1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

16
15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 5 • Say›: 105 • 1-16 fiubat 2007 • Fiyat›: 1 YTL e-mail:[email protected] PRACHANDA NEPAL’DEK‹ SON GEL‹fiMELER‹ DE⁄ERLEND‹RD‹ NEDEN HEDEF SEÇ‹LD‹M? 13 13 15 15 GÜNCEL GÜNCEL Nepal Komünist Partisi (Maoist) Baflkan› Prachanda ile yeni sürece iliflikin görüfltük. Gazetemize yapt›¤› de¤erlendirmede, kamuoyunda, medya ve internette kendi adlar›na yap›lan resmi aç›klamalar›n görüntü- deki haliyle oldu¤u gibi baz al›nmamas› gerekti¤ini belirten Prachanda, bunlar›n ço¤unun takti¤e teka- bül eden fleyler oldu¤unu söyledi. GENÇ YORUM Büyük geliflmelere kendimizi haz›rlayal›m S‹NAN ÇAKIRO⁄LU Osmanl›’dan günümüze katliam gelene¤i sürüyor Hrant D‹NK Hepimiz Hrant Dink’iz Hepimiz Ermeni’yiz Karadeniz’de katledilen Mustafa Suphilerden bu yana süregelen Türk devletinin karanl›k cinayetler serisine eklenen Hrant Dink, devle- tin ‘tek din, tek dil, tek ulus’ fafliz- minin lincine maruz kalmas›na ra¤- men, demokrasi mücadelesindeki ›srar›n› yitirmeden Yeni Demokra- si mücadelemizde ölümsüzleflti Katliam›n duyulmas›yla Taksim’de ve Agos Gazetesi’nin bulundu¤u Os- manbey’de toplanmaya bafllayan on bini aflk›n duyarl› insan, akflam saatle- rinde Taksim’den Agos Gazetesi’ne yü- rüdü. “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Erme- niyiz”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m”, “Katil devlet hesap verecek”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› atan kitle ilk tepkisini böyle dile getirdi. Hrant Dink’in cenaze töreninin yap›ld›¤› 23 Ocak Sal› günü ise, ‹stanbul’un bütün semtlerinden gelerek Osmanbey’de Agos Gazetesi’nin önünde toplanmaya bafllayan insanlar›n say›s› iki yüzbini geçti. Osmanbey’de toplanan bu bü- yük kalabal›¤›n bir k›sm› sessiz bir fle- kilde cenaze arabas›n›n arkas›ndan yü- rümeye bafllarken, yürüyüflün arkas›n- da bulunan on binlerce kifli “Katil dev- let hesap verecek”, “‹flte devlet iflte soyk›r›m”, “Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeni’yiz”, “Yaflas›n halklar›n kardefl- li¤i” sloganlar› atarak katliama karfl› tepkilerini dile getirdi. M‹T’in 80 y›ll›k tarihinde pek de rastlanmayan “uyar› mesajla- r›” aç›ktan yay›nlad›. Kerkük ve PKK meseleleri için s›n›r ötesi operasyon tart›flmalar› yo¤unlafl›rken TBMM gizli oturum ka- rar› alarak topland›. Tüm bunlar ülke gündemini meflgul eder- ken Hrant Dink öldürüldü.. SAYFA 9 Özellefltirmeyi “babalar gibi” yaparak el- de avuçta sat›lmad›k kamu iflletmesi b›rak- mayan AKP hükümeti, flimdi ülkemiz petrol yataklar›n› yabanc› petrol tekellerine sat›- yor! Petrol arama, ç›kartma ve bunlar›n kul- lan›m› konusunda yabanc› petrol flirketleri- ne ve onlar›n ülkemizdeki uzant›lar›na bü- yük kolayl›klar getirerek, ülkemiz petrolünü onlar›n avuçlar›na terk eden “Türk Petrol Kanunu”, Meclis’ten geçerek yasalaflt›. Ya- sayla beraber ülkemizdeki petrol kaynaklar›- n› ifltahla yutmay› bekleyen uluslararas› te- kellere, ülkemiz petrollerini 30 y›l süre ile ki- ralamalar› için gerekli yasal düzenleme ya- p›lm›fl oldu. K›sa bir süre önce gündeme ge- len iflgal alt›ndaki Irak’›n petrolünün 30 y›l süre ile ABD-‹ngiliz petrol tekellerinin kulla- n›m›na aç›lmas›, onlara b›rak›lmas› durumu böylece ülkemiz için de gerçekleflmifl, ülke- miz iflgal edilmeden petrol kaynaklar›m›z emperyalist tekellere terk edilmifl olacak! SAYFA 6 Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› ve F tipi hapisha- nelerde bulunan tutsaklar aç›s›ndan k›smi iyilefltir- meleri de kapsayan genelgenin ard›ndan tecridin kald›r›lmas› talebiyle ölüm orucu eylemini sürdü- ren Av. Behiç Aflç›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz eylemlerine ara verdiklerini aç›klad›lar. Bakanl›¤›n haz›rlad›¤› genelgenin ard›ndan, 22 Ocak’ta ‹stanbul Tabip Odas›'nda bas›na aç›klama yapan TTB Merkez Konsey Baflkan› Gencay Gür- soy’un, Behiç Aflç› ve di¤er eylemcilerin ölüm oru- cunu b›rakabilece¤ini aç›klamas›n›n akabinde, ay- n› gün akflam saatlerinde Aflç›’n›n eylemini sürdür- dü¤ü fiiflli’deki evinin önünde yap›lan bas›n aç›kla- mas›yla Behiç Aflç›’n›n ölüm orucuna ara verdi¤i bildirildi. SAYFA 4 Benimle ilgili yeni, tehlikeli bir süreç bafll›yordu. Yine uçurumun k›y›s›ndayd›m. Peflimde tekrar birileri vard›. Onlar› seziyordum. Dersim Mercan Vadisi’nde 17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n aileleri, katliam ope- rasyonu ve sonras›nda mezar yap›m› ile mezar ziyaretlerinin engellenmesi üzerine avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e baflvurdular 17’ler davas› A‹HM’de 17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n sa¤ yakalanabilecekken, afl›r› güç kullan›larak katledildiklerini, ayr›ca katliam- da kimyasal silah kullan›lmas› flüphelerinin gideril- mesi için yap›lmas›n› istedikleri soruflturmalar›n yet- kili makamlarca yap›lmamas› nedeniyle A‹HM’e bafl- vurduklar›n› belirten Av. Mehmet Ali K›rdök, “Bütün çabalar›m›za karfl›l›k iç hukuk süreci sonuçsuz b›rak›l- d› ve A‹HM’e baflvuruda bulunduk” dedi. SAYFA 2 Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i ile Demokratik Haklar Platformu Ocak ay›n›n son haftas›nda düzenledikleri etkinliklerle Yeni De- mokrasi mücadelesinde flehit düflen devrimci ve komünistleri and›lar SAYFA 2 Yabanc›lar için Türk Petrol Kanunu Ölüm orucu direnifli sona erdi Yeni Demokrasi flehitleri an›ld›

description

2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.

Transcript of 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

Page 1: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 5 • Say›: 105 • 1-16 fiubat 2007 • Fiyat›: 1 YTL e-mail:[email protected]

PRACHANDA NEPAL’DEK‹ SONGEL‹fiMELER‹ DE⁄ERLEND‹RD‹

NEDEN HEDEF SEÇ‹LD‹M?

1133113311551155G Ü NCELG Ü NCEL

Nepal Komünist Partisi (Maoist) Baflkan› Prachandaile yeni sürece iliflikin görüfltük. Gazetemize yapt›¤›de¤erlendirmede, kamuoyunda, medya ve internettekendi adlar›na yap›lan resmi aç›klamalar›n görüntü-deki haliyle oldu¤u gibi baz al›nmamas› gerekti¤inibelirten Prachanda, bunlar›n ço¤unun takti¤e teka-bül eden fleyler oldu¤unu söyledi.

GENÇ YORUM

Büyük geliflmelere

kendimizi haz›rlayal›m

SS‹‹NNAANN ÇÇAAKKIIRROO⁄⁄LLUU

Osmanl›’dan günümüzekatliam gelene¤i sürüyor

Hrant D‹NK

Hepimiz Hrant Dink’izHepimiz Ermeni’yiz

Karadeniz’de katledilen MustafaSuphilerden bu yana süregelenTürk devletinin karanl›k cinayetlerserisine eklenen Hrant Dink, devle-tin ‘tek din, tek dil, tek ulus’ fafliz-minin lincine maruz kalmas›na ra¤-men, demokrasi mücadelesindeki›srar›n› yitirmeden Yeni Demokra-si mücadelemizde ölümsüzleflti

Katliam›n duyulmas›yla Taksim’deve Agos Gazetesi’nin bulundu¤u Os-manbey’de toplanmaya bafllayan onbini aflk›n duyarl› insan, akflam saatle-rinde Taksim’den Agos Gazetesi’ne yü-rüdü. “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Erme-niyiz”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m”, “Katildevlet hesap verecek”, “Faflizme karfl›omuz omuza” sloganlar› atan kitle ilktepkisini böyle dile getirdi. HrantDink’in cenaze töreninin yap›ld›¤› 23Ocak Sal› günü ise, ‹stanbul’un bütünsemtlerinden gelerek Osmanbey’deAgos Gazetesi’nin önünde toplanmayabafllayan insanlar›n say›s› iki yüzbinigeçti. Osmanbey’de toplanan bu bü-yük kalabal›¤›n bir k›sm› sessiz bir fle-kilde cenaze arabas›n›n arkas›ndan yü-rümeye bafllarken, yürüyüflün arkas›n-da bulunan on binlerce kifli “Katil dev-let hesap verecek”, “‹flte devlet ifltesoyk›r›m”, “Kahrolsun faflist Kemalistdiktatörlük”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimizErmeni’yiz”, “Yaflas›n halklar›n kardefl-li¤i” sloganlar› atarak katliama karfl›tepkilerini dile getirdi.

M‹T’in 80 y›ll›k tarihinde pek de rastlanmayan “uyar› mesajla-r›” aç›ktan yay›nlad›. Kerkük ve PKK meseleleri için s›n›r ötesioperasyon tart›flmalar› yo¤unlafl›rken TBMM gizli oturum ka-rar› alarak topland›. Tüm bunlar ülke gündemini meflgul eder-ken Hrant Dink öldürüldü.. SAYFA 9

Özellefltirmeyi “babalar gibi” yaparak el-

de avuçta sat›lmad›k kamu iflletmesi b›rak-

mayan AKP hükümeti, flimdi ülkemiz petrol

yataklar›n› yabanc› petrol tekellerine sat›-

yor! Petrol arama, ç›kartma ve bunlar›n kul-

lan›m› konusunda yabanc› petrol flirketleri-

ne ve onlar›n ülkemizdeki uzant›lar›na bü-

yük kolayl›klar getirerek, ülkemiz petrolünü

onlar›n avuçlar›na terk eden “Türk Petrol

Kanunu”, Meclis’ten geçerek yasalaflt›. Ya-

sayla beraber ülkemizdeki petrol kaynaklar›-

n› ifltahla yutmay› bekleyen uluslararas› te-

kellere, ülkemiz petrollerini 30 y›l süre ile ki-

ralamalar› için gerekli yasal düzenleme ya-

p›lm›fl oldu. K›sa bir süre önce gündeme ge-

len iflgal alt›ndaki Irak’›n petrolünün 30 y›l

süre ile ABD-‹ngiliz petrol tekellerinin kulla-

n›m›na aç›lmas›, onlara b›rak›lmas› durumu

böylece ülkemiz için de gerçekleflmifl, ülke-

miz iflgal edilmeden petrol kaynaklar›m›z

emperyalist tekellere terk edilmifl olacak!

SAYFA 6

Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› ve F tipi hapisha-nelerde bulunan tutsaklar aç›s›ndan k›smi iyilefltir-meleri de kapsayan genelgenin ard›ndan tecridinkald›r›lmas› talebiyle ölüm orucu eylemini sürdü-ren Av. Behiç Aflç›, Gülcan Görüro¤lu ve SevgiSaymaz eylemlerine ara verdiklerini aç›klad›lar.Bakanl›¤›n haz›rlad›¤› genelgenin ard›ndan, 22Ocak’ta ‹stanbul Tabip Odas›'nda bas›na aç›klamayapan TTB Merkez Konsey Baflkan› Gencay Gür-soy’un, Behiç Aflç› ve di¤er eylemcilerin ölüm oru-cunu b›rakabilece¤ini aç›klamas›n›n akabinde, ay-n› gün akflam saatlerinde Aflç›’n›n eylemini sürdür-dü¤ü fiiflli’deki evinin önünde yap›lan bas›n aç›kla-mas›yla Behiç Aflç›’n›n ölüm orucuna ara verdi¤ibildirildi. SAYFA 4

Benimle ilgili yeni, tehlikeli bir süreç bafll›yordu.Yine uçurumun k›y›s›ndayd›m. Peflimde tekrarbirileri vard›. Onlar› seziyordum.

Dersim Mercan Vadisi’nde 17 Haziran 2005

tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro,

üye ve savaflç›s›n›n aileleri, katliam ope-

rasyonu ve sonras›nda mezar yap›m› ile

mezar ziyaretlerinin engellenmesi üzerine

avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e baflvurdular

17’ler davas›A‹HM’de

17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKOkadro, üye ve savaflç›s›n›n sa¤ yakalanabilecekken,afl›r› güç kullan›larak katledildiklerini, ayr›ca katliam-da kimyasal silah kullan›lmas› flüphelerinin gideril-mesi için yap›lmas›n› istedikleri soruflturmalar›n yet-kili makamlarca yap›lmamas› nedeniyle A‹HM’e bafl-vurduklar›n› belirten Av. Mehmet Ali K›rdök, “Bütünçabalar›m›za karfl›l›k iç hukuk süreci sonuçsuz b›rak›l-d› ve A‹HM’e baflvuruda bulunduk” dedi.

SAYFA 2

Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤iile Demokratik Haklar Platformu Ocak ay›n›n sonhaftas›nda düzenledikleri etkinliklerle Yeni De-mokrasi mücadelesinde flehit düflen devrimci vekomünistleri and›lar SAYFA 2

Yabanc›lar için Türk Petrol Kanunu

Ölüm

orucu

direnifli

sona

erdi

Yeni Demokrasiflehitleri an›ld›

Page 2: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007

DevrimciDemokrasi’den

YURT‹Ç‹ HESAP NO:

Ertafl ÖZTÜRK

Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6

‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314

YURTDIfiI HESAP NO:

Ertafl ÖZTÜRK

Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9

‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308

Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699

Abone Süresi Yurtiçi Yurtd›fl›

6 AYLIK 12 YTL 35 EURO

1 YILLIK 24. YTL 70 EURO

2

ABONE OL - ABONE BUL

OKU - OKUT

GÜNCEL

Hrant Dink’i sayg›yla an›yoruz

Hepimiz Hrant’›z, hepimiz ErmeniyizBu say›m›zda sayfalar›m›z a¤›rl›kl› olarak bu katliamla ilgili

hakl› olarak. Zira o, hem meslektafl›m›z olarak Ermeniulusunun u¤rad›¤› haks›zl›¤a karfl› sürdürdü¤ü mücadele-sinde gerici egemen sistemin neden oldu¤u bir sald›r› ilekatledildi, hem de geçmiflinin üzerine infla etti¤i özellik-leriyle Yeni Demokrasi mücadelemizin bir neferi olarakölümsüzleflti.

Bu topraklar için bizim ‘Yeni Demokrasi’ ad›n› verdi¤imiztürden bir demokrasiye, halk›n kendi demokrasisine olanihtiyaç bütün aciliyetiyle kendini dayatmaya devam edi-yor. Katliamlar yeni de¤il, son da de¤il. Bu durum, Hrantgibi nice Yeni Demokrasi mücadelesi neferinin temsil et-ti¤i gücün egemenli¤ine kadar, faflizmin altedilmesine ka-dar sürecek bu topraklarda.

Daha yak›n zaman önce Özgür Düflün Kollektifi’nin düzen-ledi¤i ‘Ayd›nl›k Sorgular’ sempozyumunda Hrant’layanyana olmufl olman›n s›cakl›¤›, katliamdan duydu¤u-muz ac›n›n duygusal boyutlar›n› daha bir zorlasa da,Hrant’›n ard›ndan yüz binlerin sahip ç›kt›¤› halklar›nkardeflli¤i mücadelesi, bu ac›y›, yönelmesi gereken he-defe bir cevap olma niteli¤ine büründürdü. Bu hedef, ›r-ç›, gerici Türk egemen s›n›flar›ndan ve onlar›n efendisiemperyalizmden baflkas› de¤ildir. Emperyalistler ve on-lar›n uflaklar›, kendi karanl›klar›n›, geleceksizliklerini,tetikçi Ogün Samast’›n üzerinde somutlam›fl oldular.‘Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz’ diyen yüz binlerise, gerici egemen sisteme, onun halklar aras›nda yarat-mak istedi¤i düflmanl›¤a, halka dayatt›¤› geleceksizli¤eiyi bir yan›t verdi.

Türk devleti her ne kadar timsah gözyafllar›yla Hrant’› ve ce-nazesinde yüz binlerin bir araya gelmesini sahipleniyorgörünse de, ‘Hepimiz Ermeniyiz’ slogan›yla ifade edilmekistenen ‘ezilen, bask› gören bir ulusla dayan›flma’ yöneli-minden rahats›z olarak, bunu dile getiren halk kitlelerinedüflmanl›k etti¤ini gizlemekte geç kalmad›.

Katledilmesinin ard›ndan devletin yönetim kademesindekibütün kurumlar› aç›klamalar yay›nlad›lar, Hrant’›n evininbulundu¤u apartman›n girifline büyük boy Türk bayra¤›ast›lar; tabutuna bayrak sarmak istediler, devlet töreni deyapmak istediler ama Hrant’›n Türk devletinin k›flk›rtt›¤›‘milli linc’e maruz kald›¤› zamanlarda hep yan›nda olanailesi bunu reddetti.

Hrant’›n katledilmesiyle Türk egemen s›n›flar›n›n ‘psikolojiksavafl’›, farkl› olan› Türklefltirme hassasiyetininin üzerin-den yükselmeye devam etti.

Devletin k›flk›rtt›¤› milliyetçi histeri ise, çeflitli milliyetlerdenyüz binlerin hayk›rd›¤› ‘Hepimiz Ermeniyiz’ slogan›nakarfl›l›k olarak, “Hepimiz Ogün Samast’›z”, “Ne mutluTürküm diyene” demekte gecikmedi. Biliyoruz ki herkeskatil de¤il ama mevcut durumda böyle bir potansiyel ta-fl›yan çok insan var. Sokaklar 20 lira için adam öldürebi-leceklerle doluyken, milliyetçi duygular› k›flk›rt›lm›fllar›ncinayet ifllerken arkalar›nda ‘flanl›’ Türk devletinin olma-s›ndan duyacaklar› rahatl›klar›n› hesap edebiliriz. Türki-ye-Kuzey Kürdistan’daki sosyo ekonomik yap›n›n ve Türkdevletinin 84 y›l boyunca dayatt›¤› gerici politikalar›nürünü mevcut tablo.

Genelkurmay’›n gerici telkinler ile Hrant’› bir ‘d›fl tehdit’,‘d›fl devletlerin maflas›’ fleklinde tan›t›p Ermeni ulusunadüflmanl›k gelifltirmeye çal›flmas›, bilinçleri dumura u¤-ram›fl genifl kitlelerde yank› bulabiliyor. Hrant’›n müca-delesinin ‘d›fl güçler’ dedikleri emperyalizme nas›l dar-be vurdu¤unu görmekten yoksun genifl halk kitleleri, buperdelemeyi aflarak Türk devletinin emperyalizme etti¤iuflakl›k ile Hrant’›n emperyalizm karfl›s›ndaki duruflu-nun perdelenmemifl görüntüsüyle yüz yüze gelebilse-ler... Ancak bu bizim görevimiz, kendili¤inden olmas›n›bekleyemeyiz. Bu anlamda Hrant Dink’in, Amed’de kat-ledilen muhabirimiz ‹lyas Aktafl’›n, Yeni Demokrasi mü-cadelesinin ölümsüz evlatlar›n›n devrettikleri miras› ku-flanman›n önemi büyük.

Hrant’›n katledilmesi, ayn› zamanda Türk devletinin 84 y›l-d›r sistematik olarak uygulayageldi¤i bir ‘demokrasi soy-k›r›m›’d›r. Karadeniz’deki Mustafa Suphi’nin; Diyarbak›rzindan›ndaki Kaypakkaya’n›n; Kürt illerinde Türk ege-menlik sistemine isyan›n; Çorum’da, Marafl’ta, Sivas’ta,Gazi’de katledilenlerin; grevlerdeki iflçinin, toprak iflga-lindeki köylünün; okulunda paras›z, eflit, bilimsel e¤itimisteyen ö¤rencinin; hapishanelerdeki, dara¤açlar›ndakionurlu duruflun; meydanlar› dolduranlar›n; sokak orta-s›nda s›k›lan kurflunlar›n hedefindeki militan›n, gazete-cinin, ayd›n›n, yazar›n, sanatç›n›n temsil etti¤i mücade-ledir soyk›r›ma u¤rayan.

1177’’lleerr ddaavvaass›› AA‹‹HHMM’’ddee

Dersim Mercan Vadisi’nde devletin kol-

luk kuvvetlerince katledilen 17 MKP/HKO

kadro, üye ve savaflç›s›n›n aileleri, avukatlar›

arac›l›¤›yla Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkeme-

si’ne (A‹HM) baflvurdular.

17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17

MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n sa¤ ya-

kalanabilecekken, afl›r› güç kullan›larak kat-

ledildiklerini, ayr›ca katliamda kimyasal silah

kullan›lmas› flüphelerinin giderilmesi için ya-

p›lmas›n› istedikleri soruflturmalar›n yetkili

makamlarca yap›lmamas› nedeniyle A‹HM’e

baflvurduklar›n› belirten Av. Mehmet Ali K›r-

dök, “Bütün çabalar›m›za karfl›l›k iç hu-

kuk süreci sonuçsuz b›rak›ld› ve A‹HM’e

baflvuruda bulunduk” fleklinde konufltu.

Operasyona iliflkin baflvuru

Mercan Vadisi’ndeki katliam operasyo-

nuna iliflkin kolluk güçlerinin haz›rlad›klar›

tutanaklarda farkl›l›klar ve tutars›zl›klar oldu-

¤unu ve ailelerin, katledilen yak›nlar›n›n sa¤

yakalanabilecekken, a¤›r silahlar kullan›larak

katledildikleri yönünde flüphelerinin gideril-

mesi için etkin flekilde soruflturma yürütül-

medi¤ini düflündüklerini belirten K›rdök,

“Operasyondan sonra 27 Haziran 2005 ta-

rihinde Ovac›k Cumhuriyet Savc›l›¤›’na

aileler ad›na baflvuruda bulunarak, etkin

soruflturma yürütülmesini istedik. Ancak

savc›l›k bu baflvurumuzu dosyan›n gizli-

lik karar› oldu¤unu belirterek cevaps›z b›-

rakt›. Bu karara Temmuz ay›nda Beyo¤lu

Cumhuriyet Savc›l›¤› arac›l›¤›yla itiraz et-

tik. Ancak bu itiraz›m›z da sonuçsuz kal-

d›” fleklinde konufltu.

Operasyona iliflkin soruflturman›n son-

lanmas›ndan sonra, dosyaya ulaflabildiklerini

belirten Avukat M. Ali K›rdök, “Ovac›k

Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n takipsizlik kara-

r›na ve ailelerin cevapland›r›lamayan so-

rular›na iliflkin Erzincan A¤›r Ceza Mah-

kemesi’ne baflvurduk. Katledilen kiflilerin

uzun süre takip edildiklerini, telefon gö-

rüflmelerinin dinlendi¤ini, yani sürecin ta-

mam›yla bilindi¤ini belirterek, ‘isteselerdi

bu 17 kifliyi sa¤ teslim alabilirlerdi’ dedik”

fleklinde konufltu. Erzincan A¤›r Ceza Mah-

kemesi’nin bu taleplerini reddetti¤ini ve

operasyona iliflkin ailelerin ›srarla cevaplan-

d›r›lmas›n› istedikleri sorular›n böylece ce-

vaplanmad›¤›n› belirten K›rdök, “Böylece iç

hukuk süreci sona erdi ve baflvurular so-

nuçsuz kald›. Bunun üzerine A‹HM’e bafl-

vuruda bulunduk” dedi.

Mezarlara iliflkin baflvuru

Mercan Vadisi’nde katledilen Cafer Can-

göz, Ayd›n Hanbayat, Taylan Y›ld›z, Ali R›za

Sabur ve Ahmet Perktafl’›n Dersim merkezde

Si¤enk Mezarl›¤›’ndaki mezarlar›nda ‘ölüm-

süzdür’ ibaresi bulundu¤u için mezar tafllar›-

na savc›l›k taraf›ndan el konuldu¤unu ve ai-

lelerin ifadelerine baflvuruldu¤unu belirten

K›rdök, ailelerin mezar ziyaretlerinde zorluk-

larla karfl› karfl›ya kald›klar›n› söyledi.

Mezar ziyaretinde bulunan kiflilerin, aile-

ler de dahil olmak üzere engellendi¤ini ya da

sorgulamaya tabi tutuldu¤unu belirten K›r-

dök, “Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤› mezar-

lar›n örgüt taraf›ndan an›t mezar olarak

yap›ld›¤›n› iddia ederek, mezar yap›m›n›

durdurdu ve soruflturma bafllatt›. Yine bu

süreçte ölüm y›ldönümlerinde yap›lmak

istenen mezar ziyareti de engellendi. Me-

zarlar› ziyaret etmek isteyen 64 kifli gözal-

t›na al›nd› ve 3 kifli tutukland›. Yaflanan-

lardan birkaç gün sonra mezarlar› ziyaret

etmek isteyen aileler engellenmeye çal›fl›l-

d›” fleklinde konufltu.

“Tunceli Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l›

güçlerin bu engellemelerine ve keyfi tu-

tumlar›na iliflkin, 26 Haziran 2006 tari-

hinde Emniyet Müdürlü¤ü yetkilileri hak-

k›nda, görevlerini kötüye kulland›klar› ve

aile bireylerinin özgürlüklerini k›s›tlad›k-

lar›n› için Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤›’na

baflvurduk. Aradan 7 ay geçmesine ra¤-

men bu baflvurumuz cevaps›z b›rak›ld›” di-

yen K›rdök, halen mezar ziyaretine giden ki-

flilerin, aileler ve avukatlar da dahil olmak

üzere bu tür uygulamalara maruz kald›¤›n›

söyledi. K›rdök, “Tüm bunlardan kaynakl›

A‹HM’e baflvurduk” dedi.

A‹HM baflvuruyu kabul etti

Operasyona iliflkin yap›lan baflvurunun

A‹HM taraf›ndan de¤erlendirilerek kabul edil-

di¤ini belirten K›rdök, “Mezarlara ve mezar

ziyaretlerine iliflkin yapt›¤›m›z baflvuru ise

halen de¤erlendirme aflamas›nda” dedi.

Dersim Mercan Vadisi’nde 17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n aileleri, katliam ope-rasyonu ve sonras›nda mezar yap›m›n›n, mezar ziyaretlerinin engellenmesi üzerine avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e baflvurdular

Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Ailele-

ri Birli¤i ile Demokratik Haklar Platformu

Ocak ay›n›n son haftas›nda düzenledikleri

etkinliklerle Yeni Demokrasi mücadele-

sinde flehit düflen devrimci ve komünistle-

ri and›lar.

Sar›gazi

Ölüm orucu direnifllerinde flehit düfl-

müfl olan MKP/HKO üyeleri Ali Ayata ile

Endercan Y›ld›z’›n mezarlar›n›n bulundu-

¤u Sar›gazi Mezarl›¤›’nda anma etkinli¤i

düzenleyen DHP ve Yeni Demokrasi fiehit

ve Tutsak Aileleri Birli¤i, Yeni Demokrasi

mücadelesinde flehit düflenleri and›lar. An-

ma etkinli¤inde DHP aç›klamas› okunduk-

tan sonra, Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak

Aileleri Birli¤i ad›na konuflma yap›larak,

“Onlar›n düflüncelerini kendi idealleri-

miz olarak görüp sahiplendi¤imiz süre-

ce gerçek anlamda flehitlerimizi sahip-

lendi¤imizi söyleyebiliriz” denildi.

Anma, Kartal Pir Sultan Abdal Derne-

¤i Müzik Grubu’nun söyledi¤i türkü ve

marfllarla sona erdi.

Gazi Mahallesi

Yeni Demokrasi mücadelesinde flehit

düflenler Gazi Mezarl›¤›’nda düzenlenen

anma etkinli¤iyle an›ld›lar. Eski Karakol

dura¤›nda toplanan ve “Halk Savaflç›lar›

ölümsüzdür” ile “Kavgalar› kavgam›zd›r,

ideallerini yaflataca¤›z” yaz›l› pankartlar

tafl›yarak yürüyen DHP üyeleri, s›k s›k

“Halk Savaflç›lar› ölümsüzdür”, “‹bra-

him’den Cafer’e Halk Savafl›’yla zafere”,

“Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya” fleklin-

de slogan att›lar. Gazi Mezarl›¤›’nda

MKP/HKO flehitleri olan Murat Akbaba

ve Murat Poyraz’›n mezar› bafl›nda anma

etkinli¤i düzenleyen DHP üyeleri, fliir ve

marfllar okuyarak anmay› sonland›rd›lar.

fiehitler etkinliklerle an›ld›

Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aile-

leri Birli¤i, ‹stanbul’da bulunan Demokra-

tik Haklar derneklerinde ve Tunceli Ova-

c›kl›lar Derne¤i’nde Yeni Demokrasi fle-

hitlerini anmak için etkinlikler düzenledi.

OKMEYDANI’ndaki Tunceli Ovac›k-

l›lar Derne¤i’nde düzenlenen etkinlikte,

sayg› duruflunun ard›ndan flehit ve tutsak

aileleri birli¤inin aç›klamas› okundu. fie-

hitlerle ilgili slayt gösterisinin yap›ld›¤› et-

kinlikte fliir dinletisi de verildi. Söylefli bö-

lümünde yap›lan konuflmalarda, flehitleri

sadece flehit ailelerinin de¤il, tüm ailele-

rin ve bireylerin sahiplenmesi gerekti¤ini

vurguland›. Etkinlik daha sonra müzik

dinletisi ile sona erdi.

AL‹BEYKÖY Demokratik Haklar Der-

ne¤i’nde yap›lan etkinlikte sayg› duruflu-

nun ard›ndan dernek ad›na yap›lan ko-

nuflmada, “Biz de dernek olarak Yeni

Demokrasi mücadelesinin gelifltirilmesi

için mücadele ediyoruz” denildi. fiehit-

lerle ilgili slayt gösteriminin yap›ld›¤› ve

flehit ve tutsak aileleri birli¤inin aç›klama-

s›n›n okundu¤u etkinlik, Soner Soyer ile

Munzur Cömert’in verdi¤i müzik dinletisi

ile son buldu.

KARAYOLLARI’ndaki Demokratik

Haklar Derne¤i’nde yap›lan ve bölgede

oturan flehit ve tutsak aileleri ile halktan

insanlar›n kat›ld›¤› etkinlikte de sayg› du-

ruflunun ard›ndan flehitlerle ilgili slayt

gösterimi yap›ld›. fiehit aileleri ve DHP

ad›na konuflmalar›n yap›ld›¤› etkinlik, fliir

dinletisi ve Grup ‹klim’in verdi¤i müzik

dinletisinin ard›ndan sona erdi.

BA⁄CILAR Demokratik Haklar Derne-

¤i’nde yap›lan etkinlikte sayg› duruflunun

ard›ndan flehit ailelerinin aç›klamas›

okundu. fiehitlerle ilgili slayt gösterimi ya-

p›lan ve fliir dinletisi sunulan etkinlik,

söyleflinin ard›ndan sona erdi.

SARIGAZ‹ Demokratik Haklar Der-

ne¤i’ndeki anma etkinli¤i Yeni Demok-

rasi flehitleri an›s›na yap›lan sayg› duru-

flu ile bafllad›. Etkinlikte flehit aileleri

ad›na konuflan H›d›r Sabur, komünizm

flehitlerinin mirasç›s› olduklar›n› ve on-

lardan devral›nan mücadeleyi büyüte-

rek sürdüreceklerini söyledi. fiehitlerle

ilgili slayt gösterimi yap›lan etkinlikte

DHP ad›na da bir konuflma yap›ld›. An-

ma Grup Munzur’un söyledi¤i türkü ve

marfllarla sona erdi. Anmaya ESP ve

SGD de mesaj göndererek komünizm

flehitlerini and›klar›n› belirttiler.

Yeni Demokrasi flehitleri an›ld›Yeni Demokrasi mücadelesinin ölümsüzevlatlar›, Ocak ay›n›n son haftas› ‘fiehitlerHaftas›’nda etkinliklerle an›ld›lar

Av.

M A

li K

›rdö

k

Page 3: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

SINIF TAVRI‹smail Uçar

1-16 fiubat 2007GÜNDEM 3

De¤iflmeyen TC gelene¤i: Katliam 19 Ocak 2007’de katledilen Hrant Dink'in katili baflka yer-

de aranmayacak kadar ç›plak ve aç›kt›r. Bu katil devlettir! Zi-

ra solcu Hrant Dink'i tüm ulusal eflitsizliklere bafl kald›rd›¤› Er-

meni soyk›r›m›n› bütün ç›plakl›¤›yla sergiledi¤i için bir "vatan

haini" olarak ilan eden devletti. Türk devletinin resmi ideolo-

jisinin inkârc›, imhac›, soyk›r›mc› geleneksel politikas›n›

sorgulad›¤› için 301 gibi nice sald›r› yasalar›n›n hedefi hali-

ne getirilmesinin bafl aktörü devletti. Mahkemelerde faflist

linç çetelerinin kuflatmalar›n›n örgütlenmesinin organizatö-

rü de ayn› devletti. Dolay›s›yla Samast gibi çapulculara tetik

çektiren devletin kendisidir. Onun resmi ideolojisidir.

Onun resmi tarih anlay›fl›d›r. Onun imhac›, inkârc›, soyk›-

r›mc› Türk ›rkç›s› geleneksel politikas›d›r. Katliam›n çapul-

cu görünümlü basit organizasyonunun arka plan›nda son

derece profesyonel bir zihniyet yatmaktad›r. Katillerin ço-

cuk yafltakilerden seçilmesi de son derece bilinçlidir. Böy-

lelikle devlet organizasyonunun a盤a ç›kart›lmas› önlen-

meye, devleti korumada gerekli emniyet çizgisine keskin

bir flekilde hassasiyet gösterilmeye çal›fl›lm›flt›r.

Topal Osman’lardan Veli Küçük’lere Ad›na Türkiye Cumhuriyeti denilen devlet, Türkiye-Ku-

zey Kürdistan’›n yerli kadim halklar›n›n, ezilen uluslar›n›n,

ezilen inanç guruplar›n›n Sünni ve Türklefltirilme operasyon-

lar›yla imha ve inkar edilmesi, katliam ve soyk›r›mlara maruz

b›rak›lmas› zemininde yükselen bir halklar hapishanesidir.

Takrir-i Sükûn kanunlar›yla "meflru" gösterilen hukuklar›yla ic-

ra edilmifl Kürt, Ermeni, Pontus jenositleri, Rum k›r›mlar›,

Alevi katliamlar› gerçe¤i ile yüzleflmeye sömürücü zalim ka-

rakterleri gere¤i yanaflmayan, yanaflamayacak olan Türk ha-

kim s›n›flar› 1 milyon 500 bin Ermeni’nin katledilmesine

Hrant Dink zincirini de ekleyerek ›srar mesaj› vermektedir.

Evet, katliamlar› yeni de¤il. Mustafa Suphi ve yoldafllar› da T.C

kumandas›ndaki Topal Osman çeteleri taraf›ndan Trabzon'da

katledilmifllerdi. Toplal Osman "derin" çeteleri nas›l T.C dev-

letinin bir parças›yd›larsa, flimdiki sivil görünümlü katil çete-

leri de öyledirler. Derini ve a盤›yla suçlu olan bizzat devletin

kendisidir. Derin olan bu devletten ayr›, ona ra¤men bir olu-

flum de¤il; Susurluk, fiemdinli, Marafl, 1 May›s, 12 Eylül, 12

Mart gerçeklerinde de görülebilece¤i gibi bu devletin kendisi-

dir. M›zra¤›n çuvala s›¤mamas› misali

bu gerçek; bu devletin Demirel

gibi Cumhurbaflkanlar›, Ecevit

ve flimdi Erdo¤an gibi baflba-

kanlar› taraf›ndan bile zorunlu

olarak itiraf edilmifl durumda-

d›r. Baflbakan Erdo¤an diyor ki;

"Evet derin devlet var. Minimi-

ze etmek gerek”. Ve devamla

diyor ki; “Derin devletin

dibine kadar inemi-

yoruz”. Ç›karlar› za-

ten inmemesini ge-

rektiriyor. Aksi hal-

de kan ve irin üze-

rinde yükselen dü-

zenlerinin tüm re-

zaleti orta yere

serilmifl olacak-

t›r. fiemdinli,

Sauna, Atabeyler

gibi nice ç›plak

olgular›n devle-

tin bizzat gerçe¤i

oldu¤unu gizle-

mek için es geçil-

mesi bu gerici ç›-

karlar gere¤idir.

Mafya-kontra-dev-

let gerçe¤i, Os-

manl›’dan devral›-

nan Türk devleti-

nin özüdür. Ve za-

ten yine baflbakan

Erdo¤an Derin

devlet "Osman-

l›’dan bu yana

var" zorunlu itira-

f›yla bunu ispatla-

m›yor mu? Yani

Susurluk, fiemdinli ve modern

kontra cumhuriyeti devaml›l›-

¤›yla derin devlet, devletin

bizzat kendisidir. Bu münferit

bir mesele de¤il, Türk hakim s›-

n›flar sisteminin mantalitesidir.

Türk egemen s›n›f›n›n sö-

mürü düzeninin

özüdür. Erdo¤an "O

her zaman olmufl,

Osmanl›’dan beri süren bir gelenek" derken de ayn› fleyi is-

patl›yor. Öyleyse kontra paflas› Veli Küçüklerin, J‹TEM'lerin,

12 Eylül'lerin ve flimdi de ezilen Kürt ulusu ve az›nl›klara, her

milliyetten emekçi halklar›m›za karfl› sürdürülen top yekûn

haks›z savafl›n koordinatörü Özel Harp Dairelerinin üzerlerine

neden gitmedikleri, gidemeyecekleri belli de¤il midir? Baz› tak-

tik de¤ifliklikler yap›yorlar: Mumcu, Aksoy, K›fllal›, Vedat Ayd›n

cinayetlerinde, zanl›lar belirsizdi ve yakalanam›yorlard›(!).

Katil ayn› güç, de¤iflen tetikçilerdir Kamuoyunda bu vesileyle ortaya ç›kan büyük tepkilerin

tehditlerinden korunmak için flimdi taktik de¤ifltiriyorlar. Zan-

l›lar, sözde yakalat›l›yor. Oysa bu, gerçek katil olan devletin

temize ç›kart›lmas› oyunudur. fiimdi "varofl psikolojisi" ile fle-

killi "bir psikopatlar hezeyan›" eylemi görüntüsüyle gerçek

katil, devlet, korunmak isteniyor. Bu çok daha i¤renç bir po-

litikad›r. Görülüyor ki devletin bizzat kendisi olan derin dev-

let, bizzat onun koordine etti¤i basit görünümlü çapulcular

arac›l›¤›yla gizlenmeye ve katliamlar, örgüt ba¤› ve siyasal bo-

yutu olmayan kriminal münferit hadiseler biçimiyle örtülme-

ye çal›fl›l›yor. Olay› soruflturan savc›, "olaylar›n arkas›nda

herhangi bir örgütten bahsedemeyiz, bahsedilse bile 'nite-

liksiz bir örgütten' söz edilebilinir" aç›klamalar›yla faflist siya-

si cinayetleri "lümpen" bir varofl eylemi olarak gösterip kamu-

oyunu aldatmaya çal›fl›yor. Tüm komprador düzen medyas›

ayn› temay› iflleyerek, devleti koruma gayretini beklendi¤i gi-

bi sürdürüyorlar. Böylelikle linç kültürünü faflist cinayetlerin,

katliam ve soyk›r›mlar›n tarihsel kökenini oluflturan Türk mil-

liyetçili¤i, yani ›rkç› Türk flovenizmi temize ç›kart›lmak isten-

mektedir. Hay›r, hay›r gerçekler son derece aç›kt›r. Ve bu ger-

çekler Türk ›rkç›l›¤›n›n geleneksel bir miras›d›r, devam ettiril-

mektedir. Bu düzen sürdükçe devam ettirilecektir de.

1948'lerde Sabahattin Ali'yi de vuran ayn› devletti. Nas›l bu-

gün kulland›klar› katillere "milliyetçi hissiyatla yapt›klar›

fevri bir eylem" diyorlarsa, Sabahattin Ali'nin katili için de ay-

n›s›n› söylemifllerdi. Hrant Dink cinayetinde konuflan da t›pk›

Sabahattin Ali cinayetindeki gibi Türk devlet politikas›yd›.

"Düflünce suçu" bu devletin

geleneksel kültürüdürHrant Dink ve düzen muhalifi, solcu oldu¤u için öldürül-

dü. Sabahhattin Ali de öyleydi. Muhalif fikirlere, düzeni sorgu-

lamaya tahammülsüzlük bu devletin harc›d›r. Bunlar düzeni

aflmaya muktedir devrime düflman olman›n yan› s›ra, düzen

içerisinde muhalefet eden her fikre de düflmand›rlar. Sabahat-

tin Ali kendi deyimiyle çilekefl halk›n› sevdi¤i, emperyalizm

ve uflaklar›na karfl› boyun e¤medi¤i, gerçekleri gün ›fl›¤›na ç›-

kartmak istedi¤i için katledilmiflti. Hrant Dink'in suçu da buy-

du. Tüm uluslar için tam hak eflitli¤ini savundu¤u, sömürü ve

zulme karfl› halklar›n ortak mücadele, yaflam iradesini yans›t-

t›¤› için "vatan haini" ilan edildi. Sabahattin Ali de ayn› flekil-

de "hain, sat›lm›fl, Bolflevik ajan›" ilan edilmemifl miydi? Sa-

bahattin Ali’nin fikirleri karfl›s›nda yenilenler, Hrant Dink'in fi-

kirleri karfl›s›nda da yenilmekteydiler. Kudurganl›klar› bun-

dan. Hrant'› da bundan vurdular. Bu katliam emperyalizmin

hizmetinde Türk egemenlerinin halklar› biçme operasyonu-

nun bir halkas›d›r. Evet, dün gibi bugün de katiller "vatani

vazife yapt›k" diyorlar. Onlara bunu dedirten devlettir. "Mil-

liyetçi, ulusalc›" tüm faflist çetelerin organizatörü devlettir.

Hrant Dink'in katilleri sadece Muhsin Yaz›c›o¤lu gibi geçmifl-

leriyle de çete reislikleriyle ünlü katillerin müritleri de¤il, ay-

n› zamanda ortaya devlet koordinasyonunda sevk edilmifl fi-

güranlard›r. Dün 7 T‹P'liyi katleden Haluk K›rc›lar, Çatl›lar,

A¤calar nas›l Özel Harp Dairesi koordinasyonunda devlet

oyuncaklar›yd›larsa, bugünküler de öyle. Demirel "Bana mil-

liyetçiler suç iflliyor dedirtemezsiniz", Çiller; "Devlet için

kurflun atan da, yiyen de flereflidir", Büyükan›t; "‹yi çocuk-

lar" tan›mlamalar›yla bunlar› do¤rudan koordine ettiklerini,

kollad›klar›n› anlatma durumundayd›lar. fiimdi de öyle. ‹stan-

bul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah diyor ki, "bu örgüt ifli

de¤il, siyasi bir yan› da yok, milliyetçi bir hissiyatla ifllen-

mifl, birbirilerini doldurufla getiren bir kaç milliyetçi gen-

cin iflidir." Senaryo ve yap›mc›lar ayn›. Bu koruma-kollama gö-

revlerini ve koordinasyon sorumluluklar›n› böylece geçifltire-

bilirler mi? fiimdi ‘azmettirici’ diye yakalad›klar› bombac› Ya-

vuz'u daha dün bombac› oldu¤u halde serbest b›rakan, da¤da

milliyetçilere silahl› e¤itim vermesine göz yuman, teflvik edip

koordine eden bizzat bu devlettir. "Abi Tuncel" kendilerinin

"haber alma" eleman›ym›fl. Hrant Dink öncesi eylemlerinde

mahkemeye bile ç›kart›lmadan gözalt›nda serbest b›rakt›klar›

bu tiplerin bizzat devlet himayesinde olduklar› aç›k de¤il mi-

dir? Söz konusu icraatlar›n pratik sorumlusu o dönemin Trab-

zon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’i terfi ettirip Emniyet

Genel Müdürlü¤ü ‹stihbarat Daire Baflkanl›¤›’na atayan, Susur-

luk sicilli bürokratlar›n› Trabzon’a tafl›yarak Karadeniz’de Ve-

li Küçük arac›l›¤›yla bir üs yaratmaya çal›flan bu devletin ken-

disidir. Tüm bunlar birer yan›lg› ve ihmal meseleleri de¤il, bi-

linçli-stratejik bir savafl plan›n›n parçalar›d›rlar. Yani T.C deni-

len devletin Genel Kurmay, hükümet, emniyet ve tüm birim-

lerinin kumandas›ndaki icraatlar›d›rlar. Yeni de¤illerdir, dev-

let için ölme ve öldürme bunlar›n Susurluk, fiemdinli Marafl, 1

May›s gibi eylemlerinde de görülece¤i gibi tart›fl›lamaz ‘imti-

yaz’lar›d›r. Y›llard›r sahibi ve sorumlusu olduklar› Ermeni ve

Kürt soyk›r›m gerçekli¤ini "yalan" ve "sözde" ilan ederek, bun-

lar› gündeme getirenleri hain diye tan›mlayanlar, Türk hakim

s›n›flar›n›n tüm klikleri de¤il midir?

Timsah gözyafllar› erken kuruduBöylelikle katledilen ilerici, devrimci güçleri hedef göste-

ren bu sorumlular atlanarak mesele baz› çetelerin münferit

bir eylemi olarak geçifltirilmemelidir. Türk hakim güçleri ve

emrindeki medyan›n göstermelik tav›rlar› aldat›c› olmamal›-

d›r. Hrant Dink için aya¤a kalkan halk kuflatmas›ndan korkan-

lar "hepimiz Hrant›z, hepimiz Erminiyiz" sloganlar›na bir iki

günlük sessiz kalarak, empati edebiyat›yla yetinenler, Hrant'›n

kan› kurumadan beklendi¤i gibi yine görev bafl› yapt›lar. Yine

tek millet, tek devlet, tek bayrak gösterileriyle imha ve inkâr

kararl›l›klar›yla "hepimiz Türküz" kara bayra¤›n› kald›rmaya

devam ettiler. Devlet ve onun kurumlar›n›n sald›r›lar› gö¤üs-

lenmeden faflist sald›r›larla gerçek anlamda hesaplafl›lamaz.

Türk milliyetçisi, ulusçusu flovenizme karfl› enternasyonalist

proletaryan›n sanca¤› alt›nda kenetlenmeden gelece¤e yürü-

nemez. Türk flovenizmine karfl› dar milliyetçi yaklafl›mlarla

karfl› ç›k›fl ekseninde gelecek kazan›lamaz. Türk hakim güçle-

ri dün bayrak gösterilerini, bugün futbol maçlar›nda galeyana

getirdiklerini toparlama çal›flmalar›yla haks›z savafllar›na ka-

muoyu yaratma ve bu yolla düzenini koruma gayreti içerisin-

dedir. "Ç›lg›n Türkler" efelenmeleriyle gerici duygular› okfla-

nan binlerce kifliden; devlet için kurflun atacak yedekler dev-

fliriyorlar. Atatürk, bayrak, millet argümanlar› Türk egemenle-

rinin resmi ideolojisinin yeni tetikçiler yaratma motorudur.

Bir günlük empati yaratma numaralar›na aldan›lmamal›d›r.

Dün "Ermeni dölü, kan› bozuk Rum alçaklar›" diyenler bir

günlük sessizlik ilan etmifllerdi. Birkaç gün içinde gerçek su-

rat›yla yine sahnede yer ald›lar. Erdo¤an, "Dink’in cenazesin-

de hepimiz Ermeniyiz slogan› olmamal›yd›" dedi. Di¤erleri

"Elhamdülillah Müslüman’›z" fleklinde devam etti. Daha baflka-

lar› "hepimiz Türküz" gururlanmas›yla boy verdi. Ezilen ulus

ve az›nl›klar›n inkâr›na dayal› bayrak, Perinçek'inden Bahçe-

li'ye, Yaz›c›o¤lu'na, Genelkurmay’a, Sezer'e, Özkök'e, Vakit'çi

kökten dincilere, bilumum Türkçü ve ‹slamc›lar›n ortak cep-

he sembolü olarak yine kara yüzünü gösterdi. Bu ortak gerici

cepheye karfl›, sadece bir günlü¤üne kendini di¤erlerinin ye-

rine koyan bir empatiyle de¤il, proletarya ve emekçilerin bir-

li¤i, tüm uluslar için tam hak eflitli¤i, ezilen uluslar›n kendi ka-

derini tayin hakk› kararl›l›¤›yla, yani halklar›n gerçek kardeflli-

¤ini tesis edecek devrim barikat›ndaki kenetlenmeyle yürü-

meliyiz. Yürümek, halklar›m›za vahfli bir karanl›¤› dayatan bu

düzene karfl› komünizmin ›fl›¤›na sahip olmay› gerektirir.

E¤er bu ›fl›¤a sahip de¤ilsek, tek tiplefltirmeye, linç kültürü-

ne karfl› duran, elefltiri-özelefltiriye, sorgulamaya aç›k gerçek

anlam›yla ayd›n bir gelecek yaratamay›z. Kendimizi ezenle-

re benzemekten kurtaramay›z. fiimdi yine ‘Türkçü ulusalc›-

l›ktan gevflemeyin, dininize, iman›n›za s›k› sar›l›n’ emri ve-

renlerin karfl›s›na proletaryan›n enternasyonal bayra¤›yla ç›-

kabiliriz. Zanl› diye yakalad›klar›n› dün Samsun’da Atatürk

posterli “vatan topra¤› kutsald›r, kaderine terk edilemez”

tablosu önünde foto¤raflayanlar›n karfl›s›na ulusal eflitsizlik-

lere, her türlü ayr›mc›l›¤a köküne kadar karfl› ç›kan devrim

bayra¤›yla dikilmeliyiz. Halklar›m›z› bu yönelim birlefltirir.

"Biz Türküz, biz Müslüman’›z" diyenlere karfl› “biz halk›z!

Biz tüm emekçiler kardefliz! Biz her tür ulusal eflitsizli¤in

düflman›y›z! Biz Ermeni, Kürt soyk›r›m›na karfl› ezilenlerin

yan›nday›z! Biz ezilen uluslar›n kendi kaderini tayin etme

hakk›n›n bayra¤›y›z” ruhuyla dikilmeliyiz.

Hrantlarla ayn› davan›n büyük sanca¤›

alt›nda yürümeye devam edece¤izTürk egemenlerinin kendileri gibi düflünmeyenleri "suç-

lu, vatan haini, bölücü" göstermelerine fazlas›yla tan›¤›z. Do-

lay›s›yla 301 adl› yasalar›n› elefltirenlerden befl on kifliye söz-

de baz› korumalar vermifl olmalar› kimseyi aldatmamal›d›r.

Kumanda ettikleri ortam, yaratt›klar› zihniyet bol miktarda

katil sürüsü yaratt›¤› gibi, kendileri de bizzat katliam organi-

zatörleridirler. Emperyalist, faflist gerici kuflatmay› yarma-

dan, yani gerçek suçlu devleti y›kmadan halklar›n kardeflli¤i-

ni tesis etmek hayaldir. Hrant Dink s›radan bir ayd›n de¤ildi.

O ayn› zamanda 12 Eylül generalleri taraf›ndan TKP(ML)

mensubu olarak kelepçelendi. Ve o yine kendisi bu tarihin

bir parças› olmaktan gurur duydu¤unu her defas›nda söyle-

di. Halklar›n kardeflli¤i için yürüttü¤ü mücadelesinin temel

kökleri buralardan yükseliyordu. Onun için O’nu; ne emper-

yalistler, ne onlar›n uflaklar›, ne de emperyalistlerin güdü-

münde çözüm arayanlar hiç sevmedi. O, sa¤lam bir harçla

yo¤rulmufltu, donam›flt›. Orhan Bak›r gibi komünistlerin ge-

lene¤inden, Vartinik yürüyüflünden geliyordu. Sa¤lam bir

sosyalist donan›m›n yaratt›¤› bir kültür ve kiflilik ile devam

etti. Öldürüldü¤ünde ayn› örgütsel barikatlarda elbette de-

¤ildik. Ama ayn› davan›n büyük sanca¤› alt›nda omuz omu-

za yürümeye devam etti. Yürüyüflü devam edecek.

Hrant Dink ve düflündürdükleri

Burjuva feodal faflist diktatölük yaklafl›k bir

as›rd›r çeflitli millet ve milliyetlerden emekçi hal-

k›m›za ve onun öncülerine karfl› hiçbir kural ta-

n›maks›z›n her türden zor ve fliddet araçlar›n›

pervas›zca uygulayarak ayakta kalmaya çal›flmak-

tad›r. Bu süreç ayn› zamanda halklar›m›z›n ba¤›m-

s›zl›k, halk demokrasisi, sosyalizm ve komünizm

u¤runa verdikleri savafl›m ve mücadelelerinin ka-

na bo¤mak için bütün güçleriyle sald›rd›klar› ve

sald›rmak istedikleri sürecin de ad› olarak tüm ta-

zeli¤iyle bilincimizde yer edinmifltir-edinmeye de

devam ediyor.

fiöyleki; ‹ttihat Terakkicilerin” “gayrimüslüm”

olarak tabir ettikleri halklara yönelik her türden

fliddet ve zor araçlar›n› devreye sokup fiziki imha-

ya yönelmifllerdi. Fiziki ve kültürel soy k›r›m›n ya-

n› s›ra o halklara ait ne varsa; yani tüm zenginlik

ve birikim kaynaklar› zor ve fliddet yoluyla talan

edilmiflti. Yap›lan bu talanla Türk komprador bur-

juvazinin giderek daha çok palazland›¤› bir süre-

ci de ördü. Dahas› Osmanl› idaresinin ipi bu kesi-

min elinde topland›. Örülen bu süreç, her bak›m-

dan kan-göyafl› ve talan üzerinden vucut bulmufl-

tur. Ermeni ulusu, bu topraklarda yaflayan kadim

halklardan biri olmas›na karfl›n sistematik olarak

o dönemde uygulanan jenosit ve etnosit nedeiyle

bir ulusun ulus olarak tarih sahnesinden silindi¤i-

ne ve az›nl›k milliyet konumuna düflürüldü¤üne

tan›k olmaktay›z. Çünkü sistematik olarak uygu-

lanan jenosit ve etnosit siyaseti nedeniyle birbu-

çuk milyonun üzerinde insan›m›z katledilmifltir.

Yine bir o kadar› da zorla topraklar›ndan sürül-

müfltür.

“1908 Jön Türk Devrimi” olarak an›lan saray

darbesiyle Osmanl› idaresinin ipini eline geçiren

‹ttihat Terakkici kadrolar› ayn› zamanda faflist

Türk devletinin de kadrolar›d›r. ‹ttihat Terakkici-

lerden devral›nan o kanl› ve talanc› bayrak, hiç

ara verilmeden bugünlere tafl›nd›. Daha do¤rusu

diktatörlü¤ün inkarc› ve yok etme siyaseti h›z›n-

dan ve yo¤unlu¤undan hiçbir fley kaybettirilme-

den uyguland› ve uygulan›yor da. ‹flte tam da bu-

nun bir sonucu olarak yine o aflinas› oldu¤umuz

“soylu” gelene¤ini konuflturmak için 19 Ocak’ta

ifle koyuldu ve Hrant D‹NK’i hunharca katletti.

Hrant D‹NK’in neden niflangaha oturtulup kat-

ledild¤i bizler aç›s›ndan bilinmez de¤ildi? Çünkü

Hrant D‹NK gerek duruflu, gerekse yönelimiyle

devletin hedefleri aras›nda olan ayd›nlar›m›zdan

biriydi. Duruflu ve yöneliminin yan› s›ra Ermeni

milliyetine mensup olmas›yla da yok edilmesi ge-

rekenlerin içinde yer almas› dahi bafll› bafl›na ye-

tiyordu. Ki öyle de oldu.

Hrant D‹NK’i katletmekle göz da¤› verip sindir-

mek istiyolard›. Ama öyle olmad›. B›rakal›m göz-

da¤› verip sindirmeyi; baflta Maoist koministler

olmak üzere tüm ilerici dinamikler taraf›ndan kit-

lesel biçimde sahiplenildi. Hep bir a¤›zdan “Hepi-

miz HRANT’›z Hepimiz Ermeniyiz” slogan›yla yüz-

binler taraf›ndan görkemli biçimde u¤urland›.

Katliama karfl› tepki salt co¤rafyam›zla s›n›rl›

kalmad›. Daha do¤rusu bir çok ülkede devrimci

ve komünislerce kitlesel biçimde sahiplendi. Or-

taya konulan tepki ve sahiplenme duygusu, burju-

va feodal faflist diktatörlü¤ün korkular›n› büyüten

bir noktada oldu¤unu söylersek hiçde abart›l› bir

tesbit yapmam›fl oluruz. Tam tersine nesnsel bir

gerçekli¤e dikkat çekmifl oluruz.

fiunu aç›kça diyebiliriz ki bu katliamla devlet

kedisini yaralam›flt›r. Yani s›kt›¤› kuflun geri tep-

mifl ve bunun sonucunda kendisini yaralam›fl ve

can›n› ac›tm›flt›r. Hunharca ifllenen cinayet son-

ras›nda medya baflta olmak üzere ayn› soy a¤c›n-

dan gelen tüm zebaniler taraf›ndan “k›nanmas›”!?

ve ard›ndan timsah göz yafl› dökmeleri kendileri-

ni “masum” gösterme gayretlerinden baflka bir-

fley de¤ildir. Ancak onlar›n timsah gözyafllar› ve

sözde “k›namalar›” kendilerini aklamaya yetme-

di¤i gibi, bunun failinin devlet oldu¤u gerçe¤ini

de de¤ifltirememektedir. Hele hele bir-iki kontray›

yakalay›p ifllenen cinayeti bunlara y›kmas› da bir

fleyi de¤ifltirmeyecek. Çünkü Hrant’›n katilinin

mevcut sistem oldu¤u tüm ç›plakl›¤›yla ortadad›r.

Hrant Dink’in katili bellidirTopal Osmanlardan Veli Küçüklere ve di¤er çete reislerine var›ncaya kadar tetikçiler de¤iflse de de¤iflmeyen devlet gelene¤i katliamlard›r

Page 4: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007 GÜNCEL4

Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› ve F tipi

hapishanelerde bulunan tutsaklar aç›s›ndan

k›smi iyilefltirmeleri de kapsayan genelge-

nin ard›ndan tecridin kald›r›lmas› talebiyle

ölüm orucu eylemini sürdüren Av. Behiç Afl-

ç›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz ey-

lemlerine ara verdiklerini aç›klad›lar.

Bakanl›¤›n haz›rlad›¤› genelgenin ard›n-

dan, 22 Ocak’ta ‹stanbul Tabip Odas›'nda

bas›na aç›klama yapan TTB Merkez Konsey

Baflkan› Gencay Gürsoy’un, Behiç Aflç› ve

di¤er eylemclerin ölüm orucunu b›rakabi-

lece¤ini aç›klamas›n›n akabinde, ayn› gün

akflam saatlerinde Aflç›’n›n eylemini sür-

dürdü¤ü fiiflli’deki evinin önünde yap›lan

bas›n aç›klamas›yla Behiç Aflç›’n›n ölüm

orucuna ara verdi¤i bildirildi.

‘Ölüm orucu mutlu sonla

noktaland›’

Türk Tabipleri Birli¤i Baflkan› Gencay

Gürsoy, ‹stanbul Barosu Baflkan› Kaz›m

Kolcuo¤lu, D‹SK Genel Baflkan› Süleyman

Çelebi, ‹stanbul Tabip Odas› temsilcileri,

‹HD, Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i temsilci-

leri, Tecrite Karfl› Avukatlar, TAYAD üyele-

ri ve Behiç Aflç›'n›n annesi Fazilet Erdo-

¤an'›n da aralar›nda bulundu¤u bir grup,

Aflç›’n›n eylemini sürdürdü¤ü evinin önün-

de bir araya gelerek bas›na aç›klama yapt›-

lar. Burada ilk olarak konuflan TTB Baflkan›

Gencay Gürsoy, Adalet Bakanl›¤› Ceza ve

Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü'nün hapis-

hanelere iliflkin aç›klad›¤› genelgeye dikkat

çekti. Adalet Bakanl›¤›'n›n söz konusu ge-

nelgeyle F Tipi hapishanelerdeki tecrit so-

runu için somut bir ad›m att›¤›n› belirten

Gürsoy, konuyla ilgili haz›rlanan genelge

ile tutuklu ve hükümlülerin 10 kifliyi aflma-

yacak gruplar halinde haftada 10 saat ortak

kullan›m alanlar›nda bir araya gelebilece¤i-

ni kaydetti. Bu say›n›n zamanla 20'ye ç›kar-

t›labilece¤ini iddia eden Gürsoy, ‘Ölüm

orucu eylemi mutlu sonla noktaland›’ flek-

linde konufltu.

Görüro¤lu ile Saymaz da

eylemlerine ara verdi

Aflç›’n›n ard›ndan, Adana'n›n fiakirpafla

Mahallesi'ndeki evinde ölüm orucu eylemi-

ni sürdüren Gülcan Görüro¤lu ve Uflak Ha-

pishanesi’nde tutuklu bulunan Sevgi Say-

maz da ölüm orucuna ara verdiler. Evinin

önünde k›sa bir aç›klama yapan Görüro¤lu,

bugüne kadar ölüm orucunda 122 insan›n

hayat›n› kaybetti¤ini belirterek, “Bugün

Adalet Bakanl›¤›, sundu¤u genelge ile so-

mut bir ad›m att›, biz de bu somut ad›ma

karfl›l›k olarak somut bir ad›m at›yoruz. Bu

tecridin kald›r›ld›¤› anlam›na gelmez, ayn›

zamanda ölüm oruçlar›n›n bitti¤i anlam›na

da gelmez. E¤er olumsuz bir geliflme olur-

sa yeniden ölüm oruçlar› gündeme gelir”

fleklinde konufltu.

Direniflçilerin sa¤l›k

durumuna iliflkin ilk bilgiler

Behiç Aflç›’n›n, kan de¤erleri ile ba¤›-

fl›kl›k sisteminin en alt düzeyde oldu¤u be-

lirtilirken, a¤z›nda yaralar oluflan Aflç›, bün-

yesi çok zay›f durumda oldu¤u için yo¤un

bak›mda tutuluyor.

Uzun süreli açl›ktan kaynakl› kan de-

¤erlerinde düzensizlik oluflan Gülcan Gö-

rüro¤lu’nun kan flekerinde ciddi yükselme-

alçalmalar›n yafland›¤›, afl›r› zay›flad›¤› ve

vücudunda protein eksikli¤i olufltu¤u belir-

tiliyor. Görüro¤lu’nun, denge bozuklu¤u

ve halsizlik gibi flikayetleri var.

Uflak Hapishanesi’nde tutuklu olan Sev-

gi Saymaz’›n afl›r› zay›flama, halsizlik gibi

flikayetlerinin oldu¤u, ayr›ca vitamin ve vü-

cudunda protein eksikli¤inin olufltu¤u be-

lirtiliyor. ‹htiyaçlar›n› tek bafl›na karfl›laya-

mayan Saymaz’›n sa¤l›k durumunun, di¤er

direniflçilere oranla daha iyi oldu¤u ve kan

de¤erleri normal oldu¤u belirtiliyor.

Genelge tecriti kald›rmay›öngörmüyor

Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› genel-

genin ‘ortak etkinlikler’ bafll›¤› alt›nda; hü-

kümlü ve tutuklular›n, ‘iflledikleri suçlara,

kurumdaki davran›fllar›na, ilgi ve yetenek-

lerine göre’ grupland›r›larak, güvenlik ba-

k›m›ndan tehlike yaratmad›¤› ölçüde ken-

dileri için haz›rlanm›fl iyilefltirme program-

lar› çerçevesinde e¤itim, spor, meslek ka-

zand›rma ve çal›flma ile di¤er sosyal ve kül-

türel faaliyetlere kat›lacaklar›, bu faaliyetle-

rin güvenlik kurumlar› ile di¤er kurumlar›n

yüksek güvenlikli bölümlerinde 10 kifliyi

aflmayacak gruplar halinde haftada 10 saati

aflmayacak flekilde gerçeklefltirilece¤i belir-

tiliyor.

Ancak F tipi hapishanelerdeki tecrit ve

tredman uygulamalar›n›n yasadan de¤il uy-

gulamadan, yani hapishane idaresinden

kaynakland›¤› yalan›n› söyleyen Adalet Ba-

kanl›¤›, yay›nlad›¤› genelgede; ortak alan-

lar ile ortak programlar›n süresi ve bu

programlara kat›lacak hükümlü tutuklu sa-

y›s›n›, güvenlik koflullar› ve kurumun ola-

naklar› dikkate al›narak hapishane idaresi

ve gözlem kurulunca belirlenece¤ini belir-

tiyor. Ayr›ca bu programlar›n amac›na ayk›-

r› sonuçlar verdi¤ini(!) tespit ettikleri tut-

saklar›n bu haklar›na son verilebilme veya

de¤ifliklikler yapma yetkisi veriyor.

Ölüm orucuna ara verildiMeslek odalar›, demokratik kitle örgütleri ile ayd›n ve sanatç›lar›n giriflimlerinin ard›ndanAdalet Bakanl›¤›’n›n F tipleri ile ilili genelge yay›nlamas›n› “olumlu ad›m” olarak de¤erlendi-ren Av. Behiç Aflç›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz ölüm orucunu sonland›rd›lar

S‹LOP‹ ‹lçe Jandarma Komu-

tanl›¤›’na ça¤r›lmalar›ndan sonra

kendilerinden bir daha haber al›na-

mayan kapat›lan HADEP’in Silopi ‹l-

çe Baflkan› Serdar Tan›fl ve ‹lçe Sek-

reteri Ebubekir Deniz’in kaybedilifl-

lerinin üzerinden alt› y›l geçti. Tüm

çabalar›na karfl›n yak›nlar›ndan ha-

ber alamayan ailelerin Türk devleti

aleyhine Avrupa ‹nsan Haklar› Mah-

kemesi’nde (A‹HM) açm›fl olduklar›

dava sonuçlan›rken, olaya ad› kar›-

flan yetkililer hakk›nda mahkumiyet

karar› ç›kmad›.

A‹HM Türk devletini

mahkum etti

Tan›fl ve Deniz aileleri, 2001 y›-

l›nda avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e

baflvurmufllard›. Aileler, fi›rnak ‹l

Jandarma Alay Komutan› Levent Er-

söz, Silopi ‹lçe Jandarma Komutan›

Süleyman Can, Alay Komutanl›¤› ‹s-

tihbarat ve Sorgu Birimi’nde görevli

Taflk›n Akgün, jandarma istihbarat

görevlileri Selim Gül ve Veysel

Atefl’in yan› s›ra, olayda sorumlulu-

¤u bulunan di¤er kifliler hakk›nda da

kamu davas› aç›lmas› talebinde bu-

lundu. A‹HM, yapt›¤› incelemeler

sonucu Türk devletini mahkum etti.

Dokunulamayanlar...

Tan›fl ve Deniz’in kaybedilmele-

rinin ard›ndan Silopi ‹lçe Jandarma

Komutanl›¤› ve fi›rnak Alay Komu-

tanl›¤›’nda görevli 47 asker hakk›n-

da Silopi Cumhuriyet Savc›l›¤› tara-

f›ndan soruflturma bafllat›ld›. Ancak

fi›rnak Jandarma Alay Komutan› Le-

vent Ersöz ile Silopi ‹lçe Jandarma

Komutan› Süleyman Can bu sorufl-

turman›n d›fl›nda tutuldu.

Takipsizlik karar› verildi

Tan›fl ve Deniz’i son olarak kara-

kol kap›s›ndan girerken gördükleri-

ni söyleyen kiflilerin ifadelerine ra¤-

men Silopi Savc›l›¤›, ‘yeterli delile

ulafl›lmad›’ diyerek tüm san›klar hak-

k›nda takipsizlik karar› verdi. Yine

Savc›l›k, avukatlar›n dosya inceleme

ve suret alma haklar›n›n k›s›tlanmas›

için dosyadaki gizlilik karar› uyar›n-

ca, istihbarat elemanlar›n›n dosyada-

ki beyanlar›n›n dosyadan ç›kar›lma-

s›na karar verdi. Silopi Cumhuriyet

Savc›l›¤› taraf›ndan haz›rlanan haz›r-

l›k tahkikat› iki y›l sürdü ve 2003 y›-

l›nda dönemin Diyarbak›r Devlet

Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savc›l›-

¤›’na gönderildi. Diyarbak›r DGM

Savc›l›¤› taraf›ndan dosya üzerinde

yürütülen soruflturma sonucunda 10

fiubat 2004’te takipsizlik karar› ç›kt›.

Binlerce kifli yürüdü

Deniz ve Tan›fl’›n kaybedilmele-

rinin y›ldönümünde Silopi’de dü-

zenlenen yürüyüfle binlerce kifli ka-

t›ld›.

Eski Belediye Binas› önünden

DTP Silopi ilçe binas› önüne yürü-

yen kitle ad›na burada bas›na aç›kla-

ma yapan DTP fi›rnak ‹l Baflkan› ‹z-

zet Belge, "Bizi buraya kadar yal-

n›z b›rakmayan halk›m›za teflek-

kür ediyoruz ve yemin ediyoruz ki

failler bulununcaya kadar hukuk-

sal demokratik eylemselliklerimiz

daha da güçlü bir flekilde devam

edecektir” fleklinde konufltu.

Yürüyüfl s›ras›nda robokop ola-

rak tabir edilen polisler taraf›ndan

yo¤un güvenlik önlemlerinin al›n-

mas› dikkat çekti.

Tan›fl

ve

Deniz

hala

kay›p

Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda ‹stanbul’un

Maltepe ‹lçesi Bafl›büyük Mahallesi’ne zemin etüdü yap-

maya gelen belediye ekiplerini mahalleden kovan halk

polisle çat›flt›. Polis mahalle sakinlerine gaz bombas› ve

tazyikli su ile müdahale ederken, halk muhtarl›¤› tafllad›.

Maltepe ‹lçesi Bafl›büyük Mahallesi’ne sabah saatle-

rinde zemin etüdü yapmak üzere gelen belediye ekip-

lerine halk karfl› koyarak mahalleden kovdu. Daha son-

ra polisle birlikte mahalleye gelen belediye ekiplerine

halk›n tekrar karfl› koymas› üzerine polis olaya müda-

hale etti. Gaz bombas› ve panzerlerle mahalle sakinle-

rine sald›ran polis, kitleyi da¤›tt›. Olayda yaralanan ha-

mile bir kad›n›n Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastane-

si’ne kald›r›ld›¤›n› söyleyen mahalle sakinleri, polisin

evlerin içine gaz bombas› att›¤›n› söylediler. Mahalle-

yi, Muhtar Ayhan Karpuz ve Maltepe Belediye Baflkan›

Fikri Köse’nin aralar›nda anlaflarak satt›¤›n› öne süren

halk, tekrar toplanarak Bafl›büyük Mahallesi Muhtarl›-

¤›’n› tafl ya¤muruna tuttu. Eylem s›ras›nda gençler,

“Polis flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma”, “Katil polis” fleklin-

de slogan att›lar.

Bafl›büyük Mahallesi halk› polisle çat›flt›

Tohum Kültür Merkezi’nde ‘Umudun AteflToplar›’ ad› alt›nda düzenlenen etkinlikle,devrim ve komünizm mücadelesinde flehitdüflenler an›ld›.

Etkinlik sayg› durufluyla bafllad› ve ard›n-dan Partizan’›n aç›klamas› okundu. Aç›kla-man›n ard›ndan ‘Umudun Atefl Toplar› 3’ ad-l› sinevizyon gösterimi izletildi. Anmada,Bayram Kama ve Semiha K›rkoç’un konufl-mac› olarak kat›ld›¤› bir panel düzenlendi.Konuflmac›lar flehit ailelerinin mücadeleninbir parças› olmas› gerekti¤ini belirttiler. Anmaetkinli¤i Grup Göç ve Grup Munzur’un verdi-¤i müzik dinletisinin ard›ndan sona erdi.

Anmada ayr›ca flehit yak›nlar› duygu vedüflüncelerini etkinli¤e kat›lanlarla paylafl›r-ken, DHP, BDSP ve çeflitli il ve semtlerden ‹fl-çi Köylü Gazetesi okurlar›n›n gönderdi¤i me-sajlar okundu.

Dersim’in Ovac›k ilçesinde lösemi hastas›olan Cem Murat Dinler için Ovac›k esnaf› da-yan›flma etkinli¤i düzenledi.

25 Ocak Perflembe günü Ovac›k BelediyeDü¤ün Salonu’nda yap›lan etkinlik UmutAyata’n›n yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›n›n ard›n-dan fliir dinletileriyle bafllad›. Ovac›k Beledi-ye Baflkan› Hasan Hüseyin Dizi’nin de birkonuflma yapt›¤› etkinlikte, etkinli¤e getiri-len hediye paketleri aç›k artt›rmayla sat›flasunuldu.

Hozat Kültür Sanat Derne¤i müzik grubuGrup Hiwda’n›n sahne ald›¤› etkinlikte, Ova-c›k Mareflal Fevzi Çakmak Lisesi tiyatro ekibide kendi oyunlar›n› sergiledi. Umuda Türkümüzik grubunun da sahne ald›¤› etkinlikte,folklör gösterisinin ard›ndan Fikri Hoca’n›nyapt›¤› kapan›fl konuflmas›yla etkinlik son-land›r›ld›.

Etkinli¤e Hozat ‹l Genel Meclis üyesi DenizY›ld›r›m, Hozat Kültür Sanat Ve Dayan›flmaDerne¤i, Evrensel Gazetesi, Almanya MörflinGladbah Ovac›kl›lar Derne¤i ve Seyfi Yerlika-ya destek mesajlar› gönderdiler.

‘Umudun Atefl Toplar›’ an›ld›

Ovac›k’ta etkinlik

Ramazan Cevizve Celal A¤gülan›ld›lar

Dersim’de 10 Aral›k 1996’da devletin kol-

luk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit dü-

flen Halk Savaflç›s› Celal A¤gül ve ‹stanbul Kar-

tal’da 19 Temmuz 1992’de ç›kan çat›flmada

flehit düflen MKP/HKO üyesi Ramazan Ceviz,

Adana’da mezarlar› bafl›nda an›ld›lar.

fiehitlerin Adana Buruk Mezarl›¤›’nda bulu-

nan mezarlar› bafl›nda bir araya gelen DHP

üyeleri, burada devrim ve komünizm mücade-

lesinde flehit düflenler an›s›na sayg› duruflunda

bulunarak, fliirler okudular. Celal A¤gül ve Ra-

mazan Ceviz’in mezarlar›n› karanfillerle süsle-

yen DHP üyeleri anmay› sonland›rd›lar.

Mezar ziyaretinden sonra mezarl›ktan ayr›-

lan kiflilerin sivil polisler taraf›ndan gizlice ka-

meraya çekilmeye çal›fl›ld›¤› dikkat çekti.

Page 5: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007GÜNCEL 5

Gerek ülkemizde, gerekse üzerinde halkla-

r›n yaflad›¤› bütün anakaralarda s›n›flar›n çelifl-

kileri her gün daha bir derinleflmektedir. S›n›f›-

m›z›n insan› olmay› ne kadar baflar›rsak, kavga-

m›z ve mücadelemiz de o kadar yükselmifl ola-

cakt›r. Bu her nefes al›fl›m›zla, her ad›m at›fl›-

m›zla ve yüre¤imizin halk›m›z ve halklar›m›z

için ne kadar att›¤›yla da ilintilidir.

Spartaküslerden, Hallac-› Mansurlardan,

Pir Sultanlardan, Bedrettinlerden, Seyit R›za-

lardan, Denizlerden, Mahirlerden, Kemal Pir-

lerden, Mazlum Do¤anlardan ve Vartinik’ten

Mercanlar’a uzanan ve özünü halka duydu¤u

derinlikli sevdas›ndan alan ‹brahim ve 700’le-

re varan proletaryan›n de¤erli ölümsüz öncü

gücünden ald›¤›m›z fenerle ilerleyece¤imiz-

den hiç kimsenin bir tereddütü olmamal›d›r.

“Vur zulümcü bafl› ben kolay ölmem, ben

ölürsem baflka ‹bo yok mu ki? Bir ölüm de bir

yi¤ide çok mu ki?” fliar›yla ölümü hücre hücre

küçülterek yenenler, “Bekir’in Diyar› Hücre

Tutsakl›¤›”n› halklara baharla müjdeleyenler,

umutlar› gelece¤e ba¤layanlar, kazan›lacak ye-

ni dünyan›n yeni insan› olma mutlulu¤uyla sü-

zülüp mavi göklerde çoktan kanatlan›p özgür-

lefltiler bile. Özgürlük gülüflleri hep yüzlerin-

deydi, kazanmak hep hedeflerindeydi.

Hrant Orhan, Hrant Manuel, Hrant l7’ler,

Hrant Ali Haydar, Hrant Barbara, Hrant ‹lyas

Aktafl… Hrant hepimiziz, hepimiz Ermeniyiz,

hepimiz Kürtüz, hepimiz Laz›z, hepimiz Çer-

kesiz, hepimiz Azeriyiz… Hepimizin Türkleflti-

rilmek istendi¤i bu ülkede.

Hrant, ülkenin sosyo-ekonomik yap›s›n›,

ayakkab›s›n›n alt›n›n delik olmas›yla egemen

s›n›flar›n surat›na vuruyordu.

Hrant, kat›ld›¤› bir gençlik sempozyumun-

da “bizler siyasi yaflam›m›zda, mensubu ol-

du¤umuz az›nl›ktaki ulusumuza bir zarar

gelmesin ve daha rahat çal›flabilelim diye

Ermeni isimlerimizi Türkçe’ye çevirdik” der-

ken asl›nda bütün gerçekli¤ini de koyuyordu.

Hrant da tam kendisi gibi ismini de¤ifltiren Ar-

menak Bak›rciyan (Orhan Bak›r) gibi kurflunla-

ra hedef oldu, biri ba¤›ms›zl›¤› için halk›n sa-

vafl›nda, biri de demokratik haklar ve talepleri-

nin mücadelisini verirken. Biri Elaz›¤’›n Kara-

koçan’›nda, biri ‹stanbul’un göbe¤inde.

Hrant Avrupa’n›n flehri Konstantinapo-

lis’te, ‹lyas Kürt’ün flehri Amed’de.

301’in katil oldu¤unu söyleyip, say›lara

suç yüklemeye devam eden ve kendisi Türk

olmad›¤› halde Baflbakanl›¤› döneminde “Türk

olmayanlar›” fiflleyip takip alt›nda tutmak için,

“Ermenilere limon satt›rmazsam, bana da Bafl-

bakan demesinler” diyen zihniyetlerin “Az›n-

l›klar Tali Komisyonu” tarihi üzerinde yükse-

len 1.500.000 + 1’den sonra d›flar›daki 301’li-

lere koruma tahsis etme ikiyüzlülü¤ü hala kan

ve can üzerinden sürdürülüyor. fiimdi sormak

gerekmiyor mu, içerideki 301’lileri, Diyarba-

k›r’da, Buca’da, Ümraniye’de, Burdur’da, Ulu-

canlar’da ve 19 Aral›k ‘Hayata Dönüfl Operas-

yonu’yla 20 hapishanede katledenler Hrant’›n

katili de¤iller mi?

Hrant’›n cenazesini bile Türklefltirme ina-

d›ndayd›lar, bunu her zamanki ince sinsi poli-

tikalar›yla yedirmeye çal›fl›rlarken cenaze gü-

nü, kurtlarla yiyip, kargalarla öten ça¤r›fl›m›n-

dayd›lar.

Hrant Dink’in cenazesinde O¤uz Hakse-

ver’in canl› yay›ndaki haber sunumu, haf›za-

m›z› bize yoklatt›r›yor. Trabzon’daki ve mah-

kemelerdeki linç giriflimleri misali bir ça¤r›-

fl›m. 31 Ocak-2 fiubat 1990 tarihinde Naz›miye

k›rsal›nda Hüseyin Demir, Erdo¤an Karatafl,

Cemile Sevgül, Aynur An, Yazgülü K›l›ç ve di-

¤er yoldafllar›m›z ölümsüzleflti¤inde; O¤uz

Haksever ATV muhabiriyken kin dolu öfkesiy-

le “evet say›n seyirciler 5’i kad›n, 5’i erkek 10

terörist silahlar›yla birlikte ölü ele geçirildi”

haberini sunarken heyecan› ve Hrant’›n cena-

zesindeki durumu! Sormak gerekmez mi, ney-

di ölümü sizin gözünüzde bu kadar de¤ifltiren,

neydi bu kadar ikiyüzlü duyguyu yaflatan, ney-

di bu kentin ortas›nda yüzü koyun uzat›lm›fl

bir beden gibi da¤ bafl›nda öldürülen bedenle-

ri araçlar›n arkas›na ba¤lat›p, Yat›l› Bölge Oku-

lu’nun spor salonunda üst üste at›p, o yafltaki

çocuklara teflhir ederer, “e¤er siz de büyüdü-

¤ünüzde bu yolu seçerseniz, sizin de sonu-

nuz bu teröristlerin sonu gibi olacak” diyen,

halklar›n çocuklar›n›n kan›na susayan canavar

yarat›c›lar›, neydi bu ölümlerin fark›, flehrin

merkezinde ‘demokrat’, da¤ bafl›nda sizleri

kurtlaflt›ran durum neydi? “Ölü ele geçirme”

kültürünün flehirdeki devam› “yüzükoyun ye-

re serme” kültürüne tafl›nd›.

Yafll› bir ana bir sohbette hasta yata¤›ndan

Armenak (Orhan Bak›r)’›n ad›n› duyunca yata-

¤›ndan do¤ruluyor ve gözlerinde Rakel’in a¤-

z›ndan dökülen insan sevgisine ve halklar›n

kardeflli¤ine efllik her bir sözcü¤ün öneminin

kavray›fl›nda “Orhan Bak›r m› dediniz, O öyle

bir insand› ki, o öyle bir devrimciydi ki, bir

daha onlar gibi insanlar zor gelir. Ben da-

vardayd›m, Orhan (Ali A¤a) köyün içinden

bir bahar günü yürüyor, ben de oldu¤um

yerden onu seyrediyorum. Tarlan›n kenar›n-

dan öyle bir titizlikte, öyle bir incelikte yürü-

yor ki, aya¤›n›n taban›na basm›yor, ayak-

kab›s›n›n kenar›na basarak yürüyor, bir

bu¤day bafla¤›na de¤memek için, bir bu¤-

day bafla¤›n› e¤memek ve otlara basma-

mak için. O insanlar gerçek devrimcilerdi,

onlar›n yerini doldurmak çok zor, ah ah!...”

deyifli tam da 83 yafl›ndaki Kürt bir anan›n öz-

leminin Rakel’in “ah kardefller” söylemiyle

halklar›n tarihi kardeflli¤ini bütünlefltiriyordu.

Hrant’› koruyamayanlar t›pk› her resmi ku-

rumun etraf›na ördükleri tafl duvarlar, demir

parmakl›klar ve diktikleri bayraklar› gibi

Agos’u da bariyerlerle kuflatt›lar. Ama nafile,

çünkü Hrant’› kendiniz öldürdünüz, t›pk› Or-

hanlar gibi, t›pk› Manueller gibi, t›pk› 17’ler gi-

bi, t›pk› ‹lyaslar gibi, t›pk› Cumhuriyetinizin ‹t-

tihat-› Terrakki’den devrald›¤› cinayet dolu

resmi siyasi tarihinden yükselen katliamlar ve

soyk›r›mlar gibi. Kökünüzden kopmak ve res-

mi tarihinizle yüzleflmek ancak sizi biraz insan-

s› yapabilir. Buna var m›s›n›z? Haydi insanlafl-

maya, haydi ürkek güvercinlerin cüretli yürek-

lerini kuflanmaya…

Hrantlar›n cüretini kuflanal›mHrant Armenak, Hrant Manuel, Hrant l7’ler, Hrant Ali Haydar, Hrant Barbara, Hrant ‹lyas Aktafl…Hrant hepimiziz, hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Kürtüz, hepimiz Laz›z, hepimiz Çerkesiz, hepimiz Azeriyiz…

Hrant Dink’in katledildi¤inin duyulmas› üzerine ülkenin

dört bir yan›nda protesto gösterileri düzenlendi, her yerde ey-

lemlere kat›lanlar, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”

fleklinde slogan at›p, bu katliamdan Türk devletini sorumlu

tuttuklar›n› aç›klad›lar.

‹stanbul

Kartal’da bir araya gelen DHP, Partizan, ESP, HKM, BDSP,

Emekli-Sen, EKD, ‹LPS ve Tersane ‹flçileri Birli¤i üyeleri meflale-

lerle Kartal Postanesi önünden Kartal Meydan›’na yürüdüler. Yü-

rüyüflte polis ile k›sa süren bir gerginlik yaflanmas›na ra¤men

grup Kartal Meydan›’nda bas›n aç›klamas›n› yapt›.

Avc›lar’da bir araya gelen çeflitli siyasi parti ve demokratik kit-

le örgütleri üyeleri Marmara Caddesi’nden Belediye’ye kadar slo-

ganlarla yürüdüler. Belediye binas› önünde bas›n aç›klamas› yap›-

l›rken, provokatör bir grup, ‘Ne mutlu Türk’üm’ fleklinde slogan

atarak provokasyon yaratmak istese de eylem olays›z sona erdi.

Ankara

Hrant Dink’in katledilmesi sonras›nda defin gününe de-

¤in kitlesel eylemlerin gerçeklefltirildi¤i Ankara’da 23 Ocak

günü binlerce insan “Hepimiz Hrant’›z” slogan›yla katliama

tepkisini hayk›rd›.

Dink'i u¤urlamak için Sakarya Caddesi'nde akflam saatinde bir

araya gelen sendikalar, meslek odalar› ve devrimci demokrat ku-

rumlar burada bir saat süren bir etkinlik yapt›lar. Hrant Dink'in

son yaz›s›n›n da okundu¤u eylemde Grup Kibele de Ermenice ve

Kürtçe ezgiler seslendirdi.

Daha sonra Sakarya Caddesi’nden Hrant Dink'in yazar› oldu-

¤u Birgün Gazetesi'nin önüne yürünerek, Birgün gazetesi ziyaret

edildi.

Adana

Hrant Dink’in katledilmesini protesto eden Adana’daki

demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler Çak-

mak Caddesi’nden ‹nönü Park›’na yürüdüler.

23 Ocak’ta düzenlenen eylemde aralar›nda DHP üyeleri-

nin de bulundu¤u grup, ‘Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i’ pan-

kart›n› tafl›yarak sloganlarla ‹nönü Park›’na yürüdü. Parkta

yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan yere mumlarla ‘Hepi-

miz Hrant Dink’iz’ yaz›larak müzik eflli¤inde ‘Sar› gelin’ par-

ças› seslendirildi.

Mersin

Katliam› protesto etmek için 20 Ocak Cumartesi günü Mer-

sin ‹HD önünde toplanan kitle, “Hrant’a s›k›lan kurflun halkla-

r›n kardeflli¤ine s›k›lm›flt›r” pankart› açarak Mersin Gazeteciler

Cemiyeti önüne kadar yürdü. Burada bas›n aç›klamas› yapan

kitle daha sonra sloganlarla da¤›ld›.

Hrant Dink’in cenaze töreninin yap›ld›¤› 23 Ocak gününde

de bir araya gelen yaklafl›k 200 kifli bas›n aç›klamas› yaparak

katliam› k›nad›.

Konya

Katliam› protesto etmek için Konya Merkez’de, ‹fl Bankas›

önünde toplanan DHP, ÖDP, D‹SK, Emekli-Sen, E¤itim-Sen,

BES, SES ve Yap›Yol-Sen üyeleri bas›n aç›klamas› yapt›lar. Ya-

p›lan aç›klamada, “Hrant’›n katledilmesinden, ona kurflun s›-

kanlar kadar Ermeni tehcirine dair her tart›flmay› vatan

hainli¤i olarak gösterenler, solculu¤u milliyetçi-›rkç›-floven

histerinin içinde yapma küstahl›¤›n› ve gafletini gösteren-

ler, farkl› olana karfl› hofl görüsüzlü¤ü ve linç kültürünü

yayg›nlaflt›ranlar da sorumludurlar” denildi.

Eskiflehir

Adalar Migros önünde ‹HD’nin düzenledi¤i eyleme DGH,

D‹SK, Halkevleri, EHP, ÖDP, BDSP, ESP, Mücadele Birli¤i,

DPG, Gençlik Derne¤i, SDP, EMEP ve TKP de destek verdi.

Yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, “Hepimiz Hrant’›z, hepi-

miz Ermeniyiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›.

Edirne

Trakya Üniversitesi Ö¤renci Derne¤i (TÜÖD)’ün organize

etti¤i eyleme yaklafl›k 200 kifli kat›ld›. TÜÖD önünden baflla-

yan yürüyüfl eyleminde “Hepimiz Hrant'›z, Yaflas›n Halklar›n

Kardeflli¤i” pankart› tafl›n›rken, “Faflizme karfl› omuz omuza”,

“Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz” fleklinde sloganlar at›l-

d›. Yürüyüflün sonunda, Edirne Postanesi önünde oturma eyle-

mi ve bas›n aç›klamas› yap›ld›. Burada yak›lan mumlar postane-

nin önüne b›rak›ld›.

Elaz›¤

Hozat Garaj›’nda 20 Ocak Cumartesi günü bas›n aç›klama-

s› düzenleyen ‹HD’ye, ildeki tüm devrimci ve demokratik ku-

rumlar da eyleme kat›larak destek verdiler. Eylemde s›k s›k

“Hrant’›n katili TC devleti”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Erme-

niyiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›.

Dersim

Hozat’ta, Cumhuriyet Caddesi Çarfl› Meydan›’nda yap›-

lan bas›n aç›klamas›nda Hrant Dink’in foto¤raflar›n› tafl›yan

grup, “Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant Dink’iz”, “Yafla-

s›n devrimci dayan›flma”, “Faflist TC devleti halka hesap ve-

recek” sloganlar›n› att›. Burada yap›lan bas›n aç›klamas›n›

okuyan Erdem Ulafl Çelik hakk›nda 2911’e muhalefet etti¤i

gerekçesiyle dava aç›ld›.

Gazetemiz, At›l›m Gazetesi, K›z›l Bayrak ve

‹flçi Köylü Gazetelerinin okurlar› taraf›ndan

düzenlenen ve Odak dergisi okurlar›n›n da

destekledi¤i ilk protesto eylemi Türk devleti-

nin Paris’te bulunan konsoloslu¤u önünde ya-

p›ld›. ‘Sessiz protesto’ eyleminde Hrant

Dink’in resimleri ve Frans›zca “Hepimiz Hrant

Dink’iz” yaz›l› pankart tafl›nd›.

Fransa’da 27 Ocak’ta düzenlenen di¤er bir

eylemde de, Türkiye-Kuzey Kürdistanl› dev-

rimci örgüt ve partiler, çeflitli demokratik kit-

le örgütleri, federasyon ve konfederasyonlar-

dan oluflan 40 kurumun biraraya geldi¤i Re-

public Meydan›’ndan Bastil Meydan›’na ‘sessiz

yürüyüfl’ düzenlendi. Yaklafl›k 1500 kiflinin ka-

t›ld›¤› yürüyüflte Türkçe ve Frans›zca “Hepi-

miz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz” yaz›l› pan-

kart tafl›nd› ve yürüyüfl boyunca ‘Sar› Gelin’

adl› türkü çal›nd›.

Bastil Meydan›’nda Türkçe, Ermenice ve

Kürtçe ezgiler çal›n›rken, “Hoflçakal Hrant

Dink, hoflçakal kardeflimiz, hep bizimle ola-

caks›n, hep seninle olaca¤›z ve gene görüfle-

ce¤iz” denilerek güvercinler uçuruldu.

Katliam Avrupa’da daprotesto edildi

ADHF (ÖK), AT‹GF, ATILIM, AVUS-

TURYA ANADOLU FEDERASYONU, ÖDP

V‹YANA KORD‹NASYONU ve VTOGED

Avusturya’n›n Viyana kentinde yapt›klar›

ortak eylemle Hrant Dink’in katledilmesini

protesto ettiler.

Türkiye-Kuzey Kürdistan Hrant Dink için ayakta

Okmeydan›’nda yürüyüfl düzenleyen DHPüyeleri; “Hrant’›n katili patron a¤a devleti”,“Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”, “Ya-flas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› ileHrant Dink’in katledilmesini protesto ettiler

Page 6: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007 EMEK-HABER6

EME⁄‹N KÜRSÜSÜDursun Baştuğ

Bir bireyin, grubun, kurumun karakteristik özelli¤ini ortaya ç›-kartan en önemli etkenlerin bafl›nda, hangi s›n›f›n dünya görüflün-den beslendi¤i gelir. Politik olarak belli esneklikler içerisinde, de-¤iflim göstermesi, onun s›n›fsal gerçekli¤inden uzaklaflt›¤› anlam›-na gelmez. Fakat proletaryan›n ç›karlar› gere¤i yap›lmak istenenher fleyin, bu s›n›fa hizmet edip etmedi¤i noktas›, yaflanan somutdurumlardan kaynakl› irdelemeyi önemsetiyor.

Öncelikle flunu belirtelim. Bugünkü hâkimiyet burjuvazininelinde oldu¤undan, burjuvazinin esnekli¤i kendi stratejilerinintaktiksel boyutudur. Ama proletaryan›n her esnekli¤i taktik olarakkabul edilemez. E¤er taktik manevra ad› alt›nda yap›lanlar, iktidarperspektifine denk düflmüyorsa, bu taktik olmaktan ç›kar, mevcutdüzenin takipçili¤ine götürür. Çünkü iktidarda olan proletaryan›nkendisi de¤ildir. Yap›lan esnemeler dolayl› olarak mevcut düzenehizmet edebilir.

Burjuvazinin belleklerde yaratt›¤› yan›lsamalarla, daha uzlafl-mac› görünümü, ezilenler taraf›ndan bir iyimserlik olarak alg›lan›-yor. Hâlbuki burjuvazinin karakteristik yap›s› incelendi¤i zaman,sadece biçimsel olarak baz› farkl›l›klar›n oldu¤u, özellikle sosyalyaflamda tüketim kültürünü gelifltirdi¤i, ekonomik boyutta ise, da-ha da sald›rganlaflt›¤› görülmektedir. Zenginle fakir aras›ndakiuçurumun her gün biraz daha artmas›, ekonomik sald›rganl›¤›nneticesidir. Zaten köklü bir de¤iflimi beklemek, s›n›flar›n ortayaç›k›fl gerekçelerine z›t olur. Prati¤e hükmeden bu düflüncenin de-¤iflece¤i veya ekonomik refah›n belli bir düzeye ç›kaca¤› umutla-r›na kap›larak, sosyal yaflamda da belli özgürlülükler getirece¤inidüflünmek, oldukça tehlikeli ve yanl›fl olur. Yaflanan kimi de¤iflim-ler biçimsel olmakla birlikte, o da ezilen s›n›f›n yaratt›¤› bask›lan-man›n ürünüdür. Çünkü yaflanacak isyanlar›n tasfiyesini sa¤la-mak ve hâkimiyeti pürüzsüz sürdürmenin politikas› yap›lmakta-d›r. Bununla da sonuç al›nmad›¤› zaman, postal, cop sesleri yük-selmeye bafllar.

Sorun var olan sistemin yamalanmas› de¤il ya da sorun teflkileden, beli bafll› yanlar›n› törpüleyerek, uç ç›k›fllar› engellemek de-¤il, bu ç›k›fllara vesile olan anlay›fllar› temelden yok ederek, pro-letarya önderli¤inde geliflecek ve yönetimde üretenlerin oldu¤ubir yaflam kurmakt›r. Ezen s›n›f›n hâkimiyetine son vermenin yo-lu, sadece ve sadece ezilen s›n›f›n, ezen s›n›fa karfl› verdi¤i müca-deleyle olur. Bu da proletaryan›n di¤er halk katmanlar›na önder-lik ederek k›sa vadede siyasi iktidar› almas› iken, uzun vadede isekendisiyle birlikte burjuvaziyi bir bütün ortadan kald›rarak ger-çekleflir. Bunun d›fl›nda öne sürülecek formüllerin bir geçerlili¤iolamad›¤› gibi, bu formüllerin halk›n kendi kaderini tayin etmesi-ne tezat oldu¤unu belirtelim. Halk›n kendi kaderini tayin etmesi,devrimci halk katman ve tabakalar›n komprador bürokrat burju-vaziye ve toprak a¤alar›na karfl› verdi¤i mücadeleyle, onun orta-dan kald›r›lmas›yla olaca¤›, bunun d›fl›ndaki formüllerin de ger-çek anlamda kazan›m sa¤lamayaca¤› yönündedir. Burada vurgu-lamam›z gereken baflka bir nokta ise, burjuvazinin sömürü vebask›lar› karfl›s›nda, proletaryan›n kendi kaderini tayin etmesinindüzen d›fl›ndaki bir mücadelede oldu¤udur.

E¤er bu halk›n kendi kaderini tayin etme hakk›n› getirip dü-zen içicili¤ine ba¤lar isek, bu gerçekleri sapt›rman›n bir baflkayöntemi olur. ‹flte mücadele içerisinde, komünistleri di¤erlerindeay›ran yan, bu noktadaki tutarl› durufllar›, politika yap›fllar›d›r. Birtak›m argümanlarla, ezilen yoksul halklar›n hak aray›fllar›n›, geti-rip sistemin ç›kmazl›klar›na kanalize etmek komünistlerin de¤il,küçük burjuva revizyonistlerin iflidir.

Bir tak›m aldatmacalarla, ezilen s›n›f›n ihtiyaçlar›na cevap ol-mak bir kenara, onlar›n ortaya koydu¤u enerjinin do¤ru önderlikalt›nda do¤ru hedefe yönlendirilememesinden dolay›, sisteminkitleler gözündeki mevcut zay›fl›¤› oldu¤undan daha güçlü görün-mektedir. Getirirsi olamayan her hamlenin sonucunda yaflananhüsran, var olan umutlar›n k›r›lmas›na vesile olarak, kabulümüzolan idare biçimine dair inançs›zl›¤› gelifltirmektedir.

Her mücadele biçiminin nihai kurtulufl mücadelesine kazan-d›raca¤› bir tak›m olumluluklar olmakla birlikte, bu mücadele bi-çimlerinin sa¤lam bir hedefi ve önderli¤i olmad›¤›nda, yap›lmakistenenlerin anlams›zlaflmas› kaç›n›lmaz olur. En basitinden so-kakta yap›lan bir bas›n aç›klamas›n›n dahi ne kadar önemli oldu-¤unu bilmekteyiz. Fakat bu bas›n aç›klamaklar›n›n, çal›flmalar›nmerkezine oturtulup, stratejik mücadele araçlar›n›n önüne geçiri-lerek köklü bir sonuç al›nmayaca¤›n› iyi bilmeliyiz. Bundan kay-nakl›, de¤iflik alanlarda yap›lan birçok çal›flman›n kendisi deönemli olmakla beraber, bunun d›fl›nda yap›lmas› gerekenler ya-p›lmad›¤›ndan, bu çal›flmalar›n yaflamda karfl›l›¤›n› bulmas› ol-dukça zor olur. Her gün aç›m diyerek birilerinin yemek vermesi-ni beklemek, avuntudan baflka bir fley de¤ildir. Bu istemleri poli-tik bir arenaya tafl›y›p; hem dillendirmek, hem de al›nmas› gere-kenin hak olup olmad›¤› neticesi üzerinden yapt›r›m gücü uygu-lanmal›d›r. Ancak istenilen fleyin bu bütünlüklü duruflla sa¤lana-bilece¤ini düflünmek gerekir.

Her arac›n, bir amaç akabinde geliflti¤ini düflündü¤ümüzde,bu araçlar içerisinde de öncelikli olanlar öne ç›kar›lmazsa, mev-cut ç›kmazl›klar içerisinde dönüp durmam›z kaç›n›lmaz olur. Ül-kemizin sosyo-ekonomik yap›s›ndan kaynakl›, proletaryan›n he-definde komprador bürokratik kapitalizm ve büyük toprak a¤ala-r› durmaktad›r. Proletaryan›n önderli¤inde gelifltirilecek mücade-lenin de, asgari olarak ortaya koydu¤u Milli Demokratik Devrim,k›sa vadede ihtiyaçlar› sa¤layacak temeldedir. Her bak›fl kendiprati¤ini örgütleyerek, kendi renginde bir misyon oynar. Bizlerinde oynamam›z gereken misyon, kendi kaderini tayin etmektir. Buda flu anlama gelmektedir: Nihai kurtuluflu sa¤layacak mücadelebiçimleri d›fl›nda, hiçbir mücadele biçiminin esas olmad›¤›d›r.

Kendi kaderini tayin etme!..

Hükümetin, “Ekonomik program›m›z baflar›ya

ulafl›yor ve borçlar›m›z ad›m ad›m azal›yor” söylem-

lerine karfl›n iç ve d›fl borçlar azalmak flöyle dursun

her geçen gün daha da artarak içinden ç›k›lmaz bir

hal al›rken, devlet ald›¤› borcun faizini dahi ödeye-

miyor. Öyle ki her y›l bütçenin yüzde 30’unun üze-

rinde bir k›sm› faiz giderlerine ayr›l›yor, yani her y›l

bizlerin her 100 liras›ndan en az 30 liras› faiz ödeme-

lerine harcan›yor.

Özellefltirmeyi “babalar gibi yapan”, elde avuçta

ne varsa satanlar, bu paradan bir kurufl bile yat›r›ma

ay›rmadan borç faizlerine ödemektedirler. Son befl

y›l içerisinde devlet; ald›¤› borçlar›n faizi için 184.3

milyar dolar harcad›. Faize 2002 y›l›nda 35.6,

2003’te 40.4, 2004’te 40.7, 2005’te 34.8, 2006 y›l›n-

da ise 32.8 milyar dolar olmak üzere toplam 184.3

milyar dolar harcan›rken, yat›r›ma 2002 y›l›nda 8.5,

2003’te 8.7, 2004’te 9.5, 2005’te 13.9, 2006’da 15

milyar dolar para ay›rabildi. Yeni al›nan borçlar›n fa-

izlerinin ödenmesi için harcanan para, yat›r›m için

ayr›lan paran›n üç kat›ndan daha fazla!

Faize gitmeseydi…

Ülke tarihinin en büyük projelerinden biri olarak

gösterilen GAP projesinin toplam tutar› 32 milyar

dolar. Buradan bak›ld›¤›nda 5 y›ll›k borç faizlerine

ödenen para ile 6 tane GAP bitirilebilirdi. Yine bu

para ile 10 bin km demiryolu (30 milyar dolar), 3 bin

km otoyol (27 milyar dolar), 5 tane Atatürk Baraj›

(15 milyar dolar), 8 milyon 617 bin 787 ev, 400 km

metro (16 milyar dolar), 3 bo¤az köprüsü (1.2 milyar

dolar) yap›labilirdi.

Faize 5 y›lda 184 milyar $Devlet, ald›¤› iç ve d›fl borçlar›n faizleri için 5 y›lda 184.3 milyar dolar harcad›.Bu para ile; 12 tane Atatürk Baraj›, 150 adet Bo¤az Köprüsü yapmak mümkün

Küresel ›s›nma, yanl›fl sulama yöntemleri,

alt yap› ve destek yetersizli¤i nedeni ile tah›l

ambar› olarak bilinen Konya’da ve Çukuro-

va’da bu¤day ve di¤er tah›l ürünlerinin rekolte-

sinde büyük düflüfl bekleniyor.

Ya¤›fllar›n mevsim normallerinin çok alt›n-

da gerçekleflmesi nedeni ile üretici köylü güç

durumda. Ziraat Mühendisleri Odas› Adana flu-

be baflkan› Ayhan Barut, yeterli ya¤›fl düflme-

mesi nedeniyle bu¤dayda üretim kayb›n›n 1

milyon ton olaca¤›n› ve bu¤day üretimindeki

bu düflüflün genel ekonomide 400 milyon YTL

zarara yol açaca¤›n› söyledi. Barut, birçok bu¤-

day üreticisinin bu tablo sonucunda masraflar›-

n› karfl›layamayaca¤›n›, ald›¤› borçlar› ödeye-

meyece¤ini belirterek, Konya ve Çukurova’ya

uzun süreden sonra düflen ya¤›fl miktar›n›n çok

düflük oldu¤unu, üreticilerin bu¤dayda ikinci

ekimden bafllayarak devam eden kurakl›¤›n ar-

d›ndan gelen ya¤mura sevinemediklerini ifade

etti. 73 gün ya¤›fl almayan topra¤›n iyice kuru-

du¤unu, hafta sonu ya¤an ya¤murla topra¤›n

yeteri kadar doymad›¤›n› söyleyen Barut, “Ya-

¤›fl, çimlenmifl tohumlar›n uzamas›na yar-

d›mc› olur, ama topra¤›n alt›ndaki tohum-

lar için fayda sa¤lamad›” dedi.

Ülke genelinde ya¤›fllarda büyük bir düflüfl

oldu¤una, 2006 y›l›n›n Aral›k ay›nda normalin

4’te 1’i kadar ya¤›fl gerçekleflti¤ine dikkat çe-

ken Barut, özellikle Konya, Adana, fianl›urfa ve

Hatay gibi yerlerde bu¤day üretiminde yüzde

20’ye varan üretim düflüflünün yaflanaca¤›n›

kaydetti.

Bu¤dayda kay›p 1 milyon tonTersane ‹flçileri Birli¤i Derne¤i üyeleri

tersanelerde yaflanan sorunla dikkat çek-

erek ve iflçilerin sigortas›z çal›flt›r›lmas›n›

protesto ettiler.

21 Ocak günü Galatasaray Postanesi

önünde bir araya gelen Dernek üyeleri,

burada bir bas›n aç›klamas› yaparak; Her

ay 10'dan fazla iflçinin ifl kazalar›nda yafla-

m›n› yitirdi¤ine dikkat çektiler ve 2 bin ifl-

çinin ise tafleron olarak çal›flt›r›ld›¤›n›n al-

t›n› çizdiler. Tersane iflçilerinin her türlü

sosyal güvenceden yoksun oldu¤u ifade

eden Dernek üyeleri, gerekli ifl güvenli¤i

tedbirleri al›nmas›, tafleronlaflt›rman›n ya-

saklanmas›, sigortas›z iflçi çal›flt›r›lmas›na

son verilmesi, sosyal tesis düzenlemeleri-

nin yap›lmas› ve iflçiler için ücretsiz tafl›-

mac›l›¤›n yap›lmas›n› istediler.

‹zmir'de, 27 Ocak günü Eski Sümerbank

önünden Büyükflehir Belediyesi’ne yürü-

yen sözleflmeli ö¤retmenler kadroya al›n-

malar›n› istediler.

‹lkö¤retim ö¤rencilerinin de destek ver-

di¤i eylemde, “E¤itimde ifl güvencesiz çal›fl-

t›r›lmaya son”, “S›navs›z ifl güvenceli kadro

hakk› istiyoruz” pankart› açan sözleflmeli

ö¤retmenler ad›na bas›n aç›klamas›n› oku-

yan ‹zmir E¤itim-Sen üyesi P›nar Bali; 2006

y›l›nda KPSS'ye giren ö¤retmen aday›n›n

202 bin olmas›na ra¤men kadrolu olarak is-

tihdam edilen ö¤retmen say›s›n›n 29 bin ol-

du¤unu belirtti. Ülke genelinde ö¤retmen

a盤›n›n olmas›na karfl›n binlerce sözlefl-

meli ö¤retmenin kadroya al›nmad›¤›n›

kaydeden Bali; “Bizler gelece¤imize, Tür-

kiye'nin gelece¤ine sahip ç›kt›¤›m›z için

bugün buraday›z. Bu uygulamalara son

verilene kadar mücadelemiz ‹zmir'de

bafllayarak tüm yurtta yank›s›n› bula-

cakt›r. ‹flsizlik ve mezarda emeklili¤e

mahkûm olmak istemiyoruz. Diplomal›

iflsiz olmak istemiyoruz” ifadeleri ile ko-

nuflmas›n› noktalad›.

Ad›yaman’da, Besni ‹lçe Belediyesi’nin

ifl antlaflmalar›n› fes etti¤i 82 geçici iflçi

ad›na Belediye-‹fl fianl›urfa flubesi ile bele-

diye aras›nda toplu ifl sözleflmesinin imza-

lanmas›n›n ard›ndan iflçiler sözleflmeli ola-

rak tekrar ifl bafl› yapt›.

Besni Belediye Baflkan› ‹brahim Öztürk

ve Belediye-‹fl Sendikas› fianl›urfa fiube

Baflkan› Adem fi›ltak'›n imzalad›¤› toplu

sözleflme sürecinde iflçiler de bulundular.

Toplu sözleflmenin imzalanmas›n›n ard›n-

dan konuflan Adem fi›ltak; sözleflmenin ifl-

çiler ad›na önemli bir kazan›m oldu¤unu

ifade ederek, bunun di¤er belediyelere ve

belediye çal›flanlar›na örnek olmas› gerek-

ti¤ini kaydetti.

‹flçiler sigortahakk›n› istiyor

“Kadro istiyoruz”

Geçici iflçilerlesözleflme yap›ld›

Türk Tabipler Birli¤i ve Sa¤l›k Emek-

çileri Sendikas›, 30 Ocak günü mecliste

görüflülen “Sa¤l›k Hizmetleri Temel Ka-

nunu’nda De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair

Kanun Tasar›s›”na karfl› hastanelerde iti-

raz eylemi gerçeklefltirdi.

Ülke genelinde hastanelerde eylem

yapan Türk Tabip Odas› (TTO) ve Sa¤l›k

Emekçileri Sendikas› (SES) üyesi sa¤l›k

çal›flanlar› ve doktorlar, mecliste görüflü-

len yasay› ‘torba yasas›’ olarak niteleye-

rek yasan›n iptal edilmesini istediler. Ey-

lemlerde yap›lan konuflmalarda ithal he-

kim uygulamas›na karfl› olundu¤u belirte-

rek, ç›kart›lmak istenen yasayla sa¤l›k ça-

l›flanlar›n›n ölüme mahkûm edildi¤i ifade

edildi. Radyoloji çal›flanlar›n›n her gün

yüzlerce hastaya bakt›¤›na ve bu nedenle

büyük oranda kanser olma riski alt›nda

olduklar›na iflaret edilen konuflmalarda;

“Bugün itiraz ediyoruz, yar›n da itiraz

edece¤iz. Bu torba yasas›nda ›srar eder-

lerse yarg› yoluna gidece¤iz. Daha önce

bunun gibi yasalar yarg›dan döndü”

denildi. Aç›klamalarda ayr›ca yasan›n; ‹t-

hal hekim uygulamas›yla hekim eme¤ini

ucuzlataca¤›, sa¤l›k alan›n› uluslararas›

sermayeye açaca¤›, kadrolaflmay› ve s›-

navs›z atamay› kolaylaflt›raca¤›, hekim ve

hastalar› sigorta flirketlerinin k›skac›na

sokaca¤›, e¤itici kadrolar› Sa¤l›k Bakanl›-

¤›’n›n keyfine b›rakaca¤› ifade edildi.

“Hükümet

yasan› al

bafl›na çal”

Diyarbak›r’da, sigorta hakk› ve

çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi

için iki ay› aflk›n bir süredir grevde

olan Aky›l Tekstil Fabrikas› iflçileri,

AKP’ye siyah çelenk b›rakarak; hü-

kümeti protesto ettiler.

25 Ocak günü Diyarbak›r AKP il

binas› önünde toplanan iflçiler ad›na

bir aç›klama yapan TEKS‹F Diyarba-

k›r Büro Temsilcisi Aziz Bürçün, ya-

flad›klar› sorunlar karfl›s›nda AKP

hükümeti ve milletvekillerinin kay›t-

s›z kald›klar›n› dile getirerek; “Biz-

ler Baflbakan Erdo¤an'›n iflçilere

özel sektörde örgütlenin söylemle-

rine inand›k. Mücadele ediyoruz.

Baflbakan›m›z, milletvekilleri ve

AK Parti il baflkanlar› ve yönetici-

leri bu söylemin arkas›nda dur-

man›z gerekti¤ine inan›yoruz”

fleklinde konufltu. “AKP uyuma, sab-

r›m›z› tafl›rma”, “‹flçiler burada, yet-

kililer nerede” sloganlar› atan iflçi-

ler, AKP il örgütü önüne siyah çe-

lenk b›rakarak eylemlerini sonlan-

d›rd›lar.

Aky›l iflçsi AKP hükümetine öfkeli

‹flverenin tutumuna tepki gös-

teren ve taleplerinin kabul edile-

rek yeniden ifle al›nmalar›n› iste-

yen Aky›l iflçilerinin fabrikaya yü-

rümesi polis taraf›ndan engellendi.

AZC Plaza önünde toplanan iflçi-

ler, burada yapt›klar› bas›n aç›kla-

mas›n›n ard›ndan Aky›l Fabrika-

s›’na yürümek istediler. Polisin

yürüyüflü engellemesi üzerine ifl-

çiler, Ofis kavfla¤›nda yar›m saat

oturma eylemi yaparak engelle-

meye tepki gösterdi.

Aky›l iflçisinepolis engeli

Page 7: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007G Ü N C E L 7

ÖNCÜ KADINRojda Demir

Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan dolay›

yay›mlayam›yoruz

Özellefltirmeyi “ba-

balar gibi” yapa-

rak elde avuçta

sat›lmad›k kamu

iflletmesi b›rak-

mayan AKP hükümeti, flimdi ülke-

miz petrol yataklar›n› yabanc› pet-

rol tekellerine sat›yor! Petrol arama,

ç›kartma ve bunlar›n kullan›m› konu-

sunda yabanc› petrol flirketlerine ve

onlar›n ülkemizdeki uzant›lar›na bü-

yük kolayl›klar getirerek, ülkemiz

petrolünü onlar›n avuçlar›na terk

eden “Türk Petrol Kanunu”, meclis-

ten geçerek yasalaflt›. Konuya iliflkin

Petrol-‹fl Araflt›rma Uzman› Ayfer

E¤ilmez’in yapt›¤› tan›mlana oldukça

çarp›c›: “Ç›kar›lan yeni kanuna

‘Türk Petrol Kanunu’ dense de, ad›

Türk, ama kendisi ‘yabanc›’ bir ka-

nundur”.

“Petrol yok” diyenler-

den Türk Petrol KanunuY›llard›r ülkemizde petrol olma-

d›¤›n› söyleyenlerin bugün; “Türki-

ye’deki petrolün bulunmas›, ç›kar-

t›lmas› ve petrol üzerindeki yerli-ya-

banc› petrol flirketlerinin imtiyazla-

r›n›n”belirlenmesini kapsayan Türk

Petrol Kanunu ç›kartm›fl olmas› dik-

kat çekicidir! Uluslararas› petrol te-

kellerinin istekleri ve IMF ile Dünya

Bankas›’n›n dayatmalar› sonucu ka-

bul edilen yeni petrol kanunu ile

daha önce petrol arama ve üretimi-

ne iliflkin zorunlu olan “ülke menfa-

atlerine uygun olarak yap›lmas›” flar-

t› kald›r›lm›fl oldu. Yine yasayla bir-

likte art›k ülkemizde petrol ç›kartan

flirketler, ola¤an üstü durumlarda da-

hi geçerli olmak üzere, ç›kartt›klar›

petrolün tamam›n› yurtd›fl›na sata-

bilme hakk›na sahip olmufl durum-

dalar. Oysa eskiden ülkenin ihtiyaç

duydu¤u petrolün d›flar›ya sat›lmas›

yasakt›! Böylece ülkemiz petrolün-

den elde edilecek kazanc›n yabanc›

petrol flirketlerinin ceplerine girme-

sinin önü aç›lm›fl oldu.

Petrol tekellerine 30

y›ll›k kullan›m izni!Yasayla beraber ülkemizdeki

petrol kaynaklar›n› ifltahla yutmay›

bekleyen uluslararas› tekellere, ül-

kemiz petrollerini 30 y›l süre ile ki-

ralamalar› için gerekli yasal düzenle-

me yap›lm›fl oldu. K›sa bir süre ön-

ce gündeme gelen iflgal alt›ndaki

Irak’›n petrolünün 30 y›l süre ile

ABD-‹ngiliz petrol tekellerinin kulla-

n›m›na aç›lmas›, onlara b›rak›lmas›

durumu böylece ülkemiz için de

gerçekleflmifl, ülkemiz iflgal edilme-

den petrol kaynaklar›m›z emperya-

list tekellere terk edilmifl olacak!

Yabanc›lar için Türk Petrol Kanunu

Emekli-Sen’in insanca yaflama-

ya yetecek emeklilik ücreti ve

SSGSS’nin iptali için 5 Ocak’ta

bafllatt›¤› imza kampanyas› sonuç-

land›.

Emekli-Sen üyeleri, 26 Ocak

günü 4 günlük kampanya çerçe-

vesinde toplad›klar› 25 bin imzay›

Baflbakanl›¤a iletti. K›z›lay’da bu-

lunan YKM önünde toplanan

Emekli-Sen üyeleri buradan Bafl-

bakanl›¤a yürüdü. Emekliler ad›-

na bir heyetin imzalar› Baflbakan-

l›¤a teslim etmesinin ard›ndan

E¤itim-Sen Genel Baflkan› Veli

Beysülen taraf›ndan bir aç›klama

yap›ld›. Beysülen aç›klamas›nda;

AKP’nin 4 y›ll›k hükümeti süre-

since IMF’nin politikalar›n› ek-

siksiz uygulad›¤›n›, bu politika-

lardan en çok emeklilerin etki-

lendi¤ini söyleyerek, “Bu ikti-

dar döneminde emeklileri yok

sayan birçok uygulama hayata

geçirildi. S›k›nt›lar›m›z katla-

narak artt›” dedi. Beysülen, Yar-

g›tay 4. Hukuk Dairesi’nin emek-

lilerin sendika hakk›n› yok sayan

karar›na da at›fta bulunarak;

“Anayasa’n›n 90. maddesi bize

sendika hakk› tan›yor ve biz

bunu kullanaca¤›z. Sendikam›-

z› sokakta kurduk, savunaca-

¤›z” fleklinde konufltu.

Türkiye Haberleflme, Ka¤›t ve

Bas›n Yay›n Hizmet Kolu Kamu Ça-

l›flanlar› Sendikas› üyeleri, PTT’deki

personel s›k›nt›s› ve ifl yükünden fli-

kayet ederek hükümetten PTT’ye

personel al›nmas›n› istedi.

25 Ocak günü, ‹stanbul Ac›ba-

dem’de bulunan 150. Y›l PTT Bafl-

müdürlü¤ü önünde toplanan Türk

Haber-Sen üyesi postac›lar, PTT’de-

ki personelin azl›¤› nedeni ile iflle-

rin fazla oldu¤unu belirterek, hükü-

metten PTT’ye personel al›nmas›n›

talep etti. Halaylarla bafllayan ve ‹s-

tanbul Anadolu Yakas›’nda çal›flan

çok say›da postac›n›n kat›ld›¤› ey-

lemde konuflan Türk Haber-Sen Ge-

nel Baflkan› ‹smail Karadavut,

PTT’de hizmet üretecek personelin

kalmad›¤›n›, hizmetlerin durma

noktas›na geldi¤ini söyledi. Karada-

vut, “Yaklafl›k 50 bin kadrosu bu-

lunan PTT Genel Müdürlü¤ü’nde

çal›flan say›s› 29 bin kifliye düfl-

müfltür. ‹flimiz de yüzde 265 ora-

n›nda artm›flt›r. Personelin art›k

dayanacak gücü kalmam›flt›r. Ar-

t›k sesimizi duyun, PTT’ye perso-

nel verin” dedi.

Personel al›m›n› IMF’nin engel-

ledi¤ini, hükümetin de buna uya-

rak personel al›m›n› durdurdu¤u-

nu belirten Karadavut, PTT’nin de

di¤er kamu kurulufllar› gibi özel-

lefltirilmek istendi¤ini öne sürdü.

Karadavut, hükümetten acil ola-

rak 10 bin personel almas›n› iste-

diklerini belirtti.

Devlet bünyesinde çal›flan yol, yap›, alt-

yap›, tapu ve kadastro emekçilerinin; maafl-

lar›nda zamm› öngören yasa tasar›n›n Mali-

ye Bakanl›¤›’nda bekletilmesini protesto

için yapt›¤› yürüyüfle polis müdahale etti.

25 Ocak günü Bay›nd›rl›k ve ‹skan Ba-

kanl›¤› önünde toplanarak Maliye Bakanl›-

¤›’na yürümek isteyen Yap› Yol-Sen üyele-

rine polis müdahale ederek slogan atmama-

lar›n› ve pankart açmamalar› istedi. Kitle-

nin buna itiraz ederek polis çemberini yar-

maya çal›flmas› üzerine yaflanan arbedenin

ard›ndan iflçiler pankartlar›n› kapatarak,

slogans›z bir flekilde Maliye Bakanl›¤›’na yü-

rüdüler. Yap› Yol-Sen Genel Baflkan› Bedri

Tekin burada bas›na yönelik bir aç›klama

yapt›. “Bugün alk›fls›z, slogans›z ve pan-

karts›z yürümeye zorland›k. Böylece ülke

çetelerden, h›rs›zl›ktan, batmaktan kur-

tulmufl mu oldu” sözleri ile polisin tutu-

muna tepki gösteren Tekin, ücretlerinin

çok düflük oldu¤unu ve zam istediklerini

ifade ederek; “Çal›flma koflullar›m›z›n iyi-

lefltirilmesi ve insanca bir yaflam için 19-

24 fiubat tarihleri aras›nda 5 koldan An-

kara’ya yürüyecek, 12 Nisan'da da oto-

yol ve köprülerde ifl yavafllatma eylemi,

di¤er iflyerlerinde ise ifl b›rakma eylemi

gerçeklefltirece¤iz” dedi.

Aç›klaman›n ard›ndan iflçiler ad›na bir

heyet çal›flma koflullar›n›n düzeltilerek ma-

afllar›na zam yap›lmas› talebiyle toplanan 5

bin imzay› Maliye Bakanl›¤›’na verdi.

Emeklilerden25 bin imza PTT

iflçilerininsay›s›azald›iflleri artt›

Emekçiye polis barikat›

Meclisten ge-çen ‘Türk PetrolKanunu’ ile ya-banc› tekellere

büyük imtiyazlartan›n›yor. Konu-

ya iliflkin Petrol-‹flAraflt›rma Uzma-

n› Ayfer E¤il-mez’in yapt›¤› ta-n›mlana oldukçaçarp›c›: “Ç›kart›-lan yeni kanuna‘Türk Petrol Ka-nunu’ dense de,

ad› Türk, amakendisi ‘yabanc›’

bir kanundur”

Petrol-İş sendika-sı Genel BaşkanıMustafa Öztaşkın;ABD ve yandaşları-nın Irak’ı işgal ederekpetrolüne el koyduk-larına dikkat çekerek;“Irak’ta savafl-silah-la yapt›r›lanlar, Tür-kiye’de AKP hüküme-

ti marifetiyle yapt›r›lm›flt›r” dedi. Öztaşkın, yasa-daki başlıca önemli noktaları ise şöyle özetledi:

-“Milli Menfaatin Korunması” başlıklı bölümkaldırılmıştır. Kamu menfaatinin yerini, yerli/ya-bancı özel şirket menfaatleri almıştır.

-Petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulun-mak için yapılan başvurularda; “talebin millimenfaatlere uygun olması” ölçütü, yasadan çıka-rılmış, uluslararası şirketlere sayısız imtiyazlarsağlanmıştır.

-Yabancı devletlerin doğrudan ve dolaylı birbiçimde idaresinde etkili olabilecekleri şirketlerile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devletnamına hareket eden şahısların, petrol faaliyetle-rinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekle-ri, tesis kuramayacakları hükmü, bu yasadan çıka-rılmıştır.

-Ülke içinde üretilen ham petrol ve doğal gaz

ile bunlardan elde edilen petrol ürünlerinin, karasahalarında %65’i ve deniz sahalarında %55’inin“memleket ihtiyacına” ayrılması zorunluluğu kal-dırılmış, yabancı şirketlere, ürettikleri ham petrolüzerinde sınırsız tasarrufta bulunma hakkı veril-miştir. Ürettikleri ham petrol/doğal gazın tamamı-nı ihraç etme hakkı getirilerek, olağanüstü durum-larda bile ülkemizde üretilen ham petrolün ülke-mizde kullanılması, “memleket ihtiyacını gözet-me” anlayışını ortadan kaldırmıştır.

-Türkiye’de üretilen ham petrolden alınan%12,5’lik devlet hissesi oranı, günlük üretimmiktarına göre kademeli olarak %2’ye kadar indi-rilerek, üretimden sağlanan gelir %50–85 arasın-da azaltılmış, şirketlerin gelirleri korunmuştur.

-Denizlerde bulunacak ham petrolün üreti-minden alınacak devlet hissesi oranlarının düşü-rülmesinden sonra, su derinliğine bağlı olarak%30’a ulaşan ilave indirimler getirilmiştir.

-Türkiye’de çalıştırılacak yabancı personel,serbestçe istihdam edilecektir.

-Doğal afet, savaş, grev ve toplumsal olaylar-dan dolayı etkilenmelerde üretime ara verilmesi,durdurulması gibi şirketlere geniş inisiyatifler ta-nınmaktadır.

-Emekçilerin grev ve halkın, insan sağlığı veçevre gibi konularda duyarlılığını belirtmeye yö-nelik demokratik hak arama yolları sınırlandırıl-maktadır.

-İmar Yasası dahilindeki alanlarda devlet ona-yı olmadan arama yapılamayacağına ilişkin hü-küm yasadan çıkarılmış, yabancı şirketlere ülke-mizin her yerinde sınırsız bir biçimde faaliyettebulunma hakkı tanınmıştır.

-TPAO’nun, devlet adına petrol arama ve üre-tim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak,özelleştirilmesinin önü açılmaktadır.

“Irak’ta iflgalle

yap›lan› ülkemizdeAKP yap›yor”

“Kendi evimizi ev olarak görmemek,

orada kendimizi evimizde hissetmemek

ahlâk›n bir parças›d›r.” (1)

“Hepimiz Ermeniyiz!”… Ahbari¤imizi, Sevgili Hrant’›m›z› u¤urlamak üzere Harbiye’den Yenikap›’ya

akan yüz bini aflk›n insan›n tek yürek, tek ses hayk›r›fl› buydu. Evet o an, ve o günden sonra hepimiz Er-

meniydik; de¤il mi ki kardeflimiz, ahbari¤imiz bu topraklar›n egemenlerinin lanetli tarihini sorgulad›¤›

için öldürülmüfltü… Ve de¤il mi ki o lanetli tarihi elefltirmek, yafl› k›rk› geçmifl her Türk’ün örtük olarak

bildi¤i “s›r”r› a盤a vurmak 301’lik olmaya, mahkeme kap›lar›nda ‘Kerinçli-Kerinçsiz’ güruhunun sald›r›-

s›na u¤ramaya yetiyordu… De¤il mi ki bu ülkede kapitalizm dedi¤imiz, birikimini topraklar›ndan, yurt-

lar›ndan sürülen, katledilen gayrimüslimlerin menkul ve gayrimenkullar›n›n ya¤malanmas› üzerinden

sa¤lam›flt›…

De¤il mi ki “onlar” aram›zdan kopart›l›p götürüldükten sonra derelerin günlerce kan akt›¤›n› gör-

müfl… Görmüfl ve susmufltuk… De¤il mi ki flimdi bir ölüm uykusundan uyan›p hayal-meyal hat›rlad›¤›-

m›z suskun nenelerimizin tehcirden nas›lsa kurtulup Müslüman ailelere evlatl›k verilmifl, “gelin” edilmifl

ve ondan sonra da yaflam› boyunca “lal olmufl” Ermeni k›zlar› oldu¤unu keflfediyorduk… De¤il mi ki,

kendisine, “Senin için 10.000 Ermeni imha etti diyorlar,” sorusuna karfl›l›k, “Benim namusum var, on bi-

ne tenezzül etmem, daha ç›k bakal›m,” yan›t›n› veren Zor mutasarr›f› Salih Zeki Bey’in (2) torunlar›, “bu

vatan için kurflun yemeye ve kurflun s›kmaya” azmettirilmifl “vatan evlatlar›”, ezelî-ebedî vigilante’lerimiz

halen ifl bafl›ndayd› ve ço¤unlukla s›rtlar› s›vazlanarak yakay› kurtar›yorlar, yakay› kurtarmakla da kalm›-

yor, milletvekili, ifl adam›, mafya babas› olarak ellerini kollar›n› sallaya sallaya dolafl›yorlard› aram›zda. Her

nas›lsa yakaland›klar›nda ise, en yetkili a¤›zlar, koro halinde, “ortada örgüt yok, olay münferit, meczup

ifli, san›k tahrike kap›lm›fl…” diye yaygaray› bas›yordu. Evet, de¤il mi ki bütün bunlar olmufltu, oluyor-

du… ve biz sustukça hep olaca¤a benziyordu… Hayk›rmaya bafllad›k: “Hepimiz Ermeniyiz!” T›pk› kirli

savafl›n hedefi ve ma¤duru Kürt kardefllerimiz için “Hepimiz Kürdüz!” diye hayk›rd›¤›m›z gibi.

En çok tak›ld›klar› da bu oldu… MHP’sinden Cumhuriyet Gazetesi’ne, BBP’sinden Perinçek’in Ulu-

sal Kanal’›na… Nitekim cenazenin ertesi günü Tercüman Gazetesi “nazire” yap›yordu manfletinde: “He-

pimiz Türküz!” MHP Antalya ‹l baflkan› Nizamettin Sa¤›r, “Bu co¤rafyada Türk oldu¤unu söyleyemeyen

vatandafl›n, yaflama hakk› oldu¤una inanm›yorum,”(3) buyururken, ‹lhan Selçuk da ekliyordu, tehditle,

“Kuvva’c›” Cumhuriyet gazetesindeki sütunundan: “Bu bak›mdan hepimiz Ermeni, Yahudi, Çerkez,

Kürt, Rum, Laz, Abaza vb. olabiliriz; bu yolda hiçbir sak›nca yok… Ama hep birlikte mutlu olmak istiyor-

sak, gelin flu Türk yurttafll›¤›nda birleflelim… Birleflelim de flu ‘Ç›lg›n Türkler’i yeniden ç›lg›nlaflt›rmaya-

l›m…”(4) (abç)

Sahi, flu “Ç›lg›n Türkler” neden “ç›lg›n olmayan”, yani aklî melekeleri yerinde, akl-› selim sahibi bir

Türk’ün (Harbiye’den Yenikap›’ya yürüyen on binlerin büyük bölümünün kendini “Türk” olarak tan›m-

lad›¤›n› önvarsayarak söylüyorum bunu) kendini Ermeni olarak tan›mlamas›na, öyle hissetmesine, ya da

Ermeni kardeflleriyle dayan›flmas›n› dile getirmek için böyle söylemesine “(yeniden) ç›ld›r›rlar”? Sak›n

“Ermeni” sözcü¤ünü bir “hakaret” olarak gördükleri için olmas›n? (Büyüklerimin dünya güzeli, kara göz-

lü ilkokul arkadafl›m›n yan›nda a¤z›mdan o mefl’um “Ermeni” sözcü¤ünü kaç›r›p da “pot k›rmamam” ge-

rekti¤ini, arkadafl›m›n buna çok üzülece¤ini s›k› s›k›ya tembihleyifllerini hat›rl›yorum da…) “Madem ki

Ermeni…” diye bafllayan yeniyetme y›l›fl›kl›klar›ndan hâlâ s›yr›lamam›fl olmam›z›n bir göstergesi midir bu

efelenifller? Bu ülkenin anl›-flanl› yöneticilerinin, all›-pullu medyas›n›n “lanetli” gördü¤ü her fleyi “Erme-

ni parma¤›”, herkesi “Ermeni dölü” olarak nitelemesi bu -son vermek istemedikleri- h›nc› a盤a ç›kartan

anlaml› bir “lapsus” de¤il midir?

Ya Hrant’›m›z›n san›klar›na nedamet getirtmek için onlara “Fatih’in ferman›”n› okutan emniyet gö-

revlilerinin “lapsus”u? “Evlad-› fatihân”›n kendini bu memleketin tek ve gerçek sahibi, “ötekiler”i ise, bir

büyüklük gösterisi olarak “hoflgörü gösterilmesi”, daha do¤rusu “tahammül edilmesi” gereken “ya-

ban”lar olarak gören bir zihniyetin ayan beyan bir d›flavurumu de¤il mi?

Bir soru daha: Mustafa Kemal’e atfedilen ve Türk milliyetçili¤inin “kafatasç›, ›rkç›” de¤il de, “irade-

ye (ya da öztan›ma) dayal›” ça¤dafl bir milliyetçilik oldu¤u sav›na s›kça delil gösterilen “Ne mutlu Tür-

küm diyene” vecizesini art›k tersinden okuma vakti gelmedi mi? “Türk’üm” diyen mutlu, ya demeyen-

ler? Ya Anadolulu, T.C. yurttafl› olmaktan gocunmayan, ama kendilerini “Ermeni”, “Kürt”, “Arap” vb. ola-

rak hisseden ve öyle tan›mlanmay› isteyenler? Say›lar›n›n hiç de az olmad›¤›n› biliyoruz üstelik… Hay›r,

kimse Türklü¤ün bir “üst-kimlik” oldu¤u yolunda söz oyunlar›na tevessül etmesin… Türkler (üstelik de

ta mübadeleden bu yana Sünni-Müslüman Türkler) Türkiye Cumhuriyeti ulus-devletinin, ço¤u asimle ol-

mufl “hakim” kabul ve ilan edilmifl unsurlar›d›r; kökenleri çeflitlidir; da¤›lan Osmanl›’n›n Anadolu’da tu-

tunabilmifl bekayas› ya da mübadeleyle misak-› millî s›n›rlar›na getirilmifl veya sonradan göç etmifl Müs-

lüman unsurlard›r; bir k›sm›n›n anadili Türkçe’dir, baz›lar› zamanla dilini Türkçelefltirmifl, okullarda or-

tak bir tarihi bellemifller ve “Türklük”e kat›lm›fllard›r - ama tek unsuru de¤ildirler. “Hepimiz Türküz!”

manfletini atanlara, “ç›lg›n Türkler”i göreve ça¤›ranlara flu soruyu sormak gerekir; siz anadili Türkçe ol-

mayan bir Türk’ü tahayyül ve kabul ediyor musunuz? Lazlar, Abazalar, Çerkezlerin büyük ço¤unlu¤u için

belki art›k de¤il, ama Kürtlerin ve (kald›¤› kadar›yla) Rumlar›n, Ermenilerin ço¤unun anadilleri hâlâ Türk-

çe de¤il… Onlar rüyalar›n› Kürtçe, Rumca, Ermenice… olarak görüyorlar ve daha da önemlisi böyle gör-

meyi de sürdürmek istiyorlar…

E¤er “Türklük” gerçekten de milliyetçili¤in “soldan” apolojistlerinin iddia etti¤i gibi “konsensüs”e

dayal› bir “üst-kimlik” ise, onlar› “Ermeni kökenli Türk”, “Kürt kökenli Türk” vb. olarak damgalamadan,

“yurttafll›¤›” tan›mlamadan önce kimse fikirlerini sormay› ak›l etmifl midir? Hay›r, hangi koflullar alt›nda

haz›rlan›p nas›l bir referandumla kabul edildi¤i hepimizin akl›nda olan 1981 Anayasas›, bu alanda bir re-

ferans teflkil edemez, etmemelidir. “O” Anayasa, 12 Eylül devlet terörünün özgül koflullar›nda haz›rlan-

m›fl ve kamu içerisinde tart›flmaya aç›lmaks›z›n oylanm›flt›r… Dahas›, bir “konsensüs”ten söz edebilmek,

en az›ndan taraflar›n›n varl›¤›n›n kabulünü öngerektirir. 1981’de Kürtler karlar›n üzerinde “kart-kurt-

kürt” diye yürüyen da¤ Türkleri olarak geçmekteydi kay›tlara; Ermeniler ise, Aflkale’nin, 6-7 Eylül’ün,

“Vatandafl Türkçe konufl!” kampanyalar›n›n bask›s› alt›nda sinmifl, gözlerden silinmeye, varl›klar›n› unut-

turmaya çabalayan, bunun için adlar›n› de¤ifltirmek dahil her yola baflvuran ve ancak ve ancak Asala bir

T.C. diplomat›n› öldürünce “an›msanan” içine büzülmüfl bir cemaatti…

Hay›r, kimse fikirlerini sormad›… Çünkü “devletlû”lar onlar›n “taraf” olabilece¤ini ak›llar›na dahi ge-

tirmediler -Türkiye Cumhuriyeti (ulus-) Devletinin homojen ve monolitik kurgusuna uygun olarak…

Do¤rusu istenirse ne “devletlûlar”›n, ne de halk›n büyük ço¤unlu¤unun akl›nda bu yolda en ufak bir kufl-

ku k›r›nt›s› mevcut de¤ildi.

Bugünkü h›rç›nl›k, kuflku k›r›nt›lar›n›n biçimlenmekte oluflundan kaynaklan›yor. Gerçekten de so-

kaklarda “Hepimiz Ermeniyiz!” diye hayk›ran on binler, köyü boflalt›lan Kürt’le Kürt, evi bafl›na y›k›lan

Roman’la Roman, soka¤›n ortas›nda kurflunlanan Ermeni’yle Ermeni olmaya istekli, insan yaralar›na du-

yarl›, kardeflli¤e susam›fl, “ç›ld›rmam›fl Türkler”in say›s›n›n hiç de az olmad›¤›n› gösterdi “devletlûlar”a.

Sa¤l› sollu milliyetçilere ve halk›m›z›n Kurtlar Vadisi’ne râm olmufl b›çk›n evlatlar›na…

Birgün bu yurt üzerinde gerçek bir “konsensüs” oluflacaksa e¤er, bu ac›l›, kanla yo¤rulmufl toprak-

lar›, farkl› türkülerimizi hep bir a¤›zdan söyleyece¤imiz, “yarin yana¤›ndan gayr› her yerde, her fleyde

hep beraber” diyebilece¤imiz gerçek bir kardefllik sofras›na dönüfltürebileceksek, bunu Ahbarik

Hrant’›n ard›ndan uzanan sekiz kilometre boyunca “Hepimiz Kürdüz! Hepimiz Ermeniyiz!” diye hayk›-

ranlar gerçeklefltirecektir…

1Adorno.

2‹ttihatç›lar›n duruflma tutanaklar›ndan, Tertib 6 ve Tertib 14, Vesika 4 ve Tertib II, Vesika I, ak-

taran: Murat Belge, “1919 Kararlar›”, Radikal, 9 Nisan 2005, s.11.

3“Bahçeli: ‹zaha Muhtaç Bir Garabet”, Cumhuriyet, 25 Ocak 2007, s. 6.

4 ‹lhan Selçuk, ‘Hepimiz Ermeniyiz…’, Cumhuriyet, 25 Ocak 2007, s.2.

Evet, evet, “Hepimiz Ermeniyiz!”

Sibel ÖZBUDUN

Page 8: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007 PERSPEKT‹F8

Devrimci mücadalede kiflinin ideolojik geli-

fliminde en önemli konulardan birisi de dev-

rimci çoflkudur. ‹deolojik geliflimin ya da ide-

olojik duruflun iki yan› vard›r. Birisi; dar anlam-

da ideolojik durufl ya da geliflim, ikincisi; genifl

anlamda ideolojik durufl ya da geliflimdir. Birin-

cisi kiflinin sahip oldu¤u dünya görüflüyle yani

sahip oldu¤u ve savundu¤u ideolojiyi ne kadar

yaflam›yla bütünlefltirip bütünlefltiremedi¤ini

ifade eder. ‹deolojinin genifl ve ikinci anlam›

ise sahip olunan ideolojiye ne kadar vak›f olun-

du¤unu, bilimsel bilgiyle mi donatt›¤› yoksa

günlük yaflam al›flkanl›klar› ile kendili¤indenci

bir flekilde mi ö¤rendi¤ini ifade eder.

Burjuvazi de kendi önemli kadrolar›n› bu

flekilde de¤erlendirmektedir. E¤itimlerini de yi-

ne bu flekilde gerçeklefltirmektedirler. Fakat

burjuva ideolojisi bilimsellikten yararlanmakla

birlikte son noktada idealizmi ve özel mülkiyet

iliflkilerinin devam›n› savundu¤undan ne kadar

aksini iddia ederse etsin tarih karfl›s›nda gerici-

dir ve bu haliyle de asl›nda bilimsellik d›fl›d›r.

Marksizm-Leninizm-Maoizm ise hem bilim-

lere dayan›r, hem de kendisi bilimsel bir dünya

görüflüdür. Çünkü diyalektik materyalist ol-

makla birlikte tarihin ve insanl›¤›n gelifliminin

bilimsel bir yorumu olan tarihsel materyalizmi

savunur ve savunmakla da kalmaz gereklerini

yerine getirmek için prati¤e giriflir.

‹ste bu noktada devrimci çoflku ve heyecan

devreye girmektedir. S›n›f savafl›m›na kat›lan

gerek bireyler, gerek kitleler içinde bulunduk-

lar› toplumun genel koflullar›n› de¤ifltirdikleri

gibi kendilerini de bu de¤iflim prati¤i içerisine

sokarlar. Bu olmadan yap›lacak bir devrimci

politik mücadele zaten eksik ve güdük bir mü-

cadeledir. Çünkü devrimci mücadele ayn› za-

manda genelde özel mülkiyet iliflkilerine ve ya-

ratm›fl oldu¤u kültüre karfl› da bir mücadeledir.

Ve bu kültür ve onun yaratm›fl oldu¤u bask›y›

a¤›r bir flekilde her zaman üzerimizde hissede-

riz. Aile ortam›ndan okula, ifle kadar... Yani ya-

flam›n her alan›nda. ‹flsizsek ya da a¤›r sömürü

alt›nda bulunuyorsak bu sefer de özel mülkiyet

dünyas›n›n flaflal› yald›zl› yalanlar› hayal dünya-

m›z› kaplar ve yine bizi teslim almaya çal›fl›r.

Sonuçta bu kültürel bir mücadele oldu¤u kadar

ayn› zamanda ideolojik bir mücadeledir. ‹flte

bu kuflat›lm›fll›¤a karfl› kiflinin ya da devrimci

bir örgütün kendisini yenileyerek ideolojik mü-

cadale etmesi için öncelikle ideolojinin dar an-

lam› olarak belirtti¤imiz noktada kendisiyle ba-

r›fl›k olmal› ve bu sürekli yenileme iste¤ini ve

iradesini sürekli oluflturmal›d›r. Bu ayn› zaman-

da kiflinin ya da bir örgütlenmenin ideolojik ve

kültürel olarak geliflim ve birikim sa¤lamas›n›-

na yol açacakt›r. Bu istek ve iradenin ad›n› k›-

saca devrimci çoflku ve heyecan olarak nitele-

yebiliriz. Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci

hareketi genel olarak bunu devrimci inanç ola-

rak tan›mlamakta, ama bu tan›mlama bilimsel

bir tan›mlama olmad›¤›ndan tercih etmiyoruz.

‹nanç kavram› olarak ifade edilmek istenen

devrimci bilinç meselesini anlamakla birlikte

bilincin bilinç olarak tan›mlanmas›n› daha do¤-

ru görüyoruz.

Devrimci çoflku ve heyecan bizleri kuflatan

her türlü olumsuz kuflatmaya karfl› devrimci bi-

lincimizle ve onun oluflturdu¤u irademizle ver-

di¤imiz mücadelenin ad›d›r.

Devrimci düflünceler

nesneldirÖncü kadro ve militanlarda bu çoflku ve he-

yecan duyulmad›¤›nda ve kitle çal›flmalar›nda

kitlelelere hissettirilmedi¤inde zaten a¤›r sö-

mürü koflullar› alt›nda yabanc›laflm›fl kitlelerin

kendi geleceklerini kendi ellerine alma iste¤i

duymalar› pek de mümkün olmayacakt›r.

Devrim mücadelesi nesneldir diyoruz. Bu

anlamda devrimci düflünceler de nesneldir.

Çünkü yaflayan canl›-kanl› insanlar›n yaflad›kla-

r›n›n tarihsel, ekonomik ve sosyal olarak çö-

zümleniflidir. Bilimdir. Bu nedenle devrimin

nesnelli¤i kadar onun bu nesnelli¤inin kavran-

mas› da bir o kadar önemlidir. Y›¤›nlar bu nes-

nelli¤i az çok bilince ç›karmad›kça yani dev-

rimci bir çal›flman›n ve bu çal›flmaya yön veren

program›n, örgütün varl›¤›n› hissetmedikçe

devrimin nesnelli¤i sadece ve sadece bilimsel

bir tespit olarak bilinemeyecek zamanlar›n bir

gerçekli¤i olarak gelece¤e ait olur. Oysa ki dev-

rim gerek dünyam›zda birçok ülkede, gerek

Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar›nda bugü-

nün sorunudur ve bu yönüyle devrimin nesnel

ve bilimsel tespiti yap›lm›fl, sunulmufltur.

Gerisi bu bilincin örgütlenmesi ve esas ola-

rak da ordulaflt›r›lmas›d›r. Ordulaflt›r›lmas›d›r

derken edebiyat yapm›yoruz; yani kitlesellefl-

mekten ya da yayg›nlaflmaktan vs söz etmiyo-

ruz. Kelimenin ilk anlam›yla gerçek bir ordu-

laflmaktan söz ediyoruz.

Ancak kendi ordusuyla bir halk kendi gele-

ce¤ini, kaderini belirleyebilir. Ve ancak böyle

bir ordulaflmayla bugün art›k tepeden t›rna¤a

silahlanm›fl modern burjuva devlete karfl› ken-

di iktidar mücadelesini verebilir.

Günümüzde bu gerçekli¤i tart›flmay› b›ra-

k›n bunun ad›n› bile and›¤›n›zda çok yo¤un bir

tepki al›rs›n›z. Bu tepki al›n›ld›¤›nda ise karfl›l›-

¤›nda bir karamsarl›k oluflabilmekte. Ki dedi¤i-

miz gibi günümüzde genel olarak devrimci

mücdaleye karfl›, özel olarak da silahl› mücade-

leye karfl› böylesi a¤›r bir ideolojik kuflatma ve

sald›rganl›k yap›lmaktad›r. fiiddete karfl› olma

ad›na, demokratl›k ad›na ya da çok soyut bir

hümanizm ad›na bu yap›labilmektedir. ‹nsan

hayat›n›n ne olursa olsun de¤erinden bahsedi-

lerek devrimci mücadele ve özelde silahl› mü-

cadeleye karfl› bir karfl› kampanya yürütülmek-

tedir. Sorun bu kampanyan›n yürütülmesi de-

¤il, bu kampanya karfl›s›nda devrimcilerin du-

rufludur. Yani bu saldrganl›ktaki “hümanizma”

ya da demogojik demokratl›k söylemleri bizi

etkiliyor mu, etkilemiyor mu? Böylesi durumda

sessiz kal›n›yorsa bu kötüdür. Ya da çok ajitatif

bir flekilde savunu yap›l›yorsa bu da kötüdür.

Her iki durumda da asl›nda bilinçsizlikten ve

ideolojik olarak gerilemeden bahsedebiliriz.

Kiflinin nesnelli¤inden ayr› bir

alg› ve duygu dünyas› yokturSorun sadece bilinç de¤ildir bu durumda.

Sahip oldu¤umuz bilinci yaflamak ve bunun

her daim fark›nda olmak. Sahip oldu¤unuz bi-

linci ona yabanc›laflmadan yaflamak. Yani

Marksist olmak, yabanc›laflmay› teorik olarak

bilmek; yabanc›laflmay› k›rmay› kolaylaflt›r›r

belki ama tek bafl›na sa¤lamaz. Ayr› bir çaba ge-

rektirecektir. Ve yabanc›laflmay› k›rman›n

veya onu denetleyebilmenin en iyi yollar›ndan

birisi de duygu olarak adland›rd›¤›m›z düflün-

celerle do¤rudan düflünce olarak adland›rd›kla-

r›m›z aras›ndaki iliflkidir. Yani kifli benim duy-

gular›m böyle deyip kendisine ayr› bir davran›fl

“özgürlü¤ü” alan› yaratm›flsa ortada ciddi bir

tutars›zl›k var demektir. “Yani böyle düflünmü-

yorum, ama duygusal›m baflka türlü davranam›-

yorum” demek çok da ikna edici bir aç›klama

de¤ildir. Çok istisnai durumlarda kiflinin çok

zorland›¤› durumlarda belki bu aç›klamay› ka-

bul etmek mümkün olabilir, ama genel olarak

özellikle de günlük yaflam pratiklerinde ya da

yaflam›n temel noktalar›nda kabul etmek müm-

kün de¤ildir. Buna ra¤men kendisini böyle iki

ayr› parçaya ay›ran birçok kifli vard›r. ‹flin kötü-

sü devrimci saflarda da s›k karfl›lafl›lan bir du-

rumdur. Birçok hatal› davran›fl ya da ilkesizlik

bu flekilde izah edilmeye çal›fl›lmakta. “Yani

do¤rusunu biliyorum, ama ne yapay›m böyle

davran›yorum”.

Oysa duygular düflüncelerden ve kiflinin sa-

hip oldu¤u bilgi birikiminden ayr› de¤ildir. Ya-

ni kiflinin nesnelli¤inden ayr› bir alg› ve duygu

dünyas› yoktur. ‹flte bu anlamda kiflinin kendi

duygular›n› da e¤itmesi gerekmektedir. Daha

do¤rusu bu zorunludur. Bu yap›lmad›kça dev-

rimci faaliyetimiz s›ras›nda yaflad›¤›m›z her fley

bize zor gelmeye bafllar ki; bunun sonu da y›l-

g›nlaflmakt›r. Sonuç olarak bunun ad› devrimci

çoflku ve heyecan›n yitirilmesi olmaktad›r.

Tekrar tan›mlayacak olursak devrimci coflku ve

heyecan duygular›n da e¤itilmesi demek ola-

cakt›r. Bu ayn› zamanda kitlelere dönük de bir

e¤itimdir. Yani salt kendi e¤itimimiz de¤il kit-

lelerin de duygular›n›n dönüfltürülmesini ve

hayat› do¤ru alg›lamalar›na yol açacak bilincin

sa¤lanmas›na hizmet etmektedir.

Kitlelerde heyecan yaratabilmek, bir çekim

merkezi olabilmek biraz da bundan geçmekte-

dir. Kendi içinde o çoflkuyu devrimci disiplin

ve e¤itim çerçevesinde yaflayamayan ve yaflat-

mayan bir hareket son noktada kitleler aç›s›n-

dan ideolojik çekim merkezi olma noktas›nda

zorlanacakt›r.

‹deoloji bilim gibi gerek kiflide, gerek genel

olarak bir örgütte ya da toplumda geliflen, yafla-

yan ve ölen bir fleydir. Yani canl›d›r. Bu anla-

m›yla ideolojik yenilenme önemli bir konudur.

‹deolojik yenilenme sadece kitap, dergi okuya-

rak bilgilenme de¤ildir. Gerçi ö¤renmek onun

en vazgeçilmez alt yap›s›d›r, ama tek bafl›na

her fley de de¤ildir. ideolojik yenilenme teori-

pratik bütünlü¤ünde mücadelenin içinde ol-

makt›r. Y›lmadan, kararl› ve sab›rl› bir flekilde.

Evet bu cümleleri çok s›k tekrar ederiz. Bunla-

r› yinelemek yanl›fl ya da basma kal›p de¤ildir.

Çünkü uzun soluklu bir mücadelenin iniflleri

ve ç›k›fllar›na ancak bu flekilde dayanabilmek,

daha do¤ru bir deyimle gö¤üs gerebilmek

mümkündür. Sab›r bu anlam›yla çoflkunun ikiz

kardefli gibidir. Onun diyalektik birli¤idir. Bir

devrimci sab›rla beklerken de ya da sab›rla ay-

n› cümleleri tekrar etmek durumundayken de

çoflku hissedebilir.

Burada bahsettiklerimiz duygusal, soyut ya

da mistik duygular de¤il. Aksine dikkat edilirse

yaz›m›z›n bafl›ndan beri duygular›n böyle so-

yut, mistik ya da insan›n kendisinden ba¤›ms›z-

m›fl gibi gösterilmesine karfl› olduk. Belki bu

kavramlar günlük yaflamda al›flt›r›ld›¤› flekliyle

soyut duygular ça¤r›flt›rabilir tehlikesiyle bu

uyar›y› ya da hat›rlatmay› diyelim yapmak du-

rumunda kald›k. Çünkü gerçekten böyle alg›-

lanmakta ve böyle alg›land›kça da yabanc›lafl-

ma teoriyle k›l›flanarak daha inceltilmifl, ama

daha tehlikeli bir flekilde yaflanmaya devam et-

mektedir.

Ama tüm bunlar yanl›flt›r. ‹nsan somut bir

varl›kt›r ve tafl›d›¤› her düflünce sonuçta en

gerçeklefltirilemez gibi düflündü¤ü hayalleri bi-

le gerçe¤in bir yan›n› yans›tmaktad›r. Ya da

gerçekli¤in ancak anti-tezi olarak vard›r. Ama

dedi¤imiz gibi son noktada onu yok saymaya

dayansa da gerçekli¤e dayanmaktad›r.

‹nsanl›k kendi bilincine vard›kça biyolojik

olarak da geliflimi farkl›laflm›flt›r ve bu süreç

biz farketmesek de devam etmektedir. Özel

mülkiyet iliflkileri ortadan kald›r›l›p insanl›¤›n

komünist dünyas› kuruldu¤unda; insanl›¤›n

düflün dünyas›ndaki de¤ifliklikler bu yan›yla

biyolojik evrimine de bugünkünden daha faz-

la yans›yacakt›r.

Devrimci coflku ve heyecan

Duygulardüflünceler-den ve kifli-nin sahip ol-du¤u bilgibirikimin-den ayr› de-¤ildir. Kifli-nin nesnelli-¤inden ayr›bir alg› veduygu dün-yas› yoktur.Kendi içindeo çoflkuyudevrimci di-siplin vee¤itim çer-çevesindeyaflayama-yan ve ya-flatmayanbir hareketson noktadakitleler aç›-s›ndan ide-olojik çekimmerkezi ol-ma noktas›n-da zorlana-cakt›r

Devrimci çoflku ve heyecan bizleri kuflatan her türlü olumsuz kuflatmaya karfl› dev-

rimci bilincimizle ve onun oluflturdu¤u irademizle verdi¤imiz mücadelenin ad›d›r

Page 9: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007 GÜNCEL9

GENÇ YORUM

Sinan ÇAKIROĞLU

2007’nin ilk ay›nda yaflananlar, bu y›l›n çok büyük siyasi geliflmelere, de¤iflimle-re gebe oldu¤unun sinyallerini verdi. Yaflanan önemli geliflmeleri k›saca hat›rlayal›m.

PKK’nin ateflkes süreciyle birlikte belirledi¤i-önerdi¤i politik strateji “Türkiye Ba-r›fl›n› Ar›yor” konferans›yla çeflitli alanlardan genifl kat›l›mla tart›fl›ld›, oldukça önemlimesajlar içeren sonuç bildirgesiyle kamuoyuna sunuldu. Bu tart›flmalar›n hemen ön-cesinde M‹T’in 80 y›ll›k tarihinde pek de rastlanmayan “uyar› mesajlar›” aç›ktan ya-y›nlad›. Kerkük ve PKK meseleleri için s›n›r ötesi operasyon tart›flmalar› yo¤unlafl›r-ken TBMM gizli oturum karar› alarak topland›. Tüm bunlar ülke gündemini meflgulederken Hrant Dink öldürüldü. Ard›ndan TÜS‹AD’›n seçim baraj›n›n yüzde 4-5’e dü-flürülmesi, Türkçe d›fl›ndaki anadillerin seçimlik ders olarak okutulmas› gibi önerile-rin yer ald›¤› raporu aç›kland›. Cumhurbaflkanl›¤› ve genel seçimlere k›sa bir süre ka-la yaflanan bu geliflmeler siyasi tansiyonu art›r›rken beraberinde politik kamplaflmay›ve netleflmeyi de h›zland›rd›.

Özet olarak aktard›¤›m›z bu geliflmelerin çizdi¤i tablo, hakim s›n›flar içindeki fark-l› kliklerin ve güç odaklar›n›n, son dönemlerde “statükocu” ve “de¤iflimci” diye adlan-d›r›lan esasta iki farkl› cephenin, özellikle Kürt meselesinde zorunlu flekilde kendisinidayatan gelenekselleflmifl, 80 y›ll›k devlet politikas›ndaki de¤iflime iliflkin konumlan›fl-lar›d›r. Bu biraz açmak gerekirse:

Kürtlerin inkar› üzerine varolan, tek kurucu unsur söylemiyle flekillenen, demok-ratik-kültürel haklar›n dahi tan›nmad›¤› ve tarih boyunca ç›plak fliddetle bast›rma yön-teminin uyguland›¤› inkarc›-flovenist ideolojik yaklafl›m bugüne kadar resmi devlet po-litikas› olarak sürdürülmüfltür. Fakat bugün gelinen aflamada de¤iflim kendisini dayat-maktad›r. Bunun sebeplerinden biri Kürt ulusal mücadelesinin vard›¤› boyut ve nokta-d›r, may›s ay›na kadar sürecek ateflkesin sonunun ateflkesin bozulmas› de¤il kopmaolaca¤›n›n belirtilmesidir. Di¤er önemli sebep ise ABD emperyalizminin bölge politika-lar›nda askeri ve siyasi olarak en önemli müttefiki olan güneyli Kürtlerin ulaflt›¤› nokta-d›r. ‹flte, hakim s›n›flar cephesindeki bu s›k›nt›l› ve sanc›l› sürecin ve bu sürece iliflkinfarkl› konumlan›fllar›n ifadesidir Devlet Bahçeli’nin “PKK’nin siyasallaflmas›n›n zemi-ni” olarak de¤erlendirdi¤i TÜS‹AD raporu yada M‹T’in yay›nlad›¤› “ulus devlet!” alarm-l› “bekle-gör-tav›r al takti¤inin”, “savunma pozisyonunun” kabul edilemezli¤ini ifadeeden 80. y›l mesaj›. Yine Hrant Dink’in katledilmesinin arkas›nda da esas olarak bukamplaflman›n hesaplaflmas› oldu¤unu söylemek pek de yanl›fl olmayacakt›r.

Meselenin bu duruma gelmesine neden olan geliflmeleri inceledi¤imizde esasolarak birkaç husus göze çarpmaktad›r. Öncelikle, 1. emperyalist paylafl›m savafl› son-ras› y›k›lan Osmanl› imparatorlu¤u birçok tek yada çok uluslu devletlerin kurulmas›-n› sonuçlam›flt›r. Bunlardan devletleflemeyen Kürt ulusu ise dört parçaya bölünereksöz konusu devletlerin siyasi ve askeri ilhak›na maruz kalm›flt›r-kalmaktad›r. Ulusunkendi kaderini tayin hakk› gasbedilmifltir. 1920’li y›llardan bugüne uzanan bu tarihihaks›zl›k esas olarak bölge devletlerinin gündemiyle s›n›rl› kalm›flt›r, uluslar aras› gün-demde bugünkü kadar yer almam›fl, tart›fl›lmam›flt›r. Çünkü, tarihte kürt ulusal hare-keti siyasi-askeri olarak hiç bu kadar güçlenmemifl ve yine Kürdistan üzerinde hakimolan devletler de hiç bu kadar zay›flamam›flt›r. Ayr›ca, emperyalizm kendi ç›karlar› ge-re¤i bu tarihi haks›zl›¤› do¤rudan yada dolayl› olarak bugünkü kadar kullanma ihtiya-c› duymam›flt›r. Tüm bunlar›n bir araya gelmesi kürt sorununu art›k sadece ulusal,bölgesel bir konu olmaktan ç›karm›fl uluslar aras› bir sorun haline getirmifltir.

Bu konuda bölge devletleriyle birlikte Türk devletinin de s›k›nt› içine düfltü¤ü birgerçektir. T.C.’nin izledi¤i genel strateji ABD ile karfl› karfl›ya gelmeden bölgedeki sta-tükonun, siyasi haritalar›n ve bölge devletlerinin rejimlerinin kendi aleyhine köklü fle-kilde de¤iflmesini önlemektir. Kerkük üzerine kopar›lan f›rt›nalar›n arkas›nda yatansebep de tam budur. Irak Türkmen cephesi lideri Saadettin Ergeç’in “ReferandumlaKerkük’ün kürt yönetimine ba¤lanmas› Kürdistan’›n ba¤›ms›zl›¤›n› ilan etmede sonaflama olacak” sözü ve Irak’›n petrol ihracat›n›n yar›s›n›n buradan karfl›land›¤› gerçe-¤i, iflte T.C.’nin Türkmenlerin u¤rad›¤› haks›zl›klar› öne ç›kararak ve milliyetçi duygu-lar› okflayarak meflrulaflt›rmaya çal›flt›¤› siyasi ve ekonomik haz›ms›zl›¤› bunlard›r. Fa-kat son noktada efendilerinin emperyalist ç›karlar› neyi gerektiriyorsa ona boyun e¤e-cekleri bir gerçekliktir.

ABD’nin Ortado¤u’ya iliflkin yaklafl›m›n›n taktiksel bir aç›l›m de¤il stratejik birplan oldu¤unu çok kereler söyledik. ‹çinde bulundu¤u ç›kmaz› aflmas›n›n ve gelecek-te yaflayaca¤› olas› tehlikeleri bertaraf etmesinin yolu dünya petrolünün yüzde altm›-fl›ndan fazlas›n› bar›nd›ran Ortado¤uya hakim olmak oldu¤u hepimizin malumu. Busebepten dolay› emperyalist sald›rganl›¤›n uzun zamana yay›lm›fl farkl› askeri-siyasikonseptlerle sürece¤ini söyleyebiliriz. Bu farkl› konseptlerin kayna¤›n› ald›¤›-alaca¤›ana halka hep “böl-parçala-yönet” olmufltur-olacakt›r. Güçleri bölmek, yaln›zlaflt›rmakve birbirine düflman ederek kontrol alt›nda tutmak, ortak direniflin temellerini yok et-mek emperyalizmin temel politikas›d›r. Bölgedeki statükoyu y›karak dengeleri kendilehine çevirmesinde bugünkü esas yönelim varolan kurulu ulus devletlerin reorgani-zasyonudur ve merkezi bir devletten ziyade federatif yap›lanma ABD’nin öncelikli ter-cihidir. Tüm bunlar yaflan›rken ulus devletler sürecinin sonunun bafllad›¤› belirleme-leri yap›lmaktad›r. Asl›nda bunun arkas›nda yatan niyet emperyalizm gerçe¤inin giz-lenmeye çal›fl›lmas›d›r. Bu söylem, emperyalizmle ezilen uluslar ve halklar aras›nda-ki çeliflkinin yok say›lmas›n›n ideolojik k›l›f› olarak da kullan›lmaktad›r.

Bugün Irak’taki flii-sunni çat›flmalar›, Arap ve Kürtler aras›nda keskinleflen çelifl-kiler, Filistin’deki El-Fetih-Hamas çat›flmalar›, Lübnan’da Hizbullah’›n ça¤r›s›yla yap›-lan grev ve sonras› yaflanan çat›flmalar v.b. bunlar›n tümü sonuç olarak ABD emper-yalizminin ekme¤ine ya¤ süren ve yukar›da bahsetti¤imiz stratejik planlamalar›nadenk düflen geliflmelerdir.

Etnik ve mezhep farkl›l›klar› kullan›larak halklar birbirine düflürülmektedir. Ülke-mizde ve bölgede bunu bofla ç›karacak politik konumlan›fl en genifl anti-emperyalistbirlikteliktir. Emperyalizme do¤rudan darbe vurmak, onu zay›flatmak ve yaln›zlaflt›r-mak; günümüz dünyas›nda devrimci yada ilerici olman›n temel kriteri budur. Bu ce-saretle savunulmal›d›r, bunun d›fl›ndaki tüm politik belirlemeler niyet yada gerekçene olursa olsun emperyalizme flu yada bu ölçüde hizmet eder. Dünyadaki, bölgedekive ülkemizdeki temel çeliflki, bafl düflman tespitleri bize bu sonucu dayatmaktad›r.

Sonuç olarak, önümüzdeki günlerde genel anlamda ülkemizdeki ve bununla ba¤-lant›l› olarak bölgedeki güçlerinin politik durufllar›nda netleflmelerin ve de saflaflmala-r›n daha belirgin olaca¤›n› söyleyebiliriz. Özellikle PKK önderli¤inin “Her parçan›nkendi içinde bulundu¤u ülke s›n›rlar› dahilinde demokratik çözümü esas almas›” stra-tejisinin may›s ay›na kadar geçerli oldu¤u, bu tarihe kadar sonuç al›nmazsa sürecinkopmayla, ulus devlet ilan›yla sonuçlanaca¤› aç›klamas› oldukça önemlidir. Farkl›güçler bu eksende kendi cephelerinden sürece haz›rlanmakta ve saf tutmaktad›r. Mil-liyetçi kamplaflman›n boyutlanarak Türk-Kürt çat›flmas›na dönüflmesi tehlikesi her za-mankinden fazlad›r. Anti-emperyalist, anti-faflist ideolojik-politik perspektifle genifl kit-leleri birlefltirerek, “yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan› etraf›nda emperyalizme kar-fl› ortak duruflu örgütleyerek mücadeleyi yükseltmeliyiz. Buradan do¤ru sürece haz›r-lanmal› saf›m›z› netlefltirmeliyiz. Cüretli olal›m kazan›lacak bir dünyam›z var

Büyük gelişmelere hazırlanalım Komprador sermayenin

ülkemizdeki temsilcisi

TÜS‹AD gladyo örgüt-

lenmesi olan MHP’yi

denetimde tutamay›nca

aba alt›ndan sopa göstermeye çal›fl›yor.

Özellikle ikinci emperyalist paylafl›m sa-

vafl›ndan sonra ABD emperyalizmi tara-

f›ndan, sömürge-yar› sömürge ülkelerde

denetimi sa¤lamak, geliflebilecek halk

ayaklanmalar›n›, s›n›f mücadelelerini, ba-

¤›ms›zl›k mücadelelerini bast›rmak, ora-

daki kendilerine uflakl›k eden kukla ikti-

darlar› korumak için bu tip gladyo örgüt-

lenmeleri kurulmufltur. ABD emperyaliz-

mi ve di¤er NATO üyesi emperyalist ül-

keler taraf›ndan farkl› isimler alt›nda ku-

rulan bu örgütlemeler dünyan›n bir çok

sömürge-yar› sömürge ülkesinde çeflitli

kanl› sald›r›lar yapm›flt›r. Emperyalistle-

rin bu örgütlenmeler arac›l›¤›yla dünya

genelinde yapt›klar› kanl› olaylara bakt›-

¤›m›zda karfl›m›za milyonlarca insan›n

katledildi¤i korkunç bir tablo ç›k›yor.

Amerika k›tas›ndan Asya k›tas›na, baht›

kara Afrika k›tas›na kadar, nerede bir ba-

¤›ms›zl›k k›v›lc›m›, bir halk ayaklanmas›,

bir özgürlük mücadelesi bafllarsa derhal

en barbar ve vahfli yöntemlerle bu filiz-

lenmeler kukla iktidarlar ve gladyo örgüt-

lenmeler arac›l›¤›yla bast›r›lm›flt›r. fiili’de

katil Pinofle eliyle ba¤›ms›zl›k mücadele-

si yürüten yüz binlerce fiili halk›n› ve hal-

k›n oylar›yla bafla gelen fiili devlet baflka-

n› Alenda’y›, Elsalvador’da, Panama’da,

Bolivya’da, Nikaragua’da, Kolombiya’da

ba¤›ms›zl›k mücadelesi yürüten yüz bin-

lerce insan› bu galdyo örgütlenmeler

eliyle katletmifltir.

Ülkemizdeki Gladyo Örgütle-mesi “Özel Kuvvetler” ile MHPAras›ndaki ‹liflkiler

Ülkemizde ise özellikle 60’lardan

sonra geliflen ba¤›ms›zl›k ve s›n›f müca-

delesini bast›rmak için kurulan bu kanl›

örgütlenmenin bir aya¤›n› da MHP olufl-

turmaktad›r. Öyle ki MHP kuruldu¤un-

dan bu güne kadar adeta bir gladyo yetifl-

tirme okulu olarak faaliyet yürütmüfltür.

Ülkemizde gladyo örgütlenmesi olarak

ordu içerisinde “özel kuvvetler” ad› alt›n-

da örgütlenen bu kanl› örgütün üyeleri-

nin tümüne yak›n›n›n MHP kökenli olma-

s› ise bir tesadüfle ifade edilmeyecek ka-

dar bu tespiti do¤rulamaktad›r. Ülkemiz-

de yaflanan kanl› olaylardan bir kaç›na

bakt›¤›m›zda bu çok rahatl›kla anlafl›l-

maktad›r. Yüzlerce insan›n vahflice katle-

dildi¤i Marafl Katliam›’n›n san›klar›n›n

hepsi MHP kökenli, Çorum Katliam›’n›n

san›klar›na, Ankara’da ki 7 T‹P’li ö¤renci-

yi vahflice katledenlere bakt›¤›m›zda tüm

bu tetikçilerin MHP kökenli oldu¤unu ra-

hatl›kla görmekteyiz.

TÜS‹AD’›n “Demokratl›¤›”

Ülkemizdeki ikdidar›n en büyük or-

taklar›ndan biri olan emperyalizme gö-

bekten ba¤l› komprador burjuvazinin ör-

gütlülü¤ü olan TÜS‹AD (Türkiye Sanayici

ve ‹fl Adamlar› Derne¤i) ülkemiz Türkiye-

Kuzey Kürdistan’daki tüm pazara hakim

olmak için daha ›l›ml› liberal bir politika

izledi¤i görüntüsünü vermeye çal›flarak

“Kürt raporu”, “demokratikleflme rapo-

ru” gibi bir dizi rapor yay›nlamakta, bir

taraftan ise demokratikleflmenin kriteri

olarak AB’yi göstermektedir. Komprador

bürokrat burjuvazi bu amaçlar›n› yaflama

geçirmeye çal›fl›rken yaratmaya çal›flt›¤›

“sorunsuz ortam” için kendisine görece

en uygun olan AKP’yi tercih ederken di-

¤er taraftan gladyo örgütlülü¤ü MHP’yi

denetlemek için ülkemiz Türkiye- Kuzey

Kürdistan’da gerçeklefltirilen kanl› ey-

lemlerin sorumlusu olarak buray› iflaret

edip hem halk›n gözünde kendini temize

ç›karmak, hem esas olarak devleti kurtar-

mak, hem de MHP’yi hizaya getirmek is-

temektedir. TÜS‹AD’›n “demokratiklefl-

me raporu”nda yer alan “Kürt’çenin

seçmeli ders olmas›” önerisine MHP’nin

yapt›¤› sert ç›k›fl›n arkas›nda

ise esas olarak yaklaflan seçim-

lerin oldu¤u, zira patronlar

kulübü olan TÜS‹AD’›n, AKP

ile yola devam edece¤i, AKP

döneminde kasalar›n› doldu-

ran patronlar›n “istikrar›n”

sürmesi ve ABD ve AB ile olan

iliflkisinde yola en az pürüzle

devam edilmesi karfl›l›¤›nda,

ikinci AKP hükümetine des-

tek verdi¤i, Cumhurbaflkanl›-

¤› seçimlerinde de AKP ile bir

senaryo üzerinde uzlafl›ld›¤›,

söylemleri olufltururken bir

di¤er neden de son süreç de

yaflanan linçler ve Hrant Dink

cinayetiyle yarat›lan flovenist-

›rkç› atmosferin katliamda ad›

geçen BBP’ye yaramas› oldu-

¤u, MHP’nin taban›nda bu-

nunla beraber oy kaybetme

korkusu oldu¤unu söyleyebiliriz.

Sonuç Olarak

Ne emperyalizmin ülkemizdeki tafle-

ronlu¤unu yapan komprador bürokrat

burjuvazinin örgütlülü¤ü, varl›¤›n› emek

sömürüsü üzerine kuran bu u¤urda her

türlü zulmü emekçi halka tereddütsüzce

uygulayan TÜS‹AD’›n “demokratiklefl-

me” sorunu vard›r, ne de ülkemiz Türki-

ye-Kuzey Kürdistan’da emperyalizme

karfl› yürütülen her türlü özgürlük müca-

delesinin bast›r›lmas› için gerçeklefltiri-

len kanl› sald›r›lar›n arkas›nda olan

MHP’nin AB karfl›tl›¤› söz konusudur. Ül-

kemizde yaflanan her türlü gerici faflist

politikalar›n arkas›nda TÜS‹AD’›n parma-

¤› oldu¤u gibi, tetikçili¤ini ise MHP yap-

maktad›r. TÜS‹AD ülkemizdeki iktidar

kliklerinden komprador bürokrat burju-

vazinin örgütlü¤ü oldu¤u gibi, MHP de

bu iktidar›n gladyo örgütlenmesinin bir

parças›d›r.

TÜS‹AD, MHP polemi¤i ve gizlenen gerçekler

TBMM Genel Kurulu, ‘Kerkük’ün statüsü ve Irak’taki Türk-

menlerin durumu’, ‘PKK, Güney Kürdistan’ ile ‘›rkç›l›k’ konula-

r›yla ilgili gizli oturumla topland›.

Kapal› oturum öncesinde ola¤anüstü güvenlik ön-

lemleri al›nd›. Konuflmalar›n dinlenmesini önleyecek

perdeleme sistemi devreye sokuldu, cep telefonlar›n›n

çal›flmas› engellendi. Oturumun tutanaklar› devlet s›rr›

niteli¤inde bulundu¤u için 10 y›l aç›klanmayacak.

Yurtd›fl›ndaki kurumlardan tepki

Yurtd›fl›nda faaliyet sürdüren kurumlardan ADHK,

AT‹K, B‹R-KAR, Yaflanacak Dünya ve AvEG-Kon ortak

bir yaz›l› aç›klama yay›nlayarak meclisteki gizli oturu-

ma tepki gösterdiler. “Ermeni ve Kürt halklar› baflta

olmak üzere, tüm halklar›n demokratik hak ve öz-

gürlükleri için mücadelesini kanla, katliamla bast›-

ran, varl›klar›n› inkar eden, ayd›nlar›, yazarlar›, sa-

natç›lar› katleden devlet, ‘Gizli Görüflme’ ile yeni bir

katliama daha imza atmak istiyor” denilen aç›klama-

da, “Meclis'te yap›lan bu ‘Gizli Görüflme’yi k›n›yor, Kürt illeri-

ne, Ortado¤u'ya, ‘s›n›r ötesi’ne iflgal ordusunun gönderilmesi-

ni istemiyoruz” ifadelerine yer verildi.

Yakaland›¤› hastal›k sonucu yaflam›n› yitiren Belge

Yay›nlar›’n›n eski yay›n yönetmeni Ayflenur Zarakolu

dostlar› ve sevenleri taraf›ndan mezar› bafl›nda an›ld›.

‹nsan Haklar› Derne¤i ‹stanbul fiubesi üyeleri ve çe-

flitli demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri,

2002 y›l›nda yaflam›n› yitiren Ayflenur Zarakolu için me-

zar› bafl›nda anma düzenlediler. Yap›lan sayg› duruflu-

nun ard›ndan konuflan ‹HD ‹stanbul fiube Yöneticisi Hü-

seyin Ayy›ld›z, Zarakolu’nun ülkedeki insan haklar› sa-

vunucular›na çok katk›da bulundu¤u ve Zarakolu’nun

demokrasi mücadelesinde önemli bir yeri oldu¤unu

söyledi.

Anma Zarakolu’nun mezar›na karanfillerin b›rak›l-

mas› ile son buldu.

Meclis

Kerkük

için

‘gizli’

topland›

Star Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Alev

Er, gazeteci Hrant Dink’in katledilmesinin ard›n-

dan her kesim taraf›ndan tart›fl›lmaya bafllanan

301. madde konusunu, ‘301 Cemil, tahtaya’

manfletiyle haber yap›nca koltu¤undan oldu.

Star Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Alev

Er, 26 Ocak sabah› gazeteye gitti¤inde görevden

al›nd›¤›n› ö¤rendi. Bir önceki gün Star Gazete-

sinde 301. maddeye iliflkin haberi, ‘301 Cemil,

tahtaya’ manfleti ile, “Bakan Çiçek 301 için 'uy-

gulamay› görelim' demiflti. Uygulamay›

Hrant Dink cinayetiyle gördük... Sivil toplum

deste¤i istemiflti. 200 binlik cenazede onu da

gördük. S›ra onda...” fleklinde vermiflti.

Star Gazetesi’nin sahibi kimEgemen sistemin savunucusu ve sistemin gü-

nahlar›n› örtmek için sat›l›k kalemflörlerden olu-

flan medyan›n bir parças› olan Star Gazetesi,

Uzanlar’dan sonra uzunca bir süre Tasarruf Mev-

duat› Sigorta Fonu’nun atad›¤› yöneticiler tara-

f›ndan yönetildi ve ‘hükümet yanl›s›’ bir gazete

haline geldi. Bir y›l önce de K›br›sl› ifl adam› Ali

Özmen Sefa’ya sat›ld›. Ancak Özmen’in perde

arkas›nda bir orta¤› daha var, o da AKP Diyarba-

k›r Milletvekili ‹hsan Arslan.

Böyle olunca yaflanan daha bir anlafl›l›r olu-

yor. Bu güne kadar 301. madde yarg›lamalar›na

fazla ses ç›karmayan medya, Hrant Dink’in kat-

ledilmesinin ard›ndan bu konuya ‘duyarl›l›k’

göstermeye bafllam›flt›. Ancak Alev han›m›n ‘du-

yarl›l›¤›’ bafl›na ifl açt› ve iflinden etti.

301 haberi iflinden etti

Ayflenur Zarakolu an›ld›

Page 10: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007DÜNYA10

YÖNEL‹M

Kazım Cihan

Komünist olmak, komünizm için teori ve prati¤inbirli¤i, stratejik konumlanma ve bu temelde nitel örgüt-lenmeyi gerektirir. Burjuva ve devrimci demokrat çev-reyi, her türlü küçük burjuva sosyalizmi aflmak, teori-de-siyasette-örgütlenmede komünist nitel ayr›m› heryönüyle (kiflilikte, kültürde, önderlik anlay›fl› ve sitilin-de v.b.) ortaya koymak durumunday›z. Komünizm as-k› veya gelecekte raftan indirilecek bir mesele de¤il,proletarya devriminin her an›n› yönlendirmesi, zama-na hükmünü geçirmesi gereken bilimsel bir davad›r.Aksi halde kirli geleneksel burjuva siyaset tarz›ndan,geleneksel fikir ve de¤erlerden, burjuva örgüt ve bur-juva kiflili¤in her türünden kopulamaz. Gericili¤e ger-çek alternatif olunamaz. Devrimin objektif koflullar›n›yaratan sömürü dünyas›n›n kendisidir. Komünist par-tisi bu objektif koflullar› yaratm›yor, diyalektik mater-yalist bak›fl aç›s›yla görüyor, bilinçli müdahale yapma-ya çal›fl›yor.

Komünist partisinin görevi, devrimin bu objektif ko-flular›nda devrimi örgütlemeye önderlik etmektir. Dev-rimin görevlerine do¤ru çizgide sahip ç›k›p, örgütleme-yen niyeti ne olursa olsun komünist olamaz. Görevleredo¤ru çizgide sahip ç›k›ld›¤›nda dar hesaplar afl›l›r.Parti-s›n›f ve halk›n birli¤i ilerletilir. Devrim birlefltirir.Parti tüm örgütlenmeler içinde esas halkad›r. Elbetteparti devrim yapmaz. Gerçek kahraman kitlelerdir,devrim onlar›n eseridir. Ancak bu eseri komünizm do¤-rultusunda yaratmada Komünist Parti önderli¤i kilit birsorundur. Komünist çizgi ve komünist parti önderli¤id›fl›nda hiç bir kitle hareketi ve kitle örgütlenmesi ken-dili¤inden komünizm için devrim icra edemez. Stratejikkonumlanma ve nitel örgütlenme savunulmal›d›r. (Ko-münizm temelinde) ekonomistçe kitleselleflme projele-ri de¤il. Bernstein’in “hareket her fley, nihai hedef hiç-bir fley” revizyonizmi konjonktürel havan›n kendili¤in-denci seyrine kuyrukçuluktu... Onun da tüm ekono-mistlerin de argüman›, “kitleselleflme ve genifl kitle ba-¤›” idi. Devrimde kitlelerin rolünün tayin edici olmas›,kitle kuyrukçulu¤u ile kar›flt›r›lamaz. Kitleler bu tarihirolünü, muazzam enerjilerini komünist önderlikle birle-flip, komünist bilinçle donand›klar›nda oynayabilirler...Objektif koflullar kitle hareketi zaten yarat›yor ve yara-tacakt›r. Sorun bunun hangi yata¤a akaca¤›d›r. Kendili-¤inden komünizm mecras›na girmez. Komünizmmecras›na komünist bayrak alt›nda ve komünist çizgive parti önderli¤inde siyasal iktidar›n devrimle zaptedilmesi yürüyüflüyle girilir. Do¤ru çizgi ve bununlakuflanm›fl KP önderli¤i d›fl›nda, komünizm için bir kitlehareketi infla edilemez. Bunu infla etmek için esas hal-ka partinin nitel inflas›d›r... Parti tarihimizin çeflitli kesit-lerinde temel meselede (MLM) ideolojik k›r›lmalara,kolektif tecrübemizle iflaret ettik. K›r›lma, nitel inflay›tahrip etme rolü oynad›. Tecrübelerimizin özetledi¤i buolumsuzluklar› köklü aflmak, nitel s›çramalarla yeni ni-tel geliflmeler talep eder. Mesela parti tarihimiz aç›s›n-dan, Kaypakkaya Maoist köklü nitel bir ç›k›flt›. Sonra-dan geriye düflüfle 2. Konferans baz› zay›fl›klar›na ra¤-men nitel bir meydan okuyufltu. Kongre çizgimiz de ni-tel bir ilerleme ça¤r›s›d›r. Partinin komünist niteli¤i bir-birinin kaba tekrar› devaml›l›kla de¤il, nitel s›çramalar-la korunur, savunulur. Nicelik ve nitelik z›tlar›n birli¤i-dir ve birbirlerine dönüflürler. Komünist nitel infla k›r›kdökük de¤il, gerçek nicel gücünü de yarat›r. Nitel inflazeminine oturmam›fl kendili¤indenci nicel kalabal›kl›kkomünist niteli¤i de yer. Komünist ideoloji-teori-siya-set-bilim rehberli¤inde stratejik hareketlere yönelen vebu temelde merkezi görevimiz bilincinde ve icra edengidifl nitel infla ve devrimin güçlerini birlefltirmede çokönemlidir. Örgütlenme taktik bir sorun de¤ildir. ‹deolo-jinin-teori-siyaset-strateji ve taktik uygulanmas›d›r. Do¤-ru çizgi d›fl›nda hiçbir mahir koordinasyon, teknik dü-zenleme kendi bafl›na komünist örgütlenme sorununuçözemez. Komünist örgütlenmenin eyleminin içeri¤ikomünist olmak durumundad›r. Beyaz-siyah kedi farketmez pragmatizmi, nihai amac›m›zla birleflmemifl nas›lolursa olsun araç fikri bizim olamaz. Partinin bütün ör-gütlerinin parti önderli¤inde kitlelerin hareket birli¤ini,komünizmin rehberli¤i, devrimin önder çizgisi ve bunuicra edecek yeni iktidar için gerilla savafl› merkezi göre-vi sa¤lama olacakt›r. Aksi durum parti ve kitlelerin ha-reket birli¤ini tahrip eder. Kap›y› curcunalara açar. Herihtisas alan›, kifli, birim, organ kendine sormal›d›r. Bu-lundu¤um yerde, MLM çizgi ne kadar kumandadad›r?‹ktidar bilincim ve birleflti¤im kitlelerin bu konuda zih-ni nedir? Aktivist ve kitlelerin nihai amaçla birleflme se-viyesi ne alemdedir? Komünizm için pratik duruflunnedir? Komünizm rehberlik etmezse komünist hareketolmaz. Komünist hareket olmadan komünizme gidil-mez. Her zaman için do¤ru çizgi önderli¤inde nitel ör-gütlenmeyi derinlefltirelim.

Nitel inşaa

Amerika ‹nsan Haklar›

Mahkemesi (The In-

ter-American Court

of Human Rights), 6-

9 May›s 1992 tarihin-

de Lima’daki Miguel Castro Hapisha-

nesi’nde gerçeklefltirilen katliamdan

dolay› Peru devletini sorumlu tutan

önemli bir karar verdi. Peru’nun söz-

leflme ile kendisine tabi oldu¤u mah-

keme ayr›ca Peru devletinin, kamuo-

yu önünde katliam kurbanlar›ndan

özür dilemesi ve yine kurbanlar›n aile-

lerine u¤ran›lan zarar›n karfl›l›¤› ola-

rak toplam 20 milyon dolar ödemesi-

ni karara ba¤lad›.

ABD destekli Alberto Fujimori,

gerçeklefltirdi¤i darbeden k›sa bir

süre sonra silahl› güçlere, PKP üyesi

olmakla suçlanan 500’ü aflk›n kad›n

ve erkek tutsa¤›n tutuldu¤u bu ha-

pishanede sözde “isyan” gerçekleflti-

rildi¤i bahanesiyle, müdahale emri

verilmiflti.

Hapishanedeki devrimci tutsaklar

politik bir kaleye dönüfltürdükleri yer-

den ç›kar›ld›klar›nda derhal öldürül-

meleri için haz›rlanan bir plan oldu¤u-

nu ilan ettikleri nakil operasyonunu

protesto etmek için hapishanenin bir

bölümünü iflgal etmifllerdi. Tutsaklar

K›z›l Haç ile yapt›klar› görüflmeler so-

nucunda protestolar›na son vermeyi

kabul etmifl ve yine K›z›l Haç’›n neza-

retinde hücrelerine geri dönmeye ra-

z› olmufllard›. Buna ra¤men silahl›

güçler yine de içeri yolland›. Maoist-

ler, bu durum karfl›nda direnifle geç-

mifl ve olay sona erdikten sonra, tut-

saklar ele geçirilip silah tehdidi ile s›-

ra halinde yere yat›r›lm›fl ve 41 Maoist

vahfli bir flekilde katledilmiflti.

Y›llar sonra yürütülen bir araflt›r-

ma gösterdi ki, La Colina olarak adlan-

d›r›lan paramiliter bir ölüm mangas›-

n›n üyeleri bizzat Fujimori’nin direkti-

fi ile, PKP liderleri olarak tan›nan tut-

saklar› infaz etmekle görevlendirile-

rek askerlerle birlikte içeri gönderil-

miflti. Katledilen Maoistlerden 13’ü

PKP-Merkez Komite üyesiydi. Sald›r›-

da 322 tutsak ac›mas›z bir flekilde kö-

tü muameleye tabi tutulurken, 175

tutsakda yaralanm›flt›.

Amerika ‹nsan Haklar› Mahkeme-

si’nin verdi¤i karar sonras› bir aç›kla-

ma yapan Peru’nun yeni devlet baflka-

n› “sosyal demokrat” Alan Garcia,

mahkemenin karar›n›n “utanç verici”

oldu¤unu söyleyerek, karara uymaya-

caklar›n› dile getirdi.

Karara tepki gösteren Peru’nun

eli kanl› yeni devlet baflkan› Alan

Garcia, 19 Haziran 1968’de, PKP

üyelerinden ve di¤er politik anlay›fl-

lardan 300 tutsa¤›n katledilmesinin

emrini bizzat veren kifli olarakd a ta-

n›nmaktad›r.

Garcia’n›n iflbafl›na gelir gelmez

ilk icraatlar›ndan biri de devrimci ve

komünistler için ölüm cezas›n›n ye-

niden gündeme gelmesini önermek

oldu.

41 Maoist tutsa¤› katleden Peru devletine göstermelik mahkumiyet

Gerçek Adaleti Peru halk› sa¤layacak

1992 y›l›nda Lima’daki Miguel Castro Hapishanesi’nde41 Maoist tutsa¤› vahfli bir flekilde katleden Peru hakims›n›flar›, sözleflme ile kendisinin de tabi oldu¤u Amerika‹nsan Haklar› Mahkemesi taraf›ndan mahkum edildi

Somali’de ABD ve Etiyopya’n›n elbirli¤iyle

gerçeklefltirdi¤i iflgalin ard›ndan “savafl a¤alar›”

yeniden güç kazan›rken, çatıflmalar da giderek

yo¤unlaflıyor. Somali halk› geçici hükümetin de

destek verdi¤i bu iflgal karfl›s›nda sokalara ak›n

ederken, iflgal güçleri ise bu tepkilerin yo¤unlafl-

mas›yla birlikte ülkede 3 ay süreyle ola¤anüstü

hal ilan etti. OHAL'i onaylayan ABD yanl›s› geçici

Somali hükümeti ise ihtiyaç duyulmas› halinde

OHAL'in uzat›laca¤›n› söyledi.

Vahflet t›rman›yor

‹flgalin ard›ndan fieriat Mahkemeleri Birli¤i

k›smi olarak kontrol alt›na al›n›rken ABD uçaklar›

radikal ‹slamc› milislerle birlikte gizlendi¤i ileri

sürülen El Kaide militanlar›n› vurmak için bölge-

yi bombalarla cehenneme çevirmifl duruma. Son

olarak, Somali’nin güneyine düzenlenen hava

sald›r›lar›nda 70 kadar çoban katledildi.

Etiyopya’da gerginlik

ABD’nin teflvikiyle Somali’ye müdahale

eden Etiyopya’n›n birçok flehrinde de gerginlik

t›rman›yor. Somali’nin iflgal edilmesinin ard›n-

dan baz› H›ristiyan ailelerin evlerine sald›r› dü-

zenlenirken, sald›r›larda birçok kifli yaflam›n›

kaybetti. Nüfusunun ço¤unlu¤u H›ristiyan olan

ülkede sald›ralar›n ülke geneline yay›lmas›ndan

endifle ediliyor.

Lübnan'da ABD iflbirlikçisi Sinyora

hükümetini düflürmek için 1 Aral›k'tan

bu yana gösteriler yapan Hizbullah ön-

derli¤indeki muhalefetin bafllatt›¤› yeni

bir grev dalgas› Beyrut sokaklar›n› afla-

rak tüm Lübnan’a yay›lm›fl durumda.

Hizbullah, emperyalistlerin des-

te¤i ile ayakta kalabilen Sinyora hü-

kümetinin Lübnan’› temsil etmedi¤i-

ni aç›klayarak bir ulusal mutabakat

hükümetinin kurulmas› için erken

seçimlere gidilmesi gerekti¤ini savu-

nuyor ve kitlesel gösterilerin devam

edece¤ini belirtiyor.

Muhalefet, ye-

ni bir ulusal birlik

hükümeti kurul-

mas› için son iki

ayd›r Beyrut’taki

baflbakanl›k saray›

önünde çad›rkent

kurup, nöbet tu-

tarken, ülke çap›n-

da büyük etki ya-

ratan grev, ABD

yanl›s› hükümet

karfl›t› eylemleri-

nin “üçüncü afla-

mas›” olarak nite-

lendirildi.

Sokaklar alev topu

Grevle birlikte Lübnan’da yaflam

durma noktas›na ulafl›rken, eylemler

çerçevesinde, ana yollar kapat›ld›, ha-

valiman› seferleri de iptal edildi.

Yer yer fliddetli çat›flmalar›n yaflan-

d›¤› eylemlerde 10’a yak›n kifli hayat›-

n› kaybederken yüzlerce kifli de yara-

land›. Eylemlerin üniversitelere s›çra-

mas›yla birlikte Lübnan ordusu 25

Ocak günü eylemlerin en yo¤un oldu-

¤u baflkent Beyrut'ta soka¤a ç›kma ya-

sa¤› ilan etti.

ABD’den Sinyora

hükümetine askeri destek

Lübnan’da iflgalin ard›nan bölgeye

yerlefltirelen BM ‘bar›fl gücü’ askerleri

iflbirlikçi Sinyora hükümetine koruma

kalkan› olurken, ABD emperyalizmi ise

hükümetin desteklenmesi için yap›lan

‘yard›m’ kapsam›nda ABD Hava Kuv-

vetleri'ne ait C-17 tipi kargo uça¤› ile

ülkeye 20 adet z›rhl› jeep gönderdi.

ABD emperyalizmi bu yard›mlarla bafl-

ta Hizbullah olmak üzere bölgedeki

muhalafete gözda¤› vermeye çal›fl›r-

ken, önümüzdeki aylarda 265 adet je-

ep'in daha ülkeye sevk edilerek askeri

yard›mlar›n sürdürülece¤i kaydedildi.

ABD’nin bu giriflimleri karfl›s›nda

bir aç›klama yapan Hizbullah lideri Nas-

rallah, Lübnan’daki mevcut siyasi krizin

temel nedeninin ABD’nin ulusal birlik

hükümeti kurulmas›n› engellemesi ol-

du¤unu belirtti. Nasrallah, “Amaç Fu-

ad Sinyora hükümetini güçlendir-

mektir. Çünkü gerçekte bu onlar›n

hükümetidir” yorumunda bulundu.

ABD emperyalizmi Sinyora hükümetine askeri deste¤ini artt›r›yor

Lübnan sokaklar› alev topuSomali’de 3 ayl›k OHAL

Her y›l Ocak ay›n›n son haftas›

yap›lan ve ald›¤› kararlarla dünya halkla-

r›na karfl› sosyal, kültürel ve ekonomik

y›k›m paketleri haz›rlayan Dünya Eko-

nomik Formu ‹sviçre'nin Davos kasa-

bas›nda 90 ülkeden yaklafl›k 2 bin 400 ki-

flinin kat›l›m›yla yap›ld›.

Merkel'in aç›l›fl konuflmas›n› yapt›¤›

zirvenin ana gündemi yine Ortado-

¤u’ydu. Emperyalist tekellerin yo¤un ilgi

gösterdi¤i zirve yeni sald›r› programlar›

eflli¤inde son bulurken, küreselleflme

karfl›tlar› ise Kenya’n›n baflkenti Nairo-

bi’de, altarnatif olarak düzenledikleri 7.

“Dünya Sosyal Forum”unda bir araya

geldi. Binlerce kiflinin kat›ld›¤› for-

umda, küreselleflme karfl›tlar› dünya ge-

nelinde 30 bin kiflinin imzalad›¤› bir bil-

diriyi sunmak üzere Nairobi’deki AB

merkezine yürüdü. Bildiride, Avrupa

Komisyonu’nun Afrika, Pasifik ve Kara-

yip ülkeleriyle yapt›¤› “Ekonomik Or-

takl›k Anlaflmalar›” müzakerelerini, bir-

kaç y›ll›¤›na ertelemesi istendi. Çeflitli

etkinlerin düzenlendi¤i forum 25 Ocak

günü sona erdi.

Davos’a karfl› Dünya Sosyal Formu

Page 11: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007GÜNCEL 11

Ön Aç›klama: Bu yaz› Hrant Dink’in, Özgür DüflünKolektifi’nin 23-24 Aral›k 2006 tarihlerinde düzenledi¤i‘Ayd›nl›k Sorgular Sempozyumu’nun ‘Ayd›n ve Resmi TarihYaz›m›’ bafll›kl› oturumda yapm›fl oldu¤u konuflmad›r.Hrant Dink’in an›s›na konuflmas›n›n birinci bölümünü busay›m›zda yay›ml›yoruz.

***

Toplant›ya kat›ld›¤›mda bugün en büyük

üzüntüm niye sabahtan kat›lamad›¤›m ol-

du. Çünkü hakikaten ayd›n kavram› üze-

rinde dönen tart›flmalar›n zengin tart›flma-

lar oldu¤unu düflünüyorum. Ama her fley-

den önce flunu söyleyeyim size: Ayd›n kavram›n›n bu ka-

dar ciddi bir kavram oldu¤unu düflünmüyorum. Ayd›n›n

karfl›l›¤› nedir? Ayd›n olmayan yurttafl hangisi? Ayd›nlar

var da, ayd›n olmayan kim? Çok bilen mi ayd›n? Çok cesur

olan m›? Çok iyi analiz, sentez yapabilen mi ayd›n? Bunla-

r›n ölçütü nedir? Hakikaten felsefi anlamda çok tart›flabilir-

siniz. Ama pratik anlamda bunun karfl›l›¤›na istedi¤iniz an

burun k›v›rabilir, dudak bükebilirsiniz. Çünkü bazen çok

cesur olabilirsiniz. Bu sizi bir ayd›n gibi gösterebilir, ama

o kadar karanl›k fleyler söylüyorsunuzdur ki toplumun ca-

n›na okuyorsunuzdur. Çok cesursunuzdur ama, ayd›n de-

¤ilsinizdir. Sartre’yi okudum “ayd›n ça¤›ndan sorumludur”

diyor. Peki Türkiye’deki ayd›nlar›n durumlar›na bakarsak,

biz ça¤›m›zdan sorumluyuz noktas›nda kalarak ayd›n ola-

bilir miyiz? Yoksa gerçek sorumsuzlu¤umuz asl›nda ça¤›-

m›z ve ça¤›m›zdan önceki sürece iliflkin üzerimize düflen

sorumlulu¤u yerine getirmedi¤imiz için midir?

‘Ayd›n sadece ça¤›ndan sorumlude¤ildir; tarihinden sorumludur’

Biraz önce iflçi s›n›f›ndan bahsedildi. ‹flçi s›n›f›n›n fel-

sefesinden, iflçi olman›n, ayd›n olman›n ne oldu¤undan

bahsettik. Ama itiraf etmeliyiz ki; Türkiye’de ayd›n olma-

yan as›l ayd›nlar, Türkiye solu içerisindeki ayd›nlar olmufl-

tur. Tarih s›nav›n› ele al›rsak e¤er, Türk Solu içerisinde

Fikret Baflkayalardan ‹smail Beflikçilere kadar, -tabi baz›la-

r›n› tenzih ediyorum. Özellikle bir dönemin T‹KKO’su

içerisinde tarihi gerçek anlamda analiz edebilen, bu tür

sa¤lam insanlar ç›km›flt›r- ülkemizdeki ayd›nlar›n büyük

ço¤unlu¤u ayd›n olman›n s›nav›ndan geçememifltir. Tabii

tarih dedi¤imizde, beni gördü¤ünüzde tarih sadece Erme-

ni tarihinden müteflekkil de¤ildir. Ben sadece Ermeni tari-

hinden müteflekkil bir s›nav sorusu sormayaca¤›m. Ama s›-

nav sorular›ndan bir tanesini e¤er benim soruma ay›r›rsak;

Türk solu ve Türk ayd›nlar› bu s›navdan, bu sorudan bütü-

nüyle çakm›fllard›r. Biraz önce sevgili Ercan’›n örnek ver-

di¤i Naz›m Hikmet de çakm›flt›r. Naz›m, kurtulufl savafl›

üzerine destanlar yazd›. Kuva-i milliye üzerine destanlar

yazd›, kitaplar yazd›. Naz›m’›n TKP içerisinde en yak›n ar-

kadafllar› Ermeni yoldafllar›yd›. Hatta Moskova’da Ermenis-

tan’dan gelen yoldafllar›yla, Vedat a¤abeyle bir gün oturup

konufltum. fiafl›rd›k. Naz›m 1915 döneminde, kurtulufl sa-

vafl› döneminde olanlar› bilmiyor muydu? Milli Kurtulufl

Savafl› denilen olgunun, asl›nda bu ülkede yaflayan halkla-

ra karfl› verilmifl bir savafl oldu¤unu bilmiyor muydu? Bir

tek sat›ra rastlayamazs›n›z. Onca külliyesi içerisinde bir fli-

irinde, o da bir yerinde Bakkal Karabela’dan bahseder. Ay-

d›n ve tarih denildi¤i zaman ben size, Türkiye’nin prati¤in-

den baflka bir fley anlatamam. Bu pratik size bu kadar aç›k

bir pratik. Ayd›n sadece ça¤›ndan sorumlu de¤ildir; tari-

hinden sorumludur. Hele hele böyle bir ülkede yafl›yorsak

TC; tamamen yeni bir birey, yeni bir tarih, yeni bir kültür

ve o tarih ve kültürün harmanlad›¤› yeni bir zihniyet ve

hatta tek bir forma, tek bir k›yafet, tek bir kimlik yaratma-

ya çal›flt›. Bir teklik ve onun toplam›nda Türklük diye bir

kimli¤i ald› ve bütün yurttafllar›na dayatt›. Türkiye solu bu

teklik içerisinde “ayr›l›klar›m›z›n ne gere¤i var, bizim bir

tane sorunumuz var o da iflçi s›n›f›n›n sorunu. Biz bu soru-

nu bitirirsek zaten baflka sorun kalmayacak” diye tarihine

bakmamay› bir maske ile kendisine perdelemifl ise o za-

man Türkiye ayd›nlar› kendi tarihlerini ne kadar do¤ru

sorgulad›lar? Sorgulamad›lar. Ve bunun, ayd›n olmak için

önemli bir s›nav oldu¤unu, izin verin ben belirteyim. Be-

flikçi’ye ve Baflkaya’ya teflekkür ediyorum. Türkiye’de ilk

kez sorun sadece Kürt sorunu olmaktan ç›kt›. Ama ger-

çek anlamda Beflikçi, Paradigman›n ‹flas›’nda da Baflkaya

Ermeni Sorunu’nu ne kadar bu ülkenin infla edilmifl o bü-

yük binas›n›n temelinde yatt›¤›n› gösterdi, gün yüzüne

ç›kard›? Bugün en az›ndan bu sorun sorgulanmaya, tart›-

fl›lmaya baflland›.

‘Bize dayat›lan tek kimlik,

teklik tutmad›’Biraz önceki oturumdaki konuflmalarda, ayd›n olmak

solcu olmak, iflçi s›n›f›na ait olmakt›r gibi saptamalar yap›l-

d›. Ama bu kavramlar›n, saptamalar›n içi doldurulmad›kça

inan›n hiçbir anlam› kalmaz. Ve bunu hayat ve pratik çok

net gösterir. Ben bunu alk›fllanmas› için ya da solu bir ke-

nara atmak için söylemiyorum. Sonuçta ben solun içerisin-

den gelen birisiyim. Ama isterseniz itiraf edebilirim bunu

size. Bize kimliklerimizin ne kadar bofl oldu¤unu, ö¤reten

ve dayatan da solun sekter zihniyetinin kendisidir. Oysa

keflke ayd›n olabilseydik. Farkl› olmak daha iyidir, niye ay-

n› olaca¤›z diyebilseydik. Hay›r diyemedik. Ben T‹KKO

içerisine girerken -Allah rahmet eylesin, topra¤› bol olsun-

Orhan Bak›r’la, Stephan’la beraber adlar›m›z› de¤ifltirdik.

Orhan Bak›r’›n ad› Armenak’t›. Murat’›n ad› Stephand›.

Ben Hrant’t›m. Ama T‹KKO’da daha rahat çal›flabilelim, ar-

kadafllar›m›za uyum gösterebilelim ve bafl›m›za bir fley ge-

lirse Ermeni toplumunun bafl›na bir fley gelmesin diye

isimlerimizi de¤ifltirdik. Armenak Orhan oldu, ben F›rat ol-

dum, Stephan Murat oldu. Düflünün ne kadar yüce bir da-

va için, ideal için, kendi kendimize aidiyetimizi bir kenara

itebiliyorduk. Unutabiliyorduk. Ve biz bunu yaparken as-

l›nda bunu bize birileri dayat›yordu. Sol dayat›yordu. Dü-

flünün farkl›l›k içerisinde biz rahat olabilseydik yani; dev-

letin bize dayatm›fl oldu¤u tek kimlik içerisinde hapsolma-

m›fl olsayd›k ve s›n›f mücadelesini bu teklikle s›n›rl› tutma-

m›fl olsayd›k, bence Türkiye bugün çoktan s›n›f mücadele-

sinde daha ileri noktalara tafl›nm›fl olurdu. Ve size aç›kça

flunu söylüyorum: Türkiye’de s›n›f mücadelesi yenilgiye

u¤rad›ysa kimlik mücadelesini bir kenara öteledi¤i için u¤-

ram›flt›r. E¤er Türkiye iflçi s›n›f› kendi içerisindeki kimlik-

lere sahip ç›ksayd›, farkl›l›klar›na sahip ç›ksayd›, bu yenil-

giye u¤ramazd›. En az›ndan, 12 Eylül’de,12 Mart’ta bu ka-

dar büyük yenilgiler almazd›. Ama gelin görün ki o kadar

dayatmaya, aldanmaya karfl›n, bizim kendimizin aldanma-

s›na karfl›n bize dayat›lan tek kimlik, teklik tutmad›.

‘(Devam edecek)

Çok bilen mi ayd›n? Çok cesur olan m›?

Ayd›n›nolmazsa ol-maz, bir teksilah› vard›r:Vicdan. Vic-dan› olma-yan ayd›nolamaz. Vic-dan›n› orta-ya koyarakmeselelerebakmayan,olaylara bak-mayan, sade-ce akl›na gü-venen ve ak-l›yla çözme-ye çal›flanbenim nez-dimde ayd›nolamaz. Oçok iyi birbilgisayarolabilir, amaayd›n olamaz

HRANT D‹NK

22 Ocak 2007 Sal› günü de¤erli insan Hrant Dink’i ölüm-

süzlü¤e u¤urlad›k. Tabi ça¤ d›fl› kafalar sevindi “bir vatan

haini, bir dinsiz daha öldü” diye. Asl›nda halk›n› ve tüm in-

sanl›¤› sevenler hiç ölmezler. Halk oldukça onlar yaflarlar. ‹n-

sanl›k tarihi bunun binlerce, on binlerce örnekleriyle dolu.

‹nanmayanlara söyleyelim. ‹lk köle ayaklanmas›n›n önderi

Spartaküs’ü büyük bir ço¤unlu¤umuz tan›r›z. Ama Sparta-

küs’ü öldüreni %99’muz bilmeyiz. fieyh Bedrettin için “as›n,

kan› halel” diyen Acem Haydar’› kaç kifli bilir? Ama Bedret-

tin ölümsüzdür. Y›lmaz Güney’i yurdundan eden generalle-

rin ad›n› kaç insan bilir? Ama Y›lmaz Güney’i dünya tan›r. Ali

Elverdi’yi kaç›m›z tan›r›z? Ama Deniz Gezmifl’i, Hüseyin

‹nan’›, Yusuf Aslan’› Türkiye tan›r. Erdal Eren’i dara gönde-

ren, kalem k›ran hakimi tan›yan insan say›s› zannederim ki

70 milyonluk ülkede 70 kifliyi bulmaz. Bunun gibi Hrant

Dirk’i tan›yan bir dünya var, ya öldüreni, öldürteni kim ta-

n›r? Ne yaz›k ki, iflte Osmanl› gericili¤inden devir al›nan bas-

k›c›, milliyetçi, ›rkç›, devletin hali bu. Kendi ülkesinde ken-

di anayasas›na göre seçilen baflbakan›n›, bakanlar›n› asan,

sonradan ast›klar›n›n ad›na bulvarlar, havaalanlar› yapan kaç

devlet var? Dünyada “Bana milliyetçiler cinayet iflliyor dedir-

temezsiniz” diyen bir baflbakan, bizim ülkemizden baflka,

“ne mutlu Türküm diyene, bir Türk dünya’ya bedeldir” diye

övünüp alt› milyon insan› b›rak mutlulu¤u, ekmek bulmak

için el kap›lar›nda sürünen kaç ülke kald› yer yüzünde? Tüm

dünya birbiriyle iç içe geçmiflken halen “Türk’ün, Türk’ten

baflka dostunun olmad›¤› yer de görüldü mü? Mevcut anaya-

sal düzeni her 10 y›lda bir gelip de¤ifltirerek, madalyayla

onurland›r›lan generallerin oldu¤u kaç ülke kald› bizim d›fl›-

m›zda? U¤ur Mumcu’nun ölümünde “Bu, devletin sözü! Ka-

tiller bulunacak” deyip verdi¤i sözün üstüne yatan devlet ne

kadar ciddi olabilir? Dünyada kendi ülkesinin befl bin köyü-

nü yak›p, y›kan bir devlet var m› bizim d›fl›m›zda? “Kad›n›n

karn›ndan s›pay›, s›rt›ndan sopay› eksik etmeyeceksin” di-

yen bir hukuk adam›n› (Türkiye hariç) dünyada mum yak›p

arasan bulamazs›n.

Hukuksuzlu¤a karfl› 300 gün ölüm orucuna yatan bir hu-

kuk adam› gösterebilir misiniz. Hangi ülkenin yazarlar› mah-

keme salonlar›nda hukuk adamlar› denilen flarlatanlar ard›na

toplanan çapulcular taraf›ndan linç edilmeye çal›fl›ld› ve dev-

let önlemini almad› söyler misiniz. Bir tek ülke var m›; yaza-

r› dünyan›n en önemli edebiyat ödülünü al›p da Cumhurbafl-

kan› taraf›ndan tebrik edilmeyen? Dünyan›n hangi ülkesinde

devletin güvenlik güçleri bu kadar çeteleflme ve yasad›fl›

olaylara kar›flt› söyler misiniz? Dünyan›n hangi ülkesi katille-

rine k›rm›z› pasaport ve silah tafl›ma ruhsat› verdi Türki-

ye’nin d›fl›nda? Dünyan›n hangi ülkesinde yöneticileri ülke-

sini bu kadar utan›lacak duruma düflürdü? Her hangi bir ül-

ke var m› baflbakan›, bayra¤›, morfin fl›r›ngas›yla dergilere

kapak olan? Ülkesinde yaflayan 20 milyon bir halk› yok sa-

yan bir zihniyet hangi k›tada kald› bilen var m›? Ad›na ba-

s›n medya denen 301’den yarg›lananlar› her haber bülte-

ninde vatan haini olarak lanse eden, onlar› hedef göste-

ren, bir bas›n gezegenimizin hangi bölgesinde var? Cuma

namaz› k›l›p ülkenin özgürlü¤ünü, fleffaflaflmas›n›, demok-

ratikleflmesini, geliflmesini, halklar›n bar›flmas›n›, fikirle-

rin serbestçe söylenmesini, insandan-güzelliklerden yana

olan düflünceleri savunan bir yazar› vuran bir dinin men-

subu hangi toprakta yafl›yor, bizden baflka bilen var m›?

20. yüzy›l›n son çeyre¤inde 37 ayd›n›n›, yazar›n›, bilim in-

san›n›, ozan›n› yakan bir devlet dünyan›n neresinde kald›

söyleyin. Türkiye halklar› bu soysuzlar›n, ba¤nazlar›n, ›rk-

ç›lar›n, katillerin yaratt›¤› utanc› tafl›mak zorunda m›? Söy-

leyin, söyleyin, söyleyin lütfen söyleyin.

Müslüm Sönmez

1- Hrant Dink Ermeni ulusunun

maruz kald›¤› haks›zl›klar› kamuoyu-

nun gündemine getirmeye çal›flan bir

düflünce savaflç›s›yd›. Düflünceleri

resmi ideolojiye uygun düflmedi¤i

için hedef gösterildi. TCK 301. mad-

desinden ötürü Türklü¤e hakaret etti-

¤i gerekçesiyle yarg›land› ve hakk›n-

da mahkumiyet karar› verildi. Özel

olarak belli çevreler sürekli bir flekil-

de Dink'i hedef gösterip flovenizmi

k›flk›rtmaktayd›lar. Çünkü hedef gös-

terenlerin beslendikleri yer flovenizm

ve milliyetçiliktir. Halk cenazeyi sa-

hiplenmifltir. Oysa siyasi parti liderle-

ri cenazeye kat›lmam›flt›r. Çünkü k›fl-

k›rtt›klar› milliyetçi kesimden oy bek-

lemektedirler. fiovenizmi körükleme-

ye ve medet ummaya devam etmek-

tedirler

2- Bu suikast› kesinlikle basit bir

milliyetçi gencin tepkisi olarak de¤er-

lendirmemek gerekir. Suikast daha

önceden tüm yönleriyle planlanm›fl-

t›r ve arkas›nda derin güçler vard›r.

Yakalanma olay› da önceden planlan-

m›flt›r. Olay› ört bas etme niyeti var-

d›r. Arkas› araflt›r›lmas›n diye bu fla-

h›slar feda edilmifltir. ‹stanbul Emni-

yet Müdürü olay›n siyasi olmayan, ba-

sit bir adli vaka oldu¤u aç›klamas›

yapm›flt›r. Ayr›ca ‹stanbul Vali Yar-

d›mc›s› daha önce 2 istihbarat elema-

n› ile tahditvari bir üslupla Hrant

Dink'i "uyarm›fl"t›r. Bu Vali Yard›mc›-

s› bir an önce tespit edilmeli ve gö-

revden al›nmal›d›r. Bu mant›kla hare-

ket eden bir zihniyetin Dink'i koru-

mas› da beklenemezdi. Bence bu ola-

y›n arkas›nda susurlukta ortaya ç›kan

gerçekler vard›r. Susurluk kahraman-

lar›ndan Veli Küçük yine olaya kar›-

flan flah›slardand›r. Suikastla verilmek

istenen mesaj fludur: Devlete muhalif

düflünceye sahip olursan›z milliyetçi

bir gencin tepkisi ile sonunuz Hrant

Dink'inki gibi olabilir. Amaç korku ve

panik yaratmakt›r.

Av. Özgür Ulafl Kaplan

1- Kendi siyasal düflüncesini, bir

ulusun kültürünü, kimli¤ini görsel ya-

y›n üzerinden halklarla buluflturdu-

¤undan ve bir ulusun kimli¤ini aç›kla-

d›¤› için hedef seçildi. Hrant Dink iyi

ve güzelden yana halklar›n kardeflli¤i-

ni örüyordu. Irkç›l›¤›n halklar›n düfl-

man› oldu¤unu söylüyordu. Hak ve

özgürlükler mücadelesi bedel ödeti-

yor. Hrant Dink de bu bedeli ödedi.

2- Bu katliam ne ilktir, ne de son

olacakt›r. Susurluk'ta ortaya ç›kan,

fiemdinli'de suçüstü yakalanan anlay›-

fl›n ürünüdür bu cinayet. fioven ve

›rkç› bas›n da sürekli hedef göster di.

Süreci tetikleyenler de tetikçileri gö-

revlendirdi ve bu cinayet gerçekleflti-

rildi. Bu cinayetlerin a盤a ç›kart›lma-

s› demokratik kamuoyunun duyarl›¤›-

na ba¤l›d›r.

Kadir Akbay

1- fiiddet olmamal›, bu ülkede

herkes kardeflçe yaflamal› ve herkesin

kardeflçe yaflama hakk› olmal›. Çünkü

bu ülkenin kaybedecek bir fleyi kal-

mad›. Herkesin beraber yaflama zo-

runlulu¤u var. Tahammül s›n›rlar› ge-

nifllemeli bence.

2- Hiç bilgim yok, ama kesinlikle

bu ülkenin iyi olmas›n› istemeyenler-

dir. Zaten baflkas› da olamaz.

Mehmet fiahin

1- Hrant Dink'in öldürülmesinde

sivri dilli olmas›n›n da pay› var bence.

Her fleyi aç›k konufluyordu. Birileri

hazmedemedi san›r›m. Ama d›fl güç-

lerin parma¤› da vard›r.

2- Bence olayda ABD ve ‹srail'in

parma¤› olabilir.

Tamer Yavuz

1- Hrant Dink'i yeterince tan›m›-

yorum. Ama yap›lan bu katliam Hrant

Dink'ten önce yap›lanlardan farkl› de-

¤ildir. fiah›slar de¤iflse de her dönem

bu kurflunlar düflünceye s›k›lm›flt›r.

S›k›lacakt›r da.

2- Güzel bir dünya düflleyen ay-

d›nlara, ilerici insanlara karfl› kafatasç›

zihniyetin tahammülsüzlü¤ünün ürü-

nüdür. Resmi ideoloji olan Türk-‹slam

sentezi anlay›fl›n›n yaratt›¤› insan tipi-

dir katil. Yani buradan bakt›¤›m›zda

katil hiç de yaln›z de¤il.

Cihan Aslan

1- Hrant Dink'in katledilmesi

emperyalist politikalarla iliflkilidir.

Emperyalistlerin BOP projesinin ha-

yata geçirilmesi ile alakal›d›r. Emper-

yalist politikalar›n ülkemizdeki yans›-

mas› ilerici ayd›nlar›n katledilmesi ile

hayat buluyor. Yaflad›¤›m›z co¤rafya-

da ayd›n katliam› bir gelenek halini al-

m›flt›r. Özellikle s›n›f hareketlerinin

geliflti¤i dönemlerde hakim s›n›flar bu

tür yöntemlere bafl vurmaktad›rlar.

2- 1920'lerde Mustafa Suphi ve

arkadafllar›n›n katledilmesi, 1970'ler-

de gençlik hareketi önderlerinin kat-

ledilmesi, 1980-90'larda gündeme ge-

len sald›r›larla Hrant Dink'in katledil-

mesi birbiriyle ba¤lant›l›d›r. M. Suphi

ve arkadafllar›n›n katilleri gibi, Hrant

Dink'in katilleri de bellidir. Sald›r›lar

egemenlerin iktidarlar›n› sa¤lama al-

mak için gerçeklefltirilmifltir.

GÖZÜYLE

MÜSLÜM SÖNMEZ ÖZGÜR ULAfi KAPLAN KAD‹R AKBAY MEHMET fiAH‹N TAMER YAVUZ C‹HAN ASLAN

SORULAR1- H›rant Dink neden hedef seçildi ve siz bu katliam› nas›l yorumluyorsunuz?

2- Sizce bu katliam›n gerçek planlay›c›lar› kimlerdir?Hrant Dink Katliam›

HALKIN

Hrant Dink’i u¤urlarken‹. Çelik

Page 12: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007 KÜLTÜR-SANAT12

YÜZ F‹K‹RMuzaffer Oruço lu

[email protected]

www.muzafferorucoglu.com

Devlet, Hrant Dink’in öldürülmesini derinve aldukça ac›l› bir sesle k›nad› ve cenaze me-rasimine elden geldi¤ince çok insan›n kat›lma-s› ça¤r›s›nda bulundu. Devletin yüzündeki ikli-me ve iklimin özüne, ince niyetine iyi bakmakgerekiyor. Doksan iki y›l önce, bir Ermeni’ninöldürülmesi, ülkede ve dünyada bu kadar yan-k› yapar m›yd›? Doksan iki y›l önce, Devlet,kaflla göz aras›nda, bir halk›, binlerce y›ld›rüzerinde yaflad›¤› topraklardan topyekün sürmekarar› al›yordu. Zahire ambarlar›ndan, dillerin-den, kültürlerinden, tarihlerinden, incelikli ma-haretlerinden ve mezarlar›ndan kopararak, ka¤-n› arabalar›yla ve de yayan yap›ldak, ç›plak birflekilde, eflkiya çetelerinin, vahfli Hamidiyealaylar›n›n, Teflkilat-› Mahsusa mahfillerininmitralyözlü tuzaklar›ndan geçirerek, Suriye veIrak çöllerine sürüyordu. Doksan iki y›l önceDevlet, Anadolu’nun kadim zenginliklerindenbirisinin köküne kibrit suyu ekiyor, onu bir var-m›fl, bir yokmufla çeviriyordu. Kendimizi, rüya-lar› kanayan, sahipsiz bir Ermeni flark›s›n›n, y›-k›lm›fl bir kilise tafl›n›n, ana baba kavram›n› yi-tirmifl bir yetimhane çocu¤unun, F›rat ya daDicle ak›nt›s›yla, fiattülarab’a do¤ru sürüklenenhamile bir gelinin yerine koyarak düflünürsek,

devletin ve daha önemlisi, kendi ac›m›z›n özü-nü derinlikli kavrar›z.

Devlet, üzgün görünüyor ve halk, çoban›-n›n bu görünümüne kan›yor. Provokasyonlar-dan, menfur emellerden, d›fl mihraklardan sözediyor devlet. Ülke çap›nda, yükselen Ermeniöcüsünün, fanatizmin, milliyetçili¤in bafl mi-mar› de¤ilmifl gibi davran›yor. Daha dün, bar›-fl›n, kardeflli¤in, dil ve kültür çeflnisinin, tutarl›demokratizmin cesur savunucusu Dink’i yarg›-lay›p kodese t›kmak isteyen, milliyetçilere, do-layl› ve incelikli bir flekilde onu hedef gösterenbu devlet de¤il miydi? Daha dün, devletin Ge-nel Kurmay Baflkan›, Ermenilerin Türkleri nas›lkatlettiklerine dair belgeler yay›nlamam›fl m›y-d›? Ermenilerin de¤il, Türklerin katledildikleriniaç›klayarak, fanatik milliyetçilere, Ermenilerinkatliamc› oldu¤u mesaj›n› vermemifl miydi? Ta-rih elbette ki, ezilen ulus milliyetçilerinin dekatliamlar yapt›klar›na tan›kt›r. Ermeni milliyet-çileri de bu tan›kl›ktan kendilerini kurtaramaz-lar. ‹yi güzel de, sen kim oluyorsun? Adamasormazlar m›, ‘Bre hey, bu topraklar üzerindeyaflayan bu kadar Ermeni’ye ne oldu? Pireye k›-z›p, yorgan› m› yakt›n yoksa?’ Hiç kimse, iflle-di¤i suçlardan, cinayetlerden yakas›n› kurtara-

maz. Dünyan›n vicdan› kanar ve o kan, enindesonunda yarg›ca dönüflür. Bir bilgenin bile, fa-zileti ne kadar güçlü olursa olsun, o fazilet,onun en küçük bir hatas›n› örtme ya da gözler-den saklama kudretini gösteremez.

Laf aram›zda, ben bir zalimin elini s›kar›m.95 veya 100 yafl›ndaki anamdan bana böyle birgensel veya cinsel özellik kalm›flt›r. Mesela, En-ver, Talat, Cemal veya Teflkilat-› Mahsusa’n›ntehcir harekat›n› yönlendiren, yürüten bafl ada-m› Bahaddin fiakir, mezar›ndan kalksa, Dink’incenaze merasimine kat›lsa, bir halk›n yokedil-mesine yol açan Tehcir Kanunu’nun yanl›fll›¤›-n›, gayri insani özünü samimi olarak itiraf etse,suç iflledi¤ini söylese, ben dayanamam, elini s›-kar›m. Ama günümüzün, Enverlerinin, Talatla-r›n›n, Cemallerinin, Bahaddinlerinin, ellerinis›kmam; elleri do¤rudan Ermeni halk›n›n kan›-na bulaflmam›fl olsa da s›kmam. Çünkü bunlarböyle bir suçun varl›¤›n› kabul etmedikleri gibi,ak›l almaz bir piflkinlikle karfl› sald›r›ya geçiyor,Ermenileri katliamc› olarak gösteriyorlar.

Dink’in öldürülmesi, emperyalist dünyadada yank›s›n› buldu. Devlet baflkanlar›n›n, d›fl ifl-leri yetkililerinin tepkileri, bizim yaflayan En-

verlerimizin, Talatlar›m›z›n tepkilerine ne kadarda benziyor. Bir küresel ya¤ma savafl›yla, Erme-ni felaketinin as›l zeminini yaratanlar onlar de-¤illermifl gibi. K›z›lderililerin ve günümüz dün-yas›n›n bafl cellad› ABD emperyalistleri olay›k›n›yor. Bir zamanlar, topraklar›n›n üzerindegüneflin batmad›¤›, kan›n kurumad›¤› Biritanya‹mparatorlu¤u’nun günümüzdeki temsilcileri,ellerindeki taze Irak kan›yla cinayeti k›n›yorlar.Ermeni halk›n› kendi emperyalist emelleri içinkullanmaya kalk›flan, Cezayir kasab›, Fransa dak›yor. ‹ttihatç›lar› piyon gibi kullanan ve Tehciryasas›’n› alttan alta destekleyen Alman emper-yalizminin günümüzdeki sözcüleri de k›n›yor.Demokrasi ve insan haklar› flampiyonlu¤u ilecellatl›¤› ve inkar politikas›n› birlikte yürütmeyeçal›fl›yorlar. Gelgelelim ki, dünya eski dünyade¤il, bu ikiyüzlü politikay› kolay yutmuyor. Bi-rinci ve ‹kinci Dünya Savafllar› arifesinde k›l›n›k›p›rdatmayan dünya, bir Irak iflgalinde, birgünde, onbefl milyonu sokak yürüyüflüne dö-nüfltürebiliyor. Sadece ekonomiler küresellefl-miyor, yürüyüfller, mücadeleler de küresellefli-yor. Zalimleri, kurbanlar›n›n kanl› cesetleri ba-fl›nda k›nama mesajlar› verecek derecede gü-lünçlefltiriyor dünya.

Hrant Dink

3. Demokratik Haklar Kültür ve Sanat Gecesi’nde Buluflal›m!

PROGRAM� GRUP MUNZUR �FERHAT TUNÇ �MOĞOLLAR

�KOMA ÇİYA �ÖZLEM ÖZDİL � NİHAT BEHRAM

�HALUK GERGER � ERDAL BAYRAKOĞLU

�NEPAL’DEN KONUŞMACI � SİNEVİZYON

YÜZ ÇİÇEK AÇSIN KÜLTÜR MERKEZİ

YER: BAĞCILAR OLİMPİK SPORSALONU/BAĞCILAR-İST.

TARİH: 24 ŞUBAT 2007 CUMARTESİSAAT: 16.00-23.00 ARASI

İRTİBAT TEL: (0212) 256 74 68(0212) 243 91 92

“Sesimizin gitti¤i herkesin bu geceye kat›lmas›n›

bekliyorum…”

“3. Demokratik Haklar Kültür ve Sanatfienli¤i’ne kat›lacak olan Özlem Özdil, “‹nsanlar›nseslerini daha güçlü ve daha gür duyurabilmesiiçin, bu tür geceleri önemli buluyorum”

Kendiniz ve müzikal çal›flmalar›n›z hakk›n-da bilgi verebilir misiniz?

Ben Almanya’da do¤dum. ‹lk ve orta okulu ora-

da okudum. Daha sonra iyi bir müzik e¤itimi al-

mak için, ülkemize geldim. Ülkemizde bulunan

halk müzi¤i sanatç›lar›ndan ba¤lama ve repertuar

dersleri ald›m. Ayn› zamanda di¤er e¤itimlerime

de devam ettim. fiuana kadar dört albüm ile birlik-

te k›sa bir süre önce halk müzi¤i sanatç›s› Güler

Duman ile beraber yapt›¤›m›z düet albümümüzü

de yay›nlad›k.

Sanata bak›fl aç›n›z ve müzikal çal›flmalar›n›-za yön veren temel etkenler nelerdir?

Halk müzi¤ine ilgi duymama daha çok babam

Dursun Özdil vesile oldu. Çünkü babam da bir

halk ozan›d›r. Zaman içerisinde de, halk müzi¤iy-

le birlikte halk edebiyat›n› tan›d›kça, bu yönlü ça-

l›flmalar›m› giderek yo¤unlaflt›rd›m. Halk müzi¤i

noktas›nda daha çok çal›flmam gerekti¤inin bilin-

cindeyim. Çünkü toplumumuzun as›rlard›r yarat-

t›¤› kültürel de¤erlerin yaflat›lmas› ve süreklili¤in

sa¤lanmas›n›n çok önemli oldu¤u kan›s›nday›m.

Bu y›l 3.’sü düzenleyecek olan DemokratikHaklar Kültür ve Sanat Gecesi’nin fliar› “Emper-

yalist iflgal ve sald›r›lara karfl› Ortado¤u ve dün-

yan›n birçok baflka bölgesinde büyüyerek de-

vam eden anti-emperyalist mücadeleler ile Ne-

pal’de iktidara uzanan Halk Savafl›” vurguludur.

Bu geliflmeler hakk›nda, bir sanatç› olarak ne-

ler söylemek istersiniz?

Günümüzde geliflmifl ülkelerin, di¤er ülkeler

üzerindeki bask› ve tahakkümü gittikçe fliddetle-

nerek artmaktad›r. Bu bask› ve sömürüye karfl› di-

renmek gerekti¤ini düflünüyorum. Çünkü bizler

aç›s›ndan da, gelecek kuflak aç›s›ndan da özgürce

ve insanca bir yaflam için, her türlü haks›zl›¤a kar-

fl› ç›k›lmas› gerekmektedir.

Sizi ç›kartt›¤›n›z albümlerden ve çeflitli yerler-

de gerçeklefltirdi¤iniz konserlerden takip ediyo-

ruz. Özellikle Halk türkülerini yorumluyorsu-

nuz, bununla ilgili gecemize kat›lacak dostlar›-

m›za söylemek istedi¤iniz bir fleyler var m›?

‹nsanlar›n seslerini daha güçlü ve daha gür duyu-

rabilmesi için, bu tür geceler önemlidir. Sesimizin

gitti¤i herkesin bu geceye kat›lmas›n› bekliyorum…

Page 13: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007GÜNCEL 13

UFUK Ç‹ZG‹S‹Bakış CAN

NKP(M) Baflkan› Prachanda yeni süreci gazetemize de¤erlendirdi

Dünya halklar›nda varolan beklentive inanc› bofla ç›kartmayaca¤›z

NKP(M) Baflkan› Prachanda ile yeni süre-

ce iliflikin görüfltük. Gazetemize yapt›¤› de-

¤erlendirmede, kamuoyunda, medya ve in-

ternetde kendi adlar›na yap›lan resmi aç›kla-

malar›n görüntüdeki haliyle oldu¤u gibi baz

al›nmamas› gerekti¤ini belirten Prachanda,

bunlar›n ço¤unun takti¤e tekabül eden fley-

ler oldu¤unu belirtti. Prachanda’n›n yeni sü-

rece iliflkin yapt›¤› bu k›sa de¤erlendirmeyi

güncelli¤inden ve öneminden dolay› oldu¤u

gibi yayml›yoruz.

***

Kamuoyunda, medya ve inter-

netlerde bizim ad›m›za resmi

aç›klamalar› görüntüdeki ha-

liyle oldu¤u gibi baz almay›n.

Bunlar›n ço¤u taktiklere ta-

kabül eden fleylerdir. Birçok fley iktidar ta-

mamen al›nd›ktan sonra daha net a盤a ç›ka-

cakt›r. Taktiklere iliflkin aç›klamalar›m›z bü-

tün her fleyi anlatmamaktad›r. Önermeleri-

mizin esas› taktiklere iliflkin aç›klamalarla s›-

n›rl› de¤ildir. Örne¤in biliyoruzki Lenin ‹ki

Taktik'i önce haz›rlad›, fakat devrimden son-

ra bast›. 10 y›ll›k Halk Savafl› sürecince kur-

mufl oldu¤umuz iktidarlar akabinde, iktida-

r›n fliddetle al›naca¤›n›n evrensel gerçekli¤i-

nin ülkemiz özgülünde de kaç›n›lmaz oldu-

¤una iliflkin oldukça netiz. Bu konuda bir ya-

n›lsamaya sahip olmad›k, olmayaca¤›z. ‹kti-

dar›n tümden ele geçirilmesi haz›rl›klar›n› ta-

mamlama aflamas›nday›z. Düflmanla giriflti¤i-

miz bu diplomasi ve görüflme sürecinde

gündeme gelen baz› taktik politikalar nez-

ninde bir çok çevre çeflitli görüfl ve kayg›la-

r›n› dile getirdi, bunlardan baz›lar› yap›c› ve

dostane iken, baz›lar›nda niyetten ba¤›ms›z

somut olgulara dair bilgi eksikliklerinden

kaynakl› yanl›fl ve eksik yorumlar bulunmak-

tad›r. Biz bu türden yanl›fl ve eksik yaklafl›m-

lara cevap vermedik. Prati¤in seyri içinde bu

türden yanl›fl elefltirilerin ve kayg›lar›n orta-

dan kalkaca¤›n› biliyoruz. Süreç gericilerle

iktidar› paylaflmak süretiyle ad›m ad›m nufu-

zumuzu art›rarak ele geçirme olarak de¤il,

bizzat Halk Savafl› içinde deklare edilen hal-

k›n devrim yönündeki iradesini düflmana ka-

bul ettirerek noktalanacak. Düflman sürecin

bu yöndeki geliflmesi sonucunda Maoistlerin

iktidar› alaca¤›n› iyi biliyor ve sürece bu ba-

k›mdan engel olmaya ve oyalamalara girifli-

yor. Çok aç›kt›rki proleterya s›n›f›, kendi ah-

lak ve devrimci siyaseti ›fl›¤›nda, diplomasi

arenas›nda, düflmana tarihinde ender rastla-

nan bir yenilgi yaflatm›flt›r. Sürecin uygulan-

mas› durumunda Maoistlerin ülke çap›nda

zaferi elde edece¤inden emindir düflman. Bu

nedenle düflman›n niyeti süreci oyalamak

ve komplolarla bloke etmektir. Bizim bu ka-

dar k›sa süre içinde bu noktaya varmam›z

bafll› bafl›na bir baflar›d›r. Bunu düflman çok

iyi kavram›fl. Onlar› buna mecbur b›rakt›k.

Düflman yenildi¤inin fark›nda, ama kamu-

oyunda inisiyatif gösterilerinde bulunmas›-

n›n as›l amac› Amerikal› efendilerini biraz ra-

hatlatmak içindir. Kendileri ad›na kaybettik-

lerini biliyorlar. Dolay›s›yla flu soru orta yer-

de durmaktad›r. ‹ktidar kimin olacak? Düfl-

man›n bu sürecin sonuna kadar yürümeye-

ce¤inden hiç bir kuflkumuz yok. Bu halk

nezlinde de her geçen gün netlik kazan›yor.

Dolay›s›yla yak›n gelecekte ülkemizde yafla-

nacak olan toplumsal alt-üst oluflun, parla-

mento ve seçimler yoluyla ad›m ad›m de¤il,

bilfiil halk ayaklanmas›yla tamamlanaca¤› ka-

ç›n›lmaz bir durumdur. Bu do¤rultuda flekil-

lenen plan ve haz›rl›klar›m›z› konunun has-

sasiyetinden dolay› ayr›nt›l› olarak kamuoyu

ile paylaflamama durumumuzu anlay›flla kay-

fl›layaca¤›n›z› eminiz. Halk Ordumuzun bir

bölümünün kamplarda bulunmas› askeri ha-

z›rl›klar›m›z›n olmad›¤› veya yetersiz kalaca-

¤› biçiminde yorumlanmamal›d›r. Sürecin

yükledi¤i sorumluluklara uygun ideolojik,

politik, örgütsel ve askeri tüm imkanlara sa-

hip oldu¤umuzun bilinmesini isteriz.

Ayr›ca tali bir konu olmakla beraber,

düflman ordusu saflar›nda moral bozuklu¤u

ve çözülmelerin oldu¤unu da belirtmeliyiz.

Baz› üst düzey ordu mensuplar›n›n komu-

oyunda hareketimiz lehinde yapt›klar› aç›k-

lamalar ve silahlar›yla beraber saflar›m›za ka-

t›lanlar›n varl›¤› önümüzdeki dönemde düfl-

man saflar›nda ciddi çözülmelerin olaca¤›na

dair veriler durumundad›r.

Büyük zaferler kadar büyük yenilgilerin-

de yaflayaca¤›n›n derin bilincindeyiz, ancak

21. yüzy›lda enternasyonal proletaryan›n Ne-

pal'deki taburu olarak, k›z›l bayra¤›m›z› bü-

tün görkemlili¤iyle Himalaya Da¤lar›’na dike-

ce¤imize dair dünya halklar›nda varolan bek-

lenti ve inanc› bofla ç›kartmayaca¤›z

Yeni sürece iliflkin görüfltü¤ümüz NKP(M) Baflkan› Prachanda gazetemize yapt›¤› de¤erlendirmede yeni sü-rece iliflkin att›klar› ad›mlar›n ço¤unun taktiklere takabül eden politik giriflimler oldu¤unun alt›n› çizdi

Nepal'de Geçici Meclis olufl-

turuldu. Yeni parlamento,

NKP(M) ile Yedi Parti ‹ttifa-

k› aras›nda Kas›m ay›nda

imzalanan bar›fl anlaflmas›n›n bir sonucu

olarak gündeme geldi. Üzerinde anlaflma-

ya var›lan yeni perlamentonun yüzde 25'i

Maoistlerden olufluyor. Bu geliflme üzeri-

ne, Singha Durbar ad›yla an›lan eski mec-

lis otomatik olarak da¤›lm›fl oldu. ‹kinci

aflamada ise; monarflinin gelece¤i de da-

hil, Haziran'da anayasal seçimlere kadar

tüm ülkenin yasal çerçevesini oluflturacak

olan geçici anayasaya metni kabul edildi.

Yeni parlamentonun, silahs›zlanma süreci

tamamland›ktan sonra fiubat ay› içerisinde

bir hükümet seçmesi bekleniyor.

Yeni tek-meclisli yasama organ› 330

üyeyi kapsarken, NKP(M) delegasyonu d›-

fl›ndaki üyelerin tamam›, kral taraf›ndan

daha önce feshedilen parlamentonun üye-

siydiler. NKP(M) delegasyonu içerisindeki

yeni üyelerden 28'i kad›n, 12'si dalit (geç-

miflte "dokunulamazlar" olarak bilinen),

22'si yerli etnik (janajatis) guruplardan ve

21'i Hindistan ile s›n›r ve ayr›ca merkezi

Nepal devleti taraf›ndan uzun zamand›r

bask› alt›nda tutulan Terai'den olufluyor.

HKO, 7 askeri bölge vekamplarda konumland›r›ld›

NKP(M)’nin parlamentoya girmesiyle

birlikte, HKO, 7 askeri bölge ve kamplar-

da konumland›r›l›rken, 16 Ocak’tan itba-

ren ise HKO’nun silahlar› metal depolarda

kilit alt›na al›nd›. BM ile yap›lan anlaflma

gere¤i bu silahlar (ve HKO'nun üç kat›

olan, flimdiki ad›yla Nepal Ordusu'nun da

ayn› miktarda silah›), flimdilik, Hindistan

ordusuna hizmet etmifl ve son birkaç y›l

içerisinde emekliye ayr›lm›fl Nepalliler ve

Birleflmifl Milletler görevlilerinden oluflan

111 kiflilik bir güç taraf›ndan kontrol edi-

lecek. BM ayr›ca tüm HKO üyelerini 16

Ocak'ta kamplarda kaydetmeye bafllad›.

“Bask› ve yabanc› müdaha-leden kurtar›lm›fl bir Nepal bi-zim taahhüdümüz oldu ve bu

hedefimizde kat›y›z”NKP(M) ad›na parlamentoda delegas-

yon baflkanl›¤›na getirilen Krishna Bahu-

dur Mahara parlamentonun ilk oturumun-

da yapt›¤› aç›klamada; “Bugün yeni bir

tarihin bafllang›c›. Daha önce hiçbir za-

man Nepal halk› kendi anayasas›n›

yazma f›rsat›n› yakalamad›. fiimdi

halk, geçici anayasan›n ana taahhüdü

olan kurucu meclis yolu ile kendi ana-

yasas›n› yazacak" yorumunda bulundu.

Krishna Bahudur Mahara ayr›ca, yaln›z-

ca kurucu meclisin bir "bütünlüklü anaya-

sa" meydana getirece¤ini söyledi ve dev-

rimci bir toprak reformu, devletin yeni-

den yap›land›r›lmas› ve yeni bir ulusal or-

du oluflturulmas› noktalar›nda partisinin

duruflunu tekrarlad›.

Zafere uzanan yolda yeni

bir ad›m‹çinde parlamenter partilerin de yer al-

d›¤› gerici güçlerin bütün bloke etme ve

sürece yayarak etkisiz hale getirme çaba-

lar›na ra¤men, Baflkan Prachanda'n›n, "düfl-

manla yumruk yumru¤a dövüflüyoruz"

diye nitelendirdi¤i yeni süreç, s›n›f›m›z

için zafere uzanan yolda yeni bir ad›m,

düflman için ise yeni bir bozgunu ifade

ediyor.

Bütün bu geliflmelerden sonra, Ocak

ay› boyunca Nepal'in bir çok merkezi yer-

leflim birimlerinde hayat› felce u¤ratan ve

flu ana kadar 7 kiflinin ölümüyle sonuçla-

nan etnik çat›flma ve provakasyon giriflim-

leri yaflan›yor. Gerek Maoistler, gerekse

de birçok ba¤›ms›z gözlemci taraf›ndan,

da¤l›k ve oval›k bölgelerdeki cemiyetlerin

birbirleriyle bir bo¤azlaflmaya itilmeleri,

ABD emperyalistlerinin bir fiil deste¤iyle

yay›lmac› Hindistan egemenlerinin dev-

rimci inisiyatifi k›rma ve süreci baltalama

giriflimi olarak yorumlan›yor. Gazetemiz

muhabirinin Nepal'de Maoistlerle görüfl-

melerde bulundu¤u s›ralarda, Hindistan

s›n›r›nda bulunan Nepalganj kentinde pat-

lak veren ve içinde gerici ve ›rkç› motifle-

ri de bar›nd›ran etnik çat›flma ve akabinde

getirilen soka¤a ç›kma yasa¤› uygulamas›-

na iliflkin görüfl belirten Nepalli Maoistler,

görüflmeler sürecinde inisiyatifi fiilen kay-

beden düflman›n süreci engelleme yönün-

de aciz bir giriflimi olarak adland›rm›fl ve

Nepal halklar› aras›nda gerçeklefltirilmeye

çal›fl›lan beyaz gerici teröre karfl› dünya

halklar›na duyarl› olunmas› ça¤r›s›nda bu-

lunmufllard›. Düflman etnik çat›flmalar› kö-

rükleyerek, mevcut devrimci sürecin bir

iktidar bofllu¤una yol açt›¤›n› ve Nepal'in

kaç›n›lmaz olarak bir iç çat›flma ve fliddet

ortam›na süreklendi¤ini iddia ediyor ve

bunu beyaz terörü uygulaman›n gerekçesi

haline getirmeye çal›fl›yor. Bununla kitle-

ler aras›nda Maoistlerin süreci kontrol

edemedi¤i propagandas›n› yapmaktad›r.

Ancak, bu giriflimlerin düflman aç›s›ndan

bir çaresizli¤i ve son ç›rp›n›fl› ifade etti¤i

bir gerçektir. Bizzat Maoistlerin önderli-

¤inde birçok kentte soka¤a ç›kma yasakla-

r›na inat, yüzbinlerin kat›l›m›yla gerçekle-

flen "Halklar›n Kardeflli¤i" yürüyüflleriyle

düflman›n oyunlar› bofla ç›kart›l›yor.

NKP(M) Parlamentoda

"Düflmanla yumrukyumru¤a dövüflüyoruz"

Devrimci kitle çizgisi, do¤ru bir önderli¤in vazge-

çilmez ilkesidir. Do¤ru bir siyasal çizginin gelifltirilme-

si kadar, parti önderli¤ini zamanla partiye ve kitlelere

benimsetmenin ve hareketin süreklili¤ini garanti alt›-

na alman›n yolu da bu ilkeden geçer.

Devrimci kitle çizgisi kuyrukçuluk olmad›¤› gibi,

buyrukçuluk da de¤ildir. Kitlenin ileri kesimiyle birle-

flirken, tek bafl›na onlarla hareket etmek, gerideki ve

aradaki daha genifl kitleleri ihmal etmek devrimci de-

¤il, buyrukçu kitle çizgisidir.

Bir avuç öncüyle devrimin yap›ld›¤› görülmüfl fley

de¤il. Devrimci kitleler birleflip bir tarafa giderken bi-

zim genel ça¤r›larla yetinip bir avuç öncüyü al›p baflka

yöne gitmemiz, düflmana kolayca baflar› imkan› sa¤la-

yan, halk› bölerek gücünden eden, partiyi kitleden ko-

puk bir avuç asi derekesine düflüren, bu nedenle ön-

derli¤inin benimsenmesine mani olan ve küçük burju-

va ayd›n kibrinden kaynaklanan yanl›fl bir önderlik sti-

lidir.

Bizi genifl halk kitlelerinden, onlar›n temsilcisi

devrimci parti ve gruplardan kopartan böyle bir tarz

kabul edilemez. Gittikleri yol bize yanl›fl da gelse halk

birleflmifl bir yere gidiyorsa, kan›m›z da aksa onlarla

birlikte gitmek zorunday›z. Bu, onlar›n yanl›fl fikirle-

rini kabul edece¤imiz anlam›na gelmez. Onlarla birlik-

te davran›rken do¤ru fikirleri sonuna kadar savun-

mak ve dolays›z deneyimi ile bunlar› s›namalar›n› sa-

b›rla beklemek demektir.

Kitlelerin taleplerinden hareket etmeyi ö¤rendik.

Fakat bu henüz meselenin yar›s›d›r. Onlar ad›na eylem

kararlaflt›rmak faydas›zd›r. Kitlelerin kendi devrimini

yapmas›na çal›flmal›y›z. Talepleri için haz›r olduklar›

eylemlerden bafllayarak ve bizzat bu eylemler içinde

onlar› e¤itip birlefltirerek siyasal iktidar mücadelesine

sevk etmeliyiz.

Bu nedenle hiçbir kitle hareketini abartmayaca¤›-

m›z gibi, küçümsememeliyiz de. Ama kitle kuyrukçu-

lu¤una, kendili¤inden kitle hareketine, reformizme ve

ekonomizme de asla taviz vermemeliyiz.

Devrimci kitle çizgisi

Page 14: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007OKUR14

KONUK YAZAR

ÖMER LEVENTOĞLU

Ne mutlu “katilim” diyene!

Kimsenin kan› zehirli de¤ildi; temiz de de¤ildi kimsenin kan›. Yani birfley yoktu kanda; ne varsa yürekteydi... Türk’ü, Ermeni’si yoktu yüre¤in;ama cesareti, korkusu vard›... Dili vard› yüre¤in; türkü söyleyen, özgürlükve kardefllik diye hayk›ran dili... Özgürlük tutkusuyla yanan›, sevgiyi ma-yalayan›, adaletsizli¤e karfl› ç›kan›, meydan okuyan› vard› yüre¤in.

Ama ›rk›yla mutlu olmad› kimse. Olamazd›. Irk adalet getirmezdi çün-kü... Irkta sevgi yoktu. Hangi aflk ›rkç›d›r? “Irkç› aflk” bilir miydiniz? ‹flitti-niz mi? “Irkç› sevgi” gördünüz mü hiç? Tek bir erdemli düflünce ç›kt› m›“›rk”tan? Ç›kmad›, ç›kmaz, ç›kmayacak da...

Çünkü ana memesinden ›rk akmazd›. Irk yetiflmezdi ana kuca¤›nda,›rk› kundaklamazd› hiçbir ana. Türk sevmez, Kürt sevmez, Ermeni sevmez,Eskimo sevmez; evlat severdi analar... Çünkü sevgi, ›rktan ba¤›fl›kt›. Irktanar›nd›¤›nda parlard› sevginin ›fl›¤›. Irktan ar›nmakt› sevgi.

Oysa ›rk›m›z için katil olduk biz, katlettik... Afla¤›l›k bir cemaat halinegeldik, çukur bir karanl›k yaratt›k kutlu ›rk›m›z için. Kirlettik, katrana çevir-dik yüre¤imizi. Yaralar açt›k yüre¤imize. Pilte pilte döküldü hoflgörümüz.Damar damar so¤udu kan›m›z.

Linç ettik, sürdük, k›rd›k... Da¤lara gönderdik; apartman dairelerini,gecekondular› bast›k, vurduk... Tarlalar› zehirledik, öldürdük. Yolda, so-kakta, dernekte, arabada, üniversitedeki odada vurduk...

Öldürdük, öldürdük, öldürdük...

Yüre¤imizi kaybettik böylece; akl›m›z›, basiretimizi, fluurumuzu kay-bettik. Duygusuz ve kapkara, bir kömür parças› gibi kapkara, kat›laflt› yü-re¤imiz.

Mustafa Suphi’yi bo¤duk... Siftah› böyle yapt›k. Kara bir denizde, ge-cenin en kara vaktinde açt›k bu kara devrin kara perdesini. Böyle att›k budevrin temellerini.

Siyah bir geceydi Mustafa’y› bo¤du¤unuzda...

“...Siyah gece

Beyaz kar

Rüzgar

Rüzgar

Trabzon'da bir motor aç›l›yor

Sahilde kalabal›k

Motoru tafll›yorlar

Son perdeye bafll›yorlar!

Burjuva, Kemal'in omzuna binmifl,

Kemal kumandan›n kordonuna,

Kumandan kâhyan›n cebine inmifl,

Kâhya adamlar›n›n donuna,

Uluyorlar...

-Hav... hav... hak... tuu” (N.Hikmet)

Uluduk... Uluduk... Uluduk...

Ve uluyduk... Ulu önderlerimizle, uluyduk... Ululu¤un flan›na uyduk...Ve Musa’y› vurduk, U¤ur’u bombalad›k, kurflunlad›k U¤ur’u... 50 y›ll›kömre bir C-4 ve 12 y›ll›k yaflama 13 kurflun vurduk.

Baz›lar›n›n kafalar›n› ezdik sonra, boyunlar›na keskin sat›rlar indirdikbaz›lar›n›n... Siyasi fiube mahzenlerinde tecavüz ettik, kad›nlar›m›za, er-keklerimize... K›z kardefllerimiz, erkek kardefllerimizdi onlar... Dinmediöfkemiz. Ne melanet öfkemiz vard› bizim böyle; dinmedi; flarapnellerleparçalad›k bedenlerini... Hapishanelere doldurduk; yakt›k; demir çubuk-larla kafalar›n› parçalad›k sonra... Açl›k grevlerinde, ölüm oruçlar›nda, ac›çeke çeke öldüler, dindiremedik h›nc›m›z›... Çivili de¤nekler yapt›k onlariçin, saplaya saplaya, ferlerinin kesiliflini gözleye gözleye, gözleri kapana-na kadar baka baka öldürdük, dinmedi h›nc›m›z. Sonra balyozlarla, kep-çelerle, buldozerlerle, gazl› bombalarla sald›rd›k, hapishanelerde ranzala-ra yap›flt›rd›k piflmifl etlerini...

Dinmedi h›nc›m›z, dindiremedik öfkemizi. Da¤ gibi öfkemiz, ‘deli-kanl›l›¤›m›z’ vard› çünkü. Çivili de¤neklerimiz, keskin sat›rlar›m›z, so¤ukburgulu namlular›yla, gagal› tetikleriyle belimizde bizi “erkek” yapan si-lahlar›m›z vard›. Sert bak›fllar›m›z, s›k› difllerimiz, gür, fliddetli, heybetli se-simiz vard›.

***

Belki de bu yüzden güvercini tan›m›yorduk. Bilmiyorduk güvercin te-dirginli¤ini; bilmiyoruz... Bir kad›n›n sevgilisine yazd›¤› “kuca¤›mdan ay-r›ld›n” sözündeki derinli¤i, o sözü söyleyen sesin titrek gücünü bilmiyoruz,hissedemeyece¤iz hiçbir zaman. Nerden bilece¤iz ki? Nas›l anlayaca¤›z kibir sevgilinin kuca¤›ndan uçup giden güvercin ruhundan?

***

A¤r› Da¤› herkese yüksek görünür; bir “yükseklik”tir A¤r› Da¤›... AmaHrant Dink’in Ermenilerinin gözünden, o göze bakan Hrant’›n yüre¤inden,derin görünür A¤r› Da¤›. “Bir derinliktir Ararat!” demiflti Hrant Dink Ay-d›nl›k Sorgular sempozyumunda. Ve kad›n erkek, çocuk, yafll› Ermeniler...Etraf›nda jandarmalarla yollara, tarlalara, tafl ocaklar›na, tren istasyonlar›-na, bozk›rlara sürülen Ermenilerin kanayan ayaklar›nda, kavruk siyah ya-ral› bereli yüzlerinde, o yüzlerde parlayan gözlerde, o güzlere ›fl›k verenyürekte bir yükseklik de¤il bir derinlikti A¤r› Da¤›.

Ve ey A¤r›’n›n derinli¤ini görmeyen, göremeyen, göremeyecek olan›rkç›lar!.. Derinlik hissine yabanc› babayi¤itler!.. Sevgili kuca¤›ndan, yanio titrek bedende parlayan bir ayva tüyünün tutkulu sal›n›fl›ndan bihaberb›çk›n kinbiliciler! Hrant’› öldürdünüz. Gözünüz ayd›n. fiimdi sizinle bir-likte biz de katil olduk.

Ve “hepimiz katiliz!”

Ne mutlu “katilim” diyene!..

Ayakkab›s› delik bir demokrasi savaflç›s› olarak bu

dünyay› terk etmek onun onurudur. Ona bir yetimha-

nede büyümesi bile belki bu kadar a¤›r gelmemiflti.

Yar›m b›rak›lm›fl bir sevdan›n, yel de¤irmenlerine sa-

vafl açm›fl delisi de¤ildi o. Demokrasi sözcü¤ünün bir

rüzgar gülünün ç›kard›¤› histerik t›n›lar kadar bile k›-

p›rt› yaratamayan anlams›zl›¤› gibi avuç avuç at›lm›fl

bir ölü topra¤› suskunlu¤unda ülke. Bugün, yani

Hrant’› kaybetti¤imiz günün ertesinde y›lg›nl›k, çare-

sizlik ve öfke. Nas›l da harmanlanm›fl? Nas›l da a¤›r bir

yürek yaras› bu flimdi?

***

Neden hiç bir fley yap›lmad› onun bunca gürültü

ile 盤l›k 盤l›k gelen ölümüne? Neden?

***

‘‹lk ölüm de¤il ki bu’ demiflti, ben telefonda hay-

k›rarak a¤larken, belli ki benden daha dayanakl› bir

arkadafl›m ‘Son da olmayacak’ demiflti. Peki ama gö-

revimiz sadece iyi cenaze törenleri mi yapmak? Biz-

ler düflledi¤imiz özgür demokratik ülkeyi, çocuklar›-

m›z›n yar›nlar›n›, daha nice ölüler vererek defnet-

meyi mi bekleyece¤iz?

***

Sürekli bir iç savafl teyakkuzu durumunda yafl›yor

bu ülke. Eski bir moza¤in parçalar› istendi¤inde nef-

ret güçlere dönüfltürülerek düflmanlaflt›r›l›nca ortaya

iflte bu ç›k›yor. Yüzy›llara yay›lan iç savafl; korku tema-

l› hiç eskimeyen bir oyun, sürekli bir seyirci ve oyun-

cu kadrosu ile her daim sahnede. Belki de mozaik ol-

man›n bedelini bu flekilde sürekli ama sürekli ödeyen,

›srarla asla olmayacak bir ulus devletçik olma çabas›n-

daki ‘medeniyetin befli¤i’ Anadolu topraklar›. Düflünü-

yorum da acaba birbirine bulaflmayan kaç mozaik par-

ças› kalm›flt›r bu kara parças›nda? Kaç kiflinin ‘DNA’ la-

r›nda tek tip niteliklere rastlan›r kafatasç› labaratuvar-

larda? Ad›m ad›m parçalama provalar›n›n yap›ld›¤› bu

mozaik parças›nda tek tek kahramanlar›n› söküyorlar

toplumun içinden. Nefes borular›n› tek tek t›kayarak

sahneye koyuyorlar yeni k›yamlara haz›rl›klar›n›. fiimdi-

lerde, henüz daha ölülerimizin kanlar› kurumadan bir

yandan timsah gözyafllar›n› ak›t›yor, di¤er yandan bir-

lik ve beraberlik ça¤r›lar› yap›yorlar. Sanki bu topluma

kafatasç› tohumlar› elleri ile onlar serpmemifl gibi. San-

ki solu k›rpa k›rpa gökyüzünün ›fl›ks›z y›ld›zlar›na ken-

dileri dönüfltürmemifller gibi. Sanki toplumun vicdan›-

n›, belkemi¤ini ayaklar›n›n alt›na al›p kendileri çi¤ne-

memifller gibi.

***

Herkes suçlu. Cinayetin hemen ertesinde ilk aç›k-

lamay› yapan Orhan Pamuk’a, Yaflar Kemal’e, Behiç

Ahç›’ya sahip ç›kmayan Cumhurbaflkan›, ifline geldi¤i

zaman milliyetçi söylemlerle ifli çeflnilendiren Baflba-

kan, Kerkük’e asker gönderilmesini talep eden sözde

sosyal demokrat sözde muhalefet lideri ve flürekas›,

akort üretim yapar gibi katil üreten kafatasç›larla bira-

raya gelen kendilerini solcu zannedenler, insanlar›n

soyadlar›n› takip ederek geçmifllerini efleleme cüreti

gösteren ne idü¤ü belirsiz profesör ve ona flakflakç›l›k

yapanlar…Herkes, flapkas›n›, takkesini, fesini, kalpa¤›-

n› önüne koyup bir de¤il birçok kez düflünmeli. Kald›

ise e¤er kimselerle de¤il, kendisi ile vicdan muhasebe-

si yapmal›.

***

Susacak m›y›z? Özgür ülke düfllerimiz, toplum ve

kendine sayg› gibi de¤erlerle özene bezene yetifltirdi-

¤imiz çocuklar›m›z›n yar›nlar›, internet tekni¤ini çok

iyi ö¤renmifl bafl›bofl katillerin insaf›na m› kalacak? Dü-

flünmek, elefltirmek, devletin, bireyin, toplumun yan-

l›fl kurgular›n› dile getirebilmenin bedeli kafas› duman-

l› kiral›k katillerin insaflar›na m› teslim edilecek? Ne za-

man yazar, sanatç›, elefltirel düflünce, düflünceye sayg›

ilkesi ile dinlenebilecek? Ne zaman rayting kayg›lar› ve

toplumsal manipülasyon tehlikelerinin toplumsal ba-

r›fla karfl› yerlefltirilmifl dinamitler oldu¤unu fark edebi-

lece¤iz?

***

Yazmak hiç bu kadar zor gelmemiflti bana. Sözcük-

ler hiç bu kadar bofl, anlams›z. Geriye sar›labilse za-

man. Bir filmin geriye sar›lmas› gibi. Alt› delik ayakka-

b›s› ile bu ülkenin yetifltirdi¤i onurlu evlat Hrant, sa-

bah çocuklar› ile, efli ile vadalafls›n. Akflam yeme¤inde

buluflmak üzere. Günlük ç›kan gazetelerin günlük te-

lafl ve stresi ile Agos’un günlük haber ak›fl›n› planlas›n.

Akflam ç›kaca¤› televizyonlardaki tart›flman›n haz›rl›k-

lar›n› yaps›n. Günlük pür telafllar içinde günlük hüzün-

leri, kederleri, sevinçleri paylafls›n. Yafl›yor olsun. Ko-

nufluyor olsun.

O ise bir kahraman oldu dünden beri. ‘Dostluklar

farkl›l›klara ra¤men kurulabildi¤inde de¤erli olur’ denir

ya. O, kahraman›m›z Hrant bunun çimentosu oldu. Aya-

¤›n›n alt›ndaki deli¤i umursamadan gitti. Gözlerinin

içindeki p›r›lt›s›nda ‚sizlere güveniyorum’ diyerek gitti.

‚Kahramanlar yarat›n’ diyerek gitti. ‘Ben çimentoyum,

tu¤lalar› da siz dizin’ diyerek gitti. Gitti iflte.

� Bihterin SARAÇ

Güle Güle Hrant

C. Tayyar Bektafl, devrimci düflün-

celerle yaflad›¤› co¤rafyadan kaynakl›

ortaokul y›llar›nda, yani Dersim’de ta-

n›flt›. Ankara’da liseye bafllarken dev-

rimci düflüncelerle daha yak›ndan ve

daha yo¤un olarak tan›flt›.

Girdi¤i ilk ÖSS s›nav›n› kazanarak

A.Ü. E¤itim Bilimler Fak. E¤itim Yöne-

timi ve Planlama bölümünü kazand›.

Bir taraftan okurken bir taraftan da

devrimci faaliyetler yürütüyordu. Dev-

rimci düflüncelerle art›k daha profes-

yonelce u¤rafl›yor ve sürekli ilerliyor-

du. Art›k kendini devrime ve devrimci

mücadeleye adam›flt›.

‹lk gözalt› ve tutuklanmas› yine

A.Ü.’de okurken oldu. 2,5 y›la yak›n

bir süre Ulucanlar Merkez Kapal› Ha-

pishanesi’nde tutuldu. Daha sonra tu-

tuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›ra-

k›ld›. Tüm gözalt› ve sorgulardan ön-

deri ‹brahim yoldafl›n “ser verip s›r

vermeme” fliar›na uyup iflkencelerden

bafl› dik bir flekilde ç›kt›. Davas›na ve

mücadelesine sonuna kadar inanm›fl

bir devrimciydi o.

Dava aleyhinde sonuçlan›nca firari

hayata geçmek zorunda kald›. Tokat

k›rsal›na ç›karken yoldafllar›yla yaka-

land› ve tekrar tutsak düfltü. S›ras›yla;

Ulucanlar, Amasya, Bart›n ve tekrar

Ankara Sincan F Tipi hapishanelerinde

kald›.

Tarih 2000’i gösterirken zindanda-

ki devrimci tutsaklar F tiplerine karfl›

AG ve ÖO direnifli karar› ald›. C. Tay-

yar hiç tereddüt etmeden ÖO 1. ekip-

te en ön safta yerini ald›. Yoldafllar›n-

dan ald›¤› bayra¤›, bu sefer ÖO’na gö-

nüllü girerek daha ileriye tafl›maya ka-

rarl›yd›…

O’nun a¤z›ndan F tipi tecrit ve izo-

lasyon sald›r›lar›na karfl› söylediklerini

anlatmadan geçemeyece¤im: “Bugün,

96’da tarihe kanlar›m›zla yazd›¤›m›z si-

per yoldafll›¤› manifestosunun üzerin-

den dört y›l› aflk›n bir zaman geçmifl-

ken, bir kez daha bedenlerimizi ölüme

yat›rman›n tarifi imkans›z sevincini ve

coflkusunu yafl›yoruz. Biz biliyoruz ki,

iflçi s›n›f› ve emekçi halk›m›za, onlar›n

temsilcilerini ve öncülerini teslim al-

ma, tasfiye ve ihanet çemberinde erit-

me politikalar› dün oldu¤u gibi bugün

de ola¤an h›z›yla sürüyor. Zindanlar

cephesinde bu kararl›l›k sesini 82’ler-

de, 84’lerde; Metris’de, Buca’da, Üm-

raniye’de, Ulucanlar’da da çok yak›n-

dan duyduk ve tan›d›k”

ÖO s›ras›nda sendeleyenlerin, tö-

kezleyenlerin aksine O, devrald›¤›

bayra¤› aln› aç›k ve bafl› dik bir flekilde

ÖO’nun 200. gününde flehitler kerva-

n›na kat›larak bayra¤› yoldafllar›na dev-

retti…

Evet k›sac›k yaflam›na mücadele

dolu y›llar s›¤d›rm›fl, yaflad›¤› her an›

halk›na ve devrime adamas›n› bilmiflti

Cafer.

“Zafere Halay” adl› kitab›n›n son

sözünde yazd›¤› flu paragrafla bitirmek

istiyorum sözü:

“Böylesi bir görkemin solu¤unu, s›-

cakl›¤›n› ve kavuruculu¤unu hisseden-

lere ne mutlu! Ne mutlu ki tetik doku-

nufluna haz›r yüzlerce mermiden biri

olma flans›n› yakalayan bizlere! Ezilen-

lerin zaferine-yengisine olan inanc›n,

kazanaca¤›m›za olan sars›lmaz güve-

nin, o büyük ailemize, halk›m›za, yol-

dafllar›m›za, kanla yaz›lan tarihimize

olan ba¤l›l›¤›mla, gerillayla ayn› hedefi

vurman›n coflkusuyla bir kez daha di-

yorum ki; CANIMIZ HALK SAVAfiINA

FEDA OLSUN! Hepinizi yüre¤imin en

korunakl› yerinde s›ms›k› kucakl›yor,

destan›m›z›n kor aleviyle sar›p sarma-

l›yorum”.

Evet Cafer Tayyar böyle diyordu.

Davas›na, yoldafllar›na ve halk›na so-

nuna kadar ba¤l›yd›. Bizim, Ca-

fer’den ve Caferlerden ö¤renece¤i-

miz çok fley var. Onlar›n onurlu yafla-

m›ndan, mücadelelerinden ö¤rene-

ce¤imiz çok fley var. Mücadeleleri

yolumuza ›fl›k tutsun

Ali R›za Bektafl

Devrime adanm›fl bir ömür: CAFER TAYYAR BEKTAfiNas›r’›n an›s›na

Sen bilirsin ki yoldafl; par-çalanan ellerin bir gürz gibidüflman›n beyninde, silah›n›nnamlusu al›nçat›lar›nda, bilin-cin Dersim’de, Almus’ta, Bo-tan’da, Toroslar’da özgürlüktohumu olacak vatan›m›za. Bi-lirsin ki; ard›llar›n yürüyor veyürüyecek yolunda. Silah›nyadigar›n, kavgan yarimizdirRAYHEVAL NASIR.

Dersim Ovac›k’tanyoldafllar›

Page 15: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

1-16 fiubat 2007GÜNCEL 15

Bu say›da yine Irak’ta sürüp giden iflgalci katliam üzerine biryaz› yazmay› düflünmüfltüm. Çünkü durum oldukça kritikti. ‹flgal-ci ABD idamlarla körükledi¤i çat›flmalar› bahane ederek Irak’ayeni askeri birlikler gönderiyordu. Acaba ‹ran’a sald›rmak için ha-z›rl›k m› yap›yorlar, diye endiflelenmifltim. 16 Ocak’ta Barzan ‹b-rahim el Tikriti ile Avad Hamid el Bender’in idam›ndan bir günsonra El Mustansriya Üniversitesi’ne yönelik alçakça sald›r›da ço-¤u k›z ö¤renci 60 kifli öldürüldü ve yüzlercesi yaraland›. San›r›mAmerikan askerleri ölünce, onlar da intikam›n› sivil yerlerde katli-amlara giriflerek al›yorlar. Ayn› anda El Sadr’›n direniflçi milisMehdi Ordusu’nu etkisiz hale getirmek için Ba¤dat’›n fii-i semti El Sadr kuflat›l›yor ve Telafer modeli bir katliam haz›rl›¤›n-dan söz ediliyordu. “Telafer modeli“, bir kentin toptan imha edil-mesi demekti ve daha önce Sünni direniflçilere karfl› uygulanm›fl-t›. Yeni Amerikan askerlerinin Ba¤dat’a intikali s›ras›nda vurulanbir helikopterlerinin düflmesinden sonra 22 Ocak’ta Ba¤dat çarfl›-s›nda iki bomba patlad› ve 78 kifli katledildi. Emperyalist haydut-lar›n bu barbarca kabaday›l›¤›ndan yüre¤im s›k›ld›. Üstüne üstlükülkemin insanlar›n› da bu insafs›z kanl› mezbahaya sürmek içini¤renç dolaplar döndürülüyordu. Kerkük’e askeri müdahale veABD ile söz düellosuna dönüflen tart›flmalar›n ard›ndan M‹T Müfl-teflar› Emre Taner’den “ulus devlet tehlike alt›nda“ aç›klamas› gel-di. Sonra kapal› TBMM oturumu, TSK’ya valilerin yetkisini baypaseden toplumsal olaylara müdahale yetkisi ve Ça¤layan Meyda-

n›’nda “tatbikat“ haz›rl›¤› derken kuflkulu bir hareketlenme baflla-m›flt›.

Bu t›rman›fla paralel, ilginç bir art›flla gazeteci dostlardan u¤-rad›klar› ölüm tehditleri ile ilgili mesajlar almaya bafllad›k! Biri 19Aral›k hapishaneler katliam›ndaki insanc›l tutumundan dolay› ifl-siz b›rak›lan yi¤it bir gazeteci. Hrant Dink hiç akl›ma gelmemiflti,halbuki o topun a¤z›na çoktan sürülmüfltü.

Olaylar biraz kar›fl›kt›, Irak yaz›s›n› yar›da b›rakt›m.

19 Ocak’ta Münih’te dostlarla yap› malzemeleri ve makinala-r› fuar›na gittik. Çal›fl›r vaziyette iki robotu izlerken dalm›fl›m. Be-nim akl›m Irak’ta. “Hadi gidelim“ dediler “fuar›n kapanma saatigeliyor“. Ç›kt›k, iyice yorulmufluz. Kuzenlerde bir kahve içip yolaç›kacakt›k. Orda ö¤rendik: “Hrant Dink’i vurmufllar, duydunuzmu?!“

Hrant, adalet arayan ma¤dur ve mahsum bir halk›n ruhu idi.O, soycul k›r›ma u¤rayan bir halk›n yetim ve çaresiz b›rak›lan ço-cuklar›n›n 盤l›¤› idi. O, kendi yurdunda yurtsuz k›l›nan namuslu,yi¤it, gerçek bir yurtseverlikti. O, evrensel dostluk ve insanc›lütopyam›z›n dürüst, yalans›z, heyecan verici ezgisiydi. O, emper-yalist himaye sahtekarl›¤›n›n surat›na tüküren bilincimizdi. O,secde ile ellerini öptü¤ümüz Sar› gelinimizin torunuydu, can›m›z-d›, kardeflimizdi. O, insanl›ktan ç›km›fl yan›m›za insanc›l bir is-yand›, o gerçek bir insand›!

Onu vurdular! ‹flte bütün bunlar› vurdular!

Bu cinayet çoktan ifllenmiflti. Bu cinayet, Giresun Kelesi’neTopal Osman’›n heykeli dikilirken ifllenmiflti, ‹psiz Recep ulusalkahraman ilan edilirken ifllenmiflti, ulus ad›na Talat Pafla sahiple-nilirken ifllenmiflti, “Ermeni mezalimini“ kan›tlama ve ‹ttihat Te-rakki’nin suç sikletini dengelemek için yürütülen sözde tarih arafl-t›rmalar› ve “toplu mezar“ haberlerinde ifllenmiflti, hergün kulak-lar› t›rmalayan “Ermeni tohumu“, “Ermeni dölü“, “vatan haini“küfürlü gazete manfletlerinde ifllenmiflti, 301’inci madde ç›kart›l›r-ken ve ›srarla uygulan›rken ifllenmiflti, “Türkleri afla¤›lama“ dava-

s› aç›l›rken ifllenmiflti, adliye koridorlar›ndaki manevi linçlerde,yumurta ve domates at›l›rken ifllenmiflti, yüzlerce flövenist yaz›,haber ve konuflmayla ifllenmiflti. Ve en sonunda 6 ayl›k mahkumi-yet karar› ile zaten çoktan ifllenmifl bir cinayetti bu. Kaatilleri çok-tu. fiimdi hepisi gözyafl› döküyorlar. ‹¤rendim, midem buland›.Üstelik hepisinin a¤lama gerekçesi ayn› ve utanç verici: “Devletinimaj›n› bozma“, “Ermeni soyk›r›m yasa tasar›lar›na kolayl›k sa¤la-ma“, “Ermeni diasporas›na koz verme“. Yani gözyafllar› Hrant’›nkatlinden dolay› de¤il, suçüstü yakalanma korkusundan! Kaatille-re “hain“ demeleri bu yüzden.

Fakat ilk kez hep birden do¤ru bir fley söylediler, katiller ger-çekten vatan hainiydi. Bu hainlikleri yeni de¤ildi, çoktan öyleydi-ler zaten. fiimdi suçüstü yakaland›lar ve e¤er yalan de¤ilse herkesikna olmufl gözüküyor, yeni olan bu!

Kaatiller ortada, Topal Osmanlar›n, Doktor Naz›mlar›n, Talatve Enverlerin izleyicileri, talanc›lar, ya¤mac›lar, cepleri kanl› pa-rayla dolu, keyifleri yerinde zalim emperyalist iflbirlikçiler saklan-ma gere¤i duymuyorlar. Dizi dizi televizyonlar› var, gazetelerivar, partileri ve “ocak“lar› var, kulüpleri var, e¤itim kamplar› var,paflalar› var, profesörleri, valileri ve “emniyetçi abileri“ var, kirlive derin yerleri var, silahlar› var. Olmayan fleyleri yok ki! O yüz-den suçlu de¤il güçlüler, o yüzden flimdilik kaatil de¤il “milliyet-çiler“, vatan haini de¤il “vatanseverler“. Baflka ülkelerde ›rkçi, fa-flist katliamc› örgütlere nefes ald›r›lmazken, bizde rahat rahat ör-gütlenirler, e¤itim kamplar› kurarlar, silahlan›rlar, cinayetler ifller-ler, linç hareketlerine giriflirler.

32 saat sonra birkaç robot yakaland›, asl›nda robotlar kendi-lerini yakalatt›, çünkü öyle yapmalar› istenmiflti. ‹stiyorlar ki OgünSamast, Yasin Hayal ve di¤er robotlar› gerçek kaatiller diye yuta-l›m. Paras›z pulsuz, “birbirini doldurufla getiren”, profesyonellikve örgüt ba¤lant›s› olmayan, internet üzerinden haberleflen üç-beflkafadar, “iflsiz çocuklar“ sanal›m istiyorlar. Veli Küçükler’i, KemalKerinçsizler’i, y›lard›r “Bayrak“ flifresiyle Trabzon’da cinayetler ifl-leten, linçler yapt›ran odaklar›, emniyetçi ve istihbaratç› “abileri“,

sald›rganlara gözyuman savc›lar›, valileri ve bu iflin uzay›p gide-

ce¤i zirveleri, bu tür sald›rganlar› cüretlendiren paflalar› koruma-

ya çal›fl›yorlar. ‹stanbul valili¤indeki tehdidi ve tertibi, ‹stan-

bul’dan Trabzon’a kadar uzanan güçlü ve kirli örgütü görmemizi

istemiyorlar.

***

Musa amca, benim yurttafl›m, dostum, Mardinli bir Süryani.

Hergün bastonuna dayanarak soka¤›m›zdan geçer. Art›k ›fl›¤› iyi-

ce azalm›fl gözleri bir yurttafl, bir dost arar konuflmak ve hasret gi-

derebilmek için flu sürgün diyar›nda. ‹tiraf edeyim bütün yaflam›m

boyunca böylesine ç›kars›z, soylu, mükemmel yurt sevgisine ve

yurt hasretine tan›k olmad›m hiç! O a¤lay›nca beni de a¤lat›r, o

yüzden göz göze gelmek istemem, utan›r›m. Yüzlerce Ermeni

dost karfl›s›nda da öyleyimdir. Hrant’› flimdi daha iyi anl›yorum,

böylesine bir hasrete katlanmaktansa öldürülmeyi ye¤ledi, veril-

mifl ölüm karar›n›n infaz›n› bekledi aylarca.

Gözlerimiz yafl, yüre¤imiz ac› içinde kald› ve Irak’taki vahfle-

ti bile günlerce görmez olduk. Öldürenlerin ihanetine ve alçakl›-

¤›na bak›n siz!

Çok gerekliyse bizi öldürün, ama art›k bir avuç kalm›fl bu gü-

zel insanlara k›ymay›n, benim kardefllerime dokunmay›n!

Güzel halk›m›n tepkileri ve u¤urlama töreni yüre¤imi kabart-

t›. Keflke bu duyarl›l›¤› daha önce gösterebilseydik ve H›rant’›m›z

ölmeseydi. Fakat onu u¤urlarken görevimizin bitmedi¤ini de

unutmayal›m. Bak›fllar›m›z› canilerin üzerine yo¤unlaflt›ral›m ve

olay›n basit kriminal çocuk çetesi ifline indirgenip kapat›lmas›na

izin vermeyelim! Ayr›ca ne kadar zor olursa olsun Hrant Dink’›n

yoklu¤unu da hisettirmemeliyiz, Agos ç›kmal› ve hepimiz onun

görevlerini binlerce Hrant olarak omuzlamal›y›z. Kaatillerin

Agos’u susturma, y›ld›rma ve tecrit etme çabas›n› gönüllü görev-

ler alarak ve her yönden destekleyerek paramparça edelim.

Hrant ailesi, Agos gazetesi ve bütün dostlar›n bafl› sa¤ olsun!

MAYAArif BİLGİN

O cinayet çoktan

işlenmişti

Hiç ifllemedi¤im "Türklü¤ü afla¤›-

lamak" suçundan 6 aya mahkum ol-

dum. fiimdi art›k son çare olarak Av-

rupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi'ne gi-

diyorum. 17 Ocak tarihine kadar avu-

katlar›m baflvuruyu gerçeklefltirecek-

ler ve benden de baflvuruya eklemek

için olaylar›n geliflimini anlatan bir

yaz› istediler. Ben de dosyaya kona-

cak bu yaz›y› kamuoyuyla paylaflmay›

uygun gördüm. Çünkü benim için

A‹HM'in karar› kadar ve hatta ondan

daha fazla Türkiye toplumunun vic-

dani karar› önemli.

Sadece benim de¤il, sadece Erme-

nilerin de de¤il... Tüm kamuoyunun

merak etti¤i ve sormaktan kendini

alamad›¤› soru flu: "Türklü¤ü afla¤›la-

mak suçlamas›yla 301'den sorufltur-

ma ya da dava aç›lan hemen herkes

için bir biçimiyle teknik ya da huku-

ki çözüm bulundu ve dava mahkumi-

yete varmadan daha ilk celselerde so-

nuçland› da, Hrant Dink niye 6 aya

mahkum oldu?"

Hafif atlat›lanlar... Bu asl›nda yanl›fl bir tespit ya da

gereksiz bir soru de¤il. An›msan›rsa

e¤er Orhan Pamuk için dava celsesi

bafllamadan daha, "Ne yap›labilir de

dava düflürülebilir?" diye az takla at›l-

mad›... Benzer sürecin daha hafifi ise

Elif fiafak davas›nda yafland›. Öncesin-

de hayli pat›rt›s› kopar›lan dava daha

ilk celsesinde, fiafak'›n mahkemeye

görünmesine bile gerek kalmadan, so-

na erdirildi. Bu teknik çözümlerden

herkes memnundu. Baflbakan Tayyip

Erdo¤an dahi fiafak'a telefon aç›p geç-

mifl olsun dile¤inde bulundu...

Bu davalar›n bu flekilde hafif at-

lat›lm›fl olmas›n› k›skand›¤›m san›l-

mas›n... Benim derdim onlar›n da-

valar›nda gösterilen kayg› ve tela-

fl›n, Hrant Dink davas›nda niçin gös-

terilmedi¤ini sorgulamak ve cevap-

lamak...

Ermeni olmam›n rolü Evet, bu cevaba hepimizin ihtiya-

c› var! Özellikle de benim. Sonuçta

bu ülkenin bir yurttafl›y›m ve ›srarla

herkesle eflit olmak istiyorum...

Ama ayr›mc›l›¤a u¤raman›n tecrü-

beleriyle piflmifl biri olarak ussal ref-

leksimin flu soruyu sormaktan da hiç

geri durmad›¤›n› itiraf etmeliyim:

"Benim Ermeni olmam›n bu sonuçta

bir rolü oldu mu?"...

Haddimin bildirilmesi

1996 y›l›yla birlikte, AGOS'u ç›-

kard›¤›ndan beri Ermeni toplumu-

nun sorunlar›n› dile getirirken, hak-

lar›n› talep ederken ya da tarihin ko-

nuflulmas›na iliflkin Türk resmi tezi-

nin hofluna gitmeyen kendi duruflu-

nu sergilerken, arada bir çizmeyi afl-

t›¤› olmuyor de¤ildi ancak as›l barda-

¤› tafl›ran damla 6 fiubat 2004 tarihin-

de AGOS'ta yay›nlanan "Sabiha Gök-

çen" haberi oldu. Dink imzas›yla ve

"Sabiha-Hatun'un s›rr›" bafll›¤›yla veri-

len haberde Gökçen'in Ermenistanl›

akrabalar› konufluyor ve Atatürk'ün

manevi k›z› Sabiha Gökçen'in asl›nda

yetimhaneden al›nm›fl bir Ermeni ye-

tim oldu¤unu iddia ediyorlard›... Ge-

nelkurmay bu haberi yapanlara karfl›

"Böyle bir sembolü amac› ne olursa

olsun tart›flmaya açmak, milli bütün-

lü¤e ve toplumsal bar›fla karfl› bir cü-

rümdür" aç›klamas›yla tepki koyu-

yordu. Onlara göre bu haberi yapan-

lar art niyetliydi, Türk kad›n›n›n miti

ve sembolü haline dönüfltürülmüfl

bir kiflinin Türklü¤ünü birden bire

onun üstünden çekerek o kimlikte

deprem yaratmaya çal›fl›yorlard›.

Kimdi bu densizler, kimdi bu Hrant

Dink? Ona haddi bildirilmeliydi!

Resmi sohbete davet Genelkurmay bildirisi 22 fiubat Pa-

zar günü yay›nland›... Ertesi gün saba-

h›n erken saatinde çald› telefonum. ‹s-

tanbul Vali yard›mc›lar›ndan biri ar›-

yordu. Sert bir tonla, habere iliflkin

elimdeki belgelerle Valili¤e bekledi¤i-

ni bildirdi...

Dikkatli olmal›yd›m Elimdeki belgelerle birlikte Vali

Yard›mc›s›'n›n yan›na gittim. ‹çeri

buyur etti¤inde, odas›nda biri bayan

iki kifli daha oturuyordu. Nazikçe

"Onlar›n kendisinin yak›nlar› oldu¤u-

nu, sohbetimizde haz›r bulunmala-

r›nda bir mahzur görüp görmedi¤i-

mi?" sordu. "Bir mahzur görmedi¤i-

mi" söyleyip oturdu¤umda zaten or-

tam›n nazikli¤ini kavram›flt›m. Hiç

beklemeden girifli yapt› Vali Yard›m-

c›s›. "Hrant bey" diyordu "Siz, tecrü-

beli bir gazetecisiniz. Daha dikkatli

haber yapman›z gerekmez mi? Sonra

böyle haberlere ne gerek var? Bak›n

ortal›k nas›l allak bullak oldu. Hay›r,

biz sizi biliyoruz ama sokaktaki adam

ne bilsin? Bu tür haberleri baflka bir

niyetle yap›yorsunuz sanabilir... Ama

bak›n iflte sokaklar ne gibi insanlarla

dolu. Bu tür haberlere daha dikkat et-

mek gerekmez mi?". Vali Yard›mc›-

s›'n›n bu giriflle bafllad›¤› sohbete,

odadaki misafirlerden erkek olan da

kat›ld› ve ondan sonra da zaten sözü

bir daha baflkas›na b›rakmad›. Vali

Yard›mc›s›'n›n sözlerini daha da net

bir üslupla bu kez o yineledi. Dikkat-

li olmam›, ülkeyi ve ortam› gerecek

giriflimlerden kaç›nmam› telkin edi-

yordu: "Sizin yazd›¤›n›z baz› yaz›lar-

dan, her ne kadar üslubunuza kat›l-

masak da, niyetinizin kötü olmad›¤›-

n› anlayabiliyoruz, ancak herkes bu-

nu böyle anlamayabilir ve toplumun

tepkisini üzerinize çekebilirsiniz" di-

yerek de beni kerelerce uyar›yordu.

Haddimi bilmeliydim... Dikkatli

olmal›yd›m... Yoksa iyi olmazd›!

Art›k hedefteydim

Hakikaten de sonras› iyi olmad›.

Valili¤e ça¤r›ld›¤›m›n ertesi günün-

den itibaren birçok gazetede birçok

köfle yazar› Ermeni kimli¤i üzerine

yazm›fl oldu¤um deneme serisinin

içinde geçen "Türk'ten boflalacak o

zehirli kan›n yerini dolduracak temiz

kan, Ermenilerin Ermenistan'la kura-

ca¤› asil damar›nda mevcuttur" cüm-

lesini c›mb›zlayarak, bununla Türk

düflmanl›¤› yapt›¤›m› ortak bir kam-

panyayla dile getirmeye bafllad›lar.

Bu yay›nlar›n ard›ndan ise 26 fiubat

günü ‹stanbul Ülkü Ocaklar› ‹l Baflka-

n› Levent Temiz'in bafl›n› çekti¤i bir

grup ülkücü, AGOS'un kap›s›na gele-

rek aleyhime sloganlar att› ve tehdit-

lerde bulundu... Grubun kulland›¤›

sloganlar çok netti: "Ya sev ya terk

et", "Kahrolsun ASALA", "Bir gece an-

s›z›n gelebiliriz" Grubun lideri Le-

vent Temiz'in yapt›¤› konuflmada he-

def aç›k ve seçikti: "Hrant Dink, bun-

dan sonra bütün öfkemizin ve nefre-

timizin hedefidir, hedefimizdir."

Grup gösterisini yap›p da¤›ld›...

Tehlikenin efli¤inde

AGOS'un önünde benzer bir gös-

teri de birkaç gün sonra kendilerini

"As›ls›z Ermeni ‹ddialar›yla Mücade-

le Federasyonu" olarak adland›ran

grup taraf›ndan yap›ld›. Ard›ndan da

devreye o güne de¤in hiçbir popüla-

ritesi olmayan Av. Kemal Kerinçsiz

ve onun baflkanl›¤›n› yapt›¤› Büyük

Hukukçular Birli¤i girdi. Kerinçsiz

ve arkadafllar› fiiflli Cumhuriyet Sav-

c›l›¤›'na giderek, hakk›mda suç du-

yurusunda bulundular...

Ve iflte yine uçurumun k›y›s›nday-

d›m. Peflimde tekrar birileri vard›.

Onlar› seziyordum. Ve onlar›n Ke-

rinçsiz ekibiyle s›n›rl› ve salt onlar-

dan oluflacak denli s›radan ve görü-

nür olmad›klar›n› çok iyi biliyordum.

(Hrant Dink’in 12 Ocak 2007

tarihli Agos Gazetesi’nde yay›mla-

nan yaz›s›)

Neden Hedef Seçildim?

Benimle il-gili yeni, tehli-

keli bir süreçbafll›yordu.

Yine uçuru-mun k›y›s›n-dayd›m. Pe-flimde tekrarbirileri vard›.

Onlar› sezi-yordum. Veonlar›n Ke-

rinçsiz ekibiy-le s›n›rl› ve

salt onlardanoluflacak denlis›radan ve gö-

rünür olma-d›klar›n› çok

iyi biliyordum

Hrant D‹NK

Page 16: 1 - 16 Şubat 2007 - Sayı 105

ADANA : Dr. Ali Menteflo€lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ANKARA : Tuna Cad. Çanakç› ‹fl Han› No: 11 Kat:3 Daire: 41 K›z›lay/Ankara Tel-Fax: : (312) 430 82 66‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. 1. Harput Cad. Çeflmeli Sok. Çavufl Apt. No: 16 Kat: 4 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da€kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTERİ ORGANİZASYON LİMİTED ŞİRKETİ • Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Hakan ERTEN

Millet Cad. Nevbahar Mah. Fındıkzade Saray Apt. No: 57 Kat: 5 Daire: 11 Fındıkzade/İstanbul • Tel: (0212) 584 18 04 • Fax: (0212) 584 18 05

BÜROLAR

Teknik Hazırlık: Kardelen Yayımcılık • Baskı: Gün Matbaacılık Adres: Sefaköy Telsizler Mev.Akasya Sok. No:23/A Küçükçekmece/İST.Tel( 0212) 580 63 75• DAĞITIM:YAY-SAT

Ermeni ayd›n, Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetme-ni Hrant Dink, ‹stanbul Osmanbey’de, Agos Gazete-si’nin önünde, ensesine s›k›lan iki kurflunla katledil-di. Büyük yank› uyand›ran bu katliam, hem Türkdevletinin Ermeni Soyk›r›m› gibi hassas bir sorununedeniyle, hem de demokrasi mücadelesine vurul-mufl bir neflter olmas› boyutuyla büyük ses getirdi.Katliam nedeniyle Türk devleti timsah gözyafllar›dökerken, yüz binlerce kifli olay› protesto etmekiçin soka¤a ç›karak, katliamdan Türk devletini so-rumlu tuttuklar›n› hayk›rd›lar.

Katliam›n duyulmas›yla binlerce insan Agos’a

yürüdü

Katliam›n duyulmas›yla Taksim’de ve Agos Gazete-si’nin bulundu¤u Osmanbey’de toplanmaya baflla-yan demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, sendi-kalar, sanatç›lar, yazarlar, k›sacas› devrimci demok-rat olan on bini aflk›n insan, akflam saatlerinde Tak-sim’den Agos Gazetesi’ne yürüdü. “Hepimiz

Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”, “‹flte devlet, iflte soyk›-

r›m”, “Katil devlet hesap verecek”, “Faflizme karfl›

omuz omuza” sloganlar› ile yürüyen ve yürüdükçe

daha da kalabal›klaflan kitle, Agos Gazetesi önünde

topland›ktan bir süre sonra da¤›ld›.

Ancak, Agos Gazetesi’nin önü hiç bofl kalmad›, kat-

liam nedeniyle ak›n ak›n buraya gelen binlerce ki-

fli, gazeteyi ziyaret ederek, Hrant’›n vuruldu¤u yere

çiçekler b›rakt›. Gazetenin önünü çiçekler ve döviz-

lerle donatanlar, Hrant’›n vuruldu¤u yere çeflitli

renklerdeki çiçeklerden bir ‘mezar’ yapt›lar. Gazete-

nin önüne konulan ziyaretçi defterine ise bu cina-

yete duyulan öfke sat›r sat›r yaz›ld›. Hrant Dink’in

Bak›rköy’deki evinde de efli, çocuklar› ve yak›nlar›,

taziye ziyaretine gelenleri karfl›lad›lar.

Osmanbey’den Yenikap›’ya insan seli

Hrant Dink’in cenaze töreninin yap›laca¤› 23 Ocak

Sal› günü ‹stanbul’un bütün semtlerinden gelerek

Osmanbey’de Agos Gazetesi’nin önünde toplanma-ya bafllayan insanlar›n say›s› iki yüzbini geçti. Cena-ze öncesinde sürekli olarak yap›lan uyar›lar veHrant Dink’in vasiyeti oldu¤u iddia edilen ‘cenazemgösteriye dönüflmesin, slogan at›lmas›n’ fleklindekiuyar›lar nedeniyle, Osmanbey’de toplanan bu bü-yük kalabal›¤›n bir k›sm› sessiz bir flekilde cenazearabas›n›n arkas›ndan yürümeye bafllarken, yürü-yüflün arkas›nda bulunan on binlerce insan devletiteflhir eden sloganlarla yürüdü.

Hrant’›n arkas›ndan sessizce yürümediler

‘Cenazem gösteriye dönüflmesin, slogan at›lmas›n’fleklinde yap›lan uyar›n›n Hrant Dink’in katledilme-sinden sorumlu olan Türk devletinin ifline geldi¤i;devletin cenazeyi sahiplenmeye çal›flarak kendisi-ne yönelecek tepkileri manipüle etmek istemesin-den, bu büyüklükte bir kalabal›¤›n kendi aleyhindebir tutum sergilemesinin yarataca¤› çekinceden vecenaze törenine devlet erkan›ndan temsilcilerin ka-

t›lacak olmas›ndan anlafl›l›yor. Dink’in Bak›rköy’deki

evinin bulundu¤u apartman›n girifline as›lan Türk

bayra¤› da bu “hassasiyetin” göstergesi oldu. Hatta

daha da ileri gidilerek, Hrant Dink’in tabutuna Türk

bayra¤› sar›lmas›, yani bir devlet töreni yap›lmas›

tart›fl›l›r olduysa da, Dink’in ailesi bunu kabul etme-

di. Devletin çeflitli kurumlar›ndan yap›lan aç›klama-

larda ‘Bu kurflun Türkiye’ye s›k›lm›flt›r’ denilirken,

Hrant Dink’in ve temsil etti¤i mücadelenin her gün

Türk devleti taraf›ndan yedi¤i kurflunlar ve Hrant

Dink’i hedef tahtas›na oturtan o meflhur 301. mad-

denin karfl›l›¤› olan ‘Türklü¤ü afla¤›lamak suçunu’ ifl-

ledi¤i unutturulmak isteniyordu.

Bu yan›lsamaya meydan vermeyen on binlerce in-

san Osmanbey’den Yenikap›’ya do¤ru akan yürü-

yüfl boyunca, “Katil devlet hesap verecek”, “‹flte

devlet, iflte soyk›r›m”, “Kahrolsun faflist Kemalist

diktatörlük”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”,

“Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” fleklinde sloganlar at-

t›lar.

Hrant Dink ölümsüzdürErmeni Gaze-teci HrantDink, yüz bin-lerin önündesonsuzlu¤au¤urland›. Ka-radeniz’de kat-ledilen Musta-fa Suphi’lerdenbuyana Türkdevletinin ‘ka-ranl›k’ cinayet-ler serisine ek-lendi o, devle-tin ‘tek din, tekdil, tek ›rk’propaganda-s›ndaki fafliz-minin lincinemaruz kalma-s›na ra¤men,demokrasi mü-cadelesindeki›srar›n› yitir-meden YeniDemokrasi mü-cadelemizdeölümsüzleflti

DHP: Hrant Dink’in katledildi¤i gün ya-z›l› bir aç›klama yay›nlayan DemokratikHaklar Platformu, Dink’in katledilmesin-den Türk devletini sorumlu tuttu. DHPaç›klamas›nda, “Devlet, resmi tarih tezle-rine yönelen her türlü elefltiriye karfl› al-d›¤› tav›rla bu katliama zemin haz›rlam›flve do¤rudan ya da dolayl› olarak katlia-m›n faili konumuna düflmüfltür” ifadeleri-ne yer verdi.

DHP aç›klamas›n›n devam›nda, “Te-mel niteliklerini tek dil, tek bayrak, tekmillet gibi kavramlar etraf›nda oluflturandevlet gelene¤i, her türlü dini, mezhepselve etnik ayr›l›klar› inkar siyaseti üzerin-den flekillenen söylemleriyle y›llard›rhalklar aras›na düflmanl›k tohumlar›serpmeyi görev kabul etmifltir. 1915 ileyüzleflmek istemeyen, kendisi yüzleflme-di¤i gibi tarihin farkl› yorumlar›na da ta-hammül edemeyen devlet, Ermeni soru-nundaki yaklafl›m›yla resmi tarih yaz›n›-n›n d›fl›nda duran Hrant D‹NK’i hedef tah-tas›na oturtarak katliam›n birinci derece-den sorumlusu olmufltur” denildi.

ADHK: Hrant Dink için yaz›l› bir aç›kla-

ma yapan Avrupa Demokratik Haklar

Konfederasyonu, yapt›¤› aç›klamada,

“Dünya halklar›n›n kardeflli¤ini kendisi

için ciddi tehlike olarak görüp halklar ara-

s›nda daima husumetler yaratma gayre-

tinde olanlar katlettiler onu! Türkiye

Cumhuriyeti Devleti katletti onu! ‘Kimi

ülkelerde sözde Ermeni Soyk›r›m›n›n gö-

rüflüldü¤ü bir dönemde bu sald›r›n›n ya-

p›lmas› manal›d›r’ diyen R. Tayip Erdo¤an,

olay özgülünde devlete yönelen kitlele-

rin öfkesine baflka adresler gösterme

gayretindedir.

Hrant Dink nezlinde sald›r› bizlere ya-

p›lm›flt›r. Bu anlam›yla tüm demokrasi

güçlerinin görev ve sorumlulu¤unun bi-

lincinde olmas›, devlet sald›r›lar›n›n bofla

ç›kar›lmas› için en önemli dinami¤e sa-

hiptir. Dün benzer s›navlardan geçen biz-

ler önemli mesafeler katettik, egemen s›-

n›flar›n sald›r›lar› karfl›s›nda ayn› durufl ve

kararl›l›kla durmal›y›z” dedi.

Maoist Komünist Partisi (MKP)Hrant Dink’in katledilmesinin ard›n-

dan yapt›¤› aç›klamayla gerçek suçluve katilin devlet oldu¤una dikkat çekerek,

“Susurluk, fiemdinli gerçeklerinde de görüldü¤ü gibi buna

kaynakl›k eden ve sorumlusu Türk egemenlik sisteminin özü-dür. Kurflunlanan; Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Çerkez, Arap, yaniher milliyetten halklar›m›z›n kurtuluflu olan ortak gelecek da-vam›zd›r. S›n›fsal, ulusal, cins, inanç eflitsizliklerini aflarak ba-¤›ms›z Yeni Demokratik bir sistem yaratacak olan devrim kav-

gam›zd›r” dedi. Maoist Komünist Partisi aç›klamas›n›n deva-m›nda; “Hrant öteden beri devletin hedefindeydi. O bafl›ndanberi devlete bafl e¤memiflti. Partimiz Maoist Komünist Partisi(MKP)’nin önceli TKP(ML) saflar›nda örgütlenerek, her tür geri-cili¤e, emperyalizme baflkald›rarak, faflist diktatörlü¤ün halk-lar›m›z› birbirlerine k›rd›rarak daha rahat yönetme politikas›-na karfl› gelece¤i kazanma azmiyle mücadele etmiflti. Hrantpartimiz saflar›nda örgütlenerek mücadele yürüttü¤ü süreci

hiçbir zaman olumsuzlamayarak reddetmedi¤i gibi bunu bü-yük bir kabul ve memnuniyetle dile getirip Kaypakkaya çizgi-sinin ay›rt edici niteli¤ini ifade etmekten çekinmemiflti. ‘Kay-nayan cehennemleri b›rak›p haz›r cennetlere kaçmak yap›mauygun de¤il’ diyordu Agos’taki son yaz›s›nda. ‘Biz cehennemicennete çevirmeye talip insanlard›k’ diye hayk›r›yordu. Zul-me ve sömürüye karfl› ey halk aya¤a kalk! H›rant Dink’in ça¤-r›s› budur” denildi.

Hrant Dink yafl›yor, yaflataca¤›z!

DHPüyeleri, 21 Ocak

Pazar günü akflam

saatlerinde Agos

Gazetesi’nin önünde toplanarak, Hrant

Dink’in katledilmesini protesto ettiler.

“Hrant’›n katili patron a¤a devleti”,

“Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”,

“A¤a patron devletini y›kaca¤›z, halk

iktidar› kuraca¤›z”, “Yaflas›n halklar›n

kardeflli¤i”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m ”

fleklinde slogan atan yüzlerce DHP

üyesi, Hrant Dink ile MKP üyeleri Ar-

menak Bak›rciyan ve Manuel Demir’in

resimlerinin bulundu¤u dövizler de ta-

fl›d›lar. DHP’liler, aralar›nda Armenak

Bak›rciyan’›n ablas›n›n da bulundu¤u

flehit aileleri ile birlikte Agos Gazete-

si’ni ziyaret ettiler.

DHP Agos’unönündeydi

Katliamdan devlet sorumlu tutuldu