Yenilikci tarih ogretimi_etkinlikleri(1)

410

Transcript of Yenilikci tarih ogretimi_etkinlikleri(1)

yenilikci_tarih_ogretimi_kapak.indd 4 1/16/12 5:33:58 PM

YENİLİKÇİ TARİH ÖĞRETİMİ ETKİNLİK ÖRNEKLERİ

Proje KoordinatörleriJoke van der LEEUW-ROORD

Jonathan EVEN-ZOHARYrd. Doç. Dr. Semih AKTEKİNYrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZTÜRK

Proje Akademik DanışmanlarıProf. Dr. Mustafa SAFRAN

Doç. Dr. Bahri ATAYrd. Doç. Dr. Hüseyin KÖKSAL

Kitap EditörleriBaş Editör

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin KÖKSAL

EditörlerGülşen SALGAR TURAL

Hasan SUNGURAbdulcelil GÖK

Celal GENÇAyşe BİLGİÇ

Projeye eğitimci ve uzman olarak katkıda bulunan uluslararası uzmanlar:

Benny CHRISTENSEN (Danimarka)Chris CULPIN (İngiltere)Dean SMART (İngiltere)

Doug BELSHAW (İngiltere)Elise STORK (Hollanda)Ian PHILLIPS (İngiltere)

Ineke VELDHUIS-MEESTER (Hollanda)Jerome FREEMAN (İngiltere)

Michael RILEY (İngiltere)Mire MLADENOVSKI (Makedonya)

Nick DENNIS (İngiltere)Robert STRADLING (İngiltere)

Tamara EIDELMAN (Rusya)Yosanne VELLA (Malta)

YENİLİKÇİ TARİH ÖĞRETİMİ ETKİNLİK ÖRNEKLERİ

Harf Eğitim Yayıncılığı: 60Akademik: 8

Proje Koordinatörleri:Joke van der LEEUW-ROORD, EUROCLIO Genel Direktörü Jonathan EVEN-ZOHAR, EUROCLIO Proje YöneticisiYrd. Doç. Dr. Semih AKTEKİN, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim FakültesiYrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZTÜRK, Erciyes Üniversitesi, Eğitim Fakültesi

Proje Akademik Danışmanları:Prof. Dr. Mustafa SAFRAN, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim FakültesiDoç. Dr. Bahri ATA, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim FakültesiYrd. Doç. Dr. Hüseyin KÖKSAL, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi

Kitap Editörleri:Baş Editör: Yrd. Doç. Dr. Hüseyin KÖKSAL, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi

Editörler:Gülşen SALGAR TURAL, İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Tarih ÖğretmeniHasan SUNGUR, TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi Tarih ÖğretmeniAbdulcelil GÖK, İstanbul Ergün Öner-Mehmet Öner Anadolu Lisesi Tarih ÖğretmeniCelal GENÇ, Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü Tarih Öğretmeni Ayşe BİLGİÇ, Edremit Abidin Pak-Pakmaya Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni

Düzelti:Betül KORKMAZM. Ahmet TOKDEMİR

Kapak ve Sayfa Tasarımı:Sarakustawww.sarakusta.com.tre-posta: [email protected]

Baskı:DUMAT OFSETBahçekapı Mah. 2477 Sk. No:6 Şaşmaz - Etimesgut / AnkaraTel: 0 312 278 82 00 PBX Faks: 0 312 278 82 [email protected]

Birinci Baskı: Ankara, Ocak 2012 Baskı Sayısı: 2000 adetISBN: 978-975-6048-61-0

© Harf Eğitim YayıncılığıReşit Galip Cd. Hatır Sk. 23/2 GOP - Çankaya / ANKARA Tel: 0 312 437 08 86 Faks: 0 312 437 08 87e-posta:[email protected]:www.harfegitim.com.tr

© Ticari amaçlı kopyalanamaz çoğaltılamaz.

Bu kitaptaki etkinlikler, Hollanda Dışişleri Bakanlığı Orta ve Doğu Avrupa Sosyal Dönü-şüm Programı (Matra) tarafından mali olarak desteklenen ve Avrupa Tarih Eğitimcileri Birliği EUROCLIO tarafından yürütülen Avrupa İçin Anahtar: Türkiye'de Tarih Eğitimin-de Yenilikçi Metodoloji (A Key to Europe: Innovative Methodology in Turkish School His-tory) projesi kapsamında hazırlanmıştır. Bu kitabın basımı söz konusu proje kapsamın-da Matra tarafından mali olarak desteklenmiştir.

İÇİNDEKİLER

Önsöz • 5Giriş • 7

BÖLÜM 1: ÇOKLU ANLATI

Mübadillerin Gözünden • 11Seçil Buket MEYDAN

Çocuk Hakları • 21Ramazan ALABAŞ

Osmanlıda Hukuk • 29Dr. Yasin DOĞAN

Barışı Taşıyan Kurtuluş • 43Dr. Ayten KİRİŞ

Sözlü Tarih • 59Abdulcelil GÖK, Dr. Hüseyin KÖKSAL, Dr. Hasan IŞIK

Savaş Sanatı • 65B. Arzu Güngör AKINCI

İspanya: Yasımı Tutacak mısınız? • 75Özgür AKTAŞ

BÖLÜM 2: TARTIŞMALI KONULAR

1908: Darbe mi Devrim mi? • 91Dr. Hasan SUNGUR

Büyük İzmir Yangını • 107Hakan HERDEM

Tarihsel Kaynakları Eleştirel Okumak • 119Dr. İbrahim Hakkı ÖZTÜRK

Osmanlı ve Okyanuslar • 129Hakan HERDEM

Dadaloğlu Neden Söyledi? • 139Dr. Hüseyin KÖKSAL, Ümmügülsüm CANDEĞER, Hakan HERDEM

BÖLÜM 3: ELEŞTİREL DÜŞÜNME

Avrupalı Seyyahların Gözüyle Osmanlıda Bedesten • 149Dr. Mustafa GÖKÇE, Dr. Hasan IŞIK, Dr. Hüseyin KÖKSAL

Devlerin Savaşı • 159Dr. Sevgi COŞKUN KESKİN, Engin KAPLAN

Esnaflık Zor Zanaat • 169Gülşen TURAL

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Başlığın Değişimi • 185Dr. Cevdet KIRPIK

Haçlı Seferleri • 197Fatma GÜLTEKİN

I. Dünya Savaşı’nın Sebepleri ve Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girişi • 217Akın SEVER, Yasemin OKUR, Mehmet AKSOY, Mehmet ÖZTÜRK, Celal GENÇ

İbn-i Sina • 229Dr. Sezai ÖZTAŞ, Gülşen SALGAR TURAL

Kadın Olmak Hep Zordu • 241Dr. Meliha KÖSE

Mülteci Olmak • 249Dr. Ahmet DOĞANAY

20. yy. Sorunlarına Bir Bakış: Nobel Barış Ödülleri • 259Ayşe BİLGİÇ

SQ4R Tekniği İle Nutuk’un 1. Bölümünün İncelenmesi • 273Dr. Ahmet Sait CANDAN

Lâle Devri'ne Bakış • 285M. Ahmet TOKDEMİR, Adem ARTAN

Yugoslavya İç Savaşı • 295Yasemin OKUR, Mehmet AKSOY, Mehmet ÖZTÜRK

20. Yüzyıl Tarih Oyunu • 305Dr. Hasan SUNGUR

Osmanlı ve İspanyol Bakışıyla Tunus’ta Osmanlılar • 309Dr. Yasin DOĞAN

Tarih İle El Ele • 315Sevgi COŞKUN KESKİN, Engin KAPLAN

BÖLÜM 4: YARATICI DÜŞÜNME

Bir Kavramın Anatomisi • 333Dr. Hasan SUNGUR

Ekmek Karneli Yıllar • 343Dr. Mustafa GÖKÇE, Dr. Hasan IŞIK

Hititler • 349 Dr. Gülin KARABAĞ

Minyatürlerle İki Düğün • 367B. Arzu GÜNGÖR AKINCI

Vakıflar • 381Adem ARTAN, M. Ahmet TOKDEMİR, Fethullah GÜNER, Celal GENÇ

Abdülaziz’in Avrupa Seyahati • 389Prof. Dr. Mustafa SAFRAN, Dr. Hüseyin KÖKSAL, Dr. Bahri ATA

Motiflerdeki Tarih • 399Neval AKÇA BERK, Fatma GÜLTEKİN

4

ÖNSÖZ

Avrupa Tarih Eğitimcileri Derneği EUROCLIO, tarih eğitiminde çok perspektiflilik, eleştirel düşünme ve karşılıklı saygı temeli üzerine tartışmalı konuları da içererek yenilikçi ve saygın bir tarih öğretimi anla-yışını savunmaktadır. Dernek farklı millet, kültür ve dinlerden uzmanları bir araya getirerek, tarih eğitimi-nin toplumların demokrasi kültürünün gelişmesi ve derinleşmesine önemli katkılar sağlayabileceği görü-şünü savunur. Öğretmen eğitimi ve yenilikçi öğretim materyalleri geliştirmek yoluyla tarih ve vatandaşlık eğitiminin kalitesinin arttırılmasına yönelik çalışma-lar yapar. EUROCLIO yürüttüğü pratik – uygulamaya dönük çalışmalarla tarih eğitiminde önemli bir yön-tem/metodoloji meydana getirmiştir. Süreç temelli bir yaklaşımla değişim ve yenilik için yeteneklerin ge-liştirilmesi gerektiğine inanan ve bu doğrultuda çalış-malarını yürüten EUROCLIO, 2011 yılı itibarıyla çoğu Avrupa’da olmak üzere 49 ülkeden 77 bağımsız ve gönüllü derneği çatısı altında bulundurmaktadır. Bu dernekler tarih, vatandaşlık ve kültürel miras eğitimi gibi konularda çalışmalar yürütmektedir. 2011’de bu dernekler ve ilişkili kuruluşlarla yapılan çalışmalarda yaklaşık 25.000 tarih, kültürel miras ve vatandaşlık eğitimcisine ulaşılmıştır.

EUROCLIO Avrupa Konseyi’nin talebi üzerine 1993 yı-lında kurulmuştur. Kuruluşundan beri Avrupa devlet-leri başta olmak üzere birçok ülkede çalışmalar yü-rütmüştür. Bu süreçte Bulgaristan, Estonya, Letonya, Romanya, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde yaşanan dönüşüm başta olmak üzere, milletler ve dinler arası eğilimler gibi konular derneğin odaklandığı konular olmuştur. Dernek bunların yanı sıra eski Yugoslavya toprakları, Kıbrıs veya Gürcistan gibi son dönemlerde çatışmaların yaşandığı yerlerde de çalışmalar yürüt-mektedir. EUROCLIO yaptığı çalışmalarla, geçmişle ilgili yenilikçi öğrenme uygulamaları yapmak, hassas ve ihtilaflı konuları tartışmak, farklılıkları içeren yeni tarihsel anlatıları oluşturmak ve deneyimlerini pay-laşmak için tarihçi ve tarih eğitimcilerini bir araya getirmektedir. EUROCLIO bu çalışmalar ve projeler ile içerik, metot ve okul tarihi eğitiminde bir sıçrama yaparak tarih ve vatandaşlık eğitiminde yeni bir para-digma ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu yaklaşım daha fazla Avrupalılık ve küresel yaklaşımı içerdiği kadar coğrafi boyutlar ile politik, kültürel, ekonomik ve sosyal perspektifler arasında geliştirilmiş bir den-ge anlamını taşır. Bu ayrıca günlük yaşamın tarihi ve göç, cinsiyet, karşılıklı dahil etme(kaynaştırma), in-san hakları, çeşitlilik ve çevre gibi kavramlara daha

fazla vurgu yaptığı anlamını taşır. EUROCLIO geçmi-şin ve şimdinin ulusal ve küresel anlatılarının bem-beyaz, tertemiz, problemsiz olduğu görüşünü kabul etmez; tarih ve tarih eğitiminde geçmiş ve şimdiye yönelik tartışmasız tarihsel bir çerçeveden ziyade çok yönlü ve kompleks/karmaşık bir geçmişi günümüze getiren bir metodu savunur. Anahtar beceriler üze-rine temellendirilmiş bir tarih eğitimini destekleyen EUROCLIO, öğretmenleri, öğrencilerinin eleştirel dü-şünme, analiz etme, sorgulama, yorumlama, yargıla-ma ve karar verme becerilerini geliştirme konularında teşvik eder. Dernek, gençlerin kişisel ve profesyonel gelişimleri için temel gereklilikler olan bu becerilerin okul derslerinde verilenlerin ilerisine taşınması hu-susunda program, metot ve pratik uygulamalar bağ-lamında çalışmalar yürütür. EUROCLIO’nun yürüttü-ğü tüm çalışmalar ve projelerle ilgili detaylı bilgilere www.euroclio.eu adresinden ulaşabilirsiniz.

Türkiye, tarih eğitiminde çağdaş ve yenilikçi bir stan-darda ulaşmak için yoğun ve ciddi bir çaba harca-maktadır. Bu bağlamda son yıllarda ilköğretim Sos-yal Bilgiler ve Ortaöğretim Tarih dersi programları yenilenmiştir. EUROCLIO’nun Tarih Eğitimcileri Bir-liği ile Türkiye’de yürüttüğü “Avrupa İçin Bir Anah-tar: Türkiye’de Tarih Eğitiminde Yenilikçi Metodolo-ji” projesi Türkiye’de tarih eğitimindeki bu yenileme ve değişim sürecini desteklemeyi amaçlamaktadır. Proje bu amaç doğrultusunda Türk tarih eğitimcile-rinin, birikim ve kapasitelerini geliştirerek yenilikçi metodolojiye uygun eğitim materyalleri üretmek hu-suslarında desteklemiştir. Yapılan proje Türkiye’deki yenilikçi tarih ve vatandaşlık eğitimcileri arasındaki etkileşimi güçlendirerek bu eğitimcileri farklı ülke-lerdeki meslektaşları ile buluşturmuştur. Türkiye’de tarih eğitimi uzun yıllar tarihsel becerileri geliştir-meksizin bilgi temelli ve öğretmen merkezli gele-neksel öğretme anlayışı ile tek taraflı ve ulusalcı bir anlayışla sürdürülmüştür. Türk toplumunun genç kuşakları geçmişe yönelik kritik soruları sormaksızın aynı anlayışla yetiştirilmiştir. ‘Avrupa İçin Bir Anah-tar: Türkiye’de Tarih Eğitiminde Yenilikçi Metodoloji’ projesi, Türkiye’deki eğitim otoriteleri ve yeni kuşak Türk tarih eğitimcilerine yeni Sosyal Bilgiler ve Tarih öğretim programlarının gereklerini yerine getirme konusunda katkı sunmuştur. Yenilikçi metodolojiyi ve Avrupalı tecrübeleri uygulamak Türkiye’deki yeni ku-şaklar arasında eleştirel farkındalık, karşılıklı saygı, barış, istikrar ve demokrasi gibi değerler ile eleştirel ve bağımsız düşünce gibi becerilerin daha fazla kul-

5

lanılmasına yol açarak tarih ve vatandaşlık eğitiminin seviyesini çağdaş eğitim standartlarına çıkaracaktır.

Elinizdeki bu etkinlik kitabı, özgün bir işbirliğinin ürü-nü olup güzel bir ev gibi, bir kaç yıllık özverili bir çalış-manın sonucudur. Bu eserin oluşması için Türkiye’nin farklı şehirlerinden ilköğretim ve ortaöğretimden öğretmenlerin yanı sıra üniversitelerin Tarih Öğret-menliği bölümlerinden akademisyenler, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan katılımcılarla toplam 200’ün üzerinde tarih eğitimcisi 2009 yılının ilkbaharından 2011’in so-nuna kadar birlikte çalışmıştır. Türkiye’de daha önce araştırmacı, uzman, öğretmen ve akademisyenle-ri bir araya getirerek tarih eğitimi açısından teori ve pratik arasında köprüler kurarak boşlukları doldu-ran böyle geniş çaplı bir işbirliği yapılmamıştır. Proje kapsamında geniş uzman ve yazarlar grubu birlikte çalışmış, birbirlerini değerlendirip desteklemişlerdir. Eğitim materyallerinin geliştirilmesi ile ilgili ilk ka-rarlar, çalıştayların teori ve pratik arasındaki boşluğu doldurmak hususunda yoğunlaştığı Antalya’da (Ka-sım 2009) alınmıştır. İlk materyaller Kızılcahamam’da (Mart 2010) gözden geçirilmiş, katılımcılara Temmuz 2010’da tarih öğrenim ve öğretiminde değerlendirme konusunda eğitim verilmiştir. Kasım 2010’da Dr. Ro-bert Stradling tarih öğretiminde çok perspektiflilik/çoklu bakış açısının kullanılması hakkında özgün bir eğitim vermiştir. Son olarak Ocak 2011’de İstanbul’da toplanılmış ve çeşitli kaynakların tarih öğretiminde kullanılmasına odaklanılmıştır. Proje süresince farklı

ülkelerden tarih eğitimi uzmanları da eğitimci olarak Türk katılımcılarla tecrübelerini paylaşmışlardır.

EUROCLIO, 20 yıldan beri kendi alanına yönelik bir metodoloji inşa etmeye ve bunu geliştirmeye ça-lışmaktadır. Süreç temelli bir anlayışa sahip olan EUROCLIO yenilik ve değişim için temel kaynaklar olarak profesyonel becerileri geliştirmenin gerekli-liğine inanmaktadır. EUROCLIO projelerinde üreti-len öğretim kaynakları ve materyaller işbirliğine da-yalı ve uygulamaya dönük bir çerçeve içerisinde ele alınmıştır. Üretilen materyaller bir editörler grubu tarafından değerlendirme, gözden geçirme ve dü-zenlenmeye tabi tutulmuştur. EUROCLIO’nun başarılı bir şekilde uygulanan yaklaşımı ile eşzamanlı olarak farklı ülkelerde devam eden projelerde program yö-netimi, projelerde hareket tarzı ve mesleki gelişim stratejileri ile ilgili konularda paylaşımlarda bulunul-muştur. Türkiye’de farklı tarihlerdeki proje çalıştay-larına Azerbaycan, Bulgaristan, Fas, Gürcistan, Kıbrıs ve Yunanistan’dan gözlemciler katılmıştır.

Tarih eğitimi alanında çığır açan öğretim kaynakları-na eklenen bu yayının, Türkiye’de ve başka ülkelerde tarih öğrenim ve öğretiminde yenilikçi yaklaşımların kullanılıp yaygınlaşmasına çok büyük katkılarda bu-lunacağına inanıyoruz.

Joke van der Leeuw-RoordEUROCLIO Genel Direktörü

6

“Gençlerin okudukları her şeyi sınamalarını, elemelerini sağlayın; salt iyi niyetle ya da otoritenin etkisiyle hiçbir şeyi benimsememelerine çalışın. Gençlerin olabildiğince çok sayıda düşünceyle yüz yüze gelmesi gerekir. Yeteneği varsa, seçimini yapacaktır, yeteneksizse kuşkular içinde ka-lacaktır. Yalnızca başkalarını izleyen ise aslında hiçbir şey izlemez, hiçbir şey bulamaz ve zaten aradığı herhangi bir şey de yoktur.”

Montaigne

GİRİŞ

Değerli Öğretmenler;

Elinizdeki kitap, Türkiye ve yurtdışından uzmanların, akademisyen ve deneyimli öğretmenlerin katılımıyla üç yıla yakın bir süre boyunca sürdürülen ortak çalış-manın bir ürünü. Çalışmanın katılımcılarının, tarihe ve tarih öğretimine bakışlarının pek çok ortak yanı var. Onlar, sınıflarını birer keşif sahası, birer tarih la-boratuvarı haline getirmekten duydukları mutlulukla, tarih derslerinde başarılabileceklerin listesini olduk-ça uzun tutuyorlar. Demokratik yaşamdan barışçılığa, eleştirel düşünmeden, insan, vatan ve millet sevgi-sine, yaratıcı düşünmeden empatiye, doğal ve tarihi varlıkların korunmasından karşılıklı saygı ve kabule, tarafsız dil kullanımından kültürler arası diyalog ve çok kültürlüğe kadar insanın yeryüzündeki varoluşu-nu anlamlı kılabilecek her nitelikli amaç, onların tarih derslerine yönelik beklentiler listesinde var.

Onlar, bizi dinlemekle, sorduklarımıza cevap vermekle hatta “düzgün oturmakla” mükellef öğrencilerin biz-lere göründüklerinden daha fazla olduklarının; kendi özel dünyalarında karşılaştıkları sorunları çözdükle-rinin, kendi değerler sistemlerini oluşturmaya çalış-tıklarının, geliştiklerinin farkındalar. İnsanın, kendi anlam dünyasını yaratmadan yapamayacağını ve öğ-rencilerimizin bizler görmesek de kendi özel dünyala-rının var olduğunu ve bu dünyayı tıpkı bizim yaptığımız gibi insanlığın soylu değerlerinden bir ya da birkaçını öne çıkararak tezyin ettiklerini biliyorlar. Onlar za-mandan, dünyanın hallerinden şikayetçi değiller. Tam tersine, önlerine çıkan meydan okuyucu ister yeni ve şaşırtıcı bir bilinmez olsun ister ısrarla sürdürülen ka-nıksanmış hatalar olsun, onlar için meslek algılarını bir kez daha ölçüp biçmelerini gerektiren birer ilham kaynağı. Onlar öğrencilerinin, dünya yüzünde henüz dolaşmaya başlamış, bizlerden daha “yeni” insanlar olarak benzer meydan okuyucularla, benzer hatalar-

la karşı karşıya olduklarını biliyorlar. Yıllardır inanç ve hevesle yaptıklarının, belki de, bu yeni insanların varolma potansiyellerine katkı sağlamadığını, onları, bizlerin de çoğu zaman içinde bulunduğumuz çare-sizlikleri, kendi kendini kandırmaları, tek yanlılıkları, bocalamaları kabule hazırlamaktan başka bir şey ol-madığını cesaretle dile getiriyorlar.

Onlar, seksen dakika boyunca ağızlarından çıkan her kelimenin genç insanlar tarafından hasretle dinlen-diğini ve sorgusuz sualsiz birer ahlâki kabule dönüş-tüğünü düşünmüyorlar. Onlar kendilerini, yüzlerce yıllık dönemleri, onbinlerce insanın yaşadığı çok bo-yutlu dönüşümleri, karmaşık neden-sonuç ilişkileri-ni, siyasi, ekonomik ya da etik açmazları bir derste “anlatacak” kadar yeterli görmüyorlar. “Olmadığını” kabul ediyorlar. Öğrencilerini gerçekte anlamadıkları şeyleri tekrara zorlamanın, hoşa gitmeyen sorula-rı sormalarını men etmenin, onları hayat karşısında daha güçsüz kılacağını derin bir endişeyle görüyor; bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ve Türkiye’de kendi-lerine benzeyen pek çok öğretmenin bulunduğunu biliyorlar.

Öğrenciler kanıtları sorgularken.

7

Bu kitap, işte bu uyanışların ve çabanın ürünü. Tarih gibi, kimliklerin, tarafgirliklerin, inançların, ideoloji-lerin, suçlamaların, inkârların, varoluş reflekslerinin orta yerde düğümlenmesinden oluşan bir alanda, metodolojik yeterliliğin yukarıda anılan düğümü oluş-turan her ögenin içerdiği ve zorunlu olarak doğuraca-ğı pek çok problemi çözeceğini iddia ediyor. Tarihin, bir yaşam deneyimi olarak, içerdiği bütün imkânlarla sınıfa taşınmasını ve öğrencilerin onu kendi hayatla-rı için bir deneyim kaynağı olarak kullanabilmelerini amaçlıyor.

Kitabı hazırlayan yerli, yabancı uzmanlar ve uzman öğretmenler, bu amaçla pek çok farklı etkinlik oluş-turdular. Bu etkinlikler aslında öğrencilerin bizatihi yaşayacakları epistemolojik deneyimler. “Ağır” bir tarih dersinin sonunda biraz da eğlenmek ya da eski-lerin deyişiyle “öğrendiklerini pekiştirmek” amacıyla yapılan uygulamalar değil. Her etkinlik ele aldığı ko-nunun ve amaçladığı becerinin içeriğine uygun yazılı, sayısal ya da görsel kanıtlar ve bunları işlevsel kılacak özel uygulamalar içeriyor. Bu kanıtlar kâh birbirleriy-le çelişiyor kâh birbirlerini bütünlüyor. Kâh özellikle boşluk bırakıyor kâh bir boşluğu tamamlıyor. Öğren-cileri, kimi zaman tek başlarına kimi zaman gruplar halinde bu kanıtları incelemeye hatta yaşamaya zor-luyor. Bu yönüyle her biri bir öğrenme ve yaşama de-neyimi sunuyor.

Bu etkinlikler aynı zamanda Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri arasındaki diyaloga katkı yapması açısından da önemsenmelidir. Tarihsel bilgi bütünsel ve çok boyutludur. Bu nedenle Türk tarihi dünya ve Avrupa tarihi ile ilişkilendirilmeye çalışmıştır. Dünya ve Avru-pa tarihi ile Türk tarihi arasındaki karşılıklı etkileşim kullanılan kaynakların farklı perspektiflerden seçil-mesiyle vurgulanmıştır.

Kitap kabaca dört bölüme ayrıldı. Kabaca çünkü, ne bilgi ne de beceriler birbirlerinden keskin sınırlarla ayrılamıyorlar. Genişliğinden ve kapsayıcılığından ötü-rü Eleştirel Düşünme bölümünde, diğerlerine oranla daha fazla etkinlik bulunuyor. Çoklu Anlatı, Tartışmalı Konular ve Yaratıcı Düşünme bölümleri, bu kavramla-rın genel bir çerçevesini çizecek kadar işlendi. Bunun-la birlikte etkinlikler, içinde yer aldıkları bölümlerin özelliklerini ağırlıklı olarak taşıyorlar. Yine de bö-lümler arasında çok belirgin içerik ve işleniş farkları bulunmuyor. Bütün etkinliklerde özellikle tarafsız dil kullanımına, farklı bakış açılarından kanıt ya da gö-rüşler bulunmasına dikkat edilmesi bölümler arasın-daki ayrımların esnek olması sonucunu doğurdu.

Çoklu Anlatı bölümünde, büyük tarih anlatılarının do-ğurduğu anlam boşlukları, küçük insan hikâyeleriyle doldurulmaya çalışıldı. Bu hikâyelerin seçiminde si-yasi anlatıların görmezden geldiği insani sonuçlar ve yine o anlatının içinde yer bulamayan çocuklar, göç-menler gibi kimi gruplar gözetildi. Bu bölümde top-lam yedi etkinlik bulunuyor.

Sınıfta tarih oyunu.

Çalışma yapraklarıyla grup çalışması.

Uygulamalardan bir örnek.

8

Tartışmalı Konular bölümünde, meslekten tarihçi-lerin “tartışmalı” bulduğu konulardan özellikle kaçı-nıldı. Buna karşılık, konulan örnekler kendi içlerinde tartışmalı olma özelliği taşıyorlar. Bu örneklerle tar-tışmalı konuların öğretimine ilişkin örnek uygulama-lar verildi. Tartışmalı konunun taraflarının kanıt ve argümanları karşılıklı olarak sunuldu ve öğrenciler-den teker teker yada gruplar halinde bunlar üzerinde çalışmaları istendi. Bu bölümde toplam beş adet et-kinlik bulunuyor.

Eleştirel Düşünme bölümünün en geniş bölüm olma-sının nedeni, öğretilebilir bir beceri olarak eleştirel düşünmenin aslında bütün diğer bölümleri de bir öl-çüde kapsıyor oluşu. Bu bölümde öğrencilerin ilke ve genellemeler türetebilecekleri, kararları sorgulaya-cakları, sınıflamalar ve ayrıştırmalar yapabilecekleri, ilgili bilgiyi ve kanıtı ilgisizden ayırabilecekleri, olgu ve görüşleri ayrıştırabilecekleri, farklı bakış açılarını sorgulayabilecekleri etkinlikler yer alıyor. Çalışmanın omurgasını bu bölümün oluşturduğu söylenebilir. Bu bölümde toplam onbeş etkinlik bulunuyor.

Yaratıcı Düşünme, kitabın son bölümünü oluşturuyor. Tarih Dersleri yaratıcı düşünme uygulamaları için bu-lunmaz fırsatlar sunuyor. Çünkü öğrenciler bu ders-lerde pek çok kanıt, olgu, görüşlerle karşılaşmakta ve bunlar arasında sıra dışı bağlantılar kurma fırsatı bulmaktalar. Bu bölümde bulunan toplam yedi etkin-lik bulunuyor.

Kitabı oluşturan etkinlikler Türkiye’nin pek çok ilin-de uygulandı. Bu uygulamalar uzman öğretmenler tarafından gerçekleştirildi ve öneriler doğrultusunda yeniden editörler grubu tarafından revize edildi. Bu-nunla birlikte sizler, mesleki deneyimleriniz doğrul-tusunda uygulamalarınız sırasında etkinlikleri daha da geliştirebilirsiniz.

Etkinliklerin, çalışma yapraklarından oluşan modül-ler halinde tasarlanmış olması, sizlere onları sınıf

mevcudunuza ya da ders saatinize uygun olarak dile-diğiniz gibi kullanmanıza fırsat sunuyor. Çalışma yap-raklarından bazılarını; özellikle görsellerin bulundu-ğu yaprakları ya da bazı etkinliklerde kullanılan oyun kartlarını ve oyun kartonunu şeffaf plastikle kaplaya-rak uzun süreli kullanabilirsiniz.

Kitabın tarih dersi programlarıyla esnek bir ilişkisi bulunmaktadır. Öğretim programının çizdiği genel çerçeve, amaçlar ve içerik bakımından kabul edilmiş olmakla birlikte, bazı etkinlikler kazanımlarla dolaylı bir şekilde ilişkilidir. Bunun nedeni amaçlanan yeni-likçi tarih eğitimine ulaşmada daha geniş bir hare-ket alanına sahip olma isteğidir. Etkinliklerde dersin genel amacından başka hedeflenen öğrenme çıktıları adı altında bir bölüm de oluşturulmuştur. Bu bölüm, derste ulaşılabilecek üç aşamaya, başka bir ifadeyle üç farklı yetenek seviyesindeki öğrencilere yöneliktir. Dersin farklılaştırılması olarak nitelendirilen bu du-rum, öğrencileri standart uygulamalar yoluyla stan-dart amaçlara ulaştırmanın imkânsızlığı fikrinden kaynaklanmaktadır. Bu sayede hem daha yetenekli öğrencilerinizin potansiyellerini sınırlandırmayacak hem de daha az yetenekli öğrencilerinizi “öğrenilmiş çaresizliklere” mahkûm etmeyeceksiniz. Öğrencile-rinizi başarabilecekleri hedeflere odaklayıp onlara başarmanın ve tarihi sevdirmenin hazzını yaşatabile-ceksiniz.

Editörler grubu olarak; bu kitabın öğretmenlerin mesleki doyumlarını arttırmasını umuyoruz.

Yine, bu kitabın çocuklarımızın gelecekte kendilerini daha mutlu ve güvenli hissetmelerine katkı sağlaya-cağını umuyor ve diliyoruz.

SaygılarımızlaEditörler

9

13 Mübadillerin Gözünden

21 Çocuk Hakları

29 Osmanlıda Hukuk

43 Barışı Taşıyan Kurtuluş

59 Sözlü Tarih

65 Savaş Sanatı

75 İspanya: Yasımı Tutacak mısınız?

ÇOKLU ANLATI

1Bölüm

MÜBADİLLERİN GÖZÜNDEN

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Lozan Mübadelesiyle Türkiye ile Yunanis-tan arasında zorunlu bir insan göçünün yaşandığını fark ede-cektir.

QQ Birçok öğrenci: Lozan Mübadelesiyle gerçekleşen zorunlu göçün insanlarda yarattığı etkileri belirleyebilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Zorunlu göç olgusunu, neden olduğu etkiler-den yola çıkarak insani açıdan değerlendirebilecektir.

Göç, insanın yaşama uğraşının en trajik göstergelerinden biridir. Tarih büyük ya da küçük göçlerle do-ludur ve her biri de yaşandığı dönemin toplumsal, kültürel ve ekonomik zorlayıcılarının etkisiyle ol-muştur. Göçler, yenilikçi tarih öğretmenlerine bir tarihsel laboratuvar fırsatı sunarlar. Bir göçü ince-

lemek, içerdiği bütün verileri doğrudan doğruya insan hayatıyla ilişkilendirmeyi zorunlu kılar. Bu etkinlik, yakın tarihimizin önemli göçlerinden birini konu edinmektedir. Öğrenciler göç olgusunu Lozan Mübadelesi konusu içinde ele alacaklardır. Mübadele protokolü ile çizdikleri genel çerçevenin içini, insan hikayeleriyle dolduracak-lardır. Bunu, kanıtları inceleyerek, birbirleriyle etkileşime girerek yapacaklardır. Bu hikayeler büyük anlatının içermediği insani anlamı içermektedir. Öğrenciler, tarihsel anlatıyı çok boyutlu ve renkli kılacak bu hikayeleri canlı tanıklardan dinleyecek ve bu şekilde büyük anlatının oluşturduğu yanlılıkların, insani benzerliklerin içinde eridiğini farkedeceklerdir.

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Zorunlu göç insanları nasıl etkiler?

Dersin Amacı:

Lozan Mübadelesi örneğinden yola çıkarak zorunlu göçün insanlar üzerindeki etkilerini değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Lozan Barış Antlaşması'nın Türk dış politikasındaki önemini kavrar.

Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

QZorunlu göç insanları nasıl etkiler?

Seçil Buket MEYDAN*

* Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Ankara

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

5 dk.

10 dk.

15 dk.

20 dk.

15 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinize, aşağıdaki soruyu yöneltiniz:

“Bir daha dönmemek üzere evinizden ayrılmak zorunda kalsanız ya-nınızda neler götürmek istersiniz?”

2. Öğrencilerinizi 4-5 kişilik gruplara ayırınız.

• HerbirgrubaÇalışma Yaprağı-1’i veriniz. İlgili soruyu cevaplama-larını isteyiniz. Çalışma Yaprağı-1, Mübadelenin siyasi ve tarihsel boyutlarını içermektedir. Bununla öğrencilerin, mübadele olgusuna ilişkin genel bir çerçeve oluşturmaları beklenmektedir.

• Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız. Ardından şu yöner-geyi veriniz: "Kendinizi 1920’li yıllarda Yunanistan’da yaşayan bir Türkgibidüşünün.GazetelerdeTürkveYunanHükümetlerininan-laştıklarını ve bu iki ülke vatandaşlarının zorunlu mübadeleye tabii tutulacaklarını; yani Türkiye’ye göç edeceğinizi öğrendiniz." Öğren-cilerinizden içinde bulundukları bu durum ile ilgili 5 soru türetme-lerini isteyiniz. Örneğin: "Nereye götürüleceğim?", "Yanımda neleri götürebileceğim?".

• Öğrencilerinizden,bulduklarısorularıÇalışmaYaprağı-2’deki ilgilikısma yazmalarını isteyiniz. Ardından grupça tartışarak bu sorula-ra verebilecekleri cevapları yine Çalışma Yaprağı-2’de bulunan ilgili kısma yazmalarını isteyiniz. Cevap veremeyecekleri soruları boş bı-rakabileceklerini belirtiniz.

• Soruvecevaplarınsınıftapaylaşılmasınıisteyiniz.

3. Gruplara Çalışma Yaprağı-3’ü veriniz. Buradaki verilerden yola çı-karak Çalışma Yaprağı-2'deki 3. sütunu doldurmalarını isteyiniz.

4. Çalışma Yaprağı-4, A, B ve C olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır. Çalışma Yaprağı-4’ü bir gruba A, diğer gruba B gelecek şekilde da-ğıtınız. Çalışma Yaprağı-4 A ve 4 B Türk ve Yunan mübadillerinin ka-rışık anlatımlarından oluşmaktadır. Ancak çalışma yapraklarında, Mübadillerin Türk ya da Yunan olduklarını belli eden kelimeler çı-karılmıştır. Gruplardan ellerindeki çalışma yaprağını incelemelerini isteyiniz. Ardından tüm gruplara Çalışma Yaprağı-4 C'yi dağıtınız. Sorularıcevaplamalarınıisteyiniz.Gruplarıncevaplarınıokutunuz.

• Uygulamabittiktensonramübadillerinkimlikleriniöğrencilerinizeaçıklayınız.

Mübadillerin kimlikleri: A: Yunanistan'da, Kayseri'deki, Vraşno B:Selanik,Anastasia,Rumca,SabihaYavuz

• Öğrencilerinizden,LozanMübadelesi’ninnedenolduğu insaniacı-ları göz önünde bulundurarak Mübadele kararını veren kişilere bir öneri mektubu yazmalarını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

14M

übad

illerin

Göz

ünde

n

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Kaynak: www.lozanmubadilleri.org.tr

Mübadele Nedir?

1912-1922 yılları arasındaki savaşlar nedeniyle Balkanlar’da, Ege Adalarında ve Anadolu’da büyük acılar yaşandı. Balkan Savaşı sonrasında yüz binlerce Müslüman savaşta yenik dü-şen Osmanlı ordusunun peşi sıra korku ve panik içinde doğdukları toprakları terk ederek Anadolu'ya sığındı. Benzer trajedi, 1922 yılında Kurtuluş Savaşı'nda yenik düşen Yunan or-dusuyla beraber Anadolu’yu terk eden Ortodoksların başına geldi. Bir ay gibi kısa bir süre içinde yüz binlerce Ortodoks, Yunanistan’a sığındı. Bu durum Yunanistan’da büyük sıkıntıla-ra ve kaosa yol açtı. Yunanistan’ın nüfusu bir anda yaklaşık dörtte bir oranında arttı.

Lozan Barış Konferansı toplandığında (Kasım 1922) öncelikle sığınmacılar ve esirler konusu ele alındı. Yunanistan’da yerleşik Müslümanlarla Türkiye’de yerleşik Ortodoksların zorun-lu göçünü öngören Mübadele Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşme uyarınca; İstanbul’daki Ortodokslar ile Batı Trakya’daki Müslümanlar hariç Yunanistan’da yerleşik bütün Müslü-manlar Türkiye’ye, Türkiye’de yerleşik bütün Ortodokslar Yunanistan’a gönderildi. Mübade-le sözleşmesinin kapsamına 18 Ekim 1912 tarihinden sonra yurtlarını terk etmiş olanlar da alınarak mülteciler sorununa bir çözüm bulunmuş oldu.

Zorunlu Göç’ü içeren bu sözleşme ile iki milyon civarında insan yurtlarından kopartılarak, yeni yerleşim bölgelerinde yaşamaya mecbur edildi. Tarihimizdeki bu kitlesel ve zorunlu göçe kısaca mübadele, bu insanlara da mübadil denilmektedir.

1. Sizce bulunan bu çözüm ne tür sorunlar doğurmuş olabilir?

15

Müb

adille

rin G

özün

den

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

SORULARIM CEVAPLARIM LOZAN'A GÖRE CEVAPLAR

16M

übad

illerin

Göz

ünde

n

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

YUNAN VE TÜRK HALKLARININ MÜBADELESİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME VE PROTOKOL (*)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ HÜKÜMETİ İLE YUNAN HÜKÜMETİ, aşağıdaki hükümler üzerinde anlaş-maya varmışlardır:

MADDE: 1 Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla, Yunan topraklarında yerleşmiş Müs-lüman dininden Yunan uyruklarının, 1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak, zorunlu mübadelesine (exchange obligatoire) girişilecektir. Bu kimselerden hiç biri, Türk Hükümeti'nin izni olmadıkça Türkiye’ye ya da Yunan Hükümeti'nin izni olmadıkça Yunanistan’a dönerek orada yerleşemeyecektir.

MADDE: 2 Birinci Maddede öngörülen mübadele: a) İstanbul’da oturan Rumları (İstanbul’un Rum ahalisini); b) Batı Trakya’da oturan Müslümanları (Batı Trakya’nın Müslüman ahalisini) kapsamayacaktır.

MADDE: 5 İşbu Sözleşme uyarınca yapılacak mübadele yüzünden, Türkiye’deki Rumların ya da Yunanistan’daki Müslü-manların mülkiyet haklarına ve alacaklarına hiçbir zarar verdirilmeyecektir.

MADDE: 7 Göçmenler, bırakıp gidecekleri ülkenin uyrukluğunu yitirecekler ve varış ülkesinin topraklarına ayak bastık-ları anda, bu ülkenin uyrukluğunu edinmiş sayılacaklardır.

MADDE: 8 Göçmenler, her çeşit taşınır mallarını yanlarında götürmekte ya da bunları taşıttırmakta serbest olacaklar ve bu yüzden kendilerinden çıkış ya da giriş ya da başka herhangi bir vergi alınmayacaktır. Taşınır malların tümünü ya da bir kısmını yanlarında götüremeyecek olan göçmenler, bunları, oldukları yerde bırakabile-ceklerdir. Bu durumda, yerel makamlar, bırakılan taşınır malların dökümünü (envanterini) ve değerini, ilgili göçmenin gözleri önünde saptamakla görevli olacaklardır.

MADDE: 9 8 nci Maddede öngörülen göçmenlerin ve toplulukların kent ve köylerdeki taşınmaz mallarıyla, bu göçmen-lerin ya da toplulukların bırakmış oldukları taşınır mallar, 11. Maddede öngörülen Karma Komisyonca, aşa-ğıdaki hükümler uyarınca tasfiye edilecektir.

MADDE: 14 Komisyon, ilgili mal sahibine, elinden alınan ve bulunduğu ülkenin hükümeti emrinde kalacak olan mallar-dan dolayı borçlu kalınan para tutarını belirten bir bildiri belgesi verecektir. Bu bildiri belgeleri esas alınarak borçlu kalınan para tutarları, tasfiyenin yapılacağı ülke hükümetinin, göçmenin mensup olduğu hükümete karşı bir borcu olacaktır. Göçmenin, ilke olarak, göç ettiği ülkede, kendisine borçlu bulunulan paraların kar-şılığında, ayrıldığı ülkede bırakmış olacağı mallarla aynı değerde ve aynı nitelikte, mal alması gerekecektir.

Kısaltılarak alınmıştır.

(*) Kaynak: Ramazan TOSUN, “Türk-Rum Nüfus Mübadelesi”, Türkler, Ankara, 2002. c. 16. s. 604.

Sözleşmenin 11. Maddesi gereği mübadele işlemleri yapmak üzere bir bakanlık (İmar ve İskan Vekaleti) kuruldu. Bakanlık tüm illere yazılar yazarak, ilgili bölgede gelecek göçmen-

lerden ne kadarını yerleştirebilecek olanaklar olduğu; bölgenin coğrafi, iktisadi, sosyal durum-larının yanında bölgede ne tür tarımla uğraşıldığı, boş arazi miktarının ne kadar olduğu yönünde bilgi istedi. Ayrıca Yunanistan’da görev yapan Türk Heyeti’nden de hangi kazadan ne kadar ahali geleceği durumları ile uğraşlarının ne olduğu yönünde bilgiler edinerek gelen cevaplara uygun planlar yapıldı. Hükümet mübadillerin bir takım ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli tedbirler al-mıştı. Göçmenlerin sevki, hemen hemen tamamıyla Seyr-i Sefain İdaresi’ne ait vapurlarla yapıl-mıştı. Türkiye’den hareket eden vapurlar Selanik, Hanya, Kandiye, Girit vb. yerlerden göçmenleri almışlar ve İzmir, İstanbul, Samsun, Trabzon gibi büyük iskeleleri olan yerleşim yerlerine indir-mişlerdi.(*)

BİLGİNOTU

17

Müb

adille

rin G

özün

den

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IA4

QQ Kaynak 1:

Göçmenlerin sağlıkla ilgili birçok problemleri daha ..................'da mübadele işlemleri başlatılmadan önce doğmuştu. İskelelere gidinceye kadar birçok kişi; yaşlı, bebek ve çocuklar kara yolculuğunun çetin şartları veya kendilerine yapılan saldırılar sonucu ölmüşlerdi. Bir kısmı da bu çetin şartlarda iskelelere gelinceye kadar mevcut sağlıklarını kaybetmeye başlamışlardı. Ölüme mahkûm bir vazi-yette memleketinden çıkartılan bu kişilerin yaptıkları gemi seyahatinde de sıkıntıları devam etmişti. Uzun ve sağlıksızca süren bu seyahat esnasında gerek gemideki insan sayısının fazlalığı, gerek seyir süresince temizlikte ve içmede kullanılacak tatlı su yetersizliği bunlara sebep olmuştu. Ayrıca gemi seyahatine dayanamayan yaşlılar ve çocuklar da yaşamlarını yitirmişlerdi.

Gül KARACAER, Türkiye Kent Yaşamı ve Mübadiller (1923-30), Yayımlanmamış Tez, İzmir 2006.

QQ Kaynak 3:

Mübadilin dilinden: Babam ...................’deki köyümüzü, evimizi çok özlerdi. Sık sık bize oraları an-latırdı, dönüp gitmek isterdi. Ama izin verilmiyordu. Özlem içinde yaşlandı. İlk olarak 1974 yılında biz mübadillere ......................’ye girebilmemiz için izin ve vize verilmeye başlandı. Babam dedi ki "Kızım ben yaşlandım artık. Gidemem ......................’ye. Sen git. Adresimiz şu. Komşularımız bunlardı. Evi-mizi yurdumuzu bul. Bana bahçemizden bir torba toprak, duruyorsa çeşmemizden bir şişe su getir. Ölürsem çeşmemizin suyunu içip, toprağımızı öpüp öleyim!’”

Kemal YALÇIN, Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları, Birzamanlar Yayıncılık, İstanbul 2006.

QQ Kaynak 4:

Mübadilin dilinden: “Bizim oralarda diye başlayan konuşmalarını dinlerdim. Bizim oralarda yağ-mur şu yakadan gelir, şöyle yağardı…! Bizim oralarda pınarlar böyle akardı… Bizim oralarda dağ-lar bildiğiniz dağlar değildi. Bizim oralarda bizim oralarda diye diye ölüp gittiler. İşte şimdi “bizim oralar”ında; .........................’daydım.”

Kemal YALÇIN, Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları, Birzamanlar Yayıncılık, İstanbul 2006.

QQ Kaynak 2

www.lozanmubadilleri.org.tr

18M

übad

illerin

Göz

ünde

n

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

B

QQ Kaynak 2

QQ Kaynak 1:

Göçmenlerin ...................... limanına varışını gözlemleyen Morgenthau, izlenimlerini şöyle aktar-maktadır:“2.000 kişilik normal kapasiteye göre inşa edilmiş bir gemiye 7.000 kişi tıkılmıştı. Güverte-deki sardalyeler gibi paketlenmiş bu insanların durumu, acı dolu bir insanlık sefaletiydi. Dört gündür denizdeydiler ve ne yatmaları için ufacık bir alan, ne birazcık yiyecek, ne de tuvalet ihtiyaçlarını gide-rebilecekleri bir yer vardı. Dört gün, dört gece boyunca, birçoğu güvertede ayakta kalmış, sonbahar yağmuruyla sırılsıklam olmuş, soğuk gece rüzgarı içlerine işlemiş ve gündüz güneşiyle derileri su toplamıştı. Kıyıya paçavralar içinde, aç, hasta, haşaratlarla kaplı, çökük gözlerle ve insan pisliğinin iğrenç kokusunu soluyarak –başları umutsuzlukla öne eğilmiş halde- çıktılar.

Barış DEMİRTAŞ, Lozan Mübadele Sözleşmesi’ninEtkileri ve Sonuçları Üzerine Bir Araştırma, Yayımlanmamış Tez, Bursa 2008.

QQ Kaynak 3:

Mübadilin dilinden: ......................... ise şöyle anlatmaktadır: “Buranın dilini öğrenemedim, ....................... konuşamıyorum. Yazı bilmiyorum. Şimdi gitsem köyümüze. bütün evleri birer birer bulurum. Hiç unutmam, 25-26 yaşındaydım buraya geldiğimde… Yaşım yüzü geçti, buranın dilini öğ-renemedim. Hiç unutmam köyümüzü. Kardeş gibi yaşıyorduk biz. Şimdi gitsem elimle koymuş gibi bulurum evimizi.

Kemal YALÇIN, Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları, Birzamanlar Yayıncılık, İstanbul 2006

QQ Kaynak 4:

Mübadilin dilinden: .....................................: “Keşke biz de gidip evimizi görebilseydik… Çok özledik, çok görmek istedik. Bizim evlerde duranlar evimize iyi baksınlar… Temiz tutsunlar. Çiçeğimiz çok olurdu çiçeklerimizi sık sık sulasınlar.” diyerek anlatır özlemini.

Kemal YALÇIN, Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları, Birzamanlar Yayıncılık, İstanbul 2006.

www.lozanmubadilleri.org.tr

19

Müb

adille

rin G

özün

den

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IC41. Kaynak 1’e göre yolculuğun koşulları hakkında neler söyleyebilirsiniz? (3 cümle yazınız). Siz o yolculardan

biri olsaydınız neler hissederdiniz? Duygularınızı anlatan 5 kelime yazınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Kendinizi fotoğraftaki yolculardan birisi olarak hayal ediniz. Yolculuğunuzun koşulları hakkında neler söyleyebilirsiniz? (3 cümle yazınız.) Siz o yolculardan biri olsaydınız neler hissederdiniz? Duygularınızı anlatan 5 kelime yazınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

3. Kaynak 3’den yola çıkarak mübadillerin ayrıldıkları topraklara yönelik bakış açılarını özetleyen 1-2 cümle yazınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

4. Kaynak 4’ten yola çıkarak ayrıldıkları topraklara yönelik bakış açılarını özetleyen 1-2 cümle yazınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

20M

übad

illerin

Göz

ünde

n

ÇOCUK HAKLARI

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Çocuk haklarını bilecektir.

QQ Birçok öğrenci: Çocuk haklarının gelişimini örneklerle açık-layabilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Çocuk haklarının zorunlu olduğunu hukukî ve etik açıdan değerlendirecektir.

Çocukluk, toplumsal bir kurgudur. Postman’a göre, bu döneme verilen anlam, toplumun sosyal, kültürel

ve ekonomik özellikleriyle yakından ilişkilidir. İnsanlar çocuklara, içinde yaşadıkları değerler düzene-

ğine ve sosyo-ekonomik şartlara bağlı olarak değer verirler. Toplumsal yapılar değiştikçe bununla ba-

ğıntılı olan çocukluk algısı da değişir. Bu etkinlikte, zaman içinde çocukluk algısının dönüşümü işlenmektedir.

Çocuğa bakış değiştikçe, onun haklarına bakış da değişmekte ve bu değişim uzun bir tarihsel süreci kapsamak-

tadır. Öğrenciler bu etkinlikte, çocuk haklarının zaman içinde geçirdiği değişimleri, bu hakların aslında “doğal”

haklar olduklarının bilinciyle ele alacaklar, yaşanan değişimleri yansıtan örnek olayları inceleyeceklerdir.

Sınıf: 6

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Çocuk hakları sözleşmesi neden kabul edildi?

Dersin Amacı:

Çocuk haklarının gelişimini ve zorunluluğunu; hukukî, tarihsel ve etik açıdan değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Tarihsel belgelerden yola çıkarak insan haklarının gelişim sürecini analiz eder.

• Grup sayısı kadar yarım tabaka fon kartonu, bilgi kartları için zarf, makas temin ediniz.

• Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

• Öğrencilerinizden boya kalemi getirmelerini isteyiniz.

QÇocuk hakları sözleşmesi neden kabul edildi?

Ramazan ALABAŞ*, Gülşen SALGAR TURAL**

* Ankara Üni., Eğitim Bilimleri Fakültesi, Ankara* İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, İzmir

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

20 dk.

10 dk.

5 dk.

5 dk.

20 dk.

5 dk.

5 dk.

5 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Çalışma Yaprağı-1’de yer alan fotoğrafı yansıtınız veya gruplara da-ğıtınız.

"Buçocuğunnelereihtiyacıvar?"Sorusunaverilencevaplarıtahtayayazınız. Daha sonra bu ihtiyaçları (yaşama, barınma, sağlık, eğitim, güvenlik, oyun hakkı vb.) sınıflamalarını isteyiniz.

2. Bilgi kartlarının bulunduğu zarfları her gruba dağıtınız. Öğrenciler-den karışık şekildeki kartları kronolojik olarak sıralamalarını iste-yiniz.Hergruptan“enilginç”kartıseçmelerinivenedenilginçbul-duklarını açıklamalarını isteyiniz.

3. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız. Bilgi Notu'nu okuta-rak ilgili soruyu cevaplandırmalarını isteyiniz.

• Ardındansözleşmemaddeleriniokutunuzvetablonunilgilikısmınıdoldurmalarını isteyiniz. Grupların birbirlerinin yazdıklarını kontrol etmelerini sağlayınız.

4. Öğrencilerinize daha önceden dağıttığınız bilgi kartlarındaki örnek durumlarÇocukHaklarıSözleşmesi'ninmaddeleriileilişkilidir.Öğ-rencilerinizden bilgi kartlarının arkasına, ilişkili olduğu sözleşme madde numarasını yazmalarını isteyiniz.

5. Öğrencilerinize bilgi kartlarını en çok hangi madde ile ilişkilendir-diklerini sorunuz.

6. Sözleşmedeki maddelere uygun olan/olmayan durumlara yönelikyakın çevrelerinden örnekler vermelerini isteyiniz.

7. Gruplara birer adet yarım tabaka fon kartonu dağıtınız. Gruplara aşağıdaki kuruluşlardan birinin görevini veriniz ve çocuk haklarının korunması ile ilgili bir kampanya başlatacaklarını söyleyiniz.

• ÇocuklarlaİlgiliBirSivilToplumKuruluşu• AileveSosyalPolitikalarBakanlığı,• EmniyetMüdürlüğüÇocukŞubesi,• ÇocukEsirgemeKurumuMüdürlüğü• TVKanalıMüdürü• GazeteSahibi• BüyükşehirBelediyeBaşkanlığı Çalışma Yaprağı-3’ü yansıtınız veya gruplara dağıtınız. Grupların el-

lerindeki fon kartonlarını, çalışma yaprağına uygun bir şekilde dol-durmalarını isteyiniz.

8. Çalışmanın sonunda grupların birbirlerine ürünlerini tanıtmasını is-teyiniz.

9. Sizceuygulanmasıdurumundahangikampanyadahabaşarılıolur-du? sorusu ile öğrencilerin görüşlerini alınız.

İŞLE

NİŞ

22Ço

cuk

Hakl

arı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

NEYE İHTİYACIM VAR?

1. Sizce bu çocuğun nelere ihtiyacı olabilir?

23

Çocu

k Ha

klar

ı

BİL

KA

RT

LA

RI

Aşağıdaki bilgi kartlarını kesiniz ve zarf içerisinde karışık olarak gruplara veriniz.

1.

Eski Roma’da “baba” suç işleyen, kötü davranışları olan çocukları yargılama ve cezalandırma yetkisine sahipti. Çocuğunu suçlu bulursa dövebilir, hapsedebilir veya öldürebilirdi. MS 6. yy’da çocuk yetiştirme anne ve babanın görevi olarak görülmüş; babaların sadece eğitim amaçlı cezalar vermesi kabul edilmişti.

2.

İngiltere’de 1880’de, Fransa’da 1882’de, Amerikan eyaletlerinde 1852’de, Osmanlı Devletinde ise 1824’te eğitim zorunlu hâle getirildi.

3.

Geç Hitit Kralı’nın topaç çeviren ve oyun oynayan çocukları (Taş kabartma, Karkamış, MÖ 8. yy.)

4.

Wolfgang Ratge (1571-1635) “Bütün kız ve erkek çocuklar, Alman okullarına devam etmeli, anne ve babalar hiçbir çocuğu okuma, yazma ve hesap öğrenmeden okuldan almamalı, çocukların kitap, elbise ve diğer ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır.” demiştir.

5.

Amasyalı bir ilkokul öğretmeni olan Hüseyinoğlu Ali, 1453’te yazdığı Tarîk’ul Edep (Terbiye, Eğitim Öğretim Yolu) adlı eserinde, babasının çocuğuna karşı üç temel görevi olduğunu yazmıştır:

a) Ona güzel bir İslami ad koymak, b) Onu sünnet ettirmek, c) Onu okula gönderip öğrenim görmesini sağlamak.

6.

Çocukluğun tarihi çalışmalarının öncüsü sayılan Aries’e göre 1600’lere kadar ayrı bir çocukluk kavramı yoktu. Ortaçağda çocukların temel ihtiyaçları giderilse de özel bir ilgiyle korunmazlardı. Çünkü çocuğu yetişkinlerden ayıran özellikler bilinmezdi. Bu nedenle çocukların kendilerine özgü giysileri, besinleri, oyunları, oyuncakları yoktu. Çocuklar minyatür yetişkinler olarak görülürdü.

7.

14. yüzyılda, İlhanlı Devleti’nin başkenti Tebriz’de 110 çocuğun barındığı iki yetimhane kurulmuş ve buralardaki çocukların meslek sahibi olarak yetişmeleri sağlanmaya çalışılmıştı.

8.

Annesinin omzunda çıngırağıyla oynayan çocuk (16. yy. anonim sulu boya)

9.

New York’ta 1873'de çıkarılan “Çocuk Emeği ve Eğitim Kanunu” ile sanayi iş kolunda 10 yaş altı çocukların çalışması yasaklandı. 1886'da çıkan “Fabrika Kanunu” ile 13 yaş altındaki çocukların fabrikalarda çalışması yasaklandı.

10.

1929’da Türk Ocağı’nın örgütlediği 4 bin çocuk ilk kez TBMM'den bazı haklar talep etmiştir: “Her çocuğa okul, çocukları dövenlere ve işkence edenlere karşı kanun çıkması, sokaklarda yatan çocuklara çatı, zengin-fakir her çocuk için izci teşkilatı isteriz...”

11.

Eski Hint, Çin, Mısır, Sümer, Asur, Babil ve İbrani toplumlarında, ceza yaşa göre tespit edilmezdi. Yaş küçüklüğü göz önünde bulundurulmaz, suçlar karşısında herkes aynı derecede sorumlu tutulurdu.

12.

Aristo, Eski Atina’da toplum yararı gözeterek sakat çocukların yaşatılmamasının uygun olduğu görüşünü savunmuştur. Bu dönemde çocuklar için eğitim zorunlu değildi ve devlet eğitim işlerini kontrol etmezdi.

24Ço

cuk

Hakl

arı

BİL

KA

RT

LA

RI

13.

Osmanlı Devleti, sokak çocuklarının eğitim ve tedavisi için 1903'de Dar’ül hayr-ı Ali, 1914'de daha çok savaşlar sonucu kimsesiz kalan çocukların bakımı ve eğitimi için Dar’ül eytam adında kurumlar kurdu.

14.

Dünyada ilk çocuk mahkemesi ABD’de 1878’de; Avrupa’daki ilk çocuk mahkemesi ise İngiltere’de 1905’te, Portekiz’de 1911’de, Japonya’da 1923’te, Yunanistan’da 1939’da kuruldu. Türkiye ise bu konudaki çalışmalarına 1945’te başlamış, ancak ilk çocuk mahkemesi 1987’de kurulabilmiştir.

15.

İslamiyet öncesinde Arap kabilelerinde aile reisinin çocukları üzerinde sınırsız bir hâkimiyeti vardı. Özellikle kız çocuklarını satabilir hatta öldürebilirdi. İslamiyet’in kabulünden sonra babanın bu hakkı Kur'an aracılığıyla kaldırıldı.

16.

Lawrence Stone’a göre, İngiltere’de evde ve okulda çocuklara son derece sert bedensel cezalar verilmesi kural idi; on altıncı ve on yedinci yüzyıl başları “kamçılama çağı” olmuştu.

17.

18. ve 19. yüzyıllarda Sanayi Devrimi ile işgücüne ihtiyaç duyulmuş, yoksulluk içindeki anne- babaların ısrarı ile çocuklar fabrikalarda çalıştırılmaya başlanmıştır. Çocukların genellikle bir örgü veya dokuma makinesinin başında durmak ve koptuklarında ipleri bağlamak gibi görevleri vardı.

18.

İsveç’te körebe oyununun adı “Kör Keçi”, Almanya’da "Kör İnek", bazı bölgelerinde "Kör Keçi", Ankara’nın köylerinde "Kör Çebiş"tir. (Çebiş: Keçi yavrusu)

19.

Uçurtma Uçuran Çocuk (Lachaise, renkli gravür, 19. yy. Osmanlı)

20.

Osmanlı’da 1914’te Musavver Hukuk-u Etfal (Çocuk Hakları Düşüncesi) çıkarılan derginin amacı, ilk sayısında şöyle ifade edilmişti: “Mesleğimiz çocukluğun haklarını savunmaktır. ..Çocukların yiyeceğine karışacağız, çünkü hayat onunla sağlanır. Giyeceğine karışacağız, çünkü sıhhate, çalışmaya etkisi vardır. Annesine babasına karışacağız, çünkü çocuğun maddi ve manevi hayatını büyük ölçüde etkileyen bunlardır...”

21.

II. Dünya Savaşı sonrasında 13 Avrupa ülkesindeki çocuklara yardım etmek amacıyla 1946’da kısa bir süre için kurulan UNICEF (BM Çocuklara Yardım Fonu), 1953'te kalıcı hâle getirildi. UNICEF, dünya çocuklarının yaşamlarını iyileştirmeye kendilerini adamış, yetenekleri ve başarılarıyla ün kazanmış kişileri iyi niyet elçileri olarak seçmektedir. Türkan Şoray, Yıldız Kenter, Müjdat Gezen, UNICEF’in Türkiye iyi niyet elçilerinden bazılarıdır.

22.

Maffeo Vegio (1406-1458) “Çocukların Eğitimi Üzerine” adlı eserinde bütün halk çocuklarının eğitiminden değil, yalnızca devlet hayatında seçkin bir yer tutmakla görevli hürlerin çocuklarının eğitiminden söz etmiştir.

23.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra devletler; bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşerek 10 Aralık 1948'de “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ni ilan etti. Bildirgenin ilk maddesi şöyledir: “Bütün insanlar özgür; onur ve hakları yönünden eşit doğarlar.

24.

Batının ilk çocuk kitapları şu şekildeydi: Saplı bir tahta üzerinde oyulmuş alfabe harfleri ve tahtanın çevresine oyulmuş dinî sözler. Bu tahta sapına dolanan bir iple çocuğun boynuna asılıyordu. Böylece çocuk bu tahtayı her yere taşımış oluyordu.

25.

İngiltere’de 1801 yılında çıkarılan “Sağlık ve Ahlak Kanunu” ile çocukların çalışması sadece gündüzle sınırlanmış ve çalışma saati de 12’ye indirilmiştir.

25

Çocu

k Ha

klar

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Sözleşmenin, yukarıda yer alan maddelerinde hangi haklardan söz edilmiştir?

Hak ve Özgürlükler Var Yok

Yaşama Hakkı

Sağlık Hakkı

Eğitim Hakkı

Oyun-Eğlence Hakkı

Düşünce ve İnanç Özgürlüğü

Uygun Mahkemelerde Yargılanma Hakkı

Her Tür İstismara Karşı Korunma Hakkı

Sağlıklı Çalışma Koşulları

Madde 1: Kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.

Madde 6: Taraf devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler; çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için çalışırlar.

Madde 13: Çocuk, düşüncesini yazılı, sözlü, basılı, sanatsal vb. biçimde özgürce açıklama hakkına sahiptir

Madde 14: Taraf devletler, çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri hakkına saygı gösterirler

Madde 15: Taraf devletler, çocuğun dernek kurma ve barış içinde toplanma özgürlüklerine ilişkin haklarını kabul ederler

Madde 17: Taraf devletler çocuğun, bedensel ve zihinsel açıdan geliştirici bilgi ve belge edinmesini sağlarlar.

Çocuk kitaplarının üretimini ve yayılmasını teşvik ederler.

Madde 19: Taraf devletler, çocuğun ana-babası ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken şiddet veya suistimale, ihmale ve her tür istismara karşı korunması için bütün önlemleri alırlar.

Madde 23: Taraf devletler zihinsel ya da bedensel özürlü çocukların saygınlıklarını güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran şartlar altında eksiksiz bir yaşama sahip olmalarını kabul ederler

Madde 24: Taraf devletler, çocuğun sağlık kuruluşlardan yararlanma hakkını tanırlar. Yetersiz beslenme, çevre kirliliği ile mücadele ederler.

Madde 27: Taraf devletler, her çocuğun yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul ederler. Bu sorumluluk öncelikle ana-babaya düşer. Taraf devletler, olanakları ölçüsünde, özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar.

Madde 28: Taraf devletler, çocuğun eğitim hakkını kabul ederler ve bu hakkın fırsat eşitliği ilkesiyle gerçekleştirirler.

(İlköğretimin zorunlu ve parasız olması; meslek eğitimi vb)

Madde 31: Taraf devletler çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence etkinliklerinde bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkını tanırlar ve özendirirler.

Madde 32: Taraf devletler çocuğun, tehlikeli işlerde; eğitimine, sağlığına veya toplumsal gelişimine zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul ederler

Madde 40: Taraf devletler, yasayı ihlal ettiği düşünülen her çocuğu; yetkili, bağımsız ve yansız bir makam ya da mahkeme önünde, çocuğun yaşı ve durumu göz önüne alınarak konunun gecikmeksizin karara bağlanmasını sağlamayı kabul ederler.

Madde 43: Taraf devletlerin bu sözleşme ile üstlendikleri yükümlülükleri yerine getirme konusunda kaydettikleri ilerlemeleri incelemek amacıyla bir Çocuk Hakları Komitesi kurulmuştur.

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni bu kadar çok devletin imzalamış olması niçin önemlidir?

Sözleşme Maddelerini okuyarak hak ve özgürlükler tablosunu doldurunuz.

Uluslar arası Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989'da oybirliğiyle kabul edildi. 2 Eylül 1990'da yürürlüğe girdi. 54 maddeden oluşan sözleşmeyi 61

devlet imzaladığı. Türkiye, sözleşmeyi 14 Eylül 1990'da imzalamış ve 9 Aralık 1994'de bazı mad-delerine çekince koyarak onaylamıştır.

www.http://tbmm.gov.tr

BİLGİNOTU

26Ço

cuk

Hakl

arı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

BEN OLSAYDIM NE YAPARDIM?QQ Yetkili Kuruluş:

Grup Üyeleri:

?Projenin Amacı

Yapılacak Faaliyetler

Projenin Adı ve Sloganı

İşbirliği Yapılacak Kişi ve Kurumlar

Beklenen Sonuçlar

BEN OLSAYDIM NE YAPARDIM?

27

Çocu

k Ha

klar

ı

KA

YN

AK

ÇA

Çocuk Hakları Etkinliği Kaynakları

1. Akyüz, E. (2010). Çocuk Hukuku Çocukların Hakları ve Korunması, Ankara: Pegem Akademi.2. Akyüz,Y. (2007). Amasyalı Hüseyinoğlu Ali’nin “Tarîku’l Edep” Başlıklı Eseri (1453) ve Çağdaş Eğitim Açısından De-

ğerlendirilmesi, I. Amasya Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, Amasya, 13-15 Haziran 2007, 2. Kitap, s. 1099-1125 (Amasya Valiliği Yay. Editör: Yrd. Doç. Dr. Yavuz BAYRAM

3. Akyüz, Y. (2010). Türk Eğitim Tarihi (M.Ö. 1000-M.S. 2010) (Gözden Geçirilmiş 17. Baskı Yazarın Yaptığı Resimlerle). Ankara: Pegem Akademi.

4. Aytaç, K. (1998). Avrupa Eğitim Tarihi. İstanbul: Emre Matbacılık.5. Karatay, A. (2007). Cumhuriyet Dönemi Korunmaya Muhtaç Çocuklara İlişkin Politikanın Oluşumu, Yayımlanmamış

Doktora Tezi, M.Ü, SBE6. Koçer, H. A. (1980). Eğitim Tarihi (İlk Çağ) I, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları7. Postman, N. (1995). Çocukluğun Yokoluşu. (Çev. Kemal İnal). Ankara: İmge Kitapevi.8. Onur, B. (2006). Toplumsal Tarihte Çocuk (Sempozyum 23-24 Nisan 1993), İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.9. Onur, B. (2007). Çocuk, Tarih ve Toplum. Ankara: İmge Kitabevi.10. Yelesdağ, H. (2006) “Ceza Hukukunda Çocuk Kavramı ve Cezai Sorumluluğun Belirlenmesinde Kriterler, Yayınlanma-

mış Yüksek Lisans Tezi, M.Ü, SBE, www.adalet.gov.tr.11. BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, www.tbmm.gov.tr.12. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3469213. http://www.unicefturk.org

28Ço

cuk

Hakl

arı

OSMANLIDA HUKUK

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Osmanlı Devleti'nde mahkemelerin yapısı-nı ve ele aldığı konuları farkedebilecektir.

QQ Birçok öğrenci: Mahkemelerin ele aldığı konulardan yola çıkarak Osmanlı toplumunda mahkemelerin önemini değer-lendirebilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: İnsanlar arasındaki sorunların çözümünde hukukun vazgeçilmezliğini değerlendirebilecektir.

T arihin sıradan insanların hikayeleriyle ilgilenmediği dönemler gerilerde kaldı. Büyük kişilerin, büyük

olayların hikayeleri hâlâ tarihin genel çerçevesini oluşturmakla birlikte, bu genel çerçevenin anlam

boşluklarından kurtulabilmesinin yolu, sıradan insanların bu büyük çerçevede nasıl konumlandıkları-

nın incelenmesidir. “Osmanlı’da Hukuk” adlı çalışma, adalet gibi büyük ve tartışmalı bir kavramı somutlaştıran

kurumları, kişileri ve olayları ele alıyor. Bu çalışmada öğrenciler, hukuk kurumlarının işleyişini, küçük örnek-

lerden yola çıkarak inceleyecekler. Çalışmada, Şeriye Sicillerinden alınmış örnek kararlar üzerinde çalışacak-

lar. Ulaştıkları sonuçlar onları dolaylı olarak hak, hukuk, adalet, hukukun üstünlüğü gibi “büyük” kavramlara

ulaştıracak.

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Osmanlı Devleti'nde mahkemeler neden gerekliydi?

Dersin Amacı:

Karar örneklerinden yola çıkarak Osmanlı Devleti'nde farklı türde anlaşmazlıkların hukuk yoluyla nasıl çözüldüğünü açıklayabilme.

İlişkili Kazanım:

Osmanlı Devleti hukuk sisteminin genel yapısı ve işleyişini kavrar.

Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

QOsmanlı Devleti'nde mahkemeler neden gerekliydi?

Dr. Yasin DOĞAN*

* Adıyaman Üni., Eğitim Fakültesi, Adıyaman

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

20 dk.

10 dk.

15 dk.

10 dk.

15 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi 4-5 kişilik gruplara ayırınız. Çalışma Yaprağı-1 A, B, C’yi her bir gruba farklı bir yaprak gelecek şekilde dağıtınız. Belgeleri incelemelerini isteyiniz. Ardından her bir gruptan bir sözcü seçiniz ve inceledikleri belgenin konusunu sınıfa anlatmalarını isteyiniz. Mah-kemelerin hangi konularda insanlara yardımcı olduklarını sorunuz.

2. Gruplara Çalışma Yaprağı-2 A, B, C’yi her bir gruba farklı bir yaprak gelecek şekilde dağıtınız. Davaların tarihlerine dikkat etmeleri ko-nusundauyarınız.Herbirgrupçalışmayaprağınıincelediktensonra,grupların çalışma yapraklarını değişmelerini isteyiniz. Bütün grup-lara A, B ve C yapraklarını inceletiniz.

3. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız ve kutucukları incele-dikleri belgelerin ışığında doldurmalarını isteyiniz.

4. Öğrencilerinize Osmanlı Devleti’nde mahkemelerin nasıl çalıştıkla-rını sorunuz. Çalışma Yaprağı-4’ü dağıtınız. İncelemelerini ve ilgili sorularıcevaplamalarınıisteyiniz.Soruvecevaplarınsınıftapayla-şılmasını sağlayınız.

5. Çalışma yaprağı-5’i dağıtınız. İlgili kısımların doldurulmasını isteyi-niz. Öğretmen Bilgi Notu'nu kullanarak doğrulamasını yapınız.

6. Gruplara Çalışma Yaprağı-6’yı dağıtınız. Bilgi notunu okumalarını isteyiniz. Ardından GZFT (Güçlü, Zayıf, Fırsat, Tehdit) analizini yaptı-rarak sonuçların sınıfta paylaşılmasını sağlayınız.

İŞLE

NİŞ

30Os

man

lıda

Huku

k

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

A

1

•Özelisimveadreslerhukukîgerekçelerlesilinmiştir.

QQ Kaynak: Günümüz Mahkeme Kararlarından Bir Örnek

31

Osm

anlıd

a Hu

kuk

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

B

QQ Kaynak: Günümüz Mahkeme Kararlarından Bir Örnek

32Os

man

lıda

Huku

k

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

C

QQ Kaynak: Günümüz Mahkeme Kararlarından Bir Örnek

33

Osm

anlıd

a Hu

kuk

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2A

Örnek 1: Yusuf oğlu Derviş Hristiyan Abdullah oğlu İshak'ı, Bursa'daki alacaklılarından bütün mali haklarını alması ve kendine göndermesi ve bu konu ile ilgili olarak gerektiğinde mahkemeye başvurması hususunda vekil tayin etmiş, o da bu vekâleti kabul etmiştir. (XV. Yüzyıl)

Örnek 2: Tebrizli Karagöz oğlu Hocaşah Veli kardeşi Karagöz oğlu Hocaşah Kulu'yu, bütün işleri ve umumi maslahatları hususunda Bursa ve diğer şehirlerde olan kişilerin zimmetindeki hakla-rını alması için mutlak vekil tayin etti. O da bu vekâleti kabul etti. (XVI. Yüzyıl)

Örnek 3: Merhum Kara Sinan oğlu Mevlana Ya'kup Çelebi ve Hacı İvaz Paşa çarşısında terzi Ali oğlu Davut, tutuklu bulunan Hacı Yakup oğlu Mehmet'e, kaçtığı takdirde, Hacı İsa'ya olan bin dirhem borcu ödemeye kefil oldular. (XV. Yüzyıl)

Örnek 4: Kara Mustafa'nın azatlısı Abdullah oğlu Yusuf kendisini iki bin dirhem peşin para kar-şılığında Abdullah oğlu Hasan'a altı yıllığına kiraladı, o da bunu tasdik etti. (XV. Yüzyıl)

QQ Osmanlı Mahkeme Kayıtlarından Örnekler

1. Yukardaki kayıtlardan en ilginci sizce hangisidir?

2. Hangi açılardan ilginç buldunuz?

Sözlük

Umumi Maslahat: Genel işler

Zimmet: Üstünde olan şey

Vekalet: Vekillik

Dirhem: Gümüş para

Azatlı: Özgürlüğüne kavuşturulmuş köle

Kaynak: İsmail GÜLER, "Bursa Sicillerinden Arapça Kayıt Örnekleri", Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 2, 2005, s. 113-132

34Os

man

lıda

Huku

k

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

B

Örnek 1: Ali oğlu Gündük, buğday renkli, ela gözlü, saf, orta boylu, Arnavut asıllı cariyesi Abdullah kızı Şehrane'yi Allah rızası için azat ettiğini sahih ve şer'î bir şekilde ikrar etmiş ve bu husus adı geçen cariye tarafından tasdik edilmiştir. (XV. Yüzyıl)

Örnek 2: Hacı Hüseyin kızı Fahrünnisâ isimli kadın, azatlısı Abdullah kızı Şehrane'ye Mahrûse-i Bursa mahallelerinden Hacıpaşa mahallesindeki kendisine ait evi sattığını ikrar etmiş, o da bir oda, helâ, sofa ve yıllık vergisi on iki bin dirhem olan bahçeden oluşan, kıble tarafından anayol, doğudan adı geçen satıcının mülkü, batıdan Pîrî ve Şeyhî'nin mülkü, kuzeyden yine adı geçen satıcının mülkü ile sınırlı bu evi, bütün sınır ve haklarıyla rayiç bin dirhem peşin gümüş para tu-tarındaki bedel ile satın almıştır. (XV. Yüzyıl)

Örnek 3: İvaz oğlu Hasan, Beyazıt oğlu Hoca Mircan'a Selçukhatun mahallesindeki kendisine ait evi sattığını ikrar etmiş. O da dört oda, bir cumba, dört helâ ve bahçeden oluşan, iki taraftan yol ile (diğer taraflardan) Basmacı Sufî ve Davut'un mülkü ile sınırlı bu evi bütün sınırlarıyla beş bin dirheme satın almıştır. (XV. Yüzyıl)

Örnek 4: Hâkim, Abdullah kızı Ayni isimli kadının nafakası, giyimi ve diğer zaruri ihtiyaçları için aşağıda yazılı tarihten itibaren, arada bir kaybolduğu hukuken sabit kocası Abdullah oğlu Bâli üzerine her gün üç dirhem nafaka tayin etti ve ihtiyaç anında borç alıp ortaya çıktığında borcun kocasından tahsil edilmesi hususunda sahih ve şer'î izin verdi. Şaban ayının sonları. (XV. Yüzyıl)

QQ Osmanlı Mahkeme Kayıtlarından Örnekler

1. Yukardaki kayıtlardan en ilginci sizce hangisidir?

2. Hangi açılardan ilginç buldunuz?

Sözlük

Sahih: Gerçek, doğru

İkrar: Söyleme, bildirme

Şaban: Ay takviminin sekizinci ayı

Safer: Ay takviminin ikinci ayı

Karye: Köy

Umumi Maslahat: Genel işler

Azatlı: Özgürlüğüne kavuşturulmuş köle

Nasranî: Hristiyan

Kaynak: İsmail GÜLER, "Bursa Sicillerinden Arapça Kayıt Örnekleri", Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 2, 2005, s. 113-132

Örnek 5: Kavaklı mahallesinden Abdullah oğlu Mahmut, Nasranî Yusuf oğlu Derviş'e veresiye alı-nan kumaşın bedeli olarak beş bin sekiz yüz dirhem borcu olduğunu kabul etti. Borcun süresi 896 yılı Safer ayı başından itibaren bir yıl olup borçlunun ikrarı alacaklının bizzat kendisi tarafından da tasdik olundu. (XV. Yüzyıl)

35

Osm

anlıd

a Hu

kuk

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2C

1. Yukardaki kayıtlardan en ilginci sizce hangisidir?

2. Hangi açılardan ilginç buldunuz?

Sözlük

Ahâli: Halk

Sakîn: Yerleşik, oturan

Karye: Köy

Örnek 1: Tarla-yı Cedid Mahallesi sakinlerinden Seyit Hacı Mehmet, Osman Bey üzerine açtı-ğı davasında, babası ile ortak keçi ticareti yaptıklarını belirtmiş ve babasının ölümünden sonra kendi hakkını vermediğini söylemiştir. Görülen davada keçilerin yarı hissesi olan 45 keçiyi Seyit Mehmed'e teslimine karar verilmiştir. 6 Mayıs 1750.

Örnek 2: Kör Kehban Karyesi ahâlisinden Seyyid Mustafa'nın aynı karye ahâlisinden Hüseyin ve Mustafa üzerine açtığı davasında, kendisinden 20 kuruş kıymetli iki kılıç, 20 kuruş kıymetli iki tüfek, 4 kuruş kıymetli 8 yemeni ve bazı mallarını aldıklarını ancak parasını vermediklerini belirt-miştir. Şahidlerin ifadeleriyle Seyyid Mustafa'nın haklı olduğu anlaşılmış ve borçlarını vermeleri karara bağlanmıştır. 16 Aralık 1751.

Örnek 3: 11 Mayıs 1750 tarihinde Şehreküstü Mahallesi sakinlerinden Mehmed oğlu Ali'nin, Ehl-i Cefa Mahallesi sakinlerinden İbrahim oğlu Hızır üzerine açtığı alacak davası. Mehmed İbn-i Ali, İbrahim'e Halep'te 430 kuruş borç verdiğini ve kendisine sadece 40 kuruşun geri verildiğini ileri sürmüş, görülen davada şahidler davacı Mehmed'i doğrulamışlardır.

Kaynak: İbrahim YILMAZÇELİK, "1750-1752 (H.116 4-1165) Da ted Gaziantep Şer'iyye Register's Presentation and Index", Fırat University Journal of Social Science, Cilt: 12, Sayı: 1, Sayfa: 325-352, Elazığ, 2002.

QQ Osmanlı Mahkeme Kayıtlarından Örnekler

36Os

man

lıda

Huku

k

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

Osmanlı Devleti’nde mahkemeler hangi konularda insanlara yardımcı oluyordu? Kutucuklara yazınız.

MAHKEMELER

37

Osm

anlıd

a Hu

kuk

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4İKİ DİN BİR MAHKEME

QQ Kaynak 1

Şeriye Sicili Defterinden Örnek Duruşma Tutanağı

Bu yazılı belge sahibi AZADİ oğlu LAMBO adlı kasap, yüce şer’i yargı meclisinde, Abdullah oğlu Şaban hu-zurunda, bu şahsın aleyhinde şöyle iddia ve beyanda bulundu:

— Bundan önce davalı Şaban’a pastırmalık iki baş sığırı 600’er akçeden 1200 akçeye sattım ve teslim ettim. 0 da kabul ederek teslim aldı. Sonra bedelin 70 akçesini peşin aldım. Zimmetinde 1130 akçe alacağım kal-mış idi. Durumun soruşturularak, borçludan alacağımın alıverilmesini istiyorum.

Davacının bu iddiası üzerine durum soruşturuldu. Davalı Şaban iddiayı inkâr edince, davacı Lambo’dan iddiasını ispat edecek kesin delil talep olundu. Ancak davacı delil getirmek üzereyken davalı yeniden söze başlayarak şöyle bir savunmada bulundu:

— Gerçekten davacı Lambo’dan yukarıda zikri geçen iki baş sığırı iddia edildiği şekilde 1200 akçeye satın aldım. Semenleri olan söz konusu parayı tam olarak alacaklıya elden verdim.

Davalının iddiayı inkâr etmesinden sonra davalı Şaban’dan cevap olarak iddiasını isbat edecek kesin delil is-tendi. Kesin delil getiremeyince, söz konusu iddiayı kabul ve itiraf ettiğinden, zikredilen parayı davacı Lambo tam olarak teslim alamadığına dair davacıya yemin teklif olunmasını istedi. Davacı da istenilen tarzda “İncil’i Hz. İsa’ya indiren Allah’a" yemin edince, yemin gereği, söz konusu parayı davacıya teslim etmesi için şeri mahkeme tarafından davalı Şaban‘a uyarıda bulunuldu. Ve durum talep üzerine sicile kaydedildi.

Şuhudul Hal (Müşahitler)

Şaban oğlu İbrahim Çelebi, Mustafa oğlu Mehmet, Mübaşir Abdi oğlu Ahmet, Bünyad oğlu Zülfikar, Arslan Beşe Mansur oğlu Ali ve diğerleri.

Mahkeme Tarihi: 3 Safer 1022 (1613)

QQ Kaynak 2

Bir mektup örneği:

"Türkler'in bizde hiç bilinmeyen bir geleneğini, yani hukuk davalarında konu dışına çıkmaktan kaçınmala-rını ve tüm anlaşmazlıkları az sayıda kelimelerle ortadan kaldırmalarını övmekten kendimi alamıyorum. Hangi ölümlü, bizde sonunda bir hiçin büyük bir meseleye; masala benzer bir hadiseye dönüştürüldüğü en küçük hadiseler hakkında bile yığınlarca protokolleri ve belgeleri; devasa dosyaları gördüğünde öfkeye kapılmayacak kadar aklını kaçırmış; insanlıktan bu kadar uzak kalmış olabilir….

Osmanlı Devletinin hukuk sistemini aydınlatması bakımından mahkeme tutanaklarından bir ör-nek Kaynak 1'de verilmiştir. Osmanlı Devleti'nde tüm mahkeme duruşmalarını kaydedilmiştir. Bu

mahkeme tutanaklarının kaydedildiği defterlere ise Şeriye Sicili adı verilmiştir.

Kaynak: Ahmet AKGÜNDÜZ, Şeriyye Sicilleri 2, İstanbul, 1989, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, s: 251-252.

Kaynak: Papa X. Leo'nun Özel Kalemi Kardinal Jakob Sadolet’in, 16. yüzyılın başlarında bir hukukçuya gönderdiği mektup

Kaynak: Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU’nun “Adalet Gecikmez” adlı şiirinden

“Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir. Temele taş bulmak gecikebilir. Devlete baş bulmak gecikebilir. Adalet gecikmez tez verilmeli.”

QQ Kaynak 3

38Os

man

lıda

Huku

k

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

İKİ DİN BİR MAHKEME

QQ Kaynak 4

II. Mahmut'un Hazırlattığı Ceza Kanunnamesinden Örnek Hükümler

1. Adı büyük küçük kim olursa olsun bütün kadılar, verecekleri hükümlerde dostlukla ya da rüşvetle haksız-lık yaptıkları anlaşıldığı takdirde aldıkları rüşvet kendilerinden istenecek ve ayrıca cezalandırılacaklardır.

2. Rumeli ve Anadolu Kazaskerleri görev sürelerinde rüşvet ile kadı atadıkları anlaşılırsa, aldıklarını sahi-bine geri verecek, rüşvetle elde edilen görev ve ünvan o kişiden alınacak, kazaskere de uygun bir ceza verilecektir.

3. Hâlâ eğitim-öğretimde ve kadılıkta bulunan kişi, her ne kadar ilim ve hünerleriyle bilinse de tutum ve davranışları iyi olmazsa, şer’an ve örfen ilim erbabına yakışmaz uygunsuz davranışlarda bulunmayı adet edinenlere hiçbir Kaza’nın yargı görevi verilmeyecektir.

4. Kadılar gördükleri davalarda kural gereğince “kuruşta bir para” vergi alacaklardır.

5. Başka adlarla bir şey istemeyeceklerdir. Buna uymayanlar görevlerinden alınacaktır.

6. Verilecek senetlerden de fazla ücret istenmeyecektir.

7. Ayrıca, halkın huzur ve güvenini bozacak tutum ve davranışlarda bulunan kadılar sürgün edilecek ve cezalandırılacaklardır.

8. Çözümü güç bir dava çıkar da halledemezlerse Şeyhülislam’a danışacaklardır. Yine çözüm bulunamaz-sa İstanbul’a (Divan-ı Hümayun’a) sorulacaktır.

Kaynak: Tarik-i İlmiyye’ye Dair Ceza Kanunnamesi (1838)

1. Kaynak 1'de bir Şer'î mahkemede Davacı veya davalının İncil üzerine yemin etmesi, Osmanlı’da hukukun işleyişi hakkında size nasıl bir fikir vermektedir?

...............................................................................................................................................................................................

2. Müslüman bir ülkede gayrimüslimlerin lehine karar alınması sizce hangi duruma kanıt olarak gösterile-bilir?

...............................................................................................................................................................................................

3. Kaynak 1, 2, 3'de dayanarak Osmanlı Mahkemelerinde karar verme sürecinin hızlı bir şekilde gerçekleş-tirilmesinin sebeplerini tartışınız?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

4. Kaynak 4'de II. Mahmut’un hazırlattığı kadılarla ile ilgili ceza kanunnamesinin maddeleri yer almıştır. Sizce II. Mahmut bu kanunnameyi niçin hazırlatmış olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

5. Kaynak 1'de şahitler dışında duruşma tutanağının en altında yer alan müşahitlerin (Şuhudul Hal) görevi sizce ne olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

6. Kaynak 1'de yer alan duruşma müslim ve gayrimüslim vatandaşlar arasında olmasına rağmen davanın müşahitleri neden sadece müslümanlardan seçilmiş olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

7. Sizce mahkemede olup bitenler niçin yazılıp kayıt altına alınır?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

39

Osm

anlıd

a Hu

kuk

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5KİM KİMDİR?

Kaynak: 19. Yüzyılda Osmanlı’da bir Duruşma Salonu

Kaynak A'da Osmanlı Devletinde bir duruşma salonunun gerçeğe yakın ve o dönemde çizil-miş resmi yer almaktadır. Çalışma Yaprağı-4'teki duruşma tutanağını da göz önünde bulun-durarak resmin üzerinde yer alan kutulardaki numaraları aşağıdaki ilgili kişilerin yanındaki boşluğa yerleştiriniz. “Duruşma sırasında bulunması gereken kişiler kimler olabilir?" Tespit ediniz.Dahasonra"Kimnedenkimdir?"sorusunucevaplandırınız.Resmedikkatlibakınızveipuçlarını yakalamaya çalışınız.

Davalı ( )

Zabit ( )

Davacı ( )

Zabit ( )

Şahit ( )

Kadı ( )

Müşahit ( )

Naib ( )

Kâtip ( )

Müşahit ( )

Şahit ( )

Kâtip ( )

Müşahit ( )

13

12

1110987

6

54

321

QQ Kaynak A

40Os

man

lıda

Huku

k

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

OSMANLI ŞERİ MAHKEMELERİNİN GZFT ANALİZİ

Aşağıda Osmanlı hukuk sisteminin önemli bir uygulama alanı olan Şeri Mahkemelerinin değer-lendirmesini yapmanız için boş bir şema oluşturulmuştur. Kendinizi Osmanlı mahkemelerinde

çalışan üst düzey bir yönetici olarak hayal ediniz. Sizden istenen kurumunuzun GZFT analizini yapmak ve Kazaskere rapor olarak sunmaktır. Kutuları doldurunuz ve sınıfta paylaşınız.

Güçlü yönleri ..................................................................................................................................................................

............................................................................................................................................................................................

Zayıf yönleri ..................................................................................................................................................................

............................................................................................................................................................................................

Fırsatlar ..........................................................................................................................................................................

............................................................................................................................................................................................

Tehditler ..........................................................................................................................................................................

............................................................................................................................................................................................

Çağdaş kurumların ve işletmelerin yeterliliklerini belirlemek için geliştirilen SWOT Analizi, bir kurumun kuvvetli ve zayıf yönleri ile karşılaştığı fırsat ve tehditlerin analizidir. Bu fak-

törlerden güçlü yanları belirlerken (neleri iyi yapabiliyor, üstün noktaları nelerdir), zayıf yönleri belirlerken (neleri iyileştirmeye gereksinimi var), fırsatları belirlerken (hükümet politakasında değişimler vb.) ve tehditleri (ne gibi engeller var?) şeklinde sorulabilecek sorular etkili düşün-meyi sağlayacaktır.

BİLGİNOTU

41

Osm

anlıd

a Hu

kuk

BARIŞI TAŞIYAN KURTULUŞ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: II. Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’dayaşanan açlık tehlikesine karşı Türkiye’nin yardımda bulun-duğunu fark edeceklerdir.

QQ Birçok öğrenci:II.DünyaSavaşısırasındaYunanistan’daya-şanan açlık ile Türkiye’nin yardımına neden olan insani ge-rekçeleri ilişkilendireceklerdir.

QQ Bazı öğrenciler:II.DünyaSavaşısırasındaYunanistan’daya-şanan açlığın siyasi nedenlerini ve Türkiye’nin yardımının si-yasi ve insani sonuçlarını değerlendireceklerdir.

Tarih ders kitaplarında devletler genellikle kişileştirilerek ele alınırlar. Devleti oluşturan kurumsal me-

kanizmalar, kamuoyu, baskı grupları ve bunların devletin işleyişine etkileri üzerinde durulmaz. Devlet-

ler tıpkı La Fontaine masallarındaki hayvanlar gibi, düşünürler, isterler, endişe ederler, fırsat kollarlar;

genellikle komşularıyla iyi geçinirler ya da savaşırlar. Bu siyasi indirgemecilik tarihe tek boyutlu ve dogmatik

bir nitelik yükler. Tarihin bu üslup ve içeriği, barış dönemlerini, devletlerin birbirleriyle savaş dışındaki ilişki-

lerini görmezden gelme sonucunu doğurur. Yenilikçi tarih öğretmenleri, devletler arasındaki ilişkileri bütün

boyutlarıyla ele alma eğilimindedirler. "Barışı Taşıyan Kurtuluş" etkinliği ile öğrenciler, Türk Yunan ilişkilerinde

farklı bir boyutu inceleyecek ve birbirlerine öğretecekler.

Sınıf: 12

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Türk Yunan dostluğu nasıl gelişti?

Dersin Amacı:

II.DünyaSavaşı’nınYunanhalkıüzerindeki etkilerini ve bu duruma Türkiye’nin yardımını sosyal ve siyasal açıdan değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

İkinciDünyaSavaşı’nınekonomikvetoplumsal sonuçlarını değerlendirir.

•ÇalışmaYaprağı-1ve5’ioluşturacağınızgrupsayısıkadarço-ğaltınız.

•ÇalışmaYaprakları-2, 3 ve 4’üherbirini sınıfın 4’te 1’i kadarçoğaltınız.

QTürk Yunan dostluğu nasıl gelişti?

Dr. Ayten KİRİŞ*

* Muğla Üni., Eğitim Fakültesi, Muğla

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

20 dk.

15 dk.

20 dk.

20 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Tüm gruplara Çalışma Yaprağı-1'i dağıtınız. Üst kısımda yer alan fotoğ-rafın incelenmesini ve soruların cevaplanmasını isteyiniz. Cevapların dinlenmesinin ardından Bilgi Notu'nun incelenmesini ve soruların bu bölüm doğrultusunda tekrar cevaplanmasını isteyiniz.İŞ

LEN

İŞ

2. Öğrencilerinizi4'erkişilikgruplaraayırınız.BugruplarASILGRUPLARIoluşturacaklar.

...

• Çalışma Yaprağı-2, 3 ve 4'ügrublaradağıtınız.HerçalışmayaprağıA,B, C ve D olmak üzere dört yapraktan oluşmaktadır. Bu yaprakları aşa-ğıdaki şekilde gösterildiği gibi öğrencilerinize dağıtınız. Aşağıda Çalış-ma yaprağı ifadesi ÇY olarak kısaltılmıştır.

...

D

B

C A

D

B

C A

D

B

C A

ÇY2 ÇY3 ÇY4 ...

• Öğrencilerinizdenellerindekiçalışmayapraklarınıbirbirlerinegöster-meden incelemelerini isteyiniz. Ardından ellerindeki yaprağın üstünde bulunan harfe dikkat çekiniz.

3. Bütün gruplardaki öğrencilerden, aynı harfi taşıyan yaprağa sahip olan öğrencilerinbirarayagelerekUZMANGRUPLARoluşturmalarınıiste-yiniz.

...

ÇY2-

ÇY3-

ÇY4-

C

C

C C

A

A

A A

ÇY2-

ÇY3-

ÇY4-

B

B

B B

• Uzmangruplarınellerindekiçalışmayapraklarınıbirlikte incelemele-riniveilgilisorularıcevaplamalarınıisteyiniz.Herbiröğrencinindiğeröğrencilerden öğrendiklerini kendi yaprağına not almalarını sağlayınız.

• Uzmangruplarıdağıtınız.Asılgruplarınyenidenoluşturulmasınıisteyi-niz.Heröğrencininkendiuzmanlığınıgruptakidiğerörğencilerlepay-laşmalarını isteyiniz.

4. Çalışma Yaprağı-5'igruplaradağıtınızveuygulamayıyaptırınız.Sonuç-ların sınıfla paylaşılmasını sağlayınız.

ÇY2-

ÇY4-

ÇY3-

44Ba

rışı T

aşıya

n Ku

rtulu

ş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

Bilgi notunu okuyarak haritayı inceleyiniz.BİLGİNOTU

1

Fotoğrafı inceleyiniz ve soruları cevaplandırınız.

1. Sizce fotoğraftaki kişiler ne yapıyorlar?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Bu fotoğraftaki mekan neresidir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

3. Fotoğraf ne zaman çekilmiş olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

• 28Ekim1940tarihindeMussolini’ninida-resindeki İtalya, Yunanistan’dan, İtalyan ordularına güneye geçiş izni vermesini is-ter. Yunanlılar buna olumsuz yanıt verir-ler ve İtalya Yunanistan’a savaş ilan eder.

• YunanordusuArnavutlukcephesindeİtal-yanları yener ve Arnavutluk içlerine kadar ilerler.

• 27 Nisan 1941’de Almanya, müttefikiİtalya’ya yardım etmek üzere kuzeyden Yunanistan’a saldırır. Yunanlılar direniş gösterse de Almanya Yunanistan’ı işgal eder. Yunanistan, işgal süresince İtalya, Almanya ve Bulgaristan olmak üzere üç ayrı devletin kontrolünde kalır.

• 12Ekim1944’deYunanistan’daişgalsonaerer. İşgal sırasında özellikle Atina’da halka yiyecek karne ile verilir. Yunan tarihinde bu dönem “Büyük Açlık” ola-rak nitelendirilmektedir. İşgal yıllarında Yunanistan’da açlık pek çok insanın ölü-müne neden olur.

45

Barış

ı Taş

ıyan

Kurtu

luş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

1. Kurtuluş Vapuru'nun gidiş ve dönüşümdeki yükleri nelerdir?.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Resimlerin yayım tarihini göz önünde bulundurarak vapur hangi ülkeler arasında sefer yapmış olabilir? Neden?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

3. Vapurun varış noktasında kendisini bekleyenler için anlamı ne olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

4. Görselde yer alan vapurun ismi sizde nasıl bir çağrışım oluşturmaktadır? Tartışınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

A

Kurtuluş Vapuru

QQ Kaynak 1: Kurtuluş'un Gidişi ve Dönüşü

Gidişi Dönüşü

Akşam Gazetesi, 21 Ocak 1942

"Kurtuluş'un"

46Ba

rışı T

aşıya

n Ku

rtulu

ş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

B

1. Yunanistan tarihinde “Büyük Açlık” dönemi olarak geçen bu dönemde kıtlık yaşanmasının nedenleri ne olabilir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

2. Kurtuluş Vapuru'nun Yunanistan’da bulunma nedeni ne olabilir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

3. Kurtuluş Vapuru Yunan halkının belleğinde nasıl bir yer etmiş olabilir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

“Yunan Kızılhaçı günde 60 kadar acil yardım çağrısı alıyor. Kibrit karneyle dağıtılıyor. Okullarda derslerin yarısından vazgeçilmiş. Kiklad Adaları'nda ve

Mora’da altı aydır ekmek yok. Bütün toplu taşıma araçları dolu çünkü insanlar bir umut için oradan oraya koşturuyorlar. Vapura binen hamallar, vapurdaki kedi ve köpekleri severek, bu vapurda onların yerinde keşke biz olsaydık dediler. Büyük bir hızla çuvallardan dökülmüş taneleri ceplerine atmaya çalıştıklarını gördük, evdeki eş ve çocuklarına götürebilmek için. Tayfaların çok duygulandıkları için kendi ye-meklerini onlara verdiklerini gördük. Alman görevlilerde bize çok yardımcı oldular ve sıcak davrandılar.

“21 Kasım 1941’de Journal D’Orient gazetesinde 3. Seferinde Kurtuluşla Pire’ye gitmiş bir kişinin anlattıkları.

Elçin MACAR, İşte Geliyor Kurtuluş, İzmir, 2009.

QQ Kaynak 2: Dönemden Bir Gazete Haberi

QQ Kaynak 3: İşte Geliyor Kurtuluş

47

Barış

ı Taş

ıyan

Kurtu

luş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

1. Kurtuluş vapurunun battığı haberinin gazete manşetlerine yansıması nasıl olmuş olabilir? Bir gazete manşeti yazınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Gazete manşetinizin altında olayla ilgili haber yazısı yer aldığını düşününüz. Bu haberinizde Pire Limanın-da Kurtuluş Vapuru'nun gelmesini bekleyen birinin, geminin battığını duyunca duygularını gazete muha-birine anlattığını hayal edin. Sizce bu kişi neler anlatmış olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

Vapur, 1883'te İngiltere'de bir kuru yük gemisi olarak inşa edildi. Çeşitli isimler ve bandıra-lar altında hizmet ettikten sonra, 1924'de Kalkavanzade Biraderler tarafından Sırbistan'dan

satın alındı. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk nakliye vapurlarından biri olarak "Teşvikiye" ve "Bülent" isimleri ile Türk karasularında hizmet verdi.

1934 yılında Tavilzade Biraderler Şirketi'ne satılan vapura, "Kurtuluş" adı verildi. Kurtuluş Vapu-ru, bu şirket tarafından 1941 yılında Yunanistan'a yapılacak gıda yardımını taşımak üzere Kızılay Cemiyeti'ne kiralandı.

Vapur 13 Ekim 1941’de ilk seferine çıktı. Güvenli bir şekilde gidebilmesi için gündüzleri yol alan vapur iki gün sonra Pire limanına vardı. Yunan halkı tarafından Türk Bayraklarıyla ve büyük bir coşkuyla karşılandı.

Vapur Yunanistan’a yardım için 6. Seferine çıktığında, 20 Ocak 1942'de şiddetli bir fırtınaya yaka-lanarak, Marmara Adası Saraylar Köyü yakınlarında, bugün "Kurtuluş Burnu" olarak bilinen böl-gede kayalıklara çarptı ve içindeki malzeme ile birlikte saat 9.15'te sulara gömüldü. Mürettebat kurtulmayı başardı.

Elçin MACAR, İşte Geliyor Kurtuluş, İzmir, 2009.

C

QQ Kaynak 4: Kurtuluş Vapuru

48Ba

rışı T

aşıya

n Ku

rtulu

ş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

1. Venizelos niçin böyle bir mektup yazmış olabilir? Tartışınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Bu mektuptan sonra Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler hangi yönde bir gelişme göstermiş olabi-lir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

3. Kurtuluş Savaşı sırasında iki ülke arasında yaşanan olayları ve savaş sonrası gelişmeleri karşılaştırarak bir değerlendirme metni yazınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

D

“ (…). Sizi temin etmek isterim ki benim en büyük arzum, iki ülke ilişkilerinin düzenlenmesi ile iki ülke arasında yakın bir dostluğun sağlanması ve bu yakın dostluğu, bu sefer, mümkün olan en geniş şekli ile bir dostluk antlaşması, saldırmazlık ve hakemlik antlaşması ile resmileştirmektir. Türkiye'nin bizim topraklarımızda gözü olmadığını iyi bildiğim için seçim süresi boyunca her fırsatta halk önünde Yunanistan'ın da Türk topraklarında hiçbir şekilde gözü olmadığını defalarca tekrarladım.”

Damla DEMİRÖZÜ, "Megali İdea'dan Ankara Antlaşmasına (1930) Eleftherios Venizelos", AÜ Türk İnkilap Tarihi

Enstitüsü, Atatürk Yolu Dergisi, S. 35-36, 2005, s. 291.

QQ Kaynak 5: Yunanistan Başbakanı Venizelos’un 30 Ağustos 1928’de Başbakan İsmet İnönü ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’a hitaben yazdığı mektup.

49

Barış

ı Taş

ıyan

Kurtu

luş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3A

1. Görselde hangi figür, resim ve yazılar bulunuyor?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Bu figür, resim ve yazılar ne amaçla birlekte tasarlanmış olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

3. Bu görselin diğer sayfalarında bahsedilen konu başlıkları neler olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

QQ Kaynak 1: Bir Afiş

50Ba

rışı T

aşıya

n Ku

rtulu

ş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

B

1. Kurtuluş Vapuru'nun her tarafına Kızılay amblemleri yapıştırılmıştır. Neden buna gerek duyulmuş ola-bilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Savaş zamanında böyle bir yardım vapurunun gönderilebilmesi için hangi resmi işlemler yapılmalıdır?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

3. Bir yakınınızın yardım vapurunun bir mürettebatı olduğunu düşününüz. Vapurun Atina’ya gitmek üzere hareket etmesi ile birlikte ne hissederdiniz, 3 cümle yazınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

4. Gazete haberlerinden hareketle Türkiye’nin Yunanistan’daki duruma yaklaşımı hakkında ne söyleyebilir-siniz?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

QQ Kaynak 2: Döneme Ait Bir Gazete Haberi

KIZILAY'IN BASIN AÇIKLAMASI

Kızılay, Yunanistan’da felâket gören halka el uzatmak meselesini üzerine almıştır. Oraya yakında heyetler gönderecek, örgütlenecek, kendi kaynaklarından mümkün olan yardımı

ulaştıracak, memleket halkından bu yardıma iştirak etmek isteyenlerin yardımını kabul edecek ve bütün dünyadan Yunanistan’da açlık ve felâket içinde kıvranan halka gelecek yardımları da yerlerine ulaştırmak ve dağıtmak için hayırlı bir mecra hizmetini görecektir.

BİLGİNOTU

51

Barış

ı Taş

ıyan

Kurtu

luş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IC3

Kurtuluş Vapuru, 1883 yılında İngiltere’nin Caird Purdic tersanelerinde yapılan buharlı bir kuru yük gemisidir. 76.5 metre uzunluğunda, 10.67 metre genişliğinde ve 6.43 metre yüksekliğindeki

geminin ilk adı “Euripides” idi.

Değişik isimlerle Brezilya, İtalya, Rusya, Yunanistan ve Sırbistan bandırası taşıyan vapur, 1. Dünya Savaşı boyunca, nakliye gemisi olarak Rus donanmasında yer aldı. 1924’de Kalkavanzade Birader-ler tarafından Sırbistan’dan satın alınan vapur, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nakliye gemilerinden biri olarak”Teşvikiye” ve “Bülent” isimleriyle Türk karasularında hizmet verdi. 1934'de Tavilzade Birader-ler Şirketi’ne satılan vapura, “Kurtuluş” adı verildi.

Kurtuluş Vapuru, bu şirket tarafından 1941'de Yunanistan’a yapılacak gıda yardımını taşımak üzere Kızılay Cemiyeti’ne kiralandı. Vapur, 20 Şubat 1942’de şiddetli bir fırtınaya yakalanarak, Marmara Adası Saraylar köyü yakınlarında, bugün “Kurtuluş Burnu” olarak bilinen bölgede kayalıklara çarptı ve saat 09.15’te sulara gömüldü. Kazada gemi mürettebatı, kayalıklara atlayarak kurtuldu.

Seferlerinde gıda harici herhangi bir değerli yük taşımayan Kurtuluş Vapuru’nun asıl önemi, 1941-1942 yıllarında gerçekleştirdiği dört seferle, 7 bin 100 ton gıda yardımını Atina halkına ulaştırma-sıydı. Açlıktan kurtulan binlerce insanın yüreğinde “Kurtuluş”, sıradan bir gemi olmaktan çıkmış, Yunanistan’da bir efsaneye dönüşmüştü.

Kurtuluş'un kaybına rağmen Türkiye yardımlarını sürdürmüş, Dumlupınar, Tunç, Konya, Güneysu, Aksu gemileri insani yardımı 1946'ya kadar Yunanistan'a taşımıştır. Bunlardan Dumlupınar, 13-16 yaşları arasında 1.000 kadar hasta Yunanlı çocuğu İstanbul'a getirmiş ve bu çocuklara savaşın sonu-na kadar Türkiye'de bakılmıştır.

Elçin MACAR, İşte Geliyor Kurtuluş, İzmir, 2009.

1. Görselde bahsedilen insanlık görevi ne olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Bu vapurda yer alan bir mürettebat olarak ilk seferdeki duygularınız nasıl olurdu? Neden?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

"Gidişimizin Yunanistan için bir bayram günü oldu-ğunu söylediler, yaşamaktan ümidini kesen birçok insanın yeniden hayata dönüşlerine sevindiler..."

1942, Dumlupınar mürettebatı

QQ Kaynak 3: Kurtuluş Vapuru

QQ Kaynak 4: Afiş

52Ba

rışı T

aşıya

n Ku

rtulu

ş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

D

3

1. Türklerin açlık çekmekte olan Yunanlılara yardım etmek istemeleri neden Times dergisinde haber olmuş olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Yunan Başbakanı Türklerin yardım etme isteklerini neden "sıkıntı" olarak nitelemektedir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

3. Yunanistan tarafındaki bu şüpheler nasıl giderilmiş olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

Yunan Başbakanı Tsouderos, 11 Haziran 1941’de İskenderiye’den Londra’ya telgraf çekiyor ve şöyle diyordu:

“Times’da açlıktan ölmekte olan Ege Adaları’ndaki halka, Türkiye’nin seve seve yardım etmek istediğini bildiren bir mektup yayınlanmış bulunuyor… Anlayacağınız üzere, halkımızın çekmekte olduğu büyük acılardan duyduğumuz ızdıraba bir de bu sıkıntı eklenmiş bulunmaktadır: Kendisini kurtarıcı konumunda gören komşu devlet gürültüsü koparılmakta; üstelik, onların hakkında ortada her türlü dedikodu dolaşırken ve düşmanın, bu toprakları Türkiye’ye peşkeş çekmiş olabileceği söylentileri dolaştığı bir sırada… Lütfen tüm bunları uygun bir dille Foreign Office’e (İngiltere Dışişleri Bakanlığı) anlatın.

Elçin MACAR, İşte Geliyor Kurtuluş, İzmir, 2009.

QQ Kaynak 5: Tsouderos'un Telgrafı

53

Barış

ı Taş

ıyan

Kurtu

luş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IA4

Ankara’daki Yunan Büyükelçisi Rafael’in eşi Madam Rafael tarafından kurulan “Yunan Asker-lerine Yardım Komitesi”nin, Türkiye’deki Yunanlılardan topladığı 15 ton şekerin Yunanistan’a

ihracına izin verilmesi 9 Aralık 1940 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edildi. Ege denizinde-ki savaşın henüz çok şiddetlenmiş olmaması sayesinde Türkiye’den Yunanistan’a zaman zaman gıda maddesinin ihracı mümkün olabildi. Meselâ, Münâkalât Vekâleti’ne (Ulaştırma Bakanlığı) gönderilen 20.12.1940 tarihli bir yazı, Köyceğiz’deki Dalyan balıklarının bir Türk motoruyla Pire’ye ihracının uygun görüldüğünü bildiriyordu. 1940 yılının son gününde Yunanistan’a askerî bir yardım söz konusu oldu. Tepedelen bölgesinde İtalyanlarla savaşan Yunanlılara yardım amacıyla 100.000 çift asker çorabı, 7.000 tüfek bombası ve 1,5 ton kalay gönderildi

...

Kurtuluş Vapuru'nun getirdiği yardım maddelerinin dağıtım organizasyonu için Ekim 1941’de Atina’da Uluslararası bir Kızılhaç bürosu açıldı. Kurtuluş, Pire’ye varınca yükünü hemen bo-

şalttı ve yeni sefer için İstanbul’a döndü. Kurtuluş vapuru mürettebatının verdiği bilgiye göre, Yunanlılar yardıma çok sevinmişlerdi. Boşaltılan gıda maddeleri rıhtımda bekleyen Kızılhaç kam-yonlarına hemen yüklendi ve gerekli yerlere götürülerek dağıtıldı. Yunanlılar yardımdan memnun olmuştu. Hatta, Kurtuluş Vapuru'nun bir resminin Pire’nin önemli bir yerinde muhafaza edile-ceğini ifade ediyorlardı. Kurtuluş, İstanbul’a döndükten sonra tekrar yükleme faaliyetine geçildi. Vapurun bu seferinde 2.000 ton eşya götürmesi planlanıyordu. Kurtuluş ikinci seferine 27 Ekim 1941’de çıktı. Vapura yüklenen gıda maddeleri arasında çocuklar için çok miktarda pirinç unu ve nişasta, fasulye, nohut, yumurta ve diğer gıda maddeleri vardı. Gıda maddelerinin bir günde Kızılhaç'a teslimi ve hemen geri dönülmesi planlanmıştı.

Kaynak: Bülent BAKAR, "Zor Zamanlarda İyi Komşuluk Örneği: İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’den Yunanistan’a Yapılan Yardımlar", Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 71, Cilt: XXIV, 2008.

1. Ağırlıklı olarak hangi yardım malzemeleri gönderilmektedir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Sizce çocuklar için neden özel yardım gönderilmiştir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

QQ Kaynak 1: Yunanistan'a Yardım

54Ba

rışı T

aşıya

n Ku

rtulu

ş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

B

41. Tsouderos Yunan çocuklarını komşu ülkelere göndermeyi neden zorunlu görmektedir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Yunanistan'lı çocukların durumu ile ilgili Türkiye’de ne gibi projeler geliştirilmiş olabilir? Tartışınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

“13 Kasım 1941, Başbakan Tsouderos’un konuşması”.

“Yunan neslini bilimsel olarak safdışı bırakmak niyetiyle, işgalci ülke, sistemli olarak halkı aç bırakmaktadır, bu nedenle, daha da çok yoksul halk çocuğunu, ge-lecek nesli kurtarmak üzere Ortadoğu ve diğer yakın ülkelere göndermek artık bir zorunluluktur.

Elçin MACAR, İşte Geliyor Kurtuluş, İzmir, 2009.

QQ Kaynak 2: Tsouderos'un Konuşması

55

Barış

ı Taş

ıyan

Kurtu

luş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IC4

QQ Kaynak 3: Barışı Taşıyan Kurtuluş

2. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın işgal ettiği Yunanistan'a gıda yardımı taşırken Marmara Adası yakınlarında batan ''Kurtuluş Vapuru''nun belgesel filmi çekildi. Hazırlık ve çekim çalışmaları ile

ilgili olarak belgeselin yapımcıları şunları anlatıyorlar:

"Kurtuluş hakkında yaptığımız araştırmayı derinleştirdiğimizde, döneme ait resmi kayıtların büyük bö-lümünün imha edildiğini, yardım çalışmalarını organize eden Kızılay'ın arşivlerinde dahi Kurtuluş'a ait belge bulunmadığını tespit ettik.

Üstelik batığın bulunduğu yer, hiçbir resmi kaynakta geçmiyordu. Yunanistan'da da durum farklı değildi. Kurtuluş Vapuru'nun seferleri sırasında ülke işgal altında olduğundan, döneme ait yazılı kaynaklara ulaşmak mümkün değildi.

Ankara, İstanbul ve Atina'da gazete arşivleri, kütüphaneler ve resmi kaynaklar arasında yaklaşık bir yıl süren bu çalışma, Kurtuluş Vapuru hakkındaki detaylı bilgilere ulaşmamızı sağladı.

Ancak, batığın bulunduğu yerin tespit edilebilmesi, uzmanlık ve teknoloji gerektiren bir işti.

Diğer yandan keşif ekibimiz Marmara Adası'ndan iyi haberler getirmişti. Adanın yaşlı balıkçıları, Kurtu-luş adlı bir geminin kuzey kayalıklarında battığını hatırlıyordu. Anlatılanlar, gazete arşivlerindeki batış öyküsünü doğrular nitelikteydi.

Sonunda, bölgeye hareket ettik. Marmara Adası'nın kuzeyinde yer alan Saraylar köyündeki balıkçılar, Kurtuluş'un öyküsünü bilmese de enkazının yerini biliyorlardı. Ancak adalı balıkçılar, batığın 60'lı yıllar-da, hurdacılar tarafından söküme uğradığını da söylüyorlardı.

Kurtuluş'un son fotoğrafında görünen kayalıklar, balıkçıların gösterdiği yer ile benzerlik taşıyordu. Yan tarama sonar cihazı ile yapılan ölçümler, batığın Kurtuluş olduğunu doğruladı. Daha sonra dalış yapa-rak, batığın görüntülerini günışığına çıkardık.

Kurtuluş'un gerçek batış yeri artık tespit edilmişti, ancak vapuru Yunanistan'da hatırlıyorlar mıydı? Ola-yın canlı tanıklarına ulaşmak ve merak ettiğimiz diğer soruların yanıtlarını bulmak için Pire ve Atina'ya gittik.

Atina'da 2. Dünya Savaşı'nı yaşayanların tümü Kurtuluş'u hatırlıyordu.

Kaynak: www.ntvmsnbc.com/news/384.389.asp

1. Sizce neden böyle bir belgesel yapma ihtiyacı duyulmuş olabilir?

2. Belgeseli yapanlar, Kurtuluş vapuru hakkında bilgi toplamak için neler yapmışlardır?

3. Belgeseli yapanlar belgeselin yapımında ne tür zorluklarla karşılaşmışlardır?

56Ba

rışı T

aşıya

n Ku

rtulu

ş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

D

4

Bir yurt gezisi sırasında İsmet Paşa’nın yanına yaklaşan bir çocuk Paşaya sitem eder: “Paşam bizi şekersiz bıraktın.” Paşa bu sitemi şöyle yanıtlar: “Haklısın, sizi şekersiz bıraktım ama babasız bırak-

madım.”

Kaynak: Mehmet METİNSOY, II. Dünya Savaşı'ndaki Türkiye, Homer Kitapevi, İstanbul, 2007.

QQ Kaynak 4

“Yunan Krallığı 19. Yüzyılda kurulurken, bunu Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bir mücadele ile ondan

bağımsızlığını kazanarak gerçekleştirdi. Buna karşılık, 1920’lerde modern Türkiye Devleti doğarken

de, bunun askeri mücadelesi esas itibariyle Yunanistan cephesinde oluştu. Her iki ülkenin de bugünkü

halleriyle ortaya çıkışlarında kimliklerini tanımlarken birbirlerine karşı bir referans noktası ortaya çıkı-

yor. Yani Yunanlı, devlet olarak kendi kimliğini, Osmanlıdan ayrılırken ortaya koymaya başlıyor; bugünkü

Türkiye Cumhuriyeti de kuruluşunun arkasındaki askeri mücadeleyi esas olarak, bunu Yunanistan’a karşı

yürüttüğü için, kimliğini bir ölçüde bu ülkeye karşı yürüttüğü bu mücadele ile tanımlıyor. Bu sanıyorum, iki

ülke arasında günümüzdeki çatışmaların, uyuşmazlıkların en önemli kalkış noktası.”

Kaynak: Faruk SÖNMEZOĞLU, Türk Dış Politikasının Analizi, Der Yay., İstanbul, 2001.

1. Bu diyolog hangi yıllarda gerçekleşmiş olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’nin durumu hakkında ne söylenebilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

1. Yukarıda milletlerin kendi kimliklerini oluşturmak için "öteki"ne ihtiyaç duydukları söyleniyor. Türk-Yunan ilişkileri çerçevesinde, bu düşünceye katılıyor musunuz? Neden?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

QQ Kaynak 5: İsmet Paşa ve Çocuk

57

Barış

ı Taş

ıyan

Kurtu

luş

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5QQ Yönerge

İstanbul’da yaşayan bir Rum gazeteci olarak, Kurtuluş Vapuru’nun Yunanistan’a yardım için yola çıkacağını duydunuz. Yunanistan’da yaşayan akrabalarınıza gönderilmek üzere bir yardım paketi hazırladınız. Paketin içine bir de mektup koymayı düşünüyorsunuz. Bu mektubu aşağıya yazınız.

Q Yazacağınız mektupta aşağıdaki konulara değininiz.

1. Yunanistan’dan gelen haberlerin doğruluğunu sorgulama2. Türkiye’deki ekonomik durumunuz3. Türkiye’nin Yunanistan’da ve genel olarak dünyada yaşanan siyasi olaylara yaklaşımı 4. Türkiye-Yunanistan ilişkileri 5. Kurtuluş Vapuru ve ne gibi yardım faaliyetlerinin yapıldığı6. Kurtuluş Vapuru'nun batışı ve Dumlupınar Vapuru'nun hazırlanışı7. Onlara yardım etmek için yapabilecekleriniz hakkında öneri

58Ba

rışı T

aşıya

n Ku

rtulu

ş

SÖZLÜ TARİH

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Örnek sözlü tarih çalışmasının içeriğini kavrayabilecektir.

QQ Birçok öğrenci: Örnek sözlü tarih çalışmasından yararlana-rak belirtilen konuda sözlü tarih formu hazırlayabilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Örnekten bağımsız olarak, belirtilen konu-nun dışında özgün sözlü tarih çalışması yapabilecektir.

Öğrencileriniz susuzluklarını tarihin aktığı ilk gözden giderecekler. Ama önce, bunu nasıl yapacak-

larını öğrenmeleri gerekiyor. Aile büyüklerini, görgü tanıklarını birer kaynak hâline getirebilmeleri

aslında bir bilgi ve deneyim işi. “Sözlü Tarih” adlı bu çalışma, Aksaray’a göçmüş Kırım Türklerinin

hikâyelerini bir model olarak sunuyor. Öğrencileriniz, görüşülenlerin cevaplarından yola çıkarak, onlara hangi

soruların sorulmuş olabileceğini belirleyecekler. Ki bu sorular, sözlü tarih araştırmalarının temelini oluşturan

sorulardır. Ardından, soruları sınıflayacaklar ve sözlü tarihin araştırma alanının genişliğini fark edecekler. En

sonunda kendi belirledikleri bir konuda kendi formlarını hazırlayıp araştırma yapacaklar.

Sınıf: 9

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Sözlütarihçalışmasınasılyapılır?

Dersin Amacı:

Göç olgusuyla ilgili Kırım örneğinden hareketle bir sözlü tarih çalışmasından yararlanarak sözlü tarih araştırması yapabilme.

İlişkili Kazanım:

Tarih araştırmacılığı ve tarih yazımıyla ilgili yaklaşımları kavrar.

Çalışma Yaprağı-1 ve 2’yi öğrenci sayısı kadar çoğaltınız.Çalışma Yaprağı-3’ü grup sayısı kadar çoğaltınız

* Ergün Öner-Mehmet Öner Anadolu Lisesi, İstanbul** Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara*** Yıldırım Beyazit Üni., İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Ankara

QSözlü tarih çalışması nasıl yapılır?

Abdulcelil GÖK*, Dr. Hüseyin KÖKSAL**, Dr. Hasan IŞIK***

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

15 dk.

10 dk.

10 dk.

10 dk.

10 dk.

5 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinize"Herhangibirailebüyüğününanılarınıhiçdinledinizmi?" sorusunu yöneltiniz. Birkaç öğrenciden cevap alınız.

Anahtar soruyu sorarak öğrencilerin sözlü tarihin ne olduğu ve bu uygulamayla ne tür verilere ulaşabileceklerini düşünmelerini sağla-yınız.

2. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-1’i dağıtınız. Verilen cevaplardan yararlanarak, görüşülen kişiye hangi soruların sorulmuş olabilece-ğini ilgili kısma yazmalarını isteyiniz.

3. Tüm öğrencilerin yazmış oldukları soruları hangi bilgilere dayana-rak yazdıklarını birbirlerine kısaca açıklamalarını isteyiniz.

4. Çalışma Yaprağı-2'yi dağıtınız. İlgili kısımları doldurmalarını isteyi-niz.

5. Öğrencilerinizin 3-4 kişilik gruplara ayırınız. Çalışma Yaprağı-2'de işaretledikleri tabloyu hatırlamalarını isteyiniz. Tabloda geçen sınıf-lama doğrultusunda, bir sözlü tarih çalışmasıyla hangi konularda araştırma yapabileceklerini sorunuz.

6. Gruplardan Çalışma Yaprağı-3’ü doldurmalarını isteyiniz.

• Öğrencilerinizden oluşturdukları soruları birbirleri ile değiştirmele-rini isteyiniz. Ardından, Çalışma Yaprağı-3'ün altında bulunan "For-mu Değerlendirelim" kutucuğunu doldurmalarını isteyiniz.

7. Çalışma sonunda tüm grupların hazırlamış oldukları formlardan ya-rarlanarak ortak bir “sözlü tarih görüşme formu” oluşturmalarını isteyiniz. Ardından öğrencilerinize "Formu Değerlendirelim" kıs-mındaki soruyu yönelterek cevaplamalarını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

60Sö

zlü T

arih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

BEKİR COŞKUN

1

S: 1…………………………………….? Dedem buraya geldiğinde askerlik çağındaymış. Aksaray’dan buraya göç-tüğü yıllarda askere almışlar. Dedem Balkan Savaşı’na gitmiş. Dört yıl orda kaldıktan sonra altı ay esir hayatı yaşamış. Dedem uzun uzun anla-tırdı bunları. O zamanlar böyle imkânlar yoktu yazmakda aklımıza gelme-di. Sabahlara kadar dedemin anlattıklarını dinlerdik.S: 2…………………………………….? Bizim Tatarlar Kırım’dan buraya göç ettik-leri zaman önce Aksaray’a yerleştirilmişler. Üç sene kadar Aksaray’da Coğlakı mahallesinde, Hamidiye mahallesinde, Çerdiğin mahallesinde

yaşamışlar. İki yüz hane kadar kişi üç yıl boyunca orda oturmuşlar. Hamidiye Alaca’daki yaptırılan muhacir evleri bitine kadar.S: 3…………………………………….?Dedemler, Rusların mezaliminden kaçarak buraya gelmişler aslında orası cennet gibi bir vatanmış. Hoca-lar camilerde her vaazlarında derlermiş ki bundan sonra bir veya iki sefer yollar açılacak gidenler gidip kurtulacak, gitmeyenler burada çok perişan olacak diye oradaki hocalar devamlı bunları telkin ederlermiş. Dedemler, bir daha yol açıldığında hazırlanmışlar ama o zamana kadar Rus mezalimi bunların elinde hiçbir şey bırakmamış. Dışarıdan getirilen Yahudiler bunların göç ettirilmesini istiyorlarmış çünkü ellerindeki malı bedava alabilmek için. Ellerindeki malı satmasa bile bedava bırakacak mecburen. Yok pahasına satmışlar, yükte hafif pahada ağır ne alabilirlerse onları almışlar. Dedem bunları böyle anlatırdı. Vapura doldurmuşlar iki yüz haneyi, Türkiye’ye hareket etmişler.S: 4…………………………………….? Dedem anlatırdı çok malları, yakınları kalmış orda. Karadeniz’in ortasına geldiğimizde daha oradan mendil salladıklarını duyardık, görürdük diyo. Açlık varmış, sefalet varmış her şey varmış. Rus bunları göçe zorla-mak için zaten fakirleştirmiş. Ellerinde avuçlarında hiçbir şey bırakmamışlar. Daha önce bir iki sefer kıtlıklar olmuş. Ruslar, bu kıtlıktan da istifade etmiş. Mesela bir liraya vereceği buğdayı bunlar iki üç katına vermiş. Ellerinde kalan altın, para ne varsa toplamış. Daha bunun haricinde ansızın baskınlar düzelemişler. Rus askerleri gelirmiş kapıyı çalmadan vurur girerlermiş. Ellerinde buğday, ekmek, un ne bulurlarsa alır gider-lermiş. Bizim çocuklar ne yiyecek diye ağlaşırlarmış. Bu zamana kadar siz yiyordunuz, bundan sonra bizim-kiler yesin derlermiş Rus askerleri. Kırım Osmanlıdan çıkınca zulüm daha çok artmış, dayanamamışlar en sonunda buraya göçmek zorunda kalmışlar.S: 5…………………………………….?Dedemler orada tarımla uğraşırlarmış. Ruslar bunlara iki dekarlık bir ormanlık alan vermiş. Dedemler onun odununu keserlermiş, satarlar geçimlerini sağlarlarmış. Kırımdan buraya gelince tarımla, atla uğraşmışlar. Tatarlar atı çok severmiş. Atla ve at arabasıyla uğraştıkları için genellikle Aksaray’daki zenginlerin at araba-larını kullanmışlar. At arabalarında şoförlük yapmışlar. Aksaray’dan Ereğli’ye ellerinde bulunan buğday, arpa ne varsa konvoy halinde Ereğli’ye kira çekerlermiş. Bunlarla geçinirlermiş. S: 6…………………………………….? Buraya geldiklerinde herkes sıtmaya yakalanmış, bilhassa çocuklar bir yaşına, iki yaşına geldiler mi karın-ları şişermiş ve ölürlermiş. O zaman doktor da hastanede pek gelişmemiş. Genellikle çocuk yaşta ve yirmili yaşlarda ölen çok olmuş. Yirmili yaşlarda ölenlerde genellikle harpte ölmüşler. Hastalık buraya gelindiğinde en büyük sıkıntı olmuş.S: 7…………………………………….? Buraya ilk geldiklerinde Aksaray’dan üç yer göstermişler. Bizimkiler burayı tercih etmiş. Aksaray’ın ileri gelenleri demiş ki burası çorak siz orada yapamazsınız siz öbür yerleri beğenin diye çok uğraşmışlar, biz de zaten çorak arıyoruz demişler. Tatarca çokrak çok verimli toprak, sulak, pınar, kaynak demek. Burası çorak demişler, onlar çokrak anlamışlar özellikle buraya yerleşmek, istemişler. Yerleştikten sonra anlamışlar buranın çorak olduğunu. Sivrisineği çokmuş buranın. Yayla, orman gibi bir yerden gelip de buraya uyum sağlamada tabii ki zorlanmışlar. S: 8…………………………………….? Dilimizi de kullanan kalmadı. Ev içinde Türkçeyle karışık Tatarca kullanılıyor. Mesela el arabasına Tatarcada taşka deriz. Kesere Tatarcada çot denir biz böyle kullanırız. Annem hâlâ çot der.

Aşağıda, ataları 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı döneminde Kırım'dan göç edip Aksaray ili Hami-diye köyüne yerleşen kişilerle yapılan bir sözlü tarih çalışması yer almaktadır. Burada, görüşülen

kişilerden bazılarına ait cevaplar bulunmaktadır. Okuyunuz ve kendilerine neler sorulmuş olabilece-ğini tahmin ediniz.

61

Sözlü

Tar

ih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1AHMET TURA

KADRİYE SANCAR

REMZİ UYGUR

S: 1…………………………………….?

Tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlamışlar. Biz bir kültür birikimiyle gelmişiz buraya. Aksaray’a at arabasını ilk kez getiren bizdik. Daha önce burada kağnılar, kara sabanlar varken, biz pulluklarımızla gelmişiz. İlk yoncayı pancarı eken bizdik.

S: 2…………………………………….?

2007’de gittim. Ama atalarımızdan da duyduğumuz kadarıyla geldiğimiz memleketimiz buralardan çok çok güzel. Oralar ziraata çok uygun. Bizim

oralardan sürülmemizin bir nedeni de iyi topraklara sahip olmamız. Fakat biz burada dilimizi dinimizi rahatça yaşıyoruz. Onlar daha fazla asimile olmuşlar. Geleneklerimizi unutmuşlar.

S: 3…………………………………….?

İsterdik tabii ama oralarda bir toprağımız yok artık. Toprağımız burası oldu.

S: 1…………………………………….?

Göç sırasında çok büyük kafilelerle gelindiği için dedemin iki kardeşinden biri İstanbul’da kalmış, diğeri Akşehir’e yerleşmiş birbirlerinden haber-siz. Babam diyor ki benim iki tane amcam var ama neredeler bilemiyorum diyor. Kırk sene sonra bir gün akşam, yatsıda kapımız çaldı biz çocuktuk. Babam kim o falan dedi. Tanrı misafiri uzun boylu iki kişi geldi. Buyurun, gelin dedi. Neyse geldiler oturdular. Babama elini öpeyim amca dediler. Öyle deyince babam gözüne baktı sen benim Hasan amcam değil misin

dedi. Ben Hasanım ama siz kimsiniz dedi babam. Ben Abdullah amcanın oğluyum dedi ve sarıldılar ağlaştılar. Bu bir anımdı hiç unutamam.

S: 2…………………………………….?

Düğünlerde atların üzerinde cirit oynarlardı. Daha sonra bu ciritin yerini at yarışları aldı. Sonra bu yarıştan birinci gelene damat bir şeyler verilirdi. Yemek kültürümüzü hâlâ devam ettiriyoruz. Tatar aşımız, yalpakta-şımız, göbetemiz var. Hâlâ bu yemekleri yapıyoruz.

S: 3…………………………………….?

Şalları varmış şariatlas derlermiş. Annem onları günümüze kadar saklamış. Damatlar için diz bağları kol bağları vardı. Damada çok önem verilirdi. Geleneksel kıyafetler şimdi pek kullanılmıyor. Annem önlük takardı uzun etekli. Eteğin ucuna kırmalar takılırdı. O önlük mutlaka olurdu. Gelinlere çeyiz olarak koyulurdu. Gelin evlendiği zaman çeyizi iplere serilirdi.

S: 1…………………………………….?

Göç çok zor şartlar altında yapılmış açlıklar susuzlular yaşanmış bazı ölümler de yaşanmış.

S: 2…………………………………….?

Rusların hanelere yaptıkları baskılar göç esnasında yaşanan olumsuzluk-larda konuşulurdu.

S: 3…………………………………….?

Babalarımız kireç ocaklarında çalışırlarmış Hamidiye’de bulunan kirli tepe ve kubalar mevkilerinde sökülen kireç taşları kireç ocaklarında 3 gün yakılır daha sonra kireç elde edilirmiş. 3 gün bu ateşi söndürmemek için Hamidiye civarında bulunan kovalar yakılırmış kireç ocaklarında. Buradan elde edilen kireçler Aksaray’da inşaatlarda kullanılırmış. Bunun dışında atalarımız civar illere(Konya- Ereğli) at arabalarıyla nakliye yapar-larmış. Bir kısım insan da tarımla uğraşırmış

62Sö

zlü T

arih

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

Görüşme yapılan kişilere ait açıklamalarda, aşağıda yer alan konulara kaç kez değinildiğini işaretleyiniz.

Okuduğunuz sözlü tarih verilerinden yola çıkarak Kırım göçmenleri ve göç hakkında bir yazı yazınız. Yazınızı yazarken aşağıdaki şemada geçen konulara değininiz.

1 2 3 4 5

Sosyal

Siyasi

Ekonomik

Kültürel

Coğrafi

Teknolojik

……........................

……........................

Nasıl?

Ne oldu?

Kimler? Neden?

Ne zaman?Nereden nereye?

Ne hissettiler?

Özel bir ayrıntı

YAZINIZ

63

Sözlü

Tar

ih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3SÖZLÜ TARİH GÖRÜŞME FORMU

İkinci Dünya Savaşı başta Avrupa'da olmak üzere birçok kişinin ölmesine ve ülkelerin ekonomik, sosyal, tarımsal vb. hemen hemen tüm alanlarda büyük zararlar görmesine neden olmuştur. Avru-

pa ülkeleri savaşın zararını telafi etmek için ihtiyac duydukları iş güçünü, dışarıdan göç alarak sağlamış-lardır. İkinci Dünya Savaşı'na girmeyen Türkiye 1960’lı yılların başından itibaren Avrupa ülkelerine büyük nüfus göçü vermiştir.

Avrupa’ya giden bir kişi ile “Bir Yaşam Öyküsü” adlı sözlü tarih çalışması yapmak istediğinizde kaynak kişiye hangi soruları sorabilirsiniz? Aşağıdaki forma yazınız.

BİR YAŞAM ÖYKÜSÜ

GÖRÜŞME SORULARI

1. ......................................................................................................................................................................................?

2. ......................................................................................................................................................................................?

3. ......................................................................................................................................................................................?

4. ......................................................................................................................................................................................?

5. ......................................................................................................................................................................................?

6. ......................................................................................................................................................................................?

7. ......................................................................................................................................................................................?

8. ......................................................................................................................................................................................?

9. ......................................................................................................................................................................................?

10. ......................................................................................................................................................................................?

11. ......................................................................................................................................................................................?

12. ......................................................................................................................................................................................?

13. ......................................................................................................................................................................................?

14. ......................................................................................................................................................................................?

15. ......................................................................................................................................................................................?

16. ......................................................................................................................................................................................?

17. ......................................................................................................................................................................................?

18. ......................................................................................................................................................................................?

19. ......................................................................................................................................................................................?

20. ......................................................................................................................................................................................?

Formu Değerlendirelim:

Araştırmacı göç konusunun hangi boyutlarını öncelikle ele almak istemektedir?

64Sö

zlü T

arih

Sınıf: 12

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

I.DünyaSavaşı,sanateserlerinenasılyansımıştır?

Dersin Amacı:

SanateserlerindenyolaçıkarakI.DünyaSavaşı'nınbireyvetoplumhayatınaetkilerini değerlendirir.

İlişkili Kazanım:

I.DünyaSavaşıvesonrasındakigelişmeleri açıklar.

SAVAŞ SANATI

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Savaşınbireyler ve toplumlarüzerindekiyansımalarına örnekler verecektir.

QQ Birçok öğrenci: Savaşın hangi yönleriyle sanat eserlerineyansıdığını fark edecektir.

QQ Bazı öğrenciler:Sanateserlerineyansıyanyönleriylesavaşıinsani açıdan değerlendirecektir.

T arih geleneksel olarak siyasi tarih perspektifinden ve savaşlar üzerindan anlatılır. Savaşlar genellikle

kahramanlık hikâyeleri ile ülke menfaatleri çerçevesinde resmedilir. Ancak büyük savaş anlatılarının

göz ardı ettiği küçük insan yaşamları vardır. Zweig'in belirtiği gibi savaşın oluşturduğu kahramanlık

ikliminde anneler üzüntülerini, kadınlar korkularını yaşamaktan utanıyorlardı. Bu etkinlikte öğrencileriniz sa-

vaşın mikro düzeyde insan yaşamına etkilerini, insanın en güçlü ifade araçı olan sanat ile analiz edip tartışa-

caklardır. Bu sayede hem savaşlarla ilgili büyük anlatıların bize gösterdiği insan hikâyelerini analiz edecekler

hem de sanat eserlerinin tarihsel analizlerde ne kadar değerli kaynaklar olduduğunun farkına varacaklardır.

•ÇalışmaYaprağı-1'dekigörsellerimakaslakeserekgrupsayısıkadar zarfa koyunuz.

•ÇalışmaYaprağı-2ve3'ügrupsayısıkadarçoğaltınız.

• Öğrencilerinizden derse gelmeden önce A3 boyutunda birkarton ve boya kalemleri getirmelerini isteyiniz.

QI. Dünya Savaşı, sanat eserlerine nasıl yansımıştır?

B. Arzu Güngör AKINCI*

* Karaelmas Üni., Ereğli Eğitim Fakültesi, Zonguldak

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

15 dk.

17 dk.

3 dk.

15 dk.

10 dk.

20 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi 5'er kişilik gruplara ayırınız. Çalışma Yaprağı-1 A, B, C, D ve E'de bulunan kartları her gruba 4 görsel gelecek şekilde da-ğıtınız.

2. Görselleri incelemelerini isteyiniz. Ardından aşağıdaki soruları yö-neltiniz. Cevapları her bir görselin arkasına yazmalarını isteyiniz.

• Bugörsellerbizesavaşadairneleranlatmaktadır?• Bugörsellerbizesavaştakiinsanlaradairneleranlatmaktadır?• Bugörsellerbizesavaşıgöreninsanıngerçeğivedünyayıalgılama-

sına dair neler anlatmaktadır?• Ressamlar savaşa hangi anlamları yüklemişlerdir? Savaşa bakış

açılarında farklılık var mıdır? Neden?

• Herbirgrubun,çalışmasınıdiğergruplarlapaylaşmasınıisteyiniz.

3. Çalışma Yaprağı-2'yi gruplara dağıtınız. Öncelikle metinleri ken-di aralarında karşılaştırmalarını sonra her bir gruptan Çalışma Yaprağı-1'de yer alan görseller ile Çalışma Yaprağı-2'de yer alan metinleri karşılaştırmalarını ve aşağıdaki sorulara cevap bulmala-rını isteyiniz.

• Metinlerdebirbirleriyleörtüşenvefarklılaşannoktalarnelerdir?• Herbirmetinsavaşınhangiboyutlarınagöndermeyapmaktadır?

4. Gruplardan okudukları metinlerle, Çalışma Yaprağı-1'de yer alan görsellerikarşılaştırmalarınıisteyiniz.Ellerindekigörsellerimetin-lerden uygun bulduklarıyla eşleştirmelerini ve nedenlerini yazmala-rını isteyiniz.

• Herbirgrubunçalışmasınıdiğergruplarlapaylaşmasınısağlayınız.

5. Çalışma Yaprağı-3'de yer alan zaman şeridini gruplara dağıtınız. Herbirgruptanelindekigörselvemetinleriiçeriklerini göz önünde bulundurarak zaman şeridine yerleştirmelerini isteyiniz. Yerleştir-meyi, kaynakların adını yazarak yapabileceklerini söyleyiniz. Grubun kendi içinde belirlediği bir kişiden, oluşturdukları zaman şeridini tüm sınıfa açıklaması isteyiniz.

6. Herbirgruptanellerindekikartlardayeralangörselleribirliktedü-şünerek getirdikleri kartonlara bir öykü yazmalarını veya resim yap-malarınıisteyiniz.Sonuçlarısınıftapaylaşmalarınısağlayınız.

İŞLE

NİŞ

66Sa

vaş

Sana

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

John Singer Sargent, Arras'ta Bir Cadde (A Street in Arras), 1918

John Nash, Oppy Ormanı (Oppy Wood), 1917

Sami Yetik, Sarıkamış Bozgunu (Doğu Cephesi’nden Dönüş, 1920)

Eric Kennington, Gaza Maruz Kalmış ve Yaralanmış (Gassed and Wounded), 1918

A67

Sava

ş Sa

natı

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

John Singer Sargent, Gaza Maruz Kalmış (Gassed), 1918-1919

Sami Yetik, Kurtuluş Savaşı’ndan, 1921 ya da 1924

B

Albin Egger-Lienz, Adlarını Kaybedenler (Those who have lost their names),1914

C.R.W. Nevinson, Zafer Yolları (Paths of Glory),1917

68Sa

vaş

Sana

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

William Orpen, Thiepval, 1917 Felix Vallotton, Dikenli Tel (Barbed-Wire), 1916

Otto Dix, Gaz Altında Saldırı (Assault Under Gas), 1924

Hikmet Onat, Siperde Mektup Okuyan Askerler, (1917)

C69

Sava

ş Sa

natı

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

D

C.R.W. Nevinson, Makineli Tüfek (Machine Gun), 1915

Sami Yetik, Cephane Taşıyan Köylüler, 1924

Sir Stanley Spencer, Revirdeki Yaralılar (Travoys Arriving with Wounded at a Dressing Station at Smol), Makedonya, Eylül 1916

Otto Dix, Prag Caddesi (Prague Street), 1917

70Sa

vaş

Sana

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Otto Dix, Kafatası (Skull), 1924 C. R. W. Nevinson, Güvercin (A Taube), 1916-17

E

John Lovery, Mezarlık (the Cementery), Etopies, 1919 Ali Cemal Benim, Yaralı Düşman AskerineYardım Eden Türk Askeri, Biraz Su, 1917

71

Sava

ş Sa

natı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

QQ Kaynak A

Bize Verdun’da attıkları obüsler yanında bunlar hiçtir. Orada olup da görmeliydiniz. Ben oradan geliyorum. Başımıza neler yağdırdılar. Hem de en belalılarını; 380’ler, 420’ler, iki 44’ler. İnsan orada, bu gülle yağmurunu yedikten sonra bunun ne demek olduğunu anlayabiliyor. Ve gülle yağmuru nedir ben bilirim diyor. Ağaçlar ekin gibi tırpanlanmış, bütün sığınaklar keşf edilmiş, bombalanmış, ezilmiş, çökmüştü. Üç kalas kalınlığında olanlar bile. Bütün yol kavşakları silinmiş, süpürülmüş uçmuş, onların yerinde insan, malzeme, taş ve top-rağın birbirine karışmasından meydana gelmiş uzun tümsekler ortada kalmıştı. Cesetler sanki bir kürekle rastgele kenara atılmıştı. Orası parçalanmış kovan yığını halini almıştı. Yol kavşağına düşen bir gülle otuz kişiyi birden yere seriyordu. Biraz ötede zavallı insanların döne döne on beş metre yükseklere uçtuğunu gö-rüyordunuz. Daha ayakta olan ağaçların üstünde sahibi parçalanmış pantolonlar sallanıyordu.

Henri BARBUSSE, Ateş, s. 218, İstanbul, 2002.

QQ Kaynak B

Savaşa karşı duyduğum tüm nefret ve tiksintiye rağmen, savaşın o ilk günlerindeki anılarımı unutmak is-temem. Binlerce, yüz binlerce insan aslında barışta duymaları gereken o bağlılık duygusunu, hiçbir zaman o günkü gibi hissetmemiştir. İki milyonluk kent, neredeyse elli milyonluk ülke o saat, bir dünya tarihini, bir daha asla tekrarlanmayacak bir anı yaşadığını ve herkesin o küçük "ben’ini" bu kor halindeki yığına atıp tüm bencilliklerinden arınması gerektiğini biliyordu… Eskiden sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar mektupları ayrıştıran, pazartesinden cumartesiye kadar sürekli mektupları düzenleyen küçük posta memuru, kâtip ya da ayakkabı tamircisi birdenbire yaşamında daha başka, romantik bir imkân bulmuştu: kahraman olabilirdi; kadınlar üniforma giymiş her askeri coşkuyla karşılıyor, geride kalanlar bu romantik unvanı saygıyla selamlıyorlardı. Onları günlük hayatların içinden çekip çıkaran o bilinmez güce saygı duyu-yorlardı. Hatta bu ilk aşırı duygusallık saatlerinde anneler üzüntü, kadınlar korku gibi çok doğal duygularını yaşamaktan utanıyorlardı.

Stefan ZWEIG, Dünün Dünyası, İstanbul, 2011, s. 231.

QQ Kaynak C

Evet müttefikler orduları, altmış gemiyle geldiler, fakat mezarını ülkenin çiğneyemediler. Biz de senin yüce maiyetin gibi bir türbe ve bir abide önünde yemin ettik. Türbe asırlardan beri kaybettiğimiz ülkelerin kalbi-mizdeki mukaddes mezarı; abide senin ve Türk hakanlarının batıda bütün bir medeniyet kuvvetiyle kurmak istediğimiz Türklük abidesi! Yerde yatan şu tüyleri bitmemiş çocuklar, demirler gibi sağlam, kahramanlar gibi güzel şu askerler hepsi bu abide ve türbe önünde bir tek kalp kalesi gibi düşmana karşı koymaya yemin ettik. Müttefik kralların ordularını ve donanmalarını perişan etmeden kılıcımızı kınına sokmayacağımıza ye-min ettik. Bu kalp kalesi için tek bir aşk var, şehzadem. Osmanlılık ve İslamiyet aşkı!

Halide Edip ADIVAR, Kubbede Kalan Hoş Sada, İstanbul, 1974, s. 66-67.

QQ Kaynak D

“...Bizler gençlik falan değiliz artık. Dünyayı fethetmek istediğimiz de yok. Kaçan kimseleriz. Kendi kendi-mizden kaçıyoruz. Kendi hayatımızdan kaçıyoruz. On sekiz yaşımızda dünyayı ve hayatı sevmeye başlamıştık. Sonra da aynı şeylere ateş etmek zorunda kaldık. Patlayan ilk obüsler kalbimize rastladı. Eylemlerle, çaba-larla ve ilerleyişlerle ilgimizi kestiler. Böyle şeylere inanmıyoruz, savaştan başkasına inandığımız yok.”

Erich M. REMARQUE, Batı Cephesinde Bir şey Yok, İstanbul, 2007.

QQ Kaynak E

… Siperin hemen arkasında mevziye giren bir bomba bataryası, sabahtan beri bahriyeli bir yüzbaşının ku-mandasında düşmanın hücumlarını kırdı. Yüzlerce defa bomba topunun ağzından yetmiş kiloluk ağır saplı bomba göğe çıktı, yükseldi, bir müddet ağırlaşıp durduktan sonra her saniye çoğalan bir hızla düşmanın yürüyen dalgaları üstüne indi, bütün Gazze topraklarını sarstı. Bu barut ve demir kürelerin en büyük mermi-lerin infilakından müthiş patlayışı var. Birdenbire bir geniş saha dumana boğulur, güneşin ışığı söner, sonra açılan dumanın altında düşman dalgalarının boşluğu görülür, düzenli yürüyen tekparça kıtalar sendeleye-rek, dağılarak, çözülerek telaş gösterirler. İşte bu bomba topunun merhametsiz mermileri, akşama kadar birçok İngiliz sellerini böyle maddi bir şey gibi kırdı.

Falih Rıfkı ATAY, Zeytindağı, İstanbul, 2008, s. 187-188.

EDEBİYATTA SAVAŞ72

Sava

ş Sa

natı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

QQ Kaynak F

Tatlı ve Şereflidir

İki büklüm, çuval giymiş yaşlı dilenciler gibi,

Çarpık bacaklı, acuzeler gibi öksürerek, küfürlerle geçtik içinden çamurun

Başımıza musallat olan roketlere sırtımızı çevirene kadar

Ve uzaktaki çadırlarımıza doğru yürümeye başladık yorgun.

Adamlar yürürken uyukluyordu. Birçoğu botlarını kaybetmiş

Ama topallamaya devam ettiler, kan-nallı. Hepsi sakatlandı; hepsi kör;

Yorgunluktan sarhoş; arkalarında patlayan yorgun, kendilerinden üstün çıkmış

mermi kovanlarının uğultularına bile sağır.

GAZ! Gaz! Acele edin, çocuklar! – El yordamıyla o sakar gaz maskelerini

Takmanın mutluluğu tam zamanında;

Ama hâlâ bağırıp tökezliyordu biri,

Ateşin ya da kirecin içinde bocalayan bir adam gibi boşuna…

İçinden loş, dumanlı camların ve yeşil ışığın,

Yeşil bir denizin dibindeymişim gibi, gördüm onu boğulurken.Wilfred OWEN

QQ Kaynak G

Çanakkale Şehitlerine

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğamAtılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adamÖlüm indirmede gökler, ölü püskürmede yerO ne müthiş tipidir: savrulur enkâz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.Saçıyor zırha bürünmüş de o namert eller,Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâreTop tüfekden daha sık gülle yağan mermîler...Kahraman orduyu seyret ki, bu, tehdîde güler!

Mehmet Akif ERSOY, Çanakkale Şehitlerine.

QQ Kaynak H

Bütün Türk alemi mi? Hayır, bütün mazlum insanların, diyecektim. Gözü doymak bilmeyen bir iki batı devletinin zenginleri günde dört öğün yemek yiyecek diye, fukaranın ekmeği elinden alındı. Nice yuvalara kundak sokuldu, nice ev bark yıkıldı. Şimdi, Vestminster’in pembe derili lordu çatlak tabanlı Anadolu köy-lüsüne karşı bir sürgün avı yaptırıyor. Neresini yiyecek, bu zavallı yaratıkların? Hangisinin göğsünden ona, bir bifteklik et çıkabilir? Hepsi de sade deri, sade kemik.

Yakup KADRİ, Yaban, İstanbul, 2003, s.160.

73

Sava

ş Sa

natı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

1914

1920

1916

1922

1918

1924

74Sa

vaş

Sana

Sınıf: 12

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

İspanyaİçSavaşısadeceİspanya’yımıilgilendiriyordu?

Dersin Amacı:

İspanyaİçSavaşı’nıpolitiktemellerive dünya siyaseti açısından değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

İki savaş arası dönemde Avrupa'da meydana gelen siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmeleri kavrar.

İSPANYA: YASIMI TUTACAK MISINIZ?

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: İspanya İçSavaşı’nınevrelerini açıklaya-bilecektir.

QQ Birçok öğrenci:İspanyaiçSavaşı'nınevrelerinidünyasiyasetiile ilişkilendirebilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: İspanya İç Savaşı'nın politik temelleri iledünya siyaseti arasında ilişki kurabilecektir.

"A ğlama Angelita! Bu akşam ya sana bir ev alacağım ya da yasımı tutacaksın."

İspanya iç savaşının yaşandığı günlerde ünlü matador El Cordobes, büyük dövüş için arenaya çıkma-

sından birkaç saat önce, ablasına böyle demişti.

Tarihin, insanları konu aldığı çoğu zaman unutulur. Büyük anlatıların, büyük olayların içinde devletler, uluslar,

ordular, coğrafyalar tarih derslerinde öğrencilerin gözleri önünden bata çıka akıp giderler. Onlar, selin kapıp

götürdüğü nesneler değildirler aslında. Ancak onlarla ilişkili olan insanların hikâyeleriyle birlikte ele alındıkla-

rında anlamlıdırlar. Yenilikçi tarih öğretmenleri çoklu anlatıların peşindedir. Büyük anlatılar zaten tarih prog-

ramlarının omurgasını oluştururlar. Ama o anlatıların gözenekleri küçük hikâyelerle doldurulmalıdır. İspanya İç

Savaşı'nı konu edinen aşağıdaki etkinlik, benzer siyasal bölünmelerin o dönemde bütün dünyada yaşanması ve

olaylar kadar insanları da ele alması bakımından yenilikçi tarih öğretmenleri için bir örnektir.

Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

Qİspanya İç Savaşı sadece İspanya’yı mı ilgilendiriyordu?

Özgür AKTAŞ*, Hasan SUNGUR**

* Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara** TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi, Kocaeli

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

10 dk.

45 dk.

10 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi7grubaayırınız.Gruplara Çalışma Yaprağı-1’i dağı-tınız. Bildiklerini ve bilmediklerini işaretlemelerini ve bildikleri ile ilgili açıklamaları yazmalarını isteyiniz.

2. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız. İnceledikten sonra Çalışma Yaprağı-1’e tekrar dönmelerini ve ilgili kısımları doldurmalarını isteyiniz.

3. Çalışma yaprağı 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9’u her bir gruba bir tanesi gelecek şekilde dağıtınız. İncelemeleri için öğrencilerinize 5 dk. veriniz. Ça-lışma yaprağında bulunan soruları cevaplamalarını ve cevaplarını not etmelerini isteyiniz.

3. Ardından, grupların çalışma yapraklarını değiştirmelerini isteyiniz. Bütün çalışma yaprakları her bir grup tarafından incelenene kadar işlemi sürdürünüz.

4. Çalışma Yaprağı-1’e tekrar dönmelerini ve boş kısımları doldurma-larını isteyiniz.

5. Anahtar soruyu yöneltiniz. Öğrencilerinizden kendilerini Milliyetçi-lerden ya da Cumhuriyetçilerden biri olarak düşünmelerini isteyiniz. İspanyaİçSavaşıileilgilidüşünceleriniiçerenbirposterhazırlama-larını isteyiniz.

• Gönüllügruplardanposterlerinisınıflapaylaşmalarınıisteyiniz.

İŞLE

NİŞ

76İs

pany

a: Y

asım

ı Tut

acak

mıs

ınız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Nedir? Kimdir? Nasıldır? Ne olmuştur?

Biliyorum Bilmiyorum Açıklama

Azana

İspanya-1933

Hapishaneler

General Franco

İspanya-1936

Cumhuriyetçiler

Darbe

Kanarya Adaları

Fas

Milliyetçiler

Almanya-İtalya

Sovyetler Birliği

Topraksız Köylüler

Kilise

Picasso

Dali

Pablo Neruda

Nazım Hikmet

Kral çok yaşa

George Orwell

İnsanoğlu

Tablonun solunda İspanya İç Savaşı ile ilgili bazı kavram ve isimler yer almaktadır. İnceleyiniz ve önce bilip bilmediğinizi işaretleyiniz. Ardından bildiklerinizin açıklamasını sağdaki sütuna yazınız.

77

İspa

nya:

Yas

ımı T

utac

ak m

ısın

ız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

Nedir? Kimdir? Ne olmuştur? Nasıl Olmuştur?

General Franco, İspanya'da Cumhuriyetçi yönetime karşı başarısız bir darbe girişiminde bu-lundu. Bu girişimden sonra General Franco, Kanarya adalarına gönderildi. İspanya’daki ça-

tışmaların artması üzerine taraftarlarının desteğiyle Franco, İspanya hâkimiyetindeki Fas’a gele-rek, burada bulunan İspanya askerlerinin başında mücadeleye başladı. 14 Nisan 1931'de kurulan İspanya Cumhuriyeti General Franco’nun girişimleri nedeniyle zayıflama sürecine girdi.

İspanya için 1931 tarihi bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Bu tarihte İspanya’da yapılan be-lediye seçimlerinde, Cumhuriyet yanlılarının büyük bir başarı göstermesi nedeniyle İspanya Kralı Alfonso tahtından vaz geçmek zorunda kaldı. Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetin ilk başbaka-nı Azana’ydı. Azana mecliste çoğunluğa dayanarak kiliseye karşı harekete geçti. Kilise okulları kapatıldı. Kilisenin malları elinden alındı. Din adamlarına yapılan yardımlar kesildi. Seçimden önce topraksız köylülere vaat edilen toprak dağıtımı gecikince köylüler büyük toprak sahiplerin-den zorla toprak almaya başladılar. Bu durumda büyük çatışmaların önünü açmış oldu. 1933'e gelindiğinde ise Cumhuriyetçiler seçimleri her yerde kaybettiler. Ama Cumhuriyetçiler 1936'da tekrar seçimleri kazandılar. Hapishaneler muhaliflerle dolmaya başladı.

Cumhuriyet taraftarları ile Franco tarafları arasında kanlı bir iç savaş 1936'da başladı. İspanya İç Savaş’ı 1939'a kadar devam etti. Bu savaş hem ulusal hem de uluslar arası bir nitelik taşımakta-dır. İspanya iç savaşında iki taraf vardır. Birincisi Cumhuriyetçiler; ikincisi ise Milliyetçilerdir. Sa-vaşın sonunda Milliyetçiler galip gelerek İspanya’yı baskıcı bir rejimin hâkimiyetine sokmuşlardır. Bu savaşta yüz binlerce insan ölmüştür. Dönemin büyük devletlerinden Almanya ile İtalya, Milli-yetçileri; Sovyetler Birliği ise Cumhuriyetçileri desteklemektedir. İspanya İç Savaşı, İkinci Dünya Savaşı’nın bir provası olarak kabul edilmektedir. Franco, ölümüne yani 1975'e kadar İspanya’yı baskıcı bir şekilde yönetmiştir.

Kaynak: ROLDAN, Gregorio Gongalez, İspanya İç Savaşı, Tarihin Kötüye Kullanımı, haz. M. Beşikçi, Türkiye Ekonomik Tarih Vakfı, 1993, s. 71-83.

KENNEDY, Paul, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, Türkiye İş Bankası Yay., 2001.

78İs

pany

a: Y

asım

ı Tut

acak

mıs

ınız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

Dali, 1936

1. Yukarıdaki resimlere ortak bir isim veriniz.

2. Yukarıdaki resimlerde ortak bir tema var mı? Yoksa birbirinden tamamen farklı temalar üze-rine mi odaklanmışlar?

3. Resimlerin birbirinden farklı ve benzer noktaları neler olabilir?

Picasso, 1937

QQ Kaynak 1: Guernica

QQ Kaynak 2: İç Savaş Öngörüsü

79

İspa

nya:

Yas

ımı T

utac

ak m

ısın

ız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

İspanya İç Savaşı'nı göz önüne bulundurduğunuzda aşağıda verilen figürler neleri sembolize etmiş olabilir?

80İs

pany

a: Y

asım

ı Tut

acak

mıs

ınız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Bir mahallesinde yaşıyordum,Madrid’in:Çanlı, çalar saatli, ağaçlı.Kocaman,Meşin bir okyanus gibi,UzaktangörünürdüKastil’inKuru çehresi.

QQ Kaynak 1: ANLATALIMPabloNeruda

Generaller,Gelin de,Yıkılmış evimi görün.Görün,Yaralı İspanya’yı.Hergöçükevden,Bir ateş metal çıkar ama,Çiçek yerine.

İnsanları dağlayarak,Topraktan çıktılar,Bir sabah;Nah bu anda ateş,Nah, bu anda barut,Bu anda kan.…Doğduğun yerin,Yüce volkanlarından?Gel de gör:Caddeler kan-revan.Gel de gör:Caddeler kan-revan.Gel de gör:Caddeler kan-revan.

Şiirin bu bölümünde anlatılanlardan yola çıkarak bu dizelerde anlatılan dö-

nem hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Şiirde iç savaşla birlikte İspanya'da ya-şanan değişim nasıl anlatılmaktadır?

Neruda'nın dizelerine yansıyan bu söz-cüklerden onun İspanya İç Savaşı sı-

rasındaki tutumu (Milliyetçi-Cumhuriyetçi bağlamında) hakkında bir yorum yapabilir misiniz? Yalnızca şiir metninden hareketle ve vardığınız sonuçtan yola çıkarak sanatçı-nın tutumunu nasıl değerlendirirsiniz?

81

İspa

nya:

Yas

ımı T

utac

ak m

ısın

ız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Karanlıkta kar yağıyor,

SenMadridkapısındasın.Karşında en güzel şeylerimiziÜmidi, hasreti, hürriyetiVe çocukları öldüren bir ordu.

Şiire göre Nazım Hikmet'in İspanya İç Savaşı hakkındaki tutumu nedir?

QQ Kaynak 1: KARANLIKTA KAR YAĞIYORNazımHikmet

82İs

pany

a: Y

asım

ı Tut

acak

mıs

ınız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

Madrid,Salı.

KarışıklıklarınyaşandığıbüyükşehirlerSeville,Cadiz, Malaga, Alicante ve Cordoba.

Seville: Bugün burada halkın galeyana gelme-siylebüyükbirpanik yaşandı.Pekçokmanas-tır talan edildi. Kışkırtıcılar şafakta toplanmaya başladı ve sabahlarını kundakçılık söylemiyle geçirdiler.

İtfaiyeciler tehdit edildi ve onlarla birlikte sivil güvenlikdegeriçekilmeyezorlandı.Sabahondasıkıyönetim ilan edildi.

Yağmalanan ilk bina Cizvitler’in manastırıydı.

Burada kalabalık, “Kral Çok Yaşa” diye bağıra-rak taksiye atlayıp kaçan bir görevli tarafından çileden çıkarıldı. Kapılar kırıldı ve mobilyalar avluya atılarak yakıldı. İki manastır daha yakıl-dı.Şehrinmerkezindeduranulusalbirmezar-lık ve on sekizinci yüzyıl mimarisinin en önemli eseriolanünlüSt.JosephŞapeli,BuenSucesoManastırıgibi.Heykeller,dinisüslerveherşeyisyancılar tarafından yakıldı.

Birçok ev sahibi evini korumak için harekete geçti.

Rahibelerverahiplerbinalardankaçmayıbaşar-dı ve sempatizanlara sığındı.

İsyancılar iki büyük faşist güçten destek alıyor. Fakat bir cesaretlendirmenin ötesinde İtalyan orijinli silahlar şimdi ellerinde. Muhtemelen Fas’ta da öyle.

Almanların etkisi en çok Balearic Adaları’nda görülüyor. Almanya isyancıların zaferini des-tekliyor. Görünürde İspanya Balearic’teki gü-venlik ödülünü veriyor. Bu adalar gelecekte Almanya’nın Akdeniz’le ilgili planları için önemli bir rol oynayacak.

İç savaş Almanlar için özel bir ilgi alanı çünkü isyancıların zaferi Batı Avrupa’ya (Anglo-Fransız birliği ve İngiliz, Fransız, İspanya Cumhuriyeti ligi tarafından kapatılmış) umut kapısı açacak. Bu İspanya’nın Almanya için Fransız sınırı ola-cağı, Akdeniz’de rol alacağı ve faşist olacağı an-lamına geliyor.

İspanya topraklarında Almanya, iyi organize edilmiş Nasyonel Sosyalist Parti’nin şubelerinikuruyor. Bu yapılanmayı en çok son haftalarda Almanya’dangelenlertetikledi.Politikveaskericasusluk için diplomatik organizasyonlar düzen-liyorlar. Özellikle Barselona büyük bölümü Nas-yonel Sosyalist olan önemli bir Alman nüfusasahip.

QQ Kaynak 1: Büyük Şehirlerde Karışıklık(Reuter’inTelgrafı)

13 Mayıs 1931, The Guardian 25 Temmuz 1936, The Guardian

QQ Kaynak 2: İtalyan Orijinli Silahlar(Reuter’inTelgrafı)

1. Yukarıdaki haberde bahsedilen isyancı-lar İspanya İç Savaşı’na dahil olan grup-lar arasından hangi tarafı temsil ediyor olabilir?

2. Habere göre isyancıların hedefi kimdir?

3. İsyancılar ne gibi zararlar veriyor? İs-yancıları bu duruma iten nedenler neler olabilir?

1. Yukarıdaki haberde bahsedilen isyancı-lar İspanya İç Savaşı’na dahil olan grup-lar arasından hangi tarafı temsil ediyor olabilir?

2. İsyancılar kimlerden ne gibi destekler alıyor?

3. Destekçilerin savaşın ilerliyişi ve sonu hakkındaki beklentileri neler olabilir?

83

İspa

nya:

Yas

ımı T

utac

ak m

ısın

ız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

QQ Kaynak 1: Katalonya’ya SelamGeorge Orwell, 1937

(I) Franco, Hitler ya da Mussolini ile bire bir oranlanabilecek biri değildi. Onun yaptığı, aristokrasi ve Kilise’nin desteklediği bir askeri isyandı ve işin aslında, özellikle başında, faşizmi zorlamaktan çok feodalizmi yeniden canlandırmaya yönelik bir girişimdi. Bu, Franco’nun karşısında yalnızca işçi sınıfını değil, modern biçimi ile ortaya çıktığında faşizmin en büyük destekleyicileri olan libe-ral burjuvazinin çeşitli kesimlerini de bulması anlamına geliyordu. (Sayfa 61)

....

(II) … savaşın keder verici atmosferi hüküm sürmekteydi. Şehir kasvetli ve derbeder görünüyordu, sokaklar ve binalar bakımsızdı, hava hücumlarından korkulduğu için geceleri caddeler çok sönük ışıkla aydınlatılabiliyordu, dükkânların çoğu perişan durumdaydı ve yarı yarıya yok satıyordu. Et ender bulunuyordu, süt bulmanın mümkünatı yoktu. Kömür, şeker ve akaryakıt sıkıntısı çekiliyor-du ve ekmek gerçekten kıttı. (Sayfa 18)

...

(III) İspanya’ya geldiğim zaman ve ondan bir süre sonra, siyasi duruma karşı yalnızca ilgisiz değil, üstelik habersizdim de. Sürüp giden bir savaş olduğunu biliyordum, ama ne biçim bir savaş oldu-ğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Bana milis gücüne neden katıldığımı sorsaydınız “faşizme karşı dövüşmek için” diye cevap verirdim. Ve neyin uğruna savaştığımı sorsaydınız “Dürüstlük uğruna” derdim. (Sayfa 59)

1. Anlatı I’e göre Franco rejimi Hitler ve Mussolini rejimlerinden farklı mıdır? Fark-lılaşan veya benzeşen noktaları neler olabilir?

2. Anlatı II’ye göre şehir nasıl tasvir edilmiştir?

3. Anlatı II’de insanlar ne gibi sıkıntılar yaşamaktadır?

4. Anlatı III savaşa katılan insanların düşünceleri hakkında bir fikir veriyor mu? An-latıda verilene göre insanlar hangi amaç için savaşa katılıyor olabilir?

5. Üç anlatıyı da göz önünde bulundurduğunuzda, İspanya İç Savaşı hakkında ne gibi bir sonuca varıyorsunuz?

84İs

pany

a: Y

asım

ı Tut

acak

mıs

ınız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I7

1. Şarkıya göre İspanya’da İç Savaş sırasında hangi sosyal sınıflar öne çıkmaktadır?

2. Bahsedilen sınıflar nasıl yansıtılmıştır?

3. Şarkıda bu sınıflara ait çeşitli semboller yer almakta mıdır?

4. Şarkı hangi sınıfın duygu ve beklentilerini yansıtıyor? Bu beklentiler nelerdir?

5. Şarkıya göre kurtuluş nasıl sağlanacaktır?

İnsanoğlu, zincirler seni baskılıyor

Ve bu adaletsizlik devam edemez.

Eğervaroluşunkederlibirdünyahalinegeldiyse

Ölüm kölelikten daha iyi olacaktır.

Bu bencil burjuvazi

İnsanlığı paramparça ediyor

Ve onlar anarşistler tarafından yok edilecekler

Özgürlüğün o güçlü çığlığı duyulduğunda!

Ah, kırmızı bayrak,

Daha fazla acı çekmeyeceksin!

Sömürü

Teslim olmak zorunda.

Ayağa kalkın siz sadık insanlar

Sosyaldevriminçığlığıile

Temize çıkacaksınız,

Kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.

Devrimi sadece birlik

getirebilecek.

Bizim yollarımız kalkan

Yenilmeyeceksiniz.

Ah, sakar burjuvazi!

Geri dön! Geri dön!

Bu davamız için atan o işçi sınıfının kalbi

Mutluluk dolacak

Eğerateşlibirşekildeveberaberce

Çarpışırlarsa zafer için, onu ellerimize alacağız.

Proleterya,burjuvaya

Saygıduymalı,

Ve dövüşmeli

Onların o lanet aptallığını hatırladıkça.

Ah, kırmızı bayrak.

QQ Kaynak 1: İNSANOĞLU (Hijo Del Pueblo)İspanyaİçSavaşıDevrimŞarkısı

85

İspa

nya:

Yas

ımı T

utac

ak m

ısın

ız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I8

Cumhuriyetçiler Milliyetçiler

Ülke İçi DestekÜlke Dışı Destek

Ordu Desteği Ülke İçi DestekÜlke Dışı Destek

Ordu Desteği

Sol Partiler: Sosyalistler,

Komünistler,

Anarşistler

Sovyetler Birliği Yedek Askerler Monarşi Yanlıları

Almanya Afrika Ordusu

Cumhuriyet Yanlıları

Uluslararası Gönüllüler

Subaylar dışında Donanma

Kilise İtalya Almanya ve İtalya’dan Gelen Askerler

Topraksız Köylüler

Meksika Kaçak Askerler Merkez Sağ Portekiz Sivil Muhafızlar

Hava Kuvvetleri Gelenekçiler

Büyük Toprak Sahipleri

1. Tablonun bütünü göz önüne alındığında, İspanya İç Savaşı’nın paydaşları hakkın-da neler söyleyebiliriz?

2. Tabloya baktığımızda İspanya İç Savaşı’nda Cumhuriyetçilerin amaçları hakkında ne söyleyebiliriz?

3. Tabloya baktığımızda İspanya İç Savaşı’nda Milliyetçilerin amaçları hakkında ne söylebiliriz?

4. Tabloya göre Cumhuriyetçilerin ve Milliyetçilerin zayıf ve güçlü noktaları neler olabilir?

QQ Cumhuriyetçilerin ve Milliyetçilerin İç ve Dış Destekçileri

86İs

pany

a: Y

asım

ı Tut

acak

mıs

ınız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I9

"Sosyalizm için birlik ve disiplin."

"Yoldaş! Devrim için ve mücadele et."

"Özgürlük!"

"19 Temmuz 1936"

QQ Kaynak 1

87

İspa

nya:

Yas

ımı T

utac

ak M

ısın

ız?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I9

1. Yukarıdaki posterleri gruplandırsanız hangileri Cumhuriyetçi, hangileri Milliyetçi taraf için propa-ganda aracı olarak kullanılabilir?

2. Verilen posterlerde hangi ideolojik semboller bulunmaktadır? Bu sembolleri nasıl anlamlandırabi-lirsiniz?

3. Yukarıdaki posterlerde hangi toplumsal gruplara göndermeler vardır?

"Milliyetçiler.", Propaganda Bakanlığı

"100.000 gönüllü gerekiyor", Katalon Halk Cephesi

"Geçit Yok", Madrid Propaganda Bakanlığı

"Kadınlar! Savaşan erkekler için daha çok çalışın."

QQ Kaynak 2

88İs

pany

a: Y

asım

ı Tut

acak

mıs

ınız?

91 1908: Darbe Mi Devrim Mi?

107 Büyük İzmir Yangını

119 Tarihsel Kaynakları Eleştirel Okumak

129 Osmanlı ve Okyanuslar

139 Dadaloğlu Neden Söyledi?

TARTIŞMALI KONULAR

2Bölüm

1908: DARBE Mİ DEVRİM Mİ?

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: II. Meşrutiyet’in neden olduğu değişimleri tanımlayabilecektir.

QQ Birçok öğrenci: II. Meşrutiyet’le meydana gelen toplumsal ve siyasal değişimlerin neden ve sonuçlarını kavrayabilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: II. Meşrutiyet'in neden olduğu toplumsal ve siyasal değişimleri farklı açılardan değerlendirebilecektir.

Herhangi bir tarihsel olayı nitelemek ne kadar önemlidir? 1908’de Osmanlı Devleti’nde yaşananlara

“Darbe” ya da “Devrim” adını vermek, aslında bir bakış açısı ve değerlendirme sorunu. Tarih dersle-

rinde genellikle farklı bakış açıları teke indirilir ve değerlendirmeler belirsiz kriterlere göre yapılır.

Yenilikçi tarih öğretmenleri herhangi bir tarihsel olguya farklı bakış açılarından bakabilmenin daha fazla kanıt

bulma ve daha nitelikli argümanlar türetme anlamına geldiğinin farkındadırlar. Onlar, öğrencilerin farklı bakış

açılarını anlama konusunda sanılandan daha yeterli olduklarını bilirler. Öğrencilerini kanıtlara dayalı olarak

argümanlar geliştirmeleri ve bunları demokratik bir biçimde savunmaları konusunda yüreklendirirler. 1908

etkinliği ile öğrenciler, yukarıda söylenenleri gerçekleştirecekleri büyük grup tartışmaları yapmaya fırsat bu-

labilecekler.

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

II. Meşrutiyet devrim midir yoksa darbe midir?

Dersin Amacı:

Kaynaklardan yararlanarak II. Meşrutiyet'i toplumsal ve siyasal açıdan değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Meşrutiyet Döneminde devlet teşkilatında meydana gelen değişimi kavrar.

Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

QII. Meşrutiyet devrim midir yoksa darbe midir?

Hasan SUNGUR*

* TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi, Kocaeli

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

5 dk.

20 dk.

20 dk.

15 dk.

5 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi 3-4 kişilik gruplara ayırınız ve her bir gruba Çalışma Yaprağı -1’i veriniz. Çalışma Yaprağı-1’de bulunan kronolojinin be-lirttiği dönemi öğrencilerinizin değerlendirmelerini isteyiniz.

2. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız. "Devrim" ve "Darbe" kavramları ara-sındaki farkları sorgulatınız.

3. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. Anayasa’nın 1876’da yapıldığını, 1909’da ise yeniden düzenlendiğini hatırlatınız. Öğrencilerden I ve II. Meşrutiyet dönemlerini, verilen bilgiler ışığında karşılaştırmalarını isteyiniz.

4. Sınıfınızı “Hükumet” ve “Muhalefet” olmak üzere ikiye ayırınız. Hükumet’in, II. Meşrutiyet’in bir “Devrim” olduğunu, Muhalefet’in ise bir “Darbe” olduğunu savunacaklarını belirtiniz.

5. Çalışma Yaprağı-4'ü bütün gruplara dağıtarak ilgili soruların ce-vaplandırılmasını isteyiniz.

6. Ardından Çalışma Yaprağı-5 A’yı Hükumet grubuna, 5 B’yi Muhale-fet grubuna dağıtınız. Kaynakların okunmasını sağlayınız.

7. Gruplardan, bir sözcü seçmelerini isteyiniz. Ardından, Hükumet temsilcisinin II. Meşrutiyet’in bir devrim olduğu tezini savunmasını isteyiniz.

• Muhalefet temsilcisinin, II. Meşrutiyet’in bir darbe olduğu tezini sa-vunmasını isteyiniz.

8. Gruplara Çalışma Yaprağı-6’yı dağıtınız. Yaprakta bulunan görsel-leri, kendi tezlerini desteklemede kullanmalarını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

92Bi

r Müb

adilin

Göz

ünde

n

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Kaynak: İ. Hakkı UZUNÇARŞILI, Osmanlı Tarihi, C. 8, sf. 579-584

Kronoloji

31 Ağustos 1876: II. Abdülhamid’in tahta geçmesi

23 Aralık 1876: Kanun-u Esasi’nin ilan edilmesi ve Meclisi Mebusanın açılmasıyla meşrutiyete geçilmesi

24 Nisan 1877: Rusya-Osmanlı Savaşı

22 Mayıs 1877: Romanya’nın bağımsızlığını ilan etmesi

13 Şubat 1878: Meclisi Mebusanın kapatılması

1881: Fransa’nın Tunus’u ele geçirmesi

15 Temmuz 1882: İngilizler’in Mısır’ı işgali

18 Eylül 1885: Doğu Rumeli İsyanı

21 Mayıs 1889: İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kuruluşu

1890: Osmanlı karşıtı Makedonya Komitesi'nin Sofya'da kurulması

1896: Ermenilerin İstanbul’da Osmanlı Bankası'nı işgal etmesi. Girit İsyanı

1887: Yunanistan'ın Girit’e asker çıkarması

17 Nisan 1897: Osmanlı-Yunan Savaşı, Osmanlı'nın galibiyeti

1900-1908: Hicaz Demiryolu'nun inşa ettirilmesi

23 Temmuz 1908: II. Meşrutiyet'in ilan edilmesi, Anayasanın tekrar yürürlüğe girmesi

1909: Anayasanın yenilenerek bazı maddeleri değiştirilmesi

II. Meşrutiyet öncesi ve sonrasında gelişen olayla-rın genel değerlendirmesini yapınız.

93

1908

: Dar

be m

i Dev

rim m

i?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

II. Meşrutiyet döneminde yapılan anayasa değişiklikleri bazı ta-rihçiler tarafından devrim, bazıları tarafından darbe olarak nite-

lendirilmektedir. Aşağıda bu iki kavramın tanımı verilmiştir. Tanımları okuyunuz ve daha sonra size verilecek olan belgeleri bu tanımlar doğ-rultusunda değerlendiriniz.

Devrim

Yerleşik toplumsal düzeni değiştirme ve ye-niden biçimlendirme; yavaş bir gelişme olan evrime karşıt olarak, toplumsal yaşayışta ve siyasal durumda birdenbire gerçekleştirilen, köklü ve temelli bir değişme.

Darbe

Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçim-de yönetimi devirme işi.

9419

08: D

arbe

mi D

evrim

mi?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

QQ Kaynak A: 1876 Kanunuesasi’de Yer Alan Bazı Maddeler

I. Meşrutiyet

Madde 3- Osmanlı hükümdarlığı, halifeliği de kapsayacak şekilde Osmanlı hanedanının en yaşlı üyesine geçmektedir.

Madde 5- “Padişahın kişiliği kutsaldır ve padişah yaptıklarından dolayı kimseye karşı sorumlu değildir.

Madde 7- İcra (hükûmet) meclislere karşı değil, saltanata karşı sorumludur. Padişahın meclisleri toplama ve dağıtma hakkı vardır.

Madde 12- Yayın (Neşriyat), kanun dairesinde serbesttir.

MADDE 53- Kanun tasarısı ve değişikliklerini padişahın iznine bağlı olarak vükelâ, kendi vazifeleri çerçe-vesinde, Heyeti Ayan ve Heyeti Mebusan'a teklif edebilir. Padişahın onayı ile Şûrayı Devlet'e havale olunur.

MADDE 54- Şûrayı Devlet'te hazırlanan kanun tasarıları ya da değişiklikleri Heyeti Mebusan'dan sonra Heye-ti Ayan'da tetkik ve kabul olunduktan sonra padişahın onayına bağlı olarak yürürlüğe girer.

Madde 113- Ülkenin herhangi bir yerinde karışıklık olduğunda idarenin sıkıyönetim ilan etme yetkisi bulun-maktadır. Padişah soruşturma sonucunda bir kimsenin siyasi suçlu olduğuna karar verebilir ve onu doğru-dan sürgüne gönderebilir.

(Sadeleştirilmiş ve düzenlenmiştir.)www.mimoza.marmara.edu.tr/.../anayasa/1876_KANUNI_ESASI.doc

QQ Kaynak B: 1909’da Kanunuesasi'de Yapılan Düzenlemeler

I. Meşrutiyet

Madde 3- Osmanlı hükümdarlığı halifeliği de kapsayacak şekilde Osmanlı hanedanının en yaşlı üyesine ge-çer. Padişah Kanunuesasi hükümlerine uymaya yemin eder.

Madde 7- Padişah, sadrazam ve şeyhülislamı seçer ve sadrazamın teşkil ettiği hükûmeti onaylar. Meclis-i Umumi'nin zamanında açılması ve tatili, olağanüstü durumlarda zamanından önce toplantıya çağrılması padişahın kutsal haklarındandır. Parlamento yalnızca kabinenin güvenoyu almaması halinde feshedilebilir. Feshedilme durumunda ise üç ay içinde seçimler yapılır. Yasaların yapılması ve anlaşmaların onayı parla-mentoya aittir.

Madde 12- Yayın (Neşriyat), kanun dairesinde serbesttir. Hiçbir sebeple basım öncesi teftiş ve muayeneye tâbi tutulamaz.

MADDE 30- Bakanlar, hükümetin genel siyasetlerinden dolayı ortaklaşa, bakanlıklarına ait işlemlerden do-layı ise bireysel olarak Meclis-i Mebusun'a karşı mesuldür.

Madde 53- Kanun tasarısı koyma ya da düzenlenmesi konularında teklif sunma hakkı Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan'a aittir.

Madde 54- Kanun tasarıları, Meclis-i Mebusan ve Ayan'ca tetkik ve kabul olunarak padişahın onayına su-nulur. Kanunlar iki ay zarfında ya tasdik olunur yahut tekrar tetkik edilmek üzere bir kere iade edilir. İade olunan kanunların tekrar müzakere edilerek üçte iki oranında kabul edilmesi şarttır.

MADDE 113- Ülkenin herhangi bir yerinde karışıklık olduğunda idarenin sıkıyönetim ilan etme yetkisi bulun-maktadır.

Madde 119- Postanelerde emanet evrak ve mektuplar hakim veya mahkeme kararı olmayınca açılamaz.

Madde 120- Kanuna aykırı olmamak şartıyla Osmanlılar toplanma hakkına sahiptir. Devletin ülke bütün-lüğünü bozmak, meşruti yönetim biçimini değiştirmek, Anayasa hükümlerine aykırı davranmak, Osmanlı unsurlarını siyasal bakımdan ayırmak amaçlarından birine hizmet eden veya genel ahlâk ve adaba aykırı olan dernekler ile gizli dernekler kurmak yasaktır.

(Sadeleştirilmiş ve düzenlenmiştir.)www.mimoza.marmara.edu.tr/.../anayasa/1908_KANUNI_ESASI.doc

Yukarıdaki kaynakları inceleyerek I ve II. Meşrutiyet dönemlerini karşılaştırınız.

95

1908

: Dar

be m

i Dev

rim m

i?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4 1.

Siz

ce a

ğaç

kesm

e iş

lem

i ney

i sem

boliz

e ed

iyor

ola

bilir

?

2. R

esim

deki

kiş

iler

neyi

ya

da k

imle

ri te

msi

l etm

ekte

dir?

3. R

esim

deki

kiş

iler

ağaç

kes

ilmes

i hus

usun

da n

e dü

şüyo

r ol

abili

rler

?

4. S

izce

kar

ikat

ür, b

ir d

evri

mi m

i, yo

ksa

bir

darb

eyi m

i sem

boliz

e et

mek

tedi

r?

9619

08: D

arbe

mi D

evrim

mi?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

A

HÜKÜMET TARAFI KAYNAKLARI: 1908 BİR DEVRİMDİR

Kaynak: Aykut KANSU, 1908 Devrimi, İletişim Yayınları, 2006, İstanbul, s. 360-361.

1908’den önce Türkiye’de bir arada yaşayan etnik gruplar toplu olarak devlet karşısında ‘tebaa’ ve devlet yönetimini elinde tutan grubun karşısında ikinci sınıf insan konumundaydı. Yalnızca devleti yönetenlerle yönetilen tüm tebaa arasında değil, tebaanın kendi arasında da modern devlette varolması mümkün olmayan farklılaşmalar mevcuttu. Örneğin Arnavutlar gibi bir et-nik grup sırf etnik özelliğinden ötürü vergi yükümlülüğünden muaftı. Gayrımüslim olarak sınıf-landırılanlar askerlik yapma hakkından yoksundu.

Kısacası, modern devlet vasfı taşımayan bu mutlakıyetçi yönetim altında yaşayan tebaa, herke-sin aynı hukuk düzenine tabi olmadığı bir düzende hem kendilerine hem de başkalarına karşı yapılan haksızlıklar karşısında oldukça çaresiz bir biçimde yaşamaktaydı. 1908 Devrimi ile bir-likte eski düzenin bu modern olmayan hukuk anlayışı terk edilerek yerine herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu bir anayasal düzen getirilmeye çalışıldı.

1908 yılına yaklaşırken ve Devrim’den sonraki birkaç yıl içinde o zamana kadar görülmediği ölçüde ve mutlakıyetçi devletin ve eski rejimden çıkarları olanların tüm kışkırtmalarına rağmen toplumun hemen hemen tüm katmanlarından ve farklı etnik gruplardan oluşan bir koalisyon varolan devlet yapısını yıkmak üzere çaba harcadı. Yapılan, eski bir devlet düzeninin yıkılmasıy-dı, devletin kurtarılması değil.

1. Yazar iddialarını hangi kanıtlara dayandırmıştır?

2. 1908 dönemi, önceki dönemi hangi açılardan eleştirmektedir?

QQ Kaynak 1: Tez: 1908 bir devrimdir.

97

1908

: Dar

be m

i Dev

rim m

i?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IA5

Kaynak: The Manchester Guardian, 29 Temmuz 1908, s. 7.

Olağanüstü manzaralar

Hatırlanacağı üzere, ancak Makedonya’daki tüm şehirler devrimci hareket safına geçip anaya-sayı ilan ettikten sonradır ki, padişah anayasanın yeniden yürürlüğe konulmasına gönülsüzce razı oldu. Reuter’in muhabiri 24 Temmuz [Cuma] günü geçtiği haberde, padişah henüz teslim bayrağı çekmeden kısa bir süre önce Selanik’teki son durumu şöyle anlatıyor: Dün öğleden sonra -yani [23 Temmuz] Perşembe günü- Selanik barışçıl ve kansız bir devrime sahne oldu. Buradaki insanların Manastır, Üsküp, Siroz ve daha başka yerlerde halkın anayasal rejimi ilan etmiş olduğundan zaten haberi vardı. Söylendiğine göre, yabancı güçlerin müdahale yapması-na gerekçe teşkil edecek herhangi bir ters olay çıktığı takdirde buna karşı tedbirli olmak adına Selanik’te anayasanın ilanı diğer şehirlerden sonraya bırakılmıştı. Ayrıca ordunun tamamen Jön Türklerin safına geçmiş olduğu söyleniyordu ve birçok belirti de bunu kanıtlıyordu. Ama itiraf etmek gerekir ki, en iyimser olanlar bile zaferin bu kadar kolay kazanılmış olmasına şa-şırdı. Öğleden sonra subaylar ve sivil halktan seçilen temsilciler belediyeye, hükumet konağına ve diğer resmi dairelere giderek anayasal düzenin kurulmuş olduğunu tüm görevlilere tebliğ ettiler ve onlardan yeni düzene bağlılık yemini aldılar. Devrim temsilcileri gittikleri her yerde coşkuyla karşılandılar. Yapılan açıklamaya göre, bugün [24 Temmuz] [Cuma] devrimin ger-çekleşmiş olduğu tüm camilerde de halka duyurulacak. [25 Temmuz] Cumartesi günü de tüm resmi devlet dairelerinde anayasal rejim yandaşları görevi devralacak.

1. Habere göre II. Meşrutiyet kimin zaferi olarak tanımlanıyor?

2. Sizce gazete haberi 1908'i nasıl nitelendirmektedir?

QQ Kaynak 2 : Makedonya’da Halk Ayaklanması (Bir Gazete Haberi)

HÜKÜMET TARAFI KAYNAKLARI: 1908 BİR DEVRİMDİR

9819

08: D

arbe

mi D

evrim

mi?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

A

Kaynak: Le Figaro, 7 Ağustos 1908, Cuma, s. 2

QQ Kaynak 3: Bir Osmanlı Paşası'nın Fransız Gazetesinde Yayınlanan Yazısı

Bay Gaston Calmette’e,Sevgili Dostum,Nihayet! Oldu: Ona sahibiz -sevgili Anayasamıza! Onu nasıl kutladığımızı, onu nasıl okşadığımızı, doğumundan beri inildeyip durduğu eski takvim sayfalarındaki küfü sevinç gözyaşlarımızla nasıl yıkadığımızı görmelisiniz!Bugün Türk halkının haklarını nasıl bir bilgelik, nasıl bir yücelik, nasıl bir soylulukla benimsediğini görmelisiniz! Bunca zaman boyunca anayasanın faziletlerinden şüphe etmeyen bu halka hayranlık duymak borcumuz.Fanatizm diye adlandırmalara karşın bu halkın gayrimüslim hemşerilerine nasıl davrandığını gör-melisiniz!..Tüm ırklardan, tüm dinlerden binlerce insan şimdi anayasanın serin ve verimli kaynağından kana kana içiyor. İstanbul’un, Pera’nın, Boğaziçi’nin, hatta Adalar’ın sokakları, caddeleri, meydanları adalet ve özgürlüğe susamış insanlarla dolup taşıyor.Hocalar, papazlar, dervişler Türklerle, Arnavutlarla, Rumlarla, Ermenilerle sarmaş dolaşlar. Öpüşmeler, kucaklaşmalar, tokalaşmalar, bu mutluluk karşısında herkes birleşmiş! Bunca uzun zaman süresince insafsızca bölündükten sonra şarkı söylüyor, dans ediyor, kutlamalar yapıyorlar.Bildiğiniz gibi benim de kendimi derin bir tutkuyla adadığım bu mutlulukta aziz ordunun tutumunu görmelisiniz! Ne hayranlık duyulası insanlar! Ne çirkin haykırışlar, ne kavga, ne de dövüş var.Herkes, ulusun selametiyle ışıldayan gökyüzünün altında eski yaralarının kabuk bağladığını his-sediyor.Nasıl bir uyanış! Nasıl bir enerji! Yurttaşlarımdan, onların uyumakta olduklarını bir an düşündü-ğüm için özür dilerim!Gördüğüm şey göz kamaştırıcı ve muhteşem: Ulusun saatinde özgürlük anı vurur vurmaz, her yerden olağanüstü vatanseverler, saygın gazeteciler, yazarlar, hatipler ortaya çıktı.Fakat bu sevgili vatandaşlarım, vatanlarını tutkuyla seven bu adamlar nerede saklanıyorlardı? Sultan’ın paltosunun altında!Hükümdarımız bugün liberallerimizin en ateşli olanıdır, çünkü taleplerimizi kabul ederken hiçbir kötü niyet göstermedi.İleri! İleri! Şimdi bacaklarımız var: Yürüyelim! Ve yürüyeceğiz ve siz göreceksiniz! Büyük Paris basınının en üst mertebesinde yer alan siz, bizimki gibi bir milletin zincirlerini kıracağını ve onu kemiren asalaklardan kurtulacağını, bunu başarabileceğini göreceksiniz!Bu coşku ve neşe anlarında aramızda ağlayanlar var: Jurnalci hafiyeler ve cahiller. Bizim uyanışı-mız ne kadar muhteşemse onlarınki de o kadar korkunç.Ülkemin mutlu olması için ne kadar çok çalıştığımı ve acı çektiğimi bilen siz, sevgili Calmette, benim bu coşkun sevincimi anlıyorsunuz.Sevgili Fransa da seviniyor, çünkü özgürlüğün ilk ışıklarını biz ondan aldık! Yurttaşlarım adına onun için öpücükler gönderiyorum!Tüm dostluğum ve en içten saygılarımla.

İzzet Fuad Paşaİstanbul, 30 Temmuz 1908

1. İzzet Fuad Paşa Meşrutiyete nasıl bir anlam yüklemektedir?

2. İzzet Fuad Paşa'ya göre Meşrutiyet, devlet ve halkın ilişkisini nasıl etkileycektir?

HÜKÜMET TARAFI KAYNAKLARI: 1908 BİR DEVRİMDİR

99

1908

: Dar

be m

i Dev

rim m

i?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5A

Kaynak: François GEORGEON, Yasak

Kelimeler, s.192-193.

1. Abdülhamid’in bu kelimelerden duyduğu rahatsızlık ne olabilir?

2. Yukarıdaki sözcüklerden hangileri nesnel birer tanımlamadır?

3. Bu kelimelerden hangileri propaganda amaçlı yargılar içermektedir?

Abdülhamit döneminde yazılı basında kullanılması yasaklanan siyasal içerikli sözcükler;

İhtilal (devrim), istibdat, inkılap, oligarşi, parlamentalizm, parlamento, cemiyet (dernek), cum-hur (halk) cumhuriyet, hürriyet, demokrasi, demokrat, diktatör, sansür, sansürcü, avam (halk), meclis-i ayan (senato), meclis-i umumi (millet meclisi), mutlakıyet.

QQ Kaynak 4

HÜKÜMET TARAFI KAYNAKLARI: 1908 BİR DEVRİMDİR

10019

08: D

arbe

mi D

evrim

mi?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

B

1. Yazara göre 1908 neden bir devrim değildir?

2. Yazar, Meşrutiyeti ilan edenleri nasıl tanımlamaktadır?

3. Yazar, görüşlerini destekleyecek hangi kanıtları sunmuştur?

MUHALEFET TARAFI KAYNAKLARI: 1908 BİR DARBEDİR

Kaynak: Ayşe HÜR, "1908 Devrimi’nin İlham Kaynakları", Taraf, 20 Temmuz 2008.

QQ Kaynak 1: Bir Gazete Haberi

Bazı araştırmacıların, vergi ayaklanmalarını öne çıkararak II. Meşrutiyet’in İlanı olayına bir halk ayaklanması karakteri vermek istemesi gerçeği yansıtmıyor. Öncelikle, 1908’i hazırlayan kit-lesel olaylar imparatorluğun Makedonya toprakları ile sınırlıydı. Doğu Anadolu’daki ayaklan-malar ise Jön Türklerin kontrolünde değildi. Nitekim Jön Türkler eksikliklerini Taşnaklarla ittifak kurarak gidermek zorunda kalmışlardı. İkinci olarak Jön Türklerin devrimden anladığı, Osmanlı tarihi boyunca yeniçerilerin yaptıklarından ya da 1876’da Abdülhamit’e I. Meşrutiyet’i ilan ettiren asker sivil bürokratların anladığından çok farklı değildi. Yani ‘devrim’ denilen şey, devletin içinde iktidarın el değiştirmesinden ibaretti. Üçüncü olarak, İttihatçılar için ‘anayasal devrim’ etnik kavgaları ve ayrılıkçı hareketleri önleyerek imparatorluğu kurtarmak, hatta gör-kemli geçmişi canlandırmak için önemliydi, yoksa ‘birey ve vatandaşlık hakları’ ve ‘özgürlükler’ için değildi. Sonuç olarak, İttihat ve Terakki başından itibaren mevcut düzeni ‘restore’ etmek üzere yola çıkmıştı. Dolayısıyla ‘1908’ yürütücülerinin ‘Aydınlanma’ felsefesinden beslenmesi-ne rağmen ‘Aydınlanmacı’ anlamda bir ‘devrim’ değildi, daha çok kavramın 17. yüzyılda taşıdığı anlamıyla ‘restorasyoncu’ bir hareketti. İttihatçılar bireyin ve vatandaşların hak ve özgürlükle-rini, ‘milletin hakları’na kurban ettikleri için ‘liberal’ de değildi.

Son olarak İttihatçılar başlangıçta liberal olup, sonradan muhafazakârlaşmış da değildi. Aksi-ne bu seçim 1908’den önce yapılmıştı.

101

1908

: Dar

be m

i Dev

rim m

i?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5B

Kaynak: Şükrü Hanioğlu ile söyleşi, Mostar Dergisi, S. 43, Eylül, 2008.

QQ Kaynak 2: Makedonya’da Halk Ayaklanması

Türkiye’de son zamanlarda bir eğilim başladı. O da 1908’i bir çeşit 1789 hâline getirme fikri. Hâlbuki İttihat ve Terakki'nin belgelerini incelediğimizde böyle bir şey olmadığını açıkça görü-yoruz.

1908, bir halk hareketi değil. Tam tersine 1905 yılında Kastamonu’da başlayan, daha sonra Trabzon, Erzurum, Van gibi Doğu vilayetlerinde ortaya çıkan vergi isyanı ile karşılaştırdığımız-da, 1908 Hareketi’nde toplu talepler dile getirilmiyor. Hareketten sonra toplumsal talepler dile getirilince İttihat ve Terakki buna karşı tavır alıyor. “Herkes işinin gücünün başına dönsün, burada devlet yönetiyoruz” gibi cevaplar veriliyor. Bir takım vilayetlerde birileri çıkıp “Biz vergi vermiyoruz” deyince, “Yapmayın. Hürriyet var ama vergi vermezseniz nasıl hizmet edeceğiz?” diye de bunlara telkinlerde bulunuyorlardı. Bu kimseleri teşvik etmek şöyle dursun, önünü almaya çalışıyorlardı. Bence 1908’i popüler ihtilâl hâline getirmeye çalışarak hata yapıyoruz.

İttihat ve Terakki çok istemesine rağmen bu hareketlere katılamıyor. İkinci olarak da bütün İttihat ve Terakki belgelerinin ortaya çıkardığı gibi, aynen Taşnak Sutyun şeklinde örgütlenen eylemci bir örgütün subaylar kanalıyla gerçekleştirdiği bir ihtilâl.

1. Şükrü Hanioğlu 1908’i nasıl tanımlıyor?

2. Yazar 1908 hareketinden bahsederken halk desteği konusunda ne de-mektedir? Metnin kanıtlamak istediği düşünce nedir?

3. Yazar görüşlerini destekleyecek kanıtlar sunmuş mudur?

MUHALEFET TARAFI KAYNAKLARI: 1908 BİR DARBEDİR

10219

08: D

arbe

mi D

evrim

mi?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

B

Kaynak: Durmuş YILMAZ, Osmanlının Son Yüzyılı, Çizgi Kitabevi, Konya 2004, s. 186.

QQ Kaynak 3: II. Abdülhamit'in Meşrutiyet’le İlgili Düşünceleri

Söyledim yine söyleyeceğim, anlattım, yine anlatacağım. Düşünmüyorlar mıydı ki, Osmanlı ül-kesi birçok milletin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. Böyle bir ülkede Meşrutiyet, ül-kenin unsur-u âliyesi için ölümdür. İngiliz parlamentosunda bir Hintli, Afrikalı, Mısırlı; Fransız parlamentosunda bir Cezayirli mebus var mıydı ki Osmanlı parlamentosunda Rum, Ermeni, Bulgar, Sırp, Arap mebusu bulunmasını istemeye kalkıyorlar….

Büyük Devletlerin İstanbul’da yaptıkları konferans sırasında görmüştüm ki bunların niyetleri iddia ettikleri gibi Hıristiyan tebaanın hukukunu temin değil, önce muhtariyetlerini sonra istik-lallerinin temin suretiyle Osmanlı ülkesini parçalamaktır. Bunu iki surette temin etmeye ça-lışmaktadırlar. Birincisi, Hristiyan ahaliyi ayaklandırıp ortalığı karıştırmak ve böylece bunlara arka çıkmak… İkincisi, bizi de kendi aramızda parçalamak için Meşruti idareyi getirmek…

1. II. Abdülhamit hangi gerekçelerle Meşrutiyeti istememektedir?

2. II. Abdülhamit’e göre, Meşrutiyeti destekleyen Avrupalı devletlerin amaçları nelerdir?

MUHALEFET TARAFI KAYNAKLARI: 1908 BİR DARBEDİR

103

1908

: Dar

be m

i Dev

rim m

i?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IB5

Kaynak: Prens Sait Halim Paşa, Toplumsal Çözülme, Buh-

ranlarımız, Burhan yayınları, İst. 1983, Hazırlayan: N. Ahmet Özalp, s. 43-44’den düzenlenmiştir.

QQ Kaynak 4: Sait Halim Paşa’ya Göre Meşrutiyet

Batıdaki siyasal etkinlikler, yüzyıllar boyunca derebeylik yönetimi altında gelişmiştir. Siyasal partileri bu eşitsizlik yönetimi doğurmuştur. Siyasal partiler de yüzyıllar süren çalışmalardan sonra meşrutiyet yönetimini kurmayı başarmışlardır. İşte bu nedenle Batıda siyasal partiler temel ve kökenleri bakımından meşrutiyet yönetiminin doğal dayanaklarıdır.

Bizde de aynı nedenler bulunsaydı, siyasal partiler hiç kuşkusuz aynı etkileri yapardı. Bu ne-denler olmadığı halde, iş olsun kabilinden siyasal partiler kurmaya kalkışarak, gerçek bir da-yanışma ve ciddi bir dostlukla dolu geçmişimizin ve dolayısıyla günümüzün gereklerini anla-madığımızı gösterdik. Sonuç olarak da geleceğimizi tehlikeye attık.

Batıda milletvekilliği sistemi partiler sayesinde kurulmuştur. Biz ise tersine milletvekilliği sis-teminden partiler çıkarmaya çalıştık. Böylece büyük bir yanlışa düştük.

1. Sait Halim Paşa'ya göre Batıdaki siyasi partilerin kökeni nedir?

2. Sait Halim Paşa Meşrutiyetle birlikte siyasi hayata atılan partileri nasıl değerlendirmektedir?

MUHALEFET TARAFI KAYNAKLARI: 1908 BİR DARBEDİR

10419

08: D

arbe

mi D

evrim

mi?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

Görselleri iddialarınızı desteklemek için kullanınız.

105

1908

: Dar

be m

i Dev

rim m

i?

BÜYÜK İZMİR YANGINI

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: İzmir yangını örneğinden yola çıkarak bir tarihsel olayla ilgili farklı görüşlerin olduğunu fark edecektir.

QQ Birçok öğrenci: İzmir yangını örneğinden yola çıkarak bir ta-rihsel olayla ilgili farklı kanıt ve görüşleri eleştirel değerlen-direcektir.

QQ Bazı öğrenciler: İzmir Yangını örneğinden yola çıkarak tartış-malı konularla ilgili kanıt ve görüşleri değerlendirebilecektir.

Tartışmalı konular, biz tartışmaya katılmasak da tartışılırlar. Çünkü insanlar kendi perspektiflerinden

bakma alışkanlığından kolaylıkla vazgeçmezler. Yenilikçi tarih öğretmenleri öğrencilerin herhangi bir

konu hakkında bütün bakış açılarından haberdar olmalarının onlar için bir zenginlik olduğunun farkın-

dadırlar. “Büyük İzmir Yangını” etkinliği, farklı bakış açılarının doğurduğu farklı açıklama ve iddiaların tarihçinin

metodolojisi eşliğinde incelenmesini içeriyor. Öğrenciler İzmir Yangını ile ilgili kışkırtıcı iddialarla soğukkanlı-

lıkla yüzleşecekler ve öne sürülen kanıtları titizlikle sınayacaklar. Tarihin kesin cevaplar kadar bir araştırma ve

tartışma süreci olduğunu fark edecekler ve konu hakkında kendi gerekçeli görüşlerini oluşturacaklar.

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

İzmir’i kim yaktı?

Dersin Amacı:

İzmir yangını örneğinden yola çıkarak tartışmalı konularla ilgili kanıt ve görüşleri değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanması ve uygulanmasının sonuçlarını kavrar.Sakarya Meydan Savaşı'nın ve Büyük Taarruz'un kazanılmasının Milli Mücadeledeki önemini değerlendirir.

Çalışma kağıtlarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

Qİzmir’i kim yaktı?

Hakan HERDEM*

* Gazi Üni., Eğitim Bilimleri Enstitüsü Doktara Öğrencisi, Ankara

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

5 dk.

5 dk.

5 dk.

5 dk.

20 dk.

20 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi 4-5 kişilik gruplara ayırınız. Büyük İzmir Yangını adlı klibi öğrencilerinize izletiniz. Ardından Çalışma Yaprağı-1’i dağıtınız ve izledikleri klibe dayanarak ilgili boş-lukları doldurmalarını isteyiniz.

2. İzmir yangınının 13 Eylül-18 Eylül tarihleri arasında yaşandığını be-lirtiniz. Ardından Çalışma Yaprağı-2’yi bir öğrencinize yüksek sesle okutunuz. Sonra öğrencilerinize şu soruyu yöneltiniz: İzmir’i Kim yaktı?

3. Gruplara Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. “İzmir’i Türkler Yaktı!” id-diasına ilişkin görüşleri tek tek inceleyerek ilgili sorulara cevap ver-melerini isteyiniz.

4. Çalışma Yaprağı -4’ü öğrencilerinize dağıtınız. "Türkler Yaktı!" iddi-asıyla ilgili belgelerin genel değerlendirmesini yapmalarını ve ilgili kısma yazmalarını isteyiniz. Ardından iddia ve belgelerle ilgili olarak kendi görüşlerini oluşturmalarını ve ilgili kısma yazmalarını isteyi-niz.

5. Çalışma Yaprağı-5’i öğrencilerinize dağıtınız. “İzmir’i Rumlar Ya da Ermeniler Yaktı!” iddiasıyla ilgili görüşleri tek tek inceleyerek ilgili sorulara cevap vermelerini isteyiniz.

6. Ardından daha önce dağıtmış olduğunuz Çalışma Yaprağı-4’ün “Rum ya da Ermeniler Yaktı! iddiasıyla ilgili belgelerin genel değer-lendirmesini yapmalarını ve ilgili kısma yazmalarını isteyiniz.

7. Çalışma Yaprağı-6’yı dağıtınız ve okutunuz.

8. Öğrencilerinizi iki büyük gruba ayırarak, “İzmir’i Kim Yaktı?” konulu kısa bir münazara yaptırınız.

İŞLE

NİŞ

KLİP

108Bü

yük

İzmir

Yang

ını

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Q İzlediğiniz klibe göre aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

1. Yangının boyutları nedir?

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

2. Yangından önce şehirde kimler yaşıyor olabilir?

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

3. Yangın sırasında şehirden kaçanlar kimler olabilir?

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

4. Yangından sonra şehirde kalanlar kimler olabilir?

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

5. Yangından sonra şehirde neler yaşanmış olabilir?

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................................................................

109

Büyü

k İzm

ir Ya

ngın

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

13-18 EYLÜL 1922 TARİHLERİ ARASINDA DÖNEMİN DIŞ BASININDAN SEÇMELER:

Le Figaro (Fransa)

İzmir’i Türkler yakmıştır...

New York Times (ABD)

Türkler İzmir’i intikam için yaktılar...

Temps (Fransa)

Şehri Yunanlılar yaktılar...

Times (İngiltere)

Yunanlılar yaktılar...

Le Matin (Fransa)

Şehri Ermeniler yaktılar...

110Bü

yük

İzmir

Yang

ını

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

Kaynak: Zaman Gazetesi, 11 Haziran 2006

Kaynak: Zaman Gazetesi, 11 Haziran 2006

Kaynak: Çankaya, 1958 baskısı, Dünya Yayınları, s. 212-213.

QQ Kaynak 1: ETYEN MAHÇUPYAN, Araştırmacı yazar

Türkiye bugün bile hâlâ tarihi tarihçilere bırakma cesaretine sahip değil. Sadece Ermeni mesele-sinde değil, bütün yakın tarih açısından devletin koyduğu resmi anlayışı kıskançlıkla koruyan bir anlayışımız var. Nihayet samimiyetin bizzat tarihsel olgular karşısında da gösterilmesi lazım...

Örneğin İzmir’i yakanların Yunanlılar olmadığını, yangının onlar gittikten 4 gün sonra başladığını ve nedense sadece Rum ve Ermeni mahallerini yaktığını söylemek gerekiyor. Çünkü bunları bütün dünya biliyor ve herkesin bildiğini inkar ederken, başkalarından ‘doğru’ davranış beklemenin hiç-bir inandırıcılığı olmuyor. O zaman da kendi elimizle kendi burnumuza malum halkayı takıyor, ipini de herkesin kullanımı için ortalığa sunmuş oluyoruz.

QQ Kaynak 2: ETYEN MAHÇUPYAN, Araştırmacı yazar

Ermeni Çeteleri Türk mahallesini yakmak varken neden kendi mahallerini yaksınlar?

Atatürk’ün yakın dostu Falih Rıfkı Atay, "Çankaya" adlı kitabında şehri Türklerin yaktığını itiraf etmiştir.

QQ Kaynak 3: FALİH RIFKI ATAY, Yazar

"İzmir'i niçin yakıyorduk? Kordon konakları, oteller ve kazinolar kalırsa, azınlıklardan kurtulama-yacağımızdan mı korkuyorduk. Birinci Dünya Harbinde Ermeniler tehcir olunduğu vakit, Anadolu şehir ve kasabalarının oturulabilir ne kadar mahalle ve semtleri varsa, yine bu korku ile yakmış-tık....

Koyu bir mutaassıp, öfkelendirici bir demagog olarak tanımış olduğum Nureddin Paşa, ta Afyon'dan beri Yunan'lıların yakıp kül ettiği Türk kasabalarının enkazını ve ağlayıp çırpınan halkını görerek gelen subayların ve neferlerin affetmez hınç ve intikam hislerinden de şüphesiz kuvvet almakta idi."

1. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

111

Büyü

k İzm

ir Ya

ngın

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

Kaynak: Milli Gazete, 08 NİSAN 2010

Kaynak: Mustafa TURAN, İstirdatta İzmir Büyük Yangı-

nı, S.214, 220 Medrese Kitabevi, Afyon,1995.

QQ Kaynak 4: M. ŞEVKET EYGİ, Araştırmacı yazar

9 Eylül 1922'den üç gün sonra başlayan (yahut başlatılan) Büyük İzmir Yangını'nı Ermenilerin çı-karttığı iddia ediliyor. Bence bu yangını Nurettin Paşa'nın adamları çıkartmıştır. Bir Müslüman olarak bu yangını da doğru bulmuyorum.

QQ Kaynak 7: Ereskoviç adındaki bir tanığın ifadesi

Büyük yangın, 13 Eylül 1922 sabahı Ermeni mahallesinden çıkmıştır. Ermeni kilisesi yakınındaki bir evden çıkan yangın hızla yayılmıştır. Aynı zamanda Ermeni kilisesinde de yangın çıkmış, bunu Basmane'deki bir Ermeni'nin evinde çıkan yangın, sonra da Soğukçeşme karşısındaki diğer bir Ermeni'nin evinde çıkan yangın izlemiştir. Bu sırada Ermeni mahallesinin en az 25 yerinde yan-gın çıkmıştır. İtfaiye ekipleri, Asya Dimitri mahallesindeki evlerin korunmasına çalıştıkları sırada Peştemalcıbaşı'nda yangın çıkmış ve şehrin her tarafını sarmıştır.

QQ Kaynak 5: 16 Eylül 1922 Tarihli London Times Gazetesi

...Yangını düzenli ordular şehre girmeden önce şehri ele geçiren Türk başıbozuklar çıkarmıştır...Türkler yangına müdahale etme noktasında yetersiz kalmıştır...

QQ Kaynak 6: İstanbul’da yayınlanan 19 Eylül 1922 tarihli Djagatamart (Cephe Savaşı) adlı Er-menice gazetenin haberi

9 Eylül cumartesi öğleden sonra Türk süvarileri İzmir’in Kordon Boyu’ndan dörtnala, kılıçları çekil-miş vaziyette şehre girdiler. Onlar şehre girerken, önlerinden çevredeki Rum vatandaşlar korkuyla kaçmaya çalışıyorlardı. Yunan askerleri de elbiselerini çıkarıp silahlarını atıp kaçışıyorlardı. Gece Türk askerleri ve silahlı çapulcular karşılarına kim çıkarsa, Rum veya Ermeni yakalayıp belirsiz bir yere götürmeye başladılar....Pazar sabahı silahlı çapulcular ve askerler çarşıya daldılar ve arabalara, atlara, sırtlarına ne varsa koyup Türk mahalesine taşıdılar....Araştırma ve soruşturma yapmak gerekçesiyle evlere giriliyor, evlerde ne varsa soyulup talan ediliyordu...Salı günü öğleden evvel güneyden denize doğru sert bir rüzgar esmeye başladı. Basmane İstasyonu’nun önündeki bir Ermeni evinden yangın dumanları yükseldi. Yangın genişleyerek Ermeni mahallesine ve kilisesine doğru yayılmaya başladı.

1. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Türklerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

112Bü

yük

İzmir

Yang

ını

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Türkler Yaktı! Rumlar ya da Ermeniler Yaktı!

Görüşler Görüşler

Görüşlerin Tutarlılığı Görüşlerin Tutarlılığı

Kanıtlar Kanıtlar

Kanıtların Tutarlılığı Kanıtların Tutarlılığı

Benim Görüşüm Benim Görüşüm

113

Büyü

k İzm

ir Ya

ngın

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

QQ Kaynak 1: 30 Eylül 1922 L’Illustration Gazetesinde Savaş Muhabiri G. Ercole Tarafından Hazırlanmış Haber

Öğleden sonra saat 2'ye doğru Ermeni mahallesi üzerinden yoğun bir duman bulutu yükseliyor. Bununla birlikte, bu yangın genişlemiyor ve sönme eğiliminde gözüküyor. Buna rağmen kaçmak isteyen, paniğe kapılmış insanlar rıhtımda toplanıyor. Bir Amerikan vapuru, ABD konsolosluğu önünde, hareket etmek zorunda, çünkü insanlar o vapura binmek için kendilerini denize atıyor. O anda yine Ermeni mahallesinde, daha önemli iki yeni yangın başlıyor. Durum ciddileşiyor, çünkü güneyden gelen rüzgâr şiddetiyle alevleri Frenk mahallesine doğru ilerletiyor. Silah sesleri var, el bombaları patlıyor. Türk işgali altında yaşamaktansa ölmeye karar vermiş olan Ermeniler evlerini yangına vererek, Türk askeriyle savaşmaya başladılar. Cephanelikler korkunç bir gürültüyle infi-lak ediyor. Saat akşamın dokuzu; biz farkına varmadan gündüzden geceye geçtik. Gökyüzü geniş bir ateş bulutuna dönmüş…

QQ Kaynak 2: İzmir’de Fransızca Yayımlanan Le Levant, 21 Eylül 1922 Tarihli Haberi

İzmir yangınının, Ermeniler tarafından provake edildiğini daha önce bildirmiştik, şimdi resmi açık-lamalar bu haberimizi doğruluyor.” sözleriyle başlayan haberin devamında şu ifadeler yer almak-taydı. “Ermeni Kilisesi'ne yaklaşık 100 metre uzaklıkta bir Ermeni evinde ilk yangın görüldü. Bu ilk girişim, itfaiyecilerin çabalarıyla engellendi. Birkaç saat sonra kilise çevresinde patlayıcı madde-ler ateş almıştı. Yangın, eş zamanlı olarak Basmane'deki ve Soğukçeşme'deki Ermeni evlerinde başladı ve art arda Ayavukla'da, Ayaparaskeri'de ve Kireçağırı mahallesindeki Ermeni evlerinde yangın çıktı. Yangından önce bütün Ermeni evleri kapalıydı ve herhangi bir hayat belirtisi yok-tu. Yangınla birlikte Ermeniler silahlı olarak evlerinden çıktılar. Hatta Ayavukla mahallesinde bir Ermeni'nin kendi evini ateşe vererek çıktığı görüldü. Birçok evde yangını körükleyen paçavra par-çalarına rastlandı. Bu mahallelerde yaşayan Ermeniler, aynı zamanda yangını söndürmek isteyen itfaiye erlerine ateş etmeye başladı.

QQ Kaynak 3: JUSTIN McCARTHY, Tarihçi

Acaba Türklerin Kurtuluş Savaşı tarihinde böyle akıl dışı bir olayın benzeri var mıydı? Mustafa Ke-mal buraya işgal süresince Rumlar yerleşti diye yeni ele geçirilen bu en verimli Anadolu şehrinin bu şekilde yok edilmesine izin verecek bir insan mıydı?

1. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

Kaynak: Oktay GÖKDEMİR, "Fransız Kaynaklarının Işığında 1922 İzmir Yangını", ÇTTAD, VI/15, (2007/Güz), s. 14-15

Kaynak: Oktay GÖKDEMİR, "Fransız Kaynaklarının Işığında 1922 İzmir Yangını", ÇTTAD, VI/15, (2007/Güz), s. 8.

Kaynak: Justin McCARTHY, The Ottoman Peoples and the End of the Empire, London:2001, Arnold, s.145-146.

114Bü

yük

İzmir

Yang

ını

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

QQ Kaynak 4: MARK P.PRENTISS, İzmir'de Görev Yapan Amerikalı Mühendis

Dürüst tarihçinin dikkatine değer bir olgu şudur ki, yangının başlamasından itibaren veya mütea-kip haftalarda İzmir’deki pek az insan Türklerin yangından sorumlu olduğuna inanıyordu.

Türklerin bir yangının patlak vermesine karşı düzenli uyarılar noktasında ağır bir şekilde ve suç-lanacak derecede ihmalkâr davrandıklarını herkes biliyor, fakat ne Türk askerlerinin, ne de Türk sivillerinin şehri kasten yaktıkları veya onu tahrip etmek istedikleri yönünde hiçbir kanıta rastla-madım.

QQ Kaynak 5: MAYNARD BARNES, İzmir Amerikan Başkonsolosu:

Şehirdeki Amerikalıların çoğu, yangını Ermenilerin çıkardığına inanıyor.

Encyclopaedia Britannica'nın 1970 yılı baskısı, Büyük İzmir Yangını Maddesi: "Yunanlıların kaçarken verdikleri savaş ziyanı (war damage)"

QQ Kaynak 6: FERDİNANDO STANO, Görgü Tanığı

O gece yangın başladı Gazi Bulvarı'nda. Evde çoluk çocuk, annem, babam, amcalar hepsi vardı. Bir battaniye aldık, nerde yatacağız belli değil. İzmir'den Turan'a gitmek... Vesait yok, araba çalış-maz, hiçbir şey. Ermeniler birinciydi, yangını çıkaran. Yunanlılar çarpışıyordu ara sırada. Türkler Eşrefpaşa'da, yukarıdaydılar.. Ermeniler Yunanlılarla birlik çarpışıyordu o zaman. Eee gördüler, Türkler başladılar inmeye Eşrefpaşa'dan İzmir'e doğru, yangına verdiler İzmir'i.

1. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

Kaynak: Yaşar AKSOY, “İzmir’i Ermeniler Yaktı”, Aktüel, 8-14 Eylül 1994, s.15.

Kaynak: Heath W. LOWRY, "Turkish history: Or whose sources will it be based? A case study on the burning of İzmir", Osmanlı Araştırmaları, No: IX'dan ayrı baskı, İstanbul, 1989 s. 16

Kaynak: Pelin BÖKE, "İzmir 'Felaketi'ne dair...", Hazırlayanlar: Arus Yumul ve Fahri Dikkaya, Avrupalı mı Levanten mi?, İstanbul 2006, Bağlam Yayınları, s. 148.

115

Büyü

k İzm

ir Ya

ngın

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

QQ Kaynak 7: FALİH RIFKI ATAY, Yazar

Bu sırada bir mesele çıkarmak isteyen Ermeni komiticeleri şehri tutuşturdular. Sert bir rüzgar ateşi yaydıkça yaydı. Bu iki gün içinde yabancı ve Hristiyanların oturdukları semtler ve mahaller boydan boya yandı.

QQ Kaynak 8: MUSTAFA KEMAL’İN HİLAL-İ AHMER 2. BAŞKANI HAMDİ BEY’E MEKTUBUNDAN

İzmir yangını hakkında aşağıdaki tarzda beyanatta bulunmak lazımdır. Ordumuz İzmir’i her türlü kazadan korumak için şehre girmeden evvel tedbirler almıştır. Ancak Yunanlılar ve Ermeniler daha evvel vücuda getirdikleri örgütle İzmir’i tamamen yakmayı kararlaştırmışlardı... İzmir’i yak-mak bir din görevi olarak tebliğ edilmiş bulunuyordu..

1. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

1. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası açıklıkla dile getirilmiş mi?

2. İzmir’i Rumların ya da Ermenilerin yaktığı iddiası kanıtlarla desteklenmiş mi?

Kaynak: Falih Rıfkı ATAY, Babanız Atatürk, İstanbul: 2006, Pozitif Yayınları, s. 92-93.

Kaynak: Yaşar AKSOY, “İzmir’i Ermeniler Yaktı”, Aktüel, 8-14 Eylül 1994, s.17.

116Bü

yük

İzmir

Yang

ını

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

QQ Kaynak: Bir Mahkeme Kararı

1924 Aralık, Londra. Yüksek Adalet Mahkemesi’nde ilginç bir davaya tanıklık etmektedir. Davayı açan taraf, Amerikan Tütün Şirketi’ydi, davalı sandalyesinde ise Guardian Sigorta Şirketi oturuyordu. Tü-tün Şirketi, 1922 Eylül’ündeki İzmir yangınındaki zararının tazminini istiyordu. Sigorta ise yangının savaş halinin bir sonucu olduğunu belirterek ödeme yapmaktan kaçınıyordu. Tazmini istenen meb-lağ tam 600 bin doları buluyordu ya, emsal teşkil edeceği için sigorta şirketinden çıkacak toplam miktar 100 milyon dolara ulaşacaktı.

Meblağ büyük olunca mahkeme süreci de ilginç şahitlikler ve iddialara sahne olacak, böylece İzmir yangınının ilk hukukî hesaplaşması Londra’da yapılacaktı.

Taraflar çeşitli milletlerden şahitleri çağırır mahkemeye. Chester Griswold adlı bir Amerikalı gö-revli, Türklerin şehrin etrafını kordon altına almasının, halkı eşkıyadan korumayı amaçladığını, İzmir’de yangından önce de, sonra da tek bir şiddet olayına şahit olmadığını aktarır. Rene Guichet adlı Fransız demiryolu mühendisi şenlik amaçlı birkaç havai fişekten başka ateş görmediğini söyler. Tütün Şirketi Müdürü Mr. Archbell’in iş ortağı da dahil her milletten şahidin ağız birliği etmişcesine tek bir ateş gördükleri ve rüzgârın etkisiyle bunun kazara yayıldığı ifadesini vermeleri karşısında aklı karışan hakim Justice Rowlatt “Hayatımda karşılaştığım en muğlak davalardan biri bu”, diyerek isyan etmiştir.

Durum gerçekten de kafa karıştırıcıdır. Yunanlıların da, Ermenilerin de, Türklerin de çıkardığı söy-lenmektedir yangını. Peki hangisi doğrudur? Daha önemlisi, davada hangisine göre hüküm verile-cektir?

Nihayet 19 Aralık’da hakimin kararını sigorta şirketi lehine açıkladığı görülür. Tütün Şirketi tek kuruş tazminat alamamıştır, çünkü yangında kastî bir eylem tespit edilememiş, savaş halinin yaşandığı sırada çıkan bir yangının kesin olarak kimin tarafından ve hangi maksatla çıkarıldığının tespit edilemeyeceği karara bağlanmıştır.

Marjorie Housepian’ın Smyrna 1922: The Destruction of a City (Londra 1972, Faber&Faber,

s. 230 vd.), Aktaran, Mustafa Armağan

117

Büyü

k İzm

ir Ya

ngın

ı

TARİHSEL KAYNAKLARI ELEŞTİREL OKUMAK

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Birinci el kaynaklardan Kadeş Savaşı ile ilgili temel olay ve olguların bilgisine ulaşacaktır.

QQ Birçok öğrenci: Kadeş Savaşı ile ilgili olarak farklı kaynak-larda dile getirilen iddiaların güvenilirliğini sorgulayacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Kadeş Savaşı ile ilgili farklı bakış açışlarına ilişkin görüşleri değerlendirecektir.

Sizce hangi soru daha öncelikli? “Ne görüyorsunuz?” ya da “Nerden Bakıyorsunuz?” Farklı bir bakış açısı

tarihte bugüne kadar görebildiklerimizin çehresini bütünüyle değiştirmeyebilir. Ancak bir tarihsel olaya

bütün boyutlarıyla bakabilmenin yolu budur. Yenilikçi tarih öğretmenleri tarih aracılığıyla öğrencilerinin

çok boyutlu düşünebilmelerini sağlamak isterler. Bu, demokratik yaşamın zihinlerde başlaması için elzemdir.

Tarih derslerinde herhangi bir olaya ilişkin farklı bakış açıları içeren belgelerle karşılaşmak, öğrencilerin dü-

şünme alışkanlıklarını değiştirmeleri için vazgeçilmez bir imkandır. Böyle bir karşılaşma, onların kavrayışlarını

zenginleştirir ve bir entelektüel şüpheciliğin gelişmesine imkan tanır. Bu etkinlikte öğrenciler, Kadeş Savaşı’nın

taraflarının kaynaklarını inceleyecekler ve “birini dinlemeden diğerine inanmanın” sakıncalarını göreceklerdir.

Sınıf: 9

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Kadeş Savaşı'nı kim kazandı?

Dersin Amacı:

Kadeş Savaşı’na ilişkin farklı bakış açıları içeren belgeleri eleştirel okuyabilme.

İlişkili Kazanım:

Anadolu'da yaşamış ilk uygarlıkların siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik yapılarını ve çevre uygarlıklarla etkileşimini açıklar.

Çalışma kağıtlarını sınıfınızdaki grup sayısına göre çoğaltınız.

Dr. İbrahim Hakkı ÖZTÜRK*

QKadeş Savaşı'nı kim kazandı?

* Çanakkale Üni., Eğitim Fakültesi, Çanakkale

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

7 dk.

8 dk.

5 dk.

15 dk.

10 dk.

10 dk.

5 dk.

20 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini isteyiniz. Ürettikleri so-rulardan birini cevaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi 5-6 kişilik gruplara ayırınız. Ardından sınıfı Hititler ve Mısırlılar olmak üzere iki büyük gruba ayırınız.

2. Çalışma Yaprağı-1’i öğrencilerinize dağıtınız. İlgili soruları cevapla-malarını isteyiniz.

3. Öğrencilerinize Bilgi Notu'nu dağıtınız ve verilen bilgiyi haritayla ilişkilendirerek okumalarını isteyiniz.

4. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız. Mısırlılar grubundan iki gönüllü öğ-renci seçiniz. Öğrencilerinizden ilkinin Pentaur Şiiri adlı metni oku-masını isteyiniz. Ardından diğer öğrencinizin Ramses’in sözlerini okumasını isteyiniz. Öğrencilerinizden, okuduklarını beden diliyle desteklemelerini isteyebilirsiniz.

• ÖğrencilerinizdenÇalışmaYaprağı-2’debulunanMısırduvarresim-lerini incelemelerini isteyiniz. Resimleri projeksiyonla duvara yan-sıtabilirsiniz.

• Resimlerinsesleriolsaşuandasınıftanelerinduyulacağınısoru-nuz.

• Çalışmayaprağındabulunansorularıcevaplamalarınıisteyiniz.

5. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. Hititler grubundan iki gönüllü öğ-rencinize metinleri okutunuz. Ardından Kadeş Savaşı konulu Hitit Kabartmasını incelemelerini isteyiniz.

• Çalışmayaprağındabulunansorularıcevaplamalarınıisteyiniz.

6. Çalışma Yaprağı-4’ü dağıtınız ve metne göre Kadeş Savaşı'nın ga-libinin kim olduğunu sınıfta oylayınız. İlgili soruları cevaplamalarını isteyiniz.

7. Çalışma Yaprağı-5’i dağıtınız. Gruplardan, metinde kendileri ile ilgili ifadelerin altını çizmelerini isteyiniz. Mısırlılar ve Hititler gru-bundan birer öğrencinin, kendileriyle ilgili bölümleri yüksek sesle okumasını isteyiniz.

8. Çalışma Yaprağı-6’yı dağıtınız ve Kadeş Savaşı ile ilgili makelelerini yazmalarını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

120Ta

rihse

l Kay

nakl

arı E

leşt

irel O

kum

ak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

GEÇMİŞİN SESİ DERGİSİNDEN GELEN MEKTUP

1

Sayın …

Geçmişin Sesi Dergisi olarak, Hititler hakkında özel bir sayı çıkar-mayı planlıyoruz. Eskiçağ uzmanı bir tarihçi olarak sizin de bu sa-yıya katkı vermenizi bekliyoruz. Bilindiği gibi, Kadeş Savaşı ve son-rasında yapılan Kadeş Antlaşması hem Hitit tarihi, hem de genel olarak dünya tarihi için önem taşımaktadır. Özel sayıda bununla ilgili bir makalenin olması planlanmaktadır. Eğer kabul ederseniz bu makaleyi siz yazabilirsiniz. İsterseniz, bu makaleyi bir veya iki meslektaşınızla birlikte de hazırlayabilirsiniz.

Tarih araştırmalarında uyulması gereken bazı kurallar vardır. Dergimiz için yazılan makalelerde bu kurallara uyulması gerek-mektedir. Araştırmanın, olayın geçtiği dönemden kalan birinci el kaynaklara dayanması gerekmektedir. Olayın taraflarından sa-dece birine ait kaynakların kullanılması yanıltıcı sonuçların çık-masına sebep olabilir. Dolayısıyla, tüm tarafların bakış açılarını yansıtan kaynakları karşılaştırarak kullanmak gerekmektedir. Bu kaynaklar mümkün olduğunca tarafsız bir bakış açısıyla değerlen-dirilmeli ve gerekli çıkarımlar yapılmalıdır.

1. Mektupta sizden ne isteniyor?

2. Mektupta uymanız istenen kurallar nelerdir?

121

Tarih

sel K

ayna

klar

ı Ele

ştire

l Oku

mak

BİL

NO

TU

QQ HİTİT-MISIR MÜCADELESİ

Anadolu’da güçlü bir devlet kurmuş olan Hititlerle bölgenin bir diğer güçlü devleti Mısır Krallığı arasında MÖ 13. yüzyılın ortalarında bugünkü Suriye topraklarının hâkimiyeti için

şiddetli bir mücadele sürmekteydi. Bu bölge özellikle ticaret yollarının kontrol edilmesi açısından önemliydi. Kadeş şehri bu açıdan oldukça önemli bir konumdaydı. Kadeş şehri Suriye’nin batısın-da, Asi nehri üzerinde bir şehirdir. Bu dönemde Kadeş şehrinin bulunduğu bölgeye, Amurru halkı yaşadığı için Amurru ülkesi denmekteydi. MÖ 13. yüzyıl boyunca bu şehir birçok kez Mısırlılarla Hititler arasında el değiştirmiştir.

Bu bölgenin hakimiyeti için MÖ 1274’de Mısır Kralı 2. Ramses ve Hitit Kralı 2. Muvattali Kadeş kenti yakınlarında karşı karşıya geldiler. Kadeş Savaşı adı verilen bu çatışma Eskiçağın en iyi bi-linen savaşlarından birisidir. Çünkü özellikle Mısır kaynaklarında gerek duvar resimleri, gerekse yazılı kayıtlarla ayrıntılı bir biçimde tasvir edilmiştir. Savaş sonrasında, MÖ 1269’da Mısırlılarla Hititler arasında yapılan antlaşma tarihin ilk bilinen yazılı uluslararası antlaşmasıdır.

Büyük Ramses olarak da bilinen 2. Ramses MÖ 1279-MÖ 1213 yılları arasında (66 yıl) Mısır’da hüküm sürmüştür.

2. Muvattali MÖ 1295 – MÖ 1272 yılları arasında Hitit tahtında hüküm sürmüştür.

BİLGİNOTU

122Ta

rihse

l Kay

nakl

arı E

leşt

irel O

kum

ak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

MISIRLILARA GÖRE KADEŞ SAVAŞI

Kaynak: Claire LALOUETTE, Textes sacrés et textes profanes de l'Egypte Ancienne (Tome 1), 1989.

QQ Kaynak 1: Pentaour Şiiri*

Haşmetmeapları II. Ramses yaya askerlerini ve atlı savaş arabalarını hazırladı ve savaş emrini verdi. Sonra kuzeye doğru yöneldi, değersiz Hitit ülkesine doğru. Geçtiği bütün ülkeler korkudan titredi. Onun gücünün verdiği korkuyla, prensler vergilerini ödedi, asiler gelip diz çöktüler.

Haşmetmeapları Kadeş şehrine ulaştı. Değersiz düşman Hititler çevresindeki bütün yabancı ül-keleri toplamıştı. (...) Görülmemiş sayıda kalabalıktılar. Tepeleri ve vadileri dolduruyorlardı. (...) Ve şimdi değersiz düşman Hitit, beraberindeki sayısız ülkelerle birlikte, Kadeş kentinin kuzey batısın-da saklanmış, savaşı bekliyordu.

Hitit ordusu Birdenbire Kadeş’in güneyinden gelerek, ortaya çıktı. Ra** ordusunun merkezine sal-dırdı. Ra ordusu düşmanın varlığından habersizce yürüyordu ve savaşa hazır değildi. Haşmetme-aplarının yaya askerleri ve atlı savaş arabaları düşman karşısında zayıflık gösterdi. Ancak O, karargâhını Kadeş kentinin kuzeyine kurmuştu. O'na gelip olup biteni anlattılar.

Haşmetmeapları ayağa kalktı, silahlarını kuşandı. Savaş arabasıyla dörtnala yürüdü ve Hitit’ten gelen düşmanların ortasına girdi. Tamamen yalnızdı, beraberinde kimse yoktu. Arkasına baktığın-da, çevresinin iki bin beş yüz düşman savaş arabasıyla çevrildiğini gördü.

Ben II. Ramses:Yüreğimin güçlü, göğsümün coşkulu olduğunu gördüm. Birdenbire ortalarında bulunduğum iki bin beş yüz düşman savaş arabasının, atlarımın önünde dağıldığını gördüm. Hiçbiri savaşacak güç bulamadı. Benim saldığım korkuyla yürekleri zayıfladı. Ok atmasını unutmuş gibiydiler. Mızraklarını kavrayacak gücü bulamadılar. İçlerinden kimi istediysem öldürdüm. Hiçbiri arka-sına bakamadı, hiçbiri arkasına dönemedi, düşen bir daha ayağa kalkamadı.

Gün ağardığında (savaşın ikinci gününde) askerlerimi savaş için hazırladım. Sabırsız bir boğa gibi savaşa hazırdım. Bu kez askerler ve cesur adamlarla birlikte onlara (düşmana) karşı doğ-ruldum. Avına atılan bir şahin gibi, savaşarak kalabalığa girdim. Onları öldürdüm, geriye hiçbiri kalmadı. Atlarımın önünde yuvarlanıp, kanlar içinde yerlere serildiler.

Sonra Hitit Kralı Muvattali elinde bir mektup olan bir elçi gönderdi. Bu mektupta şöyle diyordu: “Ey yüce hükümdar! Mısır ülkesi ve Hitit ülkesi senin hizmetkârındır. Onlar senin ayaklarının altındadır. Bize karşı şiddetli olma. Bak, senin şanın büyüktür ve senin Hitit ülkesi üzerindeki gücün ağırdır. Senin korkun bütün Hitit ülkesini sardı. Sonsuza dek Hitit ülkesinin gücünü kır-dın. Ey muzaffer kral, barış savaştan daha faydalıdır.”

Bütün subaylarımı, yaya askerlerimin ve savaş arabalı askerlerimin reislerini bir yere topla-dım. Bana değersiz Hitit prensi (Muvattali) tarafından gönderilen barış teklifini ve edilen sözleri onlara duyurdum. Onlar cevap verdi: “Ey efendimiz, barış çok iyidir. Kimse sana imzaladığın barış hakkında olumsuz bir şey söyleyemez.”

Haşmetmeapları barış içinde güneye doğru yola çıktı. Yaya ve savaş arabalı askerleriyle barış için-de sevgili ülkesine (Mısır’a) geri geldi. Bütün hayat, düzen ve güç onunla birlikteydi.

* Bu metin Pentaour Şiiri olarak bilinen bir Eski Mısır kaynağından alınmıştır. Kadeş Savaşı'nı anlatan Pentaour Şiiri II. Ramses tarafından yazılmış veya yazdırılmıştır. Bu eser II. Ramses döneminde yaptırılan tapınak ve anıtların birçoğunda yer almaktadır. Günümüze duvar yazısı veya papirüs şeklinde sekiz örneği ulaşmıştır.

** Mısır ordusu tanrıların adıyla isimlendirilen dört büyük birlikten oluşmaktaydı: Ra ordusu, Amon ordusu, Set ordusu ve Ptah ordusu. Hitit saldırısı başladığında bu dört birlik birbirlerinden uzak konumdaydılar.

123

Tarih

sel K

ayna

klar

ı Ele

ştire

l Oku

mak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2MISIRLILARA GÖRE KADEŞ SAVAŞI

1. Birinci kaynağa göre, Kadeş Savaşı’nın gelişimi nasıl olmuştur? Başından sonuna savaşın önemli aşamalarını birer cümleyle yazınız.

2. Kaynaklara göre, Ramses’in portresini çıkarınız:

• SizceresimlerdekiII.Ramses’inözelliklerinieniyiifadeedenbeşkelime(nitelik)neolabilir?Bukelimelerden yola çıkarak, bu resimlerin neyi anlatmak istediğini tartışınız.

• Metindeanlatılanlar resimlerleuyuşuyormu? II.Ramses için seçtiğinizbeşkelimeye (nitelik)karşılık gelen ifadeler bulmaya çalışınız.

• BubelgelerdekimetniveresimleriII.Ramsesyaptırmıştır.SizceII.Ramsesburesimlerinedenyaptırmış olabilir?

3. Bu kaynaklara göre, Kadeş Savaşını hangi taraf kazanmıştır?

QQ Kaynak 2

QQ Kaynak 3

124Ta

rihse

l Kay

nakl

arı E

leşt

irel O

kum

ak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

HİTİTLERE GÖRE KADEŞ SAVAŞI

1. Bu Hitit kaynaklarında verilen bilgi ile Mısır kaynağında verilen bilgiler arasında çelişki var mıdır? Varsa nelerdir?

2. Sizce bu iki kaynaktan hangisi daha güvenilirdir? Neden?

3. Sizce Kadeş Savaşı nasıl sonuçlanmıştır? Mısır ve Hitit kaynaklarını birlikte değer-lendirerek, kendi yorumunuzu yazınız.

QQ Kaynak 3

QQ Kaynak 1

Muvattali kral olduğunda Amurru halkı (Kadeş şehrini de içine alan bölgede yaşayan halk) ona karşı olan sadakatini bozdu ve ona şöyle dediler: “Biz özgür insanlarken kul haline geldik. Ama artık daha fazla kul olarak kalmayacağız”. Ve sonra Mısır kralının peşinden gittiler (Onunla ittifak ettiler). Bunun üzerine Muvattali Mısır Kralıyla ve diğer tüm Amurru halkıyla savaş yaptı. Muvattali Mısır Kralını yendi ve silahlarıyla Amurru toprağını harap etti ve onu hâkimiyeti altına aldı.

QQ Kaynak 2

(Muvattali’nin kardeşi Hattuşili’ye ait olduğu tahmin edilen bir mektuptan alınmıştır) Kardeşim Muvattali Mısır Kralı ve Amurru kralına karşı sefer düzenledi. Mısır ve Amurru Krallarını yendikten sonra Aba’ya (bugünkü Şam bölgesi) kadar geldi. Kardeşim Muvattali Aba’yı yenince, Hitit ülkesine geri döndü.

Kaynak: Trevor BRYCE, The Kingdom of The Hittites, 2005.

Q Açıklama: Eski Mısır kaynaklarından farklı olarak, Hititlerden günümüze gelen kaynaklarda Kadeş Savaşı’nın geniş bir anlatımı bulunmamaktadır. Ancak Hitit kaynaklarında bu savaşla ilgili kısa da olsa bilgiler bulun-maktadır. Aşağıda Kadeş Savaşından bahseden iki Hitit kaynağından alıntılar ve bir Hitit kabartması veril-miştir.

125

Tarih

sel K

ayna

klar

ı Ele

ştire

l Oku

mak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4BİR TARİHÇİYE GÖRE KADEŞ SAVAŞI

QQ Kaynak: Kadeş Savaşını Kim Kazandı?

İki taraf da savaşı kazandıklarını iddia etmektedir. Mısır kaynakları açık bir biçimde savaşı Firavun için ezici bir zafer olarak tasvir etmektedir. Diğer yandan, Hitit kayıtları da sonucu Muvattali için bir zafer olarak sunmaktadır. Muhtemelen, Ramses’in ümitsizce toparlanı-şı ve hemen destek kuvvetlerinin yetişmesiyle, Mısır ordusu yıkıcı bir yenilgiden son anda kurtuldu ve savaş iki tarafın yenişememesiyle sonuçlandı. İki taraf da ağır kayıplar verdi ve savaşın kesin bir galibi olmadı.

Ancak, zafer uzun vadede Muvattali’nin olmuştur. Ramses Hitit saldırısını durdurduktan hemen sonra, kuvvetlerini güneye (Mısır’a) çekmiştir. Hititlerin elinde olan Kadeş’in ku-zeyindeki toprakları tekrar Mısır’a kazandıramadığı gibi, geri çekilen Mısır kuvvetleri Mu-vattali (Hititler) tarafından güneyde, Mısır egemenliğindeki topraklar içinde Aba bölgesine (Şam bölgesi) kadar izlenmiştir. Muvattali için Kadeş Savaşı’nın en önemli sonucu Amurru Krallığını yeniden ele geçirmesidir. Bu krallığın kontrol altına alınması Hititlerin Suriye’deki topraklarının korunması açısından çok önemliydi.

Kaynak: Trevor BRYCE, The Kingdom of The Hittites, 2005.

1. Yazara göre savaşı kim kazanmıştır? Savaşın uzun vadede sonuçları neler-dir?

2. Sizce yazarın yaptığı çıkarımlar kesin bilgi niteliğinde mi, yoksa yorum mu?

i. Yaptığı çıkarımları destekleyen kesin kanıtlar var mıdır?

ii. Kullandığı dile bakarak, yazarın çıkarımlarından emin olduğunu söyleye-bilir miyiz?

3. Yazarın savaşın sonucuyla ilgili çıkarımına katılıyor musunuz? Daha farklı bir çıkarım mümkün olabilir mi?

126Ta

rihse

l Kay

nakl

arı E

leşt

irel O

kum

ak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

KADEŞ ANTLAŞMASI

Kaynak: Sedat ALP, Hitit Çağında Anadolu, Çiviyazılı ve hiyeroglif yazılı kaynaklar, 2000.

Q Açıklama: Kadeş Antlaşması Kadeş Savaşı'ndan beş yıl sonra M.Ö. 1269’da yapılmıştır ve tarihin bilinen ve metni günümüze kadar gelen ilk yazılı uluslararası antlaşmasıdır. Savaştan sonra Hitit Kralı II. Muvattali ölmüş ve antlaşma onun yerine geçen III. Hattuşili ile Mısır Kralı II. Ramses arasında yapılmıştır. Bu antlaş-mayla Mısır ile Hitit krallıkları arasında uzun bir barış dönemi yaşanmıştır.

Bu antlaşmanın metni hem Mısır’da, hem de Anadolu’da bulunmuştur. Hattuşaş’da bulunan antlaşma met-ninin yazılı olduğu tablet İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Antlaşma maddeleri bu tabletteki metinden alınmıştır. Bu tabletin bazı yerleri kırık olsa da, Mısır’da bulunan tam metinler sayesinde bu bö-lümler tamamlanmaktadır.

QQ Kaynak: Kadeş Antlaşma Metni

İşte, Mısır ülkesinin kralı Büyük Kral Ramses, Hitit ülkesinin kralı Büyük Kral Hattuşili ile iyi barış ve iyi kardeşlik için-dedir. İşte, Mısır ülkesinin kralı Büyük Kral Ramses’in çocukları da Hitit ülkesi-nin kralı Büyük Kral Hattuşili’nin çocuk-ları ile sonsuza dek barış içinde ve kardeş olacaklar. Mısır ülkesi ile Hitit ülkesi de aramızdaki kardeşlik ve barış ilişkisine uygun olarak sonsuza dek barış içinde ve kardeş olacaklar.

Eğer dışarıdan bir düşman Hatti ülkesine saldırırsa, Mısır ülkesinin kralı Büyük Kral Ramses askerlerini ve savaş arabalarını gönderecek ve düşmanını ezecek ve Hitit ülkesini hoşnut edecek.

Eğer dışarıdan bir düşman Mısır ülkesine saldırırsa, Hitit ülkesinin kralı Hattuşili askerlerini ve savaş arabalarını gönderecek ve düşmanını ezecek.

Kadeş Antlaşmasının Metnini İçeren Tablet

127

Tarih

sel K

ayna

klar

ı Ele

ştire

l Oku

mak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6QQ Makalenizi buraya yazabilirsiniz.

128Ta

rihse

l Kay

nakl

arı E

leşt

irel O

kum

ak

OSMANLI VE OKYANUSLAR

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Osmanlı Devleti’nin bir okyanus impara-torluğu olup olamayacağı konusunda öne sürülen iddiaları fark edecektir.

QQ Birçok öğrenci: Osmanlı Devleti’nin bir okyanus imparator-luğu olup olamayacağı konusunda öne sürülen kanıtları de-ğerlendirecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Osmanlı Devleti’nin bir okyanus imparator-luğu olup olamayacağı konusunda kendi görüşünü oluştura-caktır.

Y enilikçi tarih öğretmenleri, tarihte bütün cevapların verilmemiş olduğunu bilirler. Karmaşık konular,

öğrenciler için üzerinde tarih metodolojisinin uygulamalarını yapabilecekleri ve akıl yürütebilecekleri

önemli fırsatlardır. "Osmanlı Devleti, bir okyanuslar imparatorluğu olabilir miydi?" sorusu bu tür ko-

nulara bir örnektir. Aynı zamanda, gemi teknolojisinden ekonomiye, politikadan kişisel hırslara kadar pek çok

büyük ve renkli konuyu içerecek kadar büyük bir sorudur. Bu çalışmada öğrenciler, önce Osmanlı denizcilerinin

ulaşabildikleri mesafeler üzerinde tartışacaklar. Ardından, ulaşamadıkları mesefaleri inceleyecekler ve neden

ulaşılmamış olduğu sorusunun cevabını Barbaros’tan, Seydi Ali Reis’ten alıntılarla tartışacak ve en sonunda,

kendi kişisel cevaplarını oluşturacaklardır.

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 40 dk.

Anahtar Soru:

Osmanlı bir okyanuslar imparatorluğu olabilir miydi?

Dersin Amacı:

Osmanlı Devletinin bir okyanus imparatorluğu olma olasılığını farklı bakış açılarından değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Kaynak ve verilerden yola çıkarak tarihi olay, olgu ve özneler hakkında farklı bakıç açılarını değerlendirir.

Coğrafi keşiflerin Osmanlı Devletine etkisini açıklar.

Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

QOsmanlı bir okyanuslar imparatorluğu olabilir miydi?

Hakan HERDEM*

* Gazi Üni., Eğitim Bilimleri Enstitüsü Doktara Öğrencisi, Ankara

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

7 dk.

5 dk.

5 dk.

5 dk.

13 dk.

5 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi 5-6 kişilik gruplara ayırınız. Çalışma Yaprağı-1’i da-ğıtınız. Verileri incelemelerini ve ilgili soruları cevaplamalarını iste-yiniz.

• Amerikakıtasınındoğusundayeralan "Türk veCaicosAdaları'na"Türk adı verilmesinin nedeni ne olabilir?" sorusunu yöneltiniz.

2. Çalışma Yaprağı-2-A’yı gruplara dağıtarak incelemelerini isteyiniz. Belgedegeçenyanlıögeleri(kâfir,melunvb.)bulmalarınıisteyiniz.Ardından öğrencilerinize “Osmanlı Devleti Amerika’da yaşananları biliyor muydu?” sorusunu yöneltiniz. Çalışma yaprağındaki ilgili so-ruları cevaplamalarını sağlayınız.

3. Gruplara Çalışma Yaprağı-2-B’yi dağıtarak incelemelerini isteyiniz. Öğrencilerinize, “Bu belgedeki bilgileri kesinlikle doğru kabul ede-bilir miyiz?” sorusunu sorunuz ve belgenin tarihinin 1847 oluşuna dikkat çekiniz. “Kaynakta Kolon olarak geçen kişinin Kristof Kolomb olup olmadığına kesin olarak karar verebilir miyiz?” sorusunu yö-neltiniz. Ardından, Osmanlı Devleti’nin okyanuslara açılma planları-nın olup olmadığını sorunuz.

4. Çalışma Yaprağı-2-C’yi dağıtınız. Belgeyi inceletiniz. Ardından, “Barbaros’un planı reddedilmeseydi ne olabilirdi?” sorusunu yönel-tiniz.

5. Çalışma Yaprağı-2-D’yi dağıtınız. Öğrencilerinizin Osmanlı gemile-rinin okyanus dalgalarına dayanıklı olup olmadıkları hakkındaki gö-rüşlerini alınız.

6. Çalışma yaprağı-2-E’yi dağıtınız. İlgili soruları cevaplamalarını is-teyiniz.

7. Çalışma yaprağı-2-F’yi dağıtınız. İlgili soruları cevaplamalarını iste-yiniz.

8. Öğrencilerinize “Osmanlı Devleti bir okyanuslar imparatorluğu ola-bilir miydi?” sorusunu yöneltiniz.

• “Olabilirdi” diyenlerden, görüşlerini İbrahim Paşa’ya aktaran birmektup yazmalarını isteyiniz.

• “Olamazdı”diyenlerden,görüşleriniBarbaros’aaktaranbirmektupyazmalarını isteyiniz.

Gruplara, görüşlerini desteklemeleri için Çalışma Yaprağı-3’ü veri-niz.

İŞLE

NİŞ

130Os

man

lı ve

Oky

anus

lar

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

1. Osmanlı denizcileri okyanusları aşabilecek beceriye sahip miydiler?

2. Osmanlı Devleti bir okyanuslar imparatorluğu olabilir miydi?

QQ Kaynak 2

Ünlü Arap kadısı-tarihçisi Kalkaşandi değerli eseri Subhü-l Aşa’da, Atlantik Okyanusu’ndan Amerika’ya doğru seyahate çıkıp da genelde dönmeyen müslümanların varlığından söz eder.

Fendoğlu Hasan TAHSİN, Modernleşme Bağlamında Osmanlı-Amerika İlişkileri, 2002, sf. 150.

Endonezya’ya bağlı Sumatra’nın kuzeyinde yer alan Açe Sultanlığı 16. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nden yar-dım istemiştir. Osmanlı Devleti’nin gönderdiği iki gemi Hint Okyanusunu geçerek Açe Sultanlığının istediği yardımı ulaştırmıştır.

Emine DİNGEÇ, "XVI. Yüzyılda Osmanlı - Açe İlişkileri", Turkish Studies International Periodical For the Languages,

Literature and History of Turkish or Turkic Volume 5/1 Winter 2010

QQ Kaynak 3

"Zalim Türk Korsanları Hakkında Malûmat: 1627 senesinde İZLANDA'ya geldiklerinde 300 kişiyi esir edip pek çoğunu da öldürdüler. Bu kita-

bın yazarı OLUF EİGİLSSON'u VESTMANNAEYJAR Adası'nda tutsak edip CEZAYİR'e götürdüler... Daha sonra 1628 yılında diğer bazı esirler de fidye verildikten sonra hürriyetlerine kavuştular ve İzlanda Adası'na avdet ettiler.

Selim Sırrı ALTIER, Osmanlı Bahriyesinin Yelken Devri ve Türk Korsanları,İstanbul, 1995.

QQ Kaynak 1: Bu Adalara Neden Türk Adı Verilmiş Olabilir?

131

Osm

anlı

ve O

kyan

usla

r

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

QQ Kaynak: Barbaros’tan ilginç bir anekdot…

Haçlılar, en küçük ağırlıklarını bile gemilerine bindiremediler. Hepsi leventlerin eline geçti. Cezayir şehri, bu ganimetten bir kat daha zenginleşti. Generaller, amiraller, dukalar, prensler, kontlar, şöval-

yeler ve Cezayir’in fethini görmek için gelen Avrupa saraylarının en asil kadın ve kızları, esir düştü. Doria ile Kortez, güçlükle canlarını kurtardılar. Bu Kortez denen zalim, Yeni Dünya’da yüz binlerce insanı ateşte kızartan gayretle melun bir kafirdi. Cezayir’i Yeni Dünya sanıp buraya da musallat olmak istemişti. Vay bir Müslüman ülkesi bu zalimlerin eline geçseydi ne olurdu?

Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hatıraları, baskıya hazırlayan: M. Ertuğrul DÜZDAĞ,Kaynak Yayınları, 2004. (Kısaltılarak alınmıştır.)

A

1. Kaynak, olayı yaşayan biri tarafından mı yazılmış?

2. Kaynak tarafsız bir dille mi yazılmış?

Barbaros Hayreddin Paşa (Ö.1546)

Osmanlı Donanması Komutanı. Hatıralarını, bizzat Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yazdırmıştır. Paşa anlatmış, söylediklerini, Muradi Sinan Reis kaleme almıştır.

Andrea Doria (1466-1560)

Ünlü Cenevizli Amiral. Preveze Deniz Savaşı’nda Haçlı donanmasının komutanıydı.

Hernán Cortés (1485-1547)

İspanya adına Meksika'yı fetheden denizcidir.

Sözlük

Kapdan-ı Derya: Donanma komutanına verilen isim.Levent: Donanma askerine verilen isim.Duka: (Dük) İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya gibi bazı Avrupa devletlerinde prensten sonraki en yüksek soyluluk ünvanıdır. Diğer ünvanların sıralaması:1. Dük 2. Marki 3. Kont4. Vikont 5. Baron 6. Şövalyeler

132Os

man

lı ve

Oky

anus

lar

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

QQ Kaynak: Kim bu yabancı?

Sultan Bayezid Han zamanında Kolon adlı, hükemadan bir frenk İstanbul'a gelir;— Bana biraz gemiler verin, size yeni bir dünya bulayım, der.

Sultan Bayezid merhum, pederi Fatih merhum gibi öyle dirayetli olmadığından ulema ve vüzera ne der ise onu kabul edermiş. O vaktin uleması,— Ahir vakitte yeni dünya mı olur? Dünyanın yıkılması yaklaştı, öyle şey olmaz, derler. Kolon'u yüzdürürler

Kolon buradan İspanya’ya gider. İspanya istediği kadar gemi verir.

1877’de basılmış Kethüdazade Menâkıbı adlı eserden aktaran:İskender PALA, Düşte Kalan, Kapı Yayınları, 2008.

B

1. Kaynak, olayı yaşayan biri tarafından mı yazılmış?

2. Kaynak tarafsız bir dille mi yazılmış?

3. Kaynakta sözü edilen “yeni dünya” ne anlama geliyor?

4. Devrin uleması, neden Kolon'un teklifini saçma bulmuş olabilir?

Kolon denilen kişi Kristof Kolomb olabilir mi?

Cenovalı denizci ve kaşiftir. 1492'de Atlantik Okyanusu'nu aşarak Kuzey Amerika'ya ulaşmıştır. Bu yolculuğunu İspanyol bayrağı altında yapmıştır. Christoph Colomb, Amerika'yı keşfetmemiştir sadece buranın hint adaları olduğunu sanıp böyle bir kıtanın varlığını dünyaya duyurmuştur. Ancak keşfettiği yerin yeni bir kıta olduğunu anlayamadan ölmüştür.

II. Bayezid (1447-1512)

Osmanlı Devleti’nin 8. padişahı.

Sözlük

Kethüdazade Menakıbı: Kethüdazade Arif Efendi tarafından kaleme alınmış bir eserdir. Arif Efendi tarih, felsefe ve tasav-vufla ilgilenen bir Osmanlı alimidir.Hükema: Hikmet sahibi, ilim sahibi kişiler.Frenk: Osmanlıların “Avrupalı”lar için kullandıkları genel isim.Ulema: İlim adamları.Vüzera: Vezirler.Dirayet: Zeka, bilgi, kavrayış.Peder: Baba.

133

Osm

anlı

ve O

kyan

usla

r

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2C

QQ Kaynak: Barbaros’un Çılgın Projesi

[...]İbrahim Paşa'ya, henüz keşfedilen Yeni Dünya'ya sefer düzenlesek istifade edeceğimizi de söyledim. Fakat uzak denizlerle işimiz olmadığını, Akdeniz'i ve Hind denizlerini tutmamızın kafi olduğu cevabını verdi, müsaade etmedi[...]

Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hatıraları, baskıya hazırlayan: M. Ertuğrul DÜZDAĞ,Kaynak Yayınları, 2004.

1. Kaynakta geçen “uzak denizler” ifadesi ne anlama gelmektedir?

2. İbrahim Paşa'nın Akdeniz ve Hint Denizi egemenliğini sürdürmeyi tercih etmesinin nedeni ne olabilir?

İbrahim Paşa (1493-1536)

Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde 1523-1536 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Sadrazam olduğu dönemde Kanuni Sultan Süleyman’ın sağ kolu konumundadır. Diğer bir ifadeyle Sultan’dan sonra en yetkili ve en etkili isimdir.

Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566)

134Os

man

lı ve

Oky

anus

lar

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

D

QQ Kaynak: Seydi Ali Reis okyanusla yüzleşiyor

Rüzgârdan biraz aman alınca, Allah’ın yardımına sığınarak, Hint Okyanusuna açıldık ve Yemen tara-fına doğrulduk. Bir kaç gün denizde kaldık. Zefar ve Şihr kıyıları yakınlarına gelmiştik ki, gün batısın-

dan, fil tufanı adiyle meşhur bir fırtına koptu. Yelken açmak imkanı yoktu.

Rüzgâr hiç göz açtırmıyordu. Akdeniz’de olan fırtınalar bunun yanında hiç birşey değildi. Sıradağlar gibi dalgalar, Akdeniz’dekilerden kat kat yüksekti. Geceyi gündüzden ayırt edemiyorduk.

Rüzgar’ın ardı arkası kesilmeden devam etti. Allah’ın takdirine boyun eğmekten başka çıkar yol yoktu artık.

Seydi Ali Reis, Mir’at-ül Memalik, baskıya hazırlayan: Necdet AKYILDIZ,

Tercüman 1001 Temel Eser. (Kısaltılarak alınmıştır.)

1. Kaynak, olayı yaşayan biri tarafından mı yazılmış?

2. Seydi Ali Reis komutasındaki donanma okyanusla baş edebilmiş mi?

Seydi Ali Reis (1498-1563)

Donanma komutanlığı da yapmış olan Osmanlı denizcisi. Türk amirali, coğrafya ve matematik bilgini. Kendisi tarafından kaleme alınan Mir’at-ül Memalik (Memleketler Aynası) adlı eserinde Basra Körfezi’ndeki Osmanlı donanmasını, Süveyş’e getirmeye çalışırken başına gelen olayları anlatır.

135

Osm

anlı

ve O

kyan

usla

r

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IE2

QQ Kaynak 1: Barbaros Hayreddin Paşa’nın İstanbul Tersanesi ile ilgili görüşleri

Derhal İstanbul Tersanesi'ne koştum. Devletin birçok liman şehrinde tersanesi vardı. Ama büyüğü, Haliç üzerindeki tersaneydi. Bu tersanenin dünyada eşi yoktu. Hiç bir tersane burası kadar gemi kı-

zaklayamaz, işçi çalıştıramazdı. Akla gelebilecek her türlü sanat erbabı mevcuttu. İşçilerin çoğu Hristiyan esirlerdi. Ama bedava değil, ücretle çalıştırılırlardı. Ücretlerini biriktirenler değerlerini öderler, hür olur, memleketlerine dönerlerdi.Ustaların ve mühendislerin hepsi Türk'tü. Tersanede çalışanların sayısı 20000'den az değildi. Murad edil-se, bir yıl içinde, Venedik donanmasının bir eşini inşa etmek ve donatmak mümkündü. Gerçi İstanbul Tersanesi'nin şöhreti dünyayı tutmuştur. Venedik kafiri bile, hakanımızla sulh içinde olduğu demlerde bu tersaneye kadırga ısmarlardı. Ancak gözle görüp içine girmedikçe, azametinin derecesini takdir edeme-miştim. Böyle bir tersane, bu kadar zengin bir devletle her şey yapmak ve Tanrı'nın izniyle başarmak müm-kündü.

Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hatıraları, baskıya hazırlayan: M. Ertuğrul DÜZDAĞ,Kaynak Yayınları, 2004.

QQ Kaynak 3

"İstanbul Tersanesi” 450 yıl boyunca Osmanlı dönemi donanmasının ana inşa ve onarım ter-sanesi olarak hizmet vermiştir.

Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulan ter-sanenin genişletilmesi çalışmaları, sonraki padişahların döneminde de devam etmiştir. Tersanenin ikinci büyük gelişmesi Yavuz Sul-tan Selim’in oğlu Kanuni Sultan Süleyman dö-nemindedir. Bu dönemde geminin yapımı ve donanımı için gerekli her çeşit tezgâhlar, am-barlar, top ve barut dökümhaneleri yelken ve halat imalathaneleri kurulmuştur. Bu devirde Gelibolu Tersanesi Komutanı olan Güzelce Ka-sım Paşa daha sonra vezir olmuş ve bu tersa-nenin birçok bölümünü İstanbul'a taşıtmıştır. Neticede 16’ncı yüzyılda, İstanbul Tersanesi, aynı anda 200 savaş gemisinin paralel inşaa-tını yürütecek kapasiteye sahip bulunmakta ve o günlerde dünyanın en büyük tersanelerinden birisi olarak bilinmekteydi.

Kaynak: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı web sayfası:http://www.dzkk.tsk.tr/turkce/birliktanitimi/ISTANBULTERSANE SIKLIGI/TARIHCE.htm

1. Kaynaktan yola çıkarak; Barbaros Hayreddin Paşa’ya “Bu tersanede okyanusa dayanıklı gemi yapılabilir mi?” sorusunu yöneltsek ne cevap verirdi? Neden?

1. Sizce Osmanlı tersanelerinde okyanuslara daya-nıklı gemiler yapılabilir miydi?

M. N. ALACALI, Türk Deniz Kuvvetleri Bin Yılın Güncesinden Seçmeler, 2009.

QQ Kaynak 2: Tersane-i Amîre

136Os

man

lı ve

Oky

anus

lar

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

F

2

QQ Kaynak: 1625 tarihinde Ömer Talib'in ilginç raporu

Şimdi Avrupalılar bütün dünyayı tanımayı öğrendiler; gemilerini her yere gönderiyorlar ve önemli li-manları ele geçiriyorlar. Eskiden Hindistan, İndus ve Çin malları Süveyş’e gelir ve müslümanlar tarafın-

dan bütün dünyaya dağıtılırdı. Fakat şimdi bu mallar Portekiz, Felemenk ve İngiliz gemileriyle Frengistan’a taşınıyor ve oradan bütün dünyaya dağılıyor. Kendilerinin ihtiyaç duymadıkları şeyleri İstanbul’a ve diğer İslam ülkelerine getiriyorlar ve fiyatının beş katına satıp, çok para kazanıyorlar. Bu nedenle İslam ülkele-rinde altın ve gümüş azalmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu Yemen kıyılarını ve oradan geçen ticareti ele geçirmelidir, aksi halde çok geçmeden Avrupalılar İslam ülkelerine hükmedeceklerdir.

Bernard LEWİS, Modern Türkiye’nin Doğuşu, çev. M. KIRATLI,Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1970, s. 27.

1. Kaynak, olayı yaşayan biri tarafından mı yazılmış?

2. Ömer Talib neden kaygılıdır? Ne önermektedir?

137

Osm

anlı

ve O

kyan

usla

r

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

QQ "Osmanlı Bir Okyanuslar İmparatorluğu Olabilirdi" Diyen Modern Bakış Açılarına Örnekler

QQ "Osmanlı Bir Okyanuslar İmparatorluğu Olamazdı" Diyen Modern Bakış Açılarına Örnekler

Q İmparatorluk “doğal sınırlarına” kavuşmuştu diyoruz ancak dört kıtaya yayılan Portekiz’in ve İspanya’nın “doğal sınırları” neresidir? Okyanuslara açılmayı başaran bir devletin “doğal sınırları” okyanusun ulaşabildiği her yerdir.

Q Osmanlı Devleti okyanuslarda yükselmekte olan yeni güçlere vermesi gereken tep-kiyi, yüksek potansiyeline rağmen vermemiştir. Verseydi; bugün Amerika kıtasında Türk isimli şehirler ve Türkçe konuşan bir nüfus olacaktı.

Q Okyanuslar açılmak sadece vizyon meselesiydi. Teknik bir engel yoktu. O vizyon Os-manlı yöneticilerinde olmadığı için okyanuslara açılmak mümkün olmadı.

Q Dünyanın en güçlü donanmalarından birine sahip olan Osmanlı Devleti’nin okyanus-lara açılmaması anlaşılması güç bir durumdur.

Q Venedikli tarihçi Sanuto’nun verdiği bilgilere göre, 1550’ye kadar İspanya’nın Yeni Dünya’dan yıllık kazancı 200.000 ila 300.000 duka iken, Osmanlı’nın Mısır’dan yıllık kazancı 400.000 dukadan fazladır. Bu nedenle Amerika kıtasına fazla önem verme-miştir.

Q Osmanlı Devleti doğal sınırlarına ulaşmıştı. Okyanuslara açılma ihtimali ya da imkanı yoktu.

Q Osmanlı Devleti’nin gücü aynı zamanda kusuruydu. Portekiz ve İspanya devletleri ge-nişlerken, Osmanlı donanması Akdeniz’de rakipsizdi. Okyanuslardaki etkinliğin uzun vadeli sonuçlarını o dönemden görmek mümkün değildi. Bu yüzden de okyanuslara açılamazdı.

Q Avrupa’yı okyanuslara taşıyan kâr etme güdüsü; yani tüccarlardı. Katı dini ve yöne-timsel kurallara bağlı Osmanlı tüccarları; uzun mesafeli ticarette, coğrafi keşifler-den hız ve heves kazanan Avrupalı tüccarlar ile rekabet edemezlerdi. Yani ticareti ve okyanuslara açılmayı gerçekleştirecek kentli tüccar; Osmanlı yönetiminin katı ticari kuralları altında bunu asla başaramazdı.

138Os

man

lı ve

Oky

anus

lar

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Dadaloğlu neden isyan şiirleri söyledi?

Dersin Amacı:

Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyılda konargöçerleri yerleşik hayata geçmeye zorlamasının ekonomik, sosyal ve insani boyutlarını değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Osmanlı toplumunda sosyal yapının şekillenmesinde etkili olan faktörleri kavrar.

DADALOĞLU NEDEN SÖYLEDİ?

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: 19. yüzyılda konargöçer nüfusun sorunla-rını açıklayabilecektir.

QQ Birçok öğrenci: Osmanlı Devleti'nin konargöçerliğe bakışının zaman içinde değişimini analiz edebilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Osmanlı Devleti’nin konargöçerler üzerinde uyguladığı iskân politikalarının sosyal yansımalarını değer-lendirecektir.

Dadaloğlu'nun şiirleri, bugün pek çok türkünün sözlerini oluşturmaktadır. Bu türkülerin uzun

hikâyeleri ve hikâyelerinin de karmaşık bir tarihi vardır. Karmaşık bir tarih; çünkü toplumsal so-

runlar siyasi çözüm arayışlarına neden olur. Çözümlerin ise ekonomik bedelleri ve toplumsal yan-

sımaları vardır. Bu yansımalar zaman içinde değişik formlarda dile gelirler, dönüşürler, anlam kaymalarına

uğrarlar. Bu girdiler tarihsel süreçte birbirinden ayrıştırılamaz bir nitelik kazanır. İşte bu yüzden karmaşıktır.

“Dadaloğlu Neden Söyledi?” adlı çalışma, 19. yüzyılda yaşanan ve bugüne Dadaloğlu'nun şiirleri ile gelen iskân

faaliyetlerini ele alıyor. Bu çalışmada öğrenciler, kendilerini, I ve II. elden kaynakları okuyarak iskân faali-

yetlerinin gerekçelerini anlamaya çalışacakları, bu faaliyetlerin toplumsal sonuçlarını değerlendirecekleri bir

çalışmanın içinde bulacaklar.

Çalışma Yapraklarını grup sayısınca çoğaltınız. CD'den Klip-1 ve 2'yi kullanıma hazır hâle getiriniz,

QDadaloğlu neden isyan şiirleri söyledi?

Dr. Hüseyin KÖKSAL*, Ümmügülsüm CANDEĞER**, Hakan HERDEM***

* Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara** Güvercinlik Teknik Lisesi, Ankara.*** Gazi Üni., Eğitim Bilimleri Enstitüsü Doktara Öğrencisi, Ankara

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinize Klip-1’i izletiniz. Türkünün sözleri hakkın-da aşağıdaki soruları sorunuz:

Türküde kimlerden bahsediliyor? Türküye göre Avşarlar nasıl yaşıyor olabilir? Türküde geçen “ferman”ne olabilir? Sizce Dadaloğlu bu şiiri neden yazmış olabilir?

2. Öğrencilerinizi 4-5'er kişilik gruplara ayırınız. Çalışma Yaprağı-1’i gruplara dağıtınız. Ardından Klip-2'yiizletiniz(01:30-08:45sn.).İlgilisoruları cevaplamalarını isteyiniz.

3. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız. İlgili kısmı doldurmalarını ve yazdık-larını paylaşmalarını isteyiniz.

4. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. Harita üzerinde Fırka-i Islahiye’nin faaliyet gösterdiği yerleri işaretlemelerini isteyiniz.

5. Çalışma Yaprağı-4’ü dağıtınız. Öğrencilerinizin aşağıdaki soruların ışığında Çalışma Yaprağı-4’te yer alan belgeleri incelemelerini iste-yiniz.

• Fırka-iIslahiyenedenkurulmuştur?

• IslahFaaliyetinedir?

• Konargöçerleriyerleşikhayatageçirmekiçinneleryapılmıştır?

• Yapılanlarakonargöçerlerintepkisineolmuştur?

• Verilenkaynaklarnesnelmidir?

6. Öğrencilerinize, her bir gruba bir şiir gelecek şekilde Çalışma Yaprağı-5’i dağıtınız. Ardından, grupların Dadaloğlu’nun şiirlerinde iskânfaaliyetlerininsosyalboyutlarınınnasılyansıdığınıaçıklama-larını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ KLİP 1

KLİP 2

10 dk.

15 dk.

15 dk.

5 dk.

25 dk.

10 dk.

140Da

dalo

ğlu

Nede

n Sö

yledi

?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

1- Filmde gördüğünüz insanlar hangi tür işleri yapıyor?

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

2- Hangi tür hayvanlar gördünüz?

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

3- Bu filmin geçtiği mevsim ve bölge neresi olabilir?

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

4- İzlediğiniz filmde insanlar hangi tür üretim faaliyetleri yapmaktadırlar?

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

5- Zaman içinde, gördüğünüz insanların ne tür sorunları olmuş olabilir?

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

6- Belgesele göre Yörük kimdir?

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................

İzlediğiniz klipten hareketle aşağıdaki soru-ları cevaplandırınız.

141

Dada

loğl

u Ne

den

Söyle

di?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

QQ Kaynak 1: Konar-Göçer Nedir?

Konargöçerlik, beslenme ihtiyacını karşılamak için büyük hayvan sürülerinitakipedengöçebelerdenyadabellibircoğrafimekânabağlı olmaksızın hayvanlarına otlak ve kışlak arayan göçebe çobanlıktan farklıdır. Belli yerlerde yerleşik hayatın bütünleyicisi olarak hayvancılık yapan ve ürünlerini daha çok yerleşik toplumlara sataniktisâdifaaliyetbiçimivehayattarzıdır.

(TufanGÜNDÜZ,16.YüzyılSonlarındaKayseriHavalisindeDolaşan

DanişmendliTürkmenlerineDairGözlemler,YeniTürkiye,Ankara,2002,C.

3,s.44.)

Konargöçerlerin hayatlarını sürdürebilmeleri için nelere ihtiyaçları vardır?

QQ Kaynak 2: Osmanlı Devleti’nin Konar-Göçerlerle İlişkisi

Konar-göçerler Osmanlı Devleti’ne vergi vermekle yükümlüydü. Kendileri için özel olarak düzenlenmiş kanunlar çerçevesinde hayatlarını sürdürüyorlardı. Osmanlı Devleti, konargöçerlerin hayat tarzına, eşkıyalık, gasp, hırsızlık, yol kesme, yerleşik ahalinin tarım ürünlerine ve mallarına zarar verme gibi olaylara, kısacası düzensizliğe yol açmadıkları sürece karışmamıştır.

(AkifBilgeÇELİK,Fırka-iİslâhiye,YayımlanmamışYüksekLisansTezi,

Kahramanmaraş,2008.)

Konargöçerler için neden “özel” kanunlar düzenlenmiş olabilir?

QQ Kaynak 3: 1608 Tarihli Kanunname

“…Yörük taifesi, yaylağa gidip gelirken, oturmak gereken yerlerde üç günden fazla oturamaz. Oturdukları vakit de kimseye ziyan etmeyeler, diye tembih olunur. Dinlemeyip zarar ve ziyan ederlerse, ödettirilir…”

(CevdetTÜRKAY,BaşbakanlıkArşivBelgelerineGöreOsmanlı

İmparatorluğu'ndaOymak,AşiretveCemaatler,İstanbul,2005,s.698.)

Kanunda belirtilen “üç gün” oturma izninin gerekçesi ne olabilir?

Konargöçerlerle Osmanlı Devleti neden sorun yaşamış olabilir? Beş olası neden yazınız.

1. ...........................................................................................................................................................................................

2............................................................................................................................................................................................

3. ...........................................................................................................................................................................................

4. ...........................................................................................................................................................................................

5. ...........................................................................................................................................................................................

142Da

dalo

ğlu

Nede

n Sö

yledi

?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

1. Haritada Fırka-i Islahiye’nin faaliyet gösterdiği yerleri işaretleyiniz.

2. Fırka-i Islahiye neden kurulmuş olabilir?

Osmanlı Devleti’nde XIX. Yüzyılda Fırka-i Islâhiye adı verilen bir ordu kuruldu. Bu ordu Anadolu’nun güneyinde Çukurova ve Amik ovası, Maraş ve Antep bölgelerinde konargöçer

aşiretleri yerleşik hayata geçmeye zorladı. Çeşitli kazalar ve köyler kurdu. Siyasî, ekonomik ve idarî düzenlemeler yaptı ve İstanbul’a döndü.

BİLGİNOTU

143

Dada

loğl

u Ne

den

Söyle

di?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

QQ Kaynak 2: Langlois'nın Çukurova'daki Aşiretler Listesi.

4QQ Kaynak 1: Bölgede ayân, aşiret reisi, bey gibi adlar altında teşkilatlanan grupların, merkezi otoriteyi sarsan

gücünü kırmak ve tasfiye etmek gerekiyordu. Bu kişiler idare ettikleri bölgede vergiler topluyorlar, çevre-lerine toplanan ve kendilerine yasa dışı işlerde yardım eden bir takım grupların şımarmasına sebep oluyor-lardı. Dolayısıyla şımaran bu yasa dışı gruplar, bölgede emniyeti, can, mal ve ırz güvenliğini bozuyorlardı. Onların bu hareketlerinden dolayı halk arasında korku, endişe ve devlete güvensizlik baş gösteriyordu.

Meltem TOKSÖZ, “The Çukurova: From Nomadic Life to Commercial Agiculture,

1800- 1908.” Doktora Tezi, SUNY Binghamton Üniversitesi, 2000.

QQ Kaynak 3: Bölge içerisinde halkı kendi egemenliği altına almış olan aileler arasında Kozanoğulları, Me-nemencioğluları, Küçükalioğulları, Beyazıtoğulları, Kökülüoğulları, Hasan Paşazadeler, Kerimoğulları, Yağbasanlar ve bunların yanı sıra diğer küçük aileler bulunmaktaydı.... Kozanoğulları, ıslahat bölgesi içerisinde devleti en çok meşgul eden aşirettir. Bu aşiret zamanla, uzun uğraşlar vererek, bölgenin ayânlığını üstlenmiştir.

Meltem TOKSÖZ, “The Çukurova: From Nomadic Life to Commercial Agiculture,

1800- 1908.” Doktora Tezi, SUNY Binghamton Üniversitesi, 2000.

QQ Kaynak 4: Kozan dağlarında bulunan ahalinin yıllık vergileri 35.000 kuruştu. Kozanoğulları, on yıldan beri yaklaşık olarak her sene 50.000 kuruşu aşkın bir vergi tutarını halktan topladıklarına rağmen hazi-neye aktarmamışlardı. Bölgeden topladığı vergilerdeki azalmanın önüne geçmek isteyen Osmanlı Dev-leti ise halktan topladığı vergi miktarına zam yaparak durumu çözmeye çalışmıştır. Bu durum da, ko-nargöçerlerden ziyade yerleşik ahalinin sıkıntıya düşmesine sebep olmuş ve birçok şikâyeti beraberinde getirmiştir. Devlet bir taraftan bazı bölgelerden hiç vergi toplayamazken ve hatta vergi memurları bir kısım bölgelere gitmeye cesaret bile edemezken, yerleşiklerden aldığı vergiyi artırarak bu açığı kapat-maya çalışmıştır... Başına buyruk hareket eden konargöçerler aynı zamanda yerleşiklerin tarlalarına zarar verme, gasp, hırsızlık, yol kesme gibi eylemler de yapıyorlardı.

Meltem TOKSÖZ, “The Çukurova: From Nomadic Life to Commercial Agiculture,

1800- 1908.” Doktora Tezi, SUNY Binghamton Üniversitesi, 2000.

Aşiret Adı Nüfusu Koyunu Keçisi Sığırı Devesi

Menemenci 3000 ev 80000 20000 18000 2000

Kara Hacılı 500 ev 3000 5000 3500 300

Dündarlı 200 çadır 7500 3000 1000 150

Cerid 1200 çadır 37500 3500 25000 1800

Sırkıntıoğlu 800 çadır 30000 5000 1800 1000

Kerimoğlu 2500 çadır 40000 4000 20000 2000

Karıntılu 100 çadır 4000 4000 2000 150

Kozanoğlu 500 ev 7000 5500 2500 50

Bozdoğan 1400 çadır 40000 40000 20000 3000

Tecirlü 1200 çadır 30000 40000 21000 1000

Farsak 800 çadır 20000 40000 9500 750

AkifBilgeÇELİK,Fırka-iİslâhiye,YayımlanmamışYüksekLisansTezi,Kahramanmaraş,2008.

144Da

dalo

ğlu

Nede

n Sö

yledi

?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

QQ Kaynak 6: İskan sırasında yapılan hane sayıları.

4

QQ Kaynak 5: Fırka-i İslâhiye, ıslahat bölgesinde siyasî, idarî, ekonomik ve askeri açıdan birçok yeniliği uygulamıştır. Mevcut devlet düzenini tanımayan aşiretler denetim altına alınmış ve huzursuzluğa yol açanlar, aileleriyle beraber farklı yerlere sürgün edilmiştir. Bu sürgünlerden sonra bölgede devlet oto-ritesini tanımayan herhangi bir unsur kalmamış, birçoğu Rumeli’ye ve bir kısmı da Anadolu’nun farklı yerlerine ömürlerinin sonuna kadar kalmak üzere gönderilmiştir.

Meltem TOKSÖZ, “The Çukurova: From Nomadic Life to Commercial Agiculture,

1800- 1908.” Doktora Tezi, SUNY Binghamton Üniversitesi, 2000.

QQ Kaynak 7: Bazı aşiretler iskân mahallerini beğenmemişler ve eski alışkanlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu nedenle Fırka-i İslâhiye bu bölgede bulunup çevreye zarar veren Avşarların da iskân edilmesi işini ele almıştır. Bazı bölgelere Kafkaslardan getirilen muhacirler yerleştirilmiş bu da o bölgelerde yaşayan konargöçerlerin tepkisine neden olmuştur. Ancak yaylak mahallerinin muhacirlere tahsis edilmesinden dolayı son derece üzgün olan Avşarlar bu olaydan dolayı Fırka-i İslâhiye iskânını sürekli acı bir hatı-ra olarak hatırlamışlar, bu durumu Dadaloğlu gibi ozanlar yazdıkları şiirlere konu etmişlerdir. Bugün Türkiye’de Avşar-Afşar adını taşıyan yerleşim merkezileri vardır. Bunlar Afyon, Ankara, Çankırı, Bolu, Bursa, Antalya, Konya, Maraş, Muğla, Manisa, Çorum vd. yerlerde bulunmaktadır.

AkifBilgeÇELİK,Fırka-iİslâhiye,YayımlanmamışYüksekLisansTezi,Kahramanmaraş,2008.

QQ Kaynak 8: Amerikan İç Savaşı’ndan dolayı pamuk sıkıntısı çeken İngiliz tüccar ve is adamları pamuk üretimi için uygun bir alan ararken Adana Bölgesi’nin pamuk yetiştirmek için gayet uygun olduğuna karar vermişler ve burada pamuk üretiminin arttırılması için Osmanlı padişahıyla anlaşma yoluna git-mişlerdir. Pamuk üretiminin yaygınlaşması için 1862’de Osmanlı İmparatorluğu tarafından bir ferman yayınlaşmış ve bu tarihten sonra pamuk üretimine çok daha fazla önem verilmiştir. Pamuk üretimi ön-celikle Çukurova’da yaygınlaşmış ve pamuk üretiminin artması ticareti de oldukça geliştirmiştir.

Meltem TOKSÖZ, “The Çukurova: From Nomadic Life to Commercial Agiculture,1800- 1908.” Doktora Tezi, SUNY Binghamton Üniversitesi, 2000.

Köy-Aşiret Adı İnşa EdilenHane Sayısı Köy-Aşiret Adı İnşa Edilen

Hane Sayısı

Hacı Mirzalı Aşireti İçin İnşa Olunan

52 Sırkıntı Aşireti İçin İnşa Olunan 515

Olunan Candîk Aşireti İçin İnşa Olunan

34 İdem Aşireti İçin İnşa Olunan 46

Masırlı Aşireti için İnşa Olunan 13 Gürün Aşireti İçin İnşa Olunan 94

Yeniköy ve Yörüklü Karyesinde İnşa Olunan

109 Ala Pınar ve Diğer Kura’lar İçinİnşa Olunan

50

Kaba sakal Aşireti için İnşa Olunan

101 Tecirlü Aşireti İçin İnşa Olunan 240

Cerid Aşireti İçin İnşa Olunan 211 Bozdoğan Aşireti İçin İnşaOlunan

256

Toplam 1721

AkifBilgeÇELİK,Fırka-iİslâhiye,YayımlanmamışYüksekLisansTezi,Kahramanmaraş,2008.

145

Dada

loğl

u Ne

den

Söyle

di?

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

Bize haram oldu Çukurovalar Sahin uçtu ıssız kaldı yuvalar Türkmen kızı katarlarmış mayalar Bozuldu katarı, teli Avşar’ın.

DervişPasayaktıyıktıilleriSoldu bütün yurdumuzun gülleriKaralar giydikte attık allarıAltınımız geçmez akça tunç oldu

Kalktı göç eyledi Avşar elleri, Ağır ağır giden eller bizimdir. Arap atlar yakın eder ırağı, Yüce dağdan aşan yollar bizimdir.

Belimizde kılıcımız Kirmani, Taşı deler mızrağımın temreni. Hakkımızda devlet etmiş fermanı, Ferman padişahın, dağlar bizimdir.

Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur, Öter tüfek davlumbazlar vurulur. Nicekoçyiğitleryereserilir,Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir

Adana’ya divan harbi konuncaOn yedi bey o celseye varıncaDerviş paşa iskan emri verince Kozanoğlu beyliğinden düştü mü

İskan emri oldu aşiret yasta Kız gelin kalmadı hep oldu hastaDadaloğlu’mhapisderlerPayas’taKanat takıp sur duvarından uçtu mu

DervişPaşagayrikınayakınsınBöbürlensin dört bir yana bakınsınAmma bizden gece gündüz sakınsınÖç alırız ilk fırsatı bulanda

Kardeşten kardeşe kemlik mi olurŞahanın yuvası ıssız mı kalırEmmi, dayı adama çok gerek olurKab’ağacın gürlemesi dalınan

Der Dadal’ım der ki coş etti yürekBir zaman ağlayak bir zaman gülekŞimdi muhabbetli on kardeş gerekKonsak, göçsek , beylik sürsek elinen

Söyler Dadaloğlu’m zatınan zatıGetirin deveyi de yükletin atıGöçmek değil bizim elin muradıAğyarın açtığı yollar görünürBütün iskan oldu Avşarlar, KürtlerYürekten mi çıkar acı dertlerMezada döküldü boy’ uzun atlarAt vermemiz iskanlıktan zor oldu

DADALOĞLU NELER SÖYLEMİŞ?

Dadaloğlu Kimdir?

Osmanlı Devleti'nin, Anadolu Türkmenlerini iskân politikasına tepkisiyle tanınmış bir halk ozanıdır. 18. yüzyılın son çeyreğinde Kayseri'nin Tomarza ilçesinde doğmuş, 19. yüzyılın ortaların-da ölmüştür. Oğuzların Avşar boyundandır.

www.wikipedia.org

BİLGİNOTU

146Da

dalo

ğlu

Nede

n Sö

yledi

?

149 Avrupalı Seyyahların Gözüyle Osmanlıda Bedesten

159 Devlerin Savaşı

169 Esnaflık Zor Zanaat

185 Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Başlığın Değişimi

197 Haçlı Seferleri

217 I. Dünya Savaşı’nın Sebepleri ve Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girişi

229 İbn-i Sina

241 Kadın Olmak Hep Zordu

249 Mülteci Olmak

259 20. yy. Sorunlarına Bir Bakış: Nobel Barış Ödülleri

273 SQ4R Tekniği İle Nutuk’un 1. Bölümünün İncelenmesi

285 Lâle Devri'ne Bakış

295 Yugoslavya İç Savaşı

305 20. Yüzyıl Tarih Oyunu

309 Osmanlı ve İspanyol Bakışıyla Tunus’ta Osmanlılar

315 Tarih ile El Ele

ELEŞTİREL DÜŞÜNME

3Bölüm

AVRUPALI SEYYAHLARIN GÖZÜYLE OSMANLIDA BEDESTEN

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Görsel ve yazılı materyalleri inceleyerek Osmanlı şehirlerinde bedestenlerin ekonomik ve toplumsal hayatı yansıttığını fark edecektir.

QQ Birçok öğrenci: Osmanlı Devleti’nde ekonomik ve toplumsal hayatın özelliklerini kavrayacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Osmanlı Devleti'nde farklı grupların sosyal ve ekonomik hayatı zenginleştirdiğine ilişkin kanıtlar suna-caktır.

A radığınız her şeyi pazarlarda bulabilirsiniz. İhtiyaçlarınızı oradan karşılayabilir, yenilikleri oradan iz-

leyebilirsiniz. Belki aradığınız kişileri de orada bulabilirsiniz. Büyük ya da küçük, toplumsal hayata

ilişkin birçok ipuçları oradadır. İnsanların alışkanlıklarını, beğenilerini, ilgilerini ve ihtiyaçlarını orada

görebilir ve insan ilişkilerinden doğan güven, cesaret, sırdaşlık, dürüstlük gibi pek çok değerin somut yansı-

malarını görebilirsiniz. Bedestenler büyük pazar yerleri olarak, yenilikçi tarih öğretmenlerine yukarıda anılan

bütün konuların tarih sınıfına taşıma olanağı sunarlar. Bu etkinlikle öğrenciler, Osmanlı toplumsal hayatında

bedestenleri ve onların yaşamasını sağlayan toplumsal ve ekonomik değerleri analiz edecekler. Bunu, birinci

elden yazılı ve görsel kaynakları inceleyerek yapacaklar.

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Bedestenlerin Osmanlı ekonomisindeki yeri neydi?

Dersin Amacı:

Bedesten örneğinden yararlanarak Osmanlı’da ekonomik ve toplumsal hayat hakkında çıkarımlarda bulunabilme.

İlişkili Kazanım:

Osmanlı ekonomisinin gelişimini değerlendirir.

1. Çalışma Yaprağı-1, 2, 3 ve 4’ü ve Bilgi Notu'nu grup sayısı ka-dar çoğaltınız. (Çalışma Yaprağı-1 projeksiyon ya da farklı ci-hazlarla tüm sınıfa sunulabilir).

2. Eklerde yer alan gravürleri çoğaltıp sınıfın duvarlarına asınız.

3. Grupların hazırlayacağı reklam broşürü veya afiş için her gru-ba bir tane vermek üzere karton, makas, renkli kalemler, ya-pıştırıcı temin ediniz.

QBedestenlerin Osmanlı ekonomisindeki yeri neydi?

Dr. Mustafa GÖKÇE*, Dr. Hasan IŞIK** , Dr. Hüseyin KÖKSAL***

* Yıldırım Beyazıt Üni., İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Ankara** Aksaray Üni., Eğitim Fakültesi, Aksaray*** Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

22 dk.

8 dk.

15 dk.

20 dk.

15 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

2. Öğrencilerinize “Bedesten nedir?” sorusunu yöneltiniz. Yeterli sayı-da cevap aldıktan sonra, Bilgi Notu'nu dağıtınız ve okumalarını iste-yiniz.

• Öğrencilerinizemetindegeçen“esnaf, münadi, bekçi, dellal, küçük ağa, duacı” gibi kişilerin rollerini dağıtınız. Ardından sınıfta, metin-de anlatıldığı şekliyle bedestenin açılış ve kapanış merasimlerini canlandırınız.

• Öğrencilerindikkatinisınıfınduvarlarınayapıştırdığınızgravürlereçekiniz. Yabancı bir seyyah olduklarını hayal ederek toplu gruplar halinde sınıfta dolaşmalarını ve gravürleri incelemelerini isteyiniz.

3. Öğrencilerinizden bir gezi günlüğü yazmalarını isteyiniz. Yazılan günlüklerden yeteri kadarını örnek olarak sınıfta okutunuz.

4. Öğrencilerinizi 5-6 kişilik gruplara ayırarak Çalışma Yaprağı-2'yi tüm gruplara dağıtınız. Kaynakların incelenmesini sağladıktan son-ra ilgili soruları grupça cevaplamalarını isteyiniz.

• Gruplardan, Çalışma Yaprağı-2'nin sonunda bululan "Sipariş Formu"nu doldurmalarını ve sınıfla paylaşmalarını isteyiniz. Bu du-rumda hangi ürünlerin talep edilip edilemeyeceğini kısaca tartış-malarını sağlayınız.

5. Her gruba bir karton veriniz. Öğrencilerden 16. yüzyıl Osmanlı Çarşısına (Bedesten) ilişkin bir

“Bedesten reklamı, broşürü veya afişi” oluşturmalarını isteyiniz. Bu çalışmada seyyahların izlenimlerini içeren kaynaklardan yarar-lanmalarını söyleyiniz.

• Gruplarınhazırladıklarıçalışmalarınsınıfaasılmasınıvedahasonragrup üyelerinin broşürlerini / afişlerini sıra ile tanıtmalarını isteyi-niz.

İŞLE

NİŞ

1. Çalışma Yaprağı-1’i öğrencilerinize dağıtınız.

İlgili soruları cevaplamalarını isteyiniz.

150Av

rupa

lı Se

yyah

ların

Göz

üyle

Osm

anlıd

a Be

dest

en

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

1. Sizce resimdeki insanlar ne yapıyorlar?

2. Duvarlara bitişik raflarda duran nesneler ne olabilir?

3. Duvarlardaki pencereler neden yüksekte ve küçük yapılmış olabilir?

4. Buradaki insanların sosyal, ekonomik ve kültürel özellikleri hakkında ne tür çıkarım-larda bulunabilirsiniz?

QQ Kaynak: Sandal Bedesteni, İstanbul

151

Avru

palı

Seyy

ahla

rın G

özüy

le O

sman

lıda

Bede

sten

BİL

NO

TU

QQ BEDESTEN

Lehçe-i Osmani: "Bez satılan, bezzaz mahalli, nefis kumaşlar satılan yer."

Kamus-u Türkî : “Aslı bezesten, zebanzedi bedesten; kıymetli kumaşlar, silahlar ve mücev-herler ve saire alışverişine mahsus örtülü ve mahfuz çarşı.”

Kamus-u Osmanî: Bezeziztan, “Türkçe’de galatı bedestan, bedestendir; ağır, pahalı, kıymettar kumaş ve eşya satan esnaf çarşısı.”

Bedesten İstanbul’un öteki çarşılarından farklı olarak sabahları geç açılıp akşamları da erkenden üç kapısı kapatılır, Kuyumcular kapısı ise günbatımından yarım saat önce bekçilerce kilitlenirdi. Geç açılma nedeni “hâcegi” denen esnafın, çarşının en refahlı ve en zengin tüccarlarından olma-sı, alelade esnaf gibi sabah karanlığında dükkân açmaya mecburiyet duymamasıdır. Erken kapa-ma keyfiyeti de hem bu halin hem de bedestenin, çarşının diğer kısımlarından daha kapanık ve loş olmasından dolayı alım satım imkânının bulunmamasıdır. Ayrıca burada ateş yakmak, mum, kandil, şamdan bulundurmak, çubuk içmek vb. yasaktı. Çalışma saatleri günün en hareketli sa-atleri olarak belirlenince bir baskın ve soygun ihtimali de önlenmiş olmaktaydı.

Bedesten de tıpkı arasta (pazar) gibi belli geleneklere göre çalışırdı. Esnaf gelenek uyarınca kapı önünde yapılan duadan ve uyarıdan sonra içeriye girerdi. Esnaf, münâdi ve muhafızlar (bekçi-ler) sabahları tahminen kaba kuşluk denilen bir zamanda gelirler, bekçilerin ve hizmetçilerin girip çıkması için Büyük Kapalı Çarşı'nın açıldığı esnada İnciciler Kapısı’nın arkasından tak tak vurarak: - Buyurun duaya!… diye bağırırlar, esnaf ve ahali içeriye girdikten sonra tam ortada muhafızlık dolabının önüne sıralanırlardı. Bekçibaşından kıdem itibariyle bir sonra gelen ve adına Duacı denilen bölükbaşı tarafından padişahın ve askerin selametine, gelmiş geçmiş bedestenlile-rin ruhlarına rahmet niyaz edilir ve bir de “Selâten Tüncînâ” duası okunur, akabinde de dellallara hitaben: - Tavcılık yapılmayacak, mal kapatılmayacak, kefilsiz mal satılmayacak!... tenbihinden sonra mezada başlanırdı. 10.000 kuruştan fazla değerde bulunan mallar yalnız perşembe günleri müzayede olunurdu.

Bedesten kapanınca, içeride kalan nöbetçi bölükbaşı ve bir de yamağı tarafından, ellerinde kalın bir sopa ve bir de tabanca olduğu halde bedestenin içi güzelce arandıktan ve kimsenin kalma-dığına kanaat edildikten sonra gidip otururlardı. Bundan sonra da el tetikte kulak tıkırtıda saba-ha kadar beklerlerdi. Bedestende 12 kişilik bir bölükbaşılar (pasban-bekçi) kadrosu vardı. Bun-lar, müzayedelerde münadilik de yapmaktaydılar. Saraydan verilen beratla bölükbaşı olurlardı. “Nanpareci” ve “Küçük Ağa” denen iki amirleri olup hepsi kendi aralarında sırasıyla kefil idiler.

www.istanbulkulturenvanteri.org

BİLGİNOTU

152Av

rupa

lı Se

yyah

ların

Göz

üyle

Osm

anlıd

a Be

dest

en

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

Kaynak: Hans DERNSCHWAM, İstanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlüğü, 1992, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., s. 130–131.

Kaynak: Salomon SCHWEİGGER, Sultanlar Kentine Yol-culuk 1578-1581, 2004, 129-130 (Özetlenmiştir.)

Kaynak: Heath W. LOWRY, Seyyahların Gözüyle, 2004, Bursa, s.73

İki büyük çarşı var ki bunlara bedesten deniliyor. Padişah bunları taştan yaptırtmış ve çatısını ke-merlerle ördürmüş. Burada her mücevher ve ipek mamulleri satılır. Altın işlemeli ipekler ve diğer kumaşlar birbirleriyle birleştirilip duvarlara asılır. Bahsi geçen bu çarşıların üstleri kubbeli, iç kısımlarında dört duvar var. Ortalarında da sütunlar ve bölme duvarları mevcut. Kare şeklinde üst üste iki tabakalı kalın sütun başlıkları var. Camilerde olduğu gibi kubbe bu sütunlara dayanıyor. Pencereler yüksekte. Çarşı içindeki bütün yolların kenarlarında yüksek ve tahta sekiler var. Bun-lar yerden 1,5 arşın yükseklikte ve öne yola doğru iki arşın genişliğinde konulmuş. Yollarda 6 kişi yan yana rahatlıkla yürüyebilir. Bu tahta şekillerin üzerinde duvarlara dayalı tahta dolaplar durur. Birçok gözleri var. Tüccarlar buraya ipek kumaşları kilitleyip muhafaza ediyorlar. Bu dolapların üst kısmından alttaki sekilere kadar uzanan altın işlemeli rengârenk kumaşlar asılır. Dükkânın iç zeminini teşkil eden bu tahta sekilerin üzerine halılar serilmiştir. Halıların uçları sekiden yere doğru sarkıktır. Bu halıların üzerinde de Türk usulü yüzü kadife kaplı ve altın yaldızlı işlemelerle süslenmiş minderler konmuştur. Minderlerde Rum, Yahudi, Ermeni ve diğer milletlerden olan tüccarlar otururlar. Dostça sohbet edip yerler, içerler ve kendi adetleri veçhile çalgı çalıp eğlenir-ler. Bu iki çarşı İstanbul’un en güzel, en lüks çarşılarıdır. Bütün memleketlerden gelen çeşitli ipek kumaşlar, her millete mensup satıcılar tarafından misafirlere sunulur.

İstanbul’un bir de güzel ticaret binası var ki, içinde her çeşit pahalı eşya bulunur. Bunlar uzak ül-kelerden gelir ve esasen İstanbul’da şahane bir şekilde işlenir. Fakat bu biz Hıristiyanlardaki gibi beyaz ve düz renklerle yapılmaz. Çeşitli renkler, çiçekli süslemelerle yapılır. Aynı şekilde çeşitli ipek kumaşları, atlas, Şam ipeklisi vs. vardır. Bundan başka silahlar, mızrak, yay vardır. Bunlardan başka tütün, pahalı yiyecekler, deriler ve dericilik için lazım olan her türlü malzeme vardır. Ayak-kabı, çizme, ayrıca binlerce guldenlik (para birimi) eşyalar her renk kumaş ve deri işleri bulunur. Türkler deri işinde çok becerikli ve çalışkandır. Hasılı bu bedestende veya satış evinde o kadar çok şey vardır ki hepsi bir prenslik serveti eder. Bundan başka bir emanet vardır ki, burada zengin efendiler hazine ve kıymetli eşyasını saklarlar. Bu bina çapraz şekilde çok geniş ve yüksek olup, içinde koridorlar ve çeşitli dükkanlar vardır.

Bursa şehrindeki bedesten, iyi inşa edilmiş heybetli bir binaydı. İçinde, Paris’teki Palais’inkileri andıran büyük dükkan ve ambarlar mevcuttu. Bu bölgede üretilenlerin yanı sıra Doğu Akdeniz’in tüm mallarına da burada rastlanılabilir. Buradaki ipek sadece yerel olarak değil aynı zamanda Türkiye’nin en iyisi sayılır. Bunun yanında o kadar değerli olmayan ve itibar edilmeyen İran ipeği de kullanılıyordu. Gerek Türkiye’nin en usta işçilerinin Bursa’da olmasından gerekse de Fransa ve İtalya’dan buraya gönderilen duvar halılarının iyi bir biçimde taklit edilmesinden her iki ipek de iyi işlenirdi.

QQ AVRUPALI SEYYAHLARDAN ALINTILAR

QQ Kaynak 1: İstanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlüğü

QQ Kaynak 2: Sultanlar Kentine Yolculuk

QQ Kaynak 2: Seyyahların Gözüyle

153

Avru

palı

Seyy

ahla

rın G

özüy

le O

sman

lıda

Bede

sten

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

1. Avrupalı seyyahların en çok neler dikkatini çekmiştir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

2. Bedestenlerin görkemli ve güvenli bir mimariye sahip olmasının nedenleri neler olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

3. Avrupalı seyyahların anlattıklarında Osmanlı’daki hangi mesleklerden söz edilmektedir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

4. İnsanların hep birlikte sedirde oturması ne anlama gelmektedir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

5. Buradaki kaynaklardan hareketle Osmanlı sosyal ve ekonomik hayatıyla ilgili eksik gördüğünüz noktalar

nelerdir?

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

SİPARİŞ FORMU

Pek kıymetli Aziz dostum .....................................................

.....................................................................................................

.....................................................................................................

.....................................................................................................

.....................................................................................................

.......................................................... Hürmet ve muhabbetle

1. ......................................................................................

2. ......................................................................................

3. ......................................................................................

4. ......................................................................................

5. ......................................................................................

6. ......................................................................................

7. ......................................................................................

8. ......................................................................................

9. ......................................................................................

10. ......................................................................................

Kendinizi 16. yy’da Bursa Bedesteninde dükkanı olan bir tüccar olarak hayal ediniz.

Bir hafta sonra İstanbul’dan Bursa’ya ticaret malları taşıyan gemilerin geleceğini biliyorsunuz. Bu durumda İstanbul’daki bir tüccardan size gönderilmesi için ticaret malları isteyeceksiniz.

Yan tarafta yer alan sipariş formuna İstanbul’daki tüccara yönelik kısa bir talep yazısı yazıp ardından neleri talep edebileceğinizi listeleyiniz.

Seyyahların izlenimlerini içeren kaynaklardan yararlanarak 16. yüzyıl Osmanlı Çarşısına ilişkin bir tanıtım broşürü veya afişi oluşturunuz.

154Av

rupa

lı Se

yyah

ların

Göz

üyle

Osm

anlıd

a Be

dest

en

EK

-1

QQ EKLER

155

Avru

palı

Seyy

ahla

rın G

özüy

le O

sman

lıda

Bede

sten

EK

-2156

Avru

palı

Seyy

ahla

rın G

özüy

le O

sman

lıda

Bede

sten

EK

-3

157

Avru

palı

Seyy

ahla

rın G

özüy

le O

sman

lıda

Bede

sten

EK

-4158

Avru

palı

Seyy

ahla

rın G

özüy

le O

sman

lıda

Bede

sten

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Sunulan kaynaklardan yararlanarak Anka-ra Savaşı'nın nedenlerini kavrayacaktır.

QQ Birçok öğrenci: İki liderin kişiliklerinin savaşa etkisini tartı-şabilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Tarihsel kaynakların objektifliğini sorgula-yarak, tarihsel olgularla görüşleri ayırt edebilecektir.

S avaşların birçok nedeni vardır. Ekonomik, kültürel, siyasî, jeopolitik gibi. Ancak, genellikle liderlerin

kişilik özellikleri gözardı edilir. Çünkü liderler, devletlerle özdeşleştirilerek resmedilir. Bu çalışma An-

kara Savaşı'nın nedenlerini çeşitli açılardan ele almakla birlikte, büyük tarih anlatılarının yeterince de-

ğinmediği diğer bir sebebe de odaklanacaktır. Öğrenciler "Timur ve Bayezit farklı kişiliklerde olsalardı Ankara

Savaşı yaşanmayabilir miydi?" sorusuna cevap arayacalar. Bu hipotetik soruya cevap bulabilmeleri için onlara,

pekçok farklı belge sunuluyor. Liderlerin birbirlerine yazdıkları mektuplardan, Osmanlı tarihçilerinden alıntıla-

nan örnek metinlere kadar. Bu kaynakları kullanırken ve kanıtların objektifliğini sorgularken tarihsel olgularla

görüşleri birbirinden ayırmanın güçlüğünü göreceklerdir.

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Ankara Savaşı önlenebilir miydi?

Dersin Amacı:

Ankara Savaşından yola çıkarak liderlerin kişilik özellikleri ve diplomatik üsluplarının uluslararası ilişkilerdeki yerini değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Ankara Savaşı’nın Türk dünyasına etkilerini kavrar.

Farklı bakış açılarıyla bir olayın neden ve sonuçlarını sorgular.

• Çalışma Yaprağı 1, 2 ve 3'ü grup sayısı kadar çoğaltınız.• Çalışma Yaprağı-4'ü sınıf mevcudunun sayısı kadar çoğaltınız.

Dr. Sevgi COŞKUN KESKİN*, Engin KAPLAN**

DEVLERİN SAVAŞIQAnkara Savaşı önlenebilir miydi?

* Sakarya Üni., Eğitim Fakültesi, Sakarya** Serdivan Kız Teknik ve Meslek Lisesi, Sakarya

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

25 dk.

25 dk.

20 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencileri 4-5 kişilik gruplara ayırınız.

• Gruplara Çalışma Yaprağı-1’i dağıtınız. Haritaları incelemelerini isteyiniz. Harita 1'de Osmanlı Devleti ile Timur İmparatorluğu'nun komşu olduğuna dikkat çekiniz. Harita 2'de Timur İmparatorluğu'nun yayılma alanlarını inceletiniz ve seferlerin yöneldiği alanlara dikkat çekiniz. Timur'un hem doğuya hem batıya doğru genişlediğini vurgu-layarak bunun gerçeklerini sorgulatınız.

2. Gruplara Çalışma Yaprağı-2'den kestiğiniz mektupları karışık ola-rak dağıtınız. Öğrencilerinizin, mektupları doğru sıraya koymalarını isteyiniz. Savaşın nedenleri hakkında sebep sonuç ilişkisi kurmala-rını sağlayınız. Ardından grupların yaptıkları sıralamayı sınıfla pay-laşmalarını isteyiniz.

3. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-3 A’yı dağıtınız. Bu çalışma yapra-ğı her iki sultanın kişilik özelliklerini çeşitli coğrafyaların insanları-nın gözüyle aktarmaktadır. Öncelikle her bir kaynağın hangi sultan hakkında yazıldığını tespit ettiriniz.

• Ardındanbukaynaklardakiifadelerinhangilerininnispetennesnel-lik, hangilerinin aşırı yorum içerdiğini tespit ettiriniz.

• TimurveBayezid'inözellikleriniözetlemelerinivekısacatartışma-larını isteyiniz.

• Öğrencilerin Çalışma Yaprağı-3 B'deki soruları cevaplamalarını sağlayınız.

4. Grupları dağıtarak ikişer kişilik yeni gruplar oluşturunuz ve Çalış-ma Yaprağı-4’ü dağıtınız. İlgili yönerge kapsamında öğrencilerin düşüncelerini yazmalarını isteyiniz. Sınıf tartışması yaptırınız.

Öğretmene NotMektupların Sıralaması:

A: Timur'un Bayezid'e yazdığı 1. mektup

B: Timur'un Bayezid'e yazdığı 4. mektup

C: Bayezid'in Timur'un 2. mektubuna cevabı

D: Bayezid'in Timur'un 1. mektubuna cevabı

E: Timur'un Bayezid'e yazdığı 3. mektup

F: Bayezid'in Timur'un 3. mektubuna cevabı

G: Timur'un Bayezid'e yazdığı 2. mektup

H: Bayezid'in Timur'un 4. mektubuna cevabı

İŞLE

NİŞ

160De

vlerin

Sav

aşı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

1402 YILINDA OSMANLI DEVLETİ Harita 1

Harita 2

1

1402 YILINDA TİMUR İMPARATORLUĞU

161

Devle

rin S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2MEKTUPLARDAKİ ŞİFREYİ ÇÖZELİM

1. Mektup - Timur'un Yıldırım Beyazid'e mektubu

............... Mektup - ...............

Aşağıda Ankara Savaşı’ndan önce Timur ve Yıldırım Bayezid’ın birbirlerine yazdıkları mektuplar-dan alıntılar vardır. Bu mektuplar 8 adettir. Bunlardan ilkini Timur Bayazıd’a yazmış ve içeriğinde

“Kara Yusuf ile Bağdat Sultanı olan Ahmed Celâyir’in, Osmanlı idaresine sığınma taleplerini kabul et-memesi isteğinde bulunmuştur. Sekizinci mektubu ise Bayezid Timur'a yazmış ve Timur'un antlaşmaya dair mektubunun eline geç ulaştığını, bu sorumlusunun Karamanoğulları olduğunu belirtmiştir. Aşağı-daki mektupları grup arkadaşlarınızla inceleyerek bu mektupları kimin yazdığını bulunuz ve yazılış sı-rasını belirleyiniz. Mektupları okurken her iki hükümdarın ifadelerini göz önünde bulundurarak savaşın nedenleri hakkında çıkarım yapmaya çalışınız.

•Timur'un isteğine karşı Beyazıt sert bir tutum takınarak Osmanlı askerini övmüştür.

2. mektup

•Timur kendisi ile Beyazıt'ın başarısını kayıslamış ve üslubu ilkine nazaran daha da yumuşamıştır.

•Yıldırım'ın üslubu biraz yumuşamış-tır. Fakat yine de Timur'un İslam ülkelerine saldır-masını tasvip etme-mektedir. Kendisi için önemli olanın dünya malından çok Allah yolunda cihat etmek oldu-ğunu ifade etmiştir.

•Timur Yıldırım Beyazid gibi kendisinin de cihat yaptığını vurgulayarak 1. mektubundaki isteklerini vurgulamıştır.

•Yıldırım'ın üslubu yumuşamıştır. Timur'un istediği kişileri ona vermiyeceğini kibarca ifade etmiştir. Ayrıca Timur'dan Sivas üzerindeki etkinliğini azaltmasını istemiştir.

•Timur sert bir üslup takınmış ve barış için kendisine Doğu Anadolu'daki bir kısım şehrin verilmesini istemiştir.

3. mektup 5. mektup 7. mektup

4. mektup 6. mektup

Mektubun Özeti: “...Kara Yusuf ile Bağdat Sultanı olan Ahmed Celâyir’in, Osmanlı idaresine sığınma ta-leplerini kabul etmemesini, bu iki kişiyi yakalayıp aileleri ile birlikte ya kendisine teslim edilmesini, veya öldürülmelerini, ya da ülke sınırları dışına çıkarılmaları..

Timur (İlk Mektup)

“...Şimdiye kadar sulh için çalıştım ve nihayet Sivas’a gelmem söz konusu oldu. Kâfire fırsat vermemek için ve İslam diyarlarını harap etmekten endişe edip, Şam tarafına giderek Mısır azizinden intikamımızı aldık. Sizin hasta olduğunuz hususu ağızlarda dolaşırken, biz bunu fırsat bilip dikkate almadık. Ancak siz fırsat bulunca bize bağlı olan Erzincan’a gelip valimizi rencide ettiniz. ...Biz de güvendik ve sulh için antlaşmaya varılacağı umuduyla birkaç kez mektuplar gönderdik. Ama siz gittikçe artan bir katı tutum içerisinde oldunuz. Tâ ki biz ve askerimiz için kâfir ve kâfirden daha şiddetli kâfirlerdir demeniz sözü her yerde söylenir olmaya başladı. İsteğimiz Erzincan’a varmadan ve askerimiz şehirlerinize girmeden önce Sivas, Malatya, Elbistan, Erzincan ve Kemâh’ın bize bırakıldığını sağlam bir ahit-nâme ile bildirmenizdir. Sulha muhalif değilim ve bağlıyım. Bu sulhun bir sûreti Mekke-i Mükerreme’de Bâbü’l-Harâm’da kapalı muhafaza olunsun ki, kimin bu sulha uyup uymadığı ortaya çıksın.

MEKTUPLARI SIRAYA KOYARKEN AŞAĞIDAKİ İPUÇLARINI KULLANINIZ.

A

B

162De

vlerin

Sav

aşı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

MEKTUPLARDAKİ ŞİFREYİ ÇÖZELİM

............... Mektup - ...............

............... Mektup - ...............

............... Mektup - ...............

“...Zamanın cihan sultanı olan Timur-i Köregen ,Sivas’a gelip yerleşmeyi, bizim Tebrîz’e yöneldiğimize benzeterek tuhaf kıyaslamada bulunmuşsun. Kaldı ki biz, Kefe’den Şirvan’a varıp, o ülkeye asker çıkar-sak, kim mani olabilir? Kıpçak halkı sizden bıkıp usandığı için bizimle beraber olmayı tercih etmektedir. ..Malatya ve Sinop hususundaki iddianız da doğru değildir. Bazı sebeplerden dolayı muhasaradan vaz-geçilmiştir. Yoksa bizim askerimizin azlığı veya sizin askerinizin çokluğundan dolayı olmamıştır. Kas-tamonu ve Karaman hakimlerinin inatları ve o sırada fırsat bulup, bazı vilâyetlerimize saldırmaları, bi-zim Malatya ve Sinop’taki muhasarayı kaldırmamızı zaruri kılmıştır...” “...Osman Bey’in ilk culûsundan itibaren, dört tarafında bulunan kâfirlerle gece-gündüz iki yüzbinden fazla askeriyle cihat etmiştir. Bu saltanat yıldızımız bugün dördüncü tabakaya erişmiş ve şimdiye kadar fethettiğimiz kale ve kasabaların sayısı geçmiş sultanların hayalinden geçmesi dahi mümkün olmamıştır...” “...Bizim nazarımızda; dünya ve içindekilerinin, Allah yolunda cihat etmenin yanında saman çöpü kadar değeri yoktur. Osmanlı aske-rine Abdullâh oğlu demekten fazlasıyla zevk duyarız. Çünkü bütün sahâbe-i kirâmın ataları kâfir iken, kendileri Müslüman oldular. Böyle müslüman olanlar, insafı olmayan müslüman-zâdelerden çok çok üstündürler...” “...Siz Sivas’ı harap idüp, ehl-i İslâm’ın ırzını pâyimâl etdükten sonra ne denile bilir ki! Siz, ilk suçlamayı kendinizden gidermeye uğraşıyorsunuz. Arapça ve Farsça gelen mektuplarınızda sertlik, kabalık, kibir ve gururdan başka bir nesne yoktu. Âl-i Osman, hile ile ülkeleri kendisine mülk edinmemiş-tir. Mektuplarımız akıllı devlet erkânımızla yapılan istişâreler sonrası yazılmıştır...”

“...Ey ihtiyar köpek, tekfurdan daha şiddetli kâfirsin. Mektubunda bizi korkutmak ve hile ile kandırmak istemişsin. Osmanlı sultanlarını, Acem padişahlarına benzetme. Osmanlı askerleri de, ne Kıpçak ülkesi Tatarı gibi sıradan insanlar, ne de Hint toplulukları gibi başı boş, sere serpe avare kalabalıklar değil-dirler. Osmanlı askerleri, Irak ve Horasan askerleri gibi hamiyetsiz ve perişan olmayacak kadar onurlu askerlerdir. Yine sen, Osmanlı askerlerini Şam ve Haleb(Memlûk) askerlerine de benzetmeyesin... “...bu mektup eline geçtikten sonra savaş meydanına her kim ki gelmeyip kaçarsa, onun eşi üç talakla kendi-sinden boş olsun...

Sizin küffârla savaştığınızı biliyoruz. Bu tarafta Gürcü kâfirlerle biz savaşıyoruz. Hem siz hem de bizler bu konuda mutluyuz. Bu durumun sayısız faydaları her iki tarafa olmaktadır. Yazdıklarımızda zerre ka-dar şaibe ve şüphe olamaz. Antlaşma kararı olursa, Mısır’la aramızda olanlardan ıslâh edici olunması isteğiniz uygun görülmemiştir. Çünkü ölen eski Mısır Vâlisi, elçilerimizden Irak ve Acem’in büyük saygı duyduğu Bahaddin Savcı’yı haksız yere öldürdü. “...Bize dost olmayanı, kendinize yakın ve sevdiklerinize dahil etmeyiniz. Saltanat işleri nezâkete bağlıdır. Dikkat edilecek yönleri çoktur...” “...Ahmed Celâyir şimdi Bağdat yakınlarına gelmiş, biz de oraya asker göndermişiz. Tekrar size kaçar gelirse sahip çıkma-yıp, bilâkis yakalayıp bize teslim etmeniz sizden isteğimizdir. Erzincan’a varıp, yerleri tahrip için şimdilik serhadda durularak elçilerinizin gelmesini beklemekteyiz...”

C

D

E

163

Devle

rin S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2MEKTUPLARDAKİ ŞİFREYİ ÇÖZELİM

............... Mektup - ...............

............... Mektup - ...............

8. Mektup - Bayezid

“...Mısır hakimi ile aranızda geçen olaylardan dolayı bizim niyyetimizi doğru anlamamışsınız. Biz arzu etsek Mısır’ı feth etmeye her zaman kadiriz. Ahmet Celâyir tekrar geri Osmanlı topraklarına gelirse, Kara Yusuf ile birlikte ikisini size teslim etmemi istemişsiniz…. Şimdi bu dostunuz feleğin tokadını yemiş bir iki kişiyi himaye etmekle hatırınızı kıracak bir durumda olamaz. …. Muradımız Sivas ve çevresinden elinizi çekmenizdir. Bunu yerine getirmeniz güzel bir işaretinizin gereği olduğu anlaşılacaktır. Ancak her hâlde Allah’ın takdirinden kaçılmaz ve bizim kimseden korkumuz yoktur...”

“...Sen kendini Allah yolunda cihad eden, bizi ise haksız yere kan döken bir kâfir ve beni yeni yetme bir savaşçı saymışsın. Bil ki, ben kırk yıla yakın bir süredir nefsimi cihada adamışım. Bu cihatlar sonunda kaleler ve ülkeler feth ederek, beldeleri kurtarmakla meşgulüm. … Bu mücadeleler esnasında, çok sayı-da kişi bize itaat etmiş ve yolumuzda canlarını feda etmiştir. Siz niçin bize hizmet etmekten kaçıyor, sevgi göstermiyorsunuz? Hem yaşça da senden büyük durumdayım. Bu güne kadar hangi tarafa gittiysem, kısa sürede orayı ele geçirdim. Sivas’ı da kısa zamanda elde ettim. Sen Malatya’yı muhasara ettin, dört ay elde edemedin ve geri dönmek zorunda kaldın. Sinop Kale’sini ne zamandan beridir elde edemedin. Mektubundaki gibi tehdit ve gurura kapılma, akıl yolundan uzak sözlere cesaret etme. Kaldı ki Sivas’ta ele geçirdiğim adamlarınızdan durumunu anlamış haldeyim. Dolayısıyla pek çok Müslümanı rencide et-mek, han ve mallarını harab etmek uygun görülmemiştir. Bu sebeptendir ki, güzel cevap vermeyi yüksek bir iş olarak bil, ülkeni harap etmekten kurtarmış olursun. Bizimle anlaşma yoluna döner, özür dileyen bir ifade ile cevap verirsen, aramızda dostluk ve sevgi olur. Böylece Frenk kâfirine fırsat vermemiş olur, biz de, Sivas’tan çekilerek geri döneriz. Bizim niyetimiz ve meylimiz sizi zayıf düşürerek meşgul etmek, böylece kefere dinine yardım etmek değildir. Bizi ve askerimizi kâfir, dinsiz, sapık itikatlı mezhep sahibi ve çirkin âdetleri bulunmakla itham etme. …. Eğer samimi selâmınızla beraber iyi ifadeler içeren mek-tubunuz gelirse, her iki taraf arasında yumuşama ve sevgi peyda olur. Aksi halde kılıç ortaya çıkınca, kaleme yer kalmaz ve’s-selâm...”

İlgi uyandıran antlaşmaya dair mektubunuz, ben Sivas’a geldikten sonra ulaştı. Ben bu sırada antlaş-ma hazırlığı içerisinde bulunuyordum ki; Nâgâh(vakitsiz saatte) sulha muhalif bir başka mektup Ka-raman fesatları elinden orduyu humâyûnumuza erişti ve antlaşmanın gecikmesine sebep oldu. Devlet erkânımızdan akıllı kişiler bu durumu şöyle değerlendirdiler. İkinci mektup ilk karışık dönem sürecinde yazılarak elçi ile gönderildi. Karaman topluluğu ki eskiden beri ocağımızın düşmanı olmuşlardır, bunlar elçimizi öldürüp, fitne iyice ayyuka çıkıncaya kadar mektubu sakladılar. Musâlaha olacağı ihtimâlini gö-rünce, bu kez bazı rezilleri üzerimize gönderip bizi şüpheye düşürmüşlerdir. Rezillerin eline düşen mek-tubun gecikmesinin sebebi dahi biz olmadığımız hususu malumunuzdur. Bu durumu yaltaklanma olarak görürseniz hayır, asla düşmandan yüz çevirmek âdetimizden değildir. Sulh ve cengin cezası ve mükâfatı buna sebep olan tarafa aittir. Eğer bir kimse fitneye sebep olursa, Allah’u Teâlâ onun cezasını versin...”

Yıldırım Beyazıt (Son Mektup)

F

G

H

164De

vlerin

Sav

aşı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

Kim Olduğunu yazalım!

Nesnellik/Aşırı yorum

..........................

..........................

..........................

..........................

..........................

..........................

..........................

..........................

..........................

..........................

..........................

..........................3

A

Boyu uzun, vücudu heybetliydi. Omuzları geniş, başı büyük ve alnı genişti. Elleri ve ayakları iri, kol ve bacakları ise ol-dukça uzun ve kalındı. Görünüşü acayip ve ürkütücüydü. Su-ratı oldukça asık, sağ eli felçli ve sağ ayağı da topaldı.

Arap Kaynağı (Kaynak A)

Gençliğinde yol kesip, suç işlediği günlerden birinde, koyun çalarken bir çoban tarafından omzundan ve kalçasından vu-rularak topal kaldığı için “Lenk” (Topal) lakabını almıştı.

Arap Kaynağı (Kaynak C)

Ciddî, kararlı, sert ve otoriter bir şahsiyete sâhip olan bu hü-kümdar, kafasına koyduğu bir işi mutlaka yapar ve emirle-rinin kesinlikle yerine getirilmesini isterdi. Emrine en ufak muhalefette bulunanın kanını mübah görür ve hiçbir şey onu kararından vazgeçiremezdi.

Arap Kaynağı (Kaynak D)

Disiplinsizliğe hiç tahammülü yoktu ve en ufak bir hatayı af-fetmezdi. Şakadan hoşlanmaz ve uzak yakın herkese karşı ciddiyetini korurdu. Bu özelliği ile ilgili olarak verilebilecek en iyi örnek, On dördündeki dolunay ve batışından önceki güneş kadar güzel” olan eşi Çolpan hakkında bir söylen-ti duyduğu zaman buna kulak kapatmaması, aksine eşini hemen öldürmesidir. Çünkü O’nun için burada önemli olan duyduğunun gerçek dışı olup olmadığı değil, o sözün bir kere söylenmiş olmasıydı.

Arap Kaynağı (Kaynak F)

Devlet adamları ve Sırp Kralı Lazar’ın kızı olan eşiyle birlikte içki sofraları kurdu. Devlet işlerinden zaman zaman uzak-laştı.

Osmanlı Kaynağı (Kaynak B)

Aşırı derecede sertti ve müsamahakar değildi. Ankara Sa-vaşı sırasında O’nun sertliğinden askeri incinmişti. Askerine hayli insafsızlığı vardı.

Osmanlı Kaynağı (Kaynak E)

165

Devle

rin S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

İçindeki şer ve fesadı dışına hiç belli etmez. Aynı zamanda cesur bir despot, kan dökücü bir zalim, ahlâksız bir sahtekâr, kurnazların en kurnazı, belâların en belâsıydı. Oldukça gad-dar ve sebepsiz yere işkence eden bir kimseydi.

Arap Kaynağı (Kaynak İ)

..........................

..........................

Onun karşısında en akıllı ve en zeki kişiler ne yapacağını şa-şırır, en sabırlı kimseler bile dehşete kapılır, en aziz insan-lar da zelîl olurdu. Dünya onu kabul etmiş, o da yeryüzüne hâkim olarak fesat çıkarmış, canlı cansız her şeyi yok etmiş ve kendisinin tugyan kılıcı bütün yeryüzünü pisliğe boğmuş-tur. İbn Arabşah’a göre O, şeytanın insan vücudunda dolaştı-ğı gibi, bu dünyada dolaşıyor, ülkeleri istilâ ediyor ve beden-leri zehirliyordu.

Arap Kaynağı (Kaynak J)

..........................

..........................

Eğlenceye çok fazla meyli olmadığı halde satranç oynamayı çok severdi. Çünkü satranç onun için bir eğlence değil, ak-sine düşünme kabiliyetini geliştiren bir araç idi. Ayrıca çok sinirlendiği zamanlarda da bu oyunu oynayarak rahatlardı.

Arap Kaynağı (Kaynak K)

..........................

..........................

Müthiş bir sezgi gücüne, derin bir sağduyuya sâhipti. Ayrıca doğru mantık yürütme nedeniyle asla yanılmaz ve görüşle-rinde devamlı isabet ederdi. Bir liderde bulunması gereken bu özelliğinden dolayı insanlar kendisine güven duyar ve onu sürekli takip ederlerdi.

Arap Kaynağı (Kaynak G)

..........................

..........................

İrade sahibi, kararlı ve azimli bir kişiydi. Tereddüde düşme-yen, soğukkanlılığını koruyan bir idareciydi. Çok hızlı ve is-mine layık bir devlet adamıydı.

Osmanlı Kaynağı (Kaynak H)

..........................

..........................

Avrupalı asilzadeler ve şövalyelere bir söylemi şöyleydi: "Et-tiğiniz yeminleri size iade ediyorum. Gidiniz, yeniden ordular toplayınız ve bizim üzerimize geliniz. Bana bir kere daha za-fer kazanmak imkanı sağlamış olursunuz. Zira ben, Allah-ü Teala’nın dinini yaymak ve O'nun rızasına kavuşmak için dünyaya gelmişim."

Osmanlı Kaynağı (Kaynak I)

..........................

..........................

1368’de Belh şehrini hakimiyeti altına almak isterken baca-ğından yaralanmış ve bu olaydan sonra topal anlamına gelen “lenk” eki adına eklenmiştir.

Osmanlı Kaynağı (Kaynak L)

..........................

..........................

Kim Olduğunu yazalım!

Nesnellik/Aşırı yorum

A166

Devle

rin S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

B

Kaynaklara dayanarak aşağıdaki soruları cevaplayınız.

1. Arap kaynaklarının Timur hakkındaki düşünceleri nelerdir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

2. Arap kaynaklarının Bayezid hakkındaki düşünceleri nelerdir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

3. Osmanlı kaynaklarının Timur hakkındaki düşünceleri nelerdir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

4. Osmanlı kaynaklarının Bayezid hakkındaki düşünceleri nelerdir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

5. Bu kaynakların iki sultan hakkındaki yorumlarının farklılık göstermesinin nedenleri neler olabilir? Bu

konuda Çalışma Yaprağı-1'deki haritalar açıklayıcı olabilir mi? Neden?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

167

Devle

rin S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Kendinizi Afrikalı bir tarihçi olarak düşününüz. Ülkenizde bir dergide yayınlanmak üzere Ankara Savaşı hakkında bir araştırma yazısı yazacaksınız. Bu ders boyunca kullandığınız kaynaklara da-

yanarak Ankara Savaşı'nı değerlendiren bir yazı yazınız.

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

168De

vlerin

Sav

aşı

ESNAFLIK ZOR ZANAAT

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Bir meslek birliği olarak loncaların genel özelliklerini farkedecektir.

QQ Birçok öğrenci: Loncaların Osmanlı Devleti'ndeki siyasi, top-lumsal ve ekonomik etkilerini açıklayacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Loncaların Osmanlı Devleti'nde siyasi, top-lumsal ve ekonomik etkilerinin zaman içindeki dönüşümünü açıklayacaktır.

M eslek birlikleri toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını anlamakta önemli bir rol üstle-

nirler. Onların zaman içindeki dönüşümü; toplumsal yapıdaki ekonomik ve kültürel dönüşümlere

parallellik gösterir. "Esnaflık Zor Zanaat" etkinliği, loncaların Osmanlı Devleti’ndeki varlığını ve

etkilerini, zaman içinde yaşanan değişimlerin loncalardaki ve toplumsal yapıdaki yansımalarını öğrencilere

kavratmayı hedeflemektedir. Öğrenciler bu etkinlikte gruplar halinde yazılı ve görsel materyaller üzerinde çalı-

şacak, çıkarımlar, yorumlar ve sınıflamalar yapacaklar. Loncaların zaman içindeki varlığını, değişim ve sürek-

lilik kavramları ekseninde inceleyecek ve ürünler ortaya koyacaklar.

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Loncalar ne idi, ne oldu?

Dersin Amacı:

Loncaların Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna etkilerini, eğitim işlevini, sosyal ve ekonomik hayattaki yerini ve çözülüşünü değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

•Osmanlı Devleti’nin gelişimini etkileyen faktörleri değerlendirir.

•XIV-XV. yüzyıllarda Osmanlı ekonomisinin temel özelliklerini kavrar.

•Osmanlı eğitim sisteminin temel özelliklerini ve işleyişini kavrar.

•Sanayi İnkılabı’nın Osmanlı Devleti’ne etkisini analiz eder.

• ÇalışmaYaprağı-5AveÇalışmaYaprağı-8'ihergrubaikişeradet gelecek şekilde ve diğer çalışma yapraklarını grup sayı-sınca çoğaltınız.

• Kağıt,topluiğneveyapostittedarikediniz.

QLoncalar ne idi, ne oldu?

Gülşen SALGAR TURAL*

* Işılay Saygın Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, İzmir.

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

10 dk.

5 dk.

5 dk.

15 dk.

15 dk.

10 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi 4'erli gruplara ayırınız.

• Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-1’i inceletiniz ve ilgili kısımları doldurma-larını isteyiniz.

2. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız. Her gruba bir rengin adını veriniz ve bu renkle yazılmış paragraftan sorumlu olduklarını söyleyerek, 2’şer soru hazırlamalarını isteyiniz. Dönüt alırken, öğrencilerin diğer grupların sorularını, hazırlanan so-runun içeriğe uygunluğu, zorluk derecesi vb. açılardan eleştirmelerini isteyiniz. Bu uygulama, öğrencilerinizin, eleştirel düşünmenin alt basamaklarından biri olan ilgili bilgiyi ilgisiz bilgiden ayırtetme becerisini geliştirmeye yöneliktir.

3. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. Gruplardan, metni okuduktan sonra 5N-1K di-yagramının boş kısımlarını doldurmalarını isteyiniz. Dönüt alınız.

4. Çalışma Yaprağı-4’ü dağıtınız. Eşleştirme bittikten sonra dönüt alınız ve ilgili soruyu yöneltiniz.

5. Loncalarda mesleki eğitim verildiğini vurgulayarak her gruba 2 adet Çalışma Yaprağı-5 A'yı dağıtınız. Her grup içinde 2 öğrencinin yeşil, 2 öğrencinin mor sütunu okumasını, önemli yerleri işaretlemelerini ve birbirlerine anlatmalarını isteyiniz. İkinci aşamada yeşillerin morlara, morların da yeşillere kendi konula-rını anlatmalarını isteyiniz. Daha sonra her gruba 1 adet Çalışma yaprağı-5 B’yi dağıtınız ve tabloyu doldurmalarını isteyiniz. Dönüt alınız.

5. Çalışma Yaprağı-6 A, B, C, D, E'yi her bir gruba bir tane gelecek şekilde dağıtı-nız. 6 A'daki bilgi notunu öğrencilerinizden birine yüksek sesle okutunuz. Grup-ların ellerindeki minyatürleri sınıfa tanıtmalarını isteyiniz. Ardından aşağıdaki soruyu sorunuz:

• Loncalarındevletvetoplumhayatındakiyerinedir?6. Loncaların iç ticaretin can damarı olduğunu vurgulayarak Çalışma Yaprağı-7’yi

dağıtınız. Metinleri okutarak ilgili sorularla öğrencilerin görüşlerini alınız. (Ka-rikatür: Eksik tartı kullandığı için cezalandırılan bir esnaf tasviri.)

7. Her gruba 2 adet Çalışma Yaprağı-8’i dağıtınız. Öğrencileri ikişerli eşleştirerek yönergeyi uygulayınız.

Öğretmene not: Nedenler renklerle kategorize edilmiştir.1. Kategori: Serbest Ticaret Antlaşmalarının Etkisi (Mavi); 2. Kategori: Sanayi İnkılâbının Etkisi (Yeşil); 3. Kategori: Loncaların geleneksel yapısının etkisi (Turuncu)8. Çalışma Yaprağı-9’u dağıtınız. Öğrencilerin serbest ticaret ortamı ve makine-

leşmenin loncalara etkisi konusundaki grafikleri ve görseli yorumlamasını iste-yiniz.

9. Her öğrenciye A4 kâğıdının dörtte biri büyüklüğünde kesilmiş 4 kâğıt ve 4 toplu iğne (veya post it) dağıtınız. “Loncalar ne idi, ne oldu?” sorusuna siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik açılardan birer cümleyle cevap yazmalarını ve kağıtlarını toplu iğnelerle gömleklerine iliştirmelerini söyleyiniz. Daha sonra sınıfta dolaşarak hem kendi öğrendiklerini arkadaşlarına göstermelerini hem de onların ne öğrendiği-ni görmelerini isteyiniz. Bilmedikleri ya da az öğrendiklerini düşündükleri bilgiyi yazan arkadaşlarından öğrenmelerini sağlayınız. Etkinlik sonunda öğrencilere kendilerinde bulunan bilgileri kaç kişide gördüklerini, arkadaşlarından yeni şeyler öğrenip öğrenmediklerini tartışınız.

İŞLE

NİŞ

170Es

naflı

k Zo

r Zan

aat

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

AHİLERİN ÖZELLİKLERİ

1AHİLERİN ÖZELLİKLERİ

Q Karikatürden yola çıkarak Ahilerin sahip olduğu değerler hakkında neler söyleyebilirsiniz?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

QQ Kaynak 1

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüp-haneler ve Müzeler Müdürlüğü tarafın-dan Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamın-da düzenlenen “Esnaf, Sanatkâr-Ahilik Kültürü" konulu karikatür yarışmasında birinci olan Muammer Kotbaş karikatürü (14 Ekim 2008).

Kaynak: www.karikaturculerdernegi.org.

QQ AHİLİK HAFTASI

Ahilik Haftası, her yıl Eylül ayının üçüncü haftasında kutlanır. Kutlamalar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın koordinasyonunda, tüm illerde valilikler, yerel yönetimler, üniversiteler, esnaf

ve sanatkârlar odaları birlikleri ve üye odalar, ticaret odası, sanayi odası veya ticaret ve sanayi odaları ile esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatiflerinin katılımlarıyla yapılır. Kırşehir ili kutlamaların merkezidir.

Kaynak: 13.08.2008 tarih ve 26966 sayılı Resmi Gazete

http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr

BİLGİNOTU

171

Esna

flık

Zor Z

anaa

t

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

“Ahi” kelimesi, Arapça “kardeşim” anlamına ge-lir. Ahiler, bir sanat ve meslek topluluğu olmakla beraber cömertlik, muhtaçlara yardım, zulüm gö-renleri koruma gibi yönleriyle de tanınmışlardır. Bazı kaynaklar ahi kelimesinin Türkçede eli açık, cömert anlamına gelen “akı” kelimesinden geldi-ğini savunur.

Anadolu’da Ahilik, XIII. yüzyılda Konya ve Kayseri’den sonra Kırşehir’e yerleşerek dericilik zanaatı ile uğraşan Azerbaycan doğumlu Ahi Evran (1171-1261) tarafından kurulmuştur.

Ahi unvanı sadece erkeklere mahsus değildi. Dernschwamm’a göre köylerde ve şehirde özel-likle kadınlar tarafından tiftik eğrilerek iplik haline getirilmekte ve satılmaktaydı. Bacıyan-ı Rum deni-len kadınlar, kimsesiz genç kızların himayesinden ve eğitiminden sorumlu olmuşlar; kimsesiz yaşlı kadınların bakımı ile de ilgilenmişlerdir.

Avrupa’daki esnaf ve sanatkârlar, XII. yy. sonların-dan itibaren birlikler oluşturmaya başlamıştır. Din, dil, coğrafi bölge ve içinde bulundukları toplumun dokusu bakımından farklı olmalarına rağmen, Ahi-ler ile Avrupa’daki esnaf örgütlerinin birbirinden faydalanmış, örnek almış ya da etkilenmiş olması çok muhtemeldir.

Osmanlı Devleti’nde Ahilik teşkilatının yerini, XIV. yüzyıldan itibaren zamanın ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilecek özellikler taşıyan loncalar almış-tır. İtalyanca “toplantı yeri” anlamına gelen “log-gia” kelimesinden türeyen loncalar, esnaf arasın-daki kaideleri belirler, kalite kontrolü ve standarda büyük önem verirlerdi.

Önceleri sadece Müslümanlardan oluşan loncalar, Osmanlı Devleti’nin hakimiyet alanı genişledikçe gayrimüslimlere de açılmış, gayrimüslimler son-radan ayrı lonca kurmuşlardır.

NE SORALIM?

QQ Kaynak 1: AHİLİK ve LONCALAR* NE SORALIM?

Her renk kutucuğunun karşısına, metinde aynı renkle be-lirtilen cümlenin cevap olarak verileceği bir soru bulunuz.

* Kaynak: N. ÇAĞATAY, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik (Ankara 1997); Murat ŞEN, “Osmanlı Devleti’nde Sosyal Güvenlik”; A. Akgündüz-S. Öztürk’ün “Osmanlı Devleti’nde Esnafın Kümeleştiği Teşkilatlar Var Mıydı? Esnaf Hakkını Nasıl Arıyordu?"; www.kto.org.tr’; www.ahiyad.org.

N. ÖZERKMEN, Ahiliğin Tarihsel ve Toplumsal Temelleri, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/23/123.pdf, www.tarih.gen.tr.

M. Ali HACIGÖKMEN, Ankara Ahilerinin Ticarî Faaliyetleri ve Baciyân-i Rûm Hakkında Bir Araştırma, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/23/123.pdf

172Es

naflı

k Zo

r Zan

aat

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

AHİLER VE KURULUŞ

5N- 1K DİYAGRAMI

Ahilerin, Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde gösterdikleri katkılarını aşağıdaki diyagrama uygun bir şekilde işleyiniz.

Kaynaklar: A. SAYDAM, Osmanlı Medeniyeti Tarihi, 1995, s. 194. Y. EKİNCİ, Ahilik, 1989, s. 31.

QQ Kaynak 1: AHİLERİN OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞUNA ETKİLERİ

Ahilerin, Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu bölgelerde çok önemli roller oynadıkları, fetihlerin gerçek-leşmesinde büyük gayretleri olduğu bilinmektedir. Ahiler, Osmanlı ordusuna yalnız örgütlü ve imanlı

savaşçı sağlamakla kalmayıp, halk arasında dinî ve sosyal fikirleri propaganda etmekle de uğraşmışlardır. Şehrin çoğunluğunu oluşturan esnaf ve sanatkarlar, aldıkları terbiyeye, disipline ve ahlak anlayışına uygun olarak şehir halkının diğer zümrelerini de etki altına almışlardır.

Ahiler, yeni gelenlerle yerli halkın kaynaşmasını sağlayarak fetih işlerini kolaylaştırmışlar, Rum ilinin (Ana-dolu) İslâmlaşmasında büyük rol oynamışlardır.

Ahilerin bir araya geldikleri zaviye denilen yerlerde dışarıdan gelen misafirlerin de konaklama ile ilgili tüm ihtiyaçlarının karşılandığını belirten ortaçağın ünlü gezgini İbn-i Battuta, seyahatnamesinde “Ahiler bulun-dukları yerlerdeki zorbaları yola getirir, herhangi bir nedenle zorbalara katılan kötüleri ortadan kaldırırlar. Bu gibi konularda Ahilerin dünyada eşi benzeri yoktur.” demiştir.

NE ZAMAN?

....................................

NEREDE?

....................................

NİÇİN?

....................................

NASIL?

....................................

NE YAPIYOR?

Osmanlı Devleti'nin Kuruluşuna

Katkıda Bulunuyor

KİM?

Ahiler

173

Esna

flık

Zor Z

anaa

t

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4EŞLEŞTİRME-KARTPOSTALLARDA OSMANLI ESNAFI

Meslekler: Sakalık, Şer-betçilik, Çömlekçilik, Ka-saplık, Berberlik, Kundura-cılık, Hallaçlık, Hammallık, Arzuhalcilik

Günümüzde bu mesleklerden hangileri varlığını sürdürüyor?

EŞLEŞTİRELİM

1. Görsellerin yandaki kutucukta belirtilen mesleklerden hangi-siyle ilgili olduğunu bulunuz ve görsellerin altına yazınız.

İzmir Kartpostalları (1900), www.gittigidiyor.com,www.ekitap.eyup.bel.tr.

1. ..................................................... 2. ..................................................... 3. .....................................................

4. ..................................................... 5. ..................................................... 6. .....................................................

7. ..................................................... 8. ..................................................... 9. .....................................................

19. yy. Osmanlı esnafını gösteren kartpostallar.

174Es

naflı

k Zo

r Zan

aat

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

QQ Kaynak 1: LONCALARDA MESLEKİ EĞİTİM

Osmanlılarda mesleki eğitim, üretimin bir öğesi olarak görülürdü ve belli standart-

lara bağlanmıştı. Loncalarda iki şekilde eğitim verilirdi:

İş dışında verilen eğitimde dinin esasları, oku-ma-yazma, insanlık terbiyesi, temizlik, düzen, cömertlik, namuslu ve şerefli olmak, ilahiler, şiirler, raks, kıssalar vb. öğretilirdi.

İş başında verilen eğitim ise çarşı ve bedes-tenlerde verilir, namaz saatinde dükkân kapat-ma gibi zaman ve düzen alışkanlığı, dürüstlük, müşteriye saygı gösterme ve onu aldatmama, üretimi artırma, komşu esnafın da kazanması-nı isteme gibi tutum ve davranışlar geliştirmek amaçlanırdı.

Bir gencin meslek hayatının ilk kademesi, 10 yaşına kadar olan çocukların velisi tarafından ustaya bir sanat öğrenmek maksadıyla verilme-siyle başlayan “Yamaklık” idi. Bir baba veya veli, çocuğunu bir sanata vereceğinde, ‘‘Eti senin kemiği benim’’şartı ile teslim ederdi. Ücretsiz olarak 2 yıl yamaklık yapanlar, özel bir törenle süresi yaklaşık 3 yıl olan (1001 gün) çıraklığa yükselirdi.

Süresini dolduran çıraklar, usta ve kalfasının yaptığı bir imtihanla kalfalığa yükseltilirdi. Ge-nellikle 3 yıl sonra kalfa, ustalığa yükselmek için kendi sanatı ile ilgili bilgi ve becerilerini us-talar topluluğuna sunar, beğenilirse “peştamal kuşanma” denilen törenle ustalığa yükseltilir ve törende kendisine nasihatte bulunulurdu. Usta olmayanlar iş yeri açamazdı. İş yeri açma yetkisine “gedik” denirdi.

www.iesob.org.tr/index. www.karamankulturturizm.gov.tr/kulturMd

E. ÇINAR., “XIX. yy’da Osmanlı’da Mesleki ve Teknik Eğitim”, www.os-ar.com.

QQ Kaynak 1: GÜNÜMÜZDEKİ MESLEKİ EĞİ-TİM KANUNU

Mesleki eğitimin amacı, eğitime katılan-ların mesleği ile ilgili bilgi, beceri ve iş

alışkanlıklarını kazandırmanın yanı sıra milli eğitimin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak iyi bir vatandaştan beklenen davranışları kazanmasını, genel kültür edinmesini, çalışma hayatına uyumunu sağlayacak tutum ve davra-nışlar kazanmasını sağlamaktır.

14 yaşını doldurmuş ve 19 yaşından gün alma-mış, en az ilköğretim mezun olan ve mesleğini yapmaya engel bir sağlık sorunu olmayan öğ-renciler, haftada 8 saatten az olmamak üzere, genel ve meslekî eğitim görürler. Genel (teo-rik) eğitim okul ve kurumlarda veya işletmele-rin eğitim birimlerinde, mesleki/beceri eğitim ise işletmelerde verilir.

Ülkemizde Çıraklık Eğitim Merkezleri’nde ve-rilen eğitimin “aday çırak, çırak, kalfa, usta ve usta öğretici” olma aşamaları vardır. Beceri eğitimi verilen işyerinin sahibi, aday çırağı ve çırağı çalıştırmaya başlamadan önce bunların velisi veya vasisi veya reşit ise kendisi ile yazılı çıraklık sözleşmesi yapmak zorundadır. Çırak-lığa bir deneme dönemi ile başlanır. Bu bir ay-dan az, üç aydan fazla olamaz. Çıraklık süresi ise en az iki, en çok dört yıldır.

Bundan sonra kalfalık sınavlarına girilir. Kalfa olanlar, ustalık kursunu bitirdikten veya mes-leklerinde 5 yıl çalıştıktan sonra ve 22 yaşını doldurmuş olmak kaydıyla ustalık sınavlarına katılır ve ustalık belgesi alırlarsa dükkân açma hakkına sahip olur.

3308 Sayılı Meslekî Eğitim Kanunu’ndan derlenmiştir.

A- MESLEKİ EĞİTİM: DÜN-BUGÜN175

Esna

flık

Zor Z

anaa

t

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5B- DÜN NEYDİ BUGÜN NE?

İncelediğiniz metinlere göre Osmanlı Devleti’nde loncalarda verilen eğitim ile günümüzün mesleki eğitim kuruluşlarında

verilen eğitim arasındaki benzerlik ve farklılıkları tabloya yazınız.

DÜN NEYDİ BUGÜN NE?

LONCALAR MESLEKİ EĞİTİM MERKEZLERİ

Eğitim aşamaları

Eğitim verilen konular

Ebeveyn yaklaşımı

Ustalığa geçiş

Dükkân açma hakkı

176Es

naflı

k Zo

r Zan

aat

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

A- ŞENLİKLERDE LONCALAR

QQ Kaynak 1: Nakkaş Osman’ın “Surname-i Hümayun” adlı eserinden 1582’de III. Murat’ın oğlunun sünnet düğünü şenliklerinde mimarlar loncasının ge-çit törenini gösteren bir minyatür (www. ahilik.gen.tr).

Osmanlı Devleti’nde saray şenlikleri, hükümdar ve saray ile ilgili doğum, evlenme, şehzade-lerin sünneti, tahta geçme, zaferler, savaşa gidiş, fetih, önemli bir elçi veya konuğun gelişi

gibi önemli olaylar sebebiyle düzenlenir, günlerce halkla birlikte kutlanırdı. Bu gösterilerde ya-bancı devletlerin elçileri gibi padişaha hediye sunan; halka yaptıkları mallardan dağıtan esnaflar bir çeşit geçit töreni düzenler; yaptıkları üretimi ve malları sergilerlerdi. Esnafa dansçılar ve soytarılar da eşlik eder, halkı eğlendirirlerdi.

M. Ebru ZEREN, Gözde SAZAK, "Osmanlı Minyatürlerinde Kasaplık",http://www.actaturcica.com/sayi6/III_2_4.pdf

BİLGİNOTU

177

Esna

flık

Zor Z

anaa

t

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IB- ŞENLİKLERDE LONCALAR6 QQ Kaynak 2: Levni, Sürname-i Hümayun, Bahçıvanlar Loncasının Geçişi.

N. SAKAOĞLU, Nuri AKBAYAR, Binbir Gün Binbir Gece, Denizbank Yay., 1999.

178Es

naflı

k Zo

r Zan

aat

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

C- ŞENLİKLERDE LONCALAR

6QQ Kaynak 3: Satış Yapan Esnaflar.

Zafer TOPRAK, İstanbul, İTO, 2. Baskı, Mart 2003.

179

Esna

flık

Zor Z

anaa

t

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

ID- ŞENLİKLERDE LONCALAR6 QQ Kaynak 4: Esnaf Alayları.

Zafer TOPRAK, İstanbul, İTO, 2. Baskı, Mart 2003.

180Es

naflı

k Zo

r Zan

aat

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

E- ŞENLİKLERDE LONCALAR

6QQ Kaynak 5: Şişeciler Loncasının Geçişi.

İstanbul and the Grand Bazaar, Kültür Bakanlığı Yay., İstanbul, 2007.

181

Esna

flık

Zor Z

anaa

t

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I7ÜRETİCİ VE TÜKETİCİYİ BULUŞTURAN MEKÂNLAR

QQ Kaynak 1: ESNAFIN EVİ: ARASTA, ÇARŞI, HAN

Merkez çarşıda Osmanlı kentinin hayat damarları atmaktadır. Kadın, erkek ve tüm sosyal gruplara tüm dil ve şiveleriyle burada rastlanır. Pazar, açık havada yer alan haftalık çarşıdır. Çarşının ortasına, kalın duvarlı, kolonlu dikdört-gen bir yapı olan bezestan (bedesten) yerleştirilir. Dükkânlar, bunun etrafında halkalaşarak, sürekli açık olan çarşı ve kent halkına belli günlerde hiz-met veren pazaryeriyle birbirini tamamlar. Bedes-ten, kıymetli parçaların korunması nedeniyle, tica-retin merkez bankası ve parasal düğümüdür. İlk Osmanlı bedesteni Orhan Bey zamanında Bursa'da kurulmuştur. Yıldırım Beyazid, 1400'de aynı Bedes-teni genişletmiştir. İstanbul Cevahir Bedesteni ise 1461’de kurulmuştur. Çarşı, Osmanlı ticaretinin perakende satış merke-zidir. Toptancı farklı bölgelerde üretilen malı tartıp kayıtlara geçtikten sonra “kapan”lara getirir. Kapan; un, zeytinyağı ve bal gibi yiyeceklerin toptan indirildi-ği ve geçici olarak depolandığı yerdir. Katır ve mer-keplerle kapanlara gelen mal, buradan konaklama olanağı da veren hanlara ulaştırılırdı. Dağıtım, esnaf kethüdası ya da yiğitbaşı gözetiminde yapılırdı. “Arasta”, ordu pazarı da denilen, seferde sadece asker eşyası ve donanımı satan seyyar/geçici çar-şılardır.

www.kapalicarsitarihi.com

QQ Kaynak 2: ESNAFA VERİLEN CEZALAR

Esnaf ahlakına uymayan ve standart harici mal üre-ten Osmanlı esnafı, loncada “ustalar kurulu” tara-fından cezalandırılır, mahkemelik bir iş varsa kadı-ya sevk edilirdi. Suçun derecesine göre faaliyetten men etme, medeni ilişkileri (selam ve yardımlaşma gibi) kesme, dayak, para, ikna ve nasihat, hapis, mallara el koyma gibi cezalar da vardı. Standarda uymadığı için yaptığı pabuçlar dama atılan pabuç-çu, “pabucu dama atılmak” tabirinin doğmasına sebebiyet vermiştir.

Uygulanan bazı cezalara örnekler: Sattığı süte su katan sütçü kuyuya basılır, bozuk terazi kullananlar ibret-i alem için çarşı-pazar dolaştırılır, ekşi pek-mez satanın pekmezi başına geçirilir, sahte mal üretenler meslekten çıkarılırdı.

Abdullah SAYDAM, Osmanlı Medeniyeti Tarihi, s. 136, Trb 1995; Yusuf EKİNCİ, Ahilik, 1989, s.66; Ekrem Buğra

EKİNCİ, “Esnaf Olmak Kolay mı?” 16 Temmuz 2008, www.turkiyegazetesi.com, www.os-ar.com.

“Carlo Bossoli, İstanbul Kapalı Çarşı, Sulu Boya Çalışması, 1845”

Kaynak: http://img154..imageshack.us

Üretici ile tüketiciyi buluşturan günümüz-deki mekânlar ile Osmanlı Devletindeki

mekânlar arasında ne gibi farklar ve benzer-likler vardır?

Yukarıdaki karikatürde 16. yy Osmanlı Devleti’nde cezalandırılan bir esnaf tasvir

edilmiştir. Sizce bu esnaf hangi suçu işlemiş olabilir?

Karikatür: Necdet SAKAOĞLU, "Osmanlı’da Suç ve Ceza", Popüler Tarih, Kasım 2000,

www.ankahukuk.com

182Es

naflı

k Zo

r Zan

aat

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİ-LONCALAR ÇÖZÜLÜYOR

8

Loncalar 1912’de resmen kapatılmıştır. Bu sürecin analizini yapmak ister misiniz?

1. Renkli kutucuklarda bulunan Nedenler, altındaki Sonuçlar kutusunda yer alan hangi madde veya maddeleri doğurmuş olabilir? Madde numaralarını ilgili kutucuğa yazınız.

2. Sizce “nedenler” kutucuklarının renklerinin bu şekilde kullanılmasının bir anlamı var mı?

1. Esnafın mesleki ve ahlaki anlayışı değişti. 2. Yabancı tüccarlar, Osmanlı Devleti içinde diledikleri malların üretimini ve dağıtımını yapmaya başladı.3. Osmanlı tüccarları kendi ülkelerinde, Avrupalı tüccarlar karşısında eşit olmayan koşullarda çalışıyorlardı.4. Batıdaki teknik değişimler, Osmanlı Devleti’nde de çoğunluğu gayrimüslim olan yerli girişimcilerin açtık-

ları yeni fabrikalar aracılığıyla kısa sürede yaygınlaştı.5. Geleneksel el tezgâhlarıyla ile işleyen loncalar, sanayileşen/makineleşen batı ile rekabet edecek üretim

artışını gerçekleştiremedi.6. Osmanlı pazarına düşük kaliteli fakat ucuz Avrupa malları girdi. 7. El tezgâhları ve atölyelerden geçinenler, fabrika işçisi olarak çalışmaya başladı. 8. Lonca dışı üretim tarzları gelişti. 9. Özellikle şehirlerde üretimde modern teknolojiden yararlanamayan zanaatkârlar işlerin yavaş yavaş kesil-

mesiyle çırakları işten çıkarmaya başladılar, bir süre sonra kendileri de işsiz kaldılar.

Kaynaklar: Cevdet KIRPIK, "Osmanlı Devleti’nde İşçiler ve İşçi Hareketleri (1876-1914)", Doktora Tezi, Ispar-ta, 2004; Sevilay KAYGALAK, "Kapitalistleşme Sürecinde Bir Osmanlı Anadolu Kenti: Bursa, 1840-1914", Doktora Tezi, Ankara, 2006; Songül ULUTAŞ, "Şer’iye Sicillerine Göre Tarsus’ta Ekonomik Yapı (1839–1856)", Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2006; Murat ŞEN, “Osmanlı Devleti’nde Sosyal Güvenlik: Ahi Birlikleri, Loncalar ve Vakıflar”. Yukarıdaki kaynaklardan derlenmiştir.

QQ SONUÇLAR

QQ NEDENLER

Özellikle evlerde kurulan tezgâhlarda yapılan üretim tarzında yoğun bir kadın emeği vardı ve bu kadınlar da loncaya tabi değillerdi.

Ticaretin gelişmesiyle lon-ca üretiminden farklı ola-rak genellikle uluslar arası ticaret yapan bir tüccarın sağladığı hammaddeyle ev-lerde üretilen malların yine tüccara teslim edilmesi yo-luyla ticareti yapılıyordu.

1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması’na göre; İngiliz tüccarlar Osmanlı ülkesi-ne girdiklerinde bir defaya mahsus % 5 gümrük vergi-si ödeyecek, yerli tüccar ise % 12 vergisi ödeyecekti.

16. yy sonlarında kendi-lerine esnaflık hakkı veri-len yeniçerilerin birçoğu, muhtesip ve kadıların de-netiminden kaçıyor, esnafı kendileri ile kârı bölüşme-ye zorluyordu.

Osmanlı Devleti’nde kuru-lan fabrikalar, merkez ve merkeze yakın yerlerdeydi. Dolayısıyla bu sanayileşme girişimi taşraya çok fazla yansımadı.

Bazı malların üretim ve dağıtım hakkı Osmanlı Devleti’ne veya yerli tüc-cara ait iken, 1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması ile bu tekel kaldırıldı.

Kentlere göç ederek es-naflık yapmaya başlayan köylüler, usta-çırak iliş-kisi içinde mesleki eğitim almadıkları için loncalara kabul edilmiyor, dolayısıyla loncaların koyduğu kural-lara da tabi olmuyorlardı.

Fransa’da 1824’te ham ipeğin kozadan çekilmesi işlemi, elle çalışan man-cınıklar yerine buhar gücü ile çalışan fabrikalarda ya-pılmaya başlandı.

16. yy’dan itibaren kapitülas-yonların da etkisiyle Avrupa ile ekonomik ilişkiler geliş-meye başlamıştı. 1838-1846 arasında ise İngiltere’den sonra diğer Avrupa devletle-riyle de serbest ticaret ant-laşmaları imzalandı.

Hammadde dağıtımı, mal-ların nerede, hangi fiyattan satılacağı; zanaatkâr sayı-sı ve bunların gedik deni-len sistem gereği dükkân açabilme yetkisi, dükkân sayısının artırılıp artırılma-yacağı konularına lonca üst kurulu karar verirdi.

183

Esna

flık

Zor Z

anaa

t

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I9QQ SERBEST TİCARET VE LONCALAR

QQ MAKİNELEŞME VE LONCALAR

GRAFİK YORUMLAMA- LONCALAR ÇÖZÜLÜYOR

Grafik 1’de serbest ticaret ve öncesindeki ortamda bazı el tezgâhlarının sayıları verilmiştir. Bu verilere göre serbest ticaret ortamında yerli üretimin durumu ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Sizce el tezgâhları ve küçük atölyeler, fabrikalara niçin direnememiş olabilir?

1. Aşağıdaki grafikte makineleşme ile loncaların kapanışı arasındaki ilişki gösterilmiştir.

2. Bu ilişkiyi gösteren korelasyon cümlesini yazınız. Cümledeki yargıyı doğru buluyor musunuz? Niçin?

GRAFİK 1. 1868 Islah-ı Sanayi Ko-misyonu raporuna göre Üsküdar’da bulunan el tezgâhlarının 30 yıl önce-sine göre sayısı.

Veriler www.ahmetdursun374.blogcu.

com’dan alınmıştır.

Korelasyon Cümlesi:

GRAFİK 2. Makineleşme ve Loncaların Kapanışı Arasındaki İlişki.

Loncaların kapanışı

Mak

inel

eşm

e

0

500

1000

1500

2000

2500

3000

2750

350

60

25

4

8

1838 YILI 1868 YILI

Hereke Dokuma Fabrikası, 19. yy.www.osmanli700.gen.tr

184Es

naflı

k Zo

r Zan

aat

OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E TÜRKİYE’DE BAŞLIĞIN DEĞİŞİMİ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Şapka değişikliklerinin Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal dönüşümün sembollerin-den biri olduğunu kavrayacaktır.

QQ Birçok öğrenci: Şapka değişiklikleri ile sembolize edilen top-lumsal değişikliklerin gerekçelerini değerlendirecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Şapka değişiklikleri ile sembolize edilen toplumsal dönüşümlerin gerekçeleri ile dönüşüme gösteri-len direnci ilişkilendirebilecektir.

Büyük dönüşümleri bazen küçük nesneler ve küçük hikâyeler temsil edebilir. Osmanlı Devleti’nin mo-

dernleşme anlayışını, dönemler boyunca geleneğin ve yenilik anlayışının çatışmalarını, bütün bunların

siyasal ve toplumsal hayattaki yansımalarını “Şapka” örneğinden yola çıkarak incelemek mümkün-

dür. Yenilikçi tarih öğretmenleri, bu tür sembol, nesne ve hikâyeleri derslerinin merkezine alırlar. Bu etkin-

lik, Şapka’nın Osmanlı Devleti'nde resmi konumunun ve Osmanlı toplumunda değişen algılanma biçimlerinin,

farklı kanıtların sorgulanması yoluyla analiz edilmesini içeriyor. Kanıtlar, Padişahın resmi bir buyruğu olabildiği

gibi, Selma Ekrem’in yazdığı günlükde olabilir. Üstelik bu geniş kanıt yelpazesi, Cumhuriyetin ilk yıllarını ve

günümüzü de içeriyor ve bizi bir Türk modernleşmesi yolculuğuna çıkarıyor.

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Osmanlı Devleti’nde şapkalar neden değişiyordu?

Dersin Amacı:

Osmanlı Devletinde yaşanan modernleşme çabalarını ve gösterilen direnci şapka örneğinden yola çıkarak değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Tanzimattan sonra Osmanlı toplumunda meydana gelen değişimi analiz eder.

• Çalışma Yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

• Karton, makas ve yapıştırıcı temin ediniz.

• Dersten önce kırmızı kartondan temsili bir fes yapınız.

QOsmanlı Devleti’nde şapkalar neden değişiyordu?

Dr. Cevdet KIRPIK*

* Erciyes Üni., Eğitim Fakültesi, Kayseri.

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

5 dk.

10 dk.

8 dk.

10 dk.

7 dk.

3 dk.

7 dk.

7 dk.

8 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilere aşağıdaki soruları sorarak kısa cevaplar alınız. Kıyafet seçimize kim karar verir? Kıyafet seçerken neye dikkat edersiniz? Ya başlıklar? Başlığınızın seçimine kim karar verir? Günümüzde devle-tin insanların başlık seçimine müdahalesi söz konusu mu?

2. Öğrencileri 3-4 kişilik gruplara ayırınız. Herbir gruba Çalışma Yaprağı-1’i dağıtınız. Soruları cevaplamalarını isteyiniz.

3. Çalışma Yaprağı-2 yi gruplara dağıtınız. Soruları cevaplamalarını isteyiniz.

4. Bu aşamada öğretmen bir fes giyip II. Mahmut rolüne bürünerek öğrencilerden kendisine fesle ilgi sorular sormalarını ister ve bun-ları cevaplar.

5. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtarak öğrencilerin okumalarını ve soruyu cevaplandırmalarını isteyiniz.

6. Çalışma Yaprağı-4’teki Rol Kartları'nı keserek her bir gruba bir tane gelecek şekilde dağıtınız. Gruplardan kendilerine verilen kartı okumalarını isteyiniz.

7. Bir öğrencinizi gazete muhabiri seçiniz ve gruplara fesin kabulüne dair görüşlerini sormasını isteyiniz. Grupların kendilerine dağıtılan rol kartlarındaki bilgilere göre cevap vermelerini sağlayınız. Fesin önemini genel anlamda değerlendiriniz.

8. Öğrencilerinize şu yönergeyi veriniz: XIX. yüzyılın sonunda bir padi-şah olduğunuzu hayal edin. İstihbarat birimlerinin getirdiği haber-lere göre memurlar, dedeniz II. Mahmut’un giyilmesini emrettiği ve artık adeta Osmanlılıkla özdeşleşmiş bir başlık olan fesin yerine şapka giymeye başladılar. Ne yapardınız? Öğrencilerin grup içinde tartışarak bir karara varmalarını isteyiniz. Grup sözcülerinin grup kararlarını tüm sınıfla paylaşır.

9. Çalışma Yaprağı- 5’i gruplara dağıtınız. Metin ile ilgili soruları ce-vaplamalarını isteyiniz.

10. Çalışma Yaprağı-6’yı gruplara dağıtarak ilgili soruları cevaplama-larını isteyiniz.

11. Çalışma yaprağı-7’yi gruplara dağıtarak ilgili soruları cevaplama-larını isteyiniz.

12. Çalışma yaprağı-8’i gruplara dağıtınız ve ilgili soruları cevaplama-larını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

186Os

man

lı’da

n Cu

mhu

riyet

’e T

ürki

ye’d

e Ba

şlığ

ın D

eğiş

imi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

1. Resimde ne anlatılmak isteniyor?

2. Sarık, fes ve şapka neyi temsil etmektedir?

3. Farklı başlık giyenlerin yüzlerinde nasıl bir değişim meydana gelmiştir?

4. Resmi yapan çizer ne anlatmak istemiş olabilir?

Çizer: Alper SEVEN

187

Osm

anlı’

dan

Cum

huriy

et’e

Tür

kiye

’de

Başl

ığın

Değ

işim

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2QQ Kaynak 1: SADRAZAM SELİM MEHMET PAŞA’NIN FESİN KABULÜNE DAİR SULTAN II. MAHMUT’A

SUNDUĞU TAKRİR

QQ Kayhak 2: SULTAN II. MAHMUT’UN HATT-I HÜMAYUNU

Asâkir-i Mansure’nin giydiği şobara denilen başlıklar güneş, yağmur ve yaşa dayanmayıp kısa zamanda yıpranmaktadır. Bu nedenle gelecek yıl verilecek başlığın uygun bir başlık olması gerekmektedir. Başlı-ğın tayini için dün Şeyhülislam’ın dairesinde özel olarak toplandık. Toplantıya mevcut Şeyhülislam, eski Şeyhülislamlar, Serasker Paşa, Kaptan Paşa ve âyandan bazı kişiler, bazı yetkililer ile müderrislerden Ahıskalı Ahmed Efendi, Akşehirli Hacı Ömer Efendi, Türkmenzade Ahmed Efendi katıldı. Yeni başlık için şu sıralar Mısır ve Hicaz taraflarındaki askerlerin giymekte olduğu fes gündeme geldi. Fesin Müslüman-lar tarafından eskiden beri giyilmekte olduğu hatta Mekke Şerifi’nin askerlerinin de fesli olduğu belirti-lerek akla ve İslam’a uygun olduğu konusunda şüphe bulunmadığı kanaatine varıldı. 1827.

İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI, “Asâkir-i Mansure’ye Fes Giydirilmesi Hakkında Sadr-ı Azâmın Takriri veII. Mahmud’un Hatt-ı Hümayunu,” Belleten, cilt: XVIII,1954, sayı:69, s.227-229.

(Kısaltılarak düzenlenmiştir.)

Meclis kararını içeren takririn tarafımdan incelendi. Başa fes giymek İslamiyet’e aykırı değilse de bu konuda herkesin fikir birliği içerisinde olması isabet oldu. Fesin tedariki Tunus ve Cezayir yöneticilerine havale olunsun. Asâkir-i Mansure’nin beş vakit namaz kılmasına, din ve diyanetlerini öğrenmelerine özel bir önem verilsin. Fes giymenin İslamiyet’e uygun olduğu konusunda herhangi bir şüphe olmasa da her kim bunun tersine bir şey söylerse haddi bildirilsin. Allah yüce devletimizi kuvvetli ve mübarek etsin. Amin. 1827.

İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI, “Asâkir-i Mansure’ye Fes Giydirilmesi Hakkında Sadr-ı Azâmın Takriri veII. Mahmud’un Hatt-ı Hümayunu,” Belleten, cilt: XVIII,1954, sayı:69, s.227-229.

(Kısaltılarak düzenlenmiştir.)

1. Hatt-ı Hümayun’un yayınlanma amacı neydi?

2. Neden din adamlarının görüşlerine önem veriliyor?

3. Askerlere namaz kılmaları emri verilmesinin sebebi ne olabilir?

4. Hatt-ı Hümayun kimler için geçerlidir?

Sözlük

Takrir: Sadrazama tarafından padişaha yazılan ve bir konuyu etraflıca anlatan resmi yazı.

Hatt-ı Hümayun: Padişahların çoğu kez kendi el yazısıyla yazdıkları yazılı emirleri.

188Os

man

lı’da

n Cu

mhu

riyet

’e T

ürki

ye’d

e Ba

şlığ

ın D

eğiş

imi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

QQ Kaynak: FES NEDEN KABUL EDİLDİ?

1. Fesin Osmanlıda zorunlu hale getirilmesinin sebepleri nelerdir?

“Fes Osmanlı toplum hayatına II. Mahmut zamanında girmişti. Osmanlı Devleti, son dönemlerinde siyasi bir varlık olarak eski gücünden çok şey kaybetmiş, çeşitli iç ve dış tehlikelerle karşı karşıya kalmıştı. Fransız İhtilali'nin etkisiyle içte kendi vatandaşlarınca tanın-mamaya, tehdit edilmeye başlamıştı. Devletin bu bu-nalımı aşmak ve varlığını ispat etmek, velhasıl “ben de varım” diyebilmek için yaptığı girişimlerden biri de nişan, arma ve bayrak gibi bir takım simgeleri ön pla-na çıkarmak oldu. Bu simgelerin en önemlilerinden biri de festi.

Öte yandan XVIII. yüzyılın sonundan XIX. yüzyılın ba-şına doğru gelindiğinde toplumda ayrıcalıklı grupları ve devleti rahatsız eden canlı bir toplumsal değişim yaşanmaktaydı. Toplumdaki bu hareketliliğin aşırı ar-

tışı, II. Mahmut’un kıyafet inkılâbı yapmasına etki etti. Böylece kıyafetin ayrıcalık göstergesi olması da engellenmiş olacaktı. Herkesin giyeceği yeni bir başlık, padişahın sadece gittikleri ibadethane-lerde farklı olmasını istediği Osmanlı vatandaşının oluşturulması düşüncesini de pekiştirecekti. Fes, sosyal hayatta Müslim-Gayrimüslim ayrımını ortadan kaldıracaktı. II. Mahmut kılık kıyafeti, Osmanlı devlet teşkilatına yönelik yaptığı köklü değişimin destekleyici bir kuvveti olarak gördü.

Bu bağlamda 1826 yılında Yeniçeri Ocağını kaldıran II. Mahmut, bir yıl sonra çıkardığı Hatt-ı Mü-mayun ile yerine kurduğu Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin fes giymesini mecburi hale getir-di. Aynı zorunluluk, 1829 yılından itibaren din adamları ve kadınların dışındaki Osmanlı vatandaş-larını da kapsadı.”

Kaynak: Cevdet KIRPIK, “Osmanlı İmparatorluğunda Mo-dernleşme Sancıları Fes-Şapka Çatışması, Top-lumsal Tarih, 2006.

II. Mahmut

189

Osm

anlı’

dan

Cum

huriy

et’e

Tür

kiye

’de

Başl

ığın

Değ

işim

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4QQ FESİN KABULÜNE FARKLI KESİMLER NASIL TEPKİ GÖSTERDİ?

Gelenekçi Müslümanlar: Başlığın İslama uygunluğu konusunda diyecekleri yoktu. Toplumsal alandaki özel ve üstün yerleri kaybolduğundan, farklılıklarının devamını isteyen Müslümanlar, ilk başta fesin gelmesin-den pek hoşlanmadılar. Kendilerini Gayrimüslimlerden ayıran ve üstün gösteren bir başlığa sahipken şimdi onlarla eşit olmak onlarla aynı başlığı giymek hoşlarına gitmedi. Alışkanlıklarından dönmeyen gelenekçi müslümanlar hâlâ sarık sarıyor, kaftan giyiyordu. Daha da sert olanların kallavî sarıkları vardı.

Yenilikçi Müslümanlar: Eskiyle yeninin mücadelesi kıyafetlere yansımaktaydı. Yenilik taraftarı Müslüman-lar fes, setre, pantolon giyip, küçük zarif boyun bağı takıyordu. Onlar Fransız İhtilali’nin getirdiği hürriyet, eşitlik, kardeşlik gibi kavramların Osmanlıyı da etkileyeceğini, eşit vatandaşlık haklarına sahip bir Osmanlı milleti oluşturulması gerektiğini aksi taktirde devletin parçalanacağını düşünüyorlardı. Bu nedenle fes eşit vatandaşlığı sağlayacak önemli bir Osmanlılık sembolüydü.

Fesli, Şapkalı ve Sarıklılar

II. Abdülhamid ve muhafızları Selânik'te 24 Temmuz 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanı, Hürriyet Meydanı.

190Os

man

lı’da

n Cu

mhu

riyet

’e T

ürki

ye’d

e Ba

şlığ

ın D

eğiş

imi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

İşçiler: II. Mahmut’un liberal uygulamalarıyla eko-nomik alandaki ayrıcalıklarını yitiren işçiler, fese karşı tavır aldılar ve fesin üzerine değişik kumaşlar sararak diğer sosyal gruplardan farklı görünümdeki başlıklarını giymeye devam ettiler.

Gayrimüslimler: Onların fese karşı özel bir ilgileri vardı. Örneğin Ermeniler pek küçük farklarla Türkler gibi giyiniyor, yine XIX. yüzyılın ortasında İzmir’deki Rumlar ve Yahudiler de şekli Türklerinkinden biraz farklı olmak üzere başlarına kırmızı fes takıyorlardı. Gayrimüslimler fesi eşitliğin, ayrımcılıktan kurtulma-nın simgesi olarak gördükleri için büyük bir şevkle kabul ettiler. Özellikle Tanzimat’la gelen eşit haklara sahip olma anlayışı başlığa da yansımış, gayrimüslimler böylece müslümanlardan farklı bir başlık giyme kompleksinden kurtulmuşlardı.

Kadınlar: Her milletten kadını fes doğrudan ilgilendirmiyordu. Onların kıyafetlerine her hangi bir şekilde müdahale edilmediğinden geleneksel başlıklarını takmaya devam ettiler. Ancak bazı kadınlar fesin üzerini süsleyerek giydiler. Bu gün Türkiye’deki folklor kıyafetlerinde o dönemin izlerini görmek mümkündür.

Yahudi meyveciler Yahudiler

191

Osm

anlı’

dan

Cum

huriy

et’e

Tür

kiye

’de

Başl

ığın

Değ

işim

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5QQ Kaynak: II. ABDÜLHAMİD’İN EMRİ

1. Aldığınız grup kararıyla II. Abdülhamid'in emri arasında hangi benzerlikler ve farklılıklar vardır?

2. Padişah şapka giyilmesine neden karşı olabilir?

3. Şapka giyilmesini önlemek için ne tür tedbirlerin alınması düşünülüyor?

4. Sizce şapka giyenler mi haklılıdır, yoksa şapkayı yasaklayanlar mı? Niçin?

Mabeyn Başkâtipliği

Osmanlı elçilikleri bünyesinde çalışan Hıristiyan ya da Müslüman memurla-rın hepsinin hiçbir mecburiyetleri ol-madığı halde kendi heves ve arzuları-

na uyarak şapka giydikleri haber alındı.

İstanbul’da bulunan yabancı elçilik memurlarından hiç biri kendi milli kıyafetlerinin dışında bir kıyafet giymemektedirler. Yine Asya ve Afrika hükümetle-rinin Avrupa’da bulunan daimi ve geçici elçilik gö-revlileri de kıyafetlerini kesinlikle değiştirmemek-tedirler.

Bizim memurların yabancı ülkelerde fes giymele-ri gereğini söylemeye gerek yoktur. Can korkusu veya umuma ait bir menfaat olmadıkça dinimizin karşısında olanların kılık kıyafetini giymek kesin-likle yasak olup Allah korusun küfür derecesindeki yasaklardandır.

Milli adetlerin başında gelen fesi lüzumsuz bir şe-kilde terk ederek şapka kasket giymek elçilik me-murlarının hem Müslüman ve hem de Hıristiyan olanına yakışmayacağı gibi belki yabancıların gö-zünde hafife ve alaya alınmaya da sebep olacaktır.

Bundan böyle Müslüman veya Hıristiyan olsun ya-bancı devletlerde görev yapan sivil ve asker bütün sefaret memurlarının festen başka bir şey giyme-meleri konusunda kesin bir şekilde uyarılmaları gerekmektedir. Bundan sonra padişahımızın rı-zasına aykırı olarak sefaretlerin hangisinde şapka kasket gibi dine ve milli adetlere aykırı şey giyen-lerin olduğu padişah tarafından duyulursa memu-riyetten atıldıktan başka memuriyetten atılmanın böyle ahlaka aykırı bir neden olduğunun gazete-lerden duyurulacağının ilgili herkese hatırlatılması gerekmektedir. Ayrıca hükümetin böyle padişahı-mızın rızasına aykırı bir halin meydana gelmemesi için gerekli tedbirleri alması padişah emri gereği-dir.3 Şubat 1302/ 15 Şubat 1887.

Başkâtip

BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi), İ.DH (İrade Dahiliye). Nr: 77308, 3 Şubat 1302/15 Şubat 1887.

(Sadeleştirilmiş metin.)

(Oijinal metin.)

192Os

man

lı’da

n Cu

mhu

riyet

’e T

ürki

ye’d

e Ba

şlığ

ın D

eğiş

imi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6 Osmanlıda “hürriyet” dönemi olarak bilinen II. Meşrutiyet döneminde şapkanın yasaklanması ile

hürriyet öncesi dönemdeki yasaklanma gerekçeleri arasında ne tür benzerlik ve farklılıklar var-dır?

Tarih: 8 Mayıs 1326/21 Mayıs 1910.

Emniyet-i Umûmiye Müdüriyet-i Behiyesi-ne/Emniyet Genel Müdürlüğüne

Mevsim-i seyfin hulûlü hasebiyle bazı İslam ailelerinin çocuklarına şapka giydirmekte oldukları görülmektedir. Âdab-ı İslamiye ile kabil-i tevfik olmayan şu hâlin beynel İs-lam sû-i tesiri mucip olacağı derkâr bulun-duğundan memuriyet-i zabıtaca bu bâbda takyidât-ı lâzimede bulunularak başlarında şapka görülen İslam çocuklarının ailelerine sûret-i münâsibe tebligât îfâ ettirilmesi.

Sadeleştirilmiş Metin

Yaz mevsimin gelmesi nedeniyle bazı Müs-lüman ailelerin çocuklarına şapka giydir-mekte oldukları görülmektedir. İslam ahlak ve terbiyesine uygun olmayan bu durumun Müslümanlar arasında kötü etki yaratacağı açıktır. Bu nedenle kolluk kuvvetlerince ge-rekli engelleme yapılarak başlarında şapka görülen Müslüman çocukların ailelerinin uygun bir şekilde uyarılması gerekmekte-dir.

Kaynaklar: BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi), DH. MUİ (Dâhiliye- Muhaberat-ı Umumiye İdaresi), 96-1/38. 8 Mayıs 1326/21 Mayıs 1910.

QQ Kaynak: DÂHİLİYE NEZÂRETİ MUHABERÂT-I UMÛMİYE DAİRESİ (İÇİŞLERİ BAKANLIĞI GENEL HABERLEŞME DAİRESİ) GENELGESİ

193

Osm

anlı’

dan

Cum

huriy

et’e

Tür

kiye

’de

Başl

ığın

Değ

işim

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I7QQ Kaynak: NAMIK KEMAL’İN TORUNU SELMA ERKEM'İN ANILARINDA FES VE ŞAPKA

“Annem bizi huzur içinde bir yere götüremiyordu. Gittikçe daha çok kişi şapkalarımızın farkına varıyor ve söyleniyordu. Arkamızdan atılan lafları duyabiliyorduk. Annem son derece tedirgin olmuştu. Benimle il-gilenecek, benim için neyin iyi olduğunu bilen bir babam vardı. O, şapka giymemin beni Müslümanlıktan çıkaracak bir şey olduğuna inanmıyordu.”

Yazar, I. Dünya savaşından sonra İstanbul işgal edildiği sıralarda vapurla yaşadıkları köye dönerken gör-düğü manzarayı şu şekilde dile getirmektedir: “Yanımızda şalvarlı, fesli, Anadolulu bir köylü vardı. Bundan başka hepsi de şapkalı birkaç Rum yolcu vardı. Türk olmayan unsurlar, ilk İtilaf devletleri askerlerinin İstanbul’a girmesiyle birlikte feslerini çıkarıp atmışlardı.”

Milli Mücadeleden sonra çalışmak isteyen ve şapka giydiği için kendisine iş verilmeyeceğini düşünen yazar; “Türkiye’de yapacak hiçbir şeyim, hiçbir şansım yoktu.” diyerek Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmeye karar verir.

Amerika’ya gittiğinde:“Peki Birleşik Devletlere sen neden geldin?” diyenlere ise şu cevabı vermekteymiş:

“Anlaşılan herkes Amerika’ya belirli bir amaçla, çoğu da öğrenim görmeye veya para kazanmaya geliyordu. Ama bu genç Türk, ne Amerikan kültürünü özümsemek, ne de fıstık ve patlamış mısır satıp bir milyoner olarak evine dönmek üzere gelmişti. Rayiha ve güzellik ülkesinden gelen bu yolcu, bu kadar yoldan şapka-sını huzur içinde giyebilmek için gelmişti.”

Selma EKREM, Peçeye İsyan, Namık Kemal’in Torununun Anıları,Çeviren: Gül Çağalı Güven, İstanbul, 1998. s.183, s.191, s.256. s. 266. s.268.

(Düzenlenerek alınmıştır.)

1. Şapkaya yaklaşım konusunda babasıyla diğer halk kesimi arasında nasıl bir fark vardır?

2. Türk olmayan unsurların fese karşı tutumlarındaki değişimin sebebi ne olabilir?

3. [...]“bu yolcu, bu kadar yoldan şapkasını huzur içinde giyebilmek için gelmişti.” İfadesi sizce inandırıcı geliyor mu?

4. Kadınların kıyafetine devletin yaklaşımı konusunda dünle bugün arasında ne gibi benzerlik ve fark-lıklar vardır?

194Os

man

lı’da

n Cu

mhu

riyet

’e T

ürki

ye’d

e Ba

şlığ

ın D

eğiş

imi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I8

CUMHURİYET DÖNEMİ

1. Atatürk şapkaya ne tür anlamlar yüklemiştir?

2. Cumhuriyet döneminde şapka kadınlar arasında neden hızla yayılmaya başlamış olabilir?

3. Şapka kanunu ile II. Mahmut ve II. Abdülhamid'in fes konusuna dair yasal düzenlemelerini kıyas-layınız.

QQ Kaynak 2: ŞAPKA HIZLA YAYILIYOR

Hanımlar arasında da şapka giymeye başlayanlar var. Gazi Paşa'nın şapka giymesi ve halkı ve sevimli başlığı kabule teşvik etmesi üzerine memleketin her tarafında şapka hızla yayılmaya başlamıştır.

Cumhuriyet, 5 Eylül 1925, s. 1.

(Sadeleştirilerek alınmıştır.)

QQ Kaynak 1: ATATÜRK'E GÖRE FES VE ŞAPKA

Efendiler milletimizin başına giymekte olduğu cahillik, gaflet, taassup, yenilik ve medeniyet düşmanlığının belirgin işareti gibi görünen fesi atarak onun yerine bütün medeni dünyaca baş-lık olarak kullanılan şapkayı giymek ve böylece Türk milletinin medeni toplumlardan zihniyet bakımından da hiçbir ayrılığı bulunmadığını göstermek kaçınılmaz oluyordu.

Mustafa Kemal ATATÜRK, Nutuk

Bugünkü dile yayına hazırlayan: Zeynep KORKMAZ,

2006, s. 541-542.

QQ Kaynak 3: ŞAPKA KANUNU

Kanun No. 671: Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun, 28 Teşrinisani (Kasım) 1341(1925):

Madde 1- Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idare-i umumiye ve mahalliye ve bilumum müesse-sata mensup memurin ve müstahdemin, Türk mil-letinin giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetin-dedirler. Türkiye halkının da umumî serpuşu şapka olup buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet men eder.

QQ Kaynak 4: TÜRK CEZA KANUNU

Şapka ve Türk harfleri Madde 222- (1) 25.11.1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanunla, 1.11.1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Ka-bul ve Tatbiki Hakkında Kanunun koyduğu yasaklara veya yükümlülüklere aykırı hareket edenlere iki ay-dan altı aya kadar hapis cezası verilir.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.

php?t=19133

195

Osm

anlı’

dan

Cum

huriy

et’e

Tür

kiye

’de

Başl

ığın

Değ

işim

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I8TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1982)

QQ Kaynak 5: 1982 ANAYASASI

I. İnkılâp kanunlarının korunması

MADDE 174– Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Tür-kiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, Anaya-sanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz :

1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;2. 25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanun;

(...)

http://www.anayasa.gen.tr/1982ay.htm

1. Yukarıdaki Anayasa maddesinde de görüldüğü gibi 1925 tarihli şapka kanunu halen yürürlüktedir. Sizce bu kanun günümüzde neden uygulanmaktadır?

2. Osmanlı'dan günümüze modernleşme ve kılık kıyafet arasında arasında nasıl bir ilişki kurulmuş-tur?

196Os

man

lı’da

n Cu

mhu

riyet

’e T

ürki

ye’d

e Ba

şlığ

ın D

eğiş

imi

Sınıf: 9

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Tablolardan haçlı seferleri ile ilgili neler öğrenebiliriz?

Dersin Amacı:

Tablolardan yola çıkarak Haçlı Seferleri hakkında edindikleri genel bilgiler çerçevesinde dönemin dini, sosyal ve siyasal yanlarına ilişkin çıkarımlarda bulunma.

İlişkili Kazanım:

Haçlı Seferlerinin sebep ve sonuçlarını Türk ve dünya tarihi açısından değerlendirir.

Tarihî bir olay, olgu veya nesne hakkındaki farklı bakış açılarını, sunulan kanıtlar ve verileri kullanarak sorgular.

HAÇLI SEFERLERİ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Tabloları inceleyerek Haçlı Seferleri'nin dönemi ve tarafları hakkında genel bilgi edinecektir.

QQ Birçok öğrenci: Tabloların ana temasını bulabilecek ve bu ayrıntıları Haçlı Seferleri'nin dönemi, tarafları ve yaşandığı coğrafyalarla ilişkilendirebilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Tablolarda anlamlı ayrıntıları bulabilecek ve bunlardan yararlanarak Haçlı Seferleri'nin tarafları ve yaşan-dığı döneme dair dini, sosyal ve siyasal çıkarımlarda buluna-bilecektir.

Haçlı Seferleri yenilikçi tarih öğretmeni için bulunmaz bir konudur. Farklı bakış açılarından bakma zo-runluluğu, Türk ve Avrupa tarihini aynı anda içermesi, yayıldığı uzun zaman dilimine pek çok ayrıntının sığdırılmasının mümkün olması gibi özellikleri o’nu tarih öğretmenleri için çekici kılmaktadır. Haçlı

Seferlerinin bir diğer çekici yanı, yazılı ve görsel kaynakların çokluğudur. Bu etkinlikte kullanılan görsel kay-nakların değeri, Avrupa'da Haçlı Seferleri Tarihi çalışmalarının ilk isimlerinden Michaud'un "Haçlıların Tarihî" adlı eserde kullanılmış olmasıdır. Bu eser, Haçlı Seferlerini Batı perspektifinden göstermesi bakımından, kritik bir öneme sahiptir. Bu durumda Michaud'un eserinde kullanılan tabloların da bir ilk olma özelliği vardır. Öğren-ciler, bu tabloları inceleyecekler ve onlardan Haçlı Seferleri'nin özellikle Batı perspektifinden farklı boyutları hakkında çıkarımda bulunabilecekler.

• Bu etkinlik için farklı ressamlara ait 16 adet tablo kullanı-lacaktır. Resimlerin renkli fotokopilerinin çekilerek şeffaf dosyalar içine konulması ya da presletilerek kullanılması uy-gundur. Resimler üzerindeki işaretlemelerin tahta kalemi ile yapılması sağlanabilir.

• Eklerde yer alan Haçlı Seferleri’ne ilişkin bilgi notu ve krono-loji listesi ile inceleme formu da grup sayısınca çoğaltılmalı-dır.

QTablolardan haçlı seferleri ile ilgili neler öğrenebiliriz?

Fatma GÜLTEKİN*

* Aksaray Üniversitesi, Aksaray

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

10 dk.

15 dk.

25 dk.

20 dk.

5 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinizi sekiz gruba ayırınız. Her bir guruba Bilgi Notu'nu, İnceleme Formu’nu ve resimlerden ikişer tanesini dağıtınız. Bilgi Notu'nu okumalarını isteyiniz.

2. Haçlı Seferleri Kronolojisini inceleyerek resimlerin tahminen kronolo-jinin neresinde yer alabileceğini "İnceleme Formu" üzerinde bulunan "Çıkarımlar Sütununa" yazmalarını isteyiniz.

3. Öğrencilerinize ellerinde bulunan resimler üzerinde çok dikkat çeken üç noktayı işaretlemelerini isteyiniz. Bunun bir nesne, bir durum ya da bir ayrıntı olabileceğini; kendilerinin bu noktaları birer öncü ya da kanıt olarak görmelerini ve bir çıkarımda bulunmaları gerektiğini söyleyiniz.

• Öğrencilerindahaiyianlamasıiçinsomutbirörnekveriniz.Örneğinsı-nıfta Atatürk resmini göstererek, resmin orada bulunuşunun nedenle-rini sorgulatınız. Resimdeki kişinin dönem ve bulunulan yer için önemli bir kişiyi işaret ettiğini söyleyiniz.

• Öğrencilerresimleriişaretlerkenveyorumdabulunurkengruplarara-sında gezinerek ne yapacaklarını tam olarak anlamalarını sağlayınız.

4. Öğrenci yorumlarının ardından grupların resimlerini ve inceleme form-larını değiştirmelerini isteyiniz.

• Başkagrubunresimleriveformlarınıalangruplarınyeniresimleriin-celemelerini, inceleme formlarında yazan bilgilere katılıp katılmadıkla-rını formda yer alan sütuna yazmalarını isteyiniz.

• Bu şekilde her bir grubun kendileri dışında üç grubun resim ve formla-rını görmelerini sağlayınız

5. Her grubun ilk olarak incelediği resimleri almalarını ve yaptıkları çıka-rımları açıklamalarını isteyiniz. Bu resmi inceleyen grupların resimlere ilişkin açıklamalara katılıp katılmadıklarını söylemelerini isteyiniz.

• Busıradatahtayasiyasi,askeri,ekonomik,sosyal,diniolarakkatego-riler yazınız. Öğrencilerin yaptıkları ve okudukları çıkarımları ilgili ka-tegorinin altına kısaca yazınız. Resim ve çıkarımın doğruluğu ile ilgili bilgiler veriniz.

6. Tahtada oluşan tablodan, eldeki sanat eserlerine göre Haçlı Seferleri-nin hangi yönlerinin daha çok vurgulandığı, 19. yy.’da Batılıların sefer-lere bakış açılarını ve günümüzde iki tarafın bakış açısını değerlendiren grupça onayladıkları bir yorumu değerlendirme formundaki “Genel Yo-rum” başlıklı kısma yazmalarını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

198Ha

çlı S

efer

leri

BİL

NO

TU

“Haçlı Seferleri” 1095 yılında Fransa’nın Clermont kasabasında toplanan Hristiyan genel konsili ile başlatılan ve tarihçiler tarafından kesin bitiş tarihi söylenemeyen konulardan

biridir. Haçlı Seferlerinin sebepleri çok yönlüdür. Sonuçları da buna paralel olarak çok çeşitli olmuştur. Seferin dini, askeri, siyasi ve ekonomik sebepleri vardır. Ortaçağın Haçlı Seferlerinin sonucu olarak Doğu Akdeniz’de kurulan kontluklardan en son düşeni, 1291 yılında Memluklular-ca fethedilen Akka kalesi ve limanı olmuştur. Bu zaman zarfında geçen yaklaşık ikiyüz yıl boyunca Haçlılar Doğu Akdeniz’e zaman zaman ordu şeklinde sefer yaparak gelmişler, ticaret bağlantı-larını daha kalıcı hale getirmişlerdir. 1095-1291 yılları arasında toplam dokuz sefer düzenlenmiş bunlardan en büyükleri Anadolu üzerinden giden ilk üç sefer olmuştur. Dördüncüsü İstanbul’a yönelmiş, beşinci ve diğer seferler ise Doğu Akdeniz, Mısır ve Tunus kıyılarına hücum şeklinde olmuştur.

Güray KIRPIK, “Haçlı Seferleri Tarihinin Kaynakları” Turkish Studies International Periodical For the

Languages, Literature and History of Turkish, Volume 4/3 Spring 2009

BİLGİNOTU

HAÇLI SEFERLERİ KRONOLOJİSİ

Birinci Haçlı Seferi 1096-1099

İkinci Haçlı Seferi 1147-1149

Üçüncü Haçlı Seferi 1189-1192

Dördüncü Haçlı Seferi 1200-1204

Beşinci Haçlı Seferi 1217-1221

Altıncı Haçlı Seferi 1228-1229

Yedinci Haçlı Seferi 1248-1254

Sekizinci Haçlı Seferi 1268-1270

Dokuzuncu Haçlı Seferi 1271-1272

199

Haçl

ı Sef

erle

ri

İNC

EL

EM

E F

OR

MU

İNCELEME FORMU

Grupta bulunan kişiler:

Resmin adı: Resmin adı:

ÇIKARIMLAR 1.

Grup2.

Grup3.

Grup ÇIKARIMLAR 1.

Grup2.

Grup3.

Grup

1. Resmin kronolojideki yeri:K

atılı

yoru

m/K

atılm

ıyor

um

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum Resmin kronolojideki yeri:

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

2. Resimdeki seçilen birinci nokta:

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum Resimdeki seçilen birinci nokta:

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

3. Resimdeki seçilen ikinci nokta:

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum Resimdeki seçilen ikinci nokta:

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

4. Resimdeki seçilen üçüncü nokta:

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum Resimdeki seçilen üçüncü nokta:

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Kat

ılıyo

rum

/Kat

ılmıy

orum

Genel Yorum: ............................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................................................

200Ha

çlı S

efer

leri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

1. Gustave Dore; “Haçlıların Düşmanları”

201

Haçl

ı Sef

erle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

2. Gustave Dore; “Dostça Bir Turnuva”

202Ha

çlı S

efer

leri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

3. Gustave Dore; “Sultan Tarafından Canları Bağışlanan Tutsakların Kahireye Gelişi”

203

Haçl

ı Sef

erle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

4. Gustave Dore; “Türklerin Şaşırttığı Haçlılar”

204Ha

çlı S

efer

leri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

5. Gustave Dore; “Dorileon (Eskişehir) Savaşı”

205

Haçl

ı Sef

erle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

6. Gustave Dore; “Kutsal Topraklar Yolunda”

206Ha

çlı S

efer

leri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

7. Gustave Dore; “Kudüs’ün İlk Görünüşü”

207

Haçl

ı Sef

erle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

8. Francesco Hayez; “Kudüs Mabedinin Yıkımı”

208Ha

çlı S

efer

leri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

9. Emile Signol; “Haçlıların Kudüs’ü Alışları"

209

Haçl

ı Sef

erle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

10. Gustave Dore; “Haçlıların Mancınığı”

210Ha

çlı S

efer

leri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

11. Eugene Delacroix; “Haçlıların İstanbul’a Girişi”

211

Haçl

ı Sef

erle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

12. Gustave Dore; “Haçlıların İstanbul’a Girişi”

212Ha

çlı S

efer

leri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

13. Carl Friedrich Lessing; “Dönen Haçlı”

213

Haçl

ı Sef

erle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

14. Gustave Dore; “Selahaddin'in Haçlıları Kuşatması”

214Ha

çlı S

efer

leri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

15. Gustave Dore; “Doğunun Zenginlikleri İçinde Haçlıların Şaşkınlığı”

215

Haçl

ı Sef

erle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

16. Gustave Dore; “Burgundy’li Florine”

216Ha

çlı S

efer

leri

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

I. Dünya Savaşı neden çıktı?

Dersin Amacı:

I. Dünya Savaşı’nın çıkış nedenlerini değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

I. Dünya Savaşı’nın sebep ve sonuçlarını kavrar.

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin durumunu değerlendirir.

I. DÜNYA SAVAŞI’NIN SEBEPLERİ VE OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞA GİRİŞİ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: I. Dünya Savaşı’nın boyutları hakkında fikir edinecektir.

QQ Birçok öğrenci: I. Dünya Savaşı’nın nedenlerini kavrayabile-cektir.

QQ Bazı öğrenciler: I. Dünya Savaşı'nın nedenleri ile Osmanlı Devleti’nin savaşa girişini ilişkilendirecektir.

Gavrilo aslında sadece fitili tutuşturan bir ateşti ve aslında neyi tutuşturduğunu bilmiyordu. O, I. Dünya

Savaşı'nı başlatan tetiği çekmişti ve çıkacak bir fırsatı bekleyen pekçok ağır nedenin işe koyulmasına

yol açmıştı. Bu etkinlikle öğrenciler, I. Dünya Savaşı’nın nedenlerine ilişkin olarak, adeta bir el feneri-

nin ışığı gibi konik bir biçimde giderek büyüyen bir nedenler araştırması yapacaklar. Başlangıç noktası, Gavrilo

Princip. Ulaştığı yer ise sosyal, politik, ekonomik ve tarihsel açıklamaların kaynaştığı bir son nokta. Bu son nok-

taya öğrenciler, farklı türde haritaları, istatistik verileri ve görsel kaynakları inceleyerek ulaşacaklar. Ardından

bu küresel olay hakkında kendi görüşlerini oluşturacaklar.

Çalışma Yapraklarını grup sayısınca çoğaltınız.

Akın SEVER*, Yasemin OKUR*, Mehmet AKSOY*, Mehmet ÖZTÜRK*, Celal GENÇ*

QI. Dünya Savaşı neden çıktı?

* Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

8 dk.

7 dk.

5 dk.

10 dk.

10 dk.

10 dk.

30 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Çalışma Yaprağı-1'i dağıtarak ilgili soruyu grupların sözel olarak cevaplamalarını sağlayınız.

2. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtarak süikastın olayların başlangıcı olduğu vurgusunu yapınız. I. Dünya savaşının tek nedeninin suikast olmadığı, görünmeyen nedenleri olduğu bilgisine öğrencilerin sorularla ulaşma-sını sağlayınız.

3. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtarak ilgili soruları sorunuz. Sömürgeciliğin ve ülkeler arası ekonomik rekabetin siyasi ilişkilere etkilerini tespit et-tiriniz. Çalışma Yaprağı-1’deki resmi hatırlatınız. Buradan hareketle I. Dünya Savaşı’nın genel nedenlerini buldurunuz.

4. Çalışma Yaprağı-4'i veriniz. Kartpostalların savaş sırasında yapılmış olduğunu söyleyiniz. Ardından, kartpostları inceletip öğrencilerden ilgili soruları cevaplamalarını isteyiniz. Böylece, öğrencileriniz aynı tarihsel olguya farklı bakış açılarından bakılabileceğini farkedeceklerdir.

5. Çalışma Yaprağı-5’i inceletiniz. İlgili soruları çözdürerek hangi devlet-lerin birbirleriyle sorunlu olduğunu tespit ettiriniz.

6. Çalışma Yaprağı-6’daki dilsiz haritayı inceletiniz. Haritaya ülkelerin isimlerini yazdırınız. Belirtilen sorunları haritadaki oklar üzerine yer-leştirmelerini sağlayınız. Blokların oluşumunu kavratınız.

7. Çalışma Yaprağı-7’deki harita, metin, tablo ile beraber önceki bilgileri de kullanarak iki gruba İtilaf ve İttifak bloklarına üye devletlerin ağzın-dan Osmanlı Devletinin savaşa girmesi ve girmemesine ilişkin drama metni yazdırınız. Ayrıca diğer iki gruba da Osmanlı hükümetinin ağzın-dan savaşa girme ve girmemeye yönelik metin yazdırınız. Sınıftaki tüm gruplara görev vermeyi unutmayınız. Drama metnini hazırlayan grupla-rın metinlerini sınıfta canlandırmalarını sağlayınız.

İŞLE

NİŞ

218I.

Dün

ya S

avaş

ı’nın

Seb

eple

ri ve

Osm

anlı

Devle

ti’ni

n Sa

vaşa

Giri

şi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1Bir lise öğrencisi bu kadar olaya tek

başına nasıl neden olmuş olabilir?

Gavrilo Princip 19 yaşında bir lise öğrencisi. Gavrilo, 1914-1918 yılları arasında:

1. 8.556.315 insanın ölmesine, 21.219.452 insanın yaralanmasına, 7.750.945 insanın kaybolma-sına,

2. Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasına,3. Avusturya- Macaristan İmparatorluğu'nun dağılmasına,4. Çarlık Rusya’sının yıkılmasına,5. İlk kez kimyasal silahların kullanılmasına,6. Anadolu’nun işgal edilmesine, 7. Avrupa’nın siyasi haritasının değişmesine,8. Ortadoğu’daki petrol yataklarının İngiltere ve Fransa'nın eline geçmesine,9. Sömürgeciliğin hızlanmasına,10. Türkiye, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Letonya, Litvanya ve Ukrayna gibi

yeni devletlerinin kurulmasına,11. II. Dünya Savaşı'na

...neden oldu!

QQ Kaynak: Gavrilo Princip'in Resmi

219

I. D

ünya

Sav

aşı’n

ın S

ebep

leri

ve O

sman

lı De

vleti’

nin

Sava

şa G

irişi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

1. Bu olay tek başına 4 yıl süren bir dünya savaşına neden olabilir mi?

2. Gavrilo’nun aşırı milliyetçi olması onu bu suikaste götüren etkili bir faktör müdür?

Gavrilo’nun düzenlediği bu suikastten sonra Avusturya Sırbistan’a savaş ilan etti. Böylece Birinci Dünya Savaşı başlamış oldu. Hersek'te Avusturya yönetiminden memnun olmayan ve burasını Sırbistan'ın bir parçası sayan önemli bir Sırp nüfus bulunmaktaydı ve bunları Sırbistan da destek-liyordu. Gavrilo Princip de Avusturyalıları Bosna Hersek'ten çıkarmayı amaçlayan Mlada Bosna (Genç Bosna) adlı bir örgüte mensuptu.

Avusturya-Macaristan veliahdının bir Sırp milliyetçisi Gavrilo tarafından

öldürülmesini gösteren temsili resim.

QQ Kaynak: Gavrilo'un Avusturya-Macaristan veliahdını öldürmesi.

220I.

Dün

ya S

avaş

ı’nın

Seb

eple

ri ve

Osm

anlı

Devle

ti’ni

n Sa

vaşa

Giri

şi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

1. B

u ha

rita

nın

konu

su n

edir

?

2. T

ablo

ile

har

ita

aras

ında

iliş

ki k

urar

ak h

angi

dev

letl

erin

söm

ürge

cilik

te,

sana

yile

şmed

e, a

sker

î al

anda

önd

e ve

ya g

erid

e ol

dukl

arın

ı tes

pit e

dini

z. B

u du

rum

un s

avaş

ın ç

ıkış

ına

etki

sini

tart

ışın

ız.

QQ

Kay

nak:

191

4’TE

NYA

221

I. D

ünya

Sav

aşı’n

ın S

ebep

leri

ve O

sman

lı De

vleti’

nin

Sava

şa G

irişi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4 1. Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşı'na girişi iki karikatürde neden farklı anlatılmaktadır?

2. Karikatürler hangi devletlerin bakış açılarıyla yapılmış olabilir?

Yazının tercümesi: "Tuhaf bir şekilde bu senin pantolonunun bir parçası gibi görünüyor Bill."

QQ Kaynak 1: Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na Girişini Anlatan Bir Karikatür

QQ Kaynak 2: Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı'na Girişini Anlatan Temsili Resim

222I.

Dün

ya S

avaş

ı’nın

Seb

eple

ri ve

Osm

anlı

Devle

ti’ni

n Sa

vaşa

Giri

şi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5Yukarıdaki karikatürde I. Dünya Savaşı öncesi devletlerin birbirleri ile olan siyasi

ilişkileri ülkelerin sınırları dikkate alınarak resmedilmiştir.

1. Karikatürü inceleyerek devletlerin isimlerini tahmin etmeye çalışınız.

2. Hangi devletlerin birbirleriyle problem yaşadıklarını tespit etmeye çalışınız.

Het Gekkenhuis

I. DÜNYA SAVAŞI’NIN ÖZEL SEBEPLERİ

QQ Kaynak: I. Dünya Savaşı Öncesi Devletlerin Siyasi İlişkisini Gösteren Bir Karikatür

223

I. D

ünya

Sav

aşı’n

ın S

ebep

leri

ve O

sman

lı De

vleti’

nin

Sava

şa G

irişi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

QQ

Kay

nak:

I. D

ÜN

YA S

AVA

ŞI’N

IN B

AŞI

ND

A A

VRU

PA

1. H

arit

ada

sava

ştak

i blo

klar

ren

kler

le g

öste

rilm

işti

r. H

arit

ada

boş

bıra

kıla

n ye

rler

e de

vlet

leri

n is

imle

rini

yaz

arak

blo

klar

ı tes

pit e

dini

z.

2. H

arit

ada

sava

ş ön

cesi

nde

birb

irle

riyl

e so

run

yaşa

yan

devl

etle

r ok

işar

etle

riyl

e gö

ster

ilmiş

tir.

Sol

daki

leja

ntta

ver

ilen

soru

nlar

ı okl

ar ü

zeri

ne d

oğru

bi

r şe

kild

e ye

rleş

tiri

niz.

224I.

Dün

ya S

avaş

ı’nın

Seb

eple

ri ve

Osm

anlı

Devle

ti’ni

n Sa

vaşa

Giri

şi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I7

QQ Kaynak 1: 1699-1913 YILLARI ARASINDA OSMANLI DEVLETİ

Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda müttefik bildiği Almanya’dan somut hiçbir yardım göremeyen

Osmanlı yönetimi dış siyasette yeni yardımcılar aramaya karar vermiştir. İttihatçılar Almanya’nın

ilgisini aşırı iktisadî bularak Rusya’nın da emellerini frenlemek üzere İngiltere ve Fransa ile ittifak

yapmanın alt yapısını hazırlamaya çalışmışlardır. Bunun için bir yandan hükümetler nezdinde gö-

rüşmeler yapılırken diğer taraftan ticarî, iktisadî imtiyazlar da (nehir taşımacılığı, demiryolu-liman

inşası ve işletmesi, donanma ve tersane ıslahı, silah siparişleri vb.) verilmeye başlanmıştır. İttifaka

zemin hazırlamak amacı ile İngiltere’ye Hakkı Paşa, Fransa’ya Maliye Nâzırı Cavid Bey, Rus Çarı

ile müzakereye de Talat Paşa gönderilmiştir. Osmanlı Devleti ise bu imtiyazlar karşılığında borç

para ve kapitülasyonların kaldırılmasını istemiştir. İttihatçıların Balkan Devletleri ile yakınlaşma

çabaları görülmüşse de bu girişimlerden olumlu sonuç alınamamıştır.

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 2000, s. 73-82.

QQ Kaynak 2: OSMANLI DEVLETİ’NİN İTTİFAK GİRİŞİMLERİ

225

I. D

ünya

Sav

aşı’n

ın S

ebep

leri

ve O

sman

lı De

vleti’

nin

Sava

şa G

irişi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I7

Kaynak: Şevket Süreyya AYDEMİR, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa, C. 2, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1981, s. 572

QQ Kaynak 3: ALMAN ASKERİ RAPORLARINA GÖRE OSMANLI ORDUSU

Mart 1914’te Alman Genelkurmay Başkanı General Von Moltke Avusturya Genelkurmay Başkanına şunları yazmıştı: “Osmanlı askeri bakımdan sıfırdır. Askeri heyetlerimizin raporları tamamen ümit kırıcıdır. Ordu anlatılması imkânsız durumdadır. Daha önce “Hasta Adam” olarak söz edildiğine göre şimdi “Ölen Adam”dan bahsedilmesi gerekir. Artık yaşama gücü kalmamıştır ve kurtarılması imkânsız bir halde bulunuyor...”

QQ Kaynak 4: CİHAD-I MUKADDES (KUTSAL SAVAŞ) FETVASI

İslamlık aleyhine düşman hücumu vaki ve İslam memleketlerinin gasp ve yağma edilmesi ve İslâm halkının esir edilmesi ortaya çıkınca, İslâm padişahı bütün halkı silâh altına almak suretiyle cihadı (savaşı) emrettikde, ... bütün Müslümanlar üzerine cihad farz olup, genç ve İhtiyar, piyade ve süvari olarak, bütün memleketlerdeki Müslümanların mal ve canları ile cihada başvurmaları farz-ı ayn olur mu?

El cevap: Olur...

Kaynak: Der: O. KARATAY, B. GÖKDAĞ, Balkanlar El Ki-tabı, Vadi Yay., Ankara 2006 C. I, s. 628

QQ Kaynak 5: I. DÜNYA SAVAŞI'NDA DEVLETLERİN SEFERBERLİK KADROSU

226I.

Dün

ya S

avaş

ı’nın

Seb

eple

ri ve

Osm

anlı

Devle

ti’ni

n Sa

vaşa

Giri

şi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

İNGİLİZ TEMSİLCİSİ: Biz İngiltere olarak Osmanlı'nın toprak bütünlüğü-

nü savunan politikamızı terk ederek Rusya’yla tarihi emellerini gerçek-

leştirme noktasında anlaşmaya vardık. Osmanlı topraklarının bir kısmını

ve bazı İslam memleketlerini sömürgeleştirdik .............................................

.....................................................................................................................................

.....................................................................................................................................

.....................................................................................................................................

.....................................................................................................................................

.....................................................................................................................................

FRANSIZ TEMSİLCİSİ: ...........................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

RUS TEMSİLCİSİ: ....................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

7

QQ Harita, metinler, tablo ve önceki bilgilerinizden faydalanarak aşağıdaki etkinliği yapınız.

1. GRUP

İtilaf devletleri Osmanlı Devleti’nin savaşa girmemesi, tarafsız kalması gerektiği konusunda toplantı yapmaktadırlar. Örneğe uygun olarak toplantıyı tasvir eden bir drama metni yazınız.

227

I. D

ünya

Sav

aşı’n

ın S

ebep

leri

ve O

sman

lı De

vleti’

nin

Sava

şa G

irişi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I7

2. GRUP

İttifak devletlerinden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Almanya, Osmanlı Devleti’ni kendi saf-larında savaşa dâhil etmek için toplanmışlardır. Her iki temsilcinin ağzından Osmanlı Devleti’nin kendi

saflarında savaşa girmesi gerektiğini ifade eden metin yazınız.

3. GRUP

Osmanlı Hükûmetini temsil edip neden savaşa girilmesi gerektiğini ifade eden

bir metin yazacaktır.

4. GRUP

Osmanlı Hükûmetini temsil edip neden sa-vaşa girilmemesi gerektiğini ifade eden bir

metin yazacaktır.

AVUST-MAC. İMP. TEMSİLCİSİ: ..........................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

ALMAN TEMSİLCİSİ: ..............................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

OSMANLI TEMSİLCİSİ: .........................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

......................................................................................................................................

228I.

Dün

ya S

avaş

ı’nın

Seb

eple

ri ve

Osm

anlı

Devle

ti’ni

n Sa

vaşa

Giri

şi

Sınıf: 9

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Ay’daki kratere neden İbn-i Sina adı verildi?

Dersin Amacı:

İbn-i Sina’nın bilim insanı olarak buluşlarının insanlığa katkılarını değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Türk ve İslam bilginlerinin bilim dünyasına katkılarını değerlendirir.

İBN-İ SİNA

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: İbn-i Sina’nın bilim dünyasındaki yerini fark edecektir.

QQ Birçok öğrenci: İbn-i Sina’nın hayatındaki belli başlı dönem-lerle bilimsel çalışmalarını ilişkilendirecektir.

QQ Bazı öğrenciler: İbn-i Sina’nın çalışma alanları ile buluşları-nın bilime katkısını değerlendirecektir.

B ilim insanları neden “büyük”türler? İbn-i Sina, Biruni yada Einstein isimleri neden hepimizde peşin bir

saygı uyandırır? Tarih derslerinde bilim insanlarının adları, bilinen eserlerinin adlarıyla birlikte geçer.

Hemen her lise öğrencisi İbn-i Sina ile “El Kanun Fi’t-tıb” adlı eseri eşleştirebilir. Ancak bu eşleştirme

onların ne bilimsel bir tutum kazanmalarını, ne bir bilim insanının düşünme metodolojisini nede çalışma alış-

kanlıklarını kazanmalarını sağlamaz. Yenilikçi tarih öğretmenleri kavram, olgu ya da isimleri kapalı kutular ola-

rak görmezler. Öğrencilerin hep birlikte o kutuları açmalarını ve içindekileri incelemelerini isterler. İbn-i Sina

etkinliği, öğrencilerin işbirliği yaparak İbn-i Sina ve çalışmaları hakkında çıkarımlar, sınıflamalar yapmalarını

ve Onun evrensel bilim insanı kişiliğini tanımalarını sağlamak üzere hazırlanmıştır.

•Belgeselin belirtilen bölümlerini klipler halinde hazırlayınız.(CD'ye bakınız.)

•ÇalışmaYaprağı-2ve3’üikiöğrenciye1adet;ÇalışmaYaprağı5’i beşer kişilik her gruba 1 adet olacak şekilde çoğaltınız.

•ÇalışmaYaprağı-4’teyeralanbilgilerimaddemaddekeserekkatlayınız ve büyük bir zarf veya kutu içine koyunuz. (Sınıf mevcudu fazla ise aynı maddeler çoğaltılabilir; mevcut az ise aynı kategorideki maddeler eksiltilebilir.)

•OturmadüzeniniUşeklindeyapınız.Boşkalanalanatebeşirle5 daire çizerek, içlerine aşağıdaki bilim dallarını yazınız.

1. Tıp 2. Eczacılık-Psikoloji/Psikiyatri 3. Felsefe-Mantık-Ahlak

4. Fizik-Kimya-Jeoloji 5. Matematik-Müzik-Astronomi (Bkz. Şekil 1).

QAy’daki kratere neden İbn-i Sina adı verildi?

Dr. Sezai ÖZTAŞ*, Gülşen SALGAR TURAL**

* Kırklareli Üni., Atatürk İlk. ve İnk. Tarihi Bölümü, Kırklareli** İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, İzmir

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.10 dk.

20 dk.

10-15 dk.

25 dk.

5-10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Çalışma Yaprağı-1’i yansıtınız. Anahtar soru ile derse giriş yapınız. Ardından şu soruyu yöneltiniz:

Acaba İbn-i Sina’nın hangi özellikleri, onun dünya çapında kabul gö-ren bir bilim insanı olmasını sağlamıştır?

2. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız ve soruları yöneltiniz.

3. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. Belgeselin künyesi hakkında bilgi veri-niz. Klipler halinde bölümler izleteceğinizi, belgeseli izlerken bir yan-dan da soruları yanıtlamalarını söyleyiniz.

• Klip 1’i (01.00-03.30 dk) izletiniz. İlgili soruyu yöneltiniz.

• İzletmeden Önce: Klip 2’nin başlığını söyleyerek, öğrencilerden bu bö-lümde neler anlatıldığını tahmin etmelerini ve tahminlerini gruplarıyla paylaşmalarını isteyiniz. Klip 2’yi (12.10-15.20 dk) izlettikten sonra ilgili soruları yöneltiniz.

• Klip 3’ü (19.55-22.30 dk) izletiniz. İlgili soruyu yöneltiniz.

4. İbn-i Sina ile ilgili 5 dakikalık bir canlandırma yapmak üzere gönüllü 5 öğrenci seçiniz. 5 dk. hazırlık süresi veriniz. Bu arada izleyici öğren-cilere de oyunu içerik ve sunum açısından eleştireceklerini söyleyiniz. Sunumun ardından eleştiri yapılmasını sağlayınız.

5. Çalışma Yaprağı-4’teki maddelerin yer aldığı zarftan her öğrencinin bir kâğıt çekmesini isteyiniz.

6. Öğrencilerin, çektikleri kâğıttaki bilgiyle ilişkili olan dairelere (dersten önce sınıf zeminine tebeşirle çizdiğiniz daireler) gitmesini isteyiniz. (Ba-kınız Şekil 1)

7. Her dairedeki öğrencilerin çektikleri bilgileri birbirleriyle paylaşmaları-nı isteyiniz.

8. Her biri farklı bir daireden olmak üzere öğrencilerin 5’erli grup oluştur-malarını (Bkz. Şekil 2) ve ellerindeki bilgileri paylaşmalarını isteyiniz.

9. Her gruba bir adet Çalışma Yaprağı-5 dağıtınız ve gruplardan boşlukları doldurmalarını isteyiniz.

10. Grupların, çalışma yapraklarını önce birbirleriyle paylaşmasını; daha sonra da ilginç buldukları fikirleri sınıfla paylaşmasını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

Tartışma: İbn-i Sina’nın hangi özellikleri onun dünya çapında kabul gören bir bilim insanı olmasını sağlamıştır? (Bilim dünyasına katkıları, etkilendiği ve etkilediği bilim insanlarını göz önünde bulundurunuz.)

Öğretmene Not:Metinlerin ait olduğu dairelerTıp dairesi: 10, 11, 21, 23, 24, 26, 27, 30 nolu metinler.Felsefe, mantık ve ahlak dairesi: 14, 15, 16, 17, 22, 25 nolu metinler.Fizik, kimya ve jeoloji dairesi: 1, 2, 3, 4, 5, 6 nolu metinler.Matematik, müzik, astronomi dairesi: 7, 8, 18, 19, 20, 29 nolu metinler.Eczacılık, psikoloji, psikyatri dairesi: 9, 12, 13, 31 nolu metinler.

230İb

n-İ S

ina

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

UZAYDA TÜRK İSİMLERİ

Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), alt komisyonlardan gelen önerileri değerlendirerek gökcisimlerine isim vermektedir. IAU, Ay’daki en önemli ve büyük kraterlerin isimlendi-rilmesini genellikle bilim tarihinde önemli yeri olan bilim insanları ayırmıştır. Bu isimler arasında yer alan İslam ve Türk bilginlerinden biri de İbn-i Sina’dır. Ay’daki önemli kra-terlere adı verilen diğer Türk ve İslam bilim insanları şunlardır: Uluğ Bey, Biruni, İbn-i Batuta, İbn-i Rüşt, İbn-i Yunus, Nasuruddin Tusi, Ömer Hayyam, El Hayzen, Ebül Vefa.

Kaynak: Mehmet Emin ÖZEL, “Gezegen, Göktaşı, Diğer Güneş Sistemi Gök Cisimleri İsimlendirmelerinde Türkler”, TUBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Mart-2004

İbn-i Sina'nın hangi alanlarda yaptığı çalışmalar, adının kratere verilmesine neden olmuştur?

231

İbn-

İ Sin

a

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IPULLARDA İBN-İ SİNA2

Görsellerde İbn-i Sina pullarından bazıları yer almaktadır. Pulları inceleyerek aşağıdaki soruları yanıtlayınız.

1. Sizce bu kadar farklı ülkede İbn-i Sina pulu basılmasının nedeni ne olabilir?2. İbn-i Sina Batıda hangi adla anılmaktadır?3. Pullarda İbn-i Sina’nın çalıştığı hangi alanlar, nasıl betimlenmiştir?

KUVEYT 1969 MACARİSTAN 1987

FRANSA 2005 İRAN 1992TÜRKİYE 1980

POLONYA

LİBYA 1980 MALİ 1980

SURİYE 1965 HİPOKRAT VE İBN-İ SİNAKATAR

İTALYA 2003

232İb

n-İ S

ina

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

BELGESEL İZLİYORUM

3

Belgesel Filmin Künyesi : Asya’nın Kandilleri “İbn-i Sina”

Yönetmen : Muharrem SEVİL

Yapım Yılı : 2005

Süresi : 27.07dk

1. İbn-i Sina hangi alanlarda uzmanlaşmıştır?

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

2. 10-11. yy’da yaşayan bir hükümdar olsaydınız İbn-i Sina’nın ülkenizde yaşamasını sağlamak için ona ne gibi imkânlar sunardınız?

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

Tababetin Hükümdarı (01.00- 03.30 dk)

KLİP 1

Klip izlenmeden önce: Saraydan Zindana bölümünde sizce neler anlatılmış olabilir?

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

İzlendikten sonra:

1. Tahminlerinizle gerçekte olanlar arasında örtüşen yönler nelerdir?

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

2. Yöneticilerin İbn-i Sina'nın varlığına yönelik tutumları nasıldır?

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

3. İbn-i Sina'nın rakip bir devletin yöneticileriyle mektuplaşmasının nedeni ne olabilir?

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

Saraydan Zindana (12.10-15.20 dk)KLİP 2

1. Belgeselin yönetmeni siz olsaydınız;

Ne ad verirdiniz: ......................................................................................................................................

Ne tür görsel kullanırdınız: .................................................................................................................

Kapanış cümleniz ne olurdu: ...............................................................................................................

2. Şimdiye kadar öğrendiğiniz bilgiler ışığında 5 dakikalık bir "canlandırma" yazınız.

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................

Ecel Düğümü (19.55-22.30 dk)KLİP 3

233

İbn-

İ Sin

a

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IHANGİ DAİREDEYİM?4

6. İbn-i Sina; Eş-Şifa adlı eserinde Amu Derya (Ceyhun) kıyısında Karakum Dağları ve ovasında yaptığı gözlem-lere dayanarak taş ve kaya oluşumunu; koyu çamurların, yer altı ve yer üstü sularının güneş ve depremler sırasında büyük ısı etkisiyle katılaşmasına bağlamıştır. Dağ ve tepelerin oluşumunu da depremlerde yerkü-renin bir kısmının daha çok yükselmesi, erozyon ve rüzgârların etkisiyle yerin bir kısmının aşınıp çukurlaş-ması ve bazı kısımların yükselmesi gibi sebeplere bağlıyor ki bu görüşler günümüzde de geçerlidir.

Kaynak: Gökhan ŞANS, “Geçmişten Günümüze Jeoloji Bilimi ve Jeoloji Mühendisliği”; Abdülhakim KOÇİN, “Hekimliği Bilimsel Temellere Oturtan Türk Bilgini”, Bilim ve Teknik Dergisi, Ocak 1991.

7. İbn-i Sina, Bağdat’ta Şerefü’d Devle Rasathanesi'nde yer, yükseklik, açıklık ve açıları ölçmek için kullanılan “Azimut Kadranı” denilen aleti icad etmiştir. Ayrıca, rasathanelerdeki aletlerin boyutunu büyütmeden daha dakik bir ölçüm yolu bulmuş, ancak kendisinden sonra bu hesaplama yöntemi kullanılmamıştır. Avrupa’da 17. yy’da kullanılmaya başlayan mikrometre yöntemi, onun yöntemine benzemektedir.

Kaynak: İbn-i SİNA, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin KAHYA, s. XXI; Ahmet Acıduman, İbn-İ Sinâ’nın Bilim Tarihindeki Yeri: Kuhn’ca Bir Yaklaşımla, s. 118.

1. İbn-i Sina, “Necat” (Kurtuluş) adlı eserinde hava basıncı kanunu ile ilgili temel bilgiler vermiştir. Avrupa’da hava basıncı ile ilgili çalışmalar 17. yy’da gerçekleşmiştir. Toricelli (İtalya; 1608-1647) ters çevrilmiş cam tüpteki cıva ile yaptığı deneyde atmosfer basıncını göstermiş ve bu deneyden yararlanarak barometreyi icat etmiştir.

Kaynak: Lütfi GÖKER, "Fen Bilimleri Tarihi ve Türk-İslam Bilginlerinin Yeri", Oxford Genel Kültür Ans., C:4, s. 613.

2. İbn-i Sina’ya göre fırlatılan bir taşa hareketi veren “el”dir. El, cisme bir “kasri meyil” yani hareket etme isteği kazandırır. Cismin hareketi, bu hareketi engelleyen herhangi bir unsur olmadığı takdirde hareketine devam eder. Güç kendiliğinden bitmez, hava direnci nedeniyle tükenir. İbn-i Sina’da kasr-i meyil olarak gördüğümüz terim 13. Yüzyılda impetus olarak çevrilmiştir. Bazı bilim adamları İbn-i Sina’nın bu görüşünün Newton’un (1642-1727) birinci yasasını anımsattığını vurgulasa da bazıları bunu oldukça zorlama bir iddia olarak görür.

Kaynak: Lütfi GÖKER, "Fen Bilimleri Tarihi ve Türk-İslam Bilginlerinin Yeri", s.295; İbn-i Sina, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin KAHYA, s. XXVI; Ahmet ACIDUMAN, İbn-İ Sinâ’nın Bilim Tarihindeki Yeri: Kuhn’ca Bir Yaklaşımla s. 117-120.

3. İbn-i Sina, görme fizyolojisi ve ışık konusunda, kendinden önce çalışmalar yapan Pisagor ve Aristo’nun gö-rüşlerini incelemiş, deney ve gözleme tabi tutmuştur. İbn-i Sina’ya göre görme, dıştan göze gelen ışınlarla mümkündür. Gözde görüntü meydana gelmesi tıpkı aynadaki yansıma olgusundaki gibidir.

Kaynak: İbn-i SİNA, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin KAHYA, s. XXIV-XXV.

4. İbn-i Sina simya ya da transmutasyon denilen “bir metalin başka bir metale dönüştürülmesi” teorisinin doğruluğunu deneysel yöntemlerle araştırmış ve bunu reddetmiştir. Ona göre transmutasyon imkânsızdır. Kükürt ve cıva karıştırıldığında kükürt fazla olduğunda karışımın rengi sarı, yani altın renginde; cıva fazla ol-duğunda ise beyaz, yani gümüş renginde olur. Elde edilen madde ise ne kükürt, ne de cıvadır; bir karışımdır.

Kaynak: Ahmet ACIDUMAN, İbn-i Sinâ’nın Bilim Tarihindeki Yeri: Kuhn’ca Bir Yaklaşımla s.118; Lütfi GÖKER, Fen Bilimleri Tarihi ve Türk-İslam Bilginlerinin Yeri, s. 322; İbn-i Sina, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin KAHYA, s. XXVIII.

5. İbn-i Sina’nın yaptığı bir deney: Zaç yağı ve nişadır karışımını bir şişeye koymuş ve serin bir yerde bu ka-rışımı 40 gün bekletmiştir. Daha sonra karışımın içine bir tüy atmış ve tüyün hemen yandığını görmüştür. Bu reaksiyon o sıvının ne kadar keskin ve yakıcı (kalsinasyon özelliği) olduğunu gösterir. Ancak her madde kalsinasyon sonucu kül bırakmaz; bazıları gaz haline dönüşür.

Kaynak: İbn-i SİNA, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin KAHYA, s. XXVIII.

234İb

n-İ S

ina

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

HANGİ DAİREDEYİM?

4

8. İbn-i Sina astrolojiye inanmaz. Ona göre insanların açıklayamadıkları fevkalade olgu ya da olayları açıklamak ve gelecekteki olayları önceden tahmin etmek ihtiyacı, astrolojinin doğmasına ve gelişmesine neden olmuş-tur. Gökcisimlerinin hareketleriyle bağ kurarak kişilerin geleceği hakkında ya da yeryüzünde olup bitecekler konusunda bilgi edinmek mümkün değildir. Ne Satürn uğursuzdur, ne de Jüpiter’in böyle bir özelliği vardır.

Kaynak: İbn-i SİNA, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin KAHYA, s. XXII.

9. O zamana kadar tedavinin psikolojik yönü, hekimlerden çok din adamları tarafından yürütülmekteydi. İbn-i Sina’ya göre ruh ve beden olarak iki cevher bulunmaktadır. Bunların her birinin kendine özgü hastalıkları vardır. Akıl hastalıklarının meşguliyet, şok, telkin ve müzik ile tedavisini belirterek bugünkü modern psikiyatrinin kuru-cusu olmuştur. Ayrıca ruhsal bunalımların beden (özellikle cilt) üzerinde olumsuz etkilerinden bahsetmiştir.

Kaynak: İbrahim Hakkı AYDIN, İbn Sina ve Geriatri, (Morfolojik ve Ruhi açıdan), http://e-dergi.atauni.edu.tr; Ahmet ACIDUMAN, İbn-İ Sinâ’nın Bilim Tarihindeki Yeri: Kuhn’ca Bir Yaklaşımla, s. 116.

10. İbn-i Sina “Düstur-ı Tıbbi” adlı eserinde hekimlerin bilmesi gereken belli başlı konular, dikkat etmesi ge-reken noktalar üzerinde durmuş, hastaların yaşadığı muhit ve kişisel özelliklerinin de tedavide önem taşı-dığını belirtmiştir. İbn-i Sina’nın üzerinde durduğu konulardan biri de hıfzısıhhadır (sağlığı koruma). Çünkü Hipokrat’ın da ifade etmiş olduğu gibi önemli olan hastalığın tedavisi değil, vücut sağlığının korunmasıdır. “Vasiyet’ül Hıfzı’s Sıhhat” adlı kısa eserini şiir şeklinde yazmıştır.

Kaynak: İbn-i SİNA, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin KAHYA, s. XXXII- XXXVII.

11. “Endotrakeal Entübasyon” denilen, solunum yolunu güvenlik altına almak ya da solunumu kontrol etmek amacıyla ağız veya burun yoluyla soluk borusuna tüp yerleştirme işlemini ilk kez İbn-i Sina tanımlamıştır. “El-Kanun” adlı ünlü yapıtının 3. ve 4. kitabında boğulma tedavisi için gümüş ya da altın bir boru ile bu işlemi yaptığından söz eder. Bu işlemin yapılamaması durumunda trakeostomiyi (soluk borusunun ön duvarına delik açılması) önerir.

Kaynak: M. Erdal GÜZELDEMİR, Anesteziyoloji Tarihçesi, ww.gata.edu.tr.

12. İbn-i Sina ağrı tedavisi ile ilgili olarak soğuğun anestezik (uyuşturucu), ılık ve sıcak suyun ise ağrı kesici özelliği olduğunu açıklamıştır. İbn-i Sina’nın verdiği narkotik reçetelerden biri şu şekildedir: Her birinden yarım dram (1 dram=4gr) olmak üzere fumaria (sahtere otu) afyon, banotu ile her birinden birer kırat(0.2 gr= 200mg) Hindistan cevizi, kuru embelia özü (Bring, Kabuli) kartal ağacı, sarı sabır; hepsi toz haline geti-rilerek karıştırılır. Bu tozdan içkiyle (şarap) birlikte çok az ölçüde alınır.

İbn-i Sina ayrıca cıva buharının ilaç olarak kullanılabileceğini ama aynı zamanda zehirli olduğunu tespit etmiştir.

Kaynak: M. Erdal Güzeldemir, Anesteziyoloji Tarihçesi; İbrahim Hakkı AYDIN, “Filozof İbn Sina ve Modern Nörolojik Bilimler”, http://e-dergi.atauni.edu.tr.

13. Çocukta ishal fazla ise gül, kereviz, anason ve kimyon tohumlarından yapılmış bir lapa, çocuğun karnının üze-rine tatbik edilir. Süt midede yoğunlaştığı takdirde yarı kaynamış yumurta sarısı, yumuşak ekmek veya suda pişirilmiş kavrulmuş arpa unu verilmelidir. Kabızlık ise katı balla veya az miktarda yabani nane ile karıştırılmış bal ve sade veya yanmış zambak kökünden yapılmış ilaç fitili ile tedavi edilir.

Kaynak: İbn-i SİNA, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin KAHYA, s. 236.

14. İbn-i Sina’nın düşünce sisteminin temelini “Vacib’ul Vücut: Tanrının varlığının zorunluluğu” kavramı oluştu-rur. İbn-i Sina şöyle der: “Fizik ve matematik gibi bilimlerin hiç birisi “Mutlak Varlık”tan söz etmezler. Bunlar ancak bazı varlıkların durumunu incelerler. Şu halde Mutlak Varlıktan ve ilgili konulardan söz eden bir bilime ihtiyaç olduğu açıktır. İşte o bilim ilahiyattır, metafiziktir.”

Kaynak: Şahin FİLİZ, "İslam Felsefesinde Tanrı Anlayışı Karşısında Bireyin Konumu Problemi", s. 235, http://dergiler.ankara.edu.tr; Ana Britanicca, C:16, s. 228.

235

İbn-

İ Sin

a

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IHANGİ DAİREDEYİM?4

16. İbn-i Sina önermelerinden bir örnek: “Bütün oturanlar belki ayakta durmaktadır.” Bu önerme zati (kişisel) okumaya göre doğrudur. Çünkü oturan her insan ileriki bir zamanda ayakta durma

ihtimali taşır. Bu önerme vasfi (niteliksel) okumaya göre yanlıştır. Çünkü oturanlar, otururken ayakta duruyor olamaz. İbn-i

Sina, bazen, mutlak önermelerin yanlış olabileceğini göstermek istediği için bu tür manevraları ortaya koymuştur.

Kaynak: Peter ADAMSON, Richard C. TAYLOR, İslam Felsefesine Giriş, s. 288.

17. İbn-i Sina’ya göre üç türlü kötülük vardır: 1. Bilgisizlik, zayıflık ve huy kötülüğünde olduğu gibi eksiklikten ileri gelenler 2. Elemler, kederler, iç sıkıntıları gibi ruhsal ıstıraptan ileri gelenler 3. İnsanın asıl ahlaki ve asli kötülüğüdür ki buna günah diyoruz.

Kaynak: İslam Ansiklopedisi, 5/2.cilt, s. 819.

18. Euclid’in (Öklit-MÖ 330-275) geometri kavramlarının yorumunu yapan İbn-i Sina’nın matematik felsefesi-nin kurucularından biri olduğu söylenebilir. O, matematik bilimini geometri, aritmetik, mûsikî ve astronomi diye dört bölüme ayırmıştır. Mûsikîyi aralık, nota değeri, ritim değeri, cinslerin sayısı gibi kavramların ma-tematiksel bir dil ile ifade edileceğinden dolayı matematiğe dayalı bir bilim olarak değerlendirmiştir.

Kaynak: Ahmet ACIDUMAN, İbn-İ Sinâ’nın Bilim Tarihindeki Yeri: Kuhn’ca Bir Yaklaşımla, s. 117; Kubilay KOLUKIRIK, "İbni Sinâ’nın Mûsikînin Temel Konularına Yaklaşımı ve Onun Mûsikî Anlayışında Fârâbî’nin Etkisi", C.Ü. İlahiyat Fakül-tesi Dergisi, http://nevsehir.academia.edu.

19. “Şarkı söylemek, sağlığı koruyan en iyi uygulamadır.” diyen İbn Sina’ya göre müzikal kompozisyon, aslında işitme duyumuzdan da öte, akıl gücümüze seslenir. İbn-i Sînâ, mûsikînin temel konuları olan ses ve sesin oluşumu ve fonksiyonu, mûsikînin tanımı, nağme, tizlik ve peslik, aralıkların cins ve türleri, ritim ve türleri, beste yapma ve mûsikî çalgıları hakkında düşüncelerini açıklamıştır.

Kaynak: Kubilay KOLUKIRIK, "İbni Sinâ’nın Mûsikînin Temel Konularına Yaklaşımı ve Onun Mûsikî Anlayışında Fârâbî’nin Etkisi", C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, http://nevsehir.academia.edu; Uluslararası İbn Sînâ Sempozyumu, 22-24 Mayıs/May 2008, Sempozyum İzlenim ve Değerlendirmeleri, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi.

20. İbni Sina nağmeyi: “Nağme (nota), bir müddet tizlik ve peslik sınırında duran ve insan tabiatının kendisinden hoşlandığı sestir.” şeklinde tanımlar. Ona göre gerginlik, güç, yüzeyin pürüzsüzlüğü ve sesi taşıyan havada-ki dalga parçalarının sıklığı (ses dalgasının frekansının yüksekliği) seste tizliğin yakın sebepleridir. Pesliğin sebepleri de bunların zıttıdır. Tizliğin uzak sebepleri ise ses çıkaran şeyin sertliği, pürüzsüzlüğü, kısalığı, gerginliğidir; nefesli bir çalgı ise havanın çıktığı yerin darlığı veya bu yerin üflenen yere yakınlığıdır. Pesliğin uzak sebebi ise bunların zıddıdır.

Kaynak: Kubilay KOLUKIRIK, "İbni Sinâ’nın Mûsikînin Temel Konularına Yaklaşımı ve Onun Mûsikî Anlayışında Fârâbî’nin Etkisi", C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi; http://nevsehir.academia.edu.

15. İbn-i Sina şöyle bir düşünme deneyi önerir: “Önce yeni yaratılmış ancak bir yetişkinin bütün akli yetenek-lerine sahip olduğunu düşün. Daha sonra dingin bir havada yüzdüğünü; kol ve bacaklarının iki yana açılmış halde birbirlerine değmediklerini; gözlerinin, başka bir şeyi görmeye engel olacak şekilde bir zar tarafından örtülmüş olduğunu ve diğer duyu organlarının da bir nesneyi algılayamayacak durumda bulunduklarını dü-şün. Duyu algısından tamamen yoksun olduğun ve fiziki hiçbir şeyin farkında olmadığın bir durumda kendi varlığını tasdik edebilir misin?” İbn-i Sina, bu şartlar altında bile her birimizin kendi varoluşumuzu şüphe duymaksızın tasdik edeceğimizi iddia eder. Descartes’in (Dekart, 1596-1650) “Cogito ergo sum: Düşünü-yorum, öyleyse varım.” şeklinde özetlediği düşünceleri, İbn-i Sina’nın havada yüzen adam (uçan adam; el insanu’t-tair; flying man) fikrine benzer.

Kaynak: Peter ADAMSON, Richard C. TAYLOR, İslam Felsefesine Giriş, ss. 115- 341; George Sarton, “İbn-i Sina Hekim Bilgin ve Filozof”, Felsefe Dünyası, S: 13, 1994, s. 83.

236İb

n-İ S

ina

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

HANGİ DAİREDEYİM?

4

21. İbn-i Sina, menenjitin iki farklı şekilde; beynin kendisinden kaynaklanan tümörlerden ve iltihaplanmasından veya vücudun bir başka yerinde ortaya çıkan mikrobik bir hadisenin beyne yayılmasından oluştuğunu bin yıl öncesinden keşfederek tanımlamış; nörolojide hala etkinliğini sürdüren bazı terimleri kazandırmıştır. Örnek: “Vermis-beyin ölümü”.

Kaynak: İbrahim Hakkı AYDIN, “Filozof İbn Sina ve Modern Nörolojik Bilimler”, http://e-dergi.atauni.edu.tr.

22. İbni Sina kendisi hakkında şöyle diyor: “Aristo’nun metafiziğe dair bir kitabını belki kırk defa okuduğum hal-de anlayamamış ve ümitsizliğe düşmüştüm. Bir gün mezatta bir kitap satılıyordu. Dellal bu kitabı almamı tavsiye etti. Bu, Farabi’nin metafizik meselelerine dair bir kitabı idi. İşe yaramaz diye kitabı almak isteme-dim. Fakat dellal, sahibinin paraya ihtiyacı olduğundan ucuza alınabileceğini söyleyerek ısrar etti. Kitabı aldım. Eve dönünce hemen okumaya koyuldum. O vakte kadar bir türlü anlayamamış olduğum metafiziği derhal kavradım. Allah’a şükrederek secdeye kapandım, fakirlere sadaka dağıttım.” Bu sözler gösteriyor ki İbn-i Sina felsefi bilgisinin temellerini Farabi’ye borçludur.

Kaynak: İslam Ansiklopedisi, 5/2. Cilt, Eskişehir 2001, s. 808.

23. İbn-i Sina’nın El-Kanun Fi’t-Tıbb (Tıbbın Kanunları) adlı eseri büyük ölçüde Roma İmp. döneminde yaşamış Yunan hekimlerinin bulguları ile Arapça kaynaklara ve İbn-i Sina’nın kendi deneyimlerine dayanan sistematik bir ansiklopedidir. Beş kitaptan oluşan eser, hem Doğu’da hem Batı’da tıp okullarında uzun yüzyıllar el kita-bı, ders kitabı olarak okutulmuştur. Dr. William Osler’e göre uzun süre tıbbi bir İncil olarak kullanılmıştır. 5 kitaptan oluşan bu eserin ilk Latince çevirisi 13. yy’da yapılmış, sonraki yüzyıllarda İbranice, Almanca, İngiliz-ceye ve Özbekçeye çevrilmiştir. Osmanlıca çevirisi Tokatlı Mustafa Efendi tarafından 18. yy’da yapılmıştır.

Kaynak: Ana Britanicca, C:16, s. 228; İbn-i SİNA, El-Kanun Fi’t-Tıbb, Birinci Kitap, Türkçeye Çev: Esin Kahya, s. XVIII, XXXVIII-XL; Sonnur ÖZCAN, Bilginler Bilgini İbn-i Sina, s. 87.

24. İbn-i Sina’nın El-Kanun Fi’t-Tıbb (Tıbbın Kanunları) adlı eserinin Latince bir çevirisinin kapağındaki resimde İbn-i Sina (Avicenna) tıbbın hükümdarı olarak tahtta oturmakta, solunda Hipokrat, sağında Galenos yer almaktadır: “Tıp yoktu, onu Hipokrat yarattı; ölmek üzereydi, Galen onu ye-niden canlandırdı; dağınıktı, Razi onu bir araya getirdi; ek-sikti, İbn Sina onu tamamladı.”

Kaynak: Hipokrat (MÖ 460-370), Galen (MS 129-201), Razi (865-925), İbn-i Sina (980-1037).

Arslan TERZİOĞLU, “İbn-i Sina”, Bilim ve Teknik Dergisi, Mart 1983; İbrahim Hakkı AYDIN, “Filozof İbn Sina ve Modern Nörolojik Bilimler”, http://e-dergi.atauni.edu.tr.

25. İbn-i Sina “Eş-Şifa” adlı eserinde mantık, doğa felsefesi, coğrafya, meteoroloji, mineraloji, psikoloji, bota-nik, biyoloji, matematik, geometri, aritmetik, müzik, astronomi ve ilahiyat gibi disiplinlere dair birikim ve düşüncelerini bir plan dâhilinde açıklamıştır. Bu plan, konuyla ilgili ilk çağ bilim adamları ve filozoflarının görüşlerinin anılması, bu görüşlerin tahlilinin yapılması ve konuyla ilgili nihai bilgilerin kaydedilmesi şek-linde olmuştur. Sözgelimi mantıkta Aristo'dan, geometride Euclides`ten (Öklid), coğrafyada Ptolcmy'den (Batlamyus) yararlanmış, bununla birlikte özellikle doğa bilimleri, ilahiyat ve mantık konularında kendi ba-şarılarına atıfta bulunmuştur. Will Durant, Eş-Şifa için “Tek kişi tarafından yazılan bu bilim, felsefe ve teoloji ansiklopedisi, tüm orta çağ tarihinde görülen en büyük entelektüel başarıdır.” İfadesini kullanmıştır.

Kaynak: Ahmet Kamil CİHAN, “İbn-i Sina’nın eş-Şifa Adlı Eseri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 7, Yıl: 1996, s. 175; Will Durant, Persia In The History Of Civilization, http://www.pdfcari.com.

237

İbn-

İ Sin

a

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IHANGİ DAİREDEYİM?4

27. İbn-i Sina anatomiye yönelik modern klinik yaklaşımının öncülüğünü yapmıştır. Kan dolaşımını kanıtlayan William Harwey’den (1578-1657) altı yüzyıl önce, kalbin kasılması ve gevşemesi sırasında atardamarın ha-reketlerini anlatmıştır. Gözün anatomisi ve bakımı ile ilgili yeni çalışmalar yapmış, tendon düzeltme uygu-lamalarını halkın anlayacağı duruma getiren ilk doktor olmuştur.

Kaynak: Mohammadali M Shoja and R Shane Tubbs, “The History of Anatomy in Persia”, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2100290/

28. İbn-i Sina, hastalarının bünyelerine, mizaçlarına, aldıkları gıdalara, yaşayışlarına, yaptıkları beden hareket-lerine dikkat etmiştir. Hastaları muayene ederken hastanın vücudunu baştan ayağa tetkik etmek, dalak ve karaciğeri elle yoklamak, nabız ve idrar kontrolü yapmak konularıyla ilgili ayrıntılı bilgiler vermiştir. Ayrıca şişmanlık ve zayıflıkla ilgili açıklamalar yapmış; perhiz (diyet) spor yapma, hamama gitme, çok tuzlu ye-mekten kaçınma gibi önerilerde bulunmuştur.

Kaynak: İbrahim Hakkı AYDIN, İbn Sina ve Geriatri, (Morfolojik ve Ruhi açıdan), http://e-dergi.atauni.edu.tr/; Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Tıp Tarihi Ders Notları, www.ctf.edu.tr.

26. İbn-i Sina yüz felçleri, beyinsel inmeler, bağırsaklara yerleşen parazitleri, sarı-lığın çeşitlerinin nedenlerini açıklamış, vebanın yayılmasında sıçanların rolünü sezmiş, beyinde tümör oluşabileceğini belirtmiş, bazı bulaşıcı hastalıkların pla-senta yoluyla (anneden bebeğe) geçebildiğine dikkat çekmiştir. Kanseri hacmi gittikçe artan ve kökleri civar hücreler içine sokulan bir ur olarak tarif etmiştir. Diyabetin tüm belirtilerini tetkik etmiştir. Yanda sindirim sistemini gösteren re-sim, İbn-i Sina’nın El-Kanun Fi’t Tıbb (Tıbbın Kanunları) adlı kitabında yer almak-tadır.

Kaynak: Ayten ALTINTAŞ, Tıp Tarihi Ders Notları, www.ctf.edu.tr; İbrahim Hakkı AYDIN, “Filozof İbn Sina ve Modern Nörolojik Bilimler”, http://e-dergi.atauni.edu.tr; görsel: http://tr.wikipedia.org.

31. İbn Sina, hastalarını müzikle tedavi etmeyi denemiş ve olumlu sonuçlar almıştır. İntihar, fobiler, kara sevda gibi sorunlara kendine özgü çözüm yolları bulmuştur. Zamanına göre çok derin bir psikiyatrı, bilgisine sahip olan İbn-i Sina, psikosomatik (psikolojik kaynaklı fiziksel şikayetler) hastalıklardan anlayan en iyi hekim olarak kabul edilmiştir.

Kaynak: Uluslararası İbn Sînâ Sempozyumu, 22-24 Mayıs/May 2008, Sempozyum İzlenim ve Değerlendirmeleri, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi; Prof. Dr. Ayten ALTINTAŞ, Tıp Tarihi Ders Notları, www.ctf.edu.tr.

30. İslam tıbbının ve İbn-i Sina’nın etkileri İslam egemenliği altında bulunan Sicilya ve özellikle İspanya yoluyla Avrupa’ya ulaşmıştı. Çeşitli akınların Bizans ile Avrupa’nın ilişkisini kesmesine bağlı olarak unutulan Yunan kaynakları (örneğin Aristo) bu yollarla batıya girmiştir. 12. Yüzyılda İslam tıp yazılarının yerine göre doğru-dan, ama daha çok özellikle Musevi çeviricilerin Arapça'dan Latince'ye çevirdiği eserler aracılığıyla Batı’da yayıldığını görüyoruz.

Kaynak: Yaman Örs, "Yüzyıllar Geçtikten Sonra Bakılınca Tıp Evrimi İçinde İbn-i Sina", TUBİTAK Bilim ve Teknik Dergi-si, Mayıs 1980, s.20.

29. Tarih, coğrafya, matematik, astronomi, fizik, tıp, felsefe alanlarında çalışmalar yapan Biruni (973-1061), çağdaşı olan İbn Sina'ya (980-1057) “tabiat, tümel ruh, güneş ve ayın canlılık açısından durumu, irade ve yokluk” hakkında sorular sormuş, İbn-i Sina’nın cevaplarına bazı hususlarda itirazlarda bulunmuştur. İbn-i Sina gibi Biruni’nin ismi de Ay'daki kraterlerden birine verilmiştir.

Kaynak: İbrahim Agah ÇUBUKÇU, “Biruni”, http://dergiler.ankara.edu.tr/; Mehmet Emin ÖZEL, “Gezegen, Göktaşı, Di-ğer Güneş Sistemi Gök Cisimleri İsimlendirmelerinde Türkler”, TUBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Mart-2004.

238İb

n-İ S

ina

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

BEN OLSAYDIM…

5?BİLİM İNSANI

OLSAYDINIZ…

Aşağıdaki kutucukları zaman ve yer sınırlaması olmadan bir bilim insanı olduğunuzu düşünerek

grup arkadaşlarınızla birlikte doldurunuz.

HANGİ BİLİM DALLARIYLA İLGİLENMEK İSTERDİNİZ?

HANGİ BİLİM İNSANI YA DA İNSANLARIYLA ÇALIŞMAK İSTERDİNİZ?

HANGİ KONULARDA ÇALIŞMALAR YAPMAK İSTERDİNİZ?

NEYİ KEŞFETMEK/İCAD ETMEK İSTERDİNİZ?

239

İbn-

İ Sin

a

OT

UR

MA

PL

AN

I

Şekil 1

Tıp

FelsefeMantıkAhlak

FizikKimyaJeoloji

EczacılıkPsikolojiPsikiyatri

MatematikMüzik

Astronomi

Şekil 2

240İb

n-İ S

ina

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 40 dk.

Anahtar Soru:

Kadınlar hakları niçin neler yaptı?

Dersin Amacı:

Yazılı kaynaklardan yararlanarak II. Meşrutiyet Dönemi Osmanlı kadınlarının sosyal ve ekonomik durumlarını değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

[Meşrutiyet Döneminde] Osmanlı toplumunda meydana gelen değişimleri analiz eder.

KADIN OLMAK HEP ZORDU

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: II. Meşrutiyet dönemi kadın sorunlarının ve taleplerinin farkına varacaktır.

QQ Birçok öğrenci: II. Meşrutiyet dönemi kadınlarının haklarını kazanmak için neler yaptıklarını kavrayacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: II. Meşrutiyet dönemi kadınlarının sorun ve taleplerinin sosyal ve ekonomik gerekçelerini değerlendire-ceklerdir.

K adın-erkek eşitsizliği sadece günümüzün sorunu mudur? Tarih boyunca ataerkil toplum yapılarının hâkim olduğu dünyanın hemen hemen tüm coğrafyalarında kadınlar çeşitli şekillerle haklarından mahrum bırakılmışlardır. Türkiye’de genellikle kadın haklarındaki taleplerin Cumhuriyet’le başladığı

gibi bir algı vardır. Bu etkinlikte öğrenciler kadınların sosyal ve ekonomik haklarını Cumhuriyet’ten daha önceki dönemlerde dile getirmeye başladıklarını ve bunlar için mücadeleye giriştiklerini öğreneceklerdir. Bu sayede yenilikçi öğretmenler yaşamdaki herşeyin belirli bir tarihsel bağlamda düşünülmesi gerektiğini öğrencilerine kazandıracaktır. Özellikle II. Meşrutiyet’e odaklanan bu etkinlikle öğrencileriniz kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konularının tarihsel arka planına vakıf olarak değişim ve sürekliliği fark edebileceklerdir. Yüzyıl öncesiyle günü-müzde tartışılan konuların benzerliklerini, arzu edilen değişimin neden gerçekleşmediğini sorgulayacaklardır.

Çalışma Yapraklarını grup sayısınca çoğaltınız.

QKadınlar hakları için neler yaptı?

Dr. Meliha KÖSE*

* Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Ankara

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

15 dk.

10 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencileri en az 5 kişilik cinsiyet açısıdan heterojen gruplara ayırı-nız.

• Çalışma Yaprağı-1, 2, 3, 4'ü gruplara her öğrenciye bir yaprak gele-cek şekilde dağıtınız. Öğrencilerin bilmedikleri kelimelerin anlamla-rını söyleyiniz.

2. Öğrencilerden çalışma yapraklarını okumalarını ve buradaki metinde bahsedilen kadın hakları konusunun ne olduğunu arkadaşlarına anlat-malarını isteyiniz.

3. Öğrencilerin çalışma yapraklarındaki soruları cevaplamalarını isteyiniz. Her öğrencinin bir seferde bir çalışma yaprağındaki tek bir soruyu ce-vaplamasını isteyiniz. Her bir soru cevaplandığında gruptaki öğrenciler çalışma yapraklarını birbirleriyle değiştirecektir. Bu şekilde gruptaki her öğrenci her bir çalışma yaprağını görecek, bir soruyu cevaplamış ve diğer arkadaşlarının cevaplarını görmüş olacaktır. Öğrenciler son soru-ya grup olarak cevap vermelidir.

3. Çalışma Yaprağı-5’i gruplara dağıtınız. Grubun soruları ortak olarak yanıtlamasını isteyiniz.

4. Her grubun kadın hakları konularından biri hakkında gazete manşeti hazırlamalarını ve sınıfla paylaşmalarını sağlayınız

İŞLE

NİŞ

242Ka

dın

Olm

ak H

ep Z

ordu

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

QQ Kaynak: Bir Dergi Makalesi

Dokumacılıkta kol yoracak zaman geçti. Artık ameli işlerden usandık. Bir parça zihinleri-

mizi işletelim.

İğne ipliğimizle beraber biraz fikirlerimiz, kalplerimiz de yorulsun. Fikr-i acizanemce bir

kız az çok her fennin, her ilmin temel kanunlarını okumalı, öğrenmelidir.(…) genel tahsili

erkelerin ki kadar kuvvetli ve itinalı olmalı: Kadınların zaruri ihtiyaçlarından olan el işle-

riyle beraber fen derslerine de çalışmalı yeryüzü üzerinde geçen olaylar tümü hakkında

bir fikir edinmelidir.

Kaynak: İsmet Hakkı HANIM, “Kadınlarımız ve Maarif”, Demet, 1908, Sayı 2.

Q Kaynakta II. Meşrutiyet Dönemi kadın hakları konusunda:

1. Hangi haklardan bahsediliyor?

...............................................................................................................................................................................................

2. Niçin bu haklar isteniyor?

...............................................................................................................................................................................................

3. Kaynakta dile getirilen talepler Osmanlı Devleti'nde yaşayan bütün kadınların ihtiyaç ve taleplerini ne

ölçüde yansıtmaktadır?

...............................................................................................................................................................................................

4. Kaynakta hangi sınıfların talepleri dile getiriliyor?

...............................................................................................................................................................................................

5. Siz nasıl bir çözüm önerirdiniz?

...............................................................................................................................................................................................

6. Sizce Türkiye’de kadınlar bu hakka ulaşmakta başarılı oldu mu?

...............................................................................................................................................................................................

243

Kadı

n Ol

mak

Hep

Zor

du

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

QQ Kaynak: Bir Dergi Makalesi

“Size yeni bir adımımızı müjdeliyorum. Posta ve Telgraf Nezareti, Ferîde Yaver Hanım is-

minde bir hemşiremizi pul memurluğuna kabul etmekle bize yeni bir faaliyet sahası açtı.

Bugün Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti namına kendisini tebrike memur olduğum Fe-

ride Yaver Hanım’ı görmek için gittiğim zaman bilseniz ne büyük bir saadet hissediyordum.

Evvelden yol üzerinde duran ve mini mini bir kafesi andıran pul satışına mahsus baraka

içine nakil olunmuş hemşiremiz Feride Hanım’da o zarif kafesin faal bir bülbülü gibi mü-

racaat edenlere nezaketle pul veriyor, vazifesini olgunluk ve vakarla yerine getiriyordu.

Kendisini tebrik ettim. Ve aradan çekildiğim zaman şimdiye kadar zavallı kadınlığı hain

pençesi içinde sıkan tembelliğe diş bileyerek diyordum:

- Artık seni ayaklarımız altına alıyoruz. Bizi ezemeyeceksin hain tembellik.

Evet şimdiye kadar ezildik, ezildik, ezildik ve bu ezildiğimizin başlıca sebebi de hep geçimi-

mizin yalnız erkekler tarafından te’min olunmasıdır. Eğer bizde çalışmış olsak eğer biz de

kazansak o zaman bu kadar âciz olmayız.

Kaynak: Aziz HAYDAR, “Kadınlığın Yeni Bir Hatvesi Daha”, Kadınlar Dünyası, 1914, 152. Sayı.

Q Kaynakta II. Meşrutiyet kadın hakları konusunda:

1. Hangi haklardan bahsediliyor?

...............................................................................................................................................................................................

2. Niçin bu haklar isteniyor?

...............................................................................................................................................................................................

3. Bu hakka nasıl ulaşmayı planlıyor, ön görüyorlar?

...............................................................................................................................................................................................

4. Siz nasıl bir çözüm önerirdiniz?

...............................................................................................................................................................................................

5. Sizce Türkiye’de kadınlar bu hakka ulaşmakta başarılı oldu mu?

...............................................................................................................................................................................................

244Ka

dın

Olm

ak H

ep Z

ordu

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

QQ Kaynak: Bir Dergi Makalesi

İşte acizane tenkid etmek istediğim bir yön daha! Erkeklerin fıtraten, aklen kadınlara üs-

tünlüğü neden iddia ediliyor? Çünkü onlar daha iyi tahsil ediyor, yaratılış zekalarını sanat,

fen ile tamamlıyorlar. Bu halde henüz aynı takviyeyi göremeyen kadınları, onlardan aşa-

ğıdır diye küçümsemek pek insaflı olamaz zannederim. Hususiyle bu yakıştırma hem

cinslerinden ortaya çıkarsa acı ve hayret verici olur. Madam Küri bugün Sorbon’da ders

veriyor, Fransa hukuk, tıb mektepleri erkek kadar kadın talebe sayıyor. Pek beğenilen

İngiltere’de Sufrajetlerin (20. yy’ ın başlarında Büyük Britanya ve ABD’de pasif direniş,

kamu toplantılarını bölme, açlık grevi yapma gibi yollarla kadınların seçme ve seçilme

hakkını savunan, kısmen organize olmuş radikal kadın hakları savunucuları) güç ve daya-

nıklılıkları pek büyüktür. Bunlar bize açıkça göstermiyor mu ki kadınlar da erkekler kadar

terakki ve tealiye yetenekli.

Kaynak: İsmet Hakkı HANIM, “Kadınlarımız ve Maarif”, Demet, 1908, Sayı 2.

Q Kaynakta II. Meşrutiyet kadın hakları konusunda:

1. Hangi haklardan bahsediliyor?

...............................................................................................................................................................................................

2. Niçin bu haklar isteniyor?

...............................................................................................................................................................................................

3. Bu hakka nasıl ulaşmayı planlıyor, ön görüyorlar?

...............................................................................................................................................................................................

4. Siz nasıl bir çözüm önerirdiniz?

...............................................................................................................................................................................................

5. Sizce Türkiye’de kadınlar bu hakka ulaşmakta başarılı oldu mu?

...............................................................................................................................................................................................

245

Kadı

n Ol

mak

Hep

Zor

du

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

QQ Kaynak: Bir Dergi Makalesi

Cemiyetler teşkiline biz de çalışıyoruz; lakin mektebler içün te’sis değil, hatta mevcud-

larını da ziyaret edemiyoruz. Halkımızın taassubu biraz daha takviye edilirse kadınların

sokakta gezmelerine bile mani olacaklar. Selanik gibi oldukça medeni bir şehirde sokakta

biraz süslenmiş bir kılıkla gezen Müslüman kadınlar bir takım erkekler tarafından bıçakla

tehdit ediliyor.

Kaynak: Zekiye, “Kimden istimdâd Edelim?” Mehasin, 9. sayı, s. 835-839, Ocak 1909

Q Kaynakta II. Meşrutiyet kadın hakları konusunda:

1. Hangi haklardan bahsediliyor?

...............................................................................................................................................................................................

2. Niçin bu haklar isteniyor?

...............................................................................................................................................................................................

3. Bu hakka nasıl ulaşmayı planlıyor, ön görüyorlar?

...............................................................................................................................................................................................

4. Siz nasıl bir çözüm önerirdiniz?

...............................................................................................................................................................................................

5. Sizce Türkiye’de kadınlar bu hakka ulaşmakta başarılı oldu mu?

...............................................................................................................................................................................................

246Ka

dın

Olm

ak H

ep Z

ordu

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

QQ Kaynak: Güncel Bir Araştırma

Kazete'nin yaptığı bir anket sonucuna göre, Türk öğrenciler ve yabancı öğrenciler, ülkele-

rinde yaşayan kadınların en büyük sorunu olarak 'eğitimsizliği' gösterdiler. Türk öğrenci-

ler, kadınların, diğer önemli sorunları olarak ise 'aile içi şiddet', 'ekonomik özgürlüklerinin

olmayışı', 'töre ve namus cinayetlerini sıraladı.

Kaynak: Kazete, 2009-04-11

Q Günümüzde kadın sorunları konusunda yukarıdaki metne katılıyor musunuz?

1. Hangi sorunlar devamlılık göstermektedir?

2. Hangi sorunlar sona ermiştir?

3. Hangi yeni sorunlar gündeme gelmiştir?

4. II. Meşrutiyet Döneminde görülmeyen türde sorunların bugün yaşanılmasının nedeni ne olabilir?

247

Kadı

n Ol

mak

Hep

Zor

du

Sınıf: 7

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Neden mülteci olunur?

Dersin Amacı:

Mülteci sorununu ekonomik, siyasi, sosyal ve etik açıdan değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Örnek incelemeler yoluyla göçün neden ve sonuçlarını tartışır.

MÜLTECİ OLMAK

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Mülteciler sorununun evrensel bir insani sorun olduğunu fark edecektir.

QQ Birçok öğrenci: Mülteci sorununu ortaya çıkaran faktörleri açıklayacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Mülteci sorununu ortaya çıkarak faktörleri analiz ederek çözüm önerileri sunacaktır.

Doğduğumuz yerde yaşamamızı ne engelleyebilir? Eğer aklınıza hemen bir ya da iki neden geliyorsa,

bu etkinliğe siz de katılmalısınız. Çünkü, insanları bir başka ülkede yaşamaya zorlayan nedenler

karmaşık, çok boyutlu ve değişkendir. “Mülteci Olmak” etkinliği ile öğrenciler, mültecilerle empati

kuracaklar, onların hayatlarını etkileyen o karmaşık, çok boyutlu ve değişken nedenler üzerinde çalışacaklar

ve yukarıdaki soruya uzun açıklamalar getireceklerdir. Bu açıklamalar, mültecilerin yaşadıkları sorunlarla ilgili

sınıflamalar, karşılaştırmalar içerecektir. Öğrenciler, üzerinde çalıştıkları tekil örneklerden ilke ve genelle-

meler türetecekler, üstelik bunları yaparken etkinlik esnasında oynayacakları "Mülteci Oyunu" ile mültecilerin

karşılaştıkları zorlukları tecrübe etme imkanı bulacaklardır. Böylece mültecilik sorununun insani yönünü ele

alacak ve çözüm yolu bulabilmek için öneriler sunacaklardır.

• Çalışma yapraklarını ve bilgi notunu grup sayısınca çoğaltınız.• Grup sayısı kadar zar ve her oyuncu için farklı renkte jeton/pul

hazırlayınız.

QNeden mülteci olunur?

Dr. Ahmet DOĞANAY*

* Çukurova Üni., Eğitim Fakültesi, Adana

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

10 dk.

5 dk.

5 dk.

5 dk.

5 dk.

15 dk.

15 dk.

15 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Çalışma Yaprağı-1’i dağıtınız. İmkânınız varsa resimleri yansıtınız. Aşağıdaki soruları yöneltiniz:

• Resimlerdenelergörüyorsunuz?• Resimlerdekiinsanlarnereyegidiyorolabilirler?

2. Öğrencilerinizi 4-5 kişilik gruplara ayırınız.3. Çalışma Yaprağı-2’yi gruplara dağıtınız ve incelemelerini isteyiniz.4. Öğrencilerinizden grup halinde bu örneklerdeki insanların ortak yaşan-

tılarını bulmalarını isteyiniz. Grupların buldukları ortak yaşantıları tah-taya yazınız. Bunlar aşağıdaki gibi olabilir:

• Yaşanılanülkedebaskıvezulümgörme,• Yaşamıngüvendeolmaması• Dahagüvenlibiryeriçinülkeyiterketme• Yabancıbirülketarafındankabuledilme5. Çalışma Yaprağı-3’ü öğrencilerinize dağıtınız. Örnekleri incelemelerini

ve daha önce çalışma yaprağı-2’de verilen örneklerle karşılaştırmaları-nı isteyiniz.

6. Daha önce belirlenen ayırt edici özelliklerin hepsinin iltica olmayan göçlerde bulunup bulunmadığını sorunuz.

7. Örnek iltica olaylarının diğerleriyle aralarındaki farklar belirlendikten sonra, her bir gruptan, mülteci kavramını tanımlamalarını isteyiniz.

• "Mülteci ……………dir."8. Çalışma Yaprağı-4’ü gruplara dağıtarak, kendi tanımlarıyla, BM’nin ta-

nımını karşılaştırmalarını isteyiniz. 9. Bilgi Notu'nu dağıtınız. Gruplar bilgileri inceledikten sonra, aşağıdaki soruları tartışmalarını

isteyiniz;• Mülteciolaylarıençokdünyanınhangibölgelerindeyaşanmaktadır?• Mülteciolaylarınınençokyaşandığıülkelerinsosyal,ekonomik,siyasi

verileri göz önüne alındığında, bu verilerin hangilerinin mülteci olayla-rıyla ilişkili olduğu söylenebilir?

• Mülteciliğenedenolankoşullarnelerolabilir?10. Mülteci Oyunu: Her gruba mülteci oyununun malzemeleri olan üzerin-

de mülteci yolu bulunan birer karton, zar ve her oyuncu için birer renkli jeton dağıtınız. Yönergede belirtilen şekilde oyunu oynatınız. Oyun ta-mamlandıktan sonra aşağıdaki soruların tartışılmasını sağlayınız:

• Buoyunuoynarkenbaşınızageleniyişeyleroldumu?Olduysabunlarnelerdir?

• Buoyunumoralbozucubuldunuzmu?Niçin?• Buoyundaolanlar,gerçekyaşamdabaşınızagelseydi,kendinizinasıl

hissederdiniz? 11. Etkinlikleriniz bittikten sonra Çalışma Yaprağı-5'i gruplara dağıtınız.

Çalışma yaprağında istenilen boşlukları grupların doldurmasını sağla-yınız. Bu çalışmada istasyon tekniği de uygulanabilir. Bu çalışma bitti-ğinde çalışma yapraklarını sınıfta görülebilecek yerlere asınız ve öğren-cilerin incelemesini sağlayınız.

İŞLE

NİŞ

250M

ülte

ci O

lmak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Q Zaman içinde farklı coğrafyalarda gerçekleşmiş mülteci olaylarından görüntüler.

251

Mül

teci

Olm

ak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2ÖRNEK MÜLTECİ OLAYLARI

1972’de Malawi Kongre Partisi lideri ve Başbakan Hastins Bonda’nın ülkedeki Yahova Şahitlerini itham etmesi sonu-

cu, genç parti üyelerinin saldırısı nedeniyle 10 000 Yahova Şahidi ülkeyi terk ederek Zambia’nın doğu kesimine kamp kurdular ve Zambia’dan sığınma istediler.

1978’de aşağı yukarı 70 000 Burma’lı müslüman Bangladeş’e kaçmak zorunda kaldı. Burmalı müslümanlar Burmalı si-

lahlı kişiler tarafından tecavüz, işkence, ölüm gibi muamelelerle karşı karşıya kalmışlardı.

Vietnam Savaşı 1975’te sona erdiğinde, on binlerce Güney Vietnamlı, toprakları Kuzey Vietnamlılarca kontrol altına

alındığından, güvenliklerinden endişe ettikleri için değişik ülke-lere iltica ettiler.

Sudan’da yerel ve Arap kabilelerinin hayvancılıkla geçindiği bölgede, su kaynakları ve otlakların paylaşımı konusunda-

ki uyuşmazlıklar, kuraklığın etkisiyle büyümüş, 2003 yılında yerel bir isyanın ardından, bölgedeki kabileler ile hükümet tarafından kurulan ve desteklenen milli kuvvetler (Cancavit) arasında çatış-malar başlamıştır. Darfur nüfusunun üçte biri, yaklaşık 2 milyon insan, zorla yerinden edilmiş, yüz binlerce insan öldürülmüştür. Zulüm ve işkenceden kaçan yaklaşık 300 bin kişi komşu ülke Çad’a sığınmıştır.

Şili’de 11 Eylül 1973 tarihinde general August Pinochet, Salva-dor Allende hükümetini devirerek yönetime el koymuştur. Tüm

devlet birimleri askeri birlikler tarafından işgal edilmiştir. Ülkede yetkileri cunta lideri Pinochet devralmıştır. Askeri birlikler kuzey Şili’nin en tenha bölgelerinde ve Patagonya’nın yerleşimi seyrek yer-lerinde toplama kampları oluşturulmuştur. Cuntaya muhalif olanlar işkencelerde öldürüldü ya da uçaklardan denize atılmıştır. Binlerce Şili’li kötü muamele, can güvenliği ve insan hakları ihlallerinden do-layı yurt dışına kaçarak, komşu ülkelerden sığınma istemişlerdir.

252M

ülte

ci O

lmak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

İLTİCA OLMAYAN GÖÇLER

Yeni bir yere göç eden herkes mülteci değildir. Örne-ğin, aşağıdaki durumlarda göç eden insanlara mülteci olarak adlandırılmazlar.

Q Ekonomik ya da diğer nedenlerle ülkenin başka bir böl-gesine göç eden insanlar. Örneğin, işsizlik nedeniyle Türkiye'nin değişik bölgelerinden büyük şehirlere göç eden vatandaşlar.

Q Ülkesinde adi suçlar işledikten sonra diğer bir ülkeye kaçan insanlar.

Q Diğer bir ülkeye çalışma amacıyla giden ve orada yerle-şen kimseler. Örneğin, Almanya’ya giden ve orada yer-leşen Türk işçiler.

Q Bir ülkenin vatandaşlığını kendi isteğiyle bırakan ve başka bir ülkenin vatandaşlığına geçen kişiler.

253

Mül

teci

Olm

ak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4BİRLEŞMİŞ MİLLETLER MÜLTECİ TANIMI

QQ Kaynak 1: BM Mültecilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme, 1951

Mülteci: "Irkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri

nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden

ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişi"dir.

www.unhcr.org.tr (13.01.2011 tarihinde erişilmiştir).

Q Kendi tanımınızla yukarıdaki tanımın benzer ve farklı yönlerini yazınız.

Farklılıklar Benzerlikler

............................................................................ ............................................................................

............................................................................ ............................................................................

............................................................................ ............................................................................

254M

ülte

ci O

lmak

BİL

NO

TU

MÜLTECİ VEREN ÜLKELER BİLGİ FORMU

ÜLK

ESI

ĞIN

ILA

N

ÜLK

ELER

LTEC

İ SA

YISI

YÖN

ETİM

ŞE

KLİ

ETN

İK Y

AP

ID

İNİ Y

AP

NEM

Lİ T

AR

İHİ

OLA

YLA

R

OK

UR

-YA

ZAR

O

RA

NI

KİŞ

i BA

ŞIN

A

ŞEN

G

SMH

OR

TALA

MA

Ö

R (Y

ıl)

Afga

nist

anİr

an/P

akis

tan/

H

indi

stan

2,64

8,00

0İs

lam

cu

mhu

riye

tiP

estu

n, T

acik

, Haz

ar, Ö

zbek

%80

Sün

ni %

19

Şii

1979

Sov

yet i

şgal

i, AB

D-

Koa

lisyo

n iş

gali

% 2

880

0$43

Irak

İran

/Sir

ya/S

uudi

Ar

abis

tan/

Bat

ı Av

rupa

6310

00Ir

ak

Cum

huri

yeti

Şii A

rap,

Sün

ni A

rap,

Kür

t, Tü

rkm

en%

55-

60 Ş

ii,

%37

-40

Sünn

i, %

2-3

Hri

stiy

an

1979

İran

-Ira

k Sa

vaşı

, 19

91 I.

Kör

fez

Sava

şı,

2003

AB

D v

e K

oalis

yon

güçl

eri i

şgal

i

% 7

42

108$

58

Som

ali

Hab

eşis

tan/

Ken

ya/Y

emen

5250

00So

mal

i İsl

am

Cum

huri

yeti

Som

alili

, Ban

tu, A

rap

Sünn

i İsl

amK

abile

çat

ışm

ası ş

eklin

de

iç s

avaş

% 3

860

0$48

Bru

ndi

Tanz

anya

/ K

ongo

/ Rua

nda/

Za

mbi

ya

5170

00B

rund

i C

umhu

riye

tiH

utul

ar, T

utsi

ler

% 6

7 H

rist

iyan

, %

23

Yere

l in

anç,

% 1

0 M

üslü

man

Hut

u-Tu

tsi k

abile

sav

aşı

% 5

240

0$51

Libe

rya

Gin

e/C

hana

/ Si

erre

Leo

ne48

7000

Libe

rya

Cum

huri

yeti

Man

digo

lar,

Gis

iler,

K

pues

iler,

Kur

ular

,G

rebo

lar

% 6

0 P

utpe

rest

, %

30

Müs

lüm

an,

% 1

0 P

rote

stan

1989

-199

6 I.

İç S

avaş

,19

99-2

003

II. İç

Sav

% 5

840

0$46

Bos

na-H

erse

k

Yugo

slav

ya/

Alm

anya

/İsve

ç/İs

veçr

e

5970

00B

osna

-H

erse

k C

umhu

riye

ti

% 4

8 B

oşna

k, %

38 S

ırp,

% 1

4,3

Hır

vat

% 4

0 M

üslü

man

, %

31

Ort

adok

s,%

15

Kat

olik

,%

14

Diğ

er

1986

-199

2 Yu

gosl

avya

İç

Sava

şı, 1

992-

1995

Sır

p sa

ldır

ıları

% 9

77

600$

74

Suda

n

Uga

nda/

Kon

go/

Hab

eşis

tan/

K

enya

/GAC

3510

00Su

dan

Cum

huri

yeti

% 5

0 Ar

ap, %

11,

5 D

inku

,%

5 N

ubiy

e,%

4 H

ausa

,%

10,

2 di

ğerl

eri

% 8

3 M

üslü

man

, %

10

Yere

l din

, %

7 H

rist

iyan

2003

’te D

arfu

r bö

lges

inde

böl

ge

kabi

lele

ri il

e hü

küm

et

güçl

eri a

rası

nda

çatış

ma

% 6

12

300$

58

Hır

vatis

tan

Yugo

slav

ya/

Bos

na-H

erse

k34

2000

Hır

vatis

tan

Cum

huri

yeti

% 8

9 H

ırva

t,%

4,5

4 Sı

rp,

% 2

,71

diğe

r

% 8

7,8

Kat

olik

, %

4,4

Ort

odok

s,%

1,3

Müs

lüm

an

% 1

1,2

diğe

r

1986

-199

2 Yu

gosl

avya

İç

Sava

şı, 1

991-

1992

rp s

aldı

rıla

% 9

716

,500

$76

Sier

ra L

eone

Gin

e/Li

bery

a/

Gam

biya

3280

00Si

erra

Leo

ne

Cum

huri

yeti

% 9

0 ye

rli k

abile

ler

(Tem

ne

%30

, Men

de %

30, C

reol

e %

10, d

iğer

%30

) , d

iğer

leri

% 6

0 M

üslü

man

, %

30

Yere

l in

anç,

%30

diğ

er

İç s

avaş

% 3

570

0$48

Viet

nam

Çin

/Fra

nsa/

İsve

ç/ İs

veçr

e31

7000

Viet

nam

So

syal

ist

Cum

huri

yeti

Viet

nam

lı %

86,

diğ

er %

14

(Tay

, Tha

i, M

uang

, Kho

me,

H

oa, N

un, H

man

g)

% 8

0,8

dini

yok

, %

9,3

Bud

ist,

%

6,7

Kat

olik

1968

-197

5 Vi

etna

m

Sava

şı%

90,

32

800$

73

Kay

nak:

U

NH

CR

(199

9). P

ublic

info

rmat

ion

sect

ion.

USA

; Nat

iona

l Geo

grap

hic

Soci

ety

(200

9). A

ile a

tlası

: Dün

ya. W

ashi

ngto

n D

.C. U

SA.

QQ

Kay

nak:

Mül

teci

Ver

en Ü

lkel

er

255

Mül

teci

Olm

ak

LT

EC

İ O

YU

NU

1MÜLTECİ OYUNU

Yönerge

Bu oyunu oynarken, kendinizi gerçek bir mülteci gibi hissetmeye çalışınız.

Oyun 2-4 kişilik gruplar halinde oynanabilir. Oyun için, üzerinde 1’den 58’e kadar karelerin çizildiği bir yolun bulunduğu bir karton, her bir oyuncu için birer farklı renkli jeton ya da karton parçası ve grup için bir zar bulunmalıdır.

Gruptaki her oyuncu zarı atarak, en yüksek sayıyı bulan kişi oyuna başlar. Oyuna ilk başlayan kişi, zarı atar ve gelen sayı kadar yolda ilerler. Yol üzerindeki bazı karelerde, mülteci adaylarının karşılaşmasının olası olduğu durumlar yer almaktadır. Hangi karede hangi durumla karşılaşılacağı aşağıda kare numa-ralarıyla verilmiştir. Bu karelere gelindiğinde, karelerle ilgili açıklamalara göre yola devam edilir. Elli sekizinci kareye gelen kişi oyunu bitirir ve mülteci olmaya hak kazanır.

Yolculukta Yaşananlar (Renkli Kareler ile İlgili Açıklamalar)

3. Pasaportunuzu unutmuşsunuz, 1’e geri dönünüz.

6. Yolda yiyeceğiniz kalmadı. Yiyecek aramak amacıyla, bir tur bekleyiniz.

9. Engelli bir yolda ayağınızı burktunuz. Diğer oyuncular geçene kadar bekleyiniz.

11. Bir ağaç yolunuzu kapatmış, çevresinden dolanmak için bir tur bekleyiniz.

14. Yabani, vahşi bir hayvan sizi kovalıyor, 12. kareye dönünüz.

16. Bir kısa yol keşfettiniz, 20. kareye gidiniz.

19. Kayboldunuz, 17. kareye dönünüz.

22. Korkunç bir ses duyuluyor, kendinizi güvene almak için 21. kareye gidiniz.

26. Arkanızda sizi takip eden kardeşiniz düştü. Onu bulmak için 23. kareye gidiniz.

28. Sınır polisi sizi arıyor, 27. kareye giderek gizleniniz.

32. Elektrikli dikenli tellerle örülmüş çite takıldınız, bir tur bekleyiniz.

34. Polis sizi yakaladı ve ülkenize geri gönderdi. Birinci kareden tekrar başlayınız.

38. Bir transit kampına yerleştirildiniz, bir tur bekleyiniz.

40. Çok açsınız, bir tarladan mısır çalarken tarla sahibi sizi yakalamak üzereydi ve siz 39. kareye kaçtınız

44. Şiddetli bir fırtına geliyor, 42. karedeki mağaraya gizleniniz.

48. Nehirden karşıya geçmeniz gerekiyor. Botun sizi karşıya geçirebilmesi için bir tur bekleyiniz.

51. Çok şiddetli rüzgar esiyor. Gelecek sıranızda ancak bir kare ilerleyebilirsiniz.

53. Pasaportunuzu ırmağın öbür kıyısında unuttunuz, onu almak için 50. kareye geri dönünüz.

57. Ateşiniz 39 derece. Dinlenmek için 2 tur bekleyiniz.

256M

ülte

ci O

lmak

LT

EC

İ O

YU

NU

2

BAŞLA BİTİR

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15 16 17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28 29 30 31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42 43 44

45

46

47

48

49

50

51

52

53

54

55

56

57

58

MÜLTECİ YOLU257

Mül

teci

Olm

ak

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

Üç adetSlogan

...........................................................................

...........................................................................

...........................................................................

...........................................................................

...........................................................................

...........................................................................

Üç adetÇözüm Önerisi

...........................................................................

...........................................................................

...........................................................................

...........................................................................

...........................................................................

...........................................................................

...ÜRETİNİZ!

•Mültecilerin yaşadığı zorluklar

•Mülteciliğin nedenleri

•Mülteciliğin sonuçları

•Mülteciliği önlemek

Konularından herhangi birini

düşünerek

258M

ülte

ci O

lmak

Sınıf: 12

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Nobel Barış ödülü neden verilir?

Dersin Amacı:

Nobel Barış Ödülü alanlar listesini temel alarak 20. Yüzyılda yaşanan sorunlar ve çözüm çabalarını değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Dünyada meydana gelen gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar ve çözüm arayışlarını fark eder.

20. YY. SORUNLARINA BİR BAKIŞ:NOBEL BARIŞ ÖDÜLLERİ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: 20. yüzyıl sorunlarına bulunan çözümleri kategorize edebilecektir.

QQ Birçok öğrenci: 20. yüzyılda ortaya çıkan sorunların ve çö-zümlerin çok boyutluluğunu fark edecektir.

QQ Bazı öğrenciler: 21. yüzyılı bekleyen sorunlar ve çözümler hakkında çıkarımda bulunabilecektir.

20 yüzyılı, insanlığın karşılaştığı büyük sorunlar ve onlara kişiler ya da kurumların getirdiği çözüm

önerileri olmak üzere iki kategoride incelemek, öğrenciler için, insani kriterlerle 20. yüzyılı yeni-

den değerlendirmek demektir. Aynı zamanda dünya sorunlarına ve onlarla ilgilenenlere yönelik

olumlu tutumların gelişmesine neden olur. Bu kazanımlar, yenilikçi tarih öğretmeninin görmezden gelemeye-

ceği kadar parlak kazanımlardır. Bu çalışmada öğrenciler, sözü edilen konularda internet araştırmaları yapa-

cak ve bulduklarını arkadaşlarıyla paylaşacaklardır. Dünya sorunları hakkında sınıflamalar ve karşılaştırmalar

yapacaklar, yani eleştirel düşüneceklerdir.

• İnternet bağlantılı bilgisayar sınıfını hazırlayınız.

• Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

QNobel Barış ödülü neden verilir?

Ayşe BİLGİÇ*

* Edremit Abidin Pak-Pakmaya Anadolu Lisesi, Balıkesir

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

5 dk.

5 dk.

15 dk.

20 dk.

20 dk.

5 dk.

5 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

2. Nobel ödülleri ne demektir? Hangi kategorilerde verilir? Nobel alan Türk var mıdır?

Sorularını sorunuz ve öğrencilerin yanındaki arkadaşıyla eşleşerek soruları cevaplamalarını isteyiniz.

3. Bilgi Notu-2’yi dağıtınız ve daha önce verdikleri cevaplarla bilgi no-tunda bulunanları karşılaştırmalarını isteyiniz.

4. Öğrencilerinizi yedi gruba ayırınız. Çalışma Yaprağı-2’nin birer sayfasını gruplara dağıtınız. Listeyi incelemelerini ve listedeki bil-gilerin, yaprağın üstünde bulunan kategorilerden hangilerine dahil olduğunu sayfanın kenarındaki kutucuklara yazmalarını isteyiniz.

• Tahtaya "Ne", "Ne Zaman", "Kimler", "Neden", "Nasıl" başlıkla-rını yazınız veya yazılı kartonlar yerleştiriniz. Öğrenci gruplarından çalışma yapraklarındaki bilgileri inceleyerek kendi gruplarına ait dönemde kimlerin, niçin ve ne tür çalışmalarla barış ödülüne layık görüldüklerini kategorize etmelerini ve grupların cevaplarını tahtaya yazmalarını (veya karton kâğıtlara yazarak tahtaya asmalarını) sağ-layınız. Öğrencilerinize grup çalışmasında rehberlik yapınız: Örneğin kimler ödül almış sorusuna cevap olarak gruplar kendi döneminde bireyler mi kurumlar mı ödül almış, hangi cinsiyet, bölge, ülke insan-ları, hangi meslek grubundan insanlar, hangi tür kuruluşlar; ulus-lararası, ulusal, yerel, yardım kuruluşu vb. cevaplar verebilir. Niçin sorusuna cevap olarak (çatışmalara son verme, bağımsızlık, çevre bilinci, insani yardım, diplomasi gibi cevaplar) verilebilir. Nasıl soru-suna cevap olarak, bireysel çabalar, toplumsal çabalar, diplomasi, uluslararası işbirliği, kurumsal çabalar gibi cevaplar verilebilir.

5. Gruplardan, kendi çalışma yapraklarından seçtikleri bir kişi veya kurum hakkında İnterneti kullanarak bilgi toplamalarını ve kısa bir power-point sunusu hazırlamalarını isteyiniz. Sunu, niçin bu kişiyi veya kurumu seçtiklerini, neyi, niçin ve nasıl yaptığını açıklamalarını ve ilgili soruna nihai çözümün bulunup bulunmadığını, problemin devam edip etmediğini içermelidir.

6. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. En az 2 grubun sunusunu dinleyerek, öğrencilerden ellerindeki ölçeğe göre değerlendirme yapmalarını isteyiniz.

7. Değerlendirmelerin sonuçlarını sınıfla paylaşınız.

8. 21. Yüzyılda bizi bekleyen sorunlar ve çözüm önerileri konusunda gruplardan birer cümlelik sonuç cümlelerini sınıfla paylaşmalarını sağlayınız.

İŞLE

NİŞ

1. Çalışma Yaprağı-1’i ana ekrandan yansıtınız ya da sınıfa dağıtınız. Öğ-rencilerinize aşağıdaki soruları yöneltiniz.

• Bukişilerkimdir?• Amblemlerhangikurumlaraaittir?Bukurumlarınişlevinedir?• Bukişivekurumlarınaynısayfadagösterilmesininnedenineolabilir? (Kişi ve kurumların isimleri Bilgi Notu-1'de yer almaktadır.)

26020

. yy.

Soru

nlar

ına

Bir B

akış

: Nob

el B

arış

Ödü

lleri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

BU KİŞİLERİ VE KURUMLARI TANIDINIZ MI?261

20. y

y. So

runl

arın

a Bi

r Bak

ış: N

obel

Bar

ış Ö

dülle

ri

BİL

NO

TU

1

Nobel Barış Ödülü alan kişiler ve kurumlar

1- 14. Dalai Lama

2- Nelson Mandela

3- Yaser Arafat

4- Mihail Gorbaçov

5- Rahibe Terasa

6- Barones Bertha Sophie Felicita von Suttner

7- Jane Addams

8- Birleşmiş Milletler

9- Kızıl Haç

10- Uluslararası Çalışma Örgütü

11- Uluslararası Af Örgütü

12- Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü

BİLGİNOTU

26220

. yy.

Soru

nlar

ına

Bir B

akış

: Nob

el B

arış

Ödü

lleri

BİL

NO

TU

NOBEL ÖDÜLLERİ

2

Her yıl Alfred Nobel'in ölüm tarihi olan 10 Aralık'ta verilen ödüllerin ilki, 1901'de veril-miştir. Fizik, kimya, tıp veya fizyoloji, ede-biyat ve barışa hizmet olmak üzere toplam beş dalda verilen ödüllere, 1968'de İsveç Bankası'nın kararıyla ekonomi ödülü de ek-lenmiştir. Ödüller, İsveç Kraliyet Akademisi (Fizik ve Kimya), Stokholm Karolinska Ens-titüsü (Tıp veya Fizyoloji), İsveç Akademisi (Edebiyat) ve Norveç Parlamentosu (Barış) tarafından seçilen beş kişilik bir komisyon ta-rafından dağıtılmaktır.

Nobel ödülü kazananlar, bilimadamları, ya-zarlar ve barış gönüllüleridir. Alfred Nobel tarafından kurulan Nobel Ödülü Fonu tarafın-dan ödüllendirilirler. Ekonomi ödülü alanlar, para ile ödüllendirilmez sadece törene katı-lırlar.

2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Or-han Pamuk, Nobel Ödülü'ne layık görülen ilk Türk olmuştur.

Nobel Ödülü, insanlığa hizmet edenleri ödül-lendirmek amacını taşıyan prestijli bir ödül-dür. İsveçli kimyager, mühendis, dinamitin mucidi Alfred Nobel (1833 - 1896) vasiyetinde, mirasının Nobel Ödüllerinin enstitüleştiril-mesi yönünde kullanılmasını ve 33.200.000 kronunun her yıl insanlığa hizmette bulanan-lara sunulmasını istemiştir.

263

20. y

y. So

runl

arın

a Bi

r Bak

ış: N

obel

Bar

ış Ö

dülle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

Barış İnsan Hakları Çevre Sosyal Adalet Demokrasi Diğer

A

QQ 1996-2010

QQ Listeyi okuyunuz. Yandaki kutulara hangi kategoride olduklarını yazınız.

2010-Liu Xiaobo; Çin Halk Cumhuriyeti’nde tek parti sistemine dayalı Komünist sistemin sona ermesi gerektiğini savunan Çinli insan hakları savunucusu yazar ve akademisyen. Tu-tukluluk hali devam ederken ödüle layık görüldü.

2009-Barack H. Obama; ABD’nin ilk Afrikalı-Amerikalı Başkanı, uluslar arası diplomasiyi ve insanlar arasında işbirliğini güçlendirmek yönünde çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.

2008-Martti Ahtisaari; Eski Finlandiya Devlet Başkanı. 1977’den itibaren Birleşmiş Milletler’de görevi sırasında Namibya’da, ve daha sonra Endonezya, Kosova gibi farklı kıta-larda ve ülkelerde çatışmaların sona ermesine ve barışa arabuluculuk yaptı.

2007; İklim Değişikliği Hakkında Hükümetlerarası Panel ve eski ABD başkan yardımcısı Al Gore insan kaynaklı iklim değişikliği konusunda dünya genelinde farkındalık oluşturmak ve bu konuda alınabilecek tedbirler konusunda çabalarından dolayı ödüle layık görüldüler.

2006-Muhammed Yunus, Grameen Bank; Bangladeşli ekonomist Yunus’un kurduğu Gra-meen Bank dar gelirlilerin iş kurmasına yönelik verdiği mikro kredilerle alt sınıflardan yu-karıya doğru toplumsal ve ekonomik adaleti ve gelişmeyi sağlamaya yönelik çabalarından ötürü ödüle layık görüldü. 1977’de Bangladeş’te Grameen Bank'ın bugün dünyada 2.4 milyon müşterisi bulunuyor. Müşterilerinin yüzde 95'ini kadınlar oluşturuyor. (http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=68329)

2005- Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Muhammed ElBaradei; Başkan Mısırlı ElBaradei nükleer enerjinin askeri amaçlı kullanılmasını engellenmesi, barışçıl amaçlarla en güvenli şekilde kullanılmasına yönelik çalışmalarından dolayı ödüle layık görüldü.

2004-Wangari Muta Maathai; Ülkesi Kenya’nın ilk kadın profesörüdür. 1977’de ormanların yok edilmesine karşı bütün kadınları ağaç dikmeye teşvik eden daha sonra diğer Afrika ülke-lerinde yayılan sivil toplum hareketi ‘Yeşil Kemer Hareketi’nin öncüsüdür. Ülkesi Kenya’da kadın hakları ve demokrasinin gelişmesi için çalışmalar yapmaktadır. Sürdürülebilir demok-rasi, gelişme ve barışa katkılarından dolayı Nobel barış ödülüne layık görülen ilk Afrikalı ka-dındır. Nobel komitesinin deyimi ile ‘O küresel düşünür, yerel hareket eder.’

2003-Shirin Ebadi; İslam Dünyasından Nobel Barış ödülüne layık görülen ilk kadındır. Aynı zamanda ülkesi İran’ın ilk kadın hâkimidir. İran’da kadın hakları, çocuk hakları ve temel insan hakları konularında reform yapılması yönünde avukatlık yapmakta, yayınları ve sivil toplum çalışmaları bulunmaktadır. 2000 yılında ülkesinde tutuklanmıştır.

2002-Jimmy Carter; eski ABD başkanı, uluslararası çatışmalara barışçı çözümler bulma yönünde süregelen çalışmaları sebebiyle ödüle layık görüldü.

2001-Birleşmiş Milletler, Kofi Annan; Nobel barış ödüllerinin 100. Yılında Nobel Komitesi-nin uluslarası düzeyde organize işbirliği çalışmaları yürüten kuruluşlara olan saygı ve güve-ninin göstergesi olarak BM ve Genel Sekreteri Kofi Annan ödüle layık görüldü. Kofi Annan özelikle uluslar arası terörizme karşı ve Afrika’da HIV virüsü ile mücadeleye dönük çabaları sebebiyle de ödüllendirildi.

2000-Kim Dae-jung; Güney Kore Devlet başkanı ülkesinde demokrasi ve insan haklarının gelişimine katkıları ve ülkesi ile Kuzey Kore arasında barış ve uzlaşma sağlanmasına yöne-lik çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.

1999-Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü; Birçok kıtada insani yardım çabalarındaki organi-ze çalışmaları ve öncülüklerinden dolayı ödüle layık görüldüler.

1998-John Hume, David Trimble; Kuzey İrlanda Sorununa barışçı çözüm bulmaya yönelik gösterdikleri çabalar sebebiyle ödüle layık görüldüler.

1997-Kara Mayınlarının Yasaklanması için Uluslararası Kampanyası, Jody Williams; Kam-panyanın ABD’li barış aktivisti kadın başkanı. Williams özelikle çocukları ve sivil halka zarar veren mayınların temizlenmesi yönünde farklı ülkelerde ve uluslar arası düzeyde yürüttük-leri çalışmalardan ötürü ödüle layık görüldüler.

1996-Carlos Filipe Ximenes Belo, José Ramos-Horta; Doğu Timor sorununa adil ve barışçı çözüm bulmaya yönelik gösterdikleri çabalar sebebiyle ödüle layık görüldüler.

26420

. yy.

Soru

nlar

ına

Bir B

akış

: Nob

el B

arış

Ödü

lleri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

BQQ Listeyi okuyunuz. Yandaki kutulara hangi kategoride olduklarını yazınız.

QQ 1995-1981

1995-Joseph Rotblat, Rotblat ve Pugwash Bilim ve Siyasi İlişkiler Konferansı; Nükleer silahla-rın uluslararası siyasette oynadığı rolün azaltmasına yönelik yaptıkları çalışmalardan ötürü ödüle layık görüldüler.1994-Yasser Arafat, Shimon Peres, Yitzhak Rabin; Filistinli ve İsrailli liderler Orta Doğuda barışı kurma çabalarından ötürü ödüle layık görüldüler.1993-Nelson Mandela, Frederik Willem de Klerk; Mandela Güney Afrika’da siyahî çoğunluğun hakları için beyaz azınlık yönetimine karsı silahlı mücadelenin lideridir.1962-1990 yılları arasında hapis yatan dünyanın en ünlü siyasi mahkumudur. Klerk, Mandela’yı serbest bırakan Güney Afri-ka Cumhuriyeti başkanıdır. Her ikisi Güney Afrika Cumhuriyeti’nde çoğunluğun yönetime barışçı yöntemlerle katılması için yaptıkları anlaşma sebebiyle Nobel Barış Ödülüne layık görüldüler.1992-Rigoberta Menchú Tum: Batı Dünyasının Amerika’nın keşfinin 500. Yıl dönümünü kutladığı 1992 yılında Nobel komitesi Amerika kıtasında yerli halkların haklarını savunan, yerli halklar arasın-da ve yerli halklarla devletler arasında uzlaşma çabalarına katkıda bulunan Guatemala’lı kadın insan hakları savunucusu Rigoberta Menchú Tum’u barış ödülene layık gördü.1991-Aung San Suu Kyi; Burma’da ki askeri rejime karşı Hindistanlı lider Gandi’yi örnek alarak şiddet içermeyen metotlarla direnişi ön gören ve Ulusal Demokrasi Partisi'ni kuran kadın insan hakları savunucusu. Partisi seçimleri kazanmasına rağmen (1990) Burma’da Askeri rejim tara-fından ev hapsinde tutulduğu dönemde ödüle layık görüldü.1990-Mikhail Gorbachev; Sovyetler Birliği’nin en son lideri. Soğuk Savaşı sona erdirme çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.1989-Dalai Lama; Çin Halk Cumhuriyeti’nin Tibet’de yönetimine son vermek ve Tibet halkının bağımsızlığı ve insan hakları için şiddet içermeyen metotlarla mücadele etme yönünde gösterdiği çabalardan dolayı Tibet’in sürgündeki Budist dini ve siyasi lideri Dalai Lama ödüle layık görüldü.1988-Birleşmiş Milletler Barış Gücü; 1948-1988 yılları arasında 53 ülkeden 500.000 üzerinde asker gönüllülük esasıyla BM Barış Gücünde görev yaptılar. BM Barış Gücü Orta Doğu ve Kıbrıs dahil dünyanın çatışma bölgelerinde krizi kontrol altına almak, güvenlik bölgeleri oluşturmak, taraflar arasında iletişim kurmak, güvenliği sağlamak, insani yardım ulaştırmak gibi sorumluluk-ları yerine getirdiği için ödüle layık görüldü. Bu ödülle Nobel Komitesi BM’nin dünya siyasetindeki yerini ve önemini vurgulamıştır.1987-Oscar Arias Sánchez; Kosta Rika Devlet başkanı Kosta Rika, Guatemala, El Salvador, Hon-duras ve Nikaragua tarafından onaylanan ve Orta Amerika’da süren iç savaşlara son vermeyi amaçlayan, insan haklarını ve demokratik seçimleri ön gören barış planının hazırlayıcısı olarak ödüle layık görüldü.1986-Elie Wiesel; Nazilerin II. Dünya Savaşında yaptığı Yahudi soykırımını (Holokost) görgü tanığı Yahudi yazar. Nazilerin Polonya'da kurduğu ölüm kampı ‘Auschwitz’ ve daha sonra Buchenwald’dan sağ kurtulmayı başardı. Kendi ifadesi olan ‘Sevginin zıttı nefret değil kayıtsızlıktır’ ilkesinden ha-reketle, ömrünü insanlığa karşı işlenen suçları ve özellikle Holokost hakkında dünya kamuoyunu bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye adandı.1985-Nükleer Savaşı Engellemek İçin Uluslar arası Doktorlar Örgütü; Olası bir nükleer patla-manın dünyada yaratacağı iklim değişikliğine (Nükleer Kış) dikkat çekerek bütün nükleer dene-melerin ve savaş ihtimalinin ortadan kaldırılması için çalışan bir sivil toplum örgütüdür. Kuru-luşunun 5. yılında nükleer denemelerin ve savaşın sağlık ve ekolojik alanda vereceği zararlara dikkat çekmeleri sebebiyle ödül aldılar.1984-Desmond Mpilo Tutu; Tutu Güney Afrika’da siyahlara ırkçılığa son verilmesi için mücadele eden Anglikan kilisesi piskoposudur. Tüm Afrika toplumlarının şiddet içermeyen bağımsızlık ve insan hakları mücadelesinin ortak sembolü olarak Afrika’nın barış elçisi olarak Tutu Nobel barış ödülü aldı.1983-Lech Walesa: Soğuk Savaş sırasında Demir Perde ülkelerinden Polonya’da Komünist tek parti yönetimine karşı işçilerin sendikalaşma hakları için mücadele eden Dayanışma Sendikası’nın kurucusudur. Bu mücadelesi ile Nobel barış ödülü alan Walesa daha sonra 1989’da Polonya’nın ilk serbest genel seçiminde Polonya devlet başkanı olarak seçilecektir.1982-Alva Myrdal, Alfonso García Robles; İsveçli ve Meksikalı 2 Diplomat dünyada silahsızlanma çalışmalarına yaptıkları katkılardan ötürü ödüle layık görüldüler.1981-BM Mülteciler Yüksek Komiserliği; Farklı kıtalarda Savaşlar, çatışmalar, afetler sebebiyle evsiz yurtsuz kalan mültecilere barınma, sağlık, gıda, güvenlik alanlarında insani yardım ulaştır-ma çabaları ve mülteciliği ortadan kaldırmak için mücadelesi dolayı ödüle layık görüldü.

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

Barış İnsan Hakları Çevre Sosyal Adalet Demokrasi Diğer

265

20. y

y. So

runl

arın

a Bi

r Bak

ış: N

obel

Bar

ış Ö

dülle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2C

QQ 1980-1964

1980-Adolfo Pérez Esquivel; Arjantinli insan hakları savunucusu. Arjantinde askeri darbe sonrası dikta yönetimine karşı şiddet içermeyen direniş çalışmaları dolayısıyla ödüle layık görüldü.1979-Rahibe Teresa; Arnavut kökenli Katolik bir rahibe olan Teresa Hindistan’da kurduğu misyonerlik vakfı aracılığı ile kimsesizlere, fakirlere ve ölümcül hastalara ev ve hastane kur-ma (insani yardım) çalışmaları sebebiyle ödüle layık görüldü.1978-Mohamed Anwar al-Sadat, Menachem Begin; Mısır devlet başkanı Enver Sadat ve İsrail Başbakanı Begin ABD Başkanı Jimmy Carter’ın arabuluculuk çabaları sonucu Mısır ve İsrail arasında imzalanan Camp David barış anlaşması sebebiyle ödüle layık görüldüler. Fakat Begin'in aşırı milliyetçi geçmişi ve şiddete dayalı mücadelesi sebebiyle ödülü alması eleştiri konusu oldu. Enver Sadat ise 1981 yılında suikast sonucu öldürüldü.1977-Uluslar arası Af Örgütü: Düşünce suçlularının haklarını korumak için dünya çapında yaptığı örgütsel çalışmalar sebebiyle ödüle layık görüldü1976-Betty Williams, Mairead Corrigan; Kuzey Irlanda’da Katolikler ve Protestanlar arasın-da süren terör eylemlerine son verme çabaları ve kurdukları ‘Barış İnsanları’ organizasyo-nunu sebebiyle ödüle layık görüldüler.1975-Andrei Dmitrievich Sakharov: Rus yazar Sakharov Sovyet Rejimine karşı insan hakları mücadelesi sebebiyle ödüle layık görüldü.1974-Seán MacBride, Eisaku Sato; İrlandalı Hukukçu ve devlet adamı MacBride hayatı bo-yunca süren özellikle mahkumların insan hakları mücadelesi ve uluslar arası organizas-yonların (Avrupa Konseyi ve Uluslar arası Af Örgütü) kuruluşunda yaptığı liderlik sebebiyle ödüle layık görüldü. Japonya başbakanı Sato ise Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (1970) imza atarak Japon toplumunun barışa olan bağlılığını güçlendirmesi ve uluslararası topluma örnek olması sebebiyle ödüle layık görüldü.1973: Henry A. Kissinger, Le Duc Tho; Vietnam Savaşı'na son veren ateşkes anlaşmasının imzalanması dolayısıyla ödüle layık görüldüler. Fakat ABD'li Kissinger aynı zamanda Kuzey Vietnam’ın başşehri Hanoi’nin bombalanması emrini veren ve dünya çapında protestolara sebep olan devlet adamıdır. Le Duc Tho’da Nobel barış ödülleri tarihinde ödül almayı redde-den ilk ve tek kişidir. Tho ülkesinin içinde bulunduğu savaş durumunu ve Kissinger’ın ateş-kesi ihlal etmesini sebep göstermiştir.1972: Nobel Barış Ödülü Verilmedi.1971-Willy Brandt; Batı Almanya devlet başkanıdır. Gençliğinde Hitlere ve Nazi rejimine karşı çalışmalara katıldı. Örneğin 1935 yılında gazeteci Carl von Ossietzky’in Nobel ödülü alması için çalıştı. Ülkesi Almanya’yı 1933’de terk edip İskandinavya’da sürgünde yaşamak zorunda kaldı. Federal Almanya Devlet Başkanı olarak Doğu Avrupa Sovyetler Birliği ile iliş-kilerin normalleşmesi yönünde çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.1970-Norman E. Borlaug,’Yeşil devrim’ olarak anılan tarımda üretimi ve verimi artırmaya yönelik Meksika, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerde yaptığı çalışmalar sebebiyle ödüle la-yık görüldü.1969-Uluslararası Çalışma Örgütü (I.L.O.); Sloganı ‘Barış İstiyorsan Sosyal Adaleti Sağla’ olan Uluslar arası Çalışma Örgütü, çalışma şartlarını ve çalışanların haklarını iyileştirme yönünde çalışmalarıyla uluslar arası toplumsal barışa katkı yapmaları sebebiyle ödüle layık görüldü. 1968-René Cassin; Avrupa İnsan hakları mahkemesinin Fransız kökenli başkanı Cassin aynı zamanda I. Dünya Savaşı gazisidir. BM’in 1948’de yayınladığı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin fikir babası ve öncüsüdür. İnsan hakları alanında yaptığı çalışmalara sebe-biyle ödüle layık görüldü.1966-1967: Bu yıllarda Nobel Barış Ödülü Verilmedi.1965-Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu; Çocukların için uluslar arası düzeyde sürdürdüğü or-ganize yardım ve haklar mücadelesi için ödüle layık görüldü.1964-Martin Luther King; ABD’li insan hakları savunucusu. ABD’de siyahlara karşı ırkçılığın ve ayrımcılığın sona ermesi, siyahların eğitim ve seçme seçilme hakları gibi temel sivil hak-larının kanunlaşması için verdiği mücadele sebebiyle ödüle layık görüldü.

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

Barış İnsan Hakları Çevre Sosyal Adalet Demokrasi Diğer

QQ Listeyi okuyunuz. Yandaki kutulara hangi kategoride olduklarını yazınız.

26620

. yy.

Soru

nlar

ına

Bir B

akış

: Nob

el B

arış

Ödü

lleri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

D

QQ 1963-1952

1963-Uluslar arası Kızıl Haç Komitesi- Kızıl Haç Dernekleri Cemiyeti; Uluslar arası Kızıl Haç Komitesi kuruluşunun 100. Yılında Nobel Ödülüne layık görüldü. Komite aynı yıl üyeleri arasında Kızılay’ında olduğu uluslar arası insani yardım derneklerinin ortak kuruluşu Kızıl Haç dernekleri cemiyetine de Barış Ödülü vererek savaş ve barış zamanında insanı yardım ve uluslar arası işbirliğinin sürdürülebilir barışın sağlanmasında önemine dikkat çekmek istemiştir.

1962-Linus Carl Pauling; Kendi başına 2 defa Nobel Ödülü kazanan tek kişidir. 1954’de Nobel Kimya ödülünü aldı. Kitlesel imha silahlarına karşı ve özellikle nükleer silah denemelerine son verilmesi için yürüttüğü kampanya sebebi ile 1962’de Nobel Barış Ödülüne layık görüldü.

1961-Dag Hjalmar Agne Carl Hammarskjöld; Birleşmiş Milletlerin 2. Genel Sekreteridir. İsveçli politikacı BM ve Genel Sekreterlik makamını uluslar arası düzeyde sorunların çözü-münde etkili bir araç haline gelmesine katkıları ve özelikle ‘Süveyş Krizi’ ve Kango’da ki iç savaş sırasında barışçıl çözüm için gösterdiği çabalar sebebiyle ölümünden sonra bu ödüle layık görülen tek kişidir.

1960-Albert John Lutuli; Afrika Ulusal Kongresinin başkanı, sendikacı ve öğretmen Lutuli Nobel Barış Ödülünü kazanan ilk Afrikalı liderdir. 1935’de ödüle layık görülen Alman gaze-teci Carl von Ossietzky gibi Lutuli’de kendi devleti tarafından yargılanıp hapsedilen 2. Nobel barış ödülü sahibidir. Lutuli Gandi’yi kendisine ilham alan ırk ayrımcılığına karşı şiddet içer-meyen protestolarla Afrika’da beyazların yönetimine karşı yürüttüğü insan hakları mücade-lesinden ötürü ödüle layık görüldü.

1959-Philip J. Noel-Baker; Silahsızlanma ve uzlaşma taraftarı İngiliz politikacı Baker dün-yada büyük devletlerle birlikte, savaş sanayini silahlanmadan ve savaşlardan sorumlu tut-muştur. II. Dünya Savaşı sonrası ABD ile Sovyetler Birliği arasında nükleer savaş çıkmasını engellemek için çaba göstermiştir.

1958-Georges Pire; Belçika kökenli Dominikli papaz. II. Dünya Savaşı sonrası Avusturya’dan başlayarak Avrupa’da evsiz ve yurtsuz kalmış mültecilere insani yardım ve özellikle mülteci evleri-köyleri kurma çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.

1957-Lester Bowles Pearson; Kanadalı tarihçi ve Birleşmiş Millerler Genel Kurulu Baş-kanı. İngiltere, Fransa ve İsrail’in Mısırı işgali ile Orta Doğu’da başlayan 1956 ‘Süveşy Krizi’ sırasında, tarafları ayırmak için bölgeye BM Acil Kuvveti gönderilmesini sağlaması sebebiyle ödüle layık görüldü. BM’in uluslar arası krizlerde bir çözüm aracı olabileceğini ortaya koy-muştur.

1955-1956; Bu yıllarda Nobel Barış Ödülü Verilmedi.

1954-Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komisyonu; BM tarafından kurulan insanı yar-dım kuruluşudur. Savaş sonrası sivil halkın yerini yurdunu kaybetmesi göç etmek zorunda kalması sonucu ortaya çıkan mülteci problemine çözüm çalışmalarında ötürü ödüle layık görüldü.

1953-George Catlett Marshall; II. Dünya Savaşından sonra Marshall Planı olarak anılan Avrupa’ya ekonomik yardım planının hazırlayıcısı olarak ödüle layık görüldü.

1952- Albert Schweitzer; Tıp doktoru, Fransız sömürgesi Gobon’da kurduğu hastanede Af-rika’lılara tıbbî yardım çalışmalarıyla ödüle layık görüldü. Aynı zamanda dünyada nükleer silahlanmaya karşı çıkmıştır.

Barış İnsan Hakları Çevre Sosyal Adalet Demokrasi Diğer

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

QQ Listeyi okuyunuz. Yandaki kutulara hangi kategoride olduklarını yazınız.

267

20. y

y. So

runl

arın

a Bi

r Bak

ış: N

obel

Bar

ış Ö

dülle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2E

QQ 1951-1944

1951-Léon Jouhaux; II. Dünya savaşı öncesinde Fransız Genel İşçi Sendikası kurucusu. Fransa’da sosyal reformların planlamasında önemli rol aldı. Milletler Cemiyeti’nde silahsız-lanma görüşmelerinde yer aldı. Sosyal Adalet sağlanması ve Fransa-Almanya yakınlaşma-sındaki çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.

1950-Ralph Bunche: Nobel barış ödülüne layık görülen ilk siyahi ABD’li (Harvard) pofesör. Orta Doğu’da İsrail Devleti’nin kuruluşundan sonra başlayan ilk Arap-israil çatışmalarında arabuluculuk çalışmaları için ödüle layık görüldü.

1949-Lord Boyd Orr of Brechin; II. Dünya Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletlerin altında kurulan ilk özel organizasyon olan Besin ve Tarım Organizasyonu'nun İskoçyalı başkanı. Dünya’da besin kaynaklarının eşit ve adil paylaşımına yönelik çalışmaları ve uluslar arası örgütler aracılığı ile barışı sağlama çabaları dolayısıyla ödüle layık görüldü.

1948-Nobel Barış Ödülü verilmedi.

1947-İngiliz Dostluk Hizmet Derneği, Amerikan Dostluk Hizmet Derneği; Savaş sırası ve sonrasında milliyet ve din farkı gözetmeksizin yurttükleri insani yardım çalışmalarıyla barışa yaptıkları katkı sebebiyle ödülü paylaştılar.

1946-Emily Greene Balch, John Raleigh Mott; Barış ve Özgürlük için Uluslararası Kadınlar Liginin ABD’li kadın başkanı tarihçi ve sosyolog Balch barış ve silahsızlanma alanında hayat boyu çalışmaları için ödüle layık görüldü. Mott ise barışı desteklemek amacıyla sınırlar ötesi din kardeşliği alanında yaptığı çalışmalardan dolayı ödüle ortak oldu.

1945-Cordell Hull: Nobel Komitesi barış ödülünü Birleşmiş Milletlerin kuruluşunu destek-lemek amacıyla BM’in ‘kurucu babası’ anılan Cordell Hull’a verdi. Bu karar Nobel Komitesi-nin 1919 yılında Milletler Cemiyeti’nin ‘baş mimarı’ ABD başkanı Wilson’u barış ödülüne layık görmemesi ile paralellik göstermektedir.

1944-Uluslar arası Kızıl Haç Örgütü: Savaş esirleri yararına yaptıkları çalışmalardan ötürü ödüle layık görüldü. 1980’lerde Kızıl Haç’ın II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin sürdürdü-ğü katliamlardan haberdar oldukları ve 1942 yılında aldıkları bir kararla bu konuda sessiz kaldıkları ortaya çıktı. Kızıl Haç yetkilileri Avrupa genelinde savaş esirlerine karşı intikam amaçlı kötü muamelenin artacağından endişe ettiği için ve kurumun destekçisi İsveç Hükü-meti ile ilişkilerinin zarar göreceğini düşünerek sessiz kaldıklarını ve bu durumdan pişman-lık duyduklarını dile getirdiler.

1939-40-41-42-43 Nobel Barış Ödülü verilmedi.

Barış İnsan Hakları Çevre Sosyal Adalet Demokrasi Diğer

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

QQ Listeyi okuyunuz. Yandaki kutulara hangi kategoride olduklarını yazınız.

26820

. yy.

Soru

nlar

ına

Bir B

akış

: Nob

el B

arış

Ödü

lleri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

F

QQ 1919-1938

Bu dönemde Nobel barış ödülleri genellikle Parlamentolar arası Birlik, uluslar arası barış ve hukuk kuruluşları temsilcilerine verilmiştir.

1938-Nansen Uluslar arası Göçmenler Bürosu: Milletler Cemiyeti tarafından görevlendirilen Nansen Göçmen Bürosu, mülteci sorununa barışçı çözüm bulma ve insani yardım çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.1937-Robert Cecil: Uluslar Arası Barış Kampanyası’nın başkanı, yazar. Milletler Cemiyetinde kurulu-şundan itibaren yaptığı çalışmalar sebebiyle ödül verildi.1936-Carlos Saavedra Lamas: Dış İşleri bakanı olarak Arjantin’in Milletler Cemiyeti’ne katılmasında rol oynadı. Milletler Cemiyeti’nin başkanlığını yaptı. Başta Bolivya ile Paraguay arasında olmak üzere Amerika kıtasında ülkeler arası çatışmalara son verme ve uzlaşma çabaları sebebiyle ödüle layık gö-rüldü.1935-Carl von Ossietzky: Die Weltbühne (Dünya Sahnesi) editörü, Alman gazeteci. Almanya’nın Versay Anlaşmasını ihlal eden gizli silahlanma çabaları hakkında yayınları sebebiyle Hitler yönetiminde Alman-ya tarafından tutuklanarak Çalışma Kampına gönderildi. Tutukluyken Nobel barış ödülüne layık görülen ilk kişidir.1934-Arthur Henderson: İngiliz İşçi Partisi lideri. Milletler Cemiyeti'nin Silahsızlanma Konferansı Baş-kanlığını yürüttü(1932-34). Dünya Ekonomik Buhranı sebebiyle etkili olamayan konferans, Hitler yöne-timinde Almanya’nın çekilmesi sonucu başarısızlığa uğradı. Bu gelişme II. Dünya Savaşının habercisi olarak değerlendirilmektedir. Henderson yinede silahsızlanma çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.1933-Sir Norman Angell: İngiliz Gazeteci, yazar. Milletler Cemiyeti ve Ulusal Barış Konseyi Yürütme Ku-rulu üyesi. 1933’de yayınladığı kitabında, ‘The Great İllusion’(Büyük İllüzyon),medeniyetin temelini işbirli-ği olduğunu belirtmektedir. Barış çabaları, silahların kontrolü ve silahsızlanma çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.1932-Nobel Barış Ödülü verilmedi.

1931-Jane Addams, Nicholas Murray Butler; Addams Barış ve Özgürlük için Uluslar arası Kadınlar Ligi Başkanı olarak barış çabalarına katkısı sebebiyle; ABD’nın Columbia Üniversitesi Başkanı olan Butler ise ABD-Fransa arasında imzalanan Briand-Kellog Paktını'nın destekleyicisi olarak uluslar ara-sı diplomasiye katkısı sebebiyle ödüle layık görüldü.1930-Nathan Söderblom: Alfred Nobel’in 1897’de cenaze töreni servisini yürüten papaz. 1914’te İsveç Kralı tarafından İsveç Ulusal Kilisesinin Başpiskoposluğu'na getirildi. Angelikan, Ortadoks ve Protestan Hıristiyanlarını bir araya getiren 1925 Stokholm Konferası Söderblom’un kiliseler arası işbirliği oluş-turma çabalarının sonucudur. ‘Ecumenical’ (Kiliseleri evrenselleştirme) çabaları sebebiyle Nobel Barış Ödülüne layık görüldü.1929-Frank Billings Kellogg: ABD eski dış işleri bakanı, Fransa ile ABD arasında saldırmazlık ve iş-birliği anlaşması Briand-Kellogg Paktı’nın imzalanmasında oynadığı rol sebebiyle ödüle layık görüldü. Bu pakt ilanından birkaç ay sonra Asya kıtasında Mançurya’da ortaya çıkan askeri çatışma sebebiyle bozuldu.1928-Nobel Barış Ödülü verilmedi.

1927-Ferdinand Buisson, Ludwig Quidde: Fransız ve Alman Barış savunucuları; Savaş sonrası Fransa ve Almanya arasında uzlaşma çabaları sebebiyle ödüle layık görüldüler.1926-Aristide Briand, Gustav Stresemann; Fransız Briand ile Alman Stresemann, İngiltere Dış İşleri Ba-kanı Chamberlain’la birlikte Locarno Paktı’nın imzalanmasında gösterdikleri diplomatik çaba sebebiyle.1925-Sir Austen Chamberlain, Charles Gates Dawes; ABD Başkan Yardımcısı Dawes Milletler Cemiyeti’nin davetiyle savaş sonrası itilaf Devletleri Alman Zararı karşılama Komisyonu Başkanlığını yaptı. (Dawes Raporu); Chamberlain İngiltere Dış İşleri Bakanı Almanya ve Fransa arasında karşılıklı müzakere, saldırmazlık ilkelerine dayalı imzalanan Locarno Paktının organizatörü. Her iki lider uluslar arası diplomatik müzakere çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.1923-1924-Nobel Barış Ödülü verilmedi.

1922-Fridtjof Nansen: Rusya’da baş gösteren kıtlığa karşı insani yardım çalışmaları sebebiyle ödüle layık görüldü. Ayrıca Milletler Cemiyeti adına savaş esirlerinin ülkelerine iadelerinde önemli rol oynadı.1921-Karl Hjalmar Branting, Christian Lous Lange: Branring Milletler Cemiyetinde, Lange ise Parla-mentolar arası Birlik’te çalışmaları sebebiyle ödüle layık görüldüler.1920-Léon Victor Auguste Bourgeois: Fransız barış savunucusu. Milletler Cemiyeti’nin manevi lideri, uluslar arası örgütlerde barış çalışmaları sebebiyle ödüle layık görüldü.1919- Thomas Woodrow Wilson: 1917 yılında I. Dünya Savaşına giren ABD başkanıydı. Ulusların kendi kendini yönetme hakkını ve savaş sonrası adil anlaşmalar imzalanmasını öngören Wilson Prensiplerini ilan etti. Savaş sonrası Milletler Cemiyeti’nin kurucusudur. Ülkesi ABD bu cemiyete katılmadı. Wilson Nobel Ödülüne oy birliği ile değil oy çokluğu ile layık görüldü.

Barış İnsan Hakları Çevre Sosyal Adalet Demokrasi Diğer

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

QQ Listeyi okuyunuz. Yandaki kutulara hangi kategoride olduklarını yazınız.

269

20. y

y. So

runl

arın

a Bi

r Bak

ış: N

obel

Bar

ış Ö

dülle

ri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2G

QQ 1901-1918

Bu dönemde Nobel barış ödülleri genellikle Parlamentolar arası Birlik, uluslar arası barış ve hukuk kuruluşları temsilcilerine verilmiştir.

1918- Ödül Verilmedi.

1917-Uluslar arası Kızıl Haç örgütü, Savaş sırasında, esirlerinin haklarını korumak ve aile-leriyle iletişime geçmelerini sağlamak için olağanüstü çaba gösteren Kızıl Haç, insani yar-dım çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.

1914-1915-1916: Ödül verilmedi.

1913-Henri La Fontaine: Uluslar arası Kalıcı Barış Bürosunun başkanı, Nobel barış ödülü alan ilk sosyalist lider. Barış çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.

1912-Elihu Root: ABD eski dış işleri bakanı birçok uluslararası uzlaşma anlaşmanın imza-lanmasında rol oynadı.

1911-Tobias Michael Carel Asser, Alfred Hermann Fried: Asser Hollandalı hukukçu ve Bakan, Uluslararası Lahey Özel Hukuk Konferansının fikir babasıdır. Fried, Alman Barış Derneği’nin kurucusu gazetecidir.

1910- Uluslar arası Kalıcı Barış Bürosu (İsviçre): 1891’de kurulan bu örgüt barış çabaları sebebiyle ödüle layık görüldü.

1909- Auguste Marie François Beernaert, Paul Henri Benjamin Balluet: Beernaert Lahey Uluslararası Tahkim Mahkemesinin üyesidir. Balluet Ulusal Çıkarları Savunma ve Uluslar arası Uzlaşma Komitesi ve Uzlaşma için Fransız Gönüllü Parlamento gurubunun kurucusu-dur. Uluslar arası örgütlerde barış çabaları sebebiyle ödül aldılar.

1908 - Klas Pontus Arnoldson, Fredrik Bajer: Bajer, en önemli İskandinav barış savunucu-sudur. Uluslararası Barış Ligi’nin başkanlığını yaptı ve Parlamentolar arası Birliğin çalışma-larını yürüttü. Arnoldson İsveç Barış ve Tahkim Ligi’nin kurucusudur.

1907- Ernesto Teodoro Moneta, Louis Renault: Moneta İtalya barış hareketinin öncüsü ve Lombard Barış Ligi’nin kurucusudur. Fakat daha sonra İtalya’nın I. Dünya Savaşındaki rolü-nü desteklemiştir. Ülkesinin zaferlerine ve üzüntülerine kayıtsız kalamayacağını belirtmiş-tir. Renault, Lahey Tahkim Mahkemesi’nde en fazla hakemliğine başvurulan uluslararası hukuk profesörüdür. Dünya barışı için uluslar arası örgütlerde çalışmaları sebebiyle ödüle layık görüldüler.

1906- Theodore Roosevelt: ABD başkanı. Uluslar arası barış anlaşmalarında önemli rol oynadı.

1905- Barones Bertha Sophie Felicita von Suttner: Uluslar arası Kalıcı Barış Bürosunun onur-sal başkanıdır. Savaş karşıtı yazıları eserleri sebebiyle ödüle layık görüldü. En önemli eseri Si-lahları Bırakın! İsimli romanıdır. 1876’dan beri tanıdığı Alfred Nobel’e kısa dönem sekreterlik yapmıştır. Vasiyetine barış ödülü verilmesi için ekleme yapan Nobel üzerinde etkisi olmuştur.

1904- Uluslar arası Hukuk Enstitüsü: Dünya genelinde barış çabalarına örgütsel desteği sebebiyle ödüle layık görüldü. Nobel Barış Ödülüne layık görülen ilk organizasyondur.

1903- William Randal Cremer: Uluslar arası tahkim Kurulu yöneticisi. Uluslar arası an-laşmazlıklara görüşmeler ve uzlaşma yoluyla çözüm bulunması gerekliliğini savunmuştur. Parlamentolararası Birliğin fikir babalığını yapmıştır.

1902- Élie Ducommun, Charles Albert Gobat : Ducommun Uluslar arası Barış Bürosu ilk onursal sekreteri. Gobat, Parlamentolar arası Birliğin ilk genel sekreteri ve Barış Bürosu Sekreteri. Birçok ülkede barış örgütlerinin kurulmasına öncülük ettiler. Barış çabaları se-bebiyle ödüle layık görüldüler.

1901- Jean Henry Dunant, Frédéric Passy: Dunant ; İnsani yardım örgütü Uluslararası Kızıl Haç örgütünün (1864) kurucusudur. Passy; ‘barış havarisi’ olarak anılan savaş karşıtı pasi-fisttir. Uluslarası Tahkim Kurulunun (1889) kurucusudur. Uluslararası anlaşmazlıklara gö-rüşmeler ve uzlaşma yoluyla çözüm bulunması gerekliliğini savunmuştur. Parlamentolar arası Birliğin kurucusu ve Evrensel Barış Kongresinin organizatörüdür. Dünyada barışın te-sisinde parlamenter (siyasi) güçlerle, sivil toplum çabalarını bir araya getirmeyi başarmıştır.

Kaynakça: http://nobelpeaceprize.org/en_GB/laureates/

Barış İnsan Hakları Çevre Sosyal Adalet Demokrasi Diğer

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

.......................

QQ Listeyi okuyunuz. Yandaki kutulara hangi kategoride olduklarını yazınız.

27020

. yy.

Soru

nlar

ına

Bir B

akış

: Nob

el B

arış

Ödü

lleri

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

DERECELENDİRME ÖLÇEĞİ

Aşağıdaki derecelendirme ölçeğinde yer alan ölçütleri okuduktan sonra, bunların PPT sunumun-da gruplar tarafından ne oranda sergilendiğini düşününüz ve ilgili sütunu işaretleyiniz.

3 – İyi 2 – Orta 1 – Yetersiz

Sunumun Adı:

Sunumu Hazırlayanlar:

Sunumun Özellikleri 3İyi

2Orta

1Yetersiz

Sunum verilen sürede tamamlanmıştır. Kapak (Başlık)-İçindekiler- Ana Metin-Sonuç ve Kaynakça bölümleri yer alıyor mu?

Grup üyeleri ile işbirliği içinde gerçekleşmiştir.Sunumun hazırlık ve sunuş aşaması iş bölümü ile gerçekleşti mi?

Konuya ilişkin kavramlar doğru ve yerinde kullanılmıştır.Sunumda geçen kavramların anlamları biliniyor mu?Grup üyeleri konuya hakim mi?

Grup kendi yorumlarını katmıştır.Sonuç bölümünde, metinde yer alan bilgiler özgün cümlelerle değerlendirilmiş mi?

Estetik açıdan doyurucudur.Dil bilgisi ve yazım kurallarına uyulmuş mu? Görseller kullanılmış mı? Sunumda kullanılan renkler, metin uzunluğu vb. uygun mu?

271

20. y

y. So

runl

arın

a Bi

r Bak

ış: N

obel

Bar

ış Ö

dülle

ri

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Nutuk'u daha etkili nasıl okuyabiliriz?

Dersin Amacı:

Öğrencilerin Atatürk’ün nutkunun 1. bölümünü SQ4R tekniğini kullanarak incelemelerini sağlamak.

İlişkili Kazanım:

Millî Mücadele’nin hazırlık döneminde yapılan çalışmaları analiz eder.

SQ4R TEKNİĞİ İLE NUTUK’UN1. BÖLÜMÜNÜN İNCELENMESİ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: SQ4R tekniğini kullanarak metnin konusu-nu ve içeriğini belirleyecektir.

QQ Birçok öğrenci: SQ4R tekniğini kullanarak metni analiz ede-cektir.

QQ Bazı öğrenciler: SQ4R tekniğinin bütün basamaklarını etkin bir şekilde kullanacaktır.

Tarih, öncelikle “okunan” bir birikimdir. Gerçekte tarih metinleri olmazsa, geçmiş zaten her zaman vardır ama tarihin varlığından söz etmek güçleşir. Bu durumda okumak, tarihin en temel araştırma tekniğidir. Öğrenciler “Nutuk” adlı etkinlikte, Atatürk’ün eserinden bölümleri bir araştırmacı tarihçi

olarak okumayı deneyecekler. Daha etkili okumanın ve kolay anlamanın yollarını arayacaklar. Nutuk’un bir eğitim materyali olarak ayrıca değer kazandığı bu etkinlikte SQ4R tekniğinin nasıl uygulanacağını göreceksiniz. Bu teknik, bir metni gözden geçirme, okuma ve sonuç çıkarma basamaklarını içermektedir. Öğrencileriniz, metni tarayarak önemli noktaları bütün içinde seçecekler, onları yeniden organize ederek sorular soracaklar ve ardından sorularının cevaplarını metinde arayacaklardır. Bu etkinlikte, okuma onlar için bir keşif süreci haline gelecektir.

• Çalışma Yaprağı-1, 3 ve 4'ü grup sayısı kadar çoğaltınız.

• Çalışma Yaprağı-2’yi öğrenci sayısı kadar çoğaltınız.

QNutuk'u daha etkili nasıl okuyabiliriz?

Dr. Ahmet Sait CANDAN*, Gülşen SALGAR TURAL**

* Karabük Üni., Edebiyat Fakültesi, Karabük** İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, İzmir

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

3 dk.

10 dk.

17 dk.

15 dk.

15 dk.

15 dk.

5 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

2. Öğrencileri 7’şerli gruplara ayırınız ve grup ismi bulmalarını isteyi-niz. Daha sonra gruptaki her öğrenciye farklı bir sayfa gelecek şe-kilde Çalışma Yaprağı-1A, B, C, D, E, F ve G'yi dağıtınız.

3. Her öğrenciye Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız ve yönergeyi uygulayı-nız.

4. Aynı sayfayı çalışan öğrencileri bir araya getirerek “uzman” gruplar oluşturunuz ve kendi konularını tartışmalarını ve yaptıklarını karşı-laştırmalarını isteyiniz.

5. Öğrencilerin ilk gruplarına dönmelerini isteyiniz. Öğrencilerin (Ça-lışma Yaprağı-1’deki harf sırasına göre) uzmanlaştıkları konuyu grup arkadaşlarına anlatmalarını, hazırladıkları soruları sormala-rını isteyiniz.

6. Gruplara Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız ve yönergeyi uygulayınız.7. Gruplara Çalışma Yaprağı-4’ü dağıtınız ve ders kitabında yer alan

aynı konu ile içerik ve perspektif açısından karşılaştırarak diyag-ramları doldurmalarını isteyiniz.

8. Tüm grupların 4 no.lu çalışma yapraklarını sınıf panosuna asınız ve öğrencilerin diğer grupların ürünlerini incelemelerini isteyiniz.

Tartışma: Sizce Milli Mücadeleyi farklı bakış açılarıyla sunan anlatıla-rın yer aldığı kaynaklara nasıl yaklaşılmalıdır? Niçin?”

İŞLE

NİŞ

1. Öğrencilerinize, Atatürk’ün nutkundan bir bölümü, SQ4R tekniğini kullanarak işleyeceğinizi; herhangi bir metni etkili bir şekilde oku-mayı sağlayacak bu tekniğin özelliklerini dersin akışı içinde açıklaya-cağınızı belirtiniz.

274SQ

4R T

ekni

ği İl

e Nu

tuk’

un 1

. Böl

ümün

ün İn

cele

nmes

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

A

1

QQ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ

Samsun'a çıktığım gün genel durum ve görünüş

1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı'na sürükleyen-ler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükûmet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabile-cekleri herhangi bir duruma razı.Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...İtilâf Devletleri, ateşkes anlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane ile İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul'da. Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Gazian-tep) İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya'da İtalyan askerî birlikleri, Merzifon ve Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette. Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919'da, İtilâf Devletleri'nin uygun bulması ile Yunan ordusu da İzmir'e çıkartılıyor.Bundan başka, memleketin her tarafında Hristiyan azınlıklar gizli veya açıktan açığa kendi özel emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye, devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar.Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgelerle iyice anlaşılmıştır ki, İstanbul Rum Patrikhanesi'nde kurulan Mavri Mira Hey'eti illerde çeteler kurmak ve idare etmek, gösteri top-lantıları ve propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan Kızılhaç'ı ve Resmî Göçmenler Komisyon, Mavri Mira Hey'eti'nin çalışmalarını kolaylaştırmakla görevli. Mavri Mira Hey'eti tarafından yö-netilen Rum okullarının izci teşkilâtları, yirmi yaşından yukarı gençleri de içine almak üzere her yerde kuruluşunu tamamlıyor.Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira Hey'eti ile birlikte çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tıpkı Rum hazırlığı gibi ilerliyor. Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde örgütlenmiş olan ve İstanbul'daki merkeze bağlı bulunan Pontus Cemiyeti hiç bir engelle karşılaşmadan kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor.

Bunlara karşı düşünülen kurtuluş çareleri

Durumun dehşet ve korkunçluğu karşısında, her yerde, her bölgede birtakım kimseler tarafın-dan kurtuluş çareleri düşünülmeye başlanmıştı. Bu düşünce ile yapılan teşebbüsler birtakım kuruluşları doğurdu. Örnek olarak, Edirne ve çevresinde Trakya - Paşaeli adıyla bir dernek var-dı. Doğuda Erzurum'da ve Elâzığ'da genel merkezi İstanbul'da olmak üzere Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti kurulmuştu. Trabzon'da Muhafaza-i Hukuk adında bir der-nek bulunduğu gibi, İstanbul'da da Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti vardı. Bu dernek merkezinin gönderdiği temsilcilerle, Of ilçesinde ve Rize sancağında da şubeler açılmıştı.İzmir'in işgal edileceği konusunda Mayısın on üçünden beri açıktan belirtiler görmüş olan İz-mir'deki bazı genç vatanseverler, ayın 14/15' inci gecesi, kendi aralarında bu acıklı durumla ilgili görüşmeler yapmışlar; bir oldubittiye geldiğine şüphe kalmayan Yunan işgalinin ilhakla sonuç-lanmasına engel olma kararında birleşerek, Redd-i İlhak ilkesini ortaya atmışlardır. Aynı gece, bu ilkenin yaygınlaştırılmasını sağlamak üzere İzmir'de Yahudi Maşatlığı'na toplanabilen halk ta-rafından bir gösteri toplantısı yapılmışsa da, ertesi gün sabahleyin Yunan askerlerinin rıhtımda görülmesiyle, bu teşebbüsten beklendiği ölçüde sonuç alınamamıştır.

275

SQ4R

Tek

niği

İle

Nutu

k’un

1. B

ölüm

ünün

İnce

lenm

esi

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

BQQ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ

Millî kuruluşlar siyasi amaç ve hedefleri

Bu derneklerin kuruluş amaçları ve siyasî hedefleri hakkında kısaca bilgi vermek uygun olur görüşündeyim.

Trakya Paşaeli Cemiyeti'nin ileri gelenlerinden bazıları ile daha İstanbul'da iken görüşmüştüm. Bunlar, Osmanlı Devleti'nin çökeceğini çok kuvvetli bir ihtimal olarak görüyorlardı. Osmanlı vatanının parçalanma tehlikesi karşısında, Trakya'yı, mümkün olursa, buna Batı Trakya'yı da ekleyerek ve bir bütün olarak İslâm ve Türk topluluğu halinde kurtarmayı düşünüyorlardı. Fakat bu amacı gerçekleştirmek üzere ogün için akıllarına gelen tek çare, İngiltere'nin, bu mümkün olmazsa, Fransa'nın yardımını sağlamaktı. Bu maksatla bazı yabancı devlet adamları ile temas kurma ve görüşme imkânları da aramışlardı. Amaçlarının bir Trakya Cumhuriyeti kurmak olduğu anlaşılıyordu.

Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin kuruluş amacı da (tüzüklerinin 2. maddesi), Doğu illerinde oturan bütün halkın dinî ve siyasî haklarının serbestçe kullanılmasını sağlayacak meşru yollara başvurmak, bu illerdeki müslüman halkın tarihî ve millî haklarını gerektiğinde medeniyet dünyası karşısın-da savunmak, Doğu illerinde yapılan zulüm ve cinayetlerin sebepleri ile bunları işleyenler ve sebep olan-lar hakkında tarafsız soruşturma yapılarak suçluların sür'atle cezalandırılmalarını istemek. Yerli halk ile azınlıklar arasındaki anlaşmazlığın giderilmesine ve eskiden olduğu gibi iyi ilişkilerin sağlamlaştırılmasına gayret etmek, savaş durumunun Doğu illerinde yarattığı yıkım ve yoksulluğa, hükûmet nezdinde teşebbüs-lerde bulunarak elden geldiğince çare aramaktan ibaretti.

İstanbul'daki yönetim merkezinden verilmiş olan bu direktife uygun olarak, Erzurum şubesi, Doğu illerinde Türk'ün haklarını korumakla birlikte, Ermeni göçü sırasında görülen kötü davranışlarla halkın hiçbir ilgisi bulunmadığını, Ermeni mallarının Rus istilâsına kadar korunduğunu, buna karşılık müslümanlara pek gad-darca davranıldığını; hattâ verilen emre aykırı olarak, göçten alıkonan bazı Ermenilerin koruyucularına karşı yaptıkları kötülükleri, güvenilir belgelerde medeniyet dünyasına duyurmaya ve Doğu illerine dikilmiş olan hırs yüklü bakışları hükümsüz bırakacak çalışmalar yapmaya karar veriyor (Erzurum şubesinin basılı bildirisi).

Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin Erzurum şubesini ilk olarak kuran kimseler, Doğu illerinde yapılan propagandalar ile bunların hedeflerini, Türklük, Kürtlük-Ermenilik meselelerini bilim, teknik ve tarih açılarından inceleyip araştırdıktan sonra, ilerideki çalışmalarını şu üç noktada topluyorlar (Erzurum şubesinin basılı raporu):

1. Kesinlikle göç etmemek,2. Derhal ilmî, iktisadî ve dinî bakımlardan teşkilâtlanmak,3. Saldırıya uğrayacak Doğu illerinin her köşesini savunmada birleşmek.

Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin İstanbul'daki yönetim merkezinin, medenî ve ilmî yollara başvurarak maksada ulaşabileceği konusunda fazla iyimser olduğu anlaşılıyor. Gerçekten de bu yolda çalışmalar yapmaktan geri durmuyor. Doğu illerindeki müslüman unsurların haklarını savunmak üzere Le Pays adında Fransızca bir gazete yayınlıyor. Hâdisât gazetesinin çıkarma hakkını alıyor. Bir yandan da İstanbul'daki İtilâf Devletleri temsilcilerine ve İtilâf Devletleri Başbakanlarına muhtıra veriyor. Avrupa'ya bir hey'et gönderme teşebbüsünde bulunuyor (Belge: 7).

Bu açıklamalardan kolaylıkla anlaşılacağını sanırım ki, Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin kuruluşuna yol açan asıl sebep ve düşünce, Doğu illerinin Ermenistan'a verilmesi ihtimali oluyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesinin de Doğu illeri nüfusunda Ermenilerin çoğunlukta gösterilmesine ve tarihî haklar bakımından onlara öncelik tanınmasına çalışanların, ilmî ve tarihî belgelerle dünya kamu-oyunu aldatmayı başarmalarına ve bir de müslüman halkın Ermenileri topluca öldüren barbarlar olduğu iftirasının bir gerçekmiş gibi kabulüne bağlı olduğu düşüncesi ağır basıyor. İşte bundan dolayıdır ki, dernek, aynı gerekçeye dayanarak ve aynı yollardan yürüyerek tarihî ve millî hakları savunmaya çalışıyor.

Karadeniz sahilindeki bölgelerde de bir Rum Pontus hükûmeti kurulacağı korkusu vardı. Müslüman halkı Rumların boyunduruğu altında bırakmayıp onların yaşama ve var olma haklarını koruma gayesiyle, bazı kimseler Trabzon'da da ayrıca bir dernek kurmuşlardı. Merkezi İstanbul'da olan Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti'nin amacı ve siyasî hedefi adından anlaşılmaktadır. Her halde merkezden ayrılmak ga-yesini güdüyor.

276SQ

4R T

ekni

ği İl

e Nu

tuk’

un 1

. Böl

ümün

ün İn

cele

nmes

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

CQQ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ

Memleket içinde ve İstanbul'da milli varlığa düşman kuruluşlar

Kurulma yolundaki bu dernekler dışında, memleket içinde daha başka birtakım dernek ve kuruluşlar da ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında Diyarbakır, Bitlis, Elâzığ illerinde, İstanbul'dan idare edilen Kürt Tealî Cemiyeti vardı. Bu derneğin amacı yabancı devletlerin himâyesi altında bir Kürt devleti kurmaktı.

Konya ve dolaylarında İstanbul'dan yönetilen Tealî-i İslâm Cemiyeti'nin kurulmasına çalışılıyordu. Memle-ketin hemen her tarafında İtilâf ve Hürriyet, Sulh ve Selâmet Cemiyetleri de vardı.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti

İstanbul'da çeşitli maksatlarla gizli ve açık olmak üzere kurulmuş, parti veya dernek adı altında birtakım kuruluşlar da vardı.

İstanbul'da önemli sayılabilecek kuruluşlardan biri İngiliz Muhipleri Cemiyeti idi. Bu addan, İngilizlere dost olanların kurduğu bir dernek anlaşılmasın. Bence, bu derneği kuranlar kendi şahıslarını ve kendi çıkarları-nı gözetenler ile, kendi çıkarlarının korunma çaresini Lloyd George (Loyt Corc) hükûmeti aracılığı ile İngiliz himâyesini sağlamakta arayanlardır. Bu zavallıların, İngiliz Devleti'nin Osmanlı Devleti'ni bir bütün olarak korumak ve himaye etmek isteğinde olup olamayacağını bir defa olsun dikkate alıp almadıkları, üzerinde düşünülmeye değer.

Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn ünvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ile Sait Molla bulunuyordu. Dernekte Rahip Frew (Fru) gibi İngiliz milletinden bazı macera heveslileri de vardı. Yapılan işlemlerden ve gösterilen faaliyetlerden anlaşıldığına göre, derneğin başkanı Rahip Frew idi.

Bu derneğin iki yönü ve iki ayrı niteliği vardı. Biri açık yönü ve usulüne uygun teşebbüslerle İngiliz himâyesini sağlama amacına yönelmiş olan niteliği idi. Öteki de gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Memleket içinde örgütlenerek isyan ve ihtilâl çıkarmak, millî şuuru felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaş-tırmak gibi haince teşebbüsler, derneğin bu gizli kolu tarafından idare edilmekte idi. Sait Molla'nın derne-ğin görülecektir. Bu dernek hakkında söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gereğinde göstereceğim belgelerle daha kolay anlaşılacaktır. Açıktan yaptığı çalışmalarında olduğu gibi gizli çalış-malarında da ondan daha çok rol oynadığı görülecektir. Bu dernek hakkında söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gereğinde göstereceğim belgelerle daha kolay anlaşılacaktır.

Amerikan mandası isteyenler

İstanbul'da erkekli kadınlı ileri gelen bir kısım kimseler de gerçek kurtuluşun Amerikan mandasını sağ-lamakta olduğu görüşünde idiler.Bu görüşte olanlar, düşüncelerinde çok direndiler. En doğru yolun kendi görüşlerinin benimsenmesinde olduğunu ispata çok çalıştılar. Sırası gelince bu konuda da bazı açıklamalar yapacağım.

277

SQ4R

Tek

niği

İle

Nutu

k’un

1. B

ölüm

ünün

İnce

lenm

esi

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

DQQ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ

Ordumuzun durumu

Genel durumu ortaya koyabilmek için ordu birliklerinin nerelerde ve ne durumda olduklarını da açıklamak isterim. Anadolu'da başlıca iki ordu müfettişliği kurulmuştu. Ateşkes anlaşması ilân edilir edilmez, bir-liklerin savaşçı erleri terhis edilmiş, silâh ve cephanesi elinden alınmış, savaş gücünden yoksun birtakım kadrolar haline getirilmiştir.

Merkezi Konya'da bulunan İkinci Ordu Müfettişliği'ne bağlı birliklerin durumu şöyle idi:

Bir tümeni (41'inci Tümen) Konya'da, bir tümeni de (23'üncü Tümen) Afyonkarahisarı'nda bulunan 12'nci Kolordu, karargâhıyla Konya'da bulunuyordu. İzmir'de esir olan 17'nci Kolordu'nun, Denizli'de bulunan 57'nci Tümeni de bu kolorduya bağlanmıştı.

Bir tümeni (24'üncü Tümen) Ankara'da, bir tümeni de (11'inci Tümen) Niğde'de bulunan 20'nci Kolordu, karargâhıyla Ankara'da idi. İzmit'te bulunan 1'inci Tümen, İstanbul'daki 25'inci Kolordu'ya bağlanmıştı. İstanbul'da da 10'uncu Kafkas Tümeni vardı.

Balıkesir ve Bursa bölgesinde bulunan 61'inci ve 56'ncı Tümenler, karargâhı Bandırma'da bulunan İstanbul'a bağlı 14'üncü Kolordu'yu oluşturuyordu. Bu kolordunun komutanı, Meclis'in açılışına kadar, merhum Yusuf İzzet Paşa idi.

3'üncü Ordu Müfettişliği ki, müfettişi ben idim; karargâhımla Samsun'a çıkmış bulunuyordum. Doğrudan doğruya emrim altında olmak üzere iki kolordu vardı. Bunlardan biri, merkezi Sivas'ta bulunan 3'üncü Kolordu'dur. Komutanı yanımda getirdiğim Albay Refet Bey'dir. Bu kolorduya bağlı bir tümenin (5'inci Kaf-kas Tümeni) merkezi Amasya'da, ötekinin merkezi de Samsun'daydı. Diğeri, merkezi Erzurum'da bulunan 15'inci Kolordu idi. Komutanı Kâzım Karabekir Paşa'ydı. Bu kolordunun tümenlerinden birinin (9'uncu Tü-men) merkezi Erzurum'da, komutanı Rüştü Bey; ötekinin (3'üncü Tümen) merkezi Trabzon'da idi. Komutanı Yarbay Hâ1it Bey'di. Hâlit Bey İstanbul'a çağrılmış olduğundan komutadan çekilerek Bayburt'ta gizlenmiş, tümen vekâletle idare ediliyor. Kolordunun öteki iki tümeninden 12'nci Tümen, Hasankale'nin doğusunda sınırda, 11'inci Tümen Bayezıt'ta bulunuyordu.

Diyarbakır bölgesinde bulunan 2 tümenli 13'üncü Kolordu müstakildi. İstanbul'a bağlı bulunuyordu. Bir tümeni (2'nci Tümen) Siirt'te, öteki tümeni (5'inci Tümen) Mardin'de idi.

Müfettişlik görevimin geniş yetkileri

Benim, bu iki kolorduya doğrudan doğruya emir ve komuta vermekten daha ileri bir yetkim vardı ki, müfet-tişlik bölgesine yakın olan askerî birliklere de tebligat yapabilecektim. Aynı şekilde bölgemde bulunan ve bölgeme komşu olan illere de tebligatta bulunabilecektim.

Bu yetkiye göre, Ankara'da bulunan 20'nci Kolordu ve bunun bağlı bulunduğu müfettişlik ile, Diyarbakır'da-ki kolordu ile ve hemen hemen Anadolu'nun bütün sivil yönetim âmirleriyle ilişkiler kurabilecek ve yazış-malar yapabilecektim.

Bu geniş yetkinin, beni İstanbul'dan sürmek ve uzaklaştırmak maksadıyla Anadolu'ya gönderenler tarafın-dan, bana nasıl verilmiş olduğu garibinize gidebilir. Hemen ifade etmeliyim ki, onlar bu yetkiyi bana bilerek ve anlayarak vermediler. Ne pahasına olursa olsun, benim İstanbul'dan uzaklaşmamı isteyenlerin bulduk-ları gerekçe «Samsun ve dolaylarındaki güvensizlik olaylarını yerinde görüp tedbir almak üzere Samsun'a kadar gitmek» idi. Ben, bu görevin yerine getirilmesinin bir makam ve yetki sahibi olmaya bağlı bulunduğu-nu ileri sürdüm. Bunda hiçbir sakınca görmediler. O tarihte Genelkurmay'da bulunan ve benim maksadımı bir dereceye kadar sezmiş olan kimselerle görüştüm. Müfettişlik görevini buldular; yetki konusu ile ilgili talimatı da ben kendim yazdırdım. Hattâ Harbiye Nâzırı olan Şakir Paşa, bu talimatı okuduktan sonra, im-zalamaya çekinmiş; anlaşılır anlaşılmaz bir biçimde mührünü basmıştır.

278SQ

4R T

ekni

ği İl

e Nu

tuk’

un 1

. Böl

ümün

ün İn

cele

nmes

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

EQQ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ

Genel durumun dar bir çerçeve içinden görünüşü

Bu açıklamalardan sonra, genel durumu daha dar bir çerçeve içine alarak, çabucak ve kolayca hep birlikte gözden geçirelim:

Düşman devletler, Osmanlı devlet ve memleketine karşı maddî ve manevî saldırıya geçmişler. Onu yoket-meye ve paylaşmaya karar vermişler. Padişah ve halife olan zat, hayat ve rahatını kurtarabilecek çareden başka bir şey düşünmüyor. Hükûmeti de aynı durumda. Farkında olmadığı halde, başsız kalmış olan millet, karanlıklar ve belirsizlikler içinde olup bitecekleri beklemekte. Felâketin dehşet ve ağırlığını kavramaya başlayanlar, bulundukları çevreye ve alabildikleri etkilere göre kendilerince kurtuluş çaresi saydıkları ted-birlere başvurmakta... Ordu, ismi var cismi yok bir durumda. Komutanlar ve subaylar, I. Dünya Savaşı'nın bunca çile ve güçlükleriyle yorgun, vatanın parçalanmakta olduğunu görmekle yürekleri kan ağlıyor; göz-leri önünde derinleşen karanlık felâket uçurumu kenarında beyinleri bir çare, kurtuluş çaresi aramakla meşgul...

Burada pek önemli olan bir noktayı da belirtmeli ve açıklamalıyım. Millet ve ordu, Padişah ve Halife'nin hâinliğinden haberdar olmadığı gibi, o makama ve o makamda bulunana karşı asırların kökleştirdiği din ve gelenek bağları dolayısıyla da içten gelerek boyun eğmekte ve sadık. Millet ve ordu bir yandan kurtuluş ça-resi düşünürken bir yandan da yüzyıllardır süregelen bu alışkanlık dolayısıyla, kendinden önce, yüce hilâfet ve saltanat makamının kurtarılmasını ve dokunulmazlığını düşünüyor. Halifesiz ve padişahsız kurtuluşun anlamını kavrama yeteneğinde değil... Bu inanca aykırı bir düşünce ve görüş ileri süreceklerin vay haline! Derhal dinsiz, vatansız, hain ve istenmeyen kişi olur...

Diğer önemli bir noktayı da belirtmek gerekir. Kurtuluş çaresi ararken İngiltere, Fransa, İtalya gibi büyük devletleri gücendirmemek temel ilke olarak kabul edilmekte idi. Bu devletlerden yalnız biri ile bile başa çı-kılamayacağı kuruntusu hemen bütün kafalarda yer etmişti. Osmanlı Devleti'nin yanında, koskoca Alman-ya, Avusturya - Macaristan varken, hepsini birden yenip yerlere seren İtilâf kuvvetleri karşısında, yeniden onlarla çatışmaya varabilecek durumlara girmekten daha büyük mantıksızlık ve akılsızlık olamazdı.

Bu zihniyette olan yalnız halk değildi; özellikle seçkin ve aydın denen insanlar böyle düşünüyordu. O halde, kurtuluş çaresi ararken iki şey söz konusu olmayacaktı. Önce, İtilâf Devletleri'ne karşı düşmanca tavır alın-mayacak; sonra, Padişah ve Halife'ye canla başla bağlı ve sadık kalmak temel şart olacaktı.

Düşünülen kurtuluş çareleri

Şimdi Efendiler, müsaade buyurursanız size bir soru sorayım: Bu durum ve şartlar karşısında kurtuluş için nasıl bir karar akla gelebilirdi?

Açıkladığım hususlara ve yaptığım gözlemlere göre üç türlü karar ortaya atılmıştır.

Birincisi, İngiliz himâyesini istemek,

İkincisi, Amerikan mandasını istemek,

Bu iki türlü karar sahipleri, Osmanlı Devleti'nin bir bütün halinde korunmasını düşünenlerdir. Osmanlı topraklarının çeşitli devletler arasında taksimi yerine, imparatorluğu tek bir devletin koruyuculuğu altında bulundurmayı tercih edenlerdir.

Üçüncü karar, bölgesel kurtuluş çarelerine başvurmaktır. Söz gelişi, bazı bölgeler kendilerinin Osmanlı Devleti'nden koparılacağı görüşüne karşı ondan ayrılmama tedbirlerine başvuruyordu.

Bazı bölgeler de Osmanlı Devleti'nin ortadan kaldırılacağını ve Osmanlı ülkesinin taksim edileceğini oldu-bitti kabul ederek kendi başlarını kurtarmaya çalışıyordu.

Bu üç türlü kararın gerekçesi yaptığım açıklamalarda yer almıştır.

279

SQ4R

Tek

niği

İle

Nutu

k’un

1. B

ölüm

ünün

İnce

lenm

esi

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

FQQ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ

Benim kararım

Efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet görmedim. Çünkü bu kararların dayandığı bütün deliller ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte, içinde bulunduğumuz o tarihte, Osmanlı Devleti'nin temelleri çök-müş, ömrü tamamlanmıştı.

Osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı.

Son mesele bunun da taksimini sağlamaya çalışmaktan ibaretti. Osmanlı Devleti, onun istiklâli, padişah, halife, hükûmet, bunların hepsi anlamı kalmamış birtakım boş sözlerden ibaretti.

Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ne gibi yardım sağlanmak isteniyordu?

O halde ciddî ve gerçek karar ne olabilirdi?

Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milli hâkimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak!

İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar bas-maz uygulanmasına başladığımız karar, bu karar olmuştur.

Ya istiklâl ya ölüm

Bu kararın dayandığı en güçlü muhakeme ve mantık şuydu:

Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklâlden yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez.

Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek baş-larına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

Halbuki, Türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!... O halde, ya istiklâl ya ölüm!

İşte, gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır. Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısız-lığa uğranacağını farz edelim. Ne olacaktı? Esirlik! Peki efendim. Öteki kararlara boyun eğme durumunda sonuç bunun aynı değil miydi?

Şu farkla ki, istiklâli için ölümü göze alan bir millet, insanlık haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve hiç şüphesiz, esirlik zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete bakarak dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur.

Sonra, Osmanlı hânedan ve saltanatının devam ettirilmesine çalışmak, elbette Türk milletine karşı en bü-yük kötülüğü işlemekti. Çünkü, millet her türlü fedakârlığı göze alarak istiklâlini kazanmış olsa da, saltanat sürüp gittiği takdirde, bu istiklâle kazanılmış gözüyle bakılamazdı. Artık, vatan ve milletle hiçbir vicdan ve fikir bağlantısı kalmamış bir sürü delinin, devlet ve milletin istiklâl ve haysiyetinin koruyucusu mevkiinde bulundurulmasına nasıl göz yumulabilirdi?

Halifeliğin durumuna gelince, ilim ve tekniğin nurlara boğduğu gerçek medeniyet dünyasında gülünç sayıl-maktan başka bir yanı kalmış mıydı?

Görülüyor ki, verdiğimiz kararın uygulanmasını sağlayabilmek için daha milletin alışkın olmadığı bazı ko-nulara dokunmak gerekiyordu. Ortaya atılmasında, kamuoyu bakımından büyük sakıncalar doğuracağı sa-nılan hususların dile getirilmesinde kaçınılmaz bir zaruret vardı.

Osmanlı Hükûmeti'ne, Osmanlı padişahına ve Müslümanların halifesine baş kaldırmak, bütün milleti ve orduyu ayaklandırmak gerekiyordu.

280SQ

4R T

ekni

ği İl

e Nu

tuk’

un 1

. Böl

ümün

ün İn

cele

nmes

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

GQQ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ

Uygulamayı safhalara ayırmak ve basamak basamak ilerleyerek hedefe varma

Türk ata yurduna ve Türk'ün istiklâline saldıranlar kimler olursa olsun, onlara bütün milletçe silâhla karşı koymak ve onlarla çarpışmak gerekiyordu. Bu önemli kararın bütün gerek ve zaruretlerini daha ilk günün-de açığa vurup ifade etmek, elbette isabetli olamazdı.

Uygulamayı birtakım safhalara ayırmak, olaylardan ve olayların akışından yararlanarak milletin duygu ve düşüncelerini hazırlamak ve basamak basamak ilerleyerek hedefe ulaşmaya çalışmak gerekiyordu. Nite-kim öyle olmuştur.

Eğer dokuz yıllık faaliyetimiz ve yaptıklarımız bir mantık silsilesi ile gözden geçirilirse, ilk günden bugüne kadar takip ettiğimiz genel doğrultunun, ilk kararın çizdiği yoldan ve yöneldiği hedeften asla sapmamış olduğu kendiliğinden anlaşılır.

Burada, zihinlerde yer etmiş olması ihtimali bulunan bazı kararsızlık düğümlerinin çözülmesini kolaylaş-tırmak için, bir gerçeği hep birlikte gözden geçirmeliyiz. Yapılan Millî Mücadele dıştan gelen saldırıya karşı vatanın kurtuluşunu tek hedef olarak kabul ettiğine göre, bu Millî Mücadele'nin, başarıya yaklaştıkça, safha safha bugünkü döneme kadar millî irade rejiminin bütün ilke ve gereklerini yerine getirmesi tabiî ve kaçı-nılmaz bir tarihî akış idi.

Bu kaçınılmaz tarihî akışı gelenekten gelen alışkanlığı ile hemen sezmiş olan hükümdar ailesi, ilk andan başlayarak Millî Mücadele'nin amansız düşmanı kesildi. Bu kaçınılmaz tarihî akışı daha başlangıçta ben de görmüş ve sezmiştim. Ancak, sonuna kadar devam etmiş olan bu sezgimizi başlangıçta bütün yönleri ile açığa vurup ifade etmedik. Gelecekteki ihtimaller üzerinde fazla konuşmak, giriştiğimiz gerçek ve maddî mücadeleye hayalî bir macera niteliği verdirebilirdi.

Dış tehlikenin yakın etkilerini derinden duyanlar arasında, geleneklerine, düşünce kabiliyetlerine ve ruh yapılarına aykırı olan muhtemel değişmelerden ürkeceklerin ilk anda direnme güçlerini harekete geçi-rebilirdi. Başarı için pratik ve güvenilir yol, her safhayı vakti geldikçe uygulamaktı. Milletin gelişmesini ve yükselmesini sağlayacak doğru yol buydu.

Ben de bu yolda yürüdüm. Ancak, bu pratik ve güvenilir başarı yolu, yakın çalışma arkadaşlarım olarak tanınmış kimselerden bazıları ile aramızda zaman zaman görüşler, davranışlar veya yapılan çalışmalar-daki uygulamalar bakımından temel veya ikinci derecede birtakım anlaşmazlıkların, kırgınlıkların ve hattâ ayrılmaların da sebebi ve açıklayıcısı olmuştur.

Millî Mücadele'ye beraber başlayan yolculardan bazıları, millî hayatın bugünkü cumhuriyete ve cumhuriyet kanunlarına kadar uzanan gelişmelerinde, kendi fikir ve ruh kabiliyetlerinin kavrayış sınırı bittikçe bana karşı direnişe ve muhalefete geçmişlerdir. Bu noktalara, aydınlanmanız ve kamuoyunun aydınlanmasına yardımcı olmak için, sırası geldikçe birer birer işaret etmeye çalışacağım.

Millî Sır

Bu son sözlerimi özetlemek gerekirse, diyebilirim ki, ben milletin vicdanında ve geleceğinde hissettiğim büyük gelişme kabiliyetini, bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün bir topluma uygulatmak mecburiyetinde idim.

281

SQ4R

Tek

niği

İle

Nutu

k’un

1. B

ölüm

ünün

İnce

lenm

esi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

ISQ4R İLE OKUYORUM2

I. Survey (Göz gezdirme-Tarama): Metne, başlık ve alt başlıklara dikkat ederek, göz gezdiriniz (2-3 DAKİ-KA). Daha sonra aşağıdaki soruları yanıtlayınız.

A. Konunun başlığını yazınız. .......................................................................................................................................

B. Konunun alt başlıklarını yazınız.

1. ..................................................................................................................................................................................

2. ..................................................................................................................................................................................

II. Question (Soru Sorma): Metindeki başlık/alt başlıkları dikkate alarak soru hazırlayınız. (Kim, ne, nasıl vb. soru kökleri de kullanılabilir).

1. ........................................................................................................................................................................................

2. ........................................................................................................................................................................................

3. ........................................................................................................................................................................................

III. Read (Okuma): Ana fikri tespit etmeye çalışarak ve sorduğunuz soruların cevaplarını araştırarak metni okuyunuz. Not almayınız.

IV. Reflect on Material (Yansıtma/Metin Üzerinde Düşünme): Metinle ilgili daha önceden bildiklerinizi hatırlamaya çalışınız.

Metindeki alt konuları genel konu ve kavramlarla ilişkilendiriniz. Metindeki bilgiler arasında çelişki olup olmadığını düşününüz.

V. Recite (Kendi İfadeleriyle Aktarma): II. Bölümde hazırladığınız soruları metne bakmadan yanıtlamaya çalışınız.

VI. Review (Gözden geçirme): Anlayamadığınız, hatırlayamadığınız noktalara dikkat ederek metni yeniden gözden geçiriniz. Daha sonra metni özetleyiniz. Özetiniz; konunun alt başlıklarını, ana fikirleri, anahtar kavram ve kelimeleri içermelidir.

ÖZET

QQ Grup adı: Öğrenci Adı-Soyadı:

282SQ

4R T

ekni

ği İl

e Nu

tuk’

un 1

. Böl

ümün

ün İn

cele

nmes

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

GRUP SAYFAMIZ

3

Aşağıdaki soruları grup üyelerinin ortak kararıyla yanıtlayınız.

A. Konunun başlığını yazınız. ..............................................................................................................................................

B. Konunun alt başlıklarını yazınız. (Her sayfa için sizce daha önemli olan 1 alt başlık seçiniz.)

1. .........................................................................................................................................................................................

2. .........................................................................................................................................................................................

3. .........................................................................................................................................................................................

4. .........................................................................................................................................................................................

5. .........................................................................................................................................................................................

6. .........................................................................................................................................................................................

7. .........................................................................................................................................................................................

C. Konunun tamamı ile ilgili 5 anahtar kelime/kavram yazınız.

1. ....................................................................................

2. ....................................................................................

3. ....................................................................................

4. ....................................................................................

5. ...................................................................................

D. Konunun tamamının ne ile ilgili olduğunu açıklayan 1-2 kısa cümle yazınız.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

E. Her sayfa için 1 soru hazırlayınız. (Uzmanların hazırladığı sorulardan en önemli bulduğunuz bir soru olabileceği gibi yeni bir soru da hazırlayabilirsiniz.)

1. .........................................................................................................................................................................................

2. .........................................................................................................................................................................................

3. .........................................................................................................................................................................................

4. .........................................................................................................................................................................................

5. .........................................................................................................................................................................................

6. .........................................................................................................................................................................................

7. .........................................................................................................................................................................................

F. Soruları metne bakmadan yanıtlamaya çalışınız. Anlayamadığınız, hatırlayamadığınız noktalar hakkında uzman arkadaşlarınızdan yeniden bilgi alınız. Daha sonra metni özetleyiniz. Özetiniz; konunun alt baş-lıklarını, ana fikirleri, anahtar kavram ve kelimeleri içermelidir.

ÖZET

QQ Grup adı:

283

SQ4R

Tek

niği

İle

Nutu

k’un

1. B

ölüm

ünün

İnce

lenm

esi

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4DERS KİTABIMIZLA KARŞILAŞTIRALIM

1. Ders kitabımızla kaynağımızda yer alan hangi bilgiler birbirini desteklemektedir? (Kısaltarak, başlıklar halinde yazınız.)

................................................

................................................

1. Kaynağımız konuyu nasıl bir bakış açısı ile sunmaktadır?

................................................

................................................

................................................

................................................

2. Kaynağımızda yer alıp ders kitabımızda yer almayan bilgiler nelerdir?

................................................

................................................

................................................

................................................

2. Ders kitabımız konuyu nasıl bir bakış açısı ile sunmaktadır?

................................................

................................................

................................................

................................................

3. Ders kitabında yer alıp kaynakta yer almayan bilgiler nelerdir?

................................................

................................................

................................................

................................................

İÇERİKYÖNÜNDEN

BAKIŞ AÇISI YÖNÜNDEN

1. NUTUK, 1919-1927, Bugünkü Dille Yayına Hazırlayan: Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, http://www.ataturk.com/nutuk/buy-nutuk, http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=Nutuk

2. (Karşılaştırma) Gazi M. Kemal Atatürk, SÖYLEV, CİLT: I-II, Basıma Haz: H. V. Velidedeoğlu, 25. Bası, 1994, İstanbul.

3. Cevdet EPÇAÇAN, Okuduğunu Anlama Stratejilerine Genel Bir Bakış, http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt2/sa-yi6pdf/epcacanğcevdet.pdf

4. http://elitokul.com/meslekiegitim/anlamliogrenme.htm

5. http://www.belgeler.com/blg/2l4/ogrenme-stratejileri

6. http://whyarentyoustudying.blogspot.com/2009/10/sq4r-study-method-recite.html

QQ KAYNAKÇA

284SQ

4R T

ekni

ği İl

e Nu

tuk’

un 1

. Böl

ümün

ün İn

cele

nmes

i

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Lâle Devri Osmanlı için ne ifade ediyordu?

Dersin Amacı:

Lâle Devri örneğinden yola çıkarak toplumsal değişimlerin boyutlarını değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

III. Ahmet Dönemi iç ve dış politikadaki gelişmeleri ve ıslahat çalışmalarını değerlendirir.

LÂLE DEVRİ'NE BAKIŞ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Lâle Devri'ndeki gelişmeler hakkında bilgi sahibi olacaktır.

QQ Birçok öğrenci: Lâle Devri'ndeki gelişmeler hakkında sebep ve sonuç ilişkileri kuracaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Lâle Devri'nin çok yönlü bir dönüşüm oldu-ğunu örneklerle açıklayabilecektir.

L âle Devri Osmanlı Devleti'nde zihniyet değişimi bakımından bir dönüm noktasıdır. Osmanlı Devleti'nin

kendine, kendi medeniyetine olan güvenini sorguladığı, ilerleme, kurtuluş ve tarihe tutunma çabaları

için Batı'nın model alınmasına kapı aralayan bir dönemdir. Bir başkasını model almak onu tanımayı

gerektirir. Lâle Devri, halen devam eden çağdaşlaşma ve Batılılaşma mücadelemizin ilk adımlarının atıldığı,

Batı'nın öğrenilmeye başlandığı bir dönemdir. Bu etkinlikte öğrenciler, bir bütünü parçalara ayıracaklar, par-

çaların özel anlamlarını sorgulayacaklar, ardından onları yeniden birleştirecekler ve kendi özgün bilgilerini

oluşturacaklar.

• Çalışma Yaprağı-1, 2 ve 3’ü grup sayısınca çoğaltınız

• Çalışma Yaprağı-4’ü öğrenci sayısının dörtte biri kadar çoğaltınız.

• Çalışma Yaprağı-5’i öğrenci sayısı kadar çoğaltınız.

• Makas

Q Lâle Devri Osmanlı için ne ifade ediyordu?

M. Ahmet TOKDEMİR*, Adem ARTAN**

* Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara** Akçaabat Anadolu Öğretmen Lisesi, Trabzon

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

5 dk.

10 dk.

10 dk.

15 dk.

15 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

2. Öğrencilerinizi 4 gruba ayırdıktan sonra Çalışma Yaprağı-1'i dağı-tıp soruların grupça cevaplanmasını sağlayınız. Grupların sorular hakkındaki yorumlarını özet halde tahtaya sıralayıp sınıfın benzer ve farklı cevapları görmelerini sağlayınız. Cevapların ardından fotoğra-fın 3. Ahmet Çeşmesi olduğunu ve Lâle Devri'nde Topkapı Sarayı’nın girişinde inşa edilen bir eser olduğunu açıklayınız.

3. Çalışma Yaprağı-2'yi gruplara dağıtarak metne yönelik 3 soru ha-zırlanmasını isteyiniz

3. Çalışma Yaprağı-3 A, B, C, D'yi her gruba bir yaprak gelecek şekilde dağıtınız. Levni’ye ait bir minyatürden alınan kesiti incelemelerini ve soruları cevaplamalarını sağlayınız.

4. Çalışma Yaprağı-4’ü keserek öğrencilere birer tane dağıtınız.• Ardından,ellerindekikesitlerinüzerindebulunannumaralaradik-

kat çekiniz. 1, 2, 3 ve 4'ü alan öğrencilerin bir araya gelmelerini ve ellerindeki parçaları birleştirerek minyatürlerin tamanını görmele-rini isteyiniz.

• Grupların,ÇalışmaYaprağı-3'edönmeleriniisteyiniz.Minyatürkesi-tini, makas işaretli yerden kesmelerini isteyiniz.

5. I. Gruptan başlamak üzere gruptan bir kişinin tah-taya çıkıp kesiti tahtaya yapıştırmasını ve sorulara verdikleri cevapları sınıfla paylaşmalarını sağlayı-nız. 4 grubun ellerindeki çizimleri yanda gösterildi-ği şekilde birbirine yapıştırarak tek bir resim oluş-turmalarını isteyiniz.

6. Çalışma Yaprağı-5’i tüm öğrencilere uygulatarak verilen cevapların açıklanmasını sağlayınız.

İŞLE

NİŞ

1. Anahtar soruyu öğrencilerinizin tartışmalarını sağlayınız.

1 3

2 4

286Lâ

le D

evri'

ne B

akış

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

1. Yukarıdaki fotoğrafta görünen eser ne olabilir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

2. Bu eser neden bu kadar süslü işlemelerle yapılmıştır?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

3. Bu eser nerededir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

Q Şair Nedim'in yukarıdaki dizeleri yazıldığı dönem hakkında ne gibi ipuçları vermektedir?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

“Gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan Mâ-i Tesnim içelim çeşme-i nev peydâdan Görelim âb-ı hayat aktığı ejderhadan Gidelim serv-i revanım yürü Sadabad’a

Kâm: Keyif, lezzet, tat, haz, mutlulukMâ-i Tesnim: Cennet ırmaklarından biri Ab-ı hayat: Ölümsüzlük verdiğine inanılan suServ-i revan: Boyunun uzunluğundan dolayı sevgiliye benzetilen ağaç.

QQ Kaynak 1

QQ Kaynak 2

Aşağıdaki kaynakları inceleyiniz. İlgili soruları cevaplayınız.

287

Lâle

Dev

ri'ne

Bak

ış

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

Q Metni okuyarak cevaplayabileceğiniz üç soru türetiniz.

Soru 1 ........................................................................................................................................................................................

Soru 2 ........................................................................................................................................................................................

Soru 3 ........................................................................................................................................................................................

QQ LÂLE DEVRİ

Osmanlı devleti, 1683’te 2. Viyana kuşatmasının yenilgiyle sonuçlanması ve akabinde Osmanlı’yı Avrupa’dan atmak için bir araya gelen Kutsal İttifak üyesi devletlerle yaptığı savaşlarda art arda yenil-

giler almıştı. 1699’da Karlofça Antlaşmasını yapmak zorunda kalan Osmanlı ilk kez bu kadar büyük toprak kaybı yaşamıştı. Bu durumun telafisi için Osmanlı devleti, önce Rusya ile (1711), ardından Venedik ile zafer-le neticelenen savaşlar yaptı. Ancak Avusturya’ya yenildi (1715-18).

Bu durumdan rahatsız olan ve barış yapmak isteyen padişah III. Ahmet sadrazamlığa damadı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı getirdi. yaklaşık 35 yıldır süren savaş dönemine Damat İbrahim Paşa 1718’deki Pasarofça Antlaşmasıyla son vererek sonradan “Lâle Devri” olarak adlandırılacak ve 1730’a kadar sürecek dönemi başlattı.

Damat İbrahim Paşa, Lale Devri’nin başlaması ile birlikte büyük bir imar faaliyetine girişip mektepler, kü-tüphaneler, köşkler, yalılar, çeşmeler ve bahçeler yaptığı gibi şehrin tanzimine de son derece önem verdi. Özellikle sık sık meydana gelen yangınlardan dolayı ahşap binalar inşa edilmemesi için özen gösterdi. Ayrıca devamlı İstanbul çarşılarını dolaşıp ekmeklerde ve diğer ürünlerde yapılan sahtekarlıkları kontrol etmeye başlayan Damat İbrahim Paşa gördüğü haksızlıklar nedeniyle bir çok İstanbul Kadısı’nı azletti. Ay-rıca yerinde tedbirler sayesinde bütçe açığı giderek azaldı.

Avrupa’yı tanımak gerektiğini düşünen Damat İbrahim Paşa, Avrupa devletlerinin İstanbul’daki elçileri ile samimi ilişkiler kurdu. Ayrıca Osmanlı tarihinde ilk kez Avrupa ülkelerine elçiler gönderdi. Paris, Viyana, Moskova gibi başkentlere gönderilen elçiler gittikleri yerde gördüklerini raporlar hazırlayarak sadrazama sundular. Bunların en ünlüsü, Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin 1720-21 tarihli Fransa Sefaretnamesidir.

Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin yanında Paris’e giden oğlu Mehmet Sait’in Fransa’dan İstanbul’a getirdiği kitaplar, elbiseler ve mobilyalar İstanbul’da batı modasının yayılmasına sebep oldu. Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Paris’te elçi iken gönderdiği tablolar sayesinde Osmanlı minyatür sanatında yeni bir çığır açıldı. Bu resimleri gören Levni, minyatürle batı üslubu arasında yeni bir tarz geliştirmiştir. Mehmet Sait Efendi aynı zamanda matbaanın kurulmasında da önemli rol oynamış, İbrahim Müteferrika ile 1727’de Osmanlı devletindeki ilk Türk matbaasını kurmuştur.

Lâle devri denilince akla en çok, bu dönemin eğlenceleri gelir. Bu eğlence hayatında Sadrazam İbrahim Paşa’nın önemli bir rolü vardır. Sadrazam, Topkapı’dan uzakta, Kâğıthane’de padişahın eğlenmesi için “Sadabad” adı verilen ve etrafında bahçeler, havuzlar ve heykeller olan yeni bir saray inşa ettirmişti. Bu saray Fransa kralının sarayı örnek alınarak yapılmıştı. Devlet ileri gelenleri de bu konuda padişahı taklit ederek birbirleriyle lüks yarışına girdiler. Şairlerin, müzisyenlerin katıldığı büyük eğlenceler düzenleniyor, lale bahçelerinde çeşitli eğlenceler ve fener alayları yapılıyordu. Büyük bir israf alıp başını gitmişti. Devletin ileri gelenlerinin bu durumu halka da yansıdı. Kahvehane ve meyhaneler çoğaldı. Nadide lale soğanları çok büyük fiyatlara satılmaya başladı.

Fakat bu durum halkın büyük çoğunluğunun hoşuna gitmiyordu. Askeri reformlardan endişe duyan yeni-çerilere, durumdan hoşnut olmayan ulemanın katılımı ve İran’ın saldırıya geçip bazı şehirleri alması üze-rine 1730’da başlayan Patrona Halil İsyanı ile Lâle dönemi sona erdi. İsyancılar, bu dönemle özdeşleşmiş Sadabad’ı, buradaki saray ve lâle bahçelerini yakıp yıktılar. Bu isyan sonucunda dönemin sadrazamı Nev-şehirli Damat İbrahim Paşa, asiler tarafından öldürülürken 3. Ahmet de tahtını kaybetti.

Diyanet İslam Ansiklopedisi, C. 27, Ankara, 2003. "Lale Devri", Kısaltılmıştır.

288Lâ

le D

evri'

ne B

akış

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

A

31. Bu eserin türü nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

2. Sizce Levni hangi rengi ağırlıklı olarak kullanmış?

.....................................................................................................................................................................................................

3. Çizimin ortasında yer alan iri yapılı kişi kim olabilir?

.....................................................................................................................................................................................................

4. Resimde gerçekçi olmayan nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

5. Resimdeki en sıra dışı şey nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

6. Levni çiziminde nasıl bir ortam anlatmıştır?

.....................................................................................................................................................................................................

Levni, Şehzadenin sünneti

289

Lâle

Dev

ri'ne

Bak

ış

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IB3

1. Bu eserin türü nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

2. Sizce Levni hangi rengi ağırlıklı olarak kullanmış?

.....................................................................................................................................................................................................

3. Çizimdeki insanlar niçin eğleniyor olabilir?

.....................................................................................................................................................................................................

4. Resimde gerçekçi olmayan nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

5. Resimdeki en sıra dışı şey nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

6. Levni çiziminde nasıl bir ortam anlatmıştır?

.....................................................................................................................................................................................................

Levni, Şehzadenin sünneti

290Lâ

le D

evri'

ne B

akış

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I

C

31. Bu eserin türü nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

2. Sizce Levni hangi rengi ağırlıklı olarak kullanmış?

.....................................................................................................................................................................................................

3. Çizimde yer alan en önemli kişi kim olabilir?

.....................................................................................................................................................................................................

4. Resimde gerçekçi olmayan nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

5. Resimdeki en sıra dışı şey nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

6. Levni çiziminde nasıl bir ortam anlatmıştır?

.....................................................................................................................................................................................................

Levni, Şehzadenin sünneti

291

Lâle

Dev

ri'ne

Bak

ış

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

ID3

1. Bu eserin türü nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

2. Sizce Levni hangi rengi ağırlıklı olarak kullanmış?

.....................................................................................................................................................................................................

3. Çizimin sağ en üst köşesinde yer alan kişiler kimler olabilir?

.....................................................................................................................................................................................................

4. Resimde gerçekçi olmayan nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

5. Resimdeki en sıra dışı şey nedir?

.....................................................................................................................................................................................................

6. Levni çiziminde nasıl bir ortam anlatmıştır?

.....................................................................................................................................................................................................

Levni, Şehzadenin sünneti

292Lâ

le D

evri'

ne B

akış

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Q Minyatürün kesilmiş olan bölümünde neler ola-bileceğini çizerek tamamlayınız.

Q Minyatürün kesilmiş olan bölümünde neler ola-bileceğini çizerek tamamlayınız.

Q Minyatürün kesilmiş olan bölümünde neler ola-bileceğini çizerek tamamlayınız.

Q Minyatürün kesilmiş olan bölümünde neler ola-bileceğini çizerek tamamlayınız.

1

3

2

4

293

Lâle

Dev

ri'ne

Bak

ış

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

Q 1. Aşağıda Lâle Devri ile ilgili verilmiş gelişmelerin numaralarını ait oldukları alanlara yerleştiriniz.

Q 2. Yukarıdaki gelişmeleri olumlu, olumsuz ya da hem olumlu hem olumsuz nitelikleri bakımından numaralarına göre sınıflandırın.

Q 3. Gruplamanızın gerekçelerini numara sırasına göre kısaca açıklayınız.

Gerekçelerim

Olumlu, çünkü…/ Olumsuz çünkü…/ Hem olumlu hem de olumsuz, çünkü…

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

NO Yapılan gelişmeler İlgili alan No

1 Avrupa’ya geçici elçiler gönderildi.

2 Osmanlı’daki ilk Türk matbaası İbrahim Müteferrika ve Mehmet Said Efendi tarafından kuruldu.

3 İstanbul baştanbaşa imar edildi, yeni saraylar, çeşmeler ve suyolları yapıldı eski cami, medrese ve devlet binaları da onarıldı. Kültür-Sanat

4 Tercüme heyetleri kurularak doğu ve batı klasikleri ve bilimsel eserler Türkçeye çevrildi. Teknik

5 Yeni ve büyük kütüphaneler kurularak halkın hizmetine sunuldu. Askerî

6 Yeniçeri askerlerinden “Tulumbacılar” adında bir itfaiye teşkilatı kuruldu. Ekonomik

7 Batı modası, İstanbul’a girdi, günlük hayatta batı tarzı mobilyalar kulla-nılmaya başlandı. Mimarî

8 Batı mimarisi saraylara uygulandı. Şehir Hayatı

9 Mevcut çini imalathaneleri elden geçirilirken yeni imalathaneler kurul-muş, kiremit imaline başlanmıştır. Diplomatik

10 Tersane ıslah edilerek daha büyük gemiler inşa edilmiştir.

11 Esnaf denetlenmiş, iç ve dış ticaret gelişmiştir.

12 Şair ve sanatkârlara büyük önem verilmiş, şiirde Nedim, minyatürde Levni bu dönemde şöhretlerinin zirvesine varmışlardır.

Olumlu

Olumsuz

Hem olumlu hem olumsuz

294La

le D

evrin

e Ba

kış

Sınıf: 12

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

İç savaş bir toplumu nasıl etkiler?

Dersin Amacı:

Yugoslavya'nın parçalanması sürecinde Bosna'da yaşanan olayları etnik ayrımcılık ve insan hakları açısından değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Doğu blokunun yıkılmasından sonra Balkanlar'da meydana gelen gelişmeleri kavrar.

YUGOSLAVYA İÇ SAVAŞI

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Bosna Savaşı sırasında yaşanan insan hakları ihlallerini farkedebilecektir.

QQ Birçok öğrenci: Bosna Savaşı sırasında yaşanan insan hak-ları ihlalleri ile etnik ayrımcılık arasında ilişki kurabilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Bosna Savaşı'ndan yola çıkarak etnik ayrım-cılık karşıtı savlar geliştirebilecektir.

Y ugoslavya İç Savaşı, Avrupa'nın ortasında uygar dünyanın gözleri önünde orantısız bir güç kullanımı ile

büyük bir insanlık dramının yaşanmasına neden oldu. Bu dram, insanlığı soykırımın, etnik ayrımcılığın

ve nefretin kötü sonuçları üzerinde düşünmeye zorlayan örnek olaylardan biridir. Bu etkinlikte öğren-

ciler, bir etnik savaşın ortaya çıkardığı çarpıcı sonuçları inceleyecekler. Ardından, sonuçları doğuran nedenler

üzerinde çalışacaklar. Belirledikleri neden-sonuç ilişkilerinin tam ortasında kalan sıradan insanlarla empati

kurmayı deneyeceklerdir.

Çalışma Yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

Qİç savaş bir toplumu nasıl etkiler?

Yasemin OKUR*, Mehmet AKSOY*, Mehmet ÖZTÜRK*

* Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

15 dk.

15 dk.

15 dk.

10 dk.

10 dk.

5 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

• BosnaSavaşısırasındasıradaninsanlarneleryapmışolabilirler?• Üzerindekurşunizleribulunanevlerdeyaşayaninsanlarsizcesavaş

hakkında neler düşünmüş olabilirler?• Evlerinkurşunlanmasıhakkındasiznedüşünüyorsunuz?

2. Öğrencileri sınıf mevcuduna uygun olarak gruplara ayırınız. Çalış-ma Yaprağı-2’yi gruplara dağıtınız. İlgili soruları cevaplamalarını isteyiniz.

3. Çalışma Yaprağı-3 A, B, C’yi gruplara dağıtınız. Harita ve tabloları öğrencilere inceleterek Yugoslavya İç Savaşı'nın özellikle Bosna-Hersek’te yoğunlaşmasının gerekçelerini bulmalarını sağlayınız.

• Öğrencilerebilginotunuokutunuz.

4. Gruplara Çalışma Yaprağı-4’ü dağıtınız. Sözlü tarih çalışmasını in-celemelerini ve ilgili soruları cevaplamalarını isteyiniz.

5. Çalışma Yaprağı-5’i gruplara dağıtınız. Ardından öğrencilerinizden savaşın taraflarının savaşa bakış açılarını belirlemelerini isteyiniz.

6. Çalışma Yaprağı-6’yı gruplara dağıtınız. "Mavi Kelebeğin İzinde" ve "Soykırım Suçu" başlıklı metinleri okutarak yaşananların insan hakları açısından değerlendirilmesini isteyiniz.

7. Öğrencileri üç kişilik gruplara ayırınız. Kendilerini Bosna Savaşı’nın yaşandığı dönemde dünya politikalarını belirleyen önemli bir ülke-nin ya da savaşı yaşayan toplumların lideri olarak düşünmelerini isteyiniz. Bu durumda savaşı önlemeye, barışı sağlamaya yönelik nasıl bir politika takip edeceklerini tartışınız.

İŞLE

NİŞ

1. Çalışma Yaprağı-1’i öğrencilerinize dağıtınız. Resimleri ve açıkla-malarını incelemelerini sağlayınız. Ardından aşağıdaki soruları ce-vaplamalarını isteyiniz.

296Yu

gosl

avya

İç S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Resim 1: Bosna Savaşı’nın izlerini taşıyan bir bina.

Resim 2: Bosna Savaşı’nda haya-tını kaybetmiş kişilerin mezarları; siyah taşlı olanlar Sırp, gri taşlı olanlar Hırvat, beyaz taşlı olanlar ise Boşnaklara aittir.

Resim 3: Bosna Savaşı sırasındayıkılmış bir fabrika.

Aşağıdaki resimler yakın tarihte Bosna’da çekilmiştir. Bu resimlerde Bosna’daki iç savaşın izleri özellikle canlı tutulmak istenmiştir. Bu isteğin nedeni ne olabilir?

297

Yugo

slav

ya İç

Sav

aşı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

1. Bu roman hangi ülkedeki olayları anlatmaktadır?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

2. Romana göre ülkeyi iç savaşa hazırlayan koşulları, sosyal, psikolojik, tarihi vb. açılardan değerlendiri-niz?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

Hırvatlarla Sırplar arasında yüzyıllardır süren ve II. Dünya Savaşı’nda had safhaya ulaşan husumet, Tito zamanında iyice hasıraltı edilmişti. II. Dünya Savaşı’nda Hırvatların Almanlar-dan aldıkları güçle faşistlere ait siyah üniformaları giyerek yaptıkları kıyımlar o kadar büyük anti pati uyandırmıştı ki Hırvatlar Tito dönemi boyunca o olayların suçluluk duygusuyla ses-lerini soluklarını çıkarmadan uslu uslu oturmuşlardı.

(Oysa) Hırvatların gözünde Sırplar, doğuya ait, ilkel ve kaba bir ırktı. Balkanların köylüsüy-düler. Dinlerine ihanet ederek Ortodoks olmuşlar ve yabancılaşmışlardı. (...) Hırvatlar ise Avrupalıydı. Tito öldüğüne göre Hırvatların da ayrılma (...) zamanı çoktan gelmişti.

Hırvatlar, Hırvatistan’ın bazı bölgelerinde yoğun olarak yaşayan Sırpların hiç unutmadıkları kıyımları tekrarlamasından korkuyorlardı. Ve bu korku da aşırı uçta liderlerin filizlenmesine imkan veriyordu.

1990 yılında aşırı milliyetçilik hortlatılmaya başladı. Hırvatlar ve Sırplar ırkçılığı kışkırtmak-ta birbirlerinden aşağı kalmıyorlardı. Hırvatların 1941’i aratmayan davranışları Krajina Sırp-larının silahlanmasına yol açtı. Bosna sınırında yaşayan Krajinalılar ve Kninliler kendilerini Sırbistan’dan çok uzakta ve tehlikede hissediyorlardı.

Knin kasabasında yaşayan Milan Pabiç doğumundan on beş yıl önce yaşanan olayları din-leyerek büyümüştü... O, “kardeşlik-birlik-beraberlik” ilkelerini soluyarak yetişmişti ama, yüreği şahit olmadığı bir katliamın kiniyle doluydu.

QQ Kaynak: SEVDALİNKA’DAN

Kaynak: Ayşe KULİN, Sevdalinka, s. 56-57.

298Yu

gosl

avya

İç S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

A

Tablo 1: Yugoslavya’da Yaşayan Bazı Toplulukların Özellikleri

Din Kültürel Özellikler Dil - Alfabe Yaşadıkları Yerler

Slovenler HristiyanKatolik

Batı MedeniyetiSlavca - Latin

Kendi topraklarında yaşıyor

Hırvatlar Sırpça - Latin Hırvatlar, Sırplar ve Boşnaklar birçok yerde karışmışlardırSırplar Hristiyan

OrtodoksOsmanlı-BizansMedeniyeti

Sırpça - Kril

Boşnaklar İslam OsmanlıMedeniyeti

Sırpça - Latince

Kaynak: Mehmet KOCAOĞLU, Bosnalı Müslümanların Acısını Tarih Yazacaktır, s. 53-68.

Yugoslavya Federal Sınırı

AVUSTURYA

SLOVENYA

HIRVATİSTAN

BOSNA-HERSEK

SIRBİSTAN

VOYVODİNA

KARADENİZ

ADRİYATİK DENİZİ

KARADAĞKOSOVA

MAKEDONYA

MACARİSTAN

ROMANYA

Harita 1YUGOSLAVYA FEDERASYONU

BULGARİSTAN

TÜRKİYE

YUNANİSTAN

ARNAVU

TLUK

İTALYA

0 200 400 600 km

1. Harita ve tabloya göre Yugoslavya İç Savaşı'nın özellikle Bosna-Hersek'te yoğunlaşmasının gerekçeleri neler olabilir?

299

Yugo

slav

ya İç

Sav

aşı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3B

Q İncelediğiniz belgelerin tümünü göz önünde bulundurarak Yugoslavya iç savaşının sebeplerinden üç tanesini yazınız.

1. .................................................................................................................................................................................................

2. .................................................................................................................................................................................................

3. .................................................................................................................................................................................................

Hırvatlar ve Sırplar birbirlerini algılama-da yine eski imajlarına döndüler. 16 Şubat 1993'de Flobus (haftalık Hırvat Gazetesi) Hırvatların neden çok korktuklarını sordu. Cevap % 34’ü Hırvatistan’daki Sırplardan ve % 18.7’si Sırbistan’daki Sırplardan kork-tuklarını ifade etti.

Nisan 1993’de Belgrad günlük gazetesi Borba şu sonuçları açıkladı: Sırpların % 55.2'si Sır-bistana karşı uluslar arası bir komplo düzen-lendiğine inanıyorlar. Sırpların % 47.5'i sürekli düşmanları tarafından tehdit edildiklerini iddia ediyorlar. Ayrıca Sırpların % 30.3'ü diğer dev-letlerin Sırplardan nefret ettiklerini ve bu yüz-den de bu devletlere karşı savaşmak gerektiği-ni savunuyorlar.

Tablo 2: 1990-1991 Yılı Yugoslavya’da Kişi Başına Düşen Milli Gelir Dağılımı

Cumhuriyetler Miktar ($)

Slovenya 5.500

Hırvatistan 3.400

Voyvadina 3.250

Sırbistan 2.200

Karadağ 1.700

Bosna - Hersek 1.600

Makedonya 1.400

Kosova 730

Eski Yugoslavya (Toplam) 2.600

Kaynak: Nail ALKAN, "Yugoslavya’nın Dağılmasında Rol Oynayan Faktörler", Avrasya Dosyası, 33-42.

Kaynak: M. Murat BAŞAR, vd., Bosna-Hersek ve Postmodern Ortaçağa Giriş.

300Yu

gosl

avya

İç S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

C

1. Tablo 3’ten hareketle Bosna-Hersek’e “Küçük Yugoslavya” denmesinin sebebi ne olabilir? Açıklayınız.

.....................................................................................................................................................................................................

2. Harita 2 ve tablo 3 ve 4’ü inceleyerek Yugoslavya iç savaşının yoğun olarak Bosna-Hersek’te görülmesinin se-

bepleri neler olabilir? Belirtiniz.

.....................................................................................................................................................................................................

Tablo 3: Bosna Hersek Nüfus Yapısı

Boşnak %43

Sırp %32

Hırvat %18

Diğerleri %7

Tablo 4: Bosna - Hersek’teki Yer Altı Zenginlikleri

MadenlerYugoslavya içinde oranı

(%)

Demir 85

Maden kömürü 40

Boksit 40

Asbest 60

Kaya tuzu 100Kaynak: Avrasya Dosyası, Sırbistan, Bosna

Hersek Özel Sayısı, s. 37-38.

ROMANYA

BULGARİSTAN

YUNANİSTAN

Makedonya

Kosova

Sırbistan

Karadağ

Bosna-Hersek

HırvatistanSlovenya

ADRİYATİK DENİZİ ARNAVU

TLUK

İTALYA

AVUSTURYAMACARİSTAN Savaş Çıkan Yerler

Kargaşa Çıkan Yerler

Harita 2

BOSNA SAVAŞI

Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılması, Yugoslavya'nın da benzer bir çözülme sürecine gir-mesine yol açtı. 1991 Ekiminde egemenliğini ilan eden Bosna-Hersek 3 Mart 1992'deki referan-dumla o zamanki Yugoslavaya'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. Müslüman Boşnaklar ile Ka-tolik Hırvatlar referandumda ezici çoğunlukla evet derken Bosnalı Sırplar bu referandumu boykot ettiler. Çünkü Bosnalı Sırplar Sırp nüfusun yaşadığı bölgeleri o zaman ki Sırbistan-Karadağ ile birleştirerek "Büyük Sırbistan"ı oluşturmayı istiyorladı. Bu amaçla Sirbistan-Karadağ'ın desteği ile Bosnalı Sırplar, Bosnalı müslümanlara karşı silahlı saldırıya başladılar.

BİLGİNOTU

301

Yugo

slav

ya İç

Sav

aşı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

QQ Kaynak: Sözlü Tarih Çalışması

....................................................................

Bu gün Saraybosna havalimanı yakınlarındaki savaş müzesi haline getirilmiş bir evi ziyarete gittik ve rehberimiz aracılığıyla evin sahibi Şe-hide Kolar ile söyleşi yaptık.

-Öncelikle evin içindeki tünelin neden açıldığını soruyoruz.

Ş. Kolar: Bosna Savaşı sırasında 3,5 yıl boyunca Sırp kuşatması altında kaldık. Temel ihtiyaç-larımızı karşılamakta büyük zorluklar yaşadık. Sırplar buraya gönderilen insani yardımlara el koyuyordu. BM kararı ile kuşatma dışı bırakı-lan havaalanına gönderilen insani yardımları alabilmek için kuşatma altındaki bölgeden geç-mek zorundaydık. Bir çok kişi bu yol üzerinde hayatını kaybetti. Bunun üzerine gizlice girişi buradan başlayan ve Saraybosna Havalimanı pistinin altına kadar uzanan 800 metrelik bir tü-nel kazdık. Dış dünya ile tek bağlantı noktamız olan bu tünelden ulaştırılabilen yardımlar ye-terli olmasa da uzun süren kuşatma sırasında hayatta kalmamızda etkili oldu. Ancak bir süre sonra durumu fark eden Sırplar havaalanını her gün sulamak suretiyle tünelin işlemez hale gelmesine sebep oldu.

1. Yukarıdaki çalışmaya uygun bir başlık bulunuz.

.....................................................................................................................................................................................................

2. Yukarıdaki metinden hareketle Bosna'da hangi insan hakları ihlali görüldüğünü söyleyiniz?

.....................................................................................................................................................................................................

3. Bosna Savaşı’ndan siviller nasıl etkilenmiştir?

.....................................................................................................................................................................................................

Kaynak: M. Murat BAŞAR, B. METİN, A. ÜNALTAY, Bos-na-Hersek ve Postmodern Ortaçağa Giriş, Bir-leşik Yay. İstanbul, 1996, s. 248-249.

302Yu

gosl

avya

İç S

avaş

ı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

QQ Kaynak 1: 1993 Yılı başında Der Spiegel Dergisi Karadziç’le bir röportaj yaptı:

Spiegel: Washington’da Dışişleri Bakanlığı yayınladığı belgelerde, Sırpları Nazilerden daha vahşice dav-ranmakla suçladı.

Karadziç: Müslüman Aliya İzzet Begoviç Bosna’da savaşa başladığında, bütün komutanlara, insan hakla-rına saygı gösterilmesi konusunda sıkı emirler verdim. Birkaç Sırp’ın suç işlediğini biliyoruz. Onlar ceza-landırılacaktır. Fakat şu anda Saraybosna’nın merkezinde, Müslümanların Sırplara davranışı çok çok daha kötüdür...

Spiegel: Mesela ne?

Karadziç: Tecavüz ediyorlar, zulüm ediyorlar, yağmalıyorlar. Sırpların Saraybosna’yı terketmesine izin ver-miyorlar ve bu durum diğer şehirlerde de aynı. Sırplar oralarda esir olarak tutuluyor. Biz hiç bir zaman Hırvatları ve Müslümanları kaçmaları için cesaretlendirmedik. Daha fazla para kazanmak için Almanya’ya ilticacı olarak gitmek istiyorlar.

Spiegel: Kaçanların hepsinin, baskı olmaksızın yurtlarını terk ettiklerine bizi iknaya mı çalışıyorsunuz?

Karadziç: Belki korku vardı, fakat bizim tarafımızdan hiç baskı olmadı. Hepsi de kendi istekleri ile gittiler.

Spiegel: Tecavüzler ve etnik tehcir adeta savaşta sizin silahınızdı, bunu amaçlamıştınız.

Karadziç: Bu kesinlikle doğru değildir. Bunun için bir tek delil ortaya koyabilen hiç kimse yoktur. Sistema-tik tecavüzler kesinlikle olmadı…

Spiegel: Acaba özel toplama kampları, kadınlara zorla tecavüz edilen yerler hiç yok mu?

Karadziç: Tek bir Sırp tutukevinde bile, hiç bir kadının bulunmadığına dair sizinle her türlü bahse girerim...”

M. Murat BAŞAR, B. METİN, A. ÜNALTAY, Bosna-Hersek ve Postmodern Ortaçağa Giriş,

Birleşik Yay. İstanbul, 1996, s. 248-249

1. Bosna Savaşı’nda yaşananlara tarafların bakış açısı nasıldır?

2. Savaş sırasında hangi insan hakları ihlal edilmiş ve savaş suçları işlenmiştir?

QQ Kaynak 2: Mustafa Çeriç'e Göre Bosna'da Yaşananlar

Bosna-Hersek’in önde gelen din adamlarından Mustafa Çeriç Juan de Goytisolo ile yaptığı gö-rüşmede Bosna’da yaşananlarla ilgili şunları söyledi. “Bosnalı din adamları cemaati içinde hem Ortadoğu hem de Batıda eğitim almış tek kişi benim. Geçen seneye dek Avrupa’nın hümanist değerlerine sonuna dek inanıyordum: Onun demokratik ideallerine, insan hakları beyannamesine, laik devletlerindeki inanç özgürlüğüne; yani Onun anayasalarında sabit olan asil ilkelerine. Bosna halkı (hem Müslümanlar, hem birçok Hırvat ve Sırp) da bunlara inanıyordu. Bu halk farklı milli-yetler ve dinlerin kurduğu bir devlette yaşamak istiyordu. 1992 Mayısından beri BM Anayasasının ilkeleri uğruna hayatımızı veriyoruz. Peki ne oldu? Bize yardım etmek yerine Avrupa Devletleri, özellikle İngiltere ve Fransa, elleri cepte seyrettiler. Bizi yok etmelerine göz yumuyorlar, kendimizi savunma hakkı vermiyorlar, üzerimize bir ambargo yüklediler ve böylece Miloşeviç’in el koyduğu dev Yugoslav ordu cephanesinin karşısında savunmasız kalakaldık. ... İnsan hakları beyannamesi-nin temel fikirleri Bosna’da öldü. O fikirlere inanan onbinlerce erkek ve kadın, şimdi yer olmadığı için Saraybosna mezarlığında üst üste ve Bosna’nın her yerinde toplu mezarlarda yatıyorlar. Açık konuşalım: Onlar bu idealleri, Avrupalı devlet adamları ve diplomatların ilgisizliği ve ikiyüzlü mer-hamet gösterilerinin ortasında savunduklarından öldüler.”

Kaynak: M. Murat BAŞAR, B. METİN, A. ÜNALTAY, Bosna-Hersek ve Postmo-dern Ortaçağa Giriş, Birleşik Yay. İstanbul, 1996, s.261-262

303

Yugo

slav

ya İç

Sav

aşı

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

QQ Kaynak 1: MAVİ KELEBEĞİN İZİNDE

Uluslar arası Kızılhaç Örgütü’nün verilerine göre (1992-1995) Bosna Hersek’te 200.000’ni Boşnakların oluşturduğu toplam 312.000 kişi hayatını kaybetti. Bu kayıplar˝n 35.000’ini ço-cuklar oluşturmaktaydı. 2 milyon Boşnak evi-ni terk etmek zorunda kaldı. Birçok insan hâlâ kayıp. İnsanlık ve savaş suçlarının işlendiği bu savaş sırasında katliamları saklamak isteyen savaş suçluları onlarca kilometre uzaklarda ye-şillendirerek gizlemek istedikleri toplu mezar-lar oluşturdular. Bu mezarlar, normalden derin kazılarak mezar içine bırakılan metal parçalar ile manyetik değişkenlik taraması yapılma-sı (uydu resimleri vs.) engellenmek suretiyle gizlenmek istendi. Bölgede inceleme yapan uzmanların toplu mezarların üzerinde yetişen yaban çiçeği artemis ve bu çiçekten beslenen mavi kelebeklerin nüfusunda bir artış gözlem-leriyle bu güne kadar 370’den fazla toplu mezar tespit edildi. Bosna-Hersek’te mavi kelebeğin izinde her geçen gün yeni toplu mezarlar açığa çıkmaktadır.

http://www.bosnadayanisma.org

QQ Kaynak 2: SOYKIRIM SUÇU

12 Ocak 1951’de yürürlüğe giren Soykırım Su-çunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme’nin 2. Maddesine göre; ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri soykırım suçunu oluştu-rur.

a. Gruba mensup olanları öldürmek

b. Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar vermek

c. Grubu bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlı-ğını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirmek

d. Grup içinde doğumları engellemek

Gruplara ayrılarak Bosna-Hersek Savaşı sırasında yaşananları “Soy-kırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme”nin

maddelerine göre karşılaştırarak bir değerlendirme yapınız.

304Yu

gosl

avya

İç S

avaş

ı

Sınıf: 12

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

20. yüzyıl neden insanlığın en karmaşık yüzyıldır?

Dersin Amacı:

20 yüzyıl siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik olaylarının çok boyutluluğunu ve karmaşıklığını, farklı bakış açılarıyla değerlendirebilir.

İlişkili Kazanım:

12. sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi kazanımlarının tamamını kapsamaktadır

20. YÜZYIL TARİH OYUNU

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: 20. Yüzyılın temel olay olgu, kişi ve süreç-lerini kavrayacaktır.

QQ Birçok öğrenci: 20. yüzyılın temel olay ve olgularıyla kişi ve dönemlerini ilişkilendirecektir.

QQ Bazı öğrenciler: 20 yüzyılın olay, olgu, kişi ve dönemlerinin farklı alanlarda yansımalarını kavrayacak ve düşünce akım-larıyla bağlantılarını kuracaktır.

Oyun yenilik, değişiklik ve mutluluk arzusuna verilen bir cevaptır. Çocuklar ve yetişkinler oyun oynar-

ken mutlu ve farklıdırlar. Çünkü oyun, insanların doğal yeteneklerinin ve gizil güçlerinin kendiliğin-

den ortaya çıkmasını sağlayan coşkulu bir yaşam deneyimidir. Bu yönüyle oyunun içinde öğrenme,

potansiyel olarak vardır. Piaget, teorisinde oyunu biyolojik bir fonksiyon olarak ele alır. Ona göre oyun yeni

durum ve deneyimleri hazmetme olanağı sağlar. Çünkü oyun kendi kuralları aracılığıyla gerçekliğin çocuk ya da

yetişkinler tarafından oyun süresince yeniden düzenlenmesini gerekli kılar. Yenilikçi tarih öğretmenleri oyunu

öğretim sürecinin bir parçası hatta aracı olarak görürler. 20. yüzyıl, karmaşık, birbirleriyle ilişkileri kâh açık

seçik kâh örtülü pek çok olay ve olguyla doludur. 20. yüzyılı konu edinen bu oyun etkinliği ile öğrenciler, oyunun

kuralları çerçevesinde bir yüzyılı tüm karmaşıklığı ile öğrenme fırsatı bulacaklar.

• Her grup için 1 oyun haritası, sorular, saat, 2 zar ve 2 piyon te-darik ediniz. Bu oyunda kullanılacak karikatür haritası ve her karikatürle ilgili sorular kitabın ekindeki CD'de yer almakta-dır. Çıktılarını alıp, soruları ilgili karikatürlerin arkasına ya-pıştırınız.

• Karikatür haritasını poster boyutunda bastırınız.

Q20. yüzyıl neden insanlığın en karmaşık yüzyılıdır?

Dr. Hasan SUNGUR*

* TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi, Kocaeli

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

2. Her grupta 1 oyun haritası, sorular, saat, 2 zar ve 2 piyon olmasını sağlayınız.

3. Oyun kurallarını bütün gruplara ilan ediniz.

Oyun Kuralları:

• Oyunenaz2takımlaoynanır.• Oyunun1hakemivardır.• Hertakımenaz3’erkişidenoluşur.• Oyuncularzaratarakoyunabaşlarlar.• Attıklarızarındeğerikadarilerlerler.• Gruplardanherhangibirininpiyonukarikatürlerdenbirinedenkge-

lirse, o karikatürle ilgili hakem tarafından bir soru sorulur. • Soruyadoğru yanıt veremeyengrupbir tur fazladanbekler, onun

yerine diğer grup zar atarak oyuna devam eder.• Herkarikatürleilgilihergrupiçin2taneolmaküzeretoplamda4

soru bulunur. • Birkarikatürleilgili2soruyudabilemeyenbirgrupdiğerturdazar

atarak oyuna devam eder.• Hergrupoyunboyuncaikikez“bonus”sorusualabilir. Oyuncular soru sorulmadan önce hangi karikatür için bonus aldık-

larını belirtmelidirler. Bonus sorusu doğru yanıtlandığı takdirde oyuncular piyonlarını 2

karikatür geçecek şekilde istedikleri bir noktaya yerleştirebilirler. Bonus sorusu bilinemediği takdirde o grubun oyuncuları iki tur bek-

lemelidirler. • Oyuncularoyunsırasındahiçbirsorusunubilemediklerikarikatür-

ler hakkında araştırma yapmalıdırlar.

İŞLE

NİŞ

1. Öğrencilerinizi, her birinde bir hakem ve en az 3 oyuncudan oluşan 2 ayrı takım olacak şekilde gruplara ayırınız .

80 dk.

30620

. Yüz

yıl T

arih

Oyu

nu

20

. Y

ÜZ

YIL

TA

RİH

OY

UN

U H

AR

İTA

SI

20. YÜZYIL TARİH OYUNU HARİTASI

Not

: CD

'dek

i kop

yası

ndan

pos

ter

boyu

tund

a çı

ktıs

ını a

lınız

. Her

bir

oyu

n iç

in 1

. (bi

r) ta

ne ç

oğal

tınız

.

307

20. Y

üzyıl

Tar

ih O

yunu

12

0.

ZY

IL T

AR

İH O

YU

NU

ÖRNEK BİR OYUN KARTI

•1956'da Süveyş Kanalı’nı millileştirme kararını veren Mısır lide-ri kimdir? (Cemal Abdül Nasır)

•Süveyş krizinde hangi devletler Mısır’ı işgal etti? (İngiltere, Fransa, İsrail)

•1958’de İsrail’e karşı Orta doğuda siyasi birleşme sonucu kuru-lan devletin adı nedir? (Birleşik Arap Cumhuriyeti-BAC)

i Süveyş krizi Sovyetler Birliğinin hangi tehdidi sonucu işgalcile-rin Mısır’dan çekilmesiyle sona erdi? (Londra ve Paris’e atom bombası atma tehdidi)

i BAC hangi iki ülkenin siyasi birleşmesiyle kuruldu? (Mısır, Su-riye)

i 1961 yılında Birleşik Arap Cumhuriyetinden hangi ülke ayrılmış-tır? (Suriye)

Kitabın ekindeki CD'de toplamda 41 tane karikatür oyun kartı ve soruları bulunmaktadır. Aşağıda örneği verildiği şekilde bu oyun kartlarının CD'den çıktılarını alıp karikatürlerin arkasına soruları yapıştırınız. Bu oyun kartlarını hakemlere veriniz.

30820

. Yüz

yıl T

arih

Oyu

nu

OSMANLI VE İSPANYOL BAKIŞIYLA TUNUS’TA OSMANLILAR

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Tunus’un Osmanlılar tarafından ele geçi-rilmesi konulu kaynaklardan yararlanarak tezler öne süre-ceklerdir.

QQ Birçok öğrenci: Tunus’un Osmanlılar tarafından ele geçi-rilmesi konulu kaynaklardan yararlanarak kendisinin ya da başkalarının ortaya koyduğu tezleri destekleyici ya da çürü-tücü argümanlar geliştireceklerdir.

QQ Bazı öğrenciler: Tunus’un Osmanlılar tarafından ele geçiril-mesi konusunda öne sürülen iddiaları, destekleyici ve çürü-tücü argümanları dikkate alarak değerlendireceklerdir.

İnsanlar herhangi bir konuda kendi bakış açılarının mutlak doğru olduğuna inanma eğilimindedirler. Bu-

nun belki en önemli nedeni, farklı bakış açılarının varlığından haberdar olmamalarıdır. Tarihte hemen her

konu tartışmalıdır çünkü hemen her konu farklı bir bakış açısından ele alındığında farklı bir değerlendirme

yapma zorunluluğu doğurur. Tunus’taki Osmanlı varlığı da esasında tartışmalı bir konudur. Yenilikçi tarih öğret-

menleri tartışmalı konuların öğretiminde en güvenilir yolun, tartışmanın taraflarının eşit ve tarafsız bir biçimde

sınıfa taşınması olduğunu bilirler. “Tunus’ta Osmanlılar” adlı çalışmada öğrenciler, Tunus’taki Osmanlı varlığına

ilişkin tarafları, bu tarafların var olma nedenlerini ve bakış açılarını belirleyen faktörleri analiz edecekler. Düşün-

ce ve değerlendirmelerin taraflara göre nasıl farklılık gösterdiğini gerekçeleriyle açıklayabilecekler.

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Tarihsel kaynaklardan nasıl iddia türetilir?

Dersin Amacı:

Osmanlı Devleti-Tunus ilişkileri hakkında farklı bakış açılarını içeren kaynaklardan yola çıkarak tezler öne sürebilme ve öne sürülen tezleri değerlendirebilme

İlişkili Kazanım:

Tarihî bir olay, olgu veya nesne hakkındaki farklı bakış açılarını, sunulan kanıtlar ve verileri kullanarak sorgular.

I. Süleyman (Kanuni) Dönemi siyasi ve askerî faaliyetlerinin Osmanlı Devleti’nin dünya gücü olmasına etkisini değerlendirir.

Çalışma Yaprağı-1 ve 2'yi öğrenci sayısı kadar çoğaltınız.

QTarihsel kaynaklardan nasıl iddia türetilir?

Dr. Yasin DOĞAN*

* Adıyaman Üni., Eğitim Fakültesi, Adıyaman

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

20 dk.

20 dk.

20 dk.

20 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

Öğrencilerinize bilgi notunu okutunuz.

1. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-1’i dağıtınız. Ellerindeki kaynaklar-da Osmanlı-Tunus ilişkilerine dair iki farklı görüş olduğunu belirti-niz. Kaynakları okumalarını isteyiniz.

2. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-2’yi veriniz. Kendilerini Savcı yeri-ne koymalarını isteyiniz. Ardından savcı olarak Osmanlı Devleti’nin Tunus’u ele geçirmesi hakkında bir “iddia” oluşturmalarını isteyi-niz. Bu konuda öğrencilerinize siz bir örnek verebilirsiniz.

Örnek: İspanya Kralına göre Osmanlıların Tunus’u ele geçirmesi, Tunus'lulara yapılmış bir haksızlıktır.

• ÖğrencilerinizinönesürdükleriiddialarıÇalışmaYaprağı-2’debulu-nan ilgili bölüme yazmalarını isteyiniz. Birkaç örnek okutunuz.

• Öğrencilerinizden, kaynaklardan yararlanarak, yazdıkları iddiaları destekleyecek kanıtlar bulmalarını isteyiniz. Bu kanıtları Mahke-me Tutanağı’nın ilgili kısmına yazmalarını isteyiniz. Siz bir örnek ve-rebilirsiniz:

Örnek: İspanya Kralı Tunus Beylerine gönderdiği mektupta bunun kanıtı olarak şöyle açıklıyor…

3. Öğrencilerinizden, ellerindeki tutanakları birbirleriyle değiştirme-lerini ve yazdıklarını okumalarını isteyiniz.

• Öğrencilerinizdenbukezdekendilerini“Savunma Makamı” olarak düşünmelerini isteyiniz. Ellerinde bulunan tutanaklara yazılmış id-diayı desteklemek üzere yazılmış olan görüşleri Mahkeme Tutana-ğında bulunan “Savunma Makamı” kısmına yazmalarını isteyiniz. Siz bir örnek verebilirsiniz.

Örnek: Bu iddianın gerçek olmadığı Barbaros’un Hatıratında şöyle dile getirilmiştir…

4. Öğrencilerinizden, ellerindeki tutanakları birbirleriyle değiştirme-lerini ve yazdıklarını okumalarını isteyiniz.

5. Öğrencilerinizden, kendilerini Hakim olarak görmelerini ve ellerin-de bulunan iddia hakkında, lehte ve aleyhte görüşleri gözeterek bir karar vermelerini isteyiniz. Verdikleri kararı Mahkeme Tutanağı’nda bulunan ilgili kısma yazmalarını isteyiniz. Ardından, kararlarını ge-rekçeleriyle birlikte sınıfla paylaşmalarını isteyiniz.

• ÖğrencileriniziektesunulanÜrünDeğerlendirmeFormu’nukulla-narak değerlendirebilirsiniz.

İŞLE

NİŞ

310Os

man

lı v

e İs

pany

ol B

akış

ıyla

Tunu

s’ta

Osm

anlıla

r

BİL

NO

TU

I.

Tunus ilk olarak Eylül 1534'te Osmanlı hâkimiyeti altına alındı. Kanuni Sultan Süleyman'ın daveti üzerine Osmanlı donanmasının başına geçen Barbaros Hayreddin Paşa, kaptanıderya ola-rak çıktığı ilk seferinde bölgenin hükümdarı Mevlay Hasan'ı firara mecbur etti ve Tunus Şehri'ni fethetti. Yine limanın girişindeki stratejik öneme sahip Halkulvad Kalesi'ni de zaptetti.

II.

Kutsal Roma-Cermen İmparatoru Şarlken, bir yıl sonra Mevlay Hasan'ı himaye için birleşik Haçlı donanmasıyla Tunus'a gelerek Osmanlı hâkimiyetine son verdi. Mevlay Hasan, Halkul-vad Kalesi'ni yardımına karşılık İmparator Şarlken'e terk etti. İmparator buraya bir askerî güç yerleştirdi. Böylece bu zamana kadar fazla bir önem atfedilmeyen Halkulvad Limanı ve Kalesi İspanya'nın Akdeniz'deki büyük ve müstahkem üslerinden biri hâline geldi.

III.

Cezayir hâkimi Uluç (Kılıç) Ali Paşa, Tunus'u 1569'da ikinci defa Osmanlı hâkimiyetine aldıysa da Halkulvad Kalesi İspanyollar'da kaldı.

1573'te Kılıç Ali Paşa'nın donanma ile Tunus'a gitmesi kararlaştırıldı. Kılıç Ali Paşa, havaların sertleşmesinden ötürü tekrar İstanbul'a döndü. Bunun üzerine İspanya, 1573 sonbaharında Tunus'u ve kendisiyle birlikte hareket eden yerel bir yöneticiye verdi.

IV.

Osmanlı yönetimi, son gelişme karşısında Tunus'u İspanyollar'dan almak için ertelenen seferi çok daha kapsamlı bir şekilde yeniden gündemine aldı. Yemen fatihi Koca Sinan Paşa Tunus'un fethi için serdar tayin edildi.

14 Temmuz 1574'te Osmanlı donanması, Halkulvad Kalesi önlerine geldi ve toplarını ateşledi. Ka-ledeki İspanyol askerleri de top atışlarıyla karşılık verdiler. Sonunda Halkulvad'ın Sinan Paşa'nın bulunduğu taraftaki Gümrükhane Kulesi alındı. Ardından açılan gediklerden yürüyüş yapılarak dış kalenin bir kara tabyası da fethedildi. 24 Ağustos'ta yapılan genel hücumla Halkulvad'ın iç ve dış hisarı fethedildi. Halkulvad Kalesi, fetihten sonra bir daha temellerinin atılması dahi mümkün olamayacak şekilde tahrip edildi.

Böylece Fas dışındaki bütün kuzey Afrika kıyıları Osmanlı kontrolüne girmişti.

Erhan AFYONCU, "Osmanlı’nın Birden Fazla Fethettiği Ülke",Bugün Gazetesi, 18 Eylül 2011-12-11, kısaltılmıştır.

BİLGİNOTU

311

Osm

anlı

ve

İspa

nyol

Bak

ışıyl

a Tu

nus’

ta O

sman

lılar

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

QQ Kaynak 1: BARBAROS HAYRETTİN PAŞA’YA GÖRE TUNUS’UN DURUMU

QQ Kaynak 2: İSPANYA KRALININ BAZI TUNUS BEYLERİNE GÖNDERDİĞİ MEKTUBA GÖRE TUNUS’UN DU-RUMU

“………...Tunus’a girdim. Kaçan Tunus Beyi'nin sarayına oturdum. Üç gün boyunca Tunus asker ve halkı her yerden gelip, alkışlayıp hayırlı olsun, dediler.

Herkes alış verişinde zevk ü sefasında oldu. Bozguncuların kellesi gitti. Bu Tunus halkının ahalisini ve as-kerini çağırtıp toplantı yaptım. Dedim ki:

Her kim güzellikle geçinmezse sonra günahı vebali boynunadır. Karındaşlar gibi birlik edesiz.” Diye tem-bih ettim. Bundan sonra Tunus’un dış bölgelerindeki Arap şeyhlerine nameler(mektup) yazdım. Dedim ki: “Herkes eskiden beri ne şekilde ise yine yerli yerindedir. Ancak sizlerden istediğim budur ki, kaçan Tunus beyi haini herhanginizin yanına gelip katılırsa koymayıp reddedesiniz”

Onlar da nameleri(mektup) alıp okuyunca: “Paşa efendimiz, Tarafımıza gönderilen hediyeler gelip ulaştı. Allah size hayırlar versin. Ey Paşa efendimiz bizler bu vatanda atalarımızdan beri evvel zamandan beri şeyh oğlu şeyhleriz. Padişah izni ile her sene Tunus Beyi’nden yardım gelir. Sen de adet üzere bunu göndermekte ihmal göstermezsen biz canla başla emrine uyarız. Her ne hizmetin olursa baş üstüne.” Diye cevap yazdılar.

Onların mektubuna cevap verdim: “Size eskiden nasıl davranılmışsa, eskisi gibi biz dahi uyarız. Hemen kalbinizi hoş tutasınız. Namemi (mektup) alınca sahra çölü bölgesine gidip halka durumu bildiresiniz. Onlara hiç bir şekilde zulüm etmeyesiniz.” Dedim.

Şeyhlerin hepsi bir araya gelip, bu cevapları beğendiler. Hepsi bana bağlı oldular. Yalnız iki üç tanesi ayrı kaldı. Firari Tunus Beyi bunların içine girip sığınmıştı.

Barbaros Hayrettin Paşa’nın hatıraları, II. cilt s .132

Ulu ve her şeye Kadir Yüce Tanrı adına:

Tanrının merhameti ve şefkati için yaşayan Hıristiyanların imparatoru İspanya kralı olan Ben Carlos;

Sizleri şahsen tanımamakla birlikte, büyük ve iyi şöhretinizden dolayı sizleri tanıyor ve bu yüzden bu mek-tubu yazıyorum. Türklerin zalim hükümdarının(Kanuni S. Süleyman ) bir kaptanını donanması ile Tunus’a gönderdiğini, bu kaptanın Tunus Kralını haince kentten kovduktan sonra kentin ileri gelenleri ve şövalye-lerini sebepsiz yere öldürüp, kendisini kentin ve kırallığın Efendisi ilan ettiğini öğrendim. Benim, adil bir prens olarak, bunu kabullenmem mümkün değildir. Tunus Kralını tanıdığım için ve - Sardunya, Sicilya ve Napoli Krallıklarımızın komşusu olmaları nedeni ile hiçbir çıkar gözetmeksizin istediği zaman ona, hem denizden hem de karadan her türlü yardımı göndermeye hazırım. O kadar eski ve faziletli bir kralın, bütün şövalyelerini, topraklarını ve şöhretini yitirmesi doğru, adil bir şey değildir. Çünkü siz Tunus’un asilzadele-rindensiniz ve Türkler gibi zalim, baskıcı ve kibirli insanların esirleri olamazsınız. Bu yüzden Sizden, kral-lığınızın gerçek asilzadeleri ve şövalyeleri olarak bu aşağılık durumu kabul etmemenizi ve daima kralınızın yanında olmanızı ve onu savunmanızı rica ediyorum. Çünkü sizin gibi asilzadeler için, özgürlük için ölmek, esir yaşamaktan daha şereflidir. Bütün bu sebeplerden dolayı bu mektubu getiren elçimi memleketinize göndermeye karar verdim. Benden ya da krallığımızdan her hangi bir arzunuz olursa memnuniyetle kar-şılanacağından emin olabilirsiniz.

Madrid, 1534 yılının Aralık ayının 14. günü. Ben Kral

Tunus beylerinden onurlu ve dürüst Şeyh Bedia ve Şeyh Muratib’e

Muzaffer ARIKAN, P. Toledo denizcilik tarihimizle ilgili İspanyol belgeleri 1

312Os

man

lı v

e İs

pany

ol B

akış

ıyla

Tunu

s’ta

Osm

anlıla

r

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

SAVCININ İDDİASI: "........................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

..............................................................................................................................................................................................."

HÂKİMİN GEREKÇELİ KARARI

Gereği Düşünüldü: Taraflarca belirtilen kanıtların yeterli olup olmadığını göz önünde bulundurarak şu karara varılmıştır.

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

SAVCILIK MAKAMI OLARAKİddiayı destekleyici kanıtlarınız

SAVUNMA AVUKATI OLARAK İddiayı çürüten kanıtlarınız

1. Çünkü 1. Çünkü

2. 2.

3. 3.

4. 4.

MAHKEME TUTANAĞI313

Osm

anlı

ve

İspa

nyol

Bak

ışıyl

a Tu

nus’

ta O

sman

lılar

ÖĞ

RE

NC

İ Ü

N D

ER

LE

ND

İRM

E F

OR

MU

Yeterli Biraz yeterli Yetersiz

Doğru bir iddia cümlesi yazdı.

İddiasını desteklemek için sadece elindeki kaynaklardan faydalandı.

İddiayı çürütebilmek için sadece elindeki kaynaklardan faydalandı.

İddiayı desteklemek için elindeki kaynaklardan doğrudan alıntı yaptı.

İddiayı çürütebilmek için eldeki kaynaklardan doğrudan alıntı yaptı.

İddiayı desteklemek için elindeki kaynakları yorumladı.

İddiayı çürütebilmek için elindeki kaynakları yorumladı.

İddiayı desteklemek için ön bilgisini kullandı.

İddiayı çürütebilmek için ön bilgisini kullandı.

İddiayı desteklemek için görüş ve duygularına yer vermedi.

İddiayı çürütebilmek için görüş ve duygularına yer vermedi.

Karar verebilmek için kaynaklardan doğrudan alıntı yaptı.

Karar verebilmek için eldeki kaynakları yorumladı.

Karar verebilmek için her iki tarafın kanıtlarını değerlendirdi.

Kaynaklardaki çelişkileri ortaya koyabildi.

Karar verirken kendi görüş ve duygularına yer vermedi.

314Os

man

lı v

e İs

pany

ol B

akış

ıyla

Tunu

s’ta

Osm

anlıla

r

TARİH İLE EL ELE

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Tarihe yardımcı bilimlerin ne olduğunu bi-lecektir.

QQ Birçok öğrenci: Yardımcı bilimlerin tarihe nasıl veri sağladığı konusunda çıkarımlarda bulunacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Bilimlerin çalışma alanlarının diğer bilimle-rin gelişimine nasıl katkıda bulunduğu örneklerle açıklaya-caktır.

T arih İle Elele adlı bu ders, öğrencilerin kendi kendilerine “ne kadar bildiklerini” ölçmeleriyle başlıyor.

Öğrenciler kendileri için zor ve yabancı pek çok bilim dalının kargaşası içine düşmüşken çalışmanın

diğer aşaması başlıyor. Kafataslarıyla, imzalarla, dikilitaşlarla, paralarla, armalarla, mezar taşlarıyla

dolu bir sınıflama süreci, daha demin onlara anlaşılmaz gelen pek çok ismin içeriğinin doldurulması fırsatını

sunuyor. O isimler gerçekten birer bilim dalıdır ve uğraştıkları nesneler işte bunlardır! Dersin bir sonraki aşa-

masında her bir nesneyle ve onun içerdiği her bir problemle birden çok bilim dalının ilgilendiğini fark ediyorlar

ve biraz önce yaptıkları sınıflamanın, aslında daha karmaşık bir iş olduğunu anlıyorlar. Dahası, kendilerinin de

bu işin üstesinden gelebileceklerini görüyorlar. Bir PPT sunusuyla zenginleştirilmiş bu çalışma, size ve öğrenci-

lerinize keyifli bir seksen dakika vaat ediyor.

Sınıf: 9

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Tarih hangi bilimlerden, nasıl yararlanır?

Dersin Amacı:

Öğrencilerin; tarihin faydalandığı bilimleri tanımalarını ve bu bilimlerin tarihe nasıl yardımcı olduğu konusunda çıkarımda bulunmalarını sağlamak.

İlişkili Kazanım:

Öğrenciler, tarih biliminin diğer bilimlerden nasıl yararlandığını açıklar.

2-4 kişilik gruplar oluşturunuz.

Her gruba makas ve yapışkan sağlayınız.

Bilgi Notu-1’de bulunan bililerin isimlerini A4 kağıtlara yazarak sınıfın duvarlarına yapıştırınız.

QTarih hangi bilimlerden, nasıl yararlanır?

Sevgi COŞKUN KESKİN*, Engin KAPLAN**

* Sakarya Üni., Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, Sakarya** MEB Serdivan Kız Teknik ve Meslek Lisesi, Sakarya

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

2. Tüm öğrencilere Çalışma Yaprağı-1’i dağıtınız ve tabloda yer alan bilim dallarıyla ilgili renkli kutucuklardan kendi durumlarına uygun olanı işaretlemelerini isteyiniz.

3. Her gruba Çalışma Yaprağı 2'nin birer sayfasını dağıtınız. Öğrenci-lerden sayfalarda yer alan her bir görseli kesmesini isteyiniz.

Öğrencilerden, kestikleri görselleri sınıfın duvarlarına asılmış yap-raklardaki ilgili bilim alanlarına yapıştırmalarını isteyiniz.

Yapıştırma işlemi bittikten sonra öğrencilerle birlikte duvardaki kâğıtları inceleyiniz. Varsa yanlışları düzeltiniz ve farklı bilim alan-larına aynı görsellerin yapıştığı durumunu vurgulayınız.

“Sizce hangi bilim tarihe daha çok yardımcı oluyor? Niçin?”, “Tarih de diğer bilimlere yardımcı olur mu?” soruları bağlamında tartışma yaptırınız.

4. Çalışma Yaprağı-3’ü gruplara dağıtınız ve gruplardan görsellerin ilgili olduğu bilimleri tabloya işaretlemelerini isteyiniz.

Bir kanıtın birden çok alanla ilişkili olabileceğini vurgulayarak grup-ların kendi tablolarını karşılaştırmalarını sağlayınız.

“Tarihten Sahneler” sunusu eşliğinde her görselin, hangi bilimle ilişkili olduğu ve nasıl değerlendirildiğini, bu yolla tarihe nasıl katkı-da bulunulduğunu tartışınız.

5. Her öğrenciye Çalışma Yaprağı-4’ün bir sayfasını dağıtınız. Bireysel olarak çalışma yaprağını dolduran aynı gruptaki öğrencilerin bir-birlerinin çalışmalarını incelemelerini ve grup içinde tartışmalarını sağlayınız. Daha sonra öğrencilerden dönüt alarak varsa eksikleri tamamlayınız.

6. Gruplara Çalışma Yaprağı-5’i veriniz ve ellerindeki dokümanlara bakmadan kendi grup sözlüklerini oluşturmalarını isteyiniz.

7. Daha sonra her grubun bir başka grubun sözlüğünü incelemesini ve kendi sözlükleriyle karşılaştırmasını isteyiniz. Buldukları benzer ve farklı yönleri sınıfta tartışınız.

İŞLE

NİŞ

1. Öğrencilerinizin dikkatini duvarda asılı olan çalışma yapraklarına dik-kat çekiniz. Anahtar soru ile derse giriş yaparak öğrencilerin görüş-lerini alınız.

5 dk.

25 dk.

25 dk.

10 dk.

10 dk.

5 dk.

316Ta

rih İl

e El

Ele

BİL

NO

TU

ANTROPOLOJİ

ARKEOLOJİ

COĞRAFYA

DİPLOMATİK

EKOLOJİ

EPİGRAFYA

ETNOGRAFYA

ETNOLOJİ

FİLOLOJİ

HERALDİK

KİMYA

KRONOLOJİ

MÜHÜR BİLİMİ (SİCİLOGRAFİ)

NÜMİZMATİK

PALEOGRAFYA

PALEONTOLOJİ

ŞECERE

SOSYOLOJİ

BİLGİNOTU

KAYNAKÇA

Görseller İçin Yararlanılan Kaynaklar

İnsan Fosili : http://fotogaleri.hurriyet.com.tr

Atatürk’ün İmzaları : www.trport.net

Çivi Yazısı : http://www.itusozluk.com

Berat : http://www.kadinlarkulubu.com

Piri Reis Harita : http://www.beyoglupirireis.k12.tr

Piri Reis Harita 2 : http://www.gamzetuysuz.com

Mühür : http://www.kahta.gen.tr

Türk Silahlı Kuvvetleri arması : http://www.tsk.tr

Osmanlı Arması : http://www.osmanlievladiyiz.com

Kronoloji : http://aygunhoca.com

Ferman : http://www.hatdergisi.com

Hitit Kitabesi : http://atolyeknum.blogcu.com

Halı : http://www.konyalife.com.tr

Midyat : http://www.mardin.gov.tr

Secere : http://www.corumobasiyorukleri.com

Karabalsagun : http://turkleronline.net

Nevruz Kutlaması : http://www.kenthaber.com

Kadeş Anlaşması : http://aygunhoca.com/

Diğer resimler : Sevgi Coşkun Keskin Albümü

317

Tarih

İle

El E

le

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

BENİ BİLİYOR MUSUN?

1. COĞRAFYA: Yer ve iklim bilimidir. Tarihi olay-ların geçtiği yere coğrafi çevre denir.

2. KRONOLOJİ: Takvim ve zaman bilimidir.

3. ARKEOLOJİ: Kazı bilimidir. 4. PALEOGRAFYA: Eski Yazı bilimidir.

5. FİLOLOJİ: Dil bilimidir. Yaşayan dilleri inceler. 6. DİPLOMATİK: Siyaset bilimidir.

7. EPİGRAFYA: Anıtlar/Kitabeler bilimidir. 8. SOSYOLOJİ: Toplum bilimidir.

9. ANTROPOLOJİ: İnsan/ırk bilimidir. 10. NÜMİZMATİK: Para bilimidir.

11. MÜHÜR BİLİMİ (SİCİLOGRAFİ): Resmi belge-lerdeki mühürleri inceler.

12. ETNOGRAFYA: Folklor-Kültür (Halk) bilimi-dir.

13. PALEONTOLOJİ: Fosil bilimdir. 14. JENOLOJİ: ŞECERE/Soy kütüğü bilimi.

15. HERALDİK: Arma bilimidir. 16. EKOLOJİ: Çevre bilimidir.

17. KİMYA: Maddelerin yapısını, bileşimini ve özelliklerini, uğradıkları dönüşümleri inceler.

C14 METODU: Her türlü maddenin yaşını belirle-mek için kullanılan yöntemdir.

Hiç Duymadım Duydum Biliyorum

318Ta

rih İl

e El

Ele

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

Piri Reis’in Haritası

Çivi Yazısı - Rakamlar

319

Tarih

İle

El E

le

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2 Duvar Resmi Ferman

Berat: bir kişiye verilen görev, san, ayrıcalık amacıyla verilen belge.

8200 yıllık mühür

Türk Ordusu Arması

320Ta

rih İl

e El

Ele

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

Hitit Kabartması Tlos Antik kent- Kemerler- Antalya

Tlos Antik kent- Kemerler- Antalya

4. yy kilise duvar resimleri- Ihlara Vadisi İyon Nekropolleri- Muğla

Osmanlı Arması

321

Tarih

İle

El E

le

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

Çınar- Bursa

İğneler- İznik Müzesi Cam kaplar- İznik Müzesi

Kaya evler- Hasankeyf

Muradiye Külliyesi Mezarlıklar Mezar/Lahit Kapağı-Fethiye Müzesi

322Ta

rih İl

e El

Ele

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

Çınar-Bursa Halı Dokuma Tezgâhı

Fes SüsüKarabalsagunYazıtı

Gelin Takunyası- İznik Müzesi Para kesesi- İznik Müzesi

323

Tarih

İle

El E

le

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

TAR

İHSE

L K

AN

ITLA

R

1.Antropoloji

2. Arkeoloji

3. Coğrafya

. Diplomatik

5. Ekoloji

6. Epigrafya

7. Etnografya

8 . Sosyoloji

9. Filoloji

10. Kimya

11. Heraldik

12. Kronoloj

13. Mühürbilim

14. Nümizmatik

15. Paleografya

16. Paleontoloji

17. Şecere Bilimi

1. K

adeş

Anl

aşm

ası

2. T

akıla

r

3. İs

tako

z Fo

sili

4. O

yunc

ak A

raba

(Kal

kolit

ik D

önem

)

5. O

sman

lı ve

Sel

çukl

u P

aras

ı

6. K

anal

izas

yon

Sist

emi

7. IV

. yy

Evi

8. K

öz Ü

9. A

sırl

ık A

ğaç

10. T

unçt

an F

igür

ler

11. A

mba

r

12. O

sman

lı Ar

mas

ı

324Ta

rih İl

e El

Ele

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Q Yukarıdaki Lahit, Efes/İzmir’dedir. Lahit, genelde zengin insanların öldükten sonra konuldukları üstü kapalı, duvarları taş veya tuğladan yapılı mezarlardır. Lahit üzerine yapılan kabartmalar çoğu zaman ait olduğu kişinin hayatından kesitler içerir.

1. Yukarıdaki Lahit ilgili olarak hangi bilim alanları, tarihe yardımcı olurlar? Nasıl?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

Q Yukarıdaki resim, Bursa Muradiye Külliyesi’ndeki bir caminin sadaka taşıdır. Camiden ibadetini yaparak çıkan insanlar buraya ihtiyacı olan insanlar için para (sadaka) bırakırlar. İhtiyacı olan insanlar buradan ihtiyacı kadar olan sadakayı alırlardı.

2. Sadaka taşı ile ilgili bilgileri değerlendirirken tarihe hangi bilim alanları, nasıl yardımcı olur?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

325

Tarih

İle

El E

le

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Q Yukarıdaki kapı Mardin’de bir medresenin kapısıdır. Bu kapıda iki tokmak vardır. Bu tokmaklardan ince olanı kadınlar, kalın olanı erkekler kullanırlarmış. İnce olan ince ses, kalın olan kalın çıkarmaktadır. Böylece kapıyı ince sese kadın, kalın sese erkek açarmış.

3. Yukarıdaki kapı ve onunla ilgili bilgiyi hangi bilimler yorumlayarak tarih bilimine katkıda bulunurlar? Nasıl?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

Q Yukarıdaki resim Ürgüp/Mustafapaşa’da bir kilisenin kapısıdır. Kapıdaki süslemeler o yörede yetişen bir ürünü resmektedir. Renkli boyalar ise yine o yörede yetişen bitkilerin özlerinden elde edilmiştir.

4. Yukarıdaki resimle ilgili bilgileri ve resmi, tarih bilimine katkı sağlayacak şekilde yorumlayınız.

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

326Ta

rih İl

e El

Ele

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

5. Yukarıda Erzurum yöresine ait bir oda vardır. Bu odada bulunan eşyaları dikkate alarak, tarih bilimine nasıl katkı sağlayacağınızı aşağıya belirtiniz.

327

Tarih

İle

El E

le

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Q Yandaki resimde Güzelyurt’ta Yanardağların tüfleriyle oluşmuş bir oluşum üzerinde yaşanılan evi görüyor-sunuz. 4. yy’a ait bu evi tarihe yardımcı olan bilimleri kullanarak değerlendiriniz.

.........................................................................................................

.........................................................................................................

.........................................................................................................

.........................................................................................................

.........................................................................................................

.........................................................................................................

.........................................................................................................

.........................................................................................................

.........................................................................................................

.........................................................................................................

Q Yanda nevruz kutlamalarından bir kare var-dır. Nev (yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin bir-leşmesinden meydana gelen ve YENİGÜN anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımküre-de başta Türkler olmak üzere birçok halk ve topluluk tarafından yılbaşı olarak kutlanır. Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart'ta gü-neş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, top-rak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. Yani doğa için yeniden uya-nış başlar. Türkler bu günde Ergenekon’dan demir dağı eritip çıkmalarının anısına ateş üzerinden atlarlar.

Yukarıdaki bilgiyi tarihe yardımcı olmak için başka hangi bilimlerle değerlendirirsiniz? Niçin?

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................................................................

328Ta

rih İl

e El

Ele

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

BEN KİMİMBEN NEYİM? (TANIM)

TARİHE NASIL YARDIMCI OLURUM?

BENİMLE İLGİLİ BİR KANIT ÖRNEĞİ

ARKEOLOJİ Kazı Bilimiyim.

Toprak ya da su altında kalan eserleri gün ışığına çıkarır; özellikle yazıdan önceki dönemi aydınlatmaya yardımcı olurum.

Toprak altından çıkarılan bir vazo

COĞRAFYA

ETNOGRAFYA

EPİGRAFYA

PALEOGRAFYA

KRONOLOJİ

FİLOLOJİ

SOSYOLOJİ

…………..…………..…………..………….. SÖZLÜĞÜ(Yukarıdaki Boşluğa Grubunuzun Adını Yazınız)

329

Tarih

İle

El E

le

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

BEN KİMİMBEN NEYİM? (TANIM)

TARİHE NASIL YARDIMCI OLURUM?

BENİMLE İLGİLİ BİR KANIT ÖRNEĞİ

ANTROPOLOJİ

DİPLOMATİK

NÜMİZMATİK

KİMYA

HERALDİK

EKOLOJİ

PALEONTOLOJİ

JENOLOJİ

SİCİLOGRAFİ

330Ta

rih İl

e El

Ele

333 Bir Kavramın Anatomisi

343 Ekmek Karneli Yıllar

349 Hititler

367 Minyatürlerle İki Düğün

381 Vakıflar

389 Abdülaziz’in Avrupa Seyahati

399 Motiflerdeki Tarih

YARATICI DÜŞÜNME

4Bölüm

BİR KAVRAMIN ANATOMİSİ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Duvar kavramının ne olduğu hakkında bilgi sahibi olacaktır.

QQ Birçok öğrenci: Duvar kavramının farklı kullanım alanları hakkında bilgi sahibi olacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Duvar kavramının gönderme yaptığı olayları, bu olayların birbiriyle olan ilişkisini kronolojik olarak ilişki-lendirip yorumlayabilecektir.

"E kmeği 10.000 yıldır yediğimize inanamıyorum!”

Bir üniversite öğrencisinin bu şaşkınlığı, “değişim ve sürekliliğin” tarih dersleri için ne kadar

önemli iki kavram olduğunu kanıtlayabilir. O kadar önemlidir ki, tarih, zaman içinde nelerin değişip

nelerin aynı kaldığının bilgisi olarak bile tanımlanabilir. Kavramlar ve onlara yüklenen anlamlar da değişirler.

Yenilikçi tarih öğretmenleri bir kavramın zaman içinde yüklendiği anlam çeşitliliğinin değerli bir tarihsel birikim

olduğunun farkındadırlar. Öğrenciler için bir kavramın peşinden koşmanın bir tür entelektüel sürek avı olduğu-

nu da bilirler. Bu etkinlikte, “duvar” kavramının bu tür bir serüven için ne kadar uygun olduğunu göreceksiniz

ve tarih eğitiminin en önemli amaçlarından değişim ve sürekliliğin kavranmasını sağlayaksınız.

Sınıf: 9

Öngörülen Süre: 40 dk.

Anahtar Soru:

Bir kavrama zaman içinde kaç farklı anlam yüklenebilir?

Dersin Amacı:

Duvar kavramının anlamındaki değişimleri tarihsel süreçle ilişkilendirerek değişim ve sürekliliği kavratma.

İlişkili Kazanım:

Tarih öğrenmenin amaç ve yararlarını kavrar.

Çalışma Yaprağı-1’deki kartları grup sayısı kadar çoğaltınız. Ar-dından keserek grup sayısı kadar zarfa koyunuz.

QBir kavrama zaman içinde kaç farklı anlam yüklenebilir?

Dr. Hasan SUNGUR*

* TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi, Kocaeli

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

12 dk.

5 dk.

5 dk.

3 dk.

15 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinize tarih disiplinini merkeze alarak farklı disiplinlerde kullanı-lan ortak bir kavramı bilip bilmediklerini sorunuz. Onlara yardımcı olmak için kendiniz örnek verebilirsiniz. Örneğin; “Kapı” kavramı. “Anadolu’ya açılan kapı”, “yeniliklere açılan kapı”, “felakete kapı açmak” vb. Öğrenci-lerinize "duvar" kavramından kesinlikle bahsetmeyiniz.

2. Öğrencilerinizi altışarlı grublara ayırınız. Toplam 32 karttan oluşan zarfı gruplara veriniz. Gruptaki öğrencilere ellerindeki kartların hangi disiplin ya da kavramsal çağrışımla ilgili olduğunu sorunuz.

3. Öğrencilerinize ellerindeki kartlarda resmedilen sembollerin ortak noktalarının neler olduğu ve birbirleriyle ilişkisinin olup olmadığını sorunuz.

4. Öğrencilerinize karttaki sembollerin tarihsel bir olaya gönderme yapıp yapmadığı sorunuz. Tarihsel olaylara gönderme yapan kartları kendi aralarında gruplamalarını isteyiniz.

5. Kavram ile ilgili hazırlanan videoyu öğrencilerinize izletiniz. Videoyu izledikten sonra öğrencilerden ellerindeki kartları kullanarak kro-nolojik bir çizelge oluşturmalarını isteyiniz.

6. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız ve ilgili kısımları doldurmalarını iste-yiniz. Ardından cevapları sınıfta paylaşınız.

İŞLE

NİŞ

KLİP

334Bi

r Kav

ram

ın A

nato

mis

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

335

Bir K

avra

mın

Ana

tom

isi

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

336Bi

r Kav

ram

ın A

nato

mis

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

337

Bir K

avra

mın

Ana

tom

isi

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

338Bi

r Kav

ram

ın A

nato

mis

i

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

339

Bir K

avra

mın

Ana

tom

isi

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

340Bi

r Kav

ram

ın A

nato

mis

i

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

Duvar Ne İfade Ediyordu Nasıl Değişti?

İlkçağ

Ortaçağ

Yeniçağ - Yakınçağ

20. Yüzyıl

341

Bir K

avra

mın

Ana

tom

isi

EKMEK KARNELİ YILLAR

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: II. Dünya Savaşı’nın Türkiye’ye ekonomik, sosyal ve siyasal yönden yansımalarını fark edecektir.

QQ Birçok öğrenci: II. Dünya Savaşı sırasında hükümetlerin aldı-ğı farklı kararları analiz edecektir.

QQ Bazı öğrenciler: II. Dünya Savaşı sırasında hükümetlerin al-dığı farklı kararları etik açıdan değerlendirecektir.

Bir gün içinde büyüklü küçüklü kaç karar alıyorsunuz? Karar alırken ne kadar düşünüyorsunuz? Ka-

rarlar, insan aklının somutlaştığı özel durumları içerirler. İnsanların karar alırken bugüne ve gelece-

ğe ilişkin pek çok değişkeni gözetmeleri, kararı karmaşık bir düşünce haline getirir. İnsan aklının bir

görüngüsü olarak tarih de, ancak içerdiği kararların anlaşılması durumunda bu özelliğini koruyabilir. “Ekmek

Karneli Yıllar” adlı etkinlik, tarihte alınmış kimi kararların, onları belirleyen değişkenleri göz önünde bulundu-

rarak öğrenciler tarafından yeniden alınmasını, rasyonel ve etik açıdan eleştirilmelerini içeriyor. Bu etkinlikte

öğrenciler, karar almayı gerektiren zor durumlarla karşı karşıya gelecekler, bu durumu farklı disiplinlerin

bakış açılarıyla değerlendirecekler. Kendi kararlarını alacaklar ve kendi kararlarını tarihte gerçekte olanla

karşılaştıracaklar.

Sınıf: 12

Öngörülen Süre: 40 dk.

Anahtar Soru:

Savaş şartlarında karar almak neden zordur?

Dersin Amacı:

II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan ekonomik ve siyasi zorlukların hükümetlerin kararlarına etkisini değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’de meydana gelen siyasi, sosyal, ekonomik gelişmeleri kavrar.

• Derse başlamadan önce projeksiyon ve bilgisayar temin edi-niz. Eğer bu imkanlarınız yoksa Çalışma Yaprağı-1'i 2 öğrenci-ye 2 adet verilecek şekilde çoğaltınız. Diğer çalışma yaprakla-rını ve durum kartlarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

• CD'de bulunan "Eski Bir Fincan" şarkısını dinlemeye hazır hâle getiriniz.

QSavaş şartlarında karar almak neden zordur?

Dr. Mustafa GÖKÇE*, Dr. Hasan IŞIK**

* Yıldırım Beyazıt Üni., İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Ankara** Aksaray Üni., Fen-Edebiyat Fakültesi, Aksaray

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

5 dk.

20 dk.

10 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini isteyiniz. Ürettikleri so-rulardan birini cevaplamalarını isteyiniz.

1. Grup çalışmasına başlamadan önce Barış Manço’nun “Eski Bir Fin-can” parçasını öğrencilere dinletiniz. Öğrencilere bu şarkının ne an-lattığını sorunuz. Şarkı dinlenirken öğrencilerinize şarkı sözü yazılı olan Çalışma Yaprağı-1'i dağıtınız.

2. Sınıfınızda öğrencilerinizden temsili Bakanlar Kurulu için 6 kişilik gruplar oluşturunuz. Ayrıca bir grup sunum yaparken, diğer grupla-rın, kendilerini milletvekili olarak düşünmeleri gerektiğini söyleyiniz. Öğrencilere her grubun gündemdeki sorunlara buldukları çözüm önerilerinin diğer gruplar tarafından oylanacağını söyleyiniz. Bakan-lar Kurulu olarak temsilen belirlenen her grubun, kendi içinde;

Başbakan Savunma Bakanı Maliye Bakanı Dış İşleri Bakanı Tarım Bakanlığı

olmak üzere dağılımı yapmasını sağlayınız. Her bir grubun yapacağı bu çalışmayı gruplardaki başbakan olarak görev alacak öğrencilerin yöneteceğini söyleyiniz.

3. Çalışma Yaprağı-2'yi gruplara dağıtınız. 1. Durum'u her bir grubun kendi başbakanının liderliğinde tartışmasını isteyiniz. Tartışma sı-rasında gruptaki öğrencilerin üstlendikleri bakanlık açısından dü-şünmelerini isteyiniz. Her bir grubun 1. durumla ilgili bir karara var-malarını ve kararlarını çalışma yaprağındaki ilgili kısma yazmalarını isteyiniz.

• Ardından,bütünbaşbakanların,sırayla,verdiklerikararı,gerekçe-leriyle açıklamalarını isteyiniz. Kabinenin kararını sınıfa oylatınız.

• Bütün kabinelerin, 1. durum hakkındaki kararlarının aynı şekildeaçıklanması ve oylanmasını sağlayınız.

• Bilginotundan1.Durumlailgiliolarakgerçekteneolduğunuöğren-cilerinize okuyunuz.

• Aynıuygulamayı2,3ve4.durumlariçindetekrarlayınız.

4. Gruplara Çalışma Yaprağı-3‘ü dağıtarak 1940 yıllara ait döküman-ları incelemelerini, Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik, siyasi so-runları ve savaşın sivil insanlar üzerindeki etkileri hakkında kısa bir metin yazmalarını isteyiniz. Bir grubun yazdığı metnin, diğer grupla-rın sırayla alacağı şekilde sınıf içinde dağıtılması sağlayınız. Grupla-rın diğer grup arkadaşlarının fikirleri hakkında görüşlerini kağıtlara yazmalarını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

344Ek

mek

Kar

neli

Yılla

r

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Kaynak: Barış Manço

1. Bu şarkı ne anlatıyor?

Dinle oğlum çok eskiden bir konakta,

Akşamları gaz lambası ışığında,

Paşa dedesinden kalan bu fincanla,

Ninem eliyle kahve sunarmış Abdi Bey’e,

Yıllar sonra 43-44 harp ortası,

Ekmek karnesi ve yokluk yılları,

Kayınvalidesinden kalan bu fincanla,

Bu kez annem eliyle kahve sunarmış Hakkı Bey’e,

Eski konak yıllar önce yandı gitti.

Ekmek karneli zor günler çoktan bitti.

Abdi ve Hakkı Beyler rahmetlik oldu.

Bir tek bu fincan kaldı yüzyıllık sevdalarla,

Bir gün senin olacak birikmiş anılarıyla,

Düşüp kırılsa da topla tamir et oğlum,

Kahve yaşın gelecek bu fincanı iyi sakla.

ESKİ BİR FİNCAN

KLİP 1

345

Ekm

ek K

arne

li Yı

llar

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I21. DURUM: Bir tarafta mihver devletlerin başını çektiği Almanya, İtalya; diğer tarafta müttefik devletleri İngiltere, Fransa. Her iki tarafın politikaları, genel anlamda Türkiye'yi Akdeniz'deki güç dengeleri doğrultusunda kendi safına çekmeye yöneliktir.

BU İKİ GURUP ARASINDA NASIL BİR SİYASET UYGULARDINIZ? NEDEN?

KARAR:

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

2. DURUM: Savaş sırasında yaşanan kıtlığın Türkiye'yi de etkilemesi yüzünden ekmek üretimi çok düşmüştür. Ayrıca hükümet savaş ihtimaline karşı sayısı arttırılan askerlerin ve memurların gıda ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaktadır.

HALKIN TEMEL BESİN İHTİYAÇLARINDAN BİRİ OLAN EKMEĞİN HALKA ULAŞTIRILMASINDA NE GİBİ ÖNLEMLER ALIRDINIZ?

KARAR:

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

3. DURUM: II. Dünya Savaşı yıllarında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ulusalcı akımlar güçlenmişti. Hükümet olarak memleketin zenginliğinin bazı azınlıklarda toplandığını düşünerek azınlıklardan daha çok vergi almanızı sağlayacak bir vergi kanunu hazırladınız.

BÖYLE BİR KANUN ÇIKARILMALI MI? NEDEN?

KARAR:

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

4. DURUM: 12 Aralık 1941'de Romanya'nın Köstence Limanı'ndan Filistin'e gitmek üzere 779 Musevi yolcu ve 10 mürettebatla kalkan Struma adlı gemi, motor arızası sebebiyle İstanbul Boğazı'nda demir attı. O dönemde Filistin'e Musevi göçünü kısıtlayan İngiltere'nin baskısıyla ne geminin yola devam etmesine ne de yolcuların karaya çıkmasına izin verildi.

HÜKÜMET OLARAK BU SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN NASIL BİR YOL İZLERDİNİZ?

KARAR:

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

346Ek

mek

Kar

neli

Yılla

r

BİL

NO

TU

GERÇEKTE NE OLDU?

1. Durum: Kurtuluş Savaş’ından yeni çıkmış bir devlet olarak Türkiye’de hükümet, bir denge politikası sürdürerek savaşın dışında kalmaya çabaladı. Bu çaba doğrultusunda, Türkiye

1939'da Fransa ve İngiltere ile bir ittifak anlaşması yaptı. Buna karşılık, 1941'de de Almanya ile bir dostluk ve saldırmazlık anlaşması imzaladı. Bu şekilde savaşın dışında kaldı. Bununla birlikte, Türkiye, 1945'te Almanya'ya karşı savaşa girdi ama savaşmadı.

2. Durum: Hükümet ordu ve memurlarının ihtiyaçlarını karşılamak için satın alma politikası uy-guladı. Bu da büyük kentlerde iaşe ve karaborsa sorununu ortaya çıkardı. Tahıl ürününün düşük fiyatlar nedeniyle hükümete teslim edilmeyip el altından satılması üzerine hükümet, belediyelere yeterince un verilmesini engelledi. Büyük şehirlerde ekmek satışları hükümet tarafından belirle-nen fiyatlar ve miktarlar üzerinden yapılıyordu. Herkesin ekmek alabilmesi için ekmek karneleri kullanılıyordu. Herkesin aldığı günlük ekmek miktarı karnesine işleniyordu. Kimse daha fazla ekmek alamıyordu.

3. Durum: Varlık Vergisi Kanunu 12.11.1942 resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Komis-yonlar kurularak alınacak vergiler tespit edildi. Vergi mükelleflerine 15 gün süre tanındı. Kanun hakkında dava açılması yasaklandı. Kurulan komisyonlar vergi mükelleflerinin tüm varlıklarından daha fazla vergi oranı belirlediler. Vergisini ödeyemeyen kişiler çalışma kamplarına gönderildi. Aralık 1942 ve Ocak 1943'te İstanbul'da gayrımüslimlere ait binlerce taşınmaz mülk el değiştirdi. El değiştiren mülkler arasında İstiklal Caddesi'ndeki yapıların büyük bir kısmı bulunuyordu. Sa-tılan mülklerin %67 kadarı Müslüman Türkler, %30 kadarı resmi kurum ve kuruluşlar tarafından alındı. 21 Ocak 1943'ten itibaren İstanbul'da binlerce gayrımüslime ait ev ve işyerleri haczedilerek haraç mezat satıldı. 27 Ocak ile 3 Temmuz 1943 arasında, tümü gayrımüslimlerden oluşan top-lam 1229 kişi çalışmak üzere Erzurum Aşkale'ye yollandı.

4. Durum: Haftalar süren müzakereler sonuç vermeyince, 23 Şubat 1942'de Türkiye, motoru hâlâ çalışmayan gemiyi Karadeniz'e çekip bıraktı. Gece boyunca sürüklenen gemi, ertesi sabah büyük bir patlamanın ardından battı. 103'ü çocuk olmak üzere 778 kişi öldü. Sadece David Stoliar adlı bir yolcu sağ kurtuldu. Uzun yıllar Struma'nın neden battığı bilinemedi. 1960'larda Sovyet arşivlerin-den çıkan belgeler ışığında, bir Sovyet denizaltısı tarafından torpido ile vurularak battığı anlaşıldı.

BİLGİNOTU

347

Ekm

ek K

arne

li Yı

llar

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

Yıl Ekilen toprak(milyol Hektar)

Buğday üretimi (milyon ton)

Buğday üretimi endeksi

(1938-1939=100)

1938-1939 8.611 3.814 100

1940 9.610 3.611 96

1941 9.602 3.135 82

1942 9.555 3.837 101

1943 7.854 3.159 83

1944 8.170 2.834 74

1945 8.044 1.970 52

Aşağıda 1940'lı yıllara ait çeşitli kaynaklar vardır. Bu kaynaklardan ve şimdiye kadar öğrendikle-rimizden hareketle Türkiye'nin ekonomik ve siyasi sorunları ile savaşın sivil insanlar üzerindeki

etkilerine yönelik kısa bir metin yazınız.

QQ Kaynak 1

QQ Kaynak 2

QQ Kaynak 3 QQ Kaynak 4

QQ Kaynak 5

348Ek

mek

Kar

neli

Yılla

r

HİTİTLER

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Hitit kültürünün temel özelliklerini kanıt kullanarak tanımlayacaktır.

QQ Birçok öğrenci: Hitit kültüründen yola çıkarak Hitit toplumu-nun yapısına ilişkin çıkarımlarda bulunacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Hitit kültürü ile bugünkü kültür ögelerimiz arasında kanıta dayalı olarak bağ kurabilecektir.

Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin. İpucu is-

terseniz, tahtada asılı duran resme bakın. Düşünün. Hayal edin. Ortalama 3000 yıl önce Boğazköy’de

yapıldınız. Uzun, çok uzun yaşadınız. Bugün hâlâ yaşıyorsunuz. Şaşırtıcı, değil mi? Sakladığınız buğday,

kralın tarlasında üretilmişti. Üzerinizdeki figürler sizi yoğuran, biçimlendirip pişiren, kullanan, koruyan insan-

ların hayatlarını anlatıyor. Doğumda ne yapıyorlar, ölümde ne yapıyorlar, düğünde ne yapıyorlar? Siz, onları

gördünüz. Sonra belleğinizde Hitit insanlarının tüm sesleri, binlerce yıl uyudunuz. Sizi topraktan yeniden çıkar-

dılar, sildiler, temizlediler, onardılar. Konuşmaya hazırsınız. Acaba neler anlatacaksınız?

Bu yaptığınıza tarihsel empati diyoruz. Eğer kurmakta zorluk çekiyorsanız, vazonun üzerindeki figürleri canlan-

dırabilirsiniz. Tarihin de canlandığını göreceksiniz.

Sınıf: 9

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Hititler nasıl yaşıyordu?

Dersin Amacı:

Tarihsel kanıtlardan yola çıkarak Hitit Devleti'nin sosyal ve kültürel özellikleri hakkında çıkarımlarda bulunabilme.

İlişkili Kazanım:

Anadolu'da yaşamış ilk uygarlıkların siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yapılarını ve çevre uygarlıklarla etkileşimini açıklar.

• Ekte bulunan yedi görselin renkli çıktısını alınız. İnandık Va-zosu (FOTOĞRAF 1) görselinin diğer görsellerden daha büyük olmasına dikkat ediniz.

• Tahtanın üst kısmına büyük harflerle “SINIF MÜZESİ: HİTİT-LER” yazınız. İnandık Vazosu görseli tahtanın ortasında yer alacak şekilde, tahtanın çeşitli yerlerine Hitit kültürünü yan-sıtan görselleri yapıştırınız.

• Çalışma Yaprağı-2'de bulunan İnandık Vazosu üzerindeki 1., 2., 3. ve 4. Frizin sınıf mevcuduna göre fotokopisini çektiri-niz. (Sınıfın fiziksel durumuna göre öğrenciler 4 ya da 8 kişilik gruplara ayrılacağından, 4 kişilik gruplarda her bir kişiye bir friz, 8 kişilik gruplarda her iki kişiye bir friz şeklinde fotokopi sayısını ayarlayınız).

QHititler nasıl yaşıyordu?

Dr. Gülin KARABAĞ*

* Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

8 dk.

15 dk.

10 dk.

7 dk.

15 dk.

5 dk.

20 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencileri sınıfa sırayla alarak “Sınıf müzesine hoş geldiniz. Nes-neleri inceleyerek bu nesnelerden birini seçiniz. Nesnenizi ve nes-nenizle ilgili bilgileri aklınızda tutarak yerinize geçiniz.” yönergesini veriniz.

2. Önce siz İnandık Vazosu’nun şeklini beden diliyle anlatıp öğrencile-rin hangi nesneyi seçtiğinizi bulmalarını isteyiniz. Tahmin edilemez-se hangi nesne olduğunu belirtiniz.

3. Sonra sırayla tüm ya da bazı öğrencilerin seçtikleri nesneyi beden-leriyle göstermeleri isteyiniz. Gerekirse bir arkadaşlarından yardım isteyebileceklerini belirtiniz. Diğer öğrencilerin her bir öğrencinin vücudunun aldığı şekilden hangi nesneyi anlatmaya çalıştığını tah-min etmelerini isteyiniz. Eğer bilemezlerse hareketi yapan kişinin bunun hangi nesne olduğunu söylemesini isteyiniz.

4. Bu sürecin sonunda öğrencilere “Şu ana kadar geçirdiğimiz süreç sonunda Hitit kültürü ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?" Sorusunu yö-neltiniz. Cevaplarını tahtaya yazınız.

5. Öğrencileri 4 ya da 8 kişilik gruplara ayırınız. İnandık Vazosu’nun tahtanın ortasındaki fotoğrafını göstererek (ya da fotoğrafını projek-siyonla yansıtarak) Çalışma Yaprağı-1'deki nesne inceleme formu-nu doldurmalarını sağlayınız.

6. Öğrencilerin sorularla ilgili cevaplarını alınız. Gerekli yerlerde nes-neyle ilgili bilgi vererek eksik bilgileri tamamlayınız ya da yanlış bil-gileri düzeltiniz. Bunu yaparken Bilgi Notu'ndan yararlanabilirsiniz.

7. Çalışma Yaprağı-2 A, B, C, D'yi dağıtınız. Öğrencilere “Bunlar vazo-nun üzerinde bulunan resimlerin büyütülmüş fotokopileridir. Şimdi her gruptan bir/iki kişi verdiğim 4 farklı çalışma kağıdını inceleyerek altındaki soruları cevaplamaya çalışsın” yönergesini veriniz.

8. Öğrencilerinizle birlikte nesne inceleme formundaki soruların her birini gruplarla tartışarak cevaplayınız.

9. Öğrencilerinizden kendilerini İnandık Vazosunun yerine koymalarını ve yaşadığı dönemde neler görmüş olabileceğini içeren bir metin yazmalarını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

350Hi

title

r

BİL

NO

TU

Yazılı metinlere göre Koloni Çağı'nın son safhalarında, Pithana'nın oğlu Anitta Anadolu'da şehir beylikleri halinde yasayan Hititlerin birleşmesinde ilk adımı atarak, Anadolu'nun

merkezi sistemle idare edilen ilk devletini kurmuştur. 1. Hattuşili devletin başkentini Nesa'dan (Kültepe-Kaniş) Hattuşa'ya (Boğazköy) taşımıştır. Eski Hitit Krallığı olarak anılan bu dönemde sanat, başta Boğazköy olmak üzere Alacahöyük, Eskiyapar, İnandık ve Masathöyük kazılarının ortaya koyduğu gibi büyük ölçüde Anadolu geleneğine bağlıdır. Koloni Çağı'ndan da tanıdığımız kabartmalı vazo yapma geleneği Eski Hitit Döneminde devam etmiş ve en iyi örnekleri Eskiyapar, İnandık ve Bitik gibi merkezlerde ele geçmiştir. İnandık Vazosu bu tipin en iyi örneklerindendir. Devrin seramik formları arasında büyük boy boğa ritonları (törensel içki kapları) ve banyo kapları, matara biçimli kaplar, süzgeçli kaplar ve gaga ağızlı testiler bu dönemin önemli esenleridir.

İnandık vazosu Çankırı İnandıktepe’de bir höyük kazısında bulunmuştur. İnandık köyüne yakın olmasından dolayı kazının yapıldığı tepeye bu ad verilmiştir. Şu anda Anadolu Medeniyetleri Mü-zesi'ndedir. Bugüne kadar tüm olarak bulunan tek kabartmalı "Eski Hitit Vazosu"dur. Höyükteki bir mabette diğer eserlerle birlikte bulunmuştur. Hitit İmparatorluğu'nun Hanhana adlı kültür merkezinde bulunan ünlü vazo üzerindeki resimler Tanrıların evlilik törenini anlatır. Dış yüzü kabartmalı ve renkli olan bu vazonun üzerindeki kabartmalı motifler tek tek incelendiğinde, her bir figürün ve motifin birbirini tamamlar nitelikte olduğu ve bütün olarak kutsal bir evlilik törenini yansıttığı görülmektedir. Vazodaki figürlerin hemen hepsi tören için bir şeyler yapmaktadır.

En alttan üste doğru çıkılacak olursa ilk frizde çanak çömlek hazırlayan erkek figürü, bir Tanrı ve dua eden figürler görülmektedir. Bu belli bir inanca sahip olduklarının göstergesidir. Bunla-rın dışında lir çalan erkek ve yemek hazırlayan kadın figürlerine de rastlanmaktadır. İlk frizdeki figürlerden yola çıkarak erkek ve kadınlar arasında bir iş bölümü olduğundan söz edilebilir. II. frize bakıldığında bir boğa heykeli ve boğayı hançerleyen bir erkek figürü göze çarpmaktadır. Kut-sal törenlerde kurban kesmenin o zamanlardan gelen bir gelenek olduğunun göstergesi olması açısından önemli bir ayrıntıdır. Tanrı ve dua eden figürler II. frizde de vardır. Ayrıca Tanrı’ya içki sunan erkeğin elindeki gaga ağızlı testiden yola çıkarak, kaplarını hayvan figürleriyle süsledikleri söylenebilir. Yine içkinin Tanrı’ya sunulması da içkinin kutsal bir önem ifade ettiğini göstermek-tedir. Kerpiçten yapılmış mabet de o çağda o yerleşimde mimarinin ne şekilde olduğunu örnek-leyebilir. Bu frizde ellerinde kılıç tutan erkek figürleri de görülmektedir. Bu da savunmanın da ön planda olduğunu gösterir. Aynı frizde birkaç tane akrobat çeşitli gösteriler yapmaktadır. Aynı şekilde tüm frizlerin hepsinde görülen lir ve çalpara çalan figürler de müziğin ve eğlencenin o dönemlerdeki önemini gösterir niteliktedir.

İnandık Vazosu, Asur Ticaret Kolonileri Çağı’na geçişte, Eski Hitit Çağı ve devamındaki yaşam biçimi için tipik bir örnek teşkil etmektedir. Tek bir nesneden; o çağdaki inançlardan, kültürden, yaşam şeklinden söz edilebilmesini sağlamaktadır. Bu anlamda oldukça önemli bir buluntudur.

www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr

BİLGİNOTU

351

Hitit

ler

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

QQ NESNE İNCELEME FORMU

Betimleme:

1. Nesne nedir? Neye benziyor? (Biçim, renk, yapı, ağırlık, hacim, vb.)

...............................................................................................................................................................................................

2. Nesne ne için yapılmış?

...............................................................................................................................................................................................

3. Tarihi nedir? Hangi döneme aittir?

...............................................................................................................................................................................................

4. Nesne nerede yapılmıştır?

...............................................................................................................................................................................................

5. Nesne nerede bulunmuştur?

...............................................................................................................................................................................................

6. Nesne nasıl bulunmuştur?

...............................................................................................................................................................................................

7. Neden bu adı almıştır?

...............................................................................................................................................................................................

Çözümleme (Analiz):

8. Nesne nasıl yapılmıştır?

...............................................................................................................................................................................................

9. Bu nesneyi kim yapmış olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

10. Bu nesneye kim çizim yapmış olabilir?

...............................................................................................................................................................................................

11. Bu nesne nasıl kullanılmıştır?

...............................................................................................................................................................................................

12. Nesnenin üzerindeki motiflerde ne anlatılmak istenmektedir?

...............................................................................................................................................................................................

352Hi

title

r

EK

2

FOTOĞRAF 1: İNANDIK VAZOSU M.Ö. 1600’LER

353

Hitit

ler

EK

FOTOĞRAF 2: GAGA AĞIZLI TESTİ M.Ö. 16-17. YY.

354Hi

title

r

EK

FOTOĞRAF 3: GAGA AĞIZLI TESTİ M.Ö. 1600’LER

355

Hitit

ler

EK

FOTOĞRAF 4: TANRI HEYKELCİĞİ M.Ö. 16-15. YY.

356Hi

title

r

EK

FOTOĞRAF 5: TANRI HEYKELCİĞİ M.Ö. 14-13. YY.

357

Hitit

ler

EK

FOTOĞRAF 6: DOĞUM İLE İLGİLİ DİNSEL METİN M.Ö. 13. YY.

358Hi

title

r

EK

FOTOĞRAF 7: YAZITLI KAPI ASLANI M.Ö. 800. YILLARI

359

Hitit

ler

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2RESİM 1: İNANDIK VAZOSU ÜZERİNDEKİ FRİZLER

360Hi

title

r

BİL

NO

TU

QQ VAZO ÜZERİNDEKİ FRİZLERİN AÇIKLAMASI

İnandık Vazosu1.Friz: Sağdan sola

• Töreniçinçanakçömlekhazırlayanerkekfigürüveasılıkaplar• Birsunağınikitarafındaoturanikitanrıfigürü• Lirçalanerkekfigürü,lirinüstuçlarıördek,altuçlarıaslanfigürlü• Karşılıklıayaktaduranvebüyükboylirçalanikifigür,lirinüstuçlarıördek,altuçlarıaslan

figürlü• Karşılıklıayaktaduranveduaedenikifigür(rahipverahibe)• Ayaktaduranvesazçalanuzunboyluveküpelierkekfigürü• Kaideüzerindeduranvetöreniçinhazırlanmışüçadetkap(amphora).Bunlar3.Frizde

kullanılan kapla aynıdır ve tören için hazırlanmıştır.• Töreneyiyecekhazırlayanvevazonun/yayığıniçindekiikieliiletuttuğusopailekarıştıran

kadın figürü (yiyecek, yağ ya da ayran hazırlamakta)

2. Friz:• Kaideüzerindeduranboğaheykeli(FırtınaTanrısınısembolizeeder.).Budaİnandıktepe’nin

Fırtına Tanrısının şehri olduğunu gösteriyor.• Sunağınönündedizçökmüşkurbanlıkboğayıhazırlayanerkekfigürü• Elindehançertutanveboğayıkurbanetmeyehazırlananerkekfigürü• Elindekulplukaplaboğakanısunanvediğereliyleduaedenküpelierkekfigürü(rahip)• Lirçalanerkekfigürü• Bireliyleduaedenvegeriyedoğruuzattığısağeliilearkasındaki3erkeğitörenegetiren

figür (başrahip). Figürlerden sonuncusu elinde bir riton (kutsal içki kabı) taşımakta• Ellerindesunaktaşıyanerkekfigürleri• Taburedeoturanelindekadehtutantanrı• Sunak• Elindegagaağızlıtestiden(mabettebulunantestiileaynı)tanrıyaiçkisunanküpelierkek

figürü (rahip)• İkieliilelirçalanfigürvebulirialttantutanküçükfigür

3. Friz:• Yatağınönündesunakvebüyüksunak• Kerpiçtenyapılmışmabetveçatısıüzerindeayaktaduranbirsazçalanerkek,birisiçalpara

çalan iki kadın figürü• Ellerindebirerkılıç(diğerfrizetaşmalarıuzunolduklarınıgösterir)tutanikierkekfigürünü

mabede doğru ilerleyen alay takip etmektedir. Bunlar kılıç (meç) tanrısıdır.• Lirçalanerkekvearkasındantörenehediyegetirenler(ağırbirtablaüzerindehediyelerve

asa)• Çalparaçalaraktörenalayınakatılanikifigür

4. Friz:• Çalparaçalankadınfigürü• Sazçalanküpelierkekfigürü• Çalparaçalanküpelikadınfigürü• Biribüyükbiriküçük(havadagözdenuzakolduğunugösterir)tasviredilmişatletikyapıda

iki akrobat• Çalparaçalankadınvelirçalanerkekfigürü

BİLGİNOTU

361

Hitit

ler

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

1. F

RİZ

Q

Friz

deki

res

imle

ri in

cele

yere

k aş

ağıd

aki s

orul

arı c

evap

layı

nız:

1. B

u fr

izde

ne

görü

yors

unuz

? G

ördü

ğünü

z fig

ürle

ri ta

nım

layı

nız.

2. B

u fr

izde

n H

itit k

ültü

rüne

iliş

kin

nele

ri ö

ğren

ebili

riz,

nel

eri ö

ğren

emey

iz?

3. B

u ne

sne

üzer

inde

gör

ülen

kül

tür

unsu

rlar

ı bug

ünkü

kül

tür

unsu

rlar

ına

benz

emek

te m

idir

? N

eden

?

A362

Hitit

ler

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

B

2. F

RİZ Q

Friz

deki

res

imle

ri in

cele

yere

k aş

ağıd

aki s

orul

arı c

evap

layı

nız:

1. B

u fr

izde

ne

görü

yors

unuz

? G

ördü

ğünü

z fig

ürle

ri ta

nım

layı

nız.

2. B

u fr

izde

n H

itit k

ültü

rüne

iliş

kin

nele

ri ö

ğren

ebili

riz,

nel

eri ö

ğren

emey

iz?

3. B

u ne

sne

üzer

inde

gör

ülen

kül

tür

unsu

rlar

ı bug

ünkü

kül

tür

unsu

rlar

ına

benz

emek

te m

idir

? N

eden

?

363

Hitit

ler

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

3. F

RİZ

Q

Friz

deki

res

imle

ri in

cele

yere

k aş

ağıd

aki s

orul

arı c

evap

layı

nız:

1. B

u fr

izde

ne

görü

yors

unuz

? G

ördü

ğünü

z fig

ürle

ri ta

nım

layı

nız.

2. B

u fr

izde

n H

itit k

ültü

rüne

iliş

kin

nele

ri ö

ğren

ebili

riz,

nel

eri ö

ğren

emey

iz?

3. B

u ne

sne

üzer

inde

gör

ülen

kül

tür

unsu

rlar

ı bug

ünkü

kül

tür

unsu

rlar

ına

benz

emek

te m

idir

? N

eden

?

C364

Hitit

ler

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

D

4. F

RİZ Q

Friz

deki

res

imle

ri in

cele

yere

k aş

ağıd

aki s

orul

arı c

evap

layı

nız:

1. B

u fr

izde

ne

görü

yors

unuz

? G

ördü

ğünü

z fig

ürle

ri ta

nım

layı

nız.

2. B

u fr

izde

n H

itit k

ültü

rüne

iliş

kin

nele

ri ö

ğren

ebili

riz,

nel

eri ö

ğren

emey

iz?

3. B

u ne

sne

üzer

inde

gör

ülen

kül

tür

unsu

rlar

ı bug

ünkü

kül

tür

unsu

rlar

ına

benz

emek

te m

idir

? N

eden

?

365

Hitit

ler

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Osmanlı Devleti'nde düğün törenleri ne anlam taşıyordu?

Dersin Amacı:

Sanat eserlerinden yola çıkarak Osmanlı Devleti’nde tören ve eğlencelerin siyasi ve toplumsal işlevine ilişkin çıkarımlarda bulunabilme.

İlişkili Kazanım:

XV-XVI. yüzyıl Osmanlı kültür, sanat ve mimari anlayışı ve bu alanlardaki gelişmeleri değerlendirir.

MİNYATÜRLERLE İKİ DÜĞÜN

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde yapılan eğlence ve törenlere ilişkin belli başlı eserleri tanı-yacaktır.

QQ Birçok öğrenci: Belli başlı sanat eserlerinden yola çıkarak Osmanlı Devleti’nin 16 ve 17. yüzyıllardaki sosyo-kültürel ta-rihi hakkında çıkarımda bulunacaktır.

QQ Bazı öğrenciler: Belli başlı sanat eserlerinden yola çıkarak Osmanlı Devleti’nde tören ve eğlencelerin siyasi ve toplumsal işlevine ilişkin çıkarımlarda bulunabilecektir.

T arih boyunca düğün sevincin, heyecanın paylaşılmasıdır. Padişah düğünü olduğunda daha başka an-

lamlar taşırdı. Düğün dosta gurur ve sevinç, düşmana göz dağı verirdi. 16. yy.dan itibaren fetihlerin

azalmasıyla fetih şenliklerinin yapılmadığı dönemlerde düğünler, devletin gücünün göstergesi olarak

algılanmaya başlanmıştı. Bu etkinlikte öğrenciler düğün konulu minyatürlerden yararlanacaklar. Minyatürleri

birer tarihsel belge olarak sorgulayacak ve sultanların düğünlerinin halk, diplomasi ve değişik sosyal gruplar

üzerindeki etkilerini tartışacaklar.

Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

QOsmanlı Devleti'nde düğün törenleri ne anlam taşıyordu?

B. Arzu GÜNGÖR AKINCI*

* Karaelmas Üni., Ereğli Eğitim Fakültesi, Zonguldak

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

5 dk.

10 dk.

15 dk.

15 dk.

20 dk.

15 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-1’i dağıtınız. Öğrencilerinizden Şehzade Mehmet’in sünnet düğünü için bir davetiye hazırlamalarını isteyiniz. Hazırlanan davetiyeleri sınıfla paylaşmalarını ve davetiye-deki detayların gerekçelerini açıklamalarını isteyiniz.

2. Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız ve "Minyatürlerin Dili" adlı uygula-mayı yaptırınız. Ardından öğrencilerinizin dersin başında yaptıkları kendi düğün davetiyeleri ile düğün hakkında verilen bilgiyi karşılaş-tırmalarını isteyiniz.

3. Öğrencilerinizi 3 gruba ayırınız. 1. gruba Çalışma Yaprağı-3 A’yı, 2. gruba Çalışma Yaprağı-3 B’yi, 3. gruba Çalışma Yaprağı-3 C’yi da-ğıtınız. Gruplardan sırasıyla ilgili soruları cevaplamalarını isteyiniz.

4. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-4’ü vererek minyatürler hakkın-daki bilgileri okumalarını ve bunlara dayanarak minyatürleri hika-yeleştirmelerini isteyiniz. Herbir gruptan bir öğrencinin seçtiği bir minyatürün hikayesini sınıfla paylaşmalarını isteyiniz. Hikayelerin, daha önce minyatürlerle ilgili sorulara verdikleri cevaplarla örtüşüp örtüşmediklerine dikkat etmelerini özen gösteriniz.

5. Öğrencilerinize Çalışma Yaprağı-5’i dağıtınız. Minyatürleri incele-melerini ve soruları cevaplamalarını isteyiniz. Ardından Çalışma Yaprağı-6'yı dağıtınız. Minyatürlerin açıklamalarını okumalarını is-teyiniz. Ardından verdikleri cevaplarla açıklamaları karşılaştırmala-rını sağlayınız.

6. Gruplara Çalışma Kağıdı-7’yı dağıtınız. Öğrencilerinizin sorulara verdikleri cevapları sınıfla paylaşmalarını isteyiniz.

İŞLE

NİŞ

368M

inya

türle

rle İk

i Düğ

ün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Kendinizi bir düzenleme komitesinin üyesi olarak hayal ediniz. Sultan III. Murat'ın, oğlu Şehzade Mehmet için yapacağı Sünnet düğünü törenini organize edeceksiniz. Konuklara, aşağıdaki sorula-

rın cevaplarını içeren bir davetiye yazınız.

Düğün ne zaman başlayacak?

Düğün kaç gün sürecek?

Düğün nerede yapılacak?

Düğüne kimler gelecek?

Düğünde hangi türde eğlenceler olacak?

III. Murat (1574-1595): 1574'te tahta çıktı. Döneminde, Avrupa'ya sömürgelerden gelen kıy-metli madenlerin etkisiyle Osmanlı Devleti'nde fiyat yükselişleri oldu. Osmanlı parası ilk kez

büyük değer kayıplarına uğradı. 1578'de İran'la başlayan ve 1590'da sona eren savaş, Osmanlı ekonomisine ilave yük getirdi.

III. Ahmet (1673-1736): 1703'de tahta çıktı. Lâle Devri boyunca padişahlık yaptı. Hakkat ve şairdi. Ayrıca müzikle de ilgilendi. Döneminde Prut Savaşı yaşandı. Patrona Halil isyanı ile tahttan çe-kildi.

BİLGİNOTU

369

Min

yatü

rlerle

İki D

üğün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

Kaynak: Nalan ARACI, Nakkaş Osman’ın “Surname” Yapıtından Resim Yorumları Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Anasanat Dalı, Yayımlanmamış Yükseklisans Tezi, 2005

QQ Kaynak: Minyatürlerin Dili

Minyatürlerde resmedilen her öğe, onu en iyi yansıtabilecek açıdan verilmeye çalışıldığı için, bir-den çok bakış açısı kullanılır. Örneğin; bir sokak ona yukarıdan bakılıyormuş gibi resmedilirken, üstünde bulunan yapılar da onlara karşıdan bakılıyormuş gibi (1) çizilebilmektedir. Böyle bir dü-zenleme, resme bakan kişiye, sokağın üstündeki yapılar birer yana devriliyormuş izlenimi verebi-lir. Minyatürlerde, bir derinlik etkisi uyandıracak çizgi ya da renk perspektifi kullanılmaz. Resim-lerde ışık-gölgenin olmaması, birden çok ışık kaynağı olduğu etkisi bırakır. Simgesel anlatım minyatürlerin en önemli özelliğidir. Önemli kişiler arka planda da olsa, diğer figürlere göre daha büyük ve süslü kıyafetler içerisinde çizilerek belirtilirler (2). Figürler önem sırasına göre büyükten küçüğe doğru bir sıra izlemektedir (3). İnsan yüzleri birebir benzetilmekten öte sadece ana hatla-rıyla benzetilirler ve bunlar birbirinden çok fazla ayırt edici farklar değildir (4); doğal nesnelerdeki (5) ayrıntının yanı sıra biçimlerin oldukça stilize edilmesi gibi, insan yüzleri de genel olarak aynı çizgilere sahiptir. Örneğin ay yüzlü, badem gözlü nitelendirmeleri vardır ve bunlar birçok figürde tekrar edilebilir.

Aşağıda düğünle ilgili bilgiler verilmiştir. Kendi davetiyenizle buradaki bilgileri karşılaştırınız.

Düğün Hakkında Bilgi: 1582 yılında İstanbul’da, Sultanahmet semtinde yapılmıştır. 52 gün ve gece bo-

yunca aralıksız sürdü. Düğün için bütün eyalet kadıları, beylerbeyleri, bağlı beylikler, Moskov, Macar, Leh

(Polonya), Alman, Çek, Fransa, Venedik, Boğdan ve Eflak gibi krallıkların temsilcileri İstanbul’a geldi. 52

gün boyunca 5000 adet büyük kazanda yemekler pişirilip İstanbul halkına dağıtılmıştır. Düğüne katılanların

hoşça vakit geçirmeleri için çeşitli gösteriler sergilenirdi. Köçekler, binicilik, güreş gibi spor gösterileri ile

savaş oyunları, düğünlerin vazgeçilmezleri arasındaydı. Geceleri havai fişeklerin atılması düğüne ayrı bir

renk katardı.

370M

inya

türle

rle İk

i Düğ

ün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

Minyatürlerin bazı özellikleri vardır. Bu özellikler "Minyatürlerin Dili" adlı metinde ra-kamlarla belirlenmiştir. Rakamlarla belirlenen özellikleri aşağıdaki minyatürde bulunuz.

Nakkaş Osman’ın Şehzade Mehmet’in Sünnet düğünü için çizdiği minyatürlerden biri.

371

Min

yatü

rlerle

İki D

üğün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3A

1. Minyatürü gözlerinizle sol alt köşesinden başlayarak sağ üst köşesine kadar gördüklerinizi arkadaş-larınıza anlatarak yavaşca tarayınız.

2. “Müzisyenler ve Şarkıcılar” minyatüründe hangi müzik aletlerini görüyorsunuz? Günümüzde benzer müzik aletleri kullanılıyor mu?

Nakkaş Osman: Müzisyenler ve Şarkıcılar

QQ Kaynak: 1582 III. MURAD’IN ŞEHZADESİ MEHMED’İN SÜNNET ŞENLİĞİ

372M

inya

türle

rle İk

i Düğ

ün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

B

1. Minyatürü gözlerinizle sol alt köşesinden başlayarak sağ üst köşesine kadar gördüklerinizi arkadaş-larınıza anlatarak yavaşca tarayınız.

2. “Ziyafet” minyatüründe insanların ellerinde ve yerlerde görülen yiyecekler nelerdir? Bu ziyafet kim-lere veriliyor olabilir?

Nakkaş Osman: Ziyafet

QQ Kaynak: 1582 III. MURAD’IN ŞEHZADESİ MEHMED’İN SÜNNET ŞENLİĞİ

373

Min

yatü

rlerle

İki D

üğün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3C

1. Minyatürü gözlerinizle sol alt köşesinden başlayarak sağ üst köşesine kadar gördüklerinizi arkadaş-larınıza anlatarak yavaşca tarayınız.

2. Esnaflar düğünde sizce neden geçit töreni yapıyor olabilirler?

Nakkaş Osman: Şeker İşleri

QQ Kaynak: 1582 III. MURAD’IN ŞEHZADESİ MEHMED’İN SÜNNET ŞENLİĞİ

374M

inya

türle

rle İk

i Düğ

ün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

Müzisyenler ve Şarkıcılar (Sazendeler ve Hanendeler)

Sazendeler (müzisyenler), hanendeler (şarkıcılar) ve köçeklerle birlikte değişik za-

manlarda birçok kez şenlik alanına geldiler. Müzikleri, şarkıları ve danslarıyla şenlik

havasını canlandırdılar. Sazendeler; def, nefir, tanbur, ney, zurna ve kanun gibi ens-

trümanlar çalıyorlardı.

Ziyafet (Çanak Yağması)

Düğün boyunca fakir halka, aksatmadan her gün ziyafet verildi. Sûrnâme’de “Çanak

Yağması” diye geçen bu ziyafetler düğünün tam anlamıyla bütün İstanbul halkına

malolmasını sağlamıştır. Pilav, ekmek ve kıyma ile hazırlanmış diğer yiyecekler fakir

halka meydanda dağıtılmıştır.

Şeker İşleri (Esnaf Gösterisi)

Şekerden yapılmış çeşitli figürler meydanı şenlendirirdi. Düğün şekerleri aynı na-

hıllar gibi Osmanlı düğünlerinin vazgeçilmez unsuruydu. Her yönüyle o güne kadar

yapılanlardan üstün olan bu düğünün şeker işleri de olağanüstü bir ihtişam sergili-

yordu. Önce küçüklü, büyüklü çeşitli boylarda hayvanlarla kuş ve benzeri şekillerde

yapılmış şekerler meydandan geçirildi. Bunların arasında; şekerden yapılmış fil, as-

lan, leopar, kaplan, at, deve, zürafa ve deniz kızı vardı.

Kaynak: Nurhan ATASOY, 1582 Surname-i Hümayun, İstanbul, 1997.

QQ Kaynak: Minyatürlerin Açıklaması

375

Min

yatü

rlerle

İki D

üğün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5QQ Kaynak: 1720 III. AHMED’İN ŞEHZADELERİNİN SÜNNET ŞENLİĞİ

Levnî: III. Ahmed ve Şehzâdeleri Nahılları İzlerken

Levnî: Canbazların Su Üzerindeki GösterileriLevnî: Havai Fişek Gösterileri

376M

inya

türle

rle İk

i Düğ

ün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

Levnî: Elçilerin Seyri

1. Minyatürleri sol üst köşeden sağ alt köşeye kadar arkadaşlarınıza anlatarak yavaşça tarayınız.

2. “Havai Fişek Gösterileri” minyatüründe ilginizi çeken detaylar nelerdir?

3. “Canbazların Su Üzerindeki Gösterileri” minyatüründe padişahı, sadrazamı, vezirleri ve Avrupalı elçileri gösteren figürler hangileridir? Avrupalı elçiler düğüne neden da-vet edilmiş olabilir?

4. “Elçilerin Seyri” minyatüründe elçiler nasıl betimlenmiştir? Kendinizi düğüne katılan Avrupalı elçilerden birinin yerine koyunuz. Çevrenizdeki insanlara bu düğünle ve Os-manlı Devleti’yle ile ilgili neler anlatırdınız?

5. Günümüzde düğünlerde ya da başka törenlerde benzer eğlencelere yer veriliyor mu?

6. Sizce düğünlerde nahılların yapılmasının nedeni ne oabilir?

377

Min

yatü

rlerle

İki D

üğün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

Sultan III. Ahmed ve Şehzâdeleri Nahılları İzlerken:

Sünnet olan her şehzâde için bir tane olmak üzere dört adet nahl-i kebîr ve dört kıta şeker bahçesi, elinde bir buhurdan tutan haseki ağa, sultanın atının çevresinde saray görevlileri ile padişah ve şehzadeler Eski Saray’ın avlusunda beklemektedirler.

Seyit Ali KAHRAMAN, Şehzadelerin Sünnet Düğünü,

Sur-ı Hümayun, 2008, s. 33.

Canbazların Su Üzerindeki Gösterileri:

Haliç’te, padişahın iki şehzâdesi ve iç ağalarıyla birlikte Tersane Kasrı’nda izlediği canbazların su üzerindeki gösterileri, Vehbî’nin anlattığına göre uzun ve özenli bir hazırlık gerektirmiştir. Sağdan sahneye giren ve yalnızca burun bölü-mü görünen kalyonun içinde sadrazam ve ve-zirler bulunmaktadır. Sahnede burun bölümü görünen küçük bir kayıktan gösteriyi izleyen üç Avrupalı elçi, kendilerine özgü giysileri, özellikle siyah şapkalarıyla dikkati çeker. Kıyıdaki bir çı-nar ağacına ve ve Haliç’teki iki yelkenli tekneye bağlanıp gerilen çifte halat üzerinde bir beygi-rin çektiği, içinde feraceli, yelpazeli bir kadın “timsali”nin bulunduğu araba uzaktan yönelti-lerek yürütülür

Gül İREPOĞLU, levni, 1999, s. 151-154.

Elçilerin Seyri:

Çadırları önünde kendileri için özel olarak ha-zırlanmış olan koltuklarda oturarak şenliği izle-yen Avrupalı elçiler buradaki kalabalık sahnenin farklı bir bölümünü oluştururlar. Arkalarında ayakta duran çevirmenleri ve muhafızlarıyla be-timlenen elçilerin görünümü, diplomasi kuru-mu açısından da görsel bir belge sunar. Koltuk-lar, dönemin Avrupa mobilya modasını yansıtır elçilerin koltuğa dayadıkları kolları ve çeşitli bi-çimlerde duran bacakları da rahat pozlarda be-timlenmiştir, giysilerinin ise nakkaş tarafından özenle incelenerek işlendiği açıktır. Vehbî’nin anlattığına göre, padişahın fermanı üzerine el-çilere öğle vakti altın ve gümüş tabaklarda ye-mek sunulmuş, yağmurlu bir günde ise çadır-da hanendeler onlar için özel olarak “Frenkçin usulü” şarkılar ve fasıllar söylemiş ve rakkaslar dans etmişlerdir.

Gül İREPOĞLU, levni, 1999, s. 160

Havai Fişek Gösterileri:

Gece, Okmeydanı’nda yapılan görkemli havai fi-şek gösterileri, şenliğin gece yüzünün görkemli açılışını aktarır. Gece mavisi gökyüzü üzerinde yıldızlarla bezeli fon önünde padişah, çadırın-dan fişekleri izler. “Fırıldak”, “gemi” ve “fıskiye” biçimlerindeki havai fişekler, izleyicileri hayran bırakır.

Gül İREPOĞLU, levni, 1999, s. 131.

QQ Kaynak: Minyatürlerin Açıklaması

378M

inya

türle

rle İk

i Düğ

ün

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I7

DÜĞÜNÜ DEĞERLENDİRİNİZ

• Padişah açısından: .........................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

• Şehzade açısından: .........................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

• Halk açısından: .................................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

• Zenaatkarlar açısından: .................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

• Müzisyenler açısından: ..................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

• Yabancı elçiler açısından: .............................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................................................

379

Min

yatü

rlerle

İki D

üğün

VAKIFLAR

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Vakıfların çalışma alanlarını kavrayacaktır.

QQ Birçok öğrenci: Vakıfların çalışma alanları ile kuruluş amaç-larını ilişkilendirebilecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Tarihte vakıfların yerine getirdiği rollerin günümüzde, değişik şekillerde, farklı kurumlar tarafından yerine getirildiğini görerek değişim süreklilik ilişkisini kav-rayacaktır.

B ir şehir kuralım. Kurmadan önce insanların ihtiyaçlarının neler olduğunu düşünelim. Sonra ihtiyaçla-

rının hangilerinin öncelikli olduğuna karar verelim. Bu ihtiyaçları nasıl karşılayabileceğimizi tartışa-

lım. Sorumluluk hissedelim. Gönüllü olalım. Vakıflar etkinliği, işte bütün bunları içeriyor. Öğrenciler,

bu derste çalışırken, sıra dışı fikirler geliştirecekler, eleştirel düşünecekler, birbirlerini dinleyecekler, ayrış-

tırmalar, sınıflamalar yapacaklar. Üstelik bütün bunları insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yapacaklar. Bu

arada tarihteki vakıf olgusunu derinliğine analiz edecekleri keyifli bir kırk dakika geçirecekler.

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 40 dk.

Anahtar Soru:

Vakıflar neden ve nasıl kurulur?

Dersin Amacı:

Vakıfların siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik açıdan işlevini değerlendirebilme.

İlişkili Kazanım:

Osmanlı toplumunda sosyal yapının

şekillenmesinde etkili olan unsurları

kavrar.

Durum kartlarını her gruba bir tane olmak üzere keserek hazırla-yınız. Çalışma yapraklarını grup sayısı kadar çoğaltınız.

QVakıflar neden ve nasıl kurulur?

Celal GENÇ*, Adem ARTAN**, M. Ahmet TOKDEMİR***, Fethullah GÜNER****

* MEB Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü** Akçaabat Anadolu Öğretmen Lisesi, Trabzon*** Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara**** Çakmak İlköğretim Okulu, İstanbul

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

5 dk.

10 dk.

10 dk.

5 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencileri 4-5 kişilik gruplara ayırınız. Durum Kartlarını keserek öğrencilere dağıtınız. Konargöçer Türkleri yerleşik yaşama geçire-ceğinizi, bunun için yeni bir şehir kuracağınızı söyleyiniz.

• Kartları,yenikurulacakbiryerleşimyerinegerekliolanenönemliihtiyaçtan başlamak üzere sıralamalarını isteyiniz. Her gruptan ilk 3 sıraya hangi kartları koyduklarını ve nedenini sorunuz.

2. Sıraladıkları kartlarda yer alan kuruluşları, sosyal ihtiyaçları kar-şılamak için kurduklarını söyleyiniz. Ardından bu kurumların gi-derlerini hesaplatınız. Sonra devlet merkezindeki hazineden para alamayacaklarını söyleyiniz. Yeni kurulan kurumlara devletin para vermeyeceğini belirtiniz. Elinizde sadece mülkü padişaha ait olan tarım toprakları bulunmaktadır. Bu kurumların giderlerini nasıl karşılardınız?

Aşağıdaki soruları sorarak yönlendirme yapabilirsiniz.

En çok giderin olduğu kart hangisi?

Bu giderleri nasıl karşılayacaksınız?

Tarım topraklarından gelir elde edebilir misiniz?

3. Kartlarla oluşturdukları yerleşim yerinin giderlerini tartışmalarını isteyiniz. "Siz bu şehri nasıl idare edeceksiniz? En büyük sorununuz nedir?" Sorusunu gruplara sorunuz.

4. Çalışma Yaprağı-1 A'yı, dağıtarak grupların incelemesini sağlayı-nız. Dersin başında belirledikleri sorunlara Osmanlı Devletinin, va-kıf sistemi ile nasıl çözümler bulduğunu kaynaktan tespit etmelerini sağlayınız. Ardından ilgili soruları cevaplamalarını isteyiniz. Çalış-ma Yaprağı-1 B'yi dağıtarak aynı işlemi tekrar ettiriniz.

5. Çalışma Yaprağı-2'yi dağıtarak Anadolu topraklarında kurulan va-kıfları incelemelerini sağlayınız. Çalışma yaprağında bulunan bilgi notunu okumalarını isteyiniz.

6. Çalışma Yaprağı-3'ü dağıtınız. Her grubun bir sosyal sorun tespit etmesini isteyiniz. Bu sorunla alakalı bir vakıf kurmalarını söyleyi-niz. Vakıflarını kurduktan sonra Çalışma Yaprağı-3'ü doldurmalarını sağlayınız.

İŞLE

NİŞ

382Va

kıfla

r

DU

RU

M K

AR

TL

AR

I

DURUM KARTLARI

Personel: 2Maaş: 4 altın

CAMİİ

Personel: 15Maaş: 40 altınGiderler: 60 altın

MEDRESE

Personel: 2Maaş: 4 altın

KÜTÜPHANE

Bakım masrafı: 6 altın

ÇEŞME

Personel: 25Maaş: 40 altınGiderler: 50 altın

DARÜŞŞİFA

Masraflar: 30 altın

YOL

Personel: 15Maaş: 15 altınGiderler: 40 altın

KERVANSARAY

Personel: 6Maaş: 10 altınGiderler: 45 altın

AŞEVİ

Personel: 5Maaş: 5 altınGiderler: 15 altın

HAN

Personel: 5Maaş: 10 altın

HAMAM

Masraf: 200 altınGiderler: 15 altın

KÖPRÜ

Personel: 8Maaş: 16 altınGiderler: 30 altın

BİMARHANE

(AKIL HASTANESİ)

383

Vakı

flar

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Bir vakfın kuruluşunda takip edilen yol ana hatlarıyla şöyledir. Vakıf kurucusu giderlerini karşıladığı her-hangi bir hizmet birimini (cami, mektep, medrese, imaret vb.) inşa ettirir .Daha sonra bu müessesenin cari giderlerini asgari düzeyde karşılayacak miktarda gelir temin edecek kaynaklar tahsis eder. Bu kaynaklar genellikle arazi, ya da ev, dükkan, çarşı, imalathane, han, hamam gibi gayri menkullerden veya nakit pa-radan oluşmaktadır. Sözkonusu vakfın idaresi için bir idareci (mütevelli) tayin edilir ve vakfın nizamnamesi (vakfiye) düzenlenir. Vakfiyede vakfın kuruluş amacı, mal varlığı, gelirlerinin miktarı, kimler tarafından nasıl idare edileceği, istihdam edilecek personelin sayısı ve ücretleri, diğer işletme masrafları gibi konular ay-rıntılı bir şekilde kaydedilir. Vakfiyenin tescili ile birlikte hükmi şahsiyet haline gelen vakıf, idari ve iktisadi açıdan bağımsız bir kurum olarak kuruluş amacına uygun bir şekilde faaliyetlerini sürdürür

Fâtih, 1459 yılında bütün büyük devlet ileri gelenlerini toplayarak şehrin değişik yerlerinde vakıflarla imâretler, imar merkezleri vücuda getirmelerini istedi. Fâtih, Yeni Saray’la büyük caminin inşasını bu ta-rihte emretti. Veziriâzam Mahmud Paşa, sultanı izleyerek İstanbul’un en gözde alışveriş merkezi olarak bu-güne kadar devam eden Mahmud Paşa sitesini yaptırdı. Burada cami, medrese, imâret yaptırdı ve bu hayır tesislerine gelir temin etmek üzere hamam, çarşı ve han gibi ticarî tesisler yaparak vakfetti. Aynı şekilde, zamanla diğer vezirler de bugün İstanbul’un belli başlı mahallelerini teşkil eden siteler kurdular. Bunların en mühimleri Hoca Paşa, Gedik Ahmed Paşa, Murad Paşa, Davut Paşa mahalleleridir.

Her şeyden önce, şehirlerin ve hattâ birçok köyün su ihtiyacının giderilmesi genellikle vakıflar tarafından gerçekleştirilmiştir. Gerçekten XVIII. asırda kurulmuş vakıfların vakfiyelerinde, suyu kaynağından yerleşme merkezlerine kadar götürmek için su kemerlerinin tesisinden söz edilmektedir. Ayrıca yazın soğuksu da-ğıtımı da yapılıyordu. Bazı vakfiyelerde, vakfın bütün gelirinin sırf bazı medreselerdeki talebelerin soğuk su ihtiyacını gidermeye tahsis edilmiş olduğu gözlenmektedir. Türk hamamlarının dînî açıdan çok önemli olan temizlenmede kullanılışı, onların daima İslâm sitesinin esas unsurları arasında yer almış olmasının sebebi-ni izah eder. Fakat, bunlardan umumiyetle bedava olarak yararlanmak mümkün değildi, zira bu hamamlar diğer kamu kuruluşlarına gelir sağlamak gayesiyle inşa edilmişlerdi. H. B. Kunter'in bize anlattıklarına göre, fakirlerin bedava olarak yıkandıkları hamamlar da mevcuttu.

Vakıf hizmetlerinin aksatılmadan yürütülmesi için, gelir kaynağı olarak da bir çok gayri menkulleri vak-fetmişlerdir. Bunlar içinde, tarlalar, çiftlikler, köyler, ormanlar, bahçeler, zeytinlikler, nehirler, göller, madenler, evler, dükkânlar, hanlar, hamamlar, apartmanlar, çarşılar, mer'alar, su kaynakları gibi çeşitli şeyler bulunmaktadır.*

A

1. Vakıf Nedir?

2. Vakıf giderleri nasıl karşılanıyor?

3. Devlet adamları neden vakıf kuruyorlar?

4. Vakıflar hangi alanlarda faaliyet gösteriyorlar?

QQ Kaynak: VAKIF SİSTEMİ

384Va

kıfla

r

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

*Kaynaklar: Halil İNALCIK, Devlet-i Aliyye, s.126, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009. T. GAUTIER, Constantinople, Paris, s. 275, 1990. Bahaeddin YEDİYILDIZ, "Türk Kültür Sistemi İçinde Vakfın Yeri", Vakıflar Dergisi, s. 5, 8, 9. İbrahim ATEŞ, "Hayri ve Sosyal Hizmetler Açısından Vakıflar", Vakıflar Dergisi, s. 29. www.osmanli.org.tr www.vgm.gov.tr/sayfa.aspx?Id=21

İbrahim Ağa Vakfiyesi

Yapımına başlamak istediğim mektepte, çocuklara şefkatli, öğretime muktedir ve kötülüklerden uzak iyi bir kimse öğretmen olup, hizmeti karşılığı günde onbeş akçe ala. Doğruluğuyla seçkin bir kimse, kalfa olup günde yedi akçe ala. Mektep hocası olan şahıs, sözü geçen mektebin kapıcısı olup günde iki akçe verile. Aynı mektebin suculuğu, günde iki akçe ücretle muallim olanlara şart oluna. Kalfa olan kişi, sü-pürgeci olup hizmetini yerine getirerek günde iki akçe ala. Bu mektebimde öğrenim gören otuz kadar çocuklara, öğretmen olana ve kalfasına günlük kırk akçe olmak üzere senede büyük bayramda yüzyirmi kuruşluk birer kapama mest, pabuç, kavuk, ve kuşak mütevelli eli ile satın alınıp, mutad olduğu üzere kendilerine verile ve hayr dua ile andırıla. Bu mektepte olan otuz öğrencinin herbirine ayda onbeş akçe verile. Yine büyük bayramda, sözü geçen hoca ile kalfasına onar kuruş, kurban bayramında ise beşer ku-ruş verile. Her yıl hoca için on ölçek pirinç, onbeş okka sade yağ ve on çeki odun, kalfa için de yine yılda on ölçek pirinç, onbeş okka yağ ve on çeki odun alına. Kış günlerinde mektep için günlük iki akçe olmak üzere senede yediyüzyirmi akçelik kömür alına. Çöp dökümü için ayda onbeş akçe verile. Mektebin hasırı için günlük bir akçe ayrıla...*

B

1. Vakfiyede hangi detaylar göze çarpıyor?

2. Vakfiyeyi yazan kişi neleri amaçlamış olabilir?

3. Vakıflarla insanların inançları arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?

QQ Kaynak: BİR VAKFİYE ÖRNEĞİ

385

Vakı

flar

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

İlginç Vakıflar ve Amaçları

• Kar Dağıtan Vakfı: İzmir'de Haziran ayından itibaren şehir merkezinde ve hapishanedeki mahkumlara serinlemeleri için kar dağıtmak.

• Suyu Soğutan Vakfı: Aydın'da Orta Mahalleye yaptırılan çeşmeye yaz günlerinde 90 gün süre ile kar taşıyarak suyun soğutulmasını sağlamak.

• Papuç Parası Veren Vakıf: Gaziantep'te Ramazan ayında köyüne gitmeyip medresede kalan öğrencilere 5'er kuruş pabuç parası vermek.

• Yetime Annelik Babalık Eden Vakıf: Şanlıurfa'da yetimlere bakılması, yazlık elbise alınması.

• Kayıkçı ve Hamal Dostu Vakfı: İstanbul'da yaşlılık hastalık gibi sebeplerle mesleğini icra edemeyen kayıkçı ve hamallara yardım etmek, devlet adamlarının geçmediği ve geçmeyeceği tenha yerlerdeki kaldırımları tamir etmek.

• Herkese Meyve Vakfı: Bursa'da fakirlere meyve yardımı yapmak.

• Esirleri Kurtaran Vakfı: Şam'da düşman eline esir düşen Müslüman esirleri satın alarak kurtarmak.

• Hamal Taşı Vakfı: Hamallar ağır yükler taşıyorken ola ki durmak zorunda kaldılar ya da uzun yol yü-rüyüp yorulunca dinlenme ihtiyacı baş gösterince hamallar vakıflar tarafından kendilerine hibe edilmiş bu taşlara sırtlarındaki yükü tamamen aşağı indirme zahmetine katlanmadan bırakıyorlar, soluk alıp su içtikten sonra tekrar o yükü yeniden yükleme zahmetinden kurtularak yollarına kolaylıkla devam ediyorlardı.

• Günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğü vakıfların işleyişini denetlemekte ve düzenlemektedir.

1. Vakıfların, yaptıkları işleri göz önünde bulundarak toplumdaki iş-levlerini açıklayınız.

2. Vakıfların evrensel bir olgu oluşunu nasıl değerlendirebilirsiniz?

QQ Diğer Devletlerde Benzer Örnekler

Ortaçağda manastırlar toprağın tarıma açılması, gençliğin eğitim-öğretimi, antik bilimlerin nesilden nesile aktarılması gibi fonksiyonları yanında fakir halka sosyal yardım görevini de

yüklenmişlerdi.

Fakir ve hastaların bakımından belirli bir rahip (cellarius) sorumluydu. Her manastır'ın içinde bir hastane (infirmaria) mevcuttu. Ayrıca manastır surları dışında da ayrı bir hastane (hospitale pauperum) bulunmaktaydı. Burada hastalar ayakta tedavi olunmaktaydı. Büyük Şarl döneminde (800-814) kilise ve manastırlar sosyal yardımlarda kullanılmak üzere gerekli gelir kaynaklarına kavuşturuldu. Böylece sosyal yardımlar devlet kontrolü altına alınmış olunuyordu.

Sait DlLİK, "Sosyal Güvenliğin Tarihsel Gelişimi", Ankara Üni. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 1988.

BİLGİNOTU

386Va

kıfla

r

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

Q Vakfın adı:

Q Hangi alanda hizmet edeceği:

Q Tahmini giderleri:

Q Vakfın gelirleri:

Q Vakıf çalışma ayrıntıları (Çalışma Yaprağı-B'yi örnek alabilirsiniz):

QQ BİR VAKIF KURALIM

387

Vakı

flar

Sınıf: 10

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati neden önemlidir?

Dersin Amacı:

Abdülaziz’in Avrupa seyahati örneğinden yararlanarak ülkeler arası etkileşimin ekonomik, siyasi ve sosyal boyutlarını analiz edebilme.

İlişkili Kazanım:

Islahat Fermanı'nın Osmanlı siyasi, sosyal ve kültürel hayatına etkisini kavrar.

ABDÜLAZİZ’İN AVRUPA SEYAHATİ

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Ülkeler arası etkileşimin hangi konularda gerçekleştiğine ilişkin Sultan Abdülaziz’in seyahatinden ör-nekler verecektir.

QQ Birçok öğrenci: Sultan Abdülaziz’in seyahatinden yola çıka-rak ekonominin ülkelerarası etkileşimde önemini açıklayabi-lecektir.

QQ Bazı öğrenciler: Sultan Abdülaziz’in seyahatinin sonuçla-rından örnekler vererek ülkelerarası etkileşimin ekonomik, askeri ve kültürel alanlardaki sonuçlarını değerlendirecektir.

Sultan Abdülaziz’in Avrupa gezisi, Osmanlı Tarihi’nde istisna bir yere sahiptir. Son dönem Osmanlı dev-

let adamlarının Avrupa’nın meydan okuyucularıyla karşılaşmalarının dramatik yönlerinin tümünü içerir.

Işıltılı şehirler, demiryolları, akıl almaz makineler ve kıvrak bir ekonomik aklın girişimleri ile yüzlerce

yıllık alışkanlık ve geleneklerin karşılaşması, öğrenciler için de farklı bir öğrenme deneyimi sunar. Bu çalışma,

öğrencilere, bir tarihsel canlandırma deneyimi sunmaktadır. Tarihsel canlandırma, içeriğin öğrenciler tara-

fından dramatize edilmesini gerektiririr. Kendilerine sunulan tarihsel durumların tarafları, farklı gelenek ve

kültürlerin temsilcileridirler ve öğrenciler bu farklılıklar arasında sıra dışı bağlantılar kurmak zorundadırlar.

• Rol kartlarını belirtilen yerlerden kesiniz.

• Hazırladığınız rol kartlarını öğrencilerinize seçtiriniz. Herbir öğrencinizin bir kart almasını isteyiniz. CD'de bulunan Power Point sunusunu hazır hale getiriniz.

• Dizbağı ve Legiond'honneur nişanlarının renkli çıktısını alınız.

• Gerdanlık, sembolik paralar tedarik ediniz.

QSultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati neden önemlidir?

Prof. Dr. Mustafa SAFRAN*, Dr. Hüseyin KÖKSAL*, Dr. Bahri ATA*

* Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

15 dk.

15 dk.

15 dk.

5 dk.

5 dk.

10 dk.5 dk.

süreDeğerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Etkinlik genel olarak Power Point (ppt) sunusu ile belirlenmiş olan içeri-ğin öğrenciler tarafından canlandırılmasını içermektedir. Öğrencileriniz bu canlandırmaları yaparken, onları, canlandırdıkları durum hakkında yaratıcı düşünmeleri ve özgün fikirler öne sürmeleri için teşvik ediniz.

2. Ppt sunusunu açınız. Slayt-1’i gösteriniz. Abdülaziz’in Avrupa’ya gezi için giden ilk Osmanlı Sultanı olduğunu belirtiniz. "Katip" rol kartlarını alan öğ-rencilerinizden, bir gezi günlüğü tutmalarını isteyiniz.

3. Çalışma Yaprağı-1’i gruplara dağıtınız. İlgili sorulara cevap vermelerini sağla-yınız.

4. 2-3-4-5. slaytları gösteriniz. Ardından rol kartlarından, III. Napolyon, Kraliçe Victoria, Franz Joseph ve Wilhem’i almış olan öğrencilerinize, Abdülaziz’i, ne-den davet etmiş olduklarını sorunuz. Sınıftan, cevapları eleştirmelerini isteye-bilirsiniz.

5. Gruplara Çalışma Yaprağı-2’yi dağıtınız. İlgili kısımları doldurmalarını isteyi-niz. Cevapların sınıfça paylaşılmasını sağlayınız.

6. 6-7-8-9-10-11-12 ve 13. Slaytları gösteriniz. İlgili öğrencilerin Abdülaziz’in Eugene’ye gerdanlık hediye etmesini canlandırmalarını isteyiniz. Abdülaziz ve Eugene’nin neler düşündüklerini ve neler hissettiklerini sorunuz.

7. 14-15-16-17 ve 18. Slaytları gösteriniz. Fuar alanı ve katılımcılar ile ilgili bilgi veriniz. Ömer Faizi Efendi’nin sözünün gerekçelerinin neler olabileceğini so-runuz.

8. 19-20-21-22-23. slaytları gösteriniz. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. İlgili kı-sımları doldurmalarını isteyiniz.

9. 24-25. slaytları gösteriniz. Ardından ilgili öğrencilerden 25. Slaytın canlandırıl-masını isteyiniz.

10. 26. slaytı gösteriniz ve öğrencilerinizin canlandırmalarını isteyiniz.11. 27-28-29-30-31. slaytları gösteriniz. Sultan'ın Fransız askerlerine ihsanlar da-

ğıtışını canlandırmalarını isteyiniz. Bu davranışı, Osmanlı heyetinden değişik kişilerin değerlendirmesini isteyiniz.

12. 32-33-34-35-36-37. slaytları gösteriniz. Abdülaziz’in İngiltere’de büyük göste-rilerle karşılanışının nedenlerini sorunuz.

13. 38-39-40-41. slaytları gösteriniz. Abdülaziz’e dizbağı nişanı verilişini canlan-dırmalarını isteyiniz. Canlandırma sırasında Abdülaziz ile Victoria’nın konuş-malarını isteyiniz.

14. 42-43. slaytları gösteriniz. Abdülaziz’in Londralı sokak çocuklarına ihsanlar dağıtışının canlandırılmasını sağlayınız. Osmanlı heyetinden isteyen öğrecile-rin, Sultan'ın bu davranışını değerlendirmelerini isteyiniz.

15. 44-45-46-47-48-49. slaytları gösteriniz. Öğrencilerinizin, Sultan'ın Prusya as-kerlerine ihsanlar dağıtışını canlandırmalarını isteyiniz. Osmanlı heyetinden kişilere bu durumu nasıl değerlendirdiklerini sorunuz.

16. 50-51. slaytları gösteriniz. Prusya’nın Paris Fuarı'nda sergilediği toplardan alındığını vurgulayınız.

17. 52-53-54-55-56. slaytları gösteriniz. Öğrencilerinize Abdülaziz’in Kanuni’nin çadır kurduğu yerde neler hissetmiş olabileceğini sorunuz.

18. 57-58 ve 59. Slaytları gösteriniz. Gezinin maliyetini sınıfın değerlendirmesini isteyiniz.Çalışma Yaprağı-4’ü dağıtınız ve ilgili kısımların doldurulmasını iste-yiniz.

19. Gruplara Çalışma Yaprağı-5’i dağıtınız. İlgili kısımları doldurmalarını isteyiniz.20. 60. slaytı gösteriniz. Öğrencilerinizin bir soru seçip cevaplamalarını isteyiniz.21. Katip rol kartlarını alan öğrencilerinizden, tuttukları günlüğü okumalarını is-

teyiniz.

İŞLE

NİŞ

390Ab

düla

ziz’in

Avr

upa

Seya

hati

RO

L K

AR

TL

AR

I

ROL KARTLARI

Sultan Abdülaziz Büyük oğlu şehzade Yusuf İzzettin Efendi

Yeğeni ve veliaht Murad Efendi Yeğeni şehzade Abdülhamit Efendi

Hariciye Nazırı Fuad PaşaHariciye Teşrifatçısı (Prokokol Umum Müdürü)

Mehmed Kamil Bey

Divan-ı Hümayun Baş Tercümanı Arifi Bey Özel Kalem Müdürü Ali Fuad Bey

Başmabeynci Hüseyin Cemil Bey Başkatip Mehmet Emin Bey

III. Napolyon Baş İmam Hayrullah Efendi

Fransız İmparatoriçesi Eugenie Lord Maire, Londra Belediye Başkanı

Dördüncü Mabeyinci Hafız Mehmed Bey Katip

Mabeyinci Fuad Bey Amiral Rasim Paşa

Başhekim Marko Paşa Başyaver Rauf Paşa

Prusya Kralı Wilhelm Kraliçe Victoria

Pertevniyal Valide Sultan Belçika Kralı Leopold

Salahaddin Bey, Osmanlı Sergi Komiseri Muzurus Paşa, Londra Elçisi

İmparator Fransuva Josef İstanbul Şehremini Muavini Ömer Faizi Bey

391

Abdü

laziz

’in A

vrup

a Se

yaha

ti

NİŞ

AN

LA

RNİŞANLAR

Legiond Honneur Nişanı

Dizbağı Nişanı

392Ab

düla

ziz’in

Avr

upa

Seya

hati

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Sanayi Devrimi sanat, din, bilim ve felsefede ortaya çıkan yeni düşüncelerin ilk defa sıradan insanların günlük yaşamını etkilediği bir gelişmedir. Makine gücü kullanarak tüketici ürünlerini daha kolay ve ucuza imal etmek Avrupa halkının refah düzeyini hızla yükseltmiş, 16. yüzyıla kadar tarih boyunca aşağı yukarı sa-bit kalan kişi başına düşen millî gelir aniden katlanarak artmaya başlamıştır. Bu da bir nüfus patlamasına yol açmış, Avrupa kıtasının diğer kıtalara oranla askeri ve ekonomik gücünü artırmıştır. Bu gelişmelerde özellikle buhar maki-nesinin rolü büyüktür. Buhar makinesi hem fabrikalarda insan gücü yerine kul-lanılmaya başlamış, hem de gemi ve lokomotiflerin daha hızlı hareket etmesini sağlayarak insan ve mamullerin ulaşım hızını artırmıştır.

1815'de toplanan Viyana Kongresi'nde alınan kararlar Avrupa'nın büyük güçle-ri arasında bir denge kurmayı amaçlıyordu. Ancak Fransız Devrimi'nin Avrupa halkına verdiği cesaret ve Sanayi Devrimi'nin yarattığı sorunlar bu dengeye izin vermedi. 19. yy.'da Avrupa bir siyasal ve ekonomik rekabet arenası haline geldi.

Bu durumda Osmanlı Devleti, Avrupa için ne ifade ediyordu?

Bu durumda Avrupa, Osmanlı Devleti için ne ifade ediyordu?

Abdülaziz döneminde, Rusya’nın Balkanlarda panslavizm idealini yaymaya başlamasıyla isyanlar başlamıştır. Sırp, Karadağ, Bosna-Hersek, Eflak-Boğ-dan ve Bulgar isyanları ortaya çıkarak "Balkan Bunalımı"na zemin hazırlandı ve Girit'teki Rumlar ayaklanarak Yunanistan'a bağlanmak istediler. Avrupalıların duruma müdahalesiyle Osmanlı Devleti Giritlilere vergi muafiyeti getirmiştir. Mısır Hidivi İsmail Paşa'nın gayretleri ve Fransa'nın desteğiyle 1869'da Süveyş Kanalı açılmış, böylece coğrafi keşiflerle önemini yitiren Mısır ve Akdeniz yeni-den canlanmıştır. Bu durum Avrupalı devletlerin Mısır'a sahip olma arzusunu artırmıştır. Avrupalı Devletler azınlıklarla ilgili ağır istek ve tehditlerden oluşan Berlin Memorandumu'nu ilan ettiler. Avrupa’da önemli gelişmeler görülmüş, İtalya (1870) ve Almanya (1871) siyasi birliklerini tamamlayarak siyasi güç ola-rak ortaya çıkmışlardır.

Aşağıdaki kutuları okuyunuz ve ilgili soruları cevaplayınız.

393

Abdü

laziz

’in A

vrup

a Se

yaha

ti

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I2

Aşağıda değişik Avrupa ülkelerinin yöneticilerinin resimleri bulunmaktadır. İncele-yiniz ve yandaki soruları ilgili boşluklara maddeler halinde cevaplayınız.

Fransa Kralı III. Napolyon:

Sultan Abdülaziz’i neden davet etmeliyim?

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

İngiltere Kraliçesi Victoria:

Sultan Abdülaziz’i neden davet etmeliyim?

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

Avusturya İmparatoru Franz Joseph

Sultan Abdülaziz’i neden davet etmeliyim?

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

Prusya Kralı Wilhelm

Sultan Abdülaziz’i neden davet etmeliyim?

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

................................................................................................

394Ab

düla

ziz’in

Avr

upa

Seya

hati

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3

Osmanlı Devleti’nin standında yer alan ürünlerle aşağıda gösterilen ürünleri kar-şılaştırınız.

LeonEdouxtarafından

Fuarda sergilenen

hidrolik asansör.

Fuarda 100.000.000

liralık satış yapan

Süveyş Kanalı şirketinin

standı.

Fuarda sergilenen

buharlı gemi motoru.

Q Hangi ürünlerin

ekonomik getirisi

daha yüksektir?

Q Hangi ürünler sosyal

dönüşümlere yol

açabilir?

Q Hangi ürünler

siyasi dengeleri

etkileyebilir?

395

Abdü

laziz

’in A

vrup

a Se

yaha

ti

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

BAHRİYE MEKTEBİ AÇILDI

Neden önemli?

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

DARÜ'LFÜNUN-U OSMANİ AÇILDI

Neden önemli?

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

DARÜŞŞAFAKA AÇILDI

Neden önemli?

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

KIZ RÜŞTİYESİ AÇILDI

Neden önemli?

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

YENİ KARA ORDUSU KURULDU

Neden önemli?

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

.............................................................................................................

Q Geziden sonra yapılan yenilikler.

396Ab

düla

ziz’in

Avr

upa

Seya

hati

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I5

Osmanlı Sultanı olsanız aldığınız borcu nasıl değerlendirirsiniz?

57 Milyon Altın

Ayrılan Miktar

Kalan Miktar

Eğitim

Ne yaparsınız?Neden?

Ayrılan Miktar

Kalan Miktar

Savunma

Ne yaparsınız?Neden?

Ayrılan Miktar

Kalan Miktar

Sanayi

Ne yaparsınız?Neden?

Ayrılan Miktar

Kalan Miktar

Ulaşım

Ne yaparsınız?Neden?

397

Abdü

laziz

’in A

vrup

a Se

yaha

ti

Sınıf: 11

Öngörülen Süre: 80 dk.

Anahtar Soru:

Kilimlerdeki motifler neden değişir?

Dersin Amacı:

Bu etkinlik öğrencilerin geçmişten günümüze gündelik eşyalar üzerinde sanatsal bir değerlendirme yapmaları ve yaratıcılıklarını ortaya koymabilme.

İlişkili Kazanım:

İslamiyetin kabulü ile Türk-İslam sanat anlayışındaki değişim ve gelişimi kavrar.

MOTİFLERDEKİ TARİH

HEDEFLENEN ÖĞRENME ÇIKTILARI

Derse Hazırlık / Ön Açıklama / Malzemeler

QQ Bütün öğrenciler: Kilimlerde yer alan motiflerin anlamlarını kavrayacaklardır.

QQ Birçok öğrenci: Kilimlerde yer alan motiflerin tarihsel süreç içinde oluştuğunu kavrayacaklardır.

QQ Bazı öğrenciler: Kilimlerde yer alan motiflerin toplumların hayatlarında etkisi olan sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkisini kavrayacaklardır.

Motiflerde gizlenen tarih, toplumların güzellik algılarının tarihidir. Fakat aynı zamanda onların yapı

ve işleyişlerine ilişkin ipuçları da sunarlar. Motifleri halılarda, kilimlerde, heybelerde, çinilerde gö-

rebiliriz. Onlar saygı gösterdiğimiz ya da kullandığımız pek çok nesnenin üzerindedirler. Yenilikçi

tarih öğretmenleri bu tür gizli tarih kaynaklarının değerinin farkındadırlar. Onları her fırsatta sınıflarına taşı-

manın öğrencilerini hem analitik düşünmeye hem estetik algılarını derinleştirmeye ve hem de tarihsel mirasın

korunmasına özen göstermeye iteceğini bilirler. “Motiflerdeki Tarih” etkinliği, halı ve kilimlerin üzerinde bulu-

nan motiflerin anlamlarının zaman içinde nasıl zenginleştiğinin ve tarihsel sürecin bir göstergesi olduğunun

ele alındığı bir etkinlik. Bu etkinlikte öğrenciler, kilim ve halı motifleri üzerindeki motifleri analiz edecekler ve

sonuçları birbirleriyle paylaşacaklar.

A4 kağıtlar, boya kalemleri, makas, yapıştırıcı

QKilimlerdeki motifler neden değişirler??

Neval AKÇA BERK*, Fatma GÜLTEKİN**

* Gazi Üni., Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara** Aksaray Üniversitesi, Aksaray

İŞL

EN

İŞ /

RE

Ç

10 dk.

10 dk.

5 dk.

10 dk.

10 dk.

10 dk.

5 dk.

20 dk.

süre

Değerlendirme:

Öğrencilerinizden bu derste öğrendikleriyle ilgili üç soru türetmelerini ve bunlardan birini ce-vaplamalarını isteyiniz.

1. Öğrencileri 3–4 kişilik gruplara ayırınız ve Çalışma Yaprağı-1’de yer alan iplik yapımına ilişkin resmi gösteriniz. Öğrencilere “bu resmin ne olduğu?, resimde ne yapıldığı?, resimdeki mekânın neresi ola-bileceği?, ipin ne amaçla kullanılabileceği” gibi resmin sorgulan-masına yönelik sorular sorunuz. Ardından dokuma tezgâhı resmini gösteriniz ve öğrencilere bu resimdeki nesnenin ne olduğunu soru-nuz. Cevapların ardından öğrencilere iplik yapımı ve kilim dokuma tezgâhı ile ilgili kısa bilgiler veriniz.

2. Çalışma Yaprağı-2’de yer alan 10 adet fotoğraftan her bir gruba iki adet farklı yüzyıllardan kilim örnekleri dağıtınız. Öğrencilerden bu fotoğraflarda yer alan kilim motiflerini incelemelerini, kilimlerin dö-nemlerine ve bölgelerine göre benzerlikler ve farklılıklar açısından karşılaştırmalarını isteyiniz. Ardından öğrencilerin grup değerlendir-melerini diğer gruplara resimleri de göstererek açıklamalarını isteyi-niz.

3. Gruplardan ellerinde bulunan kilim örneklerindeki motifleri belirle-melerini, neye benzediklerini ve ne anlama gelebileceğini tartışmala-rını isteyiniz.

4. Çalışma Yaprağı-3’ü dağıtınız. Tüm öğrencilerin bu fotoğrafları dik-katle incelemelerini, ardından Çalışma Yaprağı-2'deki kilim örnekle-rinde bulunan motifler ile karşılaştırmalarını isteyiniz.

5. Gruplara Çalışma yaprağı-4’te yer alan kilim motiflerinin anlamları-na ilişkin Bilgi Notu'nu dağıtınız. Ellerinde yer alan kilim örneklerinde farklı motiflerin olup olmadığını, bunların ne anlama gelebileceğini grup içinde paylaşmalarını isteyiniz.

6. Çalışma yaprağı-5’i dağıtınız ve okunmasını sağlayınız. Sınıfta tartı-şarak günümüze kadar gelen sanat değerleri hakkında bir farkındalık sağlamaya çalışınız.

7. Öğrencilere A4 boyutunda kareli kağıtlar vererek “21. yy.’da Yalnızlaş-ma, Yabancılaşma ve Bilgi Teknolojileri” konulu motif tasarlamalarını isteyiniz. Kağıdı tam bir motif olacak şekilde bütünüyle kullanmalarını söyleyiniz. Öğrencilerin tasarlamalarını kolaylaştırmak için Çalışma Yaprağı-6'da yer alan motif oluşturma örneklerinin yer aldığı resimleri gösteriniz ve nasıl çizim yapıldığını anlatınız. Daha sonra tasarlamaya başlamalarını söyleyiniz.

8. Öğrencilerin grup içinde tasarılarını bitirmelerinin ardından her grup-tan bir temsilci yollamalarını isteyiniz ve bu temsilcilerin gruplardan gelen motifleri bir araya getirerek bir kilim oluşturmalarını isteyiniz. Bantlar yardımıyla motiflerin tahta üzerinde bir araya getirilmeleri ve tüm sınıfın bu sürece dahil olması sağlanabilir

İŞLE

NİŞ

400M

otifl

erde

ki T

arih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I1

Giriş Etkinliğine Yönelik Fotoğraflar

401

Mot

ifler

deki

Tar

ih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IFARKLI YÜZYILLARA AİT KİLİM ÖRNEKLERİ2

b-1/ Pazırık Halısı b-2/Çatalhöyük

b-3/13. yy. Konya Kilimi b-4/15. yy. Batı Anadolu Kilimi

b-5/ 16. yy. Bergama Kilimi b-6/17. yy. Sivas Kilimi

402M

otifl

erde

ki T

arih

AL

IŞM

A Y

AP

RA

ĞI

FARKLI YÜZYILLARA AİT KİLİM ÖRNEKLERİ

b-1/ Pazırık Halısı b-2/Çatalhöyük

b-3/13. yy. Konya Kilimi b-4/15. yy. Batı Anadolu Kilimi

Kaynaklar: Emel ESİN, Türk Sanatında İkonografik Motifler (Orta Asya’dan Osmanlıya), Kabalcı yay., İstanbul:2003

100 Türk Motifi, ED.: Ayhan YALÇIN, Geçit Yay., İstanbul:1990

Dario VALCARENGHI, Kılım Hıstory and Symbols, Milan Elemond Editori Associati

Türk El Dokuması Halılar, 2 ve 3. Cilt,Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., Ankara.

403

Mot

ifler

deki

Tar

ih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I3Kilimlerdeki Motiflerin Tespitine Yönelik Fotoğraflar

404M

otifl

erde

ki T

arih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I4

QQ Kilim Motiflerinin Anlamına Yönelik Bilgi Metni

Çarkıfelek: M.Ö. 5000 yılına kadar inen bu motif özellikle yaşamı anlatmaktadır. Yaşamın devamlılığı hayatın zorlukları, dünyanın adeta bir çark gibi sürekli dönüşünü ve insan nes-

linin devamını anlatır.

Çengel: Genel olarak dokumalarda nazarlık, nazara karşı kötü gözlerden korunma amacına yö-nelik olarak kullanılmaktadır. Çengel motifi bağlılık, birlik ve beraberlik anlamlarını da taşır. Aynı zamanda Oğuz boylarından Bayındır boyunun damgasını da andırmaktadır.

Ejder: Özellikle Anadolu Selçuklu ve Osmanlı sanatında bulunur. Çin’de ejder sembolü tamamen en büyük kuvvet olarak görülmektedir. İslam felsefesinde ise tanrısal bir gücü temsil etmekte-dir. Şifa, tılsım ve saadetin sembolü ele alırken doğuyu da temsil ettiği belirtilmektedir. Anadolu Selçuklularında ejder motifi, hükümdarlık, kuvvet ve kudret sembolüdür.

Elibelinde: Bu motifin tarihsel kökeni Sümerlilerin İştar’a, Hititlerin Güneş tanrıçası Arinna’ya, Orta Asya Türklerinin Umay Anasına, yani bereket, doğurganlık, üreme ve iyilik kavramları ile ör-tüşen ilk tanrıça heykellerine kadar dayandırılmaktadır. Bugün Anadolu’da da izlenen bu motifler ana tanrıça anlayışı ile oluşan bereket kavramını sembolize etmektedir. Anadolu kilimlerinde mutluluk, uğur, saadet, analık, doğurganlık ve evliliği sembolize eder.

Göz: İlkçağlardan bu yana insanın davranış, mimik ve duyularını ele veren, yansıtan dünyaya açılan bir pencere olmuş ve bu yönleri ile hemen hemen bütün kültürlerde önemli bir öğe olarak kabul edilmiştir. Özellikle Anadolu gelenek, görenek ve inanışlarında göz motifi nazara karşı ko-ruyucu amaçlı olara kullanılmıştır. Dokumalarda kötü veya kem gözlerden korunmak amacıyla baklava ya da karelerin dörde bölünmüş şekli ile kötü gözün etkisi azaltılmış olarak kabul edilir.

Hayat Ağacı: Özellikle tarımsal düzene geçilmesi ile toprak ve üretkenliğin sembolü olan ağaç ve bitkiler bereketin her zaman sembolü olmuştur. Anadolu’da Hitit, Sümer ve Asur dönemi ka-bartmalarında yer alan bu motif Orta Asya Türk inanışlarında da en temel öğelerindendir. Özünde yaradılış, ölüm-yaşam, evren, gökyüzü-yeryüzü, kutsallık anlamlarını taşıyan hayat ağacı aynı zamanda bereketi de temsil etmektedir. Bu figürü dokuyanın, figürün yer aldığı nesnenin kulla-nıldığı evin çocuğunun ya da sevilen kişinin uzun ömürlü olması dileğini yansıtır.

Kartal: Hitit ve Hurrilerde kutsal sayılan kartal Orta Asya Türk inanışlarında şaman ayinlerinde koruyucu bir ruh olarak kabul edilir. Anadolu’da kartal, egemenlik ve gücün sembolü olmuş, Orta Asya Türk inanışında da uzun ömürlü ve yırtıcılığı ile tanrıların, devletlerin, hükümdarların sem-bolleri olarak kullanılmıştır. Hukuki bir sembol olarak da nitelendirilen kartal Anadolu Selçuklu sanatında özellikle çift başlı şekli ile evlilik ve politik birleşmeyi de temsil etmektedir. Bu yönle-riyle kartal motifi güç, kuvvet, saadet ve zafer anlamları ile birleşme ve adaleti de temsil eder. Kuş birbirine zıt birkaç anlamı birlikte taşır. Anadolu’da baykuş, ölüm, uğursuzluk ve yıkımın sembolüdür. Turna kuşu ve karga ötüşü uğur sayılır. Orta Asya Türk inanışında kutsal ve Göktanrı sembolü sayılırken, birçok Türk boyunun damgası olmuştur. Anadolu’da kuşun içinde bulundu-ğuna ilişkin inançlar bulunmakta, kuşun ölen bir kişinin ruhunu sembolize ettiği düşünmektedir.

Salyangoz: Genelde iç dünyasını ev halkına açmak isteyen genç kızın büyüklerine bir mesajı ola-rak kabul edilmektedir. Eğer tek sıra dokunursa “evlenme vaktim geldi isteyen olursa verin”, iki sıra dokunursa “beni isteyenler olacak gelirlerse verin”, üç sıra dokunursa “istediler vermediniz, bu halı bitmeden kaçarım” denmektedir. Bu nedenle üç sıra tamamlanmış halı bulmak oldukça zor görünmektedir.

Özlem ALP, “Konya ve Yöresi Kilimlerinde Semboller” Yayınlanmamış Doktora Tezi,

Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara:1998

BİLGİNOTU

405

Mot

ifler

deki

Tar

ih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

IEL SANATLARINA YÖNELİK GAZETE HABERİ5

Kaynak: SAMSUN (İHA) 22.12.2009 www.turkmedya.com

QQ Kaynak: Kilim dokumacılığı tarih oluyor

Samsun'un Vezirköprü ilçesinde asırlardır süren kilim ve heybe dokumacılığı tarih oluyor. Türkiye'de olduğu gibi Vezirköprü'de de el sanatları, gelişen teknoloji ve en-düstriye yenik düştü. Böylece geleneksel kültür unsuru olan el sanatları bir kısmı kayboldu, yozlaştı veya değişikliğe uğradı. Bütün olumsuzluklara rağmen var olma savaşı veren halı, kilim, heybe, torba gibi el sanatları kısıtlı da olsa, Sarıdibek ve Tah-taköprü köylerinde yaşatılmaya çalışılıyor, ancak sayıları her geçen gün azalmakta. Vezirköprü'ye bağlı Sarıdibek köyünde yöreye özgü kilim ve heybe dokumacılığı fab-rikasyon üretimine geçilmesiyle ya da talebin düşmesiyle günümüzde terk edilmiş durumda ve yok olmaya yüz tuttuğu belirtildi. Sarıdibek ve Tahtaköprü köylerinde sürdürülmekte olan geleneksel el sanatları arasında yer alan kilim ve heybe doku-macılığının günümüzde yok olmaya yüz tutuğunu belirten kilim dokumacısı Veli Gözel (60), "Atalarımızdan kalma yöremizdeki dokumacılık koyunlardan elde ettiğimiz yün didilir, taraklanır, kirmanda eğrilir ve kök boya ile boyanır daha sonra tezgaha çeki-lerek dokuma işine başlanır. Bugün ise dokuma hazır orlon kullanımıyla yapılıyor. Dokuma işlerimiz azda olsa devam ediyor. Günümüzde kaybolmaya başlayan doku-macılığı kaymakamlığımızın desteğiyle yeniden canlandırmak istiyoruz.” diyerek bu durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.

406M

otifl

erde

ki T

arih

ÇA

LIŞ

MA

YA

PR

I6

407

Mot

ifler

deki

Tar

ih

yenilikci_tarih_ogretimi_kapak.indd 5 1/16/12 5:34:01 PM