Post on 12-Oct-2020
1
ÖFKE KONTROLÜ
MATERYAL GELİŞTİRME GRUBU
ALAN ÇALIŞMASI
2015 – 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI
ALEV DOĞAN AKINCI AYSUN GÜZEL DENİZ ERDEM DİCLE DOĞAN
EBRU KADIOĞLU CANPOLAT HALİL İBRAHİM AKTAŞ
HİLAL DOKUNER OLCAY TEZCAN SAVSİN
ÖZLEM DERYAL PINAR BALCIOĞLU
PINAR ERDEM USLU PINAR ÖZBEK
TUNCAY SELEK
KONYA 2016
İÇİNDEKİLER
2
İÇİNDEKİLER……………………………………………………………..........i
ÖNSÖZ…………………………………………………………………………ii
1.BÖLÜM
ÖFKE……………………………………………………………………….........................1
Öfkeyle İlgili Tanım ve Kavramlar…………………………………………………….3
2. BÖLÜM
İLKOKUL DÜZEYİ ÖFKE ETKİNLİKLERİ…………………………………………..5
1.Sınıf Etkinlikleri……………………………………………………………………6
2.Sınıf Etkinlikleri …………………………………………………………………..20
3.Sınıf Etkinlikleri …………………………………………………………………..29
4.Sınıf Etkinlikleri ………………………………………………………………….45
ORTAOKUL DÜZEYİ ÖFKE ETKİNLİKLERİ….……………………………………60
5.Sınıf Etkinlikleri…………………………………………………………………..61
6.Sınıf Etkinlikleri…………………………………………………………………..73
7.Sınıf Etkinlikleri…………………………………………………………………105
8.Sınıf Etkinlikleri………………………………………………………………….114
LİSE DÜZEYİ ÖFKE ETKİNLİKLERİ…………………………………………………130
Bilişsel-Davranışçı Yaklaşıma Dayalı Öfke İle Başa Çıkma Amaçlı Grupla Psikolojik
Danışma Uygulaması .............................................................................................................131
3.BÖLÜM
ÖFKE SORUNU YAŞAYAN ÇOCUKLARA YÖNELİK UYGULAMALAR………..144
Kaynakça…………………………………………………………………………..148
3
ÖNSÖZ
Birey diğer kişilerle ilişkilerinde kendisini ortaya koyabilmeyi, anlaşılmayı, böylece
hedeflerine ulaşabilmeyi ister. Anlaşılamayan ya da isteklerini elde edemeyen kişi
engellendiği duygusunu yaşar. Bu durumda sıklıkla ortaya çıkan duygu öfkedir. Öfke hangi
nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın özenle üzerinde durulup çözümlenmesi gereken bir
duygudur. Öfkeyle başa çıkma, onun bastırılmasını ve saklanmasını değil, tanınmasını
gerektirir. Önemli olan bireyin, doğru kişiye, doğru derecede, doğru zamanda, doğru amaçla
ve doğru yolla öfkesini ifade edebilmesidir.
Öfke duygusunun olumlu ya da olumsuz sınıflandırılmasına ilişkin değişik görüşler
bulunmaktadır. Öfke ile uğraşan uzmanlar birçok konuda farklı düşünmelerine rağmen, ortak
bazı önemli noktalarda anlaşmışlardır.
Bu araştırmalar sonucunda ortak kullanılan materyaller, Öfke Kontrolü Materyal
Geliştirme Ekibi olarak sekiz haftalık bir süreçte literatür taraması yapılarak gelişim
seviyelerine uygun olarak sınıflandırılmıştır. Meslektaşlarımızın uygulama aşamasında
gerekli materyallere kolay ulaşabilmesi ve bütünlüğün sağlanması temel hedefimiz olmuştur.
Ekip olarak tüm meslektaşlarımıza faydalı olmasını dileriz.
4
ÖFKE
İnsanoğlu var olduğundan beri, davranış ve tutumlarını belirleyen olumlu ve olumsuz
duygular taşır. Birey günlük yaşantısında herhangi bir davranışta bulunurken sürekli değişik
duygular içerisinde bulunur. Bireyin düşünce ve davranımlarını farklı yönlerden etkileyen
sevgi, sevinç, öfke, nefret, tiksinme, kaygı, vb. sözcüklerle ifade edilen olumlu, olumsuz pek
çok duygu vardır. Kişinin uyum ve uyumsuzluklarını belirleyen duygularına karşı farkındalık
kazanması, kendi duygularını ve bunların doğurduğu sonuçları fark etmesi, bunları dile
getirmesi, kişinin kendi iç dünyasını tanıması, tercihlerini yapabilmesi, sahip olduğu
kaynakların ve gücün farkında olmasını sağlar.
Duygular, bireylerin günlük yaşantısında nasıl hareket edecekleri, ne yönde karar
verecekleri, kişisel alan sınırlarını ne çerçevede çizecekleri ve diğerleriyle hangi düzeyde
iletişimde bulunacakları konusunda önemli bir belirleyici niteliğindedir (Çeçen, 2002).
Duygunun gücü, belirli miktarlarda enerjiyi de açığa çıkarır. Enerjinin büyüklüğü
duyguların gücüyle doğru orantılı olduğu için duygular, organizmanın enerji depolarıdır. Eğer
bu duygular bilinip kabul edilirse onların taşıdığı enerji iyi bir biçimde yönlendirilebilir. Aksi
takdirde birey, olumsuz duyguların taşıdığı enerjiyle şaşkınlığa düşecek ve ne yapacağını
bilemez bir hale gelecektir. Örneğin, uygun hedefe, uygun yollarla yönelmeyen öfke ve
kızgınlık bireyin algı alanının sınırlarını daraltarak yönü belli olmayan ve sahibini vuran bir
bumeranga dönüşebilir.
Birey diğer kişilerle ilişkilerinde kendisini ortaya koyabilmeyi, anlaşılmayı, böylece
hedeflerine ulaşabilmeyi ister. Anlaşılamayan ya da isteklerini elde edemeyen kişi
engellendiği duygusunu yaşar. Bu durumda sıklıkla ortaya çıkan duygu öfkedir(Witting ve
Belkin, 1990).
Öfke, insanın mutluluk, üzüntü, korku, kaygı, kıskançlık, iğrenme ve nefret gibi temel
duygularından biridir.
Öfke hangi nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın özenle üzerinde durulup
çözümlenmesi gereken bir duygudur. Öfke duygusunun olumlu ya da olumsuz
sınıflandırılmasına ilişkin değişik görüşler bulunmaktadır. Öfke ile uğraşan uzmanlar birçok
konuda farklı düşünmelerine rağmen, ortak bazı önemli noktalarda anlaşmışlardır:
5
1) Öfke, doğal, normal, insana özgü bir duygudur.
2) Duygular ve davranışlar yaygın olarak karıştırılsa bile, öfke bir davranış tarzı değildir.
3) Kronik öfke sağlık için tehlikeli olabilir.
4) Öfkeyi çoğu kez ortaya çıkmadan tehlikesiz hale getirebiliriz ve getirmeliyiz.
5) Öfkemizi ifade etmemiz gerektiği zaman, bunu intikamla değil, çözüme yönelik olarak
etkin bir şekilde ifade etmeyi öğrenmeliyiz (Alberti, Emmons, 1998).
Bugüne kadar algılandığı biçiminin aksine öfke saldırganlık ve düşmanlık gibi
olumsuz bir duygu değil, bizzat olumlu, sağlıklı ve enerji veren bir duygudur. Buna rağmen,
yine de birçok insanın öfkeleri yüzünden başları derde girmekte ve bir dizi problemle karşı
karşıya kalmaktadırlar. Bunun sonucu olarak ve sahip olunan kültürel yapının etkisiyle de,
birçok kişi öfkelenmekten korkar veya öfkelerini göstermek istemezler. Oysa öfkenin
bastırılması, var olan enerjinin içe döndürülmesidir ve bu da bireyin kendisine ve çevresine
zarar vermesi anlamına gelir. Öfke, sanıldığının aksine, olumsuz bir duygu değil, Martin
Luther King‘in ―Öfkelendiğimde… bütün mizacım canlanır, anlayışım keskinleşir sözünde
olduğu gibi bireyi uyaran, canlandıran bir duygudur (Kısaç, 1997).
Özmen (2006)‘e göre, öfke konusunda bilinmesi gereken en önemli nokta, öfke
duygusunun ortaya çıkışının ya da yaşanmasının engellenemeyeceğidir. Çünkü öfke, doğal bir
duygudur. Bu duygu, insanın doğasında vardır. Bu nedenle öfke duygusu, insanın hiçbir
zaman yok sayamayacağı bir duygudur. Bu açıdan bakıldığında, öfkenin ortaya çıkmasının
engellenmesinin doğru olmayacağı ve bu engellemenin bireyin doğasına zarar vereceği
söylenebilir. Öfke, bireyin gelişimine katkı sağlayacak biçimde denetim altına alınması
gereken bir duygudur. Birey tüm diğer duyguları gibi öfke duygusunu da tanıyıp kabul ederek
sağlıklı bir biçimde ifade edebilme becerisini kazanmalıdır.
Öfkeyle başa çıkma, onun bastırılmasını ve saklanmasını değil, tanınmasını gerektirir.
Öfkenin tanınması, öfkeye neden olan ve öfke ifadesini etkileyen biyolojik yapı, bireyin
mantıklı ve mantık dışı inançlarının ve aile, toplum, kültür gibi çevresel etkenlerin
bilinmesidir. Bireyler ancak öfkelerini tanıdıklarında, öfkelerinin zararlarından kurtulabilirler
ve onu kendileri için yapıcı bir şekilde ifade edebilirler (Kısaç, 1997).
Önemli olan bireyin, doğru kişiye, doğru derecede, doğru zamanda, doğru amaçla ve
doğru yolla öfkesini ifade edebilmesidir (Baltaş, 2005, s.81).
6
Eğitimin erken yaşlardaki bireyler üzerindeki etkisi göz önüne alınarak öfkenin
tanınabilmesi ve bu duyguyla başa çıkma becerilerinin verilmesi bu şansı artıran bir faktör
olarak değerlendirilebilir. Özellikle ergenlerin duygularını en uçta yaşayan bireyler olduğu
düşünülürse öfke duygularının azaltılması veya öfke tepkilerinin uygun bir şekilde
aktarılmasının önemi daha iyi anlaşılır.
Öfkeyle İlgili Tanım ve Kavramlar
Öfke, tüm insanların yaşadığı bir duygudur ve ortaya çıkmasına neden olan etkenlerin
neler olduğu incelendiğinde, bu konuda ortaya atılan birçok görüşe rastlanmaktadır.
Engellenme, öfkeye neden olan etmenlerin başında gelmektedir. Morgan (1988)‘a göre öfke;
geçici olarak ifade bulması veya boşaltılması gereken bir güdü gibi işlevde bulunur. Morgan,
bu işlev gerçeklemediğinde ise, engellenme durumuna girildiğini, engellenmenin ise öfkenin
başlıca nedeni olduğunu belirtmektedir. Morgan (1988)‘a göre öfkenin diğer bir nedeni de,
öfke içeren davranışların cezalandırılmasıdır (Akt; Akgül, 2000). İnsanları öfkelendiren
sebepler engellenme, önemsenmeme, aşağılanma, keyfi bir tutumla karşılaşma ve saldırıya
uğramaktır. Haz dünyasını engelleyecek her durum, olay veya kişi insandaki öfke
duygusunun en başta gelen sebebidir (Baltaş, Baltaş, 2004).
Öfke normal ve sağlıklı bir duygudur. Öfkesi ve kızgınlığından ötürü insanın kendisini
suçlu hissetmesi doğru değildir. Sağlıksız olan, öfkenin saldırganlığa dönüşmesidir.
Engellenmeler bir enerji doğurur. Bu enerji yapıcı da kullanılabilir, yıkıcı da. Sağlıklı bir
biçimde dışlaştırılmış öfke amaca yöneliktir, çoğunlukla toplumsal olarak kabul edilebilir bir
biçimdedir ve çok kere uzun vadede kişiye yarar getirmesi mümkündür. Öfkenin sağlıksız
olarak dışlaştırılması ise saldırganlık ve şiddet biçimindedir ve en büyük zararı kişinin
kendisine verir. Yapıcı olarak kullanıldığında öfke zihinsel ve bedensel güç verir (Baltaş,
Baltaş, 2004).
Öfke; 1) Engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakılma, kısıtlanma
vb. gibi durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan şeye veya kişiye şu veya bu şekilde
saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen, oldukça yoğun, negatif bir duygu(Budak, 2005).
Spielberger, Crane, Kearns (1991) öfkeyi basit bir ―sinirlilik ve ―kızgınlık halinden,
yoğun ―hiddet durumuna kadar değişen dereceli bir duygusal durum olarak
tanımlamaktadırlar. Türk Dil Kurumu Sözlüğü (2005)‘nde öfke, ―engellenme, incinme ya da
7
gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap olarak
tanımlanmaktadır.
Balkaya‘nın ifadesine göre Webster sözlüğünde öfke, güçlü bir husumet duygusu ve
hoşnutsuzluğun doğurduğu yoğun bir duygusal durum olarak tanımlanmıştır. Anlamdaşları;
kızgınlık, hiddet ve gazaptır. En genel terim olarak öfke, gösterilen tepkinin adıdır
(Balkaya,2001).
Yukarıda öfkenin birkaç tanımı verilmiştir. Genel olarak bu konuda literatür
incelendiğinde ise şu noktalarda odaklandığı görülmektedir:
1. Öfke temel duygulardan biridir (Tafrate, Kassinove, Dundin, 2002).
2. Öfke normal ve sağlıklı bir duygudur (Sharkin, 1988).
3. Bireyin istek ve ihtiyaçlarının engellenmesi, beklentilerinin gerçekleşmemesi söz
konusudur (Biaggio, 1989; Nazik, 2001; Lerner, 2004
4. Haksızlık ve adaletsizlik algılamasıdır (Shurger, 1979).
5. Haksızlığa karşı kişisel hakları korumak için harekete geçirici bir işlevi
vardır(Korkut, 2002).
6. Tahrik edilme ve tehdit algısı söz konusudur (Köknel, 2000).
7. Tehdit algısı çoğu zaman benlik algısına yöneliktir (Kennedy, 1992).
8. Karşıdakine gönderilen bir cevap veya mesaj şeklinde ya da bazı fizyolojik
belirtiler şeklinde görülen bir yaşantı ve tepkidir (Hollenhorst, 1998).
Verilen tanımlardan yola çıkılarak odaklanılan noktalara bakılınca; öfkenin bireyin
istek ve ihtiyaçları engellendiğinde, incitildiğinde, aşağılandığında veya haksızlığa
uğradığında, kendisine yönelik tehdit algıladığında, tahrik edildiğinde sınırları çizmek,
haklarını korumak veya karşısındakini uyarmak amacıyla basit bir sinirlilik halinden yoğun
bir hiddet durumuna kadar değişen dereceli bir duygusal durum olarak ortaya konulan
tepkinin adı olduğu söylenebilir.
8
İLKOKUL DÜZEYİ ÖFKE
ETKİNLİKLERİ
9
1. SINIF ETKİNLİKLERİ
ETKİNLİĞİN ADI : YENİ DURUMLARA ALIŞMA
AMAÇLAR :
1.Öğrencilerin yeni durumlara ve ortamlara alışmada neler yapabileceklerini fark
etmelerini sağlamak
2.Öğrencilerin uyum sürecini desteklemek
MATERYAL : Bu etkinlikte materyal gerekmemektedir.
UYGULAMA:
1. Aşağıdaki hikâye grup üyeleriyle paylaşılır:
"Can 1. sınıfa yeni başlamıştı, yeni okulunda ilk günler kimseyi tanımıyordu ve kendini çok
yalnız hissediyordu.
Can kısa zamanda okuluna alıştı ve birçok yeni arkadaş edindi. Onlarla birlikte olmaktan ve
okula gelmekten kendini çok mutlu hissetmeye başladı."
2. Daha sonra aşağıdaki sorular sorularak grup etkileşimi başlatılır:
• Can'ın kendini yalnız hissettiği ilk günler ile son durumu arasında neler olmuştur?
• Siz okula yeni başladığınızda neler hissettiniz?
• Okula alışmak için neler yaptınız?
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Her insanın yabancı bir ortama girdiği zaman kendini
yalnız ve mutsuz hissetmesinin doğal ve normal olduğu vurgulanır, içinde bulunduğu çevreyi
ve çevresindeki insanları tanımaya ve arkadaş edinmeye başladıkça kendini mutlu hissedeceği
söylenir. Bunun için çevresindeki insanlarla tanışmasının, onları oyuna davet etmesinin
önemli olduğu vurgulanır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden haftaya kadar çevresindeki kişilerle yeni
durumlara, ortamlara alışma ile ilgili paylaşımda bulunmaları, onlara böyle bir durumla
karşılaşıp karşılaşmadıkları, yeni ortama alışmak için neler yaptıklarını paylaşmaları istenir.
10
ETKİNLİĞİN ADI: BİR İSTEĞİ İFADE ETME
AMAÇ : İsteklerini uygun biçimde ifade edebilmek
MATERYAL : Arkadaşının bisikletini arkadaşına sormadan elinden çekip alan bir çocuğun
resmi
UYGULAMA :
1. Resim tahtaya asılır.
2. Grup üyelerinden resimde anlatılan durumun ne olduğunu düşünmeleri istenir.
3. Gönüllü öğrencilerden resimde anlatılanları paylaşmaları istenir.
4. Arkadaşının elinden bisikletini zorla alan bir çocuğun resmi olduğu konusunda grup fikir
birliğine varır.
5. Aşağıdaki sorularla, istekleri uygun şekilde ifade edebilme yollarının grup tarafından
bulunması sağlanır.
• Bisikleti, arkadaşının elinden çekip alan çocuğun isteği ne olabilir?
• Bisikleti elinden çekilip alınan çocuk, ne hissetmiş olabilir?
• Bu isteğini başka hangi şekilde ifade edebilirdi?
• Arkadaşı bisikleti sorarak alsaydı, çocuk ne yapardı ve ne hissederdi?
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Grup üyelerine, isteğimizi uygun bir şekilde ifade
etmenin arkadaşlarımızla kurduğumuz ilişkilerde önemli olduğu vurgulanır. İsteklerimizin
adil ve mantıklı olmasının gerektiği, her zaman her istediğimize ulaşamayacağımız belirtilir
(Örn: Arkadaşın kitap okuyor ve sen de onun okuduğu kitabı istiyorsun.). İsteklerimizi uygun
bir şekilde ifade etmenin yolları paylaşılır.
• Ne istediğini düşün (Arkadaşımın bisikletine binmek istiyorum.)
•Bunu neden istediğini düşün (Bisiklete binmek istedim.).
• İsteğini nedeniyle birlikte arkadaşına söyle (Ben de bisiklete binmek istedim. Bisikletine
binebilir miyim?)
• Sonunda "Teşekkür ederim." de (Teşekkür ederim)
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Grup üyelerinden aşağıdaki durumları haftaya kadar
gözlemlemeleri istenir:
• Bir isteğiniz olduğunda bunu karşınızdakine nasıl söylediğinizi gözlemleyiniz.
• İsteğinizi ifade ederken uygun yöntemleri kullandığınızda kendinizi nasıl hissettiniz?
• Çevrenizdeki insanlar isteklerini nasıl ifade ediyorlar?
11
12
ETKİNLİĞİN ADI : ÖZÜR DİLERİM
AMAÇ : Kişilerarası ilişkileri geliştirebilmek
MATERYAL : Bu etkinlikte materyal gerekmemektedir.
UYGULAMA:
1. Kişilerarası ilişkilerde insanların birbirlerine karşı hoşlanmadıkları şeyler yaptıklarında
birbirlerinden özür dilemelerinin, onların iyi ilişkiler kurmalarında ve ilişkilerini devam
ettirmede önemli olduğu grup üyelerine belirtilir.
2. Aşağıdaki durumlar ya da benzer durumlar öğrencilerle paylaşılır. Her bir durum grup
üyeleriyle tartışılır. Hangi durumlarda özür dilenmesinin gerektiği ve nedeni belirlenir.
Canlandırma yapılır.
• Söylediğiniz saatte arkadaşınıza gidememişsiniz,
• Arkadaşınızın sizden istediği kitap yoksa,
• Arkadaşınızın kalemini istemeden düşürdüyseniz,
• Arkadaşınızın başına üzücü bir olay geldiyse,
• Sınıfa zil çaldıktan sonra girerseniz,
• Arkadaşınıza istemeden çarptıysanız vb.
2. Öğretmen, öğrencilerden hangi durumlarda özür dilediklerini paylaşmalarını ister.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Aşağıdaki sorular öğrencilere sorularak özür
dilemenin önemi vurgulanır:
• Kişilerarası ilişkilerde insanlar hangi durumlarda özür dilerler? Neden?
• Özür dilemekte güçlük çektiğiniz durumlar var mı? Varsa neler?
• Özür dilerken ne gibi duygular hissediyorsunuz?
• Sizden özür dilendiğinde neler hissediyorsunuz?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Grup üyelerinden aşağıdaki durumları gözlemlemeleri istenir:
• Aile bireyleriniz hangi durumlarda birbirlerinden özür diliyorlar?
• Siz, çevrenizdeki kişilerden özür diliyor musunuz? Hangi durumlarda birisinden özür
dilediniz? Neler hissettiniz?
• Birisi sizden özür diledi mi? Neler hissettiniz?
13
Trafik Işıkları Tekniği, Öfke ve Şiddete Karşı Duygu Kontrolü
tekniği trafik ışıkları tekniği nedir, trafik ışıkları tekniği nasıl uygulanır, trafik lambası
tekniği, trafik lambası tekniği nedir, duygu kontrolü tekniği trafik ışıkları, öfke kontrolü
tekniği trafik lambaları, öfke kontrolünde trafik ışıkları
İnsanların çoğu öfkelendiklerinde kendileri kontrol edemez ve etrafa zarar verir. Hem maddi
hem de manevi olabilen bu zararları önlemek için, insanoğlu tarih boyunca çareler aradı.
Öfke ve şiddet kontrolü, yani duygu kontrolü adıyla sistemleşen bu alan; çağdaş denilen
dünyanın en çok kullandığı PDR alt dallarından birisi aynı zamanda.
Trafik Işıkları Tekniği, diğer adıyla Trafik Lambaları Tekniği, duygu kontrolü amacıyla
tasarlanmış basit bir teknik, uygulanması kolay bir etkinlik. Konuya yabancı olmayanların
kolaylıkla bilebileceği "Ara Verme" tekniğinin, günlük hayatta kullandığımız trafik ışıklarıyla
birleşmesi sonucu oluşan bu teknik; duygusunu kontrol edemeyen insanların maddi ve manevi
zararlar vermesinin önüne geçmeyi amaçlıyor.
Ara verme tekniği, soyut kaldığı için küçük çocuklarda uygulama kısmında bazı sorunlar
çıkabiliyordu. Fakat Trafik Işıkları Tekniği, daha somut ve çocukların hayatlarının içinden bir
teknik. Uygulaması ile oldukça kolay...
Trafik Işıkları Tekniği, trafik ışıklarındaki üç renkten yardım alınarak uygulanıyor: Kırmızı,
sarı ve yeşil. Trafikte bu üç renk neyi temsil ediyorsa, teknikte de aynı görevlerini
sürdürüyorlar.
Kırmızı Işık - Dur: Dur ve hareket etmeden önce düşün!
Sarı Işık - Hazırlan: İçinden 10'a kadar say ve yapabileceklerini gözden geçir!
Yeşil Işık - Geç: Aklına gelen en iyi çözümü seç ve uygula!
Trafik Işıkları Tekniği; işte bu üç basit basamakla uygulanıyor. Daha önce de belirttiğim gibi;
ara verme tekniğinde sınıftan dışarı çıkmayan öğrenciyi ikna etme zorunluluğu bu yöntemde
bulunmuyor. Hatta tüm sınıf bu tekniğe hakim olduğunda; duygu kontrolünü yapacağımız
öğrenciye "Trafik ışıklarını düşün, ne yapmamız gerekiyordu?" şeklindeki soruları yöneltiriz.
Öğrencinin cevap vermediği durumlarda sınıfı da sürecin içine katarak, tekniği sağlıklı bir
biçimde uygulayabiliriz.
Trafik Işıkları Tekniği; evde, okulda, kamusal alanlarda; her yaş grubundan kişiye rahatlıkla
14
uygulanabilir. Fakat unutmayalım ki, öfke kontrolü her şeyden önce bireyin istemesiyle
sağlanabilecek bir durumdur. Bu nedenle; duygu kontrolü sağlandığında bireyle yapılacak
ikna edici bir konuşma, daha sonra bu tip tekniklerin uygulanmasını kolaylaştıracak ve hatta
bu tekniklere gerek bırakmayacaktır.
ETKİNLİĞİN ADI: DUYGU ZARI
AMAÇ : Öğrencilerin duygularının farkında olmalarına ve bunu uygun yollarla
İfade etmelerine yardımcı olmak
MATERYAL : Duygu zarı
UYGULAMA :
1. 10X10 cm boyutunda kartondan bir zar hazırlanır.
2. Zarın her yüzeyine belirtilen duygular yazılır:
Kızgın Üzgün Mutlu Korkmuş Utanmış Şaşırmış
3. Grup üyelerinden sırayla zarı atmaları istenir.
4. Öğrencilerden attıkları zara denk gelen duygu ile ilgili bir olay anlatması ve bu
duyguyu canlandırması istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere aşağıdaki sorular sorularak etkinlik
sonlandırılır:
1. Seçilen duyguyla ilgili yaşantılarınızı bulmakta zorlandınız mı? Neden?
2. Bu yaşantınızı anlatırken neler hissetiniz?
3. Duygunuzu ifade ederken neler hissettiniz?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden çevresindeki kişilerin (arkadaşlarıyla, anne-
babasıyla, öğretmenleriyle vb.) kızdıkları ya da sevindikleri, korktukları vb. zamanlarda yüz
ifadelerinin nasıl olduğuna haftaya kadar dikkat etmeleri istenir.
15
ETKİNLİĞİ ADI : SESİ AÇIN
AMAÇ : Öğrencilerin duygularını kontrol etmelerine yardımcı olmak
MATERYAL : Bu etkinlikte materyal gerekmemektedir.
UYGULAMA:
Bu oyun, her seferinde dört çocukla birlikte çalışmayı gerektirir. Grubun geri kalan kısmının
izleyici olması önemlidir.
1. Öğrenciler arasından gönüllü dört öğrenci seçilir.
2. Dört kişiden oluşan grubun üç katılımcısından birinden "kızgın", birinden "üzgün",
birinden de "mutlu" görünmek için modellik yapması istenir (Farklı duygular da seçilebilir.).
3. Bu modellerin her birinden, sırtında ya da kolunda ayar düğmesinin olduğunu hayal
etmesi istenir.
4. Dördüncü öğrenci, diğer üçü arasında dolaşarak her birinin ayar düğmesinden sesi
arttırır ya da azaltır gibi en alt seviden en üst seviyeye doğru hareket ettirir. Ayar düğmesi
hareket ettirilirken model olan öğrenci hareketin yönüne göre canlandırdığı duygunun
şiddetini beden ifadelerini kullanarak değiştirir. Örneğin, kızgın olan öğrencinin ayar düğmesi
en alt seviyede biraz sıkıntı verici bir durumda iken ayar düğmesinin seviyesi arttırılmaya
başlandıkça öfke düzeyi de artmaya başlar. Ayar düğmesi en üst seviyedeyken çok öfkeli bir
duruma geçer.
5. Diğer öğrenciler de modellik yapana kadar etkinliğe devam edilir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Aşağıdaki sorular öğrencilere sorularak etkinlik
sonlandırılır:
1. Ayar düğmesi kullanılarak duygularınızın yoğunluğu / şiddeti değiştirilirken neler
hissettiniz?
2. Her durum karşısında hissettiğiniz duygunun yoğunluğu/şiddeti aynı seviyede midir?
(Örn: En sevdiğimiz yemeği yerken hissettiğimiz mutluluğun yoğunluğuyla yardıma ihtiyaç
duyduğumuzda bir arkadaşımızın bize yardım etmesinde hissettiğimiz mutluluğun yoğunluğu
farklı olabilir.)
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden çevresindeki kişilerin (arkadaş, anne-baba,
öğretmen, anneanne vb.) duygularının yoğunluğunu/şiddetini nasıl gösterdiklerini haftaya
kadar gözlemlemeleri istenir.
16
ETKİNLİĞİN ADI: ÇATIŞMA ÇÖZELİM
AMAÇ : Kişilerarası çatışmaların çözümünde problem çözme becerilerini geliştirmek
MATERYAL : Bu etkinlikte materyal gerekmemektedir.
UYGULAMA:
1. Öğrencilere aşağıdaki açıklama yapılır:
"Tüm insanların dış görünüşleri, duyguları, istekleri, düşünceleri birbirinden farklıdır; çünkü
hepimiz birbirimizden farklı insanlarız. Bu nedenle kimi zaman çevremizdeki insanlarla
anlaşmazlıklar yaşayabiliriz. İki insanın aynı anda aynı şey istemesi, bu iki insan arasında
anlaşmazlığa, çatışmaya yol açabilir. "
2. Öğrencilerle aşağıdaki durumlar paylaşılır. Öğrencilere bunlara benzer durumlar
yaşayıp yaşamadıkları sorulur:
• Oyun oynarken bir arkadaşınla aynı anda oyunun kurucusu olmayı istemek,
• Bir arkadaşınla aynı anda aynı kitabı okumayı istemek,
• Bir arkadaşınla aynı anda sıranın başında olmayı istemek vb.
Bu ve buna benzer durumlar canlandırılır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere, “-Anlaşmazlıklarımızı, çatışmalarımızı
uygun yollarla çözmeye çalışmamız; çevremizdeki kişilerle ilişkilerimizin olumlu olmasına, iyi
ilişkiler kurmamıza, ilişkilerimizin devam etmesine ve kendimizi mutlu hissetmemize neden
olur.” açıklaması yapılır. Aşağıdaki problem çözme işlem basamakları öğrencilerle
paylaşılarak onlardan, yukarıdaki örnek durumları, bu işlem basamaklarını kullanılarak
canlandırmaları istenir:
• Ne istediğini söyle. / Onun ne istediğini sor.
• Neden böyle istediğini anlat. / Onun niye bunu istediğini sor.
• Bu durumdan dolayı neler hissettiğini anlat. / Onun neler hissettiğini sor.
• Çözümler sun. / Onun önerilerini sor.
• İkinizin de kabul edeceği bir anlaşma öner.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden haftaya kadar herhangi bir anlaşmazlık, çatışma
yaşadıklarında çatışma çözümünde problem çözme işlem basamaklarını kullanarak
çatışmalarını çözmeleri istenir.
17
ETKİNLİĞİN ADI: ÖFKEMİ KONTROL EDİYORUM
AMAÇ : Öfke kontrolüne ilişkin yapılabilecekler konusunda bilinçlendirme.
MATERYAL : Şakacı Fil karikatürü
UYGULAMA
Geçen toplantıda kızgınlığımızı azaltmada kullanabileceğimiz bazı yollar öğrenmiştik. Bugün
de başka bazı yollar öğreneceğiz.
Kızgınlığımızı azaltmak yani kontrol etmek için kullanabileceğimiz yollardan biri gülmektir.
Kendi kendimize yaptığımız komik hareketlere, bir fıkraya, izlediğimiz bir film sahnesine,
yaşadığımız komik bir olaya, yaptığımız sakarlıklara ya da böyle bir karikatüre gülebiliriz
(Araç-gereç setinde yer alan “Şakacı Fil” karikatürünü tahtaya yapıştırın).
Hepimiz farklı şeylere gülebiliriz. Hadi, şimdi herkes en çok neye güldüğünü bulmaya
çalışsın.
Öğrencilere kısa bir süre tanıyın.
Kim söylemek ister?
Birkaç kişiye söz hakkı verin.
Evet, gördüğümüz gibi herkesin komik bulduğu bir şeyler var. Komik bulduğumuz bu şeyleri,
kızgınlığımızı azaltmada kullanabiliriz. Hadi deneyelim. Şimdi herkes kendini kızdıran bir
olayı düşünsün. Kızgınsınız ama çok kızgınsınız.
5-10 saniye kadar bekleyin.
18
Şimdi de komik bulduğunuz şeyi düşünün.
Çocuklar güldükçe "çok güzel", "aferin", "başardınız" gibi olumlu geri bildirimler verin.
Evet, artık hepimiz kızdığımızda komik bir şeyler yaparak ya da komik bir şeyleri düşünerek
öfkemizi nasıl azaltabileceğimizi öğrendik.
Şimdi size kızgınlığınızı azaltmak için kullanabileceğiniz bir hareket öğreteceğim. Adı,
çekirge hareketi. Bu hareketi bahçede hep birlikte yaparak öğreneceğiz. Sessizce bahçeye
çıkıyoruz ve toplantımıza orada devam ediyoruz.
Çekirge hareketi, çocukların sinirlendikleri zaman enerjilerini ve dikkatlerini farklı bir yöne
kanalize etmeyi hedefleyen, birkaç saniyelik vücut egzersizidir. Biz çalışmalarımızda çocuğun
önce iki ayak üzerinde üç kere zıpladığı, sağ ayağını sonra sol ayağını ardından gene sağ
ayağını yukarıya doğru çektiği ve son olarak vücudunun etrafında 360 derece döndüğü kısa
bir egzersiz oluşturduk. Siz de kendi tercihinize göre kısa süreli bir egzersiz hareketi
oluşturabilirsiniz.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ:
Hem bu oturumda hem de geçen oturumda kızgınlığımızı azaltmak için kullanabileceğimiz
yollar öğrendik. Bu yollar nelerdi?
Sınıftan yanıtları alın.
*İçimizden 10'a kadar saymak ve kendimize "gevşe", "sakin ol" demek,
*Karnımızdan nefes alıp verirken kendimize "sakinleş", "öfkemi kontrol edebilirim" gibi
sözler söylemek,
*Komik bir durumu düşünmek,
*Çekirge hareketi yapmak.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Bundan sonra kızdığınız durumlarda bu yolları tek tek deneyin.
Sizi hangisinin en çok rahatlattığını bulmaya çalışın.
19
ETKİNLİĞİN ADI: YAPICI DAVRANMAK
AMAÇ : Anlaşmazlık durumunda sergilenen yıkıcı, çekingen ve yapıcı davranışlara
ilişkin farkındalık kazandırmak.
MATERYAL :
* Winnie the Pooh CD'si
* Ev ödevi formu
* Yıkıcı/Çekingen/Yapıcı davranış kartları
ÖN HAZIRLIK
* Winnie the Pooh'nun Sihirli Dünyası: Pooh ile Büyüyelim CD'sini piyasadan temin edin.
Bu CD'den "Bulut, Bulut Çekil Git" isimli filmi izleyerek, uygulama sırasında hangi
sahnelerde durduracağınız konusunu netleştirin.
* Ev ödevi formunu her öğrenci için birer adet çoğaltın.
UYGULAMA
Geçen toplantıda konuştuğumuz gibi anlaşmazlık, günlük yaşamın doğal bir parçasıdır.
Hepimiz zaman zaman bir büyüğümüzle ya da bir arkadaşımızla anlaşmazlık yaşayabiliriz.
Ama önemli olan anlaşmazlığı nasıl çözmeye çalıştığımız, neler yaptığımızdır. Bazen bir
anlaşmazlık yaşadığımızda karşımızdaki kişiyi iter, ona vurur, bağırır ya da tehdit ederiz.
Sizce bunlar doğru davranışlar mı?
Kısa bir süre bekleyin.
Evet, bunlar doğru davranışlar değildir, işte bu tarz davranışlara "yıkıcı davranışlar"
diyoruz.
Üzerinde "yıkıcı davranışlar" yazan kartı tahtaya yapıştırın.
Neymiş yıkıcı davranışlar bir kez daha tekrarlayalım.
Sınıftan yanıtları alın.
Eğer karşımızdaki kişiyi itiyorsak, vuruyorsak, bağırıyorsak ya da tehdit ediyorsak bunlar
yıkıcı davranışlardır.
Şimdi hep beraber bir çizgi film izleyeceğiz. Bu çizgi filmde, Tiger ve Bulut arasında yaşanan
bir anlaşmazlık anlatılıyor.
Çocuklara "Bulut, Bulut, Çekil Git" videosunu, Tiger'ın Bulut'a taş attığı ve bu davranışının
sonucunda Bulut tarafından ıslatıldığı sahneye kadar izletin (filmin 8.50'inci dakikasına
kadar). Filmi durdurun ve aşağıdaki soruları sorun.
Burada problem ya da anlaşmazlık neydi?
20
Yanıtları alın.
Doğru yanıt: Tiger ağacın tepesine zıplamak istedi ama Bulut ağacın üzerinde durduğu için,
Tiger'ın zıplamasına engel oldu.
Tiger anlaşmazlığı çözmek için ne yaptı?
Çocukların yanıt vermesini bekleyin.
Evet, buluta taş attı.
Peki, yaptığı bu davranış anlaşmazlığı ya da sorunu çözdü mü?
Sorun çözülmedi.
Peki, yaptığı doğru muydu?
Haklısınız doğru değildi. Çünkü Tiger, yıkıcı davrandı ve problem çözülmedi.
Bazen de bir anlaşmazlık yaşadığımız zaman korkup kaçabiliriz, hiç tepki göstermeyebiliriz,
susabiliriz, sanki bir problem yokmuş gibi davranabiliriz. İşte bu tarz davranışlara "çekingen
davranışlar" diyoruz.
Tahtaya üzerinde "çekingen davranışlar" yazılı kartı yapıştırın.
Çekingen davranışlar neymiş bir kez daha tekrarlayalım.
Sınıftan yanıtları alın.
Bir anlaşmazlık durumunda korkup tepki göstermediğimizde, sustuğumuzda, bir problem
yokmuş gibi davrandığımızda çekingen davranmış oluyoruz.
Biraz önce izlediğimiz bölümde, Tiger'ın yıkıcı davrandığını ve anlaşmazlığı çözemediğini
gördük. Bakalım Tiger, anlaşmazlığı çözmek için bu sefer ne yapacak?
Tiger ve Bulut videosunun 2. bölümünü, Tiger'ın Bulut'u iple yakalamaya çalıştığı sahnenin
öncesine kadar izletin (filmin l2.20'inci dakikasına kadar). Filmi durdurun ve aşağıdaki
soruları sorun.
Tiger anlaşmazlığı çözmek için bu sefer ne yaptı?
Çocukların yanıt vermesini bekleyin.
Buluttan kaçmaya, saklanmaya çalıştı.
Kaçarak, saklanarak anlaşmazlığı ya da sorunu çözebildi mi?
Haklısınız kaçarak anlaşmazlığı çözemedi.Tiger Bulut'tan kaçarak, saklanarak çekingen
davrandı. Çekingen davranışlar anlaşmazlığı çözemez.Gördüğümüz gibi, bir anlaşmazlık
durumunda yıkıcı davrandığımızda da çekingen davrandığımızda da problem çözülmüyor.
Peki, anlaşmazlığı çözmek için doğru olan davranışlar nelerdir? Ne yaparsak anlaşmazlığı
çözebiliriz?
Doğru yanıt vermelerini beklemenize gerek yok.
21
Karşımızdaki kişiye ne hissettiğimizi söylersek, onu anlamaya çalışırsak, birlikte çözüm
yolları ararsak, bunlar doğru davranışlardır. Anlaşmazlığı çözmemize yarayan bu tarz doğru
davranışlara, biz "yapıcı davranışlar" diyoruz.
Tahtaya üzerinde "yapıcı davranışlar" yazan kartı yapıştırın.
Bazen bir anlaşmazlık yaşadığımızda yapıcı davranırız. Anlaşmazlık yaşadığımız
arkadaşımızı dinleriz, onu anlamaya çalışırız. Kendi hissettiklerimizi bağırmadan söyleriz,
sonra da arkadaşımız ile birlikte bir çözüm yolu buluruz.
Bakalım Tiger, Bulut ile yaşadığı anlaşmazlığı çözmek için şimdi ne yapacak?
Tiger ve Bulut videosunun 3. bölümünü, filmin sonuna kadar izletin. Filmi durdurun ve
aşağıdaki soruları sorun.
Tiger anlaşmazlığı çözmek için şimdi ne yaptı?
Yanıtları alın.
Önce Bulut'u iple yakalamaya çalıştı. Yani, yıkıcı davrandı ama problemi çözemedi. Sonra
Bulut'a ne hissettiğini, neden ona taş attığını anlattı. Taş atarak hatalı davrandığını söyledi
ve Bulut'tan özür diledi.
Peki, anlaşmazlık ya da sorun çözülebildi mi?
Evet, anlaşmazlık çözüldü. Demek ki, yapıcı davranışlarla anlaşmazlıklarımızı çözebiliriz.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ
Bugün bir anlaşmazlık durumunda bazen bağırarak, alay ederek, vurarak yıkıcı
davranışlarda bulunduğumuzu; bazen de susarak, görmezden gelerek kaçtığımızı yani
çekingen davrandığımızı gördük.
Hem kaçmanın hem de kavga etmenin sorunu çözmediğini; en iyi yolun yapıcı davranmak
olduğunu öğrendik.
Anlaşmazlık yaşadığımız bir durumda, karşımızdaki kişiyi dinleyip ne istediğini anlamalı,
sonra kendi istek ve duygularımızı anlatmalıyız. Son olarak da anlaşmazlığı çözmek için
birlikte çözüm yolları düşünmeliyiz.
Aşağıdaki uygulamayı (Ek 1) ev ödevi olarak öğrencilere verin.
22
EK 1
EV ÖDEVİ
1. Bir arkadaşını ittiğin, vurduğun, bağırdığın ya da tehdit ettiğin yani yıkıcı davrandığın bir
durumu düşün. Sonra aşağıdaki boşluğa bu durumu yaz. Ne oldu? Sen ne yaptın? Arkadaşın
ne yaptı? Anlaşmazlık ya da sorun çözüldü mü?
2. Bir arkadaşınla anlaşmazlık yaşadığında hiç şunları yaptın mı?
© Anlaşmazlığın geçeceğini umarak, görmezlikten geldin mi?
© Sessiz kalıp, duygularını paylaşmadığın oldu mu?
© Korkup, sustuğun oldu mu?
Bunlardan birini ya da birkaçını yaptığın yani çekingen davrandığın bir durumu düşün. Sonra
aşağıdaki boşluğa bu durumu yaz. Ne oldu? Sen ne yaptın? Arkadaşın ne yaptı? Anlaşmazlık
ya da sorun çözüldü mü? (Bodine, Crawford ve Schrumpf dan (2002) esinlenilmiştir.)
3. Bir arkadaşınla anlaşmazlık yaşadığında hiç şunları yaptın mı?
© Arkadaşını anlamak için onu dinledin mi?
© Arkadaşına kendi duygularını ve düşüncelerini anlattın mı?
© Birlikte anlaşmazlığı çözecek yollar aradınız mı?
© Özür diledin mi?
Bunlardan birini ya da birkaçını yaptığın yani yapıcı davrandığın bir durumu düşün. Sonra
aşağıdaki boşluğa bu durumu yaz. Ne oldu? Sen ne yaptın? Arkadaşın ne yaptı? Anlaşmazlık
ya da sorun çözüldü mü?
23
2.SINIF ETKİNLİKLERİ
ETKİNLİĞİN ADI: ALAY ETME
AMAÇ : Öğrencilerin birbirlerine saygı duymaları gerektiğini fark etmelerini ve
öğrencilerin alay etme/alay edilmiş hissetme ile baş etmelerini sağlamak
MATERYAL : Bu etkinlikte materyal gerekmemektedir.
UYGULAMA :
1. Aşağıdaki hikâye öğrencilere okunur:
"' Hasan uzun boylu ve zayıf bir çocuktu. Bir gün okula güzel bir çanta ile gelir. Cem,
Hasan'ın çantasına bakmak için çantayı Hasan'ın elinden çekip alır. Hasan, Cem'e kızar ve
"Çantamı geri ver." der. Cem de "Al çantanı leylek" diyerek çantayı yere atar. Bu olaydan
sonra bazı çocuklar Hasan'a "leylek" demeye başlarlar."
2. Grup üyelerine aşağıdaki sorular sorularak grup etkileşimi başlatılır:
• Bu durumda Hasan ne hissetmiş olabilir?
• Bu durumda Hasan ne yapmalı?
• Size hiç ad takan oldu mu? Siz ne hissettiniz?
• Siz bir arkadaşınızı takma isimle çağırdınız mı?
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Alay etme-alay edilmiş hissetme ile ilgili baş etme
yolları grup üyeleriyle paylaşılır:
• Seninle alay edenleri ya da sana ad takanları görmezden gel (Orada yoklarmış, onları
görmüyormuş ve duymuyormuş gibi davran.)
• Sana ad taktıklarında ya da seninle alay ettiklerinde öyle olmadığını düşün. (Hasan'a
leylek dediklerinde Hasan leylek olmuyor.)
• Uygun bir şekilde kendini nasıl hissettiğini anlat. (Bana leylek demenden
hoşlanmıyorum, buna üzülüyorum, incinmiş hissediyorum vb.)
• Arkadaşın olumsuz davranışına devam ediyorsa kendinden büyük birinden yardım
iste. (öğretmen)
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Haftaya kadar öğrencilerden aşağıdaki durumları gözlemlemeleri
istenir.
• Çevrenizde birbirine ad takan ya da birbiriyle alay edenler var mı? Bu duruma
çözüm bulmak için ne yapıyorlar?
• Buldukları çözüm yolu ilişkilerini sürdürmede olumlu sonuçlar veriyor mu?
Bu gibi durumlar yaşadıklarında yukarıdaki işlem basamaklarını denemeleri öğrencilerden
istenir.
24
ETKİNLİĞİN ADI: TEK BAŞINA
AMAÇ : Arkadaşları tarafından dışlandıkları durumlarda öğrencilerin başa çıkma
becerilerini geliştirmek.
MATERYAL : Bu etkinlikte materyal gerekmemektedir.
UYGULAMA:
1. Aşağıdaki hikâye öğrencilere okunur:
Ayşe ve Can, saklambaç oynayan arkadaşlarına katılmak isterler: Fakat arkadaşları oyuna
başlamış olduklarını ve artık kimseyi alamayacaklarını söylerler. İkisi de oyuna alınmamıştır.
Ayşe bir köşeye çekilerek tüm öğleden sonrasını ağlayarak ve kendine acıyarak geçirir. Can
ise bulduğu mukavva kutuları birleştirerek kendisine bir ev yapar.
2. Bu olay rol yapılarak grup tarafından canlandırılır.
3. Ayşe'yi canlandıran öğrenciye oyuna kabul edilmediğinde neler hissettiği sorulur.
4. Ayşe'nin zamanını ağlayarak geçirdiğinde sonuçta ne olduğu tartışılır.
5. Daha sonra, Can'ı canlandıran öğrenciye neler hissettiği sorulur.
6. Diğer çocuklara böyle bir durumda başka neler yapabilecekleri sorulur.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere ne gibi nedenlerle (yaşının küçük olması,
arkadaşça davranmaması, oynanan oyunu bilmemesi) oyuna alınmayacakları ve bu durumda
neler yapabilecekleri sorulur. Verilen uygun cevaplar tahtaya yazılır. Öğrencilere bazen oyuna
kabul edilmeyebilecekleri, bunun bazen haklı nedenlerinin olabileceği, böyle durumlarda
yapabilecekleri başka seçeneklerinin olduğu (kitap okuma, kütüphaneye gitme, farklı gruplara
girmeyi deneme, salıncağa binme vb.) belirtilir.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Haftaya kadar gruba alınmadıkları durumlarda ne
yapabileceklerini düşünüp yeni seçenekleri denemeleri öğrencilerden istenir.
25
ETKİNLİĞİN ADI: ZİHNİMDEN GEÇENLER
AMAÇ : Öğrencilerin çevrelerindeki kişileri dikkatli dinlemelerinin önemini fark
etmelerini sağlamak
MATERYAL :Diyalog metni (Ek 2)
İŞLEM YOLU :
1. Etkinliğin materyali tahtaya asılır ve okunur.
2. Gönüllü iki öğrenci seçilerek canlandırma yapılır.
3. Aşağıdaki sorular sorularak etkinlik başlatılır:
• Diyalogda neler oldu?
• Böyle bir durum yaşadınız mı? Neler hissetmiştiniz?
• Serdar arkadaşını dinlerken nasıl davranmalıydı?
4. Öğrencilerin kendi yaşantılarından örnekler vermeleri istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Karşımızdaki kişiyi dinlerken sadece fiziksel olarak
dinliyormuş gibi gözükmemizin yeterli olmadığı, aynı zamanda onun gözlerine bakarak başka
şeylerle ilgilenmeden ve başka şeyler düşünmeden dinlememiz gerektiği vurgulanır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Haftaya kadar dikkatle dinlemeyi denemeleri ve bunun
sonuçlarını gözlemeleri öğrencilerden istenir.
26
EK 2
DİYALOG METNİ
ZİHNİMDEN GEÇENLER
Mert: Bugün okulda neler oldu bir bilsen.
Serdar: Ne? (içsel sohbet: sınavlara çalışmaya başlasam iyi olacak.)
Mert: Matematik dersinde problemi çözmek için tahtaya kalktım. Biliyorsun matematik
dersinden çok korkuyorum.
Serdar: Hıhı, evet…(içsel sohbet: önce matematikten başlasam iyi olacak. Bir çalışma
programı hazırlamalıyım.)
Mert: Çok kısa sürede çözdüm. Öğretmenim bile şaşırdı. Sanırım matematik dersinden
başarılı olacağım.
Serdar: yaa evet evet…(içsel sohbet: birde Türkçeye daha fazla çalışmam gerekiyor. Zühal’e
söylesem bana yardım eder mi acaba?)
Mert: Ya sen beni dinlemiyorsun!
Serdar: Efendim, ne dedin? (içsel sohbet: evet evet, ben program yapmakla başlayayım işe.)
Dur nereye gidiyorsun? Ne güzel konuşuyorduk!
27
ETKİNLİĞİN ADI: BİZİ KIZDIRAN ŞEYLER
AMAÇ :
1. Öğrencilerin kendilerini rahatsız edici durumlarda verecekleri kabul edilebilir tepkileri
öğrenmelerine yardımcı olmak.
2. Öğrencilerin olumsuz davranışları kontrol etmenin önemini kavramalarına yardımcı olmak.
MATERYAL: Her öğrenci için birer adet boş kâğıt
UYGULAMA
1. Öğrencilere kâğıtları dağıttıktan sonra, kendilerini gerçekten çok kızdıran ya da çok
rahatsız eden 10 şeyi yazmalarını isteyin (Koridorda birinin ayağına basması, sigara dumanı,
kötü not almak, dalga geçilmek gibi örnekler verebilirsiniz).
2. Tahtayı EK 3deki biçimde üçe bölün.
3. Öğrenciler listelerini hazırladıktan sonra, gönüllü öğrencilerden listelerinden birer maddeyi
okumalarını isteyin ve bunları tahtadaki birinci sütuna yazın.
4. On madde yazıldıktan sonra öğrencilere her bir maddeyle ilgili olarak, karşılaştıklarında
genellikle hangi duyguları yaşadıklarını sorun ve cevapları ikinci sütuna yazın.
5. Bu kez yine tek tek her bir maddeyle ilgili yaşadıkları duyguyu nasıl ifade ettiklerini sorun
ve cevapları üçüncü sütuna yazın.
6. Her bir satırdaki duyguları ifade yollarını tek tek ele alarak, o yöntemin tehlikeli olup
olmadığını, başkalarını ya da kendilerini incitip incitmeyeceğini, birinin başını derde sokup
sokmayacağını öğrencilere sorun. Bu açılardan beğenilmeyen yöntemlerin üstünü çizin.
Geriye kalan nötr ya da olumlu sonuçları daire içine alın.
7. Daire içine alınan duygu ifade etme yollarının neden olumlu sonuçlar doğurduğunu tartışın.
8. Aşağıdakilere benzer soruları sınıfa yönelterek grup etkileşimini başlatın.
• Eğer insanlar olumsuz duygularını hiç bir zaman kontrol etmeseler, kızgınlıklarını ya
da öfkelerini, sonuçlarını düşünmeden dışarıya vursalar ne olurdu? Hayat neye benzerdi?
• İnsanlar duygularını nasıl kontrol eder? Siz nasıl ediyorsunuz?
• Duygularınızı kendiniz tarafından mı yoksa başkaları tarafından mı kontrol edilmesini
istersiniz?
28
EK 3
Çok kızdığımız
şeyler:
Duygularımız Duygularımızı ifade
etme yöntemlerimiz
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
29
ETKİNLİĞİN ADI: EMPATI KURUYORUM
AMAÇ :Karşımızdaki kişiyi anlamak için olaylara onun bakış açısından bakabilme
becerisi kazandırmak.
MATERYAL:
• Zarf
•Bir yüzü siyah öteki yüzü beyaz renkte karton
•Renkli kartondan hazırlanmış gözlükler
ÖN HAZIRLIK
* Zarfı ve her öğrenci için bir adet karton gözlüğü temin edin.
UYGULAMA
Bugünkü toplantımıza bir oyun oynayarak başlayacağız.
Oturum öncesinde araç-gereç setinde yer alan bir yüzü beyaz öbür yüzü siyah kartonu bir
zarfın içine koyun. Uygulamanın amacına ulaşabilmesi için çocukların, kartonun iki yüzünün
farklı renklerde olduğunu görmelerini engelleyin. İki çocuğu seçip tahtaya çıkarın. Yüzleri
birbirine dönük olacak şekilde karşılıklı durmalarını isteyin. Kartonu zarfın girişinden çıkarıp,
dik tutarak, çocuklara ne renk olduğunu sorun. Sonra çocuklardan yer değiştirmelerini isteyin
ve tekrar kartonun ne renk olduğunu sorun.
Bu uygulamayı yaparken, hem sınıfın hem de tahtaya kalkan öğrencilerin kartonun iki farklı
yüzü olduğunu göremeyecekleri şekilde duruşunuzu ayarlayın.
30
Gördünüz mü, kartonun rengi nereden baktığınıza bağlı olarak değişiyor. Karşıdaki kişiyi
anlamak için kendimizi onun yerine koyup, olaya bir de onun açısından bakmak
anlaşmazlıklarımızın çözümünü kolaylaştırır. Çünkü olaya bir de karşımızdakinin bakış
açısından bakmak, görmediğimiz şeyleri görmemizi sağlayabilir. Unutmayalım ki, her şey
aslında bizim gördüğümüz gibi olmayabilir.
Sihirli Gözlükler
‘Sihirli gözlükler egzersizi' için aşağıdaki ön açıklamayı yapın.
Çocuklar biliyor musunuz, benim sihirli bir gözlüğüm var. Ben karşımdakinin ne hissettiğini
anlayabilmek için bazen bu gözlüklerimi takıyorum. Şimdi size yaşadığım bir olayı
anlatacağım: Bu sabah kahvaltıda kardeşim (koşullarınıza uygun olarak çocuğum, arkadaşım
vb. de diyebilirsiniz) masaya çayını döktü. Benim kitaplarım da masadaydı ve bir bölümü
ıslandı. Bu durum beni kızdırdı ama bir şey söylemeden önce sihirli gözlüklerimi taktım ve
onun ne hissettiğini anlamaya çalıştım. (Sihirli gözlüğü gözünüze takarak) Kardeşim kazayla
kitaplarımı ıslattığı için çok üzülmüş ve çok utanmıştı. Bu yüzden ona kızmadım; çünkü o
zaten üzülmüştü ve bilerek yapmamıştı.
Çocuklara renkli kartondan hazırlanmış gözlükleri dağıtın.
Bu gözlükler sihirli. Bunları takarak insanların duygularını anlayabiliriz. Hadi, şimdi hep
birlikte anlatacağım öykülerdeki çocukların neler hissettiğini anlayabilmek için sihirli
gözlüklerimizi kullanalım.
Her örnekte gözlükler takılıp çıkarılacak.
* Diyelim ki, Cemil adında bir arkadaşın var. Cemil teneffüste top oynarken sen gidip
topunu elinden alıyor ve oradan uzaklaşıyorsun.
Hadi, şimdi sihirli gözlükleri takalım ve Cemil'in neler hissetmiş olabileceğini anlamaya
çalışalım. Sizce böyle bir durumda, Cemil ne hisseder?
Evet, Cemil üzülür ya da kızar. Artık Cemil'in duygularını biliyorsunuz. Şimdi ne yaparsınız?
Sınıfın görüşünü alın. Çocukları, doğru davranışı bulmaları için yönlendirin. Uygun davranışı
bulsalar da bulamasalar da şu açıklamayı yapın:
Evet, Cemil'e topunu geri vermek ve özür dilemek sanırım en iyi yol.
* Diyelim ki, Buse adında bir arkadaşın var. Buse tahtayı iyi göremediği için annesi onu
göz doktoruna götürüyor. Doktor, Buse'nin gözlük kullanması gerektiğini söylüyor. Bunun
üzerine Buse, gözlük takmaya başlıyor. Gözlükleri ile sınıfa girdiğinde sen, Buse'ye gülerek
"Dört göz, dört göz" demeye başlıyorsun.
Hadi, şimdi sihirli gözlükleri takalım ve Buse'nin neler hissettiğini anlamaya çalışalım. Sizce
böyle bir durumda Buse ne hisseder?
Evet, Buse çok üzülür, utanır ya da kızar. Artık Buse'nin duygularını biliyorsunuz. Şimdi ne
yaparsınız?
Sınıfın görüşünü alın. Çocukları doğru davranışı bulmaları için yönlendirin.
31
Evet, Buse'den özür dilemek ve bir daha ona "dört göz" demeyeceğinizi söylemek sanırım en
doğru yol.
* Diyelim ki, Berna adında bir arkadaşın var. Teneffüs zili çalıyor. Koşarak teneffüse
çıkarken, Berna'ya çarpıyor ve onu düşürüyorsun.
Hadi şimdi sihirli gözlüklerimizi takalım ve Berna'nın neler hissettiğini anlamaya çalışalım.
Sizce böyle bir durumda Berna ne hisseder?
Evet, Berna çok üzülür ya da kızar.
Sihirli gözlükler sayesinde Berna'nın neler hissettiğini gördünüz. Böyle bir durumda ne
yapmayı düşünürsünüz?
Evet, onu yerden kaldırmak; özür dilemek ve kazayla çarptığınızı söylemek sanırım en doğru
yol.
Şimdi size bir soru soracağım. Karşımızdakinin ne hissettiğini anlamak için muhakkak bu
gözlükleri takmamız gerekiyor mu?
Sınıfın görüşünü alın.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ
Aslında bu sihirli gözlükler hepimizin içindedir ama bazı insanlar bunu kullanmayı bilmezler.
Biz, bugün içimizdeki sihirli gözlükleri nasıl kullanacağımızı öğrendik. Bundan sonra
arkadaşlarımızla ya da bir başkası ile bir anlaşmazlık yaşadığımızda içimizdeki sihirli
gözlükleri kullanıp karşımızdaki kişinin ne hissettiğini anlamaya çalışmalıyız. Ben ne zaman
birisi ile bir anlaşmazlık yaşasam sihirli gözlüklerimi kullanır ve karşımdakinin ne hissettiğini
anlamaya çalışırım. Çok işe yarıyor. Hepinize tavsiye ederim.
Bugün karşımızdaki kişiyi anlamak için olaylara onun bakış açısından bakmanın ne kadar
önemli olduğunu öğrendik. Olaylara karşımızdakinin bakış açısından bakabilmeye EMPATİ
denir.
Tahtaya “empati” yazın.
32
3.SINIF ETKİNLİKLERİ
ETKİNLİĞİN ADI: SORUMLULUK BİLDİRGESİ
AMAÇ : Öğrencilerin üstlenmeleri gereken sorumlulukları fark etmelerini sağlamak
MATERYAL : Sorumluluk bildirgesi (Ek 4)
UYGULAMA :
1. Grup üyelerine formlar dağıtılır ve doldurmaları istenir.
2. Grup üyelerine formları doldurmaları için yeterli zaman verildikten sonra gönüllü
üyelerden başlanarak yazdıklarını grupla paylaşmaları istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Yaşamda herkesin çeşitli sorumluluklara sahip olduğu
ve bu sorumlulukları yerine getirmenin önemi vurgulanır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Formda sorumluluklarını yerine getirebilmek için yazdıklarını
uygulamaya geçirmeleri istenir.
33
EK 4
SORUMLULUK BİLDİRGESİ
• Sorumluluk kelimesi benim için ne anlama geliyor?
• Sınıfta daha sorumlu bir insan olmak ve sorumluluk sahibi olduğumu göstermek için
neler yapabilirim?
• Evimde sorumluluk sahibi olduğumu göstermek için neler yapabilirim
34
ETKİNLİĞİN ADI: SATAŞMA İLE BAŞEDEBİLİRİM
AMAÇ :Başka çocukların alay etme davranışıyla başa çıkabilme becerisi kazandırmak.
MATERYAL: "Kırmızı Yanaklar" öyküsü (Ek 5)
ÖN HAZIRLIK
* Oturum sürecindeki senaryoyu canlandırmak üzere iki öğrenci belirleyin. Oturumun
öncesinde, rollerini ezberlemelerini isteyin.
* “Kırmızı Yanaklar” adlı öyküyü her öğrenci için birer adet çoğaltın.
UYGULAMA
Artık anlaşmazlıklarınızı doğru bir biçimde nasıl çözebileceğinizi biliyorsunuz.
Anlaşmazlıklarımızı çözmek için neler yapacaktık?
Sınıftan yanıtları alın.
Bazen tüm bu aşamaları uygulamanıza rağmen, anlaşmazlığı çözemeyebilirsiniz. Bu durumda
öğretmeninizden yardımcı olmasını isteyebilirsiniz.
Sataşma ya da Alay Etme ile Nasıl Baş Edeceğiz?
Bazen ortada hiçbir anlaşmazlık yokken bile, çocuklar birbirlerine ad takarlar, sataşırlar ya
da birbirleriyle alay ederler. Bu sınıfta artık böyle şeyler olmayacaktır; çünkü hepimiz bir
arkadaşımıza ad taktığımızda ya da onunla alay ettiğimizde onun üzüleceğini ya da kızacağını
biliyoruz. Ama sizin bildiklerinizi öğrenmemiş çocuklarla karşılaşabilirsiniz ve onlar sizinle
alay edebilirler. Size ad takabilirler. İşte bugün, birisi size ad taktığında ya da sizinle alay
ettiğinde neler yapabileceğiniz konusunu konuşacağız.
Çocuklar neden arkadaşlarına ad takar ya da alay ederler, biliyor musunuz?
Sınıftan yanıtları alın.
Neden her çocukla değil de bazı çocuklarla alay edildiğini hiç düşündünüz mü? Bazılarıyla
alay edilmesinin ya da ad takılmasının nedeni, ne o çocuğun görüntüsü ne de yaptıklarıdır.
Kısa boylu pek çok çocuk vardır ama “bücür” diye sadece biriyle alay edilir. Sakarlık yapan
pek çok çocuk vardır, ama sadece birine “sakar” denir. Hatta sakar olmasa bile onunla
“sakar” diye alay edilebilir.
Kendisi ile alay edilen ya da ad takılan birisi ne yapar şöyle bir düşünün: Kızıp onları
susturmaya çalışabilir. Kendisi de onlara ad takabilir ya da alay edebilir. Öğretmenine
şikâyet edebilir ya da anne babasına söyleyebilir.
Peki, bunlar işe yarar mı? Belki kısa bir süre için işe yarayabilir ama ilk fırsatta arkadaşları
tekrar onunla alay etmeye başlar. Demek ki, bunlar işe yaramıyor.
35
Çocuklar, bir başka çocuğa ad taktıklarında ya da alay ettiklerinde tek bir istekleri vardır:
Eğlenmek. Başkasına ad takarak ya da alay ederek eğlenmeye çalışan çocuklar, alay ettikleri
çocuğun ne hissettiğini düşünmezler, önemsemezler. Aksine onun kızmasını isterler. Ad
takılan çocuk kızıp kendini savunmaya çalıştıkça da, eğlenirler ve kızdırmaya devam ederler.
Öyleyse ad takılan ya da alay edilen çocuk ne yapmalıdır?
Kendisini kızdırmaya çalışan çocuklara kızmamalıdır. Ad takılan çocuk içinden kendi
kendisine “Tamam onlar beni kızdırmak istiyorlarsa bütün gün böyle davranabilirler ama
beni kızdıramayacaklar” ya da “Onlar bana ad taktı diye niçin kızayım.” gibi şeyler
söylemelidir.
Hadi, bunu bir örnekle görelim. Ferhat, Koray'ı kızdırmak için ona keçi adını takmıştır.
Eğlenmek istediği zamanlarda Koray'a "keçiii... keçiii..." diye seslenir ve Koray da sinirlenip
yumruklarını sıkarak titrek bir sesle "Bi kafa atarım görürsün, maymun suratlı" deyip aklına
ne gelirse sayar.
Koray bir gün bana gelip bunları anlattığında, ben de ona ne yapması gerektiğini öğrettim.
Artık Koray bir arkadaşı kendisine ad taktığında ne yapması gerektiğini biliyor. Hadi hep
beraber Koray'ın bu problemi nasıl çözdüğünü görelim.
Daha önceden belirlediğiniz ve rol dağılımını yaptığınız iki öğrencinizden bu mizanseni
canlandırmalarını isteyin, öğrencilerin yakalarına Ferhat ve Koray yazın.
FERHAT: Keçi Koray, keçi. keçi...
KORAY: (ses yok)
FERHAT: Hey beni duymuyor musun?
KORAY: Duyuyorum. Eğer bana ad takmak hoşuna gidiyorsa, bütün gün böyle
davranabilirsin. (Bunu hiç sinirlenmeden söyler.)
FERHAT: (şaşırır ve susar)
Birisine ad takıp eğlenen çocuklar, bunu o çocuktan nefret ettikleri ya da onu incitmek
istedikleri için yapmazlar. Amaçlan eğlenmek, oyun oynamak ve kazanmaktır. Kendisine ad
takılan çocuk, kızdığı zaman oyunu kaybetmiş olur. Ama eğer kızmazsa oyunu kazanır.
Evet, artık birileri sizinle alay ederse ya da ad takarsa bunun tekrarlamaması için
kızmamanız gerektiğini biliyorsunuz. Ancak bilmeniz gereken iki önemli nokta daha var.
Birrr... Sizinle alay edip kızdıran bir arkadaşınıza artık kızmadığınızda, arkadaşınız sizi
kızdırmak için daha çok uğraşacak, daha çok alay edecektir. Sakın bu yolun işe yaramadığını
düşünüp vazgeçmeyin. Sizin kızmadığınızı gördükçe şaşıracak ve daha çok uğraşacaktır.
Onun artık sizi kızdıramayacağını anlaması için biraz zaman gerekebilir. Bir süre sonra ne
yaparsa yapsın sizi kızdıramayacağını ve eğlenemeyeceğini anlayıp vazgeçecektir.
36
Öyleyse eğer başlangıçta sizi kızdırmak için daha çok uğraşırsa, sakın bu da işe yaramadı
diye düşünüp vazgeçmeyin.
İkiii... Arkadaşınız sizi kızdırmaya çalıştığında, hiçbir zaman kızmamalısınız. Eğer bazen
kızar bazen kızmazsanız arkadaşınızın ad takma ya da alay etmesi devam eder. Bir kez bile
kızsanız bu işe yaramaz. Unutmayın, söylenenler asla sizi kızdırmamalı ve canınızı
sıkmamalıdır.
Bugün size bir öykü getirdim. Adı "Kırmızı Yanaklar".
Ben öyküyü yüksek sesle okurken, siz de kendi kitaplarınızdan takip edin. Bakalım
kahramanımız Aynur, kendisine ad takılması ile ilgili problemini nasıl çözecek?
Araç-gereç setinde yer alan ve her çocuk için çoğalttığınız Kırmızı Yanaklar adlı öyküyü
çocuklara dağıtın.
Öykü bittikten sonra, çocuklara aşağıdaki soruları sorun.
Arkadaşları Aynur'a ne diyorlardı?
Aynur ne yapıyordu?
Aynur bu problemini nasıl çözdü?
Alay etmeye ilişkin bu bilgilendirme sonrasında çatışma çözümü uygulamalarına devam edin.
Hadi şimdi de geçen toplantılarda olduğu gibi anlaşmazlık çözümüyle ilgili bir uygulama
yapalım.
Halil ve Ahmet, bugünkü uygulamayı sizlerle yapacağız. Halil, diyelim ki sen sınıf başkanısın.
Öğretmeninizin yarım saatlik bir toplantıya katılması gerekti. Sınıf başkanı olduğun için,
kendisi dönerse kadar sınıfın düzenini senin sağlamanı istedi. Sınıfa da "Ben gelinceye kadar
gürültü yapmadan kitaplarınızı okuyun" dedi. Öğretmen sınıftan ayrıldıktan sonra sınıfta bir
hareketlenme oldu. Arkadaşlarına sessiz olmalarını; eğer sesiz olmazlarsa adlarını
konuşanlar listesine yazacağını söyledin. Bunu söyledikten sonra hala sessiz olmayan birkaç
arkadaşını listeye yazdın. En başa da Ahmet'in adını yazdın. Ahmet, sen ise adının haksız yere
yazıldığını düşünüyorsun ve itiraz ediyorsun.
Bu senaryo, uygulamanın rehber öğretmen tarafından yapılması koşulunda kurgulanmıştır.
Eğer program sınıf öğretmeni tarafından uygulanıyorsa, ifadeleri "Benim bir toplantıya
katılmam gerekti." vb. şekilde yeniden düzenleyebilirsiniz.
Böyle bir durumla karşılaşacak olsanız nasıl davranırsınız?
Öğrencilerin tüm çatışma çözümü aşamalarını yaşamalarını sağlayın.
KAPANIŞ
Bugünkü toplantımızda, bize sataşan çocukların niyetlerinin eğlenmek olduğunu öğrendik.
Artık, sataşmalarına tepki vermeyerek, kızmayarak onların eğlenmesini engellersek, bize
sataşmaktan vazgeçeceklerini biliyoruz. Unutmayalım yapacağımız şey sadece "kızmamak".
37
EK 5
KIRMIZI YANAKLAR
Aynur kocaman gözleri, kırmızı yanakları ile çok güzel bir kızmış. Ama o,
yanaklarının kırmızılığından çok rahatsızmış. Çünkü bazı arkadaşları yanakları kırmızı olduğu
için Aynur’a domates diyorlarmış. Arkadaşları domates dedikçe Aynur kızıyor, kızdıkça da
yanakları daha bir kızarıyormuş. Çocuklara bir şeyler fırlatıyor ve onları kovalıyormuş.
Arkadaşları Aynur’u seviyor, ama onu kızdırmak hoşlarına gittiği için “domates” demeye
devam ediyorlarmış.
Bu çocuklar için Aynur’a domates deyip onu kızdırmak masum bir oyunmuş aslında.
Böylece eğleniyorlarmış. Olaya Aynur açısından bakmayı bilmediklerinden Aynur’un ne
hissettiğini, ne kadar üzüldüğünü hiç düşünmüyorlarmış. Bir gün yine teneffüste arkadaşları
Aynur’u “domates…domates…” diyerek kızdırıyorlarmış. Aynur da kızgınlıktan daha da
kızarmış yanakları ile onları kovalıyormuş ki, öğretmeni ile çarpışmış. Öğretmeni “Neler
oluyor burada?” diye sormuş. Aynur çok utanmış, alçak bir sesle “Özür dilerim öğretmenim.”
demiş. Öğretmeni Aynur’un yüz ifadesinden onun ne kadar üzgün olduğunu anlamış. “Gel
bakalım, biraz konuşalım.” diyerek Aynur’u almış ve öğretmenler odasına çıkarmış. “Anlat
bakalım, neler oluyordu bahçede?” Aynur utana sıkıla başlamış anlatmaya: ”Kerem ve Suna
beni domates diyerek kızdırıyorlar öğretmenim. Oysa benim bir adım var. Ben domates
değilim. “ “Anlıyorum” demiş öğretmeni “Sana domates demeleri seni çok kızdırıyor.” “Evet
öğretmenim çok kızdırıyor keşke yanaklarım bu kadar kırmızı olmasaydı.” Öğretmeni “Sorun
yanakların değil Aynur.” demiş. “Üstelik bu kırmızı yanaklar sana çok yakışıyor. Yanakların
kırmızı olmasaydı belki başka bir ad takarlardı. Sana neden domates diyorlar biliyor musun?
Çünkü domates dediklerinde sen onlara kızıyorsun. Onlar da seni kızdırmaktan hoşlanıyorlar.
Sana domates dediklerinde sen ne yapıyorsun?” “Kızıyorum, bağırıyorum, onları
kovalıyorum.” diye yanıtlamış Aynur utanarak. Öğretmeni, “Peki sen kızıp onları kovalayınca
sana domates demekten vazgeçiyorlar mı?” diye sormuş. Aynur biraz düşünmüş ve “Hayır
öğretmenim hiç işe yaramıyor. Bana domates demeye ve gülmeye devam ediyorlar.” demiş.
Öğretmeni “ O zaman bir de tersini denesen, yani onlar seni kızdırmak için sana domates
dediklerinde kızmasan, ama hiç kızmasan.” demiş. Aynur öğretmeninin fikirlerine çok değer
verirmiş. Çünkü öğretmeni hep doğruları öğretir, yol gösterirmiş. Aynur “Tamam
öğretmenim. Bundan sonra Kerem ve Suna bana domates dediklerinde onlara hiç
kızmayacağım.” demiş ve eklemiş “Hem onlar bana domates dediklerinde ben domates
olmuyorum ki.” Öğretmeni “ Böyle düşünmeyi sürdürebilirsen seni hiçbir zaman
kızdıramazlar.” demiş. Öğretmenine teşekkür edip sınıfa dönerken Aynur içinden “ Bir daha
beni kızdırmayı asla başaramayacaklar.” diye geçirmiş.
Ertesi gün sınıfına girip sırasına oturduğunda, Kerem yanına gelip “Domates, fazla
kalemin var mı?” diye sormuş. Aynur hiç kızmadan kalemi uzatmış. Kerem Aynur’un
kızmamasına çok şaşırmış. Kerem’in şaşkınlığını gören Aynur çok sevinmiş ve içinden “Artık
beni kızdıramayacaksınız.” demiş. Kerem bu olayı Suna’ya anlatmış olacak ki teneffüste ikisi
birden Aynur’un yanına gelip “Domates…Domates…” demeye başlamışlar. Aynur onlarla
hiç ilgilenmemiş ve kızmamış. Bütün teneffüsü Aynur’a domates diyerek geçiren ve Aynur’u
kızdırmayı başaramayan Kerem ve Suna, hayal kırıklığı yaşamışlar. Zaman zaman Aynur’a
domates demeye devam etmiş, Aynur kızmadıkça sinirlenmiş ve daha çok domates demeye
başlamışlar. Hatta bir gün derste Suna, Aynur’a “ Domates, ödevini yaptın mı?” diye sormuş.
Aynur yine kızmamış ve o an öğretmeni ile göz göze gelmiş. Öğretmeni aferin, devam et
dercesine göz kırpmış.
38
Aynur artık onlara hiç kızmıyor ve kızmamayı başardığı için de kendisiyle gurur
duyuyormuş. Bir gün “Biliyor musunuz, artık Kerem ve Suna bana domates demekten
vazgeçtiler. Beni dinlediğiniz ve yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim.” diyerek
öğretmeninin yanağına bir öpücük kondurmuş sonra da koşarak sınıfına gitmiş. O sırada
sokaktan geçen bir seyyar satıcının “Domates…Biber…” diyen sesini duymuş ve
gülümsemiş.
39
ETKİNLİĞİN ADI: BEN Mİ? SEN Mİ?
AMAÇ :Öğrencilerin ben dili ve sen dili kavramlarının farkını ve sonuçlarını
anlamalarına yardımcı olmak.
MATERYAL : Birer adet posterleştirilmiş Ek 6 ve Ek 7.
UYGULAMA:
1. Posterleri tahtaya asın (Hazırlanamadığı takdirde tahtaya yazılabilir).
2. Öğrencilere ben dili ve sen dili kavramlarını örnekler vererek açıklayın. Sen dilini
kullandıklarında karşılarındaki insanın suçlandığını hissederek savunmaya geçebileceğini,
buna karşılık ben dili kullanıldığında tam tersi bir sonuç elde edilebileceğini ve ortadaki
problemin çözülme ihtimalinin çok düşük olacağını vurgulayın.
3. Bir öğrenciden tahtadaki ben dili ve sen dili örneklerini yüksek sesle okumasını isteyin.
4. Varsayımsal durumlar vererek bu durumlara öğrencilerin önce sen dili, sonra da ben dili
kullanarak tepkide bulunmalarını isteyin. Hangi yöntemin daha iyi sonuç vereceğini tartışın.
5. Aşağıdakine benzer senaryolar vererek senaryolardaki birey sayısı kadar öğrencilerden
oluşan gruplardan, önce bu durumda normalde nasıl davranacaklarını, sonra da ben dili
kullanarak nasıl tepkide bulunacaklarını (ilk canlandırmada ben dili kullandıysa sen dili
kullanarak) canlandırmalarını isteyin. (öğrencilere canlandırmaya başlamadan önce hazırlık
yapmaları için süre ayırın).
• Yerde bir kalem var. İki öğrenci onu almak için çabalıyorlar ve kalemin kime ait
olduğuna ilişkin tartışmaya başlıyorlar.
• Özge ve Elif bahçede oynamaya gidiyorlar. Nihal de onlara katılmak istiyor. Ancak
onlar Nihal'i görmezlikten geliyor. Nihal kendini incinmiş hissediyor.
• Halil ve Nazmiye birlikte hazırlamaları gereken bir ödev için kütüphaneye gidiyorlar.
Halil getirmesi gereken bazı malzemeleri evde unutmuş. Bu yüzden ödevlerini
yetiştiremeyebilirler.
• Ferah sabah evde kardeşi ile tartışmış. Okula geldiğinde ona günaydın diyen Meral'e
"Git başımdan" diye bağırır.
(Sınıfın düzeyine göre senaryoları çeşitlendirebilirsiniz.)
6. Her bir senaryonun oynanmasından sonra hangi yöntemin daha olumlu sonuçlar
doğuracağını öğrencilerle tartışın.
7. Öğrencilerin etkinlikle ilgili yaşantılarını paylaşarak etkinliği sona erdirin.
40
EK 6
BEN DİLİ
Üzüldüm
Bana isim takman beni kırdı.
Şu anda kendimi aşağılanmış hissediyorum.
41
EK 7
SEN DİLİ
Sen hep böyle yapıyorsun.
Sinirlerimi bozuyorsun.
Kendini çok büyük görüyorsun.
42
ETKİNLİĞİN ADI: ÖFKE ŞEHRİ
AMAÇ :Öfkeyi kontrol edebilmenin önemini kavrayabilme.
MATERYAL : Öfke Şehri çalışma kâğıdı. (Ek 8)
UYGULAMA:
1. Öğrencilere çalışma kâğıdında yer alan Öfke Şehri metnini okuyun.
2. Öfkenin tanımını birlikte yapmaya çalışın.
3. Şu soruları onlarla tartışın:
Öfkenin kontrolü mümkün mü?
Öfke kontrol edilmediğinde sonuçlar ne olur?
Öfkenin kontrolü neye bağlıdır?
Öfkenizle baş edebildiğiniz durumlara örnek veriniz.
Çevrenizdeki sakin insanları hatırlayınız. Onlara bu tanımlamayı kazandıran
özellikleri nelerdir?
Sakin olmanın ve öfkeyi kontrol etmenin kazançları neler olabilir?
Öfkenin kontrolü için neler gerekir? Öfke kontrolü özdenetim gerektirir mi?
43
EK 8
ÖFKE ŞEHRİ
Bir çocuk, kedisine tekme attı ve yol kenarındaki "Çimlere basmayın." tabelâsına aldırış
etmeden yürüdü. Azime Hanım, çocuğa var gücüyle bağırıp kulağını çekmek için aceleyle
fırladı. Aytaç Bey, koluna çarparak kalkan eşine homurdandı. Gazetesini toplayıp bağıra
çağıra evinden çıktı. Öfkeli pastaneyi geçerek Öfke Caddesi'nde ilerlemeye başladı. Kırmızı
ışıkta yola çıkan yayaya hakaretler yağdırdı. O kadar çok şey söyledi ki araçlara yanan yeşil
ışığı fark etmeyip arabasını olduğu yerden uzun süre hareket ettirmedi. Öfke kavşağına
biriken araçların hepsi kornalarına basıp Aytaç Bey’e bağırdılar. Trafik polisi bu kargaşayı
dağıtırken kızgın ifadeler kullandı. Düdüğünü dur durak bilmeksizin öttürdü. Öfke bandrolü
olmayan araçlara ceza da yazdı. Araçlar onun düdüğünü kornalarıyla bastırmaya çalıştılar.
Kuşlar havadan insanların kafasına çöplerini attıktan sonra yükseldiler. Kuyruklarına teneke
bağlı kediler kaldırımdaki insanlara çarpa çarpa bir o yana bir bu yana koşuşturdular.
Ötelerden bu gürültüye köpek havlamaları da karıştı. Öfke Şehri'nde işler böyle yürüyordu.
Hayvanlar da oluşan öfkeli hâllere ortak oluyorlardı. Onların neyi eksikti ki? Aytaç Bey iş
yerine ulaştığında vakit hayli geç olmuştu. Park Öfke'nin bekçisi Aytaç Beyin aracını her
zamankinden farklı bir yere park edince Aytaç Bey bağırmaya başladı. Bekçi onun istediği
yere aracını çekerken söyleniyordu. O kadar ki kendini unutmuş arabayı arkadaki arabaya
çarpmıştı. Öfke ofisinde Aytaç Bey’i kapıda müdür karşıladı. Eline on ayrı firmanın dosyasını
yükleyerek öğleden sonra masasında dosyaların hazır olmasını istedi. Öfke markalı
gözlüklerinin ardından baktı ve geç kalmanın telâfisini iki misli çalışarak yapması gerektiğini
hatırlattı. Aytaç Bey hışımla odasına girdi. Öfkeyle elindeki dosyaları fırlattı. Sekreter
gürültünün sebebini anlamak için odanın kapısını ayağıyla tekmeleyerek içeri girdi. Kendisine
iş çıkması Aytaç Beyi çileden çıkarmıştı. Bu dosyaları bir araya getirmek hayli zor
görünüyordu. Aytaç Bey asık suratlı sekretere öyle bir bağırdı ki... Sekreter de ona karşılık
verdi. Kapıyı hızla çarparak odadan çıktı. Duvardaki öfke tablosu yere düştü. Alt kattaki
çalışanlardan biri eline aldığı cetveli sallayarak yukarıya koştu. Merdivende önüne çıkan kat
görevlisini itekledi. Doğruca Aytaç Bey’in odasına gidip yere düşen tabloyu paramparça etti.
Aytaç Bey polis çağırıp zabıt tutturdu. Bu zararı kendisinden söke söke alacağına dair yemin
etti. Tablonun parçalarını aşağıya savurdu. Tablonun parçaları bir ağacın dallarına çarptı.
Ağaçtaki arı kovanı yere düştü. Yuvalarına zarar veren kişiyi aramak için yola çıkan öfkeli
arılar önlerine gelen herkesi soktular. Kendisini de arı sokan Aytaç Bey kıvranmaya başladı.
Arabasına atlayıp arılardan kaçmaya çalışırken "Öfke Şehri" tabelâsını arkasında bıraktı.
Uyandığında nefes nefeseydi. Hâlâ acıyı derinden hissediyordu. Yaşadıklarının sadece bir
rüya olduğunu anlayınca Öfke Şehri'nden uzakta yaşadığına şükretti.
44
ETKİNLİĞİN ADI: NE YAPMALIYIM?
AMAÇ : Kişilerarası çatışmaların çözümünde problem çözme becerisini geliştirmek
UYGULAMA :
1. Aşağıdaki hikâye öğrencilere okunur ve hikâye canlandırılır:
Ali ve Nazlı farklı sınıflarda okuyan iki arkadaştır. Her ikisi de serviste aynı yere oturmak
istemektedir. Nazlı, serviste sürekli aynı yere oturmaktadır. Bu nedenle yerine alıştığı için
aynı yerde oturmak istemektedir. Ali de, servise yeni geldiği için eski servisinde aynı yerde
oturduğu için burada oturmak istemektedir. Fakat her ikisi de neden o yerde oturmak
istediklerini birbirine söylemeden yer kavgası yapmaya başlarlar. Ali, sinirlendiği için
Nazlı'ya bağırır: Nazlı da Ali ona bağırdığı için Ali'ye vurur. Ali, canı acıdığı için ağlamaya
başlar.
2. Aşağıdaki sorular sorularak grup etkileşimi başlatılır:
• Ali ve Nazlı’nın tartışma nedenleri nedir?
• Nazlı neden o yerde oturmak istemektedir?
• Ali neden o yerde oturmak istemektedir?
• Birbirlerine o yerde neden oturmak istediklerini söylediler mi?
• Birbirlerine isteklerini söylemiş olsalar, birbirlerine sinirlenip canlarını acıtırlar mıydı?
• Birbirlerine isteklerini söyleselerdi sorunu nasıl çözerlerdi?
• İstekleri ifade ederek bir sorunu çözmeye çalışmak arkadaşlık ilişkilerini olumluya
götürür müydü?
• Siz Nazlı ya da Ali'nin yerinde olsanız hangi yöntemi kullanarak bu sorunu çözmeye
çalışırdınız?
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere kişilerarası ilişkilerde çatışmaların doğal
ve kaçınılmaz olduğu, bunun nedeninin bireysel farklılıklar olduğu belirtilir. Öğrencilere
aşağıdaki işlem basamaklarını uygulayarak çatışmalarını çözebilecekleri belirtilir. Bu
yöntemin kişilerarası ilişkileri geliştirmede önemli olduğu vurgulanır.
• Ne istediğini söyle. / Onun ne istediğini sor.
• Neden böyle istediğini anlat. / Onun niye bunu istediğini sor.
• Bu durumdan dolayı neler hissettiğini anlat. / Onun neler hissettiğini sor.
• Çözümler sun. / Onun önerilerini sor.
• İkinizin de kabul edeceği bir anlaşma öner.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden haftaya kadar çatışmalarını çözmede belirtilen
işlem basamaklarını denemeleri ve sonuçlarını gözlemlemelerini istenir.
45
ETKİNLİĞİN ADI: BUZ DAĞI
AMAÇ : Öğrencilere olumsuz duygulan ile başa çıkma becerisini kazandırmak
MATERYAL : Tahta ve tebeşir kullanılır.
UYGULAMA :
1. Tahtaya buzdağı resmi çizilir.
2. Aşağıdaki durumlar öğrencilerle paylaşılır ve durumlarla ilgili sorular öğrencilere
sorularak öfke duygusuna neden olan diğer duyguları bulmaları sağlanır.
• Şermin, sokakta oynamak için annesinden saat I8:00"e kadar izin almış; fakat oyun
çok eğlenceli geldiği için zamanın nasıl geçtiğini anlamamış ve saat 18.30’da eve gelmiş. Eve
girince annesi ona öfkeyle neden geç kaldığını sormuş.
Şermin'in annesi neden öfkelenmiştir? Öfkelenmesine neden olan duygular nelerdir? (Merak,
endişe, kaygı, başına kötü bir olay gelme korkusu vb.)
• Deniz, bahçede oyun oynayan arkadaşlarının yanına gitmiş ve onlarla oynamak
istemiş. Ancak arkadaşları oyuna başladıkları ve belli bir sayıda kişiyle oynanan bir oyun
olduğu için onu oyuna almamışlar. Deniz, bu durum karşısında çok öfkelenmiş ve ağlamaya
başlamış.
Deniz neden ağlamıştır? Öfkelenmesine ve ağlamasına neden olan duygular nelerdir?
(Reddedilme, hayal kırıklığı, dışlanmışlık duygusu, yalnızlık, incinme, üzülme vb.)
3. Öfkelenmemize neden olan duyguların buz dağının altına yazılması istenir.
4. Öğrencilerle öfke duygusunu nasıl ifade edilebileceğine ilişkin bir tartışma başlatılır
(Ağlamak, bağırmak, fiziksel zarar vermek, küsmek, tehdit etmek, sakinleşmek, öfkenin
altında yatan duygulan ifade etmek)
5. Bu yolların hangilerinin gerçek duygularımızı ifade etmemizde ve kendimizi anlaşılır
hissetmemizde uygun yollar olduğu sorulur.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere öfkenin normal bir duygu olduğu, ama
başkalarını incitmeden, zarar vermeden öfkemiz hakkında konuşarak baş etmemiz gerektiği
vurgulanır. Öfkelendiğimiz durumlarda öfkemizin altında yatan duyguları açıklamanın
karşımızdaki kişinin bizi daha iyi anlayabilmesini sağlayacağı belirtilir. Duygularımızı
biriktirmeden sorunlarımızı konuşarak çözmemizin önemi üzerinde durulur.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden haftaya kadar öfkelendikleri bir durumda
öfkelenmelerine neden olan gerçek duyguları bulmaları istenir.
46
ÖFKE BUZ DAĞI
KIZGINLIK
ÖFKE
47
ETKİNLİĞİN ADI: SOFRAYI KUR
AMAÇ: Öğrencilerin farklı engellere sahip insanlarla daha iyi ilişkiler kurabilme ve onları
daha anlayabilme becerilerini artırmalarına yardımcı olmak.
MATERYAL:
1. Sofra hazırlamak için gerekli plastik tabak, bardak, çatal, kaşık vs…
2. Bir göz bandı.
UYGULAMA
1. Üç adet dörder kişilik gönüllülerden oluşan gruplar belirleyin.
2. Her gruptan, görme engelli rolünü oynamak isteyen gönüllü bir öğrenciyi belirleyerek
dışarıya çıkarın.
3. Gruplardaki diğer öğrencilere kendi grup elemanı içeri girdiğinde göstermeleri gereken
davranışları sıraları geldiğinde belirtin.
Birinci grup: Arkadaşları ile dalga geçecekler. Onun işini zorlaştıracaklar (sözel olarak).
İkinci grup: Herhangi bir müdahalede ve yardımda bulunmayacaklar.
Üçüncü grup: Arkadaşlarını teşvik edecekler. Ona yardımcı olacaklar (sözel olarak).
4. Dışarıya çıkardığınız öğrencileri sırayla, gözlerini bağlayarak ve görevlerini bildirerek
içeriye alın.
Görev, beş dakika içinde, sınıfın önüne koyduğunuz bir sıra ya da öğretmen masasının
üzerinde yığılı biçimde bulunan malzemelerle düzgün bir sofra hazırlamaktır.
5. Her görevin sonunda, sınıfın yapılan işi, beş üzerinden değerlendirmesini isteyin.
6. Üç öğrenci de görevlerini bitirdikten sonra, onlara aşağıdakine benzer sorular yöneltin.
• Gözlerinizin bağlı olması sizde nasıl bir duygu yarattı?
• Sofrayı hazırlamaya çalışırken neler hissettiniz?
• Grup arkadaşlarınızın davranışları sizi nasıl etkiledi?
7. Aşağıdakilere benzer soruları sınıfa yönelterek grup etkileşimini başlatın.
• En başarılı olan arkadaşınız hangisi? Niçin?
• Diğer arkadaşlarınız da daha başarılı olabilirler miydi? Nasıl?
• Yakın çevrenizde engelli insanlar var mı? Onlara nasıl davranıyorsunuz?
• Bir engelli insanla karşılaşırsanız ona nasıl davranmanız gerekir?
48
4.SINIF ETKİNLİKLERİ
ETKİNLİĞİN ADI: DUYGU SÖZLÜĞÜ
AMAÇ : Duyguları ifade etme becerisini geliştirmek
MATERYAL : Kâğıt, renkli kalemler, sözlük, farklı duyguları gösteren gazete ve dergilerden
kesilmiş resimler
UYGULAMA :
1. Öğrenciler üç ya da dört kişilik gruplara ayrılır.
2. Her gruba yeterli sayıda kâğıt, renkli kalem, sözlük ve farklı duyguları ifade eden
resimler dağıtılır.
3. Aşağıda belirten duygular, eşit sayıda gruplara verilir.
Duygu Listesi
aşk acı can sıkıntısı heyecan hayal kırıklığı
kızgın kederli kıskanç korku kaygı
mutlu neşe öfke sevinç suçlu
şaşkın sevgi utanma üzüntü telaş
4. Her grup çalışacağı duygunun önce tanımını yapar. Tanımını yaparken hem kendi
ifadelerinden, hem de sözlükten yararlanır. Her duygu ayrı bir sayfada hazırlanır.
5. Tanımlanan duygunun sayfasına, ya o duyguyu anlatan resim yapıştırılır ya da yapılır.
6. Her grup hazırladığı duyguları sınıfta sunar.
7. Son olarak, tüm duygular alfabetik sırayla bir dosyada toplanır ve böylece duygu
sözlüğü oluşmuş olur.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilerden çalışma hakkında geribildirim istenir
ve duygularla ilgili neler öğrendikleri sorulur.
GÖZLE. DÜŞÜN. DENE: Öğrencilerden hafta boyunca hazırladıkları "Duygu Sözlüğü'" nü
incelemeleri ve geliştirmeleri istenir.
49
ETKİNLİĞİN ADI: BİR PROBLEM ÇÖZELİM
AMAÇ: Öğrencilerin problem çözme becerilerini artırmak.
MATERYAL:
1. Posterleştirilmiş Ek 9
2. Her öğrenci için birer adet Ek 10
UYGULAMA:
1. Posteri tahtaya asın. (hazırlanamamışsa tahtaya yazabilirsiniz).
2. Problemlerin hayatın bir parçası olduğunu ve her insanın bazı problemleri bulunabileceğini,
bu problemlerden kaçmak yerine onları çözmenin daha uygun bir davranış olacağını belirterek
etkinliği başlatın.
3. Posterdeki basamakların her birine örnek verin.
4. EK 10’u dağıtın ve öğrencilerin doldurmalarını isteyin.
5. Gönüllü öğrencilerden cevaplarını sınıfla paylaşmalarını isteyin.
6. Aşağıdakine benzer soruları sınıfa yönelterek grup etkileşimini başlatın.
* Bu yöntemi etkili buldunuz mu?
* Daha önce bir problemle karşılaştığınız zaman bu yöntemi kullanıyor muydunuz?
*Bundan sonra kullanacak mısınız?
50
EK 9
PROBLEM ÇÖZMENİN BASAMAKLARI
1. Problemin gerçekten size ait olup olmadığına karar verin.
2. Problemi tam olarak tanımlayın.
3. Problemi çözmek için yardıma ihtiyacınız olup olmadığına karar verin.
4. Problemin tüm çözüm yollarını belirleyin.
5. Her çözüm yolunun muhtemel sonuçlarını düşünün.
6. Bir karar verin.
7. Kararınızı uygulayın.
51
EK 10
Basamak 1
Şu anda sahip olduğunuz bir probleminiz üzerinde düşünün. Sizi rahatsız eden bu problem
başka birinin problemi ise bırakın o çözsün. Bir kişi sizden bir yardım isterse ve
yapabileceğiniz bir şey varsa o kişiye yardım etmenin bir insanlık görevi olduğunu
unutmayın. Ancak bir insana yardım etmekle onun problemini sizin çözmediğinizi, yalnızca
onun kendi problemini çözmesine yardımcı olduğunuzu unutmayın.
İnsanların kendi problemlerini kendilerinin çözmesi gerektiğine inanıyor musunuz?
Eğer insanlar kendi problemlerini görmezlikten gelip başkalarının problemlerini çözmek için
uğraşsaydı neler olurdu?
Problem eğer size ait ise, probleme sebep oldukları için başkalarını suçlamayın, çünkü bir işe
yaramaz.
Kendinize "Bu problem bana ait ve bunu benim çözmem tek ve en iyi yol" deyin.
Probleminize sebep oldukları için başkalarını suçlamanın işe yaramayacağı görüşüne katılıyor
musunuz?
Daha önce sizi kendilerinin problemine sebep olduğunuz için suçlayanlar oldu mu?
Olduysa bu onların problemlerini çözmelerine yardımcı oldu mu?
Basamak 2
Probleminizin sizin aklınızı karıştırmasına, şaşırtmasına engel olmak için onun ne olduğunu
tam olarak belirlemek gerekir.
Buraya probleminizin ne olduğunu yazın,
Şimdi ise probleminizi ayrıntıları ile tanımlayın.
Basamak 3
Bazen problemlerinizin çözümü için yardıma ihtiyacınız olabilir. Böyle bir durumda
çevrenizdeki birçok insan size yardım etmekten mutluluk duyacaktır. Ancak, kesinlikle
problemlerinizi onlara çözdür-meye çalışmayın. Onlardan sadece sizi dinlemelerini ve
önerilerde bulunmalarını isteyin. Probleminize ve bunun çözümüne sahip çıkın. Böyle
yaptığınızda kendinizi çok daha iyi ve güvenli hissedebileceksiniz.
Şimdi karar verin. Probleminizi tek başınıza mı yoksa birilerinden yardım alarak mı çözmek
istiyorsunuz?
Kararınız birilerinden yardım almak ise, probleminizle ilgili olarak kimlerle
konuşabileceğinizi aşağıya yazın.
52
Basamak 4
Kendinize bu problemi nasıl çözebileceğinizi sorun ve aklınıza gelen tüm fikirleri aşağıya
yazın.
1
2
3
4
5
Basamak 5
Şimdi aklınıza gelen her çözüm yolu üzerinde dikkatlice düşünün. Kendinize, "Bu fikri
uygularsam bana ve problemle ilgili diğer kişilere ne olur?" sorusunu yöneltin.
Artık aşağıya her bir çözüm yolunuzun muhtemel sonuçlarını yazabilirsiniz.
1
2
3
4
5
Basamak 6
Şimdi karar verme zamanı. Her bir çözüm yolunuzun muhtemel sonuçlarını dikkatle inceleyin
ve birisini seçin.
Bir kez daha probleminizi aşağıya yazın.
Şimdi de onu nasıl çözeceğinizi anlatın.
Basamak 7
Artık kararınızı uygulamaya koyabilirsiniz. Başarısız olursanız ya da çözüm yolunuz başka
problemlere yol açarsa kendinizi suçlamayın. Çünkü siz yapabileceğinizin en iyisini yaptınız.
Bundan sonra yapacağınız sadece problem çözme basamaklarını tekrar etmektir.
53
ETKİNLİĞİN ADI: ALAYLA NASIL BAŞ EDEBİLİRİM?
AMAÇ : Öğrencilere alay etme durumlarıyla baş etme becerisini geliştirmek,
öğretmek
UYGULAMA
1. Öğrencilere alay edilmenin konu olduğu çeşitli senaryolar verilir ve öğrencilerden bu
senaryoları canlandırmaları istenir.
Öğretmene yardım ettiğin için arkadaşların seninle alay ediyorlar.
İsminle alay ediyorlar.
Gözlük taktığın için seninle alay ediyorlar.
Düşük not aldığın için seninle alay ediyorlar.
Yaptığın resminle alay ediyorlar.
2. Canlandırmadan sonra her öğrenciye neler hissettiği ve bu durumda neler yapmak
isleyebileceği sorulur.
3. Verilen cevaplardan sonra en uygun tepkiler grup üyeleriyle birlikte belirlenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere birbirleriyle alay etmelerinin kişilerarası
ilişkilerini olumsuz yönde etkileyeceği belirtilir. Alay etme ile baş edebilme yolları hakkında
bilgi verilir:
Seninle alay edenleri görmezlikten gel (Orada yoklarmış, onları görmüyormuş ve
duymuyormuş gibi davran.).
Konuyu değiştir.
Uygun bir şekilde kendini nasıl hissettiğini anlat (Sen bana leylek dediğin zaman kendimi çok
üzgün, incinmiş hissediyorum gibi.).
Haklı olduklarını söyle ve kabul et ("Evet, bence de boyum uzun" gibi).
Söylenenler hakkında şaka yap ("Yakında havalar soğuyacak ve artık beni buralarda
göremeyeceksiniz " -gibi).
Baş edemediğinde bir yetişkinden yardım iste.
GÖZLE. DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden böyle durumları yaşadıkları zaman birbirlerini
uyarmaları ve kendilerine uygun olan işlem basamaklarını denemeleri islenir.
54
ETKİNLİĞİN ADI: İSTENDİK VE İSTENMEDİK DAVRANIŞLAR
AMAÇ: Öğrencilerin grup ilişkilerinde doğru davranış geliştirmelerine ve grup dışında
kalmalarına neden olabilecek davranışları fark etmelerini sağlamak.
MATERYAL: İstendik, istenmedik davranışlar posteri (Ek 11)
İŞLEM YOLU
1. Posterde grup ilişkilerimizde yer alan islendik ve istenmedik davranışların bulunduğu
belirtilir. Öğrencilerden bu davranışlara bakarak onlara uygun ve doğru gelen davranış
ifadeleri ile uygun ve doğru gelmeyen davranış ifadelerini bulmaları istenir
2. Uygun ve doğru davranışların mavi. uygun ve doğru olmayan davranış ifadelerinin ise
kırmızı kalemle işaretlenmesi söylenir.
3. Her kutuya bu şekilde işaret konduktan sonra bu ifadelerden hangilerinin arkadaş
ilişkilerini geliştirmede yardımcı olduğu, hangilerinin arkadaş ilişkilerine zarar verdiği
tartışılır.
4. Poster sınıf panosuna asılır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Zaman zaman hepimizin grup dışında kalabileceğimiz
belirtilir. Bu durumda arkadaşlarımızla ilişkilerimizi gözden geçirip uygun olmayan
davranışlarımızı değiştirmenin önemi vurgulanır.
ÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Haftaya kadar öğrencilerden mavi renkle işaretlenmiş davranışları
denemeleri ve sonuçlarını gözlemeleri istenir.
55
EK 11
İSTENDİK İSTENMEDİK DAVRANIŞLAR POSTERİ
HEP KENDİ
DEDİĞİM OLSUN
İSTERİM.
ARKADAŞLARIMIN
ELİNDEN KİTABI,
KALEMİ ÇEKİP
ALIRIM.
ARKADAŞLARIM
KONUŞURKEN
DİNLERİM.
YALNIZ KALAN
ARKADAŞLARIM
I OYUNA
KATMAK
İSTERİM.
BİR ARKADAŞIM
BANA YARDIM
ETTİĞİNDE
TEŞEKKÜR
ETMEYİ
UNUTURUM.
HASTA
OLDUĞUNDA
ARKADAŞIMA
“GEÇMİŞ OLSUN”
DERİM.
ARKADAŞIM
YANLIŞ YAPINCA
GÜLERİM.
SABAH OKULA
GELİNCE
HERKESE
“GÜNAYDIN”
DERİM.
ZOR DURUMDA
OLAN
ARKADAŞIMA
YARDIM ETMEM.
KENDİMDE OLAN
DERS ARAÇ
GEREÇLERİMİ
ARKADAŞIMLA
PAYLAŞIRIM.
HERKESE KARŞI
GÜLERYÜZLÜYÜM
DÜR.
YEMEK
KUYRUĞUNDA
ÖNE GEÇMEYE
ÇALIŞIRIM.
BİLDİKLERİMİ
KENDİME
SAKLARIM.
ARKADAŞLARIM
YENİ BİR KIYAFET
GİRDİĞİNDE “GÜL
GÜLE GİY” DERİM.
ARKADAŞLARIMI
BAŞARILARINDAN
DOLAYI
KUTLARIM.
SINIF
ARKADAŞLARIM
IN CANINI
ACITIRIM.
KOŞARKEN,
OYNARKEN
KENDİMİ VE
ARKADAŞLARIMI
YARALAMAMAY
A ÖZEN
GÖSTERİRİM.
SINIFTA HER İŞİ
BEN YAPMAK
İSTERİM.
ARKADAŞLARIMI
OKUL DIŞINDAKİ
ZAMANLARDA DA
GÖRMEK HOŞUMA
GİDER.
DOĞUM
GÜNÜME BÜTÜN
ARKADAŞLARIM
I DAVET EDERİM.
56
ETKİNLİK ADI: ÇÖZÜM İFADELERİM
AMAÇ : Öfke duygusunu, çözüm ifadelerini kullanarak kontrol altına alabilme
MATERYAL:
1. Çözüm cümleleri formu (Ek 12)
2. Öfke kontrol rol oyunu (Ek 13)
SÜREÇ:
1. Öğrencilere, "Kendinizi öfkeli hissettiğinizde bazı çözüm cümlelerini kullanarak
uygun olmayan öfke tepkilerinizi azaltabilirsiniz" diyerek etkinliği başlatınız. Öğrencilerden,
olumlu düşüncelerin, kendi öfke duyguları üzerinde etkisi olup olmadığını düşünmelerini
isteyiniz.
2. Daha sonra gönüllü öğrencilerden on kişi seçerek onlardan ikişerli olmak üzere beş
grup oluşturunuz. Her bir çifte bir tane öfke kontrol rolü oyunundan dağıtınız. Hazırlanmaları
bittikten sonra canlandırmaları için 5-10 dakika süre veriniz.
3. Çözüm ifadeleri formunu, öğrencilere dağıtınız ya da bu formdaki ifadeleri
öğrencilerin görmeleri ve kullanabilmeleri için tahtaya sıralayınız (Form 1). Onlara, "Bu
çözüm ifadelerinin olumlu ve öfkeyi azaltmada yardımcı olduğunu, yaralayıcı ve kırıcı
ifadelerin ise olumsuz ve öfke duygusunun şiddetini artıran etkisi olduğunu" söyleyiniz.
4. Çiftlerin önce çözüm cümlelerini kullanmadan, daha sonra çözüm cümleleri ile
beraber rollerini oynamalarını sağlayınız. Her bir rol oyunundan sonra aşağıdaki soruları
sorunuz:
Oyunculara:
• Grup önünde rolünüzü oynarken ne hissettiniz?
• Buna benzer bir durumla daha önce hiç karşılaşmış mıydınız? O zaman ne
yapmıştınız?
• Çözüm ifadeleri kullanmak öfke kontrolüne yardımcı oldu mu?
• Çözüm ifadeleri kullanmadığınızda sonuç nasıl oldu?
Gruba:
Daha önce böyle bir durumla karşılaştınız mı?
Oyunculara:
Çözüm cümleleri önermek kolay mıydı? Zor muydu? Gerçek hayatta çözüm cümleleri
kullanmayı düşünüyor musun?
5. Öğrencilerin rol oynama sırasında kullandıkları çözüm cümlelerinin faydalı
olduklarını vurgulayınız. Bu tür cümlelerin durum anında, durum anından önce ve sonrasında
kullanılabileceği hatırlatınız. Bazı örneklerle öğrenciler beyin fırtınasına yönlendiriniz.
57
Durum Öncesinde:
• Bu durum beni üzecek fakat onunla nasıl başa çıkacağımı biliyorum.
• Bu meseleyi çözecek plan için çalışmalıyım.
• Öfkelenmek kolay. Sakin bir durumda kalmaya çalışmalıyım.
• Bu durumu çok ciddiye almamaya çalış.
Durumdan Sonra:
• Bu olayı unut. Düşünmek seni daha çok üzecektir.
• Bu olay beni durduramayacak. Ben yoluma devam edeceğim.
• Düşündüğüm kadar kötü değilim.
• Bu durumu kendi lehime çevirerek halledebilirim.
6. Öğrencilerin cevapları alınarak ve tekrar, öfke ile baş etmede çözüm cümlelerinin
önemi vurgulanarak etkinliği sonlandırınız
58
EK 12
ÇÖZÜM CÜMLELERİ (İFADELERİ)
Kendinizi öfkeli hissettiğinizde aşağıdaki ifadelerden bazılarını kullanabilirsiniz. Hangisini
kullanacağınızın seçimini kendiniz yapınız.
1-Sakin ol. Sadece rahatla.
2-Ben soğukkanlıyım, kendimi kontrol ederim.
3-Fazla üzülmemeliyim, olayları olduğu gibi kabul etmeliyim.
4-Bunun dışında ne istediğimi düşünmeliyim.
5-Kimseye kendini ispatlamak zorunda değilsin.
6-Deli olacak kadar öfkelenmek için bir sebep yok.
7-Sadece olumlu şeylere bak.
8-Seni öfkelendiren olayın olumlu yönlerini bulmaya çalış.
9-Bunun beni öfkelendirmesine izin vermeyeceğim.
10-Bunun beni pes ettirmesine izin vermeyeceğim.
11-Böyle hareket etmek onun ayıbıdır.
12-O, bu kadar öfkeliyse muhtemelen mutsuzdur.
13-Bu olay beni öfkelendirecek kadar önemli değildir.
14-Kişiler istediğim, beklediğim, umduğum şeyleri daima göstermeyebilirler.
15-Kaslarım çok gergin, sakin olmam lazım.
16-Kalbim çok hızlı atmaya başladı. Derin nefes alıp sakinleşmem gerekli.
17-O muhtemelen benden hoşlanmıyor, birden öfkelendi.
18-Bu problemi konuşabiliriz. Belki o bir çözüm biliyordur.
19-İtilip kakılmayacağım fakat bunu yaparken de öfkelenmeyeceğim.
20-Kendime hakimim. Bu konuyu hallederim.
21-Öfkelenebilirim. Fakat bunu unutmak için mazeret bulurum.
22-Sakinleş, derin nefes al.
23-Olaya mazeret bulmaya çalış.
24-Birbirimize ve kendimize saygılı olalım.
25-Sakinleştiğinde neden bu kadar öfkelendiğini düşünüp güleceğini hatırla.
59
EK 13
ÖFKE KONTROL ROL OYUNU
Durum 1
Öğrenci A: Ödevinden kopya çekeceğim. Eğer kopya çekmeme izin vermezsen, senin
ödevinin de Mehmet'in ödevinden kopya olduğunu söyleyeceğim."
Öğrenci B : (Çok keyfi kaçmıştır ve ödevini verip vermemek arasında karar vermeye
çalışmaktadır.)
Durum 2
Antrenör: (öğrenciye seslenerek) "Gökhan oradan çıkmanı ve topu alıp hemen oyuna dönmeni
veya oyundan çıkmanı istiyorum.
Gökhan:(çok öfkelenmiştir ve ağlamaklı bir şekilde zorla levhaya doğru yürüyor.)
Durum 3
Anne: (Çocuğa seslenerek ) "Odanı, tuvaleti, banyoyu tamamen temizlemeden sinemaya
gidemezsin."
Çocuk: Çok öfkelenmiştir. Çünkü daha önce annesi sinemaya gitmesine izin vermiştir.
Durum 4
Okul Müdürü: Öğrenciye seslenerek, sen iki hafta boyunca teneffüslerde sınıfta
bekleyeceksin: (cezalandırma)
Öğrenci: Bu karara çok öfkeleniyor. Çünkü bazı Öğrencilerde sigara içerken yakalandıkları
halde cezalandırılmadığını biliyor.
Durum 5
Öğrenci: Öğretmenine; bana köyden geldiğim için düşük not veriyorsun. Bu sınıfta benden
başka hiç kimse bu kadar düşük not almadı, der
Öğretmen: Canı sıkılır, çünkü öğrencinin yazılı sınav kâğıdı gerçekten çok kötüdür.
60
ETKİNLİĞİN ADI: FARKLI VE ÖZEL
AMAÇ : Öğrencilerin insanlar arasındaki farklılıkların onları eşsiz ve özel yaptığını
anlamalarına ve kabul etmelerine yardımcı olmak
MATERYAL : Etkinlik Formu (Ek 14)
İŞLEM YOLU :
1. Önceden hazırlanmış "'İnsanlar Arasındaki Farklılıklar" formu tahtaya asılır. Formdaki
her bir ifadenin ne anlama geldiği tartışılır.
2. Öğrencilerden gözlerini kapatarak bir arkadaşlarını gözlerinde canlandırmalarını ve
onu farklı ve özel yapan özelliğini bulmalarını, daha sonra da bunu grup üyeleri ile
paylaşmaları istenir.
O farklıdır; çünkü O özeldir: çünkü
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere etkinlikle ilgili paylaşımda bulunmaları
söylenir. İnsanlar arasındaki farklılıkları kabul etmenin değeri vurgulanarak etkinlik
sonlandırılır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden 3 arkadaş seçerek (okul içi ya da dışı) onların
farklı ve özel yanlarını bulup bunu onlara söylemeleri istenir.
61
EK 14
İNSANLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR
1. Hepimiz birbirimizden birçok yönden farklıyız; ancak temelde hepimiz insanız.
2. Bütün insanlar besin, giyecek, barınacak bir yer, sevgi ve saygı gibi aynı temel
ihtiyaçlara sahiptir.
3. Farklılıklarımız, bizi eşsiz ve özel yapar.
4. Uzlaşma, kendimiz ve başkalarını kabul etmek demektir.
5. Başkalarının eşsizliklerini takdir etmek önemlidir.
6. Biz hepimiz farklılıklarımız ne olursa olsun bir bütünün parçalarıyız ve birbirimize
bağlıyız.
ÖFKE KONTROLÜ
Düzey:1. sınıf
Amaç: • Öğrencilerin öfke duygusu ile yaptıkları davranışların farkına varmaları.
• Öğrencilerin öfke duygusuyla yaptıkları davranışların sonuçlarını kavramaları.
• Öğrencilerin öfkelerini kontrol yollarını öğrenmeleri.
Aktiviteler 1.Öğrencilerinize bugünkü dersinizin konusunun öfkelendiğimiz zaman yaptığımız
davranışlar ve bu davranışları nasıl değiştirebileceğimiz olduğunu açıklayın.
Aşağıda verilen kısa olayı öğrencilerinize okuyun. "Deniz, 1. sınıfa giden bir öğrencidir. Deniz, her zamanki gibi o gün de sabah erkenden okula
geldi. Deniz, en yakın arkadaşlarından biri olan Zafer’le futbol oynamaya bahçeye
çıktı. Takımlar oluşturulurken arkadaşı Zafer karşı takıma düşmüştü. Oyunun sonuna doğru
Zafer, Deniz’in tam gol atacağı sırada ona çarptı. Deniz, dengesini kaybetti ve bundan
yararlanan karşı takımdan Furkan topu kaptı. Deniz, gerçekten çok öfkelenmişti. Bağırarak
Zafer’in üzerine yürüdü ve onu itmeye başladı. Zafer isteyerek yapmadığını söylüyor ve özür
diliyordu. Ancak Deniz, Zafer’i itmeye ve ona bağırmaya devam ediyordu. Arkadaşları
Deniz’i durdurmak için koştular ancak o bu arada Zafer’i o kadar hızlı itmişti ki Zafer yere
düştü. Zaferin dizi kanamıştı ve kolu çok ağrıyordu. Zafer koşarak oradan uzaklaştı."
*Öğrencilerinize "Zafer, oradan uzaklaştıktan sonra neler olmuş olabilir?"diye sorunuz ve
Hikayeye 2-3 cümle eklemelerini isteyiniz. Verilen cevapları sınıfta tartışınız.
*Öğrencilerinize olay ile ilgili aşağıdaki soruları sorunuz.
-Deniz, Zafer’e neden öfkelendi?
-Deniz, Zafer’i itince Zafer kendini nasıl hissetmiştir?
-Deniz, Zafer’i itmek yerine nasıl davranmalıydı?
-Deniz, Zafer yere düşüp oradan ağlayarak ayrılınca kendini nasıl hissetmiş olabilir?
-Deniz, Zafer’i itmek yerine onu dinleseydi ve konuşup oyuna devam etselerdi oyun sonunda
kendilerini nasıl hissedeceklerdi?
2. *Öğrencilerinize çok kızdıklarında nasıl davranışlar gösterdiklerini sorunuz ve
cevaplarını alınız ( Ör: bağırırım, vururum, tekme atarım, kapılara vururum, elimdekileri
Savururum vb.)
*Öğrencilerinize bu öfkeli davranışları gösterdikleri zaman bunun sonucunda neler olduğunu
sorunuz. Cevaplarını aldıktan sonra aşağıdaki örneklerden söylemedikleri varsa onlara bu
örnekleri okuyun. Bu durumların öfke yaşayan birinin başına gelip gelemeyeceğini
62
öğrencilerinize sorunuz.
-Arkadaşlarım benimle oynamak istemez.
-Arkadaşlarımı çok üzerim.
-Eşyalara zarar verdiğim için onları kullanamayız.
-Ceza alırım.
- …………………………………..
3. Öfke duygumuzun da diğer duygularımız gibi bir duygu olduğunu öğrencilerinize
söyleyiniz. Öfke duygusu ile yaptığımız davranışların bize ve çevremize zarar verebileceği
için öfkemizi kontrol etmenin çok önemli olduğunu onlara açıklayınız. Öfkelendiğimiz zaman
neler yapabileceğimizle ilgili aşağıda verilenleri öğrencilerinizle tartışınız. Verilen her madde
için öğrencilerinizden kendi hayatlarından örnekler vermelerini isteyiniz.
Öfkelendiğimiz zaman neler yapabiliriz?
· Bizi öfkelendiren kişiden veya olaydan öfkemiz yatışıncaya kadar uzaklaşabiliriz.
· Çok öfkelendiğimizde içimizden yavaşça 10’a kadar sayabiliriz.
· Çok derin nefesler alıp bu nefesleri yavaşça verebiliriz.(Bunun uygulamasını sınıfta
öğrencilerinize yaptırınız.
63
ORTAOKUL DÜZEYİ ÖFKE
ETKİNLİKLERİ
64
5. SINIF ETKİNLİKLERİ
ETKİNLİĞİN ADI: ARKADAŞIM SİBEL
AMAÇ :Arkadaşlık kurmada girişimde bulunma becerisini kazanmalarına yardımcı
olmak
UYGULAMA:
Arkadaş olmanın önemi ve yalnızken hissedilen olumsuz duygularla ilgili konuşularak
oturum açılır.
Gruba aşağıdaki öykü okunur.
“ Sibel bu sene yeni bir okula başladı. Yeni sınıfından ve arkadaşlarından çok hoşlandı.
Bir gün, okula gelip sınıfına girdiğinde arkadaşlarına “günaydın” dedi ve masasına
oturdu. Erken gelen arkadaşları kendi aralarında konuşuyorlardı. Kimse onun geldiğini
fark etmedi. Teneffüste arkadaşları yine kendi aralarında oynuyorlardı. Kimse onu oyuna
davet etmedi. Sibel kenarda onları seyrederek bir süre çağırılmayı bekledi. Ama yine de
kimse onu çağırmadı.”
Bu hikaye şu şekillerde bitebilir.
1- Sibel, ağlamaya başlar ve koşarak sınıfına gider.
2- Sibel, öğretmenine gidip, diğer çocuklar onu çağırmıyorlar diye şikâyet eder.
3- Sibel, diğer çocuklara “Ben de oynayabilir miyim?” diye sorar. Çocuklardan bir
“Hayır oynayamazsın.” der.
4- Sibel, oyun oynayan çocukların yanına gider, kendini tanıtır, bu okula yeni başladığını
söyler, “Ben de oynayabilir miyim?” diye sorar. Çocuklar onu aralarına alırlar.
Her seçenek ayrı ayrı ele alınır ve şu sorular tartışılır:
1- Bu durumda Sibel neler hissetti?
2- Yeni bir arkadaşlık kurarken siz neler yaparsınız?
3- Hiç tanımadığınız bir çocuk gelip sizinle arkadaşlık kurma istediğine neler
yaparsınız?
65
ETKİNLİĞİN ADI: FARKLI VE ÖZEL
AMAÇ : Öğrencilerin insanlar arasındaki farklılıkların onları eşsiz ve özel yaptığını
anlamalarına ve kabul etmelerine yardımcı olmak
MATERYAL :İnsanlar Arasındaki Farklılıklar Formu (Ek 1)
İŞLEM YOLU :
1. Önceden hazırlanmış "'İnsanlar Arasındaki Farklılıklar" formu tahtaya asılır. Formdaki
her bir ifadenin ne anlama geldiği tartışılır.
2. Öğrencilerden gözlerini kapatarak bir arkadaşlarını gözlerinde canlandırmalarını ve
onu farklı ve özel yapan özelliğini bulmalarını, daha sonra da bunu grup üyeleri ile
paylaşmaları istenir.
O farklıdır; çünkü O özeldir: çünkü
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere etkinlikle ilgili paylaşımda bulunmaları
söylenir. İnsanlar arasındaki farklılıkları kabul etmenin değeri vurgulanarak etkinlik
sonlandırılır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden 3 arkadaş seçerek (okul içi ya da dışı) onların
farklı ve özel yanlarını bulup bunu onlara söylemeleri istenir.
EK 1
İNSANLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR
1. Hepimiz birbirimizden birçok yönden farklıyız; ancak temelde hepimiz insanız.
2. Bütün insanlar besin, giyecek, barınacak bir yer, sevgi ve saygı gibi aynı temel
ihtiyaçlara sahiptir.
3. Farklılıklarımız, bizi eşsiz ve özel yapar.
4. Uzlaşma, kendimiz ve başkalarını kabul etmek demektir.
5. Başkalarının eşsizliklerini takdir etmek önemlidir.
6. Biz hepimiz farklılıklarımız ne olursa olsun bir bütünün parçalarıyız ve birbirimize
bağlıyız.
66
ETKİNLİĞİN ADI: DUYGU KAÇTI
AMAÇ: Öğrencilerin sözel olmayan mesajlardan yola çıkarak başkalarının duygularını
anlama becerilerini geliştirmek.
MATERYAL: Oyun kâğıdı
UYGULAMA:
1- Hazırlanan oyun kâğıtlarının üzerine aşağıda belirtilen duygular yazılır.
Ümit İğrenme Aşk/Sevgi
Korku Nefret Memnuniyet
Neşe Hoşnutsuzluk Ümitsizlik
Üzüntü Öfke Şaşkınlık
2- Kişilerarası ilişkilerde sözel olmayan davranışların önemi üzerine bir konuşma yapılır.
3- Öğrenciler dörder ya da beşer kişilik gruplara ayrılır ve her gruba bir deste oyun kâğıdı
verilir.
4- Gruplarda dağıtılan oyun kâğıtlarından herkesin bir kâğıt seçmesi sağlanır.
5- Grup içinde herkes sıra ile çektiği kâğıtta yazılı olan duyguyu canlandırır. Arkadaşları
sözsüz olarak canlandırılan duyguyu tahmin etmeye çalışır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: öğrencilere aşağıdakine benzer sorular yöneltilerek
grup etkileşimi başlatılır.
Canlandırılması en zor ve en kolay duygular hangileriydi? Neden?
Kimlerin canlandırdığı duygular daha kolay anlaşıldı? Niçin?
Kimlerin canlandırdığı duygular daha zor anlaşıldı? Niçin?
Kişilerarası iletişimde yüz ifadesi ve beden dilinin de duyguları anlamada önemli olduğu
belirtilerek etkinlik sonlandırılır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden kendilerini ve çevrelerindeki kişileri
gözlemlemeleri ve duyguları ifade etmede daha önce fark etmedikleri sözsüz mesajları
belirlemeleri istenir.
67
ETKİNLİĞİN ADI: DUYGULARI DIŞA VURMA
AMAÇ:
1- Öğrencilerin farklı duygular yaşadıklarında neler yaptıklarını ve vücutlarında neler
olduğunu anlamalarını sağlamak.
2- Duygusal tepkilerin öğrenmeyle ilişkisine dikkat çekmek.
MATERYAL: “Duygularım-Tepkilerim” listesi (Ek 2)
UYGULAMA
1- Amaçlar kısaca açıklanır.
2- “Duygularım-Tepkilerim” isimli etkinlik formu öğrencilere dağıtılır. Oyun kâğıdında
yirmi yedi duygu adı bulunmaktadır. Öğrencilere, başka duygulara yer vermek
isterlerse altta bırakılmış yerlere yazabilecekleri söylenir.
3- Öğrencilerden yazılan duyguları dışa vururken ya da hissederken hangi davranışları
yaptıklarını yazmaları istenir. Yüz ifadelerinin, ses tonlarının nasıl olduğunu
düşünerek yazmaları söylenebilir.
4- Duygusal tepkilerin öğrenme ve şartlanma ile ilgisine dikkat çekilir. Eğer öğrenciler
kâğıtta yazılı duyguların anlamını bilmiyorsa açıklama yapılır. Bazı öğrenciler, bazı
duyguları hiç yaşamamış olabilirler. Onlara bu duyguları atlayabilecekleri söylenir.
5- Etkinlik kâğıdı doldurulduktan sonra öğrenciler yazdıklarını paylaşmak için
yönlendirilir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Değerlendirmede aşağıdaki sorular yöneltilerek
etkinlik sürdürülür. Daha sonra oturumda yapılanlar özetlenerek sonlandırılır.
Başkaları da bu duyguları aynı şekilde mi dışa vuruyor?
Duygusal ifadelerdeki bireysel farklılık nelere bağlı?
Duygusal tepkilerim bana yarar veriyor mu?
Duygusal tepkilerimizi değiştirebilir miyiz?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Ailelerinde duygularını kendileri gibi dışa vuran biri olup
olmadığını gözlemlemeleri ve duygusal tepkilerini örnek aldıkları birisi olup olmadığını
düşünmeleri istenir.
68
EK 2
DUYGULARIM-TEPKİLERİM LİSTESİ
DUYGULARIM BEDENİMDE NELER
OLUYOR?
NE YAPIYORUM?
Korku
Hırs
Öfke
Kızgınlık
Sevgi
Sevinç
Kıskançlık
Huzur
Heyecan
Kaygı
Cesaret
Güven
Çekingenlik
Hoşlanma
Aşk
Üzüntü
Yas
Sıkıntı
Haz
Neşe
Keder
Hüzün
Utanma
Coşku
Alınma
Gerginlik
69
ETKİNLİĞİN ADI: ÇATIŞMA EVRELERİ
AMAÇ:
1- Öğrencilerin, çatışmaların gelişme sürecini ve nasıl büyüdüğünü görmelerini
sağlamak.
2- Çatışmaların çözümleri için en uygun evrenin ne olduğu konusunda farkındalık
kazandırmak.
MATERYAL: Tepegöz, Ek 3 ve Ek 4’ün asetata çekilmiş fotokopileri
UYGULAMA
1- Sınıfa aşağıdaki sorular yöneltilerek çatışmalarda yaşanan süreçle ilgili bir tartışma
başlatılır.
Çatışmalar nasıl ortaya çıkar?
Kişiler arasında çatışma olduğunu belirten ilk işaret nedir, çatışma ortaya çıktığında ilk
ne olur?
Daha sonrasında neler yaşanır?
2- Çatışmaların farklı evreleri olduğu ve “rahatsızlık” evresinden başlayarak olası bir
krize kadar giden bir süreci olduğu belirtilir.
3- Çatışmanın evrelerini gösteren Ek 3 tepegözle yansıtılır. Her bir evreyi farklı bir
öğrencinin okuması sağlanarak gerekli açıklamalar yapılır.
4- Ek 4 tepegözle yansıtılarak formdaki öykü okunur, aşağıdaki sorularla çatışmada
yaşanan evreleri öğrencilerin bulması sağlanır.
Rahatsızlık evresinde neler oldu?
Hangi olaylar yaşandı?
Yanlış anlamalar neydi?
Gerilim ne zaman yaşandı?
Kriz neydi?
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilerle her evrede çatışmanın büyümesini
engelleyecek davranışların neler olabileceği tartışılır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilere, daha önceden yaşadıkları ya da varsa şu an
yaşamakta oldukları bir çatışma durumunun (çevrelerindeki bir kişinin de olabilir) evrelerini
düşünüp bulmaya çalışmaları önerilir.
70
EK 3
Birbirinize olan davranışlarınız tümden tersine dönmüş.
Artık karşınızdaki kişiye karşı düşüncele ve duygularınız KRİZ
tamamen olumsuz.
Her iki tarafın da birbirine karşı davranışları
olumsuz bir hale gelmiş. Diğer kişiyle ilgili
duygu ve düşünceleriniz hep negatif. Karşınızdaki GERİLİM
kişi olumlu davranışlar bile yapsa siz onun
kötü yönlerini hatırlıyorsunuz.
Burada kişinin istekleri ve yaşadıkları
olaylar yanlış anlaşılıyor ve karıştırılıyor. YANLIŞ ANLAMALAR
Biriyle aranızda sizi üzen ya
da istemediğiniz bir noktaya
varan bazı olaylar yaşandı OLAYLAR
(tartışma, küsmek,
Uzaklaşmak vb.)
Bu evrede henüz
tanımlanmış bir sorun yok.
Ancak yolunda gitmeyen
bir şeyler var. Var olan
durumdan rahatsız
oluyorsunuz; ancak
nedenini açıklayamıyorsunuz. RAHATSIZLIK
71
EK 4
İki Öğrencinin Çatışması
“Bize Ne Oldu?”
İrem ve Ceren hiç ayrılmayan ve her anlarını birlikte geçiren iki arkadaştır. İrem
erkeklerle ilgili konuşmaya ve özellikle de hoşlandığı; ama bir türlü yanına gitmeye cesareti
bulamadığı Hakan’dan bahsetmeye bayılır. Her akşam bu durum ve okulda geçen tüm anlar
hakkında uzun telefon konuşmaları yapmaktadırlar. Bir süredir, Ceren, bu konuşmaların
kesildiğini ve İrem’in kendisine eskisi gibi yakın davranmadığını fark etmektedir. Ne zaman
İrem’i arasa İrem, konuşamayacağını belirtiyor, Ceren’in “Bir sorun mu var?” sorusunu ya “
Sonra konuşuruz.” diyerek ya da konuyu değiştirerek cevapsız bırakıyordu.
İrem’in babası, küçük bir dükkân işletmekte ve maddi açıdan çok sıkıntılı bir dönem
geçirmektedir. Borçları yüzünden dükkânı kapanma noktasına gelmiştir ve erkek kardeşinin
bulunduğu kasabaya yerleşip bir süre onun yanında çalışmayı düşünmektedir. Tüm bunlar
yaşanırken son telefon faturasını görmüş ve İrem’in telefonla görüşmesini yasaklamıştır.
İrem, tüm bu durumu kabullenmekte çok güçlük çekmekte ve kimseyle paylaşmamaktadır.
Durumun yakında düzeleceğine inanamamakta ve sanki hayatında bir değişiklik yokmuş gibi
davranmaya çalışmaktadır.
Ayrıca Ceren’in en yakın arkadaşı olarak ona karşı duyarlı, anlayışlı davranması
gerektiğini düşünmekle birlikte Ceren’in bu dönemki tavırları yüzünden hayal kırıklığı
yaşamaktadır. Örneğin Ceren, geçen hafta sinemaya gitmek istemiş, İrem parası olmadığından
gidememiş, Ceren, nedenini bile sormadan “Öyle mi? Tamam ben de Jale’yle giderim.”
demiştir. İrem, Ceren’in bu davranışına çok kırılmıştır. Bu arada Ceren de İrem’in artık
kendisiyle arkadaş olmak istemediğini düşünmüş ve kırılmıştır. İrem Ceren’den çok
uzaklaşmış, iki arkadaş artık neredeyse hiç konuşmaz hale gelmişlerdir.
Bir gün, derste Ceren, Jale’ye not yazar. Yazdığı notta artık İrem’le arkadaşlık etmek
istemediğini, İrem’in bir erkek arkadaş bulmaktan ve Hakan’a olan ilgisinden başka bir
durum, olay, kişi düşünmediğini belirtir. Çok şakacı olarak tanınan Ahmet, bu notu ele geçirir
ve notu İrem’in sırtına yapıştırır. Sınıfta herkes bunu fark eder. Kıkırdamalar başlar ve
gittikçe şiddetlenir. İrem, sınıfın neye güldüğünü, bir öğrenci sırtındaki notu gösterene dek
anlayamaz. İrem notu bulur bulmaz notu Ceren’in yapıştırdığını düşünür ve çok sinirlenir. Hiç
düşünmeden sınıfın ortasında Ceren’e “Sen hem yalancı hem de ikiyüzlüsün!” diye bağırır.
Öğretmen, İrem’i müdür yardımcısının odasına gönderir.
72
ETKİNLİĞİN ADI: ALAY KALKANI
AMAÇ: Öğrencilere, kendileriyle alay edildiği durumlarda nasıl baş edebileceklerini
öğretmek.
UYGULAMA
1- Adıyla alay edilen bir çocuğun öyküsü okunur.
Hasan; uzun boylu çok zayıf bir çocuktu. Bir gün okula güzel bir çanta ile geldi. Cem
bakmak için Hasan’ın elinden çantayı çekip aldı. Hasan Cem’e kızdı ve “Çantamı geri
ver” dedi. Cem “ Al çantanı leylek” diyerek çantayı yere attı. Bu olaydan sonra bazı
çocuklar Hasan’a “leylek” demeye başladı.
2- Öğrencilere, öyküde alay edilen çocuğun neler hissedebileceği ve neler yapabileceği
sorulur.
3- Öğrencilerin yanıtları kısaca tahtaya yazılır ve üzerinde tartışılır.
4- Daha sonra tahtaya öğrencilerin kendileriyle alay edildiğinde uygulayabilecekleri
seçenekler yazılır.
Seninle alay edenleri görmezden gel (orada yoklarmış, onları görmüyormuş ve
duymuyormuş gibi davran)
Konuyu değiştir.
Uygun bir şekilde kendini nasıl hissettiğini anlat (“Sen bana leylek dediğin zaman
kendimi çok üzgün, incinmiş hissediyorum” gibi)
Haklı olduklarını söyle ve kabul et (“Evet, bence de boyum uzun” gibi)
Söylenenler hakkında şaka yap (“Yakında havalar soğuyacak ve artık beni buralarda
göremeyeceksiniz” gibi)
5- Öykü hakkında tartışıldıktan sonra öğrencilere, şimdiye kadar onlarla alay edilip
edilmediği sorulur. (Ancak, bazen arkadaşlarının şaka yapmış olabilecekleri de
hatırlatılır.)
6- Öğrencilere, kendileriyle alay edildiğinde neler hissettikleri sorulur.
7- Bu durumla nasıl baş ettikleri sorulur. Yanıtları olumlu, saldırgan ve çekingen
tutumlar olarak sınıflandırılarak tahtaya yazılır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Bu tutumların sonuçları ile ilgili duygu/düşünceler
paylaşılarak etkinlik tamamlanır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilere, alay edilme durumuyla karşılaştıklarında etkinlikte
öğrendikleri baş etme yollarını denemeleri önerilir.
UYGULAYICILARA ÖNERİLER: Sınıf içinde alay etme-edilme durumları varsa bu
etkinlikte ortaya çıkabilir. Öğrencilerden aldığınız tepkilere göre alay edilen kişileri belirleyip
kendilerini ifade etmelerine yardımcı olabilirsiniz.
73
ETKİNLİĞİN ADI: İSTENDİK VE İSTENMEDİK DAVRANIŞLAR
AMAÇ: Öğrencilerin grup ilişkilerinde doğru davranış geliştirmelerine ve grup dışında
kalmalarına neden olabilecek davranışları fark etmelerini sağlamak.
MATERYAL: İstendik, istenmedik davranışlar posteri(Ek 5)
İŞLEM YOLU
6. Posterde grup ilişkilerimizde yer alan islendik ve istenmedik davranışların bulunduğu
belirtilir. Öğrencilerden bu davranışlara bakarak onlara uygun ve doğru gelen davranış
ifadeleri ile uygun ve doğru gelmeyen davranış ifadelerini bulmaları istenir
7. Uygun ve doğru davranışların mavi, uygun ve doğru olmayan davranış ifadelerinin ise
kırmızı kalemle işaretlenmesi söylenir.
8. Her kutuya bu şekilde işaret konduktan sonra bu ifadelerden hangilerinin arkadaş
ilişkilerini geliştirmede yardımcı olduğu, hangilerinin arkadaş ilişkilerine zarar verdiği
tartışılır.
9. Poster sınıf panosuna asılır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Zaman zaman hepimizin grup dışında kalabileceğimiz
belirtilir. Bu durumda arkadaşlarımızla ilişkilerimizi gözden geçirip uygun olmayan
davranışlarımızı değiştirmenin önemi vurgulanır.
ÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Haftaya kadar öğrencilerden mavi renkle işaretlenmiş davranışları
denemeleri ve sonuçlarını gözlemeleri istenir.
74
EK 5
İSTENDİK İSTENMEDİK DAVRANIŞLAR POSTERİ
HEP KENDİ
DEDİĞİM OLSUN
İSTERİM.
ARKADAŞLARIMIN
ELİNDEN KİTABI,
KALEMİ ÇEKİP
ALIRIM.
ARKADAŞLARIM
KONUŞURKEN
DİNLERİM.
YALNIZ KALAN
ARKADAŞLARIM
I OYUNA
KATMAK
İSTERİM.
BİR ARKADAŞIM
BANA YARDIM
ETTİĞİNDE
TEŞEKKÜR
ETMEYİ
UNUTURUM.
HASTA
OLDUĞUNDA
ARKADAŞIMA
“GEÇMİŞ OLSUN”
DERİM.
ARKADAŞIM
YANLIŞ YAPINCA
GÜLERİM.
SABAH OKULA
GELİNCE
HERKESE
“GÜNAYDIN”
DERİM.
ZOR DURUMDA
OLAN
ARKADAŞIMA
YARDIM ETMEM.
KENDİMDE OLAN
DERS ARAÇ
GEREÇLERİMİ
ARKADAŞIMLA
PAYLAŞIRIM.
HERKESE KARŞI
GÜLERYÜZLÜYÜM
DÜR.
YEMEK
KUYRUĞUNDA
ÖNE GEÇMEYE
ÇALIŞIRIM.
BİLDİKLERİMİ
KENDİME
SAKLARIM.
ARKADAŞLARIM
YENİ BİR KIYAFET
GİRDİĞİNDE “GÜL
GÜLE GİY” DERİM.
ARKADAŞLARIMI
BAŞARILARINDAN
DOLAYI
KUTLARIM.
SINIF
ARKADAŞLARIM
IN CANINI
ACITIRIM.
75
KOŞARKEN,
OYNARKEN
KENDİMİ VE
ARKADAŞLARIMI
YARALAMAMAY
A ÖZEN
GÖSTERİRİM.
SINIFTA HER İŞİ
BEN YAPMAK
İSTERİM.
ARKADAŞLARIMI
OKUL DIŞINDAKİ
ZAMANLARDA DA
GÖRMEK HOŞUMA
GİDER.
DOĞUM
GÜNÜME BÜTÜN
ARKADAŞLARIM
I DAVET EDERİM.
76
6.SINIF ETKİNLİKLERİ
ETKİNLİĞİN ADI: SEVGİLİ ARKADAŞIM
AMAÇ: Arkadaşlığa ve arkadaşların yaşamımızdaki yerine ilişkin farkındalık kazandırma
UYGULAMA
Bugün arkadaşlık üzerine konuşacağız. Hepiniz gözlerinizi kapatın ve şimdi anlatacaklarımı
kafanızda canlandırmaya çalışın.
Tüm arkadaşlarının bir başka gezegene gittiğini düşün. Sabah okula gitmek için evden
çıkıyorsun. Yolda, serviste ya da okul bahçesinde daha önce rastladığın hiçbir arkadaşına
rastlamıyorsun. Sınıfa giriyorsun. Sınıfta senden başka öğrenci yok. Dersi tek başına
dinliyorsun, teneffüse tek başına çıkıyorsun, eve tek başına gidiyorsun. Okul dönüşü oynamak
için dışarı çıktığında, oynayabileceğin bir arkadaşının olmadığını görüyorsun.
Şimdi gözlerinizi açın. Arkadaşlarınız olmasa, yaşam nasıl olurdu? Neleri yapamazdık?
Yanıtları alın.
Arkadaşlarımız olmasa oyun oynayamazdık, eğlenemezdik, sevinçlerimizi, sıkıntılarımızı
paylaşamazdık, yardımlaşamazdık, şakalaşamazdık. Yani kendimizi çok yalnız hissederdik.
Zaman zaman anlaşmazlıklar yaşasak da iyi ki arkadaşlarımız var.
Şimdi arkadaşlık üzerine biraz düşünmenizi istiyorum. Arkadaşlık dendiğinde aklınıza neler
geliyor? Sizce iyi bir arkadaş nasıl olmalı? Boş bir kâğıda yazın.
Çocuklara biraz süre tanıyın ve düşüncelerini yazmalarını sağlayın. Birkaç çocuğun yüksek
sesle değerlendirmelerini okumalarına izin verin. Tüm çocuklardan kâğıtları toplayın.
Mümkünse çocukları daire şeklinde oturtun.
Şimdi de çok özel bir uygulama yapacağız. Herkes yanında oturan arkadaşına, onunla ilgili
güzel bir şey söyleyecek. Ama bir kuralımız var: Mutlaka güzel bir şey söyleyeceksiniz. Hoş
olmayan şeylerin söylenmesi yasak. Arkadaşınızın sevdiğiniz pek çok özelliği olabilir ama
bunların içinden bir tanesini yüksek sesle ona söyleyeceksiniz. Örneğin, onun
yardımseverliğini, çalışkanlığını, yaptığı şakaları, iyi niyetli oluşunu, bilgili oluşunu,
dürüstlüğünü ya da gözlerinin rengini beğendiğinizi söyleyebilirsiniz.
İki öğrencinize olumlu geri bildirim verin. Örneğin,
Selen, ben senin güler yüzlü olduğunu düşünüyorum ve bu özelliğini çok beğeniyorum. Engin,
senin sakin oluşun çok hoşuma gidiyor.
Uygulamayı öğrencilerin katılımıyla devam ettirin.
Hadi Ahmet, seninle başlayalım. Ayşe’ye dön ve onunla ilgili beğendiğin güzel bir şeyi söyle.
Çocukların birbirine verdikleri olumlu geri bildirimin sonrasında, geri bildirim vermediğiniz
öğrencilerinizin her birine onlarla ilgili beğendiğiniz, güzel bir özelliklerini söyleyin. Bu
uygulama öğrencilerinizin kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacak; büyük bir olasılıkla
söyledikleriniz hiç unutmayacaklar.
KAPANIŞ
Arkadaşlarımız bizim için çok önemlidir. Onlarla zaman zaman anlaşmazlık yaşayabiliriz.
Sorunumuzu çözerken sadece istediğimizi elde etmeye değil, arkadaşlığımızı da korumaya
çalışmalıyız.
77
ETKİNLİĞİN ADI: AFERİN BANA
AMAÇ: Öğrencilerin kendilerine ilişkin benlik algılarını geliştirmek.
MATERYAL: Kâğıt, kalem
UYGULAMA
1- Birbirini daha iyi tanıyan öğrencilerden beşerli gruplar oluşturulur.
2- Grup içindeki her bir üyeden, diğer üyelerin en iyi yönlerini yazması istenir.
3- Grup içindeki her bir üyenin, yazdıklarını diğer üyelerle paylaşması sağlanır.
4- Her üyenin kendisiyle ilgili olumlu yönleri söylendikçe bunları bir kâğıda yazmaları
istenir.
5- Olumlu yönleri söylenen her üyeden, diğer üyelere teşekkür etmesi beklenir.
6- Öğrencilerden, arkadaşlarının söylediklerinden başka, kendileriyle ilgili olumlu
gördükleri diğer özelliklerini kâğıtlarına eklemeleri istenir.
7- Gönüllü öğrencilerin olumlu görünen ya da kendileriyle ilgili olumlu buldukları
yönlerini sınıfla paylaşmaları sağlanır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere aşağıdaki sorular yöneltilerek
değerlendirme yapılır.
Kendinizle ilgili yeni öğrendiğiniz olumlu özellikleriniz oldu mu? Olduysa bunlar
nelerdir?
Grup içinde arkadaşlarınız olumlu yönlerinizi açıklarken neler hissettiniz?
Kendimizi sürekli olarak çok üstün görürsek olumlu yönlerimizi geliştirebilir miyiz?
Neden?
Kendimizi sürekli olarak yetersiz görürsek olumlu yönlerimizi geliştirebilir miyiz?
Neden?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilere, çevrelerindeki insanların hoşlandıkları özelliklerini,
onlara ifade etmeye çalışmaları ve kendileriyle ilgili olumlu görünen özellikleri arttırmak için
neler yapabileceklerini düşünmeleri önerilir.
78
ETKİNLİĞİN ADI: SÖZSÜZ DAVRANIŞLAR
AMAÇ: Öğrencilerin etkin dinleme becerilerini geliştirmek
MATERYAL: Ek 6
UYGULAMA
1- Gönüllü iki öğrenci seçilerek birinin dinleyici diğerinin konuşmacı olması istenir.
2- Konuşmacıya bir yaşantısını anlatması, dinleyiciye de ekte verilen davranışları
sergileyerek dinlemesi söylenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Aşağıdakine benzer sorular sorularak grup etkileşimi
başlatılır.
Gördüğümüz örnekte neler oldu?
Arkadaşınız sizi bu şekilde dinlerse neler yaparsınız? Kendinizi nasıl hissedersiniz?
Dinlerken hangi sözsüz davranışları kullanıyorsunuz?
Etkili sözsüz mesajlar neler olabilir?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Etkisiz sözsüz mesajları kullanarak bu etkinliği aile üyelerinizden
biri ile tekrarlayınız.
79
EK 6
ETKİSİZ SÖZSÜZ MESAJLAR
1- Gözleri sık sık kaçırmak.
2- Alaycı/sorgulayıcı bir biçimde bakmak.
3- Arkaya dönerek dinlemek.
4- Bir nesneyle oynamak.
5- Konuşmacıdan daha yüksekte oturmak.
6- Konuşmacıdan çok uzakta durmak.
7- Hiçbir bedensel tepki vermemek.
8- Hareket halinde olmak.
80
ETKİNLİĞİN ADI: NASIL DİNLİYORUZ?
AMAÇ: Öğrencilerin etkili dinleme kurallarını öğrenmelerine yardımcı olmak ve ayrıca
birbirini dinlerken onun sözsüz davranışlarına dikkat etmelerini sağlamak.
UYGULAMA
1- Öğrencilere karşılarındaki insanı dinlediklerini nasıl gösterdikleri sorulur.
2- Öğrencilerle dikkatsiz dinlemenin nasıl olduğu tartışılır. Dikkatsiz dinlemede, konuşan
kişinin yüzüne bakılmaz, başka konuya geçilir, karşıdakinin sözü kesilir.
3- Öğrencilerle iyi bir dinleyici olabilmek için neler yapılması gerektiği tartışılır.
4- Aşağıdaki yönerge öğrencilere anlatılarak iyi bir dinleyicinin özellikleri hakkında bilgi
verilir.
Dikkatli dinlemede,
Yüzünüzü konuşmacıya dönün, onun gözlerine bakın. İnsan bedeninin en dikkat çeken
yeri yüz; yüzde en çok dikkat çeken yer ise gözlerdir. Gözün kendisi başlı başına bir
mesaj kaynağıdır. Bir kimse konuşurken ya da sizi dinlerken gözünüze bakıyorsa size
ilgi duyuyor demektir. Diğer yandan, bir kimse gözünü gözünüzden kaçırıyorsa sizden
bir olayı saklıyor ya da sizinle ilgilenmiyor olabilir.
Söylenen konu hakkında düşünün, dinlediğinizi belli etmek için kafanızı sallayın ve
“hıhı” gibi tepkiler verin.
Zaman zaman karşınızdakinin sözlerini özetleyin.
Konuşma sırası size geldiğinde, konuyu değiştirmeyin, aynı konuya devam edin. Sizin
getirmek istediğiniz farklı bir konu varsa bunu, konuşmacının getirdiği konuyla ilgili
tepkilerinizi verdikten sonra, yeni bir konu olarak dile getirin.
5- Daha sonra, öğrencilerden iki gruba ayrılmaları istenir.
6- Her grup aşağıdakine benzer konulardan birini seçer. Gruplar, o konu hakkında
konuşurken diğerleri dinler.
Evde hiç hayvan besledin mi? Beslemek ister miydin?
Okulda en sevdiğin ders hangisi? Neden?
Ne tür sporlar yapıyorsun? Yapmıyorsan, hangi sporları yapmak isterdin?
Hafta sonu neler yapıyorsun? vb.
7- Öğrenciler, dinleme rollerini, kuralları yerine getirerek uygulamaya çalışırlar.
8- Her öğrenci, bir kez dinleyici rolünü alana kadar işlem tekrarlanır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrenciler, etkili dinleme ile ilgili alıştırmaları
yaptıktan sonra, anlatan ve dinleyenin neler hissettiği, bundan sonra birbirlerini ve başkalarını
dinlerken nelere dikkat etmeleri gerektiği özetlenerek oturum sonlandırılır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden çevrelerindeki insanların birbirlerini nasıl
dinlediklerini gözlemlemeleri ve kendi dinleme alışkanlıklarını gözden geçirmeleri istenir.
81
ETKİNLİĞİN ADI: KIZMA BİRADER
AMAÇ: Öğrencilerin kızgınlıkları ile baş etme becerilerini geliştirmek.
UYGULAMA
1- Öğrencilere aşağıdaki açıklama yapılır:
“ Hepimizin yaşamında zaman zaman bizleri kızdıran olaylar olur. Bazen bizimle
dalga geçildiğinde ya da bize istemediğimiz bir davranışı yapmamız için ısrar
edildiğinde, kendimizi çaresiz hissederiz. Bazen kızgınlığımızı denetleyebiliriz, bazen
de sonuçlarını hiç düşünmeden hareket ederek, kızgınlığımıza yenik düşeriz. Bu
oturumda bu tip durumlarla nasıl baş edebileceğimiz üzerinde durulacaktır.”
2- Öğrencilere kızdığımız zaman kendimizi denetlemenin yolları olduğu belirtilir ve
aşağıdaki maddeler tahtaya yazılır.
Seni kızdıran olaydan ya da kişiden uzaklaş.
İçinden 10’a kadar say ve sakince düşünmek için kendine zaman tanı.
Yalnız kal.
Dışarı çık ve yüzünü yıka.
Derin nefes al.
Seni mutlu edecek bir durumu düşün.
Seni neyin kızdırdığını olabildiğince sakin bir sesle karşındaki kişiye söyle.
Harekete geçmeden önce, davranışının doğuracağı sonuçları gözden geçir. Nasıl
davranman gerektiğini bir kez daha düşün.
3- Kızdıkları durumlarda nasıl tepki verecekleri öğrencilere sorulur ve yanıtları olumlu,
saldırgan ve çekingen tutum olarak sınıflandırılarak tahtaya yazılır.
4- Her bir tutumun sonuçları üzerinde tartışılır. Tahtada yazılı olan ve öğrencilerin de
bulduğu olumlu tepkilerin üzerinde durulur.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere kızgınlık duygusunun doğal bir duygu
olduğu ancak bu duygumuzu doğru ifade etmek için tahtada yazılı olan basamakları
uygulamanın hem kendimizi doğru ifade etmede hem de kişiler arası ilişkilerimizi
geliştirmede önemli olduğu vurgulanır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden kızgınlık yaratan bir durumla karşılaştıklarında
öğrendiklerini denemeleri ve sonuçlarını gözlemlemeleri istenir.
82
ETKİNLİĞİN ADI: BAZEN ANLAŞAMAYABİLİRİZ
AMAÇ: Bir başkasıyla çatışma yaşamanın doğal olduğu, ancak yanlış davranışlar
sergilendiği zaman çatışmanın şiddetinin giderek artacağı konusunda bilinçlendirme.
MATERYAL:
1- Anlaşmazlık Yaşadığımda Neler Yaparım? Formu (Ek 7)
2- “Kırmızı Pabuçlar” hikâyesi (Ek 8)
UYGULAMA
Bugün arkadaşlarımızla yaşadığımız anlaşmazlıklar üzerine konuşacağız. Hepimiz zaman
zaman arkadaşlarımızla anlaşmazlık yaşarız. Bu oldukça doğal bir durumdur.
Tahtaya aşağıdaki cümleyi yazın
“Anlaşmazlık günlük yaşamın doğal bir parçasıdır.”
Şimdi bir örnek görelim.
Aynı kitabı okumak isteyen iki çocuğun öyküsünü okuyun.
Lale sınıfa girdi. Sırasında oturdu ve kütüphaneden yeni aldığı öykü kitabını çantasından
çıkardı. Kitabın renkli kapağı sıra arkadaşı Halil’in dikkatini çekti. Halil, kitaba bakmak
istedi. Kitabı alıp kapağını açtı. Lale “Kitabı ben okuyacağım onu bana ver.” dedi. Halil
bakmaya devam etti. Lale sinirlendi ve kitabı Halil’in elinden çekti. Halil de baktığı kitabın
elinden çekilmesine sinirlendi. O da kitabı çekti. Kitabın bir ucundan Lale, bir ucundan da
Halil çekiyordu. Kitap bu çekiştirme sonucunda ortadan ikiye yırtıldı.
Bu öyküde Halil ve Lale bir anlaşmazlık yaşadı mı?
Anlaşmazlık konusu neydi?
Şimdi siz de arkadaşlarınızla anlaşmazlık yaşadığınız durumları düşünün. Hangi durumlarda
anlaşmazlık yaşıyorsunuz, örnek vermek isteyen var mı? Bu toplantıların kuralını
unutmuyoruz ve örnekleri verirken anlaşmazlık yaşadığımız kişinin ismini vermiyoruz. Bir
arkadaşım, bir büyüğüm, tanıdığım birisi gibi ifadeler kullanıyoruz.
Çocukların söylediklerini tahtaya yazın.
Söylenmeyenleri ekleyin. Örneğin,
Arkadaşınız size hoşlanmadığınız bir isim taktığında…
Siz ve arkadaşınız farklı oyunlar oynamak istediğinizde…
Siz oyun oynamak isterken, arkadaşınız ders çalışmak istediğinde…
Arkadaşınız sırrınızı başkasına söylediğinde…
Arkadaşınızla alay ettiğinizde…
Arkadaşınız onun yeni oyuncağıyla oynamanıza izin vermediğinde…
En yakın arkadaşınız sizinle değil bir başka çocukla oynadığında…
Bir arkadaşınızı oyuna almadığınızda…
Arkadaşınız size bir şeyler söylerken onu dinlemediğinizde…
Herhangi bir şeyi örneğin bir topu, bir kalemi paylaşamadığınızda anlaşmazlık yaşanır.
Peki, siz bir arkadaşınızla anlaşmazlık yaşadığınızda neler yaparsınız? Size dağıtacağım
kâğıtta bazı davranış örnekleri var. Anlaşmazlık yaşadığınızda, her davranışı ne sıklıkla
yaptığınızı işaretlemenizi istiyorum.
83
Anlaşmazlık Yaşadığımda Neler Yaparım? Formunu (Ek:3) dağıtın ve nasıl yanıtlanacağına
ilişkin açıklama yapın.
Arkadaşlarınızla anlaşmazlık yaşadığınızda sıklıkla bağırıyorsanız “sıklıkla yaparım” yazan
kutunun altına çarpı işareti (tahtaya X yazın) koyun. Bazen bağırıyor, bazen bağırmıyorsanız
“bazen yaparım” yazan kutunun altına çarpı işareti koyun. Anlaşmazlık yaşadığınızda hiç
bağırmıyorsanız “hiç yapmam” yazan kutunun altına çarpı işareti koyun.
Çocuklar formu doldururken, sınıfta dolaşarak doğru işaretleyip işaretlemediklerine ve her bir
madde için işaretleme yapıp yapmadıklarına bakın.
Herkes bitirdi mi? Çok güzel. Şimdi herkes çarpı işaretlerine baksın ve sıklıkla yaptığı şeyleri
bulsun. Sıklıkla yaparım dediğiniz şeyleri daire içine alın. Herkes anlaşmazlık durumunda
sıklıkla neler yaptığını buldu mu? Söylemek isteyen var mı?
Yanıtları dinleyin.
Görüldüğü gibi bir anlaşmazlık yaşadığımızda, kimimiz sıklıkla arkadaşımıza vurup itiyoruz,
kimimiz sıklıkla hiçbir şey söylemiyor ya da kaçıyoruz, kimimiz de sıklıkla anlaşmaya varmayı
deniyoruz.
Anlaşmazlığın Tırmanışı
Şimdi size bir öykü okuyacağım. Bu öyküde, iki çocuk arasında yaşanan anlaşmazlığı ve bu
anlaşmazlığın giderek nasıl tırmandığını, şiddetlendiğini göreceğiz.
Kırmızı Pabuçlar öyküsünü (Ek:4) öğrencilere dağıtın. Sonra yüksek sesle okuyun.
Bu öyküde anlaşmazlık ne zaman başladı? İlk ne oldu?
Ayşe, Zeynep’e “ ayakkabılar sana hiç yakışmamız; çok komik olmuşsun.” dedi.
Tahtaya bir merdiven çizin. Merdivenin ilk basamağına bu cümleyi yazın.
Sizce Zeynep bu durumda ne hissetmiştir?
Sonra ne oldu?
Zeynep, Ayşe’ye “ Senin o eski ayakkabıların kadar komik olamaz.” dedi.
Merdivenin 2. basamağına bu cümleyi yazın.
Sizce Ayşe bu durumda ne hissetmiştir?
Sonra ne oldu?
Ayşe, Zeynep’i itti.
Merdivenin 3. basamağına bu cümleyi yazın.
Sizce Zeynep ne hissetmiştir?
Sonra ne oldu?
Zeynep de Ayşe’yi itti.
Merdivenin 4. basamağına yazın.
Sizce Ayşe ne hissetmiştir.
84
Gördüğünüz gibi Zeynep’le Ayşe arasındaki anlaşmazlık gittikçe artıyor.
5,6,7,ve 8. Maddeler için yukarıdaki formatı kullanarak devam edin.
10. Ayşe Zeynep’in ayakkabısına baktı.
11. Zeynep Ayşe’nin ayakkabısını çizdi.
12. Birbirlerini itip kakmaya, birbirlerinin saçını yolmaya başladılar.
13. İkisi de “ Bana yeni bir ayakkabı alacaksın” diye bağırarak ağladı.
Gördüğünüz gibi Zeynep’le Ayşe arasındaki anlaşmazlık gittikçe arttı.
Anlaşmazlık arttıkça Zeynep ve Ayşe’nin duygularının giderek daha şiddetlendiğini,
yoğunlaştığını söyleyebilir miyiz?
Evet, anlaşmazlık tırmandıkça Zeynep ve Ayşe’nin kızgınlıkları da arttı. Ayşe ve Zeynep bir
anlaşmazlık durumu yaşadılar. Birbirlerine hoş olmayan şeyler söylediler ve doğru olmayan
davranışlar yaptılar. Bu nedenle anlaşmazlıkları giderek tırmandı. Birbirlerine olan
kızgınlıkları giderek arttı. Sonuçta ikisi de zarar gördü.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Başta da söylediğimiz gibi anlaşmazlık, yaşamın
doğal bir parçasıdır. Ama yanlış davranışlar sergilediğimizde, anlaşmazlık gittikçe tırmanır
ve her iki tarafa da hoş olmayan duygular yaşatır.
.
85
EK 7
ANLAŞMAZLIK YAŞADIĞIMDA NELER YAPARIM?
Arkadaşlarınızla anlaşmazlık yaşadığınızda sıklıkla bağırıyorsanız “ sıklıkla yaparım”
yazan kutunun altına çarpı işareti koyun, bazen bağırıyor bazen bağırmıyorsanız “bazen
yaparım” yazan kutunun altına çarpı işareti koyun, anlaşmazlık yaşadığınızda hiç
bağırmıyorsanız “hiç yapmam” yazan kutunun altına çarpı işareti koyun.
Sıklıkla
Yaparım
Bazen
Yaparım
Hiç
Yapmam
Bağırırım.
Hiçbir şey yapmam.
Öğretmenime ya da müdüre söylerim.
Kızdığım arkadaşımla alay ederim.
Ağlarım.
Vururum ya da iterim.
Küserim.
Arkadaşım nasıl istiyorsa öyle yaparım.
Kaçarım.
Anlaşmaya çalışırım.
86
EK 8
KIRMIZI PABUÇLAR
(Serap AKGÜN, Arzu ARAZ)
Ayşe okulun karşısındaki mağazada bir çift kırmızı ayakkabı görmüş ve onları alması
için annesine yalvarmıştı. Annesi “Bu yıl ayakkabın var şimdi alamayız, belki seneye.”
deyince Ayşe çok üzülmüş ama ısrar da etmemişti. Yine de her gün okula giderken önünden
geçtiği ayakkabıcının vitrinindeki kırmızı ayakkabılara bakıyor ve onu giyeceği günleri hayal
ediyordu.
O gün okula giderken, her zamanki gibi kırmızı ayakkabılarına bakmak için vitrinin
önüne gittiğinde kırmızı ayakkabılarını göremeyince çok üzüldü. Acaba kırmızı ayakkabıları
şimdi kimin ayağındaydı? Kafasında kırmızı ayakkabılar, sınıfa girdi yerine oturdu. Az sonra
Zeynep ayağında yeni kırmızı ayakkabıları ile sınıfa girdi. Ayşe ne yapacağını şaşırdı.
Şaşkınlıkla Zeynep’i işaret ederek “Ayakkabılar sana hiç yakışmamış, çok komik
olmuşsun.” dedi Zeynep çok sinirlenmişti. “Senin o eski ayakkabıların kadar komik olamaz.”
dedi. Bu sözler Ayşe’yi çok kızdırdı. Zeynep’i itti. Zeynep hiç durur mu O da Ayşe’yi itti.
Ayşe, Zeynep’in yeni kırmızı ayakkabısının üzerine öyle bir bastı ki hem ayakkabı kirlendi
hem de Zeynep “Ayağım, ayağım” diye ağlamaya başladı.
Sonra birden o da Ayşe’nin üzerine atıldı ve onun ayakkabısını elindeki kalemle çizdi.
Ayşe ve Zeynep birbirlerini itip kakmaya birbirlerinin saçını yolmaya başladılar. Ayşe “Bu
ayakkabılar artık giyilmez, bana yeni bir ayakkabı alacasın.” diye avaz avaz bağırırken
Zeynep de “ Asıl sen yepyeni ayakkabımı mahvettin, bana yeni bir ayakkabı alacaksın.” diye
hem bağırıyor hem de ağlıyordu.
Anlaşmazlık, günlük yaşamın doğal bir
parçasıdır. Ama yanlış davranışlar
sergilediğimizde, anlaşmazlık gittikçe
tırmanır ve her iki taraf da mutsuz olur.
87
ETKİNLİĞİN ADI: AKRAN BASKISINA DİRENME
AMAÇ: Öğrencilere arkadaş grubunun, uygun olmayan istek ya da tekliflerine hayır
diyebilmelerini sağlamak.
MATERYAL: Bu etkinlikte materyal gerekmemektedir.
UYGULAMA:
1. Akran baskısına direnme becerisi tanımı verilir.
Akran baskısına direnme becerisi, uygun olmayan davranışta bulunmak isteyen ve bu
davranışı yapmaya kendisini de teşvik etmeye çalışan arkadaşına direnme,ona hayır diyebilme
becerisidir.
2. Öğrencilerin ikişerli gruba ayrılması ve kendilerine verilen akran baskısına yönelik
örnek durumları canlandırmaları istenir.
Örnek durumlar:
• İzinsiz olarak arkadaşının eşyasını kullanmayı teklif eden bir arkadaşına hayır
diyebilme
• Okulun herhangi bir eşyasına zarar vermeyi teklif eden arkadaşına hayır diyebilme
• Yapmak istemediği bir davranışı yapmayı öneren ya da zorlayan arkadaşına hayır
diyebilme
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Canlandırılan örnek durumda akran baskısına ne
kadar etkili’’Hayır’’dendiği tartışılır. Bu gibi durumlarda başka nasıl tepkiler verilebileceği
üzerinde durulur. Bu beceriyi kazanmanın(akran baskısına direnme, kararlarını kendi kendine
verme, başkalarının etkisi altında kalmama vb.) sağlayacağı yararlar konusunda tartışılarak
etkinlik sonlandırılır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden, verdikleri kararlarda çevrelerindeki kişilerden ne
kadar etkilenip etkilenmediğini gözlemlemeleri istenir.
88
KAPLUMBAĞA TEKNİĞİ
Bazı durumlar bizi öfkelendirir ve kontrolümüzü kaybettirir. Böyle durumlarda genellikle
öfkelenmekten başka bir çıkar yol göremeyiz. Ama öfke kontrolü için bazı teknikler vardır.
Bunlardan biri de kaplumbağa tekniğidir.
Öfke genellikle çevremizde kontrol edemediğimiz bir durum yüzünden patlak verir. Mesela
bir topun kafamıza çarpması veya trafikte birinin korna çalması gibi ve bazen de kaybetme
korkumuz yüzünden ortaya çıkar. Fakat her ne olursa olsun öfkemiz geçtikten sonra
yaptıklarımızdan utanç duyarız. Öfke tabiatımızın bir parçası gibi dursa da insanoğlunun
aşması gereken bir duygudur.
Kaplumbağa tekniği oldukça basit ve yararlıdır. Şimdi gözünüzde bir kaplumbağa
canlandırın. Bir tehlike anında kaplumbağa ne yapar kabuğuna çekilir. Öfkemizin ana nedeni
de tehlike de hissetmemizdir.
Zihnimiz bir tehlike anında iki şekilde tepki verir kaç kurtul veya savaş, mücadele et.
Ama 21. yüzyıl toplumunda alt benliğimizle değil kendi kişiliğimizle hareket etmeli ve
öfkemizi kesinlikle kontrol etmeliyiz. Bu yüzden öfke bizi yakalandığında yapmamız
gerekenler basittir.
89
1- Öfkelendiğinizde Farkında olun.
Öfkeni fark et ve onu izle onun nasıl yükseldiğini ve seni nasıl zorladığını fark et. Bu sayede
öfkeye kapılmak yerine onu izleyerek onu anlamış olacaksın.
2- Öfkelendiğinizde öfkeli şeyler düşünmeyi bırakın.
Öfkelendiğimizde genellikle parçalamak, kırmak, küfretmek, dövmek gibi yıkıcı düşünceler
bizi sarar ve bunlara bazen uyarız. Fakat öfkemiz geçtikten sonra ne yazık ki bize bıraktığı
şeyler korkunçtur. Sevdiklerimizi üzmüş ve onları kırmışızdır. O halde öfkelendiğinizde
durdurmanız gereken en önemli düşünceler öfke düşünceleridir. Onları durdurun göreceksiniz
öfkenizde duracak.
3- Şimdi Kaplumbağa gibi düşünün ve Kabuğunuza çekilin
Bir meditasyon gibi düşünün bunu. Kabuğunuz olduğunu düşünün ve içinize dönün derin
nefesler alıp verin ve sakinleşmeye odaklanın. Bu sayede sakinleşecek ve öfkenizi kamçılayan
hormonlardan kurtulmuş olacaksınız. Genellikle sakinleşmeniz bir veya iki dakikadan fazla
sürmez...
4- Artık kabuğunuzdan çıkabilirsiniz.
Şimdi problemi daha net görecek ve doğru bir çözümle yaklaşacaksınız...
90
ETKİNLİĞİN ADI: İYİ Kİ ARKADAŞIMSIN
AMAÇ: Başkalarının iyi ve güçlü yanlarını fark edebilmek ve bunu dile getirme becerisini
geliştirmek
UYGULAMA
1- Öğrencilere aşağıdaki sorular sorularak arkadaşlıkla ilgili tartışma başlatılır.
Bir arkadaşlıkta nelere değer veriyorsunuz?
Arkadaşsız kalmak nasıl olurdu?
Arkadaşsız kaldığınızda neler hissedersiniz?
Sahip olduğunu düşündüğünüz arkadaşlık becerileri nelerdir?
2- Ortak noktalar ve farklılıklar vurgulanır.
3- Daha sonra, öğrencilerden iyi arkadaşlarında onunla ilgili olumlu buldukları ve değer
verdikleri özellikleri söylemeleri istenir.(Örn: Merhaba Selma! Benim arkadaşım
olduğun için ne kadar mutlu olduğumu söylemek istedim. Doğru olmadığını düşünsen
de yaptığım davranışlara değer verdiğini hissediyorum. Bu çok hoşuma gidiyor.”
gibi.)
4- Gönüllü öğrencilerden, en iyi arkadaşlarıyla ilgili olumlu düşüncelerini ve onlara
verdikleri değerleri söylemeleri istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Aşağıdaki sorular sorularak duygular/düşünceler
paylaşılır ve etkinlik değerlendirilir.
Arkadaşlarınızın olumlu ve değer verdiğiniz özelliklerini söylediğinizde neler
hissettiniz?
Hakkında konuşulan kişi, duydukları karşısında neler hissetti?
Olumlu özellikleri dile getirdiğinizde bunlar, ilişkilerinizi nasıl etkiler?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Arkadaşlarında gözlemledikleri olumlu davranışları övmeleri ve
ilişkilerinde değişme olup olmadığını gözlemlemeleri istenir.
91
ETKİNLİĞİN ADI: KENDİMİ SEVİYORUM
AMAÇ: Öğrencilerin kendilerini ve olumlu özelliklerini fark etmelerini sağlamak
UYGULAMA
1- Grup üyelerine kâğıtlar dağıtılır ve adlarını kâğıtların üstüne yazmaları istenir.
2- Grup üyelerinden isimlerinin altına sevdikleri, gurur duydukları ya da memnun
oldukları bir özelliklerini sevdikleri renkte bir kalemle yazmaları istenir. Bu özelliğin
görünüşleri, kişilik özellikleri ya da becerileri ile ilgili olabileceği belirtilir.
3- Ardından kâğıtları ters çevirmeleri ve arka yüzüne bu kez kendileri ile ilgili
hoşlanmadıkları bir özelliklerini sevmedikleri renkte bir kalem kullanarak yazmaları
istenir.
4- Bu işlemler birkaç kez tekrarlanır.
5- Grup üyelerinden kendileri hakkında yazmış oldukları hoşlanmadıkları özelliklerinin
altına “……………………. sam bile kendimi seviyorum” ya da
“……………………zaman bile kendimi seviyorum” biçiminde ifadeler yazmaları
istenir. (Örneğin “ İyi resim yapamasam bile kendimi seviyorum” ya da “Gözlük
taktığım zaman bile kendimi seviyorum ”gibi.)
6- Yazma işlemini tamamladıktan sonra gönüllü üyelerin kâğıtlarına yazdıklarını, grupla
paylaşmaları istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Aşağıdaki sorular sorularak grup etkileşimi başlatılır.
Hoşlandığınız ve hoşlanmadığınız özelliklerinizi yazarken neler düşündünüz ve
hissettiniz?
Kendinizi sevdiğinizi söylemek size neler hissettirdi?
Olumlu ve olumsuz özelliklerimizle kendimizi sevmenin ve kabul etmenin önemi vurgulanır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden, burada belirtmedikleri hangi olumsuz
özelliklerine rağmen kendilerini sevdiklerini düşünmeleri istenir.
92
ETKİNLİĞİN ADI: ALO!
AMAÇ: Öğrencilerin, etkilin dinleme kurallarını öğrenmelerine yardımcı olmak, birini
dinlerken onun sözsüz davranışlarına dikkat etmelerini sağlamak.
UYGULAMA:
1- Öğrencilere, telefonla konuşmakla yüz yüze konuşmak arasındaki farklılıklar sorulur.
2- “Hangisinde karşımızdaki kişinin bizi dinleyip dinlemediğini daha iyi anlayabiliriz?”
diye sorulur ve bunun nedenleri üzerinde tartışılır.
3- Yüz ifadesinin ve beden duruşunun iletişimdeki önemi vurgulanır. Dikkatli ve
dikkatsiz dinlemenin özelliklerinden bahsedilir.
Dikkatli dinlemede,
Yüzümüz konuşmacıya dönüktür. Onun gözlerine bakarız.
Anlatılan konu hakkında düşünür ve dinlediğimizi belli etmek için kafamızı sallar “
hıhı”, “evet” gibi tepkiler veririz.
Bir söz söylemek için karşımızdakinin söylediklerini bitirmesini bekleriz.
Dikkatsiz dinlemede ise,
Konuşan kişinin yüzüne bakmayız.
Başka konuya geçeriz ya da başka işlerle ilgileniriz.
Karşımızdaki kişinin sözünü keseriz.
4- Öğrenciler dikkatli dinleme ve dikkatsiz dinleme biçimlerini canlandırırlar.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Hangi dinleme biçiminin kendimizi iyi hissettirdiği,
hangisinin kötü hissettirdiği, hangisinde birbirimizi daha iyi anladığımız tartışılır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilere, kendilerinin ve çevrelerindeki kişilerin dinleme
biçimlerine dikkat etmeleri söylenir.
UYGULAYICILARA ÖNERİLER: Öğrencilere dikkatli ve dikkatsiz dinleme biçimleri
anlatılırken uygulayıcının kendisi de bir durumu canlandırabilir.
93
ETKİNLİĞİN ADI: BEN Mİ? SEN Mİ?
AMAÇ: Öğrencilerin ben dili ve sen dili kavramlarının farkını ve sonuçlarını anlamalarına
yardımcı olmak.
MATERYAL : Birer adet posterleştirilmiş Ek 9 ve Ek 10
UYGULAMA:
1. Posterleri tahtaya asın (Hazırlanamadığı takdirde tahtaya yazılabilir).
2. Öğrencilere ben dili ve sen dili kavramlarını örnekler vererek açıklayın. Sen dilini
kullandıklarında karşılarındaki insanın suçlandığını hissederek savunmaya geçebileceğini,
buna karşılık ben dili kullanıldığında tam tersi bir sonuç elde edilebileceğini ve ortadaki
problemin çözülme ihtimalinin çok düşük olacağını vurgulayın.
3. Bir öğrenciden tahtadaki ben dili ve sen dili örneklerini yüksek sesle okumasını isteyin.
4. Varsayımsal durumlar vererek bu durumlara öğrencilerin önce sen dili, sonra da ben dili
kullanarak tepkide bulunmalarını isteyin. Hangi yöntemin daha iyi sonuç vereceğini tartışın.
5. Aşağıdakine benzer senaryolar vererek senaryolardaki birey sayısı kadar öğrencilerden
oluşan gruplardan, önce bu durumda normalde nasıl davranacaklarını, sonra da ben dili
kullanarak nasıl tepkide bulunacaklarını (ilk canlandırmada ben dili kullandıysa sen dili
kullanarak) canlandırmalarını isteyin. (öğrencilere canlandırmaya başlamadan önce hazırlık
yapmaları için süre ayırın).
• Yerde bir kalem var. İki öğrenci onu almak için çabalıyorlar ve kalemin kime ait
olduğuna ilişkin tartışmaya başlıyorlar.
• Özge ve Elif bahçede oynamaya gidiyorlar. Nihal de onlara katılmak istiyor. Ancak
onlar Nihal'i görmezlikten geliyor. Nihal kendini incinmiş hissediyor.
• Halil ve Nazmiye birlikte hazırlamaları gereken bir ödev için kütüphaneye gidiyorlar.
Halil getirmesi gereken bazı malzemeleri evde unutmuş. Bu yüzden ödevlerini
yetiştiremeyebilirler.
• Ferah sabah evde kardeşi ile tartışmış. Okula geldiğinde ona günaydın diyen Meral'e
"Git başımdan" diye bağırır.
(Sınıfın düzeyine göre senaryoları çeşitlendirebilirsiniz.)
6. Her bir senaryonun oynanmasından sonra hangi yöntemin daha olumlu sonuçlar
doğuracağını öğrencilerle tartışın.
7. Öğrencilerin etkinlikle ilgili yaşantılarını paylaşarak etkinliği sona erdirin.
94
EK 9
BEN DİLİ
Üzüldüm
Bana isim takman beni kırdı.
Şu anda kendimi aşağılanmış hissediyorum.
95
EK 10
SEN DİLİ
Sen hep böyle yapıyorsun.
Sinirlerimi bozuyorsun.
Kendini çok büyük görüyorsun.
96
ETKİNLİĞİN ADI: KIZMADIM KARDEŞİM
AMAÇ: Öğrencilerin öfke duygusunu ve kaynaklarını tanımalarına yardımcı olmak.
MATERYAL: Öfke Durum Formu (Ek11)
UYGULAMA
1- Öğrencilere öfke duygusu ile ilgili aşağıdaki açıklamalar yapılır.
Öfke duygusu, normal bir duygudur. Öfkeyi olumsuz yapan, kişilerin bu duyguyu
dışavurum biçimleridir. Dışavurum biçimleri öğrenilmiş davranışlardır. Uygun
dışavurumu sağlamanın ilk basamağı kişinin “hangi durumlarda öfkelendiğinin”
belirlenmesidir.
2- Hiç öfkelenmemenin mümkün olup olmadığı sorulur.
3- Etkinlik formu öğrencilere dağıtılarak öğrencilerden formu doldurmaları istenir.
4- Öğrencilerden verdikleri yanıtları sınıfla paylaşmaları istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilerin öfkelenme nedenlerinin bazen benzerlik
bazen de farklılık gösterebileceği vurgulanır. Bu farklılıkların neden kaynaklandığı tartışılır.
Öfkelendikleri zaman bunu nasıl dışa vurduklarını ve bunun sonucunda yaşadıklarını
anlatmaları istenir.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerin öfkelendiklerinde, bu duygunun nedenlerini
bulmaya çalışmaları ve bu etkinlikte konuşulan uygun baş etme yolarını denemeleri önerilir.
97
EK 11
ÖFKE DURUMU FORMU
Yönerge: Geçtiğimiz haftayı düşünerek sizi öfkelendiren kişi ya da durumları, ilgili kutucuğa
işaretleyiniz.
Kişiler
Durumlar
Anne Baba Kardeş Akraba Arkadaş Öğretmen Diğer
(………)
İsteğini
alamama
Haksız
davranış
Kayıp
(Arkadaşlık,
fırsat vb.)
Kavgalar
Engellenme
Eleştirilme
Azarlanma
Anlaşılamama
Sınırlanma
Saygısızlık
Gurursuzluk
Diğer
(……………)
Diğer
(……………)
98
ETKİNLİĞİN ADI: ÇATIŞMA ŞEMASI
AMAÇ: Öğrencilerin çatışmalarda, çatışan tarafların ihtiyaç ve endişelerinin farkına
varmaları ve bu doğrultuda çözüm üretmelerini sağlamak.
MATERYAL: Ek 12 ve Ek 13 (öğrenci sayısı kadar çoğaltılmış)
UYGULAMA
1- Tahtaya Ek12’de yer alan “çatışma şeması” çizilir ve şema tanıtılır.
2- Öğrencilere, çatışmaların çözümlenmedi için her bir tarafın ihtiyaç ve endişelerinin
bilinmesi gerektiği vurgulanır. (Endişeler, genelde çatışan kişilerin derinde
hissettikleri korkulardır.)
3- Öğrencilerle, bir çatışmada çatışan taraflar belirlenir, öğrencilerden her bir tarafın
ihtiyaç ve endişelerine yoğunlaşmaları istenir.
4- Öğrencilere, Ek 13’te yer alan öykü okunur ve her bir öğrenciye Ek 13 dağıtılır.
5- Gönüllü öğrenciler seçilerek öyküdeki çatışmanın canlandırılması sağlanır.
6- Canlandırmadan sonra, öyküdeki tarafların isimleri, tahtadaki şemaya yerleştirilir.
7- Sınıfça bu kişilerin ihtiyaç ve endişeleri belirlenerek şemaya yazılır.
8- Öğrencilere çatışmaların çözümlenmesi için çatışmada yer alan her bir tarafın
minimum düzeyde de olsa ihtiyaçlarının temin edilmesi, endişelerinin giderilmesi
gerektiği belirtilir ve sınıfça çatışmaya çözüm yolları üretmeleri istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilerin, etkinlikle ilgili görüş ve düşüncelerinin
paylaşılması sağlanır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden, gazetelerden çatışmayla ilgili herhangi bir haber
seçip çatışan tarafların ihtiyaç ve endişelerini belirleyerek “çatışma şeması” doldurmaları
istenir.
99
EK 12
ÇATIŞMA ŞEMASI
A Kişisi
İHTİYAÇLARI Arkadaşlarından destek ENDİŞELERİ Her şeyi kendi başına yapıyor olmak
B Kişisi
İHTİYAÇLARI Arkadaşlık, bilgisayar ENDİŞELERİ Arkadaşsızlık Arkadaşlarının, eviyle alay etmeleri
D Kişisi
İHTİYAÇLARI İyi not Daha iyi çalışma becerileri Küçük görevler ENDİŞELERİ Sınıfta kalmak
C Kişisi
İHTİYAÇLARI Arkadaşlarından destek Arkadaşlarının haftanın iki günü çalışamayacağını anlamaları ENDİŞELERİ Annesine yardım etmek Okul ve ailevi sorumluluklarını dengelemek
100
EK 13
GÜZELKÖY’DE BİR ÇATIŞMA
Ahmet Zenginoğlu, kasabanın zengin iş adamı olarak tanınmaktadır. Kasabanın el
değmemiş bir bölgesinde, Dalyan yakınlarındaki sahilde geniş bir arazinin sahibidir. Bu arazi,
sessiz güzelliğiyle bilinen Güzelköy kasabasının hemen yanında, tepe üzerine kurulmuş bir
ormanın içinde yer almakta ve tepeden alabildiğince uzanan lacivert bir koya bakmaktadır.
Ahmet Bey, bu arazisini değerlendirmek ve para kazanmak istemektedir. Bu arazide iki
diskosu, yedi şelalesi olan 500 odalı büyük bir otel kompleksi yapmayı planlamaktadır. Ortağı
kendisine az bir maliyetle çok sayıda turist göndermeyi vaat eden Alman bir turizmcidir. Eğer
bu oteli ucuz bir maliyetle gerçekleştirebilirlerse uygun fiyata çok sayıda turisti düzenli olarak
getirebilirler. Ahmet Bey, henüz herhangi bir mimar ile anlaşma yapmamıştır ve bu plana katı
bir şekilde bağlı değildir yine de mutlaka bu arazisini değerlendirmek ve buradan kazanç
sağlamak istemektedir.
Ancak, Ahmet Bey, bu planı gerçekleştirmekte bazı sıkıntılar yaşamaktadır.
Güzelköy’de emekli olmuş, temiz havası ve sessizliği için bu beldeye yerleşmiş çok sayıda
yaşlı kişi yaşamaktadır. Buradaki küçük köy atmosferini ve herkesin birbirini tanıdığı bir
ortamda yaşamayı sevmektedirler. Bu grup, otelin yapılması durumunda gece çok gürültü
olacağından uyuyamamaktan veya alıştıkları düzenin bozulacağından endişe etmekte ve bu
nedenle otelin yapımına şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Bu düşünceyle bir araya
toplanmışlardır ve Mine Hanım önderliğinde oteli protesto etmeyi planlamaktadırlar.
Ahmet Bey, sadece emeklilerden oluşan gruptan değil, çevreci bir organizasyon olan
Greenpeace’den de yoğun bir tepki almaktadır. Güzelköy’de yaşayan Şule Hanım,
Greenpeace’in bölge koordinatörüdür. Kendisi bu otel projesine şiddetle karşıdır. Arazi
üzerinde yaptığı araştırmada, otelin yapılması durumunda 200 ağacın kesileceğini saptamıştır.
Bunlardan 25 tanesi, nadir yetişen “güllük” ağaçlarından oluşmaktadır. Ayrıca Caretta Caretta
kaplumbağaları da her yıl yumurtalarını bırakmak için buraya gelmektedirler. Kaplumbağa
yavruları yumurtalarından dışarı gece çıkarlar. Yumurtalarını kırdıktan sonra, ay ışığının
yardımıyla denizdeki hayatlarına başlamak üzere denize doğru yürürler. Yumurtadan yeni
çıkan kaplumbağalar, bu dönemce sahil çevresinde herhangi bir başka ışıkla karşılaşırlarsa bu
ışığın ay ışığı olduğunu varsayarak deniz yerine bu ışık kaynağına doğru yürümeye başlarlar.
Bu, zaten nesli tükenme tehlikesi yaşayan birçok kaplumbağanın ölümüne sebep olacaktır. Bu
nedenle Şule Hanım, bu otel kompleksinin durdurulması için geniş çaplı bir kampanya
başlatmıştır. Kendisi aslında tüm güllük ağaçlarının ve diğer ağaçların %75’inin ve de
kaplumbağa yavrularının korunması durumunda mutlu olacaktır.
Yunus, Güllük’te yaşayan işsiz bir gençtir. Kendisi bu otel kompleksinin yapılmasını
yeni doğacak iş imkânlarını düşünerek hevesle beklemektedir. Bu sayede şehre göç etmek
zorunda kalmayacak, sevdiği beldede hayatını sürdürecektir. Yunus, iş konusunda seçici
değildir, herhangi bir iş imkânı onun hayatını değiştirmeye yetecektir. Veysel Bey kasabanın
muhtarıdır ve çok yakında gerçekleşecek olan seçimlerde yeniden seçilmek istemektedir. Otel
konusunda kasabanın ikiye bölündüğünün bilincindedir, bununla beraber seçilebilmek için her
iki gruptaki insanların da oyuna ihtiyaç duymaktadır.
101
ETKİNLİĞİN ADI: PROBLEM ÇÖZME
AMAÇ: Öğrencilerin etkili sorun çözme basamaklarını kullanmasını sağlama
MATERYAL: Ek 14
UYGULAMA
1- Öğrenciler beşerli gruplara ayrılır.
2- Öğretmen, öğrencilere sınıfta yaşanan sorunları sorar ve ifade edilen sorunlar tahtaya
yazılır.
3- Sorunların içerisinden öğrencilerin belirlediği bir sorun tespit edilir.
4- Öğretmen Ek 14’teki deki bilgileri öğrencilere anlatır.
5- Her gruptan, sorun çözme sürecinde dikkat edilecek unsurları dikkate alarak, seçilen
soruna çözüm getirmeleri istenir.
6- Her grup yazdıklarını sınıfla paylaşır.
7- Aşağıdakilere benzer sorularla grup etkileşimi devam eder.
Sorunu çözerken neler yaşadınız? Neler hissettiniz?
Sorunu çözerken nasıl bir süreç izlediniz?
Sorunu çözerken nelere dikkat ettiniz?
Neleri göz önünde bulundurdunuz?
8- Sorun çözme sürecinde dikkat edilecek unsurları açıklamanın önemi ve gerekliliği
vurgulanarak etkinlik sonlandırılır.
102
EK 14
SORUN ÇÖZME SÜREÇLERİ
Crawford ve Bodin’e göre (1996), çatışmaları çözmek için başvurulabilecek üç tane sorun
çözme süreci vardır. Müzakere, arabuluculuk ve oybirliği ile karar alma.
Müzakere: Aralarında anlaşmazlık olan tarafların ya bizzat kendilerinin ya da temsilcilerinin
başkalarından yardım almaksızın birlikte çalışarak aralarındaki anlaşmazlığı çözmek amacıyla
yüz yüze geldikleri bir sorun çözme yöntemidir.
Arabuluculuk: Aralarında anlaşmazlık olan tarafların ya bizzat kendilerinin ya da
temsilcilerinin “arabulucu” denen tarafsız birinin de yardımıyla aralarındaki anlaşmazlığı
çözmek amacıyla yüz yüze geldikleri bir sorun çözme sürecidir.
Oy Birliğiyle Karar Alma: Aralarına anlaşmazlık olan bütün tarafların ya da temsilcilerinin,
bütün tarafların destekleyebileceği bir eylem planı oluşturarak anlaşmazlığı çözmek amacıyla
iş birliği yaptıkları bir grupla sorun çözme sürecidir. Bu sürece tarafsız biri de katılabilir ve
süreci hızlandırabilir ama bu zorunlu değildir.
Yukarıda belirtilen sorun çözme süreçleriyle çatışmaları çözmek için, dört temel ilkenin
anlaşılması gerekir.
1. Kişilerle sorunları birbirinden ayırmak
2. Çıkarlar üzerinde odaklaşmak
3. Herkesin kazanacağı seçenekler bulmak
4. Seçenekleri değerlendirmek.
Sorunlar karşısında insanlar birbirinden farklı tepkiler gösterebilir. Bazı kişiler, herhangi bir
sorun karşısında hemen “sert” bir tepki gösterme eğilimindedir. Bu kişiler başkalarıyla
anlaşmazlığa düştükleri ya da aralarına bir çatışma çıktığı zaman güç kullanma yoluna
başvururlar. Karşı tarafı tehdit ederek, bağırıp çağırarak, vurarak, kırarak, döverek vb. kendi
çözüm önerilerini dayatırlar. Bazı kişiler de sorunlar karşısında oldukça “yumuşak” bir tepki
gösterme eğilimindedir. Bu kişiler daha ciddi bir tatsızlığın ortaya çıkmaması için geri
çekilirler, sorunlar karşısında kolayca pes ederler ve kendi isteklerinden vazgeçerler. Bazı
kişiler ise sorunlar karşısında “ilkeli” bir tutum sergilerler. Bu kişiler için önemli olan,
sorunları her iki tarafın da tatmin olacağı adil bir çözüm bulmaktır. Çünkü her hangi bir sorun
karşısında başvurulan çözümün, adil olduğu ölçüde kalıcı olduğuna inanırlar.
Yukarıda tanıtılan üç farklı tepki, üç farklı sonuca yol açar:
1. Taraflardan biri kazanır diğeri kaybeder (Kazan/Kaybet)
2. Her iki taraf da kaybeder (Kaybet/Kaybet)
3. Her iki taraf da kazanır (Kazan/Kazan)
Sorunlar karşısında “sert” bir tepki gösterildiğinde taraflarda biri kazanırken, diğeri kaybeder
ya da bazen her ikisi de kaybeder. “Yumuşak” bir tepki gösterildiğinde de sonuç aynıdır. Bu
kez de taraflardan biri kazanırken diğeri kaybeder, ya da her ikisi de kaybeder. Sorunlar
karşısın da “ilkeli” bir tepki gösterildiğinde ise genellikle kaybeden olmaz her iki taraf da
kazanır.
103
SORUN ÇÖZMEYİ ENGELLEYEN OLUMSUZ DÜŞÜNCELER
Ben yapamam
Bu sorun beni aşar
Bu çok zor
Başkalarının bunu yaptıklarını biliyorum. Ama bu benim için çok zor
Eğer daha fazla imkânım olsaydı ( daha fazla zamanım ya da param olsaydı, başkalarından
yardım alabilseydim, daha becerikli olsaydım vb.) o zaman bu sorunu çözebilirdim.
Dünya, benim hakkımdan gelmek için fırsat kolluyor. Ben bu sorunla baş başayım.
Bu çok acil bir durum, düşünecek zaman yok.
SORUN ÇÖZMEYİ KOLAYLAŞTIRAN OLUMLU DÜŞÜNCELER
İyi niyet
Sorunların birden fazla çözümü olduğuna inanma
Bir tarafın kazanması, diğer tarafın kaybetmesini gerektirmez. Herkes kazanabilir.
Sorunlara farklı bakış açısı ile yaklaşmak. Başkalarının bakış açılarını öğrenmek için etkin
bir dinleyici olma,
Güç kullanmaktan kaçınma, sorunlar üzerinde odaklaşma
Duyguları dikkate alma.
İnsanlar, olanla olması gereken durum arasındaki farkın yol açtığı gerginlikten kurtulmak
isterler ve bunun için farklı yollara başvururlar.
Bunlarda bazıları kişiyi istediği sonuca ulaştırabilir, bazıları ulaştırmaz. Sorun çözme, mevcut
durumla erişilmek istenen amaç arasındaki boşluğun algılandığı ve bunun yol açtığı gerginliği
ortadan kaldırmaya yönelik çabaları ifade eden bilişsel ve davranışsal bir süreçtir. Bu süreç
bir sorunun fark edilmesi ve sorunun tanımlanmasıyla başlar ve soruna çözüm bulununcaya
kadar devam eder.
104
SORUN ÇÖZME SÜRECİ
1- Sorunun fark edilmesi: Sorun çözme sürecinin ilk aşaması, bir güçlüğün sezilmesi ya da bir
şeylerin yolunda gitmediğinin fark edilmesidir. Sorunlar tesadüfen ya da sistematik
incelemeler sonucunda fark edilebilir. Ama genellikle sorunlar, doğal olarak ortaya çıkarlar ve
gerginliği ya da çatışmayı artırarak varlıklarını bize duyururlar. Eğer gerginlikle yüzleşilmez
ya da üstleri örtülür ve inkâr edilirse koşullar daha da kötüleşir.
2- Sorunun tanımlanması: Sorunun belirtileri fark edilerek başkalarının dikkatine sunulunca
doğal olarak bazı adımların atılması gerekir. Bunlardan ilki sorunun açıklığa kavuşturulması,
nelerle ya da kimlerle ilişkili olduğunun anlaşılmasıdır. Bu noktada sorunun başkaları ile ne
ölçüde ortak bir sorun olduğunun ve aciliyet derecesinin saptanması gerekir.
3- Alternatiflerin üretilmesi: Alternatif çözümler üretme aşamasında, eleştirinin olmadığı bir
ortamda çok sayıda çözüm önerisinin ortaya konabildiği, daha sonrada bu önerilerin
birleştirilerek geliştirilebildiği beyin fırtınası tekniğinden yararlanılabilir. Belli bir sorunun
çözümü ile ilgili tüm görüşler ortaya konmadan önce çözümün belirlenmesi çözümün
niteliğini azalttığı gibi kişiler arasındaki açık iletişim de engeller. Bu durum insanları çok
erken bir değerlendirme yapmaya zorlar ve kendi görüşlerini savunmaya iter. Farklı çözümler
üretildikten sonra çözümleri birleştirmek ve sentezlemek gerekmektedir.
4. Çözümlerin seçilmesi: Yeni verile toplayarak alternatifler üzerinde düşünmek için zaman
ayırdıktan sonra, sorunun çözümü ile ilgili her alternatifin sonuçlarını göz önünde
bulundurmak gerekir. Yani bu aşamada olası her çözümün, güçlü ve zayıf yanlarının dikkatli
bir biçimde değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirme sonucunda en uygun çözüme karar
verilir.
5. Uygulama: Seçilen çözümün uygulanabilirliğinin de bu süreçte göz önünde bulundurulması
gerekir.
6. Değerlendirme ve Düzeltme: İnsanların, yeni düşüncelere direnç göstermelerinin
nedenlerinden birisi değişimden sonraki mevcut durumun da
artık yeni görüşlere kapalı olacağına inanmalarıdır. Bu direnci aşmak için yeni verileri
çözümleyerek gerekli düzeltmeleri yapacak olan bir değerlendirme mekanizması oluşturmak
ve sorun çözme sürecini bütünüyle esnek ve yeni alternatiflere açık tutmak gerekir
105
ETKİNLİĞİN ADI: REDDEDİLME
AMAÇ: Öğrencilerin grup dışında kalmayla baş edebilme becerilerini geliştirmek
MATERYAL: Öğrenci sayısı kadar boş kâğıt
UYGULAMA
1. Öğrencilere sosyal bir ortamda, grup dışında kaldıklarında neler yaptıkları ve neler
hissettikleri sorulur.
2. Daha sonra böyle hissettikleri bir durumu kendilerine dağıtılan kâğıtlara yazmaları
istenir.
3. Kâğıtlarını bir çizgi ile önce ikiye bölmeleri, daha sonra bölünen kâğıda ilk olarak
dışlandıkları durumu ikinci olarak da bu durumda neler hissettiklerini yazmaları istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ:
• Yazma işleminin ardından, öğrencilerin dışlandıkları durumu anlatarak duygularını
grup üyeleri ile paylaşmaları sağlanır.
• Lider son olarak dışlanma ile başa çıkmak için öğrencilerin seçtikleri yolların neler
olduğunu sorar ve tartışma ortamı yaratılır. Etkinlik bitiminde dışlanma sonucunda
öğrencilerin hissettikleri ortak duygular vurgulanarak, empati duyguları ortaya çıkarılmaya
çalışılır.
GÖZLE-DÜŞÜN-DENE: Öğrencinin günlük yaşamında grup dışında kaldığını düşündüğü
bir durumu belirlemesi ve bu durum karşısında neler hissettiğini yazarak arkadaşlarıyla
paylaşması istenir.
106
ETKİNLİĞİN ADI: STRESLİ DURUMLAR
AMAÇ: Stresli durumlarla başa çıkmak için problem çözme becerilerini kullanmak
UYGULAMA
1. Stres hakkında kısaca bilgi verilerek, öğrencilerden stres yaşadıkları durumlara örnek
vermeleri istenir.
2. Verilen tüm örnekler ya da benzer durumlar gruplanarak tahtaya yazılır.
3. Öğrencilerin her bir durumu, stres yoğunluğuna göre 1-5 arasında puanlamaları istenir.
4. Her durumla ilgili olarak verilen puanların ortalaması alınarak stres kaynakları
sıralanır.
5. Öğrencilere, günlük yaşamda karşılaştıkları stresli durumlarla nasıl başa çıktıkları
sorulur.
6. Çözümlerin olumlu ve olumsuz yanlarının sınıfça tartışılması sağlanır.
7. Stresle başa çıkmada problem çözme sürecinin aşamalarının kullanılabileceğine dikkat
çekilir. Bu aşamalar tahtaya yazılarak kısaca açıklanır.
Problem Çözme Süreci
1. Problemin kime ait olduğuna karar verilir.
2. Problem tam olarak tanımlanır.
3. Problemi çözmek için yardım gereksinim olup olmadığına karar verilir.
4. Problemin tüm çözüm yolları belirlenir.
5. Çözüm yollarından birine karar verilir.
6. Alternatiflerin içinde en uygun bulunan uygulanır. Eğer çözüm olmamışsa yeniden
aynı adımlar uygulanır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ:
Öğrencilerden aşağıdaki durumu problem çözme sürecinin aşamalarını izleyerek çözmeleri
istenir.
2.dönemin sonuna yaklaştığımız bir zamanda, bir türlü başarılı olamadığınız A dersiniz olsun.
Başarısızlığınızın da öğretmeninizden kaynaklandığını düşünüyorsunuz. Dersi başaramayıp
döne sonunda zayıf gelebileceğiyle ilgili stres durumu yaşıyorsunuz. Başarınızı artırmak için
hangi adımları atarsınız? Neden?(örnek sınıfın gereksinimine göre değiştirilebilir)
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden hafta içinde karşılaştıkları günlük sorunları
problem çözme yaklaşımına göre çözmeyi denemeleri istenir.
UYGULAYICILARA ÖNERİLER: Etkinliğin başında, öğrencilere stres hakkında bilgi
vermesi için okul psikolojik danışmanını sınıfa davet edebilirsiniz.
107
ETKİNLİĞİN ADI: SENİN HİSSETTİKLERİN BENİM İÇİN ÖNEMLİ
AMAÇ: Başkalarının duygularına saygılı ve duyarlı olma.
UYGULAMA
1. Son bir hafta içinde kendileri için önemli olan ve duyguların olumlu ya da olumsuz
etkileyen bir olayı anlatmak üzere, istekli dört öğrenci düşünmeleri için sınıfın dışına
çıkarılır.
2. Bu sırada sınıfta kalan öğrencilere, olayı anlatacak ilk iki arkadaşlarını olayı
anlatırken dikkatle dinlemeleri ve ona duygularını empati göstererek yansıtmaları
istenir. Diğer iki öğrenci duygularını anlatırken ise; başka şeylerle ilgilenir görüntüsü
vermeleri, anlatılan duyguya uymayan yüz ifadesi takınıp ilgisiz sorular sormaları ve
arkadaşlarına duygularını anlamadıklarını ifade edecek sözler söylemeleri
istenir.(Örneğin, öğrenci anlattığı olaydan dolayı üzülmüşse’’sevinmiş’’ gibi zıt ya da
anlamsız duygular yansıtılır).
3. Anlatan tüm öğrencilere dinleyici grubun tutumundan nasıl etkilendikleri, ne
hissettikleri sorulur.
4. Empati gösterilmeyen öğrencilere, gerçek duygular ifade edilip dinleyici grubun neden
böyle davrandığı açıklanır.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilerden kendi duygularına saygılı ve hassas
davranıldığı ve davranılmadığı başka durumlara örnekler istenerek bu durumlar karşısında
neler hissettiklerini arkadaşları ile paylaşmaları sağlanır.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden ilişkilerinde karşılarındaki kişinin de dinlenildiğini
ve anlaşıldığını hissettirecek davranışları kullanmaya çalışmaları istenir.
108
7. SINIF ETKİNLİKLERİ
Etkinliğin Adı: Tanışalım
Sınıf: 7. sınıf
Öğrenci Sayısı: 7. sınıflardan seçilen grubun tümü(10 kişi)
Süre: 45 Dakika
Ortam: Rehberlik Servisi
Oturma Düzeni: Gruptaki herkesin birbirinin yüzünü görebileceği şekilde oturma
düzeni
Yeterlik Alanı:
Kazanım: Grup üyeleri birbiriyle tanışır ve etkinliğin amacı hakkında bilgi
edinir.
İçerik: Öğrenciler hakkında bilgi. Grubun katılımcıları ile tanışma.
Araç-Gereç: Yazı tahtası, kalem
Yöntem-Teknik: Düz anlatım, tanışma oyunu
Süreç:
- Grup üyelerine“hoş geldiniz” denip, grup lideri tanıtılır. Grubun amaçları ve bu oturumun
amaçları açıklandıktan sonra grupla, tanışma oyunu oynanır.
- Grup üyelerinden salonda rastgele dolaşmaları ve salonun çiçeklerle bezenmiş bir bahçe
olduğunu düşünmeleri, hayal etmeleri istenir. İstedikleri çiçek öbeklerinin yanında durup, çok beğenip
sevdikleri bir çiçeği koparıp koklamaları söylenir. Daha sonra da diğer grup üyeleriyle göz teması kurup
eşleşmeleri, eşlerine kopardıkları çiçekleri vermeleri ve yan yana oturmaları istenir. Tüm üyeler
eşleştikten sonra üyelerden, birbirlerine kendilerini olumlu ve olumsuz yönleriyle anlatmaları istenir ve
her üyenin eşini gruba “ben” şeklinde tanıtması sağlanır.
- Grup süresince uyulması gereken kurallar belirlenir ve bu kuralların öneminden bahsedilir.
- Belirlenen bu kurallar tahtaya yazılır.
- Grup üyelerinden gruptan ne isteyip, ne beklediklerini paylaşmaları istenir.
- Grup üyelerine, paylaşımları ve katkıları için teşekkür edilir. Oturumu kapatmadan önce üyelere
herhangi bir soruları olup olmadığı sorulur.
- Bir sonraki oturumun konusu, tarihi, saati ve gizlilik esası hatırlatılarak oturum kapatılır.
Değerlendirme:
Yapılan bu oturum sonucunda; öğrencilerin grupta yeterli açılımı sağlayıp sağlamadıkları
gözlem yoluyla değerlendirilecektir.
109
Etkinliğin Adı: Öfkeyi tanıma
Sınıf: 7. sınıf
Öğrenci Sayısı: 7. sınıflardan seçilen grubun tümü(10 kişi)
Süre: 45 dakika
Ortam: Rehberlik servisi
Oturma Düzeni: Gruptaki herkesin birbirinin yüzünü görebileceği şekilde oturma
düzeni
Yeterlik Alanı: Kişiler arası ilişkiler
Kazanım: Öfkenin zaman zaman yaşanabilen doğal bir duygu olduğunu anlar.
İçerik: Doğal bir duygu olarak öfke
Araç-Gereç: Öfke yüz ifadeleri( Ek 1), Öfke ile ilgili atasözleri
Yöntem-Teknik: Düz anlatım, tartışma, soru-cevap
Süreç:
-Grup üyelerine “hoş geldiniz” denir, bir önceki oturumun özeti yapılır ve bu oturumun amaçları
belirtilir.
-Çok öfkeli bir kişinin resmi üyelere gösterilip, öfkeli bir insanın, öfkelendiğinde dış görünümü
üyelere sorulur. Öfkeli kişinin resmi üzerine öğrencilere;
- Bu kişinin aklından geçenler nelerdir?
- Bu kişi nasıl bir duygu yaşamaktadır?
- Kişiler öfkeli olduklarında vücutları, elleri ve kollarıyla ne yaparlar?
- Siz öfkeli olduğunuzda ne yapıyorsunuz?
- Öfke duygusunun genel özellikleri nelerdir?
- Herkesin zaman zaman öfkelenebileceğini düşünüyor musunuz? Soruları yöneltilir.
-Resim üzerinde konuşulduktan sonra öğrencilere kendileri öfkelendikleri zaman vücutlarında ne
gibi değişiklikler olduğu sorulur. Çok öfkelendiklerinde nasıl bir duygu içinde olduklarını açıklamaları
istenir.
-Öfkenin zaman zaman herkes tarafından hissedilen bir duygu olduğu, her duygu gibi iyi ya da kötü
olmadığı, sadece yaşanılan bir his olduğu, bebeklerin veya hayvanların bile engellendiklerinde, yoğun ve
hasta olduklarında öfke ifade ettikleri, öfkenin aynı zamanda koruyucu bir fonksiyonu olduğu, birinin
hakkımıza saldırması veya size saygısızca davranması durumlarında öfkeye hakkımız olduğu anlatılır.
-Grup üyelerinden, öfke ile ilgili atasözleri düşünmeleri istenir. Belirlenen “öfke baldan tatlıdır”,
“keskin sirke küpüne zarar verir”, “öfkeyle kalkan zararla oturur” atasözleri üzerinde durulup, bu sözlerin
anlatmak istedikleri tartışılır.
-Bu oturumda, öğrencilerin öfke ile ilgili ne öğrendikleri sorulur ve tartışılır.
-Grubu oluşturan öğrencilere, dağılmadan önce sormak istedikleri bir şey olup olmadığı sorulur ve
gelecek oturumun konusu, tarihi ve saati belirtilerek oturum sonlandırılır.
110
Değerlendirme:
Bu oturum sonucunda, öğrencilerin ‘öfke’ konusunda ne düşündükleri, ne hissettikleri, oturum
sonrasında öfke duygusunun normal bir duygu olduğuna dair farkındalık kazanıp kazanmadıkları gözlem
yoluyla değerlendirilecektir.
111
Etkinliğin Adı: Nelere öfkelenirim?
Sınıf: 7. sınıf
Öğrenci Sayısı: 7. sınıflardan seçilen grubun tümü(10 kişi)
Süre: 45 dakika
Ortam: Rehberlik servisi
Oturma Düzeni: Gruptaki herkesin birbirinin yüzünü görebileceği şekilde oturma
düzeni
Yeterlik Alanı: Kişiler arası ilişkiler
Kazanım: Öfkenin kontrol edilebilen bir duygu olduğunu fark eder.
İçerik: Kontrol edilebilen bir duygu olarak öfke.
Araç-Gereç: Öfke Durumu Formu(Ek 2)
Yöntem-Teknik: Drama, düz anlatım, soru-cevap
Süreç:
-Grup üyelerine “hoş geldiniz” dendikten sonra, kısaca bu oturumda neler yapılacağı özetlenir.
Ve ardından kişilerin hangi durumlarda öfkelendiklerini belirlemek ve çok öfkelendikleri durumlardaki
duygularını ve bu duygularını ifade etme yollarını görebilmek amacıyla “öfke Durumu Formu”
uygulanır.
-Üyeler formu uyguladıktan sonra bir önceki oturumdan bu oturuma kadar şiddetli bir öfke
durumu yaşamış ve bunu grupla paylaşmak için gönüllü bir üyeden bu olayı gruba aktarması istenir.
-Üye hikâyesini “İşte Benim Öfkem…” diye başlayarak, anlattıktan sonra gruptan istediği
kişileri anlattığı olayda var olan kişiler yerine seçer. Psikodramada olması gerektiği şekilde kişi kendini
oynar. Ve grup üyelerinden kime ne rol verdiyse onlar da o rolleri canlandırırlar.
-Oyun oynama bittikten sonra, yorum ve tartışmalara tüm grup üyeleri katılır. Üyeler, yaşam
olayını sergileyen, grupla paylaşan bireyin bu olayda hangi davranışlarını değiştirse sahnenin olumsuz
bir şekilde sonlanmayacağına dair fikirlerini paylaşırlar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken hiçbir
üyenin başoyuncuya saldırır nitelikte fikir beyan etmemesidir. Kişiyi incitici sözlerden kaçınılması
önemle vurgulanmalıdır.
-Oyun grup üyelerinin fikirleri doğrultusunda tekrar oynanır ve sonra yine görüşler alınır. Bu
uygulama kişinin öfkesini kontrol altına alabildiği sahneye kadar devam eder. Ve böylece üyeler öfkenin
kontrol edilebilen bir duygu olduğunu görmüş olur.
-Grupta öfke içeren yaşam olayını paylaşan kişiden en son sahnedeki duygularını anlatması
istenir. Böylece kişi duygusu ve duygusunu ifade etme yöntemi hakkında da farkındalık kazanır.
-Grupta herkes yerine oturduktan sonra rehber öğretmen; “En kuvvetliniz, öfke anında nefsine
hâkim olanınızdır. (Hadis-i Şerif)” ve “İnsanın asaleti öfkelendiğinde belli olur.” sözünü okur. Ve
öğrencilerin bu sözlerden ne anladıkları üzerine konuşulur.
-Üyelerin bu oturumla ilgili eklemek ya da konuşmak istedikleri olup olmadığı sorulur.
-Gelecek oturumun tarihi, saati ve konusu belirtilerek oturum sonlandırılır.
Değerlendirme:
Bireylerin duygularını açıklıkla ifade edip etmedikleri ve dramaya gönüllü katılıp
katılmadıkları, katıldılarsa elde ettikleri farkındalık düzeyi gözlem yolu ile gözlenecektir.
112
Etkinliğin Adı: Öfkelendiğinde Rahatlama
Sınıf: 7. Sınıf
Öğrenci Sayısı: 7. sınıflardan seçilen grubun tümü(10 kişi)
Süre: 45 Dakika
Ortam: Okul bahçesi ya da çevresinde yeşil bir alan
Oturma Düzeni: Daire Biçiminde
Yeterlik Alanı: Kişilerarası ilişkiler
Kazanım: Öfkelendiğinde nefes ve gevşeme egzersizlerini kullanır.
İçerik: Nefes ve gevşeme egzersizleri
Araç-Gereç: CD çalar, ney müziği, kas gevşetme tekniği formu(Ek 3)
Yöntem-Teknik: Düz anlatım, kas gevşetme tekniği, uygulama
Süreç:
-Grup üyelerine “Hoş geldiniz.” Dendikten sonra son oturumun özeti yapılır.
-Öğretmen öğrencilere öfke durumunda kullanılabilecek bazı egzersizler olduğuyla ilgili bilgi
verir. Öfkelenince yapılabileceklere örnek olarak şunları söyler:
Hissettiklerimizi karşımızdaki kişilerle paylaşabiliriz.
Olayın olduğu ortamdan uzaklaşabiliriz.
Öfkelendiğiniz anda 1’den 10’a kadar yavaş yavaş sayarak sakinleşebiliriz.
Birkaç defa derin derin nefes alabiliriz.
Davranışlarımızın sonuçlarını düşünerek kendimizi kontrol edebiliriz.
Nefes ve gevşeme egzersizlerini kullanabiliriz.
-Öğretmen bunu söyledikten sonra öğrencilere nefes egzersizi yaptırır. Herkesin rahat
edebileceği bir pozisyonda oturmasını söyler ve sonra ney müziği eşliğinde öğrencileri yönlendirmeye
başlar:
1. Burnunuzdan yavaş bir şekilde ama alabildiğinizce çok nefes alın.
2. Sonra yine yavaş bir şekilde ağzınızdan verin.
3. Bu şekilde tekrar nefes alıp, verin.
4. Şimdi nefes alırken 4’e kadar saymayı, nefes verirken 6’ya kadar saymayı deneyin.
5. Nefes vermeyi, nefes almaktan daha yavaş yapmaya dikkat edin.
6. Nefes verirken kaslarınızın rahatladığını ve gevşediğini hissedin.
- Öğretmen nefes egzersizi üzerinde çalıştırdıktan sonra gevşeme egzersizi için Ek 3’teki formu
kullanarak yine ney müziği eşliğinde öğrencilere kas gevşetme egzersizi uygular.
- Etkinliğin sonunda Ek 3’teki formu herkese dağıtır ve herkesin bunu öfkeli oldukları bir
zamanda denemesini ister.
-Gelecek oturumun tarihi, saati ve konusu belirtilerek oturum sonlandırılır.
Değerlendirme:
Öğretmen etkinlikten sonra herkese bir kağıt dağıtır, bu etkinlikle ilgili düşüncelerini
yazmalarını ister ve yazılanlara göre değerlendirme yapar.
113
Etkinliğin Adı: Öfkemi Nasıl İfade Etmeliyim?
Sınıf: 7.Sınıf
Öğrenci Sayısı: 7. sınıflardan seçilen grubun tümü(10 kişi)
Süre: 45 Dakika
Ortam: Rehberlik Servisi
Oturma Düzeni: Gruptaki herkesin birbirinin yüzünü görebileceği şekilde oturma
düzeni
Yeterlik Alanı: Kişilerarası İlişkiler
Kazanım:
Öfkenin kontrol edilebilir bir duygu olduğunu fark eder. Öfkesini
uygun yollarla ifade eder.
İçerik:
Öfkenin herkesin yaşadığı normal bir duygu oluşu, öfkenin ifade
şekilleri, öfkenin kontrol edilebilir bir duygu oluşu, öfkeyi kontrol
etme şekilleri.
Araç-Gereç: 20 tane boş A4 kâğıt, tebeşir, yazı tahtası
Yöntem-Teknik: Düz Anlatım, soru-cevap
Süreç:
- Öğretmen önce etkinliğin amacını öğrencilere anlatır.
- Öğretmen herkese birer tane boş kâğıt dağıtır, 10 dk. süre verir, herkesin elindeki kağıtlara
öfkelendikleri bir olayı ve bu olaya nasıl tepki verdiklerini yazmalarını ister.
- Herkes yazdığı olayı ve nasıl tepki verdiğini okurken öğretmen her tepkilerin hepsini kısaca
tahtaya yazar.
- Tahtada yazılı olan tepkilerden yola çıkarak, öfkelenildiğinde herkesin farklı tepkiler
verildiği üzerinde konuşulur ve öğretmen öfkenin kontrol edilebilir bir duygu olduğu sonucuna
bağlar.
- Etkinliğin son aşamasında öğretmen “sizce öfkelendiğimizde çevremize saldırmak, zarar
vermek yerine neler yapabiliriz ve kendimizi nasıl kontrol edebiliriz?” sorusunu yöneltir ve söylenen
alternatif olumlu davranışlar tahtaya yazılıp yapılabileceklerin listesi oluşturulur.
-Öğrencilere, tahtaya yazılan bu alternatifleri bir hafta boyunca öfkelendikleri durumlarda
uygulamaları söylenir ve bir sonraki oturumun konusu, saati ve yeri belirtilerek oturum sonlandırılır.
Değerlendirme:
Öğrencilerin etkinlik sonundaki soruya verdikleri cevapların niteliğinden hareketle öğretmen
etkinliğin hedefine ulaşıp ulaşmadığını değerlendirir.
114
Etkinliğin Adı: Öfkenin ABC’si
Sınıf: 7. Sınıf
Öğrenci Sayısı: 7. sınıflardan seçilen grubun tümü(10 kişi)
Süre: 45 Dakika
Ortam: Rehberlik Servisi
Oturma Düzeni: Gruptaki herkesin birbirinin yüzünü görebileceği şekilde oturma
düzeni
Yeterlik Alanı: Kişilerarası ilişkiler
Kazanım: Öfke ile baş etmede kullandığı yöntemleri yarattığı etkileri açısından
değerlendirir.
İçerik: Öfkeyi kontrol etme şekilleri, öfkeye neden olan durumlara karşı
olumlu düşünce geliştirme
Araç-Gereç: Öfkenin ABC’si, yazı tahtası ve kalem
Yöntem-Teknik: Düz anlatım, soru-cevap, uygulama
Süreç:
-Grup üyelerine “hoş geldiniz” dendikten sonra, bir önceki oturumun özeti yapılır. Bir önceki
oturumdan bu yana öfkeyle baş etmede bu çözüm cümlelerini kullanıp, kullanamadıkları sorulur.
Kullandılarsa yararları ve zararlarını grupla paylaşmaları istenir.
-Bu oturumun amacı belirtilir.
-Etkinlik için tahta üç sütuna bölünür ve birinci sütunun başına A harfi yazılır. Bu sütunun, öfke
hissettiğimiz durumları ifade ettiği belirtilir ve öfke durumu yaratan örnek bir olay yazılır.
-İkinci sütuna B harfi yazılır ve bu sütunun belirli bir durum hakkındaki düşünce, inanç ve
yorumlarımızı ifade ettiği açıklanır. Birinci sütunda verilen olaya ilişkin oluşabilecek düşünceler
belirtilir.
-Üçüncü sütuna C harfi yazılır ve bu sütunun belirli bir durumla ilgili duygularımızı simgelediği
belirtilir. Birinci sütunda verilen durumla ilgili ne hissedilebileceği, bu sütuna yazılır.
-Öğrencilere bu tür duygulara kapılmalarına sebep olanın ne olduğu sorulur. Sonrasında öğrencilere,
duygularına etki edenin, B sütunundaki olaylar hakkında ki düşünceleri olduğu açıklanır ve B
sütunundaki düşüncelerin yerine yeni ve olumlu düşünceler getirilmesi istenir.
-Öğrencilere, durum hakkındaki düşüncelerini değiştirdikten sonra hala kendilerini öfkeli hissedip
hissetmedikleri sorulur.
-Durumların duygulara sebep olmadığı, düşüncelerin duyguları etkilediği öğrencilere izah edilir. Olay
hakkındaki düşüncelerin değiştirilmesi sonucu, duygularında değişeceği belirtilir.
-Yapılan bu etkinlik sonucunda gruba,“Öfkenin ABC’si Formu” dağıtılır ve bu etkinlik doğrultusunda
formu doldurmaları istenir. Doldurulan formlar üzerinden paylaşımda bulunulur ve böylece
öğrencilerin duygulara olayların değil, o olaya ait düşünce ve inançların sebep olduğunu kavramaları
sağlanır.
-Öğrencilere, durum hakkındaki düşüncelerine dikkat etmeleri söylenir. Düşüncelerin duyguları ne
derece etkilediği ve buna bağlı olarak tepkilerin sertliğinin de değiştiği vurgulanır.
-Öğrencilere bu oturumda neler öğrendikleri sorulur ve oturum hakkında genel bir değerlendirme
yapılır.
-Sormak ya da söylemek istedikleri bir şey olup olmadığı sorulur ve paylaşımları için teşekkür edilir.
-Gelecek oturumun konusu, tarihi ve saati belirtilerek oturum sonlandırılır.
Değerlendirme:
Öğrencilerin doldurdukları formlara ve oturum boyunca sergilediklere tutumların
gözlemlerine göre değerlendirme yapılacaktır.
115
Etkinliğin Adı: Vedalaşma
Sınıf: 7. Sınıf
Öğrenci Sayısı: 7. sınıflardan seçilen grubun tümü(10 kişi)
Süre: 45 Dakika
Ortam: Rehberlik Servisi
Oturma Düzeni: Gruptaki herkesin birbirinin yüzünü görebileceği şekilde oturma düzeni
Yeterlik Alanı: Kişilerarası ilişkiler
Kazanım:
İçerik: Oturumlar sonucu kat edilen gelişmenin değerlendirilmesi ve vedalaşma
Araç-Gereç: Kağıt, kalem
Yöntem-Teknik: Soru-Cevap, Tartışma
Süreç:
-Öğrencilere “Hoşgeldiniz!” denildikten sonra son oturumun biz özeti yapılır ve bir hafta
içerisinde meydana gelen düşünce süreçlerindeki değişmelerden bahsedilir.
- Gruba;
1. Öfkenin kaynağı nedir? Hangi tür durumlar sizin öfkelenmenize neden oluyor? Öfke
duygusunun olumlu ve olumsuz tarafları nelerdir?
2. Öfkenin hangi ipuçlarına dikkat ediyorsunuz? Sizce hangi tip ipuçları daha fazla?
3. Öfkeyi ifade etmede kullandığınız uygun olmayan tepkilerinizden örnekler verir misiniz?
Uygun olanlardan örnekler verebilir misiniz? Hangi yol genellikle iyi sonuçlar vermektedir?
4. Çözüm ifadeleri nelerdir? Bu ifadeleri öfkeyi kontrol etmede nasıl yardımcı olmaktadır?
5. Gevşeme egzersizleri, öfke tepkilerinin önlenmesinde etkili olmakta mıdır?
6. Öfkenin ABC’si nelerdir? Durumla ilgili düşüncelerinizi değiştirdiğinizde kendinizi nasıl
hissediyorsunuz? Gibi sorular yöneltilip, cevapları alınarak, neler öğrendikleri tespit edilir.
-Daha sonra öğrencilerin her birine diledikleri kadar zarf ve kağıt verilir. Her birinden istedikleri
grup üyelerine ithafen kişilerin grup dışında da, oturumlarda kazandıkları becerilerini kullanmalarına
ilişkin cesaretlendirici ve destekleyici ifadeler yazmaları istenir.
-Daha sonra her üye yazdıklarını kapalı kutuya atar. Ve herkes zarflarını attıktan sonra kutu
açılır ve her bireye kendi ismine yazılı zarfları verilir.
-En son olarak, tüm üyelere katıldıkları için teşekkür edilir. Ve okuldaki arkadaşlıkların bu grupta farklı
arkadaşlıklarla perçinlendiği anımsatılarak rehber öğretmen konuşmasını bitirir. Üyelerin eklemek
istedikleri başka bir şey yoksa “iyilik” dilekleriyle etkinlikler sonlandırılır.
116
ÖFKE DUYGUMUZU İNCELEYELİM (EV ÖDEVİ)
Öfke hissedilen
durumlar ve
kişiler kimlerdir?
Öfkelendiğinizde
hissettikleriniz
nelerdir?
Vücudunuzda olan
fizyolojik değişim
nedir?
Vücudunuzda olan
zihinsel
değişim nedir?
Vücudunuzda olan
davranışsal
değişim nedir?
ÖFKENİN A-B-C’Sİ
SIRA
NO
A SÜTUNU
(öfkeli hissedilen
durumlar)
B SÜTUNU
(durum hakkındaki
düşünceler)
C SÜTUNU
(durum hakkındaki
duygular)
1
2
3
4
5
6
7
DUYGU KAYIT FORMU (EV ÖDEVİ)
DUYGULAR OLUMLU DUYGULAR OLUMSUZ DUYGULAR
117
DUYGULARIN BEDEN DİLİ İLE İFADESİ
DUYGULAR OLUMLU DUYGULAR OLUMSUZ DUYGULAR
Hoşlanma
Keder
Güven
Şaşkınlık
Öfke
Sevinç
Aşk
Coşku
Nefret
Sıkıntı
Gerginlik
Kaygı
Hoşlanmama
Cesaret
Hırs
Üzüntü
Heyecan
Sevgi
Kin
Hayal kırıklığı
Haz
Yalnızlık
Utanma
Huzur
Alınma
Korku
Rahatsızlık
Özlem
Güven
Sinirlilik
Merak
Mutluluk
Kızgınlık
Kararsızlık
Sevgi
Ümit
Neşe
Sıkıntı
Hoşnutsuzluk
118
8.SINIF ETKİNLİKLERİ
ETKİNLİĞİN ADI: İYİ Kİ ARKADAŞIMSIN
AMAÇ: Başkalarının iyi ve güçlü yanlarını fark edebilmek ve bunu dile getirme becerisini
geliştirmek
UYGULAMA
1- Öğrencilere aşağıdaki sorular sorularak arkadaşlıkla ilgili tartışma başlatılır.
Bir arkadaşlıkta nelere değer veriyorsunuz?
Arkadaşsız kalmak nasıl olurdu?
Arkadaşsız kaldığınızda neler hissedersiniz?
Sahip olduğunu düşündüğünüz arkadaşlık becerileri nelerdir?
2- Ortak noktalar ve farklılıklar vurgulanır.
3- Daha sonra, öğrencilerden iyi arkadaşlarında onunla ilgili olumlu buldukları ve değer
verdikleri özellikleri söylemeleri istenir.(Örn: Merhaba Selma! Benim arkadaşım
olduğun için ne kadar mutlu olduğumu söylemek istedim. Doğru olmadığını düşünsen
de yaptığım davranışlara değer verdiğini hissediyorum. Bu çok hoşuma gidiyor.”
gibi.)
4- Gönüllü öğrencilerden, en iyi arkadaşlarıyla ilgili olumlu düşüncelerini ve onlara
verdikleri değerleri söylemeleri istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Aşağıdaki sorular sorularak duygular/düşünceler
paylaşılır ve etkinlik değerlendirilir.
Arkadaşlarınızın olumlu ve değer verdiğiniz özelliklerini söylediğinizde neler
hissettiniz?
Hakkında konuşulan kişi, duydukları karşısında neler hissetti?
Olumlu özellikleri dile getirdiğinizde bunlar, ilişkilerinizi nasıl etkiler?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Arkadaşlarında gözlemledikleri olumlu davranışları övmeleri ve
ilişkilerinde değişme olup olmadığını gözlemlemeleri istenir.
119
ETKİNLİĞİN ADI: BEN DİLİ
AMAÇ: Öğrencilerin olumsuz duygularını uygun bir dille öğrenmelerine yardımcı olmak
MATERYAL: Kâğıt, kalem
UYGULAMA
1- Öğrencilere, aşağıdaki örnek durum verilerek bu olayı yaşamış olduklarını
varsaymaları söylenir:
“Sınıf arkadaşınız Ali, sizin bir eşyanızı haberiniz olmadan almış. Siz de eşyalarınızın
başkaları tarafından izinsiz kullanılmasına çok kızıyorsunuz. Ne yaparsınız?”
2- Öğrencilere, cevaplarını isimlerini belirtmeden kâğıtlara yazmaları söylenir.
3- Yazma işlemi bittikten sonra, kâğıtlar toplanır ve karışık olarak sınıfa dağıtılır.
4- Öğrencilerden bu defa kendilerini Ali’nin yerine koymaları ve ellerindeki kâğıtta
yazan tepkiye, karşılık vermeleri ve bunu sınıfla paylaşmaları istenir.
5- Öğrencilerin bu ifade karşısında duygu ve tepkileri alındıktan sonra “Ben Dili” ile
ilgili aşağıdaki kısa açıklama yapılır.
“Ben dili, olumlu ya da olumsuz bir duygumuzu ifade etmek için kullanılabilir. Ben
dilinde asla suçlama, yargılama, eleştiri yoktur. Sadece olaydan kaynaklanan duyguları
yansıtır. Aşağıdaki şekilde formüle edilebilir.
Olay ya da yapılan davranış tanımlanır: Eşyalarımı benden izinsiz aldığında
Bu davranışın bizde yaptığı etki açıklanır: sınırlarımın ihlal edildiğini düşünüyorum
Bu davranışın bizde yarattığı duygu ifade edilir: bu nedenle kendimi değersiz
hissediyorum ve kızıyorum.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilere, “Eşyalarımı benden izinsiz aldığın
zaman, sınırlarımın ihlal edildiğini düşünüyorum, bu nedenle de kendimi değersiz
hissediyorum ve kızıyorum.” ifadesi okunarak, aşağıdaki sorular yöneltilir.
Eğer eşyanız alındıktan sonra ilk tepkiniz okunan cümledeki gibi olsaydı, Ali ne
hissederdi?
Size nasıl bir tepki verirdi?
İlk verdiğiniz tepki ile ikinci verilen tepki arasında iletişimin kalitesi açısından bir fark
olur muydu?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilere, “İletişimde Ben Dili’ni kullanıyor musunuz?
Tanıdığınız insanlar sizinle ve birbirleriyle iletişim kurarken daha çok hangi dilde
konuşuyorlar? Ne hissediyorsunuz?” gibi sorular yöneltilerek kendilerini gözlemlemeleri ve
çevrelerindeki kişilerle ilişkilerinde “Ben Dili”ni kullanmaları önerilir.
120
ETKİNLİĞİN ADI: ABC MODELİ
AMAÇ:
1- Duygu, düşünce ve davranış arasındaki ilişkileri fark edebilmek.
2- Duygu ve düşüncelerin olaylar karşısında gösterilen davranışları biçimlendirdiğini fark
edebilmek.
3- Akılcı olmayan düşünce ve inançlara örnekler gösterebilmek.
MATERYAL: Ek 15 ve Ek 16
UYGULAMA
1- Öğrencilere “Davranışı doğuran olayın kendisi midir yoksa o olaya ait duygu,
düşünce ve inanışlar mıdır?” diye sorulur. Öğrencilerin yanıtları alındıktan sonra Ek
15’teki “Duygu, düşünce ve inanışlarla davranışlarımızın ilişkisi” başlıklı yazıdaki
bilgiler açıklanır.
2- Daha sonra “duygularım, düşüncelerim, davranışlarım” etkinliğinin kâğıdı dağıtılır ve
buradaki örneğe bakılarak boş yerlere ABC modeline göre uygun olay, düşünce ve
davranışların yazılması istenir. Bu aşamada öğrencilerin sorularına açıklama getirilir
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Öğrencilerin yazdığı olaylardan birkaçı ele
alınarak bu olaylara dair duygu, düşünce ve inanışlardan dolayı gösterilen davranışlar
incelenir. D ile E’deki irdeleme ve akla uygun düşünceler geliştirme konusunda
paylaşımda bulunulur.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Karşılaştıkları bir olay karşısında var olan duygu, düşünce ve
inanışlarla ilgili iç gözlem yapmaları ve daha sonra bu farkındalıkları, kendilerine yakın
hissettikleri bir kişiyle paylaşarak onun değerlendirmesini almaları ve tartışmaları istenir.
121
EK 15
DUYGU, DÜŞÜNCE VE İNANIŞLARLA TEPKİLERİMİZİN İLİŞKİSİ
Kaygı, gerginlik ve benzeri rahatsızlıklara ilişkin duygusal ve bedensel tepkilerimiz
çoğunlukla olayların kendisinden değil, bizim o olay veya duruma ilişkin görüşlerimizden,
inanışlarımızdan, duygu ve düşüncelerimizden kaynaklanır. Bunların çoğu doğrudan izah
edilmeyen, akla aykırı duygu ve düşüncelerdir. Her normal insan normal bir biçimde akıl
yürütebildiği halde, bazen akıl dışı denebilecek düşünce ve inançlar taşıyabilir. Bu akıl
dışı inanç ve düşünceler, üzerinde hiç düşünülmeyen, peşinen doğruluğu kabul edilmiş
kalıp yargılardır. Biz olaylara değil, bu olaylara ilişkin duygu, düşünce ve inanışlarımızla
tepki veriyoruz. Aynı durum ve olaya farklı tepkiler göstermemizin arkasında bu olaya
ilişkin farklı duygu, düşünce ve inanışlarımızın olması yatar. Bunu, “İnsanları rahatsız
eden dışarıdaki şeyler değil, o şeylere ilişkin görüşlerdir.” cümlesi de iyi bir şekilde
açıklamaktadır.
Aşağıda bizim ürettiğimiz akıl dışı düşüncelere örnekler verilmiştir.
1- Aşırı Genelleme: Her zaman, hiçbir zaman, herkes, her şey, hiç kimse ile başlayan
genellikle olumsuz yargılar içeren biçimde düşünme. “Başım her zaman belaya
giriyor.”
2- Üstüne Alma(Kişiselleştirme): Elinde yeterli kanıt olmadığı halde olumsuz olaylarda
kendini sorumlu tutma. “Bu benim yüzümden oldu.” gibi ifadelerle gereksiz yere
suçluluk duyma.
3- Kutuplaştırma: İki aşırı uçta düşünme. “Ya hep, ya hiç” biçiminde düşünme. “Bir
davranış ya doğrudur ya yanlıştır.” deme.
4- Felaketleştirme: Hataları ve sorumlulukları büyüterek, bunların olumlu taraflarını
görmeme. “Bu benim için felaket olur.” deme.
5- Olumsuz Sonuç Çıkarma: Yeterli kanıt olmadığı halde hemen olumsuz bir sonuç
çıkarma. Yolda sizi görmeden geçen bir tanıdığınızın bunu bilerek sizi görmek
istemediği için yaptığını düşünme.
6- Olumluyu Değiştirme: Olumlu bir olayı çarpıtma, olumluları önemsiz hale getirip,
olumsuz olanı ortaya çıkarmak.
7- Meli, Malı’lı Düşünme: Kendimiz ve başkaları için zorunluluk bildiren tarzda
düşünme. “Hep başarılı olmalıyım.”
Eğer bazı olaylara ilişkin akılcı olmayan düşünce ve inançlarımızı irdeler, gözden
geçirir ve onların yerine akla uygun düşünceler ve inançlar koyarsak, daha doğru
tepkiler veririz.
Bu görüşe göre birey duygularını kontrol etmezse duyguları bireyi kontrol eder.
Aşağıda, herhangi bir olay veya durum karşısındaki gerginlik, baskı, zorlama, kaygı ve korku
duyma gibi tepkilerimize yol açan sürecin analizi yer almaktadır. Biz aslında A’daki olaya
değil, o olayla ilgili B’deki duygu, düşünce ve inanışlarımıza C’deki tepkiyi veriyoruz. D’de
B’deki akla aykırı düşünce ve inanışların yerine akla uygun olanlar konulmaktadır.
A: Bir olay veya durum
B: Bir olaya ilişkin genellikle akla aykırı inanışlar ve iç konuşmalar, düşünceler
C: Bu akla aykırı inanış ve düşüncelerin yarattığı duygular, tepkiler, olumsuz davranışlar
D: B’deki akla aykırı inanışları, iç konuşmaları ve düşünceleri irdeleme, akla aykırı olanları
ayıklama
E: İrdelenen ve akla aykırılığı belirlenen inanışların, iç konuşmaların ve düşüncelerin yerine
yeni akla uygun düşünce ve inançları koyma.
122
Ek 16
DUYGULARIM, DÜŞÜNCELERİM, TEPKİLERİM
AÇIKLAMA: Aşağıdaki A sütununda bir örnek olay verilmekte ve B sütunundaki bu olaya
yönelik duygu, düşünce ve iç konuşmalar; C sütununda duygu, tepki ve davranışlar; D
sütununda B’dekilerin irdelemesi; E’de ise yine akla uygun düşünce ve inançlar yer
almaktadır. Siz de diğer yerlere yeni örnek olaylar yazarak karşılarındaki sütunları doldurun.
A
DURUM/OLAY
B
DUYGU,
DÜŞÜNCE, İÇ
KONUŞMA
C
DUYGU,
TEPKİ,
DAVRANIŞ
D
B’DEKİLERİ
İRDELEME
E
YENİ AKLA
UYGUN
DÜŞÜNCE
Arkadaşın selam
vermedi
-Öfke kızgınlık
-“Zaten beni
sevmiyor”
-“O kendini ne
sanıyor”
-Öfke kızgınlık
-Yüksek sesle
söylenme
-Yanından
geçerken omuz
atma
-Bu davranış
arkadaşımın
beni
sevmediğini
gösterir mi?
-beni gerçekten
görüp
görmediğini
nereden
biliyorum?
-Bu,
arkadaşımın
beni
sevmediğini
göstermez.
-En iyisi bunu
kendisine
sormak..
-Ben de bazen
görmeden
geçebiliyorum.
123
ETKİNLİĞİN ADI: REDDEDİLME VE ALAYLA BAŞA ÇIKMA
AMAÇ:
1- Reddedilme ve alay edilme durumunda kendini kontrol edebilme becerisini kazanmak.
2- Arkadaşları tarafından dışlandıkları veya alay edildikleri durumlarda öfkelerini kontrol
edebilmek.
3- Arkadaşları tarafından dışlandıkları veya alay edildikleri durumlarda yapabilecekleri
olumlu davranış becerilerini kazanmak.
UYGULAMA
1- Öğretmen şu açıklama ile yapılacak olan etkinliği tanıtır:
‘’ Herkesin arkadaş grubundan dışlandığı ya da bir oyuna katılmasına izin verilmediği
durumlar olmuştur. Bu durum bizleri hem üzer hem de sinirlendirebilir. Böyle bir durumda
nasıl karşılık verdiğimizi ve neler yapabileceğimizi tartışacağız bu dersimizde ‘’ denilerek şu
öykü okunur:
‘’ Arkadaşları Cem’in onlarla gezmesine, oyunlarına katılmasına izin vermiyorlardı. Böyle
durumlarda, Cem bazen bahçede tek başına oturuyor ya da gizlice ağlıyordu. Bu çocuklar
bazen Murat’ı da oyuna almıyorlardı. Murat da sinirlenip oyunlarını bozuyor ya da onlara
devamlı laf atıyordu ’’. Bu hikâye okunduktan sonra gruptan iki kişi seçilip biri Cem’i biri de
Murat’ı oynar. Daha sonra böyle bir durumda neler hissedilebileceği her iki öğrenciye sorulur.
Gruba Cem ve Murat’ın başka neler yapabilecekleri sorulur. Öğrencilerin verdikleri cevaplar
panoya yazılır ve grup tarafından ‘’ çekingen, saldırgan ve girişken ‘’ olarak gruplandırılır.
2- Öğretmen bizleri üzen ve kızdıran bir başka durumunda bizimle alay edilmesi
olduğunu söyler ve bu durumda neler hissedilebileceğini ve nasıl tepki gösterileceğine ilişkin
diğer bir etkinliğe geçer.
3- Etkinlik: ‘’ Alayla nasıl baş edebilirim’’
Öğretmen alay edilme ile ilgili gruba çeşitli senaryolar verir ve grup üyelerinin bu senaryoları
canlandırması istenir. Sonunda her çocuğun neler hissedeceği ve bu durumda ne yapmak
isteyeceği sorulur.
Senaryolar:
‘’ Öğretmene yardım ettiği için arkadaşların seninle ‘’ yağcı’’ diye alay ediyorlar. ’’
‘’ İsminle dalga geçiliyor. ’’
‘’ Derslerine çok çalıştığın için seni ‘’inek’’ diye çağırıyorlar. ’’
‘’ Giysilerinle eski moda diye alay ediliyor. ‘’
‘’ Gözlüklerin olduğu için seninle dört göz diye dalga geçiliyor. ‘’
4- Her durum karşısında verilen tepkiler sınıfça tartışılır.
5- Öğretmen, etkinliğin sonunda alay edilme ve dışlanma karşısında neler yapılabileceği
hakkında öğrenci görüşlerini alır ve baş etme becerisinin geliştirilebilir bir beceri
olduğunu vurgulayarak etkinliği bitirir
124
ETKİNLİK ADI: ATILGAN OLMA
AMAÇ: Kendi haklarını aynı zamanda diğer insanların haklarına da saygı gösterecek şekilde
ifade etme yollarını öğrenmek
MATERYAL: Atılgan, Saldırgan ve Çekingen Davranışları Ayırt Etme Testi (Ek 18)
UYGULAMA
1. Aşağıda verilen durum karşısında sözel olarak öğrencilerin ne diyecekleri sorulur Yanıtlar
tahtaya yazılır. Yanıtların çekingen mi atılgan mı, saldırgan mı olduğu üzerinde birlikte
düşünülerek bir karara varılır.
‘’Bir grup arkadaşınıza şaka yaparken bir arkadaşınız sözünüzü kesiyor, öylece
kalıyorsunuz’’
2. Öğrencilere ‘’Atılgan, Saldırgan ve Çekingen Davranışları Ayırt Etme Testi’’ uygulanır.
Birlikte atılgan olan cümleler üzerinde konuşulur. Daha sonra ‘’uygulayıcılara öneriler’’
bölümünden yararlanılarak öğrencilere atılganca davranışın ne olduğu anlatılır.
3. Aşağıdaki durumlar tek tek okunur. Öğrencilerden her bir durumla ilgili atılgan cümleler
kurmaları istenir.
Bir konser bileti için kuyrukta bekliyorsunuz. Önünüzdeki kişi yeni gelen bir
arkadaşını yanına çağırıyor. Kuyruk çok uzun, biletin kalmayabileceğini de
biliyorsunuz’’
‘’Kalabalık bir restorandasınız. Siparişinizin gelmesini bekliyorsunuz. Sizden
sonra gelen birkaç masaya servis yapıldığını gördünüz. Zaman geçiyor, basit bir
yemek sipariş etmenize rağmen hala size servis yapılmıyor. Sabırsızlanmaya ve
kızmaya başladınız’’
Bir arkadaşınız, günün zamansız saatlerinde sizi telefonla sık sık arıyor.
Arkadaşınızı seviyorsunuz; fakat onun bu zamansız saatlerde ve sizi bu kadar çok
rahatsız etmesini de olumlu karşılamıyorsunuz’’.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Atılgan davranışın doğuştan gelen yatkınlıkla
açıklanabileceği, ancak çekingen ya da çabuk gerginleşen bir yapının da uğraşılarak atılgan
davranış becerisini geliştirebileceği belirtilerek atılgan davranışları denemeleri için öğrenciler
cesaretlendirilir.
UYGULAYICILARA ÖNERİLER: Atılgan davranışla ilgili bilgiler ekte (Ek 17)
verilmiştir.
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden kendilerini gözlemleyip atılgan olmadıkları
durumlarda nasıl atılgan olabilecekleri konusunda düşünmeleri ve atılgan davranmayı
denemeleri istenir.
125
EK 17
ATILGAN DAVRANIŞ NEDİR?
Atılgan davranış, başkalarının hakkına saygısızlık etmeden kendi hakkımızı korumaktır.
Diğer bir deyişle hakkımız olan şeyleri, karşımızdakini incitmeden, kırmadan söyleyerek
davranabilmektir.
Atılgan Davranışların Sözsüz Mesajları
Ses tonu, duruma uygundur, ne çok kısık ne de çok yüksektir.
Konuşma akıcı ve açıktır, anahtar cümleleri içerir, söylenmek istenen doğrudan
söylenir.
Birisi ile konuşurken göz göze gelmekten kaçınılmaz.
Beden kendinden emin ve diktir.
Kişiler arası mesafe duruma uygundur.
Sözlü ve sözsüz mesajlar uyumludur, birbirini destekler.
Atılgan Davranışlar Nedir, Nasıldır?
Gerçekten beğendiğiniz, onayladığınız durumlarda bunu karşınızdakine belirtmeniz,
İltifat edildiğinde sıkılmadan teşekkürle karşılık vermeniz
Ben adılını kullanmanız, kendinize ait gerçek duygu ve düşüncenizi(olumlu ya da
olumsuz) ben diliyle ifade etmeniz,
Birisiyle aynı görüşte olmadığınızı durumlarda bunu nazikçe belli etmeniz,
Herhangi bir durumda ricada bulunma ve ricayı reddetme konusunda rahat olmanızdır.
126
EK 18
ATILGAN, SALDIRGAN VE ÇEKİNGEN DAVRANIŞLARI AYIRT ETME TESTİ
Her olayı dikkatlice okuyun ve yanda( ) belirtilen boşluklara çekingen davranış için (Ç)
harfini, saldırgan davranış için (-) işaretini ve atılgan davranış için(+) işaretini koyun.
OLAY TEPKİ
1-Öğretmeninizden ve sınıftaki öğretimden zevk
alıyorsunuz.
‘’Dersi çok iyi işliyorsunuz. Sizin öğretim şeklinizi
beğeniyorum’’ ( )
2- Arkadaşınızla telefonda konuşuyorsunuz ve
konuşmanızı bir an önce bitirmek istiyorsunuz.
‘’Özür dilerim; ama ocakta yemek yanıyor, telefonu
kapatmak zorundayım. Umarım ki kırılmazsın’’( )
3-Bir toplantıda birisi konuşmanızı sık sık kesiyor. ‘’Özür dilerim sözümü bitirmek istiyorum’’( )
4-Kör bir adam size yaklaşıyor ve kendisi için bazı
şeyler satın almanızı istiyor.
‘’Kör olduğunuz için insanların size yardım etmek
zorunda olduğunu sanıyorsunuz; ama ben sizinle
uğraşamam’’ ( )
5-Bir anne telefonda evli çocuğu ile konuşuyor,
onların ziyarete gelmesini çok istiyor.
‘’Geçen gün çok güzel bir rüya gördüm, rüyamda
beni ziyarete geldiniz’’ ( )
6-Bir arkadaşınız düzenlediğiniz toplantıya
gelmeye söz veriyor; ama gelmiyor. Siz de onu
arıyorsunuz.
‘’Hani gelecektin? Seni göremeyince merak ettim.
Bir şey mi oldu?’’ ( )
7-Yukarı kattaki çocuklar çok gürültü yapıyorlar.
Duvara vuruyorsunuz ve bağırıyorsunuz.
‘’Hey, gürültüyü kesin’’( )
8-Bir arkadaşınız sizden sık sık borç para istiyor. ‘’Bugün sadece kendime yetecek para var’’( )
9-Her gece, oda arkadaşınız odaya oda kapısını
çarparak giriyor.
‘’Lütfen kapıyı çarpmamaya çalış. Bu beni rahatsız
ediyor. Korkarak uyanıyorum ve uyuyamıyorum.( )
10- Bir komitede çalışmanız önerildi; ama size
uygun değil.
‘’Özür dilerim, bu komitenin çalışma şartları bana
uymuyor’’ ( )
11- Saat 16.00-17.00 arası meşgulsünüz. Bir
arkadaşınız bu saatlerde sizi görmek istiyor.
‘’İyi görüşelim. Saat 16.00’da değil mi? Senin için
uygunsa?’’ ( )
12- Yukarıdan gelen müzik sizi rahatsız ediyor. ‘’Yeter artık. Daha fazla gürültüye devam edersiniz,
sizi şikayet edeceğim’’ ( )
13-Bir arkadaşınız yaptığınız bir ödevi sizden
istiyor ve vermek istemiyorsunuz.
‘’Ben de yapmadım şimdi ne yapacağım?’’( )
14-Anneniz size yine bir öğüt veriyor; ama siz artık
öğüt istemiyorsunuz.
‘’Benim iyiliğim için öğüt verdiğini biliyorum; ama
hata yapsam bile kendi kendime bazı kararlar almayı
öğrenmeliyim’’( )
15- Oda arkadaşınız her zaman ki gibi odayı
dağınık bırakıyor.
‘’Ne kadar dağınıksın. Allah aşkına odanın şu haline
bak’’
( )
16- Bir arkadaşınız size ziyarete gelmek istiyor;
ama bu arkadaşınızla olmak istemiyorsunuz.
‘’Özür dilerim ama bugünlerde o kadar meşgulüm ki
görüşmemiz mümkün değil’’ ( )
17-Size önemli bir soru soruluyor. Hemen yanıt
vermek için hazırlıklı değilsiniz.
‘’Düşünmem için birkaç dakika verebilir misiniz?’’
( )
18-Kütüphanede iki kişi durmadan konuşuyor
rahatsız oluyorsunuz. Kendinizi derse
veremiyorsunuz.
‘’Lütfen sessiz olur musunuz?’’( )
ResponsibleAssertiveBehavior(Jakubowski ve Lange,1978)’dan uyarlanarak yazılmıştır.
127
ATILGAN, SALDIRGAN VE ÇEKİNGEN DAVRANIŞLARI AYIRT ETME TESTİ
(CEVAP ANAHTARI)
OLAY TEPKİ
1-Öğretmeninizden ve sınıftaki öğretimden zevk
alıyorsunuz.
‘’Dersi çok iyi işliyorsunuz. Sizin öğretim şeklinizi
beğeniyorum’’ ( + )
2- Arkadaşınızla telefonda konuşuyorsunuz ve
konuşmanızı bir an önce bitirmek istiyorsunuz.
‘’Özür dilerim; ama ocakta yemek yanıyor, telefonu
kapatmak zorundayım. Umarım ki kırılmazsın’’( Ç )
3-Bir toplantıda birisi konuşmanızı sık sık kesiyor. ‘’Özür dilerim sözümü bitirmek istiyorum’’( + )
4-Kör bir adam size yaklaşıyor ve kendisi için bazı
şeyler satın almanızı istiyor.
‘’Kör olduğunuz için insanların size yardım etmek
zorunda olduğunu sanıyorsunuz; ama ben sizinle
uğraşamam’’ ( -- )
5-Bir anne telefonda evli çocuğu ile konuşuyor,
onların ziyarete gelmesini çok istiyor.
‘’Geçen gün çok güzel bir rüya gördüm, rüyamda
beni ziyarete geldiniz’’ ( Ç )
6-Bir arkadaşınız düzenlediğiniz toplantıya
gelmeye söz veriyor; ama gelmiyor. Siz de onu
arıyorsunuz.
‘’Hani gelecektin? Seni göremeyince merak ettim.
Bir şey mi oldu?’’ ( + )
7-Yukarı kattaki çocuklar çok gürültü yapıyorlar.
Duvara vuruyorsunuz ve bağırıyorsunuz.
‘’Hey, gürültüyü kesin’’( - )
8-Bir arkadaşınız sizden sık sık borç para istiyor. ‘’Bugün sadece kendime yetecek para var’’( Ç )
9-Her gece, oda arkadaşınız odaya oda kapısını
çarparak giriyor.
‘’Lütfen kapıyı çarpmamaya çalış. Bu beni rahatsız
ediyor. Korkarak uyanıyorum ve uyuyamıyorum.( - )
10- Bir komitede çalışmanız önerildi; ama size
uygun değil.
‘’Özür dilerim, bu komitenin çalışma şartları bana
uymuyor’’ ( + )
11- Saat 16.00–17.00 arası meşgulsünüz. Bir
arkadaşınız bu saatlerde sizi görmek istiyor.
‘’İyi görüşelim. Saat 16.00’da değil mi? Senin için
uygunsa?’’ ( Ç )
12- Yukarıdan gelen müzik sizi rahatsız ediyor. ‘’Yeter artık. Daha fazla gürültüye devam edersiniz,
sizi şikâyet edeceğim’’ ( - )
13-Bir arkadaşınız yaptığınız bir ödevi sizden
istiyor ve vermek istemiyorsunuz.
‘’Ben de yapmadım şimdi ne yapacağım?’’( Ç )
14-Anneniz size yine bir öğüt veriyor; ama siz artık
öğüt istemiyorsunuz.
‘’Benim iyiliğim için öğüt verdiğini biliyorum; ama
hata yapsam bile kendi kendime bazı kararlar almayı
öğrenmeliyim’’( + )
15- Oda arkadaşınız her zaman ki gibi odayı
dağınık bırakıyor.
‘’Ne kadar dağınıksın. Allah aşkına odanın şu haline
bak’’
( - )
16- Bir arkadaşınız size ziyarete gelmek istiyor;
ama bu arkadaşınızla olmak istemiyorsunuz.
‘’Özür dilerim ama bugünlerde o kadar meşgulüm ki
görüşmemiz mümkün değil’’ ( Ç )
17-Size önemli bir soru soruluyor. Hemen yanıt
vermek için hazırlıklı değilsiniz.
‘’Düşünmem için birkaç dakika verebilir misiniz?’’
( + )
18-Kütüphanede iki kişi durmadan konuşuyor
rahatsız oluyorsunuz. Kendinizi derse
veremiyorsunuz.
‘’Lütfen sessiz olur musunuz?’’( + )
ResponsibleAssertiveBehavior(Jakubowski ve Lange,1978)’dan uyarlanarak yazılmıştır
128
ETKİNLİĞİN ADI: İSTEMİYORUM
AMAÇ: Yaşıt baskısı ile baş etme becerisi geliştirmek.
MATERYAL: Bu etkinlikte materyal gerekmemektedir.
UYGULAMA
1. Öğrencilere aşağıdaki örnek durum anlatılır.
Bir sabah en yakın arkadaşınız, başarılı olduğunuz bir dersin sınavında sizden kopya
vermenizi istedi. Bir arkadaşınızın, dersleri dinlemediğini ve evde zamanı olduğu halde
çalışmadığını da biliyorsunuz. Arkadaşınız kopya vermemeniz durumunda size küseceğini
söylüyor(Örnek, sınıfın özelliklerine göre değiştirilebilir).
2. Bu durum karşısında öğrencilere ne yapacakları sorulur.
3. Öğrencilere kabul ve reddetmeleri halinde kendileri, aileleri, arkadaşları ve okuldaki
durumuyla ilgili sonuçların neler olacağı üzerinde görüşleri alınır.
ÖRNEK:
Durum: Kopya vermek
Sonuçlar:
Öğretmenin fark etmesi durumunda onun güvenini kaybetmek.
Ailenin haberi olduğunda onların güvenini kaybetmek.
Çalışan diğer öğrencilerin haksızlığa uğramaları,
Akademik ve disiplin durumunun olumsuz etkilenmesi vb.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Bu sonuçları dikkate alarak karar verdikten sonra
yakın arkadaşını reddetmek durumunda kalmaları ihtimalinde nasıl tepki verecekleri üzerine
aşağıdaki sorular yardımıyla tartışma başlatılır.
Arkadaşınız sizi küsmekle tehdit etmesine karşılık ona neler söylemelisiniz?
Haklarınızı ve sorumluluklarınızı nasıl dile getirmelisiniz*
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Arkadaşlarının bu ve buna benzer tekliflerini kendilerine mantıklı
gelmediğine ya da bu teklifi duygusal ve mantıksal olarak kabul etmediklerinde, bu teklife
nasıl ‘’hayır’’ diyeceklerini düşünmeleri istenir.
129
ETKİNLİĞİN ADI: YAPMA-YIKMA
AMAÇ: Yapıcı ve yıkıcı geribildirimler arasındaki farkı kavramak
MATERYAL: Kâğıt, kalem
İŞLEM YOLU:
1. Geribildirim kavramı, örnekler verilerek açıklanır ve öğrencilerden birer boş kâğıt
hazırlamaları istenir.
2. Öğrencilerden daha önce bazı olumsuz duygular(çok üzülme, çok kötü ya da aşağılanmış
hissetme vb.) yaşamalarına yol açan üç geribildirimi belirlemeleri istenir. Bu geri
bildirimlerin, isim belirtmeden, kimler tarafından verildiğini(arkadaş, anne, baba) ve
geribildirim verildiğinde bunu veren kişinin hangi psikolojik durum içinde olduğuna
ilişkin tahminleri sıradaki çevresel koşulları yazmaları istenir.
3. Gönüllü öğrencilerin, yanıtlarını sınıfla paylaşmaları istenir.
4. Bu basamakta ise verdiklerinde karşılarındaki insanın olumsuz duygular yaşamasına yol
açan üçer geribildirimi ve bu geribildirimleri verirken kendilerinin hangi psikolojik
durumda olduklarını ve çevresel koşulları yazmaları istenir.
5. Gönüllü öğrencilerden, yanıtlarını sınıfla paylaşmaları istenir.
6. Bu kez aldıklarında olumsuz duygular yaşamadıkları, kendileri ile ilgili yeni bir şeyler
öğrendikleri ve yararlandıkları üçer geribildirimi ikinci basamaktaki bilgileri içerecek
biçimde yazmaları istenir.
7. Gönüllü öğrencilerden, yanıtlarını sınıfla paylaşmaları istenir.
8. Verdiklerinde olumlu sonuç yarattığını düşündükleri üçer geribildirimi, dördüncü
basamaktaki bilgileri de içerecek biçimde yazmaları istenir.
9. Gönüllü öğrencilerden, yanıtlarını sınıfla paylaşmaları istenir.
DEĞERLENDİRME VE KAPANIŞ: Aşağıdakilere benzer sorular yöneltilerek grup
etkileşimi başlatılır.
Sizde ya da karşınızdaki kişide olumsuz duygular yaratan geribildirimlerin ortak
özellikleri var mı? Neler?
Bu tür geribildirimler verildiğinde, vericilerin içinde bulunduğu psikolojik durum
ve çevresel şartlar nelerdir?
Sizde ya da karşınızdaki kişide olumlu duygular yaratan geribildirimlerin ortak özellikleri
nelerdir?
Bu tür geribildirimler verildiğinde, vericilerin içinde bulunduğu psikolojik durum
ve çevresel şartlar nelerdir?
Bugün neler öğrendiniz ve bunları günlük hayatınızda nasıl kullanacaksınız?
GÖZLE, DÜŞÜN, DENE: Öğrencilerden, kendilerinin ve çevresindeki kişilerin nasıl
geribildirimde bulunduğunu gözlemlemeleri ve karşılarındaki kişi davranışlarıyla ilgili yıkıcı
ya da yapıcı geribildirim verdiğinde neler hissettiklerini çözümlemesi istenir.
UYGULAYICILARA ÖNERİLER: Geribildirim, yorum yapmak değil, gözlenenlerin
tanımını yapmaktır. Örneğin’ ’Benimle konuşurken hep başını yana çeviriyorsun’’ ifadesi
geribildirimken ‘’Beni istemiyorsun’’ bir yorum ifadesidir. Geribildirimde ben dili, yorumda
130
sen dili kullanılır. Geribildirimde, karşımızdaki kişiye ayna tutarak onun kendisini tanımasına
yardımcı olunurken, yorum itici veya zararsız olabilir.
ÖFKE DUYGUMUZU İNCELEYELİM (EV ÖDEVİ)
Öfke hissedilen
durumlar ve
kişiler kimlerdir?
Öfkelendiğinizde
hissettikleriniz
nelerdir?
Vücudunuzda olan
fizyolojik değişim
nedir?
Vücudunuzda olan
zihinsel
değişim nedir?
Vücudunuzda olan
davranışsal
değişim nedir?
ÖFKENİN A-B-C’Sİ
SIRA
NO
A SÜTUNU
(öfkeli hissedilen
durumlar)
B SÜTUNU
(durum hakkındaki
düşünceler)
C SÜTUNU
(durum hakkındaki
duygular)
1
2
3
4
5
6
7
131
DUYGU KAYIT FORMU (EV ÖDEVİ)
DUYGULAR OLUMLU DUYGULAR OLUMSUZ DUYGULAR
DUYGULARIN BEDEN DİLİ İLE İFADESİ
DUYGULAR OLUMLU DUYGULAR OLUMSUZ DUYGULAR
Hoşlanma
Keder
Güven
Şaşkınlık
Öfke
Sevinç
Aşk
Coşku
Nefret
Sıkıntı
Gerginlik
Kaygı
Hoşlanmama
Cesaret
Hırs
Üzüntü
Heyecan
Sevgi
Kin
Hayal kırıklığı
Haz
Yalnızlık
Utanma
Huzur
Alınma
Korku
Rahatsızlık
Özlem
132
Güven
Sinirlilik
Merak
Mutluluk
Kızgınlık
Kararsızlık
Sevgi
Ümit
Neşe
Sıkıntı
Hoşnutsuzluk
133
LİSE DÜZEYİ
ÖFKE ETKİNLİKLERİ
134
BİLİŞSEL-DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMA DAYALI ÖFKE İLE BAŞA ÇIKMA
AMAÇLI GRUPLA PSİKOLOJİK DANIŞMA UYGULAMASI
Bilişsel-davranışçı yaklaşıma dayalı grupla psikolojik danışma uygulamalarından her
biri 90-120 dakikadan oluşan 10 oturumluk bir sürede gerçekleştirilmiştir. Aşağıda grup
oturumlarının süresi, kullanılan materyaller ve grup süreci hakkında bilgiler verilmiştir.
GRUP OTURUMLARI
BİRİNCİ OTURUM:
Süre: 100 dk.
Materyal: Üye sayısı kadar yaka kartı
Öfke durum formu
Süreç: Oturuma 13 üye katılmıştır.
1. Tanışma: Grup lideri kendisini tanıttı (ad, soyad, işi ve hoşlandığı şeyleri açıkladı)
Grup lideri üyelerden kendileriyle ilgili paylaşmaya istekli oldukları üç olumlu
özelliği yazmalarını istemiştir. Üyelere model olmak için kendisiyle ilgili örnek vermiştir.
Daha sonra üyelerden gelecekte sahip olmayı istedikleri üç olumlu özelliği yazmalarını
istemiştir. Ayni şekilde üyelere model olmuştur. Bu egzersiz tamamlandıktan sonra üyelerden
grupta dolaşmaları ve kendilerine bir eş seçmeleri istendi. İsimlerini birbirlerine söylemeleri
ve hoşlandıkları ya da hoşlanmadıkları şeyleri birbirlerine anlatmaları ve yazdıkları olumlu
özelliklerini ve gelecekte sahip olmayı istedikleri olumlu özellikleri paylaşmalarını istedi.
Dağıtılan yaka kartlarına isimlerini yazmaları söylendi. Grup lideri üyelerden biriyle eşleşti ve
paylaşılan bilgilerin nasıl ifade edileceğini model olarak gösterdi.
2. Grup kuralları açıklandı. Grup kuralları şöyledir:
a. Grup üyelerinin birbirlerine karşı koşulsuz saygılı olmadan esastır.
b Grup oturumlarında düşüncelerden çok, duyguların ifadesine ve çeşitli durumlarda
bireylerin ne hissettiklerine ve üyelerin etkileşimlerine ağırlık verilecektir.
e. Grup içinde konuşulanlar grupta kalacak, kesinlikle dışarı çıkmayacaktır. Gizlilik
esastır.
“Biz” — “sen” ya da “insanlarla başlayan cümleler yerine “Ben” ile başlayan
cümleler tercih edilecektir.
e. Grup üyelerinin duygu ve düşüncelerini grupla paylaşmaları desteklenir ve
geribildirimlerle paylaşımda bulunulur. Bir üye konuştuğu zaman diğerleri onu dinlemelidir.
f. Üyelere verilen ev ödevlerini yerine getirmeleri verilen eğitimin etkililiği için
önemlidir.
135
g. Çalışmanın etkililiği açısından üyelerin oturumlara katılmaları önemlidir. Üyelerden
biri herhangi bir nedenden dolayı oturuma katılamayacaksa önceden bildirmelidir.
h. Üyeler gruptaki aktivite ya da aktivitenin bir kısmına katılmama hakkına sahiptir.
3. İstek ve beklentilerin paylaşılması
Bu gruptan ne istiyorum ve bu isteğime nasıl ulaşmayı planlıyorum: gibi herkesin
kendi amaçlarını paylaşmaları istendi. Bu amaçla üçlü gruplar oluşturuldu ve herkes kendi
öğrenme amaçlarını o grupla paylaştı. Daha sonra herkes katılma amaçlarını grupla paylaştı.
Gruptan beklentilerin daha çok öfkesiyle başa çıkmak, kolay öfkelenmemek, öfkelenince
saldırgan davranışlar göstermemek gibi konularda olduğu gözlendi. Grup lideri çalışmanın
amacı ve içeriğini açıkladı.
4. Öfke nedir? Öfke bizi nelerden korur? Ya da bize nelere mal olur? Öfke ifade
tarzımız nasıl?
Öfkenin bir duygu olduğu, her duygu gibi iyi ya da kötü olmadığı, sadece yaşadığımız
bir his olduğu, bebeklerin veya hayvanların bile engellendiklerinde, yoğun ve hasta
olduklarında öfke ifade ettikleri, öfkenin aynı zamanda koruyucu bir fonksiyonu olduğu,
birinin hakkınıza saldırması veya size saygısızca davranması durumlarında öfkelenmeye
hakkımız olduğu anlatıldı. Öfkeyi ifade etme tarzının önemli olduğu ve bu tarzın da
öğrenilmiş olduğu, öfkeyi uygun ifade etme yollarını öğrenmek için öncelikle neye
öfkelendiğimizin veya hangi durumlarda öfkelendiğimizin farkında olmamız gerektiği
belirtildi. Ayrıca birisinin veya bir olayın bizi öfkelendiremeyeceği, davranış veya
duygularımızdan bizim sorumlu olduğumuzu “beni öfkelendirdin” yerine “ben öfkelendim”
demenin daha doğru bir ifade olduğu vurgulandı.
5. Ev Ödevi: Üyelere daha çok ne zaman, hangi durumda öfkelendiklerini
belirleyebilmeleri için öfke yaşadıkları durumlarla ilgili bir form dağıtıldı.
6. Özetleme: Oturumun özeti yapıldı. Sonraki oturumun gün, saat ve yeri hatırlatıldı.
136
Öfke Durumu Formu
KİŞİLER
Anne Baba Kardeş Akraba Arkadaş Öğretmen Diğer
(............)
D
U
R
U
M
L
A
R
İstediğini
alamama
Haksız
davranış
Kayıp
(arkadaşlık,
fırsat, vs.)
Kavgalar
Engellenme
Eleştirilme
Azarlanma
Anlaşılmama
Sınırlanma
Saygısızlık
Gurursuzluk
Diğer
(.....................)
Diğer
(.....................)
137
İKİNCİ OTURUM
Süre : 100 dakika
Materyal : Öfke durum formu
Süreç : Oturuma 13 üye katılmıştır.
1. Geçen oturumun özeti yapıldı.
2. Üyelerin doldurdukları formla ilgili bilgileri paylaşmaları istendi. Paylaşmada
onlara yardımcı olabilmek için “Öfkelenmenize neden olan durumları ve kişileri
izleyebildiniz mi?”, “Sizi en çok zorlayan durumlar hangileriydi?”, “En çok kimlerle
birlikteyken öfkeleniyorsunuz?” gibi sorular yöneltildi. Öfkenin kendiliğinden oluşmadığı,
öfkeyi tetikleyen bir durum ya da kişinin olabileceği tartışıldı. Üyeleri daha çok anne-baba ve
arkadaşları ile ilgili öfke yaşantıları getirdikleri gözlendi. Grup üyelerinden biri ortada bir
öfkeye yol açacak bir olay yokken de öfkelenebildiğini söyledi. Bazı grup üyeleri buna
katıldılar. Grup lideri doldurulan formda belirtilen ipuçları ile karşılaşmanın öfke duygusunu
oluşturabileceğini belirtti. Bu duruma dair “okulda bir öğretmeninize sürekli
öfkeleniyorsunuz. Bir başka yerde onunla ilgili sadece bir konuşmanın geçmesi bile sizi
öfkelendirebilir” gibi örnekler verildi.
3. Öfkeyle ilgili ipuçlarının durumsal, fiziksel ve bilişsel olabileceği söylendi ve örnek
verildi. Örneğin hoşlanmadığınız bir insanın okul koridorunda size doğru gelmesi (durumsal);
kalbinizin hızla çarpması (fiziksel); birinin size yaptığı bir haksızlığı hatırlamanız (bilişsel).
Grup üyelerinden kendilerini öfkelendiren ipuçları üzerinde konuşmaları ve verilen örnekteki
gibi onları sınıflandırmaları istendi. Grup üyelerinin bu konuda başarılı oldukları görüldü.
Üyelerin çoğunun öfke yaratan ipuçlarını fark edebildikleri ve sınıflayabildikleri görüldü.
Sevmediği bir arkadaşının kantinde arkasındaki masaya oturması (durumsal), bedeninin
gerilmesi (fiziksel), arkadaşının ona verdiği sırrını bir başkasına söylediğini hatırlaması
(bilişsel) gibi örnekler getirildi ve bu yaşantılar paylaşıldı.
4. Gruba temel nefes egzersizleri ile derinleşen gevşeme alıştırması yaptırtıldı.
Alıştırmanın başında gözlerin kapatılmasında zorluk çeken bir üye oldu ancak kısa bir süre
sonra kendisini alıştırmaya verdiği görüldü. Alıştırma sona erdikten sonre grup üyeleriyle
bununla ilgili konuşuldu. Üyelerin hemen hemen hepsi gevşemeyi ve gerginliği yaşadıklarını
belirttiler. Özellikle bir ortam hayal ederken çok rahatladıklarını söylediler.
5. Ev Ödevi: Üyelerden öfke yaratan ipuçlarını gözlemlemeye devam etmeleri ve öfke
tepkisinden kaçınmak için yöntemler düşünmeleri istendi. Ayrıca yapılan temel nefes
egzersizleri ve derinleşen gevşeme alıştırmalarının öfke yaratan durumlarda kullanılması
istendi.
138
6. Özetleme : Grup üyeleriyle birlikte oturumun özeti yapıldı. Sonraki oturumun gün,
saat ve yeri hatırlatıldı.
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Süre : 100 dakika
Materyal : Öfke ifade tarzı tablosu
Öfke Kontrol Rol Kartları
Süreç : Oturuma 13 kişi katılmıştır.
1.Geçen oturumun özeti yapıldı.
2. Grup üyelerine öfke ipuçlarını yakalayıp yakalamadıkları, farkına vardıkları
ipuçlarına göre davranışlarında bir değişiklik olup olmadığı soruldu. Üyeler öfke ipuçlarını
yakalamakta zorluk yaşamadıklarını dile getirdiler ve yaşantı örnekleri verdiler. Bazı üyeler
temel nefes egzersizlerini ve gevşeme alıştırmalarını öfkelendiklerinde kullanmaya
çalıştıklarını ama gerginliği hissedebilmelerine rağmen gevşemeyi hissetmediklerini
belirttiler. Bunun üzerine iyi nefesin özellikleri yinelendi ve danışanlardan bu konuda
çalışmaya devam etmeleri söylendi. Grup üyelerine öfke tepkisinden kaçınmak için ne gibi
yöntemler düşündükleri soruldu. Daha çok “derin bir nefes alıp 1’den 10’a kadar saymak”,
“kendimi kontrol edebilirim gibi yatıştırıcı cümleler söylemek”, “öfkenin neye mal
olabileceğini düşünmek” gibi yöntemler dile getirildi. Kız üyelerin bir kaçı “öfkelenince
çirkinleşiyorum”, “mahalle kadınlarına benziyorum” gibi cümleleri kendilerine tekrarlamanın
öfkeyi kontrol etmeye yardımcı olabileceğini söylediler.
3. Grup lideri öfke duygusunun doğal ve evrensel bir duygu olduğunu ancak ifade
tarzının uygun ya da uygun olmadığının önemli olduğunu söyledi. Grup üyelerinden uygun
olmayan ifade tarzlarının neler olabileceğini söylemelerini istedi. Grup üyelerinin söyledikleri
ifadeler tahtaya yazıldı. Grup üyelerinin uygun olmayan ifade tarzına “bağırmak”,
“küfretmek”, “fiziksel zarar vermek” gibi örnekler getirdikleri “kendini odaya kapatmak”,
“içe yönelmek, iletişim kurmamak”, “kaygı yaşamak” gibi örneklerin çok daha az getirildiği
görüldü ve bu konuda konuşuldu.
4. Daha uygun ifade tarzlarının neler olabileceği üzerinde konuşuldu. Grup lideri eğer
öfke hissetmekte haklılarsa bunu “ben dili” ile ifade etmeleri durumunda kimseyi incitmeden
kendilerini ifade edebileceklerini söyledi. “Ben Dili” ve “Sen Dili” örneklerle anlatıldı. Her
bir örnek için ben dili ve sen diliyle örnek verildi. Anlaşıldığı düşünüldükten sonra hazırlanan
örnek durum kartlarından yararlanılarak gönüllü üyeler rol oynama (rol-playing) yöntemiyle
bir kez ben dilini, bir kez de sen dilini kullanarak durumu canlandırdılar. Öfke duygusunun
139
bize ait olduğu, duygularımızdan bizim sorumlu olduğumuz vurgulanarak, ben dilini
kullanmak gerektiği belirtildi. Daha sonra öfke ifade tarzımız değişince sonucun da ne şekilde
değişebileceği tartışıldı.
5. Gruba temel nefes egzersizleri ile derinleşen gevşeme alıştırması yaptırıldı.
6. Ev Ödevi : Öfke ifade tarzı tablosu dağıtılarak nasıl kullanılacağı anlatıldı. Ben
dilini kullanmaları söylendi. Temel nefes egzersizlerinin ve gevşeme alıştırmalarının tekrar
edilmesi istendi.
7. Özetleme : Grup üyeleriyle birlikte oturumun özeti yapıldı. Sonraki oturumun gün,
saat ve yeri hatırlatıldı.
Öfke İfade Tarzı Formu
Kendinizde öfke uyandıran her durumda bu formu doldurunuz
Neler yaşadım?
Kiminle?
Ne kadar
öfkeliyim?
Ne söyledim ya da
nasıl davrandım?
Tepkim
uygun mu
değil mi?
Sonuç
1 az
2
3
4
5 şiddetli
140
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Süre : 100 dakika
Materyal : Öfke ifade tarzı tablosu
Baş etme İfadeleri Listesi
Öfke Kontrol Rol Oyun Kartları
Süreç : Oturuma 12 üye katıldı. Rahatsızlığı nedeniyle 1 üye katılamadı.
1.Geçen oturumun özeti yapıldı.
2. Üyelerden doldurdukları formla ilgili paylaşımlarda bulunmaları istendi.
Kendilerini en çok hangi durumlarda ne kadar öfkeli hissettikleri soruldu. Daha çok
haksızlığa uğradıklarını düşündüklerinde, engellendiklerinde öfkelendikleri görüldü. Erkek
öğrenciler özellikle el şakaları sonucunda şiddetli öfke hissettiklerini dile getirdiler.
Öfkelerini uygun bir şekilde dile getirip getiremedikleri soruldu. Bazı grup üyeleri ben dilini
kullanmayı başarabildiğini söylerken, birçok üye ben dilini kullanmanın öfkeliyken pek de
kolay olmadığını söylediler. Yaşantılarından örnekler getirdiler. Grup lideri tepkilerinin
sonuçlarını düşündüklerinde seçtikleri tepkinin değişip değişmediğini sordu. Üyeler genellikle
sonucu düşündüklerinde daha uygun tepkiler verdiklerini dile getirdiler. Bazı grup üyeleri
temel nefes egzersizlerini ve gevşeme alıştırmalarını öfkelendiklerinde başarılı bir şekilde
kullanabildiklerini söylediler.
3. Uygun olmayan öfke tepkisinin azaltılmasının bir yolunun da öfkeyle baş etme
ifadeleri olduğu, olumlu baş etme ifadelerinin olumsuzun yerini alabileceği belirtildi.
“Öfkeyle baş etme ifadeleri listesi” dağıtıldı. Üyelerden ifadelerin incelenmesi istendi.
Üyelere bu tür ifadelerin, yani içsel konuşmaların öfkeyi azaltmada etkili olup olmadığı
soruldu ve bu konuda tartışıldı. Üyeler rol oynamadan yararlanılarak bu ifadelerin ne oranda
etkili olduğunun deneneceği söylendi. Grup üyelerinden ikili gruplara ayrılmaları istendi.
Sonra rol oynama ile ilgili kartlar dağıtıldı ve üyelerden durumları incelemeleri istendi. Grup
eski halini aldı. Çiftler rol oynamaya davet edildi. Üyelerin tamamı rol oynama için gönüllü
idi. Her oyundan sonra oyunculara rol alırken neler yaşadıkları soruldu. Diğer üyelere de
benzer bir durum yaşayıp yaşamadıkları, içsel konuşma yapıp yapmadıkları soruldu. Bazı
üyeler olumlu içsel konuşmalar yapabildiklerini dile getirdiler.
4. Ev Ödevi : Olumlu baş etme ifadelerini kullanmaları, öfke ifade tarzı tablosunu
öfkelendiklerinde doldurmaları ve gevşeme alıştırmalarını yapmaya devam etmeleri istendi.
5. Özetleme : Grup üyeleriyle birlikte oturumun özeti yapıldı. Sonraki oturumun gün,
saat ve yeri hatırlatıldı.
141
BEŞİNCİ OTURUM
Süre : 100 dakika
Materyal : Öfke İfade Tarzı Tablosu
ABC Formu
Süreç : Oturuma 13 kişi katıldı.
1. Geçen oturumun özeti yapıldı.
2. Geçen oturum verilen ödevler üzerinde konuşuldu. Üyelerden bazıları
öfkelendiğinde olumlu baş etme ifadelerini kullandıklarını dile getirdiler. Öfkelendiğinde ben
dilini ve gevşeme alıştırmalarını kullanan üyeler yaşantılarını paylaşırlar.
3. Tahtaya öfkenin ABC’si çizildi. Şu örnek üzerinde duygumuza olayın değil
düşüncelerimizin neden olduğu anlatıldı.
A B C
OLAY DÜŞÜNCE DUYGU
Arkadaşınız sizinle olan
randevusuna gecikti.
“Belki de ona her şeyi
açıkça söylemedim”
Merak
Arkadaşınız sizinle olan
randevusuna gecikti.
“Belki de bir kaza geçirdi” Kaygı / İlgi
Arkadaşınız sizinle olan
randevusuna gecikti.
“Bahse girerim unuttu” Rahatsızlık-Huzursuzluk
Arkadaşınız sizinle olan
randevusuna gecikti.
“HİÇ BİR ZAMAN
zamanında gelmez!
İlgisizliğini beni burada
bekleterek başka türlü
gösteremezdi.”
Öfke / Hayal kırıklığı
Grup lideri başka örnekler de vererek konuyu pekiştirmeye çalıştı. Bu konunun grup
üyelerine ilginç geldiği gözlendi. Grup lideri düşüncelere yapılacak müdahalenin duyguyu
değiştireceğini vurguladı. Olayların değil o olaylarla ilgili akılcı olmayan düşüncelerin öfkeye
neden olduğu söylendi.
4. Ellis’in 12 mantık dışı inancının bulunduğu liste üyelere dağıtıldı ve birlikte
okundu. Üzerinde tartışıldı.
142
5. Ev Ödevi : Öfkelendiklerinde doldurulmak üzere ABC formu (aşağıda bir örneği
yer almaktadır) verilerek nasıl doldurulacağı anlatıldı. Diğer oturumlarda verilen ödevler
tekrar verildi.
ABC Formu
A. OLAY ..................................................................................................................................
.................................................................................................................................................
...................................................................................................................................................
B. İÇ KONUŞMA ...................................................................................................................
..................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................
C. DUYGU VE DAVRANIŞ ..................................................................................................
..................................................................................................................................................
..................................................................................................................................................
6. Özetleme : Grup üyeleriyle birlikte oturumun özeti yapıldı. Sonraki oturumun gün,
saat ve yeri hatırlatıldı.
ALTINCI OTURUM
Süre : 90 dakika
Materyal : ABC Formu
Kamera Denetimi Formu
Akılcı Olmayan Düşünceler Listesi
Süreç : Oturuma 13 kişi katılmıştır
1. Geçen oturumun özeti yapıldı.
2. Üyelere verilen akılcı olmayan düşünceler ve ABC formu üzerinde konuşuldu.
Üyelerden paylaşmak istedikleri bir olayı gruba anlatmaları istendi. Bir üyenin ideal öğrenci
tanımından yola çıkılarak sınavlardan yüksek notlar alması gerekliliği belirtildi. Bu olay onun
öfke duygusunu arttırıyordu. Üye bunun gerisinde yatan akılcı olmayan düşünce kalıbının
“tüm alanlarda başarılı, yeterli ve yetkin olmalıyım” olduğunu belirtti. Bunun öfke duygusuna
ve olumsuz davranışlara yol açtığını söyledi. Bu durum tartışıldı. Bütün üyelerin getirdiği
yaşantılar, gerisindeki akılcı olmayan inançlar tartışıldı yerine konulabilecek alternatif
ifadeler konuşuldu.
3. Ev Ödevi : Diğer oturumlarda verilen ödevlerin yanı sıra Kamera Denetimi
Formu’nu öfkelendikleri zamanlarda doldurmaları istendi. Nasıl doldurulacağı anlatıldı.
Aşağıda bu formun bir örneği yer almaktadır.
143
Kamera Denetimi Formu
A. OLAY .......................................................
........................................................................
........................................................................
D. OLAY .....................................................
......................................................................
......................................................................
B. İÇ KONUŞMA ........................................
........................................................................
.........................................................................
E. AKILCI İÇ KONUŞMA .......................
.......................................................................
........................................................................
C. DUYGU VE DAVRANIŞ .......................
.......................................................................
........................................................................
F. DUYGU VE DAVRANIŞ .......................
........................................................................
........................................................................
4. Özetleme : Grup üyeleriyle birlikte oturumun özeti yapıldı. Sonraki oturumun gün,
saat ve yeri hatırlatıldı
YEDİNCİ OTURUM
Süre : 90 dakika
Materyal : Kamera Denetimi Formu
Akılcı Olmayan Düşünceler Listesi
Süreç : Oturuma 11 kişi katıldı. Satranç turnuvası nedeniyle 2 kişi katılamadı.
1.Geçen oturumun özeti yapıldı.
2. Üyelerin doldurdukları formlar üzerinde konuşuldu. Akılcı olmayan iç
konuşmalarını fark edip fark etmedikleri, yerine alternatif ifadeler koyup koyamadıkları
soruldu. Üyeler yaşantılarını paylaşırken akılcı olmayan düşüncelerini belirleyebildikleri ve
alternatif ifadeleri kullanabildikleri görüldü. Ancak bunu her öfkelendiklerinde
başaramadıklarını söylediler. Grup lideri bunu için zamana ve çokça egzersiz yapmaya
ihtiyaçları olduğunu söyledi. Üyelerin her biri birer örnek getirdiler. Bunlar üzerinde tartışıldı.
3. Temel nefes egzersizleri ve gevşeme alıştırmaları yinelendi. Uygulamada güçlük
yaşayıp yaşamadıkları soruldu. Üyeler gevşeme alıştırmalarını genellikle yaptıklarını
öfkelendiklerinde eskisine göre daha iyi kullandıklarını belirttiler.
4. Ev Ödevi : Akılcı olmayan düşüncelerin yakalanması ve yerine alternatif akılcı
ifadelerin yerleştirilmesi konusunda beceri kazanmanın zaman alacağı düşüncesiyle geçen
oturumda verilen ödevler tekrar verildi.
144
5. Özetleme : Grup üyeleriyle birlikte oturumun özeti yapıldı. Sonraki oturumun gün,
saat ve yeri hatırlatıldı.
SEKİZİNCİ OTURUM
Süre : 90 dakika
Materyal : Kamera Denetimi Formu
Akılcı Olmayan Düşünceler Listesi
Süreç : Oturuma 12 kişi katıldı.
1. Geçen oturumun özeti yapıldı.
2. Üyelerin doldurdukları formlar üzerinde konuşuldu. Üyeler yaşantılarını
paylaşırken akılcı olmayan düşüncelerini belirleyebildikleri ve alternatif ifadeleri
kullanabildikleri görüldü. Üyelerin her biri birer örnek getirdiler. Bunlar üzerinde tartışıldı.
3. Bu oturumda problem çözme becerileri üzerinde durulmuştur. Problemi çözmeden
önce “problem size ait mi?” bu düşünülmeli ve eğer size ait bir problemse şu basamakların
göz önünde bulundurulması gerektiği belirtildi: “Problemin tanımlanması”, “alternatif çözüm
yollarının düşünülmesi”, “her çözüm yolunun sonuçlarının mümkün olduğunca göz önüne
getirilmesi”, “kararların alınması”, “eyleme sokma”. Problemi çözmeden önce durup
problemin ne olduğunu düşünmek, alternatif çözüm yollarından uygun olanı seçmek gerektiği
vurgulandı.
4. Grup üyelerine örnek problem olayları verilmiştir. Rol oynamadan yararlanılarak
olumlu ve olumsuz sonuçlar doğacak şekilde problemler çözülmeye çalışılmıştır. Olumlu
sonuç elde etmek için problemin nasıl tanımlanabileceği, alternatif çözüm yolları bulma, başa
çıkma ifadelerinin nasıl kullanılacağı tartışıldı. Üyelere bu tarz yaşantıları olup olmadığı
soruldu ve onlardan paylaşmaları istendi.
5. Ev Ödevi : Üyelerden çatışma, problem durumlarında problem çözme
basamaklarını kullanmaları istendi. Ayrıca kamera denetimi formunu öfkelendiklerinde
doldurmaları ev ödevi olarak verildi.
6. Özetleme : Grup üyeleriyle birlikte oturumun özeti yapıldı. Sonraki oturumun gün,
saat ve yeri hatırlatıldı.
145
DOKUZUNCU OTURUM
Süre : 90 dakika
Materyal : Kamera Denetimi Formu
Top
Süreç : Oturuma 13 kişi katılmıştır.
1. Geçen oturumun özeti yapıldı.
2. Verilen ödevler üzerinde konuşuldu. Bazı öğrencileri yaşadıkları problem
durumlarında nasıl bir yol izlediklerini ve ulaştıkları sonucu anlattı. Öfkelendiklerinde
doldurdukları kamera denetimi formları incelendi ve üzerinde konuşuldu. Alternatif akılcı
düşünceleri koymada başarılı oldukları gözlendi.
3. Bu oturumda çekingen, atılgan ve saldırgan davranışların ne olduğu örneklerle
açıklandı. Üyelerden de örnekler alındı ve tartışıldı. Daha sonra grup üyeleri ikili gruplara
ayrılmışlardır. Her gruba bir olay verilmiş ve girişken, çekingen ve saldırganca tepkiler
vererek bu olaylar canlandırılmıştır. Daha sonra üyelere girişken, çekingen ve saldırganca
tepkiler verdiklerinde ne hissettikleri sorulmuştur. Hangi tepkinin daha etkili olduğu
tartışılmıştır.
4. Öfkeden olayların ya da kişilerin sorumlu olmadığı duygu, düşünce ve
davranışlarımızdan bizim sorumlu olduğumuz belirtildi. Daha sonra bir top alınarak, bu topun
duygu-düşünce ve davranıştan sorumlu olan ağır sorumluluk sembolü olduğunun farz
edilmesi söylenir. Grup lideri topu bir üyeye atmadan önce sorumluluğun onda olduğuna dair
bir cümle söyler. Örneğin “Annemle dargın olmamızdan ben sorumluyum. Çünkü öfkemi
uygun şekilde ifade edemedim.” Her üye topu diğerine atmadan önce sorumluluğun
kendisinde olduğuna dair bir cümle söyler. “Zayıf almamdan ben sorumluyum. Çünkü sınava
yeterince çalışmadım.” , “Arkadaşıma kızmaya hakkım yok. Çünkü ona iyi açıklama
yapmadım.” vb. sorumluluğun kişinin kendisinde olduğuna dair cümleler söylendi. Daha
sonra sorumluluk aldıklarında ne hissettikleri, başka üyeler konuşurken ve sorumluluğu
alırken neler yaşadıkları, sorumluluklarını ifade etmenin onlara neler kazandırabileceği
üzerinde tartışıldı.
5. Ev Ödevi : Üyelerden ne oranda atılganca davranışı kullanabildiklerini gözlemeleri
istenmiştir.
6. Özetleme : Oturumun özeti yapılmış ve gelecek oturumun son oturum olacağı
hatırlatılmıştır.
146
ONUNCU OTURUM
Süre: 120 dakika
Süreç : Oturuma 13 üye katılmıştır.
1. Geçen oturumun özeti yapıldı
2. Oturumların genel değerlendirmesi yapıldı.
Üyelere, birinci oturumda belirttikleri amaçlara ne kadar ulaşıp ulaşmadıkları,
kendileriyle ilgili neleri fark ettikleri soruldu. Bütün üyeler oturumları değerlendirdiler.
Üyeler genellikle öfke duygularını ve kaynaklarını daha anladıklarını, öfkelerini kontrol
etmekte eskisi kadar güçlük yaşamadıklarını ifade ettiler.
3. Sevgi bombardımanı çalışması yapıldı.
Üyeler U şeklinde oturdular ve her bir üye sırasıyla gruba sırtı dönük olarak oturdu.
Diğer üyeler de sırtı gruba dönük oturan üyeyle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade ettiler.
Daha sonra grup paylaşımı yapıldı. Gruba katılımlardan dolayı üyelere teşekkür edildi.
4. Son test uygulaması yapıldı.
147
ÖFKE SORUNU YAŞAYAN ÇOCUKLARA YÖNELİK UYGULAMALAR
1.AŞAMA:
ÇOCUKLARIN ÖFKELERİNİ HAREKETE GEÇİREN İPUÇLARINI TANIMALARINA
YARDIM ETME:
Çocukların öfke yaratan durumla karşı karşıya kaldıklarında, öfkeleneceklerine işaret eden
içsel uyaranları fark etmeleri ve tanımaları, öfke denetiminin birinci aşaması olan bu aşamada
öğretilir. Çocuklara, öfkelenmeden hemen önce kendilerinde belirli bazı fizyolojik
değişikliklerin ortaya çıktığı öğretilmelidir. Pek çok çocuk genellikle kendilerinde öfke öncesi
ortaya çıkan bu “bedensel değişikliklerin” farkında olmayabilir. Ancak bu “bedensel
değişikliklerin” tanınması ve fark edilmesi öfke denetimi için çok önemlidir. Bu değişmeler
çocukların öfkelenmeden hemen önce öfkeleneceklerini onlara bildiren bir “uyarıcı siren”
özelliği gösterirler. Öfkelenmeden hemen önce bedenlerinde ne olduğunu fark etmeleri ve
tanımaları, çocukların ilgiyi kendilerine yönelterek, davranışlarını kontrol etmelerine ya da
ortamdan uzaklaşıp gitmelerine olanak sağlamaktadır. Çocukların içsel-bedensel uyarıcıları
tanımalarına yardım etmenin en kolay yollarından biri, onlara “öfkelenmeden hemen önce
bedeninde ne dikkatini çekti?” sorusunu sormak ve yanıtlamalarına yardımcı olmaktır.
Öğrencilerin bu soruya verdikleri yanıtlar genellikle;
• Her yerinin ateşlendiğini hissettiği,
• Kalp atışlarının hızlandığı,
• Ellerin yumruk biçiminde sıkıldığı,
• Çenenin kilitlendiği hissi ve dişlerin sıkıldığı,
• Tüm bedeninin titrediğini hissettiği,
• Kasların, özellikle kolların gerginleştiğini hissettiği şeklindedir. Öğrencilerin
bedensel uyarıcıları fark etme ve tanımayı öğrenmelerinden sonra uygulamanın ikinci
aşamasına geçilir
2. AŞAMA:
İLGİNİN BAŞKA YÖNE KAYDIRILMASI:
Öfkesini denetim altına alma sorunu yaşayan çocuklarla çalışırken, çalışmanın
amaçlardan biri, çocuklara olayların kendi istedikleri yönde gelişmediği durumlarda,
öfkelenmemeyi nasıl başaracaklarını öğretmektir. Bu amaçla yaygın olarak kullanılan
tekniklerden birisi de ilginin başka yöne kaydırılması tekniğidir (Wilde, 1997b; Wilde,1996;
Wilde,1995). İlginin başka yöne kaydırılması, “danışanlara, kendi öfkelerini ve onları
öfkelendiren durumu düşünmek yerine, daha başka-farklı şeyleri düşünebilme becerisini
kazandırmak” biçiminde tanımlanır.
Çocuklarda ilginin başka yöne kaydırılması oldukça zordur. Çünkü çocuklar öfkeli
oldukları zaman, başka bir şey düşünmek yerine, sadece onları öfkelendiren kişi ya da
durumu yoğun bir biçimde düşünme eğilimindedirler. Bu nedenle çocukların öfkelenmeye
başlamadan önce ne düşündüklerini fark etmeleri ve bilmeleri önem taşımaktadır.
Danışanların, ilginin başka yöne kaydırılması tekniğini öğrenebilmeleri için, öfkeleri
148
yoğunlaşıp patlamadan önce, diğer bir ifadeyle, öfkeleneceklerine ilişkin ipuçlarını fark
ettikleri anda, öfkelerini ya da öfke yaratan durumu düşünmek yerine daha önceden belirlemiş
oldukları “hoş bir sahneyi”/ “güzel bir imgeyi” düşünme yönünde cesaretlendirilmeleri
gerekir. Öfkeleneceklerine ilişkin ipuçlarını algıladıkları anda, hayal etmeleri önerilen bu
sahne ya da imge ya onların en mutlu oldukları bir sahne ya da onları rahatlatıcı bir senaryo
olmalıdır. Örnek: • Bir oyunda başarılı olduktan sonra bir yıldız gibi eve koştukları zamanı, •
Yeni yıl için mükemmel bir hediye aldıkları anı, • Kutlamış oldukları en güzel doğum günü
partisini, • Deniz kenarında plajda geçirdikleri harika bir günü. İlginin başka yöne
kaydırılması amacıyla bir sahne üzerinde düşünmek çocukların birkaç dakikasını alır.
Danışanların bireysel gereksinimleriyle örtüşebilecek ve uygun çağrışımlar yapacak sahneleri
seçmelerinde onlara yardım etmek gerekebilir. Bu sahneler belirlendikten sonra çocuklar
birkaç gün süresince günde birkaç kez bu sahnelerinde yer alan çağrışımları hayal ederek
uygulama yapmaya gereksinim duyarlar. Otobüse binmek için sıra beklerken ya da banyoyu
kullanmak için beklerken hemen gözlerini kapatıp ilgilerini başka yöne kaydırmalarına
yardımcı olacak resmi hatırlamaya çalışmalıdırlar. Çocuklara bu sahneyi olabildiğince
ayrıntılı bir biçimde hatırlamaları önerilir. Bunun için danışmanlar aşağıda yer alan sorulara
benzer sorularla çocukları yönlendirebilir ve yardımcı olabilirler.
Örnek:
• İnsanlar ne giymişlerdi?
• Çevredeki sesler nelerdi?
• Havada koklayabildiğin herhangi bir koku var mıydı? Yukarıda yer alan örnekte
verilmiş olan sorulara benzer sorularla, öğrencilerin kafasında belirlemiş oldukları
sahneyi olabildiğince canlı bir biçimde, diğer bir ifadeyle sanki bir video filmi
izliyorlarmış gibi canlandırmalarına yardımcı olunabilir. Sonraki düşünce, danışanın
öfkelendiği ya da öfkeleneceğini hissettiği zaman ilgisini başka yöne kaydırmasına
yardımcı olacak sahneyi hatırlatıcı bir düğmenin düşünülmesidir.
Anne babasının onu mutsuz ettiğini düşünmesi yerine, ilgiyi başka yöne kaydıracak
olan sahneye odaklanmak, bir başkasının kendisinden ödünç alıp ödemediği parayı
ödemediğini düşünüp öfkelenmek yerine, duyguları yatışıncaya kadar ilgisini başka yöne
kaydıracak olan sahneye odaklanmak gibi. Bu öğrenciler öfkeleneceklerinin işaretini
aldıklarında onların ilgilerini başka yöne kaydırmalarına yardımcı olacak sahnenin düğmesine
dokunurlar. Bir danışanın, ilgisini başka yöne kaydıracak bir sahneyi düşündüğü halde
öfkesine engel olamaması az da olsa görülen bir durumdur. Çünkü öfke aşırı istekçi
düşünceler tarafından üretilir. Böyle bir durumda eğlenceli ve mutlu bir anın düşünülmesi
bireyi aşırı derecede öfkelenmekten koruyacaktır. Sonuçta ilgiyi başka yöne kaydırmak
öfkelenen bireye zaman kazandırır. Bu birkaç saniyelik zaman bile patlamak yerine, bireyin
öfke yaratan durumun üstesinden gelmesine, kendisini kontrol etmesine olanak sağlayabilir
149
3. AŞAMA:
İMGE (HAYAL) OYUNU:
Öfke sorunu yaşayan çocuklar ve ergenler ile akılcı duygusal imge (hayal) oyununun
nasıl uygulandığına ilişkin bir örnek açıklanmaktadır. Ellis (1994-1979) ve Wilde (1997b;
Wilde; 1996; Wilde; 1995) akılcı duygusal imge oyununu öfke sorununda yoğun olarak
kullanmışlardır. Bu teknik öfkenin ortaya çıkma olasılığının olduğu bazı özel durumlarda
(okul servis otobüslerinde, ev ödevi zamanında, alışverişe çıkma zamanlarında vb.) oldukça
etkilidir. Başlangıçta, çocuklara onların öfkelenmelerine neden olan sahnenin betimlenmesi
olabildiğince canlı bir biçimde yaptırılır. Öfke yaratan durum hakkında olabildiğince fazla
ayrıntı, sesler, görüntüler, olaylar vb. ile ilgili bilgi alınır. Daha sonra çocuğun oturur biçimde
ayakları yerde olacak biçimde gevşemesi sağlanır. Örnek: Yetişkin: “Amy, şimdi sana
söyleyeceklerimi çok dikkatli bir biçimde dinlemeni istiyorum. Senden sadece benim sesimi
fark etmeni ve sana söyleyeceklerime odaklanmanı istiyorum. Bu süre içerisinde aklına
herhangi başka bir şeyin gelmesine engel olmaya çalış.
Sınıfta Mr.Smith ile yaşadığın problemi hayal et... Sınıfın resmini kafanda canlandır...
Duvarlardaki posterleri ve sınıfında daha başka ne varsa onların tümünü gözünün önüne
getir... Şimdi devam et ve kendi kendine bugün yaşadığın duygunu yaşamana izin ver...
Sonradan yaşadığın öfkenin tümünü hisset…bu durumda kal (bu sahnede kal) ve sınıfta
hissettiğin gibi hissetmeye çalış… Bu şekilde hissettiğinde parmağını oynatarak bana orada
olduğunu bildir...” Çocukların hayallerinde gerçekten öfke duygusu yaşadıklarını davranışsal
bir uyarıcıyla da onaylamak güzel bir fikirdir (örneğin: çene sıkmak, kaşları çatmak, yumruk
sıkmak gibi). “Bu duyguda kal. Kendini sınıfta hayal etmeye devam et...” Çocuğun bu
durumda yaklaşık olarak 20 ile 40 saniye kalmasına izin verilir. Bu arada bireye zihinsel
olarak öfke yaratan durumda kalması hatırlatılır. “Şimdi kendini sınıfta hayal etmeye ve
düşünmeye devam etmeni istiyorum... Fakat kendini sakinleştirmeni istiyorum... Sınıfta kal
fakat sakinleşmeyi dene... Çok sinirlenmek yerine daha sakin olmayı dene... Gerçekten öfkeli
ve kırgın olmak yerine öfke duygun üzerine yönel... Kendini sakinleştirinceye kadar bunu
denemeyi sürdür... Kendini sakinleştirdiğinde parmağını tekrar oynatarak bana işaret ver…”
Öğrenciler genellikle sakinleşme durumuna bir ya da iki dakika gibi oldukça kısa bir sürede
ulaşırlar. Çocuk parmağını kaldırarak sakinleştiğine ilişkin işaret verdiğinde, şimdi ve
buradaya getirilebilir. Bu da basit bir biçimde şu ifadeye benzer ifadeler söylenerek yapılır,
“Tamam, şimdi gözlerini açabilirsin” sonra “Kendi kendini sakinleştirirken kendine ne
söyledin” biçiminde bir soru yöneltilir. Eğer çocuk kendini sakinleştirebildiyse, onu
sakinleştiren düşünceyi düşünmek zorunda kalacaktır. Çocuğun sakinleşmesinin diğer bir
yolu da, zihinsel olarak öfke yaratan ortamdan uzaklaşmasıdır (örneğin: sınıfı bir daha
gözünün önüne getirmemek). Ancak bunu gerçekleştirmek pek de kolay değildir. Bu
başarıldığında çocuğun o sahneyi tekrar hayal etmesi istenir ve sakin kalabilmesi için yoğun
bir biçimde teşvik edilir. İmge oyunu tamamlandıktan sonra danışanlara sakinleşmeleriyle
ilgili düşüncelerini ifade etmeleri için izin verilmelidir. Sakinleşmiş tipik bir düşünce biçimi,
üzerinde çalışılan senaryoyla ilgili olarak şu düşünceleri içermelidir. Örnek: “Öğretmenle
aramda olan bu durum hoşuma gitmese de onunla yaşayabilirim. Onun yaptıklarından
hoşlanmak zorunda değilim.” Çocuk bir kere kendisini sakinleştirici düşünceyi ürettiğinde
150
danışman bunu mutlaka yazdırmalıdır. Bundan sonra danışan, bu zihinsel imge (hayal) ile
ilgili olarak aynı sakinleştirici düşünceleri kullanarak günde birkaç kez bu uygulamayı
tekrarlamalıdır. Sonuçta bu teknik çocukların zihinsel olarak pratik yapmalarına ve
karşılaştıkları zor durumlarda yeni çözüm yolları üretmelerine yardımcı olur. Çocukların
pratik yapmaları, uygun baş etme yolları geliştirebilecekleri yönündeki inançlarını
güçlendirecektir.
Genellikle çocuklar imge oyununu birkaç kez danışman, öğretmen ya da bir yetişkin
gözetiminde yaptıktan sonra kendi kendilerine uygulamayı da öğrenebilirler. Bu uygulamalar
kasetlere kaydedilebilir ve daha sonra çocukların kendi başlarına yapacakları uygulamalarda
kullanmaları sağlanabilir. Gerek kasete alınmış uygulamalar gerekse bir yetişkin denetiminde
gerçekleştirilen uygulamalar düzenli bir biçimde devam ettirildiğinde, her iki yönteminde
etkili olduğu söylenebilir. Öfke sorunu yaşayan çocuklar çoğu zaman, aile içerisinde ve sınıfta
olumsuz bir etmen gibi değerlendirilebilirler. Bu makalede tartışılan uygulamaların çocuklar
tarafından öğrenilmesi ve uygulanması zor değildir. Uygulamalardan en fazla başarıyı elde
etmek için çocukların bu uygulamaların sonuçlarını görmesi ve uygulamaları devam ettirme
konusunda cesaretlendirilmesi gerekmektedir. Öfkeyi denetim altına almak için gerekli olan
becerileri öğrenmek belli bir zamanı ve enerjiyi gerektirir, fakat bu çabanın sonucunda
çocukların elde edeceği kazanımlar (ödüller) dikkate alındığında buna değer.
151
Kaynakça
Alberti, R., Emmons, M. (1998), Atılganlık Hakkınızı Kullanın, Çev: Katlan, S., Ankara:
HYB Yayıncılık.
Akgül, H. (2000), ―Öfke denetimi eğitiminin ilköğretim 2. kademe öğrencilerinin öfke
denetimi becerilerine etkisi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Balkaya, F. (2001), Öfke: Temel Boyutları, Nedenleri ve Sonuçları, Türk Psikoloji Yazıları,
IV;7: 21–45.
Baltaş, A. (2005), Ekip Çalışması ve Liderlik, İstanbul: Remzi Kitabevi.
Baltaş, A., Baltaş, Z. (2004), Stres ve Başa Çıkma Yolları, İstanbul: Remzi Kitabevi.
Çeçen, A. R.(2002), ―Duyguları yönetme becerileri eğitimi programının öğretmen
adaylarının duyguları yönetme becerileri üzerindeki etkisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi,
Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Kısaç, Ş. (1997), ―Üniversite öğrencilerinin bazı değişkenlere göre sürekli öfke ve öfke ifade
düzeyleri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Korkut, F. (2004), Okul Temelli Önleyici Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Ankara: Anı
Yayıncılık.
Wilde,Jerry (2006),Öfke Sorunu yaşayan Çocuklara Yönelik Uygulamalar.(Çeviren:Ahmet
Özmen).URL:http://www.ankara.edu.tr
Çocuklarda Öfke Kontrolü,2013.URL:http://www.cankayaram.meb.k12.tr
Bilişsel-Davranışcı Yaklaşıma Dayalı Öfke İle Başa Çıkma Amaçlı Grupla Psikolojik
Danışma Uygulaması.URL:http://www.meb.k12.tr