Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü...

60
Berkin İçin Adalet İsteyenlere Kur şun, Soru şturma, İşten Atma... Halka Kur şun S ı kan Kahraman Madenciye Tekme Atan Tayyip’in Müste şar ı na Zaman A şı mı www.yuruyus.com [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 423 29 Haziran 2014 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

Transcript of Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü...

Page 1: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

HER ALANDA DÜZENİN ALTERNATİFİYİZ!

Ankara’da Anadolu Halk Festivali Yapıldı

Berkin İçinAdalet İsteyenlere

Kurşun,Soruşturma,İşten Atma...

Halka Kurşun Sıkan

Kahraman

MadenciyeTekme Atan

Tayyip’inMüsteşarına Zaman Aşımı

www.yuruyus.com

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 42329 Haziran 2014

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

Page 2: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DoğruGenel Yayın Yönetmeni:Emel KeleşAdres: Katip Mustafa Çelebi Mah.

Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Gülbahar Mah. Cemal SahirSok. Kral Apt. 7/1 B Blok No: 17Daire: 6 Mecidiyeköy / İSTANBULTel: (0-212) 216 41 78

Faks: (0-212) 216 41 79

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş.Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euroİsviçre:6 FrankHollanda: 4

Euroİngiltere: £ 3Belçika: 4 EuroAvusturya: 4Euro

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus.com [email protected]

Anadoluyu’m Ben, Her Yanı Direniş, Her Yanı Cephe!

Haftalık Süreli Yerel YayınSiyasi Dergi Fiyatı: 1 TL

Page 3: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

İİ ç i n d e k i l e r47 Halkın Hukuk Bürosu:

“Balyoz” sanıkları da tahliyeoldu... Oligarşi içi çatışma da,saflaşma da devam ediyor!

48 HDP, Kürt milliyetçi hareketindüzen içine giderken, solu dayanına çekme projesidir

50 Halk Düşmanı AKP:Berkin Elvan’ın adınıağzına almak, Işıtan Önder’iokul birinciliğinden etti

51 Adalet İstiyoruz:12 Eylül yargılaması,faşist düzeni aklamamizansenidir!

52 Avrupa’da Yürüyüş:Her şeyi halkın birliğiile başaracağız!

54 Konser Foto Albümü:Irkçılığa karşı konseriemekle, fedakarlıklailmek ilmek örgütledik

54 Avrupa’daki Biz:Kulaklarımız sağır,gözlerimiz kör olmasın!İhsan Gürz’ünkatillerinden hesap soralım!

56 Yitirdiklerimiz...

59 Öğretmenimiz...

Hasan Feritler’le,Berkinler’le,şehitlerimizle büyütüyoruz!

23 Çürümüş düzenin

tek alternatifi devrimcilerdir!

28 Liseliyiz Biz: Liseliler ve

Liseli Dev-Genç'inmücadelesi -1

31 Tarihimizden Öğreniyoruz:Halkın avukatlarındanFuat Erdoğan

33 Savaşan Kelimeler:“Akıl tutulması” değil,faşist terör

34 Soma için adalet istiyoruz!

37 Devrimci İşçi Hareketi:Sendikalar İşçilerin Çıkarlarıİçin Kurulmuş Demokratik KitleÖrgütleridir

38 Kaşıkla verip kepçeyle alıyor

40 Tanıyın bunları!

İşçilerin asıl katillleribunlardır!

44 İstanbul’un bütün yoksul

mahalleleri bizim olacak!

46 Gençlik Federasyonu’ndan:Yaşamımızın her anı

örgütlenme faaliyetidir!

6 Yatıp kalkıp Berkin demeye

devam edeceğiz!Gerekirse yatmayacak,adalet isteyeceğiz!

8 Cumhurbaşkanlığı seçimi

oligarşinin krizini çözemez!

10 TAYAD’lı Ailelerden:Hasta tutsakları AKP’nin pa-ketleriyle değil,mücadelemizle

hücrelerden çekip alacağız!

12 AKP polisinin

çadır hazımsızlığı

14 Ortadoğu’da kan gölünün

sorumlusu emperyalistler veişbirlikçileridirKurtuluş halklarındevrimci savaşındadır!

17 Halk İsyanları: Hasan Sabbah

18 Ankara’da Anadolu

Halk Festivali yapıldı

21 Anadolu kültürünü yiğitlerimiz

4 Berkin için adalet isteyenlerekurşun, soruşturma...Halka kurşun sıkanlar isekahraman

Berkin İçin Adalet İstiyoruz!

28 Haziran’da Hasta Tutsaklar İçinAdım Adım Ankara’ya Yürüyoruz...

Yola Çıkış: Kartal Meydanı, Saat: 13.30

Page 4: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Soma Maden Katliamı’ndan son-ra Soma’da bir maden işçisi milyon-ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte takım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından yere yatırılıp tek-melenmişti... Takım elbisel, kravatlıkişinin Başbakanlık Müsteşarı YusufYerkel olduğunu öğrendik... YusufYerkel’in hakkında soruşturma açıl-dığı ve görevden alındığı söylenmişti.Ancak öğrendik ki, olayın üstündengeçen bir aylık süreçte amirleri tara-fından hakkında idari soruşturmaaçılmadığı için zaman aşımına uğra-mış... Yani maden işçisi yediği tek-melerle kalacak... Muhtemeldir ki,müsteşar Yusuf Yerkel aynı işine geridönmese de Başbakan Erdoğan tara-fından terfi ettirilerek ödüllendirile-cektir...

Yine geçen hafta içinde Bod-rum’da tatil yapan AKP’nin karapara aklayıcısı Rıza Sarraf’ı halk‘hırsız var’ diyerek protesto etti… Al-tındaki yatı nasıl aldığını sordular. Sar-raf tam bir yüzsüzlükle cevap veriyor:“Ondan, bundan borç aldığım para-larla aldım” diyor... Sarraf’ı protestoeden halkın üzerine korumaları sal-dırdı. Bu saldırıda halktan bazı kişi-ler hastanelik oldu… Korumalar ta-rafından açık bir saldırı ve yaralamaolayı var. Olay yerine gelen polislerhalka şikayetçi misin diye sormadı.Rıza Sarraf ve korumalarını karako-la davet edip şikayetçi olup olmadı-ğını soruyorlar...

Dayağı halk yiyor, hastanelik olu-yor, şikayetçi oluyor musun diyehalka değil, Sarraf’a soruluyor...

Van’da Yabancılar Şubesi'nde dö-vülen 17 yaşındaki Afganlı çocuk ye-diği dayaklar sonucu öldü... Yapılanincelemelerde olay yerine bakan ka-meranın 'bozuk' olduğu ortaya çık-tı...

İzmit Gazi Anadolu Lisesi’ni bi-rincilikle bitiren Işıtan Önder 12 Ha-ziran’daki mezuniyet töreninde “Geziolaylarında ölen Berkin Elvan ve Aliİsmail Korkmaz’ı unutmadık. Onlarbu sıralarda hep oturacaklar” dedi…Önder daha konuşmasını yaparkenmüdahale edip konuşmasını kesmekisteyenler oldu. Daha sonra Önder’inbu sözleri üzerine okul idaresi tara-fından soruşturma açılarak aldığı bi-rincilik elinden geri alındı.

Berkin Elvan’ın vurulduğu gündenberi sürdürülen yoğun mücadele veHalkın Hukuk Bürosu avukatlarınındavayı adım adım takip etmesi so-nucunda Berkin’i vuran katilleri bul-duk... Berkin’in katilleri artık bilini-yor, sır değil... Ancak buna rağmenkatilleri hala yakalanmadı, açığa alın-madı, ellerinde silahlarıyla halka kur-şun sıkmaya devam ediyorlar...

Liseli Dev-Genç’liler Berkin El-van’ın katillerinin cezalandırılmasıiçin “Adalet İstiyoruz” diyerek ders-leri boykot eylemi yaptılar. Okmey-danı İTO (İstanbul Ticaret Odası) Li-sesi’nde okuyan Dev-Genç’lilerinboykot eylemine polis saldırdı. 14-15yaşındaki liselilerin üzerine poliskurşun yağdırdı... Bu saldırıda Ok-meydanı Cemevi bahçesindeki UğurKurt adındaki bir kişi başından vu-

rularak katledildi...

Valiliğin açıklaması “nereden gel-diği belli olmayan bir kurşunla vu-rularak öldüğü” şeklinde oldu... “UğurKurt polis tarafından değil, eylemci-ler tarafından da vurulmuş olabilir” di-yerek kendi suçlarının üstünü örtmeyeçalıştılar... Yine Halkın Hukuk Bü-rosu’nun yoğun çabaları sonucundaUğur Kurt’u öldüren kurşunların po-lislere ait olduğu kanıtlandı... Sonuçolarak Uğur Kurt’un katillerinin kimolduğu biliniyor... AKP suçunu dev-rimcilerin üstüne yıkmayı başara-madı... Ancak katilleri koruma ko-nusunda hiçbir şeyden çekinmiyor.Uğur Kurt’un katillerinin kim oldu-ğu biliniyor ve katiller görevlerininbaşında halka kurşun sıkmaya devamediyorlar...

KATİLLER AKP TARAFINDANPERVASIZCA KORUNURKENBERKİN ELVAN İÇİN ADALET İS-TEMEK KATLEDİLME GEREK-ÇESİ, ADINI AĞZINA ALMAK Bİ-RİNCİLİĞİN ELİNDEN ALINMA-SI, SÜRGÜN, İŞTEN ATILMAK....

Eskişehir Anadolu Üniversite-si'nde araştırma görevlisi olan Tun-cay Dil ve Osmangazi Üniversite-si'nde araştırma görevlisi olan Nuri-ye Gülmen hakkında Berkin Elvaniçin Eğitim-Sen tarafından düzenle-nen eylemlere katıldıkları gerekçesiylesoruşturma başlatıldı.

Bu aktardıklarımız sadece son birhafta içinde basına yansıyanlardır...Basına yansımayan onlarca olayın ol-duğunu biliyoruz.

BBerkin İçin Adalet İsteyenlereKurşun, Soruşturma, İşten Atma...Halka Kurşun Sıkanlar KahramanMadenciye Tekme Atan Tayyip’in

Müsteşarına Zaman Aşımı!

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN4

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 5: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

“Berkin Elvan Ölümsüzdür”Sloganı Atana 26 Yıl Hapis Cezası

1 Mayıs kutlamalarına ilişkin İstanbul Başsavcılı-ğı’nca iki iddianame hazırlandı. İstanbul 10. Ağır CezaMahkemesi'nde açılan davanın iddianamesinde 'Ber-kin Elvan ölümsüzdür' sloganı 'Terör örgütünün ce-bir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gös-terecek' slogan olarak yorumlandı. Yani bu iddianameyegöre 26 yıl hapis istenmektedir. Bu iddianameye göre"BERKİN ELVAN ÖLÜMSÜZDÜR" sloganı at-tıkları için 11 kişi hakkında 9 yıl ile 26 yıl arasındahapis cezası istenmektedir...

BU NASIL ADALET?

Kurşun sıkanlar, 14-15 yaşındaki çocuklarımızı kat-ledenler bellerinde silahları ile görevlerinin başında du-ruyor.

307 madencinin katledildiği günlerde milyonların gö-zünün önünde bir madenciyi tekmeleyen başbakanlıkmüsteşarı hakkında, amirleri tarafından soruşturmaaçılmadığı için zaman aşımıyla artık soruşturma açıl-mayacak...

Diğer taraftan Berkin Elvan’ın adını ağzına alan-ların başına ölüm dahil gelmeyen yoktur...

Bu adaletsizlik daha fazla sürer mi? Katil polislerbizzat Başbakan Erdoğan tarafından ödüllendiriliyor...

Katil, hırsız Başbakan Erdoğan bir de cumhurbaş-kanlığına aday oluyor... Halk için ekmek, adalet, özgürlüktalepleri canlarıyla eşdeğerdir... Durum buyken halkı-mız cumhurbaşkanlığı seçimleriyle oyalanıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri halkın gündemi de-ğildir... Halkı için seçilmiyor cumhurbaşkanı...

“İlk kez halk cumhurbaşkanını seçecek” denilerekhalk bu sürecin içine katılmak isteniyor... Halk kendigündeminden uzaklaştırılmak isteniyor...

Çatı adayı ile AKP karşıtı ve düzenden umudunukesen halk kesimleri Cumhurbaşkanı seçimleriyletekrar düzene yedeklenmek isteniyor... Çatı adayıdiye halkın karşısına çıkartılan Ekmeleddin İhsanoğ-lu halkın adayı değil, AKP iktidarıyla yönetememe kri-zi derinleşen oligarşiyi krizden kurtarma çabasıdır...

Halkımız, düzenin tuzaklarına düşmeyelim... Bu dü-zenin tek alternatifi devrimdir.

Bugün en temel talebimiz ekmek, adalet ve öz-gürlüktür...

Faşizm oligarşik devletin karakteridir... Faşizm dü-zenin adıdır... Seçimler faşist düzene nefes aldırma bo-rularıdır... Faşizmin maskesidir...

Bugün en temel talebimiz ADALETTİR... Adale-tin olmadığı yerde ekmek de, özgürlük de olmaz...

ADALET İSTİYORUZ!

ADALET İÇİN FAŞİZME KARŞI DİRENİŞİBÜYÜTELİM!

307 MADEN İŞÇİSİNİN KATLEDİLDİĞİ GÜNLERDEAKP’Yİ PROTESTO EDEN BU MADEN İŞÇİSİBAŞBAKANLIK MÜSTEŞARI YUSUF YERKEL

TARAFINDAN BÖYLE TEKMELENMİŞTİ... YUSUFYERKEL AMİRLERİ TARAFINDAN SORUŞTURMA

AÇILMADIĞI İÇİN ZAMAN AŞIMINA UĞRADI! DİĞERTARAFTAN “BERKİN ELVAN ÖLÜMSÜZDÜR” DİYENE

26 YIL HAPİS CEZASI İSTEMİYLE DAVA AÇILDI!

55

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 6: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

AKP’nin ve onun şahsında devletin“Gezi korkusu” gün geçtikçe büyü-meye devam ediyor. Ali İsmail’i, Ab-dullah Cömert’i, Ethem’i, 14 yaşındakiçocuklarımızı kurşunlarla, gazlarla, be-yinlerini sokaklara akıtarak katledenlerbir gün yaptıklarının hesabının soru-lacağının korkusu içinde sağa sola sal-dırıyor, korkularını bastırmaya çalışı-yorlar. İstiyorlar ki; Berkin unutulsun,Ali İsmail, Ethem ve diğerleri unutul-sun... İstiyorlar ki; onları katlettikleriyanlarına kar kalsın, kimse katil ol-duklarını anlatmasın halka. Kimse on-lardan yaptıklarının hesabını sormasın.Kimse Berkin için adalet istemesin…İşte bu yüzden kim ağzını açıp adaletistese, kim gerçekleri haykırsa hemensesini kısmaya, susturmaya, sindirmeyeçalışıyorlar…

Polisin hedef gözeterek attığı gazkapsülü ile vurularak 269 gün boyuncadirenen Berkin için adalet isteyenlerin,Berkin’in katilinin AKP ve onun polisiolduğu gerçeğini dile getirenlerin ya-şadıkları bunun somut göstergesidir.

Vurulduğu günden beri Berkin içinmeydanlara çıkıp adalet isteyenleregazlarla, TOMA’larla saldırıp, işken-celerle gözaltına alarak susturacaklarınısandılar ama yanıldılar. Öğrencileri,memurları, akademisyenleri soruştur-malarla, cezalarla, sürgünlerle sustur-maya, sindirmeye çalıştılar ama yanıl-dılar. Her şeye rağmen, kıyısından kö-şesinden de olsa, gerçekleri yazma ce-saretini gösteren, AKP’yi ve polisinieleştiren basını tehdit ettiler, gözdağıverdiler; böylece gerçekleri gizleyebi-leceklerini sandılar ama yanıldılar...

Berkin için adalet isteyenleri, hattaBerkin’in adını ananları bile “terörist”ilan ederek halkın adalet isteğini bas-tırabileceklerini sandılar ama yanıldılar.Aksine, adalet isteği daha da büyüdü.Her yerde karşılarına çıktı adalet iste-yenler. Nereye gitseler onlarla karşı-

laştılar. Miting meydanlarında, konfe-ranslarda, toplantılarda, açılışlarda…Nereye gitseler “Katil!” haykırışı, adaletisteği hep yankılandı kulaklarında…Bu nedenle gün geçtikçe büyüdü kor-kuları. Öyle ki, artık rüyalarına bilegirmeye başladı bu sesler. BaşbakanTayyip Erdoğan’ın “Yatıp kalkıp Berkindiyorlar…” sözleri bu korkunun ifa-desidir.

Haziran Ayaklanması’nda polis az-gınca saldırıp insanlarımızı katlederken“Emri kim verdi diye soruyorlar.Emri ben verdim” diyerek pervasızcaBerkinler’in katledilmesi emrini ver-diğini itiraf eden Tayyip Erdoğan’ın“Yatıyorlar kalkıyorlar Berkin diyor-lar...” sözleri; arkasından, “ölmüştürgitmiştir, ne anması” sözleri hem birkatilin halet-i ruhiyesinin, gittikçe bü-yüyen korkularının hem de bu korkununneden olduğu gözdağı verme amacınınbir göstergesidir. Tayyip Erdoğan busözlerle aynı zamanda devletin tümkurumlarına “Berkin için adalet iste-yenleri susturun, cezalandırın!” ta-limatını da vermiştir. Böylece işlediğisuçların cezasız kalmasını istemektedir.Bu talimatın gereği olarak da halenBerkin için adalet isteyen öğrencilere,memurlara, akademisyenlere soruşturmave davalar açılmaktadır.

Geçtiğimiz hafta basına bu konudaiki çarpıcı örnek daha yansıdı. BirincisiKocaeli Gazi Lisesi’nde okuyan veokulunu birincilikle bitiren bir lise öğ-rencisinin mezuniyet töreninde yaptığıkonuşma nedeniyle hakkında disiplinsoruşturması açıldığı ve birincilik ün-vanının alındığına ilişkindi.

Habere göre Işıtan Önder adındakiöğrenci törenden sonra açılan disiplinsoruşturması sonucu birinciliğinin elin-den alındığı konuşmasına “Şu an bu-rada şans eseri konuşuyorum” diyebaşladı ve “Bu kürsüde aklıma BerkinElvan'ın ve Ali İsmail Korkmaz'ın

gelmemesi herhalde imkansız. Çünkübu insanların eğitim hakları gaspedildi. Yalnızca eğitim hakları da değil,yaşam hakları da gasp edildi. 15 ya-şında bir çocuğun insanlığa ne gibibir zararı olabilir, soruyorum size?Bu yapılan gaspa en büyük cevabıtarih verecek, en büyük cezayı tarihkesecektir. Bilinsin ki, Berkin Elvanve Ali İsmail hep bu sıralarda oturuyor,hep bu kara tahtada yazıyor olacaktır.”diyerek konuşmasını bitirdi.

Bu konuşmanın hemen ardından,Işıtan hakkında soruşturma açıldığısosyal medyada konuşulmaya başlandı.Yapılan habere göre okul müdürü Ah-met Kemal Saral "Okullar henüz ka-panmadı. Eğitim dönemi devam ediyor.Öğrenci törende amacın dışında ko-nuşma yapmıştır. Hakkında da disiplinsoruşturması açıldı. Soruşturma devamediyor. Disiplin cezası alması halinde,böyle bir disiplinsizlik cezası da öğ-rencinin okul birinciliğini etkiler" di-yerek soruşturma açıldığını doğruladı.

Olaydan sonra bir televizyon prog-ramına katılan Işıtan Önder, kesinliklepişman olmadığını, zaten soruştur-manın kendisini pişman etmek içinaçıldığını söyledi. Haklıydı Işıtan; busoruşturmanın asıl amacı onu pişmanederek, nedamet getirterek diğer öğ-rencilere ve halka gözdağı vermekti.Biliyorlardı olayın basına yansıyacağını,üzerine yazılıp çizileceğini… İstedikleride buydu.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ba-sının konuyla ilgili sorularına verdiğicevaplarla hem bu amacı, hem de as-lında nasıl çarpık bir kafa yapısınasahip olduğunu ortaya koydu. Şöylediyordu Nabi Avcı açıklamalarında;“Şimdi benim televizyondaki röpor-tajından gördüğüm kadarıyla çocukkorktuğumuz gibi bu olaydan ötürüçok fazla etkilenmemiş gibi görünü-yor… Burada ceza verenler bir an-

“Yatıyorlar, Kalkıyorlar Berkin Diyorlar” Diyen Katillerin Berkin Korkusu Büyüyor, Daha da Büyüyecek

Yatıp Kalkıp “Berkin” Demeye Devam Edeceğiz GEREKİRSE YATMAYACAK,

ADALET İSTEYECEĞİZ!

Page 7: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

lamda mükafatlandırmışlar gibi.Hem onun motivasyonunu artır-mışlar gibi, hem de onun çok mutluolduğu bir medyatik ilgiye mazharolmasına yol açmış idarecilerimiz…Buraya kadar anlaşılabilir şeylerbunlar ama daha doğrusu, asıl bun-dan sonrası önemli. O yaştaki birgencin o kadar medyatik bir kam-panyanın merkezine oturtulmasıkendi psikolojisi açısında da çokolumlu olmaz”

Kafaya bakın! “O yaştaki bir gen-cin o kadar medyatik bir kampan-yanın merkezine oturtulması kendipsikolojisi açısında da çok olumluolmaz”mış! O yaştaki gençlerin bey-ninin sokaklara akıtılarak katledilmesinormal, sırf bunu protesto etti diye,sırf Berkin’in adını andı diye bir öğ-rencinin cezalandırılması normal amao yaştaki bir gencin “medyatik” olmasıanormal; öyle mi? Sevsinler sizinbabacan yüreğinizi! Timsah gözyaşıdedikleri bu olsa gerek…

Yine geçtiğimiz günlerde basınayansıyan bir diğer habere göre Ak-

deniz Üniversitesi’nde, Berkin El-van’ın hayatını kaybettiği gün derste,

“Arkadaşlar, bugün 14 yaşındabir çocuk öldü” diyen Yrd. Doç.Dr. Mustafa Şanlı hakkında hem üni-versite yönetimi tarafından idari so-ruşturma açıldı, hem de savcılık so-ruşturması başlatıldı. Habere göreYrd. Doç. Dr. Mustafa Şanlı, sınıftatartıştığı öğrencisi Duygu D. ve babasıtarafından polise şikayet edildi. DuyguD., hocasının “dersle ilgili olmayanLenin ile ilgili ve hükümet aleyhindekonuşmalar yaptığını, Berkin El-van’ın masum, polislerin katil ol-duğunu” söylediğini, bu görüşlerekarşı çıkınca kendisini sınıfta bırak-makla tehdit ettiğini savundu. Bu id-dialar üzerine Şanlı hakkında rektörlüktarafından idari soruşturma başlatı-lırken Antalya Cumhuriyet Başsav-cılığı da ceza soruşturması için rek-törlüğe izin başvurusunda bulundu.

Hakkında soruşturma başlatılanŞanlı, öğrencisi Duygu D.’yi tehditiddiasının gerçeği yansıtmadığını,derste, öğrencilerle Berkin’in ölümü

üzerine tartışırken Duygu D.’nin öf-keyle bağırdığını, buna karşılık ken-disinin “Burası bir üniversite. Üni-versitelerde siyaset konuşmak yasakdeğildir. Üniversiteler tartışma or-tamıdır.” dediğini ifade etti.

Şuraya bakın! Adı üniversite olanbir yerde dahi Berkin’in adını anmak,yalnızca onun polis tarafından katle-dildiğini ifade etmek suç! Şüphesizki burada da amaç yalnızca Yrd. Doç.Dr. Mustafa Şanlı’yı cezalandırmakdeğildir. Bu örnek üzerinden öğretimgörevlilerini korkutmak, yıldırmak,sindirmek, susturmak istiyorlar. Böy-lece, başta da ifade ettiğimiz gibi,tüm halka gözdağı vererek BerkinElvan’ın sahiplenilmesini engellemek,Berkin’in katillerinden hesap sorul-ması isteğini bastırmak istiyorlar.Ama başaramayacaklar. Yatıp kalkıpBerkin demeye devam edeceğiz. Hattagerekirse yatmayacağız. Berkin’inkatillerinden hesap sorulana kadaradalet istemeye devam edeceğiz!

Umudun sesi Yürüyüş, halklabuluşmaya devam ediyor. Yağ-mur, güneş, kar, kış kıyametdemeden bizim politikalarımızınhalka ulaşması için emek veri-yoruz. Hedefimiz halkımızı ger-çekler etrafında birleştirmek vebunu başaracağız. Bizi hiçbirgüç engelleyemez.

İstanbul: Dev-Genç'liler 16Haziran günü Ömürtepe Ma-hallesi’nde 2 saatlik çalışmada25 Yürüyüş Dergisi’ni halkaulaştırdılar. 19 Haziran günüise Kocamustafa Paşa Mahal-lesi’nde 75 Yürüyüş Dergisiulaştırıldı. Dev-Genç'liler 21Haziran günü Sarıyer ÖmürtepeMahallesi’nde esnaflara dergidağıtımı yaptı.Yapılan çalışmada

esnafla sohbetler edildi, Dev-Genç'lilerehalktan, esnaftan ikramlarda bulunulduçaylar içildi, konser bilgilendirmesi ya-pıldı.

Bursa: Yürüyüş Dergisi adalet veözgürlük mücadelesini büyütmek içinGemlik halkına ulaşmaya devam ediyor.23 Haziran günü 4 Yürüyüş okurununGemlik Dereboyu Caddesi’nden baş-layarak çıktığı dergi tanıtımında esnafve iş yerleri gezilerek halka Berkin vetutsak öğrenciler için verilen adaletmücadelesi anlatıldı.

Mersin: Tarsus’ta Yürüyüş okurları24 Haziran günü Musalla Mahallesi’ndedergi dağıtımına çıktı. 3 saat sürendergi dağıtımında mahalle halkına me-gafonla seslenen Halk Cepheliler’i dergidağıtımı boyunca alkışladı. Aynı za-manda mahalle halkı 28 Haziran günüMusalla Parkı’nda yapılacak olan HasanFerit Gedik Yozlaşmaya Karşı HalkPikniği'nin bildirileri dağıtıldı. 50 Yü-rüyüş Dergisi ve 700 adet el ilanı halkaulaştırıldı.

UUmudun Işığını Halkla Buluşturmaya

Devam Ediyoruz!

Gemlik

Mersin

Page 8: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Ağustos ayında yapılacak cum-hurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırkenilk kez seçimle getirilecek olancumhurbaşkanı adayları da bellioluyor.

MHP ve CHP haftalar öncesin-den Başbakan Erdoğan’ın cumhur-başkanı adaylığına karşı ortak bir“çatı adayı” çıkartmak için görüş-meleri başlatmıştı... Nihayet geçenhafta başında 16 Haziran PazartesiCHP, MHP ile yaptığı görüşme so-nucunda “adayımız Ekmeleddin İh-sanoğlu” diye açıkladılar...

Açıkladılar açıklamasına amahemen herkesin “bu da kim” diye-cekleri bir adaydı Ekmeleddin İh-sanoğlu.

Öyle ki halka “cumhurbaşkanıadayımız” diye sunulan Ekmeled-din İhsanoğlu için gazeteciler Kı-lıçdaroğlu’na soruyor “tanıyor mu-sunuz” diye, Kılıçdaroğlu tanıma-dığını söylüyor... Gazeteciler dahilöğrenmek isteyen herkes internet-ten araştırma yapıp ancak öyleöğreniyorlar cumhurbaşkanı ada-yının kim oluduğunu...

CHP-MHP’nin çatı adayına ba-kın, düzenin krizini görün...

Çatı adayına bakın, demokrasidiye halka yutturulmaya çalışılancumhurbaşkanlığı seçiminin nasılbir aldatmaca olduğunu görün...

Çatı adayına bakın, cumhurbaş-kanını halkın mı, yoksa işbirlikçioligarşinin mi seçtiğini görün...

Diğer AKP ve HDP adaylarınındurumu da farklı değildir...

AKP de haftalardır kendi içindeadayın kim olacağına dair “istişa-reler” yapıyor.... CHP ve MHP’nin“çatı” adayı islamcı birisi oluncaAKP’nin inanç sömürüsü, yalan vedemogojiden oluşan propagandalarıboşa çıktı...

HDP, kendi adayını çıkartacağınıaçıklamakla birlikte henüz kimi gös-tereceğini açıklamadı. Ancak HDPiçin cumhurbaşkanlığı seçimleri detüm politikalarında olduğu gibi dü-zenle uzlaşmak için pazarlık ara-cından başka birşey olmayacaktır...

Çatı Adayı Ekmeleddinİhsanoğlu Kimdir?

AKP iktidarının aldığı oy oranıne olursa olsun yönetememe kriziher geçen gün daha da derinleşiyor.AKP iktidarı artık ne tam olarakemperyalizmin, ne de işbirlikçi oli-garşinin çıkarlarını temsil edeme-mektedir. Ekmeleddin İhsanoğlu,uzun süredir cumhurbaşkanı adayıolmak istediğini söyleyen TayyipErdoğan’ın karşısında alternatif ya-ratma çabasıdır. İhsanoğlu’nun halk-la hiçbir ilgisi yoktur...

Ekmeleddin İhsanoğlu; 1943Kahire doğumlu. Mısır Ayn ŞemsÜniversitesi Fen Fakültesi'nden me-zun olduktan sonra akademik ya-şamına şeriat üniversitesi El-Ez-her'de başladı. Doktorasını AynŞems Üniversitesi'nde tamamladı.Profesörlüğünü ise İngiltere'de Exe-ter Üniversitesi'nden aldı.

24 yıl boyunca İslam Konferansı

Cumhurbaşkanını ilk kez hal-kın seçeceği yalandır! Cum-hurbaşkanının kim olacağınıkendileri belirleyip halkaonaylatmak istiyorlar!

CHP ve MHP’nin “Çatı Ada-yı” Ekmeleddin İhsanoğlu hal-kın değil emperyalistlerin veişbirlikçi oligarşinin adayıdır!

Kürt milliyetçi hareketin ye-değinden kopamayan sol,AKP politikalarının parçasıolmaktadır!

Cumhurbaşkanlığı seçimlerihalkın gündemi değil, oligar-şinin gündemidir. Halkın gün-demi ekmek, adalet ve özgür-lüktür! Faşizme karşı birleş-mek ve mücadele etmektir

HDP’nin “Çankaya’ya halkçıkacak” söylemi demagojik-tir. HDP’nin cumhurbaşkanıadayı ‘uzlaşma’ yolunda AKPile pazarlık aracıdır. HDP’yeverilecek oylar AKP’ye veril-miş olacaktır!

AKP iktidarının krizini cum-hurbaşkanlığı seçimleri de çö-zemez! Faşist terör artaraksürecek! Tayyip Erdoğan’ıncumhurbaşkanı seçilmesiAKP’nin yönetememe krizinidaha da büyütecektir.

Cumhurbakanlığı SeçimiOligarşinin Krizini Çözemez

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN88

Ekmeleddinİhsanoğlu

Recep TayyipErdoğan

SelahattinDemirtaş

Page 9: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Örgütü (İKÖ) İslam Tarihi, Sanat veKültür Araştırma Merkezi'nin geneldirektörlüğünü yürüttü. Ayrıca Mil-letlerarası Bilim ve Felsefe TarihiKurumu Başkanlığı ve Başkan Yar-dımcılığı, İslam Konferansı TeşkilatıMilletlerarası İslam Kültür MirasıKoruma Komisyonu Sekreterliği,1998 yılında Londra’da Al Furcanİslamic Haritage Foundation Başkanyardımcılığı görevinde bulundu. İh-sanoğlu 1989 yılında Türk Bilim Ta-rihi Kurumu Kurucu Başkanı olarakgörev yaptı...

2005 yılında İslam İşbirliği Teş-kilatı (İİT) Genel Sekreteri oldu ve2013 yılına kadar da bu görevinisürdürdü.

Görüldüğü gibi katıksız bir em-peryalizmin yetiştirdiği adamdır...

İhsanoğlu’nun yaşamı boyuncaülkemizle tek bir bağı olmamıştır.Tek bağı babasının Yozgat’lı olma-sıdır... Halkın hiçbir kesimini temsiletmemektedir. Halkın değil, düzeninsavunulması için aday gösterilmiş-tir.

İşte çatı adayı diye halkın karşısınaçıkartılan cumhurbaşkanı adayı bu-dur... İhsanoğlu seçilirse eğer halkıncumhurbaşkanı olarak, halk tarafındandeğil, emperyalistler ve işbirlikçileritarafından seçmemiz için halkın önü-ne konulmuş bir adaydır...

Halkın dini inançlarını kullanan,halkı birbirine karşı kışkırtan TayyipErdoğan’ın karşısına, yine İslamcıbir aday konularak alternatif yaratıl-maya çalışılıyor. Bu da özünde oli-garşinin krizinin ne kadar derinleş-tiğinin göstergesidir... Düzen kendialternatifini yaratamıyor...

Düzen içinde AKP’nin bir alter-natifi henüz yoktur ancak halkınAKP’ye karşı olan öfkesi her geçengün daha da büyümektedir... Emper-yalistlerin ve işbirlikçilerin asıl kor-kusu da budur... AKP’nin faşist te-rörüne karşı büyüyen halk muhalefeti,her geçen gün düzenden umudunukesmektedir... Daha fazla devrimcipolitikaların yönlendiriciliğinde öf-kesini ifade etmektedir.

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday-

lığı bırakalım düzenin krizine ilaçolmayı, Alevilerin, solun oylarınıalan düzen partisi CHP için de yenikrizler yaratacak kişidir.

Tayyip Erdoğan’ınCumhurbaşkanı OlmasıOligarşinin KriziniDaha daDerinleştirecektir!

AKP, yağma ve talan üzerine ku-rulmuş işbirlikçi bir iktidardır... Halkaverebileceği hiçbir şeyi yoktur... İç-politikası da, dış politikası da iflasetmiş durumdadır... Oy aldığı ke-simleri din sömürüsüyle, yardım pa-ketleri vb. çıkar ilişkileri çerçevesindekorurken; iktidarını desteklemeyenhalkın tüm kesimlerini düşman olarakgörmektedir. Kontrollü bir şekildehalkları birbirine karşı kışkırtmaktadır.

Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanıseçilmesiyle birlikte AKP’nin ikti-darlarını desteklemeyen halk kesim-lerine karşı düşmanlığı daha da bü-yüyecektir.

Bu yanıyla Tayyip Erdoğan’ıncumhurbaşkanı seçilmesi oligarşininkrizini hafifletmeyecek, daha da de-rinleştirecektir...

CumhurbaşkanınınKim OlacağıOligarşinin Sorunudur,Halkın Değildir!

Cumhurbaşkanı adayı olmak içinen az 20 milletvekili tarafından adaygösterilmesi gerekiyor... Halkla hiçbirilgisi olmayan Ekmeleddin İhsanoğ-lu’nun “çatı adayı” diye halkın kar-şısına nasıl konulduğuna herkes tanıkoldu...

AKP’nin adayının da kim olacağıkonusunda halkın bir tercihi söz ko-nusu olmayacak.

Cumhurbaşkanını “ilk kez halkseçecek” diyerek halkı aldatıyorlar...Bu seçimler kendi belirledikleri aday-ları halka onaylatma seçimidir.

Faşizmle yönetilen ülkelerde se-çimler hep faşizmin maskesi olmagörevini yüklenirler... Bunu en iyiBaşbakan Erdoğan’ın her şeyi san-

dıkla özdeşleştirmesinde görüyoruz.Belediye seçimleri, parlamento se-çimleri, cumhurbaşkanlığı seçimihalkı bir şekilde düzene yedeklemeişlevi görmektedir... Cumhurbaşkan-lığı seçimlerinin amacı da budur...

Bu oyuna en büyük desteği re-formist sol partiler verir... Çünküdüzenden umudunu kesen halk ke-simleri esas olarak bu partiler tara-fından yeniden düzene çekilir ve dü-zen kitlelere umut olarak gösterilir...

Bugün CHP kendi içinde bile ra-hatsızlık yaratacak şekilde sağa kay-dıkça CHP’nin daha önce yüklendiğimisyonu HDP üstlenmeye çalışmak-tadır.

Kendi cumhurbaşkanı adayını çı-kartacağını açıklayan Halkların De-mokratik Partisi (HDP) “Cumhurbaş-kanlığına ilk kez halktan birinin adaygösterileceği”ni söylemektedir. VeHDP ilk tur için çok ciddi hazırlandı-ğını, halkın asıl ‘çatı adayı’nın kendiadayları olduğunu söylemektedir...

En az diğerleri kadar HDP’nin busöylemleri de gerçek dışıdır... HDPkimi aday gösterirse göstersin halkınadayı olmayacaktır... Oligarşinin cum-hurbaşkanı adayı olacaktır. ÇünküHDP için cumhurbaşkanlığı seçimidüzenle uzlaşmak için AKP’ye karşıpazarlık aracından başka birşey değildir.

HDP cumhurbaşkanlığı seçimle-rinde ne kadar çok oy alırsa AKP ilepazarlık yapma gücü o kadar arta-caktır.

Ki, AKP cumhurbaşkanlığı seçimiöncesinde yaptığı açıklamalar vemeclise getirdiği gerillayı dağdanindirmek için hazırlanmış tasarı ileHDP’yi kendilerini desteklemeyemahkum etmektedir...

Yani her koşulda HDP’nin oylarıeşittir AKP’ye verilecek oylardır.

Kürt milliyetçi hareket bunu açık-ça ifade etmeyerek halkı kandırmak-tadır.

Bir diğer kesim de Kürt milliyetçihareketin yedeğinden kopamayansoldur. “Halkın adayı” demagojisineen çok onlar sarılacaktır. Aksi du-rumda AKP politikalarına yedeklen-meyi başka türlü açıklayamazlar...

99

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 10: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Hapishaneler bugün kitlelerin ver-miş olduğu adalet mücadelesine kar-şı baskı aracına dönüştürülmüştür.Halkı sindirme, susturma, baskı altı-na alma aracı olarak kullanılmaktadır.Tutsak almanın yanında hapishane-lerde süren tecrit politikalarına bağ-lı hak gaspları birer cezalandırma ara-cı olarak kullanılmaktadır. Bunlarınen önemlilerinden biri de hasta tut-saklar sorunudur.

TAYAD’lılar da bu sorunu ka-muoyuna duyurmak için, geçen haf-ta Şişli Cevahir AVM önünde yap-tıkları 5 günlük açlık grevinin ardın-dan, 23 Haziran günü Galatasaray Li-sesi önünde yine 5 günlük çadır aça-rak hasta tutsakların sesini duyurmayadevam ediyorlar. Daha önceki çadırsaldırılarına rağmen, Galatasaray Li-sesi önünde yılmadan, hasta tutsaklariçin direnmeye devam ediyorlar. Bü-tün saldırı, gözaltı ve tehditlere rağ-men Ankara yürüyüşündeki ısrarlarını,tüm hasta tutsakların sesi olma id-dialarını sürdürüyorlar.

Onlar biliyorlar ki, geçtiğimizyıllarda tutsaklar devletin kendi el-leriyle düzenlediği katliamlarla kat-ledilirken; bugün hiçbir degişiklik ol-madan AKP iktidarı, hapishanelerdehasta tutsakları tedavilerini engelle-yerek, sessizce öldürmek istemekte-dir.

Hasta tutsakların tedavileri ge-ciktiriliyor, engelleniyor. Hastane gi-diş gelişlerinde ring işkencesi yaşa-

tılıyor. Sağlıklı, hijyenik ve insani ko-şullarda tedavi edilmiyorlar. Tecrittretmana bağlı koşullarda kanser veyakalp hastası olan bir tutsak tedaviyeolumlu yanıt verebilir mi? Tabii ki ve-remez. Devletin amacı da zaten has-ta tutsakları tedavi etmek değil, adımadım ölüme göndermektir... AKP ha-pishanelerde hasta tutsakların teda-vilerini engelleyerek katletmek istiyor.AKP hasta tutsakları kasten öldür-meye devam ediyor. AKP’nin hastatutsaklar politikası katliam politika-sına dönüşmüştür.

Hapishanelerden çıkan tabutlarbunun en somut göstergesidir.

TBMM Genel Kurulu’nda kabuledilen yargı paketinde hasta tutsaklariçin sözde bir “düzenleme” yapıldı.Bu değişikliğe göre “Maruz kaldığıağır bir hastalık veya sakatlık nede-niyle ceza infaz kurumu koşullarındahayatını yalnız idame ettiremeyenve TOPLUM GÜVENLİĞİ BAKI-MINDAN TEHLİKE OLUŞTUR-MAYACAĞI DEĞERLENDİRİ-LEN mahkümun cezasının infazı,üçüncü fıkrada belirlenen usule göreiyileşinceye kadar geri bırakılabilir”şeklindeki hükme, “ağır ve somuttehlike” ifadesi eklendi.

Devrimci tutsakları, devrimcileridüşman olarak gören AKP, tutsakla-rın hastalıklarını tutsakları teslim al-manın aracı olarak kullanıyor... Yanihasta tutsak devrimci ise, iktidarlaraboyun eğmemişse, teslim olmamışsa,

“Toplum Güvenliği İçin Tehdit”denilerek ölene kadar hücrelerde tu-tacak. Bunu kolaylaştırmak için deyeni yeni kanunlar çıkarıyor.

Biz buna hiç şaşırmadık. AKPiktidarı hasta tutsakların tedavileriniengelleyerek onları kasten öldürüyor.Hapishane koşullarında tedavisi müm-kün olmayan tutuklu ve hükümlüle-rin tedavilerini yaptırabilmeleri içintahliye edilmeleri gerekiyor. Fakattahliye edilmeyerek tedavileri bilin-çli olarak engelleniyor. Ağır hasta tut-sakların F tiplerinde tutulması başlıbaşına tutsakların ölümü demektir.AKP de tutsakları öldürüyor.

Hasta Tutsaklar Mücadelesini AKP’nin Paketlerine Havale Etmek TutsaklarıÖlüme Terketmektir

Adli tıptan rapor almak için Met-ris’te toplanan hasta tutsakların ço-ğuna Adli Tıp Kurumu “hapishane-de tedavileri yapılabilir” raporuvermiştir. Mengele artığı ölüm man-galarından oluşan Adli Tıp Kuru-mu’nun bilimsel hiçbir niteliği yok-tur. Adli Tıp Kurumu, AKP hüküme-tinin siyasi amaçlarının tamamlayıcısıolarak çalışmaktadır. Olası ölümler-den Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Ku-rumu ve bir bütün olarak AKP hükü-meti sorumludur.

Adalet Bakanlığı’nın verilerine

HASTA TUTSAKLARI AKP'NİN PAKETLERİYLE DEĞİLMÜCADELEMİZLE HÜCRELERDEN

ÇEKİP ALACAĞIZ!TAYAD’lı Aileler

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN10

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 11: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

göre 366 hapishanede 152 bin tutuk-lu ve hükümlü var. Büyük çoğunlu-ğu hapishane koşullarının neden ol-duğu 640 hasta tutuklu ve hükümlüvar... Bunlardan 200’ünün durumuağır... Hapishane koşullarında tedavisimümkün olmayan hastalıklar... Ada-let Bakanlığı’nın verilerine göre son10 yıl içinde 2829 tutsak hapishane-lerde yaşamını yitirdi...

Sadece 2013 yılında hapishane-lerde 316 tutsak yaşamını yitirmiştir.

AKP’nin paketlerinden hasta tut-saklar lehine düzenlemeler çıkması-nı beklemek faşist düzeni tanıma-maktır.

Kürt milliyetçileri hasta tutsaklarkonusunu oligarşiyle uzlaşmak içinpazarlık konusu yapmaktadır. Hastatutsakların durumları hiçbir şekildepazarlık konusu yapılmamalıdır, te-davilerinin yapılabilmesi için tümhasta tutsaklar koşulsuz serbest bıra-kılmalıdır.

Bunu da AKP’nin yargı paketleriile değil, dişe diş bir mücadele ile ger-

çekleştirebiliriz.

Daha önce Güler Zere’yi,Yase-min Karadağ’ı, Kemal Avcı’yı,Mete Diş’i nasıl aldıysak tüm has-ta tutsakları da mücadelemizle zul-mün hücrelerinden çıkartabiliriz.

Kürt milliyetçileri ve reformizmumutlarını AKP’nin yargı paketleri-ne bağlamıştı... Son yargı paketinde“ağır ve somut tehlike” şartı ekle-nince 20 Haziran tarihli Birgün ga-zetesine yaptıkları değerlendirmede“Hasta tutsaklara paketten umutyok” diyorlar... Yasal düzenlemeninbu şekilde yapılması üzerine İHD An-kara’ya yürüyüş kararı aldı... Ne bek-liyordunuz AKP’nin paketlerinden?Bugüne kadar tutsakları katledenleronlar değil mi?

AKP’nin hasta tutsaklar politi-kası bu kadar açık iken hala onlardantutsakların lehine bir düzenleme yap-masını beklemek, umut bağlamakdüşmanı tanımamaktır...

AKP’den merhamet bekleyerekhasta tutsakların özgürlüğünü sağla-

yamayız.

Hasta tutsakların serbest bırakıl-ması için mücadeleyi yükseltelim...

TAYAD 28 Haziran’da hasta tut-sakların serbest bırakılması için adımadım Ankara’ya yürüyor.

Biz hasta tutsakların özgürlüğüiçin AKP’den merhamet istemiyoruz.Hasta tutsakların özgürlüğünü mü-cadeleyi yükselterek sağlayacağız.Halkımızı, TAYAD’a bu mücadele-sinde destek vermeye çağırıyoruz.

Halkımız;

Gelin hep beraber,TAYAD’lı ai-lelerin sesine ses katalım. Tüm has-ta tutsakların serbest bırakılması içinTAYAD’lıların Ankara yürüyüşünedestek verip bu mücadeleyi büyüte-lim... Duvarların arkasında ölümeterk edilen tutsakları faşizmin elindenalalım...

TÜM HASTA TUTSAKLARIZULMÜN HÜCRELERİNDENÇEKİP ALACAĞIZ!

DEVRİMCİ TUTSAKLARONURUMUZDUR!

Adana'da Halk Cepheliler, polisingençlige yaptığı tacizlerle ilgili 19 Ha-ziran’da açıklama yaptı. Yapılan açık-lamada 31 Mayıs günü yaptıkları ey-leme katılan Fırat ve Hüseyin adındakigençlerin Adana Emniyet Müdürlüğütarafından aranıp ifadeye çağrıldığıdile getirildi. Bununla amaçlarınıngençleri korkutmak, halkın sorunlarınasahip çıkmasını engellemek olduğusöylendi. Açıklamanın sonunda poli-sin bu işlerden vazgeçmesi, istifaedip onurlu bir şekilde yaşamaları içinçağrı yapıldı. Bunu yapmazlarsa ço-cuklarının ne yaptıklarını öğrendik-lerinde yüzlerine tükürecekleri dile ge-tirildi. Gençliğin “0505 318 01 55”numaralı telefondan arandıkları be-lirtildi.

Ankara’nın Ulus semtinde bulunan, tarihi binalara ve yerleşkeye sahip Ata-türk Ortaokulu katil AKP iktidarı tarafından, yerine Yıldırım Beyazıt Üni-versitesi’nin ek binası yapılacağı gerekçesiyle kapatılmak isteniyor. Veliler,okullarını kapattırmamak için 25 Haziran’da Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğüönünde yarım saatlik oturma eylemi yaptı.

Eyleme kimi aileler kundaktaki bebekleriyle kimi aileler ise 60 yaşını geç-miş nineleriyle gelmişlerdi. En küçük bir hak arama talebini bile hazmede-meyen AKP ise her zamanki gibi katil polislerini Milli Eğitim Müdürlüğü’nünbahçesine yığdı. İl Mili Eğitim Müdürlüğü önünde önce basın açıklaması okundu, daha son-

ra oturma eylemine geçildi. Basın açıklamasında okulun durumunu açıkla-yan veliler, okullarının kapatılmama kararı çıkana kadar her Çarşamba otur-ma eylemlerine devam edeceklerini söylediler. Kamera çekimi ve telsiz ses-leriyle taciz etmeye çalıştı. Katiller oturan veli ve öğrencilerin başında bek-lemeye ısrar edince, veliler “Polis Dışarı!” sloganı atıp polisleri oradan uzak-laştırdılar.

38 veli ve öğrencinin katıldığı ey-leme Hüseyingazi Kültür AraştırmaDerneği çalışanları, Halkın HukukBürosu avukatları ve Kamu Emek-çileri Cepheli öğretmenler de destekverdi. Eylem boyunca “Eğitim Hak-kı Engellenemez”, “Halkız HaklıyızKazanacağız” sloganları atıldı.

11

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Eğitim Hakkımız EngellenemezOkulumuzu Geri İstiyoruz

Polis Simit SatOnurlu Yaşa

Page 12: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

1. Gün: 24 Haziran günü TA-YAD’lıların hasta tutsaklar için Ga-latasaray Lisesi önüne kurdukları ça-dıra sivil polis ordusu saldırdı. Katil,hırsız AKP iktidarının hapishaneler-deki hasta tutsakları katletmesine se-yirci kalmayan TAYAD’lı Ailelermücadelelerini her türlü baskı, yasakve keyfi uygulamalara karşı sürdü-rüyor. Hasta tutsakların seslerini du-yurmak ve onların serbest bırakıl-masını sağlamak için her türlü de-mokratik yöntemi kullanan aileleren son Galatasaray Lisesi önündeaçılmış olan imza masasının yanına2. kez çadır açtı. Çadır açılırkenhalka seslenen bir TAYAD’lı bu ül-kenin hapishanelerinde 200’ü ölümcüldurumda, 640’ı aşkın hasta tutukluve hükümlü bulunduğunu, ülkede366 hapishane bulunmasına rağmenAKP’nin yeni hapishaneler açmaktaolduğunu belirterek “bu hapishanelerineden açmaktasınız soruyoruz” dedi.Geçen günlerde Cevahir AVM önündeçadır açmak isterken saldırıya uğra-dıklarını da söyleyerek yılmayacak-larını belirten TAYAD’lılar 28 Ha-ziran’da yapacakları yürüyüş hak-kında bilgi verdiler. İmza masası hiçboş kalmazken çadır açıldıktan 50dakika sonra artık polisin hazımsızlığıen üst boyuta gelmişti. Karşı taraftatoplanan sivil polis ordusu temsiliolarak açılan çadırı çalmak üzereadeta taarruza geçti. Çadırlarını sa-

vunmaya geçen TAYAD’lılara polislerpervasızca saldırdı. Saldırı sırasındahalka seslenen TAYAD’lı bir anaoturma eylemine geçerek polisleredoğru elini kaldırıp “ne yaparsanızyapın oğlumu size öldürtmeyeceğim”şeklinde konuştu. Bu esnada cep te-lefonuyla çekim yapan bir polisemüdahale edildi. Polisin saldırganlı-ğına, hırsızlığına ve de halk düş-manlığına tanık olan insanlar olanlarıtepkili bir şekilde izlerken saldırıdanhemen sonra imza masasını daha dadoldurdular, ailelere desteklerini bil-dirdiler.

Halkımızın DesteğiyleMilyonlar Olup AKP’ninİşkenceci PolislerindenHesap Soracağız!

Hasta tutsakları AKP zulmününelinden çekip almak merhamet dile-nerek değil, bedeller ödeyerek olacak!Galatasaray Lisesi önünde TAYAD’lıAilelerin başlattığı 5 günlük açlıkgrevi ve çadır direnişiyle bunu birkez daha gördük.

2. Gün: Açlık grevinin 2. günüakşamı saat 19.00’da AKP'nin iş-kenceci polislerinin bir gün önce çal-dığı çadırımızı tekrar kurduk. Üçanamız, iki babamızla bir genç ar-kadaşımız kurdu çadırı. Halkın ilgisioldukça yoğundu. İmza masasında

imza vermek isteyenler kuyruk oluş-turmuş durumda… Bizler sloganla-rımızla öfkemizi, kararlılığımızı hay-kırıyoruz. Her an saldırı beklediğimiziçin çadırımızın etrafında oturarakonu koruyoruz… Çadırımız zulmeolan öfkemiz... Çadırımız, adaleteolan açlığımız… Çadırımız, hastatutsakların sesi soluğu… Çadırımız,onurun, erdemin, kararlılığımızınsimgesi… Katiller sürüsü işkencelerleçadırımızı çalıyorlar. Korkaklar, aciz-ler, biçareler aslında. Analarımızınöfkeli haykırışları karşısında birçoğuhemen ortalıktan kaçışıyor. Halkındesteği bu dakikalarda daha da artmışdurumda. ÇHD’li avukatlar geliyoranalarımızın haykırışlarına…

Onlarca kişi masamız etrafındatoplanmış, analarımızın babalarımızındirengenliğini alkışlıyorlar. Kimilerisloganlarımıza eşlik ediyor. “Sizlerkatilsiniz, işkencecisiniz. Bizler ev-latlarımızı sahipleneceğiz. Bunu en-gelleyemeyeceksiniz” diyor evladı ha-pishanede olan bir anamız öfkeyle.

Yaşanan saldırılardan bir süresonra ses sistemimizden Grup Yorumtürküleri çalıyoruz. Halkımızın dakatılımıyla halaya duruyoruz. Ha-laylarımız zulme karşı büyüyor. He-men her kesimden insanlar destekveriyor bizlere. AKP faşizminin düş-manca saldırıları, zorla tutsak aldığıevlatlarımızın sahipsiz olmadığı, hal-

AKP Polisinin Çadır Hazımsızlığı“Evlatlarımızı Size Öldürtmeyeceğiz!”

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN12

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 13: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

kımızın desteğinin her daim sürdüğügerçeği çıplak bir şekilde ortada.

Saatler hızla ilerliyor. İmza ve-renlerin sayısı hızla artıyor… O saatekadar imzalarımızın sayısı bir hayliarttı. Ortalık tenhalaşıyor.

3. Gün: Bizler de imza masamızıkenara alıyoruz. Sabah 07.00’detekrar kuruyoruz masamızı. Sabahişe gidenler uğruyorlar. 'Kolay gelsindemeden gidemedik' diyenler var.İmza veriyorlar yine. Yeni bir günedaha böyle başlıyoruz...

Direnişimiz ÖğretiyorYunanistan’dan arkadaşlar aradı,

bizim telefonumuzu vermişler Yu-nanistan’daki tutsaklarımıza. ÖnceMehmet Ali ile sonra da Hasan Biber

ile konuştuk. Seslerini duymak duy-gulandırdı bizi. “Yüreklerimiz oradasizinleyiz dediler” Biz de onlarlayız.Saat 19.25... Yine saldırdılar ve yineçadırımızı çaldılar. Öyle kibar geldilerki, gerçek yüzlerini göstermeleri uzunsürmedi. 3 gündür buradayız ve 3gündür saldırıyorlar... Ama bizlerTAYAD’lı Aileleriz. Ve bizimle uğ-raşmak kolay değildir. Uyarıyoruzkatil polisleri bizimle inatlaşmayın...

Hasan Tahsin’le konuştuk bugüntelefonda, güzel sesi, güçlü, morallisesi, güç verdi bize. Etkisindeyizhala. Eminiz o da şimdi buradadır.Kim bilir kaç kez canlandırmıştırkonuşmalarımızı kafasında. Biz onlariçin varız, onlarla varız… İbrahimKaraca ve Uğur Karataş geldi ziya-retimize. Şiirleri üzerine sohbetler

ettik. Mutlu olduk ziyaretleriyle…

Öyle güzeldi ki halkın sahiplen-mesi. Alkışladılar, imza için geldilermasamıza akın akın. Bizimkiler çokgüzeldi. Kinlerini kustular zebanilere.Sloganlarımız güçlüydü. Halk sardıetrafımızı moral oldular güç verdilerbize. Seviyoruz biz bu halkı. Halayanımızda olanlar var. Dergimiziokuyanlar, sohbet edenler.

Moralimiz coşkumuz çok. Akşam21.30 vakit. Saldırdıklarına pişmanoldu zebaniler. Muhteşemdi saldırıdansonra burası. Halaylar, zılgıtlar, slo-ganlar. Akın akın gelen güzel insanlar.Avukatlar geldi ÇHD’ den. Oturdularbizimle saatlerce sohbet ettiler. İn-sanlar doldurdu etrafımızı. Alkışlar,halayımıza katılanlar. Öyle coşku-luyuz ki anlatılmaz kelimelerle...

Uşak E Tipi Hapishanesi’nde 17 yıldır tutsak olanTürkan ÖZEN hapishane koşullarında akciğerlerindenhastalandı. Tedavi için 3 hafta önce Yeşilyurt DevletHastanesi’ne sevk edilen özgür tutsak Türkan ÖZEN20 Haziran günü Şakran Kapalı Kadın Hapishanesinesevk edildi. Cuma günü götürüldüğü hapishanede ha-valandırması dahi olmayan bir hücreye konulan TürkanÖZEN cuma günü saat 16.00’dan itibaren açlıkgrevine başladı. Yapılan saldırıdan dolayı ilaçlarınıda kullanamayan Türkan ÖZEN 24 Haziran’akadar açlık grevine devam edecek.

Hasta Tutsaklar OnurumuzdurTAYAD’lı Aileler hasta tutsaklara ya-

pılan saldırılarla ilgili 24 Haziran’da açık-lama yaptı. Yapılan açıklamada: "Uşak ETipi Hapishanesi'nden Şakran Kapalı KadınHapishanesi’ne sevk edilen hasta tutsakTürkan Özen derhal serbest bırakılmalı-dır!

Türkan Özen akciğerinden hastadır vederhâl tedavisinin yapılması için hiçbir şartabağlı kalınmadan serbest bırakılması gerekiyor.

Ama ülkemiz gerçeğinde hasta tutsakların serbest bıra-kılması yerine sürgün sevkler yapılarak hastalıklarınıdaha da ileri boyutlara taşıyorlar. Tecrit politikasını uy-gulayan sessizce tutsakları katlederek kaderlerine mahkûmeden katil AKP şunu iyi bilsin ki evlatlarımız yalnız de-ğildir. Bizler anneleri babaları olarak tutsak evlatlarımızınsesi soluğu olmaya devam edeceğiz.

Hapishanelerde 600'ün üzerinde hasta tutsakvar ve bunlardan 200'ünün durumu ağır,

ölümcüldür. Türkan Özen de bu hastatutsaklardan bir tanesi ve şu anda açlık

grevinde. Akciğerinden hasta olan Tür-kan Özen sağlığı açısından ilaç kul-lanmak zorundayken hapishaneninyaptığı keyfi baskılardan kaynaklıaçlık grevine başlamıştır. TürkanÖzen'in talepleri derhal yerine geti-rilmelidir. Tutsağımızın başına ge-lecek herhangi bir olayda önce ha-

pishane yönetimi sonra da tecriti ya-ratarak tutsakların ölümlerinin çoğal-

masını sağlayan AKP sorumludur” söz-leriyle bitirildi.

13

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Hasta Tutsaklara Yapılan Saldırılar Son Bulsun!

Page 14: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN114

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Başta ABD olmak üzere, emper-yalizm, Yugoslavya örneğinde olduğugibi Irak’ta da halkları bölüp parça-layarak, küçük ve güçsüz devletçikleroluşturup bölgeyi yutabileceği küçüklokmacıklara çevirmek istiyor. Böy-lece dilediği gibi yönetmek, sömür-gecilik politikalarını daha güçlü birşekilde devam ettirmek istiyor.

Emperyalizmin bu politikası; halk-lar arasında din, mezhep, ulus, milliyetdüşmanlığını körükleyerek halklarınbirliğini bozma, onları güçten dü-şürme, ekonomik, askeri her biçimdekuşatıp, işgal edip egemenliğini de-vam ettirme politikasıdır.

Emperyalizm, sadece baskı, terörve katliamlarla dünya egemenliğinisürdüremeyeceğinin farkındadır. Bunedenle sömürü, katliam ve soygununusürdürürken mümkün olduğunca tep-kileri azaltmak, kendine destek güçlerbulmak zorundadır. Bunun için defarklı din ve mezheplerden, ulus vemilliyetlerden halklar arasında suniçelişkiler yaratarak düşmanlaştırmaüzerine kurulu politikalarını devreyesokar. Halklar arasında düşmanlığıyaymak için milliyetçilik, mezhepçiliktemelindeki örgütlerin kurulmasınıdestekler ve hatta bu tür örgütleri, ElKaide örneğinde olduğu gibi, bizzatkendi eliyle kurar, eğitir, silahlandırır.

Emperyalizm,Halkları Dinsel, EtnikHer Biçimde Birbirine Düşürüp Kırdırır

ABD, Kafkaslar’da hemen tümmüdahalelerini milliyetçilik ve İs-lamcılığı kullanarak yapmıştır. Yu-goslavya halklarının birliğinin bo-zulmasının, birbirinin kanını dök-mesinin suçlusu da emperyalizmdir.Emperyalizmin böl-parçala-yönet po-litikası halkları birbirine düşürmüş

ve savaştırmıştır. Bunun için milliyetçiveya dinci örgütleri bizzat kendisikurmuştur. El-Kaide, Taliban ve ben-zeri tüm radikal İslamcı örgütler,bölgedeki işbirlikçi ülkelerin de des-teğini alarak CIA tarafından kurul-muştur. Sovyetler Birliği’nin ve sos-yalist sistemin etrafının İslam ülke-leriyle çevrilip, sosyalizmin gücü veetkisinin önüne geçmek için “Yeşilkuşak” adını verdikleri politika da,bu amaçla kurulan örgütler de bununürünüdür.

Emperyalizm, istediği çatışma or-tamını yarattığında da “İnsan haklarıkoruyuculuğu”, “dünya barışınınkoruyuculuğu”, “ulusların savunu-culuğu” demagojileriyle, “terörizm”bahaneleriyle ve “demokrasi” mas-kesi altında, açık işgale kadar varanher türlü askeri saldırıya başvurur.Demokrasi yalanı, dünyanın her ye-rinde emperyalizmin ve işbirlikçilerininvazgeçemeyeceği, değişmez silahlar-dan biridir. Emperyalizmin “Demok-rasisi” Irak’ta, Yugoslavya’da halklarınüzerine yağan bombalardan, katliam-dan başka bir şey değildir. Talan, soy-gun ve katliamlarını, haydutluğunugizlemeye yarayan yalanlardan iba-rettir. Halkların koruyucusu, savunu-cusu olmak emperyalizmin doğasınaaykırıdır. Emperyalizm, hiçbir halkınyanında değildir, hiçbir halkı korumaz,savunmaz.

Emperyalistler ve İslamcı Örgütler Halkların Kurtuluşunu Sağlayamazlar

Bugün Ortadoğu’da halkların te-mel çelişkisi dinler, inançlar, mez-hepler olarak gösterilmeye çalışılıyor.Gerçek bu değildir. İslamcı örgütlersorunun sadece bir parçasıdır. Gerçek,emperyalizm ve işbirlikçi iktidarların

daha fazla sömürmek için halklarıinanç ve mezhep olarak bölüp-par-çalayıp birbirine kırdırması, İslamcıörgütlerin kullanılmasıdır.

Irak’ta yaşananlar emperyalizmindaha önce defalarca başvurduğu bupolitikalarının, senaryolarının yenidendevreye sokulmasıdır. IŞİD’in baş-lattığı saldırılar, ABD emperyalizmininIrak üzerinde işgal ile tamamlayama-dığı planlarını tamamlama operasyo-nunun bir parçasıdır. Halkları Sünniler,Şiiler, Kürtler, Araplar diyerek birbirinedüşürüp kırdırma, Irak’ı bölüp, par-çalama politikasının çok önceden ya-pılmış planının ilk adımıdır sadece.Bu nedenle IŞİD’in Musul’u işgal et-mesinin ardından emperyalistlerin veAKP’nin gelişmelerden habersizmişgibi davranmaları ikiyüzlü bir politi-kadır. ABD ve diğer emperyalistlerde, AKP de, IŞİD’in petrol kaynaklarıaçısından stratejik öneme sahip Musulve Kerkük’e girmesiyle, buralarınkontrollerinden çıkması kaygısınıduymaya başlamışlardır. ABD em-peryalizminin halkları birbirine kır-dırma planı bununla da bitmeyecek,sadece Irak ve Suriye ile sınırlı kal-mayacaktır. Ardından bölge halklarınayönelik yeni yeni kışkırtmalar, yenisaldırılar gelecektir. Daha önce Kaf-kaslar’da, Balkanlar’da yaşananlardanda biliyoruz ki; halkların oluk olukakan kanı emperyalizmin umurundadeğildir. Ne Irak’ta ne de başka biryerde İslamcı örgütler halkların kur-

Ortadoğu’da Kan Gölünün Sorumlusu Emperyalistler ve İşbirlikçileridir!

Kurtuluş Halkların Devrimci Savaşındadır!

ÇÖZÜM DEVRİMDİR!

Page 15: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

115

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

tuluşunu sağlayamazlar. Tam tersineOrtadoğu halklarını çok daha büyükbir çıkmazın içine sokuyorlar. Halklarıgerçek kurtuluş mücadelelerindenuzaklaştırıyorlar.

İslamcı Örgütlerin Tarihi, Emperyalistler Tarafından Kullanılmanın Tarihidir

Din, mezhep, milliyetçilik teme-linde kurulan bütün örgütler, herzaman emperyalizmin kullanımınaaçık örgütler olmuşlardır. Ve tarih bo-yunca da emperyalistler tarafındankullanılmışlardır. Bunun örneklerivardır. Ortadoğu’da geçmişte bir bi-çimde emperyalistlere direnen radikalİslamcı örgütlerin büyük çoğunluğubugün emperyalistlerin oyuncağı halinegelmiştir. Bugün de yine kullanılıyorlar.Söylemde her ne kadar anti-emper-yalist sloganlar kullansalar da hiçbirzaman anti-emperyalist olmamışlardır.Yeri gelmiş açıktan, yeri gelmiş gizliolarak “büyük şeytan” dedikleri ABDile ilişki yürütmüşler, emperyalizminpolitikalarına hizmet etmişlerdir. Çı-karları öyle gerektirdiğinde en temelsöylemleri bile bir çırpıda unutmuş-lardır. İslamcı örgütler ve ülkeler, ta-rihleri boyunca kapitalist düzene karşımücadele vermemişlerdir. Kapitalistsistemle sorunları yoktur. Emperya-lizmle zaman zaman çatışmaları bugerçeği değiştirmez. Çıkarları içinbirlik olup, ittifak kurabilirler.

Örneğin; IŞİD saldırılarıyla bir-likte Irak’ta ortaya çıkan çatışma or-tamı, daha düne kadar kanlı-bıçaklıolan, birbirlerine tehditler yağdıran,biri diğerine şeytan, diğeri öbürüneterörist diyen ABD ve İran’ı birbirineyakınlaştırdı. İran ABD’ye, Irak’taortaya çıkan askeri ve politik krizi‘birlikte çözme’ önerisi getirdi. Düş-manlıkları sınıfsal olmayan İslamcıdevlet ve örgütlerin çıkarları içinemperyalizmle uzlaşabileceklerine,nasıl birlikte olabileceklerine de ör-nektir bu durum. El Cezire Türk,ABD Savunma Bakanlığı ve Penta-gon Sözcüsü John Kirby, büyük çaptaaskeri birimlerin değil, az sayıdaİran devrim muhafızının Irak top-

raklarında olduğunu söylediğini açık-ladı.

IŞİD’i Yaratan da, Besleyen de, Silahlandıran da Emperyalistler ve Uşaklarıdır

IŞİD’in birden bire ortaya çıktığı,büyük kentleri ve geniş alanları birhamlede denetim altına aldığı yak-laşımı doğru değildir. IŞİD(Irak Şamİslam Devleti), El Nusra gibi İslamcıörgütlerin kurulması, ABD emper-yalizminin genel olarak Ortadoğu’yayönelik hesaplarının, Suriye’ye yö-nelik saldırı ve komplo planlarınınbir parçasıdır. Halkları din ve mezhepayrımcılığı temelinde birbirine kırdırıpbölge üzerinde hakimiyetini güçlen-dirmek, yeni saldırılara gerekçe oluş-turmak ve petrolünü çalmak içinIŞİD’i yaratan da, besleyen de, si-lahlandıran da emperyalistler ve uşak-larıdır. Aynı şekilde, Suriye’de devletekarşı savaşan, sayısı bini aşkın silahlıörgüt ve grupları kuran da kurduranda, silah, para ve mühimmat olarakdestekleyenler de emperyalistler vekukla devletlerdir. ABD ve AB’ninIŞİD ve Nusra’yı terör listesine al-ması, ABD’nin IŞİD’e karşı kulla-nılmak üzere Maliki Hükümeti’neaskeri destek vermeyi önermesi,Irak’a gidip çözüm arama girişimleribu gerçeği değiştirmez.

Emperyalistler, Şiiler’in karşısındaSünniler’den denge oluşturacak birgüç yaratmak istiyorlar. Bunu ya-parken Şiiler’i de cepheden karşısınaalmayacak taktikler uyguluyor. Tıpkı,Amerika’nın İran-Irak savaşında

Irak’a açıktan destek vermesine rağ-men el altından İran’a silah satmasıgibi ikili oynamak emperyalizminkarakterine uygundur.

IŞİD, Esad güçlerine ve Suriyehalkına saldırırken, emperyalistler veişbirlikçi Suudi Arabistan, Katar, Tür-kiye, Ürdün gibi ülkeler tarafındanpara ve silahla beslendi. Bu destek,Suriye’deki ve Irak’taki işbirlikçiSünni aşiretler üzerinden ve istihbaratörgütleri tarafından aktarıldı. Bugünde Şii Maliki’ye karşı savaştığını söy-leyen IŞİD’e askeri, lojistik, maddiher türlü desteği sunan Suudi Arabis-tan, Türkiye ve Katar gibi ABD’ninsadık müttefikleridir. Amerikan uşak-larının bu ilk girişimi değildir. BirçokMüslüman ülkede “Yeşil Kuşak” çer-çevesinde işbirlikçi-Amerikancı İs-lamcılığın örgütlenmesi ve güçlenmesiiçin para, silah yardımı yapan SuudiArabistan’daki ABD ortaklığı olanpetrol şirketleridir.

Emperyalizm Kurduğu Komploda AKP’ye de Rol BiçtiAKP de Rolünüİyi Oynadı

IŞİD’in büyümesinde, güçlenme-sinde AKP Hükümeti’nin büyük payıvardır. Suriye’ye müdahaleye ortamhazırlamak için El Nusra ve IŞİD’idestekledi, mezhep çatışmalarını kış-kırttı. Değişik ülkelerden, IŞİD veNusra’ya katılmak için on binlerceinsan, AKP faşizminin icazetiyle,geçiş yolu olarak Türkiye’yi kullan-dılar. On binlerce “cihatçı” Türkiyeüzerinden Suriye’ye geçti. IŞİD, Tür-kiye’yi, Kafkasya, Orta Asya, Libyagibi dünyanın birçok yerinden getir-diklerini devşirme üssü olarak kul-landı. Yaralılarını Türkiye’de tedaviettirdi. AKP’nin bu desteği olmasaydıIŞİD silah ve savaşçı bakımından budenli güçlenemezdi. Bu desteğindendolayı Suudi Arabistan ve Katar’dakiyönetimler, Vahabi Selefiler AKP’yemilyarlarca dolar pompaladılar. Böy-lelikle IŞİD, Türkiye ile olan sınırkasaba ve kapılarını ele geçirdi. Ur-fa’da toplanıp Rakka’nın ele geçiril-mesi planlarını yaptılar.

Page 16: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN116

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

CIA  bağlantılı  Türkiye uzmanıHenri Barkey’in söyledikleri deAKP’nin El Nusra ve ve IŞİD’e ver-diği desteği ortaya koyuyor. Ameri-ka’nın Sesi Radyosu’na verdiği rö-portajda Barkey; İHH’nın IŞİD veEl Nusra’ya silah ve insan taşıdığını,her türlü destek ve yardımı yaptığınıve İHH’nın IŞİD ile AKP arasındaaracılık yaptığını, AKP’nin Malikikarşıtı Sünni politikacılarla görüştü-ğünü açıkladı.

IŞİD, bölgedeki Amerikancı iş-birlikçilerin, emperyalistlerin maddi,askeri, lojistik desteğiyle ve AKP’ninyardımları sayesinde, Irak ve Lüb-nan’a da yerleşti. Irak-Suriye ortaksınırının her iki tarafında da güçlendive bu bölgelerden Türkiye üzerinden,yasadışı yollarla, milyonlarca dolarlıkpetrol satışı yaptı. Bu aşamaya kadarABD de, AKP faşizmi de IŞİD’ingelişimi ve bölgedeki faaliyetlerinden,hedeflerinden haberdardır.

Musul Konsolosluğu Baskını AKP’nin Sahte Vatanseverliğini Gösterdi

Vatan, bayrak demagojilerini di-linden düşürmeyen AKP iktidarı, Li-ce’de, garnizonda indirilen bayrak içinyağıp gürledi, çocuk da olsa gereğiyapılacak diyerek tehditler savurdu.Ama IŞİD, Musul Konsolosluğu’nubasıp Türk bayrağını indirdiğinde, dip-lomatlarını, polislerini rehin aldığındatek kurşun atmadan IŞİD’e teslim etti.Tıpkı Amerikan askerlerinin çuval ge-çirmesinde olduğu gibi sineye çekti.

IŞİD, Musul’a girince, konsoloslukdurumu Dışişleri Bakanlığı’na raporedip “Musul’dan ayrılalım mı?” diyesoruyor. Başbakan, Dışişleri Bakanıve MİT durumu değerlendirdiktensonra konsolosluğa “IŞİD Türkiye’yehasım değil, size zarar vermeyecek.Konsolosluğu terk etmeyin.” cevabınıveriyorlar. Ardından IŞİD, TürkiyeKonsolosluğu’nu işgal edip çalışanlarıve özel harekat polislerini rehin alıyor.Bu cevap, AKP-IŞİD ilişkisinin dü-zeyini gösteriyor aslında. Ama AKP,IŞİD ile bu işbirliğini gizlemeye çalı-şıyor. IŞİD’in Musul’da Türkiye Kon-solosluğu’ndakileri rehin almasından

sonra sıkışan Dışişleri Bakanı Davu-toğlu’nun “Biz IŞİD’i desteklemedik”demesi de, “Perde arkasında Esed re-jimiyle ortaklıkları var“ demesi desuç bastırma çabasından başka bir şeydeğildir. IŞİD’in, Çeçenler başta olmaküzere, El Kaideciler’in Suriye’ye Tür-kiye üzerinden giriş yaptıklarını, ya-ralıların Türkiye’de tedavi gördüklerini,Türkiye’nin hem silah, hem lojistikdestek için köprü olarak kullanıldığınıherkes bilmektedir. IŞİD’in içinde 3bin Türkiyeli olduğu MİT’in raporudur.

Silahını Emperyalizme Değil Halklara Çeviren Hareket ve Örgütler Gericidir

AKP’nin yandaş medyası, dincimedya, Musul işgalini ‘devrimcihalk ayaklanması’ olarak gördü.AKP borazanı Akif Beki, IŞİD’inAlevilerin, Şiilerin başlarını kesme-sine, kurşuna dizmesine, evlerinibasıp yerlerinden, yurtlarından et-mesine “Maliki’nin Şii mezhepçili-ğine karşı dalga dalga büyüyenSünni isyan”, “Sünni devrimi” dedi.Beki ayrıca kendisiyle aynı kafadaolan, halkların birbirine kırdırılma-sından sevinç duyan Türkiye-IrakDostluk Derneği Başkanı MehmetEmin Değer’in “terör olayı, örgütolayı değil bu.... Bu bir Sünni isyanı,Maliki’nin Şii diktatöryasına karşıyıllardır alttan alta pişen bir Sünniaşiretler kalkışması...” diyen, açıktanmezhep kışkırtıcılığı yapan sözleriniaktardı köşesinde.

Yeni Çağ Gazetesi yazarı ÖzcanYENİÇERİ; “Irak’ta ordunun, polisinçöküşü boşluktan kaynaklanmadı.Musul’un düşmesi, halk devrimi so-nucu gerçekleşen bir olaydan başkabir şey ile açıklanamaz.” dedi.

Dünya Müslüman Alimler Birliğide yayınladığı bildiriyle, “Irak’tayaşananları, yalnızca İslami bir gru-bun olayı olarak açıklayamayız, bubüyük bir Sünni devrimidir. Musul’undüşmesi, halk devrimi sonucu ger-çekleşen bir olaydan başka bir şeyile açıklanamaz” diyerek bu sonuçtanIrak Başbakanı Nuri el-Maliki hü-kümetini sorumlu tuttu.

IŞİD’in Katliam ve İşkence Hocası Amerika’dır

“Allah adına”, “İslam adına” bes-mele ile kafa kesiyor, kurşuna diziyor,kadınlara tecavüz ediyorlar. Bombayüklü araçlarla toplu katliam yapıyorlar.“Namaz rekatlarını” yanlış bildilerdiye TIR şoförlerinin kellelerini ko-parıyorlar. Korku yaymak için infazgörüntülerini basına servis ediyorlar.Başta Şii Araplar, Kürtler ve Türk-menler, yüz binlerce insan, IŞİD zul-münden kaçmak için göç etmek zo-runda kaldı. Emperyalizm bu katli-amlara sadece sözde karşıdır. Çünküemperyalizmin en iyi bildiği iştir kat-letmek. IŞİD ve diğer İslamcı örgütlerAmerika’nın Irak’ta, Ebu Garib’te yap-tığı işkencelerden, tecavüzlerden al-mışlardır derslerini. El Kaide, El Nusra,Boko Haram ve IŞİD’in, diğer çoksayıda İslamcı örgütün hiçbir adaletölçütleri yoktur. Bu vahşeti yapanlarhalkların yararına hiçbir şey yapamaz,halkları kurtuluşa götüremezler. ÇünküIŞİD’i yaratan, silahlandıran halk düş-manı emperyalistler ve uşaklarıdır.

SONUÇ OLARAK; Irak’ta ya-şananların ne devrimle ilgisi vardır nede IŞİD devrimci bir örgüttür. Ortadahalkın devrimci ayaklanması değil tamtersine halkların canına kast eden, halk-ları bölen ve birbirine boğazlatan gerici,emperyalist bir komplo vardır.

Amerika, halkları dinsel, etnikher biçimde birbirine düşürüp kırdı-rarak IŞİD aracılığı ile Irak işgalindeyarım kalan operasyonu tamamlamakistiyor. Emperyalizm, dilediği gibiyönetmek, sömürgecilik politikalarınıdaha güçlü bir şekilde devam ettirmekiçin Yugoslavya örneğinde olduğugibi Irak’ta da halkları bölüp parça-layarak, küçük ve güçsüz devletçikleroluşturup, bölgeyi yutabileceği küçüklokmacıklara çevirmek istiyor.

Ne Irak’ta ne de başka bir yerdeİslamcı örgütler halkların kurtuluşunusağlayamazlar. Kardeş Ortadoğuhalklarına çağrımızdır; Kurtuluş,emperyalizme karşı halkların dev-rimci savaşındadır! Çözüm halkiktidarıdır. Çözüm devrimdir. Bir-leşelim, Savaşalım, Kazanalım!

Page 17: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

“Haşhaşi”! Bu kavramı yakın zamanda AKP ile

Fethullahçılar çakışmasında Tayyip Erdoğantarafından Fethullahçılar’a söylendiğindenduyduk.

Hâlbuki bir dönemi karalamak içinkullandıkları bir kavramdır bu. Kendi çıkarilişkileri için birbirlerine düştüklerindedahi, egemenlere başkaldıranları, halkı,tarihimizi çarpıtmaktan, karalamaktan,bunu bile fırsat olarak kullanmaktan vaz-geçmiyorlar.

Biz buradan yola çıkarak, Hasan Sab-bah’ı karalamak için kullandıkları bu kav-ramı, daha çok da Hasan Sabbah’ı anlata-cağız. Anlatacağız ki, onların sözleri gibimuğlâk kalmasın halkın tarihi.

“Haşhaşi” tanımını açıklığa kavuşturmakiçin lafa önce ortasından başlayalım. HasanSabbah’ın yetiştirdiği feda savaşçılarınıuyuşturarak, bir nevi beynini bulandırarakikna ettiği iddia edilir bu karalamada. “Haş-haşi” de Hasan Sabbah için kullanılır. Uyuş-turmak için haşhaş otu kullandığı söylenir.Bu neden karalamadır? Karalamadır, çünküegemenlerin bir türlü anlayamadıkları“feda”dır. Evet, umduğu güzel bir dünyayainanırsa kişi, kendi canını vermekten çe-kinmez. Zira kendi canından daha değerliolana inanır. Bencilliği pohpohlayan ege-menler, hiçbir zaman başka bir şey içinkendi canlarından geçemeyecekleri için, bufeda savaşçılarının bir ilaç ya da otla uyu-tulduklarını iddia ederler. Ne kadar da ül-kemizdeki feda savaşçıları için söylediklerinebenziyor, öyle değil mi?

Hasan Sabbah’ın yetiştirdiği feda sa-vaşçıları için söylenenlerle günümüzünfeda savaşçıları arasında bir fark var elbette.Bizim için önemli olansa, feda savaşçıla-rının niteliği ve Hasan Sabbah’ın bunainanmış olması.

Hasan Sabbah Kimdir? Horasan bölgesinde, Selçuklu Devle-

ti’nde (İran Selçukluları) yaşadı. 11. yüzyılınbaşlarında Tus şehrinde doğdu. Babasımeşhur Arap kabilesi Sabbah Hümeri so-

yundan Ali’ydi. Gen-çliğinde çeşitli İsmailihocalarıyla ve dinâlimleriyle tanışmafırsatı bulmuş ve öğ-retinin kusursuzluğu-

nun farkına varmış. Aslında babası gizlidende olsa bir Ali taraftarıydı. Şüphe uyan-dırmamak için oğlu Hasan’ı okumaya Niş-bur’daki Sünni alim Muvafik Edin’inyanına yollamıştı. Orada Hasan, ileridebaşvezir olacak Nizamül Mülk ve bir gök-bilim uzmanı, aynı zamanda matematikçiolan Ömer Hayyam’la yakınlaştı. Bu üçarkadaş Sünni inancın beyhude yorumlarınıgörünce kendilerini İsmaili davasına ada-dılar. Sonra içlerinden başarıya ulaşanındiğerlerine yardım edeceğine dair yeminetmişlerdi. Böylece nihai hedefe dahaçabuk ulaşabileceklerdir.

Hasan Sabbah, Alamut Kalesi’ni buamaç için hazırladı. Bir tarafında “Cennet”oluşturdu kalenin. Diğer tarafında ise as-kerlerini yetiştirdi. Alamut’a getirilen as-kerlere, askeri taktikler, coğrafya, kuran,cebir, tarih, felsefe dersleri verdi. Edebiyatla,şiirle ilgilendiler, bilinç kazandırdı askerlere.İnanç ve istek kazandırdı. "Cennet” diyeanlatılan, yeryüzünde hayal edilebilecekkadarıyladır belki. Öyle ya, “Cennet” insanınbilincindeki kadar güzel olabilir. Kupkurutoprağa ayak basan kişinin cennetindedereler, nehirler, mavi-yeşil bir aradadır.Sürekli yağmuru görenin cenneti ise güneştir.

En nihayetinde yaşanılan dünyanın dahada güzel olabileceğine inançtır.

Bu bilinç kazandırılınca, kendine ina-nınca kişi, feda edebilir kendini.

Şu sözler Seyduna’nın (Hasan Sabbah)fedailerinin inancına inanamayan elçiyeaittir: “Emir hazretleri inanılmaz şeylergördüm” dedi. Ededi Yüzbaşı Ebu Caferdönüp Arslantaş’ın huzuruna çıktığında.“Beni asıl şaşırtan, gençlerin efendilerininemirlerini derhal yerine getirmeleri değil(…) bu gençlerin daha önce eşini benzerinigörmediğimiz kadar büyük istekle ölümekucak açmaları oldu. (…) Yüreklerindeen ufak bir şüphe kırıntısı bile yoktu.”(Alamut, syf. 408)

Egemenlerin korkusu, “Haşhaşi” diyekaralamalarının nedeni de bu inançtır işte.Başlarına sarayları, tahtları, saltanatlarıyıkılacak diyedir. Yıkılır çünkü! İnanırsafeda eder halkı kendini gözünü bile kırp-madan. Onlara inanan Seyduna vardır tabi.İnandığı için yetiştiren, yol gösteren. HasanSabbah, 1124 yılında öldü. Arkasında güçlübir silahlı örgüt ve sadece İran’da değil,tüm Mezopotamya’da korkutucu bir askerive siyasal güç bıraktı. Alamut Kalesi iserivayete göre ancak 1256 yılında yakılarakyok edilebildi. Yaşayan ve ayakta duransahala, halkın savaşçılarının inandığında çokbüyük bir istekle, hesapsızca kendini fedaedebilmesidir. Egemenler varsın bu inancıkaralamak için uğraşsınlar. Yüzyıllardıryok edemediler, edemeyecekler de…

HASAN SABBAH(SEYDUNA)

Bu Halk, Bu Vatan Bi̇zi̇m! Kahrolsun Faşi̇zm Kahrolsun Emperyali̇zm!

DDünden Bugüne Anadolu'daDünden Bugüne Anadolu'daHALK İSYANLARIHALK İSYANLARI

HALK KAHRAMANLARIHALK KAHRAMANLARI

Zali̇mler Oldukça İsyan Edenler,Zulüm Sürdükçe de İsyanlar Olacaktır!

ALAMUTElbruz’un göğe yükseldiği yerde,Çağıldar azgın sular,Düşmanları uzak tutacak seviyedeYükselir dalgalar dağlar misaliBir kale, kayalar üstünde, gizemdoluUzanır tarihi Deylem krallarınaKudretli surlarla örülü sağı soluDayanır heybetiyle her fırtınaya ve saldırıyaBir zamanlar yuva yapardı kartallar oradaVe konardı şahinler avlarını yakaladıklarındaBütün yırtıcıların yuvasıAlamut’tur bu yerin adıKorur yamaçtaki dört kule

Saklar gizeminiUzak tutar sırlarını ele geçirmekisteyenKafir ellerden…SEYDUNAAlamut’a hükmeden kudretli hü-kümdarAsil, tıpkı yuvasındaki bir kartalkadarSultan’ın zerre kadar umursama-dığıMüritlere yol gösterip yargılarGörülmez, işitilmez ama her yerdeHissedersin kudretli eliniBilemez kimse ne zaman ve nere-deYakacağını intikam ateşini(Alamut, syf 111)

17

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 18: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Kapitalizmi sadece vahşi bir sö-mürü sistemi olarak ifade etmekdoğru değildir. Tekelciliğin hakimolduğu bu sistem bir bütün olarakinsana, insanlığa dair ne varsa tüketenbir değirmen gibidir adeta. Bütündeğerler yok olmalı, geriye sadecekapitalizmin bireyci-bencil-egoist-tüketici kimliği kalmalı, tüm insanlarbu sistemin kirli "değerleriyle" do-nanmalıdır. Her yer, her şey ve tabiherkes kirlenmelidir. Kirlenmelidirki kapitalizm yaşasın! İnsanlar ye-diden yetmişe yozlaşsın ki bu iğrençdüzen baki kalsın! Bu nedenle kapi-talizmin akıl hocaları, akademisyen-leri, "bilim adamları", ideologları,"sanatçıları" her an, her saniye kafapatlatmakta, bu aşağılık sistemin de-vamı için yeni yeni politikalar üret-mekte...

Ama tam da burada duracaklar.Bu toprakların, Anadolu'nun halklarınıöyle kolay kolay teslim alamaya-caklar. Çünkü bu topraklarda Cep-heliler var, Anadolu halklarının güzel,ilerici, insani tüm değerlerini yaşat-mak için direnen Halk Cephelilervar... Tam dört yıldır Anadolu halk-larının kültürlerini yaşatmaya çalı-şıyoruz.

Üç senedir Okmeydanı Sibel Yal-

çın Parkı'nda yaptığımız festivalinartık Anadolu'ya yayılmasının vaktigeldi dedik ve çadırlarımızı, stand-larımızı, sahnemizi Ankara'ya taşı-yalım istedik. Ve 20 Haziran gecesiOkmeydanı'ndan hareket ettik An-kara'ya, festival alanı olan ve bugünAVM'lerle, yoz kültürle çürütülmeyeçalışılan Batıkent Adnan KahveciParkı'na doğru. Bizimle birlikte Tür-kiye'nin dört bir yanından da otobüslerkalkıyordu aynı hedefe doğru. An-talya'dan, Adana'dan, Antakya'dan,Bursa'dan, İzmir'den, Eskişehir'den,Yozgat'tan, Kürdistan'dan onlarca in-san 4. Anadolu Halk Festivali'ni dü-zenlemek için yola düşüyordu bizimleaynı saatlerde...

Bu yıl 20-21-22 Haziran günle-rinde yapılacaktı festivalimiz. Baş-langıç günleri, hafta içi işgünü ol-masından dolayı katılımın az olduğugünlerdi. Bunu Ankara'da da yaşı-yoruz. Henüz festival havası yokcuma günü. El birliği ile stantlar,söyleşi alanları ve sahne hazırlanı-veriyor kolektivizmin yıkılmaz gücüile... Kucaklaşmalar yaşanıyor ülketopraklarının dört bir ucunda umudunzaferi için mücadele edenler, yoldaşlararasında. Dost gülücükler, sımsıcakbakışlar eşliğinde koyu sohbetler ya-

şanıyor uzun bir aradan sonra gö-rüşmenin coşkusuyla...

Kızıl bayraklar var Adnan KahveciParkı'nın her tarafında. Batıkent halkıbir ilki yaşıyor. İlk kez bir festivaldüzenleniyor parklarında. Bunun he-yecanını gözlemliyoruz bakışlarında.Stantlarımızı büyük bir heyecanlageziyorlar. Yöresel ürünlere dikkatlebakıyor, organik olup olmadıklarınısoruyorlar. Stant başlarında hoş soh-betler yaşanıyor halkımızla...

Halk var bu festivalde işte. Enyoksulundan, gecekondulusundan,üç kuruş paraya bir ay geçinmeyeçalışanından, bir kilo muza bir ömürhasret gideninden belki de hiç yiye-meyeninden, çocuklarına bir gofretalamamanın acısını bir kanser gibibedeninde hissedeninden, patronlarınkar hırsına kurban edileninden... Te-levizyonlarda kırmızı halılarda yü-rünerek ve yine kırmızı kurdelalarınkesilmesiyle başlayan, beş yıldızlıotellerde ve yoksul halkın yanınabile yaklaşamayacağı mekanlardadüzenlenen festivallerden değil halkfesitvalimiz ve hiçbir zaman da öyleolmayacak! Bizim festivalimizde hal-kın kültürü yaşayacak ve halk gelecekbizim festivalimize; bu festivalinkendileri için düzenlendiğini, bu fes-

Ankara’da Anadolu Halk Festivali Yapıldı

HER ALANDA DÜZENİN ALTERNATİFİYİZ

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN118

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 19: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

tivalin asıl sahibinin kendileri oldu-ğunu bilerek gelecekler.

Pankartlara bakıyor herkes festivalalanının her tarafına asılan... "BozukDüzende Sağlam Çark Olmaz Pis-liği Devrim Temizler" diye haykı-rıyor bir pankart Pir Sultan'ın dilinden.Festivalin mantığını yansıtıyor busöz. "Öğrenci Meclisleri ÖrgütlüGücümüzdür" diyor bir başkası.Her alanda komiteleşmenin, meclislerkurmanın ekmek gibi, su gibi bir ih-tiyaç olduğunun altını çizerek. Berkinhiç unutulmayacak. Her şeyimizdeo da olacak bundan sonra. Halk Fes-tivalimizin yine baş konuğu Berkin.O ve haziran şehitlerinin resmininyer aldığı pankartın altında "DevrimŞehitleri Ölümsüzdür" yazıyor say-gıyla... Kızıl sancaklar pankartlarlabirlikte alanın her yanında dalgala-nıyor.

Ve stantlarımız. Ankara'nın köfteekmeği, Adana'nın şalgamı, Antak-ya'nın acı biberi, İzmir'in boyozu,Bursa'nın şeftalisi-zeytini, Karade-niz'in kara lahana sarması, Kürdis-tan'ın yazmaları, Eskişehir'in lületaşı, Trakya'nın sucuğu ve daha fazlasısergileniyor hepsinde... Gözlemelerinkokusuna köftelerin kokusu karışı-yor... Berkin Elvan Çocuk Alanı ha-zırlanmış bir kenarda. Çocuklar bualanda el işleri yapıyor, üretiyorlar.Bu ürünler daha sonra satışa da su-nulacaklar... Dev-Genç, Devrimciİşçi Hareketi, TAYAD ve HalkınMühendis-Mimarları’nın stantları varyörelerin stantlarının yanında... Kitaptanıtıyor, tutsak ürünleri satıyor Dev-

Genç’lilerle TAYAD'lılar. HalkınMühendisleri ve Mimarları Ar-mutlu'da kurdukları halk bah-çelerini tanıtıyorlar. Devrimciİşçi Hareketi ise Soma izlenim-lerini aktarıyor stantlarının önün-de...

Saat 15.00... İlk günün prog-ramı “Anadoluyum Ben” şiiriylebaşlıyor Ahmed Arif'in dilindenve ondan sözü şair dostumuzMehmet Özer alıyor. Devrimcisanat üzerine bir de söyleşi ya-pıyor şair dostumuz. Devrimcisanatın halkı bilinçlendirmektekiönemini vurguluyor ve örgütlüsanatçılığın asıl olarak insanıözgürleştiren şey olduğunu be-lirtiyor. Şiir bitmiyor. Aynı za-manda bir öğretmen olan Dur-sun Güleç, kendi yazdığı şiirleripaylaşıyor bizimle.

Şiir dinletisinin ardından An-kara Gençlik Derneği Korosu,Neşet Ertaş ağırlıklı bir repertuarsunuyor izleyenlere ve sahneyiEskişehir'den gelen Grup Gün-kızıl'a bırakıyor. Onlar da türkücüdostumuz Yavuz Canpolat'a bı-rakarak iniyorlar sahneden...

İlk gün böyle geçti ve herkesAnadolu'nun misafirperverliğiniyaşayacağı evlere doğru yolaçıktı. Bir dilim ekmeği bile pay-laşmanın, iyi günde ve esas ola-rak da kötü günde açılacak birkucağın, söylenecek bir sıcaksözün anlamını bir kez dahakavramanın pratiği sergilenecekonlarca evde... Daha sonra bir

119MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 20: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

ömür anlatılacak sımsıcak anılar ya-şanacak iki gece boyunca Ankara'nınyoksul evlerinde. Bu içtenlik hiç bit-mesin diyedir işte bu festivalin dü-zenlenmesi...

İkinci gün Soma var programda.Somalı madenciler, Halkın Mü-hendis ve Mimarları, Halkın Hu-kuk Bürosu, Devrimci İşçi Hareketive Halk Cephesi temsilcilerinin ka-tıldığı bir panel düzenlenecek. So-manın acısı yüreklerimizde hala sım-sıcak. Konuşmacılar; örgütsüzlükten,acımasız ve vahşi sömürüden bah-sediyorlar. Örgütlenmenin gereklili-ğinden, sendikalara mahkum olma-maktan, meclisler ve komiteler yo-luyla örgütlenmekten...

Tiyatro, insanın insana insan ta-rafından anlatılmasının sanatı. İdilHalk Tiyatrosu da bunu layıkıyla ye-rine getirmek için uğraşıyor kurulduğugünden bu yana. Bir forum tiyatroyapıyor ve izleyiciyi de oyuna katıyor,birer oyuncu haline getiriyor hepsini.Batıkentli AVM'cilerden bıkmış ya,oyunda AVM sözcüsünü oynayana

ateş püskürüyorlar adeta. Oyun bitiyorve canını zor kurtarıyor AVM tem-silcisi... Halkın Mühendis ve Mi-marları da GDO'lu ve organik do-matesler üzerinden tarımın ne halegetirildiğini anlatıyorlar kısa oyun-larıyla... Onlardan Ayin-i Cem Can-lar Semah Ekibi devralıyor sahneyive semah dönüyorlar... Alevi kültü-rünün bu en güzel ritüellerinden bi-risini tanıtıyorlar böylelikle...

Tubil Halk Dansları Toplulu-ğu'nun ardından Grup Yorum sah-neye çıkıyor. Herkes bu anı bekliyoriki gündür. Kavganın sesini, yarınınumutlu geleceğini ezgileyen bu KarMakinesi’ni izlemek için can atıyorherkes. Berkin'i, Haziran Şehitleri’nive Somalı madencileri anarak prog-rama başlayan Yorum, coşkulu tür-küleri, marşları ve halaylarıyla herkesicoşturuyor. Haklıyız Kazanacağız'ınhep bir ağızdan söylenmesinin ar-dından kızıl maskeli Dev-Genç’lilerhavai fişeklerle selamlıyorlar şehit-lerimizi...

Üçüncü ve son gün, Ankara Di-renişleri konulu bir panel düzenle-niyor ilk olarak. Ankara'daki kam-panyalarımız, çeşitli direnişlerimiz,zaferlerimiz anlatılıyor, deneyimlerpaylaşılıyor.

Sahnede ilk olarak Mehmet Eroğluvar türküleriyle. Sonra Gençlik Fe-derasyonu boykot konulu bir tiyatrooynuyor; onların ardından da HalkınMühendis ve Mimarları, Soma’yıkonu alan bir oyun sergiliyorlar. Sı-rada Ankara Dev-Genç var. Onlarda yozlaşmayı anlatıyorlar kısa oyun-larıyla... Türküleri bu kez Bursa HalkCephesi müzik grubu söylüyor. On-ların bıraktığı yerden Turan Ustabaş,Volkan Gürdak ve Hasan Altun devamediyor halkın türkülerini okumaya...Onlar da Karadeniz'i taşıyorlar Ankaratopraklarına. Yeşil gömlekli seymenler

var sahnede. Ankara Halk Cephelileronlar. Cephe kültürünü yaşatan giy-sileriyle dönüyorlar sahnede Ankarahavalarıyla. Halk da katılıveriyor ya-vaş yavaş onlara... Sonra artık unu-tulduğu varsayılan Hacivat-Karagöz'üsahneye çıkarıyor festivalimiz. Bü-yük-küçük herkesi sahnenin önünetopluyor Hacivat ile Karagöz'ün dersiçeren komik atışmaları... Grup Mit-ralyöz'ün isimlerine yakışan marşla-rıyla kapanıyor festivalimiz.

Bu sene Ankara'daydık. Seneyebelki başka bir ilde olacak festivalimiz.Dolaşacak il il, diyar diyar, ev ev,sokak sokak... Kapitalizmin bireyci-bencil-yoz kültürüne karşı halkın kül-türünü yaşatmayı ve yeni değerlerlegeleceğe taşımayı kendisine görevbilerek... Türkülerimiz yaşayacak,yemeklerimiz de... Giysilerimiz ya-şayacak, sebzelerimiz ve meyveleri-miz de... Aydınlarımız yaşayacak, ro-manlarımız, şiirlerimiz de... Sanatımızyaşayacak, el işi ürünlerimiz de...Festivalimiz bunu hep başaracak!

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN220

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 21: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Halk Cephesi'nin her yıl düzenlediğiAnadolu Halk Festivali bu yıl 20-21-22 Haziran’da Ankara'da yapıldı. Dör-düncüsü düzenlenen festival Batıkent'tebulunan Adnan Kahveci Parkı'nda ya-pıldı. Çeşitli illerden gelenler kurduklarıstantlarda yöresel ürünleri tanıtarakAnadolu'nun güzelliklerinin bir aradagörülmesini sağladı. Antalya'nın sütmısırından, İzmir'in boyozuna, Eski-şehir’in lüle taşından, Gemlik zeytininekadar Anadolu halkının el emeği ürün-leri Ankara halkıyla buluşturuldu. Aynızamanda kültür-sanat etkinlikleriylede halktan uzak tutulmaya çalışılansanatı halkın içinde sergileme imkânıda oluşturuldu.

Festivalin ilk günü, diğer illerdengelenlerin de yardımlarıyla başlayanhazırlıklar el birliğiyle tamamlandı.Stantlara ürünlerin yerleştirilmesininardından karşı tepeye Berkin Elvan'ınve Haziran şehitlerinin resimlerininolduğu pankartın yanı sıra "ÖğrenciMeclisleri Örgütlü Gücümüzdür" ve"Bozuk Düzende Sağlam Çark Olmaz"yazılı pankartlar asıldı. Ayrıca aynıtepeye sıralı şekilde kızıl sancaklardikildi. Parkın bulunduğu tepelik alanadeta kızıla boyandı. Düzenin her türlüyozlaşmasından, yabancı kültürdenarınmış, insanı yenilenmeye, halk kül-

türünü sahiplenip halk için savaşmayaçağıran bir kale gibiydi. Saat 15.00'defestivalin programı başladı. AhmetArif'in "Anadolu" şiiriyle başlatılanprogramda ilk olarak şair MehmetÖzer'in devrimci sanat konulu söyle-şisiyle devam edildi. Şair MehmetÖzer ülkemizdeki devrimci mücade-lenin zorluklarıyla başlattığı konuş-masını sanatın devrimci kişiliğindenbahsederek devam etti. Şiirden türküleresanatın ve sanatçının örgütlü mücadeleiçinde özgür olduğunu ve halkın mü-cadelesine yararlı olacağını belirterekkonuşmasını bitirdi. Ardından öğretmenDursun Güleç'te sahneye çıkarak şiir-lerini okudu. Verilen aranın ardındanAnkara Gençlik Derneği'nin bünyesindeoluşturulan koro sahne aldı. ÇoğunluğuNeşet Ertaş türkülerinden oluşan tür-külerle İç Anadolu'nun müzik kültürütanıtılmış oldu. Ardından Eskişehir'dengelen Grup Günkızıl sahne aldı. Tokatyöresinden söyledikleri türkülerle din-leyenleri coşkulandırırken, oyun ha-vaları ve halaylarla coşku daha daarttı. Akşamın ilerleyen saatlerinde deAnkara'nın yerel sanatçıları türkülerinisöyledi. Yoğun rüzgâra rağmen YavuzCanpolat'ın türkülerine kitle eşlik et-meye devam etti. Ertesi gün buluşmasözüyle festivalin birinci günü 22.00'debitirildi.

Anadolu Grup YorumEzgilerindeİkinci gün yeni bir stant daha açıl-

mıştı. Gündoğdu Çarşı Taraftar Grubuaçtıkları stantta atkılarını sergiliyorlardı.Eskişehir’in açtığı stantta ise hummalışekilde ebru çalışmaları ve cam boyamayapılırken herkesi Ali İsmail Kork-maz’ın resmini çizmeye çağırıyorlardı.Antalyalılar haşlanmış süt mısırları ta-nıtırken öte tarafta tulum eşliğinde ho-ron tepiliyordu.

İkinci gün ilk olarak Somalı ma-denciler ve Halkın Mühendis Mimar-ları’nın yaptığı söyleşiyle programageçildi. Somalı madenciler kötü çalışmakoşullarını ve patronlarının dizginsizsömürülerini anlatırken, en çok da ör-gütsüzlükten yakınıyorlardı. HalkınMühendis ve Mimarları ise katliamınteknik boyutunun yanısıra sömürü po-litikasını anlattı. Halkın Hukuk Bürosuavukatı Engin Gökoğlu da şehit sayısınadeğinerek asıl üzerinde durulması ge-reken konunun devletin bu katliamdakisorumluluğu olduğunu söyledi. Dev-rimci İşçi Hareketi de sarı sendikalaramuhtaç olunmadığını işyerlerinde işçimeclisleri kurarak işçi haklarına sahipçıkılabileceğini söylediler.

Ardından İdil Halk Tiyatrosu forum

Anadolu Kültürünü YiğitlerimizHasan Feritlerle, Berkinlerle,Şehitlerimizle Büyütüyoruz

21

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 22: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

tiyatro sergiledi. Halkın yaşam alan-larına yapılmak istenen AVM’leri konualan tiyatroda seyirciler aynı zamandaoyuncu oldular. Forum tiyatronun ar-dından Halkın Mühendis MimarlarıGDO’lu sebzeleri konu alan bir tiyatrooynadılar. Organik domates ve salata-lığın, GDO’lu domateslerle olan diya-loglarından oluşuyordu oyun. GDO’ludomateslerin kendilerini kabul ettirmeçabalarına rağmen organik domateshalkın desteğini sağladı.

Programa semahla devam edildi.Ayin-ı Cem Canlar Semah Ekibininsergilediği semahla Alevi kültürü detanıtılmış oldu. Festivalin ikinci gü-nünde alana yeni bir pankart asılmıştı.Ellerinde silahlarıyla şehit düşen halksavaşçıları Erdal Dalgıç, İbrahim Çu-hadar, Alişan Şanlı ve Muharrem Ka-rataş’ın resimlerinin bulunduğu ve al-tında “Feda Şehitleri Ölümsüzdür” ya-zılı pankart tüm ihtişamıyla halkımızıselamlıyordu.

Tubil Halk Dansları Topluluğu dans-çıları coşkulu danslarıyla da izleyenlerietkileri altına aldılar.

Ardından Halk Cephesi temsilcilerisahneye çıkarak öncelikle gelenleri se-lamladılar. Daha sonra tüm devrim şe-hitleri için 1 dakikalık saygı duruşunadavet ettiler. Halk Cephesi temsilcileriokudukları açıklamada Haziran Ayak-lanması’nın ruhuyla Anadolu ihtilaliniyaratacaklarını, bu festivalle de em-peryalizmin kültürüne darbe vuracak-larını söyledikten sonra tüm halkımızıHalk Cephesi saflarında örgütlenmeyeçağırdılar. Ardından havai fişeklerineşliğinde umudun türkülerini söylemeküzere Grup Yorum sahne aldı. Türkü-leriyle Soma’yı ve Berkin Elvan’ı ananGrup Yorum halaylarla coşkuyu yük-seltti. Teknik aksaklıklara rağmen kit-lenin motivasyonunu hiç bozmamasınateşekkür eden Grup Yorum, HaklıyızKazanacağız marşını söyledikten sonra

sahneden ayrıldı.

Grup Yorum’un ardından Cephelilersahneye çıkarak havai fişekle halkı se-lamladılar. Tepelerinde patlayan havaifişeklerle ilk kez karşılaşanlar da Cep-heliler’e duydukları güven sonucupanik yaratmadan Cephelilerin selam-lamasına katıldı.

Ertesi gün buluşma sözüyle ikincigün de sonlanmış oldu.

Ankara’da Yeşil GömlekliCepheli Seymenler

Üçüncü günün söyleşisi ise Ankaradirenişleri oldu. Söyleşide Halkın Mü-hendis Mimarları, İdilcan Kültür Mer-kezi, Dev-Genç, TAYAD, HÜKAD,Halkın Hukuk Bürosu, Kamu Emek-çileri Cephesi ve Devrimci İşçi Hareketikendi mücadele alanlarından deneyim-lerini anlattılar. Berkin Elvan ÇocukAlanının küçük emekçileri ürettiklerinisergilemeye başlamışlardı. Çocuk stan-dına dizdikleri el yapımı kitap ayracıve maskeleri herkese teker teker sattılar.Festivalden ‘en karlı’ çıkan onlardı.

Üçüncü günde sahneye ilk çıkanMehmet Eroğlu söylediği halay tür-küleriyle herkese eğlenceli anlar ya-şattı.

Ardından Gençlik Federasyonu okulboykotlarını konu alan bir tiyatro ser-giledi. Gençlik Federasyonu’nun ardın-dan Halkın Mühendis ve MimarlarıSoma Katliamını konu alan tiyatrolarınısergilediler. Madencilerin dipsiz birocakta katledilişlerini ve devletin katil-liğini tasvir eden bir tiyatro oynadılar.

Ardından sahneye Devrimci İşçiHareketi Korosu çıktı. Türkülere herkeseşlik etti. Koronun ardından AnkaraGençlik Derneği’nin yozlaşma konuluskeci sergilendi. Köyünden şehre göçeden bir gencin önce yozlaşmasını ar-dından da devrimcileşmesini canlan-dıran Dev-Genç’liler herkese keyifli

anlar yaşattılar.

Dev-Genç’lilerin skecinde sonraBursa Halk Cephesinin oluşturduğumüzik grubu sahne aldı. Sahnede tür-küler seslendirilirken festival alanındada Umudun Çocukları devriye atıyor-lardı. Kartondan yaptıkları kalkanınüzerine imzalarını atan Umudun Ço-cukları, alanda adaleti sağlıyorlardı,Bursa Halk Cephesi’nin ardından Ka-radeniz Halk Sanatçıları Turan Ustabaş,Volkan Gürdak ve Hasan Altun sahnealdı. Bozkırın ortasında Karadeniz yay-lalarını hissettiren sanatçılar tulum vekemençe ile Karadeniz’in direngen ru-hunu yaşattılar. Sahneye bu kez küçüksanatçı adaylarından Gökçe çıkarak şiirokudu ve şarkı söyledi. Ankara HalkCephesi Seymen Ekibi de Cephe kül-türünü yansıtacak şekilde yeşil göm-lekleriyle Ankara havaları oynadılarve birçok kişi de onlara eşlik etti.

Havanın kararmasıyla beraber sah-neye Anadolu’nun yüzyıllık geleneğiHacivat Karagöz geldi. Küçük-büyükherkesi perde önüne topladı Hacivat veKaragöz. Hacivat Karagöz’ün ardındanson olarak Grup Mitralyöz türkülerinisöyledi. Ankara havaları ve halaylarlaherkesi hareketlendiren Grup Mitralyözmarşlarla festivalin kapanışını yaptı.

Festivalin ÇalışmalarıSon Ana Kadar Sürdü

Ankara'da festivalin yapılacağı Ad-nan Kahveci Parkı'nın etrafındaki sitelere18 Haziran’da gidilerek kapı kapı fes-tival çağrısı yapıldı. Yoldan geçenbirçok kişiye ve çocuklara festivaliniçeriği ve çocuklara hitap eden etkin-liklerin de olacağı anlatıldı. Çalışmaboyunca festivalin programını içeren10 pankart Batıkent bölgesinde halkınyoğun olarak bulunduğu yerlere asılırken1200 el ilanı dağıtıldı ve 50 afiş asıldı.Çalışmaya 6 kişi katıldı.

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN22

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 23: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Biliyoruz ki kapitalizm gücünüinsanların güçsüzlüğünden alır. İnsanne kadar güçsüz, ne kadar edilgenise; kapitalizm o kadar güçlüdür.Çünkü ancak bu şekilde hırsızlığave sömürüye devam edebilir. Bu ne-denle bilgiyi halktan saklar. Bilgisizve alıklaşmış, korkak, pasif, özgüvenikalmamış bir halk yaratmak ister.İşte bu nedenlerle kapitalizm,

yoksul halkımızı her alanda alterna-tifsiz bırakıyor. Kendi yöntemlerini,kendi sömürü sistemini tek yolmuşgibi gösteriyor. İnsanların ihtiyacınagöre değil, edeceği kara göre bir üre-tim gerçekleştiği için, hemen her şeyolması gerekenden çok daha pahalıve ona sadece parası olanlar sahipolur hale geliyor. Böyle olunca dainsanlar birçok yenilikten, gelişmedenmahrum bırakılıyor.

Kapitalizm, yoksul halkın yaşamalanlarına olumlu hiçbir müdahaledebulunmuyor. İzbe, köhne yerlerdeyaşamı reva görüyor. Sağlıksız bes-lenmeyi reva görüyor. Halka kendikültürünü unutturup yozlaştırıyor.

Kapitalizm ne kadar insanın GÜÇ-SÜZLÜĞÜNE dayalı bir sistemse,sosyalizm de o kadar insanın GÜÇ-LÜLÜĞÜNE dayanır. İnsan ne kadargüçlüyse sosyalizm o kadar güçlüdür.İnsan ne kadar bilgiliyse, bilimselbilgiyle doluysa, etkinse, kendinegüvenliyse sosyalizm o kadar yenil-mez olur.İşte bu nedenle kapitalizm alter-

natifsiz değil. Kapitalizmin alternatifiSosyalizmdir. Çünkü kara göre değiltüm insanların ihtiyacına göre bir üre-tim gerçekleşir. Tüm insanların yaşamdüzeyini ve refahını yükseltmek sos-yalizmin hedefleri arasındadır. İnsanınhem ekonomik, hem kültürel, hem

sosyal, hem politik, her alanda geliş-mesini ve çok daha büyük, nitelikli,beğenileri ve zevkleri gelişmiş birinsan haline gelmesini hedefler.

Yani sosyalizm sadece bir açlıktokluk meselesi değil, insanın her an-lamda yüceltilmesi ve büyümesidir.

Bu nedenlerle kapitalizmin heruygulamasının karşısında bizim demutlaka bir söyleyeceğimiz söz vardır.Biz sadece reddeden, protesto edipbir kenara çekilen değiliz.

Biz iktidarı alacağız. Kendi ikti-darımızı kuracağız. Ve her şeyi amaher şeyi yeniden inşa edeceğiz. Tepetaklak edilmiş dünyayı düzelteceğiz.Bu nedenle sadece reddeden olamayız.

Hayata geçirmekte olduğumuz pro-jelerimiz, kapitalizme karşı sosyalist-lerin somut alternatifleridir. Kendi ik-tidarımızda halkın yaşamını nasıl dü-zenleyeceğimizin somut örnekleridir.Bu örnekleri çoğaltarak, halkın yaşa-mını düzenlemeyi adım adım büyüte-ceğiz. İktidarımızda nasıl bir ülke ola-cağımızı bu örneklerle göstermeyebaşlayacağız. Yani daha somut söyle-mek gerekirse kapitalizme karşı al-ternatif olma meselesini devrimdensonraya ertelemiyoruz. Bir yandandevrim mücadelesini en etkin bir bi-çimde sürdürürken, diğer yandan yarınıbugünden planlıyoruz. Hem kendi de-neyimlerimizi geliştirmek, yapa yapaöğrenmek, en iyiye ulaşmak, hem hal-kımıza somut olarak bizim kim oldu-ğumuzu göstermek, düzenin yalanyanlış anti-propagandalarını etkisiz-leştirmek için bu adımları atıyoruz...

Atmaya başladığımız adımlarneler, biraz yakından inceleyelim:

Ferhat Gerçek YürüteciFerhat Gerçek şu an 26 yaşında.

17 yaşındayken Yürüyüş Dergisi da-ğıtımı yaptığı sırada polis tarafındankurşunla vurulmuştu. Kurşun omur-iliğine isabat etti ve Ferhat'ın beldenaşağısı felç oldu. Yaptığımız tüm gi-rişimlere rağmen kurşun çıkarılamadı.Ferhat'ı yürütme isteğimiz hiç bitmedi.Yaptığımız araştırmalar sonucundafelçli hastalar için bir yürüteç gelişti-rildiğini öğrendik. Bu yürüteç saye-sinde tekerlekli sandalyeye bağımlıbir kişi tekerlekli sandalyeden kurtulupyürüyebiliyordu. Ancak bu yürüteçlerinfiyatı 80.000 - 90.000 TL civarındaydı.Yani burjuvazi felçli hastalar için üret-tiği teknolojiyi sadece parası olanzenginlerin kullanımına sunmuş, yok-sul halkımızın bundan yararlanabilmesineredeyse imkansızdı.

Bu nedenle kendi yürütecimiziyapmaya karar verdik. Halkın Mü-hendisleri ve bir torna ustasının ortakçalışmasıyla, yaklaşık 3 aylık bir ça-lışmanın ardından yürüteci üretmeyibaşardık. Bu yürütecin diğerlerindenbir eksiği olmadığı gibi, daha güzelözellikleri vardı. Örneğin bir felçlihasta, hiç kimsenin yardımına ih-tiyaç duymadan bu yürüteçle ayağakalkabiliyor. Ürettiğimiz bu yürütecibir törenle Ferhat Gerçek'e sunduk.

Tekellerin 90 Bin TL’yeÜrettiği Yürüteci5 Bin TL’ye Yaptık

Bu yürütecin adına 'Ferhat Ger-çek Yürüteci' dedik. Bunun paten-tini alıp seri üretime başlamayıhedefliyoruz. Sadece burjuvaziyedeğil, yoksul halktan olan tüm felçlihastalara bir çözüm üretmiş olacağız.Şu an yürüteç yaklaşık 5.000 TL'yemalediliyor. Seri üretimle bu maliyet

223

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Çürümüş DüzeninTek Alternatifi Devrimcilerdir

YARINI BUGÜNDENKURACAĞIZ

Page 24: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

daha da düşürülebilir. İşte kapitalizmböyle halkın düşmanıdır... Böyle bi-limsel gelişmelerin önündeki en bü-yük engeldir...

Yürütecimizle şu an sadece düzyolda gidilebiliyor. Ama merdiven çı-kabilecek şekilde geliştirilmeye çalı-şılıyor. Bunu başardığımızda merdivençıkabilen ilk yürüteci biz üretmiş ola-cağız.

Halk Bahçeleri:Kapitalizm her alanda olduğu gibi

halk sağlığı alanında da herşeyi ça-lıyor. Sağlıklı gıda üretimi kapitlizminkar hırsı nedeniyle neredeyse im-kansız bir hale geldi. Aldığımız tümsebze ve meyveler hormonlu,GDO'lu... Yani sağlıksız ve kanserojenmaddeler içermektedir. Tohum üre-timi-dağıtımı, emperyalistlerin da-yatmasıyla çıkarılan yasalarla engel-leniyor. Yani sadece kendisinin ürettiğisağlıksız besinlerin bulunabildiği birdünya yaratıyor. Buna karşı bazıtemiz tarım üretimi yapılan istisnaitekil örnekler olmakla birlikte örgütlüve yaygın bir üretim yok.

Ziraat mühendisleri öncülüğündetemiz, sağlıklı, kimyasal katkısı ol-mayan, GDO'suz bir üretim çalışmasıbaşlatıldı.

Önce temiz tohumlar bulundu. Butohumlar Armutlu Mahallesi’ndekievlerin saksılarında çoğaltıldı. Ardın-dan, yine Armutlu Mahallesi’nde ku-rulan Gülsüman - Şenay Halk Bah-çesi’ne ekilerek daha da geliştiriliyor.Bu bahçeden sağlıklı ürünler alınabi-lecek. Ayrıca bu bahçede büyütülenve çoğaltılan tohumlar halkımızın ev-lerinin bahçelerine planlı olarak da-ğıtılacak. Örgütlü bir gücüz. Onlarcamahallede yüzlerce binlerce evin irili- ufaklı bahçeleri var. Bu bahçeleriplanlı ve sistematik olarak değerlen-dirdiğimizde ortaya orta ölçekli, halkınbir kısmının temiz sebze- meyve ih-tiyacını karşılamaya yetecek bir üretim

çıkacak. Bunu adım adım tüm Ana-dolu'ya yaydığımızda kapitalizminsağlıksız ürünlerine karşı ciddi bir al-ternatif yaratmış olacağız...

Rüzgar Türbini:Her şeyde olduğu gibi enerji üre-

timinde de hem sağlıksız, hem doğayıkatleden hem de pahalı bir üretimgerçekleştiriliyor. Ama elektrik üre-timi hem sağlıklı, hem çevreye zararvermeden, hem de oldukça düşükmaliyetlerle gerçekleştirilebilir.

Halkın Mühendislerinin geliştir-diği bir yöntemle her ev kendi elektrikenerjisinin başlangıçta bir kısmınıüretmeye başlayacak. Evlerin rüzgaralan yerlerine takılacak olan rüzgartürbini bu enerjiyi üretecek. Rüzgartürbinini tamamen Halkın MühendisMimarları, ihtiyaca göre geliştirdiler.Güvenlik önlemini de alıp ilk rüzgartürbinini geliştirdiler. Bu türbinleradım adım tüm evlerde olmaya baş-layacak. Kimi rüzgar türbinleri tekbir evi, kimileri bir sokağı, kimileride bir mahalleyi kapsayacak büyük-lüklerde olacak...

Böylece halktan insanlar hiçbirücret ödemeden kendi elektrik ener-jisini kendisi üretir hale gelecek.HES'lere gerek kalmadan, derelerikurutmadan, doğayı katletmedenenerji üretmek mümkün olacak...

Isı Enerjisi Üretimi:Isınma da en az elektrik enerjisi

kadar önemli ve büyük bir sorun ül-kemizde. Elektrikle ısınmak ayrı,doğalgaz ile ısınmak ayrı bir sorun.Her ikisi de yüksek maliyetlerde. Bunedenle soğuk evlerde yaşamayamahkum bırakılmıştır halkımız.

Kapitalizm bunun maliyetlerinidüşürmez. Çünkü o doğalgaz üze-rinden kazanacağı parayı hesapla-maktadır. Bu nedenle başka hangiyöntemler geliştirilebilir, buna kafayormaz. Başka hiçbir seçenek yokmuş

gibi davranır. Oysa ki seçenek çoktur.Bunlardan bir tanesini zamanında

Sovyetler Birliği denemiş ve başarılıolmuştur. Ama kapitalizmin yenideninşa edilmesiyle birlikte bu tekniktenhiç faydalanılmamaya başlanmıştır.

Sovyet bilimadamlarının geliştir-diği bu teknik şöyledir;

Yer kabuğunun 20-40 metre altındakalan tabakasında yüksek ısı enerjisivardır. Bu tüm dünya üzerinde böyledir.Nerede olursanız olun, yüzey ne kadarsoğuk ya da sıcak olursa olsun, oyerin 20-40 metre altında çok sıcakbir enerji vardır. Bu enerji sonsuzdur.Yani süreklidir. Geliştirilen yöntembir ısı transferi yöntemidir. Bu derinliğeulaşacak bir sondajlamayla oradakisıcaklık alınacak ve yüzeye çekilecektir.Yapılan çalışmalarla 1 kw'lık bir elek-trik enerjisiyle, koca bir binanın ısıenerjisi ihtiyacını karşılayacak bir ısıtransferi gerçekleştirilebilmiştir. Yaniçok düşük bir elektrik enerjisi ile tümbina ısıtılabilmiştir. Hem çevreye zararvermeyen, hem de çok çok ucuz olanbir ısınma yöntemidir.

Sovyetlerin geliştirdiği bu yön-temi, kapitalizm kar hırsı nedeniylegörmezden gelmektedir. Ve sosya-lizmin bu deneyimi yok edilmeyeçalışılmaktadır.

Halkın Mimar Mühendisleri buyöntem üzerine de çalışmaya başla-mıştır...

Bilgisayar Oyunları:Günümüzde bilgisayar olmayan

ev neredeyse kalmamıştır. Buna bağlıolarak da çocukların bilgisayarla olanilişkisi çok erken başlamaktadır. Özel-likle bilgisayar oyunları çocuklarınen önemli oyunları olmaya başlamıştır.Bu bir yandan iyi, bir yandan zararlıdır.Yararlıdır, teknolojik gelişmelere açıkve bunlarla içiçe büyüyor çocuklarımız.Zararlıdır, bilgisayarın tüm içeriğinikapitalizm belirliyor. Kendi ideolojisini

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN224

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 25: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

bilgisayar oyunlarıyla da pompalıyorbeyinlerine. Kar hırsı, ezen, yok edenbir canavara dönüştürmesi, çok parakazanma isteği, terörist avı vb... heroyununda mutlaka kendi istediği şe-kilde yönlendiriyor. Kendisinin istediğişekilde düşünen beyinleri bilgisayaroyunları aracılığıyla da geliştiriyor.

Bilgisayarın bu kadar yaygın olduğubir dünyada çocuklara bilgisayar oyunuoynamayın demenin pek anlamı dakalmıyor. Çağın gerisinde kalmaklaeş anlam taşıyor. Bu durumda teslimolmak yerine bir yöntem geliştirmekmümkün. Çocuklarımız yine bilgisayaroyunları oynasın ama bizim geliştir-diğimiz oyunları oynasın. Bizim de-ğerlerimizi yaşatan, halkın değerleriniyaşatan, sevgiyi, paylaşımı, kolekti-vizmi öğreten, hakkını aramayı öğreten,en büyük terörist emperyalistlerle, iş-birlikçileriyle savaşı öğreten, Taksim’ikuşatan polisle çatışan, sapanı, taşısilah olarak kullanan... Tüm bunlarıkapsayan çok sayıda bilgisayar oyunugeliştirilmeye çalışılıyor. Bunlar ikiboyutlu olabileceği gibi, zamanla 3boyutlu hale de getirilebilecek...

Bilgi Yarışmaları:Bilgi yarışmaları eğitimimizin en

önemli ayaklarından birini oluşturacak.Tarihimizi, değerlerimizi, kavramla-rımızı öğrenmeyi teşvik eden bir özel-liği olacak. Bilgisayar yazılımlarıyla'harf almalı' kelime yarışmalarından,'şıkların gösterildiği' test usulü yarış-malara kadar tüm yöntemler gelişti-rilecek. Mahallelerde, okullarda, işyerlerinde, bulunduğumuz her yerdebu yarışmaları kolayca düzenleyebi-leceğimiz bir biçim verilecek. Bununiçin de bilgisayar programı geliştirmeçalışması devam ediyor...

Animasyon Filmler,Çizgi Romanlar:

Çocuklarımızın eğitimi konusunu

her alanı kullanarak değerlendirece-ğiz. Düzen nasıl ki çizgi filmlerle,oyuncaklarla istediği kültürü beyinlereempoze ediyorsa, biz de iyi güzelolan, halktan olan, halkın yararınaolan her şeyi öğretmenin bir aracıolarak kullanacağız. Animasyon film-lerle, çizgi romanlarla gerçek çocukkahramanlar yaratacağız. ÖrneğinBerkin'in çizgi romanıyla bir ço-cuğun nasıl onurlu, erdemli bü-yüyebileceğini göstereceğiz. Kendikahramanlarımızı yaratıp, çocukla-rımızın onlar gibi olmak istemesini,onlara özenmesini sağlayacağız.

Mahalle DuvarlarınınBoyanması:

Sanat Meclisi’ne bağlı Ressam -Heykeltraşlar Meclisi, aldığı bir ka-rarla yoksul halkın yaşadığı mahal-lelerde evlerin duvarlarına resimlerçizmeye başladı. İlk olarak ArmutluMahallesi’ndeki evler boyanmayabaşladı. Armutlu Mahallesi İstan-bul'un en değerli arazilerinden biriüzerine kurulu olan, Etiler gibi enlüks evlerin hemen yanı başında olan,Boğaz'ı gören, ama gecekondulardanoluşan bir mahalle. Yani çok değerlibir arazi üzerinde yoksul halktan in-sanların yaşadığı bir mahalle. Değerinedeniyle sürekli devletin ele geçir-mek istediği, alıp zenginlere ait vil-lalarla doldurulmak istenen bir ma-halle. Ama örgütlü olması ve ma-hallede devrimcilerin tek etkin güçolması nedeniyle ele geçirilemeyenbir mahalle...

Bu mahalledeki evler boyanmayabaşladı. Resimler mahallenin tarihi,değerleri, özellikleri dikkate alınarak,bunlara uygun içerikte çiziliyor. 3ölçekli olarak boyanacak evler;

Küçük Ölçekli Resimler: İlk ba-kışta anlaşılan, duvar boyundaki re-simler.

Orta Ölçekli Resimler: İlk ba-

kışta anlaşılmayan, duvarlara tek tekbakıldığında anlamı olmayan, amasokağa bir açıdan bakılıp bütün par-çalar birleştirildiğinde kocaman vetek bir resme dönüşen çizimler.

Büyük Ölçekli Resimler: Tümevlerin duvarlarını kapsayacak bü-yüklükte, mahalleye karşıdan bakıl-dığında tüm mahalle büyüklüğündeolan yazı ya da resimler.

Tüm evlerin çatılarını kapsayacakbüyüklükte, mahalleye havadan (uçakya da google earth) bakıldığında tümmahalle büyüklüğünde örneğin Ha-san Ferit Gedik resmi...

Armutlu Mahallesi’ndeki tüm ev-lerin boyanması yaklaşık 1 senelikbir süreci kapsayacak. Ve bu sürecinsonunda mahallenin girişine bir krokide asılıp nerede hangi resmin olduğubelirtilecek. İnsanların dışarıdan gelipmahalleyi ziyaret etmesi sağlanacak.Çok fazla insanın ilgisini çekeceğiön görülüyor.

Bu çalışma ile hem mahalleninçehresi tamamen değişecek ve yaşamdolu, canlı, rengarenk bir mahalleyedönüşecek, hem de meşruluğu çokdaha arttığı için yıkılması çok dahazor hale gelecek...

Armutlu Mahallesi bitince ya dabir aşamaya gelince Okmeydanı'ndada benzer bir çalışma başlatılacak...

Çocuk Orkestraları,Korolar, HeykelResim Atölyeleri:

Kapitalizm fırsat eşitliğini ortadankaldırıyor. Herkes her şeyi çok iyiyapar diye bir kural yok elbette ki.Ama kimin neyi iyi yapacağını bil-mesi için kendisini keşfetmesininolanağı verilmelidir. Ülkemizde böylebir eğitim sistemi yoktur. Çocuğunyönelimine göre değil, mevcut şartlaragöre eğitim verilir ve çocuk yönlen-dirilir. Herhangi bir konuda bir ye-teneği bir yatkınlığı varsa bu genel-

225

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 26: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

likle kaybolur gider.Sanatla ilgilenmek herkesin hak-

kıyken, bu hakkı herkes kullanamıyor.Sadece parası olan, vakti olan, olanağıolanın yapabileceği bir uğraş halinegeliyor. Bu nedenle binlerce çocukyeteneği keşfedilmediği için istediğialana, verimli olacağı alana yönele-miyor.

Mahallelerde, okullarda çeteleş-meyle, mafyalaşmayla çok erken ta-nışıyor çocuklarımız. Alternatifsizolduğu için bunlardan birine yöneli-yor. Yozlaşmanın boyutlarının çokciddi bir noktaya ulaşmasında, sigarakullanımının, uyuşturucu kullanımınınçok küçük yaşlara inmesinde bu al-ternatifsizliğin büyük bir payı var.

Hem var olan bir hakkı teslim et-mek, hem de fırsat eşitliği sağlamak,yozlaşmaya karşı etkin bir mücadeleyürütmek için çocuk orkestraları ku-rulmaya başlandı. Klasik müziğintüm enstrümanları (keman, viyola,çello, kontrbas, flüt, obua, klarnetvb) ve halk müziği enstrümanları(bağlama, ritim vb) çocuklara ücretsizolarak dağıtılıyor ve eğitim ücretsizolarak veriliyor. İlk orkestra Okmeydanı'nda ku-

ruldu. Umudun Çocukları Orkes-trası isimli bu orkestrada şu an 53çocuk bulunuyor. Yaklaşık 6 ay önceçalışmaya başlayan orkestra ilk kon-serini vermeye hazırlanıyor.

Bu orkestraya bu sene yenilerieklenecek. Sonbaharda 4 mahallededaha kurulması, önümüzdeki yıl busayının 15'e çıkması, 3-4 sene içindeİstanbul'da örgütlü olduğumuz heryerde ve Anadolu'nun şehirlerindekurduğumuz onlarca orkestraya dö-nüşmesi hedefleniyor. Bu orkestra-lardaki yüzlerce çocuk içinden seçi-lecek en iyilerle karma orkestralarkurup ülke ve dünya çapında kon-serler vermeyi hedefliyoruz...

Spor Salonları veSpor Faaliyetleri:

Obezite, kapitalizmin yarattığı birhastalıktır. Kapitalizmin beslenmealışkanlığı, tüketim kültürü dengesiz,yetersiz beslenmeye yol açarken,halkımızı ya obeziteye mahkum etmişya da açlıktan çelimsizleştirmiştir.Spor yapmak sadece belli başlı azın-lığın “hobi”si haline gelmiştir. Den-gesiz beslenmenin, şehir yaşamınınhareketsizliğinin yarattığı fiziki bo-zukluklar hastalıklarımızın önemlinedenlerinden birini oluşturmaktadır.Onun için dengeli beslenmek ve sporyapmak bir grup azınlığın hobisi ol-maktan çıkartıp halkın yaşamının birparçası haline gelmesi zorunluluktur.

Bu nedenle obeziteye karşı bes-lenme alışkanlıklarımıza gösterece-ğimiz özen kadar spora da önemvermeliyiz.

Bu nedenle açacağımız spor sa-lonlarıyla bir spor kültürü kazandır-mak istiyoruz. Burjuvazinin spor an-layışı bireysel başarıları körüklerkenbiz kolektivizmi geliştireceğiz.

Özellikle ev kadınlarının hare-ketsizlikten kaynaklı belli bir yaştansonra vücudunun salmasını ve bunabağlı rahatsızlıkları kadermiş gibigörmesini engelleyeceğiz.

Kadınlara toplu spor, toplu yürü-yüşler, çocuklara toplu bisiklet ders-leri, toplu yüzme dersleri... Tüm bun-ları spor salonuyla birlikte hayatageçireceğiz.

Parklarda YapacağımızDüzenlemeler:

Bulunduğumuz mahallelerdekiparkları hem spor hem kültür-sanatiçin en etkili şekilde değerlendirmehedefiyle çalışıyoruz. İnsanların din-lenmek isteyeceği, güzel vakit geçi-receği, aynı zamanda bir öğrenmefaaliyeti olarak değerlendireceği yerleroluşturmak istiyoruz.

Parklarda çocuk oyun alanlarınınyanı sıra kaykay pistleri de yapacağız.Kaykay sadece zengin semtlerindedeğil bizim mahallelerimizde de ola-bilmeli, bizim çocuklarımız da kaya-bilmeli. Hem eğlenmeli hem çevik,atik, dengeli bir vücut sahibi olabilmeli.

Devrimcilerin yaşamın tüm alan-larında var olduğunu herkese gös-termek istiyoruz. Sosyalizmin hayatıtek tipleştireceği, tüm zevkleri öldürüpsıradanlaştıracağı anti-propaganda-sının ne büyük bir yalan olduğunu,asıl tek-tipleştirenin kapitalizm ol-duğunu göstereceğiz.

Uyuşturucuya KarşıRehabilitasyonMerkezleri:

Uyuşturucuyla mücadelenin tekaracı çetelerle mücadele değil. Bir yan-dan çeteleri, torbacıları mahalleleri-mizden kovarken, diğer yandan buuyuşturucuya bulaşan, bağımlılaşançocuklarımızı, gençlerimizi de kurta-racağız. Uyuşturucu bağımlısı gençlerielimizin tersiyle itmeyeceğiz. Onlarıntedavi olanakları bulmasını, bu ba-ğımlılıktan kurtulmasını sağlayacağız.Gençlerimizi yozlaşmanın pençesindençekip alacağız.

Sonuç Olarak;Bütün bu projelerimizi şu an birer

örnek olarak farklı farklı mahallelerdeoluşturmaya başladık. Amacımız, her-bir örneği tüm mahallelerimizde yay-gınlaştırmak. Bir zaman sonra felç-lilerin yürüdüğü, parklarda dolaştığı,evlerin kendi elektriğini, kendi ısıenerjisini ürettiği, duvarları cıvıl cıvılresimlerle dolu, yaşam dolu, değer-lerimizle dolu, spor salonlarında halkınspor yaptığı, çocukların orkestralardaşarkılar çalıp söylediği mahalleler ya-ratmış olacağız. Bizim olduğumuzyerler diğer tüm yerlere göre farklıve güzelliklerle dolu yerler olacak...

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN226

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 27: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Dersim’de 5 Temmuz’da yapılacak konserin çalış-maları afişlemeler ve açılan masalarla devam ediyor.

17 Haziran’da Dersim Merkez’de 80 afiş asılırken,18 Haziran’da da üniversitenin bahar şenliklerinde masaaçıldı. Dersim Dev-Genç’liler, 18 Haziran’da TunceliÜniversitesi’ndeki bahar şenliklerinde masa açıp yapılacakolan Grup Yorum konserinin bildirilerini dağıttılar, öğ-rencilerin Grup Yorum’a ilgisi yoğun oldu. Masaya ge-lenlerle Yürüyüş Dergisi ve son süreçte ülkemizde ya-şananlar hakkında sohbetler edildi. Masa 21.30’a kadaraçık kaldı.

Dersim’in Ovacık ilçesinde “Devrim YürüyüşümüzSürüyor” konser çalışmaları kapsamında afişleme yapılıp,bildiri dağıtılarak konsere çağrı yapıldı. Konser çalışmalarıkapsamında 21 Haziran’da Ovacık Munzur gözeleri veZiyaret Köyü’nde 30 afiş yapıldı. Ayrıca 200 bildiri dağı-

tıldı.

Halkın yoğun ilgisini çeken konser çalışmasında50 Yürüyüş Dergisi halka ulaştırıldı.

Grup Yorum Pülümür’e de Gelsin22 Haziran’da yapılan çalışmada Pülümür yolu,

Pülümür merkez ve köylerinde konser afişlemeleri yapıldıve konsere çağrı pankartları asıldı. Çalışma boyunca 160afiş asılırken, Pülümür Merkez’e, Zağge’ye ve Kutudere’yebirer tane olmak üzere 3 pankart asıldı.

Halkın olumlu tepkilerinin olduğu çalışmada “GrupYorum Pülümür’e de gelsin, Grup Yorum’u seviyoruzher kesime hitap ediyor” diyerek desteklerini paylaşanlaroldu. Afişleme sırasında kendi kapısına asılmasını isteyenler,çay ısmarlayanlar ve sohbet edenler oldu.

Dersimliler Grup Yorum’uSabırsızlıkla Bekliyor…

Dev-GençDev-Genç’lilerin her hafta yaptıkları film gösterimi 19 Haziran

günü 37 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Etkinlikte “MADEN”filmi izlendi. Filmin sonunda yapılan değerlendirmelerde o gündenbugüne değişen bir şeyin olmadığı aksine sendikaların işçi düş-manlığını daha da artırarak yaptığı söylendi. Soma’da yaşanankatliam ile film arasındaki bağlar konuşuldu.

1 Mayıs1 Mayıs Mahallesi’nde 20

Haziran’da Halk Cephelilerfilm gösterimi yaptı. Şükrü Sa-rıtaş Parkı’nda izlenen “OrmanÇetesi” filmine yaklaşık 50 kişikatıldı. Filmin ardından sohbetedildi ve her hafta aynı gün vesaatte film gösterimlerine de-vam edileceği duyuruldu.

Senapa Stampa direnişinin 122. günündeÇerkezköy Belediye Meydanı’nda 18 Hazi-ran’da eylem yapıldı. Eylemde okunan açık-lamada Senap Stampa işçisinin hakkını almakiçin 122 gündür fabrika önünde çadır direnişinedevam ettiği ve hakkını alıncaya kadar fabrikaönünden ayrılmayacağı dile getirildi. 40kişinin katıldığı basın açıklamasının ardından30 dakikalık oturma eylemi yapıldı. Ardındanatılan “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”, “Senapaİşçisi Yalnız Değildir” sloganlarından sonraeylem sona erdi.

Zafer DirenenEmekçinin OlacakKKendi Kültürümüzle

Alternatif Oluyoruz

Arşiv1 Mayıs

27

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 28: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Kastamonu Lisesi'nin tarihinebakarsanız 1922 yılında hiç mezunvermediğini görürsünüz. O yıl tümöğrenciler tembellik yapıp dersinemi çalışmadı? Evet, o yıl öğrenci-lerin hiçbiri karatahta başında veri-len derse çalışmadılar. Fakat haya-tın en kanlı ve canlı dersine katıldı-lar hep birlikte ve dersi de geçtikleralınlarının akıyla. Bir daha karatahtabaşına dönemedi hiçbiri. Çünkü va-tan işgal edilmişti emperyalistlerceve o koşulda karatahta başında öğ-renci değil, emperyalizm karşısındavatanseverliğin dersini veren öğret-mene dönüştü liseliler. Bu yüzden1922 yılı Kastamonu Lisesi'nin öğ-rencileri lisenin mezuniyet değil, va-tanın kahramanlık listesine adınıyazdırdılar. (I)

O günden bugüne değişen ne?Sadece işgalin türü değişti. Açıktanpostalları, silahlarıyla saldırmıyorbugün emperyalistler ama göğsü-müzün orta yerinde kurmuş işgalciABD karargahını. Vatanın her karı-şı onun üsleriyle dolu, vatanın herkarışı hakkında söz sahibi olan yineo. Orduda, siyasette, ekonomide,kültürde, sosyal hayatta her yerdeemperyalizmin sözü geçiyor, onunkültürü, onun politikaları işliyor.Bu vatanın sahibi olan halka ise nebir söz, ne yetki, ne de karar hakkıveriliyor. Tersine vatan gibi onun daeli kolu, gözü, ağzı, burnu bağlan-mış soluk alamıyor.

O halde biz liselilerden böylesibir işgalin yaşandığı ülkede karatahtabaşında beklememizi kim isteyebi-lir? Karatahta başında öğrencilikdeğil, kavganın ortasında, ateşindeöğretmenlik yaptırır bu düzen bize.Bu yüzden küçüklüğümüze aldan-masın kimse!

Vatanımızın bir parçasıyız biz.Yaşı en küçük ama aynı zamanda yü-reği en büyük; en küçük ama en coş-kulu; en küçük ama sevdası, hayal-

leri en büyük olanlarız... Bu yüzden vata-nımızın çektiği zor çile biz liselileri büyü-tüyor günbe gün.

1945'lerden bu yana ABD emperyaliz-minin elini kolunu bağladığı bir vatanımızvar. Kastamonulu yoldaşlarımızın canları pa-hasına kazandığı bağımsızlık, devleti yö-netenlerce masa başında atılan imzalarla sa-tıldı ABD'ye. Her ne kadar insani sırala-madan itibaren güçlü ve kahraman bir dev-let olduğumuza dair yalan ve demogojiler-le göğsümüz kabartılsa da, gerçek o göğ-sümüzün gururla kabaracağı bir ulusal ba-ğımsızlık değil, içinin kof bir milliyetçilikgazıyla doldurulduğudur.

Aslında hayatın içinde görürüz bu ger-çeği ama kaynağı doğru göremeyince an-lamayız. Bir söz vardır "haramiler tutmuşsuyun başını" diye. Biz hergün haramile-rin başını tuttuğu sudan doğan sorunları ya-şıyoruz, yoksunlukları, yoksullukları yaşı-yoruz ve işte bu yaşanılanlar büyütüyor bizifarkında dahi olmadan.

Bir yandan cumhuriyet bayramlarında,19 Mayıslar’da ulusal bağımsızlığımızlaövünmemiz istenirken, ama ABD başkan-larının, bakanlarının, CIA başkanlarınındevleti yönetenleri hizaya çektiğini izliyo-ruz, "bizi korumakla görevli" diye dü-şündüğümüz askerlerin başlarına çuval ge-çirildiğini duyuyoruz. Bir devlet bağımsızolsa bunlar yaşanabilir mi? Yaşanıyor çün-kü biz yeni sömürge bir ülkeyiz. Bu devle-tin başında oturanların bir efendisi var ve oefendinin ağzından çıkan her cümleyi ye-rine getirmek zorunda. Ve üstelik kölesininsöylediğiyle aynılaşmıştır artık söyledikle-ri. Bu yüzden dışarıdan talimatlarla yöne-tilmiyor bu devlet. Tayyip’le, ondan önce-kiler ve ondan sonra gelecek olanlar em-peryalizmin temsilcisidirler. İçten yönet-mektedir Amerika ülkemizi. Mahir Çayanboş yere dememiş "emperyalizm içsel birolgu diye. O içteki eli kolu ise oligarşidir,işbirlikçi tekelci burjuvazi toprak ağaları vetefeci tüccarların ittifaklarındandır bu.Devlet demek oligarşi demektir, oligarşi de-mek emperyalizm demek.”

35 milyon metrekaresinde ABD üsleri

LİSELİLER VE LİSELİ DEV-GENÇ'İN MÜCADELESİ -1

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN28

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 29: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

var bugün topraklarımızın. ABDbayrağı dalgalanmakta. Her köşebaşında, her sokakta ABD şir-ketleri, ofisleri, kültür merkezle-riyle sarıp sarmalamış durumdavatanı. Tüm bunları görüp denasıl göğsümüz kabarsın bizim?

Öğretmenlerimiz büyük dev-let olduğumuz yalanlarıyla anla-tıyor tarihi. Büyük devletlerinekonomi politikalarını nedenIMF-Dünya Bankası (DB) yö-netsin, yönlendirsin? İşçiden,emekçiye kadar herkesin ne maaşalacağı ABD'ye yazılan mektup-larla düzenleniyor. Hangi sağlık po-litikalarının, hangi eğitim politikala-rının uygulanacağı, IMF-DB kararveriyor. Yani bizim, kardeşlerimi-zin, ana babalarımızın, tüm haklardanyoksun oluşumuz haramilerin suyunbaşını tutmasından kaynaklanıyor.Dere yatağı bizim diye mi övünelim?Suyu tutan biz değiliz.

Ulusal çıkarlarımızı koruyor diyekahramanlık destanlarıyla anlattıkla-rı ordumuz, Afganistan'da, Libya'dahangi ulusal çıkarlarımızı koruyordiye düşünüyoruz. Buna cevap arar-ken aynı ordunun haklarını isteyenhalkın karşısında hazır olduğunu,ulusal kimliğini isteyen Kürt halkınabombalar, kurşunlar yağdırdığını dagörüyor gözlerimiz. Hapishaneler-deki devrimcileri yaktığını, katletti-ğini öğreniyoruz. Bizi küçük sanıp an-lamaz diye düşünüyor kimileri. Amaacaba bu ordu bu halkı mı koruyor,yoksa bu halka karşı mı savaşıyor diyedüşünmekteyiz. Elbette ne okulda, neevde anlatılmıyor bunlar, üstelik tamtersi anlatılıyor. Ama kafamızı ders ki-taplarından kaldırdığımız vakit gö-rebiliyoruz bunları. Soru sorduğumuzvakit; "neden" dediğimiz vakit, ABDişgalini hayatın her alanında görebi-liyoruz. Açıktan askerleriyle değil,gizli olarak işbirlikçileri eliyle işgalettiğini, bize ulusal diye yutturulan or-dunun halka karşı örgütlendiğini gö-rüyoruz.

Daha ne mi görüyor gözlerimiz?Tüm bu bağımlılığın analarımızı, ba-balarımızı, bizleri aç bıraktığını, yok-sulluk içinde hapsettiğini görüyor.Seslerini yükselten, itiraz eden, hak-

kı olanı isteyenin baskıyla, zulümlesusturulduğunu görüyor. O zamanlarda “Türkiye demokratik bir hukukdevletidir" diye öğretilenleri sorgu-luyor küçük görülen beynimiz. Busorgulamaya büyük yüreğimiz dekatılınca doğruyu buluyoruz.

Bir arkadaşımız vardı, adı Hüse-yin, 15 yaşında. Okul defterini ala-bilmek için semt çöplüğünde hurdatoplar, satardı. Bir gün bir kepçe gel-di. Ne o Hüseyin'i gördü, ne Hüseyinonu ve kepçenin altında kaldı Hüse-yin.

Bir kardeşimiz vardı, adı CeylanÖnkol, 12 yaşında. Makarnayı çok se-verdi. Zaten yoksul evine de en çokgiren yemektir. Pirzola etin tadını bil-mediği için makarnayı tercih eder. An-nesinden makarna yapmasını isterdi.Çobanlık yaparken, oyuncağıyla oy-nadığı sırada paramparça oldu. Çün-kü bu toprakların bize verdiği oyun-cak bomba mühimmatları oluyor.

Bir arkadaşımız vardı adı Ferhat,17 yaşında, Yürüyüş Dergisi satarkenpolis kurşunuyla felç kaldı.

Bir kardeşimiz vardı, adı Sev-can, 7 yaşında. Evlerini yıkmaya ge-len panzerin altında kaldı.

Bir abimiz vardı adı Ömer Çetin,üniversiteliydi. Okul masraflarını çı-karmak için yazın inşaatlarda çalışırdı.Birgün askıdan düştü ve öldü.

Bir kardeşimiz vardı, adı UğurKaymaz, yaşı 12 olsa da bedeni 13kurşun alacak kadar büyümüştü. Po-lis kurşunlarıyla katledildi.

Daha çok abilerimiz, kardeşleri-miz, arkadaşlarımız var bizim. İsmi-ni bilmeyiz belki ama varlığını bili-

riz. Bizimle aynı kavgayı solur,aynı yoksulluğu yaşar. Ortaknoktamız da budur zaten. Bunlarıbilirken nasıl küçücük kalalımbiz?

Bu düzen bizi öldürecek ka-dar büyük görüyorsa biz nedenküçük kalalım. Bakmayın kü-çüklüğümüze. Bu topraklardayaşanan her şey bizi büyütüyor.Beşiğimiz Anadolu bizim. Sertesen rüzgarlarda yetişen ağaçlardayanıklı olur, küçük de olsaboyları güçlü olur, dıştan genç,körpe görünür ama içi, kökü de-

rinlerdedir, olgunlaşmıştır. Biz deböyleyiz. Liseliyiz, çok genciz amatopraktaki köklerimiz güçlüdür bizim.Bu yüzden emperyalizm ve faşizminestirdiği rüzgarlara karşı, kırdığı fi-danlara, kopardığı dallara karşı güç-lü kökleriyle ayakta duranların kav-gasında biz de varız. "Ne kadargüçlü esse de rüzgar, dağlar boyuneğmez ona"

“Bu ülkede yaşıyoruzBu halkın çocuklarıyızEzilen, sömürülenKatledilen bir halkın çocukla-

rıyızElbette bu halkın kavgasında biz

de varız”

Bu topraklar ve bu topraklarda va-rolan tüm değerleri birikmiş emekleyaratan halkın çocuklarıyız biz. Va-tanımızı cennet haline getiren anala-rımızın, babalarımızın, dedelerimizinkanıdır, teridir. Her şeyi yaratan, va-reden halktır, bizim de parçası oldu-ğumuz halktır.

Biz liseliler, emekçiliği, fedakar-lığıyla hayatı örgütleyen, hergün yenibaştan vareden halkın çocuklarıyız. Vebuna rağmen "İşçiden, emekçidenbana ne" nasıl diyelim?

O “bana ne” dediğimiz işçi-emek-çi, abimiz, babamız anamız bizim.Onun sömürülen emeğinin acısını bizde yaşıyoruz. Alamadığı maaşı yü-zünden bizim midemize sayılı lokmagiriyor. Okula gidemiyor bazı arka-daşlarımız. Ve hatta bir kısmı okul ça-ğında çalışmak zorunda kalıyor. 15-19yaşları arasındaki gençlerin yarısı eği-timine devam edemiyor. 3 gençten 1'i

29

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 30: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

çalışmak zorunda kalıyor.Biz bu ülkenin gençliğiy-

dik hani? "Gününü yaşa,yarını boş ver" diyorlar.Ama yarın biz de o sömürü-len kesimlerin içinde olaca-ğız. Bize sunulan geleceği,bugünden halkımızın çektik-lerini görüyor, yaşıyoruz biz.

Bir aile düşünün, yalnızanne baba mı çocuklara kar-şı sorumludur? Hayır karşılıklıdır busorumluluk. Çocukların da sorumlu-luğu vardır; çünkü bir bütündür aile.Biz de halkla bir bütünüz ve bir so-rumluluğumuz var halka karşı.

Biz en aydın kesimiyiz halkın,araştırır, gerçeklerin peşinden kor-kusuzca gideriz. Öğreniriz, zihnimi-zi ayaklandırırız. Kendimizi düşün-meyiz yalnızca, bizi ayaklandırangerçekleri halka anlatmak, göster-mekle sorumluyuz, görevliyiz. Biz di-namik, atılgan ve cüretliyiz. Ger-çekleri öğrenmek yetmez, o gerçeğikullanarak yeni bir dünya yaratmakgerek. Bu yolda ilk adımı atarız. Enönde yürümeye, yol açmaya, yoksayaratmaya gönüllüyüz.

Bunu yapacak gücümüz var bizim.Çünkü geleceği kazanacağımıza inan-cımız, umudumuz var. Bu yüzdenbakmayın küçük olduğumuza biz ço-cuğu olduğumuz halkın öncüsüyüz deaynı zamanda. Halkımızdan öğrene-rek, ona öğretip zorlukları en önde gö-ğüsleyerek açarız yolu. Bu bizimhalkımıza karşı sorumluluğumuzdur.

"Size ne katledilenlerden, sö-mürülenlerden" demesin kimse!Katledilen biziz zaten. Gecekondusuyıkılan, sendikaya üye olduğu için iş-ten atılan, hakkını savunmak içinmeydanlarda coplanan, dayak yiyen,tutuklanan, üzerine kurşunlar yağdı-rılanlar biziz. Bizim anamız, ablamız,bizim komşumuz.

Hiçbirine gözlerimizi ka-payamayız, hiçbirini duymaz-dan gelemeyiz. Bizim kavga-mız bu. Biz istesek de, isteme-sek de bu kavganın içindeyizzaten. İki Türkiye gerçeği varçünkü. Biri, bir avuç asalağınçalışmadan, 70 milyonun eme-ğini, alın terini çalıp zengin-leştiği, zevk-ü sefa içinde ya-şadığı, diğeri de o emeği çalı-nan 70 milyonun sefalete mah-

kum edildiği Türkiye. Biz o 70 mil-yonun içindeyiz. Biz istemedik ora-da olmayı. 2 sınıfın var olması ger-çekliği yarattı bu sonucu. Bu yüzdende bizim tercihimiz den bağımsızolarak eziliyoruz, horlanıyoruz, sö-mürülüyoruz ve katlediliyoruz. Ohalde, neden insan olmanın gereğiniyapmamıza engeller konuluyor? İn-san olmak adaletsizliğe, sömürüyekarşı çıkmak, savaşmaktır. Elbette buhalkın bir parçası olarak sömürülü-yorsak, onun yükselteceği kavgada bizde yerimizi alacağız. Hem de en bü-yük görevi, en büyük yükü omuzla-yacağız.

Sürecek

Dersim

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN30

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Erzincan’da Dev-Genç’liler tarafından16 Haziran günü Berkin Elv an'ın anması ya-pıldı. Eylemde okunan açıklamada Berkin’inkatilleri belli olduğu halde cezalandırılma-dığı, katil Erdoğan’ın Berkin için adalet ta-lebinden rahatsız olduğu dile getirildi.Açıklamanın devamında Berkin’in katille-ri cezalandırılana kadar mücadeleye devamedeceklerini, katillerin halkın adaletindenkaçamayacaklarını dile getirdiler. Açıkla-madan sonra yarım saat oturma eylemi ya-pıldı. Oturma eyleminde Grup Yorum’dan“Uyan Berkinim”, “Büyü”, “Bize ÖlümYok”, “Derviş” türküleri söylendi. Pir Sul-tan Abdal Derneği, Partizan ve Demokra-tik Gençlik Hareketi’nin destek verdiğieyleme 30 kişi katıldı.

1 Mayıs Mahallesi’nde Cepheliler’inyozlaşmaya karşı mücadelesinde 23 Hazi-ran akşamı saat 22.30’da 15 Cepheli kızıl fu-larlarını kuşanarak mahallede yazılamayaçıktı. 3001 Cadde ve Merkez’de torbacıla-rın yoğunlaştığı yerlere gidilip propagandaamaçlı halka yapılan konuşmalarla beraberyazılamalar yapıldı. “Kumar OynatmakSuçtur”, “Uyuşturucu Satmak Suçtur”, “Tor-bacılar Cezalandırılacak”, “Torbacıları BizeBildirin” ve “DHKC”, “DHKP-C”, “CEP-HE” yazılamaları yapıldı. Yazılamalar ya-pılırken halk camlarından çıkarak “Helal ol-sun destekliyoruz, arkanızdayız” sözleriy-le Cepheliler”i sahiplendi.

Berkin İçin Adalet Talebimiz Sürecek

Halkın Gönlünden ve Hafızasından Silemezsiniz

Kızıl MaskelerimizleHalka Umut,

Halkı Yozlaştıranlara Korku Salıyoruz

Page 31: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

GÜNÜMÜZÜ AYDINLATAN

"Vatana kan sıçratanlara birceza istiyorum" diye başlar şiir. Ada-let, talebimiz ve hakkımızdır her za-man. Ekmek kadar, su kadar gerek-lidir. Mahkeme salonlarında adaletdağıtıldığına, herkese tam hakkınınverildiğine inanmıyoruz. Bu güven-sizliği kazanacak çok şey yaptı düzen.Gözümüzün içine baka baka aldı eli-mizdeki, avucumuzdakileri. Aç kaldık,sesimizi çıkaramadık, çıkarmaya kalk-tığımızda ezildik, horlandık...

Türkiye devrim müca-delesinde bir mevzi olanHALKIN HUKUK BÜRO-SU tam da ezildiğimiz, hor-landığımız, haksızlığa uğra-dığımız yerde ortaya çıktı.

Yıl 1980... 12 Eylül dar-besi gerçekleşti. Binlerce in-san tutuklandı. Tutsakları, di-renişleriyle hapishaneler mü-cadelenin en önemli yeri ha-line geldi. Tutsaklar işkencegörüyor her gün, aşağılanıyor,kimliklerinden ve inançların-dan soyundurulmak isteni-yordu. Direniyordu tutsaklar! Hal-kın avukatlarının esas aldığı şey,tutsağın iradesidir. Onun iradesininüzerinde değildir avukatın söyle-yecekleri. Yani avukatın söyleye-ceklerini tutsak belirler. Bol pa-raları, arabaları vardır kimi avu-katların. Mafya, çete, halk düş-manlarını aklama çabasında avukatgörüş kabinlerine koşarlar.

Halkın avukatı, halkın sözcü-südür oysa; onun adaletini arar.12 Eylül'de devrimci tutsaklar dire-nerek yarattıkları geleneğin yanındabir de bunun tohumlarını ektiler. Di-rendiler, direnmeyi öğrettiler.

Fuat Erdoğan; 12 Eylül'de bütünbu direnişlerin şahitliğini yaparken,henüz bir üniversite öğrencisiydi.Avukatlığını bu direniş şekillendirdi.Tabi ki faşizmin ne demek olduğunuve adaletin nasıl sağlanacağını daböyle öğrendi. Sonra öğrendi ki, hal-

kına silah olmaktı adalet. Halkınıkorumaktı. Güç olmaktı. 'Yasa'larıparçalamaktı. Meşruydu direnmek,savaşmak meşruydu. Halkın egemenlesavaşıydı bu ve halkın avukatı sadececübbe giyen olamazdı. Öğrendikleri,yaşadıkları başka bir görev yüklü-yordu omuzlarına. Fuat Erdoğan dabunu yaptı. Adaletsizliklere karşıadaleti korumak için avukat olmuştu.Halkına adalet oldu. 28 Eylül 1994'teiki yoldaşıyla birlikte polis tarafındankatledildi.

Bir adım öne çıkan oldu halkınavukatı. 'Deniz mahkemeye düşmüş,avukatı ben olaydım' diye türkü yakanhalkın avukatını kendinden ayrı gör-mesini de aştı. Deniz'in, Mahir'inyoldaşı olduğunu gösterdi halkın avu-katı.

Fuat Erdoğan bir yol açtı bualanda. Düzende yer edinme, birayağı düzende bir ayağı devrimde,arada derede olanların kafalarındakistatükoları yıktı. O yoldan ilerledihalkın avukatları, birken çok oldular.

İ şkencedekatledilen, kay-bedilen, hakkıyenen, evi başı-na yıkılan, sal-dırıya uğrayan,tehdit edilen,hapishanelerdetecrit edilen devrimcileri, halkı sa-vundular. Cüretliydiler. Militan dev-rimcilerin militan avukatları, tuttuk-larının yakasını öyle kolay bırak-mazdı.

Yıl 2006... 5 Nisan Dün-ya Avukatlar Günü’nde biravukat, Behiç Aşçı; ÖlümOrucu direnişine başlıyor-du. Söylenecek her şeyinsöylendiğini düşündüğü yerdeFuat Erdoğan'ın yolundan gi-dip bir adım daha öne çıkı-yordu. Müvekkilleri, dostları,yoldaşları, devrimciler içinölüme yatıyordu. 8 ay güngün direndi. 8 ay sonra 7 yıl-lık direnişin zaferi ilan edildi(22 Ocak 2007).

Kazandık! 7 yıl boyunca göz-lerine baktığı 122 insan bu di-renişte şehit düşmüş, 600 insansakat bırakılmıştı. Halkın avu-katı o gözlere verdiği sözü tut-tu.

Yıl 2013... Halkın avukatı göz-altına alındı, işkence gördü, tu-tuklandı. Aylarca tutuklu kaldı.Halkın avukatı 'Özgür Tutsak'tıartık. 18 Ocak 2013'te HHB (Hal-

kın Hukuk Bürosu) ve ÇHD (ÇağdaşHukukçular Derneği) de birçok de-mokratik kurum gibi basıldı ve içe-rideki herkes gözaltına alındı. 9 dev-rimci avukat tutuklandı. Bu seferkendi savunmalarını hazırladılar. Yinebiliyorlardı ki, o mahkeme salonla-rında sağlanmayacaktı adalet. Bu bi-linçle yargılanan değil, yargılayanoldular her zamanki gibi. Tutsağıniradesiyle konuşuyordu halkın avukatı.Bu kez irade ondaydı, hem tutsaktı,hem avukattı.

Fuat Erdoğan'dan bugünekazandığı ve kazandırdığı

bilinçle savunuyorhalkın avukatları. 'Vatana kansıçratanlara' bir ceza istiyor,

gerektiğinde cezasını kendileriverecek, adaleti sağlayacak

olmanın bilinciyle...

31

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Halkın Avukatlarından Fuat Erdoğan

Page 32: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

30 yılda çok şey kattı halkın avukatıdevrim mücadelesine. Vazgeçmeyen,direnen, statükolara hapsolmayanoldu. Türkiye tarihinde ilk kez işkencedekatledilen bir insan için (Engin Çeber)en ağır ceza (müebbet hapis) verildi.Bu halkın avukatının emeğiydi.

Bunun dışında binlerce gözaltı,eylem, yüzlerce tutuklama, her günsabahtan akşama kadar sadece amasadece adalet için koştu halkın avu-katı.

Bu yüzden gözleri korktu halkdüşmanlarının. Soma kömür made-ninde katledilen 307 işçinin haklarınıaramak için oradaydı halkın avukat-ları. Engellenmek istendi, direndiler,işkence gördüler, bir adım dahi geriatmayacaklarını söylediler. Arkala-rında halk vardı.

“Fuat Erdoğan'dan bugüne ka-

zandığı ve kazandırdığı bilinçle sa-vunuyor halkın avukatları. 'Vatanakan sıçratanlara' bir ceza istiyorlar.”

"-Olmaz avukat bey. Bu cezaevininbir kuralı var. Hep sizin müvekkille-riniz sorun çıkarıyor. Yoksa buradaböyle bir sorunla karşılaşmıyoruz.Aslında bu terör örgütünün üyelerininben de cezaevimize getirilmesini is-temiyorum. Hep F 1 cezaevine gö-türüyorlardı. Arızi olarak getirilmişolmaları lazım. Oraya sevkleri içinuğraşacağım. Yoksa ben de bunlarıistemiyorum.

-Sizi şikâyet edeceğim. Buradanayrılmıyorum.

-Edin avukat bey, edin. Ama gö-rüştürmeyeceğim.

-Ben de buradan ayrılmıyorum.

-Nasıl yani?

-Dediğim gibi, ayrılmayacağım.

-Zorla çıkartırız.

-Siz bilirsiniz. Ben bekliyorum.

Yanımızdan ayrılıyorlar. Ara sırayanımıza gelip çıkın diye uyarıyorlar.Biz de ayrılmıyoruz. Zorla çıkartındiyoruz. Üç saat beklemeden sonrakalabalık şekilde tekrar geliyorlar.

-Dışarı çıkın. Yoksa sizi dışarıatacağız.

-Siz bilirsiniz. Beni zor kullanarakdışarı atabilirsiniz.

-Bakın tek kişisiniz. İstersek sizizorla dışarı atarız. Ama çıplak ayaklagelenleri getireceğiz. Ama ayakka-bısını çıkarmayanları getirmeyece-ğiz.

-Ne yaparsanız yapın. Ben herkeslegörüşeceğim."

(Halkın Avukatı, Özgür Yılmaz,Boran Yayıncılık, Sayfa 160)

Sivas anmasına çağrı için 22 Haziran’da Taksim Tünel’den GalatasarayLisesi’ne kadar yürüyüş yapılarak Galatasaray Lisesi önünde basın açıklamasıyapıldı. Yürüyüş boyunca halka, baskı, inkâr, asimilasyon ve katliamlarındevam ettiği, diri diri yakanlardan hesap sormak için, inanç özgürlüğü için,adalet için, yeni katliamlara izin vermemek için, 28 Haziran'da Gazi Mahal-lesi’nde, 2 Temmuz da Sivas’ta olalım çağrısı yapıldı.

Basın açıklamasını PSAKD Genel Sekreteri Atilla Özdemir’in okuduğueyleme yaklaşık 100 kişi katıldı.Daha sonra anma programı açık-landı.

Esenler Haklar Derneği Çif-tehavuzlar Mahallesi’nde 23 Ha-ziran günü Sivas anmasının ça-lışmasını yaptı. Mahallenin çeşitlibölgelerine afişler asıldı ve halka2 Temmuz programı anlatıldı.

Diri Diri Yakanlardan Hesap Sormakİçin Adalet İçin Sivas’ta Olacağız

Tüm İnançlardan HalkımızDiri Diri YakanlardanHesap Sormak İçin,

Adalet İçin,İnanç Özgürlüğü İçin,

28 Haziran’da GaziMahallesi’nde,

2 Temmuz’da Sivas'ta olalım!

Anma EtkinliğiTarih: 28 Haziran 2014-

CumartesiYer: Gazi Mahallesi Şehir

ParkıSaat: 19.00-24.00

Anma MitingiTarih: 2 Temmuz 2014-

ÇarşambaYer: Sivas

Saat: 11.00-13.00

Anadolu Alevi Hareketi

Taksim

Esenler

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN32

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 33: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Taksim Dayanışması ve kimiköşe yazarı ve aydınlar, HaziranAyaklanması'nın yıl dönümünde po-lisin aldığı önlemleri ve saldırısını"akıl tutulması" olarak tanımladı-lar.

Taksim Dayanışması, FransızKonsolosluğu'nun önünde yaptığıbasın açıklamasında;

"Bugün alanlarına sahip çıkanbinlerce insan, yine polis ablukası-na alındı. Meydanlara çıkmak iste-yenler gözaltına alındı. Tam birakıl tutulması var. Akıl yok, mantıkyok. Bugün yapmayı düşündüğü-müz açıklamayı yapmak için ko-şullar oluşuncaya kadar bekleyişi-mizi sürdüreceğiz" dedi. (Gün-dem, 1 Haziran 2014)

"Akıl tutulması" nedir? Düşünme,anlama, kavrama ve davranışlarınıayarlama gücünün geçici kaybı.

Peki, ayaklanmanın yıl dönü-münde polisin davranışı böyle midir?Böyle tanımlanabilir mi polisin tu-tumu?

Hayır! Polisin estirdiği terör,"akıl tutulması" olarak tanımla-namaz. Polis halka karşı tamamentaktik, stratejik, planlı, programlıbir saldırı gerçekleştirmiştir. "Akıl tu-tulması" olarak tanımlanan tablo na-sıldır?

AKP adeta olağanüstü hal ilanetti. Anadolu yakasından Avrupa ya-kasına geçiş; kara-deniz yolları ke-sildi. Metro, Marmaray seferleri ip-tal edildi. Okmeydanı, Mecidiye-köy, Şişli, Beşiktaş, Unkapanı, Emi-nönü... Birçok semt polis abluka-sındaydı. Taksim ve civarı ise tam an-lamıyla polis bariyerlerinden, sivil-lerden, çevik kuvvetten, resmi po-

listen bir hapis-haneye dönüştü-rüldü. Çevre il-lerden, polis ge-tirildi. Toplam 39bin polis 70TOMA ile halkasaldırıldı. Gazbombası, plastikmermi sınırsızcakullanıldı. Bu yıl ek olarak özel sırtçantalı yüzlerce sivil polis görev-lendirildi...

Polisin aklı gayet yerindeydi.Halka yine pervasızca saldırdı. Yinegöz çıkardı, kol kırdı, gaza boğdu,gözaltına aldı.

"Akıl tutulması" olarak tanımla-nan tabloda polis bunları yaptı. Butablonun adına "akıl tutulması" de-nemez. Bunun adı faşist terördür.

Peki neden “akıl tutulması” denir?Öylesine söylenen bir kavram mıdırbu? Hayır! Hiçbir kavram öylesinedilden dökülüvermez... Dilden dö-külenler beynin ürünüdür: Refor-mistlere göre polis; halkı koruyankollayan, halkın güvenliği için görevyapan memurlardır... Polis makulolarak bunları yapması gerekir diyedüşünüyor reformizm. Sınıfsal bak-mıyor. Daha doğrusu burjuvazininpenceresinden bakıyor... Faşizmin po-lisinden halkın lehine bir şey yap-masını bekliyor... Yapmayınca “akıltutulması” diyor.

“Akıl tutulması” söylemi refor-mizmin faşizme bakış açısının ürü-nüdür... Masum bir değerlendirme de-ğildir.

Faşizmin temel özelliklerinden bi-ridir; baskı, şiddet ve katliam. Faşizmancak baskı ve terörle ayakta kalır. Enküçük bir demokratik eyleme, hak

arama mücadelesine dahi tahammü-lü yoktur.

Polisin aldığı tüm önlemlerin vegerçekleştirdiği saldırıların kaynağı,Haziran Ayaklanması'nın AKP'nin,Tayyip Erdoğan'ın korkusu, kabusuhaline gelmesidir.

Onca baskı ve teröre rağmen hal-kın, gaz kapsülü, plastik ve gerçekmermi ile bırakın yaralanmayı, ölü-mü göze alarak, ayaklanma ruhunuyaşatarak alanlara çıkmasıdır. Vaz-geçmemesi, alanlar bizimdir karar-lılığını taşımasıdır.

Faşist iktidarın faşist polisi, ayak-lanma ruhunun kitlelerdeki dönüş-türücü gücünün farkındadır ve öl-düresiye saldırmaktadır. Mevcut ik-tidar tam da faşist karakterine, yanisınıfsal karakterine uygun olaraksaldırmaktadır. Aklı tutulmamıştır.Halkı susturma, sindirme amaçlı-dır, düzenini devam ettirme amaçlı-dır tüm saldırıları.

Şaşkınlık yaşayacak, hayrete dü-şülecek bir durum yoktur ortada.Akıl tutulması da yoktur. Yaşanan,egemenlerin düzenlerini korumaamaçlı saldırısı, baskı ve terörüdür.Yaşanan AKP iktidarının halkı sin-dirme amaçlı faşist terörüdür. Ayak-lanmanın yıl dönümünde bu kadarabartılı önlem alan AKP'nin halktankorkusunun ifadesidir.

SavaşanKelimeler “AKIL TUTULMASI”

DEĞİL FAŞİST TERÖR“Akıl tutulması” nedir?

Düşünme, anlama, kavrama vedavranışlarını ayarlamagücünün geçici kaybı.

1 Mayıs 2007

33

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 34: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Halk Cephesi olarak Soma'ya gideceğiz.14 Haziran'da Sibel Yalçın Parkı'nda top-

lanıyoruz. Yüreklerimizde Apo'nun, Fatih'in,Hasan'ın, Haydar'ın türküleri var. 14 Haziran,1984 Ölüm Orucu'nun da yıl dönümü çünkü.Ne çok ölüyoruz gerçekten. Hapiste, sokakta,dağda, meydanlarda, işkencelerde, yerin yedikat diplerinde... Ama herbiriyle yeniden yenidendoğuyor, herbiriyle biraz daha büyüyor, çoğa-lıyoruz. Biz çoğalıyoruz, onlar tükeniyor öl-dürdükçe... Tükenecekler! Ölülerimizin adaletisteği bakidir, yerine getirilecektir.

Yola düşme vakti. Sabah saatlerinde So-ma'dayız hesaplara göre. Hesaplarımız doğruçıkıyor ve sabah vakti iniyoruz Soma'ya. Soma girişindeManisa İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve Soma İlçe EmniyetMüdürü nezaretindeki polisler tarafından araçlarımız dur-duruluyor. Savcılıktan çıkartılan arama kararı sonucundaaraçlarda arama yapmalarına izin veriyoruz. Arama sırasındaüzerinde “Soma’da Yaşanan Kader-Kaza Değil, Katli-amdır! Hesabını Soracağız/Halk Cephesi” yazılı pankartıgören polisler yeni bir şey keşfetmişcesine pankartı alarak“Amirim bakın ne bulduk” diyerek koşuştu-ruyorlar. AKP’nin polisi pankarttan dahi korkacakkadar aciz işte.

Yapılan aramanın ardından, Soma'da “Bay-rağa Saygı Mitingi” yapılacağından, herhangibir provokasyona zemin hazırlamamak için önceKınık'a gidilmesi kararlaştırılıyor. Böylece aileziyaretlerini bir gün önceye almış oluyoruz.

Kınık’a doğru yola çıkıyoruz. Kınık'ta ilkuğrayacağımız yer Anadolu Erenler Derneğiolacak.

Oraya doğru ilerlerken polisler taciz atış-larına başlıyor önümüzü kesip... “Buradakimse istemiyor sizi, çekin gidin” diyor rütbeliolduğu belli olan birisi.

Yaşlı bir Kınıklı amcamız atılıyor: “Onlarıbiz çağırdık, misafirimiz onlar, asıl sizi iste-miyoruz burada. Defolun gidin buradan” diyorpolislere ve yöresinde kullanılan küfürlerdenderlediği bir manzumeyi armağan ediyor. Nesöyleyeceğini bilmeden şaşkına dönen polislerkös kös geri dönüyor inlerine.

Kınık Anadolu Erenler Derneği’nde katli-amdan sağ kurtulan maden işçileri ile buluşuyorve birlikte çaylarını içip onlarla görüşüyoruz.Artık madenlerde çalışmak istemediklerini,çünkü iş güvenliği adına hiçbir önlemin alın-

madığını ve yaşam güvencelerinin olmadığını anlatıyorlar.Maden katliamının yaşandığı ocaktan sağ kurtulan işçilerinbazılarının eşleri seralarda çalışırken erkekler de “gerekirsebiz de serada çalışırız” diyorlar. Çalışılan seraların koşullarıise 900 lira maaş, yaklaşık 2 saatlik yol ve sabah 7.00’denakşam 18.00’e kadar mesai... Kölelik koşulları yani, bununbaşka bir açıklaması yok. Ama ne çare ki madenciler,yerin yedi kat dibinde ölüme mahkum edilmektense

Halk Cephesi Somalı Madencilerin YanındaKatledilen 307 Madencinin Katili AKP İktidarıdır!

Soma İçin Adalet İstiyoruz….

İzleyen herkes hatırlar o gö-rüntüleri... 30 Mart yerel seçimle-rinde Manisa’da AKP miting ya-pıyor... Yüzlerce maden işçisi baş-larında baretleriyle ön sıralardaboy gösteriyor... Böyle bir işçi düş-manı partinin mitinginde hem demaden işçilerinin ne işi var demedenedemiyoruz... İşte işin sırrı... Aşa-ğıdaki haber Radikal gazetesindenalınmıştır....

“Manisa'nın Soma İlçesi'ndeAKP’nin açıklamalarına göre 301madencinin hayatını kaybettiğikatliamı araştırmak üzere oluştu-rulan Meclis Araştırma Komisyonuüyesi milletvekilleri, maden işçi-leriyle görüştü. İşçilerden çalışmakoşulları hakkında bilgi alan mil-letvekileri toplantının soru cevapbölümünde, milletvekilleri parti

adı vermeden işçilere bir siyasipartinin mitinglerine katılıp ka-tılmadıkları yönünde sorular sor-du. Mitinglerin tarifelerinin oldu-ğunu dile getiren işçiler şaşırtanaçıklamalar yaptı. İşçiler, madenocağına gelen otobüslerle miting-lere taşındıklarını, bunun karşılı-ğında da 30 TL yevmiye aldıklarınısöyledi. Bunun yanı sıra kendiaracıyla gittiklerinde ise, benzinliaraçlar için 150 TL, LPG'li araç-lar için 100 TL aldıklarını, ayrıcayemek masraflarının da mitinglerinardından şirketlerinin muhasebe-sinden ödendiğini açıkladı. Bununüzerine AKP'li milletvekilleri deişçilere Cumhuriyet Mitingleri'negidip gitmediklerini sordu, işçilergitmediklerini söyledi.” (10 Ha-ziran 2014/Radikal)

Maden İşçilerine Miting Tarifesi

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN34

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 35: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

seralarda günlük 30 Lira maaşa ça-lışmayı tercih ediyorlar. Daha doğrusubuna mecbur kılınıyorlar.

Yapılan aile ziyaretlerinden sonratekrar Erenler Derneği'ne geliyor veo gün Soma'daki eyleme katılan Kı-nıklı gençlerle karşılaşıyoruz. Çoköfkeli, bir o kadar da coşkulular. İşçiservislerini boşalttırıp geri gönder-dikleri için polisin azgınca saldırdı-ğını, coplarla feci şekilde dövüldük-lerini, eylemlerinin coşkusuyla olsagerek gülerek anlatıyorlar. Coşkularınıpaylaşıyoruz onlarla.

Kınık bize yabancı değil. Tarihselyakınlığımız var Kınıklılarla, BucaKatliamı şehidi Turan Kılıç'tan ötürü.Umudun yeni adını pek bilmiyor, halaeski isimle biliyorlar bizleri. Kendile-rince bir şeyler yapıyor, duyarlılıklarınıyitirmiyorlar. Berkin Elvan'ın şehitli-ğinde eylem yapıp anmışlar 15'indekatledilen fidanı...Gelin buralara di-yorlar, alın yeniden yaratın, bir arayagetirin, öğretin, birleştirin, örgütleyin.Örgütsüzlüğün acısını duyanlar bilirbunun önemini elbet.

Kınıklılar, Turan Kılıç'ın öğret-tikleriyle bakıyorlar hala hayata. Onlaröyle baktıkça umudun adı burada hepyaşayacak biliyoruz. Kendi eliyle Mahirtişörtü yaparak gezen Kınık Elmadereliçocuk bunun en güzel kanıtı...

Ölü Sayısında Resmi RakamlarYalan Söylüyor!

Elmadere Köyü’ndeyiz. Katliam-dan sağ kurtulan Taner Kılıç katliamıanlatıyor kinle. Ardından katliamdahayatını kaybeden 11 işçinin aileleriniziyaret ediyoruz. Her ev yangın yeri,her ev cehennem. Her ev öfke, kin...Her ev adalet istiyor, hesap istiyoren haklısından... Resmi rakamlarakimse inanmıyor. Çağdaş Hukuk-çular Derneği'nin açıklamaları, ölenmadencilerin açıklanan rakamdançok daha fazla olduğu yönünde.Gizli defnedilen madencilerin olduğumuhakkak... Köy mezarlığının az ile-risinde katliamda ölenler için yapılanmezarlığa doğru ilerliyoruz. Ömür-lerinin en güzel yıllarındayken kapi-talizmin vahşi sömürü ağına yaka-lanmışların; kar hırsıyla patronlarınservetlerine servet katmaları uğrunakurban edilenlerin; her gün ellerinekazma kürek verilip de kendi mezar-larını kazmaları istenenlerin; “Acepbugün yukarı çıkabilecek miyiz?”sorusuyla ürke ürke yerin yedi katdibine inip de o lanet günde bir dahayukarı çıkamayanların uzanıp yattığıyere gidiyoruz. Ekmek mücadelesindeyitirilen emekçiler onlar... Onlar ve

ekmek mücadelesinde bayrağı dahayukarı taşımak için savaşırken şehitdüşenler için yumruklar kalkıyoryukarı.

Saygı duruşuna Halk Cepheli-ler’le birlikte köy halkından da ka-tılanlar oluyor.

Mezar ziyaretinin ardından, dönüşyolunda Elmadere Köyü girişindemaden arama tesisi kuran şirket yet-kilileri mezarlığa geliyor. Bu durum-dan çok rahatsız olan köy halkı me-zarlığa tekrar dönerek gelenlere “niçingeldiniz, defolun buradan” diyorlar.

Halk Cepheliler “Katiller HalkaHesap Verecek” sloganı ile teşhirediyorlar katilleri. Katiller korkuyor.Korkacaklar! Halktan, halkın öf-kesinden, kininden ve bir de ada-letinden... Elmadereli bir maden-cinin dilinden dökülen “Madenciyaşayan bir ölüdür. Her gün aile-mizi bir daha görebilir miyiz kaygısı

ile yola çıkıyoruz” sözleri, madenci-lerin yaşadıklarını özetliyor sanki.Tarım öldürülmüş, hayvancılık da...Madenciye kala kala boğaz tokluğunamadene inme veya seralarda çalışmakalmış. Bir de ucuz bir ölüm! Nasıldayansın, isyan etmesin mi yüreklerdaha? Dayanacak hal kalmamış hiç-birinde. İnsan yerine konmak, insancayaşamak istiyorlar.

AKP'nin mitinglere parayla insantaşıdığını, bunun da bir tarifesi oldu-ğunu duyuyor, hiç şaşırmıyoruz. Halkdüşmanları, arzuladıkları "halk des-teği"ni parayla kazanabilir ancak.Birkaç sütü bozuk dışında AKP'ninkirli parasına tamah eden olmamışama. Bunu gururla söylüyorlar.

Birlikte kahvaltı yapıyoruz ve ar-dından Soma’ya gitmek üzere yolaçıkıyoruz. Soma girişinde yine polislertarafından otobüslerimiz durduruluyor.Arama yapılacağı söyleniyor. HalkınHukuk Bürosu avukatlarından ŞükriyeErden "Daha dün arama yapıldı,bu nedir şimdi" diyor şeflerine. Polisaramanın uzun sürmeyeceğini belir-terek ellerinde bulunan arama kararınıgösteriyor. Soma'ya biraz gecikmeylevarıyoruz. Ve doğrudan, açıklama ya-pacağımız madenci anıtına doğru yü-rümeye başlıyoruz.

Katliamın üzerinden bir ay geçti ve

Soma İçin Adalet Komitesi adınaaçıklama yapan Çağdaş HukukçularDerneği Genel Başkanı Selçuk Koz-ağaçlı, 50'ye yakın cenazenin kayıtdışı defin edildiği iddiasına inandıklarınısöyledi. Kozağaçlı, bu bilgileri ilçedebulunan Meclis Araştırma Komisyonuüyelerine de aktaracak.

Kozağaçlı, ilk günden itibaren ölüsayısıyla ilgili kuşkular olduğunun altınıçizerek şöyle dedi:

"İlk günden itibaren 301 rakamına

inanmadık. 302’inci bir kişi olmamasınıdiliyoruz ama ilk andan itibaren sayı,peyder pey algı yönetimi yapılarak,bakanın açıklamasıyla halkın bilgi edin-me özgürlüğü elinden alınmıştır. Bele-diye başkanı, kaymakamlık ve bazı kay-naklardan bilgi sızmasaydı daha düşükaçıklanacaktı. Maden girişi, Kırkağaçgibi farklı yerlerden cenaze teslimi ya-parak usulsüzlük yapıldığına inanıyoruz.Bu konuda görüşmeler yapmaya devamediyoruz. Madencilerle görüşüyoruz,tek tek köylere gidiyoruz. 50'ye yakıncenazenin kayıt dışı defin edildiğineinanıyoruz. Görüşmelerimizi sürdürüptek bir rakam telafuz edeceğiz o dadoğru rakam olacak."(10 Haziran2014/Hürriyet)

AKP ÖLÜ SAYISINDA YALAN SÖYLÜYOR

335

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 36: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

sorumlular ellerini kollarını sallayarakgeziyor diyoruz açıklamada. “Ölümmadencinin fıtratında var” diyen Tay-yip Erdoğan ve Bakan Taner Yıldız’ıkatliamın baş sorumluları olarak bir kezdaha ilan ediyoruz tüm dünyaya. ArtıkSoma tüm maden şehitlerinin simgesidirdiyor, katillerini asla unutmayacağımızı,katliamın hesabının sorulacağını haykı-

rıyoruz. Gelin birliktehesap soralım diyoruzhalkımıza, herkesi buonurlu kavgaya çağı-rıyoruz. Sloganları-mız tüm Soma'ya ya-yılıyor en öfkelisin-den... Açıklamanın ar-dından otobüslere bi-niyor ve maden şe-hitlerinin yattığı SomaBelediye Mezarlı-ğı’na gidiyoruz..

Belediye mezarlığında maden kat-liamında ölenler için ayrılan bölümdemezarları ziyaret ediyor, karanfillerimizibırakıyoruz mezarların üzerine. Ölenlerinçoğu genç ve küçük çocukları var geridekalan. Karnelerini alıp babalarının me-zarlarına bırakmışlar. Armağan bekle-miyorlar, tek istekleri babalarının ya-şaması muhakkak ki. Bu çocuklar bu

yaşta bu acıları yaşıyor ya ve bu ço-cuklara bu acıları yaşatanlar zevk-i sefaiçinde yaşıyor, servetlerine servet katı-yorlar ya, isyan nasıl da büyüyor yü-reklerimizde. Ve adalet isteği nasıl dagöğüs kafeslerimizi zorluyor o karnelerinüzerine dökülmüş çocuk gözyaşlarınıgördükçe. Yaşayacaksınız diyoruz içi-mizden öksüzlere, yetimlere; yaşayacakve öldürülen babalarınızın hesabını so-racaksınız. Bedeninizle birlikte büyü-yecek öfkeniz katillere karşı. Hiç meraketmeyin diyoruz onlara, dökülen kan-larımızın hesabı mahşere kalmayacak.Katiller rahat uyuyamayacak kuştüyüyataklarında. Uykularını zehir edecek,kabusları olacağız!

Bir grup arkadaşımızla birlikte yü-reğimizin en öfkeli yerini Soma'da bı-rakarak dönüyoruz İstanbul'a. Soma'nın,Kınık'ın yoksul madencilerine içimiz-den adalet sözü vererek...

Dev-Genç’liler tarafından 17 Haziran’da İstanbul Ok-meydanı Anadolu Parkı'nda Öğrenci Meclisleri Girişimitoplantısının ilki gerçekleştirildi. Toplantıdan önce Dev-Genç'liler alanı temizleyip, flamalarını ve pankartlarınıasarak, kitap ve dergi standlarını kurdular. Alanın hazırlığıtamamlandıktan sonra yemek ikramına geçildi.

İkramdan sonra toplantı tüm devrim şehitleri adına 1 da-kikalık saygı duruşu ile başladı. Öğrenci Meclisleri adına sözalan gençler “Öğrenci meclisleri nedir, işlerliği nedir, nasılkurulacak, amacı nedir?” başlıkları üzerine konuştular. Yapılankonuşmalarda; Öğrenci meclislerinin ulaşamadığımız kitlelerede ulaşmayı hedefleyen, halk düşmanı olmadığı sürece tümkesimleri kapsayan, insanların söz-yetki-karar hakkını kulla-nabileceği pratik içinde şekillenecek bir örgütlenme biçimiolduğu, Haziran Direnişi ile birlikte daha yakıcı bir sorunhaline gelen öğrenci meclislerinin mahallelerde, liselerde,üniversitelerde halkla beraber kurulacağı ve kurarken bugücü 44 yıllık tarihten alınacağı vurgulandı. Öğrenci Meclislerianlatıldıktan sonra da Ömürtepe Öğrenci Meclisleri Girişimive Altınşehir Öğrenci Meclisleri Girişimi adına söz alanliseliler öğrenci meclisleri için mahallelerinde ne yapacaklarını,meclisleri nasıl kuracaklarını, liselerdeki sorunları ve çözümlerianlattılar. Bağcılar, Esentepe ve İkitelli mahallelerinden gelenliseliler de liselerindeki sorunları ve bunlar için ne yapmak

istediklerini anlattılar. Liselerdeki sorunlardan en yaygınolanının uyuşturucu olduğu dikkat çekti. Anlatımlardan sonrasoru-cevap kısmına geçildi. Soru sormaya çekinen gençliğe,öğrenci meclislerinin hep beraber kurulacağı, akıllarındasoru işaretleri kalmaması için soru sormaları tavsiye edildi.Bunun üzerine gelen sorular cevaplandı. Sorular daha çoknasıl şekilleneceği üzerineydi. Öğrenci Meclisleri ile ilgilitüm anlatımlar bittikten sonra “Kavgamın Çırağı Olmakİsterim” ve “Gün Kavga Günü” şiirleri okunup, hep birağızdan Öğrenci Meclisleri Yemini edilerek Öğrenci MeclisiGirişimi ilan edildi. Ardından etkinliğin en eğlenceli kısmınageçildi. Yarışmayı Marmara grubu kazandı. Ardından sahneyeçıkan Grup Yorum, türküleriyle Dev-Genç'lilere destek oldu.Yorum'dan sonra sahneyi alan Dev-Genç'liler Ankara yürü-yüşünden komik sahneler sergilediler. Komik skeçlerdensonra Dev-Genç’liler koro olarak halk türküleriyle kitleyihalaya kaldırdı, coşku ile omuz omuza halaylar çekildi.Coşku içinde geçen toplantıya 85 kişi katıldı.

Öğrenci Meclisleriyle Gençliğin Mücadelesini

Büyütüyoruz!

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN36

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 37: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Basitçe görevi; işçilerin talepleri doğrultusunda ça-lışma koşullarını, maaş ve sosyal haklarını işverenlerdenalmak, yeni kazanımlar elde etmektir. Ayrıca belirliaralıklarla eğitimler vererek işçileri eğitip, geliştirmek,işçiler arasında birliği, beraberliği, yardımlaşmayı vepaylaşmayı sağlamak başlıca diğer görevleridir.

Sendikalar Nasıl Kuruldu?Türk-İş Sendikası 1953 yılında işçilerin öfkesini, ta-

leplerini engellemek isteyen, devlet tarafından bizzat ku-rulan patron yanlısı bir sendikadır. Bu yanıyla Türk-İşhep işverenlerin yanında yer alarak işçisini yarı yolda bı-rakmıştır. 1967 yılında kurulan DİSK ise bu tablodanyola çıkarak Türk-İş’e ve devlete rağmen onlara alternatifolarak kurulmuştur. Bu yanıyla DİSK işçiler için doğrusendikadır. Tarihinde birçok olumlu örnek yaratmış veişçilerin adresi olmuştur.

Ancak sadece sendikalara üye olarak tüm sorunları-mızdan kurtulamayız. Sendikaların elinde sihirli değnekyok. Kaldı ki yarın iktidar sendikaları da kapatabilir. Ozaman ne yapacağız? Mücadele etmeyecek miyiz? Öncebiz işçiler kendi sorunlarımıza sahip çıkmalı, dahabilinçli işçiler olarak öne çıkmalı ve elimizi taşın altınakoymalıyız. Sorunlarımızı birlikte tartışarak çözümlerüretmeli, kararlar alarak hayata geçirmeliyiz. Bunu daancak komitelerle yapabiliriz.

KINIKLILAR, SOMALILAR, SAVAŞTEPELİLER,KÜTAHYALILAR, ZONGULDAKLILAR, ORDULU-LAR; hepimiz komitelerimizi kurarak, din, dil, ırk, mezhepayrımı yapmaksızın gücümüzü birleştirmeliyiz. Hepimizaynı sorunları yaşıyor ve sömürülüyoruz. Belirli kurallar,ilkeler etrafında toplanarak sendikaların dışında da ör-gütlülüklerimizi kurmalıyız. Karşımızdakileri, yani işve-renleri bir düşünün. Kendi dernekleri, konfederasyonları,sendikaları ile her ne kadar rekabet halinde olsalar daişçiye karşı topyekün örgütlü olarak hareket ediyorlar. Ozaman bizler de onlardan daha sıkı sıkıya birbirimize ke-netlenmeliyiz.

Maden İşçileri!Soruyoruz! Artık kaybedecek neyimiz var? Kor-

kacak neyimiz kaldı? Bir canımız var zaten onu daalıyorlar. Bizleri toplu mezarlara gömdüler. Hem de neiçin? Daha fazla para kazanmak uğruna, hiçbir işgüvenliği almayarak katlettiler arkadaşlarımızı, eşlerimizi,

kardeşlerimizi, çocuklarımızı. Artık bu gidişata durdeme vakti çoktan gelmiş de geçmiştir. Eğer bugünbirlik olmazsak ölümlerin üstünü kapatacaklar. Yarınbaşkaca arkadaşlarımız belki kendimiz hayatlarımızdanolacağız. Hepimizi tek tek sindirecek, susturacak, kan-dıracaklar.

Katledilen arkadaşlarımız, çocuklarımız, kardeşlerimiziçin, onların katledilişlerini unutturmamak için, adaletiçin bundan sonra madenlerde daha iyi şartlarda çalışmakoşullarını sağlayabilmek için bizler, Devrimci İşçiHareketi olarak yanınızda olacağız. Gelin geleceğimizikendimiz belirleyelim.

SOMA KATLİAMINI UNUTMAYACAĞIZ,UNUTTURMAYACAĞIZ!

KÖLE DEĞİL EMEKÇİYİZ!

SOMA Duydunuz mu?Toprak titriyorDolu dolu yağanyağmurun ıslaklığıyla, Kaplanmış insanlarınyüzüne Toprak altında kalanlarvarDuydun mu evine ekmekgötürmek isteyen Duydun mu çocuğunapabuç almaya çalışan Duydun mu yavuklusunakavuşmak arzusunutaşıyanİşçiler, işçilerMadenci işçiler ölüyor. Onları ÖldürenlerÇok rahat Başka ülkelerde de madenlerde İnsanlar ölüyor diyeutanmazlarBir orkestra oluştuyorAdları başbakan Adları bakan Ve Sonra yalakalar Vesaire, vesaire, vesaire Yani hırsızlar ordusu

Sanki sıradan bir olaydan bahsediyorlarSanki marketten peynirekmek alıyorlarBelli ki Mesleği hırsızlık olanutanmazlar orkestrasıBir kömüre verdiği değeri İşçilere vermiyorCenazemizi istiyoruz, copluyorlar Haklarımız diyoruz su sıkıyorlar. Babamızı, abimizi Kardeş, amca, dayımızBizim olan her şeyi Bizden çalıyorlar.Lafa gelmez Diller pabuç gibi İşlerine gelincePamuk eller cebe Havuz başı sohbetinde Öde diyeti Kap işi Varsa havuza verecekparanSonra olursun Utanmazlarorkestrasında Paralı şişman

17 Mayıs 2014 Sinan

Sendikalar İşçilerin Çıkarları İçin Kurulmuş Demokratik Kitle Örgütleridir

37

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 38: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Soma Katliamı’ndan sonra gös-terilen yoğun tepkileri bastırmakamacıyla AKP bol keseden vaatlerdebulundu.

Çalıştıkları süreye bakılmaksızınölen işçilerin ailelerine 1000 TL maaşbağlanması,

Madenlerde çalışanların fiili hiz-met sürelerinin arttırılarak erkenemekli olmalarının sağlanması gibi...Haziran Ayaklanması’nın yıl dönü-müne sayılı günler kala yaşanan kat-liamın yeni bir ayaklanmanın fitiliniateşlememesi için bir düzen partisinintüm 'marifetlerini' sergiledi AKP.

Yeni bir yasanın hazırlığına gi-riştiler. Yasa ile maden işçilerininçalışma koşullarının düzeltilip, sü-resinin azaltılacağı reklamları yapıldıbol bol. Sözüm ona yer altında çalışanişçilerin günlük çalışma süresi enfazla 6 saat, haftalık çalışma süreleride 35 saat olacak; emekli olma yaşı55'ten 50'ye düşürülecekti.

Cennetin Reklamını YapıpCehennemi Satan AKP

Sahtekarlıkta, yalancılıkta üstüneyok AKP’nin. Madencilerin durum-larını düzeltiyoruz derken işçilerleilgili torba yasaya konulan tasarıdataşeron çalışmanın yaygınlaştırıl-ması,

Kamu kuruluşlarının özelleşti-rilmesiyle çalışanlarının taşeronşirketlere devredilmesi gibi birçokolumsuz madde de yasa tasarısındayer aldı. Asıl amaç da buydu zaten.Cennetin reklamını yapıp cehen-nemi satmak.

AKP'nin yalanlarını duyduğu-muzda "Kulağa güzel geliyor. Yuka-rıda yazan maddelerin bütün varlığıda kulağa hoş gelmekten ibaret ola-caktır. Yasalarda çalışma hayatınıdüzenleyen yüzlerce madde vardır.Hangisine uyulur?" diye sormuştuk.

(Yürüyüş Dergisi 8 Haziran 2014sayı 420 syf 31)

Torba yasa tasarısında yer altındaçalışan işçiler için yapılan iyileştir-meler uygulama aşamasında bertarafedilmeye bile bırakılmadan Meclisalt komisyonunda çıkarılmış. TBMMPlan ve Bütçe Komisyonu'nun altkomisyonuna 60 maddeyle giren tas-lak 106 madde olarak çıkmış. Altkomisyonda kimsenin bilgi sahibiolmadığı 46 madde eklenmiş yasataslağına. Daha önemlisi yer altındaçalışan işçiler için yapılan iyileştir-meleri de çıkarmış.

Basına yansıyan haberlere göre;AKP’li vekillerin önerisi ve oylarıyla,yer altında çalışan işçilerin 36 saatedüşürülen çalışma süresi yeniden 45saate çıkarıldı. Patronlar, yer altındaçalışan işçileri haftada 36 saat yer-altında, 9 saat de yer üstünde ça-lıştırabilecek.

Bakanlar Kurulu tarafından Mec-lis’e sevk edilen tasarının 7’inci mad-desi İş Kanunu’nun çalışma sürelerinidüzenleyen 63’üncü maddesinin bi-rinci fıkrasına şu cümlenin eklen-mesini öngörüyordu: “Yer altı işle-rinde çalışan işçiler için çalışmasüresi haftada en çok otuz altı saatolup günlük çalışma süresi altı sa-atten fazla olamaz.”

Böylece maden işçileri de dahilolmak üzere yer altı işlerinde çalışanişçilerin haftalık çalışma süresi 45

saatten 36 saate düşüyor, işçinin gün-lük çalışma süresi ise 6 saat ile sı-nırlandırılıyordu. Bu düzenlemeyegöre işçiler, 45 saat değil 36 saat ça-lışarak, bugünkü ücretlerine hak ka-zanacaktı.

AKP Bursa Milletvekili HüseyinŞahin’in verdiği önergenin ardındandüzenleme şu hale geldi: “Yer altıişlerinde çalışan işçiler için yer al-tındaki çalışma süresi haftada ençok otuz altı saat olup günlük altısaatten fazla olamaz”.

Düzenlemeye, “‘yer altındaki’ifadesinin eklenmesi ve günlük iba-resinden sonraki ‘çalışma süresi’ibaresinin çıkarılması ile birlikte,yer altında çalışan işçilerin haftalıkçalışma süresi yeniden 45 saate çı-karılmış oldu. Değişikliğe göre, işçileryeraltında haftada en çok 36, gündeen çok 6 saat çalıştırılabilecek. Ancakmaden patronları, işçileri ayrıca yerüstünde haftada 9 saat daha çalıştı-rarak, çalışma süresini 45 saate ta-mamlayabilecek. Örneğin bir kömürmadeninde, maden işçisi, günde 6saat kömür ocağının içinde çalıştı-rıldıktan sonra 1,5 saatte çıkarılankömürün ayrılması, istiflenmesi, de-polanması ve taşınmaya hazır halegetirilmesi gibi yer üstünde yapılanişlerde çalıştırılabilecek. Böylecegünlük çalışma süresi 7,5 olabilecekve işçi haftada 6 gün çalıştığındayine 45 saat çalışmış olacak.” (Ev-rensel Gazetesi 14 Haziran 2014)

AKP Soma İşçilerine Verdiği VaatleriTorba Yasadan Geri Çıkarttı...

KAŞIKLA VERİP KEPÇEYLE ALIYOR

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN338

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 39: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

339

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Torba Yasa tasarısına ilave edilenmaddelerde ise Maliye Bakanlığıile Sosyal Güvenlik Kurumu'nunyaklaşık 160 milyar liralık alaca-ğının yapılandırılarak tahsil edilmesidüzenleniyor.

SGK'nın, sigorta primi, işsizliksigortası primi, sosyal güvenlikdestek primi, tarım işçilerinin primborçları, isteğe bağlı sigorta primi,Bağ-Kur emeklilerinin sosyal gü-venlik destek primi, idari para ce-zası, damga vergisi, özel işlem ver-gisi ve eğitime katkı payı, rücualacakları, SGK'nın fazla ödendiğitespit edilen gelir ve aylıklara ilişkinalacaklar ile bunlara bağlı gecikmecezası, gecikme zammı ve kanunifaiz alacakları, GSS kapsamındatahakkuk etmiş prim alacakları,üniversite öğrencilerinin öğrenimkredisi borçları yapılandırılacak.

307 maden işçisi patronlarınpara hırsı nedeniyle katledildi. Mas-rafları kısmak için en basit önlemlerbile alınmadı. Ölesiye çalıştırıldılar.Ve öldüler de... Geri kalan binlercemaden işçisi her gün mezara girergibi giriyorlar ocaklara. Onlara ve-rilen hiçbir söz tutulmadı. Aynı ko-şullarda çalışmaya devam ediyorlar.Üstelik maaşları bile doğru düzgünödenmiyor.

17 Haziran günü Soma'da madenişçileri maaşlarının ödenmemesinedeniyle eylem yaparak yolu tra-fiğe kestiler. Kaymakamlık önündebekleyen işçilerin yanına gelen Ma-nisa Valisi Erdoğan BEKTAŞ, “açız,maaşlarımızı istiyoruz” diyen işçi-lere, ukala ve suçlayan bir üslupla,Soma Holding’e tazminat davalarıaçtıkları için şirketin mal varlıklarınael konulduğunu, bu yüzden maaş-ların geciktiğini söyler.

Maaşlarının ödenmemesinin so-rumlusu ve suçlusu da işçiler. İkitemel sınıf var... Ezenler ve ezilenler.Manisa Valisi ezenlerin safında ezi-lenlere düşman. Ezenlerin zulmüneson vermek, hak ettiğimiz gibi ya-şamak ve çalışmak için örgütlene-lim. Ancak ezenlerin saltanatınason verdiğimizde açlıktan, ölümdenve aşağılanmaktan kurtulabiliriz.

Grup Yorum’un SesiHer Yerde

Halk Cepheliler 29 Haziran’da Har-biye'de yapılacak olan halkın avukat-larının 25. yıl konserine halkı davetettiler.

İSTANBULŞişli: 22 Haziran günü TAYAD'lı

Aileler, Grup Yorum önlüklerini giyerekMecidiyeköy ve Şişli bölgelerinde afişçalışması yaptılar. Halkın yoğun ilgi-siyle karşılaşan TAYAD'lı Aileler 29Haziran'da Harbiye'de yapılacak olanhalkın avukatlarının 25. yıl konserinedavet ettiler. 2 saat süren afiş çalış-masında 300 adet afiş asıldı.

Esenyurt: Halkın Hukuk Büro-su’nun 25. yıldönümünü kutlamakamacıyla Harbiye Açık Hava Tiyatro-su’nda düzenlenecek olan Grup Yorumkonseri çalışmaları devam ediyor. Esen-yurt’ta Liseli Dev-Genç’liler tarafından21 Haziran günü Yeşilkent Mahalle-si’nde yapılan Yürüyüş Dergisi dağı-tımıyla birlikte, duvarlara ve panolarakonserin afişleri yapıştırıldı. 22 Hazirangünü de Köyiçi Meydan’da konserinafişleri yapıldı.

Sarıgazi: Halkın avukatları içindüzenlenen Harbiye, GrupYorum konserinin afiş ça-lışmaları 22 Haziran'daSarıgazi'de yapıldı. De-mokrasi Caddesi, AşıkVeysel Caddesi, Atatürkcaddesi ve İnönü Mahal-lesine afişler asıldı.

Gülsuyu-Gülensu:15 Haziran'da GülensuSon Durak, Okul Durağı,Hasan Ferit Gedik Mey-danı, Pazar Yolu, Spor

Tesisleri durağına 100 tane afişlemeyapıldı.

1 Mayıs: Halk Cepheliler 21 Ha-ziran'da Grup Yorum ’un Harbiye kon-ser afişlerini astı. 3001 Cadde ve arasokaklarına, Çeşme Durağına, SağlıkOcağı çevresine yapılan afişlemede100 afiş asıldı.

Armutlu: 19 Haziran günü Ar-mutlu’da Grup Yorum konserine 150çağrı afişi yapıldı.

Gülbağ: Yürüyüş Dergisi çalışan-ları 25 Haziran günü Halkın HukukBürosu’nun 25. yılı için Harbiye’dedüzenlenen açık hava konserinin afiş-leme çalışmasını Mecidiyeköy GülbağMahallesi’nde yaptılar.

Devrimci İşçi Hareketi: Dev-rimci İşçi Hareketi 22 Haziran günüSarıyer Büyükdere’de; Direnen SarıyerBelediyesi İşçileri ve Beltaş işçilerininde katılımıyla HHB’nin 25. mücadeleyılını kutlamak için düzenleyecekleriGrup Yorum Harbiye Konseri ile ilgili200 afiş astı. Konserin bildirilerini dedağıtan Devrimci İşçi Hareketi; HalkınHukuk Bürosu’nun işçilerin, öğrenci-lerin, yoksul halkın, evi yıkılmak is-tenenin, haksızlığa uğrayan herkesinyanında gönüllü çalışan halkın avu-katları olduğunu anlattı.

Esenyurt

1 Mayıs

Page 40: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN440

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Direnen Sarıyer BelediyesiTaşeron İşçileri Günlüğü

15 Haziran: Sabah saatlerinde Sa-rıyer Belediyesi zabıta birimi rahatsızetmeye başladı. Yatağımız kaldırımıkapatıyormuş. “Kaldırın” dediler;kaldırmayacağımızı söyleyince otuzkişilik zabıta ordusuyla eşyalarımızıgasp ettiler.

Belediye Başkanı emir vermişti;onlarda işçi arkadaşlarına düşmanordusuna saldırır gibi azgınca saldırdı.Hemen direnişe gerekli olan araçlarıçevrenin desteğiyle temin ettik. Masave sandalyeyi beş dakika içinde tekrarkoyduktan sonra, koli kutularına ka-lemle yazdık “Direnişimize DevamEdiyoruz Bizi Yıldıramazlar…”

5.Günü - 16 Haziran: Bugün herşey sakin, desteğe halk geliyor, çayşeker ve yiyecek yardımı yapıyor.Haber-Sen’den iki kişi geldi direni-şimizi desteklediklerini yanımızdaolduklarını söylediler. Saat 18.00’daBeltaş Belediye İşçileri Meclisi zi-yaretimize geldi. Onlardan aldığımızmoralle direniş alanına küçük birtente yaptık. Daha sonra Türkülersöyleyip halaylar çektik. Gece bizimleBeşiktaş işçisi Cemalettin kaldı.

6.Gün - 17 Haziran: Sabah zabı-talar yine geldi. Astığımız tenteyigasp ettiler diğer eşyalarımızı ver-medik. Direnişte olan Zülfikar arka-daşı masayla birlikte karşı kaldırımakadar sürüklediler. İş arkadaşlarımızıaradıktan sonra 5 iş arkadaşımız des-teğe geldi. Gazetelere haber veripsaldırıyı anlattık. Belediye saldırdıkça,destek çoğalıyor, saldırıyı duyan ge-liyor.

Bu bizlere moral veriyor. Akşam

saatlerinde yine küçük bir tente yaptık.Zabıtalar engel olmaya çalıştılar. Buakşam dün kalan arkadaşımız bizimletekrar nöbete kaldı.

7.Gün - 18 Haziran: Bu sabahtagelir diye bekledik zabıta ordusunuama gelmediler. Tentemizi ve eşya-larımızı kabul etmek zorundalar. Bi-zim saldırılara cevabımız direnişimiziçoğaltarak devam etmek oldu. CHPSarıyer İlçe Başkanı çadırımıza gelipdirenişte olan işçilerden Güven adındaarkadaşımızı görüşmek için ilçe Baş-kanlığına çağırdı. Yapılan görüşmedehaklı olduğumuzu ama kendi bele-diyelerinin önünde böyle bir eylemolmasından utandıklarını söyleyipişe giriş işlemlerimizin hemen yapı-lacağını eylemi bitirmemizi söyledi.Direnişi ancak işe iademiz ve hakkayıplarımızın giderilmesi ve sosyalhaklarımızın yazılı bir şekle taahhütaltına alınmasıyla bitireceğimizi söy-ledi arkadaşımız. Yarınki yürüyü-şümüz için hazırlık yapıyoruz işçiarkadaşlarımızı akrabalarımızı arı-yoruz.

8.Gün - 19 Haziran: Bugün birhafta oldu direnişe başlayalı. İki fiilisaldırı gördü direniş. Sözlü saldırıise sayısız… İşçiden yana olduklarınısöyleyen yöneticiler; bizim 1 Mayıs’agitmediğimizi AKP’li olduğumuzusöyleyip CHP’ye oy verenlerin di-renişe destek vermesini engellemeyeçalışıyor. Bugün balıkçıların önündenBelediye Başkanlığına kadar yürü-yeceğiz. İşçi arkadaşlarımız geldiler,ailelerimiz geldi, Anti-kapitalist Müs-lümanlar ve Devrimci İşçi Hareke-ti’nden arkadaşlar yanımızdaydı. Sa-rıyer’deki duyarlı insanlar ve Sarıyer

BES üyeleri katıldı. 25 kişiydik. Halkbizi alkışlarla destekledi.

Yürüyüşümüzü tamamladıktansonra basın açıklaması yaptık.

Eylem sonrasında ise Şişli Bele-diyesi önünde taşeronlaşmaya karşıdirenen Şişli işçilerini ziyarete gittik.Şişli işçileri de KENT- YOL A.Ş’ninalması gereken ihaleyi özel şirketevermeye kalkışan belediyeye karşıdirenişte olduklarını söylediler.

10.Gün - 20 Haziran: Sabah ta-şeron şirketinin toplantı yaptığınıduyduk. Toplantıda taşeron şirketininyetkilileri işçilere sözleşme imzalat-maya kalkışmış. 25 arkadaş imzala-mamış. Direnişimize destek verenarkadaşlarımız şirketin yaptığı buuygulamayı sesli protesto etmiş.Şirket yetkilileri yemek ve yol parasıyardımı yapacağını söylemiş. İşçilerde belediyenin önünde oturan arka-daşlarımız bunları hepimiz için talepediyor siz burada direnişe desteğikırmaya çalışıyorsunuz demişler. Ak-şam Beşiktaş Beltaş işçisi RıdvanAbi geldi bu akşam nöbette bizimlekalacak. Gitarıyla Atilla, sesiyle Ufukve Cemile ablamız geldi. Birliktetürküler söyledik; sohbet ettik. Çokgüzel bir akşam oldu.

11.Gün - 21 Haziran: Bugün za-bıtalar baskı yapmıyor gelen gidenCHP’li de yok. Ama her an yeni birsaldırı bekliyoruz.

Bu gün ziyaretimize TAYAD’LIAileler geldi. Ben onları Trabzon’dasaldırıya uğradıklarında duymuştum..Bize sundukları destek ziyaretleribizleri onurlandırdı. TAYAD’LI Ai-lelerede mücadelelerinde başarılardiliyoruz.

Direnişimize Devam Ediyoruz Bizi Yıldıramazlar

Page 41: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

441

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Soma maden işçileri, bizzat Baş-bakan ve bakanlar tarafından sözverildiği halde maaşlarının yatma-ması üzerine, 17 Haziran’da Kay-makamlık Binası önünde toplandılar.“İşçiler Burada Devlet Nerede”,“Soma Uyuma Madencine SahipÇık”, “Direne Direne Kazanacağız”sloganlarıyla Beş Yol Meydanı’nda,ki madenci anıtına kadar yürüdüler.

Yolu trafiğe kapatan beş yüzkadar işçi verilen sözlerin yerinegetirilerek maaşların yatırılmasınıistediler. 2 saat trafiği engelleyenişçilerin yanına Soma KaymakamıMehmet Bahattin ATÇI geldi. Buradayol kapatmanın hiçbir anlam taşı-madığını, sürekli insanların bundanşikâyet ettiğini, yol kapatıp vatan-daşın yol hakkını engellediklerindesuçlu konuma düşeceklerini söyledi.“Maaşlarınız akşama kadar yatacak”diyen Kaymakam’a işçiler, “süreklibizi kandırıyorlar, yalan söylüyorlar

böyle olduğunda in-sanların gelip yol ka-patacağını bilmiyormusunuz” diyerektepki gösterdiler.

Kaymakam isesesini yükselterek,polisin zor kullana-rak yolu açacağınısöyleyerek tehdit etti. Ve “Akşambu işi sonuçlandıracağız” diyerekişçilerin yolu açmasını istedi. İşçilerinyolu boşaltmakta tereddüt etmesiüzerine çevik kuvvet polisleri işçilerinetrafını kuşattı. Daha sonra işçileryolu açarak, kaymakamlık bahçe-sinde bekleyişlerini sürdürdüler.

Akşamüstü Manisa Valisi Erdo-ğan Bektaş, Kaymakamlık önündebekleyen işçilerin yanına geldi. İş-çilerle alay eder gibi “işe yürüyerekgitmelerini, ekmeğe daha az peynirkatık etmelerini ve amcaoğullarındanborç para istemeleri” vaazında bu-

lundu. Bu yüzsüzlüğün üzerine ma-aşlarında bugün ödenmeyeceğiniCuma günü ödeneceğini söyleyerek,“polisi buraya yığacağım yarındaburada durun da görelim” diye tehditederek ayrıldı.

Akşam Soma İçin Adalet Komi-tesi’nde çalışan ÇHD’li avukatlarve Devrimci İşçi Hareketi bekleyiş-lerini sürdüren işçilerin yanına ge-lerek sohbet ettiler. Örgütlenmekten,direnmekten ve mücadele etmektenbaşka bir yol olmadığından bahset-tiler. Ziyaret 1 saat sonra sonlandı-rıldı.

İstanbul Anadolu yakasındaki 1 MayısMahallesi’nde Anadolu Haklar Derneği’ninyeni inşaatına başlandı. Bir hafta önce başlayandernek inşaatı halkın da sahiplenmesiyle hızlailerliyor. Halk Cepheliler ve inşaat ustalarıher biri devrimin bir parçası olan tuğlalarıberaber örüyorlar. Mahalle halkı getirdikleriyemeklerle, çaylarla, inşaat için sağladıklarıkapı-pencerelerle yeni oluşan mevziye güçveriyorlar. “Derneklerimizi, mahallelerimizi,hayatı ve devrimi kolektivizmin gücüyle,inançla ve iddiamızla örgütleyeceğiz” pers-pektifiyle süren inşaatın 1 ay içinde bitirmehedefi koyuldu.

Tanıyın Bunları!Bunlar, Yalancı ve Düzenbazdır İşçilerin Asıl Katilleri Bunlardır!

Sarıyer Belediyesi önünde özlük hakları için direnen ParkBahçeler Müdürlüğü’ne bağlı taşeron işçileri 20 Haziran’da, SarıyerBüyükdere Balıkçılar Çarşısı’ndan Belediye Başkanlığı önüne kadaryürüdüler. “Burada direnen işçilerden Güven Darcanlı tarafındanokunan basın açıklaması ilgiyle karşılandı.”

Direnen işçiler aileleri ile birlikte yürüyüşe ve basın açıklamasınakatıldılar. Devrimci İşçi Hareketi’nin de katıldığı yürüyüş ve basınaçıklamasına Sarıyer Vergi Dairesinden BES üyesi kamu emekçileri,Anti-kapitalist Müslümanlar da katılarak destek oldular. Büyükderehalkı işçilerin direnişlerine ve yürüyüşlerine alkışları ve sloganlarıile katılarak desteklerini sundular. Yürüyüş boyunca BüyükdereCaddesi trafiğe kapatıldı. Belediye yönetimi ise haklı talepleri içindirenen işçilerin kar-şısına belediyenin kol-luk gücü olan zabıta-larını yığdı. Yapılanyürüyüş ve basın açık-lamasının ardından di-renen işçilerden birgrup işçi Şişli Bele-diyesi önünde oturmaeylemi yapan Şişli Be-lediyesi işçilerini zi-yarete gitti.

Birlik ve Dayanışmayla YeniMücadele Mevzileri Yaratıyoruz

Özlük Haklarımız İçin Direnişimiz Sürüyor

Page 42: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN442

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Direnen Goldaş İşçileri 22 Haziran’da Goldaş Aş.Patronları’nın Florya’daki evlerinin önüne giderek eylemyaptı. Ardından da 30 dakikalık oturma eylemine geçildi.

10 dakikada bir “Goldaş Patronlarından Hakkımızıİstiyoruz”, “Hasan ve Sedat Yalınkaya’ya Hakkımızı Ye-dirmeyiz”, “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” sloganlarıatıldı.

“Patronlarından haklarımızı alana kadar peşlerini bı-rakmayacağız; iki elimiz yakalarında olacak ve her haftaburada evlerinin önünde çaldıkları haklarımızı haykıracağız”diyerek yaptıkları açıklama ile eylemlerine son verdiler.

İstanbul Beylikdüzü’nde 18 Haziran’da Devrimci İşçiHareketi’nden 2 kişi metrobüs durağında “Devrimci İşçiHareketi Hukuk Komisyonu” bildirisini halka dağıtırkenBeylikdüzü Belediyesi’ne ait zabıta ekibi gelerek bildiridağıtan DİH’lileri; “hukuk komisyonu bildirisinin izinsizdağıtılmasının yasak olduğunu” söyleyerek uzaklaştırmakistediler. Zabıtaların ısrarına rağmen bildiri dağıtımınınhakları olduğunu söyleyen DİH’liler halka bildiri dağıtmayadevam etti.

Aynı gün, İstanbul Beylikdüzü Bakır ve PirinçcilerSanayi Sitesinde bulunan Doremi Tekstil işçileri 2 aydırmaaşlarını alamadıkları için Devrimci İşçi Hareketi’nebaşvurarak iş bırakma eylemine başladılar. İşçilere DİHHukuk Komisyonu bildirileri dağıtılıp sohbet edilerekhakları anlatıldı.

Şişli Belediyesi işçileri 18 Haziran’dan itibaren ŞişliBelediye Başkanlığı önünde çadır kurarak “Taşeronlaş-maya Karşı” direnişe geçti.Şişli işçileri taşeronlaşmanın tümüyle yasaklanması

için; işçilerin Şişli Belediyesi’nin işçileri sayılması vekadrolu çalışması için direnişe devam ediyor.İşte bu nedenle 24 Haziran’da Şişli Belediyesi İşçileri

Meclisi, Beltaş İşçileri Meclisi; Direnen Sarıyer Taşeronİşçileri; Direnkazova-DİH işçileri, Devrimci İşçi Hareketi;Genel–İş 3 No’lu Şube üyesi işçiler Şişli Meydanı’ndabir araya geldi.İşçiler; Şişli Meydanı’ndan kortejler oluşturup pankart

ve dövizlerini açarak Şişli Belediyesi önüne kadar yü-rüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca aynı içerikte sloganlaratıldı. Sarıyer işçilerinin direnişini destekleyen sloganlarda atıldı.

Devrimci İşçi Hareketi yürüyüşe “İşçiyiz HaklıyızKazanacağız”, Direnen Sarıyer Belediyesi İşçileri “Ta-şeronu Cehenneme Gömeceğiz”, Beltaş İşçileri ise “Ta-şerona Karşı Birleşelim, Direnelim, Kazanalım” pan-kartları ile Taşerona Karşı mücadelelerini ifade ettiler.

Disk Genel-İş 3 No’lu Şube ise “Taşeronlaşmaya veKeyfi Yönetimlere Teslim Olmayacağız” pankartını ta-şıdı.

1 saat süren yürüyüş sonrası eylem; Şişli Belediyesiönünde yapılan basın açıklaması ile sürdü.

Yapılan basın açıklamasında ilk olarak Şişli Belediyesiİşçileri Meclisi Üyesi ve Şişli Belediyesi İşçileri Baştemsilcisi Savaş Doğan söz aldı. Savaş Doğan konuş-masında sürdürdükleri mücadelenin taşeronlaşmayakarşı olduğunu ve bu mücadelenin bugün tüm taşeronişçilerin ve emekçilerin mücadelesi olduğunu ve Şişli’deTaşerona İzin Vermeyeceklerini ve sonuna kadar dire-neceklerini söyledi.

Savaş Doğan’ın konuşması atılan sloganlarla kesil-di.

Savaş Doğan’ın konuşmasının ardından direnişteolan Sarıyer Belediyesi işçilerinden Güven Darcanlı’yasöz verdi. Güven Darcanlı Sarıyer Belediyesi taşeronişçileri olarak 8 işçinin taşeron işçilerinin özlük haklarıiçin ve kendisinin işe geri alınması için direndiklerini,ancak bugün itibariyle direnen 4 işçinin direndikleriiçin işten atıldıklarını artık “işe geri alınana ve sosyalhaklarını kazanana kadar “ direneceklerini, direniştekararlı olduklarını söyledi.

Güven Darcanlı’yı tüm işçiler “Sarıyer İşçisi YalnızDeğildir” sloganını atarak desteklerini gösterdiler.

Son olarak sözü Genel-İş 3 No’lu Şube BaşkanıZeynel Yiğit aldı. Zeynel Yiğit konuşmasında taşeron-laşmaya karşı sonuna kadar direneceklerini, bugün Be-lediye Başkanı Hayri İnönü ile yaptıkları görüşmeninbu anlamda olumsuz geçtiğini, bu yanıyla kaybedeninBelediye yönetimi olduğunu, direnişte kararlı olduklarınısöyledi.

Devamında basın açıklaması metnini okudu. Ve bu-günden itibaren Süresiz Açlık Grevine başladıklarınıaçıkladı.

Savaş Doğan ve Zeynel Yiğit kızıl bantlarını takarakSAG’yi başlattılar. Eylemlerinin bununla sınırlı kalma-yacağını perşembe günü KENT-YOL’a bağlı işçilerolarak tam gün iş bırakma gerçekleştireceklerini açıkla-dılar. Halkın da destek verdiği eyleme 1000 kişi katıldı.

Taşerona Karşı Birleşelim Direnelim Kazanalım

Haklarımızı SavunmakMeşrudur Emeğimizi, Alın Terimizi

Çalmalarına İzin Vermeyeceğiz

Page 43: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

443

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Devrimci İşçi Hareketi 24 Haziran’da Taşeronlaşmayakarşı direnen Şişli Belediyesi işçileriyle ilgili açıklamayaptı. Yapılan açıklamada: “Şişli Belediyesi işçileri 1haftadır Şişli Belediye Başkanlık Binası önünde çadıraçarak direniyorlar. 2 ay önce işçileri tatmin eden birtoplu sözleşme imzalayarak ücret ve sosyal haklarınıiyileştirdiler. Toplu sözleşme görüşmeleri devam ederkenbizzat Belediye yönetimi bundan sonraki temizlik vediğer işlerin ihalelerinin KENT – YOL şirketine verile-ceğini, KENT – YOL’ un büyütüleceğini ve taşeronşirket ATLAS’IN devreden çıkartılacağını söylediler.Hatta bunun karşılığında işçilerin fedakârlık yapmasınıisteyerek ücret zammını 1,5 puan az yaptılar. İşçiler işgüvencesi sözü karşılığında 1,5 puan daha az ücret zam-mına razı oldular. Ama ihale zamanı ihale ATLASşirketine bırakıldı.

Açık ki Şişli Belediyesi’nde taşeron sistemi genelhale getirilmeye çalışılmakta, örgütlü işçilerin sendikalörgütlülükleri dağıtılmaya çalışılmaktadır. İhale ATLASya da başka bir taşeron şirkete verildiğinde KENT –YOL işçileri bu yeni şirkete geçirilse bile yeni şirkettesendikanın toplu sözleşme yapma yeterliliği – çoğunluğu– olamayacağı için artık toplu sözleşme yapamayacaklar.Ve zamanla da teker teker işten atılarak tasfiye edilecekler.Çünkü patronların asla kabul etmeyeceği şeylerden biriörgütlü işçidir. Şu anki direnişlerinin talebi ihalenin iptal

edilmesi ve eskiden olduğu gibi ihalenin KENT – YOL’Averilmesi, taşeron şirketlerinin Şişli Belediyesi’nden çı-kartılması. Üstelik Şişli Belediyesi taşeronluğu kaldırmaiddiasında olan CHP’nin yönetiminde. CHP düzenpartisidir taşeronluğu kaldıramaz. Patronların haklarınısavunur. Ne solla ne da halkla zerre kadar bağları yoktur.Bunun doğruluğunu tarihlerini bir kenara bırakalım şuan yönetiminde oldukları belediyelerdeki pratikleri gös-termektedir. Şişli, Beşiktaş, Sarıyer belediyelerindekidirenişler, bu direnişlerdeki tavırları yeterlidir. Şişli işçilerinin ve hakları için direnen işçilerin

tümünün talepleri haklı ve meşrudur. Direnen işçilerhem kendi hakları hem de bizim geleceğimiz için dire-niyorlar. Onların direnişlerini destekleyelim. Zaferlerizaferlerimiz olacaktır. Dayanışmayı, paylaşmayı büyütelim.Örgütlenelim.” sözleriyle bitirildi.

Hasta Tutsaklar İçinAnkara’ya Yürüyoruz!5 gündür Galatasaray Lisesi önünde açlık grevi ya-

pan TAYAD’lı Aileler, eylemlerini 27 Haziran’da bitir-di. 5 gün boyunca üç kere açtıkları çadırda, polis tara-fından saldırıya uğrayan TAYAD’lılar yılmayacakları-nı bir kez daha gösterdiler.

TAYAD adına Nuri Cihanyandı okuduğu açıklama-da, “Bugün bir direnişi daha bitiriyoruz. 5 gündür has-ta tutsaklar için imza topladık ve açlık grevi yaptık.Kimi zaman eylemlerimizde temsili olarak kefen giy-

dik ya da hücrelere girip açıklamalar yaptık” dedi.Son olarak Cihanyandı, “Hasta tutsaklar bu toprak-

ların evlatlarıdır. Zor günlerinde bizlerden yardım bek-liyorlar. Tedavi olmak istiyorlar. AKP bügün hasta tut-sakları seçim malzemesi olarak kulanmaya çalışıyor.Bu masallara inanmıyoruz. AKP, tüm hasta tutsaklarıbırakma iradesi gösteremeyecek kadar uşak ve faşistbir partidir. Yani çözüm yine kendi ellerimizde” denil-di.

Eylemde, “Hasta Tutsaklar Onurumuzdur, Kahrol-sun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz” sloganları atıldı.Ayrıca 28 Haziran’da saat 13.30’da Kartal’dan Anka-ra’ya yürüyeceklerinin duyurusu yapıldı.

Şişli Belediyesi İşçilerinin DirenişiHaklı ve Meşrudur, Destekleyelim

Page 44: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN444

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Halkımızı örgütlemek için önceliklebeyinlerdeki yozlaşma hastalığının kö-künü kurutmak gerekiyor... Cepheliler,yozlaşmaya karşı mücadeleyi, bu önem-le ele alıyorlar. Yoksullukla mücadeleaynı zamanda yozlaşmayla mücadeleanlamına da geliyor. Cepheliler, halkı-mızı yozlaştıranlardan hesap soruyor.

İstanbulKüçükarmutlu’da 22 Haziran’da

halk toplantısı yapıldı. Yapılan halktoplantısında Küçükarmutlu Mahalle-si’nde yapılaşma, gençlerin uyuşturucukullanımı, kahvehanelerdeki yozlaşmagibi sorunlar konuşuldu. Toplantı da,mahallenin devrimcilerin iradesi teme-linde ilerlediğini çözümün de devrim-cilerde olduğu bir kez daha halk tara-fından görülmüş ve gösterilmiş oldu.Armutlu halkı en ufak sorununu dahidevrimcilerle çözülmesi gerektiğinisöyledi.

Konserin son gününe kadar 21 Ha-ziran’da Armutlu Cemevi’nde yapılacakhalk toplantısının içeriğini anlatan 500adet bildiri dağıtılıp halk toplantıyadavet edildi.

13 Haziran gecesi Armutlu’da Cephemilislerinin yapmış olduğu ev baskınıylabir esrar bağımlısı ve torbacıların ya-takçısı mahalleden kovulmuştu.

17 Haziran günü de mahalleningençleriyle beraber ev baskınının ya-pıldığı sokakta ve civarında bildiri da-ğıtımı yapıldı. Yapılan çalışmada 100evin kapısı çalındı. Herkese o evinkime ait olduğu, neden basıldığı, adamınneden kovulduğu anlatıldı. Yozlaşmayakarşı mücadelenin anlatıldığı çalışmada

halk teşekkür etti ve bildiği satıcılarınyerini tarif etti.

Sarıgazi: Son günlerde artan polisterörüne karşı Cepheliler 23 Hazirangünü İstanbul Sarıgazi'de bir resmipolis aracını tahrip edip içinde bulunan2 polise zarar verdiler. Eylem Sarıgaziİnönü Mahallesi Aşık Veysel Caddesiüzerinde oldu. Park etmiş bekleyenpolislerin üzerine yürüyen Cephelileraracı tahrip ederken; polisler aracakaçıp Cepheliler’in üzerine silah sıkarakaraca kaçtılar.

Daha sonra eylem yerine 3 akrepgelip terör estirdi. Eylem yerine yakınolan Sarıgazi Haklar Derneği’ne yönelenkatil sürüsü AKP’nin işkenceci polisleridernektekilere “aşağı inin inmezsenizderneği basarız” diyerek mahalleyi ablukaaltına aldılar.

Dernekteki Halk Cepheliler de “bizburadan aşağı inmeyiz, siz kimsiniz kibizi aşağı çağırıyorsunuz devrimci ka-tilleri!” diyerek derneğin kapılarına ba-rikat kurdular. Bunun üzerine bir süretehdit savuran polisler ablukayı kaldırıpgittiler.

Akşama doğru tekrar mahalledeterör estiren polisler Cepheliler’in ce-vabıyla karşılaştı. Cepheliler molotof-larla 5 akrepten 2 tanesini yaktılar. Bu-nun üzerine kısa süreli çatışmaya girenCepheliler geri çekilip eylemlerini iradiolarak bitirdiler. Cephelilerin ardındankatil sürüsü mahallede olağanüstühaldurumu yaratıp mahalleyi abluka altınaaldılar. Yoldan geçen insanlara kimlikkontrolü yaparak terör estirdiler, gecegeç saatlerde mahalleden ayrıldılar.

Sarıgazi’de oturan Ömer Baran Kan-demir akşam evine giderken işkenceylegözaltına alındı.

Cepheliler’in bununla ilgili yaptığıaçıklamada: “AKP’nin işkenceci katilpolislerini uyarıyoruz. Devrimcilerinolduğu mahallelerde elinizi kolunuzusallayarak gezemez, halka terör estire-mezsiniz. Çünkü o mahallelerde Cep-heliler var, halkın adaleti var. Halkave devrimcilere terör estirmekten vaz-geçin ve gözaltına aldığınız insanlarıserbest bırakın! Yoksa sizi ne TayyipErdoğan’ınız, ne bulunduğunuz kay-makamlık binası ne belediye binasıkoruyamaz” denildi.

18 Haziran günü Sarıgazi'de boşinşaat ve sitelerde fuhuş yapıldığı veuyuşturucu kullanıldığını öğrenen Cep-heliler, Demokrasi Caddesi'nin sonundabulunan sitelere baskın yaparak fuhuşyapan 2 kişiyi yakaladı. Dövülerek ce-zalandırılan bu kişiler halka teşhiredildi. Devriye atmaya devam edenCepheliler sloganlarla parkları gezerekalkol kullanan kişileri uyardılar. Fuhuşyapan kişileri Cepheliler’in cezalan-dırmasının ardından, cezalandırılan 2kişinin Cepheliler’i polise ihbar ettiğiöğrenildi. İhbar üzerine mahalleye gelenAKP'nin işkenceci polislerinin 3 akreparacına Cepheliler taş ve molotoflarlasaldırdı.

Akrep araçlarının mahalleden ko-vulmasının ardından Cepheliler SarıgaziFestival Alanı’nda fuhuş yapan biraracı uyardı. Uyarılara aldırmayan vearacı Cepheliler’in üzerine süren bukişiler cezalandırıldı.

Yozlaşmaya Karşı Mücadeleyi Büyüteceğiz

İstanbul'un Bütün Yoksul MahalleleriBizim Olacak!

Küçükarmutu

Page 45: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

445

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Yozlaşmaya Karşı Anadolu HalkTürkülerini Birlikte Söylüyoruz1 Mayıs Mahallesi’nde yozlaşmaya karşı mücadele

kapsamında sürdürülen etkinlikler türkü gecesiyledevam etti. 23 Ha-ziran günü ŞükrüSarıtaş Parkı’ndaHalk Cepheliler vedostları bir arayagelerek gece geçsaatlere kadar bağ-lama eşliğinde halktürküleri söylediler.Etkinliğe 35 kişikatıldı.

Gazi: Gazi Mahallesi’nde 9 Nisan’da devrimcilere saldıranve öldürme kastıyla bıçak sallayarak bir Halk Cepheli'yi ya-ralayan Cengiz Mutlu isimli uyuşturucu bağımlısı bir serseri,21 Haziran’da Cepheliler tarafından dövülerek halka teşhiredildi. Ardından da bacağına bir el ateş edilerek cezalandırıldı.Halka, devrimcilere kalkan ellerin er ya da geç kırılacağı,halka ve devrimcilere karşı işlenen hiçbir suçun affedilmeyeceğianlatıldı.

20 Haziran’da ise Cepheliler Sekizevler, Nalbur bölgelerindesilahlı devriye attılar. Bu bölgelerde üst araması yapıldı. Birinternet kafe uyuşturucu satıcılarını ve bağımlılarını barındırdığıiçin uyarıldı. Bir dahaki sefere aynı şeylerin olması durumundaneler olacağı anlatıldı.

Muharrem Karademir Tepesi'nde atılan devriye sırasındafuhuş yapanlar dövülerek cezalandırıldı. Sekizevler ve Nalburbölgesinde hırsızlık yaptığı ve halkı huzursuz ettiği öncedenbilinen kişiler dövülerek cezalandırılıp bir daha yapmamalarısöylenerek uyarıldı. Nalbur Bölgesi’nde ise yüksek seslimüzikoller halkı rahatsız etmemeleri konusunda uyarıldı.

Uyuşturucuya Karşı TedaviMerkezimiz Engellenemez

Gazi Halk Komitesi, 19 Haziran’da Belediye’nin "Uyuş-turucuya Karşı Tedavi Merkezi" için yer talebini aylardıroyalaması üzerine Gazi Büyük Park’taki Nikah Salonu'nuTedavi Merkezi haline getirdi. Eylemin üzerine SultangaziBelediyesi randevu verdi. Hemen ertesi güne randevu alanGazi Halk Komitesi heyeti, belediye başkanı ile yaptıklarıgörüşmede mahallede yaşanan sorunları anlattı. Mahalledezaten Belediye’ye bir tepki olduğunu anlatan heyet eğertedavi merkezi oyalanır ya da engellenirse bu tepkinin bü-yüyeceği söylendi. Şu anda kullanılmayan Nikah Dairesi’ninTedavi Merkezi için uygun olduğunu söyleyen Halk Komitesiheyeti, Tedavi Merkezi’nin insanlarının hem yaşamı hem degüvenliği için vazgeçilmez olduğundan her şeyi gözealdıklarını söyledi. Görüşmenin olumlu geçmesi nedeni ile

Gazi Halk Komitesicuma günü işgali son-landırdı. Pazartesi ye-niden yapılacak görüş-me ile ayrıntıların ko-nuşulacağı bildirildi.

MersinTarsus: 28 Hazirangünü Tarsus'ta MusallaMahallesi (Yeşil Mh.)parkında yozlaşmayakarşı birincisi düzenle-necek olan Hasan FeritGedik Halk Pikniğininçalışmaları için afişlerasıldı ve 300 broşür iletüm halkımız pikniğedavet edildi.

Hasan Ferit Gedik’in Cenazesinden

Erol Ekici’nin EşiNuray Ekici Vefat Etti

Ankara’da kanser hastalığı nedeniyle tedavi görmek-te olan Nuray Ekici hastalığın ilerlemiş olması nede-niyle kurtarılamadı. Cenazesi İstanbul’da defnedile-cek olan Nuray Ekici için DİH’in yaptığı açıklamada“Nuray Ekici’nin katili emperyalizmdir, düzendir.GDO’lu, kimyasal zehirlerle bizi zehirleyip kanseryapan bu düzendir. Erol abi nezdinde ise eşine olansevgisi örnektir. Düzenin kirlettiği tüm ilişkiler içindeeşine sahip çıkması, eşine duyduğu vefa ve saygı,harcadığı emek eş sevgisine örnektir.” denildi.

İş Güvencemiz GeleceğimizdirDemenin Bedeli

F Tipi Hapishaneler Oldu!Kamu Emekçileri Cepheliler 19 Şubat 2013'te KESK'e

düzenlenen operasyon sonucu açılan davanın İstanbul'dakiikinci duruşmasına çağrıda bulunmak için 19 Haziran’daÇağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamada iş güvencesine sahip çıkmanın bedeliniödediklerini belirten Kamu Emekçileri Cepheliler "id-dianamemizde iş güvencesine sahip çıkmak, parasızeğitim parasız sağlık istemek, Grevli Toplu SözleşmeliSendika hakkı, Vergide Adalet, Grup Yorum dinlemek,ÇHD'li avukatlara sahip çıkmak vb. basın açıklamalarınakatılmak suç gibi gösterilmiş. Bizler ekonomik demokratiktalepler yüzünden 85 yıla varan hapis cezalarıyla yargı-lanıyoruz. Bu talepler 2,5 milyon Kamu Emekçisinintalepleridir. Sizlerin sahiplenmesiyle özgürlüğümüze ka-vuştuk. İkinci duruşmada da sizlerin sahiplenmesinibekliyoruz." denilerek 8 Temmuz'da İstanbul Adliyesi3. ACM’de görülecek ikinci duruşmaya çağrı yaptılar.

Page 46: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Berkin ve tutsak Dev-Genç’liler için Ankara'ya yü-rümüştük. Ankara'da kazandığımız zaferle geri dönüp ar-kadaşlarımızın mahkemesine girdik. Yorgunluk elbettevardı ama bütün arkadaşlarımızın tahliye haberi gelin-ce yorgunluk kalmadı. Bizim (Ankara yürüyüşünde bu-lunanlar) için ve tahliye olan arkadaşlarımız için yol-daşlarımız adalara gezi planlamışlardı. Sadece eğlenmeyegittik ama eğlenmemiz dahi kültürümüzün gerektirdiğigibiydi. Dönerken vapurda Grup Yorum türküleri söy-lüyorduk hep bir ağızdan. Coşkulu söylüyorduk, çünküarkadaşlarımızın bize değer verip böyle bir gezi örgüt-lemeleri bizi mutlu etmişti. Zamanla çevremize insanlargelmeye başladı. Kimileri türküye eşlik ediyor kimisi al-kışlıyor, kimisi ise bakıp gülümseyerek videoya çekiyordu.Çevremizdeki insanların yanına gidip kendimizi tanıttık.Ben de tanıştığım bir gence adalardan geldiğimizi arka-daşlarımızın tahliye olduğunu anlattım. Bana telefon num-arasını verdi ve “unutma beni” dedi. Sohbetten sonra ha-laya girdik… Yeni tanıştığım bu arkadaşı daha sonra So-ma’ya yapacağımız yolculuk için çağırdık, Berkin’in vu-ruluşunun yıldönümü anması için çağırdık. Berkin içinçağırdığımızda saat geç olduğu için yetişemedi hatta üzül-dü “keşke erken haber verseydin” demişti.

Yani, devrimciler halkın olduğu her yerde örgütlen-me yaratabilir, önemli olan bunun hazırlıklarını, ola-naklarını yaratabilmek. Bu ise istemek ve yapmaktan ge-çer. Biz o vapurda marşlarımızı meşruluğumuzla, gür ses-lerle söyledik ve bu cüretimiz halkı çekti. Kimsenin ya-nına gitmedik, onlar geldi ama onları getiren şey bizimmeşruluğumuzdur. Örgütlenme faaliyetlerine mekanikbakmamak gerekiyor, örgütlenme sadece bir eylemle, der-gi satışıyla veya masa açıp bildiri dağıtmakla sınırlı de-ğildir. Hayatın her alanında, her yerde kısacası halkın ol-duğu her yer örgütlenme alanımızdır.

Gençlik Federasyonu’ndan

Yaşamımızın Her Anı Örgütlenme Faaliyetidir

Eskişehir Anadolu ve OsmangaziÜniversiteleri’nde araştırma görevlisiolarak çalışan Halkın Mühendis Mi-marları’ndan Tuncay Dil ve KamuEmekçileri Cepheli Nuriye Gülmenhakkında Haziran Ayaklanması’na ka-tıldıkları için çalıştıkları kurumlarınrektörlükleri tarafından idari soruş-turma başlatılmıştı. Nuriye Gülmenokulda yürütülen idari soruşturma so-nucunda “kademe ilerlemesinin biryıl süreyle durdurulması” cezası al-mıştı. Bu soruşturmaların sonuçlan-masından aylar sonra bu kez de Ber-kin için yapılan yürüyüşlere katıldık-ları gerekçesiyle çalıştıkları kurumlardasoruşturma geçiriyorlar.

Eğitim-Sen Eskişehir Şubesi so-ruşturmaları protesto etmek için iki üni-versitenin rektörlükleri önünde 24 Ha-ziran’da eylem yaptı. Basın açıkla-malarında “Berkin Elvan İçin Adalet

İstemek Suç Değildir! So-ruşturmalar Geri Alınsın!”yazılı pankart açıldı. Aynı

içerikte sloganlar atıldı. Berkin içinadalet istemenin milyonların talebiolduğuna ve soruşturmaların hukuk-suzluğuna değinilen açıklamada şöy-le dendi: “Berkin Elvan’ın katledil-mesini protesto ettiğimiz, adalet iste-diğimiz, sendikamızın da çağrıcısı ol-duğu yürüyüştür. Biz bu yürüyüşte bin-lerce kişiydik. Adalet talebimiz Eski-şehir’de onbinlerin, Türkiye’de mil-yonların talebidir. Anlaşılan o ki, rek-törlük, bir eğitim kurumunun, bir üni-versitenin idari organı olduğunu unu-tup polisliğe soyunmaktadır. Üniver-site yönetimleri bilmeli ki, üniversi-telerimizin haksız ve mesnetsiz so-ruşturmalarla karakola çevrilmesineizin vermeyeceğiz. Soruşturmalar der-hal durdurulmalıdır”. Üniversitelerinrektörlükleri önünde yapılan iki eyle-me de altmışa yakın kişi katıldı.

Halkın Adaletine Hesap Vermekten Kaçamayacaksınız

Ankara Ege AnadoluLisesi’ne 18 Haziran’dapankart asmak isteyenLiseli Dev-Genç'liler ka-pıların kilitli olduğunugördü. Cephe’nin kül-türüyle alternatif yol üre-ten Dev-Genç'liler EgeAnadolu Lisesi'ni tamkarşıdan gören Açıka-lın İlköğretim Okulu’nagirerek camdan "Ber-kin’in Lice’nin Katili Devlettir He-sap Soracağız-Dev-Genç” pankar-tını astılar. Bunun üzerine Açıkalınİ.Ö.O Müdür Yardımcısı Ademisimli işbirlikçi tarafından polisleraranmış 5 ekiple gelen polislerpankartı, indirmiştir.

Adalet İstemek Suç DeğildirSoruşturmalar Geri Alınsın!

Ülkemizde Gençlik

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN46

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 47: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

447

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

AKP’nin savcılarına açtırdığı“darbelerle hesaplaşıyoruz” söyle-minin dayanaklarından biri olan Bal-yoz Davası sanıkları tahliye edildi.

Bu tahliyeler 18 Haziran’dan 19Haziran’a ve nihayetinde 24 saat için-de gerçekleşti. Anayasa Mahkemesikarar verdi, Anadolu Cumhuriyet Sav-cılığı görüş bildirdi, Anadolu 4. AğırCeza Mahkemesi yeniden yargılama vetahliye kararlarını verdi ve dosyamahkemelere tahliye müzekkeresiyazmak için yeniden cumhuriyet sav-cılığına gitti. Anadolu CumhuriyetSavcılığı ise sanıkların kaldığı 5 ha-pishaneye talimat yazdı ve sanıklar tah-liye edildiler. Bu işler tam 230 sanıkiçin ayrı ayrı yapıldı.

Ankara’dan İstanbul’a gelen birdosyada 5 resmi kurumun aşama iş-leminden geçen bir karar için 24 saatgerçekten görülmemiş bir hız. “Sıra-dan Vatandaş” zaten hakkı olan bir ka-rarın icra edilmesi için aylarca bek-leyebilir. Mahkeme heyetlerinin ver-diği ve daktilo edilmiş bir kararın yal-nızca imzadan çıkması bile günler ala-bilir. Ama Anayasa Mahkemesi’ninBalyoz Kararı tabiri yerinde ise jet hı-zında gereği yapılmak üzere işlem

gördü. Biz de Türkiye Cumhuriyetiyargı organ ve infaz idarelerinin is-tediği zaman ne kadar hızlı işlem ya-pabileceklerini görmüş olduk. İşte bu hızı sağlayan siyasi irade

2010 yılında Balyoz Davası’nın sav-cısı olarak görüyordu kendisini. Dünsavcısı bugün hakimi olduğu kararlarile bize açıkça Türkiye Cumhuriyetiyargısının bağımsız olmadığını,olamayacağını gösterdi.

Tahliye edilen sanıklar tahliyele-rinde emeği geçen siyasilere teşekkürediyorlar. Yani AKP’ye teşekkür edi-yorlar. Dahası devletten kendilerinimağdur eden bu iftiracı çetecilericezalandırmasını istiyorlar. Yani sö-zün açığı, bütün sorumluluğu “paraleldevlet”e yükleyip düzeni aklıyor-lar… AKP’yi aklıyorar…

Daha önce de diğer sözümonadarbe yargılamalarından tahliye olan-lar ‘cemaatle hesaplaşmak içinAKP ile işbirliğine hazır oldukla-rını’ ilan ediyorlardı.

Tahliyeleri isteyen ve tahliye şart-larını sağlayan bir siyasi irade olduğudoğrudur. Ama bir diğer gerçek de buoperasyonların ve tutuklamaların zatenaynı siyasi irade eliyle yapılmış olma-

sıydı. “İster atarım ister satarım” diyor.AKP’de kedinin fare ile oynağı gibi on-larla oynarım... “Darbe der içeri atarım,mahkeme kurar dışarı salarım” diyor.Gerekçeleri çok açık, AKP’ye darbeyapmak isteyen yeni darbeci yapı “pa-ralel yapı” olarak ilan edildi. Şimdi sıraFethullahçılar ile hesaplaşmada. AKPbu çatışmada yanlarında destek güç arı-yor. Belli ki pazarlıklar yapılmış, koz-lar çekilmiş, uzlaşılmış.

Ee zaten bu çatışma da uzlaşmazsınıf çatışması değildi. Adına oligarşiiçi çatışma dediğimiz hafif seyirde-ki çatışma sona da ermedi muhakkak.Ama sorumluluğu tahvil edecek birparalel yapı bulundu. Annelerin ço-cuklarına söylediği bir kedi yalanı var-dır. Kim yaptı? Kedi yapmış, aa... kediyapmış. Kedi götürmüş… getirkedi… getir oğlumun oyuncağını…

Biz de bir kez daha gördük ki butip çatışmalardan hangi taraf üstün ge-lirse gelsin ezilen sınıflar yararına birsonuç çıkmaz, çıkmayacaktır. Çatış-ma süreçlerinin haklar ve özgürlük-ler mücadelesi verenler üzerindekibaskıyı görece azalttığı dönemlerolsa da bu geçicidir ve ilk fırsatta mis-liyle geri alınacaktır.

“Balyoz” Sanıkları da Tahliye Oldu...Oligarşi İçi Çatışma da

Saflaşma da Devam Ediyor!

Halkın HukukBürosu

Çeyrek Asırdır FaşizmeKarşı Halkın Avukatıyız

25 yıldır siyasi davalarda, karakollarda, hapishanelerde,sokaklarda mesleğimizi halk için ve halkın yararına hiçara vermeden sürdürdük.

25. yılımızda gururla söylüyoruz ki; HALKIN HU-KUK BÜROSU BİR GELENEKTİR.

Devletin şiddetine karşı halkın,Sermayenin saldırganlığına karşı yoksulların,Patronların hırsızlığına karşı işçilerin haklarını savunan

bir geleneğin adıdır. Katledilen, sürgün edilen, “ceza-landırılarak” ve hapsedilerek mesleklerini yürütmeleri en-gellenen meslektaşlarımıza rağmen Halkın Hukuk Bü-rosu’nun kapısı bir gün bile kapalı kalmamıştır.

Çünkü biz Avukat Fuat Erdoğan’ın akıtılan kanını ada-let mücadelemize cansuyu yaparak yaratılan geleneğindevamcısıyız. Çünkü biz idam sehpalarında bile sözün-den geri dönmeyenlerin avukatlarıyız!

“Bilsinler ki, biz geleceğe gideceğiz” diyenlerinavukatlarıyız! “Öleceğiz ama asla zulme teslim olma-

yacağız” diyenlerin avukatlarıyız!“Asıl siz teslim olun” diyenlerin avukatlarıyız!“Siz bizim teslim olduğumuzu nerde gördünüz” di-

yenlerin avukatlarıyız!Emperyalist tahakkümün tecrit saldırısına karşı, aç-

lığın koynunda 7 yıl boyunca hücre hücre eriyen devrimcitutsakların avukatlarıyız!

Çünkü biz ölüme “telaşsız, kaygısız, yar elinden tu-tar gibi” gidenlerin avukatlarıyız!

Gururluyuz. Türkiye devrimci hareketinin son 25 yıl-lık hafızasıyız. Asla unutmayacağız, asla affetmeyeceğiz.

29 Haziran’da Harbiye Açık Hava Sahnesi’nde hal-kın avukatlarıyla halkın sanatçıları bu 25 yıllık tarihin sö-zünü, ezgisini salacaklar evrene...

Birlikte hayatın, kavganın, sevdanın ve fedanın tür-külerini söyleyeceğiz, halk olmanın onuruyla…

Tarih: 29 HaziranYer: Harbiye Açık Hava Tiyatrosu

Saat: 21.00Halkın Hukuk Bürosu

Page 48: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN448

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Birlik, halka karşı sorumluluktur.Birlik, devrim iddiasıdır. Birlik, kendiideolojisine ve halka güven demektir,mücadelenin ve genelin çıkarlarınıesas almak demektir…

Bu gerçekliğe karşın Türkiye so-lunda dejenere edilen, içi boşaltılanpolitikalardan biridir birlik. Sorum-luluktan kaçmanın, güçsüzlüğün,kendi dışındaki güçlere yaslanmanın,rekabetçiliğin, birbirini kullanmanın,eritmenin aracı haline getirilmiştir.Ülkemiz tarihinde ne yazık ki bunlarınsayısız örneği vardır.

Birşey nasıl başlarsa öyle gider.HDK örneği de böyledir. Tüm abartılıyakıştırmalara rağmen HDK’nın han-gi amaçla oluşturulduğu açıktır: Kürtsorunu (buna asıl olarak Kürt hare-ketinin ihtiyaçları ve politik tercihleridemek daha doğru) ve seçim birlik-teliği temelinde oluşturulmuş bir bir-likteliktir HDK. Tartışmasız belirleyiciolan Kürt milliyetçi hareketidir. Ba-şından itibaren HDK’da kafalar ka-rışıktır. Dahası Kürt hareketininHDK’ya biçtiği misyonla HDK için-deki siyasi oluşumların beklentileriörtüşmemektedir.

Kürt hareketi için “ortak duru-şun”, “ortak kültürün” anlamıHDK-HDP içinde yer alan kurum,örgüt ve partilerin Kürt hareketininduruşunu ve kültürünü benimseme-sinden başka birşey değildir. ÇünküHDK bu zeminde oluşmuştur. Neyehizmet ettiği, ne için kurulduğu bizceaçık olmakla birlikte kendi içinde

ne için kurulduğu, neye hizmet ettiğiaçık değildir.

HDK bileşenleri içinde yeralanEMEP, işte bu “tabiyete” karşı çıktığıiçin HDP içinde yer almayacağınıaçıkladı.

EMEP, HDP içinde yer almama-sını şöyle açıklıyor: “Gelinen aşa-mada BDP tarafından gündeme ge-tirilen ve partimizin de temel itiraznoktası olan, "HDP'nin 'ittifak ze-mini' olmaktan çıkartılıp 'belirli birideolojik yaklaşıma sahip bir kitlepartisi olarak kendisini yeniden ör-gütlemesi" konusunda net bir kararalma ihtiyacı doğmuştur. Partimizdeğerlendirmeleri sonucunda, bu an-layış ve tutumla örgütlenecek olanyeni HDP'ye katılmama kararı al-mıştır." (Evrensel, 18 Haziran 2014)

Abdullah Öcalan HDP’nin 2. Ola-ğanüstü Kongresi’ne gönderdiği me-sajda HDP projesini “TİP’ten sonrakien büyük politik çıkış” olarak de-ğerlendirdi....

Bu çıkışın nasıl bir politik çıkışolduğunu Türkiye halkları yaşayarakgörecek... Ancak biz bunu daha HDKkurulurken söylemiştik.

“Çatı partisi” diye Abdullah Öca-lan tarafından ortaya atılan bu projeKürt milliyetçi hareketin düzenle uz-laşma projesidir. Uzlaşmayla da sınırlıkalmayıp Kürt hareketi kendisi düzeniçine giderken yanında solu da gö-türmek istemektedir... Aksi durumdasol, Kürt milliyetçi hareketin düzene

gidişinin önünde engel olacaktır...Uzlaşma politikalarına zarar vere-cektir... Onun için bu proje ile aynızamanda Kürt milliyetçi hareket dü-zen içine giderken yedeğine aldığısolu da aynı çatı altında eritip bitire-cektir... Biz bunları çatı partisininoluşum sürecinde söyledik...

Şimdi EMEP’in söylediği ve HDPiçinde yer almama gerekçeleri bizimo dönemde söylediklerimizdir...

EMEP diyor ki; kurulacak partiherkesin kendi bağımsız kimliğinikoruduğu ittifak partisi olsun. AncakKürt milliyetçi hareket herkesin kendisiyasal çizgisini koruduğu bir bir-liktelik istemiyor... İstemez de... Çün-kü Kürt milliyetçi hareket düzenleuzlaşırken öncelikle kendi kimliğiniyok etmek zorundadır... AKP düze-niyle uzlaşan bir hareket artık geç-mişteki kimliğiyle varolamaz...

İşte HDP bu dönüşümün partisi-dir... Bunu yaparken Kürt hareketiyanında solu da götürmek istiyor.

EMEP’in itirazı bu noktaya... Her-kesin bağımsız kimliklerini koruduğuittifak partisi olsun istiyor... Kürtmilliyetçi hareket bunu kabul etme-yince yolları ayrıldı...

EMEP’in dışındaki diğer sol grup-lar Kürt milliyetçi hareketin hiçbirdayatmasına hayır diyebilecek güçtedeğildir. Siyasal kimliklerinin HDPçatısı altında yok olmasına dündenrazıdırlar...

EMEP’in siyasal çizgilerini ko-

EMEP HDP'ye Katılmama Kararı Aldı HDK-HDP HALKLARIMIZIN, MÜCADELENİN DEĞİL

KÜRT HAREKETİNİN İHTİYACIDIR!

HDP, Kürt Milliyetçi HareketinDüzen İçine Giderken Solu da

Yanında Düzene Çekme Projesidir

Page 49: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

449

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

ruma meselesine gelince... Gerek se-çim ittifakları, gerekse HDK içindeyer aldığı süre boyunca bağımsız tekbir politikası olmamıştır.. Kürt mil-liyetçi harekete yedeklenmişlerdir...

EMEP işçi sınıfını dilinden dü-şürmez... Sadece son üç yıl içindeAKP işçilerin kazanılmış çok sayıdahaklarını gasp etmiştir... Mecliste birde milletvekilleri var... Söyler misinizbağımsız tek bir politikanız, eylem-leriniz oldu mu?

İşçilere yönelik onca saldırı oldu.İşçi direnişlerini tasfiyeden başka neyaptınız? Saldırılara karşı örgütle-diğiniz tek bir kampanya, tek bir di-reniş var mı?... Yoktur... Onun içinbu bahaneleriniz geçersizdir. EMEPörgütsel bağımsızlığını çoktan yitir-miştir...

Düne KadarKürt HareketineTabiydiniz Bugün Ne Değişti?

Belirttiğimiz gibi ideolojik birnetliğin, bir parti birliğinin olmadığıyerde tabiyet ilişkisi doğru değildir.Siyasi hareketler, örgütler ve kurumlarbirliklerde kendi bağımsız varlıklarınıkoruyarak yer alırlar, almalıdırlar.

EMEP de buna itiraz etmekte vebu gerekçeyle de HDK içinde kal-makla birlikte HDP içinde yer alma-yacağını açıkladı.

“Fakat HDK- HDP bileşenlerindenBDP tarafından yerel seçimler ön-cesinden başlayarak HDP’nin,‘BDP’nin ideolojik, siyasi hedeflerinebağlı olarak toplumun radikal de-mokrasi temelinde dönüşümü içinpolitika yapan bir kitle partisi olarakkendisini yeniden örgütlemesi’ gün-deme getirilmiştir. Partimiz BDP ta-rafından gündeme getirilen ve HDP’yiörgütsel norm ve siyasi program açı-sından yeni baştan biçimlendirmeyihedefleyen bu tutumunu doğru bul-mamış; bu konuda yaptığı değerlen-dirmeleri 11 başlık altında HDK-HDP bileşenleriyle paylaşmıştır.”(...)

"Burada temel bir gerçeğin altınıbir kez daha çiziyoruz: Partimizin,HDP’nin bir ittifak ve seçim partisi

olarak; emek, barış ve demokrasigüçlerinin ortak mücadele zeminiolmasına hiçbir itirazı yoktur. BaştaBDP olmak üzere HDK-HDP bile-şenleri ile yaptığımız değerlendir-melerde bütün çabamız ve ısrarımız,HDP’nin, kuruluş ilkeleri temelindeyoluna devam etmesi yönünde ol-muştur.” (EMEK PARTİSİ - GenelYönetim Kurulu açıklaması)

EMEP’in itirazı bu şekildedir.Ancak HDK içinde yer alırken sankibağımsız politika yürüten farklı si-yasal anlayışlar varmış gibi konuşu-yorlar… EMEP’in son on yılına ba-kılsın tek bir bağımsız politikalarıvar mıdır? Yoktur… Kürt milliyet-çilerinin yedeğine takılmış, Kürt mil-liyetçileri ne diyorsa onun peşindensürüklenmişlerdir… HDK içindekisiyasi anlayışların Kürt milliyetçile-rinin barış politikalarının dışında tekbir bağımsız politikaları yoktur, ol-mamıştır… Bağımsız siyasi anlayış-larını çoktan yitirmişlerdir…

Bağımsız, siyasi kimliğini yitirenbir siyasi anlayış bitmiştir. Varlıkşartı ortadan kalkmıştır. EMEP debu gerçeğin farkındadır. Ancak de-diğimiz gibi bu yeni bir durum de-ğildir. Birlik yapıyoruz denilerekkendini kandırmıştır. Birlik yapıyoruzdenilerek tabi olunmuştur. Birlikadına ideoloji feda edilmiştir.

EMEP yukarıdaki açıklamadaHDP’ye katılmama gerekçelerini or-taya koyarken diğer yandan birlikanlayışını da ortaya koymaktadır:“Partimizin, HDP’nin bir ittifak veseçim partisi olarak; emek, barış vedemokrasi güçlerinin ortak müca-dele zemini olmasına hiçbir itirazıyoktur.”

EMEP’in birlikten anladığı Tür-kiye halklarını örgütleyip birleştirmek,faşizmin karşısına dikmek değildir.EMEP’in birlikten anladığı seçim it-tifakıdır. Seçimden seçime birliktir.

EMEP 2002 yılından HDK’nınoluşum süreci olan 2012 yılına kadarEmek, Barış, Demokrasi Bloğu içindeyer aldığını söylüyor. Yaklaşık 10yıllık bir süreci olan bu blok, seçim-lere ittifakla katılmanın dışında neyapmıştır? Türkiye halklarının hangi

sorununu gündeme taşımış, hangihakları kazanmıştır?

Tüm bu pratikler EMEP’in birliğebakışını ortaya koymaktadır. Baştada söylediğimiz gibi birlik halkakarşı sorumluluktur, devrim iddiasıve kendine güvendir. Birliğe bakışıEMEP’in “mücadelesini” de özetle-mektedir.

Bir Kez DahaBirlik Siyaseti,Doğrular ve Yanlışlar Üzerine

Birlik, çeşitli ezilen sınıf ve kat-manları birleştirmektir. Çeşitli ulusve milliyetlerden halkı birleştirmektir.Farklı inançlardan olan kesimleri bir-leştirmektir. Örgütlü halk güçlerini,demokratik kitle örgütlerini birleş-tirmektir. Sol siyasi hareketleri bir-leştirmektir.

1- Amaç, kapsam ve işleyiş olaraküç tip birlik vardır; parti birliği, cephebirliği, güç ve eylem birliği.

2- Birliklerin gücü, devrim ve ik-tidar iddiasından, düzene karşı halkıntaleplerine sahip çıkmasından ilerigelir.

3- İdeolojiler ittifaklara kurbanedilmemelidir. Ne olursa olsun nasılolursa olsun birlik değil ilkeli, mü-cadeleye hizmet eden birlik esastır.

4- Subjektivizm, hesapçılık, rek-lamcılık, pragmatizm birliği öldürür.

5- Kendi ideolojisine güvensizlik,başka güçlere bel bağlamak, birlikolamamanın nedenlerinden biridir.

6- Birlikler güçsüzlük temeli üze-rinde değil, güç temeli üzerinde yük-selmelidir.

7- Esas olan halkın birliğinin sağ-lanmasıdır.

8- Birliği yasalcılığa ve legalizmehapsetmek, birliğin güçsüzlüğününifadesidir.

9- HDP, solun birliğini sağlayacakbir parti değildir... Düzenle uzlaşmasürecinde olan Kürt milliyetçi hare-ketin düzene dönüş partisidir.

10- Kürt milliyetçi hareket düzenedönerken HDP çatısı altında solu dadüzen içine çekmek istemektedir...

Page 50: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Çocuklarımıza yaşam hakkı tanı-mayan beyinlerini asfalta akıtan faşistAKP'den hesap soracağız!

İşbirlikçi katil AKP çocuklarımı-zı sokak ortasında katletmeye devamediyor. Bir yıl önce Berkin Elvan, Ok-meydanı'nda polisin attığı gaz fişeğiyüzünden 269 gün boyunca komadakaldıktan sonra hayatını kaybetmiş-ti. Berkin'in katilleri bu seferde Ada-na'da Lice Katliamı’nı protesto ey-leminde İbrahim Aras adında 15 ya-şında bir çocuğu katletti.

Bu katliamların devam edeceği ka-til Erdoğan'ın mitinglerde yaptığıaçıklamalardan belliydi. Ekmek al-maya giden Berkin'i terörist ilaneden, Berkin'i katleden polislerin sır-tını sıvazlayan kendisidir.

Başbakan Erdoğan, "Polislerimiziyakacaklar bizde sessiz mi kalacağız?Polislerin nasıl dayandıklarını an-lamıyorum" diyor.

AKP ve Erdoğan için "HaziranAyaklanması" bir hezeyan haline dö-nüşmüştür. Yeni Haziran Ayaklan-maları’nın doğmasından ödü kopuyor.Ve bundan dolayı yapılan her eyleme,basın açıklamasına katil polislerini se-ferber ediyor. Halkı biber gazına, ba-sınçlı suya, işkenceye maruz bırakı-yor.

Halka yapılan saldırılar fizikisaldırılarla sınırlı değildir. Halkı,gençliği yozlaştırmaya çalışıyor.Mahallelerimizde çeteleri, uyuşturu-cu satıcılarını kollayan AKP’dir.

Faşist AKP gençliğin halkın so-runlarıyla ilgilenmesini istemiyor.Suya sabuna dokunmayan bir genç-lik yaratmak istiyor.

Ama AKP'nin bu politikalarınakarşı onurunu koruyan buna karşıgelen gençler de var. Bunlardan biriIşıtan Önder. Liseyi birincilikle bi-tiren İzmit Gazi Lisesi öğrencisi IşıtanÖnder'in mezuniyet töreninde Berkin

Elvan ve Ali İsmailKorkmaz için yap-tığı konuşmadandolayı birinciliğiniokul yönetimi gerialdı. Ve Işıtan Ön-der'e disiplin cezasıverdi. Ne demiştiIşıtan Önder "On-ların yaşama hakkı-nı ellerinden aldılar.Kimsenin aklınaBerkin Elvan ya daAli İsmail Kork-maz’ın gelmemesi müm-kün değil. Biliniz ki Ali İs-mail Korkmaz’lar, BerkinElvan’lar bu sıralarda hepoturuyor olacaktır” dediğiiçin okul birinciliği elin-den alındı.

Olayın basına yansı-masından sonra, gazeteci-lerin Milli Eğitim Baka-nı'na bu konuyla ilgili sor-dukları soruya cevap ola-rak "Çocuk korktuğumuzgibi bu olaydan ötürü çokfazla etkilenmemiş gibi görünüyor.Tam tersine daha da motive oldu-ğunu, üniversite sınavlarına daha iyihazırlanacağını, psikoloji bölümünüde birincilikle kazanıp birincilikle bi-tireceğini... Dolayısıyla burada cezaverenler bir anlamda mükâfatlan-dırmışlar gibi'' dedi. Milli Eğitim Ba-kanı konu hakkında soruşturma aç-ması gerekirken, gencin emeğini sa-vunması gerekirken gencin bu konu-da üzülmemesine, aman dilememe-sine üzülmüş durumda. Belli olmazyarın böyle bir ceza veren okul yö-netimine daha kötü bir ceza verme-dikleri için soruşturma açabilir. Buolayın basına yansımasından dolayırahatsız olmuştur.

Katil AKP, nisan ayında Sam-sun'da Berkin Elvan eylemine ka-

tılan 4 öğrenciye de okuldan uzak-laştırma cezası verilmesini sağla-mıştır.

Yaptığınız zulme karşı mücade-le eden gençliği bu cezalarla yıldıra-cağınızı sanıyorsanız, yanılıyorsu-nuz. Zulmünüz baki kalmayacak.Gençlik zulmünüze karşı mücadele et-meye devam edecek.

Halkımız! Çocuklarımızı katle-den, tutuklayan, yıllarca hapishane-lerde bırakanlardan hesap sormakiçin örgütlenelim. Yeni Haziran Ayak-lanmaları’yla AKP'nin korkusunubüyütelim.

Beyinlerini yollara akıttığınız ço-cuklarımızın hesabını sorana dekmücadelemiz her yerde sürecek.AKP'den hesap sorana dek yüreğimizsoğumayacak.

DüşmanıHalk

AKP

Berkin Elvan’ın AdınıAğzına Almak Işıtan Önder’i

Okul Birinciliğinden Etti

Işıtan Önder, okul birinciliğiödülünü alırken yaptığı

konuşmada "Onların yaşamahakkını ellerinden aldılar.Kimsenin

aklına Berkin Elvan ya da Aliİsmail Korkmaz’ın gelmemesi

mümkün değil. Biliniz ki Ali İsmailKorkmaz’lar, Berkin Elvan’lar busıralarda hep oturuyor olacaktır”

dediği için birinciliği elindenalındı!

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN50

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 51: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’niyargılama iddiasıyla açılmış 12 EylülDavası 18. 06. 2014 tarihinde kararabağlandı.

Buna göre Ankara 10. Ağır CezaMahkemesi, darbenin hayattaki ko-mutanları, dönemin GenelkurmayBaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuv-vetleri Komutanı Tahsin Şahinka-ya'yı, 'darbe' ve 'muhtıra' suçların-dan 'ağırlaştırılmış müebbet ha-pis' cezasına çarptırdı. Evren ve Şa-hinkaya'nın cezaları, duruşmalardakiiyi halleri dikkate alınarak 'müebbethapis' cezasına dönüştürüldü. Ayrıca,emekli orgeneral rütbesindeki Evrenve Şahinkaya'nın, rütbelerinin sö-külerek er statüsüne düşürülmele-ri, kılıç ve nişanlarının geri alınmasıda karara bağlandı.

Bu yargılama oyunu, 12 Eylül2010 tarihinde yapılan anayasa refe-randumunda Anayasa’nın “askeridarbeyi gerçekleştirenlerin ve darbedöneminde alınan kararları uygu-layanların yargılanamayacakları”hükmünü içeren geçici 15. maddesi-nin kaldırılmasıyla başladı.

Bu değişiklikten sonra şikâyetçi-lerin 12 Eylül askeri darbesi sırasın-da ve darbe yönetimi boyunca maruzkaldıkları işkenceler hakkında yap-tıkları suç duyuruları ile yargılamaoyununun toplumsal etkilerini arttır-ma yoluna gidildi. Oysaki daha id-dianameyi görmeden “12 Eylül’ünçocuğu AKP, 12 Eylül’ü yargılaya-maz” demiştik. İddianameyi görün-ce neden yargılayamayacağının iza-hının iddianamenin kendisinde bu-lunduğunu da gördük.

Darbe yapanların bakış açısıyla, id-dianameyi yazanların bakış açısı darbeöncesi dönemde yaşananlar konusundada bugün uygulanan ekonomik, sosyal,siyasal, askeri her konuda da birebiraynı. Bu aynılık darbe yapanlara dar-benin gerekliliğini anlatacakları meş-ruiyet zeminini de sağlamış oluyor.Darbeci generallerin kendilerini savu-

nurken söyledikleri sözler kendi içindetutarlı. “Sağ sol çatışmasının yarattığıbir kaos ortamı vardı. Bize de bu kaosortamını yatıştırma görevi düştü” di-yorlar. İddianamenin suçu ortaya ko-yarken dayandığı temel, darbecilerihaklı çıkarmak üstüne kurulu. Bu ne-denle 100 yaşına merdiven dayamış ikiihtiyara verilen ve uygulanması müm-kün olmayan cezanın gerçekte hiçbirkarşılığı ve hükmü yoktur.

İnsanlıkdışı eylem ve uygulama-larıyla hiçbir meşruiyeti ve açıktan sa-vunanı kalmamış 12 Eylül Cuntası’nınsağ kalmış iki üyesinin sözde yargı-laması üzerinden, AKP darbeyle he-saplaştığını iddia ederek kendi faşistyüzünü aklamaya çalışıyor. Bunuasla başaramazlar.

12 Eylül Darbesi ABD’nin isteği veonayıyla yapılmıştır. Amaç devrimcimücadeleyi bastırmak, halkı sindir-mektir. AKP de bugün Gezi’de başla-yıp tüm ülkeye yayılan Haziran Ayak-lanması’nı sindirmek için 14-15 yaş-larındaki çocuklarımızın bile beyninisokaklara akıtmaktan geri durmamak-tadır. AKP iktidara geldiği ilk gündenitibaren halk düşmanı politikalara de-vam etmiş ve düşmanlığını giderek tır-mandırmıştır. Bir yandan işkenceye sı-fır tolerans demiş öte yandan Engin Çe-berler’i işkencelerle katletmiştir.

Bir yandan ileri demokrasi demişöte yandan düşüncesini açıklayanla-rı, protesto edenleri gaza boğmuş, cop-la, silahla, korkutmayla meydanlardan“süpürmeye” yeltenmiştir. Bir yandandarbecileri yargılıyoruz demiş, öteyandan darbecilerin yaptıklarını mis-liyle sürdürmüştür. AKP tüm bunla-rı ikiyüzlüce, riyakârca, halkı aptal ye-rine koyarak yaptığı için darbeciler-den de aşağılıktır. Darbecilerin bir yar-gılama oyunuyla 17 yaşındaki ErdalEREN’i yaşını büyüterek asması, bü-tün halkın belleğinde unutulmaz biröfke nedenidir. Peki bir yargılamaoyunu olmaksızın sokak ortasındagüpegündüz gözleri çıkarılanlar, be-

yinleri dağıtılanlar, kimyasal gazlar-la boğulanlar unutulacak mı?

ASLA UNUTMAYACAĞIMIZIbiliyorsunuz ve o gün geldiğinde“…sizi tanrılar bile kurtaramaz!”

12 Eylül Davası’nın, hızla bu sü-reçte, cumhurbaşkanlığı seçimleri ön-cesi sonuçlandırılmasının da bir nede-ni var elbette. AKP bu denli teşhir ol-muşken, AKP savunucularına, “bakıniyi şeyler de oluyor, eksik de yetersiz deolsa demokratikleşiyoruz” deme mal-zemesi veriliyor. AKP yalakası da olsalarburjuva kalemşörlerin ellerinde AKP le-hine söz söyleyecek malzemeleri olmalıdeğil mi? Peki, bu yargılamadan olum-lu sonuçlar çıkartan, yargılamayı övensolculara ne demeli? Polyannacılık mı,körlük mü, saflık mı? Her ne ise kim-senin kör olmasına da, saflık göster-mesine de zaman ve tahammül olma-yan bir dönemdeyiz. AKP’de iyi, ilerinitelikler bulmayı bırakın da halkın mü-cadelesini geliştirmeye bakın.

Elbette 12 Eylül Darbesi’ni teşhireden, mahkûm eden devrimciler, mu-halifler, halk olmuştur. Daha yapıldığıgünde 12 Eylül Darbesi tarih önündemahkûm olmuştur zaten. AKP’ye 12Eylül Darbesi üzerinden kendi faşiz-mini aklama zemini sunan, bu meş-ruiyet yokluğu, bu teşhir olmuşluktur.AKP’ye hem 12 Eylül’ü sürdürmehem de darbe mağdurluğu üzerindendarbeyi cezalandıran olarak “sütünkaymağını yeme” imkânını bırak-mamalıyız. Yargılamanın sebep ve so-nuçlarını iyi kavramalı, yargılamave verilen ceza üzerinden elde edilmekistenen “fayda”yı, davanın özünühalka da iyi anlatabilmeliyiz. Bu gibimeselelerde kafa karışıklığına, me-selelerin bulandırılmasına yer yoktur.

AKP halk düşmanı bir parti olarak12 Eylül faşizminin devamcısıdır vehiçbir yargılama oyunu bu durumu de-ğiştiremez. Halka yönelen 12 Eylülcuntalarını da, AKP gibi halk düşmanıpartilerin suçlarını da ancak halk yar-gılar, cezasını da halk verir.

12 Eylül YargılamasıFaşist Düzeni Aklama Mizansenidir

Faşist Cunta AKP İleHükmünü Sürdürüyor!

51

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 52: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Birinci Enternasyonal’in 150. yıl dönümü dolayısı ileFransa’nın Nancy şehrinde uluslararası iki günlük bir et-kinlik düzenlendi. Düzenlenen bu programa Zehra Kur-tay'a Özgürlük Komitesi de katılarak Avrupa’daki dev-rimci tutsakların durumunu anlatan bildiriler dağıtıpuluslararası dayanışmaya, emperyalist savaşlara karşıantiemperyalist mücadeleyi, halklar arasında hiçbir sınırtanımadan nasıl mücadele ettiğini anlattı. Fransa’da uzunzamandan beri tutuklu olan hasta tutsak Zehra KURTAY’ınserbest bırakılması için Fransız Adalet Bakanlığı'na ile-tilmek üzere imza toplanıldı.

Yine 8 Haziran günü Paris'in Melun bölgesinde piknikalanlarında imzalar toplandı. 2 saat süren çalışmada 100adet imza toplandı. Zehra Kurtay'ın hastalığı ve tutsaklıksüreci anlatıldı. Kahvelere imza metinleri bırakıldı. Me-lun Pazarı’nda da bildiriler dağıtıldı.

Çalışmalarını sürdüren Özgürlük Komitesi Evry(91)bölgesi Sosyalist Parti Milletvekili Carlos’da Silva ile gör-üştü. Zehra Kurtay'ın sağlık ve hukuki durumunu anlatanbir dosya verilerek, destek sözü alındı.

Yine çeşitli yerlerde toplanan 300'ü aşkın imza Fran-sız Adalet Bakanlığı’na gönderilerek, Zehra Kurtay'ın ser-best bırakılması istendi.

Baskının Olduğu YerdeHer Daim Direnenler Olacaktır

18 Haziran’da Yunanistan’ın bütün cezaevlerinde tut-saklar, çıkarılmak istenen C tipi faşist cezaevleri yasası-nı, yasal haklarını, serbest geçiş hakkı ve şartlı tahliye hak-kını savunmak için toplu olarak yemekleri reddetme ka-rarı aldılar. Yapılan açıklamada, "Umutsuz, ömür boyu hak-larımızdan yoksun yaşamamız bizim onurumuzu kırar. Buyüzden elimizde kalan son varlığımız olan canımızı ve ru-humuzu çıkarılacak bu yasaya karşı kalkan olarak ortayakoyuyoruz" denildi ve taleplerini sıraladılar ve 23 Hazi-ran günü tüm Yunanistan hapishanelerinde toplu açlık gre-vine başladıklarını ilan ettiler.

Hasta Tutsaklar İçinHer Yerde Mücadele Edeceğiz

İsviçre’nin Basel şehrinde düzenlenen “Sakine Cansız1. Kadın Festivali” ne katılan İsviçre TAYAD Komitesi has-ta tutsaklar için bildiriler dağıttılar, 400 imza topladılar.

Ayrıca Fransa’da hasta tutsak olan Zehra Kurtay’ın du-rumunu anlatan Almanca, Fransızca ve Türkçe bildiriler-le, Almanya’da hasta tutsak olan Özkan Güzel’in durumunuanlatan Almanca ve Türkçe bildiriler de dağıtıldı.

Yürüyüş DünyanınHer Yerinde Bizim Sesimiz

Londra'da sokak satışlarında 13 Yürüyüş dergisi halkaulaştırıldı. Aynı anda 3w tanede Grup Yorum bileti satıldı.

Av ru pa’da

Halk düşmanları hiçbir yerde ra-hat gezemeyecekler, rüyalarında dahidevrimcileri görecekler karşılarında.

19 Haziran 2014'te Başbakan Er-doğan’ın Viyana'da Avrupa TürkDemokratlar Birliği'nin (UETD) ku-ruluşunun 10. yıldönümünde ko-nuşmak için Viyana'ya gelişi protes-to edildi.

Erdoğan'a Karşı Demokratik Bir-liği'nin düzenlediği protesto eylemisaat 13.00'da 2. Viyana'da bulunanPraterstern'de miting ile başladı. Ka-tılımcı Avusturyalı ve Türkiyeli ku-rumların konuşmaları ve müzik prog-ramından sonra saat 15.00'da TayyipErdoğan'ın konuşma yaptığı salonadoğru yürüyüşe geçildi. 6 kilometre-

lik yürüyüş 20 civarındakortejden oluştu ve işbir-likçi itlerini korumak içinAvusturya polisi 2 bin po-lis ile alandaydı.

Günlerdir Avusturya devleti ga-zetelerinde ve TV’lerde provokas-yonlara yer vererek halkları birbirinedüşürmeye çalışsa da, burada yaşayanTürkiyeli halklar katil Tayyip Erdo-ğan’ı protesto ederek, ona hiçbir yer-de rahat olmadığını, elini kolunu sal-layarak gezemeyeceğini gösterdiler.Bütün ezilen halklar bir araya gelerek,10 bine yakın insan “Faşizme KarşıOmuz Omuza” sloganlarıyla Avus-turya'nın başkentinde haykırdılar.Demokratik kitle örgütleri, Alevidernekleri ve köy dernekleri, faşizmekarşı olan herkes oradaydı.

Avusturya Halk Cephesi pan-kartları ve bayraklarıyla protestoda

yerini aldı. Halk Cephesi pankart-larında ayaklanma şehitleri, SomaKatliamı, Berkin Elvan'ın fotoğraf-ları ve “AKP Faşizmine Teslim Ol-mayacağız” sloganlarıyla kızıl bay-raklar taşınarak, Suriye halkı ile öf-kelerini haykırdılar. Yol boyuncasloganlar susmadı. UMUDUN ADI400 kişilik Halk Cephesi kortejindehaykırıldı. Yol boyunca AvusturyaHalk Cephesi imzalı bildiriler dağı-tıldı ve konuşma yapıldı. Yürüyüşünbitişinde Avusturya polisi iki tarafıkarşı karşıya getirerek olaylara yönverdi. Her zaman olduğu gibi katil-ler korunuyor, dünyanın her yerindehalklar gözaltına alınıyor ve kafasıgözü kırılıyor. Polisin saldırılarındabirkaç kişi yaralandı ve bir kişi degözaltına alındı ve hala gözaltında.Olaylar akşam saatlerine kadar de-vam etti.

Tek Bir Tutsağımızı DahiSahipsiz BıraktığımızıGöremeyeceksiniz

Halk Düşmanı Erdoğan Senin Kabusun Olacağız!

BERKİN İÇİN ADALET İSTEYENLERE KURŞUN52

Yürüyüş

29 Haziran2014

Sayı: 423

Page 53: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Grup Yorum’un 3. “Irkçılığa Kar-şı Tek Ses, Tek Yürek” konserininhazırlıkları için ve Hollanda’da çeşit-li kurumlarla bağların güçlendirilme-si için, Hollanda Anadolu Gençlik,HTİB’in (Hollanda Türkiyeli İşçilerBirliği) Leiden ve Lahey şubeleri veDAB-DER (Den Haag Alevi-BektaşiKültür ve Tanıtma Derneği) ve TAAKB(Türkiye Akdeniz Alevi Kültür Birli-ği) ile birlikte 15 Haziran günü piknikdüzenledi. Piknik alanında ayaklanmaşehitleri ve Soma için pankartlar açıl-dı ve kitap-dergi standı kuruldu. Davul-zurnayla başlayan halaylar sonradanHollanda’da kalan çeşitli müzik grup-larının, TAAKB Çocuk Korosu’nunsahne almasıyla devam etti. Grup Yo-rum’un söylediği türkülerle sona erenpikniğe yaklaşık 400 kişi katıldı.

Coşku ve HeyecanHer Kapıyı Çaldırıyor

Irkçılığa Karşı Tek Ses Tek Yürekkonseri için bütün çalışmalar son gün-lerin coşkusu ve heyecanı ile devamediyor.

21 Haziran günü, Grup Yorum gö-nüllüleri Köln şehrinde alan çalışma-sı yaptı. 250 tane el broşürü dağıtıldı,duvarlara 20 tane pul yapıştırıldı ve bi-letler halka ulaştırıldı.

Bielefeld'de 20 Haziran'da iki ayrıyerde konser söyleşileri yapıldı. İlk söy-leşi, Bielefeld Üniversitesi'ndeydi. 60kişinin katıldığı söyleşide ayaklanmave bağımsız Türkiye sinevizyon gös-terimi yapıldı. Coşkulu sohbetlerinyapıldığı söyleşide bildiriler dağıtıldı,müzik dinletisi verildi.

İkinci söyleşinin yeri ise RhedaWiedenbrück Alevi Kültür Merkeziidi. Burada da söyleşi, Grup Yorum üye-lerinin Türkiye'de yapılanlara dair an-latımlarıyla başladı. Söyleşi, coşkulu birGrup Yorum dinletisiyle, ortaklaşasöylenen türkülerle sona erdi.

Hollanda’nın Den Haag şehrinde 19Haziran günü, konser tanıtımı için stantaçıldı. Bu sırada halka bildiriler dağıtıldı,dükkanlara afişler asıldı. Stant halaylarve türkülerle sona erdi.

21 Haziran günü Hamburg Alto'daGrup Yorum Gönüllüleri el ilanı da-ğıttılar, afiş astılar. Bildiri bıraktıklarıesnaflara ve yoldan geçenlere konse-ri anlatarak bilet satışı yaptılar. 100 afi-şin asıldığı 200 bildirin dağıtıldığıkonser çalışmasında 11 bilet Grup Yo-rum sevenlere ulaştırıldı.

22 Haziran günü Plattling AleviKültür Merkezi’nde, Grup Yorum söy-leşisi ve dinletisi yapıldı. İki bölüm-den oluşan programa yaklaşık yüz ki-

şilik bir kitle katıldı.Fransa Halk Cephesi tarafından

Fransa'nın değişik yerlerinde 14-15-16Haziran tarihlerinde Grup Yorum söy-leşileri düzenlendi.

Strasbourg- Nancy- Melun- VilliersLe Bel- Dreux şehirlerinde ve Paris'te Pa-ris Kültür Sanat söyleşiler gerçekleşti-rildi. Toplam 6 şehirde yapılan söyleşi-lere 600'den fazla dinleyici katıldı. Söy-leşilerde Türkiye’deki Bağımsız Türki-ye konserleri üzerine konuşuldu. Ayak-lanma, ırkçılığa karşı mücadele ve SomaKatliamı üzerine sohbetler edildi.

Grup Yorum Fransa söyleşileri coş-kulu ve geleceğe dair umut dolu söz-lerle geçti.

Londra’nın Edmonton ve Enfieldmahallelerinde esnaflar tek tek ziyaretedildi ve kahvehanelerde konuşmalaryapıldı. Toplam 50 biletin satıldığıçalışmaya üç kişi katıldı.

Sanatı Faşizme KarşıSilah Gibi Kullanmalıyız

Sanat faşizm karşısında iyi kulla-nıldığında silah etkisinde bir güce sa-hip olabilir.

İngiltere’nin başkenti Londra’daAnadolu Halk Kültür Merkezi’nin ti-yatro grubu, Meryem Altun Halk Sah-nesi’nin 4. oyun olan “Düzensiz Dü-zen”i sergilediler. ST Anns School’da13-15 Haziran olmak üzere iki gün sah-nelenen oyunda dört ayrı sahne (mer-haba, deliler, gurbetçiler kafede veGezi/Haziran Direnişi) konuları işle-nerek yaşamımızdan kareler sergilen-di. Yaklaşık 300 kişinin izlediği tiyat-ronun seyircileri selamlama kısmında,Soma işçilerini temsilen madenci şap-kaları takıldı ve Haziran Ayaklanma-sı’nı konu alan kısa video da alkışlar-la ayakta izlendi.

Halk Sofrasında Diz KırdıkBielefeld'de 15 Haziran'da halk

pikniği yapıldı. Devrim şehitleri adına saygı duru-

şunun yapıldığı piknikte, toplu soh-betler edildi. Halk sofrasında yenilenyemekten sonra futbol maçı yapıldı.

Berkin Elvan anısına Atina’da po-lis tarafından katledilen Aleksi’ninanıtının yanı başına anıt resim açıl-dı. 21 Haziran’da yapılan gece Ber-kin’i anlatan konuşmayla başladı.Açılış öncesi parkta Yunanistan HalkCepheliler’in oluşturduğu grup ta-rafından konser verilip, Berkin El-van’ı anlatana sinevizyon izlendi.Parkın içine yine Berkin’i ve Hazi-ran Ayaklanması’nı anlatan fotoğrafsergisi açıldı.

Berkin’i unutmanın ihanet oldu-ğu ve katillerinin mutlaka halkınadaletine hesap vereceğini anlatan ko-nuşmaların ardından anıt resim açı-

lış ve Berkin’i anma gecesi bitirildi.

Berkin Elvan Futbol LigiBeşinci Haftası’nda

Berkin Elvan İçin Adalet İstiyo-ruz Futbol Ligi, beşinci haftasındaTottenham Power Lig’de oynandı.Sekiz takım ve yaklaşık 60 kişininkatıldığı karşılaşmalar tüm heyeca-nıyla ve coşkusuyla devam ediyor.

Anadolu Halk Kültür Merke-zi’nin futbol takımı Birlik Spor’dayetişen ve Trabzon 1461 ikinciLig’de top koşturan futbolcu MustafaTiryaki’ de yetiştiği takım BirlikSpor maçında formasını giydi.

Berkin Elvan'ı Unutmak İhanettir, Unutmayacağız

Her Şeyi Halkın Birliği İleBaşaracağız

53

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

MADENCİYE TEKME ATANA ZAMAN AŞIMI

Page 54: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Irkçılığa Karşı KonseriEmekle, Fedakarlıkla

İlmek İlmek ÖrgütledikTüm Gönüllülere Teşekkürler

HAMBURG

BERL İN MANNHE İM

BREMEN

WUP P ERTAL AACHEN HAMBURG

FRANKFURT

NÜRNBERG HAMBURG

BREMEN AACHEN WUP P ERTAL

P LATTL İNG OF F ENBURG

Page 55: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Asla unutmayın İhsan'ı, onu unut-mak demek aklımızı ve ruhumuzukaybetmektir. Eğer hatırlamıyorsanızbiz hatırlatalım.

2011 yılının 2 Temmuz akşamı,Beverwijk'teki bir kick-boks spor sa-lonundan çıktıktan sonra bir kafeter-yaya uğruyor İhsan. Tuvalete gidiyororada. Dışarıya çıkması uzun sürün-ce, tuvaletin kapısına birkaç kez vu-ruyor kafeterya sahibi.

"Çık," diyor. Çıkıyor tuvaletten,tekrar giriyor derken bir ağız dalaşıoluyor aralarında ve bunun üzerinepolis çağırıyor kafeterya sahibi. Birtane polis geliyor önce ama İhsan on-lara da kafa tutunca, altıya katlanıyorpolislerin sayısı. Epeyce bir uğraştı-rıyor onları ama sonunda kelepçeyi ta-kıyorlar bileklerine.

22 yaşında bir genç ve üzerindene kesici bir alet var, ne bomba, ne desilah. Burada bitmesi gerekiyor şi-kayet-karakol olayının ama bitmiyor.İşkence devam ediyor. Doğru ya birTürkiyeli nasıl onlara karşı koyardeğil mi?

Kafeteryadan elleri kelepçeli birhalde dışarı çıkarırken de, polis ara-basında da vurmaya devam ediyor-lar İhsan'a. Dizleri ile kafasına kafa-sına vuruyorlar arabada.

O gece, Ijmuiden polis nezare-tinde, kendisini hiç iyi hissetmediği-ni söylüyor İhsan polislere. Doktor ça-ğırmalarını istiyor onlardan. Saat03:00 gibi gelen Mengele artığı dok-tor, bir şeyi yok bunun diyerek geri gi-diyor. Sahibi gibi ırkçı.

Doktor gittikten bir süre, gözaltı-na alınışından da altı saat sonra, ora-da ölüyor İhsan.

“Oğlunuz öldü," diye haber veri-yorlar sonra ailesine. "Kalbi durdu ga-liba. Biz de anlamadık ne olduğunu.Öylesine, birdenbire." Kendiliğin-den olmuş, dalga geçer gibi böyle söy-lüyorlar aileye.

Morgta oğlunu gören baba “göğ-sünde ayak izleri vardı” diyor. "Bur-nu kırıktı. Yüzünün bir tarafı iletestislerinden biri mosmordu."İhsan çok açık bir şekilde katle-

dilmişti. O günden sonra bu katliamıyapanların cezalandırılması için Ana-dolu Gençlik ve ailesi eylemler, ba-sın açıklamaları yaptılar. Susmadılarhiç.

269 sayfalık ilk adli tıp raporununbir tek kelimesinde bile, bir toz kon-durulmuyor polise. "Otopsi sonu-cunda aşırı şiddet kullanıldığına dairbir bulguya rastlanılmamıştır." di-yorlar.

Yeni Rapora Göre"Polis Şiddeti YüzündenÖlmüş Olabilir" Denildi!

Hiçbir mücadele sonuçsuz kalmaz,bir sonuç verir. Kesin bir karar yokama üç yıl süren mücadele sonucun-da kabul ediyorlar, İhsan Gürz'ün,muhtemelen polis şiddeti yüzündenölmüş olabileceğini.

Raporu hazırlayan Dr. Spendlove,"İhsan'ın kafa derisinde rastlanantahrişlerin üçüncü bir şahıs tarafındanyapıldığı kesin" diyor. "Bunun ya-nında omuzunda, koltuk altında, du-dağında ve testislerinde de darp izle-ri var." denildi. Peşini bırakmayalım,hesap sormaya devam edelim.

İhsan Bize Sesleniyor"KatillerimdenHesap Sorun"

Berkin'in ve İhsan'ın gözlerinebir bakın, bize bakıyorlar , bizi izli-yorlar aynı umut ve aynı güven ile.

Bakın İhsan'ın yemyeşil parlayanöfkeli gözlerine, çok iyi bakın ne gö-rüyorsunuz?

Onun gözleri kimseye eyvalla-hım yok benim diyor. Ben boyun eğ-meyeceğim diyor. Neden boyun eğe-

ceğim? Neden haksızlığa boyun eğe-ceğim ki diyor? Benim ülkem değilburası evet, ama benim ailem yıllar-ca alınterleri ve onurlarıyla çalıştılarbu ülkede diyor.

Evet, lanet olsun bizi memleketi-mizden uzaklarda yaşamak zorundabırakan bu düzene. Ben vatanımıçok seviyorum, vatanımı unutayım is-tiyorsunuz, kültürümü unutayım is-tiyorsunuz? Ama unutmayacağım,asimile olmayacağım diyor.

Ve gözleri soruyor? Peki ya siz?Benim gibi her an sokak ortasındagözaltına alınıp karakolda katledile-bilecek olan kardeşlerim, ablalarım,annelerim, teyzelerim. Siz neden su-suyorsunuz? Katillerimi biliyorum,söylüyorum size? Uyuşturucu içme-nin çocukları zehirlemenin özgür ol-duğu ülkenin, Hollanda'nın polisikatletti beni. Sorgusuz, sualsiz öl-dürdüler, kafama vura vura öldürdü-ler. Duymadınız mı siz hala o sesle-ri? Duyun, işkence ile öldürdülerbeni.

Duyun sesimi. Gözlerime bakın,kapatmayın gözlerinizi. Genç arka-daşlarım hele siz hiç kapamayın göz-lerinizi, kapamayın ki bir gün sizin debaşınıza gelmesin.

Ayrıca biz başı dik onurlu evlatlaryetiştirmiş bir ülkenin çocuklarıyız.Bakın Berkin'e 14'ünde nasıl boyuneğmedi cellatlarına. Korudu mahal-lesini elinde sapanıyla.

Siz de Avrupa'da mahallerimizi ko-rumalısınız. Kültürümüze sahip çık-malısınız. Bütün bunlar biz onlarınkulu kölesi olalım, boyun eğelim, asi-mile olalım diye yapılıyor.

Boyun eğmeyin, hesap sorun. Çok şanslıyız, çünkü devrimcile-

rin, boyun eğmeyenlerin ülkesindengeliyoruz. Gözlerinizi kaçırmayınbenden ve katillerim yargılanana ka-dar bu davaya sahip çıkın.

AVRUPA’dakiBİZ

Kulaklarımız Sağır, Gözlerimiz Kör Olmasın İHSAN GÜRZ’ÜN KATİLLERİNDEN

HESAP SORALIM!

29 Haziran2014

Yürüyüş

Sayı: 423

555

Page 56: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

İbrahim ERDOĞAN, birlikte gözaltında bulunduğuyoldaşına işkence sonrası moral veriyor: "... buradaüzerimize düşen görev, en önemli görev düşmana sırvermemektir. Savaşın her cephesinde biz üzerimizedüşen görevleri yapabilirsek, dışarıda kalan arkadaş-larımız da, kendi üzerlerine düşen görevleri yerinegetirirler."

6 Temmuz - 12 Temmuz

İsmail KARAMAN:

Malatya Akçadağ Kepez Köyü’nde24 Haziran 1977’de doğan İsmailKARAMAN yoldaşımız, Fırat TavukÖlüm Orucu Birlikleri komutanıydı.İlkokul öğrenimini yaptıktan sonra gel-dikleri İstanbul’da çalışmak zorundakaldı. Konfeksiyonlarda tekstil işçisi

olarak çalıştı. Devrimci hareketle 1996 Ölüm Orucudirenişi döneminde tanıştı. Mahalli alanda çalışmalaryürüttü. 19 Aralık’ta, ölüm oruçlarında katledilen yol-daşlarının hesabını sormak için öfkeyle, büyük birkinle kuşandı silahını. Hesap sordu katiller sürüsünden.Katliamlarının karşılıksız kalmayacağını, oligarşininşiddetine karşı halkın da devrimci şiddetinin olduğunugösterdi. İsmail Karaman yoldaşımız 6 Temmuz2001’de İstanbul, Avcılar-Firuzköy’de ölüm mangalarıtarafından katledildi.

İsmail Karaman

Ahmet Köksal

Aynur CeylanOsman KORKMAZ, Uğur KORKMAZ:

Osman 1959, Uğur 1960 doğumluydu. Uğur veOsman Dev-Genç’inFaşist Teröre Karşı SilahlıMücadele Ekipleri’ndesavaşçıydılar. 7 Temmuz1980’de Sirkeci’de polis-le çıkan çatışmada şehitdüştüler.

Osman Korkmaz

Ali KOÇ:

12 Şubat 1971’de Zonguldak’ta doğ-du. 1989’da Ankara Üniversitesi HukukFakültesi’nde Dev-Genç saflarına katıldı.Zonguldak’ta maden ocaklarında çalıştıve İşçi Hareketi Gazetesi temsilciliğiyaptı. 1995’te tutsak düştü. 19 AralıkKatliamı’nı Bartın Hapishanesi’nde yaşa-

dı. Sincan F Tipi’nde 8 Temmuz 2001’de, 2. ÖlümOrucu Ekibi direnişçisi olarak ölümsüzleşti.

Ali Koç

Aziz NESİN, Rıfat ILGAZ:

Aziz Nesin 6 Temmuz 1995...Ülkemiz aydınlarındandı; kitap imza-lamak için gittiği Çeşme’de kalp krizisonucu yaşamını yitirdi.

Rıfat Ilgaz

7 Temmuz 1993... Ülkemizin onurluaydınlarındandı. 83 yaşında hayata vedaetti.

Alişer ve Zarife:

9 Temmuz 1937. Devletin 2 Ocak1936’da yürürlüğe soktuğu “TunceliKanunu” ile başlattığı,Dersim’i teslim alma sal-dırısına karşı ayaklan-manın önderlerindendi.

Ayaklanmaya karşıdevletin başlattığı saldırıda on binlerceDersimli katledilirken, ayaklanmanınönderlerinden olan Alişer ve karısı Zarifede hainler tarafından öldürüldüler.

Aziz Nesin

Uğur Korkmaz

Rıfat IlgazKim İL SUNG:

“Emperyalizm ile komünizm ara-sındaki savaş, halkların özgürlüğünekadar sürecektir.”

15 Nisan 1912’de Pyonyang’da doğ-du. 1931’de Komünist Partisi’ne katı-larak, Japon işgaline karşı HalkOrdusu’nu örgütledi. 1945’te savaşın

zefere ulaşmasından sonra Komünist Partisi GenelSekreterliği ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ninbaşbakanlığı görevini üstlendi. Kore devriminin teorikve pratik önderi olarak 10 Temmuz 1994’te ölümsüz-leşti.

Kim İl Sung

Zarife

Alişer

Ahmet KÖKSAL:

6 Temmuz 1988’deHollanda’da faşistler tara-fından vurularak katledildi.

Metin TOPAL:

8 Temmuz 1989’daSamandıra’da

faşist mafya tara-fından katledildi.

Ay nurCEY LAN

7 Tem muz1980’de şe hitdüş tü

Metin Topal

Page 57: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

Niyazi AYDIN: Devrimci Sol’unkuruluşunda önder kadrolardan biri olarakyer aldı. Katledildiğinde Merkez Komiteüyesiydi. 1950 Dersim doğumlu. ‘70’liyılların başında katıldı mücadeleye.İstanbul’da İYÖKD yöneticiliği yaptı.12 Eylül’den hemen sonra, mücadeleninen zor koşullarında Devrimci Sol Merkez

Komitesi’ndeydi. 1981 Kasım’ında tutsak düştü.İşkencedeki direnişçi tavrı örnekti. 1985’te tutsaklığısona erdiğinde hareketi yeniden toparlayan, mücadeleyiayağa kaldıranlardan biri olarak görevine devam etti.Devrime adanmış 20 yılda örnek ve önder oldu.

İbrahim ERDOĞAN: 1950 Sivasdoğumlu. 1969’da THKP-C’nin işçi kesi-mindeki bir sempatizanı olarak müca-deleye katıldı. 12 Mart sonrasında yıl-gınlara, inkarcılara karşı çıkıp THKP-Cpotansiyelini toparlamaya çalışanlardanbiriydi. Devrimci Sol’un kuruluşuylabirlikte Devrimci İşçi Hareketi’nin yara-

tılmasında görev aldı. 12 Eylül sonrasında tutsak düştü.1984 Ölüm Orucu eyleminin birinci ekibinde yer alarak75 gün süren kahramanlığın yaratıcılarından biri oldu.‘90’da gerçekleştirilen bir firar eyleminde özgürlüğünekavuştuktan sonra Kır Gerillası sorumluluğuna atandı.Kıra gitme hazırlıkları sırasında 12 Temmuz’da şehitdüştü.

İbrahim İLÇİ: 1957 doğumludur.1974’den itibaren gençliğin akademik-demokratik mücadelesinin ön saflarındayer aldı. Temmuz ‘77’de Beşiktaş’tabir faşist odağın dağıtılması eylemindetutsak düştü. Kaldığı hapishanelerdehep direnişin içinde yer aldı. Sürgündensürgüne gönderildi. ‘84’te Ölüm Orucudirenişinin hazırlıkları sürerken gönüllülerden biriydi.Tutsaklığı sona erdiğinde tereddütsüzmücadeleye koştu. Devrimci İşçiHareketi sorumluluğunu üstlendi. Bugörevini sürdürürken şehit düştü.

Zeynep Eda BERK: 1964 doğum-ludur. Devrimci yaşamı öğrenci gençliğinakademik-demokratik mücadelesi içe-risinde başladı. İTÜ İnşaat Fakültesi’nde

Dev-Genç’li olarak çalıştı. Öğrenimini yarıda bırakarakprofesyonel devrimciliğe adımını attı. Ardından SDBkomutanlarının kullandığı bir askeri büro-nun kurumlaşmasında görev aldı.

Yücel ŞİMŞEK: 1967 doğumludur.

12 Eylül sonrası gelişen devrimcigençlik hareketi içerisinde yetişti. İTÜgençliğinin önderlerinden biri oldu. Okulubitirdikten sonra İnşaat MühendisleriOdası’nda devrimci faaliyetlerini sür-dürdü. Son olarak örgüt kuryeliği göreviniüstlendi. Yücel’in en büyük isteği Devrimci Sol’un

silahlı savaşçısı olmaktı. Bu özleminekavuşmadı belki ama bir Devrimci Solsavaşçısı gibi şehit düştü.

Ömer COŞKUNIRMAK: 1960doğumludur. 12 Eylül sonrası gelişengençlik hareketi içinde yetişen devrim-cilerden biriydi. Okul sonrası mühendisodalarında devrimci faaliyetlerini sür-dürdü. 1989 yazında yeraltı yaşamına

geçti. Büro örgütlenmesi ve çeşitli teknikkonuların geliştirilmesinde sorumlulukaldı.

Bilal KARAKAYA: 1962 doğumlu-dur. ’80 öncesinde anti-faşist mücadeleyekatıldı. Cunta döneminde tutsak düştü.12 Eylül zindanlarında direndi. Tahliyeolduğunda yeri yine mücadele oldu. Birdevrim emekçisiydi. Yıllarca her türlüsosyal yaşamdan uzak bir atölyede bombalarla yatıpkalktı, onları hazırladı, taşıdı. Şehitdüşünceye kadar bir Devrimci Sol’cugibi yaşadı ve öyle ölümsüzleşti.

Cavit ÖZKAYA: 1958 doğumludur.1975’de üniversiteyi okuduğu İstanbul’daDev-Genç saflarında örgütlü mücadeleyekatıldı. Beyazıt Dev-Genç örgütlenme-sinde sorumluluklar üstlendi. Daha sonraKaradeniz Bölgesi’nde görevlendirildi.Cuntaya karşı mücadelede yine İstanbul’daydı. ’83 baş-larında tutsak düştü. ’84 Ölüm Orucu Direnişi’ndeikinci ekipte görev aldı. ‘88’de tahliye olduktan sonraSDB’lerin yeniden oluşturulmasında büyük emeği geçti.Askeri Komite Üyesi olarak görevini sürdürdü.

Niyazi Aydın

12 Temmuz ŞehitleriBilal Karakaya, Cavit Özkaya, Hasan Eliuygun, İbrahim Erdoğan, İbrahim İlçi, Nazmi Türkcan, Niyazi

Aydın, Ömer Coşkunırmak, Yücel Şimşek, Zeynep Eda Berk:

İstanbul’un Nişantaşı, Balmumcu, Yeni Levent ve Dikilitaş semtlerindeki üslerde bulunan 10 Devrimci Solönder kadro ve savaşçısı, oligarşinin ölüm mangaları tarafından kuşatıldılar. Oligarşi, Türkiye’yi ziyaret edecekolan ABD Başkanı Bush’a, Devrimci Sol’a karşı kazanılmış bir zafer armağan etmek istiyordu. Kuşatılanüslerdeki Devrimci Solcular, heveslerini kursaklarında bıraktı onların. Kurşunları, bombaları marşlarıyla,sloganlarıyla karşılayan Devrimci Sol’cular, öldüler yenilmediler. 12 Temmuz1991’de ölümsüzleştiler.

İbrahim Erdoğan

İbrahim İlçi

Zeynep Eda Berk

Yücel Şimşek

Ö. Coşkunırmak

Bilal Karakaya

Cavit Özkaya

Page 58: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

“O bir devrim emekçisi, devrim önderiydi”Tahliye olduktan sonra polis peşini bırakmıyor. O

polisi atlatarak yoldaşlarıyla buluşuyor. Bir süre bir evdedışarı çıkmadan kalıyor. Bu dönemde ilişkiler oldukçadaralmış, silah, para ve özellikle insan sıkıntısı çekiliyor.Niyazi Ağbi ağır bir görev ve sorumlulukla karşıkarşıyaydı. Kadro ve kitle örgütlenmesinin geliştirilmesive mücadelenin yükseltilmesi gerekiyordu. Bu amaçlalegal ve illegal mücadele ve örgüt biçimlerinin bütünleş-tirilmesi gerekiyordu. O sürekli "Bir Devrimci Solcu,'Ben varsam mücadele devam ediyor' şiarıyla hareketedendir." derdi. Keza "Kolayı herkes başarır, sorunzoru başarmaktır." derdi. Nitekim de o zorun adayıydı.

(...) Niyazi Abi son derece mütevaziydi. Oturuşundankalkışına, yiyişinden içişine, giyiminden kuşamına kadaro mütevaziliği görmek mümkündü. Öyle ki çoğu kezakşamdan hazırladığı ekmek sandviçlerle öğlen yemeğiniyerdi ve bunu bizimle de paylaşırdı.

Niyazi Abiyle hemen her gün birlikte olurduk.12 Temmuz günü de birlikteydik. Sabah İbrahim

Erdoğan yoldaşla bir yere gidip geldik.Balmumcu'daki eve geldiğimizde NiyaziAğbi Yücel'le (Yücel Şimşek) oturmuşsohbet ediyordu. Ben de sohbet ettim.

İbo'ya ve bana takılıyordu. Siz yaşlandınız diye takılıyordu.Her günkü gibi neşeliydi. Sohbet ettikten sonra benayrıldım. Öğleden sonra büroda buluştuk. Ömer de otu-ruyordu. Hep birlikte yemek yedik. Ömer'e biraz takıldık.Niyazi Ağbi genelde herkese biraz takılırdı. Bürodanayrıldıktan sonra saat 16.30 suları telefon ederek büroyuaradı. Bana takıldı “akşama çiğköfte yiyor muyuz” diye.İki saat kadar sonra ben de bürodan ayrıldım. Akşamabuluşamadık... O gece, o büyük insanla birlikte on yol-daşımın şehit olduğunu öğrenecektim. O abimdi, önde-rimdi. Unutulmayacak, sürekli yaşatılacak, her yönüyleörnek alınacak, "yeni insan" dendiğinde ilk akla gelebi-leceklerden biridir o. Mümkün olsa paylaştığımız hergünü her anı yazabilsem. Her biri öğretici, eğitici, keyif,haz ve heyecan vericiydi. O bir devrim emekçisi, devrimönderiydi. Her türlü zor koşullara karşın "Ben varsammücadele devam ediyor." diyen, yaşayan, yaşatan veöğretendi...

Anıları Mirasımız

Nazmi TÜRKCAN:

1964 doğumludur. Liseli Dev-Gençiçerisinde kısa sürede gelişti. 12 Eylülsonrasında tutsak düştüğünde işkence-hanelerden zaferle çıkmasını bildi. ‘83’tetutsaklığı sona erdiğinde İstanbul devrimcigençliğinin örgütlenmesinde aktif görevleraldı. ‘88’de tekrar tutsak düştü. 1990’da

tahliye olduktan sonra önce Ege Bölgesi’nde sorumlu-luklar üstlendi. Daha sonra Askeri Komite adayı veardından komite üyesi oldu.

Hasan ELİUYGUN: 1962 doğum-lu. Devrimci mücadeleye lise yıllarındakatıldı. ‘81’de tutsak düştü. 8 yıl sonradışarı çıktığında yeri yine mücadeleoldu. ‘88’de bir kamulaştırma eylemindeyine tutsak düştü. 1990’da özgürlüğünekavuştuğunda Akdeniz BölgeKomitesi’ne atandı. Daha sonra Askeri

Komite üyesi ve bir komutan olarak mücadelesini sür-dürdü.

Nazmi Türkcan Hasan Eliuygun

ŞehitlerimizdenYeni İnsan OlmayıÖğreniyoruz!

Dev-Genç'liler 18 Haziran’da SibelYalçın Parkı'nda her hafta düzenlenen“Şehit Anlatımı" çalışmasını yaptı. Buhafta şehitlerden Büyük Ölüm Orucuşehidi olan Gürsel Akmaz anlatıldı.“Denizli-Acıpayam doğumlu olanAkmaz sadeliğiyle, olgunluğuyla her-kesin gönlünü kazanmasını bilen, sesi-nin güzelliğiyle halkın sözünü saz eyle-yen" olduğu anlatıldı. Gürsel Akmazaşırı kilolarına rağmen kamptaki koşu-yürüyüş çalışmalarında soluk soluğa

kalsa da yeni insanın iradesi ile aslavazgeçmediği, yoldaşlarına yetişmekiçin tüm gücünü kullandığı özelliklevurgulandı. Şehit anlatımından sonraüzerine sohbet edildi. Ardından Dev-Genç'lilerin hazırladığı gençliğin Ankarayürüyüşünü anlatan skeç izlendi. Skecinardından bağlama, gitar eşliğinde şar-kılar ve türküler söylendi. Şehit anla-tımına 38 kişi katıldı.

DevrimimizinÖnderleri Yolumuzu

AydınlatmayaDevam Ediyor

İstanbul’un Çayan mahalle-sinde Halk Cepheliler 20Haziran’da Mahir Çayan’ın resim-leri ile birlikte yazılamalar yaptı.

Halkın matbaası olan duvarlaraTürkiye Devriminin önderi olanMahir Çayan’ın resimleri nakşe-dilirken halkın kültürünü anlatanfilmlerin gösterimi için yapılacakHalk Sinemasını yazılamalarladuyurdular.

Bir Yoldaşı Niyazi Aydın’ı anlatıyor

Page 59: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

ÖZELEŞTİRİ YAPMAMAK

HAYAT DAMARLARINI KESMEKTİR

ÖZELEŞTİRİ YAPMAMAK

ÖLMEKTİR

TEKRAR CAN VERMEK

İSTİYORUZ

ELEŞTİRİYORUZ

SAVAŞA ÇAĞIRIYORUZ

SAVAŞMAKTAN

VAZGEÇMEMELİSİN...

KULAĞININ ÜSTÜNE YATMA...

DİNLE...

ÖZELEŞTİREL OL...

Gerisi hayat...Gerisi hayat...

Page 60: Ankara’da Anadoluyuruyus.biz/pdf/pdf/423.pdf · Daire: 6 Mecidiyeköy / ... ların gözü önünde özel hareket tim-leriyle birlikte tak ım elbiseli, kravat-lı bir kişi tarafından

HHER ALANDA DÜZENİN ALTERNATİFİYİZ!

Ankara’da Anadolu Halk Festivali Yapıldı

Berkin İçinAdalet İsteyenlere

Kurşun,Soruşturma,İşten Atma...

Halka Kurşun Sıkan

Kahraman

MadenciyeTekme Atan

Tayyip’inMüsteşarına Zaman Aşımı

info

@yu

ruyu

s.com

ww

w.y

uru

yu

s.c

om