantn bilgimizden ve bilgimizi oluturan a priori koullardan bamsz

    olan gereklik (kendinde-ey) anlayna dayanarak, gerekliin bilgisini elde

    etme urann sonsuza giden bir grev olarak grlmesi erken Alman

    Romantiklerinin benimsedii bir anlaytr. Felsefe yaparak ne yapyorum?

    sorusuna Novalisin yant yledir:

    Bir temel aryorum. [] Btn bir felsefe etkinlii mutlak bir

    temelde son bulmaldr. Eer bu temel verili deilse, ve eer bu kavram

    olanakszlk ieriyorsa o halde felsefe yapmaya iten istek sonsuz bir

    etkinlik halini alacaktr. Bir sonu olmayacaktr, nk mutlak bir temele

    duyulan sonsuz ihtiya hep orada olacaktr ve bylelikle de etkinlik asla

    son bulmayacaktr.7

    Bylelikle erken Alman Romantikleri bu sonsuz projeye gnderimle,

    sonsuza duyulan zlemden (Sehnsucht nach dem Unendlichen)

    bahsetmektedirler.8 Bu balamda Kant sonras felsefi tartmalar biimlendiren

    temel sorunlardan biri ite bu kendinde-gereklikin bilimsellik iddiasndaki

    felsefede yeniden konumlandrlmas ya da ortadan kaldrlmas- sorunu

    olmutur. Kartezyen gelenein ortaya kard ve kendi i geliimi ile tam bir

    znelcilikle, znenin sadece kendi bilin ieriklerini bilebilecei sonucuna varan

    sorun, bilincin tesinde bir doann [gerekliin] ya da tarihin olduunu nasl

    bilebiliriz sorusunda ifadesini bulmaktadr. Bu durumda karlalan ikilem,

    kukucu bir epistemoloji ile dogmatik ontoloji arasnda kalmaktr.9 Kant,

    grn, grnen bir ey olmadan, bir baka deyile de bir ierik olmadan ne

    olabilir? sorusuna ve duyularmzn pasif yapsna bal olarak duyularmz

    etkileyen ve duyuma neden olan ey olarak kendinde-eyi gstermektedir. Fakat

    bu durum, Kantn kendi sistemi ierisinde bir elikiye de neden olmaktadr.

    Kanta gre, nedensellik kavram zihnin (anlan) saf kavramlarndan biridir ve

    bu kavram fenomenlerin ve znenin tesi iin, bir baka deyile de deneyimin

    tesine geecek biimde kullanlamaz. Nedensellik kavram, zihnin dier saf

    kavramlar gibi, ancak ve ancak duyarlktan gelen ve zaman mekan grleri ile

    biimlendirilmi malzeme zerine kullanlabilir. Oysa, kendinde-eyin

    7 Aktaran, Manfred Frank, a.g.e., s. 39. 8 Manfred Frank, a.g.e., s. 29. 9 Frederick C. Beiser, a.g.e., s. 132.

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 170

    gerekliini ortaya koyabilmek amacyla ifade edilen, duyumun pasif yapsn

    etkileyen dsal bir ey olmaldr karm nedensellik kavramnn duyumdan

    ncesi iin kullanlmas anlamna gelecektir. Bu da nedensellii zihnin dna

    karmaktan, gerekliin kendisinde ileyen bir ilke olarak konumlandrmaktan

    baka bir ey deildir. Bu durumda da Kantn hakknda hibir ey

    bilemeyeceimiz kendinde-gereklik (reality existing in itself) ile ierikten

    yoksun olarak karakterize edilmi olan zihin* arasnda yapt ayrmda kendinde

    gerekliin varoluu nedensellik kavramnn sistemle eliik kullanmnn

    tesinde sorunlu hale gelmektedir. Bunun yan sra bu dalizmin sistematik bir

    birlik altnda nasl bir araya getirilebilecei de tartma konusudur. Bir dier

    tartma ise, bu ayrmn ontolojik bir ayrm m yoksa epistemolojik bir ayrm m

    olduu konusundadr. Bir baka deyile, kendinde-gerekliin ele aln Kant

    tarafndan bir varlk problemi olarak m ya da epistemolojik bir problem olarak

    m grlmektedir? Kant, epistemolojik bir ayrm yoluyla, kendinde-ey

    zerinden ilkece bilinebilir ile ilkece bilinemez olan arasnda bir ayrm

    getirmekte ise bu ontolojik kendinde-gereklikte ifadesini bulan Varln

    ncelliine ya da bilginin olanakllna kart bir yaklam olmayacaktr. nk,

    kendinde-eyin bu kullanm mutlan bilgisini olanaksz klarken, bilginin,

    snrlar ierisinde nesnel ve olanakl olabileceini gstermektedir. Buna karn

    bilimsellii amalayan felsefi sistem dncesi, kendinde-eyin ontolojik

    gerekliini de bilginin konusu klm bir tamamlanmlk varsaymaktadr. yle

    ki, bilgi terimleri ierisinde kendinde-gereklik bilinebilir, kavram yoluyla

    kavranabilir olmaldr. O halde, Kant dncesindeki dalizm sistem ierisinde

    birlie getirilmelidir. Kantn kendisi de eer bu anlamyla (bir bilim olarak)

    metafizik olanaklysa, onun temel bilim olarak eksiksizlie ulamasnn zorunlu

    olduunu u ekilde ifade eder: Buna gre, temel bilim olarak bu eksiksizlie

    ulamak zorundadr ve ona ilikin olarak u szler sylenebilir olmaldr: nil

    actum reputans, si quid superesset agendum [geriye yaplacak eyler kaldka,

    hibir eyi yaplm saymayn.]10 Kant sonras, Kantn sistemini tamamlayarak

    bilimsel bir sistem olarak ortaya koymak isteyen ve bunun iin de ilk ilke,

    koulsuzluk ve ilkece tm gerekliin bilinebilirlii dnceleri zerine alan

    felsefecilerin amac bu tamamlanmla ulamak olmutur. Bu ama

    dorultusunda, felsefenin sistemletirilmesi iin bir ilk ilkenin gerekli olduu

    (Bilin lkesi, Mutlak Ben vb.) ve gerekliin bilgisinin bu ilk ilkeden tretilebilir

    olmas gerektii savlanmtr. Erken Alman Romantizmi bu ilk ilke dncesine

    kukuyla yaklam ve Kant terminoloji ile ilk ilkenin ancak dzenleyici bir

    kavram, akln bir ideas olabileceini, bu nedenle de ancak ve ancak hipotetik bir

    * Zihnin kendisi a priori kavramlara sahip olduu iin bo deildir; fakat kavramlar ieriksizdir. 10 Immanuel Kant, Ar Usun Eletirisi, ev. Aziz Yardml, dea Yay., stanbul, 1993, s. 27 [B XXIV].

  • mer Faik ANLI 171

    yarg olabileceini ne srmtr.11 O halde, bu tarz hipotetik yarglar rahatlkla

    alternatifleri ne srlebilir olan yarglar olacandan herhangi birini semek ve

    gerekliin bilgisini ondan tretmeye almak keyfi bir seim, bir inan

    meselesi ya da Kant anlamda bilginin snrlarnn ihlali olacaktr. Dier

    taraftan, ilk ilkenin zdelik prensibine dayal olarak Ben, benim biiminde

    ortaya koyulmas da, bunun da bir yarg formu olmasna bal olarak ayrmn

    aa karmas, birlii deil fark koymas olacaktr.

    Nesne ve zneyi ilkin olanakl klan bu ayrm yargdr[Ur-

    theilung, kkensel-ayrm]. Yarg kavram daha imdiden, nesne ve

    znenin paralar olduklar bir btnn zorunlu n-art olduu gibi

    zne ve nesnenin birbirleriyle karlkl ilikileri kavramn da ierir.

    Ben benim teorik bir yarg olarak [Theoretischer Urteilung] bu yarg

    [Ur-theilen] kavramnn en uygun rneidir, nk pratik yarg iinde o

    kendisini kendisine deil, Ben-olmayana kar koyar.12

    Bir baka deyile, Ben daima kendisinde zbilinci barndrr. Bilincin z

    olarak zbilin zne olarak ben ile nesne olarak benin bir ilikisidir.13 Ben

    daima kendisini bir nesneden ayrarak onunla ilikiye girer. Yarg formu

    ierisindeki Ben, benim ifadesi de zne olan bene bir yklemlemede bulunur.

    Bu nedenle de aranan koulsuz birlik ilkesi yarg formunda ortaya koyulamaz.

    Yarg, birliin bozulduu (kaybedildii), ayrmn kendisini gsterdii yerdir.

    Dier bir seenek ise, bilginin kayna, kkeni sorununa dnerek bilginin

    kayna olarak znenin gereklik ile aracsz iliki kurabildii sezgi yetisine

    gnderimde bulunmak olacaktr. Ancak bu da bilimsel felsefenin mutlak

    temellerinin kendilerinin bilinemez (bilgi terimleri ile ifade edilemez) olmalar

    gibi bir sonu douracaktr. nk bunlar bilginin deil, sezginin, inancn ya da

    hissetmenin konusu olacaklardr. Novalis bylesi bir durumu u ekilde ifade

    eder: Bilmiyorum ama inanyorum / hissediyorum14 Fakat bu yaklam, gerei

    gerek eklinde bilmek iin aranan epistemolojik mutlak temeli epistemolojik

    olarak temellendirilemeyen inan alanndan ya da genel anlam ile irrasyonel

    alandan tretmek gibi elikili bir sonuca varacaktr. Bu balamda, Franka gre,

    Erken Alman Romantiklerinin kukuculuklar tam olarak mutlak

    temeller programn hedef alr. Onlar dolaysz bilginin olup olmadn

    sorgularlar ve Jacobinin inanca bavurusunu Mutlakn bilinemezlii

    problemi iin savunulamaz bir zm olarak grrler. Romantik bak

    asna gre, bilgimiz sonsuz bir ilerleyiin ierisinde konumlanr ve

    11 Manfred Frank, a.g.e., s. 33. 12 Friedrich Hlderlin, Varlk ve Yarg, ev. Metin Bal, Bibliotech Felsefe Sosyal Bilimler Dergisi, Say: 6, s. 80. 13 Dieter Henrich, Between Kant and Hegel, edited by David S. Pacini, Harward

    University Press, 2003, s. 292. 14 Aktaran, Manfred Frank, a.g.e., s. 34.

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 172

    sabit, mutlak bir temele sahip deildir. (Bu nedenle, ve sadece bu

    nedenle, Schlegelin Hakikat grelidir ifadesi geerlidir.)15

    Erken Alman Romantizminin karakteristii olarak grlebilecek bir dier

    boyut, onlarn tamamlanmlk anlamnda sistem kartldr. Bu kartlk,

    tamamlanmlk dncesinin eletirel olarak ele alnmas ve bu dnem

    romantiklerinin eserlerinde kullandklar slup (fragmanlar biiminde verilen

    eserler vb.) zerinden yrtlmektedir. Sonsuz bir ilerleyi ierisindeki bilgi ve

    sonsuza duyulan zlem anlaylar onlar tamamlanml varsayan herhangi bir

    sistem dncesinden uzak tutmutur. Buna gre, felsefi bir sistem sadece pek

    ok sistemden birisidir ve felsefe tarihi ierisinde herhangi bir sistemin

    anlalmas felsefe tarihine btnsel bir bak gerekli klacaktr. Bu btnsel

    bakn kendisi ise bir tamamlanmlk deildir.16 Frederick Beiser

    Romantiklerin sistem dncesine kar klarnn nedenlerini ifade ederken

    bunu sistematik olandan ayrt eder:

    Romantikler sistemler grmz kstlad, yaratclmz

    boduu, sorgulamay durdurduu iin sistem dncesine kar

    karken halen kat bir biimde sistematik dnceyi olumlamaktadrlar;

    nk tamamlanm bir sistem ulalamazdr fakat akln dzenleyici

    ideali olarak bir gerekliliktir. Eer romantik ironi tamamlanmlk ya da

    kapanmlk iddialarna kar ynetilmise bunun tek nedeni ironinin

    amacnn aba gstermeyi kkrtarak ve younlatrarak tamamlanm

    sistem idealine daha fazla yaklamay salamak olmasdr.17

    O halde, Erken Alman Romantizmi dncesi, bilginin mutlak temeller

    zerine kurulmu bir tamamlanmlk olmaktan te, erei btnle yaklamak

    olan ve erein doas gerei sonsuza ertelendii bir btnselci yaklam

    benimsemektedir. Bir baka deyile, mutlak ya da tamamlanmlk balangta

    elde olan deil, sonuta ulalacak bir noktadr. Bu balamda, Alman

    Romantikleri tamamlanmlk iddiasndaki iki sistemi, Fichte ve Spinoza

    sistemlerini, ikisinin de znelci ve dogmatik arlklarn nleyerek eletirel

    epistemoloji ve doalc ontoloji ile birletirerek amay hedeflemektedirler.

    Beiser, sonsuzda kurulacak btnle doru ilerleyen romantik metafiziin bu

    yaklamn u metaforla dile getirmektedir: Tuhaf bir evlilik plan / Spinoza ile

    Fichteyi evlendirmek18

    Fichtenin idealizmi, indeterminizmi ve dalizmi Spinozann

    realizmi, determinizmi ve monizmi ile uyumaz. Romantikler bu

    uyumsuzluun tamamyla farkndadrlar, fakat yine de onlar

    birletirmek isterler. Bunu bir evlilikten baka bir ey baaramaz, nk

    15 Manfred Frank, a.g.e., s. 34. 16 Manfred Frank, a.g.e., s.10. 17 Frederick C. Beiser, a.g.e., s. 34. 18 Frederick,C. Beiser, a.g.e., s.131, 132.

  • mer Faik ANLI 173

    onlarn grne gre, her biri hakikatin sadece bir yarsn

    kavrayabilmitir. deal evlilik partnerlerinde olduu gibi, Fichte ve

    Spinoza, ayrmaz btnn mkemmel tamamlayclardr.19

    Fakat ilk ilkelerden ya da mutlaktan yola kldnda bu iki sistemin bir

    araya gelmesi olanaksz grnmektedir. nk bu durumda, Fichtenin mutlak

    beni ve onun rn olan doa anlay ile Spinozann mutlak doas ve onun

    rn olan beni arasnda bir tercih zorunlu hale gelecektir. Aksi durumda

    bilin her eydir, dnya hibir eydir ve dnya her eydir, bilin hibir eydir20

    demek durumunda kalnacaktr ki, ilk ilkelerden yola karak bunu ifade etmek

    ak bir eliki ve olanakszlktr. Bu nedenle de tamamlanml sistemin

    banda varsayan ilk ilkeler ve mutlak temel dncesi btnsellii (idealizm ve

    realizmin btnselliini) kavrama yolunda yetersizdir. Bu btnsellie

    ulalamad srece ya da bir baka deyile hakikatin tek boyutunda kalnd

    srece, ya doann gereklii sorunlu olacak ya da insan zgrl olanaksz

    kalacaktr. O halde, mutlak temel dncesi zgrlk ile zorunluluk, dnce ile

    doa (gereklik) arasndaki ilikide birinin dierine mutlak olarak indirgenmesi

    sonucunu dourmaktadr. Hlderlin, bu blnml ve btnn kaybn u

    ifadelerle dile getirir:

    Biz o mutlu birlii, kelimenin tek anlamyla Varl kaybetmiiz.

    Onu erimemiz, onu elde etmemiz iin de nce kaybetmemiz

    gerekiyordu. Dnyann o bar Han kai panndan zorla ayrlp

    uzaklayor ve ayn eyi bu kez kendiliimizden kurmaya alyoruz.

    Tabiatla bozumuuz. Vaktiyle, kanmzca, tek bir varlk olan ey, imdi

    kendi kendisi ile bouuyor, efendilik ve klelik iki tarafn arasnda yer

    deitirmekte, bazen dnyay her ey ve kendimizi bir hi gryoruz,

    yine bazen kendimiz her eyiz de dnya bir hi imi sanyoruz.

    Hyperion da bu iki kutbun arasnda bocalyordu.21

    Dilin Olumsall Balamnda ada Anti-Temelcilik

    ada dil felsefesi ierisinde, Richard Rorty, dilin olumsall ve szck

    daarlar dncelerinden hareketle nominalist ve tarihselci bir kltr modeli

    nermektedir. Rortynin ifadeleri ile, bu kltr topyalarn gerekletirilmesini

    ve baka baka topyalarn tasavvur edilmesini sonsuz bir sre zaten varolan

    bir Hakikate doru bir yndemeden [convergence] ziyade, zgrln

    19 Frederick C. Beiser, a.g.e., s.131. 20 Frederick C. Beiser, a.g.e., s.134. 21 Hlderlin, Hyperion veya Yunanistanda Bir Yalnz II, ev. Melahat Togar, Milli Eitim Basmevi, 1965, s. 112.

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 174

    sonsuzcasna ve dallanp budaklanan bir gerekletirimi- olarak grecektir.22

    Bu balamda ada dil felsefesi ierisinde Richard Rortynin temsil ettii,

    bilginin mutlak temeli anlayn feshederek hakikati zgrln sonsuzca

    dallanp budaklanan bir gerekletirimi olarak gren yaklamn Erken Alman

    Romantizmi ile yaknlat grlmektedir. Novalisin aadaki fragman da

    Rortynin hakikatler ile zgrlk arasnda kurduu ilikide dile yneliminin

    temel nedenini aa karr niteliktedir:

    Seslerle ve iaretlerle gstermek /anlamlandrmak hayranlk

    uyandran bir soyutlamadr. harf benim iin Tanry [God] iaret

    eder / anlamlandrr birka iaret milyonlarca eyi gsterir /

    anlamlandrr. Bundan sonra evrenden yararlanmak ne kadar da

    kolaydr! Tinsel dnyann ortak merkezi nasl da grnr olur! Dil

    teorisi tinsel gerekliin dinamiidir! Bir emir szc orduyu hareket

    ettirir zgrlk szc uluslar.23

    Bu balamda, Rorty dile ynelimini yalnzca tmcelerin doru olabilecei

    ve insanlarn ierisinde tmceler kurabilecekleri diller yaratmalar sayesinde

    hakikatler yarattklar ynndeki iddiasna dayandrmaktadr. Rorty, iki tr

    felsefeciyi ayrt eder: Bunlardan ilki Aydnlanmaya sadk kalan ve hakikatin bir

    keif olduunu ve zellikle de doa biliminin bu keifte nc ve paradigmatik

    olduunu savlayan ve kat bilimsel olguyu znel olann ya da metaforun

    kart olarak gren felsefecilerdir. Rortynin kendisini de dahil ettii ikinci tr

    felsefeciler ise hakikatin yaratldn savlayan, bilimi insan faaliyetleri

    arasndaki bir baka faaliyet olarak, insanlarn kat, insani olmayan bir

    gereklikle karlatklar yer olarak gren felsefecilerdir.24 Bu felsefeciler iin

    gerekliin gerek ekli ierisinde bilinmesi balamnda hibir hakikat iddias

    dierinden nde deildir; nk hibir hakikat gerein yansmas, aa

    vurulmas olarak, orada olann bir kefi deildir.

    kinci trdekilerin bak asndan, byk bilim

    adamlarnn/kadnlarnn dnyaya dair, dnyada olup bitenleri

    ndeyilemek [prediction] ve denetlemek iin yararl olan betimlemeler

    icat etmelerine benzer olarak airler ve politika dnrleri de baka

    amalar iin dnyaya dair baka betimlemeler icat ederler. Ama bu

    betimlemelerden herhangi birinin dnyann kendinde ve kendi bana

    [in itself] varolma tarznn doru bir temsili [representation] olduunu

    22 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, ev. Mehmet Kk-Alev Trker, Ayrnt Yay., stanbul, 1995, s.19, 20. 23 Novalis, Philosophical Writings, Translated and Edited by Margaret Mahony Stoljar,

    State University of New York Press, 1997, s. 23. 24 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, s. 24.

  • mer Faik ANLI 175

    sylemenin hibir anlam yoktur. Bu felsefeciler, bizatihi byle bir

    temsil dncesinin anlamsz olduunu dnrler.25

    Hakikatin bir temsil olmaktan te bir yaratm olduu ve bu yaratmn da

    dilde gerekletii sav ile dile ynelen Rorty, Wittgensteinn Felsefi

    Soruturmalarda ortaya koyduu dil oyunu kavram zerinden yaratmn

    zgrlnn koulu olarak dilin olumsall dncesini merkeze almaktadr.

    Wittgenstein dil oyunu kavramn u ekilde ortaya koymaktadr: Dil ile dilin

    rld eylemlerden oluan btne de dil-oyunu diyeceim.26 Bu btn

    ierisinde dile ilikin farkl uygulamalar, kullanmlar, edimsellikler vb. ise dil-

    oyunlar olarak adlandrlmaktadr. Yine Wittgensteinn ifadesi ile, () dil-

    oyunu terimi, dili konumann, bir etkinliin ya da bir yaam biiminin paras

    olduu olgusunu ne kartma anlamna gelir.27 Ancak dil, paralar olarak dil

    oyunlarnn bir toplam deildir. Wittgenstein bunu yle ifade eder: Ama biz

    dil oyunlarn in bir btnnn paralar olarak deil, tersine kendi iinde

    kapal anlama sistemleri olarak, basit, ilkel diller olarak gryoruz.28 Bir

    baka deyile, dil oyunlar bir btnn ilikisel paralar ya da bir yap-boz

    bulmacasnn paralar olarak deil, bir alet kutusu ierisindeki farkl aletler ya

    da daha genelde farkl aletler ieren alet kutular gibi ilev grmektedirler.

    Rortyye gre, alternatif szck daarlarn [dil oyunlarn] bir bulmacann

    paralar gibi ele almak, tm szck daarlarnn vazgeilebilir ya da br

    szck daarlarna indirgenebilir olduunu, ya da tm br szck

    daarlaryla tek bir byk birleik szck daar iinde birletirilmeye elverili

    olduunu varsaymak demektir.29 Buna kart olarak Wittgensteinda dil bir

    oyunlar ailesi olarak tanmlanr ve dilin szckleri, balama ve kullanlan alana

    gre deiik anlamlar alrlar. Wittgensteina gre, dille birlikte birtakm eylemler

    de aa kmaktadr ve dil ile eylemler arasnda bir btnlk vardr. Bir dilsel

    yapy anlamak, onun hangi eylemlerle kullanldn ya da ona hangi eylemlerin

    elik ettiini bilmek demektir. Dilin bu edimsellii ve dilin bir idealite deil de

    renilen bir pratik olmas, dil ile zneler-araslk ve gelenek kavramlar

    arasnda da bir balant kurmakta ve pratikle beraber insansal ihtiyalar,

    kullanm n plana karan pragmatizmin anlam yaklam ile rtmektedir. Bu

    nedenle Wittgensteina gre, szckler bir alet kutusundaki aletler gibi ilev

    grmektedirler. Oysa geleneksel anlay, dilin gerek dnyay yanstan bir ayna

    olduudur. Rorty, temsilci, zc, temel arayc felsefe olarak nitelendirilebilecek

    epistemoloji merkezli felsefe ya da Kartezyen-Lockeu-Kant felsefe olarak

    25 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, s. 25. 26 Ludwig Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, ev. Deniz Kant, Kyerel Yay., stanbul, 1998, s. 15. 27 Ludwig Wittgenstein, a.g.e., s. 24. 28 Aktaran, mer Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 2.Bask, MVT Yay., stanbul, 2006, s. 102. 29 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, s. 35 [Vurgu bana ait].

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 176

    atfta bulunulan felsefeyi, bu tr felsefenin etrafnda ekillendiini dnd

    Ayna Metaforunu serimleyerek ve detayl bir eletiriye tbi tutarak ele almakta

    ve bu metaforun yapya kavuturduu konuma biiminin dourduu sorunlar

    gstermeye almaktadr. Bu giriim, ayn zamanda, -neredeyse- tm bir felsefe

    tarihinin eletirisidir. nk, Rorty iin felsefenin tarihi, esasnda Grekler

    tarafndan icat edilen, Descartes, Locke ve Kantn felsefelerinde dorua ulaan

    ve analitik felsefede farkl bir klk altnda yeniden karmza kan bir metaforun

    tarihidir: ayna metaforu.30 Rortynin ortaya koyduu eletiri, ayna metaforu

    evresinde oluturulmu olan felsefenin, dnme biiminin yanllanmasn

    deil, onun tarihselliinin gsterilmesini ve buna bal olarak da dourduu

    sorunsallarn ezeli ve ebedi olmadnn aa karlmasn amalar. Bir baka

    deyile, Wittgensteinc terapi anlayna uygun olarak Rorty, klasik felsefe

    problemlerini yeni bir tarzda zmeyi ya da zihin, bilgi ve felsefe nosyonlaryla

    ilgili yeni kuram ne srmeyi amalamaz. 31 Onun yapt, epistemoloji

    merkezli felsefenin ya da Kartezyen-Lockeu-Kant felsefenin szck

    daarcklarnn yeniden betimlere ak olan gerekliin birer betimi olduunu,

    bu betimlerin yaratt problemler ile birlikte gstermekten baka bir ey

    deildir.

    Rortynin ayna metaforu zerinden epistemoloji merkezli felsefeyi

    eletirisine gemeden nce, ksaca dil ierisindeki literal kullanm metafor

    kullanm ayrmna deinmek yararl olacaktr. Bu ayrma gre, bir sesin ya da

    bir iaretin literal kullanm, insanlarn eitli koullar altnda ne

    syleyeceklerine ilikin eski teorilerle idare edilebilecei kullanmlarken,

    metaforik kullanm bizi yeni bir teori gelitirmekle megul eden kullanmdr. Bir

    baka deyile, literal kullanm bir dil oyunu ierisinde bir yere sahip olan

    szcn ya da iaretin, tandk, allm kullanmdr. Oysa metaforik kullanm

    aina olunan bir tarza indirgenemeyecek ya da tercme edilemeyecek biimde

    aina szcklerin aina olunmayan tarzlarda kullanmdr. Bu kullanm ilk

    haliyle erh edilemezlik [unparaphrasability] niteliine sahip olduundan,

    mevcut dil oyunlar balamnda bir doruluk deerine de sahip olmayacaktr.

    Dier bir deyile, bir dil oyununda sabit bir yeri olmayan bir tmce ne doru ne

    de yanl deerini alacak, bunun da tesinde onun yanl kullanmndan da sz

    edilemeyecektir. Metafor, bir ey hakknda, mevcut (aina olunan) dil oyunlar

    ierisinde sylenebileceklerin farkl dile getirilileri deil, yeni bir ey

    sylemektir. yle ki, bu yeni syleme biimi, hakknda olduu eyin tanmn,

    kullanln ve anlamn da deitirecek denli radikal bir deiimdir.

    Platoncu ve pozitivist deerlendirme, metafora dair indirgemeci

    bir gr paylar: Dilin sahip olduu tek ciddi ama, yani gereklii

    30 Funda Gnsoy Kaya, Richard Rortyye Giri, Felsefe ve Doann Aynas, Paradigma Yay., stanbul, 2006, s. XXVI, XXVII. 31 Funda Gnsoy Kaya, a.g.e., s. XXXVIII.

  • mer Faik ANLI 177

    temsil etme amac bakmndan metaforlarn ya erh edilebilir olduunu

    ya da yararsz olduunu dnrler. Bunun tersine Romantiklerin

    yaylmac [genilemeci: expensionist-.n.] bir gr var: Romantikler

    metaforun ilgin, gizemli, harika olduunu dnrler. Romantikler

    metaforu imgelem denilen gizemli yetiye, benliin tam merkezinde,

    yrein ekirdeindeki derinlikte olduunu farz ettikleri bir yetiye

    atfederler. [] Nitekim, pozitivist kltr tarihi, dilin kendisini fiziksel

    dnyann konturlar etrafnda tedricen biimlendirdiini kabul eder.

    Romantik kltr tarihi ise dilin Tini tedricen zbilince [self-

    consciousness] kavuturduunu savunur. Nietzscheci kltr tarihi ve

    Davidsoncu dil felsefesi, dili, bizim imdi evrimi grdmz

    ekilde, yani eski biimleri hi durmakszn ldren daha yksek

    bir amac gerekletirmek iin deil, krlemesine- yeni hayat

    biimleri olarak grr.32

    Rorty, Ayna metaforunun icadn Antik Yunana atfetse de, epistemoloji

    kavramn on yedinci yzyla, zellikle de Lockea dayandrmaktadr. Bununla

    birlikte Rorty, temsil dncesini biimlendiren epistemolojinin kurucu

    kavramlar iinde yer alan, iinde srelerin gerekletii ayr bir kendilik

    olarak zihin kavramn Descartesa borlu olduumuzu savlar. Descartes ve

    Lockeu temeller zerine, son olarak Kant tarafndan bilginin meruluunun

    gsterilebilmesi adna, bilginin olanaklln salayan saf akl mahkemesi olarak

    felsefe anlaynn biimlendirilmesi ile epistemoloji ina edilmi olmaktadr.33

    Bylelikle de felsefe bilgi iddialarn temellendiren ve bu temellendirme

    etkinliinin ltlerini kefetmi olan (ya da bunu ama edinen) bir temel

    disiplin olarak anlalmtr. Bu anlay ierisinde felsefenin szck daarnn

    daha bilimsel ve kesin hale getirilmesine ynelik aba hep temellendirme

    kavram etrafnda biimlenmi ve Epistemoloji merkezli felsefe ya da

    Kartezyen-Lockeu-Kant felsefe olarak adlandrlabilecek bu anlay

    karmza, zel zihinsel sreler tarafndan mmkn klnan ve genel bir temsil

    kuram yoluyla anlalr hale getirilen kusursuz temsil olarak bilgi kavram

    kartmtr. Bu felsefe biimi ve onu oluturan ayr bir kendilik olarak zihin,

    temsil kuram ve temsilin olanakll ve meruluunun temellendirilmesi

    kavram ve anlaylar, Kuhnun olaan bilimi bir arka plan mutabakat-

    anlamnda normal sylem34 haline gelmitir.

    32 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, s. 45 [Vurgu bana ait]. 33 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, ev. Funda Gnsoy Kaya, Paradigma Yay., stanbul, 2006, s. 15. 34(Kuhnun normal bilim nosyonunn bir genellemesi olan) normal sylem, uzlamaya varmann zerinde-uzlalm kriterlerini cisimletiren (bilimsel, politik,teolojik ya da her ne olursa) herhangi bir sylemdir; anormal sylem ise bylesi kriterlerden yoksun bulunan sylemdir (Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, ev. Funda Gnsoy Kaya, Paradigma Yay., stanbul, 2006, s. 17).

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 178

    ada felsefeyi Descartes, Locke ve Kant geleneine balayan

    ey, insani aktivitenin (ve aratrmann, zellikle de bilgi araynn)

    aratrmann sonucundan nce izole edilebilen bir ereve a priori

    kefedilebilir varsaymlar dizisi iinde vuku bulduu anlaydr.

    Byle bir erevenin var olduu anlay, yalnzca, ayet onu, bilen

    znenin doas, bilen znenin fakltelerinin [yetilerinin] doas ya da

    bilen znenin iinde alt ortamn doas tarafndan empoze edilen

    bir ereve olarak dnrsek, anlaml olur.35

    Geleneksel felsefeyi tutsak alan resim bazlar tam ve kusursuz,

    bazlar kusurlu- ok eitli temsiller ihtiva eden, empirik olmayan saf

    yntemlerle aratrlmaya elverili bir byk ayna olarak zihin resmidir.

    Temsilin taml ve kusursuzluu olarak bilgi nosyonu, ayna olarak

    zihin anlay olmadan kendini asla telkin edemezdi. Descartes ve

    Kanta ortak olan strateji deyim yerindeyse tahkik ve tamir ederek ve

    cilalayarak daha tam ve kusursuz temsillere erime stratejisi- de anlaml

    olmazd. Yakn zamanlarn, felsefenin kavramsal analizden ya da

    fenomenolojik analizden ya da anlamlarn akla

    kavuturulmasndan ya da dilimizin mantna ya da bilincin kurucu

    aktivitesinin yapsna dair incelemeden meydana geldii iddialar ise,

    zihnimizin bir kesinde bu strateji olmadnda hibir anlam ifade

    etmez.36

    Bu stratejiyi biimlendiren ve yukarda genel hatlar ile betimlenen

    tarihsel arka plan zihnin ve epistemolojinin icadnn tarihidir.

    Bu tarih genel hatlaryla yle betimlenebilir: Descartesn dnme

    szcn, phe etme, anlama, dorulama, olumsuzlama, isteme, reddetme,

    tahayyl etme ve hissetmeyi de kapsayacak ekilde kullanmas ve bu kullanm

    merkeze alan bir konuma tarznn felsefe cemaatinin konuma tarz olarak

    olaanlamasnn ardndan, Locke iin ide[a]yi Greke hibir karl

    bulunmayacak tarzda dnme edimi srasnda anlama yetisinin nesnesi olan

    herhangi bir ey ya da dnmede zihnin dolaymsz her nesnesi37 anlamnda

    kullanmak mmkn hale geldi.38 Bylece ide[a] kelimesinin modern kullanm

    Antik Yunan felsefe dili ierisinde olanakl olmayan kullanm- Descartestan

    ve Lockedan tremitir. Rortyye gre,

    () Grek ve Ortaa geleneklerinde, hatta felsefi sanatnda

    Descartes Lockeun ide kullanmyla rten hibir terim yoktur.

    stelik, hem aclarn, hem de ak ve seik idelerin tek ve biricik bir

    35 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, s. 15. 36 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, s. 18. 37 Lockeun ide tanm iin, John Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, ev. Vehbi Hackadirolu, Kabalc Yay., stanbul, 1992, s. 62 . 38 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, s. 56.

  • mer Faik ANLI 179

    Gz nnde resmi geit yapt bir i mekan olarak insan zihni

    konsepsiyonu da olmamt. () Yenilik, iinde bedensel ve algsal

    duyumlarn (Descartesn ifadesiyle, duyum ve muhayyilenin bulank

    idelerinin), matematiksel dorularn, ahlaki kurallarn, Tanr idesinin,

    depresif haletiruhiyelerin ve u anda zihinsel olarak

    adlandrdklarmzdan geriye kalan her eyin szde-gzlemin objeleri

    olduu tek ve biricik bir i mekan nosyonuydu. erideki gzlemcisiyle

    birlikte bylesi bir i arena, Eski ve Ortaa dncesinin muhtelif

    evrelerinde ne srlmt, fakat bu hibir zaman bir problematiin

    temelini ekillendirecek lde yeterince uzun sre ciddiye alnmamt.

    Fakat on yedinci yz yl onu, idelerin rts problemini, yani

    epistemolojiyi felsefenin merkezine yerletiren problemi ortaya

    koymaya imkan verecek lde ciddiye ald.39

    Bylece de tmelleri kavrama yetisi olarak hem ayna hem de gz olan

    Aristotelesi akl, Descartesn maddi olandan tamamen ayr bir tz olarak

    aynada yansyanlar gzlemleyen bir i gz olan zihnine dnm olmaktadr.

    Bu dnmle beraber, bilginin doasna ve kkenine ilikin aratrma

    ayrcalkl i temsillerin aratrlmas halini alr. gzn dolaysz olarak

    grebildii ya da dierlerinden net bir ekilde ayrt edebildii iin yanlsamaya

    demeyecei Kartezyen ak-seik idealar ya da edinilmi idealarn gnderimde

    bulunduu (bal olduu) dorudan d dnyann yansmalar olan Humecu

    izlenimler ayrcalkl temsiller olarak grlmtr. Kantla birlikte bu aray,

    zihnin bizatihi kendisinin ina ettii kurallarn (Saf Anlama Yetisinin lkeleri)

    aray haline geldi.40 Tm bu aray bilginin temellerinin bulunmas ve bu

    temelleri bulan (aa karan) ve snayan disiplin olarak felsefenin kltrn geri

    kalan iin temel oluturmasn salamay amalamaktadr. nk kltr, bilgi

    iddialarnn bir araya toplanma yeridir ve felsefe bu iddialar hkme balar.

    Felsefe bunu, bilginin temellerine vakf olabildii ve bu temelleri bilen-varlk-

    olarak-insana, bilgiyi mmkn klan zihinsel srelere ya da temsil

    etkinliine ilikin bir aratrmada bulabildii iin yapabilir.41 Oysa felsefenin

    bunu yapabileceine ve yapmas gerektiine ilikin inan, bu tarz felsefenin

    ierisinde ekillendii belirli bir dil oyununun / sz daarcnn rettii ve

    ancak o sz daarc ierisinde anlaml olabilecek bir amaca bal olarak aa

    kmtr. Temeller dncesi kendisine ncel olarak zihin-beden, dnce-

    gereklik, temsil ayrcalkl temsiller gibi ayna metaforuna bal olarak

    anlam kazanm kullanmlar gerektirir. Ancak bylesi bir szck daar

    ierisinde bir temeller ve kesinlik sorunu aa kar. Bu nedenle eer ayna

    metaforuna bal olarak yaplanm dil oyununu terk edilirse, bilgi kavramnn

    39 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, s. 57, 58. 40 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, s. 168. 41 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, s. 9.

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 180

    kendisinden vazgemeden temeller problemi iptal edilebilir. Bu balamda,

    Rortynin temelcilie kar k, epistemoloji ierisinden bir kar k deil,

    epistemoloji merkezli felsefenin (ya da dil oyununun) tamamen dna kma

    (klabileceini gsterme) teebbsdr.

    Funda Gnsoy Kayann ifadeleri ile,

    Evet, Rorty, temel arayc felsefe dedii eyin en gl

    muhaliflerinden biridir; tm zclk ve temelcilik formlarna kardr ve

    byk kahraman Dewey ve tabii James gibi, bilgi kavramnn

    kanlmaz insani kklerini kabul eder. Bilgi her trde bilgi-

    Heideggerci anlamda dnya-iinde-Varlk olarak Daseinn bilgisidir ve

    Daseinn dnyay Tanrnn gzyle grme imkn yoktur. Evet, Rorty

    bir post-modernisttir. Aydnlanmann evrenselciliini, rasyonalizmini,

    zcln reddeder ve btn meta-anlatlara kar kar. Ama bir anti-

    modernist deildir. nk bilgi kavramn, insani eylem ve umut

    kavramlarna balar. Aydnlanma rasyonalizmini bir kenara brakmak

    ve Doann aynas imajyla ban koparmak, zorunlu olarak, onun

    liberalizm, bireycilik, zgrlk gibi politik ideallerini terk etmeyi

    gerektirmez.42

    Buna paralel olarak, Rortynin, The Linguistic Turn adl eserin Giri

    blmnde dil felsefesinin nceki felsefelerin dorularndan bir kopu

    anlamnda devrimsel olup olmad tartmasnda Ayerden yapt u alnt,

    Rortynin yaklam iin de geerlidir: Metafiziin olanakszln kantlamaya

    hazr olan kii kendi kuramnn kart olanla karde bir metafizikidir.43 O

    halde Rortyye gre Ayna metaforu evresinde biimlenen dil oyunlarnn

    eletirisi bir yanllama olmad gibi Rortynin nerdii felsefe biiminin de

    bunlar reddedip yerlerine doruyu koyan bir kuram olmadnn

    vurgulanmaldr. Bu vurgu gzden karldnda, Rortynin eletirdii

    yaklamn temel doruluk ayartsna kapld dnlebilmektedir. Bir baka

    deyile, Rorty, Ayna mataforunun merkezi konuma sahip olduu epistemoloji

    temelli szck daarlarnn eletirisini, onlar yanllayarak ayn metafor

    zerinden yapmamaktadr. O, epistemoloji temelli dil oyunlarnn yaratt

    sorunlar zmeye deil, Wittgensteinc anlamda terapatik bir yntemle bu

    sorunlarn neden var olduklarn ve nasl bir kenara braklabileceklerini

    gstermeye almakta ve de hakknda felsefi bir gre sahip olunmas

    gereken bir ey olarak zihine, hakknda bir kuram bulunmas gereken ve

    temellere sahip bir ey olarak bilgiye ve Kanttan bu yana anlalm olduu

    42 Funda Gnsoy Kaya, a.g.e., s. XLVIII. 43 Richard Rorty, The Linguistic Turn: Essays in Philosophical Method, s. 5.

  • mer Faik ANLI 181

    ekliyle felsefeye beslenen gvenin altn kazmak44tadr. Bir baka deyile bu

    temeller dncesinin temelini kazmaktr.

    Sonu

    Descartesla balayan ve bilginin salam temellerinin bulunmasna

    ynelik aray, bilgiye temel olabilecek bir ilk ilkenin olanakll dncesi,

    Kant sonras felsefede kendinde ey - fenomen ayrmn da aacak biimde

    birlii salayabilecek ve sonraki ayrmlarn bu ilkeye bal olarak

    aklanabilecei sistemsel bir birlik arayna dnmtr. Fakat bu ilk ilkenin,

    sistemin kendisinden tretilecei ya da kendisi ile temellenecei ilk ilke olmas

    nedeniyle dolaysz, bir baka deyile de koulsuz olmasnn gereklilii, bir yarg

    formunda ortaya konulursa bu koulu doas gerei salayamayaca, yarg

    formunun dnda ise ayrmlarn nasl ve neden aa ktn aklayamaz

    kalaca eletirileri ile karlamtr. Erken Alman Romantizminin felsefi

    zemini bu tartma balamnda olumu ve kendisini ilk ilke zerine

    temellenmi, tamamlanm sistem dncesinin eletirisi olarak gstermitir. Bir

    baka deyile, Erken Alman Romantizminin anti-temelcilii bilgiye temel

    olabilecek bir ilke zerinden tamamlanmla ynelik bir kukudur. lk ilkenin

    ancak ve ancak Kant anlamda dzenleyici bir kavramdan teye gidemeyeceini

    savlayan Romantikler, temele alnacak bu tr hipotetik yarglarn alternatifleri de

    ne srlebilir olduundan, byle temellendirilen sistemlerin gereklii kavrama

    iddiasnda bulunamayacan ifade ederler. Dier taraftan ilk ilke bir yarg

    formunda ortaya koyulduu anda, anlan (zihnin) doas gerei ayrm aa

    karacak ve yargdaki bu farkllama koulsuz temel iddiasn ortadan

    kaldracaktr. Bilginin kayna, kkeni sorununa geri dnlerek znenin

    gereklik ile dolaymsz ilikisi olarak sezgiye ya da inanca gnderimde

    bulunmak, bilimselleme ideali ile eliecek ve bilimsel bir sistemin temellerinin

    bilgi terimleri ile aklanamamas, ortaya koyulamamas sonucunu douracaktr.

    Bu balamlarda temeller dncesine kar kan ve mutlak temeller programn

    hedef alan kukuculuk Erken Alman Romantiklerinin anti-temelcilii olarak

    grlmektedir. Fakat bu durum, sistematik dnceden tamamen vazgemek ya

    da bilgiyi deersizletirmek anlamna gelmemektedir. Balangta bir

    tamamlanmlk olarak temeller dncesi eletirilirken, btnsellik ve btnde

    birlik ereinden vazgemek sz konusu deildir. Romantiklerin anti-temelcilii,

    bilginin mutlak temeller zerine kurulmu bir tamamlanmlk olmaktan te,

    erei btnle yaklamak olan ve ereinin doas gerei sonsuza ertelenmi bir

    btnselci yaklamdr. Bir dier deyile, mutlak balangta verili olan ve geri

    kalan her eyin onun zerine ina edildii balang noktas deil, sonuta

    44 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, s. 10.

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 182

    ulalacak olan btnlktr. Bu Beiserin deyimiyle, Spinoza ve Fichteyi

    sonsuzda evlendirmektir. Bu, zorunluluk ile zgrln, realizm ile idealizmin

    btnl, hakikatin tamamlanmas olacaktr.

    Bu balamda ada dil felsefesinin anti-temelcilii irdelendiinde,

    Rortynin hakikatin dilde yaratld ve bu yaratmn zgrln sonsuzca

    dallanp budaklanan gerekletirimi olduu sav Erken Alman Romantizmi ile

    paralellikler tamaktadr. Dilde icat edilen her bir hakikat, bir dil oyunu (szck

    daar) olarak kendisini gsterecek ve gereklie uygulanan bir alet olarak

    dierleriyle edeer olacaktr. Dil oyunlar arasndaki fark, o dil oyunu ierisinde

    ne yapabildiimiz ve ne yapamadmz zerinden aa kacaktr. Bunlardan

    herhangi biri, dnyann (gerekliin) kendinde ve kendi bana var olma tarznn

    doru bir temsili olduu sav ile ne kartlamaz ya da ayrcalkl klnamaz.

    nk hakikatin dilde yaratldn ve herhangi bir gerekliin yansmas ya da

    da vurumu olmadn savlayan yaklam tam da bylesi bir temsil ve temsili

    meru klan temel dncesinin anlamsz olduunu ne srmektedir. O halde

    herhangi bir zorunluluk iddias, belli bir dil oyununa greli, o oyunun kurallarna

    bal olarak tanmlanan ve kullanlan dilsel bir durumdur. Doann (dil d

    gerekliin) bir zorunluluk alan olarak kendisini gsterebilecei tek alan ise,

    herhangi bir szck daarnn uygulamasna kar gsterecei direntir. Ancak

    uygulamada bu direnci gsteren gereklik tanmlanmas ve hatta bir ey olarak

    alglanmas balamnda kendisini dile uydurmaktadr. Dier bir deyile, dilin

    snrlar dnyann da snrlardr. Dil oyunlarnn olumsall ve oulluu bu

    oyunlarn izdii snrlarda farkl dnyalar da olanakl klmaktadr. Bu da

    Romantiklerin Spinoza ile Fichtenin birliini salamaya altklar noktada,

    ada dil felsefesinin bir anlamda dil ile dnceyi rttrerek idealizm

    tarafna m dt sorusunu ne karmaktadr. Rorty de Felsefe ve Doann

    Aynas adl eserinde, Kuhnun Newtonun ve Aristotelesin farkl dnyalarda

    altklar ynndeki ifadesinin bir yanl anlamaya ak olduunu belirtir. Ona

    gre, iinde farkl kuramlarn taraftarlarnn kendi kantlarn sunduklar ntr

    gzlem dilinin kuramlar arasnda karar vermede pek az katkda bulunduunu

    sylemek ile taraftarlarn farkl eyler grdkleri ya da farkl dnyada

    yaadklar iin byle bir dilin bulunmadn sylemek ise baka bir eydir.45

    Rorty bu ayrm belirttikten sonra u ifadeleri kullanr:

    () [Kuhn] ayn zamanda Aristoteles ve Galileonun

    yuvarlanan talara baktklar zaman, ilkin snrl d, ikincileyin ise

    sarka grdkleri ve sarkalarn gestalt deiimine/alg kalb

    deiimine yolaan- paradigma trnde bir ey yoluyla varlk

    kazandklar iddialarn anlalr klmak zorunda olduumuzu dnd.

    45 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas, s. 330, 331.

  • mer Faik ANLI 183

    Bu fikirlerin talihsiz sonucu, sallanan sarkac bir kez daha realizm ile

    idealizm arasna yerletirmek oldu.46

    Grlmektedir ki, Rorty de Kuhnun argmannn yanl anlalmas

    sonucu idealizme dme tehlikesinin aa ktnn farkndadr. Oysa, ifade

    edildii gibi, paradigmalar aras ntr bir dilin olanakszlna yaplan vurgu, d

    dnyann paradigma deiimleri ile deitii anlamn tamamaktadr. Farkl

    paradigmalara uyarlanm bilim adamlarnn birbirlerini anlayamamalar, farkl

    d dnyalar ile uramalarndan deil, ayn dnyaya farkl aletler

    uygulamalarndan ve bu uygulamalar ile farkl iler baarmalarndan

    kaynaklanmaktadr. Rortyye gre, insanlar inanlar (bilgi iddialar vs) ve

    arzulardan oluan ebekeler olarak deil de bu inanlara ve arzulara sahip olan

    varlklar olarak betimlendiklerinde, bunlara sahip olan, onlarn arasnda seim

    yapan, kullanan ve onlar araclyla kendisini da vuran bir ekirdek (tzsel)

    benlik tasarlamak kanlmaz olacaktr. Bununla birlikte bu inanlar tzsel bir

    benlik ile onun dnda olan ey arasnda yer alacaktr. Bylesi bir l yapda

    (Tzsel benlik inanlar ve arzular Tzsel d dnya) inanlar d dnyaya

    uygunluk bakmndan, arzular insan benliinin z doasna uygunluk

    bakmndan deerlendirilecektir.

    Bylece, bu inanlar ve arzular ebekesinin bir ucunda benliin

    ekirdek znn, br ucunda ise gerekliin yer ald bir resim vardr

    elimizde. Bu resimde, sz edilen ebeke, birini davuran brn de

    temsil eden iki ey arasndaki bir etkileimin rndr. dealizmin

    yerinden etmeye alp baarszla urad, Nietzsche, Heidegger,

    Derrida, James, Dewey, Goodman, Sellars, Putnam, Davidson ve

    bakalarnn kendilerini idealistlerin paradokslarna bulatrmakszn

    yerinden etmeye altklar geleneksel zne nesne manzaras budur.47

    Bu yerinden etme abasnda, inanlarn ve arzularn ina edildikleri ara

    (medium) olarak benlik ile dnya arasna dnce, zihin ya da bilini

    yerletirmek yerine dili yerletirmek de bir dnm deildir. nk, dilin

    dnce ya da bilincin yerini ald yaklam halen nceki zne-nesne resmini

    kullanmaya devam edecektir. Rortyye gre, bu resmi temele alan idealist bilgi

    teorileri ve imgelem konusundaki Romantik anlaylar bilin jargonundan dil

    jargonuna kolaylkla aktarlabilir. Bu aktarm, bylesi teorilere gsterilecek

    gereki ve ahlak tepkiler asndan da eit derecede kolaydr. Bylece,

    romantizm ile ahlaklk, idealizm ile gerekilik arasnda tahterevalli gibi bir o

    yne bir bu yne arlk verilerek srdrlen savalar, verili bir dilin bir greve

    ya insan trnn doasn gereince davurma grevine, ya da insani olmayan

    gerekliin gereince temsil edilmesi grevine- yeterli olup olmad sorusunu

    46 Richard Rorty, Felsefe ve Doann Aynas s. 331. 47 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, s. 33, 34.

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 184

    anlaml klma ynnde bir umut olduu srece devam edecektir.48 Yaplmas

    gereken ise bu tahterevalliden kurtulmaktr. Bunun yolu ise Rortynin yapmaya

    alt biimde ne indirgemeci ne de yaylmac olan bir dil anlay

    gelitirmektir. Dil oyunlarnn birer alet olarak grldkleri anlayta, Aletleri

    kullanan kim? sorusu sorulduunda ise iki tr yant olanakl olacaktr. lki

    Ferdinand De Saussuren dil ile satran oyunu arasnda kurduu benzerlik

    ilikisine dt nottur:

    Karlatrmann geersiz olduu bir tek nokta var: Satran

    talar oynatmak ve dizge stnde bir eylemde bulunmak amacn

    gder. Oysa, dil nceden hibir ey tasarlamaz. Dilin talar

    kendiliklerinden ve rastlantsal olarak yer deitirir. () Satran

    karlamasnn her bakmdan dilin ileyiine benzeyebilmesi iin

    bilinsiz ya da aklsz bir oyuncu varsaymak gerekir.49

    kincisi ise, Rortynin de nerdii gibi, insanlar kr, olumsal ve mekanik

    gler dnyasnda ortaya kan yenilikler olarak aa km dil oyunlar

    (szck daarlar) ierisinde oluturulmu inanlardan ve arzulardan oluan

    ebekeler olarak grmektir. Bir dil ncesi bilin yoktur. Bizatihi bir bilin

    olarak betimlenen ey sadece atalarmzn dilini kullanma ynnde, onlarn ceset

    suratl metaforlarna tapnma ynnde bir eilimdir.50 te yandan, bilginin bir

    hakikat iddias olarak dilde yaratldn ve her hakikatin belirli bir dil oyununa

    greli olduunu, geerlilik ltnn ise yine o dil oyununa ikin olarak

    belirlenen amalar dorultusunda bir uygulama meselesi olduunu savlamak,

    gereklik hakknda bilgi terimleri ierisinde ancak ve ancak bir dil oyununa

    greli olarak konuabilmek anlamna gelmektedir. Bamsz varl kabul edilen

    gerekliin nelii hakknda dil oyunlarndan ve genel olarak da dilden bamsz

    olarak hibir ifadede bulunulamamas ve hibir dil oyununun gerekliin ifadesi

    balamnda ayrcalkl olmamas dil oyununun dna taan bir kendinde-eyin

    var olduu sonucunu douracaktr. Bu balamda, ada dil felsefesinin bu

    kanadnn idealizme dt sylenemese de btnselci romantik tavra deil,

    kendinde gereklik balamnda geni anlamyla deimez ussal yapnn a priori

    kategorilerinden ve idealarndan arndrlm ve dilin (farkl dil oyunlarnda

    farkllaan biimde) gereklik anlayn kkten koullad sav ile- dile

    ynelmi bir Kant tavra yaknlat grlmektedir.

    Erken Alman Romantizmi ile ada dil felsefesinin anti-temelciliklerinin

    erekleri karlatrlabilir bir dier noktadr. Buna gre, daha nce de deinildii

    gibi Fichtenin idealizmi, indeterminizmi ile Spinozann realizmi ve

    determinizmini btnle ulatrma erei Romantizmin karakteristii olarak

    48 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, s. 34. 49 Ferdinand De Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, ev. Berke Vardar, Multilingual, stanbul, 2001, s. 136, 137. 50 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, s. 48.

  • mer Faik ANLI 185

    grlrken, herhangi bir dil oyununu btnselci bir yaklamla ele alan Rorty, dil

    oyunlar toplamn tamamlanm ya da tamamlanabilir bir btn olarak grmez.

    Alternatif szck daarlar (dil oyunlar) bir bulmacann paralar, tek bir

    hakikatin birbirini tamamlayan farkl boyutlar deildir. Bu nedenle de szck

    daarlar bir st-szck-daarnda ya da bir st-oyunda birletirilemezler.

    Yeni, nc bir szck daarnn Galilei, Hegel ya da ge

    dnem Yeats gibi insanlarn gelitirdikleri trden szck daarnn-

    deneme ve yanlma yoluyla tedrici yaratm eski szck daarlarnn

    birbirlerine nasl uyduklarna dair bir keif deildir. () Bylesi

    yaratmlar bir bulmacann paralarn birbirine uygun klmann sonucu

    deildir. Bu yaratmlar grnlerin ardndaki bir gerekliin, sadece

    paralar alglayabilen miyop grlerin yerini alacak btn resme dair

    arptlmam bir grn kefedilmesi deildir. Bu yaratmlar iin

    kullanlabilecek en uygun analoji, eski aletlerin yerini alacak yeni

    aletlerin icad olabilir.51

    Bu durumda, idealizm ile realizmin ya da farkl kartlklarn

    btnsellikte birlie getirilmesi gibi bir erek ya da olanak Rortyde sz konusu

    deildir. Bu balamda gerekliin btnsellii ierisinde bilinmesi sonsuza

    ertelenmi bir erek olmaktan da karlmakta, hakikatlerin sonsuza dek zgrce

    oaltlmas sz konusu edilmektedir. Rortynin zgrln sonsuzca dallanp

    budaklanan gerekletirimi olarak grd yaratm sreci bundan baka bir ey

    deildir.

    Erken Alman Romantizmi ve ada dil felsefesinin Rorty tarafndan

    temsil edilen kanad arasnda, zellikle Frankn ontolojik ve epistemolojik

    realizm sav balamnda, Aydnlanma rasyonalizminin eletirisi ve

    tamamlanmln salaycs olarak ilk ilkeler ya da temeller dncesinin

    yadsnmas konusunda paralellikler grlmektedir. Buna karn zellikle

    felsefenin ya da dncenin erei konusunda bir farkllama aa kmaktadr.

    Erken Alman Romantizminin anti-temelcilii hakikatin balangta deil,

    sonuta bir btne ve tamamlanmaya doru bir sre olarak ele alnmas

    gerektiini ortaya koyarken, Rortynin anti-temelcilii ulalacak bir btnsellii

    deil, stesinden gelinemez bir paralanmlk ve paralarn edeerlilii

    sonucuna ulamaktadr. yle ki, Rorty asndan, Romantikler, (sonsuza

    ertelenmi olsa da) sonuta bir btne ulama erekleri ile metafizikilerin

    kardeleridir.

    51 Richard Rorty, Olumsallk, roni ve Dayanma, s. 36.

  • ada Dil Felsefesinin ve Erken Alman Romantizminin Anti-Temelcilik Anlaylarnn Karlatrlmas 186

    KAYNAKA

    BEISER, Frederick C., The Romantic Imperative, Harvard University Press,

    Cambridge, Massachusetts, and London, England, 2003.

    DEMR, Gkhan Yavuz, Sosyal Bir Fenomen Olarak Dilin Belirsizlii,

    Paradigma Yay., stanbul, 2007

    FRANK, Manfred, The Philosophical Foundations of Early German

    Romanticism, translated by Elizabeth Milln-Zeibert, State University of

    New York Press.

    GNSOY KAYA, Funda, Richard Rortyye Giri, Felsefe ve Doann Aynas,

    Paradigma Yay., stanbul, 2006.

    HENRICH, Dieter, Between Kant and Hegel, edited by David S. Pacini,

    Harward University Press, 2003

    HLDERLIN, Friedrich, Hyperion veya Yunanistanda Bir Yalnz II, ev.

    Melahat Togar, Milli Eitim Basmevi, 1965.

    HLDERLIN, Friedrich, Varlk ve Yarg, ev. Metin Bal, Bibliotech Felsefe

    Sosyal Bilimler Dergisi, Say: 6, s. 80, 81, 2008.

    KANT, Immanuel, Ar Usun Eletirisi, ev. Aziz Yardml, dea Yay., stanbul,

    1993.

    NOVALIS (Friedrich Leopold von Hardenberg), Philosophical Writings,

    Translated and Edited by Margaret Mahony Stoljar, State University of

    New York Press, 1997.

    RORTY, Richard, The Linguistic Turn: Essays in Philosophical Method, The

    University of Chicago Pres, 1992.

    RORTY, Richard, Olumsallk, roni ve Dayanma, ev. Mehmet Kk-Alev

    Trker, Ayrnt Yay., stanbul, 1995.

    RORTY, Richard, Felsefe ve Doann Aynas, ev. Funda Gnsoy Kaya,

    Paradigma Yay., stanbul, 2006.

    SAUSSURE, Ferdinand De, Genel Dilbilim Dersleri, ev. Berke Vardar,

    Multilingual, stanbul, 2001.

    SEARLE, John, Zihin Dil Toplum, ev. Alaattin TURAL, Litera Yay., stanbul,

    2006.

    SOYKAN, mer Naci, Felsefe ve Dil, 2.Bask, MVT Yay., stanbul, 2006.

    WITTGENSTEIN, Ludwig, Felsefi Soruturmalar, ev. Deniz Kant, Kyerel

    Yay., stanbul, 1998.