İçindekiler
Dünya Ekonomisi 1
Türkiye Ekonomisi 3
Bankacılık Sektörü 13
Grafikler 15
Tablolar 18
Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler
Kasım 2013
Türkiye İş Bankası A.Ş. - İktisadi Araştırmalar Bölümü
Dünya Türkiye
Uluslararası Para Fonu’nun 8 Ekim’de yayımlanan “Dünya
Ekonomik Görünüm” raporunda dünya ekonomisinin yeni
bir geçiş sürecine girdiği belirtilmiştir. Bu çerçevede,
gelişmiş ülkelerde sorunların devam etmekle birlikte bu
ülkelerin görece daha olumlu bir ekonomik görünüm
sergiledikleri, gelişmekte olan ekonomilerin ise son
dönemde yavaşlama eğilimi gösterdikleri vurgulanmıştır.
ABD’de bütçe gelirlerinin harcamaları karşılaması
konusunda yetersiz kalabileceği tarih olarak öngörülen
17 Ekim 2013’e saatler kala tarafların uzlaşıya varması ile
bütçe görüşmelerine ilişkin sorun şimdilik çözüme
kavuşturulmuştur. Bu çerçevede, borç üst limiti 7 Şubat
2014 tarihine kadar askıya alınmış ve hükümete gerekli
harcama yetkisi verilmiştir.
Barack Obama, bir sonraki Fed başkanlığı için 2010’dan
beri Fed Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Janet
Yellen’ı aday göstermiştir. Senato’nun onaylaması
halinde 31 Ocak 2014’te Bernanke’nin yerini alacak olan
Yellen, Fed tarihinin ilk kadın başkanı olacaktır.
Ekim ayında Euro Alanı’nda enflasyonun yıllık bazda
Kasım 2009’dan bu yana en düşük seviye olan %0,7’ye
gerilemesi, ECB’nin önümüzdeki dönemde faiz indirimi
yapabileceğine yönelik beklentiler oluşturmuştur. Öncü
göstergelerdeki toparlanmaya rağmen bölgede işsizlik
oranın halen rekor yüksek seviyelerde seyretmesi de bu
beklentileri güçlendirmektedir.
Japonya Merkez Bankası Ekim ayı toplantısında mevcut
parasal genişleme programında ve faiz oranlarında
herhangi bir değişikliğe gitmemiştir. Ülkenin deflasyonla
mücadelesinde olumlu adımların atıldığı ancak bu
gelişmelerin yeterli olmadığı gözlenmektedir.
Haziran ayından itibaren yerel para birimleri değer
kaybeden ve bu durumun enflasyon riski oluşturduğu
gelişmekte olan ülkelerin para politikalarında sıkılaştırma
eğilimi gözlenmektedir.
2014-2016 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ın
Türkiye ekonomisine ilişkin temel öncelikleri; cari açığı
azaltmak, bu çerçevede, yurt içi tasarrufları artırmak,
mevcut kaynakları üretken alanlara yönlendirmek,
ekonominin verimlilik düzeyini yükseltmek, enflasyonu
düşürmek, kamu maliyesinde güçlü duruşu sürdürmek,
büyüme ve istihdamı artırmak olarak belirlenmiştir.
Ramazan Bayramı’nın ekonomik etkilerinin gözlendiği
Ağustos ayı sanayi üretimi verilerine göre mevsim ve
takvim etkilerinden arındırılmış olarak sanayi üretimi
endeksi bir önceki aya göre %4 oranında gerileyerek
Ocak 2009’dan bu yana kaydedilen en sert düşüşünü
sergilemiştir.
İşsizlik oranı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına
göre 0,9 puan artarak %9,3 seviyesine yükselmiştir.
Altın ticareti hariç tutulduğunda, Eylül 2013’te bir önceki
yılın aynı ayına göre ihracat hacminin %10,9, ithalat
hacminin ise %3,9, 2013 yılının ilk 9 ayında bir önceki
yılın aynı dönemine kıyasla ise ihracatın %7,0, ithalatın
%3,1 oranında artış kaydettiği görülmektedir.
Ağustos ayında 2,0 milyar USD ile piyasa beklentisinin
bir miktar altında gerçekleşen cari açık aylık bazda 2013
yılının en düşük düzeyine gerilemiştir.
Eylül ayında bir önceki aya göre TÜFE ve ÜFE sırasıyla
%1,80 ve %0,69 oranında artış kaydetmiştir. Ekim
ayında TÜFE beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş buna
rağmen, enflasyondaki yıllık artış baz etkisi nedeniyle
%7,71’e gerilemiştir. Enflasyonun beklentilerin üzerinde
gerçekleşmesinde gıda fiyatlarında kaydedilen belirgin
artış etkili olmuştur.
TCMB 23 Ekim’de gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu
toplantısında mevcut para politikasında herhangi bir
değişikliğe gitmemiştir.
BDDK kredi kartları ve tüketici kredilerine ilişkin yeni
düzenlemeleri uygulamaya koymuştur.
İzlem Erdem - Bölüm Müdürü
Alper Gürler - Birim Müdürü
Kıvılcım Eraydın - Uzman
Erhan Gül - Uzman
Bora Çevik - Uzman
Eren Demir - Uzman Yrd.
Mustafa Kemal Gündoğdu - Uzman Yrd.
Gamze Can - Uzman Yrd.
Dünya Ekonomisi
IMF “Dünya Ekonomik Görünüm” raporunu yayımladı.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 8 Ekim’de yayımlanan
“Dünya Ekonomik Görünüm” raporunda dünya ekonomisinin
yeni bir geçiş sürecine girdiği belirtilmiştir. Bu çerçevede,
gelişmiş ülkelerde sorunların devam etmekle birlikte bu
ülkelerin görece daha olumlu bir ekonomik görünüm
sergiledikleri, gelişmekte olan ekonomilerin ise son
dönemde yavaşlama eğilimi gösterdikleri vurgulanmıştır.
IMF, ABD’de iç talebin güçlenmeye devam ettiğini ancak
büyümenin mali politikalar nedeniyle baskı altında kaldığını
belirtmiş, bütçe üzerindeki anlaşmazlıkların ve borç üst
limitine ilişkin gelişmelerin de ekonomik büyümeyi düşürücü
etkide bulunabileceğine dikkat çekmiştir. Euro Alanı’na
bakıldığında ise merkez ülkelerin toparlanma eğilimi
gösterdiği ancak çevre ülkelerde mevcut sorunların halen
ekonomik aktiviteyi olumsuz yönde etkilediği belirtilmiştir.
Euro Alanı’nda ihracat artışındaki ve rekabet gücündeki
iyileşmenin baskı altında bulunan iç talebi dengelemeye
yetmediğine dikkat çekilmiştir. Japonya’da sürdürülen
ekonomiyi destekleyici yöndeki politikaların ekonomik
toparlanmanın hız kazanmasında etkili olduğunu belirten
IMF, bununla birlikte mevcut trendin sürdürülebilmesi için
yapısal reformların gerekli olduğunu ifade etmiştir.
IMF, gelişmekte olan ekonomilerde gözlenen yavaşlamanın
döngüsel faktörler ve büyüme potansiyelindeki azalmanın
bileşiminden (Rusya ve Güney Afrika’da daha çok döngüsel
faktörlerden, Çin ve Hindistan’da potansiyelin altında kalan
büyüme trendinden) kaynaklandığını belirtmiştir. Bu açıdan
değerlendirildiğinde, gelişmiş ekonomilerin faiz oranlarında
normalleşme sürecine girilmesiyle birlikte gelişmekte olan
ekonomilere yönelik sermaye akımlarının kısmen tersine
dönebileceği ve bu durumun söz konusu ülkeler açısından
önemli bir risk unsuru olarak ön plana çıktığına dikkat
çekmiştir.
Bu gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde, IMF’nin küresel
büyümeye ilişkin tahminlerini gelişmekte olan ülkelerdeki
yavaşlamaya paralel aşağı yönlü revize ettiği görülmektedir.
Bu çerçevede, 2013 yılında dünya ekonomisinin %2,9, 2014
yılında ise %3,6 oranında büyüyeceğini tahmin eden IMF, bu
oranların gelişmiş ekonomiler için sırasıyla %1,2 ve %2,
gelişmekte olan ekonomiler için de %4,5 ve %5,1 olacağını
öngörmüştür. Böylece, IMF Temmuz ayı tahminlerine göre
gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranlarını 2013 ve 2014
yılı için sırasıyla 0,5 ve 0,4 puan düşürmüştür. IMF, dünya
ticaret hacminin 2013 yılında %2,9, 2014 yılında %4,9
oranında artış kaydedeceğini tahmin etmektedir.
ABD’de bütçe görüşmelerinde uzlaşı sağlandı.
ABD’de 1 Ekim 2013 tarihi itibarıyla başlayan 2014 mali yılı
için yapılan bütçe görüşmelerinde Başkan Obama’nın sağlık
reformu paketi konusunda çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle
Kongre’de uzlaşı sağlanamamış, yeni bütçe yasasının
onaylanmaması nedeniyle hükümet harcama yetkisi
alamamıştır. 16 gün boyunca güvenlik, sağlık ve posta gibi
alanlar dışında kalan kamu görevlileri zorunlu olarak ücretsiz
izne gönderilmiş ve kısmi olarak hükümet harcamalarında
aksamalar meydana gelmiştir. Uluslararası kredi
derecelendirme kuruluşu Fitch 16 Ekim’de ABD’nin kredi
notu görünümünü aşağı yönlü bir revizyon için gözden
geçirme kararı almıştır.
Bütçe gelirlerinin harcamaları karşılaması konusunda
yetersiz kalabileceği tarih olarak öngörülen 17 Ekim 2013’e
saatler kala tarafların uzlaşıya varması ile bütçe
görüşmelerine ilişkin sorun çözüme kavuşturulmuştur. Bu
çerçevede, borç üst limiti 7 Şubat 2014 tarihine kadar askıya
alınmış ve hükümete gerekli harcama yetkisi verilmiştir.
Ancak, limitin geçici olarak askıya alınması söz konusu
sorunun 2014 yılı başında tekrarlanabileceğine işaret
etmiştir. Ekim ayının ilk yarısında bütçe harcamalarında
meydana gelen aksaklıklar, ABD ekonomisinin yılın son
çeyreğinde daha önce öngörülenin altında bir büyüme
performansı sergileyebileceğine işaret etmiştir. Bu durum,
piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın (Fed) varlık alım
programının büyüklüğünü azaltmaya 2013 yılında
başlamayacağı algısı yaratmıştır. Bu çerçevede, küresel
ölçekte borsa endeksleri yukarı yönlü bir seyir izlerken, MSCI
dünya borsaları endeksi 2008 yılından bu yana en yüksek
Kasım 2013 1
Kaynak: IMF
IMF Tahminleri
2012 2013 2014 2013 2014Büyüme Dünya 3,2 2,9 3,6 -0,3 -0,2 Gelişmiş Ekonomiler 1,5 1,2 2,0 0,0 0,0 ABD 2,8 1,6 2,6 -0,1 -0,2 Euro Alanı -0,6 -0,4 1,0 0,1 0,0 Japonya 2,0 2,0 1,2 -0,1 0,1 Gelişmekte Olan Ekonomiler 4,9 4,5 5,1 -0,5 -0,4 Çin 7,7 7,6 7,3 -0,2 -0,4 Brezilya 0,9 2,5 2,5 0,0 -0,7Enflasyon Gelişmiş Ülkeler 2,0 1,4 1,8 -0,2 -0,1 Gelişmekte Olan Ülkeler 6,1 6,2 5,7 0,2 0,1Dünya Ticaret Hacmi Artışı 2,7 2,9 4,9 -0,2 -0,4
Temmuz Ayı
(%)
Tahminlerinden FarkıEkim Ayı
Dünya Ekonomisi
düzeyine ulaşmıştır.
Obama bir sonraki Fed Başkanı adayını açıkladı.
Barack Obama, bir sonraki Fed başkanlığı için 2010’dan beri
Fed Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Janet Yellen’ı
aday göstermiştir. Senato’nun onaylaması halinde 1 Şubat
2014’te Bernanke’nin yerini alacak olan Yellen, Fed tarihinin
ilk kadın başkanı olacaktır. Yellen’in adaylığı, enflasyondan
daha çok istihdama vurgu yapması ve bu çerçevede varlık
alımlarını azaltmada aceleci davranmayacağı yönündeki
beklentiler nedeniyle piyasalar tarafından olumlu bir
gelişme olarak algılanmıştır.
Fed, beklentiler paralelinde para politikasında
değişiklik yapmadı.
Fed 30 Ekim tarihinde biten toplantısında, ülkede ekonomik
aktivitenin ılımlı bir hızla toparlanma kaydettiği, ancak aylık
85 milyar USD tutarındaki varlık alım programında azaltmaya
gitmek için henüz tatmin edici verilere ulaşılmadığı
belirtilmiştir. İstihdam piyasasında gözlenen toparlanmaya
rağmen işsizlik oranının halen hedeflenen %6,5 seviyesinin
üzerinde seyrettiğinin altı çizilirken, enflasyonun da
istenilen seviyelerin altında kalmaya devam ettiği ifade
edilmiştir. Dolayısıyla, Fed’in para politikası kararlarında
bundan sonraki süreçte de ekonomik verilerin belirleyici
olacağı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, Ekim ayı sonunda
açıklanan ve ABD’de ekonomik aktivitenin seyrine ilişkin
ipucu veren Chicago PMI endeksinin Ekim’de son 30 yılın en
hızlı aylık artışını gerçekleştirmesi Fed’in tahvil alımlarını
azaltmaya başlamakta çok gecikmeyeceği yönündeki
beklentileri güçlendirmiştir.
Euro Alanı ekonomisinde tedrici toparlanma…
Yılın ikinci yarısında Euro Alanı’nda ekonomik aktivite tedrici
bir toparlanma eğilimi sergilemektedir. Markit’in açıkladığı
verilere göre Euro Alanı’nda Eylül ayında imalat sanayi satın
alma yöneticileri endeksi (PMI) 51,1 düzeyinde gerçekleşmiş
ve eşik düzeyin üzerindeki seyrini korumuştur. Ayrıca,
sanayi üretimi de Ağustos ayında %1 ile beklentilerin
üzerinde artış kaydetmiştir. ECB’nin gevşek para politikasını
önümüzdeki dönemde de sürdüreceği göz önünde
bulundurulduğunda bölge genelinde ekonomik aktivitenin
toparlanma eğilimine devam edeceği anlaşılmaktadır.
Nitekim, Ekim ayında Euro Alanı’nda enflasyonun yıllık bazda
Kasım 2009’dan bu yana en düşük seviye olan %0,7’ye
gerilemesi, ECB’nin önümüzdeki dönemde faiz indirimi
yapabileceğine yönelik beklentiler oluşturmuştur. Öncü
göstergelerdeki toparlanmaya rağmen bölgede işsizlik
oranın halen rekor yüksek seviyelerde seyretmesi de bu
beklentileri güçlendirmektedir.
Japonya ekonomisi…
Japonya Merkez Bankası (BoJ) Ekim ayı toplantısında mevcut
parasal genişleme programında ve faiz oranlarında herhangi
bir değişikliğe gitmemiştir. Ülkenin deflasyonla
mücadelesinde olumlu adımların atıldığı ancak bu
gelişmelerin yeterli olmadığı gözlenmektedir. Nitekim,
tüketici fiyatları yükselme eğilimine girse de ülkede
hanehalkı gelirleri düşmeye devam etmektedir. Diğer
taraftan, Nisan 2014’te başlayacak yeni mali yılla birlikte
tüketim üzerindeki vergilerde devreye girecek artışın GSYH
büyümesini olumsuz etkilemesi ihtimali BoJ’un bu süreçte
daha agresif bir parasal genişleme planına geçebileceği
yorumlarının yapılmasına neden olmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerin para politikalarında
sıkılaşma eğilimi…
Haziran ayından itibaren yerel para birimleri değer kaybeden
ve bu durumun enflasyon riski oluşturduğu gelişmekte olan
ülkelerin para politikalarında sıkılaştırma eğilimi
gözlenmektedir. Bu çerçevede, Brezilya Merkez Bankası üst
üste beşinci kez faiz artırım kararı alarak politika faizini %9,5
olarak belirlemiştir. Benzer şekilde, Endonezya Merkez
Bankası da son dört toplantısında politika faizini toplam 150
baz puan artırmıştır.
EUR/USD son 2 yılın en yüksek seviyesinden geriledi.
EUR/USD paritesi ABD’de 17 Ekim’de bütçe görüşmelerinin
sonuçlandırılmasının ardından Fed’in tahvil alım programının
büyüklüğünü azaltma kararını erteleyeceği beklentisiyle 25
Ekim’de 1,38 seviyesini aşarak 2 yılın en yüksek düzeyine
ulaşmıştır. Ancak, ay sonunda ABD’de açıklanan olumlu
verilere karşılık, enflasyonun düşük seviyesine bağlı ECB’in
faiz indirimi yapabileceği beklentilerinin oluşmasının
ardından Euro Dolar karşısındaki yüksek seviyesinden hızlı
bir şekilde değer kaybetmiş ve 31 Ekim itibarıyla 1,36
seviyelerine gerilemiştir.
Petrol fiyatları 108,1 USD/varil düzeyinde…
Brent türü ham petrolün varil fiyatı Ekim ayı genelinde
görece yatay bir seyir izlemiş ve 31 Ekim itibarıyla 108,1 USD
düzeyinde gerçekleşmiştir. Ekim ayının ilk yarısında 1.300
USD/ons seviyesinin altına gerileyen altın fiyatları, ayın
ikinci yarısında yeniden yükselerek 31 Ekim itibarıyla 1.323
USD/ons seviyesinde gerçekleşmiştir.
Kasım 2013 2
Kaynak: Reuters
1,3582
1,26
1,28
1,3
1,32
1,34
1,36
1,38
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Ey
l.13
Ek
i.1
3
EUR/USD
Türkiye Ekonomisi - Orta Vadeli Program
2014-2016 dönemini kapsayan OVP açıklandı.
8 Ekim tarihinde 2014-2016 dönemini kapsayan Orta Vadeli
Program açıklanmıştır. OVP’nin global makroekonomik
çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel
büyümenin tedrici olarak artacağı, Türkiye’nin ticaret
ortaklarının ılımlı büyüyeceği, büyümenin finansmanında
yabancı sermaye girişinin yeterli katkıyı sağlayacağı ve dış
ticaret hadlerinde kısmi bir iyileşme gerçekleşeceği
öngörülmüştür.
Türkiye ekonomisine ilişkin OVP’nin temel öncelikleri ise;
cari açığı azaltmak, bu çerçevede, yurt içi tasarrufları
artırmak, mevcut kaynakları üretken alanlara yönlendirmek,
ekonominin verimlilik düzeyini yükseltmek, enflasyonu
düşürmek, kamu maliyesinde güçlü duruşu sürdürmek,
büyüme ve istihdamı artırmak olarak belirlenmiştir.
Büyüme ve istihdam
OVP’ye göre ilk altı aydaki %3,7 oranında büyümenin
ardından yılın ikinci yarısında da, ilk yarıda olduğu gibi, nihai
yurt içi talebin büyümeye olumlu katkısının, net ihracatın ise
büyümeye negatif katkısının devam edeceği
öngörülmektedir. Yılın ikinci yarısında sanayi üretiminin artış
eğilimini koruması, büyümeye hizmetler sektörünün yüksek
katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir. Söz konusu
varsayımlar çerçevesinde 2013 yılında büyümenin %3,6
olacağı tahmin edilmektedir.
2014 yılında GSYH büyümesi ise %4 olarak öngörülmüştür.
2015 ve 2016 yıllarında da üretken alanlara yönelik
yatırımlarla desteklenen, daha çok yurt içi tasarruflarla
finanse edilen, verimlilik artışına dayalı bir büyüme
stratejisiyle GSYH artış hızı %5 olarak hedeflenmiştir.
Özellikle sanayi sektöründe üretimde verimliliği artırmaya
yönelik politikalar yoluyla toplam faktör verimliliğinin (TFV)
büyümeye katkısı artırılacak ve üretim faktörleri açısından
daha dengeli bir büyüme yapısına geçiş sağlanacaktır. Aynı
zamanda ekonominin rekabet gücü artırılarak cari açık
sorunu yaşanmadan büyümenin hızlandırılması
sağlanacaktır.
OVP’de ekonomik büyüme paralelinde işsizlik oranında da
tedrici bir gerileme öngörülmektedir. 2014-2016
döneminde toplam istihdamın 1,8 milyon kişi artırılması
planlanmaktadır. 2013 yılında %9,5 seviyesinde olması
öngörülen işsizlik oranının ise 2015 yılında %8,9’a
gerileyeceği tahmin edilmektedir.
Kamu maliyesi
OVP çerçevesinde maliye politikasının ekonomik ve finansal
istikrarın desteklenmesine, yurt içi tasarrufların artırılarak
cari açığın kontrol altında tutulmasına ve büyüme
potansiyelinin yukarı çekilmesine yardımcı olacak şekilde
uygulanması öngörülmektedir.
Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranının 2013
yılsonunda %1,2 seviyesine gerileyeceği öngörülmektedir.
Ancak, söz konusu oranın 2014 yılında %1,9 seviyesine
yükseleceği, bu tarihten itibaren de Program süresince
tedrici bir düşüş eğilimi sergileyerek 2016 sonu itibarıyla
%1,1’e gerileyeceği tahmin edilmektedir. Harcama ve gelir
kalemlerinin seyrine ilişkin öngörüler dikkate alındığında,
maliye politikasında genel olarak temkinli duruşun
korunduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca, GSYH’ye oran olarak, 2012 yılında %36,2 düzeyinde
gerçekleşen AB tanımlı genel yönetim nominal borç
Kasım 2013 3
2013 2014 2015 2016
Büyüme ve İstihdam
GSYH (milyar TL, cari fiyatlarla) 1.559 1.719 1.895 2.095
GSYH (milyar USD, cari fiyatlarla) 823 867 928 996
Kişi Başına Milli Gelir (GSYH, USD) 10.818 11.277 11.927 12.670
GSYH Büyümesi (%) 3,6 4,0 5,0 5,0
Toplam Tüketim (%) 4,3 3,2 3,8 3,6
Toplam Sabit Sermaye Yatırımı (%) 3,1 3,6 8,6 8,1
İşsizlik Oranı (%) 9,5 9,4 9,2 8,9
Kamu Maliyesi
Bütçe Dengesi (GSYH’ye oran, %) -1,2 -1,9 -1,6 -1,1
Faiz Dışı Denge (GSYH’ye oran, %) 2,0 1,1 1,2 1,3
AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Stoku (GSYH’ye oran, %) 35,0 33,0 31,0 30,0
Ödemeler Dengesi
İhracat (FOB) (milyar USD) 153,5 166,5 184,0 202,5
İthalat (CIF) (milyar USD) 251,5 262,0 282,0 305,0
Cari İşlemler Dengesi (milyar USD) -58,8 -55,5 -55,0 -55,0
Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%) -7,1 -6,4 -5,9 -5,5
Enflasyon
TÜFE (yılsonu % değişim) 6,8 5,3 5,0 5,0
Orta Vadeli Program Öngörüleri
Türkiye Ekonomisi - Orta Vadeli Program
stokunun 2013 yılında %35 düzeyine gerilemesi ve söz
konusu oranın düzenli bir azalma eğilimi göstererek Program
dönemi sonunda %30 düzeyinde gerçekleşmesi
beklenmektedir.
Ödemeler dengesi
Program dönemi boyunca başta Euro Alanı olmak üzere dış
ticaret ortaklarının ekonomik aktivitesindeki iyileşmenin
ihracat performansını olumlu yönde etkileyeceği tahmin
edilmektedir. Bu dönemde yıllık ortalama ihracat artışının,
yıllık ortalama ithalat artışının bir miktar üzerinde
gerçekleşeceği, dış ticaret açığının ise yatay bir seyir
izleyeceği öngörülmektedir. 2013 yıl sonu için 108,8 USD/
varil olarak tahmin edilen petrol fiyatlarının aşağı yönlü bir
seyir izleyerek dönem sonunda 93,1 USD/varil’e gerileyeceği
varsayılmıştır. Altın dış ticaretinin ise uzun vadeli trendine
yakınsayacağı beklenmektedir.
2013 yılında 58,8 milyar USD (milli gelirin %7,1’i) düzeyinde
gerçekleşeceği tahmin edilen cari açığın, altın ticaretindeki
normalleşme süreciyle birlikte 2014 sonunda 55,5 milyar
USD’ye, milli gelire oranının da %6,4’e gerilemesi
öngörülmektedir. 2013 yılında 59 milyar USD olacağı
öngörülen enerji ithalatının da, ekonomik aktivitedeki artışa
bağlı olarak program sonunda 64,5 milyar USD düzeyinde
olması beklenmektedir.
Gelişmiş ülkelerin para politikası duruşunda sıkılaşma
işaretlerinin gündeme geldiği konjonktürde, tasarruf
oranlarının düşük olduğu Türkiye’de dış finansman
koşullarındaki gelişmeler yakından takip edilmektedir.
Enflasyon
Programda, toplam talep koşullarının enflasyona düşüş
yönünde yaptığı katkının 2014-2016 döneminde devam
edeceği ve enerji fiyatlarının aşağı yönlü seyredeceği
öngörülmektedir. Bu çerçevede, TÜFE’nin yıllık artış hızının
2014 yılında %5,3, 2015 ve 2016 yıllarında ise orta vadeli
hedef olan %5 civarında gerçekleşeceği tahmin
edilmektedir.
Kasım 2013 4
Kaynak: TÜİK
Türkiye Ekonomisine İlişkin OVP ve IMF Tahminlerinin Karşılaştırılması
Reel Büyüme (%)
2013-2015
Dönemi OVP'si
2014-2016
Dönemi OVP'siIMF Ekim 2013
2013 4,0 3,6 3,8
2014 5,0 4,0 3,5
2015 5,0 5,0 4,3
2016 - 5,0 4,4
Cari Açık/GSYH (%)
2013-2015
Dönemi OVP'si
2014-2016
Dönemi OVP'siIMF Ekim 2013
2013 7,1 7,1 7,4
2014 6,9 6,4 7,2
2015 6,5 5,9 7,4
2016 - 5,5 7,7
Enflasyon (TÜFE, yıllık %)
2013-2015
Dönemi OVP'si
2014-2016
Dönemi OVP'siIMF Ekim 2013
2013 5,3 6,8 8,0
2014 5,0 5,3 6,0
2015 5,0 5,0 6,0
2016 - 5,0 6,0
Bütçe Açığı/GSYH (%)
2013-2015
Dönemi OVP'si
2014-2016
Dönemi OVP'si
2013 2,2 1,2
2014 2,0 1,9
2015 1,8 1,6
2016 - 1,1
Türkiye Ekonomisi - Arz ve Talep Göstergeleri
Ağustos ayında sanayi üretiminde sert düşüş...
Ramazan Bayramı’nın ekonomik etkilerinin gözlendiği
Ağustos ayı sanayi üretimi verilerine göre mevsim ve takvim
etkilerinden arındırılmış olarak sanayi üretimi endeksi bir
önceki aya göre %4 oranında düşerek Ocak 2009’dan bu
yana kaydedilen en sert düşüşünü sergilemiştir. Takvim
etkilerinden arındırılmış verilere göre de sanayi üretimi bir
önceki yılın aynı ayına göre %0,1 oranında azalarak son
sekiz ayın en olumsuz performansına işaret etmiştir. Endeks
ana sanayi grupları itibarıyla incelendiğinde ara malı imalatı
ve dayanıksız tüketim malı imalatında düşüşler dikkat
çekerken, sermaye malı imalatı ve dayanıklı tüketim malı
imalatı yükseliş kaydetmiştir. İmalat sanayini oluşturan 24
alt kalemden en hızlı düşüş diğer ulaşım araçlarının imalatı
kaleminde gözlenirken, en yüksek artış motorlu kara taşıtları
imalatı kaleminde gerçekleşmiştir.
Markit’in açıkladığı verilere göre imalat PMI endeksi Ekim
ayında 53,3 düzeyinde gerçekleşmiştir. Endeks, Eylül ayında
ulaştığı son 8 ayın en yüksek seviyesi olan 54’ten bir miktar
gerilemiş olmakla beraber endeksin 50’nin üzerindeki seyri
ekonomik aktivitede artışa işaret etmektedir.
Tüketici güveninde artış…
TCMB tarafından açıklanan verilere göre, Ekim ayında Reel
Kesim Güven Endeksi bir önceki aya göre 1 puan azalarak
107,5 seviyesinde gerçekleştmiştir. Mevsimsellikten
arındırılmış endeks ise bu dönemde 3,3 puanlık artışla 111,9
düzeyine yükselmiştir. Öte yandan, Ekim ayında Kapasite
Kullanım Oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,5 puan
artarak %76,4 seviyesine çıkmıştır.
TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Ekim ayında tüketici
güven endeksi bir önceki aya göre 3,4 puan yükselerek 75,5
seviyesinde gerçekleşmiştir. Endeksi oluşturan alt kalemler
bazında bakıldığında, geçen 12 aylık döneme göre mevcut
dönemde hanehalkının maddi durumu kalemi dışındaki diğer
17 alt kalemin endeksi artış yönünde etkilediği
görülmektedir. Gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme
ihtimalinde aylık bazda %20,9’luk bir artış kaydedilirken,
genel ekonomik durum beklentisi de aynı dönemde %6
oranında yükselmiştir.
Temmuz ayında işsizlik oranında artış…
İşsizlik oranı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre
0,9 puan artarak %9,3 seviyesine yükselmiştir. Söz konusu
dönemde tarım dışı işsizlik oranı 1,1 puan artışla %11,8
olurken, genç nüfustaki işsizlik oranı da 1,7 puan yükselişle
%18,0 seviyesine çıkmıştır. Mevsimsellikten arındırılmış
işsizlik oranı da %10,1 ile Haziran 2011’den bu yana ulaştığı
en yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, işsiz
sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre 363 bin kişi artarken,
toplam istihdam 601 bin kişi artmıştır.
(*) takvim etkilerinden arındırılmış.
Kasım 2013 5
Kaynak: TCMB,TÜİK
20
21
22
23
24
25
26
27
28
7
8
9
10
11
12
13
14
Ağ
u.1
0
Ek
i.1
0
Ara
.10
Şu
b.1
1
Nis
.11
Ha
z.1
1
Ağ
u.1
1
Ek
i.1
1
Ara
.11
Şu
b.1
2
Nis
.12
Ha
z.1
2
Ağ
u.1
2
Ek
i.1
2
Ara
.12
Şu
b.1
3
Nis
.13
Ha
z.1
3
(milyon kişi)(%) İşgücü Piyasaları
Toplam İstihdam (sa ğ eksen)
İşsizlik Oranı
1,62,5
3,7 4,0
5,7
2,1
3,3
0,5
3,5
0,9
3,7
-1,8
2,0
4,4
1,4
3,5
1,0
4,24,7
-0,1
-4
-2
0
2
4
6
8
Oc
a.1
2
Şu
b.1
2
Ma
r.1
2
Nis
.12
Ma
y.1
2
Ha
z.1
2
Te
m.1
2
Ağ
u.1
2
Ey
l.12
Ek
i.1
2
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Sanayi Üretim Endeksi*
(yıllık % değişim)
50,0
55,0
60,0
65,0
70,0
75,0
80,0
85,0
90,0
50
60
70
80
90
100
110
120
130O
ca
.10
Nis
.10
Te
m.1
0
Ek
i.1
0
Oc
a.1
1
Nis
.11
Te
m.1
1
Ek
i.1
1
Oc
a.1
2
Nis
.12
Te
m.1
2
Ek
i.1
2
Oc
a.1
3
Nis
.13
Te
m.1
3
Ek
i.1
3
(%)(endeks) Güven EndeksleriKapasite Kullanım Oranı (MA)(sağ eksen)Tüketici Güven EndeksiReel Kesim Güven Endeksi (MA )
Türkiye Ekonomisi - Dış Ticaret
Dış ticaret açığı Eylül ayında beklentiler paralelinde
gerçekleşti.
Eylül ayında ihracat hacmi bir önceki yılın aynı dönemine
kıyasla %1,3 oranında artarak 13,1 milyar USD, ithalat hacmi
de %3,5 oranında genişleyerek 20,6 milyar USD seviyesine
yükselmiştir. Böylece, dış ticaret açığı piyasa beklentisine
paralel olarak 7,5 milyar USD düzeyinde gerçekleşmiştir.
İhracatın ithalatı karşılama oranı ise geçtiğimiz yılın aynı
ayına göre 2,1 puan gerileyerek %63,6 olmuştur.
2013 yılının ilk 9 aylık döneminde, ihracatın bir önceki yılın
aynı dönemine göre %0,4 oranında daraldığı, ithalatın ise %
6,0 oranında arttığı görülmektedir. Dış ticaret açığı da aynı
dönemde %17,3 oranında genişleyerek 75,1 milyar USD
düzeyinde gerçekleşmiştir.
Altın hariç dış ticaret verileri…
2012 yılında altın ihracatında, 2013 yılında ise altın
ithalatında gözlenen dalgalanmalar dış ticaret verilerinin
altın hariç tutularak değerlendirilmesi gereksinimini
yaratmaktadır. Nitekim altın ticareti hariç tutulduğunda,
Eylül 2013’te bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat
hacminin %10,9, ithalat hacminin ise %3,9, 2013 yılının ilk 9
ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla ise ihracatın
%7,0, ithalatın %3,1 oranında artış kaydettiği
görülmektedir. Ocak-Eylül döneminde altın hariç dış ticaret
açığı da %2,9 oranında daralmıştır. Öte yandan, altın ihracat
ve ithalatının normalleşme eğilimine girdiği gözlenmektedir.
Eylül ayında altın ithalatı 2013 yılının en düşük seviyesine
gerilemiş, altın ihracatı da düşük seyrini sürdürmüştür.
Eylül ayında motorlu kara taşıtları ihracatı yıllık bazda
%38,1 oranında artarken, demir-çelik ihracatı %21
daraldı.
2013 yılının ilk 9 ayında ihracat hacminin en yüksek olduğu
fasıl olan motorlu kara taşıtlarında ihracat yıllık bazda %38,1
ile hızlı bir yükseliş sergilemiştir. Söz konusu dönemde en
çok ihracatı yapılan ikinci fasıl olan kazanlar ve makinalarda
%14,1’lik artış kaydedilmiştir. Son aylarda gerileme
eğiliminde olan demir ve çelik ihracatı ise bu eğilimini Eylül
ayında da sürdürmüş ve söz konusu fasılda ihracat hacmi bir
önceki yılın aynı ayına göre %21 oranında daralmıştır.
Kasım 2013 6
Kaynak: TÜİK
Dış Ticaret Dengesi
Değişim Değişim
2012 2013 (%) 2012 2013 (%)
İhracat 13,0 13,1 1,3 112,9 112,5 -0,4
İthalat 19,9 20,6 3,5 177,0 187,6 6,0
Dış Ticaret Dengesi -7,0 -7,5 7,6 -64,1 -75,1 17,3
Karşılama Oranı (%) 65,0 63,6 - 63,8 60,0 -
(milyar USD)
Eylül Ocak-Eylül
-10
0
10
20
30
40
50
Ka
s.1
1
Oc
a.1
2
Ma
r.1
2
Ma
y.1
2
Te
m.1
2
Ey
l.12
Ka
s.1
2
Oc
a.1
3
Ma
r.1
3
Ma
y.1
3
Te
m.1
3
Ey
l.13
Dış Ticaret
(12 aylık kümülatif, yıllık % değişim)
İhracat
İthalat
Altın Hariç İhracat
Altın Hariç İthalat
-5
0
5
10
15
Ç1
-20
12
Ç2
-20
12
Ç3
-20
12
Ç4
-20
12
Ç1
-20
13
Ç2
-20
13
Ç3
-20
13
İhracat
(yıllık % değişim)
İhracat
Altın Hariç İhracat -8
-6
-4
-2
0
2
4
6
8
10
Ç1
-20
12
Ç2
-20
12
Ç3
-20
12
Ç4
-20
12
Ç1
-20
13
Ç2
-20
13
Ç3
-20
13
İthalat
(yıllık % değişim)
İthalat
Altın Hariç İthalat
0 1 2 3
Kıymetli Taşlar ve Metaller
Demir ve Çelik
Örme Giyim ve Aksesuarları
Elektrikli Makina ve Cihazlar
Kazanlar ve Makinalar
Motorlu Kara Ta şıtları
En Çok İhracat Yapılan İlk 6 Fasıl
(Eylül 2013, milyar USD)İthalat
İhracat
Türkiye Ekonomisi - Dış Ticaret
Ara malı ithalatı Eylül ayında %1,6 oranında artış
kaydetti.
Yılın ilk 9 ayı itibarıyla toplam ithalat hacminin %73’ünü
oluşturan ara malı ithalatının Eylül ayında %1,6 oranında
artış kaydettiği görülmektedir. Ağustos ayında %9,6 ile yılın
geri kalanına kıyasla ılımlı bir artış sergileyen tüketim malı
ithalatı da Eylül ayında %16,5’luk bir artış kaydetmiştir. Öte
yandan, özellikle taşımacılık araçları hariç sermaye malı
ithalatında gözlenen %25,3’lük artış dikkat çekmektedir.
Yılın ilk 9 ayında ise bir önceki aynı dönemi ile
kıyaslandığında sermaye, ara malı ve tüketim malı
ithalatındaki artışların sırasıyla %8,5, %4,5 ve %14,6
düzeyinde gerçekleştiği görülmektedir.
Avrupa Birliği ülkelerinin ihracattaki payı Ocak
2012’den bu yana en yüksek seviyede...
Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye’nin toplam ihracatındaki
payı Eylül ayı itibarıyla %42,8’e yükselerek Ocak 2012’den
bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Ağustos ayı ile
kıyaslandığında AB ülkelerinin payının 1,5 puan arttığı
görülmektedir. Aynı dönemde Yakın ve Orta Doğu ülkelerinin
payı da 1 puan artış kaydederek %22,6’ya ulaşmıştır.
Bununla birlikte, Mısır’da yaşanan politik sorunların etkisiyle
bu ülkeye yönelik ihracatımızda gözlenen azalmayla Kuzey
Afrika ülkelerinin payı %5,5’e gerilemiştir.
Ülke bazında dış ticaret verilerine bakıldığında ise en büyük
ihracat pazarının Almanya, en çok ithalat yapılan ülkenin ise
Çin olduğu görülmektedir. Eylül ayında Almanya’ya yapılan
ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %7,1 oranında
artarken, Çin’den yapılan ithalat da aynı dönemde %26,1
yükseliş kaydetmiştir.
Beklentiler...
Eylül ayında dış ticaret açığı beklentiler paralelinde
gerçekleşmiştir. Altın hariç incelendiğinde AB ülkelerinde
son dönemde gözlenen toparlanma eğiliminin ihracat hacmi
üzerindeki etkisi daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
TCMB’nin izlediği sıkılaştırıcı yöndeki para politikasının
enflasyonun hedeflerle uyumlu hale gelinceye kadar
uygulanacak olması önümüzdeki dönemde iç talep ve ithalat
hacmi üzerinde baskı yaratabilecektir. Öte yandan, AB
ülkelerindeki ekonomik aktivitenin nispeten olumlu seyrinin
ihracat hacmini pozitif yönde etkilemeye devam edebileceği
düşünülmektedir. Ayrıca, Kuzey Afrika ülkeleri ile ticari
ilişkilerinin normalleşmesi de ihracat hacmini olumlu yönde
etkileyecektir.
Kasım 2013 7
Kaynak: TÜİK
-40
-20
0
20
40
60
80
Ka
s.1
0
Oc
a.1
1
Ma
r.1
1
Ma
y.1
1
Te
m.1
1
Ey
l.11
Ka
s.1
1
Oc
a.1
2
Ma
r.1
2
Ma
y.1
2
Te
m.1
2
Ey
l.12
Ka
s.1
2
Oc
a.1
3
Ma
r.1
3
Ma
y.1
3
Te
m.1
3
Ey
l.13
(%) Geniş Ekonomik Sınıflandırmaya Göre İthalat
(yıllık % değişim)
Yatırım Malları
Ara Malı (Hammadde)
Tüketim Malları
42,8
22,6
0
10
20
30
40
50
60
Oc
a.1
1
Ma
y.1
1
Ey
l.11
Oc
a.1
2
Ma
y.1
2
Ey
l.12
Oc
a.1
3
Ma
y.1
3
Ey
l.13
Bölgelere Göre İhracat
(aylık % pay)
AB Yakın ve Orta D oğu
Türkiye Ekonomisi - Ödemeler Dengesi
Cari açık Ağustos’ta beklentilerin bir miktar altında…
Cari açık Ağustos ayında 2,0 milyar USD ile piyasa
beklentisinin (2,1 milyar USD) bir miktar altında
gerçekleşmiştir. Aylık bazda 2013 yılının en düşük düzeyine
gerileyen cari açık, yılın ilk 8 ayında 44,3 milyar USD’ye
ulaşmış olup geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla
%25,3’lük artış kaydetmiştir. 12 aylık kümülatif cari açık ise
56,7 milyar USD seviyesinde gerçekleşmiştir.
Ağustos ayında altın ticaretinin olumsuz etkisi azaldı.
Cari açığın detayları incelendiğinde, dış ticaret açığının
Ağustos ayında önceki aylara göre belirgin bir şekilde
azaldığı dikkat çekmektedir. Ödemeler dengesi tanımına
göre, Temmuz ayında 8,2 milyar USD düzeyinde olan dış
ticaret açığı Ağustos ayında 5,6 milyar USD düzeyine
gerilemiştir. Bu gelişmede Ağustos ayında ithalatın ivme
kaybetmesi etkili olmuştur. Ayrıca, altın ticaretinin olumsuz
etkisinin azalması da dış ticaret açığındaki düşüşe katkı
sağlamıştır.
Öte yandan, Ağustos ayında altın ithalatındaki ivme kaybına
karşılık 2012 yılının ilk 8 ayında 3,1 milyar USD’lik dış ticaret
fazlası veren net altın ticareti, 2013 yılının aynı döneminde
8,9 milyar USD’lik açık yaratmıştır. Dolayısıyla, altın ticareti
hariç tutulduğunda, yılın ilk 8 ayında cari açığın geçtiğimiz
yılın aynı dönemine kıyasla %7,9 gerilediği
hesaplanmaktadır.
Turizm gelirlerinde artış…
Ağustos ayında mevsimsel olarak artan turizm gelirleri de
cari açıktaki genişlemeyi sınırlandıran bir diğer faktör
olmuştur. Net turizm gelirleri Ağustos ayında geçtiğimiz yılın
aynı dönemine kıyasla %17,2 artış kaydederek 3,6 milyar
USD düzeyinde gerçekleşmiştir. Böylece yılın ilk 8 aylık
döneminde net turizm gelirleri %20,9 artışla 15,8 milyar
USD’ye ulaşmıştır.
Ağustos ayında portföy yatırımlarında yeniden giriş
kaydedildi.
Fed’in varlık alım programını azaltabileceğine yönelik
endişelere bağlı olarak Haziran ve Temmuz aylarında birçok
gelişmekte olan ülke ile birlikte Türkiye’den de sermaye
çıkışı yaşanmıştır. Bu çerçevede, Temmuz ayında portföy
yatırımlarında 3,1 milyar USD ile Ekim 2008’den bu yana
aylık bazda en sert çıkış kaydedilmiştir. Ağustos ayında ise,
gelişmekte olan ülkelere yönelik risk algısının bir miktar
iyileştiği ve bu çerçevede portföy yatırımlarında 1,9 milyar
USD’lik giriş kaydedildiği dikkat çekmektedir. Portföy
yatırımlarının detayları incelendiğinde, hisse senetleri
piyasasından çıkışların Ağustos ayında da devam ettiği
görülmektedir. Ağustos ayında kaydedilen 258 milyon USD
net satımla birlikte ilk 8 aylık dönemde hisse senedi
piyasasından 1,1 milyar USD net çıkış gerçekleşmiştir. Buna
karşılık, yurt dışı yerleşiklerin devlet iç borçlanma senetleri
piyasasından Ağustos ayında 1,1 milyar USD net alım
gerçekleştirdiği ve yılın ilk 8 ayındaki net alımın 5,4 milyar
USD’ye ulaştığı görülmektedir. Ağustos ayında ayrıca, yurt
dışında gerçekleştirilen tahvil ihraçları yoluyla bankalar 413
milyon USD, reel sektör 444 milyon USD borçlanmıştır.
Böylece, ilk 8 aylık dönemde söz konusu sektörler sırasıyla
5,4 milyar USD ve 2,9 milyar USD net borçlanma
gerçekleştirmiştir. Haziran ve Temmuz aylarında yurtdışı
tahvil ihracını durduran reel sektörün Ağustos ayında
yeniden yurtdışında tahvil ihracı gerçekleştirmesi olumlu
değerlendirilmektedir.
Doğrudan yatırımlarda ise, Ağustos’ta kaydedilen net 460
milyon USD’lik giriş ile yılın ilk 8 aylık döneminde bu kalemde
kaydedilen toplam net sermaye girişi 5,7 milyar USD
düzeyinde gerçekleşmiştir. Geçtiğimiz yılın aynı
dönemindeki tutar 6,9 milyar USD düzeyindeydi.
Diğer yatırımlar kaleminde sınırlı sermaye girişi
sürüyor.
Diğer yatırımların varlık kalemi incelendiğinde, Türk
bankalarının yurt dışı muhabirleri nezdindeki döviz
mevduatını 1,4 milyar USD artırdığı görülmektedir.
Yükümlülükler tarafında ise, Mayıs, Haziran ve Temmuz
aylarında uzun vadeli kredi kullanımına yöneldiği gözlenen
Kasım 2013 8
Kaynak: TCMB
56,7
50,4
40
45
50
55
60
65
70
75
80
Şu
b.1
2
Ma
r.1
2
Nis
.12
Ma
y.1
2
Ha
z.1
2
Te
m.1
2
Ağ
u.1
2
Ey
l.12
Ek
i.1
2
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
(milyar USD)Cari İşlemler Açığı
(12 aylık kümülatif)
Cari İşlemler Açığı
Net Altın Ticareti Hariç Cari İşlemler Açığı-5
15
35
55
75
95
Ara
.07
Nis
.08
Ağ
u.0
8
Ara
.08
Nis
.09
Ağ
u.0
9
Ara
.09
Nis
.10
Ağ
u.1
0
Ara
.10
Nis
.11
Ağ
u.1
1
Ara
.11
Nis
.12
Ağ
u.1
2
Ara
.12
Nis
.13
Ağ
u.1
3
(milyar USD)Cari Açığın Finansmanı
(12 aylık kümülatif)
Diğer YatırımlarPortföy YatırımlarıDoğrudan YatırımlarCari İşlemler Açığı
Türkiye Ekonomisi - Ödemeler Dengesi
Türk bankacılık sektörünün Ağustos ayında yeniden yurt
dışından kısa vadeli kredi kullanımına ağırlık verdiği
görülmektedir. Ağustos ayında bankacılık sektörünün kısa
vadeli kredi kullanımı 1,4 milyar USD düzeyinde
gerçekleşmiştir. 12 aylık kümülatif veriler dikkate alınarak
hesaplanan ve Şubat ayında %93 seviyesine kadar
gerileyen bankacılık sektörünün uzun vadeli borç çevirme
oranının Ağustos ayı itibarıyla %152 seviyesine kadar
yükseldiği de dikkat çekmektedir.
Ağustos ayında, bankacılık dışı kesimin uzun vadeli
kredilerde 398 milyon USD net geri ödeme yaptığı, kısa
vadede ise 1,1 milyar USD düzeyinde kredi kullandığı
g ö r ü l m e k t e d i r . 1 2 a y l ı k k ü m ü l a t i f o l a r a k
değerlendirildiğinde, banka dışı kesimin uzun vadeli borç
çevirme oranı %103 düzeyindedir.
Ağustos ayında rezervler arttı.
Mayıs ayının sonlarından itibaren gündeme gelen Fed
kaynaklı endişelerin sermaye hareketlerinde zayıflamaya
neden olması, cari açığın finansmanında TCMB’nin rezerv
varlıklarını devreye sokmasına neden olmuştur. Nitekim,
Mayıs – Temmuz döneminde rezerv varlıklar 9,6 milyar USD
azalmıştır. Ağustos ayında ise TCMB’nin rezerv varlıklarını
yeniden 4,0 milyar USD artırdığı görülmektedir. Böylece yılın
ilk 8 ayında rezerv varlıklarda kaydedilen artış 8,7 milyar
USD olmuştur. Ağustos ayında net hata ve noksan
kaleminde de 2,9 milyar USD giriş kaydedilmiştir.
Beklentiler…
Global ekonomik konjonktürdeki dalgalanmalar
çerçevesinde TCMB’nin uyguladığı sıkılaştırıcı yöndeki para
politikasının Türkiye’de ekonomik aktivite üzerinde baskı
yaratacağı tahmin edilmektedir. Nitekim, son yayımlanan
Orta Vadeli Program’da da 2013 yılına ilişkin büyüme tahmini
düşürülmüştür. Ayrıca, tüketici kredilerine yönelik getirilen
yeni düzenlemelerin de yurt içi tüketim harcamalarındaki
artışı sınırlandıracağı düşünülmektedir. Buna ek olarak, 2013
yılında cari açık üzerinde olumsuz etki yapan altın
ticaretinden kaynaklı dış ticaret açığının, önümüzdeki
dönemde altın ticaretinin uzun vadeli trendine
yakınsayacağı öngörüsü ile kademeli olarak ortadan
kalkacağı öngörülmektedir. Ağustos ayı altın ticareti verileri
de bu durumu teyit etmektedir. Orta Vadeli Program’a göre
2013 yılında 58,8 milyar USD (GSYH’nin %7,1’i) düzeyinde
gerçekleşeceği tahmin edilen cari açığın, altın ticaretindeki
normalleşme süreciyle birlikte 2014 sonunda 55,5 milyar
USD’ye, GSYH’ye oranının da %6,4’e gerilemesi
öngörülmektedir.
Finansman tarafında ise, Mayıs, Haziran ve Temmuz
aylarında portföy yatırımlarında kaydedilen çıkışın geride
kaldığı ve Ağustos ayında portföy yatırımlarında yeniden
sermaye girişi gözlendiği dikkat çekmektedir. Aynı zamanda,
rezerv varlıklarda da üç ayın ardından yeniden artış
sağlanmıştır. Önümüzdeki aylarda da, gelişmiş ülkelerin para
politikası uygulamalarındaki sıkılaşma işaretlerine bağlı
olarak dış finansman koşullarındaki gelişmeler sermaye
akımları üzerinde etkili olacaktır.
Kasım 2013 9
Kaynak: TCMB
Ödemeler Dengesi (milyon USD)
Ağustos % 12 Aylık
2013 2012 2013 Değişim Kümülatif
Cari İşlemler Dengesi -1.995 -35.351 -44.293 25,3 -56.694
Dış Ticaret Dengesi -5.568 -45.432 -54.362 19,7 -74.265
Hizmetler Dengesi 3.984 14.031 15.941 13,6 24.819
Turizm (net) 3.582 13.102 15.842 20,9 24.299
Gelir Dengesi -477 -4.801 -6.502 35,4 -8.410
Cari Transferler 66 851 630 -26,0 1.162
Sermaye ve Finans Hesapları -870 32.666 41.277 26,4 55.496
Doğrudan Yatırımlar (net) 460 6.875 5.744 -16,5 7.314
Portföy Yatırımları (net) 1.930 19.540 16.860 -13,7 38.109
Varlıklar 251 1.939 2.436 25,6 3.154
Yükümlülükler 1.679 17.601 14.424 -18,1 34.955
Hisse Senetleri -258 2.393 -1.059 - 2.822
Borç Senetleri 1.937 15.208 15.483 1,8 32.133
Diğer Yatırımlar (net) 748 22.025 27.458 24,7 23.942
Varlıklar -704 3.266 -1.507 - -5.338
Efektif ve Mevduat -1.384 3.436 -726 - -2.990
Yükümlülükler 1.452 18.759 28.965 54,4 29.280
Ticari Krediler -1.528 2.187 4.751 117,2 3.586
Krediler 2.189 6.445 12.468 93,5 15.791
Bankacılık Sektörü 1.481 3.463 12.544 262,2 14.245
Bankacılık Dışı Sektörler 665 4.347 399 -90,8 2.749
Mevduat 696 9.737 11.304 16,1 9.366
Yurtdışı Bankalar 685 9.118 9.858 8,1 7.869
Yabancı Para 1.471 7.611 9.959 30,9 7.593
Türk Lirası -786 1.507 -101 - 276
Yurtdışı Kişiler 412 1.992 2.627 31,9 3.548
Rezerv Varlıklar (net) -3.994 -15.735 -8.722 -44,6 -13.801
Net Hata ve Noksan 2.865 2.685 3.016 12,3 1.198
Ocak-Ağustos
Türkiye Ekonomisi - Bütçe Dengesi
Eylül ayında merkezi yönetim bütçesi 4,7 milyar TL
açık verdi.
Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre Eylül
ayında bütçe harcamaları, faiz harcamalarında gerçekleşen
belirgin artışın etkisiyle 34,8 milyar TL’ye ulaşmıştır. Aynı
dönemde bütçe gelirleri de %29,8 oranında yükselmiş ve
30,1 milyar TL seviyesinde gerçekleşmiştir. Böylece, Eylül
ayında bütçe açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre %19
oranında düşüş kaydederek 4,7 milyar TL’ye gerilemiştir.
2013 yılının ilk dokuz ayı itibarıyla ise, bütçe gelirleri ve
giderleri bir önceki yılın aynı dönemine göre sırasıyla %19 ve
%14,1 oranında artış kaydetmiştir. Aynı dönemde, yıllık
bazda %68,7 oranında azalan bütçe açığı da 4,5 milyar TL
düzeyine gerilemiştir.
Vergi gelirlerinde canlanma…
Mevsimsel faktörler nedeniyle geçtiğimiz ay zayıf bir
performans sergileyen vergi gelirleri Eylül ayında %22,5
oranında artış kaydederek iç tüketimin güçlü seyrini
sürdürdüğüne işaret etmiştir. Nitekim, bu dönemde özel
tüketim vergisi bir önceki yılın aynı dönemine göre %27,3
oranında artarak vergi gelirlerindeki artışa en yüksek katkıyı
sağlamıştır. Yıllık bazda %34,4 oranında yükselen ithalde
alınan katma değer vergisi de bütçe rakamlarındaki olumlu
görünümü desteklemiştir. Eylül ayında nispeten yatay bir
seyir izleyen diğer gelirler kaleminde ise Hazine portföyü ve
iştirak gelirleri kaleminde yıllık bazda kaydedilen 2,1 milyar
TL’lik artış belirleyici olmuştur.
Yılın ilk dokuz ayı itibarıyla da, merkezi yönetim bütçe
gerçekleşmeleri beklentilerden olumlu bir görünüm
sergilemektedir. Nitekim, bu dönemde bütçe gelirleri 290
milyar TL seviyesi ile yılsonu hedefinin %78,4’üne
ulaşmıştır.
Faiz harcamaları…
Faiz harcamaları Eylül’de bir önceki yılın aynı ayına göre
%86,6 oranında artarak 6,1 milyar TL düzeyinde
gerçekleşmiştir. Aynı dönemde, faiz dışı harcamalar ise
%11,6’lık yükselişle 28,7 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu
gelişmede, personel harcamaları ile cari transferler altında
izlenen sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderlerindeki artış
belirleyici olmuştur.
Yılın ilk dokuz ayındaki gelişmeler incelendiğinde, faiz dışı
harcamalar ve faiz harcamalarındaki yıllık artışların sırasıyla
%14,7 ve %10,9 düzeyinde gerçekleştiği görülmektedir.
Açıklanan son veriler, bütçe giderlerinin beklentilerden daha
olumlu bir görünüme işaret ettiğini gösterirken bu dönemde
294,5 milyar TL seviyesinde gerçekleşen bütçe harcamaları
yılsonu hedefinin %72,9’una ulaşmıştır.
Beklentiler…
Bütçe kalemlerinin yılın ilk dokuz ayındaki performansı, 2013
yılına ilişkin açıklanan hedeflere ulaşılabileceğini
göstermektedir. Ayrıca, Ekim ayında açıklanan Orta Vadeli
Program’da da önümüzdeki yıllara ilişkin bütçe açığı/GSYH
tahminlerinde yapılan aşağı yönlü revizyonlar, mali disiplinin
önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek seçimler öncesinde
de korunacağına işaret etmektedir.
Kasım 2013 10
27,6
21,8
9,4
27,3
32,3 33,9
9,6
34,4
0
10
20
30
40
50
60
70
Ocak-Haziran Temmuz Ağustos Ey lül
Seçilmiş Vergi Kalemlerindeki
Yıllık Gelir Artışı (%)
ÖTV
İthalde Alınan KDV
Merkezi Yönetim Bütçesi (milyar TL)
% % Bütçe Gerç./ OVP Gerç.
2012 2013 Değişim 2012 2013 Değişim Hedefi Hedef (%) Tahmini
Harcamalar 29,0 34,8 20,0 258,0 294,5 14,1 404,0 72,9 406,6
Faiz Harcamaları 3,3 6,1 86,6 39,5 43,8 10,9 53,0 82,7 50,5
Faiz Dışı Harcamalar 25,8 28,7 11,6 218,5 250,7 14,7 351,0 71,4 356,1
Gelirler 23,2 30,1 29,8 243,7 290,0 19,0 370,1 78,4 387,2
Vergi Gelirleri 19,8 24,2 22,5 201,9 240,3 19,0 317,9 75,6 325,1
Diğer Gelirler 3,4 5,9 71,4 41,8 49,8 19,2 52,1 95,5 62,0
Bütçe Dengesi -5,8 -4,7 -19,0 -14,4 -4,5 -68,7 -34,0 13,2 -19,4
Faiz Dışı Denge -2,6 1,4 - 25,2 39,3 56,2 19,0 206,5 31,1
Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.
Ocak-EylülEylül
Kaynak: Maliye Bakanlığı
Türkiye Ekonomisi - Enflasyon
Ekim ayında TÜFE beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
Ekim ayında bir önceki aya göre TÜFE ve ÜFE sırasıyla
%1,80 ve %0,69 oranında artış kaydetmiştir. Reuters
anketine göre piyasa beklentisi TÜFE’nin %1,34 artacağı
yönündeydi. TCMB Beklenti Anketi’ne göre ise piyasalar
TÜFE’nin Ekim ayında %1,12 artış kaydetmesini
beklemekteydi.
Yıllık TÜFE artışındaki gerileme devam ediyor.
Ekim ayında TÜFE beklentilerin üzerinde gerçekleşmesine
rağmen, enflasyondaki yıllık artış baz etkisi nedeniyle
%7,71’e gerilemiştir. Geçtiğimiz aylarda genel olarak aşağı
yönlü bir hareket izleyen ÜFE’deki yıllık artış ise Ekim ayında
%6,77 seviyesine yükselmiştir.
Gıda fiyatlarındaki artış enflasyona en fazla katkıyı
sağladı.
Ekim ayında enflasyonun beklentilerin üzerinde
gerçekleşmesinde gıda fiyatlarında kaydedilen belirgin artış
etkili olmuştur. Nitekim, bu dönemde ilgili grupta kaydedilen
%3,91’lik fiyat artışı enflasyonun 91 baz puanlık yükseliş
kaydetmesine neden olmuştur. Ayrıca, giyim ve ayakkabı
grubunda mevsimsel faktörler nedeniyle yükselen fiyatlar
da enflasyona 63 baz puanlık katkı yapmıştır. TÜFE sepetini
oluşturan diğer harcama gruplarının da geçtiğimiz ay genel
olarak artış kaydettiği dikkat çekerken, çeşitli mal ve
hizmetler ile alkolsüz içecekler gruplarındaki fiyat
gelişmeleri enflasyondaki yükselişi bir miktar
sınırlandırmıştır.
Çekirdek enflasyon göstergelerinde yükseliş
eğilimi...
Ekim ayında çekirdek enflasyon göstergeleri incelendiğinde
mevsimlik ürünlerdeki fiyat gelişmelerinin enflasyondaki
hızlı yükselişte etkili olduğu görülmektedir. Ayrıca,
enflasyonun genel trendini yansıtması açısından önem arz
eden çekirdek enflasyon göstergelerindeki yıllık artışın
Ağustos 2012’den bu yana en yüksek seviyesinde
gerçekleşmesi de dikkat çekmektedir. Nitekim, TCMB
tarafından yakından takip edilen H ve I endekslerindeki yıllık
artışlar Ekim ayında sırasıyla %7,61 ve %7,49 düzeyine
ulaşmıştır.
Ekim ayında ÜFE %0,69 oranında yükseldi.
Ekim ayında döviz kurları üzerindeki baskının bir miktar
hafiflemesi ÜFE’deki artışın beklentilere yakın bir düzeyde
gerçekleşmesinde etkili olmuştur. Bu dönemde, ÜFE’deki
yükselişe en fazla katkıyı yapan sektörler ise kok kömürü,
rafine edilmiş petrol ürünleri ve ana metal sanayi olmaya
devam etmiştir.
Beklentiler...
Kasım ayında enflasyonun seyrinde giyim fiyatlarındaki
mevsimsel artışların yanı sıra döviz kurlarındaki gelişmelerin
etkili olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede TÜFE ve ÜFE’nin
sırasıyla %0,45 ve %0,80 oranında artacağını tahmin
ediyoruz.
Kasım 2013 11
Kaynak: TÜİK
6,77
5,87 (T)
7,717,79 (T)
0
2
4
6
8
10
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Ey
l.13
Ek
i.1
3
Ka
s.1
3
(%) Yıllık Enflasyon
ÜFE
TÜFE
(T) Tahmin
7,61
7,49
5
6
7
8
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Ey
l.13
Ek
i.1
3
Özel Kapsamlı TÜFE Göstergeleri
(yıllık % değişim)
H I
H: İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler, tütün ürünleri ile altın hariç endeks
I: Enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç endeks
-0,10 0,10 0,30 0,50 0,70 0,90
Alkollü içecekler ve tütün
Çeşitli mal ve hizmetler
Haberleşme
Sa ğlık
Eğitim
Eğlence ve kültür
Lokanta ve oteller
Konut
Ulaştırma
Ev eşyası
Giyim ve ayakkabı
Gıda ve alkolsüz içecekler
(% puan)
Ana Harcama Gruplarının Aylık Bazda TÜFE'ye
Katkıları
Türkiye Ekonomisi - Para Politikası
TCMB para politikasında değişikliğe gitmedi.
TCMB 23 Ekim’de gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu
toplantısında mevcut para politikasında herhangi bir
değişiklik gerçekleştirmemiştir. Politika faizi olan 1 hafta
vadeli repo faizi oranı %4,5, gecelik borçlanma faizi %3,5,
borç verme faizi %7,75, açık piyasa işlemleri kapsamında
piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan
borçlanma imkanı faizi de %6,75 seviyesinde bırakılmıştır.
Zorunlu karşılıklar ve rezerv opsiyon katsayılarında da bir
değişiklik yapılmamıştır.
Toplantının ardından yapılan açıklamada TCMB, temkinli
para politikası duruşunun, alınan makroihtiyati önlemlerin
ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle önümüzdeki
dönemde kredi büyüme hızlarının kademeli olarak daha
makul düzeylere geleceğinin öngörüldüğünü vurgulamıştır.
Öte yandan TCMB, son aylarda yaşanan döviz kuru
oynaklığına bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin
bir süre daha hedefin üzerinde seyredeceğinin tahmin
edildiğini belirtmiştir. Bu çerçevede, TCMB enflasyon
görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para
politikasındaki temkinli duruşun korunarak gerekli görülen
sıklıkta ek parasal sıkılaştırmaya devam edilmesinin uygun
olacağını belirtmiştir.
TCMB enflasyon tahminlerini açıkladı.
TCMB, 31 Ekim’de yayımladığı 2013 yılının 4. Enflasyon
Raporu’nda 2013, 2014 ve 2015 yılı enflasyon tahminlerini
güncellemiştir. Buna göre, enflasyonun 2013 yılı sonunda
%6,3 ile %7,3 aralığında (orta noktası %6,8), 2014 yılı
sonunda %3,8 ile %6,8 aralığında (orta noktası %5,3)
gerçekleşeceği ve orta vadede %5 düzeyinde istikrar
kazanacağı belirtilmiştir. Enflasyon tahminlerinin orta
noktasının daha önce OVP’de yayımlanan enflasyon
tahminleri ile uyumlu olduğu görülmektedir. Enflasyon
Raporu’nun tanıtımına ilişkin yapılan basın toplantısında
konuşan TCMB Başkanı Başçı, küresel düzeyde para
politikalarına ilişkin belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle
gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları da dalgalı
seyretmeye devam edebileceğini belirtmiştir. Bu durumun,
enflasyon görünümü ve finansal istikrar üzerinde risk
oluşturmasını önlemek amacıyla TCMB’nin para politikasında
sıkı duruşunu koruyacağı vurgulayan Başçı, gerekli
görüldüğü takdirde ek parasal sıkılaştırma yapılan gün
sayısını artırabileceğini ifade etmiştir.
Kasım ayı başında açıklanan enflasyon verileri ise
beklentilerin önemli ölçüde üzerinde gerçekleşirken,
enflasyonun yıl sonunda TCMB öngörülerini aşabileceğine
işaret etmiştir.
Kasım 2013 12
Kaynak: TCMB, Borsa İstanbul
0
2
4
6
8
10
12
Ağ
u.1
2
Ey
l.12
Ek
i.1
2
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Ey
l.13
Ek
i.1
3
(%)Faiz Koridoru ve Politika Faizi
Faiz Koridoru
1 Hafta V adeli Repo İhalesi Faiz Ora nı
4
5
6
7
8
9
10
11
12
Oc
a.1
2
Şu
b.1
2
Ma
r.1
2
Nis
.12
Ma
y.1
2
Ha
z.1
2
Te
m.1
2
Ağ
u.1
2
Ey
l.12
Ek
i.1
2
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Ey
l.13
Ek
i.1
3
(%)TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti
ve Gösterge Tahvilin Bileşik Faizi
TCMB AOFM
Gösterge Tahvil
Bankacılık Sektörü
Mevduat hacmi yıllık bazda %20,9 oranında
genişledi…
BDDK tarafından yayımlanan Haftalık Bülten verilerine göre
14 Ekim 2013 itibarıyla toplam mevduat hacmi yıllık bazda
%20,9 oranında artış kaydederek 948,8 milyar TL
seviyesinde gerçekleşmiştir. Yılsonuna göre bakıldığında ise
mevduat hacmindeki artış %16,2 düzeyinde
gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TP mevduat %11,5, YP
mevduatın USD karşılığı da %12,8 oranında artmıştır.
Kredi artış hızı yüksek seyrini sürdürüyor.
14 Ekim 2013 itibarıyla toplam kredi hacmi yılsonuna
göre %23,9 oranında genişleyerek 998,6 milyar TL
seviyesine ulaşmıştır. Aynı dönemde, TP krediler %22,8, YP
kredilerin USD karşılığı %14,7 oranında artış sergilemiştir.
Kredi hacminde gözlenen yıllık artış ise Eylül’ün son
haftasında ulaşılan %30,4 seviyesinden %29,3 düzeyine
gerilemekle beraber yüksek seyrini sürdürmektedir.
Tüketici kredileri türleri itibarıyla incelendiğinde, konut
kredilerinde yılık bazda %30,0, ihtiyaç kredilerinde %28,4
oranında bir artış gözlenmiştir. Aynı dönemde, taşıt
kredilerindeki artış ise %8,9 ile nispeten düşük seyrini
devam ettirmiştir.
BDDK tarafından yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde,
bankaların sermaye yeterliliği oranının hesabında kredi
kartları vasıtasıyla mal ve hizmet alımı veya nakit olarak
kullandırılan krediler ile taşıt kredilerinin risk ağırlıkları
artırılmıştır. Söz konusu düzenlemelerin önümüzdeki
dönemde tüketici kredilerindeki artışı bir miktar
sınırlandırabileceği tahmin edilmektedir.
Menkul kıymetler portföyündeki artış ivme
kaybediyor.
Bankacılık sektörünün menkul kıymetler portföyü 14 Ekim
2013 itibarıyla yılsonuna göre %4,7 oranında genişlemiştir.
Bu dönemde, bankaların satılmaya hazır menkul kıymetler
portföyü %22,3, vadeye kadar elde tutulacak menkul
kıymetler portföyü %20,8 oranında daralırken, repo konusu
menkul kıymetler portföyü ise %46,2 oranında artmıştır.
Emanet menkul değerler portföyü …
14 Ekim 2013 itibarıyla emanet menkul değerler portföyü
yılsonuna göre nominal bazda %8,4 oranında artmıştır. Yurt
dışı yerleşiklerin emanet menkul kıymetler portföyü ise aynı
dönemde %8,2 artmış ve 107,6 milyar TL seviyesine
yükselmiştir. Yurt içi yerleşiklerin portföyü de yılsonuna
göre %8,6 oranında artarak 95,6 milyar TL seviyesinde
gerçekleşmiştir.
Yabancı para net genel pozisyonu…
14 Ekim 2013 itibarıyla yabancı para net genel pozisyonu
bilanço içi kalemlerde (-) 25.809 milyon USD, bilanço dışı
kalemlerde ise (+) 26.893 milyon USD seviyesinde
bulunmaktadır. Böylece, bankaların yabancı para pozisyonu
(+) 1.085 milyon USD ile 14 Haziran’dan bu yana en yüksek
düzeyinde gerçekleşmiştir.
Kasım 2013 13
Kaynak: BDDK Haftalık Bülten, TCMB
20,9
29,3
0
5
10
15
20
25
30
Oc
a.1
2
Şu
b.1
2
Ma
r.1
2
Nis
.12
Ma
y.1
2
Ha
z.1
2
Te
m.1
2
Ağ
u.1
2
Ey
l.12
Ek
i.1
2
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Ey
l.13
Ek
i.1
3
Toplam Kredi ve Mevduat Hacmi
(yıllık % değişim)
Mevduat Hacmi
Kredi Hacmi
-5
15
35
55
75
95
115
Oc
a.1
2
Şu
b.1
2
Ma
r.1
2
Nis
.12
Ma
y.1
2
Ha
z.1
2
Te
m.1
2
Ağ
u.1
2
Ey
l.12
Ek
i.1
2
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Ey
l.13
Ek
i.1
3
Emanet Menkul Değerler
(yıllık % değişim)
Emanet Menkul Değerler
Yurt İçi Yerleşikler
Yurt D ışı Yerleşikler
0
10
20
30
40
50
60
Oc
a.1
2
Şu
b.1
2
Ma
r.1
2
Nis
.12
Ma
y.1
2
Ha
z.1
2
Te
m.1
2
Ağ
u.1
2
Ey
l.12
Ek
i.1
2
Ka
s.1
2
Ara
.12
Oc
a.1
3
Şu
b.1
3
Ma
r.1
3
Nis
.13
Ma
y.1
3
Ha
z.1
3
Te
m.1
3
Ağ
u.1
3
Ey
l.13
Ek
i.1
3
Türlerine Göre Tüketici Kredilerindeki
Gelişmeler (yıllık % değişim)
Konut
Taşıt
İhtiyaç+D iğer
Beklentiler
Ekim ayında küresel ekonominin gündemini ABD’deki bütçe
görüşmeleri oluşturmuştur. Görüşmeler sırasında yaşanan
anlaşmazlıklar nedeniyle hükümet harcamalarının 16 gün
süresince aksaması ABD ekonomisinin görünümüne ilişkin
endişelerin artış kaydetmesine neden olmuştur. Sorun
çözülmüş olmasına rağmen söz konusu aksaklıkların yılın son
çeyreğinde ABD’de büyüme üzerinde baskı yaratabileceği
düşünülmektedir. Ayrıca, borç üst limitinin 2014 yılı başına
kadar askıya alınması benzer bir gelişmenin tekrar
yaşanabileceği endişesi yaratmaktadır. Öte yandan, gelişmiş
ülkelerdeki tedrici toparlanma eğilimi ve gelişmekte olan
ülkelerde son dönemde gözlenen yavaşlama eğilimi küresel
ekonominin büyüme açısından önümüzdeki dönemde daha
dengeli bir görünüm arz edeceğine işaret etmektedir.
Türkiye’deki gelişmeler değerlendirildiğinde, Ağustos
ayında Ramazan bayramı nedeniyle sanayi üretimi bir miktar
ivme kaybetse de PMI verileri yılın üçüncü çeyreğinde
ekonomik aktivitenin toparlanma eğilimini sürdürdüğüne
işaret etmektedir. TCMB’nin son toplantısındaki açıklamaları
ve TCMB Başkanı Başçı’nın Enflasyon Raporu’nun
yayımlanmasının ardından yaptığı açıklamalar göz önünde
bulundurulduğunda, enflasyon görünümü uzun vadeli
hedeflerle uyumlu hale gelinceye kadar sıkılaştırıcı yöndeki
para politikası uygulamalarının devam edeceği
anlaşılmaktadır. Bu gelişmenin ekonomik aktivite üzerinde
baskı yaratmaya devam edeceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, 2014-2016 dönemine ilişkin hazırlanan Orta
Vadeli Program incelendiğinde önümüzdeki dönemde
üretimde verimliliğin artırılması amacıyla yapısal reformlara
ağırlık verileceği anlaşılmaktadır.
Kasım 2013 14
Diğer Periyodik Yayınlarımız
Piyasa Günlüğü Haftalık Ekonomi ve Finans Bülteni
Bütün yayınlarımıza http://ekonomi.isbank.com.tr adresinden erişebilirsiniz.
Tahminlerimiz 2012 (G) 2013 (T)
Büyüme (%) 2,2 4,0
Cari Açık (Milyar USD) 47,8 58,0
Cari Açık/GSYH (%) 6,1 6,9
Enflasyon (%) 6,2 7,5
DİBS Faiz* (%) 8,7 7,7
(*) İhalelerde oluşan yıllık ortalama bileşik faiz
(G) Gerçekleşme (T) Tahmin
Faiz ve enflasyon tahminleri dönem sonuna ilişkindir.
Makroekonomik Göstergeler
Kasım 2013 15
Büyüme
Sınai Üretim ve Kapasite Kullanım Oranı
Dış Ticaret ve Ödemeler Dengesi
Enflasyon
-15
-10
-5
0
5
10
15
08
-Ç1
08
-Ç3
09
-Ç1
09
-Ç3
10
-Ç1
10
-Ç3
11
-Ç1
11
-Ç3
12
-Ç1
12
-Ç3
13
-Ç1
(%)GSYH ve Sektörlere Göre Katkı Puanı
Hizmetler
İnşaat
Sa nayi
Tarım
GSYH-25
-20
-15
-10
-5
0
5
10
15
20
08
-Ç1
08
-Ç3
09
-Ç1
09
-Ç3
10
-Ç1
10
-Ç3
11
-Ç1
11
-Ç3
12
-Ç1
12
-Ç3
13
-Ç1
(%)Harcamalar Yöntemiyle Katkı Puanı
Net İhracatStok D eğişimiYatırımTüketim
0,5
-0,1
-2
0
2
4
6
O Ş M N M H T A E E K A
Sanayi Üretimi
(yıllık % değişim)201 2
201 3 74,9
76,4
70
71
72
73
74
75
76
77
O Ş M N M H T A E E K A
(%) İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı
201 2
201 3
1,3
3,5
-20
-10
0
10
20
30
E-1
2
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
Dış Ticaret
(yıllık % değişim) İhracatİthalat
40
45
50
55
60
65
70
0
2
4
6
8
10
E-1
2
E-1
2
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
(12 aylık)(aylık) Cari Açık
(milyar USD)Aylık
12 Aylık
1,80
0,69
-1
0
1
2
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
(%) Aylık Enflasyon
TÜFEÜFE 7,71
6,77
0
2
4
6
8
10
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
(%) Yıllık Enflasyon
TÜFEÜFE
Kaynak: TÜİK, TCMB
Makroekonomik Göstergeler
16
İşgücü Piyasaları
Döviz
Risk Göstergeleri
Faizler
9,3
11,8
7
8
9
10
11
12
13
14
A-1
2
E-1
2
E-1
2
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
(%) İşsizlik
İşsizlik Oranı
Tarım D ışı İşsizlik Ora nı23
24
25
26
27
A-1
2
E-1
2
E-1
2
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
(milyon kişi)
Bin
ler
İstihdam
1,95
2,00
2,05
2,10
2,15
2,20
2,25
2,30
2,35
2,40
2,45
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
Döviz Sepeti
0,5*EUR+0,5*USD
108,3
117,9
86,2
8283848586878889909192939495
100
105
110
115
120
125
130
135
140
E-1
2
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
(endeks)(endeks)Reel Efektif Döviz Kuru
RED KGelişmiş Ülkeler Ba zlıGelişmekte Olan Ülkeler Bazlı (sağ eksen)
150
200
250
300
350
400
450
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
Risk Primleri
EMBI+
EMBI+(TR)
10
12
14
16
18
20
22
24
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
VIX
4,0
4,5
5,0
5,5
6,0
6,5
7,0
7,5
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
(%) TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti
4
5
6
7
8
9
10
11
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
(%) Gösterge Tahvilin Bileşik Faizi
Kaynak: TÜİK, TCMB, JP Morgan, Reuters, Borsa İstanbul
Kasım 2013
Makroekonomik Göstergeler
17
Bono-Tahvil
Beklenti Anketi ve Diğer Öncü Göstergeler
8,4
5
6
7
8
9
10
11
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
(%) Hazine İhalelerinde Oluşan Ortalama Bileşik
Faiz
1,0
-2,0
-1,0
0,0
1,0
2,0
3,0
4,0
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
(%) TL DİBS'lerin Beklenen Reel Getirisi
3,50
2,5
3,0
3,5
4,0
4,5
5,0
O Ş M N M H T A E E K A
(%) Yılsonu GSYH Büyüme Beklentisi
201 2
201 3
58,8
55
57
59
61
63
65
67
O Ş M N M H T A E E K A
(milyar USD)B
inle
rYılsonu Cari Açık Beklentisi
201 2
201 3
1,9843
1,78
1,83
1,88
1,93
1,98
2,03
O Ş M N M H T A E E K A
Yılsonu Dolar Kuru Beklentisi
201 2
201 37,39
6
7
8
O Ş M N M H T A E E K A
(%) Yılsonu TÜFE Beklentisi201 2
201 3
6,61
6,0
6,2
6,4
6,6
6,8
7,0
7,2
O Ş M N M H T A E E K A
(%) 12 Ay Sonrasının TÜFE Beklentisi
201 2
201 3
75,5
107,5
65
75
85
95
105
115
K-1
2
A-1
2
O-1
3
Ş-1
3
M-1
3
N-1
3
M-1
3
H-1
3
T-1
3
A-1
3
E-1
3
E-1
3
Güven Endeksleri
Tüketici Güven Endeksi
Reel Kesim Güven Endeksi
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Borsa İstanbul, TCMB, İktisadi Araştırmalar Bölümü
Kasım 2013
Makroekonomik Göstergeler
18
Büyüme 2008 2009 2010 2011 2012 13-Ç1 13-Ç2 13-Ç3
GSYH (milyar USD) 742,1 616,7 731,6 774,0 785,7
Büyüme Oranı (%) 0,7 -4,8 9,2 8,8 2,2 3,0 4,4 -
Enflasyon (%) Ağu.13 Eyl.13 Eki.13
TÜFE (yıllık) 10,1 6,5 6,4 10,4 6,2 8,2 7,9 7,7
ÜFE (yıllık) 8,1 5,9 8,9 13,3 2,5 6,4 6,2 6,8
İşgücü Piyasaları May.13 Haz.13 Tem.13
İşsizlik Oranı (%) 11,0 14,0 11,9 9,8 9,2 8,8 8,8 9,3
İstihdam (bin kişi) 21.194 21.277 22.594 24.110 24.821 26.130 26.319 26.099
Döviz Kurları Ağu.13 Eyl.13 Eki.13
TÜFE Bazlı Reel Efektif Döviz Kuru 114,9 116,8 125,7 109,5 118,2 111,6 108,3
USD/TL 1,5123 1,5057 1,5460 1,9065 1,7826 2,0557 2,0342 1,9888
EUR/TL 2,1408 2,1603 2,0491 2,4592 2,3517 2,7470 2,7484 2,7361
Döviz Sepeti (0,5*EUR+0,5*USD) 1,8266 1,8330 1,7976 2,1829 2,0672 2,4014 2,3913 2,3625
Dış Ticaret Dengesi(1) (milyar USD) Tem.13 Ağu.13 Eyl.13
İhracat 132,0 102,1 113,9 134,9 152,5 153,6 151,9 152,0
İthalat 202,0 140,9 185,5 240,8 236,5 247,1 246,5 247,2
Dış Ticaret Dengesi -69,9 -38,8 -71,7 -105,9 -84,1 -93,6 -94,6 -95,1
Karşılama Oranı (%) 65,4 72,5 61,4 56,0 64,5 62,1 61,6 61,5
Ödemeler Dengesi(1) (milyar USD) Haz.13 Tem.13 Ağu.13
Cari İşlemler Dengesi -40,4 -12,2 -45,4 -75,1 -47,8 -54,1 -56,0 -56,7
Sermaye ve Finans Hesapları 37,4 9,3 44,0 65,7 47,0 59,3 56,2 55,5
Doğrudan Yatırımlar (net) 17,2 7,1 7,6 13,7 8,4 6,4 7,5 7,3
Portföy Yatırımları (net) -5,0 0,2 16,1 22,0 40,8 48,4 38,4 38,1
Diğer Yatırımlar (net) 24,2 2,1 33,2 28,2 18,6 25,5 27,1 23,9
Rezerv Varlıklar (net) 1,1 -0,1 -12,8 1,8 -20,8 -21,0 -16,7 -13,8
Net Hata ve Noksan 3,0 2,9 1,4 9,4 0,8 -5,2 -0,3 1,2
Cari İşlemler Açığı/GSYH -5,4 -2,0 -6,2 -9,7 -6,1 - - -
Bütçe Gerçekleşmeleri(2)(3) (milyar TL) Tem.13 Ağu.13 Eyl.13
Harcamalar 227,0 268,2 294,4 314,6 360,5 224,6 259,7 294,5
Faiz Harcamaları 50,7 53,2 48,3 42,2 48,4 30,2 37,7 43,8
Faiz Dışı Harcamalar 176,4 215,0 246,1 272,4 312,1 194,4 222,0 250,7
Gelirler 209,6 215,5 254,3 296,8 331,7 228,0 259,9 290,0
Vergi Gelirleri 168,1 172,4 210,6 253,8 278,8 188,0 216,0 240,3
Bütçe Dengesi -17,4 -52,8 -40,1 -17,8 -28,8 3,4 0,2 -4,5
Faiz Dışı Denge 33,2 0,4 8,2 24,4 19,6 33,6 38,0 39,3
Bütçe Dengesi/GSYH -1,8 -5,5 -3,6 -1,4 -2,0 - - -
Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku (milyar TL) Tem.13 Ağu.13 Eyl.13
İç Borç Stoku 274,8 330,0 352,8 368,8 386,5 401,0 404,4 407,9
Dış Borç Stoku 105,5 111,5 120,7 149,6 145,7 158,4 167,2 168,2
Toplam Borç Stoku 380,3 441,5 473,6 518,4 532,2 559,4 571,6 576,2
(1) 12 aylık kümülatif
(2) Yılbaşından itibaren kümülatif
(3) Veriler Merkezi Yönetim Bütçesi’ne göredir.
Kaynak: TÜİK, TCMB, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, Reuters
Kasım 2013
Bankacılık Genel Görünümü
19 Kasım 2013
(Milyar TL) 2008 2009 2010 2011 2012 Tem.13 Ağu.13 Değişim(1)
AKTİF TOPLAMI 732,5 834,0 1006,7 1217,7 1370,7 1562,5 1611,2 17,5
Krediler 367,4 392,6 525,9 682,9 794,8 946,9 965,2 21,4
TP Krediler 262,1 288,2 383,8 484,8 588,4 696,7 700,2 19,0
Pay (%) 71,3 73,4 73,0 71,0 74,0 73,6 72,5 -
YP Krediler 105,3 104,4 142,1 198,1 206,4 250,1 265,0 28,4
Pay (%) 28,7 26,6 27,0 29,0 26,0 26,4 27,5 -
Takipteki Alacaklar 14,1 21,9 20,0 19,0 23,4 26,9 27,5 17,4
Takipteki Alacaklar Oranı (%) 3,7 5,3 3,7 2,7 2,9 2,8 2,8 -
Menkul Değerler 194,0 262,9 287,9 285,0 270,0 282,4 283,7 5,1
PASİF TOPLAMI 732,5 834,0 1006,7 1217,7 1370,7 1562,5 1611,2 17,5
Mevduat 454,6 514,6 617,0 695,5 777,2 870,8 880,8 13,3
TP Mevduat 294,1 341,4 433,5 460,0 520,4 579,6 564,0 8,4
Pay (%) 64,7 66,3 70,3 66,1 67,4 66,6 64,0 -
YP Mevduat 160,5 173,2 183,5 235,5 251,8 291,2 316,8 25,8
Pay (%) 35,3 33,7 29,7 33,9 32,6 33,4 36,0 -
İhraç Edilen Menkul Kıymetler 0,0 0,1 3,1 18,4 37,9 48,8 52,0 37,3
Bankalara Borçlar 92,7 86,1 122,4 167,4 173,4 216,1 227,7 31,3
Repodan Sağlanan Fonlar 40,8 60,7 57,5 97,0 79,9 99,7 126,5 58,4
ÖZKAYNAKLAR TOPLAMI 86,4 110,9 134,5 144,6 181,9 185,5 183,2 0,7
Net Dönem Kârı/Zararı 13,4 20,2 22,1 19,8 23,5 16,6 17,9 -
RASYOLAR (%)
Krediler/Aktifler 50,2 47,1 52,2 56,1 58,0 60,6 59,9 -
Menkul Kıymet/Aktifler 26,5 31,5 28,6 23,4 19,7 18,1 17,6 -
Mevduat/Pasifler 62,1 61,7 61,3 57,1 56,3 55,7 54,7 -
Mevduat/Krediler 123,7 131,1 117,3 101,8 97,2 92,0 91,3 -
Sermaye Yeterliliği (%) 18,0 20,6 19,0 16,6 17,9 15,9 15,5 -
(1) Yılsonuna göre % değişim
BDDK TARAFINDAN AÇIKLANAN AYLIK BÜLTEN VERİLERİNE GÖRE BANKACILIK SEKTÖRÜ
YASAL UYARI
Bu rapor Bankamız uzmanları tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen
bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hiçbir şekilde finansal
enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak
yorumlanmamalıdır. Bu raporda yer verilen görüş ve değerlendirmeler, hiçbir şekilde Türkiye İş Bankası
A.Ş.’nin kurumsal yaklaşımını yansıtmamakta olup, raporu kaleme alan uzmanların kişisel görüş ve
değerlendirmeleridir. Türkiye İş Bankası A.Ş. bu raporda yer alan bilgi, görüş ve değerlendirmelerin doğru,
değişmez ve eksiksiz olması konusunda herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. Türkiye İş Bankası A.Ş.
bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu
rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan Türkiye
İş Bankası A.Ş. hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir.
İşbu rapor üzerinde Bankamızın telif hakkı olup, Bankamızın yazılı izni alınmaksızın herhangi bir kişi
tarafından, herhangi bir amaçla, kısmen veya tamamen çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya yayımlanamaz. Tüm
haklarımız saklıdır.
Top Related