1
İŞİTME ve DENGE FİZYOLOJİSİ
Doç.Dr. Ercan ÖZDEMİR
2
GİRİŞ
Kulak üç bölümde incelenir: a) Dış b) Orta c) İç kulak Kulakta işitme ve denge ile ilgili iki önemli duyu organı bulunur:
İşitme ile ilgili olanlar: Dış kulak Orta kulak İç kulağın kohleası
Denge ile ilgili olanlar: Yarım daire kanalları Utrikulus Sakkulus
3
GİRİŞ
Yarım daire kanalları → Döngüsel hızlanmayı (rotasyonel akselerasyon)
Utrikulus → Yatay yönde doğrusal hızlanmayı (lineer akselerasyon)
Sakkulus → Dikey yönde hızlanmayı saptarlar
İşitme ve denge reseptörleri tüy hücreleri şeklindedir ve 6 grup tüy hücresi bulunur
4
Dış ve Orta Kulak
Kulak kepçesi ses dalgalarını dış kulak kanalına iletir
Kulak kanalı dış kulaktan kulak zarı’na (timpan zarı) kadar ilerler
Orta kulak, östaki borusu (odituvar
kanal) aracılığıyla nasofarinkse dışa açılır
Östaki borusu yutma, çiğneme sırasında açılır ve kulak zarının iki tarafındaki basıncı dengede tutar
Orta kulakta çekiç, örs ve üzengi kemikleri yerleşmiştir
5
Dış ve Orta Kulak
Çekicin uzun kolu kulak zarına, kısa kolu örse bağlanır ve örs ise üzenginin başı ile eklem yapar
Üzenginin tabanı annular bir bağla oval pencerenin duvarına bağlanmıştır
M. tensör timpani ve stapedius da aynı şekilde orta kulağa yerleşmiştir
M. tensor timpani’nin kasılması çekiç kemiğinin uzun kolunu mediale doğru çeker ve kulak zarı titreşimini azaltır
M. stapediusun kasılması ise üzenginin taban parçasını oval pencereden geri çeker
6
Orta Kulak (Timpanik Kavite)
7
İç Kulak
İç kulak biri diğerinin içine yerleşmiş iki parçadan oluşur:
Kemik labirent, temporal kemiğin petroz kısmında yer alan bir seri kanallar halindedir
Bu kanalların iç kısmında bulunan Zarsı labirent perilenf adı verilen bir sıvıyla çevrelenmiştir
Bu zarsı çatı aşağı yukarı kemiksi labirentin biçimine benzer
Zarsı labirent endolenf adı verilen bir sıvıyla dolu olup, endolenfa ve perilenfa arasında iletişim bulunmaz
8
Kohlea
Kohlea 35 mm boyda ve 2 ¾ kıvrım yapan sarmal bir tüptür
Baziler ve Reissner membranı kohleayı uzunluğu boyunca 3 skalaya ayırır
Üstteki skala vestibuli ile alttaki skala timpani perilenfa içerir
Bunlar kohleanın apeksinde helikotrema adı verilen küçük bir delikle birbirine bağlanır
9
Kohlea
Skala vestibuli kohlea tabanında üzenginin taban parçası ile kapatılmış olan oval pencerede sonlanır
Skala timpani, orta kulağın medialinde yer alan ve esnek sekonder timpanik membran ile kapatılmış olan yuvarlak pencerede sonlanır
Skala media kohleanın orta odası olup zarsı labirent ile devam eder, diğer iki odayla bağlantısı yoktur ve endolenfa içerir
10
Korti Organı
Korti organı bazal membran üzerine yerleşmiş ve tüy hücrelerini içeren bir yapıdır
Tüy hücre uzantıları, zara benzer bir yapı olan retiküler laminayı delerler
Tüy hücre sıraları ince, visköz fakat esnek bir tektorial zar ile örtülüdür
Dış tüy hücrelerinin yaptığı 3 sıra tünelin lateralinde, iç tüy hücreleri 1 sıra tünelin medialinde yer alır
Her insan kohleasında 20 000 dış tüy hücresi ile 3 500 iç tüy hücresi vardır
11
Korti Organı
Tüy hücrelerinden çıkan afferent nöronların hücre gövdeleri modiolus içinde yer alan spiral gangliona yerleşmiştir
Bu afferent nöronların %90-95 iç tüy hücrelerini sadece %5-10’nu, dış tüy hücrelerini innerve eder
Nöron aksonları vestibulokohlear sinirin kohlear dalını oluşturur ve m.oblangatada dorsal ve ventral kohlear çekirdeklerde sonlanır
12
Kohlea
13
Korti Organı
Kohlea tüy hücreleri ile komşu falangial hücreler arasında sıkı kavşaklar vardır
Bu sıkı kavşaklar endolenfanın hücrelerin tabanına ulaşmasını önlerler
Baziler membran ise perilenfaya görece geçirgendir
Tüy hücrelerinin uzantıları endolenfa içine batmışken bu hücrelerin tabanları perilenfaya dalar
14
Korti Organı
15
Merkezi İşitme Yolları
Kohlear çekirdeklerden çıkan aksonlar işitme refleks merkezi inf. kollikuliye ve medial genikulat cisimcik ile işitme korteksine ulaşır
Her iki kulaktan gelen bilgi oliva süperior larda kavuşum gösterir ve her iki taraftan gelen girdilere yanıt verir
Primer işitme merkezi Brodman’ın 41. alanı temporal lobun üst bölümündedir
İnsanlarda bu merkez lateral serebral fissürün tabanına yerleşmiştir
16
Merkezi İşitme Yolları
Primer işitme alanına bitişik işitme asosiyasyon alanı insulaya kadar uzanır
Olivokohlear bant her odituvar sinir içinde efferent liflerin yaptığı belirgin bir bant olup superior olivar kompleksten doğar
Primer olarak korti organındaki dış tüy hücrelerinde sonlanır
17
Yarım Daire Kanalları
Yarım daire kanalları, uzaydaki her üç boyut düzleminde birbirlerini dik seyreder
Membranöz kanallar kemiksi kanalların içinde perilenfa içine asılı haldedir
Reseptör bir yapı olan krista ampullaris her membranöz kanalın genişlemiş son kısmına (ampulla) yerleşmiştir
Her krista, ampullayı kapatan jelatimsi bir bölme (kupula) ile örtülmüş tüy hücreleri ve destek hücreleri içerir
Tüy hücrelerin uzantıları kupulaya gömülü iken bu hücrelerin tabanları vestibular afferent lifleri oluşturur
18
Utrikul ve Sakkulus
Her membranöz labirentteki utrikul tabanında bir otolitik organ (makula) vardır
Diğer bir makula yarı dik bir pozisyonda sakkulus duvarına yerleşmiştir
Makulalar destek ve tüy hücrelerinden oluşur ve kalsiyum karbonat kristallerinin (otolit) içine gömülü olduğu otolitik bir zar tarafından kuşatılmıştır
Otokonia veya kulak tozu adı verilen otolitler endolenfadan daha yoğundur
Tüy hücrelerinden gelen sinir lifleri vestibulokohlear sinir içinde kristalardan gelen liflerle birleşir
19
Vestibular Yollar
Her iki yandaki makula ve kristaları besleyen nöron gövdeleri vestibular ganglionda yerleşmiştir
Her vestibular sinir, aynı taraftaki vestibular ganglionun her 4 parçasında ve beyinciğin flokülonodüler lobunda sonlanır
İkinci nöronlar vestibuler çekirdeklerden başlayıp vestibulospinal traktuslar içinde omurilik boyunca ilerler
20
TÜY HÜCRELERİ
Tüy hücreleri sustentaküler hücrelerinden yapılmış bir epitel içine gömülüdür
Hücrelerin tabanları afferent nöronlarla yakın temastadır
Hücrelerin apikal uçlarından çubuğa benzeyen 30-150 tane uzantı veya tüy çıkar
Kinosilium hareketsiz fakat gerçek bir silia olup merkezde yer alan bir çift mikrotubuli etrafına daire şeklinde dizilmiş 9 çift mikrotubuliden yapılmıştır
21
TÜY HÜCRELERİ
Kohleadaki tüy hücrelerinde stereosilia adı verilen uzantılar bulunur
Stereosiliumların koçan kısmı biribirine parelel aktin flamanlarından oluşmuştur
Her hücre üzerinde bu uzantılar koni şeklindedir
22
Elektriksel Yanıtlar
Tüy hücre zar potansiyeli –60 mV kadardır
Stereosilia ve kinosiliuma doğru itildiğinde potansiyel –50 mV’a kadar yükselir (depolarizasyon)
Uzantıların yaptığı bu bant zıt yöne itildiğinde ise hücre hiperpolarize olur
Uzantıların bu eksene dik yönde yer değiştirmede zar potansiyelinde değişiklik olmaz
23
Afferent Sinir Liflerinde AP Oluşumu
Tüy hüclerinin uzantıları endolenfa içinde tabanları ise perilenfa içinde yüzer
Bu düzenleme normal jeneratör potansiyel üretimi için gereklidir
Perilenfa temel olarak plazmadan oluşur
Plazmadaki mannitol ve sükrozun skala timpanideki perilenfaya geçişi skala vestibuliden daha yavaştır
Endolenfa stria vaskülaris tarafından oluşturulur ve bir yüksek K+ ile düşük bir Na+ yoğunluğuna sahiptir
24
Afferent Sinir Liflerinde AP Oluşumu
Stereosiliumların tepe uçlarında mekanosensitif kanallar bulunur
Bu uzantıların kinosiliuma doğru hareketi K+ kanallarını açarken, kinosiliumdan uzaklaşmaları ise kapar
K+ hücre içine girmesi depolarizasyon ile transmitter salınımına neden olur
Stereosiliumların kinosiliumdan uzaklaş-ması ise geçirgenliğini azaltır ve hücre hiperpolarize olur
26
İŞİTME
Ses Dalgaları: Ses, dış ortamdaki moleküllerin ardışık
yoğunlaşıp seyrekleşmesinin kulak zarına çarpması ile oluşan bir duyudur
Bu hareketlerin kulak zarı üzerine olan basınç değişikliği olarak çizilmesi bir dalga serisi verir ve bu hareketlere ses dalgaları denir
Ses dalgaları 20 oC sıcaklıkta havada yaklaşık 344 m/s (Saatte 770 mil) hızla hareket eder
Sesin hızı sıcaklık ve irtifa ile artar
Ses suda daha hızlı yayılır. Örneğin 20 0C sıcaklıkta tatlı suda ses hızı 1450 m/sn olup bu hız tuzlu suda daha fazladır
27
Ses Dalgaları
28
Ses Dalgaları
Bir sesin şiddetinin ses dalgasının genliği, bu sesin tınısının frekans ile ilişkili olduğu söylenir
Genlik ne kadar büyükse ses o kadar gürken frekans ne kadar fazla ise ses o kadar tizdir
Frekans sesin şiddetini de belirler
Yinelenen ses dalgaları müzikal ses olarak algılanırken, periyodik olmayan ve yinelenmeyen titreşimler gürültü duygusu verir
29
Ses Dalgaları
Sesin Şiddeti: Bir sesin bel cinsinden şiddeti, o ses ile standart bir sesin
şiddetleri oranının logaritmasıdır. 1 desibel 0.1 bel’dir.
Akustik şiddet ses basıncının karesi ile orantılıdır. Bu yüzden;
30
Ses Dalgaları
Ses Frekansı: İnsanda duyulabilir ses
frekans aralığı saniyede 20-20000 döngü (cps, Hz) arasında değişir
Yarasa ve köpekler daha yüksek frekansları duyabilir
İnsan kulağında en yüksek duyarlılık 1000-4000 Hz arasındadır
31
Ses Dalgaları
Ses Frekansı: Konuşma sırasında
ortalama erkek sesinin tizliği 120 Hz iken ortalama kadın sesinin tizliği 250 Hz’dir
Normal bir kişide ayırt edilebilen ses frekansları 2000 iken, eğitilmiş bir müzisyende bu çok daha fazladır
32
Ses İletimi
Kulak dış ortamdaki ses dalgalarını işitme sinirlerinde AP’ne dönüştürür
Ses dalgaları kulak zarı ve kulak kemikçikleri tarafından hareketler haline çevrilmektedir
Bu hareketler iç kulak sıvısında dalgalanmalar yapar
Dalgaların Korti organı üzerine olan etkisi sinir liflerinde AP doğurur
33
Kulak Zarı ve Kemiklerin İşlevleri
Ses dalgalarının yaptığı basınç ile zar içe ve dışarı hareket eder
Ses dalgası durduğu zaman zarın titreşimi de hemen durur Kulak zarının hareketleri çekicin uzun koluna iletilir Kısa kol çekicin titreşmelerini örse iletir Örs, bu titreşmeleri üzenginin başına iletecek şekilde
hareket eder Üzengi tabanı ise oval pencerede ileri-geri harekete neden
olur
35
Kulak Zarı ve Kemiklerin İşlevleri
İşitme kemikçikleri bir kaldıraç sistemi gibi fonsiyon görür
Bu sistem, sesin gücünü 1.3 kez artırır
Ayrıca zar alanının örsün taban parçasının alanından daha geniş olması, oval pencereye ulaşan ses basıncında artışa neden olur
36
Timpanik Refleks
Orta kulaktaki kaslar (tensor timpani ve stapedius) kasıldıkları zaman çekicin uzun kolunu içe, üzenginin taban parçasını dışa doğru çekerler bu olay ses iletimini azaltır
Yüksek sesler genelde bu kaslarda refleks kasılma başlatır ve bu olaya timpanik refleks adı verilir
Bu refleks işitme reseptörlerinin aşırı uyarılmasına yol açan güçlü ses dalgalarını önleyerek koruyucu fonksiyon görür
Bununla beraber refleks reaksiyon zamanı 40-160 ms olduğundan silah atışı gibi kısa süre devam eden şiddetli uyarılara karşı koruyucu nitelik taşımaz
37
Kemik ve Hava İletimi
Ses dalgalarının kulak zarı ve işitme kemikçikleri aracılığı ile iç kulağa iletilmesine kemikçik iletimi denir
Ses dalgaları aynı şekilde yuvarlak pencereyi kapatan ikinci timpatik zarda titreşimler başlatır
Normal işitme için önem taşımayan bu olaya hava iletimi adı verilir
38
İletimin üçüncü tipi olan kemik iletimi’nde kafatası kemiklerinin titreşimleri iç kulaktaki sıvıya iletilir
Diyapozonun kafatasına direkt olarak uygulanması halinde önemli ölçüde kemik iletimi görülür
Bu yol çok güçlü seslerin iletiminde de rol oynar
Kemik ve Hava İletimi
39
İlerleyen Dalgalar
Üzenginin hareketleri skala vestibüli içindeki perilanfada ilerleyen dalga serisini başlatır
Bu dalganın boyu bir doruğa yükselip daha sonra hızla düşer Bu doruk nokta ile özengi arasındaki uzaklık dalgayı başlatan
titreşimlerin frekansı ile değişir Tiz sesler kohlea tabanında doruk noktaya ulaşan dalgalar
yaratırken, pes sesler apeks yakınında dalgalar üretirler Skala vestibülinin kemik duvarları katı ise de Reissner membranı
esnektir Baziler membran gerilim altında olmayıp üstelik skala
vestibülideki dalgaların doruk noktaları tarafından skala timpani içine kolayca bastırılır
40
İlerleyen Dalgalar
Skala timpanideki sıvının yer değiştirmesi yuvarlak pencereden havaya dağılır
Korti organındaki tüy hücrelerinin tepeleri retiküler lamina tarafından gergin halde tutulur ve dış tüy hücrelerinin tepeleri retiküler hücrelerinin tüyleri tektoriyal zar içine gömülüdür
Üzengi hareket ettiği zaman her iki zar aynı yönde hareket eder fakat farklı eksenler üzerinde döndüklerinden tüyleri büken ortak bir hareket görülür
41
İç ve Dış Tüy Hücrelerinin İşlevleri
İç tüy hücreleri işitme sinirlerinde AP üreten primer duyu hücreleridir ve sıvı hareketleri ile uyarılmaktadırlar
Diğer taraftan dış tüy hücreleri,
superior oliva komplekslerinden gelen kolinerjik efferent liflerle innerve edilir
Bu hücreler hareketli olup depolarize olduklarında kısalır, hiperpolarize olduklarında uzarlar
Bu tüy hücreleri baziler membranın titreşim kalıplarını etkileyerek işitmeyi daha mükemmel hale getirir
42
İşitme Sinirinde Aksiyon Potansiyelleri
Tek bir işitme sinirindeki AP’nın frekansı, sesin şidetiyle orantılıdır
Düşük şiddette seslerde her akson sadece tek bir ses frekansına karşı deşarj yapar ve bu frekans sinir lifinin kohleadan kaynaklandığı bölgeye bağlı değişir
Daha yüksek şiddette seslerde her akson geniş bir ses yelpazesine özellikle eşik uyarının görüldüğü frekansın altında kalan frekanslarda karşı deşarj yapar
43
İşitme Sinir Liflerindeki Aksiyon Potansiyelleri
Tizliğin ana belirleyicisi Korti organının hangi bölgesinin azami düzeyde uyarıldığıdır
Ses dalgası baziler zar üzerinde belli bir noktada maksimum depresyon ve maksimum reseptör uyarılması yapar
Pes tonlar kohlea apeksinde azami uyarı yaparken tiz sesler kohlea tabanında azami uyarı oluşturur
44
Resonance of the Basilar Membrane
45
İşitme Sinir Liflerinde Aksiyon Potansiyelleri
Bir sesin tizliği temel olarak ses dalgasının frekansına bağlı ise de sesin şiddeti de rol oynar
Sesin şiddeti arttıkça pes sesler (5000 Hz altı) daha pesleşirken (4000 Hz üzeri) tiz sesler daha tizleşmektedir
Bir sesin tizliğin algılabilmek için o sesin en az 0.01 saniye devam etmesi gerekir ve süre uzadıkça sesin tizliği artar
46
Medulla Oblongatanın İşitsel Yanıtları
Kohlear çekirdeklerdeki ikinci nöronların ses uyarılarına verdikleri yanıtlar işitme sinirlerine benzer
Ses şiddeti arttıkça yanıt verilen frekans yelpazesi genişler
Birinci ve ikinci nöron yanıtları arasındaki en büyük fark medüller nöronlardan düşük frekans bölgesinden keskin bir “sınır çizgisi” bulunmasıdır
47
İŞİTME KORTEKSİ
Dorsal ve ventral kohlealar çekirdeklerden çıkan impulslar hem çaprazlaşan hem de çaprazlaşmayan yollar içinde yukarı doğru tırmanırlar
Pes sesler işitme korteksinde anterolateral, tiz sesler posteromedial olarak temsil edilir
48
İşitme Korteksi
İşitme korteksinde her nöron, işitmenin başlama, süre ve yinelenme hızı ile sesin geldiği yön gibi değişkenlere yanıt verir
Hayvanlarda işitme korteksinin tahribi sağırlığa yol açmaz
Buna karşın işitme korteksi, ses özelliklerinin analizi ve sesin lokalize edilmesi ile beraber ton kalıplarının tanınması ile ilgilidir
49
Sesin Lokalizasyonu
Yatay düzlem üzerinde yayılan bir sesin geldiği yeri saptamak, bu uyarının 2 kulağa geliş zamanları arasındaki farka bağlıdır
20 µs kadar küçük ayırt edilebilir zaman farkı 3000 Hz altındaki frekanslarda önemli iken, 3000 Hz üzerindeki frekanslarda ise ses şiddetindeki fark büyük önem taşır
50
SAĞIRLIK
Sağırlık 2 şekilde gelişebilir:
1. İleti tipi sağırlık: Dış veya orta kulakta ses iletiminin
bozulmasıdır
İleti sağırlığı nedenleri arasında dış kulağın kulak kiri veya yabancı bir cisimle kapanması
Kulak kemikçiklerinin tahrip olması, enfeksiyonlarından sonra kulak zarının kalınlaşması
Üzenginin oval pencereye bağlanmasında anormal bir katılık bulunmasıdır (otoskleroz)
51
2.Sinirsel (Sensonörinal) sağırlık: Tüy hücre veya sinir hücresi hasarına
bağlıdır
Streptomisin ve gentamisin gibi antibiyotikler tüy hücre stereosiliumlarının mekanosensitif kanallarını tıkar ve sinirsel sağırlık yapar
Uzun süreli gürültünün dış tüy hücrelerinde yaptığı hasara işitme kaybı eşlik eder
Diğer nedenler arasında 8. sinir harabiyeti ve serebellopontin açı tümörleri ve medullada vasküler lezyon bulunmaktadır
SAĞIRLIK
52
WEBER TESTİ: İşitme kaybı tipi belirlenir
Diyapozon kafatasında orta hatta yerleştirilir ve hastaya sesi nereden duyduğu sorulur
Sonuçta tek kulağında sinirsel (sensörinöral) işitme kaybı bulunan hastalar sesi normal olan kulağından daha fazla duyarlar
İletim tipi işitme kaybı olanlar, tıkanıklığın dış sesleri maskeleyici etkisinden dolayı, sesi patoloji olan kulaklarından daha yoğun olarak duyarlar
İşitme Testleri
53
RINNE TESTİ: İleti tipi işitme kaybı araştırılır
Diyapozon önce, mastoid çıkıntı üzerine konur
Hasta, sinirsel bir işitme sorunu yoksa, yayılan titreşimleri kemik yoluyla duyacaktır.
Hasta "ses kesildi" dediğinde, titreşimi devam eden diyapozon bu kez kulak kepçesine doğru tutulur.
Sağlam bir kulakta, şiddeti azalmış diyapozon sesi, rahatlıkla duyulur
Fakat ileti bozukluğu varsa, bu ses işitilmez
İşitme Testleri
54
Odiyometre
İşitme keskinliği genelde bir odiyometre ile ölçülür
Bu aygıt kulaklık aracılığı ile kişinin kulağına çeşitli frekanslarda saf tonda sesler gönderir
Her frekans için saptanan eşik şiddet bir grafik üzerine normal işitmenin yüzdesi olarak işaretlenir
Bu yolla sağırlığın derecesi nesnel olarak ölçüldüğü gibi en fazla hasara uğramış ton ağırlığına ait bir tabloda elde edilir
55
İleti Tipi İşitme Kaybı-Otoskleroz
İleti sağırlığının sık görülen bir şekli otosklerozda üzenginin oval pencere ile bağlantısı anormal derecede katılaşır
Tedavide hava iletimi kullanılır
Bu amaçla kemik labirentte zar ile örtülü bir delik oluşturulur ve sekonder kulak zarının titreşmesi ile oluşan dalgalar ileri dağıtılabilir
Bu “pencereleme” girişiminde horizontal yarım daire kanalına matkapla bir delik açılır ve bu delik deri ile örtülür
56
VESTİBÜLER FONKSİYON
Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar: Herhangi bir YDK düzleminde döngüsel
hızlanma bu kanalın kristasını uyarır
Endolenfa dönüş yönünü aksi yönde yer değiştirir ve kupulayı iterek deforme eder
Sabit hıza ulaşıldığında kupula dik konumuna geri döner
Dönüş durduğunda endolenfa dönüş yönünde yer değiştirir ve yönün aksi tarafına deforme olur
Kupula 25-30 saniye sonra tekrar orta konumuna geri döner
57
Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar
Kupulanın bir yöne doğru hareketi sinirlerde uyarıyı artırır, aksi yönde hareket ise uyarıyı azaltır
Dönme hareketi sırasında, en yakın YDK’da doruk uyarı oluşur
Başın bir tarafındaki kanallar diğer taraftakilerin ayna hayalidir
Bundan dolayı, endolenfa bir tarafta ampullaya doğru hareket ederken diğer tarafta ampulladan uzaklaşır
58
Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar
Doğrusal hızlanma olasılıkla kupulanın yerini değiştirmeyeceğinden kristaları uyarmaz
Bunun beraber elde bulunan kanıtlara göre labirentin bir bölümü tahrip olduğunda diğer bölümler bunun fonksiyonlarını yüklenir
Vestübüler cekirdeklerden omurilik içinde aşağıya inen traktuslar temel olarak postür ayarlanması ile ilgilidirler
Yukarı tırmanan bağlantılar ise geniş ölçüde göz hareketleri ile ilgilidirler
59
Nistagmus
Dönüşün başlangıç ve bitişinde gözde görülen tipik sıçrama şeklinde ani istemsiz harekete nistagmus denir
Bu hareket körlerde de görülebilir ve geçekte dönerken gözün belirli noktaya tespitini sağlayan bir reflekstir
Dönme başladığında gözler dönüş yönüne ters yönde yavaşça hareket ederek görsel tespiti sürdürür (vestibülo oküler refleks)
60
Nistagmus Nistagmus sıklıkla yatay (horizontal)
ise de dönüş sırasında kafanın yana yatırılması halinde dikey (vertical) veya kafanın öne eğilmesi halinde döngüsel (sirküler) de olabilir
Tanım olarak nistagmusta göz hareketinin yönü hızlı kompenentin yönüdür
Klinikte beyin sapı lezyonları bulunanlarda dinlenme sırasında nistagmus görülür
61
Doğrusal Hızlanmaya Verilen Yanıtlar
Utrikül yatay, sakkulus dikey hızlanmayı yanıtlar
Otolitler endolenfadan daha yoğundur ve bir yönde hızlanma bunların zıt yönde yer değiştirmesine ve tüy hücre uzantılarının bükülmesine neden olur
Otolitler üzerine yerçekimi etkisi nedeniyle hareket etmezken de tonik deşarj yaparlar
Bu reseptörlerden doğan impulslar postür düzenlemesinden sorumludur
62
Makulaların uyarılması genelde refleks yanıtlar oluşturur
Kortekse giden impulslar ise hareketin bilinçli algılanmasından sorumludur ve uzayda oriyantasyon için gereken bilgiyi sağlar
Aşırı vestibüler uyarılarla oluşan bulantı, kusma, hipotansiyon, terleme gibi belirtiler vestibüler bağlantılarla kurulu reflekslere bağlıdır
Vertigo (baş dönmesi), gerçek bir dönme hareketi yokken kişinin dönüş duyusu almasıdır
Doğrusal Hızlanmaya Verilen Yanıtlar
63
Utrikular Reseptör Hücreleri Üzerine Yerçekiminin Etkisi
64
Kalorik Uyarı
YDK, dış kulak yoluna sıcak veya soğuk su şırınga edilmesiyle uyarılabilirler
Sıcaklık farkı endolenfadan konveksiyon akışları başlatır ve kupulanın hareketine neden olur
Bazen tanı amacıyla kullanılan bu kalorik stimülasyon yöntemi nistagmus, baş dönmesi ve kusmaya neden olur
Bu nedenle, kulak yıkanırken suyun vücut sıcaklığına dikkat edilmelidir
65
Integration Medulla Cerebellum Thalamus Cortex
Denge: Mekanoreseptör
66
Denge: Vestibular Apparat
67
Uzaysal Uyum
Bireyin içinde bulunduğu uzaya uyumu büyük ölçüde vestibüler reseptörlerden alınan girdilere bağlı ise de görme ipuçları da önem taşır
Vücudun çeşitli kısımlarının bağıl konumları hakkında bilgi propriyoseptörlerden, derideki eksteroseptörler ve basınç reseptörlerinden gelen impulslarla sağlanır
Bu dört girdi kortikal bir düzeyde birleştirilerek, kişinin uzaydaki konumuna ait sürekli bir resim haline getirilir
68
Denge ve Oriyantasyon Yolları
Denge ve oriyantasyonla ilgili üç model vardır:
Vestibuler reseptörler Görme reseptörleri Somatik reseptörler
Bu reseptörler vücut hareketlerine refleks cevaplar verir
69TEŞEKKÜRLER
Top Related