YÜRÜYÜŞ - 2

50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 2 29 May›s 2005 Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Seydiflehir Direniyor Özellefltirme emperyalizmdir Faflist sald›r›lara karfl› Birleflelim Hesap soral›m! Provokasyonlar linç sald›r›s› üniversitelerde soruflturmalar faflist sald›r›lar bir bütündür ve DEVLET SALDIRISIDIR Bayrak! Ba¤›ms›zl›¤› olmayan bir devletin bayra¤› olur mu? Tecrite Karfl› eylemler sürüyor TAYAD’l›lar, AKP önünde Faflizm iflte bu! Seydiflehir’de Sald›r›yor E¤itim-Sen’i Kapat›yor Konferans› Yasakl›yor Oligarflinin Türkiyesinin Bir Günü

description

Yürüyüş - 2 29 Mayıs 2005

Transcript of YÜRÜYÜŞ - 2

Page 1: YÜRÜYÜŞ - 2

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 2

29 May›s 2005Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

SeydiflehirDireniyor

Özellefltirmeemperyalizmdir

Faflist sald›r›larakarfl›

BirleflelimHesap soral›m!

Provokasyonlar

linç sald›r›s›

üniversitelerde

soruflturmalar

faflist sald›r›lar

bir bütündür

ve DEVLET

SALDIRISIDIR

Bayrak!Ba¤›ms›zl›¤›olmayan bbir

devletin bbayra¤›olur mmu?

Tecrite Karfl› eylemler sürüyor

TAYAD’l›lar, AKP öönünde

Faflizm iflte bu!

Seydiflehir’de

Sald›r›yor

E¤itim-Sen’i

Kapat›yor

Konferans›

Yasakl›yor

Oligarflinin Türkiyesinin Bir Günü

Page 2: YÜRÜYÜŞ - 2

�Sözler

Sahibi vve YYaz›iflleri MMüdürü:

Sevtap TTÜRKMEN

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.‹stiklal Cad. Büyükparmakkap› Tel

Sok. No:4 Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBUL

Telefon: 0212 251 94 21 Faks: 0212 251 94 35

Yurtd›fl› Büro: Press Agency EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Bask›: ASPAfi Pazarlama

ISSN: 1305-7944

‹nternet AAdresi: www.yuruyus.com

Mail aadresi: [email protected]

Fiyat›: 1 YTL / 1 000 000 TL

Avrupa: 3 EuroAlmanya:3 EuroFransa:3 Euro‹sviçre:3 Euro

Hollanda:3 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 3 EuroAvusturya: 3 Euro

Yürüyüfl Meydanlarda!Ba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizm için ç›kt›k bu yola. Meydanlar bizitan›r sesimizden, ad›mlar›m›zdan. K›z›l bayraklar›m›zla geçti¤imiz yol-lar umuda keser. Umudun sloganlar›n› hayk›rd›¤›m›z yerler gelece¤inigörür bu seste.

Meydanlar... Bizim mekanlar›m›z...

Dergimizin birinci say›s› da ilk olarak meydanlarla bulufltu. 22 Ma-y›s’ta halk›m›zla buluflmas›n›n ard›ndan okurlar›m›z ve çal›flanlar›m›z23 May›s’ta Bak›rköy Özgürlük Meydan›’ndayd›lar. Halk›n iktidar›n›kurma mücadelesine ça¤r›lar›m›z› ulaflt›rd›lar halk›m›za.

Dergimizin tan›t›m› ve sat›fl›n› yaparken, içeri¤inde yeralan bafll›klar›n›sesli olarak halka duyurdu okurlar›m›z:

"Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm ‹çin Yürüyüfl okuyal›m", "DevrimciHalk ‹ktidar› için Yürüyüfl okuyal›m", "Trabzon'da linç davas›; oligarfliiktidar›nda adalet olmad›¤›n›n ilan›d›r", "ölüm orucu direnifli 118 flehitve 12 Ekipler'le sürüyor. Serdar Demirel, Fatma Koyup›nar, Faruk Ka-d›o¤lu yoldafllar›m›z düflünceleriyle yaflayabilsinler diye, halk›m›z öz-gür, vatan›m›z ba¤›ms›z olsun diye ölüme yatt›lar"...

Polis, “75 kifli sat›fl yapamaz bu izinsiz yürüyüfltür” diye kesti önleri-ni. Evet bir yürüyüfltü bu, ba¤›ms›zl›¤›n, demokrasinin, sosyalizminyürüyüflü. Ama biz bu “izinsiz” sözlerinin ne anlama geldi¤ini de çokiyi biliriz. Keyfili¤in, hukuksuzlu¤un, yasad›fl›l›¤›n sesidir bu. Engelle-melerine ra¤men, yaklafl›k iki saat boyunca meydanda da¤›t›m› sür-düren okurlar›m›z da bunu bilerek hareket ettiler.

Yürüyüflümüzün ayak seslerini bütün meydanlar, sokaklar, caddeler,evler duymal›d›r. Bütün Yürüyüfl okurlar›, dergimizi daha fazla insanaulaflt›rmak için, büyük bir coflkuyla çaba harcamal›d›rlar.

Engelleyebilirler, yürüyüflümüzü durdurmak isteyebilirler, meflrulu¤u-muzdan, hakl›l›¤›m›zdan ald›¤›m›z güçle aflar›z bu engelleri. Tarih ta-n›kt›r buna.

Ya ümitsizsinizYa da ümit sizsinizYa çaresizsinizYa da çare sizsiniz

Behçet Necatigil

Riske girmeyen ilerle-yemez. Kaplumba¤abile ilerlemek için boynunu d›flar› ç›kar-mak zorundad›r.

La Edri

‹nsanl›¤›n kaderi tehli-kedeyse, bir insan›n yada bir halk›n maruzkald›¤› tehlikeler ya dafedakarl›klar ne ifadeeder ki.”

Che Guevara

2 Haziran 8 Haziran

Selçuk AAkgünSad›k MMamati

4 Haziran 1999 - Amerika’n›n Yugos-lavya halk›na yönelik sald›r›s›n› protes-to etmek için ABD istanbul Baflkonsolos-

lu¤u’na yönelik eylem s›ras›nda flehitdüfltüler. Enternasyonalizmin ve anti-

emperyalist kavgan›n ölümsüzleriaras›na kat›ld›lar.

1981’in sonlar›nda cunta koflullar›ndaa¤›r bask›lara ra¤men örgütlü müca-deleyi gelifltirmeye çal›fl›yorduk. Biz dekendi bölgemizde elimizden geldi¤incebu mücadeleye destek olmaya çal›fl›-yorduk. Hareketle iliflkim kesilmiflti. Polis evlere ben Devrim-ci Solcu’yum diye girerek devrimcilerin yerlerini saptamayaçal›fl›yordu. Bu nedenle bize tan›mad›¤›n›z kimseyle iliflkiyegeçmeyin denmiflti. Sonra bir arkadafl›n getirdi¤i notla hare-ketle ba¤lant›ya geçtim, görüfltü¤üm kifli Tahsin’di. Onu dahaönce tan›m›yordum, ama ilk randevuda gösterdi¤i yak›nl›k ves›cakl›kla o bizden biriydi, gülen gözleri, dostlu¤uyla bildi¤imtan›d›¤›m Devrimci Solcu’ydu. Yaflad›¤›m›z olaylar› bir ç›rp›da anlatt›m, so¤ukkanl›l›kla din-ledi beni. Karfl›mda hareketi görünce sevinç heyecan birbirinegirmiflti. Bana ulaflamad›klar›n›, bu arada “Cunta devrimcileriyarg›layamaz!” diye bir kampanya sürdürüldü¤ünü anlatt›.Böyle bir kampanyan›n d›fl›nda kald›¤›m için üzülmüfltüm, ba-na, üzülme daha çok iflimiz var dedi. Tahsin’in sars›lmaz inanc› ve cesareti karfl›s›nda düflman flafl›-r›yordu, çünkü istanbul polisi onu her yerde ar›yor, gözalt›naald›¤› insanlarla elimize geçirdi¤imizde onu öldürece¤iz habe-ri gönderiyor, Tahsin ise buna hiç ald›rm›yor, her sokakta her

mahallede geziyor, hareketin to-parlanmas›na çal›fl›yordu. O ko-flullarda sorumluluk duyan biriiçin baflka türlüsü dü mümkünde¤ildi.

“Biz gelecek nesillerin mücadelesini veriyoruz... bu bir ülkeninkurtulufl mücadelesi” diyerek bizleri günlük kayg›lardan, kü-çük sorunlardan uzaklaflt›r›rd›. Ve yine o koflullarda hiç b›kmadan bize sürekli “kendinizi te-orik ve pratik alanda yetkinlefltirmelisiniz, ikisinin de bir aradaolmas› gerekir biri eksik olursa sen de eksik olursun” diyerekhepimizin e¤itimine önem verirdi. 12 Eylül’le birlikte ahlakiaç›dan bir dejenerasyon yaflan›yordu. Bu dejenarasyonun ac›-mas›zca üzerine gitti. Bu noktada hiç kimseden hiçbir mazeretdinlemek, duymak istemezdi, “bize onur laz›m, namus laz›m,ahlak laz›m” diye cevaplard› bu türden mazeretleri. Tahsin’e alt iliflkilerimiz hakk›nda bilgi sunard›k, o somutainen sorularla onlar› tan›maya, çözümlemeler yapmaya çal›fl›r-d›, insanlar üzerine böyle k›s›tl› bilgilere göre yapt›¤› tespitlerhep do¤ru ç›kt› çünkü o Devrimci Sol insan›n›, birlikte yaflad›-¤› halk› iyi tan›yordu. O günkü cunta koflullar›nda ölümünkendisine yak›n oldu¤unu biliyordu ve buna haz›rd›, Beni aslasa¤ ele geçiremeyecekler derdi ve öyle de oldu.

Onlara ddair...Tahsin EElvan

“Bugün üülkemizde yyaflananlara bbak›ld›¤›nda,devrimci mmücadele dd›fl›nda iinsanca yyaflamolana¤›n›n oolmad›¤› ggörülmektedir.” (Ali Koç)

20 May›s 2003'te AnkaraK›z›lay'da bir feda eylemi-nin haz›rl›¤›n› yapt›¤› s›radameydana gelen patlama so-nucu flehit düflen fiengül Ak-kurt, TAYAD’l› Aileler tara-

f›ndan 20 May›sgünü Malat-ya’da mezar›bafl›nda an›ld›.Anmada fien-gül’ün mücade-lesi anlat›ld›,marfl ve slogan-lar “devrimemeflale” olanla-r›n miras›n› ha-

t›rlatt› herkese.Akkurt’un anmas›n›n ard›n-dan, ayn› mezarl›kta bulu-nan 1997’de Dersim’de fle-hit düflen Cihan Gürz’ünmezar› da ziyaret edildi.

Tahsin EElvan

1 Haziran 1982 - Cunta flefiKenan Evren’in ‹stanbul’a

geldi¤i gün Maslak’ta polislegirdi¤i çat›flmada flehit düfltü.

12 Eylül sonras› direnifliyaratan kadrolardan biriydi.

Murat GGül

5 Haziran 1993 - SDB’lerdegörevliydi. Ankara Sincan’dakuflat›ld›klar› evde direnerek

iki yoldafl›n›n kuflatmay›yarmas›n› sa¤lad›. Ölüm man-

galar› taraf›ndan vurularakflehit düfltü.

Metin TTürker

5 Haziran 1993 - 15 y›ll›kmücadele yaflam›n›n 8 y›l›n›

tutsak olarak geçirdi. ‹flkence-lerden kaynaklanan rahats›z-l›klar› tedavi edilmedi¤i için

yaflam›n› yitirdi.

Kapkara Ankara’n›n sabah›nda Bir günefl açar Karanfil soka¤›nda

Page 3: YÜRÜYÜŞ - 2

Dergimizin arka kapa¤›nda “Tür-kiye’nin bir günü” özetleniyor;

ayn› gün Seydiflehir’de iflçiler pan-zerlerle, coplarla eziliyor, memurla-r›n sendikalar› kapat›l›yor, düzeningözde iki üniversitesinin düzenledi¤ibir konferans aleni tehditlerle engel-leniyor... Bir günü bir haftaya ç›ka-r›n; o zaman bu resme, Denizli’denVan’a, ‹stanbul’dan Hakkari’ye on-larca ilde üniversitelilere, köylülereonlarca sald›r›n›n s›¤d›¤›n› görürüz.Biraz daha geriye gidersek, Trabzon,Sakarya, Eskiflehir ve daha birçok il-deki linç giriflimleri, provokasyonlarç›kar karfl›m›za... K›sacas›, kapakta“Türkiye’nin bir günü” diye özetle-di¤imiz asl›nda “Türkiye’nin hergünü”dür.

Böyle bir ülkede, sald›r›larda böy-le bir süreklilik, merkezilik var-

ken, faflist terörü sadece flu veya bukesime ba¤lamak, “geçici” oldu¤unudüflünmek, kendini aldatmaktan bafl-ka bir anlama gelmez. Sald›r›lar bir

bütündür: Düzenin farkl› kurumlar›ve örgütleri taraf›ndan, farkl› yön-temlerle sürdürülüyor olsa da hepsibir bütündür ve devlet sald›r›s›d›r.Bir dekan›n açt›¤› soruflturmadan,polisin ev bask›nlar›na, yarg›n›n tu-tuklamalar›ndan MHP’lilerin silahçekmelerine kadar, hepsi birbirini ta-mamlayan ayn› sald›r› politikas›n›ntezahürleridir. Faflist politika, bir de-kan beyle bir faflist çete reisini, dev-letin hukukçusuyla iflkencecisini, ya-ni özetle tüm düzen güçlerini ayn›amaçta birlefltiriyor. Faflist terörekarfl›, halk›n, demokratik güçlerinbaflvurabilece¤i, çözüm isteyebilece-¤i hiçbir düzen kurumu yoktur. De-mokrasi için faflizme karfl› mücadeleetmek zorunlulu¤u tüm halk›n ve de-mokrat güçlerin önündedir. Baflkatürlü (mesela AB’ye yaslanarak veyaTÜS‹AD paketleriyle) demokrasiyeulaflman›n yolunun olmad›¤›n› faflistterör herkese gösteriyor.

Faflist terörün flu an almakta oldu-¤u biçimin dikkat çekici iki yönü

var: Birincisi, tüm muhalefeti, dahado¤ru bir deyiflle “kendinden olma-yan herkesi” hedef al›yor olufludur.Ermeni sorunuyla ilgili konferans›erteleme tehditlerinde bu tüm ç›plak-l›¤›yla ortaya ç›kt›; düzenin savunu-cusu ö¤retim üyeleri, tarihçiler, birkonuda faflizmle bire bir ayn› fleyisöylemedikleri için bir ç›rp›da, “va-tan haini” ilan edildiler. Bu düzende“vatan haini” veya “terörist”, “anar-flist” ilan edilmek için çok fley gerek-mez; düzenle bir noktada çeliflmeniz,çat›flman›z, gün gelir sizi bu s›fatla-r›n birinin hedefi haline getirir. Faflistterörün dikkat çekici ikinci yan›; fa-flist terör ve yaygarayla, tam bir ide-olojik ve politik boyun e¤iflin daya-t›lmas›d›r. Sald›r› bu yan›yla “AB’yeuyum” manevras›n›n ön planda oldu-¤u süreçten daha keskindir.

‹kinci noktay› biraz daha açal›m:MHP’liler de “ya sev ya terket!”

diye sald›r›yor, devletin kaymakam›da. Dahas›, mevcut düzene flu veyabu noktadan muhalefet edenleri, enüst düzeyde Genelkurmay Baflkan›“sözde vatandafl”, Adalet Bakan›“milleti arkadan hançerleyenler” di-ye mahkum ederken, baflbakan ken-disine tav›r alan üniversite yönetimi-ni “anarflinin hamileri” ilan etmek-ten çekinmiyor. Direnen iflçiler, hak-lar ve özgürlükler mücadelesi verensendikalar, dernekler, en a¤›r biçim-de suçlan›yor, cezaland›r›l›yor. Enüst düzeyden yap›lan bu aç›klama-

Faflist sald›r›lar› “tekil olaylar” olarak veya sadece flu veya bukesimi hedefleyen sald›r›lar olarak görmek, flu anda düflülebilecek

en büyük yan›lg›d›r. Faflist terörün tarihine bak›ld›¤›nda bugeliflimin nereye ve nas›l yönelece¤ini görmek zor de¤ildir.

Faflist terör tüm halktan, devrimci demokratik tüm güçlerdenpolitik ve ideolojik tam teslimiyet istiyor.

3 Sald›r› devlet sald›r›s›d›r5 Tecritte 119. ölüm8 Faflist terörü kim

t›rmand›r›yor10 Faflist terör gençli¤e

sald›r›yor13 Faflist terör yarg›da sürüyor14 MHP, faflist devlet ayg›t›n›n

bir parç›s›d›r18 Önerdiklerimiz19 Fatma Koyup›nar’›n bant

töreni konuflmas›20 Tecritten haberler

22 Hukuk kültürü ve BarolarBirli¤i...

23 Rektörlük içkili ‘ö¤renciflenli¤i’ düzenledi

24 Hiç ölmeyenin miras› m›olur?

26 Esaret alt›ndaki bayrak

29 Özbekistan: Katliamda silahve e¤itim Türkiye’den...

31 Komplocu AB milletvekillerines›n›rd›fl›

32 Emperyalizmin göç politikas›

34 “Türban sorunu...”

36 Demokrasicilik oyunuoynad›klar›n› bir an unuttular

38 Bu¤day taban fiyat› aç›kland›

39 Seydiflehir iflçisine

özellefltirme sald›r›s›

42 “Örgütlenme özgürlü¤ü”

dedikleri iflte budur!

44 Her y›l 1 milyon yoksul

yaratan bu düzene mahkum

muyuz?

46 TAYAD’dan tecrite karfl›

uluslararas› sempozyum

48 Oligarflinin 1 May›s ‘intikam›’

49 Bu halk›n evlad›... Bu

topraklar›n ayd›n›yd›lar...

50 Sibel Yalç›n’›n direnifli ve

Sibel Yalç›n için direnifl

� � � � � � � � � � �

Sald›r›,Devlet Sald›r›s›d›r

Page 4: YÜRÜYÜŞ - 2

lardan düzenin tüm güçlerinin “vazi-fe” ç›kar›p sald›r›ya geçece¤ini buülkede yaflayan herkes az çok tahminedebilir. Polisi, savc›s› kendi yön-temleriyle, sivil faflistler kendi yön-temleriyle bu “vazife”yi ifaya koyu-lacaklard›r. Düne kadar dava aç›lma-yan aç›klamalar, eylemler dava ko-nusu olacak, polis müdahaleleri, bas-k›n, gözalt› ve tutuklamalar artacak,faflist terör tafltan, sopadan silahl› bo-yuta yükselecektir. Haziran ay›ndayürürlü¤e sokulacak yasalar da bufaflist terör ve tehdit ortam›n› pekiflti-recektir.

Bütün bunlar zaten az çok yaflan-makta olanlard›r. Bizim as›l üze-

rinde durmam›z gereken faflist terö-rün karfl›s›na nas›l ç›kaca¤›m›zd›r.Y›llard›r sola, demokratik güçlereyerleflen “benmerkezcili¤i”, olaylarasadece “kendi alan›” veya “kendigrubu” aç›s›ndan bakan dar ufku na-s›l aflaca¤›m›zd›r. Bu dar bak›fl aç›s›,Trabzon’da TAYAD’l›lara yönelenlinç sald›r›s›n›n muhtevas›n› göreme-di. Bu dar bak›fl aç›s›, flu anda üniver-sitelerde yo¤unlaflan sivil faflist sald›-r›lar› da kendi d›fl›nda görüyor. Oysafaflist terörün geliflimi hep böyle ol-mad› m›? Üniversitelerde bafll›yor,sonra halk›n tüm yaflam alanlar›n› elegeçirmeye yöneliyor. Yar›n fabrika-lar, sendika binalar›, oturdu¤umuzsemtler, faflist terörün yay›ld›¤› alan-lar olacak. Bunun üç gün mü, beflgün mü sonra olaca¤›n› söyleyeme-yiz elbette, ama gidiflat o yöndedir,bunu görmek önemlidir. Bu gidiflatdurdurulamaz de¤ildir elbette. Bunudurdurabilecek tek fley de halk›n ör-gütlü güçlerinin birleflerek faflist te-rörün karfl›s›na ç›kmas›d›r.

Kimse, sald›r›lar› MHP yapm›yor,kendi içlerinde çeliflkileri var,

sald›r›lar MHP içinde bir kli¤in ese-ridir diye düflünmesin. Bahçeli de-magoji yap›yor. Provokasyonlar›nkendi d›fllar›nda oldu¤unu söylüyor,ama karfl›s›nda durmuyor. Esas al›n-mas› gereken budur. MHP içinde birçekiflme olabilir, ama Trabzon sald›-r› yap›lan aç›klamalarda Bahçeli’yle“muhalifleri”nin söyledikleri aras›n-da bir fark yoktur. Ve bizzat Bahçeli,“gerekti¤inde silah› al›p soka¤a ç›-

kacaklar›n›” söylememifl miydi?MHP’ye ihtiyac› olan burjuvazi busözleri görmezden gelebilir, Bahçe-li’nin “bilgisayarl› ülkücülerini” vit-rine yerlefltirmekte kendi ad›na yararumabilir, ama solun bunlar› görmez-den gelme hakk› yoktur.

Tüm demokratik, devrimci güçler,faflist terörün karfl›s›na, hem ör-

gütlü güçleriyle, hem de ideolojiknetlikleriyle ç›kmak durumundad›r-lar. 12 Eylül öncesindeki gibi, MHPkonusunda bir kez daha yan›lmak vekitleleri yan›ltmak, halka karfl› iflle-nen bir suç olur. KESK Kongresi’n-de salona bayrak as›ld›-as›lmad› tar-t›flmalar›n›n ard›ndan KESK’ten isti-fa eden memurlar oldu. Bu istifalar,düzene ideolojik olarak teslimiyetinve ekonomik sendikac›l›¤›n sonucu-dur. Sendikac›l›k ad›na “Ben dahaçok hak kazan›r›m”... söylemindenbaflka bir fley b›rak›lmazsa, emperya-listlerin emperyalistli¤i, faflistlerinfaflistli¤i unutulursa, bu sonuç kaç›-n›lmazd›r. KESK ve o anlay›fl› pay-laflan tüm sol, flimdi dönüp, oligarfli-nin “de¤iflti” söylemlerine uyupMHP’yi kongresine davet etmesinibir daha düflünmeli. “AB’cilikleri-nin” faturas›n›n nas›l ç›kt›¤›n› gör-meli. Burjuvazinin, oligarflinin sald›-r›lar›na karfl› güçlü bir ideolojik du-var örülmezse, emperyalizm ve fa-flizm karfl›s›nda net olunmazsa, faflistterör, flovenist provokasyonlar karfl›-s›nda çaresiz ve silahs›z kal›n›r.

Reformist sol bugün bunun s›k›n-t›s›n› yafl›yor. Onlar ciddi ciddi

“AB yolundaki” bir Türkiye’de “12Eylül öncesine dönülmeyece¤i”neinanm›fllard›. Oysa bu burjuva med-yan›n en pespaye yazarlar›n›n teziy-di; sa¤, sol bitmiflti art›k, silaha sa-r›lma dönemi bitmiflti, MHP de¤ifl-miflti, sol de¤iflmiflti, de¤iflmeyen birkaç marjinal grup vard› vs. vs. Bupropagandalar›n tek amac› vard›; so-lu –düzenin istedi¤i do¤rultuda– de-¤ifltirmek! Düzenin kendisi de¤iflme-miflti. 12 Eylül öncesi yeni-sömürge-cili¤iyle, faflizmiyle oldu¤u gibi, hat-ta daha pekifltirilerek duruyordu.MHP’ye geçen bu sürede e¤er 12Eylül öncesi gibi kullanmad›larsa, busadece düzenin ihtiyaçlar›yla ilgilidir

–ki k›smen bu biçimde de kullanm›fl-lard›r, “tekil” görünümde de olsa, fa-flist sald›r›lar, cinayetler eksik de¤il-di. Özetle, ne düzen, ne MHP de¤ifl-memifltir. Faflist terörün nas›l biçim-lenece¤i, sivil ve resmi faflist teröraras›nda nas›l bir iflbölümü yap›laca-¤› koflullara göre belirlenir. Faflistler 1973 seçimlerinde yay›nla-d›klar› bildirgelerinde flöyle diyorlar-d›: “Ülkücü gençlik, 12 Mart ile va-zifesini flerefli silahl› kuvvetlere dev-retmifltir.” 1970’lerin ikinci yar›s›n-da yeniden polisin “yard›m›na” kofl-tular. 1980, 90’larda bu “yard›m›”a¤›rl›kl› olarak üniformalar içindeyapt›lar. Eski MHP yöneticisi AgahOktay Güner'in 12 Eylül hapishane-lerindeyken söyledi¤i bir söz vard›r;“MHP’nin fikri iktidarda kendisizindanda”. Çeflitli nüans farkl›l›klarolsa da, asl›nda MHP zihniyeti bu ül-kede hep iktidard›r. Genelkurmay’›n,MHP’nin, CHP’nin, ANAP’›n, TÜ-S‹AD’›n k›sacas› tüm düzen güçleri-nin paylaflt›¤› bu zihniyet, faflizminzihniyetidir. Yönetim biçimi faflizmolan bir ülkede de zaten, düzenin sa-hiplerinin bu zihniyette olmas›ndandaha do¤al bir fley yoktur.

Hayat›n her alan›nda halka karfl›terör uygulayan iflte bu faflizm-

dir. Resmi, sivil tüm güçlerinin se-ferber edildi¤i bugünse faflizm birkez daha halk› faflist terörle sindiripteslim almay› deniyor. Trabzon sald›-r›s› çarp›c›yd›, hala anlamayanlarvar. Trabzon flu mesaj› verdi; benimsorunum sadece “Kürtler’le” de¤il,devrimci, demokrat, vatansever tümmuhalif kesimlerle... Faflizmin bumesaj›ndan ç›kar›lacak ders, faflistteröre karfl› birleflmektir. TAYAD’›nfaflist sald›r›lara ve provokasyonlarakarfl› ortak tav›r ça¤r›s› karfl›s›ndak›rk türlü manevra yapanlar, böylebir sorumlulu¤u üstlenemez elbette.Bu sorumsuzluklardan, grupçuluk-lardan ç›k›p, faflist terörün karfl›s›nabirlikte dikilmek, faflist terörle bafle-debilecek tarzda örgütlenmelerimizigelifltirmek zorunday›z. Faflist terörekarfl› örgütlü mücadeleyi yükselte-lim. Bu görevi yerine getiremezsek,baflka hiçbir konuda, hiçbir alandahaklar ve özgürlükler mücadelesi ve-remeyiz.

4

29 May›s 2005 / 02

Page 5: YÜRÜYÜŞ - 2

Bu nas›l bir direnifl kararl›l›¤›...Daha aln›na k›z›l bant› takal› 17 gün

olmuflken, tüm dünyaya F tiplerini, tecri-ti hayk›rmak için bedenini tutuflturuyor.Elleri titremiyor, yüre¤inde bencilli¤inzerresini b›rakmam›fl, “halk›m için” di-yerek, “bu zulmü bedenlerimizle parça-layaca¤›z” diye hayk›rarak...

Bu nas›l bir zulüm... Bir de¤il, on, yüz de¤il, tam 118 in-

san tecrit duvarlar›na çarpa çarpa hayat›-n› yitiriyor. Zulmün sahipleri her darbedeaç›lan gedikleri kapatmak için yeni yasa-lar ç›kar›yor, yalana ve sansüre daha faz-la sar›l›yor, bask›y› art›r›yorlar.

Herkes düflünmelidir; F tipleri nas›lbir yer ki; 119’uncusu da tereddütsüz birflekilde “F tiplerinde yaflamaktansa ölü-me yürürüm” diyebiliyor. Bu öyle bir zu-lüm ve son verilmesi öyle elzem bir tec-rit ki, 118 insan›n ölümü zerre kadarumutsuzluk yaratm›yor. Hay›r diyor dire-nenler, düflüncelerimizin de¤ifltirilmesidayatmas›na, yaln›zlaflt›rmaya, tecrithücrelerinde yaflamaya raz› olmayaca¤›z.

Evet; F tipi hapishaneler can almayadevam ediyor. F tiplerinin sahiplerininellerindeki kan, tuttuklar› her fleyi kirleti-yor, dokunduklar› her fleyi yokediyor. Oellerin sahipleri a¤›zlar›n› her açt›klar›n-da sa¤a sola tehditler ya¤d›r›yor, kendisigibi düflünmeyenleri ya Faruk gibi katle-diyor, ya da susturuyor...

Herkes düflünmelidir; niye ölüyor in-sanlar›m›z. Herkes sormal›d›r kendine;bu zulüm tufan›n› izlemek en büyük suç-lardan biri de¤il mi?

Ölen Biz De¤iliz, Zulmün Sahipleridir

DHKP-C davas› tutsa¤› Faruk Kad›-o¤lu; 26 May›s günü, kald›¤› Tekirda¤ 1

5

29 May›s 2005 / 02

"Ölüm orucunda yaflam›n› yitiren 119.kifli olarak kendimi feda ediyorum. Tecritdevam ettikçe ölüm orucu da devamedecektir. Yaflam› çok seviyorum. Amaonurlu ve insanca bir yaflam için kendimifeda ediyorum."

(Faruk Kad›o¤lu'nun bedenini tutuflturarak kendini feda etmeden önceyazd›¤› mektuptan...)

Tecritte 119. Ölüm

Katili, tecritte ›srar edenlerdir

Page 6: YÜRÜYÜŞ - 2

No’lu F Tipi Hapishanesi’nde bedeninitutuflturarak ölümsüzleflti. Henüz 9 Ma-y›s günü ön saflara f›rlayan 12. ÖlümOrucu Ekibi direniflçisi olarak k›z›lband›n› takm›flt› aln›na.

Faruk, bir kez daha tecrit gerçe¤inin,devrimci tutsaklar›n tecrit alt›nda yafla-m› kabul etmeyeceklerinin hayk›r›fl›d›r.

Bu hayk›r›fl› duymayanlar, gerçekölüler olmaya mahkumdur.

AKP iktidar› her ölümde içten içe çü-rüyor, zulüm defterine ad›n› ölümlerleyazd›r›yor. ‹ktidar oldu¤u günden bu ya-na, 22 insan yaflam›n› yitirdi. Kendisi gi-bi düflünmeyeni düflman ilan eden bir an-lay›fl›n yönetti¤i hapishanelerde tecriteson vermeden, o duvarlara çarpmaya, herçarpt›klar›nda sars›nt›lar yaratmaya de-vam edecekler. AKP iktidar› bu sars›nt›y›bugün kimsenin duymad›¤› rahatl›¤›içinde hareket ediyorsa yan›l›yor. Tarihinduydu¤u, gördü¤ü, tan›k olup kaydetti¤ihiçbir fley ilelebet sansürün karanl›¤›ndabo¤ulamam›flt›r.

Vatansever bir devrimciydi Faruk.Ülkesinin ba¤›ms›zl›¤›, halk›n›n özgürlü-¤ü için mücadele ederken tutsak düfltü.

Bu mücadelesini hapishanelerde de, dire-nifl içinde yeralarak sürdürdü. Ba¤›ms›z-l›¤›n sözde olmad›¤›; faflizmin maskele-nip demokrasi diye yutturulmad›¤›; ka-pitalizmin sokaklarda, fabrikalarda, köy-lerde sömürü çarklar›n› ac›mas›zca iflle-temedi¤i, halk›n refah içinde, insan gibiyaflayaca¤› sosyalist bir ülke istiyordu.

Ölüm orucuna bafllad›¤›nda; “Bizler;Fidan›m›z’›n yoldafllar› olarak O’nunad›yla yol al›p; O’nun gibi düflmana vu-racak ve buluflaca¤›z güneflin sofras›n-da” diyordu.

Fidan; zulmün karfl›s›nda en öne f›r-lay›p barikat olmakt›.

Fidan; “halk›m ve vatan›m için ken-dimi seve seve feda ediyorum” demekti.

Fidanlaflt› Faruk...

Bunu anlamayanlar, “kendini yakt›”demekle yetinecekler, biliyoruz. Tahliye-sine 6 ay gibi k›sa bir süre kalm›flken, tu-tuflturdu¤u bedeninden yükselen alevle-rin ne dedi¤ini, özgürlü¤ün, ölümün, ya-flam›n anlam›n›n ne oldu¤unu da anlama-yacaklar.

Çünkü onlar; kurtulufl gününün düflü-nü kuramayanlard›r. Çünkü onlar, senin,

benim, onun yanmad›¤› bir dünyan›n na-s›l ayd›nl›¤a ç›kaca¤› sorusuna cevap ve-remeyenlerdir. Çünkü onlar, hiç tecritiyaflamad›lar, ölüme yürüyen bir insanaalt› ay mektup cezas› verip, sevdikleriyleson sat›rlarla da olsa vedalaflmay› bileçok gören bir zulüm zihniyetiyle karfl›karfl›ya kalmad›lar.

Faruk’un Katili; Avrupa Ve Oligarflik ‹ktidard›r

Oligarfliye tecrit hücrelerini yapt›ran,5 y›ld›r deste¤ini sürdüren Avrupa Birli-¤i, ölümlerimizden sorumlu olmayadevam ediyor. Hiçbir demokratikleflme,özgürlük söylemi katliamc› yüzünü giz-leyecek kadar parlak de¤ildir. Sömürge-cilik tarihinde ak›tt›¤› kara Afrikal›’n›nkan›na, tam befl y›ld›r bu topra¤›n insan-lar›n›n, Anadolu’muzun en yi¤itlerininkan›n› kar›flt›r›yor. Bu kan, elbet bir günonlar› da bo¤acakt›r.

Oligarfli, F tipleri için “devlet politi-kas›” diyor. F tipleri konusunda kim ko-nuflsa susturuyor, tehdit ediyor, tecrit zul-münü daha da koyulaflt›rarak sürdürüyor.

6

29 May›s 2005 / 02

Faruk Kad›-o¤lu'nun cenaze-si sloganlar vez›lg›tlar eflli¤in-de memleketiTrabzon'a gön-derilmek üzere,TAYAD’l›lar ta-

raf›ndan Adli T›p'tan al›nd›. K›z›l bayraklarla Faruk’u karfl›la-mak için bekleyen TAYAD’l›lara sivil faflistler polisle iflbirli¤ihalinde hakaret ederek provokasyon yaratmaya çal›flt›lar. Sivilfaflistlere verilen cevab› hazmedemeyen polis kitleye sald›rarakbiber gaz› s›kt›. Yaflanan k›sa bir arbedenin ard›ndan polis, kit-lenin kararl›l›¤› karfl›s›nda geri çekilmek zorunda kald›. TU-YAB’l›lar›n da kat›ld›¤› u¤urlama s›ras›nda, "Ölüm Orucu fie-hitleri Ölümsüzdür", "Bedel Ödedik, Bedel Ödetece¤iz", "Fa-ruk Yoldafl Ölümsüzdür" sloganlar› at›ld›.

Z›lg›tlar eflli¤inde Ba¤c›lar'daki amcas›n›n evine götürülencenaze “Faruk Kad›o¤lu Ölümsüzdür - TAYAD’l› Aileler” im-zal› pankart aç›larak sloganlar, z›lg›tlar, k›z›l bayraklar ve Fa-ruk’un resimleriyle yaklafl›k yar›m saat mahalle içerisinde gez-dirildi. Faruk Kad›o¤lu buradan, vasiyeti üzerine memleketiTrabzon’a yolcu edildi.

Cenaze Trabzon’da Karadeniz’in dört bir yan›ndan gelenyoldafllar› taraf›ndan karfl›land›. S›ra¤aç Köyü’nün giriflinde

kitleyi jandarma kimlik kontrolü için durdurdu. Jandarma birgece öncesinde Faruk’un ailesine zorla “cenazeye kat›l›m›n en-gelenmesini istiyorum” diye dilekçe imzalatm›fl, bölgedeki fa-flistleri de kamyonlarla köye tafl›m›flt›. Daha köyün giriflindejandarma cenazeye kat›l›m›n önünü kesmek için kimlik kontro-lü bahanesiyle provokasyona bafllam›flt›. Kimlik kontrolü ya-p›ld›¤› s›rada cenaze aile taraf›ndan al›narak, defnedildi. AmaFaruk’un sahiplenilmesini engelleyemediler! TAYAD’l› Aile-ler Faruk Kad›o¤lu’nun evinin önünde “Faruk Kad›o¤lu Ölüm-süzdür” pankartlar›n› açarak, Faruk nezdinde tüm devrim flehit-leri için sayg› duruflu ve anma yapt›lar. Anma s›ras›nda faflist-lerin küfürlerle ve tafl atarak provokasyon girifliminde bulun-mas›na jandarma hiçbir müdahalede bulunmazken, Avukatlar›n“provokatörler gözalt›na al›ns›n” istemlerini de dikkate almad›.

Cenazenin defnedilmesinin ard›ndan TAYAD’l›lar›n yan›nagelen aile “Faruk’un cenazesi istedi¤i gibi bayra¤›na sar›larakdefnedildi. Birtek siz yoktunuz” dediler. Ard›ndan provokatör-lere dönerek “karfl› köyden komflular›m›zsa etimizi yemeyegelmifller. Bu yap›lan› unutmayaca¤›z!” diyerek tepki gösterdi-ler. Cenaze sonras› araçlar› ile köyden dönen TAYAD’l›lar jan-darma taraf›ndan durduruldu. TAYAD’l›lardan Bülent Solgunve Lütfiye Aygün aranmalar› oldu¤u gerekçesiyle gözalt›naal›nd›lar.

O’nu, da¤lar›n doruklar›na, halk›n›n deryas›na dalmaya, to-murcuk olup ço¤almaya gönderdik. Yolun aç›k olsun...

“Faruk Kad›o¤lu Ölümsüzdür”

Page 7: YÜRÜYÜŞ - 2

“Devlet politikas›” dediklerinin, katlet-me politikas› oldu¤una herkes tan›k ol-maktad›r. AKP iktidar› üç y›ld›r bu poli-tikan›n sürdürücüsü olarak ölümlerimi-zin alt›na imza atmaktad›r. ‹slamc›l›k,demokratl›k; ölümlerimizle lime limeolmufltur.

Nas›l bir islamc›l›k ki, zulmün ba-fl›nda oturup durmadan kan ak›t›yor.AKP’lilerin kitab›nda yazan bu mu; “te-kellerin istikrar içinde yaflayaca¤› bir ül-ke yaratmak için oluk oluk kan ak›tmak-tan korkmay›n” m› diyor, o kitapta?

Bu nas›l demokratl›k ki; kendi bey-nimizle, düflüncelerimizle yaflayaca¤›zdiyenlere, devlet gibi düflünmeyi, devle-tin istedi¤i gibi yaflamay› dayat›yor.

Faruk, C‹K’e ‹lk Cevapt›r

Faruk Kad›o¤lu yaflam›n› yitirdi¤igün, AKP’li milletvekilleri de, Yeni Cezave Güvenlik Tedbirlerinin ‹nfaz› Hakk›n-da Kanun (C‹K) için ellerini kald›r›yor-du. Elleri Faruk’lar›n ölümüne, direnmehaklar›n›n yok edilmesine kalkm›flt›.Ama karfl›lar›nda bir kahraman›n alevle-flen bedenini buldular.

C‹K, “direnmek suçtur, herkes bo-yun e¤ecek” diyordu tutuklu ve hüküm-lülere. Direniflin ad› olan ölüm orucunamüdahaleyi, direniflçilerin ellerini kolla-r›n› ba¤layarak zorla besleme gibi afla¤›-l›k ve ortaça¤a ait bir zulmü yasal halegetiriyordu. Faruk Kad›o¤lu’nun ne-den, direniflinin 17. gününde feda eyle-mi yapt›¤›n› merak edenler, C‹K’e bak-s›nlar. Faruk, direniflinin zorla k›r›lmas›planlar›n›n karfl›s›na cesediyle ç›kma ka-rar› vermifltir.

Bu büyük bir irade oldu¤u gibi, ayn›zamanda; AKP iktidar›n›n anti-demokra-tik yasalar›na karfl› en üst boyutta bir mu-halefet sesidir. Burjuva bas›n›n yapt›¤›gibi göstermelik de¤ildir bu muhalefet.Direnme hakk›n›n “terör” demagojisi al-t›na gizlenerek yokedilmesine karfl› birisyand›r, tüm Türkiye halk›n›n direnmehakk›na sahip ç›kmakt›r.

Ve unutulmas›n ki, direnme hakk› buülkede yaflayan, sömürücü, iflbirlikçi oli-garfli içinde yeralmayan herkese gerekir.Faruk’un yükseltti¤i 盤l›¤› duymayan-lar, kendilerinin direnme haklar›n› da sa-vunamazlar.

Barolara, hukukçulara, hak ve özgür-

lüklerden yanay›z, anti-demokratik yasa-lara karfl›y›z diyenlere ça¤r›m›zd›r; Fa-ruk’un alevleflen bedeni size de ça¤r›d›r.

Tecriti Kald›r›n, Ölümleri Durdurun

5 y›ld›r bu ülkenin meydanlar›nda,sokaklar›nda hayk›r›yoruz bu slogan›.Büyük Direniflin ölümsüzleri, canlar›yla,barikatlaflt›rd›klar› bedenleriyle söylü-yorlar ayn› slogan›. Bu sese kulak ver-meyen bir iktidar›n, halk›n hiçbir kesimi-nin sesini duymas› mümkün de¤ildir.

12. Ölüm Orucu Ekibi’nde; GebzeHapishanesi’nde Fatma Koyup›nar veSincan F Tipi’nde Serdar Demirel ölümyürüyüflünü sürdürüyorlar.

Tecriti kald›rmayanlar, 119 ölümünoldu¤u gibi, onlar›n ölümlerinin de so-rumlusu olacaklard›r. AKP iktidar›, so-rumlulu¤unu büyütmekten vazgeçmeli,tecriti kald›rmal›d›r. Tarih önünde böylebir sorumlulu¤un hesab›n› verecek hiçbiriktidar yoktur.120. ölüme imzaatmay›n!

7

29 May›s 2005 / 02

Faruk KADIO⁄LU; A¤ustos 1977’de Trabzon Of il-çesi, Hovaza (Karfl›yaka) Köyü'nde, halklar›n kardefllikiçinde yaflad›¤› yöresinde, Laz ve Rum milliyetindenyoksul bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi.

Çay üreticisiydiler, çaydaki sömürü, yaflamlar›n› sür-dürmelerine izin vermiyordu, bu nedenle babas› ayn› za-manda imaml›k yap›yor, köylerde vaazlar veriyordu. Oda, 16 yafl›na kadar kald›¤› köyde, babas› ile civar köyle-ri dolaflt›, haf›zl›k, müezzinlik yapt›. “Ayakkab›y› ancakortaokula giderken giyebilmifltim” diyordu yaflad›klar›yoksullu¤u anlatmak için. O’na devrimcili¤in yolunuaçan da bu yoksullu¤a duydu¤u öfke olmufltur.

Liseyi ‹stanbul Bak›rköy’de okurken, devrimci hare-ketle tan›flt›. Liseli gençli¤in demokratik örgütlenmesiiçinde yer ald›. Bu süreç ayn› zamanda onun, devrimcili-¤i tan›ma, dönüflme ve kendini e¤itme süreci oldu. 1995y›l› Aral›k’›nda ilk tutsakl›¤›n› Bayrampafla Hapishane-si'nde yaflad›. Bu süreci, “devrimci geliflimim aç›s›ndanönemli bir yere sahip. Gerçek anlamda devrimcili¤i be-nimseyip içsellefltirdi¤im bir süreç” diye de¤erlendirdi.

Hedeflerini ve iddias›n› büyüten Faruk, Bayrampa-fla'n›n ard›ndan Ümraniye'ye gitti. Büyük Ölüm OrucuDirenifli’nin flehitlerinden Osman Osmana¤ao¤lu ve Hü-seyin Çukurluöz ile birlikte direnifllerin içinde yerald›.‹haneti de kahramanl›¤› da tan›d›.

1997'nin May›s’›nda tahliye oldu¤unda mücadeleyeyine gençlik alan›nda devam etti. 19 Aral›k katliam› ya-

fland›¤›nda d›flar›dayd›. “Öfkemiiçime at›p hesap gününü bekle-dim...” diyecekti bugünler için. Ftiplerine karfl› d›flar›da mücadeleederken, 2001'in A¤ustos ay›ndatekrar tutukland›. 12.5 y›l hükümald›, 4 y›ld›r Tekirda¤ 1 No'lu F Ti-pi Hapishanesi'nde bulunuyordu. 9May›s 2005 tarihinde Fidan Kalflen12. Ölüm Orucu Ekibi'nde onurband›n› kuflanarak ölüm orucunabafllad›ktan 17 gün sonra ölümsüz-leflti.

Çünkü o söz vermiflti direniflebafllarken;

“Sözümüz söz yoldafllar…

Sözümün eri olaca¤›m.

fierefimle yemin ediyorumki, BAfiARACA⁄IM… fierefliyaflay›p, flerefli ölece¤im. fie-refsizce bir yaflam›n dayat›ld›-¤› günümüz dünyas›nda flerefliolmak en erdemli davran›flla-r›n bafl›nda geliyor.”

Page 8: YÜRÜYÜŞ - 2

8

29 May›s 2005 / 02

Faflizmle yönetilen ve ancak par-lamenter demokrasinin temsili ku-rumlar›n›n da yürürlükte oldu¤u ül-kelerde, devletin resmi faflist terö-rüyle, sivil faflist terör zaman zamanyer de¤ifltirir. Bazen biri, bazen ötekiöne ç›kar. Her durumda iflbirli¤i ha-lindedirler. Yaklafl›k iki ayd›r, Genel-kurmay’›n talimat›yla bafllat›lan,MHP’nin bafl›n› çekti¤i, polisin ve

düzenin di¤er ku-rumlar›n›n da d›-fl›nda kalmad›¤› birfaflist terörle karfl›karfl›yay›z. Elbettefaflist terörün neresmisi, ne sivili,iki ayd›r karfl›m›zaç›km›fl de¤il. Hepvard›lar. ‹çinde ya-flad›¤›m›z günlerde faflist terörünher biçiminin bo-yu t land › r › ld ›¤ › ,“S‹ND‹RME”yiamaçlayan birmuhtevayla sürdü-rüldü¤ü günlerdir.

Önceki say›-m›zda çeflitli flehir-lerde yaflanan fa-flist sald›r› haberle-rini “Bunlar hala‘münferit’ sald›r›-lar m›?” üst bafll›-¤›yla vermifltik.

Sald›r› haberle-ri sürüyor. Üniver-

sitelerde sald›r› sivil faflistler, polisve okul idareleri iflbirli¤inde sürdü-rülürken, gözalt›, tutuklama terörüde flehir flehir yay›l›yor.

Hat›rlatmaya belki ihtiyaç yok,çünkü zaten hepsi çok yak›n zaman-da yaflad›klar›m›zd›r; ancak son ikiay›n sald›r›lar›n›n alt alta dizilmesi,faflist terör tablosunu ortaya koymas›aç›s›ndan yararl› olacakt›r.

Mersin “Bayrak provokasyo-nu”yla, sivil faflistler harekete geçi-rildi. Kullan›lan motif bayrak ve“bölücülük”tü.

Faflist terör k›sa süre sonra 6 Ni-san’da Trabzon’da linç sald›r›s›nadönüfltü. Sald›r›da “bayrak yak›ld›-¤›” gerekçesi kullan›ld›. Sakarya’ya,Eskiflehir’e yay›lan sald›r› 10 Ni-

san’da Trabzon’da yeniden kendinigösterdi. Bu ikinci linç giriflimi,birçok aç›dan önemliydi; hem sald›r-ganlar›n “halk” olmad›¤›n›, “vatan-dafl tepkisi” olmad›¤›n›, aç›k MHP’likimli¤ini gösterdi, hem de hedefinsadece “Kürt milliyetçili¤iyle” s›n›r-l› olmad›¤›n› gösterdi.

Genelkurmay Baflkan›, bu gelifl-melerin yafland›¤› günlerde yapt›¤›kapsaml› konuflmayla, sald›r›n›nmerkezi oldu¤unu bu merkezin deGenelkurmay oldu¤unu ortaya ko-ydu. Bu konuflma ayn› zamanda hal-ka karfl› yeni bir savafl ilan› gibiydi.

Bunu üniversitelerde faflistlerinipinin çözülmesi izledi. Üniversite-lerde soruflturma terörüne h›z verildi.

Özellikle Do¤u’da birçok il ve il-çede, köyde, Ola¤anüstü Hal uygula-malar›na dönüldü. Tehdit, yasak, kat-liam haberleri yo¤unlaflt›.

Faflist terörde temel olanla, tali olan kar›flt›r›lmamal›d›rSald›r›lara iliflkin özellikle ilk

bafllarda durumu kavramaktan uzakde¤erlendirmeler öne ç›km›flt›r; ki-mileri sald›r›lar› sadece Genelkur-may’›n AB karfl›tl›¤›yla, kimileriMHP’nin f›rsat› kullan›p ata¤a geç-mesiyle aç›klad›.

Bayrak provokasyonunda bu he-saplar›n pay› vard›r; mesela, oligar-flinin çeflitli kesimlerinin Genelkur-may’›n aç›klamas›n› elefltirmesi, TÜ-S‹AD’›n Trabzon’daki linç sald›r›s›-na karfl› elefltirel bir tutum almas›,oligarfli içinde de AB’cilik, Ameri-kanc›l›k ve esas olarak da kendi ikti-darlar› temelinde muhtelif çeliflkile-rin oldu¤una iflarettir. Fakat sald›r›la-r›n “bayrak provokasyonu” gösteri-leriyle s›n›rl› kalmay›p devam etme-si de gösteriyor ki, daha temel bir po-litika sözkonusudur. Bu temel politi-ka, tüm ilerici, muhalif güçlerin sin-dirilmesi ve teslim al›nmas›d›r. Ve bunoktada oligarflinin hiçbir kesimininitiraz›, muhalifli¤i yoktur.

Genelkurmay Baflkan›, MHP,AKP, CHP bu noktada ayn› a¤›zdankonufluyorlar. Sald›r›lar›n, provokas-yonlar›n devrimci, demokrat kesimle-re yönelmesine kimsenin itiraz› yok.

Bu durum görülmez, her fley Ge-

KimT›rmand›r›yor?

FaflistTerörü

FAfi‹ST TERÖRE,

YAYGARAYA PROVOKAS-YONLARA

KARfiIÖRGÜTLÜ

MÜCADELEY‹ YÜKSELTEL‹M!

Page 9: YÜRÜYÜŞ - 2

9

29 May›s 2005 / 02

nelkurmay-AKP çeliflkisiyle, (veyabaflka deyiflle laiklik-fleriat kavga-s›yla), AB’ciler-AB karfl›tlar› çat›fl-mas›yla aç›klan›rsa, bu tür tespitler,faflist teröre karfl› mücadelede yanl›fltav›r ve taktikleri de beraberinde ge-tirecektir.

Halk›n faflist terörle teslim al›nmas›n›n ‘koçbafl›’ MHP MHP’lilerin kendilerini “devletin

güvenlik güçlerine yard›mc› kuvvet”olarak tan›mlamalar›, kendi kafala-r›ndan ortaya ç›km›fl bir tan›m, kendikendilerine yükledikleri bir misyonde¤ildir. Bu, düzenin onlara yükledi-¤i misyonun ifadesidir.

Devlet-MHP iliflkisi de bafl›ndanbugüne bu temel üzerinde flekillen-mifltir. Daha MHP’nin kuruluflunda,komando kamplar›nda subaylar›n,polis fleflerinin e¤itim vermesindesomutlanan bu iliflki, hangi parti ikti-darda olursa olsun, MHP’nin devletiçinde kadrolaflmas›yla sürmüfltür.

MHP’li “komandolar” yeni yenisald›r›lara bafllad›klar›nda bunu elefl-tiren ‹smet ‹nönü’ye zaman›n Cum-hurbaflkan› Cevdet Sunay, flöyle der:“Can›m, onlar komünizme karfl›mücadele eden çocuklar!...”

Sonra Demirel’in “bana milliyet-çiler suç iflliyor dedirtemezsiniz”sözleri gelir. Bugün de bunu, Genel-kurmay’dan CHP’ye kadar MHP sal-d›r›lar›n› “vatandafl tepkisi” olarakaklamalar› izliyor.

Demirel’in “bana milliyetçilersuç iflliyor dedirtemezsiniz” sözüyle,Deniz Baykal’›n linç sald›r›lar›n›“iktidar gerekli tepkiyi göstermedi¤iiçin vatandafl tepkisini gösteriyor”diye de¤erlendirmesinin özünde hiç-bir fark yoktur. Bu aç›klamada, faflistsald›r›lar› “suç” olarak görmemeninyan›nda, sivil faflist hareketin “devle-te yard›mc›” misyonunun onaylan›pmeflrulaflt›r›lmas› da vard›r.

1970’lerde üniversitelere sald›r›-lar› organize eden zaman›n ÜlküOcaklar› Genel Baflkan› Muharremfiemsek’in sözleri aynen flöyleydi:,“hükümet gerekeni yapmad›kça mil-liyetçi gençli¤in eylemleri sürecek-tir.”

Birkaç gün önce Ermeni sorunuy-

la ilgili yap›lmak istenen konferans›protesto eden faflistler de ellerindebir döviz tafl›yorlard›: “‹ktidar yok-sa millet var!”

Genelkurmay’dan CHP’ye, med-yadan yarg› kurumlar›na kadar tümdüzen güçleri, MHP’nin bu misyo-nunu tan›makta ve onaylamaktad›r.

Türkiye oligarflisi, yap›s› itibar›y-la korkak ve kendine güvensizdir.Burjuvazi kendi iç dinami¤iyle gelifl-memifl, siyasi sistemi emperyalistlertaraf›ndan flekillendirilmifltir. “Gü-venlik” paranoyas›, onun için her za-man had safhadad›r. Düzenin normalkurumlar›yla, normal iflleyifli içindekendini güvende hissetmedi¤indenorduyu ve sivil faflist hareketi de s›ks›k devreye sokar. Onlar bir anlamdaelinin alt›ndaki “koz”lard›r. Çok s›-k›flt›¤›nda, cuntalar yapt›r›r veyaMHP’yi devreye sokar.

Bugün devrimci mücadelenin çoküst düzeyde seyretti¤i söylenemez.Ama uygulanan ve uygulanmas›planlanan emperyalist politikalar,tam bir y›k›m politikas› oldu¤u için,bu politikalar uygulan›rken, e¤erdevrimci muhalefeti tasfiye etmemiflolurlarsa, halk›n memnuniyetsizli¤i-nin k›sa sürede düzene karfl› dönebi-lece¤ini görüyorlar. MHP iflte bunoktada ek güç olarak devreye so-kuldu.

Neden ek güç diyoruz; çünküesasen halk›n muhalefetini yoketmesald›r›s›, k›sa dönemli manevralarhariç, fliddetinden neredeyse bir fleyeksilmeden y›llard›r sürdürülüyordu.

1990’lar›n bafl›ndan beri, infaz-larla kay›plarla, iflkencelerle vahflibir sald›r› yürütmüfltür oligarfli. 2000bafllar›nda bu sald›r› 19-22 Aral›kkatliam›yla, F tipleriyle sürdürüldü.Ancak yine de “kesin sonucu” ala-mad›lar. Devrimcileri, demokratikörgütlenmeleri tasfiye edemediler.fiimdi yeni bir sald›r› dalgas›yla, fa-flist terörü ve demagojiyi t›rmand›ra-rak bir kez daha bu sonucu elde et-meye çal›fl›yorlar.

AKP, faflist sald›r› ve provo-kasyon politikas›n›n orta¤›d›rGerek AKP, yalakalar›, gerekse

de geliflmeleri yanl›fl aç›lardan tahlil

edenler, Genelkurmay’›n veMHP’nin bu provokasyon eylemleri-ni ayn› zamanda AKP’ye karfl› örgüt-ledi¤ini, AKP’nin bunda bir sorum-lulu¤u olmad›¤›n› ileri sürüyorlar.

Hat›rlanacak olursa, Trabzon’da-ki sald›r›n›n ard›ndan flöyle demifltik:“AKP, ben karfl›y›m diyorsa, sald›r›-lar› önlemeli, de¤ilse, o da sorumlu-dur, sald›r›n›n içindedir!”

AKP geçen sürede, hem aç›kla-malar›yla, hem prati¤iyle, faflist terö-rün sorumlular›ndan biri oldu¤unugöstermifltir. Üniversitelerde sürensivil faflist terörü ve YÖK arac›l›¤›y-la sürdürülen soruflturma terörünüengellemek için AKP en küçük birad›m atm›fl m›d›r? Hay›r!

AKP, Trabzon’daki, Eskiflehir,Sakarya, Manisa ve di¤er yerlerdekifaflist sald›r›lar› k›nam›fl m›d›r? Ha-y›r! AKP’nin MHP sald›r›lar›na üstükapal› getirdi¤i elefltiri, sadece kenditaban›n›n MHP taraf›ndan “oyulma-s›” endiflesinin ürünüdür. Sald›r›n›nözüne iliflkin bir elefltirisi yoktur.

Genelkurmay ve AKP aras›ndakikimi çeliflkilerin, örne¤in AB konu-sundaki farkl› vurgular›n da oldukçaazald›¤› görülüyor; Baflbakan ve Ge-nelkurmay Baflkan›’n›n AB’ye ilifl-kin son aç›klamalar›, neredeyse keli-mesi kelimesine ayn›d›r.

Faflist çeteler, üniversitelerde ol-sun, çeflitli flehirlerde olsun, aç›kçasald›r›yorlar; Manisa Demirci’de ol-du¤u gibi, ilerici ö¤rencilerin kald›k-lar› evleri günlerce abluka alt›na al›-yorlar. AKP iktidar›n›n bunlar› önle-meye yönelik hiçbir giriflimi yoktur.Muhalif tüm güçlere karfl› faflist sal-d›r›lar› k›flk›rtan bir üslup ve pratikiçindedirler. Oligarflinin halka karfl›savafl› t›rmand›rd›¤› her dönemde,tüm düzen partileri flu veya bu ölçü-de “MHP’lileflir”. DYP gibi kontrapartiler d›fl›nda, AKP’si de, CHP’side flovenizmi, muhalif her kesimekarfl› bask›y› k›flk›rtmakta MHP’yleyar›fl›yorlar. Bu tablo, MHP sald›r›-lar›n›n devlet sald›r›s› oldu¤unu veayn› zamanda devletin MHP’lileflti-¤ini gösterir. Faflist terörü t›rmand›-ran, tek bafl›na Genelkurmay, tek ba-fl›na MHP ya da baflka bir güç de¤il,oligarflinin halk› teslim alma politi-kas›d›r.

Page 10: YÜRÜYÜŞ - 2

Devrimci, demokrat yüksek ö¤-renim gençli¤i, tam bir kuflatma al-t›nda. Bir yandan sivil faflist sald›r›-lar, bir yandan soruflturmalar, okul-dan at›lmalar. Faflistler sald›r›yor,ö¤renciler faflist terörün karfl›s›na di-kildi¤inde, bu kez polis ve okul ida-resi “eylem yapt›¤›, olaylara kar›flt›-¤›” gerekçesiyle ö¤rencinin karfl›s›-na dikiliyor. Soruflturmalar›, uzak-

laflt›rma veya at›lmacezalar› izliyor.

Polis, idare ve si-vil faflist sald›r›larlakurulan abluka içindeö¤renci gençli¤e fludayat›l›yor; ya boyune¤en, sesini ç›karma-yan bir ö¤renci ola-cak, devrimci, de-mokrat, vatanseverdüflünceleri terkede-ceksin, ya da at›lacak-s›n. Ö¤renci gençli¤in“F Tipi Üniversite”benzetmesi, bir ben-zetme olmaktan ç›k›p,do¤rudan F tipi hapis-hane politikas›n›n uy-gulanmas›na dönüfl-müfltür.

Sald›r›, devrimcidemokrat ö¤renci ör-gütlülüklerini da¤›t-may› ve yoketmeyihedefleyerek tüm üni-versitelere, hatta lise-

lere kadar geniflletiliyor. ‹flte geçenhaftaki geliflmeler:

Erzincan'da Bask›lara Karfl› EylemErzincan Atatürk Üniversitesi Er-

zincan E¤itim Fakültesi ö¤rencileri,23 May›s günü yapt›klar› eylemle,okul yönetiminin ö¤renciler üzerin-deki bask›s›n› protesto etti.

Erzincan E¤itim Fakültesi'ndeokuyan 100'ü aflk›n ö¤rencinin vedemokratik kitle örgütlerinin dekat›l›m›yla yap›lan eylemdegeliflmeler flöyle anlat›ld›: "‹limizdeözellikle 1 May›s'tan sonra ö¤renci-ler üzerinde yo¤unlaflan bask›lar so-nucu 20 arkadafl›m›z, 10 May›s’ta

evlerinden apar topar gözalt›naal›nm›fl ve bu arkadafllar›m›zdan 8'itutuklanm›flt›r. Gözalt›na al›nan 20arkadafl›m›za okul yönetimince so-ruflturma aç›lm›flt›r.”

Eylemde, haks›z yere tutuklanan8 ö¤rencinin serbest b›rak›lmas› is-tenerek, "Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz,Düflünceye Kelepçe Vurulamaz, FTipi Üniversite ‹stemiyoruz, Polis‹dare ‹flbirli¤ine Son" sloganlar›at›ld›.

Zonguldak’ta ö¤renci evlerine polis bask›n›Zonguldak’ta 18 May›s günü "‹b-

rahim Kaypakkaya yafl›yor" bafll›kl›afifllerin as›lmas›n› bahane eden po-lis, Zonguldak Gençlik Derne¤i üye-si iki ö¤rencinin evine gece yar›s›bask›n düzenledi. Gece arama yap-mak için “izin” de alm›flt› polis.Ancak evlerde do¤ru dürüst aramabile yapmayan polisin tek derdininö¤rencileri y›ld›rmak ve çevreye"bunlar terörist" imaj› vermek oldu-¤u belli oldu.

Ertesi günü bask›nlar nedeniylesuç duyurusuna giden ö¤renciler,savc›n›n "arama izinlerini ben ver-dim, siz okulunuzu okumaya ba-k›n..." diyerek dilekçeleri kabul et-meme tavr›yla karfl›laflt›. Savc› dapolisin sindirme politikalar›n›norta¤›yd›.

‹Ü’de Bir Faflist Dövülerek Cezaland›r›ld›‹stanbul Üniversitesi Mediko

Sosyal Binas›’nda, b›çakl› ve sat›rl›faflist sald›r›lar› yönetenlerden biriolan Fahrettin Çelenk isimli faflist,devrimci ö¤renciler taraf›ndan dövü-lerek cezaland›r›ld›.

23 May›s’ta gerçeklefltirilen ey-lemin ard›ndan devrimci demokratö¤renciler ‹stanbul ÜniversitesiHergele Meydan›’nda toplanarakfaflistlerin yo¤unlukta bulundu¤uTarih Bölümü’ne girdiler, binan›ntüm katlar›nda dolafl›larak faflizmekarfl› sloganlar hayk›r›ld›. Okuldantoplu ç›k›fl yapan yaklafl›k 300 ka-dar devrimci demokrat ö¤renci Ak-

10

29 May›s 2005 / 02

Gençli¤esald›r›yor

FaflistTerör

FAfi‹ST TERÖRE,

YAYGARAYA PROVOKAS-YONLARA

KARfiIÖRGÜTLÜ

MÜCADELEY‹ YÜKSELTEL‹M!

Page 11: YÜRÜYÜŞ - 2

saray’a kadar “Faflizme Karfl›Omuz Omuza, Faflizmi Döktü¤üKanda Bo¤aca¤›z, Türkefl’in ‹tleriY›ld›ramaz Bizleri, Yaflas›n Devrim-ci Dayan›flma” sloganlar›yla yürü-düler. Yürüyüfl esnas›nda kamerakayd› yapmaya çal›flan polisler dev-rimci demokrat ö¤renciler taraf›n-dan engellenirken, yürüyüfl Aksa-ray’da bitirildi.

Sakarya’da faflist provokasyonlara tav›rDevrimci demokrat ö¤renciler 21

May›s’ta ortaklafla yapt›klar› bas›naç›klamas›yla, Sakarya halk›n›n pro-vokasyonlar karfl›s›nda duyarl› ol-mas›n› istediler.

21 May›s Cumartesi günü saat12.45’te Uzun Çarfl› önünde topla-nan Sakarya Üniversitesi Ö¤rencile-ri, “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz" pan-kart› açarak sloganlar, çeflitli döviz-lerle Eski Defterdarl›k önüne kadaryürüyüfl yapt›lar.

Aralar›nda Sakarya Gençlik Der-ne¤i üyelerinin de bulundu¤u ö¤ren-ciler ad›na yap›lan konuflmada, üni-versitenin düzenledi¤i bahar flenlik-lerinde faflistler taraf›ndan sald›r›yau¤rad›klar› belirtilerek flöyle denil-di:

“Sald›ranlar ABD ve Avrupaemperyalizminin karfl›s›nda susup,insan hak ve özgürlükleri ihlal edi-lirken durup seyreden ve tüm bunla-ra ra¤men vatan›n savunuculu¤unaçetevari soyunanlard›r.

Sald›r›lara u¤rayanlar biziz.Yani, demokrasi ve özgürlük müca-delesi verenlerdir... Biz iddia ediyo-ruz ki; Bu ülkeyi ve halk› onlardan

daha çok seviyoruz ve bu u¤urdabedeller ödemekten de çekinmiyo-ruz.

Halka ça¤r›m›zd›r; sald›ranlar›ve sald›r›ya u¤rayanlar› iyi tan›y›nve oyunlara-provokasyonlara- gel-meyin.”

Ö¤rencilerin eylemine SDP,‹HD ve DEHAP’l›lar da destek ver-di.

Pamukkale’de sald›r›Yine polis-sivil faflist iflbirli¤iPamukkale Üniversitesi'nde dev-

rimci, demokrat ö¤renciler 21 Ma-y›s’ta faflistlerin sald›r›s›na u¤rad›.

Sald›r› sonucundaçok say›da ö¤ren-ci yaraland›.

21 May›s’taE¤itim Fakülte-si'nde düzenlenenBahar fienlikle-ri'nde rektörlü-¤ün müzik dinle-tisine izin verme-mesi üzerine, devrimci, demokrat

ö¤renciler kendialternatif flenlik-lerini yapt›lar.Türküler söyle-yerek halaylarçeken ö¤rencile-re karfl› faflistle-rin tafllarla sald›-r›ya geçmesi üze-rine, devrimci,demokrat ö¤ren-ciler de sald›r›yakarfl›l›k verdiler.

Buradaki tafll› sopal› çat›flma Kredive Yurtlar Kurumu'na da yans›d›.Bayrak aç›p ‹stiklal Marfl› okuyanfaflistler, devrimci, demokrat ö¤ren-cilerin yurttaki odalar›na bask›n dü-zenleyerek sald›r›y› sürdürdü. fien-likte aç›lan standlar›n da yerle biroldu¤u çat›flmada birçok ö¤renciyaralan›rken, 4 ö¤renci gözalt›naal›nd›. Alternatif flenlik yapan ö¤-rencilere gözda¤› vermek ve tacizetmek için flenlik alan›na güç y›¤-m›fl olan polis, faflist sald›r› bafllad›-¤›nda sanki hiç orada de¤illermiflgibi seyretmekle yetindi.

Pamukkale’de 2. Sald›r›Üniversiteye

ba¤l› Fen Edebi-yat Fakültesi’nde23 May›s günüsaat 14.00 civa-r›nda faflistler,demokrat ö¤ren-cilere bir kez da-ha sald›rd›.

Okulda final

s›navlar›n›n yap›ld›¤› gün gerçek-lefltirilen faflist sald›r› sonucundayaralanan 10 ö¤renci Denizli DevletHastanesi'ne kald›r›ld›. Fen Edebi-yat Fakültesi’ne gelmek isteyen ‹l-kay fiimflek isimli ö¤rencinin deönünü kesen faflistler, fiimflek’inburnunu k›rd›lar. ‹lkay fiimflek dehastaneye götürüldü.

Her iki sald›r›da da polis sald›-ranlara de¤il, devrimci demokratö¤rencilere müdahale ederken, fa-flistler sald›r› sonras›nda da “flenlik-lerde PKK bayra¤› açt›lar'',

11

29 May›s 2005 / 02

21 May›s 2005 / Sakarya

25 May›s 2005 / Pamukkale

Page 12: YÜRÜYÜŞ - 2

''PKK'liler kelefllerle yurdu ba-sacak'' gibi söylentilerle k›flk›rt-malar›n› sürdürdüler.

Ö¤renciler: “Sa¤-sol çat›flmas› yok, faflist sald›r› var”Pamukkale Üniversitesi

(PAÜ) ö¤rencisi yaklafl›k 300 ki-fli, 25 May›s’ta Denizli Büyükfle-hir Belediye binas› önünde yap-t›klar› eylemle faflist terör karfl›-s›nda y›lmayacaklar›n› belirttiler.

"Faflizme Karfl› Omuz Omu-za" yaz›l› bir pankart›n›n aç›ld›-¤› eylemde, ö¤renciler ad›na ko-nuflan Olcay Bayraktar, “üniver-sitede yaflananlar›n sa¤-sol ça-t›flmas› olmad›¤›n›, faflist sald›r›oldu¤unu” belirtti.

Konuflman›n devam›nda ö¤-renciler flunlar› aç›klad›lar: "Yak-lafl›k bir haftad›r üniversitede te-rör estiren, liselerde arkadaflla-r›m›z› b›çaklama cüretini göste-ren faflistler, halen üniversitedeellerini kollar›n› sallayarak do-laflmakta, bellerinde silahlarlakampüs girifllerinde ve lise önle-rinde cirit atmaktad›rlar.''

Polisin de faflistlere destekverdi¤ini belirten Bayraktar,''Bu kay›ts›zl›kla murat edilenDenizli'de geliflen muhalefetinfaflistler taraf›ndan bitirilmesiumududur'' dedi. Yaflanan olay-larla ilgili halk›n yanl›fl bilgilen-dirildi¤i ve k›flk›rt›c›l›k yap›ld›-¤› belirtilerek, rektörlü¤ün s›na-va girecek ö¤rencilerin can gü-venli¤ini sa¤lamas› gerekti¤ivurguland›.

22 ö¤renciye soruflturmaBal›kesir’de yap›lan 1 May›s

etkinliklerine kat›lan 22 ö¤rencihakk›nda, ‘Öcalan’› över nite-likte slogan atmak, halay çek-mek, Mardîne’ flark›s›n› söyledi-kleri” iddias›yla soruflturmaaç›ld›. Polis taraf›ndan evleribas›larak gözalt›na al›nan 17 ö¤-renci, ifadeleri al›nd›ktan sonraserbest b›rak›ld›.

12

29 May›s 2005 / 02

Soruflturmalarla, Faflist Sald›r›larla Amaçlanan, Devrimci Gençli¤i Susturmak, Y›ld›rmakt›r

Son 1 ayd›r ‹stanbul Üniversitesi'nde ve Anadolu'daki pek çok üni-versitede faflist sald›r›lar yükselmeye bafllad›. Ayn› eksende sorufltur-malar›n da ard› arkas› kesilmiyor.

Üniversitelerde devrimci, demokrat, ilerici ö¤rencilere ard› ard›naaç›lan soruflturmalarla, okuldan atmalarla devrimci gençlik susturul-maya çal›fl›l›yor. Amaçlanan düflünen, üreten gençleri akademik, de-mokratik mücadeleden ve okullardan uzaklaflt›r›p, üniversiteleriYÖK'ün, tekellerin bahçesi haline getirmektir.

Üniversitelerde son dönemlerde yaflanan sald›r›lar ilk de¤ildir,geçmifl dönemlerde de pek çok örne¤i vard›r. Buna karfl› mücadeleyükseltilmedikçe de son olmayacakt›r.

Üniversitelere ellerinde sat›rlar, kasaturalarla giren, ö¤rencileresald›ran faflistler hakk›nda hiçbir ifllem yap›lmazken, “Halk ‹çin Bi-lim, Halk ‹çin E¤itim” isteyen ö¤rencilerin okullar›na girmesi, e¤itimhakk›n› kullanmas› engelleniyor.

MHP Baflkan› Devlet Bahçeli'nin “sokaklara dökülürüz” aç›klama-s›n›n ard›ndan ellerinde sat›rlarla, döner b›çaklar›yla dolafl›p önlerinegelen solculara sald›ran eli kanl› faflistler hala sokaklarda dolafl›yor-lar.

Okul idareleri, hak gasplar›na, faflist sald›r›lara cevap vermek iste-yen gençli¤in karfl›s›na, polislerle iflbirli¤i halinde "soruflturma aça-r›z" tehditleriyle ç›k›yor. Soruflturmalarla, okuldan atmalarla, faflistsald›r›larla amaçlanan; devrimci, demokrat gençli¤i susturmak, y›ld›r-makt›r. Düzene muhalif tüm sesleri susturmakt›r.

Vatan-Millet-Sakarya naralar› ard›nda ülkemizi satanlar, uyuflturu-cu kaçakç›l›¤›, kad›n ticareti yapanlar, asit kazanlar›nda insan katle-denler, emperyalizmin piyonlar›, milliyetçilik ve vatanseverlik palav-ralar› at›yorlar.

Gerçek vatanseverler soruflturulan, gözalt›na al›nan, gözalt›lardaiflkencelere maruz kalan, tutuklanan, faflist sald›r›lara u¤rayan dev-rimcilerdir.

Buradan polislerle iflbirli¤i yapan, hakk›m›zda soruflturmalar açanüniversite yöneticilerine, Vatan-Millet-Sakarya deyip ülkemizi satan-lara sesleniyoruz;

Bizler halk için bilim, halk için e¤itim isteyen,

Açl›¤›n, yoksullu¤un yok olmas›n› isteyen,

Ne Amerika, Ne Avrupa Ba¤›ms›z Türkiye diyen, vatansever, dev-rimci gençleriz.

Ne soruflturmalar, ne faflist sald›r›lar gençli¤i susturamaz. Sus-mayaca¤›z, y›lmayaca¤›z. Bireycilik, örgütsüzlük, yoz kültür dayat-malar›na karfl› örgütlenece¤iz. Ba¤›ms›z, özgür, eflit bir gelecek is-teyen sesimizi daha da yükseltece¤iz.

GENÇL‹K FEDERASYONU

gS ençlikte:öz

Page 13: YÜRÜYÜŞ - 2

Trabzon'da 6 Nisan'da linç sald›-r›s›na maruz kalan ‹hsan ÖZD‹L,Nurgül ACAR, Çetin GÜVEN, Zey-nep ERDU⁄RUL ve Emra BAKIRkendilerinin 4,5 y›lla yarg›lanmas›,kendilerine sald›ranlardan ise sadece11 kiflinin 6 ayla yarg›lanmas› üzeri-ne bir aç›klama yaparak, linç sald›r›-s›n›n flimdi de “hukukun linç edilme-si” olarak sürdürüldü¤ünü belirttiler.

22 May›s’taTrabzon ‹HD'deyap›lan bas›n aç›k-lamas›nda TA-YAD’l›lar flunlar›söyledi:

“Hakk›nda ya-lanlara dayal› pro-vokasyon örgütle-nerek öldürülmekistenen bizdik; bu-na ra¤men tutukla-nan da biz olduk.Ve flimdi de 4.5YILLA yarg›lan›-yoruz! Bizlere sal-d›ranlar, adam öl-dürmeye teflebbüsedenler ise 6 AY-LA yarg›lan›yor(!)Ve esas yönlendi-riciler hala yarg›-lanm›yor. ‘Bayrakyakt›lar’ yalan›n›bilinçli olarak ya-yanlar; insanlar›k›flk›rt›p üzerimizesalanlar bulunup

provokatörlükle yarg›lanmal›d›r, biz-ler de¤il. PROVOKATÖRLER TU-TUKLANMALIDIR, B‹ZLER DE-⁄‹L!

6 Nisan'da linç edilmek istenensadece bizler de¤ildik; HUKUK linçedilmek istendi. 6 Nisan'da, ADA-LET linç edilmek istendi. Emperya-lizmin ç›karlar› için DEMOKRAT‹KHAK VE ÖZGÜRLÜKLER linç edil-mek istendi. Bizim hakk›m›zda yan›l-t›lanlar karfl› ç›kt›¤›m›z emperyalistdüzenin ç›karlar› için kullan›ld›kla-r›n› fark etmelidirler."

Tart›flmaya ça¤r›:Aç›klamay› okuyan Zeynep Er-

du¤rul konuflmas›n› flu sözlerle bitir-di. "Bu provokasyonu örgütleyenler

bizi iflsiz, yoksul b›rakan-halk kültü-rümüzün yerine kendi bencil, yozkültürünü getirmek isteyen Ameri-ka'yla, Avrupa'yla iflbirli¤i içindeolanlard›r. Bu oyuna alet olanlar va-tan hainidir. Provokasyonlar›n asl›ortaya ç›kar›lmal›, provokatörlerteflhir edilmelidir. B‹ZLER KONU-YU HALKA AÇIK HER YERDE,HERKESLE TARTIfiMAYA HAZI-RIZ. Oynanan oyun unutturulmama-l›d›r!”

***

"Trabzon'a Bak›n, Türkiye'de Hukuk Var m›?"

Trabzon'daki linç girifliminde sal-d›ran provokatörlere 6 ay, sald›r›yau¤rayan TAYAD'l›lara ise 4.5 y›l ce-za istemiyle dava aç›lmas›n› ‹stan-bul’da da TAYAD'l› Aileler taraf›n-dan protesto edildi. ‹stanbul’dakiTAYAD’l›lar da protestolar›nda ayn›soruyu sordular: “Türkiye’de hukukvar m›?”

23 May›s günü Beyo¤lu Adliye-si'nde yap›lan aç›klamada, yaflan›lan›nbir “hukuk linci” oldu¤u belirtildi. 6-10 Nisan’daki sald›r›larda sorumlu-lu¤u olan hiçbir kesimin yarg›lanm-ad›¤› vurgulanarak flöyle denildi: “Ya-p›lmak istenen çok aç›kt›r. Sistemindevrimci düflünceye, demokratl›¤a, enufak bir muhalefete tahammülü yokturve yapabildi¤i ölçüde bu sesleri kes-meye, yoketmeye çal›flmaktad›r. Ve bu-gün linç sald›r›s› hukuk eliyle sürdü-rülmeye devam ediyor. Hak-hukuk-adalet istedikleri için sald›r›ya u¤ra-yanlara hapis cezalar›yla gözda¤› ve-rilmek isteniyor.”

Beyo¤lu Adliyesi’ndeki eylemi"Trabzon'a Bak›n Türkiye'de HukukVar m›?, Provokasyonlara Son" slo-ganlar›yla bitiren TAYAD’l›lar, bura-dan Galatasaray Lisesi önüne gide-rek, liseden Taksim Meydan›'na ka-dar bildiri da¤›tt›lar. Trabzon’da sal-d›r›ya u¤rayan TAYAD’l›lar gibi,üzerinde "Tecriti Kald›r›n ÖlümleriDurdurun" yaz›l› önlükleriyle, mega-fonlarla halka provokasyonu yarata-n›n kim oldu¤unu anlatt›lar.

13

29 May›s 2005 / 02

Yarg›’daSürüyor

FaflistTerör

Trabzonda 6, 110

Nisan'dakiProvokas-yonlar›n

Son AAya¤›

HukukLinci

Page 14: YÜRÜYÜŞ - 2

14

29 May›s 2005 / 02

Arkadafllar merhaba! Okurlar›m›-z› selamlayarak sohbetimize bafll›yo-ruz. “Hayat›n ‹çindeki TEOR‹” buhafta, faflist sald›r›lar› ele alacak. Buhafta aram›zda Gençlik Federasyo-nu’ndan bir arkadafl›m›z da var. Gü-nay’a da hoflgeldin diyoruz. Günaybugün aram›zda, çünkü tart›flaca¤›-m›z konu, bugün özellikle üniversite-lerde kendini gösteriyor. Konununfarkl› yönlerini ortaya koyarken, Gü-nay arkadafl›m›zdan da üniversiteler-deki geliflmelere, izlenen politikalarailiflkin bilgi alaca¤›z. Tabii hemen flu-nu belirteyim ki, sorun üniversiteler-le s›n›rl› de¤ildir. Sald›r›lar›n flu aniçin üniversitelerde yo¤unlaflm›fl ol-mas›, faflist terörün takti¤inin bir so-nucudur. Birazdan daha ayr›nt›l› ko-nuflaca¤›m›z gibi, faflist terör flu veyabu biçimde di¤er alanlara da taflacak-t›r, ki bu süreç de bir yandan baflla-m›flt›r.

Geliflmelerin nas›l bir seyir alaca-¤›n› bilebilmek, o süreç boyunca dado¤ru politikalar gelifltirebilmek içinsald›r›larda “koçbafl›” rolünü üstle-nen sivil faflist hareketi iyi tan›makgerek. MHP nedir, nas›l örgütlenmifl,nas›l bir rol üstlenmifltir? Bunlar› aç-maya çal›flaca¤›z. fiimdi ilk sözü Gü-nay arkadafl›m›za veriyorum. Faflistterörün üniversitelerde ulaflt›¤› boyutnedir, gençlik örgütleri bu sald›r›larkarfl›s›nda ne diyor, ne yap›yor? Ko-nuya buradan girelim.

Günay: Faflist terör denilince,biz asl›nda flu anda ikili bir sald›r›ylakarfl› karfl›yay›z. Birincisi ÜlküOcakl›, MHP’li faflistlerin sald›r›lar›,ikincisi, soruflturmalar, okuldan at›l-malar. Her iki sald›r›da da polis, hemsivil faflistlerle, hem idareyle birliktehareket ediyor. Bizim y›llard›r slo-ganlar›m›zda dile getirdi¤imiz “po-lis-idare-sivil faflist iflbirli¤i” flu anen üst boyuta t›rmanm›fl durumda.

Faflistler, her yerde sald›r›p sin-dirmeyi temel politikalar› olarak be-

nimsemifl durumdalar. Diyebilirim kiüniversitelerin ço¤unda faflist sald›r›-lar yap›ld› ve yap›l›yor. Kime yerler-de okuldaki güçleriyle, birçok yerdede d›flar›dan adam getirerek sald›r›-yorlar. Okula sopa, b›çak, silah sok-ma konusunda oldukça “özgürler”,polisle iflbirli¤i bu noktada da kendi-ni gösteriyor.

Faflistler, sald›r› hedeflerini belir-lerken flu gruptan, bu gruptan diyeay›rdetmiyorlar. Kimi gözlerine kes-tirirlerse sald›r›yorlar; daha önce mü-cadelenin içinde yeralm›fl ama flu an-da mücadele içinde olmayan demok-rat ö¤renciler dahi onlar›n hedefi olu-yor. Hatta onlar daha “kolay hedef”durumunda.

Kemal: Hemen burada eklemekistiyorum; bizim özellikle 12 Eylülöncesinde çok s›k kulland›¤›m›z birsöz vard›: Faflizm kendinden olma-yan herkese düflmand›r. Bu anlam-da her kesime sald›rmalar› normaldir,beklenmesi gerekendir. Keza faflistleriçin as›l amaç tüm halk› sindirmek,faflist terörle teslim almakt›r. Hedef-lerinin solcu, demokrat olmas› yeter-lidir bunun için. Bu nedenle örne¤in12 Eylül öncesinde devrimcilere ula-flamad›klar› hemen her yerde CHP’li-lere, CHP binalar›na sald›rm›fllard›r.Keza o zaman bizim faflist teröre kar-fl› mücadelemizi elefltirip bu mücade-leye uzak duran reformist legal parti-ler de en fazla sald›r›ya maruz kalankesimlerden biri oldular. Bu vesiley-le faflist sald›r›lar karfl›s›nda tav›rs›zkalman›n, “hay›rhah” tutumlar alma-n›n kimseyi faflist sald›r›lar›n hedefiolmaktan kurtaramayaca¤›n› bir kezdaha hat›rlatm›fl olal›m. Tecrübemizbunu gösteriyor... Buyrun siz devamedin Günay arkadafl.

Günay: Biz de Kemal arkadafl›nbelirtti¤i gibi, tüm gençli¤e özelliklebunu, faflist terörün hepimize düflmanoldu¤unu anlatmaya çal›fl›yoruz. ‹lkbafllarda kimi gruplar, faflist sald›r›lar

karfl›s›nda tav›rs›z kald›lar. “Provo-kasyona gelmeyelim” diyerek örgüt-lü bir cevap vermeyi yanl›fl buldular,ama flimdi yavafl yavafl durum de¤ifli-yor gibi. Can güvenli¤ini, ö¤renimhakk›n› ortadan kald›rd›¤› noktada,biz can güvenli¤ini sa¤lamak, ö¤re-nim hakk›n› savunmak için mücadeleetmek durumunday›z. Bu art›k “pro-vokasyon teorileri” içinde ifade edi-lemeyecek bir fleydir. Örgütlü bir fle-kilde karfl› koymak durumunday›z.Baflka bir seçene¤imiz de, düflünce-miz de yoktur. fiu an baz› okullarda,okullara toplu girifl ç›k›fl yapmayabafllad›k.

Kemal: Günay “okullara toplugirifl ç›k›fl yapt›klar›n›” söyleyince,tabii benim gözümün önünde hemen12 Eylül öncesi canland›. Birçokokulda öyleydi o zaman. Hat›rlarsa-n›z, 16 Mart 1978’deki katliam da,okuldan topluca ç›kan devrimci de-mokrat ö¤rencilere karfl› gerçekleflti-rilmiflti. Faflist terör maddi bir güçtürve o maddi gücün karfl›s›na maddi birgüçle ç›kmak gerekir. O maddi gücüniçinde kitlesellik de, militanl›k da ol-mak durumundad›r. ‹stanbul Üniver-sitesi ö¤rencilerinin geçen hafta fa-flist sald›r›lar› protesto eylemindeyapt›klar› aç›klama önemliydi; oaç›klamada “Bugünkü olay göster-mifltir ki, art›k kendi can güvenli¤i-mizi kendimiz sa¤layaca¤›z. Ç›ka-cak olaylardan hiçbir sorumlulu¤u-muz yoktur” diyorlard›. Gerçektende can güvenli¤i için kime güvene-cek ö¤renciler? Polise mi, idareyemi? ‹kisinin de sivil faflistlerin orta¤›,

hayat›niçindeki teori

MHP ve Faflist Terör

MHP, ffaflist ddevletayg›t›n›n bbir pparças›d›r

aflist terör maddi bir güçtür

ve o maddi gücün karfl›s›na

maddi bir güçle ç›kmak gere-

kir. O maddi gücün içinde kit-

lesellik de, militanl›k da ol-

mak durumundad›r.

F

Page 15: YÜRÜYÜŞ - 2

15

29 May›s 2005 / 02

hamisi oldu¤u ortada oldu¤una gö-re...

Sivil faflistler böyle sistemli, plan-l› bir flekilde sald›rmaya bafllam›flsa,bu devletten, oligarflinin sürece özgüpolitikalar›ndan ba¤›ms›z de¤ildir.Sivil faflistler devletten ba¤›ms›z hiç-bir fley yapmazlar. Hal böyle olunca,oligarflinin YÖK’ü de, polisi de, sivilfaflistlere engel olmak bir yana, oli-garflinin amac› her neyse, o amac›ngerçekleflmesi faflist sald›rganlara,destek olacaklard›r. Burada kilit nok-ta, MHP’nin sald›r›lar›n›n “kendi ba-fl›na” olmad›¤›n›n görülmesidir. fiim-di bu çerçevede MHP’nin, sivil faflisthareketin yap›s›na biraz daha yak›n-dan bakal›m.

Mazlum: Arkadafllar, flimdi benbu konuya haz›rlan›rken, kaynaklar›tarad›¤›mda gördüm ki, sivil faflisthareketin flu anki politikalar›nda, sal-d›r›lar›nda, sivil faflist hareketle dev-letin iliflkilerinde dünden bugüne pekbir de¤ifliklik yoktur. Kemal arkada-fl›m›z›n konuyu açarken söyledi¤i gi-bi, bu tarihi ö¤renmek, bugünü anla-mak için yeterlidir. Ama bu tarih faz-la bilinmiyor. Kimi kesimler unuttu,gençli¤in ise, fazla ö¤renme flans› ol-mad›. Bunu bir flekilde anlatmak,göstermek laz›m. Ben bu noktada yeryer soyut olaylardan hat›rlatmalar ya-paca¤›m. Arkadafllar da eksik b›rak-t›klar›m› eklerlerse, olay› daha bir so-mutlam›fl oluruz.

MHP’ye gelince; ben önce flunusorarak bafllamak istiyorum: MHPneden var? Her siyasi parti niye var-

sa, MHP de onun için var denilebilir.Ama bu MHP’yi aç›klamaya yetmez.MHP, belli bir oligarflik kesimin, bel-li bir halk kesiminin siyasi arenadakitemsilcisi olarak de¤il, emperyaliz-min ve oligarflinin iradesiyle varedil-mifl bir partidir.

Bilindi¤i gibi, ülkemizin yeni-sö-mürgeleflmesi, emperyalizme ba¤›m-l› hale getirilip yukar›dan afla¤›ya fa-flizmin örgütlenmesi, 1945’lerden50’ye uzanan bir süreçte gerçekleflti-rilmifltir.

Ancak, iflbirlikçi faflist sisteminuzun vadede istikrar ve güvenli¤i aç›-s›ndan bu sistem de kendine bir kitletaban› oluflturmak zorundayd›. Bütünfaflist rejimler, birincisi, belli bir kitletaban›na; ikincisi, devletin faflist yü-zünü gizleyecek örgütlenmelere ihti-yaç duyarlar.

‹flte bu nedenle, sivil faflist hare-ketler, faflizmin yukar›dan afla¤›yakuruldu¤u, bafllang›çta bir kitle taba-n›na sahip olmad›¤› tüm yeni-sömür-gelerde örgütlendirilmifltir. YaniMHP’nin “kardefl partileri” çoktur,hepsinin babas› da CIA’d›r. Sisteminomurgas›nda tekelci patronlar, topraka¤alar›, iflbirlikçi hükümet yetkilileri,bürokratlar, generaller vard›r amabunlar yetmez; çünkü asl›nda hepsiçok küçük bir az›nl›kt›r. Faflizmin ih-tiyac› olan daha genifl bir taband›r.

MHP, yar›-askeri, yar› siyasi birteflkilat olarak kurulmufltur. Bu teflki-lat, bir yandan siyasi olarak örgütle-nir ve faflizme kitle taban› yaratmayaçal›fl›rken, öte yandan da bizzat teröruygular.

CIA’n›n kontrgerilla teorisyenle-rinden David Galula’n›n kitab›ndaflöyle bir bölüm geçer: “... ayaklan-malar› bast›rmakla görevli olan kuv-vetler, halk aras›nda muharip kimse-leri bulmal›d›r. Bulunacak muharip-leri birarada tutabilmek için bu li-derlerin yard›ma, deste¤e ve siyasipartinin rehberli¤ine ihtiyaçlar› var-d›r. Ayaklanmalar› bast›rmakla gö-revli olan taraf›n siyasi partisi kendimensuplar›n› çok daha dikkatli seç-melidir. Üyelerin çoklu¤undan ziyadekalitesine dikkat edilmelidir.”

Burada tarif edilen tam› tam›naMHP’dir.

Faflizm var m› yok mu tart›flmala-r›nda zaman zaman dile getirilen“Zaten faflist olan bir devlette nedenbir de yar›-askeri olarak teflkilatlan-m›fl bir faflist partiye ihtiyaç duyul-sun?” sorusunun cevab› da budur.

Devlet halk›n her türlü hak aramaeylemine, direnifline kendisi müdaha-le etmek; provokasyonlar›, katliamla-r› ç›plak olarak kendisi yapmak iste-mez. Çünkü o zaman teflhir olacak vehalk kitleleriyle aras›ndaki bütünköprüler at›lacakt›r. ‹flte burada sivilfaflist hareketler devreye sokulur.

Özlem: Yani MHP’yi esas ola-rak bir “yard›mc› kuvvet” olarak m›görmek gerekir?

Mazlum: Tabii sivil faflist hare-ket de iktidar olmay›, hükümete gelipdaha fazla kurumu ele geçirmeyi, da-ha çok sald›rmay›, ›rkç› düflünceleri-ni daha genifl hayata geçirmeyi ister.Ancak, tek bafllar›na iktidar olacakkadar kitle taban›n› geniflletmeleri dezordur, emperyalizmin ve oligarflininonlar› tek bafl›na iktidara getirmeleriihtimali de. Bu öncelikli tercihleri ol-maz genellikle. ‹ktidar orta¤› yapabi-lirler, ama tek bafl›na iktidara getir-meyi ancak mücadelenin daha ilerikisafhalar›nda düflünebilirler.

MHP’nin bu konumunu görme-yenler, faflizmin gelmesini MHP’nintek bafl›na iktidara gelmesiyle özdefl-lefltirmekte, dolay›s›yla mevcut siste-mi de faflizm olarak görmemektedir-ler. Bu düflünce, faflizme karfl› müca-dele anlay›fl›nda da çarp›kl›klara veyanl›fll›klara yolaçmakta, MHP’yledevleti birbirinden ayr› görmeyi ge-tirmektedir. Oysa 12 Eylül öncesi de,bugün yaflad›¤›m›z tek tek sald›r›larda böyle olmad›¤›n› gösteriyor. MHPfaflist devletin tamamlay›c› bir parça-s›d›r. Onun için her dönem el alt›ndabulundurulmufl, onun için her dönemdevlet yönetimine flu veya bu biçim-de kat›l›mlar› sa¤lanm›fl ve onun içinher dönem askeri sald›rgan örgütlen-melerini muhafaza etmifllerdir. O ör-gütlenmeyi kullan›p kullanmamalar›-n› belirleyen yine oligarflidir.

MHP bu niteli¤iyle esas olarak1960’lar›n sonunda örgütlenmifltir.Bu örgütlenmenin geliflimini ve ka-

u resim 12 Eylül öncesine aittir, ama

bugünün de resmidir... MHP faflist devle-

tin tamamlay›c› bir parças›d›r. Onun

için her dönem el alt›nda bulundurul-

mufl... ve oher dönem askeri sald›rgan

örgütlenmelerini muhafaza etmifllerdir.

B

Page 16: YÜRÜYÜŞ - 2

16

29 May›s 2005 / 02

rakteristik özelliklerini de k›saca an-latay›m.

1960’›n ikinci yar›s›nda Türkefl,“Dokuz Ifl›k” ad›n› verdi¤i doktrininiyay›nlad›. MHP’nin öncesi olanCKMP’nin (Cumhuriyetçi KöylüMillet Partisi) 1967'deki kongresin-de, “Dokuz Ifl›k” partinin doktriniolarak kabul edildi, yine bu kongredeTürkefl'in tart›flmas›z liderli¤i (“bafl-bu¤lu¤u”) onayland›, yar›-askeri birtüzük kabul edildi, partinin ad› daMilliyetçi Hareket Partisi oldu...Kongreden ç›kan kararlardan biri de,MHP'nin “milliyetçi toplumcu” birparti oldu¤uydu; yani Hitler’in parti-sinin ad›nda oldu¤u gibi “nasyonalsosyalist”. Türkefl'in ünlü “davayaihanet eden herkesi vurun” sözleride ilk olarak bu kongrede ifade edil-di. MHP, art›k tam bir halk düflman›,karfl›-devrimci militer bir parti olarakörgütlenmiflti.

Bu kongrenin ard›ndan faflist ka-tilleri yetifltirmek üzere, 1968'in ya-z›nda Ülkü Ocaklar› kuruldu ve ko-mando kamplar› aç›ld›. Kamplarbas›na yans›d›¤›nda MHP yönetimiilk önce kamplar›n kendileri taraf›n-dan kuruldu¤unu aç›klad›, ancak tep-kiler üzerine daha sonra bunu reddet-tiler.

Günay: Ayn› flimdi üniversite-lerdeki sald›r›larda oldu¤u gibi yani.MHP yönetimi de, Ülkü Ocaklar›Genel Merkezi de “üniversitelerdekiülkücüler olaylar›n içinde olmaya-cak!” diyorlar. Trabzon’daki, Sakar-ya’daki linç sald›r›lar›ndan sonra dabenzer aç›klamalar yap›ld›.

Mazlum: Evet, 1970’lerin so-nunda MHP’li katiller kitlesel katli-amlar gerçeklefltirirken de Türkefl“MHP terörün d›fl›nda” aç›klamalar›yap›yordu. Bahçeli de flimdi “bilgisa-yarl› ülkücüler” masal›n› anlat›yor.Ama MHP örgütlenmesinin askeriniteli¤ini gizlemek yine de kolay de-¤ildir; Bahçeli “bilgisayarl› ülkücü-ler”den sözederken, Konya’da bas›-lan Ülkü Ocaklar›’nda bir y›¤›n silahç›k›yor, üniversitelerde faflistler silahçekiyor. Oligarflinin MHP’yi kullan-ma biçimindeki ihtiyaçlar›na göre,“MHP de¤iflti” demagoijsi yapanla-r›n, bu demagojiye inananlar›n gör-

medikleri noktalardan biri de budur.MHP’nin sivil faflist milis örgütlen-mesi hiç bir dönemde la¤vedilme-mifltir. Çünkü oligarfli ona hep ihtiyaçduyacakt›r ve duymufltur.

Özlem: Bu süreklili¤e dikkat çek-meniz iyi oldu. Faflist sald›r›larla ilgi-li tart›flmalarda san›r›m bu yan birazeksik b›rak›lan bir yand›r.

Biliyorsunuz, at›l›ncaya kadarben de bir üniversite ö¤rencisiydim.90’l› y›llar boyunca da gerçekte sivilfaflist sald›r›lar eksik olmad›. Ayr›cafarkl› alanlarda da yine sald›rm›fllar-d›r. Yani mesele sadece gençli¤e sal-d›r› da de¤il.

Benim hemen akl›ma gelenlerflunlar mesela; 1998’de Malatya'daÜmit Cihan Tarho adl› üniversite ö¤-rencisi faflistler taraf›ndan öldürüldü.Sald›ranlar 10 kifliydi ama 2 faflist tu-tukland›, onlar da birkaç ay sonra ser-best b›rak›ld›. Yine ayn› y›l Bolu ‹z-zet Baysal Üniversitesi’nde KenanMak öldürüldü. Emniyet MüdürüU¤ur Gür'ün talimat›yla faflist katillerhakk›nda ifllem bile yap›lmad›... Ayn›dönemde, Aras Kargo, Yurtiçi Kargoçal›flanlar›na, Ambarl› ve AfiT‹ dire-niflçilerine, ‹stanbul Büyükflehir veilçe belediyeleri iflçilerine sivil faflist-ler sald›rd›. Ankara'da Keçiören'in fa-flist Belediye Baflkan› Turgut Alt›-ok'un MHP’li faflistlerden oluflturdu-¤u çetelerin sald›r›lar›, Erdal Y›ld›-r›m'›n katledilmesi keza...

Kemal: Özlem do¤ru bir hat›r-latma yapt›. Fakat bugün sald›r›n›ndaha bir sistemli ve planl› hale geldi-¤ini, sivil faflistlerin devreye sokul-mas›n›n daha iradi bir politikayla ol-du¤unu da eklemek gerekir.

Evet, sivil faflist terörün devreyesokulmas› genel olarak ülkemizdehep böyle bir geliflim seyri göster-mifltir. Önce tek tek sald›r›lar; dahaçok tafll›, sopal›... Sonra silahl› sald›-r›lar, tek tek cinayetler...

12 Mart sonras›, devrimcilerinçok k›sa sürede toparlanmas› üzerinehemen MHP devreye sokuldu. Sivilfaflist sald›r›lar›n 12 Mart sonras›bafllad›¤› tarih, 1974 sonlar›d›r, ki budönem ayn› zamanda büyük devrim-ci potansiyelin de ortaya ç›kt›¤› dö-nemdir. O zaman MHP'li faflistlerin

ilk cinayetlerden biri, Temmuz1974'te ‹zmir'de Ümit Tok'un katle-dilmesi oldu. Kas›mda ODTÜ ve Ha-cettepe Üniversitesi'ni bast›lar. Ayn›günlerde Ege Üniversitesi ‹ktisat Fa-kültesi'ne, Bornova'da devrimcigençlere sald›rd›lar. 1975 Ocak'›nda‹TÜ’ye sald›r›lar düzenlediler. Yo-¤unluk ve sistematik bugünle benzer-dir. 1975 fiubat'›nda Elaz›¤'da “Fa-flizmi Protesto” yürüyüflüne sald›r›p39 kifliyi yaralad›lar... Trabzon’dakisald›r› gibi...

Gerek 1968-70’te, gerekse de70’lerin ortalar›ndan itibaren sald›r›-lar›n bir baflka karakteristik özelli¤ide fludur: Bir yandan polis gençlikörgütlerinin önderlerine, yöneticileri-ne karfl› yayg›n bir tutuklama kam-panyas› bafllat›rken, faflistler de sald›-r›ya geçiyordu. Okullar›, semtleri elegeçirmek için tafl›ma güçler y›¤›l›yor,tüm bu sald›r›lar polis operasyonla-r›yla besleniyordu. Ve iktidar›n ve si-vil faflist hareketin sald›r›lar›, gençlikörgütleri ile ö¤renci kitlesi aras›n-daki organik ve gönül ba¤›n› kopar-maya yönelikti. Bugün bu plana okulidarelerinin açt›¤› soruflturma terörüde dahil edilmifltir, ama plan ayn›d›r.

Bu paralellikler, sivil faflist sald›-r›lar›n devletin politikalar›ndan,planlar›ndan ba¤›ms›z olmad›¤›n› dagösteriyor zaten. Bu plan›n hedefi,resmi, sivil faflist terörle devrimcilerisindirip okul okul, semt semt, flehirflehir halk› faflist terörle teslim al-makt›r.

Nitekim k›saca anlatt›¤›m bu sü-recin akabinde 1976'da faflist terörbüyük kentlerden Anadolu'ya, üni-versitelerden di¤er alanlara yay›lma-ya bafllad›. Sonras›nda 16 Mart ‹stan-bul Üniversitesi katliam›, Malatya,Sivas, Y›ld›z ve Yükselifl, Bahçeliev-ler, Piyangotepe, Balgat katliamlar›n›gerçeklefltirdi faflistler. Oluk olukhalk›n kan›n› ak›tt›lar. Orhan Yavuz,

u paralellikler, sivil faflist sald›r›lar›n

devletin politikalar›ndan, planlar›n-

dan ba¤›ms›z olmad›¤›n› da gösteri-

yor zaten. Bu plan›n hedefi, resmi,

sivil faflist terörle devrimcileri sindi-

rip okul okul, semt semt, flehir flehir

halk› faflist terörle teslim almakt›r.

B

Page 17: YÜRÜYÜŞ - 2

17

29 May›s 2005 / 02

Bedri Karafakio¤lu, Bedrettin Cö-mert, Do¤an Öz, Ümit Kaftanc›o¤lugibi onlarca ayd›n› katlettiler. Katil-ler emirleri MHP Genel Merke-zi'nden, Ülkü Ocaklar›’ndan ald›lar;“merkeze” emri de devlet ve Ameri-ka vermiflti.

Mazlum: Bu kadar çok kan dö-ken, aç›kça katliamc› bir örgüt olanMHP’nin buna ra¤men 1990’lardaiktidar orta¤› yap›lmas›, ilginç de¤ilmi? Burada MHP’nin düzenin tümgüçleri taraf›ndan her dönem siyasi,askeri, parasal, hukuki aç›dan destek-lendi¤ine dikkat çekmek laz›m. Çün-kü tüm düzen güçleri, “düzeninMHP’ye ihtiyac› oldu¤unda” hemfi-kirdirler. Burjuva medyan›n en “libe-ral, demokrat” görünen yazarlar›ndantutun da, siyasi olarak MHP’ye “ra-kip” durumundaki di¤er düzen parti-lerine kadar hepsi, “MHP’nin gereklioldu¤unu” söyler ve oligarflinin poli-tikalar›n› uygulayan MHP’yi elefltir-mekten kaç›n›rlar. Trabzon’daki sal-d›r›dan sonra da bunu gördük bir kezdaha. CHP dahil, hepsi MHP’yi akla-yan aç›klamalar yapt›lar.

MHP’nin düzenin “asli unsurla-r›ndan biri” olarak kabul edildi¤ininen bariz göstergelerinden biri de, te-kelci burjuvazinin de¤iflmeyen deste-¤idir. Tekelci burjuvazi, MHP’ninörgütleniflinde hem politik, hem mad-di destek vermifltir. Sak›p Saban-c›’n›n Türkefl’e bizzat kendi eliyleçanta dolusu paralar götürdü¤ü bel-gelenmifltir. Bugün daha çok “islamiholding” diye bilinen Ülker fiirketide MHP’nin en önemli finansörlerin-den biridir. Bu destek nedeniyle 12Eylül öncesi, halk aras›nda “Ülkerrejim bisküvileri” deyimi üretilmiflti.Büyük tekelcilerden Halis Toprak,Eczac›bafl›, Halit Narin, Türker ‹na-no¤lu, Murat Bayrak gibileri deMHP'yi finanse etmifllerdir. Bunlara盤a ç›km›fl isimlerdir. Ama mesela

Koçlar’›n, Enkalar’›n da bunun d›-fl›nda kald›¤›n› sanm›yorum.

Türkefl'e sunulan bir raporda flöy-le yazar: “‹fl adamlar›nda ve serma-ye çevrelerinde büyük ilgi vard›r, 'bi-zi koruyan Türkefl'in adamlar›d›r'demektedirler. ‹stanbul'a gelince baz›önemli kiflilerle özel toplant›lar yap-mak çok faydal› ve zaruridir...”

Sabanc›, Özal’la birlikte Türkefl’epara götürdü¤ü bir gün, Türkefl’e fluiltifatlarda bulunur: “Siz Türkiye'ninen büyük liderisiniz, komünizmekarfl› dalgalanan bir bayraks›n›z”.

Asl›nda MHP konusunda sorununs›n›fsal özü budur. MHP’nin bu nite-li¤i bafl›ndan itibaren böyledir elbet-te. Ancak sivil faflist hareketlerin bir-ço¤unda oldu¤u gibi, tekellerin bek-çisi olan bu hareket de “anti-kapita-list”, “anti-emperyalist” demagojileryapmaktan geri kalmam›flt›r.

MHP’nin ilk dönemlerinde “nas-yonal toplumcu”luk gibi söylemle-re, anti-kapitalist sloganlara kananbir grup, bunun böyle olmad›¤›n› gö-rüp Türkiye Komünizmle MücadeleDerne¤i'nin 1968 Haziran›'ndakikongresinde flöyle bir bildiri okumufl-lard›:

“Komünizmle mücadele derne¤i,para babalar›n›n kasalar›n› beklemederne¤i durumuna düfltü. ... Biz, Ko-münizmle mücadele edelim derken,imans›z kapitalistlere rahat sa¤la-d›k... Komünistleri ezelim derken, bi-zi kendileri ezdiler...” (Milli Hareket,Temmuz 1968)

Bu gerçe¤i görenler, tabii tahminedilece¤i gibi, tez zamanda tasfiyeedildi ve sivil faflist hareket, tekelcipara babalar›n›n, toprak a¤alar›n›nbekçi köpe¤i olmaya devam etti. Ta-bii bunun karfl›l›¤›nda da tekelci bur-juvazi taraf›ndan beslenmeye devamedildi. Gerekti¤inde holding medyas›eliyle MHP’yi aklama kampanyalar›aç›ld›.

Devrimci, anti-emperyalist çizgi-lerini inkar edenler, haf›zalar›nda ka-y›tl› gerçekleri de inkar ediyor. Bu-nun sonucunda iflbirlikçi tekelci bur-juvazinin örgütü TÜS‹AD’› “ilerici”ilan edenler bile ç›km›flt›. Hala onlaraböyle roller yükleyenler var.MHP’nin geliflimindeki rollerini

hat›rlatmakla, onlara da, bu ülkedeakan her damla kanda tekelci bur-juvazinin sorumlulu¤u oldu¤u ger-çe¤ini yeniden hat›rlatm›fl oluyoruz.Tekelci burjuvazi dönemsel olarakbaz› politikalar›na uyum sa¤-layamad›¤›nda MHP’ye yönelik elefl-tiriler yapm›flsa da, onu sistemintemel tafllar›ndan biri olarak muhafa-za etmifltir.

Kemal: Dönem dönem farkl›roller üstlenebilir, k›za¤a çekilebilir,ama sivil faflist hareketin varl›k flart›,halka sald›r›d›r.

“Bilgisayarl›, kravatl› ülkücüler”imaj› çekilirken bile, sloganlar› on-lar› ele verir: “Ya tam susturaca¤›z,ya kan kusturaca¤›z!”... “Ya sev, yaterket!” sloganlar› onlar›n varl›k-lar›n›n, rollerinin, zihniyetlerininözetidir. Türkefl 17 May›s 1975'tekiMHP Genel Kurulu'nda flöyle diyor-du: “Türkiye halklar› slogan›n› kul-lanan hainlerle birlikte onlar› k›flk›r-tanlar›n da kafas› ezilecektir.”

MHP, 1990'l› y›llar boyunca da,halk›n her türlü mücadelesine karfl›“hepsini temizlemek laz›m” politi-kas›n› savunan partidir. Bu partininson Genel Baflkan› Devlet Bahçeli,geçmifle iliflkin sorulara “1980 ön-cesi gerekenler yap›lm›flt›r” cevab›n›verirken, Hüseyin Feyzullah’›nyolundan gitti¤ini, ayn› yöntemlere,politikalara baflvuraca¤›n› da söy-lüyor zaten.......

Evet, öyle bakt›¤›n›za göre flimdikim bu Hüseyin Feyzullah diyor-sunuz anlafl›lan. Önümüzdeki haftafaflizme karfl› mücadele bafll›¤›yladevam etmek üzere, sohbetimizibitirirken ek bir not düfleyim dedim.Hüseyin Feyzullah, Türkefl’in as›lad›d›r. Ad›n› ne zaman de¤ifltirdi¤ipek belli de¤ildir ama ad›ndan belliki, ›rkç› düflünceleri benimsemesineparalel bir ad koymufl kendisine. Tür-kefl K›br›s’ta do¤mufl ve Türkiye’ye‹ngiliz pasaportuyla gelmifl; ama iflteCIA’n›n ve oligarflinin inayetiyle“milliyetçili¤in” baflbu¤u rolünü üst-lenip bu halk düflman› örgütlenmeyikuruyor... Demek istedi¤im flu ki,sivil faflist hareket, yalan ve demago-ji üzerine infla edilmifltir. Gerçek diyesundu¤u hiçbir fley gerçek de¤ildir.

ald›r›lar› küçümsemek, sald›r›lar›n oli-

garflinin politikas› oldu¤unu görmemek,

MHP’yle devlet aras›nda eskiden baz›la-

r›n›n yapt›¤› gibi “ayr›mlar” aramak, fa-

flist terör karfl›s›nda devrimcileri ve hal-

k› zay›f düflürecektir.

S

Page 18: YÜRÜYÜŞ - 2

Kitab›n ad›: ATEfiTürü: RomanYazar›: Henri BARBUSSEÇeviren: Suat DerviflEvrensel Yay›nlar›/May›s 2002

(1.Bas. Ocak 1970, Öncü Yay.)

Naz›m Hikmet’in “Henri Bar-busse’ün ATEfi’ini okumayan bir ifl-çinin, bir emekçinin ve bir hakikimünevverin kafas› bir parça yar›m-d›r” dedi¤i Atefl roman›n› Lenin deflöyle de¤erlendiriyor:

“Tamamiyle cahil bir küçük-bur-juvan›n, tamamiyle cahil kalm›fl birsokak adam›n›n, en çokta savafl›n et-kisiyle bir inkîlapç› haline gelmesi,sonsuz bir hakikatla, ustal›kla, kuv-vetle gösterilmifltir.”

Edebiyat›n ve siyasetin bu iki us-tas›n›n sözleri, kitab›n niteli¤ini ye-terince ortaya koyuyor san›r›z.

1. Paylafl›m Savafl›’na Frans›z or-dusunda s›radan bir asker olarak ka-t›lan H. Barbusse, bu roman›nda ya-flad›klar›n› anlatmaktad›r.

Burjuvazi bu savaflta kitleleri ye-dekleyip emperyalist ç›karlar› u¤ru-na savafla sürmek amac›yla “vatan,millet” demagojisini kullanmaktad›r.Bu yaygaran›n etkisiyle savafla sürü-len s›radan insanlar için, savafl ger-çekli¤i giderek ayd›nlat›c› bir etkiyapmaya bafllar.

Günler, aylar, y›llar boyu siper-den sipere koflturmufl, yaralanm›fl ve

ölmüfllerdir. ‹lk zamanlar “vataniçin” savaflt›klar›n› sanan bu insan-lar, savafl›n ac›mas›zl›¤› içinde ken-dilerine söylenen yalanlar› sorgula-maya bafllar.

Milli ç›karlardan bahsedip insan-lar› savafla sürükleyen burjuvazi ya-lan söylemektedir. Çünkü onlar›n“vatan” dedikleri, kendi ç›karlar›n-dan baflka bir fley de¤ildir. S›radaninsanlar›n vatanseverlik duygular›n›istismar ediyorlar. Ama her yalan›nbir ömrü var.

Savafl›n içinde mesela flunu gör-meye bafll›yor “s›radan insanlar”:

“Bir ülkenin insanlar› aras›nda,ç›karc›larla, s›k›nt› çekenler aras›n-da berrak bir flekilde s›n›rlar var...

“Bu dünyada hiçbir memleketetek ülke denilemez. Do¤ru de¤il mi?Her memleket s›n›rlar› içinde, iyi ay-r› ülke var. Ve her bir memleket bir-birine yabanc› iki ülkeye ayr›lm›fl...”(sf. 307)

Burjuvazi taraf›ndan “milli ç›kar-lar” denilerek siperlere sürülen s›ra-dan insanlar, siperlerde savafl›rkendaha baflka hangi gerçeklerle yüzyüze geliyorlar?.. sorusunun cevab›için okurlar›m›za bu kitab› öneriyo-ruz.

Burjuvazi kendi menfaatleri içinkitleleri yedeklemek istedi¤inde da-ima bu demagojilere baflvuruyor:Vatan tehlikededir... Bayrak eldengidiyordur... Milli ç›karlar tehdit al-t›ndad›r... Barbusse, bu yalanlar›n et-kisinde kalan insanlar›n savafl mey-danlar›nda nas›l birbirine k›rd›r›ld›-¤›n› ve onca bedelden sonra bu ya-lanlar› nas›l fark etmeye bafllad›kla-r›n› anlat›r “Atefl”te.

Tan›tmak, okurlar›m›za önermekiçin bu kitab› seçmemizin nedeni de,bugün yaflamakta olduklar›m›zdad›r.Bugünün Türkiyesi’nde “vatan, bay-rak” üzerine peflpefle provokasyon-lar›n, sald›r›lar›n gerçeklefltirilmekteolufludur. “Milli” gösterilenin milliolmad›¤›n› sergileyen kitap özelliklebu aç›dan güncele denk düflüyor.

18

29 May›s 2005 / 02

Ve iflte bu demagojiler üzerinde, buülkenin en iflbirlikçi, en uflak örgütüMHP, halk›n “milliyetçilik” temelin-deki tepkilerini örgütleyebiliyor.Bunu her ne olursa olsun deflifre et-mek durumunday›z.

80’li, 90’l› y›llar boyunca dahaçok özel timler ve polis teflkilat› için-de istihdam edilip “resmi üniformal›”olarak katliamc›l›¤›n› sürdüren faflisthareket, flimdi yine “sivil” ünifor-mas›yla ortaya ç›kar›lm›flt›r. Sal-d›r›lar› küçümsemek, sald›r›lar›noligarflinin politikas› oldu¤unu gör-memek, MHP’yle devlet aras›nda es-kiden baz›lar›n›n yapt›¤› gibi “ayr›m-lar” aramak, faflist terör karfl›s›ndadevrimcileri ve halk› zay›fdüflürecektir. Bu nedenle önümüzdekihafta faflist teröre karfl› mücadeleyledevam etmek istedik.

fiimdi bizim Günay arkadafla vetabii onun nezdinde devrimci genç-li¤e önerimiz fludur ki; hiçbir süreç,her anlamda birbirinin tekrar› de¤il-dir. Ama s›n›flar mücadelesiningeliflimini öngörebilmek için yine debunlar› gözönünde bulundurmak flart-t›r. MHP’nin ne oldu¤u gençlik kit-lesine anlat›lmal›d›r. Nas›l olsa bili-niyor diye düflünülmemelidir. S›kçasözü edilen “12 Eylül öncesi” nas›lflekillendi, neden halk faflistlere karfl›silahlanmak zorunda kald›, sivil faflistterör nas›l etkisizlefltirildi, bunlarbilinirse, kafalar daha aç›k olur. Yinebaflta üniversitelerde olmak üzere, herkesim örgütlü bir biçimde faflistterörün karfl›s›na ç›kmal›d›r.

80 öncesi, okulda boykot yapanö¤renci, grev yapan iflçi, direnengecekondulu karfl›s›nda polisten öncesivil faflist çeteleri görüyordu. Öylebir aflamaya gelir veya gelmez, amaher koflulda sivil ve resmi faflist güç-ler birlikte hareket etti¤ine, ayn› fleyi,devrimcileri sindirmeyi, halk› teslimalmay› amaçlad›klar›na göre, kar-fl›m›za ister sivil, ister resmi ç›ks›nlar,faflizme karfl› mücadelede kararl› veörgütlü olaca¤›z. Sohbetimizin sonnoktas› olarak söyleyeyim, biz hal-k›m›z›n ve devrimcilerin bu konudakitecrübesine güveniyoruz... Haftayakadar hoflçakal›n.

/ ÖNERD‹KLER‹M‹ZOkumak, dinlemek, seyretmek için...

Page 19: YÜRÜYÜŞ - 2

9 May›s’ta Gebze Hapishane-si’nde bir tören vard›. Bir tutsak al-n›na k›z›l band›n› kuflan›p “ya zaferya ölüm!” yürüyüflüne ilk ad›m›n›

att› bu törende. Aln›na k›z›l band›n›kuflanan tutsak Fatma Koyup›-

nar’d›. Koyup›nar’›n tören konufl-mas›n›n ve yoldafllar›n›n onu bu

onurlu yolculu¤a u¤urlarken yapt›k-lar› konuflman›n baz› bölümlerini

afla¤›da sunuyoruz:

"YoldafllarBugün Selmam›z’›n mevzisinde,

Fidan›m›z'›n ad›yla yola ç›k›yorum.Yürüyece¤im bu onurlu yolda ban-d›m namusum, Marksizm-Leniniz-me, sosyalizme ve devrimci hareketeolan inanc›m, gücüm, flehitlerimizeulaflmak zaferim olacak.

Yoldafllar,Bugün konuflacak söylenecek çok

sözümüz var. Emperyalizmin bütündünya halklar›n› teslim almaya çal›fl-t›¤›, halklar›m›z›n AB safsatalar›ylaköle yap›lmaya çal›fl›ld›¤› böyle bir

süreçte, emperyalizmin ve oligarfli-nin ve de sol ad›na pazarlanan hertürlü sapman›n karfl›s›nda bükülme-yen bir iradeyle dimdik durman›n,dünya halklar›na umut olman›n onu-runu tafl›yoruz. Bundan sonra da buonur hep bizim olacak. (...)

Yoldafllar,5 y›ld›r süren destan›m›z içinde

nice kahramanl›klara tan›k olduk.Her koflulda direnmenin, bafle¤me-menin dünyadaki eflsiz örnekleriniyaratt›k. Oligarfli çaresizlikle sald›r›-yor. Bugün karfl›m›za yeni yasalarlaç›k›yor. Ama hangi yasalarla, hangipolitikalarla ç›karsa ç›ks›n yenilecekolan oligarflinin iradesi, kazanacakolan bizim devrimci hareketimiziniradesi olacak. Tarih hiçbir dönemin-de devrimci iradenin, inanm›fl insaniradesinin yenildi¤ine tan›k olmad›,olmayacak. Bizler de bugün FidanKalflen Ekibi’mizle oligarflinin karfl›-s›nda yeni bir barikat olaca¤›z. Ve yi-ne ölen ama yenilmeyen olaca¤›z.Emperyalizmin ve oligarflinin karfl›-

s›na Fidanca dikilecek, zaferimiziSelmaca karfl›layaca¤›z.

Ben de ç›kt›¤›m bu yolda tarihi-mize olan güvenle ve tarihimizinyükledi¤i bu sorumlulukla yürüyece-¤im. Dünya halklar›n›n umudu be-nim umudum, yoldafllar›m›n gözle-rindeki ›fl›lt› gücüm, flehitlerimiz va-r›lacak hedefimdir.

Yoldafllar,Bugünün benim için bir baflka an-

lam›, yükledi¤i bir di¤er sorumluluk-ta analar›m›za karfl›d›r. Gülsüman'›birebir tan›yorum. O ‹dil olmak isti-yordu. Baflard›. Ben de mitralyözü-mün bir mermisi olacak, Gülsü-man'›n dedi¤i gibi yaflam›n onurluyan›n› temsil edece¤im. Bugün Gül-süman'›n, fienay'›n ve bütün analar›-m›z›n önünde bir kez daha sayg›ylae¤iliyor, analar›m›za söz veriyorum.Ben de umudun analar›ndan biri ola-ca¤›m.

Yoldafllar, 5 y›ld›r çok fley söy-lendi. Ama beynimize kaz›nan umu-dumuzu hep en yükseklerde tutansözleri 118 yoldafl›m›z söyledi. Bili-yor ve inan›yorum ki benim buradasöyledi¤im sözler de 118 yoldafl›m›nyan›na ulaflt›¤›mda anlam›n› bulacak.

Yoldafllar sözlerimi Fidan'›n 19Aral›k'ta söyledi¤i son sözlerle bitir-mek istiyorum. Partim bana böyle birgörev verdi¤i için çok mutluyum.Partime çok teflekkür ediyorum. Hal-k›m›, yoldafllar›m›, önderimi çok se-viyorum. Sizleri Fidanca selaml›yo-rum.

19

29 May›s 2005 / 02

Fatma KKoyup›nar’›n Bant TTöreni KKonuflmas›:

“Dünya halklar›n›n umudu benim umudum,yoldafllar›m›n gözlerindeki ›fl›lt› gücüm,

flehitlerimiz var›lacak hedefimdir.”

Merhaba Yoldafllar;Her an› bir destan olan büyük direniflimiz sürüyor. Bu-

nu kahramanlar›m›z yaratt›. Bugün yola ç›kan Fidan Kal-flen Ölüm Orucu Ekibi’miz de düflmana, ‘Bizi Asla TeslimAlamayaca¤›n›’ hayk›r›fl›m›zd›r.

... Sald›r›lar›n her gün daha da artt›¤›, halk›m›za açl›kve sefaletin dayat›ld›¤› günlerdeyiz. TCK-C‹K ile bugünekadar yapt›klar› iflkenceler, katliamlar, tecrit yasallaflt›r›l-mak isteniyor. Bütün bir halk bu yasalarla teslim al›nmakisteniyor. Ama ne olursa olsun, emperyalizm ve iflbirlikçi-leri ne yaparlarsa yaps›nlar bütün yöntemleri kararl›l›¤›-m›z ve irademiz karfl›s›nda çaresiz kalacakt›r.

Sald›r›lar›n biçimi, yöntemi nas›l olursa olsun feda ru-huyla sald›r›lara cevap verece¤iz. 118 yoldafl›m›z onlaraverdi¤imiz cevapt›. Bundan sonra da öyle olacak.

Bugün 12. Ekibimiz bu flanl› destandaki yürüyüfllerinebafll›yorlar. Fidan Kalflen Ölüm Orucu Ekibimiz bu sald›-r›lara verdi¤imiz cevapt›r. Direnme kararl›l›¤›m›z›n, cüre-timizin ne kadar büyük ve net oldu¤unun ifadesidir.

Bu kavgada tek bafl›m›za da kalsak, tek kifli de kalsakyürüyüflümüze ayn› kararl›l›kla devam edece¤iz. Sonuna,sonuncumuza kadar direnece¤iz. Feda ruhumuzu kuflan›pdüflman›n üstüne yürüyece¤iz.

Bizler bu büyük destan› yaratan kahramanlar›m›z›n yo-lunda direniflimizi büyüterek yürüyüflümüzü sürdürece¤iz.Ta ki, zaferimizi kazanana kadar.

Halk›m›za, dünya halklar›na, partimize, flehitlerimizesöz veriyoruz ki, Zaferi Mutlaka Kazanaca¤›z!

8 May›s 2005 Gebze Hapishanesi Özgür Tutsaklar›

Page 20: YÜRÜYÜŞ - 2

20

29 May›s 2005 / 02

F tiplerinde günlük olarak yafla-nan keyfilikleri, hak gasplar›n›, tecritmant›¤›n›n uzant›s› olan uygulama-lar›n hepsini yazmaya, bir de¤il, befl-on dergi de yetmez. Fakat yine detecrit mant›¤›n›, politikas›n› yans›tangeliflmeler içinden en karakteristikolanlar›, “Tecritten Haberler” bafl-l›¤› alt›ndaki bu sayfalarda sizlereaktarmaya çal›flaca¤›z.

Bu say›m›zda aktaraca¤›m›z ola-y›, Sincan 1 No’lu F Tipi’nden yazanKaan Ünsal’›n mektubundan seçtik.Ünsal, 11 May›s tarihli mektubunda,“hukuk”un bu ülkede ne kadar gayri-ciddileflti¤inin, TECR‹T sözkonusuolunca hukukun nas›l rafa kald›r›ld›-¤›n›n bir örne¤ini anlat›yor bize (Bafl-l›klar taraf›m›zdan konulmufltur).

VIZGEL‹R TOPLATILDI! ‹darenin hak-hukuk tan›mazl›¤›-

na karfl› savc›l›¤a yapm›fl oldu¤umuzsuç duyurular›m›z geciktiriliyor, gör-mezden geliniyor. ‹nfaz Hakimli-¤i’ne yapt›¤›m›z itirazlar›m›z ayn›hukuksuzlukla reddediliyor. Böyle-likle idarenin hak-hukuk tan›mazl›¤›,keyfili¤i onaylanarak cesaretlendiri-liyor.

Afla¤›da mektuplara ve tutsakla-r›n ortak üretimleri olan mizah dergi-si V›zgelir isimli derginin 65, 66, 67,68, 69, 70, 71, 73 ve 75. say›lar› hak-k›nda al›nm›fl iki imha karar›n› ve iti-raz›m›z üzerine ayn› ‹nfaz Hakimli¤itaraf›ndan verilmifl iki karar örne¤inigönderiyoruz.

HAK‹M AYNI, HUKUK AYNI, KARAR FARKLI! Disiplin Kurulu (kim nas›l bir

yetkiyle donatm›flsa) resmi olarakyetkisi olmad›¤› halde savc› gibi“suç” tayin ediyor, bilgisi, uzmanl›¤›olmamas›na ra¤men hakim gibi yar-g›l›yor ve cezaland›r›yor. ‹tiraz hak-k›n›z var denilecektir. Evet var, amasonuç de¤iflmiyor. ‹nfaz Hakimli¤i,

idarenin her türlü karar›n›n onayla-narak “hukukilik” kazand›r›ld›¤› birmerci olarak çal›fl›yor.

‹nfaz Hakimli¤i’nin birinci ka-rar› (22.04.2005 tarih, 2005/74 Esasve 2005/77 Karar No): “... 71 sayfa-l›k dergi haline getirilmifl çizim vemetinlerde, F Tipi Cezaevi yönetici-lerini yeren, afla¤›layan ifadeler bu-lunmakla birlikte tamam› bir bütünolarak ele al›nd›¤›nda; hiçbir kiflininad›n›n zikredilmemifl, kendi görüfl vedüflünceleri kaleme al›nm›fl olmas›nedeniyle konunun ifade özgürlü¤ü-nün kapsam ve s›n›rlar› dahilindekald›¤› sonucuna var›lm›flt›r.”

AYNI ‹nfaz Hakimli¤i’nin AY-NI GÜN verdi¤i ikinci karar(22.04.2005 tarihli, 2005/76 Esas,2005/78 Karar No): “Gere¤i düflü-nüldü; ‹darenin hükümlü ve tutuklu-lara karfl› iyi niyetle hizmetten baflkaimha gibi bir hedefi söz konusu de-¤ildir. Ölüm orucu sonucu ölenlerin

veya sakat kalanlar›n sa¤l›klar›n›nkorumas›nda azami gayret gösteril-mifltir. Buna ra¤men devletin imhapolitikas› varm›fl gibi has›mhane veayr›mc› bir tutumla a¤›r flekilde it-ham edilmesinin hiç bir hukuki tara-f› bulunmamaktad›r. Bu düflüncelerleyaz›l›p gönderilmek istenen çizim veifadeler içeren metinleri sak›ncal›görülerek imhas›na dair disiplin ku-rulu karar›n›n iptalini geriktirir birneden görülmedi¤inde itirazlar›n›nREDD‹NE...”

Bu gerekçe, 5 y›ld›r tecrit alt›ndabize yap›lan “ya düflünce de¤iflikli¤i,ya ölüm” dayatmas›n›n ‹nfaz Hakim-li¤i taraf›ndan tekrarlanmas›d›r.

‹darenin yapt›klar›na bakaca¤›nadüflüncelerimize bak›yor ve “bu dü-flüncelerle yaz›l›p gönderilmek iste-nen çizim ve ifadeler içeren metinle-rin imha karar› yerindedir” diye hu-kuksuzlu¤a ortak oluyor.

Sansür ve imha kararlar›, bunlar›onaylayan ‹nfaz Hakimli¤i kararlar›,tecritin amac›n› da, nedenini de bü-tün ç›plakl›¤›yla ortaya koyuyor.

Bizler siyasi tutsa¤›z; idare ile de,‹nfaz Hakimli¤i ile de ayn› düflün-mek zorunda de¤iliz. Zaten farkl› dü-flündü¤ümüz için tutukland›k ve 5y›ld›r tecrit alt›nda tutuluyoruz.

Hapishanelerde nneler ooluyor? BBilmek HHakk›n›z!

HABERLERTECR‹TTEN

12. Ekip Direniflçilerine ‘Ek’Yasaklar!Kand›ra F Tipi’ndeki özgür tutsaklar›n ç›kard›¤› ‹leri Dergisi’nin 12.Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi Faruk Kad›o¤lu’yla yapt›¤› röportajda,Kad›o¤lu, direnifle bafllad›¤› günlerde yaflad›klar›n› flöyle anlat›yor:

- Daha ilk haftadan acizli¤in getirdi¤i paranoyakl›kla sald›r›ya geçtilerbile. Daha ilk günden psikolog ça¤›rd›. Sonra doktor ça¤›rd›. Yetmemifl gi-bi ailemi de aray›p onlarla da konuflmak istediler ama ulaflamad›lar.

Gönderdi¤imiz fax- mektuplara imha karar› ald›lar. Gazete yakt›k diyesoruflturma aç›yorlar. Ve beraberinde psikolojik sald›r›lar da cabas›.

Düne kadar hiçbir sorun olmadan ailemize elden hediyelik eflya veriyor-duk. Direnifle bafllad›¤›m›n üçüncü günü, baflka arkadafllardan da aileme he-diyelik eflya vermek isteyenler oldu. Ama engellediler.

Neden? Tecrit ederek yaln›zlaflt›rmak, moral bozmay› amaçl›yorlar.

Daha baflka Ali Cengiz oyunlar› da deniyorlar...

Zafer... Zaferi mutlaka kazanaca¤›z. Bu da flehitlikle oluyor. 118 flehidi-miz zafer kararl›l›¤›m›z› ilan ettiler. Büyük direniflimizi kanla canla ören,bugünlere getiren, bizi yenilmez k›lan 118 flehidimiz zaferin yolunu göste-riyor. Ve tecrit politikas›n› yerle bir edip, tecriti tamamen parçalayaraksomut kazan›mlar elde edece¤iz. Her sald›r›y› nas›l bofla ç›kartt›ysak yinefeda ruhuyla sald›r›lar› yerle bir edece¤iz.

Page 21: YÜRÜYÜŞ - 2

21

29 May›s 2005 / 02

TBMM ‹nsan Haklar› Komisyo-nu üyeleri, geçti¤imiz günlerde çeflit-li hapishanelerde tutsaklarla görüfltü-ler. Komisyonun görüfltü¤ü tutsak-lardan biri de, tutsak temsilcilerindenErcan Kartal’d›.

Afla¤›da Ercan Kartal’›n bu gö-rüflmeye iliflkin mektubundan özetbölümler yay›nl›yoruz:

***

10 May›s Sal› günü TBMM ‹nsanHaklar› Komisyonu Baflkan› Meh-met Elkatm›fl ve Komisyon üyeleriFaruk Ünsal (AKP Milletvekili), Hü-seyin Güler (Mersin CHP milletveki-li) hücreme geldiler.

Görüflme yaklafl›k 1 saat sürdü.Komisyon üyelerinin yan›nda sekre-terleri olan bir memur da bulunmak-tayd›. Tan›flma sonras› konuflmayageçildi.

Kimin Güvenli¤i? Öncelikle, M. Elkatm›fl neden tek

tutuldu¤umu sordu. 4-5 y›ld›r tek ki-flilik hücrede tutuldu¤umu, bu yön-deki dilekçelerime, suç duyurular›maolumsuz cevap verildi¤ini, tek kiflilikhücrede tutulmam›n Bakanl›k kara-r› oldu¤unun taraf›ma tebli¤ edildi-¤ini, Ali Osman Köse’nin de ayn›durumda oldu¤unu belirttim. Bakan-l›¤›n “güvenlik” gerekçesini öne sür-dü¤ünü, avukatlar›m›n “kimin gü-venli¤i; E. Kartal'›n m›, hapisha-nenin güvenli¤i mi?” sorusuna Ba-kanl›¤›n cevap vermedi¤ini belirttik-ten sonra, 5 y›ld›r tecrit içinde tecritkoflullar›nda tutulmam›n mant›¤›n›anlatt›m... Sorunun benim tek kiflilikhücrede tutulup-tutulmamam sorunuolmad›¤›n› 1 ya da 3 kiflilik hücrele-rin tecrit hücreleri oldu¤unu, bu ne-denle F tipi hücre hapishaneleri -tec-riti tart›flmak gerekti¤ini belirttim.

Yanl›fl bir soru!Araya Faruk Ünsal girdi; “iflken-

ce oluyor mu?” diye sordu.

Bu sorunun hücre/tecrit gerçe¤in-den ba¤›ms›z soruldu¤unu bu neden-

le yanl›fl bir soru oldu¤unu, tecritinkendisinin bir fliddet oldu¤unu, tekbir tokat at›lmasa dahi hücre/tecrituygulamas›n›n tarihin tan›k oldu¤uen a¤›r iflkence biçimlerinden biri ol-du¤unu belirtip, öncelikle bu gerçe-¤in kabul edilmesi gerekti¤ini, fizikiiflkencenin ise bu gerçekli¤in bir par-ças› olarak gündeme geldi¤ini de¤i-flik hapishanelerden örnekler vererekanlatt›m.

Her fley tecritin parças›!M. Elkatm›fl, spora, di¤er ortak

alanlara neden ç›kmad›¤›m›z› sordu.

Sorunun haftada flu kadar saat bualanlara ç›k›l›p-ç›k›lmamas› sorunuolarak ele al›namayaca¤›, bu yaklafl›-m›n hücre-tecrit sorununu yoksay-ma-gizleme amaçl› oldu¤unu, kald›ki hücre d›fl› “ortak alanlar›n” tec-rit/tredman”›n bir parças›, tecritinhücre d›fl›ndaki devam› oldu¤unu;ziyaret, avukat görüflü... tecrite ba¤l›uygulaman›n ve dayatmalardan ör-nekler vererek somutlad›m.

Bunun üzerine Elkatm›fl, ziyaret-lerde sorun yaflay›p yaflamad›¤›m›z›sordu.

Ziyaret, haberleflme... dahil di¤ertüm düzenlemelerin, uygulamalar›n,yasaklar›n tecrit politikas›n›n; tutsa¤›yaln›zlaflt›rma, bencillefltirme, teslimalma amac› üzerine kuruldu¤unun,tüm düzenlemelerin bu mant›kla eleal›nd›¤›n› anlatt›m. Tecrit politikas›-n›n en kat› uyguland›¤› konulardanbirinin haberleflme hakk›m›z›n gasb›oldu¤unu belirttim.

Elkatm›fl araya girerek “gerekçene?” diye sordu; örneklerle anlatt›m.En çarp›c› gerekçe de mektuplar›n“moral verdi¤i”dir... dedim. BununF tipi tecrit mant›¤›n›n çok özlü ifa-desi oldu¤unu belirttim.

Sa¤l›k sorunuSa¤l›k sorunlar›na iliflkin, hücre-

lerde tecritten kaynakl› sa¤l›k sorunuolmayan tek bir tutuklu-hükümlününbulunmad›¤›n›... bunlar›n revir-has-

tane kay›tlar›nda, tutuklu-hükümlü-lerin sa¤l›k dosyalar›nda mevcut ol-du¤unu belirttim. De¤iflik hapisha-nelerden örnekler yan›nda A. Os-man’›n sa¤l›k durumunu ve tek bafl›-na bir hücrede tutuldu¤u örne¤iniverdim.

Çarp›t›lm›fl aç›klamalarYak›n tarihte di¤er F tipi hapisha-

nelere yapt›klar› ziyaretler sonras›kamuoyuna yapt›klar› aç›klamalar›ngerçekle uzaktan-yak›ndan ilgisi ol-mad›¤›n›, görüfltükleri tutsaklar›n an-latt›klar›n› çarp›tt›klar›n›, hiçbir ar-kadafl›m›z›n direnifl içinde “yemekkalitesini”, “ortak alanlar›” vs. tar-t›flmayaca¤›n›, bunu ahlaki, siyasi,kültürel olarak da do¤ru bulmayaca-¤›n›, temel sorunun ve gerçe¤in;hücre-tecrit oldu¤unu buna karfl› sü-ren ölüm orucu direniflimiz oldu¤u-nu, 118 flehidimiz ve 600”ün üzerin-de sakat›m›z oldu¤unu belirttim. Buarada Faruk Ünsal araya girerek ko-nunun muhatab› oldu¤unu , bu konu-da aç›klama yapmak istedi¤ini belirt-ti. Tekirda¤'da kendisinin de bulun-du¤unu, sonras›nda konuyla ilgilimektuplar da ald›¤›n›, yanl›fl bir an-lafl›lma oldu¤unu, bizi çok iyi anlad›-¤›n›, hak verdi¤ini... kendisinin bas›-na yans›d›¤› gibi aç›klamalar yapma-d›¤›n› anlatt›. Üzüntü duydu¤unu daekledi...

Sonuç ve ça¤r›Sonuç olarak, sorunun ad› tec-

rittir... Di¤er tüm sorunlar›n tecritinbir parças› oldu¤unu, tecrite ba¤l›onu pekifltiren dayatmalar, uygula-malar, yasaklar oldu¤unu, tecrit uy-gulamas›na/politikas›na son verilme-den di¤er konular› çözmenin müm-kün olmad›¤›n›... sorunun hapishaneidarelerinin kötülü¤ü-iyili¤i meselesiolmad›¤›n›, hükümetin, Adalet Baka-n›’n›n hücre tipi hapishaneleri, ge-nelgesi, yasalar› oldu¤unu belirttim.

Çözüm gücümüz irademiz yokdiyorsan›z, bu gibi ziyaretler sonras›F tiplerini, tecriti meflrulaflt›r›c› aç›k-lamalar yapmaktan vazgeçin, ger-çekleri anlat›n kamuoyuna... Kiflili-¤imiz var, ahlak›m›z var, inançlar›-m›z var diyorsan›z, yanl›fl fleyleryapmay›n! “Tecrite biz de karfl›y›zama çözüm irademiz yok” deyin!

Ercan Kartal’la TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu Görüflmesi

“SORUNUN ADI TECR‹TT‹R”

Page 22: YÜRÜYÜŞ - 2

22

29 May›s 2005 / 02

Mardin'in K›z›ltepe ilçesinde Ah-met Kaymaz ve 12 yafl›ndaki o¤luU¤ur Kaymaz'›n özel timler taraf›n-dan infaz edilmesinin ard›ndan birrapor haz›rlad›. Birçok yönüyle infa-z›n çok aç›k oldu¤u bu olayda bir hu-kuk kuruluflundan beklenen; infaz›mahkum etmek, o çok söylediklerideyiflle, ‘hiç kimse bir yarg› karar›olmadan suçlu olarak kabul edile-mez’ demekti. Ama, Türkiye BarolarBirli¤i (TBB) üyesi iki avukat›n böl-geye giderek haz›rlad›¤› raporun,Baronun Genel Kurulu’nda “Çal›fl-ma Raporu”na konularak duyurul-mas› ile böyle olmad›¤› anlafl›ld›.

Raporda, “Ahmet Kaymaz'›nPKK milisi oldu¤u kan›s›na var›l-m›flt›r” ifadelerine yer verildi. Rapo-ru haz›rlayan avukatlardan fiahinMengü, elefltirilere karfl›, bu ifadeyiyanl›fll›kla kulland›klar›n› söylerken,TBB Baflkan› Özdemir Özok ise, ra-poru onaylamad›klar›n›, bu ifadeningözlerinden kaçt›¤›n› söyledi. Ancakrapora, Çal›flma Raporu'nda yer veri-lerek bir anlamda onaylanm›fl oldu.

Barolar›n Görevi ve Hukuka, Adalete Bak›fl›

TBB üyesi avukatlar, Kaymaz’›n“milis” oldu¤u kan›s›na nas›l var-m›fllar? Bir yarg› karar› m› var? Böy-le olsa dahi, infaz›n gerekçesi olabi-lir mi? Bu sorular TBB’nin günde-minde de¤il. Devletin resmi kurulufl-lar›n›, yani emniyeti, valili¤i dinle-yerek bu karara var›lm›fl. Trabzon’dalinç giriflimini “araflt›rmaya” gidenTBMM Komisyonu da ‘‹nsan Hakla-r›’ ad›na ayn›s›n› yapm›flt›. Peki, birhukuk kuruluflunun, daha da ötesi,bu hukuk kurulufllar›n›n en seçkinolan›n›n görevi bu mu? “Gözümüz-den kaçt›... yanl›fll›kla kulland›k” de-seler de, asl›nda gerçek düflünceleri-ni yans›tmaktad›r rapor. Bir yandadevletin “eli so¤utulmamas› gerekengüvenlik güçleri” var, öte yanda dev-letin ma¤dur etti¤i halktan insanlar...Halk›n hak arama özgürlü¤ünün sa-

vunucusu olmas› gereken baro, birin-cilerin saf›nda görmektedir kendini.Olaylara, hak aramaya, hukuka, ada-lete böyle bakmaktad›r. Bunun alt›n-da yatan çeflitli etkenler s›ralanabilir.Örne¤in, oligarflinin sürekli iflledi¤i;“devleti, polisi, askeri elefltirenler,bölücü y›k›c›d›r” anlay›fl› hakimdir.Dolay›s›yla “evet bir infaz yaflanm›fl-t›r” demek, baro için de, “bölücüle-rin, y›k›c›lar›n saf›nda yer almak”fleklinde görülmektedir. Eski AdaletBakan› Sami Türk, F tiplerini eleflti-renlere “terör örgütüne destek” suç-lamas›nda bulunuyordu. Hatta bu ne-denle Türkiye’nin en büyük barosu,‹stanbul Barosu Yönetimi hakk›ndasoruflturma açt›. Sami Türk devletitemsil ediyor, onun dili ve bak›fl›ylakonufluyordu. Sorun da burada; y›l-lard›r terör demagojisi karfl›s›nda hu-kuku savunmam›fl, oligarflinin terö-rüne kendi alan›nda direnmemifl birkurulufl da böyle bak›yor.

Katletti¤ini “terörist” diye adlan-d›r›p infazlar›, katliamlar›, iflkencedeölümleri meflrulaflt›ran anlay›fl, fafliz-min politikas›d›r. Baro, kimin huku-kunu savunmaktad›r; faflizmin mi?

Daha da önemlisi; Türkiye’de hu-kuk, demokrasi, ba¤›ms›z yarg› kül-türü yoktur, göstermeliktir. TBB debunun d›fl›nda de¤ildir. Böyle birkültürün yarat›lmas› için mücadeleetmek yerine, ona teslim olan bir ba-ro vard›r.

TBB Adaleti Savunma Ad›na Bugüne Kadar Ne Yapt›?

TBB diye bir kurum bu ülkedevar m›d›r, yok mudur belli de¤il-dir. 19 Aral›k katliam›nda, buna ilifl-kin davalarda, binlerce infaz ve ifl-kence davas›nda, komplo davalar›n-da, devletin polisinin sahte belgeler-le insanlar› tutuklatmas›nda, köyyakmalarda, toplu mezarlarda... bun-lar›n hiçbirinde baroyu, adaleti savu-nanlar›n yan›nda göremezsiniz. Yok-turlar! Ne zaman ki, Genelkurmay,iktidarlar “laiklik, millilik” flovu ya-

par, o zaman ortaya ç›karlar. Ama as-la gerçekte ba¤›ms›zl›¤› ya da de-mokrasiyi savunmazlar, sadece ege-men güce yedeklenme mant›¤›yladurufllar›n› belirlerler.

Avukatlar Niye Hesap Sormazlar?

Böyle bir baronun oldu¤u yerdehukukçular utanmamal› m›? Böylebir baronun oldu¤u yerde, adalet vehukuktan sözedilebilir mi?

Bu sorun, en baflta tüm avukatla-r›n sorunudur. Baro, bu raporla birmant›¤›, hukuka bak›fl›n› sergiliyor.Ve TBB üyesi avukatlar bu durum-dan ciddi bir rahats›zl›k duymuyor-lar. Öyle olmasa, flimdi, evet sadecebu olay nedeniyle, binlerce avukat›nsokaklara dökülüp, bu hukuk anlay›-fl›n› lanetlemesi, hesap sormas› gere-kirdi. Neden yap›lmad›¤›n›n cevab›-n› da yukar›da verdik. Bir hukuk kül-türü yoktur. ‹stisnalar d›fl›nda tümhukukçular bu k›s›rlaflt›r›lm›fll›ktanpay›na düfleni almaktad›rlar. “Devletavukat›” yaratmak isteyen oligarfli,çeflitli bask› araçlar›yla, propaganda-lar›yla, ilerici baro yönetimlerine yö-nelik müdahaleleri ile yaratm›flt›r busonucu. Ve görünen odur ki, hiç debaflar›s›z de¤ildir bu konuda.

Tüm avukatlar; hukukun, adaletinsavunulmas›nda bir kültür yaratmasorumlulu¤u ile karfl› karfl›yad›rlar.Devlete ve devlet barolar›na ra¤menyarat›lmal›d›r bu kültür.

Hukuk Kültürü ve Barolar Birli¤i’ninKaymazlar ‹nfaz›n› Aklayan Raporu

Barolar Bir-li¤i, devletbak›fl aç›s›ylahaz›rlad›¤›raporda, 12

yafl›ndaki U¤ur Kaymaz ilebabas›n›n infaz›nda, infazc›-lar› aklad›... En seçkin hu-kuk kurumunun ‘devlet gi-bi’ düflündü¤ü yerde, hu-kuktan ve adaletten sözedile-bilir mi? Bu olay, her fleyingöstermelik oldu¤u ülkemiz-de, hukuk anlay›fl›n›n da nedenli göstermelik oldu¤unukan›tlamaktad›r.

Page 23: YÜRÜYÜŞ - 2

23

29 May›s 2005 / 02

gençlik

21 May›s günü 50 ö¤rencinin ka-t›ld›¤› bir piknik düzenleyen Zongul-dak Gençlik Derne¤i, 19 May›s gü-nü E¤itim-Sen fiubesi'nde bir seminerdüzenledi. “Uyuflturucuya ve Kültü-rel Yozlaflmaya Son” slogan›yla ger-çeklefltirilen seminere, Gençlik Der-ne¤i ve Temel Haklar FederasyonuTemsilcileri konuflmac› olarak kat›l-d›. Gençli¤in, uyuflturucu batakl›¤›-nda, kültüründen uzaklaflt›r›lm›fl du-rumda oldu¤unu vurgulayan konufl-mac›lar, düzenin yozlaflt›rma araç-lar›n› anlatt›lar. Seminer, gençli¤in buhale gelmesini sa¤layanlar›n örgütlühareket etti¤ine dikkat çekilerek, “bi-zim de tek flans›m›z örgütlü mücade-le etmek" sözleriyle son buldu.

Samsun’da kurulu KaradenizTemel Haklar ise, ‘Uyuflturucu vekültürel yozlaflmaya karfl› ç›kal›m’kampanyas› çerçevesinde, 17 Ma-y›s'ta Çiftlik Caddesi'nde ve Dere-bahçe Mahallesi'nde, kampanya slo-gan›n›n yaz›l› oldu¤u önlükler giye-rek bildiriler da¤›tt›lar ve bas›n aç›k-lamas› yapt›lar.

■Yozlaflmayla mücadele devrimcilerin iflidir

14. Halk Bilim Klübü’nün flen-likleri 20 May›s günü ‹.Ü. Cerrahpa-fla Oditoryumu’nda yap›ld›. 300 ki-flinin izledi¤i flenli¤e Grup Yo-rum’un da oldu¤u çok say›da sanatç›kat›ld›. Coflkulu geçen flenlikte se-mah›n yan›s›ra horon ile Bitlis veDiyarbak›r halk oyunlar› sergilendi.fienlik Grup Yorum’un türküleri vemarfllar›yla sona erdi.

Çanakkale 18 Mart Üniversitesiö¤rencileri ise, 18-21 May›s aras›n-da Bahar fienlikleri düzenledi. Yoz-laflt›rmaya karfl› kendi kültürüne sa-hip ç›kan gençlik, soruflturmalarla,faflist terörle y›lmayaca¤› mesaj›n›verdi. Etkinlikler kapsam›nda ise;Halk Bilim Toplulu¤u Folklar Eki-bi’nin gösterisi, yine toplulu¤unmüzik grubunun dinletisi ve Su-avi’nin konseri yerald›. 700 ö¤ren-cinin kat›ld›¤› etkinliklerde, yum-ruklar havada marfllar hep birliktesöylendi.

■Kültürümüzü yaflataca¤›z

Geçen y›l, rek-törlüklerin düzen-ledi¤i birçok ö¤-renci flenli¤indeiçki sat›fllar› yap›l-m›fl, sarhofl olangençlerin kavgala-r›na, birbirini b›-çaklamalara, teca-vüze yeltenme gibigörüntülere tan›kolunmufltu. Malat-ya ‹nönü Üniversi-tesi Rektörlü¤ü buy›l da ayn› yoldayürümeye devametti ve 18-21 May›s aras›nda yap›lan‘11. Gençlik Kültür ve Sanat Festiva-li’nde, “içki su gibi akt›!!!”...

fienli¤in “sponsoru” içki firmalar›kazand›, rektörlük pay›n› ald›. Ne deolsa serbest piyasac› düzenin rektörü!Sadece tüccar de¤ildi elbette, as›l ola-rak, “yozlaflt›r›lm›fl bir gençlik, za-rars›z gençliktir” felsefesinden hare-ket ediyordu. “Zararl› gençlik”; düflü-nen, örgütlenen, mücadele eden, politikgençlikti. Böyle olmamal›yd›, benli¤iuyuflmal›yd›, bunun için her f›rsat kul-lan›lmal›yd›. Bir yandan ard› arkas› ke-silmeyen soruflturmalarla politik genç-lik okullardan tecrit edilirken, öte yan-dan gençlerimiz yine ayn› politikan›nparças› olarak böyle uyuflturulmal›yd›...

Bu E¤lenenler, Rektörlü¤ün ‘Düflünen Gençleri’ Mi?

Tarih 3 Nisan 2004. Yer yine ‹nö-nü Üniversitesi. Rektörlük, talimatlaK›br›s Mitingi düzenledi. Ama ö¤ren-ci kat›l›m› düflüktü. Bunun üzerine

kendi yaratt›kla-r› apolitikli¤infaturas›n› ö¤ren-cilere keserek fluaç›klamay› yap-t›: “Böylesineulusal bir soru-na yeterince sa-hip ç›kmayangençl i¤ imiz in2004 May›s Ba-har fienli¤i’nihak etmedi¤i dü-flüncesiyle flen-likler iptal edil-mifltir. Gençli¤i-

mizin e¤lenmeden önce ulusal sorun-lara sahip ç›kmay› ö¤renmesi gerekir.Bunun da yolu; düflünmektir, olaylar›izlemektir, okumakt›r, tart›flmakt›r.Düflünmeyen, tart›flmayan, sorgula-mayan, okumayan bir gençli¤in haketti¤i iyi bir fley yoktur.”

K›br›s meselesinin ‘ulusall›¤›’ ay-r› bir konu. Peki, rektörlük böyle birgençlik yaratt›¤› için mi içkili flenlikdüzenledi? Ya da, bira tüccarl›¤› ilemi böyle bir gençlik yaratacak?

Okuyan, araflt›ran, tart›flt›ran, An-kara’ya kadar yürüyerek AB ve ABDemperyalizmine karfl› ba¤›ms›zl›kbayra¤›n› dalgaland›ran gençlerimiziokullardan uzaklaflt›ran, polis talima-t›yla soruflturmalar açan da ayn› rek-törlüktür üstelik.

Ö¤renciler bir aç›klama yaparakRektörlü¤ün kâr kayg›s›na dikkat çek-tiler ve düflünen, sorgulayan ve üretengençli¤i olarak, bu olay› onaylama-d›klar›n›, protesto ettiklerini dile getir-diler.

Rektörlük ‹çkili ‘Ö¤renci fienli¤i’ Düzenledi

BÖYLE YOZLAfiTIRIYORLAR!

Malatya Gençlik Derne¤i:“Yaflananlar rektörlü¤ünnas›l bir gençlik yaratmak

istedi¤inin tablosudur”

‹. Ü. ö¤rencileri yaz okulunun paral›hale getirilmesini protesto etmeyisürdürüyor. ‘Yaz Okulu ÜcretleriGeri Çekilsin’ pankart›yla Beyaz›t’ayürüyen 300 ö¤renci, “Tüccar Rek-tör ‹stemiyoruz” slogan›yla Rektör-lük önüne geldi. Ö¤renciler ve birgrup ö¤retim üyesi, bina önüne bo-zuk para b›rakarak, ‘Sermaye Dflar›,Bilim ‹çeri’ dediler.

‘Tüccar rektör istemiyoruz’

Page 24: YÜRÜYÜŞ - 2

Gazetede bir yaz› dizisi, ad›; DEV-GENÇ’ten DEM-GENÇ’e do¤ru”...DEM-GENÇ, Kürt milliyetçi hareke-tin gençlik alan›ndaki yeni örgütlen-mesi olarak 6 May›s’ta kuruluflunuilan etti. DEM-GENÇ’e iliflkin yaz›ve aç›klamalarda çok yo¤un bir flekil-de DEV-GENÇ vurgusu yap›ld›¤› dik-kat çekiyor. DEM-GENÇ’in anlay›fl›-na, örgütlenmesine iliflkin genel birde¤erlendirme yapmak bu yaz›n›n ko-nusu de¤il; ancak DEV-GENÇ’leDEM-GENÇ aras›nda kurulmaya ça-l›fl›lan “ba¤” üzerinde durmam›z gere-kiyor.

Bu “ba¤” zorlamad›r.

23-24 May›s’ta Özgür Politika’dayay›nlanan dizide deniyor ki; “DEM-GENÇ, DEV-GENÇ’in miras›n› günü-müze tafl›rma iddias›nda.”

Bir: DEV-GENÇ yok mu olmufl kimiras› paylafl›l›yor?.. DEV-GENÇ si-yasi ve örgütsel anlamda devam› ol-mayan, “tarihte kalm›fl” bir örgütlen-me de¤ildir. Bu anlamda onun tarihsel

birikimi, gelenekleri üzerine, DEV-GENÇ’i siyasal ve örgütsel olaraksürdürenler d›fl›nda kimsenin söz hak-k› olamaz.

‹ki: DEV-GENÇ ile, sözkonusuDEM-GENÇ aras›nda ne ideolojik,ne politik bir ba¤ yokken, böyle birba¤ kurmaya çal›flmak istismarc›l›kt›r.

AB’ye hay›r demeyen, ABD’ninOrtado¤u’daki iflgalini olumlayan biranlay›fl›n savunucular›, DEV-GENÇ’le kendi aralar›nda hiçbir para-lellik kuramazlar. DEV-GENÇ, anti-emperyalisttir. DEM-GENÇ, anti-emperyalist mi?

DEM-GENÇ , DEV-GENÇ’in gü-nümüzdeki temsilcilerinin “Ne Ame-rika, Ne Avrupa, Ba¤›ms›z Türki-ye!” slogan›na kat›l›r m›?

DEV-GENÇ’in 1971’de yay›nla-d›¤› bir bildiride flunlar söylenir:

- Amerikan emperyalizminin ülke-mizdeki bütün üslerine derhal el ko-nulmal›, ikili anlaflmalar feshedilmelive NATO’dan ç›k›lmal›d›r.

- Bütün yabanc› ser-maye, d›fl ticaret ve ban-kalar derhal millilefltiril-melidir.

- A¤alar›n elindekibütün topraklar derhalyoksul köylülere da¤›t›l-mal›d›r.

- Emperyalizme karfl›mücadele veren mazlumdünya halklar›n›n yan›n-da yeral›nmal›d›r.”

Bunlar› söyleyebilirmi DEM-GENÇ? Bu mi-rasa, bu anlay›fla sahip

ç›kabilir mi?

“ABD hakim güçtür, anlamak, ka-bul etmek gerekir” diyen anlay›flla,“AB çerçevesi bizim için yeterlidir”diyen politikayla, direnen Irak halk›y-la de¤il, iflgalci ABD’yle ittifak yap-may› savunan bir bak›fl aç›s›yla, bubildiriyi yazan DEV-GENÇ gelene¤iaras›nda bir “ba¤”dan sözedilebilirmi?

Deniyor ki; “DEM-GENÇ ... et-nik, cinsiyetçi, s›n›f ayr›mlar›na gir-meden toplumun bütün gençlik yap›-lar›n› birlefltirmeyi temel hedef bilir.”“S›n›f ayr›m›” reddedildi¤i noktada,DEV-GENÇ de reddedilmifl demek-tir.

S›n›f ayr›m› reddedilmekte ama,“milliyetçi” anlay›fl sürdürülmektedirDEM-GENÇ’te. “DEM-GENÇ , hemKürt gençli¤inin kendi içindeki birlikve beraberli¤ini sa¤layacak, hem debunu Türkiye gençli¤ine tafl›yacakt›r”anlay›fl›, milliyetçiliktir. DEV-GENÇ,birlefltiricidir. Ancak buna karfl›, milli-yetçi anlay›fl, sendikalarda, mahalle-lerde oldu¤u gibi, gençlikte de gençlikörgütlenmelerini bölen zay›flatan birrol oynamaktad›r. Türk ve Kürt genç-li¤inin birlikteli¤ini savunmak, milli-yetçi anlay›fl› mahkum etmekten ge-çer. Ayr› örgütlenme, ezilen ulusuntart›fl›lmaz bir hakk›d›r. Ancak bu, çokuluslu bir ülkede gençlikte, sendika-larda, gecekondularda milliyetçilik te-melinde örgütlenmenin tüm halk ke-simlerinin gücünü zay›flatt›¤› gerçe-¤ini de¤ifltirmez; iflte bu nedenle dev-rimciler, ezilen ulusun ayr› örgütlen-me hakk›n› tan›rken, ›srarla da birlik-te örgütlenme, birlikte mücadele anla-y›fl›n› savunurlar. DEV-GENÇ bu an-lay›flla kurulmufl bir gençlik örgütü-

24

29 May›s 2005 / 02

Hiç ölmeyenin miras› m› olur?

Bu yyürüyüfl aayn› yyürüyüfl. BBu yyürüyüfl 336 yy›ll›k kkesintisiz bbir yyürüyüfl. Bu yyürüyüflün yyönü, 336 yy›ld›r hhiç dde¤iflmedi. B›kmadan, uusanmadan, yy›lmadan eemperyalizme vve ooligarfliye kkarfl› yyürüdüDEV-GENÇ’lilerin ddudaklar›nda hhep aayn› mmarfl duyuldu; “Hey DDEV-GENÇ’li hhey DDEV-GENÇ’li... aal ssilah› vvur bbeline, eempe-ryalizme/oligarfliye kkarfl›”... DEV-GENÇ’in mmiras› ““dünde” kkalmad› kki, bbugüne ttafl›mak iiçin bbirileri ““özelgörev” üstlensin... MMiras› oorta yyerde dde¤il kki, oonu ssahiplenmek iiçin oortayaç›k›ls›n... EEmperyalizme vve ooligarfliye kkarfl› ddövüflen DDEV-GENÇ’liler, ddevgibi yyürekliler hhiç yyere ddüflürmediler DDEV-GENÇ bbayra¤›n›.

gençlik

Page 25: YÜRÜYÜŞ - 2

dür.

DEM-GENÇ giriflimcileri diyorki; “DEV-GENÇ'i referans al›yo-ruz”... DEV-GENÇ tarihi ortadad›r.DEV-GENÇ’in bugünkü prati¤i vepolitikalar› da ortadad›r. DEV-GENÇ’i referans almak, bu tarihe sadakattir.

36 y›l boyunca bu topraklardan“DEV-GENÇ‘liyiz” diyenler hiç ek-sik olmad›. Türkiye’de bu kadar ke-sintisiz kullan›lan ve sahiplenilenikinci bir gençlik örgütü daha yokken,“DEV-GENÇ’in miras›n› günümüzetafl›rma” iddias›yla ortaya ç›kmak, bu36 y›ll›k tarihe ve bu y›llar boyuncabu ismi yaflatmak için emek harcayan-lara, bedel ödeyenlere sayg›s›zl›kt›r.Bir örgütlenmenin ad›n›, isteyen, iste-di¤i gibi kullanabilir mi? 1970’li y›l-larda faflist teröre karfl›, 1980’lerdecuntalara karfl› DEV-GENÇ’i yaflatan-lara, DEV-GENÇ içinde mücadeleedenlere soruldu mu “miras›n›z› bizedevrediyor musunuz?” diye?

Baz› kavramlar›n “kendilerine ma-loldu¤u” gerekçesiyle baflkalar› tara-f›ndan kullan›lmas› konusunda has-sasl›k gösterenler, baflka siyasi çizgi-lerle özdeflleflmifl isimleri kullanmak-ta ayn› hassasiyeti göstermelidirler.Hele ki, oluflturulmaya çal›fl›lanla“miras›na” sahip ç›k›lmaya çal›fl›lan›nçizgisi aras›nda hiçbir iliflki yoksa, budurum, hassasiyet sorunun da ötesin-de bir istismar›n varl›¤›n› gösterir.

DEV-GENÇ; ad›yla, gelene¤iyle,çizgisiyle, Türkiye solunun yaratt›¤›en önemli de¤erlerden biridir. Bude¤erin DEV-GENÇ’in yarat›c›lar› vesürdürücüleri d›fl›ndaki kesimlertaraf›ndan da sahiplenilmesi, o an-lay›fl›n “referans” olarak kabul edil-mesi, DEV-GENÇ‘liler için sevin-dirici bir fleydir. Ama DEM-GENÇoluflumunda, gerçek anlamda birde¤erin sahiplenilmesinden, gerçekanlamda bir “referans” almadansözedilemeyece¤ini yukar›da en temelnoktalar› itibar›yla ortaya koyduk. Ozaman geriye, DEV-GENÇ sem-patisinden biz de parsa toplayal›m an-lay›fl› kal›r. Ya gerçekten DEV-GENÇçizgisine sad›k olunmal›, ya da tama-men farkl› bir çizgi, gelenek, kültürsözkonusuysa, DEV-GENÇ ad› böylegelifligüzel kullan›lmamal›, istismaredilmemelidir.

25

29 May›s 2005 / 02

gençlik

Umutsuzluk En Büyük Düflman›nd›rUmutsuzluk, kitleleri sürülefltirir!.. Sürüleflmemek,

umutsuzlu¤a direnmektir!

Ankara Genç ‹fladamlar› Derne¤i,gençlik üzerine bir araflt›rma yapt›r-m›fl. “Gençlik 2005 Araflt›rmas›” bafl-l›¤›n› tafl›yan bu çal›flman›n sonuçla-r›nda çok yeni bir olgu yok, ama za-ten az çok tahmin edilen olgularönemli. Dikkat çekici baz› soru ve ce-vaplar flöyle:

- Gelece¤e nas›l bak›yorsunuz?

yüzde 27.74: Umutla bak›yorum yüzde 56.91: Umutsuzum

- Yaflad›¤›n›z en büyük s›k›nt› nedir?

yüzde 36.46: ‹flsizlik korkusuyüzde 16.98: E¤itim-Sa¤l›k sorunuyüzde 37.11: Gelecek endiflesi

- Türkiye sosyal ve ekonomik s›k›nt›-lar› aflabilecek mi?

yüzde 16.25: Aflar yüzde 55.10: Aflamaz!yüzde 28.65: Bilmiyorum

- Bu y›l Türkiye için iyi mi olacak,kötü mü?

yüzde 15.78: ‹yi olacakyüzde 47.43: Kötü olacak! yüzde 27.21: Bir fley de¤iflmeyecek.

Tablo bu; görülüyor ki, cevaplar-dan umutsuzluk f›flk›r›yor. Bu cevap-lar, oligarflinin gençli¤e karfl› uygula-d›¤› politikalarda belli bir “baflar›ya”ulaflt›¤›n› da gösteriyor. Lise ve üni-versitelerdeki bask›, sindirme politi-kas›n›n nihai amac› buydu bir yerde;gençli¤i devrimci, sosyalist düflünce-lerden, örgütlenmelerden uzaklaflt›ra-rak umutsuzlaflt›rmak amac›na ulafl›l-d›¤›nda, gençlik düzenin çarklar›içinde ö¤ütülebilir hale gelmifl de-mektir.

Çaresiz, umutsuz bir gençlik, ö¤ü-tülebilir bir gençliktir. Sonuç da bu.Hemen burada, burjuva toplumbilim-cilerin çaresizlik üzerine s›k s›k anlat-t›klar› bir örne¤i hat›rlayal›m.

Psikolog Martin Seligman1975’lerde “kapana k›s›lm›fl insanla-r›n” durumuna ›fl›k tutmak için kö-peklerle bir deney yapar. Seligmanbir grup köpe¤i kafeslerin içine s›k›cakapatarak, onlara s›k s›k flok uygulu-

yor. Önce direnip mücadele eden kö-pekler bir süre sonra kendilerini çare-sizli¤in kuca¤›na b›rak›rlar.

Daha sonra kafesler köpeklerinkolayca kaçabilece¤i flekilde de¤iflti-rilir. Ancak köpeklerin % 65'i kaçma-y› bir daha denemez bile. Yere uzan›pumutsuzca s›zlanmay› tercih ederler.

Burjuva toplumbilimciler, bu dav-ran›fl› “Ö¤renilmifl çaresizlik” ola-rak tan›ml›yorlar ve insanlar›n dabenzer süreçleri yaflad›¤›n› iddia edi-yorlar. Onlara göre, arka arkaya gelenaksilikler insanlara çaresizli¤i, umut-suzlu¤u ve ataleti ö¤retiyordu.

Burjuvazi, üniversitelerdeki k›fllasisteminden F tiplerindeki tecrit siste-mine kadar hayat›n her alan›na verdi-¤i flekilde, bu ve buna benzer deney-lerden hareket eder.

Burjuvazinin bak›fl aç›s›, kitleleri“SÜRÜ” yerine koyan, aç›kças›“hayvanlaflt›ran” bir bak›fl aç›s›d›r.Çünkü bu deneylerin ve deneylerinsonucundaki burjuva toplumbilim te-orileri, insan› hayvandan ay›ran en te-mel faktörü, B‹L‹NÇ unsurunu yoksayarlar. Gençli¤in ya da di¤er halkkesimlerinin burjuva teoriye uyumluhale getirilmesi için varolan B‹L‹NÇunsurunun çarp›t›lmas›, içinin boflal-t›lmas›, mümkünse yokedilmesi gere-kir.

Gençlerimiz, burjuvazinin istedi¤ikal›ba girmemek için, “sürülefl-memek” için umutsuzlu¤u, çaresizli¤ikabul etmemek durumundad›rlar.

Hiç kuflku yok ki, “gençli¤inumutsuzlu¤u” olarak yans›yan butabloda büyük bir karfl› ç›k›fl potan-siyeli de gizlidir. Çünkü sözkonusuumutsuzluk düzenden umutsuzluk-tur. Baflka bir alternatifin, bir umu-dun varl›¤›n› keflfetmeleriyle, buumutsuzlu¤un bir mücadele ve diren-me dinami¤ine, yeni bir dünya içinmücadele coflkusuna dönüflmesi im-kans›z de¤ildir.

Gençli¤e bu umudu keflfettirmekde, devrimci gençli¤in görevidir.

Page 26: YÜRÜYÜŞ - 2

“Bayrak as›n!”...

Oligarflinin tüm sözcülerinin,yetkililerinin gözü, her an her yerdebayrak ar›yor, bulamazsa, “bayrakas›n” diye ç›rp›n›yor.

Gözünün iliflti¤i yerin resmi birkurum olup olmamas›, bir sendikakongresi veya bir stadyum olmas› hiçfark etmiyor; “bayrak as›n!” diye he-zeyan içinde ç›rp›nmaya devam edi-yor. Bir lig maç›nda, bir sendikakongresinde, hapishanelerle ilgili bireylemde, kad›n sorunlar›yla ilgili birprotestoda “milli bayra¤›n” ne iflivar, diye sormuyor kendine. Herkesitehdit ediyor, “bayrak as›n!”...

Öylesine hezeyan içindeki birazsonra sözünü flöyle tamaml›yor:“Bayrak asmayan› as›n!”

Oysa... bayrak ast›rman›n adetabir histeriye dönüfltü¤ü bu ülke, ulusalonuru emperyalistler karfl›s›nda ayak-lar alt›na al›nm›fl bir ülkedir. Ekono-misini, ordusunu, siyasetini kendisiyönetemeyen bir ülkedir. Her fleyiniemperyalist güçler belirler.

Bir yanda millilik demagojileri,bir yanda uflakl›k prati¤i. ‹flte böylebüyük bir çeliflkinin içinde yüzüyorbu ülke. Ve iflte bu yüzden bayrak ne-dir, Türkiye Cumhuriyeti’nin bayra¤›bugün kimin için ne anlam tafl›yor,cesaretle tart›fl›lmak zorundad›r. Tar-t›fl›lmal› ki, “bayrak edebiyat›” ya-panlar›n milli de¤il gayri-milli, mil-liyetçi de¤il iflbirlikçi olduklar› aç›-¤a ç›kar›ls›n.

Bayrak, bir “bez parças›” de¤ildirBir soruyla girelim konuya;

1920’lerin bafl›nda Kuvay-i Milliyeaskerlerinin elinde tafl›d›¤› bayrak-la bugünkü bayrak, ayn› bayrakm›d›r?

Büyük bir ço¤unluk, muhtemeldirki, “ayn› bayrak” cevab›n› verecek-tir. Evet, biçimsel olarak da böyledir.Bayrak o zaman da, bugün de k›rm›-z› zemin üzerinde beyaz ay ve y›ld›z-dan olufluyor.

Peki ama bayrak, belli bir kumaflparças› üzerindeki belli bir tak›m fle-

killerden ibaret bir fley midir?

1920’lerdeki bayrakla, bugünkübayrak ayn›d›r diyenler, fark›nda ola-rak veya olmayarak bayra¤a bir “bezparças›” muamelesi yapmaktad›rlar.

Hay›r, bayrak, üzerinde belli fle-killer olan bir “bez parças›”ndan iba-ret de¤ildir. Bayrak siyasi bir simge-dir. Bir halk›n ve ülkenin ba¤›ms›zl›-¤›n› ve sahip oldu¤u ulusal de¤erleriifade eder.

Osmanl›’dan Kurtulufl Savafl›’na hilal ve y›ld›z!Kimilerinin sand›¤› gibi, ay y›l-

d›zl› bayrak, Türkiye Cumhuriye-ti’yle do¤mad›.

K›rm›z› zemin üzerinde hilal vey›ld›z bulunan bayrak, 19. yüzy›l›nilk yar›s›nda Osmanl› ‹mparatorlu-¤u’nun resmi bayra¤› olarak kabuledildi. Yaln›z bu ilk bayraktaki y›l-d›z, günümüzdekinden farkl› olaraksekiz köfleli y›ld›z fleklinde idi. Dahasonra 1839’ta tahta ç›kan Abdülme-cid döneminde befl köfleli y›ld›z flek-linde de¤ifltirildi. Ancak Osmanl›’n›nbunun d›fl›nda da “Hilafet bayra¤›”,“saltanat bayra¤›” gibi çeflitli bayrak-lar› da vard›. 1922’de saltanat›n kal-d›r›lmas›yla di¤er bayraklar iptal edi-lirken, ay y›ld›zl› bu bayrak millibayrak olarak kabul edildi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulu-flunda yeni bir bayrak yap›lmam›fl,bayrak Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndandevral›nm›flt›r; ama 1920’lerdekibayrak, Osmanl› dönemindekindenfarkl› olarak art›k baflka bir siyasi an-lam yüklenmifltir.

Osmanl›’n›n ay y›ld›zl› bayra¤›,feodal-sömürgeci ama kendisi de ya-r›-sömürge olan bir devletin bayra-¤›yd›. Ulusal s›n›rlar üzerinde de dal-galanm›yordu, fethedilmifl “yabanc›”topraklara da zorla dikilmiflti. Daha-s›, “Türklük” Osmanl› ‹mparatorlu-¤u’nda zaten göreceli bir yere sahip-ti.

Ancak bu bayrak, emperyalizmekarfl› ulusal kurtulufl savafl› verenKuva-i Milliye’nin elinde ba¤›ms›z-l›¤›n simgesi oldu. Ulusal bir nitelik

kazand›.

Gayri-milli oligarflinin iktidar›nda yeni-sömürgeleflen Türkiyefiimdi ikinci bir soruyla devam

edelim konuya: Türkiye “KüçükAmerika” yap›l›rken, bayrak ayn›“milli bayrak” olarak kalabilirmiydi?

Yukar›da belirtti¤imiz gibi, ay y›l-d›zl› bayrak, emperyalizme karfl› ulu-sal kurtuluflun simgesi olarak ulusalbir de¤eri, emperyalist iflgal karfl›s›n-da ba¤›ms›zl›¤› temsil ediyordu. Son-ra Menderesler o bayra¤›n üzerineNATO bayra¤›n› çektiler. Türkiye’yi“küçük Amerika” yapma politikalar›-n› güttüler. Menderesler’in devamc›-lar›, ayn› politikay› sürdürerek, obayra¤›n üzerine emperyalist flirket-lerin bayraklar›n›, AB bayra¤›n› ge-tirdiler.

Ülkemiz, ekonomisinden politi-kas›na, ordusundan kültürüne kadarher alanda emperyalizme göbe¤indenba¤›ml› hale geldi. S›n›rlar› “resmi”olarak vard›, ama bu s›n›rlar emper-yalistler karfl›s›nda hiçbir fley ifadeetmiyordu art›k; s›n›rlar›m›z içindeABD-NATO üsleri kuruldu, emper-yalist tekeller babalar›n›n çiftli¤i gibigirip ç›kmaya bafllad›lar. Ülkemizinbinlerce kilometre karesinde Ameri-kan bayraklar›, emperyalist tekellerinbayraklar› dalgalan›r oldu. Dahas›,iktidara gelecek partileri, hükümetin,TBMM’nin alaca¤› kararlar›, iflçininmaafl›n›, köylünün ne üretip üretme-yece¤ini onlar belirlemeye bafllad›-lar. K›sacas›, 1920 Ulusal KurtuluflSavafl›’nda ülkemizden kovulan em-peryalizm, bu kez baflka biçimde ye-niden gelip girmiflti topraklar›m›za.

fiimdi böyle bir ülkenin “milli”

26

29 May›s 2005 / 02

EBa¤›ms›zl›¤› olmayan birülkenin bayra¤›yoktur!

saret alt›ndaki bayrak

Page 27: YÜRÜYÜŞ - 2

neyi kalm›fl ki, bayra¤› 1920’lerdekimilli anlam›n› hala koruyor olsun?

Ba¤›ms›zl›¤› olmayan bir ülke-nin bayra¤› yoktur! Yeni-sömürge-cili¤in karakteri budur; görünürdemilli s›n›rlar›, bir bayra¤› ve millimarfl› vard›r yeni-sömürgelerin. Em-peryalizmin 2. bunal›m dönemlerin-deki sömürgelerden farklar› da bu-dur. Ki onlar›n baz›lar›nda bile, resmikurumlarda iflgalci ülkenin bayra¤›y-la iflgal edilen ülkenin bayra¤› yanya-na kullan›lm›flt›r genellikle. Ama ye-ni-sömürgelerin bayra¤› da, millimarfl› da göstermeliktir, ba¤›ms›zl›-¤›n ifadesi de¤ildirler.

Bugünkü Irak’a bak›n; her yerdeIrak bayraklar› as›l› güya. O bayrak-lar “milli”li¤i mi temsil ediyor? Ter-sine, resmi kurumlarda as›l› Irak bay-raklar›, sadece Amerikan iflgaliningölgesindeki kukla yönetimin emper-yalizme uflakl›¤›n› gizlemeye hizmeteden bez parçalar› olarak dalgalan›-yor.

Milli olan ne var bu ülkede?‹lkokulda, hepimiz ‹stiklâl Mar-

fl›’n› okuyup bayra¤›n önünde sayg›duruflunda bulunduk. Bize bu bayra-¤›n ülkemizin “milli bayra¤›” oldu-¤u, okulumuzun “Milli” E¤itim Ba-kanl›¤›’na ba¤l› oldu¤u, ordumuzun“Türk ordusu” oldu¤u... ö¤retildi.Ama bunlar›n hepsi koskoca bir ya-land›.

Az çok gerçeklerin fark›na vara-cak yafla gelen herkes görüyor ki, buülkede milli diye sunulan hiçbir fleymilli de¤ildir. “Milli” E¤itim Bakan-l›¤›, emperyalizmin ideolojisini, kül-türünü ö¤retir okullarda. “Türk Or-dusu”nu yönetenler, nas›l oluyorsa,Amerikan yönetimi taraf›ndan “bi-zim çocuklar” diye adland›r›l›r.“Milli” ‹stihbarat Teflkilat›’n›n maafl-lar›n› CIA öder, planlar›n› MOSSADyapar. “Milli” Güvenlik Konseyi,emperyalizmin Ortado¤u’daki, Tür-kiye’deki güvenli¤inin konseyidir,vs. vs.

K›sacas›, ad› “milli”yle bafllayanne varsa, onda bir gayri-millilik var.Emperyalizme ba¤›ml› bir ülkedeböyle olmas› da do¤al oland›r.

Bu iflbirlikçilik vatan›, bayra¤› savunabilir mi?Türk bayra¤›n›n do¤uflunu res

meden ve birçok yerde karfl›m›za ç›-kan tabloyu hat›rlay›n; bir kan deni-zinin üstüne gökteki ay ve y›ld›z›nflavk› vurmufltur. O kan “vatan” içindökülen kan› temsil ediyor.

Veya Mithat Cemal Kuntay’›n ün-lü “bayraklar› bayrak yapan üstün-deki kand›r / Toprak, e¤er u¤rundaölen varsa vatand›r” dizelerini hat›r-lay›n. Ülkemizde flovenist bir hama-setin arac› olarak kullan›lan bu söz-lerde elbetteki bir gerçeklik pay› var.Dünyan›n hemen her yerinde ulusaldevletler için savafl›lm›flt›r, krall›kla-r›n, padiflahl›klar›n armalar› yerineulusal devletlerin bayraklar› bu sa-vafllar sonucunda kabul edilmifltir. Ayy›ld›zl› bayra¤a ulusal bir de¤er ka-zand›ran da Ulusal Kurtulufl Sava-fl›’nda emperyalist iflgalcilere karfl›savaflan halk›n dökülen kan›ndanbaflka bir fley de¤ildir.

Bugün gerçek olan fley flu ki; art›kbu topraklar üzerinde, devrimcilerd›fl›nda bu topraklar u¤runa ölenkimse yoktur.

“Bayrak” edebiyat› yap›p, “bay-rak” provokasyonu düzenleyenlerinvatan için, ba¤›ms›zl›k için b›rak›nkanlar›n› dökmeyi, tek bir t›rnaklar›-n›n ucunu feda etmeleri sözkonusude¤ildir. Tersine, onlar vatan içinkan dökmek yerine, emperyalizmiçin vatanseverlerin kan›n› dökü-yorlar.

Genelkurmay›’yla, MHP’siyle,burjuva medyas›yla, tüm di¤er düzenpartileriyle emperyalizmin hizmetin-de olanlar, özellefltirmelerde, tar›mpolitikalar›nda, F tiplerinde, Irak’›niflgalinde hep emperyalistlerin dedik-lerini yapanlar, emperyalizme uflak-l›klar›n› gizlemek için bayra¤a sar›l›-yorlar. Bayrak onlar için sadece vesadece uflakl›¤›n önüne çekilmifl birPERDE’dir. Onlar için bayra¤›n bafl-ka da bir anlam› yoktur.

Koçlar’›n, Sabanc›lar’›n ve onla-r›n sivil-asker hizmetkarlar›n›n milli-yeti yoktur. Kârlar› vard›r sadece.E¤er ç›karlar› gümrük duvarlar›n›nyükseltilmesini gerektirirse, en “ulu-salc›” onlard›r; ama e¤er ç›karlar›

gümrük duvarlar›n›n s›f›rlanmas›ndanyana ise, en AB’ci onlar olur; ç›karla-r› için alenen ABD’nin bir eyaleti ol-maya bile itirazlar› olmaz.

Bu demagojilerinin, uflakl›klar›n›na盤a ç›kmas›n› engellemek için de“bayrak as›n” kampanyalar› aç›yor,“bayrak as›n” diye tehditler ya¤d›r›plinç sald›r›lar› organize ediyorlar.

Bayrak kampanyalar› hep devrim-cilere, ulusal haklar› için mücadeleveren yurtseverlere karfl› aç›lm›flt›r;Hürriyet’in, Rauf Tamerler’in bir kezbile olsa, emperyalizmin herhangi birafla¤›lamas›na karfl› “bayrak as›n”ça¤r›s›nda bulundu¤unu hat›rl›yormusunuz? Hat›rlayamazs›n›z, böylebir ça¤r›lar› hiç olmam›flt›r.

Bayra¤›, zor veya icazet arac› olarak kullananlar, bayra¤a en büyük sayg›s›zl›¤› yapanlard›rBayra¤a ve ulusal marfla en bü-

yük sayg›s›zl›k, bayra¤› ve ulusalmarfl› iflkence, bask›, yasak arac›yapmakt›r. Hangi devlet kendi va-tandafllar›na karfl› marfl söylet-mek, bayrak ast›rmak için ZORkullan›r? ‹flte oligarflinin devleti bu-nu yapm›flt›r ve yapmaya devam et-mektedir. Bayra¤›n ve marfl›n bir da-yatma arac›, bir iflkence arac› oldu¤uyerde, ulusal bir de¤er de¤il, flove-nizm vard›r.

fiu tablo çok çarp›c› ve düflündü-rücü de¤il mi: Trabzon’da bayrak ta-fl›m›yorlar diye sald›r›yorlard›, Sey-diflehir’de bayrak tafl›yanlara sald›r-d›lar. Mersin’de “yerlerde sürüklen-di” diye ortal›¤› aya¤a kald›rd›klar›bayrak, Seydiflehir’de “Türk poli-si”nin coplar›, panzerleri alt›nda ezil-di, yerlere at›ld›.

Halk›m›z, çaresizli¤in, güçsüzlü-¤ün sonucu sar›l›r ço¤u kez bayra¤a;gecekondusunu y›kmaya gelen do-zerlerin karfl›s›na Türk bayra¤›yla ç›-kar. San›r ki, karfl›s›ndakilerin bayra-¤a sayg›s› vard›r; san›r ki, o bayrakonlar› faflizmin zulüm güçlerine karfl›korur. Bayraklar enkazlar›n alt›ndakal›r, gecekondulular›n kan›yla bula-n›r. Dinlemez zulüm. Oligarflinin ç›-karlar› sözkonusu oldu¤unda ezan,

27

29 May›s 2005 / 02

Page 28: YÜRÜYÜŞ - 2

bayrak, kuran, milli marfl hiçbir fleydinlemez. ‹stiklal Marfl› okuyanemekçilerin üzerine polisin coplarlasald›rd›¤› sahneler çoktur.

Düzen, bayra¤› emperyalizm ifl-birlikçisi oligarflinin iktidar›yla öz-defllefltirmifl ve bunu dayatmaktad›r.Bu dayatman›n sonucu, eylemlerdebayrak tafl›makt›r; düzene, iktidarakarfl› ekonomik, demokratik, siyasihak ve özgürlükleri için yap›lan ey-lemlerde Türk bayra¤› tafl›mak, art›kbir “ulusall›k” de¤il, adeta “korkak-l›k” göstergesi olmufltur; Türk bay-raklar›yla eylem yapanlar, kendile-rince “biz düzene karfl› de¤iliz... bizkötü eylemciler de¤iliz...” mesaj›vermektedirler. Ama düzen, emekçi-ler s›n›r› biraz aflt›klar›nda bu mesaj›da dinlemeyip sald›rmaktan geri dur-muyor. Bu ülkede Türk-‹fl veya Ka-mu-Sen üyelerine kadar tüm emekçi-ler faflizmin sald›r›s›na hedef olmufl,

Türk bayra¤› tafl›mak da onlar› kurta-ramam›flt›r.

Halk›n oligarflik iktidara karfl›verdi¤i mücadele, s›n›fsal bir müca-deledir ve bu mücadelede “ulusal”de¤il, s›n›fsal de¤erler, s›n›fsal ç›kar-lar belirleyicidir. O anda, görünsünya da görünmesin, polisin üzerindede, halk›n üzerinde de kendi s›n›f›n›nbayraklar› dalgalanmaktad›r.

Ulusal ç›karlar› ve de¤erleri devrimcilersavunuyor!Ulusal ç›karlar› ve de¤erleri sa-

vunmak, emperyalizme karfl› diren-mektir. Emperyalizme karfl› savafl-mayanlar›n vatandan, bayraktan sö-zetmeye hakk› yoktur. Sözediyorsa,riyakard›r. Özbekistan’da halk›n üze-rine atefl açan tanklardaki “Türk bay-raklar›”yla m› gurur duyaca¤›z?

MOSSAD’la birlikte Filistinli direniflörgütlerine karfl› operasyon düzenle-yen M‹T’in “milli”li¤iyle mi gururduyaca¤›z? Taksim Meydan›’n› iflgaleden askeri birli¤in bayra¤› ve sanca-¤›yla m› gurur duyaca¤›z? Amerikaad›na iflgal ordusu olarak görev ya-panlar›, bafl›na çuval geçirildi¤indeses ç›karmayanlar›n tafl›d›¤› bayrakba¤›ms›z bir cumhuriyetin ulusalbayra¤› de¤il, iflgal edilmifl bir sö-mürgenin bayra¤›d›r.

Emperyalizm karfl›s›nda hiçbirhükmü olmayan, ba¤›ms›zl›¤› temsiletmeyen bir bayrak, Türk ulusununtemsilcisi olamaz. Biz, ba¤›ms›zl›¤›-m›z›n simgesi olan, emperyalizmkarfl›s›nda ulusal onurumuzu ve gu-rurumuzu yükseklerde tutan bir bay-ra¤›m›z olmas› için mücadele veriyo-ruz.

28

29 May›s 2005 / 02

Resmi, sivil tüm faflistlerin diline pele-senk oldu: “Ya sev, ya terket!” “Bilgisayarl›”faflistlerin devrimci demokratik kurumlara,kiflilere gönderdi¤i maillere bak›n, hepsinde ayn› cümle-yi görürsünüz. Devletin kaymakam›, valisi, emniyet mü-dürü, resmi s›fatlar›ndan dolay› bunu aç›kça söyleyeme-seler de zihniyetleri “ya sev, ya terket” zihniyetidir. Hak-kari’ye ba¤l› Çukurca ilçesinin Kaymakam› Ünal Cofl-kun, Orhan Pamuk’un kitaplar›n›n “‹MHA” edilmesi ta-limat›n› veren kaymakamdan neyim eksik deyip, bu kezzihniyetini aç›kça ortaya koymufl.

fiöyle demekte kaymakam:

“2 gün önce bir teroristin cenazesi ilçemize geldi.Cenazesi camide y›kand›. Caminin etraf› da kirletildi.Birkac çapulcu, teroristin cenazesine kat›lm›flt›r. Bunla-ra da gereken cevab› verece¤iz. Gerekirse bu çapulcula-r› ilçeden kovmas›n› da biliriz.”

Bilirler. Baflka da bir fley bilmezler zaten. As›p kesip,yak›p y›kmaktan, tehdit edip kovalamaktan baflka bir fleybilmezler. Devletin kaymakam›n›n, valisinin protokolgörevleri d›fl›ndaki asli görevi de budur zaten. Bununiçin en makbul, en ifle yarar valiler, kaymakam ve polisflefleri, MHP’lilerden veya Türk-islam sentezcisi gerici-lerden devflirilmektedir. Bu faflist zihniyet, “KomünistlerMoskova’ya” diye höykürürdü bir zamanlar da. Bu ülkeonlar›nd›, çünkü bu ülkeyi en çok kendileri seviyordu!

Böyle aldat›ld›, böyle flartland›r›ld› faflist kafalar. Oy-sa bir dakika, sadece bir dakika düflünseler, bu ülkeyeyapt›klar› kötülüklerin en az›ndan bir k›sm›n› görecekler.Ama faflistler düflünmeyi sevmez. Daha do¤rusu faflizmdüflünceyi sevmez. Kimse düflünmesin, faflist baflbu¤unsloganlar›yla yetinsin ister.

Komünistler Moskova’ya m› dedi baflbu¤. O zaman oslogan tekrarlan›r. Oysa ayn› s›rada o baflbu¤ emperya-lizmin iflbirlikçisi, sömürücü, asalak Sabanc›lardan çan-talar dolusu dolarlar almakta, CIA’dan gelen talimatlardo¤rultusunda Çatl›lar› kontrgerillan›n emrine vermekte-dir.

“Komünistler Moskova’ya” diye ba¤›r›yorlard› ama“Yankee Evine Defol!” slogan› duyulmad› hiç onlardan.fiimdi de bu ülkenin insanlar›na “ya sev ya terket!” diyehöykürmesini biliyorlar ama, “emperyalistler defolun!”diyemiyorlar. O çok “milliyetçi” valiler, kaymakamlar,emperyalist efendilerin, tekellerin ziyaretlerinde teflrifat-ç›l›k yaparken, zavall› faflistler de gerçek düflmanlar›n›unutmufl, bu ülkenin ba¤›ms›zl›¤› için mücadele edendevrimcilere karfl› “ya sev, ya terket” diye linç sald›r›la-r›na girifliyorlar. Herkes bilsin ki, kimse bir yere gitmi-yor. Kimse nefesini bofl yere tüketmesin...

Siz kim oluyorsunuz?Kimi kimin yurdundankovuyorsunuz?

Çukurca kaymakam› PKK milita-n›n›n cenazesine kat›lanlar›‘Çapulcular’ olarak adland›r›p,ilçeden kovmakla tehdit etti...

Page 29: YÜRÜYÜŞ - 2

Özbekis tan ' ›nAndican kentindegerçeklefltirilen kat-liam›n sonuçlar› ha-la “s›r”! Bine yak›ninsan›n katledildi¤iolaylarda, Kerimov, “terörle müca-delede iflbirli¤i” yapt›¤› ABD ve‹ngiltere’den ald›¤› güçle, pervas›z-l›¤›n› sürdürüyor. Andican için“emperyalistlerin katliam›” tespi-timiz daha da aç›kl›k kazan›yor.2002 bafl›nda yap›lan Stratejik Or-takl›k Anlaflmas›, “Orta Asya’n›n‹ncirlik’i” say›lan Hannabad üssü,enerji ve do¤algaz yollar›n›n dene-timinde kullan›lmas›... ve daha birdizi Amerikan ç›kar›, Kerimov’a ve-rilen deste¤in alt›nda yatanlar› göste-riyor. Türkiye’de nas›l cuntalar, bas-k›c› iktidarlar ABD taraf›ndan ç›kar-lar› gere¤i destekleniyorsa, Kerimovda ayn› flekilde desteklenmektedir.

Ortaya ç›kan bir baflka geliflmeise; “terörle mücadelede iflbirli-¤i”nin anlam›n› ve Türkiye’nin OrtaAsya politikas›n›n özünü çok aç›kolarak ortaya koydu.

‘Terörle Mücadelede ‹flbirli¤i’ ve Türk Bayrakl› Cipler

D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül’ün-duyanlar›n insan haklar›n› savundu-¤unu düflünece¤i-, Andican “elefltiri-leri”nin nedeni anlafl›ld›. Burjuvamedya öne ç›karmam›fl olsa da, ken-di halk›n› katleden Özbek ÖzelTimleri’nin kulland›¤› ciplerinüzerinde Türkiye bayra¤› vard›.Üstelik bu özel timlerin e¤itimi deTürk Özel Timleri taraf›ndan ve-rilmiflti.

D›fliflleri Bakanl›¤›, Türkiye'ninhibe etti¤i askeri araçlar›n kullan›l-mas›na iliflkin “tepkisini”, Özbekis-tan'›n Ankara Büyükelçili¤i’ne iletti.Büyükelçi Rüstem Isaev’in cevab›bir gerçe¤i çok çarp›c› flekilde ortayakoyuyordu. Ciplerin “terörle müca-delede iflbirli¤i anlaflmas› çerçeve-sinde kullan›ld›¤›n›” söylüyorduÖzbek Büyükelçi. Bayra¤› araçlarayap›flt›ran da zaten Türkiye’ydi. Öyleya, “teröre karfl› uluslararas› plat-form oluflturmak”tan sözeden oligar-fli, bunun gere¤ini yap›yor ve ülkele-re nas›l yard›m etti¤ini kan›tl›yor-

du!!! Ne de olsa“terörün dini milli-yeti olmaz”d›;Amerikanc› dünyadüzenine kim mu-halifse, Türkiye oli-

garflisi ona düflmand›. Türkiye’nins›k›nt›s› da zaten, hibe etti¤i silah-lar›n Özbek halk›n›n katledilmesin-de kullan›lmas› de¤ildi. Bunu zatenbiliyordu. Nas›l ki, kendisi Alman-ya’dan ald›¤› tanklar› Türkiye hal-k›na karfl› kullan›yorsa*, Kerimovda, öyle yap›yordu. AKP’nin s›k›n-t›s›, bu kanl› deste¤in deflifre olma-s›d›r. Gerçek bu kadar aç›k resme-dilmemifl olsayd›; Türkiye için hiç-

bir sorun yoktu. Özbek elçi de, “bay-rak konusunda hassas davran›r›z”diyerek beklentilerini karfl›lad›.

Türkiye elbette o askeri araçlar›nhangi amaçla kullan›laca¤›n› çok iyibiliyordu. Teröre karfl› savafl için ver-mediler mi; peki nedir bu savafl›n as-l›? Halklar›n mücadelesinin ezil-mesi de¤il mi? Amerikan imparator-lu¤unun tüm dünya halklar›na, iflbir-likçisi rejimlerin kendi halklar›nakarfl› savafl›na bu ad verilmiyor mu?Bu, art›k kimse için tart›fl›l›r de¤ildir.

Kerimov da “teröre karfl› savafl›-yor”! Sovyetler’in da¤›lmas›n›n ar-d›ndan ABD yörüngesine giren Keri-mov, Türkiye’nin “iflimize yaraya-cak” diye sevinçle karfl›lad›¤› 11 Ey-lül sald›r›s›na sevinenlerden biriydi.Oligarflisinin sevincinin nedenlerin-den biri, Türkiye’nin Amerikan poli-tikalar›nda daha etkin yeralaca¤› bek-lentisi iken, bir di¤eri de, düzen mu-haliflerini ezme konusunda “terör”demagojisine s›¤›narak daha da öz-gür olaca¤›yd›. Kerimov da ayn›mant›kla hareket etti. ABD’nin “te-röre karfl› savafl›na” yedeklenerekkendi içinde muhaliflerine en vahflibask›lar› rahatça uygulad›. Ne de olsa“teröre karfl› savafl”ta akan sular du-rabilir, emperyalizme hizmet ettikçehiç kimse sesini de ç›karmazd›. Hertürlü muhalif “terörist” olarak yafta-lanarak ezilebilirdi...

Andican bir anlamda “terörle mü-cadelede iflbirli¤i”nin eseridir. Yerler-de yatan ölüler, tutuklanan muhalif-ler, kurulan idam sehpalar›, infazlar;bu resmi tamamlayan unsurlard›r.

29

29 May›s 2005 / 02

Kendi halk›na karfl› savafl, oli-garflinin en iyi bildi¤i fleydir.

Kendi halk›na kurflun s›kan Öz-bek Özel Timleri’nin döktü¤ü

kan, Türk özel timlerinin onlar›“iyi e¤ittiklerini” aç›kça gösteri-yor. “Teröre karfl› savafl›n tecrü-

besi” böyle aktar›l›yor. Biz bue¤itimin sonuçlar›n› y›llard›r ya-fl›yoruz. Susurluk’un ‘bin ope-rasyonu’ndan, Do¤u’da köy

yakmalardan, d›flk› yedirmeler-den, toplu mezarlar yarat›lma-

s›ndan biliyoruz. 19 Aral›k’ta ha-pishanelerde diri diri yakt›klar›n-da att›klar› kahkahalarda, alev-ler içindeki bedenleri kurflunla-d›klar›nda gördük nas›l bir e¤i-tim oldu¤unu. Kulak kesen, ce-setlere iflkence yapan, savaflahlak› olmayan, halk› düflman

gören, sisteme muhalifleri “terö-re karfl› savafl” ad›yla yoketmeyiö¤reten bir e¤itim anlay›fl›d›r bu.Ayn› e¤itimi Afganistan’da ve-

rdiler, flimdi Irak kukla ordusunaverilmesi gündemde. Amerika

oligarflinin ordusunu e¤itti y›llarönce, flimdi o baflkalar›n› e¤iti-yor! Ne büyük fleref!!! Peki ki-

min ç›karlar› için?Özbekistan’da, Afganistan’da,

Irak’ta... bu ordular kime hizmetediyorsa, onun ç›karlar› için.

Türkiye oligarflisinin bu hizmet-leri, Amerikan emperyalizminin

politikalar›na paraleldir. Oligarfli,bölge halklar›na karfl› Amerikan-c› politikalar›n parças› oldukça,daha çok eli kana bulanacakt›r.

Özbekistan: Katliamda Silah Ve E¤itim Türkiye’den...

Page 30: YÜRÜYÜŞ - 2

‘Terörle mücadelede iflbirli¤i’; Ame-rikan imparatorluk politikalar›n›nönemli bir eksenidir. Gerçekte anlam›ise, halklara karfl› katliam ittifak›d›r.Oligarfli, “terörden çok çekmifl birülke olarak...” diye bafllayan dema-gojiler arkas›nda, bu iflbirli¤ine enbaflta gönüllü olanlar aras›ndad›r. Öz-bek büyükelçi iflte bu iflbirli¤ini hat›r-lat›yor sadece.

Abdullah Gül’ün aç›klamalar› ta-bana yönelik mesajd›r. T›pk›, Irak’takatliam ortakl›¤›na ra¤men, ‹ncir-lik’ten yap›lan 4300 uçuflla Irak hal-k›n›n bafl›na bombalar ya¤d›r›lmas›-na izin verilmesine ra¤men, Fellucevahfletini elefltirmelerindeki ikiyüzlü-lükte oldu¤u gibi.

‘Orta Asya Politikas›’, Amerikan Ç›karlar› Demektir

Sovyetler’in y›k›lmas›n›n ard›n-dan, Orta Asya’da “Türklük” ve“Müslümanl›k” kimli¤ini kullanma-ya çal›flan Türkiye oligarflisinin aslakendisine has bir ‘Orta Asya politika-s›’ olmam›flt›r. Sadece böyle gösteril-mifl ve büyük misyonlar yüklenmifl-tir. Oysa gerçek, emperyalist ç›karla-r›n “truva at›” rolünün ötesinde de¤il-di. Andican’daki özel tim ciplerininüzerindeki bayrak, bunu da özetleyenbir resimdir. Dikkat edin, Türkiye Or-ta Asya’da kime destek verdiyse, omutlaka emperyalizmin ç›karlar›nahizmet eden bir iktidard›r. Hangi ilifl-kiyi gelifltirdiyse, orada Amerika var-d›r. Kerimov’un bask›c› yönetiminindesteklenmesi ile, bugün Gürcistan,Ukrayna ve K›rg›zistan'daki sözde“demokrasi rüzgarlar›na” verilendestek, kimilerine bir çeliflki gibi gö-rülebilir. Tam tersine bir uyum vard›r.Uyum, ABD’ye paralelliktedir. Des-teklenenin bir bask› rejimi mi, yoksabaflka bir yönetim flekli mi oldu¤u hiçönemli de¤ildir. ABD, ç›karlar› gere-¤i diktatörleri de, hanedanlar› da,krall›klar› da destekliyorken, iflbirlik-çisinin baflka fley yapmas› mümkünmü?

Kimi Türki Cumhuriyetler’dedarbeler, suikastler fleklinde kendinigösteren “Türkiye’nin Orta Asya Po-litikas›”, Özbekistan’da da Keri-mov’un desteklenmesiydi. ÇünküABD-‹ngiliz emperyalizmi böyle

emrediyordu. Bu amaçla, 1990’lardagelifltirilen iliflkiler, Türkiye-Özbe-kistan Güvenlik Anlaflmas›na uzand›.2000'de Jandarma ‹stihbarat Baflkan›Tümgeneral Ali Öksüz, Emniyet ‹s-tihbarat Daire Baflkan› Zafer Erkanve Özel Harekat Daire Baflkan› Beh-cet Oktay, ‹çiflleri Bakan› SaadettinTantan baflkanl›¤›nda Özbekistan’agittiler. Askeri araçlar›n hibe edilme-si, özel timlerin e¤itimi de bu kap-samda gerçekleflti. Buna, ülkelerin-den kaçan muhaliflerin Türkiye’denç›kar›lmas› eklendi. Emperyalizminkuklas› Kerimov’u ayakta tutmakiçin her türlü destek verildi.

Ne Özbekistan tekil bir örnektirOrta Asya’da, ne de oligarflinin bumisyonu Orta Asya ile s›n›rl›d›r. Dö-nün Ortado¤u’ya, orada da ayn›s›n›görürsünüz. Hiçbir Ortado¤u ülkesiyoktur ki, Türkiye ABD’nin izni veonay› d›fl›nda iliflki gelifltirmifl olsun.“D›fl politika” ad›na izlenen ne varsa,Amerika (bazen de Avrupa) taraf›n-dan dikte ettirilen politikalard›r. El-bette Türkiye oligarflisi bu hizmetle-rinin karfl›l›¤›nda baz› k›r›nt›lar al-maktad›r. Örne¤in emperyalistlerinizin verdikleri alanlara iflbirlikçi te-kellerin girifli, Sovyetler’in ya¤ma-s›ndan düflen art›klarla beslenmeleri,Orta Asya ülkelerini kaplayanKoç’un marketleri, Enka Holdingle-ri’n inflaatlar› bu kapsamdad›r. Kanakt›kça onlar kazanmaktad›r. Irak’taiflbirli¤i karfl›l›¤›nda elde ettikleri veErdo¤an’›n “vazgeçmeyiz” diye flo-förlerin ölümüne onay verdi¤i kirliç›karlarda oldu¤u gibi...

Ba¤›ms›z olmayan bir ülkenin,ba¤›ms›z bir d›fl politikas› da ola-maz. Ve emperyalizme ba¤›ml› d›flpolitika, kan ve halklar›n ac›lar› üze-rine kurulu demektir.

* Abdullah Gül’ün, hibe silahlar›n“Özbek halk›na karfl› kullan›lmas›naüzülmesi” tam bir ikiyüzlülüktür. Tür-kiye, bu konuda y›llarca elefltirilen birülkedir. Almanya’dan al›nan Leopardtanklara ceset ba¤lay›p sürükleyenkimdi?... Oligarflinin sözcüsü Ameri-kanc› Ertu¤rul Özkök, bu gerçe¤i ha-t›rlatt›¤› yaz›s›nda, “b›rak›n bu eleflti-rileri, halklar› sindirmek zorunday›z,biz birbirimizi biliriz” demeye getirdi.

30

29 May›s 2005 / 02

Sahipleri ayn›tekelci olan (Ru-pert Murdoch),‹ngiliz The Sunile AmerikanNew York PostGazeteler’i, Sad-dam Hüseyin’inhücresinde çama-fl›rlar›n› y›karkenresimlerini yay›nlad›lar.

Amerika; ahlaks›z, kurals›z birpsikolojik savafl örne¤i daha ver-mifltir. Psikolojik savafl, egemen s›-n›flar›n halklara karfl› kulland›¤› biraraçt›r. Cenevre Sözleflmesi ya dabaflka bir savafl hukuku onlar› ilgi-lendirmiyor. Ahlaks›z, kurals›zcasavafl›yorlar. Bu resimlerden, “dire-nifle darbe vuraca¤›”, “Saddam ef-sanesini y›kaca¤›” beklentisi içindeolmalar› dahi, Irak halk›n›n karfl›-s›nda ne denli güçsüz olduklar›n›gösteriyor.

iflkence emperyalizmin politikas›d›r

ABD askerleri-nin, Ebu Gureyb’-teki iflkencelerinbenzerlerini, Afga-nistan’da BagramCezaevinde yapt›-¤› ortaya ç›kt›.

Haber tüm ba-s›nda genifl yerbuldu. Oysa bi-linçli bir manipilasyondu bu haber.Ortada bir iki iflkence olay› vard› vebu da soruflturuluyordu. Binlerce ifl-kenceyi, esirlere uygulanan vahfleti,teflhir olan iflkencecili¤ini böylegizlemek istedi Amerika. Guanta-namo’dan konteynerlardaki 4 binesirin katledilmesine, Cenk Kale-si'nde 600 esirin yok edildi¤i vah-fletten fiibirgan hapishanesinde kat-ledilip Mezar-› fierif’te kaz›lan top-lu mezarlara gömülen esirlere; çokdaha büyük bir vahflete imza atm›fl-t›r emperyalistler.

iflgalcinin aczi ve psikolojik ssaavvaaflfl

Page 31: YÜRÜYÜŞ - 2

31

29 May›s 2005 / 02

Amerikanc› ordu ile gerilla ara-s›nda çat›flmalar yo¤unlaflt›. FARC,geçen hafta 13 polisi öldürürken, 23May›s’ta da Antioquia, Meta ve Ara-uca eyaletlerinde çat›flmalar yafland›.Çat›flmalarda; 2 ELN gerillas› ile20’ye yak›n FARC gerillas›n›n öldü-¤ü aç›klan›rken, ordu kendi kayb›n›5 olarak duyurdu.

■Kolombiya’da çat›flmalar

Almanya’da Berlin Ulafl›m fiir-keti BVG iflçileri 24 May›s günügreve ç›kt›lar. ver.di sendikas›naba¤l› 11 bin iflçinin kat›ld›¤› grev veyürüyüfller baflkentte ulafl›m› felç et-ti. ‹flçiler, devletin iflçi say›s›n› azalt-ma plan›na karfl› ç›k›yorlar.

■Ulafl›mda grev

Tüm dünyada 329 bin iflçinin ça-l›flt›¤› IBM tekelinin birçok ülkedeiflbirimleri say›s›n› azaltarak iflçi tas-fiyesine gitmesi protesto edildi.Fransa, ‹talya, ‹ngiltere, Almanya,Amerika ve Japonya’daki fabrikalar-da 25 May›s günü grev ve gösteriler-de bulunan iflçiler, tasfiye karar›nakarfl› ç›kt›lar. En büyük kat›l›m, tamgün grev yap›lan Fransa’da yaflan›r-ken, ‹talya’n›n da birçok kentindekieylemlere yo¤un kat›l›m oldu.

■IBM’de eylemler

Fransa’da yap›lacak Avrupa Ana-yasas› referandumu, sadece Frans›zegemen s›n›flar›n› de¤il, tüm Avrupaburjuvazisini telaflland›r›yor. Anket-ler Frans›z halk›n›n anayasaya hay›rdiyece¤ini gösteriyor. AB Anayasas›karfl›t› kampanyan›n bafl›n› ise, Sos-yalist Parti’deki sol kanat ile komü-nistler çekiyor. Bu amaçla çok say›-da gösteriler de düzenleniyor. Bun-lardan biri de 22 May›s’ta Montpel-lier flehrinde yap›ld›. FKP’nin dü-zenledi¤i mitinge 6 bin kifli kat›ld›.Liberalizmin Anayasas›na Hay›r slo-ganlar›n›n yank›land›¤› mitinge kat›-lan Cephe Güçleri de, stand açarakölüm orucunu anlatt›lar. Saatlercesüren miting, Enternasyonal marfl›-n›n tüm kitle taraf›ndan söylenme-siyle son buldu.

■AB Anayasas›’na hay›r!

dünya

Küba’da sosyalist rejime karfl›komplolar gelifltirmek, halk iktidar›n›y›kmak için emperyalistlerin yo¤unçabas› aral›ks›z sürüyor. Devrimdenbu yana süren kesintisiz ABD ambar-gosu, Fidel’e yönelik suikast giriflim-leri, ekonomiyi çökertmek için kulla-n›lan en afla¤›l›k yöntemler, kontrge-rilla sald›r›lar›... hiçbiri bunu baflara-mad›. Son süreçte ise, “insan haklar›ihlal ediliyor, muhalifler bask› alt›ndatutuluyor...” demagojisi ile bir kam-panya sürdürülüyor. Avrupa’dan ve ül-kemizden ‘sol’ görünümlü kimi ke-simlerin de kat›ld›¤› bu kampanyada,ABD’den daha çok Avrupa öne ç›k›-yor. Ne de olsa “insan haklar›” onlar-dan soruluyor ya!

Amerika nas›l Irak’› “demokrasive özgürlük götürme” ad›na iflgal et-tiyse, Avrupa da sosyalizme karfl›“insan haklar›” silah›yla sald›r›yor.

Küba’da, ço¤u ülke d›fl›ndan ge-len bir grup karfl›-devrimcinin 21May›s’ta düzenleyece¤i toplant› dabu amaç için kullan›lmak istendi.Toplant›ya kat›lmak için AB ad›naKüba’ya giden, Çek Cumhuriyeti Se-natörü Karel Schwarzenber ve Alman

milletvekili Arnold Vaatz, Küba yö-netimi taraf›ndan s›n›rd›fl› edildiler.

AB yetkilileri, “politikac›lar›nbir ülkedeki tüm toplumsal güçlerlegörüflme hakk›na sahip olduklar›”aç›klamas› yapt›...

Küba’n›n yasad›fl› ilan etti¤i, aç›kbir komplo toplant›s›na destek vere-ceksin ve bunun ad› “demokrasi” ola-cak, öyle mi? AB “diyalog”dan bunuanlar ABD'nin Küba'daki AmerikanÇ›karlar› Birimi'nce maddi olarakdesteklenen toplant›, zoraki “muhale-fet” yaratma giriflimidir, Küba yöneti-minin belirtti¤i gibi, emperyalistlerinoyunlar›na alet olan “paral› asker-ler”dir bunlar.

Küba; hak ve özgürlüklerin en ge-liflmifl oldu¤u, gerçek demokrasininyafland›¤› bir ülkedir. Ama tüm bunlarhalk içindir, bir avuç az›nl›k için de-¤il. Emperyalistler ise, hak ve özgür-lüklerin, demokrasinin halk için de¤il,tekellerin düzeninin bekaas› için ola-n›n› istiyorlar. “Ne Avrupa, Ne ABDinsanl›¤›n gelece¤i üzerine son sözüsöyleyemeyecektir” diyen Fidel ön-derli¤inde direnen Küba, bu dayat-malara boyun e¤meyecektir.

Komplocu AB Milletvekillerine S›n›rd›fl›

Sünni Güçler ‘Birlik’ Karar› Ald›Irak’ta iflgale karfl› direnen güçlerin en önemli zaaf›n›n parçal› yap›s› ol-

mas›, bir cephe örgütlenmesini henüz yaratamam›fl olmalar›, bilinen bir ger-çektir. Sadece askeri de¤il, siyasi güçler içinde de ayn› parçal› yap› geçerli.

Bu konuda ilk ad›m, Sünni Toplulu¤u’nun kuruluflu ile at›ld›. Direniflinana gövdesini oluflturan Sünniler’in siyasi ve dini kurulufllar›, 21 May›s gü-nü düzenledikleri toplant› ile tek bir parti içinde birleflme karar› ald›lar.

Direniflin siyasi kanad›n› oluflturan Sünni güçler, düzenledikleri “SünniToplulu¤u Kongresi”nde, Sünniler’e yönelik artan sald›r›lara karfl›, Irak hal-k›n›n birli¤ini sa¤lamak için bu karar› ald›klar›n› duyurdular. 1000’e yak›ndelegenin kat›l›m› ile kurulan Sünni Toplulu¤u ad›na yap›lan aç›klamada,seçimlere kat›lamamakta hakl› olduklar› belirtilerek, “iflgale karfl› ç›k›ls›n.‹flgale karfl› direnifl meflru bir görevdir” diye konufltu.

Fidel’den AAvrupa BBirli¤i’ne; “bu halk, egemenli¤ini veonurunu hiç kimseyle tart›flmaz. Tarihsel olarak köle

tüccar›, ya¤mac› ve tüm halklar› yokeden, bugün deadil olmayan ticaretle, do¤al kaynaklar›n› sömü-rerek ve ya¤malayarak, ödenemez d›fl borçlarla,beyin göçüyle azgeliflmifl ve yoksul milyarlarca in-sana ac› çektiren eski kolonyalist güçlerle asla.”

Page 32: YÜRÜYÜŞ - 2

Görmeye al›flt›¤›m›z bir görüntü,22 Nisan günü Yalova’da tekrarlan-d›. Sesler gelen bir kamyonun kasa-lar› aç›ld›¤›nda, onlarca insan nefes-siz kalm›fl flekilde boflald›. Bal›k isti-fi dizilmifl 41 Asyal› göçmen, umutolarak gördükleri Avrupa yolunda,ölümden döndüler... Dönemeyenle-rin de çok oldu¤u bilinir. Çi¤ alt›nda,denizin derinliklerinde, t›rlar›n hava-s›z kasalar›nda... binlerce insan,‘umut yolculu¤u’nu bitiremeden ha-yatlar›n› kaybettiler.

Dünyan›n bir ucundan öteki ucu-na durmadan yaflanan bu göç dalgas›,bütün rakamlar›, siyasi analizleri biryana b›raksan›z dahi, emperyalizminyaratt›¤› dünya düzenini özetlemek-tedir. Sömürge ve yeni sömürgelerdeyaflanan açl›k, sefalet ve bask› sonu-cu milyonlarca insan “kaç›yor”. Bu,emperyalizmin “dünya gerçe¤i”dir.Ve emperyalizm flimdi, kendi yaratt›-¤› soruna “çözüm” için her yolu de-niyor. Ama nas›l ki, göçü yaratan po-litikalar›nda insan yoksa, halklar de-¤ersiz yarat›klar olarak görülüyorsa;bu “çözümlerin” temelinde de insanve halklar›n haklar› yoktur.

‘S›n›rlar›m›z›n d›fl›nda ölün!’

Birleflmifl Milletler Yüksek Mül-teciler Komiserli¤i, geçen hafta için-de, son iki y›lda dünya genelinde il-tica taleplerinde yüzde 36'l›k düflüflyafland›¤›n› aç›klad›. Peki nas›l azal-m›flt›; dünyan›n yoksul ülkelerindeaçl›k m› azald›? Emperyalistlercedesteklenen iflbirlikçi iktidarlar›nzulmü mü son buldu? Bunlar›n hiç-biri olmad›. Aksine açl›¤›n ve bask›-lar›n daha da artt›¤›, yine BM rapor-lar› ile sabittir. Dünyada 1.3 milyarkifli günde bir dolardan az bir paray-la “yafl›yor.”

Bu gerileme; baflta Avrupa olmaküzere, emperyalist devletlerin göçüönleme ad›na ald›¤› polisiye tedbir-lerle yarat›ld›. Nitekim, bu rakam›n

aç›kland›¤› s›rada, 13 May›s günü,Avrupa’n›n ‘Geliflmifl 5'leri’ olarakbilinen Almanya, ‹spanya, Fransa,‹ngiltere ve ‹talya d›fliflleri bakanlar›,Paris’te ola¤anüstü toplanarak, göç-menlere karfl› s›n›r güvenli¤ini gö-rüfltüler. Al›nan kararlar, emperyalistpolitikalar sonucu halklar›n açl›k,bask› alt›nda tutulmas›na son veril-mesi de¤ildi elbette. Göçmenlerekarfl› Avrupa topraklar›n›n iç s›n›rgüvenli¤inin artt›r›lmas› ve ‘s›n›rpolis gücü’ kurulmas› karar› ald›lar.

Tüm bu polisiye tedbirlere karfl›n,açl›k ve bask›dan kaçan yüzbinlerintopraklar›na dolmas› karfl›s›ndaki çö-zümleri de s›n›rd›fl› etmek oluyor.Fransa, 2004'te 16 bin göçmeni s›n›r-d›fl› etti, bu y›l ise bu say›n›n 20 binibulaca¤› belirtiliyor. Almanya’n›n s›-n›rd›fl› politikas› da yak›ndan bilini-yor. ‹ngiltere ise, mültecilere adetasavafl ilan etmifl durumda, her günyo¤unlaflan bask›lar, ç›kar›lan gericiyasalar›n yan›s›ra, sadece dört ayda 3bin aile s›n›rd›fl› edildiler. Avrupa ül-kelerinde göçmenlere yönelik ›rkç›,ayr›mc› sald›r›lar da, devletlerin bupolitikalar›yla ba¤lant›l›d›r.

Emperyalistler uygulad›klar› bupolitikalarla yoksul ülke halklar›naflunu dayat›yorlar: “Evet! biz ülkele-rinizi ba¤›ml›laflt›rd›k, kaynaklar›n›-z›, eme¤inizi sömürdük, ç›karlar›m›zgere¤i bask›c› iktidarlar›n›z› destek-ledik, etnik/dini çat›flmalar› körükle-yerek rant elde ettik... Ama, biz iste-medikçe topraklar›m›za gelmeyecek-siniz, s›n›r boylar›nda, açl›kla, katli-amlarla öleceksiniz...

“Baz› ülkelerin ilticac› say›s›n›azaltmak için korkunç tedbirler ald›-¤›n›” belirten BM, “iltica talebindebulunanlar aras›nda kesinlikle hak-lar› uluslararas› sözleflmelerle ga-ranti alt›na al›nan insanlar vard›”diyor. Evet, tüm bu ülkelerin alt›naimza att›klar› BM anlaflmalar›na gö-re; sosyal, siyasal nedenlerden dola-

y› topraklar›ndan göçmek zorundakalan bu insanlar›n haklar›n› korumazorunluluklar› vard›r. Ama yine bü-tün uluslararas› anlaflmalar gibi, ka-pitalistler ifllerine gelmedi¤inde din-lememektedirler. Demokrasiyi, hu-kuku ikiyüzlüce ele alan bir sistem-den sözediyoruz. Ça¤›m›z, hukukun,hak ve özgürlüklerin pervas›z bir fle-kilde çi¤nenmesi ça¤›. ABD önünüaç›yor, Avrupa takip ediyor.

Göç politikas›n›n kriterleri

Emperyalistlerin göç politikalar›-n›n belli kriterleri vard›r ve bu kriter-ler, bir dönem özellikle SSCB’ninbask›s› sonucu “insani” kayg›lar du-yularak belirlenen BM kriterlerindentamamen farkl›d›r. Özelde son ikiy›lda Avrupa ülkelerinin göçmenlereyönelik düflmanca politikalar›n› dabu kriterler yönlendirmektedir.

Bu kriterlerden birincisi; kapita-lizmin ucuz emek ve beyin gücü ihti-yac›n›n karfl›lanmas›d›r. “Atlar gibi”diflleri kontrol edilerek Almanya’yave di¤er Avrupa ülkelerine giden vebugün say›lar› 4 milyonu bulan Tür-kiyeliler’in durumu buna örnektir.

Nitekim Almanya’n›n son GöçYasas›’nda bu durum aç›kça belirtil-mektedir. BM’ce belirlenen bütünnormlar›n, hak ve özgürlüklerin yoksay›ld›¤›, sömürge ülke halklar›n›naleni flekilde “tehdit” olarak görüldü-¤ü Yeni Göç Yasas›’n›n iki madde-sinde flu ifadeler yeralmaktad›r:

“Alman ekonomisinin gereksi-nimine göre ifl piyasas›nda esnekdavran›lmas›. Belirli ifl kollar›ndakalifiye eleman getirilmesi kolaylafl-t›r›lmal›, yabanc› akademisyenlerinAlmanya’ya gelmeleri cazip hale ge-tirilmeli... Mühendis, matematikçi,bilgisayar uzman›, menajerler, arafl-t›rmac› ve bilim adamlar›na bafltansüresiz oturma izni.”

Siyasi ve sosyal nedenlerle mül-tecilik kurumunu tümden yokedelim;sadece kapitalist çark›n ihtiyac› olangöçmenlere kap›m›z› açal›m denili-yor k›saca.

‹kincisi kriter; özellikle 11 Eylülsonras›nda “güvenlik... terör” gerek-çesine dayanan kriterdir. Kiminde azkiminde çok, ama istisnas›z tüm Av-

32

29 May›s 2005 / 02

Emperyalizmin göç politikas›Kendi uuygulad›klar› ppolitikalar›n ssonucu oolarak ttopraklar›ndan

kopan ggöçmenler, eemperyalistler ttaraf›ndan ‘‘zararl›mahlukatlar’ vve ‘‘potansiyel tterörist’ oolarak ggörülüyor

Page 33: YÜRÜYÜŞ - 2

rupa ülkelerinde ve Amerika’da,mülteciler potansiyel suçlu duru-mundad›r. Önce yoksul, aç b›rak›-yorlar, sonra da yoksullar›n öfkesin-den duyduklar› korkuyla hak ve öz-gürlüklerini yoksay›yorlar.

Üçüncüsü ise; yine ekonomik te-melde, mültecilerin “yük” olarak gö-rülmesidir. Kendi topraklar› içindeaç›k bir açl›¤a terketme politikas›,gerçek yüzlerini çok daha çarp›c› fle-kilde ortaya koyaca¤› için, sorunu s›-n›rd›fl› ya da s›n›rlara yaklaflt›rma-mada buluyorlar.

Bu konuda en çarp›c› örnek flu s›-ralar Almanya’da yaflan›yor. Ayr›m-c›l›k nedeniyle Almanya’ya gelen 50bin Roman Kosova'ya gönderiliyor.Alman devletinin resmi gerekçesi flu:“Milli gelire zarar veriyor, iflsizlikfonundan yararlan›yorlar.”

Emperyalistler bu “milli geliri”nereden elde ediyorlar? Kendi ülke-lerinin emekçilerinin sömürüsününyan›s›ra, sömürgelerden elde edilengelirlerle. Balkanlara NATO bomba-lar› ya¤d›r›lmas›ndan bu yana, özel-likle Alman “milli geliri”ne Balkan-lar’dan korkunç bir ak›fl yaflan›yor.Balkanlar’›n iflgalinin ard›ndan enk›ymetli para birimi Mark olmufltu.fiimdi Euro. Sömürgelerin zenginlik-lerine evet, yoksullar›na hay›r; politi-ka bu! Öte yandan, Romanlar’›n Ko-sova’da “ayr›mc›l›¤a” u¤rad›¤› ger-çe¤i hiç ilgilendirmiyor Almanya’y›.

‹ngiltere’nin yapt›¤› gibi, karasu-lar›na yaklaflmadan mülteci tafl›yangemilerin bombalanmas› gibi vahfletörnekleri, toplu halde s›n›rd›fl› edipiflkenceye ve ölüme gönderme uygu-lamalar› hep bu kriterlerden besleni-yor. Emperyalistler halklar› “yerkü-renin zararl› mahluklar›” olarak gö-rüyorlar. Ekonomik nedenleri olma-sa, daha aleni olarak “dünyada yok-sullara yer yok” diyecekler, ama flim-dilik demiyorlar.

Emperyalizmin göç politikalar›n-da, güvenlik, terör gibi demagojilerarkas›na gizlenen, onlar›n halklarabak›fl› vard›r. Tüm bu tedbirlere ra¤-men, 2005 y›l›n›n ilk yar›s›nda yüz-bine yak›n kifli iltica talebinde bulu-nuyorsa, bunun, yaz›m›z›n giriflindebelirtti¤imiz bir tek nedeni vard›r;emperyalist politikalar.

33

29 May›s 2005 / 02

Kad›n ticareti

Geçen hafta ‹stanbul’da ‘Kad›n TTicaretini ÖÖnleme Konferans›’ düzen-lendi. Konferansta; Türkiye'deki insan ticaretinin ve kad›n›n cinselamaçla kullan›m›n›n ulaflt›¤› boyut gözler önüne seriliyor ve bu ticare-ti yapan 200’e yak›n flebekenin varl›¤›ndan sözediliyordu. Belirtilenbir baflka dikkat çekici nokta ise; bu flebekelerden kurtulmaya çal›flankad›nlar›n ya intihar ettikleri ya da ölü bulunduklar›yd›. 2004’te bir ra-por yay›nlayan Uluslararas› Göç Örgütü de, Türkiye'nin kad›n ticare-ti ve fuhuflta merkez üs haline geldi¤ini aç›klam›flt›. Veriler ortaya ko-yuyor ki, Türkiye bu konuda sadece “transit geçit” üssü de¤il, ayn› za-manda “hedef vve kkaynak üülke” durumunda. Yani, Balkanlar, Kafkas-lar’dan getirilen kad›nlar hem Türkiye’de pazara sunulurken, hem dekad›nlar›m›z k›zlar›m›z uluslararas› fuhufl sektörüne pazarlanmaktad›r.

‹nsan ticaretini, özelde kad›n ticaretini, üç befl flebekenin ifli olarakaç›klamak bilinçli bir çarp›tmad›r. Kapitalist ppolitikalarla vve ddevletler-le yyak›n iiliflkisi vvard›r. Hiçbir flebeke, devletlerin bilgisi ve onay› d›fl›n-da bu ticareti gerçeklefltiremez. Bunu, sadece ülkemiz için de söylemi-yoruz, Avrupa devletleri de buna dahildir. Fuhufl, sosyal ve kültürelolarak kapitalizmin yaratt›¤› bir sonuç olmas›n›n yan›nda, hacmi 10milyar dolara ulaflt›¤› ortaya konan çocuk ve kad›nlar›n sat›ld›¤› bupazar›n rant› da, kapitalist ülke ekonomilerine akmaktad›r.

Kad›n ticareti kapitalist pazar›n önemli rant araçlar›ndan biridir. Bu y›lgöçmen iflçilere iliflkin bir rapor haz›rlayan ‹ngiliz ‹flçi Sendikalar›Konfederasyonu, a¤›rl›¤› kad›nlar olan göçmen pazar›n›n 100 milyardolar› buldu¤unu belirtiyordu. Pasaportlar›na el konularak türlü ifller-de çal›flt›r›lan kad›nlar aras›nda, fuhufl sektöründe çal›flmaya zorlananise en büyük pay› oluflturuyor. Her y›l, seks ticaretinde dönen rakam,4 milyar dolar› buluyor. Kapitalist ülkelerin “fuhuflla mücadele” perde-si arkas›nda, bu alan› kapitalist çark›n bir difllisi olarak gördü¤ü aç›k-t›r. Avrupa’da, yerleflik kapitalist ülkelerde, tüm “ekonomik” faaliyetlerdenetim alt›ndad›r. Fuhufl ve uyuflturucu da öyledir. Ama bu denetimresmi yap›lmaz. Gayri-resmi flekilde yap›l›r ve milyarlarca dolar›n pa-zara girifline izin verilir.

NATO’nun Balkanlar’› iflgalinin ard›ndan ortaya ç›kan tablo, bu konu-da çarp›c› veriler sunmaktad›r.

Çocuk seks ticareti konusunda 2001’de haz›rlanan bir rapor, Do¤u Av-rupa’dan Bat› Avrupa’ya çocuk ticaretinin art›k ‘günlük’ hale geldi¤i-ni, her y›l çok say›da çocu¤un fahifleli¤e zorland›¤›n› ortaya koyuyor-du. ‘Bar›fl Gücü’ ad› alt›nda bu ülkelere giren emperyalist askerler, bu-ralar› aç›k genelevlere dönüfltürmekle kalmad›, ayn› zamanda, Orta-ça¤ barbarl›k dönemini aratmayacak flekilde, kad›nlar› bir savafl ga-nimeti gibi görüp bat›ya pazarlad›lar. Özellikle Bosna ve Kosova, em-peryalistler taraf›ndan -ordular› eliyle- kad›n ticareti merkezi haline ge-tirildi. Do¤u Avrupa’dan getirilen, kimisi 12-13 yafllar›ndaki k›zlar, ka-d›nlar uluslararas› fuhufl sektöründe bir metaya dönüfltürüldü.Ne de ol-sa, kapitalizm tticaret ddemektir; her flfley tticaret kkonusudur.

Son olarak flunu belirtelim: Avrupa kald›r›mlar›nda, da¤›lan sosyalist ül-kelerden kad›nlar, pazar›n metas› olurken, bir tek Kübal› kad›n görül-memesi, ‘sorunu yaratan kim, nas›l çözülür?’ sorusunun da cevab›d›r.

Page 34: YÜRÜYÜŞ - 2

Leyla fiahin’in türban yasa¤› ko-nusunda A‹HM'deki davas› birçokyönüyle gerçeklere ›fl›k tutuyor. Ade-ta bir turnosol oldu, renkleri ortayaç›kar›yor.

Avrupa’n›n ‘Özgürlük’ Anlay›fl› Ç›karlar›na Endekslidir

A‹HM Leyla fiahin davas›ndaTürkiye’yi hakl› bulmufl, bunun üze-rine dava A‹HM'nin Büyük Daire-si'ne götürülmüfltü. Buradan da fark-l› bir sonuç ç›kmayacakt›r. AvrupaBirli¤i’nin insan haklar›n›, özgürlük-leri savunmas›, kendi ç›karlar›ylaba¤lant›l› bir politikad›r. Gerçekteböyle bir anlay›fllar› yoktur. Türbankarar›na yön veren de; Türkiye oli-garflisi ile ç›kar iliflkileri, emperya-lizmin bugün için radikal islam› teh-dit olarak görmesi gibi kriterlerdir.

A‹HM’in sadece islamc› kesim-lerde de¤il, Kürt milliyetçili¤indenreformistlere kadar genifl bir kesim-de, hak ve özgürlükler mücadelesi-nin bir arac›ndan çok “kendisi” hali-ne getirildi¤i bir süreçten geçiyoruz.Leyla fiahin davas› gibi kimi davalarAvrupa gerçe¤ine ›fl›k tutsa da, bukonuda tam bir bilinç olufltu¤u söy-lenemez. Ama kaç›n›lmaz olarak busüreç yaflanacakt›r.

AKP’nin A‹HM Savunmas› veTürkiye’de ‹ktidar Gerçe¤i

‹slamc› kesim içinde en çok tar-

t›flma yaratan konu; A‹HM'nin Bü-yük Dairesi'nde AKP iktidar› taraf›n-dan yap›lan savunmada, türban yasa-¤›n›n savunulmas› oldu.

AKP iktidar›n›n türban konusun-da daha önce dile getirdi¤i düflünce-ler ile bugünkü prati¤i aras›nda bü-yük fark vard›r. ‹flte bu çeliflki; Tür-kiye’de iktidar gerçe¤ine iflaret et-mektedir. Bu düzende seçimler kaza-nabilir, hükümet olabilirsiniz ama ül-kenin gerçek yöneteni olamazs›n›z.“Devlet politikas›” dedikleri politi-kalar› uygulamak, oligarflik kesimle-rin ç›karlar›n› kollamak, emperya-lizmle iflbirli¤ini sürdürmek, Genel-kurmay’›n ne dedi¤ine bakmak... zo-rundas›n›zd›r. Ama bu demek de¤il-dir ki, AKP özgürlüklerden yana,ama engelleniyor.

Olabilir, devletin hak ve özgür-lükler karfl›s›nda engel olmad›¤› birörnek var m› ki! Ama, yukar›da ser-giledi¤imiz Türkiye gerçe¤iyle çat›fl-mayan, aksine o gerçe¤in parças› ha-line gelen bir AKP vard›r karfl›m›zda.Siyasetten ekonomiye, yasaklardan Ftipine; oligarflinin politikalar›n› gö-nüllü uygulayan bir AKP. “Neden”diye sorulabilir? Çünkü AKP koltu-¤unu kaybetmek istememektedir.Koltu¤u kaybetmektense, inanc›n›,düflüncelerini satmaktad›r. “Türban›,‹HL’leri niye çözmüyorsunuz” eleflti-rilerine “bedel ödemeye haz›r de¤i-liz” diyerek gayet aç›k cevap verenTayyip Erdo¤an, bu konudaki yakla-

fl›m›n› ortaya koymufltur. Yer yer bu-nun ad›na “reel politika” demektedir.

‹slamc› kesimden AKP’ye bak›fl-ta, bu “reel politik” yaklafl›m›n, birbaflka deyiflle egemen güçlerin dü-men suyuna gitmenin “ikna edici”bir unsur oldu¤u aç›kt›r. Birço¤u,“elinden bir fley gelmedi¤ine” ikna-d›r. En iyi ihtimalle “elefltirelim amahaks›zl›k da etmeyelim” denilmekte-dir. Türban› seçimlerde bir istismararac› olarak hat›rlayan AKP böylecemazur gösterilmektedir. Örne¤in bukesimin nabz›n› yans›tan Yeni fiafakyazar› Ahmet Taflgetiren, AKP’yi biryana b›rak›p A‹HM’in samimiyetinisorguluyor. “A‹HM samimi olsay-m›fl” karfl›s›na gelen AKP savunma-s›n›n kendi düflüncesi olmad›¤›n›,"kan kusup k›z›lc›k flerbeti içtim" an-lam›na gelen bir savunma oldu¤unugörür ve hukuka, özgürlüklere uygunkarar verirmifl...

“AKP y›pranmas›n” kayg›s›ylayap›lan bu elefltiriler, AKP’nin “be-del ödemeye haz›r de¤iliz” mant›¤›n›meflrulaflt›r›rken, her alanda iktidara“anlay›flla” yaklafl›m› getirmektedir.Hal böyle olunca da, AKP’nin iktidarolmas›ndan bu yana, istisnalar› d›fl›n-da, islamc› kesim halk›n hiçbir kesi-minin hak ve özgürlüklerine sahipç›kmamaktad›r. Bu kesimin gazeteve TV’lerinin iflçinin, memurun,gençli¤in hak arama eylemleriniyans›tma tarz› bile bu çarp›kl›¤›n ör-nekleriyle doludur. Öyle ki, iflkence-ci polisi dahi savunma konumunadüflmekten kurtulamamaktad›rlar.

AKP’de yaflanan sisteme uyumugörmek istememektedirler, kafala-r›ndaki AKP, seçim meydanlar›nda“hak ve özgürlüklerden, yoksuldanyana oldu¤unu” söyleyen AKP’dir.

AKP ‹çin ‘Türban Sorunu’ ‹ktidar Yolunda Basamakt›r

Amerikan iflbirlikçili¤inde, dev-rimcilere düflmanl›kta yanyana gelenGenelkurmay ve AKP, “türban soru-nu” olarak ifade edilen sorunu, ikti-dar çat›flmas›n›n bir arac› durumunagetirmifllerdir. Ne ‘Atatürk’ün Türki-yesi’nden dem vuran Genelkur-may’›n Ba¤›ms›zl›k Savafl› verenTürkiye’nin ordusu ile bir alakas›vard›r, ne de AKP iktidar›n›n hak ve

34

29 May›s 2005 / 02

“Türban Sorunu...”➫ A‹HM karar› ve AKPiktidar›n›n yasa¤› savunmas›kime ne anlat›yor?

➫ ‘Türban ssorunu’ nnedir?

➫Gerçekte iktidar olmayanlar,yasakla ayakta duranlar veistismarc›lar çözebilir mi?Kim, nas›l çözecek?

Page 35: YÜRÜYÜŞ - 2

özgürlüklerle.

Oligarfli yasakla, bast›rmayla,“ikna odalar›” ile sorunun üzeriniörtmeye çal›flmaktad›r.

AKP ise, temelde türbana istis-mar temelinde yaklaflmaktad›r. ‹kti-dara yürüyüflünde bir basamak ola-rak kullan›p sonra s›rt›n› dönmüfltür.fiimdi oyalama, vaatlerle uyutma vekimi milletvekillerine yapt›rd›¤› “ra-dikal” ç›k›fllarla umudu canl› tutmapolitikas› izlemektedir. BülentAr›nç’›n ç›k›fllar› bu niteliktedir. Ma-dem “namus borcumuz” dediniz,tutal›m ki, ‘engelleri aflamad›n›z’; is-tifa edin o zaman! Ve ilan edin halka:“bu ülkede hükümetler iktidar de-¤ildir, demokrasi göstermeliktir,seçimler bir aldatmadan ibarettir”diye. Ama hay›r yapm›yorlar, çünkükoltuk var iflin ucunda, iktidar nimet-leri var. Bu u¤urda her fley sat›l›kt›r,koltu¤u sarsacak herkes düflmand›r!

24 May›s günü, kendi partisininpolitikalar›n› elefltiren AKP milletve-kili Resul Tosun’a Erdo¤an’›n ceva-b› bu konuda çarp›c› bir örnektir. To-sun, “seçim öncesi söz verdik, ne-den bir fley yap›lm›yor” diye eleflti-riyor. Erdo¤an ise, flu cevab› veriyor:“Bu ifl hemen çözülebilecek gibi de-¤il. Aleyhimizde aç›klama yapanlarvar. Bunlar laf söz dinlemiyor. 2-3gazete ha bire yaray› kafl›yor, kas›tl›yap›yorlar. Sabredin, ‘3 y›ld›r hükü-mettesiniz’ gibi doldurufllara gelme-yin, bu konu akl› selimle çözülür.”

Kendi milletvekilini iradesiz, be-

yinsiz, doldurufla gelen olarak gör-mesini bir yana b›rakt›k. “Herkesinkendisini dinlemesi” dayatmas›n›da... Görülece¤i gibi, iktidar›n oyala-mas›na aldanmayan islamc›lar da he-men provokatör oluyorlar.

‹ktidar nimetlerinden yararlana-rak semiren bir kesim “islamc›” içinde soruna yaklafl›m yine istismar te-melindedir. Türban defilelerinde en-dam eden bu kesimler, istismarc›l›-¤›n rant›n› yiyenlerdir. Onlar›n ger-çek yüzlerini holdinglerde, “faizsizkazanç” diyerek emekçilerin parala-r›n› gasbetmelerinde gördük. Her fleybir rant arac›d›r bu kesim için.

Türbanl› genç k›zlar›m›z›n bu is-tismarc› kesimler taraf›ndan nas›lkullan›l›p yüzüstü b›rak›ld›klar›nadair kendi anlat›mlar› bilinmektedir.

Bu kesimlerin hiçbiri sorunu çö-zemezler. Çünkü flu veya bu biçimdesorunun parças› durumundad›rlar.

‘Türban Sorunu’ Dedikleri ‹nançlara Özgürlük Sorunudur

Türban sorunu dedikleri, inançözgürlü¤ü sorunudur. Türkiye’de sa-dece türban temelinde de¤il, çok da-ha genifl bir kesimi ilgilendireninançlar›n bask› alt›nda tutulmas› so-runu vard›r. Daha da genifl kapsamdaele al›rsak, halk›n hak ve özgürlükle-ri yoktur bu düzende, oldu¤u söyle-nen her fley göstermeliktir.

O zaman flu soru gündeme geli-yor; Türban sorunu nedir, nas›l çö-

zülür? ‹nanç özgürlü¤ü bu düzen-de ne kadar gerçekleflebilir?

Türban konusunda en ileri nokta-s›nda kimi ara çözümler de bulunabi-lir, ama asla bu düzende ne inançlaraözgürlük, ne de di¤er hak ve özgür-lükler olmayacakt›r. Bu, bafll› bafl›nabir sistem sorunudur. Faflizmin oldu-¤u yerde demokrasi yoktur. Faflizmekarfl› mücadele etmeyenler de, ger-çekte hak ve özgürlükleri savuna-mazlar. Sadece kimi sorunlar› günde-me getirirler, o kadar!

Biz türban sorununu, hak ve öz-gürlüklerin bir parças› olarak, inanç-lara özgürlük temelinde ele al›yoruzve bu temelde çözümü savunuyoruz.Örneklerini herkesin bildi¤i, türbanl›k›zlar›m›z›n hak arama mücadelele-rine verdi¤imiz deste¤in temelindede bu anlay›fl vard›r.

Biz diyoruz ki,

“‹nsan›n düflünce ve inançlar›ylainsan oldu¤u gerçe¤inden hareketle,halk›n ç›karlar›n› zedelemedi¤i, bellibir emperyalist, ya da gerici ülkeye,sömürücü s›n›flara hizmet etmedi¤i,maddi ve manevi bir sömürü, istis-mar arac›na dönüfltürülmedi¤i süre-ce herkesin inançlar›n› yaflamas›, ki-flinin temel hak ve özgürlükleri kap-sam›nda ele al›nmak zorundad›r. De-mokratik Halk Cumhuriyeti, bu anla-y›fl temelinde, egemen s›n›flar tara-f›ndan ony›llard›r suni olarak sorunhaline getirilen türban gibi sorunla-r›, özgürlükler temelinde çözecek,kimsenin bu anlamdaki inanç ve ya-flam biçimine kar›fl›lmayacak; öteyandan da dini inanc›n siyasi ve eko-nomik istismar konusu yap›lmas›na,gerici, faflist bir sömürü ve zulüm dü-zeni için araç olarak kullan›lmas›naizin vermeyecektir.”

35

29 May›s 2005 / 02

Bu mant›k her zaman yanl›fl saftad›rKendi özgürlüklerini savunurken, sol üzerine çarp›tma

yapma, -istisnalar› d›fl›nda- islamc›larda yayg›nd›r. TCK’dekuran kurslar›n› etkileyece¤i belirtilen 263. maddeye karfl› ç›-kan Ahmet Taflgetiren’in 24 May›s tarihli yaz›s› bir örnektir.

Maddenin, “daha çok misyoner teflkilatlar› ve yasa d›fl›örgüt çal›flmalar›n› hedef ald›¤› ifadeleri bana Necip Faz›l

merhumun bir sözünü hat›rlatt›” diyen Taflgetiren, Necip Faz›l’›n flu sözünühat›rlat›yor: “Türkiye'de iktidarlar komünistleri dövmek istedikleri zaman bile,üstüne bir Müslüman› koyarlar, onun üzerinden döverler alttakini...”

1920’den beri tüm iktidarlar komünistleri katlediyor, iflkence yap›yor, bas-k› alt›nda tutuyor, ama o kendini mazlum gösterme ruh hali içinde gerçe¤i çar-p›t›yor. Biz katledilirken, bask› görürken islamc›lar›n kimin k›l›c›n› sallad›¤›da çok iyi bilinir. ‹flte bu kafa yap›s› tarihi boyunca yanl›fl ittifaklarda kulaç at-m›fl, egemen s›n›flarca kullan›lm›flt›r. Ki, Taflgetiren’in tecrit gibi sorunlar› dagündeme getiren biri oldu¤u halde, bu sözleri etmesi, bu kesimlerin içinde bu-lundu¤u durumu daha da çarp›c› hale getirmektedir.

Grup YYorum vve ddevrimcigençlik, ttürban yyasa¤›na kkarfl›yap›lan eeylemlerden bbirinde...

Page 36: YÜRÜYÜŞ - 2

Bir grup bilim adam›, tarihçi Bo-¤aziçi Üniversitesi’nde ''‹mpara-torlu¤un Çöküfl DönemindeOsmanl› Ermenileri'' bafll›kl›bir konferans düzenleme gi-rifliminde bulundular.Konferans›n kat›l›mc›lar›aras›nda burjuva bas›n-dan köfle yazarlar›, yerlive yabanc› tarihçiler bu-lunuyordu.

Türkiye’de demorasi oldu¤u-na, AKP iktidar› ile birlikte düflünceözgürlü¤ünde ilerleme sa¤land›¤›-na inanm›fllard›. ‹nand›klar› birfley daha vard›. Devlet bir süredirErmeni meselesi konusunda“arflivlerimizi sonuna kadaraçt›k, isteyen araflt›rabilir, kor-kumuz yok. Tart›flmaya haz›r›z”diyordu.

Ne demokrasinin, ne düflünce öz-gürlü¤ünün, ne de gerçekleri araflt›r-ma ve tart›flman›n zerresinin bulun-mad›¤›, tüm bunlar›n birer oyundanibaret oldu¤u ortaya ç›kt›.

Adalet Bakan› Cemil Çiçek,TBMM çat›s› alt›nda, konferans› dü-zenleyenleri ve kat›lanlar› “milletiarkadan hançerlemekle, millete if-tira etmekle” suçlad›. Bununla dayetinmedi; “keflke Adalet Bakan›olarak dava açma yetkimi devret-meseydim” diye savc›lara dava aç-malar› için iflaret verdi. Ard›ndan,“bakal›m Bo¤aziçi Üniversitesi neyapacak, YÖK ne yapacak” diyede, onlara ne yapmas› gerekti¤inidikte etti.

Aleni flekilde flovenizmi k›flk›rtanbu tehditlerden, yeni linçlerin zemi-ninin olgunlaflt›r›lmas›ndan sonra,Bo¤aziçi Üniversitesi Çiçek’in iste-di¤ini yapt›; konferans› erteledikleri-ni aç›klad›. YÖK, konferans› düzen-leyenleri, ev sahipli¤i yapan üniver-sitesini elefltirerek, oligarflik cephe-deki yerini ald›.

Oligarflik Düzen

Kendini Anlatt›

fiu tabloya bak›n!

Devletin resmi tezleri d›fl›ndakimse konuflamaz, düflünemez dayat-mas› bundan daha aleni nas›l yap›l›r.

Cemil Çiçek’in a¤z›ndan konu-flan devlettir. Kendisi gibi düflünme-yen herkesi susturmak için her yolabaflvuran, katleden, sindiren, ceza-land›ran devlet konuflmaktad›r.

Kimin ne diyece¤ini dinleme ta-hammülü bile göstermeden kat›l›m-c›lar›n tümünü ‘vatan haini’ ilaneden bir zihniyet; demokratl›ktan,düflünce özgürlü¤ünden anlar m›?Arflivleri açm›fllarm›fl! Bu kafa açt›¤›arflivde gerçe¤i ortaya koyacak tekbir sat›r b›rak›r m›?

Üstelik kat›l›mc›lar›n bir k›sm›devletin resmi tezini elefltirseler de“Ermeni soyk›r›m› olmad›¤›n›” söy-leyenlerden oluflmaktad›r. Ama, oli-garfli kat›ks›z itaat ister her konuda.En küçük bir elefltiriye, “yasakla,

ucuz propagandalarla tarihin üzeriniörtemeyiz” diyenlere dahi yaflam

hakk› tan›maz. Bütün mesele deburadad›r. Bilim dedi¤iniz, dü-

flünce dedi¤iniz devletin iste-di¤i kal›ba girendir. Oligarflibaflka türlüsünü bilmez, ta-

n›maz, dinlemez, an›ndaezmek ve yoketmek ister.Tarihi boyunca böyleyapm›flt›r. Kimi zamankatliamlarla, iflkenceler-le, hapse atmalarla sus-turmufltur. Bugün “de-mokratikleflme” k›l›f›n›AB boyas›yla parlat›rkende ayn› politikay› sürdür-mektedir.

AKP’ye demokratl›kmisyonu yükleyenler bir

daha düflünmelidirler. Bunlarde¤il miydi; AB yasalar›n› ç›kar›p“düflünce özgürlü¤ü önündeki engel-leri kald›rd›klar›n›, demokrasiyi ge-lifltirdiklerini” söyleyenler?

Kimileri flaflk›n, anlayam›yor,“'Memlekette demokrasi var' diyecekkimse kalmad› m›?” diye feryatedenler, “demokrasinin yara ald›¤›-n›” söyleyenler, Türkiye gerçe¤ineçarp›yorlar.

Hangi demokrasi!

Demokrasi oyundur bu ülkede.Anlayamad›klar› budur. Ama anlaya-caklar! Bu sözlerini unutup yine ç›-karlar› için bu iktidar› destekledikle-ri her gün, iktidar›n gerçek niteli¤ikarfl›lar›na ç›kacak. AB u¤runa par-latt›klar› iktidar›n; faflist politikalar›uygulamaktan baflka hiçbir fley yap-mad›¤›n› daha da aç›k görecekler.

Biz buna y›llard›r ‘demokrasici-lik oyunu’ diyoruz. Görünürde par-lamentolar›n, yasalar›n bulundu¤uama gerçekte faflizmle yönetilen birülkedir Türkiye. Bu ülkeyi yöneten-ler bu oyunun vitrinini özenle süsler-ler. Avrupa emperyalizmi bu konuda

36

29 May›s 2005 / 02

Demokrasicilik Oyunu Oynad›klar›n›

Bir An Unuttular!

Page 37: YÜRÜYÜŞ - 2

bafl destekçileridir. “Eksikleri olsada, demokrasinin geliflti¤i” üzerineraporlar haz›rlay›p vitrine yerlefltirir-ler. Demokratl›kla zerre kadar alaka-s› bulunmayan bu ülkenin yöneticile-ri, bir tiyatro oyuncusu edas›nda oy-narlar bu oyunu.

Çiçek Rolünü Unuttu!

Kürsüdeki Cemil Çiçek, oynad›k-lar› demokrasicilik oyununu bir anunutmufl “ne düflüncesi, ne özgürlü-¤ü ulan” diyerek gerçek yüzünü gös-termifltir. ‘Herkes bizim gibi düflü-necek, farkl› düflünen vatan haini-dir’ dayatmas›nda bulunurken, ger-çek Cemil Çiçek sahnededir art›k. O,özgürlükçü nutuklar atan, her a¤z›n›açt›¤›nda hukuktan, adaletten söze-den Çiçek yoktur. T›pk› demokratl›kmaskesi takmaya çal›fl›rken, “ne mo-zayi¤i ulan” diyen Türkefl gibi.

Sadece demokrasi mi, bilim de,üniversiteler de göstermeliktir. Böyleolmasa Bo¤aziçi Üniversitesi, konfe-rans› yasaklamay› düflünmez, YÖKÇiçek’e onay vermez, bilimsel öz-gürlüklerini savunurlard›.

Sözde muhalefet de bu oyununbir parças›d›r. O da sosyal demokratkostümünde arz-› endam eder halk›nkarfl›s›nda. Ne demokrat ama! Çi-çek’ten önce ayn› kafa yap›s›n› sergi-leyen CHP sözcüsü fiükrü Elekda¤,“say›n bakan az bile konufltu, bendaha sert konufltum” diyerek, farkl›düflünenleri “vatan haini” ilan etmeyar›fl›na giriyordu.

Hepsi birbirine benziyor. Çün-kü onlar ayn› kültürün, ayn› ideoloji-nin ürünüdürler. ‹ktidar›, muhalefeti,burjuva bas›n›, üniversiteleri ile tekbir tornadan ç›km›fl, ayn› hamurlayo¤rulmufllard›r.

F Tiplerinde Dayat›lan

‹flte Bu Mant›kt›r

Burjuva bas›n›n köfle yazarlar›dahi, yap›lan›n “herkes devlet gibidüflünecek” anlam›na geldi¤ini gör-müfl. “Demokrasilerde hiç kimsedevlet gibi düflünmek zorunda de-¤ildir...” (Hasan Cemal, Milliyet) di-yorlar.

Çok do¤ru!

Dönün F tipi hapishanelerin ne-den aç›ld›¤›n› ve tutuklu ve hüküm-lülere dayat›lan›n ne oldu¤unu yeni-den düflünün. Tam da budur dayat›-lan. Muhalif, devrimci düflünceye sa-hip olduklar› için; “düflüncelerinizide¤ifltereceksiniz, devlet gibi düflü-necek, bizim istedi¤imiz gibi yaflaya-caks›n›z” deniliyor. Befl y›ld›r bununiçin ölüyor insanlar, düflüncelerinide¤ifltirmeyeceklerini, “hiç kimsenindevlet gibi düflünmek zorunda olma-d›¤›n›” ölümleriyle anlat›yorlar. Tam119 kez anlatt›lar bunu.

Bugün düflünce özgürlü¤ünü sa-vunanlar, devrimcilerin düflünceleriyokedilmek istenirken, 1915 Ermenitehcirini tart›flmak isteyenleri vatanhainli¤iyle suçlayanlarla ayn› saftay-d›lar, direnenlere karfl›, tecrit politi-kas›n›n yan›ndayd›lar. Hala da böy-ledir.

Demokrasicilik Oyununa

Karfl›, Gerçek Demokrasi

‹çin Mücadeleye

Ça¤›r›yoruz

Düflünce özgürlü¤ü söylemininard›nda; devlet gibi düflünmeyenlervatan haini ilan ediliyor. Örgütlenmeözgürlü¤ü nutuklar› at›l›rken; muha-lif sendikalar kapat›l›yor. Hak ve öz-gürlük denilirken; demokratik hakla-r›n› kullananlar linç edilmek isteni-yor ve yarg› lince sahip ç›k›yor...

Demokrasicilik oyununu görmekiçin her gün, her saniye yeni örnekleryaflan›yor bu ülkede.

AB destekli demokrasi budur ifl-te! Yaland›r, göstermeliktir. Hak veözgürlüklerden, demokrasiden yanaolanlar, bu düzende bunlar›n müm-kün olmad›¤›n› görmek durumunda-d›rlar.

Gerçekten demokratik bir ülke,ayn› zamanda ba¤›ms›z bir ülkedir.Böyle bir Türkiye ise; halk›n müca-delesiyle yarat›labilir.

27 May›s 2005

Haklar ve ÖzgürlüklerCephesi

37

29 May›s 2005 / 02

VATAN HHA‹N‹ Mu¤la’n›n Milas ilçesinde, liseli birgencimiz kaymakam›n da kat›ld›¤›bir törende Naz›m’›n ‘Vatan Haini’fliirini okudu¤u için, kaymakam›n ta-limat› ile gözalt›na al›n›p sorgulan-d›... Naz›m’› an›yor, vatansevergençlerimizin iflbirlikçi oligarfli tara-f›ndan y›ld›r›lamayaca¤›n› belirte-rek; oligarflik iktidara, onun kayma-kam›na bu fliirle cevap veriyoruz...

“Nâz›m HHikmet vvatan hhainli¤ine ddevam eediyor hhâlâ. Amerikan eemperyalizminin yyar› ssömürgesiyiz,

dedi HHikmet. Nâz›m HHikmet vvatan hhainli¤ine ddevam eediyor hhâlâ." Bir AAnkara ggazetesinde çç›kt› bbunlar,

üç ssütun üüstüne, kkapkara hhayk›ran ppuntolarla, bir AAnkara ggazetesinde, ffoto¤raf› yyan›nda

Amiral VVilyamson'un 66 ssantimetre kkarede ggülüyor, aa¤z› kkulaklar›nda,

Amerikan aamirali Amerika, bbütçemize 1120 mmilyon llira hhibe eetti,

120 mmilyon llira. "Amerikan eemperyalizminin yyar› ssömürgesiyiz,

dedi HHikmet Nâz›m HHikmet vvatan hhainli¤ine ddevam eediyor hhâlâ."

Evet, vvatan hhainiyim, ssiz vvatanperverseniz, siz yyurtseverseniz, bben yyurt hhainiyim,

ben vvatan hhainiyim. Vatan ççiftliklerinizse, kasalar›n›z›n vve ççek ddefterlerinizin iiçindekilerse

vatan, vatan, flflose bboylar›nda ggebermekse aaçl›ktan, vatan, sso¤ukta iit ggibi ttitremek vve

s›tmadan kk›vranmaksa yyaz›n, fabrikalar›n›zda aal kkan›m›z› iiçmekse vvatan, vatan tt›rnaklar›ysa aa¤alar›n›z›n, vatan, mm›zrakl› iilmühalse, vvatan, ppolis ccopuysa, ödeneklerinizse, mmaafllar›n›zsa vvatan, vatan, AAmerikan üüsleri, AAmerikan bbombas›,

Amerikan ddonanmas› ttopuysa, vatan, kkurtulmamaksa kkokmufl kkaranl›¤›m›zdan,

ben vvatan hhainiyim. Yaz›n üüç ssütun üüstüne kkapkara hhayk›ran ppuntolarla: Nâz›m HHikmet vvatan hhainli¤ine ddevam eediyor hhâlâ.

Page 38: YÜRÜYÜŞ - 2

38

29 May›s 2005 / 02

Düzce’ye ba¤l› Süley-manbey köylüleri, kendionaylar› ve bilgileri d›fl›nda,köyün meras›n›n, Orkut-AyDeterjan Fabrikas›’na devrinekarfl› mücadele ediyorlar. Birbas›n aç›klamas› düzenleyenKöy Muhtar› Yaflar Yanar,tüm köylüler olarak, verimlitopraklar›n› savunmaya ka-rarl› olduklar›n› duyurdular.

Mera, Düzce Valili¤i ‹lDaimi Encümeni karar› iledeterjan fabrikas›na bedelsiztahsis edilmiflti.

■Mera peflkefl çekildi

Hukuka, halka ra¤men,Bergama Ovac›k'ta alt›n ma-deninin iflletilmesine izin ve-rilmesi, iktidar›n niteli¤iniortaya koyan örneklerden bi-ri haline gelmiflti. AKP ikti-dar› da, önceki iktidar›n yo-lundan yürüyor. ‹flletme, is-mini de¤ifltirerek, ‹zmir Vali-li¤i'nin karar›yla 21 May›sgünü yeniden siyanürlü alt›nç›karmaya bafllam›flt›. Köylü-ler, bunun üzerine, karar›n ip-tali için ‹zmir Bölge ‹dareMahkemesi'ne baflvurdular.

■Bergama aynas›

Diyarbak›r’›n Bismil ilçe-sine ba¤l› Sinan köylülerinin,a¤aya karfl› mücadelesi birin-ci y›l›n› doldururken, yineBismil’e ba¤l› Aslano¤luköylüleri de, y›llard›r ifllettik-leri topraklar› köy a¤as›n›ngasbetmesini protesto ettiler.Köy meydan›nda toplananköylüler, Köy A¤as› NaafKahraman’›n, y›llard›r ektik-leri 6 bin dönüm Hazine ara-zisini silah zoruyla gasbetti-¤ini, tel örgülerle çevirerekaraziye sokmad›¤›n› belirtti-ler. A¤an›n 60 bin dönümarazi sahibi oldu¤unu söyle-yen köylüler, baz› devlet yet-kililerin deste¤iyle kendileri-ni köyden sürmek istedi¤iniaç›klad›lar.

■Toprak mücadelesi

köylü

Bu y›l bu¤day taban fiyat›, bizzatBaflbakan Tayyip Erdo¤an taraf›ndanaç›kland›. 24 May›s günü AKP GrupToplant›’s›nda konuflan Erdo¤an, tar›mailiflkin gerçekleri çarp›tt›¤› gibi, bu¤daytaban fiyatlar›n› 350 bin lira olarak aç›k-layarak, IMF talimatlar›ndan ç›kmaya-caklar›n› yine göstermifl oldu.

Hem IMF politikalar›ndan sapma-yaca¤›n› söylemek, hem de “biz köylüyüdüflünüyoruz, tar›mda önemli bir nokta-ya geldik” demek, tam bir çarp›tmad›r,milyonlarca köylüyü aldatmakt›r. Çünkükan›tlanm›flt›r ki; IMF politikalar› özügere¤i küçük üreticinin yokedilmesine,tar›m›n büyük tar›m tekellerine teslimedilmesine, birçok ürünün üretimininise, ABD ve Avrupa tar›m tekellerine pa-zar alan› açmak için yokedilmesine da-yan›r.

‹ktidar da bu gerçe¤i bilmekte vegerçekle ilgisi olmayan beyanatlarla gözboyamaya çal›flmaktad›r. Örne¤in Erdo-¤an, “bundan sonra art›k bu¤day ithaleden bir ülke de¤iliz, ihraç eden ülke-yiz” diyor.

Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i'nin(TZD) 21 May›s günü aç›klad›¤› ‘Bu¤-day Raporu’ ise tam tersini rakamlarlaortaya koyuyor. Buna göre; nüfus art›fl›-na ra¤men hububat üretimi artmad›,azald›. Son 10 y›lda ithalat artarken ihra-cat düfltü. Bu y›llar›n, IMF politikalar›-n›n uyguland›¤› y›llara denk düflmesiise, gerilemenin kayna¤›n› göstermekte-dir. Erdo¤an’›n “art›k bu¤day ithal etmi-yoruz” dedi¤i 2004 y›l›nda 50 bin tonbu¤day ithal edildi.

Aç›klad›¤› taban fiyat ile üreticiyiborç bata¤›ndan ç›kamaz duruma geti-ren, tüccar›n kuca¤›na atan Erdo¤an, du-rumu, kilo bafl›na 3 Ykrfl prim deste¤i ilekurtarmaya çal›fl›yor. Oysa bu y›l bu¤da-y›n maliyetinin Ziraat Odalar› taraf›ndanaç›klanan rakam›, 404 bin lira civar›nda-d›r. Yani, üretici bu¤day›n› satacak, ma-zottan tohuma, kredi borcundan tefecile-re kadar borçlar›n› ödeyecek ve bir de,

(ba¤›ml›l›k politikalar›ndayatmas› sonucu) em-peryalist tekellerden to-hum al›p ekecek... Köy-lüye masal anlat›yor buülkenin baflbakan›.

Sanki halk›n bir bafl-ka kesiminin ihtiyaçlar›karfl›lan›yor, eme¤inin

hakk› veriliyormufl gibi, “toplumun birkesimin al›p di¤er kesimine verme anla-y›fl› sona ermifltir” demagojisine baflvu-ran Tayyip Erdo¤an, köylüyü “asalak”ilan eden Özal’›n yolunu izliyor. Biryandan “benim köylüm” söylemi sürer-ken, öte yandan tekellerin, piyasa eko-nomisinin ihtiyaçlar›n› gözetiyor. 24May›s günkü grup toplant›s›nda bu¤daytaban fiyat›n› aç›klarken dahi, sermaye-ye nas›l hizmet etti¤ini anlat›yordu Er-do¤an.

Yeni olan bir uygulamaya göre, üreti-ci Toprak Mahsulleri Ofisi silolar›n›“depo” olarak kullanabilecek ve burayakoydu¤u ürünün karfl›l›¤›nda ald›¤› se-netle de bankalardan faizle kredi alabile-cek. Ayr›ca bu senetler piyasada ‘ciroedilebilir’ olacak. Erdo¤an bu uygula-may›, “bu¤day yat›r›m ve ticaret arac›olacak, sanayicimizin de böylece yüzügülecek” sözleriyle özetlemektedir. ‹fltebütün kafa yap›s›n› burada ortaya koy-maktad›r. Uygulaman›n özü; sanayicininyüzünü güldürmek! Onlar hep gülen, ifl-çisi, köylüsü ile emekçiler ise hep a¤la-yan olmad› m› zaten. Köylünün ç›kar›nadiye bir uygulama aç›kl›yor, ama ger-çekte tekellere yeni bir sömürü alan› aç-t›¤›n› övünerek anlat›yor.

Milyonlarca köylünün geçim kayna-¤› olan bu¤day›, kapitalist piyasan›n ac›-mas›z çark›nda ö¤ütece¤iz diyemiyor,“silo, depo, kredi...” k›l›flar›n arkas›nas›¤›n›yor. Ki, üreticilerin ezici birço¤un-lu¤u b›rak›n ürününü depolamay›, hasat›yapt›¤› gün satmak zorunda kal›yor.Desteklerin IMF politikalar› sonucu ke-silmesi, hasata endekslenen borçlar bafl-ka bir alternatif b›rakm›yor.

AKP, bu kararlar› al›rken, taban fiyataç›klarken üreticiye soruyor mu? Hay›r!IMF’ye verilen Niyet Mektubunda nesözler verilmeflse emekçilere o dayat›l›-yor. Tar›m politikalar›n›n üreticinin kat›-l›m› ile belirlenmedi¤i bir sistemde, han-gi iktidar olursa olsun, yapaca¤› ayn›fleydir; ony›llard›r yaflanan bu de¤il mi!

Bu¤day taban fiyat› aç›kland›

Maliyet 3380 binTaban ffiyat 4404 bin

Page 39: YÜRÜYÜŞ - 2

Özellefltirme kapsam›ndakiKonya Seydiflehir AlüminyumTesisleri’nde çal›flan iflçiler ve ai-leleri, 23 May›s günü polisin vah-flice sald›r›s›na maruz kald›lar. ‹fl-çiler sald›r›ya direniflle karfl›l›kverdi. Sald›r› ve direnifl sonucun-da 48 iflçi ile 13 polis yaraland›,aileler yerlerde sürüklendi, bay-g›nl›k geçirenler oldu.

Seydiflehir Sermayenin ve Polisin Kuflatmas› Alt›nda

Özellefltirme ad› alt›nda peflkefleaç›lan fabrikan›n 23 May›s günü görü-cüye ç›kar›lmas› planlan›yordu. Fabri-kay› sat›n almay› planlayan tekellerinyöneticilerinin gelece¤ini bilen iflçi-ler; PETK‹M’de, TÜPRAfi’ta s›n›fkardefllerinden gördüklerini yaflamageçirmek için haz›rland›lar. Zatengünlerdir yürüyüfllerle, sakal b›rakmaeylemleriyle ‘özellefltirmeye hay›r’diyorlard›. Haz›rl›kl›yd›lar. Her ikivardiyan›n birleflmesi ile, 2000’e ya-k›n iflçi kendilerini fabrikaya kapata-rak kap›lar› kaynaklad›lar ve barikathaline dönüfltürdüler. Bu arada Seydi-flehir esnaf›, iflçi aileleri de fabrikaönüne sloganlarla geldi.

Sermayenin ç›karlar›na sekte vu-ranlar varsa, mutlaka orada polisi, jan-darmas› ile “devlet baba” da olmal›y-d›. Elbette halka karfl› sermayenin ya-n›nda saf tutarak... Konya EmniyetMüdürü Salih Tuzcu’nun yönetiminde1500 polis ile Konya'dan gelen 1000jandarma fabrika önünde barikatlarkurdu. Panzerler, z›rhl› araçlarla hal-k›n karfl›s›na dikildiler. Devletin poli-sinin, jandarmas›n›n ne ifle yarad›kla-r›, kime karfl› kimin ç›karlar›n› koru-duklar› bir kez daha tüm Türkiye’yegösteriliyordu.

AKP iktidar› taraf›ndan karar al›n-m›flt›. IMF politikalar›na karfl› direnifl-lere vahflice sald›racaklar›n›, kimsenindirenme hakk›n›n olmayaca¤›n›, em-peryalist politikalar›n önündeki engel-leri polis ve asker zoruyla temizleme

kararl›l›klar›n› göstereceklerdi. SEKAyenilse de, iktidar›n özellefltirme poli-tikalar›n›n bir flekilde tart›fl›lmas›n›sa¤lam›flt›; “yeni bir SEKA yaratt›r-mayaca¤›m” diyordu AKP iktidar›.

Fabrikay› sat›n alacak flirket yetki-lilerinin girifliyle birlikte, iflçi aileleride polis barikat›n› yararak direniflegeçtiler. ‹çeride ise, özellefltirmecileriengellemek isteyen iflçilerin karfl›s›napolis ç›kt›. Gaz bombas›, biber gaz›,

coplarla sald›rd›lar iflçilere. Fab-rikan›n içi ve d›fl› tam bir savaflmeydan›na döndü. Sermayeninönü böyle aç›l›yordu. Yaralananonlarca iflçi hastaneye kald›r›l›r-ken, iflçilerin ve fabrika önündetoplanan halk›n kararl›l›¤› saye-sinde patronlar istedikleri gibifabrikay› gezemediler ve polislebirlikte terk etmek zorunda kald›-lar.

‹çeride bombalar at›l›rken, d›-flar›da da müdahale vard›. ‹flçi aileleri-ne sald›ran polis çok say›da kifliyi ya-ralad›. Ailelerin panzerlerin karfl›s›naellerinde bayraklarla, Mustafa Ke-mal’in resimleriyle ç›kmalar› da birfleyi de¤ifltirmedi. Anlafl›lan o ki, bay-rak provokasyonuna bakarak, oligar-flik iktidar›n gerçekten bayra¤a birsayg›s›n›n olaca¤›n› düflünmüfller,kendilerini böyle korumaya çal›flm›fl-lard›. Oysa sermayenin ne dini, nemilleti vard›r. De¤il bayrak ve resim,Kur-an okusalar yine fark etmeyecek-ti.

Seydiflehir Halk› Direniflte

Direnifl sadece iflçilerin ve ailele-rin direnifli de¤ildir. Tüm ilçe halk› di-reniflin parças› durumuna gelmifltir.Zira, fabrika ilçenin geçim kayna¤›.T›pk› Zonguldak’›n madenleri gibi...Bu yüzden, 23 May›s günü iflyerleriaç›lmad›, ö¤renciler okula gitmedilerve 5 bine yak›n insan fabrika önünekofltular. ‹lçe direniyor, AKP de tümbir ilçe ile savafl›yordu.

Fabrika önünde toplanan halk, flir-ket yetkililerinin fabrikay› terk etme-sinin ard›ndan sloganlarla AKP bina-s›na yürüdüler. Ço¤u AKP’ye oy ver-diklerini belirten halk, öfkeli slogan-larla iktidar› lanetledi. Fabrika’da ör-gütlü olan Hak-‹fl’e ba¤l› Çelik-‹flSendikas› fiube Baflkan› MuharremO¤uz da, “Fabrikay› kimseye peflkeflçektirmeyece¤iz. Bugün gösterdik ya-r›n da gösterece¤iz” dedi ve direnifl

39

29 May›s 2005 / 02

Sald›r›, oligarflik iktidar›n,politikalar›na karfl› ç›kan

herkesi polis zoruylasusturma sald›r›s›d›r. IMF

için, sermaye içinyap›lm›flt›r... Özellefltirme,emperyalizmin tüm dünya

çap›ndaki sald›r›s›n›nad›d›r. Emperyalizme

karfl› direnmeden, anti-emperyalist olunmadan

özellefltirmeye karfl›direnilemez. Bu gerçe¤iyoksayan sendikalar;

direniflleri belli bir noktadasatm›fllar ve asla

özellefltirmeye karfl› ciddibir direnifl örgütlemek

istememifllerdir.

Seydiflehir iflçisine özellefltirme sald›r›s›

Özellefltirme, Emperyalizmdir

Page 40: YÜRÜYÜŞ - 2

kararl›l›klar›n› yineledi.

Tayyip Sald›r›y› Savundu

Ertesi günü AKP Grup Toplant›-s›nda konuflan Tayyip Erdo¤an, özel-lefltirme konusundaki kararl›l›klar›n›vurgulayarak sald›r›ya sahip ç›kt›.

Erdo¤an konuflmas›nda; iflçilerinaldat›ld›¤›n›, onlar›n ifl garantileri ola-ca¤›n›, özellefltirilmesine karfl› ç›kanCHP ve baz› marjinal siyasi gruplar›nnemalanmak istediklerini, ‘fabrikan›nzarar etti¤ini, teknolojisinin önceki ik-tidarlarca yenilenmeyip, flimdi yeni-lenmesinin büyük yat›r›m gerektirdi-¤ini’ vurgulad›. Her özellefltirmedeanlat›lan bu demagojilerle anlat›lmakistenen özetle flu:

Bu bir s›n›f savafl›d›r. Biz serma-ye s›n›f›n›n, emperyalistlerin politi-kalar›n› uygulad›¤›m›z için iflçiye,emekçiye vahflice sald›r›yoruz, tümSeydiflehir halk›n›, özellefltirmeyedirenen, direnmeyi düflünen herkesidüflman ilan ediyoruz... Bu, AKPgerçe¤idir. Farkl› bir beklenti içindeolanlar bir kez daha iktidar›n emper-yalist tekellerin ç›karlar›n› koruyan,ülkeyi peflkefl çekerken halka düfl-manl›¤›n› gizlemeyen bir iktidar oldu-¤unu görmüfltür.

AKP sald›r›y› sahiplenirken, sen-dikalar ve DKÖ’ler ise, tepki göster-diler. AKP’nin iflçi düflmanl›¤›n›n ye-ni adresinin Seydiflehir oldu¤unu vur-gulayan ‹stanbul Temel Haklar,“özellefltirme politikalar›na karfl› hepbirlikte direnerek, mücadele ederekdur diyece¤iz” dedi. Türk-‹fl, D‹SK,KESK, TMMOB ve çok say›da sen-dika da sald›r›y› k›nad›. Adana veMalatya TEKEL iflçileri ise kitleseleylemlerle s›n›f kardefllerine destekoldular. Dersim’de de sendikalar veDKÖ’ler eylem yapt›. Eylemlerde,“Seydiflehir ‹flçisi Yaln›z De¤ildir,Sendikalar Göreve, Genel Greve”sloganlar› hayk›r›ld›.

“Elimiz K›r›lsayd› Da AKP’ye Oy Vermeseydik...”

SEKA’da baflka yerde oldu¤u gibi,Seydiflehir iflçilerinin de ço¤u AKP’yeoy vermiflti. Baflta Seydiflehir iflçisi ol-mak üzere, tüm iflçiler emekçiler dü-flünmelidir. Yar›n “elim k›r›lsayd› daAKP’ye oy vermeseydim” demek ne-

ye yarar? DYP’ye, CHP’ye, ANAP’aoy verildi¤inde de ayn› fleyler yaflan-mad› m›? Bundan sonra da ayn› senar-yolar tekrarlanmayacak m›? ‹flçiler,emekçiler olarak, düzen partileri bizisand›¤a ça¤›rd›klar›nda, bunun biroyun oldu¤unu, ad›n›n demokrasicilikoyunun sand›k senaryosu oldu¤unubilmeli ve reddetmeliyiz. Düzen parti-lerinin hiçbiri iflçinin hakk›n› savuna-maz, savunmaz. Onlar sermayenin, busömürü düzeninin savunucular›d›r.

“Elim k›r›lsayd› da oy vermesey-dim” dememenin yolu, kurtuluflumu-zun kendi ellerimizde, kendi iktidar›-m›z için mücadele etmekte oldu¤unugörmektir. Bilinçli ya da bilinçsizSeydiflehir’de yaflanan bir s›n›f kav-gas›d›r. Bu kavga, bilinçle, örgütlü birflekilde yürütüldü¤ünde, fabrikalar›-m›z›n sat›lmad›¤›, iflçilerin kap› önünekonulmad›¤›, üzerimize gaz bombala-r›n›n ya¤d›r›lmad›¤› bir düzeni de ya-ratabiliriz.

Özellefltirme, Emperyalizmdir

Özellefltirme, emperyalistlerin sal-d›r› politikalar›n›n ad›d›r. Bir baflkadeyiflle özellefltirme diye karfl›m›zadikilen emperyalizmdir. “Zarar edeniflletmeler, verimsizlik, daha fazla ge-lir...” gibi söylemler bu gerçe¤i gizle-menin k›l›f›d›r. K‹T’lerin zarar etme-sini sa¤layan da, yine özellefltirmeyisavunan ve uygulayanlard›r. Geri b›-rakt›r›lm›fl ülkelerin kaynaklar›n› da-ha fazla sömürebilme amaçl› bu sald›-r›, 1980’lerle birlikte, yeni-sömürgeülkelere dayat›ld›. Bu, ülkemizdeAmerikanc› 12 Eylül cuntas› ve Özaliktidar› eliyle yürütüldü. Sonraki ikti-darlar da ayn› yolda yürümeye devamettiler.

Erdo¤an, “komünist ülkelerin debunu baflard›¤›n›” söylüyordu.

Sovyetler’in y›k›lmas›n›n ard›n-dan 1990'larda yaflanan korkunç özel-lefltirme dalgas›, IMF’nin “flok tera-pi”nin özünü oluflturuyordu. Bir kaçay içinde, Sovyetler döneminde hal-k›n olan ne varsa, üç kurufla sat›ld›.Öyle ki, 30 milyarl›k petrol devi Yu-kos sadece 300 milyon dolara Kho-dorkovski’ye sunuldu. Elektirik, ma-dencilik, medya her alanda bu talansürdü. ‘Oligarklar’ denilen bir avuçözellefltirme zengini böyle yarat›ld›.

40

29 May›s 2005 / 02

Ey iflçiler, Seydiflehirliler;

Siz de ‘teröristsiniz’!Bayrak, “Ne mutlu Türküm diye-

ne” ve emperyalizmin özellefltirmesald›r›s›n› canh›rafl savunup polis zo-ruyla uygulayan bir iktidar... Türki-ye’de gerçek ile yans›t›lmak istenenaras›ndaki fark› veciz bir flekilde an-lat›yor bu resim. Bu polisler, devrim-cilerin, emekçilerin eylemlerini bas-t›rmak için “Ne mutlu Türküm di-yene” slogan›yla rap rap yürürken,belki Seydiflehirliler, onlar›n “vatanhainlerine karfl› savaflt›¤›n›” düflünü-yordu. fiimdi ayn› slogan›n alt›nda,panzerler ve gaz bombalar› eflli¤indeIMF politikas›n› iflçilere kabul ettir-meye çal›fl›yorlar. 19-22 Aral›k ha-pishaneler katliam›nda maltalarda buslogan yank›lan›rken de, “hapishane-ler sorununun halletmeden IMFprogram›n› uygulayamay›z” diyeniktidar›n talimat› yerine getiriliyordu.

Fabrika önünde, polisin bu denlivahflice sald›rmas› karfl›s›nda flaflk›n-l›¤›n› gizleyemeyen bir iflçi, “bize te-rörist muamelesi yapt›lar” diyordu.Sendikan›n flube baflkan› da “bu ka-dar h›nçla sald›rmalar›n› anlaya-mad›¤›n›” söylüyordu.

fiafl›rmay›n Seydiflehir halk›; bu-nu size kim ö¤retti, bu çarp›k bilincikim yaratt›ysa onlara dönüp bak›n;size sald›ranlar oldu¤unu göreceksi-niz. Bu düzende hakk›n› arayan, ya¤-maya, zulüm politikalar›na karfl› ç›-kan herkes terörist ilan edilir. Ege-men s›n›flar, “terörist” diyerek, zul-mü meflrulaflt›rmak isterler. “Teröris-te her fley müstahakt›r” diye düflün-menizi isterler. Ama görüyorsunuz,yan›ld›¤›n›z› kafan›za inen coplarlafark ediyorsunuz. Ne bayrak, ne Ata-türk resmi; “terörist olmad›¤›n›z›” is-patlam›yor; karfl›n›zdakiler Amerikave Avrupa emperyalistlerinin k›l›çla-r›n› savuran, onlar›n ç›karlar› içinpanzerleri üstünüze sürenlerdir.

Page 41: YÜRÜYÜŞ - 2

Tümü, emperyalist tekellerle ortak ha-reket ettiler; Bezerovski’ler, Guzin-ki’ler, Abramoviç’ler...

Piyasa ekonomisine, kapitalizmegeçifl halkta büyük bir çöküntü yara-t›rken, oligarklara da öfke büyüdü.Tasfiyeleri ve kapitalizmin yenidendüzenlenmesi gündeme geldi. Rus-ya’y› kapitalizmin bata¤›na gömenler,özellefltirmeyi, “özel mülkiyet devletmülkiyetinden daha verimlidir” anla-y›fl›yla bafllatt›klar›n› (Moscov Times,31/10/2003) söylüyorlar ve ekliyor-lard›: “iflletmeler ABD'ye sat›ls›n veHodorkovski zengin olsun diye de¤il.”Elbette bu iflin do¤as›na ayk›r›yd›;özellefltirmeyi zaten emperyalistler,IMF dayatm›flt›. Oligarklar›n bugünbir k›sm› tutukland›.

‹flte size Rusya’da özellefltirme!Ülkemizde özellefltirmenin tam birpervas›zl›k içinde sürdürüldü¤ü y›lla-r›n ürünü de Uzanlar olmufltu. Özel-lefltirmeciler, Uzanlar’›n nas›l yarat›l-d›¤›n› gizleyip, onlar› tasfiye ederekkendi Uzanlar’›n› yaratmak için bu ta-lana devam ediyorlar. Elbette, her za-man oldu¤u gibi aslan pay› emperya-list tekellere ak›yor.

Emperyalizme Karfl› Mücadele Etmeyen, Özellefltirmeye Karfl› Direnemez!

Seydiflehir sald›r›s›n›n ard›ndan,Çelik-‹fl’in bir yöneticisi, iflçilerin“özellefltirmeye karfl› olmad›klar›n›ama kötü özellefltirilmeye karfl› ol-duklar›n›” söylüyordu.

‹fade edifl tarzlar›nda farkl›l›klarolsa da, özellefltirmeye karfl› mücade-lede, birçok sendikan›n içinde bulun-du¤u çarp›kl›¤› çok aç›k ifade ediyorbu sözler. Türk-‹fl’ten Hak-‹fl’e,D‹SK’ten KESK’e, tüm sendikalarabak›n özellefltirmeye karfl› olduklar›n›söylerler. Ama özellefltirmenin ne an-lama geldi¤ini aç›k bir flekilde anla-tmazlar, bu konuda iflçileri bilinçlen-dirmezler. Seydiflehir iflçisi kendi do-¤all›¤›nda bir s›n›f kavgas› veriyor.Ama bu kavgan›n oda¤›nda, t›pk› SE-KA’da oldu¤u gibi “ifl kayg›s›” yat›-yor. Bu do¤al denilebilir. Evet, öyle-dir. Ama bunu siyasi bir bilince dö-nüfltürmek de sendikalar›n görevidir.Sendikalar iflte bunu yapmaktan kaç-maktad›rlar.

Özellefltirmeye salt ekonomik te-melde bir karfl› ç›k›fl›n sonuçlar› orta-dad›r. ‹flçilere “SEKA vatand›r sat›l-maz” slogan› att›ranlar, SEKA’y› davatan› da iki dakikada satt›lar. Emper-yalistler ve iflbirlikçileri, böylesinestratejik önemde bir programdan el-bette kolay vazgeçmez. SEKA’dakigibi, gerekti¤inde ifl taleplerini nispe-ten karfl›lama yoluna da gidebilirler,önemli olan program›n›n yürümesidir.‹flte bu noktada, sendikalar›n iflçileriözellefltirme konusunda politik olarakbilinçlendirmemesinin sonuçlar› orta-ya ç›kmaktad›r. E¤er böyle bir bilinçverilmifl olsa, sat›fllar› daha da zorla-flacakt›r.

O zaman flu soru gündeme geli-yor: Bu sendikalarla nereye kadarsonuç al›nabilir? Onlarca direnifl ne-den hep ayn› seyri izliyor ve baflar›s›z-l›kla sonuçlan›yor; düflünülmelidir.Evet, Seydiflehir iflçisi, halk› diren-mifltir; peki yar›n? Tayyip söylüyor;“Personelin çal›flma kayd› teminat al-t›ndad›r. Kim al›rsa als›n onlar oradaçal›flacaklar.”

Peki Hak-‹fl ne yapacak? “‹yi özel-lefltirme” olursa, ifl güvencesi olursa,özellefltirmeye karfl› ç›kmaktan vazm› geçecek? Böyle olacakt›r!

Emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›kiçin mücadele ile özellefltirmeyekarfl› mücadele içiçedir. Bunu ay›r-maya çal›flanlar, ABD’ye AB’ye kar-fl› ç›kmayanlar, “küreselleflmeye” ha-y›r demeyenler, emperyalizmin iflbir-likçilerine hay›r demeyenler, özellefl-tirmeye karfl› bugüne kadar direneme-mifllerdir. Bundan sonra da farkl› ol-mayacakt›r. Örne¤in, Avrupa’dan de-mokrasi ve sendikal haklar bekleyensendikalar böyle bir sald›r›ya direne-bilir mi?

Sermaye ve onun iktidar›, “özel-lefltirmeye karfl› ç›kanlar ideolojik-tir...” diyor. Farkl› niyetle de olsa, ol-mas› gerekeni söylüyor. Özellefltirme-ye karfl› mücadele ideolojik temelleredayanmal›d›r. ‹flçi s›n›f› da ideolojiksilah›yla donanarak karfl›s›na dikilir,halk güçlerinin birli¤ini sa¤lama pers-pektifiyle hareket ederse baflarabilir.Anti-emperyalistlik ise, bizim ülke-miz için bu ideolojinin olmazsa olmazyan›n› oluflturmaktad›r.

41

29 May›s 2005 / 02

Özellefltirmenin felsefesi ve devlet...Önce flu al›nt›y› okuyal›m.

“Özellefltirmenin ana felsefesi;devletin, asli görevleri olan adaletve güvenli¤in sa¤lanması yolunda-ki harcamalar ile özel sektör tara-fından yüklenilemeyecek altyapıyatırımlarına yönelmesi, ekonomi-nin ise pazar mekanizmaları tara-fından yönlendirilmesidir.”

Bu al›nt›, özellefltirmeleri yürüten‘Özellefltirme ‹daresi Baflkanlı¤ınınresmi belgesinde yer al›yor.

Özellefltirmeciler diyor ki;

Devlet; polis, mahkemeler, hapis-haneler devleti olacak. Bir de fabri-kalar›m›z›n çal›flmas› ve ürettikleri-mizin pazara tafl›nmas› için gereklialt yap›y› sa¤layacak. Yani halktanald›¤› vergilerle köprü, yol vb. yapa-cak... Güvenlik ve adalet mekaniz-malar› ile bize karfl› ç›kanlar› sustura-cak, ekonominin yönetimini serma-yeye b›rakacak...

Özellefltirmeciler burjuva devletinana felsefesini anlat›yor. Erdo¤an’›ndevletin ekonomiden elini çekmesiüzerine s›k s›k söyledi¤i de budur.

Oysa yüzy›ld›r bilinir ki; ekono-miyi, yani alt yap›y› elinde tutan güç-ler, üst yap› kurumlar›n› da belirler.Devletin niteli¤ini de belirler. Ekono-mi burjuvazinin elindeyse, devlet deona hizmet ediyor demektir...

OYAK: Yabanc›ya gitmesin, biz yiyelim2004 y›l›n› “en kârl› kurulufl” ola-

rak kapatan Ordu Yard›mlaflma Ku-rumu OYAK holding; stratejik önem-deki K‹T’lerdin yabanc›lara gitme-mesini istediklerini, bunlardan birinemutlaka talip olacaklar›n› aç›klad›.Almak istedikleri K‹T’ler flunlar: Er-demir, Tüprafl, Petkim, Telekom...

“Milli ordu”yu görüyor musunuz;“yabanc›ya gitmesin” demagojisi al-t›nda, talandan pay almak için tekelcisermaye ile yar›fl ediyor. Sat›l›k ülkevar; siz de al›n pay›n›z›! Her alandaoldu¤u gibi, bu konuda da “millici-lik” flovunu elden b›rakmay›n ki, y›l-lard›r hiçbir denetime tabi olmadanbüyüyen OYAK gerçe¤i görülmesin.

Page 42: YÜRÜYÜŞ - 2

Yarg›tay Hukuk Genel Kuru-lu'ndaki E¤itim-Sen kapatma davas›25 May›s günü sonuçland›. Yarg›tay,yerel mahkemenin verdi¤i, kapat›l-mamas› yönündeki karar› “esastan”bozdu. Yani, E¤itim-Sen’in kapat›l-mas› gerekti¤ini söyledi. Karar üzeri-ne de¤erlendirme yapan E¤itim- SenGenel Baflkan› Alaaddin Dinçer, hu-kuki sürecin bitmedi¤ini, A‹HM’e gi-deceklerini, mücadeleyi sürdürecek-lerini belirtti.

Demokratikleflme Masal›

Sendikan›n kapat›lmas› davas›n›nnedeni, tüzü¤ünde yeralan anadildee¤itim hakk›n› savunan ifadelerdi.Karar›n bir yönünü bu oluflturmakta-d›r. Oligarflik iktidar, Kürtçe kurs, te-levizyon gibi fleylerle göz boyarken,flovenizmden, inkar ve asimilasyon-dan asla vazgeçmemifltir. Bu oyunlaraaldanarak, “yavafl da olsa ilerlemelervar” diyenler halk› yalan yanl›fl bi-linçlendirenler olmufltur. Trajik olanise, bu tür propagandalar› yapanlar

sadece düzen cephesi de¤ildi. KESKyönetiminde a¤›rl›k oluflturan ÖDPreformizminin bafl›n› çekti¤i refor-mist cephe de bu propagandalar› yap-t›lar.

Asimilasyon sözkonusu oldu¤un-da, AKP ile sendikan›n kapat›lmas›için yarg›ya yaz› yazan Genelkurmayaras›nda hiçbir fark yoktur. Dava tali-matla aç›lm›fl ve böyle sürdürülmüfl-tür. “Yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤›” ve “hu-kuk devleti”; halka anlat›lan bir ma-sald›r. E¤itim-Sen’in gerici, ›rkç›, fa-flist e¤itim karfl›s›nda eksi¤i yanl›fl›y-la da olsa verdi¤i mücadele oligarfliiçin rahats›zl›k konusudur. Önlerindehiçbir engel, muhalif güç istememek-tedirler. Yarg›tay da buna göre kararvermektedir. Karar›n hukuki hiçbiryan› yoktur, siyasi olarak al›nm›fl birdevlet karar›d›r.

Bu karar, Türkiye’de örgütlenmeözgürlü¤ünün ne anlama geldi¤inide çok aç›k bir flekilde göstermekte-dir. Devlet, “benim gibi düflünmeye-ne yaflam hakk› yok” çerçevesini çi-

ziyor ve “haydi buna göre örgütle-nin!” diyor. Devlet gibi düflünene ta-n›nan bir örgütlenme özgürlü¤üdürsözünü ettikleri. Bu konuda yasalar›-na ne yazd›klar›na de¤il, tam da butür durumlarda hangi tavr› ald›klar›nabakmal›y›z. ‹ktidar›, Genelkurmay’›,yarg›s› ile ald›klar› tav›r ortadad›r.

Türkiye’nin en fazla üyeli sendi-kas›n› kapatmaya çal›flmalar›; o yasa-lar›n ka¤›t üzerindeki aldatmalardanibaret oldu¤unu göstermektedir.

Kimileri, hak ve özgürlüklere ilifl-kin kimi göstermelik düzenlemelerkonusunda, “reformlar iyi ama uygu-lamada aksalamalar var” de¤erlen-dirmeleri yap›yorlar. Do¤rudur, pra-tikte her fley farkl›d›r, faflizm gerçe¤ivard›r. Ama bu, gösterilmek istendi¤igibi üç befl polisin, flu bu kentin vali-si, kaymakam›n›n uyumsuzlu¤u soru-nu de¤ildir. Devletin politikas›d›r. 10y›l 15 y›l geriye gidin yine ayn› hika-yeler anlat›ld›¤›n› görürsünüz. De-mokrasicilik oyunu dedi¤imiz de ifltebudur. Her fley göstermeliktir. Buoyuna uymayan, sorun ç›karanlar›nda flu veya bu flekilde tasfiye edilme-si için her yol denenir.

Erdo¤an’›n sendikalar›n eylemle-rine karfl› “terör... bunlar ideolojik...”diye sald›r›lar› hat›rlanacakt›r; muha-lif olan› susturma, bask› alt›na almaamaçl› bu sald›r›lar, mahkeme kara-r›yla paraleldir. Oligarflinin politika-lar›na muhalefet edenleri susturmaoperasyonudur.

42

29 May›s 2005 / 02

emek

E¤itim Sen’liler, sendikalar›n›n kapat›lmas›nakarfl›, Yarg›tay karar› öncesi alanlardayd›lar.

20 May›s günü MEB önünde oturma eylemi yapanemekçilere HÖC üyeleri de "E¤itim-Sen'i De¤il F Tip-lerini Kapat›n" dövizleri tafl›yarak destek verdi. 21May›s’ta ise, binlerce emekçi Ankara’ya akt›. Cadde-leri kapatan emekçilerin önüne panzerler ç›kar›ld›. Gü-venpark'ta, K›z›lay’dan Gar’a kadar olan yolda, binler-ce polis tam bir abluka yaflatt›. Polis, gruplar›n birlefle-rek Milli E¤itim Bakanl›¤› önüne yürümesini engelle-meye çal›flt›. MEB önü barikatlarla örüldü. EmekçilerMEB önüne ulaflamay›nca, MEB karfl›s›nda Meflruti-yet Caddesi’nde buluflarak, kapatma davas›na karfl› ba-s›n aç›klamas› yapt›lar. 24 May›s günü ise, Türkiye ça-p›nda ifl b›rakan emekçiler, Ankara, ‹stanbul, ‹zmir,Diyarbak›r, Adana ve daha bir çok kentte sokaklara ç›-karak, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganlar›-n› hayk›rd›lar.

Genelkurmay: ‘E¤itim-Sen kapat›lmal›d›r’AKP: ‘Marjinal, ideolojik sendika...’Yarg›tay: ‘E¤itim-Sen’in kapat›lmas›na...’

“Örgütlenme özgürlü¤ü”

dedikleri iflte budur!

Page 43: YÜRÜYÜŞ - 2

Direniflle Kurduk, A‹HM Kap›s›nda De¤il Direnerek Savunmal›y›z

E¤itim-Sen Genel Baflkan› A‹HMadresini gösteriyor. Yarg›tay karar›n›da demokratikleflmede “yol kazas›”olarak de¤erlendiriyor. Bu anlay›fl de-¤ifltirilmelidir! Ortada demokrasi yokki, bu yolda bir “kaza” olsun. Emek-çiler sendikalar›n› sokaklarda direne-rek, yasalarda memurun örgütlenme-sinin yasak oldu¤u koflullarda kurdu-lar. Oligarflinin her türlü sald›r›s› kar-fl›s›nda da ayn› anlay›flla korumas›n›bildiler. Bedeller ödediler, sürgünedildiler, iflinden at›lanlar, tutukla-nanlar oldu, ama y›lmad›lar.

Bu karar›n karfl›s›nda da yine söy-lenecek ilk söz “A‹HM’e gidece¤iz”de¤il, “direnifl” olmal›yd›. Pankartla-r›m›zda tafl›d›¤›m›z “kapatt›rmaya-ca¤›z” sözünün alt›n› ancak böyledoldurabiliriz. “Nas›l, hangi yöntem-lerle direnerek bu sald›r›y› püskürte-ce¤iz?” sorusu ayr›ca tart›fl›l›r, amadaha ileri bir eylem hatt›na oturmakgerekti¤i tart›fl›lmazd›r. Klasikleflmifleylem biçimlerinin etkisizli¤i kan›t-lanm›flt›r ve sald›r›n›n boyutu düflü-nüldü¤ünde anlams›zd›r.

Bu bir s›n›f savafl›m›d›r. Oligarflisald›r›yorsa, biz onlar›n karfl›s›ndaayn› burjuva ideolojisinin temsilcisiolan A‹HM’de adalet ar›yorsak; bura-da bir çarp›kl›k vard›r. A‹HM kap›s›;emekçilerin baflka mücadele araçlar›-n› kullanmas›n›n önüne engel olarakbilinçli bir flekilde aç›lm›fl ve pompa-lanm›flt›r. Bu nedenle kimi zamanemekçilerin lehine gibi görülen karar-lar da verebilirler. E¤itim-Sen konu-sunda da ayn› fley yaflanabilir. Amabu A‹HM gerçe¤ini de¤ifltirmez. “Di-renmeyin, gelin ben sorununuzu çö-zeyim, hakk›n›z› arayay›m” anlay›fl›-na güç verilmemelidir.

Bu bask›c› düzen kimin deste¤iyleayakta duruyor, kim demokrasicilikoyununun vitrinini süslüyor; elbetteAvrupa baflta olmak üzere emperya-listler. Oligarfli bu cüreti onlara daya-narak al›yor. Kimse, Avrupa Birli-¤i’nin örgütlenme özgürlü¤ünü, sen-dikal haklar› savundu¤unu anlatma-s›n. Burjuvazinin tarihsel ve siyasalolarak, sisteme entegre olmufl sendi-kalar›n özgürlüklerini savundu¤uunutulmamal›d›r. fiu a盤a ç›km›flt›r;oligarflinin hukukundan adalet bekle-nemez. Ayn› fley emperyalizmin hu-kuku için de geçerlidir. Sokakta savu-

nulan, direniflle varl›¤›n› koruyan birE¤itim-Sen, hem Türkiye halk›n›nhem de e¤itim emekçilerinin sahip-lenmesini de büyütecektir.

Direnifl, sadece E¤itim-Sen’in vee¤itim emekçilerinin sorumlulu¤u de-¤ildir. Baflta KESK olmak üzere, bü-tün sendikalar›n, halk güçlerinin gö-revidir. KESK, yak›n zamanda oldu-¤u gibi, tek tek sendikalar›n direniflle-rinin etkisiz bir flekilde bo¤ulup kay-bolmas›n› izleme tavr›na düflmemeli-dir. Direnifl ancak bu perspektifle ör-gütlenebilir.

Bu Ülkede Emekçilerin Yaflad›¤›n› Hat›rlatmal›y›z

Oligarfli ald›¤› bütün kararlarda,uygulad›¤› politikalarda bu ülkedeemekçilerin varl›¤›n› inkar ederek ha-reket etmektedir. Bunda, sendikala-r›n, halk güçlerinin yanl›fllar›, yeter-sizlikleri ayr› bir tart›flma konusudur.Ama, böyle yapamayaca¤›n› göster-mek zorunday›z. E¤itim-Sen davas›-na da böyle bak›lmal›. Emekçileriyoksayarak, onlar› örgütsüzlefltirerek,sendikalar›n› kapatarak yönetemeye-ceklerini göstermeliyiz.

Bu gücümüz vard›r!

43

29 May›s 2005 / 02

E¤itim Sen’liler, Yarg›tay karar› sonras› onlarcakentte eylemler düzenlediler.

Ankara'da Ziya Gökalp Caddesi'nde toplanarak, cad-deyi trafi¤e kapatan emekçiler, polis barikat›n›n aç›lmas›için bir saat oturma eylemi yapt›lar. Ard›ndan Kürtçe veTürkçe sloganlarla Güvenpark'a yürüdüler. Burada kitle-ye seslenen Alaaddin Dinçer, “Uluslararas› hukuk ve ev-rensel insan haklar› belgelerini yoksayarak verilen kara-r›n, Türkiye için kara bir leke, Türkiye demokrasisi içinise telafi edilemez bir hata" oldu¤unu söyledi.

‹stanbul’da Taksim Gezi Park›’nda "Direne DireneKazanaca¤›z” sloganlar› yank›land›. 500 kiflinin yerald›¤›eyleme, Temel Haklar da kitlesel destek verdi. EylemdeGrup Yorum bir dinleti verirken, emekçiler Hakl›y›z Ka-zanaca¤›z marfl›n› hep bir a¤›zdan söylediler.

‹zmir'de yüzlerce emekçi Eski Sümerbank önündenBüyükflehir Belediyesi önüne yürüdü. Eyleme ‹zmirHÖC Temsilcili¤i de “E¤itim-Sen'i De¤il F Tipini Kapa-t›n” ve “Memuruz Hakl›y›z Kazanaca¤›z” dövizleri vesloganlar›yla destek verdi.

Malatya E¤itim-Sen’liler ise, postane önünde eylem-deydi. Burada da HÖC’lüler emekçilerle omuz omuzay-d›lar. Bursa'da ise, Orhangazi Park›'nda oturma eylemiyap›ld›. Diyarbak›r Ofis Semti'nde toplanan bini aflk›nE¤itim-Sen üyesi, AZC Plaza önünde yapt›klar› oturma

eyleminde, “Mücadelemiz burada bitmeyecektir" dediler.Batman'da 500 kifli destek ça¤r›s› yapt›. Bingöl'de "E¤i-tim-Sen Kapat›la-maz" yaz›l› siyahpankartla SaatKulesi'ne yürüdü-ler. Ad›yaman’da,"Yaflas›n ÖrgütlüM ü c a d e l e m i z "sloganlar› at›l›r-ken; Elaz›¤, Van,Adana, Mersin,Hakkari, fianl›ur-fa, Dersim ve da-ha birçok kenttealanlara ç›kanemekçiler, direniflkararl›l›¤›n› orta-ya koydular.HÖC’lüler bulun-duklar› yerlerdeemekçilerin ey-lemlerine kat›la-rak, bu mücadelebizim mücadele-mizdir, dediler.

Page 44: YÜRÜYÜŞ - 2

Devlet ‹statistik Enstitüsü (D‹E),“Yoksulluk Çal›flmas› 2003” sonuç-lar›n› aç›klad›. Devletin resmi rakam-lar› dahi, IMF yönetimindeki çürü-müfl kapitalist sistemin her y›l bir mil-yon yeni yoksul yaratt›¤›n› ortayakoydu.

Devletin Resmi Rakamlar› Dahi, Bu Düzenin Niteli¤ini Anlat›yor

D‹E rakamlar› diyor ki;

➥ “Kemer s›k›n düze ç›kaca¤›z”denilen, “s›k› mali politika” ad›ylaIMF program›n›n aksamaks›z›n uy-guland›¤›, iktidar›n “bak›n biz onlargibi de¤iliz, ekonomiyi nas›l iyi yöne-tiyoruz, hortumlar›n ucunu kestik”dedi¤i 2003 y›l›nda; yoksullara 1milyon 17 bin kifliyi daha ekledi.Üstelik, 2001’de (asl›nda düzenin as-la kurtulamad›¤›) “ekonomik kriz”yaflanm›fl, 2002’de de bunun etkisisürüyordu. Buna ra¤men, 2002 y›l›n-da Türkiye halk›n›n yüzde 26.96's›yoksulken, iktidar›n “ekonomi baha-r›” ilan etti¤i 2003’te yüzde 28.12'yeyükseldi. 19 milyon 458 bin insan›-m›z yoksulluk s›n›r›n›n alt›nda yafla-maya mahkum edildi.

D‹E rakamlar› diyor ki;

➥ ‹ktidar köylüye nas›l desteklerverdi¤ini, mazottan tohuma kolayl›k-lar sa¤lad›¤›n› anlat›rken, en büyükdarbeyi tar›ma vuran IMF program›nayeni bir anlaflma ile devam edece¤inibeyan ediyordu. ‹flte bu yüzden yok-sullukta en büyük art›fl›n k›rsal ke-simde oldu¤u gerçe¤ini hep gizledi.Köylü kesimin yüzde 40’›n› yoksul-luk s›n›r›n›n alt›na itti. Tayyip Erdo-¤an bu yüzden köylüyü azarl›yor, ezi-yor ve örgütlenmesini engellemekiçin elinden geleni yap›yor. Yüzde40’a yak›n› yoksulluk çeken köylüyü3 kurufl primle uyutma oyunu oynu-yor.

D‹E rakamlar› diyor ki;

➥ ‹ktidar “ekonomi yüzde 5.9

oran›nda büyüdü, düze ç›k›yoruz” di-ye sizi uyuttu¤u günlerde, resmen aç-l›k çekenlerin 894 bin kifliyi buldu-¤u bir düzeni yutturmaya çal›fl›yordu.“Sizden üç y›l sabretmenizi istiyoruz”türküsünü söylerken, büyüyen eko-nominin, tekellerin ekonomisi oldu-¤unu gizlemek için yalana ve dema-gojiye baflvuruyordu.

D‹E rakamlar› diyor ki;

➥ Kapitalizmin azg›n sömürüsü-nü hayas›zca savunan, öte yandan if-tar çad›rlar› ile aflevleri ile gerçek yü-zünü gizlemeye çal›flan bu iktidar; 6yafl›ndan küçük çocuklar›n yüzde37.75'i yoksulluk s›n›r›n›n alt›nda ol-du¤u bir Türkiye’yi yönetiyordu.

D‹E rakamlar› diyor ki;

➥ Refah içinde oldu¤unuzu söy-leyenler size yalan söylüyor. Düzele-cek diyenler sizi uyutuyor. Yoksulluk,açl›k öylesine boyutlu ki, biz dahi ra-kam oyunlar›yla gizleyemiyoruz bugerçe¤i. Her geçen süre, bu sistemyoksulluk yarat›yor, açl›k ordusunayenilerini ekliyor. Nisan ay› TüketiciGüven Endeksi’nde, ekonomiye gü-veninizin bitme noktas›na geldi¤iniortaya koydunuz, ama bilin ki, seçe-ce¤iniz baflka bir düzen partisi defarkl› olmayacakt›r. Bir baflka iktidarda, t›pk› AKP gibi “iflsizlik sorununuçözece¤ini, halk›n refaha kavuflaca¤›-n›” söyleyip aldatacak. Aldanmay›n,

yan›lmay›n! IMF’nin yönetti¤i bir ül-kede, daha da önemlisi IMF’li ya dagörünürde IMF’siz kapitalist sistem-de; yoksulluk, açl›k, iflsizlik asla bit-meyecek. Çünkü kapitalizm, bir avuçtekelcinin ç›karlar›n› koruyan, çarkla-r›n› buna göre döndüren sistemin ad›-d›r.

AKP Sadece Tekellerin ‹stikrar›n› Ve Koltu¤unu Koruyor

Yoksulluk büyüyor, iflsizlerin sa-y›s› art›yor, a¤›zlar›n› açt›klar›nda“Afrika ülkesi de¤iliz ya” diyorlar,ama düpedüz açl›k çekenler var bu ül-kede. Peki böyle bir ülkeyi yöneteniktidar ne yap›yor. Yukar›da özetledi-¤imiz tabloyu yaratan sisteme dört el-le sar›lm›fl, elefltireni “marjinallikle”suçluyor, polis copuyla muhaliflerisusturup, sendikalar› kapat›p, fabrika-lar›n üzerine panzerleri sürüp, halk›bask› alt›nda tutmak istiyor.

Baflka ne yap›yor? IMF ile yenianlaflma yap›yor. Üstelik bu anlaflmaile gelecek krediye muhtaç bir ekono-minin nas›l iyiye gitti¤ini anlat›yorutanmadan.

Baflka ne yap›yor? Yoksullar›n sa-y›s› art›yor, o ‘Yeflil Kartl›lar’›n dailaç giderlerinin yüzde 20’sini karfl›la-mas› karar› al›yor.

Yoksullu¤a, iflsizli¤e, açl›¤a çözü-mü yoktur bu iktidar›n. Üçüncü y›l›n›doldurmak üzere olan iktidar›n geç-mifline bak›n, görece¤iniz tablo fludur.AKP iktidar› ABD ve Avrupa emper-yalistlerinin talimatlar›n› yerine geti-ren, ekonomiyi IMF’ye teslim eden,iflbirlikçi tekellerin bir dedi¤ini iki et-meyen, ‘yolsuzlukla mücadele’ yala-n›yla göz boyay›p kendisi yolsuzlu¤abatan bir iktidard›r. Emekçi kesimlerkarfl›s›nda “flahindir”. Aç›z diyene“buras› aflevi de¤il” diyen, “ifl istiyo-ruz” diyene “devlet art›k ifl kap›s› de-¤il, baflka kap›ya” cevab› veren, or-ganlar›n› sat›l›¤a ç›karmak zorundakalan yoksul insan›m›zla “buras› sa-kadatç› dükkan› de¤il” diye dalga ge-çen, kapitalizmin ideolojik sald›r›s›olan özellefltirmeye direnenleri teröri-ze eden bir iktidard›r.

‹ktidar›n, iç-d›fl politikalar›na ol-du¤u gibi, ekonomi politikalar›na yönveren de, sadece iktidar koltu¤unu

44

29 May›s 2005 / 02

D‹E yyoksulluk rrakamlar›n›aç›klad›. AAKP’nin 22003y›l›nda yyoksullara bbir

milyon ddaha eekledi¤i, hherüç kkifliden bbirinin yyoksul,bir mmilyon iinsan›m›z›n iiseAÇ ooldu¤u oortaya çç›kt›.Resmi rrakamlar ddahi,

kapitalizmin hhalkasadece yyoksulluk vve

açl›k vverdi¤ini aanlat›yor

Her y›l 1 milyon yoksul yaratan bu düzene mahkum muyuz?

Page 45: YÜRÜYÜŞ - 2

koruma kayg›s›d›r.

‘Ekonomi Bahar›’ Yalanlar›n›nTükendi¤i Yerdeyiz

Vaatlerle koltu¤a oturan her ikti-dar›n yalanlar›n›n tükendi¤i bir yervard›r. “Y›pranma süreci” diyor ki-mileri buna. Asl›nda “y›pratan” siste-min kendisidir. Kapitalist sistemin ik-tidarlar› do¤all›¤›nda halka karfl› ol-mak, yukar›da ortaya konulan tablo-nun alt›na imza atmak durumundad›r.Bu “y›pranma”, AKP iktidar› için“uzun” bir sürece bile yay›lm›flt›r.Bunun birinci nedeni, din istismar› ilebir kesimi pasifize etmesi iken, di¤eriemperyalist politakalara sadakatidir.Bu sayede emperyalizm IMF arac›l›-¤›yla ekonomiyi ayakta tutmaktad›r.Elbette bunun da yine diyeti halkaödetiliyor ve yar›n daha da a¤›r flekil-de ödetilecektir. Çünkü bu krediler,borçlar tam bir ba¤›ml›laflt›rma arac›-d›r. “Yüzde 6.5 faiz d›fl› fazla” diyedillendirdikleri, iflte bu borçlar›nIMF’ye geri ödenmesidir. Ancak yinede tekeller “aman AKP y›pranmas›n”diye hareket etmezler, hep daha fazlasömürü dayat›rlar.

Yine D‹E taraf›ndan aç›klanan Tü-ketici Güven Endeksi ve bizzat AKPHükümeti taraf›ndan yapt›r›lan biraraflt›rma, halk›n AKP’den giderekumudunu kesti¤ini gösteriyor. fiimdibu rakamlara göz atal›m.

➥ Tüketici güven endeksi, nisanay›nda 100.4'e düfltü. S›n›rdaki bu ra-kam›n anlam› fludur: Tüketici, yanihalk, bu iktidar›n ve IMF’nin ekono-minin düzeldi¤i, krizden ç›k›ld›¤› ya-lanlar›na inanm›yor, güvenmiyor.Milyonlarca insan›m›z›n yaflam›n› il-gilendiren, zaten yoksulluk s›n›r›n›nüçte biri olan asgari ücretin dahi çokgörüldü¤ü bir koflulda, baflka türlü so-nuç beklenemezdi elbette.

➥ Yine ayn› araflt›rmaya göre;önümüzdeki 6 ayl›k dönemde, iflsizle-rin ifl bulmas›n›n imkans›zlaflaca¤›n›düflünenlerin oran› giderek yüksel-mifl. Yükselen bir baflka rakam da, 6ay öncesine göre al›m gücünün düfltü-¤ünü söyleyenlerin say›s›.

➥ AKP’nin yapt›rd›¤› bir baflka

araflt›rma sonuçlar›nda ise, halk›nyüzde 61.12'si ekonominin kötüyegitti¤ini söyleyerek, yalanlara inan-mad›¤›n› ortaya koydu.

Ayn› araflt›rma, tam da AKP de-magojilerine bir cevap da içeriyordu.Soruluyor; “Enflasyon, büyüme h›z›ve kifli bafl›na düflen gelir düzeyi gi-bi resmi ekonomik göstergelerin iyiç›kmas›n›, yaflam›n›zda söylendi¤iboyutta hissediyor musunuz?”Yüzde 80.68'in cevab›, “hay›r”. ‹kiy›l önce “üç y›lda her fley düzelecek”diyen Tayyip’e de cevap var; “Bir ikiy›l içinde yaflam›m›zda olumlu bir fle-kilde yans›yaca¤›na inanm›yorum”diyen, yüzde 68.51.

Bu rakamlar, halk›n her kesimin-den yükselen feryatlar, AKP için önü-müzdeki süreçte aldatman›n daha dazorlaflaca¤›n› göstermektedir.

Irak’a Bombalarla... Ülkemize ‹ktidarlar Arac›l›¤›yla..

Asalak, sömürücü bir sistemde ya-flad›¤›m›z için her gün daha da yok-sullafl›yoruz. Bu sistemin düzeltilebi-lece¤ini, “sosyal yönünün gelifltirebi-lece¤ini” söyleyenler, bizi aldatmak,baflka aray›fllar içinde olmam›z› en-gellemek isteyenlerdir. Kapitalizmin,“insan›, toplumu gözetmeyen” birsistem oldu¤unu Marks yüzy›l önceortaya koymufltur ve halen de böyle-dir.

Kapitalizmin; iflsizlik, gelir da¤›l›-m›nda bozukluk, yolsuzluklar, ekono-mik bunal›mlar yaratt›¤› gerçe¤i,1990’lardan bu yana özellikle gizlen-

mek istendi. Hatta kapitalizmin bi-limsel olarak ispatlanm›fl bu yönlerinitart›flmak dahi büyük suç haline geti-rilmek istendi. Kapitalizm sorgulana-mazd›, serbest piyasac› düzenin alter-natif yoktu, sosyalizm hayaldi, insan-l›¤›n gelece¤ini kapitalizm belirleye-cekti.... Bunlar empoze edildi sürekliolarak. “Küreselleflme” bu amaçlaparlat›ld› ve halklar›n, emekçilerin delehine olan bir durummufl gibi anlat›l-d›. Sonuçlar› ortaya ç›kt›¤›nda ise,“kötü yanlar› var ama...” denilerek,yine emekçilerin baflka aray›fllara gir-mesine engel olunmak istendi. Bu sü-reç art›k t›kanm›flt›r. ‘Küresellefl-me’nin; IMF’si, bombalar› ile tekelcikapitalizm, yani emperyalizm oldu¤uanlafl›lm›flt›r.

Geçen hafta Ürdün’de yap›lan,Amerikan emperyalizmi liderli¤inde-ki Dünya Ekonomik Forumu’nda ko-nuflan ABD D›fliflleri Bakan Yard›m-c›s› Robert Zoellick, serbest piyasac›düzenin, küreselleflmenin ne oldu¤u-nu da çok özlü biçimde anlat›yordu.“Amac›m›z” diyor Zoellick, “Orta-do¤u’da serbest ticaret ve demokrasi-nin yay›lmas›d›r”.

Bombalar, tehditler, iflgaller ifltetam da bunun içindir. Bu söz, kapi-talistlerin “liberal” düflünceyi, kapita-lizmin geliflmesi için savundu¤unu,“Hür teflebbüs” diye övdüklerinin,sömürü hürlü¤ü oldu¤unu çok aç›kbiçimde gösteriyor.

Ortado¤u’ya savafl araçlar›yla,bask› ve zorla yerlefltirilmek istenenbir sistem, bizim ülkemizde iktidarlarve ordu arac›l›¤›yla yaflat›l›yor. Han-gisi iktidar olursa olsun, düzen parti-leri iflte bize bu sistemi dayat›yorlar.Ekonomi politikas› sömürüye ve yok-sullaflt›rmaya dayanan, halk›n içindeolmad›¤› bir yönetim tarz› “demokra-si” diye yutturulmak istenen bir dü-zendir dayatt›klar›. Her y›l 1 milyonyoksul yaratan bir düzenin alternatif-sizli¤ini beynimize yerlefltirmemiziistiyorlar. “‹ktidarlara kahredebilir-siniz, baflka partilere oy verebilirsi-niz, ama asla sistemi de¤ifltirmek içinörgütlenmeyin” diyerek, ideolojik, fi-ili her türlü araçla sald›r›yorlar.

Peki biz mahkum muyuz böyle birdüzene? ‘ASLA’ demedikçe, her y›l 1milyon yoksul daha eklenecek...

45

29 May›s 2005 / 02

Yoksullu¤umuz bbüyürken,iflsizlik aartarken AAKP

iktidar› ddaha ffazla IIMFprogram›na ssar›l›yor,

tekellerin iisteklerini ddahafazla yyerine ggetiriyor,emekçilere daha ffazlasald›r›yor. AAKP yya dda

baflka bbir iiktidar;sermayenin ssistemi oolan

kapitalizm bbaflka bbirsonuç yyaratamaz

Page 46: YÜRÜYÜŞ - 2

46

29 May›s 2005 / 02

Tecrite karfl› d›flar›daki mücadele-nin öncülü¤ünü yapan TAYAD’l›lar,flimdi de ‘TECR‹T VE TECR‹TEKARfiI MÜCADELE’ ad›yla, ulus-lararas› bir sempozyum düzenliyor.119. flehit verilmeden, sempozyumailiflkin bir aç›klamada bulunan TA-YAD’l›lar, tecritin tüm ezilen halkla-r›n›n sorunu oldu¤una dikkat çeki-yorlar. Bu aç›klamaya yer veriyoruz.

Tecrit ve Tecrite Karfl›

Mücadele

Tutsakl›k ve tecrit kavramlar› sü-rekli olarak birlikte an›lan kavram-lard›r. Siyasi, muhalif düflüncenintemsilcilerine yönelik hapishane veizolasyon politikas› bugün sadecetutsaklara de¤il, örgütlere ve ülkelereyönelik olarak da kullan›lan bir tecritetme ve yoketme politikas›na dönüfl-müfltür.

Tecriti bu flekilde ele ald›¤›m›zda;siyasi tutsaklara yönelik hapishane-izolasyon uygulamas›n›n insani, t›b-bi, hukuki ve siyasi boyutu daha netortaya ç›kmaktad›r. Tutsaklara yöne-lik izolasyon, örgütlere karfl› yasak-lamalar, kara listeler ve ülkelere yö-nelik iflgal-savafl-ambargo uygula-malar› tek merkezli olarak yürütülenpolitikalar haline gelmifltir.

Örne¤in bugün Guantanamo'dauygulanan, sadece orada tutsak bulu-nan kiflilere yönelik insanl›kd›fl› uy-gulamalar ve tecritle aç›klanamaz.Guantanamo ayn› zamanda ABD veAB politikalar›na karfl› ç›kma potan-siyelini tafl›yan örgütlere bu politika-lara uymay› reddeden ülkelere yöne-lik bir tehdittir.

Yine Türkiye'deki F tipleri sade-ce mimari yap›s›yla ele al›nd›¤›nda;F tiplerinin amac› olan, tutsaklar›nflahs›nda demokratik hak ve özgür-lükler mücadelesinin gasbedilmesi,ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadele-

si yürüten düflünce ve örgütlenmeninimha edilmesi de görülemez.

Yine Küba'ya yönelik ambargove tecrit etme politikas›n› görmezdengelerek, ABD'de tutsak al›nan 5 Kü-bal› kahraman›n tutsakl›k ve izolas-yonunu anlayabilmek mümkün de-¤ildir. Filistin'de inflas› süren duvarile Filistin ve Ortado¤u halklar›nayönelik tecritin içiçeli¤i de gözlerönünde olan bir gerçekliktir.

Tutsaklara yönelik tecritin insani,t›bbi, hukuki ve siyasi boyutunu göz-ler önüne sermek; tutsaklara yönelikizolasyon, örgütlere karfl› kara liste-ler, ülkelere yönelik ambargo-savafl-iflgal çerçevesinde uygulanan tecritpolitikalar›na karfl› uluslararas› birdayan›flma hareketi oluflturabilmekamac›yla, TAYAD ve Uluslararas›Tecritle Mücadele Platformu ola-rak 25-26 Haziran günlerinde, ‹stan-bul'da uluslararas› bir sempozyumdüzenliyoruz.

AB ile bütünleflme süreci yafla-yan Türkiye'de AB’nin dayatmas›ylahayata geçirilen tecrit, bugüne kadar118 insan›m›z›n yaflam›na malol-mufltur. Buna ra¤men F tiplerine kar-fl› mücadele devam ediyor, direnifl 9May›s'ta ölüm orucuna bafllayan 12.Ekipler’le sürüyor. Büyük direnifli-mize yönelik bugüne kadar katliam-lar dahil birçok yöntemle sald›r›ld›.Ama halen direnifl 5. y›l›nda devamediyor. Direnifle yönelik en uzun sü-reli sald›r› ise "yoksayma" yöntemi-dir. Tüm dünyada da tecrit karfl›t› di-renifllere bu yolla sald›r›lmaktad›r.Bu sald›r› ölüm orucunun halk deste-¤inden uzak oldu¤u fleklindeki anti-propagandaya dayand›r›lmaktad›r.Oysa gerçek böyle de¤ildir. ‹flçileri-miz, gençlerimiz, yafll›lar›m›z, köy-lülerimiz, duyarl› ayd›nlar›m›z bu di-renifle her zaman sahip ç›km›flt›r.

Tüm dostlar›m›z›; ‹stanbul'da tec-rite karfl› ç›kmaya ve ‘TECR‹T VETECR‹TE KARfiI MÜCADELE’ is-

mini verdi¤imiz uluslararas› sem-pozyuma davet ediyoruz

TAYAD: ‘AKP;

Tecrite Son Ver!’

TAYAD’l›lar, düzenlediklerieylemlerle; 12. Ölüm OrucuEkibi’nin direnifle bafllad›¤›n›duyurdular ve AKP hükümetineseslenerek, tecrite son vererekölümleri durdurmas›n› istediler.

‹stanbul ve Malatya

AKP Önünde Eylemler

TAYAD’l› Aliler, 25 May›s günüAKP ‹stanbul ‹l Binas› önüde, F tipihapishanelerdeki tecriti protesto ede-rek, bina önüne sembolik tabutlar b›-rakt›lar. "Tecriti Kald›r›n ÖlümleriDurdurun" yaz›l› pankart açarak, ay-n› slogan›n yaz›l› oldu¤u önlükler gi-yen TAYAD’l› Aileler, üzerinde Fi-dan Kalflen’in foto¤raflar›n›n oldu¤u2 tabutu da AKP il binas› önüne b›-rakt›.

TAYAD ad›na aç›klama yapanEylül ‹flcan, Fidan Kalflen ÖlümOrucu Ekibi’nin de direnifle bafllad›-¤›n› belirterek, “Onlar hapishaneler-de taht kurma peflinde de¤iller. Tekistekleri insanca yaflamak, aileleriylerahatça görüflebilmek, birbirlerininsorunlar›na yard›mc› olmak ve daya-

TAYAD’dan Tecrite Karfl›

Uluslararas› Sempozyum

"‹STANBUL TECR‹TE KARfiI"SEMPOZYUM PROGRAMI

25 Haziran:09.30-12.00: Tecritin t›bbi boyutu

13.00-14.30: Tecritin insani boyutu

18.30-21.00: Tecritin hukuki boyutu

26 Haziran:Tecritin Siyasi Boyutu

10.00-13.00: Örgütlere yönelik tecrit

14.30-18.00: Tiyatro "Bu fiark› Bura-da Bitmez"

27 Haziran:10.00-12.00: Sonuç deklarasyonununkamuoyuna aç›klanmas›

Page 47: YÜRÜYÜŞ - 2

47

29 May›s 2005 / 02

n›flma içinde yaflayabilmek. Tecrit ifl-kencesi, sosyal varl›k olman›n önün-de engeldir. Bu hayk›r›fl›m›z 3 insan›-m›z›n sesini duyurmak ve AKP ikti-dar›n›n koyu sansür duvar›nda gedikaçmakt›r" diye konufltu.

Malatya TAYAD’l›lar da ayn› günAKP il binas› önündeydiler. Tecritekarfl› yola ç›kan 12. Ölüm OrucuEkibi’nin, direniflin sansürle, C‹K’ekonulan zorla müdahale ve direnmehakk›n› yokeden yasalarla k›r›lama-yaca¤›n› hayk›rmak için il binas›önünde toplanan TAYAD’l›lar, “Tec-ritte 118 Ölüm Var Tecriti Kald›r›n”pankart› açt›lar.

Burada bir aç›klama yapan Çi¤-dem Da¤deviren, “AKP iktidar› dabirçok yasa ç›kararak direnifli engel-

lemeyi ve k›r-may› amaçla-maktad›r. Ve 21tutsa¤›n katiliise AKP iktida-r›d›r.” diye ko-nufltu.

M a l a t y aHÖC’ün 22 Ma-y›s günü düzen-ledi¤i bir pik-nikte de, direni-fle iliflkin konufl-

malar yap›ld›.

Ad›yaman Polisi:

“Destekliyorsan›z,

Pankart›n Arkas›na Geçin!”

12. Ölüm Orucu Ekibi’ne iliflkinbir baflka eylem de Ad›yaman HÖCtaraf›ndan 22 May›s günü Demokra-si Park›’nda yap›ld›. Sansüre vurguyapan HÖC’lüler, “direniflin ilk gün-kü kararl›l›¤›yla devam edece¤ini”söylediler. “Tecriti Kald›r›n Ölümle-ri Durdurun” pankart›n›n aç›ld›¤› ey-leme halk›n yo¤un ilgisi ise polisi ra-hats›z etti.

Eylemi ilgiyle izleyen halka dö-nen polis flefi, “E¤er destekliyorsa-n›z pankart›n arkas›na geçin, destek-

lemiyorsan›z da¤›l›n” diyerek, aç›k-lamay› izleyenleri da¤›tmak istedi.

‹zmir: BTS Emekçilerine

Tecrit Anlat›ld›

TAYAD’l›lar›n yürüttü¤ü faali-yetlerden biri olan, emekçilere tecri-ti anlatma çerçevesinde, ‹zmir’de debir panel düzenlendi.

25 May›s günü KESK’e ba¤l›Birleflik Tafl›mac›l›k Sendikas›’ndagerçeklefltirilen panelde, 4 y›l› F tipiolmak üzere 10 y›l hapishanede ka-lan, ayn› zamanda Ege Temel Haklarçal›flan› Bayram ‹çlek, TAYAD'l› Ha-tice Sirkeci ve yine daha eski bir tut-sak olan Yurdagül Gümüfl konuflma-c› olarak yerald›.

F tipi hapishanede yaflad›¤› tecri-ti anlatan Bayram ‹çlek, hücrelerininsan do¤as›na ayk›r› oldu¤unu söy-ledi. Tutsak ailesi olarak F tiplerin-deki yaflad›¤› bask›y› anlatan HaticeSirkeci ise, her fleyin iflkenceye dö-nüfltü¤ünü belirtti. Tecritin d›flar›yanas›l yans›d›¤›ndan sözeden Yurda-gül Gümüfl, “tecritin tüm halka birsald›r› oldu¤unu ve birleflerek diren-mek ve tüm tecrit duvarlar›n› parça-lamak için tutsaklar›n taleplerine sa-hip ç›kmak gerekti¤ini” söyledi.

AKP bbinalar› öönüne bb›rak›lan bbukaç›nc› ttabut? HHiçbir iiktidar yyokturki, zzulümle ssürgit aayakta kkals›n...

‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu,kendisini oyuna öylesine kapt›rm›fl,biz söyleriz herkes inanmak zorun-dad›r mant›¤›yla hareket etmeyi öy-lesine politika haline getirmifl ki,“iflkenceye s›f›r tolerans hedefineulaflt›klar›n›” aç›klad›. Yanl›fl oku-mad›n›z, “kimi eksiklikler var...” vb.demiyor, tam hedefi tutturmufllar!!

Ayn› günlerde, Uluslararas› AfÖrgütü Raporu’nda; Türkiye’de ifl-kencenin sürdü¤ü, filistin ask›s› gibiiflkence yöntemlerinin devam etti¤iama daha çok iz b›rakmayan yön-temlere a¤›rl›k verildi¤i belirtiliyor-du. Aksu, iz b›rakmay›nca, kimseningörmeyece¤ini düflündü anlafl›lan.

Bu konudaki ikiyüzlülü¤ü ortayakoyan bir baflka geliflme ise, TürkTabipler Birli¤i (TTB), Türkiye ‹n-

san Haklar› Vakf› (T‹HV) ve AdliT›p Uzmanlar› Derne¤i taraf›ndanBo¤aziçi Üniversitesi'nde yap›lacakolan "‹flkence ve Kötü Muamele"konulu seminerin Adalet Bakanl›-¤›'n›n talimat›yla iptal edilmesi oldu.

25 May›s günü, gerçeklefltirilme-si gereken seminerde; Adli T›p Ku-rumu’ndaki yap›lanma, kurumun ifl-kenceyi önlemedeki misyonu, soru-nun sa¤l›k, hukuki gibi yönlerle eleal›nmas› gerekiyordu. Proje ise, ikti-dar›n da onaylad›¤›, Avrupa Komis-yonu'nun bir projesiydi.

Adli T›p Kurumu’ndaki AKPkadrolaflmas›, Wernicke Korsa-kofflular›n tutuklanmas› ile kamu-oyu gündemine yans›m›flt›. ‹ktidarburada yapt›¤› atamalarda, tescilliiflkence aklay›c›s› doktorlar› tercih

etmifl ve bu aflamadan sonra da, da-ha önce “tutuklu kalamaz, iyileflme-si mümkün de¤ildir” raporlar› veri-len birçok Korsakofflu için, tam ter-sine raporlar düzenlenmiflti.

Dikkat edin; iktidar hak ve öz-gürlükleri ilgilendiren her konuda,AB ile iliflkilere paralel tutum al›yor.Bugünlerde “ayr›cal›kl› ortakl›k” gi-bi, iktidar›n istemedi¤i bir formülüntart›fl›lmas›na, içeride bask›c›, iflken-ceci yüzünü a盤a vurarak cevap ve-riyor. ‹flkenceye s›f›r tolerans›n da,AB’ye endeksli oldu¤u bir kez dahaa盤a ç›k›yor.

“AB için de¤il, halk›m›z için ç›-kar›yoruz bu yasalar›” diyenler, üçy›ld›r zoraki demokratl›k maskesin-den yoruldular, art›k fazla tafl›yacakdurumlar› kalmad› ve daha s›k ger-çek yüzlerini gösteriyorlar. Bu yüz-den; meydanlarda, fabrikalarda esenterör, tehditler, iflkence... var.

‹flkenceyi tart›flmak yasak!

Page 48: YÜRÜYÜŞ - 2

48

29 May›s 2005 / 02

Bursa’da 23 May›s günü gözalt›-na al›nan 14 kifliden 4’ü serbest b›ra-k›l›rken 10 kifli tutukland›. “1 Ma-y›s’ta yasad›fl› slogan atmak” iddias›ile gözalt›na al›nanlardan TemelHaklar üyelerinin isimleri flöyle: Bi-nali Genç, Elif Aytunç, Çi¤dem Tar-can, Hale Doburca, Sunay Yücel,Seyran Parmakl›, Selda Bulut, CenkBoflnak, Fethi Hare ve Çiçek Çinko.

Gözalt›na al›nanlar›n mahkeme-ye ç›kar›ld›¤› s›rada adliye önündetoplanan Temel Haklar üyeleri, bas›naç›klamas› yapt›lar. Polis muhabiri-mize sald›r›p foto¤raf makinas›na elkoymaya çal›flt›.

Tutuklanan 10 kifli, Bursa H TipiHapishane’ye götürülmek üzerearaçlara bindirilirken; “Bask›lar BiziY›ld›ramaz, ‹nsanl›k Onuru ‹flkence-yi Yenecek” slogan-lar›n› att›lar.

Tutuklanma ge-rekçeleri: “Yasad›fl›slogan” ve 1 May›skutlamalar›nda Hak-lar ve ÖzgürlüklerCephesi kortejindek›z›l bayraklar tafl›-mak, siyah pantolan,beyaz gömlek giyipbere takmak...”

“Tek tip elbise”;geçen y›l, ondan ön-

ceki y›l da çeflitli yerlerde da-va konusu oldu ve tümü bera-atle sonuçland›. Ayn› hukuk-suzluk senaryosu bu y›l daBursa’da devam ettirilmek is-teniyor.

“Tek tip, yasad›fl› slogan”gibi gerekçeler bahanedir. Ya-sal yap›lan bir mitingin üze-rinden bir aya yak›n zamangeçmiflken yap›lan bu operas-yon; 1 May›s’›n kavga günüoldu¤unu hayk›ran, alanlarabu bilinçle ç›kan, sosyalizmink›z›l bayraklar›n› dalgaland›-ran devrimcilere yönelik inti-kam sald›r›s›d›r. Devrimci 1May›s’tan duyduklar› korku-

nun yans›malar›d›r bunlar. Düzeninkabul edece¤i, kavga günü olmaktanç›kar›lm›fl, bir “cümbüfle” dönüflmüfl1 May›s istiyorlar. Baflaramazlar;devrimciler her 1 May›s’ta eme¤inkurtuluflunun devrimde oldu¤unuhayk›rmaya devam edecekler.

“Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz"

ESP üyesi 15 kiflinin de yine 1May›s nedeniyle gözalt›na al›nd›¤›ö¤renilen Bursa’da, tutuklamalar,gözalt›lar 26 May›s günü düzenlenenbir eylemle protesto edildi.

Bursa Temel Haklar, ESP, DE-HAP, SDP ve ‹HD’nin düzenledi¤ieylem, Atatürk An›t› önünde gerçek-lefltirildi. "Keyfi Tutuklamalara SonVerilsin" yaz›l› pankart aç›lan ey-

lemde, "Tutuklama-lar, Gözalt›lar, Bas-k›lar Bizi Y›ld›ra-maz" slogan› at›ld›.

Grup ad›na aç›k-lamay› okuyan Ev-rim Baltac›, daha ön-ce de DEHAP üyele-rinin ayn› gerekçey-le gözalt›na al›nd›¤›-n› hat›rlatarak, “buflartlar alt›nda kimsebu ülkede hak ve hu-kuktan bahsedemez”dedi.

Oligarflinin 1 May›s ‘intikam›’Tüm Bel-Sen üyelerinin, ‹zmir

Büyükflehir Belediyesi’nin toplusözleflmeye yanaflmamas›n› protestoeylemleri her gün belediye önündeoturma eylemi fleklinde sürerken,Genel-‹fl 1 ve 3 No’lu fiube üyeleride 24 May›s günü eylemdeydi. Ko-nak Kemeralt› giriflinde toplanan ifl-çiler, 5500 ‹zelman iflçisini kapsayanT‹S görüflmelerinde anlaflma sa¤la-yamad›klar› için grev karar› ald›kla-r›n› halka aç›klad›lar. Ayn› ifli yapandi¤er iflçilerle ayn› ücreti almak is-tediklerini belirten iflçiler, ‹zmir hal-k›ndan destek istediler.

■Belediyede eylem

SES ‹zmir fiubesi üyeleri SosyalHizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu‹l Müdürlü¤ü önünde yapt›klar› ey-lemle; Barbaros Çocuk Köyü'nde birsüre önce yaflanan olaylarla ilgiliolarak sürgüne gönderilen arkadafl-lar›na sahip ç›kt›lar. SES üyesi 4 ki-fli sürgün edilirken, 8 kiflinin ise sür-gün karar› imzada bekletiliyor.

■Sürgünlere protesto

Nakliyat-‹fl’e üye olduklar› için,çal›flt›klar› Coca Cola Sat›fl Da¤›t›mA.fi. Trakya Nakliyat ve Ticaret fiir-keti'nden ç›kart›lan iflçiler, 20 May›sgünü fabrika önünde oturma eylemiyaparak, da¤›t›m yapan kamyonlar›nç›k›fl›n› engellediler.

Polisin ablukas› alt›nda eylemle-rine devam eden iflçilere seslenen,Nakliyat-‹fl Genel Baflkan› Ali R›zaKüçükosmano¤lu, direnifllerinin sü-rece¤ini vurgulad›.

■Sendikalaflma mücadelesi

AKP direneni cezaland›rma poli-tikas›n› sürdürüyor. AKP'li Bolu Be-lediye Baflkan› Alaattin Y›lmaz, ifl-ten ç›kard›¤› 42 iflçi hakk›nda “bele-diyeyi iflgal ettikleri” iddias›yla davaaçt›. Belediye-‹fl üyesi iflçiler, ifltenç›kar›lmalar›n›n ard›ndan, 28 Tem-muz 2004'te belediye baflkan› ile gö-rüflmeye gitmifller ve haklar›n› ara-m›fllard›. ‹ktidar, “kimse hiçbir flekil-de hakk›n› arayamayacak” diyor.

■Direnene ceza!

Page 49: YÜRÜYÜŞ - 2

Ayd›n kelimesinin içini gerçektendolduran üç sanatç›yd› onlar.

Örgütlülükten yanayd›lar; “örgütyarat›c›l¤› öldürüyor” safsatas›ndanuzak durdular.

Halk›n kavgas›n›n içindeydiler;burjuvazinin ak›llar›, hayatlar› çelentuzaklar›na düflmediler.

Uzunca bir zamand›r, ne yaz›k ki,ayd›n sanatç› deyimi, olumsuzluklar-la yüklü ça¤r›fl›mlar yap›yor. Ve bizo olumsuzluklar aras›nda üç edebiyatinsan›m›z› bir kez daha “örnek gös-tererek” an›yoruz.

Tüm bu olumsuzluklar›n ortas›n-da, halk›n ayd›n› olan, halk›n ve hak-l›n›n yan›nda olan, bask›lara, devletterörüne boyun e¤meyen, kavgay›sanatlaflt›ran ve eserleriyle ölümsüz-leflen ayd›n ve sanatç›lar›m›z var. ‹fl-te Naz›m Hikmet, Ahmet Arif, OrhanKemal bu ayd›nlar›m›zdan üçüdür.

Onlar›n eserlerinde Anadolu veAnadolu ‹nsan› Vard›r; Kavga Var:Bugün "sanat" ad›na üretilen, ne ol-du¤u, niye üretildi¤i belli olmayanromanlara, fliirlere, tiyatrolara bakt›-¤›m›zda hepsinin ortak noktas›n›niçinde Anadolu halk›n›n, Anadolutopraklar›n›n olmamas›n› söyleyebi-liriz. Sayfalar dolusu bunal›mlar an-lat›rlar. Sanatç› olman›n k›stas› anla-fl›lmazl›k olur. Sap›kl›klar, sapk›ndüflünceler övüle övüle bitirilemez.Bu topraklar, bu halk? Onlar önemlide¤ildir... Banald›r. Eskimifl konular-d›r.

Anadolu kendini bize AhmetArif'in dizeleriyle, "Anadoluyum bentan›yor musun?" diyerek anlat›r. Na-z›m Hikmet'le ak›n ederiz günefle.K›z›l atl›lar›n peflinden koflup, zaferit›rnaklar›m›zla söküp kopar›r›z. Or-han Kemal'in romanlar›nda halk›nabart›s›z, gösteriflsiz yaflam›nda sö-mürüye, çekilen ac›lara isyan ederiz.

Özcesi, Naz›m Hikmet'in dedi¤igibi, onlar›n destanlar›nda yaln›zcahalk ve halk›n kavgas› vard›r.

"Onlar ki toprakta kar›nca Sudabal›k Havada kufl kadar Çoktular;

Korkak Cesur Cahil Hakim Ve ço-cukturlar Ve kahreden Yaratan ki on-lard›r Destanlar›m›zda yaln›z onla-r›n maceralar› vard›r (...) As›rda on-lar yendi Onlar yenildi Çok sözleredildi onlara dair Ve onlar uzan içinZincirlerinden baflka kaybedecekfleyleri yoktur Denildi (Kuvayi Milli-ye Destan›ndan)

Eserlerinin aradan y›llar geçmesi-ne ra¤men hala dilden dile dolaflma-s› nedensiz de¤ildir. Çünkü onlar yü-reklerinde büyük bir halk ve vatansevgisi tafl›yorlard›. Bu halk›n evla-d›, bu topraklar›n ayd›n›yd›lar.

Ahmet Arif kendisiyle yap›lan birröportajda flöyle diyordu: "(...) Ben,sessiz ve derin bir halk›n çocu¤u-yum. Hem yaln›z sessizlik de¤il, ge-.nel olarak korkusuzluk da halk›m›nen belirgin özelli¤i. Buna direnme vebaflkald›r›y› da eklemek gerekir.(...)"(...) Bir yi¤it, flairse, üstelik bir dedevrimciyse elbette yaflad›¤›n› yazar.'Yaflad›¤›' ise salt kendi ömrü de¤il,yaflama sevdas› ve kavgas›yla ac›la-r›, a¤›tlar›, türküleriyle bir yan› geç-mifl yüzy›llar›n karanl›¤›na bir yan›gelece¤in ayd›n sonsuzlu¤una uza-nan halk›n ta kendisi olmal›d›r."(Ankara Birli¤i Dergisi, Mart 1970)

Orhan Kemal ise flöyle der; "Benhalk›m›, köylümü, bütün köylüleri,bütün fakir fukaray› seven bir yaza-r›m. (...) "Yazmak için yaflamak, duy-mak, halk› alg›lamak gerekir. ... Biryazar için çok gereklidir halk›n için-de kalabilmek.... Ve halk›n de¤iflimi-ni alg›lamak... Eskimemek için...Hatta de¤iflimi yakalamak, bu de¤i-flimin d›fl›na düflmemek gerekmekte-dir. Ve bunun ötesinde bir yazar ola-rak yaflam›n günü gününe sürer gi-der. Her gün çal›flmak, her gün yaz-mak, her gün bo¤uflmak gerekir ek-mekle... Bu ara halktan yana oldu-¤um için de çok güç bir fatura öde-tirler..." (Aktaran; As›m Bezirci, Or-han Kemal, Sf:53)

Bir bunlar› okuyun, bir de bugün“ben kendim için yaz›yorum” diyen

ya -z a rtürü-n üd ü fl ü -nün...

Vasiye-tinde; "Anado-lu'da bir köy mezarl›¤›na gömün be-ni” diyen Naz›m Hikmet, yüre¤inivatan topraklar›nda b›rakarak yurtd›-fl›na ç›kmak zorunda kald›. Vatansevgisi fliirlerinin en önemli temala-r›ndan biri oldu; bu büyük sevgiyi"Sen" fliirinde dizeler flöyle aktar›r;

"Sen esirli¤im ve hürriyetimsin:Ç›plak bir yaz gecesi gibi yananetimsin Sen memleketimsin Sen, elagözlerinde yeflil hareler Sen, büyük,güzel ve muzaffer Ve ulafl›ld›kça ula-fl›lmaz olan Hasretimsin.."

Onlar, yazd›klar›yla oldu¤u gibi,yaflamlar›yla da halk›n ve kavgan›niçindeydiler. Bunun için y›llarca ha-piste yatm›fl, iflkencelerden geçiril-mifl, "sak›ncal›" ilan edilmifllerdir.

Onlar› halktan koparmak içineserlerine yasaklar konulmufltur. Ki-taplar›n› bulundurmak "suç" say›l-m›flt›r. Ülkemiz sanat›n›n, edebiyat›-n›n bu en güçlü yazarlar›, flairleriokul kitaplar›nda yazmaz. Çünkü dü-zeni, sömürüyü anlatm›fllar, anlat-makla kalmam›fl, baflkald›rmak ge-rekti¤ini, isyan etmek gerekti¤inisöylemifllerdir. Ve en önemlisi, ken-dileri de o baflkald›r›n›n birer neferi-dirler. "(...) Biz ki ustas›y›z Vatansevmenin Umut, sakl›m›zda ölümsüzbayrak K›rm›z›-k›rm›z› Dalga-dalga-d›r (...) Biz ki yar›n›y›z halk›n Umu-du, yüzak›y›z H›nc›, namusu... fiafak-lar›, Ta flafaklar› Hey can›m, Kal-bim, dinamit kuyusu..." (Ahmet Arif)demifllerdir.

‹flte bu güçtür ki, onlar› halklakopmaz bir flekilde ba¤lam›flt›r. Bas-k›lar halk›n yüre¤inden ve bilincin-den söküp atmaya yetmemifltir. Nas›lyetsin ki; böylesine halk ve vatansevgisiyle tok yüreklere...

49

29 May›s 2005 / 02

Bu halk›n evlad›, bu topraklar›n ayd›n›yd›lar...NAZIM H‹KMET, AHMET AR‹F, ORHAN KEMAL

kültür

Page 50: YÜRÜYÜŞ - 2

50

29 May›s 2005 / 02

Sibel Yalç›n'›n direnifliVe Sibel Yalç›n için

direnifl11- 16 Haziran 1995

Sibel Yalç›n 18’inde bir devrim-ciydi. Bir eylemin ard›ndan yan›nda-

ki yoldafllar›yla birlikte kuflat›ld›kla-r›nda, ilk düflüncesi, yan›ndaki yol-dafllar›n›n güvenli¤i oldu. Ölümmangalar›n› üzerine çekerek yoldafl-lar›n›n kurtulmas›n› sa¤lad›. Ancakard›ndan Okmeydan›’nda girdi¤i birevde kendisi kuflat›ld›. Ev sahiplerinid›flar› ç›kararak direniflini orada sür-dürerek, orada kahramanlaflarak fle-hit düfltü. Teslim olun ça¤r›lar›n› “sizbizim teslim oldu¤umuzu nerede gör-dünüz” sözleriyle cevaplad›.

18 yafl›ndaki bir genç k›z›n dire-nifli ve iradesi karfl›s›nda yenilmifltiölüm mangalar›. Bunun “intikam›-n›”, Sibel Yalç›n’›n cenazesini engel-leyerek almaya kalk›flt›lar. ‹flte o za-man yeni bir direnifl bafllad›.

Cenazenin verilmemesi üzerine 11Haziran'da her yafltan, her meslektenyüzlerce Komutan Sibel'i sahiplen-mek için cenaze evinin bulundu¤u Ye-nibosna'daki Yeflilkent Sitesi'ne akt›.

Sibel'in ailesinin evinin balkonu-na “Cenazemizi Vermiyorlar” pan-kart› as›l›rken sokak boyunca kortejhalinde oturan insanlar›n ellerindeSibel’in resimleri dalgalan›yordu.

Akflam yaklafl›k 1500 kifli, AdliT›p'a do¤ru 40 otobüs ve minibüstenoluflan konvoyla yola ç›kt›. Yollara

kurulan polis barikatlar›na, bütün en-gellemelere ra¤men konvoyun AdliT›p'a gitmesi engellenemedi. AdliT›p'tan “cenazenizi yar›n alacaks›-n›z” denmesi üzerine konvoy tekrarYenibosna'ya döndü. Hava kararma-ya bafllarken soka¤›n her iki taraf›militanlar taraf›ndan tutuldu. Her-hangi bir sald›r›ya karfl› tafllar topla-narak, sokak kenarlar›na y›¤›ld›.

Ertesi gün cenaze yine verilme-yince cenaze evinin penceresine“Cenazemizi Vermiyorlar” pankart›

yeniden as›ld›, “Cena-zemizi Alaca¤›z” slo-ganlar› yükseldi gö¤e.Böylece 6 gün gece vegündüz sürecek dire-nifl bafllam›fl oldu. 12Haziran'da mahalledeyürüyüfl yap›ld›, bal-kondan yeni bir pan-kart sark›t›lm›flt› o ara-da: “16's›nda Dire-niflçi 18'inde Kahra-man Sibel Yalç›n”...

13 Haziran'da polisin panzerlerve çevik otolar›yla direnifl bölgesineyöneldi¤inin ö¤renilmesi üzerine ba-rikatlar güçlendirildi. Ancak polissald›rmaya cesaret edemedi ve valiyard›mc›s› görüflme talebinde bulun-du. Görüflmede cenazenin AlibeyköyMezarl›¤›'na gömülmesi kabul edile-rek, direnifl zaferle sonuçland›r›ld›.

16 Haziran'da cenazesi al›nan Si-bel Yalç›n, yo¤un polis kordonu al-t›nda Alibeyköy Cemevi’ne getirildi.Halk›n öfkesinden korkan polis ce-mevine ve kitleye yaklaflamazkençareyi Alibeyköy'ü kuflatmada buldu.Yenibosna'dan gelen iki otobüs dur-durularak içindekiler gözalt›na al›n-d›lar. Bunu duyan kitle yürüyüflü er-teleyip, olacaklardan kendilerinin so-rumlu olmayacaklar›n› bildirerek gö-zalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lma-s›n› istediler. Polis gözalt›na al›nan-lar› serbest b›rakmak zorunda kald›.Binler sahipleniyordu iflte Sibel'i.

Sibel Yalç›n, sayg› duruflundansonra, hep bir a¤›zdan devrim and›içilerek topra¤a verildi. Ne Sibel’iyenebilmifllerdi, ne Sibel'in sahiple-nilmesini engelleyememifllerdi. Si-bel destan› art›k halk›n›n a¤z›ndanhiç düflmeyecekti.

tarihtebu ayhaziran ◆

4 Haziran 1995Elbistan Ayaklanmas›Elbistan'da polislerin iki ka-

d›na tecavüz etmesine karfl› öf-keyle ayaklanan halk, onlarcapolis arac›n› yakt›, kaymakam-l›k, karakol ve çevik kuvvet bi-nas›n› tafl ve molotoflarla tahripetti. ‹lçede soka¤a ç›kma yasa¤›ilan edildi.

◆15-16 Haziran 1970Büyük ‹flçi Direnifli‹flçiler örgütlenme hakk›n›n

engellenmesine karfl›, ‹stanbul,‹zmir ve Ankara’da direnifle geç-tiler. Ülkemizdeki en büyük iflçidirenifllerinden biri olan 15-16Haziran direniflinde, onbinlerceiflçi caddeleri meydanlar› dol-durarak polis barikatlar›n› aflt›.

◆23 Haziran 1996Bayrak ProvokasyonuHADEP 2. Kurultay›'nda

Türk bayra¤›n›n indirilmesiylebafllayan provokasyon, HADEPyöneticilerinin gözalt›na al›nma-s›yla sürdürüldü.

◆30 Haziran 1925 Ayaklanma ve ‹damKürt ayaklanmalar›ndan biri

daha kanla bast›r›ld›. fieyh Saitve ayaklanmaya kat›lan 46 kifliidam edildi.

◆Haziran 1980KampanyaDevrimci Sol haziran ay›n›n

son haftas›nda Elaz›¤, Tunceli,Malatya, Gaziantep, Diyarbak›r,Van merkez, ilçe ve köylerinde“Kürdistan'da Milli Bask›yaKarfl› Mücadele Haftas›” kam-panyas› gerçeklefltirdi.