Zaman France N° 229 - TR
-
Upload
zaman-france -
Category
Documents
-
view
242 -
download
7
description
Transcript of Zaman France N° 229 - TR
WWW.ZAMANFRANCE.FR
La circoncision en France : illégale mais «admise» SOCIETE04
R&B, rap, pop :la nouvelle vague de la musique religieuse CULTURE12-13
Rentrée scolaire : les clés de la réussiteSOCIETE06
Avrupa’da artık hiçbir şey eskisi gibi değil
Eğitim için Türkiye’ye gitme devri kapandı
iPhone 5 ne zaman geliyor?
-Avrupa’da yaşayan Türk ailelerin, çocuklarını
eğitim için Türkiye’ye gön-derme dönemi sona eriyor. Avrupa’nın pek çok şehrinde eğitime başlayan Türk okulları ve eğitim merkezleri, yurtdı-şında yaşayan Türk aileler için alternatif oldu. RGÜNDEM 06
100 yıllık kulübe Türkler sahip çıktı rSPOR 29
Hobi bahçeniz kapı komşunuzu tanımanız için bir fırsat olabilir rGÜNDEM 13
Bir yastıkta 40 yıl mutlu yaşamanın sırrı rAİLEM 21
ARİFE KABİLÖnceden adı refah-la anılan aralarında Fransa ve Almanya gibi ‘Euro’ bölgesinin iki demirbaşının da ol-duğu Avrupa, son beş yıldır krizle boğuşuyor.
İşsizlerin sayısı sürekli artıyor.
Eğitimden sağlığa, savunmadan güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf tedbirlerine rağmen ifl asın eşiğine gelen ülkeler, bir türlü toparlanamıyor. Medyada her gün yer alan dra-matik haberler, yaşlı kıtada hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını gözler önüne seriyor. REKONOMİ 10-11
EMRE DEMİR PARİSFransa’da ortaokul ta-rih kitaplarında Erme-ni soykırımı iddiaları-
na iki sayfalık yer verilmesi, Paris-Ankara ilişkilerinde yeni bir gerginliğe yol açtı. Türkiye’nin Paris Büyükelçili-ği, Fransız Dışişleri Bakanlığı
ve Milli Eğitim Bakanlığı’na soykırım iddialarının bilimsel bir kesinlik olarak sunulduğu iki sayfanın gözden geçi-rilmesi talebiyle resmi nota verdi. Ayrıca, Talat Paşa’ya ait olduğu iddia edilen sahte telgrafl arın kullanılması eleştirildi. RGÜNDEM 04
-Akıllı telefon kullanı-cılarının en çok merak
ettiği konulardan birisi yeni iPhone modelin ne zaman tanıtılacağı ve yeni modelde ne gibi özellikler olacağı. Henüz Apple tarafından resmi bir açıklama yapılmış değil ama teknoloji dün-yasından birçok isim 12 Eylül tarihinde yeni iPhone modelinin tanıtılmasını bekliyor. RTEKNOLOJİ 20
Başarılı eğitimde sosyal çevrenin önemi
Şirket devrinasıl yapılır?
NEVZAT CEYLAN r04
FİLİZ TINAS r03
FRANSA’DA “AŞIRILAR” EURO KARŞITLIĞINDA BİRLEŞTİ r09
Tarih kitaplarındasahte belge kullanıldı
TÜRKİYE’DEN FRANSA’YA ‘SOYKIRIM’ NOTASI:
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan açıklama:Tarih kitabında yer alması normalFransa Milli Eğitim Bakanlığı, ortaokul son sınıf tarih kitapların-da bu yıl iki sayfa ile anlatılan ‘Ermeni Soykırımı’ iddiaları hak-kında Zaman France’a açıklama yaptı. Bakanlık, Fransız Meclisi’nin 2001 yılında 1915 olaylarını resmen “soykırım” ola-rak tanıdığını ve konunun tarih kitaplarında yer almasının nor-mal olduğunu vurguladı. 1 FERHAN KÖSEOĞLU, GÜNDEM 05
Milli Eğitim Bakanı Vincent
Peillon, yeni eğitim yılına
köklü reformlar-la başladı. 800
bin ortaokul (collège)
öğrencisini ilgi-lendiren Bre-
vet Sınavı’nda da değişiklik
yapıldı.
HABERİNCELEM
E
Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği, Fransız Dışişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’na resmi nota verdi. No-tada, ortaokul tarih kitaplarında bu yıldan itibaren müfredata eklenen soykırım iddialarının bilimsel temelden yoksun olduğu ve değişikliğin toplumlar arası nefreti körüklediği belirtildi.
Eğitim yardımına zam2012-2013 Eğitim ve Öğretim Yılı, büyük değişikliklerle başladı.
Aile yardımları arttı, tatil süreleri yeniden düzenlendi. 1GÜNDEM 03
Cumhurbaşkanı Hollande öğretmenleri sevindirdi r07
Fransa’da ‘Laik Ahlak’ dersi okul müfredatına giriyor r07
Euro Bölgesi'nde krizin yansımaları görünür hale geldi. Krizle birlikte psikolojik tedavi görenlerin ve intiharların sayısı arttı, halk eskiye göre daha az para harcamaya başladı.
ÖZEL
HABER
la nouvelle vague de la nouvelle vague de la musique religieuse la nouvelle vague de la musique religieuse la nouvelle vague de
7 - 13 EYLÜL 2012 N° 229 Prix : 2 €
GÜNDEM03 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
FİLİZ TINASAvukat
Sonradan devralınan şirketlerinişletme başarısızlık nedenleri nelerdir?
Bir şirketin başarısız olmasının nedenleri çoktur. Şirket yönetici kuruluşun başıdır ve her zaman en iyi kararları alamaz. Sıkıntılar kötü yönetim sonucunda ve şirket yöneticisinin mevcut yü-kümlülükleri yerine getirmek için yeterli serma-yeye sahip olmamasından da kaynaklanabilir.
Şirket yöneticileri ifl as ve kurtarma aşamasında neler yapabilir?
Şirket borçlarını ödeyemez durumda (âciz durumunda) olduğunu ilan etmeden (dépôt de bilan) önce, alacaklılarla görüşmek ve mahkeme gözetiminde veya dışında, sureti mahsusada tayin edilen mümessil gibi çözümlemek ve uzlaş-mak gibi prosedürler mevcuttur. 2005 yılından bu yana, şirket yöneticisi ifl as durumundaki şirketin yeniden yapılandırılmasına olanak veren koruma prosedürüne başvurabiliyor. Şirket çıkmazda olsa bile, işten çıkarılma planları yeterli olmasa bile, ciro hala düşük ve pasifi n çok önemli olmasına rağmen, şirketi devretmek hala mümkün olabi-lir. Ayrıca, işletmenin satılması adli hacizle veya ifl as prosedürü kapsamında da gerçekleşebilir. Bu ikinci durumda sadece şirket devrinden çok aktif unsurların tasarrufu söz konusudur.
Zor durumdaki şirketi devretme kararını alan kimdir ?
Zor durumdaki şirketi satma kararı şirket yöne-tici ve avukatıyla bağlantılı olarak ifl as memuru (mandataire judiciaire) tarafından verilir. Belirli sorunlar için bir avukat ile çalışmak tavsiye edilir. İfl as prosedürleri ve gizli saklı tutulan püf nokta-larını iyi bilmek gerekmektedir. Zor durumdaki şirketin yöneticileri şirketlerini devretmeyi ifl as
prosedürü aşmasından önce düşünüp gerçek-leştirebilirler.
İfl as halindeki bir şirketi satın almak isteyenlere ne tavsiye edilir?
Devralma teklifi hukuki bir incelemeye tabi tutulmadan verilemez. Alıcıların çoğu, olası tuzakları hesaba katmazlar ve işin içinden çı-kabileceklerini düşünür. Fakat devralma teklifi kapsamında tüm sonuçları değerlendirdiğinde tatsız sürprizlerle karşı karşıya kalabilir. Avukat yardımıyla devralma teklifi nin hazırlanması veya tamamlanması, çoğu zaman öngörülen satın alma projenin iptali veya fi yatın düşürülmesi ile sonuçlanır. Gerekli bilgilere sahip ve tavsiyeleri almış bir alıcının uygun bir teklif yapması daha fazla muhtemeldir.
İfl as halindeki bir şirketi satın alma prosedüründe kilit adam kimdir?
Fransız deyimiyle yağmuru yağdıracak ve ya havayı güzelleştirecek kilit adam genellikle (mandataire judiciaire) ifl as memurudur. Zira hakimler genelde soruşturma veya inceleme yapmamaktadır. Ancak, unutmayalım ki yöne-ticilerin öneri ve dilekçeleri de mahkeme tarafın-dan dikkate alınır.
Avukat dışında bilirkişinin (expert comptable) olması tavsiye edilir mi ?
Rakamsal işbirliği önemlidir. Ancak, şirketin devralınması için mali denetim sadece aktif un-surlar ile ele alınır. Alınan şirket pasifl ikten kur-tulduğuna göre satın alma projenin yaratacağı sinerjilerini dikkate alıp fi yat teklifi ni artırmada tereddüt etmemek gerekir. [email protected]
Fransa’da zor durumdaki şirketin devralınması nasıl olur?
-Fransa’da 2012-2013 eğitim öğ-retim yılı başladı. Yaklaşık 12
milyon öğrenci ders başı yaptı. Zaman France, yeni eğitim dönemindeki deği-şiklileri sizler için araştırdı.
2012 yılı ile birlikte her yeni dönemde okuyan çocuklar için yapılan aile yardımı yüzde 25 oranında artırıldı. 2011 yılında verilen zam oranı sadece yüzde 1,5 sevi-yesinde bir zam yapılmıştı.
Her yıl Ekim ayı sonunda gerçekleşen ‘La Toussaint’ tatili yeniden düzenlen-di. Buna göre daha önce 10 gün olarak belirlenen tatil süresi 15 gün oldu. Tatil aralıkları da 27 Ekim-11 Kasım olarak be-lirlendi. İlk öğretim kurumları ise yıl sonu tatiline 7 Temmuz’da başlayacak.
2009 yılından bu yana ilkokul birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine yönelik yıl so-nunda yapılan ‘Matamatik’ ve ‘Fransızca’ sınavının da bu sene son kez yapılacağı
açıklandı. 2013 yılından itibaren bu sınav da yürürlükten kaldırılacak.
800 bin ortaokul (collège) öğrencisi-ni ilgilendiren liseye giriş sınavı olarak bilinen Brevet Sınavı’nda da değişiklik yapıldı. Buna göre öğrencilerden dikte yoluyla yazmaları istenen metin uzun-luğu 600’den 800 harfe çıkarıldı. 6 olan Matematik egzersiz sayısı 8’e yükselti-lirken, öğrenciler Tarih ve Coğrafya so-rularının yanı sıra bu yıl ilk kez vatan-daşlık bilgisinden de sorumlu tutulacak.
Liselerde yapılan değişiklikle 2010 yılında lise son sayısal sınıfl ardan kal-dırılan Tarih ve Coğrafya dersleri de yeniden müfredata eklendi. Sayısal sınıfl arda (S) ayrıca bilgisayar ve diji-tal bilimler adıyla yeni alanlar kuruldu. Eşit ağırlık(ES) sınıfl arında ise öğrenci-lerin Ekonomi ve Sosyal Bilimler sına-vından başarılı olmaları istenecek.
Eğitim yardımına yüzde 25 zam2012-2013 Eğitim ve Öğretim Yılı, büyük değişikliklerle baş-ladı. Öğrencileri olduğu kadar velileri de ilgilendiren köklü değişikliklerle çocuklar için yapılan aile yardımı arttı, tatil süreleri yeniden düzenlendi bazı derslerde ve sınavlarda farklı uygulamalara geçildi.
Sosyalist Hükümet, yeni eğitim dönemine köklü reformlarla başladı. 800 bin ortaokul (collège) öğrencisini ilgilendiren Brevet Sınavı’nda da değişiklik yapıldı.
-Ünlü yazar ve yayıncı Richard Millet’nin yazdığı “Anders
Brevik’e Edebi Övgü” isimli kitap-çık çalıştığı yayınevini karıştırdı, edebiyat dünyasını ikiye böldü.
Fransız Akademisi’den ‘Le Sentiment de la Langue’ kitabıyla ödüle layık görülen ve Gallimard Yayınevinde yazın kurulunda görev yapan Millet, Norveç’te 77 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir katliam gerçekleştirerek 21 yıl hapse mah-kum olan Breivik hakkında yazdığı kitapçıkla Fransız entelektüelleri arasında bir tartışma başlattı.
Pierre-Guillaume de Roux Yayınları’ndan çıkan “Langue Fantôme” derlemesi içinde yer alan 18 sayfalık “Anders Brevik’e Edebi Övgü”de Millet, Breivik’in içinde “dış göçün Avrupa’ya soktuğu ırkçı düşünce çatlağının olduğu kadar, ailevi bir yıkımın da ortasında kal-mış bir çocuk” gördüğünü yazıyor.
Suçlamalar karşısında Millet, kendisini, “Ben bir yazarım ve ya-zarlık görevimi yaptım. Irkçı de-ğilim ama devasa bir küresel köy düşüncesini sevmiyorum” sözle-riyle savundu.
Ünlü Fransız yazardan Breivik’e övgü
GÜNDEM04 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
NEVZAT CEYLAN
Değerli dostlar, aslında bu hafta başka bir ko-nuda yazmayı düşünüyordum. Fakat geçen hafta gazetemizin yazarı Mesudiye Bedir’le, -birbirimizden tamamen habersiz olmamıza rağmen, sözleşmiş gibi- eğitim konusunu işle-yince devam etmeye karar verdim.
KÜLTÜRE YAKIN OLMAK GEREKİR Yapılan ilmi araştırmalar açıkça gösteriyor ki kültürlü bir ortamda büyüyen çocuklar, bu or-tamdan yoksun olan akranlarından daha başarılı oluyor. Mesela bu nedenle Fransa’da öğretmen-lerin çocukları sanayicilerin çocuklarından çok daha başarılı. Çünkü öğretmenler diğer meslek gruplarına göre kültürle daha fazla iç içe yaşıyor. Çocuklar da ister istemez bu ortamdan etkileni-yor. Ayrıca öğretmenler çalışma ve başarılı olma metodlarını daha iyi bildiklerinden çocuklarına bu yönde yol göstererek yardımcı olarak daha başarılı olmalarını sağlıyor. Bu husus bizim ku-lağımıza küpe olmalı ve hiç çıkmamalı. Demek ki çocukların eğitiminde başarının sebebi zengin olmak değilmiş. Öyle olsaydı sanayicilerin çocuk-ları öğretmen çocuklarının gerisinde kalmazdı.
Bir diğer husus, anne babanın ve bilhassa annenin eğitim seviyesi yükseldikçe çocuğun okuldaki başarısının da arttığı gerçeğidir. Son bir gerçek, küçük yaşlardan itibaren kendisine hedef belirleyen çocukların hedefsiz çocuklara oranla çok daha başarılı olduğu gerçeğidir.
ÇOCUKLARIMIZA GEREKLİ ORTAMLARI KURABİLİRİZ Mesudiye Hanım’ın belirttiği gibi yapılacak olan bu yaştan sonra üniversite okumak değil-dir. Zira herşeye rağmen Fransa’nın her yerinde eğitimde başarılı olmuş, iş-güç sahibi, düzgün karakterli, fedakâr ruhlu gençlerimiz sayısı hiç de az değil. Özellikle büyük şehirlerde bu va-sıfta olan önemli sayıda gencimizin olduğunu biliyoruz. Hatta kendi aralarında toplanarak, za-man zaman dernek ve okul ziyaretleri yaparak “Toplumumuza nasıl faydalı olabiliriz?” diye düşündüklerine, çalıştıklarına yakinen şahidiz. Yapılması gereken bu gibi gençlerle tanışarak onların bilgi ve tavsiyelerinden yararlanmaktır.
Unutmamak gerekir ki, iyi bir çevre sa-dece eğitim hayatı boyunca gerekli değildir. Okul sonrası da güçlü çevre iyi bir işe girebil-mek ve başarılı olmak için şarttır. Üstelik biz Avrupa’da henüz işin en başındayız. Sistemin nasıl çalıştığını bilmek ve ezilmemek için da-yanışma içinde olmamız şarttır.
Sosyal çevrenin önemini bir örnekle bitir-mek istiyorum. Okuyanlar hatırlayacaktır. Sayın Gül geçen yıl yaptığı resmi Londra seyahati sı-rasında, öğrencilik yıllarını hatırlatarak Londra için “Dış dünyaya açılan ilk pencerem” demiş-ti. Şimdi anlıyoruz ki o pencere aynı zamanda ‘Cumhurbaşkanlığı’na da açılıyormuş. Ancak o pencerenin açılması kendisine içlerinde merhum Özal’ların, Prof. Yalçıntaş’ların, Prof. S. Zaim’le-rin ve pek çok isimsiz kahramanın olduğu vakıf ve onun tahsis ettiği doktora bursu sayesinde mümkün olmuştu. Asıl başarı elbette bütün fır-satları en iyi şekilde değerlendiren Gül’ün kendi başarısıdır. Ama içinde bulunduğu çevrenin kat-kısını inkâr etmek mümkün değildir. Bu örnek üzerinde her anne ve babanın düşünmesini özel-likle rica ediyor ve güzel insanlarla karşılaşmala-rını diliyorum. [email protected]
Başarılı eğitimde sosyal çevrenin önemi
EMRE DEMİR PARİS
-Fransa'da ortaokul tarih kitaplarında Ermeni soykırımı iddialarına iki say-
falık yer verilmesi Paris-Ankara ilişkilerin-de yeni bir gerginliğe yol açtı. Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği, Fransız Dışişleri Ba-kanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na soykı-rım iddialarının bilimsel bir kesinlik olarak sunulduğu iki sayfanın gözden geçirilmesi talebiyle resmi nota verdi. Büyükelçilik ay-rıca, Talat Paşa'ya ait olduğu iddia edilen sahte telgrafl arın kullanılması eleştirildi.
Türkiye'nin tepkisini çeken iki sayfa-lık bölüm, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin iktidarda olduğu 2008 yılında tarih kitaplarının gözden geçirilmesi ama-cıyla kabul edilmişti.
Paris Büyükelçiliği'nin notasında, 2008 yılında kabul edilen bir tüzük nedeniyle bu sene hayata geçirilen müfredat deği-şikliğinin toplumlar arası nefreti körükle-diğine dikkat çekildi. Paris Büyükelçiliği, Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderdiği no-tada konuyla ilgili tarihi çalışmalara atıfta bulunan detaylı bir rapora yer verdi. No-tada, ayrıca Hachette ve Hatier yayınevleri tarafından basılan iki tarih kitabında sahte tarihi belgelerin ve akademik kimliği ol-
mayan Ermeni aktivistlerin kaynak olarak kullanıldığına dikkat çekildi.
“ERMENİLER NEDEN SOYKIRIMA UĞRADI?”Bir ders konusu olarak işlenecek iki sayfalık bölümün ardından öğrencilerin “Ermeni-ler neden soykırıma uğradı?”, “Soykırımın hangi yöntemle gerçekleştiğini haritaya bakarak yorumlayınız” gibi soruları cevap-laması isteniyor. Paris Büyükelçiliği, Türk kökenli Fransız öğrencilerin bu bundan olumsuz etkileneceğine vurgu yaptı.
Aram Andonyan'ın “Naim Bey’in Anı-ları: Ermeni Tehciri ve Katliamları ile ilgili Resmi Türk Belgeleri” isimli kitabında yer verdiği Talat Paşa'ya ait olduğu iddia edi-len telgrafl ar ders kitabında kaynak olarak kullanılıyor. Ancak, telgrafl arda kullanılan imzalar, tarih ve yazım hataları nedeniyle Eric Jan Zurcher, Andrew Mango ve Gu-enther Lewy gibi tarihçiler belgelerin sah-te olduğunu ve hiç bir bilimsel çalışmada kullanılamayacağını savunuyor.
Şinasi Orel ve Süreyya Yuca 1986'da yaptıkları çalışmada, bir Osmanlı Erme-nisi olan Andonyan'ın 1920'de Londra'da yayınladığı belgeleri Talat Paşa adına ken-disinin yazdığını iddia etmişti.
TÜRKİYE’DEN FRANSA’YA ‘SOYKIRIM’ NOTASI:
Tarih kitaplarında sahte belge kullanıldıTürkiye'nin Paris Büyükelçiliği, Fransız Dışişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’na resmi nota verdi. Büyükelçi-lik, ortaokul tarih kitaplarında bu yıldan itibaren müfredata eklenen soykırım iddialarının bilimsel temelden yoksun olduğunu ve müfredat değişikliğinin toplumlar arası nefreti körüklediğini belirtti.
Paris Büyük-elçisi Tahsin Burcuoğlu, soykırım iddi-alarının tarih kitaplarında yer almasını dikkatle takip ettiklerini açıkladı.
GÜNDEM05 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
FERHAN KÖSEOĞLU PARİS
-Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, ortaokul son sınıf tarih kitaplarında bu yıl iki
sayfa ile anlatılan ‘Ermeni Soykırımı’ iddia-ları hakkında açıklama yaptı. Bakanlığın Za-man France’a yaptığı açıklamada konunun neden seçildiği ve nasıl işlendiği anlatıldı.
Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, tarih kitapların-da yapılan müfredat değişikliğine yönelik eleşti-riler üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Bakanlık, ortaokul 4. sınıf tarih kitaplarında Ermeni soykı-rım iddialarına geniş yer verilmesine değinerek, kitaplardaki Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili bölümün Birinci Dünya Savaşı'ndaki sivil kıyımları anlatmak için örnek olarak seçildiğine vurgu yaptı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, tarih ders-lerinde öğrencilerin içinde yaşadıkları dünyada meydana gelen tarihi olaylarla ilgili bilgi edin-meleri sağlanırken, tutarlı ve doğru anlatımın hedef seçildiğini savunuldu. Ortaokul tarih müfredatında ise Antik Çağ’dan günümüze kadar meydana gelmiş tarihi olaylar işlendiği-ne vurgu yapılan açıklamada, soykırım iddiala-rına yer verilen 4. sınıf tarih kitaplarında Birinci Dünya Savaşı'nın işlendiği ifade edildi.
SOYKIRIM İDDİALARI ÖRNEK SEÇİLDİAçıklamada, Birinci Dünya Savaşı'nın anlatıldığı bölümde savaşın sivil halka etkisi de gözler önü-ne serildiğine değinilirken, ''Buna örnek olarak da Verdün Muharebesi ve 1915-1916 yılında Er-meni katliamları örnek seçilmiştir." denildi.
BİLGİLER GÜNCELLENDİBakanlıktan yapılan açıklamada, “2001 yılında Fransa'nın diğer birçok ülke gibi Osmanlı dö-neminde meydana gelmiş ve binlerce Ermeni-
nin yok edilmesiyle sonuçlanmış soykırım ola-yını kabul etmiştir.” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Fransa'da tarih eğitimin-deki gelişime paralel olarak tarih öğretmenle-rinin de Ermeni soykırımı ile ilgili bilgileri milli sitelerde de güncellediğini aktardı.
“KİTAPLAR ÖZGÜRLÜĞE UYGUN” DENİLDİFransa'da tarih kitaplarında müfredat değişimine gidildiğine vurgu yapılan açıklamada, ders kitap-larının tarih eğitiminde önemli bir tamamlayıcı olacağının altı çizildi. Türkiye'nin büyük tepkisini çeken kitapların hazırlanışına da değinilen bildi-ride, okul kitaplarının editörler tarafından tam bir sorumluluk içinde özgür ve Fransa gelenekleriy-le uyumlu olarak hazırlanarak, ortaokul ve lise temsilcilerinden oluşan komisyona sunulduğuna vurgu yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığının gözeti-mindeki komisyonda yapılan değerlendirmede bilimsel değerlere bağlı kalınarak ve görüşlerin ti-tizlikle değerlendirilmesi sonucu yeni müfredatın belirlendiğinin altı çizildi.
Fransa Milli Eğitim Bakanlığı'nın referans olarak gösterdiği ve soykırım tarihinin anlatıldığı sitede ise Türk hükümetini ‘inkarcı’ olmakla suç-layan bilgilerin yer alması dikkat çekti.
“Tarih kitabında yer alması normal”
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NDAN ZAMAN FRANCE’A AÇIKLAMA
Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, ortaokul son sınıf tarih kitaplarında bu yıl iki sayfa ile anlatılan ‘Ermeni Soykırımı’ iddiaları hakkın-da açıklama yaptı. Fransa'nın 2001 yılında 1915 olaylarını res-men “soykırım” olarak tanıdığı belirtilen açıklamada konunun tarih kitaplarında yer almasının normal olduğu vurgulandı.
Fransa Milli Eğitim Bakan-lığı, ‘soykırım iddiaları’nın 2001 yılından bu yana tanın-dığını belirtti.
Fransızca öğretmenliği bölümü mezunlarına 20 yılda sadece 29 kadro verildi.
-Fransızca öğretmenleri ihtiyaç olmasına rağmen kadro açıl-
mamasından şikâyetçi. Anadolu li-selerinde çok fazla sayıda Fransızca öğretmen açığı olmasına rağmen bu durum ücretli öğretmenler ve İngi-lizce öğretmenlerce verilen ek dersler ile gideriliyor. Fransızca öğretmenliği bölümü mezunlarına 20 yılda sadece 29 kadro verildi. Sayıları 10 bini geçen
Fransızca Öğretmenliği Bölümü me-zunları, her atama döneminde kendi branşlarına ayrılan yok denecek ka-dar az sayıdaki kadrolara başvuruyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Fransızca öğretmenliği mezunla-rı, gelişmiş ülkelerde Fransızca’nın eğitimde yer almasına rağmen, Türkiye’de sadece İngilizce’ye ağırlık verilmesini eleştirdi.
Fransızca öğretmenlerine kadro yok
-Irkçılık ve Musevi Karşıt-
lığı ile Mücadele Derneği
tarafından ''OpinionWay'' isimli
kuruluşa yaptırılan ankete göre,
velilerin yüzde 85'i, ırkçılıkla
mücadelenin okullarda daha iyi
öğretilmesini istiyor. Yine aynı araştırma, ülkede,
40 yıl önce kabul edilen ve ırkçı
saldırı ve hakaretin yasaklan-
masını öngören yasa hakkında
da vatandaşların çok fazla bilgi
sahibi olmadığını ortayla koydu.
Fransızların yüzde 50'si
yasadan haberdar olmadığını
söylerken, yüzde 39'u yasadan
haberdar olduğunu ancak içeri-
ğinden tam haberdar olmadığı
itirafında bulundu. Yine aynı araştırmaya
katılanların yüzde 69'u, sadece
öğrencilerin değil, vatandaşla-
rın da ırkçılığa karşı daha fazla
duyarlı olması için gerekli se-
ferberliğin yapılmasından yana
olduğu görüşünü dile getirdi.
Veliler, ırkçılığa karşı daha fazla eğitim istiyor
Kamuoyu araştırması, ve-lilerin, ırkçılığa karşı daha fazla eğitim verilmesini istediğini ortaya koydu.
GÜNDEM06 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Eğitim için Türkiye’ye gitme devri kapandı
Avrupa’da yaşayan Türk ailelerin, çocuk-
larını eğitim için Türkiye'ye gönder-
me dönemi sona eriyor. Avrupa'nın pek çok şehrinde eğitime başlayan
Türk okulları ve eğitim merkezleri,
gurbetçi aileler için alternatif oldu.
Avrupa’da meslek eğitimi alan öğrenciler ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın Açıköğretim kurslarına katılarak lise diploması alıyor ve üniversite için Türkiye'ye gidiyor.
-Bu, gurbet içinden gurbet hikâyesidir. Fransa'da Ahmet, Hasan, Ali denile-
rek ötekileştirilen Türk çocukları, ikinci bir gurbeti de ana-babalarının memleketine geldikleri vakit yaşar. Türk bir ailede doğ-maları onların asıl vatanlarını, anadillerini bilmesine yetmez. Avrupa’da işçi, dönerci Türk olur Yasin, Türkiye’de ise gurbetci. Yıllar önce vatanlarından ayrılarak gurbete giden ailelerin serüveni işte yıllardır bu şe-kilde gidip gelir. Kimileri, çareyi anavatana geri dönmekte bulurken kimileri kültürü-nü, dinini daha iyi öğrenmeleri için çocuk-larını Türkiye'ye gönderiyordu. Son yıllarda Türkiye'ye okumaya giden Avrupalı Türk çocukların sayısı azaldı.
DEĞİŞEN ŞARTLAR AVRUPA’DA YAŞAYAN TÜRKLERİ DE DEĞİŞTİRDİYıllardır gurbetin çilesini çeken ilk kuşa-ğın bir çabası vardı. Para kazanıp şehirde bir apartman dairesi satın almak veya 15
günlüğüne ziyaret edeceği köyünde bah-çeli modern bir ev yaptırmak. Bu arada ço-cuklar büyüyor, gittikleri ülkelerin kültürü, çocuklar ve anne babalar arasında uçurum meydana getiriyordu. İlk nesil dil ve aidiyet problemleriyle boğuşmaktan, evlatlarına yeterince alaka gösteremedi. Ortaokuldan sonra okuyamayan genç nesiller aile zoru ile Türkiye'ye gönderiliyordu. Buradaki adresler ise yatılı özel okullar ya da teyze, amca, dedenin yanı oluyordu.
Bu kısırdöngü son yıllarda kırılmaya başladı. Artık Avrupa'nın birçok yerinde Türk kolejleri ve öğrencilerin okul dersle-rine yardımcı olan kurs merkezleri açıldı. Bu eğitim kurumları, yetiştikleri Avrupa ülkelerinde eğitimini tamamlamış Türk öğ-retmenler tarafından idare ediliyor. Durum böyle olunca devlet okullarında ayrımcılığa uğrayan ve okumalarına ket vurulan öğren-ciler için büyük bir fırsat doğuyor. Onların öğretmenleri artık hem Türk hem Avrupa
kültürünü bilen ve yaşayan öğretmenler. Önceleri dillerini bilmedikleri öğretmen-lerle çocuklarının durumlarını konuşmaya çekinen Türk aileler, artık bu sıkıntıyı da aşmış durumda.
Fransa'da ortaokulu vasat notlarla bi-tiren Türk çocukları gelecekleri hakkında kendilerini yönlendiren birilerini aradı-lar hep. Çünkü onlara olsa olsa çırak-lık-meslek eğitimi alırsın cevabı verildi. Fakat son yıllarda ailelerde artan eğitim bilinci, ailelerin ve çocukların kaderini değiştirdi. Eğitim kurumları tarafından verilen motivasyon ve bilinçli yönlen-dirmeler sayesinde çocuklar artık kendi ülkelerinde bir kurumda çıraklıklarını ya-parken meslek lisesi derslerini de alabili-yor, oradan da meslek yüksek okullarına geçiş yapabiliyor. Bunlar senelerdir var olan uygulamalar; fakat toplumda aileleri yönlendiren olmadığından bu yollar se-nelerce kimse tarafından denenmemiş.
Strasbourg da yeni okuluna kavuşuyor. 17 Eylül’de kapılarını açacak Selman Asan Koleji, Strasbourg için bir dönüm noktası olacak.
Yıllardır Strasbourg’a bir eğitim kurumu açılması için çalışan ve geçen yıl hayatını kaybeden Selman Asan’ın ailesinin ve Türk girişimcile-rin desteğiyle açılan kolej, ilk yılında 48 öğrenciye hizmet verecek. Selman Asan Koleji Müdürü Özgür Dönmez, “Bu eğitim kurumu Strasbourg için büyük bir şans” diyor.
Strasbourg’da faaliyet göste-ren eğitim merkezlerinde ciddi bir yoğunluk olduğunu ve artık bir okul ihtiyacının hissedildiği anda Selman Asan Koleji’nin açıldığını belirten Dönmez, “Türk girişimcilerin desteği ile Strasbourg çok güzel bir koleje kavuştu. Okulun eğitime başlaması için gerekli izinler alındı. Fransız eğitim müfre-datına uygun, bunun yanında İngilizce ve Almanca eğitim veren bir okulumuz var. Yani bu okuldan mezun olan bir öğrenci Fransızca’nın yanında Almanca ve İngilizce konuşabilecek.” diye konuşuyor.
Strasbourg’a Türk koleji açılıyor
Açıköğretim Lisesi büyük ilgi görüyorTüm bunların dışında Milli Eğitim Ba-kanlığı tarafından yurtdışı temsilcilikle-rince yapılan Açıköğretim uygulaması. Bu uygulamayla yurtdışında bulunan Türkler artık lise eğitimlerini uzaktan tamamlayabiliyor ve Türk lise diplo-masına sahip olabiliyor. Açıköğretim Lisesi’ne olan talep son yıllarda o kadar çok artmış ki bunun için özel dershane-ler açılmış. Artık yüksek eğitimi devam ettirmek isteyen Türk vatandaşları, al-dıkları diplomalarla Türkiye'ye gidiyor ve Türk üniversitelerinde okuyor.
Avrupa Ülkeleri ile İşbirliği Teşkilatı
AVİDER, bu konu üzerine ayrı bir has-sasiyet gösteriyor. Kurum, Açıköğretim diploması almış gençleri yönlendiriyor ve onlara ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyor. Son yıllarda özellikle Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğreti-me Giriş Sınavı'na (YÇS) olan ilgi olduk-ça arttı. Artık gurbetçi öğrenciler, kendi ülkelerindeki sınav merkezlerine başvu-rarak, bir diploma da Türkiye'den alabi-liyor. Yükseköğrenimine devam etmek isteyenler ise her sene YÖK'ün bin kişilik kontenjanından yararlanarak ister devlet, ister vakıf üniversitelerine gidiyor.
Velilerin ilk tercihiTürk okullarıFransa’da ilk Türk okulu Col-lege Educactive 2008 yılında açıldı. Okul, diğer okullar gibi Fransa Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun eğitim ve-riyor. Educactive Koleji Genel Koordinatörü Necati Kertel, 2008 yılında 25 öğrenci ile eği-time başladıklarını , bu yıl ise öğrenci sayısının 170’i aştığını belirtiyor. “Okulumuza çok büyük talep oluyor” diyen Ker-tel, velilerin de Türk öğretmen-ler sayesinde kendilerini rahat hissettiklerini, bu sayede öğret-men-veli iletişiminin geliştiğini ve velilerin çocuklarının Türk kültürünü de öğrenmelerinden çok memnun olduklarını ifade ediyor. Öğretmen kadrosunun yarısının Türk olduğunu söy-leyen Kertel, Türk öğretmenler sayesinde öğrencilerin daha disiplinli bir hale geldiğini be-lirtiyor. Son yıllarda Türkiye’ye giden öğrenci sayısında bir azalma olduğunu belirten Kertel, “Çocuklarını yurtdışına gönderen veliler şu anda bizi arayarak , çocuklarını okulu-muza kayıt ettirmek istedikleri-ni söylüyorlar. Türkiye’ye giden 6 öğrenci geri döndü ve tekrar kayıt yaptırmak için okulumu-za geldi.” diyor.
GÜNDEM07 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
-İşsizlik sorununa çare arayan Hükümet, öğretmen kadrosunu
da genişletti. Kayıtlı işsizlerin 3 mil-yonu aştığı açıklanırken Cumhurbaş-kanı François Hollande, bu yıl 1000’e yakın öğretmen alınacağını bildirdi. Hollande, 5 yıl içerisinde toplam 60 bin öğretmen alımını hedefliyor.
Geçen Temmuz ayında işsizlerin sayısı 2 milyon 990 bini bulurken, Qğustos ayında bu rakam son 13 yı-
lın en yüksek rakamı 3 milyonu aştı. Başbakan Jean-Marc Ayrault, işsiz-lik sorununun çözümü konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini bildi-rirken, Fransa ekonomisinin duru-munu yansıtan rakamların iç acıcı olmadığı savundu.
Hükümetin hazırlağı projeler-le eğitimsiz gençlerden 2013'te 100 bin, 2014'te ise 50 bin kişilik iş alanı oluşturması hedeflendi.
Cumhurbaşkanı Hollande öğretmenleri sevindirdi
Cumhurbaş-kanı François Hollande, 5 yılda toplam 60 bin öğretmen kad-rosu açacakla-rını söyledi.
FERHAN KÖSEOĞLU PARİS
-Fransa’da yeni eğitim öğretim yılının ilk ders zili bu hafta çaldı. François Hollan-
de hükümeti okullardaki ilk değişikliği 'Laik Ahlak' dersi ile yapmaya hazırlanıyor. Milli Eğitim Bakanı Vincent Peillon Laik Ahlak derslerinde evrensel ahlak kurallarının öğ-retileceğinin altını çizdi. Milli Eğitim Bakanı Peillon, birlikte yaşamak fikrinin de dersin ana unsurlarından biri olacağına vurgu yaptı.
İlkokul birinci sınıftan lise son sınıfa kadar verilecek derslerde vatandaşlık bilgisi ve eği-timi de verilecek. Vincent Peillon, kazandırı-lacak yeni laik ahlak sistemiyle kimsenin her sabah Fransa bayrağını selamlamak ya da öğ-retmen sınıfa girince ayağa kalkmak zorunda kalmayacağını da belirterek “Ama yüksek sesle Fransa Milli Marşı'nı söyleyen bir ço-
cuk görünce de şaşırmayacağız.” ifadelerini kullandı. Le Figaro gazetesinin konuyla ilgili yaptığı ankete katılanların yüzde 70'i ise laik ahlak dersine destek verdiğini ortaya koydu.
AŞIRI SAĞ LİDER DESTEK VERDİAşırı sağ parti lideri Marine Le Pen de uy-gulamaya destek verdi. Bununla birlikte Peillon’un bahsettiği değerlerin Hristiyanlığa ait olduğunu öne süren Le Pen, “Bakan Laik ahlak vurgusuyla diğer din mensuplarına şirin görünmek istiyor.” diye konuştu. Aşırı sağcı lider göreve başlayan bütün hükümet-lerin okullarda ahlak kavramını tartışma-ya açtığına da vurgu yaparak, şu ana kadar bunu başaran bir yönetimin henüz olmadı-ğının altını çizdi. Marine Le Pen hükümetin bu konuda başarılı olmasını umduğunu da
belirterek "Yoksa okullarda yaşanan disiplin sorunun hiçbir öğretime fırsat vermeyecek." diye konuştu.
Sosyalist partili Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe’de yaptığı açıklamada bu konunun hep birlikte karara bağlanması ge-rektiğini söyledi. Delanoe, çıkar kavgalarının giderek arttığı paranın kardeşliğin iyiliğin önüne geçtiği bir dönemde böyle bir uygula-manın çok yararlı olacağını vurguladı.
SOYKIRIM İDDİALARI SINIFLARA GİRDİBu arada Fransalı Türklerin büyük tepki-sine rağmen Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili bilgiler ortaokul 4. sınıf tarih kitapla-rında yer aldı. Türkiye'nin Paris Büyükel-çiliği ise konuyla ilgili incelemenin devam ettiğinin altını çizdi.
Fransa’da ‘Laik Ahlak’ dersi okul müfredatına giriyorMilli Eğitim Bakanı Vincent Peillon yeni öğretim yılıyla ilgili yaptığı açıklamada okullarda Laik Ahlak dersinin okutulması için çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Soykırım iddiaları ise tepkilere rağmen ders kitaplarında yer aldı.
Fransa’da ilkokul birinci sınıftan it lise son sınıfa ‘Laik Ahlak’ dersi verilecek.
GÜNDEM08 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
-Fransa'da düzenle-nen son kamuoyu
araştırması, geçtiğimiz mayısta göreve gelen Cumhurbaşkanı François Hollande'ın popülaritesinin düşüşe geçtiğini ortaya koydu. Liberation gazete-sinde yer alan araştırma so-nuçlarına göre, Hollande hakkında olumsuz düşünen Fransızların oranı son bir ay içinde yüzde 2 artarak yüzde 39'a çıktı.
Araştırmaya göre, Sos-yalist Başbakan Jean Marc Ayraul hakkında olum-suz düşünenlerin oranı da 9 puan artarak yüzde 36'ya yüksel-
di. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin hemen ar-dından ülkedeki kötümser vatandaşların oranının yaklaşık üçte ikiye çıkma-sı açısından büyük önem taşıyor.
Araştırmayı yapan şirket de, 2002 ve 2007 seçimlerinin hemen ardın-dan düzenlenen kamuoyu yoklamalarında iyimser Fransızların sayısının oldukça fazla olduğuna dikkati çekerek, ülkedeki sol iktidara rağmen sol seçmenin yüzde 58'inin ka-ramsar olmasının önemli
bir veri olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Hollande’ın
popülaritesi azalıyor
-Paris'te Türkiye Büyükelçiliği tarafın-dan 30 Ağustos Zafer Bayramı nede-
niyle düzenlenen resepsiyona Fransız si-yasetçi ve bürokratlar yoğun ilgi gösterdi. Bir çok ülkenin askeri ataşesi davete icabet ederken, Fransa bugüne kadar ilk kez Ge-nelkurmay Başkanı düzeyinde temsil edildi. Resepsiyona Fransız Genelkurmay Başkanı Edouard Guillaud'nun ve Kara Kuvvetleri Komutanı Bertrand Ract Madoux'nun katıl-ması, François Hollande'ın iktidara gelme-siyle başlayan iki ülke arasındaki yakınlaşma sürecinin bir sonucu olarak yorumlandı.
Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçi-liği ve Askeri Ateşelik tarafından Büyükel-çilik rezidansında düzenlenen resepsiyona Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Tahsin Bur-cuoğlu ile eşi Sefi re Efsane Burcuoğlu ev sahipliği yaptı. Ayrıca, Burcuoğlu ile birlikte Paris Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Albay Ahmet Biçer ve eşi Serap Biçer da-vetlileri karşıladı Senato Başkan Yardımcısı Bariza Khiari, Senatör Jacques Mezard, Mil-letvekili Jacques Myard ve Türk dostu eski milletvekili Michel Diefenbacher de katı-lımcılar arasında yer aldı.
Paris’te Zafer Bayramı resepsiyonuna üst düzey katılım
GÜNDEMGÜNDEMParis’te Zafer Bayramı resepsiyonuna üst
POLitika09 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
-Aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi lideri Marine Le Pen, Euro bölgesindeki krize önlem amacıyla
hazırlanan sözleşmeye karşı olduğunu açıkladı. Aşırı sağcı lider, parlamentonun onayına sunulacak söz-leşmeye karşı olduklarını ve bu konuda ülke genelin-de bir kampanya başlatacaklarını duyurdu.
Fransız radyosuna yaptığı açıklamada Euro para birimine karşı olduğunu yineleyen Le Pen, sözleşme-nin parlamento tarafından değil, seçmenlerin oyları-na sunulacak bir referandumla onaylanmasını istedi.
Le Pen, ''Referanduma gitseler, hayır oyu çıkaca-ğını biliyorlar onun için parlamentonun onayını isti-yorlar, bizim iki milletvekilimiz de ekim ayındaki oy-lamada ret oyu verecek'' diyerek tepkisini dile getirdi.
Fransız aşırı sol ittifak temsilcileri ise, yine söz konusu sözleşmeye karşı olduklarını açıklayarak, 30 Eylül'de konu ile ilgili bir protesto gösteri dü-zenleyeceğini duyurdu.
Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran Sosyalist milletvekilli ve senatörlerin desteğiyle, söz konusu sözleşmenin onaylanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Fransa’da “aşırılar” Euro karşıtlığında birleşti Aşırı sağ ve aşırı sol Euro bölgesinde mali disiplinin güçlendirilmesini öngören Avrupa Sözleşmesi’nin reddedilmesi konusunda ortak tavır sergiliyor.
Marine Le Pen, Nicolas Sarkozy’nin artık emekliye ayrıldı-ğını, hükümete karşı cephenin liderinin ken-disi olduğunu söyledi.
-Cumhurbaşkanı Fran-çois Hollande’ın bir
dönem hayat arkadaşı olan ve Sosyalist Parti’nin 2007 yılı cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen Segolene Royal, Elysee Sarayı’nı topa tuttu.
Hollande’ın cumhur-başkanlığı döneminin kötü bir pembe diziye dönüş-tüğünü söyleyen Royal, kendisinin de dahil olduğu polemikler nedeniyle bu gidişin cumhurbaşkanlığı makamı için güzel sonuçlar doğurmayacağını belirtti.
Hollande’ın mayısta cumhurbaşkanı seçildiğinde bu mevkinin itibarını geri kazanmayı hedeflediğini
hatırlatan Royal, “Bunlar François için iyi olmuyor. Durumu doğru şekilde idare etmeye çalışıyor ama siyasi saygınlığı bunlar-dan etkileniyor” dedi. Hollande’ın durumu-nu kadın hayranlarıyla kurduğu gönül ilişkileriyle hatırlanan eski Cumhur-başkanı Jacques Chirac’la kıyaslayan Royal, Jacques’ın eşi Bernadette’in “Eşimin çevresinde kızlar dört dö-nüyor” sözlerini anımsatıp ekledi: “Bunlar bazen aileler için iyi olmuyor.” dedi.
Royal, Hollande’ın kendisine Adalet Bakanlığı önerdiğini ancak bu teklifi reddettiğini de ifade etti.
Royal, Hollande’ı topa tuttu
Segolene Royal ile ‘ first lady ’ Valerie Trierweiler arasında ‘kıskançlık sava-şı’ olarak nitelenen kavgada yeni bir perde açıldı.
EkONOMi11EkONOMi10 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
ARİFE KABİLAtina'da uzun yıllar spor mağazası işle-ten Chiristina Aggelaki, krizden sonra harcamalar durma noktasına gelince dükkânını kapatmak zorunda kalan binlerce işletmeciden biri. Aggelaki, bazen bir müşteri için bütün gün bek-liyor. Elli yaşındaki İspanyol Daniel
Ballestero'nun hayatı işten çıkarılınca altüst oldu. Taksitlerini ödemekte zorlandığı evine el konuldu. Ballestero'nun 234 bin Euro ödeyerek aldığı ev için bankanın belirlediği değer sadece 145 bin Euro.
Avrupa medyasında hemen her gün yer alan bu ve benzeri haberler, ekonomik darboğazla bo-ğuşan yaşlı kıtanın durumunu gözler önüne se-riyor. Euro Bölgesi'nde artık eğitimden sağlığa, savunmadan sosyal güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf önlemleri halkın hayatını olum-suz etkiliyor. Psikolojik tedavi görenlerin sayısı hızla artıyor. Özellikle ismi krizle beraber anılan Yunanistan'dan dramatik haberler geliyor. Bu ül-kede intihar olaylarının yüzde 24 arttığı belirtiliyor. Yoksulluk, bir yandan da dikkat çekici çözümleri beraberinde getiriyor. Önceden sadece yoksulların kullandığı bisiklet, başkent Atina'da en çok tercih edilen ulaşım vasıtası haline geldi.
BİR ZAMANLARIN ÖRNEK AVRUPA’SI ZOR GÜNLER YAŞIYORAvrupa borç krizi yaklaşık üç yıldır altüst olan bor-
salar, iflas eden bankalar ve yükselen faiz oranla-rıyla gündemde. Krizle boğuşan ülkelerde hayatın birçok alanında meydana gelen önemli değişiklik-ler ise söz konusu rakamların hayata yansıması. Sosyal devlet anlayışında dünyaya örnek gösteri-len Avrupa ülkelerinde eğitimden sağlığa, savun-madan sosyal güvenliğe kadar tüm alanları kapsa-yan tasarruf önlemleri halkın hayat standartlarını önemli ölçüde etkiliyor. Öyle ki aile hayatından yeme içme alışkanlıklarına ve eğitim hayatına ka-dar her şey gözle görülür bir değişim içinde.
İşsizlik ve borç batağından bunalan halkta psikolojik tedavi görenlerin sayısında artış tespit edilen Yunanistan'dan gelen intihar haberleri du-rumun ciddiyetini ortaya koyuyor. 2007'den sonra intihar olaylarının yüzde 24 arttığı Yunanistan'da hayat adeta yavaşlamış durumda.
FRANSA VE ALMANYA'YI DA KRİZ KORKUSU SARDIYunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya'nın çökme-sine sebep olan Euro krizinin bugüne kadar mali yükünü çeken Fransa ve Almanya'yı da kriz kor-kusu sardı. Fransız Merkez Bankası ekonominin 3. çeyrekte küçüldüğünü ve küçülmenin 4. çeyrekte de devam edeceğini açıkladı. Fransız medyası, ül-kenin sonbahar aylarında büyük bir krize girece-ğini ve on binlerce kişinin işten çıkarılacağını iddia ediyor. Otomotiv devi Peugeot'nun haziranda 6 bin kişiyi işten çıkararak Paris'teki fabrikasını ka-
patmasının ardından Societe Generale gibi büyük bankaların da eylülden itibaren toplu işten çıkarma sürecine girmesine kesin gözüyle bakılıyor.
AB'nin en güçlü ekonomisi Almanya'da da kriz endişelerinin artması bölgenin geri dönülemez bir yola girdiği yorumlarını haklı çıkarıyor. Alman eko-nomi uzmanları iş dünyasından birbiri ardına gelen haberleri, "Borç krizi Almanya'ya ulaştı." şeklinde değerlendirerek, hükümeti uyarmıştı. Şirketlerin uğradığı bilanço kayıpları, siparişlerin azalması ve büyüme beklentilerinin düşürülmesi endişeleri haklı çıkarıyor. Birçok şirketin kısa mesaiden tenki-sata varıncaya dek çeşitli tedbirler almaya başladığı ülkede uzmanlar karamsar tablonun her geçen gün biraz daha büyüyeceğine dikkat çekiyor.
AVRUPA’YA GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER YARDIM EDİYORBugüne kadar IMF ve Dünya Bankası gibi uluslara-rası finans kuruluşları aracılığıyla az gelişmiş ülke ekonomilerini kontrol altında tutan ülkeler, şimdi aynı yöntemlere kendileri ihtiyaç duyuyor. Ülke-leri krizden çıkarma görevi 2001 krizinde Dünya Bankası'ndan Kemal Derviş'in Türkiye'ye geti-rilmesine benzer şekilde İtalya ve Yunanistan'da ülke ekonomisi teknokratlara teslim ediliyor. Batık bankalar, kapanan işyerleri, esnafın sokağa inmesi ve kesilen memur maaşlarıyla yeni bir yapılandır-ma sürecine giren Euro Bölgesi'nin hali ise on yıl önce Türkiye'yi yüzde 25 fakirleştiren 2001'deki
Avrupa'da artık hiçbir şey eskisi gibi değil
Önceden adı refahla anılan aralarında Fransa ve Almanya
gibi ‘Euro’ bölgesinin iki de-mirbaşının da olduğu Avrupa,
son beş yıldır krizle boğuşuyor. İşsizlerin sayısı sürekli artıyor.
Eğitimden sağlığa, savunmadan güvenliğe kadar tüm alanları
kapsayan tasarruf tedbirlerine rağmen iflasın eşiğine gelen
ülkeler, bir türlü toparlanamı-yor. Medyada her gün yer alan
dramatik haberler, yaşlı kıtada hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı-
nı gözler önüne seriyor.
ekonomik krizi hatırlatıyor. 10 yıl önce IMF yar-dım paketleriyle ayakta kalmaya çalışan Türkiye ve Brezilya gibi ülkeler ise bugün IMF aracılığıyla gelişmekte olan ülkelere yardım ediyor.
AÇ KALMAMAK İÇİN BALIK TUTUYORLARYunanistan'da krizin başkent Atina'da oluşturduğu farklı manzaraların bir diğeri de gittikçe artan bisik-letliler. Önceden bisikletin yoksullar için bir ulaşım yöntemi olarak görüldüğü şehirde mağazalara, açık hava pazarlarına ve işe gitmek için bisiklete binen insan sayısı giderek artıyor. Benzinin litresini 1,72 Euro'ya fırlatan vergi zamlarından sonra bisikle-ti tercih etmeye başlamış. Kriz ülkede balıkçılıkla uğraşanların sayısını da artırmış. "Krizden buna-lan Yunan halkı masaya yemek koyabilmek için balıkçılığa ilgisini artırdı." yorumuyla verilen bir haberde, geçen yıl ülkedeki 37 bin kişinin balıkçı-lık için izin aldığı belirtiliyor. Atinalı sahil güvenlik memuru, "Balık tutanların oranı her geçen gün artıyor. Bunlar hobi için değil hayatını sürdürmek için balık tutuyor." diyor. Temel gıda masrafların-da kesintiye giden Avrupalılar, kahve tüketimini de azalttı. Dünyada üretilen kahvenin yarısını tüketen Avrupa'da kafeler birer birer kapanıyor. Kafe kül-türüyle meşhur İspanya, Fransa ve İtalya gibi ül-kelerde kahve ihracatı bu sene yüzde 6 düşerken, vatandaşların kafeye gitme sıklıkları da azaldı.
EĞİTİMDEKİ TASARRUF 'BEYİN GÖÇÜ' BAŞLATTIBorç krizinde şehirlerin çehresi değişen ülkelerden biri de İspanya. Şimdiye kadar festivallerle anılan ülkede meydanlar bu kez tasarruf tedbirlerine kar-şı protestolar için doluyor. Hükümetin aldığı zam kararları protesto literatürüne yeni bir kavram bile kazandırdı. Ülkede farklı kesimlerin düzenlediği 'ödemek istemiyorum' eylemleri adeta geleneksel hale geldi. Madrid'de fizik alanında iyi dereceyle master programını tamamlayan 24 yaşındaki San-tiago Oviedo'nun geleceğe yönelik hayallerinde ülkesinin yeri şimdilik yok. İspanyol hükümetinin eğitim harcamalarında kesintiye gitmesinden son-ra bursunu kaybedip Hollanda ya da İngiltere'ye göç etmeyi planlayan Oviedo için "İspanya onun üstün zekâsından faydalanamayacak." yorumu yapılıyor. İyi bir araştırmacı olmak istediğini söyle-yen Oviedo , kendi ülkesinde asla bir aile kurup iş sahibi olamayacağından korkuyor. Eğer iki yıl önce mezun olsaydı hükümetin bilim ve araştırmalar için sağladığı fonlardan faydalanarak doktorasını kendi ülkesinde yapabileceğini belirten genç, ül-kedeki durumu "Bilim şu anda İspanya'nın ön-celiği değil. Ekonomi berbat." şeklinde özetliyor. Oviedo'nun dünya göçler tarihinde en çok ileri sü-rülen sebeplerin başında gelen, "Gelecek nesiller bizden iyi yaşasın." sözlerinin aksine çocuklarını kendi sahip olduğu standartlarda yaşatamayacağı kaygısı, diğer bir Avrupa ülkesinde önlenemeyen ekonomik gerilemeyi ortaya koyuyor.
TERK EDİLEN BEBEK SAYISI ARTTIIpsos Araştırma şirketinin anketine göre, Avrupalı-ların yüzde 71'i 5 yıl içinde günlük hayatını sürdü-rebilecek maddi gücü kalmayacağına inanıyor. AB üyesi ülkelerde yapılan ankete katılanların yüzde 56'sı ise çocuklarının geçimini sağlayamayacağı-nı belirtiyor. Orta Çağ'da Avrupa'da yaygın olan bebek terk etme fenomeni krizle birlikte geri dön-dü. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, Avrupa'da son dönemde hastanelerin önlerindeki bebek kutusuna terk edilen bebek sayısında patla-ma yaşandığını belirtiyor. Komite, Almanya, Polon-ya, Çek Cumhuriyeti gibi 11 AB üyesi ülkede yasal olan 'bebek kutusu' uygulamasının kaldırılmasını istiyor. Sadece geçen sene Yunanistan'da 1.200, İtalya'da 760 bebek hastane kapılarına bırakıldı. Uz-manlar, Avrupa'da bebek büyütme maliyetinin yüz-de 20-30 arttığına dikkat çekerek, bebeklerini terk eden çiftlerin artmaya devam edeceğini ifade ediyor.
HABERİNCELEM
E
ERCAN BAYSAL İSTANBUL
-Türkiye'de çok sayıda yabancı pla-kaya trafik cezası kesiliyor, ancak
adres konusundaki belirsizlik yüzünden bildirim yapılamıyordu. Emniyet Genel Müdürlüğü, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Gümrük Müsteşarlığı'nın birlikte yürüt-tüğü çalışma kapsamında kırmızı ışıkta geçme, aşırı hız gibi ihlallere ilişkin ce-zalar artık on-line takip edilecek.
Cezalar, gümrük idaresinin ekranına otomatik olarak düşecek. Gurbetçi, pa-saport işlemlerini yürütürken borç kar-şısına çıkacak. Ceza tahsilâtının yapıla-bilmesi için gümrüklerdeki saymanlıklar yetkilendirilecek. Saymanlığa ödeme ya-pıldıktan sonra gümrükten geçilebilecek.
BORCUNU ÖDEMEDEN GÜMRÜKLERDEN GEÇİŞ YAPAMAYACAKTürkiye'ye belirli bir süreliğine giriş yapan gurbetçilere yönelik trafik para cezasının tahsil edilmesi çalışmaları hakkında bilgi veren emniyet kaynakları yabancı plakalı araçlara çok sayıda trafik para cezası ke-sildiğini belirterek, "Yılbaşından itibaren bu borçlar Maliye Bakanlığı'na elektronik ortamda aktarılıyor. Ancak gurbetçilerin belirli bir adresi olmadığı için borç bildiril-mesinde sıkıntı yaşanıyor. Yurt dışına çık-tıkları için de herhangi bir şekilde tahsilât yapılamıyor. Sistemin tam olarak devreye girmesiyle birlikte trafik para cezası olan gurbetçilerin araçları borcunu ödemeden gümrüklerden geçiş yapamayacak." dedi.
Milyonlarca trafik cezasının tahsil edilmesi için vergi dairelerinin yoğun mesaisi de-vam ediyor. Yabancı plakalı 50 binin üze-rinde aracın trafik para cezası borcu olduğu hesaplanıyor. Maliye Bakanlığı'nın emni-yet ile birlikte yürüttüğü çalışma öncesinde kesilen trafik parasının tahsil edilmesiyle ilgili büyükelçilik ve konsolosluklar nez-dinde de görüşmeler yürütülüyordu.
ESKİ BORÇLAR SÜRÜCÜLERİN KARŞISINA ÇIKIYORMaliye Bakanlığı verilerine göre Ocak-Ha-ziran 2012 döneminde 288,8 milyon liralık trafik para cezası kesildi. Yılın altı aylık dö-neminde ödenen trafik para cezası tutarı ise 42,8 milyon lirada kaldı. Aynı dönemde tahsilâtın tahakkuka oranı ise yüzde 14,8 olarak gerçekleşti. Maliye Bakanlığı Mu-
hasebat Genel Müdürlüğü verilerine göre Ocak-Haziran döneminde tahakkuk eden tüm kalemlerdeki toplam para cezası tutarı da 58 milyar lirayı buldu. Tahsilât ise 2 mil-yar 774 milyon lirada kaldı.
Öte yandan yıllar önce kesilen trafik cezaları gecikmeli olarak sisteme işlen-diği için, sürücüler sürpriz cezalarla karşı karşıya kalıyor. Sistemde yaşanan sıkın-tının sebebi Emniyet Genel Müdürlüğü ile Gelir İdaresi arasındaki trafik cezala-rının elektronik ortamda gönderilmesi uygulamasındaki gecikmeden kaynak-lanıyor. Vergi dairelerine bu kapsamda geçmiş yıllarda 14 milyon ceza makbuzu gönderilmişti. Yeni araç alan birçok kişi de taşıtın eski sahibinin borcunu öde-mek zorunda da kalabiliyor.
Trafik borcu olan gurbetçi, sınırdan çıkamayacakTrafikte kural ihlali yapan gurbetçi, plakasına kesilen para cezasını ödemeden yurtdışına çıkamayacak. Yeni uygulanacak sistem ile kırmızı ışıkta geçme, aşırı hız gibi ihlallere ilişkin cezalar, sürücüler gümrük kapısından çıkmadan görülebilecek.
Türkiye’ye karayolu ile giden
ve bulundukları süre içerisinde
işledikleri trafik cezalarını ödeme-
den ülkeyi terk edenler, bundan
böyle ceza bedelini öde-
meden gümrük kapısından
geçiş yapama-yacak.
HÜSEYİN KOÇ BOCHUM
-Türkiye’de tatil yapan gurbetçi-ler trafik ihlali neticesinde kesilen
cezayı ödemede çekilen zorlukları dile getirerek, gümrük kapılarında çıkış ya-pılmasının engellenmesine bir anlam veremediklerini ifade ediyor.
Türkiye'ye karayolu ile giden Avru-palı Türkler, kendilerine kesilen cezaları ödemek için muhatap bulamıyor. Ya-bancı plakalı araçlara çok sayıda trafik cezanın kesildiği Türkiye'de emniyet yetkilileri araç sahiplerine ulaşamadık-larını belirtirken, vatandaşlar ise cezayı ödeyecek bir muhatap bulamamaktan şikayetçi. Trafik ihlali yapıldığı için ceza kesen çok sayıda emniyet görevlisi, sü-rücülere herhangi bir PTT şubesinde ödeme yapabileceğini söylüyor fakat cezayı söz konusu yerde ödemeye giden vatandaş ödemeyi yapamadan geri dön-mek zorunda kalıyor.
CEZAYI ÖDEYECEK YER BULAMADITrafik ihlali neticesinde aldığı 156 TL
cezayı iki hafta içerisinde yüzde 25 in-dirimle 117 TL ödeme yapmak isteyen Ramazan Koç Sivas iline bağlı Suşehri Kazasında bir PTT şubesine gitti. Fa-kat PTT çalışanı, Koç’a yabancı plakalı araçlar hakkında işlem yapamadağını, cezayı Maliye Bakanlığı’na ödemesini söylüyor. Maliye’ye giden Koç, bura-dan Ziraat Bankası’na yönlendiriliyor.
Ziraat Bankası ise yurt dışı pla-kalarına kesilen cezayı sadece vergi dairesinin alabileceğini ve işlem ya-pamayacaklarını ifade ediyor. Bura-dan da netice alamayan Koç, vergi dairesine gidiyor.Vergi dairesinde görevli memur da ödemenin buraya yapılamayacağını ve çıkış yapacağı gümrük kapısında ödeme yapması gerektiğini ifade etti.
Türkiye’de trafik ihlalinde bulunan Ramazan Koç, yetkililere “Türkiye’de borcu olanı sınırdan geçirmeme teşeb-büsünden önce cezaların söz konusu yerlerde ödenebilmesi için girişimde bulunulmasını talep ediyoruz.” dedi.
Trafik ihlali yaptı, ceza ödeyecek muhatap bulamıyor
Trafik ihlali neticesinde aldığı
156 TL cezayı iki hafta içerisinde
yüzde 25 indirimle 117 TL ödeme
yapmak isteyen Ramazan Koç,
Sivas’ta cezasını ödeyecek mu-
hatap bula-madı.
YaSaM13 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
İSMAİL ÇITAK SAINT-ETIENNEBu yıl Türkiye’ye izine gidemeyen bahçe sa-hiplerinin, hobi bahçelerinde yetiştirdikleri domates, soğan, biber, patlıcan, kabak, sala-talık, patates, marul, maydanoz, havuç, roka, turp ve fasulye gibi günlük olarak tüketilen ürünlerin hasadına başlandı.
Montbrison’da bulunan hobi bahçele-rinde üç yıldır ürün yetştiren Nurşen Şener, elde ettikleri ürünlerde bu yıl büyük verim elde ettiklerini söyledi. Bahçesinde günlük olarak tüketilen birçok ürünün ekili olduğu-nu belirten Şener, yaşadıkları bu bolluktan komşularının da faydalandığını kaydetti. Burada yetiştirdiği ürünleri aynı apartmanda oturduğu kapı komşuları ile de paylaştığını ifade eden Şener, “Burada yetişen ürünler komşularımızı yakından tanımamız için bü-yük bir fırsat.” diye konuşuyor.
“KAPI KOMŞUMU BAHÇEDE YETİŞEN SEBZELER SAYESİNDE TANIDIM”Bahçede yetiştirdiği sebzeleri öncelikli olarak yakın akraba ve arkadaşları ile paylaştığını belirten Şener, “Birgün burada yetiştirdi-ğim ürünlerden küçük bir kasa hazırlayarak üç yıldır aynı katta oturduğum evli ve üç ço-cuk annesi kapı komşuma götürdüm. Kapıyı açan komşuma elimdeki sebzeleri kendisi için topladığımı belirttim. Komşum çok te-şekkür ettiğini ancak bunu kabul etmek is-temediğini söyledi. Ben ısrar edince de para karşılığında bunları alabileceğini ifade etti. Ben de ona kısaca bizim kültürümüzdeki komşuluk anlayışından bahsettim çok şa-şırdı ve istemeyerek de olsa kasayı elimden aldı. Aradan iki gün geçmeden aynı kom-şum elinde bir pasta ile kapımı çaldı. Fran-sız komşumla geçen yıldan bu yana devam eden ilk diyaloğum böyle başladı. Şimdiler-
de çok iyi iki komşu ve dost olduk. O gün bugündür birbirimizin evinden çıkmıyoruz.” ifadesini kullanıyor.
“FRANSIZ KOMŞUMUN YABANCILARA VE MÜSLÜMANLARA OLAN ÖNYARGISI YIKILDI”“Bahçeler birlikte yaşadığımız en yakını-mızdaki komşularımızı tanımak açısın-dan bazen böyle bir diyalog kapısı aça-biliyor.” diyen Şener, karşılık olmadan birşey almayan ya da birşey vermeyen bir toplum içerisinde yaşadıklarını ve de burada küçük paylaşımlarla birçok gönül
kapısının açılabileceğine dikkat çekiyor. Komşusunun şimdiye kadar yabancı-lardan uzak durduğunu kendisine söy-lediğini aktaran Şener, kendisinin de ilk kez burada yetişen ürünler vesilesi ile bir Fransız ile dostluk kurduğunu söylüyor. “Komşuma doğru attığım küçük bir adım onun biz Türkleri haliyle de Müslümanla-rı yakından tanıması için büyük bir kapıyı araladı” diye konuşan Şener, komşusu ile yakından ilgilendiğini ve yakın zamanda birlikte Türkiye’ye tatil planlarının oldu-ğunu sözlerine ekledi.
Hobi bahçeniz kapı komşunuzu tanımanız için bir fırsat olabilirFransa’da yaşayan Türk toplumunu doğayla ve doğal ürünlerle buluşturan hobi bahçelerinde ilk ürün-leri toplama sevinci yaşanıyor. Domatesten bibere, patlıcandan havuca, birçok ürünün doğal olarak yetiştirilebildiği bahçeler aynı zamanda komşularınızı yakından tanımanızı da sağlıyor.
Günlük olarak birçok sebzenin yetiştirilebildiği hobi bahçele-rinde baş-layan hasat dolayısıyla taze ürünleri dalından koparmanın sevinci yaşa-nıyor.
Hobi bahçelerinin bahçe sahiplerine maddi ve manevi birçok katkısının bu-lunduğunu söyleyen Şener, bahçelerin aynı zamanda içinde yaşadıkları top-lumla bir karşılaşma ve buluşma alanı olduğunu kaydediyor. “İster Fransız is-ter bizim gibi yabancı olsun, herkes bu bahçelerde birbirini tanımaya başlıyor.” diyen Şener, bahçe sahipleri arasında bahçe komşuluğu ilişkileri kurulduğu-nu ifade ediyor. Karşılıklı selamlaşma ile başlayan iletişimin bahçeye ekilen ürünler ve bu ürünlerin yetiştirilmesi hakkında bilgi paylaşımı ile devam et-tiğini söyleyen Şener “Burada bir çok yeni insan tanıyoruz, yediğimizden iç-tiğimizden komşularımıza ikramda bu-lunuyoruz. Bazen birbirimize yardımcı olduğumuz da oluyor.” diyor
BAHÇELER İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ TOPLUMA KATILIM ALANI
Hobi bahçesi edinebilmek için öncelikle ikamet ettiğiniz yerin belediyesine mü-racaat etmeniz gerekiyor. 100 ya da 300 metrekarelik alanlardan oluşan hobi bah-çenizi bir yıl için 20 ila 50 Euro arasında değişen bir ücretle kiralayabiliyorsunuz. Bahçenizin su ve temizlik ihtiyacı bağ-lı bulunduğunuz belediyeler tarafından karşılanırken bahçelerde sizin için tahsis edilen bir malzeme kulübesi bulunuyor. Hafta sonları ailecek vakit geçirebileceği-niz bahçelerde dostlarınızla çay sohbeti ve piknik yapmanız da mümkün.
-
Asya Food - Toptan Gıda 168 rue de Paris93000 Bobigny
Tel.: 0033 01 48 40 05 06Fax: 0033 95 96 42 16 4
, ,
market ve restorant müsterilerimize degerinde Bisiklet
hediye!
ve
Asya Food - Toptan Gıda Asya Food - Toptan Gıda
DIS HaBERLER15 -7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
ZİVER ERMİŞ KÖLN
-Birçok kişinin Alevi olduğunu belirtmeden kutsal top-raklara gittiğini söyleyen Almanya Alevi İslam Birliği
(AAİB) Genel Başkanı Alişan Hızlı, kanaat önderlerinin de desteğiyle Almanya Alevilerinin hacca gitmesi için resmi baş-vuru yaptı. Almanyalı Alevilerde toplu şekilde hacca gitme fikrinin nasıl doğduğunu Zaman’a anlatan Hızlı, birçok dini mekana ziyaret gerçekleştirdiklerini belirtti.
Bazı kesimler tarafından Alevilerin İslam ile alakası olma-dığının ifade edildiğini bunun yanlış bir açıklama olduğu dile getiren Hızlı, “AAİB’yi kurduğumdan beri Alevi toplumuna inanç boyutunda elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışı-yorum. Kimisi çıkıyor biz İslam değiliz, Alisiz Alevilik falan diyor. Bunlar Alevi toplumunu rencide ediyor. Biz de yete-rince Alevi-İslam anlayışını göremedik maalesef. Ama suç benim değil. Hal böyle iken yapmamız gereken şey doğruları bu topluma yansıtmak. Bunun için Alevilerin en önem verdi-ği yerler Kerbela Şehitleri’nin yaşadığı yerlerdir.” dedi.
Dini mekanları yerinde incelediklerini bildiren Hızlı, İran’a gittiklerini ve İmam Rıza’nın mezarı ile Hacı Bektaş-ı Veli’ni doğum yerini ve Kerbela’da İmam Ali’nin evini, cami-sini ziyaret ettiklerini söyledi.
“BEN ALEVİYİM DEMEDEN GİDİYORLARDI”“Her yerde Alevi toplumunda, yani Ehli Beyt evlatlarında na-maz var, niyaz var, dua var, Kur’an var.” diyen Hızlı, “Oradan döndükten sonra Alevi kanaat önderleri bana, ‘Başkan bize yardımcı ol, biz Peygamber efendimizin mekânını da ziya-ret etmek, Hacca gitmek istiyoruz’ dediler. Zaten Aleviler tek tek, ben Aleviyim demeden gidiyorlardı. Bunu resmileştire-lim deyip konuyu önce yönetim kurulundaki arkadaşlarımız-la görüştük. Sonra da DİTİB Genel Başkanı, Sayın Müşavir’le görüştüm, yazılı başvuruyu yaptım. DİTİB de bana, buyurun nasıl yapmak istiyorsanız size yardımcı olalım dedi” dedi.
Almanyalı Aleviler bu yıl hacca gidiyorAlmanya Alevi İslam Birliği (AAİB) Genel Başkanı Alişan Hızlı, Almanya’dan hacca gitmek isteyen çok sayıda Alevi oldu-ğunu bildirerek, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) kendilerine hac kontenjanı ayrılması için başvurdu.
Hac organizasyonu yapan AAİB Başkanı Alişan Hızlı, “Alevilik
İslam’ın özüdür. Biz namaz da kılarız,
hacca da gideriz. Hac organizasyo-
numuzu duyan yüzlerce Alevi beni aradı, mutluluğunu
bildirip bana dua etti” dedi.
- Avrupa genelinde yapılan son anketlerde Türk halkının mali konularda diğer AB halkları arasında en bilgili halk
olduğu ortaya çıktı. Avrupa genelinde 11 bin kişi arasında yapılan anket Türk halkının mali konularda diğer ülkelerin vatandaşlarından daha bilgili olduğu ortaya koydu. Doğru-dan bankacılık hizmeti veren ING-DiBa'nın kamuoyu araş-tırmaları şirketi TNS'ye yaptırdığı anketlerde finans bilgisiyle birinci çıkan Türkleri İtalyanlar takip ederken, finans bilgisi hayal kırıklığına yol açan Alman halkı Belçikalı ve İngilizlerin ardından ancak beşinci sırada yer alabildi.
TÜRKLERİN DOĞRU CEVAP SAYISI DAHA FAZLAHalkı mali alanda en az bilgiye sahip olan ülkeler ise Avus-turya ve Polonya oldu. Anketlere katılanlara faiz, kredi, enf-lasyon, konut kredisi ve olasılık hesabı alanlarından beşer soru yöneltildi. Anketlerin Türkiye ayağında her 100 kişiden 37'si yöneltilen beş sorudan en az dördüne doğru cevap ve-rirken, Almanya'da bu sayı 30 kişiyle sınırlı kaldı.
ING-DiBa'nın anketlerinde yöneltilen beş sorudan dör-düne ya da tamamına doğru yanıt verenlerin ağırlıklı olarak 25 yaşın üzerinde olduğu görüldü. Bu arada ankette mali ko-nular hakkında nasıl bilgi sahibi olduğu sorulan katılımcıların yüzde 30'u bu alanda hiçbir eğitimden geçmediğini söyleme-sine rağmen, soruları yüzde 80'e varan oranda doğru cevap-lamaları ise ayrıca dikkat çekici bulundu.
Türk halkı Avrupa’nın ‘finans uzmanı’ çıktı
MEMLEkEt16 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
İSMAİL YILDIZ KAYSERİ
-Bahattin Ural… O'nu 12 bin nüfuslu ilçede tanımayan yok. Emekli imam
olan Ural, bugüne kadar kıldırdığı cenaze namazı sayısını hatırlamıyor. “İlçe mezar-lığında metfun bulunanların yüzde 20'si-nin cenazesine katılmışımdır” diyen 72 yaşındaki Ural, cenaze evlerindeki yemek ve fakire para dağıtma adetlerini de nasi-hat ederek kaldırdıklarını söyledi.
Kayseri'nin Bünyan ilçesinde 18 cami-den sadece 3'ünde cenaze namazının kılı-nıyor olması sebebiyle cenazeler, genellik-le kent meydanında oluşturulan alandan kaldırılıyor. Burada kılınan cenaze namaz-larının doğal imamı ise 72 yaşındaki Ba-hattin Ural. 45 yıl cami imamlığı yaptık-tan sonra 2003 yılında emekli olan Ural,
imamlık yaptığı ve daha sonraki dönem-lerde neredeyse hiçbir cenaze namazını kaçırmamış. Çağırılan her cenazeye giden Ural'ın bu huyunu ilçede bilmeyen yok. Kentte oturan bazı Alevi vatandaşlar da cenazelerine özellikle Ural Hocaefendi'yi davet ediyor. Bir ara katıldığı cenazeleri not alan Ural, defter sayfaları dolunca not tutmayı bırakmış. İlçe merkezinin yanı sıra köylerden de davet alan Ural, bugüne ka-dar yıkadığı ölü sayısı ile kıldırdığı cenaze namazı sayısını hatırlamıyor.
CENAZE EVİNDE YEMEK DAĞITILMASI SONA ERDİAynı zamanda hafız olan emekli imam Bahattin Ural, cenaze namazı kıldır-masının yanı sıra cenaze törenlerinde yaşanan bazı yanlışlıkları da düzeltmiş.
Cenaze evinde yemek dağıtılması, fakir-lerin cenaze yakınından para istemesi ve belli bir süre içecek (çay, kola) servi-si yapılması gibi adetleri nasihat ederek kaldırtmış. Şu anda ilçede, sadece uzak yerlerden gelen yakın akrabalara ikram-larda bulunuluyor.
“ÇAĞRILDIĞIM BÜTÜN CENAZELERE KATILIRIM”Vatandaşların 'hocaların abisi' olarak isimlendirdiği Bahattin Ural, cenaze hiz-metinin zor bir görev olduğunu söyledi. Bugüne kadar sayısız cenaze namazına katıldığını ifade eden Ural, “Çağrıldığım bütün cenazelere katılırım ve namaz kıl-dırırım. Sayısını hatırlamıyorum ama ilçe mezarlığındaki definlerin yüzde 20'sinin namazını kıldırmışımdır” diye konuştu.
Her cenazeye katılan emekli imam, yanlış adetleri sona erdirdi
45 yıl cami imamlığı yap-tıktan sonra 2003 yılında emekli olan Ural, imamlık yaptığı ve daha sonraki dönemlerde neredeyse hiçbir cenaze namazını kaçırmamış.
Türkiye'nin en geniş karayolu ağına sahip olan Konya, ölümlü kazalarda İstanbul ve Ankara ile birlikte ilk 3'te yer alıyor.
Ölümlü trafik kazaları en çok Konya’da yaşanıyor MUZAFFER SALCIOĞLU KONYA
-Türkiye'nin karayolu ile doğudan batıya, kuzeyden güneye geçiş nok-
tası konumundaki Konya, ölümlü trafik kazaları, uyuşturucu ticareti ve sigara ka-çakçılığı suçlarında dikkat çekiyor.
Şehirde işlenen suçların dağılımını Zaman'a değerlendiren Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, terör ve toplum-sal olayların yok denecek kadar az olma-
sına karşın transit suçlarda Türkiye'de ilk sıralarda yer aldığını vurguluyor. Namal, Konya'nın jeopolitik konumu nedeniyle bir geçiş noktası olduğunu vurgulaya-rak özellikle ölümlü trafik kazalarında Türkiye'nin ikinci ya da üçüncü şehri ol-duğuna dikkat çekiyor. Ayrıca şehrin doğu – batı yönünde uyuşturucu madde sevki-yatında geçiş noktası olduğu için çok kritik bir bölge olduğunu vurguluyor.
Türkiye'de trafik kazalarında her yıl yaklaşık 4 bin kişi hayatını kaybederken 250 bine yakın kişi de yaralanıyor. Ölüm-lü kazalar daha çok şehirlerarası yollarda gerçekleşiyor. Türkiye'nin en geniş kara-yolu ağına sahip olan Konya, ölümlü ka-zalarda İstanbul ve Ankara ile birlikte ilk 3'te bulunuyor. Konya, nüfus bakımından Türkiye'nin 7. Büyük şehri olmasına karşın ölümlü kazalarda her yıl ilk 3'te yer alıyor.
HÜSEYiN NAMAL
DURAN SAVAŞ SAKARYA
-Sakarya’nın Hendek İlçe belediyesi sigara içenleri 14 yıldır işe almıyor.
Daha önce işe alınan çalışanların ise ne-redeyse tamamına yakını telkinler sonucu sigarayı baraktı. Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, “Sigara içerek sağlığına hiçe sa-yanlarla çalışmak istemiyoruz” diyor.
Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, eski güreşçi olması sebebiyle sigaraya karşı büyük mücadele veriyor. Bu mücadelesini 14 yıldır belediye başkanlığı yaptığı Hendek’te sürdü-rüyor. Öyle ki daha kapalı mekanda sigara içme yasağı 2008 yılında başlamasına rağmen İnci, bu yasağı 14 yıl önce başlatarak sigaraya karşı savaş açmış. 1999 ‘da seçilir seçilmez ön-celikle çalışanların belediye binasında ve me-sai saatleri içinde sigara içilmesini yasaklamış.
PERSONELİN YÜZDE 98’İ SİGARA İÇMİYORAyrıca belediyeye elinde sigara ile gelen vatan-daşların sigarasını söndürdükten sonra beledi-yeye girişine izin vermiş. Bunun için kapıda bir zabıta memuru görevlendirilmiş. Bina içinde ise kül tablaları kaldırılması sebebiyle sigara içirtilmemiş. İnci’nin bu mücadelesi sayesin-de daha önce işe giren personelin de büyük çoğunluğu sigarayı bırakmayı başarmış. İlk günlerde uygulamaya tepkili yaklaşan belediye personeli şimdi, sigarayı yasaklaması sebebiyle bırakmaya vesile olan İnci’ye teşekkür ediyor.
Bu belediye sigara içenleri işe almıyor
İDRİS OKUR ÇORUM
-Kapadokya denilince akla ilk gelen yer Nevşehir. Ancak Çorum'un Bayat
İlçesi'nde yağmur sularının oluşturduğu şekil-ler yeni bir Kapadokya'nın gün yüzüne çıkma-sına sebep oldu. İlçeye 10 kilometre uzaklıkta-ki bir alanda fizik kurallarına aykırı şekillerin oluşması görenleri hayrete düşürüyor.
9 bin nüfuslu ilçede aynı zamanda Hititler'den kalma kral mezarları da bulu-nuyor. Bayat Belediye Başkanı Ekrem Ünlü, her yönüyle tarihin derinlerini bağrında bu-lunduran ilçelerinde peribacalarını andıran taşların görülmeye değer olduğunu söylü-yor. Küçük bir ilçe olmasına rağmen tarihi-nin büyük olduğunu belirten Ünlü, yeni bir Kapadokya'nın ilçelerinde bulunmasının önemli olduğunu vurguluyor.
Başkan Ünlü, 4 bin yıla yakın bir tarihe sahip olan Çorum'un en büyük değerlerin-den birisi olarak Bayat'ı gösteriyor:''Bizim ilçemiz tarihi geçmişi ve oluşumu olarak çok eskilere dayanıyor. Biz belediye olarak geç-mişten bize kalan bu eserlere elimizden gel-diği kadar sahip çıkıyoruz. Son olarak ortaya çıkan Kapadokya da bize gösteriyor ki küçük ama çok büyük özelliklere sahip bu ilçemiz geleceğin Nevşehir'i olma yolunda ilerliyor. ''
Çorum’un Kapadokya’sı keşfedilmeyi bekliyor
Çorum'un Bayat İlçesi'nde peribacalarını andıran taşlar büyük ilgi görüyor.
KürsüB U S A Y F A M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E Y A Z I L A R I E S A S A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K T A D I R .
KürsüKürsüKürsüB U S A Y F A M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E Y A Z I L A R I E S A S A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K T A D I R .
Bu âlemde ebedi değilsin
İkindi Sohbetleri
-Tevehhüm-ü ebediyet, insanın kendisini ebedî ve lâyemût (ölmeyecek) zannetme-
si, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya bağlanması, yaşamak için yaşaması, peşin zevk-sefa ve ücret-lerle avunarak sadece hâlihazırı yaşaması, geçmiş ve geleceği umursamaması demektir.
Tevehhüm-ü ebediyet hissi insanda bazen o derece gelişir ki ferdin hayatını bütün bütün te-siri altına alır. Hatta insan, kendi hayatını bırakır, içinde yaşadığı dünyanın hayatı ile alâkadar ol-maya durur ve sadece kıyametin kopmasını dü-şünür; evet sanki onun için endişe verici başka bir şey yokmuş gibi sadece ondan endişelenir, onunla meşgul olur. İki veya üç bin sene sonra da olsa, münhasıran kıyametin kopacağından endişe duyar. İşte bütün bunlar, tevehhüm-ü ebediyetten kaynaklanmaktadır. Çünkü insan kendi ölümünü düşünmemekte, içinde yaşadığı dünyanın ölümüyle ilgilenmektedir.
Herkes için diyemem ama günümüzde çev-remize dönüp baktığımız zaman gençliğini cami, tekke ve zaviyede geçirmiş dahi olsa çok kim-senin kendisini lâyemût (ölümsüz) zannettiğini görürüz. Öyle ki insanın "Dağı tutsam koparırım, şunu tutsam yerle bir ederim." dediği veya ileride diyeceği ve demesi muhtemel olan devreleri var-dır. İnsan o devrelerde hep tevehhüm-ü ebediyet ile yaşar. Özellikle de insan, sıhhati yerindeyken ve gençlik devirlerinde büyük ölçüde tevehhüm-ü ebediyet ile yaşar ve asla ihtiyarlayacağını, ölece-ğini düşünmez. Bir gün buradan göçüp gideceği-ni hiç hatırına getirmez. Servet u sâmânın elinden kayıp gideceğini hiç hesaba katmaz.
GÖZÜNDEN PERDEYİ SIYIR ÖYLE BAKBu duygunun üzerine dökülecek kezzap ve insandaki gafl eti yok edecek şey, "fi kir ameliyesi"dir. Yani âfâkî ve enfüsî tefekkürle gözden perdeyi sıyırmak ve hakikati görme-ye çalışmaktır. Zira Allah bizim gözümüzden perdeyi açıp da çok acı bir şekilde hakikati bize göstereceği gün gelmeden gözden perdeyi kal-dırıp hakikati görmek çok önemlidir. Kur'ân-ı Kerim'de Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: "İşte gözünün önünden perdeyi kaldırdık, şimdi ar-tık gözün pek keskindir!" (Kâf, 50/22)
Evet, nasıl olsa o gün gelecek. O gün gelme-den dikkat ve tefekkürle gözden perdeyi sıyırma ve daha şimdiden Cehennem'i ve Cennet'i gör-me, duyma ufkuna ulaşma çok önemlidir. Ama insan nisyandan mürekkep olduğundan, biraz tefekkürden uzaklaşınca hemen kendini ebedî ya-şayacakmış gibi bir kuruntu içinde hissetmektedir.
İsterseniz küçük bir örnekle konuyu az daha açalım: Meselâ, herhangi birimiz bir saraya gir-dik; orada nefsimizin bütün arzu ve iştihalarına göre hazırlanmış her şey var. Ancak bazı ema-relerle anlıyoruz ki, bunların hepsi bize ha-ram edilmiş ve hepsi de yasak. Bazen bu durumdaki bir insan, nefsine mağlup olabilir. Yemekler onun ağzını su-landırır ve o cazip şeyler onun dikkatini çeker. O da tam bu sı-rada onlara elini uzatabilir.
İşte bu zat tam temayül-lerinin güdümünde iken
birdenbire bir perde açılıverse ve Cehennem bütün dehşetiyle, Cennet de bütün debdebe ve ihtişamıyla onun gözünün önünde tülleniverse, artık böyle biri her şeyin, iştihasını kabartması-na rağmen ne o haram yemeklere elini uzatır, ne de haramlara doğru bir adım atar.
Bu itibarla diyebiliriz ki, insana fenalıkları yaptıran daha ziyade onun gafl eti, tûl-i emeli (hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya dalması) ve ha-kikati göremeyişidir. Zannediyorum ashab-ı ki-ramın günahlardan uzak durmasında da işte bu husus müessir olmuş. Bizler de eğer ameliyat-ı fi kriye ile (fi krî operasyonla) iki kere iki dört eder kat'iyetinde Cennet'in ve Cehennem'in mevcudiyetini hep mülâhazaya alabilsek nef-simizi frenleyecek, fenalıklara girmeyecek, daima ahireti nazara alacak ve hayatımızı her zaman ölçülü yaşayacağız. Böyle bir ameliye-den mahrum kaldığımız zaman ise, Cennet ve Cehennem nisyan perdesi altına gömülecek, biz de Allah'a inansak dahi, çok defa hisleri-mize mağlup olacak, tûl-i emel ve tevehhüm-ü ebediyet düşüncesiyle fenalıklara girecek ve kendimizi dünyadan kâm almaya salacağız.
ÖLECEĞİZ NE ÇARETevehhüm-ü ebediyeti aşmanın bir yolu da "rabıta-ı mevt"tir. Zira ölümü düşünerek dünyanın fâni olduğu mülâhazasını taşımak, tevehhüm-ü ebediyeti delik deşik eden önemli
bir yöntemdir. Ancak şu an etrafımıza bakınca görüyoruz ki, ateş sadece düştüğü yeri yakıyor. Kimin evinde birisi ölürse ancak onlar ölümü ha-tırlıyor ve bu önemli konu başkalarının umurun-da bile değil. Oysa Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ölümü hatırlamak gerektiğini ve bu-nun için de mezarları ziyaret etmenin faydalı ola-cağını hatırlatıyor.
Mezarları ziyaret etmek, bidayet-i İslâm'da yasak olmasına rağmen daha sonraları Efendi-miz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bunun üzerinde ısrarla durmuştur. Çünkü mezarlıklar ve mezar taşları, bazı insanların hayatına intikal ederek çeşitli tedailerle az uyanık gönüller için ahireti hatırlatmaktadır.
Şimdilerde zannediyorum kimin bir yakını öl-müşse sadece o kimse ölümü kısmen hatırlayarak tevehhüm-ü ebediyetten uzaklaşıp biraz olsun kendisine geliyor. Ben arkadaşlara ölümü hatırda tutmak için hastaneleri ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum. Gitsinler, çeşitli klinikleri gezsinler, sıhhati bozulan ve ölümünü bekleyen insanların hâline baksınlar. İhtimal böyle bir mülâhaza onla-rın da birer yolcu olduğunu hatırlatacak ve onlar-da yol azığı duygusunu tetikleyecektir.
Netice itibarıyla tevehhüm-ü ebediyet, bazen bir gafl etten kaynaklanmakta, gafl et ise tefek-kürsüz yaşamaktan doğmaktadır. Bunu delecek önemli bir husus “rabıta-i mevt”, diğeri de ölüm
ötesini rasat etme ufku sayılan hastaneler ve hastaların halleridir. Evet, ne zaman
insan, bir kısım hastalıklara, arızalara veya mal, can, evlât konularında bir imtihana maruz kalsa işte o zaman ondaki bu düşünce delik deşik olur.
Ey her zaman kullarına rahmet ve merhametiyle muamele eden Yüce Allah’ımız! Sen’den bu düşkün kullarına da merhamet edip bizi de iman-ı kâmil ve marifet-i tâmme ile
donatmanı dileniyoruz. Sinelerimizde, Sen’in azamet ve ululuğunun hakkı olan hürmete kaynak teşkil edebilecek mehâbet, mehâfet ve vuslata karşı şevk ü iştiyak hislerini uya-
racak yegâne Zat Sen’sin! Ne olur, bu lütuflarından bizi mahrum bırakma! Bizleri razı ve hoşnut olacağın amellere muvaffak kıl.. {
haftanın DuasıKitap müzakere eden arkadaşların, hayatlarında pozitif ilimlerle beraber dinî ilimlere de yer vermeleri çok önemlidir. Meselâ; imana ait bir eseri okuyan arkadaşımız, sıkılmamak için hemen arkasından ahlâk-ı âlîyeye dair bir esere başlamalıdır. Felsefeyle meşgul olan bir ar-kadaş, arkasından tasavvuf okumalıdır.. Değilse, felsefe denecek, hukuk denecek ama ahlâk-ı âlîye adına zaaflar yaşanacak; Fizik denecek, kimya denecek ama metafizikten, İslâm’ın ruhundan bigâne kalınacaktır.{Sözün Özü
Ebediyet duygu-suyla insan bazen
kendi hayatını bırakır, içinde yaşadığı dünya-nın hayatı ile alâkadar olmaya durur ve sadece kıyametin kopmasını düşünür.
1
İnsandaki gafleti yok edecek şey-
lerden birisi de “fikir ameliyesi”dir. Yani âfâkî ve enfüsî tefek-kürle gözden perdeyi sıyırmak ve hakikati görmeye çalışmaktır.
2
Ölüm ve ölüm ötesini rasat etme
ufku sayılan hastaneler ve hastaların halleri de yine insanda, bu dünyada ebedi kalma düşüncesini delik deşik eden şeylerdir.
3
Ay yüzlüm, apaçık sözlüm rûhumSana kurban; GönlümSana hayran!.Nergis bakışlarının tesiri ne de yaman!Sultânım el-amân..!Bak sînemde bir ok var, derûnumda bir acı,Sen’dedir ilâcı...Ey varlığı nûr, dünyası sürûr, sözü Kur’ân!Her derdime derman...Pür-âteşim bırakma hicranda beni zinhâr!Rûhumda âh u zâr...Hem mahzûn, hem de perişan dertlerle kıvrandım;Kapına dayandım!Bilmem başka kor, başka ateş, ben Sana yandım;Sen’inle uyandım.Ey dünyaya arştan gelen nûr, ey meh-i tâbân!Aydınlatt ı ziyân...Bakıp da evsâfına hep dîdârını andım;Aşkınla kıvrandım.Ey taptaze gül, kâkülü amber, saçı reyhan!Câziben ne yaman!Görmemiştir cihanda gözler Sen gibi dilber...Güneşten de enver...Aç lütufl a bağrını aç ki kıtmîr kulundur!Dergâhın uludur...Deryâlara denk kereminden bir katre ihsân,Ey gönlüme Sultân!Lütfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok!Derdim herkesten çok.
M. Fethullah Gülen
his dünyasıAy Yüzlü
Fasıldan Fasıla
Uhrevîlik ahlakı
-İmanda kemale yürüyen ve Allah’la
sıkı bir münasebete geçen insanın dü-
şünce ve tavırlarında şaşmayan bir doğruluk,
mütemadi bir samimiyet, sürekli bir ciddiyet
ve bir uhrevîlik ahlâkı belirir.
O insanın iç fotoğrafı haline gelen bu
ahlak, diyanet mülahazasıyla işlene işlene
zamanla onun bütün davranışlarına ak-
seder... Eline-ayağına, gözüne-kulağına,
diline-dudağına, sesinin tonuna, vurgu-
larına ve hatta mimiklerine bile hükmünü
geçirir... Ve nihayet insanın ruhuna kendi
manasının şeklini veren bu iç resim onun
tavırlarında okunan manevi bir kaside
hâline gelir; zaten, “Görüldüğünde Allah
hatırlanır” hakikati de bu kıvamdaki bir
mü’mini belirtir.
Büyük hadis âlimi Abdullah b. Mes-
leme -tarihte binlerce emsali bulunan-
bu mü’minlerden biridir. Öyle ki,
Ka’nebî diye tanınan bu büyük
insan, bir topluluğa uğradığı
zaman onun görünüşünde
müşahede ettikleri meha-
betten dolayı oradaki in-
sanlar “Sübhanallah”, “Lâ
ilâhe illallah” demekten
kendilerini alamazlarmış.
Kendisini görenlerden biri-
nin “Ne zaman Ka’nebî’yi
ziyarete gitsek onu uçu-
rumun kenarındaymış da
neredeyse Cehennem’e dü-
şüverecekmiş gibi bir vaziyette
görürdük.” diyerek vasfettiği bu hak dos-
tunun hâli elbette ki çevresindekilere tesir
etmiştir. Yine, Abdurrezzak b. Hemmam,
döneminin en büyük âlimlerinden birisi
olarak bilinen İbn Cüreyc hakkında de-
miştir ki: “Onu ilk gördüğüm zaman ‘İşte
Allah korkusundan yanıp tutuşan bir hak
dostu!..’ demeden edemedim.” Evet, o
hakikat erlerinin uzun boylu sözler söyle-
melerine gerek yoktur. Halleri imanlarına
şahittir onların. İnsan, çehrelerine nazar
edince alacağını alır; gözlerinin içine ba-
kınca ruh inceliklerini görür ve ürperir.
Hâsılı; şayet çehresinde pırıl pırıl bir
hayâ, davranışlarında dupduru bir sa-
mimiyet ve vicdanında da köpük köpük
bir heyecan bulunan nesiller yetiştirmek
istiyorsak, önce kendimiz ilim ufkunun
ötesinde hakîkat nurlarına ulaşabilmiş,
bedene ait arzu ve isteklerini zarûret çer-
çevesine hapsetmiş ve hep O’nu seslen-
dirme, O’nunla nefes alıp-verme azmiyle
gerilmiş ciddi, vakur, ağırbaşlı kim-
seler olmalıyız. Sonra da, maddî-
mânevî hiçbir şey beklemeden,
dünyevî-uhrevî hiçbir sevdaya ka-
pılmadan, en içten ve şefkat dolu bir eday-
la neslimize el uzatmalıyız. Tabii, bunu
yaparken de, vakar ve ciddiyeti hiçbir za-
man abus çehrelilik, somurtkanlık, sertlik
ve huşunetle karıştırmamalı; şefkatli, içten,
candan ve sevimli olmayı da sulu, laubali,
alaycı ve ciddiyetsiz bir hale bürün-
me şeklinde algılamamalıyız.
TEKNOLOJİ20 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
DENİZ ERGÜREL
-Apple App Store'da ve Android Market'te kullanıcıların hizmetine
sunulan uygulamaların toplam sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. Bu uygula-malar sayesinde bankacılıktan sağlı-ğa, lokasyon hizmetlerinden iletişime, oyundan eğlenceye sayısız ihtiyacımızı kolayca karşılayabiliyoruz. Diğer yan-dan bu uygulamaların sayısının artma-sıyla birlikte kişisel veri güvenliği riski de giderek artmakta.
Eğer kullanıcılar akıllı telefonlarına yükledikleri uygulamaların ne gibi
özelliklere sahip olduğuna ve hangi verilere erişim izni verdiklerine dik-kat etmezlerse tehlike büyük. Dün-yaca ünlü güvenlik yazılımı üreticisi McAfee'nin hazırladığı bir araştırma mobil uygulamaların kullanıcılar
açısından ne kadar çok ciddi risk-ler taşıdığını göz önüne ko-
yuyor. Ama çoğumuz bu risklerin ne olduğunun
bile farkında değiliz.M c A f e e ' n i n
araştırmasına katılan kullanıcıların yüzde
97'si uygulamalara ve-rilen izinlerin kendileri
için ne gibi riskler taşıdığından haber-siz. Oysa bazı uygulamaların nerelerde gezdiğinizi kaydeden GPS verilerinize sahip olması, adres defter bilgilerinize erişmesi veya mesajlarınızın içeriğini görmesi kişisel güvenliğiniz adına hiç de hoş olmayan sonuçlar doğurabilir.
UYGULAMALARDA VERİLEN İZİNLERE DİKKATÖzellikle Android kullanıcılarının akıllı telefonlarındaki uygulamaların güven-liğine çok dikkat etmeleri gerek. Çünkü Apple App Store'daki uygulamaların tersine Android uygulamaları önceden bir birim tarafından kontrol edilmiyor. Android uygulamalarını kullanmadaki sorumluluk daha çok kullanıcıda. App Store'daki uygulamalar ise yayınlan-madan önce çok aşamalı güvenlik test-lerinden geçiyor ve tek bir merkezden kontrol ediliyor.
McAfee araştırması bir başka ilginç durumu daha gözler önüne seriyor: Kullanım şartlarını ve uygulamalara verdiğimiz izinleri okumayı sevmiyoruz. Araştırmaya göre kullanıcıların yüzde 83'ü uygulamalara verdikleri izinlerin ne olduğuna dikkat etmiyor. Hatta kul-lanıcıların yüzde 42'si bu izinlerin ne ol-duğundan bile habersiz.
Akıllı uygulamalarda verdiğiniz izinlere DİKKAT EDİN
Bazı uygulamaların nerelerde gezdiğinizi kaydeden GPS verile-rinize sahip olması, adres defter bilgile-rinize erişmesi veya mesajlarınızın içeri-ğini görmesi kişisel güvenliğiniz adına hiç de hoş olmayan sonuçlar doğurabilir.
Farklı markalar tara-fından geliştirilen ve sayısız ilginç özelliğe
sahip akıllı telefon-ların kullanımı
giderek artıyor. Akıllı telefonların en önemli özelliği
ise bu cihazlar için özel olarak
geliştirilmiş uygu-lamalar.
-Akıllı telefon kullanıcılarının en çok merak ettiği konulardan birisi yeni
iPhone modelin ne zaman tanıtılacağı ve yeni modelde ne gibi özellikler olacağı. He-nüz Apple tarafından resmi bir açıklama yapılmış değil ama teknoloji dünyasından birçok isim 12 Eylül tarihinde yeni iPhone modelinin tanıtılmasını bekliyor. Tech-Crunch adlı web sitesinin verdiği bir habe-re göre ise ABD'de yeni iPhone'un satışına 21 Eylül'den itibaren başlanabilir. Çünkü ABD'nin en büyük GSM şirketlerinden Verizon, çalışanlarının 21-30 Eylül tarihleri arasındaki izinlerini iptal etti. TechCrunch editörlerine göre bu durum yeni iPhone modelini bekleyenler için önemli bir sinyal. Yeni iPhone'un özelliklerinin nasıl olacağı ise hâlâ gizemini koruyor. Beklentiler yeni iPhone'un daha geniş bir ekrana, daha hız-lı işlemciye, daha kapasiteli pil gücüne ve daha küçük PIN bağlantısına sahip olacağı yönünde. Bekleyip göreceğiz.
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
-Nikon, Android işletim sistemli ilk fotoğraf makinesinin tanıtımını yap-
tı. Coolpix S800c adlı fotoğraf makinesinin özellikleri şunlar: 16 megapiksel görüntü ka-litesi, 3.5 inç OLED dokunmatik ekran, 10x optik zoom, 25-250 mm objektif, Wi-Fi in-ternet bağlantısı, 1080p HD video, 2 GB da-hili hafıza, dahili fl aş, sarsıntı azaltıcı (VR) ve Android 2.3 Gingerbread işletim sistemi. Fa-cebook, Twitter, Google+ desteği de olan bu cihazın yurtdışı satış fi yatı 350 ABD Doları.
Akıllı telefonlarımızdan ban-kacılık işlemleri ve alışveriş yaptı-ğımızı düşündüğümüzde tehlike oldukça ciddi. Telefonumuza in-dirdiğimiz uygulamaların başı-mıza sorun açmaması için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var:
* İndireceğiniz uygulamanın özelliklerini güvenilir kaynaklar-dan iyice araştırın, kullanıcı yo-rumlarını ve eleştirilerini okuyun. Eğer bir uygulama kullanıcılardan düşük not almışsa dikkat etme-nizde yarar var.
* Android uygulamalarınızı sadece güvenilir yerlerden indi-rin. Kaynağını bilmediğiniz ama sırf ücretsiz diye indirdiğiniz bir uygulama kötü niyetli yazılım içe-riyor olabilir.
* Uygulamalara ne tür izinler verdiğinize çok dikkat edin. Ver-diğiniz izinleri iyice okumadan uygulamayı telefonunuza indir-meyin. Eğer indireceğiniz bir uy-gulama hiç alakası olmadığı halde adres telefonunuza veya konum bilgilerinize erişmek istiyorsa or-tada riskli bir durum var demektir.
Nikon’dan Android’li fotoğraf makinesi
Yeni iPhone ne zaman geliyor?
AİLEM21 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
AHMED ŞAHİN
Önce ayet-i kerime’nin sorumluluk sahiplerini titreten ikazını hatırlayalım: -”Emr olunduğun gibi istikamet üzere ol!.” (Hud-suresi 112) İşte bu önemli uyarıdan dolayı Ramazan’dan sonra hemen herkesin en mühim görevi, Ramazan’da kazandığı dini hassasiyetini Ramazan sonrasında da korumak olmalı, herkes düzelttiği istikametini koruyamama endişesini her an duymalı, kendini böyle bir endişeden müstesna gören biri gibi bir reha-vete asla kapılmamalıdır.
“Ramazan’dan yeni çıktım, kazandığım dini hassasiyetim kuvvetlidir, öyle ise böyle özel bir dikkat ve hassasiyet içinde olmama gerek yoktur” gibi bir yanlış düşünceye kaymama-lıdır..
Bunun aksi de böyledir. Ramazan’ı yaşayamayan hiçbir gü-nahkar da “Ben Ramazan’da bile istikametimi düzeltmedim, bundan sonra da düzeltemem, öyle ise benim istikametimi düzeltmek için bir çaba içinde olmam fayda vermez!” diye bir ümitsizlik kuyusuna peşinen kendini atmamalıdır.
Ramazan’daki durumu iç açıcı olmayabilir ama bugün iradesini güçlendirip istikametini pek ala düzeltebilir, ebedi hayatını kurtarabileceği şuurlu bir istikamet çizgisine yöne-lebilir. Yol açıktır çünkü.. Öyle ise “Emrolunduğun istikamet üzere ol!” ikazı, hemen hepimizin her an bir numaralı me-selemizdir!
Düzgün istikamette olan insan, istikametini korumak için , bozuk istikamette olan da istikametini düzeltmek için her an özel bir niyet ve gayret içinde olmaya kendini mecbur ve mükel-lef bilmelidir...İşte size bu konuda sorumluluk duygusuna sahip olanları titretmesi gereken muhteşem bir örnek...
Efendimiz (sas) Hazretleri, beyazlayan saçlarına hayretle ba-kanlara yaptığı açıklamasında buyuruyor ki: -Hud Sûresi’ndeki “emrolunduğun gibi istikamet üzere ol!” ayeti beni ihtiyarlattı!..
Demek ki, istikamet üzere olma hassasiyetimiz saçlarımızı ağartacak derecede meselemiz olmalıdır. Bizi de ihtiyarlatacak derecede düşündürüp titretmeli, ömür boyu istikametimizi ko-
ruma dikkati içinde olmalıyız..Nitekim hep istikametini koruma titizliği içinde yaşa-
yan maneviyat büyüğü Şah-ı Nakşibend Hazretleri’ne derler ki: -Falan zatın istikameti o kadar düzgün ki,
bazen sabah namazlarını Kâbe’de kıldığı bile görül-mektedir.
‘Mühim değil!’ der. ‘Dicle Nehri’nin üzerin-den suya batmadan yürüdüğü de görülmüştür.’ derler. ‘O da mühim değil!’ der. ‘Bahçesinde ça-lışırken zemin çamur olursa seccadesini havaya atıp namazlarını üzerinde kıldığı da olmuştur.’ derler. ‘O da mühim değildir!’ deyince sorarlar:
-Efendi Hazretleri, o mühim değil, bu mühim değil de, sizin için ne mühimdir?
Cevaba bakın da, ne mühimmiş görün:-Benim için mühim olan der, o istikamet çizgisini
son nefesine kadar devam ettirmesidir. Zamanla gevşe-yip dini hassasiyetini yitirmemesidir. Anladınız mı şimdi
en mühim olanın son nefese kadar sahip olduğu istikametini korumak olduğunu. Bugün böyle ama yarın nasıl bir gevşeme-
ye düşecek bilmemekteyiz çünkü...Öyle ise hiç kimse Ramazan-ı Şerif’teki iyi haline bakıp da
kendini garantide görüp gevşemesin. Yine hiç kimse de Rama-zan’daki kötü halini düşünüp de ‘benden istikameti düzgün bir adam çıkmaz’ ümitsizliğine kapılmasın. Hemen herkes istika-metine yönelme ve koruma konusunda devamlı bir gayret ve azmin içinde olsun, Allah Resulü’nü ihtiyarlatan istikamet üzere olma titizliği, hemen hepimizin saçlarımızı beyazlatacak derece-de meselemiz olduğunun farkına varılsın!..
İşte burada kendimize şöyle bir soru sorarak diyoruz ki:- Böyle bir hassasiyetimiz söz konusu mu yaşadığımız şu
mübarek Ramazan-ı Şerif’ten sonra? İstikametini düzeltenler korumak için, düzeltemeyenler de düzeltmek için saçlarımızı beyazlatacak derecede bir hassasiyet ve gayret içinde olmamız gerektiğinin farkında mıyı[email protected]
Ramazan’dan sonra en önemli görevimiz nedir?
-Evlilikte uzun yıllar mutlu yaşamış çiftler üzerinde yapılan bir araş-
tırmada, mutluluğun kaynağının mer-hamet ve karşılıklı sevgi-saygı olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre çiftler arasında özellikle üslup bozukluğu evli-lik ömrünü kısaltırken, eşlerin birbirine karşı merhamet ve sevgisi mutlu evlili-ğin temel taşları arasında yer alıyor.
Tartışmalarda ise kadınların öz ko-nuşamaması ve eşine sık sık telefon ederek, 'Neredesin?', 'Ne yapıyorsun?', 'Yanında kim var?' gibi sorgulayıcı ta-vırları etkili rol alıyor. Erkeklerin eşiyle sohbet etmemesi, 'çay koy', 'çocuğu sustur' gibi emir içeren kelimeleriyle hizmet talep etmesi de kavgalara da-vetiye çıkarıyor. Sağlıklı ailelerin teme-linde ise paylaşılmış dinî ve ahlâkî de-ğerlerin yanında birbirini kabullenme, iletişim, dinleme ve espritüel dil yatıyor.
KADINLARIN KONUŞMASI DAHA UZUN OLURAraştırmasını "Bir Yastıkta En Az Kırk Yıl" adlı kitapta toplayan aile danışmanı Rıdvan Oluç, en az 40 yıl evli kalmış 16 çiftle uzun röportajlarının sonucunda eşler arası geçimsizliklerin temelinde insanî zaafl ar olduğunu söylüyor. Kadın ve erkeğin psikolojisi, kişilik yapısı ve ruhî ihtiyaçları arasında belirgin farklar olduğuna dikkat çeken Oluç, "Erkekler genellikle 'rapor verme', kadınlar ise 'dostluk kurma' şeklinde bir konuşma tercih ediyor. Her iki konuşma şeklinde amaçlar farklıdır. Kadınlar ilişki kur-mak ve geliştirmek istemekteyken erkekler genellikle olayları ortaya çıkarmak ve problem çözmeye odaklanmaktadır. Bu yüz-den kadınların konuşması daha uzun olur, çünkü amacı dostluk kurmak-tır ve dostluklar çabuk kurulmaz. Kadınlar konuşma sürecinde çözüm değil, yalnızca dinlenme ve empati bekler." diyor.
ERKEKLER, ELEŞTİRİLERE AŞIRI HASSASBir erkeğin evliliğine yapacağı en iyi yatırım-lardan birinin, eşini din-leme konusunda ustalaş-ması olduğunu vurgulayan Oluç, "Erkekler, eleştiri ya da eleştiri gibi algıladıkları sözlere aşırı hassastır. Kadın, erkek isteme-den öneride bulunursa bu, güçsüzlük
ve beceriksizlik duygusu uyandırır. Bir erkekte ne yapacağını bilmediği duygu-sunu uyandıran kadın, onu anlamıyor demektir. Bir kadın, eşine kendisini iyi ve yeterli hissettirirse, 'kontrol bende' duygusunu yaşatırsa mutlu ve huzur-lu yuvalar kurmuş olmanın en önem-li tuğlasını koymuş olur." ifadelerini kullanıyor. Evlilikte eşlerin isteklerini elde etmek veya haklı çıkmak için sarf edeceği enerjiyi kendini geliştirmeye harcaması gerektiğini vurgulayan Oluç, şu tavsiyelerde bulunuyor: "Enerjinizi eşinizin gelişimine destek olmak için kullanmayı seçmek, mutlu bir ilişkinin temelidir. Haklı olmak yerine mutlu olmayı tercih edin. Eşlerin karşılıklı ta-vırlarını onaylamaları, desteklemeleri, saygı ve güven duymaları gerekiyor."
ERKEKLERIN HATALARI Eşi konuşurken başka tarafa (televiz-yon vb.) bakmak. “Çay koy”, “Çocu-ğu sustur” gibi emir içeren kelimelerle hizmet talep etmek. Motive edici cümleler kurmamak, top-lum içinde eşi hakkın-da, “o bilmez” gibi
küçümseyici konuşmak. Eşinin maaş kartını elinden almak. Evle ilgili ihti-yaçları müsrifl ik olarak değerlendirmek. Ev işlerinde yardım etmemek. Aşırı kıs-kançlık.
KADINLARIN HATALARI Eşine sık sık telefon ederek, “Nerede-sin?”, “Ne yapıyorsun?”, “Beni seviyor musun?” sorgulaması yapmak. Tartış-ma sonunda aile büyüklerine telefon edip ağlayarak şikâyet etmek. Yatak odasını cezalandırma aracı olarak gör-mek. “Şununla görüş, bununla görüş-me” gibi sosyal çevreye müdahale. “Al şu çocukları, bütün gün beni yedi bitir-di.” diyerek eşin kapıdan girer girmez çocuklarla ilgilenmesini istemek. Tar-tışmalarda erkeğin ailesini kötülemek, sürekli geçmişi gündem yapmak.
Bir yastıkta 40 yıl mutlu yaşamanın sırrıEşinizi seviyorsunuz ama küçük bir sözle başlayan büyük tartışmalar mı yaşıyorsu-nuz? Büyük hayallerle başladığınız evliliğinizin sonuna geldiğinizi mi düşünü-yorsunuz? Eşinizle en az 40 yıl daha birlikte olmanız için hâlâ şansınız var... Uzun ve mutlu bir evlilik için eşinize merhamet gösterin, sevginizi hissettirin, üslubunuzu koruyun ve onu dinleyin... Bir de 'ben' değil 'biz' deyin...
Kadın ve erkeğin psikolojisi, kişilik yapısı ve ruhî ihtiyaçları ara-sında belirgin farklar için geçimsizlikle-rin temelinde insanî zaafl ar yatıyor.
MUTLULUK İÇİN İPUÇLARIEşinizi sevdiğinizi ve ona değer
verdiğinizi sık sık belli edin. Ara sıra özel hediyeler alın. Bir arkadaşa ihtiyacı
olduğunda mutlaka yanında olun. Eşinize her zaman için vakit ayırın. Eşinizle sizin aranızdaki
özel günleri mutlaka hatırlayın. Konuşurken tama-men onu dinleyin. Onunla konuşurken samimi ko-
nuşun. Eşinizin iyi yönlerini keşfetmeye çalışın. Onun üzüntülerini ve dertlerini dinleyin. Hiçbir zaman ikiniz
de aynı anda sinirlenmeyin. Ufak tefek şeylerden dola-yı birbirinize bağırıp kalbinizi kırmayın. Eleştiriniz varsa
onu sevdiğinizi hissettirerek söyleyin. Geçmişteki hataları gündeme getirmeyin. Birbiriniz dışındaki hiçbir şeyi kafa-
nıza takmayın. Gününüzü, eşinize hoş bir söz söyleme-den bitirmeyin. Birbirinizi karşılarken şefkat ve sevgiyle
tebessüm edin. Problemlerinizi çözmeden gününüzü bitirmeyin. Hata yaptığınızda eşinizle konuşun ve
özür dileyin. Sıkıntılarınızdan eşinizi sorumlu tutmayın. İşyerinizdeki problemleri evinize
taşımayın. Eve iş getirip günün stresini eşinize yansıtmayın.
AİLEM22 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
-Çocuğun boş vakitlerinde değil zamanının tü-münde yaptığı veya yapmak istediği eylemdir
oyun. Ona özel vakit ayırmaz. Tüm zamanı oyunla geçsin ister. Uzmanlarla çocuklar bu konuda aynı fikir-de galiba. Çünkü oyun boşa zaman geçirmek değil, ak-sine yararlı bir deneyim. Oyun çocuk için sonucu dü-şünülmeden, zevk almak, eğlenmek amacıyla girişilen bir etkinlik olsa da aslında hayatı kendi deneyimleriyle öğrenme yöntemi. Oyun çocuğun sosyal, duygusal, zi-hinsel ve fiziksel gelişiminde en önemli etken.
Yeni doğan bebeğin taklit etme yeteneğine bağlı olarak geliştirilen oyunlar bebeklik, ilk ve son çocuk-luk dönemlerinde değişim gösteriyor. Hatta teknolo-jinin ilerlemesi, çizgi filmler ve internet oyunlarının da çıkmasıyla çok boyutlu hale gelen oyunun etki alanı da genişliyor.
HER YAŞTA FARKLI OYUNOyunlar çocukların farklı gelişim dönemlerinde deği-şiklik gösteriyor. 2-3 aylık bebeklerde adeta çevresinde olup bitenleri keşfetme macerası olan oyun, etrafında-ki objelere bakmak ve yakınındakileri yakalamak üzere hareketler yapmaktan ibaret.
Oyunlar cinsiyete göre de farklılık gösteriyor. 4-6 yaşlarında kız çocukları evcilik oynar, bebeklerine el-biseler giydirip küçük evlerini süslerler. Erkekler araba, uçak tabanca gibi oyuncaklara merak salarlar. Bu oyun-lar onların kimlik oluşumlarında büyük önem arz eder.
Çocuk oyunları yaşa ve cinsiyete bağlı olarak çeşitli-lik gösterse de minikler karma oyunlar oynamaktan da hoşlanırlar. Erken yaşlardan itibaren yaşıtlarıyla birlikte oynama fırsatını bulamamış veya oynarken sürekli bü-yüklerin müdahalesine maruz kalmış çocuklar da yaşıt-larıyla sağlıklı iletişim kurmada zorlanırlar.
AŞIRI KORUMACILIK ÇOCUĞU PASİF YAPIYORÇocuk öğrenme açlığı çektiği, her şeyi bilmek istediği
3-6 yaş arasında durmadan soru sorar. Enerjileri bir tür-lü tükenmez, asla yorulmazlar. Oyuncaklar bu yaşlarda çocuk gelişiminde büyük yer tutar. Büyüklerin kendileri ve oyuncakları ile oynaması onları çok mutlu eder.
Bazı çocuklarsa oyun oynamaz, pasiftir; oyuncak-larla ilgilenmez, bilgisayar ve televizyon ile meşgul olur. Pedagog Bilge Akgül, bu durumu sağlıksız ola-rak nitelendirirken sebebini yanlış ebeveyn tutumla-rına bağlıyor. Korumacı davranmak adına çocukların hareketleri engellendiğinde çocuk oynayarak aktif olmak yerine merak etme duygusunu kaybediyor, hiçbir şeyi yapmamayı tercih edebiliyor.
Çalışan anne-babaların en büyük sıkıntıların-dan biri de çocuklarıyla yeterince vakit geçireme-mek. Halbuki çocukla uzun süre birlikte olmaktan ziyade kaliteli vakit geçirmek daha önem-li. Çocukla kaliteli zaman geçirme-nin en iyi yolu ise onunla oyun oynamak. Çünkü çocuklar an-ne-babalarından bekledikleri ilgi ve sevgiyi oyun oynaya-rak görmek istiyor. Bu durum miniğin duygusal doyumunu sağlıyor. Ebeveyn oyun oynarken çocuğunun kişilik özellik-leri hakkında bil-gi ediniyor. Zira çocuklar o esnada aslında kendilerini ta-nıtıyor. Ebeveyn, çocuğunun gelişmekte olan yönle-rini bu sa-yede daha iyi takip edebiliyor.
OYUNUN FAYDALARI NELERDİR?Oyunla duyular keskinleşir, ye-tenekler serpilir, beceri artar, ha-
yal dünyası gelişir.Çocuk, oyun aracılığıyla üzüntü, kaygı ve korkularını dile getirir.Paylaşmayı, vermeyi ve almayı öğrenir.Değişik rolleri oynarken kendi kişiliğini daha iyi tanır.Oyun, çocuğun insan ilişkilerini geliştirir.Çocuğa rahat konuşma ve dü-şüncelerini açıklama alışkanlığı
kazandırır.Çocuğun kas sistemini geliştir-mesine yardımcı olur.Çocuğunuz oyun oynarken biri-ken enerjisini boşaltma imkânı
bulur.Oyun ortamında kurulan etkile-şim çocuğun ilerideki sosyal
davranışlarını belirler.Çocuk, mutluluk, sevinç, acı, acıma, korku, kaygı, dostluk,
düşmanlık, kin, nefret, sevgi, sevme, sevilme, güven duyma, bağımlılık, ba-ğımsızlık, ayrılık ve ölüm gibi pek çok duygusal tepkiyi oyun yoluyla öğre-nir.
Özel yaşamdaki bazı sorunlarını oyun yoluyla çözebilir.Gerçek yaşamda yapamadığı bir eylemi oyun ortamında gerçek-
leştirerek rahatlama fırsatı bulur.Oyun aracılığıyla dünyayı ve çevreyi keşfeder, gerekli bilgileri
edinir, merak duygusunu tatmin eder.Oyun oynamak çocuğun günlük yaşamda çevresinden aldığı
uyaranların oluşturduğu gerilimden kurtulmasını sağlar.
Farklı biçim, boyut ve renklerde-ki oyuncaklar çocuğun renk, bo-
yut ve objelerin özelliklerini öğren-mesini sağlar.
Arkadaşlarıyla oyun oynamak, çocuğun ‘ben’ ve ‘başkası’ kav-
ramlarının farkına varmasını sağlar.
Oyun oynarken çocukların sık sık tartış-ma, küsme veya kavgalarına şahit oluruz. Aile büyükleri tarafından kural konulma-yan, fazla hoşgörü gösterilen, sülalenin tek torunu, ailenin en küçüğü veya tek erkek çocuğu olan gibi kendisini özel hissettiri-len çocuklar bu açıdan şanssız. Bir dediği iki edilmeyen bu çocuklar yaşıtlarıyla oy-namakta oldukça zorlanıyor. Fakat bazen aksi de olabiliyor. Ailesi ve sosyal çevresi tarafından özgüveni desteklenmemiş ço-cuklar da yaşıtlarının oyunlarına katılmada oldukça çekingen davranabiliyor.
Oyun oynamak çocuğa neler kazandırır?Yolda yürürken gözünüze çarpan herhangi bir çocuğa, "Boş vakitlerinde ne yapıyorsun?" diye sorsanız alacağınız cevap sizi tebessüm etmekten alıkoyamaz: "Kitap okuyorum. Büyüklerimi ziyaret ediyorum. Sinema-ya gidiyorum." Listenin içinde "Oyun oynuyorum." cevabı pek yoktur. Peki, çocuklar neden oyun oynar? Oyun, çocuk için ne anlama gelir?
Çocuk oyun oynadığı zaman özgürlüğünü doya doya yaşar. Kuralları kendi koyar, kısıtlamalara maruz kalmaz. Ebevey-nin çocuklarıyla eğle-nerek geçirdiği vakti zayi edilmiş olarak görmemesi gerekiyor.
ÖZGÜVENİ EKSİK ÇOCUKLAR OYUNA KATILMIYOR
AİLEM23 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
• Detaylı namaz vakitleri için http://www.zaman.com.tr/namaz.do/ • Bulunduğunuz yerin kıblesini öğrenmek için http://www.qiblalocator.com/
NA
MA
Z V
AK
İTL
ER
İ
PARİS İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 34 7 11 13 56 17 30 20 28 21 48 10 32 08.09.2012 5 34 7 12 13 55 17 29 20 26 21 46 10 30 09.09.2012 5 35 7 14 13 55 17 27 20 24 21 44 10 29 10.09.2012 5 35 7 15 13 55 17 26 20 22 21 42 10 27 11.09.2012 5 36 7 17 13 54 17 25 20 20 21 40 10 26 12.09.2012 5 36 7 18 13 54 17 23 20 18 21 38 10 25 13.09.2012 5 36 7 19 13 54 17 22 20 16 21 36 10 23
BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 44 7 27 14 07 17 42 20 36 22 07 10 20 08.09.2012 5 45 7 28 14 07 17 41 20 34 22 05 10 18 09.09.2012 5 47 7 29 14 07 17 40 20 32 22 03 10 16 10.09.2012 5 48 7 30 14 06 17 38 20 30 22 01 10 15 11.09.2012 5 50 7 31 14 06 17 37 20 28 21 59 10 13 12.09.2012 5 51 7 33 14 06 17 36 20 27 21 56 10 11 13.09.2012 5 53 7 34 14 05 17 35 20 25 21 54 10 09
ORLEANS İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 37 7 14 13 57 17 32 20 29 21 49 10 29 08.09.2012 5 37 7 15 13 57 17 31 20 27 21 47 10 28 09.09.2012 5 37 7 16 13 57 17 29 20 25 21 45 10 26 10.09.2012 5 38 7 18 13 56 17 28 20 23 21 43 10 25 11.09.2012 5 38 7 19 13 56 17 27 20 21 21 41 10 23 12.09.2012 5 39 7 21 13 56 17 25 20 19 21 39 10 22 13.09.2012 5 39 7 22 13 55 17 24 20 17 21 37 10 20
CAEN İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 44 7 21 14 07 17 41 20 39 21 59 10 30 08.09.2012 5 45 7 23 14 06 17 40 20 37 21 57 10 29 09.09.2012 5 45 7 24 14 06 17 38 20 35 21 55 10 27 10.09.2012 5 46 7 26 14 05 17 37 20 33 21 53 10 26 11.09.2012 5 46 7 27 14 05 17 35 20 31 21 51 10 25 12.09.2012 5 47 7 29 14 05 17 34 20 29 21 49 10 23 13.09.2012 5 47 7 30 14 04 17 32 20 27 21 47 10 22
STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 13 6 50 13 34 17 08 20 06 21 26 10 36 08.09.2012 5 13 6 51 13 34 17 07 20 04 21 24 10 35 09.09.2012 5 13 6 52 13 33 17 06 20 02 21 22 10 33 10.09.2012 5 14 6 54 13 33 17 04 20 00 21 20 10 32 11.09.2012 5 14 6 55 13 33 17 03 19 58 21 18 10 31 12.09.2012 5 15 6 57 13 32 17 02 19 56 21 16 10 29 13.09.2012 5 15 6 58 13 32 17 00 19 54 21 14 10 28
ANNECY İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 22 6 59 13 41 17 15 20 10 21 30 10 28 08.09.2012 5 22 7 00 13 40 17 14 20 08 21 28 10 27 09.09.2012 5 22 7 01 13 40 17 13 20 06 21 26 10 25 10.09.2012 5 23 7 03 13 40 17 11 20 04 21 24 10 24 11.09.2012 5 23 7 04 13 39 17 10 20 02 21 22 10 22 12.09.2012 5 23 7 05 13 39 17 09 20 00 21 20 10 21 13.09.2012 5 23 7 06 13 39 17 08 19 58 21 18 10 19
LIMOGES İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 41 7 18 14 00 17 35 20 29 21 49 10 24 08.09.2012 5 42 7 20 14 00 17 33 20 28 21 48 10 22 09.09.2012 5 42 7 21 13 59 17 32 20 26 21 46 10 20 10.09.2012 5 42 7 22 13 59 17 31 20 24 21 44 10 19 11.09.2012 5 42 7 23 13 59 17 30 20 22 21 42 10 17 12.09.2012 5 43 7 25 13 58 17 28 20 20 21 40 10 16 13.09.2012 5 43 7 26 13 58 17 27 20 18 21 38 10 14
MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 25 7 04 13 44 17 18 20 11 21 39 10 21 08.09.2012 5 26 7 05 13 43 17 17 20 09 21 37 10 19 09.09.2012 5 27 7 06 13 43 17 16 20 07 21 35 10 17 10.09.2012 5 29 7 08 13 43 17 15 20 05 21 33 10 16 11.09.2012 5 30 7 09 13 42 17 14 20 04 21 31 10 14 12.09.2012 5 32 7 10 13 42 17 12 20 02 21 29 10 12 13.09.2012 5 33 7 11 13 42 17 11 20 00 21 27 10 11
LYON İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 27 7 04 13 46 17 20 20 15 21 35 10 27 08.09.2012 5 27 7 05 13 45 17 19 20 13 21 33 10 25 09.09.2012 5 28 7 07 13 45 17 18 20 11 21 31 10 24 10.09.2012 5 28 7 08 13 45 17 17 20 09 21 29 10 22 11.09.2012 5 28 7 09 13 44 17 15 20 07 21 27 10 20 12.09.2012 5 28 7 10 13 44 17 14 20 05 21 25 10 19 13.09.2012 5 29 7 12 13 44 17 13 20 04 21 24 10 17
METZ İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 18 6 55 13 40 17 15 20 13 21 33 10 36 08.09.2012 5 19 6 57 13 40 17 13 20 11 21 31 10 34 09.09.2012 5 19 6 58 13 40 17 12 20 09 21 29 10 33 10.09.2012 5 20 7 00 13 39 17 11 20 07 21 27 10 32 11.09.2012 5 20 7 01 13 39 17 09 20 05 21 25 10 30 12.09.2012 5 20 7 02 13 39 17 08 20 03 21 23 10 29 13.09.2012 5 21 7 04 13 38 17 06 20 00 21 20 10 27
RENNES İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 51 7 28 14 12 17 46 20 44 22 04 10 27 08.09.2012 5 51 7 29 14 11 17 45 20 41 22 01 10 26 09.09.2012 5 52 7 31 14 11 17 44 20 39 21 59 10 24 10.09.2012 5 52 7 32 14 11 17 42 20 37 21 57 10 22 11.09.2012 5 52 7 33 14 10 17 41 20 35 21 55 10 21 12.09.2012 5 53 7 35 14 10 17 40 20 33 21 53 10 19 13.09.2012 5 53 7 36 14 10 17 38 20 31 21 51 10 18
MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 15 6 52 13 36 17 10 20 07 21 27 10 34 08.09.2012 5 16 6 54 13 35 17 09 20 05 21 25 10 32 09.09.2012 5 16 6 55 13 35 17 08 20 03 21 23 10 31 10.09.2012 5 16 6 56 13 35 17 06 20 01 21 21 10 30 11.09.2012 5 17 6 58 13 34 17 05 19 59 21 19 10 28 12.09.2012 5 17 6 59 13 34 17 04 19 57 21 17 10 27 13.09.2012 5 17 7 00 13 34 17 02 19 55 21 15 10 25
LILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 29 7 06 13 53 17 27 20 27 21 47 10 36 08.09.2012 5 30 7 08 13 52 17 25 20 25 21 45 10 35 09.09.2012 5 30 7 09 13 52 17 24 20 23 21 43 10 33 10.09.2012 5 31 7 11 13 52 17 23 20 21 21 41 10 32 11.09.2012 5 31 7 12 13 51 17 21 20 18 21 38 10 31 12.09.2012 5 32 7 14 13 51 17 20 20 16 21 36 10 29 13.09.2012 5 32 7 15 13 51 17 18 20 14 21 34 10 28
VALENCE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 22 7 05 13 46 17 20 20 14 21 46 10 25 08.09.2012 5 23 7 06 13 45 17 19 20 12 21 44 10 23 09.09.2012 5 25 7 07 13 45 17 18 20 10 21 41 10 21 10.09.2012 5 26 7 08 13 45 17 17 20 09 21 39 10 20 11.09.2012 5 28 7 09 13 44 17 15 20 07 21 37 10 18 12.09.2012 5 29 7 11 13 44 17 14 20 05 21 35 10 17 13.09.2012 5 31 7 12 13 43 17 13 20 03 21 33 10 15
MACON İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 27 7 04 13 46 17 20 20 16 21 36 10 28 08.09.2012 5 27 7 05 13 45 17 19 20 14 21 34 10 27 09.09.2012 5 27 7 06 13 45 17 18 20 12 21 32 10 25 10.09.2012 5 27 7 07 13 45 17 17 20 10 21 30 10 24 11.09.2012 5 28 7 09 13 44 17 15 20 08 21 28 10 22 12.09.2012 5 28 7 10 13 44 17 14 20 06 21 26 10 20 13.09.2012 5 28 7 11 13 44 17 13 20 04 21 24 10 19
BEZIERS İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 5 33 7 13 13 52 17 27 20 19 21 48 10 19 08.09.2012 5 34 7 14 13 52 17 26 20 18 21 46 10 17 09.09.2012 5 36 7 15 13 52 17 25 20 16 21 44 10 15 10.09.2012 5 37 7 16 13 51 17 23 20 14 21 42 10 13 11.09.2012 5 39 7 17 13 51 17 22 20 12 21 40 10 12 12.09.2012 5 40 7 18 13 50 17 21 20 10 21 38 10 10 13.09.2012 5 41 7 19 13 50 17 20 20 09 21 36 10 08
NEŞE KUTLUTAŞ İSTANBUL
-Mutfaklarımızın vazgeçilmezlerinden olan alüminyum folyoyu aslında o kadar çok yer-
de kullanabilirsiniz ki; okuyun bakın nasıl işinize yarayacak bir parlak rulo. Diyelim ki çok sevdiğiniz bir resim veya fotoğrafınız var ve çerçeveniz yok. Durun hemen çarşı pazar dolaşmanıza gerek yok, alüminyum folyoyu çarçabuk bir çerçeveye dönüş-türebilirsiniz. Nasıl mı?
Şöyle: Beğendiğiniz fotoğraf veya resmi düz-gün bir şekilde kesin. Sonra aynı boyutlarda bir de karton kesin. Kartonun üzerine fotoğrafı yapıştı-rın. Alüminyum folyoyu masanızın üzerine yayın ve kartona yapıştırdığınız fotoğrafı üzerine koyun. Fotoğraftan en az üçer santim büyük olacak şekil-de alüminyum folyoyu düzgünce koparın. Şimdi de dışarıda kalan folyoyu fotoğrafınızın üzerine doğru düzgün bir çerçeve olacak şekilde bükün. Son olarak folyonun arkasına bir bant yapıştırıp istediğiniz yere asın. Yepyeni ve şık bir çerçeveniz oldu. İşte bu kadar.
ÇOCUKLAR DONDURMAYI DÖKMESİNSiz de çocuklarınızın elindeki dondurma kü-lahlarının altından eriyip dökülen dondur-malardan şikâyetçiyseniz çözümü çok basit. Külahın altına küçücük bir parça alümin-yum folyo sarın ve çocukların giysilerini ve evi batırmalarının önüne geçin.
TENCERE TAVA OVMA TELİMutfağınızda her zaman elinizin altında duran tencere tava ovma teliniz bitmiş olabilir. Hiç üzülmeyin alüminyum folyo-nuz varsa hemencecik bir parça koparın ve elinizde şöyle bir buruşturun onunla ovun. Sonuç mükemmel.
ISI TASARRUFU YAPINYakıt paralarının kaloriferinizden önce cebinizi yakmasının önüne geçmek istiyorsanız alümin-yum folyodan yararlanın. Yapacağınız şey çok ba-sit; kaloriferinizin ebatlarında bir koli ya da karton
parçasını olduğu gibi alüminyum folyo ile kaplayın ve bantlarla yapıştırın. Kaplarken tek dikkat etme-niz gereken nokta parlak yüzeyin dışa gelmesi ol-sun. Böylelikle kaloriferden çıkan ısının büyük bö-lümü duvar tarafından emilmeyecek, bunun yerine ısı odanızın içine yansıyacaktır.
ACİL PİKNİK TABAĞIAlüminyum folyonuza piknik sepetinizdeki eşya-larınız arasında bir yer bulun, hep orada kalsın. Pikniğe gittiğinizde tabak yetmediği takdirde eli-nizin altındaki bir karton ya da katlanmış gazete parçasını alıp üzerine folyonuzu sarın. Çarçabuk yaptığınız şık piknik tabağınız hazır.
TASARRUFLU VE DAHA GÜÇLÜ ÜTÜ KULLANMAK İÇİNÜtü yaparken çamaşırları düzeltmek için gereken ısının çoğu boşa gider. Bunun için ütü masanızın üzerine örttüğünüz örtünün altına şöyle boydan boya bir alüminyum folyo yayın. Folyo sıcaklığı ütülediğiniz çamaşırlara doğru yansıtma görevi
görerek ütüyü daha hızlı yapmanızı ve dolayı-sıyla daha çok enerji tasarruf etmenizi sağlar.
MAKASLARINIZ KÖRELDİ Mİ?İlk önce mutfağa uğrayın. Alüminyum folyonuzu ki -bu daha önce kullanmış olduğunuz folyo da olabilir- birkaç kat katlayın ve körelmiş makasınızla kalınlaştırdığınız folyoyu kesin. Üst üste birkaç kez kestiğinizde makası-nız da ilk aldığınızdaki gibi yepyeni ve işlevsel hâle gelecektir.
BOYA FIRÇANIZ KURUMASINBoya yaparken yoruldunuz ve fır-
çanızı kurutmadan muhafaza etmek istiyorsunuz. Fırçanızın üzerindeki bo-
yayı çırparak veya sıkarak akıtın. Sonra da alüminyum folyonuzla sıkıca sarın. Fırçanın
sapına yakın yere de bir paket lastiği geçirerek bir dahaki kullanımınıza kadar iyi bir şekilde mu-hafaza edin.
Kadınlar için vazgeçilmez mekan olan, erkeklerin ise uğramadan edemediği
mutfaklarda alınacak pra-tik önlemler; hem zaman
kazandırıyor hem tasarruf. Mesela bir alüminyum
folyonun bile birden fazla kullanım alanı var.
Mutfak için pratik bilgiler
-Araştırmalar, cep telefonlarının birçok klozetten 10 kat daha fazla
bakteri barındırdığını gösteriyor. Arizona Üniversitesi’nden mik-
robiyolog Charles Gerba’ya göre, cep telefonundan hastalık kapmak için Ebola salgını olmasına da gerek yok. Tuvaletlerin sık sık temizlenmesine karşın cep telefonu gibi sık kullanılan araçlar böyle bir rutin temizlikten geç-miyor. Bu da onların daha çok bakteri barındırmasına neden oluyor.
Gerba, bir telefondaki bakteri sa-yısının çok önemli olmadığını, bunun cep telefonlarının ortak kullanılması ya da paylaşılması durumunda arttığını ve tehlikeli olduğunu da belirtiyor.
Cep telefonlarının yarattığı teh-likenin bir sebebi de yüze ve ağıza yakın tutuluyor olması ve insanların elektronik eşyaları temizlemede pek istikrarlı davranmamaları.
Cep telefonu klozetten daha kirli
Uzmanlar tehlikeyi azaltmak için telefonların baş-ka kişilerle ortak kullanılmamasını ve antibakteri-yel temizleyicilerle temizlenmesini tavsiye ediyor.
BULMACA24 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Karebulmaca
Çengelbulmaca4
329 TEMMUZ 2012 PAZAR
fi‹FRE KEL‹ME 1 2 3 4 5 6
Yıldırımsavar
Latife
Allahü Teâlâ-’dan (cc)
gayrı her şey
Kozalak
Tirsi balığı Avrupa’da bir ülke
Seryumunsimgesi
AdetPaylaşım
Doğumayardımcı
kadın
Tombul bebek
Tahsisat Deniz generali
Alt altayazılmış şeyler
Miğfer
Efelek
Değişiklik
Bir et yemeği
ÜsttekiOsmanlıkomutanı
Panamaplakası
Araziyükseltisi
Merhem
Başıboş, işsiz
Apansız
At ahırı
Numara (kısa)
Soru sözü
Yiğit, delikanlı
Bardaktanboşanırcasına
yağmurGümüşünsimgesi
Din kurallarıkitabı
Uydumuz
Allah’a (cc)yalvarma
Yüz, çehre
Nazi hücumkıtası
Ağabey
Görme özürlü
Olumsuzluköneki
Kir izi
İsim
Rical-üi Gayb
Temel
Bir hücre asidi
Kışın yağar
Bir ormanağacı
Raket, vuraç
Tümör
Kalım
Büyük bitki
İnanç
Denizkabarması
Dört ayaklı bir mobilya
Hilalingörülmesi,ramazanbaşlargıcı
Orta resim-deki camı
Günlük işlereait İslam hukuku
Büyük tekne
Kasaplıkhayvan tüccarı
Tutmaorganımız
Kauçuk
AllahüTeâlâ’dan (cc) gelen
Tutsak
Tayin etme
Pişirilmişyemek
Ordu (kısa)
Menzil
Fikir, düşünce
Lahza
Bağışlanmadileme
Hud’un (A.S.)helak olan kavmi
Su
Kiloamper(kısa)
AvrupaBirliğinin
parası, avro
Katot karşıtı
Parıltı
Ortadoğu’dabir devlet
Fakirlere kar-şılıksız verilen
para, mal
Erzurum ilçesi
Sarmaşık türü bitkiler
Kral evi
Yağ yakılantoprak kandil
Tıbbi bir bitkiKolsuz, genişyakalı padişah
kürkü
Milli Eğitim(kısa)
Tüfeğin omzadayanan bölümü
Deriden sızar
Paçası dizüstünde
kalan şalvar
Acıkırmızıbiber
Kemiklerinyuvarlak ucu
Şeref
Müslümanmabedi
CennetleCehennem
arası
Fildişi sahiliplakası
Balmumunabatırılmış fitil
BırakmaReçine
Oruç ayı
Şöhret
Depremdalgası
Satrançta endeğerli taş
Etiyopya kralı
Sanat
Müsaade
MandaBildik, tanıdık
SermayeSicim
Kum falı
Tiyatronun enüst balkonu
Allah’a (cc)yalvarma,yakarma
Kalsiyumunsimgesi
Resim, müzikbandı kutusu
Diğeri
İnce yapılı
Hoşlanma
En uzun koşu
Cömert
Boğa güreşialanı
Toprağın nemi, tavı
Kendisineinanılan kişi
Yarım
Giysi, elbise
Hararetiyüksek
Ayak
Türkiye Cum-huriyeti (kısa)
Sodyumunsimgesi
Akümülatör(kısa)
Fakat lakinTelli balıkçıl
Yerfıstığı
Beddua
Kurutulmuşmeyve
Bir güvercincinsi
Alt resimdekimevlithan
Bir üzüm cinsi
Salgın yapanbir hastalık
Bir sinek türü
Allah‘ın (cc)sevdiği kulu
çekmesiNefisle savaşma
Sepiciliktekullanılan bir
madde
Cömert
Yer
Ekşimsi darıvb sübyesi
Cehenneminyedinci katı
EskiUzaklık anlatır
Avusturya’nınbaşkenti
Aşamasızasker
Ödenti
Kalite
Radyo oyunu
Haramlardan,günahlardan
sakınma
Analiz
Yetmezmiktarda
SuudiArabistan
plakası
Kıta
Yanardağpüskürüğü
Oje silici
Tropikal birmeyve
Uyum
Halk dilindemerdiven
Ayıplama,suçlama
Kira, faiz vbgelirleriyle
geçinen
Bıçak, kama
Üzerindedeneme
yapılan şey
Çekici
Evlilik akdi
Amaç
Güvence
Dişi sığır
Zaviye
Otuz günlüksüre
Kaşındırıcı birderi hastalığı
Bir ışınımdozu birimi
Hücum
Duman lekesi
Sıcak çölrüzgârı
Bir tür yaban gülü
Protaktinyumsimgesi
Dinensakıncasız
Molibdeninsimgesi
Kanun
Bir soru eki
Bakımsızbırakılmış bağ,
bahçeGümüş Boyun eğme
Oruçlu Rayiha Yatak giysisi
GAZİ OSMAN PAŞA
SELİMİYE CAMİİ
KANİ KARACA
1
2
3
4
5
6
BULMACA25 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCEpazar bulmaca29 TEMMUZ 2012 PAZAR2
ANAGRAM BULMACA
SAYI BULMACA
ANAHTAR CÜMLE
SÖZCÜK BULMACA
PETEK BULMACA
1 AO
N P
2 3 4
D R
5
6 7 8 9 10
11 12 13 14 15
16 17 18 19 20
21 22 23 24 25
26 27 28 29 30
1. “Affedersin” anlamında bir sözcük. 2. Birdevletin toprakları ile çevrilmiş başka birülkeye ait toprak parçası. 3. Nitelik. 4. Büyükfare. 5. Sanat eserleri sergilenen salon. 6.Saat, pusula gibi araçlacrda, üzerinde yazı,
rakam ya da başka işaretler bulunan düzlem. 7. Balı alınmış petek. 8. Kadın rakip. 9. Gebe. 10.Mısır’ın başkenti. 11. Kır yemeği. 12. Bir yerde oturma. 13. Süsleme. 14. Göksel. 15. Bir Avrupahalkı. 16. İngiliz salçası. 17. Çok tekrarlanmaktan usanç verici bir durum alan söz. 18. Hekimliktegaz söktürücü olarak yararlanılan bir bitki. 19. Balıkesir’in eski adı. 20. Tehlikeli bir hastalık. 21.Bir narenciye türü. 22. Ateh getirme. 23. Bolu ilçesi. 24. Dilbilgisi. 25. Yat limanı. 26. Erkanıharp.27. Bir süs bitkisi. 28. Çirkin, huysuz. 29. Resim yapan sanatçı. 30. Deniz haydudu.
Tan›mla ra uy gun alt› harf li söz cük le ri ayn› say›l›da ire le rin çev re si ne yaz›n. Söz cük ler sa at do€rul -tu sun da ve her söz cü€ün ilk harf li da ire den ç›kanokun gös ter di€i ku tu dan baflla ya rak yaz›la cakt›r.
1. Yırtıcı bir kuş. 2. Avı çok olan yer. 3. Küçük
kale. 4. Abuhava. 5. Bir tür hukuki görevli. 6.
Arzu. 7. Bir tür mikroskop camı. 8. Mania. 9.
Çember. 10. Faal, aktif. 11. Yurt. 12. Balıkesir’in
bir ilçesi. 13. Zeka. 14. Çocuk. 15. Sıvı ölçüm biri-
mi. 16. Öndelik. 17. Pişman. 18. Metal. 19.
Baharat, ev ilaçları, gereçleri satan kimse ya da
dükkan. 20. Kıyım, acımasızlık, cefa.
Ka re ler için de ki befl harf li söz cük ler de ki harf le rin yer le ri ni de€iflti re rek, yukar›daki tan›mla ra uy gun söz cük le ri olufl tu run ve çiz gi le re yaz›n. Bul du€unuz ye ni söz cük le rin ilk harf le ri ni s›ray la oku du€unuz da bir söz oluflacakt›r.
HAŞİN
1
KAVAL
2
SARİH
3
KİLİM
4
TENOR
5
KESİT
6
MELAL
7
GENEL
8
İDARE
9
TEKİN
10
TAVAN
11
KEDER
12
KALAN
13
TELVE
14
TİRLE
15
SAVAN
16
Afla€›daki say›lar› bulmaca karelerinde aray›n ve bulduklar›n›z›nüzerini iflaretleyin. Bakal›m hepsini kaç dakikada bulabileceksiniz?
İDMAN
17
ENDAM
18
TARAK
19
LÜZUM
20
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
8 1 3 9 1 5 7 8 6 6 3
5 8 7 6 9 3 8 1 2 7 3
1 2 5 6 5 5 6 1 3 6 7
8 6 9 3 2 4 4 5 1 1 4
5 4 3 9 3 4 1 7 5 8 8
3 8 6 4 4 4 3 7 9 9 6
9 1 2 1 5 2 3 4 9 9 1
8 7 6 7 3 5 8 4 2 3 6
7 6 4 3 5 4 1 9 2 6 3
5 3 1 5 3 4 4 8 9 6 8
1 7 4 2 2 1 1 9 5 1 4
1 4 3 6 2 7 5 3 7 6 8
7 1 6 2 2 5 4 8 7 3 3
3 9 3 9 7 6 3 4 9 9 7
5 1 6 7 7 2 4 1 6 7 4
3 8 6 4 3 4 5 6 6 5 8
7 7 1 7 7 6 4 5 2 7 3
4 9 5 9 4 4 1 3 7 2 1
8 7 1 3 4 8 8 9 7 1 4
6 6 9 5 7 1 8 3 2 6 5
13475
15373
18231
21839
25487
26695
35419
36192
37254
43178
48374
49925
56556
57893
57936
61899
66957
67724
3 HARFLİEKE ERKHÜR NARPUL ÜST
4 HARFLİANUT APORESKİ ETÜVÖREN TROK
5 HARFLİAÇMAZAHSENAKBAŞAKSAMAKŞAMALATAALİZEÇIKMAÇORUHENKAZEZBERİSTOPKUTURMARKARİTİMTUTUMZIPIR ZİLLİ
6 HARFLİALENENETİLERHARANIKİRACINAFAKATELAFİ
7 HARFLİAKSAKALAYNİYATFONETİKIZTIRARLAMELİFTAMAMEN Soldaki sözcükleri bulmaca karelerine yerlefltireceksiniz. ÇORUH’u ipucu olarak yerine biz koyduk.
Ç O R U H
BULMACA26 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCEpazar bulmaca 29 TEMMUZ 2012 PAZAR 3
KARE BULMACA
ÇÖZÜMLER SÖZCÜK AVI
Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın dizelerini oluşturacaktır.
DOĞUŞ
DOKUZ
DOLAK
DOLAM
DOLAN
DOLAP
DOLAR
DOLAY
DOLGU
DOLMA
DOMUR
DONAM
DONMA
DONRA
DONUK
DORUK
DORUM
DOSYA
DOYGUN
SOL DAN SA⁄A1. Çanakkale savaşlarının yapıldığı yer. 2. Birlikten yana olan, merkeziyetçipolitika – Taş dibek – Dört yaşına kadar olan dişi manda yavrusu – Tümör. 3.Nikelin simgesi – Orduda onbaşılara ve çavuşlara verilen ad – Mikroskop camı– Su altında kalan tarla. 4. Narçiçeği renginde bir süs taşı – Özsu – Büyükerkek kardeş (halk dili) – Yabancı. 5. Madeni – Kirlilik izi – Sakarya ovasınındiğer adı. 6. Riziko – Gizli yer, köşe bucak – Orta oyununda kavuklu ile konuşupoyunu açan kimse – Bulutların yeryüzüne kadar alçalmasıyla oluşan doğaolayı. 7. Kalıtımın maddi temeli olan ve kromozomları oluşturan maddeninkısa yazılışı – Yiğit – Yapılarda merdivenleri aydınlatacak biçimde hazırlanmışelektrik düzeneği. 8. Nişastalı tanelerin su ile kaynatılarak bulamaç biçiminegelmiş durumu – İtalya’nın başkenti – Genişlik. 9. Levazım (kısa) – Kur’an’dabir sure – Duyarga. 10. Atlas Okyanusu, Akdeniz ve Marmara’da yaşayan, kır-mızı renkli, lezzetli bir balık – lezzet. 11. İktisat – Nişastayı parçalayarakşekere çeviren enzim. 12. Haykırma – Basit şekerlerin genel adı – Yeşile çalantoprak rengi – Beyaz. 13. Meteorolojik gözlem – Bir renk – Afrika’da bir ülke.14. Kabul etmeme – Parlak deri. 15. Bir spor dalı – Bir tür sebzeli et yemeği –Seher vakti, şafak. 16. Müslümanlığın beş şartından biri – Sofrada kullanılansahan altlığı – Stil – Bir nota. 17. Evrensel alıcı kan grubu – MarlonBrando’nun ünlü filmi – İşsiz, boşta gezen – Bayındır duruma getirme. 18.Avrupa’da bir ırmak – Üye – Tok karşıtı – Fas’ın plâka işareti – Tedavi etme. 19.Cüsseli, büyük – Mısır’ın plâka işareti – Ezanı ilk okuyan Müslüman. 20.Kur’an’ı Kerim’in bir diğer adı – Aylardan biri – Ülkemizin plâka işareti.
YU KA RI DAN AfiA⁄IYA1. Geçtiğimiz günlerde 86 yaşında vefat eden ünlü tiyatro yazarımız (resim-deki) – Bir kimseye. Bir spor kulübüne aşırı tutku ile bağlı olan. 2.Yabanmersini türü – Küçük mağara – Ağırbaşlı – Arkalıksız, küçük iskemle.3. Lityumun simgesi – Benzer, eş, denk – Müsadere – Afrika’da bir ırmak. 4.Piston – Tropikal bölge meyvelerinden biri – Fazladan verilen. 5.” …. Kandili”(Şaban ayının 15. Gecesi kutlanılan kandil)) – Geminin zincirini toplayıpdemirini kaldırmaya hazır olması – Aksama, aksaklık – İlâç. 6. O yer – Parlak,sıkı dokunmuş ipekli kumaş – Anayol veya deniz kenarında yapılmış küçükotel – Anayönlerden biri. 7. Atılmış, eğrilmeye hazırlanmış, top biçimindeiplik çilesi – Gücü yetmeyen – Dövülerek savrulmaya hazırlanmış samanyığını. 8. Akıl – Ölü gömülen çukur, mezar – Bir bağlaç – Keçeden kalınkumaş. 9. Keçiyolu, patika – Haber Ajansı (kısa) – Eski dilde bayram. 10. Gelirgetiren mülk – Yöre. 11. Osmanlılarda Avrupa’da ki topraklarımıza verilen ad– Samsun’un bir ilçesi. 12. Hayat arkadaşı – Kötülük. 13. Yatkınlık, alışkanlık– Güvenilir. 14. Yabani hayvan vurma – Oyun konusunun geçtiği yeri çevreyibiçim, kalıp, renk ve ışıklama ile canlandıran tamamlanmış yapım – Karanfil,zencefil, karabiber vb. nin ortak adı – Fühüvvet şeyhi. 15. Atasözü (halk ağzı)– Mercanada – Bilgi – Favori. 16. Mesafe – Kokulandırılmış – Büyük demiryolu durağı – En küçük izci birliği. 17. Eli açık, cömert – Haşlanıp üzerinekızdırılmış yağ gezdirilen mısır unu yemeği – Aslında, esasen. 18. Tirsi balığı– Ödeme – Yemin – Kafa. 19. Becerikli, usta – Otomobilin çekiş ve hızınıayarlayan dişliler düzeni – Sanma, san – Pamuk ipliğini saran el çıkrığı. 20.Erkek – Afrika’da bir ülke – Üflemeli çalgı – Kayınpeder (halk ağzı).
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
U Ç U N K U M Ş L D A R U Ç U
N A M N O D A A D D O O Ğ Z D
D O R U K U L M O Ğ U Ğ U M Y
E R E Ş D İ O L L M D K U İ D
A R N O D O D O A A O Ğ L Ş A
R I N D D D Y D P D A M O R S
D Ü N B O O Ü G L V K U N O D
O A R L D D L I U D O R U M R
L O A R M O A A N N L A R K O
A K Y N U N N D Y D O L G U A
N B R A L O D A İ R U M O D R
S E R İ N D E R M E A Y S O D
KARE BULMACASOLDAN SAĞA1. Gelibolu Yarımadası. 2. Üniter – Soku – Evere – Ur. 3. Ni – Erat – Lamel –Malaz. 4. Grena – Usare – Ede – El. 5. Metalik – Leke – Akova. 6. Risk – Tun –Pişekâr – Sis. 7. DNA – Alp – Otomat. 8. Lapa – Roma – En. 9. Lv – Nisa –Lamise. 10. Mazak – Tat. 11. Ekonomi – Amilaz. 12. Nara – Oz – Haki – Ak. 13.Rasat – Al – Gana. 14. Ret – Rugan. 15. Atıcılık – Haşlama – Tan. 16. Namaz –Nihale – Tarz – La. 17. AB – Baba – Avare – Abat. 18. Tuna – Aza – Aç – MA –Otama. 19. İri – ET – Bilâli Habeşi. 20. Kelâm-ı Kadim – Nisan – TR. YUKARIDAN AŞAĞIYA1. Güngör Dilmen – Fanatik. 2. Enir – İn – Vakar – Tabure. 3. Li – Emsal –Zoralım- Nil. 4. İtenek – Ananas – Caba. 5. Berat – Apiko – Arıza – Em. 6. Ora– Atlas – Motel – Batı. 7. Tulup – Aciz – Tınaz. 8. Us – Sin – Ki – Aba. 9. Yolak –HA – İd. 10. Akar – Havali. 11. Rumeli – Alaçam. 12. Eş – Şer. 13. Meleke –Emin. 14. Av – Dekor – Baharat – Ahi. 15. Deme – Atol – Malumat – As. 16.Ara – Aromatik – Gar – Oba. 17. Selek – Mamaliga – Zaten. 18. Alosa – İta –Ant – Baş. 19. Uz – Vites – Zan – Alamit. 20. Er – Fas – Ney – Kaynata.
ANAGRAM BULMACAŞahin ile deve avlanmaz.
PETEK BULMACA1. Pardon. 2. Anklav. 3. Kalite. 4. Geleni. 5. Galeri. 6. Kadran. 7. Kavara. 8.Rakibe. 9. Hamile. 10. Kahire. 11. Piknik. 12. İkamet. 13. Bezeme. 14.Semavi. 15. Slovak. 16. Ketçap. 17. Terane. 18. Rezene. 19. Karesi. 20.Kolera. 21. Turunç. 22. Bunama. 23. Mengen. 24. Gramer. 25. Marina. 26.Kurmay. 27. Zambak. 28. Kaknem. 29. Ressam. 30. Korsan.
SÖZCÜK AVIUçun kuşlar uçun! Doğduğum yere / Şimde dağlarında mor sünbül vardır /Ormanlar koynunda, bir serin dere
SÖZCÜK MERDİVENİÇANAK - KANAK - KONAK - KONUK - KOŞUK - KOŞUT - KOŞUL
SARMAL BULMACAİÇE DOĞRUKavak yelleri – Meduza – Vetire – Cebriye – Zürafa – Car – Aktamar – Fatsa- Vatman – Debillik – Eşkıya – Lahmacun – Okluk – Araklı – TahlisiyeDIŞA DOĞRUEy – İs – İl – Hatıl – Karakul – Konu – Cam – Halayık – Şekilli – Bednam –Tavas – Tafra – Mat – Karaca – Far – Üzeyir – Beceri – Tevazu – Demirel –Ley - Kavak
SUDOKU ÇÖZÜMLER‹
GÜNGÖR DİLMEN
3 4 2
7 6 9
8 5 1
6 7 9
1 8 5
2 4 3
1 8 5
3 4 2
9 6 7
2 7 4
9 3 6
5 1 8
9 5 8
4 1 7
3 6 2
6 1 3
5 2 8
7 9 4
1 2 7
4 9 5
6 8 3
5 9 4
8 3 6
7 2 1
8 3 6
2 7 1
4 5 9
9 1 7
2 8 5
4 6 3
2 6 3
1 7 4
8 9 5
8 4 5
3 9 6
1 7 2
3 9 6
1 5 2
8 7 4
7 5 1
9 4 8
6 3 2
2 8 4
7 6 3
9 5 1
7 3 9
6 4 8
5 2 1
5 2 6
3 1 9
4 8 7
4 1 8
5 2 7
6 3 9
Çamağacınınkabuğu
Su
Birorganımız
Güzel sanat-ların bir dalı
Hayvansalgıda
Bir nota
Devlet ista-tistik Ens-titüsü (kısa
Su taşkını
Şampiyonatletimiz
(altta)
İnce dantel
Bir yumurtayemeği
Gözdecanlılık
Terbiye
Minaredenokunan dua
Kabir
Evcil geyik
Uluslar arasıÇalışmaÖrgütü
İletişim
Öykü
İstenilensonuç, verim
Bir taşıtaracı
Er kişi
Uzaklıkanlatır
Demeç
Şampiyonatlet (üstte)
Mevsimler-den biri
Çanakkale’-nin ilçesi
İlçe yöneticisi
Bir kilo
Saz, kamış
İcar
Çerkezdestanı
KKTC’deliman kenti
Ski
Uçak, gemitopluluğu
Düzen, hile
İnce keskinses
Ülkemizin enbüyük gölü
Koca
Hint felsefesistemi
Hitit
Yiyeceğiortaklaşatoplantı
Üvey ana
Güvenlik
Müzikte sesuyumsuzluğu
Roma’nıneski adı
Üst karşıtı
Belli, açık
İzmir’in ilçesi
Renkli, iri papağan
Recep ayındakesilen kurban
Kabuletmeme
Genişolmayan
Ağacın kolu
Gözü açık,uyanık
AvrupaBirliği (kısa)
Damarlardadolaşan
hayati sıvı
“… Konduk”(oyun yazarı)
Fikir
Sayıboncuğu
Norveç’inbaşkenti
“Cihan …”(aktör)
Olgunlaş-mamış ekin
Aylardan biri
Cet
İşaret
Gelecek,istikbal
Bir nota
İlginç
Müziklijimnastik
Edirne’ninbir ilçesi
Bir bayangiyeceği
Ziya, şavk
Yasaklama
Boya
Oruç ayı
Şan, şöhret
Yüksekokul
Rütbesizasker
Gam, keder
Dalgakıranlıliman
Hatıra
Bir süsbitkisi
Kârsağlayan,
verimli
Güçlük
Cetvel türü
Ti simgelielement
Eserdeki ana konu
Eski toprakvergisi
Korkuya ça-buk kapılan
Soğurma,emme
Binekhayvanı
Üye
Genişlik
DoğuAnadolu’da
ırmak
Litre (kısa)
Kurbağayavrusu
Yazı sanatı
İsim
Satrançtaözel birhareket
Yabanihayvanvurma
Bir spor dalı
Çokbilmiş,ukala
Bir kekiktürü
Romanya’nınplâka işareti
Çağrı
Bütün,eksiksiz
Eleştiri
Çukur tabak
Demir yolu
Ocak başı(halk ağzı)
Bir renk
Kireç,sönmemiş
kireç
İnce yapılı
Örme işleri
Suyosunu
Motor yağı
Biricik
Maymun türü
At ayağınaçakılandemir
Eskidenilmiyenin
giydiği üstlük
Yarım (eski dil)
Denizinyükselmesi
olayı
Rüzgâr
Zeybek
Bir nota
Tanıtımetkinliği
Lityumunsimgesi
Kalsiyumunsimgesi
İnsan vehayvanlarınkemik çatısı
Kimyasal bir madde
Özen
POLAT KEMBOİ ARIKAN
NEVİN YANIT
B T A Ü E K E D A E
N E V İ N Y A N I T R A N T A B L F A
Y A Z A L A Ş E H İ R A V G R E S
Ç A N A N A L I K Z A H M E T E İ
N E R C K T A S A T E N K İ T
K A Y M A K A M M E N L T K İ L S
O M T O N A T İ R E T İ T A N M A K İ
S O Y M U K G İ R N E E N T E R E S A N M E T
M A H İ K A Y E K A N D E M İ R R A Y L İ
E L S A L A E T İ E K İ M B B İ L E C E N
E D E B İ Y A T D A R R A M A Z A N L A T A
E T M E Z A R D E T O N E A Ş A R
F E R K İ R A A B A K Ü S H A T
R E R E N F İ L O İ M R A T R
D İ E A D A M S A K A K A D E M İ
S E L T R E N A L T E N E Z R O K
P O L A T K E M B O İ A R I K A N R O
fi‹FRE KEL‹ME 1 2 3 4 5 6
Yıldırımsavar
Latife
Allahü Teâlâ-’dan (cc)
gayrı her şey
Kozalak
Tirsi balığı Avrupa’da bir ülke
Seryumunsimgesi
AdetPaylaşım
Doğumayardımcı
kadın
Tombul bebek
Tahsisat Deniz generali
Alt altayazılmış şeyler
Miğfer
Efelek
Değişiklik
Bir et yemeği
ÜsttekiOsmanlıkomutanı
Panamaplakası
Araziyükseltisi
Merhem
Başıboş, işsiz
Apansız
At ahırı
Numara (kısa)
Soru sözü
Yiğit, delikanlı
Bardaktanboşanırcasına
yağmurGümüşünsimgesi
Din kurallarıkitabı
Uydumuz
Allah’a (cc)yalvarma
Yüz, çehre
Nazi hücumkıtası
Ağabey
Görme özürlü
Olumsuzluköneki
Kir izi
İsim
Rical-üi Gayb
Temel
Bir hücre asidi
Kışın yağar
Bir ormanağacı
Raket, vuraç
Tümör
Kalım
Büyük bitki
İnanç
Denizkabarması
Dört ayaklı bir mobilya
Hilalingörülmesi,ramazanbaşlargıcı
Orta resim-deki camı
Günlük işlereait İslam hukuku
Büyük tekne
Kasaplıkhayvan tüccarı
Tutmaorganımız
Kauçuk
AllahüTeâlâ’dan (cc) gelen
Tutsak
Tayin etme
Pişirilmişyemek
Ordu (kısa)
Menzil
Fikir, düşünce
Lahza
Bağışlanmadileme
Hud’un (A.S.)helak olan kavmi
Su
Kiloamper(kısa)
AvrupaBirliğinin
parası, avro
Katot karşıtı
Parıltı
Ortadoğu’dabir devlet
Fakirlere kar-şılıksız verilen
para, mal
Erzurum ilçesi
Sarmaşık türü bitkiler
Kral evi
Yağ yakılantoprak kandil
Tıbbi bir bitkiKolsuz, genişyakalı padişah
kürkü
Milli Eğitim(kısa)
Tüfeğin omzadayanan bölümü
Deriden sızar
Paçası dizüstünde
kalan şalvar
Acıkırmızıbiber
Kemiklerinyuvarlak ucu
Şeref
Müslümanmabedi
CennetleCehennem
arası
Fildişi sahiliplakası
Balmumunabatırılmış fitil
BırakmaReçine
Oruç ayı
Şöhret
Depremdalgası
Satrançta endeğerli taş
Etiyopya kralı
Sanat
Müsaade
MandaBildik, tanıdık
SermayeSicim
Kum falı
Tiyatronun enüst balkonu
Allah’a (cc)yalvarma,yakarma
Kalsiyumunsimgesi
Resim, müzikbandı kutusu
Diğeri
İnce yapılı
Hoşlanma
En uzun koşu
Cömert
Boğa güreşialanı
Toprağın nemi, tavı
Kendisineinanılan kişi
Yarım
Giysi, elbise
Hararetiyüksek
Ayak
Türkiye Cum-huriyeti (kısa)
Sodyumunsimgesi
Akümülatör(kısa)
Fakat lakinTelli balıkçıl
Yerfıstığı
Beddua
Kurutulmuşmeyve
Bir güvercincinsi
Alt resimdekimevlithan
Bir üzüm cinsi
Salgın yapanbir hastalık
Bir sinek türü
Allah‘ın (cc)sevdiği kulu
çekmesiNefisle savaşma
Sepiciliktekullanılan bir
madde
Cömert
Yer
Ekşimsi darıvb sübyesi
Cehenneminyedinci katı
EskiUzaklık anlatır
Avusturya’nınbaşkenti
Aşamasızasker
Ödenti
Kalite
Radyo oyunu
Haramlardan,günahlardan
sakınma
Analiz
Yetmezmiktarda
SuudiArabistan
plakası
Kıta
Yanardağpüskürüğü
Oje silici
Tropikal birmeyve
Uyum
Halk dilindemerdiven
Ayıplama,suçlama
Kira, faiz vbgelirleriyle
geçinen
Bıçak, kama
Üzerindedeneme
yapılan şey
Çekici
Evlilik akdi
Amaç
Güvence
Dişi sığır
Zaviye
Otuz günlüksüre
Kaşındırıcı birderi hastalığı
Bir ışınımdozu birimi
Hücum
Duman lekesi
Sıcak çölrüzgârı
Bir tür yaban gülü
Protaktinyumsimgesi
Dinensakıncasız
Molibdeninsimgesi
Kanun
Bir soru eki
Bakımsızbırakılmış bağ,
bahçeGümüş Boyun eğme
Oruçlu Rayiha Yatak giysisi
P L E V N E
GAZİ OSMAN PAŞA
SELİMİYE CAMİİ
KANİ KARACA
P M A İ C Ü E Ö
Ş A K A L İ S T E L A B A D A
R O S T O P A T E P E E M
G A Z İ O S M A N P A Ş A A N İ
T A V L A N E D İ L A V E R
N O A G A Y S İ M A A K A
N A A D A S A L K A R L
L E K E U R A Ğ A Ç M E T
S C E R A B B A N İ A T A M A O R
M E C E L L E İ D E A M A N M A E K Ü
L E M A S A D A K A A Ş A K S A R A Y
F İ L İ S T İ N L A D E N K A P A N İ Ç E
M E T E R E O M T
D İ P Ç İ K İ S O T C İ
Y A K M A Ü N Ş A H
T E R K A R T S U N A M İ
A Ş İ N A R E M İ L
C A M I Z F İ P C A A
N A R İ N A K A Ö L
H A Z N İ M S T A O A R A Ş İ T
P A L Y A P I N C A K K A R A S İ N E K
K A N İ K A R A C A M Ü C A H E D E A K A
R B O Z A A T A E R N İ T E L İ K
M A H A L T A K V A A Z S A
A S E T O N İ N T İ B A K
L A V R A N T İ Y E D E N E K
N İ K A H İ N A N C A A Ç I
G A Y E L İ K E N A T A K N
N E S R İ N C A İ Z Y A S A
P A K E L E M E S İ M R A M
S A İ M K O K U P İ J A M A
1
2
3
4
5
6
BULMACA27 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
SARMAL SUDOKU
SÖZCÜK MERD‹VEN‹
PUZZLE BULMACA
‹ÇE DO⁄RU1-12 “Ne güzel geçmişti bütün bir yaz / Başımda… … esen o yaş” (Zerrin Özer) 13-18 Denizanası19-24 Süreç 25-31 Yazgıcılık, kadercilik 32-37Uzun boyunlu bir hayvan 38-40 Çağrı 41-47 VanGölün’deki ada 48-52 Ordu ilçesi 53-58 Tramvaysürücüsü 59-66 Genellikle yapı ile ilgili aşırı vesürekli güçsüzlük 67-72 Haydut, harami 73-80Türk fastfood yiyeceği 81-85 Sadak 86-91 Trabzonilçesi 92-100 Gemilerdeki kurtarma sandalı
‹ki sudoku bul ma cam›zda ki her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük her ku tu ya, 1’den 9’a ka dar ra kam lar yer leflti ri -le cek tir. Her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük ku tu bö lüm le rin de 1’den 9’a ka dar say›lar bir kez kul lan›la cakt›r.
Merdivenin ilk basama€›ndaki ÇANAK sözcü€ününü son basamaktaki KOŞUL sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin
DIfiA DO⁄RU100-95 Bir hitap ünlemi 98-97 Duman kiri 96-95Vilayet 94-90 Duvarı berkitmek için taşlarınarasına yatay olarak yerleştirilen direk 89-83 Birkoyun türü 82-79 Mevzu 78-76 Sırça 75-69 Cariye68-62 biçimli 61-56 Kötülüğü ile dillere düşen55-51 Denizli ilçesi 50-46 Kendisini olduğundanbüyük gösterip böbürlenme 45-43 Donuk renkli42-37 Geyikgillerden bir hayvan 36-34 Bir oto-mobil lambası 33-28 Bir peygamber 27-22 Hüner21-16 Alçakgönüllülük 15-9 “Volkan …” (kaleci)8-6 Romanya para birimi 5-1 Bir ağaç türü
Y A K U T
N U M U N E L A Y İ H A
Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.
2 HARFLİAK AL CU CUDU EL ES GAMA ME OD OHOL SU VA YO
3 HARFLİARA DAR EZA
İDE İYE İYİKUM LUT MAŞOTO OYA POSSAN SAP TOKUTA VAZ YAZ
4 HARFLİADEM AMUTARAF BANUEDİP EKİN
HOCA HORAİLAÇ İLEK
İNEÇ LAKAODAK ONURPANE PİRESEVİ SPOTSTER ŞORTŞULE TOKAUMUT VOLE
5 HARFLİARİFE
BRANŞ ENZİM ESAMİ ESEME MİRAS MOZAK ODESA OKAPİ
OKUME PİPET
PULAT RUHAT SEMEN STİLO TEPİR YAKUT
6 HARFLİDOLUCA GAZİNO HATIRA İHANETKOVBOY LAYİHA
NUMUNE OVOGON SERAPASUPARAULUSALYAKUZA
ÇANAK
KOŞUL
ÇEM‹fiYEM‹fi
YEM‹NYEMEN
YEMEKYELEK
YEDEK
ÖRNEKT‹
R
Çamağacınınkabuğu
Su
Birorganımız
Güzel sanat-ların bir dalı
Hayvansalgıda
Bir nota
Devlet ista-tistik Ens-titüsü (kısa
Su taşkını
Şampiyonatletimiz
(altta)
İnce dantel
Bir yumurtayemeği
Gözdecanlılık
Terbiye
Minaredenokunan dua
Kabir
Evcil geyik
Uluslar arasıÇalışmaÖrgütü
İletişim
Öykü
İstenilensonuç, verim
Bir taşıtaracı
Er kişi
Uzaklıkanlatır
Demeç
Şampiyonatlet (üstte)
Mevsimler-den biri
Çanakkale’-nin ilçesi
İlçe yöneticisi
Bir kilo
Saz, kamış
İcar
Çerkezdestanı
KKTC’deliman kenti
Ski
Uçak, gemitopluluğu
Düzen, hile
İnce keskinses
Ülkemizin enbüyük gölü
Koca
Hint felsefesistemi
Hitit
Yiyeceğiortaklaşatoplantı
Üvey ana
Güvenlik
Müzikte sesuyumsuzluğu
Roma’nıneski adı
Üst karşıtı
Belli, açık
İzmir’in ilçesi
Renkli, iri papağan
Recep ayındakesilen kurban
Kabuletmeme
Genişolmayan
Ağacın kolu
Gözü açık,uyanık
AvrupaBirliği (kısa)
Damarlardadolaşan
hayati sıvı
“… Konduk”(oyun yazarı)
Fikir
Sayıboncuğu
Norveç’inbaşkenti
“Cihan …”(aktör)
Olgunlaş-mamış ekin
Aylardan biri
Cet
İşaret
Gelecek,istikbal
Bir nota
İlginç
Müziklijimnastik
Edirne’ninbir ilçesi
Bir bayangiyeceği
Ziya, şavk
Yasaklama
Boya
Oruç ayı
Şan, şöhret
Yüksekokul
Rütbesizasker
Gam, keder
Dalgakıranlıliman
Hatıra
Bir süsbitkisi
Kârsağlayan,
verimli
Güçlük
Cetvel türü
Ti simgelielement
Eserdeki ana konu
Eski toprakvergisi
Korkuya ça-buk kapılan
Soğurma,emme
Binekhayvanı
Üye
Genişlik
DoğuAnadolu’da
ırmak
Litre (kısa)
Kurbağayavrusu
Yazı sanatı
İsim
Satrançtaözel birhareket
Yabanihayvanvurma
Bir spor dalı
Çokbilmiş,ukala
Bir kekiktürü
Romanya’nınplâka işareti
Çağrı
Bütün,eksiksiz
Eleştiri
Çukur tabak
Demir yolu
Ocak başı(halk ağzı)
Bir renk
Kireç,sönmemiş
kireç
İnce yapılı
Örme işleri
Suyosunu
Motor yağı
Biricik
Maymun türü
At ayağınaçakılandemir
Eskidenilmiyenin
giydiği üstlük
Yarım (eski dil)
Denizinyükselmesi
olayı
Rüzgâr
Zeybek
Bir nota
Tanıtımetkinliği
Lityumunsimgesi
Kalsiyumunsimgesi
İnsan vehayvanlarınkemik çatısı
Kimyasal bir madde
Özen
3 4 2
9
8 5
6 7
KOLA
YZO
R
9
4
6
9 8
4 1 7
3 2
5
7
7
2 1
3 6
2
4 5 9
7
2 8
6
4
5
9
1
7 4
5 1
6 3
2 8
3
8
2 7
6
9
4
5
POLAT KEMBOİ ARIKAN
NEVİN YANIT
pazar bulmaca29 TEMMUZ 2012 PAZAR4
f28spor
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
FUTBOLUN ANAVATANI ÇİN Mİ? Bazı kaynaklara göre Çin futbolun anavatanı. Modern anlamda ise ülkede futbol 1900’lerin başında oynanmaya başlıyor. İç karışıklıklar-la birlikte 2 Dünya Savaşı sonrasına kadar çeşitli turnuvalar düzenleniyor. 1955 yılında ise bir lig oluşturuluyor. Ama 1978’e kadar bu lig
düzenli değildir. 1978’e gelindiğinde, ilk kez dört takımın alt lige düştüğü on altı takımlı bir lig oynanıyor. 1980’li yıllarda ligdeki takım sayısı yirmi biri buluyor. Takım sayısı artınca Birinci Lig ikiye bölünüyor ve en iyi sekiz takım ‘Jia A’ isimli yeni lige alınıyor. 1990’lı yıllarda ise özel sektör futbola el atıyor. Tüm kulüpler sponsorlara kavuşuyor. 2004 yılında ise profesyonel lig Çin Süper Ligi adıyla değiştiriliyor.
BEHRAM KILIÇ
-Fransızların efsane ismi Nicolas Anelka, Fildişi Sahilleri’nin yıldızı Didier Drogba,
Blackburn Rovers’li Yakubu Aiyegbeni, Sevilla’lı Frederic Kanoute, Barcelona ile 14 kupa kaza-nan Seydou Keita hepsi de 23. haftasını geride bıraktığımız Çin Süper Ligi’nde ter döküyor. Ve hepsi de bu sezon Çin’in yolunu tuttu.
Dünyanın yeni ekonomik gücü futbolda da söz sahibi ülkeler arasına girmek için dün-ya çapında yıldızlara milyonlarca dolar ödüyor. İtalya’yı 2006 yılında dünya şampiyonu yapan Marcello Lippi de Çin’de. Marcello Lippi, Gu-angzhou Evergrande takımını çalıştırıyor. Kad-rosunda Drogba ve Anelka gibi yıldızlar bulu-nan Şangay Şenhua’nın teknik direktörü ise Maradona’nın ardından Arjantin Millî Takımı’nın başına getirilen Ser-gio Batista. Bir dönem Beşiktaş’ın teknik direk-törlüğünü yapan Jean Tigana da Çin’deydi. Real Madrid’in efsane ismi Jose Antonio Ca-macho ise Çin Millî Takımı’nı çalıştırıyor. Mara-dona da ‘Genç Çin futbolunun gelişimine kat-kıda bulunmak beni çok mutlu eder’ diyerek bu ülkede çalışabileceğinin sinyalini verdi.
YAŞLI YILDIZLARA ASTRONOMİK RAKAMLAR ÖDENİYORSon yıllarda Avrupa’da yaşı ilerleyen yıldızlar son bir vurgun için Arap ülkelerinin yolunu tu-tuyordu. Arap ülkelerinin yerini artık Çin aldı. Önceleri yaşlı starlar ABD ve Japonya’ya gidi-yordu. 70’li yıllarda ülkede futbolun sevilmesi için Franz Beckhenbauer, Pele, David Beckham gibi dünya starlarını transfer eden ABD’li ta-kımlar, bu oyunculara büyük paralar ödemişti. Aynı metodu 90’lı yıllarda Japonya da denemiş ve başarılı olmuştu. Japonlar şu an için düzgün ve sistemli bir lige sahip. 2000’li yıllarda ise Çin benzer bir modeli takip ediyor. Ülkenin önde gelen kulüpleri kariyerlerinin sonuna gelen yıldızlara büyük paralar ödüyor. 34 yaşındaki Drogba 2 yıl için anlaştığı Şangay Şenhua takı-mından yılda 15 milyon dolar kazanacak. Yeni kültürleri, yeni ülkeleri tanımaktan her zaman hoşlandığını açıklayan Fildişi Sahilli golcü, Çin futbolunun dünya çapında gelişimine ve tanı-tımına katkıda bulunmak istiyor.
Drogba’nın yanı sıra diğer yıldız oyun-cuların da Çin’de kazandığı paralar dudak uçuklatacak cinsten. Almanya’nın Borussia Dortmund takımından transfer edilen 27 ya-şındaki Arjantinli oyuncu Lucas Barrios’un yeni kulübü Guangzhou Evergrande’den yıllık 5 milyon Euro aldığı söyleniyor. Aynı takımın Brezilya’nın Fluminense ekibinden transfer et-tiği bir başka Arjantinli Dario Conca’ya yıllık 10 milyon Euro verdiği iddia ediliyor. Sevilla’nın UEFA Kupası’nı iki kez kazanmasında önem-li pay sahibi olan 34 yaşındaki Malili Frederic Kanoute ise Çin’in Beijing Guoan takımından 1,5 yıl için toplam 3 milyon dolar alacak. Aralık ayında Çin’e transfer olan Anelka ise yılda yak-laşık 14 milyon dolar kazanıyor. Marcello Lippi ise senelik 10 milyon Euroya eşofman giyiyor.
Çin Ligi’nde her yıl farklı bir takım şam-piyon oluyor. Ancak son yıllarda Guangzhou Evergrande ile Şangay Shenhua ligde diğer rakiplerine göre bir adım önde. Bunda bü-yük ekonomik güce sahip olmalarının etkisi
var. İtalya Millî Takımı’nın eski teknik direktö-rü Marcello Lippi’nin çalıştırdığı Guangzhou Evergrande’nin arkasında emlak şirketi Everg-rande Real Estate Grubu bulunuyor. Şirketin yö-netim kurulu başkanı Xu Jiayin 7 milyar dolardan fazla servete sahip. Anelka ve Drogba’nın takımı Şangay Shenhua’nın sahibi, online bilgisayar oyunları milyoneri Çinli iş adamı Zhu Jun.
BUGÜNE KADAR 3 TÜRK FUTBOLCU TRANSFER OLDUÇin Süper Ligi’nde Brezilya, Sırbistan, Hır-vatistan, G.Kore, Nijerya ve Avustralyalı ya-bancı oyuncular ağırlıkta. Afrika ülkelerinden Nijerya’nın yanı sıra, Senegal ve Kamerun’un da hatırı sayılır oyuncusu bu ligde ter döküyor. Çin’e bugüne kadar 3 Türk futbolcu transfer oldu: Se-mavi Uzun, Ahmet Dursun ve İdris Gümüşdere. 2004 yılında Beşiktaş’tan, İtalyan oyuncu Giunti ile kavga ettiği için gönderilen Ahmet Dursun, Çin’de hayatının en kötü günlerini geçirdiğini dile getirmişti. Dursun, 3 yıllık anlaşma imzala-dığı Çin’in Tianjin Teda takımında kısa bir süre oynamış, “Ne yemek var ne de sosyal aktivite. Burada kimse İngilizce de bilmiyor.” diyerek ta-kımdan ayrılmıştı.
Bir dönem Trabzonspor’da da top koşturan Semavi Uzun ve Gençlerbirliği’nden İdris Gü-müşdere ise 2003 yılında Çin’in ikinci lig takımla-rından Ya Tai takımında ter dökmüşlerdi.
Daha çok şike ve bahis skandallarıyla gündeme gelen Çin Süper Ligi son yıllarda kendisi-ne iyice çekidüzen vermeye başladı. Birçok yıldız futbolcu artık bu ligi tercih ediyor. Dünyaca ünlü hocalar da cabası.
Çin dünyanın önde gelen takımlarının da yakın takibinde. Büyük kulüpler Çin pazarında kendilerine yer bulmak istiyor. Premier Lig ekiplerinden Arsenal ve Manchester City bu sezon öncesi hazırlıklarının bir bölümünü Pekin’de geçirdi. Real Madrid, Chelsea, Barcelona gibi takımlar Çin’de yeni taraftarlar bulmak, ekonomik kazanç elde etmek için sık sık bu ülkeye gidip turnuvalara katılıyor.
Çin, futbola da el attı
SPOR29 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
SALİH KARACA CHARLEROI
-Charleroi bölgesinin önemli girişimciler-den olan Adem Şahin ve diğer girişimci
arkadaşları, transfer sezonunun bitmesine son 3 gün kala ROCCM Kulübü’nü satın alarak iflas-tan kurtardı. Üç gün içerisinde de takımı sıfırdan kuran Adem Şahin ve arkadaşları, önemli başa-rıları hedefliyorlar. Büyük ve ateşli bir taraftar kitlesine de sahip olan ROCCM Türk yönetici-lerin elinde, eski yıllarına geri dönmek istiyor.
Adem Şahin, diğer girişimciler Akif Arıkan, Ramazan Arıkan, Tacettin Beyribey, Halidun Bey-ribey ve sponsor sorumlusu Ömer Taki ile birlikte takımı devralmadan önce tam 6 ay boyunca kulü-bün dosyasını incelediklerini, belirtti.
3 yıldır amatör ligde Jeunnes Turc futbol ku-lübünün yöneticiliğini de yapan Adem Şahin, ROCCM takımının 100. yılını kutladığını ve böl-ge için çok önemli bir takım olduğunu dile ge-tirirken, “Takım son 10 yıldır yanlış yönetimden dolayı büyük bir düşüş gösterdi. Ancak takım bölgede en sevilen takımlardan biri ve çok taraf-tarı var. Maddi sıkıntılar çektiklerini öğrenince bizde takım dosyasını incelemeye aldık. Altı ay
boyunca dosyayı çok yakından inceledik. Yeni yönetici arkadaşlarla birlikte baktık ki bu takımı tekrar ayaklandırmak için bir imkan var. Takı-mın şu anda 4. Ligde olması üzücü bir durum. Hakkettiği yerde değil tabi. Bu takım ikinci ligde olmalıydı. Ancak bu ekibi almamız bizim için ve buradaki Türk toplumu için bir şans. Belçikalıla-rın da takımı bizlere emanet etmeleri de ayrı bir güzellik. Bize güvendiler. Tabi takımın iflas etme-sindense böyle bir yolu tercih ettiler.” dedi.
TAKIMIN HEDEFİ BİRİNCİ LİGAdem Şahin takımı aldıktan sonra transfer döneminin bitmesine sadece üç gün kalma-sıyla kısıtlı bir zaman diliminde yeni takımı kurduklarını söyledi. Adem Şahin kısa he-deflerinin bu yıl ligde kalıp önümüzdeki yıl şampiyonluğa oynamak olduğunu kaydeder-ken, “Şu anki hedefimiz ligde kalmak ancak ilerdeki hedefimiz basamak basamak birinci lige kadar yükselmek.” dedi.
100 yıllık kulübe Türkler sahip çıktıBundan tam 100 yıl önce 1912 yılında kurulan ve kurulduğu tarihten bu yana Belçika futbol tarihinde önemli başarılara imza atan Royal Olympic Club de Charleroi-Marchienne (ROCCM) takımını iflastan Türk iş adamları kurtardı. Siyah beyazlı ekip Türk yöneticileriyle eski günlerine geri dönmek istiyor.
ROCCM kulü-bünü iflastan
kurtaran Adem Şahin ve arkadaş-ları, büyük başarıları
hedefliyor.
-Avrupa'da sezonun bitmesinin ardından başlayan transfer sezonu, önceki gece
sona ererken harcanan toplam paranın yakla-şık 761 milyon dolar (1.384 milyar Türk Lirası) olduğu ifade ediliyor.
Avrupa'da transfer dönemi 31 Ağustos itibariyle sona ererken özellikle Premier Lig takımları yaptıkları transferlerle dikkat çekti. Manchester City, transferin son saatlerinde adeta şov yaptı ve 5 oyuncuya imza attırdı. Maicon, Javi Garcia, Scott Sinclair, Richard Wright ve Matija Nastasic, City yolunu tutan isimler oldu. Adı bir dönem Galatasaray ile de anılan Manchester United'ın Bulgar forveti Dimitar Berbatov da Fulham'ın yolunu tuttu.
Sayısız transfer hamlesinin yaşandığı 31 Ağustos'ta en dikkat çeken hamle ise Real Madrid'in Chelsea'den kiraladığı Michael Es-sien oldu. Geçtiğimiz sezonun devre arasında Barcelona'ya gelen İbrahim Afellay da Schalke ile bir yıllık kiralık anlaşma imzaladı.
Öte yandan Avrupa'nın birçok ülkesin-de transfer dönemi eylül ayına girilmesinin ardından kapanırken Türkiye’de transferin son günü 5 Eylül, Fransa'da 4 Eylül Salı, ve Rusya'da 6 Eylül Perşembe günü bitti.
Avrupa kulüpleri transfer için 761 milyon dolar saçtı
SPOR30 7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
-UEFA Şampiyonlar Ligi play-off turunda Rusya'nın Spartak Moskova takımına ele-
nerek ''Devler Ligi''ne kalamayan Fenerbahçe, tarihinde 20'nci kez UEFA Avrupa Ligi organi-zasyonunda yer alacak.
Daha önce UEFA Kupası adıyla düzenlenen Avrupa Ligi mücadelesinde bugüne dek 68 maça çıkan sarı-lacivertli ekip 25 galibiyet elde eder-ken, 29 mağlubiyet, 14 de beraberlik aldı.
UEFA Avrupa Ligi'nde toplam 93 gol atan ''Sarı Kanaryalar'', kalesinde 103 gol gördü.
Sarı-lacivertliler, 1971-1972, 1972-1973, 1973-1974, 1976-1977, 1977-1978, 1980-1981, 1984-1985, 1990-1991, 1992-1993, 1994-1995, 1995-1996, 1997-1998, 1998-1999, 1999-2000, 2002-2003, 2004-2005, 2006-2007, 2009-2010 ve 2010-2011 sezonlarında UEFA Kupası veya son-radan değişen adıyla UEFA Avrupa Ligi organi-zasyonlarında yer aldı.
EN İYİ DERECE SON 32 TAKIM ARASINDA YER ALMAKAvrupa kupaları mücadelesinde en başarılı se-zonunu, Arthur Zico yönetiminde Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek fi nale çıktığı 2007-2008 sezonu-nunda geçiren Fenerbahçe'nin, UEFA arenasın-daki en iyi derecesi son 32 takım arasına kalmak oldu.
2004-2005 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde 1. turdaki grupta 3. sırada yer alıp yoluna UEFA'da
devam eden sarı lacivertliler, 3. turda (32'ler turu) kupaya veda etti. Bu turda İspanya'nın Real Za-ragoza takımıyla eşleşen Fenerbahçe, İstanbul'da 1-0 yenildiği rakibine deplasmanda da 2-1 mağ-lup olunca, kupadan elendi.
2006-2007 SEZONU 2006-2007 sezonunda mücadele ettiği Şampi-yonlar Ligi'nde 3. eleme turunu geçemeyen sarı-lacivertliler Avrupa kupalarına UEFA'da devam etti. 1. turda başladığı mücadelede 2. turdaki grubu da geçip 3. tura (32'ler turu) kadar yükselen sarı-lacivertliler, bu turda Hollanda'nın AZ Alkmaar takımı karşısında 3-3 ve 2-2'lik skorlarla kupaya veda etti.
Yer aldığı (H) Grubu'nu 3. sırada bitirerek bir üst tura çıkan Fenerbahçe'nin performansı şöyle:
2009-2010 SEZONU2009-2010 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'nde yer alan Fenerbahçe, 3. eleme turundan başladı-ğı mücadeleyi son 32 takım arasına kalana kadar taşıdıysa da bu turda elendi.
3. eleme turu ve play-off turunu geçerek gruplara kalan sarı-lacivertliler, (H) Grubu'nu 15 puanla ilk sırada tamamlayarak 32'ler turuna çıktı. Sarı-lacivertlier bu turda Fransa'nın Lille ta-kımına 2-1'lik yenilgi ve 1-1'lik beraberlik elendi.
-Hollanda 2. Futbol liginde Helmond for-ması giyen Emrullah Güvenç, yeni sezo-
na fırtına gibi girerken Hollanda kamuoyunun da tüm dikkatlerini üzerine çekmeyi başardı. Güvenç, yeni sezonun ilk 3 maçında attığı 5 gol ve yaptığı 2 asistle önemli bir başarıya imza attı.Hollanda gazetelerine ve televizyonlarında ge-niş yer alan Emrullah Güvenç, ligin ilk hafta-larında gösterdiği performans ile hem takımın vazgeçilmezleri arasına girerken, hem de bi-rinci lige çıkma adına takımın en önemli kozu olarak ön plana çıkıyor.
Güvenç, yeni sezonun ilk 3 maçında attı-ğı 5 gol ve yaptığı 2 asistle önemli bir başarıyı yakalarken, geçtiğimiz yılda takıma devre ara-sında katılarak takımı birinci lige çıkarmak için müthiş bir mücadele vermişti. Emrullah Gü-venç, performansını değerlendirirken geçen yıl devre arasında Helmond’a geldiğini ve o dö-nemde çok iyi bir seri yakaladıklarını, şimdi de
o seriyi devam ettirdiklerini belirtti. Güvenç, geçen yıl oynadıkları 15 maçın 13’ünü kazandıklarını hatırlatarak, “O maçlarda da iyi performans sergilemiştim. 5 gol ile oynamış-tım. Performansımı takımın performansına bağlıyorum. Takım ne kadar yüksek bir kali-teyle oynarsa benim de kalitem artıyor.” dedi.
SÜPER TÜRK VE SİHİRBAZKüçük boyu ve çabukluğuyla dikkat çeken Gü-venç, taraftarın da gözdesi oldu. Taraftarların Hollandaca şarkılar bestelediği Emrullah Gü-venç, kısa adıyla Emo olarak çağırılıyor. Em-rullah Güvenç’in takımdaki lakabı ise Süper Türk. Ayrıca bazı televizyon programcıları ve spikerler de Emrullah’ı sihirbaz olarak nitelen-diriyor.
Belçika’nın Genk şehrinde 1987 yılında do-ğan Emrullah, futbol hayatına 5 yaşında bölge-deki Türk takımlarından olan Turkse Rangers da başladı.
Organizasyon O G B M A Y UEFA Kupası 54 18 10 26 72 91 UEFA Av. Ligi 14 7 4 3 21 12 Toplam 68 25 14 29 93 103
UEFA PERFORMANSI
Sarı-lacivertlilerin kupada bugüne dek en
iyi derecesi son 32 takım arasına kalmak oldu.
Yıllardır pahalı transferlerle güçlü kadro kurmasına rağmen Avrupa’da beklediği başarıyı yakalayamayan Fenerbahçe, bu sezon UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele edecek.
Fener‘bahçe’, bir türlü çiçek açmıyor
Hücum hattında çok önemli işler yapan
Güvenç, takımın hem gol silahı
olurken, hem de atak oluşturma-daki etkinliği ile
gol pozisyonu yakalamakta zorlanmıyor.
Hollanda’nın süper Türk’ü Emrullah Güvenç yeni sezona fırtına gibi girdi
ARKTİK BUZULLARINDA REKOR ERİME 1979 yılından beri Kuzey Kutup Bölgesi’ni uydudan gözetleyen Japon Uzay Keşif Ajansı (JAXA) rekor erime ile buzulların 4,21 milyon kilometrekareye düştüğünü açıkladı. Bu süreçte yapı-lan ölçümlerde en fazla erime 2007’de gerçekleşmiş ve buzul-ların kapladığı alan 4,25 milyon kilometrekareye gerilemişti...
-Almanya'nın Dresden kentinde son-baharda hizmet vermeye başlayacak
otobüs tam 30 metre uzunluğunda ve 256 koltuğu bulunuyor. "Die Autotram Extra Grand" adı verilen dünyanın en uzun otobü-sü Almanya'nın Dresden kentinde üretildi. 30 metre uzunluğunda ve 265 koltuklu otobüs, Dresden kentindeki Fraunhofer Ulaşım ve Alt Yapı Sistemleri Enstitüsü ile Dresden Teknik Üniversitesi tarafından geliştirilip, üretildi.Sıradan bir otobüs şoförü tarafından kulla-
nılabilme özeliğine sahip olan dünyanın en uzun otobüsü, önümüzdeki sonbahardan itibaren Dresden kentinde hizmet vermeye başlayacak.30 metre uzunluğundaki "Die Autotram"ın, 12 metre uzunluğundaki bir otobüsün ha-reket etme, geriye ve ileriye gitme manev-ralarına sahip olduğunu belirten Fraunhofer Enstitüsü yetkilisi Matthias Klinger, ürettikle-ri aracı kullmak için özel bir ehliyete ihtiyaç duyulmadığını söyledi.
Dünyanın en uzun otobüsü önümüzdeki sonbahardan itibaren Dresden kentinde
hizmet vermeye başlayacak.
İşte dünyanın en uzun otobüsü
-İspanya'nın Katalonya Bölgesi'ndeki demiryollarında seyahat eden yolcula-
rın gördükleri düzensizlikleri ihbar etmesini sağlayan akıllı telefon uygulaması, 'ispiyon-culuk' tartışması başlattı.
Katalonya Bölgesi Demiryolları (FGC) uygulamasında bulunan "Alerta incivismo" seçeneğiyle, koltuk üzerine ayak koyma, du-rakları kirletme, sakatlar ve yaşlılara ayrılan yeri vermeme, dilencilik yapma veya yüksek sesle müzik dinleme gibi kabahatler anında ihbar edilebiliyor. FGC, akıllı telefon uygu-laması yüzünden 'ispiyoncu toplum oluş-turmaya çalışmakla' eleştirilirken kurum yetkilileri, birlikte yaşamayı daha iyi hale ge-tirmek istediklerini ve uyarının ihbar etmek olmadığını savunuyor.
Akıllı telefon değil sanki ispiyoncu!
-Turizmciler, sıra dışı tasarımlarla insanların ilgisini çekmeye devam
ediyor. Bunun en son örneği, Şili'nin Los Rios bölgesindeki Huilo Huilo do-ğal rezervinde yer alan Montana Magica Lodge'deki Sihirli Dağ Oteli. Konaklama mekânından çok bir volkanı andırıyor. Lav yerine de su püskürtüyor. Bu da ote-lin şelale gibi gözükmesini sağlıyor. Yem-yeşil bir dağın içerisinde yer alan otele ulaşmak için önce tabana kuvvet vermek, ardından da korkusuz olmak gerek.
Yanardağgörünümlü otel
Şili'deki volkan görünümlü otel, lav yerine su püskürtüyor.