Post on 07-Mar-2016
description
www.kdrucr.wordpress.com
1
NEMLĠLĠK VE YAĞIġ
Nemlilik ve yağış yeryüzünde su dolaşımı adı verilen
olaylar zincirinin bir halkasıdır. Sıcaklığa bağlı olarak
buharlaşan su havadaki nemi oluşturur. Havada ki nemde
türlü biçimlerde yoğunlaşarak yağışlara neden olur.
Yağışlarla yeryüzüne düşen su bir süre sonra yeniden
buharlaşarak havaya karışır. Bu olaya su dolaşımı denir.
Suyun; sıcaklığının etkisiyle gaz haline geçerek havaya
karışmasına bu harlaşma denir. Havadaki su buharının esas
kaynağı okyanus, deniz, göl, bataklık akarsular buzullar
bitkiler ve toprakta oluşan buharlaşmadır.
BuharlaĢma iki gruba ayrılır;
Gerçek buharlaĢma; yağışın buharlaşmadan fazla olduğu
yerlerde meydana gelen buharlaşmadır. Bu tür yerlerde
nem fazlası olur. Bu duruma Karadeniz kıyılarında ki
buharlaşma örnek verilebilir.
Potansiyel BuharlaĢma; yağışın buharlaşmadan az
olduğu yerlerde meydana gelen buharlaşmadır. Bu tür
yerlerde nem açığı olur. Güney doğu Anadolu
bölgesindeki buharlaşma potansiyel buharlaşmaya
örnektir.
Bu olayı şu şekilde bir örnekle açıklayabiliriz; büyük
sahradaki sıcaklık şartları 1 m2
alanda yeterli su bulunduğu
taktirde 1 yıl içinde 4000 mm suyu buharlaştırabilir. O
halde büyük sahrada ki potansiyel buharlaşma 4000 mm
dir. Buna karşılık burada suyun yeterli olmaması nedeniyle
gerçek buharlaşma 200 mm olarak gerçekleşmektedir.
BuharlaĢmayı Etkileyen Faktörler;
Sıcaklık; sıcaklık arttıkça buharlaşma miktarı da artar.
Gün içerisinde sıcaklığın en yüksek olduğu zaman 12:00
ile 14:00 saatleri arasıdır.
Basınç: Basıncın yüksek olduğu yerlerde buharlaşma az
basıncın az olduğu yerlerde buharlaşma fazladır.
Rüzgar; rüzgarın şiddetli esmesi buharlaşmayı arttırır. Su
buharının yüzeyden uzaklaşması buharlaşmayı arttırır.
Nem; nemli hava kütlesinde buharlaşma daha az
gerçekleşir. Kuru hava kütlesinde ise buharlaşma daha
fazladır.
Enlem; Ekvator’da buharlaşma kutuplara oranla daha
fazladır.
BuharlaĢma Yüzeyinin GeniĢliği; yüzey geniş ise
buharlaşma artar.
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
2
Nem Üç ġekilde Ġfade Edilir;
1. Mutlak Nem:
1 m3 havanın içinde var olan nem miktarına mutlak nem
denir. Mutlak nem sıcaklık arttıkça artar. Mutlak nem;
- Deniz kenarında çok, karaların iç kısımlarında ve
yükseklerde azdır.
- Ekvatoral bölgede çok, kutuplarda azdır. Vadilerde çok,
dağlarda azdır.
- Ormanlık alanlarda çok, step bölgelerinde azdır.
Havada ki nem miktarını:
- Sıcaklık (Buharlaşma şiddeti)
- Su kütlelerinin yüzey genişliği (deniz, göl )
- Yükleşti
- Rüzgar
- Okyanus akıntıları etkiler.
2. Maksimum Nem ( Doyma Noktası );
1 m3 havanın sabit bir
sıcaklıkta taşıyabileceği
en yüksek ne miktarına
maksimum nem veya
doyma noktası denir.
- 20 C 1.06 gr/m3
- 10 C 2.35
0 C 4.85
10 C 7.50
20 C 14.40
30 C 26.20
Tablodan da anlaşıldığı gibi sıcaklık arttıkça havanın
taşıyabileceği nem miktarı artmaktadır. Buna göre,
sıcaklıkla maksimum nem arasında doğru orantı vardır.
Maksimum nem;
Ekvatoral bölgede çok, kutuplarda azdır,
Alçak yerlerde çok, yüksek yerlerde azdır.
3. Bağıl Nem:
1 m3 hava içerisinde bulunan mutlak nemin o sıcaklıktaki
maksimum nem oranına bağıl nem veya oransal nem denir.
Kısaca bir hava kütlesinin, neme ne kadar doymuş
olduğunu gösteren yüzdelik değerdir.
Bağıl nem bir hava kütlesinin yağış bırakma ihtimalini
gösterir. Bağıl nem havanın sıcaklığı ile ters orantılıdır.
Sıcaklık düştükçe maksimum nemde düşeceğinden bağıl
nem yükselir. Sıcaklık yükseldikçe maksimum nem
artacağından bağıl nem düşer.
Bir hava kütlesinin doyma noktasına ulaşması için
soğuması gerekir. Soğumanın gerçekleşebilmesi için; hava
kütlesinin ya yükselmesi veya soğuk bir hava kütlesinin
etkisi altına girmesi gerekir.
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
3
Bağıl Nem;
Çöl bölgelerinde ve kara içlerinde düşüktür.
Ekvatoral bölge, soğuk ve nemli bölgeler ile deniz
kıyılarında ise yüksektir.
Bağıl nem yükseklik artışı ile doğru orantılıdır.
Her iki hava kütlesinin sıcaklığı aynı ise;
I. Hava Kütlesi II. Hava Kütlesi
- Kuru - Nemli
- Yağıştan Uzak - Yağışa yakın
- Nem açığı fazla - Nem açığı az
- Mutlak nem az - Mutlak nem fazla
Örnek Soru; 10 0C deki bir hava kütlesinin 1 m
3 yaklaşık
4,5 gr. nem vardır. Hava kütlesi bu sıcaklıkta 7,5 gr. nem
taşıyabildiğine göre bağıl nemi kaçtır?
A) 15 B) 30 C) 45 D) 60 E) 75
Bağıl Nem = x 100 = % 60
4,5 gr
7,5
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
4
Grafiğe bakılarak aşağıdaki yargılara varılabilir;
- Hangi merkezde sıcaklığın en fazla olduğu (5)
- Hangi merkezde sıcaklığın en az olduğu (1)
- Hangi merkezde havanın nem taşıma kapasitesinin en
fazla olduğuna (5)
- Hangi merkezde havanın nem taşıma kapasitesinin en
az olduğuna (1)
- Hangi merkezde bağıl nemin en az olduğu (4)
- Hangi merkezde nem açığının en fazla olduğuna (4)
- Hangi merkezlerde nem miktarının en fazla, en az
olduğuna (5-1)
a) YoğunlaĢma
Havadaki su buharının, sıvı yada katı hale dönüşmesine
yoğunlaşma denir. Yoğunlaşan s buharının yeryüzüne
düşmesi olayına yağıĢ denir.
Yoğunlaşmanın dolayısıyla yağışın meydana gelmesi,
havanın nem bakımından doyma noktasını aşmasına
bağlıdır. Havadaki bağıl nemin % 100’e ulaştığı noktaya
Doyma Noktası denir.
Doyma noktası aşıldığı taktirde, hava su buharının
fazlasını taşıyamaz. Fazla olan su buharı sıvı yada katı hale
dönüşerek yağış meydana gelir.
Bulut: Yoğunlaşmanın ilk aşamasında hava içerisinde
küçük su tanecikleri oluşur. Yoğunlaşan su damacıklarının
çapları ortalama milimetrenin ellide biri (50/1) kadardır.
Bu tanecikler hava içinde askıda kalabilir. Havada askıda
kalan su taneciklerinin oluşturduğu kümeye bulut denir.
Bulutlar taşıdıkları özellikler ile hava tahminlerinde
önemli rol oynarlar. Gökyüzünün bulutlarla kapalılık oranı
bulutluluk terimi ile ifade edilir ve nefometre ile ölçülür.
Bulutluluk hesapları 10 üzerinden değerlendirilir. 0 tam
açıklığı, 10 ise tam kapalılığı ifade eder. Nefometre
üzerinde 10 adet boşluk bulunur. Alet üzerinden
gökyüzüne bakıldığında bu boşluklardan kaçında bulut
varsa değer olarak yazılır ve bulutluluk ölçülmüş olur.
Bulut Tipleri
Bulutlar yüksekliklerine göre incelenir. Yüksekliklerine
göre bulutlar 3 gruba ayrılır:
1) Yüksek Bulutlar ( Sirüs ): 6000m’nin üstündeki hava
katmanlarında su buharının buz şeklinde yoğunlaşması ile
oluşan bulutlardır. Bu seviyelerdeki su buharı azlığına
bağlı olarak görünüşleri tüy şeklindedir. Bunlara genel
olarak sirrus adı verilir.
UYARI: Kümülonimbus bulutları dikey yönlü
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
5
hareketlerinin fazla olması nedeniyle her üç (alçak, orta,
yüksek) seviyeye de yayılabilen bulutlardır.
2) Orta Bulutlar ( Kümülüs): 3000 – 6000 m arasındaki
yükseltilerde yoğunlaşmalara bağlı olarak oluşan
bulutlardır. Bunlara alto bulutları adı verilir. Genellikle
beyaz renklilerdir.
3) Alçak Bulutlar ( Stratüs ): Yeryüzü ile 3000 m
arasında oluşan kalın, yoğun ve koyu görünüşlü
bulutlardır. Yoğunlaşma hızlı ve kısa sürede olursa küme
şekilli yoğun yağış bırakan bulutlar oluşur. Eğer
yoğunlaşma yavaş ve uzun sürede olursa tabaka şekilli ve
uzun süren çisinti şeklinde yağış bırakan bulutlar oluşur.
Sis: Yatay ya da yataya yakın hareket eden ılık ve nemli
bir hava kütlesinin kendisinden daha soğuk bir zemin
üzerinden geçişi sırasında içindeki su buharının su
zerrecikleri şeklinde yoğunlaşmasına sis denir.
a) Hava Kütlesi Sisi: Genellikle hava hareketlerinin yatay
yönde ve yavaş olduğu yerlerdeki ısı kaybı sonucu oluşan
sislerdir.
b) Kara Sisi (Radyasyon Sisi): Kara sisleri sıcaklık
terselmesinin görüldüğü yerlerde ve dönemlerde kara
içlerinde oluşur.
Sıcaklık Terselmesi: Bazı dönemlerde yerin aşırı enerji
kaybetmesi, dağlardan çukur alanlara soğuk havanın
inmesi, sıcak havanın üstüne soğuk havanın gelmesi ya da
alçalan havanın alt bölümlerinin soğuması gibi nedenlerle
hava tabakasının sıcaklığı yerden yükseldikçe düzenli
olarak azalmaz. Belirli bir yükseltiye kadar artan sıcaklık
sonra yeniden düzenli olarak azalmaya başlar. Bu olaya
sıcaklık terselmesi denir.
c) Kıyı ve Deniz Sisi (Adveksiyon Sisi): Yatay hava
hareketleri sonucunda ılık ve nemli hava kütlesinin
kendinden daha soğuk zemin üzerinden geçtiği kıyılarda
ve deniz üzerinde oluşan sislerdir. Örneğin İngiltere’de
batı rüzgarlarının ve Gulf-stream sıcak su akıntısının etkisi
ile bu tip sisler yıl boyunca görülür.
d) Yer şekli Sisi (Orografik Sis): Yamaç eğimi az olan
yerlerde ılık ve nemli hava kütlesinin yamaç boyunca
yükselmesi ve bunun sonucunda içindeki su buharının
soğuyarak yoğunlaşması ile oluşan sislerdir.
e) Cephe Sisi: Sıcaklık ve nem bakımından farklı hava
kütlelerinin karşılaşma bölgelerinde, sıcak hava soğuk
hava üzerinde yükselir. Yükselen sıcak havada olan
yoğunlaşmalar sonucunda soğuk hava içine su buharı
katılır. Nem miktarı artan soğuk havanın yoğunlaşmasıyla
sis ya da bulut oluşur.
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
6
UYARI: Sis yoğunluğu havanın nem taşıma kapasitesine
bağlı olduğundan, gece daha fazladır.
YoğunlaĢma Ürünleri:
Çiy: Havadaki su buharının soğuyan cisimler üzerinde
damlalar halinde 0 0C’nin üzerindeki sıcaklıklarda
yoğunlaşması sonucunda oluşur. Havanın açık ve durgun
olduğu gecelerde, ilkbahar ve yaz aylarında görülür.
Kırağı: Havadaki su buharının 0 0C’nin altındaki
sıcaklıklarda buz kristalleri şeklinde yoğunlaşmasıyla
oluşur.
Kırç: Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun
süre yerde kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere
çarparak buz haline geçmesidir. Ağaçlar sanki buzdan
oluşmuş gibi görünürler.
Yağmur: Su buharının yükseklerde su damlacıkları haline
gelerek yere düşmesidir. Sıcaklık 0 0C’nin üzerindedir.
Kar: Su buharının, yükseklerde 0 0C’nin altındaki
sıcaklıklarda, buz kristalleri halinde yoğunlaşarak yere
düşmesidir.
Dolu: Su taneciklerinin ani ve aşırı soğumaları sonucunda
buz taneleri halinde yere düşmesidir.
YağıĢ Miktarı
Yıl içerisinde birim alana düşen toplam yağış miktarına
denir. Yağış, plüviyometre ile ölçülür, kg/m2 ya da mm
olarak ifade edilir.
YağıĢ Miktarını Etkileyen Etmenler
1) Hava Kütlesi: Bir yerin yağış alabilmesi için uygun
hava kütlelerinin ve buna bağlı cephe sistemlerinin etkisi
altında bulunması gerekir. Hava kütlesi nemli ise yağış
miktarı artar. Örneğin Türkiye’de kış yağışlarının fazlalığı
İzlanda Gezici Alçak Basıncı’nın kışın daha etkili
olmasının bir sonucudur.
2) Yükselti ve Yer şekilleri: Deniz seviyesinden yaklaşık
1500 – 2000 yükseltiye kadar her 100 m’de yağış miktarı
50 – 400 mm arasında artar. Bu yükseltiden sonra yağışlar
azalır. Çünkü içindeki nemin büyük bölümünü yamacın
orta bölümlerine bırakan hava kütlesi doruklara kuru
olarak geçer. Nemli hava kütlelerine dönük yamaçlarda
yağışın fazla, ters yamaçlarda yağışın az olması ise yer
şekillerinin yağış miktarına etkisini kanıtlar.
3) Denize Etkisine Kapalılık: Denizden uzaklaştıkça yağış
miktarı azalmaktadır. Çünkü, nemli hava kütleleri, içindeki
nemin büyük bir bölümünü kıyı kesimlerinde bırakır ve
içerilere daha kuru olarak sokulur.
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
7
4) Akıntılar: Sıcak su akıntılarının etkisiyle ısınıp
nemlenen hava kütleleri serin kara üzerine geldiğinde
yağış bırakır. Örneğin, İngiltere ve Japonya kıyılarında
yağış miktarının fazla olmasında sıcak su akıntıları
etkilidir. Soğuk su akıntılarının geçtiği kıyılarda ise yağış
miktarının azaldığı görülür.
5) Bitki Örtüsü: Özellikle ormanlardaki terleme, nem
miktarını artırdığından yağışlar %3 – 6 oranında artar.
YağıĢ ÇeĢitleri:
1) Yükselim ( Konveksiyonel ) Yağışları: Isınarak
yükselen havanın soğuması ile oluşan yağışlardır.
Ekvator çevresinde yıl boyunca orta enlemlerde ilkbahar
ve yaz aylarında bu tip yağışlar görülür.
Türkiye’de ilkbahar ve yaz başlarında kuzeybatıdan gelen
nemli ve soğuk hava, İç Anadolu’da ısınarak, yükselir ve
yağış bırakır. Bu yağışlara kırkikindi yağmurları denir.
2) Yamaç (Orografik) Yağışları: Nemli hava kütlelerinin
bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan
yağışlardır.
Orografik yağışlar en çok kıyıya paralel uzanan dağların
denize dönük yamaçlarında görülür. Türkiye’de Toroslar
ve Kuzey Anadolu Dağları’nda yamaç yağışı belirgindir.
UYARI: Egemen rüzgar yönüne dik uzanan dağ yamaçları
orografik yağışları alır.
3) Cephe Yağışları: Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin
karşılaşma alanlarında oluşan yağışlardır. Yeryüzündeki
yağışların önemli bir bölümünü bu tip yağışlar oluşturur.
Batı ve Orta Avrupa ile okyanusal iklim bölgelerinde her
mevsim, Akdeniz iklim bölgelerinde kış aylarında
cephesel yağışlar görülür.
Yeryüzünde YağıĢın DağılıĢını Etkileyen Faktörler:
- Kara ve denizlerin dağılımı
- Sürekli rüzgarların ve yerel rüzgarların etkisi ve esme
yönleri
- Yerşekillerinin uzanış yönleri ve yükseltileri
- Okyanus akıntıları
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
8
Yeryüzünde YağıĢın DağılıĢı:
A) Çok YağıĢlı Bölgeler
1) Ekvatoral Bölge: Yıl boyunca ısınmanın fazla olması
nedeniyle yükselim yağışları görülür. Bu bölgede
karşılaşan kuzey ve güney alizeleri de yükselim
yağışlarına yol açar. Her mevsim yağışlı olan ekvatoral
bölgede, Mart ve Eylül aylarında yağış miktarı artar. Yıllık
yağış toplamı 2000 mm civarındadır.
2) Muson Asyası: Yaz musonlarının etkisiyle yaz
aylarında bol yağış alır. Yağışlar, yamaç yağışı
şeklindedir. Kış ayları genellikle kurak geçer. Yıllık yağış
miktarı 2000 mm’nin üstündedir.
3) Orta Kuşak Karaların Batı Kıyıları: Her mevsimin
yağışlı olduğu bölgelerdir. Kış yağışlarının nedeni gezici
alçak basınç ve buna bağlı cephe sistemleridir. Dağlık
kıyalarda yer şekilleri yağış miktarını artırıcı etki yapar.
Ayrıca bu kıyılar bati rüzgarları ve sıcak su akıntılarının
etkisi altındadır.
UYARI: Kuzey Amerika Kıtası’nın doğu kıyısında
tropikal siklonlar nedeniyle çok yağış görülür.
B) YağıĢlı Bölgeler
1) Akdeniz Bölgeleri: 30° - 40° enlemleri arasında kışları
yağışlı, yazları kurak bir yağış rejimi gelişmiştir. Bölge,
yazın subtropikal yüksek basınçların, kışın ise batı
rüzgarları ve geçici alçak basınçların etkisinde kalır. Kış
yağışları, cephesel yağışlardır. Dağlık alanlarda ise
orografik cephesel yağılar görülür.
2) Orta Kuşak Kıtalarının Doğu Kıyıları: Her mevsimi
yağışlıdır. Genellikle yağışlar cepheseldir. Ancak yaz
mevsiminde konveksiyonel yağışlar da görülür. Soğuk su
akıntıları bazı kıyılarda çöllerin gelişmesine neden
olmuştur.
3) Savan Bölgeleri: 10° - 20° enlemleri arasında, kışların
kurak, yazların ise yağışlı geçtiği bölgelerdir. Yaz yağışları
konveksiyonel yağışlardır. Kış kuraklığının nedeni
subtropikal yüksek basınç alanının Ekvator’a doğru
kaymasıdır.
C) Az YağıĢlı Bölgeler
Orta kuşak karasal bölgelerde kışın, karaların iç
kısımlarında havanın soğuk olması nedeniyle antisiklon
alanları oluşur. Nemli havanın iç kısımlara sokulmasını
önler. Buralarda kışlar biraz nemli ancak yağışsızdır.
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
9
İlkbahar ve yaz aylarında ise ısınmaya bağlı konveksiyonel
yağışlar görülür.
D) Kurak Bölgeler
1) Subtropikal Yüksek Basınç Bölgeleri: 20° - 30°
enlemleri arasında yıl boyunca yağışın çok az görüldüğü
hatta bazı yıllarda yağışın hiç görülmediği bölgeler vardır.
Alçalıcı hava hareketleri nem açığını büyütür ve kuraklığın
belirginleşmesine neden olur. Bu bölgeler, Büyük Sahra,
Arabistan ve Avustralya’da geniştir. Güney Afrika, Güney
Amerika ve Meksika’da daha dar alanlıdır.
2) Orta Kuşak Kıtalarının Deniz Etkisine Kapalı İç
Kısımları: Denizden çok uzak olan bu bölgelere nemli
rüzgarlar ulaşamaz. Kıyıya paralel uzanan dağ sıraları da
nemli rüzgarları engellediği için bu bölgelerde kuraklık
belirgindir. Örneğin Orta Asya çöllerinin oluşumu buna
bağlıdır.
3) Kutuplar: Kutuplar çevresi soğuk olduğundan havanın
mutlak nemi düşük ve yağış miktarı azdır. Ayrıca
buralarda yüksek basınç alanının egemen olması yağışları
önler. Buralara daha çok soğuk çöller denir.
Türkiye’de YağıĢın DağılıĢı
• Türkiye’de genellikle Akdeniz yağış rejiminin etkisi
görülür.
• En çok yağış kıyı bölgelerde görülür. İç kısımlara
gidildikçe yağış miktarı azalır.
• En az yağış alan yer Konya ve Tuz Gölü çevresi ile bazı
derin yarılmış akarsu vadilerinin tabanlarıdır.
• Karadeniz kıyılarında sonbahar, Akdeniz kıyılarında kış,
İç Anadolu’da İlkbahar ve Erzurum – Kars Bölümünde yaz
yağışları belirgindir.
• Türkiye genelinde kış aylarında görülen yağışlar cephesel
yağışlardır. Çünkü kış aylarında Anadolu, gezici alçak ve
yüksek basınçların etkisi altındadır. Bu basınçlar cephesel
yağışlara neden olur.
UYARI: 30° Kuzey enlemindeki dinamik yüksek basınç
alanının yaz aylarında 40° Kuzey enlemine doğru
genişlemesi nedeniyle Karadeniz kıyıları dışında yaz
kuraklığı oluşur.
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
10
Kuzey Yarımküre’deki bir merkezin yağıĢ grafiğinin
yapılması ve yorumlanması;
Aylar Yağış (mm)
Ocak 250
Şubat 175
Mart 125
Nisan 100
Mayıs 70
Haziran 40
Temmuz 30
Ağustos 50
Eylül 100
Ekim 125
Kasım 150
Aralık 200
Bu merkezin yağış grafiği yukarıda yağışın aylara
dağılışının gösterildiği tabloya göre aşağıdaki gibi olur.
Yukarıdaki yıllık ve mevsimlik yağıĢ grafiklerine
bakılarak Ģu sonuçlar çıkarılabilir;
- Yıllık yağış miktarı 1400 mm’dir.
- Yağış mevsimlere göre düzensiz dağılmakta ve daha
çok kış ve sonbahar mevsimlerinde düşmektedir.
- Bölgedeki akarsularda kışın kabarma, yazın alçalma
görülür.
- Akdeniz iklimi yağış rejimine benzer.
- Yaz mevsiminde sulamaya ihtiyaç duyulur.
- En az yağış temmuz ayında, an fazla yağış ise ocak
ayında düşmüştür.
YağıĢ Getiren Hava Hareketleri:
- Yükselim (Konveksiyonel) yağışı
- Yamaç ( Orografik ) yağışı
- Cephe yağışı
YağıĢ Getirmeyen Hava Hareketleri:
- Föhn rüzgarı
- Karadan denize esen rüzgarlar
- Alçalıcı hava hareketi
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
11
kad
ir@ucar
www.kdrucr.wordpress.com
12
kad
ir@ucar